Meşhur Alman
TELEFUNKEN
Radyolarının en son modelleri
Şık avizeler
Almanyadan gelen Ütü ve Çamaşır Makineleri Porselen Sofra ve Çay Takımları
10 TAKSİTLE
ijTikom Ltd. Şr. Bankalar Cad. Yurt sokak No. 21.
Veli C'andar ve oğlu
Yıl 2 — No. 580
Telgraf adresi : Zafer Gazetesi — Ankara ★
4 ARALIK/1950 PAZARTESİ
■ Anafarlalar Cad. No. 146 — Telefon: 14671 (2884)
gg-—..........., * -— 1 - . ■ - --------------------- -
★ Fiyatı Her Yerde 10 Kuruş * Telefon: 15315, 15619 ve 16882 ★ Denizciler Gaddesi: 2 * Posta Kutusu : 193
Amer ika ta m sefer beri iğe gidiyor
Kongre üyeleri daha cezri
Attlee
Truman
davranılmasına taraftar
mülakatı
Çine afom bombası atılması için yeni bir talep yapıldı
Attlee Trumana Koreye ait Ingiliz Fransız müşterek görüşünü bildirecek
Amerika Ordu Genel Kurmay Başkanı da Tokyo’ya hareket etti
Vaşington, 3 a.a. (United Press) — Kongre üyeleri Tru-man’ın harp müdafaa programının kâfi olmadığını ve tam bir seferberlik yapılması lâzım geldiğini Söylemektedirler. Demokrat ve Cumhuriyetçiler, Başkanın kısmi seferberlik plânının bugünkü dünya buhranını karşilıyacak kifayette olmadığını düşünmektedirler.
Kongrenin cuma günü Tru-man’a istediği 17.978.247.000 dolarlık tahsisatı, dünya harbi tehlikesine karşı, vereceğinde şüphe yoktur. Bu tahsisata a-tc-m silâhlarını geliştirmek için lüzumlu programa ait olan 10.5 milyon dolar da dahildir.
Kongre üyeleri iki harbi kazanan Amerikan endüstrisinin ve\cüşmeğinin üçüncü bir dün-(Sonu Sa. 4 Sü. 5 te)
miştır. ResimTju'tricr'ksimdçhTıir ’rillbai'go
- Metin TOKER bildiriyor -
Paris, 3 (Telsizle) — Kore’deki askerî vaziyetin nazik bir safhaya intikal ettiği bugünlerde Batı Av-rupadaki temaslar da ziyadeleşmiş bulunmaktadır.
İngiltere Başbakanı ile fikir teatisinde bulunmak üzere Londra’ya gitmiş o-lan Rene Pleven bugün Paris’e dönmüştür.
Attlee - Pleven görüşmesinde tam bir mutabakata I varıldığı tahmin olunmak- II tadır.
İngiliz Başbakanı Attlee yarın Vaşington’a gidecek orada Kore meselesi ve Batı Avrupa müdafaası üzerinde müzakerelerde bulunacaktır.
Fransız - İngiliz görüşmelerinden sızan haberlere göre Attlee, Trumaıı’a, komünist Çin’le yapılmakta otan savaşın uzun süreceğini nazarı itibara alarak ufak tâvizlerle mümkün o-(Sonu Sa. 4 Sü. 3 te)
Dışişleri Bakanımız Fuat Köprülü dün yeni radyo istasyonunda Konuşmasını yaparken
Yeni radyo istasyonu dün merasimle açıldı
Dişileri Bakanı Fuat Köprülü yeni istasyonun yapacağı neşriyatı izahetti
İngiltere Büyük Elçisi de bir konuşma yaptı
Kahramanlık
Londra radyosunun gece verdiği haber
değil, harika
Mümtaz Faik FENİK
Bir Amerikalı subay diyor ki: .Ben Türk askeri gibi asker görmedim!»
Türk askeri gibi askeri sade bu Amerikalı subay değil, tarih görmemiştir.
Bir tek adam kahraman olabilir; bir tek adam cesur olabilir; bir tek adam ölümü istihkar edebilir. Fakat 4500 kişinin birden ölümü hiçe sayarak kılı kıpırdamadan bu kadar cesaretle, bu kadar feragatle harbettiği hiç bir millet tarihinde görülmemiştir. O 4500 kişi ki, bütün Türk milleti içinden, kur’a kendilerine isabet ettiği için ayrılmış ve Kore cephesine gitmiştir. Komutanları bir neslin, askerleri bir neslin evlâtlarıdır; ne yaş farkı, ne kültür farkı, ne talim farkı, bunları birbirinden ayırmamış ve hepsi teker teker bu asıl milletin asil evlâtları olduklarını akıllara durgunluk veren cesaretleriyle bütün dünyaya ispat etmişlerdir.
Kore cephesinden gelen hamaset destanları karşısında gözlerimiz iftihar yaşlariyle doluyor. Göğsümüz heyecanla kabarıyor. Ve sonra hıçkırıklarımızı zapte-demiyerek; Allaha dua ediyoruz: Çok şükür ki Türk yaratılmışız! Bin hamdüsenâ olsun ki bu büyük milletin evlâtlarıyız!..
Kore'de harp eden çocuklara bakınız: Bunlar yirmi, yirmi bir
yaşlarında delikanlılardır. Daha elleri saban sapiyle dahi nasır tutmamıştır. Fakat bıyıkları henüz terlemiş bu güleç yüzlü, delikanlılar, tüfeklerini o kadar maharetle kullanmışlar ve süngülerini o kadar cesaretle düşmanın ciğerine saptamışlardır ki, şimdi bütün dünya radyoları ve gazeteleri hep onlardan bahsediyor; ve Türk kuvveti, türk cesareti bir destan halinde ağızdan (Sonu Sa. 4 Sü- 4 te)
Asker kaybımız çok fazla değil
Ankara’nın Çakırlar Çiftliği mevkiinde kurulan kısa dalgalı yeni radyo istasyonu dün saat 17 de merasimle açılmıştır.
. istanyonv_.gçil)ş me-
rasiminde Dışişleri Bakanı Prof. Fuat Köprülü, Dışişleri Bakanlığa Umumî Kâtibi Faik Zihni
Sefareti
ve Kanada büyük elçileri, milletvekilleri, Ankara Valisi Necati îlter, Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürü Dr. Ha-
(Sonu Sa. 4 Sü. 2 de)
Akdur, Amerikan Müsteşarı, İngiliz
12 milyon
da
Pyongyang tahliye ediliyor
Londra, 3 (Radyo) — Kore-den son alınan haberlere göre Tüı-k tugayının zayiatı evvelden tahmin edildiği kadar fazla de-(Sonu Sa- 4 Sü. 7 de)
D. P. Ankara Merkez
3 No. lu Bucak Kongresi
ın -ı» sanıyeae y(
insan
Rus kamplarında işkence çekiyor
Paris, 3 a.a. (Lps) — Basın muhabirlerine bir mülâkat veren İsviçre tabiiyetli 36 yaşındaki bayan Eliner Lipper, Rusya’daki kamplarda en az J2 milyon insan bulunduğunu söy İçmiştir. Sibirya’nın kuzey doğusundaki bölgede 14 kampta onbir sene yaşamış olan bayan Lipper şunları ilâve' etmiştir.
«Buradaki esirler insanlıkla-(Sonu Sa- 4 Sü. 7 de)
İsrail millî takımını
güçlükle3-2yenebildik
Takımımızda anlarıra diye bir şey yoktu
YARIN
Halkevleri ve Tiirkocakları binalarından çıkan hukukî mesele
Yazan: Ord. Profesör
Ali Fuad Başgil l-------------------—
Muhtelif dertlere temas edildi
Koredeki
tugayımıza telgraf
Dün akşam D.P. Ankara Merkez İlçe binasında 3 numaralı Bucak Kongresi yapılmıştır. Kongrede, Ankara milletvekillerinin bazıları, il, ilçe, bucak ve bucağa bağlı ocakların idare ku-rullariyle bir çok partililer hazır bulunmuşlardır.
Kongrede Atatürk’e ve Kore-de şehit mertebesine yükselen a-ziz Mehmetçiğe üç dakikalık bir (Sonu 3 üncü sayfada)
Demokrat Parti Ankara Merkez 3 numaralı Bucak Kongresi, Kore’de savaşan kahraman erlerimize şu telgrafı çekmiştir: Türk Savaş Birliği Komutanlığı As. Pos. 963 Posta Müdürü elile Sanfransisco - Kalifornia U. S. A.
Demokrat Parti Ankara Merkez 3 numaralı Bucak Kongresinde;
Hür milletlerin selâmeti uğrunda ecdadının hamaşet des-t: nlaıına yeni sahifeler ilâve eden Kore'deki kahraman tugayımıza selâm ve sevgilerinin (Sonu Sa- 4 Sü. 7 de)
SERBEST GÜREŞLERDE DÜN 5-2 GALİP GELDİK
Yücel, Akar, Meriç, ve Atik rakiplerine kısa müddetlerle tuşla galip geldiler
' İstanbul, 3 (Hususî) — Dün başlanan dünya güreş şampiyonluğu revanş müsabakalarına, bu gece Spor ve Sergi Sarayında dünya greko - romen ve serbest güreş birincilerinin iştiraki ile devam edilmiştir. Bu günkü müsabakalar serbest stilde yapılmıştır.
Dünkü müsabakaların beş tane sinde Türk güreşçileri yenildi iseler de bu gece büyük bir zafer kazanmışlardır. Alman neticeler aşağıdadır-
52 kilo: Ali Yücel - Abdülha-mit (Mısır). Ali Yücel 2 dakika 6 saniyeda tuşla galip gelmiştir-
57 kilo: Nasuh Akar (Türk) -Mahmut Haşan (Mısır) Nasuh çift (Sonu Sa. 4 Sü. 5 te)
İstanbul, 3 (Muhabirimiz Süleyman Tekil bildiriyor) — Bugün İnönü Stadını dolduran mahşerî bir kalabalık önünde İsrail takımını zor bir o-
rına bizden çok daha iyi ayak uyduruyor ve bu yüzden bizden daha iyi oynamak imkânına malik oluyor. Fert itiba-(Sonu Sa. 4 Sü. 6 da)
yundan sonra 3 — 2 yenebildik ve böylece anlamış' olduk ki, Telâviv’de 5 gol ile mağlûp olmamızda ne sahanın, ne hakemin ne de iklimin Ijir dahli olmamış, sadece futbolü bizden üstün oynıyan İsrail takımının bilgili oyunu sayesinde bu netice alınmıştır. Bugün bu hususu bir defa daha gördük ve inandık ki İsrail takımı her bakımdan bizden daha kuvvetlidir. Kuvvetlidir, çünkü futbolün modern icapla-
Y. Mühendisler Birliği yıllık kongresi
Türk Yüksek Mühendisleri Birliği yıllık 25 inci Genel Kongresi dün yapılmıştır.
Kongre riyasetine Niğde Milletvekili Asım Ddğanay, kâtipliklere Adnan Ünlütürk ve Mehmet Salihoğlu seçilmiştir.
Merkez İdare Heyetinin yıllık raporu, hesap müfettişleri raporları okunarak kabul edil-(Sonu Sa- 4 Sü. 7 de)
AKINTIYA---1
I____KÜREK
Naylon ve emsali!
Rum patriğinden sonra, Ermeni patriği de A-merika’dan seçilmiş!
Atenagoras Nevyork’tan gelmişti; şimdi de llacadur-yan oradan geliyormuş!
Ne oluyor bilmiyorum; Marshall Yardımı sade patrikler üzerinde mi iyi işliyor?.
Fakat benim söylemek istediğim şey başka: Acaba senelerden beri Amerika'da unutulup kalan Denizyolları heyeti azalarını Türkiye’ye getirtmek için patrik mi seçmeli?.
Hayır, yevmiyelerle nasıl para yaptıklarına bakarsak onları patrik değil, hahambaşı seçmek gerek!
YEDEKÇİ
i
Sayfa: 2
Emin Bülend
ZAFER
Göçmenlere 11 sağlık ve psikoloji
Muh t Dıranas
yardım
Zafer'in dünkü San’at sayfasında Enıîn Bülend’in, Atatürk’ün ölümü üzerine başlanmış fakat, ne yazık, bitirilememiş şiirini görünce, birden hafızam karıştı ve bir anda ta çocukluğuma, ilkokulun ikinci veya üçüncü sınıf sıralarına, yıllurca önceye döndüm. Bir deniz kasabasının ufak bir meydantndaydım; hatırladığıma göre hükümet binasının ö-nünde, etrafını kalabalıkla çevrildi. Binanın balkonunda bir takım fesli kalpaklı ve sarıklı adamlar vardı. Yüzlerimiz onlara dönüktü. Ben, kalabalığın ortasında, bir boşlukta, sesimi var kuvvetimle çıkararak bir şiir okuyordum:
Göster semayı magrıba yükselt te alnını Dök kalbi safı millete....
Uzaklardan belki de top sesleri duyulabilirdi. Millî savaşın çetin günleri içindeydik. Victor Hugo'nun «Mavi gözlü Yunan çocukları» sakaryamıza doğru sarkıyorlardı.
Düşman sadası, sus, yine yükselme gölgeden
Toplar boğar hitabını dağlarda akıbet
Şii anda vücudüme ait hiç bir intibaını yok. Sanıyorum ki o anda maddî uzuvlarıma ait şuurum kaybolmuştu. Bütün varlığım hafızamın emrinde, bütün kuvvetim sesimdeydi. Kalbimin çarpıntisiyle birlikte sesim, o zamanlar pek ufak tefek, cılız olan göğdemiıı yerle bağını keserek beni yukarılara doğru kaldırabilirdi:
Ben şüı-ezârı kalbimi
kinimle süslerim, Kalbimde bir silâh ile
ferdayı beklerim.
Kabrinde müsterih uyu
ey namdar atam, Evlâdının bugünkü adı
sade intikâm.
Hayatımın ilk okuduğum ve ezberlediğim şiiri budur. Onun için ben Emin Bülend’i, bu his rabltasiyle ve bir san’at anlayışı dışında olarak, gelnı'ş gelecek bütün şairlerden çok, apayrı severim. Ona karşı ayrıca, bugüne kadar ödeyememiş olduğum, — keşke sağlığında kendisini arayıp bulsaydım )— bir şükran borcum vardır: On, on bir yaşında avare bir köylü çocuğuna, vatan sevgisinin ilk şuurlu, kesif, bir daha kopan-
lıp atılmasına imkân olmıyan ve bilâkis o derece şiddetli bir enjeksiyondan sonra her yaşla artacak olun, duygusunu «kin» şiiriyle o bana aşılamıştır. İşte, bir tek şiir, ciltler dolusu kitaplarla elde edilemiyecek neticeyi bir anda sağlıyor. Selâm olsıııı san'atal t
Emin Bülend’i tanıyanlar, bir insan olarak onun büyüklüğünü anlata anlata bitiremiyorlar. İri ve güzel gövdesinin haşmetine denk bir ruh asaleti varmış. Şiirlerindeki samimi, insana bir anda tesir eden ' cdâ bundan olmalı.
Emin Bülend'in adında büyük bir vatan şairi vardır. Amma, ne yazık ki kendini tamamlamamış, yaradılışının o-na, kolayca vadettiği merhaleye, ister mütevazı mizacı, ister kendisine karşı olan garip güvensizliği, isterse «şevki talih» yüzünden olsun, amma varamamıştır.
Kitap halinde çıkarmadığı mevcut şiirlerini ölümünden evvel yakmış olması da ayrı bir talihsizliktir. Bununla beraber, Emin Bülend unutulmağa mahkûm bir şair aslâ değildir. Yakılmaktan kurtulabilen bir avuç şiiri, kitap haline getirilmeli ve gelecek nesillere hediye edilmelidir. Emin Bü-lend'den. hele vatan şairi Emin Bülend'den, ondaki «verve» 1 aşabilen kaç şairimiz var ki ve olacak ki, müstağni kalabilelim.
«Dev şarkısı» adını taşıyan şiirini, Kore kahramanlarına ithaf ederek yazıma son vereyim:
Türküm ben, Oğuz nesli benim nesli yakurum.
• Kai- lere bağlar beni alnımdaki nurum.
Parlak güneşin doğduğu yerlerde doğan ben
İlk âteşi içtimâi bir
arslan memesinden.
Otlaktaki cenk atları kişnerken uyandım.
Ejder gibi kaplanları boğdum, oyalandım.
Yalçın döşeğim vardı küheylân yelesinden
Âldımdi bu sert ismimi
gök gürlemesinden.
Türküm ben, Oğuz nesli benim nesli vakurum,
Altay’lara bağlar beni alnımdaki nurum.
Keskin İlçesi büyük bağışlarda bulundu
Bulgaristandan gelen göçmen lere yardım hususunda halkımız geniş yardım faaliyetine başlamıştır. Vatandaşların bu yardım faaliyetini mahallî idareler de destekliyerek gelecek göçmenlerin ihtiyaçlarını karşılamak için muayyen teşekküller kurulmuştur.
Bu arada Ankaranın Keskin kazasında da Bulgaristandan gelecek göçmenlerin iskânı için çalışmalar sona ermiştir.
Bilhassa Kaza kaymakamı Namık ile Belediye Başkanı Zühtü Pehlivanlının büyük gayretleri ile 10 köyden 6 ton buğday ve 3 ton da bulgur temin etmişlerdir.
Ayni zamanda kaymakam ve Belediye Reisinin başkanlığındaki komite, keskin kazasından göçmenlerin diğer faaliyetlerini karşılamak için şimdiye kadar 5 bin lira toplamışlardır.
Bu arada- kaza tüccarlarm»-dan Haşan Bostan halefleri şimdilik kaydı ile 500 lira vermişlerdir.
Muhacirlerin iskân işi için de ilçede bir çok binalar kiralanmış ve aşevleri açılması için tertibat alınmıştır. Keskin ilçesine gelecek göçmenleri Kı-rıkkaleden kazaya kadar taşımak için ilçe dahilindeki bütün nakil vasıtaları parasız olarak göçmenleri taşıyacaklarını taahhüt etmişlerdir.
İş mahkemeleri
Şehrimizde iş anlaşmazlıkları dâvalar.na bakmak üzere Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi görevlendirilmiş bulunmaktadır. İş ihtilâflarına taallûk eden bütün dâvaların dosyalan bu mahkeme kalemine gönderilmiş ve) bu dâvalar için yeniden gün tâyin edilmiştir.
1$ Mahkemesi yacgıçlığıgı Oiçlarımızdan Bn. Nezahat reli yapacaktır- .
Gü-
At yarışları
ARAP HANDİKABINI
AKKENT KAZANDI
Çifte bahis 27 lira verdi
Bir genç kızın intihara teşebbüsü Yenidoğan mahallesinde Eskişehir sokakta oturan on sekiz yaslarında Neriman Güler adın da bir genç kız sinema yüzünden nişanlısı Kemal Küçükkuyu ile münakaşa etmiş ve bu münakaşa neticesi asabı bozulan genç kız tentürdiyot içerek intihar etmek istemiştir- Vaktinde hastahaneye kaldırılan genç kız kurtarılmıştır.
İhtiyarlığın biolojik
mekanizmaları
4/12/1950
Sonbahar yarışlarının on birincisi dün şehir hipodromunda yapıldı. Havanın soğukluğuna rağmen müşterek bahis meraklı-Icrı yine hipodromu doldurmuştu.
Koşular geçen haftakine nazaran daha sönük geçti. Arap atlarına mahsus handikap’ın pek tahmin edilmeyen bir netice ver mesi yüzünden de ekseriyet kaybetti.
Koşulara saat 14 de başlandı.
Safkan Arap taylarına mahsus birinci koşuda Prenses iki rakibini çok geride b rakarâk rahat bir birincilik kazandı- Müddet 2,02. Ganyan 110 kuruş.
İkinci koşu safkan Ingilizlere mahsus satış koşusu idi- Bu koşuda Belle Rose ve Çimenova koşturulmadı.
Koşunun büyük favorisi olarak tutulan Pullu son viraja kadar arkada gittikten sonra hücum etti. Herkes Pullunun kolayca başa geçeceğini zannediyordu. Hal buki Yiğit ve bilhassa Fanfare son metrelere kadar mücadeleye dayandılar ve Pullu ancak yarım baş ara ile koşuyu kazanabildi. Müddet 1.45- Ganyan 115, plâse 100, 105 kuruş.
üçüncü koşu A. grupu Arap atlarına mahsus handikaptı- Bu koşuda da Bahtiyar, Nadide ve Verdan koşturulmadı.
Cifte bahisin birinci ayağı o-lon bu koşuda en fazla tutulan atlar Burak, Maşuka ve Karasal-kım idi. Fakat koşunun cereyan tarzı favorilerin, bilhassa Burak ile Maşuka nın aleyhine oldu. Daima ön grupta gittiğini gördüğümüz Burak'ın Maşuka ile mücadelesi rakiplerinin işini kolaylaştırdı. Düz yolda kuvvetle hücum eden Akkent, Maşuka ile
Karasalkımı geçerek birinciliği kazandı- Müddet 1,53. Ganyan 760, plâse 170, 150, 130 kuruş.
Safkan Ingilizlere mahsus handikapta San, Pullu ve Fanfare koşturulmadığı için 5 af kalmıştı. Bu koşuda ikili bahiş de vardı, fekat hem at azlığa hem de iki kuvvetli favorinin bulunuşu dola-ylsiyle satış çok az oldu- Koşu-
(Sonu 3 üncü sayfado)
Hâdise etrafında soruşturmalara başlanmıştır-
Linyit kömürü ile evinizi en ucuz, en müsait şartlarla ısıtabilirsiniz.
Bundan önceki yazımızda incelemiş olduğumuz çeşitli erken ihtiyarlama sebepleri daha ziyade hazırlayıcı mahiyettedir; ve nasıl ki romatizma, zatürree gibi hastalıklarda soğuklama dışında bunların e-sas oluşlarını teşkil eden birtakım mekanizmalar mevcutsa ihtiyarlığı da izah eden bir çok eski ve modern teoriler mevcuttur. Biz daha ziyade son zamanlarda ihtiyarlığın tesirli tedavileri olarak piyasaya çıkmış olan ve haklarındaki araştırmalar daima devam eden «Gençlik aşılarının dayandığı en modern mekanizmaları sade bir ifâde ile hulâsa edeceğiz:
1 — Erken ihtiyarlamada sinir kaynaklı teori öteden beri önemini muhafaza etmektedir. İhtiyarlama sebepleri arasında belirtmiş olduğumuz çeşitli ruh sarsıntıları, heyecanlar, mânevî çöküntüler insanın bir çok ana hayatı fonksiyonlarını ve bu arada iç organ münasebetlerini idare eden nebatî (Vegetatif) sinir sistemini müteessir ederler. Çünkü kalb vuruşları, damar tansiyonu, hazım yollarındaki usare ifrazları, ter guddeleri, böbrek süzmeleri, iç salgı bezldrinih hormon faaliyetleri, karaciğerdeki önemli fonksiyon lar, orta dimağdaki bir çok heyecan ve metabolizma mekanizmaları bunun idaresi altındadır. Bütün bunlar irade dışı fizyolojik vazifelerdir. Netekim biz bir kolumuzu istiyerek kaldıra-bildiğimiz gibi dilediğimiz anda mide suyumuzu arttıramı-yor, bağırsak hareketlerimizi azaltamıyoruz. Bununla beraber bu Vago — sempatik sinir cümlesinin istiklâli ruh merkezlerine karşı İzafîdir; Esas itibariyle aralarında sıkı iş bağlılığı vardır. Bu sistemin en önemli vazifelerinden biri faaliyet halinde bulunan hücrelerin fiziyo-lojik takatlerini istikrar halin-Ûe bulundurmaktır. Orânizmjf-nın genel fiziyolojik sıhhati bu fonksiyonların bir ahenk halinde gerçekleşmesine bağlıdır. Bilhassa iç salgı bezlerinin kana döktükleri erkeklik ve kadınlık gibi hormon maddeleri bu sinir sisteminin kamçılarıdır; yâni bunların organizmada yeter derecede bulunması sayesinde bir çok organ faaliyetleri bir akord halinde işler. Netekim bu guddeler ile bu sinir sistemini vazife itibariyle «Neu-ro - endocrinienne» ismi altında birleştirmek mümkündür. Daha üst sinir merkezleri ile ruh cihazlarının bu sistem va-sıtasiyle organlara olan tesirleri son derecede önemlidir. İşte bu «Ruh - Vücut» münasebetlerinin bazan objektif ve bazan da moral sebepler ile âhengini kaybedecek derecede bozulma-s. ve zaman içinde devamı erken ihtiyarlamanın oluşlarından biridir.
2 — Organizmanın iç zehirlenmeleri (Auto - intoxication) da çabuk ihtiyarlatan mekanizmalardandır. Uzviyetimiz bü-
Yazan —
Prof. Dr. Rasim ADASAL
tün hayat süresince fasılasız bir şekilde zehirlenmektedir. Bu zehirler dışarıdan kötü kaliteli gıdalarla gelmekle beraber bilhassa eski ve devamlı mide ve bağırsak hazımsızlıklarının mahsullerinden ibarettir. Muhakkak ki aşırı derecede beslenme ve şişmanlık hücrelerin normal faaliyetlerine zararlıdır. Netekim biyoloji bilgin İtri uzun hayat sebeplerini bulmak için hayvanlarda denemeler yapmışlardır. Bilhassa lâboratuvarda tetkiki daha kolay olması itibariyle beyaz farelerdeki tecrübelerin verdiği sonuçlar dikkati çekmiştir. Bu deneme' hayvanları şahitler ve rejimlere tâbi olanlar olmak ü-zere gruplara ayrılmıştır. Çok şiddetli gıda diyetine tâbi tutulmuş olan sıçanlara kalite bakımından vitaminleri yeter derecede maddeler ve madenî tuzlar verildiği cihetle hastalık mânasında açlıklar görülmez. Esasen bütün bu hayvanlar her gün tartılmakta ve şahsi fişlerinde diğer ölçülerle beraber kaydedilmekte, her hangi bir ârıza ile ölenlerin otopsileri dikkatle yapılmaktadır.
Denemeler sonunda gıdaları az ve seçme olarak rejime konmuş hayvanların bütün hayat müddetlerince bol gıda alan şahitlere nazaran gün itibariyle daha çok yaşadıkları görülmüştür. Gıda azlığının devamı nisbetinde bu hayat uzaması daha aşikârdır. Bu itibarla şöyle bir hüküm doğurur: «Bütün gün her bulduğunu yiyen sıçan mezarını kendi dişleri ile kazmaktadır.
Uzunca bir müddet önce Cor-naro isminde bir İtalyan «İtidalli hayat hakkında» nam kitabında yiiz senelik jhayatinı, bilhassa yemek ve içmek hususundaki kanaatkârlığına bağlamıştır. Yirmi dört saat zarfında 360 gram katı gıdalar ve 400 gram su içtiğini de belirt-
mektedir. 84 yaşında ata binen, tepeıere tırmanan ve- bir vodvil yazan bu zinde ihtiyar u-zun yaşamak için az gıda ile rejimi tavsiye eden ekolün ilk kurucusudur. Bu görüşte mübalâğalar olmakla beraber organizmayı lüzumlu cevherlerden mahrum etmemek şartiyle makul rejim sıhhat için en ö-nemli tedbirlerden biridir.
Had ve ağır intanların böbrek, karaciğer gibi zehir tâdil edici organlara yıpratıcı tesirleri ile binefsihi zehirlenmeler ile frengi kabilinden müzminleşmiş hastalıklar kalb ve damar katılaşmalarını, beyin damarlarına ait bozuklukları ve yüksek tansiyonu hazırlar. itidal derecesinde ve nihayet Fransızca terimi ile ape-ritif mânasında alınan şarap ve bira gibi içkiler bazı insanlara zarar vermemekle beraber genel olarak kuvvetli alkollü o-lanları iç zehirlenmeleri kolaylaştırır. Tütün nikotininin de ayni şekilde damar sertliği yapıp yapmadığı meselesi tamamiyle aydınlanmamış olmak la beraber her halde bilhassa serhpatik sinir cümlesiyle kan damarlarına menfi bir tesir yaptığı muhakkaktır. Netekim kalb besleyici damarların büzülmeleri daha ziyade sigara tiryakilerinde görülür. Gerçi sigaranın bırakılmasiyle bu kalb akislerinin de ayni zamanda kesilmiş olması gerçek bir anjin olmadığı anlaşılmasına rağmen tütün ile zehirlenmenin bilhassa istidatlı şahıslarda inkâr edilmez zararları vardır.
Bütün bu sebeplerin devamı ile nihayet bir müddet içinde organizmada bir zehirlenrhe başgpsterir. Meşhur Leh Bilgini Metcnikov’un düşüncesi şudur: sebep olmadan vücut dokularına ait katılaşmalar fizyolojik mahiyette değil;
bu husustaki «Zahiri bir husule gelen
Demokrat Parti Ankara İl İdare Kurulunun
Büyük balosu
16/12/1950 Cumartesi günü akşamı ANKARA PALAS salonlarında verilecektir.
Bu balonun her cihetle mükemmel ve eğlenceli olması için şehrimizin yüksek sosyetesine mensup bir çok bayanlar ve komiteler geniş ölçüdeki hazırlıklarını bitirmişlerdir.
Demokrat Partinin bu büyük balosuna muhakkak iştirak ediniz.
BileÇSatış yerleri :
Bankalar caddesinde: îpek tş mağazaları. Bankalar caddesi: Tüccar Terzi Kemal Milâslı. Anfarialar caddesi: No. 137 Yalım Ticarethanesi. Anafartalar caddesi: No. 237 Altan kundura ticaretevi. Zincirli Cami sırasında: Bulgurlu Hamdi ticarethanesi. Yenişehir: Rıza Sevinç Billûriye mağazası.
EUBANK (
Nakleden: Ş. TAYLAN
en önemli âmili bağırsaklarda binlercesi bulunan bakteri (mikrop) lerden ileri gelme zehirlenmelere bağlıdır.
Gerçek ilmi araştırmalara göre organizma her gün pislik mad deleri jle 128 trilyon bakteri çıkarır. Bu mikrop toksinleri bilhassa kalın bağırsağın alt kısmında bulunurlar; o halde burası uzviyete en zararlı zehirleri veren zengin bir toksin tarlasıdır. Bunun içindir ki kalın bağırsaktan mahrum olan hayvanlar daha uzun müddet yaşarlar. Bazı kuşların memeli hayvanlara nazaran daha u-zun müddet yaşamaları kalın bağırsaktan mahrum olmaların dandır. O halde bağırsak mikrop kolonisi organizmanın zehirlenmesinde ve ihtiyarlıkta önemli bir rol oynar. Bu düşüncelere dayanan Metchnikofa göre kalın bağırsak insana lâzım değildir; ve inacçı inkıbazdan şikâyetçi olanlar da cerrahların bunu kaldırmaları yerinde bir ameliyedir. Lâkin daha kolay çare bu mikrop tarlasını mahvetmektir. Netekim bu âlime göre südü ekşiten ve süt şekerini laktik aside döndüren mikroplar, bağırsak zehirlerinin düşmanıdır. O halde bu sinsi zehirleri önlemek için yemeklere kefir veya yoğurt katmak gerektir.
Sağlam organ hücrelerinde cereyan eden kimyevî faaliyetler sonunda teşekkül ed m zehirler böbrek ve karaciğer tarafından zararsız bir hale sokularak dışarı atılır; bununla beraber sağlam insanların bile idrarları toksinlidir; netekim böbrek yetersizliklerinde kanda biriken bu maddeler «Üre-mie» yi yaratır.
Pankreas guddesine ait iç ifraz bozukluğurfdan ileri gelme şeker hastalığında hücre mübadelesi mekanizmaları bozuk tur; ve organizmanın zehirlenme âmillerinden biri de budur. Yine, akciğer Ve kalb yetersizliklerinde oksijen mübadele lâyikiyle olamadığı cihetle yine sinsi bir iç zehirlenme bahis konusudur. İç salgı bezleri arasındaki ahenkli biyolojik çalışmanın bozulması da- bir çe-; şit önemli iç zehirlenme yara- i tır. Netekim misal olarak tiroid guddesini alabiliriz. Bunun lüzumundan fazla çalışmasından ileri gelen Basedow hastalığı veya aksine olarak hormonlardaki azlığın ifadesi olan Mikzodem gibi bozukluklar da hücre ocaklarında gıda maddelerinin kötü yanması ve do-layısiyle bir zehirlenme demektir. Erken ihtiyarlama muammasını çözmeğe çalışan bu teori çok cazip olmak ve bir çok hususları inkâr edilmemekle beraber tek başına olarak ihtiyarlığı izah edemez: çünkü ihtiyarlık yalnız bağırsakları u-zun olan memeli hayvanlara değil, kolonları olmıyan kuşlarda da olmaktadır. Diğer teorilerin de sözü vardır. Bundan sonra daha modern görüşleri inceliyeceğiz.
Hacı - Beiıtaş Müzesi
I—I or nedense yenice ha-• ■ ber aldım: Hacı - Bek-taş bucağı ilçe olmuş. Güzel bir orta okul yapılmış. Eski, bitmemiş Mihmanevi de bitirilip hükümet dairesi olmuş. İkisi de kutlu olsun Belctaşlı-larl
Bu sevindirici haber bana bir defa daha şunu hatırlattı: Hacı - Bektaş türbesi ne zaman haraplıktan kurtulacak da bir «Millî Müze» haliı^e getirilecek?
Ben bunu vakiile rahmetli Saffet Arıkan'a da ısrarla söyleyip teklif etmiştim. Çok geniş bilgili ve çok temiz duygulu olan Arıkan bunu prensip olarak tamamiyle kavrayıp kabul etmişti. Ne çare ki durumu ve ömrü kifayet etmedi. Allah rahmet eylesin.
Fakat bugün bu fikir ___yi-
ne ısrarla— beyan ve teklif olunabilir.
Hacı - Bektaş'ı Veli hazretlerini yalnız tesis ettiği ruhî ve manevî doktrinleriyle almak doğru plmaz, noksandır. Onun asıl IrnüHim bir millî cephesi vardır ki, bugünedek ihmale uğramıştır. Hazret, mil letini ebedî olarak üç tehlike ve badireden kurtarmıştır:
1 — (Acemperesti’î şiirin i -male) ve istihale devrinden.
2 — Harikulade büyüklüğüne iman ettiğimiz Türk Mevlâna-nın — düştüğü yeri kezzap gibi eriten— yabancı dilinden
3 — Çöllerin görünen görünmeyen savletlerinden.
Mübarek adını taşıyan Orta Anadolunun o çıplak sırtında öyle bir millî müdafaa arsla-nı gibi dimdik durup dinel-miştir ki şimdi bu fıkramı o-nun muhafaza ve himaye ettiği öz dilimle yazıyorum.
Bize Allahımızı, Peygamberimizi, vicdan ve îmanımızı Türkçe öğreten odur.
Mevlâna müzesi olur, Eyüp türbesi açılır, Yunus Emre-nin mezarı yapılır da neye bir «Hacı - Bektaş Müzesi» kurulmasın?
Edebiyat tarihçilerimi! folklorcularımız, milliyetçi mütefekkirlerimiz niçin bu yol üzerinde yürümüyorlar?
Milliyetçiliğe yan bakmakta ısrar ve devama artık paydos çekelim. Olrüaz bu. Sürmez bu böyle.
Böyle bir müze Çaldırandan Vistül'e, Kırım kuzeyin -den Kahlreye kadar bütün gökleri kaplayan şehitlerin de ruhlarını şad eder.
Bunu ya Müzeler Müdürlüğünün teklifi üzerine Millî E-ğiiim Bakanlığı yapar, yahut kurulacak bir müze komitesine bakanlık yardım eder. Her halde bir Türk büyüğü lâyık olduğu duruma kavuşmalıdır.
Aka GÜNDÜZ

Gülşen de onu sofaya kadar geçirmişti., nerken kaı duydu. Biraz canı sıkılır gibi oldu.. Ya gelen misafirse.. Bari yenge evde iken gelseydi. Hiç de misafirle oturacak hali yoktu... Kapıyı açmasn... Fakat Güîşenin yeni hastalıktan kalktığını ve sokağa çıkmadığını bütün tanıdıkları biliyorlardı. Açmasa olmazdı.. İste-miye istemiye kapıya yollandı.
Karşısında Selimi görünce az kalsın şaşkınlıktan haykıracaktı. Kendini güç tuttu.
— A A... Ben., demiştim... de... yen., yengem... söylemedi
Diye kekeliyor, fakat meramını bir türlü .anlatamıyordu..
Fakat Selim onun ne demek istediğini anlamıştı.
— Evet, yenge senin benimle görüşmek istemediğini söyledi.. dedi. Ama dinliyemez-dinı.. İzmire gideceğini duydum.. Gitmeden evvel muhakkak seninle konuşmam lâzımdı»
— Sabahtan beri şu karşıki Çocuk Parkında, gözümü evin kapısından ayırmadan bekliyorum.. Nihayet yengenin çıktığını gördüm.. Seni yalnız o-larak görmek istiyordum,.
söyliyecek lâf bulamıyordu. Olduğu yerde öyle kala kalmıştı. Titremelerine mâni olmak için dudakla-
Selira bir solukta:
” — Niçin benimle konuşmak istemiyorsun Gülşen?.. diye
— Birbirimize söyliyecek bir şeyimiz yok ki.. Her şeyi konuştuk ve her şeyi hallettik., öyle değil mi?..
— Ama ben sana söyliyecek lerimin hepsini söylemedim daha... Beni dinlemeni istiyorum Güllü... Fakat evvelâ söyle bana niçin İzmire gidiyorsun? . Gitmeni istemiyorum ben se-n«n.. Öyle seviyorum ki seni... haç gündür, hep karşılaş* ;ğı-mız zaman sana söyliyecekle-rimi hazırlamış, seni ikna edecek, seni inandıracak sözler bularak onları ezberlemiştim.. Ama şimdi' onların hiç birini
hatıılıyanıîyorum. Aklım, fikrim perişen. Niçin benim sensiz yapamıyacağımı anlamak istemiyorsun?.. Niçin mazinin tamamiyle geçmiş, ölmüş olduğuna inanmıyorsun?..
— Yenge bunların hepsini, senin namına bana bir bir anlattı. Emin ol ne söylemek lâzımsa ve ne kadar söylemek mümkünse hepsini söyledi. Fakat... Beninı kararım verilmiştir Selim.. Hiç bir şey onu değiştiremez... Bizim, birbirimize uyabilmemize imkân yok.. Yaradılışlarımız ayrı.. Hem...
— Ama Gülşen, ben seni seviyorum... Kaç gündür çektiğini cehennem azabını tahmin edemezsin. Gülüz’le olan münasebetimi inkâr etmiyofunt Fakat aramızda çoktart / her şey bitti.. Keşki hiç başlama-rtıış olsaydı. Bu mânâsız maceradan içimde pişmanlıktan
J Tefrika No. 44
başka hiç bir iz kalmadı.. O kadar anlayışlı olduğun halde niçin hislerimi anlamak istemiyorsun?.. Beji yalnız seni sevdim Gülşen.. Her şeye rağmen, hattâ daha o zamanlar bile seni kendime eş olarak seçmiş olmalıyım. Çünkü seni sevdiğimi anlamadan evvel bile seni seveceğimi hissetmiştim... O fırtınalı geceyi hatırlıyor musun Gülşen?..
Genç kız:
— Bana o geceden bahsetme... Diye haykırmaktan kendini alamadı. O geceyi sen o-nunla beraber geçirmiştin. O-nunla son gecenizdi.. Bu son geceyi onunla beraber geçirmek için sen fırtınayı, yağmuru, her tehlikeyi hiçe saymıştın... Ben senin onun yanında olduğunu biliyordum., ve onu sevdiğino inanıyordum...
Kendini zorlayarak gülmeğe çalıştı. Fakat gülüşü, inedeik
bir şeymiş gibi klvrılıverdi..
Selim de göz kapaklarının yandığını hissediyor ve şuracıkta ağlamağa başlamaktan korkuyordu. Göz yaşı erkeğe yakışmazdı. Bütün iradesini kullanarak kendine hâkim olmağa çalıştı., fakat..
— Beni bu şekilde cezalandırman için sana ben ne yaptım?.. derken sesinin titremesine mâni olamamıştı.
Gülşen ona cevap vermedi, önüne bakıyor, dudaklarını ı-sırıyor ve susuyordu.
Selim şefkat dolu bir sesle:
— O gece olanlardan senin haberin olmasın diye dünyayı vermeğe razı olurdum Gülşen.. dedi.. Fakat her şeye rağmen., senin gözünde o kadar küçülmüş, senin, -anında o kadar utanmış olmama rağmen.. Yine de o gecçyi hiç yaşamamış olmağı isti yem ezdim. Seni gör düğüm andır içimi nıısıl bir piş
nlık bürümüştü anlatamam Kendi kendimden iğini âdeta... Sen bir iyi-ve doğruluk timsali gibi karşımda duruyordun.... Unutamam senin o halini.. Titriyordun.. Korkuyordun galiba.. Dışarıda fırtına inliyordu.. Sonra seni kollarurh sardım.. Başını göğsüme yaslamıştın...
Gülşen yorgun yorgun başını iki yana salladı.. İçinden -Sus Selini devanı etme... yalvarırını.. yeter...» diyordu. Fakat ağzını açıp tek kelime söyliyecek mecali kalmamıştı.
Geçrtıişte kalan o gecenin hâtırası, Selimin bütün benliğini sararak, şu sırada duymakta olduğu heyecana heyecan katı-yor.. O anda duymuş olduğu nıadcF esiri varlığının en derinilme yeniden ve daha şiddetle duyuyordu.
— ... Kollarımla seni sardım... Sen de başını göğsüme nin sükûnete kavuştuğunu gördüm... Öyle büyük bir itimatla kendini kollarıma bırak mıştiıı ki... Bana inanıyordun o zaman Giillii... İnanmasan bana yardıma koşmaz, otlama gelmez, kucağıma sığınmaz-din...
Ziraat mühendislerinin fevkalâde toplantısı Türk Yüksek Ziraat Mühendisleri Birliği, 9 Aralık Cumartesi günü saat 16 da, fevkalâde bir toplantıya davet edilmiştir.
Birliğin bu mevzudaki tebliğini yayınlıyoruz:
«9 12 1950 Cumartesi günü saat 16 da Kızılay merkez binası toplantı salonunda yapılacak o-lan Genel Kurul fevkalâde toplantısına sayın üyelerin teşrifleri rica olunur.»
Balıkçılar cemiyetinin temisleileri
Balıkç İğin gelişmesi için Mar-shall yardımından bir fon ayrılmasını temin etmek üzere hükü-
met nezdinde teşebbüslere geçmek için İstanbul Balıkçılar Cemiyeti ile Balık İstihsal Koopera-
tifi temsilcileri şehrimize gelmiş-
(Sonu var)
- TAKVİM -
PAZARTESİ — 4 12/1950
Hicrî: 1371 — Safer 22
Rumî: İ367 — Kasım 21
Vasati Ezanj
Sabah G.46 2.23
ö&lc- 11. İS 7 21
IkllKİ! 14.15 9.46
Aksam 1G.29 13.00
Yatsı 18.05 1.97
tınsak 5.04 12,39
NÖBETÇİ ECZANELER
Derman, Çankaya, Gülhane
1

4/12-1950
ZAFER
Sayfa: 3
DışPolitika
Küçük bir
Berlin’de Belediye seçimleri
Seçimlerden sonra şehir
İlle de mavili
Koro’dc Birleşmiş - Milletler kuvvetlerine kumanda eden General Mac Arthur, dün beyanatta bulunarak, Kore savaşlarının Amerikan gücüne tesir edip Avrupa savunması için sarfedilecek gayretleri azaltmasından korkan larl ve bu vadide bir zamandır endişe izhar edenleri cevaplandırmıştır.
Generale göre, hür dünyanın savunmasında esas bölge Uzak • doğudur. Komünist istilâsı burada bastırılmadıkça Avrupa'da selâmet aramak beyhudedir. Bununla beraber, bu kanaatin hiç bir zaman Avrupa’daki gayretlerin ağırlaştınlacağı mânasına gelmediğini bilmek ve buna inanmak lâzımdır. Yine inanmak lâzımdır ki, sulh, bölünmez bir bütündür, bunun hangi noktasına tecavüz vaki olursa bu müesv sese çökmüş demektir.
Her şeyden evvel bir asker vasfını haiz olan Mac Arthur’ün, bunca mesuliyet yüklenmiş olduğu bu bölgede sorumlu makamların ve devletlerin hususî bir dikkat ve alâka ile hareket etmelerini istemeğe elbette ki hakkı vardır. Şu kadar ki, bu mülâhaza, generalin bidayetten beri beslediği — maalesef — yanlış kanaati, yani Çinlilerin ve Rusların Uzakdoğuda Amerika’ya karşı velevki bilvasıta olsun, harbe giremiyecekleri yolundaki kanaati altüst etmiş olduğunu da hatırlatmaktadır.
Mac Arthur, hükümetine verdiği raporlarla, bu konuda demokrat Amerikan idaresini de şaşırtmıştır, diyenler mevcuttur. İş bu ucundan tutulursa, demokrat hükümetin cumhuriyetçiler karşısındaki müşkül durumuna da aynı general sebep olmuştur denebilir. O demokrat hükümet ki, cumhuriyetçilerle, dış politika üzerinde iki temayı çekişmektedir. Bunlardan biri Uzakdoğu siyaseti, İkincisi Avrupa'nın si-, lâhlanmasidır. Cumhuriyetçiler Uzakdoğu meselesinde oldukça sert bir siyasete taraftardırlar. O kadar ki, bu yüzden Dışişleri Bakanı Achcson'u ve personelini komünist taraftarı bir siyaset takip etmek ithamiyle hırpala-mıya teşebbüs etmişlerdir. Bu münazaa had devrini bulduğu zaman General Mac Arthur, Uzakdoğu hakkındakf iyimser kana-atlarını izhar etmekteydi.
Şimdi ise, cumhuriyetçilerin dediği çıktı. İktidarda bulunan demokrat idare her bakımdan güç bir duruma düştü. Tam bu sırada General Mac Arthur tekrar beyanatta bulunarak bu sefer Uzakdoğu hâdiselerinin gayet vahim olduğunu iddia etmekte ve Truman idaresinin esas o-larak ele aldığı Avrupa müdafaasının ikinci dereceye terke-dilmesini istemektedir.
Vaziyet bütün dünya duğu kadar Amerikan idarecileri için de karışıktır. Çünkü Amerika'da hükümet mekanizmasına hâkim olan bir cumhuriyetçi ve demokrat kombinezonu vardır ki; Mac AHhur, hakkında bir karar vermekten çekindiğimiz askerî dehası, -fakat konuşmak suretiyle her türlü karar ve muhakemeye müsaade eden siyasi kabiliyeti sayesinde bu düzeni tamiri çok güç bir hale koymuştur.

Mücahit TOPALAK
Ingiliz - Fransız görüşmeleri
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Fransız Başbakanı Pleven ve Dışişleri Bakam Schuman, bu gün Parise döneceklerdir. Ingiliz Başbakanı Attlee ile Fransız devlet adamları arasındaki müzakerelerden sonra yayınlanan bir tebliğe göre, görüşmeler, samimî ve açık sözlülük havası i-çinde yapılmış ve iki hükümet, dünyanın durumu hakkındaki fikirleri ve siyasetlerinin gayesi etrafında anlaşmaya varmştır.
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir
MÜMTAZ FAİK FENİK
Bu Nüshada Yazı îşlerini
Fiilen İdare Eden Fatîn Fuad Basıldığı Yer: Güneş Matbaası — Ankara
Dünya'nın aynası:
eyalet haline gelecek
Komünistler birçok seçmenlerin
Batı Almanya Cumhurbaşkanı
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Berlin'in bafı bölgesinde bugün belediye seçimleri yapılmakladır. Ingiliz - Amerikan ve Fı ansız bölgelerinde oturup, Rus bölgesinde çalışan kimselerin gece oy verebilmesi için tedbirler alınmıştır, çünkü Ruslar bu kim-soleri seçim gününde fazla mesai yapmağa mecbur etmiştir. Berlin
Heuss yemin ederken
bugün bir eyalet teşkilâtına sahiptir ve şehir meclisi bu seçimlerden sonra yerini bir temsilciler meclisine bırakacaktır. Seçime, sekiz parti iştirak etmektedir. Fakat esas mücadele, sosyal demokratlar, Hıristiyan demokratlar ve liberal demokratlar arasında olacaktır
Türkiye imtihanı kazandı
Attlee Truman arasında
Türk erleri kendilerini
tam manasile
gösterdiler
Voşington, (Basın - Yayın) — Vaşington basın ataşemizin bildiı diğino göre, Scripts Howard gazetelerinden bugün öğleden ;onra çıkan Washington Daily News «Türkiye imtihanı kazandı* başlığı ile yayınladığı başmakale sinde aynen şunları yazmaktadır-Genç Türk cumhuriyetinin Kore-de harp eden bir kaç garp devletine ve bilhassa Birleşik Ameri-koya karşı sadık bir müttefik olduğunu ispat etmesi dikkatten uzak tutulacak hâdiselerden değildir. Türk Birliğinin iyi talim gprmüş ve çetin karakterli erleri son savaşlarda kendilerini tam mânasîyle göstermişlerdir. İkinci Amerikan tümeninin son ricatına da Türk askerleri bu tümen hesa-
bına verdikleri çok cesur bir art-
çı harbinde Çinlilerin tuzağından kurtulduktan maada yaralılarım arkalarında taşımak suretiyle A-
merikan tümenine son
derece bü-
yük yararlık göstermişlerdir-
En aşağı 500 zayiat veren Türk ler dün birleşerek kızıllara tekrar saldırmak üzere hazır olduklarını bildirmişlerdir. Türkiyenin Amerika ile tarihî ve kültürel bağlan yoktur. Kore Istanbula Amerikadan da uzaktır. Fakat
uzun zamandanberi Sovyet tehdi-
dine karşı Türkler uyanıktırlar. Türklor aynı zamanda sulhun tak
sim edilemez bütünlüğünü idrak
etmekte ve her hangi bir yerdeki komünist tecavüzünün bütün dün
yaya sirayet edeceğini takdir e-decek zekâdadırlar. Bundan baş ka Türkler harptenberi Amerika
nm kendilerine askerî ve iktisadi sahada yaptığı geniş yardımları
unutma Jıktan başka bu yardıma müteşekkirdirler. Emniyeti taraf-
sızlıkta gören bazı
muayyen
korkak milletlere tam bir tezat
olarak burunlarının dibindeki
Rusya’ya da aldırmaksızın Türkler
en nazik bir dostluk imtihanını muvaffakiyeti^ başarmalardır. Türkiye gibi cesur ve şayanı itimat bir müttefiki selâmlarız.
Kongreye davet
Ocağımız yıllık kongresi 5 12 1950 Salı günü saat 19 da yapılacaktır. Sayın üyelerin teşrifleri ni saygı ile rica ederiz.
Adras: Anafartalar caddesi Vakıf İş Hanı No. 323 Bucak binasında.
Misaku Millî Ocak İdare Kurulu
İngiliz Harbiye Bakanı iptidaî madde
peşinde
Londra Radyosu. (Basın - Yayın) — Ingiliz Harp Bakanı Chinvall, Başbakan Attlee'nin Trumanla yapacoğı müzakerelerin başlıca mevzularından birinin ham madde kıtlığı ve Ingiliz endüstrisinin ihtiyaçlarım karşılıya-
cak malzemenin temininde Ingil-
terenin karşılaştığı güçlüklew ola-
cağn bildirmiş, «avunmamızı takviye ve işsizliği önlemek için
dünyanın ham madde istihsalinde hakkımız olan kısmı bize verilmelidir» demiştir.
Ingiliz - Mısır temasları
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — M-sır Dışişleri Bakam Mo-
hammed Salâhaddir
bugün öğ-
leden sonra Ingiltere Dışişleri Ba-
kanı Ernest Bevinle görüşerek Ingiliz - Mısır münasebetlerini
gözden geçirmeye devam edecektir-
İki bakan Perşembe günü ihzari bir toplantı yapmışlardır. Bu günkü toplantıda, Ingiliz kıtala-
rının Süveyş bölgesinden çekilmesi hakkında Mısır’ın müraca-
atım daha tafsilâtlı bir şekilde inceliyeceklerdir-
Ingilterenin Kahire büyükelçisi Sir Radolp Stevenson müzakerelere iştirak etmek üzere Ingiltere-yc çağırılmıştır.
Kamyon altında kalan çocuk fecî şekilde yaralandı
Beypazarında bir kamyon kazası olmuş ve bir çocuk ağır surette yaralanmıştır.
Şoför Haşan Ağırçam'ın idaresindeki Çumra 46 plâka sayılı kamyon Beypazarı çarşısından süratle geçerken Ali Dirican isminde bir çocuğu ezerek vüdu-dunun muhtelif yerlerinden yaralanmasına sebebiyet vermiştir.
Ayrıca sol bacağı da kınlan küçük Ali tedavi edilmek üzere hastahancye kaldırılmış ve sanık şoför Haşan Ağırçam yakalana-rak adalete teslim edilmiştir.
Aka kara demeği itiyat edinen, C.H.P., Büyük Millet Meclisinin kararma rağmen hâlâ, paşa hazretlerinin gensoru talebinin reddi meselesi hakkında fikirler beyan etmekte ve bunun tevil götürmez bir yanlış olduğunu ileri sürmektedir.
Şalci profesörün iddiasına göre, paşa hazretlerinin gensorusu, tıpkı Çörçil’in önergesine benzemekte imiş. Zaten bugüne kadar olan icraatlarının hangisi Avrupai değildi ki!...
Kendisine, bugün muhalif süsü veren paşa hazretleri, 1916 da tıpkı Çörçil’in memleketinde olduğu gibi, hattâ onları imrendirecek şekilde bir seçim yapmış vc daha sandıklar açılıp tasniflerin sonu alınmadan kendisini cumhurbaşkanı olarak ilân etmişti.
Bugün, olan biten dalaverelerin unutulduğuna zahip olarak muhalif diye ortaya çıkmak cesaretini kendinde görmek bir tarafa, bütün dünyanın hayranlığını çeken bir jest olan, Kore’ye asker göndermek meselesi üzerinde durmanın ve onu bir propaganda mevzuu yapmak isteyerek ortalığı bulandırmanın partilerine fayda getireceğine inanmak, en hafif tâbiriyle, gaflettir..
On iki senedir, mihenk taşına vurula vurula kıymeti anlaşılan mumaileyhin, hâlâ kendisinde bir takım meziyetler te-vehhüm ederek iktidarı kötülemeğe kalkışması karşısında hayret etmemek elden gelmiyor. Merak buyurmasınlar, ayın on birinde istediklerine kavuşacaklar vc istedikleri gibi bol bol konuşacaklardır.
İstedikleri, bu olduğuna göre, paşa hazretlerinin takririnin kabul edilip edilmemesinin bir mesele olmaktan çıkması da lâzımdır zannındayız.
Hikmet YAZICIOĞLU
D.P. Ankara Merkez
3No. lu Bucak Kongresi
(Başı 1 inci sayfada saygı duruşması teklifi ittifakla ve heyecanla karşılanarak, kabul edilmiştir. Bundan sonra, Haşan Varan’ın başkanlığı altındaki kongre, gündeminde mevcut mad delerin sırasiyle müzakeresine geçmiştir.
Malî ve idari raporun okunması üyeler arasında hayli tartışmalı olmuş, neticede eski idare kurulunun ibrası, ekseriyetle kabul edilmiştir.
Dilekler faslında Abdülkadir Ceylân, halkın kömür alırken nakliye tarifesizliğinin tatbikinde uğradığı sıkıntıları belirtmiş vc bazı arabacıların yarım ton kömürün naklinde bile pek yüksek fiyat istediklerinden şikâyet etmiştir. Abdülkadir Ceylân, kömür satışlarının muhtelif semtlerde açılacak mahrukat depolarında da yapılmasının halka kolaylık sağlıyacağını, bu suretle nakliycdc uğranılan müşkülât ve hırsızlıkların önleneceğini söylemiştir.
Oğuz Ocağı Başkanı Şakir Telçeker, heyecanlı bir konuşma yaparak partinin umumî menfaatlerini alâkalandıran mevzulara temas etmiştir. Başka bir delege, D.D.Y. idaresinde görülen bazı aksaklıkları belirterek, bir kısım idarecilerin hâlâ eski partici zihniyetiyle hareket ettiklerini misalleriyle ortaya koymuş ve bu gibi hallerin giderilmesi i-çin haklı dileklerde bulunarak ait olduğu makamın dikkatini çekmiştir.
Oğuz Ocağı delegelerinden Bayan Naciye de, D. D. Yollarında küçük memurların ikramiye almadıklarından, elbiso ve ayakkabıların vaktinde verilmediğinden şikâyet ederek bir çok delegelerin hassasiyetini açıklamıştır.
Hulusi Toraman, resmî otomobillerin kanunun âmir hükümleri dahilinde kullanılmasına titizlikle riayet edilmesini, keza müteahhitlere yaptırılan yol vc inşaatın hassasiyetle kontrol e-dilmesini istemişlerdir.
Abidin Çağlı, bugünkü hayat şartlan içinde doktor ücretlerinin pahalılığından; Fuat Durukan, hukuk işlerimizin lâyık olduğu sür'atle yürümediğinden; Abdur-rahmaıı tyigören Gelir Vergisinin bir çok esnafı müşkül durumu soktuğundan; Rıza Altınyay, dairelerde bazı müdürlerin geç
Uçurumların dibinde bir hayat mücadelesi
Korkunç girdaplarda çalışan araştırıcılar, hidrojenli balonlar taşıyorlar
Geçenlerde, Fransa - İsviçre hududu yalanlarında, toprağın 500 metre derinliğinde, dehşet verici bir yeraltı faciası vukua
geldi. Altı «girdap araştırıcısı» ucu bucağı olmayan bir «alon»a
saplanıp kalarak, bir feyezan neticesinde boğuldular; içlerinden sağ kalan bir tanesi, - Tu-
sındaki yumurtalar gibi şekillenmiş olan deniz çakıllarım andırırlar. Yukarılardan aşağılama inerken suyu uçan kalkerli sular, sarkıt meydana getirirler. Bu sarkıllar, bazan, dikitlerle birleşerek, sütunlar meydana geti-
Islık hareketi gösteren korkunç ve büyük fareler buralarda cirit oynarlar-
Bir girdap araştırıcısı grupu, bir gün, dar bir geçitte, bir ceset buldular. Korkudan ölmüş olduğu kolayca anlaşılan bu in-
luz'dan, tayyare ile gelmiş - «Speleoloji» meslektaşları rafından, azgın su sifonları sından güçlükle kurtarıldı.
ta-
500.000 soneden beri yeryüzün-
de insan vardır; en azdan
480.000 sene, onlar, mağaralarda yaşamışlardır. İşte, bu girdaplar cedlerimizin ikâmetgâhları hâlinde idiler. Sihir, duvarlarında hâlâ, mamut, bizon, ayı resimleri bulunan bu mağaralarda meskûndur- Bazan renkli, ekseriya şayanı hayret bir san’at nev'i ile işlenen bu realist şekiller, birer süs değildirler- Bunlar,
işe başlaması dolayısiyle iş sahiplerinin bekletildiğinden şikâyetlerde bulunmuşlardır.
Havada uçar, denizde yüzer
Bu arada söz alan bir delege heyecanlı sözlerine şunları ilâve etmiştir:
— Bazı lüks ithal eşyasının ağır gümrük resmine tâbi olarak memlekete sokulmasında fayda vardır. Fakat memleketimizde yapılan bazı âletlerin gümrüksüz olacak ithali, yerli sanayicileri ve tacirleri zarara sokmaktadır. Bunun giderilmesi için müracaat ettiğim yüksek bir makamdan şu cevabı aldım:
— Havada uçar, denizde yüzer, karada kayar olsa makbulümüz değil!
Bazı hatipler de, Ankara Belediyesinin henüz düzclmiyen kısımları hakkında görüşlerini belirtmişlerdir. Bu arada söz a-lan Ali Dcnıirdelcn, Alişan Devrim, İsmail Kozanoğlu, Rıza 0-ran, Sabri Çangermcn, Mustafa Sayın, sırasiyle söz alarak partinin umumî menfaatlerini alâkalandıran konular üzerinde düşüncelerini açıklamışlar ve bu dileklerin kongrelerde sözde kalmayıp, neticclcndjrilnıesi hususunda alâkalıların dikkat nazarını çekmişlerdir.
Bundan sonra, Ankara milletvekillerinden Abdullah Gedik-oğlu, Cevdet Soydan, Mümtaz Faik Fenik, Ankara D.P. İl Başkanı Avukat İrfan Erdem ile İl İdare Kurulundan Avukat Bekir Turna, kongrede konuşulan mevzular etrafında izahlarda bulunmuşlardır.
Gece saat bire kadar devam e-den bu samimî ve açık konuşmalardan sonra, kongre, Kore'de bulunan kahraman askerlerimize selâm, sevgi ve minnet hislerinin iblâğına karar vererek idare kurulunun seçimlerini yapmıştır.
3 numaralı bucağın yeni idare kurulu aşağıdaki şekilde seçilmişlerdir: Şakir Telçeker, Bayan Naciye Önaldı, Rıza Oran, Ahmet Eı-yarar, Talât Uluçay, Mustafa Sayın, Hikmet Karapulat.
Altın ilce kongresine seçilen delegelerin isimleri ise aşağıdadır: Rıza Yay, Ahmet Eryarar, Haşan Varan, Rıza Oran, Muammer Kıraner, Alişan Derin, Naciye Önaldı, Şakir Telçeker, Ra-şit Ağan, Fuat Durukan, Lebip Divanlıoğlu, Fuat Kibci.
Yapı İşleri ilânı
Bayındırlık Bakanlığından:
1 — Eksiltmeye konulan iş: Refik Saydam Merkez Hıfzıs-sıhha Enstitüsü B.C.G. servisinde yapılacak çeşitli onarım işidir.
Keşif tutarı: (2.498,73) liradır.
2 — Eksiltme 8/12/1950 cuma günü saat 11 de Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliği Eksiltme Komisyonu odasında pazarlık usulü ile yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartlaşması ve buna bağlı kâğıtlar Yapı ve İmar İşleri Reisliğinde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre (374,81) liralık kesin teminat vermeleri ve eksiltme şartlaşması gereğince ticaret odası belgesi ibraz etmeleri lâzımdır.
5 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi iyi bir su-
rette başardığını veya idare ve denetlediğini isbata yarar belgeleriyle birlikte Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliğine başvurarak bu işin eksiltmesine girebilmek için yeterlik belgesi almaları şarttır. (8884) 2637
Korkunç bir sükûnete gömülen bu esrarengiz mağaraların, yukarıda anlattığımız manzarala-
rım tamamlamak için bir iki şey daha ilâve etmek lâzımdır- Bu
sükûneti bozan ve

Karısını yaraladı
Mamakta oturan Haşan Demir, karısı Havva ile kavga etmiş
ve karısının
jandarmaya şikâye-
ti üzerine, bu defa ekmek bıça-
ğım kaparak muhtelif yerlerinde? yaralamıştır.
iyi bir av elde etmek için, üzerlerine dinî merasimler icra edilen «büyü şekilleri» dirler.
Sanık Haşan Demir yakalanarak hakkında kanunî takibata ge çilmiştir.
Asırlar boyu meçhul
olan mağaralar, modern

de keşfedilmişlerdir.
1809 da, hayvan tuzakçısı Huttcins, yaralı bir ayıyı takip ederek, Amerikanın mes'um ma-
ğarası olan Mamuth Cave'a
girmişti. Bu mağaranın genşliği 10 kilometreden fazladır. Bugün, burasını atom bombasından ko-
runulması
icabeden
fabrikaları
koymak için bir mesken olarak kullanmayı tasavvur ediyorlar.
Fransız speleolojisinin babası olan Martel, «girdapların esrarın» efkârı umumiyeye açıklamaktadır: Vahşî suların deveranı, mağaraların oyulması, sarkıtlar ve dikitlerin çiçek açması (I), sayısız kör hayvanların mevcudiyeti.
1889 da Martel, Padirac'ı ziyaret etti. 1896 da, Fransız speleoı loii cemiyeti kuruldu- Bu kahramanlık dolu bir devir idi; Martel, ağaçtan yapılma, ağır jimnastik merdivenleri ile deliklere iniyor, gene ağaçtan yapılma kayıklarla yüzüyor ve bir mağaranın girinti-çıkıntılarında kullanılması mümkün olmayan kalın halat kullanyordu-
Bu ekiplerin yenileştirilmesi fikrini ilk olarak 1930 da, M. de Joly ortaya attı. Joly, modern speleolojik malzemesini meydana getirdi, «fotofar» haline tahavvül etmiş olan portatif ışık tertibatları ki, bunlar, elektrik pilleri veya asetilenle yanıyorlardı. İp merdivenlerin yerine, çelik kablolar kaim oldu.
Araştırıcının başı, taş düşmelerinden korunmak için, kauçuktan, kalın bir kasketle muhafaza altına alındı.
At yarışları
(Baş tarafı 2 ncide) yu fevkalâde güzef bir yarış yapan Kontes iki boy ara ile kazandı. Arkasında Şiveli ikinci, Cimenova üçüncü oldu. Müddet 2,39. Ganyan 385, plâse 185, 175
Son koşu B. grupu Arap atla-' nna mahsus 3000 metrelik koşu idi-
Böyle uzun mesafeli koşularda çok muvaffak olan Maşallah bu yarışta da rakiplerini geçmekte zorluk çekmedi. Arkasında Azize ikinci ve Bar»ş üçüncü oldu.
Müddet 3-45. Ganyan 210, plâse 135, 155, 535 kuruş.
Cifte bahis; Akkent - Kontes 27 lira. İkili bahis; Kontes - $i-veli 510 kuruş verdi.
ATÇI
r
111 \ Mevlüdü Şerif
Sevgili annemiz SABİHA YALKUT’un vefatının kırkıncı günü olan 6 Aralık Çarşamba günü öğle namazın dan sonra Hacı Bayram Camiinde aziz ruhu için Mevlidi Şerif okunacağından kendisini tanıyan ve sevenlerle istiyen din kardeşlerimizin teşriflorihi ri-
OğuMarı: İzzet Yal-kut, Ferruh Ağan, Sem settin Yalkut-Kızı: Mediha Yalkut.
(6173)
sanın yüzü, pek acayip bir şekilde, gözleri yerinden fırlamış bir vaziyette takaİlûs etmişti.
Kürrei arzın, esrarım muhafa-
za eden o kadar çok uçurumları,
mağaraları, girdapları vardır.
N. Nihad OLKEKUL
Hukuk Fakültesi öğrenci Derneğinin kongresi Ankara Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneğinin yıll k genel kurul toplantısı yarın saat 14 de toplanacaktır.
Derneğin tebliğini bildiriyoruz. «Ankara üniversite Hukuk Fa-
kültesi Öğrenci Derneği Başkanlığından:
Derneğimizin yıllık genel kurulu 5 Aralık Salı günü saat 14
de Halkevi salonunda toplana-
caktır- Mezkûr günde ekseriyet elde edilemediği takdirde toplantı 7 Aralık Perşembe günü ay-
nı saatte ve aynı salondadır. Sayın üyelerimizin hazır bulun-
malarım rica ederiz
GÜNDEM:
Yönetim Kurulu
1 — Açılış vc genel kurul baş-kanl.k divanı seçimi.
2 — Yönetim Kurulu faaliyet
hc:ap raporlarının
okunması.
3 — Denetleme kurulu raporunun okunması.
4 — Raporların müzakeresi ve yönetim ve denetleme kurullarının ibrası.
5 — Seçim gününün tesbiti ve dilekler.»
Ankara Elektrik Teknisyenleri Esnaf Derneği Başkanlığından
Derneğimiz kanun gereğince esnaf derneklerine intibakım yapmış olduğundan bütün üye arkadaşların eller rindeki eski hüviyet varakalarım yenilerile tebdil etmelerini ve eskilerinin 30.12.1950 tarihinden sonra hükümsüz olduğunu, üyelerimize müracaat sırasına göre yeni sicil numarası verileceği ilân olunur.
Müracaat saatleri her gün 8 den 12 ye kadardır.
Yönetim Kurulu Başkam
Yeraltı ırmakları, 5 kilo ağırlığındaki hava ile şişirilmiş kauçuk sandallarla kat'edildi. Su «küvet» leri, kauçukla kaplı, su geçmez kombinezonlar sayesinde aşıldı- Erişilmez bir kübbesi olan «salon» lann yüksekliğini ölçmek için, hidrojenli şişirilmiş ve her bir metrede işaretli bir ip taşıyan balonlardan faydalanıldı- Telli telefonlar ve radyo telefon postalan, ekibi tamamlamakla kalmıyorlar, ayni zamanda - ki en mühimmi budur - dışarıdaki arkadaşları ile münasebetlerini temin ediyorlar.
Her mağaranın bir tarihi vardır... bütün beşer tarihinden daha uzun, sonsuz bir tarih.
Başlangıçta, kaya parçaları vardır; sonra, arzın «merkezî çekirdeği» nin tedricî çöküntüleri. Yağmur sulan çatlaklardan içeri girer ve orasını oymaya başlar. Daha sonra o, kayna1, ha linde, daha aşağılardan yeryüzüne çıkar. Cok derin sular bizi alâkadar etmezler, zira onlar, durgundurlar ve bir oyma hareketi yapamazlar. Daha sonra, büyük dağlarda, en derin mağaralar bulunur. balyadaki Preta uçurumu 637 metre derinli-ğindedir Fransadaki Glaz uçurumu 447 metredir- Halbuki Caus-ses girdapları vasati olarak 200 - 300 metre kadar bir derinliğe sahiptirler. Nehir feyezanları birdenbire vukua gelirler vc 100 metre kadar yükselerek, mağarayı baştan aşağıya kap lorlar. Suların aşındırdığı vo sürüklediği taşlar, bir kuş yuva-
Sayfa: 4
ZAFER
4/12/1950
Yazan : Zuhur» DANIŞMAN
Başmakaleden devam:
Kahramanlık
Amerika tam
Fakat.. neden bu kadar eski günleri bana hatırlatırsın Lala?
Ahmet. Vezirinin. ma davet edildi. eirdifti görülüyordu.
nğızıı dolaşıyor...
«Kore cephesinde Türk gibi» Riızü artık her milletin dilinde bir ntalur sözü olmuştur.
Sultan Ahmet, Damadının çehresine korku ile baktı:
(Acep istanbulda neler olmaktadır?)
(Şevketlû efendim.. I için üzülmek ne reva!.. daima efendisinin uğruna olagelmiştir.)
(Böyle acı şeyler söyleme
Lala..)
(Fakat vezirlerinizin ihmal) yüzünden ' galiba işimiz . çok tehlikeli olacaktır..)
(Hüsnü tedbiriniz ile inşaal-lalı hayırla neticelenir..)
İbrahim Paşn bir daha göğüs geçirdi.
(Huda encamımızı hayır ey-liye..)
Ve Sultan Ahmet saltanat kayığından Yalı köşkünün ö- 2 nündeki mermer sahile atladı
Sarayın beşinci yeri denilen sık ağaçlı arka bahçesinde öl-dürücu bir sükût hüküm sürüyordu. Muhteşem kavuklu, pos bıyıklı saray baltacıları ağır, vakur endamlariyle nöbetlerin-de dolaşıyorlar ve pndişaha yakın gelince derin bir ihti-ramla eğiliyorlardı.
Bu şirin bahçe, o dakikada Sultan Ahnıedi üıpertmişti. Bir anda Bu bahçelerde geçir- ( diği zevk ve safa anlarını ha-tırladı ve gayri ihtiyari veziri İbrahim Paşanın yüzüne bak- E tı. Sadrazam sianki Padişahının içinden geçenleri anlamış J gibi:
(Şimdi bu sükûnet kulunuzu korkutuyor Şevketlû...) £
Dedi. Padişah bir kere daha üı-perdi... Çünkü bu sükûnet f Padişahı da korkutuyordu. Ge- £ cenin serin karanlığında padişahının arkasından ağır ağır g yürüyen İbrahim Paşa, âdeta j kendinden geçmiş bir halde kendi kendine söyleniyordu:
(Has bahçe.. Burası Has- z bahçedir. Bir zamanlar burada s tarihin en muhteşem eğlenceleri yapılırdı. Ve ben, burada Osmanlı Padişahının veziri o- 1 larak kimbilir kaç geceler sa- i bahladım. Lâleler, Çııağan â- c lemleri... ve...) f
Padişah, uzak ve esrarlı bir $ âlemden geliyormuş gibi kula-. ğının dibinde fısıldayan bu sözleri işitiyordu.
(Fakat., neden bu kadar es- ( ki günleri bana hatırlatırsın [ Lala?., ne var ki.. Gönlümüzü ( hoş tutalım. Görelim Huda neler gösterir..) ,
İbrahim Paşa sustu. Ve ağır ( ağır, mehtabın gölgesinde pı- ( rıldayan yeşil çimenlerin üze- ’ rinde yürüdüler. Üçüncü kapı ( önünde bekleyen nöbetçilerin önünden geçerek dördüncü av- ( luya girdiler. Orada biraz da- ( ha yürüyünce önlerinde karanlık ve heybetli bir gölge göründü. Sultan Ahmet irkildi ve başını kaldırıp baktı. Sonra tekrar yürürken: (
(Hekimbaşı kulesi imiş..) I Dedi.
Hekimbaşı kalesini döneı dönmez meşhur Lâle Bahçesine girdiler. Rengârenk lâlelerin bir sergi gibi serildiği, bu esrarlı bahçeyi içini çekerek süzdü. İbrahim Paşa da, bu, bin bir gece masallarını bile kıskandıracak kadar renkli âlemlerin, cünbüşlerin yapıldığı bahçeyi derin bir hüzün ile seyretti.
Mustafapaşa köşküne bakmadan, Revan ve Bağdat köşklerine dikkat etmeden tekrar yürüdüler. Sultan lbrahi-min, genç Şehzade Mehmedi fırlattığı havuzun önünde de bir müddet durduktan sonra Hırkai Saadet önüne geldiler.
Sultan Ahmet, Peygamberin emanetlerinin muhafaza edildiği bu mukaddes yerin önünde durdu, gözlerini göğe kaldırdı. Belki de Peygamberin ruhaniyetinden istimdat edi-
Nihayet, Hırkai Saadet dairesinin yanındaki odaya girdi.
Orada kendisine, âsilerin miktar ve hareket tarzları bütün teferruatiyle anlatıldı. O-vaklt Sultan Ahmet ilk defa enerji gösterdi:
(Tez bütün erkânı devleti çağırınız!..)
Emrini verdi.
Gece yarısı olmuştu. Derhal haberciler çıkarıldı ve kısa bir zamanda bütün erkân ve ule-birliklerinin
garip bir
Kul , feda
Şimdi her dakika sarayın bütün kapıları korkunç gıcırtılarla açılıp kapanıyor, bahçede, suıayın dar koridorlarında garip kıyafetli kimselerin sessiz, sedasız ve ayaklarının ucuna basarak Hırkai Saadet dairesinin yanındaki odaya
Gece yarısına doğru bütün er kfin toplanmış idi. Yalnız kapıcı ' başı ağa nedense gelmemişti. Halbuki sarayın en büyük zabiti o idi.
İbrahim Paşa yoklama yaptı. Hiddetli bir sesle:
(Devam edecek)
Yeni radyo istasyonu
(Başı 1 inci sayfada) lim Alyot, Belediye Başkanı Atıf Benderlioğlu, Marconi Şirketi Umum Müdürü Mr. Ri-ehards ve basın mensupları hazır bulunmuşlardır.
Basın - Yayın ve Turizrçı Genel Müdürü Dr. Halim Alyot, açış nutkunda tunları söylemiştir:
«Bugün açılacak bu kısa dalga radyo istasyonumuz, memleketimizin dördüncü verici radyosu olacaktır. Bu istasyonun başlıca hususiyeti takatinin 100 kilovat olması ve istenilen her istikamete tevcih edilebilecek tertibatı haiz bulunmasıdır.
Şu noktayı belirtmek isterim ki bugün neşriyata başlıyacak olan bu yeni istasyon sayesinde uzak ülkelere bir kültür köprüsü daha kurmuş olacağız.
İstasyonun, çok verimli olacağına şüphe etmediğim muhtelif hizmetleri yanında tecrübe neşriyatına başladığı gün-denberi, devamlı ve muntazam bir şekilde yapmakta olduğu mukaddes bir vazifeyi de burada tebarüz ettirmek isterim. Birleşmiş Milletler idealini ger çekleştirme uğrunda Kore’de sulhsever dünyanın öncüleri i-le yanyana, omuz omuza, canla, başla ve emsalsiz destanlar yaratan kahraman askerlerimize, istasyonumuz, anavatanın sesini ulaştırmaktadır.
;ecaatla savaştıkları Kore’ye kadar neşriyatını ulaştırabildi-ğini öğrenmek beni bilhassa ilgilendirmektedir. Cesur Türk milletinin başarılarından bugüne kadar bihaber kalan çoğumuz, ferdin devlet ve devli tin de ferdin hizmetkârı olduğu hakikî bir liberalizmin geliştirilmesi yolunda bu milletin müstakbel ilerlemelerini bu sayede takip edebilecek ve anlıyabilecektir.
Bugünkü merasimi __________,
edenleri ve İngiliz radyo tekniğinin en modern gelişmelerini nefsinde toplıyan bu yeni istasyonun tesisi dolayısiyle de Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürü ile Marconi Mües-sesesini tebrik ederim. Eminim ki bu istasyon, dünya sulhünün temellerinden biri olan serbest bilgi ve haber mübadelesinde mühim bir rol oynıyacaktır.»
İngiliz Büyük Elçisinin konuşmasından sonra Kanada Büyük Elçisi ve Marconi Şirketi Umum Müdürü bir hitabede bulunmuşlar ve yeni radyo istasyonunun başarılı olması temennisinde bulunmuşlardır.

Evet, bu askerler bugüne kudur harp etmemişlerdir; ateş nedir görmemişlerdir; belki içlerinde askerliği şakaya ulanlar bile olmuştur. Fakat vazife emrettiği zaman, işte böyle, öldürerek ölmesini bilen birer arslaıı kesilmişlerdir. Çünkü damarlarında o kan vardır. Türk kanı vardır; bunlar. Viyana kapılarına kadar dayanan, cetlerimizin evlâtlarıdır.
Hep hatırlarsınız: Gazetelerde resmi çıktı: Şu postu eri Bııfrah Cemal Gencer’e bakınız: Narin yüzünde hafif bir tebessüm gizlidir; başına biraz büyiik gelmiş kepi, boyunu bir iki santim daha uzatmıştır. Çelimsiz gibi göriL* nür; sağ omuzunda bir tüfek var. Sol omuzunda yere kadar ■ uzanan bir torba asılı... Zannedersiniz ki, bir taraftan bu tüfek öbiir tnraftan bu torbanın ağırlığı altında ezilmiştir.
Fakat o Bafra’daki tütün tarlasından gelen, tütün yaprağı gibi narin, tütün yaprağı kadar sarışın delikanlı, komutanına haber ulaştırırken kızılların pususuna düşmüş, amma bu arada iki Çinliyi öldürüp hedefine varmış, ve böylelikle bir Amerikan alayının kurtarılmasına hizmet etmiş muhteşem bir kanranıan-dır.
O, omuzunu çökerten ağır tüfeği ile, koskoca ağır bir düşman çenberini çökertmiş, tarihi dize getirmiştir. 4500 kahramanın her biri böyle birer BafralI Cemal Genccr’dir; ve bunların hepsi,] bu büyük Türk milletidir.
seferberliğe gidiyor
(Ba$ı 1 inci sayfada) ya karışıklığına karşı seferber edilmemesini ileri sürmektedir ler.
Truman Kongreden yeni müdafaa tahsisatı talep etmektedir. Çünkü Komünist Çin'in Kore’ye taarruzu dünya sulhü ümitleri üzerine kara bir gölgenin düşmesini ifade etmektedir. Başkan Truman bu işler için bütçenin müsait olmadığını ve ileride daha fazla paraya ihtiyaç olduğunu söylemiştir.
Fakat bazı üyeler harp bütçesinin ve umumî seferberliğin lüzumunda ısrar etmektedirler.
Savunma Hazırlıkları Komitesi Reisi, Texas âyan üyesi Johnson, umumî . seferberliğin derhal yapılmasını ve bu iş için yüksek vergiler konması-n. söylemiştir.
Âyan Meclisi Silâhlı Kuvvetler Komisyonu üyesi Oregon, âyan üyesi Wayne Morse, u-ır.umî askerî ve iktisadi seferberliğin yapılması için kararsızlığın bırakılması icabettiğini ileri sürmüşlerdir.
Ayandan Mahoney ise Kore’deki Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin atom bombası dahil temin edilen bütün silâhlarla komünistlere karşı harekete geçmelerini istemiştir.
Âyan üyesi Eugen Millikin de buhranı karşılıyacak program için Truman'ın Kongreden istediği tahsisatın «bir şey i İade etmediğini» söylemiştir.
Atom bombasına dair bir talep
San Ford (Kuzey Karolina), 3
(a.a.). (United Press) — Amerikan lejyonu komutanı Cooke
askerî makamlar münasip gör-
dükleri takdirde Birleşik Ameri-
Dün saat 16 da Esat Erar’ın res im sergisi Dil - Tarih ve Cograf ya Fakültesinde açılmıştır- Yu-kardaki fotoğrafta devetliler arasında bulunan İsveç elçisi res samdan izahat alırken görülüyor
İsrail millî
Asker kaybımız
Kahramanlarımız, Birleşmiş Milletler idillerini Kore’de silâhla müdafaa ederlerken, biz de bu verici radyomuzla, aynı gaye uğrunda, Türkün sulhsever sesini, dünyanın her köşesinde duyuracağız.»
Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürü Dr. Halijn Al-yot’un açış nutkundan sonra Dışişleri Bakanı Prof. Fuat Köprülü konuşmuş ve ezcümle demiştir ki:
«Şu anda Türkiye’de yeni bir radyo istasyonunun açılış merasiminde bulunuyoruz. Türkiye'nin sesini Britanya camiası memleketlerine, Kanada’ya veya Amerika’ya ulaştıracak o-«an radyo istasyonundan bu dost memleketler halkına hi-tabetmek ve sizlere Türk milletinin selâm ve muhabbetlerini bildirmekle bahtiyarım.
Müteakiben Dışişleri Bakanı istasyonun kurdelâsını kesmiş ve yeni radyo istasyonumuz İstiklâl Marşı ile ilk neşriyatına başlamıştır.
Bundan sonra dâvetliler büfeye davet edilmişler ve radyo istasyonunun açılışı içinde tesit edilmiştir.

Dün açılan 100 kilovatlık kısa dalga radyo verici istasyonu ile neşriyatımız dünyanın en uzak köşelerinden işitilecek ye bu arada Kore’de bulunan savaş birliğimiz memleket sesini daimî ve en iyi bir tarzda işitebilecektir.
Bilmiyorum, onların bu şecaatlerini, bu kahramanlıklarını kalem ifade edebilir mi?. Korc-de ııasıl harikalar yarattıklarını anlatabilir mi?. Onlar, ilk büyük taarruzda, öncü olarak ileri atılmışlar, düşmanı önlerine katmışlar ve mütemadiyen geriye sürmüşlerdir. Fakat Çinliler, dnlgalar halindb büyük kitlelerle mukabil hücuma geçince, bu defa, artçı olarak yerlerine mıhlanmışlar, Birleşmiş Milletler kuvvetlerine geri çekilmek için yol açmışlar ve sonra vazifeleri bitince de kendilerinin sarıldıklarını görmüşlerdir.
ka atom bombasını
kullanmakta
tereddüt etmiyeceğini sandığını belirtmiş ve şunları söylemiştir: «Atom bombası siyasî değil
askerî bir silâhtır. Harp halinde
olduğumuz için bu silâhı askerler kontrol etmelidir.» Bundan
başka Cooke Korede atom bom bası için bir hedef bulunabileceğini sanmadığını yalnız bir hedefin mevcut olduğunu, onun da Çinde olduğunu ve buna askerî şahsiyetlerin karar vermesi lâzım geldiğini söylemiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir:
takımı
(Boş tarafı 1 incide) riyle İsrail takımında gözümüze çarpan elemanlar pek azdı. Zira bizim gibi gösterişe kaçan oyun tarzları yok, futbolda aranılan takım halinde a-henkli oyunları var. Bununla beraber Glazer gibi mükemmel bir santrfor bugüne kadar sahalarımızda görülmüş değildir. Bu oyuncu her top alışında büyük tehlikeler yarattı ve müdafaamız bu oyuncuyu ancak gayri nizamî hareketlerle durdurmak imkânını bulabildi.
İlk devrede, yakaladığı iki fırsattan iki gol çıkartan bu (jıtbolcu, haklı olarak seyircilerin takdirine mazhar oldu ve her top alışında yüreklerde büyük bir heyecan yarattı.
İsrail takımının diğfer oyuncularına gelince, mükemmel bir orta hafları, kalecileri ve insaydları var. Bütün bu o-yunculardan müteşekkil takımın fevkalâde bilgili ve a-henkli bir oyun tarzı vardır ki, bugünkü oyunda mağlûp olmalarına rağmen bizden kat kat üstün olduklarını isbat etmek için kâfi geldi.
(Baş tarafı 1 incide) ğildir.
Vaşington, 3 (Basın - Yayın) — Vaşington Basın Ataşemizin bildirdiğine göre Scripts Howard gazetelerinden bugün öğleden sonra çıkan Vaşington Daily News «Türkiye imthanı kazandı» başlığı ile yayınladığı raakald-sinde aynen şunları yazmakta-
«Genç Türk cumhuriyetinin Kore'de harbeden bir kaç garp devletine ve bilhassa Birleşik A-merikaya karşı sadık bir müttefik olduğunu ispat etmesi dikkat ten uzak tutulacak hâdiselerden
değildir. Türk birliğinin iyi talim gömüş ve çetin karakterli erleri son savaşlarda kendilerini tam munasiyle göstermişlerdir.
İkinci Amerikan tümeninin son
ı-icatinde Türk askerleri bu tü-
men hesabına verdikleri çok cesur bir artçı harbinde Çinlilerin tuzağından kurtulduktan maada yaralılarını arkalarında taşımak
suretiyle Amerikan tümenine son
derecede büyük yararlık göstermişlerdir. En aşağı 500 zayiat veren Tüı-kler dün birleşerek kı-
zıllara tekrar saldırmak üzere
Bizim takıma gelince, oyun-
cular arasında anlaşma imkânı
Bu yeni istasyondan yapılacak neşriyatın memleketimizle bu dost memleketler milletleri arasında mevcut iyi ve samimî münasebetleri bir kat daha kuvvetlendirmeye ve Türkiye’yi sizlere daha iyi tanıtmaya hadim olacağını ümit etmekteyim.
Açılış merasimine iştirak etmek üzere burada hazır bulunan Kanada, Büyük Britanya ve Birleşik Amerika devletleri mümessillerine ve İngiltere’den buraya kadar gelmiş o-lan ve bu istasyonun tesisinde muvaffakiyetli mesai fetmiş bulunan Markoni Şirketi müdürlerinden M. ~ ‘ chards’a teşekkür etmeyi zevkli bir vazife bilmekteyim.
sar-
Ri-
Bu vesile ile sizlere Türkiye’nin dostluk hislerini bildirmekle duyduğum bahtiyarlığı bir kere daha ifade ederken hepinize en hararetli temennilerimi sunarım.»
Dışişleri Bakanının konuşmasını müteakip İngiliz Büyük Elçisi Sir Noel Charles kısa bir hitabede bulunmuş ve demiştir ki:
«Bu yeni kısa dalga radyo vericisinin açılış merasiminde bulunmakla pek bahtiyarım. Bilindiği gibi, bu verici, radyonun büyük öncüsü Marco-ni’nin adını taşıyan eski ve tanınmış bir İngiliz firması tarafından kurulmuştur. Bu vericinin dünyanın en uzak köşelerine kadar, meselâ Türk pek büyük bir
Attlee Truman
(Ba$ı 1 inci sayfada) * lursa K o r e ’ de sulh tavsiyesinde bulunacaktır. İngiliz Başbakanının Kore harbi dolayısiyle Batı Avrupa müdafaasında bir zayıflama ihtimalinden korktuğu anlaşılmaktadır.
Paris’te herkes kaçınılmaz olmamakla beraber, bir harp ihtimalinden bahsetmektedir. Truman - Attlee mülâkatnm neticesine kadar borsada muamele yapılmıyacaktır.
Diğer tefsirler
Paris Radyosu (Basın -Yayın) — Dün İngiliz Başbakanı Attlee ile Londra’da yaptığı görüşmeden sonra Fransız Başbakanı Rene Pleven, verdiği bir demeçte Başkan Truman ile Attlee’nin yapacakları görüşmelere iştirak etmek üzere Vaşing-ton’a gitmekten vazgeçmiş olduğunu bildirmiştir.
Fransız Başbakanı ve Dışişleri Bahanı bu sabah Paris’e dönmüştür. İngiliz başkentinin iyi haber alan çevrelerinde bildirildiğine göre dün sabah cereyan eden müzakereler bilhassa Komünist Çin’in Kore’deki müdahelesinin doğurduğunu meselelerin ve bu olayın Güneydoğu Asya üzerindeki tesirlerinin incelenmesine hasredilmiştir. öğleden ki toplantıda ise
lerarası durum ve Sovyet-ler Birliği'nln dörtlü bir konferans toplanması hak-kındaki teklifine verilecek olan cevabın incelenmiş olduğu sanılmaktadır. Bu sonuncu mesele hak-kındaki İngiliz görüşünün Fransız tezine yakın olduğu zannedilmektedir.
sonra-millet-
Teslim olmak mı? Hayır! A-teşle sarılı bir çenber içinde kıvranıp sonra intihar etmek ancak akrebin yapacağı bir iştir. Türk askeri ateşten çenberi, süngü ile yarmış ve Birleşmiş Milletler kuvvetlerini kurtardıktan sonra da kendi kendisini kurtarmıya savaşmıştır.
Şehit olanlar Hakkın rahmetine kavuşmuştur; kurtulanlar kurtulmuştur; ve yaralılar, o beş gün beş gece, yeme içme bilmeden, uyku uyumadan, bir mahşer içinde ateş hayatı yaşıyan BafralI Cemal Gencer gibi Türk kerdeşlerinin sırtında kilometrelerce taşınmıştır.
Bu kahramanlık değil, bir harikadır.
Bazı bedbinler vatan bir tecavüze uğrarsa, modern teknikle, üstiin kuvvetle bize saldıracak düşmanın bizi çığ gibi, silindir gibi üstümüzden geçeceğini akıllarından geçirmiş olabilirler.
Fakat Kore’de savaşan Mehmet-
çik ispat etmiştir ki, böyle bir düşünce yalandır ve hem de fa-
hiş bir yalandır.. Ve bütün dünya, barışın korunmasında, hürriyet zaferinde Türk askerinin süngüsüne ve kuvvetine daima muhtaçtır. Çünkü bir mütecaviz kadar bir dost, bir müttefik de Türk ordusunu, Türk gücünü her
yerde hesap etmek ve hareketlerini ona göre düzenlemek zo-
rundadır.
«Eğer orada böyle bir hedef mevcut isç, atom bombasını kullanalım.»
Amerika Genelkurmay Başkanı
Tokyo yolunda
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — Amerikan Savunma Bakanlığı, ordu Genelkurmay Baş-kanının Tokyoya hareket etmiş olduğunu bildirmektedir.
yok denecek kadar azdı. Bu yüzden ferdî mücadelelere baş vuruldu ve bu suretle gol pozisyonlarına girmek imkânları da azalmış oldu. Nitekim, her iki devrede top daha ziyade İsrail kalesi önünde oynandığı halde 35 ve 37 inci dakikalarda yapılan iki akın İsrail takımı orta muhacimine iki fırsat
hazır olduklarını bildirmişlerdir. Türkiyenin Amerika ile tarihî ve kültürel bağları yoktur.»
Associated Press muhabiri Tem Lamberth bildiriyor:
Pyongyang, 3 (AP) — Kuzey Kore’nin bu eski başkenti
l’ravda'nın ithamı
Moskova, 3 (AP) — Pravda gazetesi bugünkü başmakalesinde şunları yazmaktadır:
«Truman sulh değil harp istemektedir. İşte basın konferansın-
da Truman’ın
cinnet getirircesi-
no söylediği sözler bundan ileri
gelmektedir. Acaba
dünyada
Truman'ın ve arkadaşlarının
sulhseverliğine inanacak gafiller

verdi ve bu fırsattan iki gol
doğdu. Bunlardan birinde soliç mevkiine kayarak ara pasını yakalıyan cıva gibi santrfor Glazer sol üst bir vuruşla topu ağlarımıza taktı. İkinci gol ise, Bülend’in Turgay'a verdiği geri pastan oldu. Bu pası yerinden ok gibi fırlıyarak kapan Glazer, gene aynı vuruşla i-k;nci golü attı. Birdenbire 2-0 mağlûp vaziyete düşen takımımız hızını arttırdı ise de, maa-
Serbest güreş
(Başı 1 inci sayfada) Oİrerek rakibini yıktı ve köprüye gelirdi. Haşan köprüde fazla dayanamadı. Nasuh, 2 dakika 23 saniyede rakibini tuşla yendi.
62 kilo: Sadian (Iran) • Taha (Lübnan). Sadian, 3 dakika 2 saniyede galip.
67 kilo: Servet Meriç (Türk) -Güstav Frei (İsveç). Servet ilk saniyede çift dalmalarla rakibine saldırdı- üçüncü çift dalışında Freii'yi yıktı ve 48 saniyede tuşla galip geldi.
73 k?lo: Celâl Atik (Türk) •
Dikkat edilecek nokta şudur: Kore’de bu hamaset destanını

lesef ahenkli ve bilgili oyuna kavuşmak imkânını bulamadı. Ancak 41 inci dakikada Halit
İsfendiyar’dan gelen topu, güzel bir kafa vuruşu ile İsrail ağlarına taktı ve bu suretle devre 2-1 aleyhimize bitti.
Mühendis Birliği
(Başı 1 inci sayfada) dikten sonra İdare Heyeti ibra edilmiştir.
Birliğin İstanbul ve İzmir şubelerinin raporları ve bütçeleri okunarak onanmıştır.
Üyelerin Birliğin faaliyetini ve mesleğe taallûk eden temennileri dinlendikten sonra İdare Heyeti seşimine geçilmiş ve Emin tplikçi, Orhan Alsaç, Fikret Çeltikçi, Mesut Gün, Adnan Ünlütürk, Suat Erim, Halim Doğrusöz seçilmişlerdir.
Hesap müfettişliklerine Rıza Berke, Fikri Alpay ve Neşriyat Encümeni âzalıklarına Muhittin Toköz, Orhan Alsaç, Muhittin Kulin, Selâhi Demir-bilek, Remzi Blrand intihap e-dilmişlerdir.
Simanainen (Fin). Rakibini ters
boyundurukla yıkarak 1 dakika 59 saniyede tuşla galip geldi.
79 kilo: Ali Ozdemir (Türk) -Groenberg (İsveç)- Groenberg,
bu Mehmetçik kendi va-müdafaa bahis mevzuu
Biz bu Mehmetçiğin mensup olduğu Tiirk milleti ile iftihar ediyoruz. Ona güveniyoruz. Ko-ro’deki bu harple kendimizi bir defa daha tanıttık, ve kendimizi Çanakkale'den, Millî Mücadeleden sonra bütün dünyaya tekrar tanıttık. Orada şehit düşenler, orada gazi olanlar Tiirk gücünün zaferini temin etmişlerdir. Şehitler nur gibi nzlz olsunlar, gaziler, su gibi hnyat olsunlar!
Mümtaz Faik FENİK

üsabakada
kolu

landığı için güreşe çıkmadı. Ali hükmen galip.
87 kilo: Bu güreşte Muharrem Candaş (Türk) ile Palm (İsveç) güreşeceklerdi. Muharrem gelme diği için Palm hükmen galip ilân edildi. Bu sebeple Bektaş Can ile Palm, hususî bir karşılaşma yaptılar. Devreyi İsveçli galip bitirdi ve 14 dakika 25 saniyede
tuşla galip geldi-
Ağır: Adil Candemir (Türk) • Antonson (İsveç), Devre berabe-
ro sona erdi. Antonson
ittifakla
İkinci devrede, takımımız daha azimle çalıştı. Fakat gene İsrail takımı bizden daha güzel oynadı. Hâkim oynamamıza rağmen, bir türlü gollük fırsatları elde edemiyen takımımız, 19 uncu dakikada, kargaşalıktan istifade eden İsfen-diyar’ın sağ vuruşu ile ikinci golü kazandı. Bu golden sonra, takımımızda ufak bir tebe-aülât oldu. Gündüz çıktı orta muhacime Bülend Esel girdi. Tekrar canlı bir oyunla İsrail kalesini tehdit eden forvetlerimiz, maalesef istenildiği şekilde anlaşmaktan daima uzak kaldılar. Bilhassa bu tarz oyunumuz, rakibimizin bilgili o-yunu karşısında çok iptidaî bir halde kaldı. Fakat ferdî mücadelelerde üstünlük gösterdiğimiz içindir ki, topu, hâkim denecek derecede kalemizden uzakta oynadık. Zaman zaman rakibimiz güzel anlaşmalardan doğan akmlarla kalemizi tehdit edip durdu. Fakat müdafaamızın canlı oyunu bu akınla-rın neticelenmesine mâni oldu. Nihayet, 42 inci dakikada 18 içinde topu yakalıyan Lefter, galibiyet gölümüzü çıkardı ve oyun da bu netice ile sona erdi.
Bu maçı idare eden İtalyan hakemi Bertolia Giacomo fev-kulûde muvaffak oldu.
Her iki takım da sahada şu
12 milyon insan
(Baş tarafı 1 incide) rını unutuyor ve sadece kendilerine verilecek ekmeği düşünüyorlar. tyi çalışmadıkları takdirde kendilerine dayak a-tılıyor. Kadınlar her gün ormanda odun kesmeye, tarlalarda çalışmaya veya Sibirya’nın buzlu yollarında kar temizlemeye mecbur tutuluyorlar.»
Bayan Elinor Lipper, inkılâp aleyhtarı faaliyette bulunmaktan mahkûm edilerek Sibirya’ya gönderilmişti. Halbuki kendisi katiyen böyle bir faaliyette bulunmamıştı.
Koreye telgraf
(Başı 1 inci sayfada) iblâğına karar verilmiştir. Keyfiyeti Kongre adına arzederken hepinizin gazasının mübarek ve kılıcınızın keskin olmasını dilerim.
Kongre Başkanı Haşan VARAN
şekilde yer almışlardı:
TÜRK TAKIMI:
’/urgay - Naci, Muammer -Mehmet Ali, Bülend, Muzaffer - İsfendiyar. Erol, Gündüz (Bülend), Lefter, Halit.
İSRAİL TAKIMI:
Hodarof - Shneor, Weiss - Tu-rika, Melamet, Fuks - Stu-dinsky. Zezik, Glazer, Nişim, Mislmovlch.
bugün eski sahiplerini beklemektedir. Şehirde gergin fakat sessiz bir hava esmektedir.
Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin, güney ve doğu cenahlarının Kızıl Çin kuvvetleri tarafından tehdit edilmeleri yüzünden bu şehri tahliye etmelerine muhakkak zanariyle bakılmaktadır.
Komünistlerin son dlarak 20 rnîl kuzeydoğudan süratle ilerlemekte oldukları haber alınmıştır.
Korkudan boşalan sokaklar, askeri vasıtalarla dolup boşalmaktadır. Ara sıra tüfek sesleri duyulmaktadır. Fakat şehir içinde herhangi bir karışıklık vukubulmamıştır.
Bu buhranlı saatte bile Amerikalılar, kendileriyle birlikte çalışmış bulunan Kuzey Korelileri de beraberlerinde götürmeye karar vermişlerdir.
Bu mesele hakkında beyanatta bulunan bir subay şöyle demiştir:
«Ya bunları beraber götüreceğiz veyahut komünistler tarafından katledilmelerine müsaade edeceğiz. Onun için, bu Kuzey Korelileri götürebilmek üzere bazı malzemeyi geride bırakacağız.
Komünist Çin kuvvetleri kuzeydoğu Kore’de ana birliklerle irtibatları kesilmiş bulunan A-merikan birliklerine doğru ilerlemektedirler. Kuzeydoğu Kore’de Pyongyang’ın tahliyesi saat meselesidir.
Günün en şiddetli savaşları, müthiş soğuk altında Changjin barajı bölgesinde cereyan etmektedir.
Bu kuzeydoğu bölgesindeki Amerikan zayiatı çok yüksektir.
Yetkili yüksek rütbeli subaylar kuzeydoğudaki vaziyeti kritik olarak vasıflandırmaktadırlar.
Kuzeybatı cephesinde Çin topçu kuvvetleri harekete geçmiştir.
ileri karakol kuvvetleri Pyong yang’ın 20 mil yakınma vasıl olmuşlardır.
Amerikan sekizinci ordusu, Pyongyang’ı terketmeye ha-zırlanmaktadır.
Baraj civarındaki Amerikan askerleri muhasara altında bulunmakla beraber, daimî surette savaşa devam etmekte -d iri er.
32 inci alaya mensup küçük birlikler, üstün bir kuvvet karşısında muhasara hattını yararak, ana birliklerine vasıl olmuşlardır.
Ana birliklere ulaşan bu kuvvetlerin, sağ kalan bütün kuvvet leri teşkil edip etmediği anlaşılamamıştır.
Muhasara altında bulunan 5 inci ve 7 nci .deniz piyade alaylarından haber yoktur.
Uzakdoğu Amerikan hava kuv vetleri karargâhının bildirdiğine göre baraj civarındaki Amerikan zayiatı 1200 yaralıyı ihtiva etmektedir.
Kızılların irtibatı
Sekizinci ordu karargâhı, Kore, 3 (AP) — Sekizinci ordu sözcüsü bugün verdiği bir beyanatta, Çin komünist kıtalarının, eski kuzey Kore başkentine doğru ilerlerken muhtemelen komünist çetecilerle birleştiklerini söylemiştir.
Sözcü şunları ilâve etmiştir:
• Mamafih, Anjudan güneye doğru ilerliyen Çinliler, daha e-min mevkilere girmiş bulunan Birleşmiş Milletler kuvvetleri' ü-zerinde fazla tazyik yapamamışlardır.
Bugün saat 21,30 da neşredilen bir tebliğde, güneydeki Çin kuvvetlerinin, Pyongyang’ın 30 mil kuzeyinde bulunan Sıında-san’a vasıl oldukları bildirilmektedir.»
ZAFER
Sayfa: 5
4/J2/1950
Ankaragüu dün Harp okulunu 2-1 mağlûp etti
Demirspor da Emniyete 2-0 galip
Çok sayın acenta ve radyo sahiplerine
İZMİR FUARINDA büyük takdirinizi kazanan ve aylardanberi radyolarınızın enerdi kaynağı olan İsveç’in PERTRİX marka her voltta bataryaları, bugün Nor-danland vapuru ile limanımıza gelmiş olup gümrük muamelesini müteakip sîzlere gönderileceğini saygılarımızla bildiririm.
TÜRKİYE MÜMESSİLİ Radyofon NİHAT IŞIK - İstanbul
Ankara lig maçlarına dün 19 Mayıs Stadyumu, iç ve dış sahalarında devam edilmiştir. Havanın evvelki güne nazaran daha az soğuk olması, ve maçların ehemmiyeti dolayısiyle, tribünleri bir kaç bin seyirci doldurmuş bulunuyordu. Sahada, yer yer biriken sular cumartesi günkü gibi donmadığı için, bilhassa Ankaragücü -Harpokulu maçı çamur içerisinde oynandı. Bugünkü birinci küme maçlarının tafsilâtı a-jğıdadır.
Ankaragücü — Harpokulu maçı
Lig maçlarının bu mühim karşılaşmasına, takımlar şu drolarla çıktılar:
haya çıkmıştı. Maç, Demirspo-run baskısı ile başladı. Devre başlarında Kadri’nin Emniyet aleyhine çektiği frikikle, top Sabahattin’e geldi ve Sabahattin Demirspor’un ilk golünü attı. Emniyet’in zaman zaman yaptığı akınlar bir netice vermiyordu. Bu devrede Naci de bir gol atınca, devre 2 — 0 De-mirspor lehine sona erdi.
İkinci devre, oldukça sinirli bir hava içerisinde başladı. Her iki taraf da durmadan fa-vul yapmakta idi. Bu arada, hakem Emniyet’ten Osman’ı o-yundan çıkardı ve Muzaffer s: katlanarak oyunu terketti. Bu devre başka gol olmadı ve rr.aç 2 — 0 Demirspor lehine
ANKARAGÜCÜ: Semih - Turan, Necdet - Hüseyin, Fethi. Nezihi - Abdullah, Ercümend. Y-’çın. Fikret, Kenan.
HARPOKULU: Remzi - İsmet, Rıdvan - Rıza, Rahman. Mustafa - Vasıf, Sabahattin. Hakta, Mustafa, Hayri.
Maç, Harpokulu'nun enerjik atanları ile başladı. Dakikalar geçtikçe Ankaragücü kendini topladı ve 15 inci dakikada Fikret, uzaktan fevkalâde güzel ve kuvvetli bir şütle takımının ilk golünü attı. Harpokulu bu golden sonra, atanlarını arttırdı ve 25 inci dakikada Mustafa’nın verdiği pasla, kale önünde toplu bulunan o» yuncular arasından sıyrılan Vasıf, topu Ankaragücü kalesine soktu. Devre 1 — 1 berabere sona erdi.
İkinci devre başında, Ankaragücü hâkimiyeti ele aldı ve devamlı atanlarla Harpokulu müdafaasını sarsmaya başladı. Eu mütemadi baskı, ikinci devrenin ortalarında semeresini verdi, Harpokulu kalecisi ve beklerinin hatâsından istifade ederek Yalçın’ın verdiği pasla Ercümend Ankaragücü'nün galibiyet golünü attı. Oyumun bundan sondaki kısmı, neticesiz atanlarla geçti ve Ankara-gücü 2 — 1 galip vaziyette sahadan ayrıldı.
Demirspor — Emniyet
Takımlar ağaşıki kadroları ile çıktılar:
Demirspor: Emin - İskender, Kemal - Kadri, Süleyman, Muzaffer - Sabahattin, Naci, Fuat, Niyazi, Suat.
Emniyet: Vahip - Osman, Salih - Osman, Celâl, Selim - Şevket, Mehmet, Hamit, Refet, Kemal.
Demirspor Rıdvan, İsmail ve Mehmet'ten mahrum olarak sa-
Karagücü — Hilâl
Takımların kadrosu şöyle idi:
Hilâlspor: Ayhan, Adnan, Mustafa, Mehmet, Mazhar, Orhan, Ahmet, Turan, Muzaffer, Nuri, Zeki.
Karagücü: Selâhattin, Mustafa. Turan, Necdet, Mehmet, Fikri, Fevzi, Doğan, Mustafa, Kâzım, H(kkı.
Oyun müsavi atanlarla başladı. Karagücü Hilâl’lilerin bir hrtâsı yüzünden ilk golünü kazandı. Devre sonlarına doğru Muzaffer bir gol atarak beraberliği temin etti ve devre bu -ckilde sona erdi.
İkinci devrede üstün bir ö-yun oynıyan Karagüclüler üç gol daha atarak oyunu 4 — 1 galip bitirdiler.
Orhan BÜLEND
İstanbul - Telaviv temsili maçı
İstanbul’da çarşamba günü saat 14.30 da İnönü Stadında İstanbul temsili takımı ile Telâviv temsili takımı arasında bir maç yapılacağı haber alınmıştır.
Genç istidatlar ecnebilerle güreşecek Dünya güreş şampiyonlarının memleketimizde bulunmalarından bilistifade salı akşamı, genç ve istidatlı güreşçilerimizle ecnebi güreşçiler arasında, Spor ve Sergi Sarayında, serbest güreş müsabakaları yapılacaktır. İlerde millî güreş takımımıza katılacak genç kıymetlerimiz için, bu karşjlaşma-r n çok faydalı olacağı muhakkaktır.
r
Mağazamızda yapılacak umumi tadilât ve tevsıaL muıia e ..
Yünlü kumaşlar
İpekli kumaşlar
Pamuklular
II. K.
Ll. K.
Ll- K.
2972
16,90
23,50 26 - 27,— 35 - 60,— 15 - 22.—
TEKNİKA TAS.
Halis Alman Kimyevî Gübresi
Büyük Sinemada
Garanti % 26 Azotlu
AMONIUM 'NITRO - SÜLFAT
AMON SULFAT’ian % 30 nisbetinde
Kohlenwertstoff — Ak tıcngesellschaft Gruppe
DEUTSCHER AMMONIAK — VERTRIEB (DAV)
HBK»
Pallolukla Fantazi caketlik
fluiiıi
Nadide dösenleı
Inaili*. kup
Mithat Fenmen Ferhan Onat Orhan Gunek Devlet Tiyatrosu Korosu
Yolda bulunan partiye müşteri kaydına başlanmıştır
fazla gıdaî Azotu havidir.
AMONIUM NITRO - SÜLFAT en iyi ve en ucuz gübredir
Millî Talebe Federasyonu
Göçmenler Yararına
5/12/1950 gecesi 20.30 da
Görülmemiş UCUZLUK devam ediyor
Yeni fiyatlarımızı sunuyoruz
Erkek kumaşları
Veteriner Fakültesi Dekanlığından
Fakültemizde münhal bulunan 250 lira ücretli desinatörlü-ğc imtihan ile bir memtır alınacaktır.
Seçim imtihanı 8/12/1950 cuma günü saat 14 dedir.
* İsteklilerin evrakı müsbiteleriyle birlikte bir dilekçe ile 7712/1950 akşamına kadar Fakülte Dekanlığına başvurmaları.
(8925) 2633
Kızılay Genel Merkezinden
Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkez Kurulu 5 Aralık 1950 Salı günü saat 10 da Yenişehir’de ki Genel Merkez binasında toplanacaktır-
Sayın üyelerin teşrifleri rica olunur. (2983)
ZAYİ — Osmanlı Bankasından □İman 30 6 1950 taihli, 3380 numaralı 979.02 dolarlık döviz alım fişi zayi edilmiştir. Yenisini alacağımızdan eskisinin hükmü yok-
Kadife Emprime Kadife Emprime Kadife düz en 90 Keten Avrupa Keten Fransız 4 en keten (En 220) Sabahlık Düvilin Tobralkolar
Bochum — (Almanya)
Yürkiye Umumî Mümessili:
Sı.
Tel: 44128
SATIŞ YERLERİ:
ANKARA :
ADANA
MERSİN
İZMİR
MÜJDE
Hoparlö
Aile Terzihanesi
25/11/1950 de addı-
Beğenilmek üzere ucuz dikiş. Gayemiz müşteri kazanmak. Sitil, klâsik fantazi her güzelliği taşıyan manto, tayyör, pardesü, palto, elbise çok güzel her çeşit bayan pantolonları, her model çocuk elbiseleri dikilir-
Adres: Anafartalar Caddesi. Evkaf Is Ham, Kat 1. No. 101 Kadri Uz. (6173)
ZAYİ — Maliye Bakanlığı İstanbul Kambiyo Müdürlüğünün 9 Şubat 1949 tarih ve 9856 sayılı serbest döviz tahsis varakasını zcy'ı ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur
AGOP CUBU JYAN Ka'ırcıoğlu Han N . 9 - İst.
Acele satılık bahçeli ev
Kocatepe Kızılırmak caddesinde yetişmiş meyva a-ğaçlı bahçe içinde 8 odalı bir ev boş teslim acele satılıktır. 21394 telefona müracaat, 2982
DOKTOR
Aziz Tevfik Yeginsoy DAHİLİYE MÜTEHASSISI Her gün hastalarını saat )15 (fen itibaren Hamamö-l-". Halk Eczahanesi ,karşı-
M’ ’-Un Apart-
ı fiı.ı ila . ..jİjjI -der. '•.om 1 JI3
5,50
6,20 10,—
5.50
7.10
16.50
2,90
2,—
TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
İpek Kadife Avrupa Ipekiş amaroza
Yeni desen sambalar Anver saten
Ağır Mongol
Emprime jorjet
İpek birman
İpek krepseten
20,—
12,50
9 - 13,—
5.75
6.50
3.75
4.90
4.50
5.90
Ingiliz ipliği mantoluk Ingiliz ipliği mantoluk Mantoluk fantâzi !
Fransız mantoluklar :
Fransız robluklar 1
Ipekiş robluklar Medyana robluklar Fantazi robluklar Fantazi robluk (En 130)
Ayrıca UCUZ parça sergisini görünüz
îpekişi - Yünışı
Bankalar caddesi No- 23/25
Memleketimizin en seçkin sanatkârlarını topladığı geceye katılmakla hem güzel bir gece geçirecek, hem de binlerce ırkdaşınıza yardım etmiş olacaksınız.
Neriman Altındağ ve arkadaşları Millî oyunlar fes tivalinde en mu vaffak ekipler ta rafından millî oyunlar
B Biletlerinizi Bankalar Caddesindeki Millî Piyango gişesin-H den ve Büyük Sinema gişelerinden temin edebilirsiniz. V
Taklit üstadı Cevat Kurtuluş Yalnız (Piyes) Devlet Konserva-tuvarı talebeleri tarafından
Ziraat mütehassısı aranıyor
Büyük bir müessese bir veya iki ziraat mütehassısı aramaktadır. İngilizce veya başka bir ecnebi lisana vakıf olanlar tercih edileceklerdir. Talip olanların mufassal tercümei hallerini fotoğraflariyle birlikte «Ziraat Müte-ha; s• .ı Posta Kutusu 176, İstanbul adresine bildirmeleri. 10276
Galata. Gümrük Caddesi 221
Telgraf: Türkmay — İstanbul
İbrahim Barışta, Çankırı Cad. No. 61.
Türktam, Türk Tarımsal Acentelikler Müessese-
si — Abidinpaşa Caddesi 97.
| Türktam, Türk Tarımsal Acentelikler Müessese-si — Silifke Caddesi 99.
Bahri İşmen, Dr. Hulûsi Alataş Caddesi, No. 25.
Nazilli Belediyesinden
Muhammen kıymeti Lira Kuruş
Malzemenin cinsi
150 beygir takatında 3 silindirli kondesalı buhar makinası.
3 su tulumbası trasmisyon boru bütün' teferruatı ile birlikte
100 mm. kutrunda beş yataklı ve üzerinde muhtelif kuturda dört kasnağı ile komple trasmisyon ve iki yataklı makinaya ait müstamel halatlar 1500 Lankester silindirli Tiont iki ocaklı kazan 6500
Birinci Grup Yekûnu
İKİNCİ GRUP
4500
1200
13700
Dizel motor müstamel 50 beygirlik su tulumbası hava deposiyle birlikte
110/160 volt, 667/500 amper, 80 Kv. az müstamel Filko marka daimî cereyan dinamosu
Komple tablo 120/160 Sm. mermer üzerinde bütün cihazlariyle birlikte
Az müstamel kayış 18 metre tulünde 20 Sm. eninde
Müstamel kayış 16 metre tulünde 16 Sm. eninde Marelli marka 230 volt, 187 amper, 43 Kv. dinamo Marelli marka 230 volt, 93 amper, 21 Kv. dinamo Simens marka 230 volt, 78 amper, 21 Kv. dinamo 120 Sm. kutrunda 50 Sm. genişliğinde kasnak ’ ’’0 ve 60 Sın. kutrunda iki halat kasnağı kilosu 15 kuruş
İkinci Grup Yekûnu
00
00
00.
00
00
2500
2500
400
150
7530
00
00
00
00
00
00
00
00
Do
00
00
Belediyemize ait yukarıda cinsleri ve hizalarına yazılan muhammen kıy netli 14 kalem malzeme 1/12/1950 tarihinden '5/12/1950 tarihine kadar 15 gün müddetle açık artırmaya ç1 ''.ıı İ niştir. İhalesi 15/12/1950 cuma günü saat 14 de Belediye Encümeninde yanılacaktır. Birinci ve ikinci gruplarda yazıl■ ■’-eme taliplerin istediği şekilde ya grup halinde veyab' teker teker satılacaktır. İstekliler ihale saatinden bir saat evveline kadar % 7,5 nisbetinde geçici teminatlarını Belediye vr" yatırmış olmalıdır. İhale bedelinin ihaleyi müteakip devhc' Bele diye veznesine yatırılması mecburidir. Malzemeleri görmek ve fazla malûmat almak istiyenler her gün mesai saatlerin ’ Elektrik Fen Memurluğuna müracaat etmeleri ilân olunur.
* i. 16525 (8945)
Satıiık emlâk
Beyoğlu Vakıflar Müdürlüğünden:
1 — Galata'da Kemankeş mahallesinin Necatibey caddesin-
de 52, 54 Karantina sokağında 2, 2/1 ve Gümrük sokağında 9. 9/1, 11 numaralı dükkânların üzerine isabet eden Bektaş Mehmet efendi vakfından fevkani mescit mahalli ile işbu mescidin kapı mahallini teşkil eden yeni ve taj 50 numaralı ve Kadastronun 97 ada. 13 parselinde kayıtlı 6 metre murabbaı sahasında methal yerinin satışı bir ay müddetle ve kapalı zarf usüliyle arttırmaya çıkarılmıştır ,
2 — Muhammen kıymeti 45.600 kırk beş bin altı yüz ve muvakkat teminatı 3420 üç bin dört yüz yirmi liradır.
3 — İhalesi 22/12/1050 cuma günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — İsteklilerin nüfus hüviyet cüzdanları ve kanunî ikametgâh vesikaları ile birlikte 2490 sayılı kanun hükümleri dairesinde bazırlıyacakları teklif mektuplarını en geç ihale günü saat 14 c kadar idaremizde teşekkül edecek komisyon başkanlığın; tevdi etmeleri bu saatten sonra vukubulacak tekliflerle posta da olan gecikmelerin nazarı dikkate almmıyacağı ilân olunur.
’ (8562) 2635
Nakliyat yaptırılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Samsun Bölge Müdürlüğünden:
1 — Sungurlu ambarımızda mevcut Ofisimize ait hububat bakliyat vesaire maddelerden 1500 tonunun Çerikli’ye taşmma.c işi açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme 20/Aralık/1950 tarihine rastlıvnn çarsamb-günü saat 15 de Sungurlu’da Toprak Mahsulleri Ofisi binasmd-tockkül edecek hususî komisyon önünde yapılacaktır.
3 — İstekli kimselerin 1500 lira geçici teminatlarını eksilt mo saatinden bir saat önceye kadar Ofis veznesine yatırmalar ve alacakları makbuzlariyle komisyona başvurmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartlaşma ve sözleşme taşanları beş I• malığında Sungurlu Ambar Şefliğinden temin edilebilir.
(8926) 2634
Bafra Kaymakamlığından
5639 sayılı kanunun şümulü haricinde kalıp devletin hü küm ve tasarrufu altında bulunan Bafra Kızılırmak ağzının ü-yıllık avlanma hakkı 2490 sayılı kanun hükümleri dairesindr 27/11/1950 tarihinden itbiaren 15 gün müddetle açık artırmay çıkarılmıştır.
1 — Kızılırmak ağzının üç yıllık avlanma hakkının muhammen bedeli 24 bin lira olup geçici teminatı 1800 liradır.
2 — Açık artırma 11/12/1950 tarihine rastlıyan pazartes' günü saat 15 de Bafra Malmüdürlüğünde müteşekkil komis.v huzurunda yapılacaktır.
3 — Açık artırmaya iştirak edeceklerin artırma saatinden bi»- saat evvel geçici teminatlarını vezneye yatırmaları vey teminat olarak gösterecekleri banka mektuplariyle şayanı kabı» sair kıymetli kâğıtlarını komisyona ibraz etmek üz bulundurmaları.
4 — Mezkûr işe ait şartname Samsun, İstanbul, Ankar
İz ıiı dofterdarlıklariyle Bafra Malmüdürlüğünde isteklilerin ttkikine amade bulunduğunu.
5 — Talin olanların yukarda açıklanan belgeleriyl gün ve saatte komisyon nezdinde hazır bulunmaları lüzumu
ilân olunur. (8946)
ARALIKTA Yeni devremiz açıl.yor Okul olarak inşa edilen ni binada hazırlıklarım pastan basa tamamlayan ANKARA Şoför Okulu Tedrisat atölyesinide açmış /e öğrencilerin kuvvetli öğretmenler nezaretinde devamlı süratte amelî çalışmaları da sağlanmıştır.
Aynca direksiyon ders a-dedi arttırılmış ve bu yüzden okul ücretine hiç bir zam yapılmamıştır.
Kayıtlarınızı bir an evvel yaptırmanızı tavsiye ederiz Yeni adresimiz: Mebus evleri önü Teknik üniversite karşısı No-, 4 OTONAM garajı al. ı Telefon: 32649 6147
ZAYİ — Veteriner Fakültesi 1 inci sınıfından aldığım otobüs pasomu zayi ettim. Hükmü yoktur-
Kaya OLCAY
(6174)
Büyük Seyahat
İşlekler ülkesi’ne
Rahat va Ucuz Yolculuk Müracaat: Tl: 25936
4/1271950
ZAFER
İskenderun Belediye Başkanlığından
625 lira daimî ücretli belediyemiz elektrik işletmesi Müdür lüğü münhaldır. Bu müdürlüğe ihtisas mevkili bir mühendis aranmaktadır. 4
İsteklilerin evrakı müsbiteleriyle birlikte belediyemize müracaatları ilân olunur. (8828) — 2595
Gaziantep Tekel Başmüdürlüğünden
1 — Mukavelesi fesh edilen Urfa Tekel İdare Binası ve an-barlarının ikmâli inşaatı kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli 32693 lira 30 kuruştur. Geçici te-
minatı 2452 liradır.
3 — Eksiltme 20/12/1950 Çarşamba günü saat 15 de Gaziantep Tekel Başmüdürlüğünde teşekkül eden komisyonda ya-
pılacaktır. 1
4 — Şartnameler her gün Gaziantep Ankara - İstanbul Tekel Başmüdürlüklerinde ve Urfa Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin eksiltmeye girebilmeleri için 15.000 liralık ehliyet vesikasını eksiltme gününden üç gün evveline kadar mahalleri Bayındırlık Müdürlüğünden almaları şarttır.
6 — İsteklilerin mühürlü fiat teklif mektuplarını kanunî vesaikle güvenme parası makbuzu veya Banka teminat mek-
tuplarını ihtiva edecek olan kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar adı geçen komisyona vermeleri ilan olu-
7 — Postada vukua gelecek gecikmeler kabul edilmez.
Açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — Şişli Çocuk Hastahanesi kalorifer tesitatı onarımı açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (24988) liradır.
Eksiltme 11/12/1950 tarihinde pazartesi günü saat 15 te İst. Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından ya-pılacaktır. * I
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri genel hususî ve fennî, şartnameleri, proje keşif hü-lâsasiyle buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin (1875) liralık
muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmeleri vc (1950) yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgey’ hâmil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün ev vel Vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası almaş ve yukarıda 2 inci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şart namesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalamas şarttır. (8564) 2534
••
HESAPLARINDA EN AZ 200 LİRASI BULUNANLAR VE 26-H-I95I TARİHİNE KADAR ÇEKMEYENLER İŞTİRAK EDERLER. TESELLİ İKRAMİYELERİNDEN DE AYRICA FAYDALANIRLAR.
HESAPLAMNDA DAİM ÇOK PARASI OLANLAÜA FAZLA KURA NUMARASI VERİLİR
r

Gaziantep Valiliğinden

Muhammen bedeli
Geçici Teminat
(«) ALUS-CHALMERS
(Milwaukee 1, Wisconsin U.S.A.)
DÖŞELİ YALI
• -i.
10 ARALIK 1950 PAZAR GÜNÜ SAAT 21.15 te
BUYUK SİNEMADA
HİSAR KULÜBÜ YARARINA
Mevsimin en büyük miisameresi

Ev 25000 Lira 1875 Lira
Mülkiyeti Özel İdareye ait olan yukarda cinsi, muhammen bedeli, geçici teminatı yazılı Emniyet Müdürlüğü bitişiğindeki ev kapalı zarf usuliyle arttırmaya konulmuştur. İhalesi 11 Aralık 1950 pazartesi günü saat 10 da İl makamında yapılacaktır. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun hükümleri dairesinde mtlraca atları lâzımdır. 16284 , (8853)—2611
Tokat Belediye Başkanlığından
1 — Meydandaki buğday pazarı mahalli yanına 15526 lira 6 kuruş keşif bedelli ikinci bir yaptırılacak buğday pazarı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur.
2 — İhale 22/12/1950 cuma günü saat 14 de Belediye binasında ve encümen huzuriyle yapılacaktır.
3 — Talipler 22/12/1950 cuma günü saat 13 de teklif mek-tuplariyle birlikte teminat mektup veya makbuzlarını Belediye Başkanlığına vermiş olacaklardır. Bu saatten sonra vukubulacak müracaat ve postadaki gecikmeler hükümsüz addedilecektir.
4 — Yaptırılacak işin bedeli 1951 bütçe yılında ödenecektir.
5 — Bu işe ait fenni ve hususî şartname Belediye Sayman lığından parasız olarak alınır.
6 — Teklif edilen fiyat haddi lâyık görüldüğünde komisyon ihaleyi yapar. (16410) (8910) 2624
Toprak ve iskân işleri Genel müdürlüğünden
Toprak teşkilâtı ihtiyacı için (7) adet takeometre âleti satın alınacaktır.
Muhammen bedeli 23100 lira, geçiçi teminatı 1733 liradır.
Eksiltme 18/12/1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 de Genel Müdürlük binasında kapalı zarf usulü ile yapılacaktır.
Âletlerin fennî ve İdarî şartnamesi Genel Müdürlüğümüz Lezavım Müdürlüğünden parasız olarak alınır.
Kapalı teklif mektuplarının eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Komisyon Boşkanlığına teslim edilmesi şarttır.
Postada vukubulacak gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
İdare ihaleyi yapıp yapmamkat serbesttir. (8773) 2606
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Karadere bölgesinin Aksu istif yerinde mevcut 1826 adede denk 199.929 metreküp kayın dolap kerestesi açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 13/12/1950 çarşamba günü saat 15 te Hendek Bölge Şefliğinde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
Metreküpü 65 lira olup yüzde yedi buçuk teminatı 921 liradır.
3 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünden, İstanbul, Ankara, İzmit İşletme Müdürlüğünde, Adapazarı, Hendek Bölge Şefliğinde ve İşletme Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbiteleriyle
birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. (8940)—2626
Watherproof
Bay ve Bayan trençkotlan en ucuz fiyatlarla Ortaçta bulabilirsiniz.
38 liradan 100 liraya
kadar
Çocuklar için zengin çeşitler Telefon; 11111
ALLIS - CHALMERS
Mamulatı ÇİMENTO FABRİKALARI dünyanın dört bucağında çalışmaktadır.
Sanayi Makineleri Kısmı Türkiye Umum Mümessili
Tetico Teknik Ticaret Limited Ortaklığı
Ulus Meydanı, Ulus Hanı — ANKARA 2979 t

|lşçi Bayan aranıyor
Nakış - Örgü - Dikiş makina-ş’nda çalışmasını bilen işçi bayan aranıyor.
Ulus Meydanı Yeni Birke Mağazasına müracaat.
(Satılık Apartman £ Beşevlerde senelik 6000 ( lira gelirli 4 katlı halen 3 ( katı boş bir apartman acele ) satılıktır.
İş saatlerinde 22925 telef ( fona başvurulması. 6172 ?
1951 ıyıl
Teknik cep takvimi
Pek çok ilâve, yeniliklerle küçük ebadda yakında çıkıyor-
Buhara Halıları
Takriben 80 senelik, ince ve zarif Buhara taban ve seccadeleri 4 Aralık 1950 Pazartesi günü müzayede salonunda satılmaktadır.
Görmeye ve almaya değer-
Halk türkülerinin sevimli yıldızı ZEHRA BİLİR ve Saz Heyeti (Yeni
Üstad Münir Nurettin Selçuk ve zengin programiyle) REFAKAT
Taklit Kıralı
Cevat Kurtuluş
tarafından
İrnitasyon Müzikal EÜENUER
Sadi Işılay - İzzettin Ökte - Feyzi Aslangil
Biletleri Büyük Sinema gişesinde ve Ulus Meydanı Elektrofen mağazasında satılmaktadır Fiyatlar: 10, 7.5, 5, 2.5 liradır. | j y 6157
w
Samsun belediye başkanlığından
1 — Elektrik santralında mevcut çalışmaz bir halde bulunan 30 ton ağırlığında eski DEUTZ Dizel gurupları 3000 lira bedel üzerinden açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — Muvakkat teminatı 225 liradır.
3 — İhalesi 19/12/1950 salı günü saat 16 da Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır.
4 — Şartnamesi her gün Belediye Yazı işleri Müdürlüğünde görülebilir. (8808)—2592

; Koku ve Süs
; eşyaları
• En ğüzel Avrupa Parfüm ■ ve tuvalet müstahzaratı ile «zarif ve şık fospijüteriler gel-[mistir. Mağazamızın iç vit-[ rinletinde görebilirsiniz.
[ YENİ BİRKE MAĞAZASI
) ULUS Meydanı Troleybüs
Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığından
Fakültemizin kuruluşunun 94. üncü yıldönümü 4 Aralık 1950 pazartesi günü saat 17.30 da Fakülte konferans salonunda kutlanacaktır.
İlgililerin teşrifleri rica olunur. (8922)—2625
Hamamönü — Yeni Doğumevi Çocuk Hastalıkları Mütehassısı
Dr. İhsan Can
Hastalarını hergün saat 15 ten itibaren kabul eder.
Anafartalar caddesi Kurşunlu Cami karşısı No. !394 Bekman Apartmanı. ;Muayenehane ve ev Tel: ’ 15888.
Yeni oyuncaklar
Çocuğunuzu sevindirmek
isterseniz mağazamızın yeni
açtığı oyuncak reyonundan eşi görülmemiş çocuk oyuncaklarından almayı tercih e-
YENİ BİRKE MAĞAZASI Ulus Meydanı Troleybüs
Devlet Demir Yollan Diş Tabibi
Nevzad ESENER
Her gün saat 16 - 20 arasında hasta kabulüne baş-
1 lamışhr. Adres: Sağlık Ba- ( • kanlığı yanında İsmet Paşa (
■ caddesi No. 6 4- (Tel: 26111)[ [ (6127) ;
Mantoluk
ve yünlü Toplukların en güzel çeşitleri
Sizin için getiriyor ihtiyacınızı almazdan
ORTAÇ’a
uğrayınız.
Jarse yünlülerin en zengin çeşit ve renkleri mevcuttur. Fantazi faylar
Borsalino
Şapka çeşitleri ve en zengin renkleri ile yeni modelleri gelmiştir.
ORTAÇ
daima sizin kesenizin
dostudur.
II
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kravat, Eşarp, Kazak, Çorap Eldiven ve yünlü çeşitlerimiz gelmiştir.
ORTAÇ
Sîzleri bekliyor.
Anafartalar Caddesi No. 224 Adliye karşısı, köşe mağaza.

Comments (0)