Sene. I
Nomarr: 160

8ab 27 Teşrinisani 1934
Abone Şeraiti
Türkiye için Hariç İçin
1 mmM-----H00 Kr. —— 2SM Kı.
c --------m .----------uw .
) ,-------y» . -------no .
1 „------. w» .----------
her.oaneoty. fmef Sokağa TgLgFOtf: SOS*
nMafbaıf Ebatlıya. İttaabd f
Sabahtan Çıkar Siyasi Gazete )
Ör Türkçe
Kabaran gelirler
Son dört ay içindeki tütün, içki, tuz aatışiarıeın, geçen yıl satışlarına gör* bir hayli arttığı anlaşılıyor. Son dört ay içinde 12 milyon 363 bin liralık tütün, iki milyon 860 bin liralık içki, 3 milyon 163 Un liralık tuz sabşı yapılmıştır. Bu satışların topundan taşıma delerleri çıkarıldıktan sonra 13 milyon 92 bin lira temiz para kat-■aaktadır.
İnhisar İdarelerine* yapılan bütün satışların artmasında, çoğalmasında kazanç vardır. Yalnız bu aabşların biri üzerinde durmak isteriz. O da içki satışıdır. Eğer içki satışı da artmış, memleket içinde kullanılsa içki çoğalmış İse, bu yüzden gelen geliri, kazanç değil, ziyao saymak gerektir. Yalnız elimizdeki kısacık istatistik, buralarını açıkça anlatmadığı için bu yolda eöyliyeceğ.'miz sözleri ileriye bırak iyonu.
Şimdilik şunu eöyliyelim ki içki alışkınlığının artmasında kir Okramak, katmerli bir ziyan olur. Çünkü ulusal varlığımızda, millt sağlığımızda gedik açacak bir kazanç, sonra o gediği kapamak için katlanacağımız ziyanları kabartmaktan başka bir iş* yaramaz.
Günün Yazıtı
Buğday meselesinin garabetleri İçinde yaşadığımız garip çağda mi. etleri en ziyad* şaşırtan meıe-Uler.len biri de buğday meselesidir. Zaten Umumi harpten sonra, evvelce en basit v* mantılrt addedilen hakikatlerin nasıl tamamile aksine döndüğünü isbat eden Denklerin başında da bu buğday meselesi bulunmaktadır. Meselâ eskiden bir yerde buğday mahsulü az oldu mu, bu azlık bir felâket addedilir, çünkü bu yüzden kıtlık zuhur eder ve insanları açtıktan kırılmak tehlikesin* maruz bırakırdı. Halbuki harbi umumiden sonra bu basit hakikat aksin* döndü, memleketler için buğday yokluğu değ ', buğday çokluğu büyük bir felâket halini aldı. Hatta bu çokluk felâketi bazı yerlerd* insanları o kadar korkuttu ki bin zahmetle yetiştirilen v* ambarlarda hıfzed -leo buğdayları gemi gemi denize dökenler bil* oldu. Beşeriyetin yer yüzünde zuburundınberi tarihin bukadar garip hadiselere şahit olduğuna belki bir tak misal gösterilemez.
Buğday çokluğundan mütevellit bu garip vaziyetler, meselâ (Arjantin) veya (Kanada) gibi geniş arazilerinde gayet bol mahsul alınan m :mlek*tlerd» zuhur etseydi yine okadır şaşılmazdı. Fakat Fransa Iibl kümen zirai olsa da, nihayet tayaya buğday yetiştiren memleketlerden madut olmıyan bir yerde de büyük bir buğday derdi, adeta felâketi vardır.
Bundan iki sene evvel buğday maktulünün Franıada fazla olman üre-rine buğday fiyatları düşmüş, zürra zarar etmego başlamıştır. Fransaıia ite köylü ve çiftçi sıoıfı mühim bir yekûn tuttuğu cihetle hükümet ve meuuaıar derhal harekete geçerei. köy.üyü himaye için bir kanun yapmışlardır. Bu kanun mucibine. 1933 senesinde buğdayın (kental)-İne 13$ frank narh konmuş ve bu fiatteo aşağı veya, yukarı buğday alıp satmak menedi miştir. Bujday fiatı böy.e yükseltilme* ekmek fiyatı de bir frank doksan santime yaoi bizim para ile takriben (16) kuruşa çıkarılmıştır, ki dünyada ekmeği en pahalı yiyen millet, bu sureti* Frausızlsr olmuştur.
İçinde bulunduğumuz 1934 »e. nesinde ise buğday mahmulü dahs mutedil olduğundan bu mim d* bir (kental) buğdaya 108 frank narh keti miştir. İşte işin garabeti burada başlıyor. Çünkü geçen aeoe (kental) I 13$ franga olan buğday Umamiyle satılamıyarak köylünün ambarında kaldığı için, yine kanun mucibince meselâ Mi-yük değirmenciler 13$ franga bu buğdayı alıp bitirmeyince bu senenin mahsulünü 108 franga almaktan meanedilmişlerdlr. Bundan bahseden bir Fransız gazetesi diyor,ki Ebüzziya Zade Deveunı 2 inci sahifede
Bey, Hanım, Ef., Paşa kalktı
Herkes sadece ismi ile anılacak
——------a-------——
Büyük Millet Meclisi dün bu hususta uzun mü zakerelerden
sonra bir kanun kabul etti
Sivil rütbeler kaldırıldı
Ankara .26 (Telefonla) — Başkan KÂzım Öza'pın reisliğinde toplanan Büyük Millet Meclisi bugün büyük günlerinden birini daba yaşadı. Toplantıya başlanır başlanmaz söz alan dahiliye bakanı Şii1
----------a--------—
— Harp madalyalarından başkası takılmıyacak
Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey rü Kaya hükümetimizin büyük İD-kılâbımua uygun bir değerd* olarak lâkap ve tavanların kaldırılması için teklif ettiği (kanun lâyihasının müzakeresini şu söıterle istemiştir t
" — Arkadaşlar, «ki devirler.
Ö*riıl 3 tacü sahifede)
Mars'fljrfa,, faciası meselesi
Siyasî görüşmelere de vam olunmaktadır...
den kalma bugiıo demokrasi esasına uymıyan bazı lâkaplar Gnvaa» lar, rütbeler, nişanlar, madalyalar var. Bunların biran evvel resmi dergelerden ve kanun karşısında kaldırılması İnkılâbımıza uygun bir hareket olacaktır. Hükümetimiz böyle bir kanun hazırladı. Yüksek huzurunuza takdim ediyor. Ricamız bunun takdlmen, tercihan bugünkü raznameye alınmacıdır. „
Meclis heyeti umumlyesiııin tasvibi ile kanun rııznameye alınarak müzakeresine başlanmış ve bu ve-
»I* ile söz alan Besim Atalay B*y de (Aksaray):
"—Ne mutlu site M çöller azasından fışkıran koskoca ulusun yasalarını dürdünüz. Ne mutlu siz* ki ö'.dû denen bir budunun temel taşlarını attınız. Kurların görmediği yenmeleri, oaurian topladınız, talkımı. Gene kurlann görmediği değişmeleri pek kısa günler içinde iş haline getirdiniz,, demiş v* Harı sürülen kanuni teklifi kutlamıştır.
Devamı 7 inci sahifede

Lâkap ve unvanların kaldırılması hakkındaki kanun
Dûn Mecliıte kabul edilen kanunun metni şudur :
Birinci Madde : Ağa, hacı, kafi*, hoca, molla, efendibey, beyefendi, paşa, banım, hanımefendi oe hazretleri gibi lâkap oe havanlar kaldırılmıştır. Erkek ve kadın eotandaşlar kanunun karşıtında ve retmi belgelerde yalnız adlariyte anılırlar.
/kinci Madde : Sicil rütbe oe raimi nişanlar ve madalyalar kal-dırılmtftır. Ve ba nişan ve madalyaların kullanılmazı yataktır. Harp madalyaları bandan mütternadır, Türkler yabancı devlet nişanlan da taşıyamazlar.
Üçüncü Madde : Aekeri rütbelerde adın başına gelmek üzere hara ve havada Müşirlere Mareşal, Birinci Ferik, Ferik ve Livalara General, denizde Birinci Ferik. Ferik ve Livalara Amiral denilir.
Generallerin v* Amirallerin derecelerini giıteren Unvanlarla deniz Müşirleri Unvanlarının oe diter aekeri rütbelerin karşılıkları Ali Aekeri Şûran kararı ve İcra Vekilleri Heyetinin taidiki ite konulur.

“Trakya,, nın hezeyanları!
=“~
Türkiyedeki Bulgarlar inim inim inliyormuş!
TPAKHÇI
TPAW)yKATA OPrAHMÎÂmfl
İKSı l r 1 Ati 11 ı^Vli fi i t £ j^l.S t ÜKI 'lıİüul&Kjl
Her nûthaıını iftira ve itnatlarla dolduran mahut 'Trakya,, gatetaeinin başlığı
bulunuyorduk. Fakat, mahut gazete işi o kadar azıttı,ki daha fazla susmanın milli hissiyatımızdan çok büyük fedakârlıklar yapmak demek olacağını düşünerek nihayet bu mevzua tekrar dönmeğe mecbur olduk.
Devamı 7 inci sahifede
Mahut "Trakya,, gazetesi hemen her sayınında yeni bir itaat ve if-lira savurmakta; bize çatmak için vesile aramaktadır. Biz, iki memleket aralındaki komşuluk ahengin* halel getirmek iıtemedığimız için lxı gazetenin garazkâraııe neşriyatını kale olmamağa karar vermiş
f

Hangisi kazanacak?
Galatasaray - Fenerbah çe bu Cuma karşılaşıyor
Spor meraklıları yine üzüntülü bir hafta geçirecekler. Bu cuma Tabiini stadında Fenerbahçe • Galatasaray maçı var. Eminim ki bu iki ku.ûbûn taraftarları bir hafta ervliaden düşünmeğe başladılar: Acaba kim ka-ranaeak ?.
Bu avale cevap verebilmek güç» tür. Her ıkl takım aoo zamanlarda yaptıktan maçlarda birbirine tefevvuk hususunda bir fikir vermediler.
Fenerliler lik maçlarına mu-vaffazıye'li bir başlangıç İle girdiler ve bu vaziyeti Vefa maçına kadar iyi neticelerle getirdiler. Fakat Vefaya mağlûp olan sarı* lâcivertlilrrin bu senede talihsizliğe mahl-.üm Oİmulsrı ihtimali taraf-tarlanı.* korkuttu.
Devamı 7 inci sahifede
I evfik Rüştü Bey ve M. “Titüİesko,,, Fransız ri-calile ' onuşmak için “Paris,, e gittiler
Cenevre 26 (A. A.) — Uluslar -enıîyetl, fevkalâde aasambleaİM iştirâk etmiş olan murahhasların birçoğu Cenevreden ayrılmışlardır, M. "Benea. Prafa dönmüştür. M. “Titülesko. ile Terfik Rüştü Bey Parise gitmişlerdir. Orada M. “Flandin. ve M. ’Laval» il* msr-Kezt v* cenubi,arki Avrııpaya müteallik meselelerle "Marsilya. cinayeti münasebetiyle Macaristan» yapmış olduğu müracaat hakkında gÖ-'üşmeleri ihtimal dahilindedir.
Murahhasların h-pside Kânunuevvelde •' Sarre ,. meaetnû ile uğraşacak olau Uluslar Cemiyeti toplantısı için Cenevreye geleceklerdir.
Ulutlar Cemiyeti Konseyi inimizdeki toplantı unda, Mararıt-lanın *Mar*ilya„ cinayetine ait mâıakeratın acilen yapılman talebinin kabulüne veyahut bu müzakerelerin 11 Kânanvtan-1935 e bırakılmazına karar verecektir.
Yugoslavya Hariciye bakanı M. "Yevtiç,,, hareketinden evvel uluslar cemiyeti genel yazyanı M. "Avenol,, u ziyaret etmiş ve kendisiyle Yugoslavya muhtıran hakkında görüşmüştür. Bu muhtıra. Lütfen sahifeyi çeviriniz
"Marsilya,, suikastı ile umumi vaziyet etrafında görüşecekleri anlaşılan
Tecfik Rüştü Bey. M.‘‘Tıtüle»ko„ M. “Flânden.. oe M. “Lâval„
Yeni soy adlan
K. Atatürk
Yeni imzalarını kullanmağa başladılar Ankara 26 (Telefonla) — Kek .ıcûmhur Atatürk, Büyük Millet Meclisine ve Baş bakanlığa gönderdikleri tezkere re kararnamelerde K. Atatürk imza tını lanmağa başlamışlardır.
General Kâzımın soy adı
Reisicumhur Atatürk, Büyük Millet Meclisi Reisi General Kâzını* (Ör Alp) «oy adım vermişlerdir.
Nizamnamenin bugünlerde Devlet Şûrasından çıkması bekleniyor
Bütün gayri müslim vatandaşlar da kendilerine yeni birer aile ismi bulacaklardır
«M*
3 UF 3EF
Cenup kutbunda
Amiral “ Bird „ Ameri-kaya 200 bin mil mu-rabbaı toprak kazandırdı Llttle (Ameri-«■) 26 (A.A.) — Tayyareci Bird, Amerika hesabına 200 bin kilo-metro yeni arazi keşşfetaıiş olduğunu telsizle re-isleumhur M. " Rooevelt bildirmiştir.
Küçük Amerika 26 (AA.) -
fent toy adı nizamname tinin tetkikatını bugünlerde ikmal edecek olan Declet Şûratının çalıştığı bina
Yeni »oy adı kanunu nizamnameni bugünlerde Devlet Şurasından çıkacaktır.
Malûm olduğu üzere yeni kanun sonu “yan, yeo, is, vis, iç, viç, of, baf, sf. vesaire gibi heealarls nihayet bulan aile isimlerinin kullanıl-
matını yasak etmektedir. Bu g)M eklentilerle nihayet bulan İsimlerin cümlesi de Türk tabiiyetinde olan Rum, Ermeni ve Musevi vatandaşlarımız tarafından taşınmaktadır.
Devamı 2 inci sahifede
Galatataray kaptanı Nihat Bey
Amiral "Bird.,
Amiral Brld, Marl Bird topraklarının şimal kutbundan kutup toprakları kıyılarına kadar uzandığını bildirmektedir. Bu topraklar. Birleşik Amerlkaya 200,000 mil murabbaı arazi kazandırmaktadır.
Paris elçimizin yeni beyanatı Nanai 26 ( A. A. ) — Tedrisat birliği tarafında* verilen konfe-raoıa Başbakanlık eden Türkiye büyük elçisi Suat Bey, Kemal "Atatürk,, ün Türk milletinin yardımı ile, işitilmemiş derecede geniş bir «oıyal inkılâp yapmış, bütün bir milletin rubunu, zihniyetini, ahlâk ve Adalını değiştirmiş olduğunu söyllycrrk müşarünileyhi öğ m Üştür.
Devamı 7 inci sahifede
“Edirne,, nin bayramı
Kurtuluş günü nasıl tes'it edildi ? “Bütün gözler, Selimiyenin minareleri arasında dalgalanan şanlı bayrağa çevrilmişti...
"Edirne.. de kurtuluş bayramının tee’idinden bir intiba
Edirne 2$ (Hususi muhabirimizden) — Güzel ve kahraman Edirne bugün (evvelki gün) kurtuluşunun yıldönümünü çok parlak ve çok coşkun tezahürlerle yaşadı. Dünde haber verdiğim gibi, günlerdeoberi davam eden hazırlıklarla şehir bir
baştan bir başa bayraklar, çiçekler ve taklarla donanmıştı. Sabahleyin , rkrnden lokakları dolduran halk ümrlrri sonsuz ve engin bir dalga halinde Selimiye istikametin* giden yolları dolduruyordu. Şehir Devamı 7 inci sahifede
2
ZAMAN —
Teşrinisani 27
|son=^haberler|
Silâh ticareti ve İngiltere
Ingiiterede silâh ticareti hakkında yapılacak tahkikat pek mahdut bir çerçeve içinde kalacak
Ingiltere Hariciye nazın Su 'Coa Simon„ A.« kama raunda «Lllb tteareti h«kkwd« «öyledigi bir netukta bu vadide yapılacak tahkiklerin bilhassa üç nokta illerinde yürfıtıjlmevi lânmgeldijini anlattı. Bunların birincisi: logilû ru.'ıaaUya aJateminin iyi i«Uyip Işleaaed {ini; lldocisü ailnb iyinde derlet iokiaan yapmanın amum! Mr kıymeti halı olup olmadij» t OçUocüıfi: bu yolda ellere geçen kaaanflarıa muur tazyik »e propagandalara aabebiyat »erip veratedıgidir.
Bu suretle «ilâh ticareti filerinde yapılmaaı Irteseo, »e bu ticaretin içyüzünü meydana pkarmajı gözetUysa tahkikat, Azamî derecede tahdit edskni» oldu »o Atını kamaram bunu şmididen boy gördO.
Anlaşılan Ingiltereyi, tahkikata tahdide aOrükJeyen imlilerden biri, bu iyin beynelmilel mahiyette görülmeli. ve ingiltereoin yalau bapsa bu İyi kurcalamak iataaacaidir.
Buna mukabil halihazırda muhtelif memleketlerin, beynelmilel tahkikata (İripoedeo evvel »ilâh ticaretini kontrol iyine ehemmiyet vermekte oldegu ileri «ürülâyor vn milli kootrohm teminindim sonra iyi beynelmilel bir mı ıaka bağlamanın kolaylatacağı anlatılıyor.!
Bununla beraber Ingiltere hükümeti, mahdut tahkikatın nanl yapılacağın: henüz kararlaytarmamıytır. Kararinytrnlaa nokta, «ilâh ticaretinin merili kanytırmaınak, iye dıd.kodulu »e gâpheli bar mahiyet vermemek, eyhaaan hraap arına bakmamaktır.
Sı âh ticaretinin en meraklı sahneleri boalar oMuğmaa göre kararlaştın !an tahkikatın kıymeti pek şüphelidir.
Ö. .R
Deniz silâhlan meselesi
Amerika Ayan âzasından biri, “Japonya müsavat istemekte çok haklıdır» diyor
Günün yazısı
Buğday meselesinin garabetleri
Birinci sahifeden devam
'Bu kansa ekmek yiyen halkın sarasına olduğu kadar köylünün de sararmadır. Çünkü ortada 108 franga buğday dururkaa hiç kimse 135 franga buğday almaktadır. Ş*ı bakir h.maye «dilmek istenilin köylü buğdayını biç aatamıyarak bûslfitûo mağdur o'maktadır ve yabut mağdur olmamak için taÇ-dayıoı el altından hıâfı kanun 135 frank yerine 60 franga satmaktadır. Hû'âsa bu kanun köylüye faydalı olmam:}, aşağı yukarı yalnız fırıncı.an rengin etmiştir. Çünkü on ar el aitıadan 80 fraoga kadar un aldıklarından ve ekmedi de bir frank 90 santime «attıklarından kilo başına bir İki misli kâr etmektedirler. Buna karşı da kanun bir yry yapamamaktadır. Çünkü buğdayı kaouo h*iâfmda M frang» kadar aattigını köylü itiraf etmediği gibi tabii değirmenci ve fınacı da itiraf etmemektedir..
Şu satarları okuyanlar iç m, Fransa gibi iktisadi meselelerde birçok tecrübeleri otan bir m.-mle-ketta bu kadar yanlış işler yapılmakta olmasına hayrette ka İma-mak kabil değildir, öyle bir kanun, ki bir kere köylüyü de, değirmenciyi de, fırıncıyı da bılâfı kanun harekete aevkediyor, yani btaçok insanları ab'taktıı.ığa alıştırıyor, buna mukabil de yalat» fr rıneılan zeugin eiıyor!
Evet, Fransa gibi bir memlekette bu kadar yanlış k-mıılarm yapılmasına ve o kanunların da bugüne kadar mevkii tatbikte tutulmasına nekadar ».iyilin azdır.
Bu dala mevkii iktidara gelen Mûryû (Fând-n)ın ise herşeyden evvel bu kanunu ilga İle buğdaya •»rbevtii tearet vermeyi programına idhal ettiği m» um ur. Maam»f)h bu kanunu.ı lehinde olanlar içinde efaa birçok tnebuılır da tu.uaaeağı eibvtla, yeni reisi vüke âınn bu işin içinden nasıl çıkacağı merakla beklenmektedir.
Ebüzziya Zade •«•••••• ••«•VHMMBMMMMMRMMMMfBttmmaMhâ* elli sayfa kaçar o'up ıçmda b.rçok fotoğraflar ve belgeler vardır.
Cenevre 26 — Lehistan Hariciye Nazırı M. •‘Bek,, Par ise g.tm.ş. tlr.
“Marsilya, da şüpheli bir adam tutuldu Marsilya 26 çA-A) — Zabıtaca yakalanan Italyan “Rubalto. nun tethişçıler grubuna mensup olduğu sanılmaktadır..
M. “Tıtûlesko., vo “Benes,,i öldürecekler mi imiş? Belgrat 25 — Lviçreden buraya gelen malûmata nazaran, •"Lo-yoyşki. ve “Gene Ktç» ismind. iki Macar yakalanmıştır. Buolar.n Romanya hariciye nann M. Titü-leıko i e Çekoslovakya hariciye nazırı At "B.nrr. e karşı suikast teşet tû.ûnde bu unu mağa memur edildikleri zannediliyor.
Romanya Başvekiline de tehdit mektubu gönderi.miş "Bukreş.tsn verilen Ksberıere nazaran Romanya Başvckd. Müsyü
“Harp istemiyoruz !„
M. “Heryo., bir mektebin açılma merasiminde irat ettiği nutukta “Harp istemiyoruz» diye haykırdı-
Chateao Flierry 26(A A)— Bir mektebin açılma merasimi tnönoMbetile verilmiş olan ziyafette bîr nutuk söyliyen M. "Heryo. hakiki CümhuriyetçücT için iktidar mevkiinin bir zevk değil, bir vazife olduğunu söylemiş ve ziyafette yalnız Radikal sosyalistlerin değil, mutedillerin ve sosyalistlerinde bulunduğunu görmekle memnun bulunduğunu ve içte dışta barışı temin etmeğe çalışacak bir hükümetle çalışma beraberliğine malik olduğunu bildirmiştir. M. Heryo, Cumhuriyet hükümetinin efkârı umumiyenin şerhe s* isini temin etmek vazif«sile mükellef olduğunu söylemiş ve şu suretle haykırmıştır:
“— Ne dışta ne içte harp istemiyoruz.,
Bundan sonra İşsizliği ele alan M. Heryo, 810 bin yabancı işçi bulunan Franaanın ancak 350 işsizi bulunduğunu söylemiş ve netice olarak şöyle demiştir:
" — Biz, ortalıkta panik ç)-karmğa çalışan adamlara, savaş
Yeni Rus sefiri “Sofya„da
Hem edip, hem siyasî olan “Razkolnikof» yoldaş, harpten sonra Bulgaristana giden ilk Rus sefiridir
Sofya 22 ( Hususi ) — Dün ög- | leden sonra Avrupa ekıperesiyle buraya, refakatinde tutunan gev- I resiyle birlikte yeni Sovyet elçisi g-İçrek İstasyonda hariciye «ne ■nurları ve gazeteci'.er taraf.odan Karçılanançtir.
Umumi muharebedenbari Bul-gsnıtanla Rusya arşı ndaki siyasi münasebettir in henüz başladığı ma.Omdur ve dûn buraya gelen Rua sefiri, bugünkü Sovyet Rüyanın Bulgu latana gönderilen ilk «sisidir.
Yeni safir Otel Bulgaryaya m)-'Tatareska,,aua muhafazası iç-a yeni s.Ublı knvvetier tahsis edilmiştir, buuua sebebi, aibisuileybr (D«osir Muhsfıziu) iaszaaıas taşıyan bir teboit mektubu gönderi.miş o-masıdır. Ma.üın olduğu fizere Ro-asanyadaki Desn.r Muhafızlar, aabık Rotsam Başvekili M. “Dolus„ys ö-dflren ' CostentİBes(o,.nnn nsaıseup olduğu i aşiat leşti âttır. Tevfik Rüştü Bey ve M. Litvinofun bir talepleri
Cenevre 26 (A A) — Hava* bildiriyor!
M. Litvüıof ila Tevfilı Rüştü Bsy, mrmlekctierinio Ceoevreden uzak bulunması sebebiyle. Konsey iç'imalann.a birbiri arkasınca talikini Milletler Cemiyeti kâtibi uaumisı nezdinde p otasta ederek içtima tarihinin «n az beş gün evvelden kati surette tasbitiai utc-mişte/du.
Londra 26. (A A) — M. Mataudcira, Japonya tarafından Ingilizlcrin keyfiyet bakımından tahdit, Bahrtrauhit’ın tahkim edilmemesi ve deniz İnşaatı programının bildirilmesi hakkında ki suallerine henüz cevap verilmediği noktasını tebarüz ettirmektedir.
M. Matsudeira, Tokyo’dan daha tam talimat almadığını söylemektedir.
M. Matsudeira, M. “Norman Davas, e Japonya heyeti mora hhasasının 5-4-4 nisbeb'ni teklif ettiğine dair haberlerin tamamen asılsız olduğu hakkında teminat vermiştir.
Tokyo tarafından 10/12'dc feshedileceği b-ldirilen Vaşıng-ton muahedesinin ne zaman feshedileceğin* dair burada hiç Lir tarih bildirilmemektedir.
İki siyasi şahsiyet, muahede
baları» sözlerini sepkülâsyon yapmağa uğraşan insanlara kapılmayacağız.
M. Heryo, bundan aonra demiştir ki:
" — Aurupanm şarkında siyan! gidişi bizimkinin ayni olmayan bir devlet vardır, bo devlet Çarizm şehinde idi. Bugün İM ba.-ka bir şekildedir. Mamafih, bn onun bileceği bir iştir.
O devletin dilediği gibi ben de barışı diliyorum. Ben, çocuklarıma ve memleketin bayatını düşünen bir devlet adamı gibi düşündüm, bu surette uzlaşma sözlerinin söylendiği barış ve yakınlık hareketlerinin yapıldığı günün çok kutlu bir gün olduğuna inanıyorum..
M. “Heryo. Sovyet Ru«yanın uluslar cemiyetine girmesini büyük bir sevinçle karşılamış, demokrasi rejimi hakkındski öğOnlerioi ve cümhuriyet disip. Eninin 1792 de olduğu gibi bir kere daha Fransa toprağını ve acunun hürriyetini kurtarmış olduğunu beyan etmiştir.
saftr edi'nûşUr. Çânkil sefaret binasında bazı tamirat yapılmaktadır. Sovyet elçisi bugün matbuat mümessillerini kabul ederek şu beyanatta bulunmuştur!
“— Bulgaristana bir dost atfa-file geliyorum. Millstlarimiz birbirlerine çok uzun ve derin münasebet »e mütekabil muhabbetlerle bağlıdır. Biz Bulgaristan» İnkişafını büyük bir alâka ile takip «di-yoruz.
Rus harsının Bulgar milleti öze-riodeki tesirlerini ve buna mukabil Bu'gar efkârı umumiy .-süıin mem'ekelimlzia ideal hayatına olan tesirlerini söylemeğe lüzum yoktur. Benim ilk İşim iki millet arasındaki kfiltür İşlerini yenilemek ve kuvvetlendirmektir. Fakat, hakiki vazifem, dünya auihfine yarduh etmektir. Sovyet Rusyamn bu büyük dava uğrunda nasıl kahramanca mücadele ettiğini herkes blUr.
Biz milletlerin teklifini kabul ederek Cemiyeti Akvama girmiş bulunuyoruz. Böylelikle dünya sulhuna daha ziyada hizmet edeeeği. m ze kaniiz. Dünya sulhunun korünmüş için ise Balkanlardaki barışıklığı yaşıtmkk lâzımdır. Bulgaristan'a gerek biz.mle münnse-tat peyda etmesi ve gerek komtu-arile iyi münasebetlere gizi-ıniş olması, şüphe yok ki buhusuıta ileri atı mış bir adımdır. Bundan maada ben iki m-meket arasındaki iktisadi işlerle de meşgul otaca-
nin feshinden sonra müzakerelerin, bazı mebafilin fesih ile beraber artık müzakerelerin tatil
edileceğini ileri sürmelerine rağmen. ne tarzda cereyan edeceği hakkında görülmüşlerdir.
Cuma gününden evvel bir içtima yapılannyacağı umuluyor.
“Japonya müsavat istemekte haklıdır! .
Vaşington 26 (A. A.) — Ayandan M. "Nye» harici siyaset Cemiyeti tarafından dün verilen öğle ziyafetinde söylediği nutukta, Japonyamn Va-şington muahedesinden geri dönmek için verdiği karan yerinde göstermiş ve İngiltere ile Amerikayı, eğer »ilâhların azaltılmasını samimi olarak istiyorlarsa, Japonya için deniz müsaviliğini tanımağa davet etmiştir.
Deniz altındaki maden ocağında 35 amelenin boğulup gittiği anlaşılıyor
Nagasaki 26 (A. A) — Buraya yakın ve deniz altında bulunan bir mad^n ocağına şuan sulardan ötürü 53 işçinin boğulmuş olmalarından korkuluyor.
Kurtarılmaları için pek çok çalışılmakta ise de, sağ çıkacakları belli değildir.
uPrag„ ta karışıklık ve tevkifat
Alman ve Çek talebe birbirlerine girmişler, 67 kişi mevkuf
Prag 25 — Dün bütün gün burada Çek ve Alman takta arasında hâdiseler olmuştur.
Çek talebe “tdanya. isimin-deki Alnan kulübünün camlarını kırmıştır. PoEs akşama doğru Sükûneti temin etmiştir. 67 kişi tevkif edilmiştir.
“Staviski» rezaletinin sebep olduğu bir dava Paris 26 (A A) — Müfettiş M. Bonoyinin haftalık “grin-goir. mecmuası aleyhine açmış olduğu davaya Paris Ağır ceza mahkemesinde başlanılmıştır. M. Bonny bu davayı, mezkûr mecmuanın kendisini M. Princc in katli işinde suç ortağı göstermesi ve çalınmış olan çeklerin cLp koçanlarını satması ve Stıvrikinin dip koçanlarını bozması gibi işlerle ittiham etmesi üzerine açmıştır. M. Bonny 203 bin frank zarar ve ziyan istemektedir.
“Liret,, i tutmak için
Roma 26 (A.A.) — Banka ıskontosu yüzde 3 ten yüzde 40 a çıkarılmıştır. Bunun fiat-ları indirilmek ve lireti bugünkü piyasasında tutmak için ya-ptldığı sanılıyor.
gım. Bunun için buraya ayrı bir ticaret mümeMİU de gelecektir.
Fakat, o zamana kadar bu işi ben tetkik edeceğim ve sizden ne gibi şeyler »atın alnbileceginaizi, buraya aeler «atabileeefiaaizi ög-reoecegim...
Sovyet elçlai M. • RazkoL nlkof,, bundan sonra gazetecilere teşekkür etmiş ve edeb! faaliyeti hakkında aoıuîan euallere de ham diplomat ve hem edebiyatça vldugu-nu; 1910 da ilk yazılarının intişar -itişini; “Tolrtoy,un “Butlibadclmevl,, adla romanını dramatize eylcdifıai tandan sonra '‘Robeıpiyer„ »dia bir dramla birçok h.kâyeleraejre'.-tinl «öylemi» ve Bulgarca Bğr«n-^zııektc olduğunu da llâva etaıi|tir.
Dinî elbiseler
Yalnız mabetlerde ve ibadet esnasında giyilecek.
Ankara 26 ( Telefonla ) — Büyük Millet Meclisine verilen bir kanun lâyihasına göre, ruhani kisvelerle mabetler haricinde dolaşılması mcnedilmektedir. Ruhani kisveler ancak itadethane-lerde giyilecek vo ibadetten sonra çıkarılacaktır.
Hoca, Papas. Haham gibi müslim ve gayri raûslim bütün ruhaniler bu hükme tabidirler. Lâyiha Dahiliye encümeninde tetkik edilmektedir.
Vergi borcu olanlar
Mallarına ihtiyati haciz konacak
Ankara 26 (Telefonla) — Maliye encümeninde tahsili emval kanununa zeylolarak bazi lâyihalar kabul edilmiştir. Bu lâyihalardan birine göre. Maliye Vekâleti vergi I orçları için de ihtiyati haciz yapabilecektir. Yani verginin tahakkuk edeceği sırada mallarını kaçırmak veya kendileri kaçmak istiyenkrin hacri kabil mallan üzerinde tahvilât komisyonları tarafından muvakkat haciz kararı verikbikeektir.
Kendi kanunlannda müruru zaman haddi tayin edilmeyen vergiler için-de bu lâyihada umumi olarak on sene mürura zaman haddi tayin ve kabul edilmiştir.
Yeni Belediye Reisleri
Ankara 26 (Telefonla) — Muğla merkez Belediye meclisince reisliğe seçilen İskender, Diyarbekirden Şeref, Sinoptan AptuHah, Ordudan doktor İbrahim Namık, Kırşehirdcn Mehmet Turgut; Gariayzntaptan Ahmet Hamdi, Çarıkından Dede zade Ömer, Urfadan Aaybeyi oğullarından Ömer Beylerin intiha plan tasdik edîlınistir»
-------H-------
Uusal musiki kongresi
Ankara 26 (Telefonla)—Ulusal musikimiz için bugün “dün., saat on beşte Maarif takaoı Abidin beyin riyaseti altında bir kongre aktedilmiştir. Kongrede usun müzakereler ceryan etmiş ve ruznamcdoki maddeler münakaşa edilmiştir.
27 Birinci Kânunda Reisicüm-burumuz Atatürk'ün Ankaraya gelişi yıldönümü kutlulaması münasetatile Ankara Kalkerinde Münir Hayri Beyin (Bay Önder), (Taş bebek), (Bir izci
Gümüş paralar bugün çıkıyor
Ankara 26 (Telefonla)—yeni basılan gümüş bir liralıklar Maliye bakanlığına gelmiştir. Maliye bakanlığı yarın “bugün,, yapacağı ödemelerde yeni paraları dağıtmağa başlıyacaktir.
Paralar yann •‘bugün,, İstanbul, İzmir gibi bazı şehirlerde de piyasaya çıkarılacaktır.
Soy adı için yeni isimler
Ankara 26 (Amaç) — Türk Dili Araştırma Kurumunun “soy adları» hakkında bulduğu "a,, harfindeki isimlerin ikinci listesi şudur:
Alabay. Alak, Alakuş, Ala-kuş tekin, Ahn bay, Atanhııya, Alanla, Alas. Alaş, Ahşa han, Astaş, Alp aya, Alp ertonga, Alp giray. Alp han, A'p salçt, Alp tekin, Alp yürük, Alsaç, Alfaca, Altanya -a-, Altan han, Amonak, Aoalay Atalay, An-bnzuk, Andariman, Angay, Angış han, Anjin, Anucur, Anak, Apak bigün-a-. Apak han.
Tekirdağına yeniden muhacir geldi
Tekirdağ 26 (A.A) — Bugün de Roınanyadan iki vapurla 1080 Türk muhaciri gelmiştir. Malkaraya ycrkştirilmctcdir.
yolu) atb piyesleri oynanacaktır.
Bu müzikli piyesler ulusa! musiki inkılâbında bir dönüm noktası teşkil edeceği cihetle fevkalâde olmasını temin için gerek Avrupada gerek burada yetişmiş birçok kompozitörler şimdiden çalışmağa başlamışlardır.
Halkevlerinin Şubatta yd-d önümü kntlulandığı vakit Karnen Operası da sahneye konacaktır.
Yeni Soy adları
Birinci tahifeden deaam
Tûrldyede yaşayan, Türk teba«« ot»a herke, trşkilâh eunye kınana mucibince »yn) bukuku haiz balandofu cihetle, diai ayrı otaa v*tao(tajl«rımızıo d* yabana kimler tsşuualan dojru g&ûftnvınit-tir. Bu itibarla yeaf «oy adı kanunu tatbik «ahatuı» konulduktan «ooro. gayri müal m olaa Tü k vatandaşları da ilimlerinin «onuna yrni birer aile irini takacaklardır.
Yeni kaauzı hcuöz tatbik mevkiine konulmadığı halde aoy ad» almak blumundaki esrayaa ilvrda-mekted-r. Şehrım.zdcki memurlarla, doktorlar ve «air tarımmış zevat kendilerine «oy adı koymaya baş-lnmı»lardır. Bn roeyaada doktor Âkil Muhtar B-y bfir ve aevbest mânasın» gelen Özden iamint al-n»|tır. Göz doktoru Süleyman Şükrü Bey Ertaıı, Ticaret odan memurlarından Sami Bey Sayrıza isimlerini alaııyl.ırdır. lıtanbul za-bıtaaında Emniyet müfettişleri gru-t u r«Mİ C»m'ı Bey özge, İstanbul addyesi müfettişlerinden Sezai Bey Bilge, Emniyet müfettişliği memurlarından Arif Bey Evren «oy adlarını almışlardır.
Fitorinalı Nazım Bey de kendine "Günay. «oy ad( olarak münasip görmüştür.
Bir tefsir taİebi
Ankara 26 (Telefoola) — Sanayi Kredi Bankasına aarmaye olmak üzere gümrükten geçirilen «anayı eşyasından alman paralar gvçec mayıata çıkan bir kanonla 3 ay iç.nde «hîplerine geri verilecekti. Bo müddet içinde bazı alakadarların paralarını alabilmeleri haklımdaki muamele y«tışemed.(findea müddetin uzatılması için Meclıtn bir tefsir müıekkerevi gelmiştir.
3
Teşrinizani 27
— ZAMAN-
SÜTUNLAR ARASINDA ________________________________-) Hürriyetsizliğin felsefesi
Hürriyetin felsefori olur da hürriyetsizliğin feloefnsi olmaz mı? Elbet olur. Bunu yeni okuduğum bir kitapta gürdüm ve anladım. Kitabı yazan zat, Ingiltorenin en çok tanınmış siyasi muharrirlerinden "Vik-hı«n Steed,, dir. Bu ut "HHIsrdli-Jın manası. unvoniy-le (yazdığı kitapta bu meıeleyi tetkik ediyor ve HitlsrelJlğl bu bakımdan tetkik ederken Izteriatemcz faşistliğe ve » bolşevikliğe dejilişiyor.
Çünkü bu mezheplerin h»p*ide filozof “ Hegel . in, devleti -mutlak. telâkki etmesine dayanıyor. ■ Hegsl . bunu böyle telâkki ettiği halde yine bir Alman filozofu olan “ Şopenhırr • bu telâkkiyi baltalıyor ve onun hakkında ’ saçma!. diyor. Miater “Vikham Steed. lae bu »on filozofun fikrindedir. Onun için (aydığımız mezhepler arası nda müşterek fikirlerin, Garp medeniyetini temelinden sarstığını söyledikten sonra bütün bu mezheplerin ‘hürriyetsizlik felsefesi, ne dayandığını ilâve ediyor.
. Çünkü müellif, ‘Hegel. in fel-. aefeai ile Hitlerin derlet te-JlâkUd arasında pek sıkı bir karabet görmektedir. ‘Hegel.* göre devlet, bir gayedir. •’Hitler. e göre ise, devlet, bir gaye yolunda bir vasıtadır. Aradaki fark, görünüş farkıdır. Yoksa hakikî bir fark değildir. Bu iki telâkki ise sararca birbirine denktir.
Okadar ki, muharrire göre, işi açıkça anlatmak lâzım gelirse, şöyieee ifade etmek mümkündür: .Nazrilerin devlet telâkkisi, modern bir kılığa (okulmuş eski Şark mutlak iystçilığinia aynıdır. Yani hürriyetsizlik içinde süren şahd hâkimiyettir..
Muharrir daha sonra hürriyeti, devlet ile hürriyetsiz devlet mevzuuna geçerek bunu şu misal ile
( izahediyor t
Bugün Orta Avrupada yapyan y devletler içinde Çekoslovakya, j hürriyetti bir devlettir. Orada de-ı.mokraai İh Insaniyetçi ülküler hâkimdir. Halk hürdür. Halbuki Al-. .ısnyada vaziyet tam bunua aksi-“ ıcdtr. O da hürrlyet»iz derletin '^örneğidir.
Iş.n en mühim noktası, bugün, hürriyeti! devlet mefhumu ile hür-riyetsiz devlet mefhumunun, hayat v» mrmat mücadelesine girişmiş olmasıdır. Bu iki medeniyet mefhumu, biribirini haklamak için uğraşıp didişiyor.
Acaba zaferi hangisi kazanacak ve hangisi payidar olacak?
Miater “Vikham Steed.» göre garp medeniyeti, bûrriyetli derlet esasından ayrılamaz ve er geç galebe ooundur.
Mücadele henüz devam ettiğ. için müellifin verdiği bu hükme kolay kolay iştirak edilemez.
Fakat mücadeleyi takip etmek ve sonunu beklemek hepimizin elindedir.
Helvalar
Mevsim münasebetiyle şehrin her tarafında satılmkta otan tahin helvalarının şeker yerine sakarinden yapıldığı bazılarının içine de ayrıca ûstübeç ve saire gibi yabana maddeler katıldığı anlaşılmıştır. Dün belediye şubelerine verilen bîr emirde bel-ve yapıcılarının sıkı bir kontrola tabi tutulmaları bildirilmiştir.
Cerrahî kongresinde murahhasımız alkışlandı
Bu ayın beşinde Romanyada yapılan cerrahi kongresinde cerrahî bir federasyon tesisi teklif edilmiştir.
Kongre Romanya Maarif Nazırı tarafından açılmıştır. Romen Sıhhat Nazırı ve muh-j. telif milletlerin murahhasları söz söylemişlerdir.
Bu meyanda Türkiyeyi temsil eden İzmir memleket hasta-, hanesi cerrahî şefi operatör breridun Şevket Bey de söz al-"tnış ve batın cerrahisinde dir-'najin bakteriyolojik ehemmiyeti hakkında tebligat yapmış şiddetle alkışlanmıştır.
m »onra Şevket Beye
Aususf* lne’*t’’ verilmiş, muma-, ''irsüyc çıktığı zaman ^'^. k aadatanlo tekrar maata hıtat.
Matbuat kanununda bir tadil
Matbuaların toplatılma ve ithalinin meni selâhiyeti verilyor
Aldığımız malûmata göre, hükümet Matbuat kaouoonuo (51) inci maddesini değiştirmeğe karar vermiştir.
Yeni yapılacak tadilâta göre, İcra vekilleri heyeti, hereevi matbualar hakkında yeni bir eelâhiyrt almaktadır. Bu aelâhiyete nazaran, ge-ek memleketimizde çıkan her □evi matbuaların dağılmalarınla gerek yabancı memleketlerden gelenlerin memleketimize sokulmalarının menedilmelerlne Heyetivekl-le karar verebilecektir.
Bundan başka Dahiliye Vekâleti, İcra Vekilleri heyetinden müstacel karar almak şartile, bu gibi matbualardan memlekete sokulmuş olanları veya memlekette basılıp dağılmış bulunanları derbal toplatmak için emir verebilecektir. Men edilen matbuaları, memuuiyetlerini bilerek memlekete sokan veya dağıtanlardan da 300 lira para cezası alınacaktır. Bu cümleden olarak Dahiliye Vekâleti memleketimizde çıkan ve balkı ceza kanununda yazılı cürümler» teşvik eden, kendilerine mevdu vazifenin ifasından dolayı Büyük Millet Meclisi âzası, icra vekille» heyeti ve resmi heyetlerle devlet memurlarından bir veya birkaçı hakkında suizanuı tevlit edecek veya bunların şeref ve haysiyetlerini İhlâl edecek yan veya resmi ihtiva eden, milli para kıymetini düşürecek veya dahil ve hariçte bu paraya karşı itimadı acibedecek haber ve yazılar bulunan, memleketin umumi siyaaatioe dokunacak mahlystte neşriyatı muhtevi bulunan her oevi matbuaları dnrba toplatabllre-ktir.
Halen meei olan matbuat kanununda bu gibi neşriyatı muhtevi matbuaları memleket dahilinde dağılıp efaârı umumiye zehirlenmeden toplanacak bir kayıt moveut değildi.
“ Matbua „ tabirine dahil olanlar, matbuat kanununun birinci maddesinde yazılı olan husuıattır.
Üniversitede
Ecnebi lisan imtihanları bitti
Üniversite müdavimlerinin yabancı diller mektebine devam etmeleri için imtihanlar ikmal edilmiş, Galatasaray lisesile ecnebi liselerden üniversiteye gelen talebe hakkında da muafiyet karan verilmiştir, yani bunlar da bir ecnebi lisanına vakıf olduklarından Galatasaray ve Ecnebi mektep mezunları gibi lisan mektebine devam etmiycccklerdir.
Lâstik - Deri
Lâstik ■ Deri rekabeti münasebetiyle Ticaret Odasında seçilen komisyonun bu kısım sanayi fabrikalarını gezerek bir rapor hazırladığı malûmdur.
Haber aldığımıza göre bu raporun lâstik sanayiine ait olan bazı akşamının l&sGkçilerin lehine olarak değiştirilmesi düşünülmektedir. Buna sebep lâstikten kilo başına alınan yüz elli kuruşluk resimdir.
önümüzdeki hafta içinde ticaret odasında yeniden bir toplantı yapılacak ve bütün tu hususlar müzakere edilecektir.
Gayrimübadiller bir rapor hazırladılar Verilen malûmata göre gay-rimübadiller cemiyeti, gayrimü-badillere tahsisi lâzım gelen bir maden ocağının bir milyon tekiz yüz bin lira kıymetinde olduğunu tesbit etmiştir. Bundan başka yine gayrimObadilleı e ait 500,000 lira kıymetinde bir fabrika ilo bir milyon altı yüz bin liralık emlâkin ae bedellerini Istiyecektir.
Bütün bu busuaat etrafında cemiyet hükümete vermek üzere uzun bir rapor hazırlamıştır.
Seyyar esnafkapı
I
Bu yeni usule başvuranlar da cezalandırılacak
Gürültü ile mücadele talimatnamesi mucibince esnafın sabahları saat sekize kadar bağırmamaları ve gece 20 den sonra da gürültü etmemeleri iktiza ey-mektedir.
Talimatnameye riayet etmeyenlerin belediye tarafından ce-zalandırlmaya başlaması esnaf arasında yeni bir hileye yol açmıştır.
Bilhassa Şişli. Maçka, Nişan-taş ve civarı gibi yerlerde adet hükmüne giren bu yeni usûle göre eınaf sabahlan binaları birer birer dolaşmakta ve bir şeye ihtiyaçları olup olmadığım sormaktadırlar.
Bu vaziyet karşısında eskisinden daha fazla rahatsız olan halk hemen hergün Belediyeye müracaat ederek şikâyette bulunmaya başlamışlardır.
Badema müracaat eden esnafın hüviyeti Belediyeye bildirildiği halde bunlar şiddetle cezalandırılacaktan gibi Belediye zabıta memurları da sabahlan teftişler yapacaklardır.
Bir havagazı dolandırıcılığı
Bu iddia ile eski bir memur tevkif edildi
Beyoğlu Havagazı şirketi namına, bir çok eşhastan yapılan bir dolandırıcılık vak'azı meydan çıkarılmıştır.
Bu işin suçlusu olarak polisçe tevkif edilen adam, Havagazı şirketinin eski memurlarından Çekip efendi isminde biridir.
Çekip efendinin yakalanması. Havagazı şirketi namına Naci Bey isminde bir zatın istida ile müracaat etmesi üzerine vukua gelmiştir.
Müracaat şekline nazaran. Çekip efendi, şirketle alâkası kalmadığı halde, Maçka, Tünel, Tepebaşı ve Ortaköy cihetlerinde bazı müessese ve evlere gitmiş, buralardan hava garı tesisatı yapılacağı baha-nesile para almıştır.
Çekip efendi, polla nezaretinde olup tahkikat derinleş-t’rilmektedir.
= Şerhler
Hakikî aşk kendi kendini unutmaktır.
Mme. O. Craven

Şerh ve izah:
Aşk dediğimiz ihtiras, ihtirasların en inhisarcısıdır. Çünkü neyi istihdaf ediyorsa, onu benimsemek, ona yalnız başına malik olmak: onu herkesten kıskanarak yalnız kendine maletmek ister.
Bu çeşit aşkın, yahut sevginin göze alacağı her fedakârlık, katlanacağı her feragat bile ba hodgâm hissi tatmin, bu doymak bilmez iştihayı teskin içindir.
Bu sebeple aşkı, ihtirasların en inhisarcısı saymak, hiç te yanlış değildir.
Fakat aşkın, sevginin bu türlüsüne rast geldiğimiz gibi onun daha başka türlüleri de vardır.
Ana ve babanın evlâtlarına olan sevgilerini göz
Kapalı çarşının tamiri işi
Bedestanın yıkılan yerleri tamir ediliyor
Vaktiyle şehir meclisi kapalı çarşının tamiri meselesiyle meşgul olmuşı, Belediye fen heyeti tetkikal yapmış, tamir için ya* rım milyona yakın bir paraya ihtiyaç basıl olduğu anlaşılmış, bu paranın da çarşı esnafından tahsili imkânsızlığı göz önünde tutularak tamir işi tehir edilmişti.
Fakat çarşının Bedestan tarafı pek fena bir hale gelmiş, son günlerde yağan yağmurlar burayı büsbütün harap etmiş, sular tekmil içeriye akmıştır.
Bu vaziyet karşısında yalnız çarşının bu kısmının su içeriye nüfuz etmiyecek şekilde tamir ettirilmesi kararlaştırılın ştır.
Tamirata dün başlanılmıştır-Masraf bu kısımdaki dükkân sahip veya müstecirlerinden alınacaktır.
Telefon parası
Hasekide yeni pavyon yapılmağa başlandı
Halktan alınan fazla telefon mûkâleme bedellerinin şirket tarafından Merkez bankasına yatırıldığı malûmdur.
Belediye bankadan bu parayı ceste ceste çekmeğe başlamıştır.
Bununla Haseki hastahane-aine bir intanı hastalıklar dairesi yapılmağa baştan ilmiş Ur. Cerrahpaşa ile Hasekide yapılacak diğer pavyonların inşasına da yalcında başlanacaktır.
Terkos suyu
Boruları patlayanlar tamir ettirecek
Son zamanlarda alınan yeni tertibat sayesinde şehrin her tarafına fazla mikdarda terkos suyu verilmeğe başlamıştır. Ancak su tazyikinin fazlalaşması su tesisatı eski veya fazla tazyike muhtemel olmayan binalarda borutarln patlamasına sebep olmaktadır. Bu yüzden Belediyeye bir çok şikâyetlerde bulunulmuştur. Fakat bu hususta Belediyece yapılacak bir iş olmadığından bina sahiplerinin tesisatlarını yenilemeleri lâzım gelmektedir.
Önüne getirin.
Baba da, ana da ba sevgi yüzünden krndilerini seve seve unutarak, bütün hayatlarını, aziz yavrularının selâmeti, istirahatı, I sıhhati, muvaffakiyeti yolanda feda ederler. Ana baba, kendilerini bu yolda ne kadar unuturlarsa, o derece bahtiyarlık duyarlar.
Ana, babanın evlâtlarına karşı bu sevgisi, en hakiki sevginin en güzel misallerinden biridir.
Vatan sevgisi de öyledir. Uğrunda mal, can, her şey, seve seve feda edilen vatan, insanın her şeyi unutarak sevdiği ülküdür.
Mefküre aşkı da bu aşklar içindedir. Onun için, “Hakiki aşk kendi kendini unutmaktır,, sözü büyük bir hakikati ifade ediyor.
ZAMAN

Adalara su temi
nı için para
den
Belediye dün Dahiliye Vekâletin-müsaade istedi
Şehir Meclisi Adalara «u temini meselesile meşgul olmuş ve bu tesisat için muktazi olan 150 bin liranın borç olarak a-lınmaMna karar vermişti Belediye riyaseti bu parayı Belediyeler bankasından almak için müsaade edilmesi hakkında dün Dahiliye Vekâletine müracaat etmiştir.
Para alındıktan sonra derhal faaliyete geçilecek, bir taraftan Adalarda depo tesis edilecek, bir taraftan da sn tank gemisi aranacaktır*
Bu gemi ya hariçten sarin alınadak yahut da limanımızda mevcut gemilerden birinden bu şekilde istifade imkânları min edilecektir.
tc-
Hâkimler
Tasfiye heyeti işini tamamladı
Kânunuevvelin birinden itibaren tatbik edilecek olan yeni hâkimler kanunu için Adliye Vekâletinde meşgul otan tasfiye komisyonunun işi bitmiş gibidir*
Bu hususta icap eden csa-*at tamamile ihzar edilmiş olup ay başından itibaren tatbikine başlanacaktır.
Yeni hakimler kanunu tatbikatından başka yine ay başından itibaren tatbik olunacak diğer bazı adli işler vardır. Mahkûmlardan yiyecek bedeli alınması da bu meyandadır.
Bundan mada bir kısım icra harçlarının arttırılması ve yeni mahkeme binaları inşa» da bu meyandadır.
Adliye heyeti teftişiye reisi Raşit Bey dün de İstanbul adliyecinle teftişlerle meşgul ol-muştur.
inhisarlar Varidatı
Verilen malûmata göre, son ört ay içinde 18 milyon 386 bin küsur liralık Tuz, Müskirat ve Tütün satışı yapılmıştır. Bu miktardan dört aylık nakliye vesaire gibi masraflar çıktıktan sonra 13 milyon 92 bin küsur lira varidat temin edilmiştir.
Antalya Borsasında
Son bir hafta içinde Antalya borsasında muhtelif maddelerden mühim miktarda satış yapılmıştır.
Bu meyanda 581,095 kilo buğday, 130, 143 kilo arpa, 229 bin kilo susam, 2658 kilo mısır satılmıştır.
Portakal ve Üzüm satacağız
Türk Ofisinden verilen malûmata göre, AlmanyalI bir firma Mersin ve Dörtyol portakalı istemektedir.
Bundan başka bir İngiliz firması da memleketimizden kuru üzüm almak için müracaatta bulunmuş ve bu madde üzerinde iş gören ihracatçılarımızla münasebet teşdi etmek istediğini bildirmiştir.
Odun ihtikarı
Oduncular arasında bir tröst vbcude gelmiş olması haıebile Belediye iktisat müdürlüğü tel-kikata başlamıştır. Tröttün halka zarar vermemesine çalışılacaktır.
Söylesem tesiri yok & ussam gönül razı değil
Neden fırladı?
Dünkü gazetelerin çoğunda şöy-)e bir haber vardı:
"Odun Hatları, birdenbire fırladı I.
Bu haberi şu izah takip ediyordu :
“ Birkaç gündenberi havaların soğuk gitmesi yüzünden odun va kömür Hatlarında bir yükseliş görülmüş, odunun çekisi birdenbire dürt liraya fırlamıştır L.
Gazetelerin çoğunda aynı habere tesadüf olunduğu halde birinde de bu Hat fırlayışının hakiki sebebi anlatılmıyordu.
Acaba bu fırlayışın sebebi, alâkadarların vaktinde kâfi derecede odun, kömür depo etmiyerek istihlâkin birdenbire artması ve malın azalması korkusu mu?
Yoksa depolarda şehri rahat rahat İdare edebilecek odan, kömür bulunduğu halde havanın soluması bir takım muhtekirler tarafından fırsat mı sayıldı?..
Her kış şehrimizin istihlâk ettiği mahrukatın mlkdarı erbabınca malûm olduğu, ve bu mikdar da vaktinde tedarik edilerek depo edildiği İçin havanın soğuması özerine fiatın birdenbire fırlamasını akıl almaz.
Demek ki havalar açık ve ılık gideydl, Hatlar bir müddet daha fırlayacaktı- Kapandığı ve soğuduğa için fırladı.
Odun ve kömürün havadan nem kıpmanı» tabii görebiliriz.
Fakat oao satanın da havayı istismar etmesine cevaz vermek istemeyiz.
Ki} mevsiminde odun ve kömür ekmek gibi en zaruri ihtiyaçlar arasındadır.
Belediye ekmeğe narh koyarak, herhangi bir ekmekçinin İhtikâr yapmaıma mani olduğu gı .i, kışın da ekmek kadar zaruri olan odun kömür işine de müdahale ederek mevhum bir takım sebeplerin ihtikâra amil olmasına mani olursa, halka çok büyük iyilik etmiş olur.
Yoksa, hava biraz bozulunca dört liraya fırlıyan odon, hava büsbütün bozulursa, kim bilir, kaça şahini
L.

İç limanlarda
Yeni deniz programı tatbik ediliyor
İktisat Vekâleti deniz hsva müsteşarı Sadullah beyin şehrimize geldiği yazılmıştı.
Sadullah bey birkaç gündenberi şehrimizde İktisat Vekâletine bağlı müesscsclerde meşgul olmaktadır. Bir iki güne kadar Yalovanın imar p'ânını yapmak üzere getirilen M. Je-an ile Sadullah beyin Yalovaya gitmeleri kuvvetle muhtemeldir.
Diğer taraftan beş yıllık yeni deniz programının tatbikine de baş'aomıştır. Bu program için önümüzdeki Haziranda bütçeye tahsisat konacakttr.
Programa göre, bir çok yenilikler yapılacak; bu arada deniz yolları idaresinin büyük ka-potaja ve vapurculuk şirketinin do küçük kapotaja alınması düşünülmektedir.
Bu şekil tatbik sahasına girdikten sonra iç limanlarımız arasında sefer yapmak hakkı Vapurculuk şirketine verilecektir. Projenin tatbikine kadar bugünkü şekil devam edecektir.
Fransa arpa resmini arttırdı
Verilen malûmata göre Fransa hükümeti ihracatımızı müteessir edecek bir kararnamo neşretmiştir.
Bu kararnameye göre Fran-saya ihraç edilen arpanın gümrük resmini evvelkinden iki misli faztalaştırmıştır.
Mercimek ihracatı arttı
Italyaya mercimek ihracımız son günlerde artmıştır. Merci-mek bu hnftn borsada sekiz kuruş otuz paradan muamele görmüştür. Mevsim dolaytsilo bu ihracatın daha fazla olacağı tahmin edilmektedir.
Teşrinisani 27
I
I Zaman Ansiklopedisi
“Atlas,, ne demektir ?
— ZAMAN—
- . ... an - .
Bir kariimizden aldığımız «ek toptur t
Sizden (atlas) bakkısıda derin Skalûmat istlyeceğim, bu hususta beni etraflıca tenvir ederaech «ok memnun olurum.
N. H.
— Zaman —
Atla», lügati» evvelâ bildiğimiz coğrafya haritalarını. havi kitaplara, mecmualara denir. Barı föounn ait (şematik) resimleri ve saireyi havi kitaplar da keza ( atla» ) ıtlak olunur. Meselâ (Anatomi atla») gibi.
Bu kelime Yuııan eratiri ilahlarından maruf (Atlas) ilminden alınarak harita kitaplarına vcrlb mijtir. Harita kitaplarına bu ismi ilk vrren dr. coğrafya ilminin va-nı addolunan meşhur (Merkattır) dur.
Yunan eaatlrine gör» (Atla») Mauritanie yani (Mağrip) hükümdarı olup, yine maruf ilâhlardan (Hergül) On bir hileli ile kürrei arzı omuruna atmış ve o vakitteo-beri arzı omuzlarında layımakta bulunmuştur.
(Atla») iaminl, Mağripteki (Berberi) Itrin (Adrar) kelimesini,
Mecmualar
Yeni Ada m
Numara 47, 22 Teşrinisani 934
İsmail Hakkı Beyin neşretmekte olduğu bu mecmuanın 47 nci nüshası da bu defa intişar etmiştir. İsmail Hakkı Bey herşeyden ovvel terbiyeci ve (Pedagok) olduğu cihetle (Yeni Adam) in bu nüshasında da mektep mesailine dair özlü makaleler var. MooolA bir maka-İClinin ikinci Onvaoıoı şuraya aynen naklediyoruz:
“Mekteplerimizde toplu tedrisat var denilemez. Bilâkis ilk mekteplerde tedrisat bir bubrana girmiştir.
Bu Savan roakale-nln mevzuun-daki ehemmiyeti! göstermeğe kâfidir. Biz mektepçi ve terbiyeci dr-ğlUz- O itibarla mektep meseleleri mekteplerimizin kuturları ve mekteplerimizin sureti Islâhı hakkında mütaleo yürütmek hakkım haiz değiliz. Çünkü bizzat fimsi! Hakkı B. (Ülkü) mecmuasının geçen nüshasında yazdığı bir makalede (bilen de bilmeyen de bu İşe karışıyor ) diye biz gazetecilerden şikâyet etmişti. O cihetle İsmail Hakkı Beyin bu makalesi hakkında mütalea yürûtmektenıe onu karilerimize ehemmiyetle tavsiyeyi tercih ediyoruz. Bundan başka ( bir metro nekedar uzundur? ) (Bursa yo'unda) Gnvanlı makalelerle Fransız maruf muharrirlerinden (Andre Malro) nnn Kus edebiyatı hakkındaki faydalı bir makalesi vardır. Bir de Fuat Korkut Beyin (okutmakpçin ne yapmalı?) un-
Yunanlıların tahrif ederek vücude getirdikleri zaıuıolunuyor. (Adrar) Berberi lisanında dağ demektir.
Mağriptrki meşhur (Atla») dağlarını. eskizaman inaanları dünyanın en yüksek dağlan farzetmekte idiler. O cihetle dünyayı omuzlarında taşıyan kuvvetli şahriyeta de (Atla») isminin verildiğine dair bir rivayette vardır.
Bugün coğrafyada (Atlar) dağları, malûm olduğu üzere, Afrikaoın bütün şimaligarbisini boydan boya kateden aüallel eibale denilmektedir. Yani bu »ilsilei cibal bütün (Msğrip)in boyunca uzanır.(Mağrlp-Mauritamie) iae bugünkü (Tunu», Cezayir ve Fa») memleketlerini havi olan kısmın umumi ilmidir. Ma-amafih bugün Türkfede (Mağrip) daha ziyade (Faı) a alem olma» bir İlimdir.
Bu sütunumuz atla» kelimesi hakkında daha ziyade tafsilât vermeğe müsait değildir. Maamafib bizden malûmat isteyen muhterem kariimlze, bu bapta ayrıca uzun bir makale ile daha derin tafsilât vermeği vadederlz.
MMNNtUMNNNNiMIMMMttlNtinHttlMNMIMM
vanlı kııa bir yazın dalıa gözümüze çarptı.
Fuat Bey, bugün memlekette gazete, kitap ve alelumum neşriyat aatışının azlığından şikâyet edenlere cevap veriyor ve okuma azlığının, (memlekette okuma terbiyeci) olmadığından ileri geldiğini söyliyerek Gse talebesinin bundan aoara bir de (kültür) imtihanına tat» tutulmasını tavsiye ediyor.
Bizce Fuat Beyin (okuma terbiyen yoktur) tarzındaki mütalâası yanlış olduğu gibi talebenin (kültür) imtihanına tabi tutulman da tatbikine İmkân olmıyan bir fikirdir.
Bir kare memleketimizde okuma «rzusu ve zevki muhakkak vardı ve bu günden güne artmakta idb Biz kendimiz buyulun eski emekdarlarından oloaak itlbarilo bu bapta biraz vukuf ve tecrübe sahibiyiz. Şimdi bu arzu ve zevk azaldise evvelâ kavlin irfanına, fikrine hizmet edecek neşriyatın pek çok denecek dereye inmelinden, saniyen iktisadi buhranın (boğaz gıdasını), (ruh gıdasına) tercih ettirecek dereceyi bulmanndandsr.
(Kültür) imtihanına gelince bu kadar şümullu, bu kadar aeyyal, bu kadar vüa’atli bir mevzu üzerinde talebeyi imtihan edebilmeğe imkân olur mu ? Bir kere (kültür) ün ölçüsü nedir ? Sonra bu noklai naran tasvip eden lımail Hakkı Beye aoruyoruz, talebeyi böyle
POLİSTE
Süt - Su ve bir alacak işi
Dün polis raporları arasıoda, zahiren göze çarpmıyan, fakat kelimelerin üzerinde biraz durulduğu takdirde manalı görülen dört satırlık bir tanesine tesadüf ettik.
istanbulda su katılmamış aüt olmadığı iddialarının kuvvetle mevzuu bahsedildiği (ti »ırada, bu polis buberiui, aynen yazıyoruz:
“Suadiyede sucu Hüseyin ile lütfü Mehmet Ali, bir alacak yüzünden kavga etmişler, neticede «ucu Hüseyin sütçü Mehmet Aliyi taşla başından yaralamıştır. Mehmet Ali tedavi altına alınmış, Hüseyin de yakalanmıştır.,,
Rapor, hangisinin hangisinden alacaklı o.duğunu ve alacağın mahiyetini yazmıyor, yalnız (süt - su) meselesini hatırlatan bir vaka...
umumî surette (kültür) den imtihan edebilecek memleketimizde kaç kişi bulanabilir ? Talebeden evvel asıl mualHmkr-i'vr umum! bir (kültür) imtihanına tâbi tutulmalı değil midirler ? Sonra umumi (kültür) G mutlak kitaplar, gazeteler ve mecmualar yapar I Halbuki cihanın İlmî, fenni, fikri harekâtının velev kl yüzde birini gazetesinin sahlfc-lertndeakeettirebileeek bugün memleketimizde kaç gazvteci mevcuttur. Hattâ böyle değerli ve bilhassa (irfanı hürr) bir tek gazeteci gösterilebilir mi ?
Bu meseleleri halletmeden zavallı lise çocuklarını (kültür) imtihanına tabi tutmak, hoca yetiştirmeden talebe yetiştirmek, yani tohum atmadan ekin idrâk etmek veya te mel kurmadan üstüne bina çıkmak istemekten farklı mıdır ?
Halkın çok okumasını istiyor mıyız? o halde İsmail Hakkı Bey, mecmuasının yine bu nüshasında eadettiği ucuz ve faydalı kitapları bir an evvel neşretsin. Eğer kitaplar hem özlü, hem de batkın anlı-yatağı kadar sade yazılabilirse bu memlekette okumak arzu v« zevkinin mevcudiyetini bizzat lımail Hakkı Bey görmüş olacaktır.
Birde İsmail Hakkı Bey, (Ame-rikada mektep talebesine gazete ve mecmua okumak mecbur! kılın-mıştır)diyor. Yani bizde şimdi ye meden, içmeden liselerimizdeki talebemize gazete va mecmua mı okutalım Demek istiyorlar ? Fakat hangi mecmuaları, ve hangi gazeteleri ? Tarih! tefrika namı altında tarihi altüst eden malûm edebiyatla cehrelerini dolduran gazetelerimizi veyahut Bektaşi hikâyelerine veya o ayarda masallara revaç veren mecmualarımızı mı ? işte o zaman lise talebesini yakmış oluruz vo işte o zaman (kültür) denilen macera büsbütün çığrıcdaa çıkmış bulunur..
Ulusal Birlik
Pazartesinden itibaren bu itim altında, Türkçü, ırkçı va alyaıl bir haftalık gazete neşredilmeğe bulanmıştır.
Baş yazısında gayesini anlatan Ulusal Birlik ve en yüksek Türlü-yenin yaşatılması ve yaratılması için çalışacağını söylemekte ve Siyasal, Ulusal, ökonnml ve Sosyal yazılara sütunlarını açmaktadır.
Mecmuanın bu ilk nüshasında iş kanunu, Özkan davası ve Üniversite gençleri gibi muhtelif mevzulara temas eden yazılar vardır. Sayısı 5 kuruştur.
Rizede imar işleri
Şehir meclisine seçilen iki hanım derhal istifa ettiler
Şthir mreliti tarafından imarı ifin bir çofc kararlar ıtrihn Rizrden bir gdrânâf
Rize (Hususî) — Dört defa toplantı yapan yeni meclis geçen Pazartesi günü İkinci Teşrin içtima devresine son vermiştir.
Yeni meclis bu toplantısında bilhassa şehrin imar ve tezyin işlerde çok alâkadar olmuş ve geçen senelere ait hesapların tetkik ve tasfiyesile iştigal etmiştir.
İmar ve tezyin işleri er ası uda başta hükümet konağı önündeki Cümhuriyet meydanı gelmektedir.
Bu meydanın yanında evkafla idarei hususiyeye ait tahta barakaların kaldırılarak meydanın genişletilmesi ve düzel-
Izmirde Ruam mücadelesi
İzmir (Hususi) — Ruam mücadelesine şehrimizde devam edilmektedir. Şimdiye kadar apılnn mücadelede mallein tatili neticesinde yirmi bir beygirin ruamlı olduğu anlaşılmış ve bu hayvanlar itlaf ettirilmiştir.
Baytarı buluuan kazalarda ruam mücadelesi neticelenmiştir. Yapılan mücadele hakkında hazırlanan istatistikler baytar müdürlüğüne gelmcktecir.
Şehrimizde bulunan ahırlar teftiş edilmektedir. Baytar müdürlüğünce yapılan teftişte bunlardan fenne uygun olmıyanlan tesbit edilmiş ve kapattırılma-larına başlanmıştır. Germencikte bir kaplan avlandı
Germencik 26 (A.A) — Gümüş dağlarında yapılan sürek avında bir kaplan ve 30 domuz öldürülmüştür. Üç yıl evvel bir oduncu yine bu dağda balta ile bir kaplan öldürmüş ve derisini 80 liraya satmıştı'
tilmesi ve bu meydandan itibaren sahil boyunu takip eden umumi caddenin (200) metrelik kısmının parke ile döşetilmesi kararlaştırılmıştır.
Bu arada spor sahaftım (ıhlamur) ağaçlarile süslenmesi ve kabristanların ıslah edilerek asri bir hale getirilmesi ve belediyeye ait bazı emlâk ve arsaların da satılarak bu paralarla beladiyeye gelir teinin edecek işlerin yapılması karar altına alınmıştır.
Yalnız esefle kaydedilecek bir cihet varsa, bu defa meclise seçilen iki hailimin meclise iltihak etmeden istifa etmiş olmalarıdır.
Bir koyun 225 kruşa!
Konya 20 (Hususi) — İktisadi buhran, memleketimizn her tarafında olduğu gibi, Konyada mühim izler bırakmıştır. Geçen mektubumda, iktisadi bubrana inzimam eden susuzluk dolayısile Konyanın memleketimizin diğer kısımlarından fazla müteessir olduğunu bildirmiştim.
Buhran Konyada da bir çok yerlerde olduğu gibi, ayak satıcılığını arttırmış ve bu suretle muhtelif isimlerle anılan ve muhtelif günlerde kurulan pazar yerlerinin teşkiline sebep olmuştur. Bugün şehrimizde at pazarı, buğday pazarı, deri, tiftik, saman, araba, kereste, tavuk pazarları namlariyle bir çok pazarlar kurulmaktadır. Köylüler bu pazarların kurulacağı günlerde satacakları şeyleri alarak sabahleyin erkenden şehre gelirler. Pazarlar sabahın alaca karanlığında kurulur ve akşama kadar ,dev.-ım eder
9 Eylül panayırı genişletilecek İzmir ( Hususî) — Belediye reisi Doktor Behçet Salih Beyin riyasetinde yapılan bir toplantında 9 Eylül uluslar arası panayırı komitesinin haftada iki defa toplanılmak üzere doktor Beheçet Salih ve ofis müdürü Âkil Emrullah, Şehir Meclisi âzasından leblebici zade Reşat ve Bcldiyr Başmühendisi Cahit Beylerden mürekkep olması tekerrür etmiştir. Bu «ene komiteye bu dört kişiden başka hariçten hiç kimse dahil olmıya-caktır.
Koınitenio ilk olarak yapmıya karar verdiği iş ecnebi mera-ekollerdeki sefirliklerle, Türkofi* şubelerine, konsolosluklara, ecnebi panayır komitelerine ve dahilde ticaret odalarına, borsalar.» vapur acentelerine gönderilmek ve umumî yerlere talik epilmek üzere muhtelif lisanlarla afişler bastırılmasıdır.
Bu seneki panayır sahasının da (125) bin metre murabbaı daha genişletilmesi muvafık görülmüştür.
Mantar yemeğinden zehirlenenler
İzmir (hususî) — Mersinlide Kırşehirli Cemal karısı Emişne Hanımın kırdan topladığı mantarla yaptığı yemeği yiyen komşusu Talip, Yusuf Kenan vc Güller zehirlenmişlerdir. Yapılan muayene neticesinde yedikleri mantarın zehirli oldu; ğu anlaşılmıştır. Zehirlenenle hastahaneye kaldırılmışlar ve tedavi altına alınmışlardır.
Denizlide elektrik şirketi Denizli 26 (A A) — Teşekkül halinde bulunan elektrik Türk anonim şirketi esas mukaveleleri ökonomi bakanlığınca tasdik edilmiştir.
Yeni ölçüler için kurs Denizli 26 (A. A.) — Şehrimiz halkevi yeni ölçüler hakkında bir ay sürmek üzere kurs açmıştır.
Bir çok ihtiyaçlarını toptan tedarik edemiyen halk bu pazarlardan petakende alış verişte bulunur.
Denilebilir ki Konyada en ucuz şey koyundur. Civar vilâyetlere ihracat yapılmasına rağmen 225 kuruşa büyük bir koyun, 425 kuruşa iki keçi, 20 kuruşa bir tavuk ve 15 kurusa en alâ cinsinden bir kilo et almak mümkündür. Zahire fiat-iarı da ucuzlukta bu nisbetten pek aşağı kalmaz.
Mehlika ile kararlaştırdıkları veçhile yavaşça öksürdü ve hafifçe kapıyı tırmaladı. Bir kedi gibi hareket ediyordu, kedi bakışıyla da etrafı kolluyordu. Bîr veya iki dakika geçmedi, kapı yavaşça aralandı. Bülent içeri »ütüldü. Vak-tiyle yine böyle süzülerek girdiği bu evla içinde ayakları yabancılık hlMetmiyoıdu. O ıımıo kendini Siliye sürüklemişti, şimdi o eline yapışan yumuşak di karanlıkta Hariye, salona doğra yürütüyordu.
Bir aralık batırma İlk aldanıp
geldi v« herhangi bir tesadüfün yardınıiyle Şnziyeein şu ziyaretten haber alabilmesi, kendini yine Mehlika yesioe koyman mümkündü. Bülent böyle bir ihtimalin kendi plânı Hacrinde yaratacağı sakatlığı düşUnerek salon eşiği önünde durdu, yanıbaşındaki kedinin kıstağına fısıldadı:
— Mehlika, nereye gldlyoraz?
— Salona Bülent, salona I
Arlık şüphesi sönmüştü, neş'eri yerine gelmişti. Karanlıkta sendeleyip gürültü çıkarmaktan korkma-
sa Mebllkayı kuşağına alacak ve koştura koştura içeriye götürecekti. Bunu yapamadı, adım adım yürüdü, bir zamanlar Şariyenin tasarruf etmiş olduğu şezlonga kadar ilerledi. Çabucak vahdet âlemine geçmişlerdi. Sessiz bir heyecan için de aşklarını mübadele ediyorlardı. Bülent, tekemmül eden zaferin neş-veriyle aarhoşiamıştı, kadın kuvvetli bir aşkın zelzeleleri içinde benliğini kaybetmişti. Tavan, dıvar, halı, kanepe, masa ve herşey kördü. Birleşen yüreklerin vüende getirdiği hummalı sahneyi görmüyordu.
Uzun ve çok ozon »Üren bir gü-raşteo eonra Bülent ayağa kalkacak oldn. Mağlûp ettiği kadıma yG-«ünü görmek vo bu yüıde «rgeç mağlûp olacak Belmanın körpe yüzünü seyrederek basını çoğaltmak istiyordu. Mehlika onu bırakmadı, iki koliylo kavradı ı
— Otur, dedi, yanıma, kalbimin üstüne otur, öyle İstiyorum.)
Aşk güreşi yeniden başlamıştı, aarboşluk tazeleniyordu, pehlivanlar deha coşkun bir heyecan İçine
düşmüşlerdi. O koyu karanlıkta garip bir musiki titriyordu. Onların ta İliklerinden kopup gelen bu güftesi» beste, perişsn uı'ûbunu aürûkliyerek dıvarlarıc' üstünde, eşyanın arasında kayboluyordu.
İşte tam bu mrada bir peri eli-le karanlık İçinde bir yıldız parıl-dıyorrauşl gibi tavanın ortalındaki elektrik ampülû birden parladı, ber taraf ışık içinde kaldı. Galibi, mağlûbu belli o'.mıyan ve ber ikisinde zafer heyecanı sezilen çiftler, sehere benziyen bu umulmaz aydınlıktan şaşırmışlardı, bulundukları yerde ve bulundukları vaziyette katıvermişlerdl. Eşik üstünde kollarını kavuşturarak duran Saim Bey hiddetsiz, fakat sert sesiyle homurdanıyordu ı
— Naeiyeııin Apollonu bir Venüs te blziın evde bulmuş. Tebrik ederim, cüretinizi tebrik ederim.
Onu oraya getirmiş olan Şaziye, kıs k.» gülüyordu, Belma da ellerini yüzüne kapıyarak anasının ve için için »evciği delikanlının çirkin şekillerini parmaklarının arasından seyrediyordu. Mehlika, bitkindi,
Bölendin de eli ayağı titriyordu. Salın Bey, yavaş yavaş ilerledi ;
— Hanım, dedi, size tükürmi-yorum. Çünkü bu tükrüğiln izi kızının da yüzündrofl silinmez. Yalnız size lanet okuyorum. Kal-kınız, odnnıza gidiniz.
Belma ile Şaziyeyi de oradan uzaklaştırdıktan sonra Bölendin yanına yanaştı:
— Efendi, dedi, sizin Amerikalı iş adamları gibi hareket ettiğinizi, az söyleyep çok gördüğünüzü söylüyorlar. işgüzar olduğunuzu bende gözümle gördüm. Burada aynı karakterle hareket edecek kadar soğuk kanlılığınız var mı, yok mu?
O, kekeledi:
— Ne yapmaklığımı arzu ediyorsunuz?
— Burada birşeyler yapmak benim hakkımdır. Kanınızın »ulu mu, koyu mu olduğunu anlamıya bile şu dakikada kanunen salâhiyetim vardır. Lâkin bu salâhiyeti şimdilik kullanmıyorum. Sizinle sizin anlı-yaeağınız şekilde ve bir Amerikalı gibi Isomışmık istiyorum. Kısaca cevap verin: Hapishaneye mi gitmek istersiniz, evinize mi?
— Evime.
— O halde şu kâğıdın üstüne »öylıyrcekterimi yazın, ev kunlu-ratosunu tazelemek için pullar almıştım, onlardan birini de altına koyup imranızı atın.
Bülent derin bir korkunun yarattığı şuursuzduk içinde enıro.u-ıısn şeyi yaptı, Ssim Beyin em-ine biu beş yüz liralık bir bono imzaladı ve Sniın Bey tarafından kapıya kadar teşyi olundul
Ertesi gün belediye dairesinde onunla Naeiyenin nikâh'.arı kıyılıyordu, davetliler arasında Mehlika Hanımla kızı ve kocası yokiu. Naciye şendi, sevinç içinde idi, Bülent çok dalgındı, işler bitip te c radan ayrılacakları sırada S-v Hanım yaklaştı, Bülcude kûçi. bir zarf tutuşturdu. Ressamın an cak evde ve tenha bir köşede açt ğ bu zarfın içinde suahut aşk sen' dinin ince ince doğranmış par larila bir küçük pusla vardı *-* puslanın üzerinde şu kelim''a'(* idi. Alçak!... .“«f*-
D.... AGct.se Ditti
-ZAMAN -
i
Teşrinisani 27
Bey, Hanım, Efendi, Paşa kalktı
7 inci sahifeden devam
Kanunun heyeti umumiye»! üze-rindi bu müzahcreden sonra maddelere geçilin ş ve teklif edilen kanuna »ğa helmesinin dahil olup olmadıkı hakkında sorulan suale Dahiliye encümeni mazbata muharriri Şükrü Bey :
"Kıoıınun gözettiği mana »r makıat demokraa yi kendin» mal-etanş olan Türk milletinin herhangi bir sınıf farkını göstereo unvanları tamamen yıkmasıdır. Binaenaleyh ağa da köylüler ararında oz çok bir sınıfı İfade »den bir ün-ran olması dolayısiyle bunun kal-dırılmaama hükümetle beraber encümen de muvaffakiyet »diyor,, demiştir.
Müşterek isimler ne olacak?
Kadın, erkek bazı isimleyin İsmet, İffet, H.kmet gibi müşterek olduğunu bunların nasıl ayırt edileceğini ioran Tekirdağ mebuau Çelil Nuri Beye esvap olarak Dahiliye bakanı Şükrü Kaya buna dair sorulmuş olan sualleri daha İyi cevap vermiş o’mak için kanunun esbabı mucibesini okuyacağım söylemiştir.
Kanunun esbabı mucibesi
Kanunun esbabı mucibesindc şöyle denilmekte idil
“Türk inkılâbının en açık "özeli,, vasfı demokratik olmasındadır. Demo' rasioio temeli U-uıal üyeler arasında ne kanunda, ne teşrifatta, ne de muamelede hiçbir fark olmamasıdır. Türk tarihinin ilk çağlarında milletin fertleri arsnoda biçl) ir fark yoktu.
Göz-- görünen mevki ve makam farkları herkesin uhdaaloa verilen vazifelerden ibaretti ki bu vazifelerin muhtelif dereceleri aralında ehemmiyet itibariyle fark olsa da vaz-fenm şerefi ve vazifeyi gören o haysiyeti noktanndan hiçbir fark yoktu.O devirde ulu, adamları yalnız adlinle anı'ır, adlarının başına hiçbir sıfat ve paye eklenmezdi. İftihar o unan yegâne sıfat Türk uluıundan o’maktu Bunun en parlak misali Attilâ’nın Romalılara verdiği sade fakat büyük cevaptır.
Orta çağda, devlet rej’mleri değişti, bununla beraber halkçılık mefhumu da eski saflığını ve temizliğini kaybetti insanlar arasında esasını kâh dinden, kâh bürafelerden, kâh tagab lüp, tasal'ût hıralarından alan farklar hasıl oldu. Bu suretle mümtaz sınıflar meydana çıktı. Her bir sınıf kendine ve nesline İlâhi, bayali sıfatlar ve lâkaplar izafesine başladı Türkler kurunu vüstai cemiyetlerle temasları arasında bu tesirlerden kurtulamadı. O da sınıflara ayrılarak millet içerisinde bir hiyerarşi vücuda getirdi ve kendisine halktan üstünlüğünü gösteren fuzuli bir takım lâkaplar ve payeler izafe etti Ve bu lâkap ve payeleri silinmez bir hak gibi taşıdı ve bunlan halkı ve hakkı ezmek içi a mütemadiyen kullandı. Vakıa bugün Türk inkılâbı ve Cümhuriyeti kanun ününde herkesi müsavi yapmıştır. Bu gün hiçbir ferdin lâkabına ve payesine güvenerek ve sığınarak biç kimseden fazla ve üstün hakkı yoksa da eski devirlerin artakalan bu lâkaplar ve tabirler kullanılmakla ulusal üyeler arasında eski sınıf ve tefevvuk hatıralarını uyandırmakta, milletin demokratik asil ruhunu incitmektedir. Bundan başka Türk inkılâbını nakıs göstermekledir.
İşte bunun içindir ki gelişi güzel isimlerin önüne konulan kâh tevkifi, kâh tahkiri kâh istihzayı tazammum eden (ağa, efendi, bey, beyefendi, paşa, hazretleri) gibi tabirlerin arlık Türk cami-ası vasıflarından kaldırılması içtimai inkılâbın zaruretlerinden olmuştur. Kanunun birinci maddesi bunu tekit için yazılmıştır.
Bunnla beraber Türkler hususî muhabere ve muhaverelerde bir kimseye vc cemaata hitap ederken adın
önünde gelmek şartiyle erkeğe, ere yani er kişiye bay, kadına da bayan diye hitap edebilirler.
Bu tabirler öz Türkçedir vc Tilrklerin ilk devirlerinde kullanılmıştır.
Tefevvuk ve imtiyaz ifade etmez. Diğer yabancı memleketlerde her memleketin kendi diliyle adları önünde kullanılan tabirler gibidir. Hususi münasebetlerde muhabere ve muhaverelerde söz ve yazı arasında kullanılmazı kanuna ve kanunun icap eden esasa aykırı olmadığı gibi başka memleketlerde kullanılması umumiyetle mûte-amil vc mütearif olan adetin yerini de dilimizde tutmuştur.
Askerî ve sivil rütbeler
Eskidcnberi askerlik bir mesleki mahsus telâkki edilmekle beraber ton asırda olduğu gibi uzun ve mütemadi tahsil, terbiye, gayet müşkül ve ağır mümareseye tabi değildi. Herhangi bir ir.de veya kararla hariçten bir adamın bu meleğin herhangi bir rütbesine a-lınmau caiz görülürdü, bundan başka maddeten askerlik mesleğine girmesi mümkün olmıyan nüfuz uların tatmini için askerlikte tabıatiyle mevzuubahsı zarurî olan derecelere muvazi üniformalı sivil rütbeler tesis edilmişti.
Oıema arasında da ortodoks ve katolik ruhani teşkilâtından iktibas edilen payeler ve dereceler ihdas edi mışti.
Türkiye Cumhuriyeti bu rütbe vc payeleri filen ortadan kaldırmışsa da nihayet bu ilga bir teamülden ibarettir. Kanuni müeyyidesi yoktur. İkinci madde bunun için konmuştur.
Nişanlar
Cümhuriyslin tvcraüıündenbcrl imparatorlukta mevcut nişanlardan hiçbiri verilmemiş ve h.çbırimiz tarafından bu nişantann takıldığı götü izlemiştir. Ancak bu da aırl Uamül» nıüıtenittır.Ha kimilin gösterdiği fazileti kanunen de tekit etnıck icabclt*. Ancak muharebe meydsn nr nda kazanılmış madalyalar bundan hariç olmak icap • der. Bunun içindir ki kanunun nad-deleriode biç b»h).«di!nvmi)tir.
Yabana devletlerin başka yabancı devlet tebaasına Ur çok sebepleri» n.şsn ve,meleri »skidir. Cumhuriyetin teeıafaündeoberi Türler demokrasiye bağlılıklarından bu nişanlan takamamaktadır! (r. Kanunun aon fıkrası verilen ve badema verilecek oiao yabancı devlet nişanlarının taşınmasını mrnrtmeJıt.dir. Bu nişanların takı ması eskidin de dev »t tarafından ruhsata tabidi. Cümburiyel idaresi şimdiye kadar kimseye böyle bir ruhsat vermemiştir. Ancak baza ahvalde devlet reislerine v( hükümetlerinin Turklere verecekleri nişanları reddetmek te mümkün oıamıyscağındao istenirse bunların bir ha tara olarak kabul edilebileceği, fakat sala tiışınmıyncagı fıkrada gösterilmiştir.
Kanunlarınızda ve dilimizde büyük inkılâplar yapılırken Türk milletinin ve devletinin en çok hemmiyet V» kıymet verdiği ve eo çok iftihar ettiği askerlik derecelerine a.t Uovanlarda da inkı âbın gidişiyle mütenasip karşılıklarını ordumuzun ve erkânımızla evrensel ve uluslar arası haiz olduğu kudret v» kıymeti dc nazarı İtibara alarak bulmak zaruridir. Liva, Farile ve biüşör rütbelerini ibraz etmiş zevata lUatumıtda derce-farkı gözetilmtyerek alelıtlak paşa denmeli bir tsammüldû. Bu unvanı taşıyan pek çok siv.l hatta aga. paşalar olduğu gibi bu üavan Lası yabancı memleketlerde gelişi güzel b.rçok kimselere verilmekte ve iltibasları da,»t etmektedir. Halbuki Liralık, Feriklik, Müşürlük her medeni mem.ekette olduğu gi. bi bizde de çok yüksek bilgi vc büyük fedakârlıklarla kan ve can palıaKaa kazanılmış mcvkilerdır. Bu mevkilere sahip olabilmeleri, haiz oldukları beynelmilel kıymeti
“Trakya,, mn hezeyanları!
t inci Sahifeden Devam Mahut gazete 8 teşrinisani saymada Türiiya.'e yaşıyan Bu'gar •-kalliyetinden bahsederken Edirne, Kırkiarel, ve Kurialıds Bulgartara akia gelmiyen mezalim yapıldığım Bulgarca konuştuğu için bir Bulgar bahçıvanının fena halde dövüldüğünü ve Kırkiarelindi- Bu gar kadınlarının zorla Müslümanlaştı-nldıklarıaı; namuslarını korumak için Bulgar kılların.n evlerinden dışarıya çıkamadıklarını». yamakta ve Bulgar küçük saoat erbsbanın derhal hudut harla edildikleri için alacaklarını toplamak imkân-•ızlığı yüzünden yüz binlerce leva zararlara uğradıklarını ilâve etmektedir.
luoan bu natırları okurken isnat, iftira ve tezvirin bu derecesine akıl erdiremiyor. Bu işler bugün Patagonyada bile olmuyor.
Nasıl olur da Cümhuriyet Türkiyelinde Bulgar ekalliyeti bu kadar haksızlıklara uğruyor ve laik b.r hükümet, Hıristiyan Bu’gar kadınlarını mü-lüınanlaştıranlara mû-amah ıkâr davranıyor.. Fakat, "Trakya,, gazetesi bu kirli isnatlarını hangi sağlam kaynaklardan aimıştır ? Küçük san'atlar kanunu-nuu tatbiki ılolayısıyle memleketimiz Jro çıkan Bulgarlar, CesiıMus-talapaşadau geçerlerken oradaki Trakyalıiara bunlan anlatmışlarmış..
Bu işler şu veya bu Bulgarin ifadesine göre dikiş tutabi ir mi ? Gaiiba mabut “Trakya, alar bizim yavuz turuz meuriıne göe» bizi şaşır mağa çalışıyor ve böylelikle Bulgari,tanda hemen her gün bin hür facia şeklinde tecelli eden o kanlı ve müessif hadiseleri örtbas etmek istiyorlar.
Biz burdan üç dört gün evvel "Pravadı.nm "Yasutep , köyündeki f. el hâdiseden bahsederken öl-dürü.inleri ve bıçaklananları isim taşrılır lını-k suretile yazmıştık. “Trakya, gazetesi memleketimizde bangı Bulgarin döğüıdüğünü ve hangi Bulgar kadınlarının nerede ve ne zaman ihtida ettirildiklerini söylemek cesareti medeniyetini gösteremediği takdirde asıl namussuzluğu kendisi yapmış olacak ve bu itibarla iki memleket ve millet araıına kendak lokmnğı prensip addeden bir bozguncu ııfatile her iki tarafın da nefret vn linetine uğrayacaktır.
liaiMUlMIHIIIMlUMiMUlIllU SMSIUSSSUİİSIMtMMIl ■fada edebilecek bir tâbiri» anmak kendilerine göstermek mecburiyetinde olduğumuz hürmet ve muhabbetin delili *e ifadesi olmalıdır.
Binaenaleyh iltibasa çok yer veren »ski zamanlardanberi ve ber yerd- muhtelif manalarda kullanılan Paşa tabiri tarih n sayfalarına bırakılarak bugün Türkiye Demokrasisinde kuılanıiznaaıssı lâzımge-lir. Lava, Ferik ve MûşA- tabirleri yabancı o maktan aarfınazar bıgün bu yüksek rütbeler sah p erinin kıym etini bnynrim-lel bir ö çü lıe ifade edebilecek mahiyet ve mamda d' ğ.İlerdir. Onun için dünyaa.a muhtelif dillerini konuşan ber nor-d nl m-mlekette olduğu gibi Liva v» Feriklere ve Birinci Feriklere ■'G-oeral,, ve Müşü.-lere '"Mareşal,, denmesi zaruri görü.mü, ve bu zaruret kanunun m‘ddr,iyesiyle teyit edilmiştir. Liva ve Feriklerin dercceıerme ait tabirlerle Mülâzım, Kaymakam ve Miralay tabirlerinin karşılığı ine Âıi Askeri Şûraca tee-bit edilerek İcra Vekilleri Heyetince tasdik «dilmesi e-asının kabul edilmesi daha muvafık görülmüş ve bu elbet kanunda tasrih edilmiştir.»
(Bay, Bayan) ve resmi yerler
Bundan sonra Giresun Msbusu Tarık U» Bay, Bayan gibi kelimelerin resmi olan yerlerde kullanılmasında n» gibi anshıur görüldüğünü sormuş ve Şükrü Kaya buna da şu c-vsbı vermiştir t
"— Türk kanuolanoda, belge-leriuds, mahketna huzurlarında ilân,-tarda, Türklerle böyle ünvan taşımasını Demokrasi ve Cûeo-huriyet prensiplerimizle kabili telif görmedik. Bugünkü Cümhurlyet prensiplerimizle kendi ruhi aaale-t.mlzie kabili Uvfik görmedik. Fakat teamül icabı olarak diğerlerine ittıba etmek için hakikaten bir kelime kullanmak lâzım geliyorsa, tenımıyan bir zatı çağırmak lâzım geliyorsa, başka, başka sesler çıkarmadan ise (Bay) kelimesi kullanılabilecektir.
Harice geliuec, yabancı memleketlere gittiğimiz zamau görürüz ki bası ycricrda Goepodiu, Mileyü,
Edirnenin bayramı
Birinci sahifeden devam
belediyesinde bu mutlu gün şerefine Ankaradnn, iıtanbulıUn »e komşu vi âyetlerden gelen meb’us-lar, kumandanlar ve misafirler toplanmış bulunuyorlardı. Buradao fırkaya gidilerek ziyaretler yapıldı M.safirler yüzlerce kişiden ibaretli. Fırkada mitafirlere izaz edil-d kten sonra askeri kıtaların, mekteplilerin ve halkın On binden riyada insan kümeleri halinde toplandıkları Selim ye önüne. Cumhuriyet meydanına ve Dilâvcr Bey parkına gelindi. Burada şehir bandom İstiklâl marşını çalarken Selimiye istikametinde atılan toplana afaki titrettiği «ıralarda şanlı ve al bayrağımız, Selimiyenin batıya bakan minarelerine doğru dalgalanarak yükseliyordu...
Halk kendinden geçmişti-Türk bayrağının Sılıoıiyenin İlâhi m nareleri araunda ılık kıvrımlar yaparak yükseldiği dakikalarda halkın heyecanı cidden tetkik edilmeğe değer bir vaziyet almışı.. Bıı ulvi manzara karşısında ağlamıyan ve aevinç yaşları dök-mıyen tek bir vatanda, yoktu, desem katiyen mübalâğa etmiş olmam..
Ş radı artık bayrak ta._T»p»d», bulutlarla öpüşen nario minarelerin üçüncü şerefeleri arasında dalgala, nıyoeken aşağıda binlerce g«t»Ç, binlerce çocuk ve binlerce insandan mürekkep koca bir in»an daL gaıs hep birden onuncu yıl marşını söylüyordu. Neksdar söylendi, usul söylendi ? Bunu kimse kestiremez. Çünkü ; o anda herkes kendiliden geçmiş bir halde IdL. Bir an için benliğimi aûrükliyeo bu heyecandın teeerrüt ederek etra-fımdakiJere bakıyorum ı Bütün dudaklarda ayai titremeler var ve bütün gözler Selimiye minareleri arasında dalgalanan şanlı bayrağa çevri.miş—
Heyecanlı dakikalar
Tiz bir boru ve trampet aeıile kendimize geliyoruz. Bu ses bizi Türk bayrağını selâmlamağa davet ediyor. Açılc ve dik başlarım.rı biraz daba doğrultuyoruz. Binlerce kişi Selimiyeye dönmüş, sanki Tanrısına dönmüş gibi.. Kim as ders» derin, Edirne Türkün ruhunda narin minareli Selimiyesile yaşatmaktadır. O Edirnenin sembolüdür « öyle^kslncaktır. Bir mabet olduğu için değil, sadece Türk olduğu için- Çünkü; onda Türküa sanatı,
Mıster, Kiryo», Svydi gibi tabirler kullanılır. Bunları menetmek elimizde değildir.,,
(MOsyü) lâkabı ve Tûrkîer
İkinci maddenm müzakeresinde Çanakkale mebusu Ziya Gevher ecnebi devletler tarafından Türkler» verilecek nişan ve madalyaların kabul edilmemesi mâtaleasın-da buiuomoş, Tarık U, da aynı fikirde olduğunu aöylıyerek harice gidildiği zaman bir Türk vatandaşının ecnebilerin verecekleri (Müs-yü) lâkabız» kabul «dip edemiye-eekler.ni sormuştur.
İç bakanı Şükrü Kaya, verilecek madalya ve nişanların kabulünün siyasi nezaket leabatıodan olduğunu, bunan için, kanunda yazılı o uuğu gibi, nişan ve madalyaların kobuı edilerek anesk takılın imasının muvafık olduğunu söylemiştir. Bunun üzerine ikinci madde aynen kabul edilmiştir.
Oçüncü maddenin müzakeresi cinasında deniz kuvvetleri peşals-r.na vrrileesk ûnvsnın “Amiral,, olman İttim geleceği söylenmiş bunun üzerine bu madde tetkik edilmek inere Milli Müdafaa encümenine verilmiştir.
Heyeti mahsusa kararlan Müteaklbeo, heyeti mabeuMea bsklannd» karar verilip te be bakaradan tebliğ etmeyenlerin İtiraz haklannm tanınmalı baklandaki lâyiha mütakere ve kabul edilmiştir.
Deniz Paşalan (Amiral)
Bundan sonra. Milli Müdafaa encümeninden tetkik edilecek gelen deniz kuvvetleri paşalarına ve-rilecek Unvan bakkındskl üçüncü madde okundu. Deniz sınıfına mensup Birinci Ferik, Ferik ve Livalara “Amiral, denilmeni kaydıle üçüncü madde de kabul olunmak Perşembe günü toplanılmak Ötece eelaeye nihayet verildi. Kanunun kabulünden sonra Kanunun kabulünden sonra, Meclis koridorlarında mebusların birbirlerinden bahsederken Bey kelimesi kutsamadıkları Tarık Uuı arkadaşımız. Şükrü Kaya arkada-,unıt tarzında konuştukları işitiliyordu.
fikri, bilgisi ve.. Bir kelime ile dehzıı vardır.
Bir ses yük-eliyor. Trakysnın ihtiyar ve ak saçlı hatibi Şeref Aykut Bey.. Bu ses artık eskiri gibi gürlemiyor. Fakat, genç bir kaynaktan coşarak akan bıl.ûr suların şırıltısı [gibi tannan, ince ve •henktar.. Şeref Bey, tarihin çocukları! diye başlıyan hitabesiyle Türk çocuklarına kara günleri hatırlatarak günün manasını anlatıyor ye yürüdüğümü! Gazi yolunu idealite ediyor. Orta tahıl! tale-beıioden birkaç efendi giirri nutuklar söylüyorlar, bir banım krz güıel bir şiir okuyor. Bu beyecan'ı dakikalar uzayıp gittikçe halkın sevinç yaşları bir kat daha artıyor..
Resmigeçît
Başka bayramlarda meralim, Cümhurlyet meydanı adını taşıyan belediye önünde yapılırdı. Bu sene kurtuluş bayramının çok daha parlak olacağı evvelden tahmin edildiği için meraaim yeri Cümhuriyot meydanından caddeye indirilmiş bulunuyordu. Misafirlero mahsus tribünler buraya kurulmuştu. Halk uzun caddenin iki tarafını doldurmuştu. Bütün evlerin vo mağazaların pencereleri, balkonları tıklım tıklım dolmuştu. Misafirler nutuklardan sonra tribünler» doğru yürüdüler. Bunları binlerce halk takip »diyordu. Halkın tehacümü, in-z.batı temin etmekle mükellef bulunan polisi şaşırtacak bir derecede idi. En müsait yerin seçilmiş olmasına rağmen buramda küçülmüş vc dara'mıştı-
Tribünlerde kttmaddanlar, nae-busiar v» misafirler »ar. Umumi müfettiş İbrahim Tali v» Vallmit özdemir Beylerin aralarında Şükrü Naili, Akif ve Mûrael Paşalar.. Biraz sağda Nakiye Hanım göze çarpıyorlar. Resmıgeçit boşlıyor. Hudut taburundan bir kıtayı teşkil eden Mehmetçiklerimiz yerleri titreten adımları ve göğüslerimizi kabartan heybetlerde geçiyorlar.. Gayet muntazam geçiglc/ile tunç yüzlü jandarma bölüğü, çok güzel disipline ed.lmiş polis lutaza alkışlarla, yaşalarla selâmlanarak geçiyorlar. Kırklareli Orta mektep talebesinin izcileri v» lstanbuldan gelen üniversiteli genç'.er sürekli v» coşkun alkı-lsrla »»lâmlanıyor-lar_ Sonra Edirne Kız Muallim mektebi İzcileri v» talebesi, lise, erkek muallim, sanatlar ve ortamek-tep- Sıra ilkmekteplere geliyor. Başta Cümhurlyet Gazi yatı. Gazi Paşa, İstiklâl v» Kurtuluş-
Yakın tarihi yaşatan canlı tablolar
Bu mektebin cana yakın bir buanıiycti vardır. Her »sn» kurtuluş bayramında bir yenilik yapar. Kurtu.uş mektebi bu senede güıel v» canlı tablolar halinde büyük hsrpteo bu güne kadar geçirdiğimiz bütün safhaları İdeallin etasiş-tir. Biri sakat diğeri yaralı iki Türk neferi. Bunlar, umum! harpten nasıl çıktığımızı gösteriyor. Perişan kıyafetli, basta sefil köy-lülcr-. Sonra kara günler başlıyor. !«•! kuvvetlerini görüyoruz. As sonra Milli İhtilâli yapanlar geçiyor— Kadınlı, erkekli efeler; köylüler; artlarında ve kağnılarında cephane taşıyan " Kuvayl Milliye » çiler- İnönü, Sakarya ve Dumlopı-nar zaferleri- Ve nihayet aiyah krepleri parçalanarak meydana çıkan şanlı sancağımızla kurtuluşumuz...
Bu manzaralar karşısında bütün halk ağlıyor. Tribüne bakıyorum: Şükrü Naili Paşanın gözleri dolgun, dudaklarını ısırıyor. Umumi müfettiş Bey heyecandan sspsart bir halde- Tanımadığım yaştı v» sakallı bir meb'us kendisini tutamı-yarak ağlıyor- Milli savaş» Kurtuluş mektebi bugün bütün o anf-balan hatırlattı.. Öğünleri bizzat yaşamış olanlar İçin bugünkü tablolardan daha mGbeyyiç birş»y tasavvur olunabilir mi?..
Baştan başa sevinç ve heyecan
Edim» işte böyle bugün a«r»pa heyecan v» baştanbaşa aevinç için-d» bayram yapıyor. Sokaklar dolu, parklar dolu, bahçeler dolu, caddeler dolu.. Halk, kurtuluşunun bu yıl dönümünü ber sene bir kat dalın a tnn bir şuur ve heyecanla candan ve yürekten yaşamaktadır.
Bu gece belediye salonunda misafirler şerefine bir balo verilecek »e balkevinde müsamers yapılacaktır, Bu uatırları karaladığım dakikada halk bâlâ emsalsiz tezahürlerle bayram yapmakta ve sokaklarda dolaşmaktadır.
Paris Elçimizin yeni beyanatı 7 inci sahifeden devam Suat Bey, kemal Atatürküzı ekonomik inkılâbı da gerçekleştireceğini süslerin» eklemiştir. Büyük •içi demiştir ki:
"— Türkiyenin dış siyasan, eıas itibarıle realisttir, barış severdir.,
Suat Bey bilhassa Türk-Yunan yakınlığın.n ant uçlaşmaıının yakın şark barışı ile bütün Avrupa barışı içm taşıdığı ehemmiyete işaret etmiş »e asırlardan beri devam ed»-gelmektc olan Türk-Franuz dostluğunun bugün bar ş havası iç.nd» daha ziyade artmış ve geniş emiş olduğunu söyl-miştir.
Kim kazanacak
7 inci sahifeden devam
■Maamaf, Fenerlilerin cuma günü Ankara şampiyonuna karşı aldıkları çok güt«l netice, bu haftaki Galatasaray maçına sağlam bir kuvvet maneviye île çıkmalarını temin odebilrr.
Bu hafU Fener takımında kalede Bedii oynarsa, lüzumıuz çıkış-tara ve top tutuşlara çok d kkat etmelidir, iki müdafii» orta hafin görerek oynamaları ve bılbasıa a-m hücumlarda şaşkın bir variyete düşmemeleri lâzımdır. Hücum hattında Fikret, Muzaffer ve N.yazi güzel oyunlarından birini gö terc-bdlrlerae G» ataıaray defa on biraz yorulacaktır.
Hali hazırda Iğşravanla lik maçanın başında gelen San Kırmalılar, birkaç oyuncularından ayrıldıkları halde, çok kuvvetli bir şekil arzclm-ktedirler.. Tamamil» genç oyunculardan mûrekkrp olaa hücum battı güzel işliyor, yalnız tecrübeleri azdır.
Orta hafta Nihat, Galatasay onbiriuin en kuvvetli tarafıdır. N)-hada uyan diğer defans oyuncula-n muvaffakiyetli bir müdafaa tabl-yeai tatbik ediyorlar. Kaleci Avol şüphe yok iti Galatasaray takımının en tecrübeli »• emniyetli unsurlarından birisidir.
Fener - Galatasaray takımları sonzıımanlarda iki müsabaka yaptılar. Birin. Galata.aray 1-0, diğerini Fenerbahçe 1-0 kazandı. Uo maçlar aşığı yukarı tam bir beraberlik içinde cereyan etmişti. Her iki takımın halibnzırdaki vaziyeti ve son yaptıkları iki maçta bir-birlerin» karşı aldıkları netice, bu haftaki maça büsbütün başka bir hususiyet vermektedir.

Muvaffak Beyin bir izahı
Ankara Futbol heyetince gönderilip, Muvaffak Beyin radyoda yaptığı bir konuşma esnasında Fenerbabçeyi iltizam etmek suretile tarafgirlik ettiğini idd.a cylıyen bir tebliği neşretmiştik. Dün bu hususta Muvaffak Beyden bir mektup aldık. Mumaileyh diyor ki:
“Ankara Futbol heyetinin garip olduğu kadar hakikati baş aşağı eden mütalâasına sütunlarınızda geniş bir yer tabriı buyurmuşsunuz. Dedikodudan hoşlanmadığım için bu zevata cevap vermiyeecğim.
Radyodaki »özlerimi dinliyenle-rin beni anlamış olduklarına kaniim. Futbol heyetini de, ileri sürdüğü meseleleri de bro m verdiğim kor— feranıı da pek yakındın takip etmiş olan Hâkimiyeti Milliye bunlara yegâne mûakit cevabı vermiştir.
Hürmetlerimi sunarını efendim», Muvaffak Mfnumrncoglu
Üsküdar Hukuk Hâkimliğinden:
Haydarpaşa da İbrahim ağa mahallesinde Sokullu köşkünde sakine Hatice Nadide hanımın kocası Mısır da Meks caadde-sinde 71 No. lu pösküvi fabrikasında mukim Ali Holki Bey aleyhine açtığı boşanma davasından dolayı müddealeyhe bc-rayi tebliğ gönderilen davetiyenin mumaileyhin mezkûr ika-metgAh olmadığından dolayı bilâ tebliğ iade edilmiş ve il&nen tebligat icrasına karar verilerek tahkikat 27-12-934 tarihine müsadif Perşcnbc günü saat 16 ya talik kılınarak bu baptaki davetiye de tebliğ m ıkamına kaim olmak üzere mahkeme divanhanesine talik kılınmış olduğun-din mumaileyhin yevmî mezkûrda mahkemeye gelmesi aksi halde tahkikatın gıyabında icra kılınacağı ilân o'unor.
Müderris Dr. Raşit Tahsin
Bostancıda Tepe mahallesinde hastalarını kabul ediyor.
(5177)
Teşrinisani 27
^ İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
[
İstanbul Belediyesi ilânları
Mücevher
isteyenler için
Emniyet Sandığı Müdürlüğünden:
Borcu ödvomiynn rehinler sandığımız holfloda g&ıterilmeğc bzşlsnmMtır.
Pırlanta» Elmas, Altın ve Gümüş üzerine her türlü (eteğinizi gidermeden evvel l)u zengin kollek-odyonları görmek menfaatinize uygun dûjer. Sendiğimizin sandal bedestenindeki seti, günü çarşambadır. (8054)
1,000,000 metre üç katlı katranlı fitil
500,000 . iki .,
300,000 adet 6 numaralı dinamit kapsülü
350,000 . 8 Elektrik kapsülü
Yukarıda nevi ve miktarları yazılı malzeme 29/11/934 tarihine müsadif Perşembe günü saat 14 te pazarlıkla şatta alınacaktır.
Talip olanlar şartname ve numunelerini almak üzere her gün ve pazarlık için de tayin edilen gün ve saatte “% 7,5„ muvakkat teminat parasıyla birlikte Cibalide Levazım ve Mübayaat Şubesine müracaatları. “7817,,
Beher metre murabbama ila buçuk lira kıymet konulan Fatih yangın yerinde Aşık Paşa mahallesinde 5 harita Nu. !u adada Belediye malı 31 metre 8 santim sahasındaki arta müzayede ile satılıktır. Talip olanlar şeraiti anlamak üzere hergün müzayedeye girmek için de 6 liralık teminat makbuz veya ırek-tubu ile, 29/11/934 Perşembe günü saat 14 de Fetih Kaymakam ve Belediye Şubesi Encümenine müracaatları. (7604)1

Beşiktaş Belediyesinden : Başı boş tutulan bir beygirin üç gün içinde aahibi çıkmazsa satılacaktır. (8906i
İMALDE SAN’AT
Mevaddı iptidaiyede: Birincilik ve tazelik I
Müstahzaratında
Nefaset
Fiyatta: Rekabetsiz yürüyüş
sayesinde (ÇAPA MARKA) Pirinç unu fabrikasının
Ancak 19 senelik ayni saha üzerinde devamlı ve mütekâmil bir çalışma
elde ettiği muvaffakiyetin mahsulüdür.
Halkın sıhhat ve menfaatini düşünerek, müstahzaratının en fenni vesaitle imaline çalışan (ÇAPA MARKA) fabrikası iştirak ettiği yerli ve beynelmilel sergilerde fevkalâde alim nıaılıılyclerle takdir ve taltif edilmiş ve dalına sıhhatini kopyan, zevkini muhterem Imlkııı rağbetine nıazhar olmuştur.
Tercih: Sizi
aldatmıyacak en doğru hakikat işaretidir san’at eseri
Yegâne öz Türk
Marka
Müstahzaratı
vc torba pirinç unlan 15 — 50 gramlık pakte vc kutu Kara biber
vc çorbalık Mercimek „ — .. » I» ,, Kırmızıbiber
Bezelye „ — .. — »• „ Tarçın
M Patates ■) — )( t» » „ Yenibahar
Yulaf ” *1 „ )( „ Kimyon
Arpa »1 — .. „ » „ Salılep
Fasulye .. — .. B Zencefil
H Bakla „ — .. ,, Karanfil
• Nohut M Kapsülü bej biber $he
•A Mısır Tuzluk -
Ve en nefis Nişasta son sistem vesaitle ihzar ve imal edilmiş
1-2 ve 1-1 kutu sofra tuzları. z\dres: Beşiktaş - Kılıacli, Çapa Marka Telefon : 40337
Biber ve Baharat Ticarethanesi
Her nevi halis kırmızı ve Karabiber ile muhtelif Baharat bulunur. Ağzının tadını bilenler dükkânımıza bir kere uğrarlar. Toptan ve Perakende Tahmis Caddesi Numara: 48
Dr. Hafız Cemal
Dahiliye mütehassısı
Cum. ve pazardan başka günlerde öğleden )(xıra oaat (2,5 dan 6) ya kadar irtanbulda Divanyolund» ( 118) numaralı bueuıi knbinaeinde hartalarım kabul eder. MuajreMha-ne ve ev telefe»: 22398. Yazlık ikametgâh telefonu Kandilli 38 Beylerbeyi 48.
2'
Adalar Tapu Sicil Muha-fız'ığından:
Kınalıadanın Aziziye mahallesinin Yalı caddesinde kâin (sağı Hırant arsası solu Mar-diros ve Leon efendilerin hane re bahçesi arkası Ağası caddesi önü Yalı caddesi) ile mahdut 813 murabba metre zem.ni havi eski 30 yeni 63-1 kapu No. lu (ikinci adanın 5 inci parçasını teşkil eden) arsanın elden ele geçmek suretile Kınalında ahalisinden L .,-doncu Ağ-ya tarafından 307 veya 308 senesinde Kaza Ovakimden gayrı resmî surette satın alındığı vc mumaileyh Ağaya nın bu suretle bilft senet temellükünde iken 1326 senesinde öl-mesile veraseti evlâtları Sitnon, Telemak, Mardiros ve Leon efendilerle zevcesi Bay zar ha
nıma inhisar eylediği ve verese murislerinin ölümünü müteakip yani 1326 senesi içinde yaptıkları taksim neticesinde vereseden Simon, Tclemak efendiler ve Bayzar hanım başkaca mal almaları hasabile bu arsa müştekilen Mardiros vc Leon efendiler uhdesino isabet eylediği ve bunlar tarafından o zamandanberi nısazız ve fasılasız olarak hüsnü niyetle temellük edeğelmekte bulunduk, ları yerinde ehlivukuflardan yapılan tahkikatla sabit bulunmuş ve temellük müddetlerinin murur zaman çağını geçmiş olduğu anlaşılmış olmakla muma, iieyh Mardiros ve Leon efendilerin bahsi geçen 813 murabba metre arsa üzerindeki temellük haklarının tasdik vc namlarına tapuya tescili Ada-
Kpetajı Şen..
Akşam auvare )«at 20 de
Madam
San Jen
Komedi 3 pirle 1 - Başlangıç
Yasanları Vik-toryea Sardo ve Emil Mora
aır ünde
huıtal ltlıdii|ttl
Jehi/n’yatrosu
TercGaae eden ı Seniha Bedri M.
lar tapu tetkik komisyonunun 19 ikiociteşrin 1934 tarihinde kararlaştırılmış olduğundan ikametgâhları belli olmamanı ha-sebile tebligat yapılamayan alâkadarlara tebligat makamına kaim olmak üzere ilân ve ilân tarihinden itibaren bir ay içinde bu karara bir itiraz yapılmadığı takdirde karar muci-binco tescil işinin yapılacağı bildirilir. (5179)
Deniz yolları
İŞLETMESİ Acenteleri ı Karakdy - Köprübaşı Tel. 42362-Sirkeci MChllrdarzade NM Han Tel: 22740 «MM Karadeniz yolu
EGE vapuru 27 ikinci Teş rin salı günü saat 20 de Ri-zeye kadar. “8067,,
Mersin yolu ÇANAKKALE vapuru29lkinc Teşrin Perşembe günü saat 11 de Pavasa kadar. “8080,,
Ayvalık yolu
ANTALYA vapuru 281kiuci Teşrin çarşamba akşamı günü aatl9da Ayvalığa kadsr.8081
Geyve icra memurluğundan:
Geyve Akhisarının Cedit mahallesinden Sami Beye
1400 lira vc faiz itasına borçlu Melekşc köyünden Mehmet Emin oğlu hatip Mehmet Efendinin işbu borcundan dolayı birinci derece ipotekli Ahılar köyü civarında Akyo-kısş ve Kars kaya mevkiinde halen suğı, değirmen harkı ve cebel, solu, yol arkası balcı İbrahim tarlası ve cephesi yol ile mahdut zemin katta sağ ve solda birer hayvan ahırı ve su ile ikT taş döner değirmen ve müşteri bekleme bir oda ve yukarı katta iki oda ve bir mikdar koridora raüştemil bir bap değirmenin satılmasına ve paraya çevrilmesine ve ilk artırmanın 5-1-935 Cumartesi günü saat 14 de başlıyarak 16 da icrasına ve 2280 numaralı kanun ahkâmına tevikan yeminli ÜÇ ehli vukuf tarafından takdir edilmiş olan hin lira kıymeti-

ŞİŞMAN YANKO Mağazası
Yeni Postahane caddesi No. 39
MANTOLUK ve ROPLUK
Şık ve sağlam yünlü ve ipekli kumaşlar
Her nevi pamuklu ve keten
Beyaz ve renkli kumaşlar
TUHAFİYE dairemizde en zengin çeşit. Hazır ve ölçü üzerine
GÖMLEK. PİJAMA, ROPDÖŞAMBR. KUANDÖFÖ CİHAZ TAKIMLARI
Kışlık ihtiyaçlarını temin için muhterem müşterilerin teşriflerini haıaaten rica ederiz.
= NEFASET - METANET - UCUZLUK
nin % de yetmiş bejini bulmadığı takdirde artıranların tahahüt-leri bakı kalmak şartile ikinci artırmanın 17-1-935 Perşenbe günü saat 14de başlayarak 16 da yapılmasın» karar verilmiş ve ikinci artırmadada yine mukadder kıymetin 54 de yetmiş beşini bulmadığı takdirde 2280 num-rolu kanun ahkâmına tevfikan ana, faiz ve masraf yekûnu üzerinden % de yedi buçuk faiz ilâvesile her seno nihayc-tindeişl emiş faizin tamamını ve borcun */(, de yirmisini ödemek şartile satış tehir ve borç beş sene müddetle tecil edileceği tabii bulunmuş ve her kes tarafından görülebilmek için arttırma şartnamesinin 22 Kâ-nuncvvel 934 tarihine müsadif Cumartesi günü icra divanhanesine iliştirilmesi tensip kılınmıştır bu itibarla ipotekli ala caklılarla diğer alakadarların işbu ipotekli değirmen üzerindeki hakları vo hususile faiz vc masrafa dair iddialarım ev
rakı müsbitelerile nihayet 20 gün içinde icra dairesine bildirmeleri vc aksi halde haklan tapu sicillcrilc sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç bırakılacakları ve artırma şartnamesinde gösterileceği veçhile müsakkafat vergisi bedel müzayededen ifraz edileceği gibi % de iki buçuk ddlâliyc resmi de müşteriye aidiyeti münasip görülmüş ve satış peşin para ile ol-duğundan daha fazla malûmat edinmek isteyenlerin her vakit vc zuhur edecek taliplerin muayyen gün ve saatlerde mu-ha m men bin lira kıymetin 1 de yedi buçuğu olan 75 lira pey akçesile veya milli bir bankanın teminat mektubunu hamilen vc 934-592 numaralı dosya ifadesile Geyve icra dairesine müracaatları lüzumu ilân olunur.
imtiyaz sahibi: Ali.
Umumî neşriyatı idare eden yazıişleri müdürü: C. Hikmet.
Matbaai Ebüzziya
• Asipirol
Necati;
■rip, nezle, baş ve diş ağrılarının :at i ilâcıdır. Deposu : Bahçekapıda
Salih Necati eczanesi