Perşembe
26
ŞUBAT
194&
Onuncu YU
Ne. 3239
—' ■
İdare: Nümosmanlye No. W Tel adreri: .TENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 30796
-— f - : - —
ABONE Türkiye Senelik >800 0 aylık 1500 S aylık 800 1 aylık >00
BBDBLt Ecnebi MOO 1900 1000 600
Kr.
>
*
>
10
KURUŞ
4
1

1
e
w___
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MüDAFiiYiZ



Amrika, FUlıtta dâvasınla
5 bfiyfiklere kavala adilmesinl tekli! etti
Lâke Success: 25 (AP.) — Filistin buhranına bir hal çareei bulmak ödevinin 5 Büyüklere tevdi edilmesi bu gece Birleşik Amerika tarafından resmen teklif edilmiştir.
Ahmed Kemal Silivriliden Sonr.
Milletvekil daha itham ediyor
i
Osman Nuri Koniye, maaş zamlarına karşı Meclis kürsüsünde, sûreta bir muhalefet yapması ve fazla ileri gitmemesi Köprülü tarafından tavsiye olunmuş !...

t
4
V

t

Hududu geçen iki Türk uçağı Bulgar Dışişleri Bakanını evhama mı kaptırdı?..
4
Mithat
akaroğluZ «Eğer bu bir siyasi terbiye İse bundan mahruuıîytttİ tercih ederim» diyor
makta ve bir kısım vatandaşları bı1 yolda lknaa uğraşmakta devam eı ı yorlar, ,
Hâlâ kafalarından koparamadık i lan tek parti itiyatlarının zebunı, olarak, Demokrat Parti Meclis gr 1 punu kötülemekte İsrar eden ve İs tibdat, Meşrutiyet ve Cumhuriyeti devirlerinin her birine ayrı ayn (saı dakat) yemini vermiş bulunan bu] çok cepheli zevattan Köprülü Mani* sadaki bir toplantıda (ödenekleı^ hakkında grupa verilen bir takriri] muameleye koymadığı İçin kendisi ne tehakk,üm lsnad edildiğini) be 'Devamı Sa., 3 Sil., 6 da)
Demonrat Parti NIuğ«a Milietvekl-J1 Mithat Sakaroğlu'daıı düıı aşağı uo.kl mektubu aldık, .
..Demokrat Parti Meclis grupu ıle ^J Geyü idare kurulu arasında son ay^ larda çıkan İhtilâfları bertaraf e-t^ dildiği hakkında neşrolunan tebliği lere rağmen maalesef, bir taraftan Demokrat Partinin millete intikal etmiş bir teşekkül olduğunu beyan ederken diğer taraftan da (kurucu lar) adile şahıslarına rpklâm ya
tjrarak patrcVluk iddiasında bulı nan Fuat Köprülü vc Adnan Men deresle bir kaç yardımcısı Ege böl gesinde diyar diyar dolaşarak hadi seleri kendi görüşlerile izaha çalış
Midhat Sakaroğkı
Şimdiye katlar htr meselede ha ilâ bizzat bu Adana işinde o kadar çok vaidler yapılmış ve hiç birisi o kadar tutubıuım-ştır ki artık bu şahıslara güvenkalnıaınıştır. Binaenaleyh bu sel ile birlikte cn milyon küsur mı ’ısul ile külli miktarda hayvazı »ilip siiprütdiiğii gibi pek âlâ
_______________________
manzarası ile karşılaşıyoruz.
Şu Fuad Zincirkırana ve arkadaşlarına bakınız... Devlet hesabına Amerikaya, nılibayaada bulun inak üzere gitmişler, hazine kendilerine bol gündelikler ve yolluklar vermiş, bizim paramızla yevmiye 120 lira almışlar. Heyet iki yıldan fazla yeni dünyada kaltlı-(Devamı $a„ 3; Sû., 4 de)
Kıtamı Giilt k de Nİiprülebilir
fcVUZ hırsız ev sahibini bastınr meseli ne kadar yerinde iıuh! «Ulus» ı^a-muhalefetin Adana seylâ-
İlikte oıı milyon küsur mahsul İle | külli miktarda hayvan silip siip-
Bizim tenkid kadar dayanma-
»efesi, bından dolayı hükümeti tenkid etmenini ve onu kabahatli çıkarmışını yerinde bulmuyor ve gayet nnumm bîr mugalata yaparak hükümet semavî âfetlerden, zel-zelzeleden. tuğyandan, dehalardan da mes’nl tutulamaz ya, iliyor!...
Bu kadar çoc ukça bir mugalata eyunıle Türk efkârın? ve memleket te duyulan teessürü >atıştırmak hevesinde ise AnkaralI Halk Partisi gazetesi çok aldanıyor, hu sütunlarda yaptığuııız kör tabiatı hatalı bulmak iptidai bir düşünceye
inaktır. Bilâkis biz diyoruz ki çeyrek asırdır hükümeti ellerinde bulunduranlar ıe sırasile iş başına I
I gelmiş «»îm» Bayındırlık Bakanla-] rı ile Başbakanlar bugünkü âletin tahribatından sorıııııhıdııılar. Onlar hımtn her yıl tekerrür e-üen bu badireye karşı tesirli alnın an ve sırf göz boyama kabiliıı-ıi(n ufak tefek tedbirler almakla iktifa etmişlerdir. Dâvayı kökünden halledecek çarelere baş vurmamışlardır. İşin garibi bugün bile Cunıhurreisi tetkiklerinde ir halkla temasında bu iş için buy iik masraf yapmak lâzımdır. Bu paraya siz de iştirak etmelisiniz, yoksa Meclis^ *ırf Adana için yüz milyon lira kabul ettirmek ve buna heyeti ikna’ etmek güçtür, demiştir.
Buy iik Millet Meclisinde çoğunluk çeyrek asırdır Halk Partisin-dedir ve hükümetin istediği hî«-bir tahsisatın Meclisçe reddedildi ği görülmüş ve işitilmiş bir hâdise değildir. Böyle bir vak'adaıı yirmi beş yıllık tarihimizde eser var-, sa ve »Ulus» bunu bildirmek zah-| metine katlanırsa memnun oluruz. Şu halde Meclisten hükümet her İstediğini koparır. Nitekim dün de kaydettiğimiz gibi, yalnız Meclis binası için bütiin Adanayı kurtarmağa yetecek kadar tahsisat al m maili mı? Meclis buna nasıl ikna edildi?
Binaenaleyh biz diyoruz, ki: Adana seylâbının mes'ulleri Halk Partili saflar arasındadır ve o partinin iktidara getirdiği şahıslardır. Şimdiki Bayındırlık Bakanı da onlardan biridir. Yirmi beş yıldır ihmal ettikleri bir işi bıı zevatın bundan sonra tahakkuk ettir» «eklerine memleket nasıl inansın? şimdiye kadar her mes’elede hatta bizzat bu Adana işinde o ka dar çok vaidler yapılmış ve biç birisi o kadar tutulmamıştır ₺i artık bu şahıslara güven kâlma-nuşör. Binaenaleyh bu sel ile bir-

Gospodin Kolarov diyor ki-. “ Türhtyedeki bazı ilyili çevreler ve onlara ilham verenler belki de Türkiye ile aramızda hudud hâdiseleri çıkarmak istiyorlar,,
Tiirk Basınnıın kampanyası iyi komşuluk münasebetlerine zarar vermekle imiş
rüldnğü gibi pek âlâ Kasım Gölek | de siipdilebilir. Hattâ yalnız değil. bütün kabine bile yuvarlanabilir. Niçin gökten yağau yağmurlara nıâııi olmadılar diye değil de niye bu tabii hâdisenin zarurî neticelerini karşılayıcı tedbirler almadılar diye... «l’lıis» bu iki noktayı birbirine karıştırır görünerek muhalif ıııalbuata hücum etmek cüretini kendinde bulamamalıdır. Çünkü tedbirsizlik, idaresizlik, ihmal, aciz ve hattâ bir çok ahvalde suiistimalle çeyrek asır hal-iü hamur olmuş bir partinin organı muhalefeti tenkid ve itham edecek veya ona akıl öğretecek bir mevkide değildir. Nereye bakılsa, hangi vak'aya el konulsa bir ıskandal
Sofya: 25 ıA.P,) — Bulgar Parla mentosunun bugünkü toplantısında Dışişleri Bakanı Vasll Kolarov, 9 Şu batta Bulgar topraklarına inmeğe mecbur edilen iki Türk Spltflre av cı uçağına dair sorulan suallere ce vap vermiştir,
Söz alan bazı mebuslar, Türkiye deki Bulgar aleyhtarı kampanyanın İki memleket arasındaki iki komşuluk münâsebetlerine zarar vermekte olduğunu söylemişler ve Bulgar hükümetinin bu konuda ne gibi tedbirler almak tasavvurunda bulunduğunu sormuşlardır,
Kolarov, Bulgar hudut muhafız lan tarafından yapılan hareketin kanuni ve uluslararası hukuk ba kjmından haklı olduğunu söylemiş ve şunları İlâve etmiştir:
«Egemen bir devlet ola Bulgaristan, hudutlarım korumakla mükel îeltte,» ' r — f
Kolarov, Türir uçak.arına hududu aştıklarım anlatmak İçin Bulgar hu dut muhafızları tarafından 10 kır mızı roket işareti verildiğini, Bulgar hükümetinin Türk—Bulgar tah itikat komisyonuna dair malûmat vermek üzere Sofyadakl Tüık Elçisine müracaatta bulunduğunu, fakat bir cevap alınamadığım söylemiş ve sözlerine şu şekilde devam
etmiştir:
«■Türk gazetelerinin birçoğu tara fından yazılmış olan çirkin şeyleri okumaktan hicap, ederim, Bulgarls tanm Kuzey hududu sık sık Yunan uçakları tarafından aşılmakta ve Bulgar hudut muhafızları tecavüz)
hareketlere maruz kalmaktadırlar,
«Türk askeri uçakları hâdisesi biz de şu şüpheyi uyandırmıştır: Tür-kiyedekl bazı İlgili çevreler ve onlara ilham verenler belki de Türk!
(Devamı 5 incbtel
'v '■*' 'A’
M S


Bnfgar Barbakanı Dinıitrof fsağdaj Sofya garında
Çukurova!: &rn âcil istekleri
, V'V


“Felâketimize sebeb olanlar
> >
siir’atle cezalandırılmalıdır,,
Bir Adanalı diyor ki - u Yem borucu tetirini bırakan demeçlerden bıktık, artık fiiliyat istiyor uz. Müstahsili kurtarmak için faizsiz krediye ihtiyaç vardır^

Çekoslovak buhranı

— o------
Beneş nihayet komünist
Başbakanın yeni hükümetini tanıdı
Prag: 15 (AP) — Bu akşam saat 17 de yayınlanan resmi tebliğe gö re, Çekoslovakya Cumhurbaşkanı Beııeş, Komünist Başbakan elemen Gottvvald tarafından kurulaD yeni kablyenl kabul etmiştir,
Başlıca Komünistlerle Sosyal— Demokratlardan müteşekkil kabine de diğer parti üyeleri de bulunmak tadır,
(Deı-amı Sa . 5; Sil., 5 de>

Iıı
I
ı
Dün de «İstanbul» seferden döndü
on günlerde her geminin limana girişi bir hâdiseye aebeb oluyor..
Vizon kürkün astarından
Batı Akdeniz seferini yapan İstanbul vapuru dün saat 14.30 da limanımıza gelmiştir.
Gemiyle gelen. 138 yolcu arasında; İngiliz ticaret ajanı Frederic Morice, kültür ajanı John Benda, Teknik Üniversite Geometri kürsüsü için getirilen Prof Dr. Hon-ninger Henriç, Ankara Üniversitesi yeni kimya profesörü Lauss Ants, Radar mütehassısı Fielts ile Ali Naci Karacan, toplanan ceza hukuku birleştirme kongresine mümessili olarak iştirâk
ruk Eren bulunmaktadır. İsviçre de vefat eden Dr. Raufun cenazesi de İstanbul 11e getirilmiştir.
Diğer taraftan İstanbul yolcu vapurunun Marsilyaya gidiş ve dö (Devamı Sa„ 5; SU., 4 de)
Isviçrede 23 üncii Türkiye eden Fa-
Ceyhan’da yağmurlar tekrar başladı
Bil1 Adanalı okuyucumuzdan şu mektubu aldık:
Son sel felâketi Adanada çok mühim tahribat yapmıştır. Ekil miş mahsul tamamen zayi olmuştur. Zira, aşağı yukarı yalnız Adanada 800.000 dönüm ara zi su altında kalmıştır. Ortalama ekim masrafı 10 liradan he-sab edilirse yalnız bu suretle 8 milyon lira zarar vardır. Buna diğer tahribat da ilâve edilirse zararın neye vardığı tahmin o-lunabilir. Bu işin maddî tarafıdır. Manevî tarafı da vardır. Hububat stok edilmiştir. C. H. P. idarelerinin ihmal ve beceriksiz İlklerinin korkunç neticesi meydandadır.
Ekilecek arazide, bugün üretilmesi istenilen Akala pamuğu zeriyatı için suların tamamen çekilmesi lâzımdır. Halbuki mev
sim kıştır. Suların çekilmesi, ne zaman mümkün olacaktır, tahmin edilemez, iş bununla da kalmıyor. Sular çekildikten sonra arazinin tamamen kuruması da i
lâzımdır. Pamuk ekim mevsimi çok yaklaştığından bu da çiftçiyi üzüyor. Bilhassa bankalara borçlu olan küçük çiftçilerin ne (Devamı Sa., 5; Sü., 5 de>
Orman G. müdürüne açık mektub...
Senede yalnız Orman rüsum geliri alarak 72,000 lira aldığıma bu mülkün mülkiyetini altı senelik taksitle 12000 liraya almıyor masunuz? Rakam bildiriniz açık konuşunuz
müddet evvel orman genel açıklamasına
Bundan kusa bir
gazetemizde çıkan müdürlüğünün bir karşı Şevket Mocandan dün aşağıdaki açık mektubu aldık. Ehemmiyetine binaen sütunlarımıza geçiriyoruz:
Sayın profesör,
Hudutlandırılmamış bir devletçiliğin hazin tecellisine bir misal olan felâketin cn derin uçurumunda çırpınan (Bahçeköylülerin) mesleklerinin ellerinden alınma (Devamı Sa.t 5; Sü.t 3 aeı
Çoruh şilebinin kaptanı
Zeki Oraııos
/
Karakış bastırdı
KVIMMN BİR YAPRAK
Bunun sonu ne olacak?
Knnan öner Demokrat Par* tiye intisabından infikâkine kadar geçen ve mahrem bir sır olarak parti ileri gelen* leri arasında muhafaza edilip efkârı umumiyeye intikal ettirilmeyen bir takım hâdiseleri bu mühim hâtıratmda ifşa etmiş bulunuyor
1 Martda ** Yeni Sabah
*
İktidara mensub, Halk Partisine muhalif, Demokrat Partili, bitaraf, şehirli, kasabalı, köylü, genç , ihtiyar , kadın, erkek bütün Türk milletini alâkadar eden bü siyasi tefrikanın neşri senenin en mühim hâdisesi olarak ağızdan ağıza dolaşacaktır
„ sütunlarında
Istanhulun büyük şehirlerle irtibatı kesildi
Evvelki gece başlıya n kar, dün ve dün gece de devam etmiştir. Şehir dahilinde kar irtifaı pek faz la değilse de mülhakatta kar seviyesinin bir hayli yükseldiği haber verilmektedir. Dün sabah sühunet sıfırın altında 0.5 e Hüşmüş tür.
Hava sıcaklık derecesi bu düşük lüğünü muhafaza ettiği takdirde kar yağışının devam edeceği bildirilmektedir. Yine bildirildiğine göre dün rüzgâr şimalden 13 - 15 metre süratle esmiştir. Fırtına yüzünden İzmit cihetindeki telefon direkleri devrilmiştir.
Evvelki geceden itibaren İstanbul, Ankara, İzmir, Adana arasında telefon muhaberatı kesilmiştir. Telgraf muhaberatı da yapılamamaktadır. Bu cihetle îstanbulun, Trakya ve Çanakkale hariç, bir çok şehirlerle irtibatı kesilmiştir, denilebilir. Hatlardaki ânzanm gl (Devamı Sa., i; Sil., t da)
oruh vapuru He gelen eşyayı kasdettigımızi anlatmak r çin giriıgâh yapmağa hacet yok. iki gündür ga- a^î
zeteler bu yeni mes- | L iLJ
elenin tahkikatını _____
halka bildirmekle uğraşıyorlar. Anlaşılıyor ki Avrı/padan her hangi bir gemimizin limanımıza kazasız bolâsız gelmesine imkân yok; mutlaka kanun çerçevesine sıgmıyan bir takım vak'-alarla karşılaşacağız.
Ben bu şartlar içinde gemilerimizin uzak seferler yapmalarına müsaade edilmemesini doğru buluyorum. Zira bu hâdiselerden milli vicdanın İncinmemesi, üzülmemesi kabil değil.
Marsilyadan «falan vapurumuz geliyor.» denildi mİ? hepimizi bir hale-can alıyor. Acaba altın kaçakçılığı mı var? Döviz dalavorası ını var? Yoksa akla gelmiyen kurnazlıkla gümrükten kontrolsüz mal mı geçirilecek?
Ege gelir; bir türlü. İstanbul gider bir türlü. Çoruh kalkar bir türlü.
Bunun sonu no olacak?
Bu memleketin haysiyeti ve şerefi
bir takım menfaatperestlerin oyunca* gı değildir; noticede mes’elenin manevî yükünü yine millet çekiyor.
V# İstanbul vapurunda Y I kl kamarot mes'elesi . ., _ 1 no oldu? Bu hâdise
Hicrine gazetoler kıyameti kopardılar. Kamarotun cebindo bulunan listeden bahsedildi. Listo neşredilmelidlr. edilmemelidir; ha edildi; ha edilecek derken birdenbire ortaya ba$» ka bir mes’ele atıldı: Büyük
servet sahihlerinin haricdc ecnebi ban katarındaki paraları Heri sürüldü.
Bu mevduatın 300 milyon lira olduğunu İşittik; biraz sonra 300 mil* yon 150 milyona indi; 50 milyon denildi; nihayet Maliye Bakanı mevduatın sekiz on milyon raddelerinde olduğunu söyledi ve «bunun hakkında tahkikat yapamayız. Eğer vatandaşlarımızdan bankalarda gayrı meşru mevduatın mevcud olduğunu bilen varsa dolâlll ile blzo malûmat versin; tahkikatını yapalım.» dedi ve bu da suya düştü. Hattâ unutuldu bile...
Unutuldu amma bu hariçtoki nıih (Lütfım tayfayı çcvirtnU*
'A •
r
t
zmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
CBılTYU CIT
I>ift ORiki
f
1
■ I II
Atatürk’e suikasdın tafsilâtı ve içyüzü
Tefrika &©. 1B7
Ne kadar devam etti?
On ikiye kadar devam etti.
— T3u müddet esnasında bu me-fieleyi mi görüştünüz?
— Dört sene geçti hatırlamıyorum.
— îttihad ve Terakkinin bir fır ka halinde çalışması hakkında neye karar verdiniz?
— Böyle bir şey görüşülmedi.
— Hamdi Baba orada mı idi?
— Hayır.
— Hüseyinzade Ali bejin orada Olduğunu nereden biliyorsun?
— Katiyetle hatırlamıyorum.
— Demek Îttihad ve Terakki hakkında hiç bir şey konuşulmadı?
— ValIaİı hatırlayamıyorum, yal nii ademi muvafakat kararı gelmiş olacak ki biz intihabata işti-râk etmedik.
— Sizin tarafınızdan içtimada kararlaştırılan maddeler hakkında Ankaraya bir adam göndermiye karar vermiş mi idiniz?
— Biimivorum efendim.
—• Senin akim galiba «.Bir iaşe işi çıksa da herkese bol bol şeker falan dağıtsanır* diye düşünüyor değil mi? Programdan da haberin yok mu?
— Bilmiyorum efendim.
w
(Bu sırada program kendisine gösterildi.)
— İsticvabım esnasında programı görmüştüm efendim.
— Yazı kimindir.
— Bilmiyorum.
— Halbuki bu yazı muhasebeci Said herindir. Said bey programın senin tarafından kendisine imlâ et tirilerek yazdırılmış olduğunu de etmiştir ne dersin?
— Haberim yok efendim.
— Sen çok şey biliyorsun, inkârların senin aleyhinde olduğunun farkında değilsin İstiklâl mah kemesinin karşısında olduğunu u-putuyorsun. Şu Said beji getirin!
(Said bej’ getirildi.)
Edlıenı bejin Said beyle mtivacehesi
— Reis — (Edhem bej’e) Sen iç cimada bulunduğunu ifadei evveli-yende inkâr etmiştin şimdi bulunduğunu söylüj'oraun.
— O zaman aceleden aklıma gel memişti, ondan.
Reis — (Said bej’e) Anlat bakalım, bu programı »ana kim j*az-dırttı?
(Said bej\burada eski ifadesini tekrar ederek) odasına Hüsnü veya Edhem beylerden birinin gelip kendisine programdan bir kaç nüs ha yazdırdığını söyledi.
— Edhem bej’ senin yazını bilir mi?
— Bilmesi lâzım.
Reis — (Edhem bej’e) Ne sin?
— Odasına kim girmiş?
— Said bey söylüyor ya.
— Bendeniz mi. Hüsnü bej’ mi?
— Hüsnü bej’ ölsün, Hüsnü be-j’in jazdığı bir şej’den senin haberin olmaz olur mu?
— Bir çok me«ai! olurdu ki Kemal bej- istişare /tnıezdi, ne bileyim efendim!
— Pekâlâ içtimada bulunduğu-
ifa-
Bu
der-


nuzu kabul ettiniz, mebus intihaba tına mı?
— Hayır.
— Peki cemiyeti
babalına nasıl karıştınız?
Ondan sonra karışmadınız
kiuıi temsil edi-
kuvvetiniz var teşkilâta mı is-
belediye inti-
t
— Kemal bey lznütte Gazi paşa ile görüşmüştü. Onun üzerine karıştık.
— Karşınızda kim vardı?
— Müdafaayı Milliye grupu var dı. Fakat onunla anlaştık.
— İntihabatta da ayni işi yapmak istediniz, siz yordunuz ?
— Kemal beyi.
— O vakit bir mıydı, yoksa eski
tinad ediyordunuz?
— Eski teşkilâta.
— Yeni cemiyeti umumiye inti-lıabatmda nereyi idare ediyordunuz?
— Fatih, Bakırköy, Beyazıd mıntakalannı.
— Kemal namına burada kimi namzed gösterdiniz?
— Hafız Kemal bey, Şeyh Vahyi efendi.
— Beyazıddan?
— Aynizade Tahsin, Haşan Nüz het beyleri.
— Necmeddin Arif beyi?
— Onu da biz namzed gösterdik. Bakırköyünden.'
Bakırköy'ünden namzed gösterme dik, çalışmadık.
— Bcyazıttan kazandınız değil mi?
— Evet.
— Sonra bir mazbata yap tınız ve Adnan bej'e verdiniz. Neden yaptınız, ne demek istiyordunuz?
— Hatırlamıyorum. Fakat verildiğinden malûmatım var.
— Siz o tarihten itibaren intiha bat işlerile iştigal ediyordunuz. Kemalin bir de Terakkiperverler için çalışması nedir? Bu program nasıl hazırlanmıştır?
— Efendim ben son zamanlarda hariçte bulunuyordum; Adanaya’ Tekirdağına gittim ve bir buçuk senedenberi Ayvalıkta bulunuyordun.
Kemalin teşkil ettiği şirket namına mı?
— Evet
(Devamı var)

Gedikpaşa D. P. ocağının aylık halk toplantısı
D, P, Gedikpaşa semt ocağı başkanlığından:
Ocağımızın tertiplediği aylık halk ma günü saat 19,30 da Baromuzun kıymetli avutaklarjndan (Emrullah Nutiu Ultayın) hazırladığı -Politika Entrika ve Partili Ahlâki' adlı bir konferansla yapılacak bu toplan tıda bütün âzalarınuzın bulunmala rım rica ederiz,
Çalışma Bakanı diin fabrikaları gezdi
Birkaç gündenberi sınai ınües-seselerindc tetkiklerde bulunan Ça lışma Bakanı, dün sabah Sütlüce de Şaklr Zümre, Bahariye Maiaoğul lan ve Sümerbank fabrikalanııı gezerek İşçi durumlarım İncelemiş tir, Bu arada Eyiib Çocuk Bakımevi inşaatım da gözden geçiren Bakan, öğleden sonra Mahınudpaşa mmta kasındaki sanayi teşekküllerini tef tiş etmiş işçi ve işçi mümessiierlle temaslarda bulunmuştur,

Dsğirnıendere ilkoku lunda bayak mı var?
İzmit DcKİrmendore îlk mektebinin 2 inci sınıfımla Alımed Bolel ismindeki oğlum okumaktadır. 20*2.948 cuma giinii ıııcktcbde duvarlara yazı yazıldığı görülmüş, ınckleb idaresi tahkikat yapmış, fakat kabahati herkes birbirine atmıştır. Bunun ii-zerino Değirmrııdere maarif ıncınuru Calıid Batmaz, oğlum Ahmcd Böleli ccdvel ile ve demir soba nıasahlle ellerine, ayaklarına, sırtına vurarak her tara İmi yara bere içinde bırakmıştır. Oğlum bana geldi, dayak yettiğini, her tarafı yara bere içindo olduğunu ve artık mektebo gitmiyeceğini söyledi. İstida jie tahkikat yapılması için ınüddeiumıımilik vazifesini gören köyümün münferit ha kimli suilı yargıçlığına müracaat ettimse de, hâkini ma arif memuru Calıid Batmazın vazife esnasında ve vazl-fei memuriyetini yaptığı sırada da^ak attığı için tahkikat yaımmıyarağıııı söylemiş ve kaymakamlığa müracaat etmemi tavsiye etmiştir.
Kaymakamlığa müracaat ederek doktor ınııayonesl yaptırılmış ve kaymakamlık makamı tarafından tahkikata başlanılmıştır. Tahkikat neticelenecektir. Bunda zee-re kadar şübheın yoktur. Merak ettiğim cilıet şudur: Talebeye'dayak atmak, bir maarif memurunun cüıulci > e zailin d cji midir?
Kültür Bakanlığından alâka ve cevab bekliyorum.
Yukan üeğirınendere köyümle oturur Mah-nıııd Bolel.
¥
Bölge çalışma Müdürlüğünün dikkat nazarına
Zeytinburnu çimento fabrikası sabık işçi mümessili Fevzi Pendik adındaki bir o-kuyucunıuz, bize adnderuûş olduğu ınektubda diyor ki:
«— Zentin burnu çimento fabrikacında işçi baş miimes sili olarak çalışıyor, iş ve-re(ılu iş görenler arasındaki ıııepfaalleri gözeterek vazifemi yapıyonlom.
20.11.047 tarihinde mez kur şirket, sahte imza ve dilekçe tanzim ettiğim iddiasl-le işime son verdi. Burada suçlu olup olmadığımı mütalâa edecek değilini. ant*ak beniın şikâyet etmek istediğim mes’ele, iş kanununun tatbik edilmiyen 13 üncii maddesidir.
Mezkûr fabrikanın ansızın işime son vermesi 13 üncü maddeye aykırıdır ve böyle bir karar alabilmesi i-çin bana bir ay evvelinden haber vermesi lâzımdır.
iş kanununa aykırı hareket eden bu şirketin haksızlığını bölge çalışma müdürlüğüne bildirdim.
Bölge Çalışma Müdürlüğü yaptığı tahkikat neticesinde şirketin haksız muamele yap tığı anlaşıldı; fakat ben işim den olmuştum bir kere.
Aylardanlıeri işsiz haldeyim, kalabalık olan aile efradım, zaruret İçindedir.
Bakırköy Osmaniye Ümraniye cad. No. 29 Fevzi Pendik
Sütlüce ve Rami cinayetlerinin failleri Adalet huzurunda -
Ramide, karısı Nerimanı tabanca ile öldüren
Anmed 14 sene ağır hapse mahkûm edildi
Geçen cumartesi gecesi Eyöb-de lokantacı Karanfili bıçaklıya-rak öldürmekten sanık Recob vo Şevket lıakkıııdaki dâvanın duruşmasına dün 3 üncü ağırceza ma'ıkemesindo devam olunmuştur.
Bu celsede iddianamesini okuyan Savcı, sanık Recebin hareke tine uyan (T. Ceza Kanununun 448, 17, 5711 inci maddeleri gereğince; diğer sanık Şevketin de T. Ceza Kanununun 65, 448 ve 51/1 inci maddelerine göre cezalandırılmasını istemiştir.
Sanık Şevket sorgusu esnasında:
«— Katil benim, Rceebin rina.
yetle hiçbir ilgisi yoktur* demiştir. Rcceb ise; avukat tutacağını, mehil verilmesini söylemiştir.
Mahkeme, sanık Recebin müdafaasını hazırlaması vo avukat tutması için duruşmayı yann saat 14.30 talik etmiştir.
Yarın, sanığın müdafaasını müteakib mahkeme kararını bildirecektir.
Diğer taraftan bir buçuk sene evvel Ramide kansı Nerimanı tabanca ile öldüren Ahmcd Bü-yükgöz hakkındaki dâvaya dün 2 nci ağırcezada bakılmıştır. Mahkeme suçlunun 14 sene 2 ay hapsino karar vermiştir.
BlLF.DİYEDK
HA A fi İFT E
İhtikâr yapan esnaf takib ediliyor
Vilâyet vo Belediye ihtikâr yapan esnafın daimi şekilde kontrol murakabesine ehemmiyet vermiş bulunmaktadır,
Esasen evvelce mürakabenln şld dctlcndirllnıesl hususunda voli tarafından kaymakamlara bir tamim yapılmıştı,
Şimdiki halde gerek kavma^nm-lıklarm mahallerinde gerekse bele diye muraklplerlnin şehrin muhtelif yerlerinde yaptıkları mürakabe ve kontroller hızla devam etmekte, bu vaziyet halkı memnun bırakmak tadır,
Dün belediye muraklplerlnin kontrollan neticesinde 100 e yakın esnaf hakkında zabıt tutulmuştur, Bunlar arasında 36 fırıncı da vardır,
Kadıköy Halindeki dükkânlar lıâlâ kiraya verilemedi
Kadıköy Hâlinin yeniden açılma sı üzerine İnşa edilen 13 dükkânın inşaatı biteli bir aydan fazla zaman geçmiş olmasın* r^ğmeı^, hâin iormallteler tanulmlanmış değildir.
Belediye tarafından Emlâk Müdürlüğüne halâ tetkik dir,
Kadıköy
gayri safi lrad üzerinden kiraya ve rllecektir,


• •
• •
havale edilen evrakın edildiği söylenmekte-
halindeki dükkânlar.
tor İSTE
Bir hırsız polisi dövmek istedi
Sabıkalı hırsızlardan Hallt evvel ki akşam Şişlide bir garajdan çaldığı otomobil lâstiklerini götürürken kendisini yakalamak Isteyer. polis Ahnıedi dövmek istemiştir,
Bu esnada tabancasını çeken po lis hırsızı ayağından vurmak sure tile yakalamıştır,
Sabıkalı Beyoğlu has t a ha nesin 8 kaldırılmıştır,
«Türkiye Üniversite öğretim Derneği» içtimai (Türkiye Üniversite Öğretim üye lerl Derneğin nln, senelik genel kongresi, yarın saat 10 da Marmara Lokalinde yapılacaktır,
İlkokul öğretmenleri arasında
!•
ii naz a ra
ilkokul öğretmenleri arasında tertiplenen münazaralardan dör d^ncüsü, dün saat 14 de. Eminönü I-Ialkevlnde yapılmıştır,
Münazara kalabalık bir öğretmen kitlesi tarafından alâka İle takih edilmiş; «İlk okulların İkinci devre sinde bulunan çocuklara, yabancı dil kültür® verilmeli mİ, verilmeme 11 mi* olarak Lntlhab edilen konuda; müsbet tezi, müfettiş Muslihlttln Okyayın idaresinde Münevver Sa-yınor, N ahi d e Basmacı, Feride Po-zan, aykırı tezi de, müfettiş Avnl Arlnçln İdaresinde Sami ne Türkoğ lu, Belkis Araçoğlu, Mehparç Anal müdafaa etmişlerdir,
Netlco, dlnliyenlerln reyine ar-zedilmlş ve dokuı rey farkla müsbet tezi müdafaa eden ekip münazarayı kazanmıştır,
Vilâyet Disiplin Kurunurum Bugünkü toplantısı
Vilâyet Disiplin kurulu üyeleri, bugün vali muavini Rüşd^ı Ülken in başkanlığında fevkalâde bir top lantı yapacaklardır,
Bu toplantıda talebelere duyas attıkları İddia olunan ilkokul öğret menlerinin hazırladıkları müdafaa nameler tetkik edilecektir.
Vilâyette aylık basın toplantısı bu ay yapılacak
Vali ve Belediye Reisi Lûtfi Kır-dar, bu ay içkide gazetelerle bir basjn toplantısı yapacaktır,
Lûtfi, Kırdar bu iç ti mada basın mümesslllerile muhtelif işler üzerinde görüşecek, şehrin imarı, ucuz evler lnşaası hakkında alınan ka rarlan izah edecektir.
Beynelmilel saç müsabakası
-----o-----
Faris’te yapılacak müsabakalara Türk berberleri de dâvet edildiler
Mayıs ayında Pariste yapılma sına karar verilen Beynelmilel saç müsabakasına, Paris Beynelmilel Berberler Cemiyeti tarafın dan Türk Berberleri de dâvet e-dilmiştir.
Berberler Cemiyetine gönderilen bir yazıda, müsabaka için 5 berber ve bir de jüri âzası istenmektedir.
Berberler Cemiyeti bu teklifi kabul eder°k, hazırlıklara başlamış, Parise gönderilecek berberleri seçmek için bir müsabaka yapmağa karar vermiştir. '
Bu müsabakada birinci dereceye kadar mükâfat kazananlar Parise gönderilecek ve o-rada ikametleri esnasında yüzde elli nisbetinde kendilerine bir tenzilât yapılacaktır.
Diğer taraftan Türkiye, İtalya v«J Yunan berberleri arasındaki saç müsabakasının bu yıl içinde îstanbulda yapılması muh temeldir.
—----o-
ADLİYFDE
Muhtelis üç memur beş yıl hapis yatacak
* ■
Bir müddet evvel Yalova Orman İşletmesi idaresinde 34 bin livayı zimmetlerine geçiren veznedar Meh med Binbaşıoğlu ile muhasip Meh med Ali Arns ve Nlhad Gültekln hakkındaki dâva dün 3 üncü ağır ceza mahkemesinde sona ermiştir,
Mahkeme, suçları sabit görülen sanıkların beşer sene ağır hapislerine, o kadar müddetle amme hiz metlerinden mahrumiyetlerine. İh tilâs edilen parayı müteselsllen ödemelerine karar vermiştir.
Beyoğlundaki kazada suçlu görülenler tevkif edildiler
Uç gün evvel Beyoğlunda Belkis adında bir kadının başına balkon demiri düşmüş ölümüne sebebiyet vermiştir,
Kazanın vuku bulduğu Yıldız sineması yanındaki Ankara apartma muin, sahibi mühendis Haydar Sa bhçe, ile kaloriferci Pol ve düşen balkon demirini tamirle uğraşan Haydar dün sabah Sultanahmed 1 hıci Suih Ceza mahkemesine veril inişlerdir,
Sanıklar sorgularını müteakip tevkif edilmişlerdir,

Fıkracı kuzucular arasında
andırmaya sabaha karşı var dik. Bandırma - İzmir trenin' do iş.
hücüın
Bunun sonu ne olacak? (
yonlar, kamarotun listesini de unttur-1 du. Artık bir yerde bahsine rastgel-' miyoruz; en sevdiğim lâkırdılardan blrile söyliyeyim; mes‘ole hasır altı olmuştur.
Halbuki bu gibi vak'alar efkârı u-j mumiyede pek fena tesirler bırakıyor Listede nüfuzlu ve ehemmiyetli adam-ların isimlerinin bulunduğuna dair deveran eden rivayetler üzerine herkes işim sahihlerinin bir nevi mutfl* yetlo mümtaz okluklarını zannediyor. ( Kımbil ir kimler vardır? Hiç onların İsimleri meydana çıkarılır mı?» gibi sözler bile sartediüyor. Beyle tevatürler hiç de hoşa gider şeyler delildir.
Bunun önünü almak için ilk yapılacak şey listeyi neşretmekti; «dilmedi; bundan sonra da edileceği yok.
Çoruh vapurundaki eşya mes elesi de böyle olacak. Yarın öbür gün buna da bir kuJp takılacak; cEşya, muh telif marazalardan reklâm olmak üzo-re teşhir için gönderilmiştir.» gibi bir sebeb ileri sürülecek. Hakikaten 25 bin liralık kürkler, 20 bin liralık ipek yorganlar, kilolarla ipekli kumaşlar, denkler dolusu ayakkabıları, sun'i güneş âletleri ve daha kimbilir neler teşhir, edilmeğe değer şeylerdir.
Maliye müfettişleri tahkikat ile uğraşırlarken bu sefer de bundan daha baskın bir vak'a karşıcında kalacağız. Eskisi unutulacak yenisinin dedikodusu İle uğraşılacak...
Fakat bunun sonu ne oUcak? ûnu merak odiyoruzl

Verdanm yüzü minnetle ona do£-ru kalktı. Zavallı, zavallı adam! —Evet, mesele kalmazdı. Bunu daha evvelden düşünmemek gülüne hır fey!
Gene kızın yanaklarına damUyon yaşlan görünce mendilini çıkardı, o-nun gözlerini kuruladı.
— Küçük kızım benim. Ağlama! Sen üzülme artık! 'Bundan sonra senin için tam mânasile bir baba olacağıma yemin ediyorum.
ömründe İlk defa olarak ona: .Kı. zun» diye hltab etmişti. Verdanm bundan fazlasına tahammül etmesi İmkânsızdı. Kollarını Turhanın boynuna doladı, babını onun göğaüne dayadı.
— Siz öz babadan da daha kıymeu İlsiniz hocam. Benim için onun yapa-mıyacagı peyleri yaptınız, halen de yapıyorsunuz. Size karşı ne lcadar minnettar i olduğumu bilemezsiniz.
Turhan onun kollarından tuttu, o nu kendinden biraz uzaklaştırdı. Yü zünde bir ölü sanlığı vardı.
— Anlaştık değil mi kızım?
— Tabii...
Bu tek kelimeyi telo/füz ederken utancından kıpkırmızı .olmuştu O . nun hakiki hislerini bildiği halde boy nuna sanlmağa nasıl cesaret etmişti Fakat Turhan demirden bir irade ile onu bakıyordu. Onun tııtkın nl farkctmemlş göründü.
— Yıılnız unu bir sual ğıtn Verda .. Ona cevab ver.
şofkatı-
aoranj-
Bir rln-
yer bulmak gerçekten Hattâ bazı açık gözloı etmeden gelip bıroı
zor bir yolcular yor işgal otlıyorlar vo boş on kuru) mukabilinde işgalleri altında bulun* durdukları bu yerleri yolculara salı-yorlarmış. Sizin anlıyaoagtnız küçük mikyasta bir karaborsacılık.
İstanbuldan birlikte yola çıktığımız İzmirli gazeteci Orhan Kaftancı yanımda olmasaydı izmire kajjnr bolkl ayakta seyahat mecburiyetinde kalacaktım. Fakat açık göz vo girgin yol arkadaşım izmlrle İstanbul arasında mekik dokuduğundan bütün bu'hileleri biliyor. Tron kalkıncaya kadar bekledi ve sahte yolcular da tron sarsılır sarsılmaz alolâccie yero atladıklarından açılan yerlere kurulduk.
Bana öyle geliyor kı bu karaborsacılık İlletinden kolay kolay kurtu'.a-mıyacağız. Zamanla memleketto belki her şey düzelecek, Cumhuriyet Halk Partisi baskıdan vazgeçip yola gelecek, Demokrat Parti erânı bile sahioi muhatelete baştıyacaklşr amma şu karaborsa derdi bir türlü yakamızı bırakınıyacak. Moi'un hastalık e derece içimize işlemiş...

Orhan Koflancı ile tatlı tatlı lâf a-ta ata vaktin nasıl geçtiğini anlamadan Manisaya kadar geldik. Yol arkadaşımın engin nr»ş‘esi ve bol kahkahaları bana da sirayet etti. Kendisinden bir hayli şeyler de ofcranıi.m. Demokrat Parti kurucularından Fovzi Lûtfi Karadsnıanoğlu kendisini muhalefetin «rOanton» u sanır olmuş. Fuad Köprülü kimseye ağu açtırmıyor, küçük bir itiraz ve tenkide tahammül edemez hale gshnis, Rehk Şevket İnce ise, ate$ püskLrcn bir volkan gibi* önüne çetenin Demokratlığından şübhelemyor /e durup d inlen meden:
— Alçaklar, satılmışlar! diye er yakın dostlarını bile gücendi rıyor muş
Biz böyle hoş bos ede ede Manısaya gelmiştik birdenbire bir alkış tufan* dır koptu. El şakırtıları:
— Göranler maşaallah desin! Avizeleri etrafı İnletiyordu. Hemen kompartımanın pencerelerini açtık ki ne görelim: Goğüstennde (□. P.) rozetini taşıyan bes on kışı. birisim karga tuly»nba etmiş vagona doğru getiriyorlardı.
O muz Lar da taşınan zat da mü t ebe sim ve mağrur kırı Uy er, sürre devesine bindırHmış bir mekteb çocuğu a-zamefüe alkışlara mukaöelede bulunuyor ve durup drrwanmeden:
Demokrasi, varolsun
sırlınsa seyahat, nem banvstmek açalı»
— Y asasm hürriyet! diye haykırıyordu.
Hem halkın de Demokrasiden
bir şeydi. Kafil* yaklaşınca tenine*-inin omuzlarında dolaştırılan bu ba/t* tiyar fâninin Fuad Koorulüden ba^ka bir kimse olmadığını tarkettkn. hud sigarası dudaklarının arasında b di. Pencereden bizi #onır görmez:
— Bakın, bakın da ibret alın! diye böbürlendi, işte ben böyle bir aydır hep böyle halkın omınıavmda seyahat ediyorum. Bu memlekette sahici Demokrasi ve gerçek muhalefet yo* diyen bedhahlar bu ulvi manzara karşısında olsun imana -gelmezler mi?
Demokrat Partililer Köprülünün bir nutuk söylediğini sanarak el çırpıyorlardı. Bir aralık kendisini omuzlarında taşıyanlar da el çtrpnuya başlamış olacaklar kı Köprülü:
— Amanın çocuklar dikkat edin! Ab kışlayım derken beni düşürüp bir yerimi kıracaksınız! ihtarında bulunmak mecburiyetinde bile kaldı.
Köprülü ala ala heyle trene tıkıldıktan sonra başka bir kafile göründü, bunu bir diğeri takib etti ve stra ile Adnan Menderes vo halkın Yalnız almaya hazret toşyi'cıler bu yüz yirmi kilo aslısındaki Demokratı yüklenmeyi göze 31 ( maımşlardı.
Masonlar cemiyeti âza kaydına başladı
Masonlar Cemiyetinin dilekçe ve nizamnamesinin İçişleri Bakanlığına gönderildiğini evvelce bildirmiştik.
Söylendiğine göre, Masonlar Cemiyetinin toplantıları aleni olacaktır.
Bakanlığın, Cemiyetin Türkiye hududlan dahilinde şubeler açmasına müsaade etmiyeceği söylenmektedir.
Tefrika : 81
Aşk ve his romanı
Muazzez Tahsin BERKAND


*
Tasarruf hesabınızdaki 50 Lira 27/3'948 tarihli keşidemizde 1500 Lira Olabilir.
ACELE EDİNİZ Türkiye Garanti Bankası A. O.
Galata Bankalar Cad. No. 27
İm bu bahse nrdot •ctn.iyvf'Ogiz. D’jn-gece, sinir buhranı arasında sana ba zı şeyler sormuştum. Verdiğin cevab lar doğru mu idi yoksa bana acıdığın için, ölürüm dlyo korktuğun için mi öyle söylemiştin?
Genç kız kalbinin bir hamlede Loy nunda, şakaklarında attığını duydu ve bir akşam evvelki büyük yalanını tekrarladı.
— Cevablarımın hepsi doğru idi hocam.
Turhr.nın yüzü kızardı, morardı, tekrar sapsan rengini aldı. Başını ö nüne eğdi: Zayıf bir sesle:
— Peki kızım... Teşekkür ederim ded!.
Bir dakika karşı karşıya ayakta durdular. Turhan, o sabah gelen dok torun yaptığı iğnenin tesirinin yavaş ynvnç bafilleınug»’ UruliMİıûuu hissetmekte İdi. Bunu Verdaya söylemlye-cek geçirmekte olduğu kuvvetli krizi bu geo** yaptıracağı İğnelerle ondan sakiıyacaktı artık .. tel rahattı
I çimdi. G*nç kızın son sözleri ona dü lcûnet vermişti. İstemi? olsaydı onun la evlenebileceğini düşünmek ruhuna şifa getirmişti. Bir gece evvel kandı kendine teki arlodığı sözleri yeniden zihninden Geçirdi:
— Demek MetinlewıAiyor.. Demek isteseydim, elimi uzatsaydım, oe saret etseydim, küçük elini elime h; rakacaktı Fakat bugün onunla evtene mem... Hastayım. Bir kaç aylık, bel ki de daha kısa bir ömtünrı kaldı O nun gençliğini söndürmek yazık olur. Fukat bu ümld bana kuvvet veriyor, bana teselli getiriyor Bundan böyle onu suallerimle üzmeden, onun yanın *ia için için mesud olmağa çalışama -ftım. Burada on günüm var. Sonra... Sonra...
— Kahvaltı ettiniz mi hocam
—• Hayır. Seni bekliyordum.
— Bu snbah çıkabilecek misiniz? EHikIIi. Pi’Ognııı.ı ıhı hazırladım Evvelâ Vonsana, hayvanat bakçraiae gideceğiz. Bonra Sakrekör kitteeofnl
ziyaret edeceğiz, öğle yemeğini bir iokaııtudu yariz ııkşamu da...
Biliyorum. Koıımdı I* ra(ı*ozde-yiz.
•— Sana bütün balta için hazırla d iğim programı da göstereceğim. Yal nız gezme değil, bunda yarını *düştine rök Un var. İki proh«Mii»h« gö-
rüşeceğiz Bir hususi konser vereceksin! Sürprizlerim de rar:
Mükoııenıol I Şimdi kulıvaluınızı edelim. (öylo ı.oıkUm ki...
Neşeli görünmeğe çalışı?-*'İnr4* amma İkisinin de sinirleri rergindl. İki sl do, sonuna kadar, rollerini oymama, ğa kahramanca azmetmişlerdi.

On cün ’rıırianla V .-da. 11u genç ■n-’iktebli gibi Partal baştnn başa do laştılar, gecelerini op./rr’- konserler Je, mUzIkhol’- geçirdiler Bu on elin içinde Turhan «•nçleçmiş, Verda çocuklaşmıştı. Bundan evveli araların da çeçen -'-lâi sözleri -> hâdiseler! bllsblltUn unutmuş gflrilnliycn kardı. ‘
kişi de, karşısındakinin oyununa git gide inanmış, sülcünet bulmuştu.
Son gün, garda birbirlerinden ay* niırk»n bile nyni komediyi oynamağa devam ettiler.
— Sen de bu akşam Viyanaya ha reket edeceksin değil mİ Verda?
— Evet hocanı. Siz îstanbula van şınızı bana Viyanaya telgrafJaya nizi unutmayın.
— Unutmam yavrum.
— Yaza da îstanbulda görüşece -giz. Oradakileri ve Çamhcayı pek gö recağim -geldi.
ıokrar Vıvauuya cek misfn?
— Bakalım, düşünür, kararlaştın rız Siz sıhhatinize itina edeceğinize söz veriyor musunuz?
— Veıijmnım. Üzülme Verda.
Tren ağır ağır hareket etmeğe baş lamıştı.
— Allaha ısmarladık yavrum
— Güle güle hocam. Doktor agabe yhne, yeugomc selâmlar.
— Metine?
- • İS? 5
Tren gözden knvboluncava kadar Verda arkasından baktı. Onu bir daha göremlyeceğinl zannediyordu. İçine garlb bir öksüzlük düşmüştü. Fakat İYI| p ’’ • ••• n * •• •1 Kir
ballık duyuyordu Oynadığı devamlı r,,| fj| n- I. ‘ I
kendine kalmak, düşünmek, dinlen -mele istiyordu.
(Dci'amt var)
w vtr
ŞUBAT 1448
*•
1353
Rumi
Şubat
13
Fevzi ttttn sırtında trene bindirildiler. Refik Şevket İnceyi, omuza cesaret edememiş olacaklar kî araba ile getirildi. Anlaşılan


Sayın kurucular trenin hareketin' den evvel vagonun penceresinden birer hıtaöetto daha bulundular ve İz enire gelenek üzere yolda bulunan li derin tartaklanmadan ve zedelenmeden omuzda taşınması hakkmda sor i; StL, t def
’---*
T4KVİH *


[I
rl

26
4
136.
Hır;
Rebıu. âhjr
15
Kasını 111 — AY 2 — GÜN 37
VuAiUer
Güneş Öğle ikindi Akşına
Yatsı imsak
Vasati fi.
6
12
15
17
19
5
D.
39
27
32
56
27

D
* * 32 •5 •
U •
3
aktüaliteler
M
I
Dün neş
Tari-
Kan-
Vallasm iddiasına cevab
piyasasında yapılan satışlar 37 tanbula doğru yola çıkmıştır.
îstan
Sparta fuf
Millî
11
Amerikanın Arak dâvatı aleyhinde rey vermesi yeni ihtimallera yol aftı
1
Arabistan Petrolleri
Dahran, Suudî Arabistan: ( 25 (Ap) _ Assoolated Press 1 ınılh3Wri Dainel De Luce büdi | riyor:
Bnsra Körfezi civarındaki bu j Amerikan üstün—uçarkale üs ’ sünden Rusyanın hayati ehem ( »niyeti haiz Baku petrollerine ] karjar vlan mesafe 950 mildir, j Orjja Doğuya doğ :
ı ıp $fc ,İ>ir maniaya raslama- | dan Dahrana kadar gelmek ı mümkündür ve bu itibarla bu | rası Amerika için, askeri ba- j kınıdaıı birinci dereoede mü- / him bir hava üssüdür, (
Suudi Arabistanm kralı İbni C Suud, Dahranda Amerikaya S üsvermekle bugünkü durum ( bakımından büyük ehemmiye 5 tl olan bir dostluk göstermiş ( tir ki. memleketinin müdafaa j süe ilgili her Amerikalı bunu j nekadar takdir etse yeridir. 5 Dahran. harb esnasında, Av ( rupa harekât sahasından gele ? cek tayyarelerin .Japonyaya C gidprken mola verecekleri bir / durak olarak kullanılmıştır > ve yine o zaman yapılan anlaş c maya göre, burası 1 Ni- > san 1949 a kadar Amerikalı ( ların kontrolü altında kalacak S tır. Ondan sonra, inşaasma ( 5 milj on dolar harcanmış olan 5 bu üssün akibeti Amerika ile J Arab dünyası arasındaki vazi | yete bağlı olacaktır, Flistin İ hakkında taksim karan veri j ünce;, e, kadar. Suudi aıabista ) nın. üs anlaşmasını uzatmayı j kabui edeceği kuvvetle tahminî olunuyordu, fakat. Amerika-J nm Arab dâvası aleyhinde rey ( vermesi üzerine, Arab millet ] lerinin Amerikaya karşı hisle ( ri pek tabii olarak, değişmiş ’ tir, (
Dahran hava meydanında, i anla-ma sona erdiği zaman i üssü teslim alacak Suudi Ara ( bistar. kuvvetleri Amerikan ] mütehassıslar tarafından ta i lım giymektedirler, Bununla / beraber, o zamana kadar tam bir kadro hazırlanabileceği pek mümkün, görülmektedir,
Dıi‘T taraftan, anlaşmanın sona ermesine henüz 13 ay bu lunduiu ve bu müddet zarfın da Amerikan—Arab münâse betlerinin daha iyiye doğru inkişaı etmesi ihtimalinin ıııev cut olduğu buradaki Ameri kaı: kaynaklan tarafından işi ret e- ilmektedir, Esasen, baş ka A: ab memleketlerinde Rus taya üs ve Jlman vermek teh aidi gibi Amerika aleyhinde bazı neşriyat görüldüğü halde Suudi Arabistanda bu şekilde neşriyata rastlanmamaktadır,
r
Türk-Yunan hududunda Dimitokayıçeteler sardı Amerikan yardım heyeti, yarın paraşütle halka yardım malzemesi atacak

'Mina, 25 (AP.) - Bugün^bir basın toplantısında beyanatta bulunan Amerikan Yardım heye ti Sıhhat şubesi dırektoıu Dr. Osvald Hedley, çete kuvvetlen tarafından muhasara edilen L>ı-mitoka şehrine paraşütle tıbbî malzeme atılacağını söylemiştir.
27 Şubatta atıTacak tıbbî malzeme meyanında sivil halkın muhtaç olduğu aşı, ilâç ve pansı man malzemesi de bulunacaktır.
Türk hududu civarmda bulunan Dimitokanın bu bölgede faaliyette bulunan çeteler tarafın-
dan sarılmış olduğu ilk defa o!h-rak açıklanmak tadır. Keyfiyet henüz resmen teyid edilmemiş olmakla beraber, müşahidler, Bulgaristana doğru bir çıkıntı teşkil eden bu bölgenin çeteler tarafından kesilmiş olabileceğini söylemişlerdir.
Takriben 250 mil karelik bölge Yunanistana yalnız bir şose ile merbut olup, yol Dimitoka-dan geçmektedir. Dimitoka sa-nlallıdanberi bu yol üzerindeki seyrüseferin kesildiği ..alimin edilmektedir.
Basın hürriyeti ve Amerikan yardımı

Aferin Ul us a!..
("Başmakaleden devam,) ğına göre her adanı (80.000) liradan fazla para alınış. Ayrıca mubayaaları üzerinden komisyon aldıkları İhbarı da Incelcniyormuş. Amma mılsbet olay bu zevatın neler ve neler getirdikleridir. Listeye bir bakınız: (180) kilo ipekli kumaş, piyano, (40) çift ayakkabı, üç çuval İçinde saklı yüzlerce katlın şapkası, buz dolabı, ipekli kadın ve erkek çamaşırları, naylon çay, kahve takınılan, naylon yatak takınılan, dikiş makinesi, elektrik süpürgesi, çamaşır makinesi, çocuk oyuncakları, mutbak takunlan, zücaciye eşyası ve (15000) lira değerinde ipekli yorgan ve saire... Rivayet doğru ise bu eşyanın yalnız gümrük resmi 100 bin liraya ynkın imiş!
Şu mübayaa memurlarının iki yılda aldıktan tahsisatın mecmuu 80 bin lira tutarken beraberlerinde getirdikleri eşyanın yalnız güm rük resmi, bütün bu meblâğa denk bulunursa artık maliye müfettişlerinin neyi tahkik edecekleri cidden sorulınıya değer bir keyfiyettir. Hâdiseler, gazetelere akseden bu şekilde ise her şey apaçıktır...
Bu kadar cür’etle apaçık hareket etmek cesareti nereden geliyor? Biz cevabını verelim: Sorumsuzluktan... Hâlâ «Ulus» Çukurova felâketinin mes’ııllerini arıyor diye muhaliflere kızıyor. Çukuro-vanın ınes’ulü, tabiattır, deyip ge-çivermeli ve Halk Partisi her badireye rağmen rahat koltuklarda oturarak işine de' ara etmelidir. Ne güzel dünya...
A. Cemalcddin Saraçoğlu
Milletvekillerine bir de tekaüdiye tahsisi
Bu hususta bir tasarının hazırlanmakta olduğu ve tatilden sonra Meclise sevkedileceği habsr veriliyor.. Ankara 25 (Hususî)— Şhrimiz de sabahlan çıkan bir gazeteye göre bazı M.vekilleri, milletvekil terinin tekaüdlük haklan alabil meleri için bir tasan hazırlamak fadırlar. Teşebbüs edilen bu tasarıya göre milletvekilleri ikinci bir defa daha milletvekili seçil-1
mezlerse 350 lira tekaüdiye maaşı alacaklardır. Bu tekaüdiye milletvekili olmadan devlet hizmetinde bulunmamış veya baremi 350 liraya varmamış kimselere de teşmil edilecektir. Tasarının tatilden sonra meclise sunulması beklenmektedir.
Amerikan yol heyetinin teklifleri
Bir yolsuzluk tahkikatı n • t i c e s i
idareci = =• gözile

Amerikan Harb Basın muhabirleri Türkiye-den de bahseden bir takrir neşretti Nevyork. 25 (AP.) — Amerikan Harb Basın muhabirleri Bir liği bugün bir toplantı yaparak, Amerikan yardımının yalnız basın hürriyetine müsaade eden memleketlere teşmil edilmesini istiyen bir takrir kabul etmiştir.
Takrirde. Yunanistan, Türkiye, Sovyetler Birliği, Yugoslavya, Lübnan. Ürdün, Ispanya ve Aı jantinde basına karşı vukua gelen müdahaleler zikr ve şunlar ilâve edilmektedir:
«Harb Muhabirleri Birliği, A-merikan hükümetinin harb yüzünden harab olan memleketle-rin İktisadî kalkınması yolunda
sarfetmekte olduğu bütün gayretleri desteklemekte ve azamî yardımın yapılmasını onaylamaktadır. Ancak Birlik, herhan gi bir memlekete yapılacak malî veya İktisadî her türlü yardım la birlikte, yardım görecek mem leketin Amerikan basın temsilcilerine tam bir hareket serbestliği de vâdetmesini taleb etmektedir.
••
Yardım görecek memleketler, basın muhabirlerine bütün haberleşme kaynaklarım açık tutmalı ve Amerikan basınile radyosuna sansürsüz ve müdahalesiz telgraf göndermek hakkını vermelidirler.
İngiliz tezgâhlarında gemi inşaatı
Londra, 25 (AP.) redilen bir rapordan öğrenildi-
ğine göre, İngiltere tezgâhların da geçen sene 393 ticaret gemisi inşa edilmiştir ki bunların yekûnu 1.202.024 tonu bulmaktadır Bu rakamlar, 1942 denberi en .fazla geçen sene gemi inşa edildiğini göstermektedir.
Bu suretle, gemi yapımında İngiltere başta gelmektedir, ikinci îsveçtir: Geçen sene 52 gemi yapılmıştır ki, bunların tonu cem’an 222.598 tutmaktadır. Bu rakam, İsveç gemi inşaatında rekor teşkil etmektedir.
1947 gemi inşaatında Amerika 164.848 tonla üçüncü olarak gelmektedir.
Ankara, 25 (Hususî) — Mem leketimizdeki Amerikan yol he-yetile Amerika Türkiye yardım anlaşması kanununun 2 nci mad, desi mucibince yapılması icab eden anlaşma üzerinde dört gün denberi hararetli konuşmalar olmaktadır. Amerikan uzmanlarının yaptıkları teklifler Bayındır lık Bakanlığının yol uzmanları tarafından tedkik edilerek son şeklini almıştı. Bayındırlık Baka nı Adanadan döndükten sonra anlaşma imzalanacaktır.
Seyhan « hrin n ıslahı
Ankara, 25 (Hususî) — Nehir ıslahı işinde kullanılan ve tn-giltereye sipariş edilen 6 Ekskavatörden biri memleketimize getirilmiştir. Yakında diğerleri de gelecek ve bu makineler Seyhan nehrinin ıslahında kullanılacaklardır.
Gümrük tarife kanununda indirme yapmak için te4kikler
Ankara, 25 (Hususî)
fe kanununda indirme yapmaya imkân olup olamadığım araştıracak olan Bakanlıklar arası komisyon ilk toplantısını yapmıştır. Komisyona Gümrük, Tekel Bakanlığı müsteşarı Hulûsi Ay-kent başkanlık etmektedir. Çalışmalar mart ayı sonuna kadar devam edecektir.
İzmir tütün piyasası y S“a tıklar ı Ankara. 25 (Hususî) — bat akşamına kadar İzmir tütün
İngilterenin ithalât ve ihracatı
Londra, 25 (A.A.) — Loı\ffcr Kamarasında İngilterenin iktısa dî durumu hakkında cereyan e-1 den tartışmalar sırasında hükû-| met adına söz alan Lord Pokan-ham demiştir ki: |
İngiltere şimdiye kadar hiç bir zaman bu kadar çok ihracat yapıp bu derece az idhalâtta bulunmamıştı. 2948 senesinin ocak ayında İngiltere altın ve döviz ihtiyatından kullandığı mikdar 48 milyondan 57.5 milyona çıkmıştır. Ocak ayının 1 in de Amerikan kredisinden 75 milyon sterlin bakiye kalmış bulunuyordu. O tarihte Kanada istikrazının bakiyesi hariç ihtiyatlarımız 700 milyon sterlin raddelerinde idi.
Şimdiye kadar hükümet aşırı derecede sıkı tedbir almış olmamakla beraber şartlar daha da ağırlaştığı takdirde ne gibi çarelere tevessül etmek icab etti-' ğinT kararlaştırmıştır.
*
--------o --
Rusların tevkif ettiği İngiliz gazetecisi Viyana, 25 (A.A.) — Daily
Herald gazetesi muhabiri Ge-orge Geddye dün öğleden sonra Rus bölgesinde Semmemig bo-_azı yakınında bir Sovyet dev-riyesi tarafından tevkif edilmiş tir.
Otomobille seyahat eden Ged-dve Klagenfurt’de Viyana yolundan yanlışlıkla ayrılmıştı.
Muhabir dün akşam serbest bırakılmıştır.
Londra, 25 lA.A.) — «Mar-ı shall plânı bir harb plânı olmak şöyle dursun, bilâkis batı Avru-panın yapılma ve esaslı vasıtalarla muvazenesini bulması için , Birleşik Amerika tarafından ya’ pılan medhe şayan bir teşebbüs-tür.»
Dışişleri Bakanlığının sözcüsü Henrv Wallace tarafından dün Amerikan saylavlar meclisinin dışişleri komisyonunda yapılan beyanatı yukarıki şekilde yorum lamıştır.
I Avrupanın kalkınma plânının | Amerikan emperyalizminin bir I tezahürü ve batı Avrupa memleketlerinin içişlerine bir müdaha-ıfc teşebbüsü olduğunu söyliyen eski Amerika Cumhurbaşkaıı muavininin bir ithamları resmî mahfillerde hayretle karşılanmıştır. •
Bu mahfillerde Wallace’in do-
| ğu Avrupada cereyan eden hâdiselere karşı göz yummağı gözet mis göründüğüne işaret olunmaktadır.
Bu münasebette Sovyet Dışişleri Bakan Muavini Zorin’in hâlen Pragda bulunmasına ve Bra-

tislava’daki Sovyet başkonsolosunun Çekoslovak buhranı hak-1 kında bu şehrin radyosunda yap tığı beyanata Amerika Dışişleri Bakanlığı bir kere daha dikkati çekmektedir. Bakanlığın sözcüsü, yabancı bir diplomat tarafın dan müstakil bir devletin içişleri hakkında bu şekilde beyanatta bulunmasını hiç değilse hayret uyandırıcı bir hâdise olduğunu ve böyle bir hareket tarzının ancak Yugoslav içişlerine bir müdahale telâkki edilebileceğini sözlerine ilâve etmiştir.
Sparta futbol takımı uçakla Tiirkiyeye hareket etti
Irag, 25 (AP.)
bol takımı bu sabah uçakla Tür kiyeye hareket etmiştir. 16 oyun cüdan müteşekkil takım yarbay Joseph Tesar ile klüb sekreteri ve beynelmilel oyuncu Frantisek Pelikan’ın idaresindedir.
Sparta 28 ve 29 şubatla 3 ve 7 Martta 4 maç oynıyacaktır.
tznir muhakemav mudörlrğü
Jjıfcara, 25 (Hususî) — İzmir Muhakemat Müdürlüğüne Selâ-mi Savran Ankara Muhakemat Müdürlüğüne, Ali Ulvi Alacakap tan tâyin edilmiştir.
Bay.n lirlı ( Bakan lığı miişavrliği
'Anlara, 25 (Hususî) — bayındırlık Bakanlığı müşavirliğine müsteşar muavini Muammer Çavuşoğlu tâyin edilmiştir.
Ermiyet âm>le-ı araş nda
Ankara’ 25 (Hususî)
bul Emniyet kadrosunda ikinci suııf emniyet âmiri Abbas Hilmi özer birinci sınıf, iffet Mete ve Sadık Karataşın ikinci sınıf emniyet âmirliklerine tâyinleri ka-rarlaşmıştır.

Ankara, 25 (Hususî) — Is-tanbulda haftalık çıkan bir gazete Devlet Denizyollarının bu sene satışa çıkardığı hurda demirlerin satışında büyük bir suiistimal olduğunu, satışlarda 46 bin liralık bir fazlalık temin edilerek satışa iştirâk edenler arasında bu paranın taksim edildiğini yazmaktadır. Bu hususta öğrendiğimize göre Ulaştırma Bakanlığı müfettişleri yapılan neşriyat üzerine Istanbula gitmişler ve hakikatte böyle bir suiistimalin olup olmadığını incelemişlerdir. Neticede satışa çıkarılan 1200 ton hurda demirin kanunî formüller dahilinde ve İstanbul Ticaret Odası tarafından tâyin olunan ehlivukuf tarafından tesbit olunan muhammen bedellerle satışa çıkarıldığı ıe tonunun 1.56 liradan satıldığı anlaşılmaktadır.
Pos a ve telefon baş
müdürlerinin ton'anf’sı
Ankara. 25 (Hususî) — P. T. T. Genel Müdürlüğünden öğrendiğimize göre önümüzdeki Mart ayı içinde Türkiyedeki bütün illerin posta ve telefon başmüdürlerinin iştirâkile bir toplantı ya-
pılacaktır. Toplantıda P.T.T. iş-1 terini ilgilendiren muhtelif koııu lar görüşülecektir.
ön r rak’iyah
Ankara. 25 (Hususî) denizdeki fırtınanın dinmesi üze rine Ereğliden motörlere kömr;r yuklenmıye başlanmışiu-. 33 m 20 şu | törden müteşekkil bir konvu»’ Ereğliden kömür yükliyerek Is-j

Terziler
aklkaten, halkın bütün madenî ihtiyaçlarını temin ve «.atmin etmek vazife ve kül-
fetini deruhte, çok güç ve dedikodu* lu bir mevzu.
Bazı müellifler biraz daha müsama halı davranarak, medeni ihtiyaçlar^ zarurî ihtiyaçlar diye telâkki ederler. Birisi ifrat, diğeri tefrit.
Demek kİ, burada da, şehir halkının içtimai seviyesi mevzuubahis olmaktadır. Bu takdirde, medonî şehirlinin bütün medenî ihtiyaçları, az medenî olan şehirlinin de yalnız zaruri ihtiyaçlarını gidermek belediyenin va-cifesi oluyor demektir.
*
işte bu itibarla, ekseriya, gazetelerin hâvadis sütunlarında, bazen ilmi sütunlarda asgari derecede oevabian-chrılmıy.ıo ihtiyaçlar için, belediye ► çin tenktnier görülüyor.
«Vur abalıya.»
iğneden ipliğe kadar öelediye cevab verecek. Belediye temin etmiyor, belediye kontrol etmiyor, belediye görmüyor, belediye sezmiyor, bolediye aldırmıyor.
Et, ekmek, balık, haslahane. istimlâk, merdiven» park, yol, seyrüsefer ve saire mes eleleri...
Evot. her şey, anıına her şey nıev zuubahis edildi. Her şey tenkid edildi.
Yalnız, terzilere temas edilmedi. Belki de unutuldu? Belki terzilik mev zuu medeni İhtiyaç veya zaruri ihtiyaçlar mefhumunun haricinde telâkki edildi?
işte öen bunu hatırlatmak istiyorum. Ve bcrnujtad, belediyeye diyorum ki;
Sayın belediye iktisad müdürlümü, müfettiş veya müraklbınizden birinin bir dakîkas:nı bu işle ilgilendiriniz.
Bu münasebetle yaptığım tetkikaiı, vazifelerini kolaylaştırmak sadedinde izah edeyim.
ir
Kumaş kıymeti hariç olmak üzere
1) Kjdın terzilerden birinci sınıl olan.ar, A/rupa modeli vc krok.lerl için jaar suare elbiseleri fasonlarını 500 îirjya ikinci $«n 300 liraya
JA. ıd.riar.
Tayyör asonlan ıso - 225 lira arasında, ve rob fasonları da 170 - ıce lira ile yakılmaktadır.
Biraz Herzesi, biraz b,.r > va pa/ezı olan ve kuması da, gumr ık
Takımın 9 Martta 5 inci bir maç yapması da mümkündür. Oyuncular 11 Martta Praga dönecek ler ve Sparta 14 Martta Çekoslovakya başkentinde Isveçin Malno takımile karşılaşacaktır.
milyon kiloya baliğ olmaktadır. Diğer taraftan bir martta Karadeniz dizi tütün piyasası da açılacaktır. Bu piyasaya Amerikalılar da girecek ve yine Türk Tütün Limited şirketile (Tekel destekleyici mübayaalarda bulu nacaklardır.
J o j ..urumu toplantısı
Ankara, 25 (Hususî) — Türkiye Jeoloji Kurumu toplantısı dün M. T. A. Enstitüsünde açılmıştır. Toplantıda Jeoloğ Süleyman Türkünal Hakkâri dağları mevzuu üzerinde bir konferans vermiştir. Toplantı üç gün kadar sürecektir.
Me te ler a dinle-me tatili
Ankara, 25 (Hususî)
Eğitim Bakanlığı yüksek dereceli okullar enstitüler, liseler ve orta mekteblerin ikinci dinlenme tatilleri günlerini tesbit etmiştir. 15 Mart pazartesi günü başhyarak 21 Mart pazar akşamına kadar devam edecektir.
Ç(------------------------------------------------------------------
j|Günün enteresan haberleri I i \-------------------------------—--------------------------------->
de İngiltere ve Avusturalyanm, He ri karakol mevkiinde bir üssü ol- - Uretc baliğ olmuştur, mak vazifesine devam edecektir, demiştir, (AP)
Anıerikada tevkif olunan «Hayan neşriyat müdürün Vaşlngton: — Haftalık, «New Maues» (Yeni Kütleler) dergisinin neşriyat müdürü Bayan Beatrice Johnson’nun tevkif edildiği bugün Adalot Bakanlığından bildirilmiştir,
Bakanlık Bayan Johnson'nm «şiddet kullanmak suretlle hükûme ti devirmeyi hedef tı$an bir teşki lâta mensub olmak» suçlle hu sabah tevkif olunduğunu tasrih ey lemektedlr,
Bir çok lklmlerle tamlan ve aslen PolonyalI olan Bayan Johnson 1920 den 1939 a kadar kendisinin Komünist partisi üyeleri arasında bulunduğunu ve bu ron ta rlhte Illinois Komünist partisi ter biye şubesi şefliğini yaptığını itiraf etmiştir, Sanık 1912 de Birleşik A-merikaya gelmiş ve ancak 1943 de Amerik? yurddaşlığma kabulü için nyiracaat etmişse de resmi muameleyi tamamlamak için gerekli teşebbüsleri takib etmediğinden
Verilide insan yok
* Londra: — Üzerinde canlı bit kiler olup olmadığının tcsbltl İçin Amerikalı Astronomi âlimleri tara tından Merih yıldızında yapılan İn celemeler neticesinde bu seyyarede yosun bulunduğunun anlaşılması şüphesiz ki bilginleri sukütu hayale uğratacaktır, Fakat Brlta-novanın İlmi bahisler yazarı, â-llmler İçin bu buluşun, katiyet kes bettlğl takdirde, büyük bir mânâ ifade edeceğini kayıtla bunun heyet İlmi tarihinde bir merhale teşkil edeceği kanaatini izhar etmek tedlr,
Bulmuş, hayat ismi verdiğimiz nazik ve karışık kimyevi varlığın kâinatta nadir rastlanan bir şey olmadığmı bilâkis şartlar müsait olduğu takdirde tablatte her zaman rastlanması kabil olan tabii bir hâdise olduğunu açıklamaktadır.
Güneşimizin manzumesine dahil iki seyyarede hayatın mevcut oldu ğu tsbat edildiği takdirde diğer gü neşler manzumesine dahil başka seyyarelerde de hayjit olduğu netice Sine varılacaktır,
Merih yıldızındaki iklim, dünya
yüzündeki unsurların bu yıldızda yaşamalarını imkânsız kılsa dahi iklim şartları dünyamızmkine u-yan diğer yıldızlarda İnsanların ya şaması imkânı açıklanmış olacaktır,
Merihte müşahade olunan iptidaî bazı yosunların mevcudiyeti dahi, kâinatta bizimkine müsavi hattâ bizimkinden üstün akılda İn sanlar bulunduğunu isbat eder,
Yunan radyosunda Türkçe neşriyat
★ Atina: — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Batı Trakya Türk mebuslarının talebi üzerine Yunan hükümetinin verdiği bir karara göre, Atina rad yosu bundan böyle Türkçe neşriyat da yapacaktır, Türkçe neşriyat önümüzdeki Martın 15 inde başla yacak ve günde İki defa yayınlana çaktır, Neşriyat saatleri bilâhare tesbit edilecektir, (A,A,)
Singapur ve tngiltere
★ Singapur: — İngllterenln U zak Doğu Hava Kuvvetleri Başkomutanı Slr Hagh Lloyd, bugün Darwln (Avusturalya) ya varmış ve verdiği bir demeçte «Singapur, harbden evvel olduğu gibi bugün


bu sıfatı haiz olamamıştır, (AA,)
Tedavülde' bulunan Italyan i kâğıt paraları ı
•fc Roma: — Tedavüldeki kâğıt ? paraların 31 Aralık 1947 deki yakû ) nu 794 milyar 983 milyon 136 bin J
Bu miktarda 31 Aralık 1946 ya I nazaran 282 milyar 386 milyon 11 ( retllk bir çoğalma vardır, (A.A,) (
Polonya ordusunda terhis î Varşova: — Polonya Savun- z ma Bakanlığı, orduda iki yıl ta- f llm görmüş ölen muvazzafların 15 | Mayıstan İtibaren terhislerini ka I rarlaştırrmştır, i
Bu muvazzaflar İhtiyata nakledil lecek ve sivil meşgalelerine döne L bileceklerdir, Donanma mensupla ? rlle İç güvenlik teşkilâtı mensup- / ları 1 Eylül tarihinden itibaren ter | his edileceklerdir, Bakanlık, terhis J edileceklerin sayı&ı hakkında bir ı işarda bulunmamıştır, Polonya i 166,000 kişilik bir ordu idame et- ( mektedlr, (AP) (
Norverin tngiltereye ( ısmarladığı uçaklar / Oslo: — Norveç hava kuvvet J len Komutam General Oenin bu- 1 gün söylediğine göre Norveç hükû i metl, İnglltereye Vampire tipi 4 i tepkili uçak ısmarlamıştır, Uçak- l lar, bu yaz teslim, edilecektir, Bu ’ tip uçaklardan daha mühim mlk- ( tarda satın almak üzere görüşme i ler devam etmektedir, (AA,) |
I
1
I
Ahmed Kemal Silivriliden sonra
(TBaştarafı 1 incide) yan etmektedir, Bu bapta umumî efkârı tenvir etmeği bir vazife addediyorum:
1 — Hakikaten 26 kişi, ödeneklere zam kanunu kabul edildikten sonra bu hususta Milletvekillerinin kendi hamiyet ve takdir duygula-rile hareket etmeleri ve bu paraların bir emri hayra tahsisinde serbest bırakılmaları lâzım geldiğin, ortaya sürmüş ve İddialar hilâfına bu takrir üzerinde; Köprülünün hiç bir oturumuna katılmadığı büdce müzakereleri sırasında ve Meclisin ogle tatillerinde uç gün üst üsle krupta görüşmüştük, Binaenaleyh Köprülünün bu iddiası t imamen hl lâfı hakikattir,
2 — Köprülü ve arkadaşları grup ta kendisine karşı gösterilen ademi itimadı gene bu İddiaya istinat ederek İzaha çalışmaktadırlar, Ben bugün ademi itimada sebep olan hâdiseleri burada izah etmiyeceğiın ve lüzum lıasıl olursa buna ileride avdet edeceğini, Fakat şunu belirtmek yerinde olur ki Köprülüye itimatsızlık beyan eden Milletvekilleri nin adedi 26 kişiye inhisar etmemektedir, Yapılan ilk seçimde mev cut 45 kişiden bir kişi, son seçimde de mevcut 39 kişiden gene ancak bir kişi kendisine oy vermiş ve hak kında yapılan konuşmalara karşı müdafaa hakkım kullanması mü lâhazaslle İçtima tehir edildiği hal de bu zat bir tek içtimaa dahi gel mek cesaretini gösterememiş ve an cak kendince pek mergup olan (gıyapta sövme) ve gazete sütunlarjn da (sııhanperdazlık yapma) yollarına sapnuş, en sonunda da (ev sa hlbmi bastırmak) gayretile Ege se yahattne çıkmıştır,,
3 — 1946 Temmuzunda yapılan seçimde ayni sene içinde İkinci de fa olarak Meclise iltihak eden ve bittabi ikinci bir defa daha yolluk ve aylık alarak Hamiyet alanlıda boy göstermiş olan bu zevat 18 Şu but talıiril Yeni Sabah gazetesinde de İzah ettiğim gibi (hem kırmızı oy kullanmak tehnı de parayı almak) yollanın bize tavsiye etmek le samimiyetsizliklerini göstermiş-, ler ve hattâ gıup İdare kurulunda arkadaşımız Osman Nuri Koniye; (kür. ilde surata bir muhalefette bu Ilınması ve arkadaşların müsellem olan muztar durumu karşısın da fazla İleri gilmelhesl) bizzat Ba yar ve Köprülü tarafından tavsiye
vermeksizin lerzmın—MyafıaF cahta-sında kaçalı, içeri giren kunta s) a bir balo Tuvaleti, birinci sınıf kadın terzisinde, în^af ve merhamet hududuna bakılmıyarak iki ile üç bin lira arasındadır. İkinci sınıflar da bunu bin, bin beşyüz arasında yapmaktadırlar.
2) Gündelikçi terzilere gelince-
Hiç bir vergi ile mükellef olmaksızın kaçak olarak evlerde çalışan (Mâliyemi kulakları çınlasın) birinci sınıf gündelikçi terziler, yevmiyelerini M liraya çıkarmışlardır. İkinciler 20 ile 30 lira gündelik almaktadır lar.
3) Kadın şapkalarına gelince: Zangin garnitürü, kaz, tavuk vey.
sülün tüyü, zarif bir vualeti, sekiz on parçadan mürekkeb ve rengi modaya uygun bir demet çiçeği bulunan bir şapka 130 ile 300 lira arasındadır.
4) Erkek terziler ise,, kadın meslek dallarından geri kalmamağa uğraşıyorlar nitekim, birinci sınıf erkek tor zilerde kumaşı ile bir palto 500 liraya bir elbise 400 - -ijo liradır. Yalnız fason ise 180 - 225 lira arısnda* dır.

Şimdi gelelim belediyeye:
8elediyo bab^ıın, bu isle biraz me> gul olması hem hayat pahalılığına ve hem de aile saadetine yardım edecektir.
Şayet bu hususu temin için beledi yenin eli * ki mürakıb ve müfettiş kadrosu kafi gelmiyorsa, Hasboten-lillah, istihbarat memurluğunu kabuı ve belediyeyi bu vazifede bütün ma' nâsile yüzünü ağartacak, bayanlarımız vardır. Bunlar, dört gözle enıiı beklemektedirler.
İDARECİ
edilmiş ve Mecllsdekl tenkid de paı tl adına konuşan bu arkadaşa sudan bir muhalefet olsun diye yap tın İm ıştır. Merak buyuranlar Mec lis zabıtalarım tetkik edebilirler,
4 — Her hangi bir mesele hakkın da aleyhde oy verip sonra da lehde pay çıkarma yolunu bir siyaset kaidesi gibi bize öğretmek isteyen bu yüksek politikacıların sabit bir vo sıf taşımayan (günlük) düşünüşle rine Allaha şükür, bizim aklımız er menıektedlr, Eğer bu, bir siyasi ter biye ise bundan mahrum olmam, kendi payıma bir şeref telâkki ede rlm,
5 — Kurucuların en küçük beyan lannı eksiksiz sütunlarına geçırer. bazı gazeteler şahıslarımıza teallük eden hususlarda bile y. djğnnı za rııri cevapları, nıaalesıi, neşrelını inektedirler, Bu yönde sayı gazetenizin iki tarafa da ayni imkânı bahşeden müstakil kararkterine i-timad ederek bıı ya ca eder.
unuı neşrini saygılarımı sunarını,.» Muğla M illet vekili Doktor Mithat Sakaroğlu
*•


Ma

TENİ S A B a n
1
Sinir kabloları
Trakya’dan Notlar [
Havrın karakol
Komutanı
------o ■—
Çakırdere köy muhtarı zorla abone kaydettirilerek eline de Çımlık köyüne aid başka bir makbuz verildi
Balıkesir: (Hususi) — Geçen yıl temmuz seçimleri sırasında (Hav randa isyan Hail vardır) diye keu dişine İmza ettirilmek istenilen zap tı lmzRlamıyon J, Gd, Üst, çavuşu Mehıned Havrandan Ayvalığa nak Jfedlimlştlr,
Bu kere yerine getirilen Sefer On başı bir kaç. gtin evvel Çakırdore köyü muhtarını çağırarak karakol da (Türk Dili) gazetesinin abone bedeli olan •12» lirayı vermesi İçin zorlamıştır, Muhtar abone olmak temedlklerlnl söylemişse de onbaşı dinlememiş ve muhtardan parayı almış fakat:
Kendisine ÇakArdere köyü makbuzu yerine Çamlık köyüne ait 347—34 sayılı ve 9/1/948 tarihli aşka bir makbuz vermiştir,
(Türk Dili) gazetesi gibi halkçı bir gazetenin zorla satılmadığını id dia edip 12 Temmuz Beyannamesinden bahsedenlerin kulakları çm lasın,
M. Kemalpaşa çayı taştı
- -■ o--
Pazara alışverişe giden köylüler geriye dökemedi
M, Kemalpaşa: (Hususî) — Bıı gece evvel tipi halinde düşen kar dağlan, ovaları bembeyaz bir kıyafete sokmuş ve vakitsiz ağlamağa başlıyan? bağlar İçin faydası nokta sından rençberin yüzünü güldürmüş ise de dün sağnak halinde do lu İle karışık fasılasız iki saat süren şiddetli yağmurlar karlan eritmiş ova denize dönmüştür,
Yağmur o kadar kuvvetli düşmüş tür ki hiç kimse bulunduğu mahal den ayrılamamış, bir çok evlerde ka dmlor telâça. düşmüşlerdir. , . __
Şehrimlî'n ortasından geçen çay büyük gürültü ile taşmıştır, Günün ilçe pİran olması münâsebetile köylerden gelen kadın, erkek hiç b)r vatandaş köylerine dönmeğe mu vaf fak -olamamışlardır.
Bilhassa meşhur • Nlf-u çayı üzerinde ufak bir köprünün bulunma ması yüzünden karşı köylerden ge len vatandaşlar, kahvehane köşelerinde pineklemek zorunda kalmış lardır,
Ulucak, Armutlu ve Parsa ovaları da su altındadır, Bu yağmurların e kin ’ü'erinde tahribat yaptığı muhakkaktır.
■O
Kandıra C.H.P. ic^are kurulundan istifalar
H.
Karamürsslde yapılan heyecanlı sürek avı
do-be-
lıi-
Sürek avında onkeşten fazla domaz vuruldu. Bir domuz kuyruğuna Ziraat uallimiiği tarafimdan beş f.şt nk veriliyor, Ave lardan Adil Dtfpmar başından geçenleri anlatıyor Karamürsel (Hususî) — Son günlerde ilçemi» köylerinde faalli miktarda görülen domuzlarla mücadele etmek maksadile 10 kadur avcı Suludore köyü civarlarında ı sürek avına çıkmışlardır.
Köy yollarında köylillero sık sık saldırdığı görülen azgın domuz sürüleriyle yapılan mücadele sonundu 15 den fazla domuz öldürülmüş ve karın fazlalığından dolayı ilçeye getirik'mfycn domuzların yalnız ku yılıklan kesilerek Ziraat Muallimliğine teRİim edilmiştir. Ziraat muallimliğince beher muz ltuyrtığü başına avcılara şer adet fişek verilmiştir. Diğer taraftan bu garib av
kâyesinl biazat avda yuşıyan Adil Dışpmardnn okuyalım:
♦— Son günlerde köyümüze gelen giden köylüler© saldıran domuzlarla müendele etmek için on arkadaş birleştik ve sürek avına çıktık. Uzun bir müddet dağlarda dolaştıktan sonra domuzların bulunduğunu kuvvetle tahmin ettiğimiz 'Suhıdcre kenarında pusu kurduk ve illi1 arkadaşımızı domuz lan yerlerinden kaldırmak üzere derenin yu kan tarafına gönderdik. Aradan yarım saat kadar bir zaman geçtikten sonra yukarıdan bir silâh patladı ve çalılar hışırda-mıya domuzlar süratle aşağıya doğru inmece başladılar. 16 tane kadar saydığını domuzlar tam bizim pusumuzun' içine düştükleri zaman arkadaşlar derhal nişan a-larak ateş etm.ye başladılar. 10 ta nesi silâhlarımızdan çıkan kurşun larla cansız yere yıkıldılar fakat altı tanesi aldıldan yaralara rağmen büyük bir süratle önümüzden geçerek çalılıkların içerisinde kayboldular. Arkadaşlara; lıemen domuzların peşine düşmemizi ve onları da öldürmemizi söyledim ve* pusudan kalkarak peşlerine düştük. Aradan bir müddet geçtikten sonra yaralı domuzlann izlerini bul
ara kadarları hayvıınlann ricat yol larını kesmek için kestirme bir yol dan aşağı taKtfa yolladık. Biz dört kişi ile (yaralı olduğundan yavaş yavaş giden) domuzlardan bir kaç tanesini daha öldürdük fakat geriye kalan üç tanesini bütün uğraşmamıza rağmen öldürmiye muvaffak olamadık. Attıklarımız kur
.ırnnr oMuk ve Mr kraım
şunlara hedef olan bu hayvanlar bir türlü ölmüyor yaralarından kaninr alca aka kalbura dönmüş bir vazij'ette önümüzden kaçmıya uğraşıyorlardı.
Kurşunla öldürcmiyeceğinıizi an ladım ve arkadaşlara: (Bon beşer fişekten tam on beş tane fişek kaybedensem dünyanın kurşununu attığımız haldö öldüremedlğinıiz domuzların kuyruklarını keseceğim dedim) ve arkadaşların itiraz larına rağmen hayvanlara doğru koşmıya başladım. En nihayet onlara yetişmek güç olmadı bana en yakın olanın arkasına yanaştım ve elimde bulunan av bıçağını hayvanın kuyruğunu tutarak hızla salladım ve kuyruk bir anda koptu. Domuz yaralarının acısından kuyruk acısını duymamış olacak ki yii rllme8İne devam ediyordu. Kestiğim kuyruğu cebime koydum ve yan taraftaki domuza doğru koş-mıya başladım. Ona da yetişerek kuyruğunu tuttum ve tam bıçağımı sallıyacağım sırada kuvvetli bir homurtu duyarak bir denbire arka tarafıma baktım ve önde zannettiğim domuzun bana doğru gel mekte olduğunu gördüm. Kaçmak için vaktim yoktu biraz daha beklemeyi tercih ettim ve o atıldığı zaman ben de aksi tarafa sıçrıya-caktım. Fakat o bana gelene kadar ben de önümdeki domuzun kuyruğunu kestim ve cebime yerleştirdim. Domuz tam işimi bitirdikten sonra yaklaştı ve birdenbire üzerime atıldı. O anda kendimi sağa doğru attım ve domuz sürat lo yanımdan geçerek fundalık içine düştü. Arkadan yetişen arkadaşlar yere yaralı düşen domırzu öldürdüler. Kuyruklun kesik domuzlar da çalılıklar içerisinde kay bolmuşlardı.
Diğer taraftan yaralı domuzların ric’at yollarını kesen arkadaşlara silâhla o tarafa doğru geldi-ğini işaret ettik. Bir müddet sonra üç el silâh patladı vo ctoro^zla-rın ulumaları kulaklarımıza kadar geldi. Arkadaşlar domuzlara yaklaştı ve koyruklarını kesmek için eğildikleri zaman kuyruklarının evvelce kesilmiş olduğunu görünce kahkahayı bastık ve arkadaşlarıma bu kuyrukların tarafımdan canlı iken kesildiğini anlatınca hay retler içinde kaldılar.»
Malatya D. P. 11 Kongresi yapıldı

Sön zamanlarda Birleşik Amerika da, 100,000 defa büyülten elektronik bir mikroskopla yapılan araştır malarda şekil itinarile tübü andıran • İnsan ftsabmıu tıpkı bir kablodaki teller gibi paralel bir halde gerili ol duklarmı açığa vurmuştur, Massac husetls Teknoloji Enstitüsünden E De Robertls ve F, O, Scmltt isimli 1-ki doktor Amerlkada yapılacak o-lan bazı araştırmalar neticesinde İnsanların âsap şebekelerine dair bir çok esasların Öğrenileceğini limit ettiklerini belirtmişlerdir, Çocuk Mütehassısı
Birleşik Amerika Çocuk Bürosu başkanlarınd&n Dr, Martha M, E-llob Parents Magazine» liiuıli Aı»e rlkan dergisinin, çocuk İşlerinde müsteua başarılar temin edoıdere tahsis ettiği madalyayı kazanmıştır.
Dr, Martha savaş devresinde mita tacel toftum ve çocuk bakımı prog-grannnın tatbikini idare ederken gösterdiği büyük yararlıktan dola yı madalyaya hak kazanmıştır, Müstacel doğum ve çocuk bakımı programına İstinaden Birleşik Amo rlka hükümeti savaş devresinde as teri hizmetlerini yapmak üzere sİ lâh altına alınanların ailelerine pa rasız tıbbi servis sağlamıştı, Dr, Martha, halen Milletlerarası müs tacel çocuk yardım »andığının tıbbi müşaviridir,
Massachusetts’de doğmuş olan Dr, EHot Amerikan Genel sağlık birliğine tâ'yln edilen İlk kadındır, Çocuk bakımlle ilgili İşlerde tam manaslle bir otoritedir. Ve Sakal çocukları korumak bakımından Bir leşik Amerikanın bir program hazır laması hususunda yardımda bulun muştur,
Madam Rooaeveltln Bir Sözü Amerika Daima Kuvvetli Olmalıdır,
Son zamanlarda Madam Roose-velt Vaşingtonda kadınların milli basın klübünde verdiği bir demeç te şunları1 söylemiştir:
«Birleşik Amerika yeryüzünde sükûnet İçinde yaşayabilmesi 1-çln kuvvetini İdame ettirmelidir, Kendilerinden her cihetçe daha kuvvetli olduğumuzu takdir ettikle rl zaman Kuşlardan daha İyi bir işbirliği gelebilir,»





Bugün Edirnede iki konserve, iki şarab, iki ipek fabrikasiie, şeker pancarı preshaneleri ve tülün işleme yerleri derhal
Kandıra, (Hususî) — C. P. Kazamız kongresinde yeni i-da re heyetine seçilenlerden ve evvelce senelerce C. H. P. nin kazamız başkanlığında ve Kocaeli vilâyet umumî meclis âzala-ğını yapan tüccardan Reşad Güneş ve müteahhid mühendis Sâ-d> Saııer kaza idare heyetinden İstifa etmişlerdir.
Çoruh ırtiııut hastahanesi
Çoruh: (Hususi) — Çoruh ili MU let hastahanesi bir aydanberi ope ratörsüz kalmıştır, Ameliyatı mucip hallerde vatandaşların mâruz kalacakları miişkilâtlar nazarı itibara alınmak üzere vazife harici bebeplerle evvelce İşten menedilen operatörün hastaları maşına getiril meşine 11 vatandaşlarımız adına ar lâkadar makamlardan İstiyoruz,
Osmaniye kaymakam vekilliği
Osmaniye: (Hususî) — Konya ili nin Karapınar İlçesi kaymakamı Mahir Sınmaz, İlçemiz kaymakam vekilliğine tâyin edilerek bugün gö revJne başlamış bulunmaktadır, Kaymakam vekillimizi D, P, vo C, H, P, ıncnsuplarlle daire erkânı taciller esnaf makamında zi-yaret ederek hoş geldin demişler dir,
f allıhanda kara kış
Nallıhan: (Hususî) — Üç gündc-n beri fasılasız yağan kar İstanbul ve Ankara nakliyatını durdurmuştur, Ankaradan Ayı^ belinin kapalı ol masından Posta dahi hâlâ geleme mlştlr, Bayındırlık bölge mühendl »1 Emin İki gündür amelelerle yolu açmak İçin uğraşmaktadır,
Geçen yıhn çalışma raporu şiddetle tenkid «dildi — Avukat Zafer Gökçer Demokrasiyi vazıh bir şekilde anlattı—yeni İl idare kurulu seçimi çetin o.du Malatya: (Husıuâ) — Büyük ha l zıtlıklardan sonra D, P, 11 kongresi* yapılmıştır Kongrede D, P, genel başkanlığından Jetenilen müşahit o-larak Ankara avukatlarından Bay Zafer Gökçer de hazır bulunmuştur.
Kongre muaakei'olerl halkında dinleyebHmefii için dışarıya bir ho-parlör konulnruş ve büyük bir kala balık tarafımdan koagre baştan- so na kadar takip edilmiştir, Kongrenin 15 Şubat 948 de yapılması kararlaştırılmış İken. Fevzipaşa—Malatya hattın n kapalı olması vo bu yüzden Kahta, Adıyaman, Besni de legelerinlr, gelememeleri yüzünden ertesi* atine bırakılmış ve 18/2/948 pazartesi' günü saat 10 da Şehir Pa las salonunda samimi bir hava İçin de müzakerelere başlanılmıştır.
Çalışma raporunu itirazlar
Ruznamenln okunmaslle kongre açılmış ve bunu müteakip eski 11 idare kumlu başkanı bir yıllLk çalış ma programını okumuş ve izahlarda bulunmuştur, Söz alan delegeler den. Nüsret Zaptı. Hamid Fendoğ-lu, Mvhmed K^rakaş, Ramazan A-talay Vah?-p DiyarbakIrlI eski İdare kurulunun çalışmalarım şiddetle tenkid etmişler v( bir yıllık çalışma cinasında gördükleri aksaklık ları tebarüz ettirmişlerdir,
Delegelerden sonra söz alan eski İdare kurulu başkanı Mühendis Bedri Ener ve eski idare kurulu üye lerlııden Diş Tabibi Kemal Öznıum cu tenkidlere cevap vermişler ve bir çok hususlarda hatiplerin haklı olduklarını ifade etmişlerdir, İlçe kongrelerinden seçilerek 11 kongresinin yapılr.cağı güne kadar halkla geniş teınaBİardr. V/’lunan halkın dwt ve letoklerlnl tesbit e-den delegeler kongrede İzahat temennilerde bulunmuşlardır.
V6
fi












*



açılmalıdır. Eöyle bir hamle, şehrin uyuşukluğunu birdenbire giderecek ve ağlayan Edirnenin yüzünü neşelendiren bir kuvvet kaynağı olacaktır
dime yarası nasıl tedavi edilir? Eunu toplattura-bilmek, Edirnenin Trak-yadnn bir parça olduğunu dikkate almak ve l’rakya hakkında ileri Hürdügiimüz dileklerin yerine geÜ-rilmeRİtje Edime-den başlamakla mümkündür.
Edime bir taraftan tarihi hüviyeti, öte yandan turistik mevkii, diğer bin yönden ziraî kabiliyeti ve bunlarla beraber kültür ve heyecan kaynağı olması gibi ayn ayn cebhelerile kıymetlendirilmesi io-beden bir şehirdir. Dört tarafile e-le alınırsa aslî mahiyetine uyg bir seviyeye ulaşabilir. Bunun için de bu şehrin millî şeref ve hayrt-yetimizi rencide eden bugünkü kılığından kurtulmasını bir mes’eln olarak benimsemek icabetmekto dir. Esasen vicdan ve iz’an sahibi. Türküm diyen her insan, Edirnenin bugünkü hali karşısında kalkınmasını yürekten ister. Şu hale göre bu türlü bir anlayış çerçevesine alındığı zaman, Edirnede neler yapılmalıdır? Bunu kısaca belirtmeğe çahşahm:

Edirnede ziraate düzen vermek için evvelâ şehrin etrafını kıışataa bahçeleri, daimî bir felâket baak*- _... „ sı altında tüten Tunca ve Meriria * “irinde aldığı son karar
hiç olmazsa, şehrin içine rastlıyu kısımlarını temizlemek ve düzenle mek lâzımdır. Bu suretle şehrin hemen yakınlarında, taşkınlıkların sebeb olduğu zarar önlenilmiş ola cağı gibi, hasıl olan bataklıkların da kurtulmuş bulunacağı aşikârdır.
Büylece bir su şehri olan ve bn vasfı ile dünya şehirleri içinde ayrı bir hususiyet gösteren Edime, bn tabiî varlığından istifade ederek kuvvetlenecek, güzelleşecek, yüz kızartun bugünkü dıınımnM sebeb olan geriliklerinin bir kısmın dan kurtulmuş olacaktır.
Bugün tahribkâr bir rol oynıyan Meriç ve Tunca, gerekli operasyona tâbi tutulduktan sonra, bereket saçan birer kuvvet halini alacaklardır. Gün geçtikçe birer met-rüke durumuna düşen bahçelerin yüzleri gülecek» nizamlanmış nehirlerin kucakladığı erazinin bol ve ucuz sebze vermesi, mahsul ye tiştirmc8i en tabiî bir netice olarak karşımıza çıkacaktır. Sebzeci fik, meyvacılık, ana ziraat üçü bir den vatandaşın yüzünü güldüren» garantili, korkusuz bir iş olarak Edirnelinin hayatına girecektir.
îstihsalâtm bir kısmı, şehir halkının, diğer kısmı, . îstanbuldaki müstehlikin ihtiyacına arzedilmlş olacak, daha fazlasının da heder edilmiş olmaktan kurtarılması i-çin, kurulacak konserve fabrikala nnı besliyebilecektir.
Edime plânlanmış, vukuflu bir bahçıvanlığa kavuştuğu gün, yani geçmişinde olduğu gibi bahçı* vanhk faaliyetinde bulunduğu zaman asgarî iki konserve fahrî sına ihtiyaç duyacaktır.
Bugün Edirnede bir konserve fabrikası açılırsa, böyle bir tesisin sebzeciliği en çok besliyen bir gıda tesiri yapacağı kabul edilmeli-(ğr. Bundan ötürü Edirnenin kalkınmasına müessir olacak müeaoe| seleriıı başında konserve fabrikala n gelir...
Ferdî teşebbüsün nedense verim siz bırakıldığı Edirnede, yeni ham klor ruhunun yaratılmasında, kon şerre gibi diğer fabrikaların kurul masında, önderlik vazifesi şübhe-siz devlete düşmektedir. Bu husus




Edirneye kargı, devletçi hükümetlerin bir borcu olarak görünmektedir.
Memleket çocuğuna toprağına bağlıyacak, daha çok çalışmasını ■ağlıyacak bu tesislerden sonra,
ken, Papaskarasj üzümünün çoğal lılrnasuu isterken bu karan ve is« teği de destekliyecek bîr iki şarab fabrikasının derhal kın .iması bir ihtiyaç, bir zarurettir.
Keza bahçelerin on .ı ıası faaliyetine geçilir ----------------------a â'stekliyt cck kor ( rve fab rikajşnndan son ra, ip₺k böcekçiliğini temelli bir iş ol.. .1- halkın hayafma sokmak için ıkı pek fab rikası devlet çille açılm.: Ldır.
Bir şeyler yapmıyanm r ve ya-hud yapamıyanlar, hudud telâkki sinin basitliği içinde çırpmırlarken ve mazeret bataklığından kendilo rini kurtaramazlarken. Edirnenin (30) kilometre ötesinde, bizim Cesri Mustafa paşamızda, Bulgarların halk kooperatifle: vücude getirdikleri ipek, şarab abrikala-n karşısında ibretle db- -nnu-k ve bundan hisse çıkarmak lâzımdır.
Bundan 13 sene önce şeker pan carını Edirnrdc-n Alpuiluya nakletmekten ise. onun şurub unu göndermek. kiishcBini Edirnede bırakmak şeklinde hareket eddmesi dü-ş ün ilim üş, bu sebeble Ed mede hü yük şeker pancarı prssharel ’ri tesisi kararlnşmıştı. Nedence bu yol da şu saate kadar hiç Lu harei; t te bulunulmamıştır. Ya > :cak i', ihtiyacın verdirdiği böy.- bir kararı kuvveden fiile çıteam^k, Edır neye modern bir iş yen ■ e ışk-tma yuvası kazandırmaktır.
Bugün Edirnede iki konserve, iki şarab, iki ipek fahrin avle, şeker pancan preshanekn v» tütün işleme yerlerj derhal .. ilidir. Böyle bir hareket, şehri;, yuşak-lıığunu birdenbire gid» r. ve ağ-,
lıyan Edirnenin yüzünü . tldüren, neşelendiren bir kuvvrr caymağa olacaktır.
•Şaban Taşkın Şrt'idoğlıı
f YAZAN : — **?cıır
|j>a6an Taşkın Şehidoğlu
•T'
Edirnede bugün 40- 50 kişiyi çatısı altında çalıştıran bir iş yeri obnadığmı da düşünürsek, işçilikle geçinmek zorunda bulunan vatandaşların ıztırabım daha iyi anlıya-biliriz. Bu ıztırabm izalesi, hiç olmazsa azaltılması yolanda atılacak adımlardan birisi de, sermayeye hiç ihtiyaç göstermiy. n, sadece i-yi niyet ve halkseverlik ruhundan kuvvet alan bir emirle vttcude getirebilecek tütün işletme yerlerinin, tekrar eskisi gibi açılmalarıdır. Buraları bir çok dulların, evlerde koca bekliyen kızların ve bakacak kimsesi bulunmıyan Türk kadınlarının hayat mücadelesinde emeklerinin kıymetk-ndirdiği, namuslu, şerefli intanlar olarak yalamalarını mümkün kılacak yerler olacaktır. Bu gibi iş yerlerine Edir ■enin ihtiyacı hııdı.dsuzdur. Tekel Bakanlığı bu vadid.. tıpkı üzümcü
LC*.
igtifr&a.] mnc-ssese 1 erim teksif (d( ıı devlet bun kısmını Edirneye ve
gibi hayırlı bir ü şebbüsta bulunur ve kendisi için külfet sayılmıva-cak bu iş yerlerini acar. a, Edirne halk ına çok verimli bir hizmet yap mış olur.
Bir çok lstanbulda kurdan bir
Trakyaya kurmuş olsaydı; hem Is tanbul şehrinin yükünü arttırmamış olurdu, hem de Trakvanm, bilhassa Edirnenin kalkınmasında gerekli hamleyi zamanında yapmış bulunurdu. Bu cümleden bııgiin £-dırnede üzümcülüğü teşvik eder-
Çanakkalede görülmemiş kış
Çanakkale: (Hnausl) — iki gün denberl devamlı suretle yağan kar elli santime yakm bir kalınlık arzet mektedlr.Şimdlye kadar havaların görülmemiş derecede güzel gidişinden çiçek açan ağaçların aldanma sından korkulmaktadır, Karla bera ber fırtınanın da devam etmesinden dolayı boğazda İşleyen motörlerln seferleri sekteye uğramıştır, Bnlıke slr ve kazalarına işleyen otobüsler seferlerine devam etmekte İseler de halk böyle havada seyahat etmekten çekinmektedir,
Balıkesir yolu üzerinde bulunan Kirazlı bucağında kar tabakasının kalınlığı bir metreye yaklaştığı söy lenmektedir,
Diğer taraftan Kaz Dağında kar görülmemiş bir surette yağmaktadır, Fırtınadan dolayı yolcu vapur ları İskeleye yanaşamamakta ve yol cular vapura motörlerle gidip gelmektedir,
Firarda bulunan bir kat
Eergamada yakalandı
Bergama: (Hususi) — Kış uıev simi glrelldenberi Bergamaya hiç kar yağmamıştı, havalar oldukça soğuk gitmekle beraber bazı zaman lardû adetâ yaz gibi oluyordu, İki günden beri yağan kar her tarafı kaplamışsada, havanın tekrar güzel leşmesl dolayusile karların hep ! e-rimlştlr,
Z X

/
V
**
V>zz ( Mni
w* ®

V


• •




J
7
Y

Amerik da Popüler spor ar arasına girmiş bulunuyor
Muhtelif memleket meseleleri ü-zerinde konuşma ve tartışmalar ol muş bu arada ecnebi bankalara ya tınlan paralar meselesi ve yeni ku rulmakta olan Gençlik âbidesi hak kında şiddetli münâkaşalardan son ra para sahiplerinin isimlerinin a-çığa vurulması için T, B, M, Mecli si Başkanlığına telgraf çekilmesine karar verildi,
Hir avukat Demokrasiyi anlatıyor
Bu arada müşahit avukat Zafer Gökçer Demokrasi dâvası ve Demok rat Partinin bugünkü durumu hak kında zaman zaman alkışlarla keşi len güzel bir konuşma yaptı,
Yeni idare kurulu seçiliyor
Yeni il idaro kurulu ve Haysiyet Divanı şeşimi yapıldı, İl İdare kuru luna (Kemal Evllyaoğlu, Diş Tabibi Kemal Öznıümeü, Dişçi Cevdet Gü ray, Eczacı Zühtü Anıt, Mühendis Bedri Ener, Çiftçi Nüsret Zapçı, Tüc car Kâmil Güzel, Çiftçi Hamid Fen doğlu, Serbest Ramazan At alay) (Haysiyet Divanına: Avukat Lâtif Aykut, Hüseyin Hüsnü. Avukat Mustafa Ağabügüm, Avukat Kemal Aküllte, Avukat Necmettin Aydmoğ lu) seçilmişlerdir,
Bergemaya ilk kar yağdı
Bergama: (Hu~usî) — Manisa-r.ın Gökçe kövünden Ilasan Ali Yükseli teammüden öldürmekten sanık olup uzun zemardnfıberl fl rarda bulunan Çal İlçesinin Ali Ya kıklar köyünden All oğlu Süleyman Çınarın bir müddettenberl Kınık U çc'1 Değirmenciler köyünde hüviyet değiştirerek Burgaz Haşan Hüseyin namı îla oturduğu anlaşılması üze rlne katil yakalanarak Manisaya sevk edilmiştir.


l( ’ X .1
• *









• / ’ *
* 7*
. . •
- • • •
ılı

benizlide Ingiliz Ziraat sergisi açıldı
Vali konuşarkcBi tuhaf hlr tenaduf eseri elektrikler aöurîü. Nutuk kibrit ışığaıu^a okundu mod Demir İnglltekc ile aşamıîidakt dostluk bağlarını belirten bir konuşma yapmıştır, Fakat vaktin akşam oiması dolayısile her taraf ka ranlıktı, Şehrin elektriği de bozuk olduğundan konuşmalar kâğıttan lübritlo ve cl feneriyle okunınuştuf; Gündüzde tedbir almayan belediye başkanı Denizlileri yabancılara in» şı müşkül mevkie sokmuştur,
Basta bürosu tarafından dâ”etil lere bir kokteyli parti Sergi halk tarafından dlr,

(
t
DenfalJ- (Hususi) — İngiltere Hü yük Elçiliği fcssın bürosu ta rafında r Halkevindo bir tar.m :crg(si a-çıln.ijtır, Son ^ıliarda İngiltere ta r inim m gaHşm%?inin bir ÖrnFjl olan bu sergJ.iın açılma töreninde ilk evvel söz alaiı Halkevi başkanı ŞÜd r? Süere baş konsolos M.» V, Cod son cevap vermiş ezcümle (Bu ser gl İngiltere çiftçiliğinin ba* A’aJş-meşini göstermekte ve DcnizH çi.lt-çllerile arada bir münâsebet tesis et meal bakımından önünü haiz bulun maktadır,) demiştir, Sonra vali Ah





verilmiştir,.
gezilmekte-1
Ahenkli bir atlayış yapan
Şubat ayı zarf ıda Birleşik Aınc rikanın Şimal bölgesinde kış mes sinil İyiden İyiye ra ^gösterince, 3,000,000 Amerikan Sk. sporuna baş Ur, Kayak, Amer'.kaya geç ulaşan bir spor olmasın., ran nen günden güne artan bir rağbet kazanmakta dır, 1932 yılında Nevyorkta kış oyun lan olempiyatla yapılınca, bu spor Amerikan halkına esaslı bir şekilde tanıtılmıştır,
O zamandan nen. bilhassa savaş tan sonra Amnlkada bu spora 647,450 kilometre karelik — İsviçre den 15 kere daha büyük bir arazi hasredilmiştir Bu mıntıkada takrl ben 250 otel, bir çok kayak okulları kurulmuştur, okullarda kayak ders lerl veren ögre inenleri büyük bir kısmı Abrupadan celbedllnıiştlr, Şe hirlerde ikâmet edenler halta so nunda kayak mmıakûsına git mek İçin trenlorcldn. otobüslerden istifade edebiimekteier.se dc umu mlyet itlbarlh otomobili tercih etmektedirler.
Kollejlcr arasında yapılan muşa bakalurda da kayak sporu gayet Ö-nemli bir yer işgal etmiştir, İlkokul ların atletik programlarında bile ka yak sporuna yer verilmiştir. Kayak tmnlakalarında bulunan Üniversite ve kollejlerde ski antrenörleri vardır, Bu kollej ve Universivelerln j esaslı kayak takımları vardır.
'k evm
üç Amerikan kayskem..
Bu sporun günden gür.- (aha fa» la rağbet kazanması yü. .den ga yet usra kayakçılar yetlrş>:.-m.>k a kımından müşkülât çek.lnıenıek-e dLr, Ncw Englanddakl çMt
Coloradoda ve Nevyorktakı pn -cla-rın civarındaki yatakhaneler viyana ve İsviçre uı m u la. rındakilerden tamemen farksızdır. Birleşik Amerlkada ötccbnben tcu ıulmuş olan Milli Ski Dt ' rlyest bu spora karşı gösterilen r; ''beti bir kat daha arttırmıbtır, Birleşik Ar ■m rikamn her tarafında mevcut bulunan bu teşkilât hibelerle idame ettirilmektedir, Teşkilâta kaydedilen gönüllü sporcular ilk yard .u işlerinde çalışmaktadırlar K>yık devrlycicri sporun Önayak olduğu kazaları hissedilir dörce&dV (-zaltmışttr,, Nitekim, bugün Ailtvrl ka halk efkârı eskiden olduğu gtfg kayağı, dünyanın en tehlikeli sporu olarak kabul etmemektedir,
Kayak sporlarına karşı e, >s tenle t i bu yüksek alaka yüzünden Blrlc.-.»:( Ameııkada kayak teçhizatı imal î-dcıı fabrikaların sayısı da gıind (« güne çoğalmaktadır, İş adamları i( •> yak sporunu yaymak İçin mahalli ski konseyleri kurmuşlardır, K( yak mınt’kalnrmd.ılcl r:ıd o Isla., yonları kayak faailveıl ı ■ şeraiti hakkpıda dmumi sureli'*1 -(berler yayınlamaktadırlar




- , / 4 • » s*e •,
— ♦ • * *•
T •

• •






hnv ı

•P

» • I.**
• *• ■ ’ J
•• . 4 ’
**7 . r’(
-.T- (


• %
%
• •



*


k» ‘
4 * •
. ’-7>v • •.









• (*
*
-
« • 4
S‘U




> - X
• - » •. • • ■
'. V: r
( • •• -

w
x •-* *T . •
.* »*Z
» Jı I * \
%












9
JAYPx ! B
A
26 ŞUBAT 1948
/EN İ S A B ÂH

| İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisleri ]
Islâmda iSzüeÜer vs fırkalar nasıl doğdu?
Muaviye hakkında çeşidli malûmat — Muaviyenin doğuşuna aid bir kehanet — Muaoiyenin müşavirleri — Islâmda ilk MA rüşvet kapısı nasıl açıldı?
65 --—-----------!
Ya as» n *
Muavive; feir işe başlarken sonunu düşünür ve daima ihtiyatlı davranırdı Ordusu ile Şamdan hareket ederek hazreti Ali İle karşılaşmak üzere KCL te tarafına yönelince, askerlerinin kendine bağlılığını tecrübe eylemek İstemiş yolda iken askerine cuma na mazına çarşamba günü laldırmış ve hiç kimsenin ses çıkarmadığını gördükten sonra ilerlemiştir.
Âmr bin As ile bir gün konuşuyor larken. Âmr:
— Ya Emirilmtrminin. bir türt(l anlı yamıyor tim, sen cesaretli misin, yoksa korkak mısın? Seni bazı defa harb sıralarında en önde ilerlerken buldum, bazan da kaçanların başında gördüm
Deyince Muaviye şöyle karşılık ve riyor:
— B(ıı kazanafMuçıma kati hüküm vermeyince ileriye atılmam ve lht.yat ve sakınmak lâzım geldiğini da yüz gori eylemekten kaçınmanı!
İnsanları kandırmağı çok ivi bilirdi. Vc ferdleri kendine bağlamak için onların söyledikleri yalanlara inanmış ve akkanmış görünmeyi tercih eylerdi Şam halkını böylelikle kendine çözül enez bağlarla bağlamıştı.
Küfe halkından biri erkek devesi ne binip Şama gelmişti. Şamlının biri sokakta devenin yularına yapışa rak:
— Bu dişi deve benimdir, sen Sıf-(ayn günü onu aşırmışsın!
Diye yaygaraya başladı, halk baş larına birikti. Kefeli derdini anlatamadı, hepsi birden Muaviyenin huzuruna çıktılar
Şamlılardan elliden fazla şahid:
— Bu dişi deve şu Şamlı adamındır!
Suretinde şehadet eylediler. Mua-mevlcdi. Aralarında şu biçimde bir ko pusma ereciyor:
Kûfeli: -'-"^îLr- —
rilmiı minin, dedi, benim deveni erkek tır. Nasıl oluyor da bu herifler digl deve diye şahidlik eyliyorlar!
Muaviye:
— Ben hükmettim, hüküm geri dönmez.
Deveyi Şamlıya verdiler, herkes ç® kildikt^n sonra Muaviye alakoyduğu Kûfeliye dönerek:
— Al işte, dedi, sana devenin değe rîni iki kat olarak ödüyorum. Gör -dün va. şimdi git; Aliye benden söv le M: onunla harb eylemek ’izere ba na körü körüne bağlı bunlar gibi yüz! bin adamım var. Hepsi de erkek deve ile dişi deveyi farketmez ve yokuş la inişe dikkat eylemezler. Var, gör düğünü anlat!
Saltanat ve hâkimiyetine rakib sav dıgı hazreti Aliden halkı soğutmak i. çin elinden vc dilinden geleni vapma.( tan çekinmezdi. İktizasında aidata -rak, icabına göre servet, mevki ve ma kanı ile kandırarak, iktizasında yunıu şaklık, lüzum görünce son derece cebir vc şiddet yolunu tutaıak maksa dına ulaş rdı.
Hazreti Aliye karşı ıırnumda ayn ük ve nefret duygulan yaratmak üze re minberlerden (Bbâ. Türabı a sövlil mes»ni emreylemiştt Bilindiği üzere bu tâbir hazreti Alinin künyesidir ve Resulü Ekrem tarafından verilmiştir.
Bu lânet işine Em etiler çok ehem miyet vermişlerdir. Abdullah bin Ab-bftST
Aliye sövüp lânet etme adetinden ne zaman vaz geçeceğini sorunca, Muaviye;
— Şimdikiler ölüb gittikten, yeni
£1



AİF
oıaıuvıa
doğanlar da bize alıştıktan soıua bu işten vaz geçebiliriz.
Cevabım veriyor.
G( elerden bir gün Şam camii mln berinden yine sövme Avâzeleri yükse lirken orada hazır bulunan bir Ali la rafdarı yanındaki Şamlıya soruyor:
— Emirln, lânet okuduğu Ebâ Tu rab kim biliyor musun?
Muhatabının cevabı şu oluyor:
\ d »i» V' d» : k bilin vorum amma, galiba bir belâlı haydud ola -cak ki emir ona lânet eyliyor.
îÂJCvaraı ıHLT)
AÇIK MUHABERE:
Bir yurddaş iınzasiio moktublar zan zata:
1) Mezheplerin doğuşları üzerinde ki bir incelemede» şahsiyetlerden ve şahsiyetlerin karıştığı ve karıştırıldığı hâdiselerden ne sobeble bahse lüzum görüldüğü yazılmıştı. Mezheble-rin çıkmalarında şahısların tesirleri açıktır. Bu tesirleri göstermemek ve vakaları ihmal eylemek tarafı iltizam olununca; o zaman yapılacak iş çok kolaydır. Şehristanıyi, yahud, baş ka milel ve nihai kitabiarından birini veya Şerhi Mevakıfdakı isiâm fırkala rı bahsini tcrceme edıvermek maksada kâfi gelir. Amma, ınezheblcrin hangi tesirler ve sebebler altında ve kimlerin muharrik ve âmil olduklarını da açıklamak lâzım gelince, hâdiselerin de, şahısların da üzerinde durulmak, hattâ biraz fazlaca durulmak iktiza eyler. Nitekim; bu bahislerin salâhı- ’ yeddar bilginlerinden merhum usta- ( dım Şerafeddin hoca da ilahiyat fakül fesindeki ınczhebter tarihi derslerini bu tarzda vermiştir. Bu cihetle yazda rımı müreffeh bir İslâm tarihi saymağa imkân yoktur.
2) Resulü E krem in Haşimîliğmi şüpheli buluyorsunuz kı katiyen yan-lıştır. İlmi ensab Arablarda en çok zahdeden bir kavmi, Peygamberimizin neslini yanlış göstermekle itham etmek ve hattâ soyu bile belli olınıyacak İddiasında bulunmak sadece bilgisizlik değil, hafifliktir do.
3) Hazreti Ömeri ne Haşınuler öldürmüş, ne de ölümüne Haşiml rekabeti sebeb olmuştur. Muhtasar taberı tcrcemesi sîzi yanlışlığa sevkediyor.
4) Biz; Şia'nın tını açıklıyoruz; fiil...
5) O tarihlerde
zatıâlileri gibi kulağı delikler de ınev-cud değildi amma sözlerin ve konuşma ların çoğu tarihe aynen geçmiştir. İb-ni Esir, Suyûtı, Ebılfldâ, İbni Hallc-zûn, Taberi... Vesaireyi araştırmak size güç gelirse. (Kısası Enbiya) ya bakınız. Böyle muhaverelere çok-Taslarsınız. Cevdet paşanın ilmi kudreti ne ise ben hürmet ederim,, siz ne dersiniz bilmem.
8) Tasavvuf! fikirler hakkındaki sözlerinizin de, Peygamberimiz hakkın daki mütalâalarınızın da hiç bir mesnedi yoktur.
7) Hâdiselerin imkânlarında ve mânalarında daha dikkatli bulunmanız şayanı tavsiyedir.
8) Müşterek kitabları ve iddiaları; ulu orta derhal kabul olunamaz.
Saygılarımla.
ya-
inancını ve talıma-kendiınizınkini de-
daktilo da yoktu.
Yemenin yeni imamı
4
î.mam
Her Sabah •
Fıkracı kurucular arasında
(Başlara fı 2 incide)
-J yerleri-
talimatlarını vordikten sonra ne oturdular.
Hepsi pek memnun görünüyordu. Köprülü heyecanından ikinci bir sigara ateşlemiş birini dudakları arasınla, diğerini de iki parmağı arasına sıkıştırmıştı. Menderes ezeli tatlı tebessümde etrafı süzüyor, Fovzl Lütfi Menemen istasyonunda söylıyeoeftl mılkıı arkadaşlarına yüksek sesle tekrar ediyor, Refik inoe de k.zanlarm, teftiş eden bir efe gururiie arkadaşlarını süzüyordu.
Bana gelince sovmolmden kabıma ..... Ne İyi etmiş de iz-
. Bütün kulak kosildım, dinlemeğe
mtamıyordum. r mire seyahati dü^inmü,üın. varlığımla banladım.
(Devam cdocck) cikraoi
---O- - •
Kahire, 25 (AP.) _____
Yahyanm ölümünü müteakib Ye ' • mende başlıyan iktidar rnücade- ’ leşi bir iç harb şeklini alacağn benzemektedir.
Bugün, Yemenin Kahire temsilcisi Said Ali el Müeyyed tara-fmdan alınan bir telgrafta, Yah yanın en büyük oğlu Seyfiilis-lâm Ahmedden Yemenin yeni îmamı olarak bahsedilmekte ve Arab Birliğinin bir an evvel bir temsilci heyet göndermesi taleb edilmektedir.
Telgrafta, bir iç harb şeklini alabilecek vahim durumda hakemlik edecek böyle bir heyetin lüzumu belirtilmektedir.
Diğer taraftan Arab Birliği tarafından Yemen e gönderilmiş bulunan temsilci Abdül Mümin Mustafa du, Birliğe bir telgraf çekmiştir.
Birliğe mensub bir kaynağa göre, temsilci «durumun vahamet kesbetmiş olduğunu ve mem leketin karışık bulunduğunu* ha ber vermiştir, I
Orman 6
(Baştarafı 1 incide) dramı vesileaile nihayet en büyük halcim millet huzurunda dile gelebildiniz yalnız nıübhcm, kaçamaklı cümlelerle kanun rakamlarile değil de hepimizin anlıyacag*ı şekilde konuşunuz yani hâdiseler, neticeler, rakamlar koııuşsuîı.
Türkiye Cumhuriyetinin en mesut bir cenneti en müreffeh bir kö şeşi olan bu Bnhçeköylülerin elinden alınan kendi tâbirlerince (Bir sabah m izin yimiz amele bi hattâ gösterilmiyen bu zavallı yeni ame İçlerin eski yuvaları veriminden yalnız orman rüsumu olarak sene de 72 bin lira almıyor musunuz! Senede yalnız orman rüsum geliri olarak 72 bin lira aldığınız bu mülkün mülkiyetini zikrettiğiniz numara ile kaça alıyorsunuz? Mik dar söyleviniz! Altı senede 12 bin
W V
liraya değil mi? Anayasasında mülkiyeti sağlçvan âdil bir rejimde hangi lıııkuk prensipine bu nis beti sığdırmak mümkündür? Hazine on para fedakârlık etmeden kendi mülklerinin bir kaç senelik rüsum gelirlerini kendilerine terketmekle ve başlarının çaresine bakmaları da kendilerine ihtar olunsa idi bu kadar ocak söner bu kadar nzk kesilir miydi? Sayın profesör işittiğimize nazaran yurdumuzda tapulu ormanlar yüzde dört çok fennî çalışan resmi şirketler de yüzde iki derecesinde i-diler. Bunlar da kat’î amanejman plânlarile devlet kontrolü altında en iyi işliyen ormanlarımız idi. A-na iktisad hayatımızın temeli olan ormancılığımızın; sahibi Allah o-lan yüzde 9ö devlet ormanlarına birer numune birer murakabe idiler. En ileri ormancılığı kurmuş Abnanyada hususî ormanlar yüzde 45, Avusturyada yüzde 35, Fransada yüzde yirmi beş değil midir? Bizim mini mini yüzde dör dümiiz âmme menfaati diye sosyal bir kanun maskesile bir gece içinde bir facia şeklinde safkan tam bir devletçilikle zorla elimizden alın
«A
diktan sonra tamamen kontrolsüz kalan ormanlarımız ne oldu? Bu âmme menfaatini tatbik edenlerin doymak bilmez şahsî ihtiraslarile tarihte görülmemiş şekilde yere serilmedi mi? Bugün ekmek ariyan Trakya baltalık ormanlar sakini köylülerin Ankarada maka-ul-

uyandığımız zaman evleri-temellerinden başka bir şe-kalmadı birer (komiteme) haline geldik) dedikleri gi-akşamları fırınlan da
151 01
« -5 ImHnr inmiyordu-
nuz? Bu senelerde kesilmesi lâzım gelen maktaların bu âmme menfaati usulün neşrinden sonra kurulan şebekelerce o senelerde yok e-diimiş olduğu ve bunun müfettiş-lerinizce de Saray kazasının «Kü-çük Manika . - Safa Alan ve sair köyler mıntakalannda tesbit e-dildiği malûmuâlinizdir. Hâlâ çek-1 mecelerinizde büyük bir sükût per desi altında uyuyan bu dosyaların ı neticelerini hâjâ bilmiyoruz. Aksı l iddia edilirse ve yahud meçhul bir tarafı kalmışsa henüz atımı satmadım, peşimden gelüıiz göstereyim. Döviz ihtiyacımız kadar ma^j den direğine senede elli milyon do lar döviz veriyoruz. Memlekete yüz milyonlarca liraya ve milyon-1 larca halkın açlığına; ormanları- i mızın da açlıktan ölenlerin mezar sahaları kadar değil de bir arşın bile inkişafına yaramıyan bilâkis görülmemiş yangın ve tahribine sebeb olan bugünkü orman faciasının bütün vesaiki dolablarınız-dadır. Az buçuk dile geliniz de biraz bizi tenvir ediniz. Bugün olmazsa mutlak bir gün bunlar aydınlanacaktır. Taıihte misli görül memiş, her noktası, her kelimesi evvelce büyük bir şeytanlıkla düşünülmüş bir vurgun plânının tam katiyetle yerlerde çürüyen milyon larca servetlerin leşlerini bugüne kadar temizlemeğe muvaffak olabildiniz mi? Bunun en basit, on iptidai misalini burada tekrarlamama müsaade ediniz; fukara halkın ekmek kadar mübrem bir ihtiyacı vardır: Mangal kömürü. Mütevazı halk yemeğini bunun üstünde pişi rir, çocuklarını bunun etrafında ısıtır. Büyük şehirlerin buna ne kadar ihtiyacı olduğu Bulgaristan dan döviz mukabili idhal etmemiz le sabittir. Bu meşhur şimdiki orman sistemimizle Trakyada istihsal ettiğimiz (25.000.000) kilo mangal kömürü 943 denberi bir çamur, bir toz yığını halinde hangi iskele ve istasyonlarda hattâ Kumkapıda (Tarım Bakanlığı yakıt deposunda) acaba niçin şimdiye kadar duruyor? Bugün yirmi kuruşa kilosu bulunamazken ancak Kumkapıda stoka yedi kuruşa | alıcı bulunabilmesi o da yan ya- i riya Çerkcaköy deresinin kum ça-kılile kanşık olmasından alıcısının inlemesinin htkmeti' diğer civar iskele ve istaayondakilerin ls-tanbuldaki kıymeti kadarına bile bile vasıta bultınamıyacağından civar halka verilen maktalarda bu sene kömür yapmamaları gibi keyfî emirler verilmeğe mecbur o-luşlann sebebi, elbette malümuâ-linizdir. 046 senesinde «Yeni Sabahı. aç kalan, mecburî mükellef
VI


vt am-le haline getirilen Trakya balı Hık sakinlerine kömür imali-ye ücreti olarak kilosuna beş kuruş gibi mütevazı bir ücret verildiğini bunun da gözleri büyütülmüş eleklerle yan yarıya elendiğini elek alUarma orman idarelerince on para verilmediğini, fire vermiyen bilâkis rülubetten kilo alan kömürden yüzde yirmi fire darası düşüldüğünü, 2,5 kiloluk küfelerden 15 kilo fire kesildiğini tafsilen mes’ul makamların gözleri önüne sermişti. İşte devlet pa-rasile millet sıkmtısilc civardaki halka onnan buhınamıyan bugünkü oımaulamı o gün yok olmasi-le elde edilen çamur yığınları o elin altlarıdır ve bu neticeler bugünkü sistemin tabii neticeleridir. Milyonlar değerinde çürüyen keresteler, maden direkleri bir türlü şahsî ihtirasları doyuramıyan rakibsiz misalsiz kalmış nakliye iicretlcrile iştira imkânı kalmamış yüksek kereste ücretleri de hep bu sakat sistemin tabiî eserleridir. Fen nen istihsali tesbit edilen mikdarlarm istihsalini millete, ru-sumunu hâzineye, fen plânları haricinde tek bir yaprağın ziyanının şiddetle kontrolü devlete aid olsa jdı bu neticeler olur muydu? Milyonlarca halk sebebsiz yere, rızksız kalır mıydı? Hazine rüsum dan ne kadar istifade ederdi? Orman idaresi bugünkü gibi devlet hâzinesinden üste milyonlar almağa mecbur olur muydu? Bu kadar kalabalık teşkilâtına ne kadar yeni orman yetiştirtebilirdi?
Bir ormanın bütün kıymeti top rağında değil üstündeki ağaçların dadır. Bu ağaçlar kıymetlerine gö re para demektir. Nitekim orman idaresi her istihsal edilen ağaçtan bir vergi alırdı ormanlarda erazi vergisi bir hiçten ibarettir. Esas kıymet toprak üstündeki servettir bu servettedir.
Bu servet ve vergi hiç nazarı dikkate abnmi}rarak ve bir hiç olan erazi vergisinin en ucuz senesi nazarı dikkate alınarak tayin edilen bir hiç nisbetindeki kıymetle o da senelere taksim edilen taksitle parçalanarak verilen bir sadaka ile bu yüzde dört küçük mürakabe mülkiyetleri ortadan kalktıktan sonra tam devletçi olan bu şubemizdeki neticeler elbette lıer gün okuduğumuz, gördüğümüz suiistimaller, ihtfiâstâr. kaçakçılıklardan başka bir netice' veremezdi. Bu sistem ancak A dan Z ye kndsT Iipt sübeğinde tanı devletçiliği tatbik eden Rüsvada ‘
• •


I


i

Günün Yeni Dedikodusu
Solcu Profesörler
Teknik Üniversite arası kurulun kararı
rektörü, Üniversiteler hakkında ne diyor?
malları
• • • • suru yarına
belki yürürdü. Fakat kısmen insan haklarını tanıyan ve paranın geçtiği bir rejimde neticeler eski memurları yeni müteahhitler yap maktan başka bir semere veremez di. Bu işle geçinen iki milyon nüfusu sefalete, devleti sıkıntıya dü şüreceği de tabiî idi.
Bir facia şeklinde ellerinden alınan bir gayrı memnun yaratacağı
hiç emniyeti kalmıyan bu mağdur ların Amerikaya milyonlarını yer leştirme imkânları yoksa da üç beş kuruşları nereye gömeceklerini düşünmeğe mahkûm olmuş moralleri bozuk hasta insanlar şeklinde ^taşıyacaklardı.
Sayın profesör, bunlara: «Ben ne yapayım kara kablı kitap var!» diyeceksiniz ve çok temiz vicdanı nızın bir sadası olan kendi ifadenizle (İki senelik müşahademizle bugünkü ormancılığımızın fecî vaziyetine Hazreti Allah bile çare bulamaz) diye tasdik edeceğinize eminim. Fakat o kara kaplı kitab her gün yeni bir ek tamim ile tamamen dejenere olmuş bir Arab saçı değil midir? Altını bakır yapar gibi köylüye kesilmiş verilmiş kalın bir ‘ odunu evini yapmasına tahta yapmasına yarar diye biz sana odun diye verdik ille ortadan yaracaksın! Köylünün tek inşaat malzemesi olan uzun odun (mer-teksi) başına çöken sazlı damını yapma, ille küçük küçük doğruya çaksın gibi hükümleri olan bir garabet nümunesi değil midir?
işitiyoruz ki bu faciayı yaratan mevzuat değişiyormuş fakat bunun kalırına uğrıyan bizlerin bu değişikliği bilmesi kadar tabiî bir lıak olur mu? Bu değişiklikte nok san kalan cihetleri iktisadi bünye ve imkânlarımıza uymıyan noktaları milletvekillerimize bildirebil-memiz kadar hakkımız olan bir şey var mıdır? Fakat her şey meç hulümüz... Ömürleri yalnız ay baş larında hâzineden aylıklarını almakla geçmiş zevatın yaptığı bu tâdil yine memleket İktisadî hayatında kabiliyeti tatbikiyeşi olmı-yan kooperatifler ve saire binbir kırtasiyelerle dolacağından korku yoruz. Ortaçağda kafalarının vurulmasını bekliyen esirlerin mah-besleıinde ebedî küreğe tahvil e-dileceğini işitmeleri gibi endişeler içinde binbir rivayetler arasında ne buyurulacağım bekliyoruz. Ne olur biraz dile geliniz, açık konuşunuz sayın profesör.»
Şevket M o can
• •

Ankara Dil — Tarih, Coğrafya Fakültesinde sol temayüllü profe sör ve doçentler hakkında Ankara Üniversitesi senatosunca verilen ihraç kararının Üniversiteler arası kurul tarafından bozularak kabul edilmemiş olduğu malûmdur,
Bozma karan, bazı kimseler üze rinde derin bir infial uyandırmış, bu arada, Rize Milletvekili Fahri Kurtuluş da, bu karara şiddetle lıü cum ederek, -ihraç kararının redde dilmesinde, bilhassa İstanbul Üni versitesine mensup profesörlerin iti razları mühim rol oynadı,« demiştir,
Üniversite Rektörü Sıddık Sami Onar da; Rize Milletvekili Fahri Kurtuluşun beyanatı etrafında şun lan söylemiştir:
« — Herkes fikrini söyleyebilir, Ü niversiteler arası kurulu aldığı karan, istiyeıı, beğenip beğenmemek te serbesttir,
Bu karar etrafında ancak, kurula başkanlık eden Bakan söz söyliyebi lir. Benim, bir şahıs olarak hiç bir fikrim olamaz, Çünkü kurul müzâ kerelerine, sadeûe bir İstanbul Üni versitesi profesörü ve üyesi olarak iştirak ettim...»
Diğer taraftan, Üniversiteler ara sı kurul müzakerelerine iştirak e-den. Teknik Üniversite Rektörü Tev fik Taylan da, mezkûr mesele ve a hnan karar etrafında demiştir ki:
« — Üniversiteler arası kurulda: Ankara Üniversitesi senatosu tara fmdan alman ihraç kararı üzerin de, uzun müzakereler ve konuşma
larda bulunduk, Sol temayüllü ol inakla itham edilen Profesör ve D6 çcntlerln durumları üzerinde derin inceleme ve tetkikler yaptık. Bıihla ra rağmen; Ankara Üniversite at natosunun, kendileri hakkında ver dlği kararın, usul ve sesas bakımın dan kabulüne imkân görülmedi, He tice olarak ekseriyetle reddine ka rar verildi,»
Tevflk Taylan, Dil — Tarih, Coğ rafya Fakültesinin lağvedileceği şd yialannm doğru olup olmadığı, sun line de şu cevabı vermiştir
( — Üniversiteler kanununa göre, bu Üniversite senatosu, herhan gi bir kürsüyü veya profesörü, he? hangi bir Fakülteyi ve onun tedris heyetini, fevkalâde haller vukuunda. lüzum görürse lâğvedebilir,
Ankaradaki Dil — Tarih Coğraf ya Fakültesini de Ankara UnlversL tesi. lâğvetmek ve yeniden kurmas selâhiyetini haizdir, Bunula^bera— beı havadis, şimdilik şayiadan iba ı ettir,»
Rektör Tevflk Taylan, Fahri Kur tuluşun Ankaradaki sözleri hakkın da da Rektör Sıddık Saminln flk rine iştirak ederek şunlar, söyle iniştir:
— Demin de söylediğim gibi, meydanda bir hâdise ve onun hak kında verilen bir karar vardır, Üni versiteler arası kurulun kerarı üze
— rinde, müessıs olduğu söylevn İstanbul Üniversitesi profesörlerinin suçlu tutulınas. doğru olamaz. On-laç. nihayet , fikirlerin inişlerdir,»
beyan et-
Çekoslovak buhran
(Baştarafı 1 incide) MOSKOVA'NIN ALAKASI
f

Dünde “İstanbul seferden döndü
fBaftarafı 1 incide) nüşünde tesbit edlkm koçakçılık hâdiselerini önlemek ve halk efkâ nnda pek fena bir tesir uyandıran dedikodulara bundan böyl* artık bir nihayet vermek ı ;in dün sabahın erken saatlerinden itibaren yeni yolcu salonunda çok s*kı tedbirler alınmış, gümrük muhata za resmî ve sivil polis memurlarının adedi takviye edilmekle beraber, ayrıca limanın ön cebhesini jandarma ekipleri de kuşatmışlar-1 dır.
Bu sıkı tertip karşısu.ia rıhtıma yanaşan İstanbul vapurundan t çıkan yolcular, muayene salonuna alınmışlar, bagaj, bavul, mta ve paketler ayrı ayn açılarak maliye1 müfettişlerinin gözleri önünde tet kik haddesinden geçirilmiştir.
Bu tarzda 14.30 dan 17 îü a ka dar süren taramalarda yine mühim denilecek kaçakçılık teşebbüs lerine vaziyet edilmiştir.
Gazetecilerin de bizzat şahidi bu lunduğu tarama ve eleme esnasın da gemiden çıkan bir kadının hali şübhe uyandırmış, sırtında taşıdığı yüksek değerdeki vizon kürkü çıkarması söylenmiştir. 3u teklif üzerine şaşkına dönen yüksek şah siyete mensub (!) şık bayan yalvaran nazarlarla vaziyeti kurtarmak istemiş, lâkin kürk tezgâha serilince kol ve beden astarlarından dökülen kıymetli taşlar kolye ve bilezikler etrafa saçılmıştır.
Bundan başka yine ayni bayanın ve diğer bazı kadın yolculunu zatî eşyası meyan nida 25 - 30 bavul çeşitli yünlü ve ipekli kumas-tnıı müteşekkil kaçak eşya, bir tor ba ruj, losyon derhal müsadere e-dilmiştir.
Alâkalı zevalin dünkü son tecrübeden de edindikleri mütemmim kanaate göre, şimdiye kadar güm rük muayenesinin üstünkörü yapıldığı zehabına kapılan bazı kadınlar kaçakçılığa şebek-? halinde girişmişlerdir.
Bundan sonra bu gibi kadınların hangi aileye
oldukları, ne gibi maksat ve idealin meftunu lıattâ uıeczubu bulun dukları tesbit edilecektir.
Dün ayrıca Çoruh şHebuıde duran mallar maliye müfettijlrri ta-: rafından gözden geçırılm^Ur. | Bazı yüksek zevat adına İstanbul - Marsilya arasında kaçakçı- ‘
kaçakçı uıeıısub
I
M
lık yaptığı iddiasile hakkında tahkikata girişilen İstanbul vapurunun eski başkamarotu Haydar Çınar yakında mahkemeye sevkedi-leeektir.
Haydarın tevkifine muhakkak nazarile bakılmak ta dır.
Çukurovolıların acil
i s te k1 e r i
(Baştarafı 1 incide) kadar fena durumda oldukları meydandadır. Esasen Ziraat Bankasının küçük çiftçilere açtığı kredi çok hafiftir. Bugün dönümüne 20 lira istiyen pamuk ekimi, beher dönümünde ortalama 80 kilo pamuk verir. Halbuki Bankanın açtığı krediden dönüm başına ancak 10 lira düşer. Çiftçiyi kurtarmak lâzım. Bunun için de şimdiye kadarki bor cundan gayet az faiz almalı, hattâ faizsiz olarak 949 senesinden itibaren üc taksitte ödenmek sartile veniden kredi açmalı. Bıı hususta hükümet bir karar almalıdır. j
Cııkurovalılar. yem borusu dinlemekten bıkmışlardır. Yeni Bayındırlık Bakanının demeçleri de, vem borsıı tehiri vanıvor. Cukurovahların O. H P. ve itimadı kalmamıştır. Bu ihmnrl aımak. mahvımı™ «ebeb nlnnbı-rın cezalandırıldığını görmekle canlanabilir. Çukurova felâketinin mes’ullerini, hatır gönül din lemeden, cezalandırmak zamanı gelmiştir, zannederiz. |
Geııcdiğiıı Başbakanlığa telgrafı Millî Türk Talebe Birliği bugün Başbakanlığa bir telgraf j çekmiştir. Telgraf aynen şöyle-dir:
Başbakanlık yüksek katına:
Son Çukurova felâketi karşısında duyulan sonsuz ıztııab ile birlikte efkârı umumiyede, daha evvelce ihmal gösteri İm eşeydi kayıblarımızın bu kadar büyük olraıyaoağı hususunda kuvvetli bir cereyan dolaştığı gibi bilhassa seylâoın akabinde mes’ul ma kanılarca gerekli yardımın yapılmamış olduğu ısrarla söylenmek'edil*.
Felâketten sonra âcilen hareke4- ’ geçtiğini memnuniyetle öğrendiğimiz hükümetimizin, mes idlerin bir an evvel tecziyesi hu-


I
CumhurbuşKanLgı dairesinden bildirildiğine göre, yeni liste kabul edilmeden evvel iaşe Bakanı V, Maj erle Başbakan muavini Fran tişek Tyınes ödevlerinden istifa et inişlerdir,
Kabinenin tarafsız üyesi Jan Ma saryk Dışişleri Bakanlığını muhata za etmektedir,
Dalıa önce Cumhurbaşkanı geçen cuma kabineden ayrılan 12 Komünist aleyhtarı Bakanın da istifala nnı kabul etmiştir, Kabineye giren yeni Bakanlar şunlardır:
Başbakan muavini A, Zapotocky (Koaıüulstlî Başbakan muavini Bohumil La asmaıın (Sosyal—Demokrat), Başbakan muavini Will-am Siroky ı-Slovak—Komünist), Dış Ticaret -Bakanı Anto -'ln Gre-gor, Endüstri Bakanı Z, Fierlinger (Sosyal—Demokrat), İişae Baka m Ludınila Jankovcova (Eski Endüstri Bakam,)
YENİ KOMÜNİST HAREKETLERİNE BAŞLANGIÇ
Vaşington, 25 (AP.) mayıs ayında ı-----
- - j — Geçen memleketinden kaçmak zorunda kalan eski Macaristan Başbakanı Fereııc Na-gy. Çekoslovakvadaki buhran^ yeni komünist hareketlerine baş İanmc telâkki etmektedir.
Bugün basın muhabirlerile gö rüsen Ferenc Nagy ezcümle şun lan sövlemiştir:
-Bat) devletleri Fransa, îtal-va ve Avusturya hükümetlerine karşı da Moskovadan mülhem bir seri hareket beki ivebilirler. r,plco(sln’^»1r',anın akıbeti. Moskova tarafından hükümetleri d«.-).j|nıic .»Hn diğer memleketlerin müdafaadan ııe kadar âciz olduklarını göstermektedir. Çekoslovakya Rus birlikleri tarafından işgal edilmemiş olan yegâne Orta Avrupa memleketidir. Buna rağmen kendisini hiçbir, şey kurtaramamıstır. Şimdi Rus, laı belki de Avusturya, İtalya ve Fransaya karşı tchdidlere kalkışacaklar ve Batı dünyasını Orta Avrupa üzerindeki hâkimi yetlerini tanımağa icbar için bu tehdidleri bir şantaj silâhı olarak kullanacaklardır. Yahut da bu vaz bu 3 memleketin hükümetlerini devirmek için teşebbüs lere girişeoeklerdir.»
susunda da enerjik davranacağı nı iimid ettiğimizi söylerken efkârı ıımunıiyenin ve onun bir parçası olan yüksek tahsil gene ligimizin arzularına tercüman olduğumuzu söylemek isteriz.
M. T. T. B. İktisad Derneği Başkanı
Rıdvan Orhan
SEYRANDA YAĞMURLAR TEKRAR BAŞLADI
Chyan: 25 (A,A,» — Yağan yağ murlar bugün öğleye doğru tekrar başlamıştır. Ve sürekli, olarak devam etmektedir, Köylerden zara e miktarlarını gösteren raporlar gel ineğe başlamıştır. Ekilmiş arazisi o lan çiftçilere dağıtılmak üzere iste nllen tohumlukların mübayaa em rl •elmlştiı Esaslı tetkikten sonra tevziata başlanacaktır. İnsan kay bı olmadığı lsat i surette anlaşılmış tır.

Bugün
Moskova, 25 (AP.)
Sovyet gazeteleri Çekoslovakya olavlama büyük yerler ayırmış Lardır.
r Pravda Çekoslovakyaya dair haberlerini şu başlık altında yayınlamıştır: ^-Çekoslovakya İş çileri Gottwalt’ın siyasetini ittifakla destekliyorlar.'
Bulgar Dış’şler* Bakanı
fBaştarafı 1 incide; ye ile de aramızda hudut h&disele ri çıkarmak istemektedirler.»
ANADOLU AJANSININ VERDİĞİ TAFSİLAT
Sofya, 25 (Radyo) — Bulgar topraklarında düşürülen iki Türk uçağı hakkında beş saylav tarafından verilen sözlü soruya karşılık olarak Bulgar Dışişleri Bakanı Kolarof yaptığı demeçte; 9 ve 21 şubatta Bulgar telgraf ajansının verdiği haberlere temas etmiş. -Bulgar ve Türk meteoroloji istasyonlarının 9 şubatta havanın Trakva bölgesinde açık olduğunu bildirdiklerini belirtmiş, iki memleket arasında siyasî münasebetlerin not* malleşmesi için Bulgaristan tarafından vanılan teşebbüse. Tür kiyenin Bulgar topraklarına ik uçak göndermekten başka cevab vermediğini söylemiş, uçakların kazava uğramaları münaseb«*H’c Türk basınında çıkan yazılardan parçalar okumuş, pere Ankarada,» gerekse îstanbulda Bulgaristan alevhûıde nümavisler yapıldığını. Bulgar milletinin bundan nefret duvdıığıınu. mazide esir muamelesi gören Pnlp-arla-ruı esarete karsı cok i’H bir mücadele Yaptıklarını: Tnricivedr»-ki bu nümayişlerin düsen tayyarecilerle. uçakların hiçbir tazyik olmadan «»eri verilmelinin kararlaştırıldığı bir zamanda va pıldığıııı belirttikten sonra sözlerine şövle devam etmiafir^
Fakat, bu, Bulearistatiı tutmuş olduğu yoldan ceviremiye-cektir. Zira. Tiirkîvede İvi ve sağlam düşünen ce beler bulunmaktadır. Bunlar »ki memleket arasındaki normal azı veri müşahede etmemiş ol-'-nazlar. Bulgar hükümeti hî'1 ümranhğının ihlâl edilmemesi iri ı Alinden ee-leıı hersevi yapac'i.kttr. Runtm için en ivi çare, hududla rımııu ivi muhafaza etmek ve gözümü*-zü açmaktır.»
Kar kış bastırdı fBa^tarafı 1 üıekfe) deri linetin o çaluahıt'ddftH Lbc »ie bu nun ne zaman ıııümküa olacağı malûm değildir.
Karadeniz seferini olan
Tırlıan vapuru, fırtına yüzünden Boğazdun dışan çıkmamıştır.
Dün Yalova - İzmit otobtisiî seferleri de yapılanın aittir.
Biga - Can ovalan du ılcuıda kaldı
25 (Hıitf iaî) — Bi-ara-^ı yığuutrlar ai-
* KL/’dnCtfk
•*dır.
ı
r
Çanakkale:
Ra - Can ile« leri ara>u y( ve karların o n sular
tındadır. Balıkesir ; u.u devamlı kar ynemaîcladu vat durmak tehlikesin l(
Caiıiı!
SAYFA:I
YUN T SA BXW
26 ŞUBAT 1048
I
Mahalle aralarında I bulunan meyhaneler v kapatılacak
1 _ _
m*
Gerek örfî İdare, gerekse Vilâyet tarafından kapatılan ve müddetleri dolduğu halde açılmalarına müsaade edilnıiyen ga jlno sahihleri dün Vilâyete müracaatla, ffarinolarım açabilmek için kendilerine gerekli müsaa-’dçnin verilmesini istemişlerdir. » Gazinoculara Vilâyetçe, şimdilik buna İmkân olmadığı, İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlan inakta olan îçkljl yarler ve Barlar hakkmdaki nizamnamenin yakında gönderileceği bildirilmiş, ancak gazinolann yeni nizamname ahkâmına uyçun olduğu takdirde açılabileceği cevabı veri İni iştir.
Yeni nizamname tamamlandıktan sonra, bütün bar ve gazinoların yeniden kontrol edileceği, bu arada çoğunun da kapatılacağı söylenmektedir.
Yeui nizamname, türbe, cami, m esti d ve nıahAİle aralarında içkili gazino açılmasına müsaade etmemekte, açılmış olanların ka patılnıasını âmir bulunmaktadır.
Diğer taraftan içkili gazinolarda 18 yaşndaıı aşağı gençlerin oturmasına müsaade edilmi-yeceği anlaşılmaktadır. Ohııllararası futbol maçlarına dei'am ediliyor
Ortaokul ve Liseler arasındaki futbol maçlarına devanı edilmekte dir. Okullar arası birinciliğini tâyin edecek olaıı Taksim—Pertevniyal, Galatasaray—Beyoğlu Erkek Llsele ri arasındaki son maçlar, cumartesi giinu, saat 10 da Şeref stadında ya pdacaktır,
Lisanslı orta ve yan hakemleri yetiştirilecek
Boks Federasyonundan: Lisanslı orta ve yan hakemleri yetiştirmek gayesile Federasyonumuz, Beyoğlu Halkevindo, bir kurs açmaya karar vermiştir,
isteklilerin, 1 Mart 1948 tarihine tesadüf eden Pazartesi günü saat 18 de. Taksimde ki Halkevlnln konferans salonunda bulunmaları lâzımdır, s
Yorgancı ve hallaç sanatkârları kooperatifinin yıllık kongresi Cuma günü toplanacak
Mahdut mesubyetli İstanbul ^oe gancı ve hallaç nasatkârları, istlh ] lâk kooperatifinin yıllık kongresi, yarm saat 13,30 da Eminönü Halke vlnde toplanacaktır,
Kongrede İdare heyeti, koopera tif ortaklarına hesap verecektir,
Afyon Okutma Derneği bir toplantı tertib etti
Afyon okutma ve yardım Der neği tarafından 6 Mart cumartesi gecesi, Konak salonlarında bir toplantı tertib edilmiştir.
Toplantıda, Afyon folkloru I canlandırılacaktır.
■ o-------
Malatya Lisesinden
Yetişenler Cemiyeti:
İstanbulda bulunan Malatya!) Yüksek Tahsil Gençleri tarafından «Malatya Lisesinden yetişenler Ce miyeti) adında bir cemiyet kurul muştur, Faaliyete geçen bu cemiye tin gayesi, tahsilde bulunan Malat yalı gençlerin -her bakımdan- a-henk ve beraberliğini temin etmek ve bu uğurda topluca çalışmak ola çaktır, Gençler memleketlerine, bii yüklerine olan sevgi ve bağlılıkları nı yaşatmak gibi necip ve asil düşüncelerle hareket ettiklerini tüzüklerinde belirtmişlerdir,
Kendilerine memleket dâvaların da daha faydalı ve daha çok mu vaffak olmalarını dileriz,
Et fiyatları
— ■■ - o-----
Narhın artırılması teklifini Belediye reddetti
Belediye et komisyonu dün toplanarak kasabların teklifini incelemiş, nihayet bir karara varmıştır.
Malûnı olduğu üzere, kasab-lar, Belediyenin koyduğu nark fiyatla, toptan fiyatlar arasındaki bariz ahenksizlikten, nark fiyatı üzerinden et satmanın imkânsızlığından şikâyet etmekte, narh fiyatlarına maliyet fiyatı nazarı itibara alınmak suretiîe 22 kuruş kadar bir zam yapılma sı lâzım geldiğini ileri sürmekte idiler.
Valinin de hazır bulunduğu et komisyonunun dünkü toplantısı, bir İıayli hararetli olmuş, narkııı arttırılmasına imkân görülememiştir.
Narka zam yapılması hususunu halkın hiç te iyi karşılıyamı-yacağını düşünen komisyon, bu günkli narkın realiteye uygun ol ması şartile devamına karar ver miş, narkın üstünde et satan kasabların cezalandırılmasını istemiştir.
Et komisyonu,. Belediye büd-cesindc et buhranının önlenmesi için ayrılan 500 bin liranın bu işde kullanılmasına, bu müteda* vil sermave ile Belediyenin tanzim satışları yapmasına karar vermiştir.
Toptancı kasabların perakendecilere fahiş fiyatla et satmala nna mâni olmak iciıı Belediye tanzim, yâni müdahale alım ve satımları yapacaktır. I
Bu suretle, kasabların nark fiyatı üstünde satışlarda bulunmaları önlenmiş olacaktır.
Diğer taraftan nakliye ücretleri, hayvan başına değil, kilo f esası üzerinden alınması, asker j ailelerine yardım nıaksadile top ( lanaıı üc milvon liranın bir bu- S çuk milvon lirasının su. ışık ve ( mezbaha işlerine harcanması ka > rarlaştırılmıştır. (


U-■ - - . ... -
Yeni hfefrigat
e
MİLLET
Bu siyani mecmuanın 108, İnci «ayısı çıkmıştır, Kapakta Atatürke ait elyazısile kıymetli bir vesika var dır.
Bütün bir ömür müddetlnce... Üzüntü çekmektense, saçlarınızın dökülmeğe başladığı günleri beklemeden
Briyantin PERTEV Kullanınız.
İyi bir gıda alniıyan, besleryr.iyen her canlı mahlûk kurumağa çürümeğe ve çökmeğe mahkûm olduğu gibi saçlar da beslenmekten ve vitamin harikasından müstağni olamaz, onları bir takını karışık usul ve tavsiyelerle değil, Briyantin PERTEV İle Besleyiniz.

Satılık Apartman
İstanbul Defterdarhğindad ı
Donsya No Ci nsl
Kıymeti Teminatı Lira Lira
51150/313 Eyüb, eski Bahariye yeni Silâhtar Ağa cad, 22000,— 1650,— eski 60 yeni 82, 82/1 ta.l 74, 74/2, 74/3 kapı sayılı altında dükkânı olan apartman.
Yukarıda yazılı apartman 19/3/148 cuma günü saat 15,30 da Millî Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda kapalı zarf usulile satılacaktır, isteklilerin 2490 sayıh kanunun tarifatı dairesinde hazırlanmış tek mektublarını satış günü saat. 14,30 a kadar komisyon başkanlığı-vermeler), Fazla bilgi İçin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları, (2221)
ur
' na
-
İLAN
Kırpıntı Kâğıt Satışı Millî Eğitim Basımevi Müdürlüğünden:
Bir kilosunun Muvakkat Pey Akçesi
Miktarı Talimini bedeli %7,3
Cinsi
Kırpıntı kâ.
150,000 0.07 kuruş
Kilo
23/11/1948 Pazartesi günü açık arttırmas) yapılan kırpıntı kâğıdına İsteklileri tarafından teklif edilen bedel lâyik hadde görülmediğinden şartnamesinin vasıflan dairesinde bahis mevzuu kâğıtlar 3/III/1948 Çarşamba günü saat 11 de pazarlıkla satılacağından İsteklilerin yazılı gün ve saatte pey akçelerile birlikte basunevlrdn Ayasofyadakl merkezin de komisyona başvurmaları, (2275)
787,50 Lira
İSTANBUL BEJJDD1TE81
Öner ve Yücel dâvası
Ş&HİR TİYATROLARI
• • —•—----—---
Ödemişte telefon binası inşa ettirilecek
P- T. T. işletme Genel Müdürlüğünden
1 — Ödemişte yaptırılacak telefon binasının İnşaatı kapalj zarL usulile eksiltmeye Çıkarılmıştır.
2 — Bu İşin keşif bedeli 292,685 lira 24 kuruş olup geçiol tamlnatı 15 457 lira 41 kuruştur.
3 — Eksiltme 2/Mart/948 Salı guııü saat 16 da P, T, T, İşletme genel müdürlüğü binasında toplanacak satın alma komisyonunda yapıla, taktır,
4 — Eksiltme evrakı 14 Ura 63 kuruş karşılığında Ankarada P, T, r, İşletme genel müdürlüğü emlâk ve levazım müdürlüğünflen, İstanbul ve İzmir P, T, T, bölge başmüdürlüklerinden alınabilir.
5 — Istekhlerln en az 150.500 Ura bedelli bir resmî daire binası İn Faatım müteahhit sıfatlle taahhüt ettiklerini ve bu taahhütlerini İyi bir şekilde İfa ederek binanın geçici veya kati kabüllerlni de yaptırmış olduklarım bildirir resmi dairelerden alınmış İş belgelerini veya en az bu işin keşif bedeli tutarında resmî daire binası İnşaatını şantiye şefi olarak İdare veya denetlediklerini ispata yarar resmî dalrolerden verilmiş vesikalarını bir dilekçeye bağlıyarak 27/Şubat/948 günü saat 17 ye kadar P, T, T, İşletme genel müdürlüğü yapı işleri müdürlüğü ne tevdi ederek bu eksiltmeye iştl-rak vesikası almalarını yüksek mü hendls veya mühendis, yüksek mimar veya mimar olmjyan iştelkilerln bu tltrl haiz bir kimseyi İnşaatın başından nihayetine kadar istihdam edeceklerine dair resen tanzim edilmiş bir noter taahhütnamesi verme ierl lâteımdır.
6 — Teklif mektuplarının eksiltme için tâyin olunan günde saat 15
e kadar satın alma komisyonuna tevdii şarttır. Postadaki gecikmeler ka bul edilmez (1662)

onan
Alım
kum?
1 —Köprü — Haydarpaşa — Kadıköy iskelesinin asfaltlarının mı İşi kapalı zarf usulüle eksiltmeye çıkarılmıştır,
2 — Eksiltme 9/3/1948 salı günü saat 15 de Genel Müdürlük Satım Komisyonunda yapılacaktır,
3 — Keşif tutarı (7051,37 — Ye dibin Elli bir lira otuz yedi)
geçici güvenme (528.85 — Beşyüz yirmi sekiz lira sejrsen beş) kuruştur,
4 — Şartname ve bu İşe alt ekil kâğıtlar Genel Müdürlük Yapı Şu besinde görülebilir,
5 — İsteklilerin en geç 28/2/1948 günü saat 13 e kadar dilekçe ile Genel Müdürlüğe müracaat ederek ehliyet belgesi almaları ve bu belge yİ kapalı zarflarına koyacakları diğer kâğıtlara eklemeleri lâzımdır,
6 — Kapalı zarflar eksiltme günü saat 14 de kadar komisyon baş--
kanlığına verilmiş olmalıdır, (1926)

BORSA
İst, Borbâsmm 86/3/Mg Fiyatla n Londra Nevyork Nevyork Paris Cenevre Amsterdam Brüksel Prag Stokholm Lizbon
%
%
11.3006
11,8486
ESHAM VE TAHVİLÂT
5 ölkramlyell
Milli Müdafaa 1
6 Kalkınma 2 «
20,68
98.88
Radyo
PERŞEMBE — 26/2/1948
7.29 Açılış ve program,
7.30 M, s, ayan,
7,30
7,45
8.00
8,15
Müzik; Marşlar (Plj Haberler,
Müzik: Saz Eserler (P1»>
Müzik: Çeşitli Hafif Müzik (Pl.)
Müzik: Hafif Melodiler »Fi.; Kapanış,
8.45
9.00
12.29 Açılış ve program,
12.30 M, s, aya®,
12,30 Müzik: Şarkılaı
13 00 Haberler,
13,15 Müzik: Radyo Salon Orkestrası,
14,00 Kapanış,
17,58
18,00
18,00
AÇih? ve program
M, s, ayarj.
Miizik: Ünlü Daıu
Orkestrası (Pl.ı Konuşma,
Miizik: Şarkılar, M, s, ayan.
Haberler,
Geçmişte Bugün,
Müzik; Tarihi Türk Müziği
Müzik: Türküler,
Radyo Gazetesi,
Serbest Saat,
Müzik: Radyo Salon Orkestraşj,
Konuşma,
Müzik: Kanvık Şarkılar Konuşma,
Miizik: Rumbalar «Pl,> Andre Gide Hakkmda Ebedî Konuşma »Pl.) Müzik: Dans Müziği (P1_. M, s, acarı. .
.- a ~~ ~~~ ^^11- —
♦TBgranı ve Kapanış,
18.30
18.45
19,00
19,00
19.15
19.20
20 00
20.15
20.30
20.35
Sivil ha
I
22.35
22.45
neşrolunan (|nvM«.ınm teşkil eden şekilde ba-
Komedi Kısmı: b ü y ü b CtlMAAT
jjE
20 d« Dr*jı
Ki
EVİN ÜSTÜNDEKİ Bl’LVT
Yazan: Sabahad-din Kudret Aksal
1948 PLANI
Birinci Çekiliş: 1MART
Başlık
1
2
9
fi
21.00
21.15
21.45
22.00
22.10
Hesaplarında altı yüz liradan fazla parası bulunanlar her beş yüz liraları için çekilişlerde ayn bir kur'a numarası alacaklardır.
Ayrıca, 21 Nisan 1948 de ÇOCUK HESAPLARI için -engin ikramiyeli çekiliş.
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Yılda dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, 1 ARŞA ve dolgun nar» ikramiyeleri...
Ingilte re tarafından i Amerikaya kiral nan •• 1
_____u s I e r ___________4
Londra. 25 (A.A.)
vacıhk bakanlığından bildirildiğine göre Ingiltere tarafından Birleşik Amerikaya-kıra kurflTTe' devredilen Bermudes ve Araibes hava meydanlarının nakliye u-çakları tarafından kullanılması hakkında bugün Vaşingtonda A-merikan Dışişleri Bakanı Mar-shall ile îngilterenin Vaşington Büyük Elçisi Lord înverehapel arasında bir anlaşma imzalanmıştır.
Bir batında 4 çocuk doyurdu
Atina, 25 (A.A.) — Epire bö! gesindeki Prevezo kasabasında altı çocuk-anası olan bir köylü kadın bir batında dört çocuk birden doğurmuştur. Yeni doğan çocukların sıhhati yerindedid. '
VETO
Arkadaşımız Nusret Safa Coşkunun çıkardığı bu mecmuanın 3 ün 2ü sayısı fuhşun artmasındaki âmlJ lerl inceleyen şayanı dikkât bir rö portaj, Milliyetçiliğimize bir veçhe verilmesini isteyen makale, Tiyat ro, Sinema, Moda sahlfelen Hikâye, »lyasi karikatürlerle çıkmıştır,
Türkiye nasil yükselir?
(Yirminci asır vakfı) denilen A-merlkaıı tetkik teşkilâtı mümessili olarak geçen yıl başında meıpleke timize gelen Maks Weston Thorn-

bourgun, Türklyenbı İktisadî duru muna müteallik hazırladığı raporun ana hatları (Türkiye Nasıl Yük aelir?) İsmi altında, Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti tarafından neşre dllmlştlr,
ÜÇÜNCÜ KÎTAB
İddia ve Karar
Profesör Avukat Kenan Ü-ner tarafından ve öner - Vürel üçüncü kitabını bu eser nefis bir
Silip satışa çıkarılmıştır. MİL > darı pek Ulah Jüt öldıığuıı- > dan tükenmek üzeredir. Mem ı leket çapında bir dâvanın ta- ( manılayıcı kitabı olan bu e- ( ser her Türk mütevverrinln ( kütübhanesinde yer alacak ( bir kıyınet ve ehemmiyette- I dir. Kitabcılardsn arayın. S
Fiyatı 175 kuruştur. J
Dir adanı Tüıkliiğii tahkirden mahkûm oldu
Kurtuluşta oturan Koço teminde bir genç Türklüğü tahkir suçundan tevkif edilerek 2 inci ağır ceza mah kemesine verilmiş ve dünkü muha keme sonunda 1 sene ağır hapse mahkûm edilmiştir.
Türkçü. Şltasİ Jmre; Telefon: 40405 maili
aar günleri 15 d( maline; Cumarteal ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tlyatroeu.
Yeni Sabah ın
İLAN FİYATLARI
Kr. 1500
500
400
800
250
160
inci
maktu o.amk aayfa.
h* n ti m i
Grip - Baş - Diş ve Romatizma
AĞRILARINA KARŞI
—*
«1» ?
»•

o*
— ölmemeleri için gayret ederim efendim.
— Meselâ ne yaparsın ?
— Suyun öldllrmiyecek. lâkin müt hiş bağırtacak kadar kaynar olmasını temin ederim
— Aferin zindancı başı.
Haccac, az ileride feci akıbetlerini bekliyen mahkûmların yanına gitti. Onlarla alay etmeğe başladı:
— Nasılsınız çocuklar? Haliniz -den memnun musunuz?
Haccaca 16.net okuyan mahkûm:
— Evet, dedi. Halimizden memnu nuz. Allah n kabar hisnıi ile kahredil diğln gün daha çok memnun olaca ■* t»z
— Allah size bugünü gösterir mi acaba?
— İnşallah gösterir.
— Bu duaya ben de (âmîn) dersem hoşunuza gider mi?
— Senin gibi kir alçak zalimin âminine İhtiyacımız volt.
— Fakat biraz sonra Denden şefaat dileneceksiniz. «Merha-

4 EV, 4ARSA
Şen bir yuvaya sahip olmak iatersenia, TüRKÎYE ÎŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabimsi en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
'v'-V'Nv' ’,X/\/X/V /VVVVVv
İmtiyaz sahibi: A. CEMALEDDtN SARAÇOĞLU - Yazı işlerini fiilen idare eden: Yazı işleri müdürü: FATtN FUAD — Dizildiği Yer: «Yeni Sabah> mürettiphanesi - Basıldığı yer: «Gün Basımevi»
I Haccâc-ı
Aşk - Macera • Tarih - Cinayet
Yasam Muharreaı Z. koruupal
No. 13 1


SlHLMACf
—---A----
12 34567 89
J
r
3
4
b
fi
*
z
fi s
■ı l • i
1 İHI
i III 1
İMİ ! xi
■ ( 1 1 ! i ■
a 1 s ( J I ! İL
( I 1 ■ ■ 1 1
i r bi 1 1
! 1 i« 1 1 1
SOLDAN SAĞA s
1 — İki elin açık haldeki uzuz» luğu, Erlerin yeni kasketi; 2 — Du adan sonra okunur, Askerin izinli gidişi; 3 — İçilir, Bir Millet; 4 — Kör, Asker, Nota; 5 — Et kızartması; 6 — Büyük kar kütlesi, Sene; 7 — Küçük kız çocukları pek oynar; Akdeniz sahillerinde bir şehir; 8 — Başına (D) gelirse ha-şarat ilâcı olur, 9 — Tersi ayıltıcı-djr, Askerler,
YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Et satar, İki defa tekrar edi lirse tr^ş eden olur; 2 — Genel, YL naııistanda- pek fazladır (asiler); 3 — Tersi vilâyet Sonuç; 4 —
ne, Törpü; 5 — Dudak, Edat; 6 — Padişahın köşkü, Nota; 7 — Şahıs İçin soru, Kaynak su birikintileri; 8 — Yunanlılar, Tersi kanuni; 9 — Ordunun dağılması, Arazi çıkıntısı
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1234567 89
An-
met, merhamet!» diye haykıra-cakHiniu. Size merhamet ettiğim takdirde ayaklarımın altını öpmeğe razı olacaksınız.
— Hayır, alçak, hayır!..
Haccâç. l§e başlanmışını emretti. Mahkûmların elleri arkadan bağlı İdi. Ayaklarını do bağladılar ve vüc‘idlarını kalın iplerle »ardılar Bv 6ureıle onları hiç kımıldayamıvscak ''û'« getirdiler. Sonra teker teker götü rüp içleri su dolu kazanlara sok tular,
Ocaklara ateş verildi. Kuru o-dunlar evvelâ flitır çıtır, sonra
çatir çatır yanmağa vc kazanlar dan rittikee fazlalaşan buharlar ççtmağa başladı. Mahkûmlar da hoıı'\? bir ıztırab alâmeti yok tu. Fakat vridan or, on bor dakika piçince İşin değişti,
îlk olarak adının Talha olduğunu söyliyen mankûm feryadı böStl 4
— Kurtar bizi Yarabbi!
Onu takiben Yusuf haykırdı:
— M ede d Allah!,. Medeeed, mcdcccd ■.
Üçüncü mahkûm, feryad etmemek için nefsini zorluyor dişlerini sıkıyordu. Halbuki Haccâc en çok onun feryadlarını işitmek arzusunda idi.
Nihayet birkaç dakika sonra o da feryada başlayınca Haccâc'ın keyfi son haddini buldu. Mahkûmlar acı acı bağırıyorlar, buna mukabil Haccâc, hkaha-larla »Ölüyordu. Maiyetindekilerin hemen hepsi bu fecaate tahammül edemeyip gözlerini yum p?.' «j’a't parmaklarile kulaklarını tıkamışlardı.
Mahkûmların feryadı birkaç dakikadan fazla devam etmedi. Kaynar suyun verdiği müdhiş azaba daha ziyade katlanama-
yıp üçü de kendinden geçti. Ses Jer kesildi.
Haccac, telâşla zindancıya bağırdı :
— Öldüler galiba zindancıba-şı! Birisinin dahi ölmesini istemeni. Ona göre hareket et!
Zindancıbaşı, adamlarına işaret etti. Zavallıları hemen kazanlardan çıkarıp yere yatırdılar. Haccâca, lâııet okuyan a-danı daha yere yatırılır yatırılmaz ruhunu teslim etti. Birkaç dakika sonra da Talha öldü. Yu şuf heııüz ölmemişti. Hafif hafif nefes alıp vererek yatıyordu.
Haccâc, fena halde kızdı. Emre muhalif hareket ettiğinden dolayı zindancıbaşıııın yak ısına sarıldı:
— Bıe küstah! kliye bağırdı. Niçin emrimi tutmadın? Onların ölümüne neden mani olmadın? Hani suyu daha az kaynatacak tın? Seni zindancıbaşılıktan azlediyorum. (Devamı var)
)
r
A j
4
fi
b
7 b b
Z Â Y I : — İstanbul Liman İdaresinden aldığım 041/4368 sayılı 11 man cüzdanımı kaybettim, Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur,
Devlet Denizyolları Kastamonu vapuru Aşçıbaşısı Recep Oğlu Osman Kaltakçı