Perşembe
28
ARALIK 1950
Yıl: 2— No. 604
Başmuharriri:
Mümtaz Faik FENİK
Denizciler Caddesi: 3 Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir...............16882
Yazı İşleri...............15315
İdare ve İlân............15619
Fiyatı Her Yerde 10 Kuruştur.
ZAFER
Yenidoğan Eczahanesi
Mehmet Ali Baştuy
1/1/1951 Tarihinden İtibaren Sayın Ankara halkınnı emrine ve hizmetine âmadedir Yenidoğan asfalt üstü No. 145. Verem Dispanseri karşısı. Telefon: 15751. 6386
Göçmen işi hükümet için millî bir davadır
Mecliste Devlet Bakanı Samet Ağaoğlu, mevzuun önemini belirtti
Hükümetimiz dâvayı bir istihsal dâvası millî vahdeti muhafaza ve memleketin kalkınma dâvası seklinde ele almıştır
okunmasını müteakip
tarafından cevapland.rılmıştır.
Kemal Zeytinoğlu, hükümetin
Büyük Millet Meclisi dün saaf 15 de Başkan vekillerinden Balıkesir milletvekili Sıtkı Yırcalı-nın başkanlığında toplanmıştır.
Çalışma Bakanlığına tâyini ü-zerine Meclis Başkan vekilliğinden is ifa eden Bursa milletvekili
Hulûsî Köymene dair tezkerenin
geçilmiş ve ilk olarak Mardin milletvekili Aziz Uras'ın Güney Doğu Anadolunun sulanması, İskenderun - Iran yolu vq Gurs
hidroelektrik santralı inşaatı» na dair sözlü sorusu yeni Bayındırlık Bakam Kemal Zeytinoğlu
Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Samed Ağaoğlu
büyük sulama
programı
ile mu-
vazi olarak küçük sulama işlerine de büyük önem verdiğini bunun için yeni bütçeıye 18 küsur milyon lira tahsisi etmiş bulunduğunu, 1952 sonuna kadar 62 küçük sulama tesisatının faaliyete geçmiş olacağını söylemiş ve güney doğu bölgesinde Nusaybin ovasında 50 bin dekarlık bir sahanın sulama tesislerinin geçen ay içinde müteahhideı ihale e-dildiğini ilâve etmiştir.
Bayındırlık Bakanı Iskenderun-Iran yolunun muhtelif kollardan inşasına devam olunduğunu bildi rerek izahatım tamamlamıştır.
Sözlü sorunun (Gurs hidroe -lektrik santralı» na müteallik kıs-(Sonu Sa. 4 Sü. 6 da)
Ankarada
bayram
Büyült Atatürk’ün Başkente gelişinin 31 inci yılı diin parlak bir törenle kutlandı
IFAlirillül I.SfAMBUlDA
Türkün şehamet ve kahramanlık dolu tarihinin en parlak sayfası
Tefrikadan iki parça
Yeni bütçe ve memurlar
Mümtaz Faik FENİK
Denk bir bütço yapabilmek için ya masrafları kısacaksınız; ya geliri a.'iıracaksınız. Malûmdur ki bütçemizin % 85 ini Millî Savunma masrafları ile memur maaşları işgal etmektedir. Millî Savunmada bir azaltma yapamazsınız. Dünyanın bu karışık durumunda belki bunu ertiırmak lâzımdır; ancak yeni iktidar, bu masrafları para yekûnu olarak arttırmadansa, hizmetleri daha rasyonel bir hale sokup, meselâ üç senelik askerlik müddetini iki seneye indirerek ve malzeme siparişlerini daha ucuza mal etmeğe uğraşarak temine çalışmıştır. Yani, aynı miktar para ile daha çok iş, daha çok verim, ve daha fazla bir hazırlık esas olarak alınmıştır.
Memur maaşlarına gelince bu hakikaten üzerinde durulacak bir meseledir. Bütçenin gerekmesinde gördüğümüze göre bu kısım, her çeşit yolluklar hariç olmak üzere 679 milyona baliğ olmaktadır. Demek ki vatandaşların vergi olarak ödedikleri paranın çok mühim bir parçası, memur maaşlarına gitmektedir. Asıl mühim olan bu nevi personel giderlerinin son on senede 100 milyondan 679 milyona, yani aşağı yukarı 7 mislirfe yükselmesidir. Artış senede vasati 58 milyon liradır. Yeni iktidar bu seneki bütçeyi bu vasati 58 milyondan kurtardığı gibi, hiç kimseyi işinden çıkarmadan, belki sade boşalan kadrolardan mühim bir kısmını doldurmadan 9 milyon lira tasarruf temin etmiştir.
Vazife başındaki bütün memurların Gelir Vergisinden fay-
dalanmaları için olimizden ge-
len bütün gayreti sarfedeceği-mizi burada bu vesile ile teyit


Memurlarımız,
memleketin hakikaten feragat-(Sonu Sa. 4 Sü. 4 de)
Meclis bütçesi
Komisyon milletvekillerinin mesken tazminatını ittifakla kaldırdı
1951 bütçesinin umumî heyeti üzerindeki tetkiklerini evvelki gün tamamlıyan ve bütçenin tümünü kabul eden Büyük Millet Meclisi Bütçe Komisyonu dün fasıl ve bölümlere geçerek ilk o-larak Büyük Millet Meclisi bütçesini müzakere etmiştir.
Bu bütçenin umumî heyeti ü-zerinde açılan müzakerelerde
bütçe komisyonu üyelerinden bir çoklan mütalealar ileri sür-
(Sonu Sa. 3 Sü. 3 de)
Ecnebî bir ajansın tefsiri ve zarurî bir açıklama
Bundan bir kaç gün önce gazetemizde Ha. Ze. imzasiyle ve -Kore’de beş günlük savaşlara bir bakış/ başlığı altında çıkan makalenin France Press Ajansı tarafından yanlış mânada alındığını ve makalenin ruhiyle ve yazılış tarziyle hiç bir ilgisi olmı-yan bir şekilde tefsirlere tâbi tutularak ve tamamiy-le tahrif edilerek yabancı memleketlere aksettirildi-ğini büyük bir teessür ve esefle haber almış bıılun-
Kaldı ki bu makale gazetemizde intişar eden diğer makalelerde olduğu gibi fikir ve iddia muhtevası bakımından doğrudan doğruya yazarını alâkadar etmektedir. Aynı zamanda France Press ^Ajansının ne maksatla büyük bir e-hemmiyet atfettiğini anlı-yamadığımız bu makale i-le ne hükümet mahfillerinin ve ne de askerî makamların ne fikir, ne kanaat bakımından hiç bir suretle alâkalan yoktur.
Ebedî Şef Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 31 inci yıldönümü dün saat 13.30 dan itibaren Belediye ve Ankara Kulübü tarafından tertip edilen bir törenle kutlanmış ve bütün AnkaralIlar dün Atatürk’ü içten gelen bir iştiyakla yeniden anmıştır.
Atatürk'ün ilk defa. Dikmen sırtlarından Ankara’ya gelişini temsilen millî elbiseler giymiş 50 den tgzl? fitli . e*e^,_ Dikmen Kızılyokuş mevkiinde Ankara Valisi Necati İlter, Belediye Başkanı Atıf Benderlioğlü ve Ankara milletvekillerinden mü rekkep bir grup tarafından kar şılanmıştır.
Heyet ve atlılar, içerisinde Atatürk’ün bir büstü bulunan ve o tarihe ait olan bir otomobili takip etmiştir. Kafile Millî Savunma Bakanlığı, Kızılay’ı takiben Ulus istikametine doğ-"U yol almış ve her geçtiği yerde caddeleri dolduran kadın er-
(Sonu Sa. 4 Sü. 1 de)
Atatürk Günü münasebetiyle dün yapılan «Atatürk Koşusu.. nda birinci gelen Mustafa Özcan (Yazısı 4 üncü sayfada)
Loş mazgalın içinde koyu kumral bir saç dalgası var. Mazgaldan giren seri rüzgâr bu bir yığın saçı perişan bir çehre üzerinde karma karışık dalgalandırıyor.
Heyecandan kısılmış bir ses:
(Bizansm son günleri!. Sana Bizans'ın son günü diyorum! Fakat ya o? O ne olacak? Ah Allahım!. Ne kadar da kahraman, ne kadar da asil bir adam..)
Diye mırıldnıyor ve fam bu sırada âni bir çığlık..
Falcı kızı hıçkır a hıçkır a ağlıyor.
31 Aralık pazar günü başlıyoruz
Celâl Bayar’ın tetkik gezisi
Cumhurbaşkanımız Karabük tesislerini gezdi,
İş ve İşçi bulma kurumu Danışma Genel Kurulu senelik kongresi açıldı
Y. Z. Öniş Deniz yolları müdürü İdare Marttan sonra Denizbank ismiyle şirket halini alacak ' ~ Yusuf Ziya Öniş’in Denizyol-
halk ve işçi ile samimî hasbıhallerde bulundu
Çalışma Bakanı ^Hulûsi Köymen
delegelere mühim bir hitabede bulundu
Karabük, 27 a.a. — Cumhur Başkanımız Zonguldak trenine bağlanan vagonla dün akşam Ankara'dan hareketinden itibaren her istasyonda halk toplulukları tarafından selâmlanı-
yordu. Bilhassa Elmadağı'nda, Irmak'ta ve Çankırı’da çok hararetli tezahürler oldu. Trenin istasyonlarda tevakkufu esnasında Cumhur Başkanımız halk la samimî görüşmeler yapıyor-
Yunan Ordu Takımı geldi
ları Genel Müdürlüğüne tayini yüksek tasdike iktiran etmiş ve karar Resmi Gazete ile yayınlanmıştır. Yusuf Ziya öniş 2 o-cak 1951 de vazifesine bağlıyacaktır. Kendisine başarılar di-
İstanbul. 27 (Telefonla) — Kendisiyle konuşan gazetecilere Yusuf Ziya öniş şunları söy-(Sonu Sa. 3 Sü. 5 de)
Göçmenlere yardım Göçmen ve Mültecilere Türkiye Yardım Birliği Talî Komiteleri yurdun her yerinde çalışmağa başlamışlardır. Dün gelen haberlere göre, Trabzon’da ilk par ti olarak 10,347 lira, Ardahan-da 1750 lira, Kiliste de 100 lira (Sonu Sa. 4 Sü.7 de)
karşılayanlar arasında ( Yazısı 4. üncü sayfada )
du.
Zonguldak treni Cumhur Baş kanımızın vagonunu gece 5.30 da Ülkü istasyonunda bırakmıştı. Bu sabah Cumhur Başka-nımızı Ülkü istasyonunda Zonguldak Valisi Safaettin Kara-nakçı ile Demokrat Parti Zonguldak Bölge Müfettişi İzmir Milletvekili Osman Kapanî, Zonguldak Miletvekilleri, Demokrat Parti II Başkanı, Ereğli İşletmesi Genel Müdürü ve Karabük İşletme Müdürü selâmla-
İş ve İşçi Bulma Kurumu senelik Danışma Genel Kurul
Kongresi, dün sabalı saat 10 da
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı
konferans salonunda Çalışma Bakanı Hulusi Köymen’in baş-
Kongıede, Bakanlık temsilcileri ve bütün İl Belediye ve işçi sendikaları temsilcileri bulun-
muşlardır.
Kongreyi Çalışma Bakam Hu-
lûsî Köymen bir nutuklâ

Cumhur Başkanımız saat 9 da, istasyonu dolduran kalabalık bir halk kütlesinin alkışları arasında Karabük’e geldi.
öğleden evvel yanında İşletmeler Bakanı Muhlis Ete oldu-
ğu halde Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları tesislerini gezen ve Müdürlük binasında il-
gililerden işletme ve randıman hakkında geniş izahat alan Cumhur Başkanımız Celâl Ba-
yar öğleden sonra Karabük be-
lediyesinin yeni yaptırdığı su tesislerini bizzat açtı.
Bayar’ın hitabesi
Cumhurbaşkanı daha sonra belediyeyi ziyaret etti. Belediye (Sonu Sa. 4 Sü. 5 de)
kanlığında yapılmıştır.
Çalışma Bakanı Hulûsi Köymen
ve demiştir ki:
cÇok değerli arkadaşlarım: Memleketimiz için yeni bir (Sonu Sa. 3 Sü. 6 da)
AKINTIYA---1
I____KÜREK
er şey
Ulus yazıyor: İstanbul da yılbaşı dolayısiyle
bazı eğlence yerlerinde müt-
hiş bir ihtikâr başlamış. Hattâ söylendiğine göre, bu sene açılan bir eğlence mü-essesesinde yılbaşı gecesi,
bir masa bin liraya imiş!..
Ben bunda bir fevkalâde-
lik görmedim. Eğer tahminimde aldanmıyorsam, bu sene açılan bu eğlence yeri meşhur Taşlık arsasına nazırdır. Orada bir masa el-
önünden 1‘rost plânı geçit resmi yapar! — YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
28/12/1950
Düşünceler.
Bir hikâye ve bir olay
KAMYON
KAZASI
Maarif dâvamız - Akdoğan köylüleri ilf bir konuşma - I
Maarifçi olmamakla beraber allı çocuk babası bulunmak İtibariyle her veli gibi ben de mem lekelin maarifi ile alâkalıyım. Ne kadar iyi ve isabetli olursa olsun yeni iktidarın yaptığı her isi kötü görmeyi itiyat edinmiş olan bazı muhalif gazeteler Millî Eğitim Bakanının öğretmenler ve ders programları üzerinde hassasiyetle durmasını dahi tenkit mevzuu yapmış bulunmaktadırlar-
Şimdiye kadar maarifimizin yal mz zevahiri üzerinde durulmuş okurların ve yapılan, okul binalarının adetlerine ait istatistikler büyük bir muvaffakiyet olarak öne sürülmüştür. İnkılâbın ve memleketin kültür ve tekâmül se-viseyinin gelişmesine ait neticeler üzerinde maalesef hiç durul mamıştır.
Hepimiz pekâla biliyoruz ki, her şeyde olduğu gibi yurdun bü lün varlığı ile ilgili olan maarifde de kemiyetten evvel keyfiyetin ehemmiyeti vardır. Geçenlerde Kızılca Hamamdan dö nerken Akdoğan köyünde şohit olduğum manzara ve köylüden işittiklerim beni büyük bir hayrete düşürdü. Bu köyün ne nüfusu, ne de mali iktidarı ile telifi kabil olmıyan Ankara yolu üzerindeki üç, dört muazzam binadan mürekkep ilk okulunu evvelâ Orman Teşkilâtına ait mutat saltanatlı binalardan biri sanmıştım- Sonradan konuştuğum köylüler bunun jandarmaların ne zaretleri altında kadınlar da dahil olmak üzere kendileri tarafından yapıldığım, varlarım, yok lanm satarak bu muazzam binalara ait malzeme bedellerini bizzat kendilerinin ödediğini anlattılar. Bu cebrî çahştınliş ve yopılan salmalardan köy nüfusunun mühim bir kısmı şehirlere göç etmiş. Bunları son intihaplar sırasında propaganda için köylerine gelenlere de böyle anlatmışlar. Gûya onlar dâ «eh1 biraz zahmet çektiniz amma bakın şimdi güzel birer okul binasına sahip olmuş bulunuyorsunuz» di. yesi imişler. İyi ama adamcağız lann kendi öz yuvaları göçtükten, hanumanlan söndükten sonra bu muazzam okul binala-
Bir keçi hikâyesi
r rınm onlar için bir kıymeti olur
- mu?
i Bu kemiyet devrinin öğrenci ve
■ öğretmen durumu hepsinden da-
) ha acıklıdır. Bir taraftan kifayet-r siz ve nazari programlar, diğer S taraftan fedakâr ve faziellli öğ-
• renciler arasına girmiş vatanı yal r mz Istanbuldan ibaret sanan, ka
5 din gibi saçlarım ve tırnakannı uzatmağı bir maharet sayan ahlâ
- kı, itikadı ve siyasi temayülü belirsiz bir kısım öğretmenler yü-
I zünden çocuklarımızın bir kısmı 5 ne hayat adamı olarak yetiştiril-. mışler, ne de millî ve ahlâkî bir r terbiye alabilmişlerdir.
{ Anglo - Sakson milletleri gibi j kültür ve ahlâk bakımından biz-. den çok daha mütekâmil bulunan milleterin dahî kendilerini müstağni addetmedikleri din mek teplerimizden kaldırılmış ve bu suretle ahlâk, çocuklarımıza batıl
) bir itikat ve hurafe gibi gösteril-» miştir. İnsanların hudutsuz istek : ve ihtiraslarını dizginliyen ve on
lorın hemcinsleriyle münasebet.
■ lerini ayarlayan ve vicdanlarım
• tekâmül ettiren dinî itikatlardır.
• Bu gün bunların tedris program-
• lanna konulması karan hiç şüp-’ hosiz yeni Millî Eğitim Bakanımız
tarafından verilmiş olan en İsa-
i betli kararlardan biridir.
Eskiden 40 - 50 kişilik sınıflarda
■ bazan, bir iki kişi sınıf geçer,
■ öğretmenden bunun sebebi sorul-I maz, kendisi bundan mes'ul tutulmazdı-
ı Artık bütün bunların sonu gel-s miş ve kemiyetten evvel keyfi-
■ yetin gözönünde tutulması ge-
- rektiği anlaşılmıştır. Hikâye meş-( hurdur. Bir köye imam lâzım olmuş, bunu haber alan iki hoca
1 müracaat etmişler, köylüler okuma yazma bilmemekle beraber
5 en iyisini seçmek maksadiyle bu
- iki hoca arasında imtihan açmak
■ zorunda kalmışlar ve her iki ho-r caya «keçi» kelimesini yazdırmışlar. Hocalardan biri yazı bilmediğinden keçinin resmîni yap-
- miş, diğeri de bunu yazı ile yaz-1 mış ve neticede keçiye daha çok ı benzettiği için müsabakayı cahil
hoca kazanmış.
Şimdi köylü eski köylü değil-Keçi yerine yazıya rey vermekle bunu isbdT etmiş bulunuyor.
Sinan ONBULAK
Üç kişi ağır surette yaralandı
Dün saat 13.30 sıralarında Dik men sırtlarında üç kişinin ağır surette yarolanmasiyle neticelenen bir kamyon kazası olmuş ve fasulye yüklü 5 tonluk bir kom-yon Dikmen sırtlarından aşağı inerken yolun sağ tarafından a-şoğı devrilmiş ve tersine dönmüştür.
Yaptığımız tahkikata göre, şoför İbrahim Küçüksemerci idare-sideki Burdur 25 plâka numaralı fasulye kamyonu Adanadan Ankaraya gelirken havanın yağışlı ve yerlerin çamur olması yüzünden Dikmen yolunda devrilmiştir.
Yaralılar Atatürk'ün Ankaraya gelişinin yıldönümü münasebetiyle yapılan törende bulunan bir doktorun otomobili ile hasta-haneye kaldırılmış v© tedavi altına alınmışlardır.
Hâdise hakkında tahkikata baş lanmışlır.
Yenişehir liselilerinin çayı
Türk Eğitim Derneği Yenişehir Lisesini Bitirenler Derneği’nin her yıl Ocak ayının ilk haftasında verilmekte olan çayı bu yıl da 6 Ocak 1951 Cumartesi günü saat 16 da Ankara Palas salonlarında yapılacaktır.
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Kongresi toplanıyor
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden:
Çocuk Esirgeme Kurumunun umumî kongresi 11 Ocak 1951 Perşembe günü saat 10 da Kurum Genel Merkezinde toplanması kararlaşmıştır.
Tayinler
Millî Eğitim Bakanlığı Ticaret Oâretim Müdürü Abdullah Aker, Ekonomi ve» Ticaret Bakanlığı Teftiş Heyeti Başkanlığına tâyin edilmiştir.
★ Millî Eğitim Bakanlığı, Yayın Müdürü Kâmil Sun, aynı bakanlık Talim ve Terbiye Dairesi üyeliğine tâyin edilmiştr.
★ Mucur kaymakamı Ali Rıza Aksu, üçüncü sınıf mülkiye müfettişliğine tâyin edilmiştir.
★ Emniyet Genel Müdürlüğü* baş tarcümam Münif Serav, aynı yerde münhal bulunan şube müdürlüğüne tâyin edilmiştir.
★ Kayseri Bölge Çalışma Mü dürü Ihsan Afacan, Edirne Vakıf lar Müdürlüğüne tâyin edilmiştir.
Kaymakam ve Sağlık müdürleri arasında
Yeni nakil
ve tayinler
Dün yayınlanan resmî listeyi bildiriyoruz
Kaymakamlar arasında aşağıdaki nakil ve tâyi.ıler yapılmıştır-.
Nevşehir kaymakamı Necip Seyhan'ın Turhal kaymakamlığı, na, Turhal kaymakamı Orhan Tüzemen'in Osmcfncık kayma -kamlığına, Kemaliye kaymakamı Bediî Güvenin Devrek kaymakam lığına, Senkaya kaymakamı Ke-mcl Güçhan’ın Akçaabat kaymakamlığına, Ardahan kaymakamı Ahmet Topaloğlu nun Nevşehir kaymakamlığına, Çıldıı kaymakamı Yakup Yücel'in Arda hon kaymakamlığına, Sungurlu kaymakamı Burhan Aşkar'ın Os maneli kaymakamlığına Beytüş-şebab kaymakamı Eyüp Isken-derin Pervari kaymakamlığına, Fethiye kaymakamı Tevfik Ak-kutay'ın Sungurlu kaymakamlığına, Elâzığ hukuk işleri müdürü Erip Gültayın Görele kaymakam lığına, Andirin eski kaymakamı Osman Kıkç'ın Silvan kaymokam lığına, Görele kaymakamı Hay rehin Nokıpoğlu'nun Fethiye kay makamlığına, Hacıbektaş eski kaymakamı Musa Kâzım Bölük-başı'nın Bozkır kaymakamlığına.
Şarköy eski kaymakamı Kenan Kızıltan'ın Çaycuma kaymakamlığına, Refahiye »ski kaymakamı Eşref Ayhan’ın Gölköy kaymakamlığına, Osmaneli kaymakçımı Feridun Sipahioğlu'nun Mar din hukuk işleri müdürlüğüne.
Muğla mektupçuluğundan açık ta Nâzım Ozkul’un Rize hukuk
işleri müdürlüğüne, Çorum eski hukuk işleri müdürü Raşit Sene-rin Gümüşhane hukuk işleri mü-
dürlüğüne, naklen ve yeniden tâyinleri tensib olunmuştur.
Sağlık Müdürleri arasında
Muş sağlık ve sosyal yardım müdürü Dr. Hikmet Şükrü Kıvanç Kütahya, Hakkâri sağlık ve sosyal yardım müdür muavini Dr. Kemal Sivrikoz Hakkâri, Bingöl sağlık ve sosyal yardım müdürü Dr. Hilmi Özden Muş, Çanakkale Sahil sağlık merkezi baştabipliğinden bakanlık emrinde Dr. Hilmi Tamkoç Bilecik, Bilecik sağlık ve sosyal yardım müdürü Dr, Ali Yalanız Bingöl sağlık ve sosyal yardım müdürlüklerine ve Giresun sağlar ve sosyal yardım müdürü Dr. Yakup Sabri Baysa sağlık ve sosyal yardım müfettişliğine naklen ve terfian tâyin edilmişlerdir.
| Sağlık Bahisleri |
Üniversitede verem
mücadele faaliyeti
Veremle mücadelenin konularından birini, üniversite gençliğinin veremden korunması ve bu gençlik kitlesi içinde vereme karşı mücadeje teşkil e-der. Yüksek tahsil çağında halk kitlesine nazaran veremin olduk, ça fazla miktarda bulunması üniversite gençliği için hususî bir sanatoryom kurulması lüzumunu göstermektedir. Sistematik olarak sağlık müessesalerine müracaat eden umum veremliler arasında yüksek tahsil çağındaki veremli miktarı, diğer veremlilere nazaran % 8 ilâ % 14 fazla bulunmaktadır. Ayni zamanda üniversite talebeleri arasında verem miktarı: 1939 yılında Lille şehrinde toplanan 9. Millî Tüberküloz Kongresinde Courcoux ve arkadaşlarının raporları ile gösterilen bir istatistiğe göre, muhtelif memleketlerin üniversite gençleri arasında verem nisbeti şu şekilde gösterilmiştir: Münich üniversitesinde 1000 de 12, Paris ü-niversitesinde 1000 de 13, Stras-bourg üniversitesinde 1000 de 23. Barselona üniversitesinde 1000 de 25 faaliyet halinde veremli talebe bulunmuştur. Her kategorideki talebeye nisbetle tıp talebelerinde veremli miktan daha çok bulunmaktadır. Talebeler arasında tüberküloz nisbetinin farklı oluşunun muhtelif sebepleri vardır. Talebenin yaşadığı ev şartlarının ve yiyeceklerinin fena olması, yaşamalarında ihmalkârlık hususiyle imtihan ve müsabaka zamanlarında uykusuzluk, hastalanmaları için en başta gelen sebeplerdendir. Tıp talebelerinin erken zamanlarda hastahanelere giderak hastalarla sıkı temasta kalmaları, bunlar arasında hastalığa tutulmak nisbetini arttırmaktadır. Fransada yüksek tahsil ça. gmda tahminen 100000 talebe mevcut olup, bunun 40000 i Paris-te bulunmaktadır. Bunlar arasında her sene yüzde bir ilâ iki nis-betinde yeni vereme tutulmuş, yani senede 1000 ilâ 2000 arasın, dc veremli tesbit edilmektedir.
Bu kabarık rakam, talebelerin maddi ve entellektüel durumları, bu gençlerin hususî bir tedaviye ihtiyaçları bulunduğunu aşikâr olarak göstermektedir.
Memleketimizin her köşesinden gelerek İstanbul ve Ankara gibi iki büyük şehrimizin sinesinde istikballerini temine çalışan binlerce yüksek tahsil çağındaki gençlerimizin bir kısmı hastalık halinde ailelerinin yanında tedavi ve ihtimama mazhar olmaktadırlar. Bir kısmı ise, bir pansiyon odasında yalnız olarak veya bir iki arkadaşıyla maddî ihtiyaçlar, bakım noksanı ve mahrumiyeti içinde bulunmaktadırlar. İşte bu gençlerin bir sanatoryom veya hususî bir küre tâbi tutulmaları için bir an errvel sağlık müessese, lerine gönderilmeleri ve tedavilerinin yapılmaları lâzımdır. Fransada 1923 de Millî Talebe Kongresinde üniversiteliler için biı sanatoryum tesisine karar verildi ve 1933 de Grenoble civa-
mühim
YAZAN
Dr. İhsan Rıfat SABAR
rmda 1100 metre yüksekliğinde (Saint _ Hilâire) lerde 250 yataklı bir verem sanatoryumu bu gençler için tesis edildi ve faaliyete geçti. Isviçrede 1500 metre yüksekliğinde Leysin'de (1922 de) ilk üniversite sanatoryumu kurulmuştur. Bugün bütün gençlik, hiçbir millete ayırt edilmeksizin, bu müesseseden faydalanmaktadır. Bu gibi üniversite s yomlarında gençlik çok şartlar altında tedavi ( Hasta çocukların tedavi lerîni temin edemiyen resmî organizasyon ve __________
yarehm cemiyetlerinin müzaha-retini görürler. Hiç bir talebe maddî vaziyeti sebebi ile ihtiyacı olduğu takdirde sanatoryuma girmfasi reddedilemez. Oniver site sanatoryomu diğer sanator-yomlara nazaran tamamiyle değişik bir mahiyet gösterir. Bunla-r n hepsi genç ve kendi yaşlarının hassasiyeti göz önünde tutularak tedavi edilirler. İyileşmekte olan tıp talebeleri tedavi ile beraber sanatoryumun tıbbi servis ve laboratuvarından faydalanırlar. Zengin bir kütüphane, üniversiteli gencin kitap ve okuma ihtiyacım temin eder. Bir resim atölyesi, güzel sanatlar talebelerini tedavi esnasında ruhan tatmin eder. Günlük mecmua ve gazeteıler, klâsik ve modern kitaplar, bu gençlere istikbale endişesiz olarak günlerini geçirmeye yardım eder. Muhtelif
sanator-müsait aileler
fakültelerden konferans için gelen ilim üstatlarının san’at, fen, edebiyat, tarih ve tabiat bilgilerinin üzerinde kıymetli bilgiler temin edilir.
Bu gün verem, en ziyade tedavisi mümkün olan hastalıklardan biridir. Veremi tedavi için esaslı tedavi şekillerine ve mikrobunu yenen ilâçlarımız vardır. Bu hastalık artık korkunç olmaktan tamamiyle çıkmıştır. Vaktinde tedaviye gelen veremliler iyileşirler; ancak sanatoryom gibi mües-seselerde bu hastalan tecrit ederek tedavi vasıta anndan faydalanmak ve muntazam küre tâbi tutmak lâzımdır, üniversite sa-natoryomunun tesisi ile beraberf bütün üniversite gençliğinin sistematik ve muntazam muayenesi yap İmalıdır. Bu suretle hasta ve şüpheli gençler
bunlar arken meydana çıkarılır. Amerika, Almanya, Norveç'de o'duğu gibi üniversitede (Hastalıktan korunmak için sağlık merkezi) kurulmalı, hastalık sigortasının üniversitede bir hasta kasa teşkilâtı ile ilgilendirmelidir. üniversiteye her kaydedilen talebenin bu, verem ve yardım kasası teşkilâtına mecburî olarak yazıl, ması, herbir talebenin tıbbî sosyal bir fisi bulunması, verem deri reaksiyonuna tâbi tutulmq$ı ve röntgen muayenesinden geçirilmesi lâzımdır. 1943 . 1944 de Paris üniversitesinde muayene edilen (23554) talebede 1000 de

rilr
Aka’dan Fıkralar
komisyonları
KOMİSYONU
Köru«.

BÜTÇE KOMİSYONU — 28/12/ 1950 Perşembe günü saat 15 de.
1 — Büyük Millet Meclisi 1951 yılı bütçe kanunu tasarısı,
2 — Cumhurbaşkanlığı 1951 yılı bütçe kanunu tasarısı.
3 — Sayıştay Başkanlığı 1951 yılı bütçe kanunu tasarısı.
4 — Başbakanlık 1951 yılı bütçe
5 — Milletlerarası Iktısnıll İşbirliği idaresinin 1951 yılı bütçe ka. ııunu tasarısı.
Bir şoför beş yıla mahkûm oldu
Kız Icahamam'dan gelirken, kullanmakta olduğu kamyonla bir taksiye çarpan ve kaza neticesinde bir kişinin ölümüne, 4 kişinin de yaralanmasına sebep olan şoför Ahmet Yılmazın bir müddettenberi ikinci Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden duruşması dün sona ermiş; suçu sabit görülen sanık 5 sene ağır hapsa mahkûm edilmiştir.
Nişanlısı ile baldızını vurmuş
Başkasını seven nişanlısı Me-lâhati ve baldızı Makbuleyi bıçakla ağ.r surette yaralamaktan sanık, İsmail Demiröz'ün du ruşmasına dün ikinci Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilmiştir.
Dünkü duruşmada müdafaa şa hitleri dinlenmiş ve tahkikatın genişletilmesi için dâva, başka j- bir güne bırakılmıştır.
Bıçak oyununun sonu
Beypazannın Tekke köyünden Muhittin Temiz, arkadaşı Erdin Ayan la bıçak oyunu oyniyarak şakalaşırken Emini, muhtelif yer lerinden bıçakla yaralamış; ve yakalanan sanık hakkında adli tahkikat başlamıştır.
Kore günü
Ankara üniversitesi Dil ve Tarih . Coğrafya Fakültesi Yeni Öğrenci Derneği, 30 Aralık Cu-mart©si günü saat 14.30 da Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi konferans salonunda «Kore ve Millî Şiirler» günü tertip etmiştir. Şiir gününde herkes yazdığı şiiri okuyabilecektir. .
3,6 veremli tesbit edilmiştir.
Verem yaşı esas olarak 15 yaşından itibaren başlar. Bunun için orta tahsildeki öğrencilere daha çok dikkatli olmamız lâzım gelir. Eğer talebeler için sistematik bir koruyucu tababet kurulacak olursa, bunu orta ve lise talebelerine teşmil ederek buradan taslandırmak lâzım gelir. Bura, da iki mühim noktayı katiyyen ihmal etmemelidir:
1) Orta tahsil ve liselerde talebelerle temasta bulunan hocalar ve bütün personellerin sistematik muayenesi.
2) Mekteplerin s hhî şartlarının mükemmel olması ve çocukların bu bakımdan sağlık terbiyesine tâbi tutulması.
Veremli talebelerin üniversite sanatoryomuna derhal kabul edilebilmeleri için tıp fakültesi iç hastalıkları kliniğinde 20-30 yatak tahsis edilmeli. Hastalanan gençlerin ilk tedavileri burada yapılırken üniversite sana-toryomunc kabul formaliteleri (tıbbî sosyal dosya) tamamlanır Çünkü çok defa hususile memur hastaların heyet muayeneleri, ra-tahsisat temini gibi formalitelerle hastaların sanatoryoma gönderilmeleri gecikmektedir. Bu gecikme bazan hastanın hayatı ile ödenmektedir.
Sanatoryom tedavisinden sonra üniversiteye dönen talebe normal hayata avdet edecektir. Bu gençler çok defa geçirdikleri tedavi hayatım unuturlar. Bu gibi talebelerin muntazam tıbbî kontrolü için bir teşkilât kurulmalıdır. 1939 da spor ve tıbbî servis mevzuu üzerinde toplanan milletlerarası konferansta; sanatoryom tedavisi gören genç lerin normal olarak tahsillerini temin düşüncesiyle bunları bir bina içinde ve kontrol altında toplamak düşünülmüştür. Su hal-det . .
1) Üniversite hp fakültesinde veremli talebeleri derhal kabul edebilecek 20 . 30 yatak;
2) üniversite talebe sanator-
3) Sana'oryom tedavisinden sonra talebelerin normal hayata girinceye kadar kalmasını temin maksadiyle t'bbî servisi bulunan bir talebe yurdun? • bu gençlere temin etmemiz lâzımdır. Bu teşkilât hususî bir sanatoryom gibi çalışır; Sağlık Bakanlığı tarafın dan kontrol edilir. Bütün bu organizasyonu maddî bakımdan korumak için verem sigortası zaruridir. Strasbourg üniversitesi hastalık sigortası 20 seneden beri çalışarak büyük hizmetler ifa etmiştir. Yüksek tahsile kadar çocuklarım getirebilen aileler çocuklarının tahsili için oldukça bü yük bir masraf yüklenmişlerdir. Verem gibi tedavisi uzun süren bir hastalık için yapılacak maddi fedakârlık bir çok ailelere q-ğır gelmektedir. Bu sebeple üniversitede verem sigortası hem zarurî, hem de faydalıdır.
Çok anıp bir istismar
(Kore'den geliyorum) adında bir piyes damdan düşüp ortaya çıktı. Temsil edilecekmiş veya başlamış, eser hakkında müspet, menfi hiç bir fikrimiz yok.
Fakat adı bizi çok üzdü. Belli ki bu bir istismar oltasıdır. Madem ki bugün Kore meselesi çok önem almıştır, madem ki orada şehitlerimiz var, madem ki gazilerimiz hâlâ orada çarpışmaktadırlar. Onları taziz ve tevkir etmek bir tarafa, onların adını istismar esas tarafa! Yoo! Bu olmaz! Böyle bir lâubaliliğe, hattâ küstahlığa hiç bir ferdimiz müsaade edemez.
Buna şehitlerin kanlı göğüslerinden tırnakla iskat yolma derler! Buna gazilerin şan ve şerefini istismar pazarında mezada koymak derler!
Böyle bir eseri Devlet Ti-yatrosu sahneye koyabilir. Onu İstanbul Şehir Tiyatrosu da oynıyabilir, herhangi bir Halkevi veya Spor teşekkülü de oynıyabilir. Çünkü onların şahsî hiç bir menfaatleri olmaz. Toplanacak para bir hayır cemiyetine, yahut doğrudan doğruya Kore şehitlerinin çocuklarına yılbaşı veya kış hediyesine verilir. Kimsenin bir şey demeğe hakkı olmaz. Bilâkis takdir olunur.
Fakat bu münasebetsizlik* böyle olmamış, şöyle olmuş:
Resen temsil edilse vergi verilecekmiş! Ondan kaçırmak için herhangi bir cemiyete başvurulmuş. Bu cemiyet de vatanseverliklerini, hamiyetlerini daima göstermekte olan Ankara Şoförler Cemiyeti olmuş. Oraya başvurulmuş ve bin lira «havadan kâri» teklif edilmiş. Cemiyet derhal cevap vermiş: Kore'deki kardeşlerimizin kanlı cesetlerinden ve gazilerinden kötü şekilde faydalanmak elimizden gelmez. Çekin arabanızıl
Bu sert, haklı ve hamiyetli cevap üzerine onlar da başka bir teşekküle baş vurmuşlar. Birincilerin sağduyularına, ah lâkı hareketlerine karşı İkinciler fıer nedense bir şey düşünememişler ve kabul etmişler!
Roark kımldamadan onu dinliyordu. Cameron:
— Bu kadarı yetmezse daha anlatayım, diye devam etti. Gi nün birinde elinizden öyle bi eser çıkacak ki, onu kendinizin yaptığına inanamıyacak ve âdeta onun önünde dize gelmek ihtiyacını duyacaksınız. Dünya gözünüze harikulâde, ilkbahar neşeli gelecek, fenalığın mevcudiyetini red edecek, sevinçle herkesi kucaklamak istiyeceksiniz. Ve plânlarınızı koltuğunuza alarak yola çıkacaksınız. Karnınızın aç olduğunu, faturayı ödeyemediğiniz için havagazını kestiklerini dü şünmiycceksiniz bile... Zihninizi işgal eden tek düşünce eserinizi inşayı mümkün kılmak olacak. Bunun için, karşınızdaki müteahhide rica edecek, yal varacak, onun ayaklarının altını öpmeğe bile razı olacaksınız. Böyle yaptığınız için kendi kendinizden iğreneceksiniz... ve bütün bunlara rağmen ondaa alacağınız cevap da «çok müteessirim fakat bu işi Guy Francon’a sipariş etmiş bulunuyorum.» olacak.. O zaman evinize dönecek ve ne yapacak siniz biliyor musunuz?.. Oturup ağlayacaksınız.. Karı gibi, sarhoş gibi, budala gibi ağla-
L İÇİMİZDEKİ CEVHER
istikbaliniz Roark... Hâlâ benimle çalışmak hevesinde misiniz?..
Roark sadece:
— Evet., dedi.
Cameron gözlerini kapadı, başını eğdi... Eğdi.. Omuzları çökmüştü:
— Hovvard.. diye söylendi. Bütün bunlardan şimdiye kadar, hiç kimseye bahsetmemiş-
— Teşekkür ederim.. Diye cevap verdi.
Cameron neden sonra başını kaldırdı, yorgun bir sesle:
— Haydi bugünlük yeter.. Dedi. Yarin işimize devam e-deriz. Size-ne yapacağınızı anlatırım.
Keating, Francon & Ileyer’de çalışmağa başladığının yılında Francon’un göz bebeği haline
Yazan : Ayn Rand gelmişti. Francon şimdiye kadar hiç bir memuruna etmediği muameleyi ona ediyor.. Hattâ bazan yemeğe bile davet ettiği oluyordu.
Davis de gittikçe işini adamakıllı ona devretmeğe başlamıştı. Keating arkadaşına hizmetten kaçmiyordu. Davis’le Elaine ilkbaharda evlenmişlerdi. Genç adam sık sık işine geç geliyor ve Keating'e: -Patronla senin aran iyidir. Ne olur vaziyeti idare ediver..» diyordu. Keating de patrona:
—. Çok affedersiniz bay Francon diyordu. Murray’ın plânlarının bitmesi biraz uzadı.. Fakat Davis dün akşam karisiyle gürültü etmiş.. Yeni evli sayılırlar... İşini biraz ihmal etmesine göz yummak lâzım..» Yahut da: -Yine Tim Davis’in dalgınlığı bay Francon.» Şu
- 15 -
ara ne yaptığını pek bilmiyor zavallı..» Ve günün birinde Francon memurlarının parasını tetkik ederken en az işe yarayan adama en fazla para ver diğiniıı farkına vardı. Tim Da-vis'in işine nihajict verildiği zaman atölyede buna, kendisinden başka şaşan olmadı. Başına geleni bir türlü aklı almıyordu. Herkese karşı içi kinle dolmuştu. Kendine tek üst olarak yalnız Peter Keating'i biliyordu.
Keating onu teselli etti. Francon’a da insanların haksızlığına da epey veriştirdi. Ve bir arkadaşının yanında Tim Davis’e iş de buldu.
Heycr Francon da Tim'in i-şini, masasını, ve aylığını Keating’e devrettiler. Fakat keatiııg’in bu meselede kazancı bu kadar kalmadı. Her fır-.
Çeviren : Ş. TAYLAN şatta: «Tim Davis mi?.. Şimdiki işini ona ben temin ettim-. diye tekrarlıyarak övünmenin dc yolunu buldu. .
Gatherino Holsey’i arada sırada görüyordu. Fakat vaadet-tiği gibi, ertesi günü onu aramamıştı. Ertesi sabah uyandığı zaman, ona anlattıklarını hatırlatmış ve kendini zaafa kaptırdığı için kızdan nefret etmişti.. Ona ancak bir hafta sonra gitmişti. Şimdi de ayda bir uğruyor, fakat işine, mesleğine dair tek lâf etmiyordu.
Tim Davis’i atlatıp, onun ye-rine geçtikten ‘sonra, baş desinatör Sfengel'in de ayağını kaydırdığını ve atölyede onun yerini aldığını Catherinc’e açmamıştı bile...
Sfengel’in masasına yerleştiği ilk günü gayetle iyi hatırlıyordu. Proje kâğıtlarını yay-
dığı zaman içinde bir zafer hissi duymuş, kuvvet ve kudretine bir kere daha inanmıştı. Fakat kalemi dine alıp da işe başlamak istediği zaman, boğazından ağır ve sıcak bir şeyin koparak midesine doğru indiğini duymuş ve bir kuyuya düşüyormuş gibi bir hisse kapılmıştı...
O günü takibeden günlerde pek çok çalışmıştı. Saatlerce mü essesenin kütüphanesinde kala rak bütün klasik binaları ted-kik etmiş, hepsini gözden geçirerek işine yarayacak bir fikir araştırmıştı.
»Şimdi Stanton'da olsaydım.. Diye düşündüğünü de hatırlıyordu. O zaman birden, Stanton'da iken daima akıl danıştığı adamı hatırlamış ve derhal telefona koşarak Cameron’uıı yazıhanesinde Roark’ı aramıştı:
Şimdi şehitlerimizin kanı, gazilerimizin şanı üstünde oynanıyor!
Bu çirkin cüreti önce Vali beye söyliyeyim dedim, düşündüm, kanunen bir şey yapacak yetkide değil. Boşuna üzmüş olurum. Sonra Cumhuriyet Savcılığına şikâyet edeyim dedim. O da öyle. Elindeki hürriyet maddeleri ona da bir şey yaptırmaz. Ko-redekileri beş on paraya değişenlere başvurayım dedim. Eğer mantıkları yerinde olsaydı önceden bunu kabul etmezlerdi deyip vazgeçtim.
Kala kala bu çirkin ve mütecaviz teşebbüse el uzatıp yer veren Halkevi kalıyor? Ona söyliyeyim de bu vicdan ve ahlâka uymaz harekete engel olsun diye düşündüm. Bundan da vaz geçtim. Çünkü gördüm ki o da bir gaflet deryasında yüzmektedir.
Nihayet «hiç olmazsa milletin haberi olsun da hükmünü versin» deyip bu satırları yazdım.
Nedir bu maskaralık yahu?! Kore'ye gidiyorum değil do Kore'den geliyorum! Hem gidemez ol, he-fı gelemez oll Ko redekilerimiz ikisini de kabul etmezler.
Kore henüz başladı. Ortada biten bir şey henüz yok. Ne oluyorlar? Koredekileri tefe koyup parsa toplamak cüretini nereden bujdular?
Bu hezeyan belki başka şehirlerimize de sirayet eder, şimdiden kitapça, vicdanca, ahlâkça bir önemle çaresine bakılmasını rica ederim.
Aka GÜNDÜZ
NÖBETÇİ ECZAHANELER Derman, Çankaya, Sakarya
____ Howard yardımınızı rica edecektim. Bana biraz fikir verir misiniz?.. Bana verilen ilk proje bu.. Yazıhanedeki mevkiim buna bağlı. Yardım eder misiniz bana? ?..
— Tabiî...
Sonra plânları Francon’a götürdüğü zamanı da unutabilmesine imkân var mı idi?.
(Devam edecek)
TAKVİM
28 Aralık 1950 — Perşembe
Rumî: 1366 — Aralık 15
Hicrî: 1370 — R. Evvel 18
Vasat! Ezan!
28/12/1950
ZAFER
"T

DışPolitika
Yakın-Doğuda yeni bir alev
m™
w
Âvrupaya mühim ihtar
Komünist Koreli ve Çinli kuvvetlerin cenuba doğru umumî taarruza geçecekleri hakkında haberlerin gelmesi üzerine dün Başkan Truman, müşavir ve yar-dımcılariyle bir konferans akte-derek Asya'daki umumî durumu müzakere etmiştir.* Konferans sonunda resmî bir tebliğ yayınlanmamış olmakla beraber, konuşmalarda Avrupa savunmasının da hararetli tartışmalara mevzu teşkil ettiği anlaşılıyor. Zira bu kapalı toplantıya iştirak eden Amerikan Ayan Meclisi Dış Münasebetler Komisyonu üyesi Fiılbright, hiç şüphesiz ki Tru-man’ın da tensibile, bir basın konferansı tertibetmiş ve kendi kanaatlarını ifade ediyormuş intibaını uyandırmağa gayret e-derek Truman'ın .ziyafetinde» Avrupa hakkında konuşulanları ve AvrupalIlara duyurulması lâzım gelen hususları açıklamış-
Fulbright’in Demokrat Partiden olması ve Marshall'in de iştirak ettiği bir toplantıdan sonra Avrupa meselesini aşağıda arzetmeğe çalışacağımız veçhile .bu derece sarahatle kesip atması Amerika hükümetinin mühim kararlarının ifadesi telâkki olu-
Demokrat ayan üyesi hülâsa-tan demiştir ki:
■Avrupa savunmasını aslâ ihmal edecek değiliz. Böyle bir fikri yayarak ve menfî propaganda yaparak AvrupalIların maneviyatını sarsmağa çalışanlar vardır. Bunlara inanmamak. Lâkin şu hususu da unutmamalı ki, Avrupa gayretini gevşetir ve mücadeleyi göze alamazsa biz de artık maalesef onu yüzüstü bırakmak zorunda kalacağız.» tf
Fulbright’in bu sözleri, bir bakıma, Truman .ziyafetinin» bütün temalarını hulâsa eder. Zira, • Her şeyden evvel Avrupa» diyen Marshall ile «Evvelâ Uzakdoğu...» diyen Acheson’un hazır bulunduktan bu toplantıdan sonra, Demokrat Partinin en ileri gelen üyelerinden biri tarafından yapılan bu beyanat, aşağı yukarı göstermiştir ki, Amerika hükümeti, Uzakdoğuyu terket-mese bile, burada dayanmak azmindedir. Fakat bunun bazı şartları vardır ki, Marshall.i ve sevgili Avrupa'sını o şartlar mağlûp etmiştir. Bunlardan birincisi, Amerikalıların Uzakdoğu'da mücadeleye devam edebilmek için, Avrupa'yı muvakkaten ikinci plâna bırakmaları, İkincisi de AvrupalIlardan esaslı fedakârlık istemeleridir.
Filhakika, doğrucasınl söylemek gerekirse, bu ana kadar AvrupalIların kendilerini savunma hususunda herhangi bir iyi niyet emaresi görülmediği gibi, Amerika'nın da artık bu kıtaya zamanında ve müessir olabilecek surette müdahale etmesine imkân kalmamış gibidir.
Truman «ziyafetinin» bir maddesi de budur. Yani, iki kıtayı birden kurtaralım derken ikisini birden kaybetmek tehlikesi karşısında yapılan bir tercihtir. Fulbright’in tehdidi bir bakıma böyle yorumlanabilir.
Amerikalıların bu sinirli karara varmalarının muhtelif ve müteaddit sebepleri arasında, İngiltere Başbakanı Mr. Attlee’nin Uzakdoğuda herhangi bir sert ve tamiri imkânsız muameleye tevessül "olunmaması için Va-şington'a yaptığı seyahatin bugün rengini meydana vurmuş olmasıdır. Zira yıllardan beri müşterek Avrupa savunmasının tekerleklerine şu veya bu şekilde değnek sokan ve Avrupa müdafaası bahis mevzuu olunca kıta ile hemen bütün alâkasını kesmiş gibi görünerek adasına ve dominyonlarına sığınan Ingiltere, kırk yılda bir, gûya komünist Çin'le Amerika’nın araı
Mısır - İsrail sınırında
yeni tahşidat yapılıyor
Mısır gazeteleri haberi biiyiik başlıklarla yayınlıyorlar
Paris Radyosu, 27 (Basın _ Yayın) — Mısır gazeteleri, İsrail ordu birliklerinin İsrail - Mısır hududu boyunca bir taarruz harbi için hazırlandıklarını yazmaktadır. Al Mısrî gazetesi, Mısır vq İsrail orduları arasında
yakın bir gelecekte bir harp çıkabileceğini iri puntolu harflerle yayınladıktan sonra, halen Mısır kuvvetlerinin hudut boyun ca müdafaa hatlarına yerleşmiş bulunduklarım ilâve etmektedir.
İmtiyaz Sahı',1:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına
Başmuharrir
MÜMTAZ FAİK FENİK
Bu nüshada Yazı İşlerini Fiilen İdare Eden
Fotin Fuod
Basıldığı Yer: Güneş Matbaası — Ankara
Amerikan siyaseti bahsinde
Romanya işçileri direniyor
Hayal kuranın.!
İktidar devirlerinde olsun, düşkünlük devirlerinde olsun, her zaman kendilerini fasulya gibi nimetten saymışlar ve bir türlü bu huylarından vaz geçmemişlerdir.
Bugüne kadar, nasıl her olmadık şeyi olmuş gibi göstermiş ve hepsini kendine mal etmek yolunu bulmuşsalar, bugün de aynı işi yapmak sevdasına düşmüşlerdir.
Her şey ellerinde olduğu vakit, tarihi bile değiştirecek kadar ileri gidenlerin, bugün artık ancak doğruyu söylemekten gayri şey yapmıyacaklarını, akıllarının kesmesi lâ-
Fakat, ne gezer?.. Birisi kalkar, ne şekilde ele geçtiği herkesçe malûm bulunan Halkevleri için «Halkevimizde» gibi, gülünç bir başlık yazar, kimi kalkar, biz söyledik de memurlara Gelir Vergisi tatbik edilecek diye böbürlenir, diğeri de işi şakaya bozup, ortada hiç bir mesele yok, iktidarın bütün alıp veremediği C. H. P. dir diye hayal kurar.
Birisi çıksa:
— Atıp tutmak kolayl On iki senedir çeşit çeşit kanunsuz hareketlerin bu memlekette revaç bulmasına, işlerin bugünltü çıkmaz hale gelmesine sebep olanlar, siz değil misiniz? diye bir sual sorsa, ne cevap verecekler?.. Geçmişe mazi, yenmişe kuzu mu diyecekler?..
Kendilerine haber verelim ki, maalesef şimdilik muhalefet ismiyle adlandırılacak kıratta bir parti ortalıkta mevcut değildir. Bütün temennimiz, memleket hayrına çalışmağı ve bu uğurda gayret harcamağı gaye edinen bir partinin ortaya çıkmasıdır. Yoksa, bugünkü haliyle C.H.P. ancak, kendi kendisini bile var olduğuna inandıramıyacak bir haldedir.
'■—n— __Sayfa; 3
• • “
iş ve Iş bulma Kurumu
İdareciler arasında müzakereler cereyan ediyor
Paris Radyosu, (Basın . Yayın) — Başkan Truman dün D)$isleri Bakam Dean Ache^on, Savunma Bakanı Marsholl, Genelkurmay Başkanı General Bradley ve Maliye Bakam George Snyder ile Amerikan politikasını incelemiştir. Müzakereler Amerikanın silâhlanması ve Avrupada yeni görevi basına geçince General Eisenhowere verilecek olan talimat etrafında cereyan etmiştir.
Kore’de
mucizesi
İşçiler Komünist rejimi baltalıyorlar
Nevyork Radyosu, (Basın - Ya. yin) — Belgradda çıkan Borba gazetesi Romanya’daki isçi teşekküllerinin durumu hakkında ilgi çeken bazı haberler yayınlamıştır. Gazeteye göre, Romen endüstrisinin her sahasında istih sol en düşük seviyece bulunmak tadır. Romen işçileri, rejime karşı yavaş çalışma usulünü mükem "mel bir şekilde tatbik etmekte ve bu rejim için son derece ciddî İktisâdi müşküller meydana getirmekledir. Halen Romen petrol İstihsali, hiç bir devirde tesadüf edilmemiş şekilde azdır. Şâbotaj hareketleri Almanlar zamanında olduğundan 20 defa daha fazladır. Her gün bir petrol kuyusunda yangın çıkmakta ve Bunu önlemek içirt yapılan gayretler ekseri hiç bir netice vermemektedir.
Hikmet YAZICIOĞLU
Fil yavrusu yarın Ankaraya geliyor
Gnl. Mac Arthur birliğimizi bir kerre daha övdü
Vaşington, 27 Aralık (USİS) — Komünist Çin ordulanmr halesile, Kore savaşının
yeni veçheyi tahlil eden bir hususi tebliğ yayınlayan General Mac Arthur Komünist Çin ordularının beklenmedik taarruzundan ve bu taarruzun doğurduğu neticelerden bahsettikten sonra Çin kuvvetlerinin tazyiki karşısında Kore cumhuriyeti kuvvet-ietlerinln saflarında açmak mecburiyetinde bulundukları gediği kapatarak bütün Birleşmiş Milletler ordularını hezimetten kurtaran Türk birliğinden sitayişle bahseden Mac Arthur:
«Kahraman Türk birliği ve ikinci Amerikan piyade birliği Güney Kore saflarında açılan gediği mucizevi bir şekilde doldurarak düşmana daha başlangıçta muvazenesini kdybettirmeğe muvaffak olmuşlar vq bu suretle sdkizincî orduyu muhakkak bir tehlikeden kurtarmışlardır.» diyen General Mac Arthur Kore harekâtının baştan başa bir kahramanlık destanı olduğunu ve aynı şartlar altında her hangi bir ordunun şimdikinden çok daha muazzam ve korkunç hezimetlere uğrayacağım belirterek tebliğine son vermiştir.
.( Başı 1. inci sayfada ) müşler ve müteaddit sualler sormuşlardır. Bu suallere Meclis baş kanlık divgnı namına başkanve-kili Sıtkı YırÇplı ve idareci üyelerden Ihsan Şerif özgen cevap vermişlerdir.
Bu konuşmalar arasında bilhassa millî foraylann durumu bahis mevzuu olmuş, sarayların B.M. Meclisi tarafından mı, yok sa hükümet organları tarafından mı idaresinin doğru olacağı mev zuu münakaşalara yol açmıştır. Sarayların idaresi şeklini incele, mçk üzere Çanakkale milletvekili Kenan Akmanlar, Trabzon milletvekili Cemal Eyüboğlu, Bursa milletvekili Hglûk Saman’dan mürekkep bir talî komisyonun kurulması karar altına alınmıştır.
B. M. M. bütçesinin geçici tazminat faslının müzakeresi sırasında komisyon üyeleri, milletvekillerine ..ayrılmış olan ve yekûnu 583.200 liralık mesken tazml-nattaıV bu fasıldan çıkarılmak suretile tasarruf olunmasını ittifakla kabul etmişlerdir. (
Komisyon müzakerelerine saat 20 ye kadar devam etmiş ve) bu gün saat 15 de toplanmak üzere son vermiştir, (T.H.A.)
İstanbul, 27 (Telefonla) — Hindistan BaşbuUftni ’ Pandit Nehru’nun Türk çocuklarına hediye ettiği Muhini adındaki fil yavrusu dün ve bugün Spor ve Sergi sahasında Sümerbank pavyonunda halka teşhir edilmiş ve G - 7 bin lira kadar bir hasılat temin edilmiştir.
Fakat İstanbul’un havası Mu-hini’yi biraz sarsmış ve hayvan nezle olmuştur. Esasen, fil vapurdan titreyerek çıkarılmış fakat biraz sonra keçe battaniyesine ve kırmızı yorganına bürününce Üşümesi geçmişti. Bu akşam tekrar titremeğe başlaması üzerine elektrik idaresi pavyondaki- ısıtma tesisatını takviye etmiştir.
Bugünkü rayiçle 200 bin lira değerinde olan yavru fil, yarın saat 11 trenine bağlanacak hususî vagonla Ankara’ya hareket edecektir. Yavru filin üşümemesi için vagonda icabeden ısıtma tertibatı alınmıştır.
Pakistan’dan gelecek olan 4
yaşındaki erkek fil yavrusu da pek yakında İstanbul’agelecek ve bir müddet sonra Ankara’da Mııhini’ye mülâki olacaktır.
Öniş Denizyolla

(Başı 1 inci sayfada) Jemiştir:
«— Denizbank kanunu çıkıncaya kadar bu idare, Denizyolları Umum Müdürlüğü halinde kalacaktır. Marta kadar kanunun çıkması çok kuvvetli ihtimal dahilindedir. Bu takdirde idare «Denizbank» ismi altında anonim bir şirket haline getirilecek ve tamamiyle ticarî u-sullerle idare edilecektir. Binaenaleyh aşağı yukarı iki ay müddetle devlet memuriyetinde bulunacağım demektir. Sonra bu. şirketin meclisi idare reisi olarak vazifeye devam edeceğim.»
r
15 kiloluk Standard sandıklar
NEFİS ELMA
İhracat için itina ile hazırlanmış yurdun en nefis elması 15 kiloluk Standard sandıklarda sayın Ankara halkı için çok ucuz fiytla yılbaşı için Cemil Dağlaroğlu takdim eder. Toptncı Hal 29. Telefon: 13587
sini bulmağa teşebbüs ederek sureti haktan görünmeğe uğraşırken, Malezya dâvası alevlenmiş; komünist Çin Malezya’daki Çinliler hakkında, Amerika’ya reva gördüğü lisandan daha a-ğır bir lisanla İngilizlere hücum etmiş ve, Mr. Attlee’uin, Vaşlng-ton konuşmalarından sonra yayınlanan tebliğde ifade olunduğu gibi, Güney - Doğu Asya’da müşterek bir cephe istemesinin sebebi az çok aydınlanmıştır.
Bu, Hindiçini dolayıs’ıyle Fran-stzlar tarafından da tekrar e--dilmiş bir numara olduğu için, yeniliği çok seven Amerikalıların bu yeknesaklıktan sinirlendikleri ve, -oyunu, terketmiye hazırlandıkları anlaşılıyor. Hakları da yok değil. Asya'da sömürgecilikle düşman azdırt, gelsin Amerika bastırsın. Avrupa’da düşman azdırt; yine gelsin Amerika halletsin. Nihayet, Amerika haşmetmeabın emrine polis yazılmamıştır.
Fulbright’in beyanatı, bir çok netayici arasında bunları da düşündürüyor.
Mücahit TOPALAK
Serbest Fıkra
Bayım neden muhalif?
Geçen akşam, bîr arkadaşımla bir lokantada alelacele yemek yiyorduk. Bi» ara. yanımıza bir zat geldi: bayağı hiddetliydil
Yanımdaki arkadaşa dedi ki:
— Reşat Hadi'yi İsviçre'den Demokratlar geri çağır-dılarl Kendisine .. reisli-
ğini vereceklermiş. Fakat gelir gelmez istifa edecekl
Sonra, daha hiddetli bir sesle ilâve etti:
— Muhalif olmasın da ne
Bu muhavere olup biterken, kimden bahsedildiğini anlamıştım. Bizimle muhavereye girişen de, meğer biraderi imiş. Hayretim o kadar büyüktü ki... Gözümün önü-
----- Yazan
Sarıçizmeli
ne derhal, Kore'ye savaş için gönderilen kahraman erler ve subaylar geldi. Onlarınki de can değil miydi? İcabında kanını akıtan bu kahramanlar. neden muhalif olmamışlardı acaba?

Hatırlıyorum, 946 senesindeydi. Bu ismi geçen zat, parlak bir memuriyetle İsviçre'ye gönderilmişti. O gün den bugüne memlekete dönmemişti. Fakat Paris'e ve İsviçre'ye gidip gelen herkesten bu zata dair sağlık ve osenlikl haberleri memlekete ulaşmıştı.
Şimdi iş başındaki hükümet, ister takip ettiği tasarruf tedbirleriyle, ister bu zatın hizmetinden istifade düşüncesiyle alâkalı olarak, kendisinin memlekete çağırılmasına lüzum görmüştür. Üstelik, kendisine kaabiliye-tine ve mevkiine uygun ve hattâ belki de üstün bir de vazife vermiştir.
Fakat hayır! Bayımız, dört sene kaldığı ecnebi diyarından bir türlü ayrılmağa razı değildir. O, memlekete gelecek, istifa edecek ve... muhalif olacaktırl

Hoş, memleketten çıkmı-yan en sivri akıllı muhaliflerimizde de bu ihtirası sezmiyor muyuz?
( Başı 1. inci sayfada ) mevzu mahiyetini ta$ıyan fakat, millî ve İktisadî kalkınmamızda istikbal için büyük ümitler vaad eden 1$ ve fsçi Bulma Servisi, etrafında görüşmek maksadile toplanmış bulunuyoruz.
İkinci Dünya Harbinin beşeriyete musallat ettiği tarihte esi bulunmayan büyük felâketler karsısında tek tesellimiz; vicdan lan ve şuurları baskı tanımıyan hür milletlerin, yüz yıllardanberi beşeriyetin arkasından koştuğu umumî sulh ve refahı sağlamak için, is birliği yopmak lüzum ve zaruretini kabul etmiş olmaları-d.r. İste arkadaşlarım bu çok İnsanî zihniyetle yapılan teşebbüslerden biri, 1948 senesinde milletlerarası çalışma bürosunun San Fransisko'da tertip ettiği bir konferanstır.
Bu konferarteta, milletlerin is lihsal kuvvetlerincjfen azamî istifadeler sağlanması için, bazı tedbirler düşünülmüş ve bu tedbirler madde, madde sözleşme seklinde tesbit edilmiştir. Filhakika, dünyada umumî sulh ve refahın en mühim âmilleri arasında istihsalin arttırılması için insan gücünden azamî istifade faktörü, ele alınmağa değer bir mevzu olduğunda şüphe caiz olmaması lâzım gelir. Bu görüş vo bu anlayışladır ki, San Fran-sisko konferansında insan gücünün en faydalı bir şekilde istihsal sahasında tevzi ve taksimi ve bu emek kudretinin israfına meydan verilmesi ve bu suretle umumî isfihsa^n mümkün olan en yüksek mertebeye çıkarılması bir gaye ve maksat olarak bu andla$mada göz önünde tutulmuştur.
Sayın arkadaşlarım;
Bu sözleşmeye hür milletler a-rasında, Türk milletini temsil e-den Türkiye Cumhuriyeti hükümeti de iştirak etmiş ve andlas-mayi imzalam.stır. Simdi görülü yor ki 1$ ve İsçi Bulma Servisi, memleketimizde bu sözleşme hü kümleri zaviyesinden tatbikatı henüz bir seneyi bulmayan ve mahiyeti hakkindaki bilgilerimiz nazarî sahadan ileri osmıyan ve amelî ve tecrübî kıymetleri ü-zerirrde katî bir fikrimiz olmayan yepyeni bir meıvzudur.
Ip46 ipjfdasinda tatbik edilmeğe başlanan bu servisin 4 yıl içinde emekleme devresi geçirdiğini söylemek hakikatin tam ifadesi olacaktır kanaatindeyim.
Bütün temennilerimiz Türk mil letinin muhtaç olduğu refaha^ erişmesi ve dünya sulh ve sükûnu içinde kendisine teveccüh etmiş olan milletlerarası İktisadî görevini san ve şerefle başarmasıdır. Hizmetlerinizde basarılar dileyerek kongreyi açıyorum.»
Bakanın konuşmasını müteakip kurumun umum müdürü Faruk Kardan kurumun 1950 yılı çalışmaları hakkında hazırlanan raporu okumuştur.
Raporun okunmasını müteakip söz alan delegeler, kalifiye isçi yetiştirilmesi meselesi, kurumla i$çi sendikaları arasında İşbirliği yapılmadığı, ve kurs için mü racaat edildiği zaman kurum tarafından tahsisat olmadığı için bir $ey yapılamıyacağı cevabı verildîğini söylemişler ve bunların bir an evvel tahokkuk etmesi için lâzım gelenlerin yapılmasını istemişlerdir.
Bu arada delegelerden birisi, heyetin bir komisyon seçmesini ve komisyon halinde çalışılmasını teklif etmiş ve böylece daha geniş ölçüde fikir teatisi yapabileceklerini söylemiştir. Bunun üzerine teklif oya konulmuş ve ekseriyetle kabul edilmiştir.
Müteakiben komisyon seçimleri yapılmıştır. Komisyonlar dün ölğedçn sonra çalışmışlar ve bu gün üzerinde müzakereleri yapılacak raporları hazırlamışlardır.
GENEL MÜDÜRÜN DEMECİ İş ve İşçi Bulma Kurumunun
lağvedileceği hakkındaki rivayet lere dair kendisinden malûmat rica eden bir arkadaşımıza, Kurumun Genel Müdürü Faruk Kardan şunları söylemiştir:
«— îş ve İşçi Bulma Kurumu bundan dört yıl evvel kurulan ve hizmetini parasız ola rak ifa eden bir âmme mües-sesesidir. Batı Avrupa memleketlerinde de bu müesseseler ancak yıllar boyunca edinilen tecrübelerden sonra gelişebil-hıiştir. îngilterede bu hizmette çalışan memurların sayısı 40.300 ve Almanyada ise, 1941 yılında 52 bin kişiyi bulmuştur.
Bu gün yüzden az bir memur kadrosu ile çalışan Kurum, tesis edildiği 1946 yılından bu güne kadar takriben 200 bin müracaat ile karşılaşmış ve bunlardan 125 bin mü-racaatçi vatandaş işe yerleştirmiştir. Böyle bir kadro ve bir milyon liranın dûnunda bir
bütçe ile pek mütevazi imkânlar
içerisinde çalışan îş ve İşçi Bul ma Kurumunun değil kaldırıl-
ması, mümkün olsa, hizmetini
lâyıkile ifa edebilmesi ve gelişmesinin sağlanması için takviyesi icap .eder.
Kaldı ki, Millî ve parasız bir îş ve İşçi Bulma Servisinin ku
rulması hakkındaki Milletlerarası çalışma teşkilâtının 88 numaralı sözleşmesi 5543 sayılı kanunumuz ile tasdik edilmiş bulunmaktadır.
Bu sözleşmenin 17 inci mad-
desi gereğince, üye devletlerden her hangi birinin sözleşmeyi feshedebilmesi ihbar tarihinden itibaren on yıl sonra
hüküm ifade Bu itibarla, hi tazammun
edebilmektedir, bu gün için fes-eden bir karar
alırsa dahi bu kararın yürürlüğe girmesi için, 10 senelik bir müddetin geçmesi lâzım ge lecektir.»
ANKARA’do
İlk Çocuk Sineması Her Cumartesi günü Küçük Tiyatroda SEANSLAR : 14 15,20 16,30
Her yer 27 kuruş
Veliler de çocuklarla beraber gelebilirler
Biletler hafta içinde Yapı ve Kredi Bankasının Yenişehir ve Anafartalar Şubeleriyle Küçük Tiyatro gişelerinde satılmaktadır.
30 / Aralık / 1950 Cumartesi Programı
Arslan ve Kaplan kavgası
Miki
Buz karnavalı
Hayvanların yemek zamanı (Türkçe izahlı)
Miki (Renkli)
Yapı ve Kredi Bankası
UNESCO Konferansları
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu dördüncü ge -nel kurul toplant.sı dolayı-siyle 28 Aralık 1950 Per -şembe günü saat 18.00 de Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinin 305 numaralı dershanesinde «Unesco çalışmaları» konusunda Prof. Ratip Berker, «İnsan Haklan» konusunda Prof. Bü -len Nuri Esen birer konuşma yapacaklar ve ayrıca İnsan Haklarına dair filmler gösterilecektir.
Giriş serbesttir. (6380)

ANKARA RADYOSU PERŞEMBE — 28/12/1950
7.28 - Açılış ve Program. 7 30 -S. Ayarı. 7.M — Hafit Uvertürler (Pl.) 7.45 — Haberler ve Hava Raporu. 8.00 — Saz Eserleri - Şarkılar (Pl.) 8.25 — Günün Programı. 8.30
— Çeşitli Hafif Mtlzlk (Pl.) 9.00 —
12.15 — 13.15 — Asker Saati:
(16 M. 83 . 17840 Ko/t T.A.V. Kısa Dalga Postasiyle Beraber Yayın.)
12.16 - Memleketten Selûm. 12.30
— Türk Kahramanlığı. 12.40 — Posta Kutusu. 12 45 — Saz Eserleri. 13.00 — Haber'er. 13.15 — Radyo Salon Orkestrası, lâ bu — öğle Gaze-’esl. 13.45 — Radyo Salon Orkestrasının Devamı. 14.00 - Sava Raporu. Aksam Programı t* Kapama.
17.58 — Açılış ve Program. 18.00
— S. Ayan. 18.00 — Dans Müziği (Pl.) 18.:» — İncesaz (Hicazkttr Faslı). 19.00 — S. Ayarı ve Haberler.
19.16 — Tarihten Bir Yaprak. 19.20
— Yurttan Sesler. 19.45 — Radyo İle İngilizce. 20.00 — Lled'ler (Pl.) 20.15 — Radyo Gazetesi. 20.30 — Ser best Saat. 20.30 — Tanburla Saz Eserleri. 20.60 — Bağlama Takımından Oyun Havaları. 21.00 — Konuş, ma: Kahramanlar Geçiyor (F. F. Tülbentçi). 21.15 — Dans Orkestraları Geçidi (Pl.) 21.45 — Konuş-(II.a Sağlık Saati. 22.00 — Müzik Severin Saati. 22.20 — Orkestra Parçaları (Pl.) 22 45 — S. Ayarı ve Haberler. 23.00 — Program ve Ka.
İSTANBUL RADYOSU PERŞEMBE - 28/12/1950
12.67 — Açılış ve Programlar. 13.00
— Haberler. 13.16 — öğle Konseri (Pl.) 13.45 — Şarkılar. 14.20 — Dans Müziği (Pl.) 14 46 — Programlar ve Şarkılar (Pl.) 15.UU - Kapama.
17.67 — Açılış ve Programlar. 18 00 — Dan» Müziği (Pl ) in 30 — Konuşma. 18.40 — Türküler. 19.00 -■ Haberler. 19.16 — Kısa Şehir Ha-
soıuan sağa:
1 — Yas. nlm, onarma. 2 — Ter. si; örtme, ek, kör. 3 — Pederin, hırs, çok değil. 4 — Komşu bir devlet, bir sayı, kanun. 5 — Oy, bir İlimiz. 6 — Bir gıda maddesi, kız oğlan kızlık, adet. 7 — Bir nevi deri, bir meclis, tld. 8 — Mürettlp makinesi, nida. 9 — Sarhoş bağırtısı. bir hayvan, parazit. 10 — Avuç İçi, tersi; baslık, aralık bırak.
Yukarıdan Aşağıya:
1 — Bekle, iste. 2 — Hayırevl. kamer. 3 — Tersi; ehlt olmayan, bir llûlı. 4 — Temiz, yüksek. 6 — Taraf, fena değil. 6 — Beyaz, kan akar. 7 — Nota. İsleme. 8 — it. rütubetll. 9 — Donuk, fena değil. 10 — Kusma, sise kapağı. 11 — A. tııı temizliği, şart edatı. 12 — Hamız. utanma. 13 — Su, affetme, no-
berterl. 19.20 — Darvaa Kuartetinden Melodiler. 19.40 — Şarkılar. 20.15— Radyo Gazetesi. 20.30 — Ak. sam Konseri (Pl ) 20.45 — Konuşma. 2100 — İstanbul Konservatuvarı TUrk Musikisi İcra Heyeti Konseri. 21.40 — Küçük Orkestradan Melodiler. 22.00 - Dinleyici telekleri. (Türk Musikisi). 22.30 — Tlno Rossl'den Şurkılur (Pl.) 23.45 — Haberler.
23.00 — Programlar ve Dans Müzl-ftl (Pl.) 23.30 — Kapanış-
*
AMERİKA’NIN SFS1 RADYOSUNUN NEŞRİYATI
Amerika'nın Sesi radyosu yayın, ları her aksam Türkiye saatli» 1916 İle 19.46 arasında Amerllıada 19. 18 ve 13 metre üzerinden. Avrupa'da 20.80, 19.70. 19.G7 ve 16.99 met re üzerinden yapılmaktadır. Aynı programlar ayrıca her aksam Ttlr. klye eaatl ile 20 den 20.80 a kadar orta dalga 379 metre üzerinden de tekrarlanmaktadır.
Sayfa; 4
ZAFER
28/12/1950
Ankarada bayram
Başmakaleden devam:
(Bası 1 İnci sayfada) kek binlerce AnkaralI tarafından alkışlanmıştır.
Bundan sonra Ulus Meydanını takiben Vilâyet Konağı önüne gelinmiş ve bu sırada efe kıyafetinde bulunan Avukat Mümtaz Yağcıoğlu ve Avukat Fuat Börekçi birer hitabede bulunmuşlardır.
Müteakiben binlerce Ankara-l nın da takip ettiği heyet Ana-fartalar caddesini geçerek Atatürk'ün muvakkat kabrini ziyaret etmiş ve bir çelenk koy -muştur.
Şehir gjlndüz bayraklarla gece de ışıklarla donatılmış ve böylelikle dün bütün Ankara Atatürk’ün ilk Ankara’ya gelişinin 31 inci yıldönümünü kutlamıştır.
Halkevindeki tören
Diğer taraftan; dün saat 17 de Halkevinde de bir tören yapılmıştır.
Törene hep beraber söylenen İstiklâl Marşı ile başlanmış ve müteakiben Kore’de şehit düşenlerin ruhlarını taziz için 2 dakikalık ihtiram sükûtu yapıl iniştir.
Belediye Başkanının hitabesi
Bundan sonra, Belediye Başkanı Atıf Benderlioğlu bir konuşma yaparak töreni açmış ve ezcümle demiştir ki:
«— Çok muhterem misafirle-
Devletimizin kurucusu büyük Atatürk'ün Erzurum ve Sivas kongrelerini akdettikten sonra Ankara’ya gelişinin 31 inci yılını kutladığımız şu anda onun da aramızda bulunduğuna inandığımız mübarek ruhunu tazi-zen sizleri iki dakikalık ihtiram
duruşuna davet ediyorum:
Muhterem misafirlerim:
Türkün mâkûs talihini yenen büyük dâhinin Ankaramıza gelişini inkılâp tarihimizin en e-hemmiyetli bir dönüm noktası
mücadele azim ve imanını Sivas ve Erzurum’dan olduğu gibi güzel Ankaarmızın da sihirli havasından aldığına ve kendi his ve heyecanın atmosferine büyüleyici bir şeyler kattığına inanıyorum.)
Bu inanışımı onun Ankara’ya ilk ayale bastığı günü gören ve yaşayan mesut bir faninin he-yecaniyle anlatmayı ne kadar isterdim:
Şu andaki heyecanımı ancak yakın tarihin nurlu sayfalariy-le bosljyerek sîzlere Ankara’ya gelişin mesut dakikalarını kısaca yaşatmağa çalışacak ve işin tarih cephesini kıymetli tarihçimiz Enver Bchnan'a bıru-kacağım:
27 Birinci Kânun 1919 cumartesi sabahı, güneş Elmadağmın karlı doruğundan ilk nurunu saçıyor, İncesu deresi sanki {duruyormuş gibi sessiz bir ilerleyişle akmakta, Dikmen ve Çpn-kaya sırtlarından sert bir rüzgâr esmektedir. Ankara; tariflin bütün hâdiselerine şahit o|an sert ve yalçın kalesiyle yeni bir tarihin başlangıcını da vakur ve sessiz beklemektedir.
Minarelerde okunan sabah ezanları kağnı gıcırtılarına barışıyor.
İşte böyle güneşli ve tatlı sert bir kış sabahındayız. Bu dekor Büyük Mustafa Kemal’in keskin hatlı güzel ve aydınlık yüzüne, sert fakat tatlı bakışlarına ne kadar uygun bir fon teşkil ediyor.
Sokaklardan aksedip semalara yükselen davul, zurna sesleri ve fevç fevç onu karşılamağa koşan kahraman, cesur,, fevakâr AnkaralIlar... Bugün Mustafa Kemal Ankara’ya gelecektir. Esasen bu haberi bir hafta evvel duymuş olan Ankara, büyük kurtarıcıyı heyecanla beklemektedir.
• olarak vasıflandırmak ne ka-
dar yerinde ise, bu gelişi Ankara şehrinin mukadderatına hâkim olan mesut bir talih eseri saymak da o derece isabetlidir.
Şimdi içinde bulunduğumuz Halkevi binasının evvelce na-
mazgâh olan yerinde toplana-
rak Mustafa Kemal’in gelişinin
millet için hayırlı olmasına ve
Anadolu'ya geçtiği günden i-tibaren sine-i millette lâyık olduğu yeri bulan ve oradan aldığı feyiz ve ilham ile durmadan çalışan Mustafa Kemal; selk-i askeriden istifa ettikten sonra dahi kendi dediği gibi (resmi sıfat ve salâhiyetten mücerret bir halde, yalnız milletin şefkat ve civanmertliğine güvenerek ve onun bitmez feyiz ve kudret menbaından ilham ve kuv-
memleketin düşman istilâsından bir an evvel kurtumlasına
dualar ediyorlardı.
O günlerde İstanbul düşman istilâsı altında bulunmakta, Yu
nan. orduları da Anadolu’da i-
vet alarak vicdanî vazifesine devam etmiş) bulunmaktadır.
Bu sebepledir ki, Türk mille-tinih ona karşı gösterdiği' şefkat ve civanmertliğin, vefakârlık ve itimadın derecesini tayin edecek hiç bir ölçüye sahip değiliz.
Bu tarihi hakikat karşısında onun ölmez varlığını, her hangi bir kayıt ve şarta, yahut bir
belde veya zümreye bağlı olarak mütalâa ve tetkik etmekten
çekinmek ve hâtırasını yalnız milletin malı olarak tavsif et-
mek gerektiği düşüncesindeyiz. Bu hakikate sadık kalarak şu noktayı tebarüz ettirmek isteriz ki; Mustafa Kemal Türk milletinden beklediği ve bulduğu o ölçüsüz vefakârlık ve itimada yurdun hep köşesinde olduğu gibi Ankara’mızda da geniş mikyasta mazhar oldıuş ve kendisi de Türk milletine karşı gösterdiği hududtsuz sevgi duy gularını Ankara’ya ve Ankaralı lara da daima geniş ölçüde ibzal eylemek büyüklüğünü her zaman göstermiştir.
Ankara'nın başşehirliğini kutlama vesilesiyle de arzet-miş olduğum gibi (inkılâbıtnı-zm kurucusu büyük Atatürk'ün
lerlemeler kaydetmekte îdi. Yurdun iıer tarafında olduğu gibi Ankara’da da düşmana karşı duyulan kin, milleti yek-vücut bir kütle halinde tek bir sese ve işarete bağlamış bulunuyordu. Bu sesin ve işaretin Mustafa Kemal Paşadan geleceğine inanmıyan kimse kalmamıştı.
Müşterek dâva uğrunda birleşmenin mâna ve heyecanını duymıyan Türk çocuğu var mı dır?..
İşte o gün Ankara böyle İlâhî bjr heyecan içinde Mustafa Keıpal’in yolunu dört gözle bekliyordu.
Tarihçilerin vasfettiğ,ne ve eski AnkaralIların tâbirine göre o gün kızılca bir gündü. Yani Ankara tarihinde gelmiş ve geçmiş günlerin bundan daha ehemmiyetlisi mevcut olamazdı. O gün, yiğitlerin toplandığı, bütün efradı milletin tek bir hareket
ve tek bir irade halinde birbirine kenetlendiği, yediden yetmişe kadar bütün; AnkaralInın.’ ona bağlılıklarını göşteımek için sokaklara döküldüğü bir gündü.
Ankara efelerinin piyade ve süvariden teşkil ettiği muazzam Seğmen alayı ve onların sokaklardan ağır ağır yürüyüşleri o günün ehemmiyetini belki yüz misli arttırıyordu.
Ankara bu mahşerî hali ve yurt müdafaasındaki bu şahane bu İlâhî davranışı İle Erzurum ve Sivas kongrelerinin muvaffa-
kiyetli kurucusu için no büyük ve ne hudutsuz bir ümit ve e-nol ji kaynağı idi.
Nitekim öyle de oldu...
Saat tam 13,30 da otomobiller göründü. Başta Ali Fuat paşa, o zamanki vali vekili Yahya Galip bey, belediye reisi Hacı Ziya bey ve Müdafaayi Hukuk Cemiyeti namına Müftü Hoca Rifat efendi ve arkadaşları ve bütün Ankara halkı hazır bulunuyorlardı.
Mustafa Kemal Paşa Ankara efelerini ve karşılıyanlaıı selâmladı ve efelere sordu:
— Arkadaşlar buraya niçin geldiniz? Hep birden gökleri gürleterek Cevap verdiler:
— Millet yolunda kanımızı a-kıtınağa geldik paşam.
Bu cevap kahraman AnkaralIlarla Mustafa Kemal arasında esasen mevcut olan ruh kaynaşmasını peıçinlemişti. Paşa belki /o pnda hayatının en mesut dakikalarından birini yaşıyordu.
Cevap verdi:
— Var olun yiğitler...
İşte sevgili misa/iıleıim, Türk milletinin mukadderatını, Türk tarihinin seyrini Ankaramızm tahini değiştiren o ihtişamlı geliş, Ankara’da ilk defa o güneş yüz lü görünüş böyle olmuştu.
İnkılâplar yaratan, tarihler a-çan hürriyetler bayrakdaıı, bahtiyar fânilerin en bahtiyarı Mustafa Kemal inkılâpların kaynağı, kahramanlar diyarı Ankara-mıza hoş geldin, uğurlar getirdin.
İnanıyoruz ki; sağsın, varşııı, aramızdasın.
İnan ki; 22 milyon sağız, biriz, beraberiz ve yolunda en sağ lam adımlarla yürümekteyiz.
Açış nutkunu müteakip, günün mahiyetini belirten bir konuşma yapılmış ve (Ordular gelir gibi) isimli bir piyes temsil edilmiştir.
Efeler tarafından oynanan Ankara oyunları ve bunu takiben yapılan bir perdelik (Asker gerilmiştir.
çidi) ni müteakip törene son ve-Atatürk Gecesi
Ankara Kulübü tarafından da Atatürk’ün ilk Ankaıaya gelişinin 31 inci yıl dönümü münasebetiyle dün akşam Ankara Palas salonlarında bir (Atatürk Gecesi) tertip edilmiştir.
Güzide bir davetli kitlesinin de iştirak ettiği bu toplantıda Büyük Millet Meclisi Başkan Vekillerinden Sıtkı Yııcalı, Ankara Valisi, Belediye Başkanı, Ankara Milletvekilleri de hazır bulun muştur.
Milli kıyafetler giymiş efeler koro halinde millî havalar spy-lemiş ve muhtelif zeybek oyunları oynıyaıak Atatürk’ün Ankara’ya ilk geldiği günü yaratmışlardır.
Niğde Milletvekillerinden Halil Nuri Yurdakul tarafından ve memleketimizde ilk defa olarak teıtibedilen Atatürk Müzesi de gecenin en güzel sürprizini teşkil etmiştir.
Ankara Palasın bir salonupda açılan (Atatürk Müzesi) nde A-tatüık'e ait giyim eşyaları muhtelif vitrinlerde teşhir edilmiştir. Eşyanın kullanıldığı yer ve zamanı teşbit eden fotoğraflardan başka her camekânm yanıpda bulunan düğmeye basmak suretiyle fotoğrafta bulunanlardan birisi tarafından o güne ait hâtıralar mikrafon vasıtasiyle aksettirilmiştir.
Bu suretle Atatürk’ün eşyalarını, fotoğraflarını ve aynı zamanda o gün yaptığı bir konuşmayı plâktan dinlemek imkânı hasıl olmuştur.
Millî oyunlar ve millî havalar gece geç vakitlere kadar devam etmiş ve dâvetliler güzel bir gece geçirmişlerdir.
Yeni bütçe ve memurlar
B. M. Meclisinde
GAR Gazinosu
1EZFORD
üst kat salonunda
Her Akşam
Yeni Revü
Beynelmilel şöhretli dansözler
Trio Rexford
Elen komik akrobatlar.
CARLOveTOTO
ve Nevyork Rainbovv Club yıldızı meşhur Amerikalı İllüzyonist
GELN POPE
LİLİAN TORTOZA
Adolfo Veııtas
İdaresinde İspanyol tipik orkestrası
Fransız fantezisi dansözü
Tel: 15190, 12603
T. R. B.
li. çalışkan ve vatansever evlâtlarıdır. Senelerce bir çok mahrumiyetler çekmişlerdir, daima yükselen hayat pahası, onların değişmez gelirlerinin satın alma kabiliyetini azaltmıştır. Bu itibarla Gelir Vergisinin temin edeceği bir fazlalıktan faydalanmalarını tabii bulmak lâzımdır. Ancak şunu da söylemek gerektir ki, bugün büyük bir memur enflasyonu içinde bulunuyoruz. Bu tama-miyle eski iktidarın yanlış ha-jckctlerinin bir neticesidir. Çünkü Halk Partisinin iakibet-tiği aşırı devletçilik, tahsili olan vatandaşlara memuriyetten baş ka iş bırakmamıştır. Hattâ sade ortalar ve liseler değil, birçok yüksek mekteplerimiz de senelerce bir memur fabrikası halinde çalışmıştır. Memleketle iktisadı hareketler durunca ve şahsî teşebbüs işleyemez hale gelince, vatandaşlar çaresiz ekmeklerini devlet kapısından aramağa mecbur dalmışlardır. Bu yüzden her sene memur sayısı artmış, hattâ bir çok lüzumsuz teşekküller vücuda geii rilerek buralarda da yeni yeni memuriyet kapıları açılmıştır. Koskoca Ankaraıriız, sadece bir memur şehridir. Çünkü iş hayatı hemen yok denecek bir raddeye düşmüştür. Hattâ ticarî bir şekilde işlemesi lâzım gelen iktisadı devlet teşekküllerinde, ve bir çok fabrikalarda bile bugün memuriyet zihniyeti hâkimdir. Hele buralarda tatbik edilen barem usulü, kabiliyet ve dirayet yerine sadece zaman unsurunu birinci plâna aldığı için, her şey oluruna bağlanmış ve böylece dışarda verimli olabilecek bir çok istidatlar körleşip kalmıştır. Bazı yerlerde primler liyakate ve verime göre değil, sadece rütbeye ve sanata göre tçvzi edildiğinden iş randımanı da azalmış, bu yüzden maliyet fiyatları yükselmiş, ve memlekette en büyük müstehlik kütlesi yine memurlar olduğu için, bu zararlar da yine onların omuzlarına yüklenmiştir.
Hulâsa, aşırı devletçilik öyle fasit bir daire halinde işlemiştir ki, memuriyete ehemmiyet verdikçe, memurlar kazançlarını kaybetmişler, memur kütlesi çok fazla olduğundan ve bunlar için senede 679 milyon lira ödendiğinden, bu parayı temin etmek için memurların verdikleri vergiler de her memur başına miktar itibariyle artmıştır. Çünkü dışarda iş kalmadığından en emin vergi matrahı yine memur maaşları olmuştur.
Bu vaziyette bir memur tensikatı katiyen düşünülemez. Eski iktidarın iktisattaki hatalı hareketlerinin cezası memurlara çektirilemez. Birtakım vatandaşlar haksız yere ıstıraba, sıkıntıya düşürülemez. Ama bu memur enflasyonunu da önlemek, hem bütçeyi hafifletmek, hem buradaki memurlara yeni yeni iş sahaları hazırlamak lâ-
Bu, Barem Kanununun ısla-hiyle, iktisadi devlet teşekküllerine ticarî zihniyetin girmesiyle, hususî teşebbüse geniş imkânlar hazırlamakla kabildir. Herkes takdir eder ki, bu bir günün işi değildir. Fakat yeni iktidar bu yolun üzerindedir. Böylece hem bütçenin yükü hafifleyecek, hem memurlar kendilerini daha çok refaha kavuşturacak, yepi iş sahalarında çalışmak imkânlarını bulabileceklerdir.
Mümtaz Faik FENİK
(Başı 1 inci sayfada) binası önünde toplanan büyük kalabalığın sürekli alkışlarla izhar ettiği arzu üzerine balkona çrkarak Karabük halkını selâmladı. Halkın sevgi veı tezahürlerine teşekkür etti ve dedi ki:
(— Şimdiye kadar bir çok defo Karabük'e geldim. Sizlerle bir çok hasbihalleır yaptım. Bu iyi günlerin hatırasını daima mu hafaza etmekteyim. Bu defaki ziyaretimin sebebi bir çok emekler ve paralar harcanan fabrikanın memleket iktisadiyatına ne dereceye kadar faydalı oldu ğunu ve bundan böyle ne kadar faydalar sağlıyacağını tetkikdir. Bundan bilistifade şehrinizi bir kere daha görmek ve sizlerle de konuşmakla ayrıca büyük bir zevk duymaktayım. Bundan e -min olabilirsiniz.»
Cumhurbaşkanımız sözlerine şöyle devam etti:
(— Sizlerle günün meseleleri üzerinde konusamamak mazere. timi takdir edeceğinizden emi -nim. Her halde sizin vakıf olduğum arzularınızın tahakkuk yolunda bulunduğuna itimad etme, nizi bilhassa rica ederim. Her gelişimde naçiz şahsıma karşı muhabbet gösterdiniz. Bu defa da göstermiş olduğunuz muhçb-bet yine her zamanki gibi beni fevkalâde mütehassis etti. Hepinize ayrı ayn teşekkür ederim.
Karabük inkişaf halinde bir şe hirdir ve bu inkişaf davam edecektir. Bu şehrin sakinlerine, sîzlere sıhhat, afiyet ve saadetler dilerim.»
Safranbolu'da
Milletlerarası çalışma konferansı toplandı
Paris Radyosu (Basın - Yayın) — Asya memleketleri arasında teknik işbirliğini sağlamak ama-ciyle Karaşi’de milletlerarası çalışma konferansı toplanmıştır. İlk defa olarak Japon temsilcileri böyle bir konferansa iştirak etmektedirler. Ingiltere, Fransa, Amerika, Hollanda ve Asya mem lekeflerinin ekserisi dahil olmak üzere 14 memleket 10 gün sü-
Karabük garnizon komutanlığım da ziyaret eden Cumhurbaş kanımız Safranbolulularm gösterdiği ısrarlı arzu üzerine işletmeler Bakam, milletvekilleri ve Zonguldak valisi ile Karabük, ten Safranboluya gitti. Kalabalık dolayısiyle Safranbolu'da Çar-şıbaşmda otomobilden inmek mecburiyetinde kalan Cumhurbaşkanımız halkın tezahürleri a-rasında yürüyerek belediyeyi ziyaret etti. Burada halkla hasbıhalde bulunan Bayar, 5 kilometre mesafedeki Yazı köylü vatandaşların ricasını da kırmı-yarak bu köye gitti. Yazı köyünde köy meydanında evvelce gel diğinde oturmuş olduğu bir kah venin önünde bir müddet istirahat eden Cumhurbaşkanımız köy lülerle konuştu ve samimî tezahürler arasında köyden ayrıldı. Karabük’te partileri ziyaret
Cumhurbaşkanımız Karabük'e dönüşünde Demokrat Parti, Cum hüviyet Halk Partisi ve Millet Partisi mahallî merkezlerini ziyaret etti.
Cumhurbaşkanımız Cumhuriyet Halk Partisinde imza için takdim edilen hâtıra defterine şu cümleleri yazmıştır:
•İyi kabule teşekkürler ederim. Partiler arasında serbestçe münasebatın teessüsünü ve devamını görmek beni ayrıca sevindirdi.»
Millet Partisindeki hatıra defterine de yapılan rica üzerine şu cümleleri yazmıştır:
«Partiler arasında gördüğüm iyi münasebet beni çok memnun etti. Olgunluk eseri olan bu vakıayı kaydederken ilgililere teşekkür etmeyi vazife sayarım.»
Cumhurbaşkanı bundan sonra Karabük işletmeleri konukevinde sırasiyle Karabük ve Zpnguldak işçi sendikaları temsilcilerini ka bul etmiş ve kendileriyle işçi meselelerini ilgilendiren konular ü-zeıinde hasbıhalde bulunmuştur. Belediye tarafından Şen lokantada verilen akşam yemeğinden sonra saat 23,30 da Zonguldak -Ankara trenine bağlanacak vagonla Cumhurbaşkanımız Kırık-kaleye hareket edecektir.
recek olan müzakerelere iştirak
etmektedir.
Mevlûda davet
30 12 1950 Cumartesi günü saat 18 de aziz ve kahraman Kore şehitlerine ithaf edilmek üzere Hisar Alaeddin Camiinde oku-
nacak Mevlûde bütün dindaşlarımızın teşrifleri rica olunur,
D. P. Hisar Ocağı

Yunanistan ordu
takımı dün geldi
Cumartesi günü ordu takımımızla karşılaşacak olan Yunanlı futbolcular dün öğleden sonra uçakla şehrimize gelmişlerdir. 3 idareci, 1 antrenör ve 16 futbol cüdan müteşekkil olan kafileyi, hava alanında Genelkurmay Baş kanlığı adına Kurmay Albay Fik ri Oğuz, Kr. Bnb. Nuri Güçüye-nerle Şefik Erener, Yüzbaşı Er-tugrul Malkoç ve Türk futbolcuları ile Belediye Başkanı A-lıf Benderlioğlu adına bir temsilci karşılamıştır. Belvü Palas o-teline inen futbolcular istirahata çekilmişlerdir. Aralarında 8 milli futbolcu bulunan kafile şu zevat lan müteşekkildir:
Kafile başkanı: Crico Riadis, antrenör: Mariras.
İdareciler: Capocis, Yenetîa-
Futbolcular:
Kaleciler: Velimdis, Mautrflo-sis, bekler: Ooyrioe, Rossidis, Symeonidis, haflar: Papahteodo. roy, Venetsaiyos, Kontridis, Ca-noy, forvetler: Skordilis, Serafi-dis, Drosos, Mpemdis, Sime-onidis, Kostarac.
Misafirler bugün öğleden sonra bir antrenman yapacaklar ve resmî ziyaretlerde bulunacaklardır.
Dost Elen sporcularına hoş geldiniz dçriz.
On beşinci Atatürk koşusu yapıldı
Beden Terbiyesi Ankara böl -gesinin tertiplediği 15 inci Atatürk koşusu dün saat 14.15 den itibaren yapılmış ve Dikmet kah vesi ilerisinden başlıyarak Baş-
bakanlık önünde nihayetlenen 11 kilometrelik birinci kategori koşusuna 17 atletimiz katılmıştır.
Maruf uzun mesafa koşucu -myz Osman Coşgül hastalığı se bebi ile koşuya katılamamış, ü-çüncü kümede : birinci gelecek atlete verilmek üzere kolleksi-yonundan bir kupa koyarak kalben arkadaşları ile beraber olduğunu göstermiştir.
Koşunun teknik neticeleri şöy-ledir:
1 — Mustafa Ozcan (G.B.),
2 — Recep Het (Q.$.),
3 — Mustafa kaplan (D.S.),
4 — Haydar Erturan (A.G.),
5 — Hüseyin Topsakal (A.G.),
6 — Ekrem Koçak (A.G.).
Takım tasnifinde Demirspor birinci, Ankaragücü ikinci ve Gençlerbirliği üçüncü olmuşlardır.
Millî Savunma Bakanlığı önün den başlıyarck Başbakanlık ö-nünde sona ere)R üçüncü kategori koşusunda şu neticeler elde edilmiştir:
1 — Naci Yıldırım 11,29 9 10.
2 — Atillâ Mete 12,14,—.
3 — Erdoğan Tuncel 12,20,—.
Kızılaydan Başbakanlık önüne kadar süren Üniversite ve yüksek okullar koşusu neticesi şöy-
1 _ Ali Polat (Y.B.E.E.) 8,40.
2 — Kâzım Taymas (T.O.O.)
8,46.
3 — Hıdir Çamur (T.F.) 9,—,—. Müsabakalarda derece alan
atletlere kupa, madalya ve hediyeleri 19 Mayıs Stadyumunda törenle verilmiştir.
Doktor Abdullah Faik Bağana
Birinci Sınıf
ÇOCUK HASTALIKLARI VE BAKIMI MÜTEHASSISI
Hastalarım saat 15-19 arası Adliye karşısı Sakarya Apt. No. 7 dairesinde kabul
Salı ve Cumartesi günleri parnsız muayene. (6203)
Dış Tabibi
Ferhan Erkey
Hastalarım her gün saat 14.20 de muayene ve tedavi eder. Ayrıca diş ve çene röntgeni çekilir.
Adres: Anafartalar Orman Çiftliği karşıs. Ticaret Han kat 2 No. 13. Tel: 15591. I (6273)
( IJaşi 1. inci sayfada ) nıına İçişleri Bakam Rükneddin Nasuhioğlu, gelecek birleşimde cevap verebileceğini söylemiştir. Göçmenler için piyango tertibi
.Müteakiben Konya milletvekili Saffet Gürol tarafından hazırlanan ve geçen oturumda müzakeresine başlanan «göçmenler için bğ piyango tertibi» ne dair kanun teklifimin görüşülmesine aeçilmiştr.
Bu mevzuda ileri sürülen mütalealar sonunda kürsüye gelen Devlet Bakam ve Başbakan Yardımcısı Samed Ağa-oğfu su beyanatta bulunmuş'-tur:
-r- Çok muhterem arkadaşlarım; bir kaç kıymetli arkadaşınız konuşulmakta bulunan kanun projesi münasebeti ile büvük göçmen dâvasına hassasiyetle dokundular.
Bendeniz bu vaziyet karsısında ve bir kaç cümle ile hükümetin bu mesele üzerinde hangi tedbirleri düşünmekte olduğunu kısaca ar?etmek isterim
Evvelâ tıpkı arkadaşlarımız gibi hükümetimiz de meseleyi milli bir dâva olarak ele almıştır. En geniş çapında, bir istihsal dâvası, bir millî vahdeti muhafaza dâvası, memleketin bir kalkınma dâvası şeklinde ele a-lınmış bulunmaktadır, Hâdisele -rin müstacel taraflarını, müstacel kararlarla önledikten sonra geniş bir tatbikat sahası için, lâzım gelen teknik tedbirler etüd edil-mçğe başlanmıştır. Bu etüdleri-miz arasında muhaceret, iskân, toprak işlerini bir arada tatbikat mevkiine koyacak bir yeni bakanlığın kurulmasını dahi tasavvur etmek üzere etüdlere baş tartmıştır.
Görüyorsunuz ki, meseleyi çok esaslı bir surette ele almış bulunuyoruz.
Bunun yanında sayın Cumhur başkamnm teşvikiyle bir büyük komite teşekkül etmiştir. Bu komite memleketin içinde ve dışında bütün cihanın nazarını bu büyük insan hareketi üzerine celbetmeğe çalışacaktır.
Nihayet arkadaşlar, iyi biliyoruz ki iskân dâvası, göçmen iskânı dâvası, hudutlarımızın dı ırkdaşlarımıza milletdaş-getirip memleketin öte-
sine berisine gelişi güzel dağıtmak değildir, bir ihtisas, bir hakikî yerleştirme işidir. Bunun için dünyanın muhtelif memleketlerinde denenmiş tecrübeleri bizim bünyemize göre muvaffakiyetle tatbik etmek maksadile mütehassıs heyetler celbine karar verilmiştir. Bu heyetler 4—5 gün için de memleketimize gelmiş olacak lordır. İşte şu kısa maruzatınla meselenin her yönden ele alınmış olduğu ve ciddiyetle üzerinde durulmakta bulunduğunu ar-zetmiş bulunuyorum.
Haşan Polatkan’ın beyanatı
Devlet Bakam ve Başbakan Yardımcısı Samed Ağaoğlunun heyeti umumiye tarafından hd-roreile tasvib olunan beyanatını mütueakip kürsüye gelen Ma. iiye Bakam Haşan Polatkan piyango idaresi, mürakaba şekli ve geliri hakkında izahat vermiştir.
Kürsüye gelen Sinan Te -kelioğlu, yeni bir bakan -lığın ihdasına aleyhtar olduğunu söylemiş ve mevzu dışında bazı mütalealar ileti sürmüştür.
Samed Ağaoğlu yeniden kürs.üye/geliyor
Yeniden kürsüye gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Samed Ağaoğlu şu beyanda bu lunmuştur.
Muhferem arkada^ar, Sinan Tekelioğlu arkadaşımızdan rica ediyorum. Söylenen sözleri iyice derleyip virgülüne kadar tetkik ettikten sonrç cevaplarını versinler. Yoksa başka fikirler söylemekle, bir cümlenin mânasını tahrif ederek konuşmaşm-lor. Ben dedim ki, yüksek Mecli sin ehemmiyet verdiği önemle mütenasip olarak hükümetiniz de bu işe ehemmiyet vermektedir. Hattâ icabında toprak, iskân ve muhacir işlerini bir araya toplayacak bir vekâlet ihdasını dahi düşünmekteyiz. Bunun için e-tüdler yapmaktayız. Sinan Teke-lioğlu, söylediğim bir tasavvuru lüzumsuz bir takım şeylerle bir hakikatmiş gibi, yani vekâlet ihdas ediliyormuş gibi bir sürçü lisanda bulundular. Ben bunun, bir sürçü lisan olarak söylediğini zannediyor ve bunun böyle olmasını temenni ediyorum. Bu noktadan sözlerime dikkat buyurmalarım rica ederim.»
Burdur milletvekili Mehmet Oz bey in bir sorusu üzerine izahlarda bulunan Tarım Bakam Nihat Iğriboz, göçmen köylerinin inşası için Amerikadan mütehas-
Göçmenlere yardım
( Başı 1. inci sayada ) ve yiyecek toplanmıştır.
Polatlı ve köylerinin göçmenlere yardımları
PolatlI’da Bulgaristan’dan ge len göçmenlere yardım maksa-diyle Kaymakam Hikmet Giil-sen’in başkanlığında bir komite kurulmuştur.
Kasabaya göçmenlerden şimdiye kadar iki partide 32 hanelik bir aile grupu gelmiş ve bunlar süratle köylere yerleştirilmiştir. Yardım için de komiteye 4.420 lira kadar bir para toplanmış, hükümet tabipliğince sıhhî durumları sıkı surette takip edilmiştir.
Ayrıca Polatlı köylerince yapılan yardımlar, hararetle devam etmektedir. Bu arada Kar-galı köyünden 1000 kilo un ile kâfi miktarda bakliyat, ayrıca 100 lira, Karakoyo köyünden 1.300 kilo bjjğday, giyim eşyası, para yardımı yapılmıştır. Karaya vşan köyünden 1.000 kilo buğday muhtelif giyim eşyası ve para yardımı, soba, gaz ve yakacak temin edilmiştir. Şih-ali köyünden de 1000 kilo buğday ve para yardımı yapılmıştır. Eski Polatlı köyüne yerleştirilen muhacirler için de 6 aylık giyim, yiyecek ve para yardımı temin edilmiştir. Köylerdeki bu yardım durmadan her gün artmaktadır.
Mehmet Akif ihtifali
Ölüm yıldönümünde hatırası anıldı
İstanbul 27 a.a'. — Millî Türk Talebe Birliği Edebiyat Derneğinin tertip ettiği Mehmet Aki-fi anma töreni bugün saat 15’te Eminönü Halkevi konferans so-lonunda yapılmıştır.
Kalabalık bir gençlik ve dinleyici kütlesinin hazır bulunduğu toplantıya bir ağızdan söylenen İstiklâl marşı ile başlanmış ve Dernek başkanı tarafından İstiklâl marşı şairinin hayatına ait konuşmadan sonra Edebiyat Fakültesi Doçentlerinden Mehmet Kaplan «Aki-fin edebî değeri» ve Nurettin Topçuda «Akif’in dinî ve Felsefi cepheleri, adli birer hitabede bulunmuşlardır.
Toplantıya Mehmet Akifin şiirlerinin okunması ile son verilmiştir. •
Maliye Bakanlığının bir açıklaması
Maliye Bakanlığından tebliğ
Mülga kazanç vergisinin vaziyeti hakkında bir açıklamada
bulunulmamı
olmasından
hangi vergi kanununa tâbi

sıslar getirtilmekte olduğunu söy le«ni$tîr.
Söz alan soru sahibi Mehmet Ozbey, göçmen mevzuu için, bir bakanlık ihdası tasavvuru ü?^rin-dc durarak, aleyhte olduğunu» e. sosen beş Bakanlığın lağvına ve görevlerinin bir tek daireye gör-dürülmesine dair bir kanun teklifinde bulunduğunu söylemiştir.
Teklif sahibi Konya milletvekili Saffet Gürol, yeniden izahlarda bulunarak, dâvanın 3—4 milyonla halline imkân olmadığının aşikâr* bulunduğunu söylemiş, ancak I bu piyango geliri ile ilk ihtiyaçların karşılanması imkânlarının da sağlanabileceğini ilâve etmiştir. Müteakiben maddelerin müzakeresine geçilmiş, . birinci ve ikinci maddeler aynen üçpncü madde ise «piyangodan elde edilecek hasılat, göçmen işleri Türkiye Yardım Birliğine verilir» şeklinde Zonguldak milletvekili Muaıp -mer Alakant ve Kırklareli milletvekili Şefik Bakay taraf^nd^m vaki tadil teklifine göre kabul olunmuş ve bu hususun formülce, dilmesi için tasarının komisyona verilmesi, müzakerelere gelecek birleşimde devam olunmak üzere oturuma son verilmiştin
Büyük Millet Meclisi 3 1/1951 Çarşamba günü saat 15 de toplanacaktır.
lacaklan hususunda mükelleflerin tereddüde düşmüş oldukları yolunda matbuatta bazı yazılar görülmektedir.
3.6.1949 tarihli ve 5421 sayılı gelir vergisi kanununun 108 ve 109 uncu maddeleri gereğince eski kazanç vergisi kanunu bütün ek ve tâdilleriyle) 1 Ocak 1950 tarihindenberi yürürlükten kaldırılmış ve hizmet erbabına ait kısım hariç olmak üzere sair bilcümle mükellefler hakkmdaki gelir vergisi de aynı tarihtem be-| ri yürürlüğe girmiş bulunmakta -dır.
Bu itibarla bugütı yürüdükte olmayan eski kazanç vergisinin açıklamayı icap ettirecek bir durumu yoktur.
Kızılay gençlik kolunda seçim
Gençlik Kızılay teşkilâtı senelik idare heyeti dün Kızılay Genel Merkez binasında toplanarak yeni idare heyeti seçimini yapmış vq başkanlığa Kocaeli milletvekili Dr. Etem Vassaf'ı. i-kinci başkanlığa Çorum milletvekili Ali Rıza Sağlar ı ve genel kâtipliğe Sağlık Bakanlığından Dr. Zekâi Nasırı seçerek toplantısına son vermiştir.
î.
28/12 1950
ZAFER
Sayfa: 5
Hindistanın Amerikadan istediği buğday
Nevyork, (o.o.) — Hindistanın Birleşik Amerika büyükelçisi ba-
yan Wijay lakaşni Pandit “bugü verdiği bir beyanatta czcüml

söylemiştir:
«Hindistandaki kıtlığı ortadan kaldırmak için, Amerikadan 2
milyon ton hububat alınması hu ,
dığı kesin durum etrafında fikir yürütmekten çekinmekle beraber, güvenilon kaynaklardan öğrenildiğine göre. Dışişleri Bakanı Acheson ile Tarım Bakam Charles Brannan’m talep lehinde oldukları anlaşılmaktadır.
BOMONTi
Oİ CAMİYE BLrÂM
susunda geçen hafta Dışişleri Ba
kanlığına yapmış olduğum talep
Amerika hükümetince yakın bir alâka ile karşılandı. Hayat sevi yesi yükselirse Hindistan komünizme karşı bir istihkâm olabilir.»
Yer sarsıntıları, seller, kuraklık, mevsimsiz yağmurlar yüzünden son zamanlarda büyük öl-
Büyükelçi, Birleşik Amerika hükümetinin bu talep karşısında al
çüde yiyecek ithal etmek zorun da kalan Hindistan elindeki do-iar kaynaklarını tüketmiş bulunduğundan, Yeni Delhi hükümeti Amerikadan yardim islemekten
başka bir çare görmemiştir.
GAR Gazinosu
Yılbaşı Gecesi
Bütün Artistler
İŞTİRAK EDECEKTİR
Müdüriyet Masaların Bitmek Üzere Olduğunu Bildirir
ŞEHRAZAT
GAZİNOSU
Her akşam mevcut kadroya ilâveten Arap âleminin ve Mısır halkının en meşhur rakkasesini sayın Ankara halkına takdimle müessesemiz şeref duyar Her Pazar saat 15 de fevkalâde içkisiz AİLE Matinesi Dikkat: Yılbaşı akşamından itibaren
Müzeyyen Senar
DEVLET TİYATROSU BOYOK TİYATRO'do
Bu akşam saat 20.30 da
F. Schiller'in
HİLE VE SEVGİ
Dram 5 Perde (Son temsilleri)
31 Aralık Pazar saat 15 de
G. Verdi’nln
R I G O L E T T O
Opera 4 Perde (Yatılı okul öğremcilerile halka ve umuma)
KÜÇÜK TİYATRODA
Bu akşam saat 20.30 da
Nâzım Kurşunlu’nun
MELEKLER ve ŞEYTANLAR
Piyes 3 perde (Halk gecesi - Son temsiller)
31 Aralık Pazar saat 11 de Mümtaz Zeki Taşkının
KARA BONCUK
Müzikli Çocuk Komedisi
5 Tablo
(Bu Pazarla gelecek Pazarın çocuk biletleri satılmaktadır.)
Toplantı
Eğridir ve Çevresi Yardım Derneği Genel Kurul toplantısı 31/12/1950 pazar günü saat 14.00 de Atpazarındaki Öğrenci Yurdunda yapılacaktır.
Sayın üyelerin teşrifleri rica olunur.
GÜNDEM:
1 — Başkanlık divanı jseçimi.
2 — Raporların okunması ve
3 — 1951 yılı bütçesinin görüşülmesi.
4 — Dilekler.
5 — Yönetim kurulunun ve denetçilerin seçimi.
Yönetim Kurulu 6382 Başkanı
IHamamönü — Yeni Do- j ğıımevl Çocuk Hastalıkları •
Mütehassıaı |
Dr. İhsan Can i
Hastalarını herktin saat ■ 18 ten İtibaren kabul erler |
Anafartalar caddesi Kur j funlu Cami karsısı N() i 394 Bekman Apartmanı * Muayenehane vr ev Tel J Jİ5RR8
Devlet Konservatuvarı
müdürlüğünden
Devlet Konservatuvarı Kız, Erkek öğrencileri ile odacı elbiseleri kumaş ve malzemesi okuldan verilmek üzere açık eksiltmeye konmuştur.
Eksiltme 9/1/1951 salı günü saat 14 de Okullar Saymanlı-
ğında yapılacaktır.
45 takım erkek elbisesi beher takımı 25.— Lira
4 takım küçük cocuk elbisesi beher ta. 16.— (
17 adel palto beher adedi 25.— «
14 adet çocuk paltosu beher adedi 15.— «
12 takım tayyör beher takımı 24.— «
17 adet palto beher adedi 25.— «
10 adet manto beher adedi 27.— «
16 takım odacı elbisesi (erkek) takımı 12.— «
4 takım odacı elbisesi (kadın) takımı 10.— (
Dikim ücretleri tahmin edilmiştir. İlk güven parası 217 lire 73 kuruştur. Eksiltmeye en az üçüncü sınıf terzi olanlar ve piyasada bir mağaza sahibi bulunanlar girebilirler.
Şartname her gün okulda saat 9 dan 17 ye kadar görülebilir
Ankara Numune Hastanesi Baştabipliğinden
Muhammen Muvakkat
Cİ NSİ Fiyatı Teminatı
Adet Lira Kş. Lira Kş. İhale günü
Kısa dalga Aparc t I 2500 00 187 50 4/1/951 per şembe günü saat 14 de
1 — Ankara Nümune Hastanesi için (1) kalem alâtı tıbbiye
açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Taliplerin ticaret odası vesikası ve teminat mektupla rlyle birlikte muayyen gün ve saatte Hastanede müteşekkil ko-mayona müracaatları.
3 — Şartnameler her gün Hastanede görülebilir.
Toprak Mahsulleri Ofisi Ankara Bölge Müdürlüğünden:
Aşağıda yeri, cinsi muhammen keşif bedeli, geçici teminat gösterilen onarılma işi ihaleye çıkarılmış olup eksiltme bölgemizde 29/12/1950 cuma günü saat 15 te kurulacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
Keşif evrakını görmek istiyenlerin Bölgemiz Fen İşler Servisine müracaat etmeleri.
Taliplerin eksiltme tarihinden asgari bir gün evvel isler1 vnpmış olduklarına dair elinde bulunan vesikalariyle birlikte bölgemize müracaat etmeleri ilân olunur.
işyeri: Ankara, yapılacak iş: Parke yol onarımı, keşif bedeli: 1663 lira 20 kuruş, geçici inancı: 234 lira 74 kuruş. 9302 275:
Yılbaşı gecesi için Sahnemizde Masa kaydına başlanmıştır.
Devlet Orman İşletmesi
Devlet Orman İşletmesi Düzce Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz kereste fabrikası istif yerinde mevcut 56225 adet karşılığı 803,863 metreküp normal köknar kerestesi 8 parti halinde ve 3 - 6 ay vadeli banka mektubu ile açık artır-, maya konulmuştur
2 — Açık artırma 12/1/1951 cuma günü saat 15 de Müdürlüğümüz binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Metreküpünün muhammen bedeli 100 lira olup her parti için % 7,5 hesabiyle teminat alınır.
4 — Bu satışa ait şartname ve ebat listeleri Orman Gene) Müdürlüğü ile İstanbul, Ankara, Bolu, Adapazarı ve işletmemiz müdürlüklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte geçici teminat akçala riyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları. (9390) 2789
Devlet Orman İşloidnesi Muğla Müdürlüğünden:
1 — işletmemizin Salkım bölgesi Kanyaş ve Akkapız kara çam ormanlarından istihsal ve imal edilerek Uludere istif verine indirilecek (557) metreküp azman yarı mamul kereste bir parti halinde satışa çıkarılmıştır.
2 — Azman yarı mamûl çam kerestenin metreküpünün muhammen bedeli (107) liradır.
3 — Muvakkat teminat % 7,5 hesabile (4469) lira (93) kuruştur. ,
4 — Arttırma 8/1/1951 tarihine rastlayan pazartesi gütıii
saat 15 te Yatağan Orman bölge şefliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacktır. ,
5 — Bu işe ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde, Ankara, İstanbul, İzmir, Aydın, Antalya, Fethiye, Köyceğiz, Muğla Orman İşletme Müdürlüklerde, Milâs, Bod-rum, Salkım orman bölge şefliklerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin belirli gün ve saatte teminatlarile birlikte komisyona müracaatarı. (9265) — 2747
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Kayalar bölgesi ormanlarından istihsal, imal edilerek (Çarka) istif yerine indirilecek tahminen 188,200 metreküp kayın Dolap, Lobut ve talpa kerestesi artırma ile satılacaktır.
2 — Kayın Lobutların metreküpü 114 lira 60 kuruş, Dolap ve talpa kerestesinin 112 lira 40 kuruştur.
3 — Kati teminat % 15 hesabile 3202 lira 16 kuruştur,
4 —»Artırma 3/1/1951 çarşamba günü saat 15 te Adapazarı işletme müdürlüğü binasında toplanacak komisyon huzurun da yapılacaktır.
5 — Bu işe ait şartname Orman Genel Müdürlüğühde, İz-■■nit, İstanbul, Ankara İşletme Müdürlüğünde, Adapazarı, Ka-vnlnr Bölge Şefliğinde ve İşletmemiz müdürlüğünde görülebilir.
İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbitelerile birlik te komisyona müracuatları ilân olunur. (9361) _ 2765
Mevlût
Kore’deki aziz şehitler rimizin ruhuna ithaf edil -mek üzere İtfaiye Meydanındaki esnaflar tarafından Esbicioğlu camiinde 29 12 1950 Cuma namazını mü-tekaip Mevlûdu Şerif okutulacağından sayın halkı- I m zin teşrifleri rica olunur.
(6377) |
VE DOLGUN-PARA-İKRAMİYELERİ
TÜRKİYE k BANKASI *7 ~ “T
_____________
Açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden!
1 — İstanbul Adli tıp işlferi binası onarımının bitirme işleri açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (25000) liradır.
Eksiltmd 8/1/1951 tarihinde pazartesi günü saat 16 da İstanbul Bayındırlık Müdürlüğündü toplânacak komisyon tara fından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, Bayındırlık işleri genel, hususî ve fennî şartnameleri proje kesif hulâsası ile buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin 1875 liralık
muvakkat teminât yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 95P yılında ticâret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi ha, mil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün ev ve vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası almaş . ye yukarda ikinci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şârl namesinde yazılı kâyda göre kabul ettiğine dair imazlamas şarttır. 17354 (9207) — 2736
Güven Samsun nakliyat anbarı Ankara - Samsun ve Hopa arasında her gün saat: 8.30 da karşılışlı muntazam OTOBÜS VE
Ankara - Samsun
Arasında her gün TAKSÎ seferleri devam etmektedir. Bu cihetlere ve yurdün her tarafına ev eşyası vesair emtianın nakliye işleri garantili bir surâtte kabul edilir. MÜRACAAT: ANKARADA:
GÜVEN SAMSUN NAKLİYAT Ambarı. Sanayi Cad Konfor Palas altında No. 17. Tel: 16990.
SAMSUNDA: (Otobüs)
SELÂMET GARAJI. Tel. 505, Taksi: Ankara Garajı Tel: 513.
UYGUN FİYAT
GARANTİ MUAMELE
SÜR’AT
RAHATLIK
Adana Orman İşletmesi Müdürlüğünden:
7 1«lc*tt,emiz'n POS ormanlarından istihsal ve imal edilerek Kumbükü, ’ Egner. Soğukoluk ve Adana nm Cephanelik istif yerine indirilmiş bulunan aasğıda istif yeri, ?cde1'- *7,5 h('sab')'l(? teminat tutarları yazl|, «012,604 M1 keresle, 646.51» M' Ürdün t.pı travers ile 1330 metreküp cam tomruğu artırma ile satılacaktır,
„ Muh.B. T.nah
adedi Deposu Cinsi Mon.el Ad.l M, Ur) Lira
7 Kumbükü Çam kereste Tırak Or. malı 21286 2138,552 103 16520
10 Kumbükü Yapraklı „ 1İ579. 1191,798 103 9210
7 Esnerde Tırak „ 21075 , 2161.593 113 18320
40 Egnerde Erikli „ 29604 3420,661 113 28990
1 Soğukoluk Ürdün tipi tra- 3842 122,044 68 627
1 Soğukoluk 8055 523,575 101 3970
23 Adana Çâm tomruk 1887 1330,000 76 7580
MEVLÜT î
Cebeci bucağı Odabaşı i köyü Kur'an kursu öğretme nl^vo öğrencilteri tarafından tertip edilen Kore kah ramam şehitlerimizi on -mdk üzere 29 12 1950 Cuma günü Odabaşı köyü camii şerifinde ruhlarına Hatmi Şerif duası vcı Mevlût o-kunacağmdan isteklilerin o günde teşrifleri rica o-
2 — Artırma 3/1/1951 tarihine rastlıyan çarşamba günü saat 10 da KaraisalI Bölge Şefliği binasında toplanacak komisyonda yapılacaktır. Satışa zaman kâfi gelmediği takdirde 4/1/1951 de de devam edilecektir.
3 — Satılan partiler içinden çıkacak çürük ve kıtıklardan hacme % 10 nisbetinde keresteyi seçip depoda bırakma hakkı alıcıya verildiği gibi satılan mal bedellerinin ödenmesinde 6 ay vâdeli banka mektupları da kabul olunacaktır.
4 — Çam tomrukları 45 ilâ 60 metreküplük istifler halinde olup her istif bir parti ■olarak satılacaktır.
5 — Buna ait şartname ve listeler Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Ankara,
Mersin, Antakya orman işletme müdürlükleriyle Kayseri, Tarsus, Konya ve KaraisalI bölge şefliklerinde görülebilir. "*))' I
6 — İsteklilerin belirli günde teminatlariyle birlikte komisyona müracaatları
DOKTOR
Aziz Tevfik Yeginsoy DAHİLİYE MÜTEHASSISI ı Hor gün hostolarını saat b den itibaren Hamamö-ııü. Halk Eczahanetl karasındaki Nlzameddin Apartmanı No. 2 do kabul eder. Telefon; 15343.
Kore’den geliyorum
* BU GECE *
Milli Büyük Piyes 3 perde 3 tablo
HALKEVİNDE MUAZZAM BİR TEMSİL HADİSESİ
23-, 29, 30 Aralık (perşembe, cuma, cumartesi) saat 21 de ve 30 Aralık pazar saat 15 te yalnız 4 müsamere. General rolünde : SADİ TEK
Şoförler Derneği yararına
Eşsiz bir eser
Numaralı yerler: 250 — 150 — 100 kuruştur.
BU GECE kalan biletler için Halkevi gişesi saat 19 dan tam
21 e kadar açık bulundurulacaktır.
Bayındırlık Bakanlığından
Sivas Bayındırlık fen memuru iken görevini terkeden Muharrem Eyüboğlu’nun 15 gün içinde görevine dönmesi aksi hal-dfc mecburî hizmeti bakımından hakkında kovuşturma yapılacağı ilân olunur. (9340) 2803
ZAYİ: Ankara vilâyetinden aldığım 1/5975 sayılı oturma belgemi zayi ettim. Yenisihi a-lacağımdan eskisinin hükmü
6383 Giuseppe Bartolomoo
r ■
170 boy satılık Frak
İngiliz, mükemmel vaziyette.
Müracaat: Tel: Salim 22796.
Allo!. Allo!..
BURASI
100 Yataklı
BÜYÜK OTEL

6384
Ankara Anafartalar Caddesi No: 304 Adliye Sarayı karşısı Tel: 15665 Telgraf: Büyük Otel.
Her o lada sıcak, soğuk su ve kalorifer
Bizim prensipimiz ALMAN USULÜ «Müşteri her işte haklıdır»
FİYATLAR: Bir yataklı oda 350 veya 400 kuruştur. İki yataklı oda 500 veya 600 kuruştur. Üç yataklı oda her bir yatağı 250 kuruştur.
Ankaranın en mükemmel yerinde yeni yapılmış modern möbleli bir oteldir.
Müdüriyet: Bcrlin’do Otel Tempo ve İstanbul’da Romans Lokantasının sahibi HÜDADAT MUM.
NOT: Yakında zemin katında SARAY LOKANTASI ▼e ayakta AMERİKAN BAR açılacaktır.
Mutfak şefiı İstanbul’da Bahçekapı'da HÜDADAT Lokantasının eski şefidir.
Sayfa: 6
2871771950
ZAFER"I
BÜYÜK Mağazanın
ZENGİN Kadın, Erkek, Çocuk, Bebe Tekmil GıYıM EŞYA Çeşitlerini
Tel: 15149 — Hikmet Ünal Ortağı Kollektif Şirketi Ankara Şubeal
BÜYÜK Mağazanın
İthal Ettiği Avrupa Kumaş
! ve yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır
Garantili elbisa diklir

I BÜYÜK Mağazanın
Meşhur Alman Mamulatı
ı VEKA Markalı Radyoları Gelmiştir
BÜYÜK Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Subay ve Memurlara Kolaylık
Adres: Anafartalar Adliye Sarayı, yeni mağazalar karşısı No. 300 —
ETERN'fl
oiomâtik Scdtİ
ETERNH
Statları Türkiye Mümessili FEHİM AKAY
1951 YILBAŞI
1 -
7 İKRAMİYE
( adedi
(—-■
p I dA /-) ı İKRAMİYE miktarı
İKRAMİYE tutar ı
Tel: İstanbul: 28523. 6244
Satılık
Nakil sebebiyle muhtelif eş-
ya. Her gün 14 den itibaren.
Telefon: 10948
İşte, herkesin beğeneceği bir hediye! Parker "5)„ kalemini kimo verseniz, memnuniyet ve neş'esi derhal yüzünde belirir. Esasen, Parker "51 „ in dünyanın en çok istek celbeden dolma kalemi olduğu malûmdur. Nitekim hatlarındaki müstesna güzellik ve zarafet en müşkülpesentleri dahi tatmin eder. Ayrıca Parker "51,, derhal kuruyan Parker Superchrome mürekkebinin istimaline müsait yegâne dolma kalemdir.

Doktor MAZHAR NAİBGİL Kadın Hastalıkları - Doğum Mütehassısı Doğumevi doktorlarından Her gün 15 den sonra kabul eder. Tel: 25506.
500.000 200.000 100.000 50.000 30.000 20.000 10.000 5.000 4.000 3.000
500.000
200.000
200.000
250.000
MIKNATISLI MASA YAZI TAKIMLARI
Ne yayı, ne vidası, ne de menteşesi vardır.. Parlak çelik bir bilye, mıknatıslı bir yuva İçinde serbestçe hareket eder ve kalemin her istikamete kolayca çevrilmesini mümkün kılar. Fevkalâde zarif bir hediye teşkil eden
Parker 51« masa takımlarının muhtelif model- J leri vardır. TL. 60. 70 ve 80.
Mevki Hastanesi Doğum -Kadın Mütehassısı Doçent Dr.
Saim Sağlık
Muay. ve Evi: Büyük Sinema yanında Yenice Ap. D. 4.
Saat: 3 - 7. Acele her zaman. Tel. 15515. 6381
Kiralık yeni daire
Selanik caddesi sonunda Kızılırmak sokak No. 32 beş oda, bir hollü, konforlu ve manzaralı bir d»-ire kiralıktır. Tel: 26440.
3071
1
2
5
10
20
40
100
120
200
500
1.000
5.000 , 10.000 50.000
200.000 ______________
500Zlarra1'n 54^,4.000 216.000
300.000
400.000
400.000
500.000
480.000
_____ 600.000
2.0001.000.000
1.0001.000.000
i 00 500.000
40 400.000
. 201.000.000
102.000.000
200İ&54Mh 1.000 54.000
----------------------------------------q
i Türkiyede Mümessili: ELI BURLA Ve OrlâklâTI Gabro, İstanbul I
İ Parker «51. TL. 52 ve 42, Parker -VS-TL.25, Parker Duofold TL. 17,50 Parker Vlctory TL. 13,50 |
'-----------------------------------------------------------------------------
Nazilli Belediye başkanlığından
1 — Nazilli'de bir günde «20 saat zarfında üç ton. buz yapan bir tesisat yapılacaktır.
2 — Keşif bedeli 27.200 liradır. Eksiltme 5/1/1951 tarihinde toplanacak Encümen tarafından yapılacaktır.
3 ~ Eksiltmeye posta ile ihale saatinden evvel gönderilmiş zarflar kabul edilir.
4 — Bu işe ait şartnameler bedelsiz olarak talepr üzerine
verilir. Ve gönderilir. (17597) (9327) 2762
Bergama Belediye Başkanlığından
1 — 150 - 200 beygir kuvvetinde (43815) lira keşif bedelli bir dizel grupu satın alınacaktır.
2 — Şartname ve diğer evrak bedelsiz olarak Belediye Başkanlığından sağlanacaktır.
3 — Eksiltme kapalı zarf usulü ile 13/1/1951 cumartesi günü saat 11 de Bergama Belediye dairesinde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat (3286) lira (12) kuruştur.
5 — istekliler ihale tarihinde Ticaret Odası sicillinde kayıtıl olduklarına dair belge getireceklerdir.
0 — Teklif mektuplarının ihaleden bir saat evveline kadar komisyona verilmesi veya gönderilmesi lâzımdır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (17456) (9241) 2743
Penisilin alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satmalına Komisyonundan:
1 — 39200 şişe, 200.000 ve 9000 şişe, 500.000 ünitelik penicilin G. Sodiunj kapalı zarf usuliyle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 28600 lira olup muvakkat teminatı 2145 liradır.
3 — Şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 8/Ocak/1951 pazartesi günü saat 11 de Haydarpaşa par binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat 10 a kadar makbuz mukabilinde komisyona verilmesi veyahut muayyen olan saatten evvel ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta ile gönderilmesi. (0176) 2734
I
SÜMERBANK
Tasarruf Mevduatı
1951 Yılı İkramiyesi
4 KEŞİDEDE
100.000 Liradır
ilk çekilişi: 31 Ocak 1951
1 Adet 10.000,— lira
1 » 2.000,— liralık Hereke halis'
1 ) 1.000,— ’.ira
4 » 500,— )
4 ) 250,— )
ve ayrıca 50 - 100 liralık muhtelif para ikramiyeleri bulunan bu keşideye katılmak için,
31 Aralık 1950 ye kadar
Bankamızda 100 liralık bir hesap açtırmak kâfidir. Her 100 liraya ayrı bir kur’a numarası verilir.
ikramiyelerin vergisi Bankamıza aittir. (8846)-2598
----------—————
Makina ve elektrik mühendisi ile bir başmakinist alınacak
Afyon Belediyesinden:
Belediyemizce gösterilecek elektrik işlerinde istihdam edilmek üzere aylık 900 liraya kadar ücretle bir makine ve elektrik yüksek mühendisiyle, 750 liraya kadar aylık ücretle Dizel ve buhar gruplarında ihtisası bulunan bir başmakinist alınacaktır.
isteklilerin Belediye Memur Ve Müstahdemleri Nizamnamesi gereğince evrakı müsbiteleriyle birlikte bir dilekçe ile 1951 yılı ocak ayının 10 una kadar Belediyemiz Başkanlığına müracaatları ilân olunur. (9424) 2802
, - ?--- - «ar- M' W"1' -(•
E' Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha f Müesseşes[® Müdürlüğünden -Y
Cinsi: Otomatik serum ampul doldurma ve kapama cihazı, Miktarı: 1 adet, Muhammen bedeli: 4700 lira, geçici teminatı: 352 lira 50 kuruş, İhale şekli: Açık eksiltme.
Yukarda cinsi, miktarı, muhammen bedeli ve geçici teminatı gösterilen bir adet otomatik serum ampul doldurma ve kapama cihazı açık eksiltme usulü ile satın alınacaktır, ihalesi 5/1/1951 cuma günü müessesede toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
İsteklilerin şartnameyi görmek ve teminatı yatırmak üzere her gün mesai saatleri dahilinde müessese bürosuna müracaatları. (9245) 2744
Çam tomruğu ve çam sanayi tomruğu satışı
Tavşanlı Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Değirmisaz bölgesi Çaldibi ve Çayır ara istif yerlerinde mevcut çam tomruğu ve çam sanayi tomrukları 23/12/1950 gününden itibaren 15 gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konulmuştur.
2 _ Arttırma 8/1/1951 tarihinde pazartesi günü saat 15 te yapılacaktır.
3 — Çaldibi istif yerinde 8 parti 298 metreküp kalın kutur-lu çam tomruğu 5 parti ince kuturlu 115 M3. çam tomruğu, 2 parti 67 M3. çam sanayi tomruğu ve Çayır ara istif yerinde 5 parti 120 M3. kalın kuturlu çam tomruk, 5 parti 71 metreküp ince kuturlu çam tomruk ve 2 parti 30 metreküp çam sanayi tomruğu mevcut olup kalın kuturlu çam tamruklarının metreküpü 44.50 lira, ince kuturlu çam tomruklarının metreküpü 31.00 lira ve çam sanayi tomruklarının metreküpü 27.50 liradır.
4 — Buna ait ilân ve şartname Ankara'da Orman Genel Müdürlüğü, Eskişehir, Blıkesir, Kütahya, Dursunbey Orman işletme Müdürlüklerinde görülebilir.
5 — Taliplerin ihale günü evrakı müsbite ve ilk teminatla-
rı ile Emet Orman Bölge Şefliğinde toplanacak komisyona müracaatları ilân olunur. (9457) — 2806
PHILIPS
Radyo salonumuzu geziniz. Yenilikler ve neşe saçan 1951 modellerini görünüz.
ORTAÇ
PİKAP
Möbleli ve möblesiz. Fiyatlarımız uygundur. Yeni model Paillard pikaplar, şase olarak satışa arzedilmiştir. Tel: 11135
Lâmbaları ampul fiyah kadar ucuza satışa arzettiğimizl müjdeleriz.
ORTAÇ
Anafartalar Caddesi No. 224
Floresante

Comments (0)