CUMA
27 ŞUBAT im
ABONE
Türkiye
Senelik M00 Br.
• aylık ısoo » 3 aylık 000 »
1 aylık 000 »
KURUŞ
BEDELİ
Ecnebi
M00
W00 1000 eoc
Kr.
»
>
Onuncu Yıl
No. 3240
Idare: Nuruosmanlye No. 17 Tel »drmİ; .YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 2079»
'1»
H ü R R i YET VE HAKKIN YILMAZ MüDAFiiYi Z I

Tflrklyeye Amerikan yartımı
Vaşington; 26 (AP.) — Başkan Trumamn, Yunanistanla Türkiyeye yapılmakta olan askerî yardımın genişletilmesi için kongreden 250 ilâ 300 milyon dolar arasında yeni bir tahsisat istiyeceği buglin bildirilmektedir.
Hükümetin, Çekoslovakyadaki komüniet darbesini göz önünde tutup Türkiye ile Yunanlatana fazla tahsisat ayırması muhtemeldir.
İH
r
Tarım Bakanı Tarsusta Susturuldu
ır
Seylâb felâketi müsebbibler inin




41 1
Bir köylü de Tarım Bakanına hitaben. “Sahihsiz köylüye el uzatma zamanı gelmiştir, köylü bugün açtır,, diye bağırdı
Tahsili Coskaıı
Asabileşen Bakan “Sili temsil edan vekilleriniz var, şikâyetlerinizi onlara söyleyiniz,, dedi ve salonu terketti nm Bakam şünlan söylemiş -tir:
«Saym arkadaşlar hepinize geçmiş olsun. Çukurovanın sel-felâketini bütün Türkiye tees -sürie karşılamıştır. Bu acıyı mil letle beraber devlet de hisset -miştir. Buna misal, devlet baş kanının aranıza gelmiş olması, deıdlerinizi dinlemesidir. Ben Tarım Bakanı sıfatile içinizde bulunuyorum. Bugün burada olduğum gibi yarın da aranızdayım. İçinizde bulunmak, dert terinize iştirak ederek çare bul (Devamı Sa., 5; Su. 1 det
Tarsus 26, (hususî muhabirimiz Reşad Akı bildiriyor) — Bugün saat 14,30 da Yenicede îçel valisi Şefik Bicioğlu, Kaymakam Adnan Aksel, belediye başkanı Hilmi Seçkin, Tarım müdürü ve diğer daire âmirleri tarafından karşılanan Tarım Bakanı Tahsin Coşkan saat 14 de Tarsusa gelerek doğruca kaymakamlık makamına git -miş. beş on dakikalık bir istira-hatten sonra Halkevine gele -rek halk ve köylülerle konuş -muştur.
Halkevinde söze başlıya n Ta
Biz eminiz ki. ne olursa olsıın, Mecliste büyük bir kalabalık böyle bir proje karşısında isyan ce fereror eder^ktir. ildlctuekilliği nihayet sürekli bir memuriyet değildir. Tek parti devrinin çeyrek uetrlık gözdeleri, bir gün gelecek tabiatile sonbahar yaprakları gibi döküleceklerdir. Anuııe hizmetine girmek istiyenler bu gibi fırtınalara alışmalı, kendilerini ona göre teçhiz ei-Milletı ekilliği ancok
lıiznu t t e fedakârlık yeridir, kazanç ve geçini kaynağı değil.
Inöniînün
treni bir
kaza allattı
----o----
Kafatası patlayan makinist ö idü
Millî Eğitim Bakanı, son kararı tefsirden imtina ediyor
s
AnkaradaM kanaat mea’etenin daha ziyade politik
Ski gündür Ankaradan ge -Mp evvelâ tstanbulda hir. aklili refikimizde çkan, ainıdi de hükümet merkezinde [ İntişar eden bir gazetede yer bulan söylentilere göre millet vekillerinden, Önümüzdeki inti-hab devrelinde seçllmiyeeek o-( lanlara toptan ve seyyanen f35l)J i'ıra tek a udiye bağlanma! m için bir kanun tasarısı hazır -tanıyormuş. |
Biz hu rivayeti iki gün evvel bir Ankara haheıt olarak oku-' duğnmuz vakit buna hiç ihti -mal vermemiş ve dikkate alın -mağa bite değeri olmayan bir balon sanarak omuz, silkmiş, ü-zerbıde durmaya lüzum görme mistik. Fakat söylenti ısrarla tekrarlanmava başlayınca meselenin bir lâtife ve alay hududunu aştığı anlaşılıyor.
— Seçim Kanunu önümüz -deki nisan ayı içinde değistiri-faceift \e ciddî bir intihab kanu nn kabul edileceği anlaşılmaya bnstadığı şu sıralarda lıövle bir tekaüdive projesinin ortaya a -idması hiç de tesadüfe hamledi leeek ıfıbi değildir.
Biri iik Millet Meclîsi âzasından Halk Partisine mensub kac kişi, dürüst bir Seçim Ka -numı yürürlükte olursa tekrar sandahasına kavuşabilir? Na -zım Poroyiar, Cenıil Rarlastar, Parslar, Kaplanlar aealıa geri gelmeyi umabilirler mî? Çeyrek asırlık tecrübelerden sonra bn halk kitleleri onlara tekrar rey verirler mi? Bu hakikati on lar da en yakın bir iman ite biliyorlar. O derecede ki Mubid -
• ■ ■■ - - — —
/•-----------------------rr~
din Baha Pars bunu bir gün dışı ortaya atılınca: «Ne yapa-Meclis grııpunda açıkça itiraf hnı, öyle ise biz de pilimizi, pır-
etmedi mi?Serbest seçim lâkır-
(Devamı Sa.. 3; Sil.. ae)
Çekoslovakya komünist

L
Rusya, Marshall plânına karşı kurmağa çalıştığı “Kızıl zincirdin diğer bir halkasını da Çekoslovakya da kapamış oluyor
I Kenan
tr
ner
emokrat
Dün bir akşam refikimizin Ada-nadan alarak verdiği bir habere göre Cumhurbaşkanı İsmet İnönüyü Malatyaya bırakan hususi tren boş olarak 507 numaralı katarın refaka tinde Adanaya avdet ederken Wr-kaza atlatmıştır. Hususi tren iki ' gün evvel saat 10,30 da Ceyhan -Sirkeli istasyonları arasında birden bire İstim borusunun pat.lamaslle gii rültülü bir infilâk olmuş ve tren dur muştur. PkJ »yun bora parçaları ateş ci Haşan Gülhamn kafatasını parçalamıştır. Haşan Gülhan can hafitle'kendisini trenden fırlatmışta?. Makineden kendisini atamdan ma kiniştin de kollan ve yüzü tamami-le yanmıştır.
Ateşçi Adananın Köprü köyün-dendlr ve 30 yaşındadır. Memleket hastahaneslne kaldırılmış, fakat çok yaşamıyarak ölmüştür Lokomo tif hasara uğramıştır. Makinistin yaraları tedavi edilmektedir.
İNÖNÜ TUNCELİNDE
I
Elâzığ. 26 (AA.) — Dûn geceyi şehrimizde geçiren Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bugün öğle vakti refakatlerindeki zevatla birlikte Tunce-linde incelemelerde bulunmak üzere Pertek'e gitmişlerdir-
Tekel Bakanı
■ - * . ►
itli
Çekoslovakya Cumhurbaşkanı
Prag 26, (A. P.) — Komünistlerin hâkimiyeti altındaki yeni Çek hükümeti Avrupa si -yasî mahafilinde, Rusyanın Marsahll plânına karşı kurma
Beneş, bir mülakat esnasında ya çalıştığı «Kızıl zinciri» n di -ger biı- halkası olarak karşılan nuştır. Zira, komünist başba -kan Gotvaldm eline hemen he-(Devamı Sa., 5; SQ„ 4 de->
lakan, İstanbul vapurundaki kaçakçılık hâdisesi 1 e ilgili listenin neşredileceğini bildiriyor ----------------o------
Gümrük, ve Tekel Bakam Şevket Adatan dün sabahki ekspresle Anki» rr.dan şehrimize gelmiştir.
Sabahtan akşama kadar Tekel Genel Müdürlüğünde meşgul olan Bakan, başta genel müdür Hüsnü Kortel olmak üzere daire şube müdürlerde kısım âmirlerini kabul et-(Devamı Sa., 5; SÜ., 5 de)
*

s •

ar-tiye IntUabmdaa infikâkine kader g«ç»n ye mahram bir aır olarak parti nerı leri arasında muhafaza edilip efkârı umumiytye iatikal ettirilmeyen birtakım hAdi-eeleri bu möhim hatıratında | ifşa etnrif bulunuyor
1 Martda
‘‘Yeni Sabah
iktidara menaub. Halk Par-tiiîne muhalif. Demokrat Partili, bitaraı, fehlrli, kaıa-bah, kOylo, genç , ihtiyar , kadın, erkek bütün Tflrk milletini alâkadar eden bû ■iyaıî tefrikattja neyri «enenin
(n mühim hâdisesi olarak ağıadan iğııa dolayacaktır

„ sütunlarında
• •
bir mahiyet arzetmekte olduğu merkezinde
Milli Eğitim Bakam Reşad Şem-seddin Slrer, dün sabah Ankaradan şehrimize gelmiştir.
Bakan. Ankara Üniversitesinin öğretim üyelerinden üç profesörün meslekten ihracı hakkında Senato tarafından verilen kararın Üniversiteler arası kurulca bozulmasından doğan vaziyet karşısında gazetecilere aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
-i— Kaza yetkisini haiz merci ve heyetlerin aynı konu üzerinde birbirinden farklı içtihatlarla yekdiğe rini nakzeden hükümler vermesi ileri bir adalet sistemine ve mükem mel adalet cihazlarına sahlb olan her memlekette de daimi rastlanan bir haldir. Bu sebeble Ankara Üni-Versitcrinin bir fr.kvİteüjMte —cereyan eden hâdiseler hakkında bu ü-
i K-.^l
• • " > " f*
M? 4
//r*’1
L ...VI
=^!rü .

l *.• W
İUir'l

üniversitenin Senato ve yönetim ku-i rullarile Üniversitelerarası kurulun, ■ /.farklı görüşlerlefarkh neticelere’ -4 varmasında bir fevkalâdelik yok-( . tur- ( * sistemi içerisinde her or-J
; V' ganin kendisine nıuhassas vazife] , -' ve yetkileri vardır. Her organ ka-' mimarın kendisine verdiği vazife-' ■V j. £ leı-i yapmakla mükelleftir.» ]
■ ' Mllü Eğitim Bakan-. Reşad Şem-'
şeddin Slrer. dün akşam Ankaraya! '' ' O dönmüştür.- ]
Ankara, 26 'Hususi) — Aşın sol-] / • •cu profesörler meselesinin akisleri1
; . devam etmektedir. Ünlversitelerara
v” 7ı* •
, V sı kurul üaran, bu gibi profesörlerin kürsülerinden uzaklaştırılması ta-
İl..




Milli Egithıı Bakan; Reşad Şeni-
rafdarı oianları biraz daha müşkül1
MHK Eğitim Rnkaoı 1 ınırna riıriürm.üş "örtintıyor. Ku-!
Reşad Şemseddiıı •De'-amı Sa., 5: Sü., 3 de>
1
Sağlık Bakanı’nın sualimize cevabı..
Ballan, «ağlık pâlnı hazırlatırken bazı yabancı menbalardan faydalanmadığını fakat merzuubabİB şirketin •tatüs.ündeD habera z olduğunu söylüyor
[Bakanın bu cevabını yarın biz de cevabtandıracağızj
23 Şubat tarihli gazetemizde bize yapılan bir ihbar üzerine Sağlık plânı ve Doğan Sağlık A-noııinı şirketi) başlığı alt nida bir mes’ele ortaya atmış ve yapılan bn ihbarın muhtevasını sütunlan-mıza geçirerek ayrıca Sağlık Bakanlığından da bu hususta izahat istemiştik.
Uzun müddettenberi efkârı u-mumiyeyi işgal eden hariçten getirilecek ilâçlarla Türkiyıde müstahzaratı tıbbiye imali, bu hususta «Ciba» firmasının rolü. Doğan Sağlık Şirketinin tavassutu ve nihayet Sağlık Bakanlığının hazırladığı kalkınma plâıu ile bu plânın mevzuubahis şirketin esas mukavelesindeki maddelere nıüşaha-beti bu meyanda zikredilmekte i-di.
Bu neşriyat karşısında dün Sağ hk Bakanlığından, Bakan Behçet
Uz imzasile aldığımız açıklamayı
• sütunlarımıza geçiriyoruz;
Yeni Sabah gazetesi yazı işleri müdürlüğüne:
Gazetenizin 23 Şubat 1948 tarih li sayısında, birinci s&yfaıım beşin ci sütununda (Senlik plânı ve Doğan Sağlık Anonim Şirketi) başlıklı ve dördüncü sayfasının beşin ci sütunundaki ı Millî Sağlık Plânımız) beşliği altında çıkan yazılar okundu. Bu yazıların incelenmesinde memleket sağlık kalkm-fDercunı Sa., S; SİL, 5 de)
Bir sanat dedikodusu
Akademi müdürü tezyini eserler tergitine aid iddialara cevab veriyor

Dünkü sabah gazetelerinden biri tarafından; Güzel Sanatlar Aka demişinde, bir «Tezyini Eserler» aergisi açan Akademi Tedris heye tinden Hüseyin Tahiızadenln, mez kûr sergide, başka sanatkârların ©serleri üzerine kendi İmzasını a-tarak, esor teşhir ettiği ileri sürülmekte, M. Eğitim Bakanlığının dikkati çekilmekte idi.
Dün, kendiri ile görüştüğümüz Akademi müdürü Burhan Toprak, yukarıdaki İddia etrafında gunlan söylemiştir;
(— Gördüğünüz gibi T(^hirza-denin sergisinde 130 pubıA. eser temhir edilmektedir. ^^,^rtıu*ece orijinal mesaiden İbar- sinuat-kâruı §ahsî eserlerinde ü, İrfeb değildir, içlerinde 40 “——Yel
yapılmış vc muhafaza edilmediği için mahvolmağa jüz tutan Şah Abbasın sarayına aid freskolarm, relövelerin ve bazı meşhur minyatürlerin kopyaları mevcüd olduğu gibi Tahranda Şah Pehleviııin dâ-veti üzerine ıslaha çalıştığı akade-ıni^ıı atölyelerinde talebelerine ve muavinlerine, desenlerini kendisi çizerek yaptırdığı travaylar da vardır. İşte, mezkûr gazetenin bah settiği bazı eserlerde görülen ikin ci imza, gizil ve mütevazı bir köşeye konmuş talebe ve yardımcı imzalarıdır.
Esasen, sergide teşhir edilen eserlerin, tenevvüü ve kemiyeti, kollektif bir mahsul olduğunu bârız bir şekilde göstermektedir.
(Devamı Sa., I; SU., 4 del
W:

Sağlık Bakanı
Behçet Uz

. *-
/&T-’ ■Jâ
Çukurova felâketze delerine yardım komitesi çalışıyor)
Seyhan, îçel ve havalisinde son yağan yağmurlardan zarar gören vatandaşlara âcil yardım da bulunmak üzere Başbakan Haşan Sakanın başkanlığında men bütün iktidarı veren yeni kabine tıpkı diğer memleketler deki komünist tahakkümü usuJ (Devamı Sa., 5; Sil., 3 de>
KVIMDEN BİR YAPRAK
Seylâbzede mi? İhmalzede mi?
Seylâb felâketinden ıııes’tıl mu?
Bir memleketin en mühim
yok
eytâb felâketinin acısını sin-dirnieâe çatılanların gayretleri pek boşa gitmiyor; yavaş yavaç bunun tesirini rr/r^
sineye çekiyoruz. Ma j L
İtim olduğu üzere soy ) _ . .
lâb folâketinln İki safhası vardır:
1 — Seylâb, kuraktık bir tabiat âfetidir. Allah irade eder, bu âfetlerden biri aziz yurdumuzun bir bölgesine A-rız olur; orasını mahv ve berbad eder. Allahın İradesine karşı ne yapılabilir?
2 — Seylâb, kuraklık gibi tabiat â-fetlorlno karşı insanlar zekâ silâhları llo mücehhez oldukları için tedbir aktırlar ve Cenabı Hakkm takdiri do ek-sorlya kulun tedbirine uygun geldiği İçin o tabiat âfetinin tahribatına karşı konulabilir. Yahııd bu tahribat ınilmkün mertebe hafifletilir.
Dikkat ediyorum seylâb felâketinin hep birinol safhası ele alınıyor. Telgraflarda, haberlerde dalma: -Sel, yangın, çığ, kasırga, heyelan gibi âfet lero karşı... ilâha girizgâhı söz per-sengi olmuş... Halbuki bunun arkası da var yani «Tedbir alma» bahsi... O-nun hakkında kimse ağız açmıyor.
zirai mıntakası, Nuh Nebi zamanı gibi bir
İV M T ı bi zamanı gibi
tufana maruz kalsa, ehaliyc icabında hayvanları ile binip suyun çekilmesini beklemek için duba temin etmlyenlerin dahi nws’ul olmaları icabederdi. Nerede kaldı ki bu gibi felâketleri önlemek için elde mev cud olması lâzımgelcn vesait bu asırda artık bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu ihmali yapanlardan hesab sorul-mıyaoak mı?
Meselâ sayın Bayındırlık Bakanımız üç beş vaidte bu işin mes uliyetinden uYagdan kıl sıyrılır» gibi süzülüp çıkacaklar mı? Kendilerine: dterûde yapılacak; anladık. Fakat felaketten evvel neden yapılmadı? Neden yapmadınız?» dcnilmiyocck mi?
Halbuki belâya ugrıyanlar (Seylâb-zede) ler dogll (İhmalinde) lerdır Bu tekâsüf, defterin beceriksizlik hanesi-no bile kaydedilmiyor. Bu ne ınuafb yettir!
'Lütfen sayfayı çeviriniz'
SAYFA: İ
zmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
OkUYLCU
Atatürk’e suikasdın
. 0 ■ ■ A ■ ■ 8» ■■
tafsilatı ve ıçyazu
*




»İYO

Tttan C

>
Tefrika No. 188
— Terakkiperver fırka nasıl leş kil edildi?
— Kemal bejin faaliyeti hakkın da demek bir şey bilmiyorsun?
— Hayır haberim yoktur efendim.
— O halde son zamanlardaki hayatını anlat!
— Bayramı geçirmek üzere ts-tanbula geldim.
— Niy? gvldin?
— Tceddüb ederim söylemeğe... Yani eğlenmeğe geldik: çapkınlığa geldik.
— Kazandığın paralın yemeğe geldin.
— Efendim bendenize böyle hi-tab ediyorsunuz. Fakat üzerendeki bir elbiseden başka diğer bir elbiecm yoktur.
— Sen ne kazanırsın. Kaç para aln'sm?
— Son aylar kısırdı, çok bir şey kazanmadık.
— Peki bayramda hana gittin mi?
— Gittim Kemal Beyi göreme dini.
— Hüsnü Beyi gördün mü?
— Mağazada idi.
— Kemal Bey ne olmuş?
— Bilmiyorum, arkadaşlar mütehayyirdi.
— Ne demek mütehayyirdi-ler! Demek uıuc etti, öyle mi?
— O zanıanlaı* gazeteler almış vermişlerdi, 'suikast mesele sini.
— Abdülkadirle. Şükrü ile ah battığının derecesi?
— Tanımam efendim.
— Şimdilik bu kadar... götürün!
tEdhem Bey götürüldü. Cebi se on dakika tatil edildi. Üçüncü celsede sabık kâtibi mesuller den Hamal lâkabile maruf Fe-rid Bev muhakeme edildi.)
H.VîAt FERİ» BEYİN
— Siz halihazırda ne ile meşgulsünüz?
— Kemal Bev beni yanma a!-dı ticaretle meşgul olurdum. Fakat sık gitmez: on günde bir giderdim. Kendisi bana bir takım işler havale ederdi. Takib ederdim.
— Sizlerle beraber daha kim-1 i
mükâ-
t
Alın


ler bulunuyordu?
— Hüsnü Bey. Millî Mamulat Müdürü Said Bey, şirket müdür leri gelirlerdi.
—Kemal beyin tahtı icarında kaç oda vardı
— Üç oda vardı. Bunların bi rinde Kemal Bey, bir diğerinde Hüsnü Bey otururdu. Bendeniz sık gitmez, gittiğimde Kemal Be ye tesadüf etmezdim.
— Başka Yazıhaneniz var değil mi?
— Havır efendim.

— Ömer Abid hanındaki nedir?
— Türk şirketidir.
— Oradakiler kimlerdir?
— Oraya gitmem, fakat Feridun ve Sabit Bevler vardır.
— Hangi şirketlerin merkezi vardır ?
— Yalnız Millî Mahsulâtın var dır.
— İktisadiyatın sizinle alâkası?
— O vakıf dır, onun müdürü ve muhasebecisi başkadır.
— Kemal Beyin derecei mesuliyeti.
— Onu pek bilmem. Herhalde tesiri bulunurdu.
— Harbi Umumîde ne yaptınız?
— O sırada kâtibi mes’uldüm. Hiç iaşe işile meşgul olmadım. Ne ma! aldım, ne sattım. Ne de komisyon aldım. Yalmz ekmek işlerini yola kojmıak için hususî iş gördüm.
— Hangi hizmetinize
faten sizi mütevelli yaptıhu’?
— Efendim hatırlıyorum ki Şehremanetindeıı bir para almış lar temettiiünü muhafaza etmek için iki vakıf artılar. Bunlar arasında Memduh Şevket ve Ziraat \ ekili Sabri Beylerle pek . çok zevat vardı. Bu suretle beni bunlar mevamna dahil etmişler, başka bildiğim yoktur.
— Sisin için ne kadar vakıf ayırmışlar?
— Mikdaruu bilmiyorum; ı
— Sizden sened filân aldılar mı?
— Hayır, yalnız hisse senedleı ri çıkarmıştı. Bu senedleı* vakfındır» dedim. Bendenizin ne bir param vardı, vakfedecek, ne de bir iş yantım. Böyle bir muamele yanıldı. J
— Maltadan geldikten sonra ne yaptınız? j
— Doğru Anka raya geldim.
— Kemal Beyin Berlinden ls-tanbula gelmesine BeylikahırdR karar verdiniz? •
— Karar filân vermedik efen dim. I
— îstanbula nasıl gittiniz? |
— Doğrudan doğruya gitmedim? Berayı ticaret Mersine git tim. oradan îzmire gittim.
— Hattâ o Zdiuan Kara Ke , mal memlekette teşkilât yapma- ,' ğa kalkmıştı. i
— Siyasetten en yangın bir adanı varsa bendenizim. îriliza-l de Hilmi Be.v, Ankara mebusu! Kınacızade Şakir Bev toptan.bir muamele yapıyorlardı. Ben de aralarına kanştım. Fakat pa-1 ram olmadığı için bir yerde tutunamadım. îstanbula gittim.
('Devamı vnr)


Celâlin katili dün yargılandı
Bundan bir hafta evvel Kısıklt-da kandietai suç üstü yakalamak istiyen (mjİİ6 memuru Celâl Cingözü tabanca ile öldüren asker kaçağı Siirtli Şükrü Özdcmirin ruşmuemrv dün 1 inci ağır mahkemesinde başlanmıştır.
Savcı, hâdisenin bir kasid
Ofejri oldug’r.ut göz önünde tutarak stûıığm Türk ceza kanununun 448 inci İT..Üİ İ si ıııucihinco tecziyesini istemiştir.
Dr.ru>madn sanıl: Şükrünün mü dof’.KHtnm ’^ni hnnrkımnk irin istediği ’ıe- gün mühlet, kabul edilmiş. duruşma 1 H^pta bırakılmıştır.
dıı-ceza
neti-

sey-Ödl-
hü-
Seylâbzede mi? Ihmalzede mi?
(B^taran 1 incide
Bir gazetede şöyle bir haber okudum :
cSel, yangın, kuraklık benzeri tabiat afetleri yüzünden nıuztarib olan çiftçileri korumak için Ziraat Bakanlığı bir tasarı hazırlamakta imiş» Bu tasarıdan ayrı olarak Çukurova belâ-zedelcrınden yüzde kırk nisbetmdo zarar gören çiftçilere tohumluk dağıtılacak, Ziraat Bankasınca açılacak kre dinin faizi de Ziraat Bakanlığı tarafından verilecekmiş.
Ana para ne olacak? Onu yine lâbzedeler... Pardon ihınalzedeler yeoekler öyle mi?
Niçin?
Şeddin, büyük yağmurlara su
cuir.Iarına dayanamıyaoağı haber verildiği halde bu iykaz lâyık olduğu»! ehemmiyotle nazarı dikkate alınmıyor; sed yıkılıyor*; mozruat köyler ha-rab oluyor, zarar ziyanı yine köylü sineye çekiyor.
Böyle şey olur mu?
Zaten mes'ele ilk hızını kaybetmiş* tir. Folhket Bayındırlık Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı arasında kaynamak üzerodir.
Yavaş yavaş bunun da üzeri bir kı-şır tutar... Mayıs gelir... Görmemişe döneriz. Ondan sonra elimizi, şakağımıza koyup:
Seylıûn arayan dîde-î- gir yânımı görsün Ceyhun arayan e^k-i- glrızânımı görsün, liye (Beyâtf) den gazel okur uz I
»• • •
O akkanı yola çıkmadan ovvel Metine gönderdiği. ınekl bdu bu kaymakamdık duygularını birr, tahld etmeğe çalıştı:
«Ondan ayrıldığıma müteessirim» Onun, tahminimden daha has ta olduğunu sanıyorum ve korkuyorum Metin. Fakat bu son haftaların üzüntüsü beni o kadar hırpaladı ki bir bakıma ondan uzak kalmayı tercih ediyorum. Devamlı şekilde rol oynamak beni pek yoruyordu. Fakat başka türlü ya pamazdım. Metin inan bana! Bu yüksek ruhlu, asil adama; bu haa ’ 6as sanatkâra, bunların hepsinin üstünde de beni ben yapan Tur-. han Yılmaza karşı ödenecek borç lanm varda Sana bıındnn evvel abramızda geçen feci sahneleri yaz-l mıştıın. Bîr daha bu bahse avdet . etmedik anıma onun bana tama-mile inandığına emin değilim. A-caba hâla ıztırab çekiyor mu? O-na yazıtı îstanbula geleceğimi va-dettina Sen oranın vaziyetini yakından göreceğin için bu hususta senden haber tyekliyeceğim* Gel dersen gelirim. Yoksa bir müddet daha Viyanada kalırım... Senden ayrı olmak çok güç Metin, fakat dayanacağım. Ne vakıte kadar? Bunu ancak Allah bilir?*
*
Aradan bir k^ç ay geçti. Verda bir gece bir arkadaş toplantısından pansiyonuna dönmüştü. Karlı, fırtınalı bir gece idi. Dışarının soğuğundan sonra odasını o kadar sıcak ve sevimli buldu ki, tatlı bir (gevşeklikle hemen ateşin yanındaki koltuğa oturdu. Arkasından
Vilâyet makamının dikkat nazarına
?enelerdenberi siyatikten hasta ve yatalak vaziyetteyim. Benimle küçlik kardeşinin geçimimizi temiıı eden 927 doğumlu oğlum Murad Yalçın geçen yıl Fener şubesince mukaddes vazifesine sovkolıındıı. Şevkini mütea-kib yanlım yapılması için Fııfilı kaymakamlığına müracaat ettim. Çalışmak kudretinden mahrumiyetim müteaddit doktor raporiyle ve yardıma nııılıtaç olduğum mahalli tahklkatiyle tesbit ve tevsik kılındığı ve ieobe-den makamdan sonışhırma-lar sona erdiği halde 20 aydır mütemadi takibatıma rağ men \ ardını mııa uıelesi bir türlü neticelendi rilmiyerok halen do uğraştırıl inaktayım.
Bugün 25 Şubat 1948 gü-rıii muamelemi naramın tukib eden kızhardesünin yino bu husus hakkında vâki olun şifahî müraemıtinr Fatih kay-ııuıkanıı namına bu işlere bakan bir zat «Git vatanına, o-radnn iste» cevabını verili. 10 Sen ed enberi İstaııbulda-yım. Cumhuriyet hükümetimizin hükümran bulunduğu vatanın her köşesi biz Türk-lerin \ atanıdır. Niıfııs itibariyle kayıtlı bulunduğum Bu tanık ilçesi hu vatan haricin de midir? Bugün ekmeğe muhtaç bir dıınınıdayınt. A-zaıııı 2 ay zarfında intacı lâ-zııngelen bu muamelenin bu kadar uzatılması sebebinin araştırılarak her hususta muhtaç bulunduğum yardımın bir an evvel yapılması için ilgili makamların nazarı dikkatlerinin
yın

•7 ŞUBAT 1948

Bedri Nedim Göknil; “Hükümet bir para devalüasyonu yaptığı halde Amerikan piyasasından yine uzak kaldık,, dedi.
Tiftik ve yapağı ihracatçıları birliği uıııuıni heyet toplantısı dün saat 11 te Ticaret Odasında yapılmıştır-
Yıllık raporun okunmasını mü-teakib Bedri Nedim Göknil söz a-larak, idare heyeti raporunu ton-kid etmiş ve demiştir ki:
«— Maalesef rapor tatminkâr değildir. Biz bugün istihsalAtımı-zın miktarını bilmiyoruz çünkü istatistik malûmatımız noksandır. Bizim başlıca tiftik ve yapağı müş terimiz Almanya idi, I-Iarbden son ra ticaretimiz İngiltereye teveccüh etti. İngiltereye yapılan ihracat memleketimizde bir sterliııg stoku viicııde getirdi. İngiltere bade-
II
ma Türkiyeden mal almazsa vaziyetimiz ne olacak?... Bu hususta görüyorum ki hiç bir teşebbüs yapılmamıştır.»
Hükîmot bir paıa devalüasyonu yaptığı halde biz Amerikan piyasasından yine uzak kaldık. Bugün piyasamız çok yüksoktir. Buna se-beb de sterline değerinden fazla kıymet verilmesidir. Bugün piyasa fiyatlarının yeniden ayarlanması lüzumu vardır. Fiyatlar ayar landığı takdirde mallarımıza müşteri bulabiliriz.»
Müteakib görüşme ve şiddetli tartışmalardan sonra, idare kurulu raporu kabul edilmiş, toplantıya son verilmiştir.
ADLt YED E
KÂÂ RİFTE
I\HER SABAH

Kumaş çalan sabıkalı iki hırsız yakalandı
Ticaret lisesinde' daktilo müsabakası
Şehir Genel Meclisi
Fıkracı kurucular arasında
Park Otele daha? kat ilâvesi dün Mecliste karara bağlandı
celbine sa-delâletinivıi rice çilerini.
Said Yalçın Fatih. Fener Haydar malıullesi Kıcahçı A* lûeddin sokak 38 No. lıı hanede
Okuyucularımıza
Okuyucularımızın gazetemize karşı beNİedikleri güven, sevgi ve ilgiye tercüman olaıı yüzlerce mektuh almaktayız. Okuyucu Diyor H sütunumuz mnlulud ol-düguııılan mcktubların ekserisi maalesef sıraya tâbi tutulmakta. bu ise hem mektup salıibleriniıı hem gazetemizin iizüntüsünü mucib olmaktadır. Bu cihetle, bade-
> ıııa gönderilecek ıııektubla-
> rın kua ve özlü, yazı makinesi veya mutlaka okunaklı el yazısile ve mürekkeple ya zılnıasıııı ve sarih adresli olmasını rica ederiz.
Acık muhabere
İskender Zrik.
İnönü caddesi No. 202 İskenderun
Mektubunuzu neşre kanunen imkân görülememiştir. Sorduğunuz hususlar lıak-| kında bir avukatla fikir teatisinde bulunabilirsiniz.
Irz düşmanı bir öğretmen mahkum oldu
İki kız talebeye tecavüzden sanık Nişantaşı ilkokul başöğretmeninin 1 inci ağır cezada devam eden duruşması dün neticelenmiş, mütecaviz öğretmen 8 sene ağır hapse mahkûm olmuştur.
r

A düyeğe teslim olunan hırsızların çaldıkları eşya da müsadere edildi
Bir müddet evvel Atabek mağazasından paltoluk ve elbiselik kumaşla, muhtelif cins giyim, eşyası çakın sabıkalılardan Adil Erdiç ile Rasim Hnn, emniyet memurları tarafından yakalanarak adiiye-ye teslim edilmiştir.
Yapılan sorgularında suçlarını itiraf eden Adil ve Rasim, çaldıkları eşyayı Galatada Haraççı Ali sokağında terzi Muhiddine sattıklarım söylemişlerdir.
Polis tarafından yapılan aramada eşyanın bir kısmı müsadere e-di İmiş t ir.
Bundan başka Yenipostahane caddesinde Valde hanında İhsana aid terzi dükkânından bir kaç takım elbiselik kumaş ve Sirkecide bir saatçi dükltâıundan bir pıikdar para ile kol saati çalan ^|k>ıkalı hırsızlardan tzak Kohen, çaldığı eşyaları satarken emniyet memurları tarafından yakalanmıştır. ,
«.Yeııiköy Palas» da kansuu vuran Düşeyin ağır cezaya verildi
Bundan bir kaç giin evvel Yeni-köy Palasta karısı Perranı tabanca kurşunu ile yaralıyan İzmirli tüccar Hüseyin Kuşku, öldürmek maksadiyle yaralamaktan sanık o-larak ağır ecza mahkemesine verilmiştir.
Şehrimize yelen Alilli Eğitim Hakanının dünkü tetkikleri
Dün şehrimize gelen Millî Eğitim Bakanı Reşad Şemseddin Si-rer, öğleden sonra, yanında Millî Eğitim müdürü Murad Uraz olduğu halde Eğitim Enstitüsünün Yıl dızdaki resim ve müzik seminerine gitmiş oradan Maarif Matbaasına giderek binayı gezmiş ve yapılacak işler üzerinde ilgililerle görüştükten sonra Çapadaki Eğitim Enstitüsüne giderek öğretmen ve öğrencilerle konuşmalarda bulunmuştur.
Aşk ve his romam
Dakikada beş yüz kırk beş Ece Alpay birinciliği, Tomri Alpay da ikinciliği kazandılar lötanbul Birinci Ticaret Lisesin de dün saat 14 de daktilo sür’at müsabakası yapılmış, derece alan talebeler tesblt edilmiştir
Derece alan talebeleri sırasile bildiriyoruz:
Eoe Alpay 104, Tomris Alpay 85, Kayhan Aşkın 79, Kavile idiller 77, Sevim Alpay 73, İskender Ayvalık 72, Muzaffer Okutkan 58, ı Cenan Sarper 53, Ata Güler 51, Bedirhan özaltıok dakikada 43 kelime yazmışlardır.
Yapılan müsabaka bir dakikada yazılan, harfler yekûnu toplana , rak beşe taksim edildikten sonra her yanlış harf için neticeden bir kelime çıkarılmış dereceler tesbit edilmiştir. Birtnd gelen Ece Alpay bir dakikada 545 harf yazmış beşe bölündükten Sonra çıkan 109 kelimeden, beş yanlış için beş kelime tenzil edildikten sonra derecenin 104 kelime olduğu anlaşılmıştır.
Bugün yine saat 14 de yapılacak olan güzel şekil ve yazı müsa bakasının dereceleri tesbit edildik ten sonra yukarıdaki sür at dereceleri ile birleştirilecek puan tasnifinde en iyi dereceyi alanlar hem sür’at hem şekil şampiyonları o larak ilân edileceklerdir.
Vilâyet disiplin kurulunun toplantısı
Vilâyet disiplin kurulu, dün vali muavini Rüştü Ülkenin baş kanlığında toplanarak, ilk okul' larda dayak attıkları iddia o-1 lunan öğretmenler tarafından ı hazırlanan müdafaauanıeleri tedkik etmiştir.
• Disiplin kurulu, öğretmenlerin suçlu olduklarına, binaena -leyh kanunî ahkâm gereğince maaşlarının katma karar vermiştir.
öğrendiğimize göre suçlu Ög. retrpenler hakkında ayrıca Vilft yet İdare Heyeti tarafından ka nunî takibat açılacaktır.
Mil
Şehir Genel Meclisi, dün saat 15 de Abdülkadir Karamüraelin başkanlığında toplanmıştık
Geçen toplantıya aid tutanak özetinin okunmasından sonra gündeme geçilmeden evvel riyaset divanına verilen teklif ve takrirlerin müzakeresi tasvib edilmiştir.
Müteakiben gündeme geçilmiştir.
Gündemde bulunan E. T. T. işletmesi hususî sermaye akçesinin suret ve mahalli istimalini göstermek üzere hazırlanan nizamnamenin tetkik ve tasdiki hakkmdaki teklif incelenmek üzere kuvanin komisyonuna tevdiinden sonra. Park Oteline kat ilâvesi hakkında imar karma komisyonu tutanağının müzakeresine başlanmıştır.
Bu aralık söz alan Atıf Ödül:
«— Otelciliği teşvik gayesiyle Park Otel katlarının 12 ye çıkarılmasına Meclisi Alinin müsaade edeceğine ihtimal veremiyorum.
Bu otelin de Biyoloji Enstitüsü gibi göze batacağını umuyorum> demiştir.
Vali de ayni fikirde olduğunu, fakat, buna şiddetle ihtiyaç hissedildiğini, döviz temin etmek bakımından böyle yüksek katlı otellere ihtiyacımız bulunduğunu söylemiştir.
Şiddetli tartışmalardan sonra Park Otelin 12 kata çıkarılması hakkındaki tutanak aynen kabul edilmiştir.
Bundan sonra sayriisefer talimat namesinin bazı maddelerinin tadili hakkmda müMoye komisyonu tutanağının müzakeresine geçilmiş müteakiben toplantıya son verilmiştir.
— 3 —
ayın kurucular biriSrkjrile görüşüp konuşurlarken, ben vo arkadaşım kendilerini hayret-
le seyrediyorduk. Daha düno gelinco-yo kadar Halk Partililerin tahakkümünden, tenkide tahammülsüzlüklerinden dem vuran bu zevat halkın göstordigı alâka karşısında no kadar çabuk değişmişler ve daha iktidara gelmeden ayıpladıkları muarızlarına bcnzcmişlerdi.
Fuad Köprülü o kadar azametli görünüyor, o dorecede yüksekten alıyordu ki bon Demokrat Partili bir milletvekilinin mİ, yoksa Rasih Kaplanın mı karşısında bulunduğumu bir türlü anlıyamıyorduın. Adnan Menderes do bir hayli doğişmiç olmakla beraber o kadar yüksekten atıp tutmuyordu amma milloün Demokrasiye ve hürriyete karşı gösterdiği candan alâkayı şahıslara müteveccih bir muhabbet şeklinde tolâkkl ettiği her halinden belli idi ve diğer jk» Demokrat P3C1İ kurucusu da kendisinden aşağı kainn-yordu.
Köprülü bir aralık o kadar yük sekten konuşınıya başladı ki:
— Bize karşı gelenleri biz icab’nda kulağından tutup partiden alucrı/u! cümlesini tekrarladı.
Artık dayanamadım ve sordum*
— Affedersiniz beyefendi. Demokrat Partiden istifa edip yen den H. :k Partisine mi infisah buyurdunuz?
Biraz şadalar gibi ohuakla Icn ar istifini bozmadı ve dudaklpnndr.i'.ı .ı-garayı ağzının köşesine yerleştirerek:
— Ne münasebet, dodi, Denrolıral Partinin iki numara!» kurucusu Un. .k ta berdevamım. Neden sordunuz?
— Demokrat Partının_bır mensubu olarak değil, tam ve koyu bir HrfU Partili gibi konuşuyorsunuz da...
Köprülü büsbütün afailadı. Menderesin do dudaklarındaki tebessüm silinmiş, muhavereyi dikkatle dinlemeği koyulmuştu. Fevzi Lütfi ile Renk İnce dc susuyorlardı. Ben fırsatı mı yar ak devam ettim:
— Aziz üstad, bir iki sualime cevab verir misiniz?
— Siz kimsiniz? Evvelâ onu yin.
— Aman Fuad beyoiğim, Fıkrayı ne çabuk unuttunuz?
Asabi bir gülüşle gütdü:
— Affedersiniz, heyecanımdan zünüze dikkatle bakmamıştım.
— Maatteessüf son aylarda he;; yecan içinde yaşıyor olmalısını2
yalnız beniın değil, hiç kimsenin • •”i-züne dikkatle bakmıyorsunuz. Şir.ul müsaade buyurun öa suallerimi sc ı-yım: Evvelâ halkın hakkınızda gösrsr diği ılık alâka ve teveccühü neye atfediyorsunuz?
— Neye olacak, şahıslarımız etrafında duyduktan sevgi ve sa/gîya.
— Yanılıyorsunuz, sayın profesörüm; millet çeyrek asırdır Halk Partisinden o kadar çekti, o derece yaî 2 silkti ki sîzlerin yerinizde kim olsay dı ona kurtarıcı gözile bakardı.
— No demek istiyorsun sanki? Benim de kafam kızmıştı. Sesini yükselterek:
(Devamı Sa.» 5: Sü, l da
kaçır
lîiîfen
söyle-
---------o--- - —
B } L ' D t Y E ' F
Dün mezbahada yine koyun kesilmedi
Belediye et komisyonunun evvelki gün toplandığını, nar -hm arttmlmamasına, nakliye ücretlerinin kilo başına alınmasına ve belediyenin 500 bin lira nıütedavil sermaye ile tanzim satışları yapmasına karar ver -diğini dün yazmıştık.
Et komisyonunun verdiği ka rarlar 11e kasablaıı, toptancıları ne de celebleri tatmin etmemiş tir.
Diğer tarafdan dün de mezbahada koyun kesilmemiştir. tir.

■ -o---------
Üç Eroinci yalatandı
Kürd Ali adile maruf sabıka eroincilerden biri, dün Tahta
kalede eroin satarken suçüstü yakalanmıştır.
Yine dün Muhiddiıı ve Fa -ruk adındaki iki eroin mübtelâ-sı yakalanarak tedaviye şevke-dilmişlerdir.
I
vü-
hfc-
M

Tefrika: 82
tâuazzez Tahsin t ERK AND
mantosunu, ellerinden eldivenlerini çıkarmıya bile üşeniyordu.
Kapısına hafifçe vurulduğunu duyunca kıpırdamadan?
— Geliniz? dedi.
Pansiyoncu madam, elinde bir telgrafla içeri girdi.
Verda, ötedenberi telgrafı sevmezdi. Hattâ iyi bir vesile ile bile olsa, bu kısa haberler kalbine bir ürkeklik, bir rahatsızlık verirdi.
Kâğıdı telâşla aldı, açtı: «Amcam hastadır. Hemen gel. Metin».
Birdenbire kamçılanmış gibi ye rinden fırladı. Bütün vücudli titremeğe başlamıştı. Sinirlori canlı ve kuvvetli idi. Hemen harekete geçmek lâzımge!4i^nl anlıyordu. Telefona sarıldı. Bin güçlükle, ertesi gün için bir tren bileti bulabildi. Bu en ehemmiyetli iş bitince de hemen eşyalarını toplamağa koyuldu. Hiç bir şey düşünemiyor, bir şey hissedemiyordu. Sersemlemiş gibi idi. harekette idi.
Bu hal, bir çok fonla, kartla veda
tün yol boyunca devam etti. Hat-
çantalarınızı ka-
bir makine adam valizini kilitledi,
Yalnız sinirleri
kimselere tele-ederken ve bü-
tâ Sirkeciye yaklaştıkça sinir gerginliği fazlalaştı. Başının içinde bir çekiç, bir tek kelimeyi devamlı surette vuvmakta idi: «Hasta... Hasta... Hasta.»
Ycşilköyde, trende arkadaşı o-lan madam ona:
— Yaklaştık, patın.
Dediği zaman, şuursuzluğu ile
şapkasını, mantosunu giydi. Koridora çıktı. Yolcular sabırsızlan-mışlardı. Blrbirlerile teklifsizce konuşuyorlar, etraflarına bakarak fikir yürütüyorlardı.
Bir Türk, ^anındaki başka bir Türke derd yanıyordu:
— Birader, şu yol boyunun haline bakınız. Ne sefalet Istanbula ilk defa gelen yabancılardan val-lah utanıyorum. Şu yıkık dökiik evler, bu bakımsızlık.
Öteki kayıdsızca omuz silkti-
— Aldırmayın beyim. Bu böyle geldi, böyffi gidiyor işte. Sirkeciye yaklaştıkça hu sefil manzara büsbütün de a./*'" 1 1 ““ *"
ke mahalli0
iki ecnel
Âdeta bir Tene-1X1 xm geçeceğiz.
ıtanbnldoki işlerin-
den, ticaretten, şirketlerden bahsediyorlar, bir çocuk annesine:
— Anne, İstanbul burası mı?
Diye soruyordu.
Genç kız, etrafında geçenleri uykuda gibi sersem sersem dinliyor, hiç bir şey anlamıyordu.
Keskin bir düdük sesi .. Bir i-leri geri hareket...
Verda berdenbire kendini Doktor Ferdinin kollan arasında bul-du.
— Doktor ağabeği, hocam nasıl?
Bu sualinin cevabını babasının, yanında duran Metinin gözlerinde okudü. Göğsünden acı bir feryad koptu:
öldü ha! Onu göremedim. Zavallı hocam!
Kendi Besinin acıliğile sinırleri-c kadar snrsılhuştı ki doktorup göğsüne kapandı ve Viyıuıadan-beri ilk defa, lııçkıra hiçkıra ağlamağa başladı.
Doktor Ferdi, kendi felâket ve acısını unutmuş gibi, genç 'nzın taşkın ıztırabını teskini' »alıştı.
— Çok zahmet çekiyordu T’>f-da. çöllün onun için bir '• ' u!uş,
bir dinlenme oldu.
Verda. yanaklarından akan yaş lan silmeği bile düşünmeden sordu:
— Seyahatten dönüşte çok zaman yattı mı?
Buaa, doktordan evvel Metin cevab verdi. Ona yaklaşmış, ellerini avuçları arasına almıştı.
— Ouu vapurdan ben karşıladım. Doğruca Çanılıcaya gitmek istediğini söyledi ve köşke girer girmez yatağa yattL Bir daha da pek kalkamadı.
— Niçin bana yazmadın Metin ? Son nefesinde omuı yanında bulunmak istediğimi bilmiyor muy-. dun?
•4
— Bunu katiyen mvnetmişti vav rıuıu Hepimizden aycı ayrı söı aldı. Esasen, onun öleceğini de an-üyamıınuştık. Hastalık uzun zaman daha devam eder sanıyorduk. Bir gün bir kriz geldi, onu aldı götürdü.
— Yanında kim vardı?
— Hepimiz... Eli babamın elinde idi.
— Bir şev söyledi mi ?
Verda telâşlu, heyecanla arka ( arkaya suaHfer soruyor, her şeyi birden öğrenmek istiyordu.
Doktor Ferdi onun bu asabi halini anladığı için sükûnetle cevab | verdi:
— Son dakUcada seni Verda.
— Ne ded! ?
— Onu bir defa daha dun! dedi,, sonra yüzüne
Itbk geldi; \rerd:ı ’ dedi vo gözleri ui kapadı. (Dem mı var)
istedi
görsev-bir tat-

Bir san’at tezahürü
İstanbul, bir günde iki san aL-zalıürii yapacaktır. Bunlardan Liri ömrünün kırk senesini sahnes e vakfeden Raşid Rizamn jübilesidir. Ayni günde, yani martın birinci pazartesi günü akşamı Şehir Tiyatrosu dram kısmında Halid Fahrinin manzum dramı «Baykuş» un da otuzuncu senesi tes'it edilecektir.
Bu iki san’at tezahürü dolayısı le gerek Raşid Rizayı, gerekse Hs lid Fahriyi tebrik eylemeği bir kadirşinaslık nişanesi telâkki ederiz, Öğret menlere Denizyollarında tenzilât yapılacak
Bir müddet önce Ulaştırma Bakanlığı nezdinde teşebbüste bulunan Muallimler Birliği, vapurlarda yaz tatillerinde mual limlere yapılan yüzde elli tenzilâtın ders yıh içindeki tatillere de teşmilini istemişti.
O zaman kabul edilen fakat yalnız demiryollarında tatbik e dilen bu dilek, yapılan bir ikinci müracaatta Denizyollarına da teşmil olunmuş bulunmakta dır.
ŞUBAT İM»
(♦

1363
Rumi
Şubat
14
27
1387
Hicri Rebıu!-âlijr
16

CUMA
I Kasım H2 — AY 2 — GÜN 58
i
Vakitler
Güneş Öğle ikindi Akşam Yatsı îmsâk
Vasati
9.
6
12
15
1?
19
5
D.
38
27
32
57
28
01
D.
42
31

Ezani
S
4
6
9’ 36
12
1
11
31 06

I en! bab ah
Milletin malı
aktüailteler
Sinsi istilâ!»

*
I koauda Hitler, ? I Stalî irin yanında çırak > j kahr„ deniliyor 4 [ Loucb a 26, (hususî) — t | Çekoslovakyadaki hükû- r ! met buhranından bahse - 4 » den sağ cenah (Daily Mail ? | gazetesi şöyle demektedir:?
> «Sinsi istilâ meselesinde ( | Stalink mukayese edilince S
> Hitleî ancak acemi çrak c C variyetinde kalmaktadr. >
> Almanya, Hitlerin «daha ( J büyük Almanya' plânları ->
İni ancak altı senede tahak ( kuk ettırebildi ve sonunda > memleket harabiye sürük- c lend Halbuki Rusya iki > bucuk sene gibi kısa bir za C man içinde, Avrupanm ya- ( rısmı imparatorluğuna i- > lâve etti ve dünya bu işe ( seyirci kaldı.1 * * ?
Gazete, bundan sonra, ( İnciliz hükümetinin âtıl si / yasetuu tenkid ederek şöy\ İe divoı ?
«Hükümet deniz kuvvet ( (erine verdiği tahsisattan S 43 miJvon kesmiştir. Hii- C İkûmet belki takdirden âciz? di'- Fakat biz pek âlâ gö-1 rji''cru2 ki. Rus askeri kuv*/ ■ ;ırtarV«»n Tnriliz aske-s rî kuvvetini eksiltmek bii-> viik hiı tehlikeye girmek - S tir. {
«Devli Fvnres* do Ge- Q It’nç'ova kvadaki hâdiseleri / Pucrvpnm korkuşuna yor- s maktachr: c
«Hufcva, bir çrün Almnn- s vanjn kalk>"ması >
H’ hecftba kat^ırAk. nnfuz ? linin hlldudUH- S
ris? kendisine daha «^dık ? hir ynpmleket bvlvndıır - S mak i«tiwyr *• c
l.îhcral News Cbronîcle > Hp (?n fikri ileri c
t. >
dVnrrrii r VH£İ7fT în İdaresi 1
nî tpnuanpİA fkllpribr* pjn - / '»■n’t - S
senidi - c ve k^dar ka^o^d^k^rı eni hüvfik muvaffakiyet ola- c ra kür A -
Füzeli derrz uçağının tesis ettiği rekor
Londra 26 (AP.) — Bugüi) Wic-kers Armstrong kumpanyası, yeni inşa ettiği füzeli bir deniz uçağının yeni bir dünya sürati rekoru tesis ettiğini bildirmiştir.
Kumpanyaya göre, «Attacker» a-dı verilen bu uçak 100 kilometrelik kapalı bir daire üzerinde yap-'tığı uçuşlar şırasında, saatte vasati 560,63 mil (902,05 kilometre» sı.r at tesis etmiştir.
Abdülhalık Rendadan açılan
Ankara, 26 (Hususi) — Abdülha-ik Rendadan açılan Devlet Bakan-ığına kimsenin tâyin edilmiyeceği /t- bu Bakanlığın lağvedileceğini bildirmiştik Bugün çıkan bir sabah gazetesi şimdiye kadar Peker ve Haşan Saka kabinelerinde hiçbir ak tif rol oynamamış olan bu Bakanlık için aktif bir çalışma sahası yaratılarak bazı umum müdürlüklerin bu Bakanlığa bağlanacağını ve bu Ba kanlığa Tevfik Fikret Sılaym veya Nurullah Esad Sümerin ketirlleceği yazılmaktadır.
Doğula hava nuhuseti sıfırın altınca 30
Ankara. 26 (Hususi) — Doğu böl. geslııde hava sühuneti gittikçe dü inekte ve soğuklar şiddetlenmekte dir. Nitekim yurdun en soğuk yer! olan Karakösede dün ı«ı derecesi sıfırın altında 30 dereceye düşmüş tür. '
evlâtlığının ırzına geçır. >
Ankara, 26 (Hususi) — A^srcez^ mahkemesinde bir ırz düşmanı nrn duruşmasına başlanmıştır. Ha ber aldığımıza yöre vak’a şudur Bundan bir müddet evvri Mustaf: isminde birisi Ayşe adında bir ka dınia birlikte yaşamağa başlamış tır. Ayşenln boşondığı kocasından Fatma adında bir de kızı vardır Ivvelce dört yaşlarında bulunan vı Mustafaya baba diyen Fatma gittikçe büyümüş ve 13 -aşma geldiğ zaman Mustafa bu sefer Fatmayı sevmeye başlamış ve Fatma Mustrz fadan gebe kalmıştır Vaziyetten şübhelenen Fatmar.m hocaları kc dlslnl muayene ettirmişler ve gr-br Olduğu anlaşılarak Mustafa hakku da takibata başı an.»-.!’şifi İşin gj'ib tarafı ana kız her ikisi d& Mu .1 ifa jn sevmekte ve her ikisi o.e vafiıyet I ten alkâvetel bulunmam' ktad.ır. I



Filistindekidurumdünya barışı için tehlikeli... Truman, icabında barışı korumak için Filistine beynelmilel bir kuvvet gönderilmesi lâzım geleceği kanaatinde Vaşington 26, (A. A.) — Be yaz Sarayla yakın münasebeti olan mahfillerde belirtildiğine göre, hâlen Karaiblerde kısa ta til devresini geçiren başkan Truman müşavirlerile görüştüğü sırada. Birleşmiş Milletler Kurulu Güvenlik Konseyi Filis tindeki durumun dünya barışı bakımından bir tehdit teşkil et tiği ve böyle bir tedbirin zarurî olduğu kanaatine varınca Fi listinde harekete geçmek üzere milletler arası bir kuvvet teşkili tâzîm geleceği mütaleasın da bulunduğunu açıklamıştır.
B]
ES BÜYÜKLER KOMtTESİ Lake Succes 26, (A. A.) — Çok iyi haber alan kaynakların bildirdiğine göre, Filistin mese-lesile meşgul olmak üzere Gü venlik Konsevi tarafından tesis edilen özel Beş büyükler' komitesi çalışmalarının çok gizli olması düşünülmektedir.
Ayni zamanda beş üyelik Fi listin komisvonunun bes büviik ler komitesinin girişeceği nazik müzakereleri hiç bir suretle sekteve uğratmaması iciıı faaliyetini muvakkaten geri bırak ması beklenmektedir.
Yakın Doğuda mevsimsiz tenkiler yaratmamak üzere bu müzakerelerin mahiyeti şimdilik çok gizli tutulmaktadır.
Yemen Kralı Yahya
Yeni İmam, Yahyanın oğluna bir Ültimatom gür derdi; durur?*
nın geri dönmediği görülünce, torunları meraka düşüyorlar. O sırada gelen bir çoban, imam la vezirinin, yanında kalan di ğer torunun, yaverinin ve şoförünün 7 kilometre ötede ölü o-larak yatmakta olduğunu söy lüyor.
imam Yahyanın torunları hemen oraya koşuyorlar ve oto mobile en aşağı yüz kurşun a -tılmış olduğunu görüvorlar. Bunlardan ellisi îmanı Yahya-ya isabet etmiştir. Hâdise ye -rinde tonlanan âsiret halkı biraz evvel oradan aksi istikamete doğru son süratle bir otomobi -lin uzaklaştığını gördüklerini söylüyorlar.
Hâdisenin failleri henüz meçhuldür.
Yeme-
4
'Yemen 26, (A. P.) nin yeni seçilen imamı Abdul -lalı bin Ahmed-el-Vezir, katledilen eski imam Yahyanın oğlu Emir Ahmede bir ültimatom göndererek. Ya teslim olmaya, ya sonuna kadar çarpışmaya davet etmiştir.
Emir Ahmed hâlen Hace civarında bulunmaktadır ve ima mın ültimatomuna henüz cevab vermemiştir. Kuvvetlerimi top lamakla meşgul olduğu ve yakında Yemenin merkezi Sana -ya hücum edeceği tahmin olun maktadır. |
İmam Yahvanın bir makine li tiifekden çıkan 50 kurşunla yaralanarak öldüğü bildirilmek tedir. Verilen malûmata göre hâdise şövle olmuştur:
17 şubat günü imam, yanın da veziri Abdullah-el-Ömer yaveri ve dört torunu olduğu halde. otomobille, Sananın 35 kilometre kadar cenubundaki mali kânesini sezmeye eritmek üzere vola çıkıyor. Bir aralık t-o ■> runlanndan üçü otomobilden i-nivnrkr ve dedelerinin malikâneden dönmesini bnkh’vnrlar, A radan üç saat geçib de Yahya-
I|G ün ün enteresan haberleri]
(--------------------------------------------------------------------------->
.4/neriAada zeytinyağı buhranı
* Vaşlngton: — Amerika içişle ri Bakanlığı , Krug, Amerikadakl zeytin yağı buhranını incelemekte olan Hausse Camnittcce- ye hu susi teşebbüslerle üç model sentetik zeylin yağı fabrikası kurulma sı için derhal müsaade alınması tavsiyesinde bulunmuştur,
M, Krug, zeytin yağı maddeleri nln ihracatlarına ve bilhassa Av-rupaya yapılan ihracata ambargo konulmasına İtiraz etmiştir, Krug, Avrupanm kalkınması plânında derpiş edilen programın Av rupada tasfiyehaneler kurulmasını sağhyacağına ve bu suretle Or ta Doğudan Avrupaya doğrudan j doğruya zeytin yağl ithalinin ka-| bil olacağı ümidini izhar etmiştir, ( (A,A.)
£ Linç’in suç olduğu kabul l ediliyor
) Vaşlngton — Linç hareketle-J rlnin federal bir suç telâkki edil-| meşine dair kanun tasarısı bugün | Temsilciler Meclisi Adalet tâli ko-£ misyonu tarafından onaylanmış-£ tır-/ Tasarı Adalet komisyonu t»ıafın ) dan da gözden geçirildikten, sonra,
20
HAYFAYA GİDECEK
ÎNGtLtZ TAŞIT GEMİSİ
Liverpul 26, (A. A.) — bin tonluk Samaria asker taşıt gemisi Hayfaya gitmek üzere Liverpuldan ayrılmışta'. Gemi Hayfadan asker ve sivil olmak üzere iki bin kişi yükliyecektlr. Amirallik dairesi sözcüsü, Samaria gemisinin Filistinden Ingiliz asker ve sivillerinin tahliyesi için Hayfaya gelen ilk bü yük taşıt gemisi olduğunu te-yid etmiştir.
Samaria, Hayfaya hareket etmeden önce. Port - Saiddeki kıtaları değiştirecek olan 1420 askeri yüklivecektir.
ÖMER CAMİÎ MUHABİRLERE GEZDİRİLDİ
Kudüs 26. (A. P.) — Meş hur Ömer camiinin Arabiar tarafından silâh denosu haline ge tirildiği hakkindaki söylentileri yalanlamak maksadile Miislü -manlar dîin gazete niııhablrieri ne camiyi ve civarındaki diğer binaları gezdirmislerdir.'Ru gez me esnasında camide hiç bir silâh veva cephane bulunmadığı görülmüştür.
Kudüs Müftüsünün yeğeni Tevfik Salih Hüsevnî, bu müna seheHe verdimi hir demeçte, söv lenfinin Yahııdiler tarafından cılmnldıo'inı bildirmiştir
Avrib
16 memleket mümessilleri Pariste tekrar toplanacak
Londra 26, (A. P.)
panın kalkınması programın -dan istifade edecek olan 10 memleketin mümessilleri 13
Mecliste müzakereye konulacaktır. Linç kanunu, Başkan Truman tarafından müdafaa edilmekte olan Sivil Haklar programına dahildir. Buna mukabil kongredeki güney eyaletleri temsilcileri Linç meselesinin eyalet hükümetlerine ald bulunması icabettlğini ileri sürmektedirler.
Tasan mucibince, bir linç hâdisesi vukuunda işe federal hükümet müdahale edip, sanıklar vak’a mahallinden ayrı bir bölgede federal mahkemeler tarafından yargılanacaklardır. (APl
fngiliz limanlarındaki kaçakçılar
Londra — Amerikadan büyük Ingiliz Umanlarına gelmekte olan vapurlarda gümrükler idaresine mensııb motörler tarafından kaçakçılığı önlemek maksadile a-raştırmalar yapılrçaktır.
Filhakika son zam^' rafda kaçak cılar, kaçak “^Tıarftu su geçmez torbalara kaymakta ve bir şamandıraya 'uıfthyarak denize atmakta-dırhitr. Karadaki suç ortakln. sür-atU motörler vasıtaslle bu şamandıralara bağlanarak ve evvelden tesblt edilen yerlere atılmış olan
Deniz mi ?
(Başmakaleden devam) timizi toplarız!» diye haykırma
dı mı?
Anlaşılan bu gibi mukadderatı meşkûk, daha doğrusu ma lûm zovat ne olur ne olmaz, gider ayak bir tekaiidiye kanunu hazırlamak ve geleceklerini sağlamak istiyorlarmış. Vakıa evvelce memuriyette bulunmuş olanlar zaten nasıl olsa en yük sek dereceden tekaüdiye ala -caklardır. Bu keyfiyet şu dakikada yürürlükte olan kanun I-cabıdır. Şimdi istikballeri slgor takınmak istenenler bu gibi zevat değil de hiç memuriyet hlz meti olmayan millet vekilleri -dir. Onların da mağdur olma -maları ve elleri böğürlerinde kalmaması için böyle bir hal şekli bulmak lâzım gelmiştir.
Halk Partisi ekseriyeti Mec listen böyle bir kanun geçirir mi? Geçirir. Biz kendi hesabımıza buna tereddiidsiiz inanabiliriz. Çünkil durub dururken yolluk ve yıllıklara 3000 lira zammı, bir bardak su içer gibi, yapmadı mı? Hem bunu ne şartlar içinde yaptı; en yüksek devlet memurunun maaşını al -ılıkları bir sırada, bu ücret ge -çinmeğe kâfi değildir diyen ga-rib bir iddiayı ileri sürerek... Zam için ileri sürdükleri diğer iddia ve delilleri de mebusluk tahsisatının memurluk gibi te-kaüdiyesi olmadığı idi. Bu söz mebusların ezici bir çoğunluğu için varid değildi. Çünkü Halk Partililerin ekseriyeti memur -dur. Buna rağmen belki bir kaç kişi için bu gibi bir düşünce ak la gelebilirdi. Şimdi işte onların isi de halledilmiş olacak ve her seçilmiyen Halk Partili millet vekili 350 lira tazminat alacak. Yani fakir Türk milletine bu Halk Partili millet vekilini seç mediği için bir nevi ceza ve cereme yükletilecek.
Bize öyle geliyor ki böyle bir hal şekli, bir şaka olarak dahi, akla gelmemelidir.
Bu Meclis çoğunluğu eğer Atıf llnanı lıesab vermekten af fetmeseydi ve kendi yıllık ve aylıklarına zam yapmış olmasaydı böyle bir söylentiye biz yine kulak aşmazdık. Fakat ge
çen tecrübeler göstermiştir ki—lan 60B -kişiye bugünden itibaren bir kısım millet vekilleri umu -ıııî efkâra hiç ehemmiyet ver -oneden, kendi geçim şartlarını) düzene koymağa pejc istidâdlı -ılırlar. Ancak her şeyin bir hududu olmak lâzımdır.
Biz eminiz ki, ne olursa ol -sun Mecliste büyük bir kalabalık böyle bir proje karşısında isvan Millet
li bir parti devrinin çeyrek asırlık gözdeleri, bir giin gelecek tabi-atile son bahar yapraklan gibi döküleceklerdir. Amme hizmetine girmek istiyenler bu gibi fırtınalara alışmalı, kendilerini ona göre teçhiz etmelidir -ler. Millet vekilliği ancak hiz -met ve fedakârlık yeridir, ka -zanç ve geçim kaynağı değil...
A. Cemaleddin Saraçoğlu
■ ---------—-------- — 1 T»
martta veya ondan birkaç gün sonra Pariste toplanacaktır. Bu toplantıda, yardım programının karşılıklı iş birliği safha sı hakkindaki raporlar okuna -çaktır.
ve feveran edecektir, vekilliği nihayet sürek -memuriyet değildir. Tek

kaçak malları toplamaktadırlar. Gümrük motörlerlle yapılacak ta kibat sonunda bu şekildeki eşya kaçakçılığı önlenmiş olacaktır.
(A-A.)
12 milyon f'anklık yangın zara-ı
Clermont Ferrar.d — Sc-bîb-lerl henüz anlaşılamıyan büyük bir yangın, Tulla yakınında mühim bir elektrik santralini kısmen harab etmiştir. Hasar mikdarı 12 milyon frank tahmin edilmezdir.
4lJ0ü ton baline yağı yiiklü gemi
SaeLord — Norvln adlı Norveç gemisi, güney kutbunda l’.ıl ay lık bir seyahatten sonra 4900 ton balina yağı yüklü olarak dün buraya gelmiştir. (A.A.)
Cenııb kutbu kirr'1 aid?
Santiago — Arjantin Dış'.şle-rl Bakanlığı Cznub Kutbu İşleri mütehassısı Pascual Larosa, cenub kutbunun kime ald olduğu hakkın da anlaşamayan devletlerin bir toplantıya çağrılacağını bildirmiştir. Konferansa Amerika da dâvet edilecektir. (AP.)
Buenos Aires — Bir müddet-tenberi cenub kutbu denizlerinde
Başbakan muavini île bir mülakat
ı&arecı = gözde
Basın Yayın Genel müdürlüğünün teftişi ve kâğıt fiyatları meselesi
la başarmayı düşünmesi ilk vazifedir. Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü teşkilâtında hizmeti bu esaslar dairesinde görmeyi mümkün kılacak bazı değişiklikler yapılması beş altı yılın verdiği tecrübelerden faidelenmek suretiyle teşkilâtın bu günkünden daha İyi verimli ve daha az masraflı bir tarzda işllyecek bir duruma getirilmesi hususunda bazı düşünce ve tasavvurlarımız vardır. Fakat bunlar henüz kesin şeklini almamış olduğu cihetle bu gün daha fazla bilgi vermek imkânını görmüyorum».
«— Kâğıd fiyatlarında bir karara varılmış mıdır?»
«— Selliiloz sanayi müessesesince İmâl edilen gazete dergi ve kitab kâğıdlarınm satış fiyatları maliyet fiyatlarının hayli dunundadır. Mües sese bu yüzden zararlı olan durumunu bildirerek kâğıd fiyatlarına zam yapılmasını İstemiştir Biz kâğıd fiyatlarına zam yapmadan gazete dergilerin geçen yıllarda aldıkları mikdarlar üzerinden işi bir tertibe bağlamak kararındayız. Gazetelerin haftada dört gün dört sayfadan ve üç gün de 6 sayfadan fazla çıkmamaları ve maliyetinden dü şük fiyatlarla verilen kâğ’dlann başka yerlerde kullanılmaması İçin lüzumlu tahdid ve takvld tedbirleri düşünülmüş bulunmaktadır.»
Ankara, 26 (Hususi) — Başbakan Yardımcısı Faik Alııned Barutçu bir sabah gazetesine aşağıdaki beyanatta bulunmuştur;
-Basın ve Yayın Genel Müdürlüğünde Maliye müfettişleri tarafından teftişler yapılmakta olduğu söy leniyoı- Bunun sebebi hakkında ma lûmat verebilir misiniz?»
( Basm ve Yayın Umum Müdürlü ğünde maliye müfettişleri tarafından teftiş yapılmakta ise de bu her hangi bir suiistimal ile ilgili değildir- Normal olarak yapılan İdarî bir muameledir- Her dairenin muamele lerl zaman zaman teftiş edilir- İşlerin gidişi gözden geçirilir. Hatâlı muameleler görülürse düzeltilir. E-sa^en Maliye Bakanlığı kuruluş kanunu gereğince bütün devlet daireleri mali bakımdan maliye müfettişlerinin teftiş ve murakabesi altın dadır. Maliye müfettişlerinin basın yayında yaptıkları teftişler de bu kabildendir. Nitekim Toprak Mahsulleri Ofisi Devlet Denizyolları ve Tekel Genel Müdürlüklerinin de mu arneleieri Maliye müfettişlerince tedklk edilmektedir.
(•:— Basın Yayın Umum Müdürlü ğü teşkilâtında değişiklik yapılacağı doğru mudur?»
«— Her dairenin kendi uhdesine verilmiş olan âmme hizmetlerini en iyi şekilde ve en az masraf ve teşkilât
T caret Bakanlığı dış ticaret dairesinde teftişler
Ankara. 26 (Hususi» — Dün Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret dairesinde de teftişlere başlanmıştır- Ticaret Bakanlığile beraber diğer bazı dairelerin de teftişlerine devam e. dilmektedir- Bu teftişler sonunda hazırlanacak raporlar Bakanlardan müteşekkil komiteye sunulacak ve heyet bu raporlara göre ilgili Bakanlıklar nezdinde teşebbüse geçecek rasyonel bir çalışma sisteminin kurulması için gerekli esasları tes-bit edecektir Diğer taraftan Devlet Demiryolları müstahdemleri a-rasında yapılacak tensikata tâbi o-
iş kanununa göre 15 gün mühlette rileceği söylenmektedir.
Muhtaç çiitçiye yardım
asa rıs ı.
26 (Hususi) — Sel, don,
t
Ankara,
yangını kuraklık ve benzeri âfetler yüzünden zarara uğnyan çiftçilerimizi. korumak için Tarmı Bakanlığı bir tasarı hazırlamış ve Başbakanlığa sunmuştur. Hazırlanan bu tasarı ziraî sigortalar kanunundan ayrıdır. Bu tasarıya göre yukarıda
• sayılan tabii âfetler yüzünden en az yüzde 40 nlsbetinde zarar gören çiftçilerimize tohumluk buğday, ar pa. odun, faizsiz olarak verilecektir. Tevzi Ziraat Bankası şubeleri vasıtasile olacak ve açılan kredinin faizleri Tarım Bakanlığınca ödenecektir. Bu suretle zarar gören çiftçilere beş milyon liraya kadar kredi açılması hususunda mükûmetle Ziraat Bankası arasında mutabakat hasıl olmuştur. Verilecek tohumluk lar Tarım Bakanlığının kendi kurumlan tarafından üretilen. ıslah edilerek Toprak Ofis depolarında tohumluk olarak saklanan mahsulden temin edilecektir.

manevralar yapmakta olan bir Ar r Jantln filosunun üssüne avdet et- / tlği bu gemilerin birinde bulun- 5 makta olan bir Arjantin rnuhabl- j ri tarafından bildirilmiştir. tA AJ 1 Londra — Şilinin, Falkland l Adaları Ingiliz müstemlekesine ald l bulunan cenub kutbu bölgesinin £ bir kısmını ilhak ettiğine dair, Şl- ( 11 cumhurbaşkanı Gonzales Vıdela / tarafından yapılmış olan demeç. ) Ingiliz Dışişleri Bakanlığı sözcüsün J ce «gayri dostane ve tahrik edici» I olarak v??ıflandırılmıştır. i
Sözcü Ingllterenin Falkland ada ( larma dair olan anlaşmazlığın, £ hukuki yojarla halledilebileceği ka ? naatlnde buunduğunu ilâve etmiş- j tir. (A.AJ J
Bagota — Panama bandralı ı «Sanblash yuk gemisi Barrangullla 1 Umanı v?.kıiımda batmıştır. Mü- i rettebatın bir kısmı Kolombla liman £ makamları taralından kurtarılmış ( diğerleri kopek balıkları tarafın- J dan parçalanmış veya boğulmuş- ) lardır. J
Bagota — Birkaç gündenberl 1 Caıte&ena limanında demirli bu- ( lunun nfiheıfleid» adındaki Ingiliz I kruvazörü. çarş»*r.ja günü öğle- £ den sonra İni Uz âmlralllğinden a- £ İman emir üzerine birdenbire ha- ’ reket etmiştir i
Anlaşıldığına göre bu hareket £ güney kutbu meseleslle ilgilidir. ?
İstanVulda kurulacak ampul ve elektrik fabrikası
olan fab-sona er-sermayesi olacaktır.
Ankara, 26 (Hususi) — Ampul.ve elektrik malzemesi imâl etmek üzere İstaııbulda kurulacak rika ile İlgili hazırlıklar inek üzeredir.. Şirketin şimdilik üç milyon lira
Ortakları İş Bankası Vehbi Koç ve General Elektrik Amerikan firmasıdır. Sermayenin yüzde 60 şı General Elektrik tarafından ödenecektir. Fabrika mamullerini bütün Orta Şarka gönderecek ve fabrikanın ma kinelerl bir yılda teslim edilmiş ola çaktır-
Verem aşısı hakkında -----— bir iop İAntı
Ankara. tHuausî) -- Memleketimizde tatbik edilecek olan verem savaşı hakkında Sağlık Bakanının başkanlığında yeni bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda eb-belce bu konuda Kopenhagda tedkik ler yapan Dr. Şekib Saym hazırlamış olduğu rapor gözden geçirilmiş ve aşının memleket ölçüsünde tatbiki imkânlarını hazırlamak üzere Tıb Fakültesi. Dekanı Prof. Abdül-kadir Novanın başkanlığında Prof. Ektein, Dr. Niyazi Eızin, Dr. Vefik Vasaf Akan. Dr. Abdülkadir Çilesiz Dr. Şekib Say, Dr. Cemal Orandan müteşekkil bir komisyon seçilmiştir. Bu komisyon daha geniş bir uzmanlar toplantısında görüşülmek üzere bir rapor hazırlıyacaktır.
Gümrüklerde kalan eşyalar
Ankara; 26 (Hususi) — Oümrük ambar ve antrepolarında kanunî | sürelerini dolduımuş olan eşyanın takdir edilecek bedellerle resmi dairelere verilmesi hakkindaki Bakan lar Kurulu kararı yeni alınan bir kararla kaldırılmıştır. Bu karann alınmasına sebeb bu malların resmi dairelerce tevzllnde yapılan suiistimaller olduğu tahmin edilmektedir.
Valileri taltif
Ankara, 2Ş (Hususî) — Gazian-| teb valisi Ralf Tek, Niğde valisi Ö-mer Yahya. Eskişehir valisi Danış Yurdakul, Aydın valisi Rükneddin Nasuhoğlu ve Bolu valisi Kemal Ha dımlı 947 yılı İçinde sıtma savaşında gösterdikleri faaliyetten dolayı Sağlık Bakanlığınca birer takdlrna rne ile taltif edilmişlerdir.
Anıt kabir inşaatına devam ediltmiyo*
Ankara, 26 (Hususi) — Anıt Kabir İnşaatına müteahhldle çıkan İhtilâf yüzünden devam edilmemek tedir. Önümüzdeki bahara kadar müteahhldle bir anlaşmaya varılamazsa İnşaata devam İçin başka ça reler aranacak ve belki de anlaşma feshedilerek yeniden llıale yapılacaktır.
948 kampanyası pancar f.yatları
Ankara, 26 (Hususi) — 948 kampanyası pancar fiyatları lıakkmda-kl Bakanlar Kurulunca aşağıdaki kararlar alınmıştır:
1 _ 948 yılı kampanyası İçin şeker pancarı 4.50, 4 75. ve 5 kuruş olarak belirtilmiştir. Bu fiyatların uygulanacû’> ekim sahaları Türk! ye Şeker Fabrikaları Anonim ortaklığı tarafından belli edilir.
__ Türkiye Şeker Fabrlkııl.Tı Anonim ortaklığı 948 kampanyası da teslim edilen pancarın yüzde bi
ev
Ah o güzel eski zamanlar
emokrat Parti doğmadan
vtlf bizde, bu kelimeden ziya-de aristokrat kelimesi kulla4 nılır idi. Bu sıfatı iktlsab odenler, comiyet içinde daha mümtaz ve dah& sevilirdi. Daha nâzik, kibar tavırlı mültefit ve verimli idiler.
Milli hareketin koskin ve kesin mu-uaffaklyeti üzerine teessüs eden Bü-yük Millet Moollsi âzalarının, ve hü-kûmoti erkânının Ankaradakl, gerek hükümet etmek ve gerek şahsî haroket ıraları aristokrat kelimesini unutturduğu gibi, bu sıfat üzerindeki hüsnü nazarı da kaybettirdi.
Zira cemiyet aristokrat değil idi. -’U’ük bir kitlenin içindeki aristokratlar kayboluvermişti. Memleketi harekete getiren, muazzam ihtilâlde muvaffak olup başa geçenler, fıtraten, tabiatevı ve karakterleri itibarlle Demokrat idiler. Şahsi hareketlerile hor sınıf vatandaşa kendilerini sevdirmiş idiler.
Hükümete fiilen iştirâk etmiş en küçük memurundan en büyüğüne kadar, hepsi herkese selâm verin hal ve hatır sorar, toplanılan kahve ve gazinoda, ve lokantada beraber içerler, yerlor, müsteşarımdan müdürüne kadar bir odada ve hattâ tek bir yeşil Örtülü masada oturulur. İstişarede bulunurlar.
Devlet, hükümet ve vatandaş işlerini hiç bir gizli maksad olmıyarak hüsnüniyetle derhal hallediverirlerdl.
Dahiliye Vekili paşanın kanuna uy^ gun olmıyan emrini yerine getir-miyen Karadeniz • sahilindeki bir kaymakam, bundan dolayı azledilmez* vekâlet emrine alınmaz, bilâkis vekil, büyük makamların tevbihinc uğrar ve kendisi vekâletten çekilirdi.
Herkes memnun. Çoban tüccar memnun, münevver vatandaş memnun, velhasıl
sınırları içinde oturan nerkes kayıtsız ve şartsız memnun, bilmukabele devtot erkânı memnun, hükümet adamı memnun, memur memnun.
En mühim ve on karışık bir işin halli nihayet bir saat sürerdi. Yemek zamanı ise.Abdullah Efendi lokantasında ve yahud Vezneciler muhallebicisinde» ve yahud meclise veya daireye gidorken Karaoğlan çarşısında, sa-"■“ÎSSfyettar- zarğVronjrr derd aniatılır ve notice alımrdı.
Şayed, dairede, makamında ise, müracaatınızdan nihayet bir dakika sonra görür, beşuş ve nâzik bir çer.re i-le karşılanırsınız ve alâkadar olduğunuz iş tıpkı işiniz gibi dinlenir, münakaşa edilir, muhakeme olunur, haklı iseniz derakab infazı için emir rilirdi.
işte Demokrasi, işte Demokrat kûmet, işte Demokrat vekil, işte ınokrat vatandaş.
Bundan tam yirmi beş sene evvel hükümet merkezinde cereyan eden devletçilik, hukûmetciiik ruhu bu i-di.
Yirmi beş sene sonra bıı haleti ru-hıyeyi hatıriamaklığıına ve canlandırmaya saik ne oldu?
Evvelsi günkü gazetelerden birinde (Üç gündür peşinde koşüp bir türlü karşılaşamadığım Millî Eğitim Bakanına maruz kaldığım haksızlıkları bir türlü anlatmak fırsatını bulamadım. Bonim gibi derdli bir bayan da sayın vekilin kapısında mühim bir zamanını kaybettikten sonra, pok nazikâne surotto atlatıldı. Bâbı Adaletten ay4 rılırkon, dikkat ettim, zavallı kadın ağlıyordu) tarzında bir yazıdır.
Aoıklı hâdiseyi âmmenin nazarlarına vazettikten sonra,
düşerdi. Hiç bir şey ilâve etmemeli lâzımdı. Fakat buna imkân göremedim.
Vatandaşın aradığı, istediği, bundan yirmi beş sene evvelki vaziyettir, işte vatandaş buna Demokrasi diyor ve bu Demokrasiyi arıyor.
Hüsnükabul, müşfik bir nazar, mü-tobossim bir çehre, onun dordini dinlesin, talebi haklı, kanunî ise derhal yapılsın. Günlerce kapı sürünmesin, şayed huzura bul buyrulursa ayakta oda kapısının dibindeki bir
do, gözleri başka tarafta, dimağı baş ka mevzuda, gayrı müteharrik bir va ziyet İle karşılaşmasın. Dordini dinle gözükür şekilde^ mağdurun derdini tazelendirmekten vatandaş memnun olmuyor. Ve bunu asıl antidemokra tik bir tarz olarak telâkki ediyor.
Her hangi şekilde olursa olsun, va tandaşı sevgi ve saygı ile hükümet , yaklaştırmak siyasi icablardan iker psikolojik olmıyan bu tarzlardan ict nab odilmesini tavsiye ve hatırlatma gerok devlet ve gerek hükûınet ve g( rek fırka reislerimizin ideallerinden o sa gerok. Bunu istomek onların mı vaffakiyetlerl namına hakkımızdır.
İDARECİ
memnun, memnun, memleket
ve-
hü-
Oe-
bana susmak
eşiklerinde lütfen ka ve yahuc masa önür


*■ ■ II -- ,-
ri nisbetiııde müstahsillerine prl: olarak şeker verir. Müstahsilin te llm edeceği pancar mikdarına gö’ bu prim şeker veya para olarak t rllecek kısmını ve şekerin cinsi/ belirtmeğe Ekonomi Bakanlığı ye/ kilidir. 1
* ı
r

ÇOTV ♦
| Anadoludan Notlar [
t
I Musikî Bahisleri j
İstanbul Konservatuarında
Türk musikîsi
ve uazariyeleri
Yazan: G. Gob&y

i-

Afyon Kaplıcaları (Firikya-Salutarisi;
Gazlıgöl kaplıcaları
Firikyalılar en eski Eti kabilelerile beraber Anadoluya gelen Türklerdir—Büyük ayine ânasına gelen '•Nana„kelimesinin “Nene,, ile karabeti — 1
Afyon havalisine (Fiıikya—Salu-tarlsl) denmesinin sebebi muhtelif kaplıca ve maden sularının bu mm takada toplu olarak bulunmasından Heri gelmiştir... Tisefor. un rivaye öne göre Afyon kaplıcalarına gelen hastaların iyi olup gitmesi Sen Mi şel ■ in mucizesi İmiş... Ruhbanlara göre Sen Mlşehn dua ettiği sulaı şt falıdır. Garbhlar da ancak on sekizinci asırdan sonra ılıcaların maddi faydalarım öğrenmişlerdir,
Eski zamanlarda bile bu kadar şöhrete haiz olan kaplıcalarımızı İh mai etmemiz affvdilenılyecck hatâ larınnzın başında gelmektedir, Yal nız, idarecilerimiz, teknisyenlerimiz zenginlerimiz ve ilgili makamlar değil; münevver geçinen bazı genç lcrlmlz de ayni gaflet içerisindedir. Şimdiye kadar Afyon kaplıcaları bilhassa Gazlıgör hakkında pek çok yazılar okudum. Maalesef bu genç kalemlerin hiç birisi de bize bir garblı seyyah kadar bile bilgi vere Biçmektedirler,
Bu yazımız’da Gazlıgöl kaplıcasından bahsedeceğim. Geçek. Ömer,* Hüzai Kızılkılse gibi ünlü ılıcalarımızın İncelenmesini onlara bırakı yorum,
Gazlıgöl: Afyon — Eskişehir De mlryol güzargâhında olup takriben Afyonun 25 km, Kuzeyindedir, Yu nan işgal zamanında harab olan hamam, hususî muhasebe tarafın dan k&gir ve iki havuzlu olarak ye Jden inşa edilmiştir, Altı muazzam direk üzerine oturtulan büyük ha vuz kubbesi ile beraber tarihi tesblt edilemiyecek kadar eskidir. Bugün İse hamam hakkında elimizde hiç bir tarihi vesika yoktur. Bir efsa neye göre FrLkyolüar lo
ş& edilmiştir, ,
KAPLICALARIN KADİM
HİKÂYESİ
Midas — Gardiyas Firlkya-kralla rınm soy atları gibi isimlerine ilâ ve olunarak söylenirdi. Frikyalılar en eski Eti kabilelerile beraber Ana doluya gelen Türklerdir, Firlkya İs m bu kableier araisında hâkim anla mına gelir... Zlraatle İştigal eden Firikyalılann dinlerinde; en büyük toprak İlâhı olduğu muhakkaktı... Kadın Tanrıların en büyüğü Nana (Büyük anne anlamına geliyor.» i-dİ, Nana dan.sonra Atte Neşe ve eğ lence İlâhi geliyor, ,
Ayrıca şehrimiz civarında Ayaz İn kö.vünde Bizzat gördüğüm Aslan
• I

Jiizce kazası arım
arım
Kredi kooperatifleri

Şehrimiz-
înıamlar 3
— Üskübî, Kaynaklı, 6 — Beyköyü 7 Yahyalar, 9 — Çevrik.
Düzce kazası cahilinde 10 tane Tarım Kredi Koope. rai t mevcuttur. Bun ardan Merkez 1 arım Kredi k( op ratıt n ıı 6i2 orta n ve 22000 lira sermayesi vardır
Düzce (Hususî)
de ve mülhakatında sayılan ona çıkan Tanın Kredi kooperatifi kurulmuştur. Tarım Kredi kooperatifleri köylüye bu sahada çok faydalı olmaktadırlar. Eu kooperatifleri bulunduklan bölgelerden itibaren gözden geçirelim: I
1 — Düzce merkez Tarım Kre di kooperatifi, 2 —
— Bataklı Çiftlik; 4 5 — 7“
— Çilini, 8 Hacıbey, 10
Merkez kooperatifin 612 ortağı vardır, Ödenmiş sermayesi 22,000 liradır, tütün zürrama kredi ver-, inektedir, Ziraat bankasından yüz de 4 le alınan borç para yüzde 6 ile ortaklara verilmektedir, Tütün dİ kim ve kjiım zamanlarında 2 taksitte verilen, paraların vâdesi satış zamanında yani 30 Masanda sona ermektedir Bu yıl ortaklara 258.000 Ura dağıtı’mıştır, Merkez koopera tlfe 18 köy ve 7 ma-halle bağlıdır, Müstahsil malının yüzde 50 sİ nls-betinde Kredi vermekteyiz,
Düzcen’n toprağ, zayıf, Matmü] donum taşma 80 -10C kilo tütün vermektedir, Koop-tatiflmlz idare heyeti Karabük mamülâtı suni güb re getirip ortaklara dağıtmak İçin genel kuruldan salâhiyet Lstlyecek-tlr. ’Ktvp. latifimiz yıllık kongresi nisap temin edılebıloiğl takdirde yakında, edilemezse tir hafta sun

mezarı; Midenin yıkık lâlırinl As lanh kayayı ve daha bir çok belli başlı âbideleri başka vlr yazımda anlatacağım,
İşte bu mezarlıklarda metfun Midenin nur topu gibi bir kızı var mış, Gün geçdikçe büyüyen ve sjzi sim artıran yaralar zavallı Sunayı çırpındırdıkça. Midas çok üzülüyor du, Nihayet meşum bir derdin kah rile mecnun olan kız. Dağlarda, o-valarda serseriyane koşuyor, Tabi atten öc alacakmış gibi haykırıyor dul... Midanın emri üzerine kimse onun yanma -okulup rahatsız et miyor, Yaimz vahşi hayvanlardan korunması için uzaktan takip edlll yor. Yemekleri ağaç kaplar içerisin de geçeceği yollara bırakılıyordu...
Bir gün yine- yaraları fazla sızla yan zavalh Suna, acı çığlıklarla o-vada koşarken, vâsi düzlüğün İçerisinde bir memba gördü, Mevsim yazdı. Susamıştı. Kayadan fışkıran sular biraz İleride ufak bir gölcük yapmıştı, içmek İçin avucladığı su yu anide attı. Su sıcaktı, Fakat tat lı bir sıcak. Mâliyim ve ılık su o-nun bozuk âsâb; üzerinde hoç bir te slr bıraktı. Suyu avuçları ile tekrar dudağına götürdü, İçti, sonra •Ekşi» (lı diye dudaklarımı kıvırdı-Yüzünü buruşturdu. Ve tekrar tek rar içmeden zevk alıyordu. Ellerini suya soktukça sızısının uyuştuğunu hissediyor. Bu kutsal suyun her dey diğl yer İyi oluyordu... Günlerce Pı nann başından ayrılmadı. Vaziyet krala bildirilmişti, Çıbanları tama men İyileşen 'Sunanın) artık asabı da düzelmişti, eski ettiklerinden utanıyordu... Midas kızının haya tjn>n kurtnnhnasıT.da vesile olan bu Pınarın başına derhal bir -hamam yapılmasını emretmiş... Tıb aleminin önemle üzerinde durduğu yurdumuzun en meşhur (Gazlıgöl) kaplıcalarımızın temeli böyle atılmıştı, Tertibi ltlbarlie çok şayanı takdir olan hamam suyu içilir, böb rek. kum, idrar yolu bozuklukları, mide gibi iç ve sıraca, uyuz gibi cilt hastalıklar ma karşı faydalıdır, Misline ender re*ad,üf edilen bu kaplıcamızı ihmal etmemeliyiz,
(1) Halk tarafından. (Ekşi su) di ye anılan Meşhur Karahlsar maden sulan kaplıca*, bir km, uzağın dadır, Hamamın -sıcak, suyu maden suyunun ierkibin.n aynidir,
M. GÖBKTAN
A 1
ra yapılacoki»r. Dwzctde bir buçuk yıl içinde 10 kotpcıatilin kurulma sı ve bazı 1 ouperaiJİın ortak sayısı nm lüüo 1 aşınası kooperatiflerin çalışmalarının ne dereceye kadar nıuvaflak oiouğrru göstermektedir, Merkez idare heyeti âzasıııa memleket adına teşekkür etmek ıs teriz,
• •
Son Sel Âfeti D o I a y > s i 1 a
Osmanîyenin sel felâketi
karşısında durumu
O smoni yittin gelecekteki sel feliketine karşı, Çukurlanın betine düşmemesi için şimdiden tedbir alınması zarureti
Osmaniye: (Hususi) — Günler-denberi fasılasız bir şekilde devam eden yağmur, nihayet ilçemizde de dinmiş ve hava açılmıştır, Yağmur neticesi, ehemmiyetsiz denecek ka dar, bir kaç ev çökmüşse de hasar olmamıştır, Osmanîyenin Güneyin den geçerek dağ eteğinden ovaya nlsbetle bir kaç metre yüksekten, akan Karaçay taşarak, civar tarlalar,! su altında bırakmıştır, Yağmur bir kaç gün daha ayni şekilde devam edecek olsaydı, Osmanlyenln-de Adana, Ceyhan ve Tarsusun uğ radığı akıbete, daha feci bir şekilde uğrayacağındım İdinse şüphe ede
ûki
S e y i ö gazi
IV'almüdürünüD katilleri
■ — o--
Vazifcsevor bir memuru eğlence dö.ıüfü katleden şahıslar aduıete verildiler. Netice merakla beklenmektedr
Seyitgazi: (Hususi» — Seyitgazi İlçesi inal müdürü Salt Seven bun dan on gün evvel saat 24 raddelerin de Reni2i İsminde lise mezunu bir genç tarafından bıçaklanarak öl dürül muştur,
Gerek Seyltgazide gerekse şehrimizde büyük teessür uyandıran bu hâdise hakkında türlü yorumlarda bulunulmaktadır,
Bilhassa Said Şovenin 20 küsûr yıllık memuriyeti hayatı boyunca dürüstlük ve temizliği He temayüz etmiş bir şahıs olması onu tanıyan lan hayretler içinde bırakmıştır,
Seyitgazi savcılığınca katil Rem el ile beraber hususi muhasebe nıerau ru köy bürosu kâtibi ve katilin bir arkadaşı da tevkif edilmişlerdir,
Tahkikat safhasını mütoaklp dâ vaya şehrimizde devam edilecektir,
Balıkesirde iki kardeş bir kızı sevdiklerinden aralarında cinayet çıkıyordu
Balıkesir: (Hususi) — Banko yünde Halil ve Çelil adında kardeş çocukları, amcalarının kızı Emlne-yl sen alacaksın, yok ben alacağım diye aralarında münâkaşa çıkımş, arayı aile büyükleri bulmuşsa da, E-mlneyi Çelilin alacağını.duyan Ha )il yine o akşam Çelil uyurken eve girmiş ve Celill uyurken yatakta kalça ve bacağından bıçakla yara lanuştır,
Yaralandıktan iki gün sonra has tahaneye kaldırılan Çelil çok kan kaynetmlştlr,
•1»
Marabat köyünden Eşref Doğan, İlçemiz mahallesinde oturan
miştir,
Osmaniyedeki hırsızlar yakalandı
Osmaniye: (Hususi) — Günler-denberi devam eden hırsızlık vaka larımn failleri nihayet yakayı ele verdiler,
Albüstanın Hallt Karça, Cumhuriyet
Bekir Ozkanın ev aşyalannı çalar larken suçüstü yakalanmışlardır, Sanıklar İfadelerinde suçlarını İti raf ederek evvelce çaldıkları eşyaia n, üçüncü arkadaşları bulunan, Ö merc satması İçin vererek Ceyhaua gönderdiklerini söylemişlerdir, Sa nık Omerin yakalanması İçin O. sav e ılığı tarafından İcap eden yerlere talimat gönderilmiştir, Olayı önem le ele alarak, yakın bir zamanda, failleri meydana çıkaran ilçemiz gayretli komiser muavini Haydar Alkanı ve diğer memurları bu başa nlarından dolayı tebrik ederiz,
C. H. P. de çalifav D. P.ii
Balıkesir: (Hususî) — Şehrimiz C, H, P, teşkllâtnmda her ne yapı lırsa D, P, İller günü gününe ögre nilmekte İdi , —
En mahrem toplantılara dahi giren ve bir iki seneden beri C, H, P, de çalışan Mlrzabey mahallesinde mukim Zeki Özelay adlı C- H. P. ü-yelerlndeıı bu vatandaşın D, P, le hine C, H, P, nin bütün sırlarını D P, ye ifşa ettiği öğrenilerek ajan lık gibi bir durumda bulunan bu gencin C, H, P, den İlgisi kesilmiş ve partiden uzaklaştırılmıştır,
or.
bildiriligor
Karaçay bundan evvel 330 seno sinde 24 saat yağan bir vağmur te-sirlie taşarak, kasabayı kâmllen su altında bırakım? ve ân**Â" can, mal kaybına sebebiyet ver" htt, O günü gören ve duyan bütün Osmanlyell ler bu yağan yağmurlardan haki] olarak bir hayli endişe duymuşlar dır. Bilhassa karlar erlmlye başla ymca bu çay kasaba İçin çok bü yük bir tehlike arzetmektedlr,
işte o zaman, Dell Çay adını a-lan, Karaçayın çoştuğu, haykırdığı, bir ırmak kadar mecrasını genişlet tiğl bir zamandır,
Kenarında taş ve kum haddinden fazladır, Kasabadan geçen kıyılan' «ekeriz.
9/
10/
7
8
9 16/15 20/19 31/30 51/50
77/76 bunlar
Bundan evvelki yazımda belirttiğim hususlardan sonra, şimdi de Istnnbul Konscrvatuvnnnda okutulan naza riyat derslerindeki hâtalara kısaca temas edelim:
1 — Bizde küçük aralıklar dir ve frekansları şöyledir: Tanini - Majör ton Büyük müeennep-Minörton Küçük mücenncp-Sömiton Ba kİ ye-Krom at i k d o ini t on Sagir- (Garpdo yoktur) İrha- ( > >.)
Koma - Gurbdakinden az farklı
İstanbul Konservatuvan
dan Sagir ve İrha aralıklarını kabul etmiyor. Halbuki Türk dizisi o de bu aralıklar mevcuddur. Buna mukabil 26/25 frekanslı eksik bakiye diye garib bir aralık kabul e-diyor. Böyle bir aralık bizde yoktur. Koma andığının frekansını da hatâlı olarak 1,0136 diye tesit etmektedir ve ismine de fazla demektedir. Herkesin kullandığı koma ismini değiştirmive sebeb yoktur. Bu aralığın frekansı ise 1,0132 dir. Bunun 9 uncu kuvveti de biıe 9 komadan ibaret olan tanini aralığının frekansını verir. 1,0136 nisbetini 9 cu kuvvete çıkarırsak önümüze tanini aralığının frekansı olan 1,125 den daha büyük bir aralık çıkar ki bu da bize nisbetin ha tâli olduğunu isbat etmiye kâfidir.
2 — Bizde aııa dizi Rast dizisidir. Çargâh dizisi değildir. Puse-lik perdesi de ana ses değildir, a-na ses Segâhdır. Bundan başka bu dizide şu altı ses mevcud olmadığı gibi 11 yardımcı sesten hiç bahis bile edilmemiştir. Eksik ses ler şunlardır: (Nigâr, Dilâra, Uşşak, Niyaz, Gülzar, Dilâviz) dizideki Dik Acem perdesinin İsmi de Nevruzdur. Dik Acem değildir, Dik tâbiri ancak bir Sagir aralığı
irha aralığı uzaklık-
yerine Seba perdesi Arak perdesinin is-
- ......gnntmftt prrrtrîf r^îıfTCGTTa'
nılır. Nevruz perdesi ise Acem per derinden bir tadır.
Dik Hicaz konulmalıdır,
mi de yanlış olarak Irak diye gösterilmiştir. Nim Kürdi perdesine Kürdi denmiştir. Halbuki bu perde Türk musikisinde çok kullanılır ve Nim hisar perdesinin mütenazırıdır. Kürdi perdesine ise yan lış olarak Dik Kürdi denilmiştir.
3 — Makamlar hak kındaki bilgiler noksan ve hatâlıdır, bir çok makamları birbirinin şeddi saymak ve basit dizilere irca etmek doğru değildir. Bu babda seyir ve çeşniye hiç kıymet verilmemiştir. Halbuki bizim makamlarımızı birbirinden bu yoldan ayırmak mümkündür. En esaslı makamımız o-lan Rast makamının dizisinde Hi-sarek yerine Hüseyini perdesi konmuştur. Rast makamının Hüseyini perdesi kullanmadığını bil-miyen yoktur.
4 — Konserlerde bazı bestekârların ölçüsüz peşrev ve saz semailerini dinliyoruz, şiirde vezin ne ise musikide ölçü ayni şeydir. Mısralann vezinleri nasıl birbirinin ayni ise musikide peşrevin mis ralannı teşkil eden hanelerin usul
terinin sayıları birbirine eşit olmalı lâzımdır. Birinci hanesi bilfarz beş ikinci hanesi altı ve üçüncü hanesi dört ve dördüncü hanesi ise dalıa başka adette usul ile bestelenmiş peşrevler musikimizde görülmüş şeyler değildir. Bunlar tıp kı vezinsiz rübailere benziyor. Halbuki musikinin şiirle ilgisi çok sıkıdır ve onun gibi bir takım kaide ve usullere bağlı kalması ica-beder.
5 — Bir kısım eserlerin besteleri ve güfteleri tashih namı altın da tahrif edilmektedir. Türk musikisinin en san’atli eserlerinden olan duraklar usule tatbik edilmekte ve öyle icra edilmektedir.
Halbuki duraklar ötedenberi u-sulsüz bestelenmıştir ve bu şekil musikimizin bünyesine kafiyen ay kın değildi-. Esasen bizde usulsüz bestelenmiş pek çok örnekler mev
na az bir masında, sed yapılacak olursa bu tehlike kâmilen bertaraf edilmiş ok Bunun için mühim bir paraya ihtiyaç voktur.
Adana 11?« bucak v-} köylerinin, bir ihm*1 v» bir ilgisizlik yüzünden, uğramış olduğu günahsız felâket he plmizin gözü önündedir.
Osmanîyenin de, bıı işe önem verilmezse, ayni şekilde bir tehlikeye daha feci bir surette uğnyacağı muhakkaktır,
Onun için, bu hususta ehemmiyetle İlgililerin dikkâtini şimdiden
Orhan Erdinç |

cuddur. Dr. Subhi Ezginin kitabında bu husus hakkında ileri sürülen çürük iddialar münakaşaya bile değer mahiyette değildir.
6 — SegAh ana perdesinin ko-mn bemoli ile gösterilm(-ri neticesinde eski vo-değerli eserlerimizin notaları yeni yetişen gençler i-çin anlaşılmaz bir hal almıştır, j
7 — Bir kiBirn usullerimizin rit mik âlıenkleri değiştirilmiştir. Meselâ bizim bildiğimiz 10/16 lık Ölçü İle yazılan Curdna usulü 10 8 İlk aksak semai usulünün yansı kıymetinde bir usûl sanılmakta vc onun darpları ile ölçülmektedir. Halbuki bu iki usul birbirinden ta manen ayndır ve ritmik âhenklcri katiyen birbirino benzemez. Curri-na usulü Sofyan zümresine men-sub usûllerdendir. Ve beş zamanlı bir (Dlim) ile yine beş zamanlı bir (Teka) darbından müteşekkildir. Bizde çok kullanılmış olan çifte sofyan usulü ise hiç kabul edilmemektedir.
(Devamı 6 acıda)
A
Yedi senelik plân’ ın bîr kısmı
İran’ın Tebriz şehrine uzattığı
stratejik şimendifer
■ ranın stratejik . Şimal -ICenub şimendiferinin Tah ran - Mianoh kısmının Tebrize olan imtidadı günden güne ilerlemektedir. Bu yeni uzanma İran şimendifer hatlarını hattı müstakim istikametinde 95 yıl Doğu Batıya sevketmektedir. Bu iş, eski Başbakan Gavâraüssalta-na’nın çizdiği yedi senelik plânın
tün memleket boyunca şimendifer ais temin in inkişafını gaye edinmeli tedir. Bu plân mucibince, şimdiye kadar ancak ânzalı yollarla gidilebilen bir çök mm takalar yolculara açılacaktır. Bugünkü Şahın, babası Rıza Şahın direktifierile inşa edilen ve ancak İkinci Dünya Harbinin banlamasından bir se ne önce biten demiryolunun İranın iktisadı inkişırfına ne dereceye kadar yardım ettiği henüz tanra-mile tesbit edilememiştir. • Fakat son harb esnasında bunun müttefiklere ne kadar faydalı olduğu ta rihî bir hakikattir. Basra körfezi limanlarında gemilerden indirilen harb maddeleri şimdi uzatılmakta olan hat üzerinden Tahran yol ile. şimendiferin münteha noktası o-lan Mianehe kadar taşınmış, bura dan da Rus hududuna sevkedilmiş tir.
Bu hattın inşasına bir çok güç-liiklar karşısında devam edilmiş: bitirilmesi Rıza Şahın azim ve kararının feyizli bir neticesini teşkil etmiştir. Şalım, memleketin gelişmesi hakkındaki bir çok plânlan çok defa mali güçlükler ve milletin umumi geriliği yüzünden manialara uğramıştır. Şahın bu hailelere galebe için kullandığı usuller basit ve müessir olmuştur. O, lâzım olan parayı ağır vergiler tarhedorek toplamış teknik 'güçlükleri de işi yabancı firmalara vermek suretile karşılamıştır.
Şahın bir çok plânlan semeresiz çıkmış, fakat Iran boyunca demiryolu bir başarı teşkil etmiş tir.
İranı baştan başa kaplıyacak demiryoluna 1927 de başlandığı zaman Şah bizzat ilk çinili toprağı atmıştır.
O vakit mevcud olan yegâne §i-m'jadifer, 1913 de 1nın hükümeti tarafından verilen bir imtiyazla Rusiar tarafından yapılan ve huduttaki Culfa'dan Tebrize uzayan
hattı ki. Çarlık rejiminin yıkılma-. sı üzerinde Sovyet Rusya tarafından Irana verilmiştir. Bundan baş ka Tahran - Abdüllzam hattı gibi bir kaç kısa hatta vardı.
Şahın plânı Bcndcrşahdan Ha-1 zar denizini Bende Şapur vasıtşsi-, le -Basra Körfeziyle birleştirmekti. Lâzım olan narayı topladıktan son ra, memleketin çeşitli tabiatı dola-yısiyle büyük »eknik güçlükler ar zeden bu iş için bir Alman - Amerikan sendika ile mukavele yaptı, inşaat^ ayni zamanda iki uçtan başlandı. Fakat çok geçmeden işi îraıı Posta Telgraf Bakanlığı üzerine alarak ecnebi mütehassısların yaı-dımiyle inşaata devam et ti. Fazla gecikmeden sabırsızlanan Şah sonunda mütehassısları bir tarafa bırakarak biitün mukavele yi başka bir ecnebi fi imaya devretti. Mühendislerin karşılaştığı



Ç ay evvel întanbula y> niden geldiğim zaman, tut muş olduğum Kalyoncu Kulluğundaki pansiyonun alt ka tında bulunan odamda oturmuş lstiralinin Akdenizini okuyordum. Birdenbire yukanda bir oldu ve tavandan tozlar döküldü. Birisi ayaklarını yere vurarak saırdaJyeden kalkmış gi bi bir ses. Arkadan vahşî bir hayvanın öfkeli homurtusunu andıran bir bağrış duyuldu. Anlaşılan hu sesin sahibi herkesin duymasına aldırış etrAiyordu. Derken merdivende gürültü, bir ayak se..i işitildi, arkasından biri daha. Brr kadın sesi: (Bahtiyar nereve? Of) di ve bağırdı. Odanın kapısı da açıktı, istemeden hususî bir Rahneye seyirci olmamak için kapatmak üzere tam kalkınıştım ki; önümden saçları uçan bir kız rüzgâr gibi geçti, arkasından yaşlıca bir ka dm tam kapının önünde durarak (Bahtiyar) dive seslendi. Kız döndü beni görünce gözlerinden uçsuz bucaksız bir kinin üzerime boşaldığını hissettim, kanıvı carnın gitti. İçimden gelen af dileyici bir bakışla kadına
güçlükler her hangi bir mütehassı sı durduracak kadar önemli idi. İlkin, Şimalden Cenuba giden yol iki dağ maniasına rastladı: Şimal de Alborz, Cenubda Lorestan dağ lan. Bu güçlüklere biricik hal çaresi tüneller açmaktı. Bu gün 93 ü Şimalde 133 ü Cenubda olmak üzene 226 tünel vardır. Bunların mecmuu S4 kilometre kaplamnk-
ve âni
için bir çok sağlamlaştı rıl-Bıına ilâveten sııhunet değjş.k
işini bir mesele haline birleşmişlerdir. Buııı.n ağır çalışma( azim ve
Dağ silsileleri olmasa bile, lrau mühendislerin kolayca şimendifer inşa etmesine müsaade edecek hir memleket değildir. Toprak kolayca kopup dağılmaktadır. Ve de vamlı zelzeleler onu tabiatta olduğundan daha gtvşek bir hale getir m iştir. Bunun beton duvarlarla mak icabet iniştir, dik yarlar İlkleri inşa getirmekte la beraber,
teknik maharet sayesinde iş, mu-k a valede gösterilen müddetten dört ay evvel bitirilmiş ve Şalı 26 Ağustos 1938 de demiryolunu res men açmıştır. Şimendifer 28 milyon Sterlinge mnl olmuştur.
Demiryolu iki kısmı taksim e-dilmiştir. Hazer denizinden, payitaht olan Tahrana kudar uzanan en kısa hat olan şimal kısmı, İra nın en miiııbit toprağı olan ve yataklı vagonların tahtasını teinin eden ormanları havi bulunan Ma-zenderandan başlamaktadır.
Bu kısmın bir parçasında (Siyah Kûh) karadağa doğru battı müstakim istikametinde 36 kilometrelik bir yolu 70 küomet relik bir hatla katetmek istemiş tir. Baş tarafından, yamaç boyunca kıvrılan yolun iki üç tabaka halinde sanki birbiri üstü ne yıkıldığını görmek mümkün diir. 200 metre yukanda 3 kilometrelik bir tiinel dağı Radoiik geçidinde kesmektedir. Demiryo lu tünele girdikten soma Alborz dağlarının cenubundan aşığı do^ru tatlı bir meville inmekte, Hsblerond tuzlu ovasını geçerek Tahrana girmektedir. .
Cenubî ve uzun kısmı Tahran dan Basra körfezindeki Bender Sapur^a varmaktadır. Burada Lorestan dağ silsilesi geçilmek icabetmiştir. Değil yollanıl, patikaların bile mevcud olmaması dolayısile o vakit rastlanan güçlükler çok fazla olmuştur. Hele ameleler arasınla ölüm vak’a-larnun çokluğu güçlükleri arttırmış ve işçileri muhafaza etmek ve yenilerini bulmak çok güçleşmişti!*. Fakat sonunda lü zumlu tüneller yapılabilmiştir. Bir yerde L5 kilometrede 20 kilometreden az tünel açılması, başka bir yerde de 51 metreye tırmanmak için 4 kilometrelüc bir yol yapmak icabetmiştir. Bu güç projenin ille teşebbüsü ge-' çenlerde tesbit edilmiş, Başba-j kan kabine âzalan ve İran devlet şimendiferi yüksek memur ları huzurunda, bugünkü Şah, tam 20 sene önce babasuıııı ilk kazmayı attığı yarde onun hâtırasına mermer bir sütun rek-| zetmiştir. Leopold Hernıau




dönünce, onun çaresizlikle yana düşen ellerile gözünü kapamıyn çalışarak, ümidsiz gözlerle baha baktığım gördüm. Ağzı gülmekle gerilmek arası bir hareke te başlamak üzere iken:
— Hanımefendi buyunrun bir az dedim, kusura bakmazsanız
Telâşla karışık belli bir tered düd gösterdi:
— Rica ederim buyurun. Ben yapayalnızım biraz derdleşiriz dedim.
Odama girdi, gösterdiğim eski koltuğa çöküp ümidsiziığin verdiği cesaretle kendillğ'uıflen anlatmağa başladı: Ank&radan gelrnişlçıdi. îhtivar kadın çok-tanberi duldu. Bir memur olan kocası öldüğü zaman 70 lira dul maaşı bırakmıştı. Bu zamanda yetmiş liranın ne kıymeti var. Fakat gene de Bahtiyara lisev bile okutmuştu. Hem de «asıl okumak. Ankara lisesini birincilikle bitirmişti. Rahmetli kocası daha cok gençken baha-nıdnn miras yediği vakit şimdi birde” bire zenain olan hir tüccara b:” iki yüz lira kadar ödüne v«rm; iniş. Umidle gelmişler. 'Bize b: komisyoncu tarif ettiler, ucu hir oda istedik, bıırava gefr.ırd' Eh ev sahibi kadın dâ müsb’-man kadıncağız. Bahtiyar x»ev hoşlanmamıstı. “Bilmem nerlp-anne bu evde basımıza fetaka* gelecekmiş gibi bir his var içimde» dedi. Ben AUah esirdesin İram ne kadar oturacağız ki burada, diye zorla kandırdım. ZA-ten tutmayın ta ne yanacakt’’* Bir avhk uesjn verin girdik. F” men ertesi cünü öğleden som tüccarın Havyar hanındaki y* zıhanesine gittik. Tüccar İta** etmiyor. Sizi tanımıyorum diyor... Elimde birkaç sened var amma muntazam değil... Bize bir avukat tarif ettiler, meşhurdur. bu isin iı iurle pişmiş otuz tane senesi vardır, o haide bir çare bulur, dediler. îki gün sonra karar verdik, gittim. Adam beni üç dakika bile dinirmed> Anlıvorum. tüccar isterce verir, istemezRe vermez- n(*d*. Eu kadar... Ben çıkmava ‘hazırlanıyordum, duvarda bir yeri i-şaret etti. Orada süslü yazılar'-siyah bir levhada bilmem kim’" kaıarile akıl danışmanın onb lira olduğu yazıvordu. Şaşırdım Öyleya ne yapmıştı ki... Son paramı da oraya yatırdım. Eve dön diim. ağbvarak Rahtivara anlattım. Bası dimdik, gözlerini bana d’kmisti... Bavağı korkudan titredim. Birkaç halta e^valar-nıızı kanıdan geçeri eskicilere s-tarak vedik... Artık üstümüzde ki çamaşırlarımızdan başka bir sev kaimevınca, Rahtivar. -Ren bir kere daha tüccara gideceğim > dedi. Gitti, Dün akf»m Sansan titriveı*ek geldi. O kadar mağrur hali kavbolmustu İd kendisini vatnğa attı, hmkırma-ğa başladı: bütün vücudu sarsılıyordu. Reni vanına yakıştırmadı... Şaşırmışım Aliah biliyor ya ne de olsa evvelce aklıma gelmemişti. Onu o halde görünce berşeyi anladım. Tüccar duldu. Ne dersiniz? Herif: -Her akşam evime gelirsen sana bunlardan daha çok veririm diye sokulmuş bir avuç parayı eline tutuşturarak onu öpmek istemiş. Kızun paraları yere atmış suratına da bir tokat atmış, ıır-jamış gelmiş. Üstelik saçını başını darmadağınık gören serserinin biıi tramvayda biletini almak istemiş, övle bağmıuş ki. kızım, herkes dönün ona baknı ve manalı inanalı gülümsemiş! -r Serseri peşine takılıp eve kod1' gelmiş. Görseniz nasıl titriyoı du; durmadan erkeklere kızıyor: «•Hayvanlar- diyordu. Bari çamaşır yıkasam, bari toprak kaz sam diyordu. Ben de *bir tanıdığımız da vok bas vursak diyordum. Erkenden ac acına ''attık. Sabahlevin kalkınca T^hti-var geldi. Bcna sarıldı Aglıuna-ğn bn-slnıhk. Tam n s«mdn \ lühimiz oda,fa ırfrdi Rn» hc» snyi artlnM-ırn.’ görse^'Z nasıl
du. «Eh dedi h('' cx"r «"»''“r Kı-mnçeıHnb gilze’‘*;r' bir vere» V a «/hra VI m. R»»-V» rntvaır n Ah eok
Kadıncağız yer yer gözleri ya şararak bunlan anlatınca derin derin içini çekti. Iztırabının uyu şukluğile önüne gelene anlattığına nisman olmuş gibivdi Gitmek irin sabırsızlandığını anlıyordum. Amma hareketsi- kalmıştım. Ben bu kızı tanıvor^um,

27 ş UB AT _


X
I 4
h
• B
t
Çukurova felâketze-| delerine yardım | 11 C'l IZH V
(Baştarafı 1 incide) mak imkânlarını »rayacağım. Buradaki derdlerinizi dinlemek istiyorum.» dedikten soııra vatandaşlardan söz söylemek ıstı yenlerin konuşmasına intizar etmiş, bu arada söz alan çiftçi Mustafa Karacaslan; «Memleketimiz namına göstermiş oldu ğunuz alâkaya teşekkürü bir borç bilirim. Derdlerimiz o kadar çok, o kadar büyük ki bun larm hepsini anlatmağa imkân bulacak mıyız bilmem. En bü -yük derd Hadırlı derdi idi. Bunu devlet başkanına arzettik. Devlet başkanından sonra zatı nınn aramıza gelmesi derdleri-mizi imkân nisbetinde azaltmışı ve bizi teselli etmiştir. Pamukj ekimi için hazırlanan nadaslar ve makiııaların azlığı dcdayısile hazırlanamıyan tarlalar şubat !■ inde hazırlanıp mart başında ek me başlanması icab ederken hu sene bu sel felâketi bıı baş-1 :ıa imkânını veremiyeeeği ka r ı.vtindeyim.Üc yüz bin di nlim ««•azı nisan içinde tava geleceği Jen her şeyden evvel diğer k. m bine lerde bulunan makina-lerin bir ân evvel bu mıntakava
• gelmesi ve bütün ekim ihtiyaç ları için makinelerin imdada ka vuşraası lâzımdır. Eğer bu im -kânlar bir ân evel sağlanmağa çalışılmazsa gelecek sene için durumun pek fena olacağı mu hakkaktır.Ekim irin devletçe y? ter derecede Mibzer verildiği takdirde 7'8 yüz ton, verilmediği takdirde 1200 ton tohuma İhtiyaç vardır.*
Çiftçi bundan sonra sel ve yağmur felâketine uğrayan va taııdaşlara bedava kereste ve çimento verilmesini istemiş ve yine açıkta kalan köylüler için bir ev tipi kararlaştTnlarak bir ân önce iskân edilmelerini istemiştir.
Cukurovanın yol derdine geçen Karacaarslan devlet çiftliği ne kadar evvelce yapılması ka -varlaşan yolun her nedense kal mış olduğuna ve yolsuzluk yüzünden felâkete uğrayan vatan daslara ancak bin müskilâtla yiyecek gönderildiğini hayvanları için bir yardım yapılmadı -ğını, Çukurovanın makineleşebilmesi için yollarının yol haline getirilmesinin elzem olduğu' nu belirtmiştir. I
Sulama işlerine temas eden Karacaarslan yapılan sulama işlerinin natamam olduğunu su, lama usulünün köylünün bilme diğiııi, 200-250 bin balya pamu-.ğun 500 bin balyaya çıkarilabil mesi için sulama usulünü öğre tecek mütehassıs gönderilmesini istedikten sonra umumî is -teklere aid bir not yazılı kâğıdı Bakana sunarak sözlerine son vermiştir.
Bundan sonra söz alan Ke -mal Sungur tohumla beraber zi raat Bankasının köylüye yeter derecede kredi açmasını bu kre di .e köylünün son derece ihtiyacı olduğunu belirtmiştir.
TAHSİN COSKANIN CEVABLARI
Bu dilekleri cevablandıran


Afer Sabah:
Fık acı kurucular ara^i“»d i
(Baştarajı 2 incide)
— Şunu demek istiyorum kı, niye çıkıştım, siz kerameti hep kendinizden ummakla hatâların en büyüğünü Irtikâb ediyorsunuz Şunu kulağından tutar atarsın, bunu partiden kovarsın, onu gücendirir kaçırırsın. Sunun sonu nereye varır bilir misin?
— Nereye varacak, parti temizlenmiş olur.
T Parti ,on,|zlenmoz, Halk Partisinin ikinci nüshası haline gelir.
- Sîzlere no? ?aft, ba|m parhmj£ değil mı?
— O kadar uzun boylusu değil. Kondi şahıslarınız hesabına her istediğinizi yapmakta serbestsiniz, etolünüz edilmiş de ikinci bir Fatih Rtfkı olmak İstemişsiniz. Su kendi bileceği-niz bir şey. Ancak unutmamak gerektir ki zatıâliniz Partisinin itaatli vorıîen kumanda ve indirirken, bu îet yapan* sahici
e hürriyete tapanlar vardı ve bugünkü gelişmelerde onların hisseleri de zan ve tahmin ettiğinizden büyüktür. 3u itibarla dikkatli, çok dikkatli davranmanız tazrnı tistad. Zira bu millet Oe-mokrat Partinin de bir toîöfUn başka bir şey olmadığı neticesine varırsa bu memlekette yeni bir muhalefet yaratabilmek için yıiur ister... ,
Köprülünün afczı hır karış açık kaldı. Ufak tefek Fıkracıdan böyle bir mukabele öoklermyorlor efmefflardı kİ diğer kurucular da derin bir düşünceye dalmışlardı.
(Arkası yarın)
Fucaacı
Mecliste Halk bir mebusu olarak, öterine el kaldırır nıemlokolle muhale* Demokrasi severler
Tahsin Çoşkatı demiştir ki: Dilekler iki kısma ayrılıyor Birincisi âcıL diğeri kısmi ted -birdir. Tohumluğun 800 ilel200 ton olmasını istediniz. Ekim işi ne başlayabilmek iyin suların I çekilmesi ve bunun içinde Ha-! dırlı şeddinin bir ân evvel kapa tılması isteniyor. Bu şeddin ka patılnaasıııa bugün başlanmış tır. Eksik kalan işîerin tamamlanması hususundaki dileklerinizi devlette -kanı ve bayındırlık Bakanının burada bu işlet ı vakinen tedkik ettikleıdni söyle mekJe bu işlere çare bulunmuş olduğunu işaret ederim. Buna e, m in olabilirsiniz. Evleri harab olan vatandaşların bütün ihti yaçlarını reli beyin de iştiraki İe kurv.Ij.rak komite tesbit e -1 dib’ bize bildirdikten sonra hemen çaresine bak da çaktır. Bu hususta v’;- '-^ -bilirim Tohum meseksi 15 şubatta başlamadığı na göre 15 marta kadar bunların temin âdüercği ve ihtiyariniz olan tohumi.ırm verileceği -ni mesul bir Bakın olarak size vad edebilirim. j
Bundan sonra Bakan, Cu -kurovadan alman ps.muk mik-darının azlığına ve buna ileride bir çare bukuak i in tedbir a-hnacaeim. bunun ilmi esaslara dayandığın: izah ettikten sonra,’ şimdilik -istihsalin ucuza mal ediîehiimes'.nin başta geldi içinde köylüyü kavuşturmaktan baş rbnndığım belirt -Harb dolavısile imkânsızdır, buna imkân
gelecek mallarla saglarncaktır, dedîk-knvlüve verilecek Ynrce’enmesî ie^b etti
ğinı ve bunun makineye i ka çıkar ynl mistir. Bakan Makin a bulmak Eldeki raık harla yoktur. Yeni bu imkân ten sonra krodir-’n ğini bil(îirmi> ve Zûaat Banka sı müdii’ ii ile görüşeceğini bn i şin de haJ . aresiri arayacağım vaad etmişti’*. Bakan ayrıca, sulama isi.nin haslı basına bir i Jim bununla bera-
ber suri riihrev? de ihtiyaç bu-hındn^n u htı mıntakaya sulama ’-in ı-'** anlayan bilginler gönde- k le vaad etmiştir. MESrT LFRÎfV TSCZÎYİM !
Bun ' ” -- -n*”i söz alan Piiş-Cetin demiştir ki:
9a"*" Rakın demokrasi iea olarak şurada yanılan dert -
t ti

miisebbibleriâ i ceza icab erler kanaatin ramlan iste zuhur e

leşme sıra un la benim de arzet mek istediğim bîr, iki nokta var. Başımıza gelen felâket bir denrem felâketi değil, biı* sev -lâb felâketi dr* Deprem felâke ti olmuş olsavdı müsebbibini a ramak gülüne olurdu. Halbuki bu felâket: doğuran sehebleri a ramak re laDdımak devim.T-Ter
4b
don altFakhldarm incelenip suiniyetle ve hakikî şekilde bir esa sa dayanmadan yanılmışsa bunu yananlara ve göz yumanlara hpsab sormak verinde olur sanırın.
KÖYLÜ AÇTIR
Bundan sonra ayağa kalkan bir köylü vatandaş gücünün yettiği kadar bağırarak:
«Sahihsiz kövîiive el uzatma zamanı gelmiştir. Verilpn kredi lpr onun masraflarının yarısını karşıla v-ımıvor Kövlii açtır, mahsul, fahiş faizle borcu Vanntamıvor. Köy lii’’p V)ni ’.-r(wb 5-0 tohumluk ve ri^mnliAîr » dçrnistâr
Bağırarak komısan köylüye Bakan d’lekl°rmizc eareleı* hu lunaeaktır. Müsterih olunuz di .Ve cevab verdikten sonra Rüştü Cetm +?ir’-av (söz ainuç. «ç(a_ vır Bakan esleklerim cevablan dınlmadı!’- demiştir.
COSRANDA ASABİYET
Bu ânda^I'ah'in Coskanın ta vır ve hareketinde bir başkalık görülmüştür: Demokrasi icab la rina göre* dive «öze başlamış olan Rüstii Çetinin sözleri Pa -kan üzerinde bir aksiiîâmel ratmış olmalı ki. Coskan eski sakin ve ikna edici izahlarıdan uzaklaşmış bir tavırla;
Sizi temsil eden vekilleriniz vardır. Şikâyetlerinizi onlara söyleviniz. Onlar Meclise takrir vererek mesullerin aranılması -m istesinler. Bunu Hnrmek demokrasi icabıdır, haklımnız* d>‘ verek kestirme bir cevab ver -mistir.
Bakan bundan sonra flinlevi çilere: «Allaha ısmarladık diyerek salondan ayrılmış ve z( raat Bankası müdürü Raşidle hususî bir konuşmadan sonra Mersine gitmiştir.
M. Reşad AKI
51 i z n s»
Yazılarımızın çokluğundan «İs-lâmda Mezhebler ve Fırkalar Nasd Doğdu » tefrikamızı koyamadık. O kuyucularımızdan özür dilerl2.
I
komitesi çalışıyor * (Baştarafı 1 incide) teşekkül eden komite dün de çalışmalarına devanı etmiştir. Bakanlar Kurulunun salâhiyeti ni haiz olan ve onun namına ka rarlar verebilecek olan komite, sel âfetinden zarar görenlere â cil yiyecek ve giyecek yardımlarını organize etmektedir. Bu ralaıa sevkediüuek üzere Niğde, Urfa ve Mardin vilâyet rner kezleriııde teşekkül eden hubu bat satın alma komisyonları da w faaliyete geçmiş bulunmakta -dır.
Diğer tarafdan son yağmur ların yurdun bazı bölgelerinde daha hasarlara sebeb olduğu anlaşılmaktadır. Çanakkale, Bursa, Balıkesir bölgelerinde de bazı yerleri sular basmıştır. KÂNDIRADA KAR
Kandıra 26 (A. A.) — Diin saat 14 de başlıyan sürekli yağ nıurlardan sonra gece 24de kar yağmağa başlamıştır.
Hâlen devam eden kar yii -zünden Kandıra - îzmit ve Kandıra - Şile yolu kapanmış ve te lefon muhaberatı inkıtaa uğra mışbr.
Yollarda kar 60 santimi bulmuştur. Yağış devam ederse Kandıra - îzmit yolunun uzun müddet kapalı kalması muhtemeldir.
Solcu Profesörler

(Baş tarafı 1 incide) rul, geceli gündüzlü toplantılarında meseleyi esaslı şekilde nicelemiş, la kat hocalar hakkıiıdakı ağır isııad-lan teyide yarar en ulak delile dahi rastlanmamışta-. Şimdiki halde bu kürsülerin muvakkaten tatili sure-tile bir şekli bal bulunmuş gibidir. Ancak kurul karan üzerine bu hocaların hukuki vaziyetleri sağlam-laşrmştır. Maaşlarım da tamanıeıı almağa devam edeceklerdir.
Umumiyetle mutalealar meselenin daha ziyade politik mahiyetti! olduğu merkezindedir. Muhtelif neş riyat, nümayişler ve demeçlere rağ men kurulun kararı profesörler a-leyhindeki delillerin kâfi görülmediğini meydana çıkarmıştır. Diğer taraftan dikkati çeken bir hâdise de Halk Partisi Demirtcpe ocağında tertib edilen pazar toplantılarına bir müddettenberi ara verilmiş olmasıdır. Halk Partili gazetelerde ise kurul uararı üzerinde herhangi bir tefsire rastlanmamaktadır.
Tekel Bakanı dün geldi (Baştarafı 1 incide) miş, Tekelin son aylardaki çalışmalarına dair malûmat almıştır.
Şevket Adalan öğleden sonra saat 15.30 da kendisine «Hoş geldiniz!)) diyen bir muharririmizin sorduğu muhtelif sualleri henüz cevab landıracak durumda bulunmadığını söylemiş, tedkiklerl sonunda, Anka-raya dönmeden evvel bir basın kon feransı tertibliyeceğini sözlerine ilâ ve etmiştir.
Bu sırada muharririmiz Bakana şu suali soınuştur:
«— İstanbul vapurunda bir kaçak çılık hâdisesine el konduğunu, gemi başkamarotu Haydar Çınarın dö viz kaçakçılığı yaptığı iddiasile hak kında tahkikata girlşildiğmi biliyor sunuz. Ayni zatın üzerinde kaçakçılıkla ilgili ve bazı kimselerin isim lermi taşıyan bir liste bulunmuştu. Bu isimler hâlâ ifşa edilmedi. Liste nin saklanmasının sebebi nedir?..
Şevket Adalan gülmüş ve şu cevabı vermiştir:
«— Gazetecilere aksettirildlğl'gi-bi; mevzuubahls listede bazı yüksek zevat diye vasıflandırılan kimselerin isimleri yoktur. Müfettişler hâdiseyi tedkik ediyorlar. Maama-flh efkârı umumiyeyi tatuıln için listede bulunan isimleri size bildireceğim. Müsterih olabilirsiniz.»
Bakan bugün de çalışmalarına devam edecektir.


İngiliz - Rus ticeret anlaşması tatbik mevkiinde
Londra 26, (A. P.) — Geçen lerde imzalanan İngiliz - Rus ti caret anlaşması gereğince ili: sevkiyat yarın yola çıkacaktır.; lngiltereden Rusyaya ilk gönde rilen mal, 11500 ton çelik ray -dır.
(unan Parlamentosu tatil yaptı
Atina 26, A. A.)
Parlâmentosu dün gece yaptığı toplantıda tatil devresine gir -mesiııe aid kanun tasarısını 73 muhalife kaı-şı 147 oyla tasvib etmiştir. Parlâmentonun itnlili
Yunan

10 mayısa kadar devam edecek ve bu müudcl zarfında elli sav lavdan mürekkeb bir pariâmen to grıınu Meclisin sahîb olduğu’ yetkileri kullanacaktır. i
YEN I SABAH
SAYFA f 5
suahmize cevab
*
f Başlar afi 1 incide) da hatırlatmak isterim ki,
akademiye bağ-
kendisi akademi değildir. Onun
Şunu
AzerbaycanlI bir Türk olan Hüseyin Tahirzade, mütehassıs profesör diye angaje edilmiş değildir, lstidad ve tecrübelerinden istifade edilmek üzere lanmışlar.
Ayni zamanda, nin de yabancısı
Türk süsleme sanatlarile olan a-lâkasınnı nasıl başladığını göstermek iizere; sergide de teşhir edilen Atatürkün bir çeyrek asır evvel kendisine el yazısı ile yazdığı mektubun suretini de size vererek hâdiseyi açıklamış olmak isterim.
Dr. A. Süheyl Ün ver tarafından yapılabileceği bizce malûm bu liman itham ve isnadların ne de-receye kadar doğru olduğunu, kâfi derecede aydınlatabilmiş olduğu nu tahmin ediyorum.»
Diğer taraftan evinde konuştuğumuz Akademi tedris heyetinden Hüseyin Tahirzade, iddialara şöyle cevab vermiştir:
r— Ben, Türkiyenin hiç de yabancısı değilim. 1930 senesinden evvel. Mcdresetülhattatin’de tezyin ve tezhip muallimliği, lktisad Vekâletinde resim amirliği, Here-ke fabrikasında serressamlık yaptım.
1930 da İran Güzel Sanatlar A-kademisi müdürlüğünü deruhte et tim. İki buçuk yıl önce muvakkaten geldiğim Türkiyede, bana A-kademide bir hocalık teklif ettiler, kabul edemedim.
Nihayet. Ankarada ve İzmirde açtığım sergiler üzerine, G. S. A. umum müdürü Halil Vedat Kıratlı, Akademinin süsleme bölümünde çalışmamı ve orasını ıslah etmemi istedi.
Bir müddet burada kalacaktım, netice itibarile ikinci vatanımda bulunuyordum, kabul ettim. Kâfi derecede hizmet edebileceğimi sa-
I

nıyorum.
Akademideki talebelerin gö/j açılsın diye —istifade etmeleri içi değil—• 130 eserden ibaret son s( gimi açtım.
Çok kuvvetli eserlerimi teşlıiı etmekten çekindim, çünkü, böyh eserler, alışık olmıyan gözlerin soı haddine kadar açılmasına vesil olabilirdi.
Eserlerimde, yabancı imzalar ü duğunu iddia ediyorlar. Halbuk onlar, Iranlı talebelerimin «For doldurmak a eResim öğrenmek gibi, emekleri mukabilinde atmaya hak kazandıkları mütevazı imza lardır.
Çok teessüf olunur ki; 130 eseı içinde görülmeğe ve tenkid edilmeğe lâyık olanlar, unutuluyoı da, ehemmiyetsiz olanlar üzerinde dedikodu yaratılmak isteniyor
Eserlerimden biri üzerinde (1315) tarihi olduğu, o yılda 3 ye şında olacağım ileri sürülerek, be nim eserim olmadığı iddia edil! yor.
Diğerleri gibi, bu da çocukpa bir iddia; çünkü o (1315) lranh-. ların kullandığı seneye aiddir.» Atatürkün profesöre iltifatları (Suret)
26.5.1339
Medıesetülhattatin tezhib allimi Tahir Beyefendiye:
9. Nisan. 1339 tarihli mektubu nuzu aldım. Pek nefis ve kıymettar bir eseri sanat olan levha da geldi. Teşekkürler ederim.
Tezhib ve minyatür islerindeki yüksek kudret ve istidadınızın tak . dirhanıyım. Sanattaki maharetinizden daha şarnil bir surette istifade edilmesi için sizi Maarif Vekâletine tavsiye ettim.
Temâdii muvaffakiyetinizi menni ederim efendim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi reisi Başkumandan Gazi M. Kemal
• •
mu-
te-
Çekoslovakya komünist hâkimiyeti altında f Başta rafı 1 incide) lerine göre iş başına gelmiştir Siyasî kaynaklardaki kanaate göre, şimdi Çekoslovakya, Rus yaya daha fazla yaklaşacak ve Rusyamn Marshall Plânını red
•w detmesinden beri Doğu Avrupa memleketleri arasında görülen karşılıklı yardım anlaşmaları -na o da dahil olacaktır.
Filhakika, Çekoslovakya Le histan ve Yugoslavya ile karşılıklı yardım anlaşmaları imzalamış olmakla beraber, soııra -dan diğer memleketlerle bu şekilde anlaşmalara girişmek iste nıemiş ve Balkan hâdiselerin -den mümkün olduğu kadar u -zak kalmak ve Batı ile ticarî nıünasebat devam ettirmek arzusunu göstermişti.
STRA FİNLANDİYADA
Çekoslovakvanııı vaziyetini değiştirmesi için hu suretle taz V'k altında bulundurulması üze iine şimdi Fiıılândiyanuı ne yapacağı bahis mevzuu olmakta-tadır. Çünkü bu küçük nıemle ket de tamamile Rus tahakkümü altına girmemek için çok gayret sarf etmekteydi. Finlân diyada yeni seçimlere bir kaç. ay kalmıştır. (
AMERİKAN İHRACATININ
TAHDİDİ MUHTEMEL Vaşingtoıı 26 (A. P.) — Hü kûmet makamları tarafından dün basına verilen malûmata göre, Amerikanın Çekoslovak -yaya ihraç edilecek malları tah dide tâbi tutması muhtemeldir. Eski Çek hükümetinin devril -meşine sebeb olan hâdiseleri A merika ivi karşılamadığını bu suretle izhar etmiş olacaktır.
Î?.TGÎLTERE4 AMERİKA, FRANSA TARAFINDAN VERİLECEK NOTA Paris 26, (A. A.l -re, Birleşik Amerika, tarafından Çekoslovakyaya tev di edilecek müşterek notanın resmî şekli henüz tasrih edil -m emi şiir.
Notanı*1 bu üç devletin Prağ dakı elçileri tarafından Got -vald hükümetine tevdi edikçe -ği gibi bahis mevzuu devletle -rin başkentlerinde bulunan Çekoslovak el■,derine de tevdi edil mesi muhtemeldir.
INGİLTERE YENİ HÜKÜMETİ TAN1MTYACAK MT Londra, 26 (AP ) — Büyük Bri-tanyanın Çekoslovakyada teşekkül eden yeni hükümeti tanıyıp tanıma □vak meselesini tedkik edeceği bugün Ingiltere Dışişleri Bakanlığı ta rafından açıklanmıştır.
Bu konuda bir basın toplan1 ısında beyanatta bulunan Bakanlık söz CÜ8Ö, komünistlerin demokrasiye aykırı usuller kullanmak suretile hükümeti zorla kabul ettirdiklerini ■jövlcmlş v vr.kya bitli
îngilte Fransa
e Iî.giderenin
__________iI'mİİi hakkında müşaverelerde bulunmuş olduğunu da açıklamıştır.
Bundan başka sözcü gerek Ad let ve gerek içişleri Bakanlığının
Çekoslo-Fransa ile


hâlen komünistlerin elinde bulunduğunu belirtmiştir.
HARB ZAMANINDAKİ GİZLİ ANLAŞMALAR
Vaşington. 26 (AP.) — Yetkili bir kaynak, Amerikan hükümetinin harb esnasında Çekoslovakyanın kurtarılmasına dair Amerika ile Rusya arasında yapılmış olan gizli anlaşmayı neşretmesi muhtemel olduğunu bildirmiştir.
Bu kaynağın verdiği malûmata göre, 1945 mayısında Prağın korta nlnıası için derhal Amerikan kuvveti gönderilmesine Rusyamn Gene rai Eiscnhov/ere yaptığı bir müra eaat mâni olmuştur- Harb zamaıiıu dakl gizli çalışmaların Amerika tarafından açıklanmamış olmasından istifade ederek Ruslaı* kendilerin. Çekoslovakyanın kurtarıcısı olarak gösterebilmişler ve Amerikayı Çe-koslovakyadan Almanları söküp ata mamı.ş olmakla itham etmişlerdir.
ŞEHİRDEKİ HADİSELER
Prag, 26 (AP.) — Şehirde dün de bazı hâdiseler olmuştur. Bu arada, gece, büyük bir kalabalık. Cumhur cany Sarayma doğru yürümeye baş başkanı Beneşi görmek için Ilıad-larnış, takat polis buna mâni olmuş tur. Nümayiş esnasında 50 talebe tevkiî edilmiştir. Yürüyüşe iştirak edenlerden bir talebe, kalabalığı da Çıtnıak için polisin dipçik kullalıd) ğırn söylemiştir.
Gündüz de, eski Charles Ünlver sitesi önünde 10 bin talebe toplana rak nümayişte bulunmuştu
Yunanistanca e ektrik s 'rfiyatı kışı iyor Selanik 26, A. P3 — Ame-rikadan beklenilen kömürün geç kalması üzerine, elektrik sarfiyatında tasarruf yapılma -sına karar verilmiştir. Bu ara-|Ja, Selânikteki evlerde |yüzde SOnisbetinde tasarruf yapılacak tır.
Şimalî Yunanistan valisi Bas yakos bu hususta verdiği de -ineçte eldeki kömürün ancak i-ki güıı yeteceğini, o zamana ka daa* kömür gelmediği takdirde sanayi müesseseleriıüıı kapanmak zoruuda 1 emiştir.
Truman
Keyvest ( A.) — Dün
(Baştarafı 1 incide) ması bakımından, üzerinde büyük bir dikkatle durduğumuz Millî Sağ lık plânı hakkında tasvibkâr gö-rünülmekle beraber; gerek bu plân hakkında, gerekse Bakanlığımızın diğer bazı işleri hususunda gösterilen tereddütleri, halk efkârını aydınlatabilmek için, aşağıda izah etmeği lüzumlu gördüm:
1 — Ciba fabrikasının yapmak-. ta olduğu müstahzarları, Türkiye
dahilinde hazırlamak üzere müsaide istediğini ve bu müsaadenin, Bakanlar Kurulu karan hilâfına verilmiş olduğunu yazıyorsunuz. Bugüne kadar ne Ciba müessese-si tarafından ne de başka bir firma tarafından, bu gibi bir müracaat yapılmamış ve böyle bir müsaade de verilmemiştir. Kaldı ki, Bakanlığımızın evvelce gazetelerde neşredilmiş* bulunan tavzihi veçhile; bahis konusu 3.VHL1936 tarih ve 2'5127 sajılı Bakanlar Kurulu karan memlekette, lüzumundan fazla benzerleri yapılmak ta bulunan baş ağrısı kaşeleri, diş macunlan, öksürük ilaçlan müshiller gibi muayyen ve mahdut dört çeşit müstahzarın, kiyede imali hakkının satın ması veya fabrikalarla ortak olun ması suretiyle, memlekette yapılmalarına müsaade edilmemesi hususuna mütedair ve münhasır bulunduğundan ve 1262 sayılı İspençiyari ve tıbbı müstahzarlar karnı nunu değiştiren ve ayni kanuna ba zı bükümler okliyen 4348 sayılı ka nunla tıbbi müstahzarların, dahilde ne şekilde ve kimler tarafından imal edileceği ve yabancı müstahzarların da memlekete ne şekild ■ idhnl olunabileceği hakkında etraflı ve esaslı hükümler konulmuş bulunduğundan; tıbbi müstahzarların memleketimizde imaline ve hariçten idhaline müsaade verilir ken; bu konuya taallûk eden mev cud ve mer’ı hükümler dairesinde müstahzarların imalindeki teknik inkişaflar da nazara alınarak, mu amele yapılmasınm daha muvafık olacağı düşünülüp; 7.VI.1947 tarih ve 3 5681 sayılı Bakanlar Kurulu karariyle ilga edilmiştir.
Bakanlığımız müstahzarlar işin de büyük bir hassasiyet göstermek lüzumuna kani olduğu içindir ki; memleket dahilinde yapıkm. yahud memleket dışında yapılıp iç piyasaya arzedilmcsine müsaade istenilen müstahzarların, terkib bakımından tahliline ve muayenesine geçmezden evvel âmme sağlığı bakımından faydalı ve liizum’u olup olmadığının tetkikini, en sa-lâlıiyetli uzmanlardan (8) kişinin teşkil ettiği bir komisyona tevdi etmiş ve bu suretle her türlü şikâyet. dedikodular ve tesirlerin önüne geçmek prensibini koymuştur.
Bakanlık aleyhine Danı.ştaya a-çıldığını bildirdiğiniz idari dâva, her hangi bir müesseseve veya şahsa şu veya bu yabancı müstah zarın memleketimizde yapılmasına müsaade verilmesinden, yahud verilmemesinden mütevellid olmayıp yukarıda tarih ve sayısı yazılı Bakanlar Kurulu kararının, 7.VI.947 tarihli kararla kaldırılmış olmasın dan ileri gelmiştir.
2 — Sağlık plânı hazırlanırken bu işe memur edilen Bakanlık uzmanları. bir çok yabancı menba-lardau da faydalanmaktan geri kaim. ınışlardır. Bıı uzmanlardan hiç liri, bahsettiğiniz şirketin statüsünden haberdar dahi değillerdir. Sağlık plânımız, kendi uzman lanınız tarafından ayn ajTi hazır landıktaıı sonra, Bakanlığımın a-lâkalı biititn memur ve uzmanları tarafından birlikte tetkik ve münakaşa edilerek, Sağlık Şûrasının da tasvibine arzedilmiştir.
3 — Bataklıklar üzerine uçakla atılan Paris yeşili ve D. D. T. için sarfcdiien paralar, hiç bir kiraseye kazandırılmak üzere sarfedılmedi-ği gibi, biraz diinya hayatını tâki b edenlerce de israf sayılamaz.
veya
Tür-alın-
Bu gibi faydalı tatbikler, sıtma ild savaşan memleketlerin hepsinde yapılmaktadır. Bilhassa, son biü kaç sene içinde ltalyada ve Yuna-nistanda D. D. T. sıtma istilâlarına karşı uçakla geniş bir surette kullanılmış, hele son zamanlarda Mısırda görülüp, büyük tahribler yapmak istidadını gösteren kolera ya karşı yapılan savaşta D. D. T?, maddesinden, pek büyüle faydalar sağlanmıştır.
4 — Sağlık Bakanlığı maalesef vf tamin dağıtmış değildir. Dağıtmak imkânı bulunsa, bundan ancak bahtiyarlık duyacaktır. Köylere kadar dağıtılmasına gayret edilmiş olan madde Sulfaguanidin o-lup; bu da çocuk ishallerine karşı kullanılmış ve bu sayede, çocuk ishali yüzünden kaybedilen Türk yavrulannııf nisbeti %3,5 tan %1 e inmiştir. Bu netice karsısında, yaptığımız masrafın israf olduğunu iddia etmek tabiî mümkün olamayacağı gibi; sizin de memleketinizi seven herkes gibi, bundan memnun olacağınıza eminiz.
5—Memleketimizdeki maden suları ve kaplıcaları, gerek sağlık ve gerekse ekonomi bakımından üzerinde durulması ve halledilmesi lâzım bir mesele halindedir. Millî Sağlık plânımız, bunların ıslahını ve bulundukları yerlerde modern ve sıhhî tesisler kurulmasını, bir çok bakımlardan uygun ve faydalı bulmuştur. Maden sularının şifalı hassalarından faydalanma, güzel bir gelenek halinde halkımız arasında devam etmekte oldu ğundan; hem bunlara karşı rağbetin her gün biraz daha arttırılması ve hem de bu feyizli ve şifalı yerlerin, günün icablarına uyar şekillerde düzenlenip geliştirilmesi düşünülmüştür. Kaplıca ve maden sularımız, bu sayede daha çok faydalı ve yararlı bir hale sokulduğu vakit, hem yurddaşlarımızın sağlık ihtiyaçları karşılanmış ve hem de hariçten gelecekleri tedavi ederek, memlekete geniş ölçüde döviz sağlanmış olacaktır.
6 — îjyen Enstitülerinin, koruyucu hekimlik alanındaki sağladığı faydaları, izaha lüzum görmüyo ruz. Bu enstitülerin memleket için de yayılması, sağlık kalkınması i-çin düşündüğümüz esaslann uygu iaumasında, bize en büyük hizmeti yapmış olacaktır. Bugün tek ha şına çalışan enstitünün hile, bize ne kadar hayırlı işler gördüğünü; son aylar içinde Mısıra ve Suriye-ye kolera ve veba aşısı yardımı yaptığımız göz önünde bulundum lacak olursa, enstitü sayılarının artması halinde alacağımız neticelerin, ne kadar büyük olacağı kolayca anlaşılır.
7 — Gazetenizdeki yazılardan, Millî Sağlık Plânı hakkında da size verilen malûmatın, çok yanlış olduğu anlaşılmaktadır. Millî Sağlık Plânının uygulanması için. Bakanlıkça iki ayrı kanun tasarısı hazırlanmıştır. Bunlardan birisi, gelecek yallara geçici tealiı
girişilmesi, öteki de sağlık ■ lan kurulması hakkındadır.
, Son şeklini alan tasanlanrau: la. Millî Sağlık Bankası diye bir müessese yoktur.
(Sağlık Sigorta rak yürütmeği, sabetli bulduk.
bunun tatbikine uygun ve e
li olarak hazırladık. Sağlık Ba.c. ı lığının mesuliyeti ve daimi m ;u-kabesi altın'da işliyccck olan Sağlık Sigorta Sandıkları Kuru n ı, bizatihi bir ânıme miiessesesi m l-hiyetini taşıyacağı cihetle, buu n bütün işlerimizde olduğu gibi. ııı temiz ve en salâhiyefli eller’u idare ettirileceği tabiî olduğ.rıdan; bu âmme müessesesine hcı hangi hususî bir müessesenin girmesi ve sermayesinin de iştirâki bahis konusu olamaz. Keyfiyet tavzih olunur.
Saygılariyle.
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Behr^t Uz
aitlere
gortn
Biz sağlık işli riui Sandıklan) ki:r.-.-daha real s t »c Tasarılarımı"! .'a l' ı-rî' -


kalacaklarım söv
F’orida’da
Florida) 26, (1. öğleden sonra Rubanın güney batı sahilinde Gıı-
anlaııamo Amerikan deniz üssü nü ziyaret eden başkan Tru -man dün aksam Floridaya gelmiştir. _____ ___________
Deriz iöe va-u n çildi
Denizli 26. (A. A.) — Bıı ge ce saat 1 ie sağlık «pzahanesiıı de çıkr.n yangın neticesinde ec-zahaue ile bitişiğindeki iktisat bankası re bir fırın yanmıştır, îktisad bankasının defter
ve
kayıdları ile paraları tamamen.'
kurtarılmışta*, hiç bir şey km
hiç bir i
Eczahanöden
ırtarılamamıştır.

' >■
>•
W
&
• * ' * ■ * r «T


Türkiye îş Bankasının tasarruf hesabları için hazırladığ. 1948 yılı ikramiye plânının birinci çekilişi bir mart pazartesi günü i’abilaeaktır. Bu çekilişe biiviik ikramiye olarak konan buhçe-evin
ev.
lı bahçesi,
Evde iki-büyük salon, ik
L.uıyo dairesi, bir mutfak v
rla çevrili 904 x>.’ ’r ka
li bı lam b?-iı bir
Duvj lan vardın
neşrediyoruz .161 2 kapı numarasını taşıyan
resmini neşrediyoruz.164 2 kapı numarasını taşıyan lstanbulda Erenköyünd ' V' hem fendi caddesindedir. Ba geniş taraşları ib- bu semtin c ı zarif v;ibılam lan i yatak odası, bir hizmetçi odası -bir çamaşırlık bulunmaktadır, k bahçesinde meyva ve süs ağafl


1
RAYFA:•
27 e.U B A T 1B41
I
Meşhur Çek takımı Sparta dün geldi
[ Sparta şehrimizde beş maç yapacak.. |

■ (* * a ( wlow(r/L* . sa. k A

Dün gelen Sparta takımı
Çekoslovakyanın Sparta fut t(»j takımı, dün sabah uçakla şehrimize gelmiş, hava alanın -da sj»orculanmız ve Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü adına bir mümessil tarafından karşılanmıştır.
16 oyuncudan müteşekkil ta
Yeşilköy Hava alanında
kıma, Garbay, Joscph, Tcsar gi bi klüb sekreteri ve beynelmilel oyuncu Frantişek Pelikan başkanlık etmektediler.
Sparta takımı şehrimizde kaldığı müddetçe beş maç ya -paça k tır.
Lisan derslerinin erken saatlere alınması isteniyor
İstanbul Üniversitem Yabancı Dilli ı Okulunda verilmekte olan yabancı dil dersleri saat 17 de baş hyarak saat 19 da bitmektedir. Halbuki ayni günlerde beş saat ders okuyarak yorgun düşen öğrenciler bu derslerden l&yıkile fay dak.namamaktadırlar. Yabancı Diller Okulu direktörlüğüne müteaddidi defalar yabancı dil dereleri-itin günün erken ve boş saatlerine alınması ve bir bucuk saatlik dersler arasında bir teneffüs verilmesi için gençler, teşebbüse geç mişlerse de müsbet bir netice alamamışlardır.
Maamafi bu müşkülü Rektör lük makamının halledeceği umulmaktadır.
flazı medreseler Üniversiteye devredilecek
Belediye tarafından şehrimizin muhtelif semtlerinde bulunan medreselerin üniversiteye verilmesi ve buralarda fakir talebelerin barındırılması düşünülmektedir; ’
üıuveraiteye tahsis olunacak medreseler arasında Darülhadis, MtllâzimJer, Çifte baş, Çifte ayak, İJahriseflt ayak. Kurşunlu, Bahri-siyah ayak, Şehzade, Ha6anpaça medreseleri zikredilmektedir.
1 -------’ a
Ankaradaki infilâkın tahkikatı ilerliyor
«Eir kaç gün evvel Ankarada fCo'Tin pazarında, Nesim adında hırdavatçıya gönderilen bir sandığın arabacan indirilmesi esnasında infilâk ederek üç kişinin yara-lamhğını bildirmiştik.
Ankara savcılığının iş’an üzeri ne sandığı gönderen, Marpuççular âa 10 numaralı kırtasiye mağazamı eahibi Kemal Habibay, dün sabah »mniyet müdürlüğünde verdiği ifadede, sandığın içinde yüz kvtu mantar tabancası kapsülü, zarf, iğne, düğme, pil ve saire bulunduğunu ve mantar kapsüllerinin infiiâke sebeb söylemiştir»
Fakat alâkalılar, sütlerinin bu kadar
filâkc sebeb olmiyacağı üzerinde ısrarla durmaktadırlar.
BU HAFTA \ AKILACAK MAÇLAR
İst. B. T. Bölge Md. günden:
29 2/948 pazar günü
Galatasaray Stadı:
10 Defterdar - Hasköy 12 Beylerbeyi - Eyüb 14 Anadolu - Beyoğlu Fenerbahçe Stadı:
10 Davutpaşa - Sümerspor Vefa Stadı:
10 Elektrik - Taksim
12 A. Hisar - Rami
14 Denıirspoı* - Emniyet
BÖLGE KIR KOSUSU BİRİNCİLİĞİ
B. 1. İst. Bölge Md. ğiinden:
— Bölge kır koşusu birinciliği 29 şubat 948 pazar günü saat 12,30 da Mecidiyeköyünde yapılacaktır. * ,
2 — barışma mesafesi: Kızlar 2000 metre, küme IH 5000 metre, küme I 10.000 metredir.
3
takımlar ve ferdler lisaııslarile birlikte 28 şubat 948 cumartesi günü saat 10 a kadar atletizm ajanlığına kayıdlarını vaptınp numaralarını almalıdırlar.
3 — Toplandı yeri Galatasaray stadyomudur.
5 — Aşağıda adları yazılı hakemlerin belirli saatte stad -yomda hazır bulunmaları rica olunur.
Ali Rrza Sözernln. Ömer Be sini Koşalav. Semih Tiirkdoğan Fünızan Tek:' n» Nııreddin O. Savcı, Tevfik Böke, Enver A ziz Göknil. Ha'1’’1 Sen. Reeeb O gan. Nevin” n Tr-kii. Sava Ha -zencioğlu. I nv.il Girgin, Fethi Dinçer, Hayati Özgaıı Kemal Olçavtu, Akil ŞenaJn, İskender Sonzur, Ender Karay, Şevket Aktalay.
Bölge kır koşusu birin-
Yarışmalara katılacak
olabileceğini
mantar kap-şiddetli bir in
GALATASARAVr H.ARFN AİLE YEMEĞİ
Haber aldığımıza göre Gala tasaraylılarm aile yemeği 6 mart 1948 cumartsei günü saat 22 de Taksim Be lediye Gazino I sunda verilecektir.
Her sene mevsimin en kibar Aile Toplantılarından birisini teşkil eden bu gece yemeğinin, bu sene diğerlerinden daha mü kemmel olması için, faaliyete geçilmiş olduğunu ve şehrimizin tanınmış ailelerinden müteşekkil biı* komitenin kurulduğunu w « • v O
öğrendik.
Ufak para buhranı hâlâ önlenemedi
Geçenlerde piyasaya çıkarı -lr.n yr i bir kuruşluklar piyasa da ufak para buhranını henüz önliyemcmiştir.
öğrendiğimize göre 100 mil y.-n adet çıkarılmasına karar veı ilmiş olan ortası delik bir ku
t ûşluklardan ancak, 3 milyon 650 bini darbedilmiş bulunmak tadır.
Darbhane, ufak para buhra mm bir ân evvel önlemek için v ni kuruşlukların darbına hız r ermiştir.
-
IntiyKs Euhibi:
A. CLMKLEDDİN SARAÇOĞLU ■ jğan tiilaıt idaj» .dt*:
yt» hi.ri MüdUHi: FATİH FUAD *)l»iidi(I Yer ı
Hakiki lagiliz monteli su geçmez TKENÇKOT PARDESÜLER 35 Liradır
Satışımız . ^ayyerdir ABDURRÂHMAN KAL YON Dikranga» Han 11 — 12 Sultan Hamam
(Başrarafı 4 üncüde) evet iki kere koridorda rastlamıştım. Kumral az dalgalı saçlı I iri olduğu kadar sert koyu renk gözleri vardı. Dal gibi idi. Yalnız fovkalâde gururla yükselen başına dikkatle bakmıştım. Zavallı kız. Hayır hakkım yok kendisi duysa «Kimsenin bana acıdığını istemiyorum’ diye bağırırdı muhakkak. Fakat birşey yapmalı idim.
Teyze» dedim. «Bana anlattığınız için pişman olmayınız. E-vef itiraf ederim ki biz ekseri-vetle hodbiniz. Fakat ben her İh * tivör kadında annemi hem gencinde kardeşimi göriiriim. Hiç bir fena maksadım yok. Çok yal varırım aklınıza fena birsey ge-ı tirmeyiniz. Bugün maaşımı aldım. Yansını elli lirava kabul e diverin. Bahtivar için de belki bizim dairede bir iş bulunur. • Bunu bana nasıl olsa ödersi niz. Ne olur kabul edin. Bahti-, yar da benim kardeşimdir. Kadıncağız sıkıldı. Amma o kadar; içimle konuşmuştum ki, aldı bir az daha oturdu konuştuk. Azı-c>k ferahlamış gibiydi. Maama-fih hava karardıkça gene telâşlandı. Nihavet vukarı çıktı. Giderken elini öptüm. Annemi hatırladım.
Neden bilmem her iyilik bana îztarabla karışık bir saadet verir.
Akdenize döndüm; Pamait ts-tirati biizat seyahatlerini lisanların en sadesiîe anlatıyor. Sesi' işleyici. Arkadaşlarını tanıyor seviyorum. Cezair - Şam... Zil çalmıyor. Yukarıdan ipi çekip açtılar, ihtimal Bahtivar sert ayak seslerde çıktı. Çünkü evin üst katındaki yaşlı zabitle metresinin ayak seslerini tanırım. Hem onlar kavgasız içeri giremezler. Sovunup pijamamı giydim. Keyifle vatağa uzandım, iki uortakahnı var oh ne güzel.
Birden yukarıda gene gürültü
lst*nbul Konservatuarında
(Baştaralı 2 incide) 1
Kullanıldığı usulün ritmik âhen i ğine göre 2, 3, 4, 5 zamanlı olabilen (Tekâ) darbı ikiye bölünmekte ve çift zamanlılarına (Teke) ve tek zamanlılarına (Tekâ) denilmektedir. Halbuki bunların hep si de (Tekâ) darbıdır, (Teke) dar bı bizde ayrı bir darbdır. En hafif darplardan olan bu süratli darp yalnız iki zamanlı olur. Başka şek li kullanılmış değildir. Bu darb (Tekâ) darbının tahfif edilmiş şel li gibi kabul etmek doğru değildir (Tahek) darbına ise garib şekiller verilmektedir.
8 — Musiki dizilerinin logarit-mik bir silsile teşkil ettiği malûm bulunduğu halde Konservatuvar-da iki aralığın mecmuu hesablanır ken nisbetleri anısına (4-) işareti konulmaktadır. Halbuki yapılan ameliye bir çarpma ameliyesidir. Yoksa toplama ameliycsi değildir. Konservatuvarcilar bu basit ne-sab bilgisinede mi sahib değildirler. Oktavı bir dörtlü ve bir beşliden meydana gelmiştir diye ikiye böldükten sonra bunları bir araya şöyle toplıyaıak 2 frekansını bulmaktadırlar: 4/3 + 3/2 — 2 halbuki bu iki nisbetin toplamı değil çarpımı 2 frekansını verir, eğer bu iki kesrin toplanması lâzımgel-se idi 2 değil 17. 6 elde edilir. Deislere devam edenler arasında kültür seviyesi bu basit lıatâyı hazniedeiniyeiı aydın gençler olduğunu unutmamak lâzımdır.
9 Diyez ve bemol gibi ârızıı-Inrla gösterilen ve iki aralığın biı leşmesinden meydana kısım aralıklara fuzulî rilmekte. Meselâ, eksik ikili gibi ortaya garib Ihmaktadır. Türk musikisinde böv le şeyler yoktur, her tâbir mahalline maksuıdur. Bu şekilde değiş-tirilıniye nıüsaid değildir, bu tâbir ler bir zamanlar merhum Raul Yekta tarafından da kullanılmış ise de hiç kimsece kabul edilmemiştir.
10 — (Sonometre) yerim (Mo-nokord) tâbirinin tcrcemcsi imiş gibi Sadettin Arel’in icadettiği (teltek) tâbiri belletilmek istenmektedir. Bu kelime lisan bakımından da incelenirse (Monokoıdj un terccmesi olmadığı görülür. I ran lisanında mevcud olan (Vaa-fi terkibi) lerin Türk lisanında mevcud olmadığını hatırlatmak isteriz. Terceme yapmak istersek (Teltek) değil (tektelli) dememiz icabeder. Bize* bu gurib tâbire hiç lüm yoktur
Bütün dünyacı? bilinen (So nometre) fizik teriminin değiştirilmesine Sebeb var mıdır. Esasen bir terimin kp.bul edilebilmesi için her bakımdan otraflı bir surette incelenmesi ve herkes tarafından resmen kabul edilmesi İcat eder.
Şöyle basit bir bakışla kolayca sıralıyablldiğimiz bu kabil hatâların düzeltilmesi çok kolay ve lii zumludur.
Son günlerde Konservatuvarırı ulahı konusu üzerinde belediyenin
• •
I




gelen bir isimler ve-üçlü, artık tâbirler a-

leı* oldu. «İstemiyorum diye bağırarak biri merdivenleri koşa koşa indi. Arkasından kapım yumruklandı. Açlım, özür dilememe vakit kalmadı. Bahtiyar suratıma paraları çarptı. 'Alın dedi. «Alçaklar erkek milletinden hiçbir şey istemiyorum... İh tiyacım yok:., var amma istemiyorum işte. Siz de öylesinizdir. Bugün iş aradığım yerleıdeki-ler gibi... parayı vermeden önce vücuduma iyice baktınız mı?.. Al paranı istediğini çabuk bulur sun...o Ben kardeşim diye kekeledim. Annesi de kolumdan çekiyor, boyuna benden özlir dilerken «Bahtiyar kızım çok a-yıp diye bağırıyordu. O iki gün sonra görürdünüz .. Görürdünüz.» diyordu. Kadıncağız o-nu çekerek götürdü.
Çok üzülmüştü: biraz kızıyor dunı amma hak vermiyor da değildim. Kimbilir bugün nelerle karşılaştı...
Ne de olsa, sabaha kadar sakinleşir, erkenden çıkar özür dilerim, daha doğrusu izah ederim.
Sabaha karşı çığlıkla uyandım. Yukarıda kapı açıldı. Bir çığlık daha bir vîicud yıkıldı. Yukarıda ev sahibinin sesini'du yunca ben de koştum. Yaşlı kadıncağız kapının önünde hareketsiz yatıyordu. Benden evvel odaya giren ev sahibi korku ile bağırdı. Ben de girdim, duvarda kimbilir hangi çocuğu eğlendirmiş olan kolu bir çiviye tutulmuş bir ipin ucunda gene kız asılı idi.
Döndüm yaşlı kadır.a koştum, bayılmışta. Sımsıkı yumulu elini uyuşturmak için açınca buru şuk bir kâğıd yere düştü. Eğildim: Anneciğim sem yalnız bırakıyorum. Beni affet anneciğim.»
*
*
İKİNCİ PARTİ İTHAL MALI ŞEKER SATIN ALINACAKTIR

borsa
İstanbul Borsaajnjn 26/8* 1M« fiyatları
•_ _
Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketinden
Hususî şartnamesinde yazılı vasıf ve şartlar dairesinde
olmak üzere ikinci parti 15.000 (on beş bin) ton metrik ithal İmalı beyaz granüle rafine şeker satın alınacaktır.
İştirak edecekler 16 Mart 1948 sah günü saat 15 de Şirketin Ankarada Atatürk Bul/arı 347 numaradaki merkezinde şartnamede yazıh teminat mektublarile birlikte bulunmaları ri Ica olunur.
| Şartnameler Şirket Merkezinden veya îstanbulda Bahçe kapıda Taç Han 3 cÜ kattaki İstanbul Bürosundan temin olu ınabilir.
Tesbit edilen saatte hazır bulunmıyanlar açık fiat indir meşine iştirak ettirttesniyeceğinden isteklilerin tam zaman da Şirket Merkezinde bulunmaları ilân olunur. (2499
>

z
ÜSTt'yJ-
BVLUT
Sabshart-
İfiTANBIT, bEJUKDlYTiS)
ÇAHtR TİYATROLARI
fiaat 20 de Dran
Kısmı:
EVİN
DEKİ
Tozan:
din Kudret A'hmU
Komedi Ki a mı: b ü y v k CEMAAT
Türkçesk Ş.r.fu, J-.r( Telefon: 40405
Başlık 1
2
5
6
S
İnci
»
»
»
»
MUltill
>
>
*
makta «.nnd* Miyf»
»
>
»
»
di. i.MRı

400
306
350
Yeni Sabah ın
İLAN fiyatla m



Haberiniz olsun !
General Electric müsabaka smm cevablarj 2 Martta kadar kabul edilecektir- Bu büyük müsabakanın gazetelerle İlân (ullej emtian gözünüzden kaçtı ise, bunları herhangi bir elektrikçi mağazasına müracaat edip meccanen elde edebilirsiniz, radyo. General yeni ve müstesna ’en biridir.
Kazanacağınız
Electric 'in modellerin-
AKINDAN AKINA
M. Turhan TAN
) eni Neşriyat:


Öner ve Yücel dâvası
ÜÇÜNCÜ KİTAR
İddia ve Karar
neşrolunan dâvasının teşkil eden şekilde ba-
Profesör Avukat Kenan tiner tarafından ve Öner - Yücel ikçiincü kitabını bu eser nefis bir
silip satışa çıkarılmıştır. Mlk dan pek ınalıdııt olduğundan tükenmek üzaredlr. Meni leket çapuıda bir dâvanın tamamlayıcı kitabı olan bu e-ser her Türk mütevverıiniu kiitiiblıanesinde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kltabcılardan arayın.
Fiyatı 175 kuruştur.

J
ALMANCA - TÜftÇE
Teknik Lügat
ATJNAN HALET TAŞPINAR Genişletilmiş İkinci tabı KC7.J — Galata, Sermet Ham No. 1 — ıHaşan Deposu Sırasında)
Pirinç Alınacak Kars-Cilavuz Köy Enstitüsü Müdürlüğünden
Mintan Muh. Bed.
Kilo L. Krş.
20fi(K‘ 1 30 26000 00
o
Yuhanda mikdan, muhammen bedeli yazılı pirinç ka-
Tutarı. Muvak. teminat Lira Kr Lira Kr
195000
Cinsi^ _
Pirinç (İğdır;
1
pah zarfla ihaleye çıkanlmıştar.
2
3
4
kat teminatlar, ve tekLf mektublarını 17/3. 1948 çarşamba günü saat 14 de kanlığına vermeleri.
5 — Pirinç Cilanızda teslim alınacaktır.
6 — Bu işe aıc şaı-lname ümerkeziııde Millî Eğitim Müdürlüğünde görülebilir. Isteklileıebedelsiz gönderilebilir. 2270
Pirinç İğdır pirinci veya bu kalitede pirinç olacaktır. İhale günü 17/3 1948 çarşamba saat 15 dir.
Bu ise girmek istiyeulenn kanunî belgeleri, muvak -havi kapalı zarflarını kadar komisyon baş-
Londra Novyorl Paris Cenevre Amsterdam Brüksel
Prag Stokhoim
Lizbon
% % %
%
% % %
% %
118856
280.—
1.8066
85 40 103 6468
6 3887
660
77.8806
11.2495
ESHAM VE TAHVİLÂT
7 934 Sivas - Erzurum 2-7
7
7
6
5
6
6
7
7
Arslan Eskihisar Müttehld mento hisse senedi
941 Demiryolu 2
941 Demiryolu 3 Kalkınma 3 Millî Müdafaa Kalkınma 1 Kalkınma 2
MiUî Müdafaa Milli Müdafaa
1
2
3
20.35
21-36 20 90
95.70
20.75
95 00
95.70
21.30
20-10
Ç1-
1575
CUâM — 27/21194& Açılış vc program
M. S. Ayarı
Müzik; Valslar (Pl.) Haberler
Müzik: Şarkılar (Plj Müzik
Kapanış.
Müzik
Müzik
Kapanış
Açılış ve program M. S- Ayarı Müzik
7.29
7 30
730
7-45
800
8.15
9.00
12.29 Açıhşv e program
12 30 M. S; Ayarı
12.30 Müzik
13.00 Haberler
13.15
13.45
14.00
1758
18 00
18.00
18 30 Konuşma
1845 Müzik: Şarkılar
19 00 M- S. Ayan
19. 9 Haberler
19.15 Geçmişte Bııgün
19.20 Müzik: Yurddan sesler
19.46 2015
2030
20-35
21.15
21.30
22.00
22-15
22.45
22.45
23.00
Müzik: Radyo senfoni Oık Radyo Gazetesi Serbest Saat
Müzik- İnce Saz
Konuşma
Müzik: Beste şarkılar ve türküler
Konuşma
Müzik: Dans müziği »Pl.
M- S- Ayan
Haberler
Program ve Kapanış

ARSAİ
Garbin bir çnk krallarına diz çöktüren, Türklüğün şöhretini Avrupanm her tarafına ya yan, Türk atını bir yıldırım gibi Tuna boylarında koşturan Fatih devrinde yetişmiş biiyük bir akıncının baştan başa zafer le dolu büyük destanıdır. Avru pa kızlarının kalbinde Türkün güzelliğiyle alevler tutuşturan her sahiifesi bir kahramanlık menkibesile ve biı aşkla bezenen bu eşsiz romanı okuyucu -larımıza tavsiye ederiz. Fiatı 300
kuruştur.
CEM SULTAN M. Turhan TAN
Osmanlı tarihinin talihsiz şehzadesi Sultan Cem bu eserde tarihin tozlu sahifelerinden silkinil bütün güzelliği, bütün ihtirası, bütün aşklarile karşını za çıkmaktadır Gerek ağabev-sinin elinden saltanatı almak i-cin yaptığı ümidsiz mücadele -de, gerek Avrupada geçirdiği sergüzeştli hayatında, onu zen gin bir aşk hayatı içine dalmış olarak, kadın kalbleıinde bü tün haşmetile saltanat sürer göreceksiniz. Merhum Turhan Tanın sihirli kalemlle yazılmış bu büyük tarihî aşk romanını o kuyucularımıza hararetle tav -siye ederiz. Fiatı 250 kuruştur.
• ‘“i
teşkil ettiği bir heyetin inceleme yapmakta olduğunu duyduk ve memnun olduk bu yazımızı da o heyetin tetkik nazarına sunuyorum
Ekrem E*r*deniz

Şen bir yuvaya aahlp olmak isterseniz, TÜRKİYE İŞ BAN-KASI'ndalu tasarrul hesabınızı en az YüZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yokst derhal bir hesap açtırınız. ,
TÜRKİYE İŞ BANKASI
1948 PLANI
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
SOLDAN SAĞA :
1 — 1 Martta Kenan Önerin hak ratını neşredecek olan gazete, 2 — Onsuz iş olmaz, Cedid; 3 — Tersi bir göz kırpmalık zaman; Mezuniyet; 4 — ..Ayı evi tut» mânasına mürekkeb kelime; Arnavudca (Söz vermek» manasına bir kelime; 5 — Bu harbin temel maddesi; Şöhret, 6 — Dâmcn; Soru edatı: 7 — O’nu herkes cll altında bulundurmak ister; 8 — İnleme böyle tarif edilir: 9 — Cerahet-
YUKARIDAN AŞAĞI »
1 — Eski Osmanlı askeri teşkilâtı; 2 — O’na hıyanet olmaz; 3 — So ru edatı, açık; 4 — Nifak. Soru edatı; 5 — Tersi, eskiden mürekkeb kurutmak İçin kullanılan İnce kum; 6 — Herkes onu yapmamaya çalışır; Katil; 7 — Çekoslovak Gumhuı başkanı; Büyükler ona inanmaz; 8 — Zaman parçası; Âşık Garib efsanesinde blı* şahıs; 9 — Vatana karşı yapılırsa cezası blümdiir.
EVVELKİ BULMACANIh HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 234567 89
• •
Het»apUrmd» alb yıl* liradan fazla parası bulunanlar her be$ yüz liralar? kin fiekiUşIrıde ayrı bir lıur’a numarası alacaklardır.
Aynca-, 21 Nisan -&48 de ÇOLUK HESAPLARI için .aegin Ik raini yeli çekili₺
Yılıln. dört çeldUe: Hw çekilişte 1 EV, 1 ARSA ve dulgun »ara İkramiyeleri ..
i kul AlÇ ■ KİE b
a.m,ı'n:bisi i il a
3 SİU MİAİL'AİM-A’N
4 aİmiâİb; eir;b;mi i
t P.MİK! E| B AİPİB K
b SİÇ!1 Ğ!« Y| i . L ■
i B : E! B1 E iK BİNİ 1 İS
ö E'TIE|M| 1İRİA D E
i A R!E|T;EIBIE|RiA T