Ankara’nın tanınmış möble mağazası
Yeni çeşit tül masa ve yer muşambalarımızı bir defa görmeniz menfaatiniz icabıdır. Anafartalar cad. No. 198 Tel: 14091
Yıl: 2 — No. 544
Telgraf adresi : Zafer Gazetesi — Ankara
29/EKİM/1950 PAZAR Fiyatı Her Yerde 10 Kuruş
Denizciler Cad. No. 2 de
GÜNEŞ MATBAACILIK T. A. 0.
Güneş Matbaası
her türlü baskı ve dizgi işleri için sipariş kabu lüne başlamıştır.
Temiz iş — Ehven fiat
Telefon : 15619
Telefon : 15619, 15315 ve 16882 * Denizciler Caddesi 2 * Posta Kutusu : 193
27 nci yıl millete kutlu olsun
1o uncu yılda
Atatürk’ün
millet'e
hitabesi
yuz. Fakat, yaptıklarımızı aslâ kâfi görmeyiz! Çünkü, daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mâmur ve en medenî memleketi seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vâsıta ve kaynaklarına sahip kılacağız.. Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların zihniyetine göre değil, asrımızın sür’at ve hareket mefhûmuna göre düşünülmektedir. Geçen zamana nisbet-le daha çok çalışacağız. Daha az zamanda daha büyük işler yapa-
(Sonu Sa. 4 Sü. 2 dc)
Bugünkü büyük bayram
Mümtaz Faik FENİK
Bugün bütün Türkiye Cumhuriyetin 27 nci yıldönümünü heyecanla kutluyor. Bu bayraklar, bu kalabalık, bu levhalar, bu mızıkalar hepsi, hepsi bu bayram sevincinin en renkli ve heyecanlı birer aksidir.
Niçin Cumhuriyete bu kadar candan bağlıyız? Çünkü orada kendi benliğimizin tam bir ifadesini buluyor ve onu demokratik hayatta beka şartlarından biri sayıyoruz. O, bize vefalı bir ayna gibi hiç bir şeyi büyültmeden, hiç bir şeyi daraltmadan milletin fam bünyesini ve çehresini gösteriyor.
27 yılda şüphesiz büyük eserler yarattık. Bunların hepsini burada sıralıyacak değiliz; eğer hâlâ şu işi, bu işi tenkid ediyorsak bu bütün yapılanları daha tam ve daha mükemmel görmek isteğindendir. Biz mezar taşları ile değil hayatla öğünürüz.
Halini beğenenler, emin olunuz ki, hamle kabiliyetini kaybedenlerdir. Ümitsiz ve isteksiz bir insanla bir ölü arasında no fark görebilirsiniz? Ümitlerimiz, gayretlerimiz hep bu büyük Türk milletini daha ileri ve daha mesut görmek arzumuzdan doğuyor.
Şimdiye kadar yapılanlara bakıp da: Cumhuriyet bize bunları verdi, daha ne istiyoruz? Dediğimiz gün hayat telâkkimiz durmuş olacaktır. Unutmayalım ki; daima tekâmül eden, daima merhale alan bir ceniîye-tin içinde yaşıyoruz. Onun için mevcutla nefsini körleştirmekten başka hiç bir şey düşünmeyen ve yalnız olduğu yerde dönen mütevekkil dervişler değiliz.
18 yüzyıl evvel yaşayan Ro-ma'nın meşhur filozofu Marc Aurele'in bir sözünü hatırlıyorum: «Hayatımız, tefekkürümüz ne yaparsa odur.» Biz, ie-(Sonu Sa. 4 Sü. 4 de)
N. Önen’i
protesto
Seçmenleri istifası zaruretini hatırlatıyorlar Demokrat Parti listesinde a-day gösterilerek Diyarbakır Mil letvekili seçilen Nazım Önen’in istifası üzerine istifası üzerine Diyarbakırlı seçmenlerden D.P. Başkanı Adnan Menderes’e telgraflar gönderildiğini dün yazmıştık. Bugün bu telgraflardan bir kaçını neşrediyoruz.
(Sonu Sa. 4 Sü- 7 de)
D. P. Meclis Grupu toplanıyor
Demokrat Parti Meclis Grupu Başkanlığından:
Demokrat Parti Meclis Grupu Genel Kurulu 31/10/1950 salı günü saat 15 te toplanacaktır.
Sayın milletvekillerinin teşrif-
I Mekteplerde i mecburî din i dersleri ş
Yazan : Prof. Ali Ş | Fuat Başgil i [Yarın ZAFER'deİ
Bugünkü törenlerin programı
Cumhuriyetin ilânının 27 nel yıldönümünü, milletimiz asîl bir heyecan ve büyük bir se -vinçle kutlamağa başlamış bulunuyor. Demokrasinin yurdu -rr.uzda teessüs etmiş bulunduğu bu yıl, büyük bayramımıza hakikî çehresini vermektedir.
Ankara daha dünden bayrak larla süslenmiş, göçe her taraf pırıl pırıl donatılmıştı. Havanın yağmurlu olmasına rağmen gece sokaklar neşeli vatandaşlarla dolu idi.
Bugün Cumhur Başkanı Celâl Bayar Büyük Millet Meclisinde tebrikleri kabul edecek, bü
yük geçit resminde hazır bulunacaktır.
İzciler Z/atürk'ün kabrini ziyaret eltiler
Geçit resmine iştirak edecek olan izciler dün saat 11.15 te Samanpazarında toplanarak gençlik namına Cumhuriyete bağlılıklarını gösteren tezahüratta bulunmuşlar ve aynı saatte bir heyet Etnografya müze sine giderek Atatürk’ün geçici kabrine bir çelenk koymuş ve saygı duruşunda bulunmuştur.
Saat 12 de Samanpazarından hareket eden izciler Ulus meydanı, Atatürk bulvarı yolunu tekiben Zafer meydanını) gel-
mişler ve hep bir ağızdan söylenen İstiklâl marşından sonra Zafer ve Emniyet âbidelerine
Kore savaşı
Birliğimiz bayramı
savaşarak kutluyor
Tokyo, 28 (a.a.- — (United -
Press)’— Güney Korede komü- |
nist cepleriyle savaşan Türk kıtaları, Türkiye Cumhuriyetinin 27 inci yıldönümünü Pazar günü harp ederek kutliyacaklardır.
General Mac Arthuı’ün genel karargâhından bildirildiğine göre, Reisicumhur Celâl Ba-yarhn Türk halkına hitaben yayınlayacağı beyannamede Türk halkının da demokrasi ve hürriyet için yaptığı uzun savaşı kazandığı belirtilecektir.
Halen Birleşik Amerikalı, İn ğiliz, AvustralyalI, Güney Koreli ve Filipinlilerle omuz omuza çarpışan 4500 Türk muharibi Korede sulh ve birliği tesise çalışan Birleşmiş Milletler kuvvetlerine iltihak etmiştir.
Tuğgeneral Tahsin Yazıcı ko mutasındaki Türk kuvvetleri 19 Ekimde Pusanda karaya çıkmış tardı.
Türk hükümetinin
(Sonu Sa. 4 Sü- 7 de)
Eski Muharipler Bankası açıldı
Dışişleri Bakanımız bugün Romaya hareket edecek
Ankara, 28 (T. H. A.) Dışişleri Bakanı Fuad Köprülü, yarın Cumhuriyet bayramı törenlerinde bulunduktan sonra Istanbu-k hareket edecek, oradan Roma ya gidecektir. Avrupa Dışişleri Bakanları Konseyi, ayın ikisinde, İtalyan Dışişleri Bakanı Kont Sforza’nın başkanlığında toplanacaktır. Paris Büyükelçisi Numan Menemencioğlu da
(Sonu Sa. 4 Sü- 3
birçr çelenk koymuşlardır.
Bugünkü törenlerin programı
lf— Bugün saat 12 de istasyon tepesinden 21 atım top atılacaktır.
Cumhuriyetin 27 nci yılını id rak ettiğimiz saatte 29/10/1950 günü saat 20.30 da istasyondaki tepeden toplar atılacak ve top seslerini duyan her yurttaş, Cumhuriyetin banisi Ebedî Şef Atatürk'ün ve onun emrinde Cumhuriyet ve İstiklâl için ça-hşarak aramızdan ebediyete intikal etmiş olanların aziz ha-(Sonu Sa- 4 Sü. 5 te)
Törende B. M. M. Başkanı Refik
Koraltan mühim bir nutuk söyledi
«Eski Muharipler Bankası» dün saat 11 de törenle açılmıştır- A-çılış »öreninde Büyük Millet Mec dişi Başkam Refik Koraltan, Millî Savunma Bakam Refik Şevket İnce, Orgeneral Muzaffer Tuösa-vul, banka idare heyetlerf, baş-
Bayındırlık Bakanı
F. Belen istifa etti
Bayındırlık Bakanı General Fahri Belen bu vazifeden istifa etmiştir. Bayındırlık Bakanlığını vekâleten ifa etmek üzere yerine
(Sonu Sa. 4 Sü- 3 de)
AKINTIYA---1
I----KÜREK
Dünkü silâh
araması
Emniyet İkinci Şubeye mensup 14 kişilik beş ekip dün gece 1-kinci Şube Müdürü Adil Darıca-lı’nın nezaretinde şehirde silâh ve sarhoş araması yapmıştır. Aramaya tâbi tutulan yerler şunlardır: İtfuiye meydanı, Sa-nıanpazarı, Hamamönü, Bend-deresi civarı, Aktaş mahallesi, Altındağ, Yenidoğan, Çankırtka-pı, Soğukkuyu ve Cihan sokağı.
(Sonu Sa. 4 Sü- 3 de)
Naftalinli izcilik!
1—1 er sene Cumhuriyet * * Bayramına yakın ğün-lerde Ankara'da bir izci kesafeti görülür... Fakat acaba bunlar, senenin ortasında nerededirler'1 'T eden yalnız geçit resır’ :n geçit resmine mey/ çıkarlar? Çünkü Bed ;rbiye-si, bizde nedens Jaktaşi-nin bayram nam -jibi seneden seneye kc. i’.ıi meydana vurur!
îran Şehinşahının doğum günü münasebetiyle evvelki akşam İran Büyük Elçiliğinde parlak bir kabul töreni yapılmıştır. Tafsilâtı üçüncü sayfamızdadır. Resimde Dışişleri Bakanımız Profesör Fuat Köprülü bu törende İran Büyük Elçisi ile beraber görülüyor
YEDEKÇİ

29/10/1950
Yirmiyedinci yılda
Muhip Dıranas
SeyrüseSF
durumu
huriyetiınizin yirmi inci yılı bütün Türk kutlu olsıın. Yer yu-bu en eski, en baha-
da soydan şereflerde yaşamakta devam eden ve bugiin, cumhıı riyet şekline kalbolmuş ebedî bağımsızlıklarını kutlayan, torunlarını Tanrı daha böyle nice nice yıllara kavuştursun; dertlerine deva, hastalarına şifa , versin. Bunca çilelerinin yüzü- J suyu hürmetine Türke iyi, esen 1 ve bahtiyar günler nasip etsin.S
En büyük, kutsal aşkımız olaııs hürriyet ve bağımsızlığımızı,■ kaybetmeye ranıak kalmış-0 ken, nasıl bir insanüstü ğüç-3 1c koruduğumuzun şanlı hikâ-S yesi artık tarihin malı olnıuş-H tur. Hangi milletten olursa ol W sun gelecek soylar o menkıbeyi.9 her kurtuluş savaşının cn par-H lak özlüğü olarak belleyecek-» lerdir. O günler, tarihin malıK olmuştur, demekle şuna var-|
Türk milleti, cumhuriyetini!’ yirmi yedinci yılında, artık geçmiş günlerinin harikulade zaferleriyle öğünmek cağını
geçirmiş; buna karşılık güzel hâtıraları, geçmişe ait tatlı hülyaları bir tarafa bırakıp bu merhametsiz, amansız dünyada, bir daha öylesi felâketlere uğramamak için, var kuvvetiyle çalışmak ve bu vatanı -zap-tedilmez» değil, hattâ «saldırılmaz. hale getirmek zamanına, ermiş bulunmaktadır.
Cumhuriyet idaresi bize, yükselmek, kuvvetli millet olmak, gerilikten, yoksunluktan kurtulmak, medenî milletler seviyesine ulaşmak için her çeşit imkânı veriyor. Hele, bundan sonra, çok partili rejime hakkiyle girdiğimizden itibaren her şeyin iyiye, doğruya, güzele gitmemesi için sebep yoktur. Büyük Ata’nın bize işaret ettiği «medenî milletler seviyesine» ulaşmak ülküsünü gerçekleştirmek, Türk- milleti için artık, kısa bir zaman meselesi olmalıdır! Bunun için de tek bir anahtar vardır: Millî sorumluluğu müdrik olmak; en büyüğümüzden en küçüğümü-
Btı temenni ile yazıma son okuyucularıma
Siyasî hayatiyet
Cumhuriyet gazetesinde «Si-yı.sî hayatiyet» başlıklı ve Cumhuriyet imzalı yazıda tababetteki ufunet ve refleks ka-iaelerinden bahsedilerek, bir cemiyetin de bir vücuda benzediği, bir hastalık karşısında mukavemet gösterilse cemiyetin hayatiyeti var demek olduğu işaret edildikten sonra deniliyor ki:
«Siyasî hayatımızın küçük bir olayı olarak bir iki gün i-çinde ömrünü yapmış ve tarihe karışmış olan Dtemokrat Parti İstişarî Kongresi, bu partinin siyasî bünyesinde ciddî bir hayatiyet eseri olarak müşahede edilmeğe değer. Her parti bir bünyedir. Ondaki tepkilerin azlığı veya çokluğu, hayatiyetinin mikyasıdır.»
Her şeyde üstünlük
Yeni İstanbul gazetesinde Habip Edip Törehan «Her şeyde üstünlük» başlıklı yazısında Cumhuriyet devrimizde öte-denberi her şeyde üstün olabilmek konusunda birçok propagandalar yaptığımızı söylüyor. Bu propagandaların iyi tarafları olmakla beraber, zararlı tesirleri bulunduğunu da işaret ettikten sonra şöyle diyor:
«Biz şimdi üstün olmak arzumuzu yerine getirmek gayesiyle uğraşırken her şeyde üstün olmak esasını ideal olarak gözden uzak tutmamak mecburiyetindeyiz. Bizim kanaatimizce bu hususta üstünlük elde edebilmemiz hiç de imkânsız değildir. Sistematik bir çalışma ile bunu pek az bir zamanda temin edebiliriz.»
Vaşington’da hüküm süren yeni görüşler» başlığı altında bugün «Sam Amca ile dostluk» kayıtlı seri yazısının İkincisini yayınlamıştır. Muharrir Va-şington’dan yolladığı makalesinde, modern Türkiye’nin tarihinde sessizce rol oynıyan Amerikan Federal Yol İdaresi İkinci Müdürü ile bu idarenin başı MacDonald’le görüşmelerini bahis mevzuu ediyor. Bu iki zatın Türkiye’de yol inşası hususunda sadece işaret etmek suretiyle Türk gençlerine yaptırmakta oldukları yol inşaatı münasebetiyle Türk genç-, liğî ve Türk milleti hakkında duydukları çok müspet duyguları belirttiklerini söylüyor, aynı mealde sözleri birbirleriy-le tanışmıyan daha bir çok A-merikan şahsiyetlerinden işittiğini kaydettikten sonra, bütün bu duyduklarının kendisinde yarattığı tahassüsleri anlatıyor.
Seyyar satıcılar için de muayyen yerler tahsis edilecek
Ankaromn son zamanlarda ü-zerinde fazlaca durulan meselelerden birisi de seyrüsefer durumudur. Bu hususta çalışmalarım gittikçe teksif eden 4 cü şube, bu hususta bazı kararlar ve yeni tedbirler almak üzeredir.
Bu kabilden olarak 4 cü şubenin memur adedi ay başttdan itibaren 50 kişi daha aı4tırilöcblü tır. Halen bu şubede 147 rtıöhfûı1 ve 17 komiser muavini Ve ctyriCö da bir polis birliği me(JvufWr. Şube şe»hrin muhtelif Yarlerinde dokuz tane Belediye memuru karakolu ihdas etmiştir-
Seyrüsefer bakımmdtih batı yenilikler yapılması döşühülmek' tedir. Bu kabilden oldrak UlUs meydanı seyrüseferinin tahzimlhl mümkün kılacak bazı %dbîrle'f alınması icap etmektedir. $eHiı Bahçftsi ile Ankara Palas arasında yeni bir otomobil'tJÜrak'YâH ihdası, müteaddit otobüs''dûVdk yerlerinin azaltılarak biYçök st/rh-te harekat eden vasıfâlaım byrtı durağa bağlanması dÖlaj/P siyle otobüs kalkış sabilerinin' ttör semte göre değişmesi tasavvur-lorıda mevcuttur.
Ayrıca Samanpafbh, " A'dliye arasındaki trofiğirl Yükünü ‘hafifletmek için Denizcili ' caddesin den istifade yoldVla ttek1 taraflı trafik yapılması da düşünülmek-
Seyyar satıcılâY1"'üzerinde de ehemmiyetle dtıVü'lmaktadır- Bu satıcıların yölları kapamasına mani olabilmek için yakalananlara birinci defasında 25, İkincisinde 50 lira gibi ağır para cezaları vererek, bir dereceye kadar mani olmanın mümkün duğu tahmin edilmektedir.
Bundan başka seyyar satıcılara muayyen yerler tahsis edilecektir. Belediyeye bu hususta bir teklif yapılmış ve Başkent Otelinin arkası, Kaleye çıkan yol ile Yenişehirde yapılacak cami arsasının önünün seyyar satıcılara tahsisinin mümkün olduğu belirtilmiştir.
Fakat herşeyden evvel vasıta kullananların seyrüsefer kaidelerine riayetleri şart olduğundan şoförler hakkında yeni kararlar
)1-
D.P. Yenişehir Ocağının toplantısı
Demokrat Parti Yenişehir Ocağı Başkanlığından:
31 10 1950 Sah günü saat 20 di yapılacak aylık toplantıya sayın üyelerimizin teşrifleri rica
I Tetkikler - düşünceler
Kısa görüşün şaheser nümunelerinden biri
■•»M-
Cevap mı ? Buyurunuz !
ir C.H.P. fıkrası okudum. Tamamını aşağıya
geçiriyorum. Sîz de okuyun:
Demokrasi dostları ve düşmanları
Son Posta gazetesinde Selim Ragıp Emeç «Demokrasi dostları ve düşmanları» başlıklı yazısında, gazetecilikte iki şeyden her zaman nefret ettiğini, bunlardan birinin gazeteyi şahsî maksat ve menfaate âlet kılmak, diğerinin de sürüm gayretiyle eğriyi doğru, doğruyu eğri göstermeğe çalışmak olduğunu söyledikten sonra, kabinenin iktifa edeceği hakkında bazı gazetelerde ortaya at lan iddiaları belirtiyor ve diyor ki:
«Demokrat Partiyi sevmi-yenler bulunabilir. Halk Partisi ve taraftarları onu, ilk fırsatta ve bir bardak suda boğmaktan zevk duyacak bir zümredir. Fakat bu zümre hiç olmazsa samimidir, hissini saklamıyor. Fakat bazıları var ki, Demokrat Partiyi sevdiklerini, demokrasiye sempati duyduklarını ifade ediyorlar. Fakat bu rejimin teessüs etmemesi için ellerinden ne gelirse onu yap.-yorlar. Kabine buhranına ait son esassız neşriyat bunun açık bir delilidir.»
Çiftçilere tohumluk tevziatı
Şaıkî Karaağaç, 28 a.a. — Altınova Devlet Üretme Çiftliğinden gönderilen 125 ton ilâçlı buğdayın tam ekim mevsiminde çiftçiye Ziraat Bankasınca dağıtılmasına başlanmıştır. Ekiciler bu dağıtımdan çok memnundur.
Terfi ettirilemeyen öğretmenler
Ankara, 28 (T’H.A.) — Millî Eğitim Bakanlığı kadrosuzluk yüzünden bugüne kadar terfi et-tirilemiyen öğretmenler için yeni bir karar almıştır. Bu karara göre, bilhassa İstanbul ili kadrosundan emekliye ayrılan öğretmenlerden inhilâl eden kadrolara sıra bekliyen öğretmenler tayin olunacaktır. Bunun için Bakanlık valiliklerden emekliye ayrılmış öğretmenlerden boşalan kadroların, sıra bekleyen öğretmenlerin bir cetvelinin ve aynı zamanda bu öğretmenlerin üç yıllık ara ve yıl sonu raporlarının acele Bakanlığa yollanmasını istemiştir.
K'oreye asker' göndermemizden dolayı Halk Partililerin şiddetli bir propagandaları bilhassa Belediye seçimleri arifesinde yâni Ağustosun son günlerinde yapılmıştır.
Bli-lcşıniş Milletler ordusunun Cöhiibî Kore'nin nterkezi Seul’e karşı Çıkartması ise Eylülün oı-talarıhdu yapıldı Ve şehrıi 26 Eylülde girildi. Yâni bifcinr Cum huı'lyet Halk Partililerin muai-zâni propaghndâlaıiyle Kore’de Blîldşmiş Milletler 'oidusunüh zaferi ara^inÜU takriben yirmi beş giin 'zattan geçmiştir.
C. H! P. nin propagandasında gösterilen manzara şu idi:
' Demokrat hükümet dünya hlıvalinde bir gaflet göstererek evlâtlarımızı Kore'ye gönderiyor. Bu hal evvelâ Sovyetlere karşı bir meydan okuma ve do-layısiyle onlaru harp çıkarmak için bir fırsat vermektir. Kaldı ki, Amerikalılar ve diğer Birleşmiş Milletleri de Kore'ye yeter derecede asker göndermemiştir. Binaenaleyh burada da bir zafer mevzubahs olamaz. Bir taraftan kendipıizi tehlikeye atarken öte yandan dünya sulhü bakımından- birşeyler kazanmanın imkânı yoktur. Düşünmiyen, u-zağı göreniiyen, askerlikten anlamayan hükûmet(l) azîm bir gaflete düşmüştür. Bu memlekette askerlikten anlayan ve uzağı gören zaten tek bir şef vardır. O da idare mekanizmasını elinde tutmadığına göre vay halimize...
Yirmi beş gün sonra ye Kore-de Birleşmiş Milletler zaferi tahakkuk edince bütün dünyayı şöyle bir haya kapladı:
Şimdiye kadar Sovyetlerin ve peyklerinin önü alınmaz ve çare bulunmaz gibi görünen ilerlemeleri Birleşmiş Milletlerin müş terek gayreti ve bilhassa Amerikanın muazzam yardımiyle pek kolaylıkla durdurulabilirmiş. Bu. yapılmamışsa demokrasilerin malûm olan sabır, teemmül ve müsamahalarından, işi harbe götürmeden sulh yoliyle hal arzusundan ileri geliyormuş. Yoksa Kore’deki gibi harp bizzat komünistler tarafından tahrik olunursa, onlarla kıyaslanamı-yacak derecede az insan kuvveti ve fakat onla)a çok üstün teknik ve hele hava kuvvetleri sayesinde bu iş pekâlâ demokrasiler lehine hallolunabilirmiş.
Hoş, bu tecrübe Berlin ablukasında, Yunanistan meselesinde, görülmemiş değildi. Fakat fiil harbi ancalç Kore'de kendisini göstermiş ve orada cevabını almıştır,
Bu düşünce ve müşahede dünyada ve tabiî demokrasiler safında öyle bir ümit, huzur yaratmıştır ki, bugün başlıyan zaferin Amerika ile beraber sonuna kadar gidilerek dünya yüzünde tam sulh ve sükûn teessüs etmeden arkasının bırakılacağını zannetmiyoruz.
Kore meselesi hallolunur gibi göründüğü şu günlerde Amerika, İngiltere, Fransa ve Atlantik Paktının diğer devletleri
Y azan
Af. Şevki Yazman
Elâzığ Milletvekili
tahr bir faaliyet hâlinde ve si-lâiTrlatihıakla meşguldürler. Di-ğcr taıâftnh da Üfcak Doğu'yd bizlth kahiamânlflrla beraber hemen hcf devlet bir birlik göndermeğe devam etmektedir.
Kü’zey Kore bütün dünyanın, nuzaıırida Bolşevik' Istilâsırld indirilmiş' ert' kati darbe vö bu darbelerin muvaffak ölâdağınu dair en kati bir delil olarak görülmektedir. /il-
imdi Türkiyemizde politika ve askerlik sahasında biricik dehâ olarak geçinenlerin bu yirmi beş günlük ileriyi ğöremeyi-ııe buyurursunuz? Yirmi sene ve ba tapu vasilik, şef-
lik, efendilik iddia edenlerin bu-
yilmi beş güne sığan vak’âltu ı anlayâmufnasınduki,' görememesindeki gaflete ne ad verirsiniz ?
BİZ çok şükür ne dehâ, ne' de üstünlük iddiasında değiliz. Bütün dîğer fâniler gibi ahvale bakrirak ilerisini şöyle tahmin ediyordzi
Muhtelif memleketlerin Uzak Doğuya gönderecekleri birlik-leı'lâ tiiı sahada bir .Birleşmiş Mliletltr Ordusu, fiilen teşekkül etmektedir. Amerika Dışişleri bakanının teklifi veçhile gıifpta da buna benzer ve fa-kat'çok daha kuvvetli bir «Birleşmiş Milletler Ordusu, teşekkül edecektir. Fikrimizce demok rasi dünyasının Bolşevik istilû-
Türkiye için Amerikada yeni görüşler
Vatan gazetesinde Ahmet Emin Yalman «Türkiye için
Gülşen:
-Bilmem ki....»
Diye cevap veriyor.
Ve aklına ister istemez o mahut gece geliyor... Galiba o gece, Selim Gülüz’ün dudaklarına doğru eğilirken, ilk defa olarak damarlarında bir kan dolaştığının farkına varmıştı.. Ama belki de o hissettiği şev kendi varlığını teşkil eden kuv vet ve hayat değildi de o anda sadece, onların varlıklarını dolduran kuvvetin kıymetini takdir etmişti...
Çoktandır zihnini işgal eden bir düşünceyi takip eder gibi:
— Fakat siz hayatta çok çektiniz, değil mi?..
Diye sordu.
Sorar sormaz da pişman oldu. Bunu da nereden çıkarmıştı. Gülüz hiç bir zaman ona içini dökmemiş, ıstıraptan falan bahsetmemişti ki... Ama işte olan olmuştu. Bu soru istemeden ağzından dökülmüştü
Gülüz onu cevapsız bırakmadı;
— Çektim.., Evet.. Bazı bazı.. Istırap çektiğim oldu galiba.. Fakat size bir şey söyİi-yeyinı mi?.. Zaman zaman uğradığım hayal kırıklıkları yok
mu?.. Bana gençliğin ve hayatın kıymetini asıl onlar ■öğretti. Neden ve niçin şikâyet etmeli?.. Madem ki gencim, madem ki sıhhatliyim, sağlam ve sağ kaldığım müddetçe bütün zekâmla ve bütün hislerimle bütün imkânlardan faydalanmağa çalışırım., öyle değil mi? .. Ben hayatı ııeye benzetirim bilir misiniz Giilşen?.. Bence hayat insanın eline verilen bir musiki âleti gibidir.. Herkes istidadına ve zevkine göre onu kendi bildiği gibi çalar.. Kimisi ondan serenadlar, kimisi dinî şarkılar.. Bazıları dans müziği, bazıları da inlemeler çıkarır.. Ama herkes çalar.. Elin deki âleti cansız sanmak budalalıktır.. Onu canlandırmak.. o biiyüliİ ve kapalı kutuyu dile getirerek ondan istediği nağ-ıpeyi çıkarmak insanın kendi elindedir..
Kaatil Mustafa 6 seneye tnahkûm oldu
Bundan bir müddet önce, Ince-suda, Kâzım Kurt isminde birisi aynı yerde oturan Kâzım Yıldız la bir kadın meselesinden dolayı kavga etmişler ve bu arada Kâzım Kurt bıçakla yaralanmıştı. Hâdiseyi öğrenen Kâzım Kurlun kardeşi Mustafa vaka mahalline gelerek Kâzım Yıldızı bıçakla . mak suretiyle öldürmüştü Biı müddettenberi ikinci ağır ceza mahkemesinde -yargılanmakta, olan Kâzım ile Mustafanın duruşmasına dün de devam edilmiş ve mahkeme Kâzımın beraetine, Mustafanın da 6 sene hapsine karar vermiştir.
Ankara üniversitesi
1 Kasımda açılıyor
Haber aldığımıza göre, Anka ı üniversitesinin 1950-1951 ders başlaması münasebetiyle-Tdrih - Coğrafya Fakül-
tesinde 1 Kasım Çarşamba günü saat 10-30 da bir merasim yapılacaktır Bu merasimde Ankara üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Birant bir konuşma yapacaktır-
Dikmen cinayeti karara kaldı
Bundan bir müddet evvel Dik mende, İsmail Ozbay isminde birisi, karısını kaçırıp evinde alı koyan İbrahim Güneşle Hakkı Alkam bıçaklamçk suretiyle öldürmüştü. Dün, İsmail Ozbaym duruşmasına ikinci ağır ceza mahkemesinde devam edilmiş ve müdahil avukat son müdafaasını yapmıştır.
Mahkeme karar için bir başka güne bırakılmıştır.
Millî Piyango bugün çakiliyor
Millî Piyangonun 29 Ekim Cunı huriyât piyangosu çekilişi bugün saat 13 de Ankara Atatürk Lisesi yanındaki Sarar İlk Okulunda yapılacaktır.
İkramiye kazanan numaralar Ankara Radyosile bu gece 23: de yayınlanacaktır
sına karşı koymak için ümidi de ancak ve ancak bu müşterek ordular olabilir.
Zira bizim dâhilerin düşüncelerinin tersine olarak Bolşevik Rusya bu ordulara birlik verenlerin her biriyle ayrı ayrı harbe girmek cesaretini gösteremiye-cck, bilâkis bunlardan herhangi birisine, taarruz ettiği takdirde diğerlerinin de otomatik olarak harkete geçeceğini bilecektir. Bütün bu milletlerin harekete geçmesi ise, Rusya için ucuz muvaffakiyet ihtimalini ortadan kaldırır. Bütün tarihinde kahramanlıklar ve şecaatler göstererek değil, fakat hile ve desise ile, milletleri birbirine düşürerek zafer kazanmaya alışmış o-lan Ruslar hiç bir zaman bu saldırış cesaretini gösteremezler. Belki bütün dünya ile sulh ve sükûn halinin zaruretini onlar da anlarlar. İşte bizim Kore’ye yardımımızla ve bilhassa birçok memleketlere nümune göstererek, önderlik ederek yaptığımız yardımla meydana gelmesini is- , tediğimiz Birleşmiş Milletler Ordusunun sebep ve hikmeti bodur. Böyle bir ordu da harp değil, sulh getirir.
San Fransiskodaki konuşmaların, Birleşmiş Milletlerin kurulmasındaki hükmünün temel ta şını teşkil eden böyle bir ordudan tegafülü, bizim dâhilere değil a, orta halli akıllılara bile yakıştıramayız. Öyle zannediyoruz ki 14 Mayıs seçimiyle yere düşen bu zevat, evlâtlarının cep heye gönderilmesinden dolayı ne de olsa üzüntü duyan insanların bu ıstırabından faydalanmak için ele geçirdikleri bu tahrik yılanına sarılmışlardı;. Bir politikacı için ne düşüklük ve bilhassa ne kıt görüşlülük.
Bugün saal 13 den sonra yurdumuzun hiç bir tarafında bu çekilişe ait bilet satışı yapılmıya-caktır.
Deniz yedek subayları

BİZE GELEN MEKTUPLAR
Misakı Millî mahallesinin
su derdi
; Misakı Milli mahallesinin Koç, Demiray, Yanmaz, Te- !
: nekeciler, Perçinli, Suluhan, Topçular sokakları tama- • i men susuzdur. Bu sokaklarda su almak için en aşağı 300 - ;
500 metre yol katetmek lâzımdır. Mahallemizde Allah i ! ; saklasın bir yangın olsa bu yangına seyirci kalınacaktır. ; ; ; Çünkü içmeye su bulunmıyan bir yerde yangın söndürül ; i ! mesi tasavvur edilemez. Mahallemizde hakikî bayram ha- ■ ■ ; vasi yaratacak olan suyun gelişini dört gözle bekliyor ve ; ' ! bu derdimize Demokrat Belediyemizin çare bulacağına I
; inanıyoruz.
keyfiyetin sayın gazeteniz vasıtasiyle ilgililere duyu- | ; ' rulmasını diler, saygılarımızı sunarız.
Misakı Millî mahallesi sakinleri ;
i^^v******************************************** *********'
Dün 109 gence diplomaları verildi
İstanbul, 28 (a a.) — Deniz Yedek Subay Okulunun bu devresi ni bitiren 109 öğrenciye bugün saat 10 da Heybeıliadadaki o-kulda yapılan bir törenle diplomaları tevzi edilmiştir
Deniz eğitim komutanı Amiral Taceddin Talayman ile okul subayları ve seçkin bir davetli kilesinin hazır bulunduğu törene İstiklâl Marşı ile başlanmış ve okul komutam Albay Tctvfik Gü nel'in mezunlara başarılar dileyen hitabesinden sonra genç bir asteğmen arkadaşları adına cevap vermiştir
Diplomaları ile güverte ve ma kia sınıflarında birinci ve ikinciliği kazanan öğrencile«e müî:â follarının tevziini müteakip mezunların iştirakiyle geçid resmi-yopılmıştır
SORARSAK AYIP MI OLUR?
(Yoldan geçerken gözümüze çarptı: Türk Hava Kuıumunun methalinde adetâ yeni inşaat denilccefc plçüde bayram hazırlıkları yakılıyor. Yeni direkler, yeni taklar dikiliyor.
Resmî ve hususî diğer binalarda ğörülmiyen bu türlü şeylere vatandaşların ianesiyle yaşiyan bir kurum neden ve ne hakla böyle paralar harcamaktadır? Sorarsak ayıp mı olur?) Sorduğuna hiç ayıp etmemiş. Aferin! İyi etmiş de Bormuş. Doğru söze ne denir? Yüzde yiiz bin doğru bir soru. Bayram Arifesinde bir dostumla ben dc öradan geçtim. Benim de gözlerime battı o münasebetsizlik. Evet, o ne israf? Halkın metelik metelik verip vatan faydasına toplattığı paralar, ne cür’et ve vızgeçerlik-lc çarçiır'edilmiş?
Ben olsam bu savurganlığı yapanları o millî müesseseden hemen uzaklaştırır ve kitapta yeri vârsh ceza ve hukuk mahkemelerine birden verirdim. Hükümetimizin esaslı dikkat ve şiddetli takibini rica ederim. Şimdiye kadar — hamiyetsizlik isnat olunmasın diye — o kurumun biteviye sürüp giden aksaklığına söz atmıyorduk. Fakat madem ki muhaliflerimiz bu imkânı bahşettiler, biz de ağzımızın — şimdilik — ucunu açalım. Bugünlük bu kadarı yeter. Gerekirse ağızlar dolusu sözlerimizi de ortaya döküp sereriz. Verilen bu ilk imkâna da çok teşek-
Sorulan bu yolsuzluğa cevap mı isliyorsunuz efendim? Pek âlâ. İşte buyurunuz:
Bu fakir milletin öz malı ve fedakârlığının timsali olan Türk Hava Kurumu bugüne-dek hep beceriksiz, liyakatsiz, nobran, kendini beğenmiş kimselerin hüküm ve iradeleriyle sözde idare olunmuştur. Bütün elemanları, personelleri muhteremdirler. Sevgiye ve güvene lâyıktırlar. Onlara söz yok. Bütün söz gelip geçen başkanla-nna, idare heyetlerine ve genel kurullarıhadır. Adlarını say-maktâh Ziyade hatırlamak daha doğru olur. Bunların yaptıkları yaptık, astıkları astık, cakaları caka, dayandıkları dayandık idi. Son başkanları ile ihvanı da öyledir. Tane tane sayınız. Başkanlarının hepsinin de C.H.P. fedaileri ve diğerlerinin dc C.H.P. essadakayi ihvanı olduklarını görürsünüz, lâmi cimi yok, böyledir bu.
İmdi, bu işi biz değil, doğrudan doğruya C.H.P. yapmıştır efendim.
Aka GÜNDÜZ
Yeni eserler:
Nakleden: Ş. TAYLAN
Gülşcn daldı., gitti., neden
— Hayatta ne olacağımı.. Ne yapacağımı öyle bilmek isterdim ki...» diye söylendi..
Gülüz gülümsemekten kendini alamamıştı:
— Düşündüğünüz şeye bakın, dedi., iler kadının istikbali aynidir. İnanın bana.. Her kadın sever... ve her kadın her şeyden evvel ana olmak için yaratılmıştır.. Siz bu tabiat unun dışına çıkacak de-ya... Günün birinde receksiniz... Mesut o-istırap çekeceksiniz., uhakkak hayattaki vazifenizi lâyikiyle yapacaksınız...
Gülşen başını sallayarak:
— Bilmem ki... diye mırıl-
Şu anda kendini, elbette Gii-lÜz'ün buluşuna uyarak o hayat denen musiki âletiyle gö-
rür gibi oluyordu... Öyle beceriksizdi ki... Acaba o âletten ses namına bir şey çıkarabilecek mi idi?.
Sonra gözünün önünden ken dişi silindi. Yetine Gülüz geldi. İşte tabilin kadın olarak yarattığı varlık o idi.. Sevgiyi de, saadeti de o bulacaktı..
Derken genç kızın dudaklarının ucuna kadar bir sual daha geldi.. Ona:
— Selimi seveceksiniz, değil mi?.. Onu hiç kimseyi sevmediğiniz gibi, candan ve hep hep seveceksiniz, değil mi?., diye sormamak için kendini güç tuttu.
Fransızca güzel bir Antoloji
Cumhuriyetten sonra yetjşon neslin bdşlîta şairlerinden altısı nm 12 şiiri Nimet Borovalı tara--fmdan Fransızcaya tercüme edilerek küçük bir kitap halinde bastırımlıs. ve Hachette Kitabevi laraftnddH yâyınlanmış bulun* maktadır «Douze Chefs - d'Oeuv res» ismim taşıyan bu eserde şiirlerin geçilişindeki ince zevk ve derin ve Avrupai şiir anlayı--şından başka tercümelerinde gös terilen büyük başarı dikkati çekmektedir. Öyle ki, eserdeki 12 şiirin hepsi şairleri tarafmdan-Fransızca ı yazılmış olduğu sam-labilir- Şimdiye kadar hiç bir Türk şiiri, mânasından, güzelli , ğinden ve- şiir mahiyetinden kaybetmeksizin bu derece başarı ile yabancı bir lisana nakledileme-miştir, demekte hiç bir mübalâğa olmadığı kanaatindeyiz.
Memleket edebiyatım yaban cılara tanıtmak ye sevdirmek ba kınımdan hayırlı bir iş görmüş olan Nimet Borovalı'yı tebrik ve eseri bütün münevverlerimize tavsiye ederiz.
dopdolu.. Ne olurdu yalnız olsaydık.. Sana, seni nasıl, ne
latmağa çalışsaydım..»
Gülüz havadan sudan konuşuyor. Her kopardığı çiçekle fala bakmağa kalkışıyor.. Macit sessiz.. Gülşen onun da ne düşündüğünü biliyor.. Macit onlarla geziyor, dolaşıyor ama aklı hep başka yerde.. Geçen gün sırrını Gülşenc açmıştı.. Teniste arkadaş olduğu genç bir kızı seviyormuş..» Ah giii-şen bilmezsin., demişti.. Bu sefer...» Fakat Gülşen onun sözlerini sonuna kadar pek dinlc-yenıemişti. O, içini dökerken nedense kalbinin garip bir şekilde burkulduğunu duymuştu.. Derinden derine âdeta içi sız-lamıştı.. Diş ağrısı gibi, maddî bir şeydi bu.. Üzerine birdenbire bir hüzün çökmüştü.. Zaten dişi ağrıdığı zaman da böyle hep mahzunlaşıverirdi... Ama şimdi, çok yersiz, mânâsız bir histi bu.. Ne olmuştu ona böyle!. Macidi sevmiyordu ki... Onun tarafından sevilmeği de hiç bir zaman arzu etmemişti. Peki neden onun başka bir kızı sevdiğini duyunca böyle sarsılmıştı öyle ise?...
(Devam edecek)
Tefrika No. 10
kırlarda dolaşmak.. Orada hareketlerine daha iyi sahip olabiliyor.. Halbuki kayıkta kımıldayabilmek yasak.. Biraz sağa sola fazlaca kıpırdayacak olsa Macit kürekleri bırakarak yüzüne âdeta azarlarcasına bakıyor.. «Buraya köşe kapmaca oynamağa nıı geldiniz çocuklar.. Muvazene olmayınca kürek çekilmiyor ki.'.»
Sonra kırlarda çiçekler var.. Gülüz'le beraber kucak kucak çiçek topluyorlar... ve Selim hayran bakışlarla genç kadının hareketlerini takip ediyor. Gülşen onun bakışından düşün çelerini okumağı da öğrendi artık.. Gülüz’dc üstün bir güzellik bulduğu muhakkak.. Ba-kışlariyle bunu haykırıyor san-
«Seni öyle beğeniyorum... öyle seviyorum ki. . demek istiyor.. Bütün benliğim seninle

★ i
Ekseri günleri dördü bera-J ber, Macit, Gülşen, Selim, Gü-| lüz, gezmelere çıkıyorlardı. Ba-I zan yürüyüşler yapıyorlar, ba-l zı defa denizi tercih ediyorlar..I Fakat Gülşen’iıı en çok sevdiği.
TAKVİM
29 Ekim 1950 — Pazar
Rumî ) 1366 — Ekim 16
Hicrî: 1369 — Muharrem 17
Vasati Ezani
Öfi4e^:
İkindi
Yatsı tınsak
■nöbetçi eczahaneler
İstanbul, Merkez, Çankaya
29/10/1950
Dış Politika
Amerikada
İktisadî kontrol
illetierarası münasebetlerdeki gerginlik, batıâlemi-1 layet var kuvvetiyle, silahlanmağa şevketmiş bulunuyor., Bu sebepten millî savunma büt- ! çeleri harpten beri rekor teşkil eden rakamlara baliğ ocaktadır. Bu arada, yalnız kendi savunmasını temin değil ,-ayrıca hür kalmak istiyen memleketlere İktisadî ve askerî bakınadan yardım eden Amerika'nın .jçnas-raflan şimdiye kadar gpfiijme-miş bir hadde varmıştır. BuHka-dar geniş bir iş ve p^^.haçmi-ııin enflâsyon tesirleri doğurmasından korkan hükûnıçflç^ çeşitli kontrol tedbirkçjyle ,fiyat ve ücretleri ay arlamıy^, Jjjtidai maddelerin taksim şekline peza-ret etmeğe çahşmak.tadırfar., A-merikan Kongresi de bu .kokuda Başkan Truman’a geniş tı^aİ{ihi-yetlcr veren özel kontroj, ..kanununu kabul etmiştir. Bt|, konun gereğince -Sınaî seferberlik dairesi- ibtidaî maddenin ve .el emeğinin sureti taksimce nezaret edecek, ücret ve A’YAİ, meselelerini halledecek ve muhtelit bakanlıklarca alınmış kifrarja;iı koordine edecektir. Diğer taraftan, Ticaret Bakanlığı da _yeni ihdas olunan iki teşekkül vaşjta-siyle aynı hususları kontrole salahiyetli kılınmıştır. Bupjardan millî istihsal idaresi adını taşıyan teşekkül ibtidaî maddelerin sureti taksimine ve rüçh^niyeti-ne nezaret edecek; İktisadî istikrar idaresi ise gerekirse fiyat ve ücretleri kontrol edecgktiy.
Kanun, fiyat ve ücretlerin kontrolü bahsinde Başkan, jTrıı-man’a geniş salâhiyetler . yermekte ise de, henüz bu konuda bir tedbire baş vurulmuş değildir. Yalnız, bazı ibtidaî .maddelerin muayyen endüstri kollarına rüçhanlı olarak tahsisine .dair tedbirler alınmıştır. Bununla beraber, idarenin, yakında fiyat vc ücret blokajına müracaat etmesini gerektirecek alâmetler daha şimdiden mevcuttur. Zira Kore harbinden beri toptan, fiyat en-disleri yüzde 8 nisbetinde yükselmiştir ve mütehassıslar bu artışın sene sonuna kadar' yiizde 18 i bulacağını tahmin etmektedirler. Bu yükselişin silahlanma programında ne büyük değişiklikler yapacağı aşikârdır.
Diğer taraftan, , fiyatların yükselişi, sivil ihtiyaç sahasında talebin azalması gibi makul neticesini vermiş değildir, çünkü kanunun yürürlüğe girmpsv üzerine ücretlerin bloke edilmesinden korkan işçiler derhal zam istemişler ve böyle sıkışık bir anda grev tehlikesini ' '
mıyan bir çok p« retle, hükümetin, munzam vergiyle tcdavül,(|ç bulunan para hacmini küçültmek tasarısı da tehlikeye düşer gibi
Bu vaziyet dahilinde fiyatların kontrolü bir zaruret halini almış bulunmaktadır. Lâkin Başkan Truman’ın elindeki kanunun bir maddesi, herhangi bir endüstri kolunda fiyatlar kontrol altına alındığı takdirde onların da kontrol edilmesini âmirdir. Bu maddeyi sanayicilerin'‘tazyi-kına maruz kalmış blıluh'an Kongre ile hükümet arasfn'da bir uzlaşma telâkki etmek mümkündür. Filhakika, sanayiciler.' tek taraflı fiyat koııtrolüniin/sdrbcst kalan ücret karşısında' kendilerini iflâsa sürükleyebileceğini iddia etmişlerdir.
Demek oluyor ki, fiyatların kontrolü otomatik olarak ücret kontrolünü do davet edecektir. Halbuki, bugünkü idare» önümüzdeki ay yapılacak olan seçimlere kadar sendika üyeşi seçmenleri idare etmek zorundadır. Oıııın için şimdilik bu tedbirler muallâktadır. Fakat, ergeç bunlara başvurulacağı aşikârdır. Zira, yukarıda da babsdffâğimiz gibi, milli istihsal idaresi, ibli-daî maddelerin taksim ve tevzii
İmtiyaz Sahibi:,
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir
Mümtaz Faik FENİK
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden Fafin Fuad
Basıldığı yer: Güneş Matbaanı — Ankara
Dünya nın aynası:
Sovyetlerin barış plânı
" Pakistan Dışişleri Bakanı konseyde bir demeçte bulundu
Vişinski ve Bevin Konseyden çıkarken foto muhabirleri tarafından böyle muhasara edilmişlerdi
Lake Success, 28 (a.a-) (United Press) — Sovyet Rusyamn teklif ettiği «barış plânı» hakkında Cuma oünü siyasî komisyonda cereyan eden müzakereler esnasında söz alan Pakistan Dışişleri Bakam Zaferullah Han, büyük devletler arasında yeni bir işbirliği zihniyetinin doğması gerekliğini belirtmiştir.
Palcislamn, Sovyet karar suretinde Anayasanın gayelerine uy-
gun bazı fıkralar lehinde oy vereceğini ve fakat Anayasa ile kabili telif olmayan diğer bazı
fıkralara karşı koyacağım söy-liyen Dışişleri Bakam şunları ilâve etmiştir:
Belki aym lisanı kullandığımız zaman bile aym fikri ifade efmek istemiyoruz. Binaenaleyh ilk va-
zifemiz, birbirimizi tamamen an-
Uyabileceğimiz bir lisan kabul
veya icad etmek olmalıdır.
edenî cesaret» başlıklı bir yazı gözümüze çarptı. Bu ; yazıda bir vatandaşın imzasız mektup yazmasını ! mazur göstermek için «medenî cesaret, medenî hakların ; bulunduğu yerlerde gösterilir» sözü ele alınmış ve maka- ; le bunun üzerine bina edilmiştir.
Demokrasinin üçte ikisini yerleştirip mütebakisini ; yerleştirmeğe fırsat bulamadan iktidardan çekilen şalcı- ! lığı ile meşhur profesörümüz, bu cümle üzerinde durmakta. zamanı idarelerinde ortalığın gül gülistanlık olduğunu iddia ederek, son altı ay içinde (yani kendileri bıraktık- ' tan sonra) keyfî hareketlerin alıp yürüdüğünü söyliyerek vatandaşların ancak istibdat rejimlerinde rastlanacak bu gibi ihtiyat tedbirleri almalarını mazur göstermeğe ça- ' lışmaktadır. ’ ;
Öyle görülüyor ki, kendileri, şeflerinin emrinde kal- ' m ağ: ve onun fikirlerini alarak bir «oparlör» gibi çalışma-ğı şiar edinmişlerdir.
Bütün dünyanın gıpta ve hayranlıkla temaşa ettiği i demokrasimiz, iktidar ellerinden gittiği için tu... kakal.. i olmuştur.
Hem fazla söze ne hacet, zamanı idarelerindeki istib- ' dat ve keyfî hareketler yüzünden millette medenî cesaretini izhar etmeğe cesaret mi kalmıştır? Kendisine mektup ; yazan zatın bu sebeple imzasını atamadığı muhakkaktır. Bununla beraber, zamanla bu gibi yersiz korkulara mahal kalmayacağı ve tuttuğumuz yolda yürümeğe .devam ; ettikçe işlerin daha dp düzeleceğine emin olmalarını rica I eder, başkalarının gözlüklerini kullandıkça her şeyi yan- ; lış görmekle devam edeceklerini hatırlatırız. ;
Hikmet YAZICIOĞLU !
Sağlık Bakanlığının güzel bir teşebbüsü
Tru manın yeni nutku
Başkan 7 Kasımda partisinin programı hakkında konuşacak Vaşington, 28 (aa) (Afp) — Başkan Truman, Kasımın ilk haftası içinde Middle West'e giderek 7 Kasımda Saint - Louis’de nutuk söyliyecektir.
Başkan 7 Kasımda söyliyeceıği nutukta Demokrat Partinin iç ve dış siyaset programı prensiple-, rini teyid edecektir.
Asya ve Hindistan
Bir Amerikan dergisi Hindin kore komisyonuna alınmasını teklif ediyor
Endonezya'da komünizmle mücadele
Nevyork Radyosu, 28 (Basın -Yaym) — Endonezya Cumhurbaşkanı Vekili Muhammed Hat-
ta bir söylev vermiş ve Endonez ya komünist partisini, Stalin'in
Vaşington, 28 (a-a.) — (United Press): «Vaşington Post» gazetesi, Hindistan, Korenin birleşmesi
vc kalkınması için çalışan Birleşmiş Milletler komisyonu ile işbirliği yaptığı takdirde, bu hareketin 'Birleşik Amerikada hararetle karşılanacağım» yazmakte, ve ezcümle şöyle demektedir:
«Hindistan'ın yeni Kore korniş yonundan uzak kalması hepimizi müteessir etti. Filhakika Kore
hükümdarlığında bir dünya ku*. rulmasma çalışmakla suçlandır-
Muhammed Hatta bundan son ra, Endonezya hükümranlık hak kını tanımayı reddedecek ve hükümet yetkisini baltalamağa çalışacak zümre ve gruplara karşı Endonezya hükümetinin zorlu tedbîrler alacağım açıklamıştır.
de barışın
ihdası işinin liderliğini
Asyalı devletlerin yapması çok münasiptir.»
Gazete, yazısına nihayet verirken, Hindistan'ın istişarî komi, leye seçilmesi fikrini ortaya atmaktadır.»
Almanya, müsavat dairesinde muamele
250 gramlık mikrop dünyayı mahvedebilir
Küçük bir devlet tasavvur ediniz, bu devlet laboratuvar-larında 250 gram kadar çok müthiş bir mikrop kültürü yapmağa muvaffak olsun. Bu devlet A. B. D. ve Sovyet Rusya'nın her ikisine birden taarruz edebilecek ve bütün insanlığı bir anda mahvedecek kudreti kendisinde görebilir. Bu iddia milletlerarası hıfzısıhha teşekkülü başkanı vc günümüzün bir tıp üstadı olan Profesör Chisholm tarafından ortaya atılmıştır. Bu beyanat bugüne kadar umumî efkâra aksetmemiştir. Profesör diyor ki: «Halihazırda öyle biyolojik maddeler vardır ki bunlardan pek az bir miktar (250 gram) dünya nüfusunu mahvetmeğe kâfi gelir. Atom bombası bu biyolojik silâhla mukayese e-clilirse, ancak bir çocuk oyuncağı gibi kalır.»
hirler içerisinde bir tanesi var-
dır ki, civarındaki bütün hayatı altı saatte mahvetmeğe kâfidir. Fakat hava ile temasa
gelen mikroplar öleceklerinden,
on iki saat geçince bütün ölüm
tehlikesi ortadan kalkar. Bu
Başkanı bir Kanadalı olan «Milletlerarası Hıfzıssıhha Teşekkülü» nün insanlığa büyük hizmetleri olmuştur. Birleşmiş Milletlerin bu teşekkülü tarafından, on milyon AvrupalI çocuğa verem aşısı tatbik e-dilmiştir. Bu aşı 18 ay gibi kısa bir zamanda bitirilmiştir. Bu teşekkül bütün memleketlerdeki frengi, çocuk felci, ile Afganistan’daki tifüs ve Filis-
vaziyette, bu silâhı kullanan bir düşıpan bir müddet sonra tüfeği ozumunda serbestçe tahrip ettiği bölgelere girebilir.
Bugünkü devir, dünyada ya-şıyan canlı mahlûkların dörtte üçünün mahvolduğu cumudiye-ler devri ila mukayese edilebilir. Tarihten evvelki devirlerde yaşamış olan hayvanlar, cu-mûdiyeler devrinin ağır hayat şartlarına dayanamamış mahv ve münkariz olmuşlardır. Bugünün insanı da buna benzer bir duruma düşmüştür. Acaba bugünkü insanoğlu bu yeni hayat şartlarının iklimine uyabilecek midir?... Gelecekteki harp lerin insanlığın % 90 ını mahvetmesi mümkündür.»
dur. Bunun ispatı, yaşadığımız muhitlerdeki ve cemiyet hayatındaki fiillerimizle gayet kolaydır.
Bugün tıp âlemince malûm o-lan öldürücü ve dehşetli mikrop cinsleri, insanlığı idare mesuliyetini üzerlerine almış ve hiçbir veçhile olgun olmıyan kimselerin eline geçip, onların kötü ihtiraslarına âlet olmak tehlikesi başgösterince, insanlık için bu en büyük felâket olacaktır.
Çeviren: Efdal ARIKOL
Şahinşahın doğum günü
tin’deki Malta humması ile mü-
Dünya Sağlık Teşkilât! Istanbulda veremle savaş tekâmül merkezi kuruyor
cedele etmektedir.
bakımından millî savunma işlerinde çalışan endüstri kollarına riiçhan hakkı tanımıştır. Bu nizamın tatbikî neticesinde sivil ihtiyaçları karşılayan endüstri kollarının ağırlaşacağı ve istihsalin düşüklüğü neticesinde fiyatların yükseleceği aşikârdır. O zaman bir fiyat kontrolü vazetmek cihetine gidilecektir ki, bu da, kanun hükmü gereğince ücretlerin de kontrolünü istilzam edecektir. Amerikan idarecileri ve askeri şahsiyetleri, daha şimdiden umumi efkârı bu hususta huzırlamıya başlamışlardır.
Bununla beraber, şu noktayı da kaydetmek gerekir ki, yakın bir zamanda milletlerarası durumda görülecek ciddî bir salâh eseri, yürürlükte bulunan kanunun bu hükümlerinin tatbikini belki de lüzumsuz kılacaktır. Bu uzak ümit bertaraf edilse bile, kanun, ücret ve fiyatlarda blokaj sistemine başvurulduğu takdirde dahi, yine bir çok ayarlamalara müsaade edecek derecede elâstikidir. Ve hiç bir zaman tam bir güdümlii ekonomi sistemine götürecek bir mahiyet taşımamaktadır.
Mücahit TOPALAK
görmeği istiyor
Londra Radyosu, 28 (Basın ■ Yaym) — Federal Almanya Adalet Bakam bir Avrupa ordusu hak
kındaki Fransız plânının Alman halkı tarafından psikolojik bakım dan kabul edilemiyecek bir plân oloduğunu söylemiş ve «Eğer batı devletleri Almanyayı askerî bir müttefik olarak görmek istiyorlarsa müsavi muameleye tâbi tutmalıdırlar» demiştir
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
Birleşmiş Milletler dünya sağlık teşkilâtına yaptığımız teklif üzerine, bülün Doğu Akdeniz bölgesi sağlık teşekkülüne âza olan devletlerin faydalanmasına açık bulunmak üzere adı geçen teşkilât tarafından Istanbulda bir verem savaş personeji tekâmül merkezi tesis edilerek faaliyete geçirilmiş ve bu hususta O.M.S-ile bakanlığımız arasında gerekli anlaşma 19 Ekim 1950 -günü tarafımızdan imza' edilrtıiştîr
Anlaşma gereğince bu merkez için lüzumlu bütün teknik vasıla, teçhizat ve mütehassıslarla, bunların bedelleri, yolluk ve ücretleri dünya sağlık teşkilâtı tarafından temin edilmektedir.
Bir çok memleketlerin en ciddî sağlık problemlerinden biri olduğu kadar bizim de başlıca ıstırap mvezulanmız arasında bulunan verem dâvası ila ilgili olan bu işte OM.S.’ın, vaki teklif ve müracaatımızı hayırhahlıkla karşılamış olması bu teşkilâtın yapıcı ve verimli faaliyetlerine karşı ötedenberi beslemekto olduğumuz itimadı bir kat daha arttırmıştır.
Bu müessesenin kurulması mem lekelimizin dünya sağlık teşkilâtı ile daha sıkı işbirliği yapmasına imkân vermiş ve aym zamanda milletlerarası sağlık servisleri konusunda bize dq çalışmak ve başka memleketlere fay dalı olmak fırsatını sağlamıştır. Çünkü İstanbul’da açılmasını şükranla karşıladığımız bu tekâmül merkezi muayyen ve) mahdut bir zaman için O.M.S- tarafından faaliyette bulunduktan sonra bakanlığımız emrinde ve kendi mütehassıslarımız idaresin de çalışmalarına devam edecek ve Doğu Akdeniz bölgesi memleketlerinin, verem savaşı sahasında yetişmek isteyen elemanlarına kapılarım her vakit açık bulundurmakla bahtiyar olacaktır.
Göğüs cerrahisi mütehassıslar
Bokanlığımn daveti üzerine dün ya sağlık teşkilâlî göğüs cerrahisi uzmanlarından Danimarka-
lI Dr. Hesfelf’fn başkanlığında-
ki üç doktordan mürekkep heyet 9 Kasımda şehrimize gele-
Heyet üyeleri
şehrimizde bulun
dykları müddot içinde hekimleri-
mizle müşterek çalışmalar yapacaklar ve konferanslar vereceklerdir
Malya çiftliği köylüye dağıtılıyor
Ankara,,28 (T.H.A.-----Malya
Devlet Çiftliğinin köylülere dağıtılacağına dair haberler bu
çevrede
derin
bir sevinç uyan-
dırmıştır. Ankara’ya otomobille
3,5 saat olan bu devlet çiftliği
100 köylü ailesi arasında paylaşılacaktır.
Meclis Başkanlığına, Başba-
kanlığa, Tarım Bakanlığına ve Demokrat Parti Başkanlığına gelmeye başlayan telgraflarda bu kıymetli yardım hediyesinin uyandırdığı şükran hisleri belirtilmektedir. Malya’da yapılacak törene ait program hazırlanmıştır. Taı-ım Bakanı Nihat Eğri-
boz da devlet Çiftliğinin köylüye dağıtılmasında bulunmak üze-1 re pazartesi sabahı Malya’ya gi- I decektir.
Gülcemal İtalya’ya götürüldü
İstanbul, 28 a.a. — Gülcemal
lan İtalya
hurda olarak satın a-n firmasının İtalya-
daıı limanımıza gönderdiği Ha-
vııs adındaki ıomorkör bu gece yarısından sonra Haliçten vapuru çıkararak İtalya’ya götürecektir.
İngiliz Kültür Heyeti Müdürü gitti
İstanbul, 28 a.a. — Bir müddetten beri memleketimizde bulunan İngiliz Kültür Heyeti Genel Müdürü Siı- Rönald Adam, bu sabah saat 10 da uçakla Loıı-draya gitmiştir.
Hind.içini imparatorunun demeci
Saygon, 28 (a-a.) — Fransızla-
rın himaye ettiği imparator Bao
Dai, gazetecilerin
kendisine tev-
cih ettikleri sualler üzerine Vietnam ordusunun her çareden fay dalanarak kuvvetfendifildiğjni-bildirmiş ve Birleşmiş Milletler
kuvvetlerinin Hindiçiniye gelmesi meselesin n ise hâdiselerin müştak bel inkişafına bağlı olduğunu i* lâve etmiştir.
Gazeteciler suallerini, Bao Dai'nin Saygon'un 125 mil kuzeyinde Dalardaki genel karargâhına yazılı olarak göndermiş
lerdir.
Profesör Brock Chisholm bakteriyoloji sahasında uzun çalışma ve incelemeleriyle şöhret kazanmıştır. Aşağıda profesörün bazı mühim fikirlerini belirtelim:
«Ne kadar küçük olursa olsun bir memleket laboratuva-rıııda az bir miktarda, bugün tıp âlemince malûm olan bir biyolojik maddeye sahip olduğu takdirde, bütün dünya milletlerine meydan okuyabilir. Bu ise diğer bütün memleketlerin ağır sanayimden, havacılığından, deniz kuvvetlerin den ve en mütekâmil silâhlara sâlıip olmalarından daha üstündür. Bu bakteriyolojik ze-
Şimdiye kadar insanoğlu tabiata ve hayvanlara hâkim olmağa muvaffak oldu. Aynı zamanda en küçük hayvancıkları yâni mikropları da kontrol e-debilmek imkânını kazandı vc yakın bir gelecekte bugün kabili tedavi olmıyan ve bazı «Virüs» 1er neticesi meydana gelen hastalıkları da yenmeğe muvaffak olacaktır. Bugün bir çok hastalıları daha başlangıcında yenmek, insanlığın imkânları içindedir.
İnsan tabiata tam hâkim olabilir fakat kendi kötü ihtiraslarına hâkim olamamaktadır. İnsanoğlu tabibat mücadelesinde zaferi kazanmıştır. Fakat bizzat kendi, ihtiraslarının mahiyetini incelemede ve bunların kötü olanlarına hâkim olmada muvaffak olamamış; son devirde bir nesil hayatı boyunca; iki büyük harp görmüş ve bunlara mâni olamamıştır.
Fransa'da askerlik 18 aya çıkarıldı
Paris, 28 (a.a.) (Afp) — -Askerli^ süresini 18 aya çıkaran kanıp tasarısı 185 muhalife karşı 417 oyla kabul edilmiştir.
Puslar bir Ingiliz gemisini tevkif ettiler
Moskova, 28 (a.a-) (Afp) — Sovyet Rusya Dışişleri Bakanlığı, Inpijtcre büyükelçiliğine verdiği notada Ingiliz bandıralı Huglı Vvolpole balıkçı gemisinin Beyaz Denizde yasak sularda avlandı’» ğmdan tevkif edildiğini, gemiye 30: ruble para cezası verildiğini bildirmiştir.
Ispanya'ya siyasî bir heyet gönderilecek
Lake Success, 28 (a.a.) (Afp) — Türkiye .- Pakistan ve Brezilya dün öğleden sonra sosyal politik komisyonumda Ispanya yd siyasî heyet gönderilmesi yasağının ilgasına matuf 8 devlet tarafından verilen takririn lehinde oy vermişlerdir-
Kızıllar Güney Kore'yi yağma etmişler Vaşington, 28 (a.a.) — Bu hafta (zarfında Seul'dan Vaşington’a dönen İktisadî işbirliği teşkilâtı Kop idarecisi Dr. Edgar Johnson komünistlerin yağmalan yüzün-, dep Güney Koranın kalkınması işinin çok güçleştiğini belirtmiştir.
Eğer insanlar ^mikrop harbi» gibi müthiş bir felâketin önüne geçmek isterlerse kendilerini idare eden baştaki kimselerin tam bir olgunluğa sahip olmaları lâzımdır. Bu olgunluk kelimesinin ifade ettiği mefhum, muhtelif zamanlarda ve bugün başka başka mânâlara gelmektedir. Olgunluk bugünkü mânâsında mânevi ve ruhî bir yükselmedir. Çok az insan hakiki bir şekilde olgun-
İran Elçiliğinde kabul resmi yapıldı
Iran Sehinşahı Majeste Moham mad Rıza Pehlevî’nin 31 İnci doğum yıldönümü münasebetile Iran büyükelçisi ekselâns Mo»-. hammetl Saed tarafından, evvel ki akşam büyükelçilikte parlak biı resmi kabul verilmiştir. 800 e yakın seçkin davetlinin katıldığı bu toplantıda başta Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkam Re-, fik Koraltan, Dışişleri Bakam Prof. Fuad Köprülü ile Gcnelkur may Başkam Orgeneral Nuri Yamut olmak üzere hükümet ve ordu erkânına mensup bir çok şdhsiyetler, kordiplomatik ve basın mümessilleri hazır bulunmuşlardır. Toplantı geç saatlere kadar samimî bir hava içinde, devam etmiş ve büyükelçi ile refikası misafirlerinin herbirini müs tesna bir nezakede ağırlamış’ fardır-
İranın bugünkü hükümdarı 26 Ekim 1919 tarihinde Tahranda doğmuştur. Mohammed Rıza I Pehlevî memleketi gayet zor bir durumda olduğu bir anda, yani 16 Eylül 1941 de, Tahta geçmiş ve dirayetli bir idare ile Iram, bulunduğu badirelerden kurtararak terakki ve teali yolun det ilerlemeyo devam etmesini sağlamıştır.
Bu mutlu yıldönümü vesilesi île de kardeş Iran milletine ve Demokrat Şahma refah ve saadetler dileriz. — E. K- Y.
Şimdiye kadar otobüs seferlerinden mahrum kalan Balgai köyüne Ankara Belediyesi tarafından devamlı surette otobüs işle-
tilmesine karar verilmiş ve ilk seför dün yapılmıştır. Resimde
Balgai köyüne vasıl olan ilk belediye otobüsü ve Balgailılar tarafından yapılan merasim görülmektedir.
Çekoslovakya’da gizli j mukavemet
Prag, 28 (Nafen) — Çekoslo-vakyadaki gizli muhalefetin gün geçtikçe kuvvetlenmekte oldu»-, ğuna dair yeni haberler alınmak tadır- Son olarak Çek komünist partisinin resmî organı olan Ru-dc,Pravo gazetesinin polis tara-fincan toplattırılması da buna bir delildir.
24 adet torununun torunu ı bulunan kadın öldü Ljzbon, 28 (a.a.) (Afp) — Gab-ric(a adında bir kadm Trancosa civarındaki Amcrcl’de ölmüştür. 112 yaşında ölqn kadının en büyüğü 73 yaşında 4 oğlu, 22 torunu, 24 torununun torunu ve bir çok da torununun torununun torumu vardır. Bunlardan çoğu 3ışzilyqda ve Afrika sömürge-
I dirindedirler.
Sayfa 4
ZAFER
29710/1950
[LÂlElSülTAH
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
Tefrika
Ah Sultanım.. İsterseniz pek çok şeyler yapabilirsiniz
— Seni dinliyorum Marya.. Dar.telâ şurada dursun..
Fatma Sultanın kaşları ça-' tıldı:
— Senin’ veya benim, Devletin siyaseti ile alâkamız he?
Marya yere diz çökerek Fut ma Sultanın eteklerine tutundu:
— Ah Sjıltaııım. Ben de öyle düşünüyordum. Fakat çok fe-
— Fena olan ne?
— Ya Kp yüzden Fransa ile Devleti Allyenin arası bozulur-
Fatma Sultanın merakı git-
tikçe artıyordu:
— Acaip,.. Bir konsolos yüzünden mi«
— Ben dc öyle, diyordum. Bir konsolos yüzünden, yüz yıllardır dost olan iki büküme- Jde saı-ayr tin arası açılır mı hiç diyor-
— Bunu nereden anladın?
— Benim Sultanım.. : Balınız bu yüzden, Mars'ilyaaan gelecek olan geıııi de gelmedi. Halbuki içinde •' sırf .sizin için
koridorda ilerlemeğe başladı. KİM KİMİ ARIYOR?
İhtiyar adam kendisine sunulan şel-beti yudum yudum içtikten sonra geniş bir oh! çekti ve arkasındaki yastığa yaslanarak:
— Eh.. Epeyce yorulduk ama, maksada ulaşmak için de beş on adım attık.
Dedi. Karşısındaki adanı:
— Ya, diye mırıldandı. Ben ise olduğumuz yerde: sayıyoruz sanıyorum.
— Yok delikanlı, o kadar bedbin, olma. Evvelâ sevdiğin kızın sarayda olduğunu öğren dik.
— FaTrat ne gördük, ne görüştük..
— Acele etme. Safiye Kalfa çok işimize ■ yarıyor.' Kızı da canı ğibi seviyor.
— Hâlâ bomboş mu duracağız ? Ben artık tahammül ede-miyeceğım.
— Yine şikâyet.. Artık sen ya girdin. Onun yakınanlasın. Nasıl olsa bir gün görüşeceksin. Bu iş yürüyor denyıktjr. .Yalnız can sıkacak bir nok^n ka|dı.
— O‘nedir?
— Şu Patrona Halil ınese-
— Ben böyle bir mesele hatırlamıyorum.
— Canım şu tellâk bozmas. haydut , yok mıı?
— Ne?..
— Onun da yeşil entarili kıza alâkası var sanıyorum.
Delikanlı dudak büktü.
— Aç tavuk kendisini buğday anbaıında tahayyül edermiş.
— Ne. olursa olsun, tehlike gelecek, delikleri tıkamak faydalıdır.'Halil ve arkadaşlarının Jıizi, sarayın araba kapısına kadar takip ettiklerini unutma.
— Ona bir gece yarısı ıast-gelmiştim. Tabansız bir şey.
— Fakat bir serseri olduğunu da hatırında tut. Vaziyete göre Patrona Halil birşeyler .çevirmek istiyor. İstanbul Kanlısı Arnavut Zülâlî Haşan Ffendi ve Ayasofya vâızı ispiri zade İle gizliden gizliye temas etmektedir. Bu iki adamı iyi tanırım. Birinci sınıf yobazlardandırlar, ispiri zade durmadan saray aleyhine vaazlar vermektedir.
(Devam edecek)
başmakaleden devam :
Bugünkü büyük Jbayram
fokkürde ilerlemeğe bakıyoruz. Sâde şimendifer, sade bina, sade yol yapmakla değil, tefekkürümüze de en ileri bir hız vererek hayat sürecek bir cemiyetin hakikî feyzine böyle ulaşacağız,
Atatürk Cumhuriyet fazilettik demişti,- o halde bu fazileti lam gördüğümüz zaman tam Cumhuriyet Bayramını idrak ediyoruz, demektir. Fazilot de, evvelâ cumhuriyetin kendisine, onun delâlet ettiği mânaya inan mak ve onu tatbik etmektir.
O halde hâkimiyet khyıtsız ve şartsız milletindir, sözü, kayıtsız ve şartsız tekevvün ettiği gün cumhuriyet olgun meyvesini vermiş ve lam faziletin delâlet ettiği mânayı almış de-
Fazilet, azlığın vo tahakkümün, yerini millî .iradeye bırakması, hakikî millet oyunun meydana çıkmasıdır.
Fazilet, hepimizin teker teker kanunlar dairesinde ve prensipler çerçevesinde ferdî istiklâllerimize, hürriyetlerimize riayet edildiği gün cumhuriyetle eşit olmuştur. Millet son yıllarda bu sahada çok yol aldı. Demokrasi tefekkür hayatımızda bize en nurlu yolu, hayat yolunu, hürriyet yolunu gösterdi. Bu yol, 14 mayısta milletçe çizilen yoldur. İşte biz, hakikî cumhuriyete, hâkimiyetin kayıtsız ve şartsız milletin olmasına, ancak 14 mayısta kavuştuk.
Bu sayede senelerce süren tek parti, tek şef rejimi kökünden ortadan kalktı ve onun yerine milletin iradesi hâkim oldu.
Artık herkes biliyor ki, sandık başına gelip de reyini kullandığı zaman bu reyin kıymeti vardır. Vatandaş bu reyle kimsenin keyfine âlet olmuyor, bir kukla derekesine düşmüyorl Rey vermek bir şeklin yerine getirilmesi değil, doğrudan doğruya bir iradenin tezahürüdür.
Reyler de tıpkı askerler git bidir. Nasıl) askerler teker ■•te-ket Birleşip cpphede bir . .kuvvet teşkil ederlerse, reyler de teker teker birleşip idarede bir kuvvet teşkil ederler. Her vatandaş bir tek reyle memleket idaresinde ortaktır.
İşte bunun içindir ki; bundan 27 sene evvel ilân edilen Cumhuriyet, ancak 14 Mayıs 19^0 de hakikî çehresini almış ve tam mânasiyle tereddütsüz ve temiz bir cumhuriyet olmuştur. Evet 27 sene evvel doğan cumhuriyet çocuktu. Seneler boyunca çocukluk çağını geçirdi ve şimdi de 14 Mayısta rüştünü isbat etmiş bulunuyor. O-na bütün kuvveti ve kudreti veren demokrasidir. Biz bu bayrakları bugün muayyen bir
kaç şahsı veya zümreyi öğmek İçin değil, sade kendi kendimizin eseri ile iftihar etmek için asıyoruz, bunun için bayram yapıyoruz. Ve hakikî Cumhuriyet Bayramını belki ilk defa olarak bütün mâna ve şümulü ile bugün kutluyoruz.
Hiçbir rejimin taklidinde değiliz. Biz cumhuriyette sadece kendi kendimizi görmek kararındayız. Milletteki bu iradeyi hâlâ anlamıyânlar, duymıyan-lar varsa, onlara hatırlatalım ki; çizdiğimiz hedeften asla ayrılmadan cumhuriyeti hep fazilet biliriz. Ve ona arız olmak istiyen tufeylileri ergeç yakalayıp temizlemek hususundaki kararımız katidir.
İşte ümidimiz ve istikbalimiz olan bu güneşi eskiden zaman zaman kaplıyan balçıklar 14 mayısta döküldü ve altından bütün şaşaası ile o berrak nur. göz kamaştıran bir şekilde parladı.
14 Mayıs güneşi artık bütün yurt toprakları üzor'ınden eksik olmıyacakiır.
Arkamıza bakarak ve geçmişten hız alarak önümüzdeki daha aydın istikbale doğru yürümeğe bakalım...
Biz, dün. Cumhuriyet kelimesini kutluyorduk. Memlekette demokrasi inkılâbı kök salmaya başladığı günlerden sonra mânasını kutladık; bugün de ilk defa olarak hakikî hürriyetini kutluyoruz.
Cumhuriyeti bizden emanet dlıp ebediyete doğru elden ele devredecek nesiller, 14 Mayıs 1950 tarihini daima minnetle ve şükranla haiırlıyacaklârdıt.
Mümtaz Faik FENİK
Bugünkü tören programı
Hi-tri-
(Baş tarafı 1 nci sayfada) tıralarını anmak için bulundukları yerlerde bir dakika ihtiram duruşu yapacak, bir dakika sonra fabrikalar lokomotifler, nakil vasıtaları düdüklerini öttürerek bu tarihî ânı selâmlıya-eeklardır.
2 — Hipodromda yapılacak törene gireceklerin nihayet saat 12 ye kadar yerlerini almış olmaları lâzımdır.
3 — Hipodromda bulunan kapalı tribünlerdeki yerler için davetiyeler, Protokol Genel Müdürlüğünce protokola dahil zevata gönderilmiştir.
4 — Hipodroma gelecek halkın yollardan kademeli surette geçmelerini ve Hipodromdaki yerlerini alarak İntizamla merasimi seyretmelerini zabıta, Merkez Komutanlığı ile müştereken temin edecektir.
Protokola dahil zevatın podroma giriş yeri kapalı
bün kapısı ve protokol dışında kalan vatandaşların giriş yerleri de açık tribün kapısı ile Hipodromun istasyon caddesine açılan umumî kapısıdır.
5 — Merasim geçidine iştirak edecek aske.V kıtaat ile izciler Gernizon Komutanlığının tesbit edeceği saatte yerlerini almış olacaklardır.
0 — Geçit resmi aşağıdaki program dahilinde cereyan ede
Cumhur Başkanlığı bandosu, Merasim Komutanlığı Karargâhı, İzciler, Harp Okulu bandosu, Harp Okulu Alayı, Tümen bandosu, Birinci Piyade Alayı, İkinci Piyade Alayı, Deniz bandosu, Deniz Alayı, Jandarma bandosu, Süvari Alayı, Topçu Alayı, Motörlü Topçu Alayı, Motörlü Uçaksavar Alayı, Motörlü Muhabere taburu, Kimya Eirliği, Zırhlı Birlikler.
7— Geçit resmini müteakip gündüz merasimi bitmiş olacaktır.
8 — Gece Gençlik Parkında bandolar millî marş ve millî ha valar çalacaktır.
Yarınki tören
9 — Yarın saat 15 te bir alay Sâmanpazarından hareket edecek ve Hamamönü yoluyla Cebeci Şehitliğini ziyarete gidecektir. '
BirAskerî müfreze ile bir iz-tei. birliğinin iştirak .edeceği bu ■ihtifal- Ankara garnizon komutanlığınca jdaro edilecektir.,.
Amerikan - Türk Dostluk Cemiyetinde
Nevyörk, 28 a.a. (Afp) — Cumhuriyetin 27 nci yıldönümü münasebetiyle Amerikan -Türk dostluk cemiyeti tarafından verilen suvarede Amerikalı şahsiyetler söz almışlar ve Türkiye’yi övmüşlerdir.
Bu arada konuşan Türkiye’nin Vaşington Büyük Elçisi Feridun Cemal -Erkin, ezcümle Kore işinde Birleşmiş Miletle-rjn oynadığı rolün önemine işaretle başka yerlerde de buna benzer tecavüzleri önlemek ü-zere milletlerarası bir kuvvet teşkilini tavsiye ederek şöyle demiştir:
öyle bir devirde yaşıyoruz ki, ancak müşterek kuvvetler bağımsızlığı tılninat altına ala bilir. Korkunç felâketin tekrar ne zaman başlıyabileceğini öğrenmek için ileri sürülecek boş faraziyelere kulak vermek yalnız gülünç değil, aynı zamanda tehlikeli de olabilir.
Büyük Elçiden sonra söz alan Birleşik Amerika Dışişleri Ba -kanlığı Orta Doğu, Afrika ve Güney Doğu Asya müsteşarı Mac Ghee'nin konuşması çok dikkati çekmiş ve müsteşar önce Kore'de Türk kuvvetlerinin bulunuşunu hararetle överek bunun, «Türkiye’nin nereden gelirse gelsin tecavüze karşı koymağa azimli bulunduğuna delil teşkil ettiğini söylemiştir.
Mac Ghee, Amerikan yardımı ile Türkiye tarafından başarılan askerî gayretleri methetmiş ve Türkiye’nin Kore harbine yardımının yalnız esaslı bir hareket olmakla kalmadı -ğını, aynı zamanda 200 yıld:|n fazla bir müddetten beri Rus emperyalizmi tehdidi altında yaşamış olan bir memleketin cesaret ve kahramanlığını isbat ettiğini ilâve eylemiştir.
Törene, Birleşmiş Milletler Kurulundaki Türkiye daimî de legesi Selim Sarper riyaset et -niştir.
C. Açıkalın
Londra elçimiz Bevin’le görüştü
Londra, 28 (a.a ) (Afp) — İncillere Dışişleri Bakam Bevin bu sabah Türkiyenin Londra büyük elçisi Cevad Açıkalm'ı kabul et-
Bu görüşme yakında izinli ola rak memleketine gidecek olan Cevad Açıkalımn talebi ile yapılmıştır.
D. P. Genel kurulu dün toplandı
Ankara, 28 (T.H.A.) — Demokrat Parti Genel İdare Kurulu bu akşam toplanmıştır. Genel Kurulun toplantısı, bazı Çevrelerde Bayındırlık Bakanının is-tifasiyle alâkalı görülmüşse de bunun normal toplantılardan biri olduğu bize katiyetle belirtildi.
f—■■■
Gar Gazinosunda
BU AKŞAM CUMHURİYET BAYRAMI şerefine
Büyük gala suvaresi
7 Brymans revüsü şitirakile
HUSUSİ YEMEK Masalar azaldığından vaktinde
Tel: 15190, 12603 müracaat edilmesi rica olunur.
Trençkot - Pardesü - Manto ve Tuhafiye
Aradığınız evsaf ve fiyatla ancak ELBİSE ve TUHAFİYE EVİNDE t|/f 1 •
Mahir bulabilirsiniz Mahir
Mağazamıza bir ziyaret, menfaatiniz icabıdır.
ADRES: Anafartalar, Alsancak sokak No. 27 Telefon: 16475, 1 inci Noter karşısı (Belediye evlenme salonu yanında). (2861)
r
N. Öneni
protesto
(Bas tarafı ] nci sayfada) «Particilik usul ve ahlâkına uy mayan bir tarzda hükümeti yersiz ve haksız tenkide Diyarbakır milletvekili Onen’in partiden istifa _____________
muhalif gazetelerde okuduk. Ken dişine partimiz sayesinde sağlanan milletvekilliği nimetini nihayetsiz ihtirası dolayısiyle hazme-demcıdiği böylelikle anlaşılmaktadır. Eğer kendini methettiği gibi samimî bir insan ise, mademki partimizden ayrılmıştır artık biz-
kalkarı Nâzım ettiğini
leri temsil cdemiyeceğinden mil letvefcilllğinden de istifa etmesi kendisi için bir borç ve zarurettir Bu cihetin kendisine re.’sen ve radyo yolu ile tebliğine yüksek delâletinizi rica ederiz»
Diyarbakır Demokrat Parti Başkam Mehmet Altunkar, Genel Meclis üyesi Sabri E kinci, İlçe kurulu üyesi Yılmaz, Genel Meclis üyesi Fevzi Çınar, İlçe başkam
Elhem Cizreli

Frganiden de su telgraf gönderilmiştir:
Demokrat Parti sayesinde milletvekili seçilen Nâzım Önen büyük nimeti hazmedemedi ve ihtirası dolayısiyle daha yüksele yim diye haksız ve insafsız hare ketlere koyuldu. İstifasını partimizce faydalı gördüğümüzden memnunlukla karşıladık. Artık mümessilimiz sayılmasına imkân olmadığından kendisine milletvekilliğinden de istifasını teklif ediyoruz. İsteğimizin neşrine delâletlerini demokratlar namına arzederiz-
Demokrat Parti Başkanı Neşet

Silvan'dan şu telgraflar gönde rilmiştir:
'Demokrat Partinin gölgesinde maskelenerek milletvekilleri seçiminde oylarımızı çalan milletvekilimiz Nâzım Onen’in mânâsız bir takım hareketlerinden sonra partimizden istifasını mem nunlukla karşıladık. İddia edildiği gibi onurlu bir insan iseler parti adına kendisine verdiğimiz oy-'arı bize iade etmesi lâzımdır. Derin saygdarımızın kabulünü rica ederiz.
Silvan D. P- Başkanı n Ahmet Akülke
Üniversitede ders yılı
Çarşamba günü törenle başlıyacak
Ankara üniversitesinde 1950-1951 derii yılı 1 Kasım Çarşamba sabahı açılacaktır. Bu münase--betle saaf 10 da Dil ve Tarih -Coğrafya;-Fakültesinde bir tören yapıncaktır-
Rektör Hikmet Birant dün $a bah Ziraat Fakültesinde gazetecilerle konuşmuş ve izahat vermiştir-
Bu izahata göre, geçen ders yılında Siyaseı* Bilgiler Okulunun bir fakülte haline gelmejile Ankara üniversitesi sekiz fakülte olmuştur.
1949—1950 ders yılında «Ankara üniversitesinde 6830 öğrenci mevCut idi. Bu ders yılında muhtelif fâkültelere alınacak talebe sayısına gelince, Hukuk ve Dil ve Tarih - Coğrafya Fakülteleri İçin 'bir rakam tesbit edilmemiştir. Siyasal Bilgilere 150, Ziraat Fakültesine 100, Veterinere 140, Fen Fakültesine 120, Tıbbr yeye 150, llâhlyat Fakültesine 100 öqreqci alınacaktır- Kayıtlar bu ayın 31 ine kadar devam edecektir.

Partimiz sayesinde milletvekili seçilmek suretiyle muradına nail olduktan sonra ihtiraslarını frenlemiyerek çeşitli şantaj ve sebotaj hareketlerine girişen Nâzım Onen’in partiden istifa etmesi bilaistisna bütün demokrat çevrelerde büyük bir mem--nuniyetle karşılanmıştır. Bize nazaran partide biraz daha kıdemli olmasını düşünerek her türlü entrikalarım sineye çektiğimiz, fakat sabır ve tahammülümüzün tükenmek üzere bulunduğu bir sırada Nâzım Onen’in partimiz den ayrılması bütün hayat bo--yunca gösterebildiği en büyük iz an eseri, sayılmalıdır. Bu hâdiseyi iç bünyemizin temizlenmesi bakımından büyük bir şans eseıri addettiğimizi ve bu sebeple kuv velimizin bir kat daha arttığım ifade etmek isterim. Saygılarımla- Y. Azizoğlu
Savaş Birliğimiz (Baş tarafı 1 nci sayfada) sözcüsünün bildirdiğine göre, Türkiyenin, Koreye kuvvet yol lannıası hakkındaki talebe ce -vap vermesi, Türk halkının hakikaten samimiyetle Birleşmiş Milletlerin gayesine inanmasından ileri gelmiştir.
Muharipler Bankası
(Başı 1 nci sayfada) det Tolgay törende hazır bulun muşlardır
Tören, banka meclisi idare reisi Mahmut Nedim Zapçı'mn ban kanın kuruluş gayesi ile çalışması hakkında izahat vermesiyle başlamış, müteakiben Büyük Mil let Meclisi Başkam Refik Koral-tan söz alarak, eski muhariplerin memleketin kurtulmasında yaptıkları hizmetlerin değeıK-rini belirterek şöyle demiştir:
*— Meclisi idare başkanınm, bankanın gelecekteki faaliyetlerine taallûk eden ümit verici izahatım dinledikten sonra, bankanın taşıdığı addan (Eski Muharipler Bankası) kelimelerinden mülhem olarak ben de bir. iki kelime söylemek İsterim. Tarihte olduğu ^ibi bugün , dg. bütün dün yanın hürmetini kazanmış olan kahraman Türk milletinin kuvvet kaynağı fedakâr ve kahramap Türk ordusunda bir çok şerefli işler gördükten ve bu meganda yetiştirip mevkilerini onlara tevdi ederek ordudan ayrılmış olan kendieri gibi fedakâr gençler eski muharip'erimizin yıpranmayan enerjilerine dayanarak kendilerine yabancı olan, memleketin İktisadî kalkınması ile ilgili bankacılık^ çıibi bir sahada mütevazı’ bir çâlışma ve az bir sermaye ile îşe başlayarak. Meclisi İdare Başkammn ifade ettiği gibî bu sahada do muvaffak olduklarını memnuniyetle müşahede ettim. Bankanın köye yaklaşmak suretiyle köylümüzün kalkınma-, sına yardımı da kendisine bir rehber edinmiş olmasında ayrıca mütehssis pldum. Bu fedakâr çalışmaları île ordudaki kıymetli hizmet ve muvaffakiyetlerinin bankacılık sahasında da devam edeceğinden şüphe etmiyorum. Gerek idare meclisi sayın üyelerine ve gerekse bankanın diğer çalışkan mensuplarına hayırlı babanlar teritenni ederim.»
Reisi davetlilere teşekkür etmiş ve bu arada kendi adlarına merasimde bulunmak üzere, genel kâtip ve başyaverini göndermek suretiyle "iltifatlarım esirgememiş olan sayın Cumhurbaşkanına şükranlarım bildirerek. Büyük Millet Meclisi Reisinden kordelâ-yı kesmelerini rica etmiştir- Meclis Başkanırpız, sayın Celâl Ba-yar’ın ıpilli. iktisadiyatımızın ve bankacılığımızın kuruluş ve L-lerleyişi mevzuundaki büyük hizmet ve başqrılanm tebarüz ettirerek, kordelâmn kesilmesini kendi adlarınq törende bulunan Genel Kâtip Cemal Yeşil’den istemiştir.
Cumhurbaşkanı adına Genel
Ankara'nın Eğlence Merkezi
Gar
Gazinosu
NİYAZİ ORSAY
Beynelmilel Şöhretli
BRYMANS
REVÜSÜNÜ sunar
Telefon: 15190 — 12603
Not: Çocuklar yalnız pazar MATİNELERİNDE kabul olunur
Kâtip Ceditti Ye^il Kordelâyı kes miş ve bapka davetliler tarafından gezlftnlŞtır. Davetliler kum-
bara alarok hesap açtırmışlar
ve müessesenip hayırlı olması temennisinde bulunduktan sonra
törene son verilmiştir.
B. M. M. Başkanın bir ziyareti
Büyük Millet Meclisi Başkam. İçel Milletvekili Refik Koraltan dün belediye başkam avukat
Atıf Benderlioğlunu makamında
ziybret etmiştir.
29 10/1950
Sayfa ) 5
Sanata Edebiyat
Ilınan Cemal Karaburçak
Yeni resmin ilk mümessilleri olarak Pont - Aven grubunun' Gauguin etrafında toplanan, genç ressamlarını göstermek mümkündür. 1880 de ilk eserlerini vermeğe başlıyan ve sen-, tetist ve sembolist adı verilen bu ressamların en yaşlısı 1Ö50 de doğduğuna göre, yeni res-’ min öncülerini bunların ağabeyleri arasında aramak icâ-' beder: Puvis de Chavanne, Odilon îledon, Cezanne.
Sarimi yolculu uşaktan
Gece gündüz geçer, işitmez;
Ne bu çailıyan topraktan
Ne de yanık gönüllerden susuzluk gitmez. Hepimizin hasreti bitmezi
j lü akademik veya empreşyo- ?
ı nist realizmin tam mânâsiyle
ı nıuhalif ve düşmanı olmamak-
: .la beraber «sanatkârın tabiata
' hizmet etmesi değil, ondan is-‘tiYade etmesi ve tabiatı sübjektifin ve güzelin hizmetinde kullanması gerekeceği» düstu-tatbik etmiştir. Fakat, 'ileteninin tersine olarak renk
' âhlâylşı zayıftır. Bundan dola-'Vıdir ki her şeyden önce renk PtS'samı olan 1889 gençlerini Pûvis be Chavanne’ın talebesi İüârhk kabul etmek oldukça
' * zordur.
e,,Bu noktada Odilon Redon dahil, büyük bir ehemmiyet ar-zejjiyor. Redon realizmi şiddet- _
ka- ta takbih etmiş, empresyonizmi ,
^yo- * de kifayetsiz bulmuştur. Bu-' Büyük İngiliz şairi ıPrî_ r.unla beraber onun da tabiata | -------------------------------------
Bu üç ressamın yeni resmin öncüleri olmşsı demek, Degas,. Penoir, Monet gibi empresyonist üstadlann da 1889 gençleri ( için bir intikal nesli oldukları , demektir. Filhakika sembolist i,, ve sentetist artistler her ne ( dar realist ruha ve empreşyo- de kifayetsiz bulmuştur, nizmin bazı usul ve kaideleri- uuuu u« lauıava
no karsı koymuşlarsa (U bu™/5-*» çevirmiş olduğu san.lma-
..................... . r1 , malıdır. Abstreliği daha ziya-tesırmden halı kalamamışlardır. I
„ „ . ,, ... 5de desenlerinden ileri gelmiş-
Degas, Renoır ve R{onet renkjı 51
* resim yolunda Gauguin kadar **ıleri gitmiş olmamakla beraber ‘ 1889 gençliğinin en çok han-
latbikatta, meselâ gölgeyi par- ressama hayran olduğunu ak ve açık mavi ile göstermek- I Maurice Denis’in, «Cezan-ıe Pont - Aven ressamların^Tazim» adlı tablosu öğ-lekaddüm etmiş bulunuyorlar-j etmektedir. Bu tablo şimdi İl. Desende de böyle. Gerçi bu- i&rVU Modern Sanat Miizt-
. „ , . , i [sindedir.
ı empresyonistler deseni hatun gördüğü ve hissettiği gibi l'^Filhakika sembolist ve'teri-latbik ettiler, fakat gerçek kla- ' tı tist ressamların yetişmesinde sik ananeye sadık olan Degas . yeri( yaınız dehası sayasipr ve öteki empresyonist üstadlaf '. , . ,, .
..... dQ..degıl, mensup olduğu ■ em-
«mümkün» u «gerçek» e tercih ;
etmiş, bu suretle de sembolistpreB-vonist estetiğini tamamiyle ve sentetist gençlere «ressamdı t geride bırakması sebebiyle de ilk vazifesinin iyi çizmek Cözânne işgal etmektedir. Ke-
Eliot nun zaferi
Yazan : Kemâl ÖZGÜR
boyamak, yâni muayyen anla-şılışında güzeli gerçekleştirmek olduğunu» öğretmişlerdir. O kadar ki bugün halk tarafından yeni resim zihniyetiyle yapil-mış tablolara kıyasla tabiatıtt tâ kendisi sanılan empresyonist resimler o zamannı aydınları tarafından dahi gülünç telâkki' edilmiş, bu resimler hakkında alaylı yazılar, şiirler neşredilmiştir. (Bir nesil sonraki insanların da şimdiki resimlen
Küçük Çeşme
Küçük bir çeşmeyim yurdumun, Unutulmuş, bir dağında:
Hiç kerilmiyecek suyum, Yüıyıltarm yalnızlığında Boyuna akar dururum.
ayfrolanndâ gördükleri hakkın-dakl yazılalım okurui.
Sonbaharda tiyatroya dönünce, yüz ve^d daha fdtla biyesin kendilerimi' beklemekte olduğunu görürler/'İnsan takâlihln ilslünde bir çalışfnd İstemek bizim hakkımız olta bile, onun bünfa uymak mecburiyeti yoktur- Günkü yaz tatili V* Avrupa seyohdtl, döhd dün bitmiştir.
Simdi oy ihsaflı okuyUSU; bu genç Rapoflöçden, ydı yetil e-seri okuyup iyisini, kötüsünü ayık lâmasinı, riuttfara yerthe^inlj iyi görd(lklp||q| heyçte ievkfeİttidıi-ni istlyeb|lir tnjyîz? Elbette hdyır. Çünkü idr^k ve ihdtd . denilen melekeief, b|zö izin vermeı,lter. O halde, bütün gönderilen öterleri, kemali dikkatle okuyoruz, amma..- Diyenlere naııl inanacağız? Elbette Onlara da ingnmı-yacağıi* Çünkü İdrâk ye ihâta isimli me|eke|er, buna da İzin vermezler-..
Ve dâvlef tiyatrosu ûdiı dedik, bpyleje i»l0-, durur.
Yazan: Ilhan TARUS
Tiyatromuzun kaderini düşünürken, çoktqn bellediğimiz, kc rar verdiğimiz, kafalarımıza acı ile yoğura yoğura sindirdiğimiz fikirleri bir kenara atıyor, karşr nuzdakilerin sözlerine kulak yeriyoruz. Belki bir düşünceleri, bir dâvaları vardır diye- Kasdı, gayeyi seziyoruz, fakat oraya yarmak için, hiç olmazsa kendilerine göre, bir düşünce ve hesaplan olmadığım görüyoruz, t Bin kılıf bile hazırlıyamamışlpr. Sğy. lediklerinden biri de şu: r (Her gelen eseri ümit içinde okuyoruz. Fakat bitirir, bitirmez , haygl kırıklığına düşüyoruz.) Arkasından teknik noksanı, tiyqtro eseri yazmanın zorluğu-, falan, filân.
Su, her gönderilen eseri. oku: dukları iddiası dahi galiba boşuna.. Buna ihtimal vermek . çok güç. Hüsniniyet, okuma cehdi, zaman, bitaraflık, sanat . endişeleri bir yana, sadece (okuyo-► ruz) iddiasının bile yersiz olduğuna kanaat getiriyoruz. İşte de lillen
Devlet tiyatrosu edebî he-ı yetine, açıldığı bugüne) kadar, aşağı yukarı üç yüz yerli eser I gönderilmiştir- Bu rakkamda bir , yanlışlık varsa, neticeye tetiri olrtiıyacağım peşinen ifade edebilirim. Çünkü maddî şortlar ve ı teşkilât unsurları, üç yüz eserin değil, hattâ bunun üçte birinin bile hakkiyle okunup incelenme* i sine müsoid değildir.
Bir kere edebî eyet bajkom Istanbulda ikâmerf etmektedir. Ankaraya yaz aylarında yo hiç gelmemiştir, yahut dq iki-veyö üç defa gelmiştir. Beher gelişinde dfe ya üç gün, yahut da dört, -rtiha-yel bcp gün kalmıştır. Başkanın hoZır bulunmadığı,' görmediği, okumadığı tiyatro eşederini (o, kudum) diye ayağa, kalkması, türlü iddialar ileri sürmesi ye müteaddit- mbkgleler yazması, bu duruma göre, yersizdir. Çünkü kendisinin Ankarada Bulunduğu, günler içinde, geceli gün' düzlü sıkıntıya katlanıp, uyku dd/ıi Uyumadan okuyabileceği eserlerin sayısı, devede kulağı geçmez.
pteki üyelere gelelim: İkisi Jni-versite'te hocadır. Yaz aylarında Millerinden, k,ş aylarında ders lerinden vazgeçemezler. Tek tek alıp bir kaç eser okudukları id1-diâ edilse dahi, bunun ehemmiyeti ve sayısı, Şaşkamrlkinden ileri olamaz.
Böylelikle,, çalışma sanlına ve] yetkisine tek başına sahip, götü-, nen (Raportörle’geliyoruz: ' Arkadaşlık münasebetlerinde ve tiyatroya karşı be$leq|ği. sevgi ve bağlılık konusunda, istihfaf cdemiyeceğimiz bir arkadaş ola 1 bilir. Fakat devlet tiyatrosu edebî hayat Raportörlüğünde vg?i-, feşini iyi gördüğünü ne kendisi, ne de biz iddia edebiliriz. Eğer .ayrıca tercüme bürosundaki vazifesi de der/am etmiyorsa, bu arkadaş «Ulus» gazetesindeki u zun seyahat hâtıralarına vaktinin büyükçe bir kısmım sarfe-diyor demektir .Tercüme bürosundaki vazife devam ediyorsa, geriye hemen hemen hiç vakti kalmıyor demekte hatâ hissesi küçüktür- Aynca kendisinin re- ! yiyle seçilen ve bir resmî memuriyet vazifesine taallûk eden o- ' serler hakkında, keza (Ulus»a, ; ve «Cumhuriyetse yazıları ya- j zar. İstanbul belediyesi Şehir j Tiyatrosunun dram ve komedi ki- j sımlannda oynanan her oyun için, sık sık İstanbul’a seyahat ] etmeğe, bu oyunları belki de defalarca seyretmeğe, sonra «Cum- ( huriye!» ve «Ulus» gazetelerine j tenkit yazılan yazmağa mecbur , dur. Yılda topu topu bir ay olan resmî izininî ne kadar tasarrufla ) harcasa, her yıl, kanun haddinin ( üç misline çıkarmağa da mec- j burdur. Yaz gq!ir: Sayın Rapor ( tör arkadaşımız, Türk tiyotroSunu t garp tiyatroolarından faydalan-' r dırmak üzere Avrupa seyahatine c çıkqr, aylarca dolaşır. Bu seya- r hallerin, demin de söylediğimiz ç gibi, hâtıralarım uzun uzun ya^ıp s anlatır- O kadar uzun ki, kış c mevsimi gelip sezon başladığı ş hqlde, hâlâ onun Ingiliz ti- \
Bazı hayvanlar yaklaşır yanıma Kana kana sularımdan içer. Hayvan bu, tadından anl&maa ya • Gene de gözlerinden ateş saçar, -İşte bütün günlerim böyle geçer,
Bazı bası tutanma bir tohum düşer Sar onu komşum toprak! sarmala onul Antan tohum, yaman tohum çabucak yeşer! Yürüsün köklerin toprağa doğru
Şu İşi başar!1 • ' '■- • • -■ ( • ) !
Küçük bir çeşmeysek ne-plpuş sanki! Kalmayıs naçar.
Cahit KÜLEBİ
Rigoletto
: Sahne Ve seyirci
Ydipm Adalet SÜMER
Yeni tiyatro mevsiminül baj-r lar)gıâıhdâ üzerinde dutulması r zaruri olaii meselelerden biri î de.sahhe iie seyirci orasındaki
■ bağıntidıh . ' _ - ■ ■' , ‘ •1
9 Tıkiihi, tıklım dölü bir salo-ı nyh önünfe istidan eterlet çikar-j mak kötildÜh Arpü blhbir güç-. lük, femek ve gayretle sijhneye
kohmüş bit piyesin . de kfarşı-, sinda boş koltuk, alâkasız se* yitcller bulması daha kötüdür. . Kötü Ve hazindir. Sanatkâr . günlerce kârısına çıkacağı top-,
■ İulpğu ,. tesiri altina alacak, bir zafet ümjdi. içinde -didip-'
t miş, icâbındş en ağıt hükümleriçekinmedeh bir hâkim katı-’ lığ! ile giydltivereh .ye seyirci’ dençn 'esrarlı kaİabalik hef [ replikte, het jestte korkünç .bll; gölge gibi kendirini tİkip etmiştir.' O ,b6^14 bit ehdlşel|in örfünde dükmüş, kıvama ğâl-miş, Şekil; bUİrrluştur. Tertisil şJnynda pettiâ atkfasmtia V.Ük-şelecek alk# sesleri,.tfakdlf hi-1 dalan güllerdir düşüncesini 1 doidufan Sfeyitçideh beklediği yegâne mükâfat qltetlkh'r,’ J'â*-., ; kat beklenen dn gelirtee birden t boşa k'ılfç salladığını anlap. Daha İlk geceden,-içinde kolunu ' ^aldırpn arzu. şÖprhüş, tâ baş-' lûıjgiptan onu, fyaj-ekete ,geçiren; sır. kuvyeÜni kaybetmiştir. Ya-1 ra|mâk nb Jçin, kimin -içindir? ' KşrşTsında âde(a uypr ğipi.du-| rah, jû üç - b^ş (seyirci sönen ' âtaşi' kıy/jcımtandırmağa kâfi drğjjdjn, Şu şartlar alanda ,sa-natkâuın jlerlemjsini beklemek faydasızdır. İlerlemek ' şöyle üıjrstiT|, A) da inanlım kaybe-'
1 dein' her «insan, gibi 'işi ölûruna bırakacak, pir basamak yûk^-.
, ,r-'çıkmak, için Hiç lüzum his-se|miyecek, hattâ geri geri inmeğe başlıyacaktır.
Demekki memleketimizde tiyatro sanatının gelişebilmesi için sahneye eSey, s.ahneye elemanla beraber seyirci kitlesini dq tiyatro kapısından içeri sokmak şarttjr. Perdenin açılmasından bir hafta - on güp önce duvarlara' afişler asmak ise bu iş için kafi değildir. Seyredeceği eserler hakkında halkı evvelden hazırlamak lâzımdır. içine bir bekleyişin heyecanını koymâk. lâzımdır. Gazetelerde ' herhangi bir film, herhangi bir filmin baş artisti hakkında bile her zaman tiyatrolarımızda iki üç gün sonra oynanacak eserlerden çok malûmat vardır.
Fakat halkı tiyatro kapısından içeri sokmakla da beklenen netice elde edilmiş olmı-yacaktır. Her şeyden önce se- ' yitei bilmeli ve düşünmelidir ki perde yalnız ve yalnız kendiri için açılıyor. Orada, iki adım ötesinde, y^ni sahnede günlerdir harcanan ve şimdi harcanmakta olan emekler o-nun içindir. Sanatkâr boşluğa, duvarlara değil, d°ğru(tan doğruya seyirciye hitap etmektedir. O halde cevap vermek de sadece seyirciye düşer. Bu kadar sükut, bu kadar hareketsizlik neden? Neden en muvaffak olmuş perdeler bile ken-
Yaza,n: İsmet KÜR
Geçen yıl bu sıralarda, hayli yorlıcu ve çalışmayı gerektiren bjr . işe teşebbüs etmiştim. Dünya rriiljetlerinin başlangıçtan zamanında kadar gelmiş, geçmiş bütün şairlerinin en güzel eserlerini seçmek, toplamak ve bunan -«Dünyanın- en güzel şiirleri» adı altında bir kitapta yayınlamaktı-Bu işin kolay ölrhıyacağım bilmekle beraber çalışan, azim ve irade sahibi bir kimsenin yapa-mıyacağı hiç bir şey olmadığı da hakikatlerle malûmdu, üstelik sanat bahislerinde insanın ken dişini bu konu ile ilgili bir çalışmaya vermesinin manevî hazzı do ayn bir saadetti.
Burda temas etmek istediğini bir kaç satırlık yazı, bu antoloji mahiyetindeki eser üzerinde çalışırken bazı hakikatleri görmekti ğim vp belli baş! »dünya şahir-. lerinden bir kaçının bugunkü meı haleye ulaşırken ne gibi yollar takip ettikleri huşusuna dikkati çekmek olacaktır. Bu, edebiyatı mız hesabına pek lüzumsuz .ol- . mıyacaktır sanırım- Bu şairlerden, biri, aslan Amerikalı olan ve) şimdi Ingiliz edebiyatının parlak bir rüknü halinde parlayan Thomas Stearn ElioJ’du.r. Eliot'yu kendi başına incelemekte,, yürüdüğü yolu belirtmekte memleketimiz he ma fayda gördüğüm jçin bu ımda sadece ondan bahsede
Elîot’nun yepyeni, tam. yedi şiiri elime geçti. Bunlardan 4 ü 1920 den , evvelki zamanlarda yazdığı şiirleri ihtiva ediyordu. Diğer 3 ü ise o tarihten sonrg yazdığı şiirlerdi- Eğer, o dört şiirin altındaki imzayı elimle kapasam ve bizim tarafsız geçinen eleştirmecilerimizden birine göstermiş olsay-. dım, sonra da «bu şiir kimindir» diye bir soru taksaydım, bana fe--reddütsüzce Yahya Kemal'den tercüme diye cevap vepebilir'er-di. Üslûp, ele aldığı temâlaj o kadar yakın bir manzara arze-dİyordu ki insan sanki bu şiirler1 daha evve'ce bir yerde okumuş gibi bir his içerisinde kalıyordu Gösterişli, cilâlı, hicivci bi rede, asıl şiirihin daha esaslı uslûpçu vasıflarım örtüyor, inşana pek gerçek hissi yermiyordu. Koyu bir romantizmin örnekle«iydi. Ay-ddn, su'dan, mehtap'lan dem vu ran bu şiirler, (fikir) den çok (duygu) yu ön plâna alnnştı- Ter ı cüme zaruretleri yüzünden yalnız şekil ortadan kalkmıştı. Buna rağmen yine de Yahya Kemâl--vari bir lirizmle ele» aldığı konu* -lan insana, topluma vö toplum fonksiyonlarına sırt çevirerek iş ■ temîşti.
1920 de-nevvel Eliot'nun bütün . cupınma ve didinişler: ıiı asıl sebebi işte bu idi. Ingiliz edebî- ı yatım, daha çokl Ingiliz şiirini ı teikik edenler bilirler ki onun ı 'Waste - Landu yazmadan önçe I kazandığı mevki, alelâde orta sr ( nıf bir Ingiliz şairinin durumunu geçememişti. O, derin bir ho- ■ yal kırıklığına uğramıştı- Kendi- ı sini melonkoliden kurtaramıyor-rfu. Bu özellikler, 1920 den evvel yazdığı o dört şiirinin bariz ör- ■ nekleriydi. Halbuki tuttuğu yol yarım asır önce Fransa’da iflâs
i etmiş olan «Escapiste» terin yo) ı luydu. Amerikada kendi yarıp' ı daki bir çok şairler dış djaVla|ın (esirine uymak zaruretini bar baı bağırırlarken Eliot, vçtkitjeriııl Byron’un «Yunanistan» mı .okU" makal geçiriyordu. Halbuki etra fında bir sürü soiyal, de'ğişmeleı husule geliyordu Birinci Dünya Harbinden sonKa baş kaldıran Faşizm ve onu müteakiben Av-, rupanm kaynaşması gene sairi derin, derin düşündürmeye başlamıştı- Eliot artık mehtaba, qşka, boş hayâl ve ümitlere mısralar karalamanın lüzumsuzluğunu in-' kâr etmiyordu. Açlığı, sefalet: görerek, duyarak; insanlığın: riıüş , terek saadeti için sanalçmm da bir görev kabul etmesi hakikatini anlar anlamaz yeni bı« anla yışla haykırmaya başladı. İşte bu sıralardadır ki Türkçe'ye «Boz kır», yahut «Harap Ölke» diye tercüme edilebileni «The Waste • Landu yazdı.
Bu eşeri ortaya koymadan örp ce Eliot'dan bahseden pek azdı' Halbuki, o mçnfi ve .kötümser ko nulardan arlık sıyrılmıştı. Tam bu şırada yine kendi. devri şairlerinden Le.vvis «Ey Rüyâlar» adlı çocukluğuna yazdığı şiirler edebiyatta yeni bir çığır açmış,ol» ,ması dolayısiyle ilgi çekti, ve gelecek op yıllık şiirin mahiyetini de tayin etmiş oldu. Eliot bu o laya alâkasız kalamamışh. Ken dişi lewi$’tqn en aşağı 10 yıl ön de gidiyordu- Osfelik Levvis ve eirafmdaki bir Jıaç şair de Elirjt-nun izinden yürüyen kimselerdi. İşte bu sıralardadır ki yazdığı şiirlerinde- dünyanın sosyal dertlerini iyi edacek bir çare, ve geri felsefeye karşı yepyeni-bir fi-, kirle karşı koymanın eşaslariyi'e uğraştı. O zaman yazdığı «lrt-; sanların Kaderi» adlı şiiri sola mütemayil olmakla1 beraber daha çok iyimser bir ruh taşıyor» du. Bu iyimserlik o zamanki liberal heyecanlarından doğmuştu 1920 den bu tarafa artık Eliot ıjlaha fazlq, üzerinde durulan, bir sair olarak göze batmıştı Şekilci liği bırakmış, içe kapanıştan kurtulmuş, hudutsuz bir hürriyetle ileri bir şiir tekniğinin sırrına e-rişmesini bilmişti. Bu sıralarda yaz dığı şiirler «Rüzgârların Söylediği Şarkı» ve «Büyük Yasağın İlk î Günleri» edebî muhillerde fı(İı no kopardu Eliot, tereddütsüzce birinci sınıf bir şair olmuştu. «Bozkır» dan evvelki çocukça
düşünüşlerden, hayallerden pek çok uzaklaşmıştı. Bu harekeli et-refmdei bulunan ve ondan geride bulunan bir çok şairleri ken I di yolu üzerinde yürümeye sev I ketti. Ingiliz şiirinde, bir «Waste - I Lcnd» mektebi doğmuştu. Bu ( mektebe Auden, Levvis, Mac Nçî- ı ce, Stephen Spendre gibi Eliöt I nun tesirinde kalmış şairler da ) hil olmuştu. İşte buridan sonra- I dır ki Eliot, Ingiliz edebiyatında, t bilhassa Amerikan deebiyahn-, ı dc tesiri görülen bir sima ol- ( muştur. Ve nihayet gençliğinde ı kimsenin okumadığı; yanlış bit I yoldan dönünce büyük bir şair ! olarak ortaya ahlan Eliot, 19-49 ı yılında Nobol Edebiyat Mükâfa ı tını da kazanmış oldu- I
Bu yılın ilk. eseri olarak' şûhrieye konan Verdl’nin Riğö-' letto'su üstünde bir yıldır -Çili-, şıldığın» biliyorduk.. Yine biliyorduk ki Cilda rolünü, j^zr'a yapacaktır. Ama son günlerde kulaklarımıza bir de Ferham ismi çalınmağa başladı. VC nihayet bu çok genç kaçlım Cilda rolüpde seyretmek, dinlemek zeykine kavuştuk. Onu görmek bilhfassa dinlemek hakikaten' bir zevktir. . : ' - ’ ‘i..-
Förhan Onat, iki, yıjdan. bşri, şahnede korist olâfak çalışmak ta idi.'î^igöletto’yu şahneye KoV ma işini üstüne atan , Ay diri Gün, yepr'Bir' istidat' aramağı"' daf düşünmüş ve korodan Fer-' han Onât’ı bulup çıkart)»Si ( Ve gerçtjk biri itma i^e 'Ku g^n^kV ğıi) üstünde' işlemiş, (çaiışmi^,’ müVaffâk dâ ölmüşjuri 1 • 1 ■
Malûmdur ki .Riğoletto, * bn. doküzûhcıi'yüzyılda yaşamış o-* laıj bidsepRe Verdİ’nln . ese^-' tiir. iMeviuü' kısaca Şudur: \ ;
Montava J^ük’ü- ’ çok ÇApkp bir delikanlıdır.-■•Bu .sahadaki, başatıâı;' z^nginli^i,/ rçefkii, ile, el iele yererek. onu, t şıma^ıjt,’ küstah bir insan yapmıştır. Dükün maskarası JRjgole^o,' kan-b'ur, topal ve-mümkür). oldtfğu
ı gm» bulunca dğyjiuğu harikülâ-de; ıstırap; ■ seyircileri, • büyük . yeis denizine1 atarken, eser bl-
işte, kpleratüt sobranp , Şerhan rÖriât, bu opera eserinin .prrma^onpasıdır,' hlasum, toy, küçük Cilda rolünü ■ gayet iyi benimsemiştir. Onu dinlerken: «Bü l'düi,'uzun, harikulade ^es, ' btı kiîçük ' sarışın kadınderç imi. çıkrybri acaba?..» diye ., şüpheye düşüyoruz âdeta... Çünkü çlâkikatar bpyürica bizi hâjir.^n, bizi hefvs&iı? Jjffkka^'bü-' ğt^zej-.ses.'^ClTdalnın-tatlı ççcijk yÛcdii ne-’eü ,h^k*biı’'zûj-lama lürjştlf fti.zfnedenj : uzayıp ğitrifekt^dif Bu karşısında'fce
yirci, İçîhJn YâMâtiş ’
^yd^tahdıî
'yör.,.(«
1 ,'Rigoietto YolUhde bariton Ve-.dat Gürten' Kayîj -amtVaffak.î BilljaSsa sahne ^kabiliyeti üstün-ıc Mirrtîkter bfarikulüdf’.’ |C&inı« lt(raZlâûnı.B dlnteÜtefi';’ şon sahnede İCli de’nin ö|üıhÜ’ jçarşısMfıdu bü 'Çirkin f ihttyhrifi' yüzüpde'.'jiştıhplönn en’mSUHtif şini bularak' ürperlyoruz; )Arâ şırâ şeşinde ’ klrpHtal^ .'ğjmj-s.aydı, •’Yçdat İG.ürten; kuskrsuz ^ayılaoaktı.. : SaJ^epıi2iri^-.b4
itaitar h.r
h“ dıy yeisiyle-rekabet h«|,p- qefc b „
pebulunjn bu lanetjt, ıht|»V .|,k" bilKaia. «.itl'ih.Mİte n T/’î k “««bilir, belki de VedTo;
tüpde.topjşlnak betbihlhiı hâsl,.id| • , , , .
dedir, onun Ln^a ba&ndt- , Monrii’ nukü tenor Nihat
dejdiV Öityn dün^c/a bâğîândj-ğı( üstüne titrediği -tek , yârekr gi^zel, mşsum . kı-zı Cilçİa’aİr. Cilda. pazâr ibadetleri dışında as|a evden .ayj’ıtanjaz. . Büt^ıı-dünyadanf hattâ'babasının Öii- , lcün maskeras^oldûİurvfân bile1' habersizdir. Bir pazar güpü1‘ki/ lise dönüşü Mont^Va 1 düküne” rastlar.' Kendisini 'fikir' bir'?jâ-lebe olarak tanıtan bu delikanlıya Şiddetle âşık olur.. Babası olmadığı zamanlar* evde ' buluşurlar. Bir gece, yakınlan, Riy goletto’rlun seygilişi zannettikleri Cildd'yı, Dük’Ün haberi olmadan, Dük için kaÇırıçter.' Bigqletto, bir ınsanıjı duyşbile-1 ceği en bijyük ıstırabı duymaktadır. Kızı kendisine döndük-ten sonra’da-bu ıstırap devam eder. Çünkü Cüda; çoktan İtendi âlemine dalmış olgn Dük'e jıâlâ âşıktır. Rigoletto, kızını bu ünjitsiz aşktan'kurtarmak için Dijk’ün ihanetini ona. gözleriyle göstermek ister. Hem de pû-ra ile temip ettiği hancı, o. gdee Dük’ü öldürecektir. Bunu haber alan Cilda,. ihanetine şahit öldüğü sevgilisi yeripe öjümü ' kapul eder. Ve dereye Düetin ’ ölüsünü taşıdığını zanneden Ri- ' goletto’nun örtünün altında kı-
li’Menin bütün mânâsiyle realist : otan bir ressa nın irrealist bir ' Sanat üzerine bu derece tesir icra etmesi gerçi çok gariptir, l fakftt tamamiyle doğrudur. Çün : kh 'onun sanatında tahlili mü-1 -^tlıede hadar yapıcı hayalin, 'Heyecan kadar mantıkin, inti-3jiçı(kadar da lirizmin yeri olmuştur. Ve gene sanatının bu ‘.•rece «topyekîın» olması se-1 hiviAzür u; önce 1890 gençle-Ijlötjsopra fovlar, daha sonra da , .bübistler onu, bünyelerine ta-) riiam-iyle zıt olmasına rağmen, kendilerine mal etmekte bir-bırleriyle rekabet etmişlerdir.
u-ıjffiörülüyor ki yeni resmi Puvis1 de Chavanne, Odilon Redon ' 'v6 bilhassa Cezanne hazırla-. malardır. Fakat bu üstadlann , ek yastan, gerekse karak-, .löütari işin idaresini deruhte etmelerine mâni olmuştur. Bu ■ vâaife bütün zamanların en büyük ressamlarından olan Ğauguin’e terettüp edecektir.
tabiatın kopyası telâkki ederek debiyledir ki öı kendi nesillerine mensup rcs-''.' ' 'sopra fovlar
samların eserleriyle istihza etmeleri pek âlâ mümkündür.) ’
Empresyonist ressam gerçi sübjektif değildi, fakat tabiatın aynası da olmak istemiyordu ve bundan dolayıdır ki 18Ö9 gençleri için bir intikal nesli olmuştur diyebiliyoruz. Fakat 1889 ressamlarının hakiki hocaları empresyonizmi geride bırakanlardır: Puvis de Chavanne, Redon ve bilhassa Ce-'
YalÜlz
Boşluğu dolduran vehminle beraber Buz tutan gözlerin ümitle parıldar. Kırık aynalarda hâtıran gülümser Eriyen güne’io kömür kokusu var.
Sinsi çamurlarla koştukça bu dere. Böcekler toprağı, insan hayâtı yer.
İstekle dalarsın ağlayan «eslere, Gemiler yabancı bir diyaıa- gider.
le, her
tür-
Puvis de Chavanne
Safa ESGİN
dihi karşısındaki topluluk için âdeta harcayan sanatkârların üstüne salonda çıt çıkmadan inÇr? Fakat unutmiyalım ki daima almak, buna karşılık İliç vermemek günün birinde bizi tohlim atılmamış çorak bir toprakla karşı karsıya getirecektir. Sahne ile seyirci arasındaki anlaşmayı yapacak olânl sır basit bir arz ve talep kaide-1 sinden başka bil* şey değildir. ler| söylesin!.
Yİvfondâva Dükü - tepgr, iNlhgf.. r K’ızıltğh'jn'enpıyvgff^ ol-' ; tşer,: Rrgplett(&ii|r . ^tye-.
‘ ^Uıriz... ı
.« ’ JŞms b#iton I^ıhf Şu.rŞpâro. ’ı rolünde çgk j^uvlİftk*-
tı.; Vücut yşpıai bpkupındun'd^ - hii| iri'bir insan aUraK taşo'VYJİr-' .edilen; hanci rplüpü/* şaıİMÇty! Seri, ve sahne kabiİjyeti sayesln^ı aksatmadan ^ajaç^ı.., ’
■pigoletU)’dü tyanâto, Qjaj^. gördüğümüz bariton Fikret, Üur kiiçük rolünde' bile hafızalarda İ?! bırakacak-, kâdar\.kuyy,et|^ ; ( :. . ■
Örtyesjra -Şefi, Cahıozzo,' oper^ Bifesine karıştığından beri Itero^ da* bariz bir ilerlemeye'şahidiî/ «KİöyİÜ-Namusu» korosu,' taif’i' jni'n ederhn ki, müziksever o--kuk'uculanrnızin -hâlâ hafışata^ rujda yaşamakta^r. •■«■
^ligoletto'da. da. her. bakund^ iyi bir koro ile karşı karjıyâyız.-. Hattâ dahb evvel b|r çpk eaerS; lerde solişt olarak dinleyip sev-ş. d.iğimiz Nlni'et Akaİın'jn kahka^ hari bile tatlı bir nteİotii halin-7 de] kulaklarımızda devam eçji* yop. Bu kofonun hususiyetlerinden biri 'de başı boş bırakıl* manpş olmasıdır. $u*taröf,' eserin devamı boyunca bizi rahat, memnun bir seyirci olabilmek ' saadetine kavuşturan Aydın Gün’ün eşenidir, Genç şanktkfir ay tu zamand.a iyi bir rejisör, ol* duğunu da ispat etti..
Opera münekkidi ol#- ' rakıdeğil, bv işlerden bir npk*’ tar anlayan bir seyirci sıfrçtiylp -Riğolettç’üa görüp, duyduW«’ i rım bunlardır..., | Üst tarafını opera münefckid-
Sayfa t 6
ZAFER
29/10/1950
r-
SUMERBANK
Büyük Sinemada
9 Kasım 1950 perşembe saat 21 de Dikmenspor kulübü yararına özel müsamere
Kıymetli sanatkâr
PERİHAN ALTINDAĞ - SÖZERİ
İsmail Şençalar, Şükrü Tunar, Demirali. Değerli halk türküleri sanatkârı . ? .... sevimli Karaböcekler. Komik
kralı Cevat Kurtuluş.
Biletler: Florya Spor mağazasında satılmaktadır.
Açık Eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 _ İstanbul Türbelerinden Topkapı sarayı müzesine bağlı muhtelif semtlerdeki (7) adet türbe onarımı açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (19373)'lira (36) kuruştur.
Eksiltme 20.11.1950 tarihinde pazartesi günü saat 15 de İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri genel, hususî ve fennî şartnameleri, proje, lçeşif hulâsası, buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin 1453 liralık muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 950 yılında Ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda ikinci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır
Ziraat Bankası
Tenasüp,
Naki, İsmail,
Osman, Hayri, Aytekın, Ömer, Muzaffer, Hüseyin, Mustafa Kemal, Mustafa, Ahmet, Hakkı, Mahtura, Muslu, Haşan, Zeynel, Necmettin,
Vadesiz Tasarruf Hesaplan 28 Ekim, 1950 çekilişinde: Ankara'da Kavaklıdere'deki ev
Aydın’da 4580 numaralı hesap sahibi Nuri Aral’a, 10.000 Lira
Susurluk'ta 112 numaralı hesap sahibi Hüseyin'e çıkmıştır. Kırıkkale’de İstanbul’da Ankara’da Vize’de Ankara’da Ödemiş’te Avanos’ta Akhisar’da Bandırma’da Tire'de Eskişehir’de Çankın’da İstanbul’da Tire’de Antalya’da İzmir’de Ceyhan’da Kozan’da Gölköy’de Ankara’da
923 numaralı hesap sahibi
390 ’ » » )
40894 ) » »
592 » » )
44404 » » )
3177 ) » »
319 ) ) *
1613 » ) »
1336 * ) )
1391 » » »
6891 ) » »
3505 * ) )
9806 » » »
1589 » ) )
744 » » »
64 » ) )
642 » ) )
811 » ) »
41 ) ) »
42830 » ) »
Önümüzdeki çekiliş
30 Aralık 1950
İkramiyeler:
Ankara'da Kavaklıdere'de 1 EV
Ayrıca: 1 tane 10.000, 15 iane 1.000 lira.
ilk Gala gecesi
Bu akşam saat 21.15 de 1950—195)' sinema mevsiminin ilk büyük süper filmi. Meşhur
Fransa Edibi GUSTAVE FLAUBERT'in ölmez eseri
Madame Bovary
Sinema dünyasının en parlak yıldız.
JENNİFER JONES
VAN HEFLİN - LOUİS JOUR-DAN - JAMES MASON gibi kuvvetli artistlerinin yüksek kabiliyetleriyle canlanmıştır-Bugünkü program:
10—12 de Ucuz Matine
İçimizdeki Şeytan
Diğer şeonslçır-i 14—16:15—18.30 Suvare 21.15 de •
MADAME BOVARY
Numaralı yerlerinizi erkenden ı aldırınız-
Ankara Ticaret Odasından
Sicilli ticaretin 3025 numarasında kayıtlı bulunan Yalçın Allayın terki ticaret ettiği vaki müracaatından anlaşıldığından işbu keyfiyetin sicilli ticarete 28.10.950 tarihinde tescil edildiği ilân olu-1 nur. (5915) I,
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRODA Bu akşam saat 20.30 da RİGOLETTO Opera 4 perde G. Verdi
Müzik idaresi: Adolfo
Camozzo
Sahneye koyan: Aydın Gün
Pazartesi akşamı saat 20.30 da
HAMLET Dram 5 perde Yazan: W. Shakespeare Sahneye koyan: Muhsin Ertuğrul
KÜÇÜK TİYATRO’da Bugün saat 15.00 de Bu akşam saat 20.30 do ŞAKACI
Yazan: Sabahattin K. Aksal Sahneye Koyan: Mahir Canova-
Büyük Tiyatro: Opera: U-muma, Parter 250, Balkon 200. Memur ve öğrencilere, Parter 150, Balkon 100.
Büyük Tiyatro: Dram: U-muma Parter 200, Balkon 150. Memur ve öğrencilere, Parter 100, Balkon 75.
Küçük Tiyatro: Umuma: Parter 200, Balkon 150. U-cuz Halk Parter 150, Balkon 100. Memur ve öğrenci Parter 100, Balkon 75.
Dikkat: Memur ve öğrenciler, her akşam tenzilâttan faydalanırlar.

Vadeli, vâdesiz tasarruf mevdüâtı
2 Kasım keşidesinin
İkramiyesi 18.500 liradır
Her 100 liralık hesap ayrı numara ile ikramiyeye katılır En yüksek isabet ihtimali, — En müsait faiz Ankara: Ulus Meydanı. İstanbul Şubesi: Galata Bankalar Caddesi. İstanbul Ajansı: Bahçekapı Sümerhan.
Sayın müşterilerinin ve dostlarının Cumhuriyet Bay nı saygı ile kutlar Ankara
Anafartalar cad. No. 95
İstanbul
İstiklâl cad. No. 158
Tarhana alınacah
Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürlüğünden: î
Kapalı zarfla 50 ton-tarhana satın alınacaktır. J
Şartname: (
Zonguldak’ta: Ereğli Kömürleri İşletmesi Ticaret Müdürlüğünden, Ankara'da: Etibarik Genel Müdürlüğünden, İstanbul'da: Etibank İstanbul Şubesi Müdürlüğünden alınabilir.
Eksiltme 15 Kasım 1950 çarşamba günü saat 15 de yapılacağından nümunelerle birlikte teklif mektubunu havi ' zarfların en geç eksiltme günü saat 14 e kadar İşletmemiz ! Genel Sekreterliğine verilmiş ölpıaşı lâzımdır.
Eksiltmeye gireceklerin isteyecekleri bedelin yüzde 1 7,5 ğu Hlsbetinde geçici teminat vermeleri şarttır.
Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı itibara alın- '
İşletme idaresi ihaleyi dilediğine kısmen veya tama- J men yapıp yapmamakta serbesttir. (8112)—2360 '

Nil Bar pavyonu
Yaz sezonu münasebetiyle Istanbulda bulunan kıymetli sanatkâr
Necip AŞKIN Ve orkestrası 1/11 1950 nünden itibaren her akşam barımızda
(Nfccip Aşkın and his orchsetra İN NİL BAR)-Tel: 15050.((5905)
gü-
Satılık film alma makinesi
16 mm. lik Bolex- İsviçre malı kuİlamİmamış teferruatı ile bir filıp alma makinesi 1800 T.L. sına satılıktır. Almak istiyenlerin saat 18—20 arası Bayındır sokak Bayındır Apartımanı daire altıya müracaatları. (5924)
DOKTOR SABAHATTİN TOLLUOĞLU Sinir ve akıl hastalıkları mütehassısı Ankaraya dönmüştür.
Samanpazan Merkez Ec-zahanesi üstü Telefon: 15451 Ev: 21166. (5909)
Ankara 1 inci İcra Memurluğundan 950/481-
Mahcuz olup satılmasına karar vctilen 2675 kilo 500 gram ve 5400 metre kösele fabrika kayışı 6 11 950 Perşembe günü saat 12.30 da 1 inci arttırmaya çıkarılacak, 1 incide % 75 şi bulmadığı takdirde 7/11 950 Cuma günü ayni saalte ikinci arttırmaya Be|ediye satış salonu yanındaki umumî mağazalar önünde çıkarılacaktır- Taliplerin satış günlerinde umumî mağazalar önündeki memura müracaatları ilân ' ölünür. (5912)
SATILIK
10 Tonluk 1948 model çok temiz kullanılmış yeni lâstikleri ve yeni karoseri ile bir adet Desoto marka kamyon satılıktır. Son modellerden kıymetli bir tenez-züh araba ile değişme kolaylığı da olur- Müracaat 24811 Bulgur Fabrikası.
CASUSLAR ;
kimlerdir? ;
CASUSLAR (
nasıl ve nerelerde yetişirler? ;
CASUSLAR ;
nasıl çalışırlar? )
CASUSLAR !
dan nasıl korunmalıyız? ; Topyekün Casusluk; ta okuyunuz ;
Yazan: Curt Riess ! Çeviren: Bedia Avunduk ; Akba, Berkalp, Haşet kitap ; ! evleri veya P.K. 2018
Kadın terzisi
Mükerrem
Paris'in cn son mülai modelleri gelmiştir .
Atatürk Bulvarı Toygar Apt. Daire 5. Telefon No. 23891.
Bir bayan aranıyor
|stanbula yakın iyi bir yerde, bir müessesede çalışmak üzere 25 - 40 yaş arasında en tahsili bulunan bir baya maktadır.
Müracaat: İstanbul Palas Oteli Kâtipliği- Tel: 10600. (5923)
Dr. Bahaettin Kökdemir
Birinci Sınıf Dahiliye Mütehassısı
Seyahatten dönmüştür. Günün her saatinde hasta kabul eder, Anafartalar Cad. No.- 202 Köklü Apr- Kat: 3 Tel: 14544 veya 31208 den sorulabilir. 5895
Kiralık daireler
3, 4, 5 oda birer höllü, konforlu daireler kiralıktır.
Selanik caddesi nihayetinde Kızılırmak sok- No. 26 bitişiğinde Tel: 26440. (5917)
matinelerden itibaren Cumhuriyet Bayramı haftası şerefine
Cebeci Sinemasında
Fevkalâde zengin va büyük program iki büyük film birden Senenin cn büyük süper filmi Franiız edip ve yazarı Guslav Flaubert’ın şaheser romam
1 — Madame Bovary
Türkçe sözlü
Sinema dünyasının 4 büyük artisti bir arada. Jenifer Joncs, Van Heslin, Luis Jordan, James Moçoıı
2 — Suçsuz Katil
Türkçe sözlü
Sing - Sing hapishanesinden kaçma teşebbüsü, işkence, ıfdırap ve sonsuz bir aşkın romanı
IU)'I,Eht've KEDİ
SAHİPLERİNE
Bclediyo Başkanlığından:
1 — Sahipli köpek ve kedilerin dışarıya bırakılması yasaktır. Çıkarılması halinde mutlaka tasmalı ve burunluklu bulunmalı ve yanında bağlı olarak gezdirilmelidir.
2 — Başı boş görülen köpekler tasmalı ve numaralı dahi olsalar imha edileceklerinden meraklılarca bu cihete dikkat Edilmelidir.
3 — Başı boş sahipsiz köpek ve kedilerin temizleme ekiplerinden kaçırılmaması ve bilâkis ekiplere teslim veya gösterilmesi suretiyle yardımda bulunulması vatandaş sağlığı bakımından çok önemlidir.
4 — Başı boş görüldüğünden imhası yapılanların sarımsaklı yoğurt ve saire verilerek kurtarılmalarına çalışıldığı görülmektedir. Cezayı mucip bu gibi vazifelere müdahale edilmemelidir.
5 — Sahibi bulunduğu köpekler için vergisi verilerek mar kası alınmalıdır.
6 — Sahipli köpek ve kediler kuduza karşı koruyucu mahiyette aşılattırılacaktır.
7 — Evvelce aşılanmış olup da aradan bir sene geçmiş bulunan köpek ve kedilerin tekrar aşıya tâbi tutulması lüzumludur.
8 — Marka ve aşı işleri için Hükümet caddesinde Belediye
karşısında Orman Çiftliği mağazası üzerindeki Belediye Vete-•■irier Müdürlüğüne müracaat olunmalıdır. Telefon numaras’ da 11690 dır. tlân olunur. (8037)—2345
P. T. T İsletme Genel Müdürlüğünden
Ankara'da telefon santral ve şebekesi genişletilerek, isti-veplerc telefon verilmesi imkân dahiline girmiş bulunduğundan bundan böyle Ankara’da telefona abone olacaklardan tesisat ücretinin üç aylık dört taksitte alınması kararlaştırılmıştır.
Tesisat ikmâl edildikçe diğer şehir ve kasablarımızda da taksitle telefon verilmesine başlanacaktır.
Sayın hialka .ilâh olunur.
(8068) 2369
Açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — İstanbul türbelerinden Topkapı Sarayı Müzesine bağlı muhtelif semtlerdeki (7) adet türbe onarımı açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (24719) lira (38) kuruştur.
Eksiltme 20/11/1950 tarihinde pazartesi günü saat 16 da İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiLtme, Bayın dirlik İsleri Genel, hususî ve fennî şartnameleri: proje keşif hülâsasiyle buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin (1853) lira (95'
kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi vç (1950) yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair oclgeyi hâmil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) Tün evvel Vilâyet Makamına müracaat ederek ehliyet vesikas’ ■İması ve yukarda ikinci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imza-Hması şarttır. (8089) 2367
İzmir İli Daimî Komisyonundan
1 — Memleket hastanesinin 1950 malî yılı ihtiyacından olan M kalem ve 20305 lira 10 kuruş muhammen bedelli çeşitli ilâç 24/10/1950 tarihinden 14/11/1950 tarihine kadar 20 gün müddetle kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır. Geçici teminat (1522) lira (95) kuruştur.
2 — Eksiltme 14/11/1950 tarihli salı günü saat 15 de İl Daimî Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Liste ve şartname İstanbul - Ankara sağlık müdürlük-'crinde. İzmir’de Hastane Baştabipliğinde ihale günü İl Daimî Komisyonunda görülebilir.
4 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 inci maddesi gc-
■oğînce hazırlıyacakları kapalı zarflarını ihaleden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde İl Daimî Komisyon Başkanlığına tevdi eylemeleri. (8090) 2366
İki motor için teklif isteniyor
Erzurum Belediye Başkanlığından:
Erzurum Belediyesi için; 2000 rakımında 600 ilâ 750 beygir gücünde çalışabilen 231/400 voltluk 50 frekanslı trifazc alter-törlerle akuple aynı cinsten iki motor alınması düşünülmek-
Mötörlerde aranılan şartlar:
1 — Ekotıomik olmaları,
2 — Komplike olmamaları, yedeklerinin kolayca tedarik edilebilmesi,
3 — Sağlam ve fiyatça müsait olmalarıdır. Düşük devirli mğtörler tercih edilecektir. Fiyatlar; biri İstanbul’da, diğeri Erzurum’da teslim şartiyle ayrı ayrı bildirilmelidir.
Motörlerin Erzurum’da rhontajı satıcıya ait olacak, or çalıştırıldıktan sonra teslim alınacaktır.
Satışa talip olanların kataloglarını ve satış şartlarını ■'.urumu Belediyesine bildirmeleri. (8115)
Er-
2362
Gaziantep Belediyesi
İşletmeler Müdürlüğünden
1 — İşletmemiz için lüzumlu, aşağıda cins ve evsafı yazılı bir adet transformatör, otomatik disjonktör ve yeraltı kablolarının alınması 27/10/1950 tarihinden itibaren 21 gün müddetle ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Alınacak tekmil malzemenin muhammen bedeli (26000) lira olup muvakkat teminat miktarı (1950) liradır.
3 — İhale 17/11/1950 tarihine müsadif cuma günü saat 15 de Gaziantep İşletmeler salonunda ve İşletmeler Satınalma Komisyonu tarafından yapılacaktır.
4 — Bu işe ait şartname her gün Gaziantep İşletmeler Muhasebesinden parasız olarak alınabileceği gibi hariçten is-tiyenlere de gönderilir.
5 — İsteklilerin 2490 sayılı kanuna uygun olarak hazırlı-vacaklarl teklif mektuplarını yukarda tayin edilen ihale saatih den cn az bir saat evveline kadar Komisyon Başkanlığına vermiş olmaları lâzımdır. (Postada vaki gecikmeler nazarı itibara alınmaz.)
Alınacak malzemenin miktarı ve
Adedi

Cinsi
2000 metre
1 adet
3X16 mm2. lik 6500 volt işletme tevettürü için yeraltı kablosu.
350 ilâ 400 KVA lık 6500/400/230 volt alçaltır' transformatör. Kublajı müselles *• yıldız ve grubu C1 olacaktır.
Bu transformatör takatına uygun yağlı otomatik disjonktör. (Röleleriyle birlikte.) (8113) 2361

'/JA/KAlCZL' KİTAPEVİ
8 UZSA
Bütün FRANSIZCA Kİ-TAPLAHı 30 SANTİMDEN ne. sap eoe.aEK adhesİnIze kapak rest, i m £De£
İLAN
1 — Büro, depo ve tamirhaneler ihtiyacı için imtihanla cn aşağı lise ve üniversite mezunlarından 3 stajyer sekreter alınacaktır. Bunların İngilizce de bilmeleri şarttır.
2 — imtihanları kazananlâö. ;950 malî yılı sonuna kadaı denemeye tâbi tutulacaklardır. Bu njüddet içinde geçici olarak kendilerine (400) lira aylık ücret verilecektir.
3 — İmtihana girebilmek için:
Askerliğini yapmış 28 yaşını (geçmemiş olanlar aşağıdaki -'belgeleri ve dilekçeleri ile Ankajâ Gn Kur. Ordonat D. Bşk. lığına 15/Kasım/1950 tarihine kâdar müracaat edeceklerdir.
Dilekçelerine bağlanacak olan belgeleri:
a) Nüfus hüviyet cüzdanı tasdikli sureti,
b) Emniyet Md. den doğruluk kâğıdı (Bu kâğıtta ecnebi kadınla evli olup olmadığı belirtilecektir.)
c) Okul şehadetnamesi.
d) Sağlık kâğıdı.
e) Denemede muvaffak olmâzsa
geçici vazifesinden çıka-
rıldığı zaman hiç bir hak iddia’etmiyeceğine dair ve keza mu-
vaffak olduğu takdirde 4. maddede yazıldığı gibi tahsil ve liyakatine göre barem derecesine'/getirildiğinde daha az para alacağından dolayı bir gûna hak iddia etmiyeceğine dair Noterden tasdikli senet.

f) Evvelce çalıştığı yerlerden..iş ve
durumuna dair bonser-
3 — imtihan Ankara’da Qrdonqt okulunda yapılacaktır, imtihan 20 Kasım 1950 pazartesi günü saat 9.30 dadır.
4 — İmtihan ve denemede muvaffak olanlar 951 yılı kadrosuna Sekreter ünvaniyle alınacaktır. Tahsil derecesine göre lise mezununa (20) üniversite mezununa (30) lira aslî maaş verilecektir. Bu suretle kendilerine verilecek maaş tutarı evvelce bir tekaüt hakkı tanınmıyarak geçici olarak kendilerine verilmiş olan ücretten az olacaktır. Bundan dolayı 2 maddede yazıldığı gibi bir hak iddia etmiyeceklerine dair bir noter senedi vereceklerdir.
5 — Askerî sekreter sınıfına, geçirilenlerin 5 sene ınüc detle mecburî hizmetleri olacaktır. Bu müddetten evvel ayrı lanlar almış oldukları maaşları tazmin edeceklerine dair kefil li bir noter senedi vereceklerdir.
6 — Askerî sekreter sınıfına aynlanlarm maaşları (70) 1 ra aslî maaşa kadar yükseltilir. Ve askerî kıyafet kararname siyle tensip olunacak askerî kisveyi giyerler.
Not: İmtihan merkezine ve atandıkları yerlere kadar yo lukları kendilerine ait olacaktır.'
Noter senedi sureti Ordu Üönatım Okulu Komutanlığın dan alınacaktır. (7999) — 2327
Diyarbakır Valiliğinden
1 — Ergani ilçesinin Zengetil bucağında olan Zengetil çayı üzerinde betonarme köprü inşaatı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Keşif bedeli 38580 lira 71 kuruş olup ilk teminat 2893 lira 55 kuruştur.
3 — Kapalı zarf usuliyle yapılacak eksiltme ihalesi Diyarbakır il daimi komisyonunda 11 Kjisım 1950 Cumartesi günü saat 11 de icra kılınacaktır. İsteklilerin 2490 sayılı kanunda yazılı vesaikle birlikte teklif mektuplarını 1'1 Kasım Cumartesi günü saat 10 a kadar komisyöfı başkanlığına vermeleri şarttır. Posta gecikmeleri kabul edilmez.
4 — İsteklilerin ihaleden! nihayet üç gün evvel Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları ehliyet- vesikasiyle Ticaret Odası kayıt vesikası ve ilk teminât) makbuzunu teklif zarfında bul -Umdurmaları lâzımdır.
5 — Keşif, proje ve diğer evrak parasız olarak il daimî
komisyonda görülebilir. (1447)—(8003)(2343)
Belediye başkanlığından^
1 — 29 Ekim 1950 Cumhuriyjet Bayramı günü şehirde ek-
mek sıkıntısı husule getirmemek maksadiyle fırınların bir gün evvelinden birer ağız fazla ekmefe çıkarmaları ve ekmek ba.-yilerinin bayram günü saat 24 e kadar açık kalmaları Belediye Encümeninin 25/10/1950 gün ve 6070 sayılı kararı ile uygun görülmüştür 1
2 — Ayrıca değirmenlerin fırınlara kâfi miktarda un ver-
meleri hususunda Belediyece tedbir alındığı sayın halka ve ilgililere ilân olunur. 1 (8070) 474
Yün keçe alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan:
1 — Muhtelif ebatta 1000 metre murabbaı (takriben 2738) kilo) yün keçe kapalı zarf usuliyle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 24642 lira olup muvakkat teminatı 1848 lira 15 kuruştur. .
3 — Şartnameler Komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 16/Kasım/195P perşembe günü saat 11 de Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat 10 a kadar makbuz mukabilinde Komisyona verilmesi veyahut muayyen olan saatten evvel ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olacak posta ile gönderilmesi. (8008) 481
29 10/1950
nüshaların
IŞIL
Şehri
Petrol ofisinden
İSTANBUL
ÇOCUĞUNUZUN SÜT ANNESİDİR.
Parasız Hizmetçi
Köpük
Kok Kömürü Tevziat*
ANKARA
u
("140 — 2363)
(g
»’.'z
|
No.
İZMİR SAMSUN BURSA
aşağıda gösterilmiştir. Hesap Sahibi
GRİPİN. Sağlı
I Yardım t
dir /S B 5-2541 N
• 20.1.35)
Kiralık ev ve piyano
İller Kooperatifi, 5 nci sok. No. 8 köşe başı 4 oda, bü yük salon 2 veranda. Müra-caat içindekilere- 5910
karşısı No. Apartmanı, ve ev Tel:
Standard tipe bağlanmamış olan bu malzeme için alâkalı ların tekliflerini pompaların kataloglariyle birlikte en geç 6/11/ 1950 Pazartesi günü akşamına kadar yazılı olarak Ankarada
Umum Müdürlüğümüze yapmaları ilân olunur. (7975)(234(B
-Ofisimiz ihtiyacı için bir miktar elektrik ve elle ve ayrıca yalnız elle işler benzin satış pompası alınacaktır.
BÜYÜK Mağazanın
İthal
yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır f
$ Ankara Şubesi
Kura numaraları küçük carî hesapların 10. 10. 1950 tarihindeki miktarına göre tesbit edildiğinden, bu tarihten sonra hesaplardan çekildiği anlaşılan naralara kura sıra numarası esası muhafaza edilmek üzere verilmiş olan son kura numaralarına isabet eden ikramiyeler yemden keşideye tâbi tutulur. (8141)—2359
en başarılı ilaç
Bütün tarih muharrirlerinin yardımiyle neşrolunup büyük bir satış rekoru yapan emsalsiz «Resimli Tarih Mecmuası» nın 11 inci sayısı da görülmemiş resimlerle çıkmıştır.

emÎrgân da
GRİPİN
GRİPİN, baş, diş nezle, romatizma, adale, sinir ağrılarını geçirir.
Kışın yağışlı ve rutubetli günlerde grip ve soğuk algınlığı hastalıklarından korunmak için GRİPİN almağı ihmal etmeyiniz.
Bütün Ağrılara Karşı
GRİPİN
4 saat ara ile günde 3 adet alınabilir*.
BOMONTİ GAZİNOSU
Kışlık salonunda her akşam
ilâveten
MARUF ÜSTAD Kemani NUBAR TEKYAY
İDARESİNDE her akşam harikulâde saz ve fasıl heyeti
Müzeyyen Senar
BU AKŞAMDAN itibaren biricik halk türküleri sevimli sanatkârı
ZEHRA BİLİR
BUGON SAAT 15 DE Her aksam sahnemizde
TEKMİL kadro ile ve KARA BÖCEKLER BÜYÜK İÇKİSİZ AİLE MATİNESİ Tel: 21355
10 liraya
Halis ve taze
Brezilya Kahvesi
Garanti Kurukahve
Ticarethanesi
Merkez ve şubelerinde -Yeni hal No. 8 Tel: 11812.
5860
verilen ilavesi büyült
Posta Kutusu No. 1
Sayın Yolcu
GÜVEN SAMSUN
Yolcu Nakliyat Anbarını bir def'a görmek menfaatiniz icabıdır Otomobillerimiz son model ve lükstür.
Ankara’dan Hopa’ya
kadar yolcu ve eşya alınır.
Hareket saati her gün muntazaman 8.30 dur.
| I-Ier yolculuk ve nakliye işlerinizde yegâne emniyet I ve rahatlığın «GÜVEN SAMSUN» Anbarında
olacağını unutma.
* Adres: Sanayi Cad. Konfor Palas hltında No.17. Tel: 16990
************** •t******^****'.*’»*****» ***********************
Etibank Genel Müdürlüğünden
Bankamızın ticari servislerinden birinde çalıştırılmak üzere İngilizce veya Almanca lisanlarına vakıf veya her iki lisan: da bilir bir tnemur alınacaktır. Ayrıca Fransızca da bilmek tercih sebebidir.
İsteklilerin Genel Müdürlüğümüze müraatatlan rica olu-(7927)—(442)
Vitaminli
ÇOCUK MAMASI
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi Ankara Şubesinden
Bu hafta kömürleri verilecek beyanname numaraları aşağıdad ır. Gününde kömürlerini ' almayanların sırası geriye bırakılır. Kömür parası yatırırken vc kömür alırken hüviyet gös terilmesi lâzımdır. Bu ilânlar pazar günleri sabah gazetelerinde yayınlanır. —
Müracaat günleri: Müracaat yerleri: 1/11/1950 Çarşamba Beyanname No. 2/11/1950 Perşembe Beyanname No 3/11/1950 Beyanname No. 1/11/1950 Cumartesi Beyanname No.
ULUS Sanayi Cad. Belediye Mü zayede Salonu karşısı No. 16 9451-9475 10476-10500 11451-11475 12551-12575 13451-13475 14451-14475 16151-16175 17251-17275 21451-21475 22451-22475 23401-23425 24351-24375 26551-26575 33351-33375 33801-33825 34351-34375 j
YENİŞEHİR Necatibey Cad. No. 58 183501-183525 183701-183725 184151-184175 184601-184625 134851-184875 184951-184075 185051-185075 185151-185175
ŞUBE MERKEZİ Anbarlar Cad. Kok Kömürü deposu. 173351-173375 175351-175375 176301-176325 177451-177475 178501-178525 179101-179425 180551-180575 181501-181525
DİKKAT: Kok kömürünün beher tonu vasıtaya tesllın 45 liradır. Linyit kömürünün beher tonu vasıtaya teslim 30.— liradır.
BÜYÜK Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Memur ve Subaylara Kolaylık
Adres: Anafartalar Adliye Sarayı, yeni mağazalar karşısı
BÜYÜK Mağazanın
ZENGİN Kadın, Erkek, Çocuk, f'ebe Tekmil GıYİM EŞYA Çeşitlerini ;300 — Tel: 15149 — Hikmet Ünal ve Ortağı Kollektil Şirketi i Mutlaka görünüz
İKRAM İVE S i
SON PAQA KABUL TARİHİ
BU KTŞİDtYE +R SAPLARINDA
12-12-1950
EN AZ
LİRASI BULUNANLAR Vî BU PARAYI l(Ç$İPÇ TARİMİNÇ KADAR ÇtKMt YBNLBR İŞTİRAK ÇRBRL^R..
8 A L KO N D A N, BGÖ AATÇÎ77,
EMLAK BANKASI
28.10.1950 ikramiye çekilişim kazananlar
İstanbul’da Erenköyündeki EV, İstanbulda 5126 hesap sahibi Bay SADİ NAZMİ NİR-VEN’e isabet etmiştir.
Muhtelif para ikramiyeleri kazananlar
Hesap No.
Çıkan ikramiye
Temizleme tozu
*v*************************** I T0 LET İ
* Furnishcd Four Roonıs, £
♦ one hail. Evcry conveniency e 5 except ccntral heating... J
5 Tel: 23Î10/122 Mehmet Ali |
S Güvenlik sokak No. 1 Çan- *
( kaya veya Güven evleri as- ( J faltı alt kısmında yeni B.M. S $ Meclisi bahçe duvarına biti- *
( şik. 5857 $
1
|
i
11632 7120 8298
467 13650 21883 10219 20262 23048 13570 22194 2572 17898 18774 6619 12984 10397 12962 10804
3830 1352 679
Nazmi Tümer Melâhat Arıkan Galip Tezcan Mümtaz Faik Berkin Albert Hempel Bcdia Feyzioğlu Yorgi Şehlikoğlu Necdet Otaman Zekiye Gençe Hakkı Kâmil Beşe Nahit Kocamaz Şükiu Yeğin Muazzez Gürün Ertuğrul Kutluğ Vakiye Kulen Normin Arsev Hüsnü Nalça Rıza Şenaydar Celâl Toksoy Brhremcn Sertel F.«-ol Giilman JT)k—\et Diirer
T. C. Ziraat Bankasından
Bankamız tarafından 5389 sayılı kanuna istinaden ihraç e dilip muvakkat tahviller halinde satılmış olan birinci tertip 10 milyon liralık tahvillerimizin asılları, kuponlu olarak, bastırılmış bulunmaktadır.
Tahvil sahiplerinden ellerindeki muvakkat tahvilleri evvelce satın alınış oldukları bankalarımıza getirip asilleriyle değiştirmelerini rica ederiz.
Değiştirme işine 1 Kasım 1950 tarihinde başlanarak 3 ay müddetle devam olunacaktır.
Bu müddetten sonra yapılacak değiştirmeler bazı kayıt vc masrafları icap ettireceğinden tayin edilen müddeti geçirmemelerinin menfaatleri iktizasından olduğunu tahvil sahiplerinin dikkatlerine arzederiz. 2364
- **
»Haınanıönü — Yeni Do- ) ’ğumevi Çocuk Hastalıkları $ [ Mütehassısı 5
: Dr. İhsan Can t
5 Hastalarını hergün saati
• 15 ten itibaren kabul eder. $
• Anafartalar raddesi Kıır- ı ’şunlu Cami )394 Bekman [Muayenehane ’15888
BUYUK Mağazanın
Hususî surette getirttiği Paris diplomalı terzi Niko NİKOLAİDİS
Garantili
Sipariş, her türlü giyim ihtiyacınızı karşılamak üzere emrinizdedir. Reklâm değil hakikattir.
1
ZAFER
29/10/1950
ZAFER
Mısır Milli takımını dün
3-1 mağlûp ettik
c*
Gollerimiz birinci devrede ikisi Bülent ve biri de
SPOR
L;.. .

Maça dair
' Türk - Mısır genç millî takımları arasında yapılan
maçtan sonra, soyunma odalarında ziyaret ettiğimiz üç salahiyetli şahıs bize maç hakkında şunları söylemişlerdir: Millî takım antrenörü McCormic: «İyi takım maçı kazanan takımdır» demiş ve şunları ilâve etmiştir.;, «Mısırlılara gelince, fazla paslaşmaya ve fazla kombinezona kaçtılar ve bunun kurbanı oldular.»
Yan hakemi Sulhi Garan: «Bu galibiyet daha fazla bir kaç oyuncunun galibiyetidir» demiştir.
İtalyan hakem Bernardi de güzel bir maç idare etmiş olduğunu söylemiştir.
^****************v*^v-»»»»V v*«,**v************************A
Takımımız dün
nasıl oynadı ?
Sahanın en muvaffak üç oyuncusu^ Turgay, Lefter ve Bülentti
İdareciler birinci haftaymda sol açığı değiştirmemekle affedilmez bir hata işlediler ■ Dünkü millî maçta oyuncularımızın fert itibariyle muvaffakiyet dere'celerihi aşağıda bulacak-
TURGAY;
e «Topu yakından takibederek, İdmanında yumruk çıkışları ile tehlikeleri .önledi. Yaptığı uzun (feğaşmanlarla ikinci ve üçüncü gollerimizde, büyük hissesi var-Golde, hiç bir hatası yoktu.
yNACt:. .
, “Müdafaada muvaffak olanlar arasındadır,
RAHMİ:
Birinci devre biraz tutuk oynadı. ikinci devre açıldı. Yalnız gol geç müdahalesi yüzünden olmuştur.
MUSTAFA:
Haf hattının en muvaffak olan
oyuncusudur.
KÂMİL:
İlk defa millî formayı giymesi dplayısiyle tam muvaffak ola-
MUZAFFER:
Soğukkanlı hareketleriyle görerek oynaması hücum hattı için faydalı olmuş, yalnız forvetin 60İ tarafının iyi bir gününde olmaması yüzünden bu çalışması semeresiz kalmıştır.
LEFTER:
Forvet hattının en muvaffak oyuncularından biridir. Attığı gol de şaheserdi. Yalnız Erol'le ü-niit edildiği şekilde deplasmanlı oynıyamaması yüzünden fazla göl atmak fırsatını bulamadı EROL:
,Her zamanki oyunlarını nedense göremedik. Lefter’le de fazla deplasmanlı bir oyun çıkaramadı dünkü maçta muvaffak olmuş sayılamaz.
■BÜLEND:
^Takımımıza iki gol kazandırdı Bunun için de Mısırlı oyuticu-lar tarafından daima marke e-dfldi ve sık sık da hırpalandı, bîitekiın maçın büyük bir kıs-rıyını da sakat oynadı. Bülent forvetin Lefter ile birlikte en nkıvaffak oyuncusudur.
FAHRETTİN:
Kendisinden her zaman bekle-1 diğimiz ,çanlı ve golcü oyununp nedense dün göremedik. Bunda solaçık Cihad'ın da büyük bir hissesi olduğunu, tahmin ediyo-
CİHAT:
Takımın en .fazla aksayan o-yuncusu idi. Forvet hattımızın dün güzel bir oybn çıkaramama-sına başlıca âmil . olmuştur. Birinci devrede değiştirilmemesi takımın.aleyhine,olmuş, bu yüzden fazla gol yapılamamıştır. İkinci devre Isfendiyar sağ açıkta, Lefter de solâçıkta oynasay-. dı, naticcnin daha farklı olma-, sı çok .muhtemeldi,
Mısır takımı üç gol yemesine rağmen, bozulmadı. Takım sür'-atli bir oyun çıkardı. Oyuncuların topu ştopları ve paş verişleri mükeçımeldi.
Israilde feci bir hezimete
uğradık: 5-1
Tel Aviv, 2, (T.H.A.) — Bugün Tel Aviv’de çok kalabalık bir seyirci Önünde yapılan Türk İsrail millî, futbol maçını İsrail takımı 5-1 kazanmıştır,
Mısırlı oyunculara ziyafet
Ankara, 28 (T.H.A.) — Ankara’da bulunmakta olan Mısırlı futbolcular Şerefine bu gece Gar Gazinosunda Bede(ı Tprbi^esi Ge nel Müdürlüğü tuhafından bir ziyafet verilmiştir.
Dünya basketbol şampiyonası
Buenos Aires, 28 (T.H.A.) — Buenos Aires’te bugün devam e-dilen dünya basketbol şampiyonası dörni final karşılaşmasında Şili Fransa’yı 44 e karşı 48 ile, Amerika da Mısır’ı 32 ye karşı. 34 sayı ile mağlûp etmiştir.
Lefter tarafından emsalsiz şütlerle yapıldı
Mısır Millî takımı bilhassa ikinci devrede güzel bir oyun tutturmasına rağmen gol çıkaramadı
Mısır kalesine hakemin faul addederek vermediği gol işte böyle yapıldı.. Şarjın ne dereceye ka-
dar nizamî olduğu resimde açık ça görülmektedir.
Mısırlılara BUlend'in ayağından yaptığımız üçüncü golde top ağlara yuvarlanıyor.
Doğu Akdeniz Futbol Kupası için Türk - Mısır genç millî takımları dün ilk karşılaşmalarını 19 Mayıs Stadında yaptılar. Havanın geceden yağışlı olmasına rağmen erken saatlerden itibaren halk stadı doldurmuştu. Saat 14,25 te evvelâ Mısırlılar, sonra da Türk millî takımı sahaya çıkarak uzun uzun alkışlandı. Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri her iki takım oyuncularının ellerini sıktı. Bundan sonra bando Mısır ve Türk millî marşlarını çaldı. Şeref tribününde maçı ta-kibedenleı- arasında, B.M.M. Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Yardımcısı Samet Ağaoğlu, Dev let Bakanı Fevzi Lûtfi Karaos-manoğlu, Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri, Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut yer almış bulunuyordu.
İtalyan hakemi Giorgio Bernardi idaresinde takımlar sahada şu tertiple yer aldılar:
TÜRK MİLLÎ TAKIMI :
Turgay, Naci, Rahmi, Mustafa, Kâmil, Muzaffer, Lefter, Erol, Bülent, Fahrettin, Cihat.
MISIR MİLLÎ TAKIMI:
Abdülcelil, Hanımami, I)aly, ilanıza, Ebu Habaya, Sadi Ra-şit, Fuat Sıtkı, Dazvi, Diba, To-
Oyuna Mısırlıların vuruşu ile başlandı. Hücumu durduran müdafaamız, topu Mısır nısıf sahasına aktardı. Erol’un şütunu kaleci yakaladı.
İkinci dakikada Erol’un bir a-şırtnıa pasını 18 üzerinde yaka-lıyan Bülent beklenmedik bir anda sıkı ye fevkalâde bir şütle ilk golü yaptı. Bu gol Mısırlı o-yuncuları kamçıladı. Yapılan hücumlar 18 pas içine girmeden kesiliyor.
Solaçık Cihat’ın aksaması hücumlarımızı neticesiz bırakıyor.
16 ncı dakika, Mustafa'nın bir serbest vuruşunda top kaleye girdi. Fakat Fahrettin’in kaleciye şarj yapmasını faul addeden hakem bu golü saymadı.
Bir Mısır hücumunda topu ya- lı. Bu golde


F. Bahçe
G Spor
umumî bir gevşeme görüldü. Bu üç gol kâfi imiş gibi oynamıya başladı. Solaçıkta Cihad’ın bozuk oyunu hücumlarımızı heder ediyor. Mısırlıların ise, bilhassa ortadan deplasmanlı bir oyun çıkardıkları nazarı dikkati celbe-
Devre bu şekilde 3-0 lehimize sona erdi.
İKİNCİ DEVRE
Bu iki kuvvetli ■ : takım yarın karşılaşıyor
Fenerbahçe futbol takımı ' ı
i yarın sabah şehrimize gele- ;; ; ıek, öğleden sonra saat 14,30 i I i da 19 Mayıs Stadında De- (; I mirspor’la hususî bir karşı- ; i laşma yapacaktır. i
Sarı-Lâcivertlilerin sezon ■ başında şehrimizde yapacak- ; i ; lan bu karşılaşma şimdiden i ! ’ büyük bir alâka uyandırmış- - ; tır.
Fenerbahçe Arnavut fut- i! kolcularından Bahri, Süley- ; ; ınan’la şehrimizde bulunan ; i Lefter ve Erol’ü takımlarına i i alarak kuvvetli bir kadro ile ı ; sahaya çıkacaktır. ’
Buna mukabil Demirspor I i da Mustafa ile Rıdvan’a ta- j ; tamlarında yer verecektir. Aj •
Gazetemiz bu iki kuvvetli ] L takimın yapacakları karşı- L laşmada galip gelen tarafa ;, bir kupa verecektir. ; i
Bu maçın orta hakemi i ■ ! Muzaffer Ertuğ, yan hakem- i i !! leı-i Kadri Erdemli ve Cez- !; ■ mi Başar’dır.
(^************************** j
kahyan Turgay uzun bir vuruş, i yaptı. Top Mısır nısıf sahasında | Bülend’le, Hanımami arasından Lefter’e uzandı. Lefter de 20 | metreden kendine has bir vuruş- | la ikinci golümüzü yapmıya muvaffak oldıı.Bu sırada keleci sakatlanarak yerine yedek kaleci girdi.
Yirminci dakikada yine Tuı-gay’ın yaptığı degajda topu ya-kalıyan Bülent, Daly'yi de geçe- ■ ıek köşeden 3 cü golümüzü yapan sonra takımımızda
İkinci devrede Mısır takımı so-laçıklarını değiştirdi. Bizim takımımızda hiç bir değişiklik yapılmadı. Fena bir gününde olan Ci-had’ın solaçıkta oynatılmasında ısrar edildiği görüldü.
Oyuna bizimkilerin vuruşu ile başlandı. Mısırlılar bu devre netice almak için daha canlı deplasmanlı bir oyun çıkarıyorlar. Sağdan yapılan bir Mısır hücumunda Fuat Sıtkı’nın çektiği çok sıkı şut direğin köşesine çarparak avuta çıktı. Takımımız böylelikle ilk tehlikeyi atlatmış oldu. Bir hücumumuzda Hammamî nin vurduğu tekme ile Bülend sakatlandı. Tedavi edildikten son , ra- oyuna tekrar başladı.
14 üncü dakikada Dazvi’nin ®18 pas üzerinden çektiği sıkı şü-tu Turgay aynı güzellikle kurtardı.
Devrenin ortalarına doğru Mısırlıların hücumlarını arttırdıkları nazarı dikkati çekti. Sağdan ,-ve ortadan yapılan hücumların müdafaamızı zor duruma soktuğu görülüyor.
, 3 golü kâfi gören takımımızın
durgun oyunu Mısırlıların lehine oluyordu.
39 uncu dakikada Toto. Kah-mi’den kaptığı topu 18 pas üzerinden köşeden kalemize soktu.
Böylccc Mısırlılar şeref sayılarını yapmaya muvaffak oldular. Devrenin sonlarına doğru
3-1 galibiyetimizle sona erdi.

Comments (0)