Sene: I

Nup’ara: 162

Tir ki ye
I aeoelik
» aylık -
3 ,
1
tlrrraııronıı-e.
Abone Şeraiti
için
. 1M0 Kr,
foı
31S e n) ,.
ş^ref Sokağı. T£LCFON: MS20
Hariç için ISO» Kr. ).*X) 7*0 .
Günün Yatısı
(Kültür) yoklaması Olur mu ?
Matbaai Ebteoya, İstanbul
Perşembe 29 Teşrinisani 1934 ----------------
fennin vatanı olmıya-bUir, fakat ilim ve fen sahibinin
vaiant vardır.
Yugoslav notasının metni
ir.
Pas t ör
(Şerhi 3 tabifede)
âkadar eden misak
Yedi Günde bir çıkon bir gazete ı arkadaşımızda Fuat Turgut yau- I dışımız, gazete ve kitapların «z satıldığını ve bunun da okuyucula- I nn okuma yolunu bilmemelerinden ileri geldiğini siyllyor. Buna çare olmak üzere da ilk öocs ülkede okuma yolunon öğretilmesini, sonra da liseden çıkan çocukların bir de (kültür) yoklamama (kntl-hanma) borçlu tutulmasını ve bu yoklamada kazanamıyanlara diploma verilmemesi*! ileri »Ürüyor.
Bu (kültür) imtihanı d* n» demektir? Bizim mekteplerde okuyan çocuklarımız bir yıl içinde okadar baş yorarak, göz ağrıtarak okuduklarından bile yoklama oldukları vakit kazanamıyorlar. Horyıl İmtihan vakti bu çocuklardan bir çoğnnua »apu sapır döküldüklerini görüyoruz. Böyle kendi başlıca işlerini bUe kavrayanııyao çocuklarımın şimdi birde (kültür) imtihanından geçirmece kalkışırsak artık neye uğrayacaklarım göt önüne getlrellen-
Bu çocuklarıımz bu okuduktarv-m neden böyle kavrayamıyorlar da yoklama da kazanamıyorlar ? Bu, hep çalışmadıklarından veya futbul topundan başka birşey düşünmediklerinden ötürü mü böyle oluyor ? öyledir dersek hiç te doğru söylemiş olmayız. Çocukların bu geri kalmalarının birazda iyi oko-tutamadıklarmdan ileri hepimiz inanmalıyız.
Peki, çocuklarımıza leri olan bilgileri bile yorsak (kültür) gibi gayet geniş, gayet dağınık, sınırlarını çizmek gayet güç bir şeyi nasıl öğreteceğiz ? Hele böyle bir şeyden kendilerini ne yüzle imtihan etme#»-kalkışacağız ? Bize o çocuklar o vakit " buraya bakın ağabeyler, şu b!ve sorduğunuz nesneyi riz ₺kendiniz bllljco» TGaUıSr V *Bntnr, gidi’y^n.^ '‘•^'7--“aşılırı Diye
bise söyle* n'i'Jfflilerioe ne.
^rırl»”" oey)«nrI» ?
„l karşılık lûır ülkede yaşayan-ŞA’okumuş, yazmış olanlar ,ö'( varlıklı bir nesnedir. Oku-.ouş. hele yüksek işleri üatüne almış olanların lıepalnin zorlu (kültür)ü olmak gerektir. Yalnız (kültür) öyle kolay kolay »ide edinilemez. Çok çalışmalı, çok göz yormalı, hele çok görmeli, ülkelırde yapılan işleri, maları, hep öğrenmelidir.
Dediğimiz yedi günlük gazete çocukların "kültılr„û artmak için d. çare olarak, onlara çok çok gazete okutmalıdır diyor, iyi amma arka-daş I Şu bizim gazeteciler içinde kaç tane "kûitür„lû»û vardır ? Biz doğrusu içimizde böyle çuk ve olgun kültürlü kimseyi tanımıyoruz. Gazete baş yazıcıları arasında şöyle kabadayı, birkaç yabancı dil bilir, hatla bir tek yabancı dili iyi bilir, batı "Garp., kültürünü bütün kavrayabilmiş bir kişi yoktur. Biz kültürlü olamayıoca gazetelerim z kime ne kültürü verebilir ?
Görülüyor, ki bu işi enine boyuna gözde» geçirince çıkar yeri kalmıyor. Okumağı arttırmağa çalışalım, bu gerektir. Okumayınca yükıcl.meyiz, Yalnız bunun için çocuklarımırdao (kültür) diploması istemeğe kalkışı»,,,)1O). buBİ «fe. şünüp taşınıp d.ha (pratik - amel)) bir çare bulalım. Yoksa çocuktan, miza (kültür) vereceğiz dly. bir de çalışma yılı içinde gazelo okutmağa kalkışırsak inanolsun, ki yıl nu yoklamasında bir tane sınıf geçeni de kalmaz!
Ebûzziya Zade
geldiğine
başlıca iş. öğr»tcmi-
b.»U çak».
Çocuk sahifemiz
Her hafta Perşembe gün-icn olduğu gibi bugün de 5 ,flc« »aÂf/emız küçük karilerimize tahsis edilmiştir.
“Macar makamlarının mesuliyet leri çok mühim ve açıktır,,
Notada mesuliyetlerin muhakkak surette ortaya konma» lüzumuna işaret edilerek denitiyor kiî “Gnaı vak'alara maruz kalmış bir milletin
tatmin edilmemiş hislerinden daha büyük bir tehlike mevcut olamaz»,


a



I
I
Avrupa gazetelerinde çıkan renmten ve malûmata gire. Macaru-tanda “Janta — Patta, kampatda “Uttah. tafkildtma meueup tef-ikamet ediyorlardı...
tini, bu meselenin, bir çok devletler polis teşkilâtıma sorup a»aştır-masiyl» ortaya çıkan ve Yngoslav-ya ile komşusu Macaristan arasındaki iyi geçinme ve barışı tehlikeye maruz bırakacak mahiyette bu-
- •
hifçilar bu evlerde arası vardi-
Yugoslavyanın Uluslar Cemiyeti umumt kâtipliğin» #i notanın narini şııdar:
•' Bütün soysal ulusları nen müteessir eden menfur Marall- ,
ya cinayeti, Yugoslavya bükûmr- 1
vlcda-

Habeşistan tarziye veriyor
İtalyan konsoloshane sine ne yapılmış?
1
berce tahkik edecekler — Mesele kapanmış
7
■ alya hükümetim tatmin edecek şekilde tarziye veren Habeşistu-nın idare merkezi "Adiıababo,. dan bir görünüş Roma 28 ( A. A.) — İtalyamo H •beşistandaki orta Elçisinden bildirildiğine göre, bu odan bir müddet evvel geceleyin ‘Gondor,, İtalya koaıo'oınaneıine karşı şehir zabıtasına mensup ben memurlar

I
tarafından yapılan [taarrus üzerine Ihdy anın istediği maddi ve man»-ri taznstaatı Habeşistan hükümeti ramiyle kabul etmiştir. Bo tazminat şunlardan ibarettin
Devamı 7 inci sahifede
On binlerce yumurta birer birer el den geçirilip muayene ediliyor
Yumurtaların kontrolü için başka bir usul bulunmak daha doğru olacak gibi !
22 Teşriaiıanid. meriyete geçen yu-murla nizamnomc-si mucibince yumurta kontrol heyeti vazifesine devam etmekledir.
İhracat yapacak tüccar, bu uizam-naıneyo göre, malını göndermeden en az 24 saat evvel mezkûr heyet» müracaat etmekte, heyette yumurtaların bulunduğu yere giderek muayeneyi yapmakta ve sağlam olanlar hakkında verilecek r.-, pordan sonra b )» ' lar sandıklara kouuıarak uıühâr-leomckte müteakiben sevkcdilmek-ted.r.

“Paris„te mühim görüşmeler devam ediyor
TSrkiyeyi bilhassa alâkadar eden Akdeniz misakı ve Rusyamn barışa bağlı Avrupa devletleri zümresine girmesi, günün en mühim meseleleridir
luuaa balastsa mühim bası safhalarını IHnslar Cemiyeti ummM kâtipliğine duyurmaya maebm etmiştir.
Eski teşebbüsler ve bir ftilifname
Geçen Haziranın dtirdüad» oluz-Ur cemi yeti Konaeyioe yaptığı bâr tebliğzta, Yoğnslav hükümeti. Ma-carlataada yezloşmiş bal un m bazı tetbişçi omurların cinayetkâr hareketleri ve bu uuMzrların bazı Macar makamları oezdind» bulduğu yardım ve oüröm a* tak lığı üzerice Konseyin nazarı dikkatim celp eylemişti.
Konseyin ( Hırirs» tarihti (x-setin d» bu m salada Macar la-azzuvlarıaın cürüm şrrlklijluf izah ettikten sonra, Yugoslav hükümeti, mesuliyetleri ilo karşı karşıya konan Macar hükümetinin Macarlstan-da tethişçi unsur. Itrin gördük! yardıma bir n ■ hayat varme.k için lâi mgelrn tedbirleri alacağına kati surette kani olarak, Macan-Yugoslav hududunda vaziyeti heyeti unaumiyeaiyle doğrudan doğruya müzaheret neticesinde halletmeğe âmsde olduğunu beyan etmişti.
Devamı 6 met sahifede
Pasta 28 (A. AJ — M. “Laval,. »ta M. “Tltuleako, va Tevfnt Rüştü Asaa şerefin» ▼rra)»t ğu öğl» yemeğinin »onunda Tcv-fik Rüştü Araş ve M. *Tituleıko„ bir saatten artık M. ‘Laval. . M. “Flnndeu M. "Hsryo» il» görüşmüşlerdir.
Her türlü oralara Itahmiolere) göre, bir konferanstan ziyade dostane bir konuşma mahiyetini almış otan bo noktai nazar teatilerinin menvuas, dün d» M. ‘‘Laval, il» ıda görüşül-
müş »lan Şark Misakı projesi ile onun tamamlayıcısı ola» ve Tûr-kiyeyi bilhassa alâkadar s de o Akdeniz n»itakı»ıa meydana getiri ması mnseİMİ teşkil etmiştir. MOhim görüşmeler devam ediyor
Paris 28 ( A. A. ) — Fransır -Sovyet yakınlığı il» alâkadar olarak şark misakı projesi son iki gün içindeki diplomasi faaliyetlerine hâkim görünmekte olup Ha-
|
M.
Titalesko.
Tclhişçılsr kan • p.am reisi olduğu söylenen "Perşetz,.
Almanva
Silahlanmaya başîıyacak
îngilizler şimdiden korkular nı (l
Londra 28
A. ) — Alman safiri M. Von •Hoamh,., Sir ‘Coa Sirnon.. u görmüştür.
Bu görünmenin, Bugün Al-manyanın yeniden silâhlanması hakkında yapılacak konuşmalarla alâkadar du#u söylenmektedir.
Berlin i» (A.A.) nın l^ndra sefiri, Ingiltere Hariciye Bakanlığında Irşebbüslerde
Devamı 7 inci sahifede
«yemiyorlar!
"Parie, teki görüfmelerde mühim bir rol oynadığı anlaşılan M “Heryo.,
riciye bakanlığında verilmiş olan öğl» yemeğinde yapılan görülmelerin mevzuunu teşkil etmiştir.
Devamı 2 inci sahifede
Kocasını zehirlemiş mi ?
Sıçanotu yedirerek kocasını öldürmekten suçlu bir kadının muhakemesine başlanıldı
Alrnanya Hor biye Nazırı " Butomberg . Alaıanva-

Iranda suikast ve hiyanet Bahtiyarilerden sekizi asıldı, bir kısmı da hapse mahkûm oldu
Heyet yumurtaları karanlık bir odada kuvvetli bir elektrik ziya.
Devamı 7 inci sahifede
Tahran 28 (A.A.) Rvutar muhabirinden : Bahtiyarı kabilesinden 8 reis bugün suikast v» hıyanet tea idam edilmişlerdir.
Suçlulardan geri kalanlara da 3-5 sene arasında değişeo eczalar verilmiştir.
— Zaman —
Bahtiyar! rüemssndan bir kaçının suikast ve hinayet suçlarından dolayı idam edildikleri halikındaki telgrafın çok ku» olmauna ra#-ram bunların İran hükümeti tara-tından tatbik olunan İslâhata geldikleri ve Islâh aleyhinde rikdt yabtıkları anlaşılıyor.
İren hükümetinin yapmak digi çok mühim İslâhattan
Devamı 7 inci sahifede
karşı toh-
iate-biri,
Kaçarını öldürmekten suçlu Bakiye mahkemenin huzurunda kredisi!* ber«**«r :4e de «aordodre ayvdasamiftı. J beri yaşadı# ko-aıını uçan ta yedirmek suretiyle zehlllyerck Stil irmekten suçludur.
Rukiyr gerek hazırlık tahkikatı, gerek ilk takikat liralarında vermiş olduğa ifadelerde, korasını Ltijen sahifeyi çeviriniz
[Rulıije çocukunsa tıuıkscak yer bul.m.d.j. içi» ur.ıh m. levlıtfNuKde butaamaktMİır, dtUıka muhukeı
Ağır ceza dûn yeni bir davanın ruyetinc başlamıştır.
Jandarma muhafazası altında ■»evkaf olarak mulıakrme kururuna çıkarılan suçlu. 35 yaşlarında Ruhiye isminde bir kadındır.
Okunan davı evrakına nazaran Ruhiye, Çatalcada birkaç ıen-dc.ı-
“Torik» ler Boğazı kapadı!
Lüfer niçin yok? — Yunanistan ve Torik...
Bu sene torik balığı pek mebzul, buna mukabil diğer mevsim balıkları çok azdır. Balık ilerinde ihtisası oha bir zat bu hususta bir muharririmize şunları söylemiştir:
“— Bu »ene palamut hemen hemen yok gibidir. Şimdiye kadar 50000 çift çtkmış'ır k: bu. nıın da çifti 15 ile 20 ku.-uj arasında satılmaktadır.
Diğer taraftan torik pek çok çıkmaktadır. Okadar ki Boğazdaki torik akını geçmek iste-
yen diğer balıklara man. olmaktadır.
Mevsimi geçmekte olduğu halde bu sene ortada lüfer yok bunun da toriklerin boğazı kapamış olmasından ileri geld ği muhakkaktır.
ilk zamanlarda çifti elli kuruşa satılan torik şimdi on kuruşla yirmi beş ku. uj arasında veriliyor, toriğin bu kadar çok çıkması diğer balık Hatlarını da düşürüyor.
Devauıı 7 inci sahifede
I
— ZAMAN-
Teşrinisani 29
IHA-Rİ€:IrHAB E R L E Rİ
Almanya silâhlandı, silâhlanıyor, “Sar„ ahalisi Almanyaya dönmek silâhlanacak derken... isterlerse ne olacak ?
Madenlerin satın alınması için götürü bir fiat tesbit edileceği anlaşılıyor
Roma 28 (A. A.) Havas
I
Alınanyanın silâhlanmasını durdurmak veya bunu , mutedil bir şekle sokmak gayretleri berdevam
Almanya atlâhlaadı. AJmaaya ailihlaaıyar. yahut Almanya aalâhlaaa. eak aitleri. ita ayların »onu galmiyvn, İç yüai aetay-lamıyaa, ne dara-reye kadar doğru »aya yanlı» oldufuoa dair blakOm mrilmeaiae imkan bvlnnmıyaa lıab.rlari araaaaa girdi. Aromra, Almanya'sın bftttha diinyayı Kluylurarak, ngı aolv b*r tarafı Ut i M ederek »eklide ailâblaadığı ileri eürölâyor, bu yûıden alâkadar alan muUlUria .edifrleri gflnleee. anlatılıyor, fakat çok geçmeden, kiç Hrşey olmamı, (ıbi bütün banlar unu-layorda. Fakat aradan kı»a Hr teman geçioee meaele yeniden taıele.n-makle »e aynı yektiler »e railer içinde çalkandıktan aoeza Hkrrar bir fanla geçirmektedir.
Bugün de dı» telgraflarla belli başh »urlularında» biri Almanyanıa nılâbtanmaM mmleoi ve be nlâhlanma yüaûndm doyulan endişelerdir.
Alamaya alUh tapmaya görü yeten, ailibın en yıkıoMm. en yalucı- i mi yapmayı Hlea bir millettir. Bfiyla olduğu İçin Ahnanyanıu gizli giali ■Ikblanıp aulh meabadeaialn kendirine yüklediği şartlarda* filen kurtul-maaaodaa ve bir nara, kopar» acun ortalığı kaup kavurmalından korkuluyor.
Bu eebepie «tedenberi ALmanyenın aiUblaama teyebbfl.aoû ye bü'bûtün der dermek, yahut bvnn mutedil bir şekle aokmah İçin çalınmaktadır.
Bu iki nokta! nazar nala,tınlamadığı eihetie meaele dallanıp budaklanmakta »e daba mühimini aürİMcemede kalmaktadır.
Bakalım be aeferki konu,malar, gürüşmeler ne nebat verecek ? ,
Ö. R.
'•ölüm atlaması can-bazhğında» öldü Viyana 28 ( A. A. )-Meşhur Viya nalı patinajca Loechutez, “Ölüm atlaması., can-battığını yaparken düşerek ölmüştür.
Bizi alâkadar eden misak
Birinci zahifeden devanı
Bu görüşmeler»» »onra M. *Tıt»loko„, Ru» msdalutgûrarı M "Roaenberg,. le görfijmüştvr. I) h.( »onra maslahatgüzar, M. “La-vat,, tarafından kabili rdilm.şUr.
M. "Titüleelro,, bundan anara saat 1 de M. 'Handen. le görüşrnû,-tür. Bu konuşmada iki devlet adama günün meselelerini ve "Cenevre. de ileri »örülmüş olan dış me-»eleleri tetkik etmişlerdir. Müteakiben M. "TitaI«Ao. M. ~Her)oyu. gfiemüştâç.
Tevfik Rüştü, M. "Heryo,, ile konuşuyor —
Tevfik Rüştü Araz»* *. bugün Franut arkadaşlarlyle, bilbaı»» M •• Hrryı» „ ile görüşmesi omna “ah-tim»!*,, vardır.
Türk - Sovyet münajebatınn. ârlfilûğü ve Tevfik Rüştü Ara, ile M. - Tıtüleako ,. nun Ruayanın barışa bağlı Avrepo devletleri tüm-vetinc girmekte cddufuna verdik- I leri rbemmiyet ve Franıı» aiyaae-•m .on aylarda aldığ. yol. bu mühim mOtakeeelerin istikamet n kâfi derıcede gö’l’rmektedir.
Şark misakına doğru
Kavun M. ■T-*val„ ile M. "I * ranof,, »raunda Cenevrede »»pi mi, olan konu,ma, öoee oraniae-dığından daha kafi mahiyette olmuştur. $*rk misakına ve onun muhtemel neticelerine ait müsake-relet bitmeden yeni hiçbir mûıa-kere y*pı!miyacaktır.
kandilinin zahirle naedi ğioi. batik bu otu koca.mın bulup bilere! gediğini söylemiştir.
Dün, mahkemede Rcİmu ili aualierine karşı da :
—Kocam Abmedi ben zehirlemedim. Ahmet, heri» ma o canından bıktığını »oylerdl.. Bir gün de: "Ben aıçan otu aidim, onu yiyeceğim, dedi ve yedi.
Ben şaşırmıştım... Sıçan otum yedikten »onra bir hafta yaşad-, ondan »onra öldü.. Benim bu işte biç kabahatim yokbsrL..
Okunan raporlardan da. Ahmet Efendinin Mhirlenmeıioden 8 gön »onra öldûğii anlaşılıyordu. Bunun filerine Ağır ceza mahkemeli, İlk tahkikatta malfimatla-nna müracaat edilen şahitlerin celbi için muh»kemeyi başka bir güne talik eytamiştir.

• •
Bu hadisenin acıklı diğer bir taraf, da, mevkuf Rukiyenin yakın kimsesi o'ma-iığı için, küçük çocuğunu yanına almış bıılıır)mu«ı ve herjeyden bihaber olan zavallı ma-sımun bu zaruret yüzünden aone-ûle beraber mevkuf hayatı geçirmelidir.
Eski Başvekiller mahkemede
Madrit 28 (A. A.) — Parlc-mento encümeni, eski Başbakan M. “Manuel Arana» ile M. “Luia BeUo„ nun muhakemeye gönderilmelerini kabul etmiştir.
“Ingilterenin silâhları diğer devlet-lerinkinden aşağı olamaz!,,
Bir Ingiliz Nazın “silâhsızlanma,, için böyle diyor
Londra 28 ( A.A) — Müh-rühAs lordu M. "AntoDey Eden,, logilterenın »ilâhlarının diğer devletlerin silâhlarından az olmaması lâzım geldiğini bildirmiştir. “Eden., sözlerine şunları eklemiştir:
"— Bizim siyasamız, biç durmaksızın silâhları azaltacak, tehdit edecek uluslar arası bir uzlaşmanın imzalanmasını temine uğraşmaktan ibaret olmalı
Deniz Yarışı Şiddetleniyor
Amerika, Japonlara müsavat vermiyecek..
Ne pahasına olursa olsun, 3 Japon zırhlısına karşı 5 zırhlı yapacaklar!
Vaşiogton 28 ( A. A. I — , Meb’usan meclıri donanma encümeni reisi M "Vinson,, şöyle demiştir:
'* — Japonyaya biç bir şey hesabına deniz denkleşmesi hakkı vermeyiz. Japonya, Va-şington deniz aullaştna9inı bozacağını bildiri» bildirmez, Ja-ponyada yapılacak her öç gemiye karşı Amerikanın beş yapması için gereken projeyi meclise kendi elimle vereceğim. „
Japonyanın kararı kafidir
Tokyo 28 (A. A.) — İyi bir yerden haber verildiğine göre, Japonya. Fransa ile İtalya ister kendisi ile beraber olsun, ister olmasın Vaşington mubadesini bozacaktır. Şu var kı Fransa ile İtalya »özlerini söylemedtu birşey yapumıyacağı sanılıyor. Fransa razı olmayacak mı ?
Paris 28 (A. A.)— Salâbiyet-tar mahafil, Fransa ve Italya-nm, Vaş.ngton deniz muahedesinden Japonya ile birlikte geri dönmesine dair olan Japon teşebbüsü hakkında büyük bir ihtiyat muhafaza ediyorlar. Bu teklifin tazammun ettiği mesuliyetler sebebiyle cn büyük bir ihtimamla tetkike lâyik görülmekte ve Fransamn Japon görüşlerine tamamen uygun bir karar ittihaz etmesi mümkün olacağı zannedilroemcktedir.
İtalya ne yapacak?
Londra 28 (A. A.) — “Mor-ning Post,, gazetesi, Japonya-
Ajansı bildiriliyor:
Fransız ve Alman mütehassısları ökonomilc işleri görüşmüşlerdir. Bilindiği üzere Almanya önce revamın neticesine bağlı olan meseleleri konuşmaktan kaçınmıştır. Fakat öçler komitesi, Almanyanın taahhütlerini yerine getirmekte olduğunu bir raporla uluslar burumuna bildireceği tehidini savurması üzerine Almanya nihayet mütehassıslar göndermeye karar vermiştir. Ancak hu murahhaslar verilmiş olan talimat kâfi değildir.
Cumartesi günü "Sar,, dakı madenlere dair bir keşsf yapılmadan evvel hiç bir şeye karar vcrtlnuyeccgı söyleniyordu, fakat bugün bütün mütehassısların "Sar,, ahalisinin Almanyaya dönmeye rey yermeleri takdirinde madenlerin satın a-tınması için götürü bir fiat tc(-biti arzusunda bulundukları an-
dır. Bundan başka yol yoktur. I Halihazırdaki zorluklar adeta yenilemiyecck derecede büyük | görülebilir. Fakat bir bal çaresi I bulunacağına dair olan umudumu kesmiyorum. Bu hal sureti bulunur bulunmaz oou bemen yakalamalıyız Şimdiki halde ' olup bitenleri görmemezlik etmeyelim, oolara karşı koymaya i hazırlanalım. „
nın Fransaya ve İtalya ya Va-şington deniz anlaşmasını bozmak hususunda Tokyo hükû-metilc birlik olmaları suretindeki teklifine balyanın müsbet bir karşılık vereceğine pek oran (ihtimal) vermem?kete ve şayet İtalya böyle hareket edecek olursa bu halin İtalya ile Fransa arasında hudutsuz bir deniz yarışı açacağını ve halbuki Italyanın halihazırda böyle bir yarışa girebilecek bir durumda bulunmadığını söylemektedir.
Müzakereler çıkmazda!
Londra 28 (A. A.) — Bugün İngiliz ve Japon murahhasları arasında yapılan görülmeler, deniz müzakerelerinin içinde bulunduğu ğöç durumda hiç bir değişiklik yapmamıştır. Deniz silâhlarının genel durumu konuşulmuş, ancak biç bir karar verilmemiştir. Görüşler arasındaki ayrılık devam etmektedir.
Bununla beraber ingilizler deniz konuşmalarının sonu bıkkında daba nikbin gözüküyorlar .
Ingiliz - Amerikan anlaşması yok
Vaşington 28 (A.A) — Dış işleri bakanı M. "Hul,, Amerikanın Ingiltereye Bahrımubiti-kebire ait bir karşılıklı yardım anlaşması için biç bir teklifte
laplmaktadır.'
Şu halde prensip Itibarile bir ! hal suratı bulunması oram (ihtimali) ortadan kalkmamıştır, ' ancak böyle bir hal sureti olda , , edilmesi henüz uzak görün- , inektedir.
"Sar. da tethişe karşı ge- ■ linmesini isteniliyor Cenevre 28 (A. A.) — Havas : "Sar. tahkikat komisyonu "Sar. daki milli sosyalist tethiş tahrikatına kanjı tesirli l tedbirler istemektedir.
"Sar,, da milli sosyalist tet-hiş siyaseti hakkında tahkikata memur uluslar arası komi»- I yoou. uluslar kurumun* bir rapor vererek, Alman bükûmeti-ninin reyıâm mücadelesine müdahale ettiğini bildirmekte ve .Alman cephesi tarafından kullanılan maddi ve manevi tet- 1 hiş ve korkutma usullerini ha-. ber vermekte ve buna göre ; tesirli tedbirler alınmasını iste- ' | inektedir.
Muhteşem düğün!
Bir oda gümüş, altın, billur takımlarla dolu; diğer oda da açılmamış sandıklar var
Londra 28 (A. A.) — Dük dö Kent ile Prenses "blarioa,, ya gönderilen bin kadar armağan, şimdiden Sen Ccytnis sarayında göz önüne konmuştur.
Durmadan yeni armağanlar geliyor. Sarayın bir odası salt gümüş ve altın sofra takımları, yontulmuş billur batdaklar ve w«hud-gıgıda cevahir, çamaşır ve çok güzel oda takımları vardır.
Yine bir odada, daha açılmamış saodıklar durmaktadır.
Bütün bu eşya, düğünden sonra, halka gösterilecek ve karşılık olarak hayır işleri için halktan, az bir para toplanacaktır.
Tayyare modası çabuk geçiyor!
Bunun için tayyare alıp biriktirmek akıllıca bir iş değil...
Paris 28 (A.Â7) — Mebusan Meclisi, deniz bütçesinden sonra hava bütçesini de kabul etmiştir.
I Hava işleri bakam ceneral "Dc-l nain„ gütmekte olduğu siyasa hakk nda şunları anlatmıştır:
" — Ham maddeler almayı, toplamayı, çabucak modası geçen ve diğer memleketlerinkine nazaran kifayetsiz bir hale gelen tayyareler biriktirmekten üstün tutmak gerektir.
Hava ordusu ımtlzemesinin üçte biri, her üç yılda bir arttırılacak. geriye kalanı dahi asri malzeme ile dcğiştirilecek-
..........
bulunmamış olduğunu gazetecilere söylemiştir.
Tek Ümit nerede ?
Londra 28 (A. A.) — Amiral Yamomota, dün deniz meselesinin teknik yönd emine dokunarak demiştir ki:
“— Japonyanın isteklerini yerine getirmek surettir Vaşington antlaşması yerine bütün akitlerin kabul edebilecekleri bir metin bulmak mümkündür..
Gerçek tek ümüt »ilânların cinsi ve nevi itibari ile tahdidinde kslm’Stv.
I SONf^=HABERLER^
Ineboluda fırtına
Kayıklar karaya çekildi, posta da sevk edilemedi
İsebolu 28 (A A.) — Devam eden fırtına gittikçe şiddetini artırmış, bava yıldıza çevrilmiştir. Sahildeki kayıkların bir kısmı parçalanmak tehlikesinden, kasaba içine çekilmiştir. Bir hafta Önce Istaobuldan çıkan yolcular ve posta baklemektcıii». Aynı ramanda posta da gidememiştir.
Amasyada kar yağıyor
Amasya 28 'A A. — Şehre kar yağıyor tepeler bembeyaz oldu.
Terfi eden Adliye müfettişleri
Ankara 28 iTclefonla) — Açık bulunan birine adliye mu-fettişliklerine ikinci sınıf müfettişlerden Ferit. Zahir. Rahmi, Ali, Riza, Sezai, Sırrı ve bunlardan açılan ikinci sınıf müfettiş tiklere üçüncü sınıftan Nuri. Şinasi, Muzaffer, Nazif, Alaettin, Ekrem, Arif Haşitn ve bunlardan açılan üçüncü sınıf müfettişlik leredeAtıf, Faik Abidin, Refik Muhtar. Baha Tevfik ve Silifke müddeiumumisi Emin Âli ve temyiz bzş müddei umumi muavinlerinden Şevki tayİD edilmişlerdir.
Lâkaplar kanunu bugün başlıyor
Aukara 28 (Telefonla) Bey, Hanım. Paşa, EL. Hafız, Hac ve saire gib unvan ve lâkapları kaldıran kanun yarından "Bu gün» itibaren mer'iyet mevkiine girmek üzere resmi gazete ile neşredilecektir.
Ruhani kisveler lâyihası ve Meb’us seçiminin yenilenmesi kararı
Ankara 28 ( Telefonla ) — Büyük Millet Meclisinin yarinki "Bugün, içt mamda ruhanî elbiselerin yalnız mabetlerde giyilmesi ve ibadetten sonra çıkarılması hakkındaki kanun lâyihası müzakers edilecektir.
Diğer taraftan Başvekâletten Meclise bir çok acele münakale lâyihaları gelmektedir. Bu itibarla Mebus seçiminin yenilenmesi kararının ancak ongün sonra verilebileceği ‘ahnıin edilmektedir.
# H-----------
İstihlâk vergisi ve bir tefsir
Ankara 28 (Telefonla) — Dahili istihlâk vergisi kanununun onuncu maddesinde; yüz liradan b(n liraya kadar ceza ve verginin iki kat alınması yazılıdır, vergilimi vermiş ve fakat defterlerden bâ ktaaum tutmamış olanlarda bu hükmüu tatbik edilip edilemiyeceği ve va»»,..,. ■■ *«ı6nnHa—ı' K“* *(* gelnuştfr. _ Mecİ1*' bi» te,kcro
Mübadil tasfiye k .
Ankara 28 ( Telefonla ) — Mübadillere CVOiari tasfiye kuponlarının mübadil satışlarında kabul u\ ojan dığı haber alınmıştır 'öe başlsn-
İlâç fiyatları için komisyon
Ankara 28 (Telefonla) — İlâçların her yerde aynı fiyatlarla satılarak ihtikâra meydan verilmemesi için Sıhhiye Bakanlığının gördüğü lüzum üzerine eczacıların d* iştirakile bir komisyon teşekkül etmiştir. Komisyon tetkikatta bulunmaktadır.
Sivas Erzurum istikrazı
Ankara 28 (Telefonla)—Sivas - Erzurum demir yolu istikrazına dair olan kanuna bir fıkra ilâvesi Meclisten istenmektedir. Bu fıkraya göre, bu istikraz tahvillerini icap hale göre yalnız faizli olarak ve azami senelik faiz nisbeti yüzde yecfi o mak üzere ihraç hususunda Maliye vekâletine selâhiyet verilmektedir.
Maarifte yeni teşkilât
Ankara 28 ( Telefonla ) — Aldığını malumata göre, kültür bakanlığının teşkilâtında bazı değiş klikler yapılması bıkkında meclise bir lâyiha ver lecektir. Bu meyanda musiki ve beden terbiyesi işlerile uğraşmak üzere bir müdüriyet teşkil edilecektir. Ayrıca neşriyatı yayma işlcrilc meşgul olmak üzere bir servis kurulacaktır.
----------a----------
Mektep kitapları
Anker» 27 — Kültür bakanlığı •mıf geçme ve yoklamalarda »ovulacak »ualler için kitap’ar hazırlayacaktır. Fclıefe, içtimaiyat, »uht-tBt, ahlâk ve «tetik deratori İçin »urlanacak kitaplar için bir ko-miajron kurulmuştur.
İki tayin
Ank«ra 28 (Telefon) — Harun «c Nevzat Aynıların talim ve terbiye heyeti S»»lıklorınu tayin edildikleri haber ehuınıştır.
Gümrük müdürlüklerinde
Ankara 28 ( Telefonla ) — Trabzon gümrük Baş Müdürü Enver Urfa gümrük baş Müdürlüğüne, Urfa müdürü Salim Trabzona tayin edilmişlerdir.
Demir Fabrikası
Ankara 27 — Dem.r Fabrikası kuruira»»! içio Krup fabrilcanle bûkûmetimiz arasındaki koşuşmalar iyi bir netice vermiştir. K»up fabrikan mûmeıaillerite Maliye Ve-lıileii aranada demir anlaşması üzerine yapulan mukavele bugdu imzalanmıştır.
Mukaveleye göre Krup, d» mir fabrikasının tcalaatını verecek, üç )enede ödenmek üzere kredi açacaktır.
Hâkimiyeti Milliye gazetesinin adı değişti
Ankara 28 (Telefonla) — Kemal Atatürk "Hâkimiyeti Milliye gazetesine “Ulus,, adını vermiştir. Hakimiyeti Milliye gazetesi yarın "bugün,, ye' ni adı ile çıkacaktır.
i
Teşrinisani 29
[ SÜTUNLAR ARASINDA
“Kadın muallimler boyanmıyacakl „ Dûnkii gazetelerin hepoind» Maarif müdörlüjüoûo bir tamiminde o bahsediliyordu. Maarif müdür-lüftüoûn bu tamiminde, kadın muallimlerin mekteplere yüzlerini podra ve kırmızılıkla boyamadan gitmeleri. erkek muallimlerin de hocalık bayeiyetine uygun bir tekilde yitmeleri Hrımyeldigini ady-llyordı.
Dururunu isterseniz ben b« ta-mimin mealini gazatelerde okuyunca so£ukter döktüm ve muallimlikten bu tekilde bahaolunmaaına is-yan ettim.
Neden mİ ?
Çünkü muallimin herteyden evvel. muallimlik haysiyetini direnmiş, anlamif kimse olmaaı|icab«dcr.
Muallimlik medenine giren insanda aranacak ilk ve son vasıf, muallimlik haysiyetidir. Bu olmadı mı, muallim, muallim olamaz.
Oobaş seneden feda muallimlik etmiş bir yazıcı aafatlU muallimlerimiz içinde muallimlik bayalyetioe herhangi] bir suretle uygun hareket etmeyen bir tek muallime rast yetmediğimi itiraf »tmeyi bir vazife bilirim.
Onun için ban, muallimlik ettiğim şualarda bu tamim İle karşılaşmış olsaydım. Maarif müdürlü-Şüne istifamı dayamayı haysiyetimin bir protestosu sayardım.
Benim bildijlm bu gibi ihtarlar tamim edilmez, Tahma edilir. Yani muallimlik haysiyetine ber hangi suretle uymayan bereketlerde bulunan veya bulunanlar kimler ise onlar vs yalnız onlar bu ihtar ile muhatap olur ve hallerini Islâha davet edilirler.
Onuo için maarif müdürlüğünün bu “tamimini, pek haksız buluyorum.
Şimdiye kadar hep erkek muallimlerden bahsediyor va onları kasdediyordum.
Kadın muallimlere gelince, tamimde onlara dair kullanılan sözlerin da çok lâubaliyaoe olduğunu görüyorum.
Kadın muallimler yüzlarinl pudra ve kırmızılıkla boyamadan mektebe gitmeli imişler I
Elbet. Kadın muallimler, bar raya baloya gitmiyorlar ki yüzlerini beyaza, kırmızıya boyayarak mekteplere gitsinler.
Bizim kadın muallimlerimle yüksek şuurla, vazife hskk»»1 bilir, feragattir msanlard"- Onun için haklarında fc-tfanılan dili, hiç te münasip görmedik.
Nihayet yunu söyllyellm kİ Maarif bMılürlügü mekteplere bu şekilde de bir tamim gönderebilir. Fakat bu tamim biç olmazsa mahrem kaydını taşımalı ve oeçrolunmamsbdır. Çünkü bu şekilde hareketle, gözetilmesi istenen mualliml.k haysiyetine daha fazla bürmst edilmiş olurl R.
Ortaköyde bir ev yandı
Evvelki geceyarzsı Ortaköy-de bir yangın olmuş ve bir ev tamamen yandıktan sonra söndürülmüştür. Yanan cv, Orta köy tramvay caddesinde olup Ziya ve Rıza isimlerinde iki şahsa aittir ve içerisinde bekçi olarak Mustafa isminde biriyle nişanlısı Feriha banım otur-maktadır.
Feriha hanım, gece yarısı kalkarak mangal yakmak istemiş, fakat bu aırada mangaldan zıçrıyan kıvılcımlardan biri oda divarının bağdadileri arasına sıkışarak için için tutuşturmağa başlamıştır.
Divar arasında gittikçe büyüyen ateş bağdadilerin birdenbire tutuşmasına sebep olmuş ve ateşin önüno geçilemeyecek bir vaziyet hasıl olmuştur.
Feriha hanımla Mustafa, bir müddet ateşi kendileri söndürmeğe uğraşmışlarsa da muvaffak olamamışlar, nihayet İtfaiyeyi haberdar etmişlerdir.
İtfaiye yetişinciye kadar ateş büsbütün ilerlemiş ve bütün gayretine rağmen evin bütün ahşap kısımları yandıktan sonra söndürûlebil-miştir. Yangına dikkatsizlik sebebiyet verdiği cihctlo tahkikat tamik edilmektedir.
Kalp tamir edi lebilir mi?

“Deyli ekspres,, in verdiği haber çok gülünçtür
Meşhur Rus doktorlarından kalp mütehassısı Profesör "Smirnof. ın insan kalbini tamir edip yerine koymak ve bu suretle kalbin işlememesinden mütevellit ölümlere karşı gelmek çaresini bulduğunu “Deyli ekspres,, gazetesine atfen yazmış, bu haberin bir masala benzediğimde ilâve etmiştik.
Dün bu hususta bir kaç doktorun mütalaasına müracaat ettik. Doktor Şevki Uludağ demiştirki:
“—Kalbi bağlandığı büyük kan damarlarından ve sinirlerden ayırıp yerine elektrikle işliycn lâstik bir kalp takmak sonra bu hasta ve yarab kalbi ayrı bir odaya götürüp muayene ettikten sonra yine getirip yerine koymak bana peri masalı gibi geliyor. Operatörün elleri çok marifetli ve yıldırım gibi süratla çalışsa bile kalbin kesiğini dikmek, enjeksiyona muhtaç olup olmadığım kestirdikten sonra tekrar yerine koymak. Bunlar bana aşırı derecede mübalağalı geliyor.
Kalp üzerinde ameliyatlar yapılır, fakat Deyli Eksperes gazetesinin Varşova muhabirinin yazdığı gibi birşey düşünülemez. Bu şekilde değil bir kclp, hatta bir diş bile tedavi olunamaz. Bununla beraber henüz durmuş veya durmak üzere bulunan kalplere yeninden hareket kazandırman veya bu hareketleri kuvvetlendirmek gayri mümkün değildir. Hatta bizim memleketimizde dahi operatör Cemil Paşanın henüz durmuş olan bir kalbi avcunun içine alarak yaptığı masajlar neticesinde harekete getirdiği malûm bir hakikattir. Fakat kalbi bulunduğu yerden çıkarmak, başka bir oda da muhabirin tarifi veçhile ( kesiğini dikmek, enjeksiyona muhtaç ise yapmak...) bu gibi büyük işleri benim kafam hazmedemiyor..
Operatör M. Kemal dedi ki:
“— Bu malûmatı vereni tımarhaneye götürmek lâzımdır, işi bu kadar safsataya dökmek sağlam bir insan kafasından çıkamaz. Bu iddia sadece gülünçtür.,,
Doktor Akil Muhtar da bu işe hayret ettiğini ve böyle bir şey yapılamıyacağmt söylemiştir.
Mekteplerde teftiş
İstanbul Maarif müdürlüğü muavinlerinden Nurullah ve Adil Vilâyet mü'bakat mekteplerini teftişe başlamışlardır.
Rıhtım şirketi hissedarları
Dun öğleden sonra Osmanlı bankasında rıhtım şirketi hissedarları bir toplantı yapacaktı.
Bu hususa ait bari işlerin henüz ikmal edilmemesi dolayı-siylc toplantı bu ayın on ikisine bırakılmıştır.
61 Bin liralık vergi
Haliçte bir değirmen işletirken vergi vermemek için bir takun kaçamaklı yollara sapan Osep Değirminciyandan 61 bin liralık veginin tahsiline karar verilmiştir. Bu karar bütün de-rccattan geçerek kanuniyetkesp ettiğinden Osep Dcğirmcnci-yandan mallarına müracaat su-retilo bu para bugOolcrdo ılıcaktır.
35 İcra memuru tasfiye edildi
Bu ay başından itibaren İstanbul Adliyesi icra teşkilâtı yeni aflarla faaliyete geçecektir.
İcra dairesine ait olan tasfiye kadrosu dün gelmiştir. Bu kadroya nazaran 35 icra me-m uru tasfiyeye tabi tutulmuştur. Bunların ay başında vazifeleri bitmiş olacaktır.
Yerlerine, Hukuk mezunlarından 40 kişi tayin edilecektir. Adiiye Hakimler kadrosu henüz gelmemiştir.
Mektepler
Yabancı isimler değiştirilecek isimleri öz Türkçe olmayan resmî veya hususi lise, orta ve ilkmektep isimlerinin Türkçe-leştirilmelerine karar verilmişti. Bu işi doğrudan doğruya kültür bakanlığı yapacaktır bakanlık Kânunevvel ayından itibaren bu işe başlayarak tanzim edeceği listeleri her ay vilâ-tlere gönderecektir.
Yapılan tetkikata göre yabana kelimeleri taşıyan mektep isimlerine en ziyade hususi mekteplerde tesadüf edilmektedir.
plânı
Istanbulun müstakbel plânını yapacak mütehassısı seçmek üzere açılan müsabakaya iştirak edenlerin verdikleri projeleri tetkike memur jüri heyeti 10 Kânunuevvelde içtimaa davet edilmiştir.
Yalova - Bursa yolu
Yalovadan Bursaya giden yolda pek çok tehlikeli virajlar bulunduğu cihetle hem yolu kısaltmak, hem bu tehlikeleri bertaraf etmek için 10 bin lira sarfile yolun daha kestirme bir istikametten inşasına başlanılmıştır.
Baş muallimlerin salâhiyetleri
Lise ve orta mekteplerde olduğu gibi ilk mekteplerdeki baş muallimlcrodo diğer muallimleri teftiş salâhiyeti verilmesi kararlaştırılmış bu hususta bir talimatname hazırlanmaya başlanılmıştır.
Şerhler
İlim ve fennin vatan» olmıyabilir, fakat ilim ve fen sahibinin vatanı vardır.
Pastör
I
Şerh ve izah:
İlim ve fen, hâtûn insanlığın malıdır ve malt olmak gerektir. Bütün insanlık ilmin, fennin feyizlerinden istifade eder, fimin her şubesine ait ve herkesin malı olan verimlerinden, icatlarından, her kes hisse meni ol ar. Dünyanın öbür köşesinde keş-folunan faydalı bir ilâç, gün geçmeden dünyanın her tarafına yayılıoyr.Yahat her nerede icat otanan fenni bir alet, bir cihaz, bir vasıta, derhal, her tarafa gidiyor. Hele zamanımızın en belli başlı harikalarından biri olan sürat sayesinde ilim, fen icatları, şimdiye kadar eşi görülmi-yen bir çabuklukla her tarafı kaplıyor.
Gerçi bugün ilmin, fennin gizli kalan, gizli tutulan sırlı tarafları da var-
Üç senede tam
100 bin lira
Unkapanı köprüsünün tamiri için şimdiye kadar "60,. bin lira sarfcdilm-ştir. Ahiren şehir meclisi 40 bin liralık bir tah-sisat daha kabul eylemiştir. Bu 40 bin lira ile inşaata başlanmıştır. Köprü sarfedikn ve edilecek olan 100 bin lira ile ancak üç sene daha dayanacak bir hale getirilmektedir.
Sinemalar
Komisyon zarar edildiğini tesbit etli
Sinemalardan alınan vergilerin sinemacıları zarara sokacak derecede çok olduğu vaki itirazlar üzerine be müracaatların mahiyetini tetkik etmek üzere bir komisyon seçilmişti, Vali muavinin riyaseti altında otan bu komisyon mesaisini bu günlerde bitcrcceklir. Şimdiye kadar yapılan tetkıkaltan alınan neticelere göre, birinci sınıf sinemaların zarar etmekte oldukları anlaşılmıştır.
Netice bir raporla yekâlete bildirilecek ve son kararı orası verecektir.
Gizli Nüfus
Gizli nüfus, doğum, evlenme vesaire vukuatının cezasız olarak kaydedilme müddetinin bir Hazirana kadar uzatılması kararlaştırılmıştır.
Son defa yapılmakta olan bu temdit zarfında müracaat edenlerden ceza alınnuyacak, fakat bir Hazirandan sonra yapılacak kontrolda kayıtsız olanlardan mahkeme kararına lüzum kalmadan nakdi cezalar alınacaktır.
“Hukuk,, ta yoklamalar
Hukuk fakültesinde senelik yoklamalara devam edilmektedir. Bu meyanda dün ikinci sınıfın iktisat, üçüncü sınıfın usulü hukuk dersleri yoklamalarına başlanılmıştır.
liman memuru aldığımıza göre, va-bau yolsuzluklar gö-kaydile Ereğli liman
Ereğli
Haber zifeainde rüldüğü memuru Ihsan Vekâlet emrine alınmıştır.
*
dır. Fakat bunlar zehirli gaz gibi daha fazla ilmin |j yıkıcı ve tahrip edici tarafına münhasır saytlabi- ( lir. Fakat ilmin, yaşatıcı, 1 koruyucu, ileriletici, yük- j seltici tarafları, çok şükür, J her istiyene, her dileyene açıktır.
İlmin, fennin gerçi va- !| tanı yoktur. Bunların va- 1 tanı bütün insanlıktır. Fa-kat ilme, fenne hizmet eden ' ilim ve fen adamlarının vatanı vardır. Onların il- J me hizmetleri, vatanlarına şeref verir, milletlerinin göğsünü kabartır ve alnını yükseltir.
İlme, fenne büyük hizmetler ifa eden ve o hizmet-\ leri bütün insanlığa sunan ( ilim adamları yetiştiren | millet ve vatan ne kadar | bahtiyardır l
ZAMAN
Ulusal musiki ve mütehassıslar
Dün Konservatuvar da bir toplantı yapıldı Konservatuvar için dört ağız ve nefes mütehassısı celbi kararlaştırılmış, bilâhare döviz meselesinden dolayı bundan vazgeçilmişti. Fakat alaturka musikinin lağvı hasebile ber ne olursa olsun bu mütehassısların get'ritmeai tekarrür etmiştir. Hatta yeni vaziyet ba-scbiylo beş mütehassıs celbi daha muvafık görülmüştür. İlk dördü Cumartesiye diğer beşincisi ise Klnunnevvel nihayetine doğru şehrimize gelecek-terdir.
Diğer taraftan dun konser-vatuvarda bir içtima yapılmıştır. Bu içtimaa Nimet Vahit hanım ile şehir tiyatrosundan Seniha hanımlar da iştirak eylemiştir.
Ankaradan gelen Münir Hayrı Peyin reisliği altında yapılan bu toplantı da açılacak musiki kurslarile yeni musiki etrafında müzakereler olmuştur.
Diğer taraftan Halkevindela koro imtihanı için 80 kişi müracaat eylemiştir. İmtihan pazara yapılacaktır.
okuyacak
Ctmîl
Üniversite talebesine yardım İkinci ve üçüncü sınıf talebesi öğleden evvel
Üniversite de devam mecburiyetinin tatbiki münasebe-tiyle, hariçte işi olan ve ancak bu suretle tahsil edebilen talebeye rektörlükçe bazı yardımlar ya
pılacağı yazılmıştı.
Aldığımız malûmata göre, hariçte işi olan talebe miktarı tesbit edilmiş vo mevzuubahs kolaylıkların icrası kararlaştırılmıştır.
Bu cümledon olarak ikinci ve üçüacü sınıf talebelerinin öğleden sonra gördükleri dersler tamamile öğleden evvel yapılacaktır.
Bu suretle talebe öğleye kadar yine eskisi gibi Fakülteye mecburi olarak devam edecek, öğleden sonra da hariçteki işine gidebilecektir. Bu usulden yalnız ikinci ve üçüncü sıoıf talebeleri istifade edecektir Bundan da anlaşılıyor ki tedrici bir surette, fakat yakın za-mauda devem mecburiyeti bütün sınıflara tatbik edilecektir. Hariçte işi olan mevcut talebeden ikinci sınıfta olanlar bu sene üçüncü sınıfa terfi edecekler ve gelecek sene bu usulden yalnız bunlar, yani üçüncü sınıf talebeleri istifade edecekler ve nihayet bunlar da mezun olduktan sonra 1937 ders senesinde her üç sınıf talebesi de devama mecbur tutulacaklardır.
Yeni usulün tatbikine bir Kânunuevvelden itibaren başlanacaktır.
Acaba deli mi ?
Tophanede Karabaş mahallesi sakinlerinden Cemil, o civarda bir berber dükkânında oturmakta iken “Üç parmak Ali,, namiyle maruf biri gelerek ortada biç bir sebep yokken Cemili omuzundan yaralamıştır. Ali yakalanmış, Cemil do fedada vi altına alınmıştır.
Ç'öylesem tesiri yok ussam gönül razı değil
Veremle nasıl mücadele edilir?
Verenle mücadele, medeni ber milletin içtimai, ıılıhi savaşları İçinde en bellibaşlı mevkii »utanlardan biridir. Bunu gösteren bir örneği Fransız garetelerinde gürdük. Bunların neşriyatına göre Franaız Verem Mücadele Cemiyeti, sekizinci yılını idrakederken *K«I-met yavruların kurtarıcısı,, ibaretini taşıyan pulları piyasaya çıkarmış ve bunların İlkini Fransa Cumhur reisine tatmıştı.
Cemiyet reisi ây»n «zatından Müayü Honnarat bu münasebetle matbuata beyanatta bulunarak; yapılan yardımlardan bahsetmiş, %r-çen »ene birinci kânun ayı zarfında halkın hamiyetine arzedilen pullardan 20 milyon frak varidat temin edildiğini söylemiştir.
20 milyon frank takriben iki milyon Türk lirası eder. Bu haberi okuduktan sonra düşündük :
Bir ay zarfında yalnız pul vari-datiyle halkın hamiyetine müracaat suretiyle iki milyon lira varidat temin edebilen cemiyeti ve o cemiyeti içinde doguaran Fransız uluaunu takdir ettik..
Daha sonra gözümüzün önüne bizim vermek mücadele cemiyetini getirdik.
Onun da eline böyle iki milyon varidat geçse neler ynpaeagını tahlil etti. Bitimde veremle mücadele cemiyetimiz şu herkesten fazla acı çeken milletin bağrından bu kuvveti alıa idi, daba hayatı anlamadan öksürüp giden nice nice yavruları kaybetmezdik, ve hayata bûtö verem ve kabiliyetlerile atılabilecek nice nica delikanlılar genç kızlar, yatacak ha »tane, teoeffûs edecek temiz bava bulurlardır. Has tanelerde daima boş yatak tem.n edilir, vo iyi olmadan, mikrop saçan biçareler tedavisi tekmillenmc. den hastaneden çıktıkları için yem yeni heatalıklara tutulmazlardı.
Belki do birçok zavallı çocuk, babasız, birçok yavrucak anasız kalmazdı.
Düşündük I Veremle mücadele cemiyetimizin iki milyon varidatı olsaydı, sokaklarımızda sarı yüzlü insanları daha az görür; hastalığı yüzünden çektiğini gözlerinin sönüklüğünden İfada eden bir sürü vatandaşların hüzaile karşılaşmazdık.
Elhasıl, Ansdolumuıuo derdini töylemiyen içli bağrında, ince hastalık faciaları eksilir, yanağından kan damlıyan Ayşelar, Fatmala, Aliler, Veliler şen tebessümleriyle kalplere inşirah verirlerdi.
Veremle Mücadele Cemiyetinden, başka memleketlerdeki eşlerinden fikir ve öroek almasını temenni ederken, memlekete nesil kazandıran, halkın hayatiyetini, çalışma kudretini hastalıklarla mücadele ederek arttıracak ve memleketi büyük felâketlerden kurtaracak bir taşekküle lâzım gelen ehemmiyeti vermek zamanımızın geldiğini söylemek isteriz..
L.
Mahkemelerde
Kireç kuyusunda boğulanlar
Geçenlerde Bakırköy civarında bir facia olmuş ve iki yavrucuk açılan bir kireç kuyusu içine girerek oynamaktalarken buranın çukmezile toprak altında kalup ölmüşlerdi Bu kireç kuyusunun sahibi olduğu için vefata sebebiyet suçile tev-kif edilen tebeşire! Hüseynin muhakemesine dün ağır ceza mahkemesinde başlanmıştır.
Tebeşirci Hüseyin, bâdiseyo kendinin sebep vermediğini beyan etmiş ve çocukların kendi kendilerine buna sebep olduklarını söylemiştir...
Suçlunun istiçvabını müteakip dinlenen iki şahit, gördüklerini anlattılar ve çocukların kuyuya girmelerini mütaakip çökmenin vuku bulduğunu vo facianın husule geldiğini izah ettiler. Mahkeme, gelmiyen şa-bitlerin celbi için talik edilmiştir.
POLİSTE
A-
Zaman Ansiklopedisi^
Çay pişirirken yüzü yandı
Birçok gündenlıerl gazetelerde Habeşietandan sık sık babrolunu-yor. Karilerimizden biri bu memleket tarihini merak etmiş onun için bunu bize soruyor ve bu memleketin tarihi hakkında biraz malûmat vermemizi istiyor, eavap veriyoruz:
Habeşistan tarihi oldukça saki-• dir. Haberlilerin millî ananelerine göre Süleyman peygamberin zevcesi olan Seba melikesi, kendi memleketlerinin hükümdarı İdi. Ve bugün Habeşistsaa hâkim olan imparator da onun nes'.indendir- Haberlilerin İsrail oğullarite münasebetlerinin eski olduğu anlaşılıyor. Milâdın altmrı asrında Habeşistan. Arabütandski. Yemen ile Svha’yı da ilhak ediip geniş bir imparatorluk teşkil ediyordu. Bununla beraber Avrupa, ancak 15 inci asır aonlrına doğru Habeşistandan haberdar olmağa başlamış. oraya misyonerlerini göndermiş, deha sonraları buftenıaslar çoğaltılmıştır.
Bu sıralarda Habeşistan birkaç müstakil hükümdarlığa ayrılmış bulunuyordu. On dokuzuncu asrın ortalarına doğru Habeşistan tekrar birleşmeğe başlamış ve imparator üçüncü 14 Teodor ., memleketi az çok toplamağa muvaffak olmuştu. 1869 de Ingilizler, bir Ingiliz konsolosu ile bir kaç İngiliz memurun hapsini bahane ederek imperator “Teodor,, a karşı harekete geçmişler, “ Teodor „ bu sırada öldüğü için, onun yerine ikinci “Johanan gelmiş, ve Sodan-
Habeşistan tarihi
I lılarla aaubnrebeye tutuşarak mv-| harabede maktul düştüğü için yerine 1889 da ikinci ‘Mendik,, oturtulmuş, o da bütün memlekete hâkim olmuştu.
Yeaijlmprator dirayetli, kuvvetli bir ademdi. Onun devrinde İtalya ile Habeşistan srasınd». 1896 da meşhur "Adova,, muharebesi vuku buldu ve Italyaolar Habeşistenın tem İstiklâlini tenımağa merbut oldular. İmparator “Mendile, müstakar ve sağlam bir hükümet vücuda getirmiş, yabancı devletlerden borç para almamış, kendiri tornaları hastalandığı zaman, çok kuvvetli bir seciye sahibi olan karısı Impratoriçe "Taitıı,, memleketi ayal kuvvetle idare eylemiş, dahilde teşevvüşler vukuuna mani olabilmiştir.
lröparator"Menelik,,1913de oldu ve yerine ikinci kızının oğlu “Lij Yasu„ gaçti. Fakat *'Uj Yaso„ntm babalı Habeşln müriûtnan relilerinden olduğu ve cuûdümaoları iki hemşirelerine Grilin tutmak istediği İçin 1916 da halolundu ve onun halan “Zeodito,, Imparatoriçe ilân olundu. Şimdiki Habeş imparatoru "Ra» Takarı.,da hükümet naibi seçildi.
Birkaç nene evvel »on Imparo-toriçe vefat edince “Rae. İtnpara- | tor İlân olundu.
1919 eeneriodenberi Habeşistan-da kabine sistemi kabul edilmiş bulunuyor. Bir kaç yıl evvel meşrutiyete benzer bir idare İlân olunmuştur.
Kasıtnpuşada Çivicilerde Nuri ustanın furununda yanayma-hk eden Ali, mangalda çay kaynatmaktadır.
Ali. bir aralık, biz hayli kaynamış olan çaydanlığın ağzını açarak çay atmak istemiştir.
Çaydanlık oldukça büyük vc içindeki su da adamakıllı kaynamış olduğu için kapağı açar açmaz fırbyan keaif buhar tabakası Alinin yüzüne çarparak, muhtelif yerlerinden yanmalına sebep olmuştur.
Tahkikata vazıyet eden polis, vakayı bu şekilde teabit ettikten sonra Aliyi tedavi altına aldırmıştır.
Biri giyer biri bakar!
Erzincanda çocukları himaye işi tanzim edilmelidir
Deniz Muharebeleri Tarihi ( Salamin ) den ( Jutlanda ) kadar Muharriri:
Ingiliz muharrirlerinden (J. Hale) tarafından telif edilmiş ve tngilte-rede yedi sekiz defa basılmış olan bo kitabın bu defa Fransızeası da ( Payet ) kütüphanesi tarafından neşrolunmuştur.
İsminden de anlaşıldığı üzere bu , kitap, tarihin şimdiye kadar zapt etmiş olduğu meşhur deniz muharebelerinin umumi bir tarihidir.
Tarihi kadimin en maruf deniz muharebesi, malûm olduğu uzara (Salamin ) muharebesidir.
Burada milâttan evvel 480 senesinde (Temlatokl) un, tekmil Yunan filozunun başında olnrak Iron donanmasını perişan etmiş olmakla ve(Termopil) de galip gelen Iran hükümdarını firara mecbur eylemiş bulunmakla taarüf eylediği malûmdur. Bununla beraber biz bu muharebenin (Mübalağalı acemone) yerine (Mûbalegatı Yunsniye) ile şişirilmiş olduğuna kaniiz.
Maamafib müellif J.'Hali (Salamin) muharebesini de gayet mufassal surette anlatmaktadır.
Ondan sonra (Trafalgar) , (Lira) muharebesi gibi maruf nıuha-
J. Hale rebejer hakkında d* derli malûmat vermektedir.
Zamanı hasıra gelince, yirminci asrın en biiyük ve mühim muharebesi - bilhassa husule getirdiği netice itibariyle - meşhur (Çoşlma) muharebesidir. Bu muharebe.de eser de çok iyi tasvir ve tahlil edilmiştir. Nihayet Harblumuminin başlıca deoix muharebeleri olan (Kurooel), (Falkland) ve (Skajerak) muharebelerine de muhtasar blrar fani tahsis edilmiştir. (Skajerak) deniz muharebesine, malûm olduğu üzere, tngillzler (Jotlaut) muharebesi derler. Bu muharebe diretnot sistemi gemilerin inşasından sonra yapılan en büyük muharebe olduğu gibi, muharebeye iştirak etmiş olao gemilerin kuvveti itibariyle de kesa tarihin en büyük muharebesidir. Fakat* hasıl olao neteyîç itibariyle bu muharebeyi meselâ no ( Trafalgar ), bele nede (Çuşima) ya nispet etmeğe İmkân yoktur.
Heyeti umumiyetiyle deniz mu-harebatının faldeli bir tarihi olan bu eterin bizce mühim bir uoku-
toplu
aı vardır, oda müellifin şüphesiz taassupkârlığından Uerl gelmiştir.
Çünkü tarihin yirmiye karip büyük deniz mnharoberinl naklettiği halde, Osznaalılann destiz muharebelerinden yalnız bir (Lepant) yani (toebahb) muharebesinden bahsetmiştir.
(İnebabtı) malûm olduğu üzere Yunanistenın (Korcnt) körfezi ağsında olup 1571 miladî vo 979 hicri tarihinde kaptan AH Paşanın tecrübesizliği ve icadı yüıün-den kaybedilmiş bedbaht bir muharebedir. Oımanlı donanmasının bu muharebede iki yüz gemi kadar kaybederek mağlûp olması o vakit hırlstiyanlık âlemini pek siyada sevindirmişti.
Onun için frenkler tarihlerinde bundan bahsetmekle doymak bilmezler. Halbuki deniz tarihi harbinin ondan çok mühim ve muhare-bah bahriyede yeni bir devre açan meşhur bir harbi [daha vardır, (luebahb) mağlûbiyetinden takriben 33 sene evvel (1538 M.-942H) senesinde vukubulan bu ‘muharebede BarbaroafHayrettin) in (Preveze) civarındaki (Andırya Dorya) ile yaptığı muharebedir. Frenklcrin (Preveze) mubarebel bahriyeai, bizim de (körfeı) muharebesi dediğimiz bu muharebe kurunu vuatanın en büyük, en şerefli muharebesidir.
Barbaros bu muharebede 140 gemi ile ozaman Akdenlzin on meşhur amirali addedilen (Andırya [)urya) cin 300 gemisini perişan etmiş ve az küvetle çok kuvvetleri mağlup etmek usufünü leat etmiştir, ki Barbaros bu usulü seri gemileriyle düşmanın merkezine gücüm ederek filosunu ikiye ayırmak ve gerisine düşmek suretiyle tatbik etmiştir. Bu muharebe, ondan sonraki deniz muharebeleri İçin bir numune olmuştur.
İşte J. Hak Tûrklerin ( İnebabtı ) mağlubiyetine kırk aahlfe tahsis ettiği halde (Preveze) zaferine bir sahifr bile hasrından kaçmıştır..Bununla beraber (Hrle in n eseri müfittir. Ve bahriyeli olmak şartile bir sahibi ihtisas tarafından tercüme edilmesi ve ieabrden haşiyelerle tezyin olunması milli kü. tophanemiz için lâzımdır.
Eseri ( Payot) kltaphanesi neşr etmiştir. Fiat» 2$ franktır. Istan-bulda 230 ilâ 250 kuruşa tedarik edilebilir.
S
Erzincanda himaye heyetleri tarafından giydirilen fakir ilkmektep yavrularından iki grup : Yukarıda Fırat mektebi ur uçarıda Sakarya mektebinin çok mükemmel giydirdiği fakir çocuklar
Erzincan (Hususî) — Erzin-canda Maarif Vekâletinin emrile ilk mekteplerde himaye heyetleri namile müteşekkil ve Himaye! Etfal cemiyetinin kongrelerinde tadilen kabul ettiği nizamnamenin ikinci maddesini tamamen tatbik ile mükellef yedi heyet ve bir de Himaye! Etfal cemiyeti vardır. Fakat ne. tice itibarile ne heyetlerin ve ne de cemiyetin faaliyetleri ihtiyacı temin edememektedir.
Her mektep kendi bikes çocuklarına ayrı ayrı şekillerde bakmaktadır. Zira mekteplerin çocuk velilerinden topladıkları aidat her mektepte muhteliftir. Fakir çocukların mekteplerde himaye heyetlerine tevdii bu heyetleri bilhassa mektep muallimlerini yorucu, düşündürücü, çok sıkıcı vaziyetlere sokmuştur. Çünkü bin müşkilâtia toplanılabilcn paralarla bu yavrucuklara istenildiği şekilde bakmak imkânsızlığı her gün göz önündedir.
Meselâ; Cumhuriyetin 11 a£ yıl dönümünde bu yavrucukları mahzun etmemek için mektepler yekdiğerine rekabet edercesine çalışmışlardır.
Bu raeyanda sakarya mektebi, 26 fakir çocuğa iç çama-
şırı, RÖjjüsJük elbise, frenk gömleği, ısmarlama potin, kep, çorap, vermiş ve hatta kız çocuklarının beyaz yakalarını işletmiş vc çok temiz kıyafette heyeti uroutniyeye arzetmişse de yapılan 240 lira masraftan 186 lirasını gelecek aidattan tesviye edeceği ümidüe maalesef harice borçlanmıştır.
Frat mektebi ise 16 fakir çocuğa iskarpin, kep, elbise, çorap, iç çamaşırı, frenk göm-
Sinopta çarşaf ve manto
Sinop 28 (A. A.,—Halkevin-de verilecek müsamere. konferans ve diğer toplantılara hanımların manto ila gelmeleri, çarşaf giymemeleri idare heyetince karar altına alınmıştır. İdare heyeti hanımlarımızın medeni kıyafetlerine uygun olmayan çarşafın tamamen ortadan kaldırılmasını Belediye meclisinden istemiştir.
İnebolu vapur
I

İnebolu 28 (A. A.) — İnebolu'nun bu sene yabancı memleketlerle Türkiye sahillerine yaptığı ihracat geçen senelere nisbeten yüzde 75 fazladır. Meyva. yumurta, piriniç, tiftik gibi mühim bir yekûna baliğ olan ihracat malları vakursuzluk yüzünden isekelede ve mavnalarda uzun zaman durmağa mahkûmdur.
Ticaret Odası vasıtasıyla Deniz yolları müdürlüğü nezdin-dc teşebbüsatta bulunan tacirler Bartın hattı postasının bu-raya kadar temdidi ile vapurların gündüz isekelemizde bulundurulmalarını rica etmişlerdir.
leği batta birerde siyah boyun bağı vermiştir.
Gazi Paşa mektebi; 28 çocuktan yedisine iç çamaşırı, yirmi birine çorap, onuna göğüslük, on ikisine kep, onuna hazır potin vc dokuzuna elbise verebilmiştir.
Ziya Gökalp mektebide, 14 fakir çocuğa sandal, çorap, göğüslük ve bere vermişsede bu mektepte 32 lira borçlanmıştır.
Devamı 6 mcı sahifede
BEN BİR CASUSTUM
Fransızca sözlü
Senenin en muazzam, fn hissi, milyonlarca liraya, mal olmuş 100 binlerce asker, sayısız lop, tüfek... Alman, Ingiliz, Amerikan artistlerile yapılmış misilsiz bir film:
( İKİ YÜZLÜ KADIN )
Bu film kuvvet ve azametini, tavsif için kelime bulmaktan aciziz.
Bugün matinelerden ÎDÜİZ’
itibaren U EK Sinemasında


Otomobil tabii bir saatte t Cenevre ) den ( Eko ) e •T-det etmiş olamaz. Şu halde Madam (Re.iohol) ile Madmazel (Seti) nin otomobil ile-(Cenevre) ye kadar geldik.eri hakkmdaki tahmini niz doğru olmamak lâumgeljyor.
(Hano) dedi, kİ:
— Siz hesaplarınızda yanılıyor-aunuz. Bir kere (Cenevre) uatl ile (Ek») saati eratında altmış dakika fark vardır. Binaenaleyh Ce-nevrede »aat üç iken (Ek») de saat ikidir.
Mamafi bu mektubun herhalde (Hano) nun canını tıkmı; olduğuna şüphe yoktu. Taharri komiseri yerinden kalktı, dedi,ki ı
— Şimdi derhal yola çıkmalıyız. Bu mektubu da beraber götû-rûrflr.
(Hano) odaya bir göz gezdirdi, bir köşede gördüğü eldivenleri at. dı. Dedi,ki;
— Bu eldivenleri burada unutmuştum, aabahdanberi arayordum. Ha, iyi hatırıma geldi, (Marti Go-ben) in sabahleyin gelen telgrafını nereye koyduk ?
— Onu cebinizde eusdann koymamış mı idiniz ?
— Acaba koydum mu dersiniz ? (Hano) cebinden cüzdanını çıkarıp baktı, telgrafı oraya koymuş olduğuuu gördü ra yüzünde memnuniyet alâlml belirdi. Sonra
bir müddet dnündü, dedi, ki:
— Bu telgraf, bana buraya (Eka)n bir başka telgraf daha gönderilmiş oUeağmı hatırlattı. Herhalde ( Adol Roainyol ) burada Birisine bir telgraf gönderip (Marti Gobau)in yola çıkhğıaı anlatmış olacak. Çünkü başka türlü bu kadının buraya geleceğini kimse bilemezdi.
Anlaşılan (Mart Goben) , (A-del Roıioyol) un harekâtım eaikai merakla, nekadar tarassut ediyor dlyae, (Adel Roainyol ) da onun kendislle meşgul olduğunun farkında İmiş. Binaenaleyh bu sabah (Mart Goben), evden çıkınca kendisini rakip etmiş olacaklar ve onun (Eke) trenine bindiğini görünce buraya geleceğini de hewp etmişler vo buradaki adamlarına bir telgrafla malûmat vermişlerdir. Binaenaleyh telgrafhanede gidip telgrafları tetkik etmek lâzım. Bu da güç bir şey. Çünkü telgrafın apaçık yazılmadığı, parolalı bir takım tözleri havi olmadığı muhakkaktır.
Fakat herhalde ben bu telgrah
burada alan odamı bulmalıyım. ( Mart Goben ) o kadar lüzumuz yaro kurban edilmiştir, ki bu cinayeti irtikâp edenleri hiçbir au-retle afrtmiyeceğim. Bu zavallı ve zararsız kadım böyle adetâ güzümün önünde bir koyun boğazlar gibi Öldürmek ne büyült cürettir I...
(Rikardo) kendi kendine, ‘Hano,, nun affetmek istemediği nedir?
Acaba (Mart Goben) i böyle ba-dava yere katleden adamı mı affetmiyor, yokaa kendisinin burnunun dibinde bu kadar mühim bir cinayet iştenipte bunu farketmemiş bulunmasına mı kızıyor ? „ Diye düşünüyordu. Mamafi (Rikardo), taharri komiserini çok asabi birhalde gördüğü İçin büsbütün kızdırmak korkusiyle birşey sormaya cesaret edemedi.
Hano kapıya doğru gidip ;
— Hemen inelim, hem de vaktimiz olmadığı için (aıanaor) la inelim.
Dedi.
Aşağı indikleri vakit (Mart Go-bsojln cesedi kaldırılıp şehirde
(morg) dairevinde gönderilmiş idi. Otelde hatitabii avdet etmiş, cinayet anlaşıldığı vakitki telâş ve gürültü geçmişti.
(Hano), otelin kopıcıaına tordu. ki :
— Komiser (Bernar) burada mı, yokaa gitti mi?
— Burada tahkikatı bitirtidiği cihetle gitti efendim.
Bunun üzerine (Hano) acele acele otelik büyük kapısı itikame-tini tuttu.
(Rikardo)da kendisini adım'adım takip etmekte idi. Otelden çıkıp bir takım dar »okaklardao geçtikten sonra (Rikardo) nun otomobilinin beklediği yere geldiler.
(Hano) dedi ki :
— Şimdi otomobille evvelâ Komiserlik dairesine gidelim. Mûsyü (Beraar) a (Mart Goben) kim ol-duğunıı ve niçin öldürüldüğünü izah edelim, tabii o, bu cinayet hakkında hiç bir fikir sahibi olmadığı için vereceğimiz İzahattan hayretler içinde’.kalacaktır.
Otomobil bir iki dakika içinde komiserlik dairesinin önüne geldi.
(Hano) dairede bir çeyrek saat kadar kaldı. Tekrar dışarı çıktığı vakit cebinden saatini çıkarıp baktı ve
— Pek geç kalmış değiliz, zamanında yetişmiş olacağız. Diyerek otomobile bindi ve sözünde devam ile :
— ( Cenevre ) de bite bu feci oyunu oynayanlar, bugün akşoııı gazetelerinde ( Mart Goben ) öldürülmüş olduğunu okuyacaklardır. Bu suretle mühim bir şahidin ifşz-atıodan kurtukduklarındao do ayı çok memnun olacaklardır.
Halbuki onların bu memnuniyetleri çok sürmiyccck. Çün il (Mart Goben) in hareket etmeden evvel bize bir mektup yazarak bütün vaziyeti bildirmiş olduğundan tabiî haberleri yoktur. Şimdi hemen yola çıkalım ?
— iyi amma, nereye gideceğir?
— Nereye mi gideceğiz ? Bunu bilmîyecek ne var, dostum Mü()ıl (Rikardo). Tabii son süratle (Cenevre) yo videceğiz!
Devamı var
Teşrinisani 2?
Hikâye
Büyük babanın paraları
Çocuklarımıza faydalı bilgiler
un
bu »ene var tatilini
Yılmaz geçirmek üzere İzmir civarında oturan biiyük annesine misafir gitmişti Burası fzmirden uzak olmakla beraber güzel bir köydü. Etrafı yeşil ağaçlarla süslü ğüzcl bir dere köyün yakınından geçiyordu. Yılmaz güuün birçok saatlerinde bu derede balık avlardı. Bu avcılık onun çok hoşuna gidiyordu.
Bazı sabahlar etrafdaki yüksek dağlara çıkar, orada hem temiz hava alır, hemde sanki bir tayyare imiş gibi yüksekten köyü seyrederdi.
Şimdi Yılmazın en büyük merakı köyün şimal tarafında sarp dağın tepesindeki eski bir kale harabesi idi. Göğe doğru yükselen yarı yıkık kulelerin içini görmeği, çok arzu ediyordu. Bir gün -büyük annesine :
— Büyük anneciğim, bu kaleyi kim yaptırmış. Ben orayı gezmek isterim dedi.
Büyük annesinin birdenbire yüzü buruştu, kaşları çatıld. üzüntülü bir sesle.
— Evladım sakın oraya çıkma. Orası uğursuz hrr yerdir. Köyden hiç kimrt oraya gitmez.
— Gidilirse ne olur?
— Ne olacak isnan büyük baban gibi öiür.
— Aman anneciğim büyük babam orada mı öldü ?
— Elbette. O zamanlar ben istanbu'da idim. Çünkü bura, lar işgal altında idi. Şimdiki gibi fakir değil, çok zengin idik.
Bir aralık büyük baban gezmek için bir kaç defa kuleye gitmiş. Bu uğursuz yerde dolaştığı için bir sabah onu yüksek kulelerin dibinde bulmuşlar. Yirmi metro kadar yükseklikten düşerek ölmüştü.
İhtiyar kadın sustu Yaşaran gözlerini kuruladı. Biraz sonra tekrar söze başladı.
— işte yavrum. Ben Istan-buldan geldiğim zaman büyük babanın ölümünü öğrendim. Altın, gümüş eşya vc paralarımızda kaybolmuştu. Evin her tarafı arandı isede bir türlü bulunamadı.
Yılmaz çok"müteessir olmuşla, Sabaha kadar gözüne uy-
S e hr-ntir
Nezle lercte fl


Yeni bir eğlence
Bilmece
1
vapur'
Yf IK en»'
r ™

»Çpcl.n ÇonVas,
( çizgi ve yuvarlak )
oyunudur. Yukarda
Eğlencemizin ismi gördüğünüz beş resme dikkat ediniz. Bunların hepsi de tam on-beş dane düz çizgi vc iki dane yuvarlaktan yapılmıştır. Şimdi sizde on beş dane düz çizgi ve iki dane yuvarlaktan resimleri yapınız.
Önümüzdeki haftada bu sahifede on beş Sizgili vc iki yuvarlaklı yeni resim nümuneleri bulacaksınız. Siz dc çalışın.
ku girmedi. Sıkıntılı bir gece geçirdi.
Sabah gezintisi ve temiz hava tesirini oldukça geçirmişti. Şimdi kendi kendine söyleniyordu.
— Büyük annem yanlış düşünüyor. Kalede uğursuzluk olamaz. Bunda mutlaka bir sır var' Kim ne derse desin ben bu kaleyi gezeceğim. Dedi.
Bu fikrini kimseye açmadı. Dört beş gün sonra bir cuma sabahı eline kalınca bir baston alarak kimseye haber vermeden kalenin yolunu tuttu. Dik tepeye ancak bir 9aattc tırmanabildi.
Yıkılmış büyük bir kapıdan girerek geniş bir avluya çıktı. Uzun zamandanberi insan ayağı basıp çiğnenmediği için burasını yüksek otlar ve çalılar kaplamıştı. Bastonile otları açarak ilerledi. Büyük babasının düştüğünü tahmin ettiği kulenin kapısından girdi. Şimdi loş bir geçitle bulunuyordu.
Yer dıvarlardan düşen taşlarla dolu olduğundan yürümek bir hayli zordu. Yılmaz taşlar üzerinden atlıyarak buradan güçlükle geçti, önüne çıkan dört basamak merdiveni de çıktıktan sonra kendisini geniş bir odada buldu. Bu odanın
Kapalı zarfları okuyabilirsiniz
Beş allı arkadaş bir odada otururken herkesin yazacağı birer satırlık yazıyı zarflar kapalı iken okuyacağınızı iddia edersiniz. Tabiidir ki buna kimse inanmayacak. Fakat siz okuyarak herkesi hayret içinde bırakırsınız.
Bakınız nasıl olacak. Evveli arkadaşlarınızın arasından birisi sizin ortağ.nız olacak. Onun ne yazacağını evvelden kararlaştırırımız. Herkes birer latır-hk bir yazı yazarak zarf içine koyar ve ağızlarını yapıştırır. Bu zarfları toplarken ortağınıza ait zarfı en alta koyunuz. Şimdi üst taraftan bir zarf alarak bu zarfı açmadan arkadaşınızın yazdığı şeyi ezbere okuyunuz.
Ve bunu kim yazdı, doğrumu ? Diye sorunuz. Arkadaşınız ben yazdım, doğrudur. Diye cevap verecektir. Fakat siz kanaat getirmek için elinizdeki zarfı açınız içimdekini okuyunuz sanki muvaffak olmuşsunuz gibi doğru imiş dersiniz. Fakat bu esnada başkasına ait bir yazı okumuş olursunuz. Zarflar ve kâğıtlar aynı boyda olduğundan her kes bunu arkadaşınızın mektubu zanneder. Sonra diğer bir zarfı alarak biraz evvel gördüğünüz yazıyı ezbere okursunuz.
Tabiidir ki onu yazan da (doğrudur) diye tasdik eder. Fakat siz daha fazla kanaat getirmek için elinzde ki zarafı açarak üçüncü yazıyı da okumuş olursunuz. Böylelikle hepsini okumak kabildir. İyi idare ederseniz muvaffak olursunuz. Yalnız ortağınızın zarfını en son açınız.
Küçük Melek mektepten eve gelir gelmez dolaptan bir nota defteri aldı. Çalgı dersine çalışacaktı. Bir dakika sonra derse başlamıştı. Şimdi ne güzel havalar çalıyordu. Eğer siz Meleğin no gibi bir musiki aleti çaldığını merak ediyorsanız elinize bir kurşun kalem alarak resimdeki bir numaradan iki numaraya, i’â numaradan üç numaraya, üç numaradan dört numaraya vc böylelikle kırk beş numaraya kadar sıratiyle bütün rakamların* nraltrını
köyesinden bavlıyan dik ve dar merdivene tırmanmağa başladı. Aşınmış merdivenlerden düşüp parçalanmak tehlikeleri geçirerek Dİhayet dar bir odaya geld.
Şimdi kulenin tam tepesinde bulunuyordu. Bulunduğu yer o kadar yüksek idi ki pencerelerinden köy vc ova minimini gözüküyordu. Bu odanın di-va.ları yıkılmış vc etrafta kovuklar hasıl olmuştu. Bu hali
çiziniz. O zaman Meleğin çaldığı Ç“ljipy* göreceksiniz.
Her hafta sıra ile çıkacak olan bu bilmecelerden dört tanesini doğru hallederek gönderenlere, derecelerine göre, güzel ve faydalı hediyeler vereceğiz. Bu bir numaralı b'dme-ceyi kesip saklayınız. Bundan sonraki haftalarda çıkacak 2, 3 ve 4 numaralı bilmeceleri de keserek halledip dört bilmeceyi birden bir zarf içine koyar ve gazetemizin bilmece memurluğuna gönderirsiniz.
ile korkun; bir manzarası vardı. Yılmaz:
— İşte büyük babam bu pencereden düşüp ölmüş olacak, acaba buraya ne için çıkmış diye mırıldandı.
O esnada gözüne çökmüş dıvann arkasındaki boşluktan dışarı fırlamış bir halka ilişti. Bu demir halka henüz yeni idi. Eski binaya sonradan konmuşa benziyordu. Yavaş yavaş orta-
rafa doğru gitti. Halkayı ucundan tutarak çekti ve zorla dı-varın boğuğundan dışarı çıkardı. Bu halka tahta bir sandığa kulp gibi çakılmıştı. Çürümüş sandığı kırmak Yılmaz için çok kolay oldu. Kırılan sandık içinden bir çok altın ve gümüş eşya vc paralar döşemeiere döküldü.
Yılmaz şaşırmıştı. Bunları yine oraya sakladı. Taşıya bildiği kadarını eve getirdi. Büyük annesi:
— Aman Yılmaz bunlar bizim malımız. Büyük baban öldükten sonra bulamadığımız paralar ve kıymetli eşyalar. Demek büyük baban bunları düşman elinden kaçırıp oraya saklamış. Kendiside dikkatsiz.i'c neticesi düşüp ölmüş, aferin oğlum sen bizi tekrar zenginliğe kavuşturdun. Varol. Dedi.
Cesur Yılmaz oraya Sikildiği para ve eşyayıda kimseye göstermeden bir hafta içinde yavaş yavaş taşımıştı.
Faruk Kâzint
1— Bu hikâye korsanların yaşadığı erki bir zamanda olmuştur. Küçük Ayşa ile Yalçın fakir bir balıkçının Evlâtları idi' Babaları öldüğü için evde hasta yatan anneleriyle kendilerim beslemek İçin balık tutup «atarlardı.
2 — Yine bir sabah balık avlamak üzere rardn'a binerek denize açılmışlardı. Yakında balık bulamadıkları için çok uıak ara gittiler. Ayşe birdenbire :
— Bak Yalçın tüyük bir yelkenli var görü) orım.-aun dedi.
3 — Yalçın başını çev rioce yelkenliyi gördü. Ayşe ye dönerek :
— Kürek çekmekten yo-rutdum, hemde çok susadım. $n yelkenliden biraz su isti-yeyin». Diyerek kayığı yanaştırdı ve yelkenlinin ip merdiveninden yukarı çıkmağa başladılar.
4 — Güvertede kını: eler yekta. Açık bir kapaktan -erler geliyordu. İki kardeş bu dei.kten aşağı bakınca b rkaç tane korsanın oturduğunu gördüler. Bun arın çok za.lnı ve fena adamlar Olduğunu bilen çocuklar çok korkmuşlardı.
5 —Hükûmetiu bu korsanları uzun zamandanberi aradığım Yalçın biliyordu. Kor-sanlar tarafından bir miskin gibi öldürülmekten ise hükümete bir biımet yaparak ölmeği daha şerefli bu'an Yalçın kapağı kapayarak kor-sanları hapsetmeğe karar verdi.
6 — Bir hamlede kız kardeşinin yardımiyle ağır kapağı kapamışlar ve konanları ambarda hapzetmişier-di. Bu iş bilince Yalçın yelkenlinin iplerini bir balta ile koparmış ve iyi bir denizci olduğundan gemiyi sahile -uğru yürütmeğe başlamıştı.
7 — Sahilo çıkınca orada hazır bulunan askerler korunları götürdüler. Zabit bu ■ kİ kahraman Türk yavrusunun ayrı ayn ahularından öptü ve bu hizmetleri için kendilerine yuz altın ikram ve verileceğini söyledi.
İsi kardeş cesaretleri yetinde annelerini ve keı Itrini sefaletten kurtaran
lardı.
6
ZAMAN
Teşrioiaani 29
Tarihi OO QC*K|F Yazan
Tefrika OO OtlMu M. Turhan
u A .1 A- ■■ ■«
“Sır saklamayı bilelim !„
Şeyhislâm Hayrullah Ef. başka çare göremeyince ihtilâlcilere iltihak ediyor ve Abdülâzizin hal'i için bütün tertibat alınmış bulunuyordu...
— 23 —
Kuvvetler arasında kendince ve gizlice bir mukayese yapmak istedi. Gölünün önüne hep eski tarih geliyordu. Orada, o korkunç tarih içiode Rum köylerinin domuz aiirüle-riyle dolu sokakları arasında boğdurulmuş, Buruma bir kıyısında bıçak ve haoçer darbeleriyle öldürülerek cesedi mezbelelere atılmış, Edirnede parçalandıktan sonra ayağına ip takılarak Yahudilere sürüklendirilmiş Şeyhialâmlar vardı. Hayrullah efendi, onlardan kuvvetli ve Sultan AbdÜlâziz ise o efendileri parçalataolardan kuvvetsiz değildi. Bu sebeple düşünüyordu, nasıl bir mugalâta ve safsata ile işi mantıka uydurup şu teklifi baştan atabileceğini teemmül ediyordu.
Hocalardan biri, onun tereddüdünü sezdi, hiddetle yerinden fırladı:
— Bana bak| efendi, dedi, yu koltuğu senden evvel işgal eden adamı bizim koğduğumuzu unutma. Hünkârın bize karşı boyun iğdiğini hatırından çı. karma. Eğer aklını başına alıp-ta bizimle dil ve gönül birliği yapmazsan, memleketi batıran Hünkârı devirmek çarelerini araştırmazasan senin de başına gelecek haJ,-koğulan efendinin. kikini aynı olacaktır.
Bu tehdit tesirini göstermekten hali kalmadı. Çünkü postun tehlikede olduğu anlaşılıyordu. Halbuki Şeyhisl&tnlar için üzerinde oturdukları postu elden kaçırmamak uğrunda kendi derilerini yüzdürmeğe razı olmak anane hükmünde idi. "Evvelâ can, sonra canan.,) meselinin medrese kamusunda yeri yoktu. Sank saran kafaların hemen hepsi ilkin canan, sonra can düsturuna bağlı olarak yaşarlardı ve mesnet, paye, arpalık onların biricik cananları idi
Hayrullah efendi de o cananı kaybetmemek için hemen mülâhazalarından sıyrıldı, zihninde canlanan tarihi kapadı, en büyük bir imanla ve tam bir sa-mimiyetlo cevap verdi:
— Müsterih olunuz, itidalinizi muhafaza ediniz. Benim de yakından görüp müteessir olduğum fenalıkları gidermek için herşeyin, istisnasız olarak berşeyin yapılmasına muvafakat ediyorum, lcabedersc taht üzerinde değişiklik vukua getirilmesine de razıyım. Elverir ki str saklamayı bilelim, kaş yapmıya çalışırken göz çıkar-mıvalım.
işte sultan Abdülâzizin hal’i bu suretle karar altına alınmıştı. Mithat paşa, sert ve kat'i bir cümle ile şcyhislâmı da kendi plânına alet yaptıktan tonra sadrazam Rüştü Paşaya yanaştı, kısa ve açık bir mü. oakaşadan sonra onu da maksadına meylettirdi. Serasker Hüseyin Avni paşa ise zaten bu işi düşünenlerden ve hatta tek başına bile yapmak isti-yenlerdendi.
Şimdi Hünkârın hiçbir şeyden şüphelenmiyerek rahat ra. hat sarayında oturması için kendisini oyalamak iktiza ediyordu. Bir taraftan vurulacak darbenin şekli ve icra sureti kararlaştırılıyordu. Sttr’atli tedbirler alınıyordu, bir taraftan la Hünkâra güler yüz gösteriliyordu.
Maymn sekizinci günü padişah, Bulgaristandaki serdar Abdülkerim paşadan birkaç muzafferiyet tclgvafnamesi aldı. Bu haberleri hemen Sadrazama tebliğ ile beraber henüz sükûn devrine girmemiş ve idari, mali ıslahat talebiyle medreselerde toplantılarına devam etmekte bulunmuş olao [ softalara “hükümet kudret ve satvet . inin gösterilme zamanının gelmiş olduğunu da ihtar etti.
Hünkâr bu muzafferiyet telgraflarının sahte ve ısmarlama olduğunu bilmiyordu. Serdar paşanın da kendi aleyhinde hazırlanan pilâna dahil olduğunu i bitseydi elbette başka türlü düşünür ve başka türlü hareket ederdi, fakat o plândan da bihaberdi, başına atılmak için bir yıldırım yapılmakta olduğundan şüphe bile etmiyordu.
Mithat Paşa ile arkadaşları İngiltere ve Avusturya elçilerini de kendi fikirlerine meyi ettirmeğe çalışıyorlardı. İngiliz sefiri Sir Elyot bu plânın icrasına ber suretle yardım odecc-ğizıi söylemekte tereddüt etmedi Çünkü Abtülâziz, Rusyaya btl bağlamış bir hükümdar olarak tanımıyordu ve İngilterenia o zamanki politikası bu vaziyeti hoş görmiyecek bir şekilde cereyan ediyordu. Fakat Avusturya elçim pek ihtiyatlı davrandı, ilkin Başvekilin fikrini almak mecburiyetinde bulunduğunu söyledi. Bununla beraber kendine tevdi olunan sırrı son derece gizlij tutacağını temin etti
Sultan Abdülâzizin 18 Mayıs 1876 salı günü tahttan indirilmesi karar altıoa alınmış, icabeden tedbirler bu karara göre sıraya konmuş ve veliaht Murat efendiye de keyfiyet haber verilmişti. En küçük bir sakatlığa mahal kalmamak için bu işin daha sonra yapıl ması t)ı ve meselâ haziran başlarına bırakılmasını istiyenler de vardı. Muvaffakı-yetsizlik ihtimallerini gidermek kaygusu, onların mülâhazalarına kıymet verdiriyordu. Lâkin Sultan Azizin topladığı milyonları ve milyonlar değerinde olduğu söylenip duran mücevherleri bir Rus harp gemisiyle kaçırmak niyetinde olduğu işi-dildiğinden Mithat paşa ile arkadaşları işin hızlandırılmasını iltizam etmişler ve sah gü-nünü hareket günü olarak kabul eylemişlerdi.
Evvelâ, kurulan plânı kabul ettikten başka tek bir kitnse-senin keyfiyetten haberdar olmadıklarını zannediyorlardı. Hatta, Veliaht Murat efendiyc-de en yakın adamına dalıi işi açmamak için ant içirmişlerdi. Muayyen günden bir gün evvel, thlilâl reisleri, Sadrazamın evinde toplanarak vaziyeti bir daha gözden geçirdikleri vakit, hepsinin kanaati bu merkezde idi. yani sırrın gizli kaldığına inanıyorlardı, o gün uzun uzun görüştüler, alınan tedbirleri bir daha gözden geçirdiler, bir -eksiklik olup olmadığını araştırdılar ve sonunda memnun kaldılar, muvaffakiyete itimattan çoğalmış olduğu halde Babâliden ayrıldılar ve “ertesi gün tam öğte Üstü Abdülaziz Saltanatına nihayet verileceğini,, İngiliz vo Avusturya Elçilerine bildirdiler.
devamı var
Yarmki maçlar
Fenerbahçe - Galatasaray Taksimde, Beşiktaş istanbulsporla öğleden evvel Şeref stadında, Ve-
fa - Beykoz da Fener
Fenerbahçe - Galatasaray maçı hakkındaki düşüncelerimizden bir iki gün evvel bahsetmiştik. Bu iki ezeli rakibin karşılaşması halihazırda en mühim bir spor hâdisesi olacaktır.
Şeref stadındaki Beşiktaş • tstanbulspor birinci takımları müsabakası öğleden evvel saat 11 de yapılacağından aynı gün-
stadında karşılaşacaklar
I de her iki maçı seyredebilmek ! imkânı bilhassa spor meraklılarını çok-sevindirmiştir. Fener stadında da Vefa - Beykoz takımları karşılaşacaktır.
Birinci takımlar maçından evvel ayoı kulüplerin B. ve genç takımları ile ikinci küme lik maçlarına da devam edilecektir.
Yugoslav notasının metni
Birinci suhifrdrn devam
Ancak bu tikir altındadır ki Macar hükümeti ile müzakerelere başlandı ve bu müzakereler Belgrat'ta 21 temmuzda imza rdılen bir itilâfta neticelendi.
“Eğer Macarlar yardım etmeseydi-.»
Buouola beraber, Yugoslavya Kralı Haşmetlu Aieksaodr Hazretlerinin ve Fransa Hariciye bakanı Louis Barthou’nun katil üzerine yapı an tahkikat, bu cinai vakaların Mncariıtaoa iltica etmiş ve geçmişte olduğu gibi bu memleko ayni yardımlardan istifade etmekte devam eylemiş bulunan tethişçi un-surların iştirakiyle kurulmuş ve yapılmış olduğunu vc ancak bu yardımlar neticesinde menfur Marsilya fiilinin yapılabildiğini isbat etmiştir.
Filhakika katilin cürüm ortakları arasında Yugoslav hükümetinin Macaristan hükümeti nezdiode yap. tığı şikâyetlere mevzu teşkil eden tetbişçiier de bulunmaktadır. Bunların ifadelerinden, kendilerinin Maeariıtanda yalnız bir melce bulmakla kalmayıp ayni zamanda suikastın arifesine kadar bu memleket dahilinde toplu bir halde oturmakta oldukları ortaya çıkmıştır.
Tahkikat neticesi, muhaceret eden ban Yugoslav tabasının tet-hişçi faaliyetlerine verdini yardım ve müzaheretten dolayı Macar makamlarının mesuliyetleri çok mü. him ve açık bir tarzda göstermiş-tir. (Yugoslav hükümeti, tafsilâtlı bir muhtıra ile bu hususa dair olarak elinde bulunan bütün deliller ve selikaları konseye tevdi edecektir.)
Yugoslavların Umumi Gayzt
Hissiyatının derinliklerinden yaralanmış olan Yoguılav ulusu, suikastın hazırlanış va yapılışı şeraitinin tamamen aydınlanması lâzım geldiğine kanidir. Yugoslav ulusunun büyük acısı, yukarıda zikri geçen vakalar neticeside, suikastın yapılmasını ilham eden ve kolaylaştıran ve ulusal arazi dışında bulunanlara karşı derin bir nefret ve umumi bir gayza tahavvül etmiştir.
Eğsr Yugoslav uluıu geçirmekte olduğu bu elemli imtihanda bütün vekarını ve soiuk kanlılığını muhafaza etmiş ise, bu, sulhun vo bu sulhun desteği olan uluslar aran ahlâkının bekçisi bulunan uluslar cemiyeti müesaeselrrinln mOe*scrlystıoe inanmakta olduğundan dolayıdır.
Uluslararası mesuliyetini olduğu kadar ulusuna karşı vazifealnl de müdrik bulunan Yugoslav hükümeti, kendini feci, Marsilya ha-diseslerinin sarstığı uluslararası adalet va ahlâkına karşı itimadın yeniden kurulmanı için uluslar cemiyeti konseyine müracaat etmeğe mecbur hörmektedir.
Mesuliyetlerin ortaya konması lâzımdır
Mesuliyetlerin, uluslararası cemaatinin en yüksek taazzuvu huzurunda ortaya konması muhakkak surette lâzımdır. Çünkü uluslzrara-sı sulhu ve İyi geçinmesi için, en şanlı şefinin şuhunda, mesuliyetleri âdil bir cezaya çarpuııyan cinai vakalara maruz kalmış bir milletin tatmin edilmemiş jhislerioden daha büyük bir tehlike mevcut olmaz.
Yıkılıp gitmek tehlikeleri
İkinci bir mesela olarak, Marsilya vakaları, gittikçe artan bir ehemmiyetle, değil yalnız Yugoslavya fakat bütün soysal dünya aleyhine kabul edtlmiyecek uluslararası siyasalının bazı metotları davasını ortaya koymaktadır. Meselâ, ne münferit bir şahsın işlediği siyasal bir cinayete, na de siyasal mültecilere verilen iltica meselesi değildir.
Hakikatte ortaya konan dava, muvazzah bir siyasal gaye için seri ile cinayetler ve suikastlar yapmayl iş edinmiş fesat erbabının yabancı bir ülke topraklarında çalışmaları-dır. İnceden inceye uzun hazırlık devresi esnasında cinayetlrre Macaristan içinde bağışlanmış olan
ko aylıklar ve himaye inanılmıya* cak gibidir.
Eğer bir ulusun en iyi kullan ve uluslar arası barışının en sarsılmaz destekleri, vesilelerini uyar ha.de, yığınla hazırlanmış ve terbiye edilmiş bulunan ve yabancı bir ülke makamlarının teveccüh ve yardımını gören caniler tarafından öldürütabllirac, laaıruv etmiş hiçbir hükümetin yaşaman kabil değildir. Filhakika, bu vaziyette soysal dünya için bir anarşi ve uluslar arası barbarlığı devri bavlıyacak ve bu devir içinde uluslar arası barışının en iptidai esasları aakınılmıyacak bir şekilde yıkılıp gidecektir.
Yoğuslav - Macar münasebetleri vahim surette bozulabilir
Barışın idamesinde titiz olan ve uluslar cemiyetinin otoritesine itimadı bulunan Yugoslav hükümeti, bu vakaların büyük ehemmiyeti karşısında, imsakin onbirinci maddesinin ikinci fıkrasına dayanarak Yoğuslav ve Macaristan arasındaki münasebetleri vahim surette bozabilecek ve uluslar arasındaki barışı vo iyi geçinmeyi tehlikeye koyacak bu vaziyeti konsey» havale eyler.
Bu meseleyi, Konseyin gelecek adi toplantısı ruuıameüne koyarsanız size ziyadesile medyunu şükran oturum.»
Biri giyer biri bakar!
4 üncü lahifedcn devam
İsmet Pa$a, Kurtuluş ve Cüm-hurivat ilk mektepleri fakir talebelerine hiç bir şey yapamamışlardır.
İşte toplanabilen paralarla, bore dahi olsa, bir mektebin çok güzel geyintneai, *bir kısmının noksan geydirılişi ve üç mektepte de hiç birşey yapıla-mamasının çocuklar da uyandıracağı fena tesir nazarı dikkatle alınırsa mekteplerde mcv. cut himaye heyetleri gayretile maksadın temin edilemediği derhal anlaşılır.
Himayeietfal Cemiyetine ge-lincs; bu cemiyetin şimdiye kadar, dilenen çocuklardan sarfı nazar, mektepler de tahsilde bulunan fakir çocuklara bile nizamnamenin emreylediği şerait dabilinda bakıldığını görmek nasip olmamıştır. Ve bu şerait içinde olmayacaktır da
Binaenaleyh cemiyet mekteplerde bulucum fakir çocukları himaye heyetlerine terketmiş, hariçte dolaşan ve hattâ bir çokları dilenen fakir çocukların bakımını ihmal eylemiş, gerek kaydettiği pek az âtadan alabileceği aidattan ve gerekse ara sıra verebildiği balo vc müsamcrelerden top-lıya bildiği para ile himaye heyetlerinin borçlarının mümkün olduğu kadar tesviyesine çalışmak yolunu tutmuştur.
Sonra Cemiyette mekteplerin himaye heyetlerinin ihtiyat yardımcısı oluyor demektir.
Esas vazife Cemiyetin olduğuna nazaran, yedi heyet ve bir Cemiyetle sekiz yoldan ilerleyerek tam bir iş görememekten ise, mekteplere aidat veren çocuk velileri Cemiyete kâmilen aza kaydeditse veyahut her mektep himayo heyeti topladığı raporları cemiyete verse, cemiyet ta varidatı çoğaltmayı araştırsa ve bu suretle talebe icap ettiği zaman-larda yeknesak olarak cemiyet tarafından giydirilse, mideleri günlerce koru ekmekten başka gıda atamayan bu yavrucukları doyurmak çaresi do buluna-
ÇanakkaJede 4
-• Masil Durdurduk?
Tefrika numarası: 6
f azan: Ahmet Cemalettin
Türklerin sahildeki havan topu zırh, lıları dağıtmağa kâfi geliyordu
Mayın tarayıcı gemileri zırhlılarile beraber Boğaza girmiş, fakat şiddetli bir mukabele görmüşlerdi..
Mayn lararna ttaranâtına iftirah rdan ‘infleksibl,, hattı harp krov.âx3-rü ile •Prens Corc„ zırhlın "Kııin Elizabet. i aahi'den yapılacak hafif sabra top.arının ateşlerine karşı himaye etmek vazifesiyle tavsif edilmişlerdi. Halbuki diritnotu nakşı ateşine alan bu bataryalara karşı hiçbir şey yapamadılar. Çünkü bu topların tayin edilmiş oU dukiarı nokta denizden top ateş: altına alınamazdı.
Düşman Lu sahra topları vasi-taalyle “Kuin F.l z.ıbel. e timim 117) isabet teminine muvaffak oldu. Vakıa bu iıabetler dev cücaeli dritnotun kıymeti asâeriyesine hiç bir lıaısr yapmamış olmakla Isera-ber geminin mutbahını perişan etti ve aıotorbotlarmdaıı birisinin makinesini parçaladı.
Boğaza girmiş olao gemiler ise demir ürerinde olmayıp lıali harekette bulunduklarından hiçbir hasara uğramamışlardı amma "Kuta Elizabet» in ateşini de tanzim hususunda küçük bir muvaflakiycl bile gösteremediler.
Martın altıncı günü “Kum Eli-zalıet» yeniden aşırma Rtıştenua devam eyledi. Lâkın bu sefer düşmen sahile ağır bir havan topu indirmişti. İşte bu ağır havan topunun üç mrrm.si drıtaavutun su kesimi altındaki zerre koyağa üç icabet yaptı. Bunun üzerine diritnavut alelacele demir zincirini keaerek sahilden (21.000) yarda açıldı ve oradan hedefine atej etmekte devam eyledi. Bu yüzden diritnavut öğleden sonra saat dörde kadar ancak yedi atış yapab-.lmiştiki buda kafiyen meronnniyetbahış değildi. Diğer taraftan düşmanın ağır havan topu yüzünden boğaz dahilinde ateş kontrol eden zıhlılar da açılmaya mecbur olduklarından Amiral (De Robek) beyhude yeri mühimmat yakılmasına mani olmak İçin ateşin kesilmesini emretmişti.
Bundan aonra “ Venceas „, “ Albion “ Mecestik ., * Freni Core» ve “Suffren. zıhlıları (12000) ilâ (13000) yardadan ateş açtılar ve arada sırada ağır havan toplarının isabetlerine maruz kaldılarsada ciddi bir hasara uğramadılar.
Ben bu harekât cinasındı “Kula Elizabrite bulunuyor ve taras-sutıuı aşırma atışların hem vakit, hemde mühimmat israfından başka bir netice vermediğini görüyordum Biz şayet “ Kuin Elizabet . ten temiz ve müeıür biz İş bekliyorsak bu gemi Boğaza girmeli ve istihkâmları doğrudan doğruya ateş altına almalı idi.
Halbuki Amiralin aldığı tali-matoamede evvelâ bu sora »İstem diretaotuo boğaza eokutmına sureti kafiyede meoedilmişti. Fakat Amiral Martın birinci günü hah-riye nezaretine müracaat ederek bu geminin boğaza sokulması hususunda mü-sade İstemiş, bahriye nezareti de "icabeden ihtiyat tedbirleri. alınmak şartiyle buna müsaade edebileceğini bildirmişti. Martin (6) ncı günü akşamı karanlık basar basmaz meyin tarayıcı gemiler muhriplerin ve " Ansatist» kruvazörü ile "Oşıo» ve “Meceatik,. zıhlılarının himayesinde olarak bu-ğaza girdiler. Fakat düşman ışıldaklarının ışığı bu gemileri çabu-
---------------------------------r-— rak ıcfalcttcn ve tedrisat ite çok yorulan genç muallimler de bu düşünceden kurtarılsa acaba memlekete daha hayırlı ve daha faideli hizmet edilmiş olmaz mı?
Ingilizlrrin ‘Dari*„ kravazorû c)k yakaladı. Zıhlıların ve mubrip-1 lerla açtıkları şiddetli ateş ışıldak-] ları her defasında ancak birkaç da-I kıka kadar söndürebdiyor ve ışıldaklar yeniden yanış ordu. N.hayzt mayın tarsyici gemiler, hiçbir iş görmeğe muvaffak otamadan çekilmeğe mecbur kaldılar.
Martın (9; neu günü dört Fran--ı» zırhlısı “Agamemnoa. ve “Lort Nelson. zırhlılarımızı boğaz istihkâmlarını topa tutarlarken himaye etmek üzer» boğaza girdiler. Bu iki zırhlımız boğ,z dahilinde zikzak seyretmek suretile ( 12000 ) ile (14000) yarda mesafeden istihkâmlara ateş ediyorlardı Her nekadar istihkâmlar mukabelede kusur et-mediterse de çetin bir mücadeleden r-onra ımmağa mecbur oldular.
İşte islihkâmlerla zırhlılar arasında ilk ciddi çarpışma bu idi ve benim fikir ve kanaatimce çok ümit verici idi. Vakıa istihkâmlara tamarniJe hâkim olunamamıştı vs iki zırhlımız ağır mermileri» müteaddit isabetler sımışlardı anıma gemilerin kıy-meti harbiyeleri zerre kadar eksilmiş değildi. Zayiatımıza 'Lord Nclson„un zırhtı kulesinde üç tane hafif yaralıdan ibaretti.
Martın çğı iocj Amiral erkâsu harbiyesile bı.tiku «Kuta Elizabet.. zırhlmıu geçtiler. MakMt Çan.k-kaledeki istihkamları gakından topa tutmaktı.
Bu teşebbüse "Vsncens. .“Kor®, vollis» ve “ Irresistibl. zırhlıları müzaheret edeceklerdi. Maalesef kabiliyet pek az olduğundan gemiler hiçbir şey yapamadan çekilmeğe mecbur oldular.
O gece bu yeisaver hâdise bak-kınde not defterime şu satırları vatmışım: “göze görünmiyen ve mevkilerinin lâyıkiyle tayini müşkül utan ve bu itibarla imhaları mümkün olmıyan toplardan mermi yemek o kader can sıkıcı bir şey kl..._..
Hiç şüphe yokki böyle mühim-uıat israfına devam edemezdik çünkü mühimmat meşeleri cidden mühimdi. Bundan mada artık modası geçmiş zırhlılarımızın top'arı da bayatlarının »on günlerini yaşıyorlardı. Bunlarla böyle ilânihaye ateş edilemezdi. Bahriye Nezareti bunları nazarı dikkate almış olmalı ki Amiral'Kardeo, e "haro-ket emasında İsraf dereersinde mühimmat it'âfı işlerin muvaffakiyetli bir neticeye isalinden evvel harekâtın tatilini mucip olabilir, diye bir ihtarname göndermişti. Ukln methâl istihkâmlarının sukutundan sonra yapılacak müstakbel harekât baskındaki görüşleri hakikate pek az temas ediyordu vo şu yolda talimat veriyorlardı.
“ Harekât yavaş terakkiler kayıt etmek, meselâ meyin tarayıcıları gemileri izaç eden gizli toplar imha edilerek Hinde bir mil İlerlemek suretiyle İnkişaf sdacektir. Hücum eden filonun böyle mil mil iieriiemesi müdafilerln manevi kuvvetlerini sarsacaktır, tlâb, İlâh....
O akşam not defterime sıcağı sıcağına kaydettiğim mütalâat şöyle davam ediyordur
“ Boğazdan geçmeğe hazırlanı-yocuz lâkin bu iş bahriye oezaro tinin zan vo tahmininden daha büyük. Ben bahriye nezaretine hakiki vaziyeti izah etmek lâzımdır kanaatindeyim... .
Devamı vat
Teşrinisani W
! A M A N
7
Almanya silahlanmaya başlayacak / inci sahifeden devam bvluaıiuŞu aırada Bajbahaa “Bitler,, de lagilterrnm Berlin aefiri Sir “F.riç Phitipı.. ( kabul ederek kand • ila tealıhat meaeleai hakkında görüşmüştür. Bu görül maden ,onra Ingilıe aefiri "l.oadra-ya. gitmiştir. ''Berlin,, ia d)p4o-anaai nıahafili. bu görüşaaaya büyük oir ehemmiyet »ermektedirler.
Ingılterede endışo
Izındra 28 |A. A.) — İogılidar, Almanyanıa yeniden aılSblanaoaıı pranı (ihtimali) karşuında korku gnaternıektedir. Dün Londra »e Berlir.de - bütün aeamkan-araaıa-da Iralihat hakkında yapılacak ■nûıaktreler dolaymyia - yapılmıt o an d plomaei teşebbürierdan ötürü gaıetelar' bu mesele hakkında bükümel tarafından kabul edilmı, nlan noktai »»«arlar hakkında bir çok oranlarda bulunmaktadır. Gazetelerin hükümetin A'man-
ynn.n »ilûhlanmaaı karşılında duymakta olduğu sıkıntıyı gitliyemi-yrceğin. ve »lııınuıı gereken ihti-yal tedbirleri hakkında parietneo- I toya malûmat vermek zamanının | gelmiş olduğunu aöyieyorlar.
Iranda suikanst ve hiyanet / inci sahifeden devam memleket kanunlarını, bûttiıı memleket halkına tatbik etmek, kabile I hayatı »drenlerin zorbalık ve ser- 1 keştik yapmalarına inanı o'.lnaktı. Onuo için bütün kabilelerde mecburi oikerlik hizmet kanunları tatbik ediliyor ve kabileler bu ka- . uuna itan: göaterıyorlardı.
Anlaşılan Bahtiynrilerin reisleri ' «orbalık v* aerkrşhkte devanı rt- 1 meyi ve e»ki kayıtsız hayatı sûr- | meyi i»tedıklcri için bu yolda bi lıkıaı halnanc lıarcksllcrde bulunmuşlar ve bir takım suikastlar ha-«ırlamışlaraadu kanunun pençe,, buoların yakauna aarılmış, rer.ala-rnu vermiştir.
Muhafaza işi
Yeni memurlar için bir . kurs açıldı
İstanbul Gümrük Muhafaza Baş Müdürlüğü kumnıuoa yen giren memurların Muhafaza Müdüriyeti binasında açılan bir kursta ders görmelerine ltaunı göstermiştir. On gün devam edecek olan bu kurslar her gün muntazaman ça ışacaktır.
Kurslar evvelki gün başlamıştır. Dün de devam edilmiştir.
Yeni muhafaza memurları bu kurslarda mesleki dersler gör-"»»ektedirler.
Tjjraristan Zavallının hali! öldürülüp soylarımız
Bulgaristanda "PravzJar sasının Dişler köyünde yem «..oavet olmuş, bir kaç Bulgar köyde bakkallık yapan Artf oğ-lu Hüseyinin dükkânına gigmi,. ler, kenda.ni ağ,r surette yaralamışlardır. Hüseyin a|d,K, yaraların tesiriyle biraz sonra öimiiş, ölürken kenefaini vuran-farı zabıtaya bildirmiştir. Fa-kat katiller henüz yakalanmanı ıştır.
"Sofya» da çıkan "Utro„ ga-zinden olan HaSan İJC Kam, Ayşe öldürülmüşlerdir. Katiller adentn bütün servetini J.p kaçmışlardır.
Sadullah Güney İktisat Vekâleti Hava ve De-Masteşan Sadulfah Güneyin «koaomı bakanlığına bağa mû-«sesclerdek, tetkikleri bir iki 8une kadar bitecektir, «•bı Sadzdah Güney Y.lovaya
Yumurtalar muayene ediliyor / inri sahifeden devam aından birer birer geçirmek cüretiyle muayene etmekta, bv aeeetie boolarıa uflam nisalarını tefrik etmektedir.
Bi»e kalıra bu «ekÜ hem an-ayeaeyi yapan heyet hem de y»-mıırlaealnr için külfetti ve ghç Ur iştir. Bir kere kutba ynmnrtalnn astan tetkikten geçirmek, rar» bunları tekrar »sadığa yerleştirmek epice bir nalı» ve emejr aad-tevskkıftar.
Sear» yumurta. derhal karı Isa bu maddedir. Bu muaaaele esnasında alakadarların ynenurta ade-diadsn rpiee siye» etmeleri mh-temeldir.
Bundan başka 15. » bin yu-murteı
bir a a 4a earki lat.aı gelıe kaatrol heyetisin hepsini birer birer gölden gaçarebilnceğı de şüphelidir.
Bu takdirde, «amasında yetiştirmek için, tetkik iştahı bilmeyi» kaçıncı derecedeki taemue veya hademeye lerhedilmcM ee ««nünde da heyetin yalan evrakını mühürlemekle iktifa eylemesi hatıra geirbihrki bununda nizamnameyi hanrlamak »e tatbik eahanna koymaktan maksut nlan gayeyi ne dereceye kadar temin edebileceği ca-yi «imidir.
Herhalde bite. yumurtaların kontrolü için başka bir uaul bulunmak Uuı» gibi geliyor.

Torikler boğazı
/ inci sahifeden devam
Bu kadar torik bolluğu başka bir sene görülmemiştir, diyebilirim. Bunun âmillerinden biri de havaların çok müsait gitmesidir. Tutulan tariklerin hemen hemen yüzde seksenini Yuna-nistana satıyoruz.
Bu sen iki satıştan bütün balıkçılar memnundur. Fakat Yunanistan müşterimiz olmasaydı ya torik tutmıyacaktık, yahut da tuttuklarımızı tekrar denize dökecektik,.
Soyadı alanlar
Bildirilen isimleri her gün neşredeceğiz
Memleketimizin ber tarafında olduğu gibi şehrimizde de soy adı alma cereyanı bütün hızıy-!c devam etmektedir.
Yeni soy adı alanlardan isimlerini bize bildirenleri her gün neşredeceğiz.
Yeniden soy adı alanlardan is.mlerinı bize dün bi.'' irenleri aşağıya yazıyoruz :
Ak ay işletmesi baş memuru Osman Kemalettin Ayrancı oğlu Süuıer bank vezne şefi muavini Ali vc Devlet matbaası makioe şefi Şükrü kardeşler Ay-gcoSümcrbank Beykoz kuuduru fabrikası idare şefi Nafiz Yaman, Beşinci alay tüfenkçisi Inebolulu Ahmet Akyal. Ak-x idaresi levazım baş memu-muhufettin Urgiin, Gümrük Sabit Lv kısım amirlerinden rol kısmı aHF*, Sefain kont-Muhafaza mcrk&ikrü Acar, bi Kemal Ertatn, Bfiik kâti-is muavinlerinden Hama re* kaym odacısı Apturrahman At, lâ ve Sümerbank odacılarından İslam Akgün adlarını almış-fardır.

Meb’us seçimi hazırlıkları
Yeni meb’us intihabatı için Kaymakamlıklarda on günden-berı deftiler hazırlanmaktadtr.
Mahalle mümessillerine bu defterleri ikmal etmeleri için verilen mühlet dün akşam bit-mışl.r. Ancak Beyoğlu, Üsküdar gibi nüfusu kalabalık ka-«alarm birçok mahallelerinde henCz defterlerin yazılmaları bitirilememiş olduğundan bu m«lMet Cumartesi akşan)1na kadar uzatılmışta.
I
Habeşistan tarzi-


ye veriyor
Birinci sahi/eden deaam
Hsbepalaa hükümeti namına "Gsodor., valisi tsrsfıadaa İtalya keaealeıeaa raaaaca larsiye »eritmesi. Habeşrilan askerleri tarafın-dsa İtalya hooeoloahaneai İşında Italyan bayrağın,» aeUmlanmaıı. “Gmdcı. pallı midtriyle taarrvra iştirdk »dan lar in tevkifi, vali vs kalyan kanM)l«auaun baeabar tahkikat yapmaları ve taarvuv» uğrı-yaalara para taımloatı serilme».
Binaenaleyh hadiseye kapaamaş •asariyls bakılabilir.
" ÂdUebaba dahi İtalyan aeftn ile Hebeşiataa Hariç! ya Bakanı arasındaki konuşmalar doıtça olmeştnr. fUdıaea a ıkl memleket aramada ki münasebetleri| ürerinde hiç bir tetiri n'mıyaraktır.
Kitap hırsızlığı iddiası
Ankara caddesinde Sühulet kütüphanesinin kitap deposunun dıvarını delmek suretiyle kıymetli kitaplarını çalmaktan suçlu yine Ankara caddesinde İnkılâp kütüphanesi sahibi Karabet ve Niyazi ile Vahit, Ahmet ve Alinin muhakemelerine bugün Üçüncü ceza mahkemesinde devam edilecektir.
Bu davanın bugün intacı muhtemeldir.


Bir günde üç kaza oldu
Dun yeniden iki tramvay, bir de hususi otomobil kazası olmuştur.
Otomobil kazasını yapan Fort kumpanyasının İstanbul acen-tası müdürü Mustafa Naildir.
Mustafa Nail dün idaresindeki 94 numaralı otomobille Ec-yazıttan Akaaraya doğru inmekteyken yolun biraz ortalık yerinden giden Langalı Scrkis isminde bir Ermeniyc çarpmış, yaralamıştır.
Vakayı müteakip işe vazıyet eden zabıta, Mustafa Naili is-tiı— ap altına almış, Şerkisi de tedavi ettirmiştir.
Truıuvay kazalarına gelince: Ycnikapda Ortabostan sokağında oturan Muallim Esadın 16 yaşlarındaki oğlu Tayyar. Vatman Tevfik idaresindeki Topkapı tramvayından, Valde camii önünde atlamak istemiş, fakat muvazenesini temin edemi yer ek diişmilş ve yaralanmıştır.
Polis, Tayyarı tedavi altına vatman Tevfiği de tahtı isticvaba alm ştır
Diğer bir tramvay kaz ası da Beyoğlunda İstiklâl caddesinde olmuştur.
Dolapdcrede Yenışehirdcotu ran Madam Kolombiya istiklâl caddesinin bir tarafından diğer tarafına geçmekte ikcD 293 numaralı tramvay arabasının sademesine uğramıştır.
Polis, tramvay vatmanı Mus-tafayı yakalayarak sorguya çekmiştir. Madam Kolombiya da tedavi altına alınmıştır.
...........................
Zamanın takvimi
TEŞRİNİSANİ
Hicri 13S3
Kuml »ene 1350
2 ine Tcari.
16

Retml »e»o
19M
kabım
^fpERŞEMBE
İMSAK S. | D. | 12 | 36
5 I 1(

Bugünkü hava
. Yerköy hava rasat merke zinden ald)glmı2 malûmata gö-re, dün hava tazyiki 770 mili, metre; cn az sıcaklık Uht«u-f*r 3 en çok 11 derece idi. Rüzgâr kara yelden hafif es-aı ıştır.
Bugün hava kısmen bulutlu ve sakın devam edecektir.



İstanbul Beşinci icra m»- I ■nurluğundan:
Sarıcazade Cemal Beye bi- | rioci derecede 20000 liraya Petro veledi Andon Sağredo efendi tarafından ipotek edilmiş bulunan ve tamamına 90000 j lira kıymet takdir edilmiş bm-’ ' lunsn Beyoğlunda Asmaltmee- I cit mahallesinin Tepebaşı ve TvtBncü çıkmazı sokağında cephesi tramvay caddesi «serinde ve Ingiliz sefareti karşısında eski 1 mükerrer ve yan» 1 mükerrer ve 1 mükerrer ve 8 ve 10 ve 3 ve 5 ve yen» 1 ve 3 ve 5 ve 7 vc 9 ve 11 ve 13 numaralı elyevm altında büyitk bir dükkân ve apartman kapısının diğer tarafında elyevm paslahanesi bu'unan bir bap apartmanın yarısı vadem gelmiş 7500 lira için açık artırmaya konmuş olup şart namesinin 20-12-34 tarihinden itibaren dairemizde herkes tarafından görülebileceği gibi 31-12-34 tarihine müsadif Pazartesi güoö saat 14 ten 16 kadar dairemizde açık artırma ile satılacaktır.
Arttırma bedeli, bedeli muhammen krymetJB.ıı yüzde 75 ini bulmadığı en »oa arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere 15-1-35 tarihine müsadif Sah günü saat 14 ten 16ya kadar-dsıremude yapdacak olan artırmasında gayrimenkul muhammen kıymetin yüzde 75 ini bulduğu takdirde en son artırma ihale edilecektir. Artırma bedeli yüzde 75 ini bulmadığı takdirde satış geriye bırakılacaktır. Tahçderm muhammen kıymetin yüzde 7,5 ğu nispetinde pey akçesini veya milli bir bankanın tem na makbuzunu hâmil bulunmaları lâzımdır. Müterakim vergiler la vakıf karesi ve belediyeye ait tenvirat vc tanzifat rüsumları â îttîF.
2004 Numaralı icra ve iflâs kanununun 126idci maddesinin 4 üncü fıkrasına tevfikan bu gayrı menkul üzerinde ipotekli alacaklılarla diğer alacaklıların vc irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz vc masarife dair olan iddialarını iân tarihinden itibaren 20 gün içinde evrak) müsbitclerile bildirmeleri vc aksi halde haklan tapu sicitleriie sabit olma-dıkça satış bedelinio paylaş-bulmasından hariç kalacaktan cihetle alâkadaranın işbu maddenin mezkûr fıkrasına göre hareket etmeleri vc işbu gayri menkulün sair husasatı hakkında daha ziyade malûmat almak isteyenlerin 33/187 numaralı dairemizdeki dosyasına müracaat etmeleri ilân olunur.
Beyoğlu birinci su-h hukuk hâkimliğinden: Yanı efendinin Osmanbeyde ayni sokakta 8 N,. h hanede oturan Zekiye hanım aleyhine ikame eylediği alacak davasının 17/11/934 tarihli celsei muhale meşinde miiddei gelmiş ve M. Alevh gelmemiş ve müddei şahitleri, ni dinleterak dava hitam derecesine gelmiş olduğundan bir ay müddetle ilânen tebligat icrasına ve muhakemenin 29-12-934 tarihinde aaat 10 a talik kılınmış olduğundan ilân tarihinden itibaren Ka. Müddet zarfında itiraz etmediği takdirde mahkemeye kabul edilmiycceğı gibi vakıaları ikrar ve kabul etmiş addolunacağı ve işbu gıyap kararının tebfiğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur-
Süreyya Opereti Cuma matine 15 de Beyoğlu Mulenrujda
Cuma akşamı 20, 30 da Üsküdar Hale Tiyatrosunda Karım namusludur Operet 3 Perde
ŞİŞMAN YANKO
Mağazası
Yem Postane caddesi No. 39
MANTOLUK ve ROPLUK
Şık ve sağlam yünlü ve ipekli kumaşlar Her nevi pamuklu ve keten
Beyaz ve renkli kumaşlar
Tuhafiye dairemi»»!» en zengin çeşit Hazır ve ölçü üzerine
GÖMLEK. PİJAMA ROPDÖŞAMBR, KUANDÖFÖ CİHAZ TAKIMLARI Mday^çlarmı teman için muhterem müşterilerin teşrifler.ni lıaaaaten rica rderiı.
NEFASET - METANET - UCUZLUK
İstanbul Millî Emlâk Müdürlüğünden :
KiMBİsapada eski Şeyh Ferhat nişancı Mehmet paşa mahal'e-stnia havuz.u hamam rat ağındı üçer katta üçer od», sofa vc belâ ile remin kabada aaatbah ve kuyusu bulunan 47 ve. 49 No. lu kagir ıkı evm 3-4 bmseailc 47 No. lu evİD arkasında ve bu evlere bahçe olarak )ihak edilen bir mükerrer No. lu arsama 21-24 hıranı bedeli naklen ve defaten verilmek şartile 1955 lira üzerinden açık arttsrroa usuiiy'.e satılacaktır. İsteklilerin 13-12-934 Perşembe günü saat on iki buçukta 150 liralık pey akçeleriyle müracaatları. " R „ '*7980.
TAKSİM KOOPERATİFİ
Di» açılmıştır. Tak.im Aydrd» Cadde». No. 32 Meşhur ERMİON Bakkaliyesinin Şubelidir
Bakkaliyenin her çeşitlerini gayet ehven fiatlarla .bula-caksınız.
Siparişleriniz süratle evinize gönderilir.
_______________ J
İnhisarlar U. Müdürlüğünden: J
1 — Şemaıpaşa deposunda yaprak tütünleri gazle isterilize etmek içm Kootigasiyon tesisatı kapalı zarf usulile münakaşaya konulmuştur.
2 — Fenni şartnamelerde planları Cibalide Levazım ve Mü-bayaat Şubesinden alınacaktır.
3.— Münakaşa 1-12-934 tarihine müsadif Cumartesi günü saat 114) de Cibalide Levazım ve Mûbayaat [Şubesinde icra kılınacaktır.
4 — Münakaşa ehliyeti fenniyesi mücerrep fabrikalar arasında yapılacağından fiatsız proje ve tekliflerin Heyeti Fenniye-nıizce tetkiki için münakaşa güoanden laâkal on gün evvel tevdii lâzımdır.
5 — Münakaşaya iştirak edebilecek olanlar yukarıda tayin olunan gün ve saatte kanuna uygun olmak üzere fiatlı teklif-name ile % 7,5 muvakkat teminat parasını Komisyona tevdi etmelidir. (7214)
• «
"40,000., metre Amerikan bezi satın ahnacaktır. Taliplerin numune ve şartnameyi gördükten sonra pazarlığa iştirak edzbil mek için 7,5. teminatlariyle beraber 8/12/934 Cumartesi günü saat 15. te Cibalide Levazım ve Mûbayaat şubesine müracaat etmeleri. “8135,,


|
Üsküdar icra Memurluğundan :
Tamamına 3000 lira kıymet takdir olunan Üsküdar da Çakıra Haşan Paşa mahallesinde Tuausbağı caddesinde atik 8 cedit 10 No. lu hanenin lamamı.
Satış peşindir. Müterakim vergi evkaf borçlan ve tanzifat ve tenviriye müşteriye aittir. Müştorilerin kıymeti mu-hamminenio % yedi buçuk nispetinde pey akçeleri vermeleri icap eder. Mezkûr hane 1200 lira mukabilinde birinci dorcccdc ipotektir. Arttıma şartnamesi 18-12-934 tarihine müsadif Salı günü divanhaneye talik edilecektir. Birinci artırması 29-12-934 tarihine müsadif Cumartesi güoü saat 14 ten 16 ya kadar Üsküdar icra dairesinde yapılacaktır. Arttırma bedeli kıymeti muhamtnineniu % yetmiş beşini bulduğu takdirde tabiinde bırakılır aksi takdirde en »ou arttıranın taahhüdü baki kalmak Özere arttırma 15 gün daha temdit edilerek 13-1-935 tarihine müsadif Pazar günü aynı saatte icra edilecektir. Ve en çok artırana ihale edilecektir.
2004 No. lu icra ve iflas kanununun 126 cı maddesi mucibince ipotek alacaklılarla diğer alâkadarının ve irtifak hakkı
Huzur ve
rahat içinde
100
defa traş olmak ancak bir adet
HAŞAN
Trûf btçağile mümkündür
Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar mükemmel bir traş bıçağı yoktur. Haşan markasına dikkat taklitlerinden sakınınız.
sahiplerinin gayrı menkul üzerindeki haklarını ve hususiyle faiz ve masarife dair olan iddialarını evrakı müspiteleriyle birlikte nihayet yirmi gün zarfında Üsküdar icra dairesine bildirmeleri aksi takdirde hak-ları tapu siciliyle sabit olmıyan alacaklılar satış bedelini paylaşmalarından hariç kalırlar alâkadarsam icra ve iflas K. nun mevadı mabsusasıoa tevfikan hareket etmeleri ve daha fazla malûmat almak is-tiycnlcrin 934 - 1715 No. lu dosyaya müracaat etmeleri ilin olunur.
i
ektrik radyatörü
KURUKAHVECi
FİYATLARDA TENZİLÂT
SATİE’de
VERESİYE SATIŞ
VAPURCULUK
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
İstanbul Acentahğı
Liman hau, Telefon: 22925
Trabzon yolu
Tarı vapuru
'! Kânunuevvel P«mr günü ıa*t 2( de Galata rıhtımından kalkacak. Gidişte Zonguldak, inebolu, Ayancık,Samaun, Ünye, Ordu, Giresun, Tirebo’u, Görele, Trabron ve Ri-reye. Dönüşte bunlara ilâveten )f veSlr nu-nryr uğrayacaktır.
İmroz yolu
Her Perşembe günü Top. hane rıhtımından saat 18 de bir vapur kalkar. Gidiş ve dönüşle Gelibolu. Lapseki, Çanakkale iskelelerine uğrar. g|
Vitamin
ÖZÜ
Kalori
Gıda
Türlü
özü
Kuvvet
ÖZÜ
Kudret
Kan
Nişasta özü
Can
Patates özü
Bezelye özü
ÂLGODA
Baş ağrıları, diş ve sinir sızıları, romatizma ve grip rahatsızlıklarına karşı en faydalı ve teskin edici bir ilâçtır. 1-6-12 ik orijinal madeni kutularda bütün eczanelerden arayınız.
A. IHSAN
Ticarethanesi:
Perakende fiv
120 kuruştur
Deniz yolları
İŞLETMESİ Acenteleri: Karaköy - KSprObaşı Tel, 42562-Sirkeci MObOrdaraade Maaa Han Tel: 22740 Karadeniz yolu
CUMHURİYET vapuru 29 I İkinci Teşrin Perşembe giluii saat 20 de Hopaya kadar. "8103.
Haşan özlü Unlan
Hayat
Sıhhat
Neş’e
Nefaset
ı
Arpa
Yulaf
irmik
özü\
özü
Pirinç
Çavdar özü
Mercimek
özü
Beyaz mısır özü
Tr
Çocuklarınıza yediriniz. istediklerini ve sevdiklerini bıktırmıyarak değiştiro degiştire yediriniz. Vitamini ve kalorisi çok olan bu mükemmel (5x10 unlarla yavrularınız neşeli, sıhhatli, tombul, kanlı canlı olurlar. Çabuk büyürler, çabuk diş çıkarırlar, kemikleri kuvvetlenir, ishal olmazlar. HAŞAN ÖZLÜ UNLARİLE YAPILAN MAHALLEBİ va ÇORBALARIN ve tatlıların ve pürelerin ve yemeklerin lezzetine payan olmaz. Haşan Ecza deposu. Taklitlerinden sakınnuz. Haşan markasına dikkat.
I
.am I Bütün kahve meraklılarının zevk ve a farı atlı memnun edecek surette halisiyeP EN NEFİS KAHVF’* SATAR
I
Müderris Dr.
Raşit Tahsin
Bostancıda Tepe mahallesinde hastalarını kabul ediyor.
(5177 imtiyaz sahibi: Ali.
Umumi neşriyatı idare cdeı yazıişleri müdürü: C. Hikmet.
Matbaai Ebiizziya
Kahvehanelere ve Bakkallara ayrıca hususî tenzilât
Satış yeri yalnız :
İstanbul, Tahmis sokak, sahibi olduğu KURUKAHVECİ hanı altında