İdareciler kongresi nin ilk meyvası

Yeni İller Kanunu tasarısı Millet Meclisine sunuldu
Tasarıda Bucak müdürlerine Adlî Zabıta »ıfatı tanınıyor,

Valileri* Savcılar arasındaki miinaaebetlerdejıenilik^
miştir. Son şeklini almış olan iller idaresi kanun tasarısı valilerin çalışmalannı kolaylaştırmakta ve faaliyetlerini pratik hale getirmektedir.
Bu tasan gereğince valiler, idare ve şube baş-kanları hariç, diğer memurları tâyin edebilecek -lerdir. 11 için de birden ziyade İstihdam yeri olanlardan Bakanlıklara bağh müesseselerden yetişen-(Devamı Sa., 3; Sü„ 4 de)
i Ankara 25 (Hususî) — Yeni iller idaresi ka-t nunu tasarım Bakanlar Kurulunda son şeklini al-ı diktan sonra Büyük Millet Meclisine sunulmuştur. / Bu tasan; Tanzimat devrinden beri memleketimiz-} deki idare rejimi, birinci idareciler kongresinin ka-I rar ve temennileri, yirmi yıl kadar devam eden ( bugünkü kanunun tatbikatı ve batı devletleri mev-j zuatı gözden geçirilmek suretile ire} dana getiril-
Ytmıt beş yıldır hayırlı bir hareket yapamayanların, şimdi halk kitlelerinden yeni bir on yıllık mühlet istemeğe nasıl yüzleri ve cüretleri olabilir. Gelecek on yıl değil daha yüz yıl Halk Partisinin gidişinde zerre kadar bir salâh eseri olabileceğini kabul etmek için insanın en ujak bir tecrübeye malik olmaması veyahud göziinii partizanlık gayretinin bürümesi lâzımdır
Halk Particinin Yalova | kongresinde, 11 başkanı, halka ve köylüye: (Kar-0imza açık alınla çıkacak durum- ı da değiliz» dedi. Halkın şikâyetleri o kadar çok ve şiddetli ki, parti temsilcileri nihayet halkın kar-I pısına çıkacak yüzde olmadıklarını kabul ve itiraf zorunda kaldılar. Hattâ gene İstanbul il başkanı halka beş, on yıl daha )abret -meşini tavsiye etmek gibi garip bir dil de kullanmamış değildir. Halk Partisinin bütün kin ve paslanmış zihniyeti bu suretle tema-mile mîllet nazarında sırıtmış bulunuyor. 1
Matbuat aı çok serbestiye na -11 olmadan, hakikatler tamamile gizlenerek tek parti ve şef sistemi yürürlükte iken Halk Partili başkanların ağzı başka idi. Onlar, memleketi her gün terakkiden terakki} e uçurduklarını iddia edi -yortar, bazı eşsiz inkılâplardan, hamlelerden dem vuruyorlardı.
Şimdi, bu gibi palavralar, gazetelerin himmeti ile, yutulamaz bir hâle geldiğinden köylüye ve halka karşı başka bir tabiye kullanılıyor ve bu hâlimizle sizin karşınıza çıkmağa yüzümüz yok anıma, hele beş on yıl daha tahammül e-diu, herşeyi yoluna koyacağız ileni Uyor. Bu kad&r mantıktan âri bir tavsiye tasavvur olunabilir mi?.
Partisi güya bir siyasî çeyrek asırdır iktidar-rakibsız, murakabesi/, yapabilmek kudretine
Halk partidir, dadır xe İstediğini malik olmak ş&rtile iktidardadır.
Dünyada \e hiç bir memlekette hiç bir siyasî parti bu kadar uygun şartlar altında, bu kadar uzun zaman iş başında kalmamıştır. Bu uzun devrede parti ancak bir zümrenin menfaatine çalıştırılmış ve memleket çapında işler tamamile ihmal edilmiştir.
Hesap ve kitap sorulmak imkânı olmadığı için de herşey şatafatlı. tâzinı perdesi ile örtülmüştü. İki yıldır o perde biraz aralık e-dilmek imkânı hasıl olduğundan halûkatler apaçık görülmüş ve millet dalıûnhhğj cebrî uykudan uyanmağa başlamıştır.
lirmi beş yıldır hayırlı bir ha-
r
Bulgar Türklerinin bugün komünist uşaklarının elinden çektiği işkenceler
İki kilo un için öldürülen nine - Ölülere kefen verilmiyor -Çetecilere hediye edilen kızlar - Gözüne mil çekilen kadın 60 yaşında bîr ihtiyar kadın: kıramadı
“Yolda amele olarak çalıştırıldığım sırada iyi taş diye bir Bulgar askeri küreğin keskin tarafiie parmaklarımı uçurdu,, dedi Bulgaristan
Türklerine yapı lan mezalim hak kındaki neşriya tımıza bugün de devam ediyoruz.
Bulgaristan -dan birkaç gun önce şehrimize gelen göçmenler den 23 yağlarında İbrahim Afi -oğlu dün kendisi ile görüşen muharririmize şun lan anlatmıştır..
Eiz «Mas-tanlı kazasının
• -Hacıköyü • nde oturuyorduk. Bul gar komünistleri ve Yunan çeteci leri ile hayli mu eadeleden sonra anavatana kaç -rnağa muvaffak oldum.
Bulgaristan -daki Türklere ya yılan mezalim hakkında ne söv
W iDcraMi 5 iticide)
11
m İTİf?




reket yapamayanların şimdi halk kitlelerinden yeni bîr on yıllık mühlet istemeğe hm.mI yüzleri ve ciir’etleri olabilir? Gelecek on yıl değil, daha yüz yıl, Halk Partisinin gidişinde zerre kadar bir salâh eseri olabileceğini kabul etmek
İsveç Kızıl
Haç Başkanı şehrimizde
----o---
Kont bernadotte bugün Ankaraya gidecek
Kont Bernadotte
İsveç kızılhaç başkanı Kont Ber nardotte, dün akşam bir Panameri kan tayyaresile, saat 21.30 da kı-zılayın misafiri olarak Yeşilköy bava meydanına vasıl olmuştur.
Kont Bernadotte; hava meydanında. kızılay genel merkezi umum müdürü Dr. Remzi Gönenç ile İs -tanbul teşkilâtı müdürü Fikret Tü ney taralından karşılanmıştır.
Kont Folke Bernadotte Of Wis-borg, Sa Majeste İsveç kralı Besinci Gustavın kardeşi, Prens Ber-naddott'in oğludur, 1895 de do-(Devamı Sa., 3; Sû., 4 de)
” Tefrikamız!
^gobun |
I Yazan t
-s
b
azı
Sermedi namlılar AİİM& | «Je/u Sabah» önûnıüzdtki Oünlerde okuyucularına fevkalâde mizahî bir eser sunacaktır^ eser tanınmış mizah ro-^ancılannuzdan bilhassa eski devirleri karıkatiirize etmekte tek salâhiyeti olan Somed Muhtar Alus tarafından kaleme alınmıştır. Ve kendisi ^Agobun Kazı» nın şimdiye kadar yazdıkları içerisinde en güzeli olduğunu söylemektedir...
flaşından sonuna kadar sizi kahkaha tufanına yarke-decek olan bu romana:
1 MAYISTA BAŞLIYORUZ
İçin insanlar en nfak bir tecrübeye malik olmaması veyahud gözünü partizanlık gayretinin bürü -meal lâzımdır.
Siyasî bir parti olarak kudret ve kabiliyetini yirmi beş yılda gösteremeyen bir teşkil artık memleketten yeniden beş on yıl mühlet İsteyemez. Diraz insafı varsa öniinuj/d-tu yıllarda başka partilerin, başka şahsiyetlerin kendi yerlerine gelmesini ister.
Halbu ki, Halk Partisi hakikatte siyasî bir parti değildir. O parti mensuplarından sivrilenlerin nazarında memleket, emirlerine â-made bir çiftliktir. Diledikleri gibi idare ederler. Kötü idare ederlerse. bilâhare yanlışları gene kendileri tashih ederler. Halbu ki. Demokratik bir idarede, bir parti hattâ bir kabine muayyen bir programı, muayyen bir zaman 1-çiûde tahakkuk ettiremedi mi, iş başından uzaklaşır, başka eller ve (Devamı Sa., 3; Sû., 4 de)

Futbol Millî Takıntımız Atinadı
ATINADA İKİNCİ ZAFER !
İstanbul Muhteliti dün
L. - ) »L* ■
Atina’yı 5-2 yendi


Oyun Türk takımının ezici altında geçti, ilk devre 2-Atina, 25 (Hususî)
Atinada Panatinaikos stadyo-1
ınunda İstanbul ve Atina muh-teliflerinin temsilî karşılaşması yapılmıştır.
Bugün
Kocaeli,, mürettebatı
Marsilyada isyan etti
ti
Amerikadan Marsilyaya gelen tankere, buradan Amerika için navlun çıkınca mürettebatın sabrı tükenmiş
Devlet Denizyollarının Amerikadan satın aldığı 15 bin tonluk Kocaeli tankeri, Amerikadan yük alarak Türkiyeye müteveccihen yola çıkmış ve seyahat sekteye uğramadan gemi Marsilyaya gelmiştir. Burada, geminin şansı açılmış olacak ki Amerikaya götürmek üzere «navlon» bulujıuyor. Böylelikle gemi, Amerikadan Marsilya i-cin yüklediği eşyayı Marsilyada boşalttıktan sonra oradan alacağı yükle tekrar Amerika-ya gidecekken Denizyolları i-
• •

daresi, personel kıymeti bilmemenin tabiî bir neticesile karşılaşıyor: Mürettebatın protestosu !
Verilen habere göre bu vaziyet hasıl olunca geminin mürettebat ve zabitanı, âdeta isyan edercesine .aldıkları para ile bu seferi yapamayacaklarını bildirmiş, keyfiyet idareye haber verilmiştir. İdare de, öyleyse boş olarak gemi Istanbula gelsin (!) emrini vermiştir.
Şimdi gemi Istan bula boş gelecektir.
Lâkırdı Kıtlığında
Yalanlama mı yoksa bir itiraf name mi?..
Ziraî Donatım Kurumu iddialarımızı cerhet. miyor, sadece bunlara sebeb ve özür arıyor!
Dün «T.ürkiye Ziraî Donatım Kurulu Umum Müdürlüğü» n-deıı 21 nisan tarihli aşağıdaki mektubu aldık; aynen neşrediyoruz :
«Gazetenizin 8/411948 tarih
ve 3281 sayılı nüshasının birin-

ci sahifesinin beşinci sütununda (Ziraî Donatım Kurumunun Millet kesesinden hovardalığı) başlıklı yazı incelendi. Aşağıdaki açıklamanın aynı punto ile ay ni sütunda neşredilmesini rica iDevaını Sa.. j. Sû., 4 deı
hâkimiyeti
2 kapancı
Cuma günü Millî takımımıza 3—1 yenilen Yunanlılar hiç değilse bugünkü maçı kazanmak ümidini beslemekte idiler. Saha güııün erken saatlerinde on bin lcrce seyirci tarafından dolmuş ve bir o kadar seyirci de stadın kapılarına ve civarına birikmişti.
Takımlar saat .16 da alkışlar arasında sahaya çıktı.îYunanlı seyirciler takımlarını çılgınca alkışlıyorlar millî maçı kaybeder. tadımlarının temsilî maçı kazanmaları için teşci ediyorlardı.
(Devam* Sa., 6; Sö„ 1 de)
4
Milîi takımın sağaçıği Fenerli
Fikret

i
( V i

Ya-
a-
Filistin İçin savaş ----------o
Yahudiler şimdide Yafaya karşı taarıuza geçtiler
Londra, 25 (B.B.C.)
lıudi kuvvetleri bu sabah Y faya karşı hücuma geçmişlerdir Hagnna kuvvetleri, Yafa ile Tel-Avıv arasında bekliyor. Britislı United Press muhabirine göre Yafadaki Arablar kuv vetli ibr mukavemet gösteriyor lar. Kudüsteki Röyter muhabiri de Yahudi Hagana’nın Arab evlerini berhava ettiğini bildiriyor.
Şam: 25 'A.A.) — Arab Yüksek kumandanhgı aşağıdaki tebliği neş retmlştJr:
Mîihim I-Iaganah kuvvetleri Yafa dakl ileri karakollarımıza hücum etmişlerdir, Çok şiddetli bir savaş ve topçu düellosu devam etmekte-(Devamı Sa., 5; Sû.. 6 da)
Lana Turner
AKVİMDEN BİR YAPRAKİ
Yukarıda Meh-med, aşağıda lb rahim vc ortada yüzüne mil çekilen Bayan Lebit
Buğday darlığı mes’ulleri
Mec isin bugünkü toplantı gündemi
Ankara: 25 (Hususi) — Meclisin yannkl gündeminde Burdur Millet vekili Ahmed Çınarın buğday sıkm tısı dolayıslle alınacak tedbirlerin neler olduğu ve ve hükümetin buğday politikası hakkındaki sorusu, Seyhan Melletvekili Ahmed Remzi Yiireglrin genel af ve arazi tapulama işleri haklımdaki sorusu ve yine Seyhan Milletvekili Sirun Tekelioğlunun ofisin İstanbul şube sindeki yolsuğluk, İzmir ofis an-barı yangım, İstanbul Kuruçeşme-de yapılan hububat suiistimali, Ür dün hükümetine verilen hububat, Elen—Türk ortaklığına verilen hu bubat hakkındaki sözlü soruları vardır.

Kongrelerden edinilen intiba
W
sini İdare edenler vo hükümet partizan ları asla memnun edememişlerdir.
Eyüp kongresinde bir partili:
— Biz partiye â-zâ kazandırmağa çalışıyoruz; huku kazandırıyor!
evleniyor
Holivut: 25 (AP) — Orkestra fl Artı Shawda.ıı boşanmış olan sinema artisti Stphcıı Cıane İle 1-
kı defa evlenip boşanan Bayan La in^vami Sa., S; Sil,, 3 de)
\'V ve
ski Ziraat Bakanı Hatibog-lunu zlraatçıler çok severler; ne zaman bir lâkırdısı açılsa medhederler; ben^- . ■ ■ ■
bu zatın ziraatçı * | liflinden birşey an-_ r _ laınadım. Hoş yalnız ondan doflil, bankalarından da birşey anlamamıştım; çünkü benim bulunduğum muhitte e-sasir ziraatçılık namına birşey yapılmıyor; bütün mes’ele ziraat memurlarının himmetino kalmış. Onlar da elden geleni esirgemiyorlar, fakat no yapsınlar? Traktör, yahud harman makinesi olamazlar ya...
Geçen gün bir ziraatçı benlmlo şöyle hasbıhal etti.
*— Partinin ileri golen bir şahsiyetine Hatibofllundan bahsottim. Kaşları çatıldı; «Aman! dedi. Bu adamın lafını etmeyin; ziraatto yaptıkları ilo bize taraftar kaybettirdi; bilhassa köylüyü bizden soğuttu..»
Hatibofllu çekileli hayli oldu; hatâ telâkki edilen icraat eski şekline 1a-do edildi; fakat gazetelerde kongre müzakerelerini okuyoruz; partizanlar memnun değildirler; partinin politika*

met ise muarız
Bir diğeri de:
— Bu dilekleri her sono söyleriz; fakat İşler kalır; hattâ düzeleceğine, daha ziyado bozulur.
Diyo haykırıyor.
Evvelki gün do Yalova kaza kon -gresinde gono pek şiddetli tenkidlor olmuş; azâdan biri:
— Hükümet halkı kandırıyor, sonra da, bizdon partiye karşı sadakat bekleniyor; demiş. Diğer bir partili;
— Sayın mebuslarımız! Biz sîzleri ancak senede bir defa görebiliyoruz. Fakat buna da şükür...
Gibi tarizkâr bir sümle sarfctmış.
Bunlar çok ağır sözlerdir. Mademki bu memlekette Demokratik rejimi kurmağa çalışıyoruz; partiler, hayatiyetlerini kökten, yani milletten ala -Gaklardır; Domokrasi ağacının «Tûbâ (Lütfen sayfayı çeviriniz)
2Ö NİSAN 1948
SAYFA: »








1IMI
f L ~~ V

RIYOR kİ
Yazan: Profesör Kenan Öner
— 55 —
devam ettiği herkesçe biliniyordu. Hattâ bunu yanlış haber alan gazeteler pazarlığın iki parti arasında yapıldığını zannederek partiye baş Vuruyor, benden pazarlıkla Meclisi dolduracak yerde bir tek Milletve-|fiu çıkarmamağı tercih ederiz cevabını alıyordu.
ür z '
23 Temmuz da gelip çattı. Hâlâ netice bütün halkın meçhulü bulunuyordu. O günkü gazetelerde Mareşalin valiye yazdığı şu protesto mektubunun bir sureti okunuyordu:
Sandık başındaki tasnif zabıtlarının sonradan asılsız olarak yaptırılan tutanaklarla tebdil edileceğini haber almıştım. Şimdi öğrendiğime göre Kadıköy çevre sinde tutulan zabıtların ilçede tevhiden tasnifleri sırasında halkımızın saıııiuıî bir itimad ve muhabbeti neticesi bana verdiği reylerin Keceb Poker e devredildiği anlaşılmış bulunmaktadır.
Millet iradeslle istihzayı andıran bu muamelenin tevlit edeceği a-kibctler halikında nazarı dikkatinizi celbetmekle beraber, hukuki mahiyeti sizce de malûm olan kurulların bu gibi hususata teşrik edilecek yerde bunların önlenmesini ı# seçimin ismetine dokunulmamasını bir vatandaş ve aday sıfatile diler ve neticenin derhal bildirilmesini isterim.
OlkUYUCU
I MER SABAH\ B« ■ ... ■ ■

d
^ömürbeyannamesi tevzi edilmiyecek
Ekonomi Bakanlığı evvelce beyanname tevziini kabul etmişse de şimdilik bundan vazgeçildiği beyan edilmektedir.
Beykoz ve
Paşabahçede
Demokratların tertib ettiği toplantılar
para yok, yar-
İste-
H
H. P. adaylarından kazanmış gös-Fevzi Çakmağın beyanatı üzerine Demokrat Partili veya müstakil a-Partisinden kadro harici bırakılan Ferit Hamal, Muhiddin

23 tarihli Son Posta gazetesinde Demokrat Parti listosindeki adaylardan Mareşal, Celâl Bayar, #8?suf Kemal, Adnan Adıvar, Refik Ko-raltan, Fuat Hulusi, Bürhan Cahid, Faruk Nafiz, Cihat Baban, Ab-dürralıman Münip ve Zeki SporeL’in seçildiği bildiriliyordu. Bu gazo-tenin ifşaatına daha sonra yedi Demokrat daha inzimam etmiş ise de bunu bir hatâ addetmekten ziyade bir gün evvel takarrür eden 12 halkçı mebusun yedisinden sarfı nazar mecburiyetinde kalındığının delili addetmek daha muvafık olur.
Bu meddü cezrin sebebini Son Saatin şu açıklamasından da anlamak kabildir. Bu gazete diyor ki:
Demokrat Parti mümessillerinin tasnif heyetlerinden çekilmeleri üzerine C. H. P. azalanndan müteşekkil seçim kurulları daha müsait bir hava içinde çalışmağa başlamışlardır. Fakat gerek Mareşalin valiye gönderdiği mektup, gerek Demokrat Parti il başkanının İçişleri Bakanlığına yolladığı protesto, bu mahfillerde hissedilebilir bir endişe yaratmıştır.
Çıkarılan bir şayiaya göre C. terilen bazı Milletvekilleri Mareşal liste harici bırakılmışlar ve yerine daylar ikame etmişlerdir. Halk
namzetler General Refet Bele, Yahya Kemal, Üstündağ, Safiye Hüseyin ve Halü Hilmidir.

Yine ayni günkü Son Saatte Antakya ile îzmirden, İnönü’ne şu telgrafların çekildiği bildiriliyordu:
«Dünkü seçimler, kanunu hiçe sayan keyfi emirler ve C. H. P. nin dikte ettiği usullerle yapılmıştır. Halkın güzleri önümle şehirde ve bilhassa ilçelorde idarenin hudutsuz ve merhametsiz baskısı altında millet haklan payinıâl edilmiştir. Buna rağmen partimiz yüzde yetmişi aşan bir ekseriyetle seçilince, bu def’a tasnif tutanaklarının değiştirilmesi gibi iğrenç bir tedbire başvurulmuştur. Bunu temin için valinin evvelce olan anlaşmıya aykırı olnuyarak temsilcilerimizin ancak tasnif sonuna kadar bulunabilecekleri ve komisyonda nihai tutanak yapılırken dışarı çıkarılmaları lüzumu tam saat 19 da emredilmiştir. Tarihimizde bir misline daha rastlayamadığımız bu büyük haksızlık karşısında yüz binlerce yurtdaş bu kanun drşr hareketlerin doğurduğu Iıayâl sukutunun ıztırabile meyusdur. Durum dakikadan dakikaya ağırlaşmakta ve üzerinde durmamızı gerektirir mahiyet almaktadır. Bu sebeple umumi tasnif neticelerinin ilânından evvel keyfiyeti inceleterek haksızlığın düseltılmesini ve yurtdaş izzeti nefsinin kurtarılmasını rica ederim. Aksi taktirde doğması melhuz neticelerden sadece hükümetin sorumlu alacağını arz eder im, saygılarımla.»
Demokrat Parti İzmir Başkanı: Ekrem Hayri Vstündağ

Millet vekilleri seçim işlerine girdiğimiz günden başlıyarak iktidar partisine mensup birçok vatandaşların ve bu arada hükümet teşkilâtından yer alınış memur ve amirlerinden birçoklarının ve siyasetle uğraşmaları kanunen men edilmiş bulunan jandarma subay ve erlerile gümrük muhafaza subay ve erlerinin adeta mezalim şeklini alan tazyik, tahdit süngü ve dipçikle döğme ve yaralama fiilleri biz HataylIları kalbimizden yaraladı.


AKViMDEN ^YAPRAK
o
Kongrelerden edinilen intibâ fBaştarafı 1 incide^ ağacı» gibi kökü yukarıda dalları aşağıdadır. Bu itibarla ağacın kökündeki hoşnudsuzluk dallara, yapraklara, hattâ meyvaya tesir eder; dikkat lâzımdır. "
Hükümet son zamanlarda eski Ticaret Bakanının vaziyeti dolayısile hayli güçlüklerle karşılaştı. Ekseriyet partisinin Demokratik varJığını teşkil eden ferd kuvvetleri bu güçlüklerin bir an evvel düzenlenmesini isti -yor; fakat maalesef bu temenni icraatı yapacak mercie kadar yükselemiyor; o zaman kongrelerde fırtına kopuyor.
Eyüpfü partizan sözlerine şunu da ilâve etmiştir:
— Ekmek işini ele alalım. Harp senelerinde bile bu derece bozuk ekmek yemedik. Halbu ki, ca gıdamız ekmektir.
Bunun mânâsı: «Parti bize doğru dürüst ekmek iniyor» demektir.
Diğer partizanın şu sözünü de kaybediyorum:
— Bunlar (yani bu hatâlı icraat) halkla parti arasında soğukluk yara-tıyor; her şeye boyuna zam yapılıyor; artık halka yüzümüz kalmadı.
Yalova kongresindeki âzâ da sözlerine şunları ilâve ediyor:
— Kaç yıldanberi tapu işlerimizin halledilmesi için çalmadığımız kapı kalmadı; işi gücü bıraktık; mahkeme kapılarında sürünüyoruz. Daha söylenecek ne kaldı?
Bu acı tenkidier, fuzuli gayretkeşliklerin hazin neticeleridir.
Hatiboğlu'nun hatâlarını vaziyeti eski şekline iade suretile tamir neye yarar? mosele, yenilerini yapmamak, yaptırmamak, yapılanları da esaslı surette tahkik ile tekerrürürüniin önüne geçmektir.
Kongrelerin, hattâ partili gazetelerde gördüğümüz, müzakerelerden o-dinilcn intiba budurl
bizim başlı-
hükümeti bile yedire-
( Devamı varf
Bir Ermeni okulu 23 Nisan bayramına iştirâk etmemiş
Ulaştırma Bakanlığına ve P. T. T. Genel Müdürlüğüne
Blzler yıllardır. P. T. T. idaresinin bütün servislerin-de çalışmış bir çoğumuz bihakkın nıulıaboro bilgisine vâkıf telgrafçıyız. Fakat bu tarif kendi aramızdadır. Zira kimimiz telefoncu kadrosunda (85) lira 2,75 lira gün delik ile çalışırız fakat muı lıaberc servisinde geceli gündüzlü iş görürüz, kimimiz ücretli muhabere kadrosunda ohıp lüzum görülen serviste istihdam ediliriz.
İstikbal yok. Yalnız ekmek parasına yetecek do yok. Doğum ikramiyesi çocuk zammı yok, diğer dindardan biri yok.
Halimiz çok acı. Hak
dik, ınevznat müsait değildir dediler. Yalvardık: Dinlemediler» ağladık teselli etmediler. Bari bizim işimize son verin dedik, o yakındır dediler. Posta ınüvezziieri memur sınıfına ithal edildi, tam haklarını elferino aldılar 15 lira üzerinden maaş almağa başladılar, kendilerine haset için mecalimiz yok. Gazetenizin açıklamasından cesaret ve ümit olarak 27 Nisanda toplanacak olan P. T. T. Başmüdürleri toplantısı günlerine rastlayan şu sıralarda sesimizi, feryadımızı, derdimizi büyük âmirlerimizin gözleri önüne sermeniz, yı kılması kuvvetle muhtemel olan yüzlerce aile ocağının içindeki binlerce vatandaşın ümit şulesi olacaktır.
9 Telgrafçı
— «—
Bir müddet evvel Ekonomi Baka nı Cavid Ekin gazetemiz» verdiği beyanatta 15 nisandan itibaren şeh rimlzde kok kömürü tevziatına nl hayet verildikten sonra gelecek kış İçin derhal kömür tevzi hazırlıkla rma başlanacağını, bu arada, geçmiş senelerde do olduğu glbijıalka yeniden «.kok kömürü ihtiyaç beyannamesi» tevzi edileceğini bildir mlştl. İlgililer nezdinde yaptığımız tahkikata göre Bakanlık İstanbul Kömür Satış ve Tevzi müessesesl
müdürlüğüne bu hususta henüz e mir göndermiş değildir. 3u cümle den olarak Bakanlığın» evvelce tek rar beyanname tevzii ğımnmda bir karara varmışsa da- bundan vaz geçtiği anlaşılmaktadır, Çünkü be yanname tovri edildiği takdirde e-■es ihtiyaç eahiblerl İle bazı kaaanç zihniyetti» hareket ederler de bu mal doldurabileceklerinde endişe e-dllmektedlr, Maamafih şimdilik matbuata bu mesele etrafında hiç bir malûmat verilmemektedir,

Sinoba mecburî iniş Rendova uçak gemisi yapan Rus bombar
dıman uçağı

Et fiyatlarında düşüklük bekleniyor
Evvelki gün şehrimizo, muhtelif bölgelerden gelen bin baş kasaplık hayvanın, dün kesim günü olduğun dan, hepsi kesilmiştir,
Diğer taraftan bu hafta içinde et fiyatlarında bir miktar düşüklük o lacagı tahmin edilmektedir, Selçuk kız san’at enstitüsünün dünkü defilesi
Selçuk Kız sanat enstitüsü ve ak şam kız sanat okulu tarafından tertib edilen defile dün saat 16 da enstitü salonlarında verilmiştir, De file parlak bir şekilde saat 19 a ka dar devam etmiştir.
Diğer taraftan Cağaloğlu akşam kız sana okulunun defilesi de bu gün saat 16 da yapılacaktır,
Dikkatsizlikten doğan bir iş kazası
Unkapanjnda 6 numaralı dükkânda kaymakçıiık yapan Faruk Döneııdemirln dikkatsizliği yüzünden karpit kazam patlamış, infilâk neticesi havalanan kazan, bl tişikteki Ahmed Şükrünün evinin damını delerek, odaya girmiş fakat insanca zayiat olmamıştır.
Taksi sademvsine mâruz kalan bir adam öldü
Atatürk Bulvarından Fltlh istikâmetine çıkmakta olan, şoför Mehmedin idaresindeki 2309 numa ralı taksi, Ciballde Nalıncı sokağı 3 numarada oturan kırk yaşlarmda Abdullaha çarparak ağır surette ya ralamış, derhal Cerrahpaşa hasta hastahaneslne kaldırılan yaralı bir müddet sonra ölmüş, hâdiseye sav cılık el koymuştur,
Ankara: 25 (Hususi) — Bu sa bahkl Ulus gazetesinde, Zonguldak hususi muhabirinden alındığı kay dile, aynen şöyle bir haber vardır: Bir hafta önce Sinop limanı ö-nünde düştüğü bildirilen bir Rus bombardıman uçağından kurtarılan bir subay evvelki gün Sinoptan gelen vapurla şehrimize getirilmiş ve bu akşam Ankaraya gönderilmiş tirf) ) t.
Alâkadarlar nezdinde yaptığım tahkikata göre, mevzuobahs Rua uçağı Sinop limanı liman» önüne in iniştir, İçinde bulunan tek pilot en terne edilerek Ankaraya getirilmek üzere yola çıkarılmıştır.
P TLOTUN MUTENAKIZ SÖZLERİ
Samsun; (Husus) — Bir Rus uça ğmın Sinoba mecburi iniş yaptığ» malûmdur. Yeniden buraya gelen tamamlayıcı malûmata göre, uçak Sinobun dört kilometre Güneyinde Demirciköyü mıntakasına inmiştir. Mecburi iniş esnasında uçağın sad me tesirile bir kanad» parçalanmış tır,
Uçağı önce köylüler görüp pilotu yakalamışlardır Pilot Şeberln yedi lisan bilmekte imiş, 2 kişilik uçak tan bir kişi çıkmıştır. Tayyarede bil de palto bulunmuşsa da bunun kime ait olduğu öğrenilememiştir.
Pilot sorguya çekildiğinde arkadaşı olmadığını söyleyip üç ayn ifade vermiştir. İfadelerinde evvelâ sisten yolunu kaybettiğini, sonra İs Panyaya kaçarken benzini bittiğin den sinoba mecburi İniş yaptığım daha sonraki İfadesinde de siyasi bir müatecl olduğunu ve Rıu meza İlminden kaçarak Türkiyeye iltica ettiğini söylemiştir.
-------o--------
Memnu mıntakada gezen sekiz genç
çarşamba günü geliyor
■ ■ o
Amerikan yardım programı gereğiuce Tiirkiyeye verilecek olan uçakların bir kısmını ta-gıyan Rendova adındaki Amerikan uçak gemisi dün Cebelütta-nğa gelmiş v» akşam îstanbu-la müteveccihen hareket etmiştir. Geminin çarşamba günü Yeşilköy açıklarında demirlemesi beklenmektedir.
Uçak gemisi îstanbuldan son ra Mısır, Suudî Arabistan, Sey lân, Singapur ve Filipinlere doğ ru seyahatin* devam edecektir.
23 Nisan bayramı Beykoz ve Paşabahçede hususî törenlerle ( kutlanmıştır. Törenleri Demok- j rat Parti Beykoz ve Paşabahçe teşkilâtı tertiblemiş, halk sevineli bir bayram günü yaşamış tır. Beykozda D. P., davul zur-1 Da, temin ederek halkın millî havalar dinlemesini ve millî oyunlar oynamasını sağlamıştır. Çocuklara da şeker dağıtılmıştır. Paşabahçede törenler yapmış, Parti bi^3/Bi tenvir edil miş ve Atatürkün tezyin edilmiş fotografisi caddeye nazır cebheye asılmıştır. Gece yapılan eğlentiyi bazı kimseler bozmağa teşebbüs etmişlerse de D. P. idare heyetinin ve üyele-1 rinin uyanıklığile hâdise çıkması önlenmiştir.
Parti binasının oda ve salonunu dolduran Demokratlar tarafından, günün önemi ve mânası etrafında konuşmalar yapılmıştır. Bu meyanda partiye yemden üye kaydedilenler de görülmüştür. Ayrıca, hep birlikte fotoğraflar da çekilmiştir.
i
yotiştircrncdl -yiyen yazı iş-anlatmak der-İçecek ve he -
Ulaştırma Bakanına açık mektup
İmzası mahfuz br okuyucumu? şöyle diyor:
• •
Koleranın tedavisinde yeni bir ilâç
23 Nisan Hâkimiyeti Milliye bay ramına. Gedikpaşa, Saraylçl sokak 5 numaralı binadaki 400 talebeli (Surp Mesropyanı adındaki Erme nl ilkokulunun iştirak etmediği İd dia erimektedir,
Buna da; okul ve kilise miitevel Ji rıeyeti âzâlarmdan Yusmayanm çarşamba günü ölmüş olması se-bep olmuştur. Ve bu azanın cenaze törenine okulun 400 talebesi de iş tirak ettirilmiştir,
Böyle, büyük ve kutsi bir bayra
ma, I etmemesi, vatandaşlar arasındc I teessür uyandırmıştır. Milli Eğitimi Müdürlüğünce gerekli takibat yapıl maktadır,
Kaçak francala yapan fırın
Beyoğlu Boğazkesen caddesi 66 sayılı İspiroya ait fınnda kaçak o larak imal olunan 116 adet ftanca la ve 28 adet büyük ve 52 adet küf tarzda yeniden memleket mu-çük sandviç seyyar satıcı Rasim ta T rafından satılırken yakalanmış ve tahkikata başlanmıştır.
———------o----------'
Basın teknisyenleri kongresi dün toplandı 1
Basın Teknisyenleri Sendika^ sının senelik toplantısı dün E-1 minönü Halkevinde yapılmış,! kongre başkanlığına Feyzi Gü-ı neşkuter getirilmiştir. Sendika başkanı Şeref Hivel söz alarak idare heyetinin bir senelik faaliyeti hakkında kongreye izahat vermiştir.
Yapılan seçimde yönetim kurulu üyeliğine oy sırasıle Şeref Hivel, İbrahim Bilge. Baki Mete, İzzet Dizici, Cahid Erkin, Yaşar Çakar, Cevdet Erdeniş, Tevfik İlen, Feyzi Güneşkuter, Ali Gerali, Edhem Gürdal, asli âzahklara: Yaşar Gürler, Ed-lıem Onan, Halis Ertekuş, Enis Çalpan, Nazmi Ulusakul; yedek âzahklara seçilmişlerdir.

Şişlide Şevketzade! sokağında «Sa ğol ) apartmanında oturan Bülend Sağol isminde bir evvelki gece yanında arkadaşlarından Ahmed, Or han, Atalay ve dört kız olduğu hal de hususî otomobili ile Kâğithane-dekl yasak mmtakada dolaşırlar ken jandarmalar tarafından yakala narak Emniyet mü d ür lüğün e tes-
İngiliz Tıb mecmuası Bombayda bulanan bir doktor grupu tarafın dan tanzim olunan bir raporu yayınlamıştır,
Bu raporda Koleranın tedavisin, ds kullanılan yeni bir ilâç neticesi elde edilen başarılardan bahsedilmektedir,
6257 ismi verilen sülfamltler gru pundan biri olan bu yeni ilâç 27 köy d» Koleraya tutulan ve evlerinde, hastahane ve hemşirelerin ihtimamlarından uzak bulunan 85 id şlye tatbik edilmiştir,
Doktorlar Sülfamit tedavisinden başka hiç bir İlâç kullanmamışlar, dır, Hastalardan 82 isi kurtulmuştur, Yeni ilâç, ağızdan alınmakta ve tatbikinde bir çok kolaylıklar sağlamaktadır. Ayni netice muhte lif tip Kolera vakalarında da elde edilecek olursa medarı hastalıklar dan en müthişi olanlardan birisi i çln kati bir ilâç bulunmuş olacak, tar, (A, A,)
lim edilmişlerdir: Hakiannda sav cüık ve polisçe tahkikat yapılan gençler verdikleri İfadelerinde o ge ce zlyadeslle sarhoş olduklarından memnu mıntakaya bilmeyerek girdiklerini söylemişlerdir.
“ — Adana P( T, T. idaresine men sup bulunuyorum, idaremiz teşkilâtına aid 4354 sayılı kanunun 53 üncü maddesine göre, idare malı binalarda yalnız P, T, T. servislerinin iyi bir şekilde işlemesinden so rumlu tutulan merkez müdürü, Mühendis veya fen müfettişi, ser vis âmiri, şef, baş makinist ve ma klnlstlerin kira bedeli vermemek suretlle aile efradile birlikte otur maları kabul ve tecviz edilmiş olmasına rağmen, Adana Başmüdürü bulunan Necabettin Çakıt. ev buhranım ileri sürerek mevcud loj manı kendi istifadesine tahsis et)-mek suretile İki. yıldanberi ailesilfe ikâmet eylemektedir.
Kanun bir hak namı altında lkâ metleri tecviz olunan hak sahihleri açıkta bırakılarak dışarıdan ev tut mak suretlle mağduriyetlerine sebe biyet verilmiştir,
Bu olay, İstanbulda Son Posta gazetesinin 23/3/948, Tasvir gazete sinin 31/3/948, Yeni Sabah gazetesi nin 6/4/948 ve Adanada intişar e-den Seyhan gazetesinin de 29/3/948 günlü nüshalarında bütün üryanlı ğı ve tefernüatile açıklanarak p, t, T, Sayın Genel Müdürlüğünün dik kâtine arz edilmiş ve aradan bir a ya yakın bir zaman geçmiş bulunmasına rağmen, hak sahihlerinin iki yıldanberi maruz kaldığı mağdu riyete bir son verileceği yolunda hiç bir emare göze çerpmadığın dan, yüksek huzurlarınızı taciz et mek iztırannda kaldım.»
• •
Ağrısız baş..
anı meselâ: tAğrısız baş mezara yakışır!» diye bir atalar aözü vardır ya, meğer ne
kadar doğru imiş, Benim gibi dünyada dikili ağacı- olmayan, ağaca çık-6a yarda kalacak pabucu bulunmayan bir muharrircıkten ne umarsınız? Benim bile o kadar çeşldli dordlm varmış kİ, hepislni saysam, hayretler I-çınde kalırsınız. Günlerce semtimüei uğramayan çöpçü derdi; biri matbaada, biri de evde vaideden iki katlı a-lınmış yol vergimin istirdadı derdi.. Tramvayda yer, komşunun fıkaralık yüzünden İlse tahsilini bitiremeyen oğluna bir iş bulmak derdi; her gün çiçeği burnunda haber ğım için başımın etini ieri müdürüne meraın di ve nihayet yiyecek,
nüz havaların serinliği devam edip dururken gelecek kışın odun kömürünü tedarik derdi, bunların başltcala -rındandır.
Dün biraz kırıklığım olduğu için, çoktan uyanmış olmaklığıma rağmen, yataktan çıkmamış, bunları dtbünmo-ğe dalmıştım. Birdenbire aklıma geliverdi :
— Acaba bu memlekette ağrısız baş, derdsız adam bulunur mu?
Bir sigara yaktım, düşünmeğe başladım: Mesaim zengin bir irad sahibinin, milyoner bir tacirin, Kirimi Halk Partisi kodamanlarından birine dayamış galanîor iş adamının ne derdi olabilir?
Fakat biraz düşününce, gördüm ki, görünüşte pek bahtiyar olması lâzım gelon bu talihli kişilerin de dertleri başlarından aşkın, iradile geçinen mülk sahibinin mahkeıno koridorlarında; milyoner tüccarla, zengin iş a-d a minin fstanbulla Ankara arasında mekik dokuyup ticaret, iktisad, maliye Bakanlıklarının kapısında nöbet beklemeden şöyle rahat bir nefes almaya acaba vakitleri kalıyor mu? Hiç beklenmedik bir zamanda tepeden inme çıkan yeni bir kanunla aylarca peşinde koşulmuş bir ticarî kombinezonun suya düşuvermesi de cabası.
Görüliiyor ki, zenginler arasında ağrısız baş bulmak biraz güççe. Fakirler arasında böyle bir talihliye asla rast-lanamayacağı da muhakkak. Kala kala orta halli dediğimiz tabaka kalı -yor. Bunların arasında; tetkikat payım, dedim. Fakat öğrendim ki, de ( orta halli» sınıfa ilk darbeyi numaralı Cihan Harbi vurmuş, numaralısı ise, bu tabakadan arta fanlarını silip süpürmüş. Taşranın
ta hallilerini de toprak kanunu perişan etmiş, demek ki, onlardan da ha-yır yok. Bütün buna Halk Partisinin çeyrek asırlık keyfi idare tarzını da ekleyecek olursanız, on dokuz milyon arasında ağrısız bir başa, yani dert -siz bir insana neden dolayı rasılana-mıyacağının sırrını elde etmiş olursunuz. I
cAğrısız baş mezara yakışır!/ di-yenler, dört kelime ile memleketin bu günkü derdini gerçekten iyi tasvir etmişler!...
ya-biz bir İki ka-or-
FIKRACI
MÜTEH R FJK
Dün şehrimize 550 mülteci daha geldi
’JIC, MUV.UXK VÇ _ J~ _ -
bir Ermeni ilkokulunun iştirakç
Umumî firarilerinin memlekette millî mukavemet istidadı sezdikleri dakikadan linde başlıyarak Batumda tafsilâtı de münderic eşkâl vam eden teşebbüs ve faaliyetlerinin kendi kendisini kurtarmağa çalışan milletin bâisi oldukları felâketi gayrikabili tamir ve telâfi bir hale getirecek
itibaren Ber Moskova ve zabıtnameler tahtında de-
t kadderatını ele almak maksa-7 dına matuf bulunduğu sabit ol-| muştur. Dâvacısı bütün bir } millet ve şahidi bütün bir cihan 1 olan Harbi Umumî felâketleri-1 nin millî zafer şerefine ve hür-ı metine alelûmum mücrimini si-( yasiye meyanında millet tara-ı fından affedilen mes’ulleri Har k bi Umumiyi müteakib ecnebi l topraklarda anavatan aleyhine k tertib ettikleri ve zabıtnameler t de mahiyetleri münderic entri-Z kalardan dolayı mazharı af ve } müsamaha olmuş ve bilâ kay-’ düşart vatandaşlık chmiası i-{ çine kabul edilmişken bunlar-ı dan bir kısmının her türlü ha-J miyet ve vicdan kayıdlanndan | âri bir hırsla açtıkları hiyanet / mecrasına yeni ve gizli istika-| metler vererek leîm maksadla-J rina doğra yürümekten fariğ | olmadıkları cereyanı muhake-
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
■ ı
9

(j

)
Yazan C. R
e
I



■ I ıı
Tefrika Wo. 24 5
miyet ve fazileti vataniye hisle-J rinin galebesile bu mahiyette» faaliyeti siyasiyeyi tecviz j edemeyip ayrıldıkları, bir kıs-ı minin dâvetlere hiç icabet et)Z medikleri ve merhum Ziya Gök- / alp Beyin de Diyarbakırda al-7 dığı dâvetnameye cevabı red! verdiği gibi bilâhare İstanbul, gazetelerine vâkî bçvanatile h&ı rekâtı mesrüdevi alenen takbih | eylediği ve isimleri zabıtname-1 de zikredilen ve ekseriyeti teş-i kil eden diğer kısmın da içti- L
mada isbatı vücudla müzakera-Z' ______
ta iştirâk ettikleri tahkikatı/^1 " "
TAKVİM ir
Yunanistanda Komünist çetecile rın zulmünden bizar olarak nıııhte lif vasıtalarla İmroz adasma kaçan 550 ırkdaşmnz daha dün saat 13 30 da bir Denizyolları vapurile şehrimize gelmiş ve Demirkapıda ki misafirhaneye yeıleştirilrrüştir.
Gümüş ve bornz - nikel yirmi beş kuruşluklar tedavülden kaldırılacak
Halen başlmakta olan yeni 25 ku ruşluklann piyasaya çıkarılmasından sonra gümüş 25 likler tedavül den çekilecektir. Halihazırda bronz —nikel 25 kuruşluklarla birlikte te davülde bulunan gümüş 25 lilcler bir yıl sonra yani gelecek mayıs ba şmda tedavül kıymetlerini kaybetmiş olacaklardır,
Diğer taraftan yeni 50 kuruşluk larla karıştırılan bronz—nikel 25 İlklerin de tedavülden kaldırılması takarrür etmişse de tarihi henüz tesbit edilmemiştir,
me ile vazıhan anlaşılmıştır. Türk milletinin kuvvet ve mukavemet menbalarınm lâyezal olacağından bir gafleti mutlaka ile gafil bulunarak o /zaman millet ve memleketi düşman a-yaklan altına atıp kaçmaktan başka çare bulamıyan îttihad ve Terakki rüesasının millî zaferin neticei tabiiyesi kendilerinin yeniden re’sikâra gelmeleri olacağı kanaatile müteharrik oldukları ve Berlinde kararlaştırılarak Moskovada teyid ve Batumda tecrübe edilen Ana-doluya ve Anadolu mevkii iktidarına baskın fikirlerinin baş lıctt rüopasmın zi'7aile ânzî tevakkufundan sonra birinci ve ikinci Lozan konferansları arasında İstanbulda Maliye Nazın

es bakı Cavid Beyin Şişlideki hanesinde akdolunan hafi kongrede eski maksadlann teminine doğru yeni kararlar ittihaz olunduğu zabıtlarda münderic ifadat ve itirafat ile tamamen tezahür ve tebeyyiin etmiştir.
Mezkûr hafî kongreye Cavid Kara Kemal, Şükrü ve İsmail Cabulat taraflarından isimleri tesbit olunan ve İstanbulda mevcud bulunmıyauları bilnıu-habere davet edilen kendi tâbir lerince eski Ittihadcılar ceme-dildiği ve Kara Kemalin Gazi Paşa hazretlerine îzmitte vâkî müracaatı mevzuu aslîye vesile ve zemin ittihaz edilerek Itti-had ve terakkinin müstakbel rolü tezekkür olunduğu ve kongre âzasından bir kısmının ha-
vakıa ve cereyanı muhakeme-; den ve ifadatı evveliyenin tek-J rar tedkikinden müsteban ol-J muştur. * I
Mezkûr kongrenin mahiyet i | umumiyeyi haiz birinci celse-» sinden sonra sabık ve tasavvur» lannca müstakbel îttihad ve 7 -Terakkinin sevk ve idare komi- 7 tesinin erkânı rolünü alan ve» mazbut ifadat ve itirafata na-Z zaran Gavid, Cahid, Kara mal, Şükrü, İsmail Canbulat,! doktor Nazım, Ardahan meb-| usu sabıkı Hilmi ve Nail ve Rah J mİ Beylerden müteşekkil olan i heyet âzasının müteakib günler^ de gece ve gündüz muhtelif za-inanlarda akdeyledikleri diğere
(âîMiaTHI 9U.r I
N İ 3 A N 1943
V

1364 Rumi Nisan
13
26
Pazartesi

• •
1367 l
Hicr
Cem âhır
16
Kasım no — AY 4 — GUN 116
Vakitler Vasati Ezani
S. D. s, D.
Güneş 6 05 10 06
Öğle 13 13 5 13
ikindi 17 01 9 02
Akça 20 00 12 —m
Yats» 21 41 1 41
îmsâk 4 16 8 17

6 NİSAN IMS
Fransız
ordusu
i
r-
) Batı Birliğine göre ? teşkilâtlandırılacak
| Londra: 25 (A,A,) — Eve
) ning News’un Paris muhabiri
( nin bildirdiğine göre, Fransız
) kuvvetleri İngiltere ve bene { lüks kuvvetleri usulüne göre ? kurulmak maksadile yeniden S teşkilâtlandırılmaktadır- Baş r bakan Schumanm Başkanlık
) ettiği yeni yüksek konsey,
( memleketin askeri ve ekono S mık kaynaklarının- münaka
( lenin ve sivil müdafaanın plâ
İnini lıazıriıyac aktır- Kara de niz ve hava kuvbetlerinin yeni başkomutanı da herhalde tâ yin olunacaktır- Bundan başka genel karargâhı I cndrada bulunacak alan Batı birliğinin bir yüksek askerî şefinin tâyin olunması da beklenmek tedir. Eu mevkie Mareşal Montgomr.ry’nin getirilmesin den şimdiden pek çok bahsedil meğe başlan'Diştu .cgiliz frn ransız ve Beneluks memleketle ri kuvvetlerinin silâhlarının Standardizasyonu iyi haber a lan mahfillerin kanaatince mümkündür, Bundan maksat Amerikadan alman levazım müşkülçtı çekilmeden her mil , letin silâhlanma pgorramma J dahil olabilmesidir , ı
Ayni gazetenin siyasi muhar ] riri, Dışişleri Bakanı M. Mars ;
) hail Bogota’dan dönünce Ame ( | rikan kongresini Biıleşik Ame j ? rikanın Batı Birliği memleket ( l lerine askeri bir garanti ver ’ ? meğe teşvik edeceğini zannet ( i tiren sebepler mevcut olduğu ( ( nu yazmaktadır, Vaşington- * * ) da süratle bu yolda bir teşeb- ( ç büs yapıldığı takdirde, kong- ] ) renin bu toplantı devresinde ı ( bu hususta işbirliği etmesi ihti ) mallerinin tamamile kaybola j ( cağından korkulmaktadır. A J ) merikan Dışişleri Bakanlığı ] ( kongre tarafından desteklene ) cek ve ayni zamanda Moskova s ya müessir bir ihtar teşkil ede r cek olan bir plân hazırlama ı ya çalışmakadır. Bu plân, Çe ? koslovakyadaki Komünist î darbesinin Türkiye, Yunanis ( tan, İtalya ve İskandinavya ) da tekerrürü yolundaki yeni ( bir manevranın belirmesi ha ) ünde Sovyetlere Amerikan | kudretinin bütün şiddetini his ) settirebileceğini ispat edebile ı çektir Son günlerde Ameıi-| kan Dışişleri Bakan vekili Lo ) vett ile Ingiltere ve Fransa / Büyük Elçileri arasında yapı ) lan görüşmeler üzerine Ame c rikan hükümetinin birliğine ) garanti verilmesi fikrine yak. ( laşntış olduğu zannedilmekte. ) Bununla beraber Bat] Birliği { askeri komitesinin. Amerikan ) garantisinin esas mahiyeti | tetkik olunmadan önce, stra [ tejik plânını ve askeri ihtiyaç f larmı arzetmes! gerektiği ka r naati hâkimdir. Batı Avrupa 1 daimi teşkilâtının ilk toplantı r sı yarın Londrada yapılacak S tır. Askeri komite de ayni şehi ( rde gelecek hafta toplanacak i tır,
Yunanistan
f
)
Yunan tabaatı TürkUrin emvalini koruyacak karar aidi
Atina: jansının
Yetkili ne göret Batı Trakyada eşkiya kor kusile komşu Türklyeye İltica et i'jek istiyen Yunan tabiiyetindeki kürkler her türlü kolayhğ.ui göste rilme3i ve bütün haklarının korıı. nulacaftına ve dönüşlerinde ma] re mülklerini tekrar elde edecek lerine dair kendllerire teminat ve ri]mehl Atlnadan mahalli makamlara tebliğ olunmuştu
Bu suretle, iki şeheienberl taşıla larla ortaya çıkan Ve iç güVensiz İlkten doğan âmilierh tesiri altın da yuvalarını terk «derek komşu Tiiık top.aklarına İltica etmek zo runda kalan ve Bat. Trakyadaki Türk azlığının bizzat mevcudiyeti, ne taalpk eden bir nesele, son a t na tomııslarije t ■ nr canlauan Türk—Yunan cosluği zihniyeti ). rinde halledilmek yopna girınt» bu lunuyor.
25 (A.A,) — Anadolu A-özel muhabiri bildiriyor: kaynaklardan bildirildiği
Amerikalılar, lb«ı İngiliz teklifinin kabul edilemiyeceğini bildirdiğinden onun yerine bir Amerikan buluşu olan Bretton woods plânı kabul edilmişti
Londra 25 (A.A.) — Nafen A-jantının malî işler yazan, bundan beş sene evvel bir İngiliz iktisatçısı olan Lord Koynes tarafından ihdas: tasarlanmış bulunan mület-larara sı yeni bir döviz hakkında şunları yazmaktadır:
Lord Keynes, milletlerarası bir malî enstitü kurulmasını teklif etmişti. Bu enstitünün diğer hiıkû -metlere, Bancor adı verilen döviz üzerinden krediler açmaya selâhi-yeti olacaktı ve bu döviz altın veya milli paralarla değiştirilemeyecek yalnız üye memleketler arasın da ihracat ve ithalât borçlar.nm tesviyesine yarayacaktır.
Lord Keynes, ortaya atmış ol -duğu filerin tatbikine vakit kalma dan ölmüştür, fakat şimdi Londra maliyecileri, Stafford Cripps’in, g i‘cek hafta Brüksel'de toplanacak olan beş büyük devlet konferansında Lord Keyncs’in fikirlerine müşabih tekliflerde bulunaca -ğmı zannetmektedirler.
Teklif bidayette bütün dünyaya şamil bir sistem derpiş etmekte i-dı Lâkin bu sistemi tetkik eden Amerikalı uzmanlar, Keynes plâ -nınm kabul edilemiveceğini bildirmişlerdir. Ve bunun yerine münhasıran Amerikan fikri olan Bret-ton Woods plânı kabul edilmiştir.
Bununla beraber bir çok Avrupai hükümetler Ingiliz plânını tercih etmek temayülündedirler, zira bu plâna göre, milletlerarası ■ —■—

Nahas Pş.ya suikasd
evke dönerkea
_______
Snihasdcılar polis memura üniforması giymişti. Paş
kenciski takib etmişler, ve..
Polisin bildirdiğine göre, eden otomobilin bulunan sayesinde, Nahas paşaya yapmaktan bir şahıs yakalanmıştır,
r
Kahire: 25 (APı — Harb yılların da Mısır Başbakanı olan Nahas Paşanın Nil nehri yakınındaki konağın önünde infilâk maddelerile do lu bir otomobil pazar gününün erken saatlerinde patlamış ve eski Başbakan muhakkak bir ölümden kurtulmuştur,
Nahas Paşa, bu patlama uonun-da sersemlemiş ve karısı İse, infilâk tesirile yatak odasına fırlayan otomobil parçalarlie berelenmiştir,
Suikastçılar polis memuru tlnifor ntası giymişti Paşa evine dönerken kendisini takib etmişler, otomobili kapının önünde bırakarak ikinci bir otomobile allayıp gitmişlerdir,
Gün ağarınca, Nahas Vaft Partisine mensup yüz kadar genç, (Vaft Partisi Mısırdaki en kuvvet lı partidirı. infilâk sahasını kordon altına almış bulunan polis kor donuna karşı taşlar ve sopalarla taarruz etnnşierdir,
Dörtyüz polis memuru, İngiliz ve Amerikan sefaretlerinin bulunduğu şehrin bahçeli boinesindeki Na-has paşanın evine giden yolları kor don altına almağa teşebbüs etmişlerdir.
I f:----------------------------------------------------—
pGünün enteresan haberlerlj
r.ın Minr.es Üniversitesinde 400 üyesi idi FarlnelU, Dante, Calde-hasta üzerinde yapılan tecrü- ron ve Voltaire haklında edebi a belerinde çok iyi neticeler alınmıştır. Bu suretle, şiddetli ağrılara harşı morfin kullanmak mecburiyetinden kurtulmuş olu nuyor. Zira, morfin hastada bir ıptilâ hasıl ettiği için kullanılması tehlikeliydi. (A.P.l
Lana . urner« koca çıktı
Bı ldgeport — Sinema artisti Arlin .tugge, beşinoi kocası zen
I Rusya, Avusturalyadan yiin satın aldı
Sindney; — Rusya. Avustural yadan 50 bin balya yün satın almıştır, Bu yünler «aradenizdeki II manlara sevkedilecektir Sovyet, ler birliği için başka milletlere mensup alıcılar tarafından ila yün talep edilmiştir, (A,A.»
Rir uçağa yıldırım isabet etli
Londra: — İrlanda eski Baş bakanı De Valera ile başka yolcu
ları Nevyorka götürmek üzere dün kin sportmen Bob Toppmgdan bo gece havalanan uçaü yıldırım İsa beline uğramış ve Shaıınon hava meydanına dönmek zorunda kal mıştır. Yolcular meydandan kalkan bir uçakla yollarına devam et Imişlerdir. (A,A.)
Morfinden daha luır yetil bir i-lâç keşfedildi
★ Chicago, Amerikan Tıp Birliği’nin mecmuasında bildirildiğine göre, şiddetli ağrılara karşı morfinden daha kuvetli fakat zararsız bir ilâç bulunmuş tur. Met had on adı verilen bu ilâ V___________________________________

krediler karşılık ihtiyati olmaksızın alınabilecektir. Halbu İd, Ame rikan sisteminde mevcud .yabancı döviz kaynaklarının tekrar tahsisi bahis mevzuudur.
Stafford Cripps, ilk defa olarak geçen Mart ayında, Keynes plânına avdet etmek imkânına işaret etmiştir. Cripps, bir İskandinav gazetesine yaptığı beyanatta, Marshall plânına iştirak eden 16 memleket arasında milletlerarası bir ödeme anlaşması yapılmasına taraftar olduğunu söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
Eğer Batı Avrupada memleketler arasında ticarî hesap ve açıkların altın ve dolarla kapatılmasını bertaraf edebilecek bir anlaşmaya varamazsak, bu taktirde i-ki taraflı ticaret anlaşmalarının devam etmesi lüzumuna kani bu -lunacağız. Aksine olarak, AvrupalI memleketlerin ticaret hesaplarını altın veya dolardan başka bir vasıta ile kapamalarına imkân ve rebilecek bir usul bulursak, bu tak tirde muhtemel olarak ve en az Avrupada çok taraflı bir sisteme ulaşmış olacağız.
Stafford Cripps, Batı Avrupa memleketleri arasında bir altın ve ya dolar ihtiyatı teşkil edilmesi fikirini reddetmiştir.
Stafford Cripps’in bu fikirleri Brüksel’de toplanacak olan beş devlet Maliye Bakanlarına tekrar-, laması çok muhtemeldir.

infilâk plâkası suikast
Fırat yükseldi 12 bin aile evsiz kaldı
, Bağdad: 25 (AP) — Fırat nehri nln yükselen sulan takriben 12,000 Bağdadlı aileyi evsiz bırakmıştır,
Etrafa taşan suların ika ettiği za rar bir milyon İngiliz lirası olduğu gazeteler tarafından bildirilmektedir,
Dicle nehri de tehdltkâc bir şe kilde yükselmektedir,
Iran Şahının seyahati
Tahran: 25 (A,A,) — İran Şahı dün akşam özel treni İle bir hafta kalmak üzere buradan Hazer denizi kıyısındaki Mazenderana hare-ket etmiştir, Hazer denizinin mııh telif bölgesinde Iran hükümetinin Sıkı Yönetim İlân etmiş olduğu ma lûmdur, .
f
şanmıştır Arline eski kocası yüz bin dolar nafaka ve on beş bindo lar mahkeme ve abukat masrafı tediye edecektir. Gayet zcngiıı o lan Tapping, geçen hafta Hollvııt ta 15 güne kadar Lâııa Turner ile evloneceeiııi ilân etmiştir. 'A,A,)
Bir Italyan müollifi oldu
* Roma Müellif Arturo Fail nelll 81 yaşnıda oiduğu halde To? rinoda bir kalb krizi neticesin'1® ölmüştür. İnnsbruck Üniversitesin de evvelce profesörlük eden müel lif Ispanyol Akademisi muhabir
rRNI S A fi AH
başka
vaaıl-baslt
Karşınıza Çıkacak Yüzümüz yok
(Başmakaleden devam,) başka zihniyetler o kân tamamlamağa uğraşır. Dajnokrasî ve parti {okluğu bu demektir. Yoksa ayni parti İyi de yapsa kötü de yapsa iktidarda kalacaksa ve ileride düzeltmek taadlerile halkı oyalamakla meşgul olacaksa, partilere ne lüzum vardır?
Kaldı ki, Halk Partisinin terine kimse inanmıyor, en
ve mütovazi bir ferd bile aldanmıyor. Meselâ Yalovada halkın di -löklerini tesbit için Milletvekilleri l^alome kâğıda Karılınca, halk ba -ğırmış: Boş yere zahmet ederek kaydetmeyin, Çünkü kaçıncı defadır ki, bu sözlerimiz deftere geçiriliyor. Ve hiç bir netice çıkmıyor. Bizi avutmak için yorulmayınız... Bunun üzerine Milletvekilleri de kalemi, defteri ceplerine indirmişler.
Bunlar halk tarafından partinin suratına indirilen sillelerdir. Fakat işi pişkinliğe vuruyorlar ve bizo beş, on yıl daha mühlet verin, işleri düzelteceğiz, demekten çekinmiyorlar, amma, İtiraf da e-diyorlar ki, halkın önüne çıkmağa yüzleri yoktur, O halde iktidar -dan çekilmek ve memleketi daha ehil ellere bırakmak için ne bekliyorlar?
A. C’emaleddin Saraçoğlu
İsveç kızıl haç başkanı şehrimizde (Baştarafı 1 incide) ğan Prens, askerlik mesleğini tercih ederek 1915 de süvari subayı olmuştur.
Sporu çok sevmekte ve hâlen iz çilere, atış cemiyetlerine, yüzme teşvik kurmalarına riyaset etmek tedir.
İsveç Kızılhaç reis vekili sıfatiy-le; Danimarka ve Norveç harb e-sirlerinin Alman esir kampların -dan tekrar vatanlarına iade edil -mesi için 1945, Şubat ayında Al -man makamlariyle müzakerelerde bulunmuştur.
Bu müzakereler birbiri arkasına daha geniş neticeler vermiş ve 1945 senesinin Nisan ayının son -larında ayni sene Mayısının ilk günleri arasındaki müddet zar fında, takriben 30 muhtelif tabiiyete mensup ve imha olunmak tehlikesi karşısında bulunan 21 bin esir emniyette olarak lsveçe naklolumu uştur.
Kont Bernadotte 'amcası S. A. R. Prens ŞarFın yerine 1946 da İsveç Kızılhaç reisliğine geçmiş ve bu sıfatı daloyaiirlerdir ki, Türki-yeyi ziyaret için gelmiştir.
Kont, Almanya ve Ingiltere ara sında sulh müzakerelerine girişil -mesi hususunda tavassut etmiştir. Kendisi bu akşam îstanbulda, .misafir kalarak Havayolları tayyaresi ile, beraberinde, Remzi Gö- . nenç olduğu halde, bugün Ankara-ya hareket edecektir. İdareciler kongresinin ilk meyvası (Baştarafı I incide) ler, merkezce tâyin edilmekle beraber il dahilinde valiler tarafından lüzumlu görülen ve istenilen yerdo çalıştırılacaklardır. Askerî ve sınaî daire ve müesseseler memurları, idare âmirlerinin nezaret ve murakabelerine tâbi tutulmıya çaktır.
Savcılarla valiler arasındaki mü nasebetlerde Kamu hizmeti fayda sına olarak tasarıda çok daha verimli bir şekle sokulmuştur.
Tasarının yepyeni bir hüviyeti

serler yazmıştır, (A,Aj
Çörçil’iıı tabloları satın alındı
★ Londra: — İngiliz krallık A
kademisl. bu sene M, Churchlll ta rafından yapılan üç tabloyu almış tır, (A.A.)
Ingilterede reçel tayini
★ Londra: — Bütün Ingiltere
de reçel tâyininin İki misline çıka rıldığı öğrenilmiştir, (A,A.)
İugilterede pamuk ipliği istihsali
★ Londra: 24 (A.A.ı ~ Nisanın üçüncü haftası zarfında İngiltere nln pamrk İpliği istllısalâtı sekiz milyon kilogramı bulmuştur, Bu miktar sene başmdanberl en yilk sek Istihsalâlı teşkil etmekledir.
(A.A,) Vnbm domuzlarını imha için
★ Municlr — Bavyeradaki böl gc askeri İdaresi. Birleşik Amerika ordusundan yaban domuzlarım İm ha etmek üzere ödünç olarak 1 500 tüfek ve mermi istemiştir.

İf â -w


,✓ i';
«J
//



t*
1 Dün Şeref stadında Beyoğlusporl ile Taksim, Galatasaray ile Beşiktaş karşılaştılar. Bu maçlardan evvel oynanan Beykoz - Elektrik terfi maçını Bevkozlular 3 — 2 kazanarak birinci kümede kalmağa hak kazandılar.
Takamı . 2 — Beyoğluspor : 1 iki ezeli rakip Galatasarayın an trepörü Molly’kı idaresinde karşılaştılar. ilk devreyi 1 — 0 mağlûp bitiren Takvimliler, ikinci devrede biri penaltıdan olmâk üzere
2 gol çıkararak müsabakayı 2 — 1 kazanmış oldular.
Galatasaray: 3 — Beşiktaş: 2
Günün son müsabakası Galata -saray ile Beşiktaş arasında yapıldı.
(Osman — Mehmed, Adnan — Musâ, Ilhan özcan — Halis, Râ-nâ, Reha, Aleksandır, Bülend şek ünde sahaya çfkan san - kırmısı-lılar üstün bir oyun çıkararak Re-hâ vasıtasile iki gol yaptılar ve İlk devreyi 2 — 1 galip bitirdiler, ikinci devrede. Beşiktaşlılar penaltıdan beraberliği teinin etmişler lâkin oyunun sonuna doğru Halis üçüncü Galatasaray golünü de yap mış ve netice değişmeden maç
3 — 2 Galataearayın galibiyetile sona ermiştir.
Fenerbahçe — Vefa
Dün Vefa stadında Fener ile Ve fa takınılan hususi bir maç yaptılar. Fenerbahçe sahaya şu kadro ile çıktı: Hüsnll — Haldun, Hil -mi — Burhan Ali, Halil — Rıfkı, Müjdat. Melih Bülend. Fikret.
İlk devreyi Müjdadın ayağile 1 — 0 galip bitiren sarı - lâcivert-Iiler, ikinci devrede bir gol daha çıkararak maçı 2 — 0 kazandılar.
- w *
Hailaıtasaray BaşlkUfi 3 - 2 yeıdl
400 metre: Kemal. Horolu (h. f.) 50.6 3ınİ£İ* atlama: tfllml Tunda (g. a. e,) 3.10 110 engelli;
Muzaffer Angün (g. e. e.) 19.7 100 metre:
Ilışan Tuvan (g. e. e.) 11.4 5.000 motre:
Turan Şepitci (t. ö. o.) 20.18.6 Ş00 metre:
Bedri Saatçi (g. e. e.) 2.08.9 4X100 bayrak:
Gazi oğitim takımı 46.4 Gazi Eğitim takımı 46.4 Umumî tasnife göre Gazi Eği -tün Enstitüsü takımı 78 puanla blrinol. Yüksek Ziraat 19 puanla ikinci, Tıb Fakültesi 17 puanla ü-çüncü olmuştur.
Dekatlonda Türkiye rekoru kırıldı
(Dekatlonda Türkiye rekoru kırıldı
Ankara 25 (Hususî) — iki gün denberi devam etmekte olan 10 lu yarışma (Dekalton) da Mustafa Batman, Mehmed Berkok’a aid 5215 puanlı rekoru 5237 ile kırmış ve yeni bir Türkiye rekoru tesis etmiştir.
Çelil Uçarer 4643 puanla ikinci, İzmirli Alâaddin 3533 puanla ü-çüncü olmuşlardır.
Mustafa Batmanın elde ettiği dereceler:
100 metre: 11.7 Uzuq atlama: 6.27 Gülle: 10.81 Yüksek : 1.65 400 metre: 57.5 110 engelli: 16.3 Disk atma: 33.19 Sırtkla atlama: 2.53 Cirid atma: 33.63 1500 metre: 5.57
9

. Ankarada yüksek okullar atletizm müsabakaları
Ankara 25 (Hususî) — Fakülte ve yüksek okullar arası atletizm yarışmaları bugün 19 Mayıs sta -dında yapıldı Sekiz okulun ve 40 a yakın atletin iştirak ettiği bu müsabalcAİarda alman, teknik neticeler şunlardır;
Disk «atma:
Mehmed Oktay: (Y. z. e.) 30.40 Cirid atma:
Halil Zıraman (t. m. o.) 52.15 Uzun atlama:
Macid Göktürk (g. e. e.) 6.20 Gülle atma:
Mehmed Oktay (y. z. e.) 11.58 Üç adım atlama:
Riza Tuğcu (g. e. e.) 13.50 1500 metre:
Bedri Saatçi (g. e. e.) 4.39.2 200 metre:
Yalçın Okaya (f. f.) 23.4 Yüksek atlama:
Necmi Sezgin (g. e. e.) 1.71
de bucak teşkilâtının en yeni bir şekilde mütalâa edilmesidir. Di -ğer mühim bir nokta da bucak mü dürterine adlî zabıta sıfatının ta -nınmış olmasıdır.
İdare mekanizmasında önemli değişikliklere yol açacak ve verim li neticeler sağlayacağı tahmin e-dilen bu tasarının müzakeresine bir kaç. gün sonra Büyük Millet Meclisinde başlanacaktır.
İmha mücadelesi pazartesi gü I nü başlıyacaktır Halen Bavyera oı l inanlarında 40,000 e yakm yaban J domuzu dolaştığı anlaşılmaktadır. | Bu hayvanlar patates mahsulüne J geniş ölçüde zarar vermektedir. | (A.P.) | Kanadaııın yılda kabul edeceği ( mülteciler
Ottawa: — Bu sene Kanada z ya kabul edilecek mülteci sayısı J 20 binden 30 bine çıkarılmıştır, J Kanada hükümeti ,bıı sene lçlıı | Iııgllteieden lu bin muhacir gön i derilmesin! kabul etmiştir. (A.A.) t Londra - Lizbon hava yolu 3^ saate indi i
★ Londra: — Mosklto tipinde 4 bir Ingiliz uçağı saatte vasati ola z rak 600 kilometre süratle be 6000 / ile 10 000 metre irtifadan uçmak J suretile Londra 1le Lizbon arasın ) daki yolu 3 saatte almıştır, |
■ Britlsh European^invaysu tara j tından tertip edilen bu uçuşun ga ( yesl Stratoaier uçuşları için şartla l n incelemeye ıııalur bııjunmaktay i dı Ingiltere ile Avrupanm diğer I başkentleri arasında da bu kabil | tecrübe uçuşları yapılacaktır. J (AA) ’



îngil-
İngiliz Kral ve Kraliçesinin evlenme yıldön ümıi
Londra, 25 (B.B.C.)
tere Kral ve Kraliçesinin evlenmelerinin 25 inci yıldönümü ya rın büyük törenle kutlanacaktır. Bugünden Londra bayraklarla süslenmiştir. Kral ve Kraliçe, yarın Sent Pol Katedralinde yapılacak törende hazır bulunmak üzere Bakingam sara yından çıkacaklardır. Kral ve Kraliçe Katcdrala gidinceye kadar 41 pâre top atılacaktır.
Amerikan borsa'annda yabancılarla spekü âsyon yapıyormuş
Vaşington, 25 (A.A.) — Tem silciler Meclisi üyelerinden Au-gııste Andersen, Amerikan esham borsalaıında yabancılar tarafından elde edilen kazançlar hakkında perşembe gününden itibaren incelemelere başlanacağını bildirmiştir.
Andersen bu konuda şunları ilâve etmiştir:
«Yabancılar, Amerika borsa-larındaki spekülâsyonlarının bı raktığı kazançlar üzerinden vergi vermedikleri için elde ettikleri kârlar milyonlarca dolar tutmaktadır. Yabancılar da tıbkı Amerikan yurddaşlan gibi bu kazançları üzerinden ayni vergileri ödemek zorundadırlar,
Kolera ve Veba salgını
Londra, 25 (B.B.C.) — Lâ
hordan alınan haberlerden ni-1 sandanberi burada koleradan 80 kişi öldüğü anlaşılıyor.
Kalkûtada da veba salgını vardır. Yeniden tedavi altına alınan 23 kişi ile beraber vebalı sayısı 66 yi bulmuştur. I
Mısır hükümeti de kolera sal-1 gnıının tepmemesi için esaalı I tedbirler almıştır. |
Anzak heyeti Çanakkalede
Çanakkale, 25 (A.A.) — Gelibolu yarımadasında bulunan lıarb mezarlıklarını ziyaret ede cek olan on dört kişilik Anzak heyeti diin saat 24 de Güneyau vapurile îstanbuldan Çanakkle-ye gelmiş ve Ordvevludo mişa-l tir edilmiştir. Bu heyetçe hazırlanan programa göre, bugün sa-l at üçte Eceabaddan hareket I edecektir. I
Ecoabad, 25 (A.AJ — Anzak I heyeti bu sabah saar üçte Kil-1 yar limanına gelmiş ve birinci Cihan Harbinin büyük savaşla-! rina «aline olun sahaları zîya-| ret etmek üzere Arıbıırnıı mm-f takasına hareket etmiştir.
İM

C.HJP»

J

I
Bekte ir,, İstanlH bir C.H.P. çıkacağm.1
Dün saat İL de Ç'atalCı^B graai bucaklar iau geho. geoia iştirakti? yapıtmış
Kongre başkanlığı diktan sonra okunan allyot raporu ise, mlıtcii ■ bul odHmlı t dilak* f çilmlştir. M
Çatalca köylenadea (B1 Niyazi Türkiyedo ceca H nun hafifliğinden ş'irây.H demiştir ki:
— Bir ; ■ i
aıttan dolgyı muhtar*. rB ve onları müdafaa eden iBl nu öldürdü. Üç serledir ıB9 devam ediyor. Cezaların® hafif verilmesi bence kat Ki insanları teşvik eder. ÖllK zası ölüm olmalıdır. K
Diğer bir delege de den®
— Orman kanunu baz- K leri bizi sıkıyor. Ltakta K dağıtılıyor. Bu bizim zar*K dır. Nakliye vantaeL oımaK tandaş kömür veya odun B-yor. H
Bütün ümidimiz MeclistıB cak yeni orman. kaaunundıK man mıntakasın'la arazi b B yan köylülerin bir hakkı B sebi olmalı. Biz ormanın ıl nu istemiyoruz. Arazi takB tiyoruz, böylece pa.vımızgB ormandan biz mesul olalım.I
Talat Paşa muhtarı NiyJİ radoğan arkadaşlarının, dibi şöyle anlattı . I
— D. D. yollan 9 uncu il 3inden İneceğiz, tren hattıil pah bekleme durağı istiyor I
2 — Yıkılmağa mahkum I
kul binasının tamiri veya x| bir ilk okul yapılması, fçimzl gi Milletvekili bu arzunuzu I getirirse, okula onun ismin I receğiz. ı|
3 — Yol vergisinin maki
hale getirilmesi. I
4 — Dert ve teşekkürle I
yazacak bir gazete çıkmasul yoruz. , _____ ‘ 1
Dilekleri müteakip C H. f kanı Sadi Bekter, partilileri rulannı birer birer cevaplan, rak orman ve toprak kanun ! bahsetti. Bilhassa yol verg pek yakında tatminkâr bir alacağını, İstanbul lfongr?le neticesi: Partililerin istedikle zetenin de çıkarılacağını vaa
Bundan sonra seçim yapıl kongreye son verildi.
Y ugoslavys
-----o----- I
Kuvvetli ve modern l| orduya ihtiyacı varm I ■ ■ o------- I
Belgrad, 25 (A.A.) — Yu lavya Savunma Bakanı Yar cısı dün Belgradda yaptığı meçtie Yugoslavyanın mi lerarası durum yüzünden 1 vetli ve modern bir orduya hib olması gerektiğini söyle! tir. Bakan Yardımcısı, gü ve kuzey batı sınırlardaki runrçu karanlık olarak vasıf, dırmış ve Yunanistana yap. İngiliz ve Amerikan müdah sinin Yugoslavyayı daima u nık kalmaya mecbur ettiğ söylemiştir. Bakan Yardımc Yunanistansa İngiliz ve Aım Halıların güttükleri siyaset 1 goelaVyayı hedef tutmaktaı demiştir.
özür dileyen Rus bestekârı
Moskova. 25 (AP.) — Pad günü Pravda ve îzvestiya gaJ telerinin yayınladıklarına göı Rus kompozitörü Şostakof, a: nl olarak tarziye vermiştir.
Gazetelerin bildirdiğine göı Şoatakof, cumartesi güııü So Vât kompozitörleri kongresini bundan sonra eserlerinin -« k roünist partisinin derin telâki, sine uygun»- olacaklarını boya etmiştir. Komün*/. partisi, g-çen şubat ayında, bu sanatki rın üslûbunu değiştirmesini i: temişti.
Şostakof, komünist Merke Komitesi tarafından sansi’u maruz kalan yedi kompozitör lerdeû biridir. Komünist Paî ti si bu sanatkârların -«inhilâl c den batı tesirinin nüfuzu alim da olduklarını bildirmişti. Şos t o kof ilk defa olarak subatt; özür dilemişti.



26 NİSAN


J (
e



I


FA: *
SAYFA» )
t—a
Musikî Dedikodusu
sc.
(*•
ıı
1


na Kız San at
msffîSsu faaliyeti

in a Kız Enstitüsü tarafından Halkevi sabonun da verilen nıüsamere çok takdir kaza dr. Reşad irinin “Üınid mektebinde^ isimli eseri oynandı
•fena (Hususi) Şehrimiz Kız îitüsü öğrencileri tarafından akşam saat 20 de Halkevi sa :nda muvaffakiyetli bir nıüsa-veriftmştir.
fusamereve İstiklâl Marşile anmıştır. Kız öğrencilerimizin lik bir muvafifakiyetle^ okuduk marştan sonra ayni muvaffa ?tle oyunlar oynanmıştır ve r okunmuştur. U ‘ j
ene kızlarımızın, temsil ettikle teşad Nuri Güntekin’iu (Ümid-


Kozanda meşhur bîr
‘ X

*

y,lancl


)
I

| ’ r

y hanlı Hacı Ahmet yılanla uğraşırken içlerinden i tarafından ısırılmış vb hastahanede ölmüştür iozaıı: »Hususi) — Meşhur yı-ıcı ılı Ceyhanlı Hacı Ahnıed yıllarından birisi tarafından ısm •ak bugün burada ölmüştür. Bu aııcı boynuna ve boynuna yılan sararak hiç yılanın kendisini sok yacağuu üzerinde taşıdığı muşlar sayesinde bütün yanların irinde olduğunu iddia, ederdi. Ha Ahmed evvelki gün gene yılanlar uğraşırken biri kendisini sokuş ve hastahaneye yatırılmış olasına rağmen, kurtarılanuyarak ölüştür, Bütün Kozanlılar muska a yılan ve akreplerin insanları sok ayacaklarına dair chan iddiaların ;r para dalaveresi ve yalan olduğu u bu suretle anlamış oldular-Bilecik yeni spor sahasına kavuşuyor
Bilecik: »Hususi) — Bugüne ka-, ar toprak olan kasabamız spor sa tasının esaslı bir saha şekline kon nas İçin Ankara Beden Terbiyesi Şenel Md. Yüksek Mimamrlaruı-lan Bay Lûtfi Niltuııa kasabamıza ;elerek sahanın vaziyetini görmüş re plânlarını hazırlamaya başlanıştır. Kısa bir zamanda yapılma na başlanacaktır.
Yeniden yapılacak saha evvelâ 150 santim kadar hafriyat yapıldık i tan sonra drenaj büzleri döşenecek ve bunun, üzerine çakıl nebatb * toprak ve çim ekilmek suretile ıska **! ralj olarak ikmal edilecektir,
-
ıfln
A • A-VVfe w w*
| z' şarlı pisti ve bir de *1 pılacaktır.
Hali hazır sahayı bu şekle mak bir az genişletmek için yerlerine istinat divarlan yapılacak I tar’
Sahanın 948r 19.■-Mayışma kadar tamamlanacağı memnuniyetle öğre nilmiştir,
kul-ya-
Ayrıca sahanın etrafına üç t tribün
sok-bazı
mektebinde) isimli piyesi büyük bir taktir kazanmıştır.
Piyesi halk türküleri, zeybek ve Hatay oyunları takib etmiş bunlar da büyük bir zevkle seyredilmiş-tir.On dakikalık bir istirahatten sonra temsil edilen bir perdelik komedi müsamr-renin büyük bir neşe içinde sona ermesini sağla* m ıştır.
Genç kızlarımızı büyük muvaffakiyetlerinden dolayı tebrik e-deriz.
Çanakkale Ç. E. K. nıın çalışmaları
Aîmsesız çacuk giydirildi. Umumî merkezden gelen 50 metre ipekli kumaş ve 10 palto da dağıtıldı
Çanakkale: »Hususi) — Çocuk E) slrgeme Kurumu her sene olduğu gibi bu yıl da birçok kimsesiz yavru yu sevindirmiştir,
23 Nisan Çocuk bayramı münâse betile 80 fakir ve kinısesiz.çocuk ta ma mile giydirilmiştir, Bllıassa Ku rum Başkanı Doktor İbrahim Bakarım hararetli çalışmaları sayesin de kurum faaliyet sahasını genişletmektedir.
Geçenlerde Genel Merkezden ge Jeceğini yazdığımız 59 metre ipekli kumaş ve 10 adet palto da gelmiş bulunmaktadır, Bu kumaşlar yeni doğan yavrularımıza dağıtılacak ve ijp suretle bir yavruya ilk yar dım temin edilmiş olacaktır,
Çanakkale vapur iskelesinin tamiri
Çanakkale: »Hususi) — Yolcu va purlannın yanaşabilmesi için evvelce inşa edilen Gümrük iskelesi za manla eskidiği için maalesef va purlar eskisi gibi yine iskeleye va-naşamıyarak açıkta demirlemişler ve yolcuları motörle karaya naklet inişlerdi.
Bu halin yolcular bakımından çok müşkül olduğu göz önünde tutu jarak Menizyoliarı askeriye ile anlaşmış ve Gümrük iskelesinin tami ri devamlıca yolcu vapurlarının Çimenlik iskelesine yanaşmaları ka rarlaştınlmıstı.
Şimdi öğrendiğimize göre Gümrük iskelesinin tamiri için 66,00 lira tahsisat gelmiş bulunmaktadır. İs kelenin tamirine önümüzdeki gün lerde başlanacak ve inşaat yazın ta marnlanarak seyrüsefere açılacaktır,

• •

j Balıkesinle | dikkate şayan | bir h^iSu

--------------o j. Fstanbulurı bazı gazetele-1 1 rinde intişara başlayan ) ^Stalin tefrikasının rek'â-ı imim duvarına artırmayanı ' kahveci (
Balıkesir, (Telefonla) — Tas vir gazetesinin 26 nisanda neşredeceği Stalin hakkındaki Troç kinin yazdığı ve şimdiye kadar hiçbir tarafta neşredilmiyen ba zı hakikatleri ifşa edecek olan 1 bir yazı serisinin reklâmı olan, bazı afişler ve el ilânları bugün şehrimizde dağıtılmağa başlanmıştır. Büyük duvar afişlerinden St a linin resmi olan bir ta-nesnıi kahve duvarına yapıştır mak istiyen gazete bayiine karşı kahve sahibi Haşan Eriş: «Ben bu adamın resmini değil duvarlarımda memleketimde bile görmek istemem1 diyerek katiyen razı olmamış, afiş bu müdahale üzerine yapıştırılmanı ıştır.
Korucu bucağında muhtar seçimi
I
t
Muhtarlığa D, P. den Mehmet Mahir »eçildi
Balıkesir: (Hususi) — Bundan bir ay evvel Ivrindiye bağlı (Kuru cu) bucağının D. P, 11 muhtarı Ali Kaplan haksız bir İddia ile işten el çektirilmişti Cuma günü yapılaD seçimde şüürlu hareket eden D. P, İller bu defa gösterilen bütün*müş küllere rağmen, canı gönülden çalı-şarak seçimi kazanmışlar ve D, P. den Mehmed Mahiri muhtarlığa seçmişlerdir,
D, P, 11 eski muhtar Ah Kaptan se nelerden beri C, H, P, 11 muhtarla nn yapmadığı bir iş yaparak Koru cu bucağını bir okula kavuşturmuş tu. İvrindi kaymakamı okulun sjva lan tamam olmadı diye muhtar Ali Kaptana işten el çektirmişti’. Halbuki yağmur mevsimi dolayısile ya pılan sıvaların döküleceği göz önün de tutularak sıva işi yaza bırakıl, iniştir, işte bu hâdise muhtarın karılmasına sebeb olmuştu,
----------o---------
Ba’lkesirdsı spor haberleri
Ayvalık Gençlik Klübü İle Ka resi takımının kaşılaşmalan cu martesi günü yapımış maçta Ayva lık 2—1 galip geldi-
Pazar günü karşılaşan takımlar heyecanlı bir maç yapmışlar bu defa Kaseti 2—1 galip gelmiştir,
Balıkesir Şampiyonu Karesi takımı Türkiye grup birinciliğine iştirak etmek üzere Denizliye gitmiştir,
Ç1
1
71
-î1
M
B
*


SAYIN «yüksek sanatkâr» Mustafa Çağlar’ın açık mektubuna cevabdır.
«Haksızlığa sapıp bütün insanların seninle beraber olmasındansa âdaletle hareket edip tek başına kalmak daha iyidir.» (Mahat-ma)
Pek sayın bayım.
Bir yazımda dolayısile sizden bahseden iki satırıma 16 mart tarihli «Yeni Sabah» a iki kocaman sütun dolusu cevap vermiş siniz. Bu yazının bir buçuk sütunundan fazlasını bana - direkt veya endirekt -harekete tahsis etmiş olduğunuza göre herhalde beni hayretler içinde bırakmak gayesini gütmüş olacaksınız. Ge çen hâdiseleri haiırlamıya çalışıyorum. Turnenizden döndükten şonra bir gün konservatna-ra gelerek sizin de son ıslahatta konservatuarla alâkanızın kesilmiş olduğunu bir arkadaşmı-zm mağazasında işittiğinizi ve hakikati öğrenmek için ilmi kurul başkanını görmek istediğinizi söylediniz. Size böyle bir yin kat’iyyen varit olmadığını, daha siz turnede iken kadroda yerinizin hazırlandığını söylemem üzerine çıkarılan dedikodunun basitliğine birlikte güldük. Biraz sonra bu sözlerimi il mî kurul başkam bizzat teyid etti. Hattâ konservatuvara alınacak bir sanatkâr hakkında (malûmatınıza müracaat edilmek suretile size beslenen itimadı bizzat gördünüz. Bunun üzerine karaciğerinizden rahat sız olduğunuz için tedavi edilmek üzeer 15-20 gün kadar has tahanede kalacağınızı ve bilâhare derhal işe başlıyacağınızı, hattâ lüzum görülürse derhal başlamanızın da mümkün olduğunu beyan ettiniz. Îlmî kurul baskanınm sıhhatiniz için gerektiği kadar istirahat etmenize bilhassa lüzum ve ısrar göstermesi üzerine derhal tedaviye başlamak üzere konservatuvar-dan. ayrıldınız. Bir iki gün sonra «Vatan1 gazetesinde küçük bir turneye çıktığınız haberi in tisar etti/ tabiî inanmadık, bir kaç gün daha geçti Veto mecmuasının 15 şubat tarihli 2 nci savısında bir beyanatınızı gör-d:‘ik. Açık mektubunuzda, meziyetlerinin takdirkârı görünmeyi bile nâçiz varlığınız için küs-tahlık savdığınız o büyük üstadı bu beyanatınızda, muaşeret adabını bilmemekle itham ediyordunuz. Evvelâ tabiî buna, da inanmadık, çünkü sebeb yoktu. Fakat aynı mecmuanın mütea-kıb sayılarında ne bir tavzihinizi ne de bir tekzibinizi gördük.
Açık mektubunuzda bu beyanatı inkâr ettiğinizi ve isminizle cisminizle intişar eden böyle
bir yazıyı size «pek kolaylıktax gösteremiyeceğimi gerine gerine iddia ettiğinizi görünce e-vinde yakaladığı hırsızdan: «Gece vakti evin içinde ne dolaşıyorsun?» tekdirini işiten mal sahibine döndüm. Fakat yukarıda belirttiğim gibi arzu ve tahmininiz hilâfına hayret etmedim bay «yüksek sanattan», zira şu son konservatuar hîlcKeeleri içinde ve bilhassa üs tadım Sadeddin Arel’e derme-yaıı edJlrn iddiaları gördükten sonra ben hayret etmek kabiliyetimi tamamile kaybetmiş bu luııuyon’m. Zahmetiniz boşa çıktı, yazık... O bir buçuk sütunluk kısma gelince, herhalde sizden daha dikkatli, daha dirayetli ve daha kendini bilir bir yazı teklerdim. Kurulmuş bir oyuncak gibi üzerime doğru gelirken göreceğiniz tepkiyi ve alenî münakaşalarda âdet olduğu üzere muhasıma acık ver* tenin insanı nasıl müşkül vaziyete düşüreceğini evvelden hesab edeceğinizi ummak isterdim. Simdi meselâ, ben de sizin gibi hiç düşünmeden başkalarının yazdığı yazıva kemali azametle imzamı bassavdım yahud hiddetime mağlûb olarak desev-dim ki:
«Yakın dostlarınız ve hemfikirleriniz bulunan bazı yüksek sanatkârların yaptıkları gibi hücum ve iddialarında hakaret iftira ve tezvirden başka malzeme ve bilhassa müsbet vakıa ve fikir bulunmıvan kimseler müstekreh maddelerle doldurulmuş ve kirli suların cereyanına bırakılmış serseri mayin-lere benzerler. - teinde fikir ve bilgi olmadığı için - bunların tahrib kudretleri yoktur. Bir yere tesadüf edip patladıkları zaman yıkıntı, tahribat şöyle dursun sadece mülevves bir ta-affün husule getirirler.» Bir hakikatin bu şekilde ifadesins vesile vermek güzel mi olurdu? Sonra kendimi frenliyemiyerek devam etseydim:
«İlmî kurul başkanı Konservatuardan ayrıldıktan sonra, gave tahakkuk ettiği için, kendisine vâki hücumu bir hulûskârlığa çevirerek (kendisinin meziyetlerinin takdirkârı görün meyi bile nâçiz varlığınız için küstahlık) savacağınıza Vetoda in) işar etmiş bulunan ve pekâlâ malûmunuz olan o acaib beyanatı resmen tekzib etsevdiniz büyük üstada beslediğiniz hür meti daha iyi ifade etmiş olmaz mıydınız?»
Ben size bu volda cevab vermek sıkkını ihtivar etseydim bu kadarla da kalmaz ve devam ederdim: •
•♦Benim kim olduğumu, musikideki behremi soruyorsunuz.
(Devamı 6 ncata»

ll
rv y dvjırı m w
Yazan : Pakize BAHARAN
GENÇ kız oturduğu geniş koltuktan kalktı, saat® bir göz attı, dört olmuştu. Neredeyse Neclâ gelecek vo ona:
— Ne tembel kızsın Nesrin, hâlâ hazırlanamadın mı diyerek alay edecekti. Günlerdenbe-ri büyük merak ve ihtimamla diktirttiği toz pembe renkli tuvaletini gardroptan çıkardı. Sa lunua bir köşesine yerleştirilmiş endam aynasının karşısına geçerek giyindi. Sarı dalga dalga saçlarını esasen melek kadar güzel otan yjuzuÂe, daha yakışacak bir şekilde biçime soktu. Gerçekten göz alıcı, kalb ler titretici, deniz yeşili iri göz levini çerçeveliyen uzun kıvırcık kirpiklerini hafif rimelle-li. Camzeli vanaklarını ve bahar kokusu kadar taze ve güzel biçimli kırmızı dudaklarını biraz daha renkledi. Ne kadar da güzel olmuştu bu haliyle. Muntazam vücudu, mevzun bacakları, melek kadar güzel yüzile âdeta Venüsü andırıyor. îki elini başının arkasına dayayarak ha fif gerindi ve kendi kendine:
— Hakikaten de güzel kız imisim, diyordu.
Pencerenin vamna yaklaştı, tül perdeyi bifif araladı, Neclâ Vi bekliyordu. Tam bu sırada köşkün önünden güzel yüzlü, masura tavırlı elbiseleri yama içerisinde küçük bir erkek cö-cuğu geçiyordu. Bu çocuk onu eski bir mekteb hatırasına sürükledi. Bu kücücük vavnıvu çocukluk arkadaşlarından İlhana benzetmiş ve anlaşılmaz bir hevecanla sarsılmıştı. İlhan da fakirdi. Fakat zekâsı o kadar kuvvetli idi ki bütün hocaları bu çocuğun hayrar.ı ve takdirken »diler. Hattâ Nesrinin bahası İlhanın çalışkanlığını takdir ederek ona her ay ufak bir maaş banlamış ve fırsat buldukça Nesrinle birlikle çalışma lannı muvafık görmüştü. Fakat bu cok sürmedi, babasının başka bir vere sefir tâvjn obra ması dolavısile birbirlerinden avr»Valslardı. Bu dakika bütiin bunlar genr kızın havalinde can lanraıstı. Nesrin büyük bir telâşta kendini dışarı atı. t7e bu perişan cocuğun arkasından ye tiserek zavallının kıvır kıvır si yah saclarını, okşadı ve nefsini paraca
Tam muştu.
— Oo Nesrinciğim, bu ne gü zellik? Sen âdeta bir melek olmuşsun bu halinle, gel şöyle bakayım diyerek ateş gibi yanan yumuşacık güzel ellerinden tutar öne doğru çekti. Neclâ arkadaşına büyük bir hayranlıkla bakıyordu. Sevgi ve muhabbet dolu iri siyah gözlerini, arkada şıpın yıldızlar kadar parlak ve hülvalı gözlerin? dikerek:
— Göreceksin Nesrin, bu gece Mısırlı Prenses Leylâ hanımın tertib ettiği bu muhteşem süvarede hepsinden güzel sen
izzeti kırmam ava ca 1 işara k
vardımda bulundu bu sırada Neclâ ?örün-
olacaksın. Sena âüeta bir «A k yagmurıt» na tutacaklar dri )r-du. İki arkadaş Nesrin Ciıler-yüz’e aid lrn*)n?i otomobillerine binerek Mı?nh ^renses Ix»'’î hanımın beyaz yalısının delinde indiler. Kr-nd terini köHkbn kapısında Netlinin arkadaşlarında'-. teaılab- h r grup
yorlardı.
1 • u)r
Levlâ
ESİ^-dög rv ve ya-dn®
• •
O I Ovl
sıUorışta He ftujde ş-. rıb'ia karışık bir hayranlık okluğa an taşılıyordu. Gözlerine inanann-Bu gelen kız acaba insan mıydı'’ Yokta gökten inme bir Melek mi? Hepaurirr zih nmde ayni «nail Nesrin, âd ta kucaklarına alroıştar ve herkesin toplandığı kalabalık bir salona çıkarmışlardı. Yirmi o»uz kızın omuzunda gelen, âd -t;, gökler kamaştı i'ı. bu varl.ja fciîtün salon halkı hayranlıkla bakıyordu. Necla. Prensasi an-yor»iu. Karşıdan salonun bir k şeşinde on onbes erkekte l kadından ibaret olan biz kalabalık: gözüne i.iı.'jiti. Prenses o-rada idi, Neclâ Nesrine»:
— Gel seni Prenses Hanıma tamtayim dedi, balığı yararak o tarafa yaklaşıyorlardı. Prenses nmdaki âşıktan kendilerine ru iki gene kızın geldiğini ?"•-rünce, erkekler aşk ve ıhtir’s-dolu gözlerle gelenlere bakr )r lar. Prenses ise rahatsız ğirte sinirlenmişti. Necla Prensese:
— İşte Leylâeığım. her zaman sana güzelliğinden, elediğinden bahsettiğim arkadaş, 'r. Nesrin Gülervüzü tanıta.
♦ • dedi. Prenses Leylâ, boyalı tan, küçücük kıpuık «öale.-i hantal vücudu ije Nesrinin a nında ne kadar da senûa k yordu. El sıkmağa, lüzum g; r meden hafifçe eğilerek:
— Memnun oldum, dedi, lâ ile Nesrin bu kadının sağı muamelesine hayret etneişleni: Her iki gene kız aataanşu. Pre. ses, Nesrini kıskanmıstı. OraJ bulunan gençler hepsi birer b’ rer Nesrinin önünde eğiter-kendilerini tanıtmışlardı. tjz biraz ilerdeki masada tr basına oturan kibar ve çent1 men olduğu her halinden ani-şılan, u2un boylu, iri siyalı g»~ lü, geniş omuzlu.
gene, buna lüzum gönue4i dense. Yalnız hayranlıkla kar şık manalı gözlerle gene kı* süzüyor., aceta uykuda imiş g dalgın bir vaziyette duruyor Pre-ses. Bir Nesrin’e bir de. kendtsır. hayranlıkla bakan genci göz ueuyt süzüyor ara sıra hırsından dodak lannı ısırıyordu. Nihayet îazla du ramadı ve husumetle yanlarında uzaklaştı Nesrinde ou gence gay ihtiyari istemiyerek bakıyordu» K binde şimdice kadar duymadığı tr İl bir ürperme hlssettL Önada faz» kalmanın mânaoız olduğunu nerek Nejldmn koluna girdi ve k-labaJığa kar isiz lar- Herkes bu »’ genç kızm gebnerini heyecanla Hyordu. Bütün gözler Nesr.ır’e’dık
r Abranı t 5 nerfe
T' f
g akil, vasıtası mı? Eğlence
k\-S mahalli mi? Yoksa işken
I ce odası mı?.., İşte Avru
pa. sanayiinin zaferi olan cefakâr İstanbul tramvayları. Doğrusu ne olduğunu şimdiye kadar ben anlı-yamadun. Ayıp değil ya, belki benim gj)î İstanbul halkı da anlıya-«namıetm
Avrupa sanayiinin zaferi diyorum. Ben. bu tâbirimde çok haklıyım. Çünkü bu arabalar miadını, belki on defa doldurmuştur. Her halde başka memleketlerde bu a-rabaLarla; değil inşam; çöp bile I taşımazlar. Galiba geçen sene Zongııldakta bin hâdise olmuştu. Belki gazetelerde okumuşsunuz-du r.
1. Maden işlerde alâkadar bir A-merikah. gelmiş. Bizimkiler misafiri alarak Zonguldağa götürmüşler. Maden ocaklarım gezerlerken Amerikalıyı sinir tutmuş. Başlamış gülmiye. Amma nasıl, gözlerinden yaşlar akarak gülüyonnuş. Etrafındaki ekâbir ne yapacakla rını, bu neşeyi neye yoracaklarını faşıranşlar. Ne ise efendim ad
cağız sükûnet bulunca demiş ki: . —Şu gördüğünüz makine yok
jnu ?'Bm makineyi yapan fabrikatör benim arkadaşımdır. Bu maki nelerin miadı şu kadar senedir. Halbuki fabrika top atalı bunun iki misli oldu. Amerikaya gittiğim zaman söyüyeyim, memnun olur. Demiş.
Şu İstanbul tramvaylarının fab rikatörlerl gelseler de eserlerini bir görseler. Her halde onlar katıla katıla gülmezler, hüngür hün gür ağlarlar.
Ben zaten tramvaylara boykot ilân ettim. İnsanı tayyare gibi gö türen otobüsler dururken tram-
iih
vaya binilir rm? Hole hususi otobüsleri hiç sormayın. Arkasına (Scania) otobiİBü düştü» mü: müş tenleri ben alayım sevdaaile mübarek hücum botu gibi gidiyor.
Ne yalan söyhyeyim. Geçen gün tramvaya binmek mecburiyetinde kaldım. Aksaraydam Ortaköy -Aksaray arabasına, arkadan intizam memurunun tazyikilb tıkıl; dun. Sürüne sürüne arabanın ortasına gelebiüdim. Haddi zatında tramvaya binenler, terzilerle ku-masçılara çalışıyorlar. Tramvaylar lağvedileceği zaman ön safta itiraz edecek olanlar, muhakkak bunlardır, öyle ya o cendereye elbise mi dayanır.
Arkadan, yağ tulumu bir zat beni göbeğıle ite ite yaşlı bir hanımın yanına attı. Hatuncağızia göğüs göğilse, burun buruna geldik. O, nefesini bc-nim ağzımdan alıyor, ben de onun ağzından. Yani israf yoluna avuç dolusu para akıtılan şu zamanda havadan tasarruf ediyoruz. Önümdeki kanape de iki yaşlı efendi.otanıyor. Biraz Deride minyon bir kızcağ’1’ lıca hanımlar, bir de elinde bağlama denilen tambur taklidi zile perişan bir kadın. Hem çalıyor hem söylüyor. Fakat hiç bir şey anlaşılmıyor. Yalnız bağlamanın sapı ensemde dolaşıyor. Ufak bir sarsıntıda anlaşılan sopayı yiyece ğim.
Araba hâlâ doluyor. Biletçi arkadan:
— Lütfen ruüınkün olduğu kadar ilerliyelim. Diye bağırdı. Asabına ne kadar hâldin adamroış. Doğrusu bu kadar kilıar konuşuyor. Zahir izdihama alışmışlar. Ön den sahibini göremediğim bir erkek sesi»
giz vt yaş
Tramvay Safası
— Oğlum daha nereye ilerliye-lim? Birbirimizin üstüne mi çıkalım?
Bu sefer vatman bağmnıya baş ladı:
— Hanımlar .. Yer yok. Bakalım nereye gireceksiniz?
Maşaallah, hanımlar hiç orab değil, önden binmek imtiyazını al dılar ya, burunları Kaf dağında.
Vatman arabayı birdenbire son sür’ate verdi. Evvelâ kafalar rakı kadehi gibi tokuştu. Saniyen herkes yer değiştirdi. Arabanın içi hoşafa döndü. Lâleli yokuşunu in üye inliye çıkıyoruz. Çat!... Araba kontak etti. Vatman döndü, freni bağlaymcaya kadar biraz ge rilcdik. Yaşlı hanımın dudakları o^mamıya başladı. Anlaşılan (Se-lâten tüncina) yı okuyor. Anahtarlara bakıldı, ziller çınladij yü-ritaiye başladık. Pat!.,. Bir kontak daha. Amma anlayışsız adam larız. Tramvayın dili yok ki meram anla Bin. Artık tahammül e-demiyeceğini söylemlek istiyor amma, anlıyaıı nerede? Yine ziller çalındı, bozuk düzen lâflar edildi, llerlemiye başladık. Bu arada yolcunun biri aktaiTna bilet alaca gına sıkıntıdan dili tutularak sade biletten almış. Biletçiye değiş-tirmefii için müracaatta bulunuyor.
Biletçinin seal yine yükseldi: Belediye
Yaşlı hatun
— Ne dedi,
— Belediye
— O da ne
bana dönerek: evlâdım ?
dedi.
demek?
| AliZ. Çobanoğlu |
— Şehremaneti demek.
— Allah, Allah. Eskiden. burası Sultan Mahmııd türbesiydi. Şim di Şehremaneti mi oldu? Tövbe Yarabbi artık ölülere de hürmet kalmadı.
Hareket ettik. Biletçi minyon kızcağızdan bilet istedi. O da Paso dedi.
Biletçi:
— Siz
mi?
— Evet
— Yak,
tahkikattansınız
değil
ne olacak?
yani tanıyorum da.
Bu muhavere Üzerine bütün göz ler kızcağıza döndü. Kızcağız; kızardı, bozardı. Yaşlı hatun yine bana dönerek:
— Evlâdım, neyi tahkikat ediyorlar ?
— Bilmiyorum efendim.
Biletçi:
— Bizi tahkik ediyorlar valdc. Ah bir bilseniz, sudan meselelerle aldığımız üç otuz para yevmiyeden ceza keaiyorlar.
Hatun:
— Yarabbi ne cünlere kaldık.
Bizim zamanımızda; bu yaştaki kızlar evden dışan çıkmazlardı. Şimdi bıyıklı erkekleri mi tahkik ediyorlar ?
Toptan gülüştük. Araba Sirkeciye gelince bir kontrol bindi. A-man efendim ne azamet, adam burnundan soluyor. Biletçiye:
— Ver oğlum kâğıdını... diye bağırdı ve biletleri yırtmıya başladı.
Önde; belinde sargı, ayağında yemeni, kısa ceketli, burma bıyık lı bir adanı duruyor. Her halde kontrol şaşırarak iki defa bilet so runca:
— Al bileti sende dursun. Aklına geldikçe yırtarsın, dedi.
Kontrol da:
yanlışlık ötebilir. Böyle cerab vermek lâzım.
İzdihamdan yüzü k muş yaşlı bir efendi, bıçl vel davranarak:
— Caıuıu efendim. Herkes olduğu yerde zor duruyor. Bu k.V çiude bilet yırtmakta na var mı?
— Mânasını bilmem anuna, siz benim vazifeyi h saniyeme karışamazsınız.
— Doğru. ŞiımU herkes oldu. 11 add üı lâkırdı
İhtiyar rat ınomur kelimesinden tedai yaparak yanındakilerinc:
— Yahu Hnyri bey; sabık uıü-
ıpkirmı
n
1
\ 4LM1
.•4

(*x
balığın i
se
«öyle.
nni-
memur
arzını ao da iki
tekaidine zam varmış diyorlar. Ne dersin?
— Neye yarar, biz açlıktan zom olduktan sonra.
Bu sırada külhanbeyi kaşınmı-ya başladı. Kontrol onu yan gözle süzüyordu. O, farkına vararak:
— Ne bakıyorsun babalık? Ekmek kaşıntısı.
Bir kahkaha tufanı daha. Kontrol biletleri yırtarken bir efendi-ve:
— Nereden bindinz? diye sordu.
Zaten adamcağız izdihamdan lodos balığına dönmüş, üstelik bir de istintak edilince gözleri döndü:
— Sana ne?
— Yok beyim elinizdeki bileti şübheli görüyorum da.
— O İstanbul vapurunda olur.
— Beyim alayın sırası değil nereden bindiğinizi söyleyin.
— Mecbur değilim.
— tvi amnuı bu biletin zımbasıu da suiistimal
— On
mal olmuş rasıudaıı
— Şu 1
Biletçi:
— Aktarma
tik de.
— Nizamnamede böyle bir yit var mı?
w
— Yok amma ara sıra yanlışlık olabilir.
İş uzadıkça uzadı. Tramvay e-lıalisi biletçinin tamûm tuttu. Kontrol müşkül vaziyette kalarak arabayı terketti.

Bu hâdiseler kıç knbiündendir. Ben tramvaylania Öyle vak alarla

biletçi v
karşılaştım ki: doğrusu nayretten ağzım atik kaldı. Bir gür. .m Topkapı tramvayında idim. C'rl ferü bir efendi hindi. Biler ♦ dan duruyordu. Biletçi;
— Biletiniz. Dedi.
Adam cebinden kırk dokv'ini" bir rakı şişesi ^kararak dedi ki:
— Bilet param yok. Fakat na yüz doksan kuruş verdim. di sen bundan on kuruşluk iç. na bir bilet ver. Arama sakın la içme ha.
Bevim. ben vazife öaşınc Benimle alay edemezsin parasını verin.
Psram yok. Rakı para) • mi? Bundan on kuruşluk i
yun. Bilet
) •
VAT.
Km*n 11 •
K’*
O â A ’
)13

değil çersin ödeşmiş oiuruz.
— Paranız yoksa inersiniz.
— YUrüyecek halim yok ki.
Münakaşa uzadıkça uzadı. K -r rol geldi. Yolcu ayni teklifi'koni roia da yaptı. Nihayet Beyazı » polis çsğırmn a karar verdiler. ? raba Eeyazıda gelirken yolcu, b leUjiye nr üra vererek:
— Beı ineceğim vere eeidim. 1 bakalım, Dı di ve ndamaya hs » landı.
— Beyim paranın üstifot a’ r
— Sende kalsın çoluğuaa ço:v ğuna vtmiş alırsın. Dedi ve iv i
Havrtften dona kshr.ıstrm. Zf hir adamcağız biraz alay ed gönül c^endiraı-f* istiyordu.
Daha neler de neler. Erkekle*’ tCıkatlıvm kadınlar. İmL hamdı ağzındaı takma dişlerini duşüre: ihtiyarhr. hepsi tramvayda. H vakit geçirmek için aanemaya. * yatrolata gitmeğe hacet yuk. Bı raz sıkutn’a kat «anabiten Istan bul tranvaylannda faılasıle eğ lenobiliu
tte suiişti-dâ-
bih mi? Tekel rin yok galiba. ) ben raporumu
ır sev 41 s*-?
V
ya-

biletle tebdil
et-
ki-
V
r


w
• l«ı
26 FtSAN 1948
TEN! B ABI■
MAVF/1: S
fBaştarafr X kıcide) leseîc, ne anlatsak azdır. Yani e-nıin olun ki, anavatana kavuşmak lıı kendimizi pek fazla bahtiyar addediyoruz.
Orası tam mânasile cehennem, yeri. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar Türk düşmanlığı olamaz..
Türkler açlıktan kırılıyor
Zavallı ırkdaşlarımız açlık ve sefaletten ölüyorlar. Diyebilirimki bu kış bütün köylüler karda yalın ayak dolaştılar. Çünkü jandarmalar hazır bulunmadan değil, bir sı ğır. tavuk bile kesemiyoruz. Ta -bii kesilen sığırların etinin dörtte üçü ile derisini alıp gidiyorlar. Türkler bu suretle giyecek çarık bile bulamıyorlar.
Elimizden ekinlerimizi toplayıp ayda bir vesika ile nüfus başına 8 er kilo mısır kepeği veriyorlar.
Un yerine at pisliği vermişler
Geçen sene eylül ayında idi, hal. kımız açlıktan kırılıyor, mısır ko I çanı, kepek ve ot yiyen halk hastalıktan kırılıyordu.
Bir kaç köylü, «Mastanlı» kazasına giderek kaymakamdan merhamet dilendik. Bize;
«— Alın şu torba unu köyünüze götürün ve paylaşın» dedi. Altı arkadaş kendisine dua ederek ayrıldık. Fakat köye indiğimizde torbayı açınca başımızdan vurul -muşa döndük. Meğer içindeki at pisliği imiş. I
Kuyulara doldurulan Türkler
Ben çocuk gibi ağlıyarak evime t )ndüm, beş arkadaşım |
«
Uxrar kaymakama gittiler.
Fakat bir hafta sonra kendilerini civar ormanda kömür kuyula rında ölü olarak bulduk.»
İki kilo un yüzünden öldürülen nine
Diğer bir göçmen «Mastanlının, Çiftlik köyünden Ayşe de şu hadiseyi anlattı;
c— Rus askerleri ve komünist parti memurları sık sık evlerimizi kontrol ederlerdi. Bir giin evimize baskın ettiler, her tarafı aradı -lar, tabiî ekin bulamadılar. Yalnız 73 yaşındaki ninem Fatmanm bir havan üzerinde oturmasından şüphelendiler, kendisini tekmele -diler ve havanda iki kilo kadar u-nun bulunduğunu görünce tüfek dipçiği ile vurmak suretile allı ninemi öldürdüler.
Ölülere kefen de verilmiyor
Günde birkaç Tiirk açlıktan öl düğü halde hükümet hiç alâka -dar olmuyor. Ölülere kefen de ver memeğe başladılar. Bu husustaki müracaatlarımızda;
«— Biz sizin dininizin saçmalığı yüzünden patiskalarımızı harcıya-mayız. Birim gibi siz de ölülerinizi elbisesile, hattâ çıplak gömün, cevabını verdiler..
Yunan çetecilerine hediye edilen Türk kızları
Göçmenlerden Koşukavak'lı Meh medoğlu İbrahim de şunları söv -ledi:
(— Bizim «iriden köyü» nden 7 genç kadın kaçırılarak Yunan çetecilerine gönderildi. Bulgar ko münistleri tarafından idare edilen
Ya ölüm, ya hak» diyerek
za -
netiee-
takımı etti ve
I
Atmada ikinci zafer!
niastnrniı 1 iopd'»
Fakat netice hiç te umdukları gibi çıkmadı. Oyunun birinci devresi her iik takımın attığı ikişer golle berabere lendi.
ikinci devrede Türk tanı bir hâkimiyet tesis
arka arkaya yaptığı üç golle cabadan 2 — 5 gibi büyük bir farkla gaüb olarak ayrıldı.
T ilamımız bugün uçakla Ati nadan İstanbula hareket edecektir. ‘ ,
AJANSA GÖRE...
Atina. 25 (A.A.» — Bugün
Panathııaikos stadında 15 bin seyirci önünde ikinci Türk ■ Yut.an futbol karşılaşması yai)» pılmıstır. • ((
Bu karşılaşmada Yunan Mil; İt Eğitim Bakanı Palatanasis) Türkiye, Mısır ve Avusturya Eüyük Elçileri hazır bulunmuştur. ;
Oyi nun birinci devresi 2- 4 berabere bitmiştir. (
ikinci devrede Türk takımı ı ca.ılı bir oyun çıkarmış ve 2.3 üncü dakjk^da kaydetti: ği üçüncü golden sonra d-r ul ma Lsunamİe hâkim olmuştur; E-ı suretle maç 5—2 Türk ta-
• •
bu çeteler her zamaıı Bulgar hududunu geçip Rus askerlerile te -masa geçebilirler, işte, Yunanis -tandaki yararlıklarına mukabil bir çeteye genç kızlarımız hediye edil mişti.»
Henüz 27 yaşlarında olan göç -men sustu ve etrafına zakla duran genç bir nına çağırdı ve:
«— İşte bu karım
bakındı. U-kadını ya-
Lebibe de komünistlerin elinden zor kurtul ■ du. Başından geçeni dinleyin de-■di.
Gözüne mil çekilen Türk kadını -ııın anlattıkları
Yalnız sol gözünün kör olduğu görülen genç ve güzel kadın çe -kingen bir tavırla anlatmağa başladı:
«— Kocam tarlaya gitmişti. Evde kimse bulunmadığı sırada i-ki üç komünist ansızın baskın et tiler. Tecavüze .yeltendiler, fakat elime geçen satırla birisinin kafa sini yardım. Emellerine muvaffak olanııyan diğer iki canavar da:
«— Sen güzel bir kadınsın, seni alıp ( Beyköy» kadınlar kampına götüreceğiz. Fakat nerede erzak ve paranız varsa söyle» diyerek beni tehdit ettiler. Bir tornavidayı ocakta kızdırarak sol gözüme batırdılar.
Tabii paramız ve erzakımız olmadığı için işlerine yarayacak bir cevap veremedim. Biraz sonra kocam İbrahim ile ağabeyim Kemal çıkageldiler ve iki kızılı temizle - j diler. Fakat haklı da olsa bir Bul I ğar öldürüşe yerine 15 — 20 Türk I öldürüleceği için hepimiz Yunanis tana kaçtık. Bin türlü eza ve cefadan sonra Gümülcineye ulaş -tık»
Dertli göçmenlerin yanmdan ay rılmak isterken Hanife adında 60 yaşlarında bir kadın da iki parmaklı elini göstererek:
♦ — Yolda amele olarak çalıştırıldığım sırada iyi taş kıramadım diye bir Bulgar askeri küreğin keskin tarafile şu üç parmağımı uçurdu, dedi.
Fransız Dış Bakanının nutku
Paris, 25 (A.A.) — Halkçı
Cumnuriyet hareketinin Seiııe federasyonu kongresinin kapanışı münasebetile Dışişleri Bakanı M. Bıdault bu akşam verdiği söylevde son İtalyan seçimlerinin neticelerini memnun lukla kaydettikten sonra dahilî birliğin tesisi lehinde dâvet-te bulunarak ezcümle şöyle demiştir:
«Partiler bir milletin bütünü değildir, bununla beraber herhangi bir kimsenin iltihak ettiği şu veya bu grupu vasıtasi-le duygusunu izhar etmiyeceği, partisiz bir demokrasi mevcud olamaz. Diğer memleketlerde partilerin yok olduğunu gördük, bu hürriyetin ortadan yok olmasıdır.» |
Bunu nıüteakib M. Bidault milletlerarası meselelere ve bil hassa Almanya meselesine temas ederek kendisini Almanya ran mukadderatının yegâne hâ-, k:mi telâkki edenı^ecek olan; Fransanın Alman meselesinin halli için müttefiklerle girişilmiş olan müzakerelere de sabır la âzamiyi temine çalışması selekliğini belirtmiştir.
Diğer taraftan Fransız Dışişleri Bakanı Avrupa işbirliğinin merhalelerini ve ezcümle Brük sel andlaşnıasile Paris mukave lenamesini bahis mevzuu ederek şöyle demiştir:
«16 Millet mukavelenamesi Ufîiında. bf başlangıç noktasıdır. Avrupada yalnız on altı hür devlet bulunmasına katlannvvj lım.»

lbni Haneliye; Muhtarın ne yaptırmak istediğini kavradı, desise ile kendine suikasd olunacağını ar/ d)f Küfeye gitmekten vazgeçti!
Muhtarın Küfedeki durumu tbni Ziibeyri düşündürüyordu, işi kökünden halletmeğe karar verdi.
Çok tedbirli ve ceşaretli bir adam olan kardeşi Mus’ab’ı bir ordu başına geçirerek Küfe üzerine gönderdi. Muhtar; Mus-fcb’ı Kûfe dışuıda karşıladı, çok kımfnm gali^Tvetile sona ermi^ Kayret,ve cesaret gösterdi, anı-tür. ’
HAKEM KİM?
't» a. 25 (AP.) — Türk Müf-
it ♦'i'bU takımı, Yunanistan- .--- — ----------
v i takımını, bugün vaptığjS Katlolunduğu zaman 67 yaşııı-ikiııci maçta, 5—2 mağlîıb et»(
Pardî
İfl'T •
Fer nıvarı Yunaklar, Tiirk takı mı- i r»n ıheokli üstün takım oyamı * kn«-s! -rtıda yenürnişlerdi»'
ma askerleri bozuldu, ı de maktul düştü.
Muhtarın öldürülmesi 67 senesi Ramazanının 14 ündedir.
kendisi
'ki maç. Romalı hakem ' Generoso tarafından • Silmiştir.
1’ bakımdan daha ivi ov-
cia idi.
Mus’ab; muharebe bittikten sonra, hem bir daha isyan çıkmasını önlemek, heın de intı-*irnak istedi, pek çok a-dam öldürttü ve nihayet Küfe sarayına girip kuruldu.
Küfe sarayının büyük divan-
pa-
Italy anın kurtuluş yıldönümü -Roma 25 (AP) — İtalya,
zar günü Nazi iggahuden kurtul -dukları güuü kutlamışlardır. Bu kurtuluşta, yeraltı faaliyeti gösteren komünistlerin ehemmiyetli bir payları vardır.
Ayni yeraltı teşkilâtının kurtuluş gününde hâdise çıkarmasını ön leınek kastiyle, içişleri Bakanı Ma rio Scelba, kurtuluş giiııü vesilesiyle herhangi bir açık bava gösterisini yasak etmiştir.
Maamafih, İçişleri Bakanı, muharip cemiyetlerinin meçhul asker âbidesine çelenk koymalarına izin vermiştir.
Spor gösterilerinin yapılmasına da müsaade edilmiştir.
Maauıafih, koyu komünist olan eski çetecilerin, faşizm ve nazizme karşı elde ettikleri zaferi kutlama lan için Kastello Sforzeako kalesinin avlusuuda toplanmalarına engel olunamamıştır.
Milano polisi, zırhlı arabalarla mücehhez olarak, nerluıngi bir kargaşalığı önlemek için lıazirol vaziyetinde bekliyordu.
ltalyaıun her tarafında, komü nistlerin bir darb -iıni önlemek i-çin bütün ihtiyati tedbirler alın -m işti.
Moder.adan bir sabah gazetesi o lan 11 Memento’ya gönderilen bir haber, karabinyerlerin, askerlerle zırhlı arabaların, beliren çeteci lerden dolayı endişelenen halkı teskin etmek için Apeninlerde dev riye gezdiklerini bildirmiştir.
Cumartesi günkü gazeteler, Spez zano, Dalmazzio ve Gıuglia dolaylarında çete kuvvetlerinin dolaş -tıklarını yalanlamıştır. Montefio-rino ve Frassinoro’dan gelen haberler ise. geceleri silâhlı çete ha raketlerinin yapıldığını açıklamak tadır.
Millî çeteciler kurulunun Mo -dena Birliği yardımcı başkanı Mu-igo Benedotto -— Gayrî kanunî faaliyetten dolayı — teşkif edilmiştir.
Adriadaki karabinyeri karakoluna. zarar vermeyen bir bomba atılmıştır.
IV
Meçhul akıncılar, komünist taraftarı Sosyalist Partisinin Viec-larica’dûki merkezinden bütün dos yaları aşırmışlardır.
" 11 -——I ———
Lana Tüner evleniyor
fBastaraîı 1 incidej
na Tumer, milyoner 3ob Hoppiııg le pazartesi günü evlenecektir,
Lala Tümlerin gelin elbisesi otuz bin dolara mal olmuştur, Terzinin bildirdiğine göre »-linin iç ça-masrları beşbin di’itlik ipekten mamuldür
Bob Hopping. T ırnerle evlenebil mek için cuma günü ıeyaz perde ar tistlerindeıı olan Arlıne Judgedan boşanmıştır Hopping boşadığı ka rısınm beşinci kocasıydı-
Lana Turner ve 30b Hopping, bal aylarının bir kısın:.ı. Londrada geçireceklerdir

N i ? a a
• w
Gazeteci arkadaşlarımızdan Bilâl Akdarım kızı Nilüfer Akba ile Terzi Tüccar Yaşat Kotaym oğlu Hukuk mezunu Niyazi Kataym nl şan merasimi 25 4 948 pazar akşamı evlerinde akraba ve dostla rı arasında yapılmıştır. Tarafeyne saadetler dileriz
M. Bidault Marshall plânına da temas ederek, Avrupa eko-nonıik işbirliğinin en ziyade A-merikanm yardımı sayesinde ve Fransanın Birleşik Amerika ile görüşmelerinde bağımsızlığını muhafaza etmeyi bilmiş olması sayesinde tahakkuk ettiğini beyan etmiştir.
Yalanlama mı yoksa bir itiraf name mi?..

* 1 I
fBaştarafı 1 incide) ederiz:
Türkiye Ziraî Donatım Kuru-mıınuıı nominal sermayesi elli milyon liradır. Ancak bu sermayeden ödenmiş kısmı 1946 yı-' lı bilançosunda görüleceği veçhile yalnız 9.457.781,31 liradan ibarettir. j
Harb yıllarında getirilmiş o-lan Biçer Düğerlerin orijinal faturaları vesair masraf vesikaları vaktinde elde edilemediğinden acele işletmeye intikal ettirilmek maksadile tahminî bedellerle satılmış olup bilâhare vukubulaıı talebler üzerine Amerikan firmalarına yapılan mubayaa tekliflerimiz kabul e-diJnıemiştir.
Keza harb yıllarında fabrüca-larııı memleketimize vermedikleri amonyum sülfat gübresi i-cin yaptığımız teşebbüsler üzerine 947 yılında üç bin ton ge-1 ü-ilp---^ ihtiyar, mahallerine tevzi edilmiştir.
Çeşitli ziraat âletleri, pulluk ve araba imal-etmek üzere ihya ve inşa edilmiş olan Adapazarı ve Ankara fabrikalarının , tezgâhlarının v yenilenmesi ve rasyonel çalıştırılması işlerde uğraşılmaktadır.
Hiçbir ilmi tedkike ve vesikaya dayanmıyan bu yazıdaki iddiaları tamamen reddederiz.»
Türkiye Ziraî Donatım Kurumu Umum Müdürlüğü
Şimdi bir de 8 nisan tarihli nüshamızda çıkan bahis mevzuu yazıyı tekrar edelim: Umum Müdürlüğünün, bol keseden, «hiçbir ilmi tedkike ve vesika- I ya dayanmadığı» nı söylediği bu yazının neresi yalanlanıyor, ' hangi fıkraları düzeltiliyor, bu ciheti siz karilerimize bırakıyoruz:
«Adapazarı, 7 (Hususî) — Şevket Raşid Hatiboğlunun Tarım Bakanlığı zamanında çiftçiye ucuz fiyatla ziraat âleti, pulluk, traktör, çiftlik maizema si kimyevî gübre temini mak-sad.Ue 50 milyon lira sermaye ile, sermayenin büyüklüğü kadar da gözleri kamaştıran güzel eazib bir idealle Türkiye Ziraî Donatım Kurumu tesis edildi.
Ve harieden büyük mubayaalara girişildi. Bir taraftan da yurd dahilinde pulluk imâl etmek için Adapazarındaki 9-13 senesi zelzelesinde yer ile yeksan olan fabrika sajın alınarak 4 milyon lira sarfıle yeniden ve eskisine nazaran daha vâsi bir fabrika meydana getirildi.
Kurum bir taraftan bu fabrikasında imâl ettirdiği Sakarya tipi pullukları, Katalay ve Kocaeli tipi arabaları diğer taraftan hariedeıı getirttiği muhtelif ziraat âletlerini, malzeme terini satmak iÇiıı mühim merkezlerde depo müdürlükleri ve: bu depolara merbut satış ma-l gazaları tesis etti. Kısa biri müddet sonra da Ankara Gazi; Çiftliğindeki fabrika pulluk i-mâlinde kullanılmak üzere kurum tarafından satın alındı. I
Binaya kadar Kurumun şa'-şaalı haricî görünüşünü aksettirdik. Şimdi -de kurumun iç ceb beden faalivetini tedkik edelim:
• —
Yazımın başında da işaret et fiğim gibi doğrudan doğruya ^çiftçiye lâzım olan doğruya en ucuz fiyatla temin
çiftçiye, köylüye faydalı olmak gavelerile kurulmuş olan bu kutum maalesef bugün gayesine aykırı bambaşka bir yolda yürümektedir.
Esefle söyliyebiliriz ki, kuru-ınuıı yersiz, yalnız mubayaaları
etmek,







Filistin için s&vaş
neticesi milletin milyonlarca lirası nâhak yere harice, sokağa ıdılmıştır. Amerikadan getirtilen CASE marka Biçer Düğerlerin beherine evvelâ, 7.000 lira fiyat konmuş, aradan uzun bir müddet geçtiği halde bu Biçer Düğerlerin yurdumuzda bilişe yaramıyacağı, satılamıyaca ğı anlaşılınca fiyatları 4.000 liraya kadar düşürülmüştür.
(Kurumun Karabiikten satın aldığı 10X62 Lâma demirleri mağazalarında 70 kuruştan, gene Karabük fabrikasından alınma ayni demirler herhangi bir ticarethanede 54 kuruştan satılmaktadır.
Memleketimizde modern ziraat gelişmediği cihetle ekinler daima orak veya tırpan ile hiçtirler. Ne yazık ki, kurumun hariedeıı yüz binlerce liralık dö-i viz karşılığı getirttiği orak ve tırpanlar işe yarar evsafta olmadıklarından satış* mağazalarında paslanıp çürümektedirler.
Gene, Kanadadan Massey Harris, Victory tipi pulluklar getirilmiş ve ıjzun zamandır 50 liradan satılırken, fiyatları bi-lâ sebeb 72 liraya yükseltilmiştir.
Memleketin birçok köşelerindeki satış mağazaları Umum Müdürlükten müteaddid defa Amonyum Sülfat gübresi istemişlerse de Umum Müdürlük her nedence böyle çok lüztrnlu malzemeleri kâfi mikdarda mü-( bavaa etmeyip her sene yurdu kimyevî güboşsiz bırakmakta- i dır.
Hülâsa Ziraî Donatım Kurumu bugün milletin parasını hovardaca sarfeden lüzumsuz bir
I
devlet teşekkülüdür.»
299
Kanadaya giden mülteciler
Kan (Fransa) — Kanadaya PolonyalI, jÇelc ve Lltvanyah
mülteciyi götüren Polonya bandı ralı «Sobiesky vapuru Fransadan hareket etmiştir, (AP)
konferansın-dönmüş olan A Bakanı M, Mars tetkik olunan memnunluk
kaydolunduğu-Marshall şunla
hususunda, bil
Marshaİl’ın beyanatı
Vaşington: 25 (A,A,) (Usis) — Bogota'da toplanan dokuzuncu Anıerikaldararası dan Vaşingtona meri kan Dışişleri hail konferansta
' meseleler hususunda verici terakkiler nu söylemiştir. M, rı ilâve etmiştir:
- Esas meseleler
hassa teşkilât anlaşması bakımın dan kararlar almaya muvaffak ol duk. Bununla beraber Bogotada halli gereken daha bazı meseleler mevcuttur,
Birleşik Amerika, tâbi 'bulunan arazilerdeki milletlerin kendi kendilerini idare edebilmeleri, anlaşmazlıkların mutad yollardan muslihane bir şekilde halli ve Batı ya rım küresinde Amerikan aleyhtarı bir politikanın veya nüfuzun yayıl masını önlemek için alınması gerekli tedbirleri desteklemek olan erince umumî beyanatta tır.
M, Marehallin Bogota sı hakkında, çalışmalar erince umumî beyanatte sı beklenmektedir.
M, Marshallin kongcransın çalışmalarının nihayete ermesinden önce dönmesi, Vaşigtonda, dünya olaylarında muhtemel gelişmelerin beklenmesinden ziyade işlerin birikmiş olmasına affolunmaktadır.
bulunma
konfeıan nihayete bulunma
(Baş ta rafı 1 incide,)
dlı, Haganatı ın Samueldeki mevzile rimize karşı yapmış olduğu hü camları tardettik.
Arab kuvvetleri İngiliz polisine 110 Yahudi cesedi teslim etmişlerdir,
YAHUDİ KUVVETLERİ BİN KİŞİLİK
Telâvlv: 25 (AP) — Yafaya taar ruz eden Irgun kubvetlnin bin kişi den fazla olduğu bildirilmiştir- Çar pışmalar pazar akşamı kesllinceye kadar, Yahudilerin Arab bölgesinin bir buçuk kilometre kadar içerisi ne nüfuz ettikleri bildirilmiştir.
Haganah teşkilâtı, bu savaş İçin yetki almadıklarından, uzaktan se ylrcl kalmışlardır.
Irguıı kuvvetleri, bu savaşta kar şılarına çıkan zırhlı İngiliz birlikle ri yüzünden durmak zorunda kalmışlardır,
Teyld edilmeyen bir. habere göre, İngilizler Irgunun derhal eski mev kilerine çekilmesi aksi takdirde, Te lâvivin bombardıman edileceğini 1 lerl sürmüştür.
YAHUDİLERİN ÜLTİMATOMU Telâvlv: 25 (A,A,) lAfp) — Irgun grupu taralından Yalaya gönderilen ültimatoma hiç bir cevap alınmadığından İLrgun kuvvet leri Telâviv sınırında bulunan bu A rab şehrine girmeğe başlamışlardır,
Irgun karargâhından bildirildiği ne göre İlk hareketler memnunluk verici neticelere varmışlarsa da İn glllz polis kuvvetlerinin Yafa—Telâviv hududundaki binasını işgalç devam eden ve buradan İrgıın kıta larma ateş etmekte olduğu haber verilmektedir ,
Harekât sahasına giden France — Press Ajansı muhabiri askeri üniformalar ve çelik miğferler taşı yan Irgun kuvvetlerinin hafLf top çu, zırhlı otomobiller ve tanklar kul landıklarını görmüştür, Manchieclı Arab mahallesindeki mevzilerden çoğunun Yahudiler tarafından işgal edildiği bildirilmektedir. Çarpış malar devam etmekte ve ağır silâh lar kullanılmaktadır
Yafa havadan bombardıman edilmiş
Şam 25 (A.A.) — Arab kurtuluş orduları yüksek komutanlığı tarafından saat 21 de yayınlanan yeni bir tebliğde müteaddit yerler den kalabalık Haganah kuvvetle rinin hüeıım etmekte olduğu Yafanın bombardıman edildiği bjldi rilmektedir. Tebliğde Arab kuvvet terinin cesaret ve azimle mukavemete devam ettikleri ilâve olunmaktadır.
. YAHUDİLER EIR INGİLİZ HAVA MEYDANINI İŞGAL ETMİŞ
Kudüs: 25 (A.A,) (Afp) —
Hadera yanındaki Anyşemer İngiliz hava meydanı bu sabah Yahu diler taralından işgal edilmiştir. Ö te yandan Filistinin en büyüle hava meydanı olan Lyddanm İngiliz kuvvetlerince tahliyesi söylentileri duyulduğundan Yahudi ve Aıablar bu kesimde bütün kuvvetlerini top lanıağa başlamışlardır,
HAYFA, FİİLEN YAHUDİ İŞGALİNDE
Kudüs: 2a •.k,A,: — Şimdi fiilen Yahudi işgali cltıi da bulunan Hay îa şehri Kaçak Yahudi muhacirleri m hâmil bulunan yeni bir duruma girecektir. 3u gemi, Ingiliz deniz birlikleri taraııncian Filistin sahille ri açıklarında yakalanmıştır. Gemi de 70i»—900 kadar Yahudi buluudu ftu bildirilmektedir,
Hayfadiki Yahudi makamları Arabları şehirde kalmaya ikna 1-çiıı çalışıyorlar, maksatları Yahudi vı Arablann bir arada ahenk içinde yaşıyabileceklerlnl göstermektedir
Resmi tahminlere göre. Haytada 1(1 Arap ahali 3500 kadar yani yai'i yarıya azalmıştır, Arablann şehri tahliyeye devam ettikleri bildirip inektedir , ı
Diğer bir habere göre, 15.000 Ar rab bugün, Ingiliz kuvvetlerinin hl mayesi altında Haytayı terketmeye bağlıyacaklardır. Bu1 Ingiliz kuvveı
eei lâzım-
Y 81 »S» Dl’ s'. Kilîf ()W«"
Keysan ve muhtar — Şelırestanî ne diyor? — İslâm tarihinin Aw irdik ve korkunç bir siması kârlar
Yalancuıın yalanları!
hiret — Uldiikten sonra ruhun
Ker belânın inli konu
Mı lı dil iyin Güvercin melekler! hayvanlara geçişi — D ir devleti ran Şi’a fırkaları
h.meşinde, emaret tahtına kurulmuş olan Mus’ab’ın önüne, bu kere de yine, attın tepsi i-çiııde. Muhtarın kesik başı konulmuştu!
Abdalmelik; f-edbirli ve oür-c-ikâr bir hüküm tardı. (tbni Zübayrı» da tMus (b' ı da ihmal eyliyemezdi. Mus'ab üzerine kuvvetli bir ordu gönderdi. Kanlı bir boguama-lan sonra Mus’ab’ın askeri dağıldı, ken-
(Din, racüle itaattir) den çıkan mânalar! — — Amca ile yeyen — Yine Mehdi! — Tövbe-alâmetleri — Altın tepside kesik kelleler! — - Keysarıiye'nin yıtrib inançları — Diinya ve .4-batıran ve yeni bir deflet ku
dişi mağlûb ve maktul oldu.
Abdalmelik m uzafCeren Küfeye girdi, Emaret sarayındaki tahta oturdu, Mus’ab’ın kesik başı yine altın tepsi içinde hükümdarın ayakları ucuna konul muştu!
Orada ) bulunan bir ihtiyarın keşik keli, yo gözünü dikip hayretle- seyrelmesi Halifenin dikkatine çarptı, sebebini sordu, şu cevabı eldi:
— Yâ Emirelmü’minîn, ı Hak Toslanın hikmetine bak!
Mus’ab’ın başı duran bu yerde ben; Hüseyin B. Ali’nin barını gördüm, Emir Ubeydallah B. Zıyad’a getirmişlerdi! Bir müddet geçti, yine o yerde. 1b-ni Ziyad’ın karılı kellesini gür-diinî. Muhtarın öııüne koymuşlardı !
Sonra. Muhtarın kesik kafasını gördüm, Mus’ab’ın ayart
lerl Filetinden çekilecek Ingiliz bu .İlklerinin korunması için. Haytanın liman bölgesini henüz îjgoilerl. jj, „ tında buluııdurmaktadu.
SURİYE INGILTEREYI MESUT TUTUYOP Şam: 25 (A,A.) (Reuterı — Suriye Başbakan vs Dikeri Bi kanı Cemil Mardam Bey İngiitera-ııin Suriye Elçisilo görüşmüş ve Ya hudileıln Filistinde Arablarla Sur! yelller aleyhinde giriştikleri taarruz sorumluğunu İngiltere tarafın dan yükieuiimesi gerektiğini söyle, yerek şunları ilâve etmiştir
Halen Mandater devlet olmak iti bariie uioiiteıre Filistin halkının hayatından sorumludur, Eğer A-rab halkının hayatını kurtaramı-yorsa bu sıfatını 15 -mayısta değil, simdi sona erdirin dur.»
Suriye hükümeti, kendi toprakla rina sığınan Filistinli binlerce müi teciye barınacak yer ve yiyeesk bulmak için âCq tedbirler stmak tadır,
BAĞDAD'TAKİ TALEBE GREV İLÂN ETTİ
Bağdad: 25 (APı — 3-jğdaddukl bütün kolejlerle okulla-, —«Hük-j. met, mıntazam ordu birlikleri Fi listine gönderilmek üzere bütün sı hlıatli İraklıları seferber edlnyece kadar-.— belirsiz süre ile grsv yap «n şiardır,
Pazar günü yapılan bu grevden hemen sonra Milli Liberal Partisi muazzam bir toplantı yaparak aşa ğıdaki isteklerde bulunmuştur:
1 — Irak muntazam ordusu FUL* tini işgal etmelidir,
2 — Irak kabilelerinden FillstlE için silâh toplanmalıdır,
3 — Bütün seferberlik merkezler! açılmalıdır,
Bu hareketlerden sonra, gazeteler, Hayfanm Yahudilerin eline düş meşinden dolayı lngilizlerin -«Iha net»— ettiklerini belirtmişlerdir.
Gazetenin biri, Haytaya giden petrol bürosunun, işgal edilmeden üc gün evvel petrol akıtmadığım yetkili makamdan öğrendiğini yayınlamıştır.
Irak. basın), muntazam İrak ordu sunun- derhal FHlstinl İşgal etmed ni-istiyor
VESAYET TASARISI İNCELENİYOR Lake Sııccess: 25 (AA.ı — Bir. leşmiş Milletler Kurulundaki İngl liz. Amerikan ve Fransız delegeleri dün sabah toplanmışlar ve. Fllisun için «Kısa süreli» bir vesayet an laşmasmı müzakere etmişlerdir, Dfilegeler. ara tedbiri olmak sıfa tijr böyle bir anlaşmanın Genel Ku rul tarafından daha kolaylıkla ka bul edilebilmesi muhtemel olduğu nu sanmaktadırlar.
Bu «.kısa süreli-» şeklin, bundan önce Birleşik Amerikaca teklif o-lunan daha geniş metinde herhar^ gi bir değişiklik yapmadığı öğreni’ mektedir,
Yeni teklifteki bazı tâdil&t bilhaı sa. arn İdare tarzına aid usulü sade leştirmek maksadile yapılmış bulunmaktadır,
Yeni plânına göre Filistinde kuru lacak hükümet şimdilik bir Genci vali İle ona yardım edecek bir Ida re Meclisine inhisar eyleyecektir. Vali lüzum gördüğü takdirde bazı hükümet memurlarım tâyinde ser best olacak ve bu tâyinlerin nelerden ibaret bulunacağnın vesayet anlaşmasında etrafile izahına lü zum görülmlyecektlr.
Kısa süreli» hal tarzının Heri J.ı kabul olunacak geniş ölçüdeki vesu yet anaşması sırasında tekrar göz den geçirileceği de kaydedilmekte, dir,
Amerikan sözcüsü, besayet meşe lesl hakkında Genel kurulda ceryan eyleyecek müzakereler bahsinde Birleşik Amerika heyetinin birkaç giin evveline nlsbetle. şimdi kenet ni daha fazla tatmin edilmiş telâ) ki etmekte olduğunu söylemiştir Güvenlik konseyince tasvib olunan mtitakreke anlaşmasının uzun ^ceıeme ve tartışma konusu ucmıa getirmişlerdi! 5 olması maksadile Amerika, Frk-ı-
Şinıdi de, Mus’ab’ın kesilmiş^ sa ve Belçika heyetilerinin bir top-kt-Jlesini görüyorum, ki Emirel-nıü’miuînin tahtları önündedir?
Abdalmelik; ihtiyarın söziin-( den müteessir oldu ve uğursuz-] luk hissine kapıldı, sonradanı Küfedeki Emaret sarayını yık$] tirdi; derler. '
Mulıammed B. vHaııefiyeyi? Ihııi Zübayı- sıkıştırmaktan ge-] ri durmuyordu, Abdülmelik te. kendisini Şama davet eylediyor-] hu, yola çıktı amma, Halifeydi de emniyet eyliyemediğinden, l-'kı.ar Mekkeye döndü ve İbnK yeni sevkülceyişüı şu esaslar üze-Zübayr tarafından yine tazyik* Tinde olduğunu açıklamıştır: edilince CTâif) e hicret evlenıek lızcre yola çıktı ve Cebeli Rad-j vâ (1) civarında öldü ve ocaya(
* * (
(Devamı varj (
• •
lantı hazırladıkları ve ne düşündük lerlnl öğrenmek üzere Ar»b ve Yahudi temsilcilerini davet edecek|( rl öğrenilmektedir,
Vesayet içiıı yeni bir Amerikan
1 buluşu
Nevyork 25 (AF' Birleşmiş Milletler nezdindcki Amerikan he. eti, Birleşmiş Milletlerin kabul e deceğl ve" Filistini vesayet altına koyacak basit bir formülün tekli fini oy birliğiyle tastık etmiştir.
Amerikan heyetinin bir sözcüsı .
(l) Medine'ye yedi merhale uçaklığında sulak, ağaçlıklı. İd-lif. tür yerdir. Sağ tarafı Mekke ,-oltı. sol canibi çöl tarikidir. Denize olan uzaklığı iki yün siirer. (MAcem Albuldaıı).
1 — •Filistindaki İngiliz idaresi 15 Mayısta son bulur, a, Amerika Genel Kurulun siyasi komitesine Fılistindeki yetkili otoritenin Anı* rika olmasını teklif edecektir.
2 — «Eğer siyasî komite bu tek lifi kabul ederse, vesayetin yegâne hal çaresi olduğu izah edile -çektir.
3 — «Bu esaslar iı •( rinde an laşıhrsa. Anıerikada ’ saj-etlik i-cin tetkikler yapılacaktır.
26 NİSAN 1943
S^yFA: 5
Ercümend Berkerin I M. Çağlara cevabı I
(Baştarafı 4 üncüdel
»
«
■»■■■■ ■ 1 ■ ■ 1 ———— I
Vapar Seferleri
r
/
G«liba beni de, kendi kendilerini gök yüzüne zembille çıkaran Ve neredeyse - sümmehâşâ • yan allahlıklarını iddia edecek ölan «yüksek sanatkâr* dostlarınız gibi hiç sıkılmadan bir a-)av hikâye anlatacak sandınız, hayır bay yüksek sanatkâr ha-yu, ben - elhamdülillâh - senelerce lıalkın huzurunda - tercihan içkili mahallerde - parlak İmtihanlar verip on yıldız aldıktan sonra meselâ a) Sazının akordunu yapamıyan, b) Musi-k.nin alfabesi olan notaya yan (;izen; c) Basmakalıp bir iki usulden gayrisini öğrenmeğe lü pv insn (P !uaX|uupS (;) tuıız m makam adile, hareket adını usul adile karıştıran; e) Sazı ile yarım dakikalık bir makam gösterişi yapamıyan; f) Batı musikisinde Konservatuarların ilk iki sınıfında okutulan solfej malûmatını Türk musikisinde ancak fizikçi âlimlerin an-Iıvabileceği bir yüksek ilim addederek Tül' kmusikisinin otur custu ses dizisini dahi öğrenmi-ye lüzum görmiyen; g) Bu yük sek bilgisi ile Türk musikisinin âtisi hakkında kendinde söz söv temek salâhiyetini gören; h' Konservatuar sahnesile herhan gi bir içkili gazino sahnesi arasında hiçbir fark görmiyen; i) Çok daha fazla meziyetlerle mücehhez olması icab eden şef Dorkestri başhanende yahud ba.ssâzende farzederek onda sadece bir saz veya ses sanatkâ-ıı vasfını arayan; ı) Kendisinin Konservatuar sahnesinde taksim yapmasınûı |7onserva-fuar için bir şeref olacağını id-d’) etmesi üzerine kendisine \ f ,:len taksimi yaptıktan sonra vereni, haklı olarak kıymetli musiki münekkidierinin tarizine maruz bırakan; j) Kendisine görülmemiş bir semahatle sunulan bilgi hazînesinden muhtaç olduğu şeyleri alacağına müsbet ilme ve müsbet çalışmaya sırtını çevirerek kapkara cahille sarmaşdoiaş olan ve a-ralarında anlaşıp resmî bir mü-essesede kazan kaldırmak sure-tile Türk musikisinin son senelerdeki rnüsbet inkişafını önli-yerek Türkün bu en aziz varlığını tekrar eski cahil ve irtica çukuruna sevketmenin mümkün olacağı gafletine kapılan o yüksek. cok yüksek sanatkârlardan değilim. Bu sebeble beni zâtı devletiniz tanıyamazsınız.»
Bunların hepsi doğru olduğu halde bu şekilde konuşmak hoş değil, değil mi? Onun için ben size bu yolda cevab vermiye-ceğim. Sadece yazınızın sonunda : «benim bu sıralarda sinirli olduğum için taarruz hedeflerimi iyj hesab edemediğim» hak-k'ndaki cümleye ilişmeden gecem iyeceğim. Ben, şimdi hücum eden zevatın beni alkışlarla gök yüzüne çıkardıkları zaman şımarmadım ki şimdi üzüleyim bay «yüksek sanatkâr». Türk musikisinin bünyesindeki o cihanşümul kıymet istidadı, onu vakm bir zamanda dünya musikisi tesirlerden âzade tutmaya kifayet ediyor. Bilmukabele saygılarımı sunarım bay • yüksek sanatkâr».
Berker
Vapurun ismi
Adres
STENÎTOR LtBERTA FORSVİK ORESTE OPEROSİTA ORİON
F ra te 11 i Sperco
Deniz Acentası
— I
Seyahat Bürosu
Hareket tarihi
Halen limanımızdadır.
27
3
4
15
15
Nisan Mayısda »
)
»
FRATELLI SPERCO
Hikâfe:
Aşk Yağmuru (Baştarafı 4 üncüdel mişti. Onlar kenarda bir masaya oturdular. Nesrin büyük bir heyecan geçiriyor, şimdiye kadar ken dişinde hissetmediği bu acalpliğin neden ileri geldiğini br türlü anla-yaımyordu Gençler, Genç kızın et gafında pervaneler gibi dolaşıyorlar ve kendisini bir kere dansa kaldıra bilmek arzusile çırpmıyorlardı Fakat o, hepsini nazikâne reddediyordu. Caz çalıyor, Çiftler durmadan dönüyorlar, bir taraftan da bu eın sâjsiz kızdan gözlerini ayırmıyorlar, herkes kendisinden adeta gözleriyle dans dileniyorlardı- Nesrin ise hiç birisine ehemmiyet vermiyordu bile. Tam bu esnada karşısında biraz evvel kendisine hayran hayran bakan genç gelmiş ve hafifçe eğilerek:
— Bir dans lütfedemislniz hanımefendi demişti: Nesrin, heyecanı nı gizlemeğe çalışarak, bunu da diğerleri gibi reddetmek istedi: Fakat Delikanlının kendisini mesteden, iri siyah gözlerinden fışkıran aşk ateşine dayananiıyarak Nejlâya:
— Müsâadenle kardeşim, diyerek kalktı; Necla, Necla gibi herkes buna hayret etmişlerdi: Kadın ve er kekler kin ve kıskanç gözlerle onlara bakıyor, Nesrin İse kuş gibi kavalyesinin uçuyordu: Genç adam, kulağına fısıldar gibi:
— İsminizi söylemlisiniz küçük hanım? demişti: Genç kız kızararak:
— Nesrin Güleryüz dedi: yesl bu ismi işitir iştmez mış ve sendelen mişdi:
tülmüş, konuşamıyacak bir haje gel mişdi:
— Demek sen Nesrin, benim küçücük Nesrinim ha: Çocukluk biricik arkadaşım Nesrin: Ben, ben de İlhan ağabeyininım senin: Tam-dınmı küçücük yaramaz: Nesrin, evet fakir İlhan ağabeyin:
Nesrin de neye uğradığını şaşırmış, adeta çıldıracak gibi olmuştu:
— İlhan ağabey, aman Yarabb ne kadar da değişmişsin, koskocaman adam olmuşsun adeta: Vallahi seni görünce kanını kaynamıştı, demek sebebi varmış: Delikanlının nemnuniyetten gözleri büsbütün parlamıştı:
— Ben de Nesrin, bu toplantıya bir arkadaşımın ısrarı üzerine gelmiştim: Fakat beni sarmadı: Tam buradan ayrılmak üzere idim ki seni gördüm: Öyle cana yakın buldum ki seni Nesrin: Bilsen ne kadar da güzelleşmişsin, adeta bir Melek olmuşsun, benim Sevgili Nesrinim: Artık ben senin İlhan ağabeyin değil, İlhanın olacağım, söyle Nesrin benim olurmusun?
Genk kız adeta kendinden geç miş bir halde İpek gibi saçlarile süs lenen küçükçük başını sevgilisinin göğsüne dayamış, tatlı hayallere dalmıştı- Demek, hayalinde yaşattı
adeta bir ollarında Nesrin’in
hafifçe
Kaval-sarsıl-Nutku tu-
Uğrayacağı Limanlar
%
t
Anvers, Rotterdam, Anısterdam, Haınhnrg Malla, Marsilya, Ceııova
Iriyeste
An ve ra, Rot ferdanı Anısterdam. Hamburg Pire. Napoli, Ceııova
A n ver s, Rotterdam, Anısterdam, Hamburg
Hudavendigâr han Galata Telefon: 40919
Devlet Orman İşletmesi Dursunbey Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Orman Dıçı Dursunbey İstasyonu istif yerinde mevcut 490 adede denk (75.027) M3 çam tadvers 1 parti halinde 26/4/948 tarihinden itibaren 10 gün müddetle açık arttırma suretlle satışa kon muştur,
2 — Artırma 10/5/948 pazartesi günü saat 14.30 da İşletme müdür lüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır, Beher metre küpün tahmiûl bedeli 30 liradır, Her parti için yüzde 7,5 hesabile ge çici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğü İs-taııbulda Orman baş mühendisliği, İzmir Orman bole şefliği, Balıkesir, Bursa. Eskişehir Mustafa Kemalpaşa ve Tavşanlı İşletme mü düdüklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsblt evrak ve ilk temlnatla-rlle komisyona müracaatları,






Şukadar.cı
Kolynos diş maciınu ferahlandırıcı, temizleyici

Devlet Orman İşletmesi Eüyükdere Müdürlüğünden
1 — Orman Genel Müdürlüğü Merkez ve taşra teşkilâtına ald 82 kalem matbu evrakın kâğıd, kap ve clld malzemesi işletmemizden veril, mek üzere dizgi, baskı defter haline konulup clldlenmesi işleri 15/4/948 den itibaren 15 gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 30/4/948 Cuma günü saat 15 de İstanbul Bahçekapj Limanhan Orman Başmühendisliğinde toplanacak komisyon önünde yapı lacaktır. Tahmin bedeli 6900 liradır. %7,5 hesabile geçici teminat diniz.
3 — Bu işlere aid şartnameler Ankarada Orman Genel Müdürlüğü ve Merkez Orman İşletmesile Istan bulda Orman Başmühendisliği ve Müdürlüğümüzde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsblt evrak ve İlk teminatlarile
komisyona müracaatları. ( 4852 ı
TORKIVE MOMESSU S«rk Markaj Ecıo Oop«tu UliAbul
vermeğe kâfidir
«•W««««««
RAüYö
Bugünkü Progre m
PAZARTESİ — zi 4 1941
7 29 Açılış ve Program. 7:30 M: S: Ayan. 7:30 Müzlk:Haflf Parçalar -rî.
7.45 Haberler,
8 00 Müzik:Çeşitli Hafil (Tl • 8.30 Müzik: Film MUzlkHjl -fl.) 8:45 Müzik; Şarkllar (Pl )
9 00 Kapanış.
12.29 Açıljş ve Progrzm-
12 30 M- S- Ayan.
12.30 Müzik: Salon OzB.tfctralarjj’ dan Çeşitli Parçalar (Fİ.)
13.00 Haberler:
13 15 Müzik: Çeşitli Mü ah (P1-)
13 45 Müzik: Dans Müziği (Pl.)
13 50 Konuşma: Ç- E K Adına. 14:00 Kapanış.
17.58 Açılış ve Proğram:
18:00 M: S: Ayan:
18:00 Müzik: Ünlü Dam Orkestra lan (Pl;)
18:45 Miizik; Şarklar, 19:00 M: S: Ayarı.
19,45 Haberler.
19.15 Geçmişte Bugün 19,20 Mfzik: Fasıl Şark; an 2000 Müzik:
20.15
20 30
20 35
21 00
21.15
2145
22.00
22:15 Müzik; Dans Müziği (P1:) 22:45 Haberler.
23 00 Pragram ve Kapanış,
Radyo -Gazetesi
Sedbest Saat.
Müzik: Mandolin Birliği.
Konuşma.
Müzik: Karışık Şarkılar. Müzik: Opera Aryaları (Pl.) Konuşma: B. M- M. Saati:
BULMACA
----*---
1 2 3 4 5 6 7 8 9
Tekel G. Müdürlüğü ilânları
Malzeme Alım Şubesinden :
Sovyet - Mısır ticaret müzakereleri akim kaldı
Kahire: 25 (A.A.) — Pamuk kaı şılığı Sovyet mamûtâtı alınması maksadlle Mısırla Sovyetler arasın da yapılmakta olan ikinci ticaret anlaşmasına ait müzakereler akim kalmıştır Bir neticeye varmamama sı üzerinde ileri sürülen sebep Sovyet temsilcilerinin, İskenderiye pi yasalarındaki fiyatlardan, çok da ha aşağı değerle pamuk satın almakta İsrar etmiş olmalarıdır, Mı. sır hükümeti bu ikinci anlaşma ile Sovyetlerden kimyevi gübre, petrol ve sodyom almağı ümit ediyordu.
Sovyetlerle İlk yapılan anlaşma pamuk karşılığı hububat verilmesi ni ihtiva etmekte idi. .Bu cümleden olarak şimdiye kadar Mısıra 40 bin ton Sovyet buğdayı teslim edilmiş tir, Aynca 7 mayıs tarihine kadar Rusyadan Iskenderiyeye daha 80 bin ton buğday gelmesi beklenmek tedir.
f jLlii
1 HAZİRAN ÇEKİLİŞİNDE BÜYÜK İKRAMİYE: İstanbul’da
KUÇÜKYALI’daiv"
BAHÇELİ EV
t
• ■■ • .
:.;! ■













ğı, biricik erkeği şimdi bulmuştu.
— Ilhan, İlhanım benim diye soy leniyordu.
Tam b «sırada yanlarından geçen prenses kendi kendine:
— Bu kız bu gece muhakkak bir «Aşk Yağmuru» na tutuldu diye söyleniyordu.
İki sevgili kol kola bu İlâhi âşk yağmuru aldmda bir daha ayrılma mak üzere muhayyel yuvalarına döndüler
ŞEHİR TİYATROLARI
g.ut 20 de Dran
Kumu;
düşman
Yazan : Anclre
Paul Antolne .
Tiırkçesi : Lûtfi
Telefon: 42157
Komedi Kısmı:
KAŞ YAPAYIM
DERKEN
Yazan : N. Nancey n. uv ^zorsse Tüı-kçesi : Vasfi R. Zobu, R Baran
1
i
fi
Yeni Sabanın
İLÂN FİYATLA»
Başlık
1 inci
2 »
3 » t) »
6 »
ır.aktv «Saralı »ayla,
»
ı
»
)
santim)
)
)
)
ir. 1500
000
400
500
250
150



Tahtıma damadımı oturtacak, doğrudan doğruya ona biat ede çeksiniz. Başka bir diyeceğim yok. Artık beni rahat döşeğime götürebilirsiniz.
Sultan Zülyezen, sözlerini henüz bitirmişti ki boğuk boğuk, kesik kesik öksürmeğe başladı. I azla devam etmiyeıı bu öksür meden sonra derin bir ah çekti ve tahtın üzerinde hareketsiz kaldı...
Hükümdarın gözleri açıktı. Fakat bu gözler artık hiçbir şev göımeyordu. Yaşamak, daima yaşamak istiyen Sultan Zülyezen, tahtından kaldırılıp rahat döşeğine götürülmeden ölmüş, pek sevdiği hayata ebediyen veda etmişti.
Kameriye, kocasının soğuk alnına ılık bir öpü kondurdu ve acı bir çığlık kopararak sırtüstü düştü.
Ne olmuştu? Kameriyede mi hükümdarın ardı sıra ebediyet

I I
I k.
Muazzam Şark Efsânesi
S9
1 — Mevcud şartnamesi mucibince 103 ton buğday nişastası pazar lıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 4/5/948 sah günü saat 9 30 da Kabataşta Genel Mü. ûürlük malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri her gün sözü-geçen şubeden görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve ıjıatte 7725 liralık güvenme parası re komisyonda ibraz edilmek üzere kanuni vesaikle birlikte mezkur komisyona müracaatları İlân olunur.
5 — idare kısmen veya tamamen veya kısım kısım ayrı ayrı talihlere İhalede serbesttir. (5343)
1
2
3
4
5
6
*
4
4
' -

I
ı
1 1 : 1 1 ■ı 1 1 i 1
1 1 i ■! ! i
I !■! : 1
ALAST İHZAR ETTİRİLECEK
Devlet Demiryolları Malatya işletme komisyonundan
1 — Mahal ve Kilometreleri aşağıd.' yazılı kısımlara ait Balast İh earat işi Kapalı Zarfla Eksiltmeye konulmuşftur.
2 — Her kısma ait muhammen oedei ve geçişi inanca hizalarında gös terilmiştir.
3 — Bu kısımlara ait şartname ve Sözleşme tasardan Sirkeci, Anka ra, Diyarbakır ve Elâzığ Garlarından ve Malatvada 5 inci İşletme Müdürlüğünden parasız temin edilebilir ,
4 — Eksiltme 6 Mayıs 1948 perşembe günü saat 15 30 da Malatyada 5. inci İşletme Binasındaki komisyonda sıra ile yapılacağından. İsteklilerin kanunun ahkâmı ve şartname tarifatı dairesinde hazırlayacakları teklif zarflarım o gün en geç saat 14.30 a kadar makbuz karşılığı komisyona vermeleri veyahut vaktinde komisyonda bulunabilecek surette iadeli teahhiitlü olarak Posta ile göndermeleri,
5 — isteklilerin kanunun tâyin ettiği vesikalardan başka Balast işi yapabilecek kabiliyet ve ehliyette olduğıuıa dair evvelce İş yapmış olduğu resmî müesseseler d en alacakları ehliyet vesikalarım da di ğer vesikalarla birlikte teklif zarflarının
Miktarı m 3
t
Kısmı
içine koymalan lâzımdır.
Muhammen Geçici İnanca bedel
Lira Krş. Lira Krş,
SOLDAN SAĞA :
1 — Cari, Yahu kepmesi yerine,
2 — Eskiâenberi, Ba’ma (T) ijâve-sile mutfak kapkacağından biri;
3 — Sonundaki harf kaldırılırsa yol olur, Babına (P ilâvesije pirinç yemeği; 4 — Meşhur hartaca hü kûmdan; 5 — Bir nota Saha; 6 — Mevzu, nota; 7 — Sonundaki harf kalkarsa (• köpek» büyük; 8 — Elim Tek 9 — Sonuna )T gelirse so-nunç», Almanya da bir nehir-
YUKARIDAN AŞAĞI î
1 — İstek. Vazifeyi yapmak; 2 — Eziyet, Emel; 3 — Ağır cezada yar gılanan bir futbolcu. Yemek yap. an; 4 — ilânın cemi, Tersi bir ek; 5 — Başına 'Di ilâvesile arzu: 6 — Tapınmak; 7 — Riya. Arabçadsn «ağır) mânâsına (Bix nevi danslı gazino»; 8 — Basık daire: Göğüs; 9 — Yuııartiağdan ç.kan mai, p:" nakil vasıtası,
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
/ 2 3 4 5 6 7 8 9
4*
1

k1 ö n ; » Fm \ * T A A l J
İO V A « i Z Â F 1 1
R A'N A » A L 1 Lî
|U K }•' B'E.B'.U ş Sı
K U SU İ L I M w ul
jaf S U D A N »K 0'
K A R L B A Ş L V'
ARASAT 1 DEj
4 £ €
/ i
L
Malatya—Çetinkaya hattında Hasançelebi—Ulugüney İstasyonları bölgesinde Kim. 89—95 arasında
Fevzipa.?a—Diyarbakjr hattın, da Ergani—Diyarbakır İstasyonları bölgesinde Kim. 452—493 arasında.
1800
00
6400 00
472 50
İmtiyaz sahibi: A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU - Yazı işi erini fiilen idare eden: FATİN FUAD — Dizildiği yer: «Yeni Sabah» nıürettib-hanesi — Basıldığı yer: «Gün» Basımevi
Tefrika No. 17 ————
* I
I
B
• ;
• T
1
1 ►. • 2 J

fcı la hatıl» re m aK.
yolculuğuna çıkmıştı?
Hayır! Kameriyenin ölmesi içir ortada hiçbir sebeb yoktu. O, sevinç ânında da, teessür ânında da bayılan her kadın gibi nihayet bayılmıştı. Tabiî biraz sonra ayılacak ve bir daha bayılnuyacaktı.
ZALİM ANA
Güzel Kameriye, beklenmedik bir anda ölen kocasının boy kalan yerini doldurmak ü-zere derhal tahta geçmiş; vezir Yesrib’in yardımile memleketi idare etmeğe başlamıştı. Fakat yüklü olduğu için karnı günden güne büyüyordu. Bu yüzden
çok ıztııab çekiyor, sararıp soluyor, güçten, kuvvetten ve nihayet vücuddan düşüyordu. Ba zı kadınlara ganyan gebelik, ona hiç yaramamıştı. Doğum günü gelip çatınca Kameriye yatağa düştü. Müdhiş sancılar içinde kıvranarak feryad etme ğe başladı.
Baş ebe, Kameriyenin bu feryadı karşısında sükûnetini muhafaza ediyor; onu kazasv belâsız doğurtmak için bütün zekâsını, ustalığını kullanıyordu.
Kameriye, bir saatten fazla bağırdı, feryad etti, kıvrandı. Neticede iyi beslenmiş bir er-

kek çocuğu dünyaya getirdi. Ar tık
kurtulacağını hiç ümid etmiyordu. Doğururken öleceğini, sevgili kocasına kavuşacağını sanıyordu. Kurtulduktan sonra Kameriye de çocuğu ile birlikte dünyaya yeni gelmişe dönmüştü.
Baş ebe, çocuğu güzelce yıkayıp kundakladı; lolıusa yata-ğ’iıda istirahate çekilen annesinin şefkatli kucağına teslim etti
Çocuğun sağ yanağında büyücek bir «ben» vardı. Baş ebe. o zaman Arablarca hükümdar-
kurtulmuştu. Halbuki o,
lık alâmeti sayılan bu «benJ Kameriyeye gösterdi:
— Gözünüz aydın devletli sultanım! Siz küçük bir çocuk değil, büyük bir hükümdar doğuldunuz. İşte alâmeti...
Kameriye, hükümdarlık alâmeti olan bu «ben» i gürünce sevineceği yerde müteessir oldu. Ebeye:
— Teşekkür ederim, dedi. Cidden bahtiyarım...
Kendi kendine de:
— Ben bu çocuğa tac ve tah timi nasıl terkederim? Onu her halde öl d ümitliyim!
Diye scyler.di ve Iıeıkes çekilip gittikten sonra çocuğu boğmağa teşebbüs etti.
Baş ebe, herkesle birlikte çıkıp gitmemişti. Kameriyenin yanında kalmıştı. Onun çocuğunu boğmağa teşebbüs ettiğini görünce hemen ileri atıldı. Zavallı yavnıyu zalim annesinin (Devamı varj
neşrolunan dâvasının teşkil eden şeklide ba-
l
f Önerve İ
|Yücel dâvasal
( ÜÇÜNCÜ KİTAB |
| İddia ve Karar s
/ Profesör Avukat Kenan Ö- )
( ner tarafından ? ve öner - Yücel
t üçüncü kitabını r bu eser nefis bir
J silip satışa çıkarılmıştır. MİL (
) dan pek mahdut olduğun- )
) dan tükenmek üzeredir. Meni ( leket çapında bir dâvanın ta- )
J mam!ayıcı kitabı olan bu e- t
) ser her Türk münevverinin 1
( kiitübluuıeslnde yer alacak (
) bir kıymet vo ehemmiyette- | t dlr. Kitabcılardan arayın. (
) Fiyatı 175 kuruştur. S
I? * ) «Yücel - öner» dâvasına ( ald Profesör Kenan önerin S eserlerinden birinci ve ikin- ( ci cildlerin mcvcudları tü- 5 kenmek üzeredir. Bu kıymet ( li ve ibret verici kitabin rın ) her üçünü do Ankara cadde- i sindeki «Kanaat» ve «İnkı- ) lâb» Kitabevlerinden tedarik « edebilirsiniz. (
I
*
*0