YURTTAŞ
Şık avizeler'le
Evini ısıtmak için Linyit kömürü |j kullanmakla hem keseni, hem de Yurdunu faydalandırırsın.
Yıl: 2 — No. 579
Telgraf adresi : Zafer Ga zetesi — Ankara *
3/ARALIK/1950 PAZAR
Süslenmiş salonlarımızı geziniz
Bentti, Norge, Miele Çamaşır Makinoleri
Veli Candar ve oğlu'
Anafarialar Cad. No. 146 — Telefon: 14671
★ Fiyatı Her Yerde 10 Kuruş * Telefon: 15315, 15619 ve 16882 ★ Denizciler Caddesi: 2 * Posta Kutusu : 193
Kore savaş Birliğimize mesajlar
Müttefik taarruzunun ilk giınlc rinde Şimal Kore’de Yalu nehri boyunca ilerliyen bir Amerikan müfrezesi
Yeni bir taarruz
Başbakan Hükümetin takdir ve şükran hislerini bildirdi
Genel Kurmay Başkanının mesajı: “Mukaddes
Şehitlerimizin
yeri milletimizin kalbidir,,
Yarım milyonluk bir ordu ile yapılan bu taarruz karşısında Pyongyang da tahliye ediliyor
Tugayımız ordu ihtiyatına alındı
Milli Savunma Bakanlığının zifelerini yapmış olan Savaş I Birliğimiz emniyette
10 numaralı resmi tebliği: ' Birliğimiz Pyongyang bölgesin. Pyongyang, 2 (AP) - Antal-
Bırlcşmış Milletler kuvvet- be ihtiyat olarak toplanmakla. [ vn], yüzbaşı Enver Bayer ile Buvğurlu yüzbaşı Veli-iıaeapı-' nar, son günler zarfında Türk tugayının, Amerikan tank ve uçaklarının yardımiyle Çin kuv vetlerinc karşı yaptığı savaşı anlatmışlardır.
Yüzbaşılar ana kısımdan ayrı kalan bir çok küçük birliklerin de ana birliğe iltihak edeceklerinden ümitvar olduklarını belirtmişlerdir.
Bu küçük birlikler gerideki emniyetli noktalara erişmiş bulunmaktaydı.
Türk yüzbaşılar Amerikalı subay Max Deafor’un tercü-(Sonu Sa. 4 Sü. 1 de)
Başbakan Adnan Menderes
Başbakan Adnan Menderes Kore'deki Türk silâhlı kuvvetleri komutanlığına aşağıdaki mesajı göndermiştir:
«— Kore’de Birleşmiş Milletler emrindeki Türk silâhlı kuvvetleri komutanlığına:
Sulh vc hürriyetin bütün tecavüzlere karş korunması gibi en yüksek İnsanî gayeyi, kend’ne millî gaye edinen Türk Milletinin Kore d# aynı ideale bağlı diğer milletlerle beraber giriştiği hak ve adalet mücadelesinde yüksek kumandanız altındaki kuvvetlerimizin gösterdiği büyük fedakârlık ve kahhramanlık kalp Itrimizi haklı bir iftiharla doldurmuştur.
Hükümet, kendilerine tevdi e-dilcn çok şerefli vazifeyi bu ka-
Itrinin yeni savunma mevzile-1 dır. Zayiat hakkında henüz bir rine çekilmelerinde başarılı va-1 malûmat alınmamıştır.»
Kore işinde siyasî cephe
Mümtaz Faik FENİK
Kore meselesinin siyasî cephesi de hâlâ askerî vaziyet kadar karışık ve müphemdir. Kore'de, Birleşmiş Milletler kuvvetleri, sayıca çok üstün düşmanın büyük kayıp vermeğe dahi aldırmadan yaptığı çok ağır tecavüz karşısında geri çekilirken, acaba Birleşmiş Milletlerin siyasetlerini idare edenler de, giriştikleri hareketten ricat edecekler midir? Yani kızıl Çinlilerle müzakereye devam edip onlara bir taviz verecekler midir? İşte çok mühim olan nokta budur.
Gelen telgraflardan da anlaşılıyor ki, bu mevzuda muhtelif memleketler arasında oldukça göze çarpan fikir ayrılıkları vardır. Bir taraftan Başkan Truman, atom silâhının kullanılması ihtimalinden kuvvetle bahsederken, öbür yanda bazı mühim şahsiyetler, bunun aleyhinde bulunmaktadırlar. Meselâ İngilizler, Fransızlar, KanadalIlar ve bir çok Avrupa devletleri atomun kullanılmasına taraftar değildirler: bunlar işi hem insani bakımdan, hem politik bakımdan mütalâa etmişler ve Kore savaşında kızıl Çin'e karşı tatbik edilecek atom silâhı-
nın Avrupa'da bir üçüncü dünya harbine başlangıç teşkil edeceği neticesine varmışlardır.
İngiliz Başbakanı Atilce, ato-(Sonu Sa. 4 Sü- 4 te)
Düzeltilmesi istenen gensoru
İnönü tashih
etmiyecekmiş!
Tarafsızlar, Bölükbaşının takririnden faydalanmasını tavsiye ediyorlar
C.H.P. Genelbaşkanı tarafından, hükümete karşı bir gensoru açılması hakkında verilen takririn, içtüzük hükümlerine göre tâdili için kendisine tekrar iadesi hakkında Büyük Millet Meclisince bir karar verildiği malûmdur.
Hatırlarda olduğu üzere, içtüzüğün 157 nci maddesine göre, bir mesele hakkında gensoruyu gerektirecek işin önergede açıkça gösterilmesi lâzımdır. İnönü ver-
diği takrirde, gensoruyu gerektiren işi sarili olarak bildirmemiş olduğundan Büyük Millet Meclisi, usul bakımından bu takriri gündemden çıkarmıya ve eksikleri tamamlandıktan sonra tekrar Meclise sunmakta muhtar olmak üzere sahibine iadesine karar vermişti. Buna mukabil. Osman Bölükbaşı’nın verdiği Kore meselesine ait olan ikinci gen-
(Sonu Sa- 4 Sü- 5 te)
Politika ve ihtiras uğrunda
Koredeki kahramanlarımızın hamaset haberlerini bile geri plâna attılar I)ün bütün gazeteler, manşetlerini ve ilk havadislerini Kore'de çarpışan kahraman birliğimizin hamaset destanlarına tahsis ederlerken, Ulus'un her Türkün göğsünü iftiharla kabartan bu kahramanlık havadislerini ikinci ve hattâ üçüncü plâna atarak,
gesi reddedildi., diye sekiz sütuna bir manşeti koyması ve ilk sayfasının baş sütunlarını İnönü'nün resmiyle süsleyerek bütün havadislerin siklet merkezi o-larak bu takriri ele alması, her tarafta büyük bir hayretle ve teessürle karşılanmıştır.
Ulus, İnönü'nün Meclisteki sözlerini ve C.H.P. Genel Sekreterinin basına verdiği demeci, üç sütun büyük puntolarla neşrettiği halde, ..Kore'deki askerlerimizin yaralılarını ve silâhlarını sırtlarında taşı-dıklrrina ait haberi, küçücük puntolarla, tek sütuna | bir yere sıkıştırıvermiştir. [ Dünkü Ulus'un birinci ( (Sonu Sa- 4 Sü- 5 te)
(Sonu Sa. 4 Sü. 6 da)
Nuri Yanuıt
General Mac Arthur’ün beyanatı
Avrupa emniyeti için
Asya istikrarı şarttır
Komünizm Kore'de yenilmezse harbin Avrııpaya
sirayeti ve belki orada kaybedilmesi mümkündür
Frankfurt, 2 a.a- (United Press) — General Mac Arthur, United Pıess Müdürü Hugh Baillia'ye
cuma günü telgrafla Tokyo’dan Frankfurt'a gönderdiği beyanatta, Birleşmiş Milletler) kuvvetle-
takdirde harbin Avrupa'ya sirayet edeceğini söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
«— Kore harbi başladığından
vaziyete hâkini olmadıkları
beri bu savaşın mahallî olmakla devam etmesi için her türlü paytonu Sa- 4 Sü. 7 de)
Kabine iş başındadır istifa şayiası kasden çıkarıldı
liu haber C. H. P. ye mensup bazı kimselerin uydurmasıdır
Esnaf Derneklerinin tanışma yemeği
BULGAR
HUDUDU
ACİLDİ
Sofya, hükümetimizin taleplerini kabul etti Bilindiği gibi, Bulgaristan'dan Türk vizesini hamil olmıyan bazı
Ankara Esnaf Dernekleri Birliği tarafından evvelki akşam Gar Gazinosunda tertip edilen tanışma yemeğinde Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ile Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan'ın (la bulunduklarını yazmıştık. Kesimde Cumhurbaşkanımızla Büyük Millet Meclisi Başkanı esnaf müınessilleri tarafından tezahürle karşılanırken görülüyor. ‘_________________
çingenelerin topraklarımıza şevki ve bunları Bulgar hudut makamlarının geri almamaları üzerine hükümetimiz, Türk - Bulgar hududunu 7 ekim 1950 tarihin-
don itibaren kapamış bulunmak-
Sonu Sa- 4 Sü.
Dün öğleye doğru Ankara-da, Adnan Menderes kabinesinin istifa ettiğine dair bir haber yayılmıştır. Tamamen yalan olun bu haberin kıısdı mahsusla işaa edildiğine hiç şüphe yoktur. Günlerden beıi, Adnan Menderes
Erzincanda
hükümetinin istifa edeceğine dair uydurma haberler yayanlar, nihayet Menderes seyahattan dönerek iş başına gelince, bocalamışlar ve bu sefer başka bir tertip düşünmeğe başlamışlardır. Dünkü uydurma haber dc işte bu tertibin neticesidir.
Öğrendiğimize göre, haber, ev-
(Sonu Sa. 4 Sü. 3 tc)
General Mac Arthur
Yol inşası için yeni bir yardım
;MarshaIl Plânı karşılık; ;) fonundan 35 milyon ! lira ayrıldı
Devlet Bakanlığı ve İktisadî İşbirliği İdaresi Özel Misyonu tarafından bildirildiğine göro, Marshall Plânı karşılık fonu paralarından 35.677.378 lira, içinde bulunduğumuz seneye ait Türk Hükümeti yol programının (Sonu Sa- 4 Sü. 7 dc)
Truman
Attlee mülâkatı
Londra Radyosu, 2 (Basın -Yayın) — Fransız Başbakanı Pleven ile Ingiliz Başbakanı At-tleo arasında Londra'da yapıl-
makta olan görüşmeler sona
Bu hususta yayınlanan Tesmî tebliğde, bugünkü milletlerarası durum karşısında iki devlet ada-
mı arasında umumî bir
mutabakatının mevcut olduğu-
Sonu Sa- 4 Sü. 8 dc)
AKINTIYA---1
I____KÜREK
yeni imar faaliyeti
Bu fil başka fil !
Erzincan valisi takma evler, Vaver köyü ve diğer işleri anlatıyor
Erzincan valisi Sait Balioğlu temaslarda bulunmak üzere şeh-
rimize gelmiştir.
Sait Balioğlu, dün kendisi
görüşen bir
ile
lak-
(Sonu S. 3 Sü. 6 da)
Greko - romende 5-2 yenildik
Güreşlerde Ali Yücel tuşla, Celâl Atik sayı ile kazandılar
İstanbul, 2 (Hususî) — Dün-[Spor ve Sergi Sarayında baş-ya güreş şapmyonluğu ıevanş lannuştır. Bu akşam greko - ro-müsabaka 1 arına. Bu aksam '_a c;; c
Eh hediyo atın yaşı sorulmaz. Hoş geldi safa geldi; başımızın üstünde yeri
Timurlenk ile Nasrettin Hocanın hikâyesini hatırlayıp cinsini mi merak ettiniz? Söyleyeyim: Dişi!...
Ya erkeği? diyeceksiniz!..
Nasıl olsa, Halk Partisi var, diye buna lüzum görmemişler!..^ — YEDEKÇİ
3/12/1950
SAĞLIK
ŞURASI
Mehmetçik ve haberi
ZAFER
Asker gözü ile
Dün gazetelerini alıp da göz atar atmaz dehşet içinde kaldım. Dünyanın tn öbür ucunda, hürriyet ve Birleşmiş Milletler ideali uğruna kandan, ateşten bir destan yazıyoruz. Vatanın yedisinden yetmişine kadar bütün insanları göz, gönül, kulak kesilmiş, sabahın fecir vaktinden, gecenin geç saatlerine kadar, dünyanın ö-bür yarısındaki muharebe meydanlarından haber soruyor. Bütün dünya radyoları ve gazeteleri, hattâ dost düşman, o-radaki Türk harikasına, eşi, benzeri görülmemiş Türk kahramanlığına hayranlık hattâ şaşkınlık ve takdirlerle dolup taşıyor ve...
Ve, iktidarı ellerinden kaçırmış olmalarını nerdeyse' vatan pahasına bile hazmedemiyecek-lermiş gibi bir hacil tavır altında bizim C.H.P. organlarında.
Muhip Dıraııas tashih için iade edilmiş yersiz bir gensorunun kaba davulunu çalıyorlar. Buna-karşılık, Türk hamasetini anlatan satırlar tek sütun üzerinde, bir köşeciğe a-
Atılnuş! Amma, neye benziyor biliyor musunuz? Kore'de, bilmem hangi kesimde, kendinden beş on misli büyük bir düşman birliğinin çenberiyle sarılmış Mehmetçiğin mütevazı haline! Ve bir anda o gazete, hayalinizde bir harp meydi-nı haline geliyor; tek sütunluk kesimde sekiz sütunluk manşetlerin pususuna düşürülmüş habercik, tıpkı Kore’deki Mehmetçik gibi, birden süngüsünü takıyor ve Allah Allah deyip kendini saran manşetleri param parça ederek bütün sayfaya hâkim oluyor ve biz ağlıyoruz.
Verem mütehassıslarını yetiştirme şekli için bir rapor hazırlandı
30 kasımdanberi toplantılarına devam etmekte olan Yüksek Sağlık Şûrası dün de toplanarak gündeminde bulunan mevzuları inceleyip kararlara bağladıktan sonra yurdun bulaşıcı ve salgın hastalıklar durumunu gözden geçirmiş ve uyuşturucu maddelere karsı İstanbul Valiliği tarafından açılan geniş mücadele dolayı-siyle bu Valiliğe teşekkür edilmesine, verem mütehassıslarının nasıl yetiştirileceği hakkındaki görüş ve temennilerini Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bildirmeğe karar vermiştir.
At yarışları
komisyonları
Kore harbinde göze
çarpan hatalar
Hava etliğimizin Âhû-dedesi
Fesa Amca
BUGUNKU YARIŞLAR VE TAHMİNLERİMİZ
Bugün Sonbahar yarışlarının or, İkincisi yapılacaktır. Koşuların programım ve tahminlerimizi aşağı yazıyoruz:
Birinci koşu: 3 yaşlı Arap taylarına mahsustur. İkramiyesi 1200 lira, me/âfesi 1600 metredir.
1 — Kapitan (S. Özkan) 56 K.
2 — Zelihan (M. Kus) 56 K-
3 — Prenses (I. Akal) 54-5 K.
Hiç koşu kazanmamış olan bu üç tay arasında Prenses rakip* terinden daha şanslıdır.
İkinci koşu: Ingiliz atlarına mahsus satıs koşusudur. İkramiyesi 1500 lira, mesafesi 1600 metredir.
1 — Pullu (E. Ozsoy) 60 K.
2 — Belle Rose (Nikolaidi) 60 K.
3 — Cimenova (O. Sentürk) 55,5 K.
4 _ Amber (F. Yüzatlı) 55 K.
5 — Fanfare (Sinclair) 55 K.
6 — Roket (Nikoladi) 53,5 K.
7 — Yiğit (F- Avşar) 53,5 K.
Bu koşuya kayıtlı atlardan Amber ve Roket'den başka hepsi dördüncü koşuya da yazılıdır ve şimdilik hangi koşuya girecekleri belli değildir- Burada koş tuklan takdirde Pullu büyük favoridir- Plâse için de Fanfare ile Belle Rose'u tavsiye edebili-
Oçüncü koşu: A. grupu Arap atlarına mahsus handikaptır. İkramiyesi 1500 lira, mesafesi 1600 metredir.
1 — Bahtiyar (E- Somtürk) 66 K-
2 — Nadide (S. Ortaç) 60 K-
3 — Burak (K. Atlı) 58,5 K.
4 — Hatıra (R. Akdağ) 57 K.
5 — Karasalkım (D. Eğinli) 55 K.
6 — Dabi II (L. Ozsoy) 54 K-
7 — Maşuka (O- Atman) 52,5 K.
8 — Mehtap (A. Coşkun) 51.5 K.
9 — Akkent (C. Sümer) 50 K.
10 — Çınar (N. Temizer) 49 K.
11 — Verdan (M- Yetiştirici) 49 K.
Bu ko$u günün en güzel koşusudur. Kilo farklan dolayısiy-le 11 at arasından kuvvetli bir fevori seçmek kabil değildir-
Bu mesafede en fazla güvenilecek olan Bahtiyarın 66 kilo ile koşturulmaması muhtemeldir. Diğer atlardan Burak şanslı görünmekte ise de, koşu pisti ağır olduğu takdirde Nadide, ile Hatıra tehlikeli birer rakip olurlar.
Geçen hafta B. grupunun koşusunu güzel bir derece ile kazanan Maşuka ilk defa bu rakipleri ile karşılaşacağı için alacağı netice hakkında isabetli bir tahminde bulunmağa yoktur. Bununla beraber bahisle ihmal edilmemesi der.
Dördüncü ko$u: Ingiliz rina mahsus handikaptır, miyesi 1500 lira, mesafesi 2400 metredir.
1 — San (A- Apayık) 64 K.
2 — Pullu (E- Ozsoy) 63 K.
3 — Kontes (F. Yüzatlı) 62 K.
4 — Şiveli (O. Atman) 57,5 K.
5 — Fanfare (Sinclair) 51 K.
6 — Belle Rose (Nikolaidi) 50 K.
7 — Cimenova (O. Sentürk) 56 K-
8 — Yiğit (F- Aysar) 49 K.
'Onbes gün evvel ayni mesafe üzerinde yapılan yarışı Kontes ile başbasa bitiren Şiveli bu koşuda kilo bakımından rakibinden
koşunun favorisi olarak tutulabilir. Rakipleri yine Kontes ve bu koşuya girerse Pullu'dur. Pullu olmadığı takdirde Fanfa-re'a oynanabilir.
Besinci koşu: B. grupu Arap atlarına mahsustur. İkramiyesi 1200 lira, mesafesi 3000 metredir-
1 — Azize (Nikolaidi) 56 K.
2 — Kanunî (E- Oğuz) 56 K.
3 — Maşallah (O. Eğinli) 54 K.
4 — Mercan (M. Tüzün) 54 K.
5 — Yıldırım (M. Tüzün) 54 K-
6 — Sunda (A. Bostancı) 54 K.
7 — Serap (M- Subaşı) 54 K.
3 — Barış (Nikolaidi) 54 K.
9 — Murat (K. Yapar) 54 K.
10 — Canan (K- Tamer) 54 K.
Bu koşunun bastaki 3 at arasın da paylaşılması kuvvetle muhtemeldir. Bilhassa, mesafenin uzunluğu dolayısiyle, Masallah'ın rakiplerine tefevvuk edeceğini tahmin ediyoruz.
Cifte bahis 3—4 üncü koşular arasında, ikili bahis dördüncü koşudadır.
ATÇI
C.H.P. Amasya Halkevini kiraya verdi!
Amasya, 2 (Hususi) — Burado 142 bin liraya 1948 yılında in$o ettirilen halkevi binası C. H. P liler tarafından seneliği 4000 liraya kiraya verilmiştir.
Tekel İdaresi binaya ta$ı tır. Kuruluş gayesiyle kabili telif olmıyan bu hal hayret züntü ile karşılanmıştır-
Vildan Âşır yeni vazifesine başladı
Hasanoğlan Köy Enstitüsü öğretmenliğine tayin olunan sabık Beden Terbiyesi Genel Müdürü Vildan Aşır Savaşır, vazifesi basma gitmiştir.
çifte
Gülşenin, aylardır, içinden kurarak yaşadığı o aşk romanını bilmiş olsaydı kim bilir nasıl kahkahalarla gülerdi. Genç kız, onun, biraz şefkat ve biraz alayla gülüşünü duyar gibi oluyordu..
Yengenin hakkı vardı.. Gülüz Selimin karısı olmağı isti-yecek kadın değildi.. Selimle evlenmeği aklından bile geçir-memişti her halde.. İlerisini düşünerek, hayal kurarak vakit geçiremezdi...
Gülşen, şimdi, onun, tavır ve hareketleriyle, kendi hakkında çoğu zaman üstü kapalı olarak söylenen sözlerin mânalarını daha iyi anlıyabiliyor-du.
Gülüz şöyle sevilivermişti işte.. Severken, ne aşkın ne olduğunu, ne ıstırabın var olduğunu düşünmemişti bile... Tıpkı kendisine verilen bir gülü koklar gibi.. O gülün birazdan solacağını hatırına bile getirmeden sevmişti,. Çiçek solunca hiç üzülmeden onu elinden atar ve canı isterse bir tazesini elbet bulurdu. Sonbaharın sonlarına kadar her gün bahçelerde taptaze goncalar eksik ol-
Güliız şakıdıkça coşan, uçtukça mest olan parlak tüylü
ADALET KOMİSYONU: 6.12.1950 Salı günü saat 10 da,
1 — Vergi mükellefleri hakkında Tahsili Emval Kanununun tatbikinde icra ve İflûs Kanununun hükümlerinin kıyas yollyle uygulanmasına bir mecburiyet olup olmadıgı-kanlık tezkeresini.
- — A n Milbtv.klll CelAl Yardımcının, hastalıane, okul. park, meydan, cadde, stadyum ve emsali müessese ve yapılarda yagıynn kişi adlarının konmaması hakkında kanun teklifini görüşmek üzere.
DİLEKÇE KOMİSYONU: 4.12.1950 Pazartesi günü saat 9.30 da.
EKONOMİ KOMİSYONU: 4.12.1950 Pazartesi günü saat 10 da. Zonguldak Milletvekili Suat Basol ve dört
İhracatta ödenmekte olan nısbt re-simlerin gelir vo kurumlar vergilerinden mahsubu hakkında kanun teklifini görüşmek üzere,
GÜMRÜK VE TEKEL KOMİSYONU: 4.12.1950 Pazartesi günü saat 10 da. Çanakkale Milletvekili Kenan Akmanlar'ın. Tuz kanununun birinci maddesinin değiştirilmesi hakkında kanun teklifini görüşmek üzere,
İÇİŞLERİ KOMİSYONU: 4.12.1960 Pazartesi günü saat 10 da.
1 — Zonguldak Milletvekili Ab-dürrahman Boyacıgillerin, Memurin Muhakematı hakkındaki kanunun yürürlükten kaldırılmasına dair kanun teklifini,
2 — Balıkesir Milletvekili Sıtkı Yırcalı ve sekiz arkadaşının. Belediye gelirleri kanununun 9 ncu maddesinin birinci fıkrasının değiştirilmesi hakkında kanun teklifi,
3 — Rize eski Milletvekili Fuat Sirmen'in, Dilekçe Komisyonunun 15.IV.1940 tarihli Haftalık karar cetvelindeki 1159 sayılı kararın Kamutayda görüşülmesine dair önergesini görüşmek üzere.
TARIM KOMİSYONU: 4.12.1950 Pazartesi günü saat 10 da. Geçici Dilekçe Komisyonuna iki üye seç-
Toplanacaklardır.
Bütçe Komisyonu gündemi
BÜTÇE KOMİSYONU: 4. 12. 1950 Pazartesi saat
1 — Karayoll 1950 yılı bütçe ve (R) işaretli
A — Bundan önceki yazılarımda Kore harbinin ihtilâflar yapmak istidadında olduğunu bildirmiş vq bu işe daha ziyade Kızıl Çinin karışmak ihtimali bulunduğunu arzetmistim. Yeni bir cihan harbi açmak niyetleri olmadıkça, bizzat Rusların Kore muharebelerine kahşmıyacak-lannı da söylemiştim- Esasen Sovyet Rusyanm maksadının da, Uzak Doğuda Amerika ve diğer demokrat milletlerin savunma kuvvetlerini tüketmek ve bir cihan harbi açılırsa Birleşmiş Milletlerin Avrupa cephesinde, Rus-yanm karşısına mümkün mertebe zayıf kuvvetlerle çıkabilmelerini sağlamak olduğunu belirtmiştim. Tabiî, yalnız Kızıl Cinin Tibet ve Hindicini, hattâ Kore muharebelerine katılması, üçüncü cihan harbinin açılmasına kâfi gelmiyebilir. Esasen komünist Cin bu savaşlara katıldığım inkâr ediyor. Ve muhare, be eden kuvvetlerin gönüllüler olduğunu ve maksadında daha ziyade Yalu üzerindeki elektrik santrallerinin korunmasından başka bir gayesi bulunmadığım ve bundan ötürü Kızıl Cin hükümetinin mesul olamayacağım iddia ediyor- Halbuki son duruma bakılırsa, bu iddianın ne kadar yersiz olduğu anlaşılır. Bu gün Kuzey Korede ep az (200.000) kişilik bir Çin ordusunun muharebelere katıldığı ve ayrıca Yalu nehri Kuzeyinde de bir ihtiyat ordusunun toplandığı bildiriliyor, Bolşevik Cinliler bir yandan da Birleşik Milletler Güvenlik Konseyi toplantılarına katılmışlardır ki, bir yandan sulhu korumak istiyorlarmış gibi davranırken öte yandan ve bir harp ilân etmeden, ordularım muharebeye sokmuşlar ve müttefikler cephesini yormışlardır.
B — Kore harbi şimdiye kadar bir kaç safha arzetmistir:
1 — Birinci safhada Kuzey Kore ordusu bir baskın taarruzu ile Güney Korelilerin zayıf kuvvetlerini yalnız basma yakalamış ve onu yenerek Güney istikâmetinde, yıldırım hızıyla, ilerlemiştir. Gittikçe artan Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin yardımları ile ve 200 Km-lik kadar bir cephede nihayet düşman taarruzları durdurulmuştur.
2 — Gittikçe artan yardım kuvvetleri sayesinde ve bizzat bas komutan General Mac. Arthur emrinde, 3 tümenlik bir kolordu Kuzey Korelilerin gerilerinet çıkarılmış ve bir yandan bu kuvvetlerin Güney ve öte yandan, asıl cephedeki Birleşik Milletle? kuvvetlerinin de Kuzey istikâmetindeki taarruzları üzerine düşman kıskaç içine alınmıştı. Bu harekelin sonunda Kuzey Kore kuvvetleri güç bir duruma girmişler ve pek çok esir vermişlerdi- Bu suretle ordularının bü* yük bir kısmım kaybetmişlerdir. Yalnız bazı küçük birlikler, hususiyle karanlıktan ve sisten faydalanarak, çemberden kurtulmuşlardı ki, bunlar Mac. Arthur
r-----------Yazan------------
I Em. Gl. Keramettin Kocaman
cephesinin gerilerinde çete muharebeleri vermişlerdi. Arazi çok dağlık ve mevsim kıs olup çeteler do araziden azamî faydalan-d klanndan ve Kuzey Koreli vatandaşlarından da çok yardım gördüklerinden, Birleşmiş Milletler orduları için büyük bir gaile açtılar,- çünkü bu orduların ikmal isleri çpk aksamıştı. Bu çetecileri yok etmek vazifesi Türk tugayına verilmiş ve kahraman askerlerimiz bu isi hakkiyle başarmıştır. Nitekim başkomutan yüksek takdirlerini bir günlük emirle bütün orduya yay.nladı, çetelemle uğraşmak muntazam kıt’alarla muharebe etmekten çok daha güçtür- Onun için bu çetin vazifeyi ba$ komutan Türklere vermiştir.
yarmalar geriden birleştirilerek bir cep teşkil edilebilirdi. Ondan sonra Kuzey ve Güneye doğru çark edilerek bütün Güney Kore kuvvetleri yok edilebilirdi- Daha sonra Mac. Arthur emrindeki
Bu is bittikten sonra Türk tugayı kuvvetlerin başarılan da kal i netice cephesine götürül- Kuzey Korelilerin yüksek müslür. Bu da yine Türk askerle-1 rine karşı beslenen büyük güveni ispat eder.
3 — Kore harbinin ikinci' safhası da bu suretle bittikten sonra, General Mac- Arthur Yalu nehrine kadar ilerlemişti, bu sefer karşısına Cin orduları çıktı. Kuzey Kore ordusundan pek az kuvvet kalmıştı, ancak sonradan teşkil edilen bir kaç Kuzey Kore tümeni de Cinlilerin yanında yer aldılar. Kuzey Kore ordusunun ima edilmesi, büyük sevkülceyisî hatalardan ileri gelmişti. Bu ordu Güney Kore kuvvetlerini denize dökememiştir. Halbuki iki yerde sıklet merkezi yaparak Güney Kore cephesi yanlabilir ve bu
Hint çocuklarının bir Fil hediyesi
Türk çocuklarının ıDoğan Kardeş» isimli çocuk mecmuası vasılasiyle yaptıkları müracaata cevaben, Hindistan Başbakanı Jawaharlal Nehru. Hindistan çocukları adına Türk çocuklarına bir yavru fil hediye etmiştir. Bu hediye, Jawaharlal Nehru’nun bir mektubu ile Başbakan Adnan Menderese bildirilmiştir-
Bu fil Hindistan'dan hareket etmiş olup yakında İstanbul'da beklenmektedir-
Başbakanın «IMOHINI» ismini koyduğu bu fil beş yasında olup dişidir. Hindistan'ın güneyinde Mysore eyaletinde büyütülmüş olan bu filin ağırlığı bir tondur. Bu file bakıcıs-, «Sultan» ismindeki sahıs refakat etmektedir. Bu münasebetle Başbakan Neh-ru, Türk çocuklarına aşağıdaki mesajı göndermiştir:
«Sevgili çocuklar,
Size bir Hint fili gönderiyo-
rum. Bu, benim tarafımdan değil Hint çocuklarından Türk çocuklarına gönderilen ve Hint çocuklarının sevgi ve iyi temennilerini taşıyan bir hediyedir.
Fil çok büyük ve kuvvetli ve aynı zamanda çok nazik ve zeki bir hayvan olduğu için, çocuk-laı, kendisine dostça muamele ettikleri takdirde onunla oym-yabilirler de. Göndermekte olduğumuz bu filin Türkiye'de bannabileceğini ve orada çok dostlar bulabileceğini ümit ede-
ve idare hatalarından doğmuştur. Cönkü: Güney Kore cephesine karşı kat'î bir basan sağlanmayınca, Kuzey Koreliler de-r-hal savunmaya geçmeli idiler, bu maksatla en uygun bir savunma cephesi tutmalı ve burasım tahmin etmeliydiler, ayni zamanda en az iki kolorduluk bir cephe ihtiyatı teşkil ederek bu kuvveti gerilerde ihtiyatta bulundurmalıydılar; şayet Amerikalılar cephe gerilerine kuvvet çıkarırlarsa, hemen ona karsı dökmeliydiler. Eğer Güneydeki taarruza geçerek onları, denize cepheden büyük bir taarruza uğrarlarsa yine bu ihtiyat kuvvetlerle onu karşılamak ve icabında karsı taarruza geçerek, yine düşmanı yok etmeye çalışmalıydılar- Halbuki bunların hiç birini yapamayarak, adetâ baslarına gelecek feci akibeti, beklediler, ikinci büyük harpteki Libya muharebelerinde Mareşal Rommel'in ordularının başına ger len büyük mağlûbiyetin sebebi de aynıdır. Yine bu harpte Stalingrat ve İtalya cephesile ikinci cepheyi teşkil eden Anglo Amerikan ve Fransız ordularına kars Hitler ordularının düştüğü hatâlar da buna benzer.
ıı fıkramı gözlerim yaşara yaşara, içim yana yana, ve, dişlerimi gicırdata gı-cırdata yazıyorum. Kim üstüne alırsıı alsın, kim bir1 (kadirbilmezlik gerdanlığı) gibi boynuna takarsa taksın!
Dün; Ulus Meydanındaki (ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi) binası önünde, havacılığımızın Âhû - Dedesi olan Fesa Amca dostumla karşılaş-
Yusyumuşak elini, sert parmaklı sıpsicak avucumdan bı-rakmıyarak hal hatır sordum. Kırk bir yıllık dostum olan yetmişliğe:
— Ne yapıyorsun Amca?
Derin çukurlar, sayısız kroki yollariyle dolu Kuzey Kore dağlarına ve eski Rumeli balkanlarına dönmüş zünde birdenbire daima yedekte duran laştı. İpincecik boynu üstündeki dopdolu kafasını öne doğru hafifçe sallayarak imanının sönmemiş sesiyle cevap verdi:
— Vatana, millete dua edi-
— Onu biliyorum. Sen zati doğuştanberi vatana ve millete hizmet ve dua edersin. Şimdiki maddî durumunu soruyo-
sevimli yii-gençliğinin nuru do-
Javvaharlal Nehru
î
Linyit kömürü ile evinizi en ucuz, en müsait şartlarla ısıtabilirsiniz.
ETİBANK
Demokrat Parti Ankara İl İdare Kurulunun
Büyük balosu
16/12/1950 Cumartesi günü akşamı ANKARA PALAS salonlarında verilecektir.
Bu balonun her cihetle mükemmel eğlenceli olması için şehrimizin yüksek sosyetesine mensup bir çok bayanlar ve komiteler geniş ölçüdeki hazırlıklarını bitirmişlerdir. Demokrat Partinin bu büyük balosuna muhakkak iştirak ediniz.
Bilet Satış yerleri :
Bankalar caddesinde: İpek İş mağazaları. Bankalar caddesi: Tüccar Terzi Kemal Milâslı. Anfartalar caddesi: No. 137 Yalım Ticarethanesi. Anafartalar caddesi: No. 237 Altan kundura ticaretevi. Zincirli Cami sırasında: Bulgurlu Hamdi ticarethanesi. Yenişehir: Rıza Sevinç Billûriye mağazası.
Ayrıldıktan sonra öğrendim ki.. Keşki öğrenmeseydim. Türk Hava Kuruntundaki son kırık sandalyesinden de çıkarılıp atılmış!.. Hey gidi hayatın ve dünyanın mel'un tarafları hey! Fesa Amca yetmiş değil, isterse bin yedi yüz yetmiş yaşındı' olsun, son istasyonundan sökülüp atılır mı hiç? Türk havacılığının ilk Aslarının başında gelen Fesa bütün meslek vo ülkü arkadaşlarını yola koyarak bugün yapayalnız kalmıştır. Ne Fethiler, Sadıklar, Rızalar, Fazıllar kaldı, ne de canım ülkü ve inkılâp arkadaşım Dadaş Salimler.
Havacılığımızın Âhû - Dedesi Fesa Amca Türk Hava Kurumu camiası içinde şehitlerimizin bergüzarı ve kurumun bir nazarlığı, bir maskotu olarak tutulmalı idi. Bir çim-cik bütçe tasarrufıı(!) uğrunda koca bir şan ve şeref tarihinin son yaprağını parçalayıp atmak, az buz vicdan, fazilet ve kadirşinaslık aykırılığı değildir. Bu muhterem havacılık pirimiz ne olursa olsun, kırk bir yıllık ülkü ve hizmetinin son önemsiz iskemlesinden fırlatılıp, ölmeden öldü-r ölmemeli idi!
Hava Kurumu keyfemâyeşâ her şeyi yapabilirdi, hâlâ dahi yapmaktadır. Fakat tarihin yadigârı olan Fesa Amca’nın son lâçka yeri ile üç beş kuruşuna göz dikmemeli idi.
Çok muhterem Başbakan! Hemen ve kesin bir emir ver: Hava Kurumu bu ruh dalâleti ile kadirbilmezlikten vazgeçsin de Fesa Amcayı tevkir et-
C — Fikrimce General Mac Arthur'ün daha sonraki hareketi hatalıdır. Ve bu günkü fena durum bu hatanın neticesidir. Mac Arthur kuvvetleri alabildiğine Yalu nehrine doğru ilerleme-mel'ydiler, çünkü bu hareket hiç olmazsa Kızıl Kore ordularının da harbe katılmalarına sebebiyet verebilirdi. En doğrusu Birleşmiş Milletler kuvvetleri Kore yarım adasının en dar cephesinde de kuvvetli, müstahkem bir mevzi tutmalı ve orada icabında üstün Cin ve belki de Sovyet ordularının taarruzuna karsı savunmalı idi.
D — Makalemi kısa kesmek zorundayım. Son olarak sunu belirtmek isterim ki, Ruslar, şimdiye kadar hiç burunları kanamadan, siyasî ve askerî önemli basarılar sağlamışlardık Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin basma büyük gaileler açmışlar ve onların mü’ him bir kısmım Korede bağlamışlardır. Bu suretle yeni bir cihan harbi açılırsa, Batı cephesini daha zayıf bulacaklardır.
Yalnız şunu da söylemeliyim ki, ilk zamanlarda Rus orduları hattâ Atlantik kıyılarına kadar dayansalar da harbin sonu Kızıllar için hiç de emniyetli sayılamaz. Bunun için fazla söze hacet yoktur. Birkaç sene önce Hitler, Mussolini ve Mikado ordular mn ve Alman - Italyan ve Japon milletlerinin baslarına gelen korkunç felâketler Sovyet Rusva için de bas gösterebilir
Aka GÜNDÜZ
GB1C KIZ IKAlIBî
imkân yoktu..
Macit söylemişti. Fart hakkında herkes böyle düşünüyordu.
Gülşen, bir gün onun için : -Ahlâksız kadın değil... denildiğini de işitmişti.. Evet ahlâksız değil.. Yalnız ahlâk kaidelerini hiçe sayıyor...»
Bu da ne kadar doğru idi.
Gülüz sahiden de ahlâk kaidesi falan tanıyacak bir insan değildi. Bu yüzden de ahlâk kaidesi diye bir şeyin bulunduğunu duysa kimbilir ne kadar şaşardı. İyilik ve fenalık kitaba sığar mı idi hiç?.. Yaşıyordu işte.. Hayatı güzel, eğlenceli ve yaşamağa değer buluyordu. Tutturduğu zevkli yol boyunca durup durup erişilmez bildiği zirveleri temaşaya vakti müsait değildi. Muhayyel manzaralara dalamazdı doğrusu..
Nakleden: Ş. TAYLAN
bakıyordu.
— Ah Gülüz.. Diye söylendiğinin farkına bile varmadı.. Neye?.. Kime gülümsüyorsun böyle?..
Bu gülüşte bir çok mânalar seziyordu...
İçinde ilk defa olarak ona karşı bir nefret uyandığını duydu. Etrafa fenalık dağıtan bir kuvvetmiş gibi şimdi onu ezmek, yok etmek istiyordu.
Evet, onun, kendi hayatını istediği gibi yaşamakta serbest olduğunu kabul ediyordu. Fakat başkalarının hayatına karışmağa ne hakkı vardı?. Kendi kalbiyle istediği gibi oynaşındı.. Onu istediğinden geri alsın ve kime isterse versindi.. Fakat başkalarının kalblerin-de durup dururken huzursuzluk yaratmağa hakkı yoktu.
Bu yaz birden karşılarına çıkmış, yanlarından geçip git-
idi. Fakat arkada şüphe ve rahatsızlık bırakmıştı..
Ve işte tıpkı resimdeki gibi de gülmeğe devam ediyor.. Hâlâ başını arkaya atıp, gözlerini süzerek ve derin soluklarla içine neşe çekerek mest olmağa devam ediyordu.
Gülşen gözlerini bir türlü onun resminden alnmıyordu.
Nihayet içinden gelen bir hamle ile parlak kâğıdı kavradı, yırttı.. Yırttı., ve bütün parçaları toplayarak kâğıt sepetine attı.
Gülüz'iin resmini gözünün önünden yok ettikten sonra içi biraz ferahlar gibi olmuştu. Fakat bu ferahlık hissi ıı-zıın sürmedi.
Filhakika hafif bir gülümseme ile aralanan o ağzı, o bebekleri gülen gözleri yırtıp, yırtıp ntmıştı, fakat onların, hâlâ, bir yerlerde gülürnseme-
Tefrika No. 43
Hâlâ Gülşeniıı kafasının içinde bile gülümsemeğe devam ediyorlardı. Ve daima da, her yerde gülümsemeğe devam edeceklerdi. Ve nerede bulunursa bulunsun Gülşen de onların gülümsediğini daima görecekti.. Gülüz’ün resmini, beyninin içinden de çıkarıp ata-
Genç kızın omuzları düşmüştü. Kendini tamamiyle ü-nıitsizliğe kaptırmış halde idi. Ağır bir iş görmüş gibi yorulmuştu. Âdeta adalelerinin ağrıdığını duyuyordu. Eşyasını toplamaktan vazgeçerek yata-ğınn uzandı, içinden mütemadiyen: «Selimi sevmiyorum artık... Artık onu sevmek istemiyorum...-. diye tekrarlayan
Gülşen durmadan söylenen bu sesten de rahatsız oluyordu. Yine dalmış gitmişti. Mu-
. Yalnız insanlarla ve toprakla alâkasını tamamiyle kesti.. Fezada dolaşıyor gibi .. Selim şimdi öyle uzaklarda kalmıştı ki.. Bu kadar uzakta iken de tamamiyle yabancılaşıyordu.
Bir ipek hışırtısı ve parmon kokusu yayarak odaya giren yengesinin sesiyle kendine geldi:
— Gülşen uyuyor muydun?.
— Biraz dalmışım galiba yenge..
— Ben Yeni Gazinonun açılış kokteyline gidiyorum.. Sen sabahtanberi görünmedin. Rahatsız olmıyasın diye merak ettim de gidip bir bakayım dedim..
— Yok yengeciğim. Bir şeyim yok. Ben de şimdi gelecektim. Biraz işlerim vardı da..
— Hazırlık değil mi.. Demek hâlâ fikrinden caymadın?
Fakat ikisi de bu mevzua tekrar dalmak istemedikleri için konuşmağa devam etmemeği tercih ettiler. Yenge saatine bir göz atarak: «Eyvah geç kalıyorum.... dedi ve geldiği gibi ipek hışırtısı içinde gitti..
Yapı Kredinin piyangosu çekildi
Is anbul, 2 (Hususi) — Yapı ve-Kredi Bankasının 1950 yılı ikramiye plân mn son keşidesi bugün Altes Sinemasında ikramiyeli aile cüzdanı sahiplerinin huzurunda yapılmış ve 7 inci evin talihlisi de belli olmuştur.
Noter huzurunda çekilen bu kur'ada kıymeti 17-500 lira olan Izm'r'de Karşıyaka’daki bahçeli evi Galata Şubesinden Halit Er-gun kazanmıştır-
Yapı ve Kredi Bankası tarafından yılda he? yüz müşteriden birine hediye edilen para ikramiyelerini kazanan 160 talihlinin isimleri diğer sayfamızda göste-
- TAKVİM -
PAZAR — 3 12,1950 Hicrî: 1371 — Safer 21 Rumî: 1367 — Kasım 20
Vntıati Ezan,
Sahalı 6.46 2.22
öftto 11.48 7.21
NÖBETÇİ ECZANELER
Sayfa: 3
3 12/1950
Güvenlik Konseyinden sonra
DışPolitika
Erzincanda yeni imar faaliyeti
İranda hava
Komünist Çinliler işi Genel kurula gitti
VAVER KÖYÜ MESELESİ zincan valisi Sait
rek demiştir ki:
«Yeni Erzincan, 190 haneli ve geniş arazi sahibi Vaver köyünden cebrî istimlak yolile alman arazilerle meydana getirtilmiştir. Bu istimlâk şekli eski vergi kayıtlarına dayandığı için onbin liralık arazi bazı kimselerden me selâ; 100 lira gibi az bir para ile alınmış ve tabiatiyle bu arazilerin sahipleri de büyük bir sefalete düşmüşlerdir.
Bütün bu müracaatlar, daima red cevabı ile karşılaşmış, fakat bir türlü bu şikâyet ve müracaatların sonu gelmemiştir. Toprak tevzii sırasında buralara bitişik 400 dönüm kadar miri arazinin tevziine karar verilmiş ve icap eden hazırlıklar yapılmıştır- Yakında en çok mutazarrır olanlara onar onbeşer dönüm hesabiyle ve borçlandırma yoluyla arazi verilecek ve bu haksızlıklar bertaraf edilmiş olacaktır.»
PAVYON MESELESİ
Erzincan valisi pavyon için şunları söylemiştir:
«Zelzele felâketini Kızılay kanalıyla yapılan dımlarla 1500 e yakın, ikişer odalık meskenleri eden pavyonlar yapılmıştır. Bunların her biri iki ilâ üç bin liraya mal olmuştur. Halbuki bugünkü kıymetleri itibariyle satışa çıkarılsa bin lira dahi etmiyecek-lir. Ayni zamanda sıhhî şartlardan da uzaktır-
1943 sonesinde mahalle olan bir teklif üzerine Başbakanla bir tezkere ile bunların fakir felâketzedelere meccanen dağıtılabileceğini bildirmiş bundan sonra tevziata geçilin namütenahi tehacüm vaki ) muştur. Takriben 12 bin aile hak iddia etmiş ve bu yüzden de tevziat belediye ve vilâyet makamlarım fazlasiyle işgal edecek bir mahiyet almış ve bir türlü Erzincan halkım tatmin edecek kil bulunamamıştır.
Bu işi ciddiyetle şehir meclisi, Erzincana mahsus hususî kanunun ruhuna uygun olarak bir karar almş ve pavyonlar 1000 ilâ 1200 lira bir fiyat üzerinden ve 3 taksitle zelzele felâketind kalkınamanuş, kimsesiz
;rine tevziine karar veril-bu tevzi isi
Bundan sonra Kızılayda top-Icnacak taksitlerle takriba 200 kadar meskensiz aileye bin liraya kadar yardım yapılacak ve yine borçlanma yolu ile mesken sahibi olmaları temin edilecektir. Şimdiden ufak mikyasta bu işe başlanmıştır.»
TOPRAK TEVZİİ
«Toprak tevziine gelince; Erzincanda on bin aile topraksızdır. Buna mukabil 250 bin dönüm kadar miri arazi vardır.
Sayın Cumhurbaşkanı, mümkün olan süratle bu toprakların ihtiyaç sahiplerine tevzii hakkında emir vermiştir.
Ben ds buraca icap eden temasları yaparak, imkânlar temin ettim- Bir kaç gün sonra Erzin-cana döndüğüm zaman mevsimin kış olmasına rağmen sene sonuna kadar bu miktar arazinin pratik yollardan tevzii işini halletmeğe çalışacağım».
VİLAYETİN ASAYİŞİ
Asayiş son derece iyidir. Halk vergi borçlarını tehallükle ödemektedir. Yakın zamana kadar maneviyatı bozuk halkın müsbet icraat karşısında maneviyatı yükselmiştir ve istikbâle emniyet ve ümitle bakmaktadır.
Bilhassa son zamanlarda mühim miktarda hayvan ihracı yapılmasıyla ve mahsul durumunun da geçen senelere nazaran iyi olmasıyla mmtakanm iktisadi hayatında da göze görünür canlılık meydana gelmiştir-
Balioğlu, de temas ede-
meselesi, toprak yerin asayiş durumu hakkındaki suallerini cevaplandırmış ve şu beyanatta bulunmuştur:
TAKMA EVLER MESELESİ
-3 oda bir sofadan ibaret o-lan böyle bir ev 14 bin küsur lira ya malolmustur- Takma evler bu fiyat ürerinden halka verilmek islenirken Başbakanın ziyaretleri sırasında fiyat takdir edilmek suretiyle hakikî kıymeti üzerinden halka verileceği ve daha fazlası için halkın zorlanamı-yacağı düşüncesiyle hesaplar yapılmış ve devletin bu mevzu için koyduğu 6 milyon liradan esaslı ziyana düşmeden peşin fiyatlı bu tip binanın 5800 liraya ve on senelik taksitle verildiği takdirde (on senelik sigorta bedeli de dchil) 7500 ilâ 7700 liraya sahiplerine temlik edilebileceği görülmüştür. Bu fiyat mal sahipleri tarafından tehalükte kabul edilmiş ve bugüne kadar mallarına sahip olamayanlar talep vaziyetine geçmişlerdir-
650 ev bugünlerde tesellüm muamelesini müteakip, merasimle sahiplerine teslim edilecektir.!.
ir zamanlar yine tutturmuşlardı. Kore'ye asker gönde-rirken bize neden sormadınız? diye işi bir izzeti nefis meselesi haline getirmişlerdi.
Şimdi de, sırf paşa hazretlerinin ismi okunsun düşüncesiyle, yersizliğine kendilerinin de kani oldukları bir «gensoru» meselesi ortaya atmış bulunuyorlar.
D. P. iktidarının bu gibi taktikleri bertaraf edecek kadar kuvvetli ve vaziyete hâkim olması dölayısiyle, sevinçle kabul edeceğinden asla şüphe etmemek lâzımgelen, nizamnameye uymıyan takrirlerinin iadesi kararı ağızlarına sakız olmuş bulunmakta ve bunu «iktidar, yurt meselelerini Meclis kürsüsünde bile dinlemek istemiyor!» şeklindeki beyanatlarla istismara kalkışmaktadırlar.
Halbuki, aynı mealde olan başka bir takrir hattâ mü-zakeresiz kabul edilmiş ve hükümet de bu mevzuu bir hafta sonra konuşacağını bildirmiştir.
Hal böyle iken, hükümete, yurt meselelerini konuşmak istemiyor demek, iftiradan başka bir şey değildir ve bu gibi beyanatın maksat ve gayesi de aşikârdır:
«Velinimetleri paşa hazretlerinin, emir ve irşatlarının hâlâ geçer akçe olduğunun ortalığa ilânı; partilerinin, içinde bulunduğu anlaşmazlık havasının komuflajı ve «hükümet bizim sözümüzle hareket etmektedir!» hulyasiyle, paşa hazretlerinin âsabını teskin!
Bugüne kadar olan icraatları nazarı dikkate alınacak olursa, okurlarımızın da aynı neticeye varacaklarına emin bulunuyoruz.
Çin hakkındaki Sovyet teklifi yine reddedildi
yükelçisi Grady’ni lerikayn hareket e dün bildirilmiştir. Büyükelçi, beyanatında da açıklamış olduğu veçhile, İranda Amerikan nüfuz ve itibarının zayıflamasından endişe ederek bu konuda hükümetiyle istişareye gitmektedir.
Hâdisenin göze çarpan veçhesi şudur:
İran hükümeti, son günlerde. «Amerikanın Sesi» adiyle neşriyat yapan Amerikan radyolarının naklen İran halkına duyurulmasını menetmiştir.
İran hükümeti, almış olduğu bu karara mucip sebep olarak işbu neşriyatın Sovyet Rusyayı tahrik eder mahiyette olduğunu göstermektedir.
taraftan, Amerikan beklenmekte ve hat-verilmekte olduğu bir İranlIlar, uzun za-mand üzakere konusu olan bir meseleyi de sonuçlandırarak 4 Kasımda Sovyet Rusya ile bir ticaret anlaşması imzalamışlardır.
Bu iki hâdise, İranın bariz surette Sovyet Rusyaya doğru kaymasa bile, en azdan, bir tarafsızlık yoluna saptığını göstermektedir. Netekim, Propa-, Sovyet - İran
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) | de oy vermişlerdir. Asamble ay-_ n.—ı rıCQj Balkanlar Komisyonunun tu
tanağım bir sene daha uzatmağa karar vermiştir. Dün öğleden sonra Asamble Arabulucu Komis yonunu, Milliyetçi Çin’in, Sovyetler Birliğinin 1945 Çin - Sovyet anlaşmasını ihlâl etmiş olduğuna dair şikâyeti ile ilgili malûmat toplamak üzere bir tahkikat açmakla ödevlendirmiştir.
— Birleşmiş Milletler Genel Asamblesi Kore meselesini incelemeğe başlamıştır. Bilindiği gibi Güvenlik Konseyinde Sovyet delegasyonu, Kore'den komünist kuvvetlerinin çekilmesini istiyen takriri veto etmişti. Sovyet delegasyonu bir kere daha, Cin komünist delegelerinin Asamble tartışmalarına iştiraklerini ve Milliyetçi Cin temsilcilerinin yardımcılar konseyinden çıkarılmalarım ve yerlerine Komünist Cin delegelerinin alınmasını istemiştir. Asamble, 5 aleyhte ve bir çekimser oya karşı 9 oyla Sovyet teklifini reddetmiştir. Ingiltere, Hindistan ve Yugoslavya Sovyetler Birliğinin teklifi lehin-
Bu karar, 17 aleyhte ve 7 çekimser oya karşı 35 oyla kabul edilmiştir. Ingiltere, Pekin hükümetini tanıyan memleketlerle birlikte aleyhte oy vermiş, Ame-rtkan delegasyonu ise, karar lehinde oy yermiştir. Fransa kimser kalmıştır-
Hikmet YAZICIOĞLU '
Fransız hükümeti tehlikede
Truman Attlee buluşması
addesı Rekatmış bölgelere yapılacak yardımdan İrana senede ancak yarım milyon dolar ayrılmış olması da ayrı bir sukutu hayale sebep olmuştur.
Bütün bunlar, İran hükümetini, Amerika ile Sovyet Rusya arasında bir münakaşa ve münazaa mevzuu haline gelmemek mülâhazasiyle, bugünkü çehresiyle bir tarafsızlığa sürüklemiş ' ve yazının başında bahsettiğimiz gibi Tahrandaki Amerikan Elçisinin ânî seyahatine sebep , olmuştur, denebilir. f Mesele bu zaviyeden mütalâa edilecek olursa, ortada «Fol yok, yumurta yok» demek caizdir. Nihayet hükümranlığa sahip I bir devlet, şu veya bu suretle
I dış siyasetini tanzim etmekte-
i dir. Lâkin, hususî şartları da
j gözönünden ayırmak mümkün
değildir. Sovyet Rusya ile ara-ı sında Azerbaycan gibi bir dert
yatağının uzandığı bu zayıf memleket, evvelâ tek başına I Sovyetlere karşı istiklâlini na-
! sil muhafaza eder? Bu bir me-
, seledir.
Denecek ki İran senelerdenken bu muvazenğ siyasetini iyi , kötü yürütmüş ve petrolünü satmakta devam etmiştir. Bu I suale karşı hemen hatırlatalım ki, o zamanlar, ne Şimaldeki komşunun petrole bu kadar büyük ihtiyacı vardı, ne de Cenup-
Pleven zorlukla güven oyu aldı
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — Fransız Milli Meclisinin dün hükümete güven oyu meselesini incelemek üzere yaptığı toplantıda muhtelif hatipler söz aldıktan sonra oya başvurulma-kürsüye gelen Başbakan Pleven, bir demaçte bu-ak, çeşitli rrvllellerarası ular üzerinde durmuş ve ak nda yapılacak olan Atllee -ıan görüşmelerinden duydu-memnuniyeti belirttikten son-Meclisin alkışları arasında, sabah, Dışişleri Bakam Ro-Schuman ile birlikte Ingiliz 8c.şbakam ile görüşmek üzere Londra’ya gideceğini haber ver-
Başbakan seçim reformundan da bahisle, bu reforma taraftar olan çeşitli gruplar arasında yeni bir uzlaştırma gayretinde bulunulacağım belirtmiş ve nihayet, muvazeneyi temine matuf bir karar tasarısı sunacağım bildirmiştir. Bu demeç sonucunda Meclis, 187 oya karşı 347 oyla hükümete karşı güvenini belirtmiştir. Aleyhte oy verenler arasında, 167 komünist, 8 terakkiperver ve 3 bağımsız saylav bulunmaktadır- Meclis bugün çalışmalarına devam etmek üzere yeniden toplanacaktır-
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir MÜMTAZ FAİK FENİK
Bu Nüshada Yazı İşlerini Fiilen İdare Eden Fatîn Fuad Basıldığı Yer: Güneş Matbaası — Ankara
tâki müşteriler bu kadar çoğalmışlardı. Bugün artık, İran meselesi, İngiliz - Amerikan rekabeti gözönünde tutulmadan mütalâa edilemez.
İran hükümetinin bu bitaraflık siyasetinde. Amerikan iktisadi yardımı hakkında duyulan hayal sukutunun yeri ve rolü olduğu kadar. Amerikanın, herhangi bir tecavüz vukuunda nasıl, ne zaman ve ne ölçüde yardım edebileceği yolundaki sual de âmil olmuştur. Bu suali U-zak Doğu hâdiseleri hatıra getirmiştir.
Tahrandaki Amerikan Büyükelçisinin, şeflerine vaziyeti anlatmak üzere telâş etmesi boşuna değildir. Zira hududun bu bölgesinde Sovyet tecavüzüne karşı Yakın ve Orta Doğuyu koruyabilecek mahdut sayıda memleket kalmıştır. Onların da çoğunun eli süngü tutmaz.
Mücahit TOPALAK
münasebetleri
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — Komünist Cin delegasyonu ile Hindistan delegasyonu başkam arasında yapılan görüşme ile ilgili olarak hususî bir kaynaktan haber alındığına göre, Cin delegasyonu başkam çok azimli bir tavır tak-nmış bulunmaktadır. Cin delegesi, Çin'i n Birleşmiş M.ı letlere girmesine, her türlü müzakerelere girişilmek için memleketi tarafından ileri sürülen başlıca şart olduğunu bildirmiştir Dün, Hindistan başbakanı Nehru'nun delegasyonun, uzlaştırma gayretlerini desteklemek için bizzat Birleşmiş Milletlere gclacegine dair bir şayia çık-nuşlır. Birleşmiş Milletlerdeki Ingiliz çevreleri her hangi bir harekette bulunmadan önce, Tru-man ile Attlee araş nda yapılacak olan görüşmenin neticesini beklemeye arzulu görünmektedir.
müteakip yar-birer ihtiva
Ankara Hukuk mezunlarının kongresi «Ankara üniversitesi Fakültesini Bitirenler mensuplan yıllık yapmışlardır. İdare heyeti murakıplar raporları okunmuş müzakerelerden sonra tasvip askı idare ve murakaba heyetle-ıi ibra edilmişlerdir.
İkinci celsede seçime geçilmiş ve gizli oyla yapılan seçim sonunda İdare Heyeti aslî üyeliklerine Prof- Hüseyin Cahit O-ğuzoğlu, Sabiha Tarım, Cevdet Topçu, Ertuğrul Uzel, Suat Bo-layır, Sururi Bingöl ve Perihan Resuloğlu; yedek üyeliklere Nezihe Arel, Kemal Gönenç, Se-lâhatlin Kutsal, Osman Hocıbal-oğlu, Mehmet Daim, Sıddık Yal-nızoğlu ve İsmail Hakkı Birler; Murakaba Heyeti aslî üyeliklerine Ferit Gürdilek, İhsan Çan-dar,- yedek üyeliklere Faik Tülün, Turgut Gür seçilmişlerdir.
t+omch toplanan yeni İdare Heyeti aralarında vazife taksimi yaparak Başkanlığa Prof. Hüseyin Cahit Oguzoğlu'nu, Başkan Vekilliğine Suat Bolayır'ı, Umumi Kâtipliğe Sabiha Tarım'ı ve Muhasipliğe Ertuğrul Uzel’ı seç-
Hukuk
Cemiyeti» kongrelerini
Bir esrar tekkesi basıldı
Bir müddet önce Yenihayat mahallesindeki 8 sayılı evin bodrumunda dokumacılık yapan birisi bu atölyeyi esrar tekkesi lıoline getirmiş ve dün yaplan biı baskın neticesinde esrarkeşler suç üstü yakalanmışlardır. Yaptığımız tahtikata göre, Şükrü Elbay isminde birisi bulunduğu evin bodrumunda teızgâh kurup etrafa dokumacılık yapıyorum hissini vererek kısa bir zeman sonra burasım esrar tekkesi haline getirmiştir. Sabıkalı esrarkeşlerin bu yere devam etillerini haber alan 2 inci Şubenin kaçakçıl.k kısmı komiserlerinden birisi, esrarkeş Rufaiye yanaşıp, Istanbuldan geldiğini «Kanaryaya.- ihtiyacı olduğunu söyliyarek bahşiş ve bir miktar xıra vermiştir. Esrarkeşler ara-- da «Kanarya, ismi bir esrar .-..rolası olduğu için Rufai tamamen emin bir vaziyette Sük-ü Elbay’ın evine giderek isteni-c ı miktar esrarı getirmiştir-
Ancak Rufai’yi yakınen takip eden komiser, evi tesbit edip arkadaşları il yapmışlardır.
Mahzende bulunanlar bu baskınla şaşkına dönmüş bunlardan Şükrü ibrikten mul, patates lüleli bir gilesi çekerken yal Tekkede yapılan arama netice»-sinde, 13 parça ve kısmen ambalajlı esrar ele geçirilmiştir.
Esrarkeşler haklarında hazırlanan evrakla birlikte adalete teslim edilmişlerdir.
Fransız Başbakanı da Attlee ile görüşecek Paris Radyosu, (Bas)n - Yayın)
— Fransız Başbakanı Rene Pleven ve Dışişleri Bakam Robert Schuman bu saba’ı Londra’da, yerm Vaşington a hareket edecek olan Ingiliz Barbakanı Attlee ile buluşacaklardır. Ingiliz Başbakanı Başkan Truman'la, Kore ve bu mevzu ile ilgili meseleler üzerinde görüşmek üzere yarın akşam uçakla Vaşing-lon’a hareket edecektir. Görüşme sal. günü vukubulacaktır. Beyaz Saray sözcüsü, bu müzakereler için daha henüz program hazırlanmamış nu söylemiştir. Truman'la g Avrupa'lı şington’a bilmediğini sözlerine Attlee pazartesi gününü, ) rika'daki Ingiliz Büyükelçisi diğer Ingiliz şahsiyetleriyle müzakerelerde bulunmakla geçirecektir.
Londra'ya muvasalatlarında Pleven ve Schuman derhal Attlee ve Bevin ile görüşeceklerdir. Bu görüşme için gündem hazırlanmamış olmakla beraber, bil-
R MEKTUP GELD!!
resmi bir olduğu-Sözcü, Başkan rüşmek üzere diğer şahsiyetlerin de Va-gelip gelmiyeceklerini eklemiştir.
Orman tahribine son $ / vermek, yurdumuzu $ yeniden yeşil ağaç- 5 : larla süslemek ister- | : şeniz, odun yerine | (■ en ucuz yakıt mad- | ■ ; desi olan Linyit kul 5 , lanınız.
ETİBANK |
hassa Uzakdoğu meselesinin inceleneceği tahmin edilmektedir. Günün diğer büyük meselelerinin de bu orada ele alınacakları sanılmaktadır-
Amerika - Kanada işbirliğine ait filmler
Amerika - Kanada işbirliği servisleri müdürleri 6 Aralık 1950 Çarşamba günü saat 18.30 da Millî Kütüphanede bir toplantı tertip etmişlerdir.
Bu toplantıda Amerika - Kanada işbirliğinin muhtelif veçhelerine ait filimler gösterile-
sJ
J
OâMS
İstanbul havasında kararsızlık
Ankara'da. Bursa'da kar yağarken bizim burada hava, dünyanın harp veya sulh vaziyeti gibi kararsızlığını elân muhafaza ediyor. Gelen gidenden yahut da telefon konuşmalarından öğreniyorsu-nusdur: Sabahleyin pardesü ile evden çıkanlar öğleyin caketle dolaşıyor, akşam üzeri de kalın palto giymek ihtiyacını duyuyorlar. Bu, bittabi, gardıropları zengin olan lar içindir. Yoksa ahalinin yüzde yetmişi, sekseni trenç-kot dedikleri kamsele ile ve bir boyun atkısiyle idare ediyor.
Hava böyle devam ettikçe civar köyleri, sayfiye yerlerini görmeyin! Her taraf yem yeşil. Çayırlar fışkırmış, nerede ise ağaçlar tomurcuk salıverecek, yapraklanacak-
Gazetecilik Enstitüsü-Bir minimininin hatırlattıkları-Ye baba ye.. - Perili ev —------------- Yazan---------------
Ercüment Ekrem TALU
lar. Hâlâ yazlıktan inmeyen-ler, akşam serinliğinde, iğreti bir odun sobasının etrafında avunanlar olduğunu söylersem yalan değil hani. Yılbaşını böyle tutarsak kömürden epey tasarruf edeceğiz.
★
Gazetecilik Enstitüsü nihayet geçen çarşamba günü açıldı; perşembe günü de ted risaia başladı. Açılış töreninde Üniversite Rektörü - Burhan Felek'in tâbirince - hâki-mâne, İktisat Fakültesi Dekanı hakimane. Enstitü Di-
rekiörü Şükrü Baban zarifa-ne, Felek'in kendisi de fakirane lâflar ettiler.
Gazetecilik mesleğinin hususiyetleri üzerinde duran Şükrü Baban bir aralık bir «gazete yazıişleri müdürü» nün ayda bin lira kazandığını - her halde sürçülisan kabilinden - zikredince salon âdeta dalgalandı. Bakışlar, kapı dibinde ayakta duran muktesidi şehir Halil Lûtfi arkadaşımıza teveccüh etti. O aralık onun da şöyle mırıldandığı duyuldu:
kadınına Güzel bir hediye Diki;, nakıs, örgü işleri yapan elektrikli portatif ELMA dikiş makineleridir.
YENİ BİRKE Mağazasından altı ve on ay taksitle temin edebilirsiniz-
ANKARA RADYOSU PAZAR — 3 12 195C
— Bu hususta ben de kıfâne» konuşmak isterdim amma, program dışında olur, İyisi mi susayım.
Birisi sordu:
— Ne derdin, üstad?
— İki yüz papelden ne ber diye sorardım. Zaten piyasayı yükselttikleri içindir ki birtakım patronlar iflâh olmuyorlar. Bu Enstitüde bir de idarecilik kürsüsü ihdas etmek lâzımdı.
— O kürsüyü de
Çocukluğumda rahmetli ninemin bana söylediği ninniyi hatırlarını..
«Hu, hu, dervişler.. Üç yüz koyun yemişler, Daha da yok mu demişler (Sonu 4 üncü sayfada)
dekBasyon
PERDEL^TÜLLERİMİZ
mW^T^^^.^TANBUL
DEKORASYON
DUVAR KAĞITLARIMIZ
K . . . .
BEYOĞLU - İSTANBUU^y*
DEKORASYON
STİL MOBİLYALARIMIZ
Sayfa ı 4
ZAFER
3/12/1950
Yeni bir taarruz
lunanların bu kuvvetin yarısından fazlasını teşkil ettiğini, ayrıca 100-150 bin kişi kadar olan
îstanbuldan bir
Başmakaleden devam:
(Başı 1 inci sayfada) mantığı ile fransızca olarak konuşmuşlardır:
Yüzbaşı Kocapınar, harita ü-zcrinde 48 saat müddetle muhasara edilmiş halde kaldığa böleyi gösterirken, Amerikan hmk ve uçak birlikleri arasındaki mükemmel işbirliğine hay ran olduklarını belirtmekten kendini alamıyordu.
Her iki subay da savaş sahasında Türk erlerinin kahraman Irklarını överek şunları ilâve et
«— Birliğimiz, kendisine sa-
Cyıca büyük bir üstünlüğe malik olan düşman karşısında yılma-• • mış, müşkül duruma düşmüş olmasına rağmen muhasaradan kurtulmasını bilmiştir.
şimal Kore ordusu bakiyesinin de Çinlilerce yeniden teçhiz edil inekte olduğunu söylemiştir.
Ordu Kurmay Başkanı Tokyo’da
Vaşingtoıı, 2 a.a. — (United Press): Ordu Kurmay Başkanı General Ğolliıft» refakatinde deniz ve hava subayları olduğu halde bugün Tokyo’ya hareket etmiştir.
General Colliııs Tokyo'da Mac Arthur’le görüşecektir.
Bu seyahatin gayesi Mac Ar-thuı’e ordu bakanlığının en mükemmel yardım imkânlarını tes-bit etmektir.
Subayların bölüğü, 162 kişi ile savaşa başlamış ve ancak 96 askerle geri dönebilınişıır. Bölüğün geri kalan efradının da döneceklerinden emin bulunan yüzbaşılar şunları ilâve etnıiş-
• Amerika Türkiye'ye minnettardır»
«— Sochin köyünden geçer-1
Chicago, 2 a-a. (Reufer) — «Chicago Tribüne.» gazetesi bugünkü başmakalesinde Kore'do çarpışan Türk Tugayım methetmekte ve Bireşmiş Milletlerin
ken düşmanın
hücumuna uğrar
gücüne
iştirak ettiğinden
uğramaz derhal yayıldık ve
dolayı Türkiye'yi tebrik etmekto
Çinlilere çok ağır zayiat verdirdik. Bu arada bizden 100 kişi
vo şunları yazmaktadır:
.şehit olmuştur.»
«Türk Tugayı Kore’de ateş hattına girer girmez kahramanca
Çinlilerin tazyiki karşısında tepelere çekilen tugayın iki sol cenah taburunu Çinliler sar-' mış bulunuyordu. Bu çember-
• den kurtulan Türk tugayı, hâlen geride dinlenmektedir.
Kızılların yeni taarruzu
Amerikanın Sesi Radyosu, 12 (Basın - Yayın) — Kore’den a-,ı , İman son haberlere göre, ko -......müııistler eski başkentleri . .Pyongyang’ı ele geçirmek ga-yesîyle yapıldığı zannedilen yeni ve çok şiddetli bir taarruz-la. Birleşmiş Milletler kuvvet-Terinin yeni müdafaa hattına hücuma başlamışlardır. Muaz-,, zam bir Çin kuvveti müttefiklere doğru ilerlemektedir.
Müttefik kuvvetler ve mül-teciler Kuzey Koro’nin başken-li Pyongyang'dan çekilmeğe . ; başlamışlardır.
„ Kuzey Kore'deki Çin kuvvet
• x , lcıi-iki kol halinde taarruza geç
) miş bulunmaktadır. Bunlar, do-
i'ğu ve batı sahillerine doğru i-
lerlemeğe çalışmaktadır. En ■ ■ kuvvetli hücum, Venson limanına giden şose üzerindedir. Bi-i' lındiği gibi bu liman Birleşmiş Milletlerin cn mühim ikmal ve takviye merkezlerinden biri -" dir. Komünist askerleri bu şehirden 40 mil mesafededir.
Kızılların kuvveti
. Nevyoık, 2 (R.) — General 1 Mae Aıtlıur bugün Tokyo’da gazetecilerin Kore harbi hakkın-daki suallerini cevaplandırarak halen harekete hazır kızıl Çin ! , kuvvetlerinin iki kademeye bölünmüş olmak üzere 500 bin kişi olduğunu, şimdi taarruzda bu-
Türk Tugayının Komutam Ge-
neral, Türklerin yanında irtibat
subayı olarak vazife Amerikan albayım
için yapılan süngü şahsen idare etmiştir.
gören bir kurtarmak
hücumunu
Komünist Cinlilere çok ağır zayiat verdirmiş olmasına rağmen, Türk Tugayı komünistlerin
çoğunluğunun ağır
altında bulunmakla idi.
Türkiye, Kore harbine yardım hususunda Birleşmiş Milletlerin talebine müsbet cevap veren nadir milletlerden biridir' Kendi kudretine nisbetle, çok daha büyük milletlerden daha üstün şekilde bu harbe iştirak etmiştir. Türkler bizim en iyi müttefikimiz olarak kabul edilebilir- Türklerin hür müesseselere sahip istikrarlı bir hükümetleri vardır. Birleşik Amerika muvaffakiyetle savaşabilecek bu müttefikine minnettardır.»
Meşhur bir Italyan baritonu geliyor
sanatkârları
genç nesil
şöhrete erişmiş olan Ofello Bersellini, Devlet rosunun dâvetini kabul
Bariton ederek
buradaki Türk meslekdaşlariyle birlikte (Rigoletto) rolünü teganni etmek üzere ayın 14 ünde Milano'dan şehrimize gelecektir-(Otollo Bersellini), burada üç (Rigoletto) temsiline iştirak ede-
Bu temsillere ait biletler yo-kında satışa çıkarılacaktır.
mektup geldi
(Başı 3 üncü sayfada) diye bir kıta vardı bu
Ben o zamanlar bu doymak bilmiyen. aç gözlü dervişlere şaşar, uykumda onları görür korkardım. Meğer nereden hileydim ki seneler sonra birtakım lâyik dervişler türeyecek, devletin idaresini ellerine alacak ve: «Ye babam, yel» neredon ne bulurlarsa haminiü edecekler?
Hole şu tıkara İstanbul’un belediye bütçesinden iki, üç milyon lirayı halkevleri adına çekip çarçur etmiş olmalarını bir hemşehri sıfaiiyle bir türlü hazmedemiyorum.
Bu hazımsızlık belki de bu yaşıma kadar milyon görmediğimden, bilmediğimdendir. Hattâ rakamla yazacak olsam. sıfırları sayarım. Amma kaldırımsız sokaklara, yerlerde sürünen çöplere, dispanser kapılarında bekleşen hastalara, bir de halkevlerine baktıkça, anamın ninnisinde bahsi geçen dervişlere rahmet okuyorum.
Efkârı umumiye, son günlerde bir «perili e?» masaliy-le meşgul oldu. Bir rum bah-çivana ait olan bu ev, Çen-gelköyünde, dağ başında, son Hünkâr Vahideitin’in veliaht iken oturduğu köşkün yakınında imiş. Bir meslekdaşı-mızın yerinde edindiği malûmata göre bu evin içinde, durup dururken eşya yer değiştiriyor, hokkalar, sigara tablaları, çanaklar, duvarda asılı istavrozlar, kapalı dolap içerisindeki öteberi havada dolaşıyor, şunun bunun yüzüne, kafasına gelip konuyor-
Gazeiede resimlerini gördüğüm ev sahiplerinin güleç yüzleri beni şüpheye düşürdü. Çünkü çvin tâ yanı başında, bir vakitler pek çok ziyaretçi celbeden ve bütün insanlarla beraber rum vatandaşlarımız da hurâfelere inanmaz olduklarından beri meirûk kalan bir ayazma, bir mukaddes pınar var. Bahçıvanla ailesi böyle bir masal uydurup da halkın merakını uyandırırlarsa bu işten para çıkacağını ümidetmiş olabilirler. Her ne ise: Kimsenin günahına girmiyelim.
Hem «Cümlesi Hayal Peresi» ibaresindeki kelimelerin ilk harflerini taşıyan nice perili evler gördük ki, iddiaları birer masaldan ibaret kaldı. Öyle değil mi, etindim?
Ercüment Ekrem TALU
H
Öldüren Hâtıralar
Dünya Sinema ve Film aleminin 1 numaralı kadın ve erkek yıldızları
INGRİD BERGMAN
GREGORY PECK
(Spellbound)
gibi hâtırası yıllarca unutulmıyacak yeni bir dünya şaheserini yarattılar.
PAZARTESİ MATİNELERDEN itibaren başlıyor
::
BESLER
Bisküvi ve Çikolatalarını tecrübe edenler üstün nefasetini mutlaka tasdik ederler
Halk Pasla salon ve diğer pasta ve şekercilerle büyük bakkaliyelerden ısrarla BESLER amullerini arayınız.I
Kabineişbaşında
(Baş tarafı 1 incide) velâ, llalk Partisine mensup bir ajansın muharrirleri tarafından sağa sola telefon edilerek:
— Adnan Menderes istifa etmiş diyorlar, doğru mu? diye bir takım tertipli sualler sormakla işaa edilmeğe başlanmıştır. Tabii bu telefon haberlerini alanlaı da ayrıca muhtelif yerlere telefon ederek b’jnun aslı olup olmadığını soruştuımuşlardır. Kısa bir zamanda haber İstanbul’a kadar gitmiştir.
Diğer taraftan akşum üstü Ulus müessesesinde Ankara Akşam Haberleri gazeteleri tevzi edilirken müvezzilere: «— Kabine istifa etmiş. İkinci tabı yapacağız, ona göre hazırlıklı olun!» gibi bir haber de verilmiştir. Bunun üzerine bu sefer istifa haberi müvezziler tarafından da ayrıca yayılmıştır.
İsin garibi şudur ki, bazı kimseler, muhtelif ajanslara, Zafer ve Zafer Akşam Postası adını kullanarak telefon etmişler ve haberi gûya tahkik etmeğe çalıştıklarını göstererek ayrıca yayılmasına çalışmışlardır. Akşam üstü, İstanbul refiklerimizden bazıları bize telefonla bu haberin doğru olup olmadığını sormuşlardır.
Uydurma havadis yaymıya çalışanlar, yalanlarının biraz sonra anlaşılacağını bildikleri için, ayrıca haberlerine şunu da eklemişlerdir:
— Adnan Menderes istifa etmiş, fakat sonra kubineyi Jino kendisi kurmağa memur edilmiş ve kurmuştur.
Dikkate değer olan taraf şudur: Bu uydurma haberler neşre-dildiği sırada Kabine Adnan Menderes'in başkanlığında toplantı htılindo bulunmakta idi. Nitekim öğleden sonra saat 16 da kabine yine Adnan Menderes'in başkanlığında toplanmış ve gündemindeki meseleleri gö-
Kore işinde siyasî cephe mun aleyhindedir. Fikirlerini açıkça Başkan Truman’a anlatmak üzere yarın 10 kişilik bir mütehassıslar heyetiyle beraber Vaşingion’a hareket edecektir. Atilee dün Paris'ten Londra'ya gelen Pleven ve Schumann'la uzun bir mülâkat yapmış ve bu hususta Fransız Bakanlarının fikrini de öğrenmiştir. Fakat asıl kendisini daha çok tenvir edecek şahsiyet, dün hususi bir uçakla Rusya-dan Londra’ya gelen İngiltere'nin Moskova Büyük Elçisi Da-vid Kelly olmuştur. Atilee, Büyük Elçiden, hor halde, Moskova'nın bir Üçüncü Dünya Harbine girip girmemek hususunda ne niyet beslediğini çok vâzıh bir şekilde öğrenmiş bulunmalıdır.
Hatırlarda olduğu üzoro Attlee hâlâ, kızıl Çin'lo bir anlaşmaya varılması ihtimali üzerinde durmaktadır. İngiliz Başbakanının fikrine göre, cephe irtikrar bulduktan sonra, yukarda gayri askerî bir bölge kurulmalı ve bundan sonra kızıl Çin'le müzakerelere giriş-melidir. Fransız Bakanlarının bu noktai nazara iştirak edip etmedikleri henüz malûm değildir: fakat şu muhakkaktır ki, Fransa da atom kullanılmasının aleyhindedir.
Evet, atom veyahut daha başka ağır silâhlar kullanmak, hiç bir zaman insani bir iş telâkki edilemez. Fakat kızıl Çinliler de şimdi Mac Arihur'ün ifşa etliğine göre, 500 bin kişilik bir kuvvetle Kore'de büyük bir taarruza geçmişlerdir. Kore'deki Birleşmiş Milletlor kuvvetleri, bu yeni düşmanın hücumunu önleyecek kadar büyük değildir. İki ordu arasında lıiç bir nispet yoktur. Kızıl Çinliler bir defa teşebbüsü ele aldıktan sonra Kore'yi tamamiyle istilâ etmeden silâhı bırakmamak kararında olduklarını göstermektedirler.
O halde vaziyeti nasıl kurtarmak kabildir? Kore’den gelen haberlerden anlaşılıyor ki. Birleşmiş Milletler kuvvetleri, adetçe çok üstün düşman karşısında bugünkü durumda fazla mukavemet edemiyeceklerdir; bu takdirde ya Kore'yi boşaltmak, veyahut mevcudu takviye etmek icap edecektir. Fakat o zaman da, Çin'e karşı uzun sürecek bir harp kabul edilmiş olacaktır. Birleşmiş Milletlerin yeni alacakları kuvvetlerle, tekrar Mançuri hududuna kadar ilerliyeceklerini tasavvur elsek bile, harp böylece bitmiş olmıyacaktır. Çünkü Çin'in çok büyük insan kaynakları vardır. Ve nihayet Çin'le bir harbi kabul etmek, Rusya'nın ileri sürdüğü bir kuklayı yenmeğe çalışmakla müsavidir. Bu kukla yere düşerse, harp bitecek midir? Hayır, o zaman ateş dünyanın başka taarflarına sıçrayacak ve Moskova diğer kuklalarını ileri sürecektir.
Birleşmiş Milletlerin Kore'den çekilmeleri ihtimaline gelince, o da Birleşmiş Milletler idealinin ve vasıtalarının ölümü demektir. Çünkü böyle bir vaziyet doğrudan doğruya sade Avrupa değil, belki dünyada bütün emniyet sisteminin harakiri ile intiharı olur.
Mac Arihur, dün verdiği bir beyanatta bu ciheti bilhassa işaret etmiş, Avrupa'nın emniyeti için, Asya'da istikrarın şart olduğunu söylemiş ve hâdisenin cihanşümul mahiyetine herkesin dikkatini çekmiştir.
O halde yapılacak iş, Çin'lo müzakereye girişmek değil, belki bu kuklanın iplerini elinde tutan Rusya'yı yola getirecek çareleri bulmaktır. İkinci dünya harbinden sonra, bütün dünyanın çektiği belâ bu yüzdendir. Kanseri bir ameliyatla kesip atsanız dahi, kökleri mevcut oldukça, onun tekrar vücudu saracağı muhakkaktır.
Attlee'nin Vaşingion'da Tru-man'la yapacağı temaslarda bilhassa bu nokta üzerinde durmasını ümideimek isteriz. Yoksa her iş yine pamuk ipliğine bağlanacak ve dünya asla bir huzura kavuşamıyacaktır.
Mümtaz Faik FENİK
Düzeltilmesi
istenen gensoru
(Başı 1 inci sayfada) Boru lukıiri do kabul edilmişti. Hükümet 11 aralık pazartesi günü bu ikinci gensoruya lâzım gelen cevabı verecek ve aynı gün umumi müzakere açılacaktır.
Haber aldığımıza göre, C.II. P. Genelbaşkanı İsmet İnönü'nün böyle içtüzüğün hükümlerine uygun olmıyan, bir gensoru vermesi Halk Partisi mahfillerinde de hayli münakaşalara yol açmış, neden takrir verildemen daha
evvel hukukçuların fikiıierino müracaat edilmediği de ayrıca
hararetli tartışma mevzuu ol-
muştur. Kalk Partisi mahfillerin den sızan haberlerden anlaşıldığına göre, İsmet İnönü, verdiği takriri tavzih etmek niyetinde değildir. Bazı Halk Partililer kendisini bu hususta iknaa ça-
lışmaktadırlar. Bazıları da esasen 11 Aralıkta diğer gensoru
dolayısiyle dış meseleler etrafın-
da umumî müzakereler açılacağı
için, eski gensorunun ıslâh edilerek verilmesine artık lüzum kalmadığını ve İsmet İnönü’nün
Bölükbaşt’nın gensorusu dolayı-siyle, o zaman da dilediğini söylemekte muhtar bulunduğunu be-
yan etmektedirler.
Dr. Abidin Şakır Ara
Mevki Hastanesi Göı Hastalıkları Mütehassısı Anafartalar Cadd. Adliye karşısı Sakarya Apt. No. 7. Her gün saat 15 ten sonra hasta kabul eder.
savaş birliğimize mesaj
(Bası 1 inci sayfada) dar büyük bir basarı He ifa ederek bütün sulh ve hürriyet dünyasın n hayranlığım kazanan, başla kıymetli şahsiyetiniz olmak üzere, yurdun aziz ve kahraman evlâtlarına cn samimî takdir vo şükranlarım sunar»
Başbakan
Adnan Menderes
Genelkurmay Iıaşkanının
Mac Arthur’iin
Truman Attlee
Fakat öyle anlaşılıyor ki, siyasî hataya düşen C.l-I.P. Genel-başkanı bu münasebetle pek söz almuk niyetinde değildir. Çünkü Ulus gazetesi, daha şimdiden İsmet İnönü’nün konuşmayacağına dair neşriyat yapmıya başlamıştır.
Diğer taraftan tarafsız müşahitlerin kanaatine göre, eğer İnönü'nün dış meseleler hakkında bir fikri ve kanaati varsa, gensoru, teşebbüsünü kaybettim diye küsüp susması «hiç de doğru değildir. Kendi hatasını tamir etnıiye lüzum görmeden de Osman Bölükbaşı'nııı hazırladığı fırsattan faydalanmalıdır. Çünkü netice yine aynı şeye gelmektedir.
Gıeko - romen
(Baş tarafı 1 incide) men stilinde güreşilmiştir. Bu akşam ginc ajni yerde müsabakalara devam edilecek ve serbest stilde güreşilecektir.
79 kilo dünya birincisi Yaşar Doğu, kilo döşemediği için müsabakalara katılmamış ve onun yerine Ali Özdemir ile Groen-berg hususi bir karşılaşma yapmışlardır. Müsabakaların neticeleri aşağıdadır:
52 kilo: Ali Yücel (Türk) -Abdülhamit (Mısır) Güreşin birinci devresi sonunda hakemler Mısırlıyı daha üstün saymışlarsa da maçın bitmesine bir dakika kala Ali rakibini köprüye ge tirerek yavaş yavaş ezmiş tuşla galip gelmiştir.
57 kilo: Nasuh Akar (Türk) -Haşan (Mısır). İlk defa Nasuh ekseriyetle galip ilân edilmiş ise de sonra hakemler arasında bir anlaşmazlık olduğu için karar bozulmuş ve Nasuh’un mağlûbiyetine karar verilmiştir.
62 kilo: Taha (Lübnan) -Sadian (İran). Taha ittifakla galip gelmiştir.
67 kilo: Servet Meriç (Türk) -Freij (İsveç). Freij, ittifakla galip gelmiştir.
73 kilo: Celâl Atik (Türk) -Simanaien (Fin). Celâl Atik dev reyi berabere ve maçı ittifakla galip bitirmiştir.
79 kilo: Ali Özdemir (Türk) -Groenberg (İsveç). Bu karşılaşmada devre berabere bitmiş, gü reşi Groenberg ittifakla kazanmıştır .
87 Kilo: Muharrem Candaş (Türk) - Palm (İsveç). Palm ittifakla galip gelmiştir. Devre berabere idi.
Ağır: Adil Candemir (Türk) - Antonson (İsveç). Antonson tuşla galip gelmiştir.
Politika, ihtiras
(Baş tarafı 1 inci sayfada) sayfası, bu zevatın politika ve ihtiras uğrunda nasıl herkesin merakla ve heyecanla üzerinde durduğu haberleri dahi ihmal ettiklerini gösteren hazin bir delildir.
Bir çok karilerimiz bize telefon ederek bu hadiseyi esefle karşıladıklarını söylemişler vo bunun mânasının no olduğunu sormuşlardır.
Bunun mânasını biz izalı edecek değiliz. Onların iktidarda bulundukları seneler bu nevi misâllerle bol
Genelkurmay Başkam Orgeneral Nuri Yamuf da, Kore'deki savaş birliğimize hitaben radyo ile şu mesajı yayınlamıştır:
«— Kore Türk silâhlı kuvvetleri komu'anlığına ve onun bütün mensuplarına;
Aziz evlâtlarımız, yiğit asker-
Mücadclcnin cn güç hal ve şartlar m dahi tabiî karşılıyarak milletimizin verdiği şerefli vazife yolunda ve büyük ccdleri-mizin yarattığı şerefli ananelere uygun ve lâyık bir suretle savaştığınızı öğreniyoruz.
Çetin savaş günlerinizden birine rastlıyan 27 kasım 1950 tarihinde de Türkiye Büyük Millet Meclisinin sîzlere selâm ve sevgisinin iblâğına karar verdiğini bildirmekle bahtiyarım.
Asîl Türk Milletinin Türk askeri hakkında daima beslediği güven duygusuna liyakatini Kore'de bir defa daha göstermiş oldunuz-
Dost, düşman ve istisnasız bütün dünya sizin kahramanlığınızın hayranı ve tokdirkârı oldu. Türk askerinin değerini dünyaya tekrar göstermek gibi büyük ve şerefli bir vazifeyi yapmak sizin pay mza düş ü. Bundan dolayı hakikaten talihli ve bahtiyarsınız.
Mukaddes şehitlerinizin yeri milletimizin kalbidir. Bütün dünyanın hürmet ve takdir duygulan da onlara çelenktir.
Başta Millî Savunma Bakanımız olduğu halde Türk silâhlı kuvvetlerine mensup bütün arkadaşlarımız sizlere gönülden takdir ve sevgilerini sunuyor- Sağ olunuz, var olunuz.
Hak, rehberiniz ve yard mcı-nızdır.»
beyanatı
(Baş tarafı 1 incide) ret sarfedilmiştir. Kuzey Korelilere karşı girişilen harp boyunca tesbit edilen milletlerarası hudut asla ihlâl edilmemiştir.
Asya harbinin Avrupa savunmasını geciktirdiği yolunda Avrupa da beliren kanaate gelin-
Bazı AvrupalIların böyle düşünmesi uzağı görmediklerine delâlet eder. Filhakika Avrupa'nın emniyeti düşünülmüştür. Avrupa batıdan değil, fakat ancak doğudan gelebilecek bir hücuma karşı hazırlıklı olmalıdır-Avrupa'nın emniyeti için Asya'nın istikrar kesbefmesi şarttır.
Doğuda vaziyetin vahim olması batının hürriyeti için daima meşum bir tehdit teşkil eder. Meşalenin cihanşümul olduğunu idrak etmek lâzımdır- Aksi takdirde hürriyetin mahvolması ihtimali artacaktır.
Birleşmiş Milletler komutanlığı-n n giriştiği her sevkülceyş tâ-biye hareke»‘i, Birleşmiş Milletlerce verilen kararlara daima uymuştur. Birleşmiş Milletlerin lasvibi olmadan herhangi bir harekete asla teşebbüs edilme-
Komünisllerin gayesi Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin tamamen mahvolması bütün Kore'yi zaptetmektir. Kore'de Çarpışan kuvvetler arasında komünistlerin lehine olarak büyük bir nisbetsizlik mevcuttur. Fakat Birleşmiş Milletler asîl prensiplerinin müdafaası için çarpışan kuvvetler bu nisbotsizliği karşılamaktadırlar.
Dünyaya meydan okuyan komünizmle Kore'de cesaretle ve yenilmez bir azimle çarp şılma-dığı takdirde bu harbin Avrupa'ya sirayeti ve belki de orada kaybedilmesi imkân dahilindedir.»
Diyarbakır İl Genel Meclisinin kararı
Diyarbakır, 2 (a.a.) Bugün ilk toplantısını yapan İl Genel Meclisi aşağıdaki karar suretini kabul etmiştir:
«Cihan sulhunu korumak için Birleşmiş Milletler safında kahramanca çarpışmakta ulan şanlı tugayımızın tarihte şerefle yazılacak olan hama-
set ve cengâverleğini bütün dünyanın takdir ve hayranlıkla takip ettiği şu anda ilk toplantısını yapan Diyarbakır İl Genel Meclisi kahramanlarımıza olan selâm ve şükranlarını sunmakla iftihar eder.»
Çaycuma'da mübarek şehitlerimiz anıldı
Çaycuma, 2 (a.a.) — Kore'de şehit düşen kahramanlarımız için bugün Cumhuriyet Meydanında bir anma töreni yapıl-miş ve mübarek şehitlerimizin manevi huzurlarında ihtiram du tuşunda bulunulmuştur.
Ahlat'ta
Ahlat, 2 (a.a.) — Kore savaş Birliğimizin aslanca döğüştüğü hakkındaki haberler halkımızı büyük bir gurur ve heyecan içinde bırakmıştır. Dün yapılan bir toplantıda Ahlatlıların kahraman birliğin komutan, subay ve erlerine selâm ve saygılarının bildirilmesine karar verilmiştir.
Karahisar
Karahisar, 2 (a.a.) — Kore savaşlarında şehit düşen kahraman erlerimizin ailelerine bir yardım olmak üzere İlçemiz hal kı tarafından Genelkurmay baş kanlığına 400 lira göndeıilmiş-
Ticaret ve Sanayii Odasından
Unvan: Zeki Çadırcıoğlu, Sicil No: 3348.
Ankara'da Anafartalar sem-
tinde Kızılclma mahallesinde,
Pidacilcr sokağında 5
numaralı
evde oturan Anafartalar cadde-
sinde 239 3 nolu mahallî ticari ikâmetgâh ittihaz ve Tuhafiye ticaretiyle iştigal eden Ticaret Odasının 17 318 numarasında
kayıtlı T C. tebaasından Zeki Çcıdırcıoğlu'nun yukarıda yazılı ticaret unvaniyle noterlikten lesdikli imzası şeklinin »icarcl
kanununun
ahkâmına
uyularak
2/12 950'talihinde tescil edildiği
mülâkatı
(Baş tarafı 1 inci sayfada) nun tesfeit edildiği bildirilmektedir.
Başbakan Pleven görüşmelerden sonra bir demeçte bulunarak, salı günü yapılacak olan Truman - Attlee görüşmelerine kendisinin kahlmıyacağmı söylemiştir.
Moskova'daki İngiliz ve Amerikan elçileri Moskova, 2 a.a. (Afp) — Ingiltere Büyük Elçisi David Kelly bu sabah mezunen uçakla Londra’ya gitmiştir. Birleşik Amerika'nın Moskova Büyük Elçisi Alan Kirk de mezunen memleketine gitmek üzere pazartesi günü uçakla Londra'ya hareket etmiştir-Stalin'lc görüşülecek mi?
Londra, 2 a.a. (Reuter) — Ingiliz Başbakanının Vaşingion’a seyahati hakkında dolaşan şayialar Truman - Attlee görüşmesi neticesinde belki de Stalin'in iştirak edeceği bir dörtler konferansının toplanabileceği yolundadır.
Siyasî mehafilde. Attlee’nin böyle bir düşünceye sahip olmadığı kanaati hâkimdir. Mamafih, şurası muhakkak ki her iki devlet adamı, Sovyet Rusya ile bir anlaşmaya varılması çarelerini araştıracaklardır;
Çin meydan okuyor!
Londra, 2 (AP) — Komünisti Pekin radyosu bugünkü neşriyatında batıya hitabederek, Çin halk hükümetinin öyle zannedildiği gibi korkutulacak bir hükümet olmadığım söylemiş ve Cin halkına hitabederek «Emperyalist mütecavizlere karşı» ayaklanmasını istemiştir.
Spiker şunları ilâve etmiştir: «Çin halkı, Çin'in menfaatlerine halel gelmiyeceğine dair Amerika'nın sulhçu teminatına inanmamaktadır.»
Yol inşası
(Başı 1 inci sayfada hemen hemen yarısının finansmanında kullanılmak üzere, dün serbest bırakılmıştır.
Bu meblâğ n serbest bırakıldığı, Devlet Bakam Fevzi Lütfi Ka-raosmanoğlu ile Marshall Plânı Gzel Misyonu Başkanvekili Or-ren R. Mc Junkins tarafından açıklanmıştır-
Mr. Mc Junkins, serbest bırakılan bu yekûnun, yol programı bütçe tutarı olan 82-677.378 liradan petrol vergisinden elde edilen 47 milyon liranın tenzili ile tahassül eden fark olduğunu izah etmiştir.
Mr. Mc Junkins yaptığı beyanatta şöyle demiştir:
«— Türkiye'nin iktisadi kalkınmasında ulaştırmanın geliştirilmesi esastır. Bugün serbest bırakılan bu meblâğ, çiftliklerle pazarlar ve maden ocaklariyle mahrukatın kullanıldığı sanayi merkezleri arasındaki yollar için yapılan masrafların bir kısmım karşılıyacaktır.
Bu paralar, tünel ve köprü inşaatı, bataklıkların kurutulması ve aym zamanda da ana yolların inşası islerini finanse edecektir. Bu yolların bir çoğu vilâyet yollandır»
Yol inşaatı ve ulaştırma işlerinin geliştirilmesinin Türkiye'de hayat standardının yükselmesindeki ehemmiyetli rolünü tebarüz ottiren Mr. Mc Junkins, sözlerine devamla: «Çiftçi ve madenciler elde ettiklerini seri ve elverişli bir şekilde şehir ve limanlara ulaştıramazlarsa istihsali artırmanın bir mânâsı kalmaz» demiştir.
Türkiye’nin yol şebekesi için Marshall Plânından evvelce yapılmış olan yardımları gözden geçiren Mr- Mc Junkins, bu maksatla bugüne kadar Türkiye'ye direkt yardım olarak 11.860.000 dolar tahsis edilmiş olduğunu bildirmiştir. Bu yardıma, teknik istişare için Amerika'dan celbedilen yol mühendisleri dahildir ve mütehassıslar halen Türkiye'de çalınmaktadırlar.
Mr. Mc Junkins, sözlerine şöyle nihayet vermiştir:
«— Baymd-rlık Bakanlığı Şoseler ve Köprüler Şubesi Başkam Vecdi Diker'in çok muktedir idaresi altında, Türkiye’nin geniş 1 yol programının tatbikatında, 1 fovkalâde terakki kaydedilmektedir-» I
Bulgar hududu
(Baş tarafı 1 incide) ta idi- Hududun açılması hususunda Bulgar Hükümeti tarafından vaki olan müracaat üzerine iki taraf arasında yapılan görüşmeler neticesinde aşağıdaki noktalarda mutabakata varılmıştır:
1 — Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç etmek isliyenler, Türk makamlarından Türk giriş vizesi olmadan önce evlerini terketmi-yecekleri gibi mallarım da tasfiyeye baslamıyacaklardıf- Bunlara, ancak Türk giriş vizesi istihsal olunduktan sonra, Bulgar çıkış vizesi verilecektir.
2 — Bulgar hudut makamlarına, Türk giriş vizesini hamil ol-niıyanların hududu geçmelerine imkân vermemeleri hususunda gerekli emirler verilecektir.
3 — Türk giriş vizesini hamil olmadıkları halde göçmenler a-rasına karışarak Türk topraklarına girenler bulunursa, Türk hudut makamları tarafından geri çevrilecek, bu kimseler Bulgar hudut makamlarınca derhal geri alınacaklardır.
4 — Evvelce Bulgaristan'dan vizesiz golmiş olup halen Edirne'de bulunan ve çingene oldukları anlaşılan 67 ailede 360 nüfusu Bulgar hudut makamları geri alacaklardır-
Cumhuriyet Hükümeti, bu duruma binaen ve iyi niyetinin yeni bir nişanesi olarak, Türk-Bul-gar hududunu 2 aralık 1950 ak-şanvndan itibaren normal münakalâta açmaya karar vermiştir.
Ote yandan öğrendiğimize göre, hükümetimiz, Bulgar Hükümetine tevdi ettiği 28 ağustos ve 16 ekim 1950 tarihli iki cevabî notasında zikrolunan ve göç meselesi ve bilhassa, göçmenlerin menkul ve gayrimen-kulleri hakkmdaki noktai nazarım tamamen mahfuz tuttuğunu aynı zamanda bu vesile ile de Bulgar Hükümetine belirtmiş bulunmakladır- (A.A.)
Çocuk Esirgeme
Kurumu Genel Merkezinden
ÇOCUK KARYOLASI YAPTIRILACAK
1
Biliyor musunuz?:
İstekler Ülkesi (
Nerededir ?
— Açık eksiltme suretiyle, altlı üstlü (30) çift çocuk karyolası yaptırılacaktır.
2 — Ölçü ve evsaf şartnamesi her gün Kurum Levazım Müdürlüğünde görülebilir.
3 — (30) çift karyolanın muhammen bedeli (2400), muvakkat teminatı (180) liradır.
4 — Açk eksiltme 15 Aralık 1950 cuma günü saat (15-30) da Çocuk Sarayında yapılacaktır.
3 12/1950
ZAFER
Sayfa: 5
Sanata EcEebîuat
Aslanın ölümü
Rigoletto münasebetiyle:
Aşağıdaki şiir, içli vatan şairi Emin Bülend'in Atatürk'ün ölümü üzerine yazmaya başladığı fakat ömrü vefa eimiyerek iamamlıyamadığı bir şiirdir. Hiç bir yerde neşredilmemiş olan bu güzel parçayı okuyucularımıza sunarken, bir iki gün önce ölümünün yıldönümü kutlanmış bulunan Emin Bülend'in hazin hâtırasını da saygıyla ananz.
Çölü heybetle saran dağlara Atlas derler Kayalardan yaratılmıştır o vahşî yerler Göklerinden gece gündüz deli rüzgârlar eser Pür telâş, akbabalar yerde yatan leşleri yer. Gece yaklaştı mi boşlukta derin sesler olur. Gizlenen binbir ağız sanki sayıklar burada: Daima aksiseda... Aksiseda... Aksiseda...
Kızıl altın gibi dağlar solup esmerleşti Erkek arslan çömelip ölmek için yerleşti İki üç yıldız uzaklarda yanıp titrerken O güzel gövdede gûya ebediyetti ölen. Buğulanmış ve yorulmuştu alevden bakışı Bir cihan devriliyormuş gibi devrildi başı. Yaslanıp taşlara serpildi muazzam yelesi. İçli bir son nefesin dindi derin velvelesi...
Emin BÜLEND
Dün ve bugün
Faik Âli Ozansoy
Yazan : İzzet Melih Devrim
Zafer'e vereceğim makalelere Dün ve Bugün adını koyuyo -rum, çünkü bunlarda ekseriya hal ve mazi karışacaktır. Zaten düne bağlanmıyan edebiyat ve sanatın siyaset ve felsefenin, bilgi ve muhakemenin ne kökü ne de mânası olur.
★
Edebiyatı - Cedide’den vedia olarak aramızda kalan dört e-dipten birini, «Fani Teselliler» müellifi Faik Âli'yi de kaybettik. Şimdi yalnız Reşit Rey (H. Nâzım), Hüseyin Cahit ve Hüseyin Siret vardır.
Merhum Faik Âli, Halid Ziya, Tevfik Fikret ve Cenap Sa-bahaddin’lerin yanında, o zamanki sanat sevdalısı gençlerin fikirlerini ve hülyalarını besleyip genişleten üstadlardan idi-
Faik Âli'ye, 1903 Meşrutiyetini takip eden aylarda, bir akşam üstü Tepebaşı bahçesinde, kendisi gibi Mülkiye’den me zun Süleyman Fehmi bey tarafından takdim olundum. (Süleyman Fehmi bey, Galatasaray Sultanisinde bize edebiyat okutmuştu; sonraları Arnavutlukta mühim siyasî mevkilerde bulundu.)
O tarihte ki Faik Âli gözümün önüne geliyor: Ortadan u-zun, zayıf vücut; doğduğu Di-yarbakırın kızgın güneşinden a-lınmış gibi bir alevle yanan, etrafta daima «Mehasîm» arayan gözler; itina ile taranmış siyph saç ve sivri sakal; asabi, irice parmaklar; ve bu sevimli görünüşü tamamlıyan nazik kibarlık.
Faik Âli, iyi giyinmek, medenî bir tarzda yaşamak meraklısıydı. Paris’in ufak bjf köşesi sayarak sevdiğimiz «Bon Marche» den sık sık geçer, cazibeli bir yüz, mevzun bir kamet... Şık bir boyunbağı... Ve ya hediye edebileceği bir le-vanta arardı.
Bundan iki üç ay evvel An-karada Faik Âli ile görüşmüş ve o anda, fanilik faciasının son sahnesinde bulunduğunu sez -miş, elem duymuştum; bahusus ki, mütebessim kara gözleri, eski heyecan ve aşkların hatıra sile, hayat ve güzellik sevgisile hâlâ parlıyordu.
★
Faik Âli, büyük kardeşi Süleyman Nazif gibi, lisana hâkim Türkçenin —asırların yoğurduğu zengin ve renkli Türkçenin— mâhir nakkaşı, Abdülhak Hâmid «Mekteb» ine mensup romantik bir şairdi. (Gerek Faik Âli ve gerek Süleyman Nazif, Makber mübdiine daima merbut ve hayran kalmışlar, namını (şairi - âzam) vasfile zikretmişlerdir.) Maamafih iki kardeş arasındaki mizaç farkları barizdi: Nazif şiddetli, hattâ bazali zehirli, Âli ise munis ve müsamahalı idiler. Ancak, şâir ve müverrih Sait Paşa oğulları memleket ve hamiyet titizliğinde birleşirlerdi. (Faik Âli’nin
Elhanı - Vatan ve Mithat Paşa isimli eserleri.)
★
Edebî tekâmülümüzde mümtaz bir yer tutan Fecri - Âti gençleri, Faik Âi’nin teşebbüsü ile, evvelâ «Hilâl» matbaasında toplanmışlardı. Daha sonra Be-yoğlunda bir binada, ve nihayet Servetifünun idarehanesinde bu luşuyorduk. Faik Âli yine resmî bir vazife ile İstanbul'dan ayrılınca, Hamdullah Suphi reis olmuş ve bir müddet sonra yerini bana bırakmıştı.. Heves, ü-mid ve «ideal» peşinde çalışan bu küçük «Akademi» deki hararetli münakaşaları bir gün te-ferruatile anlatmamız ne haz oiutr Şimdilik Faik Âli’ye dönerek, o sırada hassas ve güzide şairin bizlere karşı gösterdiği «ağabey» şefkatini muhabbet le yadetmek isterim.
★
1913 de, yakında doğacak çocuğum için güzel ve «yeni» bir isim aradığımı Faik Âli’ye söy lemiştim. Şair: «Kız olursa Remide koyunuz» dedi ve şu iki mısraı okudu.
Tenim nizar görüp kaçma cy Remide gazâl Tasavvur ci ki heyulayı- ruhi mecnunum.
(Yanılmıyorsam, üstad kendi kızına da aynı ismi vermiştir.)
★
Faik Âli, tekaüde sevkedilince maatteessüf uzun müddet sı -kıntı çekmiştir. Fakat son senelerinde oğlu Munis’in muvaffakiyetle yetiştiğini görmüş, sevinç ve rahat duymuştur.
Samimî bir hasbıhalden ibaret olan yazımı bitirirken Faik Âli’nin bir kaç beyitini nakledeyim. Bir şairin ruhunu şad etmek için bundan emin çare var mıdır?
Mütareke ve işgal dolayısiylo söylediği manzumeden:
İstanbul. Akdenizlc semânın on güzel En şuh-u bibedel kızı, dünya melikesi, Dünyanın en zavallısı, maz-lûmu, bikesi!
Kadın aşk ve hicran şiirlerinden:
Heyhat! O gözler ve omuzlar ve o peştan Bir heykele kalb olsa eder mermeri intak.
Çünkü en yakın yakınlık ta Bir uzaklık değil midir, hey-hat!
Yere batsın bütün mesafe. Cihat,
Büsbütün ben sen olmak isliyorum.
Bu hayatın verirsin istersen Ebediyet bir ânı - zailine. Sana, ağuşu - hürmetimde ■eni
Uyuturken de iştiyakım var. Vc evet, sovdiğim, asıl hicran Unutulmaktır, ah unutulmaktır!
Faik Ali Ozansoy ne Türk edebiyatı np de dostları unutacaklardır^___________________
GAUGUIN ve MODERN RESSAM
Ali Kemal KAYA
Gauguın: Tahi fili kadın)
Yazan : İhsan Cemal Karaburçak
Rigoletto'yu görmeden önce, merhum Halid Ziya Uşaklıgil-jn 1938 de neşredilen Sanata Dair adlı kitabını okumakta i-dim. Bir yazı benim gözlerimi yaşarttı.
Üstad, bu yazısında 1950 senesinin ilk iki haftasının sanat olaylarım anlatmak üzere bir garplıya hayalî mektup yazıyor. Ve bunda: Türkiye’deki opera binalarından ve temsillerinden bahsederek, garp operalarını Türk kızlarının türkçe olarak teganni ettiklerini anlatıyor ve mükemmel bir sezişle: «Muhitte en tanınan bestekârların başında Verdi geliyor» diyor.
Üstadın 1950 de görmek istedikleri, opera alanında fazlasıyla vücut bulmuştur. 1950 de opera perdesi, üstadın çok isabetle üzerinde durduğu Verdinin Rigoletto'su ile açıldı. Hem de sadece Türk sanatkârları tarafından temsil edildi. Öyle ki, bu opera üstad için olduğu kadar bizim için de bir sürpriz oldu.
«Üstadım,
Başını kaldır da inançla öğ-düğün ve gene inançla kendilerinden istediklerini, evlâtlarının yerine getirdiğini gör!, gör de tekrar öğün. Ve o batılı muharrire tekrar yaz ki: «Bir Türk kjzı, sîzlerden de üstündür. Sîzler ki, bu sanatı yüzyıllardır kalbinizin atışiyle benimsemişken, biz Türkler ancak 27 yıldır, ona sarılmış vaziyetteyiz ve sîzleri hayrette bırakacak bir yıldız yetiştirmiş bulunuyoruz. Bir aydır An kara onun ismini heceliyor. Siz dc heçeliyeceksiniz. Onun için şimdiden herkesten önce onun ismini biliniz: Bu yıldızın adı Fcrhan Onat’tır. Sanmayın ki, yalnız Ferhan Onat’la kalacağız. Daha kaç tanesini işiteceksiniz, yalnız sabırlı olsun.»
Evet, üstad belki, belki değil muhakkak ki daha çok şeyler yazabilirdi. Ben Ferhat Onat için ancak şunları söyliyebile-ceğim:
Ferhan Onat,
Birbirimizi yakından tanırız. Tanıdığımız gibi bir zamanlar da aynı çatı altında yaşadık. Kardeşim, haklı olarak öğünc-1 bilirsin. Fakat bırak da başkaları gibi sadece meılhetmiye-yim. Sana dilimin döndüğü, bil gimih yettiği ve gücümün elver dıği kadar yardım etmeğe çalışayım.
Biliyorsun ki, sesi olan hpr artistimizi, daha sesi oturmadan sahneye attılar, sesini kay bedinceye kadar harcadılar. Sen de bu durum karşısında olduğunu unutma, yarınını düşün. Henüz gerektiği kadar ders alamadın. Bunda senin kabahatin yok, sana fırsat verileme, di. Ziyanı yok. Fakat şişmdi bütün imkân ve fırsatlar elinde iken her şeyden istifade et. Eski mütevazı halini sakın elinden kaçırma. Sanatkâr için en büyük tehlike muvaffakiyettir. Başarın arttıkça, daha mütevazi, samimî ol. Şimdi etrafını ek serıyetle dejenere olmuş, varlıklı kimselerden teşekkül eden bir grup saracaktır. Bu grup i-se, seni şimdiki muhitinden u-zaklaştırabilir. Hattâ eski dost larını tanıyamazsın bile.. Onun için herkesten daha fazla kuvvet sarfet, bugünün dikkat, alâka ve ihtiraslarından kendini koru. Eski durumunu unutan her sanatkâr, cninde sonunda ölmektedir. Alkış ve hakkında yazılan methiyelere memnun olduğun kadar korkmasını da bil. Durmadan arı gibi çalış. Ve daima çalışma imkânları a-ra. Teknik ve müzik kültürünü her gün biraz daha çoğalt. Bu sana emin ol çok fayda sağlıya-
Bir çok tanınmış ses artistlerinin az veya hiç ders almadan şöhret yaptıkları malûmdur. Fakat sen bu yolu tutma. Caruso demiş ki: «Güzel bir ses ile zirveye erişmek güç değildir, fakat orada tutunmak güçtür.»
işte Ferhan kardeş, sanı 1 iyeceklerim bunlar.
Bundan evvelki yazımızda Pu-vis de Chavanne'la Odilon Re-don ve Cezannc'ın yeni resmi hazırladıklarını, fakat gerek yaşlarının, gerekse karakterlerinin işin idaresini ele almalarına mani olduğunu ve bu vazifenin bütün zamanların en büyük ressamlarından olan Gauguin'e terettüp edeceğini kaydetmiştik. Gauguin başka bir nesle mensup olduğu halde, genç irrealiz-min başlıca şempiyonlan olan Pont-Aven grupu rcssamlarile nabiler onu kendilerinden telâkki atmiş, hocaları tanımışlardır.
Gerçekten empresyonizme karşı hakikî tepki Gauguin'in resim-lerile başlar ve modern sanal ilk şaheserlerini Gauguin'lo vermeğe başlamıştır. Bundan dolayı sanat larihindc pek az sanatkâr onun kadar mühim bir yer işgal etmektedir.
Mevzuunu sadece Gauguin’in modem ressam üzerindeki tesiri teşkil edecek olan bu yazıda büyük üstadın dikkate çok değer hayatından ve sanahn n gelişmesinden uzun uzadıya bah-sedemiyecağiz- Yalnız şunu kaydedelim ki, Gauguin, Cczanne'-dan farklı olarak, ya hep, ya hiç taraftan idi ve orta değerde sanatîan ürkercesine kaçardı. Bunu onun anne tarafından tevarüs ettiği ateşli ve ihtiraslı Is-payol kan na atafediyorlar. Filhakika Gauguin’in annesi, azası arasında Peru'da Kral vekilliği (umumî valilik) yapmış Borgia-lar bulunan bir ailenin çocuğudur. Gauguin’in büyük babası M. Chazal bir kıskançlık sahnesi esnasında karısını öldürmeğ teşebbüs etmiş, bu yüzden mü ebbet küreğe mahkûm olmuştur
Yalnız içinden duyduğu yaç sebebile vo Allah olduğu için resme başlayan Gauguin’in hocası yoktu. 1875 vc 1876 da yaptığı ilk tablolar müstesna olmak üzere hiç bir eserinde yoklama, bocalama alâmeti do yoktur. Gauguin ilk çalışmasını empresyonistlerle yapmış, ilk eserlerini de 1880. 1881, 1882 ve birlikte teşhir banal eserleri1 dahi onlarınkinden farklıdır. Daha o zaman tatbik ettiği bazı «basitleştirmekler münekkitlerin dikkatini çekmiştir-
Yani Gauguin daha 1885-1886 da Ponl-Aven'deki ilk esnasında bile şahsiyeti bulunuyordu. Ancak bu ikameti esnasında yaptığı resimlerde henüz empresyonist kokusu vardı.
Bununla beraber, Ponl-Aven’de, sonradan Okyanus adalarında keşfedeceği şeyi bulmuştur.
Bilindiği gibi Gauguin «sana'ın taklit değil, tefsir ve tercüme etmesi lüzumunu» Martinikte keşfel miş, divizyonizme, ışık ve gölge vasıtasile ifadeya vc «modelesye oı ada veda etmiştir.
1888 de Fransa'ya döndüğü zaman tekrar Porit-Aven’e gitmiş, Van Gogh'un daveti üzerine Provence’a yaptığı seyahatten sonra yine Pont-Aven'de kalmıştır. Fakat o zaman çok rağbette olan Pont-Aven'de Gloance otelinde yalnız bir kaç haf.'a kalabilmiş, turistlerle ressamların tehacümü üzerine kaçmağa mecbur olarak 1889 dan 1891 e '.adar Pouldu'de çalışmıştır. İşte burada geçirdiği 13 ay gerek Gauguin'in, gerekse otraf m alan gençlerin sanatında, daha doğru b’r tabirle bütün modern resmin gelişmesinde istisnaî bir ehemmiye i haiz olmuştur.
1890 da bütün genç re-samlar Gauguin gibi çiziyorlardı. Gerçi Emile Bernard bu «Gauguin gibi» tabirini protesto ediyor ve sekli çeviren çizgiyi Gauguinden önce kendisilo Anguetin’i landıklanm, Gauguin’
fikri kendilerinin aşıladıklarım bildiriyor, fakat Gauguin'in bu üstatların izinde yürüdüğünü gösteren hiç bir belirti yoktur.
ika Cczanne da eskis-şekillerin yerini mavi izgi ile tesbit etmiştir ve bu çizgi üstadın, gerek tuali tamamlamamış, gerekse silmeği u-nutmuş olmasından dolayı bazı yerlerde kalmıştır. Daha önce Manef dc bir İki tablosunda siyah çizgi kullanmıştır. Fakat Gauguin'in kullandığı çizgi basitleştirilmiş, renkleri büyük satıhlar halinde çevirmektedir. Gauguin nüansları, gölgeleri, ışıklan ve valörleri hazfederek, her türlü modülâsyondan kaç -' narak tonu en parlak derecesine
Meşhurdur. Bir gün Pont-Ayen ormanında Serusier’ye şunları söylemiştir:
«Su gölgeyi mavi görüyorsunuz, dağil mi? O halde oraya paletinizdeki boyalardan elde edebileceğiniz en güzel maviyi koyunuz!»
Bir başka düsturu daha: «Yeşil bir b'lârdo çuhasının üzerindeki bir santimetre kare yeşil, münferit vaziye'teki bir santimetre kore yeşilden daha yeşil-
Neo-empresyonistlor hakkında şöyle diyor: «Bu adamlar küf kokuyorlar- Evvelce siyah resim vard), şimdi de beyaz var- Her şeyi siyaha veya beyaza irca etmek. Renk bu mudur?»
Modern resmin, empresyonistlerin bilmediği ve tanımadığı bir çok hususiyetleri onunla başlar: Sekil Pont-Aven üstadile ba-sitleşmiş va satıhlaşmış, toblodd plânlar onunla birbirine yaklaşmış, hattâ biribirinin üzerine binmiş, perspektifin bazı ananevi kaideleri onunla ortadan kalkın ş, esere azamet gelmiştir. Fakat asıl gelem şey arabeskin tem manasile dekorasyona kaçmadan resme avdeti olmuştur.
AAodern resim tarihi Gaugu-in'e mabet tahsis etmeli, her resim mek'ebinin methaline bir heykeli dikilmelidir.
Hile ve sevgi
Gauguın: Tanı t\ manzarası
BAŞLANGIÇ
Esrarlı gökyüzü, bulutlar Beni de çekmişti bir zaman. Koşmuştum; al, yeşil umutlar Ardından.
Toprağa çekiyor beni Tutmuş iki el yakamdan. Yürü de kendini bul diyor biri Arkamdan.
Dünyayı tozoenbe gösteren Gözlüğümü çocuklara verdim. Yıllar yılı aradığım gerçeğe Erdim.
Yürüyorum elsiz, dilsiz ülkelere İnsanlar görüyorum; yığınlarca, sessia Bet - boniz uçuk, perişan
anlar.. Kara, kuru... yanmada nâre. a diyorlar bana Zülfüyâre.
zülfü mü kaldı? Hayal Elif, meyal Be. Henüz açıldı önüme Alfabe.
îşte karşımızda hiçbir iyimserliğe muhtaç olmaksızın her yönden kusursuz diyebileceğimiz nadir eserlerden biri— Çoktandır Devlet Tiyatrosu sahnesinde bu kadar isabetle seçilmiş, bu kadar güzel sahneye konmuş; bu kadar iyi oynanmış, dekorları, kostümleri bu kadar mükemmel bir eser spyretmc-miştik. İtiraf ederim ki afişlerde ilk olarak «Schillcr: Hile vc Sevgi, isimlerini gördüğüm zaman gözlerimin önüne gayri ihtiyarî Büyük Tiyatro’nun seyircisiz kalmış kırmızı koltukları gelmişti. Büyük Alman şairi Sebiller, adı şimdiye kadar mera leketimizde hemen hiç duyulmamış, Hile ve Sevgi dramiylc halkı kendine çekebilecek miydi? 0-nun o coşkun lirizminin, o erişilmesi güç duygu ve. düşüncelerinin altından kalkabilçcek miydik ? O ağıt, o koyu, kasvetli Alman ruhuna yaklaşabilecek miydik? En güç dersi bile Öğretmenin veriş tarzına göre kavnyabilcccğimize eseri Büyük Tiyatro sahnesinde seyrettikten sonra bir kere daha inandık. Sanatkârlar Schillör’i anladıkları ve duydukları gibi bize de anlatmasını ve duyurmasını bildiler.
Hile ve Sevgi'nin ruhuna varabilmek için yazarın ohü meydana getirdiği’deYre biraz olsun yaklaşmak lâzımdır.
Schillbr'in yaşadığı 18 inci asır sonu Alrtıaıjyşsi ateşli bir gençliğin dışardan aldığı tesirlerle derebeyliklere karşı gösterdikleri tenkitçi bir cereyanın izlerini taşıyor. Bilindiği gibi o sıralar Fransa gizli, gizli geliştirdiği cumhuriyetçi fikirlerle 89 ihtilâlinin eşiğindedir. Ispanya’da .da gene millî birliğin teessüsü için girişilmiş bir mücadele mevcuttur. Bütün Almân gençliğinde olduğu gibi Schillcr de okuduğu yabancı kitaplarla bu eşitlik fikri cereyanının te-, siri altındadır. Onun için, daha 21 yaşındayken yazdığı Haydutlar piyesi intişar ettiği, Jıele ilk olarak 1782 dc Mannheüıı’da temsil edildiği vakit baştanbaşa ihtiva ettiği bu eşitlik, hürriyet: fikirlerinden dolayı kazandığı ilginin yaraşıra Dükahın da hiddetini üstüne çekiyor. Fakat yalnız Haydutlar değil, ondan sonra yazdığı Orlcan Bakiresi; Giyyonı Tel gibi diğer eserlerinden çoğunda da Schiller’in sınıf farklarının mevcut olduğu,' burjuvaların ezildiği bir cemiyete karşı gelen tenkitçi tuhu, cumhuriyetçi fikirleri, hür bir vatan1 duygusu hâkimdir. Hile ve Sevgi böyle bir cemiyet anlayışına kurban giden, biri, asil tabakaya mensup, diğeri halktan iki gencin temiz ve derin aşklarını hikâye ediyor. Eser yüksek-tabakaya karşı kâh açık, kâh iğneleyici hücumlarla doludur. Schiller’in yukarıya fırlattığı oklar o kadar isabetli vc keskindir ki, bugün de, yarın da sınıflanmağa yüz tutan her cemiyette hedefini bulur. Onun i-( çiıı diı- ki şiirindeki lirizmde olduğu kadar fikirlerinin ihtiva ettiği keskin hicivle de Schillcr Almanya'nın sınırlarını aşarak dünya cdebyatma nıal olmuştur.
Yukarıda da işaret ettiğimiz, gibi Hile ve Sevgi birbirlerini sınıf, ünvaıı tanımayan bir aşkla seven iki genci bu sınıflanma- ■ nın, cemiyette hâkim bu peşin ' hükümlerin nasıl bedbaht etti- 1 ğini, hattâ nasıl ölüme kadâr sü- 1 iliklediğini ifade ediyor. (
Saray entrikalarını, sınıf farklarının doğurduğu kötü neticeleri belirtmekte, bir devrin, bir zihniyetin tenkidini yapmakta olduğu kadar derin ve saf bir aşkı tasvirde de Schiller’in bütün dehâsı var. Hile ve Sevgi dramının her satırı tadına doyulnîaz ' bir zevkle dinleniyor. Tabiî bu zevki bize geçiren Zahide öz-) vcren’ln o güzel tercümesidir. Eser dilirnizc hakikaten sön derece akıcı, pürüzsüz, aynı zamanda da Schiller’in lirizmini olduğu gibi aksettiren bir
Adalet SÜMER
man şairinin her cümlesi ayrı bir kıymet taşıyan ve şimdiye kadar memleketimizde hemen hiç tanınmıyan bu 5 perdelik dramını böyle güzel bir türkçe ile bizlere tanıttığı için de Zahide . özveren’e ayrıca teşekkür, etmeliyiz.
Hile ve Sevgi sahneye de büyük bir titizlikle konmuş, Re-nato Mordo’nun kuvvetli mise -en scene’i içinde her şahıs hakiki karakterine bürünmüş olarak karşımıza çıkıyor. Birini diğerinden, o açık sözlü halk adamı Miller'i, Luise’in babasını gözünü koltuk hırsı bürümüş saray nazırından, o saf fakat cüretli, mağrur burjuva kızını o şaşaalı dış görünüşünün hiçbir zaman Ferdi-nand’ı seven kadın kalbinin Saadetini yapamadığı Lady Mil-ford’dan, o hilekâr kâtibini çanlpdıran sanatı o züppe ma-reşalinkinden nasıl ayıralım? , Ragıp Haykır Miller'i, bu içi dışı, bir, kızının saadetini müdafaa için çırpınan, icabında onları, hakir görenlere karşı söyliyeceğini söylemekten çe-kİDrâiyen halk babasını ne güzel canladınyor. Ragıp Hay-kır’ı oyun esnasında sık sık alkışlamaktan kendimizi alamıyoruz. Tıpkı kızının yaşaması için yalvaran «baba» nın ‘Çözlerimizi yaşla doldurmasına mâni olamadığımız gibi... Milleri** karısı rolünü yapan Melek Gün dc hiç unutmıyacağımız bir kompözisyohla o saf, aptal dene-' cek kadar saf vc basit kadını çok caıılı oynadı. Sonra Saim Al-pago şu hilekâr, entrikacı, hani her zaman şerrinden korkup kaçtığımız sinsi insan örneklerinden birini, kâtip Wurm’u en irice hatlarına kadar ustalıkla belirtiyor. Saim Alpago burada o kadar sanatkâr, yâni o kadar rolü içindedir ki sahnede şöyle bir görünmesi bile kâtip Wurm’u o insanı ürperten sırisi karakterini ifadeye kâfi geliyor. Lu'ıse'i Refia Rez duyarak oynuyor. Istırabının çok ağır geldiği anlarda biraz fazlaca bağırıyorsa da bilhassa tıpkı Hamlet’in kendi kendine yaptığı «ölmek - yaşamak» mücadelesini kendi kendine geçirdiği gibi o da babasının önünde geçirirken seyirciyi tamamen kendine çekiyor. Lady Milford'u Yıldız Kenter, belki de bu rolü Devlet Tiyatrosu sanatkârlarından hiçbirisine na sip olmıyacak bir mükemmel-1 İifcle yaşattı. Nuri Altınok (Fferdinand), Agâh Hün (Von Walter), Hâşim Hckimoğlu (Von Kalb) hep üstlerine aldıkları vazifeyi hakkiyle başarıyorlar, Biri ateşli gençliği, ö-teki mevki hırsına kapılmış zalim bir asılzâdeyi, hele Hâşim Hekimoğlu saray erkânı arasında kukla tipini bütün hat-lariyie çiziyor. Nuri Altınok’un, kendine ait olmıyan bir tek] kusuru var: Başındaki peruku. Başına mı büyüktür nedir, bil-1 miyörum ama herhalde iki kadının paylaşamadığı yakışıklı Ferdinand’ı çirkinleştirmekten başka hiç bir faydası yok. Değiştirmek mümkün değil mi ki? Ondan başka bütün diğer teferruat, hele dekorlar, hele kostümler çok zengin ve yerli: yerindedir. Hile ve Sevgi'nin dekor ve kostümlerinden dolayı Sabih Kayan’ı ayrıca tebrik boynumuzun borcudur.
Gelecek San’at sayfalarımızdan birini yalnız şiire ayırmayı düşündük. Sayfayı: Kış üzerine yazılmış şiirlerle süsliyc-ceğiz. Tanınmış şairlerimizin şiirlerini dc ihtiva edecek bu sayfaya genç şairlerimizden dc şiirler koyacağız. Otuz mısraı geçmemek üzere, kış üzerine yazdıkları veya yazacakları şiirleri «Zafer gazetesinde San’at sayfası sekreterliğine» göndermelerini, arzu eden şair ve okuyucularımızdan rica c-deriz. Şiirlerin başka yerde neşredilmemiş olması şarttır.
Sayfa: 6
ZAFER
3712/1950
A Sk ___® ı/ ı ı c ı ı Bugün saat 3 den itibaren Tam Kadro
BOMu^Ti Gazinosu ae ,e karaböcekler
II- K.
Merinos
Mulineler
Nadide desenler
Ingiliz kuponlar»
10.50
23 - 30,—
14.50
20,—
22,—
18.50
17.50
Yeni fiyatlarımızı sunuyoruz
Yünlü kumaşlar
sambalar
parça sergisini görünüz
3 se
IKRAM1YELI AİLE CÜZDANI
Ağır Mongol Emprime jorjt Sire saten İpek birman İpek krepseler
Ayrıca VC-lİZ
Madaramızda yapılacak ıı n ı ni tadilât ve tevsiat münasebetiyle
Pamuklular
Kadife Empri
Kadife Empri
Kadife dü
keten (En 2201
Sabahlık Düvilin
Tabralko'ar
Ingiliz ipliği mantoluk Ingiliz ipliği mantoluk Mantoluk fantazi mantoluklar robluklar T
Ipekiş robluklar Medyana robluklar Fatıtazi robluklar Fantazi robluk (En 130)
16.90
23,50
26 ■ 27,—
35 ■ 60,—
15 - 22,—
9.90
7,40
11;75 ) 6,25
Fevkalâde İçkisiz Aile Matinesi
Erkek kumaşları
Lİ. N.
Koku ve Süs eşyaları
' En güzel Avrupa Parfüm •ve tuvalet müstahzaratı ile
) zarif ve sık fospijüleriler gel-
) mistir. Mağazamızın iç vit-rinlerinde görebilirsiniz.
; YENİ BİRKE MAĞAZASI ' ULUS Meydanı Troleybüs
130 — 160 Lira
Kaşe
Paltoluklar
Fantazi caketlik
ZAYİ.- Kırşehir Nüfusundan aldığım ve içinde askerlik durumumu ihtiva eden nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur-
Kırşehir Medrese mahallesinden 1328 doğumlu M. Nedim oğlu M. Emin Kılıçaslan.
Kiralık daireler
Sahipleri arasında
■ I • • • •
Ipekışı - Yumşı
Bankalar caddesi
üç ve be$ oda birer hollü konforlu iki daire kiralıktır. Selanik caddesi nihayetinde Kızılırmak sokak No. 32 Tel. 26440. 6149
BU AKŞAM YENİ SİNEMADA 21.30 da
MELÂHAT PARS KONSERİ
20 güzide Bayan ve Saz Üstadlan iştirakiyle
KADINLAR FASLI
ilâveten
Amatör bir hayan tarafından MONOLOĞ ve TAKLİT Ğenç sanatkârların SOLOLARI Biletler: 400, 300, 200, 175 kuruştur.
2-ci Noter huzurunda çekilen kuranın talihlileri İzmir karşıyakadaki bahçeli EV’i kazanan: Bay Halit Ergun: Galata 8494
masa çakmakları pipo, ağızlıklar, sigara ve para çantaları makbule geçer hediyelikleri mağazamızdan temin edebilirsiniz.
YENİ BİRKE MAĞAZASI ULUS Meydanı Troleybüs
YAPI ve KREDİ BANKASI’nın
Amerika ve İngiltere'den getirttiği ve İstanbul'da büyük rağbet gören öğretici ve eğlendirici filmlerle
Ankara’da
9 Aralık tan itibaren
her Cumartesi giinii
KÜÇÜK TİYATRO’da
HER YER 25 KURUŞ
Biletler hafta içinde Yapı ve Kredi Bankasının Yenişehir ve Anafartalar Şubelerinde ve KÜÇÜK TİYATRO'nun gişelerinde satılmaktadır.
Yılda her İOO müşteriden birine hediye edilen ikramiyelerini kazananlar
para
İSTANBUL:
Asını Eksat Müstenit Seven Vasil Teofiloktidis Kemal Gençel Cemal Şahingiray Tahir Alenıdaroğlu Mehmet Yüksel Pıodromos Oıailoğlu Mehmet Gezinti Mustafa Yenseni Karabet İhmalyan Emine Haylök Raşel Roso Rukiye Erişkin Aron Tuna Necmettin Tanışer Nesim Kohen Muhittin Sekkan Hıfzı Bakım Mazalto İmano Hikmet Konşuk Menteş Veissit Nevin Baş Paymas Kosti Zaharyadis Ülvi Hergüner İlya Kohen Naciye Tutkan Naciye Daryal Nuri Işıdan Feyzi Beğir Meziyet Turan Avigdor Mazaltov Sami Seskir Muadil Su
Mehmet Erim Sultana Benfranko Faruk Özerengin Ilüsniye Tuğtekin Olıannes Moralıyan Ralliye Barbarosoğlu Fehime Kayan
Kaı-abet Özleyen I-Iasan Kaı-ahan Ahmet Rıza Pekateş Cemile Urgancı Şükrün Yurdakul İhsan Kömeç Halil Çınar Belo Yidya Hikmet Bostancı Bolisa Biçaca Emine Tekol Menelaos Vasilyadis Nezalıat Eruz Maıika Nikolayidu Zümbül Bayıisa Dora Boı-nstein Lambrini Makridu Ester Baesea Emel Kınacı Eleııi Hatineos Fethi Gezer Coya Russo Kiveli Doıiza Jale Ağlar Haçik Noı-ayir Ar-zivyan Nazire İkiz Evdoksiya Nani Vartuhi Turikyan Mirat Uysal Pandeli Faı-mazi Celile Berk Luna Sultani Luiza Haıreus Mari Oklazoğlu Refael Levi Tanya Damla Evgeniya Petıopulidis telâ) Balkan Nebalıııt Erkeı* Tevfik Kendi Niyazi Gürkaynak Candan Kutsal
Behice Uras
Elise Tomayidis Hadi Baykar Betül Ünalan
Fuat Nurar Salih Erkuş Seniye Ata Saadet Erek Necmiye Silen Zekiye Doğan Nazım Koçkan Havva İclâl Ar Ömer Özyurt Peri har Oğuz Moiz Berker Yusuf Kaıaveli I-Iayri Arıtan Sabite Yıldırım Mahir Özeren Orhan Gtiray Beyhan Tuna Behiye Şekeıcioğlu Cafer Adalı İhsan Rüştü Bilcen Halil Doğansoy Katina Uyguncu Aka Nuri Saime Tümay İZMİR:
Hüseyin Soytüı-k İrfan Bayraktar Hüseyin Tazegül Cahit Gürkaynak Yeşin Buldanlıoğlu Nimeti Turhan Celâl Türker Remzi Soyoğuz Fatma Güngelen Şakir Toyran Nazlı Demiıarslan Ahmet Yılmazkapıcı Hamide Biı-şen Avniye Bozkurt
Zehra Ceyhan Lâtife Ergin İbrahim Özdoğan ANKARA:
Nezihe Erel
Ahmet Emin Çoban-oğlu
İbrahim Berkem Halise Göbel
Bilgin Ansan Şevket Özgen Osman Badur Mehmet Taneri Hayriye Akgün Hamdi Başar Fuat Beyazıt Feyyaz Berker Ahmet Uğur Kuyulu Cemil Karadavut Suat Fişek ADANA:
Hakkı Akdeğirmen Abdullah Can
Davut Doğan Hatice Akgül Reşat İzler BURSA:
Galip Atalık Emin Kantar Ahmet Erteyin Mehmet İsmetullah Öztürk
Huriye Örgen İbrahim Şenesen Kenan Osman Gerekl KONYA:
Zeki Oral
Hatice Bahadır Türk Ayşe Anadolu İSKENDERUN: Şükrü Can ESKİŞEHİR: Hidayet Kızıl
Satılık Apartman
Besevlerde senelik 6000 lira gelirli 4 katlı halen 3 katı bo$ bir apartman acele sat lıktır.
Is saatlerinde 22925 teleı-fona başvurulması. 6172
Büyük fırsat
V. J. Chapal marka en yüksek kelile yeni siyah bir Lutr kürk sekizyüz liraya acele satılıktır.
Bomonti Serçe sokak Senyuva Ap. Daire 5. Saat 15 den sonra.
Yeni oyuncaklar
Çocuğunuzu sevindirmek isterseniz mağazamızın yeni açtığı oyuncak reyonundan e$i görülmemiş çocuk oyuncaklarından almayı tercih e-
YENİ BİRKE MAĞAZASI Ulus Meydanı Troleybüs
Pansiyon aranıyor
Bir Tıp talebesi aile yanında yemekli pansiyon aramaktadır, a ve çocuklara ücretsiz öğretecektir. Şerait için:
Yükleme ve boşaltma yaptırılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Ankara Bölge Müdürlüğünden:
1 — Çılbah ambarımıza gelecek veya buradan diğer mahallere sevkedilecek Ofisimize ait hububat, bakliyat vesair maddelerin altı ay süre ile yükletme ve boşaltma işleri açık eksiltmece çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme 11/12/1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15.30 da Ankara Bölge Müdürlüğü binasında teşekkül edecek hususî komisyon önünde yapılacaktır.
3 — isteklilerin (1000) lira geçici teminatlarını eksiltme saatinden bir saat öncesine kadar silo yanındaki Ankara işletme Şefliği veznesine yatırmaları ve alacakları makbuzla komisyona baş vurmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartlaşma ve sözleşme tasarıları 5 lira kar-
şılığında Müdürlüğümüzün ticaret servisi ile Çılbah ambar şefliğinden temin edilir. (8927)
r*
★ Türkiye'de hiç bir mecmuaya nasip olmamış rağbete mazhar olan ve mevzuunun îlki olarak çıkan «Resimli Tarih Mecmuası» nın 12 nci sayısı iki misli mündericaila çıkmış ve birinci cildini ikmal etmiştir.
Yurdun birinci sınıf bütün tarih muharrirleri ve hususi, resmî arşivlerin yardımiyle çıkan bu mecmuanın son sayısı cidden fevkalâde bir eserdir.
★ Birinci cildi iki yüze yakın mühim tarih vakalarını içine almaktadır.
•k Her zaman elde bulundurulacak olan bu mükemmel cildin kapakları da metnine yakışır-bir nefaset ve mükemmeliyette olarak piyasaya çıkarılmıştır. Bu kapakların fiyatı üç liradır.
İLK ÇOCUK SİNEMASI
Veliler de çocuklarla beraber gelebilirler.
Gözlü Devlet Üretme Çiftliği Müdürlüğünden
1 — Çiftliğimizde mevcut 17891,25 lira muhammen bedelli
118 baş ana tiftik keçi ile 37 baş tiftik teke, 949 doğumlu 44 baş dişi, 40 baş erkek tiftik keçi, 6 baş burma tiftik keçi; 54 baş erkek, 66 baş dişi tiftik oğlak, 200 baş Akkaraman ana koyun ve 100 baş Akkaraman koç kapalı zarf usulü ile satışa çıkarılmış-ta. *fıjW
2 — İhale 15/12/1950 cuma günü saat 15 te Sarayönü bucağına bağlı Gözlü Devlet Üretme Çiftliği idare binasında müteşekkil Alım - Satım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — İşin icap ettirdiği geçici teminat akçesi 1341,84 liradan ibaret olup resmî tatil günleri hariç ihaleden bir gün evveline kadar Konya İli Ziraat Bankasındaki 459 numaralı cari hesabımıza veya Çiftliğimiz veznesine yatırılması lâzımdır.
4 — Taliplerin kapalı zarflarını ihaleden bir saat evveline (adar komisyona vermeleri ve teklif mektuplarında İdarî şart nameyi okuyup münderecatını tamamen kabul eylediklerim belirtmeleri meşruttur.
sile
t
Yukarıda adları
yazılı olan müşterilerimiz 100 er lira kazanmışlardır
ve KREDİ BANKASI
5 — Buna dair olan İdarî şartname Ankara’da Devlet Üret-
me Çiftlikleri Genel Müdürlüğü Levazım işleri şubesinde, Konya’da İl Ziraat Müdürlüğünde, Sarayönü bucağında Yollama memurluğumuzda ve çiftliğimiz hayvancılık şubesinde görüle-1 bilir. ti p T»'
6 — Arzu eden talipler davarları çiftliğimizde görebilirler.
7 — idare ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (8893) 2632
BU GÜN SNAT 17 DE
7 BRYMANS
REVÜSÜ İŞTİRAKİLE
Matine
GOCUKLAR DA GELEBİLİR
V
DAMPFBACK - OFENBAU GESELLSCHAFTQU - WENZ
Nurenberg - Almanya Fabrikasının EKMEK FIRINLARI gerek sabit, gerekse çekmeli pişirme hücreli; ayrıca hamur yuğurma, kesme, tartma, şekil verme, un eleme v.s. gibi her türlü makineler çok ehven fiyat ve şeraitle 3 haftada teslim edilir. Birinci sınıf malzeme kullanılır.
Fabrikanın Müdürü 3 gün için Park - Palas oteli Ankara'da bulunmaktadır. Bilâhara İzmir'de İzmir Palas oteli ve İstanbul’da Pera - Palas'ia bulunacaktır. Alâkadarların lütfen müracaatı. Türkiye Umumî Vekili
ŞAKİR GENERAL FEYZİOĞLU Eminönü, Arpacılar Han, Kat: 1, No. 6 Telefon: 20384; Telg: Şa-feyzi — İstanbul. Ankara Vekili: MUHİTTİN ESKİN Atatürk Bulvarı, Büyük İş Hanı Kat 1, Nö. 5 Yenişehir Ankara, Tel: 15649; Telg: ESKİN
z
Turşu meraklılarına müjde
Beşiktaşın tanınmış turşucusu Ahmet Mahdumu
Salih Sorkun
bu defa yine Yeni Halde 3 No. da Hüsamettin Çağlayan yanında nefis turşu ve turşu sularını sahsa arzet-mekte olduğu sayın Ankara halkına arzolunur. 6160
: Saat alacaklara $
I Mağazamızın yeni açtığı Isaat reyonunda kadın, erkek ; altın bilezikli kol saatlan ile
) cep, duvar, masa, büfe sa-• allarım almadan eıvvel nıa-
) gazamızın iç vitrinlerini bir (kere görerek mütehassıs sa-(a çımızdan izahat elmanızı ; tavsiye ederiz.
Kiralık ev
Her aileye uygun müstakil dört oda, bir hol, banyo vesaireden ibaret bir ev kiralıktır- Müracaat: Saat 9-17 arasında 13274.
YENİ BİRKE MAĞAZASI
ULUS Meydanı Troleybüs durağı
Gar Gazinosu
BETTY GRABLE'nin
Türkıyetlo ilk defa olarak sinemamızda müzikal ve danslı filmler kraliçesi
Acele satılık bahçeli ev
Kocatepe Kızılırmak caddesinde yetişmiş meyva a-ğaçlı bahçe içinde 8 odalı bir ev boş teslim acele satı-.ukrr. 21394 telefona
Kiralık daire
3 oda, geniş 1 hol, kiler, banyo. su, elektrik, havagazı mevcut balkonlu bir daire kiralıktır. Denizcilar caddesi Acıçesme sokak No- 15 Havuzlu apartman morunda. Tel. 23516. 6169
yarattığı renkli müzik ve dans şaheseri ASK KÖPRÜSÜ (Renkli)
cV/hon My Baby Smiles A) Mes
Seansla.-: 14 - 16.15 - 18.30 10 - 12 de ucuz maline
21 — En son dünya haberleri, Trumcın'cı yapılan suikast Tel Gi;e: 15031 Müd. 24075 Numaralı yerlerinizi evvelden aldırınız-
ZAFER
3 2z1950
Elek
ALLIS - CHALMERS
I
Büy ( S in * m 'da
Göçmenler Yararına
5/12/1950 gecesi 20.30 da
SAT1S MZaGAZALARI
ORTAÇ Mağazası: Anafartalar Cad. No. 224 — H. Balcı Mağazası: Anafarıalar Cad. No. 90
ALMAÇ Mağazası: Anafartalar cad. No. 118 — SEVİM Mağazası: Anafartalar cad. No. 356
ÖMER KABAK: Anafartalar cad. No. 210 — KAMELYA Mağazası: Anafartalar cad. No. 34
M ALI ERKUT: Anafar talar — İSTANBUL Bonma vşesi Anafartalar Cad. No. 316
Nakliye Yapılacaktır
Toprak Mahsulleri Ofisi Samsun Bölge Müdürlüğünden:
1 — Zara ambarımızda mevcut Ofisimize ait hububat, bakliyat ve sair maddelerden 100ü tonunun Sivas’a taşınması işi açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme 15 Aralık 1950 tarihine rastlıyan cuma günü saat 15 te Zara’da Toprak Mahsulleri Ofisi binasında teşekkül edecek hususî komisyon önünde yapılacaktır.
3 — İstekli kimselerin bin lira geçici teminatlarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Ofis veznesine yatırmaları ve alacakları makbuzlariyle komisyona başvurmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartlaşma ve sözleşme tasarıları beş lira karşılığında Zara Ambar Şefliğinden temin edilebilir.
Ki r a lı k
Kaloriferli
Apırtıman Dükkân Depo
Maltepe Gazi Mustafa Kemal Bulvarı Koç Talebe Yurdu karşısı Maltepe a-partmanında kaloriferli lüks daireler, büyük dükkânlar, imalâthane, depo olmağa elverişli muntazam geniş zemin kat kiralıktır.
6107
Lüks Telgraf kâğıdı bastırılacak*
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden:
1 — Kurumumuzun ihtiyacı olan (50.000) adet lüks telgraf kâğıdının bastırılması açık eksiltmeye konmuştur.
Çekoslovak malı kris'al vazo, sekerlik, içki takımları, vaporizatörlerle zarif tuvalet takımları, bibloları.
YENİ BİRKE Mağazasından temin edebilirsiniz.
İlgililerin teşrifleri rica olunur.
2 — Muhammen bedeli (2000), geçici teminatı (150) liradır.
(8922)—2625
Menşei
M. S. B. Deniz Kuvvetleri
Komuta nlığından
Watherprooî
Mantoluk
yünlü roplukların güzel çeşitleri
4 — Eksiltme 13 Aralık 1950 çarşamba günü saat (10.30) da locuk Sa-ayında yapılacaktır.
ucuz fiyatlarla
lay ve Bayan trençkotlan
Erikli malı
Şamadan malı Tırak malı Tırak malı Yapraklı malı
3 — Nümune ve şartnamesi her gün Kurum Levazım Müdürlüğünde görülebilir.
Robdesanıbr
İlerimi?
’İ ORTAÇ
Sîzleri bekliyi
dostudur.
bulabilirsiniz liradan 100 li kadar Çocuklar ıçiı
yünlüleri ronklori mevcuttur.
Fantezi faylar
Anafartalar Caddesi No.
, Adliye kurşısı, köşç mağaza
Görülen lüzum üzerine deniz askerî yargıcı yetiştirilmek şart le öğrenci alınmasından sarfınazar edilmiştir. Müracaatta bulunanlar almak üzere Komutanlığımıza başvurmaları. (8825)—2593
Kıymetli’kürk, kristal ye Fil dişi biblolar
Bir Ermin şal (gece için) bir kamçak (erkek yakası), bir faberje salata kâsesi, gümüş çatal ve kaşığı ile beraber, bir gümüşlü kristal şeker tabağı, fildişi biblolar ve saire Aralık ayının bir, iki üçüncü günleri, 10—14 e kad Atatürk bulvarı Yağcıoğlu apartımanı 257/8 görülebilir.
D. Demiryolları Genel Müdürlüğünden
Ege bölgesinden gönderilecek pamuk çiğidine ait 269 yılı tarife ve ekleri 1/1/1950 den itibaren yürürlükten kalkmaktadır. (8933)—(2629)
Devlet Orman İşletmesi
Küre Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğünden:
719 adet, 150 M3. 482 Dm3. köknar tomruğu. Muhammen bedeli 40 lira 45 kuruş, yüzde 7,5 teminatı 456 lira 52 kuruş, bulunduğu yer: Uzunöz istif yeri.
474 adet, 46 M3. 957 Dm3. köknar ambalâjlık tomruk. Muhammen bedeli: 20 lira 65 kuruş, yüzde 7,5 teminatı: 72 lira 72 kuruş, bulunduğu yer: Uzunöz istif yeri.
50 adet 3 M3. 966 Dm3. çam ambalâjlık tomruk. Muham men bedeli: 24 lira 53 kuruş, yüzde 7,5 teminatı 7 lira 30 kuruş bulunduğu yer: İkizciler istif yeri.
İşlötmemizin Şenlik bölgesinde mevcut yukarda c miktarı ve bulunduğu yer yazılı emvaller açık arttırma tiyle satışa çıkarılmıştır.
2 — Beher metre küpünün muhammen bedeli,ve yüzde 7,5 muvakkat teminatı yukarıda hizalarında gösterilmiştir.
3 — Arttırma 15 Aralık 1950 cuma günü saat 15 te Küre İşletme Md. lüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacak-
4 — Şartname Orman Genel Müdürlüğünde Küre ve Kas-onu, Daday, İstanbul ve Ankara İşletme Müdürlüklerinde
İnebolu ve Abana Şenlik Bölge Şefliklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte satış komisyonuna
■üracaatları ilân olunur. (8903)—2620
Devlet Orman İşletmesi Manavgat Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz ormanlarından 1951 yılına yetişmek üze ’c istihsal, imal edilerek Köprü Irmağı - Olukköprü, Kargıhan' arman içi istif yerlerine indirilecek 20000 adede denk 2000 metreküp Mısır tipi çam traversin hazırlattırılması işi açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Traverslerin Kargıhanı depo teslimi M3 istihsal fivat kuruş, imah 1400 kuruş, nakli 1500 kuruştur. Olukköprü içir n teslimi M3 istihsal fiyatı 200 kuruş, imali 1400 kurııs v-
kİ i 2400 kuruştur
3 — Muvakkat teminat 5400 liradır.
4 — Eksiltme 8/12/1950 tnrihine rastlıyan cuma günii s”-' ' İpletme Müdürlüğü merkçzinde toplanacak komisyon h) nda yapılacaktır.
İstihsal, imal ve nakil işleri bir şahsa ihale edil°''oV*: i’e ait şartname İstanbul, Antalya, Alanvn. M ■■ tme müdürlükleri ile Orman Genel Müdürlüpi'm'1 e Şefliğinde ve İşletmemizde görülebilir rin belirli gün ve saatte teminatları ile birlikte-müracaatları. (8767) ?57c
Devlet Orman İşletmesi Düzce Müdürlüğünden:
1 — İsletmemiz fabrika istifinde mevcut 11371 adet !(••• "lığı 115.272 metreküp ıskarta köknar kerestesi aC)k artırmayı conulmuştur.
2 — Açık artırma 13/12/1950 çarşamba günü saat İşletmemiz binasında toplanacak komisyon huzurunda lacaktır
3 — Metreküpünün muhammen bedeli 50 lira olup hesabiyle geçici teminatı 432,27 liradır.
4 — Bu satısa ait şartname ve ebat listesi Orman
----- ,------- . _----------- ------- Gene’
Müdürlüğü ile İstanbul, Ankara, Bolu, Adapazarı ve İşletmemi: müdürlüklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatinde geçici teminat ak çeleriyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları. (87901(2585'
D »k tor
Ferid Şahenk
D. D. Yolları Hastanesi
Dahiliye Mütehassısı ve Başhekimi
Hastalanndon öğleden sonra saat 18.30 a kadar mucye-lıanesinden ve ondan sonra 'la evinden aramalarım rica
Muayenehane: Anafartalaı Cad. $an sokak No. 7. Telefon: 14255 — Ev: Yenişehir, Necatibey Cad. No. 6- Telefon: 24844. i
1951 ıyıi
Teknik cep takvimi
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Karadere bölgesinin Aksu istif yerinde mevcut 1826 adede denk 199.929 metreküp kayın dolan kerestesi açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 13/12/1950 çarşamba günü saat 15 te Hendek Bölge Şefliğinde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
Buhara Halıları
Takriben 80 senelik, ince ve zarif Buhara taban ve seccadeleri 4 Aralık 1950 Pazartesi günü müzayede salonunda ratıl
Görmeye vo almaya değer-
Metrcküpü 65 lira olup yüzde yedi buçuk teminatı 921 liradır.
3 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünden, İstanbul, Ankara, İzmit İşletme Müdürlüğünde, Adapazarı, Hendek Bölge Şefliğinde ve İşletme Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbiteleriylc
birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. (8940)—2626
DOKTOR
Halim N. Tüzün
Doğum ve Kadın Hastalıkları Mütehassısı
Yenişehir Sıhhiye Meydanı Ankara Sineması yanında Yayla Apt. Daire: 8 Telefon: 24324. 6068
İşçi Bayan aranıyor
Nakış - Orgu - Dikiş makina-s nda çalışmasını bilen işçi bayan aranıyor.
Ulus Meydanı Yeni Birke Mağazasına müracaat.
Adana Orman İşletmesi Müdürlüğünden :
1 — İşletmemizin Hizar ve Egner bölgesi depolarında 2,00 ilâ 2,60 metre boylarındaki lokum ve lata şeklinde POS çam keresteleri istif istif ve yüzde 5 nisbetinde çürük ’ lanndan seçilmek hakkı da alıcıya verilmek kaydiyle arttırmak satışa çıkarılmıştır.
Muhammen
bedeli
Egner
Egner
Kum bükü Kumhükü
2 — Satış . .. ____o____________ _______________................
ğü binasında kurulacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — Buna ait şartnameler Orman Genel Müdürlüğünde, Ankara, İstanbul ve Mersin Or-İşletmesi Müdürlüklerinde ve Egner Bölge Şefliğinde görülür.
4 — İsteklilerin belirli günde komisyona müracaatları.
10 da Adana'da İşletme Müdürlü-
12/12/1950 tarihine rastlıyan salı günü saat
ATLAS
TRAŞ BIÇAĞI
(8937) — 2627
Borsalino
Ortaçta
getirlyo almazdan
Şapka çeşitlen zengin renklen yeni modelleri gelmiştir.
ORTAÇ’a
ORTAÇ
Konkasor Makinesi
( Milwaukee I, Wisconsin U. S. A.)
Sanayi Makineleri Kısmı Türkiye Unıun Mümessili
TETİCO TEKNİK TİCARET LİMİTE!) ORTAKLIĞI
Ulus Meydanı Ulus Hanı - ANKARA
■■■■nMiamBSSRS'ütKVCff'' «T».
M - lekelimizin, en sççfcip .sanatkârlarını topladığı, k .îıl nakla hem güzel bir gece geçirecek, her ırkdaşuııza
Mithat Fenmen
Ferhan Onat
Orhan Gunck
Devlet Tiyatrosu
Korosu 1
sm de binlerce ı yardım etmiş olacaksınız. Taklit üstadı Cevat Kurtuluş Yalnız (Piyes)
Devlet Konserva-tuvarı talebeleri tarafından
Neriman Altındağ ve arkadaşları Millî oyunlar festivalinde en muvaffak ekipler tarafından millî oyunlar
9 Biletlerinizi Bankalar Caddesindeki Millî Piyango gişesin-■ den ve Büyük Sinema gişelerinden temin edebilirsiniz.
soEcvza'
Pek cok ilâve, yeniliklerle küçük ebadda yakında ç kıyor-
Akar onarımı ilânı
Tokat Vakıflar Müdürlüğünden:
at'
Tokatta Ali Paşa hamamına yapılacak 20102 liralık n eksiltmesine talip çıkmadığından ihalesi 10 gün detle uzatılmıştır. 8/12/1950 Cuma günü saat 15 de Tokat Vakıflar Müdürlüğünde ihalesi eski yapılan ilân şartları dairesinde yapılacaktır.
Keşif ve şartnameyi görmek istiycnlerin her gün Ankara'da Vakıflar Gene) Müdürlüğüne ve Tokatta Vakıflar Müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. (8928)—(2G30)
Siyasal Bik iler Fakültesi Dekanlığından
Fakültemizin kuruluşunun 94. üncü yıldönümü 4 Aralık 1950 pazartesi günü saat 17.30 da Fakülte konferans salonunda kutlanacaktır.
224
Soylu. 8
ZAIER
3/12/1950
5-1Jik acı mağlubiyetin revanşını oynuyoruz
Millî takımımız Istanbulda bugün
İsrail milli takımile karşılaşıyor
Dünkü lig maçları
Gençlerbirliği -
Maltepe : 9 - 0
Hacettepe de Kale sporu dün 3-1 mağlûp etti, oyun sert oldu
Ankara lig maçlarına dün 19
Mayıs Stadyomu iç vc dış sahalarında ve Ankaıagücü stadyo-munda devanı edilmiştir. Birinci küme maçlarını, havanın çok so-
ğuk olması ve karşılaşmaların pek büyük ehemmiyet taşımaması yüzünden, elli altmış seyirci; ancak takip etmiştir. Dün yapılan maçların tafsilâtı aşağıda-
dır:
Hacettepe — Kalespor
Saat 12,40 da başlıya» maça, takımlar şu kadrolarla çıktılar:
HACETTEPE:
Orhan - Refct, Hamdullah • Alaattin, İlhan, Hakkı - Duran, Orhan, Burhan, Akgün, Orhan.
KALESPOR:
Osman - Ahmet, Fikri - Hikmet, İsmet, Hanıza - Nevzat, Erdoğan, Hüsamettin, Satılmış, Sabahattin.
Oyun, Hacettepe'nin akınlatı ile başladı. Saha çimlerinin kaymasından dolayı, oyuncular topa hâkim olamıyor ve sık sık düşüyorlardı. Hacettepe'nin ilk golünü 15 inci dakikada Burhan
attı. Bundan sonra oyun scrtlcş-miye yüz tuttu. Hakemin yerli
yersiz düdük çalması, oyuncula
rın sertleşmesine sebep oluyor-
du. Devre
sonlarına doğru, Ha-
cettepe akınlarını arttırıp tek ka le oynamıya başladı ise de, for
vet bir sürü mühim fırsat kaçırdı. Devrenin son dakikalarında Burhan güzel bir çevirişle takımının ikinci golünü attı vc devre 2-0 Hacettepe lehine sona erdi.
İkinci devre, hakemin idaresizliği yüzünden sert bir şekilde başladı. Kalespor canla başlâ oynayarak devrenin sekizinci dakikasında İsmet vasıtasiyle bir gol kazandı. 15 inci dakikada Hacettepe santrforu Burhana Kalc-sporlulâr 18 pas çizgisi içinde faul yapınca hakem penaltı verdi vc bu penaltı vuruşu ile Alaattin Hacettepcyc bir gol daha kazandırdı ve böylccc maç 3-1 Hacettepe lehine sona erdi.
Gençlerbirliği - Maljcpe
Takınılar şu kadrolarla sahaya çıktılar:
GENÇLERBİRLİĞİ:
Orhan - Turan, Ahmet - Oğuz, Haşan, Ayhan, - İbrahim, Z. Ali, Ali, Mehmet, Celâl .
MALTEPE:
Cahit - İzzet, Şiikrü - Orhan, İhsan, Vacit - Orhan, Nihat, E-rol, İsmet, Erdoğan.
Oyun, ilk dakikalardan itibaren Gcnçlerbirliğînin hakimiyeti ile başladı vc ayni şekilde son bul du.
Gençlerbirliği, birinci devrede 12’nci dakikada Z. Ali, 13’üncü
vc 29 uncu dakikalarda Ali, 31'in-ci dakikada Celâl, 40’ıncı dakikada Mehmet vasıtası ile 6 gol attı.
İkinci devrede Maltepe tamamen müdafaya çekildi. Gençlerin iliği bu devrede de 7'nci dakikada Mehmet, 23'üncü dakikada Ali ve 40’rncı dakikada Celâl vasıtası ile üç gol daha atınca maç
9 - 0 Gençlerbirliği lehine sona erdi.
Gol atma rekoru
Bu sene lig maçlarında bir maçta en çok golü, bundan iki hafta evvel Harpokulu Hilâl takımına karşı 10 atmLş, maçı 10-0 kazanmıştı. Eğer Gençlerbirli
ği Maltepe’ye bir gol daha atsa idi; bu rekoru egale etmiş ola-
Lig maçlarına bugün de devam cdilecektiıi.
Orhan BÜLEND
’ *
İkinci Küme Maçları
Dün yapılan ikinci küme maç
larında Uluçmar Dikmen'i 5-2 yenmiştir.
Üçüncü Küme Maçları
Dünkü maçlarda Yıldırım Ege-spor’u 3-0 yenmiş ve Etlikspor ile Kayaşspor 1-1 berabere kal-
Takımkadrosu
belli oldu
Turgay
Naci Vedii
Mehmet Ali Bülend Muzaffer
İsfendiyar Erol Gündüz Lefter Halit
Türk Millî Futbol Takımımız 40 inci karşılaşmasını bugün İstanbul'da Dolmabahçc Stadında, İsrail Millî Takımı ile yapacak-
tır.
Millî Takımımız bugüne kadar yaptığı 40 karşılaşmanın 15 ini kazanmış, 21 ini kaybetmiş ve 3 ünde de berabere kalmıştır.
Bugün yapılacak olan Türk -İsrail millî futbol karşılaşmasının bir hususiyeti de 35 gün evvel Telâviv'de oynanan ve 5 - 1
aleyhimize neticelenen
vanşı olmasıdır.
Henüz mevsim başında vc futbolcularımızın da yeni forma girdikleri bir zamanda yapılan bu karşılaşmadaki mağlûbiyetimizin esas sebebini de millî takımımızın yanlış tertibinde aramak icabedcr.
- Bugün ise, futbolcularımızın formunda olmadıkları bahis mevzuu olamıyaeağı gibi, elde de en kuvvetli bir şekilde millî takım çıkaracak kıymette bol eleman mevcut bulunmaktadır. Bunun için de kuvvetli bir takım da çıkarmak mümkündür. Telâviv'deki maçı seyredenler [ îsrail futbolunun hiç de bizden I üstün olmadığını ve en iyi fut-
bolcularının da kaleci, sağbek, santralıaf, santrfor ve soliç olduğunu söylemektedirler. Futbolumuzun İsrail futbolundan üstün olduğunu da İstanbul - Te-lâviv temsilî karşılaşmasında 2-1 galip gelmemiz misâl olarak gösterilebilir. Telâviv karmasında tamamen millî maçta oynıyan futbolcular yer aldığını I da nazarı itibara almak lâzımdır.
Eylülde yapılan Makabiyad müsabakaları münasebetiyle iyi bir şekilde hazırlanmak imkânını bularak galip gelen İsrail takımı acaba bugün millî takımımız karşısında nasıl bir netice alabilecektir?
Basketbol turnuvası
Diin S.B.F. spor salonunda Floryaspor kupası basketbol tur nuvasının ilk karşılaşmaları yapılmıştır.
Bu maçlarda Yedeksubay O-kulu, Ankaıagücünü 34-23 ve Ilarpokulu Cebeciyi 64-14 mağlûp etmişlerdir. Karşılaşmalara bugün de S.B.F. spor salonunda devam edilecektir.
Ilgın Belediye Başkanlığından
Böbrek, kum, romatizma, cilt vesair hastalıklara şifa hassası bütün memleketçe bittecrübe anlaşılmış bulünan Belediyemize ait modern bir şekilde imar ve ihyası ikmâl edilmek üzere bulunan ve sıhhî ihtiyaçları karşılıyacak bir duruma getirilmiş olan kaplıca ile Otel Termal kiraya verileceğinden bunların ilân ve reklâmına ait resimleri ilân tarihinden Jtibaren bir ay içinde müsabaka usulü ile çektirilmesi uygun görüldüğünden I. inciliği Güzel Sanatlar Akadcmisince tesbit ettirilerek birinciliği kazanana teksir hakkı belediyeye ait olmak üzere 100 lira mükâfat verileceği ilân olunur. (8888)—(2618)
f—"""■................. 1,1 •' 1
Yağmurda ıslanmadan, soğukta üşümeden, elbiselerinizi ■ temizletmek için otomobil servisimizden istifade edin. ■
Servis Telefonu 15585 Etilen Müessesesi I
İnşaat ilânı
Sümerbank Genel Müdürlüğünden:
1 — Sivas Çimento Fabrikası genişletilecek kısmı inşaatı birim fiyatı esasiyle ve kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konul muştur.
2 — Yapılacak inşaatın keşfi (1.330.000) lira vâ geçici teminat miktarı (53.650) liradır.
3 — Eksiltme evrakı Ankara'da Sümerbank Genel Muame-' lât Müdürlüğünden (100) liraya alınabilir.
4 — Eksiltme 14/Aralık/1950 perşembe günü saat 18 da Ankara'da Sümerbank Genel Müdürlüğünde toplanacak komisyon marifetiyle yapılacaktır.
5 — İstekliler teklif evrakı arasına, şİTndiye kadar yap.nu-oldukları bu gibi işlere ve bunların bedellerine, firmanın teknik teşkilâtının kimlerden teşekkül ettiğine dair belgelet* koyacaklardır.
6 — Bu eksiltmeye iştirak edeceklerin bir taahhütte (1.009.000) liralık benzeri betonarme karkas inşaatını bizza1 2 3 4 5 6 7 ikmal ederek kabullerini yaptırmış olmaları şarttır.
7 — Banka işi dilediğine yaptırmakta serbesttir.
(8762) 2584
HESAPLARINDA EN AZ 200 LİRASI BULUNANLAR VE 26-H-I95I TARİHİNE KADAR ÇEKMEYENLER İŞTİRAK EDERLER. TESELLİ İKRAMİYELERİNDEN DE AYRICA FAYDALANIRLAR.
IK5APLAIHNDA DAHA ÇOK PAPASI OLANLARA LA£LA KÜDA NUMARASI VPRILİH
DÖŞELİ YALI
EMLÂK BANKASI
Comments (0)