nnRDI

5
Kr
»
* I KURUŞ
idare: Kuroosmanlyo Wo. H TAYİBİ | Tel adrecl: «TENİ BABAJS.
İSTANBUL
Tolefcn: JOTN6
ABONİ 1 Türtlye ScnoUk 2«0G ₺ c ayüt İM© • 8 aylık toc » |1 aybk 100 )
Perşembe
20
NİSAN
O» un en Yll
Nc. 3302
Futbolcular imiz YcşıVcö)/ Kava o omuzlar üucriiide götürülüyor..
’le dönen

I
Meclisde Dünkü Münakaşalarda
Başbakan muavini, bu iş Atıf İnan mes efesi olmaktan çıkmış, Hükümetin el koyduğu bir mes ele olmuştur, dedi İNAN nCN DE BAZ!
Ankara: ffi (Hususi) — Büyük Millet Meclisi bugün saat 15 de Cevdet Kerim Incedayının başkan lığında toplandı. Eski Ticaret Bakanı Atıf İnan hakkında Meclis soruşturması açılması hakkında verilen takrir okunduktan sonra kürsüye geleD Afyon milletvekili Şahin Lâçin, «önfrgemizi verirken düşüncemiz iki Bereye yakın bir zamandanberi devam eden dedikoduların önlenmesi ve bugün çektiğimiz hububat sıkıntısının mesul lerinin meydana çıkarılmasıdır. ) diye söze başladıktan sonra. Ger Çi zaman zaman bu mesele hakkın" da kamutay kürsüsünden açıklamalar yapılmana (ja mesele mahiyetinden bir şey kaybetmemiş ve




Halk Partisinin kodamanlarından, Saraeoylundun. fnccdayıdan. Hilmi Urandan. Parsdan, Kaplandan bu vâdidc bir hayır beklenemez. Onlar her pulsuzluk re fenalık ile tesanüd halinde bulunmaya kendilerini mahkûm sapıporlar ki. Atıf İnan hakkında bir tülii tahkikat Açılmasına razı olmuyorlar. Ya gençler niçin bu yolda yürüyorlar? Hu suallerin cevabı hiç te belli değildir -
cBenim hakkımda tahkikat açılır ve Yüce Pitâh huzuruna **evkedi-lirsenı her halde hâkimlerin karşısında ya:nbz tau?ıına oturrnıyaca

umhoriyet Halk Partisi, Meclis Gropuuda. evvelki gün verdiği kararla kendi mahkûmiyet ilâmını imzalamış oldu. Bundan sonra umıımi efkârda biç mevkii olmaz, memlekette muhabbet ve hürmet görmezse parti ileri gelenleri kiın-ete gücenmesinler, tanlmasınlar. muhalif gazeteleri itham etmesinler. Çünkü en büyük fenalığı bizzat * 1 * * * * kendileri partilerine japrınşlar-‘ dır.
Memleket açlıktan xe sefaletten kırılıyor. Halka buğday yerine arpa ekmeği yediriliyor. Bütiin bu hallere sebeb Olanların başında gelenlerden Arif inan hakkında Meclis tahkalıatı açılmasını Halk Partili milietvfciıiüerindin bir çoğu istiyor buna rağmen Grup Toplantısında iş kapatılmak isteniliyor.
Büyük Millet Meclisinde alınacak karar şimdi malûmdur: Gruptaki harara uyarak tahkikat açılmaması kabul edilecektir. Demokratların takrirleri reddolunacaktır.
Bu netice neden böyle oldu? Bu l^in Hirn ve hikmeti pek açıktır. Atıf İnan zaten iki gün eyvel Mec Liste kendilini müdafaaya yeltenirken bu iyin Babanlar Kurulu kararile yapıldığını ve ayni karara imza koyanlardan altı zatm da yeni kabinede âza olduğunu söylemişti. Bu nokta üzerinde, Atıf 1-nan Grup toplantısında da ısrarla durmuştur. Yâni Ticaret Bakanı ve 7 Eylül karan kahramanlarından biri olan Atıf İnan diyor kİ:

“ lBüyük Tefrikamızl -
■ imiMfBMDa rTrrw»BB«ı._ ■aiBivasMDt
f^gobun IÇazı
^azan ı Sermed mnlttnr A İm s |
»ACOliUN KAZI» Sizi şimdiye kadar okuduklarınız içinde en fazla güldürecek olanıdır ..
«AGOliUN KAZ!» Mütareke devrinin bir Hacıağasını tasvir etmekte ve onu ayni zamanda bugün de aranızda yaşatmakladır.
AGOliUN KAZ!» Sermed Muhtar Alusun sürükleyici uslûbunun ve iğneleyici kaleminin bir şaheseridir...
1 MAYISTA BAŞLIYORUZ

TAVSİYE VE ÖĞÜTLERDE BULUNDC
A
' % -' ■ 1

4
İngiliz kuvvetleri karadan ve havadan î7*hııdileıe karşı taarruza geçti yö« kndar Crdünlu Aşiret Kral Abduhaha te&»filı)a(
verdi
I
tüfeği Arabla-ra
ai( hali tide...
îngi-
Bir Yahudi makineli
Tel-Aviv, 28 (A.A.) liz hava ordusuna mensub Spit-fire'ler, Yafa Arab limanı etrafına yapılmış olan Yahudi kuvvetlerini dağıtmak vazifesini a-lan înpjliz kara kuvvetlerile biı
(Devamı Sa., 5; Sü., (T da)

HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MÜDAFİİYiZ
Demokratlarına
Yazan: Gl. Sadık Aldoğan Budikkaie şayan makaleyi yarinki uYeni Sabah» da büyük bir alâka ile okuyacak*inzt
geçen zaman bu açıklamalardaki isabetsizliği göstermiştir. ) demiş ve gerek hükümetin ve gerek A-tıf înan’ın bu mevzua bir parti işi mahiyetini vermek istemelerinden bahseden hatib bunun sadece mem leket dâvası olduğunu 6Öyliyerek bundan evvel Atıf İnan hakkında Meclis tahkikat) açılması istenmiş ti yalnız bunun sebebi 7 Eylül ka rarlarının vaktinden evvel ifsasiy le menfaatler temin edildiği konusu idi bu sefer meteeie büsbütün meydandadır. Yer yer buğday sıkıntısı ve açlık baş göstermiş, dışarıdan hububat idhaline teşebbüs edilmiştir. Hatırlarda dır ki Atıf İnan, Ahmed Oğuzun bir sualine (Devamı Sa. S; Sû, 1 da)
ğını. Etrafını mobakkak kalabalık olacak ve bir çok kabine arkadaşlarını yanımda yer alacak. Ile-/Devamı Sa. 3: Sil 4 de)
Bulvarlar bir Türk zabitini tevkif etti
Hu-
Subayımızın yolunu şaşırmak suretile Bulgar hududunu geçtiği anlaşılıyor
Ankara 28 (Hususî) dudu geçmiş olduğu ileri sürü-
len bir subayımızın Bulgarlar tarafından tevkif edilmiş olduğu
Rektöre maka mında hakaret
■ o---
Talebelerin duruşması dün Ankarada başladı , Ankara, 28 (Hususî) —
Ankara Üniversitesi Rektörü gçvket Aziz Kansuya makamrn-
(Devamı i. Si), 6 da)

seçim tasarısı
-------* ■ — Başbakan D. P. nin teklifine itiraz etti
içişleri Kamieyanti talebin reddine karar verdi,,
Ankara, 28 (Hususî) -İçişleri komisyonu bugünkü toplantısında seçim ka nununun konuşulmasına başlamıştır. Evvelâ Başba kan söz alarak seçim ku-rumlannın idare âpıirleri yerine yargıçların başkan lığında olması hakkında Demokratların teklifine te mas ederek müstakil olan adalet cihazının politika-(Devamı Sa., 5. Sü., 5 de)
Bir senede 40 bin Müslüman kesildi
Komünistler bunların kanlarını
( bile içmişler
o
Dün «İstanbul » vapurile şehrimize 17 si Cenovadan, 25 i de Pireden olmak üzere 442 göç- Başvekili (Dimi t r of) da görülmekledir Bilindiği l » kendisi men gelmiştir. Yugoslavyadan Rayştug yangınında medlıaldar görülmüş ve Arnavudluktan kaçıp bir se- Rıısyaya sığınmış ve orada sı alin ta rafından
ne Yunanistanda Pejamilya kampında kalan bu ırkdaşları-
mır komünistlerin kendilerine
yaptıkları mezalimi şöyle an-
latmışlardır:
«— Biz esas itibaı ile Üsküb ve Kosovalıyız. Size, Yugoslav-yadan Yunanistana kaçtğımızı
âmil olan komünist mezalimini anlatamıvacağımız muhakkaktır. Komünistler Yugoslavy&da bir senede tam 40 bin Müslüma nı kıtır kıtır kesmişler, hattâ kanlarını bile içmişlerdir. Beri tarafta dağa kaldırılıp kulakları, burnu kesilerek gözleri ovulan Türklerin sayısı hesabsızdır.
(Devamı Sa., 5; Sü, 7 de,'

haber verilmektedir. Subayımızın yolu şaşırarak
nıızııı yolu şaşırarak bulgur topraklarına girdiği anlaşılmaktadır. İki memleket arasında bu mevzuda müzakerelerin ceıyan etmekte olduğu bildirili yor.
Bulgar hududunu geçen subayın kim olduğu ve hududun nere sinden ve ne şekilde bulgar top raklarına geçtiği henüz ifşa edil memektedir.
Bulgar resmî makamatiyle bu hususta cereyan etmekte olan müzakerelerin neticesinde bir tebliğ neşredilmesi muhtû-zneldirde.
Millî Takım diin geldi
Yugoslavya'da
«Kremlin» de ^Stalin .vârânıııın orlaı.uula; H -imde şimdiki
beraet ettikten (KojnİEforn) in kâtibi tayin w na*htöjlnıit.ür.
I
"AVRUPA ÜZERİNE YÜRÜYEN RUS AYISI
Kremlinin
•ff
Stalin’in ilk karısı Nadyeşda Kremlinde nasıl ölmüş ve cesedi nasıl yakılmıştı?..
*
S
Rendou/a uçak gemisi dün geldi ------O ■ —
Geminin getirdiği yardım uçakları

Amerikan askerî yardım gereğince Türk iyeye verilen uçakların naklîyesine tahsis edilen, albay J. Dow’un kumandası al-' tındaki U.S.S. Rendova uçak ta-1 şıt gemisi, AT — 6 Texan tipi talim ve terbiye uçaklaıile yüklü olarak, dün saat 17.30 da Ye şilköy açıklarına gelmiş ve sa-ıDevamı Sa., 5; Su., 3 de)
Rus emellerine âlet olan Piyer
Dfinkfi roauiıake-Eiıccfle fyuBıâttSer
«Hnİemli
Ankara, 28 (Hususî) — Bugün An kara birinci asliye ceza mahkemesinde Fransız sefareti, kilisesi ve Kançılarya binası duvarlarına o-rak çeçlk İşaretleri yapan ve «Vlva (Devamı Sa., 5; Sil., 1 de)
*

Bulgar Alman sonra genel
Daha 1939 yılında, yani bundan sekiz, dokuz sene evvel, Sov yer Rnsyamn Avrupaya çullanacağını haber veren Fransız dergis ifşaatına şöyle devam ediyor:
Kremlin'iu esrarı
Kremlin ı sarayı Moskovanın göbeğinde müstahkem bir mevkidiı. 1147 yılında evvelâ abşab, bilâhare 13G8 de de kırmızı ve yeşil taştan (Devamı Sa., 5; Sü., 4 de/
AKVIMDEN BİR YAPRAK
Tahkikatsan niçin çekinmeli?

M

ULUNAY~]

ccbbteki buğday müzakeresi fırtınası» takvımlerdo ilân e-dilen (sitto-i- oevr) fırtınası-
gerıoo bırakacak kadar şiddetli oldu. Müzakerenin ayrı ay
rı bazı parçaları tetkik edilirse bu I-şin kolayca yatışacağını zannetmek yanlıştır. Meselâ ekseriyet partisine monsııb bir milletvekili, eski Ticaret Bakanına» kendisini ınilictin affetmediğini kürsüden bağırarak söylemiş tir. Diğer bir mHiotvekili do kürsüde milletin ekmek yerine yediği mısır koçanının numunesini göstermiş; bir başka milletvekili do halkın arpa ye-mokton kaşıntıya tutulduğunu acı bir lisanla anlatarak bu mes’ele hakkında Meclis tahkikatı açılmasını rnüştür.
Eski Ticaret Bakanı bu karşısında şimdiki kabine
haylisinin eski kabinede bulunduğunu ve bu suretle zimnon onların da bu mos’uliyete iştiraklerinin doğru olacağını beyan eylemiş.
Duna rağmen tahkikat lüzumu kararı bir ay goriyo bırakılmış.
llerl sür-
hücumlar âzasından
Kefile Başkanı ve Futbolcularla Hava meydanında bir konuşma
Yağmur hafif hafif çiseliyor. Hava soğuk değil. Fakat sıcak da hiç değil. Saat 18 e geliyor. Yeşilköy Hava meydanına doğ-r ı yürüyorum. Gümrük barakaları ve Havayolları binasının etrafı dopdolu. Arasıra nazarlar deniz tarafına çevriliyor. Büyük kalabalığın beklediği müşterek şey Yunanistandan "ölecek futbolcularımız.
Derken ufuktan karartılar pevda oluyor. Yavaş yavaş daha net müşahede ediliyor. îki uçak. Aradan az bir zaman geçiyor. Havada daireler çizen tavvareler meydana iniyorlar. Sahadaki bütün halkın yüzünde bir anda bir sevine dalgası dolaşıyor: bize yabancı topraklar-(Devamı Sa.. 5; Sü.. 4 de)
Neden?
Sabık Ticaret Bakanı bir «Vur abalıya!» vaziyetino getirilmiştir. Bu zatın kendini müdafaa öderken «Buğday ihracı» gibi bir mes’e-Bakanın salâhiyetine ve bunun bir kabine söylemesi gayet
lonın yalnız bir bırakılamıyacagı nıos'olesi olduğunu mantıki bir İddiadır. Ortada nıes'uli-yet varsa müşterektir.
Nasıl biz arpa yoylp hop beraber kaşınıyorsak» blzo arpayı yedirenler do mcs’uliyet) borabor tahammül etmelidirler.
Fakat anlamadığımız nokta bu tahkikattan çokinilmesidir.
Müzakerelerde neler İşitmedik? Tarafların hücumları ekseriyet partisinin momlekettcki mevkiini bilo sarsacak hale goldi. Sür’ati e yaklaşan kısmi seçimlerde bu münakaşaların İntibahlara no kadar tesiri olacağını partizanlar takdir otmolldirler.
Böyle olunoa gerok hükümet ve gerek bu mes'oleye isimleri karışanlaı Meclis tahkikatının lüzumuna hemen (Lütfen sayfayı çeviriniz)
a

£
âü NİS&N JU4Ö
SAYFA:
■ ı -- ■ ■ ■■
—:-----T7~
t
K
OkUYUCU
kS
Yazan: Profesör Kenan Öner
— 58 —•
Bu yazının da gönderilmesine rağmen ehemmiyet veren bulunmamış ve işlerde hiçbir değişiklik olmadığı için do mümessillerimiz kurullardan çekilerek oralarda yapılır gibi görünen tasnifler Hâlk Partisi ile müstakil adayların huzuYils ikmal edilmiştir.
l • ★
Yine 23 Temmuzda seçimi yakından ilgilendiren gazete havadislerinden birini dalıa vermekle bu günün şeametini bitirmiş oluyorum.
Pazar günkü intihapta, halkın sel halini alarak reylerini hemen hemen ittifakla Demokrat Parti lehine kullanması ve seçimin en olgun vo en yüksek siyasi terbiyesi olan, yıllarca tecrübeleri bulunan milletlere parmak ısırtacak bir intizam ve vekar içindo yapılmış bulunması, herkesi ne kadar sevindirmiş ise oy tasnifinin, gecikmesi ve bazı ilçelerden kaymakamların fazla bir gayretkeşlik hummasına tutularak tasnif sırasında Demokrat Parti adaylarına verilen reylerin Halk Partisine devrine göz yummaları haberinin şuyuu halkı o derece üzmüş ve sinirlendirmişti. (»?
Sabahın erken saatinden itibaren halk, telefonla gazete idarehanelerine müracaatla tasnifin neticesini öğrenmeğe uğraşmışlar gazeteciler de durup dinlenmeden soranlara henüz anlaşılmadı demek mecburiyetinde kalıyorlardı.
Görünen göze nasıl kılavuz istemezse, pazar günü sandık başlarında bulunanlarca da Demokrat Partinin ezici bir ekseriyetle Partiyi kazandığı malûm olduğu için tasnif işinin böyle gecikmesi ve baza sandıklarda çıkan oyların, mazbata değiştirmek suretile, tamamen makus bir kılığa sokulmuş olduğu haberleri, şehrin neşeli havasını bir anda bozmuş ve saatler geçtikçe artan asabi bir fırtınanın esmesine sebep olmuştur.
Bir aralık valinin uçakla Aııkaraya gittiği haberi şayi olmuş daha 6onra da Mareşal Fevzi Çakmağın seçim kurulu başkanlığına müracaat ederek millet iradesinin ismetine lıürmet edilmesini istediği haberi duyulmuştu. Valinin Ankaraya azimeti teeyyüd etmemekle beraber Mareşale aid olanı tahakkuk eylemişti.
Sayın valimiz Dr. Lûtfl Kırdar Yeni Sabahın sahib vo başyazarının pazar seçimleri hakkında sorduğu bir suale büyük bir dürüstlükle:
— Seçimde Demokrat Partinin kazanmış obuasını kuvvetle muhte mel görüyorum. M
cevabını vermişti.
Pazar günkü seçimleri takib etmiş olan Amerikan basın ataşesi Yeni Sabah matbaasına kadar gelmek zahmetini ihtiyar ederek:
— İntihabı yakından takip ettim. Türle milletinin gösterdiği siyasi terbiye ve olgunluğa hayran oldum. Demiştir.
I ★
23 Temmuz günü ortaya atılan bu hakikatlerden bana en acayip görüneni şunlar olmuştu:
1 — Vilâyet seçim kuruluna bu işda düşen vazife 16 ilçeden gelen ikinci derecedeki tasnif tutunaklarını son bir tasniften geçirmekten başka bir şey değildi. Bu da en miskin bir faaliyetle hiç şübhesiz iki, haydi üç saatten bitirilecek kadar bir mahiyeti haiz bulunuyordu. Böyle olduğu ve aradan birçok saatler geçtiği halde neticenin alınamaması;
mebus olacaksınız) şeklinde kehanette bulunması;
3 — Yine sayın Lutfi Kııdarın gazetelere (Seçimde Demokrat Partinin kazanmış olmasını çok muhtemel görüyorum) demesi;
Bunlardan anlıyoruz ki vilâyet seçim kurulunda tasnif bittiği halde netice bir türlü alınamıyor, saatlerce Ankara ile vilâyet arasında devam öden muhaberelerin soııu bekleniyordu. Tasnif tamam olmadan adaylardan birine (Sen mebus olacaksın) demek, yahut gazetelere (Se çimde Demokrat Partinin kazanması çok muhtemel olduğunu söylemek kehanetin de üstüne çıkan bir kerametin hududuna girerdi.
Bu ifşaattan anlıyoruz ki, tasnif neticelenmiş, fakat Halk Partisinin kaç aday çıkarması temin edilirse seç çıkarmıyacağınm anlaşılma-sinde (Siz mebus olacaksınız) şeklinde kehanette bulunması; darın Cevdet Kerim lncedayı ile boğuşur ve Ankara ile muhavere ve muhaberede bulunurken çektiği sıkıntı ve döktüğü ter nazarı merhamete alınırsa bu kadarcık olsun bir fazilet önünde eğilmemek ve kendisine acımamak kabil olamaz. Velev ki bu, temini ile mükellef olduğu asayişin tehlikeli bir hal alması mukabilinde olsun...
• (Devamı var)
Valinin bir gün evvel Mareşalle yaptığı telefonla muhabere-
W


/IMMII
^YAPRAK
MÜTEFFRRİK
(Boğaziçi otobüs seferileri takviye edilecek
Tahkikatdan niçin çekinmeli?
CBaş tarafı 1 incide) karar vermelidirler.
Ortada çekinecek ne var?
«Beraet-i- zimmet asılı? olduğuna gö re bu mes'ele tahkik edilinceye kadar bütün ileri süriiien iddialar nihayet münakaşa sahasında kalır.
O halde buğday İşinin tahkikat haddesinden geçmesi, her bakımdan müsbet bir netice verir; tahkikatı yapmamak, yaptırmamak, hattâ bizzat eski Ticaret Bakanının buna tarafdar olmaması hiç de iyi bir tesir bırakmaz.
Ne var? Ticarette kâr nasıl zararın ortağı ise siyasette de hatâ, savâbın arkadaşıdır. Tahkikat neticesinde bunun yanlış bir hareket olduğu anlaşılır; yahu d o esnada böyle icraatın lüzumlu olduğu kanaati hasıl olur; mes* ele seyrini takib eder -f biter.
Bu İtibarla buğday mes elesi tahkikatı hakkında reye müracaat edildiği zaman sabık Ticaret Bakanının eli tah kikatın yapılması lehinde kalkmalı, bir an evvel mcs'elenin hakikati meydana çıkmalıdır.
Bizce okserlyet partisinin mevkiini sağlamlıyacak en doğru siyaset bu-dur.
Patrik Maksimosun İstifası gün mes’elesi
- — o
Dünden itibaren başlayan Rum Paskalyası münâsebetile, Kıbrısta bulunan İki Rum — Ortadoks met rapolidi daha şehrimize gelmemiştir. Bu metropolitlerden biri (Ber-gamo Adomaııdios)r diğeri de (Sar don Maksimos) lslmlerlndedlr,
Bu iki Metropolidin İstanbula gelmesi, Patrik Maksimosun istifa sı ile alâkalıdır. Bu metropolitlerle, Sen Slnod Meclisi üyeleri tamamlanmış olmaktadır,
Öğrendiğimize göre, Patrik Mak slmos, İstifası için ileri sürdüğü şartlarda halen İsrar etmektedir, Paskalya 10 Mayıs sabahı sona e-recck ve Sen Slnod Meclisi derhal


I
Başbakan yardımcısı ila muhayyel mlilâkat /velki günkü Grup toplantısında Başbakan sayın
//₺/? SABAH
Kandilli Kız Lisesi ınüsameıesine ait bir tenkid
Köyümüzün Üsküdar 36 ın cı ilkokulunda Okul Aile Bir liginin 23 Nisan 948 Çocuk Bayramı için tertib ettiği mü sanıercde bize de dört kişilik bir davetiye gönderiliyor. Babam rahatsız olduğundan annem de dolayısile babamı bırakıp gidemiyor; fakat babam okula alâkasız lık olmasın diye beni ve Kan dilli Kız Lisesine yatılı devanı eslen tatilden istifade ederek bizde misafir olan ar kadaşımla gönderdi. Biz de şen ve neşe içinde mezun olduğum eski okuluma bir kere daha görmek ve çocukluk hâtıralarımı aıımak hevesile okula gittik; kapıda okulun müdürü olduğunu söyliyen zat heınen (davetiyeniz) dedi. Bizo verilen dört kişilik davetiyeyi uzatarak babam rahatsız olduğu İçin gelemedi ben ve Kandilli Kız Lisesinden misafir arkadaşım geldik dedim. Bunun üzerine müdür olduğunu söyliyen bay bu dört kişilik davetiye yalnız sizin aile içindir, binaenaleyh siz girebilirsiniz fakat misafir arkadaşınız sizin ailenizden olmadığı için kapıda kalır, giremez deyince sanki okul binası başıma yıkıldı zannettim. Düşünün bir kere eğer ben dört kişilik davetiye ile beş kişi gelseydim belki olmaz derniyo lıakkı vardı, fakat 'ben yalnız bir misafirimle geldiğim halde kapıda teşrifatçılık gibi en ağır vazifeyi alan bay bu şekilde kovuyor. Sonradan yaptığım tahkikatta ayni okulda zevcesi de muallime imiş ve Bursadan gelen üç kişilik misafiri için en ön sıradan üç koltuk ayırmış ve davetiye yazmıya lüzum görmeden içeri almış. Acaba bıı misafirperverliği diğer köylülere de gösteremez mi idi? Hiç olmazsa buyurun fa kat yerimiz kalmadı ayakta kalacaksınız gibi bir şeyler söyliyemez mi idi?
Muhterem maarif müdürünün nazarı dikkatini cel-betmenîzi rica ederim.
Kanlıcadan Hayriye
Kızıltoprakta patlıyan lâğım
Kızıltoprakta oturan bir o-kuyııeunıuz matbaaya telefon ederek şunları söyledi:
«Kızıltoprak istasyon caddesinde Bakkal Tevfik’in dükkânı önünde patlıyan bir lâğım, aradan üç dört gün geçtiği halde hâlâ taruir edilmemiştir. Caddeden, kokudan geçilememektedir. Halkın sıhhatiyle ilgili olan bu mesele için alâkadar makamlara yapılan müracaatlar neticesiz kalmıştır.
Bir defa da gazeteniz va-sıtasile keyfiyetin, ilgililere duyurulmasını rica ederiz.
Ç. E. K. Beyazıt bucak kolunun senelik kongresi Çocuk Esirgeme Kurumu Beyazıt bucak kolunun senelik kongresi yarın saat 21 de Şehzadebaşında Letafet apartmanının toplantı salo nunda yapılacaktır.
İlkokul Öğretmen lerinin münazarası
“Okula altı yaşında çocuk alınma maildi r„ tezini müdafaa eden öğretmenler münazarayı kazandılar
P.T.T. Başmüdürleri Ankarada toplanıyor
-----—"" )
Hııgün bavlıyacak olan toplantıda 24 saat nöbet usulünün kabul edilmesi kuvvetle muhtemel
ti
İlkokul öğretmenleri arasındaki se klzincl münazara, dün saat 14,30 da Eminönü Halkevinde «ilkokullara yedi yaşında mı yoksa altı yaşında mı* talebe alınmalıdır» mevzuun da yapılmıştır,
Münazarada: müfettiş Lâtif Ök-' tem, öğretmen Bn, Müıekke mTra-gay, Sıddık Ungan, Şükran Akpu nar ve Cemal Özgeçenden müteşek kil ekip, ilkokullara yedi yaşında çocuk alınmalıdır tezini müdafaa et mlş ve hatipler; erken yaşlarda mektebe başlamalarının çocuklar 1 çln büyük zararlar tevlld edeceğini, zekâlarının ağır dersler altında e-zlleceğinl ileri sürmüşlerdir, Bu a-rada müsbet tez ekibi arasında, Be yoğlu 29 uncu okul öğretmeni Bn, Mükerrem Tragay bilhassa tema-
yüz etmiş ve güzel bic.ıUMİaiaa yapmıştır.
«ilkokullara altı yaşındı da talebe alınmalıdır» tezini; müfettiş Avnl Ülküner, öğretmen Şaziye Türe-ğtln, Dürriye Öner, Remziye Erdem v» Cemal Candan ekibi-müdafaa et miştlr, Müfettiş Avni ÜLkünerln be raberinde kürdüye çıkardığı yardımcı felsefe kitablarma dayanan, uzun boylu konuzması dinleyiciler arasında bazı İtirazlara lebeb ol duysa da; öğretmen Dürriye Öner, Remziye Candan bilhojsa Cemal Candanın kısa ve veciz konuşmaları dikkâti çekmiştir,
Netice dinleyicilerin ma arze dilmiş ve 80 reye karşı 172 reyle mübet tezi müdafaa eden ekip mU nazarayı kazanmıştır,
DENİZDE
“İstanbul,, vapuru Marsilyadan döndü

ADLİ YEDE
Katil postacının dünkü duruşması
E, T, T, idaresinin İsveçe sipariş ettiği 50 otobüsten geri kalan 15 1 İsveçten gemilere yükletilerek hareket etmiştir, z
15 otobüsün, mayısın ilk haftasında şehrimize gelmesi beklenmek tedlr,
ilgililerden öğrendiğimize göre 15 otobüsle. Kurtuluş — Beyazıt ring hattı ile. Sarıyer — Taksim hattı takviye olunacaktır,
H. Vedad Fırattı Avrupa talebe ■ nnif et fişliğine tâyin edildi
~ Bundan bir müddet evvel, vazife sinden alınan, Güzel Sanatlar U f
* M • • • a I ■ * * « —. *
kafiyenin îstanbulda, Ankarada Izmirde veya memleketin diğer akşamında idame eylediği gizli faaliyetin mebdei Cavid Beyin hanesinde akdedilen kongre ve onu tâkib eden daha muhtasar ietimalar ve müntehayı taklibi hükümet gayesine matuf sui kasd hareketi olup bu mebdele müntelıa arasmda intihabata, meclis mücadelâtına ve memleket dahilinde fırka teşkilâtına taallûk eden fasılların kanunen müstelzim takibat ve mücadelât olmadığı bedihî ise de en salâ-Ifyettar ve hakikî kongrenin kararile kendi kendini fesheden ve binaenaleyh kanunen mevcud bulunmıyan îttihad ve Terakki namına kongreler akdile o Unvan altında yeni programlar ve teşkilât projeleri tanziminin ve mııkarrerat ittihazının gayri meşru ve gayrî kanunî harekâttan olauğu şübhesiz bulunması ve ilk tecrübeleri Ankarada yapılan ve müteakiben Bursada tatbiki arzu edilerek muvaffak olur.anııyan ve îzmirde ise tatbikinden biraz evve ke-^folunan suikasd tarikile taKubİ hükümet teşebbüsünün kanunen en ağır ef’ali cürnnyede.? addolunması itibarile muayyen maksad ve gaye etrafında taazzuv ederek harekete gelmiş işbu teşek-
• •
mum Müdürü Halil Vedat Fırat fi, Avrupa talebe müfettişliğine tayit edilmiştir,
Halkevinin konseri alâka ile takib edildi
Beşiktaş Halkevile Darülaceze menfaatine Şehir tiyatrosunda tertib olunan Türk müziği konseri çok muvaffakiyetli geç miş ve güzide bir dâvetli tara fından alâka ile edilmiştir. Kon serde Konservatuar Türk musi-k’si icra ’ıeyeti, Tanburî Osman, Ali Rifat, İsmail Hakkı Beyden peşrev ve besteler çalmış. Mustafa Çağlar ve Zehra Bilirin okuduğu şarkılar, Er-ses akordiyon orkestrası dinle-yiciler tarafmdan uzun uzun alkışlanmıştı.
«Memleketimizde zirai işçilerin durumu» hakkında bir konferans verildi
Iktuad Fakültesinin tertip ettiği İçtimaî siyaset konferanslarının i kincisi dün saat 18,30 da Eminönü Halkevinde Pror, Dr. Reşad Nal-bandoğlu tarafmdana Memleketimizde Zirai işçilerin Durumu» mev zuunda verilmiştir.
t
Marsilya seferinden dönen «îs tanbul» vapuru 189 yolcu ve 270 ton hamüle ile dün, fırtına sebebile bir saat rötarla, 15,30 da limanımıza gelmiştir.
Gelen yolcular arasında; «Yeni Delhi* sefirliğine tâyin edilen eski La Haye elçisi Âli Türk geldi, İstanbul ve Ankarada konferanslar vermek üzere Millî Eğitim Bakanlığı tarafından dâvet edilen Paris Üniversitesi profesörlerinden Montel Paul Antoine ve Febre Lucien Paul, Fireden dönen Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü Turizm Büro su Müdürü Süreyya Ergün ve Ameı ikada münteşir Time - Life gazeteleri muhabiri Mr. R. Law bulunmaktadır.
Şehir hatları vapurlarının yaz tarifeleri
Denizyolları idaresi Şehir Hatları vapurlarında, 1 hazirandan itibaren tatbik edilecek o-lan yaz tarifesi için hazırlıklara başlanmıştır. Yeni vapur tarifesinin tatbikile Haydarpaşa -Pendik banliyö trenlerinde de değişiklik olacağından, Denizyolları idaresi de gerekli hazırlıklara başlamıştır..
Diğer taraftan Karadeniz hat tında yaz târifesinin tatbikine gecen hafta başlanmıştır. İzmit körfez hattında da önümüzdeki mayıs ayından itibaren seferlere başlanacaktır.
Amerikan gemisi yardım malzemesini tahliyeye başladı
Peach Tree State adındaki Liberty tipi Amerikan gemisi yardım malzemesi yüklü olarak dün sabah limanımıza gelmiştir.
Tam hamule ile yardım malze mesi taşıyan bu gemi îstanbulda (M. 36) tipi ağır tankları boşalttıktan sonra Iskenderuna gidecek ve geri kalan yardım malzemesini de orada tahliye

P) T, T, Başmüdürleri, bugün An karada toplanacaklar, idareye ait meeeleleri inceleyeceklerdir,
Toplantım üç gıün devam ede cggl ve mühim kararlar alınacağ; söylenmektedir,
Diğer taraftan öğrendiğimize gö re İstanbul telgraf memurları bir müddet evvel meriyete konan yeni nöbet usulünden şikâyet etmek te, 24 saat nöbet usülünün idare-nin İşleri ve kendileri için de fayda lı olduğunu Genel Müdürlüğe bildirmiş bulunmaktadırlar.
Har.b yıllarında tatbik edilen 24 saat nöbet 48 saat İstirahat usulü, idare İşlerinin süratle görülmesi ba kmundan faydalı olmakta, her nö bet sabah 9 a kadar işlerini bitirmekte ve devir bırakmamakta İdi-
Memurların ekseriyeti, uzak semtlerde oturduklarından, gelip git meleri ve İstirahat vakitleri norma] dİ
Fakat şimdi yeniden tatbik edilmeğe başlıyan kısa nöbet esası, me murları müşkül durumda bırakmış tır.
Şimdiki usule göre sabah 9 da nöbete giren memur, 18 de nöbeti terketmekte ve ertesi günü tekrar 18 de vazifesine gelmek mecburiye tindedir,
İlgililer. İstanbul gibi dağınık bir şehirde bu şekil nöbet usulünün tatbik edilemiyeceğini ve Aukara-dakl P. T; T. Başmüdürleri toplan tısında, bu hususta müsbet bir karar alınması lâzım geldiğini iddia etmektedirler.
On beş gün evvel Taşkasabda amcasının 17 yaşındaki kızı Mu allayı bıçaklayarak öldüren pos ta müvezzii Kâm i lir. duruşması na dün 1 inci ağırceza mahkemesinde devam olunmuştur.
Geçen celsede hiç konuşmı-yan katil bu celsede de sadece:
«— Hâdiseden sonra şuurumu kaybettim, hiçbir şey hatır-byamıyorum» demiştir.
Yargıcın ısrarla sormasına rağmen cinayet hakkında tek kelime söylemiyen sanık katil âleti olan bıçak kendisine gösterildiği zaman «bunu da tanıyamıyorum» cevabını vermiştir.
Neticede mahkeme sanık vekili Orhan Arsalın da talebi ü-zerine Kâmilin müşahede alıma alınmasını intaç edecek bir durumu olup olmadığını tesbit K çin Adalet doktorluğunca muayene edilmesine ve celsenin talikine karar vermiştir. Bir mütecaviz habse mahkum oldu
Bir müddet evvel Taksimde Dolapderede Ayşe Çetin kaşın e-vine tecavüz ettiği sırada kendisine mâni olmak istiyen komiser Osmana tabanca ile iki el ateş eden İzmirli Muzaffer hak-kındaki dâvanın duruşması dün 2 nci ağırceza mahkemesinde sona ermiştir.
Mahkeme sanığın 7,5 sene a- Almamdaki FraOSIZ İS^al
İt t
P A A RİFTE


Burhan Toprak vekâlet emrine mi alındı?
Güzel Sanatlar Akademisi yangınından sofıra, Akademi Müdürü Burhan Toprak’ın istifaya mecbur edildiği rivayetleri gittikçe kuvvet bulmaktadır.
Yangında kasid eseri olduğun da ısrar etmesi üzerine; bu sefer de Burhan Toprak’ın pazartesi sabahından itibaren Vekâlet emrine alındığı söylenmektedir. Tahkikat komisyonları da henüz kat’î bir neticeye vararna d’kları halde, Burhan Toprak’ın yangında ihmali olduğunu iddia etmektedirler.
Diğer taraftan, yine istifası kabul edilmiyen Resim ve Heykel müzesi şefi Halil Dikmenin veva prof. Kenan Temizanm; Eurhan Toprak’ın yerine tâyin olunacağı beyan edilmektedir.

bir toplantı yaparak Maksimosun
istifası meselesini müzakere edecek | külü hafîve dahil bulunmıyanlar tir-
gır hapsine karar vermiştir. Mu zaffer karar okunurken heyeti hâkimeye hakaret etmiş ve bağırıp çağırmağa başlamıştır. Kendisini susturmak istiyen mü başir Kâmilin de elini ısırmıştır.
Suçlu hakkında ayrıca zabıt tutulmuştur.
edecektir.
Limanımızda boşaltma ameli-yesi yarın sabah sona erecektir.
•IV
bölgesile aktedi'en t’caret anlaşması
Memleketimizle Alınaııyadaki Fransız işgal bölgesi askçrî hükümeti arasında 19 nisan -94S tarihinde Baden Baden’de bir ticaret anlaşması, bir ödeme anlaşması ve bir modiis vivendi imzalanmıştır.
Anlaşmalar ve nıodüs vivendi 1 mayıs 1948 tarihinde yürürlüğe girecektir.
yardımcısı Faik Ahıuod Barutçu buiday ihracı bactrıkjiziifcınden hah-solunurken, muhalefetin bu işi bir po-litaka» oyunu yaptığını söylemiş.
Başbakan yardımcılığına kadar yükselmiş bir politika adamının politika hayatından bu kadar habersiz görünmesi ve muhalefetin meşru, bir hakkını kullanmasını âdeta bir suç telâkki ederek o yolda bir dil kullanması beni hayrete düşürdü oer)em yalan söylememiş olurum. Zira ben, bizi idare öden zevatın ruhî haletini yakından bilirim. Devlellı-lerin yüzde doksanı kendilerini birer dehâ sayarlar ve öyle hareket ederler. Fakat ekseriya da böyle kaş yapayım derken göz çıkarırlar.
Hele Barutçunun memlekette geniş ölçüde bir buğday sıkıntısı olmadığını söylemesi gerçekten şaheser bir çam devirme idi. Öyle ya. mademki ganiş ölçüde bir sıkıntı yoktur, şu halde neden on dokuz milyon Türke arpa ile karışık bir nevi deve hamuru yutturmaktadır?
Sayın Başbakan » yardımcısını telefonla aradım ve kendisinden muhayyel bir mülakat rica ettim. Evvelâ:
— Ben gazeteoiîerle sahici mülâkat (ardan kaçınırken muhayyeline nasıl razı olurum? diye biraz nazlandı ise de rica ve-niyazım karşısında çabuk yumuşadı. Hele şanlı altı okun başına and vermem kendisini büsbütün coşturdu ve aram:zd3.?öyle bir muhavere geçli;
— Beyefendi, İnan’ın butun milleti bu hale
jımtıhalefetin bir
say (yormuşsun uz, aslı var mı?
— Var, ya! Muhalefet merdce hareket edip durumu bir emrivaki otaralş kabul etmiyor da bundan faydalanmış kalkışıyor.
— Peki amma beyefendi bütün Demokrasilerde muhalefet hükümetin yanlış icraatını lenkid eder ve biyle beceriksizliklerden faydalanarak hükümeti devirmeğe çabşır. Bu onun tabî] hakkıı değil nüoir ?
— Değildir^ Maluın a, biz bize benzeriz. Binaenaleyh bizim Demokrasimiz de başka Demokrasilere benzemez.
— Mükemmel. Sonra efendim bizde geniş ölçüde bir buğday sıkıntısı olmadığından bahis buyrubnuş?...
— Evet söyledim ve- ınan Fıkracı ki bizde..gerçeklen büyük..ölçüde bir sıkıntı yoktur.
— Peki, Karadeniz kıyılarında mısır kocanı yiyen, hattâ açlıktan ölen vatandaşlar...
Sözümü ikmale vakit bulamadım; telefon hattının öbür ucundaki sez birdenbire hırçınlaşarak:
— Söyle şeyin aslı yak, bansettiğir yurddaşlar mısır koçanı değil, mısıı püskülünden imal ettikleri bîr nevi mugaddi çayı İçip keyiflerine bakıyorlar ve Saka hükümetine dua- ediyor lar^ Haber bundan galat olsa gerek., diye bağırdı;
— Son bir 6ual beyefendi, mademki memlekette -buyurduğunuz gibi 5 * ölçüde bir sıkıntı yok. o halde neden dolayı bize arpa ile karışık ne idüğü belirsiz bir halita yediriyorsunuz?
— Bunda anlamayacak ne var? Milleti muhtemel bir buhrana karşı- ha-zırJıklı bulundurmak için onu arxt ekmeğine alıştırıyoruz. Alelade bir talimden, bir tecrübeden başka bir şey değil. Bu geçici mahrumiyet...
Bu söze akan sular dururdu, iste-mi yere k ahize elimden düştü, muhavere de kesildi. FIKRACI
sabık ekselans Atı buğdaylarımızı satır koyması kıy fiye.ir. nevi- politika oyunu
O




İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler «ördüm?




A
I
Yazan C» Si
:’e

m

ve içyüzü
dan malûraulesami bir kısmının muhakemeleri Izmirde icra kılınarak cürümleri sabit olanlar hakkında vicahen verilen karar neşir ve infaz edilmiştir.
Hali firardş. bulunmalarına rağmen gıyaben idama mahkum ctanlardan Kara Kemal muvacehe! kanun ve millette meş um teşebbüsatı cezaiyesinin hesabını vermekten kaçarak hini derdestinde hükmü İjizza* infaz eylediği gibi Abdülkadir de ahiren Bulgaı istana savuşmak üzere vasıl olduğu îğneadada hay-veıı derdest olunmuştur. Ayni veçhile nıaznuniyetine binaen tahtı tevkife alınmış olanlardan Maliye Nazırı esbakı Cavid, sabık Ardahan meb’usu Hilmi, Ergani meb’usu İhsan, Sivas
Tefrika No. 248
meb’usu sabıkı Kara Vasıf, .Erzurum meb’usu sabıkı Hüseyin Avni, Mersin meb’usu sabıkı Sa-lâhaddin, memaliki ecnebiyede bulunan ve mahkemenin dâvetine icabet etmiyen İstanbul meb uslan Rauf ve Adnan, İzmir valii sabıkı Rahmi Beylerin çilime derecei iştirakleri hakkında ter*'*,,t vicdana medar olacak tahkikatm tamiki için tefriki dâvalanna karar verilmişti. Ke-zalik bir teşkilâtı kafileye dahil bv’unmakla maznuııen muhtelif tarihlerde tahtı tevkife alınan nabık îttihad ve Terakki erkânından doktor N-ızım, Küçük Talât, Midhat Sükrd, Hamdı Baba namile maruf Hamdi, Fatih kâtib mes’ulü Vehbi, Bakırköy kâtib mes’ulü İbrahim
• •
Beşiktaş Halkevinin balosu tehir edildi
Beşiktiaş Halkevinin 29 nî Edhem, Hamal namile maruf ı £an?a Tokatlıca oteli Ferid, doktor Ri^.uhi, kâtibi ( tertib ettiği yemekh gece
mes’ullerden Hüsnü, Trabzon j murahhası Nail, Ordu ve Donan i ma pazarı müdürü Nainı Cevad, ı Tırnakçı namile maruf yüzba-J şıhktan mütekaid Salim, Yakub) Cemilin biraderi Seyyid Meh-1 rned, Kör Ali namile maruf Ali Ilışan, polis müdürü esbakı Az-| mi, Ekmekçiler şirketi müdü-J rü sabıkı İzzet, sabık komiser-1 lerden Cavid, (Tanin) sahibi imi tivaz ve sermuharriri Hüseyin/ Cahid, Millî Mahsulât şirketin-J den Gözlüklü Midhat, Kantari-j ye şirketi müdürü Bekir Sldkf.J Millî İktısad Bankası müdürü( Mehmed Ali, ser veznedarı Rı-L za. Millî Mensucat şirketinden ı Sadeddin Rıza, Millî Ticaret şir-? ketinin İzmit mümessili Ihsan,} Millî Mahsulâttan Haşan Feh-} mi bahriye kaymakamlığından! mütekaid Aziz Beyler ve Sandal j cı Cemiyeti reisi sabıkı Ali Os-J man Kâhya, Hamallar Kâhyası! Salih Reisle sureti cereyanı muj hakemata nazaran temadii mevA kııfivetlerine lüzumu kanıı- 4 nî bulunmadığı anlaşılarak gav-l ri mevkuf olark muhakemeleril karargiı* olan doktor Hüseyin-1 zade Ali, posta ve telgraf me-| murin müdürü sabıkı Hilmi, Es} kişehir meb’usu sabıkı Eyüb}
MMMSM i»uz
eğiencasi Safiye Avdnnın Mısırda ve Perihan Sözelinin de Su-riyede buluruna51 ve salonların o gece misafir Amerikalılara tahsis edıln^esı dolayısile elde olmıyan zaruretler yüzünden 13 nıans perşembe gününe tehir eSrlmi'lir. Halkevi gecenin, cok eğlenceli ve neş’eli geçmesi için her türlü fedakârlıktan çekinmemiş ve ayrıca birçok sürprizler de ilâve etmiştir.
4K TAKVİM
NİSAN 1948
* '


1364 Rumi Nisan
16
29
Perşembe
1367 Hicri Cem âhır
19
Kasım 174 — AY — 4 GÜN 120
VaMtler
Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İmsak
Vasati S.
6
13
17
20
21
4
D. 01
12
02 03
45
10
Ezani D, 59 10 00
S,
9
5
9
12
1
.)8
43
08


is NİSAN İUÖ
r ® W T 3 A’ B x a
r !. w



)


»AYİTA: 3
Bellindeki



komünistler
(

j Polis mödfirS. adam 1 » kaçırma vakıalarından ) t bunların mesul oldu- ) t ğunu söylüyor { ı . Berlin: 28 (AP) — Ber. j ' lin polis müdürü Hans Kanig, !
Berlindeki adam kaçırma vak I alarmdan Alman Komünisti® I rinin sorumlu olduğunu zira ( propaganda yol uile halkı ka I sanamıvacaklarmı anlayan I Komünistlerin şimdi şehirde 1 ' bir panik çıkarmak istedikleri • ı ni söylemiştir, 1
1 Kanig, .bu ithamlarını şeh- ı ! rln Amerikan kesimindeki e- f J vinde verdiği beyanat sırasın C ı da ileri sürmüştür, Dündenbe ( ı ri Amerikan kesimine iltica e- . 1 den polis şefi, Rusların kendi- f sini tevkif etmek istedikleri 1- 4 çin kaçtığım söylemiştir, Evi 1 muhafaza altında bulun durul ( maktadır, J
Kanige göre, bir polis memu ) ru bir Alman sivili şehrin Sov ( yet kesimine kandırarak götür ) müş ve adam Rus kesiminde | tevkif edilmiştir, Polis şefi J memurunu tecziye ettiği İçin J Ruslar kendisini tekvif etmek f istemişlerdir, Polis şefinin an. ) tattığı bu hâdise Amerikan iş ( gal makamları tarafından / tahkik edilmekte olup, bu ma J kamlar müttefik İşgal komu- r tanlığı toplantısuıda Ruslar- ı dan "bu hususta izahat Lste- ( mek tasavvurunda oldukları ) m belirtmişlerdir, c
Polis şefi, Komünistlerin J Berlindeki polise ait bütün ö- ( devleri inhisara almağa teşeb ) bils ettiklerini ve gayelerine C varmak için Sovyet makam- ) lan nezdindeki nüfuzlarım c kullanmakta olduklarını da ) ileri sürerek şunları İlâve et ı iniştir: f
«Alman Komünistleri tara— ) fından yapılan bu tazyik Rus s makamları tarafından yapı- ? lan tazyiklerden çok daha kö J tüdür. Alman Komünistleri, ? Komünist olmayan diğer va- S tandaşlarına karşı korkunç bir J kin beslemektedirler, Komü- 5 . nlst olmayan bütün Alman I C memurları ödevlerinden uzak r ) laştırrnağa ve bu adamlan ) C Ruslara ezdirmeğe çalışıyor- c J lar,» J
Ruzvelt’in

II •
ı
bl
I
9


oğlu -------------o----- Eisenhover.n Cumhurbaşkanlığını destekiiyecek
Nevyoık; 28 (AP) — Müteveffa Cumhurbaşkanının oğlu Elllott Re osevelt ,Eisenhoweri başkan seç. mek İçin girişilen cereyanı destek temek üzere dün bir nutuk ver. iniştir. Elllott Roosevet, «millet isterse» Başkan Trumanın, Demokrat Parti adayı olarak General El. senhoweri göstereceğini söylemiştir, Elliott Roosevelte göre. Truman yeniden adaylığını koyacak olursa Henry Wallasetan daha az oy ala çaktır,
Yunanistanda çetecilere karşı harekât sekteye uğradı
Londra, 28 (B.B.C.) — Yuna-nütandan alınan haberlerden, fena havalar yüzünden orta Yunanistanda âsilere krşı girişilen harekât sekteye uğramıştır. Maamafih, âsilerin deniz yo hlc kaçmalarını önlemek için destroyerleri, Korent körfezin ie karakol gezmektedir ler
ÇETE ŞEFLERİ TESLtM Mİ \ OLACAK;
.* Atina. 28 (A,A.) Hükümet
mahfillerine mensup yüksek bir sah alyet. Komünist şeflerin silâhları, »i ve Yunan hükûmetlle müzakere ye girişmek, çarelerini aradıklarını söylemiştir, Ayni şahsiyet, Komünistlerin bu kararının, Yunan çete ellerinin maneviyatımı sarsan itaj yan seçimleri neticesinden İleri ge) oiesl muhtemel bulunduğunu İlâve etmiştir,
İngillerenin Afganistan biiyük elçisi
İf Londra: — Ingiltere, Alganls taıı Elçiliğini Büyük Elçiliğe çe-virmek karanm vermiştir, (A,A,)
R^sya tarafından Avrupanm herhangi bîr yerine
bir yerine anî taarruz vaki’ olursa iki memleket müştereken hareket edecek
28 (A.A.)
\ Wa»hinğton :
WasMiigtea'daki B.B.C. muhabiri, Amerika ile Ingiltere’nin Rusya tarafından Avrupa'nın herhangi bir mahalline birdenbire yapılacak bir taarruza karşı koymak üzere müşterek bir hareket plânı hazırlamakta olduğunu öğrenmiştir.
Muhabir gayri melhuz haller için hazırlanan bu rapor gereğince herhangi ani bir kanşikhk karşısında Amerika ve Ingiltere’nin müştereken hareket edecekleri manâsını çıkarmaktadır.
Amerika ile Ingiltere arasında yapılan bu müştereken hakereket plânı bu ayın başında İngiltere müdafaa Bakanlığı genelkurmay baş kanlığı i lbaylarından kurmay general Sir Leslie Holiss’in Amerika-ya yaptığı bir ziyareti esnasında kararlaşmış bulunmaktadır. Generalle birlikte ayni bakanlığa mensup bazı şube müdürleri de Amerika'ya gitmişlerdir. Bu ziyerete kadar Ingiliz v» Amerikalıların ani bir taarruza karşı koymak için ayrı ayrı plânlan vardı ve bu plânlar birleştirilin emişti.
ÜNGİlLlIZ UÇAKLARININ KUDRETİNİ TECRÜBE
Londra 28 (A.A.) — Herbiri
sekiz kişilik bir mürettabatı hamil bulunan altı tane Lincoln- bom-barduna ı u ’iğı bugün Ingiliz lıava kuvvetlerinin arzın öbür ucuna kadar bir savaş kuvveti sevkedebile-cek bir durunda bulunduğunu is-
maksadiyle Lincolnahiro'den

Tf
i ‘
bat
Singapur'a hareket etmiştir, Uçaklar gidiş geliş 40 bin mil katede-ceklerdlr. bu uçaklar cephane taşımaktadırlar, bomba hâmil değiller dir. Bombardımanı uçaklarına yor efradından 87 kişijd taşıyan hava kuvvetlerine mensup beş taşıt uça ğı refakat etmektedir. Bu flty âttı hafta kadar sonra tngiftöroyo dönmüş olacaktır. Filonun komutanı paasomere'dir.
Londra: 28 (A.A.) — Nafen
muhabirinin âni bir tecavüz halinde yürürlüğe girmeğe hazır bulunan Ingiliz - Amerikan müdafaa plânı hakkında öğrendiğine göre, bu plân kat iyen bütün batı birliğinin müdafaası hakkmdaki müzakerelere tesir edecek değildir. Gerek Londra ve gerekse Vaşington hemen bir tecavüz vuku bulacağını zannetmektedir. Bununla beraber bu iki hükümet merkezinde askeri müdafaa makamlarının vazifesinin her ihtimale karşı hazır bulunmak olduğunu belirtmektedir.
FRANSANIN ASKERÎ HAZIRLIĞI
Paris: 28 (A.A.) — Bu sabah toplanan bakanlar kurulunda sa vunma, deniz ve hava genelkurmaylarının birleştirilmesine vç silâhlı kuvvetler müşterek genelkurmayının kurulmasına aid kararnamenin tasvib edilmiş olduğu öğrenilmektedir.
l

Hükümet, Cekoslovakyada vukua gelen hükümet darbesine benzer bir harekette endişe ediyor den maddelerin kaldırılmasını talep eyleyen Komünist grupu tekil fl 47 ye karşı 133 oyla reddedilmiş tir,
Paktln reddini isteyen Liberal grupunun teklifi de 16 muliafllo karşı 149 oyla reddedilmiştir,
bulunulmasından
Helsinki. 28 (AA,) (Nafen) — Finlandlyada Sıkı Yönetim ilân edilmesinin sebebinin Çekoslovak yada vukua gelen müşabih bir Komünist darbesinin husule gel meşinden endişe duyulmakta olduğu zannedilmektedir. Garnizon kuvvet lerinin İzinleri kaldırılmış, polise harekete hazır bulunmak emri verilmiş ve iki topçeker Helsinki 11 manma getirilmiştir, Silâh, fabri ka ve depolarının muhafızlarının sayıları arttırılmıştır,
Zaıınedldiğine göre, hükümet Ko münlstlerln. Sovyet—Fin anlaşma sınm taskldl sırasında bir hükümet darbesi ika edecekleri hakkında malûmat almıştır.
FİN RUS ANLAŞMASI TASDİK EDİLDİ
Helsinki: 28 (A,A.) — (A.FJP.) — Finlandiya ile Sovyetler arasında nisanda aktedilen dostluk, lşbirll
ği ve karşılıklı yardım anlaşması bu sabah 11 muhalife karşı 157 oy la Fin parlâmentosu tarafından tasvib olunmuştur.
Bazı ihtiyat kayıtlarım İhtiva e-
6

W mahkûmiyet ilâmını bizzat imzaladı
fBaşmasaleden devam) İle onlardan altısı yeni kabinede de mevki alnıınUrdır. (İktidar sandalyesinden sanık sandalyesine onların da mevki değiştirmeleri Cazım olacaktır.»
(Lşte bu tehlike ve lihtimai Atıf Ananın kurtulmasından en büyük âmil oidu. Yâni herkesin kendi canını kurtarmak gayreti, arada, Ananı da kurtardı. Tasavvur buyrulsun, Grup a başkanlık eden Saracoğludur. O Saraçoğlu Şükrü ki 'umanına aid hesabi arı. varlık vergisinde takib ettiği karakuşî ve keyfî hareket tarzı henüz tasfiye ve münakaşa edilmiş değildir. Şimdiki kabinenin başkanı dia Atıf Anan’ın bulunduğu eski kabinede bir uzuv LdL Bu şartlar BÎtında Anan hakkında tahkikat e» muhakeme demek hemen eski vo yaşlı butun (Haİk iPartiU kabineler erkânı hakkında tahkikat • ve iedkikat demek olur. Böyle bir defteri kebir açılmasına parti şefle ri nasıl razı olurî Asliye isti ye boyunlarını satırın altına uzatırlar mı? Ateşin nutukları, galeyan halinde hamiyeti ile maruf olan Fah ri Kurtuluş: «Dün bîr başka Balkanı koruduk, bugün Atıf Anan’ı, sıra başkasına gelmesin diye kur-tarmıya gayret ediyoruz. Bunun sonu gelmez!» diye haykırmış, fakat derdini dinletememiştir. Yalnız akla bir nokta geliyor: Bu kadar esaslı bir dâvada rnensub olduğu ıparti, millet isteklerine uymak istemediğine göre acaba tahkikat açılmasına tarafdar olan Malk Partili milletvekilleri niçin o partiden çekilmezler? Herkese fazilet dersi verenler, hitabet kürsüsünde sağa sola karşı volkan gibi feveran edenler neden milleti en büyük ıztıraba sokanları tecziye ettirmek yolunda muvaffak o-İamayınca hareket serbestliklerini ele almazlar?
Biz faraza Atıf Anan ı dün yine müdafaa ettiği anlaşılan Muhid-din Baha Pars’dan, Şükrü Koçaktan böyle bir hareket beklemeyiz amma bir Fahri Kurtuluş böyle bir jesti niçin yapmak istemez? Mazinin karışık işlerine hiç karış naamış tertemiz ve genç elemanlar fazilet bahsinde neden bir celâdet, göstermezler?
Halk Partisinin kodamanlarla-dan, Saracoğlundan, Aucedayıdan, Hilmi Urandan, Paradan, Kaplandan bu vadide bir haber beklenemez. Onlar her yolsuzluk ve fenalık ile tesanüd halinde bulunmaya kendilerini mahkûm sayıyorlar ki, Atıf toan hakkında bir türlü tahkikat açılmasına razı olmuyorlar. Ya gençler niçin bu yolda yürüyorlar? Bu suallerin ceva-


I
29 Nisan 1948
Perşembe
Atatürk Bulvarındaki Belediye Arsalarıma Satış Günüdür.





[Gününenteresan haberleri!

©

Afganistan Elçisi: Harb çıkacak»diyor
Memleketine çağırılan Afganistanın Ankara Büyük Elçisi basına beyanatta kulundu
Ankara 28 (Hususî) — Ha« ber aldığımıza göre Afganista-nın Ankara büyük elçisi Kâbile davet olunmuştur. Ekselâns Ser dar Faiz Muhammet hanın bit rıüddet Kabilde kaldıktan sonra Londra büyük elçiliğine tayin edileiceği söylenmektediir. Serdar Faiz Muhammet lıan Anka-radan ayrılması münasebetiyle kendisiyle görüşen gazetecilere; Memleketimizden ayrılmakla duyduğu teessürü izhar etmiş ve Türk - Afgan münasebetleri hakkında şunları söylemiştir.
«Biz kardeş iki milletiz- Dostluğumuz eskiden beri devam etmektedir. Bugünkü münasebetlerimiz en samimi bir dostluk içinde gelişmektedir. Şimdilik ticari ve ikdisadi sahada mtina-

sebetlerimiz yoktur. Fakat Tür-kiyönin Afganistanda mevcud herhangi bir şeye ihtiyacı olduğu zaman istediğini vermekte asla tereddüt etmiyeceğiz. Tür-kiyeninde aynı şekilde haraket edeceğinde şüphemiz yoktur. Türkiye ile Afganistan arasın da halihazır kültürel münasebet ler fevkalâde gelişmiş bulunmaktadır.
Faiz Muhammet han, EV harbin çıkıp çıkmıvacağı hakkında kı suale de» yeni bir harbin ne reden başgösdereceğini söylemek kâhinlik olur. Yalnız şunu sövliyebilirim ki mademki el an barış kurulmamıştır ve bu barışın kurulması uzak görülmektedir, harb çıkacaktır» demiştir.
a
Amerikan ekonomik müşaviri gidiyor
Ankara: 28 (Hususî) — Amerikan yardım heyeti nezdinde Eleono mlk müşavir olan Mr, Cummings dün akşam şehrimizden ayrılmış tır, Mr, Cummings yarın uçakla A merikaya hareket edecektir, Mr, Cummlngsln memleketimize dön-mlyereğl ve Vaşingtonda Avrupa-ya yapılacak Amerikan yardım» eko nomik müşavirliğine tâyin îdtlece ğl kuvvetle söylenmektedir,
Kaçakçılık kananvına ek kanun
Ankara: 28 (Hususî) — Kaçak çılık kanununa ek kanun tasarısj büdce komisyonunda yapılan müza kerelerden sonra kabul edilmiştir,
Mevlûdu Şerif
Gümrük muayene memuru merhum NECİP ÖZTÜRK UN vefatı-mn kırkmcı gününe tesadüf eden 30 Nisan 948 cuma günü öğle na-mazım müteakip Cihangir camiinde mevlûd şerif okutturulacaktır, Ar zu eden arkadaşlarının ve ihvanı dinin teşriflerini rica ederiz
Merhumun kardeşi Müıııp Öztürk ailesi Cavide Öztüık
bı hiç de belli değildir.
Fakat ne olursa olsun Halk Partisi kendi inkiraz ve sukut kararını Millet dı.
evvelki gün vermiş oldu, ile arası kesin olarak açıl-
A. Ceuıaleddin Saraçoğlu
Mısırdan gelecek yolcular karantinayatâ'ji olacak
Ankara: 28 (Hususi) — Mısırda yeniden Kolera vakaları görülmesi üzerine Sağlık Bakanlığı Mısır dan gelecek olan yolcuların karan tlneye tabi tutulmasını ilgililere bil dirmiştir.
Beypazannın Boyalı köyünde cinayet
Ankara; 23 Hususi) — Beypaza rınm Boyalı köyünde bir kişinin ölü mile neticelenen feci bir cinayet ol muştur. Bundan bir müddet evvel Zehra adında bir kadın Memed is minde birlslle evlenmiştir, Zehrayj evvelce istlyen fakat evlenemiyen Ali Çalışkan isminde birisi buna muğber olmuş ve Mehmedi öldürmeye karar vererek bir gün Mehmedi çifteyle pusu kurarak bekle ineğe başlamıştır. Akşam üzeri Meh med karısı Zehra ile birlikte evine dönmekteyken Ali birden yollarını kesmiş ve Mehmede Zehrayı kendi sine teslim etmesini İstemiştir. Mehmed buna razı olmayınca çiftev el ateş etmek suretile ölümüne sebep olmuştur. Zehra bu vaziyet karşısında bayılmış ve Ali kaçmış şada iki gün sonra jandarmalar ta rafından yakalanmıştır.
Filistin© pas'a nakliyatı durdu
Ankara: 28 (Hususî) — Filistin deki son kargaşalıklardan sonra Filistlne mektup ve paket gönderil meşine imkân kalmamıştır. Bu memleket İçin alınan mektup ve paketler sahiplerine İade edilmek tedir, - .
Haberleşme Konferan sındaki Hey etimiz
Dün gelen Cemil Barlas son dedikodular ve ikilikler hakkında ne diyor?
Cenevrede toplanan Milletlerarası Haberleşme konferansına delege olarak iştirak eden Gazi-anteb milletvekili Cemil Said Barlas dün İstanbul vapurile şehrimize gelmiştir. Barlas ken-disile konuşan bir arkadaşımı-
idareci —
■■ ■■ TB t» □
gozıle
ak tü aitteler


ve
ı
Türk vatanında, görecekleri
Beynelmilel Budapeşte fuarı
Budapetşet; — Macar Mtf A jansmın haber verdiğine göre mil letlerarası Budapeşte fuarım ziya ret arzudunda bulunan Turistle re hususi vizeler verilecektir,
Bunların müddeti 30 gün olacak ve Macar toprak]aiı(jıda tam serbesti İle gezmeyi mümkün kılacak tır. Bundan başka hususi vize sa hlbleri Turlsler Macar demlryol (arında yüzde elli nisbetlnde ucuz tarife ile seyahat hakkına sahlb o lacakfardır, (A.A,.
Rumen avukatları
■jf Bükreş: — Bükreş barosuna kayıdlı beşbin avukattan 2512, si, bütü memleket barolarında kayıd lı avukatların sayısını tahdld eden son kanun hükümleri mucibince mesleklerine devam hakkından mahrum edilmişlerdir, (AA.) Amerikanın ilk Seylân elçisi
* Vaşington: — Dışişleri Bakan lığının dün bildirdiğine göre 4 şu bat tarihinde Ingiliz İmparatorlu ğunun hükümran bir devleti hali ne gelecek olan Saylan He siyasî
temsilciler teatisi İçin bir anlaşma ya varılmıştır,
Amerikanın ilk Seylan Elçisi Fe liks Cole olacaktır, (A,A,)
Ingillerede petrol suiistimalleri Londra: — Ingllterede petrol istihkakında yapılan suiistimalleri önlemok üzere yeni bir kanun yü rirrlüğe girecektir,
Petrolü karaborsaya sevkeden kimseler çok şiddetli cezalara çarp tırılacaklardır, (A.A,)
Milletlerarası sivil havacılık mukavelenamesi
★ Montreal; — sivil Havacılık teşkilâtı milletlerarası konseyi, nUj letlerarasi taşıt uçaklarım ilgilen diren muameleleri birleştirmek ı çln Standard mukavelenamenin birinci kısmım tasvip etmiştir,
Bu kjsım mürettebat için teknik bilgileri milletlerarası yollar hak kında malûmatı, Ingiliz olçülerllo metrik ölçüler arasındaki farktan doğan karışıklığı izah İçin tedbir lerl ve hava şartlarım bildirmek ı çln kullanılan kod'lann birleştiril meşini ihtiva etmektedir.
Varılan bu neticeler birliğe üye olan 47 millete gönderilecek ve bunların mütalâaları sorulacaktır. Ingiliz - Ispanyol para anlaşması
★ Londra: 1947 tarihli Ingiliz — Ispanyol para anlaşmasını g(»a den geçirmek maksadile gelecek hafta bir Ingiliz mâli ve ticaret heyeti Mudilde gitmek üzere bura dan yola çıkacaktır,
Heyet, gelecek 12 ay- İçinde Ingl liz—Ispanyol ticaret münâsebetle rlnin daha genişletilmesi imkânla n mevcut olub olmadığım araştıra
Yeni bir para anlaşması yapıl ması bahis konusu değildir, (A,A.)
tngiltcrede açılacak sanayi sergisi
■fa Londra: — Ingllterede gaz türbinleri üzerinde yeni terakkiler kaydedildiği bildirilmektedir.
Bu yeni modellerden çoğu yakın da Birmingham’da açılacak olan İngiliz sanayi sergisinde teşhir edl Jecektlr, Gazla müteharrik türbin lerln kullanılmasının su ile tşllyen türbinlerden daha ucuza mal oldu
ğu bljdlrlmcktedlr, Bu sahada el Z de edilen İlerlemeler atom enerjisi 7 nln sanayide kullanılması neticesi 1 elde edilecek başarılara müsavi bir 1 lnkilâp doğuracağı tahmin edil- I inektedir, i
Bir mütehassısla bu konuda bir i Konuşma yapmış olan B, B, C, mu Z hablrlııe göer, mütehassıs, gazla İş ’ üyen türbini bulunan bir lokomo 1 ttfln adi lokomotiflerin yan flya I tnıa imal edilebileceğini ve bun- | lardan daha süratli olacağını söy i lemiştlr, (A.A,) l
Mısırlu Nevyork arasında Z doğru vapur seferleri « Nevyork: — Mısır sanayi er ) babından ve maliyecilerinden ve ı Mısır «Hldlviyye vapur şirketi» 1da | re Meclisi başkam Ahmed Abııd I Paşa Paris yolHe kahlreye dönmek Z üzere dün buradan uçakla yola çık Z mıştır, Z
Ahmed Abud Paşa. Başkanlığın Z da bulunduğu deniz kumpanyası- / nuı Nevyork—Mısır hattının açılış J törenine iştirâk İçin birkaç hafta J evvel buraya gelmiş bulunuyordu. | Kendisi burada Victory tipi her ı biri 10 bin tonluk iki gemi satın Z almıştır, Bunlar İskenderiye — Ce | ııova — Marsilya yolile Nevyork deniz seferini yapacaklardır,

I
J

za konferans hakkında şunları söylemiştir:
iki ideolojinin çarpıştığı böyle bir zamanda milletlerarası haberleşme konferansında esasen müsbet bir netice beklemek bir az safdillik olurdu. Nitekim kon feransın akim kalması bu görüşümüzü teyide kâfi gelmiştir.»
Bundan sonra arkadaşımız Bnrlas'a Hüseyin Cahidle Falih Rıfkının konferansı niye zaman sız tcrkettiklerini sormuş, şıı cevabı alınıştır:
«— Falih Rıfkıyla Hüseyin Cahide dair İstanbul basınında yapılan neşriyatı Pariste haber aldım, tddia edildiği gibi konferans müddetince aramızda her hangi bir ihtilâf çıkmamıştır. Hüseyin Cahidin konferansa katılmayıp Pariste kızına çeyiz teminine çalıştığı meselesinin hakikatle alâkalı bulunabileceğini zannetmiyorum.»
Diğer taraftan 3 nisandan 7 nisana kadar Nice’de toplanan Milletlerarası Parlâmentolar konseyinde Türkiyeyi temsil e-cen Diyarbakır milletvekili Fazıl Ahmed Avkaç ve Zonguldak milletvekili Emin Erişirgil de ayni vapurla şehrimize (jönmüş lerdir.
Emin Erişirgil kendisile konuşan bir arkadaşımıza konferanstaki çalışmaları hakkında şu izahatı vermiştir:
(:— Milletlerarası Parlâmentolar konseyine 26 devlet işti-râk etti. Müzakereler esnasında sonbaharda Londrada toplanacak oljn ayni konferansın ruz-ııamçsîni hazırladık. Ayni za-l
Dünyada birbirine zıd
Göçmenler
talyadar 258 /a Yunanistan dan 500 hüsur Millik çöy men kafilesi gelmiş Sağlık
Sosyal Yardım Müdürlüğü göçme* lerin sıhhi durumları ile alâkadar of» muş ve Sağlık Vekâletince bunların tortiblendiriidiği yerlere sevkedıleoeğf ıkl satırlık bir havadis şeklinde ganr telerde görülmüştür.
Ocvletin takib etdğı nüfus siyasetinde, hiç şübhe /ok ki, göçmenlik mes efesinin mühim bir rol oynaması tabiidir. Bu takdirde, her ne sebebH ve her ne şekilde olursa olsun, memleketimize yerleşmek üzere gelen Türk-lerin,
hüsnü kabul ve alâka, devletin siyasetine uygun ise sonradan gelecekler® do iyi bir riı'iSal tevkif edecek ve bun larin anavatâna avdetlerini teşvik ve takyıye eyfiyecek’tir.
Bu itibarla OsmanlI tarihinin mep um göçmenliğin® öenzemiyen ve bununla hiç bir şekilde mukayese edila-miyecek mikyastaki bu hicret işinde» Türk Cumhuriyeti hükümeti, bu ırktaşlara, muhaceret imtiyazlarını, ilmi ve teknik prensipleri!® temin etmelidir
İlmi ve fenni olan bu prensiplerin tatbikini bihakkin bilmjyen Sağlık vs Sosyal Yardım Vekâletinde bir çok o-lemanlar mevcuddur.
Esasen, son zamanlarda, Avrupada» muhaceret, devletler arasında, siyaset icabı bir kaç defa tekerrür etmiş, buna benzer parsıyel veya daha şümullü hicret hâdiseleri cereyan etmiş ve tat bik tarzı diğer devletlere ve milletle re örnek olmuştur.
Bu ırkdaş ve dadaşlarımızın yerleştirilmeleri hakkında, bakanlığımızın nazarı dikkate alması lâzım gelen noktalar üzerinde durmak istiyoruz.
Bu göçmenlerin müstahsil bir vazk yete getirilmeferi teabeder. Bu netice hem devlet ve hem de kendileri için zaruridir. Binaenaleyh bunların yer-leştirilecekleri yerlerin iklimine alışa-bilmeleri için, geldikleri yerlerin hava şartlarına uygun yerler aranmalıdır. Sıhhatlerini muhafaza edebilen vatandaşlar memleket için ancak bir servet kaynağı olabilirler.
Diğer taraftan, bunların şimdiye kadar meşgul oldukları, ziraatın mümeyyiz vasfı vardır. Belki tütüncüdürler, belki üzümcüdürler, belki mey vacıdırlar. Şu halde bunların tütün, üzüm ve meyva yetiştirilmesi müsaid olan mıntakalara yerleştirilmesi lâzım dır. Yoksa tütüncüyü orman mıntaka sına, ormancıyı balık mıntakasına, yerleştirmek gibi tedbirsizlikler, şimdiye kadar olduğu gibi, göçmenlerin müstahsil vaziyetinden çıkartılıp müs tehlik ve gayrı müsmir kitle arasına girmelerini intaç eder, devleti de beklediği menfaat noktasında inkisarı hayale uğratır.
Mcyvacıhğın oldukça mühim bir milli servet teşkil ettiği bu zamanda» heniiz tam mânasile maatteessüf inkişaf ederniyen bu branş hakkında bir iki kelime söylemek lâzım gelirse: Memleketimiz teknik usullere riayet kaydilo dünyanın en iyi, en nefis, mey valarını yetiştirebilir. Ve bunları, bugünkü münakale şartları dahilinde, nefasetinden hiç bir şey k^betıneksi-zin dünyanın her tarafına sevkcdebı-lir.
Fakat maatteessüf bizde, değil Av* rupada, hattâ Balkanlarda nıevcuö ve fenni şartlar altında yetiştirilmiş bir ıneyva bahçesine bonzer bir şey yoktur.
İşlo bu göçmenler, eğer ıneyva iizt rinde çalışmış iseler, bunların tatbikattaki bilgileri, bizim ziraat mühendislerinin ıcnni bilgilerine ilâvo edilir, vo memleket için faydalı bir vaziyol meydana golebilir.
Şimdiye kadar, elde mevcud, devlet, vilâyet, belodiyo nünuıne meyvacıhk bahçeleri, * pratisyensizlik yüzünde ınemnuniyetbahş bir netice vermemiştir.
Belki bu defa moınlekote gelen bu oekiz yüze yakın göçmen bu sahada, kendilerine ve memleketo faydalı o-lur.
İDARECİ
Batı Birliği Maliye Bakanları toplandı
Brüksel: 28 (A.A.ı — Beş deve, tin Maliye Bakanlarının bu sabah ki ilk toplantıları Belçika Maliye Bakam Guston Eyskensln başkanlı ğmda yapılmıştır, Brüksel Paktl-ne .bağlı beş memlekete mensup 37 uzman çalışmalara İştirak etmekte dir. Konferans mcalslnln yarın ak şanı sona ermesine muhakkak na-zarlle bakılmaktadır. Sn a t 13 e ka dar süren bu sabahki ilk oturum, dan sonra delegeler her türlü beyanatta bulunmaktan kaçınmışlar dır. Akşama doğru basma bir tebliğ verileceği söylenmektedir, ikinci o turum öğleden sonra saat 15 de başlıyacatktır.
manda bir sulh beyannamesi neşrettik.»
SAYFA: 4
yeni sabah


M
r)
29 NİSAN JJM»

1 Beş köy halkı yolsuzluktan neler çekiyor
Paris Mektubları !
*
I). ». YalariBe Rekabet
idaresinin durumu
)------------o ----
i Kazamız topu idaresinin
4 eshabı mesalihe göster-| diği müşkülât devam i etmektedir. Tapu kâtibi ? hakkında İdarî makamlar î tahkikat açtılar
Havza: (Hususi) — Halk tapu da İresinde işlerini bir türlü gördiire memektedir, Her İş sahibi kimse büyük müşkllâtlarla karşılaşmakta hattâ hakaret görmektedir, , Her ne kadar taptı memuru kâtibi hak kinda resmi makamlarca tahkikat ' yapılmakta isede nl^müru kâtibi, hiç bir şeye aldırış 'ethıiytrck hare ketlerinde ısrar etmektedir, Muma ileyhuı eshabı mesalihe gösterdiği şul muamelede ısrar edişi, efkârı u muıniyede bir takım z»nlar uyan damaktadır, Tahsin Seçkin
---------o------—
Lülebu gazda hayvan ve enıiiı panayırı
—o—
Lüleburgaz, (Hususî) — Kazamızın meşhur olan ilkbahar havvan ve emtia panayırı her sene olduğu gibi bu sene de 12 mayısta'Taşköprii mevkiinde a-çılarak üç gün devam edecektir.
!üLJ Bandırma -Balıkesir yolundaki otobüsler İzmir
Harb yıllarında yükselen fiatlar indirilmedi Balıkesir İzmir otobüs yolcu ücreti 10 liradır
Bandırma, (Hususî) — ikinci t Cihan Harbinin kara bulut gibi i kabuslu günlerinde Akdeniz vapur seferleri kapanınca bütün Ege ve hattâ batı güney Ana-dolunan bütün seyrüsefer işleri Bandırma - İzmir hattile yapılmıştır. Hayat ve malzeme balıa-hlığı dolayısile birkaç defa biletlere zam yapılması o günler i çin zarurî kabul edilebilirdi. Fa köl bugün harb sona erdiği hal de maalesef biletlerde hiçbirj tenzilât yapılmadı. Bunun cezasını da Devlet Demiryolları milyonlarca liralık ziyanla çeki-yoı. Çünkü son yıllarda sayısı

Bandırma treni boş gelip gidiyor

y Ol. vUnKU öuıı yıııauua fevkalâde artan otobüs ve oto-l muhiller haltımızda trenle rekabet. ediyorlar. Bu bahalılık dola-y.sile İzmir, Bandırma treni
bomboş gidip geliyor. Bandırma dan Balıkesire trenle birinci 5 lira küsur kuruş,” ikinci 470, üçüncü ise 270 kuruş olduğu hal de otobüsle bu mesafe 100 kuruştur. Aradaki fark bariz hahalılığın bir tezahürüdür. Ba lıkesirden, İzmire karadan beş lirayı bulmaz. İzmir için birinci mevki bir biletin 20 lira 60 kuruş satılmasına mukabil 1 ma yıstan itibaren Bursa - İzmir hattına tahsis edilen lüks ve ye ni Ege otobüslerinin Bursadan İzmire ücreti 10 liradır bu da fevkalâde bir farktır.
Bu farkları açıklarken tren ücretlerindeki balıalılığm da U-laştırma Bakanlığı tarafından nazarı dikkate alınmasını dile-iiz. Mustafa Evyapan
Karabet yolunun bozukluğu-yüziinden muvasala Dagk-.».*' ca bacağı yolu ile yapılıyor
Kemalpaşa: 24 (Hususi) — Gök yakada bulunan beş köy, bundan bir müddet evvel Dağkızılca bucağına. yani Torbalı ilçesine merbut İken, daha yakın olması doîayısi-le Kemalpaşa İlçesine bağlanmış ve bu ilçe ile muvasalasını (Kara-bei yolu İle temin etmeğe başlamıştı,
Fakat Karabel yolunun bozuk, luğu ve kjş mevsiminde durur ve uburıın zorluğu dolayısile bu verimli beş köy halkının çektiği eziyet tahammülün üstüne çıkmıştır,
Malını, mahsulünü hastasını ve tüccar
düşen Fetrek, Dereköy, Sine lcö£-Teke ve Cumalı köyler . halkının İktisadî ve ticarî muamelelerini yİ ne Dağk]Zılca ve Torbalı ile yap. inak zorunda kaldıkları görülmektedir.
Meşhur Karabel yolunun ne vakit düzene gireceğini bir türlü kestiremlyen köylüler Dağkızılca bucağı ile münâsebetlerini etmek üzere yol yapmağa muşlardır , ,
Fetrek Dağkızılca yolu
yet bulmuştur Bu suretle Karabel yolundan İstifade edilemediği için ilçenin en var]ıkh beş köyünden de istifade etmeğe İmkân kalma iniştir,
On baş kilometrelik kısa bir yolun yapılmaması yüzünden Kemal paşa ilçesinin uğradığı başlıca zararlar bunlardır, ,
Demz’iHalkevi
sevkedemez doktora getiremez yüzü göremez va'zljfcte
temin başla-
nlha-

Parisdesonsan at hareketleri
Bir tavzih
İ2mit eski tapu sicil muhafızı vc hâlen Muğla tapu sicil muhafızı Hilmi Yavuzdan aşağıda ki mektubu aldık:
Yeni Sabah Gazetesi Yazı 1), leri Müdürlüğüne:
Gazetenizin 7 nisan 948 çar-l . samba günü çıkan nüshasının 4 üncü sahifesinin 3 üncü siüu-' nunda - İzmit Tapu idaresi sis-I temli çalışıvor - başlıklı yazıyı kudum. Hakikatten uzak ve nu susî bîr maksadla tertib edil-l iniş ve bir vatandaşın haysiyet: ve istikbalile -vıkadar olan bu yazmın îstanbu’a pek yakın o-lan İzmit muhit(nden tahkik ve tedkıh ı dilmeks'zi’.: (Yeni Sabah' gazetesinin şerefli sütun-le.rında çıkmasın-riıı üzüld 'm.
işin hakikati ^ucıur; Eylül 944 tarihinde İdi- it Tanu sic’’ muhafızl.ğma tâon ve ise baş-laâığ’nı «aman gerek mülga la-j«u M’idürlüğü za,ilanından ’C gerekse Muhafızlık teşkilâtından sonra biriknr- birçok d )s-ya ve tanu senedierile diğer evrak’:* tedk’katıııı sınarak müterakim isleri temizledikten son jo tasarruf m’iamelât’nm anp.h-mesabesinde olan Fihrist fodveHerini +*nzim ederek def-1erlerine nakletmek suretile ye-r.-io.r /«n r;iri vücuda getirilen ve muhafızlığın muhaberatı nor mal bîr hale ifrağ ettim. Bu hu-FHrta muhafızlığın .muhabere dn$v;)lavında geniş malûmat ol-mrkla beraber bu işler lıakknı-’•) b'*z’r*anan raporun sureti ve aslı da Tanu ve Ka-d.-mtro Genel Müdürlüğü ma-k'*mj»rına sunularak Genel Mü-cViriöktpn mesai arkadaşlarını-Ja birlikte hirer takdirname ile. taltif eri)ld:k. avrıca Türk Yo-ji rrazotpsîT’:*-) 945 yılında çıkan Larihi kesîr B -rak hatırlanamı-vur b'r başmakalesinde sayın E'fat Yüce tarafından Tapu u,,:»eqjnin bu faaliveti tebarüz ettirilmiş ve bilâhare Parti kon-gresmin dilekler komisyonunda vnnıla.r* sikâvetler mevanmda Tapu idaresine tevcih edilen hüi cumlara karşı kıymetli izahları-; le cevab veren İzmit Belediye, oaskanı savın Kemal Oz de İzmit Tapu dairesinin normal ça-lış--t-“-«-aı bir misal olarak zikret mistir. ;
İzmit Tapu sicil muhafızlığın da bulundvğı j ı 3 sene 5 ay müd de' içinde vatandaşların işlerini: bütün imkânlardan istifade ede rı h sür*at ve kolaylıkla ifa ettiğimde İzmit halkı şahiddiı*.
Muğla vilâyetine naklime te-j kuddürn eden günlerde istirahat li ve devir muamelesile meşgul] bulunduğum kısa müddet zarfını da yapılmıyarak yeni muhafıza devredilmiş mahdud bir kaç muamele e-fatanıjı da gazete mevzuu olanııyacağı cihetle hilâ fı hakikat olarak tertib edileni mezkîır yazı hakkında bu açık-1 lamanın gazetenizin ayni siitu- * nunda Basın ve yayın kanununun bu husustaki hükümleri gereğince dercini derin saygılarım )a dilerim.
İzmit eski Tapu sicil Mulıa-’ fızı ve hâlcıı mülga Tapu sicil Muhafızı Hilmi Yavuz

Bozüyük Demokrat Parti çalışmaları
Parti oıensub’arm n verdiği temsil çok güzel o’du. Bilh ssa gösteri şubesinin folklor kolunun mahallî ha k türküleri çok alâka uyandırdı
li umumun takdir ve teveccühü nü kazanmıştır,
Bunu Nezihinin temsil ettiği istiklâl savaşımıza aid İzmir yollarında tablosu ve istiklâl marşımızın sembolik temsili ta-kıb etmiş ve içten tezahürata ve sile olmuştur.
Bilhassa gösteri şubesi folklor kolunun mahallî halk türkü leri ve konser mistir.
Yine
Haşan Avarın Viktor Hugo’dan adapte ederek dilimize «Tarihte Cumhurivetciler» adile çevrilen eser Demokrat Parti temsil kolu Pencleri tarafından büyük bir kudretle oynanmış ve binbir mabnımivet içinde bas,ari’.an muvaffakiyet umum üzerırde derin bir tesir yaratmıştır.
Son olarak Fasan Avarın ha zııladığı «Cehaletin Kudreti» i-stmli komedi dâvetlilere neş’eli bir gece yaşatmıştır.
— Bozü-I tarafından.
Bozüyük (Hususî) yük Demokratları Gendik teşkilâtı yararına yapıl ması kararlaştırılan müsamere 19 nisan 9428 pazartesi akşamı saat 21 de icra olunmuş ve büyük alâka ile karşılanmıştır.
Başta kaza kaymakamı ve Cumhuriyet savcısı olduğu halde seçkin bir dâvetli zümresinin hazır nin Lâle mu? lerce îöesizliği yüzünden geri rnüslerdir.
Büyük bir intizam içinde ge-, ven müsamereye istiklâl marsi-' le başlanmıştır. Müsamereyi a-can Parti başkanı Nafiz Arık gösterilen alâkadan dolayı teşekkürlerini Joildirmiş ve1 gösterilen gayesinin memleket | gençliği yararına olduğu söz içli umumun takdir ve teveccühü
bıılunduğu yapıldığı sinaması ve daha vatandaş
i
ı müsamere
Bozüyük|
tamamile dol-istekli yüzle-1 yerin müsa-dön-

sazlarından mürekkeb çok büyük alâka topla-
eski sahne üstadlarm-
G.Antebde bir basın dâvası neticelendi
Şehrimizde intişar eden Güney Postası sahibi Ali Eııyin ve neşriyat müdürü Ali İhsan Göğiiş üçer ay hapse ve yüzer lira para cezasına ımıhkûm oldular} Ali ihsanın cezası tecil edildi. (
Anteb, (Hususî) — Evvelce Markopaşa gazetesi baş yazarı Sabahaddin Âlinin açmış olduğu bir hakaret dâvasından do-İavı İstanbul birinci asliye ceza| mahkemesi tarafından 2 ay hapis ve 66 lira para cezasına mah kûm olan G. Anteb güney postası gazetesi sahibi Ali Elgin bu defa da G. Anteb gazetesi yazarı Suad Ballara (H. S. ile maskelenen uşağı* başlığı altında yazdığa bir yazıda suç teşkil edecek hakaretâmiz sözler görüldüğünden Suad Ballar tarafından gazete sahibi Ali Elgin
ve sabık neşriyat müdürü Ali İhsan Göğüs mahkemeye verilmişlerdi.
Dâva dün karara bağlandı.
Sabık neşriyat müdürü Ali Ihsan Göğüs ve gazete sahibi Ali Elgin G. Anteb asliye ceza mahkemesi tarafından üçer ay! hapis ve 100 er lira para ceza-: sına mahkûm edilmişlerdir. Ali Ihsan Göğüsün sabikası olmadığından cezası tecil edilmiş. Fakat Ali Elginin sabıkası olduğundan dolayı bu cezası tecil e-dilmemiştir.
Arif Ersaraç
Bayındır yolunda fecî kamyon kazası
ticete
liir kişi öldü. 1Ö kişi ağır 11 dc dır ile Falaka mevkiinde
Buymcür: (Hususi) — Bayındırın Falaka Çayı mevkiinde 1 kişinin ö liirmle ve 5 kişinin yaıalanmasile nen fecî bir kamyon kaza
si olmuştur,
Olay şöyle geçmiştir,
Buçiin D, P. nin Ödemişte tertip eniği merasime İştirak etmek üzr re şoför Tahsillin idaresindeki be-ledlyenin 4 sayılı kamyonu ile O-demışe giden 40 kişiden mürekkep D. Partililerin dönüşlerinde Falaka çayım geçtikten sonra karşılarına bir araba çıkmıştır, Şoför Tahsin arabaya çapmamak için direksiyo nu saec. kırınca kamyon 2 takla a tarak Tire istikametine dönmüştür,
Bu sırada kamyonun içinde bu lunan yolcular yerlere düşerek bun lardan biri, ölmüş 13 ü a£ır vc 12 si de hafif yaralanmışlardır, Yaralı-lar derhal Bayındır belediye hasta
hafif yaralı var. Kaza Hayın-rulcua geldi.
hanesine kaldırılmış ve ilk tedavi lerine Dr, Mehmed Kroal ve Dr, Deveci tarat'”dan başlanmıştır,
Hâdiseye seoeblyet veren şoför Talisin hakkında ve hâdise mahal linde C. Savcılığı tarafından tahki kata başlanmıştır,
Vaka anında ölen Bayındırın Sa rıyurd köyünden Süleyman Dere-koydür. Ağır yaralılar ise: M, Ter zl, Yusuf işli. Rıza Uzur, Abdurrah man Tombalı, Muharrem Yazgın, Hüseyin Kökmen, Haindi Çoşkun, Demir Yanan. Ali Tercan, Bekir Er, Ramazan Ercanlı, Nuri Özkılıc, Ah med Başkuman, Mersin Özağadır, Hüseyin Ersürücü, Mustafa Akyol. Ahmed Al, ve Kasım Tütüncü muh telif yerlerinden yaralanmıştır,
Hâdise Bayındır ilçesinde teessür uyandırmıştır.
Denizli Halk evin de iki parti üyeleri el ele vererek can ve gönülden çalışıyorlar
Denizli. (Hususî) — Denizli Demokrat Parti il idare kurulu başka nı ve il daimi komisyonu üyesinden Refet Tavasjıoğlu ile Enstitü öğ retmenlerinden Be hiçe Ardajı evlenmişlerdir, Nikâhlarında vali Ah med Demir İle Halk Partisi il 1da re kurulu başkam şahldlik etmiştir Evlenme törenleri Halkevi sa]o nunda seçkin bir dâvetli kitlesi hu zurıle samimi bir şekilde yapılmış tır, Yeni evlilere saadet dileriz,
İki partinin il ve ilçe idare kuru lu üyelerinden bazıları ayni müesse
• sede bir arada çalışmaktadırlar.
Denizlide partililer arası nıünâse bet nünıune olarak gösterilecek tam bir samimiyet ve kardeşlik ha vasi içinde devam etmektedir,
Çocuk Esirgeme Kunımunun ha zırladığı programa göre Çocuk haf tası içinde Inciilpmar mesldsinde ilk okul çocuklarına verilecek ekmek ve helvanın masrafını Denizli pamuklu menşucat dağıtım komlsyo nu üzerine almıştır, Denizli manifatura tüccarlarından kurulmuş o lan bu kurulun bu hayırlı teşebbü sü Çocuk Esirgeme komisyonunca şükranla karşılanmıştır,
Bir haftadanberl vilâyetin her ta rafına faydalı yağmurlar yağmaktadır. Çiftçi memnundur.
Bir tavzih
Havza Belediye riyasetinden aşağıdaki mektubu aldık. Aynen neşrediyoruz:
Yeni Sabah gazetesi Neşriyat Müdürlüğüne:
Gazetenizin 19 nisan 1948 gün 3292 sayılı nüshasının 4 üncü tfhifesinde yayınlanan yazının mahiyeti yolunda umumî efkârı aydınlatmak faideli olacağuı-dan işbu yazının mezkûr süt,un-da aynen neşrini rica ediyorum.
1 — 1580 numaralı kanunun maddei mahsusasma göre pazar yerleri, hâl gibi mahallerin tesisi için gerekli mezuniyet belediyelerce verilmiştir. Bu kanunî maddeye dayanarak ve kasabanın intizam ve genel sağlık durumu da göz önünde bulundurularak otuz altı dükkândan ibaret hâle sebzeciler, ka-sablar. kuru sebze üzerine iş yananların yerleşmesi sağlanmıştır.
2
kasabanın körfez bir köşesinde ( olmayıp ‘şehrin en işlek mahallinde ve buğday pazan civarında bulunmaktadır.
3 — Yazıldığı şekilde sebze hâli dışında herhangi bir bakkala sebze satılmasına mezuniyet verilmemiştir.
4 — Bütün bu asılsız haberlerin Belediye memurlftnnm kanunî vazifelerini yapmalarından mütevellid bir gayri memnun zümrenin teşvik ve tahri-kile kaleme alınacağını açıklar ken matbuat kanununun 48 inci' maddesi gereğince yazının ilk çıkacak gazetenizin ayni sütununda yayınlanmasını tekrar saygılarımla rica ederim.
Havza Belediye Başkanı Salim Çonoğlu
Hâl binası yazıldığı gibi

Paris, kışa girerken nasıl her şeyin pahalandığını gördiiyse; bahara girerken de, herşeyin ucuzladığını görmektedir. Baharın ve yazın asıl güzelliği Fransızlar için budur. Alabildiğine yükselen fiatlar, son zaman da yavaş yavaş düşmektedir. Bunda, baharın tesiri olduğu gi bi, alınan bazı kararlar da mühim rol aynamıştır. Şüphesin ki, Fransızların ağır hayat şart larmı hafifletecek şeyler, henüft uzaktır. Fakat, birkaç şeyded» olsa ucuzluk,hiç olmazsa bir ümit verebilmektedir. En ufak bir misal vermek icap ederse, günlük ekmek tayınının 200 gram olduğunu söylemek kâfidir. Bununla şüphesiz ki hiçbir kimse geçinemez. Karaborsaya müracaat etmek, bir zaruret olmuştur. işin asıl hayret edilecek noktası da burasıdır; hükümet ekmek darlığından bahse der ve ekmek tayınının arttırıl masını daima reddederken, kara boı sadanher zaman istendiği ka dar bulmak mümkündür. Verdi ğim ufak bir misaldir. Herşevi ona göre düşünmek icap eder. Karneye tabi olmadan satılan şeyler alabildiğine pahalı olduğu /gibi; karneye tabi olan şeylerde, ucuz, fakat o nisbettede ihtiyaca gayri kâfidir. Meselâ a-dr m başına ayda 100 gram peynir, 750 gram şeker, 25t gram yemek yağı V. s. vermektedirler ki. bu, şüphesiz bir insana hiçbir zaman kâfi gelemez. Sadece verilen şeylere bakarak, insanın, Fransa’da mevcut olan Karaborsanın, ne derecede almış yürümüş olduğunu anlamak gür değildir.
Karaborsanın en müthiş şeklini Parisliler son hafta içinde gördüler. Bu, gece son haftalar içinde bütün Parislileri olduğu kadar- yabancıları da alâkadar eden bir spor hâdisesi görüldü, Ajans haberleri, Şüphesiz İtalya - Fransa maçı hakkında Türkiyeye de haberler vermiştir. Fransa millî futbol takımı, aldığı mükemmel derecelerden sonra kendisini îtalva ,’karşısnda ’ denemek istedi; Londra olimpiyatlarının arifesinde yapılan bu maç, dediğim gibi, sadece Parislileri alâkadar etmiyordu. Bu yüzden, İsviçre, İtalya, Ingiltere, Belçika e sair memleketlerden, sırf bu maçı görmek için yüzlerce kişi Pari-se gelmişti. Fakat!?.. Evet. Karaborsanın en dehşetini Paris, bu maçta tanıdı. Stadda 60.000 yer mevcuttu. Halbuki bilet almak ve maçı görmek istiyen yiizbinlerce kişi vardı. Biletlerin satılacağı gün, onbinlerce insan, saatlerce sıra bekledi 60.000 bilet bin onda satıldı. Geriye kalanların hiçbiri bilet bulamadı. Bunun neticesi olarak ta biletler karaborsaya düştü. İlk önce 1000 Franka satılan biletler. 500 Franka yani’ bizim paramızla 65 liraya kadar yükseldi. Maçtan birgün evvel. biletler bu fiyata, yani 65 liraya satılıyordu. Ingiltere, ts-viçre V.s. den gelenler, verdikleri paraya acımıyorlardı; çünkü uzun bir yolculuk yapmış, ondan çok fazlasını harcamışlardı. Sorbonne’da okuyan bir îngilis arkadaşımı, Londradan gelen bir akrabasının, maçtan birkaç saat evvel 8.000 Franka, yani, bizim paramızla aşşağı yukarı 10) liraya bilet aldığını; buna ıağmen de yerinin başkaları ta-mfından kapılmış olduğunu söv ledı. İtalyanların 3-1 galebesiy le biten bu maç; asıl bu tarafla îıVİe enteresandı; ve Paris’e, güzel bir spor hadisesiyle beraber, Karaborsanın da bu müthişlerinden birini tanıtmış oldu.
I
imkân var mı? Burada, sadece sahne ve perde sanatkârları ba his mevzuu olmakla beraber, Fransada, her neviden artistleri bir araya getiren toplantılar sık sık yapılmaktadır. Fakat, herşeyden önce, şunu söyliye-z--------Yazan--------------
I Tnrhnn Dovrun I | Paris hususî muhabirimiz I
lira ki, bu toplantıları hazırlı-ynn artist birlikleri, cemiyetler v. s. vardır. Yani artistler, çok daha önceden birleşmişler, aralarında bir yakınlık meydana getirmişlerdir. Bu, şiibhesiz ki, smatkâra olduğu kadar, sanata da bir çok şeyler kazandırmaktadır. Geçen sene, Ankara-da, sanatçıları bir araya toplı-yan bir toplantı tertib edilmişti. Bu, bir tek olarak kaldı. Ar kasından hiç bir şey gelmedi, îstanbulda da bu gibi toplantıları zaman zaman görürüz, Fakat bunlar lâalettayın toplantılardır. Sanatçılar arasındaki yakınlaşmayı bundan bek iiyemeyiz. Aynca, gene son za manlarda, gerek Ankarada ve gerek Îstanbulda, bir «Sanatçılar Birliği» meydana getirmek için bir takım hareketler ve yazılar görülmüştü. Buna yakın bir cemiyetin de kurulduğunu gazete haberlerinden öğrendik. Bununla beraber, artistler arasındaki bu yakınlaşmayı meydana getirecek lx*r hangi bir şey bizce mevcud değildir. Bütün bunları Söylememe sebeb, Pariste, bu «Artistler Galası» nda gördüğüm şeyler oldu. Sayısız büyük sanatçılar arasında öyle samimi bir hava vardı ki; bunun, bir memleket sanatına bir çok şeyler kazandırdığına şübhe edilemez. Zira sanatta yaratıcı bü rol oymyan
beraber çalışan; bu samimiyete çok şey borçludur. Ayni şey leri bizde de görmek, hakijca’.ea güzel bir şey ola/caktır.
. ..Toplantının ikinci gayesi de, bütün artistleri beraberce Paris halkına tanıtmaktı. Bununla beraber. Parisliler, sevdikleri bir çok artistleri at, eşek, gibi hayvanlara kadar çeşitli kılıklara girmiş olarak gördüler.

Parisjn en mühim taraflarından biri de bir «Moda merkezi» olmaktır. Okuyucularıma Pa-risten bahsederken, bu noktaya temas etmeden geçmek istemedim. Bilmem, Paris, dünyada bir numaralı moda şehri olmak mevkiini kaybetti mi? Belki de harb, bu mevkii başka şehirlere vermiştir. Fakat ne olursa olsun, bu şehirde her an yeni bir şey doğar ve buradan her yere yayılır. Uzun etek modası aldı yürüdü. Bütün Parisliler, âdeta birbiriyle yanşırcasına etek lerıni uzattılar. Bunun sonu ne ye varacak, onu kimse bilmiyor amma; bu uzun etek modası bir hayli eskidiğine göre, herkes yeni bir şey bekliyor işin asıl tuhaf tarafı, uzun etek modasının her şeyin alabildiğine pahalı olduğu bir zamanda çıkmış olmasıdır. Belki mübalâğı gibi görünecek amma, ben. öyle elbiseler gördüm ki, ondan f ki elbise —tabiî normal şekilde— ferah ferah çıkabilirdi. Yani, yeni modaya göre yapılan bir elbise, Parislilere çok daha fazla kumaş sarfettirmek tedir.
Parisin bu uzun etek modası, almış yürümüş olmakla beraber; bunu tutanlar daha çok zenginlerdir. Hali vakti yerinde oîmıyanlar ise, modaya uy-maktansa, bir yerine iki elbise yapar giyerim diyorlar.
Turhan Poyran
ir i 1

Selçuk Kız San’at Enstitüsü ve Akşam Kız San’at Okulu 947-948 geçidind i neler gördüm?..
Çapadaki Selçuk Kız Sanat Eııs titüsü ve Akşam Kız Sanat Okulu nun 1947—948 ders yılı (. ibişe ve ş?p ka nıadelleri geçidi .pazar günü sa at 16.80 da nıeki-bin salonlarında yapıldı.
Adetâ, geçide iştirak eden talebe lerle yarışacakmışçasına
gelen güzide davetliler arasında; İs tanbulun en meşhur kadın terzile ri; yüksek sosyete mensubu kanı melendiler, talebe velileri ve hattâ erkek davetliler meyanmda Fatih kaymakamı bile vardı. Enstitü nün sempatik ve nazik müdlsesi Ne
Sarışın bir menken; en.seçr-. bu lûz, döpiyes, tayyör manto, tuvalet ziyade, mankf
giyinip
«3
kürklü mamo, teşhir etti. V" reliler, elbiselerden nin hatasız güzelliğini süzdüler
Organtin ve çiçekli şapkalar rai Aybergiıı beyaz çiçekli taftam suni' talebelerinden Güzin bt sırma islemeli tuvaleti, Akşam Sanat Okulu talebelerinin di*

Sr'-er.in bu en mühim spor hadisen yanında, en mühim sanat hâdiselerinden biri de gene s-oıı günlerde oldu. Senelik «An-titler galası, bütün Fransız sahne ve perde artist» iştira-kile yapıldı. Pu gakının biletleri de, aşağı yukarı İtalya -Fransa maçının biletlerde avni âkihete uğradı. Bununla beraber, karaborsaya düşmeden de, fiyatlar, karaborsa savılacak kadar pahalı idi.
Antikler galası, iki iyrı karakter taşımakta idi. Birincisi, bütün artistleri biı araya gelir mek, bir yakınlık tesis etmek.» Bunu bizde vapmıva bilmem
I
| »he Lostar. geçir başlamadan evvel Te bütün geçit imtidadınca seçkin davetlilere birer birer hoşamedida bulundu
«Geçid) e saat lo da başlanacağı ilân olunmuş idiyse de, ya*.m saat cik bir gecikme İle 16,30 da başla nabijdl. iki Enstitü talebesi pikap ta caz plâ’-dan çaldılar, ve salona önce ablalarının diktikleri çocuk el biselerini teşhir eden, minimini kızlar girdiler. Çocuk elbiseleri, cid den ince zevkli talebelerin özene bezene işledikleri birer eserdi, Hak lı olarak davetlilerin takdirini ka randı.
Caz havalarına ayak uydura uy dura, narin endamlle salınan ve A merikan filmlerindeki Pin—Up— Girl » leri andıran, plaj elbisesi cin bakışlı bir kız salona girdiği zaman herkesin gözü faltataşı açıldı- Ve pu plaj kıyafetli o kadar beğenildi ki, ön taraflarda oturan genç bir kızcuğız kalemi kâğıdı Çıkarıp elbi senin modelim çizmeğe başladı,
Gözleri kamaştıran etek, bulûz, döpiyes tayyör ve mantoları teşhir eden mevzun ve h mankenler; kadın terzilerimizin ve fevkalâde şık giyinmiş o-Jarak gelen hanım davetlilerinin takdlrkâr bakışlarının topladılar, Dikkat ettim, hanımlarımız tayyör ve mantoların etiklerinin uzun o-lup olmadığına bakıyorlar ve kim bilir, birbirlerinin kulaklarına eğl |lp neler söylüyorlardı,
Mankenlerin ellerinde taşıdıkları %
mailindir,, . tas ■ veya yumurta» şek linde kİ çantalar bilhassa közden kaçmadL
son
son
Kız
t£i rob]ar en beğenilen elbısc’er oî du.
Enstitü müdüresi Nezihe Losdar^ “geçitj etrafındaki fikrleriai ^or dum şunlan söyledi:
t
)■ — Talebelerimiz müşfik bocala rınm nezareti altında bir yıl, bir bir maddî fedakâr]jk]a didimreb çalışır ve eserlerini «geçit, ferindr teşhir eder,
Uzun eteğe riayet edilememesinin sebebi talebelerin bu eserelrine, lûm modadan önce başlamış olms landjr,
Robîarda, şıpka ve tuvaletlerdi muvaffak olunduğuna kâfilim.
Sipariş attj.vettüz de yakında le bir geçit tertib edecek Or.hu modaya riayet ederek çalıştılar. Di ha fazla beğenileceğini tahmin edi yorum.»
«Geçit, saat 19 da sona erdi tu. lak verdim; dedikodular arasında yine talebeler tarafından hazırlanan ve dağıtılan limonata ve btsk vitlerin nefaseti bilhassa zikrolili yordu,
Nedret Selçuker.
2 mantoları tesh: mütenasip endam
. Lüleburgazda kız)m»k hastalığı
Lüleburgaz, (Hususî) — Lüleburgaz ve çevresindeki çocuklarda ((Kızamık) hastalığı zuhur etmiştir. Salgın halini alan bu hastalık son günlerde fazlaca vefiyata sebebiyet verdiğinden hastalığın bir an evvel önlenmesi içiıı âcil tedbirler alınması hususunda alâkadarların dikkat nazarlarını cebedeniz.

29 NİSAN 1M8
teni baban
«AT#'Aı S

S



Filistinde harb

. (Uaştarafı l inoido) vaktüe verdiği cevabda önümüzde ki sıenelere yetecek hububat stokumuz mevcud olduğunu söylemiş ti. Bu sözün yanlışlığı daha on ay geçmeden anlaşılmıştır. Bundan başka Atıf İnan iki gün evvelki konuşmalarında, harice hububat satmak zarurî idi memleketin döj Vize ihtiyacı vardı, dedi. Halbuki» hububatı istediğimiz anda daha müsait şartlarla satmak mümkün dü. Dolarlarla satmak kabildi diye cevab vermek istiyorum diyerek mesnedsiz ve isabetsiz karar-, .larla yüksek heyetinizi oyalayıcı mahiyette sözlerle izah eden ve ay' rica: İhracatta şahıslar lehine bazı tercihler yapılmak suretile, mem leket menfaati aleyhine hareket e-denler hakkında Meclis soruşturması açılması elzemdir. Gerçi dünkü Halk Partisi Grupunda: Bu tahkikatın yapılmaması (gürültüler yapılmaması değil bir ay son-reya tehiri 6ealeri) kararlaşmış ve Toprak Mahsulleri Ofisinde taliki kat yapıldığından bahsedilmişse de; Toprak Ofisde yapılan yolsuzlukların mahkemeye ûntikalile bu mesele arasında hiç bir hukukî irtibat ve alâka yoktur, demiştir.
Ahıned Veziroğlu konuşuyor
Söz alan Ahmed Veziroğlu, «Bu mevzuda yeni muttali olduğum iş feri Türk milleti huzurunda bu yüksek kürsüden açıklamak için söz almış bulunuyorum. Hububat ihracında tatbik edilmiş olan usul lere ve muamelelere (göre sayın A-tıf İnan ın günahı çoktur.» dedi ve uzun izahları arasında Ofis tarafından aracı tacirlere ödenen ko misyon ve tellâliye yekûnunun 903 bin küsur lira olduğunu kaydetti. Veziroğlu rakamlar zikrede rek bazı işleri teferrüatma kadar anlattığından sözleri tabiatile uza mış ve 20 dakikan geçmişti. Başkan Cevdet Kerim İncedayı tü-ıük mucibince hatibin, daha fazla konuşamıyacagını bildirdi, Veziroğ lu kürsüden inerken:
«Tekrar söz istiyorum gerisini o zaman söyliyeceğim. diyordu.
Ahmed Tahtulohr konuşuyor
Bundan sonra takrir sahihlerin den Ahmed Tahtakılıç kürsüye geldi:
«— Sekizinci Büyük Miliot Mac lisi birinci oturumunu yaptığı gün den beri bugün bahis konusu olan buğday meselesine türlü vesilelerle temas etmiştir.»
Meselenin Meclise ve umumî efkâra intikali bakımından tarihçesini yapan Tahtakılıç Lu komi C. «H. P. Meclis Grupuna: Aydın milletvekili Emin Bilgen tarafından verilen sözlü sorunun görüşülmesinden sonra Parti Grupu tarafın dan neşredilen bir tebliğle umumî efkfua mal olmuş bir mevzudur.» dedi ve Atıf lnan/m mesuliyetini icabettiren bazı hususların müzakere edildiğini madde madde tesbit eden tebliği hatırlatarak bu tebliğin sonunda Atıf lnan’ın izahatı için Derin bir inancın ifadesi olan tezahürlade karşılanmış- j t’.r.s- cümlesi bulunduğuna işaret rtti, (Derin bir inancın) ifadesi o-lan bu tezahürler C. H. P. Meclis Crupundaki arkadaştır için belki o günkü şartlardan mülhem olan bir hissiyatın topyekûn ifadesidir.' Müşterek kanaatidir denilebilir. Fakat bu inancın ne hukukî ba- ! kundan ne de Demokrasi bakımın dun hiç bir değeri 5 oktur. Tahta-1 kılıç daha önce Ahidin Potoğlu-J nıuı verdiği Ibir takrir üzerine A-tıf İnan ın Meclisteki beyanatm-c)ın parçalar okudu. Bu arada A-tıf İnanın yağmurlar yağmasay-dı dahi bir hükümet olarak tedbir 1er almışızdır, tarzındaki teminatı üzerinde bilhassa durdıı sonra C. H. P. Meclis Grupunda bu mevj zudski müzakereler dolayısile mem t’n de rtenevvürii jiçin Ahmed hı tarafından bir «takrir verildiğini kaydeden Tahtakılıç j . Balonu Mainnud Nedim ( h. ıdüzalpın bu soruya verdiği ce vaplârdan da bazı parçaları ele aldı. Tahtakılıç Suad Turdkoruya ihracatçı müsaadesi aldıktan 40 gün sonra verilen ihraç müsaade-, sini İrok şirketine yapılan müsaadeleri ve buna benzer bir çok mu amalelcri atrabyarak Atıf İnan’.ın bütün bu işlevdeki mesuliyetini i-leri sürdü. Tahtakılıç dünkü C. H. P. Mcdis Grupuna aid bugün U-lusta çıkan tebliği ele alarak: Bu tebliğ ihtiva ettiği mâna itibarile Anayasamızın ruhuna muhaliftir. Kıymetli elemanlarla mücehhez ol duğunıı bildiğimiz maliye teftiş1 heyeti salâlıiyctnamesiııde Başba-t kanın imzasını taşımasına rağmen hükümet emrinde hükümetin tâyin ettiği ilerde soruşturma yapan bir hey-fttir. Meclisin yaptıra cağı *.vuruşturma bir maliye teftiş heyetinin yapacağı soruşturma değildir. (Bıı refah faciası dolayjsile-de nn-vzuubahis olmuştu. Böyle bir talıkîk heyeti bir eski Bakan-duıı malûmat alnıak kabilinden bile bir sual soramaz. /Bir çok Halk Partili milletvekilleri bu sırada ba i tibin hor cümlesini bravo sesh'ri-le karşılıyorlardı)- bugün Halk Partisi milletvekili arkadaşlarıma] hitab ediyorum: Parti Meclis Gru 1






I








punu bir tarafa bırakarak milletvekili olarak oylarınna lıangi şekilde kullanacstksuuz? Siyasî me- renler âdeta gözleri kapalı el yor selelerde iki türlü noktainazar -beyan edilen işlerde -böyle disiplin kararlarına riayet edilir. Fakat bir Bakanın kazaî mesuliyetini a-raştırma bahsinde kanaatini izhar etmekten çekinmek Anaj'asaıun ruhuna aykırıdır, (dedi.
Raif Knradenizin tavzihi...
Kürsüye gelen Raif Karadeniz «— V’eziroğlu kendi fikirlerini aldatırken benim zamanımdaki bir satış muamelesinden .bahisle doğru olmadığını beyan ettiler.» Veziroğlu: ,
( __ Satıştan değil kârdan bahsettim.» ’
Karadeniz (Devamla): «— Dünkü C. Fi. P. toplantısında da bu hususta uzun uzadiya maruzatta bulundum. Fakat Grup toplantısında 'bulunmıyariların da o satışın mahiyeti hakkında ma-lûmnttar olmalarını çok isterim, diyerek Ticaret Bakanı bulunduğu sıradaki .şartları ve hayatı u-cuzlatma yolunda alınması düşünülen tedbirleri anlattı. Ni tekim bu kararlarla hayat tedricî olarak ucuZîamıya yiiz tutmuş bazı tarifelerde indirmeler yapılmıştır.» dedi.
Sözlcjdne devamla; komisyon .verilip verilmemesi işinin mutlak olarak tetkik edilmiyeceğini, günün durumu ile şartlarının bazen komisyon verilmesi bazen verilme meşini icâbettireceğini anlattı ve
bu yolda mütalea yüıâitürken biri'
_ (|
7 Eylülde evvelki devir diğeri son raki devir olmak üzere iki devrin şartlarının ayrı ayrı göz önünde bulundurulmak icabettiğiııi belirte rek:
( Evvelki devirde Ofis elinde bu lunan dayamkaız mahsulü bir an önce satmak mecburiyetinde idi fakat Yedi Eylül kararları bu vaziyeti tamamen değiştirdi. Yedi Eylülden evvelki Türkiyenin İktisadî durumîle sonmki devirdeki iktisadi durumu ayrıdır ve her iki devrin şai’tları göz önünde tutu-’Jur ve mütalea dermeyan edilirse jnümkün mertebe daha az hatalı hareket edilmiş olur. dedi.
Atıf lııan söz alıyor
Bundan sonra kürsüye gelen A-ıtıf İnan, sözlerime başlarken ıbü-ıtün teferriiutı açıklanmış bir .mev zuu hakkımda soruşturma açılma sı lıakkmdaki takrir dolayısile bu gün de tekrar etmek mecburiye-ttinrieyim.* demekle beraber izahlarını mümkiüı olduğu kadar kısa şekilde yapacağını kaydetti, üubu, ‘bat satışları miinasebetile dedi ki:
€— Ticaret Bakanlığının bir ka ırarnamesile idareye salahiyetli ol duğuu bir mevzuu olmakla beraber âciz arkadaşınız »bu işin şümulünü ve ehemmiyetini takdir ederek Ba ikanlar Kurulunda satış işinin konuşulmasıuı sağlamıştır.? A-tıf İnaıı fiyatlasın isabetsiz şekilde değil o zamanki dünya fırtınalarına bir sebeb olmadığı gibi fiyatların böyle bir arttırmaya mü sait dahi olmadığını ilâve etti. A-tıf İnan devamla Trak şirketine istisnaî muamele yapılmamış ol-i duğnnu da kaydederek bu muame leler etrafında uzun malûmat verdi.
İııaıı’ııı tavsiye ve öğütleri
Bu arada bazı tavsiye ve öğütlerde bulunan Atıf İnan bir aralık, arkadaşımız Veziroğlu diye söze başladı. Arkadaşımız diyorum »çün kü. diye yine uzun bir konuşma yaptı bu sırada Demokratlar «Sadede -gelt diyorlardı.
TahLakılıc:
*
«— Arkadaşımız demesen me çı (kar? Veziroğlu da desen ne kıyme iti var demesen ne kı.vmeti vur .
Bundan soma kürsüye Ahıncd O guz geldi. Belki .politika belki de oneşhur 7 eylül kararlarının efsane tvi tesirlerini göstermek maksadile ■bir buğday ihracat -savaşının .ba$-llamış Olduğunu .bunun bir Buka-nm gayretlepıi yoksa Bakanlar ku ırulunun kaa-ai'lle mi yapıldığının anülıim olmadığını, meselenin bu ihracatın hangi ihtiyaca istinaden ımemleket ihtiyadlaau düşünülme, ■den yapılmış .olduğunu söyjiyerek, «döviz ihtiyacımı, işte gelen sterlin İler halâ duruyor, Hesapsız ve »nes. metsiz yanlış .hareketler hangi, ıkas'ta nıaki'un olursa olsun ‘bugün) ıkü acıklı -vaziyeti doğurmuştur. ■' dedi Atıf İnanın biraz önce imap cinaslı dersler verdiğinden bahis Jc; .1
ATIF İNANI TEBRİK l
•Cddi bir mahiyet arzeden ve1 memleket için hayati önemi olan lıer meselede yaptığı gibi Atlf l-nan bu seferde her cümlesinde ze birlere bulaşmış bir hançerle örtü.' ne gelene sataşmaktan korkmuyor I Cesaretini tebrik ederim.» dedi ve1 şöyle devam etti: )
SORUŞTURMA ZARURIDLR « ilk hatâlardan sonrada bu 'kadar ikazlara rağmen şıı vaziyete neden düşdük, jklde bir hâdiseler den bahseciıüyor Biz sizi hükümet alarak Mecliste yolun yarısında ya kaladık, Bugünkü dahil, sekiz defa Yiiksdk Meclis hükümeti ikaz etmiştir. Ortada hesap yok, ne ı$t(h





sal edilir nerelere sarfolunur .bilnıl yorıız, Bize bu vaziyette teminat ve

damile memleket idare etmek mevki indedirler. Bu hesapsız ve mens netslz sevk ve idarenin doğurduğu acı neticenin mesulleri hakkında soruşturma yapılması zarurîdir,»
Muammer Alakan da kürsüye gelerek, bu işte parti gayretkeşli^ yapıldığı şektindeki mütaleâlara ce vap verdi ve eğer bu. gayretkeş' lik olsaydı, derhal tahkikat açılır ve bu hareket Halk Partisinin daha lehinde tesirler uyandırırdı, dedi, hyltadmmı—sokcelı sdrıtulaoi
BAŞBAKAN YARDIMCISI NE DİYOR
Başbakan yardımcısı da söz ala rak memlekette darlık başgösteren Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon ve Rizenin ilçe ve bucaklarına yapı-
lan yardımı teferriiatlle miktar ve tarih vererek anlattı. Hububat
• *
satışlarında bir takım suistlmaller, usulsüzlükler, İltizamlar, himayeler olduğundan bazı kimselerin hak sız kazançlar sağladığından Bahis iddiaların ortaya atılmış olduğu nu kaydederek dedi ki: İsrarla üze rinde durulan ve bir dâva haline getirilen bu noktalar tetkiksiz ve tahkiksiz bırakılamaz. Bu mesele Atıf inan meselesi olmaktan çıkmış hükümetin el koyduğu bir me sele olmuştur. İsrarlı iddialar kav şısında harekete gelmemizi her şevden evvel bizden vazifelerimiz is ter, vicdanlarımız ister hükümet bu işe dört ay evvel bu müessese-nln bünyesinde el koymuştur, Daha bu takrirler, talepler olmaz dan evvel hükümet bu işleri mali' ye müfettişlerine tahkik ettirmeğe .■ başlamıştır.» Barutçu bu tahkikat neticelerini emniyetle beklemenin faideli taraflarını anlatırken, bilgileri olduğunu söyliyen elinde dos ya bulunduğunu iddia eden arkadaşlardan ?ica ederim dosyalarını bilgilerini maliye teftiş heyetin deki arkadaşlara lütfen versinler. Barurcu sözlerini şöyle bitirdi: .Biz, o dâvanın adamlarıyız ki hakkın ve hakikatin, faziletin ve dürüstlüğün hizmetindeyiz, şunu da arzedeylm ki hiçbir hakikat nihan kalınrya çaktır,
Bıı sırada Hanıdi Şarlan görüş-Bu sırada Hamdi aŞıian görüşmenin yeterliği yolunda takrir ver di, Tatlıtakılıç takririn aleyhinde bulunurken, aşu kifayeti müzake re takriri öğle bir maniveladır ki bunun netloesinde her şeyi bu de rece kısa görüşüp bırakırsak teşrii, vazifelerimizi noksan yapmış oluruz,» dedi. Ve manivela kelimesi gürültülere sebep, oldu. Müzakere yeter görüldü .sıra takririn oya konmasına gelince. Başkan bir tak1 rLr daha gelmiş olduğunu söyliye-j rek onuda okuttu. Dr. KazançlOğlıı | (Kurs) inızasile verilmiş olan bu takrirde üc aydan beri devam eden teftişin bir aya kadur bitirileceği Barutçunun açıklamasından anla Sildiği kaydedilerek îdeelis soruşturması açılmasına dair göriişmeie rin o zamana tehiri isteniyordu
Alduğan. Veziroğlu ve diğer De-nıakratlarm lmzularile verilmiş bir takrirde, önergenin kırmızı bilya-lar-la gizli oya konulmasına dairdi ] Uzun tartışmalardan sonra Cemal ve görüşme bir ay sonrhya tehir e dildiğinden, Şahin Laçin ve arkadaşlarının önergelerlniu oya kon- | masına mahal kalmadı, Meclis cu. maya toplanacaktır , '


Rendova uçak gemisi dün geldi (Baştarafı 1 incide) at 18 de tâyin edilen mevkiinde demirlemiştir.
Gemi komutam, bir vizita subayı tarafından Deniz komutan lif’ adına ziyaret edilmiş ve mihmandaj- da ayni motörle gemiye çıkmıştır.
Bu sabah gemi (komutanı, programa göre sat 10!30 da valiyi, 11 de İstanbul Komutanını. makamında ziyaret edecek ve bu ziyaretler, öğleden sonra iade edileodktir.
Akşam saat 21 de.'Taksim Be ledıye gazinosunda Dz. Komutanlığı tas’alfından gemi subay | ve mürettebatı şerefine bir aksam yemeği ziyafeti verilecek tir.
Uçakların tahliyesi husııaun-' da Milli Savunma Bakanlığınca, gerekli tedbirler alınmış ve il-i gi.lilene lâzım gelen malûmat ve-rilmiştir.
USS Rendoya uçak gemisi 1 nisanda San Franiiisca'dan, Tür kiveye ınıüteveccilıen hareket et mistir.
USS Eandovanın İnşaatı 22 Ekim 915 yılında Vaşinglona bağlı olan Tacoma daki .gemi tezgâhlamıda tamamlannuı.tır. |
Sıı kesimi, 12.000 foıı. uzunluğu 552 kadem, genişliği 75 kadem ve sürati 18 d« ırz r»ıili.l:r.
40 ve 20 nıilimetı ■ lik uçak;ıa-var b?ı r’ alitrı. 28 kalibıahk 2 topu vardır, ve hu toplar gere!: kara ve gerekse deniz harekâ-

(Uaştarafı 1 incide) da zafer kazandıranların gelme si istisnasız herkesi sevince gar ketmiş.
İlk uçaktan, kafile başkanı Ulvi Yenal beşuş bir çehre ile iniyor. Onu İstanbul Beden Te/r biyesi Bölge Müdürü Vahi Oktay ve Cihad Arman takib ediyorlar. '
Halk kahramanları görüne? kordonu yarıyor ve tayyarelerden teker teker inen millî futbolcularımızı omuzlıyarak Güm rük binasına kadar götürüyor. |Kısa bir gümrük muayeneaiîi-den sonra futbolcularımız kendilerine ayrılan iki hususî otobüsle şehre dönüyorlar.
¥
Tayyareden ilk inen Ulvi Ye-ııale sokulmağa bir an imkân bulup soruyorum:
— intihalarınız?
Gülerek anlatıyor:
— Gençlerimiz yabancı bir diyarda bizi her hususta sevindirecek ve gururlandıracak şekilde hareket ettiler. Çok güzel bir oyun çıkardılar ve galibiyeti hakkettiler. Türk sportmenliğinin en güzel nümunesini dost bir memlekette, hepimizi memnun bırakacak şekilde izhar ve isbat ett’ler. Bu zaferlerin tevalisi için çalışacaklarına emin bulunmaktayım.
Kafile başkanına teşekkür e-dip İstanbul Bölge Müdürünü yakalıyorum.
— Hocam ya sizin intihalarınız? 1
Vâlıi Okyay da vaziyeter çok memnun:
— Çocuklarımız, diyor, sportmenlik çerçevesi dahilinde mükemmel iki oyun çıkararak iki kıymetli galebe teinin ettiler. Bununla hakikaten, Türk fut-bolü namına övünebiliriz.
Yunan halkı ve gazetelerin şpor muharrirleri oyuncularımızı çok beğendiler. Çocukların

Kremlinin esrarı
otu-
km ver


(Baştarafı 1 incidej yapılan duvarlarla çevrili bu üç kii şeli kolonin içinde sayısız binalar ve kiliseler vardır (bunlardan an-cak bir kısmı tahrib edilmiştir.) «Kremlin Moskova şehri içini hakikî bir ayrı şelıirdir. Zaten Rusça -Kremi kelimesi ( İç kale mânasına gelir ve müteaddit Rus şehirlerinde 'Kremlinler vardır.^' Moskovnnınki ise gerek tarihi kıy met ve gerekse ihtiva ettiği zenginlikler bakımından, en ehommi-yotlisidir.
Rusların bir atalar sözü vardır. ‘ Moskovaııın üstünde (Kremlin vardır; Kremlin;' in üstünde ise gök bulunur. •
«Kremlin in inşasında bir çok FranBiz mimarlarının hizmetleri, geçmiştir ve bir zamanlar Çarla- ı rın ikametgâhı olan bu müstah- ; kem kale 1919 yılmflanberi Rusya Sosyalist Şûraları birliği hükümeti icra cihazının merkezi ve Stalin in şahsi ikametgâhı olmuştur.
«Stalin» Kremlinin neresinde olurur ?
«Jozef Visarionoviç Dzugaşvîli yani «Stalin Kremlinde, Çarların zamanında hizmetçilerin ikametgâhı olan üç katlı bir binada rar.
Komünizm efsanesine göre dişine ( Stalin ismini Lenin
miştir ve ■ Stalin ■ «Çelik ınunu-sına gakr. Fakat biz biliyoruz ki bu ismi ona. ihtilâlin başlangıcında, bazı arkadaşları vermişlerdir.
«Stolin Kremlinde. şeklen İlcin ci sınıf bir oteli andıran hususi dairesinde, çok çalışır. Fakat ken dinine Moskovauın iş ve ticaret mııhallesi olan (Staroyo Ploşad) daki parti merkez komitesinde de sık sık rastlamak mümkündür.
Moskovanııı yakıtımdaki (Usova - Arkangclakuya) da altın maden ileri suhihi olub bir .nevi kara sev daya tutulmuş eski biı- milyonerin yaptırdığı bir köşk vardır. Bu köşk şimdi Stalin indir. Kızıl diktatör bu köşke de ora sıra gider ve g'dir. Akıl hastası milyoner «Daça adını verdiği köşkünü yüksek duvarlarla çevirtnıişti. Sta lin bıı duvarları aynen muhafaza etmiştir. Bu ziyaretlerin haricinde Stalin ludkla pek temas etmez zira vardımcısı Kirov un Lcmrgradda katledilmesinden* son ra Sovyctler Rusyasının bu hâkimi mutlaki halka görünmez ohuıış tur.
«.Stalin in akima esip de Daça sına gitmeğe karar verdiği vakit Moskof gizli polisi yolu ta-naamlle tem’.zlotir ve motosikletli mulıal’ızlar güzergâhı teras-sut altında bulundururlar. Kendisi, birbirine benziyen üç otomobilden, başka araba kullanmaz. İki damla hu gibi kendisine bonziyen iki benzeri vardu' ki bunlar da a-rnbalnrda ver ahular. Tiyatrolara



tinde kullanılmaktadır.
U3S Rendova, 1 veya 2 ma-V’sta .gelecek olan Ruaıı muhribinin refakatinde olarak 4 mayısta şehrimizden ayrılacaktır.

hepsi millî temasın mahiyetini ke.vramış bir şekilde canlı ve te mi;, bir oyun çıkardılar. Yüzümüz ak, gönlümüz şen oldu.
Millî takım -kaptanımız Cihadı arıyorum. Etrafı dolu. Bir kısım halle öpmek istiyor, bir kı sur gazeteci arkadaşlar sual .yağmuruna tutuyorlar. Bir ara fırsat bulup:
— Kaptan bir iki şey söyleyiver! diyorum.

Cihad mütebeseim bir çehre île:
— Ne diyeyim, diyor, takımınız iyi oynadı ve arkadaşların c-nerjisile tekniği birleşince maç ları kazanmamız işten bile olmadı. intihalarım gayet müsbet tir. j
Deha fazla Cihadı söyletemiyorum. Etrafındakiler sual yağ muruna tutuyorlar.
Miisaid bir ânını yakaladığım diğer millî futbolcularımızdan Biîlend: «Vallahi, diyor, bütün arkadaşlar iyi oynadılar. İki maçı cin kazanmak bizim hakkı nazdı ve Öyle oldu. .Şerefli iki galibiyetle auayurda döndüğümüz için çok seviniyorum.»
Küçük Fikret de: «Sıkı bir o-yun oldu, diyor, fakat galib gel inek için fazla sıkıntı çekmedik. Eiraz şansımız olsaydı galibiyetlerimizdeki gol fırsatı 4 veya 5 olabilirdi. Muhtelit maçında daha iyi oyun çıkardık. Bilhassa son 20 dakika takımımız fevkalâde idi.»
Oyuncularımızdaki umumî ka naat futbolümüzün Yunanlılar-dan en aşağı 1 gömlek üstün ol • duğu merkezinde. İlk maçta fazla heyecana kapılmamız çok sayılı bir galibiyet temin ede-nıemize âmil olmuş. Bizim ta-. kunda başta Bülend olmak üzere Mtırad ve Cihad çok iyi imişler. Hepsi gelecek millî maçları \e yeni zaferleri bekliyorlar.
Nimet ÜYKEN



ise «Stalin değil bu benzerleri devam ederler.
^Kremlin de «Stalin» pek nâdi ren ziyaretçi kabul eder. Amerikan elçisi »Villam C. Bullit • sefirliği esnasında bir kere Staünle karşı karşıya yemek yiyebilmişti. Sofrada da Voroşilof da bulunmuştu. Bütün tebeddüllere ve dedikodulara rağmen «Stalin iıı normal halefi olarak ileriye sürülen sima Voroşilof* dur.
Rusya devlet başlnınının yaşayışı pek basittir. Durmadan pipo içer. Başlıca eğlencesi sinemadır ve filmleri Kremlin» de seyreder. Soma musikiye de düşündür ve (Büyük Moskova) tiyatro bale kız lanın Kremline getirterek musiki zevkini tatmin eder. Bu çağırılan-kır arasında bilhassa Rusyanın es-I ki Ankara elçisi olup bilâhare i- ■ (dâm edilmiş olan «Karahan uı eşil Semeııova vardır. 1932 ytlı Kasım ayında Staliuiin ilk karısı «Nadycş da Kremlinin bir hususî dairesin de esrarengiz bir şekilde ölmüş ve oesedi yine Kremlindeki «Yeni bakireler manastırında yakılmıştı..
(Yarınki nüshamızda) «Kremlin de daha kimler oturur?) başlıklı makııleyi iktibasla Fransız mecmu asının ifşaatına devam edeceğiz.)



Seçim tasar ı
flVacbınıfı 1
ı ya kaiıştırıiması doğru olmadı-j ğını, yargıçların hem hâkimlik, hem bu kurullara başkanlık etmelerinin muvafık olnuyacağını bun.m adalet cihazına olan itimadı sarsacağını, bu işin idare’ âmirlerine bırakılmasını, buna mukabil seçim emniyeti için lüzumlu kayıd ların konulabileceğini söyeoi. -4
Söz alan içişleri ve Adalet Ba
* *w •
kanları aşağı yukarı ayni meal-' de beyanatta bulundular. Söz' alan Fııad Hulûsi Demircili De-1 n.okratların eski noktai nazar- ( lavında ısrar ettiklerini söyledi. I Netice ova konarak üç Demokrat müstenkife karşı, kurulların idare âmirlerinin başkanlığında oJmiH?» hakkında hükümet teklifi k* nl olundu. Demokratların teklifindeki suç işliyen me mutların, Memurin Mulıakemat kanununa tâbi olmaları teklifinin müzakeresinde Başbakan Haşan Saka yeni hazırlanan tasarının yakında Meclise sunula cağını, bu tasarıda seçim suçları ( hakkında madde olduğunu, her iki partiyi memnun edecek hü-
kümler konduğunu, meselenin o, zaman konuşulmasını istedi. Bıı teklif kabul edildi. Bu suretle lıeveti umumivesi üzerindeki ko ıiHşmalar tamamlanarak Cuma Rünü maddelerin konuşulması kararlaştı. _
itizar
Yazımızın çokluğundan (îs-limda Mezlıebler ve Fırkalar nasıl doğdu?) tefrikamızı koyamadık. Okuyucularımızdan özürj dileriz.
%




(TJaştarafı 1 incide) likte harekete geçmişlerdir. Bu akşam Kııdüsten alınan bir habere gere Ingiliz uçakları, Yafa civarınla Bay-Yam'da bulunan Yahudi karagâhına tarruz et« mişlerdir.
Yahudiler, Yafadan sandallar la kaçmak teşebbüsünde bulunan mülteci Arâblara karşı şiddetli lir ateş açmış bulunmakta idiler.
Tclaviv: 28 (AP) — Bu sabah şehir sokaklarında dolaşan lr-gun’a aidhoparlörlü otomobiller Yafadaki Manşieh mahallesinin ta mamile Yahudi muhariplerin eline geçtiğini halka ilân etmişlerdir. Bu mahalle Telaviv şehrinin güneyine doğru bir çıkıntı teşkil etmek tedir.
Irgun haberine göre, Manşieh mahallesi iki taraftan inkişaf eden bir taarruz neticesinde alınmış ve Irgıın birlikleri tarafından temizlenerek bir çok Arab muharib e-sir edilmiştir. Ayni yayına göre, esir alınan erkekler açıklanmıyan bir kampa sevk ve çocuklarla kadınlar 'Kızilhaç teşkilâtına teslim edilmişlerdir.
Kral A Irtltıllabın İH-yanatı
Kudüs: 28 (AP.) — Bugün Am mandan Associated Press’e telefon la beyanatta bulunan kral Abdullah, İngiliz askerî makamlarının bu konudaki tekzibleri hilâfına, Ürdün Arab lejyonerierin Erriha-yı işgal ettiklerini beyan etmiştir. Kral, bu hirliklerin daima muntazam ordunun ilerisinde şif kuvvetleri olduğunu etmiştir.
Halbuki dün İngiliz men6ub bir .kaynak,
lejiyonerlerin Ingiliz subayları komutasında bir bölükten ibaret ol-1 duğunıı ve bölüğün ödevinin Ailen bay köprüsünü korumak olduğunu söylemişti.
Kral Abdullah daha önce verdiği bk demeçte, Ürdün Suriye, İ-rak ve Bulman binliklerine şahsen komuta etmekte olduğunu da beyan etmişti. Ürdün kraü Associated Press muhabü'i Zen Nagaty-
giden ke-da tasrih
ordusuna Errihadaki
Rektör* hakaret fBaştarafı 1 incide) da hakaretten dolayı mahkemeye vsni’cn Sami Yavrucak. Atâ Oğan ve Halûk Kararuağaralı hakkında açılan dâvanın duruşmasına bu sabah ikinci asliye ce za mahkemesinde yargıç Ferruiı Adalı ve savcılık makamında Haşan Kemal Çiçekoğlu olduğu halde başlanmıştır. Evvelâ tanıkların hüviyeti tesbit edilmiş ve müteakiben sorgularına geçilmiş, Sami Yavrucak ve Atâ Öean talebe olduklarını, Halûk Kararuağaralı da Etnografya n özesinde asitan olduğunu bildirmiştir. Savcı iddianameyi o-kumvş buna göre 27-12-917 günü Üniversitedeki sol temayül-lü hocalar .hakkında teıtib edilen nümavis ‘ sırasında sanıkların Rektörün odasına girerek sözlü ve vazı ile hakaret ettikleri ve bu bakımdan cezalandırılmaları istenmekte idi.
Sanıklardan Sami Yavrucak ve Ata Oğan nümayişe iştirak etmekle beraber Rektörün odası na girmediklerini ve hakaret et-Tnediklerftrî iddia ettiler. Halûk Karamağaralı ise mitinga ■iştirak etmediğini, ancak kala-baî’k gördüğünü. Rektörün odacına girdiğini, kendisinin
milliyetçi bir gene olması ve Kiirşad mecmuasının sahibi bulunması dolayısile vaziyete müdahale ile gençlere ne istediğini sorduğunu, bu arada Rektöre uzatılan bir kâğıdı Rektörün Abdülkadir Noyanm srrtına dayamak suretile imza ettiğini, kendisin;n gençlerin arasına ka rışan sol +emayiillü kimselerin gençliği lekelemeleri için müdahalede bulunduğunu, bu sırada bazı kimselerin pencereleri açarak Rektörü sokağa atmak istediklerini. odada bulunan em niyet menııırlarile buna mani olduklarını ve Rektörü himave altında dışarı çıkardıklarını söv lemistir.
Bundan sonra dinlenen «ta-hid’er hâdisede korkuya müs-tenid bir bilgileri almadığını söy lemislerdir. Çağırılan diğer şa-hidlerin gelmedikleri göriilpıüş ve sav'inın isteğile tffleb^ oldukları nazarı itibara alınarak duruşma başka bir güne bırakılmıştır.




TEHİR 1
Beşiktaş Halkevi Sosyal Yardım "olu Menfaatne 13/Mayis/948 perşembe gecesi saat 20.30 dan sabaha kadar Konak (Tokatlıyan) salonlarında Konağın en nefis yemeklerde sonenin en büyük ve son saz ve ses topluluğu bütün sanatkârlar bir arada (burada bulunmayan iki sanatkâr hariç)
İBRAH’M ÖZGÜR ve KOMfK CAZI
Kristal ve Perihan salonları saz ve ses heyetlerine ilâveten
San’stkâr ZEHRA PİLİR ve KUSTAFA ÇAĞLAR
Birçok sürprizler. Zengin ve eğlenceli piyango. Kotyon Çok az yer kalmıştır. Davetiyelerini Konak müdüriyetinde almak-da acele ediniz.





ye bugün verdiği beyanatta, nu-tün emeldi lejyon sutonylurm: ya-niden hizmete çağırdığını beyim etmiştir.
Kral Abdullah dün 190 kadar Ürdünlü aşiret raİBİyle görüMnüı vo bu liderler kendisnıe şu yolda teminat vermişterflir:
'Tahudilerie harb halindeyiz. cKral yai'dınThvrnn menmunluklz lıahııl ettiğini söylenâş ve llmrbs baznianmak üzere lıderiari "aşiretlerinin yanma gönd-ımifrtir.
Londra: 28 LAP» — Yahudi mit mcsrilltği icra heyeti Azâsuadan bt tinin bildir ttğhae .göre Tahufliler. Fliatinde mütarekeye hazırdırlar ve Arablar.ateşi kestikleri anda kea dileri de silâhı ibrakacaajajdir» Yalnız Yahudiler. ijgal e* inekte ol dükten yerlerden çekilmeye razı değillerdir ve .haltın arada "kurmuş oldukları Yahudi .devletini herşe ye rağmen koruyacaklardır.
İMZA edtlen pakt
Kudüs: 28 'AA,) —JKahireden z İman haberlere .göre Arab Birliğinin bir SÖZCÜSÜ, bu hafta sonunda Aromanda ulr pakt imza edildiği.:! teyid etmışıir. Bu pakt gereğine-Ürdün. I*ak. Suriye ve Lübnan muntazam kuvveftari Filistinde La cekete -geçeceklerdir Mısır kıtalar: ise hııdud boyunda duracaklardır,
Sözcü, yükseli Arab kurnandan}] ğırım birleştirilmesi meselesinin ya nn Anı manda görüşüleceğini İlâve etmiştir.
Rus emellerine âlet
('£aH?taıra£ı 1 incide J
Komünizm ■ ioarelerinl yazarken ya .kalanan Piyer (Gazeryaıı ve suç •: tagı Agobur. dunuşmasırEa devam »e dilmiştir. Bugünkü oturumda e'/ve lâ sanıklarm müdafaasından vaı geçtiği hakkında Ha mit Şevket İn oenin mahkemeye yazdığı teukere okunmuş ve şahidlerin dinlenme sine geol)nıiştir. ilk dinlenilen şa-hid birinci şube komiser muavin: Süleyman Balkanlı Fransız ifiançı laryasjnır. ve kilisesinin duvaklarına orak çekiç işaretlerinin çizildiğinin rahip tarafından İhbar edil meni üzerine çizilen orak ve çeki1" lerin fotöğcaSlan alındığını ve ak şamları tertibat alındığını, bir ge ce Elverin -Tiva Komünizm ibare sini yazarken suç üstü karalandı ğınj ahlattı ve Yiyerin karakolda alman ifadesinde kendisini Agob isminde birinin Rus sefaretinde A leksi isminde bir memurla tanıştır dığmı ve Aleksinin bütün Ermem-lerl himaye etmek istediğini söyle d iğini bildirmesi üzerine Agobun. da karakola celbedlerek ifadesinin alındığını, ancak Agobun bunları inkâr etmiş bulunduğunu söyledi, şahid Piyerln ikinci defa ahnan İfadesinde ise Aleksinin kendisine bazı askerî belekleri berhava etmek üzere talimat verdiğini ve bu iş için 'kendisine arkadaş da verileceğini anlattığını ancak Piyerin İta desine göre bu yerleri gezdikten sonra, korkarak vazgeçtiğini ve A-leksiden korkarak kasden yakalandığım söylediğini ifade etti, Plver şahidin ifadelerinin doğru olmakla beraber karakolda döğüldüğü için bu surette İfade verdiğini söyledi, Şahid ise bilâkis Plyerc karakolda çok hüsnüniyetle muamele edildi ğinl bildirdi. Bundan sonra dinle nen İkinci şahid. birinci şube komi serlerinden Süleyman Ersavaşda İlk şahidin İfadelerini tekrardan sonra Piyerin valiye çıkarıldığım ve hiçbir tazyik yapılmadığını bildirdi. Bundan sonra dinlenilen şahid Nihat Ulaşan. Piyerln ifadesinin kendisinin yazdığım Piyere gösteri ien resimlerden Sovyet sefaretinde İvan isminde birisinin resmini tam mış olduğunu anlattı. Diğer sanık Agob Tarakcu -bu İşlerle hiç bir alâ kası bulunmadığını İsrarla avukat tutacağını bildirerek ınehll İste di ve durtışma tahkikatın genişle tllmesi için başka bir güne bırakıl dı. _______
Yugoslavade fBaştarafı 1 mcidej Biz anavatana kavuştuğumuz i-çin çok mes’uduz. Fakat çoluğu muz, çocuğumuz, ana ve babalarımız hâlen Yugoslavyada komünistlerin çizmesi altında ezilmektedir. Bugün Yugoelavyada 1 milyona yakın Müslüman var dır. Pire ve Cenovada 800 bin Türk anayurda iltica için vapur beklemektedir. Hükümetimizden yegâne ricamız, buralara hususî vapur gönderilmesidir.»



▼ RRT S A W X W
29 NİSAN 1!M8

ŞATTA: t
4
T t
Amerikadan Notlar
MERAKLI
DAVA
* ıt


DAVA
Doğan Saz cinayeti nin faili kim?
borsa
TRANSMUBIN
İsveç Vapur Kumpanyası Helslnborg s/s H E R A 3/Mayıs/948 Bekleniyor Han^burg, Rotterdam ve An-versten. Bu limanlar için yük kabul eder becky
s/s
6-8/6/948
Ayni limanlardan ve için
s / s U L L A
25-29/5/948
Yukarıda gösterilen limanlardan yük getirecek ve ayni limanlar için yük kabul eder
4

STEVENSON LİNE
Şimali Amerika muntazam hattı s/s DİANA
H. PONCHELET
5/Mayıs? 948 de Nevyorktan Bekleniyor
H.PAYKURİÇ
Yugoslav muntazam hattı Adriyatik limanlan İçin
Yugolinya - Riyeka s/s Hercegovina l-ilâ-4;Mayıs/048
Tlryeste ve Rlyakadan yiik getirir ve bu limanlar İçin yük kabul ederler

STfiUBO EİNE
Oslo, Norveç vapur kumpanyan Nevyork He Türkiye arasında muntazam vapur seferleri, s/s Kong Haakon VII 1/Mayif/M8 m / s HAV 20/MayjS/948 s/s SÖNNAVİND
Z0/Haziran/948 Yukarıdaki vapur Nevyorktan limanımıza mal getirecek ve limanımızdan LATAKE — BEYRUT — HAYFA — İSKENDERİYE ve NEVYORK için yük ve yolcu kabul eder. Bütün tafsilât İçin Galata Tophane Eski Yolcu Salonu karşısında Frank Han 3. Kata müracaat Tel: 44707/8



Ar nenıent Deppe S. A.
A- vers
BSSEN30CK
Vapuru 30 Nisanda beklenmek cedit. Hamulesini boşalttıktan sonra tşyayj ticariye alarak doğru
Anversc
hareket edecektir.
Fazla tafsilât için Gaiatada Taiıir Hanında 3 üncü katta SCANDIAVİAN NEAR EAST AGENCY ye nmracaat. Tel: 44993-2-1,
(

i*

•j
••k

d
X ai
llreye
ite kamaş B
1
R
İ
N C i
İşçilik
M( İzeme İr gören
b
İ
R İ N C
1
İl rahim
Su tanha mam Dıkranyan Han o. 21 Kat 3
Yeni Sabah’ın

*
İLÂN FİYATLARI
Başlık
inci
»
)
2 «
r
M

nnJıtu daral nay i»,
»
ı
kdUitİlBİ
»
»
»
»
Kr. 1600
600
400
300
250
150

Amerikadaki bu müstesna Okul’un yer yüzünde eşine rastlanmıyan bir teşekkül olduğu bildiriliyor
gayet önemli sanat bilgilerin) gün lük hayatlarında tatbik etmek çakımından bir çok fırsatlar bulmak tadırjar, Sınıfta sanat görülür. Mü zlk de işitilir, Piyanoda dev müziği çalınırken, bir kjz çocuğu da de vln nasıl yürüdüğünü belirtmek İçin dev adımlarile yürümeğe başlar Bu gibi misallerle musikiyi takdir etmesini öğrenen çocuklar bir sene zarfında gerek entelektüel ve gerekse heyecan bakımından müziği anlamış olurlar,
Öğleden sonra çocuklara konsçr ler dinletilir, Akşamlan ayrı ayni konserler ücret mukabilrrde büyük lere dlnlctllmektedir., Müzenin kü tüphaneslnde 5,000 plâk vardır, Ço cuklar sadece müzede dinledikleri sanatkârları değil, fakat müzik â-leminde şöhret sağlayan bütün sa natkârlan eserlerile ayırdedebll-mektedlrler,
Gerek büyükler ve gerekse kilçük ler mütemadi surette müzeden ö-dünç mahiyetinde plâk almak âde tindedirler. Ayrıca Pazar akşamla n tertlbedilen ücretsiz konserler de pek fazla rağbet görmektedirler,
B


Dünkü celsede, katilin Çelil değil jahid lerden biri olduğu ileri sürüldü
irleşik Amerikeda Ohjo-ya bağlı bulunan Toledo-da birdenbire alarm s/'sle I Ti işitilmeğe başlamıştı. Günle rden
Cumartesi idi ve saat yediyi otuz geçiyordu. Küçük şehirde sabal I uykusuna dalan 2,500 çocuk birden bire yataklarında doğruluvermişlerdi Bir müddet gözlerini o-valadıktaıı sonra büyük bir süratle j’ataklarından kalkarak elbiselerini giymeğe başladılar. Mü-I zeye yetişebilmek için büyük bir telâş içinde bulunuyorlardı.
I Çocuklar şimdi büyük bir siikû-
I netle merdivenleri tırn and ktan sonra çeşmeyi geçerek büyük bir mermer binaya giriyorlar. Daha derin bir sükûn içinde galerileri geçtikten sonra bir merdivenden iniyorlar. Burası bir okuldur. E-vet.. bir müze içinde kendilerine resim yapmasını, güzel sanatlar ve mlzlği takdir etmesini öğreten müstesna bir okul.
Bu müzeye çocukların küme halinde akın etmeleri bir hâdise teş-I kil etmez. Ancak, Toledo müzesinin çocuklara merkez teşkil ettiğini ve bu bakımdan yeni’itinde eşine rastlanmayan biricik müze olduğunu da unutmamak lâz’.md:r.
Müze direktörünün refikası ve model şubesinin başkanı bu hususta şunları söylemiştir: Pek I tabiî olarak çocuklar müzenin en önemli dostlarıdır.
Toledo müzesinde çocuklar serbestçe ve tek başlarına dolaşırlar. Burada diğer müzelerde olduğu gibi çocuklar için tahdidat mevcut değildir. Bir Cumartesi günü okul ziyaret edilecek olursa burada bazı çocukların çiçek resimleri çizmekle, diğerlerinin öğretmenleri tarafından verilen dci’sleri büyük bir dikkatle dinledikleri derhal göze çarpar.-Bu arada diğer çocukların rek başlarına veyahut da grup halinde müzede dolaşarak müzenin müessisi -tarai’mdan b:rakılan cam koleksiyonunu tetkik ettikleri görülmeyen sahnelerden değildir. Demokrasinin tan: mana sile faaliyette bulunduğu Amerikada halk demokrasiyi düşünmez, fakat sadece buna inanır. Amerikada To-ledonun nüfusu otuz dördüncü gelmesine rağmen Toledo müzesi be-şinciliği fnuhafaza elmeketedir. Bu müzenin meydana getirilmesinde üç şahsiyetin hayatları esna-suıda sarf ettikleri emeklerden sitayişle bahsetmek lâzımdır. Bunlardan birincisi Eı’ıvard Drumond Libbcyi'dir. Mr. Edvv.:d önemli bir cam fabrikatörü idi. Bundan sonra müze direktörü George Ste-vens ve oııiın yerine çeçen Bla-ke-More gelmektedir. Bunlardan her biri esaslı biı s kild' hayatlarım müzenin gelişmesin hasretmişlerdir. |
Müzeden bahsederi-er. verilecek ' rakamlar hiç birşe; ifade • tmiye-' çektir. Zira bu mkamiaı müzeye devam eden çocukların gönünü olarak girdiklerin' Lej i tebilecek bir mahiyet arzeimez. Lâkin, işin esası aranacak olursa, ço.nk-lann ekseriya sabalmı dokuzundan akşamın beşiııt kadar müzede kaldıkları hakikatine varılır. A-ralarından bazıları ye-n.e): şal ilerinde bile evlerine gitnfiyerek kâğıt çantalar İçinde ge irdikleri yiyeceklerden istifade ederler. Müze, çocukların tam biı- kor ör içinde yemek yiyebilmelerini sağlamak gayesile masalar ve sandalyalar temin etmiştir. Evet, rakamlar, çocukların bakışlarım irade etmeğe kadir değildir.
Toledo Üniversitesinde ısiiK’oalin öğ retmenleri de çocuklarla birlikte tâ
okul müdürlüğü her neşrederek Güzel sa tarih ve İçtimai ilim müzeden ne şekilde
lim ve terbiyeye tâbi t utulmak iğdirler, ESasen sene bir plân nat, coğrafya, ler sahasında
istifade edebileceğini belirtmektedir.
Cumartesi günlerine neşredilen ders saatlerinde öğrenciler kendi kendilerine sanat lzlerile meşgul ol maktadırlar, Müzede güzel sanat derslerine İştirak eden öğrenciler doğrudan doğruya öğretmenleri ta rafından seçilmektedir, Fakat, seçilmeyen çocukların da güzel sanat sınıflarına katılmalarına müsaade edilmektedir. Üçüncü sınıfa mensup öğrenciler sabahlar. Fransız galerisinde çalışmaktadırlar Aşağıda diğer çocukların bir gün ev-bel ziyaret ettikleri gördüklerini çizgilerle meğe çalıştıkları müşahede
mektedlr. Gelecek hafta bu çocuk belki de Fransız veyahut da İngiliz galerisinde çalışacaklardır ve günün birinde ortaokula devam ettikleri vakit Güzel Sanatlar alanındaki bilgilerini doğrudan doğru ya Toledo müzesindeki tecrübeleri nen istinad ettirebileceklerdir,
Müzeden mezun olanların arasın da bir çok ressam, Uüstratör. modelci, şarkıcı, piyanist ve müzik öğ retmenleri vardır, Diğer taraftan tenekeci, kasap, mağazacı ve ev ka dım olanlar da yok değildir. Fakat, bunlar da müzeden temin ettikleri
sirkte belirt-edll-
Yetti Neşriyat:
Bu siyasi mecmuanın 117, İnci sa yısı çıkmıştır,
MELODİ MECMUASI
Bir müddet evvel Beyoğlunda «Doğansaz» bari artistlerinden Suzan Komşüyü öldürmekten sa nık garson Ali Çelil hakkında-ki dâvanın duruşmasına dün saat 14.30 da 3 üncü ağırceza mahkemesinde bakılmıştır.
Bu celsede dinlenen şahidler-den «Doğansaz» şef garsonu Nail ile diğer müşteriler, vak’a akşamı Suzan Komşunun mezkûr barda «Çatalcalılar» grûpu namile anılan Osman, Mehmed ve diğer arkadaşlarının bulunduğu masaya oturduğunu ileri sürmüşler, sanık Celili tanımadıklarını söylemişlerdir.
Yegâne hâdise şahidi: «Doğan s az» artistlerinden Saadet adındaki bir kadın ise, şc-hade-tinde:
«— akşam bara çelen Çatal çalılar grupu ile ayni masada oturup içki içtik. Bu esnada yanımızdan geçen birisi: «Bu kadınlara inanmayınız» diye mırıl dandı. Bu şahsın Çelil oldıf?u-nu pek kestiremiyorum. Nihayet barda pazarlık ettik, Suzan Osman ile, ben de Mehmed ile dışarı çıktık. Mis sokağında bir arkadaşımın evine gitmiştim. Dışarda boğuk boğuk sesler işit tim. hemen koştum. Suzan sokağın başında kanlar içinde yığılın kalmıştı. Osman da bu esnada Suzandan 5 metre kadar uzakta bulunuyordu.
Hemen Suzanı kucaklayıp o-tomobile attım. Hastahaneye gi derken:
«— Saadet abla beni uzun boy ı lu, şoför kıyafetli bir adam vur i
İst. Bordasının 28/4,948 Fl.v. rjan
Londra Nevyork Paris
Cenevre Amsterdam
Brüksel Prağ
Stokhojm
Lizbon
11.3850 230— 1 3060
65.7270
105,5468 6,3887
5,60
77.8360
11,2495
ESHAM VE TAHVİLAT
• •
anneyi yatıştırmak için çabucak bir çare düşündü:
— Sultamın, dedi. Tekrar e-diyoruıtı ki haklısınız: ben de haklıyım, millet te haki) Fakat kendisini müdafaadan âciz bir masumu katletmek doğru değildir. Aklıma şöyle bir çare /'eldi Onu götürüp münasib bir yere bırakalım, başının altına da bir mikdar para koyalım. Eğer orada helâk olursa kendi ecelile ölmüş olur; siz de bu sayede cinayet işlemekten kurtulursunuz ve Ömrünüzün so nuna kadar tehlikesizce saltanat sürmek imkânın ekle eder siniz
Bu çare, Kamet iv nin son derece hoşuna gitt’. Kend: kendine.
— Oııu mutlaka ku dia’-, kuşlar parçalayıp öldürül
Diye söylendi ve ebeye te ' k-kür etti:
rTıy Allah sende , razı olsun! Beni büvük bir derd len
Bu nniekkilim Çelilin ma-
du dedi. Başka blrşey söylemedi ve öldü* demiştir.
Sanık vekili Abdurrahman Saç da:
(
fum olduğuna kat'î olarak kani gelmek için evvelki akşam müşteri sıfatile «Doğansaz» a gittim ve şahid Saadeti konuşturdum. Orada bazı itiraflarda bulundu, fakat mahkemede yalan söylüyor. Suzanın vurulduğu anda yanında kimse yokmuş, 5 metre ilerisinde Osman varmış. Nasıl olur da Osman katili görmez.» demiştir.
Daha sonra adı geçen Çatalcalı Osman ile arkadaşları dinlenmiş ve onlar da carihi görmediklerini söylemişlerdir.. Dinlenen şahidlerin ifadelerine göre suç delilleri daha ziyade Çatalcalıların üzerinde toplanmış, sanık vekili hakikî katilin onlar arasında aranması lâzım geldiğini, ve yalancı şehadetten Saadetin tevkifini istemiştir.
Esrarengiz cinayetin duruşması çok heyecanlı bir şekilde akşam saat 20.15 e kadar devam etmiş, şahidlerin müvace-l.esinden sonra diğer şahidlerin celbi için celse talik edilmiştir
% % % % %
5
7
5
6
Ikramlyell 1938 21,75
934 Sivas Erzurum 2—7 20,75
941 Demiryolu 5
Kalkınma 3
7 Mim Müdafaa 4
IŞ Bankası nama
07.25
96.75
20,72
25,—
i-RAÛYül
Bugünkü Program
PERŞEMBE — 29/4./1948
7.29 Açılış ve program
7.30 M, s, ayan,
7,30 Müzik; Marşlar (Pl,/
7,45
8,00
8.15

İmtlyaı sahibi:
CEMALEDDİN SARAÇOĞLU Yazı işlerini fiilen idare eden: FATİH FUAO
Dizildiği yer
»-Yeni Sabah» ınürettibhanesi Basıldığı yer: ( Gün Basımevi»
A.
Haberler,
Müzik: Saz Eserleri (P) ? Müzik; Çeşitli Hafif Müzik »Pl,)
8,45 Müzik: Havai
Müzikleri (Pl,)
9,00 Kapanış,
12.29 Açıhş ve program, 12(30 M, s, ayarı,
12.30 Müzik: Karışık Şarkılar, 13,00 Haberler,
13,15Müzik: Radyo Saloı Orkestrası.
13,50 Konuşma Ç- E, K. Adına. 14 Kapanış,
17,58 Açılış ve program, 18,00 18,00
18.30
14.45
19,00 M, s, ayan,
19.00
19.15 Geçmişte Bugün
19,20 Müzik: Tarihi Türk Müziği 20,00 Müzik: Saz EserBd -Oyun Havaları,
20.15 Radyo Gazetesi,
20.30 Serbest Saat,
20,35
Öner ve Yücel dâvası
ÜÇÜNCÜ KİTAP
İddia ve Karar
Profesör Avukat Kenan ö-oer tarafından neşrolunan ve öner - Yücel dâvasının iiçuncü kitabım teşkil eden bu eser nefis bir şekilde basılıp satışa çıkanlnu.ştır. MUk dan pek mahdut olduğundan tükenmek üzeredir. Mem leket çapında bir dâvanın tamamlayıcı kitabı olan bu e-ser her Türk münevverinin kütüblıancsinde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kitabcılardan arayın.
Fiyatı 175 kuruştur.
*
«Yücel - öner» dâvasına aid Profesör Kenan önerin eserlerinden birinci ve ikinci cildleriıı mevcudlan tükenmek üzeredir. Bo kıymet li ve ibret verici kitablann her üçünü de Ankara caddesindeki «Kanaat» ( İnkı-lâb» Kitabevlerinden tedarik edebilirsiniz.
Fikir âlemine MELODİ adında ye ni bir mecmua daha karışmıştır, İlk sayısını müziğe tahsis eden MELO Dİ beğenilen kıtası, iyi tertibi, te miz baskısı, ehliyetli kimseler tarafından seçildiği anlaşılan hoşa giden yazılarile her okuyanda tat Iı bir intiba yaratmaktadır,
Sahifelerini müzikten başka güzel sanatlara, edebiyata, spora, si nemaya, hattâ politikaya da aça cağını vadeden MELODİ, üç renkli güzel bir kapak içinde 36 sahife o larak çıkmıştır, 50 kuruştur, Oku yucularımıza tavsiye ederiz,
Tekel Genel Müdürlüğünden
500.000
50Ö 000
1,750.000
40 000
10 000
ADET
9
)
»
»
maddeler pazarlıkla satmahnacaktır,
Adı dinamit kapsülü No. (
Adı dinamit kapsülü No. I
Elektrik kapsülü No- 8
Tavıkli elektrik kapsülü Sualtı Kapsülü
1 — Yukarda miktarı yazılı
2 — Pazarlık 17 Mayıs 948 pazartesi günü saat 15 de Kabataşta Genel Müdürlük Teke! Maddeleri Şubesi Alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartlaşma hergün adı geçen şubeden alınabilir,
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte teklif edecekleri fiyat üzerinden yüzde 7,5 güvenme paralarile birlikte mezkûr komisyona gelmeleri.
5 — İdare kısmen veya tamamen ihalede serbesttir, (4482)
M, s, ayarı,
Müzik: Dans Müziği (P) ) Konuşma,
Müzik: Türküler
Haberler.
21,15
21,45
22,00
İSTANBUL BELEDİYESİ
günü saat 15 de İstanbul belediyesi
Efsânesi
? Muazzam
W
ı
İlk teminatı 6147,85 liradır, Şartna-belediye levazım müdürlüğünden sa
Tüıkçesi: Vasfi R. Zobu, R Baran
Telefon : 40409
t
■X
3 S S
ŞEHİR TİYATROLAR!
g&at 20 do Draır
Kumu:
DÜŞMAN
Yazan : Andre
Paul Antoine .
Türkçesi: Lûtf)
Telefon: 42157
Komedi Kısmı:
KAŞ YAPAYIM
DERKEN
9
Z s*
■r •
ı
✓z
Yazan : N- Nanccy o. ut ^orsse

I
z
• •
- ’ —' ■ nıüesseselere lüzumu
satın alınmak üzere kapalı zarf
Birleşik idareye bağlı hasUhanelerle diğer olan 26 kalem pamuklu mensucat üsulile eksiltmeye konulmuştur.
Tahmin bedeli 97957.03 lira ve peşi 245 kuruş bedel mukabilinde tın alınacaktır,
ihale 3Hazlraiı 948 perşembe merkez binasındaki daimi Komisycnda yapılacaktır,
İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektubu, 948 yılma ait Tica ret veya esnaf ona- fesikası ve imzalı şartnameyi ha\i olaıak hazırlıyacaklan kapalı zaıiîarjnı lhnle günü saat 14 de kadar daimi ko misyona vermeleri lâzımdır

ISTANBUL'o'a
da. c





■ ' 1 r
Kurtardın. Bu geceden tezi yok, dediğin şeyi yapacağım!
Baş ebe, teklif ettiği çarenin kabul edilişine memnun oldu. Çünkü baş ebe, çocuğu bırakıldığı yerden gizlice alacak; şehre getirip kendi evinde büyütecekti. Vakti gelince de «İşte kırk gi'Dİük bebekken kavbolan hükümdarınız budur! » diyerek halka tanıtacaktı. O 2aman Kameriye neye uğradığını bilcmi-n erek; mecburen tae ve tahtını terkedecekti.
Kameriye, aır verip te ser ver rniyen en sadık adamlardan birisini çağırttı. Ona meseleyi kısaca anlattıktan ve hayli Dam
vâdettikten sonra bir deve ile bir at hazırlamasını emretti. Zaten o.talik adamakıllı kararmış, gtce olmuştu.
Kameriye, çocuğu kundaklıya rale kucağına aldı. Hazırlanan deveye bûıdi. Adamı da ata bindirdi. Gecenin koyu karanlığında yola çıktılar.
Sabaha karşı Habeş toprağına ulaşmışlardı. Kimseye rast İamamak için düz yoldan ayrılmışlar; kırlardan, bayırlardan ağır ağır ilerlemeğe başlamışlar dı. Bir deveye binerek baş ebe de arkaları sıra yola çıkmış; fakat daha sabah olmadan onların izini kaybetmişti. Bu, cid-
• -

den pek fena idi. Baş ebenin plâ nı tamamen suya düşmüştü. îyi kah li k&dın, zavallı çocuğu ö-lümc’en kurtaranuyacaktı. İstik balin büyük hükümdarı kimbı-lir hangi dağ başında, hangi dere içinde veya hangi çalı altında açlıktan can verecek; kırabilir hangi aç kurdlara, hangi vah şî hayvanlara, hangi yırtıcı kuşlara yem olacaktı! Ne kadar yazık, ne kadar feci değil mi? yem olacaktı! Ne kadar yazık, ne kadar feci değil mi?
Kameriye ile adamı, öğle üzeri kayalık bir yere varmışlardı. Kadının bindiği deve, birdenbire diz üstü çöktü; sadık adamın



atı da hızla geri çekildi.
İkisi de şaşırmışlardı. Devenin ürküp diz üstü oturmasına, atın hızla geri çekilmesine hayret etmişlerdi. Bu, hc)^ıaide, mü hini bir sebebden ileri geliyor, du. -Acaba ne var?» diye etrafa bak nurlarken dehşet verici birşey gördüler; bir kayanın üzerine niyeti bozuk bir arslan abanmıştı. Hem de derhal hücum edecek bir vaziyet almıştı.
{Kameriye, yüksek bir çığlık kopararak çocuğu ile birlikte deveden yuvarlandı. Arslan da birkaç defa homurdandıktan sonra yıldırım gibi atılarak atın üzerindeki adamı korkunç pençeleri arasına aldı; bir anda paıça parça etti.
Kameriye, devenin üstünden yuvarlanır yuvarlanmaz bayılmıştı. Gözlerini açtığı zaman şöyle bir manzara ile karşılaştı : Bir tarafta etleri kemirilmiş
(Devamı var/
22,20
22,45
22,45
23,00
Müzik. Radyo Salon Orkestrası,
Müzik; Şarkılar Konuşma,
Müzik: Varyete
Müzikleri (Pl,)
Müzik: Dans Müziği (Pl.) M, s, ayan,
Haberler,
Program ve Kapanış,
e'

12345 67 89
i
SOLDAN SAĞA ı
t
e.
i
1 — Bir kıt’amn halkından; 2 — Gök; 3 — Şimendifer; 4 — Tersi «rötar yap» demektir, Sonuna ş» ilâvesile bir kukla kahramanı olur; 5 — Tersi çalgıların esasını teşkil eden eski bir Yunan çalgısıdır. İn san âlemde «O» nu kurduğu müddetçe yaşar; 6 Dur; 7 — Kadın aktör; 8 — Mek-teb. Alfabenin ilk harfi; 9 — Kışın yağar, Çekingen.
YUKARIDAN AŞAĞI ı
1 — İç kumaşı, Mevcut değil mâ nâsma mürekkeb bir kelime; 2 — Bir Cenub şehrimiz; Tersi beyaz; 3 — Mütekald; Nihat Erime mah sus; 6 — Anlaşma; 7 — İdrak ederek; 8 — Senli benli, Başına (K) gelirse bir cins yaratık olur; p Vilâyet, Seyrek değil,
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
Çıkışın tersi,
1 234567 89
J TTEİD'AIH O|T!E L
I E,'N|A,'«IE;D’E;Blf!
e •û DİAİM'A'RİUİKie f,
4 a;k;â s11 il; ı k k
5 1 ;si«l|A|M!! ILIUiS
€ S|k;a:L|EİM1M'H A.
e / aİR‘.m!A!h;oid;u n
i P| IİCIBİEİM! ı in;e
b 1 MI Al R im; 1 il! ’ |M