26
MART 1950
M^ ıl: 1 — No. 331
Başmuharriri: Mümtaz Faik Fenik
Denizciler Caddesi: 2 Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir tel: ....... 15619
Yazı işleri, idare:..... 15315
Fiyatı her yerde 10 kuruştur.
Sabohları ilk dostunuz
dir.
PAL
Konya D. P. kongresi toplandı
!"
akı
-
r.-
Ju,.
U
■■
da kaybetmiş bulunuyor
Celâl Bayar bugün mühim
l'i
bir nutuk irad edecek
ınrtan birini söylerken
Konya, 25 (Muhip Dıranas telefonla bildiriyor) — Konyaya cip a-tabası ile gidilmesine karar verilmişti. Sabah saat sekizde hareket e-d ilecekti. Fakat yataktan kalktığımız zaman Aralık ayında imişiz gibi pırıl pırıl bir kar kümesi gördük. , Buna ıağmen yol, yoldu. Çıkılacak yol boyu kar mütemadiyen yağıyor, yer yer sis içinde kalıyoruz. Bir düşünceye vardım: Konya il kongresinde hazır bulunmak üzere böyle bir havada yola çıkan Bayar müte bir cip arabası içinde seyahat B.ı- dc vagonu hususilar ■tileriyle bir propaganda ge an iktidarcılarımrzı düşüni

Kar durmadan yağıyor. Arabad. ıcıklaşan bir kar ilkin çamur in, sonra arabanın camlarını k dı. Şoför yolu görmekte zorluk kiyordu, silgiçler camı bir türlü nıizliyemiyor. Alabildiğine geniş b ;■ ova boyunca ilerlemeğe çalışıyoruz. Bir Bakan gıupunun gelip merasim •e resmî küşadııu yaptığı meşhur Konya yolundan bir şty anladığımı yok, ne çabuk harabolmuş Yer yelip çıkıyoruz. Bayar bir ara ovaya uzak dağlara doğru baktı, sonra e Atatürk’e ait şu güzel fıkrayı nakletti:
-Haritalar Atatürk’ün karşısında dile eclirdi dedi. Yunanlıların Es ekâtı Haşladığı sırada al -
Muharebenin safi ■k (Devamı Sa: 5 Sü:
uçağımız düştü
Hurdahaş olan ve bir enkaz haline gelen uça ğın gorunıışu (Diğer resimler son sayfadadır)
Dünkü tüyler ürpertici uçak kazası
15 kişi fecî şekilde öldü
Inönünün seçim nutkuna A. Menderes’in cevabı
"£n küçük tenkid ve muhalefetin bile bir nevi vatan hiyanetii telâkki olunduğu bir memlekette, bütün kusuru^ muhalefete tahmili beyhude gayret oluyor..
İzmir 25 (Telefonla) — Dün ak- l kanları ile idare heyetlerinin işti-şam Demokrat Parti Merkezinde râk ettikleri bir toplantı yapılmış İzmir Merkez, ilce, ocak, bucak baş I ve genel kurul üyelerinden Ad-
Inönünün takip ettiği gaueler
A. FENİK
kalede verdi
Mücellâ1
Kazanın geniş tafsilâtı
Dün saat 13.14 de Devlet Hava Yollarına ait Etimesgut meydanının çok yakınında bir tayyare kazası olmuş, sis ve tipi yüzünden meydanı bulamıyan Hava Yollarının bir yolcu uçağı, tepelere çarparak parçalanmış ve tayyarede bulunan 15 yolcu ve mürettebat feci bir şekilde ölmüşlerdir.
Dün An -.arayı teessüre boğan bu tüyler ürpertici kaza şöyle olmuş -
Pilot Remzi
Devlet Hava Yollarına ait 52 nu-aralı ve -Bal- ismini taşıyan çift : 5 Sü: 5 de)
nan Menderes partililerin seçim işleri hakkında sordukları muhtelif suallere cevap vererek bilhassa a-day tesbiti işi üzerinde ehemmiyetle durmuştur.
Sözlerine; İnönü’nün Polatlıda son söylediği nutka temas ederek başlıyan Adnan Menderes, Anayasanın kifayetli olmadığı fikrine iştirak ettiğini söyliyere.c şöyle de vam etmiştir :
— -Bizi şiddetle alâkalandıran mesele tek parti, daha doğrusu tek idare hâkimiyetine temel olan düşünce tarzının hâlâ yaşamakta ol-2 ncide)
İnönü 2 nci
seçim nutkunu
Kırıkkale, 25 (Telefonla) — Cumhur Başkanı ismet İnönü bugün saat H de hususî trenleriyle Kırıkka-leyi ziyaret ettiler. Pazar kurulması dolayısiyle köylerden gel()ı vatandaşlar ve 3 - 4 kamyon dolusu Keskin ilçesinden getirilenler ve meraklı halk kitlesi ile istasyon hayli kalabalıktı. Bu kalabalık i-çinde askeri fabrikaların bütün memurları, subaylar ve subay mühendisler, ortaokul, ilkokul, çırak okulu ve ilçeler memurları da göze çarpıyordu. Fabrikalar Genel Müdürü Gl. Ekrem ve fabrikalara mensup diğer bazı şahıslar, İl genel kurulundan bazı kimseler de daha dün akşamdan gelmişlerdi. Tam saat H de tren Kırıkkaleye yaklaşırken fabrikalar tatil edildi ve işçi yemek yemeden, normal mesaisinden iki 5 Sü: 2 de)
_______ devlet reisi olarak mı meclise tek-heın Devlet Re- lif yapacakları, yoksa dedikleri gibi seçimi kazanınca bir milletvekili olarak mı bu fikri müdafaa edecek ve bu hususta Kurultayca alın mış bir prensip kararı mevcut olup olmadığı noktası üzerinde durulma-
★ (Devamı 2 incide)
ün bu sütunlarda Sayın
isi, hem C. II. P. Başkanı zamanda Ankara Milletvc- — kili adayı olarak PolatlI’da irat et- feri tikleri ilk seçim nutkunun umumj mahiyetini gizden geçirmiş ve İs- ' met Inönünün hiç olrAazsS bu seçim ■ arifesinde ya tamamen Devlet Re- ' isliği makamının bitaraflığına veyahut da bir C. H. P. Milletvekili adaylığının icaplarına bürünerek hareket etmelerinin hakiki bir de- ( mokrasi zarureti olduğuna işaret ' etmiş ve bu husustaki temennileri '■ mizi belirtmiştik.
Bilindiği gibi İnönü, Polatlıda i-rat elikleri seçim ve propaganda nutkunda iki mühim meseleye tc- ’ mas etmişlerdir:
1— Anayasada değişiklik.
2— Partiler arasındaki münase* ı bet.
Birinci maddeyi ele alırken, in- ( önü, Anayasanın bugünkü ihtiyaca göre ayarlanmadığını ve bu itibar- I la bünyesinde değişiklikler yapıl ma ı zaruıetini, iki meclis vücuda getirilmelini, Devlet Reisinin vazi- I le ve salâhiyetlerinin esaslı bir surette tetkik mevzuu olmasını ve milletvekili seçilince bu uğurda çalışacaklarını beyan etmişlerdir. | Vakıa İnörıünün Anayasanın bün- | yesi üzerinde bir değişiklik yapılması fikrini ortaya acırlarken bir I

Zonguldak il kongresi
CJye say sı
113 bine yükseldi
Zonguldak, 25 (Hususi Muhabirimizden, Telefonla) — , Demokrat Parti Zonguldak II Kongresi bugün saat 13,30 da Zevk Sinemasında 130 delege ve yüzlerce Demokrat ZonguldaklInın iştirakiyle baş lamıştır.
Bugün saat 10,30 da Anka-! ra ekspresiyle davetli olarak gelen Demokrat Milletvekili Muammer Alakant, D.P. Genel İdare Kurulu üyelerinden
★ (Devamı 2 ncide)
Ankara Takımları dün de Istanbula mağlup oldular
AklNTIYA~J I____KUR£K
Oyun İhracatı !
lü olurken Deınirspo
Galatasaraya a -daflleri mut
Dünkü kar
Kara kış, i :i günden beri, geri ' glemişe benzemektedir. Ankara'da | bu sabah her yer bembeyazdı. Kar ( gündüz de devam etmiş, hava son' günle nazaran soğumuştur. |
| Gı ’ı.ı'erlere göre, dün Orta ve Doğu Anadolu ile Karadeniz kıyılarında kar yağmış, karın kalınlığı S: ı ı Karaağaçta 10, Karakösede 20 n ti metreyi bulmuştur. Karsta soğuk sıfır altında 10 santigrada düşmüştür. Ankarada dün saat 14 de sıcaklık sıfır santigıaddı.
illi Oyunlar Ekipi şimdi dc İtalyaya ve ispanyaya gidiyormuş!
Doğrusu bu seçim zamanı, o-yun ekiplerini Avrupaya göndermenin mânasını ben pek kavı ayamadım! Halbuki onllır pekâla -imdi bize lâzımdı: Meselâ Karadeniz oyuncuları ne dc
Tıs tıs tıs da tıs tıs tıs derlerdi...
Fakat merak etmeyiniz! Bu iktisadi yoklukta madem ki bir şey ihraç edemiyoruz: hiç olmaz sa oyun ihraç edelim' Edelim de Avrupa oyun görsün!
Hem al ikadarlar, işin anhasını minhasını düşünmüşler, elbette ihtiyacımızdan fazlasını yollamış lardır.
Bu arada bize de kâfi miktarda oyun kaldığından şüphe mi e dersiniz?—Yedekçinin YEDEĞİ
ZAFEll
Başmakaleden devam :
İnönü nün takip ettiği gayeler
sı icabetlerse de meselenin yeden münakaşası şimdilik mevzıı-umuzuıı haricindedir.
Filhakika zaman zaman. Başbakan yardımcısı Profesör Nihat E-rim de İnönünün hu arzularını ortaya atarak ayni fikirlerin müdafaasını yapmış ve büyük kurultay efkârını bu sahada hazırlamağa uğraşmıştır.
Evvelâ, anayasada yapılacak her hangi bir değişikliğe lüzum var mıdır, yok mudur? Bu teknik ve akademik mevzuun biz bugün burada münakaşasını yapacak değiliz.
Esasen İnönü, bu fikri bir seçim nutkunda ileri sürdüğüne göre, biz de bu fikrin her şeyden evvel bir seçim propagandası mahiyetinde olduğunu göz önünde bulundurarak, kısaca fikrimizi açıklıyacağız :
Fikrimizce İnönü, Anayasada yapılacak değişikliklerin lüzumuna kani olduğunu bildirirken, hakikatte seçmenlerini bir çok noktalardan tatmin edeceği kanaatini taşımaktadırlar; İnönü seçmen kütlelerine şunu anlatmak, istemişlerdir:
Şayet, ortada bazı aksaklıklar, yolsuzluklar veyahut eksiklikler görülüyorsa, bu doğrudan doğruya Anayasanın bugünkü ihtiyaca tekabül etmiyen prensiplerinden ileri gelmektedir: Anayasayı değiştirir değiştirmez her şey yoluna giırcek-tir!
Bu görüş bir çok cihetlerden bizim kanaatimize uymamaktadır. Bize göre, bir çok yolsuzluk ve aksaklıkların mesuliyetini bugünkü mevcut anayasada değil, bilâkis anayasanın ruhuna uygun olınıyarak çıkarılan ekspres kanunların mevcudiyetinde veyahut anayasaya uygun olarak çıkarılanların da tatbikatta hatalı tefsirlere uğramış olmasında aramak daha doğru olur.
Keza İnönü, ikinci bir meclise ih-yaç olduğu fikrini ileri sürerken, bazı kimselere ümit ve emniyet sağlamak istedikleri kuvvetle tahmin olunabilir. Bu defa seçilenüyen ve intihap kabiliyeti olmıyan bir çok emekli mebuslar, meyus ve sadık adaylar, yararlıkları görülmüş müteaddit valiler, hakikaten İnönünün bu vaadinden memnun olacaklar, hiç olmazsa ayan azalığında yerlerinin müemmen olduğu ümidine düşecekler ve tekrar canla başla İnönünün yolunda ve izinde yürüyeceklerdir; hiç değilse, C.H.P. ye karşı cephe almıyacaklardır.
Devlet Reisinin vazife ve salâhiyetlerinin esaslı bir surette tetkik mevzuu olması keyfiyetine gelince; hu mevzuda Devlet Reisinin salâhiyetlerini kısmak mı yoksa daha da genişletip bu defa her iki meclis ü- 1 zerinde tamamiyle hâkim bir vaziyet sağlamak gayesi mi ileri sürüleceği malûm değildir. Bunu iyice bilmemekle beraber, her halde İnönü- ‘ nün ve daha evvel Nihat Erimin hu fikri ileri sürdüklerine göre, i- ' kinci şıkın, yani DevleifReisinin salâhiyetlerinin daha da genişletil- 1 nıek isteneceği ve bunun tervicine çalışılacağı şüphesizdir.
Bu husustaki ııoktai nazarımızı , da bir başka güne talik ederek İnönünün seçim nutkunda temas et- ' tikleri partiler arası münasebetler üzerinde durmak isteriz.
Buraıla İnönü'nün tamamile bir Halk Partisi Genel Başkanı olarak muhalif partilere tarizlerde bulun- ‘ duğu pek âşikârdır. C.H.P. Genel 1 başkanı Ege seyahatlerinde verdikleri nutuklarda nasıl daima kendi ‘ partisini tutup diğerlerini iltiham 1
bu zavi- I etmişse, Polatlıda da ayni usulü takip etmişlerdir.
«Şiddetin iktidarda olmıyan par tilerden gelmesi bir kaide halini al- I •’K”’—-' ‘amamivle hu rııhuıı
Dikmen yolunda yol kesme hadisesi
Dün gece otomobille Dikmenden Ankaraya gelmekte olan iki subay yokla meçhul şahısların tecavüzüne uğramışlardı r.
Mütecavizler tabanca ile otomobile ateş ederek durmasını ihtar etmişlerse de subaylar da yanlarında taşıdıkları tabancalarla mukabelede bulunmuşladır.
Mütecavizler bu vaziyet karşısın-
MES’ELELER
950 Seçimlerinin
mıştır.o sözleri tamamiyle bu ruhun da oradan kaçmışlur subaylar ela dı ifadesidir. Filhakika Devlet Başkan 1 IUmu muhafız komutanlığına habc
lığı sıfatında pek bulunması İcabc- 1 ve den bitaraflık vasfı, nutkun bu kıs- [ za nıında tamamiyle ihmal edilmiştir. 1 Ayni zamanda İnönü soıı Eskişehir
felâketinde bunun açık bir delilini I gördüklerini ifade ederlerken de,
iktidar partisinin tahammüllü ve bir Devlet Reisinin ise tarafsız olması icabetliği yolundaki kaidelerden tamamiyle uzaklaşmışlardır.
Bilindiği gibi İktidar Partisi ve hükümetleri her yerde tenkid ve hücumlara hedeftirler. Muhalif partiler ise gördükleri ihmal ve kötülüklere hücum ve tenkid mevkilidedirler. Dünyanın her tarafında iktidar icraatı muhalefet partileri tarafından şiddetle tenkid edilmiş ve bu yolda ihmalleri varsa şiddet- ! li hücumlara maruz kalmışlardır.
Biz de çok partili hayata girerken, ne ismet İnönü'nün vc ne de iktidar hükümetlerinin daima ve her zaman eski Müstakil grupun tatlı hasretini çekeceklerini tahmin etmiyoruz.
Fakat insafla düşünülecek olursa, muhalefet teşekkül edeli, daima şiddet politikasının ekseriyet partisinden geldiğini görmemeğe imkân yok tur. Büyük Millet Meclisinde bile her gün muhalif partilerin nasıl bir üvey evlât muamelesine uğradıkları, yerli yersiz ne gibi cezalara lâ-yik görüldükleri meydandadır.
Bıı husustaki düşüncelerimizi varın daha geniş bir surette izaha çalışacağız.
'ermişlerdir. Jandarmalar kısa bir aınan sonra Hacı ve Mehmet ismindeki iki mütecavizi yakalamışlar •
Sanıklar köylerine ağaç götürmek le olduklarını subayların etrafa tabanca ile ateş ettiklerini söylemişlerdir. Tahkikat devam etmektedir.
D. P. Ankara İlinden adoyl k inleyenlere
Demokrat Parti Ankara İl İdare Kurulu Başkanlığından:
Büyük Millet Meclisi 24/3/1950 tarihinde seçimlerin yenilenmesine karar vererek dağılmış bulunmak tadır. Seçim Kanunu gereğince 14/ 5/1950 Pazar günü milletvekilleri seçimi yapılacaktır.
1 — Partimiz adına ilimiz milletvekilliğine adaylığını koyacak par tili arkadaşlarla partili olmayan vatandaşların 9/4/1950 Pazar günü saat 14 de ilçe merkezinde yoklamaları yapılacaktır.
2 — Adaylık, idare kurulumuza ya bizzat yazılı müracaat, veya parti kurulları tarafımın teklif suretile o-
Adviye FENİK
3 — Müracaat vc tekliflerde ad, soyadı, kısa bir hal tercümesi ve kayıtlı olduğu ocağın adı yazılacak ve partili olmıyanlar hakkında ayrıca izahat bulunacaktır.
Tarihî ehemmiyeti
seçimlerinin Türk Milletinin
950 .........
tarihinde çok ehemmiyetli bir yeri olacağı şüphesizdir. Bu seçimlerle memleketimizde demokrasi devri fiilen başlıyacak, halk hâkimiyeti prensibi ilk defa olarak tatbik sahası bulacaktır.
Demokrasinin, beşeriyetin bulduğu cn iyi vc fakat tatbiki en zor bir idare şekli olduğu da muhakkaktır. Cemiyet ve devlet işlerini ellerine alacak vatandaşları seçerken, halkın gözönünde tutması lâ-zımgelen şartlar vc vasıflar bir çok defa, parlak görünüşlerin perdesi arkasında kaybolurlar; fena bir karpkter iyi bir hitabet sayesinde kendisini beğendirebilir. Her kötü '
r—" Yazan: ■ «
| Samet Ağaoğlu |
I
bir zihniyet, temiz bir elbisenin 1-çine saklanarak bir anda millî mukadderatta rol sahibi olmağa muvaffak olabilir. Hattâ güzel bir yüzün maskelediği ihtirasın milletleri felâketlere doğru sürükleyebileceğini gösteren misaller çoktur:
Çirkin Sokrat'ın akıllık nasihatleri, Alkibyad’m güzelliğine kendilerini kaptırmış olan AtinalIları İtalya seferi macerasına atılmaktan menedemedi!
İnönü’nün Seçim nutkuna A. Menderes’in cevabı
Karışık yeğ salan yağcı hapse mahkûm oldu
Satmakta olduğu yağların içine yabancı madde karıştırmaktan sanık yağcı İbrahim Kazmanın duruşması dün üçüncü sulh ceza mahkemesinde sona ermiştir.
Dünkü duruşmada sanığın yemeklik yağlara yabancı madde karıştırdığı sabit olduğundan bir ay hap sine karar verilmiştir.
4 — Kurulların adaylıklarını teklif edecekleri kimselerden bu adaylığa muvafakatlerine dair ayrıca imzalı bir beyan kâğıdı alınacaktır.
5 — Adaylık için müracaat ve tek liflerin Genel İdare Kurulunun talimatnamesi mucibince en geç yoklamadan (Beş) gün evvel yani 4/4/1950 Salı günü saat 19 a kadar yapılması gerektir.
Keyfiyet, vatandaşlarımızın ve partili arkadaşlarımızın ıttılaına saygı ile arzolunur.
Zonguldak İl Kongresi
★ (Baş tarafı birinci de) | mış; hemen hepsi çeşitli yönlerden tenkidlerde bulunmuşlardır. İl İdare Kurulu adına Avukat Abdurrah man Boyacıgiller tatmin edici ve ayrı ayrı cevaplandırıcı uzun bir konuşma yapmıştır.
Raporda ileri sürülen ve bütün
Ankara İlkokullarında Verem aşısı neticeleri
Ankara Veremle Savaş Derneğinden verilen bilgiye göre dernek tarafından 10-22 Mart günleri arasın da Ankara dahilindeki ve kısmen yakın köylerdeki 3G ilk okulda mevcut 22143 öğlenciden 14238 ine tüberkülin tetkikleri yapılmış ve aile leri tarafından aşı yapılması istenilen 4328 öğrenciye de B. C. G. verem aşısı tatbik edilmiştir.
Tüberkülin deneyleri müspet zuhur edenlerin evvelce tesadüfi bir mikrop alarak hastalığa karşı direnç li oldukları kabul edilmekle beraber en az yılda bir kere dispanserlerde tetkik ettirilmeleri lüzumludur.
Tüberkülin deneyleri menfi çıkan lar bu yaşa kadar mikrop almamış telâkki edilmektedir.
Bunlar ilk okul tak elerinin % 62 sini teşkil etmekte olup durum çok memnuniyet vericidir. Hattâ bazı okullarda bu nispet % 80 e kadar çıkmaktan-.
Buııa nazaran Ankara ilk oicııîla-rında aşılanmağa ehil daha 9400 öğ renci vardır. Bunların ve bunlar gibi olup Ankarada mevcudu yüz binden fazla olduğu tahmin edilenlerin günün birinde enfeksiyon almaları muhakkaktır. Alacakları enfeksiyonun miktarı ve kudreti belli olmadığından bir an evvel aşılanmaları lâzımdır.
Ankara Merkez Ilıfzıssıhha Ens titüsü ile Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Verem Savaş Dispanseri ve Ankara Veremle Savaş dispanser lerinde aşılara devam edilmektedir. Ankara Veremle Savaş Derneğine müracaat edilirse aşılanmağa istekli topluluklara bu işte yetişmiş uz -man hekimlerden müteşekkil ekipler gönderilecektir.
Samed Ağaoğlu ile Demokrat Milletvekillerinden Ali Rıza İncealem-daroğlu’nun karşılanışlarında en az on beş bin Demokrat hazır bulunmuştur. Caddeleri dolduran muaz- i zam bir insan seli halindeki bu top- I . ---- -------- -- —.......
luluk program gereğince istasyon- ' delegelerce ehemmiyeti kabul oludan ileıiiyerek doğruca büyük De- -
mokrat Atatürk’ün heykeline bir çelenk bırakmış ve bilâhare kısa bir fasılayı müteakip kongre salonuna gidilmiştir.
Saat 13,30 da İl Kurulu Başkan: Maksut Çivi’nin veciz bir cıçış nutkunu takiben yoklama yapılmış vc kongre divânı seçimine geçilmiştir. İşarî reyle yapılan seçim neticesinde tanı ekseriyetle kongre Başkanlığına Milletvekili Muammer Ala-kant, İkinci Başkanlığa Hüseyin Balık, Sekreterliklere Tarık As, Bartın delegelerinden Nçcmî Balık getirilmişlerdir.
Muammer Alakantın başkanlığa seçilmesi dolayısiyle Kongre Divanı üyeleri adına yaptığı ve alkışlarla karşılanan teşekkür konuşmasını takiben İT İdare Kurulu İkinci başkanı Hakkı Hilâlcı tarafından faaliyet raporu okunmuştur. Raporda en dikkati çeken nokta, bu yıl il dahilinde Demokrat Partiye resmen kaydolan 15 bin üye ile Zonguldak ve mülhakatında üye sayısının 113 bini bulması keyfiyeti idi. Bu cihet yüzlerce delege ve üyenin alkışlan ve heyecanlı gösterileriyle kar şılanmıştır.
Rapor hakkında 15 delege söz al-
nan başlıca nokta, Zonguldakta İktidar Partisi Devletçilik prensibinin en müşahhas örneği olan E. K. İ. adlı İktisadî devlet teşekkülü idarecilerinin Demokrat ZonguldaklIlara halen yapmakta olduğu çok ağır baskıdır. Kongrece şiddetle ten-kid edilen bu teşekkül başlıca tartışma konusu olmuştur.
Saat ıs de on beş dakika ora veren Kongre tekrar toplandığı zaman sözü müşahit âza ve Demokrat Parti Genel İdare kurulu üyesi Samed Ağaoğlu almış, irticalen fevkalâde güzel bir konuşma yapmıştır. Bu nutuk hayranlıkla dinlenmiştir.
Kongre çalışmalarına yarın devam etmek üzere saat 19.50 de dağılmıştır.
Hacettepe Karabük'de 8 - 3 galip
Karabük, 25 (Telefonla) — İki maç yapmak üzere davet edilen An-karanın Hacettepe takımı ilk karşılaşmasını bugün Demir Çelik takımı ile yaptı. Güzel bir oyundan sonra maçı 8-3 kazandı.
★ (Baş tarafı birinci de) masıdır. Bunun delilini sayın İnönü'nün son nutkunda görmek müm kündür. Kısa nisbî ve hattâ tertipli bir hürriyet devresi içinde «İstiklâl mahkemelerini kurmadık, tenkid ve münakaşalara tahammül gösterdik- demek, hâlâ geçmişte inanılan ve dayanılan antidemokratik esaslara ve zihniyete bağlı kalmakta olduğunu isbattan başka mâna ifade etmez. Vatandaş hak ve hürriyetlerine ve mevcut kanunlara gö re, teneffüs olunan nisbî bir hürriyet havasını fevkalâde görmek başka ne mâna ifade eder? Nisbî ve tertipli bir hürriyet havası, tabirini kullanıyorum, çünkü, bu hürriyet hiç bir zaman tesir sahasına getirilmek istenmemiş ve düşünülmemiştir. Hakikat şudur ki, siyasî gelişmelerde geri kalmış bütün memleketler gibi, memleketimizde de tek iradenin hâkimiyetini mazinin derinliklerinden alan otokratik bir idare zihniyetinin tabiî bir neticesinden ibarettir. Yoksa bu memleketin şimdiye kadar hürriyet nizamına kavuşması asla muhaliflerin şiddet politikasının bir neticesi değildir. Bunun aksini iddia etmek tarihî hakikatlere göz yummak demek olur. Böyle bir iddiada bulunmaksa ancak mazide millet iradesine ehemmiyet vermiyen bir idarelim devam ettirilmesini mazur göstermek ve atî için de yine böyle biı sebebe dayanılarak, yani muhalefet şiddet politikasına sapmıştır, denilerek millet hâkimiyetini ortadan kaldıracak bahane hazırlamak mak şatlarına affolunabilir.
Biz hiç bir sebep ve bahane ile millet iradesinin muallâkta bırakılmakta olunmasına rıza gösterecek değiliz. Tahammülsüzlüğümüz varsa sadece bu nokta üzerindedir.
■ Tenkid ve münakaşalara karşı tahammül gösterdik ve istiklâl mah kemelerini harekete getirmedik» sözlerinin ifade ettiği mânaya işaret etmekte ısrar edeceğiz. Çünkü, iktidarın tenkid ve münakaşalara gayet güçlükle tahammül edebilen ve istiklâl mahkemelerini harekete getirmeyi bile düşünen bir zihniyete sahip olmasının bu memleketin âtisi için teşkil edeceği tehdidi vatandaşlarımızın gözleri önüne sermek zorundayız. Şiddet politikasının muhalefetten geldiğini iddia etmek sadece abestir. En küçük tenkid ve muhalefetin bile bir nevi vatan hiyaneti telâkki olunduğu bir memlekette bütün kusurların muhalefete yüklenmek istenmesi beyhude bir gayret oluyor. Açık bir hakikattir ki, millî vicdanda hüküm süren hürriyet aşkı ve demokratik bir idarenin kurulması yolunda hissolunan derin hasret ve iştiyak, daima iktidarın şiddet politikası ile karşılanmak istenmiştir. Zaman •
I zaman had derecelere varan şiddet politikasının hakikatte en mühim sebebi budur.
946 seçimlerinin memlekette de -ıin bir siyasî buhran yaratmış olduğuna şüphe yoktur. Bu ise Halk Partisinin, behemehal iktidarda kal mak niyetinin bir neticesidir. Halk Partisinin her no pahasına olursa olsun iktidarda kalmayı tek maddelik bir program olarak kabul etmiş olması vc seçimleri böyle bir programın tatbiki halinde yapmış olmasıdır ki, geride bıraktığımız dört senenin bütün siyasî ıstıraplarının ve çekişmelerinin kaynağı olmuştur.
Hal böyle iken vatandaş ve millet haklarını müdafaa ve istihsale çalışan muhalefete şiddet politikası atfetmek ve hürriyetten mahrum geçen uzun yılların mesuliyetini muhaletefe yüklemeğe çahşmak tamamiyle haksız ve yersizdir.)
Romanın cumhuriyetçi an'anele-ri ve kanunları, bütün kadınların kocası ve bütün erkeklerin karısı olan Sezar’a diktatörlük yollarını tıkamağa kâfi gelmedi! Üçüncü Na-polyonu 1848 in yüzde yüz demokratik olan idare rejimi içinden geçirerek mutlak imparatorluk tahtına çıkaran büyük Napolyondan tevarüs ettiği şöhretten başka bir şey değildir.
Demokratik bir idarenin tatbikinin ne kadar zor olduğunu gösteren bu misallerin yanında iyi tatbik edilen bir demokrasinin milletler için nasıl bir saadet ve refah vasıtası olduğunu isbat eden bir çok misaller vardır:
İngiliz milletini, ikinci dünya harbinde, Alman ordularının istilâsına yalnız başına karşı koyarak muvaffak kılan en esaslı âmilin bu milletin idaresine hâkim olan demokratik" zihniyet ve düşünce olduğu hiç bir zaman inkâr edile-
Tarihimizin şerefli ve muhteşem hâdisesi olan Millî Mücadele ancak Birinci Büyük Millet Meclisinin demokratik idaresiyle zafere erişmiştir.
Başta Amerika olmak üzere bütün Garp milletlerini, bugünkü maddî ve manevî medeniyet seviyesine yükselten büyük âmil bu milletlerin kabul ve tatbik ettikleri demokratik idare tarzıdır.

Bir kadın ve kızı yanarak yaralandılar
Çankaya yakınlarında Mühye köyünde oturan tfakat Şefkat ile kızı Dilmen Şefkat soba yakmak için fazla miktarda döktükleri gazın etrafa sirayet etmesiyle vücudlarjnm muhtelif yerlerinden yanarak ağır surette yaralanmışlardır.
Yarası ağır olan ve hayatı tehlikede olan İfakat derhal hastaneye kal dirilmiş ve savcılıkça tahkikata başlanmıştır.
Maltızdan zehirlenmiş
Samanpazarı Daracık sokakta ran ismet Turan isminde bir y«ı;;an-cı çıratı gece ısınmak için dükkânı niçinc aldığı maltızdan intişar e-den gazle zehirlenme alaimi yöst-termiştir.
Yorgancı çırağı İsmet hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınmıştır.
Bir çocuk ırza tecavüzden bir seneye mahkûm oldu
Bundan bir müddet evvel Halka-vun bucağının Sovulcak köyünde küçük bir çocuğa tecavüz ettiği id-diasiyle.yakalanan Satılmış Temelin duruşmasına dün ikinci ağır ceza mahkemesinde devam olunmuştur.
Mahkeme sanığın suçunu sabit güldüğünden vc yaşının küçüklüğünü göz önüne alarak bir sene ağır hapsine iki yüz elli lira da para tazminatına mahkûm etmiştir.
Kiracısını çıkarmak için gürültü yapmış
Deıniılibahçe semtinde oturan Şerife isminde bir kadın kiracısı res-ram Enver Coşkunu takunya gürültüsü ile evden çıkarmaya çalışmıştır.
Ev sahibi Şerife hakkında tahki ■ I kata başlanmıştır.
Hür, insan ve hür insanlardan mürekkep cemiyet, tarihin her devrinde esir insanı ve esir insanlardan mürekkep cemiyeti mağlûp etmiştir.
1950 umumî seçimleri, Türk milleti için demokratik idare devlinin başlangıcı olacaktır. Türk milleti bu seçimlerde kendi idarecilerini seçerken onların en iyi şart ve vasıfları haiz vatandaşlar olmasına dikkat edecektir. Reyimizi verirken vicdanlarımıza ve düşüncelerimize tek bir endişe hâkim olmalıdır.
Seçeceğimiz insanların Türk milletini temsile lâyık vatandaşlar olmaları!
Hatır, gönül, dostluk, düşmanlık hislerinden tamamen uzak kalmalıyız. Sandık başlarına kalblerimiz yalnız millet sevgisi ile dolu olarak gitmeliyiz.
İçine girmek üzere olduğumuz yeni devrin muvaffalcij'oti
Türk milleti dokuzuncu Büyü; Millet Meclisini en iyi. en temiz hisler içinde hazırlamaktadır. Onun dört scncdcnbeıi gösterdiği aklıse-Hm, basiret, idrak ve şuur sayesinde, büyük bir inkılâp sasıntısız bir şekilde vücude gelmek üzeredir. Bütün temennimiz şurada veya burada, dar ve hasis menfaatlerin yanlış düşüncelerin zebunu, olmuş bir kaç insanın şahsî ihtirasları i-çin fırsat ve imkân bulamamalarıdır.
Acı bir Kayıp
Mısır Hıdivi merhum İsmail Paşa Kerimesi ve Kaptan Paşa Zade rahmetli Mustafa Süreyya Beyin refikası
EMİRE NAIME HANIMEFENDİ dûçar olduğu hastalıktan kurtu-lamıyarak tedavi olunduğu İsviçre’de Cenevre şehrinde irti-hal eylemiştir.
Allah rahmeti rahmanına kavuştursun. (564)
Ağaç Bayramı tehir edildi
Ankarada Pazar günü yapılacak : olan Ağaç Bayramı havanın fena ol-nısı münasebetiyle tehir edilmiştir.
Bayram günü ayrıca ilân edilecek' tir.
— Evet, dedim; kanalizasyon medhallerlnden biri.
— Her rastgelen buradan içeri dalabilir demek.
—- Kim İsterse.
— Nereye gider buradan.
— Bütün Viyana’nın yeraltısını dolaşır. Hava hücumlarında halk biralara sığınıyordu. Bizim esirlerden bir kaç kişi burada tam iki sene barııımışlardır. Tabiî katillere, serserilere de yataklık. Şehri iyi bilen bir kimse, istediği noktada yine böyle bir kapıdan dışarı çıkabilir.
Köşkün kapısını tekrar kapadım
— İşle Harry Lim de bu şekilde sıvışmış diye ilâve ettim.
— Acaba hakikaten Harry mi idi dersiniz.
— Öyle görünüyor.
— Peki o halde o gün gömülen adanı kimdi?
— Bilmiyorum, ama öğreneceğiz. Cesedi mezardan çıkarmaya karar verdik. Bana öyle geliyor ki, Koch ortadan kaldırdıkları tek tehlikeli adam değildir.
— Başkaları da mı?
— Zannediyorum.
— Ne yapacaksınız şimdi?
— Bilmiyorum.
r3mCID AD AM-]
Yazan t Groham Greene - _ __Çeviren : Kırdanoâlu (——/
Yazan » Groham Greene
Yalnız .şundan emin olabilirsiniz ki, o şimdi mutlaka başka bir yerde saklanıyordu. Şimdi Harbin mahvolmuş olduğuna göre artık Kurtz’a yetişemeyiz. Harbin mutlaka yanmıştır. Öyle olmasaydı bütün bu oyunu ortaya koyamazdı. Nedir bu ölüm ve cenaze işi?...
— Fakat Koch’un penceresinden, ölünün yüzünü seçememiş olması garip değil mi?
— Pencere yüksektir ve öyle zannediyorum ki, cesetler, arabadan çıkarılmadan evvel tanınmaz bir hale gelmişlerdir.
Martins, düşünceli bir hal ise:
— Onunla konuşmak isterdim, dedi. Anlıyamadığım şeyler o kadar çok ki, belki onunla konuşsam merakımı tatmin edebilirdim.
— Şüphesiz ki onunla ancak siz konuşabilirsiniz. Fakat bu tehlikeli... Çünkü siz bilinmemesi gereken bazı şeyleri de biliyorsunuz.
— 36 —
Çeviren : Kırdanoğlu
— Zannetmiyorum.., Yüzü hayal meyal hatırımda. Elimden ne gelir?
— O .şimdi artık bölgesinden ay-rılınıyacaktır. Onu buraya gelme ğe ikna edecek tek insan sîzsiniz. Yahut da, sizi hâlâ dost biliyorsa kendi kalkıp gelir. Ama ne olursa olsun evvelâ sizin teşebbüse geç meniz. İzim. Beniın bu işte elimde olan hiç bir şey yok.
Martins?
— Yine ııe yapıp yapıp bu işi aydınatacağım, dedi. Lâkin yem olmak istemem. Gider konuşurum olup biter.
XIV
Viyana üzerinde ılık bir Pazar giiııü kanat germişti. Rüzgâr durgundu. İki saattenberj kar yağmıyordu. Öğleden evvel bütün gün tramvaylar doluydu. Grin -
zind’e civar tepeler üzerindeki gazinolarda taze şarap içilen mesire yerlerine gidiyorlardı. Marliııs, muvakkat askeri köprüden kanalı geçeçrken, bugünün ne kadar boş bir gün olduğunu anlıyordu. Gençler, kızak, kayak, ne bulurlarsa binip gidiyorlardı. Martins’in etrafında hiç kimse, hiç bir şey kalmıyordu. Yalnız olgun yaşın verdiği bir uyku hasreti...
Bir işaret levhası Rus bölgesine girildiğini gösteriyordu. Lâkin hiç bir şgal alâmeti yoktu. Burada, merkezi hükümette olduğu kadar Rus askerine rastlanmıyordu.
M. Kurts’a ziyarete geleceğini mahsus haber vermemişti. Şerefine hazırlanmış bir kabul resminde karşılanmaktan ise bir baskın yap mak daha iyi idi. Kendisine bütün Viyanada dolaşmak hakkını veren müsaade tezkeresi de dahil olduğu hale, bütün evrakını ürerine almış-
tı. Kanalın bu tarafında, melod -ram meraklısı bir gazetecinin -kor kunç bir sükût» diye anlattığı hava, sakin, tabiî ve sevimli idi. Bütün hakikat geniş sokaklarda, hom bardımanlarin sebep olduğu tahribatta idi. Bir Pazar günü öğleden sonra, buralarda bu kadar az insan bulunması hakikatin tâ kendisi idi. Korkulacak bir şey yoktu, fakat, ne de olsa, ayak seslerini aksettiren bu büyük ve boş sokaklara, insan gayri ihtiyari arkasına bakıyordu.
Kurts'un oturduğu evi kolaylıkla buldu ve kapıyı çalar çalmaz kapı açıldı. Kurts sanki onu bekliyor gibi idi.
— O ... siz misiniz Rollo dedi.
Bir yandan da canı sıkılmış gibi başını kaşıyordu.
Maıtiııs evvelce Kurts’uıı niçin bu kadar değiştiğini kendi kendisine sormuştu. Şimdi anlıyordu Şimdi. Kurts’un kafasında perukası yoktu.
Bununla beraber saçsız da değildi. Peruka taşımasına rağmen, nor mâl muntazam kesilmiş saçları
(Devamı var)
Başımız sağ olsun!
e cefakeş bir millet imişiz. Gün geçmiyor ki, bir felâketi
haberi duyulmasın, inal, caıi*’r)-hını bildiren acı havadisler miza gelmesin!
Senelerdir, bu, böyle gelmiş ve gitmektedir. Son Eskişehir fclâke- I ti üzerine, dünkü hava faciası tuz, biber ekmiş, hepimizin yüreğini yakınış, gözlerimizi yaşartmışljr.
Senelerden beri, bir tek dahi olsun, kaza yapmıyan havacılarımız,, maalesef dünkü tipiye mağlûp olmuşlar ve bu müessif hâdise mey-, dana gelmiştir.
Tabiî, bu gibi vakalardan sonra, bir de sebep aranacak, türlü rivayetler çıkacaktır. Biz, kendi hesabımıza, bu kadar canın kaybolmasına rağmen, kazanın, biı- ihmal veya bilgisizlik eseri olmadı-' ğıııı iddia edeceğiz.
Üç bin kademden meydanı ra-i hap rahat gören pilot, normal ma-nevrasuıı yapmış, pistin üzerinde devrini ikmal etmiş, meydanın İstanbul cihetine doğru olan tarafına gitmiş ve İnmek için geri , dönmüştür. Bu arada tipinin şiddetini artırması, tekerleklerini indirmiş bulunan tayyarenin, pistin giriş yerindeki yirmi yirmi beş metre kadar yüksekliği olan bir | tepeye çarpmasına sebep olmuştur.
Bu, her şeyden evvel, bir alın , yazısının, kötü bir talihin eseridir. ;
Olmamalı idi! Temennisi pelri yerinde olmakla beraber, ma l de m ki kaza ve kadere imanımız . vardır; bunu tabiî görmemiz lâzım- | dır.
Biz, dünyanın her yerinde bu ı gibi kazaların sık sık olduğunu ' düşünmekte ve bizdekinin de o-lağan şeylerden bulunduğunu söylemek mecburiyetini duymaktanız.
Bununla beraber, senelerdir vukubuîmı.van bu ilk ve tek kazadan ibret almamızın lüzumuna i-nandığımızı da bildirir, felâketzedelerin ailelerine ve biitün havacılarımıza has sağlığı dileriz.
____Hikmet YAZICIOĞLU
Aktaş semtinde ilkokul inşa edilecek Aktaş semtinde bir ilkokul yapılmasına karar verilmiştir. Bu münasebetle okulun yerini tesbit etmek için Ankara Milli Eğitim Müdürü civar yerlerin muhtarları Aktaş mahallesi mıntakasına giderek lüzüm-lu yeri seçeceklerdir.
Okul önümüzdeki ders yılında tibaren tedrsata bağlıyacaktır.
Biylk
uuk.xrx
SİNEMA LA R
EĞLENCE
(14411)
(41411)
Ola» Yeni rar».
Sini ar
Cebeci
_______ V E
YERLERİ
I E»rarenrU At
j Bu evde ne var?
; Aak beateal •Uyunuyan adam
(2X2M)
(14444) (imi)
r (14411) (14471) .
I (18846) : Şeyhin as ECZAHANELER Halk, Yenişehir, Sebat
I TAKVİM !

3
(t
26 - 3 - 1950
ZSFBB
Sayfa: 3


Casuslar hakkında tahkikat
£
0.

9h
Tekzip fırsatı !
C ekizinci Büyük Millet ** Meclisi de sizlere ömür!
Bu devrede neler yapıldı, di -ye sormayın? Son celseden çıkan C. H. P. Milletvekillerinin resimlerine bakmak kâfi!
Kimisi başını önüne eğmiş, yüzünü bile göstermekten çekiniyor! Kimisi fotoğrafa arkasını dönmüş, tanınmaktan korkuyor! Kimiside öyle mahzun ki, dokunsanız ağlayacak!
Yalnız iki meşhur zat güler yüzlüf Tatlı sözlü!
Tanımadınız mı? Nihat E-rimle Hilmi Uran, ağızlan kulaklarında gülüyorlar!
Acaba son celsede ne oldu?. Af Kanunu mu çıktı? Bir muhalif Milletvekili hapse atılmaksan mı korundu?
Hayır, bunların hiç biri olmadı! Yalnız bu iki siyasî, yeniden bir dostluk tasarısına giriştiler! — A. F.
Mc Garthyn'den hesap soruluyor
Avrupaya askerî yardım;
ün, askeri yardım için akdi gereken iki taraflı anlaşma tasarısının İran hükümetine de sunulmuş olduğu haber veriliyordu. Amerika, bundan evvel de Fransa ile bir askerî yardım anlaşması akdetmiş ve bu anlaşma bütün dünyanın dikkatini toplamıştı. Bilindiği gibi, bütün bu anlaşmalar, Amerikanın, Atlantik paktı ve Buxelles paktı âkidi devletlere yapacağı askerî yardım programının tatbikatı cümlesindendir.
Bu iki taraflı anlaşmalar münferit bir mahiyet arzetmez. Bunların her biri, mütekabil yardım sistemine dahildir, ve iki taraflı olmaları, sadece, Amerikanın, topyekûn bir programla Avrupaya yardımı tasar-lamayıp da, mütekabiliyet esasına dayanan bir yardım sistemi kabul etmiş olmasındandır.
Bu suretle karşılıklı vecibelerin daha sarih surette meydana çıkacağı ve bir blok fikrinin bertaraf edileceği düşünülmüştür.
Dün, Hindiçiııîdeki Bao Dai hükümetinden ilk ihtiyaç listesini se-rian göndermesini talep etmişlerdir. Güney Doğu Asyada komünizmi durdurmak yolunda açılan muslihane savaşta Amerikalıların gayretleri daha ziyade Hindiçini üzerinde tekasüf etmiş gibi göründüğüne göre, bazı garantiler karşılığında, Bao Dai’ya esaslı bir yardım yapılması ihtimali vardır. Lâkin, ne de olsa, bu yardım nakden de, aynen de Fransız hükümeti vasıtasiyle yapılacak olduğundan, yine Fransaya yapılmış sayılabilir.
Karşılıklı yardım anlaşmalarından istifade eden diğer devletlere gelince; onlar da aralarında birle-şerek, bu yıl, müdafaaları için beş küsur milyon dolar harcamağa karar vermişlerdir. Bu devletler, ayrıca, Amerikadan gördükleri yardımı da, icabında Amerikanın emrine vermeği taahhüt ediyorlar (anlaşmalar gereğince).
Amerikan askerî yardımı, hâdiselerin inkişafıyla, dünyanın istikrara kavuşması yolunda sarfedilen diğer büyük gayretlerin, meselâ Mar-shall plânının ve Atlantik Paktı-nıvJ)ir mütemmimi haline geliyor.
Truman’uı 949 Ekiminde im-nuna göre, ihtiyacı olur?*ın’J?..ıİKI'Y' ı*' Çjre malî yardımda bulunulacak; j gerekirse doğrudan doğruya silâh L verilecek ve nihayet, muallim ve i mütehassıslar izam edilecektir.
Bu kanun gereğince, 950 yılında ilgili memleketlere 1 milyar dolar verilecektir ki, şimdiye kadar bunun yansı harcanmıştır. Geri kalan 500 milyon dolardan mühim bir kısmının, dünkü haberlere nazaran İ-rana ayrıldığı anlaşılıyor.
Amerikan kaynaklarından alınan haberlere göre, bu yarım milyar doların yarısı münhasıran Asya memleketlerine tahsis edilecektir. Bu arada, hatırlanacağı gibi, Amerikalılar, bundan başka, Amerikadan alıdan malzeme gibi, akit devletlerin bizzat temin edecekleri malzeme de müşterek müdafaa mülâha-zalariyle kullanılacaktır.
Şimdi, birbiri arkasından imzalanan bu karşılıklı yardım anlaşmaları, böyle bir sulh, müdafa ve istikrar sisteminin temellerini atmaktadır. Filhakika, Amerika, bu iki taraflı andlaşma usuhinü bulmakla, hem âkit devletlerin gayretlerini kamçılamış hem de bir blok zan-1 nından mümkün mertebe uzaklâş-
I mıştır. Fakat, âkit devletler, Rus-( yaya karşı ayn ayrı ne kadar za-j, yıf iseler, Amerikaya karşı da, gir-r dikleri taahhütler bakımından, o
kaıar müşkül durumda değil midirler? Bir blok, yani iki taraflı and r taşmaları ihtiva etmiyen, çok ta-S raflı bir pakt, belki Rusyayı ürkü-k türdü, fakat Batılı âkit devletleri ede o derece ferahlatırdı.
* Olmadı. Neden olmadı? Onun se-heplerini taat etmek ancak bir baş-
II ka yazıda kabil olacaktır.
l” Mücahit TOPALAK
m
Amerikan Dışişleri hakkındaki ittihamlar ciddî surette ele alındı
Vaşington, 25 (a.a.) — Tetkikatta bulunan Ayan Meclisi üyeleriyle görüşen başsavcı Hovard Mc Grath, ve Federal Araştırma Bürosu Başkanı Edgar Hoover, Ayandan Joseph Mc. Carthynin Dışişleri Bakanlığı ile teması bulunan Sovyet Casuslar şebekesinin «şefi» olarak tavsif ettiği kimse hakkında Federal Araştırma Bürosunun elinde mevcut fişlere is tinaden malûmat vermişlerdir.
Mc. Grath ve Hoover Ayan Meclisi Dış münasebetler tâli komitesi huzurunda, pazartesi günü bu hu-
susta ifade vereceklerdir.
Federal Araştırma Bürosunun bir raporunu tahkikat yapan Ayan üye lerine ifşa etmek kararı, Mc Grath, Hoover ve tâli komite başkanı Mil-lard Tydingsin iştirakiyle toplanan konferans esnasında verilmiştir.
Başsavcı Mc Grath, Başkan Tru-mana bu hususta tam malûmat verildiğini bildirmiştir.
Mc. Grath, Federal Araştıma Bürosunun raporu etrafında -tam bir ketumiyet, muhafaza edilmesi gerektiğini Tydings'e söylemiştir.
Yunanistan’da
kabine buhranı
| Prof. Laski
öldü
nr, ol*
Ih

lekl
elik int -n,
:ıo;
ul

i
»
u
llte

İ
(11
Haftanın notları!
Zulmetten nura - Daüssıla - Açıklar livası - Sayıklama - Meşhur adam -Karpiçin havyarı -
Zulmetten nura:
C üreyya Barı rahat koltuk-** larında iki kadın konuşuyorlardı...
— Bilmiyorsun, diyordu, çok üzüntüdeyim.
— Yine ne oldu? Handan mı
— Yok canım öyle değil... Ma-şaallah sapasağlam, hattâ bugün sinemada idi...
— Kocandan mı şüphe ediyorsun?
_____ YAZAN ____—
Yedekçinin Yedeği |
Hükûme'fe altı liberal bakan yar aldı
Atina, 25 a.a. — Sophocles-Veni-zelos kabinesi dün akşam altı liberal bakanın. Kralın huzurunda yemin etmesile tamamlanmıştır. Bu yeni bakanlar şunlardır?
Stavros Costpoulos (Ekonomik Koordinasyon),
General Theodore Havinis (Bayındırlık),
Ziraat bakanlığını deruhte eden Eustache Malamidas’ın yerine -Ha-ralambos Psares (Ulaştırma,)
Theodore Kizanis (Deniz Ticareti),
Nicolas Bakopoulos (Adalet),
Yalnız içişleri bakanlığını muhafaza eden general Katsotas’ın yerine Athanase Vafliotis umumî asayiş,
Millî Savunma bakanlığının üç müsteşarı da yemin etmişlerdir:
Tümgeneral Kalogerpoulos (Harbiye müşteşarı),
Liberaller Sağcı bir hükümete muarız
İEn büyük sosyalistlerden! [ biri doha tarihe karıştı ]
— Kendimden şüphe ederim
de ondan etmem... Hem üzüntüm
kanu- Amiral Antonopoulos( Harp Fi-
İnsu).
General Kelaydis (Kraliyet vacılığı).
İran’a askerî
İki taraflı tasarı sureti İrana sunuldu
Vaşhington, 25 a.a. — Dış işleri bakanlığından teyit edildiğine göre, karşılıklı askerî yardım anlaşması tasarısı, haftalarca önce kabul edilen askerî yardım proğnamı kanun tasarısına uygun olarak İran hükümetine sunulmuştur. Bu hususta verilen tamamlayıcı malû -mata göre, bu tasarı, İren, Kore ve Filipinlere verilmesi derpiş edilen 27 milyon 640 bin dolarlık kerdiye ait kanunun tabiî bir neticesidir. Tasarıda ilâve edilen yeni nokta sadece, bu meblâğın bu üç memleket arasında kesin olaray paylaş-tırılmasıdır ki, bu hususda bilâhare açıklanacaktır.

Atina Radyosu, 25 (Basın - Yayın) — Aralarında eski emniyet bakanı Rendis ve deniz ticaret bakanı Mavros bulunan Yunan Liberal Partisine mensup 14 saylav, dün gece yayınladıkları bir tebliğde, liderleri Venizelos’un başkanlığında kurulan yeni kabineyi destekli-yeceklerini bildirmektedirler. Tebliğde sırf halkçı parti ve diğer sağcı partilerin müzaheretiyle iktidarda kalacak bir hükümeti destekli-yemiyecekleri beyan olunmaktadır.
Atomun tesiri
Bombanın tesiri yavaş yavaş azalıyor
Vaşhington, 25 a.a. — Atom enerjisi komisyonu raporlarında bildirildiğine göre, Nagazi ve Hiroşi-maya yapılan atom hücumları neticesinde sağ kalanlar artık her türlü tehlikeden uzak bulunmaktadırlar. Çok dikkatli muayene neti-cesi hastaların kan ve nesiçlerinin yeniden normal bîr hale geldiğini göstermektedir. Bununla beraber atom enerjisi komisyonu mütehassıslarının bildirdiklerine göre, bu hususda kat’ bir fikir edinebilmek için bir müddet daha incelemelere devam etmek lâzım gelmektedir.
Vaşhingtona gelen diğer raporlara göre, atom bombalarının infi-lâki ile meydana gelen kraterlerde radyo aktivite devresi azalmış bulunmaktadır. Hatta bazı hallerde bir insanın buralarda sıhhati bozulmadan bir kaç saat gezmesi mümkündür. Buna nazaran mütehassıslar atom bombasının infilâkını takip eden on gün zarfındaki tesirlerini müşahade ile inşiaatın tehlikeli olduğu neticesine varmışlardır. Bombanın daha sonraki tesirleri şimdiye kadar tahmin edildiğinden daha az vahimdir.
Londra, 25 a.a. — Eski işçi partisi lideri profesör Laski ölmüştür.
Londra, 25 a.a. — Dün 5/ yaşında burada ölen Harold Laski zamanımızın en büyük siyasî fikir adamlarından biriydi. îşçi partisinin 1945 ve 1946 da başkanlığını yapmış olan Laski bu partinin belli başlı naza-riyecisiydi.
1893 de doğmuş olan Harold Laski, tahsilini Oxford’da yaptıktan sonra 1920 de Londra üniversitesine lektör olarak girmiş ve kısa bir zaman sonra siyasî ilimler profesörü olmuştur.
1943 de işçi partisi idare heyeti üyesi olmuş ve harp sonunda parti ikitdara geldiği esnada başkanlığa seçilmiştir.
Laski, günlük gazetelerde çıkmış bulunan makalelerden başka birçok da eser vermiştir, bu arada 1946 da yayınlanan «Siyaset Grameri», 1939 da «Centilmen olmanın tehlikesi», 1940 da «İhsan haklan», 1943 de «Devrimizin inkılâbı üzerinde düşünceler» ve nihayet 1944 de yayınlanan «Medeniyete iman» adlı eserleri zikredilebilir.
zannettiğin gibi değil. Bü)ük, çok büyük...
— Ne oldu, ne var?...
— Daha ne olsun? İçişleri Bakanının beyanatını okumadın mı?.
— Hoppala!. İçişleri Bakanının beyanatiyle senin üzüntün arasında ne münasebet var?...
— Ne münasebet
Eh
aşkolsun sana! Bu sene elektriği ihale edilecek yerleri sayıyor, sayıyor da Akçakoca’nın elektriğinden bahis bile etmiyor...
— Anlıyamadım... Yani Allah göstermesin, aklında falân bir şey?..
— Hayır, canım, kocam o taraflardan aday gösterilecekti de... Şimdi anladın mı başımıza gelenleri!...
Daüssıla:
"j" etefonda:
— Aman doktor, koş hasta vaf..
— Ne olmuş?..
— Daha ne olmuş diye soruyor... Adam ölüyor, can çekişiyor...
— Demeyin, birdenbire mi oldu?
— Birdenbire de söz mü?...
Elbette birdenbire! Aman yetiş doktor... Nabzı küt küt atıyor. Hararet yükseldi..
Galiba tansiyonu da...
— Zehirli bir şey mi yemiş?...
— Hayır, demin telefonda bir arkadaşiyle konuşuyordu. Derken elinden telefonun ahizesi düştü... Galiba, arkadaşı bu defa seni listeye almıyorlar, demiş!...

Açıklar livası:
I ki arkadaş konuşuyorlardı:
■ — Yataklı Vagonlar idaresi bu sene dehşetli kârda...
— Sanki her zaman değil mi dersin?..
— Her zaman kârda ama, bu sene büsbütün kâr fazlalaştı...
— Bu sene neden bu bolluk?...
— Neden olacak, görmüyor musun? Memleketin her tarafından Ankaraya boyuna aday namzetleri geliyor.
Gülüştüler, sonra birisi ilâve etti:
— Hem gazetelerde okumadın mı? Yataklı Vagonlar İdaresi ayrıca Savarona’yı da kiralamak istiyormuş!..
— O neden öyle?...
Öteki gülerek cevap verdi:
— Açıkta kalanlara sonradan deniz havası aldıracak!.

Sayıklama:
' IT ocası yorgun eve dönmüştü... I Soyundu, dökündü, erken-
I den yatağına yattı... Aza sonra da
horul horul uyumağa başladı...
Kadının henüz uykusu gelmemişti. Dışarıda holde abajurun altında gazete okuyordu...
Bir aralık, kocasının uyku ara-
— Liste! Liste! diye sayıkladığını duydu..
Eyvah yine zavallının uykusuna aday listesi girmişti!
Gitti, yavaşça uyandırdı:
— Hişt! dedi. Bana bak!. Sayıklıyorsun! Kendine gel!
Kocası gerinerek uyandı:
— Ne sayıklaması canım?...
— Şimdi, liste liste diye söylenip duruyordun...
Adam, yan gözünü açarak cevap verdi:
— Yok canım! Rüyamda bir lokantada oturuyordum, balık yedim, arkasından garsona bağırdım:
— Liste!... Liste!... Yani aday lis tesi değil yemek listesi...
Kansı güldü:
— Hayırdır inşaallah, balık da kısmet demektir!

Meşhur adam!
C en adaylığını nereden koyu-** yorsun?..
— Daha niyetim pek yok...
— Niyetim yok olur mu, niyet dediğin senin oruçta olur. Halbuki adaylık?...
— Öyle ya adaylık açlık değil de tokluktur değil mi?...
— Şakayı bırak. Sen muhakkak bir yerden koymalısın! Yüzde yüz çıkarsın. Hem senin gibi memleket ölçüsünde tanınmış bir adam aday olmasın olur mu?... Muhakkak seçilirsin!...
— Alay etme, ne münasebet memleket ölçüsünde tanınacakmışım?..
— Ama sen kendi şöhretinden
haberdar değilsin... Yahu daha
Işıklar Caddasi, Çankırıkapı,
Ismetpaşa, Keçiören, Etlik,
Akköprü, istasyon
Dünya Basınından Hulâsalar
25.3.950
Atebrin Alınacak
geçe ngün radyoda ismin geçti... Radyo edmek ne demek bir defa düşün!... Bütün dünya seni tanıyor. Hanya, Konya, Manisa, İzmir, Samsun, Ordu, Trabzon... Velhasıl 63 vilâyet. Ve yüzlerce
Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkezinden:
Be§ tonu. 5000 tabletlik ve iki tonu da 1000 tabletlik teneke kutularda olmak üzere 0,10 luk yedi ton Atebrine veya muadilleri olan A-tabrme, Metoquine, Mepacrne Hydrochlorid, Quinacrine) satın alına-
Teklifler kapalı olacak ve 15000 liralık geçici teminat mektup veya makbuzunu ihtiva edecektir.
Şartname ile sözleşme tasarısı Ankara’da Genel Merkez Monopol servisinden ve İstanbul’da da Kızılay Hanındaki depo müdürlüğünden parasız verilir.
Tekliflerin 27/Nisan/950 akşamına kadar Genel Merkezde bulundu-rulması lâzımdır. (541)
İtfaiye Hortumu Alınacak
1. T. H. K. Etimesgut Uçak Fabrikası için 110 mm. kutrunda 20 şer metrelik 10 adet hortum açık eksiltme ile satın alınacaktır.
2. Hortumun muhammen bedeli TL. 1,250.— ve geçici teminat akçesi TL. 114.— dır.
3. Eksiltme 29 Mart Çarşamba günü saat 10 da Fabrikada yapılacaktır.
4. Şartname T. H. K. Genel Merkezinden ve Fabrikadan ücretsiz olarak alınabilir.
5. Fabrika ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (558)
Türkiye Emlâk Kredi Bankası Genel Müdürlüğünden
1949 yılı Genel Kurulumuz hakkında;
Bankamızın 1949 yılı genel kurulu 27/Mart/1950 pazartesi günü saat 16 da Bankamızın Atatürk Bulvarı 69 numaralı genel müdürlük binası idare meclisi salonunda toplanacaktır.
Keyfiyeti saygılarımızla bildiririz. (1843) (182)
kaza ve binlerce köy senin ismini
Fransız basını:
Bugünkü Fransız basım milletlerarası olaylar alanında İtalya'daki durumu, Belçika Kraliyet meselesini ve nihayet Birleşmiş Milletler genel sekreteri TTrygve Lie tarafından ileri sürülen teklifleri ele almaktadır.
İtalyan başkentinde ve bütün yarım adada cereyan eden son olayları inceleyen L’Aube gazetesi şunları yazıyor:
«Ateş yükselmesi kısa sürmüş ve sükûnet derhal iade edilmiştir. De Gasperi’nin dün beyan ettiği gibi, hükümeti tarafından tatbik edilen azim siyaseti, daima demokratik ve parlömanter me-todlar-dan ilham alınarak tatbik edilmiştir. Pek. tabiî olarak komünistler bunun faşizm olduğunu haykırmakta ve içişleri bakanına karşı küfür savurmaktadırlar. Bir muhasımı kirletmek bahis konusu olduğu zaman lugâtlarının ne kadar zengin olduğu malûmdur. Komünistler demokrasilerin, kendilerinin tarafından girişilmiş olan teşebbüslere karşı kendilerini müdafaa etmelerini bile istemiyorlar ve hatta kendilerine Sovyetler Birliğinin dünyanın en muazzam ordusuna sahip bulunduğunu ve baş döndürücü bir sür'atle ölüm bombaları istihsal ettiğini hatırlatılmasını da istemiyorlar. Fakat bu demokrasilerin pasif kalmaları için bir sebep teşkil
öğrendi...
— Tuhaf tuhaf yüzüme ne bakıyorsun? Dinleyici istekleri saatinde «Bakmıyor çeşmi sıyeh im-dade» yi sen istememiş miydin?

Karpiçin havyarı!
I stedikleri kadar Ankara Pa-■ lasa Marshall plânından yardım etsinler! Ankaranın sevimli Baba Karpiçine de aday plânından yardım var... Lokantası sabah akşam dolup dolup boşalıyor...
Geçenlerde bir akşam, yine a-daylar toplanmışlar bir sofrada rakı içiyorlardı. Babadan bol bol ikram gördüler... İçlerinde bir kaç da tamdık vardı. Baba, onlara da bir kutu havyar getirtti... Derken yeni adaylar kaşıl: kaşık havyara saldırdılar... Baba Karpiçin havyarları da feua değildir hani...
Baba bir aralık birisinin kulağına eğilerek dedi ki:
— Sade havyardan kuvvet alarak listeye gireceğim sanıyorsanız, aldanitsunz!
Halkına Müjde
Kiralık Köşk
Çankaya, Tunalı Hilmi Caddesi No. 20 de Irak Sefareti yanında ve halen bir BÜYÜK ELÇİLİK tarafından işgal edilmekte olan, meyva, süs ve çam ağaçla-riyle meşhur olan bahçeli üç kat üzerine 18 odalı 2 salonlu iki garajlı ve sair miiştemilâtlı, kalorifer tesisattı büyük bir köşk 1 Mayıs 1950 tarihinde boşalacağından bu tarihten itibaren kiralıktır. Arzu edenler 13693 no. lu telefondan izahat alabilirler.
Villa to let
Near Irak Embassy, Tupali Hilmi Street No. 20 at Çankaya. İs beipg jıow occupied by an EMBASSY. Central heating, tbre.e floors, eiglıteen rooms, two saloons, ,t\vo garages and other dependences. Renoıvned with its fine orçhard and pi -ne trces. Will be evacuated İst may 1950 and let after this date. Please cali 13693 for fur ther informations. (556)
Portekize kredi
Vaşington, 25 a.a. (Afp) — Mar-ishall plânı dün Portekize deniz ta-Işıt masrafı olarak dokuz bin dolar-ilık kredi açmıştır.
Collins Selânik’tc
Atina Radyosu, 25 (Basın - Ya-iym) — Dün Atina’ya varmış olan Amerika ordu kurmaybaşkanı general Collins bir saat sonra özel bir uçakla Selânik’e gitmiş ve Yunan üçüncü ordu karargâhını ziyaretle Kuzey Yunanistanda askeri durum hakkında malûmat aldıktan sonra akşam üzeri tekrar Atina’ya dön-I müştür.
Fransa limanlarında grev tavsıyor
I Londra Radyosu, 25 (Basın -İyin) — Fransa'nın Dönkerk ■Şerburg liamnlarında rıhtım işçi-lleri dün gece 24 saatlik bir grev p yapmaları için komünistlerin idaremdeki işçiler birliğinin emirlerine J itaat etmemişlerdir. Bu birlik gele-
cek Pazartesi günü Fransa’nın bütün limanlarında grev ilân etmek niyetindedir.
t
il


Tel: 15666
l
ya
Telefon ettiğiniz takdirde en kısa bir zamanda^ bütün konforı haiz lüks otomobillerimiz ayağınıza gelir.
ADRES: Zincirli Cami Sokak No. 13 — Ankara
J
Brüksel olaylarını inceleyen Pa-risicn Libere gazetesi, Belçitaanın bir haftadanberi hükümetsiz olduğunu ve günler geçtiği halde Kraliyet meselesinin henüz çıkmazdan kurtulmadığını belirtmektedir.
Bi-rleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lie Birleşmiş Milletler çerçevesi dahilinde Doğu ile Batı arasında müzakerelerde bulunulmasının sağlanmasını derpiş e-den teklifini inceleyen Figaro gazetesi şunları yazıyor:
«Batıklar, eğer Rusya, Güvenlik Konseyi çerçevesi dahilinde dışişleri bakanlarının toplantısını müsait karşılasa bile, bununla daha ziyade, Çin meselesinin Moskova'nın istediği şekilde halledilmesini sağlamağı hedef tutup tutmayaca-| ğını sorabilirler. Birleşmiş Millet-| 1er genel sekreterinin alicenap tek-1 lifine verilecek cevap, yalnız Batı-I lıların hüsnüniyetlerine değil, ay-’ ni zamanda Sovyetler Birliğinin IJ niyetlerinin samimiyetine de ba ğ-I lıdır.*
İlân
Ankara Üçüncü Sulh Hukuk Yargıçlığından ;
Vefatile terekesine mahkemece eL konulan Ankaralı Süreyya Akr ner’e ait ev eşyaları 30/3/950 perşembe günü saat 14 te, Altuntaş Ma hailesi, Yayık sokak 35 sayılı evde bilmüzayede satılacağından almak istiyenlerin mahallinde hazır bulun maları,
Mirasçıların dahi üç ay içinde veraset Hâmile mahkemeye müracaatları, aksi takdirde metrukatın hâzineye devredileceği ilân olunur.
25/3/950 (557)
Jeep Kaptı Kaçtı
Avrupa karoserli az kullanılmış, olarak satılıktır.
Telefon: 13255 — 12435 e müracaat. (563)
Kayıp
Askerî Fb. katar Emekli Sandığın dan aldığını Malûl Vesikamı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Halil İbrahim oğlu M. Ali Aiaoğlu
Satılık Arsa
Kavaklıdere, İsveç Sefareti karşısında, Asfalt üzerinde 1024 •M2. Tel: 21169 a müracaat.
Sahibi:
Adviye FENİK Yazıişlerinl fiilen idare eden: HİKMET YAZICIOĞLD Basıldığı yer: Güne, Matbaası
Sayfa» 4
ZAFER
26 3 - 1950
nîl^K A T ORTAÇ'ta Balı Marka Hakiki Minyon Gül Marka ORTAÇ : Anafartalar Caddesi No. 224
■ Nylon Çorap Fiatları: 535 krş. 550 krş. 525 krş. Teli 11135 Ankara
Ankara Palas
ARI DEMİR
2 Nisan Pazar Saat 21,30 da
P A Vi YO N
Büyük Sinemada
SAFİYE AYLA
TİCARETHANESİ
SURURİ SAYARI
Bankalar caddesi Yurt sokak No. 15 — Tel: 12682
Piyosonın EN TEMİZ PİK
BORU ve Parçaları
LOSAMIGOS Orkestrası
Kısım aralarında
Temsil San’atkârları
tarafından
SKEÇ MONOLOG
tLK TÜRK İCADI
Biletler Sinema
Sularından vitaminine, nefasetine, kokusuna halel gelmeden imâl edilmiş
Derecesi 15, hastalara DEVA, Romatizma, Karaciğer, Şeker hastalıklarına şifadır.
Ankara Ticaret ve Sanayi Odasından
Sipariş üzerine Çelik Saç, Mo-bilye, Betonarme Demiri, 6 8-10 milimetre Demir Boru — Plân ve Proje Teksiri
Kiralık
Dikmen Yukarı Öveç 156 No. 20 dönüm arazisi içinde meyvası bulunan 5 odalı ve sulu iki aile de oturabilir. Sebze de yetiştirilebilir, elek -triği de vardır.
Adresi Sağlık Bakanlığı Yardım Sosyal işleri B. Nâzım Sipal’a mesai saatlerinde müracaat. 23100/22 Nâ-
Ticaret sicillinin 2916 numarasın da «Samsun ve Yeni Samsun Umumi Nakliyat Anbarı Mehmet Fah rettin Öztunalı» ticaret unvaniyle müseccel olan firma, işbu unvanını: Samsun — Eski ve Yeni Samsun U-mumi Nakliyat Anbarı Mehmed Fah rettin Öztunalı şeklinde değiştirdiğini bildirerek mezkûr hususun tescilini istemiş olduğundan, Ticaret Kanununun ahkâmına uyularak key fiyetin 17/3/1950 tarihinde tescil e-dildiği duyurulur. (559)
YENİ NEŞRİYAT
NİLÜFER
Ankarada neşredilen NİLÜFER Mecmuasının 58 inci sayısı çıkmıştır. Metmuanın yeni sayısında dikkati çeken yazılar şunlardıri
«Harika Çocuğun resim sergisinde; Hind Sanatı ve Kişmir şalları; Haz reti Muhammed’in siyasi hayatı (Bi zans İmparatoruna yazılan mektup üzerine İstanbul’da çıhen hadise), Zengin bir tüccarın kızının hayatı; Hayat ve Ruh nazariyeleri; onu u-nuttum (Hikâye); Esseyyid Ali E-fendinin Fransa sefareti; En yeni şiir kitapları ve tenkitleri; Anadolu gazetelerinden alınan fıkralar; Bir çok şiirler ve maniler fah; en yeni yol tarifeleri. Bütün okuyucularımı za ve gençlere tavsiye ederiz. Sayısı 40 kuruştur; istiyenlere örnekler yollanmaktadır. (Nilüfer Mecmuası. Ankara).
Hemen hemen uyumak üzere; hiç olmazsa artık düşünmüyor, belki rüya görüyor. Kendisi nerededir? Denizin hışırtısı, parktaki yaprakların hışırtısıdır. Ka terin ile Mary pencerenin kenarında bekliyorlar... Bu gece gelecek miydi? Ne heyecan!
Geldi, işte işaret Mary Kate-rin’i uçsuz koridorlarda sürüklüyor. İşaret tekrarlandı! Ne kadar da sabırsız, ya Mösyö d’Ar-majon uyanacak olsa! O! yaptıkları kötü, fakat bununla beraber nekadar da güzel!...
Tekrar!...
Fakat bu seferki çağırış sert ve hüzünlü....
Katerin yorkaıu üstünden atıyor, yatağın içinde oturuyor ve dinliyor.
Denizin hışırtısından başka ses yok ve sonra birdenbire Stony’-nin havlamaları.
Katerin:
— O! Nice’ten donen hizmetçidir, diye düşünüyor.
XVIII
Pierre de hummalı anlar geçirmişti. Hatırlanan zaferlerden, kıskançlığa ve hezimete düşüş ziyadesiyle çabuk olmuştu. Bu düşüş nerede nihayetlenecekti? Deniz arkasında idi.
Çoktandır bir gün buna bir nihayet vermenin icap edeceğini biliyordu ve içinde, hiç bir utan ma kalmadığı halde, son bir mücadelenin fikri yer almıştı.
Vaktiyle müttefiki olana, bu son ve elzem mücadelede de müt tefik olması için, ümidi olmadığı halde, işareti vermişti.
Pencerenin aydınlığında bir gölge belirdi. Geceliğine sarınmış bir kadın balkona yaklaştı. O zaman Pierre sert bir sıçrayışla portakal ağaçlarının arasına sak
Stony homurdanarak villâya yaklaşıyor ve tekrar hiddetle hav lıyor ve birdenbire susuyor, hizmetçi Françoise’ı gördü.
Ağaçları siper alarak Pierre dt eve yaklaşıyor. İşaretine bu kadar çabuk cevap verildiğine şaşırmış, ne şekilde hareket edeceğine müteredditti.
Zaten balkonda olan hakikaten Miss Jackson mu? Duvarda yal-
Berberler Demeği Yararın]
Büyük Müsamere

Değerli SES San'atkârı
Gişesinde
Satılmaktadır
Her Akşam
Meşhur Akrobat Komik
TRİO AMADORI
Ballet Dansözü MARALDI
Telefon: 10400
Ankara Sular idaresinden
İdaremizle ilgisi bulunan bazı iş sahiplerinin müracaat edecekleri yeri kestiremiyerek arıza, tesis,, tamir, tahsil gibi abone işleriyle vazifelendirilmemiş olan müdürlere ve şube şeflerine telefon ettikleri ve bu memurların da esas vazifelerini bırakarak malûmat sahibi olmadıkları bu gibi telefon komandolarım takibe mecbur kaldıkları ve bu şekilde uzun yoldan tekrar müracaat kalemine giden işlerin geri kal -dığı anlaşılmıştır. ı
İşlerini süratle gördürmek isteyenlerin her türlü müracaatlarını (21575) ve (25794) numaralı telefonlarla yaparak işin mahiyetini ve yerlerini ve varsa, abone numaralarını müracaat kalemi komando defterine kaydettirmeleri ve komando numara ve tarihini istemeleri ve tekrara telefonla aynı işi takipte bu numarayı vermeleri ehemmiyetle ilân olunur. (1819)-(178)
ı, edebiyatçı 11 — Eri, yemeklere ; tersi: bir hitap.
Yukarıdan agaöıya:
1 — Gelir, İleriye değil 3 — güç, onaY-1 ma 3 — büyük, malı, gu demek kİ 4 ... tersi: methiye, bir harfin okunuşu 5 — eşik 6 — kısa zaman, utanma, şart edatı, işaret sıfatı 7 — tersi: toy, bir harfin okunuşu 8 — baş kaldıranlar. İçki 10 — Bir askeri birlik, kovuşturma 11 — kaba, küçük şehir.
Portakal şarabı
Gireyfürt - Mandarin - Portakal
Tertibedcn: K. Ü.
Evvelki günkü bulmacanın halli
ANKARA RADYOSU 26 Mart 1950 pazar
8.30 M. S. Ayarı, haberler ve hava raporu 8.05 Müzik: Günaydın (Pl).
9.10 Günün programı.
9.15 Müzik: (Sevilmiş parçalar (Pl).
10.10 Konuşma: Tarihten fıkralar (Hüseyin Kuman)
10.25 Müzik: -(Makamlardan bir demet)
1.05 Temsil: (İşten anlıyan bir adam)
AK DENİZ »S SEYAHAT AAEVSİAAİ BAfLIYOR
Seyahat programınızı yapma-’ dan evvel, size büyük kolaylıklar temin edebilecek olan Oenizvolları Akdeniz seferleri programlarını tetkik edınîz.3
TOrk yolcu gemilerinde aradıgınız,bütün konfor ve temizlik, sür’at ve emniyet içinde seyahat edebilirsiniz.
DEVLET DENİZYOLLARI
2290 sayılı Belediye Yapı Yollar Kanunu
Yazan : B. Valmer
Çeviren : NUSAT
Toptan Satış yeri:
Yeni Hal. Yeni Pazar.
Perakende Satış yerleri:
Uludağ Bakkaliyesi, Yenişehir. Tel: 21799.
Madde: 14 — Her yapı yerinde plân ile fennî hesapların ve ruh -satnamenin bir lbvhaya asılı olarak bulundurulması lâzımdır.
Yapı sahibi ruhsatnameyi astıktan sonra işe başlıyaıcağı günü üç gün evvel Belediyeye haber vermeğe mecburdur. (1738) - (171)
nız bir beyaz leke görüyor, fakat daha yakına gelince Mary’nin şeklini tanıyor.
O anda Katerin’in penceresi aydınlanıyor.
Pierre bir potakal ağacına dayanıyor. İçinde kalan yalnız, çocukça bir heyecan, ilk randevu -suna giden bir delikanlı endişe-
Sahiden, bacakları titriyor, nefesi kesiliyor.
Mary parmaklığın üzerinden sarktı ve Pierre bu hareketli başın her iki yanma dökülen iki demet kır saçı gayet iyi görü -yor...
Öteki pencere aydınlık fakat boş kalıyor...
Ne yapmalı? Konuşmak mı yok sa sadece gözükmek mi?
Sarhoşluk gibi.bir hal ve her şeyi, Nice’ten gideli, Paris’i ter-kedeli. Katerin ile birleşmelerini istiyen kader tarafından idare edildiği kanaati, onu kaplıyor. Paris’i terkettiyse onu çağırdık-• ları için idi, onu her gece çağırıyorlardı, onu bekliyorlardı; öy le olmamış olsaydı bukadar çabuk cevap verirler miydi?
îşte geldi... ve saadeti getiriyor...
Balkon, terasın üstünde pek yüksekte değil. Uzun boyu ile Pierre kolaylıkla tırmanabilir.
Mary’ye işaret eden elin hareketi. Mary buna aldanmıyor, o-nun hareketlerinden biridir. O tekrar geldi.
Pierre bir eli ile Mary’ye aşağı ya inmesi için işaret ediyor, ötekisi ile, gâh Katerin’in penceresini gösteriyor, gâh parmaklarını dudaklarına götürerek susmasını tembih ediyor.
Lüzumsuz bir tedbir. Mary Ka terin’e haber vermeyi hatırına bile getirmiyor.
O tekrar geldi ve onun sesini işitecek. İniyorum, manasına gelen bir işaretleşmeden sonra, a* cele odasına giriyor, geçerken bü yük dallı sabahlığına sarınıyor ve telâşla koridora yürüyor.
Fakat koridorda Katerin’Ie Françoise’a rastlıyor, zira Stony-nin hizmetçiye havladığına emin olmak için zili çalan Katerin, sa hırsızlanarak, vaktiyle uyuması için verilen ve çoktandır kullanmadığı ilâcı istemek üzere Fran-ço’ise’a bakmıya çıkmıştı.
Mary duruyor ve Katerin, çch resindeki heyecana şaşıyor. Hizmetçi aptallaşmış, bütün etvan: ne oluyor? dîye soruyor.
Her halde Françoise trende u-yumuş olacak, zira, hariçten o-kadar sakin görünen bu eve, u-yuklıyarak gelmişti.
Yorgun gözleri, gecelikle olan Madam de Vinzel’den saçı başı dağılmış Miss Jackson’a gidiyor.
Katerin Mary’ye soruyor:
— Ne var, daha fazla mı rahatsızlandınız?
ve Mary’nin ağzına gelen cevap bir yalan oluyor:
— Gürültü duymuştum da!... ve korktum...
Katerin şüpheli nazarlarla ona bakıyor. Ondan neden şüpheleniyor? Şüphelerinden bile emin de ğil, fakat nahoş bir sesle Mary-ye tekrar yatmasını tavsiye edi yor.
Mary memnun. İşte hoşlandığı hava. Bu ev tam bir faciaya hazır. Dikkatli hareket etmek lâzım. Tehlike var.
Kapısının arkasına saklanıyor ve gençleşmiş gözetliyor. Onu tit reten artık humması değil, aşikâ ne entrikanın verdiği neş’edir. Bunun Katcrin’e karşı olmasının ehemmiyeti yok. Bu, muammanın, maceraların entrikasıdır.
Bir kaç dakika geçıyo, hizmet çinin ilâcı getirmesi lâzım ve ecza dolabı alt katta.
Tuvalet odasında hiç sese yok. Fançoise yukarı çıkıyor. Kapının aralığından Mary onu gözleri ile takip ediyor.
Françoise Katerin’in yanında fazla kalmıyor. Somurtmuş tekrar merdivenden iniyor ve sonra avlunun ışığı sönüyor.
Mary odasında elektriği söndürüyor.
Her taraf karanlık ve her yer sessiz.
Bir an Mary teerddüt ediyor. Korkuyor, sevinçle dolu bir korku, vaktiyle Pierre’i, Katerin’in tabutun başında beklediği odaya kadar götürdüğü gece korktuğu gibi.
Fakat vaktiyle olduğu gibi, Pi-erre’in müttefiki olmanın bir vazife olduğunu hissediyor.
Koridorda ileriyor, eğiliyor, Katerin’in kapısının altında bir ışık büzmesi görünüyor.
Katerin uyuyuncaya kadar bek lemek lâzım mıydı? Bir sual bir diğerini sürüklüyor: ne yapacak? Fakat cevap her ikisi i-çindir; Onu tekrar görecek, işte okadar, bunda ne kötülük olabilir?
Ona cesaretini kaybetmemesini yalvaracak ve eğer nedametinde samimi ise, Katerin’in onu affedeceğini ve bahtiyar olacaklarını. o ölmeden bahtiyar olmaları lâzım geldiğine yemin edecekti.
Entrikanın tahrikine merhamet katılıyor ve hummanın heyecanı onlan tebcil ediyo.
Gözleri yaşla dolu, titreyerek, rolünden müftehir, Mary telâşlı adımlarla avluya kadar iniyor, kilitli büyük kapıyı açmıya ccsa ret edemiyerek salona giriyor, j-tina ile teras kapısının kepenkle-rini açıyor ve kollarını iki yanına düşürerek haykırıyor:
— Siz misiniz?...
Ancak bunlan söylemişti ki o* daya giren Pierre Miss Jackson’-un iki elini yakalıyor ve cevap
— Evet, Mary benim!
(Devamı var)
(410)
Belediye Başkanlığından
(inşaat sahiplerinin dikkatine)
2290 sayılı Belediye Yapı Yollar Kanununun 14 üncü maddesi ruh-/e projelerin inşaat yerinde daimi surette bulundurulmasını ve işe başlama gününün 3 gün evvelden Belediyeye ihbar edilmesini âmir bulunmaktadır
Cezai muamelelere meydan verilmemek üzere kanun hükümlerine aynen riayet edilmesi ve banka kredisi gibi hususat için Belediyemizden icap eden suretlerin alınabileceği ilân olunur.
12
12
12
Tarım Bakanlığından
Toprak İşleri Genel Müdürlüğü teşkilâtı için 10 adet kamyonet satın alınacaktır. Kamyonetler Ankara veya İstanbul’da teslim olunabilir.
Teslim ve tesellüm şartlarına ait yazılı malûmat Ankara’da Toprak İşleri Genel Müdürlüğünden, İstanbul’da Ziraat Müdürlğnden alınabilir.
Tekliflerin en geç 10 Nisan 1950 tarihine kadar bu dairelere yapılmış olması lâzımdır. (1768) - (174)
r
Müjde
Ankaranın en güzel semti, Anafartalar caddesinin merkezi yerinde, havası ve geniş manzarasiyle emsali bulunmayan
BUYUK OTEL
Kalorifer, sıcak su ve 300 metre karelik geniş terası ile bütün konforu haiz olarak yakında açılacağını sayın müşterilerimize müjdeleriz. (529)
B. C. G. Verem Aşısı
Tatbikatına Ankara Veremle Savaş Derneği 1 No. lu Dispanserinde devam edilmektedir.
A|i yaptırmak istiyenlerin her gün saat 9 - 12 arasında müracaat etmeleri rica olunur.
Memurlar Kooperatifi arkasında Adres- Ankara Veremle Savaş Derneği mcrkes binası
r
Şen İzmir Nakliyat Anbarı
Ankara
İstanbul
İzmir
Tel. 13367
Tel. 23561
Tel. 3608
Kendi vesaitleriyle eşyayı ticariye ev eşyası, sür’at, ucuzluk ve emniyetle nakleder.
V
!.00 Müzik: Hep beraber söyliyeltnf ' (Yurttan sesler korosu)
2.30 Müzik: Telden tele.
2.50 Müzik: Oyun havaları (Bağlama ta I kimi)
3.00 M. S. Ayan ve haberler.
3.15 Müzik: Dans müziği (Pl).
3.30 öğle gazetesi.
3.45 Müzik: Dans müziği (Pl). I
4.00 Hava raporu, Akgam programı ve kapanış.
7.58 Açılış ve program
8.00 M. S. Ayarı.
3.00 Müzik: İnce Baz (Mahur faslı)
9.00 M. S. Ayarı ve haberler.
9.15 Geçmişte bugün.
9.20 Müzik: Yarım saat dans (Pl).
9.50 Müzik: Akşamın karma müziği (Pl) I
0.15 Radyo gazetesi.
0.30 Müzik: Sanat heveslileri saati. I
0.45 Müzik: Genç müzlkçlnln seci: Şan I soloları, Söyllyen: Fllruzan Boyar. P Pianoda: Georg Markovlç.
21.15 Müzik: Müzikle Gezi.
22.00 Konuşma: Spor saati (Günün ha-I berlerl).
22.15 Müzik: Dans müziği (Pl).
22.45 M. S. Ayarı ve haberler.
23X10 Program ve kapanıg.
16.00
tür
20.'
21.1
1.45
.00
İSTANBUL RADYOSU
26 MART 1950 PAZAR
Açılış ve programlar.
Haberler
Hafif ara müziği (Pl).
Radyo tango orkestrası konseri İdare eden: Orhan Avgar.
Jhony Guarnerl’den piyano İle caz parçaları (Pl).
Saz eserleri, garkı ve türküler Serbest saat
(Konuşma veya müzik) Tanınmış ses sanatkârlarından küler (Pl).
Ludwig van Beethoven... Keman konsertosu Op. 61 «re majör» Çalanlar: Viyolonist Jeyudl Menu-hin ve Wilhlem Furtvvaengler 1da resinde Lucern Festival orkestrası. Programlar ve kapama.
Dans müziği (Pl).
Çeaitll hafif müzik (Pl).
Haberler.
Kavier Cugat Orkestrasından dans müziği (Pl).
Saz eserleri, şarkı ve türküler.
Dans müziği:
Çalanlar: Willy ve arkadaşları Şarkı ve türküler (Pl).
Spor hasbıhalleri
Fasıl’ heyeti konseri.
«Hüzzam» 1 — Peşrev — 2 Ey melek bu hayali 3 — Gülmedim gül dürmedim 4 — Müştekidir 6 — I Gör halini 6 — Taksim — 7 Hepi yeis İle 8 — Vuracak sine arar 9 - I Ümitlerim hep kırıldı 10 — Göz I ucuyla 11 — Saz Bemalsi.
Senfonik müzik (Pl).
Haberler. I
Tlno Rossl'den şarkılar (Pl).
Dans müziği (Pl).
Hafif gece müziği (Pl).
Programlar v« kapanış.
2fi 3 1&50
ZAFER
LUCILLE LESUEUR
RITA CANSINO
KATMERİNE MATH
aıııua Uiuunan KUÇUK CrUTKan bir ' n •)-------------------
müddetten beri boğmaca hastalığın ı Frans,z.lann bu teklifini tetkik et-
.................? mek için miihlpf istf)rnicİQT«zi;r.
I
Bütün Cihanbeylilerin seçime demiri şam gibi hazır oldukları anlaşılıyordu. ı ’ Bayar onlara: O halde mesele yok arkadaşlarım, istikbâl bizim demektir-. dedi.
Holly woodu altüst eden Fransız kızı!
Konya D.P. Kongresi toplandı
CORİNNE C AL YET
Cinsî cazibe kraliçesi ilân edilen bu güzel ve tipik Fransız dilberinin Rita Hayvvorthu gölgede bırakacağı sanılıyor
ON günlerde Hollywood’lula-, daha doğrusu yalnız Hol-rood’lularm değil, sinema herkesin dilinden düşmi-ransız dilberi var: Corinne Calvct. «Cinsi cazibe kraliçesi- ilân edildikten sonra şöhret basamakla-koşarak çıkan bu tipik güzelin le kısa bir zaman içinde yıldız-payesini almasına diğer bir sebep de, tanınmış film münekkitlerinin, onun Rita Hayworth'un beyaz perdede boş bıraktığı yeri dolduracağı hakkında ilc-ri sürmüş olduğu fikirlerdir.
Bu kanaatta olanlar Hollywood'u altüst eden Corinne hakkında şöyle demektedirler:
.Corinne Calvct şüphesiz tanrının talihli kullarından biridir. Çünkü harikulade bir güzellik yanında sanatkâr bir şahsiyete de sahiptir. Bunun böyle olduğunu onun Burt Lancester ve Paul Henrcid ile çe virmjg olduğu «Rope of Sand. adlı filmde ispat etmektedir. Bu filmin en güzel tarafı beyaz perdenin yeni bir Rita Hayvvorth kazandığı müjde-mesidir. Aslına bakılacak inne’in Hayvvorth'a ben az tarafı vardır. Fakat ha canlılık bakımından her ikisi arasında en ufak bir tefrik yapılamaz.»
Corinne Calvct yazmış olduğu bir makalede hayatını şöyle anlatmak-
-Çocukluk günlerimden ilk hatır-oturmakta olduğumuz
kasaba ve bahçede sabahtan akşama vereceğini söyledi. Kulaklarıma kadar birlikte oynadığım buzağıdır.* namıyordum. Tabii hemen yola çık-Hiç unutmam, bir gün onun kesilip tını, kasapta satılacağını öğrenince saat- “ lerce ağlamış, bir daha ağzıma et koymıyacağıma dair yemin etmiş tim. O gün bu gündür hâlâ ağzıma
Beş kardeştik. Yedi yaşında iken bir sabah annemle birlikte ormana gitmiştik. Orada annem altın renginde sonbahar yapraklarıyla başıma bir çelenk yapmıştı. Sevinçten deliye dönmüştüm. İçimde bir tiyat ro aktrisi olmuşum gibi bir his belirmişti. Sahneye karşı duymuş olduğum büyük aşk bende o gün başlamıştır desem yeridir.
Mektepten pek hoşlanmam ıştını. Kalktığım her dersten sıfır alıyordum. Kitap okumak en zoruma giden şeydi. Fakat bir gün hocam tarafından fena halde azarlandım. Aı- : kadaşlarımın yanında böyle bir mu- ' ameleyle karşılaşmak beni müthiş 1 üzdü. Bu olay dolayısiyle kitapla- : rın sayfalarını’açmıya başladım. Çok 1 geçmeden de sınıfın birincisi ol- ' dum. Hattâ imtihan vererek akran- I tarımdan üç sınıf ileriye geçtim.
Beyaz perdeye geçmem oldukça 1 garip olmuştur. Okulda iken bir gün prodüktör Marc Allegret’in tele- ‘ fonla beni aradığını bildirdiler. 1
• Hayırdır inşaalah- deyip mikrofo- I mı elime aldım. Beni uzaktan tanı- ' yan bu meşhur film amili benimle hemen buluşmak istediğini, çevrilen 1 bir Amerikan filminde bir küçük rol ı
Bu filmin ismi: -Wc Aıc Not Ma ıied Yet — Biz henüz Evlenmedi! tir. Münekkitler bu filmin gösteri) şinden sonra sadece «Güzel bir kız olduğumu söylediler. Fena halde kız dım ve hummalı bir çalışmıya başl dım.
Hollywood’dan bir teklif alıne_ fazla düşünmedim. Bir transatlantiğe atlıyarak sine 1 andı m.
İlk günler Ilollyvvood b terimdeki cazibesini kaybetmiye baş ladı. Çünkü günler değil aylar geçiyor, fakat bir filmde küçücük bir rol olsun bana verilmiyordu. Bu hal epeyi devam etti.
John Bre ra gerek da şans b hininmiş ı içinde anlı
olmadı. Çünkü stüdyolar beni paylaşamaz olmuşlardı. Sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar çalıştığım oluyordu,
Şimdi ise vaziyet değişmiş değildir. Durmadan çalışıyorum. Fakat bu halimden hiç de şikâyetçi değilim. Çünkü yıllardır bu günün gelmesini bekledim..
Parisli dilber Corinne Calvet bakalım dedikleri gibi Rita Hay un yerini tutabilecek mi?
du ve âdeta araziyi ve harekâtı göz.-lir ara, son aldığı tayine haritayı tetkik verdi: Olmadı, kaybettik dedi. Sonra, Yunanlıların lıa-imkânlarını inceledi: şuradan yürüseler, şu laıruza geçseler işi bir çırpıda hallederler.. -Aman Paşam, ıin kulağı vardır, diyecek oldum, ma baktı. -Ben sanat namına koşuyorum Celâl, diye gülümsedi..

Cihanbeyliye geldik. Soğuğa, tipi-î rağmen Cihanbeyli Demokratları ol boyundular. Bir de kurban hazır Ismışlar, hemen kestiler. Kan görmeğe tahammül edemem, fakat bu kurban kesmelerde asil, atavik, mukaddes bir şey var. Ruhum ürper-di. Bizi geniş biiyük bir kahveye aldılar, taze tavşankanı çay ikram ettiler. Orada tahta iskemleler üstünde tatlı, içten ve dostça bir sohbet
ar kendisine dikilmiş gözlerin : muhabbeti altında köylü du-ın sorduğu soruları birer birer cevaplandırdı. Onlara Ankaranın, B. M. M. sinin en son havadislerini verdi. Kimse Af Kanunundan vaz ge Sildiğine inanmak istemiyordu. O-rada ne kadar adam varsa hep dizleri ııi dövdüler. Mahpushanede yatanlarla bu kadar oynanır mı, diye hayıflandılar. Bayar: -İktidara geleceğiz ve onları biz çıkaracağız, dedi.
. üzeri Kongreden dönerken rastgele bir vatandaş bana aynen şunları söyledi : «1946 da, beyim, dedi biz geri geri kaçtık, ne yalan söylemeli. Ama şimdi yedisindeki yetişmemişi bırak, yetmişindeki kocakarılar bile arslan kesildi, ileri ileri diye kükrüyorlar.»
Konya, 25 (Telefonla) — Demokrat Parti İl Kongresi bugün Şahin sinemasında 480 delegenin iştlrâki-le vc binlerce dinleyici Demokrat huzuru ile açılmıştır.
Kongreyi 11 Ba.şkanının açmasını müteakip, kongre başkanlığına Saf fet Gürol getirilmiş ve saat 10 olduğundan Celâl Bayar'ı karşılamak üzere kongre muvakkaten tatil edilmiştir.
Celâl Bayar misafir edildiği otelin penceresinden toplanan binlerce Demokrat vatandaşa karşı şu hitabede bulunmuştur;
— Çok sevgili Konyalı vatandaşlarım, kanunî formalite tamam olmadığı için sizinle şu dakikada memleket meseleleri hakkında bir konuşmada bulunamıyacağım. Bili -yorsunuz ki, Demokrat Parti bir kanun ve nizam partisidir. Bunlara hürmeti vazife sayar. Benim bura-ıı(ıııuı) dan şimdi size hitap edişimin sebe- Fakat bi, bu soğuk ve karlı havada işini-kadar güç. havasında Mev- ' -'i. gücünüzü bırakıp buraya toplan ‘ ...ır__ I ığmızdan dolayı size teşekkür et-
mektir.
Hepinizi hürmet ve muhabbetle selâmlarım.»
Büyük karşılayıcı kafilesi elliden fazla otomobil ve otobüsle Tutuk köyünde bekliyormuş. Kar yağmak ta devam ediyor, hattâ Konyaya doğru indiğimize göre soğuk da artıyor. Şimdi büyük bir yürüyüş kolu halindeyiz: Demokratların yürüyüşü. Konyaya böyle giriyoruz, şehrin dış mahallelerinde ilerledikçe bii -yiiyor ve iki taraftaki kalabalık artıyor. Derken öon bir dönemeç; misafir olacağımız otelin bulunduğu hükümet meydanına vardık. Mahşer Allah, bir kalabalık... Alkışlar, yaşa, varol sesleri arasında Bayar otele girdi ve bir an sonra da önüne bir mikrofon konmuş pencerede göründü. Fakat kanuni formalite ta • marnlanmamış olduğu için Bayar. Konya muhabiri arkadaşımızın diğer sütunumuzda verdiği teşekkür konuşmasından başka söz söyliyeme-di. Saat 15 de kongrenin yapıldığı sinema binasına gidildi.

Konya hakkındaki intihalarımı yarın yazmaya çalışacağım. _ yine ne kednr güç, lânanın Tanrısal nefesi esen Kon-yayı anlatmak. Yalnız, şimdiden söyliyeyimki, C. H. Partisi Konya-yı da kaybetmiş vaziyettedir. Ak-
romfield ile tanıştıktan son sanat, gerekse aşk hayatını »ana gülmiye başladı. Bu romancı ile kısa bir zaman laştık ve evlendik. Fakat çıkmak bir türlü kısmet
Dünkü tüyler ürpertici Uçak kazası
NE İDİLER NE OLDULAR?
Amerika'da bir çok step ve balo dansözleri ardır. Senelerce evvel dansöz Ruly Keeler'e mukabil F.loaner Povvell, Betty Grable ve Vera Ellen başlıcalarıdır. Dram artistleri arasında da Betty Davis, Greer Garson, Norma Shearer’i sayabiliriz. Bunlar Star’lığa zaten bu tip rolleriyle ulaşmışlardır. Amma Joan Grawford.
Joan bu mesleğe dansözlükle başladı. O zaman Lucille La Sueur olan Joan ilk defa Şika-go'da sahneye «İnnocent Eyes» adında bir musi-kal temsille çıktı. »Passing Slıow» ve «VVihter parden» den sonra perdeye geçen Joan 1925 de 4. G. M. namına çevirdiği «Pretty Garden» de ük defa sahnede gözüktü. Daha sonraları dram rolleri almıya ha.şlıyan Joan Grauford nihayet 1946 da «Mildred Pierçe» deki rolüyle Oscar •.mükâfatını kazandı.
Rita Consino senelerce evvel Meksika’nın Tia Juana şehrinde maruf -Foreign Club- da dansözdü. Kısa bir zamanda temin ettiği kariyeri sayesinde derhal perdeye geçme imkânını bulu. İlk defa olarak Spencer Tracy’nin çevirdi- • ği «Dantc’s İnferno» da küçük bir rol aldı ve senelerce yalnız güzelliğini ve danslarını bize sejTettiren Consino nihayet Hayworth oldu. Bundan itibaren 2 inci derece roller almıya başladı. İlk mühim filmi: «Only Angels Have Wings- adlı bir tayyarecilik kurdelesi idi. Zaman geçtikçe parlıyan Rita nihayet Ginger Ro-gers'in yerine geçip Fred Astaire’in partöneri oldu. Daha bir çok güzel filmlerini gördüğümüz Rita son olarak .Karmen. i çevirdi. Şimdi Ali Han’la Avrupa’da yaşamaktadır. Bu onun 3 üncü kocasıdır.
Kalheriıı Mc Matlı da sahnede ilk defa revü rollerinde görünmüştür. Bu defa kim demeyin? Zamanımızın Ginger Rogcrs’i ilk defa bu adla doğduğu şehir olan (İndepeııdence) da sahneye çıktı. Yıldız avcıları onu Nevyorkta oynadığı «Girl Grazy» de buldular. Bir kaç ufak rollerden sonra Fred Astaire’in nartöneıi olarak -Top Hat», »The Gay Divoıcee. gibi filmlerde oynadı. Bundan scııra hep ağırbaşlı filmler çevirmiştir. Oscar mükâfatı kazanan «Kitty Fay-lc» ve hırsız rolü oynadığı »Roxic Hart» ve nihayet Amerikan senatosunda ilk milletvekili kadın olan Dolly Madisoıı’u canlandırdığı »The Magnificent Doll» başlıca filmleridir.
Schvveizer Film Zeitung’dan Savaş İnee
4r (Baş tarafı birinci de) halline giderek gereken tertibatı al-’’....... J”“ —— mışlar ve bundan sonra da Ankara
savcısı Rüştü Kayıkçıoğlu, savcı baş yardımcısı Zeki Kumrulu, Maden Tetkik vc Arama Enstitüsü Genel Müdürü İhsan Ruhi Berent, Hava Yolları pilot ve mühendisleri kaza ı yerine gelmişlerdir. I
j Savcılık hâdise yerinde gereken | incelemeyi yapmış ve cesetler üzerinden çıkan eşyaları, cinsini ve kim lere ait olduğunu tesbit etmiştir.
Kaza 'kurbanlarının isimleri Aldığımız malûmata göre, dünkü kazada ölenlerin isimleri şunlardır: Mücella Emir: (Cesedi kazadan 5 saat sonra ve kaza yerinden 50 met re ilerde bulunmuştur.)
Muzaffer Abacı: İnci Terlik mağazası sahibidir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Kardeşi tstanbula gitmesini önlemek istemiş ise de mani olama-
Jean Vilengas: Yunan tebaasıdır. Leon Hananel: Ankarada rehber mağazasının sahibidir. Bir kaç ay evvel ortağından ayrılmıştır. I
Fevzi Sınmaz, İvan İakof: Bulgar konsolosluğu memurlarından. |
Petko Petkof : Bulgar Konsolos-luğu memurlarından. |
Bay ve ” 1
tebaası.
Gürkan Gökçen : Baş pilot Remzi Gökçenin 4 yaşındaki oğlu.
motorlu yolcu uçağı dün mutad saatinde Yeşilköy Hava alanından 10 personelle hareket et-
Meydan üzerinde
Yolcu uçağı havanın karlı ve ti-pili olmasına rağmen muntazaman yoluna devam etmiş ve nihayet An 1 kara Hava Meydanı üzerine gelmiştir Bu sırada tipi şiddetlendiği için esasen karla örtülmüş bulunan meydan ve tepeler birbirinden a-yırt edilmez bir hal almıştır.
Kazaya uğrayan uçağı idare eden D. H. Y. baş pilotlarından Remzi Gökçen hava alanındaki telsiz memurları ile muhabereye başlamış ve meydanı geçemediğini bildirmiştir. Pilot muhaberenin devam ettiği müddetçe mütemadiyen meydanın ve yakın tepelerin üzerinde u-çarak ineceği yeri tesbit etmeye çalışmıştır.
Bu sırada tipi ve sis arasında iniş pistini bulduğunu zanneden pilot te.crar meydana haber vermiş ve inişe geçeceğini bildirmiştir.
I-Iava alanı telsizcileri bunun üzerine pilotun hakikaten meydanı bul duğunu zannederek inmesini söylemişlerdir.
Pilot- Remzi Gökçen bütün hazır-tamamlıyarak tayyarenin lavını açmış ve inişe geç-
IBu sırada kaza yerinden 100 metre ilerden bir ses geldi:
«Burada bir kadın cesedi var.»
Bu ceset kazanın 15 inci kurbanı Mücella Emir idi.
Mücella sademenin şiddetinden ı tayyareden ileriye fırlamıştı ve kül-çc halinde karlar arasında yatmakta ı1 idi.
Kaza yerinden ayrıldığımız stra-, da Bulgar sefaretine mensup memurlar enkaz arasında bulunan kuryeyi almak için hâdise yerine gitmekte idiler.»
Gazetemiz bu feci kazaya kurban gidenlerin ailelerine baş sağlığı diler.
ON CRAVVFORD RITA HAYWORTH GİNGER ROGERS
Ölüm Boğazı
iiessif kaza bu sırada vuku-bulmuş ve tipi arasında karşısına ısan tepeyi göremiyen uçak olan-a süratiyle nirengi noktası ile Gü-eıcinlik mevkii ve İstanbul Boğazı denilen ve tehlikeli bir boğaz olduğu için de tayyareciler tarafından «Ölüm Boğazı» diye adlandırılan bu yerin hemen yanındaki tepeye çarpmıştır.
Uçak Parçalanıyor
Bütün süratiyle tepeye çarpan yolcu tayyaresinin bir motoru ile kanadı ve bir kısım parçalan ilk sademede kopmuş ve yere düşmüştür. Tek kanatlı ve tek motorlu kolan uçak diğer motorun yardımı vc çarpmadan mütevellit kuvvetle tepenin üzerinden ileriye fırlamış ve o hızla aşağıya doğru kaymaya baş lamıştır. Yon yarıya parçalanan uçak gövde parçalanmadan aşağıya doğru uçtuktan sonra düz arazi ü-zerinde bir yere ikinci teması yapmıştır.
Esasen hurdahaş bir hale gelen tayyare bu çarpma sonunda takla atarak ilk çarptığı noktadan 250, ikinci çarptığı yerden de 50 metre ileriye düşmüş ve bu düşme sonunda da derhal alev alarak .yanmaya başlamıştır.
Önce parçalanan ve sonra da yanan tayarenin 15 kişiden mürekkep yolcu ve mürettebatı aldıkları yaraların ve yanıkların tesiriyle tanı namıyacak bir vaziyete gelmişler ve hiç biri kurtarılamamıştır.
«ayı müteakip Hava Yollarına up bir çok memur ve pilot der-(a yerine gitmişlerse de yan-dağılmış cesetlerle karşılaş-
Kudüs meselesi çıkmozda
Londra Radyosu, 25 (Basın - Yayın — Birleşmiş Milletler Vesayet Konseyi dün Cenevre’de Kudüs’ün milletlerarası statüsü üzerindeki ay müzakerelerine devam etmiştir.
Irak temsilcisi bu statü gareğin-| ce mültecilerin yerlerine dönmele-ı rini ve mallarının kendilerine ia-I desini, yahut tazminat ödenmesi-' ni istemiştir.
---------- | Müşahit sıfatiyle hazır bulunan Bayan Khole : Amerikan Mısırlı ve Suriyeli temsilciler, Irak I delegesini desteklemişlerdir.
İsrail in müşahidi ise, konseyin bu meseleyle uğraşmak selâhiyetini ' ’ ’ ’ “mı ortaya atmış-
.......... j u?ll|UdKİ UglU. _--
| Mr. Stewart: Devlet Hava Yol- ' haiz oluP olmadığıı larında mütehassıs ve İngiliz teba- 1
Remzi Gökçen : Baş pilot.
İlhami Uçanerı Pilot.
Af fan Beken: Telsizci.
Ekrem Oysu: Makinist.
Hazânın 1 yaşındaki kurbanı
Dünkü kazanın kurbanları arasında bulunan küçük Gürkan bir ■
Avustralya, Amerika ve Belçika delegeleri statüye bu yolda bir maddenin ilâvesini itiraz etmişlerdir.
Fransız delegesi Kudüs valisinin mültecilerin yerlerine dönmeleri için kolaylık göstermesini teklif etmiştir. Arap ve İsrail delegeleri
, dan muzteırip olduğu için doktorlar . bir uçak seyahati yapmasını tavsiye etmişlerdir. Bunun üzerine 4 ya-şındaki Gürkan dün sabahki yolcu , tayyaresi ile babasiyle beraber İs-; tanbula uçmuş ve tekrar Ankara » ya dönerken kazaya kurban gitmiş-' t*r'
J Facia kurbanı Remzi Gökçenin 15
1 yaşındaki oğlu da dün babasını ve kardeşini karşılamak için hava alanına gitmiş, bu feci hâdiseyi ve babası ve kardeşinin uçakla beraber
, pa rçalanışını gözleriyle görmüştür.
, Tüyler ürpertici bir manzara
Dün kaza mahalline giden bir ar-,’ kadaşımız injibalarını şöyle anlatı* ’ yor:
ı Kazanın vukubulduğu yer dün sahalım erken saatlerinden itibaren yağan karla örtülmüştü. Ortada, en kaz haline gelen yolcu tayyaresinin geri kalan parçaları da yanmakta idi. Enkazın bulunduğu yerden tayyare nin ilk çarptığı tepeye kadar kanat, molör, tekerlek gibi parçalar yayıl mış vaziyette idi. Tepenin muhtelif yerlerinde tek kadın ayakkabısı, erkek şapkası, Bulgar sigaraları, dünkü bütün İstanbul gazeteleri serpilmiş, dağılmıştı. Tayyarenin ilk çarptığı nokta 30 santim derinliğinde çukurlaşmış ve adeta sürülmüş bir a-raziyi andırıyordu. Biraz ilerde top rağa saplanmış motöı- parçaları, pervane ve tekerlekler vardı.
Alevler arasında yanmakta olan enkazdan kurtarılan, palto, şapka, ayakkabı gibi eşya yığın halinde bir kenarda durmakta idi. İki Bulgar sefaret memuru tarafından Ankara ya getirilen kurye çantası bu eşyalar arasında idi.
13.14 de duran saat
Bu eşyalar arasında en fazla nazarı dikkati çeçken şey de ufak bir saatti. Bu saat tam 13ii 14 dakika geçe durmuştu ki bu an kazanın vukubulduğu zamanı göstermekte idi.

lıaberi alınınca...
kadar memleketimizde ilk defa vukuhulan bu büyük tayyare kazasının acı haberi derhal şeh re yayılmış ve bu arada futbol maçında bulunan Ulaştırma Bakanı »mal Satıra kaza hakkında mallı -ıt verilmiştir.
Derhal kaza yerine giden Bakan dişe hakkında izahat almıştır. En z arasından 14 ceset çıkarılarak derhal Devlet Hava Yolları Hastanesine kaldırılmış, 15 inci ceset saatler sonra bulunabîlmiştir.
Tahkikat
Müteakiben jandarma bölük komutanı Yüzbaşı Tank Güneri, jandarma ve zabıta kuvvetleri kaza ma
mek için mühlet istemişlerdir.
Eceli kaza !
Nevyork, 2.1 (Nafen) — Vaşing-ton eyaletinde Howard Mc Math gayet acaip şartlar altında ölmüştür. Bildirildiğine göre, fırtına esnasında bir ağaç kökünden sökülmüş ve dev rilirken elektrik telleri ile telefon tellerini birbirine karıştırmıştır.
Bunun üzerine elektrik cereyanı telefon hattı boyunca kilometrelerce ilerlemiş ve Mc Math’ın evine ulaşmıştır. Cereyan burada hava gazı tesisatı ile temasa geçmiş, infilâk vukua gelmiş ve bu infilâk esnasında da McMath ölmüştür.
Utrillo milyona yaklaştı
aPris, 25 a.a. — Utrillo’nun tabloları için hükümetin tertip ettiği açık arttırmada, bir tabloya şimdiye kadar bu ressamın eserlerine verilen en yüksek fiyat olarak 800 bin frank kıymet takdir edilmiştir.
Bir tren kazasında 48 kişi yaralandı
Rio-De-Janeiro, 25 a. a. — San-tacruz istasyonu civarında elektrikli banliyö treninin çarpışması üzerine 18 kişi yaralanmıştır.
Komünist Çin ve Çekoslovakya Londra Radyosu, 25 (Basın - Yayın) — Dün Pekin’de komünist Çin hükümeti ile bir Çek delegasyonu arasına ticaret görüşmelerine başlanmıştır.

DOKTOR
Aziz Tevf(lc Yeginsoy
DAnhJYE MÜTEHASSİSI
Hastalarını her gün saat 15 den itibaren kabul eder.
Hamamönü Halk Eczanesi kargında, Nizameddin apartmanı No. 2 — Tel: 15343.
t
3-1 mağlup ettiler
Galatasaray D. Sporu 3-0 Beşiktaş da Gençlerbirliğini
Demirspor lüzumsuz sertliği ve aşırı asabi oyunu ile mağlubiyeti bu sefer de, tamamile hak
Millî Eğitim Mükâfatı maçlarının ilk günü karşılaşmaları dün 19 Mayıs Stadında soğuk ve karlı biı‘ hava da 3 - 4 bine yakın bir kalabalık ö nünde yapıldı.
Günün ilk maçı ....... Demirspor arasında oynandı. Dün başlıyan kar yer yer sahayı örtmüş ve bazı kısımlarını çamur haline getirmişti. İzmir bölgesinden hakem Sabri Armağanın idare ettiği maça takımlar şu kadrolarla çıktılar:
Galatasaray: Turgay, Naci, Ruhi, Musa. Muzaffer, Doğan, İsfendiyar. ‘Muhtar, Reha, Gündüz, Koçis.
Deıniı-spor: Esat, Mehmet, İsmet. Kadir, İskender, Muzaffer, İsmail. Zekeriya, Abdullah, Naci, Rıdvan.
Hafif yağan kar altında Galatasa raylılar stadın giriş tarafındaki kalesinden oyuna başladılar.Rakiple rinin ilk akınım kesen Demirspor]u lar sağdan üstüste bir kaç akın yaptılar ve beş dakika kadar teşebbüsü ellerinde tuttular. Bundan sonra Ga latasaraym sağdan akınları başladı. Fakat bunlar pek müessir olmıyordu 10 ncu dakikada GalatasaraylIlar ilk mühim fırsatı kaçırdılar. Demarke vaziyette olan Gündüz 12 pas içinde iken geriden bir pas aldı.Lâkin topu iyi kullanamıyarak kaleci Esadın kornere atmasına fırsat verdi. Fa -kat bir dakika geçmeden İsfendiyar sağdan indi. Ortaladığı topu Demirsporlular çevirdilerse de Muhtarın önüne geldi: o da kafa ile Galata saraya ilk golü kazandırdı.
Galatasaray akınları tehlikeli ol- _________
maya başlamıştır. Bilhassa sağdan [ dında devarn edildi, ilk maçı Vefa -İsfendiyarın indirdiği toplar Demir...................... • ■ ’
spor kalesini karıştırıyordu. Bu a rada İsfendiyarın uzaktan sıkı bir şütünü Esat yerinde bir atakla yakaladı.
Galatasaray baskısı 30 uncu dakikaya kadar devam etti.Bu arada Re ha Demirspor kalciesini de şaşırt-tıysa da Demirspor bekleri yetişip topu uzaklaştırdılar. Reha ortada sağa sola kaçarak çok iyi çalışıyor. Bir araDemirspor santroforu Abdul lah 12 pas içinde Nacıyı de geçerek topu havadan îsmaile verdi. 5 pastan İsmailin kafa vuruşunu görüyoruz. Top Galatasaray kalesine girerken Turgay uçarak kornere attı ve muhakkak bir gole mani oldu.
30 uncu dakikadan sonra Demirsporlular sağlı sollu akınlarla oyunun seyrini kendi lehlerine çevirdiler. Fakat arada sert hareketleri görülüyordu. Nitekim 38 inci dakikada Rehaya yapılan sert bir çıkışta Galatasaray santreforu ayağından arızalandı ve bir müdetd dışarı çıktı. Girdikten sonra da devre sonune kadar sol açıkta oynadı.
41 inci dakikada soldan inkişaf eden bir Galatasaray akınında top sağa îsfendiyara kadar uzandı. Galatasaray sağ açığının uzaktan güzel bir şütü top Esadın eline çarparak üst direğe vurdu; Koçis yetişerek takımının ikinci golünü çıkardı. Galatasaray 2 Demirspor 0.
Son dakikada Demirsporluların soldan korner atışile beraber hake min düdüğü devrenin bittiğini ilân etti.

Galatasaıay ile da kırıldı. 17 ve 19 uncu dakikalar-—" da Turgay, Galatasaray kalesi içine
havadan havale edilen topları yerinde çıkışlarla ve yumrukla uzaklaştırdı.
Akınlar karşılıklı oluyor. Demirsporlular zaman zaman Galatasaray kalesini zorluyorlarsa da bir netice alamıyorlar. Bu arada Kadri u zaktan üstüste iki sıkı şüt çektiyse de ton kalenin yanlarından dışarı çıktı.
34 üncü dakikada Demirspor kale sinin solundan ve çok yakınından Gündüz içeri girerken Esat ayaklarına yatarak topu kaptı ve tehlikeyi önledi.
40 inci dakikada sağ açık İsmail kaleye sokulurken top Galatasaray nıüdafilerinden birinin eline çarpt.. Demirsporlular penaltı olduğunda ısrar ettilerse de hakem, yan hake-1 mine danışarak 18 üzeriden frikik verdi. Çekilen frikiki Turgay yine
Isfanbuldaki Maçlar
a
Göztepe Fenerbahçeye 8-0 yenildi Vefa da Altayı 2-0 mağlûp etti
İstanbul, 25 (a.a.) — Milli Eğitim kupası maçlarına bugün İnönü Sta-
tepe arasında idi. Takımlar şöyle bi rer kadro ile sahaya çıktılar:,
Göztepe: Özcan - Fahri, Mustafa -Semih, Saıaceddiî). Mehmet - Hüseyin, Nezihi, Alâedaîn, Emced. Mem-duh.
Fenerbahçe: Cihad - Hilmi, Ahmet. Kâmil, Samim, Müzdad - Erol, M. Ali, Cemal. Lefter, Halid.
Hakem, Ankara bölgesinden Muzaffer Ertuğ.
Oyunun başlamasiyle hücuma ge-;en Fenerbahçeliler, ikinci dakikada Mehmetalinin kafa vuruşu ile ilk gollerini kazandılar. Bunu 8 in-i ci dakikada Halidin, 10 uncu dakika-Suphi, da Lefterin golleri takip etti.
Devrenin sonuna kadar baskılarını evam ettiren Sarı - Lacivertli ler, 20 inci akıkada Kâmilin güzel bir frikiki ile 4 üncü, 40 inci dakikada da Lefterin rakiplerini atlattık tan sonra köşeyi bulan kısa bir vuruşu ile 5 inci gollerini kazandı-I lar. Devre 5-0 bitti.
İkinci devrede Fenerbahçeliler yi-I ne oyuna hâkim idiler. Göztepe mü I dafaası fazla gole mani olmak için ................ an bir oyun oynu-
Altay, ikinci maçı da Fenerbahçe -Göztepe yaptılar.
Saha çok çamurlu ve kaygan olduğundan iki maç da umumiyet itibariyle zevksiz cereyan etti.
Günün ilk karşılaşmasını yapan Vefa ve Altay takımları şu kadrolar la sahaya çıktılar:
Altay: Osman - Kemal, Mehmet-Kâmuran, Sabahaddin, Cemil - -1 yas, Edvin, Bayram, Ferid, Salâhad-1 din.
Vefa: Şükrü - Mustafa, Rahmi -Melih, Galip, Salâhaddin - f ’ ' 1 Karnik, İsmet, İsmet, Bülent. |
Hakem, Ankara bölgesinden Re-
Devre yavaş bir tempo ile başia- * dı. 10 uncu dakikadan itibaren hâ- . kim oynamaya başlayan Vefalılar, { 30 uncu dakikada Suphinin sıkı bir şütü ile ilk gollerini kazandılar. Dev re 10 sona erdi.
İkinci devrenin başlamasiyle hücuma geçen Vefalılar, 4 üncü dakikada Bülend ve Suphinin müşterek --------- - -
gayretiyle ikinci gollerini de yaptı- I biraz serthge kaçar lar. Oyunun bitmesine 15 dakika ka- yorlardı. la Altaylılar, canlanır gibi oldular. Fakat bütün gayretlerine rağmen gol çıkaramadılar. Maç bu şekilde 2-0 Vefanın galibiyeti ile bitti.
Fenerbahçe - Göztepe maçı
İkinci maç, Fenerbahçe ile Göz- ' ile neticelen
'”lı-1 ,.s
I 17 inci dakikada Cemal G inci, 38 inci dakikada Kâmil yine frikikten 7 inci, iki dakika sonra da Mehmet j Ali 8 inci golleri yaptılar. Maç bu su
I ıetle 8 0 Feneıbahçenin galibiyeti
İnönü ikinci seçim nutkunu da dün verdi
İkinci devre
Devrenin daha 4 üncü dakikasında soldan yerden gelen topu Demir spor kalecisi Esat elinden kaçırdı, Reha yetişerek kolayca Galatasara-yın üçüncü golünü kaydetti. Bu golden sonra Demirsporlular teşebbüsü ele aldılar. Fakat forvet ferdi hareket ettiğinden Galatasaray müda -faası topu kolayca kesiyordu.
3 ncu dakikada Galatasaray santr hafi Muzaffer sola gelip Rıdvandan topu kesti ve rahatça vuracağı bir sırada Rıdvanın lüzumsuz bir ayak koyuşu neticesi yerde kıvranmağa başladı ve bir müddet dışarıda kaldıktan sonra tekrar girdi.
15 inci dakikada Koçisin yerinde bir pasını Muhtar kullanamadı. Bu arada Rehanın ve İsfendıyarın iki güzel akını Demirspor müdafaasın-

— Bugünkü________________
spor hareketleri
ANKARA’da
19 MAYIS STADI (Millî Eğitim Mükâfatı) Maçları Saat: 13.45
Beşiktaş - Demirspor Saat: 15.30
Galatasaray - Gençlerbirliği
İSTANBUL’da
Vefa - Göztepe Fenerbahçe - Altay
* (Baş tarafı birinci ele) | saat evvel çıkarıldı. Ancak birde çıkmaları lâzım gelirken, yevmiye leri tam verilmek üzere işçilerin işlerini terk ederek istasyona gitmeleri emredildi.
Sayın Cumhur Başkanı doğruca Orduevine indi. Bu arada sokaklarda ellerinde altı oklu bayraklar taşıyan kimselere tesadüf ediliyordu. Hattâ belediyenin et arabasına bile altı ok takılmış’tı. Bu hal karşısında sayın Cumhur Başkanının bir seçim nutku söyliyeceği anlaşılıyordu. Uzun bir istirahat devresin den sonra Orduevinin üst katından seçim nutku söyleneceği anlaşıldı. Fakat sonradan nutkun Orduevinin icarında bulunan sinemada söylenmesi tensip edildi ve hemen oraya hoparlör tesisatı yapılmak için harekete geçildi.
12,45 de sinemaya gidildi. Sayın Cumhurbaşkanının nutku 3 - 4 mühim esasa temas ediyordu: İç politikada yeni devreye intikal dolayı-siyle seçimlerde soğukkanlılık, teenni ve düzen tavsiye ediyordu. Sayın Cumhur Başkanı şiddet politikasının muhalefette olduğu üzerinde ısrar etti ve bazı misaller ile, Keskin heyeti arasındaki Demokrat vatandaşların Cumhur Başkanı-nı ziyaretten menedildiğini, Eskişehir felâketzedelerini ziyarette de yine muhalefetin şiddet politikası takip ederek bazı münakaşalara yol açtığını, İktidar partisinin çok sabırlı ve soğukkanlı hareket ettiğini ve bu suretle de memleketin iç düzeninde bir aksaklık olmadığını, siyasî mücadelelerde düşmanlık esasına bağlanmamak lâzım geldiğini, vatandaşların birbirine güveni ol-
1 ması icabettiğini, bütün felâketlerde birlik esasına dayanılmasını söyledi. Bu vazifenin iktidar partisine düştüğünü, türlü maksatlarla tecavüze geçenleri sabırla karşılamak lâzım geldiğini söyliyerek, Türk milletinin tecavüzlere karşı hassas karakterinden bahsetti ve bu sebeple de demokrasinin gelişmesinin geri kaldığını izah etti. Önümüzdeki devrede Anayasanın tadil edilerek iki meclis kurulmasını temin edeceğiz, dedi. Sözlerine devamla «Halk • Partili vatandaşlarım- diye hitabedere’ı -Altı ok prensiplerinin anayasadan çıkarılacağını, fakat bunların Cumhuriyet prensipleri o-larak, bütün partilerce bir şiar olması lâzım geldiğini, Anayasanın bugün için kuvvetli tarafları olduğu gibi, kuvvetsiz tarafları da bulunduğunu beyan etti.
Bndan sonra sinemanın alt katındaki bekleme yerinde dinleyicilerin bir kısmı Cumhur Başkanının elini sıkarak kendilerini takdim ettiler.
Orduevi salonuna gidildi. Orada bulunanlarla da bir müddet konuşuldu ve davul zurna ile yapılan bir millî oyun gösterisi seyredildi.
’ Bir ara sayın İnönü Orduevinde bulunan Kırıkkale Demokrat Parti Başkanına hitabederek :
2 — Bu seçimde burada çetin mü-ı cadeleler olacaktır, dedi.
j Fuat Seyhun da :
— Arkadaşça mücadele edeceğiz, ıi cevabını verdi.
Sayın Cumhur Başkanına bütün Ankara Milletvekilleri, hususî doktoru, Ankara Valisi, Belediye Reisi, belediye âzaları ve İl genel Meclisi âzaları refakat ediyorlardı.
etmiş oldu yumrukla uzaklaştırdı. Oyunun geri ' kalan dakikaları Demirsporlular!n gayretli hareketleri arasında geç -tiyse de netice değişmedi ve Sarı -Kırmızdılar sahadan 3 - 0 galip ay-
Galatasaraylılar dün umumiyet itibariyle canlı ve güzel bir oyun çıkararak galibiyeti hak ettiler. Tur gay, Reha, İsfendiyar bilhassa temayüz ettiler.
Demirsporlular ise dün yine zaman zaman sert hareketlere kaçtı -lar. Forvet oyuncuları her zamanki gibi dağınık ve ferdi hareket eti En iyi hatları olan defans da dii kendini gösteremedi.
Hakem Sabri Armağanın ida vasattan yukarı değildi. Zaman man sert hareketlere göz yumdu.
Beşiktaş - Gençlerbirliği
Günün ikinci karşılaşmasını Be -şiktaş ve Gençlerbirliği takımlar! yaptı. Takımlar sahada şu kadrol; la yer aldılar:
Beşiktaşı Mehmet, Yavuz, Vec Nusret, Maruli, Faruk, Söleym; Fahrettin, A. İhsan, Hüsevin, 13ü -lent.
Gençlerbirliği: Necip, Ali, Tura M. Ali, Haşan, Ayhan, Hamdi, Ko lınn, Ali, Şahap, Halim.
Maçın hakemi İzmir bölgesinde Bedri Kaya idi.
Saat 15.50 de maç başlıyacağı s rada kar tipi halinde yağmaya ba hımış tonu takip etmek bile güçle-
Stadın giriş tarafından oyuna baş kıyan Gençler hemen sağdan Beşik taş kalesine indiler ve bir frikik kazandılar. Fakat Haşanın atışı bir netice vermedi. Bir ara Beşiktaşlılar Gençler kalesini üstüste yokladılarsa da, iyi yer tutan Gençler müdafaası vaziyete derhal hâkim oldu.
6 nci dakikada soldan bir pas lan Gençlerin santrforu Ali sağa k çarak topu soliç Şahaba geçirdi. Şahap 18 içinde ve çok müsait vaziyette olmasına rağmen bu mühim fırsatı kullanamıyarak topu yerden avta çıkardı. Bundan sonra oyun müteva zin bir cereyana sürüklendi ve ı müddet ortada oynandı. Yerin k; •ını olması .yüzünden iki taraf oy vuları da topa lâyıkile hâkim olamıyorlardı.
11 inci dakikada Beşiktaşlılar sol dan bir korner kazandılar. Bülentin mükemmel ortasından gelen topu I-Iasan kalecisine vermek isterken a-yağından kaçtı, karşı taraf muhacim lerinden biri yetişerek' topu kaleye soktu ve böylelikle Siyah - Beyazlıklı’ ilk gollerini kazanmış oldular. Bu gole rağmen Gençler oyuna hâkim bulunuyorlar ve rakiplerinin kalesi önünden ayrılmıyorlardı. Bu a-r.’.da Avhanın bir sütünü Beşiktaş kalecisi ancak kornere atmakla ön-iiyebildi,fakat korner netice vermedi
Gençlerin baskılı ve güzel oynu devanı ediyor. Santrhaf Haşanın hazırladığı akınlar Beşiktaş kalesi i-çin tehlikeli oluvor. 33 üncü dakikada Gençler sağdan bir korner kazan dılar. Ortaya düşen topu solic Şahap nefis bir kafa vuruşile Beşiktaş kalesine havale etti. Fakat Mehmet tam zamanında atılarak yakaladı.
28 inci dak.kada oyun oı i oynandığı bîr sırada ileri b-Jan santrfor Ali Bdşiktaş kal sağma doğru kayarak topu ar rak geriye verdi. Topu kapan Şahap da Gençleri berabere duruma ren golü çıkardı.
Oyun umumiyetle mütevaz cereyan takip ediyor. Gençl güzel temoo
Kazadan resimler

Uçağm tam kaza ânı olan 13,11 dc duran saati ve yolculara ait eşyalardan bir kısmı...
Facia kurbanlarından Mucella Lmırı
diın, kendinde
’sütünü
Parçalanan uçağın feci halinden diğer hır gorunuş...
ilgililerden nahat alan mulıarririr
uğrayan uçağın parça 1 arınılın bir kısım, kazadan bir kaç saat sonra hala yanmakta dı.
'osteremeı müdafaa tin ve Maı
daha üstü ıt ikinci düşmesi iki gol dalı □ni olamadılar.
Şahaba geldi. vuru - ı. Dm N-.cıbın zaviyey kapam
şundan top Beşiktaş kalecisi Meh | masına rağmen Gcnçlerbırııgı_ met elinden kaçırdı ve Alini ne düştü. Kalenin hemen bir önünde topu yakalayan kamadı ve Gençler bos oyunun neticesini kend değişti!
Gençlere paha! şiktaşlılar şiktsşlılar b ladılar ve i kazandılarsa d devre 1
Oyuna Beşiktaşlılar hızlı başiad lar. Bu devrede Siyah Beyazhlar Bülenti ortaya; Faruk’u solaçığa Falı rettini soliçe almışlardı. Hüseyin sol hafa geçmişti.
8 inci dakikada soldan Gençler a leyhine bir korner oldu. Fahrettinin kornerden attığı topa 12 pas içinde sert bir kafa vuran Faruk Beşiktaşa ikinci golü kazandırdı. Vaziyet 2 - 1 Beşiktaş lehine döndü.
Gençlerin akınları bir müddet daha devam ettiyse de Beşiktaşlılar her ileri çıkışlarında tehlikeli oluyorlardı. Bu arada Bülentin soldan ikinci girişini güçlükte kestiler.
31 inci dakikada Gençler çok güzel bir fırsat daha kaçırdılar. Halimin soldan attığı, kornerden top

Comments (0)