EEDEİ.I
Eoncöl *400 M1 «eoo i ‘1(100 »
600 S
İdare; Nunmmonlyo No, 17 Tel »ör«siı oVENİ SABAN» i 9 T A N D U l.
Telefon: 20205
KURU*
3 AYI SI HER | YERDİ'
t
nm
r
altılarınız
4tıf İnan, Avrupa seyahatinden dönüşte
stanbul, bugün büyük Türk milletinin eline geçip orada ebedileşmesinin 495 inci yıldönümünü de idrâk etmiş bulunmakta-
Bu şanla zafer yıldönümü münasebetile tarihî bahisler muharririmiz Cemal Yener’ln dikkate şayan bir makalesini aşağıda okuyacaksınız: (Devamı Sa., 4; Sü., 5 de)
Amman: 28 (A.A.) — A. F. P. Kudüsün eski şehir kısmı mahallî saatle bugün saat 14.30 da Arab Lejiyonuna teslim olunmuştur.
İstanbul 495 yıl evvel bugün
zabtedOerek Türk milletinin
elinde ebediyete mal edilmişti
İl

4
(
»

un
I
un
t/Bı

( • rji
V





yC (1 , . .r. fu-. ' v A 9?

/*
‘ *

FE
»•
Tahkikat sona erdi, Müfettişler raporlarına ilgili maka ulara tevdi ettiler Meclisde bu hususda müzakere açılıyor
Ankara: 28 (Hususî) — ^A^an-cı memleketlere yapılan buğday satışlarında yolsuzluk olduğu iddiaları üzerine hükümetçe Toprak Mahsulleri Ofisinde maliye müfettişleri marifetile yaptırılan tahki-
kat evvelce tesbit edilen mühlet içinde sona ermiş ve müfettişler raporlarını ilgili makamlara tevdi etmişlerdir. Öğrendiğimize göre maliye müfettişlerinin hazırladık-\ Devamı Sa., 3 Sü„ S da) '
Sovyetler, “"ateş kes» emrinin zorla tahmilini taleb etti
Teslim sebebleri
Kudüs: 28 (AP.) — Kudüsün eski kısmındaki Yahudi mahallelerinin Arab kuvvetlerine teslim olduğu bugün resmen tebliğ edilmiştir.
Kudüs: 28 (AP.) — Yahudiler Ürdün Arab Lejiyonuna saat 14.30 da teslim olmuşlardır. Teslim şart lan mucibince, kadın ve çocuklarla ihtiyar erkekler milletlerarası Kızılhaça teslim ve genç erkekler Filistin dışındaki bir temerküz kampına sevkedileceklerdir.
Yahudi kaynaklarına göre, teslim olanların sayısı 1500 - 1600 a-rasmdadır. Bununla beraber son çarpışmalar sırasında Yahudi ma haileleri müdafilerinden bir çoğunun öldüğü ve yaralandığı tahmin edilmektedir. Arablarla teslimi mü zakere eden Yahudi liderlerine gö (Devamı) Sa., 5; Sü., S de
r
Yeni Deniz
-------O--------
İnönü dün gemileri ziyaret etti ve Boğazda bir gösteri •eyri yapıldı
Amerikan yardımı gereğince Türkiyeye verilen ve geçen pazar günü törenle İzmiıde Türk bayrağı çekilerek donanmamıza iltihak eden 4 denizaltı dün sabah 6aat 11 de Dolmabahçe sarayı önlerinde demirlemişlerdir. z
Şimdilik D-l, D-2, D-3,
D-4 isimlerini taşıyan deniz-( D evimi Sa., 3; Sü,., 4 de)
Hitler ne




r-------------------------
Istanbull 495 yıl evvel bugün zabtedOerek Türk milletinin elinde ebediyete mal edilmişti
__________________________
—\


J
izleniyor
1
I
■ M
*
?
e
İki Alman tayyare subayının buhususda yaptıkları mühim ifşaat
rJ
iyi sonuçlar alınacağına
Uanıc taşı ile oynar gibi bir iki Bakanı kımıldatmakla sağlam ve inanmıyoruz. Dört yıllık tecrübe de bunu isbat etmiştir. Yapılacak şey çok daha Icat'i olmalıdır. Yani bu zincirleme mesuliyetlere hiç ortaklık etmemiş kimselerden terekküb edecek bir heyet kurmalıdır. Amnıa bu gibi zevatı nereden bulacağız?

«Wa%i şefleri, U. 530) Jföemtaûittıısııııııdlaıiı kauçuk sandalBaria Pata^unyasahiHeriKiıde Jteoüfjesitte çıkmışlardır!»
■ 2


İBVİçrede çıkan L’illustre mecmy asının 20 mayıs tarihli sayısında Hitler hakkında dikkate değer bir yazı görülmüştür. Bu yazının baş tarafını dün vermiştik. Bugün de devamını sütunlarımıza geçiriyoruz:
Ankaradan gelen haberler, İladan Saka kabinesinde bazı tamirat ve tadilât yapılacağını bildirmektedir. Bazı rivayetlere göre de bizzat Başbakan çekilecek ve yerine Necmed-din Sadak veya Ali Fuad Cebesoy gelecektir.
Kabinenin çok z(r bir durmada ol Huğunda hiç tereddüd caiz değildir. Başbakan yardımcısı Faik yuumcd Barutçunun ansızın rahatsızlanarak iki aylık istirahat ve mezuniyet alması, zaten sallantıda nlan heyeti büsbütün sarsmıştır. Halk Partisinin çeyrek asırdır tuttuğu politika ile Bakanların siyasî hayata veda* edebilmeleri İçin ancak fâni hayata da göz yummaları icabediyor, yoksa parti hiç bir mensubunu son nefesine kadar, iktidar sandalyesinden uzaklaştırmağa bir türlü kıyamıyor. Ne olur bir defa da hasta olmadan, ağırlaşmadan bir hükümet a-damı iş başından uzaklaşsa ve yerini daha genç ve dirayetli bir arkadaşa bı raksa...
Her ne hal ise bu defa da kabinede gedik Başbakan yardımcısının hastalanması ile açıldı. Yalnız hükümet merkezinden sızan söylentilere bakılırsa kabinede tadilat, ilama tahtasında olduğu gibi bazı taşların yer değiştirmesinden İfıaret kalacaktır. İleri atılan isimler arasında Fuad Simıenler, Nu-rullah Sümerler, Hüsrev Geleler vardır. Sanki bu zevat hiç tecrübe olunmamış ve iş başında kudret ve kabiliyetleri hakkında mem tekelce bir fikir edinilmesine imkan vermemişlerdir.
ITSuı sistem, bize öyle geliyor ki ffbk yanlıştır. Çünkü Faik Ahmed F&rutcunıın hastalanmazdan evvel Mecliste söylediği son nutukta, büyük bir cüretle tebarüz ettir d iği gibi, bugünkü acı durumdan mes'ul olan sadece Haşan Saka hükümeti değildir.
Harb başladı başlıyalı takib o-iunan programsız ve günün hayasına uygun siyaset, İçinde bulunduğumuz çukura bizi yuvarla» ımgtır. Atıf İnan niçin mes’ul e-dılemiyor, sîgaya çekilmiyor? apaçıktır ki onun isticvabı ve sı-He kendisine tekaddüm eden ze» '/alın hattâ bizzat kabine arkadaş lannııı da sorumluluğunu icabet-tirrcektir. Nitekim sabah gazete-İcr'uıden birinde dün intişar eden bir habere göre, Atıf İnan İşini tahkik ile meşgul olanlar ve bazı
Millet Meclisi mahfilleri buğday işinden Atıf İnan kadar Beeeb Peker ve Mümtaz ökmenin mes’ul tutulmaları icabettiğinin sabit olduğunu bildirmektedir. KKattâ bu rivayet doğru ise Atıf İnan, o zamanki Başbakan ve yardımcısının tazyiklerine dayanmış da ancak çıkarttığı kadar buğdaya müsaade etmiş. Yoksa Pekere kalsa
Hükümetin B u ğ d a y politikası ------------o---- CHLP. Meclis gırupu dün sabah da bu mes’eleyi görüşdü
Ankara 28 (Hususî) — Halk Partisi meclis grubu saat 10 da toplanarak hükümetin buğday po litikası etrafındaki müzakereleri -ne devam etmiştir. Söz alan Cavid üral buğday alış fiatlerinin muhakkak artırılması lâzımgeldiği -ni söyliyerek düşük fiatlerin müs tahsili çok mutazarrır ettiğini te harüz ettirmiş ve pamuk müstah fiillerinin de himayesini istemiştir.
Vehbi Sandal yerli ürünlerimi zin ihracı mevzuuna temasla bu hususta bazı tavsiyelerde bulunmuş, Rasih Kaplan datoprak o-(Devamı Sa., 3: Sü., 4 dej
1
İmiş daha fazla ihracat yapılacakmış! Bu rivayetin sıhhat derecesi, ne olursa olsun muhakkak olan cihet ciddî bir kabine tâdili yapılacak ve bundan memlekete bir hayır beklenecekse, çeşitli Halk Partili kabinelerin birbirine girift durumlarına bir son verilmelidir. Haşan Saka, Peker kabinesinin bir uzvu idi. Binaenaleyh esasen o kabinenin icraatından müteselsil mes’ul idi. Biz ondan, kendi mensub olduğu kabinenin fenalıklarını ortaya atmasını ve sorumluların tecziye eylemesini İstedik... Bu fazla bir taleb olmaz mı? Bugün de bir iki Bakana sandalye değiştirerek hükümetin çehresini değişmiş sayacağız ve sonra bu yeni heyetten cezri icraat işeyeceğiz. Buna inanabilmek İçin insanda safvet nisbeti, akla nazaran çok üstün olmak lâzımdır.
Dama taşı İle oynar gibi bir iki Bakanı kımıldatmakla sağlam ve İyi sonuçlar alınacağına inanmıyoruz. Dört yıllık tecrübe de bunu isbat etmiştir. Yapılacak şey çok daha kat’î olmalıdır. Yâni bu zincirleme meşguliyetlere hiç ortaklık etmemiş kimselerden terek-küh edecek bir heyet kurmalıdır. Amma bu gibi zevatı nereden bulacağız? Bizzat Halk Partisi içinde de bir nevi simalar her halde (Devamı Sa,t 3; Sil., 4 de)

Hitler Alman deniz manevralarında harekâtı takib ederken
S. Aldoğan dünde Meclisde alkışlandı

1
k
SmutsUn mağlûbiyeti
■ — ■ o--
İngiliz Basını pek endişeli görünüyor
Londra: 28 (B.B.C.) — Genel seçimleri kaybeden Ccjıubî Afrika Başbakanı Smuts, İstifasını vermiştir, Mareşal Smuts, 1033 fiene-Bİndenberi Cenub Afrikası Başbakanı idi. Smuts’nı partisinin adı (Birleşmiş parti) dir. Seçimleri (Milliyetçi parti) kazanmıştır. Cenubî Afrika İngiliz yüksek komise ri, (Milliyetçi parti) başkanı doktor Malan’ı yeni kabineyi kurmağa mernıır etmiştir. 74 yaşında o-(Devamı Sa, 6. Sü. 7 de)
1
/
1
Kimsesiz çocukların himayesine dair tasarı görüşülürken Aldoğan, merkeziyetçilikten şikâyet etti.
miyetine işaretle 120 bin karin’ çocuğun tasarı şumülüne girdiğini, bunların bakım ve yetiştirilmesinin büyük malî imkânlara bağlı olduğunu söyledi ve Millî Eğitim Bakanlığının bunu başa-ramıyacağinı kaydederek çocukların bakımlarile Sağlık Bakanlığının meşgul olmasını, bu çocuklardan parasız yatılı imtihan lan kazanacakların Millî Eğitim Bakanlığınca yetiştirilmesini tek lif etti. .
Tahtakılıç hükümetçe hazırlanan bu tasarı muayyen bir para ile memleketin bazı büyük şehir lerde bulunan mahdud mikdar-da bakımsız ve anormal çocukların himayesini istihdaf ettiğini kaydederek dâvanın biitün memleketteki çocuklara temsili Ijîzım geldiğini belirtti ve tasa-(Devamı Sa., 3 Sü., 6 da)
Mec-
Ankara, 28 (Hususî) lis bugüıı 15 de toplandı. Çalışma Bakanı Tahsin Bekir Balta, Denizli milletvekili Hulûsi Oralın işçi ve işçi meseleleri hakkın-daki sorularının ehemmiyetin.e işaretle bunlar üzerindeki incelemelerini bitirdiğini sorulara 7 haziranda cevab vereceğini bildirdi ve gündemde bulunan kimsesiz, terkedilmiş ve anormal çocuklar tasarısının müzakeresine devam edildi.
Söz alan Oıal tasarının ehem-

O tarihte Almanyanm teslimi henüz bahis mevzuu bile olmamalı ta îdi. Üç büyük devlet başkanı Potsdam içtimai için son hazırlık» "lannı görmekte idiler...
Binaenaleyh, beklenmedik bu ha herin yalnız Buenos - Aires’de değil, fakat ayni zamanda Londra-da, xe Vaşingtonda büyük bir he-yecama karşılanmış olmasına hay ret edilmemelidir...
Kalabalık gazete muhabirleri ve fotoğrafçılarından mürekkep grup lar süratle Mar - del - Plataya giı nıekte oldukları sırada Lon-drada İngiltere Bahriye Amiralliği ve Birleşik Amerika bahriye dairesi Arjantin hükümeti nez-dinde bulunan deniz ve askerî a-taşelerine acele talimat göndermekte idiler.
Sonradan alınan haberler ilk ha vadisi teyid etmiş idi. öğle vakti Arjantin kara Bakanlığı tarafın -dan neşredilen bir resmî tebliğde şu sâtırlar okunmakta idi:
(Devamı Sa., 6; Sü., 1 de)

«
s
Tüccar OerMCjgİnln lopE«nfısmda yenEdcın AıııerOknya hücum edildi
»Amerikan ticareti, Marshall plânı falan dinlemiyor, onun bir tek ilâhı vardır: Dolar...
İBtanbul Tüccar Derneğinin o-nuncu aylık toplantısı dün Baat 16,30 da Liman Lokantacında yapılmıştır. Bakanlık adına bu-retl mahsusada uçakla Ankaradan gelen Ticaret Bakanlığı Dış ticaret dairesi reisi ve Almanyaya giden eon ticaret heyeti bagkanı Mah mud Şeyda da toplantıda hazır bu lunmuştur.
Gündem mucibince okunan, Der nek Dış Ticaret Komisyonunun ha zırladığı «Alman piyaualarınm ti-
caretimize açılması dâvası» hak-kındaki raporda, akamete uğrıyan Alman ticaret münasebetlerine ve alınması gereken tedbirlere temasla ezcümle deniliyordu ki:
«Memleketimizle Almanyadaki müttefik" İşgal makamları arasında bir ticaret ve tediye anlaşması akdi İçin müzakerelerde bulunmak üzere Almanyaya giden resmî heyetimiz, Fransız işgal idare-Hİİe bir mukavelename yapmış, fa-
( Devamı Sa. 5. Sü. 1 de)

Şehrin otobüs mes’elesî
---o---
E. T. T. Umum BSüdürü îic «Siyor?
Hatırlardadır ki, bundan bir müddet evvel, E. T. T. idaresi zarar ettiği iddiasile belediyeye mü raraatla trahıvay güzergâhı olan hatlardan, hususî otobüslerin alın masını istemiş ve bu istek haziranın birinde yerine getirilmolc kay dile kabul edilmişti.
Halk otobüsleri sahiplerinin iti razı üzerine belediye bu kararı doğ (Devamı Sa., 5; Sü., 6 da
I

Bitlerin hayatta olduğunu bildiren Alman subaylarından Angelotti -
Mackensen
Hltler’in hayatta olduğunu bildiren
Alınan subaylarından yüzbaşı
Baumgart
Kalkan Balığı ve biz!
ün «dolmuş» la karşıya geçi-yorum. Sandalcı koca «varka» yı içindeki boş kişi llo Yag-kapanına fazla gay- 2^7
rot sarfotmeden tirmok İçin ağır kürek çekiyor...
Müşterilerden bir başından bir la bağlanmış, tepsi büyüklüğünde bir kalkan balığı koymuş. Paraya kıymış olacak... Bu koskoca balığı kimbılir kaça almıştır? Akşama tavasını yap-tıraoak; ov halkı çoluk çocuk doya doya bir kalkan yesinler.,. Adamcağızın yüzündo gururlu bir tebessüm bulutu dolaşıyor. Haklı doğil mi ya?
«Dolmuş» cuların çoğu, inebolulu yahud Çangırtıdır. Fakat bizimki Trabzonlu imiş, Karadenizli şivcsilo balığın sahibino sordu:
— Kalkanu iki papelo ini aldım? Muhatabı şaşırdı: • .
— İki liraya aldığımı nereden bildin?
— Ha ben kor değilim ya... Donun gördüm Iskolcdo satâydı...
— Dogrtı... Oradan aldı**
Kayıktakilor şaştık
eriş ağır
i ULUNAY]
r!____-__I

bir) ayağının dibine de kuyruğundan saz-
— Bu koca kalkan iki liraya nasıl Olur?
Varkacı güldü:
— İki papolo de btı halidur..
— Neden?
— Noden olacak... Bu öaiuk oavub dur...
Dalığın sahibi kızdı.
— Amma yaptın ha! dedi. Kulak* larına baksana... Kıpkırmızı. Böyle balık bayat olur mu?
— Bayatdur... Sana anlatayu/n Bu haluklar Samsundan getdu. Takada tuz yokmuş. Havalar da birden r sınmış... Haçan ki balukhaneyo geldi. Müdür, Siiraytnırnundan denize dökuleunl cleclE Aldulâr gltdular ontı
V rtokmoğo... MOdür kondJ dökmez a. Onun curada içi.var... Götürdü başkaları... O zaman uon ben nasulsa olduk bu ballıklardan yirmi otuz çift... Boyadık onun kulağını... Ha boy! kırmızı kul ttimaz.
• • •
... Ha
balııhda şimdi (utsan tmlaşnuş kır iin) İki
İH
.. Bak karnına da ı ■rnıîi boya... 6aUluk lano! Hu... .Yovmlyo çıktı...
.(Lütfen sayfayı tferiî
üz)


BAYTAt•
” r ” ı n a n
r K N I 3KB AH
I
Profesör Kenan Öner
%
SAYFA;S

OKDTIJCV
HEB SABAH

— Btt —
»«dar (Giresun) — Küstaha bak küstaha bak.
Süreyya Örgeevreu (Devamla) — İşte arkadaşlar- Bu vatandaşlık terbiye ve nezaketine uygun olduğuna Konan önerin kanı ol( ugu Mzlerdea ve inendaa sonra delil olarak ele aldığı hakikate a.ı uıı icranı da şudur: . . .
L İstanbul seçiminde Demokratçılar adayları çoğunluk reylerini al-taişlar. Bunların isimlerini ve herbirerlcriniu aldıkları oy sayısını birer birer yazıyor. .
Sonra bunların iıer birerleriuden ne kadar oyun tenzil ve gasbo-lundıığıınıı da yine sıralanan 20 küsur isimler hizasına yazıyor. Bundan ipnra da Cumhuriyet İfalk Partisi adayları olan Ti zatın adlarını sıra İJe yazarak buoiuruı da hizalarına gûya hakikatte aldıkları oyları ayrı ayrı yazarak gösteriyor. Ve kendi adaylarından gusboluııduğuuu mahal klzb olarak uydurduğu oyları da gösteriyor.
Ve nihayet kendi adaylarından gaspedilmiş olduğunu gülünç bir cüretkârlıkla söylediği ceman 649905 oydan beş yüz küsur bininin bizim parti adaylarına serpiştirildiğini ve ancak bu suretle 23 adayımızdan beşinin nıilletrekilllği seçiminin kazandırılmış, temiıı edilebilmiş olduğunu açık bir iddianın, garib, bayağı bir delili olarak âleme yutturmak fuzulî gayretini sarfediyor.
Daha gülünç ve sırıtkan bir İfade olarak da, işte diyor, bakınız bizimkilerden alman oylarlar Halk Partililere eklenen oylar arasında 69808 bir oy farkı vardır. Biz doğru söyler adamlar olmasaydık bu 69808 reıi de o beş aday isimlerine serpiştirivererek bizden gasbcılilcn oylanıl hepsini kendilerine eklediler demeyi de bilirdik. Mademki böyle yapmadık sözümüz doğrudur, delilimiz kâfidir.
Zavallı, din tedrisatcısı müfteri Kenan öner. Bu kadar çırçıplak âuıiyâne bir bud anın kimse farkına varınıyacağmı sanıyor.
Eğer bu hilekârlığını açıklıyaıı gaflete diişıniyerek gaspedildiğini söylediği bütün oyların gene kendi söylediği gibi beş adaya taıpaıncıı serpiştiriverseydi ihtiyar ettiği tesirli ve mağşuş madrabazlığı tanı ve kâmil bir surette yapmış olmak zilletinin mâkus şerefini tanı kazanmış Olurdu.
Bütün bu emelleri ve politik gayeleri uyanık le zengin Türk milletinin efkârını bulandırmak ve zihinlerini kanştırnıak gibi yurt için felâket getiriri bîr kargaşalık yaratabilmekten ibaret olan muhalifler ve onların İstanbul şefi iyi bilsinler ki, her İlci .şıkkın da yalanı ayni derecede meydandadır.
1 — Bir parti veya hükümet bir yolsuzluğu ihtiyar etmiş olursa onu iltizam etmekteki maksadın taıu temininden vazgeçmek için nasıl bir sebeb tasavvur edilebilir? Bunun sebebi yolsuzluğun ketin ve ih-fazıdır diye düşünebilecek olanlar bulunabilir... Amma... Böyle düşüneceklere şöyle söyleriz: Neden beş yerine bilfarz 15 adayıuıtzı kazaıı-dınnıyalıın da beş ile iktifa edelim? 23 üu beşini kazandırmakla 12 veya 15 ve hattâ tamamını kazandırmakta bu ııoktai nazardan ne fıırk varılır? Ey sayın muhalifler.
2 — Burada şunu kaydetmeden geçnıiyeceğim: Bunu ancak hakikatleri ariyan tarihe ehemmiyetle arzediyorum, şiddetli baskılara, görülmemiş tedhişlere maruz kalmış, sandık baştanım ya soknlmamış veya sandık başlarından çok uzak yerlerde bulundurularak seçimin cereyan tarzını görüp kontrol etmeğe imkân bulamamış oldukları yaygarasını a.vyûka çıkaran sayın muhalifler, acaba, Halkçı, Demokratçı, bağımsız elliye yakın adayların her birerlerinin —son abat sayısına varıncaya kadar— kaçar oy aldıklarını ve bunların bazılarından gaspo-lunan oylann da yine yine -ahat sayısına varıncaya kadar- mikdarinı ve tümlere ne kadar nıağsup oy serpiştirilip, eklendiğine lıangi kehanet ve kerametle öğrenebilınişlerdir? Bu yalan ifade ve malûmat ya sadece bir bühtan ihtiyacının eseri ve yahud gelişi güzel uydurma ithamların kat’i bir delilidir. Türk milletini ve İstanbul halkını bu kadar mantıksız tiırrehat ile aldatabileceklerini sananların Türk milletine ve İstanbul halkına karşı gösterdikleri saygısızlığı reddetmeği hakiki bir Türk milletvekilinin en başta gelen büyük bir vazifesi-sayarım.
Sayın milletvekilleri, muhaliflerimiz indî ve hayali rakamlara dayanarak sıkılmadan ihtiyar ettikleri safsatalarla varmak istedikleri müstekreh gayelerinin ayıbını ve felâketini örtmek için, kâbus içinde katanlar gibi diyorlar ki:
(Hakikatte milli iradeye tecelli mastarı olan beş Demokrat milletvekili çıkarılarak, yerlerine beş Halk Partisi adayı ınebııs gösterilmiştir.) Halbuki, asıl hakikatte, milli iradenin devlet iradesine hâkimiyetini sağlı yanlar, yaptığı cihan şuınul ihtilâl ve inkılâb ile Türk milletinin kendisine inandığı ve beraberinde bulunduğu Cumhuriyet Halk Partisidir.
Cihan tarihine mal olmuş bu en büyük hakikati, bile bile inkâr ederek bizim Eıer vakit bütün bir millete aid olduğunu söylediğimiz bu yüce şerefi gasbetinek istiyorlar... Münkir ve münafıklar için bu ne iğrenç bir cürettir?... Dün teşekkül edip bugün hemen iktidarı ele almak istiyen bu gibi muhaliflerimiz çok iyi bilmelidirler ki. yıllardanheri vahin ufuklarını karartan büyük ve yakuı tehlikeleri bizzat görmiyen ve görüp gösterenlere de kıskanarak inanmamakta inat edenler, millî iradeyi milletin ve memleketin hayati ve felâketi pahasına kullanmağa kentlilerinde asta hak bulamazlar...
Bugün, vatan ve nıillî istiklâl konulanndaki iddia ve kanaatlerinin iutlanı ortaya çıkmış olanlar, maalesef aksi ve isabetsizliği sabit olan milli tesanüdü gevşetici dâva ve gayretlerinin muvacehesinde olsun «yılıp uyanarak biraz mütenebbilı olmalı, hattâ biraz utanç ve pişmanlık duymalılardır...
Üsküdar - Kadıköy Tramvay Şirketinden
Üsküdarlıların mr
ricası
Usküdarla Kadıköy anı sıııda tramvaylarda seyahat etmeli, inip binmek I-çiıı halk çok zorluk çekiyor ve aynı zamanda da bu yüzden tramvaylar vakit kaybına sebeb oluyor.
Buııım için Kadıköy -Haydarpaşa arasında işletilen otobüslerin, Üsküdar la, Kadıköy arasında du iş ietiimesini şirketin pek ça lıskaıı müdürü Bay Zühdü (,'ubukcuoğlundaıı bütün Üsküdar halkı namına rica ederim.
Ahmed Akıcı
Yalova Safa suyu hakkında
Hayretimi ve merakımı ınucib olauı sormak, bu ismi vermek doğru olup olmadığını anlamak içiu gazeteniz idaresini iz’ac etmek keabi cesaretinde bulundum.
Yalovaya getirilen iyi su - L’ıışaköyündcu getirilen su - milletin p araş ile ye belediye reisi Sata Tü-zünatacııı gayretile getiril mistir. Şimdi bu suya Safa suyu adı konmuş, iskeleden çıktıktan sonra Cumhuriyet meydanına büyük bir o Yalova Safa sın u ■ lev hası asılmıştır. Milletin pa rasile getirilen bir suya kendi adını vermek ne kadar doğru olup olnııyacağı takdirinize kalmıştır. Yalova belediye reisliği onun vazifesidir, çalışacaktır. Yalnız bu çalışkanlığı ve gayreti için gerek hükümet, gerek millet onu takdir edebilir. Takdir de ediliyor. Zaten bence Safa su yu mühim bir mâna ifade etmemektedir.
Yskleva Mer’a Kuyu Malı. Safran yolu N. 24 üsad Bolkı.
EKONO Mİ:
Çay ihraç edilmiyor
(Devamı var) 1
... Amma götür &en... Belki kedi varsa yer... Am-
Kalkan balığı ve biz!
(Baştarafı 1 incide)
— Şimdi bu balık bayat mı?
— Öylesine bayatdur ki donize atsan martular yemez eve
ma olmaya ki senin kan ayaklıya yediresin...
Balığı muayeneden geçirdik. Kayıkçı haklı idi.
İskeleye gelmiştik; adamcağız düşündü; çehresinde o deminki gururdan eser kalmamıştı; süzülüvermişti. Birden:
— Allah kahretsin! dedJ. Boşuna ne hammalhk edeyim. Eve do götür-sem karı ile kavga edeceğiz... İyisi mi?..
Koca kalkanı kapınca denize fırlattı.
Kokmuş balık şekline giren iki lira bir saniye suyun yüzünde göründü. Sonra denirin yag ve süprüntü kaplı sathında kayboldu, gömüldü, örtündü...
Örtün evet ey hâile örtnn...
1

I
l
l


4
Kızılay Beyoğlu şubesinin kongresi
Kızılay Derneği Beyoğlu üçe şu besinin kongresinde idare heyeti seçimine fesat karıştırıldığı iddia1 dunmuş ve seçimin yenilenmesi kararlaştırılmıştır. j
Bu münasebetle 4 haziran cu -ma günü saat 17,30 da kurum üye leri fevkalâde bir kongre yaparak, yeni idare heyeti seçeceklerdir. !


* • • •

Haziranda şeker nasıl dağıtılacak
(
•W
1

•t
Devlst Hukulıu Türk Derneği
Ekonomi Bakanlığı ile Belediye muhabere halinde, karar bugünlerde verilecek
Şeker buhranı başlayahdanberi takip edilen şeker tevzi usulleri a lûkadar makamların dikkat nazp • rını çekmiş, bu yolda esaslı tedbirler alınmasını mecbur kılmıştır.
Vilâyet makamınca, şeker tevdiinde, karaborsayı önlemek maksadile Ekonomi Bakanlığına müra caal olunarak karne usulünün ihdası ve dolayısile karne tabı için tahsisat istenmiştir.
Ekonomi Bakanlığının bu tah(ı salı vermemesi üzerine belediye
Kurulması diişiinuleu Derneğin nizamnamesi İçişleri Bakanlığına gönderildi
polt f e:
başka tedbirlere bag vurmağa ka rar vermiştir..
Belediye karne usulünde ısrar etmekte ise de hentiz bu konuda verilmiş bir karar olmadığı bildiril inektedir.
Diğer taraftan belediye müşkül
Ülger tararıau vsıetuyo iuu^kui i vaziyette kalarak fikonomi Bakan ligi ile temasa geçmiştir
Haziran ayı içinde tatbik oluna enk şeker tevzi usulünün nasıl o lacağı, bugün veya pazartesi gü nü katiyetle anlatılacak tır.
ADLİ Y E D E
Devletler hukuku bilgisini yay* mak, milletlerin hukuki beraberliğini tutmak ve milletlerarası me selelerde hukukun esas olmasını | temin etmek maksadile Devlet Hukuku Türk Derneği kurulmak i* cin dün vilâyet makamına müracaat edilmiştir.
Derneğin kurucuları arasında Tahsin Bekir Balta, Sıddık Sami Onar, Yavuz Abadan, Hıfzı Vel -det. Muammer Raşit, Tabir Taner bulunmaktadır.
Bütün yurdda şubeler açmak ve t ıırd dışında bulunan emsali ku-rumlarla münasebetler fysis etmek isteyen demeğin nizam İrmesi, tet Hk olunmak üzere vilâyet kanali le içişleri Bakanlığına gönderil -m iştir.
bıçkınları kullanırlardı amma spor sahasma da intikal elti.
Birkaç gün evvel Ankaradan, el deki çay stokunun fazlalığı dola yısile 250 - 300 ton Seylân mahsu lü çayın ihracına karar verildiği bildirilmişti.
Bu haber üzerine Teljel Genel Müdürü, şunları söylemiştir :
■t— Yurd ihtiyaçını karşılaya -tak mıkdarda bulunan çay stokla rımızın herhangi bir şekilde ihm çına karar verilmemiş olduğu gibi bu husus mevzuubahs dahi ol -ma mistir.
Yapılmakta olan ithalât ise her sene muayyen mevsimlerde tekrar lanmakta olan normal siparişlerin temininden başka bir gayeye matuf değildir.»
Yugoslav Ateşesinin şotörü kayıb
-----o----
Şehrimizde bulunan Yugoslav tâ caret ataşesinin şoförü üç glm' dcııberi kayıptır.
Şoförün ailesi hadiseyi Emniyet Müdürlüğüne bildirmiş ve bu esrarengiz kayıbın tahkikatına baş lsnnuştır.
Arkadaşını bıçakladı
Sııltanahmcdde Güney sokağra -da 75 numarada oturan Nuri a -dmda bir seyyar manav arkadaşı Alâeddini bıçaklamış ve diln savcılıkça tevkif edilmiştir.
Bir tramvay bekçisi arkadışını bıçakladı
Kadıköyünde, Kurbağalıdereds Hürriyet sokağında 37 numarada oturan Fehmi Şamlıca, evvelki ak gam evine dönerken Kadıköy trurn vry biletçilerinden Raşit yolunu kesmiş ve bıçağını çekerek Feh-miyi 8 yerinden bıçaklamıştır.
Fehmi Nümune hastahanesioe J kaldırılmış ve Raşit savcılığa tos lim edilmiştir. Kavganın sebebi kıskançlıktır.
Bir ulonıobil kız çocuğunu
1 çiğnedi
Şoför llhaminin idaresindeki 955 plâkalı otomobil evvelki gün Atatürk köprüsünden geçerken Ayten adında bir kız çocuğuna çarpmıştır.
Ayten baygın bir halde Haseki hastahanesine kaldırılmıştır.
Kızılay müfettişlerinden biri mahkûm oldu
Kızılay müfettişlerinden Ekrem Şölen, Kızılapn Giresun şubesinde Amerikan bezlerini zimmetine geçirmekten sanık olarak Giresun ağır ceza mahkemesinde yapılan duruşma sonunda 1 sene 6 ay hap sı mahkûm edilmiştir. Sanık İstanbul ağır ceza mahkemesine inti kal eden bir başka zimmetten dola yı da şehrimize celbedilmiştir. Beşiktaş maliye subesi inşaatı bitti
Beşiktaş Maliye Tahsil Şubesi, binasının inşaatı tamamlanmış bu Ilınmaktadır.
Maliye şubesi, pazartesi günü, öğleden sonra törenle açılacaktır.
•Imİ

I


3 sene habse mahkûm olan katil
Bir müddet evvel Unkapanında Ayşe öz adında bir kadını bıçak-lıvarak öldüren Tacettin ağır ceza mahkemesince 3 sene ağır hapse mahkûm edilmişti.
Temyiz karan bozarak sanığın kasten öldürpaek •uçundan yargı -1 anması esbabı ile dosyayı C. Sav cılığına göndermiştir.
Sümcrbankta kaybo/fin tahvillerin mesulleri yargılanıyor
Bir müddet evvel Sümer Bank ta kaybolan 4 bin liralık tahvil -den mes’ul tutulan banka memur lnrından Bayan Sabite Şen ile arkadaşı Salim hakkında ki davanın duruşmasına dün sabah 3 üncü a gır ceza mahkemesinde .bakılmıştır.
Şahit olarak dinlenen Borsa a-centelerinden Hakkı Değer;
♦Bajtm Sabite bir gün bana te lefon etti, bir kadının getireceği I tahvili satın almamı söyledi. Bilâ hare bu tahvilin Sömer Banktan, çalındığını öğrendim* demiştir. Sanıklar şehadeti kabul etmemiş -ler ve celse diğer şahitlerin celbi için talik edilmiştir.
------:---O----------
Tür ocaklın
--------o-----
yi TF) W İ K

Şehir Meclisi C.H.P grupu
Şehir genel meclisi haziran dev resi toplantıları için ilgili çevrelerde faaliyete geçilmiştir.
Bu münasebetle dün C. H. Partisi Şelıir Meclisi grubu, il başkanı Sadi Bektcrin başkanlığında fevkalâde bir toplantı yapmıştır.
Verilen malûmata göre, toplantı da Şehir Meclisi Başkanlık divanı ve daimî encümen azalıklarının namzetleri tesbit edilmiştir.
Şehir Meclisi Başkanlık divanı na Sadi Bekterin en kuvvetli nam zet olarak gösterildiği söylenmek ttdir.
Fatih Halkevinde lisan kursları
Fatih Halkevinde 1 haziranda a-cılacak olan yabancı dil leurslnrı-na öğrenci kaydına başlanmıştır.
Kurslarda, İngilizce. Fransızca, Almanca öğretilecek ve biç bihne \enler dahi kurslara devam ed*
* bileceklerdir.
-----------o-----------
BF.LFD/YF^r-
İstanbul Fethinin
495 inci yıldönümü
Bir kaç Amerikan sualine bir kaç Alaturka cevab
— 2 —
Ameriknhlnnn sorduktan hazı sualleri cevabsız bırakan zetccl arkadaşımız yorine ben bu soruları cevablandırmakta devam •diyorum:
Sual — İngilizlerle yaptığınız maça gltmîftik. Halk hakeme «Yuha» diye bağırıyordu. Bunun mânası nedir?
Couab — Bu kelimeyi eskiden ma-haile şimdi
Sizin aHorra» nıı, yahud da İtalyanların her yerde bilhassa salonlarda istimali caiz değildir. Bunun (Oha!» diye, bir gömlek daha kibarcası vardır amma o ancak tramvaylarda, otobüslerde ve vapurlarda kullanılır.
Sual — Bilhassa Beyoglunda sokaklarda erkekten çok kadın var, bunlar no yaparlar? Kadınların evlerinde işleri yok mudur?
Covab — Evinde işi olan aile anası kadın zaten öyle sık sık Beyogluna çıkmaz. Hele muayyen saatlerdon son ra Beyo&lunda görülen kadınların işleri îso caddedo enayi avlamaktan i-barot olduğuna göre onlar da işlerile meşgul oluyorlar demektir.
Sual — Bir 6abah karşıya (Anadolu yakasını kasdederek) göçmek İstedik. c8is var, vapur işlomez* dodiler. İki yakayı birleştiren Köprüden otomobille göçmek istedik, «Köprü yok» dediler. Bu şehirdeki insanlar nasıl çalışırlar?
Cevab — Amerikada siste de vapur işler mi bilemem. Fakat biz Anadolu ve Rumeli yakalarını değil henüz kendi yakamızı bir araya getiremedik, is-tanbulda Köprü olarak iki tane küp* rümüz vardır: Karaköy ve sabık Un-kapanı, lâhik Atatürk köprüleri. Çalışmak meselesine gelince şehirdeki şartlar nazarı dikkate alınmak şarli-le İstanbulun insanları da çalışmasına çalışırlar amma yine iki yakalan bir araya gelmez.
Sual — Bir çok içkili yerlere bizi dâvet eden yanlış İngilizce afişler asmışlar. Bunları hangi makamınız kontrol eder, x
Cevab — Bizim alâkalı makamlarımızın çetrefil ve yanlış Türkçe ilân ve afişleri bile kontrol ettiği yok, nerede kaldı yanlış İngilizce afişler...
Sual — Polisleriniz neye tabansa u şıyorlar? Korkuyu kanun temin eder, Sizde cürüm işliyenleri cezalan ılır.ti kanunlar yok mudur?
Cevab
kalınlığında lâstik 9ûoaları ne sebmo mebni taşıyorlarsa bizimkiler de tabancayı onun için taşırlar. Şu faril; ki sizinkiler lâstik sopalarını sık sık kullanırlar bizimkiler tabancalarına ancak nefislerini müdafaa sadedinde sarılırlar...
Sual — Neden erkeklerinizin ayak-kablarının altı kalındır? Çok mu köseleniz var?
Cevab — Çok köseleniz yoktur amma günlük nafakayı çıka-mak için erkeklerimiz çok taban teperler de onun için...
Sual — Bir sabah bir uçak geçiyor du, herkes durdu, tı. Acaba neye?
Cevab — Acaba heyeti misafir mi
etmişlerdir de onun için bakmışlardır.
Suai — Kadınlarınızı, otomobilleri' nizi çok lüks bulduk. Türkiyede hayal seviyesi pek yüksek midir?
Cevab — Türkiyede hayat seviyesi pek yüksek değildir amma zevkimiz çok yücedir. Bu itibarla vücudlarımr zı taşıyan otomobillerimizle kalb vo aşkımızı taşıyan bayanlarımızın süsü ne çok ehemmiyet veririz.

Şimdi bizim gazeteci arkadaşın müsaadesine dayanarak ben de o soruları soran Amerikalılara bir tek sual sorayım:
— Türklerde üstüne lâzım olmıyan şoylere burnunu sokma diye bir atalar sözü vardır. Bu Türk atalar sözünün Amerikada bir benzeri var ııvdır. yoksa yok mudur?...
FIKRACI
cVJva. sı gibi bir şey. Ancak
Amerikan polisleri bilek



Türkocaklannın haziran ayı için de yeniden faaliyete geçeceği haber verilmektedir.
Diğer taraftan Türkocaklannın ihyasına çalışanlar arasında bula nan Hamdullah Süphi Tannöver, Carnege müessesesinin 17 haziran da Nevyorkta tertip ettiği konfe ransa davet olunmuştur.
Hamdullah Süphi Tanrıover. bir, kaç güne kady Ameriknya hare ket edecektir.
Haseki Darüşşifası bugün açılıyor
Restore edilen tarihî H ıseki Da-rüşşifası ile yeniden inşa olunan 10r) yataklı Haseki çocuk hastaha J nesi bugün saat 16 da vali Lütfi Kırdann bir nutku île açılacak - 1 tır.

onu görmeye çalış*
yeni bir Aınenkar geliyor diye merak

Dünya yansa umurunda de-1, tek senin i *a.:n, mülkün yanmasın da. Allaha şükür zihnim evvel, seni yazıhane de bulamayınca (mutlaka Unka-panmdadır) dedim; geldim bura -ya!
Yahya bey de iler tutar taraf kalmamıştı. Ne diye onlarla beraber Tokatlayana gitmedi? Agobvn kazı sakallıdan çekinmenin, kötü fikirlere kapılmasını önlemenin lü zumu var mıydı? Yanında Sultanın boynuna sarılsa, şapur şupur öpse, aldıracak kişi mi? (Hemşiremin kızına iltifat buyuruyorsunuz) diyerek eteklere bile varır.
Kadında lâf gırla:
— Acelemden Fatihe gidiyorum d)ye Yedikule tramvayına binmi • şim. Beyazidde in, saatlerce tram-bay bekle. Bir taraftan yüreğim, koz kabuğunda, bir taraftan gö -zümün önünde evcağzımız, alevler içinde çayırnçayır yanıyor; anneciğimin hayali de, boyunouğun.j Dükmüş, mahzun mahzun bakıyor. Birden, üst üste burnunu çek -ti:
— O ne? burası lavanta koku • yor, hem de Tefarîk.
— Yine şeytan dürttü galiba!
— Ekşi ekşi Tefarik kokusunu duymayacak mıyım? Kimden sin di bu koku, onu söyle.
Kavâfzâde hemen asprin yuta • cak, fakat karısı gözünü gözüne dikmiş, cevap beklemede.
— Belki Neşettendir, dedi, de* min uğramıştı. Neşetin süse, tu -valete düşkünce olduğu malûm











AgobunKazı
Yazan: SâRtâED MUHTAR ALUS
----------------------------
— Yaraşır a o Uzun Yorgi kılıklı kartoloza!
— Herkesin yüreğinde bir aralan yatar.
— Onun yüreğinde yatan mutlaka kedidir, hem de uyuz kedi..
— Yangını anlatıyordun. Sizw zararı dokunmadı ya, sen ona bak..
— Kahveci tâbiinin söylediği doğruymuş. Yangın Eğrikapıda, bizim Karagiimrüğe bir yıllık yer de amma, gel de için rahat etsin Çırçır yangınından açtınız, Vefa yangınından açtınız, tâ nerelere kadar dayandı dediniz; itfaiyenin tulumbaları bozuk, hortumları çü rük. merdivenleri işlemiyor, diye fitilleri verdiniz, aklım karma karışık oldu. Bir gonca uçup dama düşecek, saçak tutuşacak diye deli olacağım. Eve koştum. Halam Tekkeniııkilere gitmiş, zâhir, kapı dıvar. Yanımda anahtar yok. Kapı vı çilingire açdırttım. Ğusulha-nell odaya giriyorum, kardeşim E-danın gelinlik döşemesi dayaması, pufla döşekleri, gıncır gıncır ayna konsolu, selvi sandığı, maltızı, ma şasi, koğası, maşrapası... Penbe o daya giriyorum, anneciğimin de varı yoğu orada: Âlâ cicim perde ler, kereveti! iki minder, sakız gl
bi örtüleri, tablalı bakır mangal, sahare meşin sandık; içinde sarılık kestiği ustura, yazma yaptığı takım taklavat... Mutbağa giri yorum, koskoca çamaşır kazanı, helvahane, kuşhanalar, kapkacalu. Bunlara baktıkça yüreğime ığıl ı-ğıl inecek. Tedbirli davranayım, i-kı üç adam tutup birini dama çıkarayım, ikisile eşyaları cami avlusuna taşıtayım diyorum, başına kimi oturtacağım? Kapanın elinde kalacak. Damdaki herif de ö-tevi beriyi aşırıverirse? Tabtabuş-tan kollamağa kalkışsam, evde ya paıalnızız, (cünbüş edelim) diye üzerime çullanırsa...
— Evceğiziniz selâmetle kurtul du ya, artık rahatına bak!
— Allah bana rahat, huzur nasip etmemiş. Bugün akşama ka -daı dağ taş çanjaşır yıkandı. Onların ütüsü, şusu busu var. Sa • bahtanberi aç ve bîilâcım!..
— Ben de öyle...
— Frenk kumandan paşanın kış lasına kadar gittin, deniz aşın yer den geliyorsun, kahvaltı çıkarma dılar mı? Hiç değilse pandispanya, çörek filân. Hani hatırlı misafirlere ikramda, izzette bulunurlar, şişe şişe konyak, şarap çıkarıp,
bardakları tokuştum tokuştnra, misafirleri de, kendilerini de kör kandile döndürürler, derlerdi.
— Hepsi martaval., işit de i-nanma...
Tokatlıyandakiler, Yahyanın ak lında mıhlı. Bekliyorlar, on dakika sonra gelirim demişti; gitmezse ne demezler?
Karısı çenede iken düşünmüş, taşınmış, bahaneyi tasarlamıştı. Saatine baktı:
— Vayyy, beşi geçiyor be! Ba* na yol göründü.
Zıbanın o anda nevri döndü:
— Yine nereye, Allahın ele a-vuca sığmaz kulu?
— Ayvansaraya^
— Vallahi, billahi, tallahi vatan. Kim bilir yine ne dalgalar peşindesin? Loncanın kipti çengileri, Balalın Yahudi karılarile al takke, veı külfih keyf süreceksin mutlâ-ka(
— Ayvansarayla un değirmenine gideceğim, sahibini göreceğim.
— Ne diye?
— Değirmenin sahibi çorbacı bi ranın yanına ayriyeten bir ilâve yaptıracak 150 bin tuğla sipariş etti.
— Bu sözüne salyası akan bu*
İstanbul Fethinin 495 inci yıldönümü münasebetile bugün Türk ocağı tarafından bir merasim tertip edilmiştir.
Hazırlanan programa göre, bu: sabah 9,30 da Avasofya camii yanında toplanılacak, buradan Fatih camiine, bilâhare de Rumel:-lıisarına gidilecektir.
Sünnetçinin müracaatı
Samatyada oturan Mehmed Ün verdi adında bir sünnetçinin yan lış ameliyat yapmaktan sanık olarak 2 inci asliye ceza mahkemesince tevkif edildiğini yazmıştık.
Samatyada sünnetçi Enver lüğün dün matbaamıza gelerek imkandaki haberde ismi geçen sünnetçinin kendisi olmadığının açıklanmasını istemiştir.
dcJalar inanmaz. Değirmenci ma - j kulesinde o kadar para ne arıyor?d
— Çorbacı, Karun, lord; ban-v gcrleri cebinden çıkarır. Kaman -to hanının ikisi kadar pavrika,^ Eüyükadada köşk, Yenikövde Xa‘v h: emrine hazır çatana, çifter eif-g ter araba... g
Yahya şu yalanı tasarlamıştı:}
Beyoğhına çıkacağını belli etme^ nıek için Zibayı yanına alarak Gi-| tali iskelesini boylamak. Kansıg beraber gelmez. Sırtlardaki Edir-^ nekapısı mezarlığına gözü ilişse,^ heyheyler getirmede. Zira ilk yav,» rucağı orada yatıyor. Hattâ o va-'» kıttanberi babasının kabrini kilit ziyaret edememiş. Cibalide a-'rı’g hrlar. Kendisi yukarı giden vapuŞ ra girer, kârısı da aşağı dönen i (1^ purla köprüye iner. Fenerde \eıa» Ealatta atlar iskeleye, otomobille* yallah Tokatlıyan. |
iskeleye kadar yürüdüler. GişeK açık. Biletçiye, x
— Bir Ayvansaray, bir de köpl rüye birinci mevki iki bilet ver!k derken, Zıbaııım, düdük gibi sesile.ö
— ikisi de Ayvansaraya olsun, memur efendi! dedi. £
Hanını ötmede: v
— Yağma yok, anca beraber^ kanca beraber! g
Yapar yanaştı. Girdiler güver-g tejre. Biri kadınlar yerinde, per denin Öte yanına, öbürü beri tara^ fma oturdular. g
• Ta.
MAYIS 1948


*

1364
Rumi
Mayıs
17
Cumartesi
1367
Hicri Receb
20
Ruzı Hızır 24 - AY - 5 Gün 150
Vaultlev
,a,|
(Deımmı var1 v
Güneş öğle İkindi Akşam Yatsı imsak
Vasati
S.
5
13
17
20
22
3
D-
31
11
11
32
29
22
Ezani D. 00 40 40
s.
9
4
8
12
1
6
58
51




I
aktüallteler
H
ava
I
İngiltere harb ite mağlûb olsaydı
Güney ve Batı Afrika da
Almanların eline geçecekti

l

ı
I]

• 1 ç
I
/


(1
(
Vaşington 28 (A.A,) — (Nefen) : Amerikan devlet ndamı Hopklns’in hatıratından anlaşıldığına göre, harp sırasında İngiliz adalarına karşı yapılmış olan taarruzun en karahhk saatlerinde bili Ingiliz hükümetinin Ka-nadaya veya, başka bir yere çekilmek hususunda bir tasav vuru bulunmamaktaydı.
Winston Churchill 1910 senesinde yollamış olduğu bir telgrafta İngiltere düştüğü takdirde Ingiliz hükümetinin de Ingiltere ile beraber mah volacağını beyaz saraya bil-ĞİHDİştİ.
Londra ile Vaşington ara s r ia teati edilen ve Hopkins' in şahsî vesikaları arasında bulunmakta olan gizli mesajlardan anlaşıldığına göre. Ingiltere ele geçirilmiş olsaydı bütün Avrupa ile beraber Güney ve Batı Afrika J dâ Almanların eline geçecek- ' ti. ;
Almanların lngiltereye hâ ] kim olmaları halinde ise İn- ( gilizlerin Akdenizi düşma - ' na kapamak için yapabilecek ( leri yegâne şey Süveyş Ka- ] nalını muhafaza ederek değil ( fakat tahrip etmek suretile ] Almanları bu kanaldan mah ( rum etmekti.






Truman



-------o-------
Mc. Arthur’ü Ameri ( ava davet etti
Vaşington 28 (A.A.) — DüAkü ‘ asın toplantısı esnasında Baş-I an Truman, General Mac Art -tur’ü, Tokyodan ayrılabildiği tak cirde kendisıle görüşmek üzere Vaeingtona davet ettiğini söyle -miştir.
Başkan, âyan meclisi tahkikat komisyonunun Japonyadaki vaziyet hakkında sarih malûmat elde d mek üzere Generali dâvet etme ğe karar verdiğin bildirmiştir.
Trurnan, Mac Arthur’ün takip ettiği politikayı tamamile tasvip et tğini ve bu politikayı her bakıra
• dan desteklemeğe karar verdiğini ilâve etmiştir.
Trumanla Stalin arasında
Vaşington 28 (A.A.) — Başkan n'ruman, basına beyanatta buluna rak Potsdam konferansındanberi yani 1915 i senesi yaz mevsimin-□enberi Stalinden hiç bir şahsî mek tu» almadığını söylemiştir.
Başkan Truman, bu beyanatı B 'dcll Smith ile Molotof arasında yapılan nota teatisinden sonra Staltnin kendisile temas etmefa te şebbüsiinde bulunup bulunmadığına dair sorduğu bir suale cevaben, yapmıştır.
-------o--------
Gandinin katili nasıl yargılandı
Delhi 28 (A.A.) — Nafen: GaıSlhi’yi ödürmekten suçlu o-Un Nathuran Vinayak Godse ile diğer sekiz Hindlinin dün Delhi-e • *
i m eski kızıl kalesinde başlamış ulan ilk soruşturmalarında hiç bir yargılama usulü tatbik olunmamıştır.
İlk önce, sinema operatörleriyle gazete fotoğrafçılarına 10 dakika j’.ıüsaade edilmiştir. Sinema opera törleri etrafı füme aldıkları sırada suçlular, kendilerine ayrıl -iuiş olan mahalde arada sırada gu ferek, hararetli bir mükâlemeye iş tirâk etmekte idiler.
Oturum iki saat kadar devam etmekle beraber mahkeme salo -»unda ayni laubalilik Sürüp git ibiştir. Bir taraftan seyyar gu sa tıcılan yüksek sesle konuşarak sa (onda dolpşırkeı^, diğer taraftı on iki kadar avukat kendi aralarında ve yargıçla tartışmalarda bu lunmaktaydı.
Mahkeme heyeti ile müdafaa a-rasındaki tartışma bilhassa savcı -Din bir hazırlık tahkikatı yap -feoaksızın iddianameler hazırlamak İıckkına sahip olup olmadığı hususunda cereyan etmiştir.
Buna dair ileri sürülen bütün İtirazlar reddedilmiş ve muhakemenin başlaması tarihî olarak 14 Temmuz tesbit edilmiştir.

MarshalI, Rusların Amerika ve diğer memleketlerle yaptıkları anlaşmaları 30-40 defa ihlâl ettiklerini bildirdi
tfç**
Vaşington 28 (A.A.) — Dışişleri Bakanı George Marahall, âyan meclisinin Dışişleri komisyonuna adilâne bir sulbün teessüsüne ma ııi olan Rus hareketlerinin bir ila tesini sunmuştur.
Bu listede son senelerde Ameri ka ve diğer hükümetlerle Ruslar arasyıda aktedilen anlaşmaların 30 — 40 defa Ruslar tarafından ihlâl edildiği belirtilmektedir. Amerikadaki Rızs elçisinin temas-lan
Vaşington 28 (A.A.) — Dışişleri Bakan muavini Robert ^Lovett ile yarım saat görüştükten sonra dün beyanatta bulunan Sovyetler Birliğinin Amerilcadaki büyük elçi si Panyskin, kısa bir müddet için memleketine döndüğünü, orada ö-dünç ve kira bedelinin ödenmesi Lususunda hükümetinden talimat alacağım söylemiştir.
Harp esnasında Rusyaya yapılan ödünç verme ve kira, yardımı meselesinin halledilmesi lâzımgel-d:ği ve bu maksada varmak için elinden geleni yapacağını ilâve etmiştir.
I
Trakya Türklerive
lstanbuldaki Kumlar

*

Yarı resmî bir Yunan gazetesi Batı-îrakya
Türklerinin Türkiyeye muhacereti hakkında bazı endişeler Heri sürüyor
Gazete, ihtilâfları evvelden görüp önlemenin onları halletmek i-çin en iyi usul olduğunu kayıtla yazısına son vermektedir.
Atina 28 (A.A.) — Anadolu A-jansının özel muhabiri bildiriyor:
Katinıeriııi gazetesi, göze çarpacak bir yerde neşrettiği bir ya zıda, Batı Trâk.va Türklerinin Tür kiyeye göç etmelerini bahis mevzuu ederek şöyle demektedir:.
Bu, haklı endişeleri mucip ol -maktadır. Şebekleri hudutlar ötesinde aranması lâzımgelen bu mu haceretten Yunan hükümetinin ve ya Yunan milletinin mes'ul ol — madiği malûmdur.
Herşey bertaraf, bu mesele şüp hc-siz ki, yetkili mahfillerin dikka tini çekecektir. Zira, yalnız, Müs-lirf(ın vatandaşlarımıza hicret et inekte menfaatleri olmadığını anlatacak mukni vasıtaları teminle iktifa etmemek, fakat ayni za -manda, ve eğer muhaceret devam ederse, Trâkyadaki Türk ekalliyetin azalmasından doğacak neticele ri de evvelden hesaba'katmak lâ zımdır.
Bunu, Trâkyadaki Türk azınlığı ile Istanbuklaki Rum azınlık a-rasında_herhangi. bir münasebet rnevcud olduğu için değil, fakat i lerisi Tçin iki dost hükümet arasında tamamen lüzumsuz ınünaka şa mevzuları yaratmanın iyi bir şey olmadığını düşünerek yap -nıak lâzımdır.
i|Günürı enteresan haberleri]
V----------------------------------------------------------------------)
{ Rumen kral ailesinin müsadere şahsiyeti, Ispanyol hükümetinin müsaade etmemesine rağmen, Kral taraftarlarının yaptıkları bir toplantıya iştirâk ettiklerinden bugün 25.000 pe-zeta para cezasına mahkûm e-dilmişlerdlr. Bahis mevzuu top lantı, geçen cumartesi Ispanya bankası direktörünün evinde ya pil m işti. Toplantıda tanınmış kralcılardan general Kindelan söz alarak Franko aleyhinde bir hitabede bulunmuştur Bu hitabe üzerine general Kinde-lan Pirene hududu yakınında bir kaleye hapsedilmiştir.
. ’ * (A.A.)
ıngiliz adalarının nüfusu kaç milyon olmalı?
Londra — Bu sene 55.000 Ingilizin Avustralyaya hicret etmesi beklenmektedir. Bunların 10.000 i yola çıkmış bulunmaktadır.
Bu rakamları veren Lordlar kamarası başkanı Lord Addis-son son iki yıl zarfında takriben 47.000 Ingilizin Avustralya,
edilen emlâki
) ir Bükreş den başka, tabiiyetlerini kaybedenler şaplardır: Mişelin annesi Kraliçe Helerıa, Ellzabeth de Hohenzollern, llyana de Habs-burg, Nikolai de Habsburg.
Bakaular Kurulu toplantısını müteakib yayınlanan tebliğde, tâbiiyetten iskat edilenlerin «Kumanya milleti ve Halk cum huriyeti menfaatleri aleyhine çalışmakta oldukları» kaydedil mpV- I Pfl ir
Yine tebliğe göre, Kral ailesine aid olup müsadere edilen emlâk ve inallar şu şekilde tes-bit edilmiştir: Takriben 37.000 dönüm arazi, 342.000 dönüm ormanlık, 29 büyük şato, 130 küçük köşk, 3.991.500 hisse sç ®edi, birçok mücevher, tablo ve m'lyonlarca Ingiliz 1 . ••ı-ı kıymetinde müteaddit! ıı mal.
. • (A.PJ
ısparifiuıid [cro[ taraf darları
★ Madrid
Eski Kral Mişel
Beş İspanyol

Başkentteki müşahitler, Sovyet büyük elçisi tarafından Lovett’o yapılan bu ziyaretin geçen 4 ve 9 Mayısta Bedeli Smlth ile Molotof arasındaki nota teatisinden son ra yapılan ilk ziyaret olduğuna i-garet etmektedirler.
Bununla beraber resmî mahfiller de bu hususta ihtiyatlı davran • makta ve bu, meselenin dün Yun-yekin ile Lovett arasında yapılan görüşme esnasında tedkik edildiği ni gösteren hiç bir telmihte bu lunmam aktadırlar.
Rus notalarına cevap verildi
Vaşington 28 (A.A.) — Nafen: Amerikanın Moskova büyük elçini Amerikan uçaklarının Japon su lan üzerinde faaliyetlerde ilgili o-Iarak Sovyetler tarafından verilen bir sıra protesto no^tası^ıa dün cevap vermiştir.
Amerikalılar, Rusya tarafından zikredilen elli kadar hadise üzerinde geniş tahkikat yapmışlarsa da ticaret gemilerinin hareket ser bestisine müdahale sayılabilecek hiç bir misale rastliinamışlardır.
Almanyadan Türkiye'ye hareket eden Amerikan uçakları
Frankfurt 28 (AP) — Takriben bir düzine kadar Amerikan F. 47 Thunderbolt avcı uçağındun müteşekkil bir filonun dün Almanyadan Türkiyeye hareket ettiği Wiesbadendeki hava kuvvetle ri genel karargâhından bu akşam tebliğ edilmiştir.
Bu uçakların, bu memlekete ya pılan askerî yardım programı mu cibince Türkiyeye tahsis edilmiş ol dıığu bildirilmektedir.
--------o-------
Amerika İrana askerî malzeme sevkedecek
Vaşington 28 (A.P.) — Birleşik Amerika hükümeti pek yakında 1 ıana 59.995.000 dolar kıymetinde askerî malzeme sevkedecektir.
Dışişleri Bakanlığına göre, bu malzeme meyanında tanklar, avcı uçakları, taşıt uçakları ve toplar da bulunmaktadır.

Dama faşı gibi ^Başmakaleden devam? vardır. Fakat Ilnlk Partisinin !-
çînde bıı vasıflarda adam bulunmazsa bu memlekette bu nevi insanlar yoktur mânasına niçin goi-Sin? Memleket dernek Halk Partisinin nıahdud bir kliği veya zümresi demek değil ki..(
İçinde çırpındığımı^ büyük buhrana karşı en İyi devâ seçim işlerini emnlyot altına alap tasarıyı hemen Meclisten çıkardıktan sonra milletin reyine baş vurmak ve çnun sepeceği Meclis içinden kabiliyetli kimseleri iş başına getirmek tk- Bu zevat Halk Partisinden mi olur, Demokratlardan mı olur, ıpüstakillerden mi olur? Genç mi ölür, yaşlı mı olur, orta halli mİ olur o artık intihabatın tezahürlerine bağlıdır. Lâfın kısası Dem ok rasi kaidelerine uymaktan başka kurtuluş yolu yoktur. Yoksa düzme kombinezonlar, oyalamalar, sallantılar hiç bir derde deva olmaz..(
A. Cemaleddin Saraçoğlu Hükümetin buğday politikası (Baştarafı 7 incide) fisin hububat satışlarında nâzım rolü oynaması lüzumuna işaretle büyük şehirler de dahil olmak ü-zere hububat satışlarının serbest bırakılmasını istemiş ve bu husus ta bir de takrir vermiştir.
Daha bazı hatipler söz almışlar ve toplantının sonlarına doğru kür süye gelen Cemil Barlas yapılan Müzakerelere sonunda grubun te mayülünün taayyün ettiğini söyll yerek hükümetin bunu nazara a Iarak hububat politikasını tayin a debileceğini bildirmiş ve bu husus ta bir takrir vermiştir.
Söz alan Salıir Kurutluoğlu ise, Cemil Barlasın ileri sürdüğü teze itirazla, alman kararlardan ancak hükümetin meBul olduğunu grubun kontrolör mevkiinde olduğunu söylemiş ve hükümet kararlarının mesuliyetine grubun iştirak ettirilmesinin doğru olmıyacağmı bildirmiştir. Son olarak kürsüye gelen Başbakan Haşan Saka, yapılan müzakerelerden çok istifade ettiklerini Başbakan sıfatiyle mes’ ulıyetini müdrik olarak lenp eden kararları alacağını ve yakında 1-Iân edeceğini bildirmiş ve gerek Cemil Barlasın, gerekse Rasih Kap lanın takrirleri hükümetin işlerine müdahale mahiyetinde görülerek reddedilmiştir.
Grubun toplantısında rahatsız o lan Ticaret Bakanı Mabmud Ne -dlm Gündüzalp hazır bulunamamış tır.
Yeni Denizaltılarımız
(Baştarafı 1 incide) altıların demir atmasını müteakib saat 11.15 de Cumhurbaşkanı ismet İnönü, beraberinde orgeneral Nuri Yamut, İstanbul komutanı Asım Tınaztepe ve donanma komutam olduğu halde Acar motörü ile D-l denizaltısına çıkmıştır.
Denizaltı gemilerinin güvertelerinde harb nizamı alan denizcilerimiz, Cumhurbaşkanını selâmlamışlar ve bilâhare İnönü D-l de-nizaltısım gezmiş, donanma komu tanından izahat almıştır.
Denizaltılar, saat 12 de Boğazda bir gösteri gezisi yapmışlar ve müteakiben Maltepe açıklarında demirlemişlerdir.
ismet İnönü D-l, denizaltı gemisini dolaştığı sırada, D-3 deniz-altısındaki bir subaya etrafta dolaşan sandallardan birinden, bir çocuğu dünyaya geldiği müjdelen miştir.
Cumhurbaşkanı saraya döndükten. sonra da koramiral Melımed Ali Ülgeni öğle yemeğine alakoy-muştur.

Yeni Zelanda, Kanada ve güney Afrikaya hicret etmiş bulunduğunu ve bunun ancak bir başlangıç olduğunu söylemiştir.
Diğer taraftan Lord Ports-mouth da, Ingiltere adalarında iktısad ve savunma meselelerinden azade, muvazeneli ve salim bir hayat isteniyorsa bu a-dalar nüfusunun 35 milyonu ya ni bugünkü nüfusun üçte ikisini aşmaması lâzım geldiğini söylemiştir. fA.AJ
Hava Aysbergleri ve Radar ir Londra
tatbikinde elde edildiği gelişme ler sayesinde, bilhassa üstüva hattı bölgesinde uçaklar için büyük bir tehlike teşkil eden hava aysbergleri zararsız bir hale getirilmiştir.
Bu suretle pilotlar şimdi teh İlkeli bulutların mevcudiyetinden daha 75 kilometre uzaklıkta iken haberdar olabilmektedirler. Bu yeni cihaz radar âle tinin ekrom üzerine en büyük bulutların ihtiva ettiği su mik-
Radar âletinin
Mıhı Eğitim Bakanı aleyhindeki 1
(Kadınlar arasında) isimli piyesin yazan tarafından açılan tazminat dâvasının duruşmasına
(Ka-

Ankara, 28 (Hususî)
dınlar arasında) adlı piyesin 16 gün temsil edildikten sonra se-bebsiz olarak tatil edilmesi üzerine piyesin müellifi Oktay Ri-#ıt tarafından Millî Eğitim Bakanı Reşad Şemseddiu Sirer a-leyhine açılan tazminat ve zarar ziyan dâvasına bugün 3 üncü as liyo hukuk mahkemesinde devam edilmiş, Millî Eğitim Bakan lığından gönderilen tezkere cevabı okunmuştur. Reşad Şem-seSddin Sirerin avukatı dâvanın İdarî bir tasarrufundan doğdu-
Bazı
Ha-
Elçilikler arasında
Ankara, 28 (Hususî) — gazeteler Vaşington Bliyük Elçisi Ragıb Baydurun Roma Büyük Elçiliğine, Roma Büyük Elçisi Feridun Cemal Erkinin de Vaşington Büyük Elçiliğine tâyin edildiğini yazmışlardır. Resmî makamlardan öğrendiğimize göre bu haberler asılsızdır.
Yargıtayın tasdik ettiği ceza
Ankara, 28 (Hususî)
san Âli Yücel - Kenan öner dâvası şahidlerinden Halûk Kara-mağralı aleyhine Haşan Âli Yücelin açmış olduğu hakaret dâvası Halûk Karamağralının mah kûmiyetile neticelenmişti. Öğren diğimize göre Yargıtay bu cezayı tasdik etmiştir.
Ankaraya gelecek Polonya ve Macaristan heyetleri
Ankara, 28 (Hususî) — Haziranın 15 inde bir Polonya ticaret heyeti şehrimize gelecektir. Macaristandan geleceği bildirilen ticaret heyeti ise hareketini daha sonraki bir tarihe bu'ak-mıştır. Diğer taraftan Endeııoz-ya ile Türkiye arasında bir ticaret anlaşması-yapılması için görüşmeler yapılacağı da haber verilmektedir.
Fraıısada devlet memurları sayısı azaltılacak
Paris 28 (A.A.) — Devlet memurları kadrosunun azaltılmasına aid kanun tasarısının bugün öğleden sonra millî mecliste tartışma sı sırasında Başbakan Robert Schuman, itimad meselesini ileri sürmüştür.
îtimad meselesi hakkında oy ve rilme tarihi bir haziran saat 15 o larak tesbit olunmuştur. Millî mec lis bugünkü oturumuna saat 15.30 da son vermiştir.
--------o-------
Dimitrof Polonyaya gitti
Sofya 28 (A.A.) — Bulgaristan ile Polonya arasında dost’uk, işbirliği, karalıklı yardım paktı im zalamak üzere bugün bir Bulgar murahhas heyeti Varşovaya hare ket etmiştir.
Bulgar heyeti Başbakan Dimit-rof'un başkanlığında bulunmakladır. Bulgaristan Dışişleri Bakanı Kolarav bu heyete dahil bulunmaK tadır.
darını aksettirmektedir. Böyle-ce damlaların büyüklüğünü ölç i mek imkânı elde edilmiş bulun- l maktadır. Radar küçük bulutla £ rı aşmakta, fakat büyüklerini ( zamanında aksettirebilmekte- ? dir ki bu suretle pilot da isti- J kametini değiştirerek maniayı 5 bertaraf etmek imkânını kazan- J maktadır. (
Gemiciler için aysbergler ne I kadar tehlikeli ise bu bulutlar ( da uçaklar için aynı derecede 1 3tehlikelidir. Aynı zamanda bu l bulutların arasında olan hava £ boşlukları da uçak için ayrıca ? bir tehlike teşkil etmektedir. ?
(A.A.) ) milletlerarası musiki miisaba- J kasının neticeleri J
İr Scheveningen (Holanda) J — Burada yapılan milletlera- ( rası musiki müsabakasında pi- i yaııo birinciliğini Germaine Ga l vese (Fransız) kazanmıştır. t
Piyanistler arasında diğer de £ rece alanlar şunlardır: r
2 — Pieıre Jçan Claude Bar J biset (Fransız); 3 — Mariya) Heroyoı-gu 'Yuna^) : 4 — Ro ) bert VVaise (Macar): 5 — Pel.tr VVallfish (Filistinli); 6 — Ro-£ nald Smith (İngiliz). (APJ ?
dün başlandı
ğunu, binaenaleyh Danıştayın vazifesine taallûk ettiğim bu se-beble dâvanın salâhiyet noktasından reddini istemiştir. Dâvş,-cı vekili ise aksi tezi iddia etmiş, dâvanın medenî haklar çerçevesi içine girmesi bakımından niyetinin asliye mahkemesine aid olduğunu söylemiş ve mahkeme bu talebi kabul ederek duruşma tatbikat sahnesinden piyesin hangi sebeble ve ne günü kaldırılmış olduğunun sorulması için başka bir güne bırakılmıştır.
Nalkhanı sular bastı
Ankara, 28 (Hususî) — Evvelki gece ve dün sabaha karşı yağan şiddetli yağmurlar tesiri-le Nalhhaıun birçok köylerini sular basmıştır. Bu arada civardan geçen Karahisar çayı taşmış ve Yukarı Bağdere köyünün değirmenini sular basarak değirmende bulunan Fatma ve Zekiye adındaki iki kadını sürüklemiştir. Kadınlar boğulmuştur. Cesedleri aranmaktadır.
10 Kuruşa satılan kolyeler
Ankara, 28 (Hususî) — Sakızlı sokağında oturan Semiha isminde bir kadının yanında hizmetçi olarak çalışmakta olan 7 yaşındaki Hamide Kasaboğlu adındaki bir kız, Semihanın baş ka bir odada çalışmasından isti: fade ederek masa üzerinde duran iki altın kolyeyi almış ve ka pı önünde birisini beş, diğerini 10 kuruşa satmıştır. Hamide ya kalanarak annesine teslim edilmiş, kolyeleri alanlar hakkında takibata başlanmıştır.__________
Sadık Aldoğan dün Mecliste alkışlandı (Baştarafı 1 incide) nnın yeniden mütehassıslarına tedkik ettirilmek üzere komisyo na iadesini istiyerek sözlerini şöyle bitirdi:
«Politik bir gaye taşıyan bu tasarı dâvaya yurd ihtiyaçları ölçüsünde el koymamıştır. Bu bakımdan tasarının yeni baştan mütehassıslarınsca gözden geçirilmesi zaruridir.»’
Müteakiben kürsüte gelen Nuri Özsan da bu muazzam memleket dâvasının sadece Sağlık Bakanlığına bırakılmasının doğru olmadığını söylemiştir.
Sadık Aldoğan da ezcümle bu tasarıyı acele bulduğunu, ihtiyaca cevab vermediğini, bu kabil mühim sosyal işlerde teenniyle hareket edilmesi icab ettiğini, i-vi niyetlerle Meclise gelen bu tasarının gümrükten mal kaçırırcasına tez elden kabulüne taraf-dar bulunmadığını söyliyerek de di ki:
— Bizi başarısızlığa sevkeden bir mevzuu iyi etüd etmeden ve tatbik kabiliyeti olup olmadığını araştırıp soruşturmadan ka* nun haline getirilmiştir. Bu tasarıda da merkeziyet prensibine gidilmiştir. Bizi yıkan merkeziyetçiliktir. Bu gibi sosyal dâvaların köy, bucak, ilçe, il ve iller den buraya gelmesi lâzımdır. Bu radan oraya gitmesi değil, köy muhtarları, nahiye müdürleri, kaymakamlar, valiler ne iş yapıyorlar? Az evvel bir arkadaş bir vilâyette kaç kör olduğunu validen sorduğunu, cevabını ala madiğini söyledi. Bu ne hazin bir ^ıanzaradır.
Bundan sonra Aldoğan tasarının komisyona iadesini istemiş ve şiddetle alkışlanmıştır.
Bundan sonra Emin Soysal, Emin Sazak, Hüteyin Ulusoy, Saim Ali Dilemre de söz alarajc bu husustaki mütalealarmı bildirmişler ve vaktin gecikmiş ol-( ması dolayısile müzakerelere pa zartesi günü devam etmek üzere son vermişlerdir._______________
Buğday yolsuzluğu (Baştarafı 1 incide) lan rapor önümüzdeki günlerde Meclise sevkedilecek ve bu hususta yeniden müzakere açılarak eski Ticaret Bakanı Atıf İnan’ın hakkında Meclis tahkikatı açılıp açılmaması meselesi bir karara bağla nacaktır. Raporda eski Bakanın mesuliyetini icabettirecek bazı yeni hususların mevcud olduğu söylenmektedir.
Ankara: 28 (Hususî) - öğren-diğimize göre hükümet buğday ihracı meselesi hakkında l’opraft O-fiste yapılan tahkikat neticesini bir parti meselesi yapnııyacak ve müfettişlerce hazırlanan rapor iki üç gün içinde doğrudan doğruya Meclise arzulu nacaktır.
idareci
gezi i e


cebhosl, sütunumuzun hariolnde kaldığından biz tadilin esasını tetkik etmak
her hangi bir mülâhaza ile»
Bankalar baremini tâdili
angi maksadla verildiği ani?/ şılamıyan hususi bankalar hır reminln tâdili tasarın» evveh
ki gün Büyük Millet Meolislnde müzakere edilirken Diyarıbakır mllletvo kili muhterem İhsan Hâmld Tiftrol ilâ sayın Başvekil arasında küçük bir münakaşa olmuş.
İşin siyası çerçevesi yalnız bu istiyoruz.
Devlet»
ahvali fevkalâdeyi nazarı dikkate alarak, ve muhassenat ve muhzurlarını u-zun uzadıya tetkik edorek bütün memur» müstahdem,, maaşlı, ücretii ve yevmiyeli ve bir kelime ila âmme hizmeti görenler hakkında umumi mahiyette bir maaş baromi kanunu yapmış ve uzun bir zamandanberi tatbik etmekte bulunmuştur.
Meriyette olan bu kanun bugün» yalnız okalli katil denecek bir ki6im mo murlar lehine (Hususi bankalar) tâdil ediliyor.
Lohde olanlar bunların ticarî mahiyette birer teşekkül olduklarını ve dov letin bu müesseselere müdahale etmeğe kalkışmaması lâzım geldiğini ileri sürmektedirler.
Halbuki, muhterem İktisad Bakanının pek doğru, pek İlmi ve pek özlü olarak söylediği gibi, bankalar âmmo hizmeti gören müesseslerdendir» bun ların bir kısmının barem kaydından istisnası devlet sermayesi bulunan ban katarı ve diğer müesseseleri müşkül vaziyete sokar ve binaenaleyh, baremin kül olarak ele alınması lâzımdır.
Muhterem ihsan Hâmid, veciz ve vazıh izahı ile, mevcud kanun tâdil edilirse banka memurları arasında bir muhaceret başlar ve devlet sermayesi bulunan bankalar için eleman bulamamak meselesi baş gösterir, dediler.
Gerek muhterem Bakanın ve gerek sayın İhsan Hâmidin, noktal nazarları pek yerindedir. Hizmet mukabilinde hukuku âmme eşhası hükmiyesin-den alınan ivaz noktasından, bu yeni kanun memlekette ikilik değil, üçlük çıkartacaktır. Bir kanun memurlar i-çin, bir kanun devlet sermayesi bulunan banka ve müesseseler için, bir kanun, daha doğrusu bir kanunsuzluk» hususi bankalar için.
Nihayet bu üç muhtelif kanuna tâbi olan üç kategori memur, ayni cnor jiyi, ayni faaliyeti, ayni randımanı vermez. Buna, evvelâ insan hissi imkân vermez.
Hususi bankalar memurlarını refaha, devlet sermayesi bulunan banka ve müesseseler memurlarını oldukça vasat derecede geçindirmeğe ve nihayet fena şansı neticesinde devlet memuru olmak vaziyetine düşen devlet vilâyet ve belediye memurlarını bugün kü müşkül ve tahammül edilmez vaziyete sevkedeceklerdir.
Bu usul, belki sonuncuları fona düşüncelere de sürükliyebilir.
Fevkalâde zamanlarda, âmme hizmc tl görenlere böyle üç çeşit ücret vo-rilmesi nerede ve hangi memlekette görülmüştür.
Eğer, maaş ve ücretleri tanzim edon bir kanun varsa, ve olması da memleketin menfaati icabı telâkki ediliyorsa, bu para işlerini nizama koyan tek kanun, her yerde ve herkes için tatbik edilmelidir.
Bu müsavatsızlık memlekette hoş-nudsuzluğu tevlid eder. Ekseriyet par tisinin belki de dahili siyasetini sarsar. çünkü bu memnun olmıyan devlet memuru kitlesi» memleketin münevver tabakasıdır. Gayrı memnun münovver tabakasını partiye bağlamak daha güçleşir.
Para bakımından memleketi iki üç grupa ayırmak siyasi cobheden momle keti ayırmak kadar mühimdir. Esasen bundan dolayı değil midir kİ, yalnız bir kaç vilâyette mevcud umumi müfettişlikler de lağvedilmiştir.
Memleketin her tarafında ve her şey İçin vo her hak ve her vecibe I-çin tek kanun... Tek kanun...
İDARECİ

İngilterenin yeni Vaşington elçisi Vaşington 28 (A.A.) — (Lps) Başlıca Amorikan gazeteleri bugün, Vaşingtonda beklenen tngil-terenin yeni Vaşington büyük elçisi Sir Oliver Frapkşın gelişini ha raretle karşılamaktadır.
Nevyoık Times, kendisine tevdi olunan vazifeyi başarmak hususun da bu' kadar büyük kolaylıklara malik bir yabancı devlet büyük ç) çisinin nadiren görüldüğünü yazmaktadır.
Herald Tribüne ise, Sir Oliver, FranRs’ın vazifesini başarabüe celr kabiliyette olduğunu söylemen te ve büyük elçinin vazifesini ifası sırasında batı Avrupanın birliği ııin kesin olarak tahakkuk et t ir i ■ leceği ümidini izhar etmektedir,.

1

I E W I B A D A B
29 MAYIS 1^48





. — -nar-
f


Kandıra - İzmit! spor karşılaş ması


f


)
Bayındır I kelerinde petrol hhranı
-----O-----
İdarecilerin ve köy muhtarla- l ihmali yüzünden köy halkı bir türlü hakları olan ( petrolü alamıyorlar
1
Sümerbank, Ç. ova iplik fabrikaların iflâsa sürüklüyo

I
&
İdhal ettiği iplikleri eldem çıkarmak için Sümerbankm başvurduğu tedbir
Çok şii-
Bayındır, (Hususî) ki o un misketimizde umumî bir gaz sıkıntısı olmadığı halde Ba-ymdu köylerinden Çanlıköy, De reltöy ve Burgazda 3 aydanberi gaz buhranı hüküm sürmektedir.
Köylü vatandaşlar mulıtarla-nria*gaz getirmesi için müteaddit! defalar müracaat etmişlerse dc para yok, gaz getiremem.» cevabını almışlardır.
Fli hal karşısında «öyleyse bize fiş ver, biz de gidip ilçe bayiinden gazlarımızı alalım..» di-y* n köylülere Çanlı ve Dereköy .muhtarları hayır cevabını ver-inişler. Burgaz köyü muhtarı fiş vermeğe razı gelmişse de bu sefer ilçe bayii gaz vermemiştir.
Bu mm üzerine toplu bir halde D. P. ye yapılan şikâyet neticesi keyfiyet kaymakamlığa yazılmış, fakat maatteessüf kay makamhk bir aydanberi bu sıkıntıyı önJivecek bir çare bulamamıştır.
Gaz boüuğu içinde karanlıkta karin kövlülerimizin haline mi acıyalım, yoksa bolluk içinde İni küm sü’vn bu darlığı giderecek tedbirleri almaktan âciz kayma kam Zühdü Önere mi?..
Alâkalı makamların bu işe çare bulmalarım acele olarak bekliyoruz.
---------------o—.-------- Havza Ziraat bankası ve taptı idaresi teftiş ediliyor
----o----
Havza, (Hususî) — Kazamıza gelen banka müfettişlerinden Akil Kitabcı Ziraat bankasını teftiş etmektedir.
Diğer taraftan Samsun Tapu sicil müdürlüğü kontrolörü Hadi Soydam kazamız tapu idaresi ni teftiş ve bazı meseleler üzerinde tahkikatlarda bulunmaktadır. Tahkikatın bazı şikâyetlerle alâkalı olduğu sanılmaktadır.
HAVZADA KAMYON KAZ8SI
Havza, (Hususî) — 4700 kiloluk bir hamule ile Samsundau gelmekte olan Celâl Karakuş i-daresindeki Vezirköprü 32 plâka numaralı kamyon, gece saat 22 de Samsun - Sivas hattının 69. Kim. deki geçitten geçerken kamyonun arka kısmı Havza.istikametine giden marşandis katarının samedesjine maruz kalmıştır. Zarar 2012 liradır. Buna birinci sebeb geçit variyelinin kapanmamış olmasıdır.
ÇELTEK MADEN İŞLETMESİ NİN KÖYLÜYE YARDIMI
Havza, (Hususî) — Havza ve Kavak köylerinden, mahsulleri iclu afatından lıarab olarak açlık derecesine düşmüş bir çok köylüler, iş için muhitimizde yegâne iş yeri olan Çeltek maden işletmesine koşmaktadır. İşletme bu vatandaşların çok acıklı halim ine dayanmıyarak, mevcud işçilerden-bir seneye yakın çalışmış ve para kazanmış olanları 2-3 ay izinle köylerine gönderme:; suretile yerlerine bu felâketzede köylülerden 110 kişi a-larak işe yerleştirmiş ve bu vatandaşları sefaletten kurtarmıştır. Ayrıca gelecek ayların prög-raırana dahiJ işleri de köylünün sıkıntıda bulunduğu bu aylara talisi m ederek 80 - 100 köylüye daha iş temin edecektir. Yemek içmek masrafından sonra ayda 50 - 60 lira arttırabilecek ve e-vini de geç in d irebilecek bir ücretle işe yerleştirilen bu köylüler İşletme Müdürü Kerem Al-tayın İnsanî hareketinden mütehassıs olarak işlerinde âzamî fedakârlıkla çalışmaktadır. İşlet menin bu hareketi muhitimizde takdirle karşılanmıştır. Başka iş yerlerimizde de buna benzer ted birlerle sefalete uğramış köylülere iş temin edilmesini bekleriz.
HAVZADA BİR YANKESİCİ YAKALANDI
Havza (Hususî) — 947 senesinde Denizlide, bir senedcnberi de Samsunun ' sinde, oturduğunu söyliyen, aslen Muş vilâyetinin Varto kazasına bağlı Mamak köyünden 1310 do ğ-umlu Fazıl Baydos, Havza istasyonunda trenden inip, İcadi-ye mahallesinden Hüseyin Altu-
Tarsus, (Hususî) — Çukurova iplik fabrikaları müşkül vaziyete düşmüş bulunmaktadır. Mmtakadaki iplik fabrikalarında hâlen üç aydanberi birikmiş iplik mikdarı 250 bin paket kadardır. Bu ipliklerin üç aydanberi Sümerbaıık tarafından alınıp gerekli yerlere tevzi edilmemesi iplik fabrikalanıu malî müşkülât içinde bırakmıştır. Zan olunduğuna göre Sümerbankm bu suretle hareket etmesinden maksad, piyasayı daraltarak dış memleketlerden idhal ettif i iplikleri elinden çıkarmaktır. Başbakanlık ve Ekonomi Ba-kanhğınnı ipliklerin mübayaaşı için verdikleri emre, ve tahsis o-
luııan alü milyon liraya rağmen Sümerbaıık teşkilâtı elden geldiği kadar işi uzatmaktadır. Bu durum karşısında Çukurova mü esseseleri Ekonomi Bakanlığı nezdinde protestoda bulunmuşlardır. Ayrıca iğci sendikalarına da fabrikalarını kapıyacaklarını işçilere tebliğ etmelerini bildirmişlerdir. Ayrıca, her sene bu aylarda fabrikalar tarafından pamuk müstahsillerine yapılan nakdî yardım, ipliklerin satılmaması yüzünden, bu yıl yapılama mıştır. İşçiler ve çiftçiler, ailelerde birlikte, çok müşkül duruma düşmüşlerdir.
Reşad AKI
bir
Bandırma belediye
azalan saltanatı
Belediye Encümen âzalarından birisi mağaza inşasına kaşiam ş, kireçleri söndürme işi itfaiye hortumları yangın musluklarına takılmak suretiyle su temin ediliyormuş î
Sunul
Bandırma, (Hususî) lah mahallesinin Meydan sokağında belediye encümen âzaların dan bir zat mağaza inşasına balşamıştır. İnşaatta kullanılmak üzere arabalarla getirdiği kireçleri söndürmek için ihtiyaç görülen suyunu belediye itfaiyesinin hortumlarile yangın musluklarına bağlamak sure-tile karşılamaktadır.
Tanrıya çok şükürler olsun bu arada Bandırmada bir yangın olmamıştır. Aksi halde maazallah mahallelerden hortum aranırken memleket te kül olup gidebilirdi. Zaten belediyemizin itfaiyesi böyle tehlikeleri önliye-cek mükemmel bir teşkilâtta; el deki hortumları da dört başı mâmur bir durumda değildir.
Babasının çiftlik mah gibi belediye hortumunu arsasında kuyusu da olduğu halde su saati konmadan halkın içme suyunun harcanması, herkesin gözleri ö-nünde haftalarca bunun böylece devamı birçok vatandaşlar ı müteessir etmiştir. Şu hâdise de is-bat etmiş oluyor ki Halk Partisine bağlı bulunan yaranların müfrit oluşlarındaki hikmet de sırf ş.'jhsî menfaatlerinin karşılığı bahasına olduğunun açık ve bariz bir misalidir. Yeni seçim vazifesine başlamış olan belediye reisimizden millet malını is tismar edenlere fırsat vermemelerini ve bu gibi imtiyazlı hareketleri önlemelerini bekliyoruz.
Mustafa Evyapan
Saşmakcı Bucağının

e, bir senedcnberi istiklâl mahalle-1
_ _1 • _ i 1
ezelî su derdi
ALTI ASIKLIK TAKİHt OLAN GÜZEL NAHİYENİN 3400 NÜFUSLU KASABASININ BİR DAMLA İÇ'EÜEK SUYU YOK. BU CAK HALKI KÖY CİVARINDAKİ BİR ARKIN SUYUNU İÇMEKTEDİR*
sulanamaz. İlçeler merkezinden bucağımıza gelen memurlar susuzluktan yansalar da suyumuzu içemezler.
Bu yıl Yaka köyünden geçen suyuıı taksimatı ilçe idare kurulunca 24 saatin 13 saati Yaka kö yüne. 11 saati bucağımıza tahsis edilmişken ve gene Yaka köyün den bucağımıza ötedenberi mal edilmiş olan (yan arkı) ile geçinip gitmeğe çalışırken ilçe kaymakamı, Bâki Başaran her nç-dense bu arkın bize verilmesini önlemiştir. Su istihkakımız da bir türlü verilmemektedir. 3400 nüfuslu Başmakçı bucağına su getirmeyi her şeyden evvel düşünmeleri lâzım gelenlerin müşkülât çıkarması bizi derdli ediyor. Alâkalıların dikkatini çekiniz. Size yalvarırız.
------------o---------- Germencik Aydın şosesi
----o----
Yıllardaniıeri tamir görmiyen bu yol nihayet vesaiti nakliyeııin geçemfyeceği bir hale geldi
Germencik, (Hususî) — Aydından Germenciğe giderken Ger mencik sınırları içindeki Kovalık mevkiinde şose yolu tamanıi le yıpranmış haldedir. Herhangi bir vesait için oradan geçmek kendini bile bile cehennem azabına revâ görmek demektir. Bu söylediğini iz kısuıı valimizin ve nafia nıüdürümüziin bir defa görmelerine muhtaçtır. Ondan ötesinin halledileceğine kaniiz. İkinci bir ve daha mühim tehlikeli yer de Germencikte Dede başı tâbir edilen yerdeki yolun bozukluğudur. Bu yolu da Tas-
Başmakçı (Hususi) — Baş-ı makçı bucağı halkının toplu olarak yazdığı bir mektubda deniliyor ki:
«Altı asırlık tarihi olan Başmakçı bucak merkezinde bugün 3400 nüfus yaşıyor. Fakat nasıL Bu 3400 nüfuslu bucağın içecek bir damla suyu yoktur. Seneler-denberi bir akar çeşmenin hasro tini çekmekteyiz. Suyumuzu ancak kuyulardan tulumbalarla tedarike çalışıyoruz ki bu da gayrî sıhhi bir hal arzedıyor. Bu suların tadı yoktur. 'Tuzludurlar. Bucağımıza yalnız 15 kilometre mes&lcdelci Çiğli köyünde topla nan ve bucağımıza bağlı 4 kilometre mesafedeki Yaka köyünden geçen ve bucağımızda sona eren bir akıntıya ümidimizi bağ lamış bulunmaktayız. Bu su, her mevsimde arktan açık olarak gelir ve halkın içecek suyu olur. Bunu içmeğe mecburuz. Çünkü başkası yok. Bu içme suyunun Yaka köyünden geçmesi yüzünden 30 - 40 senedenbeıi, bu köy halkile bucağımız halkı arasında bir su kavgası sürüp gider. Bununla her yıl uğraşırız. Bir çok alâkalı makamın kapısını ça larız. Her yıl bir karar alınır, fa kat ertesi yıl bozulur ve kavga yeniden başlar. Bu sebeble 3400 küsur nüfuslu Başmakçı bucağının su derdi uzayıp gider. Bu yüzden her iki köy sandıkları ellerindeki «parayı ölçüsüz olarak saçarlar. Üstelik su sıhhî değildir, mebzul olmadığından nebat lar ve mahsullerimiz kuruyup gitmektedir. Çünkü zamanında ÜIL! ..... )■ 1
nun cüzdanını çalarken zabıtaca cürmümeşhud halinde yakalanmış ve adalete teslim edilmiş Hı»

Hakemin İdaresizliği ve tarafgir liği yüzünden nınğlûb edilen Kandıra Gençlik takımı İzmitlilere faik bir oyun çıkardılar.
—o—
Kandıra, (Hususî) — îemii spor ile Kandıra Gençlik arasında vapdan maç İzmitlilerin ga-lebesile bitmiştir.
Kandıra gençlik sahasında ya pılan maç hakemin idaresizliği yüzünden birinci devre tzmitspo run lebine olarak 1-0 nihayete ermiştir.
İkinci devre her iki takımda bazı oyuncui ır değiştirilmiş ve oyun müvazeneli cereyan etmeğe başlamıştı.
KauJaa (jcnchk takımından Sâdeddin attığı sıkı bir şütü İzmit kalesiı.İn ağlarına taktı ve beraber golünü temin etti. Oyun ekseriyetle İzmitlilerin nısıf sahasında oynanmıştır. Hakem İzmit kalesine olan penaltıyı görmedi. 39 uncu dakikada Kandı-ralilar penaltıdan olmak üzere bir gol daha yiyerek 3—1 mağ-lûb oldular.
ÇORUM KIZ ENSTİTÜSÜ TALEBELERİ HAVZADA
Havza, (Hususî) — Çorum Kız Enstitüsü 14 öğretmen ve 28 öğrenci ile başlarında Bayan Müdire Mihriban Çakıt olduğu halde Havzaya gelmişler, hamamları ve kütübhaneyi gezmiş lerdir.
BİR KADİRŞİNASLIK
Aydın, (Hususî)
Aydın, (Hususî) — 19 Mayıs sabahı Aydın gençlerinden bir grup Aydının eski öğretmenlerinden, muhitçe çok sevilen e-mekli baş öğretmeni Sabri öni-teri ziyaret ederek kendisine bir buket vermişlerdir.
Yukarıdanberi Aydın muhitine binlerce talebe yetiştirmiş, ahlâkı ve karakteri ile hakikaten «lıoca» unvanı kazanmış. Sabri Öniter kadirşinas gençlerin bu hareketinden fevkalâde mütehassis olmuştur. Biz de gençliğin kıymetleri takdir eden bu selim hareketlerini takdirle karşıladık.
------------©-------- Germencikte D. P. faaliyeti
1 ----o---
KÖYLERDE TEKRAR EDİLEN YENİ MUHTAR SEÇİMLERİNİ D. P. LİLER KAZANIYOR
Germencik, (Hususî)
mizde Demokrat Parti faaliyeti halkın sağduyusu ile günden gü ne artmaktadır. Birçok vatandaşlar iktidar partisinden istifa ederek partimize kaydolunmakta yakın hâdiseleri teessürle karşılamaktadırlar. Bunun hakikatini ilçemiz merkez köyleri muhtarlarının istifa ile açılmaları neticesinde her iki köyde çto Demokrat namzedler kahir bir ekseriyet temin etmişlerdir. Boz köy seçimi 132 seçmene oy kullandırmış bunlardan Halkçılar an cak 25 biri, 2 oy da biri almak suretile 27 oy alabilmişlerdir.
Demokratlardan olan namzed 125 oyla galebe temin etmiştir. Karaağaclı muhtar seçimi de bundan daha kahir ekseriyet temin etmiş ve önce yapılan muhtar seçimlerinin mahiyeti de böy Jelikle meydana çıkmıştır.
Adapazarında şeker sıkıntısı
Şehirde şeker karaborsaya intikal etmiş
Adapazarı (Hususî) Şehrimiz de de 25 gündür şeker sıkıntısı çekilmektedir. Tevziata nedense hâlâ başlanmamıştır.
Halk ihtiyacını karaborsadan kilosuna 3,5 lira vermek suretiyle temin etmektedir. Şeker’e ilâveten bir haftadır kibrit, tuz ve çay da ortalıktan kaybolup kara borsaya intikâl etmiştir. Adapazarındaki hırsızlar yakalandı
----o----
Adapazarı (Hususî)
mizde uzun zamandır seri halinde devam eden hırsızlık vak'ala rı bir huzursuzluk yaratmaktay dı. Zabıtanın günlerce takibatı neticesi Ali Yılmaz ve Dursun Ali adlarındaki bu iki kişilik hırsız çetesi yakalanmış ve saklandıkları yerde 2500 lira kıymetin» de çalınmış eşya bulunmuştur.
İlçe-
Şehri-
kesik suyu bütün bir kış mevsimi vıka yıka korkunç bir hale koymuştur. Sıkı sıkıya ancak hir vesait geçebilecek kadar daralan bu yol kısmında her an ieîn bir ’esaitin dereye yuvarlanışa sı tehlikesi melhuzdur. Alâkalıların dikkat nazarım çekeriz. §

Şirketlerin Rumen işçileri arasında, komünistlerden endişe gittikçe artıyor
Londra Economist» mecmuası Kumanyada petrol şirketlerinin du ıumu hakkında şu yazıyı neşret-rniştir: "Hali hazırdaki vaziyete kadar, en büyük lcısml Ingilizlerln kontrolü altında bulunmuş olan ecnebi petrol şirketleri Kumanya petrol istihsalatının hemen hemen yarısını temin etmekteydiler.
Harpten evvel istihsalat 8 milyon 700 bin tonu bulmuştu. Fakat bu arada fabrika teçhizatı eski bir hâlo geldiğinden istlhsalât bun dan çok zarar görmüş ve 1946 se nesinde 4.800.000 tona inmişti. '
Eunıın yüzde 56 sı harp tazminatı olarak Rusyaya sevkolıınmak-taydı, Yüzde 4ü ı Rumanyanın da lifli ihtiyaçlarını karşılamaktaydı.. Ancak geri kalan yüzde üc ner-

Ancak geri kalan yüzde üç ser-bert piyasada satılabilirdi. Bu pek! küçük miktarda petrolla teçhizatın yenilenmesi için lâkım gelen döviz miktarını tedarik etmek im kânsızdı.
Bundan başka Mbskovanın bal! -matı üzerine hareket eden Ruman ya hükümeti harp evvelsi petrol’ fiatlerine nazaran petrol ücretini | yüzde onbeş nisbctifıde indirmeğe


karar veranştir, öte tarafta tetf» zatın satınaJma fiatı da yüzde 33ı nispetinde artmıştı. Petrol tasî» yehanelerindekj teçhizatın yenilej. t rilmesi için lâzım olan parana, en az 50 milyon dolar olduğu Muı 147 de tesblt olunmuştu.
Petrol şirketlerinin miUiIeştizfi-mraine mani olacaktanna dair la gikere ve Amerika hükümetlerimi Bökreşe ihtarda bulunmaları âz line Rurnen znuamdarlan hiç, bh izin sirketletü
İstanbul’un fethi yıldönümü
■■ ■ 1 ■
(Baştaraft 1 İncide)
Hazrcti Muhammed bir gün devletin ileri golenlerile yaptığı bir konuşma esnasında: «İstanbul mutlaka fetho-lunacaktır. Onu, alacak kumandan ne mutlu kumandan ve onıın askerleri ne bahtiyar askerlerdir!* demişti. Bu sözün tesiri altında kalan Müslüman hükümdar ve ku inanılanları muhtelif devirlerde müteaddit defalar bu tarihî şehri kuşatmışlar, fakat gerek kuvvetli surlar ve gerek Bizans ateşi Istan bulun alınmasına mani olmuştu.
Bizansın teşvikile lerine karşı tertib orduları karşısında na terk eden İkinci bir gün Üsküdar kıyılarından, İmparatorun muhteşem sara}inı seyrederken yanındakilere: -( Yemin ediyorum. Tekrar hükümdar olduğum zaman, ilk işim Istanbulu ku şatmak ve zapdetmek -olacaktır.* demişti.
Genç Türk şehzadesinin bu sözü söyledikten yedi sene sonra 1451 de arzusu tahakkuk etmiş ve İkinci Muradın öliimile ikinci Meh med tekrar tahta çıkmıştı. Şu hal de artık onun bu tarihî kararını yerine getirmeğe hiç bir engel kal mamış demekti.
Yalnız muhasaranın tam bir mu vaffakiyetle neticelenmesi için her türlü tedbirlerin baştan ve hesab-lı olarak alınması icabediyordu. Istanbulun deniz imdad yollarının kapatılması için Anadolunhisaıı-nın karşısına yeni bir hisar yaptırılmasına karar verilerek 1452 mayısında derhal inşaata başlandı. iki bin usta ve dört bin amele geceli gündüzlü çalışarak hisarın inşası dört ay zarfında ikmal olun muştu. Ameleyi teşvik ve çalışanların şevkini arttırmak maksadile ikinci Mehmed, kumandanlar ve devlet ricali de toprak kazıyor ve taş taşıyorlardı. Musliheddin Ağa sekte ve karada, olmak üzere üç ve kuleleri birbirine bağlıyan kuvvetli ve büyük duvarlardan mürek keb olan bu hisara Boğazkesen adı verilmişti.
Boğazkesen hisarile Karadeniz Boğazı sıkı kontrol altına alınmış bulunuyordu.
Şimdi sıra çok sağlam olan Bizans surlarını yıkacak topların dökülmesine gelmişti. İçlerinde en meşhurları Sanıca bey ve Mıısli-hiddin Ağa olan Türk top mühendisleri Edimede hummalı bir surette çalışarak Urben'in tavsiye ettiği şekilde büyük toplar j’apma ğa başladılar.
Kısa bir zamanda irili ufaklı yüzlerce top döküldü.
Türk top mühendisleri İstanbul surlarını yıkmak için bir tane de iki metre yetmiş dört buçuk santim boyunda 91 buçuk santim enin de büyük bir top japtılar. Bu yeni topun Edirnede ilk tecrübesi yapıldığı gün tellâllar bağırarak halka korlnnamalarını bildirmişlerdi. Topun ilk atış tecrübesi yapıldığı gün o kadar dehşetli bir patlak olmuştu ki ses otuz mil u-zaktan duyulmuş ve bin beş yüz kilo ağırlığında bulunan güllesi bin altı yüz metre uzağa düşmüştü. Tecrübe müsbet netice verince top 1453 senesi şubat, aya sonlarında yüz elli çift öküzle çekilerde İstanbul surları önitne getirilip mevzie yerleştirilmişti. Bundan başka ayni çapta diğer iki top da yerlerine konmuştu.
Bütün hazırlıklar tamam olduk tan sonra iki yüz bin kişilik büyük bir Ttirk ordusu Edîrneden doğru yola çıkmış ve 2 Nisan 1 153 pazartesi günü Türk ordusunun öncü kuvvetleri Bizans surları ö-nünde görülmüştü. BizanslIlar Türk öncülerini görünce telâşa dil şiip icaheden tedbirleri almağa başlamışlardı. Üç gün sonra 5 Nisanda iki yüz bin kişilik büyük Tiirk ordusunun biitiin kuvvetleri
Hazret! M devletin
Osmanlı Türk olunan haçlı yerini babası-Mehmed de
Kalenin mimarı idi. İkisi yük-birisi de kıyıda büyük kuleden
beydi. Cuma Nisan sabahı cehennemi a-savaş fiilen
de İstanbul» gelerek surlara dayanmıştı.
Orduya bizzat İkinci Mehmed kumanda ediyordu. Diğer ordu ku mandanları Çantarlı Halil paşa, Zagnos paşa, Mahmud bey, İskender bey ve Hamza gününe rastlıyan 6 Türk topraklarının teşile muhasara ve
başlamıştı. En şiddetli taarruzun vukubulduğu Edirnekapu ile Top-kapı arasındaki hücumları İkinci Mehmed, Bizans tarafından da Ge nevizli bir İtalyan generali idare ediyordu. BizanslIlar da bu ölüm dirim harbinde Tüıklere karşı ay ni şiddetle mukavemet ediyorlardı. Yedikuleden Beyoğlu sırtlarına kadar uzanan Türk ordusu sur lan zorladığı esnada Yaltaoğlu-nun kumandasındaki Türk donanması da Halici kapatan zinciri kır mağa uğraşıyordu.
Fakat günler geçtiği halde ne karadan ve ne de denizden bir muvaffakiyet elde edilemiyor, mu hasara uzadıkça ikinci Mehmedin sabırsızlığı artıyordu, Baltaoğlu-nun Cenevizlilerle giriştiği deniz harbinde uğradığı mağlûbiyet padişahı fena halde lıiddetlendirmiş-ti. Bunun üzerine İkinci Mehmed Dolmabahçeden itibaren iki taraflı olarak sıraladığı kalaslar vası-tasile bir gece Türk donanmasından bir kısmını Halice indirmeğe karar verdi. Hammer bu hâdiseyi şöyle anlatmaktadır:
«Gece esnasında OsmanlIların Beyoğlu sırtları üzerindeki vavey lasını işitip de ne olduğunu anla-mıyan ve fakat sabah olunca 70 kadar Osmanlı harb gemisinin ken di limanlarının ortasında demir at mış, ibrazı satvet ve mehabet baş lamış olduğunu gören müdafiûn korku dehşet ve hayretlerinden gaşyolmak derecelerine gelip OsmanlIlardan hiç beklemedikleri takati beşerin haricinde denebilecek şu himmeti takdir ve tahsinden kendilerini alamamışlardı.»
Bizans müverrihlerinden Ducas Haliçteki vekayiî şöyle anlatmaktadır:
Sultan Mehmed Han Hazretleri kendi donanmasını Kasımpaşa deresi vasıtasile Halice idhal eyledikten sonra Haliç (Liman) tarafından dahi şehre hücuma başladı . Şimdi artık Bizans bir ateş çenberi altına alınmış bulunuyordu. imparatorun teslim teklifini reddetmesi için Fatih kat’î bir hücumla şehri almağa karar verdi ve bunu bir beyanname ile orduya bildirdi.
Fatih Mehmed, askeri bir kat daha teşci etmek için, kalenin burçları üzerine ilk çıkarak Türk sancağını dikecek olanlara semar ve sancak ihsan olunacağı, eğer kaçmağa teşebbüs edenler olursa onların da boynu vurulacağını ayrı bir beyanname ile orduya tebliğ etti.
Jankier’e göre umumî hücumun 29 Mayıs 1453 sah günü yapılmasına karar verilmiş ve binaenaleyh umum donanması bugünün gecesinde yani Mayısın sekizinci pazartesi gününün akşamında yapıl mıştı.
Lamartiıı umumî hücumu şöyle anlatmaktadır:
Mayısın yirmi dokuzuncu günü şafak vakti döıt yüz bin Osmanlı kendi paşalarının, âmirlerinin tahtı kumandasında olarak nizamı harbe sıralanmıştı.
Allahüekber âvazeleri her taraf tan çıkan silâh sedalarile karışıyor, her tarafı kaplıyan çur, davul, zurna, klarnete, nakkare sesleri bir âhenki diyanet ve celâlet içinde lâtif bir ahengi millî uyandırıyordu.!
Yirmi dokuz mayıs sabahı şafak la beraber ateşe başlıyan Türk top larını tiz boru sesleri ve onları da Türk piyadesinin şiddetli hücumu takib etti. Lâmartin diyor ki:
♦ Yeniçeri askerleri düşman ate şiııe bakmıvarak surlar üzerine a-

tazminat verrr faaliyetlerini hemen dur
durmak gaytdle bir m.ktar « ca manevralara başlamıştır.
Döviz noksaniıgmı bahane ola-rak ileri sürerek yeni teçhizatın artın alınmasına menetmişltrdk Memnu niyet verici olmayan fiatı yüzünden malî sıkıntılara uğrayan şirketler Rumen bankalarından istikraz aranıl mecburiyetinde kalmışlardır.
Yüzde 75 nispetinde Rumanya1 hissedarların kontrolü altında bı lunmayan şirketlerden yeni pet rol madenlerini aramak veya işle mek hakkı geri alınmıştır. Ab tfik yüzde elli nispetinde Rumany; lılar tarafından kontrol edilme** olan -rSovrompetrol» Sovyet trîk tü ise bu kararnamenin ahkâımı can muaf tutulmuştur. Mütarek nin ahkâmının hilâfına kendisin» en müsait muameleye tâbi tnhı lan milletin* bir uzvu nazarfle t kılmıştır.
Ingiliz ve Amorikon şirketi»»-nin hesabı için çalışan cıı iyi teV nisyenler rsiyası 3ebebler der ? türü işten çıkarılmıştır. Nihav^ şirketlerin faaliyetlerini yakinda kontrol etmek iizere hükfımet r) teaddit mürakiplerin tayinine n* lr.mıştır.
Şirketlerin teknisyenleri m- -denlerde çalışma bölgelerini test ettikleri zaman mürakipler der hal itirazda bulunarak çalışman1, biç mümbit olmayan bölgeler yapılmasını emretmekledirler.
Mürakipler işçileri koğmak • ya yeni işçileri istihdam etmek bl en ufak teferrüatla m( - gul o rr.akta bilhassa itina göstermektedirler. Müdürler tarafından alı nan herhangi bir kararı reddıS mek mürakiplerin salâhiyetleri (* hillndedir. Bu şartlar altında pe kİ istihsalâtma ölüm darbesi v( rilnı iştir.
Geçen sene ancak 3.800.000 fc) elde edilmişse de bu sene 3.500.00 ton temin edileceğinden şüphe olu-maktadır. Komünistlerin bu un leri Ingiliz ve Amerikan şirketL ri kadar Rumen iktisadiyatı içir de zararlı olmuştur.
En mühim petrol şirketlerinde biri olan Astra Romanamn his« darları şirketi feshetmeğe kara, vermişlerdir. Bu ehemmiyetli bi karar olsa gerektir. Rumanyai yakın veya uzak bir istikbalde r yasî manzara bir değişikliğe tâh tutulduğu takdirde şirketin yeni den kurulması için hissedarlar îî zımgellı îeşebbüsata girmek, im kânını böylece temin etmiş bulu’ maktadırlar.
Bu arada şirketlerin Rumen işçileri arasında endişe gittikçe art maktadır. En ağır misilleme ted birlerine çarptırılmak tehdidi altında hepsi komünist par’isine i tibak etmek zorunda kalnu. la. dır Muntazaman kurslara devam ede ıe kMarshall plânının dünya t)« rışı için ne kadar tehlikeli olduğ» nu öğrenmekle vakitlerini geçir-y oı İs r.»
ı( |

tıldılar. Koca bir pehlivan iriliğ de olan Ulnbadlı Haşan kale bed ni üzerine bir merdiven dfcyav bir elinde kalkan ile kendini m» halaza ederek, diğer eiîle d( kolu nun kuvvetile mütenasip eğri uzuı kılıcı (yatağanım) sallıyarak bur cun tepesine ilk olarak çıktı v( Türk bayrağını diğmeğe muvaffak oldu.»
Eu kahramanın bir Bizans giU lesile şehid olması Türk bayrağı nın burç üzerinde dikilip dalgalanmasına mani olamadı, .‘.cilan gedikten bir ok gibi hücum eder Türk bahadırlan kaleleri za.bde derek şehrin ortasına doğru Herk diler. Bizr.nsm hükümet merkezin-de halk ümdiszice ve son bir gav retle savaşıp Ayasofyaya Ğoğn geriliyorlardı. Bu kanlı savaş akşama kadar devam etti. Gün ka vııştırken Fatih Sultan Mehmed beyaz atı ile şehre muzaffer bi kumandan olarak girdi. Bir zıı manlar Bizans imparatorlarının taç giydiği Ayasofya kilisesine gî derek haçları ve resimleri çıkar tıp ilk akşam namazı kılındı. Hı ristiyanlık âleminin şehri olaı Koatantaniya, bundan sonra TürJ dünyasının incisi oldu.
Cemal Yenir

29 MVTO 1918
tkjtt b a w *• r
SAYFA;
1
Almanya piyasası elden gidiyor
(Baştarafı l incide) kat Amerikan - İngiliz işgal ma-kamlarile hazırlanan anlaşma e-saslan hükümetimizce tasdik edilmediğinden heyetimiz geri dönmek talimatını almıştır.
Bu hâdise, piyasalarımızın gittikçe güçleşen durumunu bir mik-dar düzelteceği ümidile, Alman pi yasalarının ticaretimize açılmasını Dckliyen ticaret âlemimizi acı bir hayal sukutuna sürüklemiştir. Bil hassa bahsi geçen müzakerelerin, evvelce memleketimizden Almanya hesabuıa Amerikalılarin satın almayı kabul ettikleri 4 milyon dolar kısmetinde 5 milyon kilo tütünü almaktan vazgeçmelerinin ballıca âmil olması, tütüncülerimizin haklı teessürlerini dâvet etmiştir. Bu vaziyet ve keyfiyetin Marahall plânına ve Birleşik Amerika hükümetlerinin emellerine ay kırı bir hareket olduğunu. Amerikanın ötedenberi Avrupa memleketlerine ziraat mahsulleri satarak geçinen Türkiye gibi memleketlere bu pazarları kapıvamıyaca ğını, Almanya ile ticaret işimizin bir devlet politikası halinde ele a-İmması lâzım geldiğini belirtmiş Marshall plânının tatbikatı hakkın da karar vermek üzere olan Birleşmiş Milletler Konseyinde murahhaslarımız vasıtasile gerekli ve seri teşebbüslerin yapılması için hükümetimize telgrafla müracaat edilmesine karar verilmiş ve
tatbik edilmişti. Fakat memleketin yüksek menfaatlerini korumak üzere elindeki bütün vasıtalara baş vurması lâzım gelen böyle mü him bir dâvada hükümetin, gerekli gayretleri sarfetmiş olduğuna i-nanamıyoruz. Almanya ile ticaretimizin yeniden açılması mevzuunda hemen her memleketten geri kalmış olmamızın sel)ebi bu şekilde izah olunabilir. Yunanlıların btnbir çeşit dahili gaileler içinde, Italyanlarıu eski düşmanlık havasının henüz tesirleri tamamen silinmemiş olduğu şu sıralarda Alman işgal bölgelerine kendi mahsullerini satabilmek hususunda elde ettikleri başarı, bu memleketle riu ellerindeki bütün vasıtalarla mevzu üzerinde çalışmalarının bir neticesidir.
Türkiyenin kendi mahsullerini, her memleketin, hattâ Amerikanın mahsullerinden evvel Almanya ya sokabilmesi bir lütuf ve âti-fet şeklinde değil, fakat en esaslı bir hak olarak istenecek ve Amerika efkârı umumivesine o şekilde duyurulacak bir dâvadır. Esasen
*
Marshall plânının da gayesi Avrupa halkının kendi menbalarile kalkınmasıdır. Bizim için mesele, sadece şimdi satabileceğimiz bir kaç milyon kilo tütün dâvası değildir; lıet sene istihsalimizin en mühim kısmını kendilerine sattığımız büyük bir istihlâk piyasası (Devamı SaM 6; Sö , 1 de)
Eski kudiis araklara teslim ©Ido



Z

k"
A

Aimanyada Fransız işgal bölgesiyle ticarî münasebetimiz
Ankara, 28 (A.A.) — Ticaret Bakanlığı dış ticaret işlerine dair aşağıdaki 222 sayılı sirküleri göndermiştir:
Memleketimizle Almanyanjn Fransız işgal bölgesi arasındaki ticaret mübadelelerini kolavlaş-tırrnak üzere hükümetimizle işgal bölgesi askerî hükümeti ara sıııda 19 nisan 1948 de Badeı ba-dende imzalanıp 10 mayıs 1948 de yürürlüğe girmiş bulunan ticaret ve Ödeme anlaşmalarile ek mektubları ve modüs-vivendiye nazaran:
1 — Mal mübadeleleri iki ta-rafin.-genel.dis ticaret rejimlerine göre cereyan edecektir.
2 — tsgal bölgesinin bugüııktr idhalât rejimine göre tütün ve kuru meyva gibi maddelerimiz idhalât listelerinde yoksa da, bunların üçüncü bir memleketten gelmesine müsaade olunduğu takdirde. Türkiye menşeli av^ cins mallarında işgal bölgesince idhal edileceğine dair askerî hükümetten söz alınmıştır.
3
ri kabul edilmemiştir.
. 4 — Ödemeler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının tutacağı lıesablar üzerinden cereyan edecektir. Hesablaşma pa-rası dolardır. Anlaşmaların 1 rürlüğü süresince işgal bölge ia den memleketimize yapılacak idhalât için bir milyon dolarlık bir had dahilinde efektif döviz tediyesine lüzum olmıyacaktrr. Keza memleketimizden Fransız işgal bölgesine ihraç edilecek malların hesaba geçecek bedelleri bir milyon dolarlık plâfon dahilinde karşı taraftan tahsilat olmamasına rağmen ihracatçılarımıza Türk lirası olarak ödenecektir.
5 — Fransız işgal bölgesinden
7000 adet ka-adet açık tri-üzere ceman
Hususî takas muamelele-
Yarınki Maç biletleri karaborsaya intikal etmemiş
Avusturya - Türkiye millî maçı tertib komitesinden:
1 — Avusturya - Türkiye futbol millî maçı biletleri 28.5.948 ta rihinde saat 13 den itibaren İnönü stadı gişelerinde satışa çıkarılmıştır. Biletlerin sureti tevzii görülen lüzum üzerine aşağıda müfredatı ile gösterilmiştir.
2 — Bu maç için pah tribün ve 8500 bün bileti olmak
15.500 bilet tabettirilmiştir.
Bu biletlerden:
3700 adet kapalı tribün bileti sporcu üyelere dağıtılmak üzere resmî vesika mukabili parası ile spor klüplerine,
"2200 adet kapalı tribün bileti, mümkün olduğu ölçüde karaborsa ya mâni olmak maksadile resmî vesika ile müracaat etmiş olan res mî, yarı resmi müesseselere ve numaralı bilet almak üzere evvelce müracaat ederek isimlerini kaydet tirmiş olan eşhasa stad gişelerinde.
1100 adet kapalı tribün bileti de yine stad gişelerinde,
8500 adet açık tribün bileti de stad gişelerinde satışa arzedilmiş-tir.
3 — Gişelerden koçan halinde karaborsaya bilet sürüldüğü iddiası yapılan resmi araştırmalarla tahakkuk etmemiştir. Münferit ka rakorsa vakaları tesbit edildikçe alâkalı makamlarca takibat yapılmakladır.
ISki milli takım oyuncularım davet
Futbol federasyonundan:
Eski millî takım futbolcularının kendilerine ayrılan kapalı tribün biletlerini almak üzere 29.5.948 cumartesi günü saat 13 e kadar bölge merkezinde Bay Kemal Halime müracaatları rica olunur.

alınacak malların bedellerinin millet Jprn racı nivocaria nAn! r:
milletlerarası piyasada câri fi -yatlardan yüksek olmaması kaj şı tarafça kabul edilmiştir. | 6 — Alrnanyanın Fransız iş ( gal bölgesile olacak vazışmal ! veya fiili temaslarda gözde tu-] tulması lüzumlu hususlar ve sair] kolaylıklar ekli muhtırada etrafı lıca açıklanmıştır. j
Bu bölgenin dış ticareti »ofı-j comex ın mutlak inhisarında o'l doğundan, tüccarlarımızın alım] ve satım işlerine aid muhabere j tema3 ve akidlerinde vakit ziva-1 mı Önlemek üzere ya doğrudan i doğruya veya ilgili Alman firma larile olan irtibatlarına muvazi! olarak • Oficomex le de temasta! bulunmaları tavsiyeye şayandır ( SOVYET BÖLGESİNDE KIlJ KULAN ALMAN BANKASI
Berlin, 28 (A.A.) — (Naf-
enj: Balı Aimanyada kurulanai müşabih olan Yeni - Doğu Al* manya Bankası haziranın birinde çalışmaya başlıyacaktır. Eko nomi komisyonu maliye servisi, hiç olmazsa başlangıçta, banka-} hin yeni para çıkarma yetkisine! nnalik olmıyacağını belirtmiştir. !
Sovyet bölgesinde bu banka * ®rı kurulması, günün birinde o-! Ayların doğu ile batıda ayrı ayrı paraların çıkarılmasına yol a-Çacak olması gözönünde tutularak alınış bir tedbir geklindel yorumlanmaktadır.
r Diyor ve dediği gibi de oluyor. | Mehdi vefat etmiş, yerine Harun r reşid halife olmuştur. Harun: Hac-
) ea gidiyor. Maiyeti erkânı ve Me r dinenin ileri gelenleri birlikte Rav » zal Mutahhara’yı da ziyarete geli-r yor. Medinede bulunan imam dalı lıi ziyaretçiler arasındadır. Ha-| run; Resul Ekrem efendimizin mü
) barek kabirlerine gelince, etrafın [ dahilere karşı öğünmektcıı kendi-
) ni alamıyor (1), yüksek sesle,
[ — Esselâmii Aleyke Yâ Resulal-
( leh ve ey amcamın oğlu.
C Hitabında bulununca, imam da f Havzaya yaklaşarak:
i — Esselâmii Aleyke. ey büyük c babam, deyiveriyor, Reşid bozt’iu-$ yor,
J — Eu öğünmek de ne oluyor, 5 yâ Ebalhaaani diyerek gücenikti-
) ğini açığa vuruyor.
Ö Reşid; imamı Medinede bırak-S ınayıp Bağdada getirtiyor. Bir ( müddet iyi muamelede bulunuyor 5 sa da sonra hapseyliyor (H. 169) £ Ve yukarıda söylediğimiz gibi i-
) inam mahpus İken vefat eyliyor.
( Hâdls rivayetleri ve mevsuk ) fetvaları vardır.'
) "fr
i Sekizinci masum imam — Musâ f Kâzımın oğlu Alidir, Meşhur, laka-
) bı (Riza) diğer lakapları (Zeki) | ve (Veli) dir. 148 yahud 153 de
ıMansur devrinde) Medinede doğ-
(Baştarafı 1 incide) re, Yahudi halk tamamile yiyecek siz kalmış ve 11 gün süren çarpış malar neticesinde cephaneleri tükenmiştir.
Teslim müzakereleri Arab Lejyonu mmtaka komutanı tarafından idare edilmiştir, tik olmak A-rab hatlarına ellerinde beyaz bayraklar bulunan ak sakallı iki haham gelmiştir.
Diğer muharebeler
Kudüs: 28 (A.A.) — Filistinde Yahudilerle Arablar arasındaki sa vaşlar, bilhassa Telavivden Kudü-se giden başlıca yol üzerinde bulunan Latruıı civarında şiddetlenmiştir. Yahudiler bir aydan fazla bir müddettenberi kapalı olan bu yolu açmak ve böylelikle Kudüse takviye göndermek için ümidsiz gayretler sarfetmektedirler.
B.B.C. nin Kudüsteki muhabiri Latıun civarındaki savaşlardan bahsederken bunun Filistinde en büyük bir savaş olduğunu kaydet inektedir. Yahudilere göre, iki taraftan biri bu savaşa bin kadar askerle iştirâk etmektedir.
Kral Farukuıı hemşiresi
Kahire: 28 (AP.) — Mısır ordusu sözcüsünün bugün bildirdiği ne göre, kral Faruğun kızkardeşi İran kraliçesi Fevziye Filistin savaşı münasebetiyle askerî lıasta-hanelerde çalışan gönüllü hastaba kıcıların başkanlığını deruhte etmiştir.
İslâm memleketlerinden yola çıkan gönüllüler
Kahire: 28 (AP.) — Yahudilere karşı çarpışmak üzere çok uzak îslânı memleketlerinden de gönül lülerin yola çıktığı bildirilmektedir. Bu arada Pakistan Müslüman larından mıirekkeb bir gönüllü a-layı, Filistine gelmek üzere, Kara-şiden hareket etmiştir.
Diğer taraftan, Yakındoğu radyosunun verdiği bir habere göre; gayet iyi talim görmüş 350 Tunus lu, Filistine gitmek üzere Biııgazi-ye gelmiştir. Ayrıca, kafileye Si-renaykadan da 150 kişi iltihak e-decektir.
Rusyaııın isteği
Lake Success: 28 (A.A.) — Rus ya, diin Güvenlik Konseyinde yeni bir teklif ileri sürerek Amerikan teklifine benzer bir ateş kes emrinin Filistine zorla tahmil edilmesini istemiştir. Sovyetlerin bn tek lifi kabul edilmemiştir.
Yahudilerin verdiği 1 Nolu basra kartı
Telşıviv: 28 (AP.) — Bugün Yahudi genel karargâhı. Associated Press'in Filistin muhabirlerinden James Loııg'a «Bir numaralı kartını» vermiştir.
Long, Yahudi ordusu nezdinde çalışmasına müsaade edilen yabancı veya yerli ilk Yahudi olmı-yan basın muhabiridir.
KONT BERNADOTTE, KAHİREDE
Londra 28 (B.B.C.) — Filis-tindeki Arablaria Yahudilerin arasını bulmağa tâyin edilen Beynelmilel Kızılhaç reisi Kont Bernadotte uçakla Kahireye gel iniştir. Yarın Mısır Başbakanı Nokraşi Paşa tarafından kabul edilecektir.
GÜVENLİK KONSEY
Lake Success 28 (AP.)
venlık konseyinin bugünkü toplantısında söz alan Amerika,n başdelegesi Warren Austin, Güvenlik konseyinin Arab ve Yahudilere muhasamata son vermeleri hususunda 36 saatlik bir mühlet vermesine dair Sovyet takririni desteklemekte olduğunu söylemiştir. Ayni teklif ilk
İNDE
— Gü
olarak Amerika tarafından yapılmışsa da, Konseyin geçen cumartesi toplantısında akamete uğramıştı.
Austin, 4 haftalık bir mütareke teklif eden tngiliz takriri hususunda hükümetinden henüz ta linvit almadığını bildirmiştir.
Ayni toplantıda İsrail delegesi Aubrey Ebaıı. İngiliz takririne şiddetle hücum etmiş ve bunun Arablaıa vardım hususun-da sarfedilen bir gayret olduğunu söylemiştir.
Çin, İngiliz teklifini desteklemiş ve Rus plânını reddetmiştir. İNGİLTEREYİ İTHAM
Lake Success, 28 (AP.) — Filistin meselesinin halli için lııgil tere tarafından teklif edilen 8 haftalık mütareke plânına dair demeçte bulunan bir Yahudi mü messili şunları söylemiştir:
«Bu plân, Arabların taarruzlarına imkân vermek için hazırlanmış güzel bir manevradır. în gilteıe İsrail devletinin elini kolunu bağlamak ve Arabların yumruğu altına terketmek istiyor. İşin en teessüfe şayan tarafı, îııgilterenin bu suretle Güvenlik Konseyini kendi siyasî e-mellerine âlet etmeye çalışmasıdır.»
GERİ ÇAĞIRILAN İNGİLİZ SUBAYLARI
Londra, 28 (B.B.C.) — İngiltere hükümeti, Ürdün hükümetindeki 21 İngiliz subayının geri gelmesini istemiştir. Belirtildiği ne göre bu İngiliz subayları Ür-dünü değil, Filistini terketmek-tedirler.
İSRAİL DEVLETİ ORDUSU TEŞEKKÜL ETTİ
Telflviv'28 (A.P.) — Başbakan ve Savunma Bakanı David Ben Gurion'un bugün yayınladığı özel bir kararname ile İsrail * illî ordusu resmen kurulmuştur. Bu ordu Hagaııah. İrgun ve Storn kuvvetlerinin kaynaşmasından hasıl olmuştur.
Kararnameye göre, ordunun kara, deniz ve hava kuvvetleri mevcud olup, icabında İsrail va tandasları mecburî askerlik hizmetine tâbi tutulacaklardır. İngilterenin Crdüne açtığı kredi
Lake Success: 28 (AP.) — İngiltere mümessili Sir Alexflnder Cadognıı Güvenlik Konseyinde ln-gilterenin Ürdüne açtığı istikraz hakkında izahat vererek 8 milyon dolarlık gelecek taksitin tediye tarihinin 12 Temmuz olduğunu, o zaman Îııgilterenin bu hususta Birleşmiş Milletlerin mülâhazasını nazarı dikkate alacağını söylemiştir.
Sir Alexandcr Cadogan bu demecinde. Güvenlik Konseri eğer gerek Arablara, gerek Yahudilere silâh ihracı hakkında karar vere cek olursa Lngilterenin de Mısır. İrak ve Ürdüne silâh şevkine son vereceğini belirtmiştir.
ŞERTOKUN KIZI
Kahire. 28 (A.A.ı — İsrail devleti Dışişleri Bakanı Moshe Shertock’un kızı bir yüzbaşı üni formasile bir zırhlı otomobili ıda re ederken Aıablar tarafından esir edilmiştir.
(E1 Assas» gazetesinin Amman muhabiri bu genç kızın sor gusu tafsilâtını neşretmiştir:
Bir Mısır subayı tarafında sorguya çekilen bu gene kız, evvelâ kaçamaklı cevablar vermiş mış, sonra da ağlamağa başlamış ve en nihayet fevkalâde mü him ifşaatta bulunmuştur:
«El Assas» gazetesi tarafından bu mesele hakkında verilen tamamlayıcı malûmata göre, Kral Abdullah Moshe Shertock-dan bir mektub almıştır. Moshe Shertocl^ bu mektubunda, kığını Kralın himayesi altına tevdi ettiğini bildirmiş ve Arabların civanmerdliklerini hararetle miıştür.
Trııınan, İsrail devletini niçin tanımış Londra 28 (A.A.) — (Lps) Milletlerarası işler krallık ensti-1 tüsü istihbarat müdürü, başkan; Trumanın İsrail devletini tanıması j hakkında şunları yazmaktadır: Başkan Trumanın zaviyesinden İsrail devletinin fiilen tanınmasının kendisine mantıkî bir vakıa gi. bi gelmiş olmasında hiç bir şiib-he olamaz, zira. Amerikan tefsirlerinden anlaşıldığuıa göre. Amerika hükümeti bu devleti Ruslar-dan evvel tanımak suretile bu hareketi ilk yapan devlet olmayı arzu etmiştir.
Ruslara gelince onlar da, muvakkat Yahudi hükümetini destek lemekle Yahudiler üzerinde yeter derecede nüfuz imkânını elde edeceklerini sanmışlardır ki, bu da onlarca bu ojıınıı yapmağa değer bir harekettir.
Yahudi birliklerinin İsrail devleti sınırları dışında harekâtta bu lunmalarının sebebi hakkında Bir leşmiş Milletler teşkilâtı tarafından vâki olan soruya verdiği ce-vabda Yahudi hükümeti dir ki:
Harlı esirleri
Amman 28 (A.A.) — Kııdüsün eski şehir
mahallî saatle 14.30 da teslim oluşunu müteakib burada bulunan ka din ve çocuklar derhal Kızılhaç kurunıunun himayesine tevdi edil inişlerdir. Mühimmatları esasen tükenmiş ve 14 günlük çarpışma yüzünden bozgun ve bitkin bulunan Yahudi kuvvetleri harb esiri sıfatiyle enterne edilmek suretiyle şehirden çıkarılmışlardır.
Çörçilin itlıamlan
Perth (Iskoçj'a: 28 (AP.) —
Bu gece bir demeç veren Winston Chuıchill, İşçi hükümetinin Filistin işlerini idare tarzını şiddetle teııkid etmiş ve şunları söylemiştir:
«Hükümet, kendilerine ilk defa tavsiye ettiğim zaman Filistin man dasın.1 terketseydi. bu hüzün verici bir olay teşkil etmekle beraber neticeler şimdikinden çok daha zararsız olurda.
FHistindeki bu 3 yıllık sosyalist idaresizliği, dahilde ve hariçteki idaresizliğin tipik bir misalidir. Şimdiki inhitatımız ve maruz kaldığımız güçlükler başlıca sosyalist hükümetin idaresizliklerinden doğ muştur.;
• • ov
demekte-
A.F.F.P: kısmının

Avrupa ve Asyada 236 bin Amerikan askeri var
-----o ■ ■ —
Oakbridge. (Kuzey Karolina)
ı (A.A.) — Reater:
Amerika Savunma Bakanı Ken* r.eth Royall bugün, burada söyle* diği nutukta Amerikan askerlerinin Avrupa ve Koredeki komünist I belgeleri sınırları boyunca Demokrasinin ileri karakollarını bek İçmekte olduklarını söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
«Askerlerimiz çatışmalara sebeb olmadan azim ve kararla nöbet
28

Yazan! • Oflan
IMAMIY
Tefrika IV. 137
FIRKALARI
İsnâ Aşeriye imamları rivayetier ve karşılıklar
muş, 203 seferinde (Memûn zamanında). Horasan bölgesinde Tus civarında bir köyde vefat eyleye -ıek Tusda Harunreşidin yanına gö mülmüştüv Zamanının • çok i-baâet edeni ve en âlimi idi. Devrin fukahâsı ondan ilim almışlardır.. Meşhur şair Ebû Nuvas (2); imamı şöyle medheylemiştir:
«Sen, nas’tıı afdalisin' En güzel ve doğru mânaların mücevlv)c dizileri gibi sıralandığı kelâmları, hiç düşünmeden söylemek, aııca« sana mahsustur. Senin ağzıııdau hikmet mücevherle] i ve incHeri saçılır.. Ben; İlmi Musâ medhitıdon nasıl vaz geçebilirim, ki: Bütün uh lak tır.
(3) zâtı
güzellikleri onda toplanmış-Anıma, ne yazık ki; Cebrail in kendine lıâdim olduğu bir hakklle öğmeğe benim kudre-
tiuı yetişmiyor!» Bilindiği üzere, Alıbasi halifelerinden Alma’mun; mutezile (4) den ve ‘ilozof zattı. Zamanı yalnız lslâmdaki fikir hareketlerinin değil, kelâm savaşlarının en şiddetlendiği devir -dir İmam Ali Eiza da, diğer i-nmnılar gibi, juaonunn hükümdarı Me’mûne manevi kudretini is-bü edecek mucize (?) gösteri V'«r’ Diğer taraftan, devrin ileri polenleri de imamı halifeye çekiştirmekten geri durmuyorlar, bunun üzerine halife bir glin, imama;
• • Yâ imam, diyor; senin tabilerin benim ceddim Abbas hakkında neler söylüyorlarmış, haberin var mı?
imam metanetle cevap veriyor: — Haktnnlâ Hazretlerinin, kendisine uyulmasını ve sözlerinin tu-
tulmasını bütün insanlara farz kılmış olduğu Resulü Ekrem in amcaları hakkında kim ne diyebilirmiş'
Me’mûn pek memnun kalıyor, i mamı taltif eyliyor.
Me’mûnun zamanı, veı yer ayaklandıkları, kışların huruç ederek topladıklarile zorba
bir karışık devirdir. Ali hâneda-r.ına mensubiyet edenlerin önüne sed çekmek, ihtilâllerini bastırmak Vi». halife eldi beyte mensup en büyük imam olan Ali Rizayı Veliahd yapmayı uygun buldu.
(Deva im var*
Alevilorin türlü şa-başlarına kaldırdıkları
(1) — Abbvfi halifeleri amcası Hazrcti Abbus neshndru gelmek bakımından Resulü Ekrcmle akra
(Haşlar afi 1 incide) rudan doğruya değil de, başka ça relere baş vurmak suretile tatbik yoluna gitmiş ve bu maksatla halk otobüslerini fennî muayene -ye tâbi tutmuştur.
Muayene neticesinde mağdur va ziyete düşen hususî sermaye sahipleri yeniden vali Lütfi Kırdara müracaat etmişler ve muayenelerin kasdî maksatlarla yapıldığ’nı ileri sürmüşler ve muayenelerin yeniden yapılmasını istemişlerdir.
Vali Lütfi Kırdar, bu teklifi ka bul etmiş, Teknik Üniversite makine profesörlerinden birinin, belediye Fen işlerinde bir mütehassısın ve şoförler cemiyetinden bir teknisyenin iştirakile kurulacak bir komisyonca otobüslerin yeni -den muayene ettirileceği yolunda halk otobüsleri sahiplerine bir | vaadde bulunmuştur.
E. T.
müceb lıea otobüsten
kurduğu
T. Umum Müdürünün beyanatı
Müdür İbrahim Kemal komisyonların çalışmola ettiğinden, otobüs
Umum Eavbora, rms nezaret mevzuunda kendisile konuşmak isteyen basın mensuplarını kabul e dememiş, olacak neşriyat müdürü İlhamı Safanın delâletile sorulan suallere aşağıdaki cevapları vermek lûtfünde bulunmuştur.
«— Bugün E. T.T. nin elinde 50 si yeni, 30 u eski olmak üzere 80 otobüs vardır. Fakat 30 tanesi yaşlarını doldurmuş lmlundukların dan seferden ihraçları bir mecburiyet halini almıştır.
Buna bugün imkân yoktur. *n-cak idarenin müreffeh bir hâle gel ı mesi şarttır. ı
80 otobüsün günde 60 ı hatlarda çalışmaktadır. 15 yeni otobüs gelmezden önce, şehir batlarında vasatî olarak 30 bin yolcu taşın mskta idi.
Hususî otobüsler meselesi
Hususî otobüslerin büyük bir kısmı tramvay güzergâhı olma-; yan yerlerde çalıştırılmaktadır. Bunların seferden ihraç edilmelerine mani olunmayacaktır, hatta! belediye otobüsleri işlemiş olsa da-
Fakat... tramvay yolu olan yerlerde işlemelerine müsaade edil -meyecektir, çünkü bunlar müsavi ücretle tramvnv ahşa-
ya kadar rekabet edebilirler. Bu -nun gerek td**vW menfaati, gerek se şehir münakalâtı bakımından vahim mahzurları aşikârdır.
Tramvayların kaldırılması bahis konusu olmak için, gene devle tin karar vermesi ve tramvay yc rine gene onun kadar muntazam çalışacak bir otobüs servisinin ?h cası şarttır. Yoksa bugünkü ipti daî. dağınık ve intizamsız vasıta-
• lstanbula gelecek Bakanlar
• o* •
Ada-
Ankara: 28 (Hususi) let Bakanı, Şinasi Devrin bu akşamki ekspresle lstanbula hareket etmiştir. Millî Eğitim Bakanı Re-şad Şemseddin de yarın îstanbula hareket edecektir.

beklemektedirler. Evvelce olduğu gibi şimdi de aldatılacak olurlarsa kendilerinin kaya gibi sert ve çetin olduklarını isbata hazırdır lar.»
Royall bundan sonra Amerikan kuvvetlerinin Almanya, Avusturya ve Triestede yüz bin, Japonya, Kore ve Pasifiğin diğer bölgelerinde yüz otuz altı bin kişi olduğunu söy İçmiştir.
I

badırlar. İmamlar ise Ali ve Fatı-« ma neslinden gelmek itibarile da-S ha yakındırlar. (
(2) — E bu Nuvas: Abbasi h.a-$ lifeleri devrinin meşhur şairuiir.i
763 _ sıjf) Iranda Hozis tan bölgesinde Ehvazda doğmuş, c Rasrada yetişmiş, Bağdadda şöh ret kazanmıştır. Arab luğatma Kulu çok, fasahatine nihayet yokS idi. Milrettep divanı vardır. Haliffi ile lûtifeleri vc hoş fıkratan var-i dır. (Elâlâm) dan. 1
(3) — İmamların Cebrail ile vul 1 uu iddia olunan münasebetleri r evvelki kısımlarda geçmiş idi. Ccb) roilin imamlara yaranmağa çalış-i tığına vc Hazret i H it şeyine h İzm eli eylediğine dair menkıbeler çok tur. Zaten imamlar; nübüvvet pa-l yesini ihraz eylemiş bulunduklam-i na göre Cebrail ile münasebetlerimi ni de tabii bulmak iktiza eyler (?))
(//) — Me'nıun*un olanca ilmi\ ve felsefi iktidarına rağmen, tezde inançlarına uygunluk gösteri meyen ehli sünnet imamlarına ı âlimlerine yaptığı zulmler ve işkens çeler gerçekten hayret ve dehşet r vericidir. Mutezile kısmımda açıl -S kıyacağız. *
sözlerine devamla
en buhranlı yılla-yolcu nakliyatını,
ların, tramvayı kaldırıp onun yo* r?ne geçmesine hiçbir aklı seliax muvafakat edemez.
Otobüs işletmesi zararda
İbrahim Kemal Baybora. oto* büs işletmesinin geçen yıl 48. bin lira zarar ettiği hususunda sorumam bir 6uale cevaben demiştir ki;
(— Otobüs işletmesinin * lâtı tamamile tekemmül ederek faaliyete geçtikten sonradır ki, h.ı kiki kâr ve zararı anlaşılır.
Bugünkü durumda kâr ve zarar kelimelerinin nisbî mânası vardır.
W
Yalnız her türlü fenni şartları ha iz tesisat ve vasıtalarla bir otobüs servisi, 100 sonra rantabl olabilir.
Belediyenin bugünkü
servis, en az 100 otobiislüktür.» Halk otobüsleri sahihlerinin toplantısı
İstanbul belediyesinin, halk oto büsleri hakkında almak üzere bu lvnduğu kararların ve yıllık fennt muayeneler dolayısile giriştiği yol suz icraatın iç yüzünü açıklı-mak üzere otobüs sahipleri dün saat 14 de şoförler cemiyeti birta smda bir toplantı yapmışlardır.
Basın mensuplarının da hazır bulunduğu bu toplantıda halk otobüsleri birliği temsilcileri admı Etem Şevki Kepenek, yapılan fen nî muayenelerin ^yolsuzluğundan bahsetmiş, bunun üzerine valiye müracaatta bulunduklarını söyle -mistir..
Vali Lütfi Kırdar, heyetin şikâyetlerini nazarı dikkate almış, bu işle yakından alâkalanacağını ve muayenenin yenilenmesini temin « Geçeğini söylemiştir.
Etem Şevki demiştir ki:
«— Harbin rında şehirde
türlü müşkülâtlar içinde başaran halk otobüsleri sahipleri hakkındı verilen karar el betteki âdil değildir. Tramvay idaresinin zarar etmesine biz sebeb olmuvoruz, biz sadece belediyeye vardım ediyo -ruz.
Belediye, rakipsiz kalınca, otobüs ücretlerine zam yapacaktır.*
Bundan sonra Ziya Aytaç söz al mis. belediyenin bu karan, C. TL P. kurultayında hususi teşebbüse yer verilmesi kararma aykırıdır, demiş, ve belediye otobüs işlet -meşinin geçen yıl 48 bin lira zarar ettiğini söylemiştir.
Mehmed Güney de şunları söylemiştir:
(— Otobüslerin 10 haziranda E rninönü seferberlik dairesi muaye ne etti ve (s Aiam) diye rapor verdi. Halbu ki, 7 gün sonraki be lediyenin muayenesinde otobüslerim çürük çıktı, 7 gün içinde oto beslerim nasıl çürümüş olabilir?
Geçen muayenelerde, aksaklık laı söylenir, tamiri için mühlet ve ıilirdi. Bu yıl, ne aksaklık söyleniyor, ne de tamir ve tadili için mühlet veriliyor.
Halk otobüsleri günde 63 bin jolcu taşımaktadır. Belediye oto büslerimizin sayısını 30 a indirdi ği takdirde 4200 yolcu vasıta sıkıntısı çekecektir.
Belediye, h^'kın menfaatini düşünsün de hareket etsin. Biz kendi menfaatimıza^n vazgeçti.
Vali ile yeniden temas etmen û zere toplantıya saat 16 da son ve riJmiştir.
Smuts in mağlubiyeti (Baştarafı 1 incide) lan j-eni Başbakan önceleri kilıs -vaizi idi. Milliyetçi parti, Smuts partisinin aksine olarak Cenub Al-rik.ı birliği ile İngiliz imparatorluğu arasındaki bağı kesmek gave-sindedir. Milliyetçi parti, ayni zamanda Yahudi aleyhdan ve inti. radcı olarak tanınmıştır.
Rakat neticeye göre Parlâmentoda milliyetçi parti 69, Birleşık parti 65 sandalye kazanmışlardır.
Basındaki eudişe
Londra: 28 (AP.) — Mareşal Smutsla partisinin Güney Afrika seçimlerinde uğradıkları mağlûbiyet İngiliz basınuıda muhtelif endişeli yorumlara yol açmıştır.
Lord Beaverbrook’un muhafazakâr «Eveıüng Standart gazetesi şunları yazmaktadır:
«Bıı imparatorluk için ciddî bir atıdır. Malana tâbi milLiyctçi partinin iktidara gelişiniu İngiltere i-le Güney Afrika arasındaki bağla ra tesir etmiyeceğini iddia etmek boştur.»
İmparatorluk konferansı toplantıya çağırdı Canberra: 28 (A.A.) — (LPS) Avustralya Başbakanı M. Chifi-ley bugün beyanatta bulunarak imparatorluk konferansının toplau tıya çağrılması hakkında bugün İngiliz Enşbakanı Attlee’den bir mesaj almış olduğunu bildirmiştir.
Başbakan Mareşal Sıuuts’m seçimlerde kazanmamış olmasını bir felâket olarak adlandırmış ve şöyle demiştir:
Bu hâdise biUün İngiliz unpara-torluğu camiasında çok derin bir tesir yaratacaktır..

SAYFA s 6
* • •

AHmara piyasası elden g i d »yor
(Baş tarafı S incide) )Up ebediyen kapanması bahis mev Kuttdu)', vc fyı tehlike enesifik di-ğçr iüâhşnlUî'10!3 vardır*
İabiv vo (küllülerimiz, tiftiklerimiz Sa diğer Vir tkkuon inahsulleriûıi-sin uiuu tfeaoler müst^^tik piyasa lanmlan uknk kalmasının, istikbâl
İçin »e deölek olduğunu bugün Türhiyede hemen herkes bilmekledir.
Avurpa milletlerinin kalkınma-|jı için plânlar hazırhyan ve tatbik etmiye çalışan Amerikan madamları evvelâ Avrupa miliotleri-id kemli aralarında mübadele su-ıetlle mal ihtiyaçlarını sağlamalarını, eksikleri için Amerikaya mü-racaatlerini istemektedirler. Muvakkat askerî zaruretlerle vg iaşe ve yardım maksadlle çalışan Amerika, daimî bir kallunma istiyen Amerikanın yapmak istediğini boz malttadır. Marshall plânile yalnız AvrııpaniA sanayici memleketlerinin düşünüldüğü, bizim gibi ziraî mahsullerini satan memleketlerin durumları göz önüne alınmadığı a ulaşılmaktadır.
Türk ticarî tezi
Amerikanın, Alman halkını ve nanayiini beslemek için Avrupaya yaptığı ithalat, ötedenberi Alman yaya bu kabil mal satmakta olan Türkiye gibi memleketleri büyük iktAsadî zorluklara sürükliyeceği vo Marshall plânının esas gayesine de tezad teşkil edeceği, bu bakımdan müttefik işgal makamlarının evvelâ Avrupa ve Yalonşark memleketlerinden mal satın almaları, bakiyesi için Amerika ve diğer dünya piyasalarına baş vurmaları bir Türk tezi halinde dış siyasetimize esas olması icabettiği mü-taleasındayız. Bunu temin için de işgal makamları değil, doğrudan doğruya Vaşingtonla temaslara geçmemiz lâzımdır. Bu esas dahilinde devletin, en kuvvetli eleman ları ve elindeki bütün diplomatik vasıtalarla teşebbüse geçmesi elzemdir.»
Bilâhare rapor hakkında da konuşmalara geçilmiş, söz alan Hüsnü Hiınmetoğlu bugünkü vaziyetin hallinin ancak Amerika ile kendi menfaatlerimizin ayarlanma sile mümkün olabileceğine işaret etmiş ve Bakanlığa da temasla Ti caret Bakanlığının değişmiyen for malite zihniyetinin dış piyasalarla ticarete mâni olduğunu söylemiştir. Almanyadaki temasları ve rapor haklımda düşüncelerini söyli-yen Mahmud Şeyda ezcümle şunları söylemiştir:
•(— Almanyadald Amerikan işgal makamları ile yapılan müzakerelerin akim kalması tütün mev ■ zuunda aramızda ufak bir görüş yakınlığı dahi bulunmamasından -dır.
Fakat Alman piyasalarına girememek tâbiri yanlıştır. Zira ticari anlaşma, ihracatın yüzde bir, malı beğendirme ve fiyat meselesi ise yüzde doksan dokuzunu teşkil eder. Bu cihetle serbest dövizle yapılacak olan satışlarda, şayet tacirlerimiz, teklif edilen fiyatları kabul eder ve mallarını da be-ğ-ndirebilirlerse Alman pazarları her zaman açıktır.»
Bundan sonra kürsüye gelen Cûdi Birtek ezcümle demiştir ki:
«— İktisadî, malî ve ticarî meseleler bir kül olarak ele alınmalı koordine edilmelidir. Ticaret Bakanlığı ise mücerret olarak çalışmaktadır. Bugünkü İktisadî durum ile Bakanlığın hattı hareketi arasında bir tezat mevcuddur. Bu fakir memleket Bakanlığın takib ettiği serbest ticaret rejimi sebe-bile iktisaden sarsılmaktadır. Her yer fuzulî, lüks idhal malı ile dolu dur. Lüzumluları ise bulunmuyor. Almanya meselesine gelince, bu iş için Başbakan veya alâkalı bir Ski Bakanın Vaşingtona giderek temaslarda bulunması lâzımdır. Zira Amerikan ticareti Marshall plânı falan tanımıyor. Onun bir tek ilâhı vardır: Dolar...»
Bilâhare konuşan Tütüncüler Birliği genel kâtibi Celâl Umar, Alnıanyaya mal satabilmemiz için, Amerika ile karşılıklı İktisadî men faatlerimizin tevhidinin ileri sürül düğü fakat bunun, bugün Amerika, Almanya pazarlarında, karşımızda en kuvvetli bir rakibimiz ol ması iıasebile imkânsız olduğunu söylemiştir.
Memleketteki son İktisadî buhrana temas eden Bedri Göknil de son l.ir aylık ticaret muvazenemiz de, malımızın zamanında satılmamalından mütevellit, 300 mile-yonluk bir açık olduğuna işaret et-* miştir.
Bundan sonra Amerikanın Av-rupada ve dolayısile Almanyada bir iktisadi hegemonya kurmak is tediği ve bugünkü Avrupanın kızıl müstemleke ve dolar müstem-tı kı i olaı-ak ikiye ayrıldığı belirtilmiştir.
Müt'.ıkiben müzakere kâfi gö-rülıliiğiindcn rapor oya konularak kabul « lilrniş ve neticede, rapor çi'içcvesinde teşebbüse geçebilmek i- ıı ıaporun alâkalılara gönderil-tnı • -i kararlaştırılarak toplantıya m imy(-! verilmiştir.
Hitîer nerede gizleniyor ?
(Baştarafı 1 incide)
«Bu sabah saat 7,30 da «Otto Wermurtt» un komutası altında bu lunan 700 tonluk bir Alman dc-pizaltısı (Mar - del - Plata) daki denizaltı üssü makamlarına teslim olmuştur.»
Tebliğ, komutan «Otto Wer-muttu ile mürettebatı teşkil eden 54 denizcinin tevkif ve deniz iis-şünde enterne edildiklerini de bildiriyordu.
Teslim olan denizaltının U - 530 denizaltı olduğu bilâhare öğrenilmişti.
2 — (U ■ 530' un teslim oluşu
U - 530 denizaltısınııı teslimi tafsilâtına sansasyonel ilâveler ya-pildi.
Bu Alman harp gemisinin Arjantin limanına bir balıkçı kayığını takip ederek girdiği ve denizal • tiyi görür görmez balıkçı kayığı -rın geri döndüğü bildiriliyordu. Sonradan verilen tafsilâta göre, j denizaltı limanın ağzında motörlo rinî durdurmuş ve ışıkla işaret vermek suretile mağlûp Almanya devletinin filosuna mensup olduğu nu ve Arjantin makamlarına tes lim olmak üzere geldiğini bildirmişti.
İşaretlerin alınmasından sonra «Amiral Belgrano» adındaki Arjantin sahil muhafaza gemisinden indirilen iki filika denizaltı miiret tebatını almak üzere «U - 530 ) un demirlediği yere gitmişti.
Alman subay ve mürettebatı derhal Arjantin harp gemisine a-lındılar. Hepsi son derecede yor gun görünüyorlardı. Hemen hepi-sinin saçları ve sakalleri tı...
Hüviyet vesikalarından dığı üzere *.U - 530 ) nun
dam bulunan yüzbaşı Otto Wer-mutt) gemiyi en son olarak terk etmişti. .
«Amiral Belgrano ) ya çıkar çıkmaz 4Otto Wermutt-) denizaltının sancağını ve esas vesika ve kayıd-lannı ihtiva eden küçük bir valizi Arjantin harn gemisi komutanına tevdi etmiştir.
U - 530 denizaltısı kumandanı Otto Wermutt koyu mavi renkte bîr üniforma giymişti. Demir salip nişanını taşıyordu.
Otto Wermutt’un yaşının gençliği herkesin dikkat nazarlarını çekmiş idi. 25 yaşında olduğu son radan öğrenilmiş ve hayret uyandırmıştı.
U - 530 nun ikinci kaptanı yüz başı Kari Felix Schubert de ancak 22 yaşında idi. Denizaltının diğer subay ve erleri umumiyetle
uzamış*
anlaşıl-kuman-
Çok genç yaşta delikanlılardı. Hat tâ bazıları çocuk denecek yaşta 1-di.~
Mürettebatı tam mânasile bıtgin bir halde idi. Fakat gıdasız gö Tünmüyorlardı.
Arjantin bahriye makamları ta rafından dcnlzaltıda yapılan tet-klkat ve araştırmalar neticesinde mühim mıkdarda gıda maddeleri stoku meydana çıkarıldı. Halbtı ki, bu gemi çok ıızun bir yolculuktan avdet etmekteydi.
Gıda maddelerinin fazlalığına mukabil gemideki mahrukat uuk-o'arı çok azdı.
TcBİimi ânında denizaltı kısmen Pİlâhsızlanmıştı. Prova topu İle a« ğır çapta iki hava mitralyozu sökülmüştü. Kumandanın gemiyi tea lime, karar verdikten sonra bu ka ran aldığı tahmin edilmişti.
Diğer taraftan denizaltının göv desinln boyalan yer yer sökülmüş ve nisbeten kirli idi. Bu da U - 530 nun uzun müddet denizde kaldığını yeter derecede gösteriyordu.
Akşam gazetelerinin "başlıkları
Buenos - Aires’in akşam gazeteleri büyük manşetlerle şu haberi vermişlerdi:
«U - 530 denizaltısı ile hiç bir bılyük nazi şefi gelmemiştir!'
Halkın öğrenmek istediği şeye bu suretle cevap verilmişti.
Bu arada halk efkârını başka bir sual meşgul etmeğe başladı:
«Bahia» adındaki Brezilya kruvazörünü acaba U - 530 denizaltı-Bi mı batırmıştı?.. Bahia kruvazö-ılirden kurtulanlar ayni gün sabahleyin Resife limanına varmış • lerdı.
Ortalığı kaplayan dedikodular
Diğer taraftan ortalığı bir sürü dedikodular kaplamağa başlamıştı. Bu dedikodulara göre Patngon-ya sahillerine nazi şefleri çıkmıştı. Hattâ bu hususta tafsilât bile veriliyordu. Bu tafsilâta göre nazi şefleri Neeochea bölgesinde kauçuk sandallarla karaya çıkmış • lardı.
i
(
4 £ t
4
i
BaLMACR
----&---
1 2 3 4 5 6 7 8 9
Elde etme; Söyle (e-- Bir harfin okunuşu;
Hizmet eden; İçki; 2
SOLDAN SAĞA t
1 — Ağır başh; Damarda bulunur; 2 — İlk adam; Sığırlara musallat olan bir böcek; 3 — Dans eden çiftten erkek; İskelet; 4 -mir); 5
Başına (H) gelince gebe; 6 — Su içmek isteği; 7 — Sıva âleti; Salâhiyetti; 8 — Ematı (aynen) ; Ödem; 9 — Emir; Döşek.
YUKARIDAN AŞAĞI s
1
Su ortasında kara; Künye; 3 — Bir şair; Argoda bir tâbir; 4 — Tersi nota; Bıçak bilenir; 5 — iki yüzlü bıçak; Sonuna (i) gelince fenanın aksi; 6 nin parçaları; 7 taşı; 8 rine getirme; 9
Cümle-
Fena; Mezar Birdenbire; 7 — Ye-"ı — Sonuna (s) gelince cimri; Tersi bir müstahkem bina.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ «EKLİ
1 234567 89
1
l
t
(Devamı var)
Ingiliz İmparatorluk giinii
Canberra — imparatorluk günü Ingiltere imparatorluk ca miasının ber tarafında hereket le kutlanmıştır. Resmî binalar ve meskenler bayraklarla donanmıştır. imparatorluğun refahı için kiliselerde ruhanî âyin ler yapılmıştır.
imparatorluk günü Avustral yada 1905 den itibaren millî bayram olarak kabul edilmiştir.
4
h
l
i
1
Ei d; i i Mi», B l'LIl
R a;nib;s A L| i M
A ■ !E K ;Oi L HİM. 1
Mı Aı» ! R;A N T
S b: ı N:a!« a Y'»‘
M 1 iSill.N A!S!A,H
Taksim Gençlik Kulübünden
4*
zaruri sebebler dolayısile 30.8.948 tarihine tehir edilmiştir.
II

Kulübümüzün 30.5.948 de çekilmesi lâzım gelen eşya piyangosu
balast alınacak
Haydarpaşa B rinci İşletme Müdürlüğünden
Haydarpaşa - Ankara hattı üzerinde Sanköy istasyonu civarında Kim. 405 deki taşocağından çıkarılacak 2500 metre mikâbı balast işi kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
Balastın beher metre mikâbının muhammen bedeli «600 altıyüz kuruş olup mecmuu muhammen bedeli (15000» on beş bin lira olan bu işin muvakkat teminatı 1125 bin yüz yirmi beş liradır.
Eksiltme 17.6.948 tarihine rastlıyan perşembe günü saat 15.30 da Haydarpaşada birinci işletme komisyonunda yapılacaktır.
İsteklilerin kanun gereğince hazırlıyacaklan kapalı zarflarını eksiltmeden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri lâzımdır. Posta gecikmeleri kabul edilmez. Şartnamesi parasız olarak komisyon kaleminden alınabilir. (7374)
Bu iki nesneyi yiyen bir si -hirbaz, ne kadar mahir olursa olsun, aradığı şeyi bulamaz. Bu hu susta merak etmeyiniz. Düşmanı nızın gizlendiği yeri yarın herha] de keşfedeceklerinden eminim. E ger yarın da muvaffak olamazlarsa, başka bir çareye başvururuz. Şimdi bana izin veriniz. Onlara so ğan. sarmsak yememelerini bir da ha tenbih edeyim.
Hükümdar yatışmış, eski halina dönmüştü. Akaleye gitmesi için i-zin verdi. Kurnaz kadın, kapıdan çıkarken kendi kendine söylenı • yordu:
— Şaşkın herif! Kendi aptallığı nın farkında değil de sihirbazlara aptal diyor. Seyfüzülyezenin şehre naşı) girdiğini ve nerede olduğunu pek âlâ bildiler.
İkinci mağlûbiyet
Seyfüzülyezen, balığın derisi i-çinde fena halde bunalmıştı. Aka-İmin gelip kendisini kurtarmasını dört, gözle bekliyordu. Tam altı sa at o vaziyette kalmıştı. Sıkıntıdan çatlayacak hâle gelmişti.
Nihayet oda kapısı açıldı. İçeri giren Akale idi. Sihirbaz kadın, Söyfüzülyezeni balığın derisinden çıkardı. Ona sarayda geçen valc’a-yı anlattıktan sonra:
— Geçmiş olsun, dedi. Biraz sıkıntı çektin amma yakayı kurtar
O
2

İstanbul Cumhuriyet Savcılığından:
İlâm: 948/2286
Satışa arzettiği gıda maddole-.ri üzerine etiket koymamak su-retile Millî Korunma kanununa muhalefetten suçlu Üsküdar, Hâ kimiyeti Milliye caddesi, 114 sayıda oturur ve aynı yer, aynı sayıda tütüncü Mehmed oğlu 336 doğumlu İsmail Şengönül hakkın da 3005 sayılı kanun gereğince kaldırılan İstanbul (2) No. lı Millî Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda suçlunun sabit görülen fiilinden dç-layı hareketine uyan Millî Korunma K. nun değişen 31/7, 57/10, 63 cü maddelerine göre elli lira ağır para cezasile tecziyesine, ve hükmün kafileştiğinde yayınlanmasına dair sözü geçen mahkemeden verilen 22/8/ 947 tarih ve 158/220 sayılı karar kesinleşmiştir. (7440)
■ )
Yeni Sabah’ın
İLÂN FİYATLA»
Bati*
1
1
5
6
• V
inci
)
»
»
»
maktu olarak •ayfa,
)
»
santimi
)
»
)
»
Kr. 1600
600 |
400 |
300 i
250 ]
150 I

Muazzam Şark Efsânesi

St

hela vardır. Umum bi-
yapılan takib üzerine 40 inci maddesine göre menkulün yarım hisse-
Gayrî Menkul Satışı İstanbul Emniyet Sandığından
AspaBya Bora H. 2326 hesab nurnarasile Sandığımızdan aldığı 900 liraya karşı Beyoğlunda Aşmalı Mescit mahallesinde Cuma) sokağında eski 16 yeni 15 No. lu kârgir bir evin yarım hissesini birinci derecede ipotek etmiş idi.
Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde ayni senit mahalle ve sokakta ayni kapı kütük 113 ada 306 parsel 37 sayılı ve 67 metro murabbaı mikdannda ev olduğu beyan edilmiştir.
İkraz senedine göre hududu 36, 8, 7, 6, 28 No. lu parsellerle Cur-nal sokağile mahduttur.
İkraza esas olan muhammin raporu mucibince mezkûr gayn menkulün umum mesahası 67 metre murabbaı olup bunun 60 metre murab-baı kısmı üzerine döşeme, çatı ve örtüsü ahşap üç katlı kârgir ev yapılmıştır. Birinci katta iki oda bir matbah bir nelâ ikinci ve üçüncü katlarda ikişer oda birer sofa birer matbah birer nada elektrik ve su tesisatı da mevcuttur.
Vadesinde borcun verilmemesinden dolayı 3202 No. lu kanunun 46 ncı maddesinin matufu satılması icab eden yukarıda evsafı yazılı gayri
si bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmel: isteyen (375) lira pey akçesi verecektir. Milli Bankalarımızdan bîrinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle belediye resimleri ile tellaliye rüsumu borçluya aittir.
Arttırma şartnamesi 3.6.948 tarihinuen itibaren tetkiki' etmek is-tiyenlere Sandık Hukuk İşleri Servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lüzumlu izahat da şartnamede ve takib dosyasında vardır. Arttırmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ederek satılığa çıkarılan gayrı menkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki olunur. Birinci arttırma 19.7.948 tarihine tesadüf eden pazartesi günü Cağaloğ-lunda kâin Sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılması için teklif edilecek bedelin tercihen alınması icabe-den gayrı menkul mükellefiyetle Sandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son arttıranın teahhüdü baki kalmak şar-tile 3.8.948 tarihine müsadif salı günü ayni mahalde ve ayni saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayn menkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Haklan tapu sicillerile sabit olmayan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklannı ve hususile faiz ve masarife dair iddialarını ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbitelerile beraber Sandığımıza bildirmeleri lâzımdır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla haklan tapu sicillerile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşılmasından hariç kalırlar. Daha fazla malûmat almak istiyenlerin 947/119 dosya No. sile Sandığımız Hukuk İşleri Servisine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur.
— DİKKAT —
Emniyet Sandığı: Sandıktan alınan gayri menkulü ipotek göstermek istiyenlere Fen Heyetimizin koymuş olduğu kıymetin %40 nı tecavüz etmemek üzere ihale bedelinin yarısına kadar borç vermek suretile kolaylık göstermektedir. (7453)
29 MAYIS
İstanbul Boısasınm 28/5/94$
fiyatları
Londra Nevyork Paris Cenevre Amsterdam Brüksel Prağ Stokhobn Lizbon
% % % % % % % %
5
5
o
0
6
6 ?
11.3850
280.—
1.3060
66.38
Ö 05.5468
6.3887 5.60 77.8860 11.2495
Esham Ve Tahvilât
îkramiyeli 1938
941 Demiryolu 4
r D
7) *
Kalkınma 1 ’ 2
* 3
Millî Müdafaa 4
Anadolu Sigorta Şirketi hisse senedi * 20 —
5
6
20.40
96.90
97.70
97,05
97.30
97.45
97.20
20.55
r
Bugünkü Program
29/5/948 Cumartesi günü Istan-bulu Fethinin 495 inci yıldönümü dolayısile .Ankara Radyosunun özel programı
M. S. ayan (kutlama) Müzik: Millî marşlar (Pl.)
Haberler Marşların devamı Konuşma
Müzik: Zurna ile pehlivan havalan (Pl.)
8.45 Müzik: Zeybek ve oyun havalan (Plâk)
9.00 Kapanış.
12.30 Müzik: Salon orkestrası (Marşlar programı) Haberler
Müzik: Yurddan Sesler (Hususî türküler) Öğle Gazetesi
Müzik: Şarkılar
7.30
7.30
7.45
8.00
8.25
8.30
13.00
13.15
• •
Devlet Orman isletmesi
*
Burdur İşletme
Müdürlüğünden
1 — işletmemize bağlı Bucak ilçesinin Aksubaşı orman içi istif rinde 45 ilâ 79 numaralı istiflerde mevcud 4787 adede denk 532, 282 çam kalas ve travers 2 parti halinde açık arttırma suretile satılığa katılmıştır.
2 — Beher metreküpünün muhammen bedeli 80 liradır.
3 — Arttırma 15.6.948 sah günü saat 15 de Bucak orman bölge şefliği binasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat 3193 lira 69 kuruştur.
5 — Şartname orman genel müdürlüğü, Antalya, Afyon, Denizli, Eğridir, Burdur ve Ankara merkez işletme müdürlüğü, İstanbul orman başmühendisliğinde Bucak orman bölge şefliğinde görülebilir.
*
6 — isteklilerin belirli gün ve saatte Btı ak orman bölge şefliğinde
ki komisyona müracaatları ilân olunur. (7431)

ye-
M3
ç)-
13.30
13.45
14.00 Müzik: Cumhurbaşkanlığı nın Armoni muzikası (Türk marşlan)
14.30 Anket şakası
14.50 Müzik: Saz eserleri ve o yun havalan
15.15 Spor haberleri
15.20 Kapanış.
17,00 Saat ayan ve Çocuk Klii bü (ÇocukJju-a. Fetih hikl-yesij-
18.00 Müzik: Darvaş orkestrası
18.30 Konuşma: Fetih tarihi.
18.45 Müzik: (Plâktan) Beto-venin Altıncı senfonisinden parçalar
Haberler
Geçmişte Bugün Müzik: Meydan faslı Radyo Gazetesi
Konuşma: Meriç gecesi hakkında
20.55 Miizik: Meriç gecesi
21.15 Müzik: Yurddan Sesler
21.30 Fethin edebî hayatı ve irleri
21.45 Müzik: Tarihî Türk musikisi
22.00 Temsil: îstanbulun Fethi hakkında
22.45 Haberler
23.00 Dans müziği
23.30 Kapanış.
19.00
19.15
19.20
20.15
20.45
I Güzel bir ev’e g
sahip olmak ister misiniz?
Türkiye İş Bankasının
Küçük cari hesaplan arasında tertip eylediği £ zengin ikramiye çekilişlerinden faydalanınız.
I Haziran 1948 çekilişinde:
125
İ
30
ğustos
Aralık
rer çekilişte
Tefrika No. 48
----
— 1ı îi/.ıan: IV ııharreın X. korfjıınal
dm.
— Demek tehlike benden uzaklaşmış bulunuyor.
Akale, bir kaç defa başını salladı. Sonra Seyfüzülyezenin hoşuna gitmeyen bir cevap verdi:
— Tehlike hiç bir zaman uzaklaşmış değildir. Gerçi bugün akıllarını şaşırttık; yarına kadar tehlike bahis mevzuu olamaz. Binaenaleyh, bu gece rahat rahat uyuyabilirsin. Lâkin yarın sihirbazlar tekrar işe başlayacaklar, seni bul mağa çalışacaklar.
— Yarın da mı bu işkenceye ma ruz kalacağım?
— Yarın da işkenceye maruz ka lacaksın. Fakat yarınki işkencede ufak bir değişiklik olacak.
— Ne gibi?
— Bugün seni balık derisi içinde olduğun halde bir geyiğin karnı altına bağlayıp tavana asmış -tim. Yarın yine balık derisinin 1-çinde olacaksın, fakat tavana asıl ınayıp boğazına kadar suya batı-
rılmış halde bir kuyuya indirilecek sin.
— Bu da fena
— İşkencenin hangi nev’i iyidir ki, bu da fena olmasın. Madem ki, bir maksad peşinde koşuyorsun, her derde, her ıztıraba tahammül edecek, her işkenceye katlanacaksın. A?apsız elde edilen hiç bir başarı yoktur.
Seyfüzülyezen, şehre girdiğine de, gireceğine de pişman olmuştu Fakat Nil tarihi isimli kitabı eline geçirmedikçe şehirden ayrılmasına imkân yoktu. Bu uğurda, her sıkıntıya katlanmak mecburiyetinde bulunuyordu:
— Pek âlâ, dedi. Madem ki, sonumuz hayırlı olacak, tahammül etmeğe çalışırım.
Vahşülfelâ, o geceyi rahat geçirdi. Akale, ertesi gün onu ayni deri içine soktu ve götürüp bir kuyuya soktu. Kuyunun suyu; Vahşili Telânın boğazına kadar çıkıyordu.
1948
1948
ayrıca bir
)

w
arsa
ve

t)
İstanbul’da Küçük t Yal da bahçeli ev ( Ankara’da Tasarruf î evlerinde bahçeli ev ( Ankara'da Güven mahallesinde bah-
çeli ev $
dolgun para ikramiyeleri#
fi
Öner ve j
Yücel dâvasP

S
2

Akale, bu işi bitirince yine saraya gitti. Hükümdar tarafından yine hürmetle karşılandı ve dünkü yerine oturtuldu.
Melik Kamerun, o gün de ayni sihirbazları seçmiş; fakat bu sefer remil atmıyorlar, başka usul kullanıyorlardı. Yarım saatten fazla uğraştılar. Daha tuhaf bir neticeye vâsıl oldular. Yine birbirlerinin yüzüne baktılar. Burun büktüler, suratlarını buruşturdular.
Sihirbazların bütün hareketlerini takibeden hükümdar, hiç de memnun görünmüyordu. Bununla beraber, ne netice alınacağını merak ve sabırsızlıkla bekliyordu,. Tahtından kalkarak sordu:
— Oldu mu?
Hepsi birden cevap verdiler:
— Evet sultanımız, oldu.
— Söyleyin bakalım, ne oldu9
Sihirbazlar, süt dökmüş kedi gl bı pısdılar. Aldıkları neticeyi söylemeğe bir türlü cesaret edemiyor tardı
Hükümdar, yumruklarını sıkarak bağırdı:
— Niçin susuyorsunuz? Söy lisenize!...
Orta yaşlı bir sihirbaz, korka korka ayağa kalktı. Titrek bir ses le cevap verdi:
— Devletli sultanım! Bu adam, bizi hayrette bıraktı. ’
— Ne gibi?
— Şehire kapıdan değil, gökten girdi. Sonra, denizden ölü bir ba lık çıkıp onu yuttu ve şehir içinde bulunan karanlık bir denize daldı. Kaç defa tecrübe ettikse hep ayni şeyi gördük.
Hükümdar, salonu dolduran vezirlerine ve diğer hükümet adamlarına hitap ederek:
— Baylar! diye bağırdı. Bu saç maya ne dersiniz? Denizden ölü bir balık çıkmış; düşmanımızı yut muş; sonra da karanlık bir denize dalmış. Hem de bu deniz, şehri -mizde bulunuyormuş. Böyle bir de niz tanıyor musunuz? Hiç şehir dahilinde deniz olur mu? Bunu a-kıl kabul eder mi?
Gerek vezirler, gerek diğer hükümet adamları, gülmemek için dudaklarını ısırıyorlardı.
Hükümdar tekrar sihirbazlardan tarafa döndü. Onları fena hal de azarlayarak yine huzurundan koğdu. (Devam» (a/)
ÜÇÜNCÜ KİTAB
İddia ve Ka rat
Profesör Avukat Kenan bitarafından neşrolunur dâvasın ııı
I

z ner
C ve öner - Yücel
) üçüncü kitabını teşkil eden 1
( bu eser nefis bir şekilde ba- / 5 silip satışa çıkarılmıştır MU-
$ dan pek mahdut olduğun- / 5 dan tükenmek üzeredir. Meni | s leket çapında bir dâvanın ta- ( ? marnlayım kitabı olan bu e j ş ser her Türk müne’. vorlnın / r kütübhane.sinde yer akual ’ S bir kıymet ve ehemmiyette ( r dir. Kltabcılardan arnynı L J Fiyatı 175 kuruttur /
t * J
S «Yüce! - Oncr) î
( aid Profesör Kenan Önerbı « S eserlerinden birinci ve îuin 5 2 ci cildlerın mevcudlan M- i S kcnraek üzeredir. Bu kıymet f r li ve ibret verici kitaManu i
) her üçünü de Anînııa cadde** 5 sindeki «Kanaat» ve «İnkh (
J lâb» Kitabevlerinden tedarik J J edebilirsiniz.
V

J
X/W’VX/\/VA
İmtiyaz sahitl:
A. ûEMALEDDİN SARAÇOĞLU yazı işlerini fiilen lıkue otloru
’.'r E ATİN FU AD
Dizildiği yor ♦Yeni Sabahş mÜreîtibtıaniHü •^abihlıfeı yrr: fUıs.ıınovk
X