Çarşamba
3
MART l»4t
• • * T—
• I
4
»ATTFO
YKWe
BIDILt Buıett
idare. Munıoamanlye No. W Tel adresi: «TlOft BABAM» İITANBÜL Telefon: 307M
Perakende
İNGİLİZ MALI - AMERİKAN KÜPÜ }
PARDESÜ |
İBRAHİM İRGÖREN ALİNİZ )
Sultan Bamam Dlkranyan Han 3 üncü kat No. 21 '
HüRRıYET VE HAKKIN Y i LM A Z M u D A F i i Y İZ
- -- — _ - _ _ _ • ___. • •
Vurgunluk ve halsizlikten kurtulmak İçin hafif ve
)(■
Liraya
z
4
Demokrat Parti Meclis Grupunda Tasfiye mi?..
9
Divan-ı Âli de İkinci Gün
,*^z A A A ZX ZK Z\ZNZ\ZNZV.ZX.Z\ zvZkZ\Z*k^ZNZNAv»
I
f— - 7— 1 —'W
Bazı hatibler parti ileri gelenlerini şiddetli bir lisanla tenkid ederek iktidarla anlaşma yolunda olduklarını söylediler
■
*
w
V
.f •
7
■K
M
Suad Hayri sorgusunda kendisinin tamamile suçsuz olduğunu bildirdi..
M
(
W
■
£
r
t
J
h*,
r i
I
*,
*u
Ulvi Yenal, Suad Hayrirtin sözlerine tam mütenakız bir ifade verdi; ayrıca Karma Komisyonda müfettişlerin kendisinden zorla yanhş ifade alarak bir
s'-*'
t-jf’*:/ • -
de imza ettirdiklerini söyledi
A •
• «r,
Maliye Bakam böyle mi konuşmalı idi?
Dîvan-ı VJi Başsavcısı Kâzını Berber ve eski Tekel Bakanı Suad Hayri t',rgübhi
** u. ıLv )d - *2_-V 1 i
Bakan paralarımızın ikiye bölünmek suretiyle bir nevi cebrî istikraz yapılacağı söylentileri-ni de, çok kesin bir dil ile yalanlamıştır. Bir Bakanın bu yoldaki teminatı çok iç açıcı olurdu eğer Halk Partili hükümetler bazen tatbikine karar verdikleri bir şeyi bir gün evvel kat’i bir dil ile tekzib etmek gibi kötii bir itiyada malik olmasalardı...
Ankara: 2 (Hususî) — Yüce Divan bugün saat 10 u 4 geçe Halli Ozyörüğün bnşkanlığrnda toplantı.
Kahve İşinin bugüne kadar geçir diği safhalar üzerinde Suad Hayri nin sorgusuna başlandı. Bu mühim dâvada müekkillerinî temsil etmekte olan bir kısım müdafUe-rln bulunmadığı Yiice Divan Baş kanlığının da dikkat nazarından kaçmadı- Dinleyici sıralarında düne nazaran oldukça boştu.
SORGU BAŞLIYOR
Divan Başkanı bugün sesini bir az daha sertleştirmiş , Suad Hayri ye, «son tahkikatın açılması için hakkmızdît Heri 'sürülen iddialar malûmunuzdur- Fakat bunları size bîr defa' daha hatırlatayım » diye rek kahve işinde Suad Hayriye İl nat olunan suç maddelerini saydı-Suad Hayri Başkanın sözlerini bü yük bir sükunetle dinliyor. Reis sözlerini şöyle bitiriyor:
« — Kahve işine müdahale edl-(Devamt Sa., 3; Sil., 5 de)
■kJK -
W
İ". V a i )
• L'. •
(
. •
«I
: -
jet
i
f
*
- V1 lyJİ
V
■
-
• IBM k
V
/
** •
■ V • • • • •/ \.
W
D. P. Gcnelha'rkanı Celâl Bayar. ıliğer Parti erkânile beraber Biiyüh Rongred»
Celâl Bayar Gruptak ihtilafı açıklıyor..
t
a*
I
di '
ALİYE Bakanı H.ılid ITvzr Naznıi Keşmir evvelki u s' tpin gazetecilerle geniş bir hasbıhal yaparak mali durumumuz hakkında oldukcıı mufassal izahlarda bulunmuştur.
Bakanın sözleri arasında, umu mî efkârı tatmin edecek mahiyette lâkırdılar yok değildir. Faraza diletin k“udi ihtiva -tarım tesviye irin Merkez Bankasından para almak usulürıder. vazgeçtiği halikındaki ifade, ciddî ve samimi bir şekilde tatbik cdi-lijors-. ve edilt)-'-l.se, oldukça £mniyet verebiUr. Çünkü o za-man tedaA tile para sürülmesi ancak ticarî muamelelerin iealrta-rına uymak yüzünden hasıl olur ki bunun çok vebanıct arzetme-si ihtimali pek yoktur.
Ayni zamanda Bakan paralarımızın ikiye bölünmek sureti-le bir nevi cebri istikraz yapılacağı söylentilerini de, çok kesin bir dille yalanlamıştır.
Bir Bakanın bıı yoldaki temi-1 uatı çok iç açıcı olurdu, eğer Halk Partili hükümetler hazan tatbikma karar verdikleri bir şeyi bir gün evvel kat’i bîr dille tekzib etmek gibi kötü bir itiyada malik olmasalardı... Pekâlâ hatırlıyoruz, şeker fiyatlarına zam yapılacağı söylentisi dolaşmaya başladığı günlerde zamanın Başbakanı, böyle bir sözün katiyen aslı esası yoktur ve böyle bir zam hükümetçe düşünülmemektedir, bile... demiş ve ertesi günü radyo ve gazeteler şe-
herin kilosunun beş yüz kuruşa çıkarıldığını ilân ediverınişlerdi. Çok temenni ederiz ki Keşnıirin demeci bıı eski Başbakanın iâ-
kınlısı gibi çıkmasın... Fakat bizzat Maliye Bakanı da büdce konuşulurken, Meclis huzurunda
(Devamı Sa., 3. Sil. 4 de)
Ç Çiğ kazası
DİYARIN
Yunanistan hesabına
Ttrkfi Ölmeye tâvet eden
u
Ahmed Emin Yalmen’a ▼ereceğimiz cevab..
Yann «Yeni Sabah» sütunlarında
J
Ramanda yeni ve zengin kuyular bulundu..
Açılan son bir kayadan günde 1OO ton petrol alınmağa baklandı
Ankara: 2 (Hususî) — Son gelen malûmata göre İnönü, bugün Ra man dağındaki petrol bölgesine git nıiş olup orada incelemelerde bulu nacaktır.
Petrol işi hakkında aldığını ınalû matta Mebzul petrol bulunduğu soy lenen 9 uncu kuyunun açılmasına Haziranda başlanmış, 1280 metre
ye kadar derinliğe gidilmiştir. Şlm diye kadar açılan kuyular günde 6—10 ton petrol verdikleri halde 8 uncu kuyudan halen yevmiye 100 tondan fazla petrol alınmaktadır. Kuyunun İktisadi olabilmesi için günde İki yüz ton petrol vermeci i-cap etmektedir. Emareler bu kuyu (Devamı Sa., 5; Sü.. 5 de)
-------a-------
Som gÜRİerdo bu yüzden
25 kişi öldü
Hakkâri: 2 (AA.) — Başlangıçta hafif geçmesine mukabil Şubat ayı İçinde kış, bütün şlddetile kendini hissettirmiş ve yullardanberi görül memlş çjğ kazalarına sebep olmuş tur-
(Devamı Sa., 5; Sil., 2 de)
Amerika Filistinin taksiminde ısrar ediyor
----O—----
Londra, 2 (B.B.C.) — Birleş nıiş Milletler Güvenlik konseyi bugün de toplanarak Filistinin taksimi mevzuunu görüşmüştür. Şimdi aldığımız bir habere göre Birleşik Amerika delegesi Austin, Filistin meselesinde en iyi bal çaresi olarak Filistinin taksimini el’an Amerikanın destekle diğini söylemiştir.
â
Komünistlik iddiasile mahkemeye verilen 56 kişinin duruşması
e
Hükümeti devirmek için gizli komünist partisi kurdukları iddia-siyle 2 inci ağır ceza mahkemesine verilen 56 kişinin duruşmasına dün sabah devam edilmiştir.
Mahkeme başkanı Salim Başak ile savcı Necati Volkan yerlerini aldıktan sonra duruşmaya başlan mıştır. Sanıklar arasında eski Adliye müfettişi Esat Adil Müsteca-bî, Dr. Şefik Hüsnü Deymen, Sosyalist Partisi kurucularından Meh med Özden, İbrahim Topçuoğlu, Dr. Hulûsi Dosdoğru, Hürriyet Eskintürk ve Mustafa Börülce bulunuyordu.
Savcı suç mevzuunu teşkil eden hareketlerin bütün memlekette
(Devamı Sa., S; Sü., 2 de)
Komünistlik lddiasile mahkemeye verilenler dtinkü dumşmada
“Pek yakında gereken karartan prensipler dairesinde atacağız ve lâzım gelen hareketi
Ankara: 2 (Hususî) - Demokrat Parti il idare kongresi bugün eaat 10,15 de Ankara Gar Gazino su salonunda toplandı. Toplantıda üçelerden gelen delegelerden başka bu gün lstaııbuldan gelen Celâl i Sayar, Adnan Menderes, Fuad I Köprülü ve Demokrat Parti mil- , letvekillerinden Ahmed Tahtakılıç Ahmed Oğuz, Cemal Tunca, Kemal Zeytinöğlu, Kemal özçoban, Ahmed Çınar, Emin Sazak, genci idare kurulundan Samed Ağaoğ-lu, Feyzi Lutfi Karaosmanoğlu, Refik Şevket İnce de bulunuyor-(Devamı Sa., 5; Sil., 3 de)
pervasızca yerine getireceğiz...,,
C--------------1
Amer ikada rr.ecburî askerlik
Batı Avrupa blokuna doğru
Birlig.n teşkili için mü »kerelere yarı» başlanacak.
16 1ar konferansı da 15 Martta Paris’te toplanacak
taşmasında Almanyaya karşı savunma tedbirleri ihtiva eden hü kümler bugün İçin elverişli değil |dir.
(Devamı Sa., 5; Sil., 6 da)
Brüksel: 2 (AA.) — İngiltere. Fransa ve Beneluks devletlerinin. Batı birliği hakkında perşembe gri nü Brükselde müzakerelere başlıya cakları hakkında İngiliz Başbaka m tarafından Avam Kamarasında yapılan teyid hiç bir yerde Beneluks memleketlerinde olduğu kadar heyecan ve memnuniyetle karşılan mamıştır. Müzakereler her ne ka dar adı geçen hükümetlerin res mi mümessilleri arasında cereyan edecekse de, Brüksel ve La Hayede Dışişleri Bakanlarına, bir Batı bir liginin esasını teşkil edecek olan anlaşmalar akdi bahsinde zemin hazjrlıyacagı ümit olunmaktadır-Belçika Başbakanı M. Spakk, daha şimdiden bir batı paktının bu ay 1 çinde aktoluna bileceği ümidini iz har etmiştir.
Mutasavver paktın hükümleri ü zerinde Brüksel İle La Haye arasın da geniş görüş nıetalibelerl yapıl ıin kanaatine göre, Dunkerque an ımş bulunmaktadır. Bu hükümetle
Finlandiya
——o-----
Rusyanın anlaşma teklifini kabul edeceğe benziyor
------o- —
Helsinki: •(A?) — Finlanda parlamentosu üyeleri arasında bugün yapılan denemelerden, Fllandanın bir askeri anlaşma müzakere etmek hususundaki Sovyet talepleri (Devamı Sa., 5; Sil., 1 de)
--------u--------
Temmuz ayında erler I silâh altına çağrılacak Vaşington, 2 (A.A.) — Temsilciler ve âyan meclis leri silâhlı kuvvetler korniş yonlarına gönderdiği bir mesajda Müdafaa Bakanı I James Forrestal, Birleşik Amerikada askerî hizmetin millete, yürürlüğe girdiği ilk beş sene içinde, sekiz milyon dolardan fazlaya mal olacağını bildirmek tedir. Forrestal’e göre ordu ve donanma 1 Temmuz 1948 de erleri silâh altına davet etmeğe başlıyabile-ceklerini ümid etmektedirler. Fakat icab ettiği tak-(Devamı Sa., 5; Siı., t) de)
V______________________________J
A
1DfN BİR YAPRAK*
Veremle Mücâdele
İM
emleketimizdo verem vo bu hastalıkla mücadele hazin bir şekildedir.
her şeyden evvel bir JT'* program vo dayanması
bizdo mücadele bir coşkunluktan İbaret kalıyor. Açındıracak bir iki vak’a bir iki makale, yardım talebi, paviyon inşası, yatak hazırlanması... «Ha yapıldı, ha yapılıyor...» Temennisi. Netice: Sükût! Ağır bir ölüm sükûtu! Gazetclor birer feryad borusu halindedir; hastahane kapılarında nöbet beklemekten usananlar sürünerek idareha nelere gelirler; boyunlarını bükerler. Telefon edilir; rica edilir. Sağlık mü dürü ne yapsın? Hastahanoler vereme yetişmiyor; yatak yok.. Bir yatak I-çin kaç kışı sıra bekliyor?
işte verem mücadelesinin bugünkü acıklı durumu...
Cerrahpaşa hastahanesine 200 yataklı bir verem paviyonu ilâve edilmiş. Bu 2C0 yatağı dört yüz kişi bekliyor. 200 yatak 200 yataktır. Açın şu paviyonu şu 200 canı olsun kurtaralım!
Bir nıüoadolenln
teşkilâta lâzımken
IULUNAY|
Ne münasebet*
Paviyon kapalıdır. Çünkü belediyenin büdccsi daha tasdik edilmemiştir.
- Ortada parasız yat-
mak istıyen 400 hasta varken paralı hastalar için tarife hazırlanıyor. *
Belediye büdccsi tasdik odilecek; paviyon açılacak; müracaat eden hastaları mütehassıs bir heyet muayene edecek; çok ağırlarını seçecek; onlar da tedavi edilecek.
Bir noktayı unutuyordum: «Büdco do allı buçuk milyon liıa açık bulunma sı belodıyeyi hizmetlerini tam mânasiio ifa edcmiyecek endişesine düşürmüş I» Demek oluyor kı büdcedcki altı buçuk milyon açığın felâketini de yine veremlilerin o canlı cenazelerin sıska omuzlarına yükletecekler. Mücadele bir «Ölüm kalıniv dâvasıdır; bunlara büdce tasdik», biidcc a* »A», paviyon kurulması, yatak tahsisi olmaz; can vo baş ile çalışmak lâzımdır.
Sıhhat Bakanlığı büdcesmde verom savaşı için mühim bir meblâğ ayırmalıdır. Bununla paviyonlar kurmalı;
(Lütfen fây/ayı çeviriniz'
» •
SAYFA: fi
OkUTLCU
THNÎ 8 A B An
■
A
ra
II
o
Yazan: Profesör Kenan Örter-
/
D
3 —
DÜNKÜ VE EVVELKİ GÜNKÜ KISIMLARIN HÜLÂSASI
Demokrat Parti henüz teşekkül hallndodir. Profesör Kenan Öner Knra-ktytfah! Etüdündü çatışırkon, eski Deniz $nl| Bir gt)n[ çıUpeİlf
İstanbul toş^li|tını kur
Konan Öner bu teklife (ı( bulupur. Yusuf lfya öhış tokrar görüşmek üıere yüyüfc bir tereddin» dûsor... Evot ml,%ayy mı diyocck... naşınıla da mazinin vo iktidar partisinin bütün lıarokctlorl llnde gözlerinin önündo canlanmaktadır.
\. ★
Demokraei bir zümrenin değil, millet iradesinin pıine matuf b|f föjlrfı olmâsına göre hükümetin ve o_
Îışnk umum müdürü Ytısıd Ziya hasında konan önorş Oetrıokrat toş^ll^tını kıymasını Colâl Şayara halatla loklif öder, erhal bir cövab veremez ve bir mühlet talebindo ‘ ayrıldıktan sonra Öner
Bu. tereddüdü bir panaroıua
os-ha-
te-el-
ı hâkimiyetini EtltÜn hükümeti İerinde tutan bu bâ^darih menfaatlerine uypuyıîn bundan başka bir sistem tasavvuf eclilehıezdi. İçine gömüldükleri âlâyig. milletten aşırılaıı İmkânlarla temin edilmiş ganimetlerden bâşka bir şey olmadığım bildikleri için kendilerinden niillote intikali fîomojcrasi müktezası olan hâkimiyetin ilk tecellisinin muhakkak kendi aleyiılerindö olacağını da biliyorlardı. Hiç kith^eden de böyle bir nimetten gönül ı4za ve ferahlığı İle ferrtgat beklemeğe kimsenin hakkı olamazdı. Hele kendilerini saltanatın vârisi tneşruu sanan bu efendilerden bÖyU bir fedakârlık beklenemezdi. Böyle düşünüp eğer haklı ise Halk Partisinin, bilhassa bu zümi^e efendilerde Demokrasinin barışmasına imkân olmadığını da kabul bir zaruret hâlini Alniış bulunuyor, bu efendiler başka çare kalmasa bile mutlaka memlekette Demokrasinin teessüsünü öldüklerinden sonraya bırakacak bir ölçü ile ayarlıyacaklan muhakkak görünüyordu.
Fakat Sânfrânsisko muahedesi bir emrivaki şeklinde, korkutucu bir heykel gibi, önlerine dikilmiş ‘kendilerini titretiyor, dünyadaki totaliter zihniyetini yıkmak için milyarlar tutan fedakârlığı göz kırpmadan kabul eden Anglosaksonlarla onlara iltihak eden milletlerin ortasında Türkivenin aynî zihniyete, Demokrasi ve Cumhuriyet soyadlarını taşıyarak devam etmesine müsamaha edemiyeceklerini de pek âbı tahmin ediyorlardı.
İki cami arasında bînamaz hale giren bu efendilerin bu iki kudret atasında epice bocaladıkların! kabul etmek o kadar yanlış bir mülâhaza olamaz ve şiibhesiz bu zümrenin elebaşıları bir araya toplanarak memleket için değil, kendi saltanatlarını uzatmak için el ve kafa bir-liğile bir çare düşünmüş olmaları da muhakkaktır. Başka milletlerin hak ve haysiyetini temih için taahhüde girişen bir -halkın kendi ferdle-rinin hak ve haysiyetine bir kıymet vermemesi kadar da beşeriyetle bir istihza mevzuu istense de bulunamazdı.
Memlekette fazla partili bir idare sistemine güler yüzle bakılmağa başladığı devre bana göre bu tereddüt ânına tesadüf etmiş olacaktı. Halk Partisinin irili ufaklı münadidi bu keşmekeşten kurtulmak için memlekette, velev zahiren olsun, bir Demokrasinin mevcudiyetini isbat etmekten başka çare olmadığını kabul etmiş olacaklar ki hem dahilde bemokratik bir idare sistemi bulunduğuna binlerle beraber âlemi kandırmak, hem de saltanatlarını, hiç değilse, hayatları müddet ince uzatabilmek çarelerini birleştirmek gibi muhali mümkün kılmağa çalışmaktan başka yapacak bir şey bulamadıklarını da bütün icraatından sezmek kabil olduğuna o gün de, bu gün de inanmış bulunmaktayım.
’ Halk Partisini idare edenler kendilerinden başka partilerin de memlekette vücudünü mümkün kılacak bir müsamahayı içtinabı gayn kabil bir zaruret olarak kabul ediyorlar, fakat bu partilerin kendilerine, şahsî menfaat ve ihtiraslarına engel olmıyacak bir varlıkta olmasını can ve gönülden istiyorlardı.
Bu şartlar altında dogmıya başlıyan Demokrat Partinin bu dört kurucusu uzun seneler zarfında Halk Partisinin içinde onların usûl ve idare tarzına alışmış, bugün de kaldırılmasını veya ıslah edilmesini istediğimiz millet haklarını öldüren ve son modaya uyularak antidemokratik ismile anılan kanunların vaz-ı tedvininde emekleri geçmiş, bütün faaliyetleri boyunca zümre tahakküm ve alâyişine iştirak etmiş oldukları ancak kendi yaptıkları işlerin bugün fenalık, hattâ şeametini iddia edenlerin samimiyetine inanmak da o kadar kolay olmazdı. Yusuf Ziya Ünişle tekrar görüşmek vaidile a.vnldıktan sonra geçen günler zarfında hep bunlan düşündüm. Akıllarına, vatanseverliklerine ve samimij'etlerine inandığım arkadaşlarla imkân buldukça temas ve istişarelerde bulundum. Herkes bir terane terennüm ediyor, milletin eline geçen bu son fırsattan istifade ederek vatan ve vatandaşlar için pasif kalmanın vebal ve mes’uliyetini herkes kabul etmekle beraber bu işin samimiyetine inanan bulunmuyor, hele beni ve onları iyi tanıyanlardan aramızda bir ahenk tesisine pek az kişi inanıyor, vicdanımı tereddüdden kurtarmak imkânı bir türlü hasıl olamıyordu.
★
Ben gittikçe artan bir tereddüd içinde çırpınıp dururken mev’ud gün geldi çattı. Yine etüdüme gelen Yusuf Ziya önişle münakaşaya başladım. Henüz bir karar veremediğimi söylediğim zaman yüzünde memnuniyetsizlik ifade eden çizgileri okur gibi oldum, tekrar görüşmek vaidile yine ayrıldık.
Ayrıldım, fakat bir türlü karar veremiyordum. Bu sıralar Halk Partisi muhitinden yayılan muvazaa haberleri vicdanımı çimdikliyor, tereddüdümü uzatıp duruyordu. Hakikaten mes’ele kolay kolay karar verilir mahiyette basit bir şey değildi.
Elimden geldiği kadar dışında kaldığım siyasî cereyanlara bir (Evet) lâfzının ağzımdan fırlaması ile altmışından sonra ben de burun Bokmuş olacaktım. Halbuki ben siyaset denilen karmakarışık âlemin tamamen cahili bulunuyor, doğruluk ve samimiyetten başka bir şey bilmiyordum. Bence memlekette Demokrasiden evvel samimiyete müstenit bir idare kurulmak icabediyordu.
Etrafında dolaştığım bu siyasî cereyanlar arasında da iğfalkâr bir j demagojiden başka bir şe5r görmüyor, doğruluktan, samimiyetten umumîdir nefret göze çarpıyordu. Particilik bana göre yabancı bir şey ol-
I
Beşiktaştaki radyo sa hiblerinin bir fabrikadan şikâyeti
Beşik taşta pazar içindeki un değirmeninin civardaki radyo makinelerinde parazit yaptığı hakkında Beşiktaş Alay bey sokak 2 numaralı evde oturan okuyucularımızdan Kilimi Dumanın iki şikâyet mektubunu 29 Ocak ve 14 şubat 948 tarihli nüshalarımızda yayınlamıştık. Beşlktaşta Meltteb sokak 165 numarada oturan Ali Işıktan ayni mevzu etrafında aldığımız ıııektub aşağıdadır:
Beşiktaşta pazar içindeki un değirmeninin faaliyeti en ııasııula bütün mahalle ve so kak sâkinlerinin evlerinde bulunan radyolarının gerek neşriyatından ve gerekse di fcer servislerinden istifade c-dilonıeınektedir. Bu husus hakkında fabrika sahibine bir kaç kere müracaat edildi ise do işbu 'müracaatimiz semeresiz kalmıştır. Her sene radyo vergisini veren blzler radyolarımızdan istifade ede m edibimiz gibi bütün komşu lar radyolarını bozıık addede rek tamircilere koşmaktadır. Halbuki radyolarda hiç bir bozukluk ve ânza mevend değildir. Radyolarımız sırf mezkûr fabrikanın faaliyetinden bozulmaktadır. Şikâyetimizin muhterem gazetenize dercile alâkada ranın nazarı dikkatini celbetmenlzi rica ederiz.
Beşiktaşta Mekteb sokak 165 numarada .Mi Işık
★
Okuyucularımıza
Okuyucularımızın gazetemize karşı besledikleri güven, sevgi ve ilgiye man olan yüzlerce almaktayız.
Okuyucu diyor ki muz ıııahdud
mektubların ekserisi maalesef sıraya tâbi tutulmakta, bu ise beııı mektub sahihlerinin hem gazetemizin üzüntüsünü ıııucib olmaktadır. Bu cihetle badema gönderilecek mektubların kısa ve özlü, yazı makinesi veya mutlaka okunaklı el yazısı I-le ve mürekkeple yazılmasını ve sarih adresli olmasını rica ederiz. Bu şartlara riayet etmiyen mektubların neşredllıniyeceğine sayın o-kuyurularınıızm ıttıkı kesbet melerini de ayrıca rica ederiz.
Diğer taraftan şimdiye kadar neşrine imkân buluna-mıyan birikmiş mektublordan bir kiMiıını, yarın 4ttneü sayfamızda bulacaksınız.
tcrce-mektub
şutunu-oldu Hrundan
ltalyaya ısmarlanan
6 gemi ve bir ihtilAf
Ankara: — Devlet Denizyolları ta rafından İtalyan Ansaldo tezgahla rina Ismarlanan 8 gemi için 31 mil yon küsür lira ödenmesi kararlaş mış olduğu halde. İtalyan firması bugünkü şartlar İçinde bu para ile ancak dört gemi inşa edebileceğini bildirmiştir. Bu hususta firma ile görüşmelere devam edilmektedir: Ulaştırma Bakanlığının teklifi na sil karşıladığı belli' değildir-
dugu için de İstanbul gibi bir muhitte ciddî bir partinin başkanlığını^ üzerime almağı gözümde çok büyüttüğüm için muvaffakiyetsizliği/ Mektub okundu )
6 • 7 Nail Bey — ikinci grupun te-
essüsü anında bu trup âzalann-dan bir çoğu bana eve geliyorlardı. O zaman Ittihad ve Terakki ile bu grupu birleştirmek için teklif atta bulunuyorlardı. O sırada Kemal Bey Ankaraya geldi. Ziyaretine gittim. Kendisini ziyarete gelenler bu meseleyi teklif etmişler. Kemal Bey taraf dar olmadı.
— İstanbul içtimainin bununla ne cihetten münasebetini bu-
POLİSTE
Veremle Mücâdele
(TJaştarafı 1 incide) zaten istanbulda verem tedavilerine a-Id bölgeler yoktur. Şehrin her tarafı aanatoryomdur; yani her tarşf bulaşmakta ve bulaştırılmakta berdevamdır. Böylo olduktan aonra eski konak ları kiralıyarak veremleri yatırmalı; bu biçaroler hastahane bulacağız dlya sokak sokak sürünüyorlar; kahvoler-de, umumi yerlerde, nakil vasıflılarında öksüre tüküre her tarafa ölüın saçıyorlar; hiç olmazsa bu suretle zarar ları tahdld edilmiş olur.
Göçenlerde Adalarda bir sanatoryom kapandı. Bu zâyiat bir İki gazetenin mersiyesi ||C geçiştirildi. He çldu bilmiyorum fakat bu sıhhat yurdunun kapısı hiç kapanmamalıydı.
Eski dostum Halld Fahri Ozansoyun babası doktor Fahri paşa İyi bir şairdi de... Hastahane tasvirine ald bir manzumesi vardır kİ şöyle başlar: Ayâ! Bu ne? Ah |1a(stahâ(iş Temdid-î- lıayafa bir bçhâne.
Eğer veremle mücadele edeooksek çvvolâ bu (bahane) yİ teşkllâtfandır-şnayı bilnıall. Yoksa bu şartlar Içlndo (Mücadele çok çetindir! Callb çıkılacağını pok llmid edemiyorum!
(Devamı var)
Firarı bir okıl hastası yakalandı
Bir buçuk sene^enberi Bakırköy Akıl hastalın nesinde yatan 43 yaş laruıda Mecit Mimi Ilı adında bir akıl hastası evvelki akşam bir fır! İuyörsunuz?"...
— Kemal Bey «İntihabatta be raber çalışırız» diye onlan avut muş. «Kendilerinden yirmi otuz mebus ta namzed gösteririz» demişti. Kemal Bey İstanbul inti-habatına hâkim görünüyordu, ikinci grupun da istanbulda teşkilâtı yoktu. Onun İçindir ki bu grup azalan Kemal Beyi bu cihetten sıkıştınyorlardı.
— Rauf Beyin de bu mesele ile alâkasını Canbulat vasıtasile mi öğrendiniz
— Evet.
— Bu ifadenise göre Rauf Beyin ikinci grupla alâkadar olması lâzım "elir. o
— Böyle bir şev söyliyemom. Yalnız Rauf Bey ner iki tarafla münasebette bulunmak isterdi.
satım bulup firar etmiştir. 1
Dün öğleden sopra Adliyeye gi-1 dep Mecit M|milli C. Savcısını1 görmek İBtemiş, fakat polisler i kendisini yakaladıkları sırada: ı
«— Ben deli değilim, başka biri sinin yerine yatrıldım. Hum karım Zehra aleyhinde davacıyım» ı diye bağırmıştır.
Akıl hastası japdarmaya teslim olunarak tekrar hastahaneye gön derilmiştir.
Bir adanı kıskançlık yüzünden karısını bıçakladı
Eyübde Ortakçılarda oturan İbra him adında bir şahıs gün karısı E mine İle kıskançlık yüzünden kav ga etmiştir.
Bu esnada bıçağı#] çıkra ibra i Diyebilirim kl o (^-ada Rauf Bellim Emlneyi iki yârinden ağır sut yin ikinci grupla açıktı, rette yaralamıştır. ! _ Rauf Rey Canbulata tv:
Emine liûstahaneye kaldırılmış." Kara Kemale ini haber gönder-suçlu yakalanmıştır.
«•
Çalışma Bakanı dün işverenleri dinledi
Sadık Bigat; bugünkü ekonomik sıkıntıların C. H. P. nin yersiz kararlarından doğduğunu söyledi
Evvelki gün Eminönü Halkovin de işçi sendikası temsilcileriyle • görüşen Çalışma Bakanı Tahsin Bekir Balta, dün de Ticaret ve Sanayi Odasında iş verenlerle görüşmüştür. Saat 15 de başlıyan toplantı geç vakte kadar devam etmiştir.
Mensucat, çimento ve demir sanayii iş verenlerinin iştlrAk ettiği toplantıda çnce konuşan Bakan, iş verenlerden; türlü işçi meselelerinin, her müessesenin kendi bünyesi içinde halledilmesini istemiş ve bu suretle de iş yerlerindeki işçi sağlığını koruması İçin lâzım gelen tesisatın sağlanmasında ve çalışma surtlannın düzenlemesinde devlet müdahalesinin asgariye indirilmesi keyfiyetini belirtmiştir.
Bundan 6onra söz alan iş veren ler, Çalışma Bakanlığının, daima
işçileri tuttuğundan ve işçi sendikalarının isçiler taralından, iş verenler» knnjı bir Bİlâh olarak kullanıldığından şikâyet etmişlerdir.
Müteakiben muhtelif mevzular üzerinde konuşulmuş ve bu arada tekrar »öze başlıyan ve C. H. P. âzası bulunduğunu belirten Sadık Bigat, şimdiki ekonomik akıntıların Halk Partisinin isabetli karar laruıdnn ileri geldiğini söj’lemiş-tir.
Şakir Zümre de bu yolda şimdiye kadar yapılan şikâyetlerin asla nazan dikkate alınmadığım tebarüz ettirmiş, ve sanayi kanuniyle kaldırılmış olan teşviki sanayi kanununun tekrar mevkii koumanını ve bu suretle müesseselerin devlet eli I * lerinin teminini Bakanda?, miştir.
tatbike hususî itimaye-rica et-
A D L/ Y ED E ıc
MCTEFERK!K
Doğanfilm,, stüdyosunda çıkan yangın
Hacopula yangınında İhmali gö çülen ( Doğanfilnı» stüdyosu moı taj dairesi ustası Herman Nevruı yan aleyhindeki dâvanın duruşma sına dün asliye 2 inci ceza mahke meşinde devam olunmuştur.
Bu celsede dinlenen şahitler yan gmın montaj dairesinden çıktığını gördüklerini ve o esnada montaj dairesinde Hermanın çalıştığım bil diklerini iddia etmişlerdir.
Ehlivukuf olarak dinlenen üç şa hit de yangının elalıtrlk kontağın dan ve montaj dairesinden çıktığını. 310 bin lira değerinde flMh vı bina akşamının yandığım söylemiş lerdlr.
Duruşma gelmlyen şahitlerin cel bl İçin talik cdUndştlr. »
Bir eroin kaçakçısı sürgüne ma/ıkum oldu
Aksarayda oturan Fethi Mehmed Durgunsu eroin satmaktan «anık olarak asliye 5 İnci ceza mahkemesi ne verilmiş ve dünkü duruşmada 1 sene hapse 2 sene 4 ay müddetle Ayancığa sürgüne ve 230 lira aftr para cezasına mahkûm edilmiştir-İstanbul vapurundaki kaçakçılığın tahkikatı henüz ikmal edilmedi
İstanbul vapurunda kaçakçılık yaptığı iddiasile hakkında savcılık ça tahkikata girişilen gemi başka motoru Haydar Çınar, dosys henüz İkmal edilmediği İçin mahke meye sevkedilmemlştlr|
Savcı Reşad Saka dün de bu hu susta bazı kimselerin ifadesini al nuştır.
istanbulda yeıu bir ceza eri inşa edilecek
Öğrendiğimize göre, Adalet Bakanlığı İstanbulda yeni bir ecza evi yaptırılmasını kararlaştırmıştır.
Yeni ceza evi tam amile modern tesisatı ihtiva edecektir, inşaata sonbaharda başlanması düşünülmektedir.
Patrik Maksim □ s’un istifası mes’ele oldu
Rum Patrikhanesinde günier-denberi gizli toplantılar yapan Sen Slnod meclisi, nihayet Patrik M aksim o s un istifa - ılebleri-ni kabul etmiştir.
Meclis üyeleri arasında itilâflar olmasına rağmen bu karar, Patrik Maksimosu memnun bırakmamıştır.
Maksimos, Fener Patrikliğinden istifa etmemek için yerine getirilemiyeceğine inandığı bir çok taleblerde bulunmuştu.
Maksimosun istekleri arasında, Efesos metropolithğ: Moda da kendisine aid bir köşk .nş&sı ve bir mikdar da para b Jundu-ğu iddia edilmektedir
Patrik, bugünlerde iaCitasuu Sen Sinod meclisine verecektir.
Diğer taraftan en kuvvetli namzed olan Nevyork Metropo-lidi Athenenoras, bu hafta İçinde Amerikadan şehrimize gelmiş bulunacaktır.
Gümrük ve Tekel Bakanının dünkü tetkikleri
Şehrimizde bulunan Gümrük ve Tekel Bakam Şevket A dalan dün de. Tekel Genel Müdürlüğün de tedkıklerine devam etmiştir. Karadeniz tiitiin piyasası acildi Karadeniz bölgesi dizi tütün piyasası dün açılmıştır Yüksek kalite Canik tütününe Tekel idaresi tarafından 150. yüksek kalite Evkaf tütününe Tütün Limited şirketi tarafından 325 kuruş fiyat verilmiştir. İhracatçı firmalar da piyasaya katılmak üzeredirler.
Kok kömürü nakil tlcr, ileri indirildi
Kok kömürü nakliye tarifelerinde, görülen lüzum üzeı me ten zil ât yapılmıştır.
Bundan sonra Kuruçeşme ve Gazhaneden halka verilecek kömür, yeni ücret tarifesine göre nakledilecektir.
III
jiJtl
İzmit İstiklâl Mahkemesinde neler dördüm?
Atatürk’e suikasttın tafsilâtı ve içyüzü
Yazan C? K
1 (‘friicıa Vo. 193
Et narhı tekrar artırılıyor
Şehir Genel Meclisi bugünkü şartlar altında et narhınm arttırılmasına karar vermişti.
Belediye lktısad işleri Müdürlüğü maliyet fiyatlarını tesbit ederek Daimî Encümene vermiş ve karamana 240, dağlıca 245, kıvırcığa da 250 kuruş narh fiyatı teklif etmiştir.
Daimî Encümenin bugün kat’î bir karara varması beklenmektedir.
Pamuklu tevziatını belediye kontrol edecek
Şimdiye kadar Sümerbank iplik ve Dokuma müessesei tarafın dan halka yapılan pamuklu men suca t tevziatına, görülen lüzum üzerine bundan böyle Belediyenin kontrol ve murakabesi altında devam edilecektir.
Belediye Başkanlığınca teşkil olunacak bir heyet, mutemed ve bayileri teşbit edecektir.
Kapalı fırınlar hakkında belediyenin son kararı
Fırıncılar şirketi tarafından para verilmek suretile kapalı tu tulan fırınlar hakkında Belediye yeni bir karara varmıştır.
öğrendiğimize göre Jcapah fırın sahihlerine on beş gün mühlet verilecek, bu zaman zarfında fırınlarını açarak ekmek imâl etmiyen fırıncıların ruhsatiyeleri müsadere olunacaktır.
— — ■ ■■ ■ -4 »• - ■
D EN İ Z D E
Doğu Akd eniz seferleri yakında başlanacak
Doğu Akdeniz seferlerine Mısırda görülen kolera vak’ası hasebiyle bir müddet için ara ve-! rilmişti. I
Aldığımız malûmata göre, veba âfeti önlendiğinden seferlere tekrar başlanılması karar altına alınmıştır.
Halen Istinyede tamirde bulunan Güneysu, havuzdan çıknı-ca sefere başlayacaktır. ı
«Kocaeli* şilebi yakında
Aınerikadan hareket edecek I
Bir müddet evvel Amerika- i dan satın alınan ve hâlen Nev-york limanında bulunan Kocaeli şilebi, önümüzdeki hafta memleketimize müteveccihen hareket edecektir.
-------------— o-------—--- Artist Mısrııre Sezerin açtığı hakaret dâvası
Arınanlar stüdyosunda çavıiten «Damga filminin baş artisti Mes-rure Sezer tarafından bir akşam gazetesi sahib ve yazı işleri müdü rü île dâva mevzuu yazınuı sahibi Ümit Deniz aleyhine açılan ueşren hakaret dâvasının duruşmasına dün asliye S inci ceza mahkemesinde devam edilmiştir.
Duruşmada sanıklar hazır bulunmuş fakat davacı Mesrure Sezerin gelmediği anlaşılmıştır.
Söz alan sanık vekili:
-— Dâva fanusu yazıda bahsedilen ve eşkâli tarif edilen (Bayan S...) nin M. Sezer olup olmadığına hükmetmeniz için kendisinin mahkemeye celbi lâzımdır demiştir.
Malikime istek üzerine davacı Mesrure Sezerin celbine, celsenin talikine karar vermiştir.
|
mi§.
— Bu ciheti tasrih edemem; herhalde Canbulata gelmiş olma sı lâzımdır.
Reis — (Hail Beyin mektubunu okuduktan sonra) *Gazl Paşa ile mülâka'.’ bahane ederek Kara Kemal Şişli içtimaim hazırlamıştır’» diyorsunuz.
— E’-et efendim.
— «Dokuz maddelik programın geceki ietimada yapıldığından haberdar değilim* diyorsunua.
— Kat’î olarak bilmiyorum. Fakat o ietimada bu maddelerin muhteviyatına dair sözler geçti, ihtimal bunlar bilâhare tesbit edildi.
— Siz evvelâ şapka meselesine muhalif miydiniz?
— Hükümet nezdinde şüpheli mevkide idim. Ondan müteessir
dün. Muhalefet fikrin ' irdi.
— «Muhalefet fikrim vardı» diyorsun. Şapka meselesi olduğu zaman Terakkiperverler var dı. Binaenaleyh bu fırkaya in-tisab etmeli idin.
— Evet şirkette olmasaydım Terakkiperverlere in tıs ab ederdim.
— Senden kim fikir sot ardi ?
— Muvafıklar, muhalifler sorarlardı. Herkesle görüşür, fikrimi açıkça söylerdim.
— Eakişehirde fırka idaresini teşkil ettin m;
— Hayır efendim.
— Size kimlerle mür. bulunduğunuzu sormuş nıize geren Hilmi Bevı; defterinde bir takın, is . dır. Bunları sıra ile size
ğlz. 18 Martta Kara K.-fnale
heveti
r. bette k Ell-hâtıra r»r var ■ )raca-
i K _ • I B.r köjlti ıku^ucu un Fıkracı ile muhayyel mülakatı
•n İzmirdo »sn okurlarım, Tanrı okslkliklorıni g(i«rtermo* sin, yine bir hayli meklub göndermişler. İstanbula dönüp de mat baadakl sakin köşeme kavuşunca masamın üstünde bunlardan bir kaç tanesini beni bekler buldum:
Pamukova, Cihadiye köyünden Mustafa Öztürk isminde bir’ karlını benimle muhayyel bir mülakat yapmak ıslıyor ve şöyle yazıyor:
♦Merhaba Fıkracı...
Dostum; ınülâkatfarıru hep belirt zatlarla yaparsın bir defacık olsun biz köylülorîo bir mülâRat yap no olur-sun... Fıkracı... Artık bizi hiç bir şoy tahmin etmez oldu. Gol seninle muhayyel bir mülakat yapalım.
Fıkraoı, ben bir köylüyüm köylü olmamla da cok büyük iftihar duyarım. Bundan bir iki güh evvel bir okuyucu sizden fotoğraf istedi siz ise göndermediniz bu yazınızı okurken rahmetli annemin bana altı aylık iken söylediği bir ninni hatırıma geldi. Rahmet-11 annem pamuk kazarken beni şı ninni ile uyulurmuş;.
uNiııni oğlum Büyüsün Pamukları iniz büyüsim Sen bir Türk oğlumun Cihan seni taıuxn.»
Fıkracı, okuyucu 15 kr. bir de pu borcuna girmiş sız isterseniz biz okıı yucular değil resmi kalbımızın resmini gönderelim.
Fıkracı; gel seninle biraz da dertle şelim: «Köyümüz (100) hanedir, (SCO) küsur nüfusu vardır,
Sakarya nehri evlerimize 25 metro kadar sokuluu önunJa ne sert kaldı ne de bir mama $lmditFX önünde kurbanlık koyun gihı duruyoruz. 3u yaz ıcabeden makamlara baş vurduk hattâ hu sıralarda Kocaeli milletvekili ki... Bizim Pamukovalidir. Zahmet buyurup köy müze kadar geldi ve bu tehlikeyi de bizzat gözü I-le gördü, Ankaraya döndüğü zaman ıcabeden makamlarla görüşeceğim bize söylemişti fakat hıc bir netice çık* madı. Biz gelelim dilekçemize: D;Uk cemiz makamlarda muamele görüp nahiyemiz belge şeftıgıne geldi. Onu da söylemek isterim kı biz bu nehrin tahribini önlemek için burunlar yap inak istedik bunun da ancak çam ka* zrklan ile mümkün olduğu...
Bunun üzerene bölge şefi köye kadar ge(di tahribatı gördü ve btr iki gun sonra muhtarı nstodtler. Muhtar köye geldiğinde: «Komşular! Dilekçe miz gelmiş bizden Mj na 25 Ur. isti* yer lar dedi.
Gülüm Fıkracı, sen ne dcr3in bu i-şe... Biz tüccar değiliz yahu!...
Al... Adana gözümüzün önünde milyonlarca mal ziyam yüzieroe can kaybı._
Baki selâm hürmetle ellerinden sı karım.»
MLR S/.
Ben bu işe ne diyeyim azizim?
Evvelâ AHâh derim, sonra da o Allah tez günde cümlemizi rstah etsin derim ve nihayet bu kırtasiyecilik yüzünden yüzlerce Türk evlâdının haya-tıle oynıyanların ıslah ol amıyaca kİ arına inandığım. Tanrı canlarını alsın da yeniden halk buyursun! derim...
FIKRACI
Necmeddin Sadak’ın 16 ar konferansına ’ışt rakı m u h t e m e I
Ankara: — Dışişleri Bakanı Nec mettin Sadak Lstanbuldan şehrimi ze dönmüştür. Henüz kesin bir ka rar verilmemiş olmakla beraber. Pariste toplanacak 16 1ar konferan sında memleketimizi Dışişleri Ba kanımızın temsile etmesi ihtimali olduğu söylenmektedir.
uğramışsınız. Hilmi Bey de gel-i miş görüşmüşsünüz? i
— Ramazana tesadüf ediyor-1 sa evvelce de gittiğimi arzetmiş? tim. I
— 15 Martta Mesadet hanına!
uğramışsınız, Hilmi ile dışarı çık j mışsınız. Ziya Hurşide rastgel-i inişsiniz. i
— ihtimal rastgelmişinıdir. {
— 22 Martta da tekrar kah 7
vede birleş iyonumuz. Siz, Aziz) Bey. Buı-sa mebusu Necati Bey! Eyüb Sabi i Beyin evine gidiyor) sunuz. * i
— Evet bendeniz ikametgâh! için ev arıyordum; gezdik. Son-{/ ra Eyüb Sabri Beyi bu kahve-i de.bulduk dediler. Gittik bula-J madik sonra evine gittik. ’
— 24 Martta tekrar Mesadet! hannda birleşin Ziva Hurşid, A-) ziz Bey ve Abdülkadirle biılik-) te çayhaneye gidiyorsunuz. ‘i
— Evet Ziya Hurşid bilâhare ı’ geçerken gördii ve vanınıza gel-, di. '
— Bütün bunları sormaktan ı|
I
maksadımız kendilerde yakın a- 7 lâkanızı göstermektir. 7
— Efejıdim. Ramazandı, Çay- T hanede herkes 1/dunu.vordu. I
— Sonra M nisanda Kemalle i birlikte Hilminin evine gidiyor Z sunuz. £
- Evet Çayhanede idik ilil ’ mi hasta, ziyaretine p-idelim» de-1 dİ ve gittik. (Devamı var. \
hususta. :Lk okul öğret de ıııuteâaûlarına ınüra bir kLsmı öğretmenler çocuklunu öğrenme ka fazlalığından bahisle
İlkokullarda d n dersleri
Ankara: — İlk okullarda da dil dersleri konulması İçin yapılan in celeıneler devanı etmektedir. Bakanlık bıi menlerinin caat etmiş bu yaştaki bilivetinin
tekili lehinde bulunmuşlar diğeı bazıları ise bununla milli duyaula rın zayıf Uyacağım iddia etmişlerdir. Bakanlık her iki tez üzerinde dir. Lehdekl tezin kabulü kuvvetle kin incelemelerine devam etmekti muhtemel görülmektedir.
T
*
VAVVİR
MART 1948
★
1363
Rumi Şubat
19
3
1387
Hicri Rebiiii
âhır
21
Çarşamta
Kasım 11" — AY 3 — GÜN 3
Vakitler Vasati Ez aui
S. D. s. D
Güneş e 31 12 31
Öğle 12 26 6 26
ikindi 15 35 9 35
Akşam 18 02 12
Yatsı 19 32 1 O 1 O
İmsak 5 55 10
YEN f
SAYFA: 3
*
«Avrupada korku arttı»
Filistindeki Ingiliz Başkomutanına suikast! Filistin askerî komutanlığı, neşrettiği tebliğde, şimdiye kadar hangi tarafın diğerine taarruz ettiği anlaşılamadığından daha sıkı tedbirler alınacağını bildirdi!
İngiliz Başbakanı böyle söylüyor Londra, î (A.A.) — Bafc bakan M. Attlee dün Avam Kamarasında yaptığı bir demeçte Ingiliz ve Fransız hükümetlerinin Benelux grupuna dahil memleketleri® görüşmelere perşembe günü bağlıyacaklarını söylemiştir. Başbakanın bu beyanatı meclisin uzun alkışlarile karşılanmıştır.
M. Attlee hazırlık müzakerelerinin İktisadî, İçtimaî, sivasî meselelerle mil lî müdafaa meseleleri etrafında cereyan edeceğini ilâve etmiştir.
Başbakan bu karan, hükümetin millî müdafaa siyaseti hakkında yapılan müzakeıeler sırasında sorulan bir suale cevab olarak bildirmiştir. M. Attlee demiştir ki:
Bugün bütün Avrupada koı ku hüküm sürmektedir.. Bu korku, son günler de birbiri arkasına gelen ve ortaya diktatörlük rejimlerinin çıkmasına sebeb olan hâdiselerden ileri gelmektedir.
Başbakandan evvel Müdafaa Bakam M. Alexan-deı- tarafından da hükfıme tin müdafaa siyaseti hak-knda meclise izahat verilmiştir.
Muhalefet adına söz a-lan M. Eden, hükümetin imparatorluk müdafaa sistemi plânına idhal edilmek üzere umumî tedbirler alması gerektiğini söylemiştir.
Avam Kamarası komünistlerin bir tâdil teklifini reddetmiş ve hükümetin millî müdafaa plânını tas--2?-.. ■’ı.-zistir.
Mü
istir..
Londra. 2 (A.A.)
li müdafaa hakkında cereyan eden tartışmaları neticelendiren Başbakan Attlee her üç silâhla temin e-dilen işbirliğinin harbden evvelki devreye nazaran çok daha ileri bir merhaleye ulaştığını kaydederek şimdiye kadar askeri mas rafların mümkün olan sür atle kısılması yolunda ısrar eden muhalefetin artık dilini değiştirmiş olmasına dikkati çekmiştir.
Başbakan millî müdafaa mevzuunda dominyonlarla ' işbirliğinin her zamankin- ( den kuvvetli olduğunu fa- ' kal bunu daha da kuvvetlendirmek icab ettiğini bildirmiştir.
Attlee sözlerine şunları ilâve etmiştir:
İngiliz kuvvetlerine dair verilecek rakamlar hak kında kendimi bazı ihtiyata riayet etmek mecburiyetinde hissediyorum. Filhakika ayni mukabeleyi görmeden ve demir perdenin öte yanında da ayni hareketi müşahede etmeden bu hususta açıklamalar yapmanın ve bu işe ön ayak olmanın ne fayda temin edeceğini pek göremiyorum.
Biz atom enerjisinin kon trolüne yol açmayı istedik fakat bu volun daima Rusya tarafından kesildiğini gördük. Atom ve nıik rob harbinin bütün imkân larmı incelemekteyiz.
Son günlerde cereyam e-den hâdiseler üzerine Avrupada korku artmaktadır. Avrupa bir militarist Almanyanın da ortaya çıkmasından endişe etmektedir. Takib ettiğimiz siyaset Almanyanın muhtemel tecavüzünü önlemek ve bu memleketi, dostlarımız ve müttefiklerimizle işbirliği esası olmak üzere, eşit şartlar dahilinde Avrupa-ya iade etmektir.-
Attlee, bundan soma ö-nümiizdeki perşembe günü Brükselde beş taraflı ıüşmelerin açılacağını ner vermiştir.
Başbakanın kapanış nut ) kujıdan sonra hükümet ta- ( rafından takdim edilen Be- S yaz Kitab 122 ye karşı 243 ( oyla tasvib edilmiştir. )
gö-ha-
Kudüs, 2 (A.A.) — Neşrolunan bir resmî tebliğde büdirildı-ğine göre, dün akşam saat 17.3g da Yafa - Kudüs yolu üzerinde Kudüsten takriben 20 kilometre mesafede Filistin Ingiliz kuvvetleri başkumandanının otomobili geçtiği sırada elektrikle iştial eden iki bomba patlamıştır. Ayni zaman otomobil istikametinde tüfek ateşi de açılmış ve otomobile üç mermi isabet etmişse de kimse varalaıımamıştır.
Tebliğde, bu tecavüz sırasmda otomobilde başkumandanın bulunmadığı ilâve edilmektedir.
DAHA SIKI TEDBİRLER
Kudüs. 2 (AP.) — Filistin askerî komutanlığından neşredilen bir tebliğde Arablarla Yahudi-ler arasındaki mütemadi çarpışmalardan dolayı şehirde emniyetin haleldar edildiği, bundan sonra bu gibi hareketlere karşı daha sıkı tedbirler alınacağı bil dirihııiştir. Bu arada, .Arablarla Yahudilere karşı, bu gibi çarpışmaları durdurtmak maksadi le. onlarınkinden daha kuvvetli silâhlar kullanılacağı işaret edil inektedir.
Tebliğde, bugün Kudüste cereyan etmekte olan çarpışmalar da hangi tarafın diğerine taarruz ettiğinin belli olmadığım, o-nun için bundan sonra kim evvelâ ateş ederse ona karşı hükümet kuvvetlerinin silâh kullanacakları bildirilmektedir.
EİLÂH AMBARGOSUNUN KALDIRILMASI İSTENİYOR
Vaşingtoıı. 2 (A.A.) — Filis-tinin taksimine taraftar olan temsilciler meclisi üyelerinden beş demokrat mebustan mürek-keb bir deleg-asvoıı dün Dışişleri Bakan Muavini Norman Armour
Yunanistanda geniş tevkifat yapılacak
Geçen Cunıadanberi 1000 kişi tevkif olundu. Sürgünler adasında isyan çıktı.
Londra, 2 (AJB.C.* — Geçen Cuma günündenberi 1000 kişi tevkif edilmiştir. Bunların 200 ü Atinadandg*. Royter muhabiri Yunanistanda tevkifâtın daha da artacağını bildiriyor. Âsiler şimal Yunanistanda yeniden iki şehri top ateşine tutmuşlardır. Sivillerden öienler bulunduğu da bildirilmektedir.
Atina, 2 (A.A.) — Cuma gü-nündenberi Yunanistanda 1.00-den fazla komünist tevkif edilmiştir.
Yunanistanda güvenliğin temi ni sorumluluğunu orduya devretmek gayesini güden bir tasa
r
_____________________________
İki eski Nazi şefi yakalandı dr Baden Baden: — Amerikan araştırma servialeıile müştereken yapılan uzun İncelemelerden son ra Fransız emniyet idaresi. Nazi kadın teşkilâtlarının hepsinin ba şıiıda faal hizmette buluuan ve şimdi Scholtz Kllıık takma adile yaşayan Gerilide Heiss Mayeri tev klf etmiştir. Alman S. S. teşkilâtı nm eski Generallerinden ve Nazi İdaresinin Nasyonal Sosyalist Eği tim müfettişlerinden olan kocası Rugustj Heiss Mayer ile Tubingen yakınında Beben Haussende yaka lanmış tır.
Bayan Scholtz Klink, Berimin müdafaasına son dakikaya kadar İştirak etmiş ve ağır surette yara landıktan sonra kocaslle birlikte te Beben Haussne çekilmiş ve bura Ma Stuckerbrock takma adile her ikisi evlerinde bir abajur fabrikası hesabına iş yapmağa başlamışlar dır. '
Bundan başka karı ve koca, 1-ki eski Nazi şefi, taşıdıkları sahte hüviyeti® kendilerini Nazilikten te mizleme mahkemelerinden de kur tatmağa Muvaffak olmuşlardır
(AA)
dan Filistin© gönderilen silâhlar üzerine konulan ambargonun kaldırılmasını ve mukaddes toprakların taksimi hakkındaki Bir leşmiş Milletler kararının tatbikini istemiştir.
Bu görüşmeden sonra parlâmento üyeleri, gazetecilere beyanatta bulunarak Armour'un güvenlik konseyi önünde Amerikan delegesi Austinfin beyanatı nı teyid etmekle iktifa ettiğini söylemişlerdir. Parlâmento üyeleri, ayni zamanda, Armour’a, taksim hakkında Birleşmiş Milletler kararının ihlâl edildiğinden dolayı Arab hükümetleri ııezdinde Birleşik Amerikanın niçin protestoda bulunmadığını sormuşlardır.
Armour, Birleşik Amerikanın Filistin meselesini tamamile Bir leşmiş Milletler çerçevesi içinde mütalea etmeyi tercih ettiği cevabını vermiştir.
İŞE, HOLLYTVOOD'DAKt HAMAM DA KARIŞTI
Nevyork, 2 (AP.) — Holly-
wood’un îsrael Mâbedi Hahamlarından Maks. Nusbaun, Filis-tinden dönüşünde, buraya gelmiş ve verdiği bir demeçte şunları söylemiştir:
'Ingiltere Fîlistinde açıktan açığa ve hiç sıkılmadan Arabla-ruı lehinde çalışmaktadır ve buna da bitaraflık adını vermektedir. Fakat Arablar bu bitaraflıktan istifade ederek, îngilizler den istedikleri kadar silâh almaktadırlar. Halbuki bu hak Yahudilerden. esirgenmiştir.»
Maks Nusbaun, Filistine, Birleşik Yahudi Yardım Heyetine dahil olarak gitmiş ve Filistin-deki vaziyeti tedkik etmiştir.
m
n Yunan parlâmentosunun kanun komitesine arzolunacaktır.
S t İKİ t M t JER ARASINDA İSYAN
Atina, 2 A.A.) — Yunan Sa vunma Bakanağından bildirildiğine göıe üç bin komünistin sür gün edilmiş bulundukları Marko nişi adaşımla çıkan bir ayaklan ma sonunda muhafızların müdahalesini müceakib İz kişi ölmüş ve 61 kişi yaralanmıştır.
Ayrıca muhanzlar arasında da dört yarak vardır. Sürgünler muhafızlara aslarla hücum ede rek kilisede pazar sabah duası sırasında bunları hapis etmeğe kalkışmışlardır.
i
Japon teknisiyenleri Çin endüstrisinde çalışıyor
★ Tokyo; — Amerika İşgal ma
kamlarından bildirildiğine göre halen Çin endüstri işlerinde 3200 Japon teknisyeni çalışmaktadır. Bundan başsa. Japonyamn teslimi tarihindenberi bir buçuk milyon Japon memleketlerine iade edilmiş bulunmaktadır. (AA.)
M alt ad a fırtına
dr La Valetta: — Maitad? üç gündenberl devam eden şiddetli bir fırtına haşaya yol açmakta ve gemilerin hareketine mâni olmak tadır. Donanmama yapacağrma nevralar dal a sonraya bırakılmış tır. (AA)
Sovyet işgalindeki Almanyanın yaptığı ticaret anlaşması
★ Berlin: — Alman Dana haber ler ajansının bildirdiğine göre Hol landa ile Almanyadakl Sovyet iş gal bölgesi armanda bir ticaret an la.şması imzalanmıştır. Yeni anlaş ma Hollandamn 80 bin ton süper fosfat vereceğini ve mukabilinde Sovyet bölgesinden ayni miktarda potas alacağım bildirmektedir,
(AA )
* ■
Maliye Bakanı böyle m i konuşmalı idi?..
(Başmakaleden devam) malî durumumuzun parlak olduğunu, döviz vaziyetimizin yolunda bulunduğunu söylerken bir Amerikalı muhabire beyanat ola rak bunun tamamen zıddını vermiş ve Marshall plânından faydalanabilmemiz için bu sıkıntımı zı bir sebeb olarak göstermişti. Hakikatlerin ayni giinde, böyle yerine göre değişik gösterilmesi çok lehte ve ifadelere güven telkin eden bir keyfiyet sayılamaz. Maamafih Bakan, bu defa, sözünde durur ve hazine ihtiyaçları için kâğıd para çıkarmak sisteminden hakikaten vazgeçer se, paramızın halinde bir istikrar hasıl olabilir. Çünkü esasen, şimdiki tedavül hacmi Bakanın ifadesine göre, t)00 milyon civa-
rındadır kİ, hürmete değer bir(, nuz hâdiseler ve kahve Lşi için ma mikdardır.
Malive Bakanının Türk altınlarının büv’Uk bir kısmının Ame-rîkada olduğu fakat altınların ha burada, ha Amerikada olmasının bir tesiri bulunmadığı yo-hmdaki ifadesine gelince biz hunin hiç te tatmin edici bulmadık. Türk altınının Merkez Bankamızın kasalarında bulundurulmaması için ne gibi sebeb olabilir? Hiçbir vakit bir memleketin elin de ve kasalarındaki para ile yabancı -memleketlerindeki para bir olur mu ? Halid Keşmir böyle bir lâkırdıya, bizzat şahsan inanır mı? Hiç sanmıyoruz. Binbir mâni ve sebeb günün birinde, hem de en zarurî ve lâzım bir vakitde bu paraların getirtihne-sîni imkân dışına çıkarabilir. Kirleşik Amerika büyük ve çok muhterem dostumuzdur. Memleketimiz bu dostluk ve yardımdan çok geniş nimetler ve faydalar beklemektedir. Fakat bn hal paralarımızın orada bırakılması için sebeb teşkil etmez. Nitekim Amerika da paralarının veya altınlarının bir kısmını kolaylık olsun diye bize vermez.
Halbuki Maliye Bakanı herkesten iyi bilir ki pek yakın bir geçmişte, İttihadı Terakki hükümetinin Birinci Dünya Harbi sırasında çıkardığı kâğıd paralama altın karşılığı dost ve müttefik devletlerin bankalarında kalmış ve hiçbir zaman yurdumuza gelmek fırsatını bıılama-ıtiiiışrır. Maliye Bakanımızın bn İbret verici maziyi herhalde bilmesi lâzım geldiğine göre rahat rahat, altınlar ha Amerikada, ha burada gibi pek ibtidaî ve basit bir cürçıle sarfedemenıesi lâzım gelir. Bu itibarla altınlarımızın bir an evvel memleketimize celbedilerek Merkez Bankamızın kasalarına istif edilmesi esbabına baş vurulması icab eder.
Amerikan bankalarındaki Türk İere aid dolarlar hakkındaki i-zahat da tatmin edici olmaktan uzaktır. Bakanın sözleri âdeta bu İsin meydana çıkmasından pek hoşlanmamış bir adam hissini veriyor. Amerikanın herhangi bir hükümete, o hükümet tebaasının Amerikadakî mevduatına dair, ifşaatta bulunacağı hakkında divor ki: «Bövle bir şev tahakkuk ederse ve bize de vermeleri mümkün olursa elbette aimanıozlık etmeviz.»
Bir bu eksikti... Yâni listeyi onlar vermek istiyecekler de biz almıyacağız. Hayır, hayır... Bizim ist diğlnıiz şey mâliyemizin ve hükümetimizin Amerikan ban |
Amerikan Tu-
_________________________________)
Hububat fazlalığı yüzde 1
dr Vaşlngton: rıir. Bakanlığından bildirildiğine
göre bu yıl hububat mahsulü ge çen seneklne nazaran yüzde 1 nis betinde fazla olacaktır. (AA.) Kanser araştırmaları teşkilatı
dr Paris: — Kanser araştırma la rı teşkilâtının İlk toplantısını önü mü/deki Ekim ayınm 17 sinde Pa rlste yapacağı bildirilmektedir
Kanser araştırmaları teşkilâtı nın bu toplantısına bütün dünya dakl kanser mütehassısları iştirak edebileceklerdir- (A A ı
Televizyon sergisi
dr Londra: — Gelecek salj günü burada bir radyo ve televizyon ser gisi açılacaktır- Teşhir edilen el hazlar arasında bir kibrit kutusu na sığabilecek kadar küçüklükte o lan ve dünyanın en küçük radyo a hcısı olduğu söylenilen bir radyo da vardır- (A A *
Anıerikaya kabul edilecek Avrupa mültecileri
dr Vaşlngton: — Birleşik Ameri Ayan Meclisinin bir komisyonu alından tanzim edilmiş olup,
Birleşik Amerikaya yüz Çtn Avru palı mültecinin kabul edilmesini
Divan-ı Âlide
7
f '
(Ttaştarafı 1 incide) yorsunuz. Bu İçi© yakından alâka dar oluyorsunuz. Niçin müdahale ettiniz? Hangi safhada müdahale ettiniz? Bu müdahale İçin hangi ka ııunla kendinizi selâhiyetli buldunuz?»
Reisin gözleri burada sona eri yor. Suad Hayrl Mikrofona yakla şıyor ve bütün asabiyetine rağmen sükûnetle ve ağır, ağır konuşuyor:
SUAD H*AYRİNİN CEVAPLARI
« — Yüce Divanın ve Türk mille tinin karşısında yaptıklarımın he sabini vermekten bahtiyarım. Ve bu hâdiseden gurur duymaktayım. Baş Savcılık iddianamesini dikkât le dinledim. İki senedir büyük bir tevekkül ve vicdan huzuru İle bu-güta/ü bekledim. Emir buyurduğu
ruzatım şunlardır.
Kahve mevzuu Tekele intikâl et tiğl zaman harbin en buhranlı dev resinde idik. Memleketimizde yetiş meyen bu madde her ne kadar bir keyf maddesi ise de varidat temini bakımından hükümetin üzerinde dikkâtle durduğu bir madde olmuş tur. 945 yıh Tekel büdcesi görüşülürken daha çok kahve temini daha büyük bir varidat sağlanması huşu su Maliye Bakanlığı ile kararlaş-nuştı. İstanbula hareketimden ev vee Genel Müdürlüğün yazdığı bir tahrirat ile muhtelif firmalardan teklifler alındığı ve Berezilya kah ve şirketi ile 350 dolar üzerinden bir anlaşma yapıldığı bu tezkere ile bildiriyordu. Tekel Genel Müdürlü ğıü kanula hükmi bir şahsiyettir. Bakanlığa yalnız bir madde ile bağ İldir. Hpr Bakanın vazifesi, de bü tün Cumhuriyet hükümetlerinde vicdan ve takdir esas tutulan bir çalışma tarzına bağlıdır. Bakanla rın kontrolü ancak büdce denet-lemesile yapıldığı devirde büdceieri nin kamutaydan takdirle geçme sinden kendisine bit şeref hissesi ayıracak değilini? )■. yalnız bu t .ita nakları işaret edeceğim. 21 Ocak 946 da teşkilâtımı teftiş için îstan bula gittim. Bu meyanda Tekele de uğradım. Arkadaşım Ulvi kahve İşi ni bana intiklâl ettirdi. Bu işte Tekel Hukuk Müşavirliği ınütâleasına müracaat edilmiştir. Ve akdln bu şartlar içerisinde devam edip etme diğl sorulmuştu. Müşavirlik müte leasında akduı devamında hiç bir hukuki mesnet kalmadığını bildir miştir. Meseleyi bir defada o zaman İstanbulda bulunan Bakanlık Muşa virine teklif ettirdim- Bakanlık Mü şavirinin müteleası akdin tamanı olduğunu bildiriyordu- Yatırılması icap eden teminat 7 Ocakr; İş bankasına bildirmiş re bu ar. i ki gün sonra İş bankası tarafındın tebliğ edilmiştir. Bende Bakanlık Hukuk Müşavirinin kanaatim
İşti rak ettim. Bugünde kanaatim öndür. Tekel Hukuk Muşafirt ’e öe nim ve Hukuk Müşavirimin mu a’.e-l alan ve arkadaşlarımın, atileri ken dilerinde bir endîşe yaratı? Tarafımdan Bakanlık Huk .k Mü.sarır! nıln mıütaleasmm geri alınm a aj la istenmediği gllb- bu ■ ra-
■ ■■ ■— ■■ - ■■■■■■) , ■— ■ —...
kakırında paralan yatan zevatın isimlerini almak için faal bir rol oynamalarıdır. Bize öyle geliyor ki verirlerse almak ne ketime, bunu bir ao evvel almak içiıı fiilî teşebbüslere çoktan geçilmiş olmak gerekirdi. .Mnama-tilı geç kalınmış ta olsa yine bu istikamette bir hareket lâzımdır. ;
A. Cemaleddiıı SARAÇOĞLU
(AP.‘ tipinde denizin terkolu
tavsiye eden raporun yayınlarınca i ğı Vaşlngtonda Öğrenilmişti 3 Z mültecilerin kabulü önünıivdem ? Temmuz ayından itibaren başla ? mak üzere iki sene zarfında tu J marnlanmış olacaktır (AA 1
Hind Okyanusunda tutuşan j gemi i
★ Sydney: — 7216 tonluk Air. e 4 rikan «Cecll Sellers- gemisi F .. . ı saya 9000 ton buğday götürmek: ey 2 ken Hind Okyanusunda cımoı. •’ ( J rıııda yangın çıkmıştır
Nevyok: Liberty
bir Amerikan gemisi Hind de ateş almıştır. Geminin
nacağı zannedilmektedir. Bu mİ, Fı-ansaya 9 bin ton hububat götürmekte idi. (A A
Sikaya borsacında Soya fasulyesi satışları dr Nevyork Chicago Borsa smda hububat fiyatları düıı bir-den bire yine yükselmiştir Bu ara da buğday 5,75—9,50 nrasmda bir artış kaydetmiş, mısır 3 75 7. so ya fasulyesi İse 8 santim yüksek olarak kapanmıştır. (a P
Diiııya denizlerinde emniyet tedbirleri
dr Cenevre: Birleşmiş M. .•
ler eDnlzclllk konfesaıısı büv ı^iinya denizlerinde emniyeti . . lamak için daimi bir komite
tir IA AP'ı
kiline karnı- ver
i
fımdan bir telkinde yapılmamıştır. Bende akdln tamam olduğuna kani lâlm. Blrezilya kahve şirketi İle 350 dolar üzerinden bir anlaşma yapıl mıştı. Ve esasen o zaman bu firma dan başka bir firmada, talip değil di. Şunu yaddedeylm kİ harbin za ruretlerl bir takım yeni meseleler doğurmuştu. Bunlar Yüce Divanın malûmudur- Millî Korunma kanıı nu. kordlnasyon kurulu, döviz alma safhaları da malûmunuzdur. Akredlf İşlerinde, bir vicdan bor-cumdur, söylemeliyim. Benim düşündüğümü arkadaşlarımda düşün düler Ulvi Müsteşarımla temas et ti. Ticaret Bakanlığınca akreditif açtırılmadı. Bu zamanda uıemket te ancak dört aylık kahve sitoku-muz vardı. Memleketin geniş teşki lâtma bu stoku dağırmakta lâzım dı. Kahve işinde bir istical istiyor du. Mıırajkebe lıeveti Reisi Kenan ki bu işte vukufu selâhiyettl. Malû musur kendisi 350 doların yüksek olduğunu söyledi. R ı a ettim ve bir vazife olarak ona verdim. Kenan ve arkadaşlar fiyat tenzili üzerin de çalıştılar, ilk hamlede fiyat 330 dolara düştü. Böylece eski akit bertaraf edilmişti Ben ve arkadaş larım bunu bir muvaffakiyet ola rak saydık.
Bunun üzerine Bakanlkla Tekel idaresi arasında yeni bir faaliyet voktu. Bundan sonra ra-kib firmayı temsil eden Mustafa Lûtfi telgrafla şikâyette bu-1 lundu. Kendisine hemen cevab verildi. Ben belki
.ı * * I süratin lüzumuna kaniim. Bilhassa bunu memlekette teşkil etmenin bir vazife olduğunu daima düşünmüşümdür. Mustafa Lûtfinin telgraflarına hemen cevab verildiği gibi ayni şahsın Maliye ve Başkanlığa çektiği tel graflara icat) eden cevabları ver dim. 12 Şubat 913 de Türk basınında çıkan tenkiller. ve Meclis koridorlarındaki bir kısım ar kadaşların sözleri üzerine iki müfettişe bu işin nchkikiııi verdim. Karma komisyonda bu sıralarda çekilen tfcjg. afların üzerinde durdum. Kâfi r»ir malâmab alamadım. Yine bu sıralarda hiç bir arkadaşım tac ıfm.lan telefon konuşması oinuunıştır. Ba-kanlığın ve evimi?, telefon konuşmaları kaş? İl-,. i • n kolayca çıkarılabilir.-
Suad Hayri Başkanın sorduğu bir suale Bu.’:j .ılıkta bulunduğu sıralarda dıs ve iç ekonomi ve o zamanki ılışmaları ü-zerinde görüşlerini belirtmiş ve kendine bağlı müesseselerin faaliyetlerine mü iah.ıie etmediğini ifade ederek, eğer arkadaşlarım herhangi bir işin müdahalemle idareyi zarara soktuğumu söylerse bunun bütüp cezasına razıvım". demiştir.
Suad Hayri bundan sonra 317 dolar olarak çeler, teklifin yanlış olduğu 367 dive tashih edildiği sonradan verilen 350 dolar fi’-attn uygun karşılandığı bu işte şahsan müdahaleye ihtiyaç hissettiğini, fakat arkadaşları üzerinde tazvik yapmadığını söv lemistir.
Reisin 350 dolarlık teklife mü dahale ettiği zaman niçin evvelki dosyaları tedkik etmediniz sorusu üzerine Bakanlığın Genel Müdürlük servislerine kadar bir müdahale asla yapmadığını Bakanlığa kanunun sarih hükmü ile Tekel İdaresinin işlerine karışmayı bir müdahale saymak lâzımsa bunda kendisinin ancak vazifesini yaptığını ve bugün bu işlerin müsbet ■neticeler verdiğini söylemiştir.
Başkan Ürgüblüye Andriva-dis ve Çakmuru ne zamandan-beri tanırsınız dive sormuş, Ür-giinlü Andrivadisi hiç tanımam Vakıf Cakmur çocukluk arkada şimdi. O zamandan tanırım, demiş ve eski arkadaşlarını sıra-sile şaşmıştır.
I
Başkan. «Muttali olmadığınız bazı düşünceler dosya içinde mevcuddur. Onları okuyalım.» diyerek Andriyadisin en kuvvet li rakibi Mustafa l. tfinın müracaatına aid 25.000 dolarlık vesika muhtıra defterinden (kalbin kırıktu, Vakıf Çakmura seııed imzalandı' diye olan not, bundan sonra Brezilya şirketine çekilen telgraflar ve yazılan mekruhlar okundu. Saat 13 olmuştu, öğleden sonra saat 13 te devam olunmak üzere oturuma son verildi.
ÖGl * SONRAKİ CELSE
Öğleden sonra Yüce Divan saat 15 te toplanarak Suad Hav-rinin sorgusuna devam etmiştir. Suad Hayri öğleden sonra. Tekel idaresine asla müdahale etmediğini ve zaten Tekelde çalışan arkadaşların da bu hareketi linetleri icabı kabul edemi-yeceklerini söylemiş, kendisinin teşkilât kanununun den dışarı cıt ve bu hıı. '
,D
cerçevesin-v.adığ'iı belirtmiş --.'ırk olarak bu-■ 5. Su. t ae)
idareci
gözile
aktüallteler
fedakârlık ya-
ve iktisadiyi-ile alâkası oi-ahlâktan dı
bir halde israf d-
enerjilere şuurla bir masrafla (mu
İdarede rasyonalizasyon
asyonalizasyon mos’eloai Av*
• rupa ofkârı uınumiyoslnl epl bir zamandanberi işgal etmek
todir. Fakat son zamanlarda rasyona* Iiza8yonun aldığı büyük ohemıniyet bu mes’elo ile meşgul olanların gösterdikleri alâka ve faaliyet bir çoklarını hayret içinde bırakmıştır. Hattâ rae-yonalizasyon kelimesi günün ruznarno* sini teşkil etmektedir. Yevmi -gazete* terde, mevkut risalelerde, kitablarda, ilmî ve fennî mübahaselerde, konferanslarda ve devlet otoritesi mümessilleri ile istihsal men baları sahihleri arasındaki müzakerelerde velhasıl her yerde İktisadî hayatın ve idarenin rae-yonalizasyonu taleb edilmektedir.
Bazıları bunun moda eşyası gibi geçici bir şey oldu^mu tahayyül ediyor lar. Fakat bunlar unutuluyor ki bu modanın icab ve tatebîeri hayatidir uo kafidir. Ve bu küçük bir muvaffakı» yot olde etmek için her pılınalıdır.
Modanın, içtimaiyat tın müşterek rabıtaları madiği gibi, kanun ve
endişesi yoktur. Moda beşeriyetin saadet ve harablsl önünde hissizdir.. Bugüne kadar harikalar gösteren sanayiin birden inhidam etmesi ve yüz-binlerce amelenin bir ;iin içinde souak ortasında kalması, hayat ve itiyad telâkkilerinin değişmesi mifletîn ve bilhassa gençliğin maddi ve manevi kudret ve kuvvetinin tehlikeye düşmesi o-nun için müsavidir.
Fakat memnuniyetle kaydedilmeh-dir kı rasyonalizasyon büsbütün başka bir şeydir. 8ir moda esyası değildir Bilâkis esas ve temelleri çok derindir
Rasyonalizasyon menşeini hayatın gayrıkabili ictinab ihtiyaçlarından ve hâdiselerin şuurundan alır.
Saideki ohlıyet, zurnan, toprağın zenginliği, iptidai maddelerin velhasıl beşeriyetin haiz olduğu maddi ve manevi enerji şuursuz dilınemelidir.
Bundan böyle Ou tasarriîf edip asgari
fit olmak şarltie) azztnı bir netice elde etmek lâzımdır.
Rasyonalizasyon ıstılahından ne an taşılıyor? ..
ı — Rasyunaiızısyonun mânası:
A — Şimdiye kadar bu mes’efe İIh iştigal edenler rasyonalizasyon mi-hk-oinîn ıncf:.umunu lay.nüe ittifak edememişlerdir. Bazıları rasyonalizasyo-nun, randımanının tezyid etmek için ittihaz olunacak tedbirler serisidir diye tarif etmektedirler
Alınanlar, rasyonalizaâyonu tarif -çin «sâyin kabil olduğu kadar en iyi şekilde tanzimidir» demişlerdir.
Bazıları ise, rasyonaiızasyondan istihsal evsafının ıslahını ve fiyatların tenzilini ve yahud da insan enerjisinin tasarrufunu anlamaktadırlar.
Bir kısmı müellifler, rasyonalız.v-yon, eşyanın istihsal vo tevziini basil? leştirınek için ıntihab olunacak vasıtaları gösterir demektedirler.
Rasyonalizasyonun ayni mahiyı t s veya müşterek evsafta olan iktisadr kuvvetlerin, kortel veya tröst şekürtm temorküzünü temin ettiğini iddia ede*» müellifler de vardır.
Bununla beraber rasyonalizasyon daha bir çok şekillerde t ırif edilmiştir. En ziyade intişar etmiş olanlardan bazılarını kaydetmek faydadan hali olmıyacaktır.
Madınazel Baıııııgartner-Tranchunun Ratîonalisierung und Oenken adlı eserinde (rasyonalizasyon tâbirinin henüz muayyen bir şekilde tarif edilmiş olmamasına, ve hattâ bu kel inenin bugün başka başka mefhumu bulunmasına rağmen bazıları rasyonaii-zasyonu, ayni eşyaya aid istihsal kuvvetlerini, amele mikdarını asgarıya indirmek suretiyle bir noktada teksif etmekten ibarettir diyorlar, diğerlen ise rasyonalizasyonu istihsal masrafta rını asgariye indiren, zamandan ve kuvvetten azami derecede tasarruf et* inek yollarını temin edan bir saî metodu olarak sembolize Ödiyorlar. Bir üçüncüsü ise, rasyonalizasyon, öyle bir vasıtadır kı. aynı ramanda randımanı tezyid eden sâyin, fenni bir teşkilâtının müteradifidir diyorlar. Rasyo nalizasyonıı daha fazla kar temin edim bir âınil olarak telakki ediyorlar, bu itibarla bugünkü batının sempatisini kazandığını iddia lar.
Zira bugünkü psikoloji kâr zanoa daha ziyade mültefiltir.
Müellifin noktaı nazarına iştirak etınek lâzımgekrso hayatı iktisadîyede mühim roller oynıyan rasyenalizasyo» nıın bugün meydana gofirdıği haroker ler yeni bir mantalitenin ifadesidir Zira müellif rasyonalizasyonu nsgart zaman ve kuvvot sarfını nuoib eke ık en az masrafla eşyadan azami raht'»-ınaıı temin ve yahııd da her şeyden azami uygunluk, muvaffakiyet vc mü kemmeliyet tahakkuk ettirmeğe ınalut bir temayül olarak telâkki etmektedir.
Karlsrııholi doktor Şifrr, yazdıf.ı bir eserde, rasyonalizasyon için İnsanların serbestçe İcrasını tanzim edebileceği faaliyetinin uygun ve mu .ret ** »ıdc vn nizamlara rantından başı-.« bit şov değildir diyor.
Vrt bii tün ediyor
ve ka»
!i(u d rı- *
/
SAYFA: 4
■
a
0t
SI
Anadoludan Notlar
I
kü tiibbHüGİcr
Yeni fltyon Valisi işe başladı
! «bulda Tavuk
göfil.dü
o
Hastalıkla mücadele eden veterinar İrfan Aydınay’ın ba hususta verdiği foyanı dikkat malûmat
Afyonlular Abidin
Ötmenden himmet bekliyor
Afyon: (Hususi) — Genel Müfet •fişlikten • valiliğimize tâyin edilen Abldiıı Özmen cumartesi günü şehri mize gelerek vazifelerine başlamış tır. Gerek Milli Eğitim Bakanlığı ve gerekse Genel Müfettiğliği zama pjnda dürüst ve idareciliği ile yurdu muzda hayli senpati yaratan Özme nin bu tâyini şehrimiz çevresinde sevinç uyandırmıştır.
Cuma akşamı daire müdürleri ve gazeteciler tarafından Afyon Gar da karşılanan vali, ertesi gün sa at: 8 de daireye gitmiştir. Mesai sa atinden sonra kendilerini evine gö türmek İçin dairesinin önüne gelen makam otomobili İçin: Otomobile ancale kazalara giderken bineceğim. Hamdaolsun elim ayağım tutu yor» demiş ve otomobilin garaja gönderilmesini söylemiştir.
Samimî konuşmak lâzımsa, şehri mlz Fahrettin Kiperden sonra kud retli bir valiye hasret kalmıştır. Afyon tarihinde yer almasını arzu ettiğimiz sayın Özmene *Hoş geldi niz » deriz.
Rikâhsız bir koca
■ ■ o-----
Ateşte kızdırdığı maşa ile “Karısının tenasül organını yakmış...
---e--
((î
üy
er
Adapazarı! (Hususi) — Akyazı-pın Haydarlar köyünden Mustafa oğ lu Enverle ayni köyden Reşld kızı Gülizar nikâhsız birleşecek karı ko ca hayatı geçirmektedirler.
Kocasından habersiz evinden gün kaybolan Gülizaruı başka
keğin peşinden gittiğini haber alan nikâhsız kocası Enver üç gün sonra evine dönen karısı Gülizarı evvelâ adamakıllı dövdükten sonra elleri nl ayaklarını sim sıkı bağlayarak ateşte kızdırdığı maşa ile Güllzarm tenasül organım yakmıştır. Sanık adalete verilmiştir.
Ordu’da 15 yıldır görülmemiş fırtına
■ ——o--
Ordu: — (A.A ) — Kar ve fırtına on beş yıldanberl görülmedik bir şiddetle devam etmektedir. Dağlar daki kar seviyesi korkunç bir sevi yeye yükselmiştir. Çapar moıö.ü batmış ve gazhane önünde kayaya oturmuştur, insanca kayıp yoktur. Dun Istanbuldan limanımıza gelme si beklenen Ankara vapuru güçlük le Vona limanına sığınmıştır.
Çön?n çayı taştı
Gönen: (Hususi) — Son yağan yağmurlardan.taşan Gönen çayının Gönenin dış mahallelerlle civar köylerinin suların tehdidi altında bulunduğunu ve bilhassa Tozakçı köyünün sular altında olduğunu bil ■dizmiştim.
iki gündeııberl gelmeyen ilk vasi ta bir otobüs dün Gönenden gelmiş tir. Henüz köylerden bir haber a lınamamıştır. Balıkesir vali muavl nl Naml Ünal yanında vilâyet jan dnrma komutanı olduğu halde ma hallinde tetkikler yapmak üzere Oönene gitmiştir.
---- ----o-.-----—•
Halkevinde müsamere
Afyon: (Hususî) — Halkevlerinin yıldönümü münâsebetlle pazar ve pazartesi akşamları olmak üzere Afyon Halkevi salonunda İki gece jnüsamere verilmiş ve (Yapışık) pl yesl temsil edilmiştir. Müsamere ta tJl münâsebetlle Afyonda bulunan yüksek tahsil gençliği tarafından verilmiş ve takdirle seyredllmlstlr.
Güney Anadolunun şîrîn kasaiba(arından biri: Osmaniye
ve çalışkandır. Bu muhit, du mün bit ovadan başka Allahın verdiği I kinci* bir mill i servete, ormanı bol bir dağa sahiptir. Orman İşlerinde kullanılan ağaç çeşidinin hepsi bu rada bulunur- bir çok il ve İlçelerin odun, kömür, kereste İhtiyaçları bu radan saflanır. Ne yazıkkl bu paha biçilmez milli servetler bakımsızlık ve ihmal yüzünden heba olmuş ve gün geçtikçe de heba olmaktadır, ilçe köy halkının hemen ekserisi,
Osmaniye, 1282 tarihinde Taciri! ve Kıyı aşiretlerinin Derviş, Cev det Kurd İsmail, Zırhlı Paşalar ta rafından getirilerek, yerleştiril mele rinden meydana gelmiş, Güneyin en şirin bir kasabasıdır.
Bu güzel muhit vatanın diğer parçaları gibi istilâya uğrayarak 1334 Kânunsani birde Fransızlıır ta rafından işgal edilmiştir. Mukaddes topraklarında düşman çlzmesile te pelenmesinl ve yaylalarında çam. * gürgen, bozkekik, ovalarında menek,' dağ eteğinde olduğu İçin, bütün la şe, gül, nerglz kokan saf havasının düşman tarafından teneffüs edile ı-ek kirletilmesini milli gururuna ye diremiyen bu kahraman diyar, diiş mana karşı derhal ayaklanarak çete teşkilâtı kurmak suretilc düşmanı rahatsız etmlye başlamıştır-ilk harb 28 Mayıs 336 cuma günü öğ le vakti palljyarak ayni senenin ikin cl teşrinine kadftr devam etmiştir-O zaınan Adliye. Bahçe kazasına mutasarrıf, jandarma Haruniyo nahiyesine nakledilmiştir. Bu ara da çete kumandanlarının bir kısmı Yarpuz. Kaypak. Haruniye, Çoban kâhya istikâmetlerine çekilerek Mamure, Kaııhgeçit. Karatepe mev kilerinde düşmanla kanlı bir savaşa girişmişlerdir
Vaziyetin vahametin! ve-bu diya nn kendisine yar olmıyacağmı his seden düşman 7 Kânusani 338 per şenıbe günü G- Antcp yollle çekilml ye mecbur kalmıştır. Düşmanın top ve mermisine, sopa ve taşla karşı koyan bu kahraman diyar nihayet bu şekilde hürriyetine kavuşmuş ol du.
Osmaniyeyi 16 Kânunsan! 341 de ziyarete gelen Atatürk, imzasını taşıyan intihamda, aynen şunları söylemiştir: (Osmaniye kasabası
m ve bunun halkını ziyaret edebil diğimden çok memnun oldum. Jiûl kın. gösterdiği kalbi ve samimi te zahürattan fevkalâde mütehassl sim- Bıı güzel kalbll mert İnsanlar arasında daha Tozla kalmak saade ti için ayrıca fırsat anyacağım.
82 senelik bir maziye sahip Osma niye, sırtım Amanos dağına vermiş Kuzeye doğru uzayan düz ve verim 11 bir ovaya malik, onbeş bin nüfus lu güzel bir kasabadır. Ovalarında yetişen mahsullerin başında hubu bat, pamuk, suma. da.n, fıstık, pl rinç. gelir.. Meyvalardan en fazla poruakal. üzüm ve nar yetişir. Seb zesi gayet çeşitli ve bol olmakla be raber, her mevsi
Osmaniye halkı faal, fazlletkâr
şeşini bu ormanlara borçludur.
Buraya yağmur ekseriya baharda ve sağanak halinde yağar. Havası kışın mutedil, yazın ise sıcaktır. Ba har Osmnnlyeye bambaşka, efsane vi bir şekilde gelir. (Yeni açan gon çalar üzerinde şakıyan bülbüller, birer yıldız şeklinde her bahçeyi süsliyen portakal çiçekleri üzerinde bal toplıyan anlar, duldan dala ko narak ötüşen, cıvıldaşan kuşlar, ye şll ve çiçekli kırlarda şarkı söyllyen Ayşe ve Fatmalar) diyarı işte bu güzel muhittir.
Harlzan ve Temmuz aylannda Sı caklar gittikçe, boğucu bir şekilde artmıya başlar, İşte o zaman Amn nosun biricik yaylası olan Zorkun. Osmanlyellleri, diğer kasaba ve şe bir halkım çardaklı, kıvntmlı yolla rlle sinesine çeker ve onlara saf, su sağlam hava, erişilmez saadet bah şeder. El batıp ta İçersinden beş tane taş alınmıyan Bahrat suyu burada bulumır. Hep evin önünde kurulmuş, birer elek gibi, geceleri yıldızların irisini ufağım seçen hay malar, serin rüzgârlarla nazlı naz lı, hışır hışır sallanarak ninniler söyler. Dereler, kayalardan sekerek, çağlıyarak, kendine has bir sesle a kar.
Amanos ayni zamanda ilham top lıyan şairler, gönüllerini birbirine çekinmeden açan sevgililer, altın kanadlı periler memleketi menekşe ,çam. bahrat mor sübmül, ardiç kokan efsaneler diyarıdır.
Böyle, her hususta görmlye değer bir yeri acaba kalemle tasvir etmek mümkün müdür?
Osmanlyede Ziraat bankası halkın İhtiyaçlarını tam nıânâsile kar şüiyamamaktadır. Onun için hal km en büyük emeli kazada ikinci bir bankanın daha açılmasıdır.
Osmaniyeyi görmlyenlere tavsiyem şudur:’Eğer yolun Güneyden geçerse, bu güzel ve şirin kasaba ya uğravarak. Bahratın soğuk, şifa h sularına dudağım öptürmeyi unut
«Hastaneden hasta çalan bir doktor!»
Bir doktorun, Ar anada çıkan Bugün gazetesi aleyhine açtığı dava ...
Osmaniye: (Hususi) — Adanada çıkmakta olan (Bugün) gazetesi şahıiyetini. rencide edici mahiyette neşriyat yaptığından İlçemiz hasta hane doktoru operatör Nevzat Bal kır tarafından mahkemeye verilmiş tir. Duruşmaya adliye ceza mahke meşinde bakıldı- Duruşmada söz a lan Dr. Nevzat Balkır (hastahaneden hzsta çalan bir doktor) başlığı altında neşriyat yapılarak kendisi ne Türkiye çapında bir hakaret ya pıldığmdan bahisle suçluların teczl yeslni istedi, istinabe yollle İfade si alman .(Bugün) gazetesi yazı iş leri müdürü Nihat Oral;
— Havadisi Osmaniye muhabiri mlzin verdiği şekilde neşrettik. Esa sen matbuat kanununun 35 inci maddesinin (E) fıkrasına göre, sav cjık tarafından herhangi bir hava
dişin neşredilmemesl hakkında bir bilgi verilmedikten sonra, değil neş retmek fotoğrafını dahi koymak kanuni hakkımızdır. Diyerek bunun suç sayılmıyacağı iddiasında bulun muştur. Bugün gazetesi muhabiri Sefa Akgüngör İse, yazının metnini kendisinin yazdığını itiraf ederek, başljğı kendisinin değil yazı İşleri müdürünün koyduğunu İleri sürerek bu hususun tavzihi İçin yazı İşleri müdüründen tekrar sorulma sı talebinde bulunmuştur.
Mahkeme (Hastahaneden hasta çalan bir doktor) başlığının, Bugün gazetesi müdüründen kendisinin mİ, yoksa Osmaniye muhabirinin mİ yazdığının sorulmasına karar vererek duruşmayı 9/3/948 salı gününe bırakmıştır.
Adapazarında bereketli yağmurlar
Adapazarı: — (AA.) — Bol yağ murlarılan sonra İki gündür kar yağmaktadır. Alınan haberlere gö re Bolu dağında karın kalınlığı bir metreyi bulmuştur. Hendek—D,üz-ce yolu kapanmıştır. Adapazarı— Bolu münâkalesi de kesilmiştir. O tomobll seferleri yalnız Kandıraya kadar yapılmaktadır.
Afyonda yeni gazeteler
Afyon: (Hususî) — Şehrimizde 1 kİ yeni gazete çıkmağa başlamıştır: KALE — Hayrl Tokman tarafından çıkarılmakta olan gazete haftalık tır.
OLACAK — Şehrimiz civarında bulunan Olacak pınarının ismini a
Afyon halkev'ınde resim sergisi
Afyon: (Hususî) — Afyoıı Halk evi 1948 resim sergisi kalabalık bir dâvetll ve seyirci huzururile ve veli mlz Sayın Abidin Özmen tarafın dan açılmıştır. Bu sene sergiye ilk okullarda iştirak etmişlerdir. Her okul için ayrı bir köşe ayrılmıştır. Amatör gençlerimizin esorleri tak dlrle ^eyredllmiştlr. Gençlerimiz! ve Ev Başkam Üsdat Edip Ali Bakıyı tebrik ederiz.
Birkaç aydanberl şeluinuzde, kü mes hayvanlarının bilhassa tavuk lurm ölümüne sebeb olan- salgın ha ündeki veba hastalığı ile sağlık t.eş kllâtı osaslı bir mücadeleye geçmiş bulunmaktadır.
Kümes hayvanlarına meraklı oku yuculanmıza, bu hastalığın scyıLve mücadele şekli etrafında aydınla tıcı bir malûmat verebilmek İçin kıymetli mütehassıslarımızdan Fa tih hükümet veterineri B. irfan Ayduıayın bilgisine müracaat ettik.
B Aydınay bize bu hususta şunla ri söyledi!
« — Son günlerde kümes hayvan lannda. bilhassa tavuklarda salgın halinde seyreden ve fazla telefat yapan (Pestls Avlum) .dediğimiz ta vuk vebası görülmüştür.
Bu hastalık veteriner hekimliğini alâkadar ettiği nlsbette tavuk mc rakUlarını ve geçimini tamamlle ta vukçuluğa başlamış olanları da iktisadi bakımdan çok ilgilendirmektedir.
Memleketimizde tavuklar uriiıılc rlle kendilerine yatırılan sermaye yi her yıl ziyadesile sahibine öder ler- Halkımızın beslenmesinde oldu ğu kadar dış ticaretimizde de önem 11 bir yer tutan yumurta istlhsalâtı nuzı vo diğer tavuk ürünlerini arttırmakla memleket ekonomisine hizmet etmiş oluruz.
Bu hastalığı tanımak ve tedbir al makla hem tavukçuluğumuzu ko rumuş, ve hem de tavuk ürünlerimi zi arttırmış oluruz.
Hastalığın amili virüs olup en çok iç organlarda yerleşir ve kan-da da bulunur. Kolera ve Difteri İle karıştırılır isede Klinik müşahede ve Bakterloiojlk muayene ile birbi rinden ayrılır- Hasta tavuklar İlk zamanlarda normal durumlarını muhafaza ederlerse de yürüyüşlerinde gayri tabiilik dalma eşelen mek istemesi ve gagalamak hisleri nin arttığı görülür. Bunlar nazarı dikkâti çekmezse hayvanların birden bire düşkünlüğü tüylerinin ka barınası hattâ ibiklerinin morarma sı ve şlşmesüe hastalık kendini gös terlr, Durum çabuk vahamet kesbe der. Kuluçka olnuış tavuk gibi düşer, ağzından koyu bir mayi akma ğa başlar, ayaklan üzerinde dik du ramaz yürüyüş sallantılı olur-
Ölümünde hiç belli olmaz, gezip dururken bir çırpıntı ve bir ses çı karmakla ekseri öldüğü müşahede edilir.
Tavuk vebasında en önemli nokta bulaşma şeklidir. Hastalık da ha ziyade hayvanların salyası ile at rafa yayılmaktadır-
Hastaların gagalarından akan vl rusi salya İle bulaşan yeonlerl salım tavukların yemesi yahut ayııl akın tılarla bulaşmış çöplükleri gagala n ile karıştırmak suretlle de virüsü alurlar-
Fatih ilçesinde yaptığım mücade lede hastalığın bu nuntakada fazla görülmesinin, sebebi kanaatimce dı şarjdan bilmeyerek alman hasta tavukların salim kümeslere karıştı nlınasUe hastalık adedi artmakta dır-
Sıhhi tetblrier burada en önemli nokta vaki tctbirlerdlr-
Birinci derecede hariçten alman portör tavukları kümesdekl salim tavuklara karıştırmadan evvel karantina altma almak şarttır. Bir yerden diğer yere nakil yapmak 1-cab ederse kafesleri «Potas Kostik . yahut % 3 Natron yahut son zamanlarda önemle adı geçeıı «An-septal) gibi Antiseptik mahlüllerle dezenfekte etmek lâzımdır. Hastala nanlan hemen ayırmalı ölen hayvanların kadavralarını etrafa bıı-taştırmadan ya gömmell yahut yak malı. Yem ve sularını temiz bir yer de vermeli kümesleri dalma havadar ve güneş gören bir yerde olma h sık sık temizlenip dezenfekte edil mell.
Şimdi tedavi bakımından sülfa mitler tecrübe edilebilirse de en doğru yol zamanında aşılatmaktır. Tarım Bakanlığı bu hastalıkla mü cadele için vatandaşlara her türlü kolaylığı göstermektedir.»
Manyas - Kızık köprüsü yıkıldı
I
lan bu gazete Hisar gazetesi vazı İş lerl müdürü Lûtfl Bozkurd tarafın dan çıkarılmaktadır. Bu gazete de haftalık olup 4 sütun üzerine 4 say fa olarak neçtcdlimektedir. Her iki gazeteye de uzun ömürleri dileriz.
Manyas: (Hususi) — Manyasm Işıklar, Danca, Efi^eynxınlı, Çakır cı, Çavuşköy ve Dere köylerinin bir kısım mezruatı sular altındadır. Manyasla Kızık arasındaki köprü suların hücumuna mukavemet ede mlycrek yıkılmıştır. 8u bentlerine Anadolu dağlarındaki karların erime sinden ve tazyik yapmasından kor kulmaktadır- Bütün ova köylerinde köylüler sabahlara kadar nöbet beklemekte ve su bentlerini kont rol etmektedirler-
Edirneyi iftihar edilecek bir seviyeye ulaşmış görmek için Bayındırlık, Sağlık, Tarım, Tekel, Ekonomi Bakanlıklarının bu beldede kendilerine düşen ve az bir gayretle yapılabilecek
vazifelerini ihmal etmemeleri lâzımdır..
Edrrnenin Marmara şehri olan Bursaya her hususta rakib olabileceği düşıi-niılurse, bu iki şehir arasındaki bugünkü farkın nasıl kapanacağım. birinin ileriliği yanında diğerinin geriliği- —— —
ni yaratan se - ( _
’r.t'bleı i derle- ıT mek ve bunlar | üzerinde düşün-'" —
nıekle anlamış oluruz, ipekçi Bunsa, sebzeci, meyvaci Bursa, konserveci Bursa, turistik Bursa -bogünkü hummalı faaliyet hayuiı içinde büyürken, ayni kabiliyetlerle mücehhez Edirnenio, engin bir gaflet uykusunda kendisini kaybetmesi, hakikaten göz yaşartan bir sefalet tablosu teşkil etmektedir. Bu sefalet misalini yok etmenin çarelerini kısa kısa söylerken, Edirnenin yakın bir mazide bir mandıracı, bir sabuncu, bir reçelci, bir ipekçi ve meyvaci şehir olduğunu bilerek bu vasıflarını geliştirmek suretile Edirneyi memleket istihsal hayatında faydalı kılacak yallardan yüriimeliyiz.
Meselâ Ziraat Vekâleti Edirne yi bu zaviyeden işlenecek bir mevzu olarak ele almalı, hattâ Edirnede büyük ve modern man «hralar vücuda getirirken, hayvan cinsini ıslah edecek haralar ve mühim bir kısım araziyi işli-yecek çiftlikler vücuda getirmeli : öte vandan da: büyük bir ziraat mektebi tesis etmelidir
Tekel, Tarım, Ekonomi Bakan lıkları kendilerini uyuşukluktan kurtarır, hamleci bir ruhla ve memleketi kalkındırma zihniye-tile buralara gözataı larsa, Edime birdenbire değişebilir. Bu suretle iktisadi kaynakların beslediği Edrine de, kendiliğinden bir talik değişikliği olacağı muhakkak tır.
Fakat bütün bunlardan önde gelen bir nokta ise, tahsisatları verilmiş, yıUardanberi yapılmayan devlet binalarının temellerini atma zamanı gelip geçtiğidir Esasen şimdiye kadar gösterilen duraksamanın da affedilmez bir suç teşkil ettiğini, Edirnenin her gelen yeni yıl içinde, geçen yıla nazaran sönük kalışından anlıya biliriz. Ziraat, tş Bankalarının Edirne şubelerde, Sağlık, Ulaştırma, Tekel Bakanlıklarının E-dimedeki teşkilâtına aid binaların hemen yapılmasına başlan- j malıdır.
Hele Edirnede açılmak şartile bir çocuk ve doğum hastahanesi için eski maliye müsteşarlarından Ali Rıza Beyin bağışladığı 75 binliı-anın yıUardanberi bir ke narda tutulmasını, bu yardımı I Sağlık aBkanlığının tamamlıya-1 lak. bir eser yaratma sahasında hiçbir hareket göstermemesini esefle görüyoruz. Gönül isterdi ki, bilhassa Behçet Uz gibi is I görmeği her türlü reklâma tercih eden ibr insanın. Sağlık Ba kanlığının başında bulunduğu b” I zamanda Edirnenin doğumevi ve çocuk hastahanesi ihtiyacı gi denişin. y s
Memleket kalkınmasında vt onarılmasında mevsim, raman yoktur. Bunu anlamalıyız. Kaz nıanın durulduğu, betonun dökü' düşrü an, işin görülmesi gerek I tlgı en hayırlı zamandır. Bunun yapılmadığı ve ileri ve bırakıldı I gı saatlerin, haftaların, aylanı I ise memlekete fenalık getiren meş um devirlere temel olduğu aşikardır. s
Eğer yirmi beş senedir Edir neye, hudud şehri demeyip te her sene on yapı yükseltseydik bugün şehride giiler yüzlü ümû’l saçan 250- yapılı bir aydınlık I semt vücuda getirmiş olurduk I Yükselen her beton sütun, ik üç Türk çocuğunun dayanağı o I lur, şehirde bugün, insaııı ürper ten ıssızlığın hâkimiyetine im-; kân vermemiş bulunurduk.
Su halde Edirnede nüfus bağ hvaeak hattâ tophyacak istihsal hayatını yaratmak vecibesile karşı karşıyayız. Bunun için şeh rin fare yeniğine çevrilmiş şurasından. burasından kırpıJmalcta olan plânına değişmez bir sekil verilmelidir Edirne kalkınmacının bir ımlh vicdan işi olduğu kabul edilmeli, medenî insani rm yasadığı bir yer olduğunu anlatabilmek için de otel - sine-°kant,a 2ibi dışarıdan g(S1 eceklere şehri tanıtacak ve onları geldikleri yer? bağlıyacak ilk ve medenî ihtiyaçlarını kar-guıyacak tesislerin yükseltilmesi şarttır. Ve bu cihet şehrin ba yındırhğı bakımından en başta
gelen bir iştir.
Şehri ibtidaîlikten kurtaracak ve ona sahib bulunduğumuzu is-batlıyacak yapıların yükseltilmesinden som adır ki sıra, Edir-nenin turizm zaviyesinden kıy-— YAZAN: —
[Şaban Taşkın ŞehidoğluÂ
metlendirilmesine gelir. Yoksa tarihî eserlerini dikkate alarak gelişigüzel Edirneye turistleri celbe kalkmak boşuna bir gayrettir. Artık iyice anlaşılnuştu’ ki turizm, konlor, rahatlık, kolaylık, zevk ve neşe içinde bilgi edinme, tarihi ve tabıati iğrenme demektir.
Sinesini Osmanlı mimarisi, Os manii sanatı, Osmanlı ruhu. Ormanlı zekâsı hülâsa Türk dehâsının müstesna eserlerde süslemiş bulunan bugünkü Edirneye turisti getirdiğimiz zaman, geçmiş devirlerdeki ileriliğin yanında, günün içindeki geri kalışımı-n
zı ve hâfcıleaİKjiğimizi anlatmak tan başka birşey yapmış olxnt-y»cağımıza dikkat etmeliyiz.
Edirnede kurulacak oteller, lokantalar, sinemalar, müzeler, kütübhaaeler turistlere 1 kendi ■" - memleketle r i -
■ ni arafcmıyacak
I bir aniaviAİa ça-
| -bştıraijilınirse E ~ —__dirııe hondca -
İstanbul turistik asfaltı üzoruı-de en tipik, en cazib bir tın istife belde olarak yükselecek, turistlerin hafızlarında. nesüi»^uen nesillere nakledilecek sevimli bir hâtıra kaynağı halini alacaktır.
Edirneyi böyle iftihar e(ü_e-cek bir seviyeye ulaşmış germek, içiıı de Bayındırlık, og-ğlık, Turun. Tekel, Ekonomi fJukanlıklarının bu beldede kendıl -ci.ne düşen ve az bir gayee-'le yapılabilecek vazifelerini'•ihmal etmemeleri lâzamdu
Şaban Taşkın Şdıiduğlu
, . .......... .. .
Siyaset Aleminde
_! — M — —
-
W
|
cut .buldu,
1922 ihtilâlinden sonra Türıuye-de bir diktatör rejimi kurulmuştu. 1945 sene?inde büyük değişiklik vücut buldu. Parlâmentoda m’ih((-lefrite yer verildi ve basında serbest tartışcmlar boşladı. Fik • ve hükümeti, tenkid Bundan .başka dal . ı:i . bakıııın-
Fhilipe Priee’m “Royal Empire,, cemi yetinin bir toplantısındaki demeci eçen akşam Roya) ce-miyetinin bir toplantısın-
da bir demeçte bulunan Mr. Philips Price, dinleyicilerine şunları söylemiştir:
1945 Bonesinde Rnsyada iki ay kaldım, 1946 seıtesindejse Balkanları ziyaret ederek Doğu Avrupa-daki Slav ırkına mrnsub insanla-lann yaşayış Zarzlacuıa e-tu d ettim. Bu memlek. ilerdeki kalkınma hamlelerinir. ve komünist rejiminin kendi sahosımlaki halka aşı ladığı (alışma hissinin, tesiri altın da kaldım. Fakat ayni zamanda, insan haklarım âmme hürriyetle rine ve kütlenin ibadet hakLırıııa karşı gösterilen lâkaydi de üzerim de büyük bir tesir bıraktı. Demir perdenin arkasında bizimkiyle tam manâsiyle ayrı olan boşlca bir dün ya yaşamaktadır. Bu dünyada. Bi zans zamanından Slavlara miras Iralan tam mânasiyîe totaliter bir rejim hüküm ‘sürmektedir. Bu totaliter »e otoriter an’aneler Kari Mars'ın teorisiyle moderııleşruiş ve âdeta fanatizm denilecek bir şekil de bir inanış halini almıştır.
İngiliz milletler camiası ve Anıe rika, insan hakları x âmme hürriyetleri üzerine kurulan ikinci dünyayı teşkil etmektedir. Bu dünya fikirlerin1 denizler aşın ülkelere yaymış HindisL.nın kalkın masını sağlamış. Arab memleketlerine girmiş ve Ortadoğu memleketlerini kurunu vnstada hayatın dan çıkarıp modern dünyaya dahil etmiştir. Fakat bıı iki dünya arasındaki hudut üzerinde bulunan i-ki memleket vardır: Türkiye ve Iran.
Türkiye Karad(nizl(? Ege denizini birleştireır m.lletlerarası önemi haiz boğazları kontrolü abında bulundurmaktadır. İran İ6e Kızıl deniz ile Basra körfezi arasında bulunan vâsi petrol melihalarını kontrol etmektedir. Modern inkişaflar, bu iki memleket üzerin
de nasıl tesir etli? Acaba bu iki ( saye dilde,? Rusya .ekseriyetini, n memleket Rusyaya doğru mu, yok lümanlaı ııı teşkil ettiği Jieııis b ıa bize doğru mu meyletmektedirler?
Her iki memleketi de 35 sene wel ziyaret etmiştim. Geçen-se-,ıc yeniden yaptığım ziyaretlerde -) zamanla bu zaman arasındaki farkı müşabadr etmek imkânlarını buldum. Tüı biyeyi Osmanlı İmparatorluğu zamanında biliyor. 1-ranı ise Mehmed Ali Şahın tahtıuı inip ilk Demokrasi prensipleri tatbik edildiği zamanlarda görmüştüm. Genç Türklerin Türkiye-yi modernleştirıpiye çaligtıklâarııu fakat karşılarına Birinci Dünya Harbinin çıktığım yakinen biliyorum. O zamamardan beri, başlarında Kemal Atatürk olmak üzere Tüıkiyede şümullü bir milli inkı-lâb hareketi baş göstermiştir.
Bu sefer Türikeyeyi ziyaretimde. Türk ihtilâlinin Sovyet Rusya-nuı Elcim ihtilâlinden bir çok bakımlardan çok dalın öııenıli olduğunu yakından müşahade etmek fırsatını buldum. Bir çok aDa sana yilerde şahsi mülkiyet tanındı, âmme mülkiyeti vücut buldu, fakat köylerde çok az değişiklik vü-
söz hüriyeti ve serbesüsi verildi, mahkemelere tajr^ di Âmme h ililÂyetleri
dan. Türlüye araktan a çağa hizanı yolumuzu takib etmektedir.
Türkiyenin dahilî kalkınması, biriiık kuzey komşusu yüziirrk.-. hüj-ük manialarla karşılaşmak tadır. Rusyamn sıcak ildim lima 'la-rını istemesi, ve Kars ile Ard ıan gibi Türk topraklarında hak tc-nıesi. her.gün ciddî bir nahiv -labih cek milletlerarası gü( l' -er t doğurmaktadır. Rusya u gil nı . kıl-rarası ıneselelerııj. millet.' ~ı-rası bir konferansta incelenin str.i
M 1
*1-
I “ k't
reddetmekte sadece T’krkiy müzakere bre giıişLi*)\i arz maktedir. Bunun neticesi o’ * Türlüye hıgiltereden kuvvetli vasi müzaherett’ftlde cfti. Aynî •manda, gtccu sent lrum.uı (
• rini neticesi olp» ık T’ir.uyc \ » dun plânı Amerikan kongr .d J kabul edildi. Türkiye sade» v adce-•rı bakımdan değil» ayni zam» ıdn sanayi ve münakalât bakımından da yardım görmelidir. Esas budur. Her ne kadar Türkiye rta doğuda (en iyi idare edilen bottu -ketse de. Sınayi bakımından Avru pa standardına göre çok geridir.
Rusya - Türkiye ve İranın birle* tikleri doğu vilâyetleri hakkında .malumat verdikten sonra/ Philips 2 Price* sözlerine söyle devam feVriş tir:
*Bu memleket ayni zamanda si-vasî alâkayı celbeden bir ülkvdn. Doğu bölgelerinin bir kısmı 1878 senesinde harb ganimeti olurnk Huşlar taral’ından ele grçirihnişr Berlin kongresinin aldığı kararla:
I
lümanlarnı teşkil ettiği 4teniş Türk erazisini ele geçirmektir.
Bu bölgeyi 1912 senesinde Türk 'kısmından ve gene 191’) senesinde Rus ordusuyla birlikte Hâfkas cebhesinden ziyaret etini, tim. Ekim ihtilâlinden sonra Kuşlar şimdi, eskiden Kuşlar taraflı dan sakin olduğu için bu bölge' ' geri almak istemişler. Fakat. Rus ordulariyle birlikte Kafkas cebhe-sinde bulunduğum zaman. Kuşla t tarafından hazırlanan istatistikler elimde bııluıımalrtadır. Du istatistiklerden anlttgducağına gön . hu bölgedeki Enmuıilerin nisbeti hu. bir zanıan yüzde'30 u geçmemiştir. Bu yirmi sekiz sene zarfımı . Türkiyenin işgali altında bulun?. ı Kars ve Ardalıandaki inkişnfl.u gözden geçirmek enteresandı. B . nuntakalarda kaydedilen inkişaflar beni tatmin etti, çünkü bul larım. ben hem Rus hem de Tür' -lerm idaresinde görmüştüm. Rıh ların zamanında terakki kaydedil modiğini söylemek istemiyorum fakat Tüıkleriıı idaresine geçti -ten sonra da terakkilerin kaydedildiği bariz bir hakikattir.
✓
• z* •
TENİ SABAH
SAYFA: 5
3 M ART 19 k
| İslâm i a İhının En Meraklı Bahisleri |
S
w
%
V
p
Muaviye hakkında çeşidli malûmat — Muaı iyenin doğuluna aid bir kehanet — Muaviyemn müşavirleri — Islûmda ilk riisıvet kapısı nasıl açıldı?
69 ___
Amma, îbni Zübeyre gelince iş değişir. O: tilki gibidir, yal -taklanır ses çıkarmaz, fakat fır eatı ele geçirince arslan gibi çul lanır, saldırır, biçimine getirince hiç acıma onu parça parça jyle!
Ölümü yaklaştığını anlayınca, gözlerine sürme çektirdi, sa Çim sakalını taratıp nizamına kovdurdu,.güzel kokular süründü. ’ Yatağının içinde doğruldu. Huzuruna girenler onu böyle gö-rünce: ı
— Emirilmii(minin iyileşmiş' Dive sevindilerse de bu sevinç uzun sürmedi, koca siyaset kur -du:
— Ben teceüüd edin dostlara ve düşmanlara kendimi haftalıktan müteessir olmamış göster -d’’m. amma Ölüm insana bir kere neneesini salınca, artık on -dan savunmak favda etmez.
Mealinde şiirler okuyarak hıınn teslim evledi.
Muavivenin vefatında (6 Sm RRO) Duhhâk bin Kuvs: Iü-a haberini halka ilân irin rr* 'bnrö c’ktjğı sırada sövled’ği sözleri onıı en veciz surette tas vir eder:
«. Ev nâs. biliniz ki- ern’ril mü’min’n Muevive bin Ebn Süf yan vnfaf ertpdi. Eanirilmü’mi-nin ho^crnncuhık ve kansıkbga mani olmak bakımından ha’kın jDAnfnptine çeheh oldu. AUnhü: T-mip anın elile fitnevi ve avrı-1ı ğ’ kökünden konardı ve onu kvi’nrı üzerine hâkim kılarak askerVri karada ve denizde «ra-za’am mktı’ar ve savısın fütıı-hrtn nnü oldn’nr. (Elinde tut+u j&ii çrÖ9tererek) bakıl
m- tuttuğum onun ke~
fer’d”' Bjz: son hizmetini ve-rinr oo’îrpnpV kabrine götünio Pd-'f’nndrr^’’- dünvada vanfık İpT-r)’n vo i şediklerinin snjrırlaı r;ı^ terke-ı-livenö-1
Ta-ılâ: dilerse ona) azab ve ukubeti » H‘»rrnT'.
ru
ni
• • 0-
Bu büyük devlet kurucusu hakkında annesi Hind; bütün Kureyş kavmı bir yerde toplanıp da bunu ortalarına alsalar, o: yüne istediği bir tarafdan çıkıp kurtulabilir!» demiştir ki, hakikaten zekâ ve dehâsuıı çok iyi özetliyen bir vecizedir.
Muaviye devlet işlerini tanzim ve idarede, zamanın ve mu hitlerin ihtiyaçlarını kavramak ta pek mahirdi. Şöyle demiştir:
— Ben Aliye dört sayede ga lebe çaldım:
1) Ben sırrımı saklarım, o saklamazdı. Yüreğindekini açığa vurur ve işini arıkta görürdü.
2) Ben: kendime bağladığım ve itaatim temin evirdiğim mu’i tazam bir askerin basında idim. Ali ise: fitneci, dönek, bayağı insanlara, kumanda etmek ıztı -rarına düşmüştü.
3) Cemel isinde AJivi valnız bıraktım, kanamadım Yenen de. yenilen d.e zavıf düşecekti, îster galih veva ister mnğlfıb sun zavıf düsmiis olanlardan rini ezmek kola v1 a sıyordu ve tekim bö’de de oldu.
4) Alinin e^î’mez do^i’iduğu
onu sevenle**! bile uzaklaştırın benim düşürdü, tste
onun bu hal’ kendi için zaaf se behî hana da nusrat ve kuvvet vesileleri oldu
Vn viyıc Aflıavive hir bajsk.% sözü ile mıkarki mi’trıi®ıifinn-dan r’n»”mei’«mn’’ fz^h (*de:c:
‘•T-Tollrjn hpn'-îrr, hırdan sapt ]ik TrpTrn VUtr-^-nkhh vosterîl -rv)al- cniz rîo-î-.’lflîv tcohında af -IfetmeV • b î lmW-i b kfı nıtetri i r, pjxrnc*nt ilrfî^n f’JlV r*r»y-’r»?ev.
VA mırnıvon VI • If "K .--rx •
HrrHr
S'' — - ’ • - ıı
’PF*» R07*1orî
fin Aıy
Tahta-
aldık-
16 say
ol bi ni
İr bs-va kn. dr^RTİ TTTPT^ HHIFİ
V»M nııvpHp nbır
ve korku irinde ida ****** **
• •
um
rrr1!nb»b
'(Davamı varl
Dsvan-ı Alide ikinci
• _______________
Bas tarafı 3 Urırüde Iunan arkadaşlarının Yüce Diva nı daha cok tenvir edecek vaziyette bulunduklarını ifade etmiş tir.
BAŞKANIN BİR SUALİ
Başkan bunun üzerine Suad Havrive:
— 11-10-945 tarihinde Andri-yadis ilk teklifini yapıyor, bu teklif evvelâ kabuİ edîlivor. İ-vako ile telgraflar çekiliyor. Tekel Müdürlüğü ile muhabereler geeivnr.- \ ndrivadisin ilk teklifi fob 262 olduğuna göre navlunla berahpı 31 î dolar kadar tutu-yor. Bunun üzerine Anch'ivadisin ikinci teklifi 350 dolardır. Bn iki teklifi nasıl izah edebilirsiniz" Akreditif işi hakkında Ticaret Bakanlığı ile geçen muhabere nedir, diye sormuştur.
Suad Hayri verdiği cevahda, bu i )le bana Ulvi tarafından arz-djlen nokta hukukî bir ihtilâf bakkaldaki düşündüklerim -dır. Tekel idaresinin müteferrik işlerinden elbette ki orada çalışanla iıha çok malûmattırlar.
Bundan sonra, Reis Suad Hay nve biı taraftan Andriyadisin teklifini kabul eder vaziyet takınırken diğer taraftan akdi boz mak ivin akreditifin açılmaması için Ticaret Bakanlı5?ifa müracaatın nasıl izah edileceğini sor muştur.
Suad Haj-ri cevabında, Andri-yadisle yapılan mukavelenin bozulmasına sebeb olmadığını, fakat son temasları neticesinde Andriyadisin kahve fiyatını indireceğini hissettiği için bu mukaveleden kurtulmak yolunda çalıştığını söylemiştir.
Bundan sonra başsavcı da bazı sualler sormuş ve Suad Hayri bu suallerin asıl alâkalı Tekel. Orman memulları tarafından aydınlatılacağını «öylemiştir.
ULVİ YEN.UAN SORGUSU
Buıvian sonra Ulvi Yenalın Borusuna geçilmiştir. Ulvi Yenal
daki sözlerinin steno ile tutulduğunu ve ifadelerinin ne şekilde yazıldığını görmediğini söylemiş-karma komisvoııdaki sözlerinin hemen Lensinin aksi şeklinde i-fade vermiştir.
Viîrp Divan Başkanı Ulvi.
(
I kahve isinin bastan sonuna kadar geeirdİFÎ safahatı anlatmış ve ' ne sövliveeecrini aGT’nrıiFtıır.
i ASABİ BİR İFADE
Ulvi Yenal. oldukça asabi bir ; ifade ile, bir kısım sözlerinde ı Su a d Havrinin sabah verdiği i-• fadelorle mütenakız beyanatta . bulunmuştur.
Kahve işinde Ulvi Yenalııı e-saslı rolü bulunduğu için reis mütemadiyen Ulviye sualler tev cih etmiştir. Bu. suallerden alı-1 nan cevablar dâva üzerinde büyük tesir vâpacağı aşikardır. Ulvinin ifadelerinde mübayenet halinde bulunan sözler de vardır. Ulvinin ifadesi saat 19.30 a | kadar sürmüş ve oturama, yar I nn saat .10 da devam edilmek i üzere son verilmiştir. *
Komünisi’ik îdd asife
Mahkemeye verilen 56 kişinin dır uçması (Ea)tarafı 1 incide) nefretle karşılandığını .belirterek durulmanın ^izli Yapılmasını istemiştir.
Bunun üzerine söz alan sanıklar dan İbrahim TopcuGglu*
4 Bize isnad edilen suç alenî yapılmıştır. Töhmet altmda' bulunuyoruz. Efkârı umumiye: e açık olarak hesab vermek istiyoruz* demiştir.
Neticede mahkemenin gizli yapılmasına karar verildi.
karma komisyonda ve müfettişlere verdiği ifadelerin biiyük bir kısmına muhalif beyanatta bulunmuş, müfettişlerin kendisinden zoı la ifade alarak imza ettirdiklerini vee karma komisyon
Üç çığ kazası
(Tlaştarafı 1 incide)
Bugüne kadar 11 içinde kaydedl len çığ kazası Üçü bulmuştur.
Hartova köyünde 11 Yurddaşm kaybına sebep olan felâket’.en ma ada, diğer çığ kaymaları yü biri vazife başında bulunan çavuşu olmak üzere 14 yurt ha kaybetmiş bulunuyoruz.
zünden bir hat Jdaş da
(Baştarafı 1 incide) du. Davet edilen belediye başkanı-Ragıb Tüzün de toplantıya gelmiş ti.
jl başkanı Üzeyir Avunduk kon greyi alıktan sonra yoklama yapıldı ve başkanın teklifile Ata-türkün hâtırasına iki dakika saygı duruşu yapıldıktan sonra kongre riyaset divanının seçimine geçildi. Bu arada kongre başkanlığı için yapılacak seçimin şekli ve namzed ler üzerinde bazı tartışmalar olduk ' tan sonra kougre başkanlığına Feyzi Lûtfi Karaosmanoğlu, başkan vekilliğine de Ahmed kılıç seçildiler.
Rapor okunuyor
Riyaset Divanı yerlerini tan sonra idare kurulunun
la tutan raporunun okunmasına bastandı. İdare kurulu raporunda muhtelif parti faaliyetlerinden bahsedildikten sonra 12 Temmuz beyannamesine de temas edilmekte ve 12 Temmuz beyannamesinin her şeyden evvel Demokrat Partinin kanun dışı faaliyette bulunan bir ihtilâl komitesi olmadığını tes-bit eden bir vesika olduğu Anayasanın teyit ettiği kanun hâldmjye ti icabından olarak idare âmirlerinin bitaraflığı, partilere eşit muamele edilmesi ve siyasî düşünüşlerinden dolayı hiç kimsenin mesul edilmemesi esaslarını ihtiva et tiği belirtilerek yavaş da olsa esasların tahakkukuna doğru dildiği belirtilmektedir.
Meelis Grupu meselesi
Raporda bundan sonra Meclis Grupu meselesine de temas edilerek ödenek farklarını partiye ver-miyen milletvekillerinden bahsedil mekte ve şöyle denmektedir:
Hürriyet Misakmın tahakkuku için meclisten avrılmak bile mev-*
zınıbahis olabileceğini düşünen De mokrat Parti teşkilâtı bugünkü bü tün tevillerine rağmen küçük bir fedakârlıktan çekinenlerin yarın bundan kat kat daha mühim maddî fedakârılığı göze alabilecekle-rnden haklı olarak şübheye düşmüştür, denmekte ve genel idare kurulunun parti içinde büyük kon greden sonra en yüksek kademe olduğu belirtilerek şöyle devam e-dilmektedir:
«Tıpkı bizim gibi tüzük hükümlerine tâbi olan ve partiye karşı taahhüt ve vazifeleri teşri ve murakabe sahalarında parti programını genel idare kurulunun idaresinde tahakkuk ettirmek olan par timiz meclis grupu üyeleri kendilerini bûduü mücerrette muallâk bir teşekküle bağlı addettikleri an da bizimle irtibatlarını kesmiş o-lurlar. Bunun neticelerini de ayrıca belirtmeğe lüzum görmüyoruz. Yalnız şu kadar söyliyelim ki tek parti faaliyetine götürdüğünü son çeyrek asırlık tatbikatta gördüğü müz bu sistem hiç bir zaman Demokrat Partide yer ahu ıyacaktıı\ Bu arkadaşlar unutmamalıdırlar ki milletvekili seçilmiş olmalarının yegâne âmili aylarca her kahra her tazyik ve tesire mukavemet e-den ve vazifelerini isimsiz olarak gören yüz binlerce kahraman arkadaşlarımızın feragat ve fedaltâr lığıdır. Son günlerde eserlerini gör miye başladığımız Demokrasinin inkişafının da âmili yine onlardır.
Hatibler söz alıyor
Raporun okunmasından sonra söz alan bazı hatibler idare kurulunun faaliyetini tenkid etmişler ve söz alan İsmail Uray adında bir hatlb de son. günlerin hâdiselerine temasla mücadelenin Halk Par tisi diktatörlüğünden kurtulma dâvası olduğunu parti başınduki-lerinin bunu unutarak Halk Partisi başındakilerle anlaşniağa kalk tıklarını söylemiş ve hatibin sözleri sadede seslerde kesilmiştir.
Temmuz beyannamesine hücıını
alan Osman Taşkınbaş is-bir delege de dâvanın parti
bu gi-
1?
Söz mi ııde ler dâvası olmadığını memleket dâ vasi olduğunu, memleketin üzerine çöken siyah tahakküm bulutlarının er geç dağılacağuu aöyliye reli raporun 12 Temmuz beyannamesine aid kısmına temasla 12 T-mnıuz beyannamesinin Türk milletini oyalamak üzere hazırlan dığını bildirerek sözlerine şöyle de vanı etmiştir:
12 Temmuz beyannnmesi Demokrasi dâvasında iktidar partisinin samimiyetine bir vesika ve delil değildir. Fakir Türk köylüsü nü aldatmak irin hazırlanmıştır. Demokrat Partinin kuruluşundan-beri iktidar partisi onu boğmak i-çin sarfettiği faaliyetin delilleri meydandadır. Halk Partisi inkılâbında hayırlı hizmetleri çok olmak la beraber o hiç bir zaman milletin kayıtsız şartsız hâkim olduğu prensibini tanımamıştır. Bunun 1-çin elimde bir çok deliller var- demiş. V e ödeneklerini vermiyeıı mil letvekillerine de temasla milletvekillerinin milletin mümessilleri sı-fatiyle hiç bir makamın iradesine tâbi olmıyacagıııı söyliy.-rek ödeneklerini partiye vermediler diye, bildirmiş-özleri bazen tasvib İtlilerle karşılanmış-
nenlerim parti;
tenkid edilemiyeceğini tir. Hatibin bazen de gü
tır. Oturuma öğle yemeği tatili i-çin saat 13 de son verilmiştir,
İkinci oturum
Öğleden sonra ikinci oturum Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlunun başkanlığında açılmış ve söz alan bir çok delege genel idare kurulu ile meclis grupu arasında çıkan ihtilâfın hal merciinin il idare kongresi olmadığını, il idare kurulunun raporunda bu meseleye ve 12 Temmuz beyannamesine temas e-dilmiş olmasını tenkid etmişler ve 12 Temmuz beyannamesi hakkında parti görüşünün daha evvel a-çıklanmış bulunmasile bunların ra pora alınması lüzumsuz olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu arada bu kısımların rapordan çıkarılmasına dair bir takrirle diğer bir takrir başkanlığa verilmiş, ikinci takrir de genel idare kurulu ile meclis grupu arasındaki ihtilâfın hallinin büyük kongreye aid olduğunu bildirerek ancak partinin salahiyetli bir makamınca hu ihtilâfın ne zaman ve ne suretle halledilece ğinin kongreye bildirilmesi ile tifa edilmesi istenmekte idi.
TenkitHere cevab
Bundan sonra tenkidler yapan hatiblere idare heyeti adına Zübe-yir Avunduk, Zühdü Veli Beşe ve Osman Şevki Çiçekdağ cevablar vermişlerdir. Osman Şevki 12 Temmuz beyannamesinin neşrinden sonra bazı kimselerin beyannamenin bir muvazaa olduğunu ile ri sürmeleri üzerine teşkilâtın aydınlatılması için bu hususların rapora alındığını bildirmiş ve ondan sonra gnup ve idare kurulu arasındaki ihtilâfa da temasla bu gibi parti meselelerinin teşkilâtın her kademesinde görüşülmesinin bir zaruret olduğunu bildirerek ö-denek farklarının verilmemesinden doğan ihtilâftan duymuş oldukları teessürü izhar etmiştir.
Rapor kabul ediliyor
Müteakiben daha bazı hatibler rapor hakkında tenkidlerde bulunmuşlar ve neticede birinci tak rir reddedilerek rapor ekseriyetle kabul olunmuştur.
Üçüncü oturum
Oturuma on dakika ara verildikten sonra üçüncü oturum Ahmed Tahtakılıom başkanlığında a-çılmış vc başkan genel idare kuru lu ile meclis grupu arasındaki ihtilâfın ne zaman ve ne smvtl^ halledileceği hakkındaki takriri reye koymuş ve takririn kabulünden sonra söz alan parti başlcanı Celâl Bayar aşağıdaki konuşmayı yapmıştır:
Celâl Buyarııı konıiMiıaM
(— Kongrenizin başarılı xre kut lu olmasını dilerim. Gayemiz aziz milletimizin arzu ve isteklerini ye rine getirmektir. Demokrat Parti içinde vazife alan her şahıs mil lete hizmet için kendini vakfetmiş tir. Bütün teşkilâtımız çalınmalarına bu fittir hâirimdir. Utaıokrat Parti girişmiş olduğu mücadelede muvaffakiyetin n: kademesine a-yak atmış bu aktadır. Daha eski durumu İniyorsunuz. Vazife mizin tamam olduğunu söylemiyorum. Fakat yavaş da olsa ilerlemektedir. Üç ay evvel antidemokratik kanun yok diyenler bugün bu kanunlann değiştirilmesi yolundadır. Sıkıyönetim kaldırılmıştır. İskân kanunu değiştirilmiş, polis vazife ve salâhiyet kanununun 18 inci maddesi kaldırılmış, seçim kanunu gizli oy, açık tasnif esaslarına göre değiştirilmesi yolundadır. Bizler milletimizin muhtaç olduğu huzur ve sükunu teinin ile refaha kavuşmasına çalışıyoruz. Bunun ieiıı mücadele ederek hedefimize emniyetle yürüyoruz. Bu şartlar içinde mecliste çalışmakta iken ve bilhassa büdce müzakerelerinde nıilletvekillerimiz ü-zerlerine düşen vazifeyi ifa ederken tahaddlis eden anlaşmazlıktan müteessir olmıyan kimse yoktur. Bundan doğan ızt irabımız millete de aksetmiştir. Zira millet ümidlerini Demokrat Partiye bağlamış bulunmaktadır. Milletin bu itimadını kırmak kimsenin hakkı değildir. Diyorlar ki iktidara ram oldunuz. Neden aksini söylemiyor lar? Bugün iktidar bize ram olmuştur. Yolluk ve ödeneklere yapılan zamlardan sonra maalesef parti grupumuz tesauüdünu kaybetmiştir. Bu tasarının müzakere sinden evvel toplanan grupunıız tasarı aleyhinde buiunnıağa karar vermiş ve mecliste de bir istisna ile aleyhde oy vermiştir. Tasalının kabulünden sonra tekrar toplanan grup bu? farkların aluımuma sına karar vermiştir. Şayet bu karara uyarak farkları almamış* olsaydık millet önünde prestijimiz yüz bin kat daha artmış olacaktı. Meclis grupuna aid ikinci bir meseleye gelince grup idare heyetinden istifa eden dört üye yerine yenilerinin seçilmesi lâzım gelirken, grup bütün seçimleri yenili-yerek yeniden idare Mevcud idare heyeti yapılan seçimlerle iş gir için iki aylık bir
resinde ne tasavvuru olabi
Şahsen rica ettiııı fakat
Seçimlerin tamamen yeni
ik-
sini istiyenlere şahsen rica ettim. Dinletemedim. Vaziyeti telif için elimden geleni yaptım. Buna rağ-’ men dâva hallolunamamıştır. Fa-kat halledeceğiz. Milyonlarca in- ] sanın ümid bağladığı bir teşkilâtta bu dâva hallolunmalıdır. Hal şekli ne olmalıdır? Bunu şimdi hu surunuzda açıklıyamlyacağım. Fa kat pek yakında gereken kararları Demokrat ‘Parti prensipleri dairesinde alacağız. Bu vaziyet kötü olmakla beraber bir taraftan da teşkilâtımızın kuvvetini göstermiş tir. Mevcud ihtilâfın halledilmesi iktidarına genel idare kurulunuz Sûhibdîr ve tüzüğe göre büyük kongreden sonra en yüksek kademe olmak itibarile kurul bu ihtilâfı halledecektir. Millet bizden hizmet bekliyor. Bunun için gereken hareketi pervasızca yapacağız.•)
Bundan sonra gündeme geçilerek dilek, teklif, hesab ve büdce komisyonları seçilmiş ve dileklere geçilmiştir. Söz alan bir çok hatib ler muhtelif dilekler ileri sürmüş lerdir. Saat 20,15 de yarın saat 10 da devam edilmek üzere oturuma son verilmiştir.
A m erik ada mecburî askerlik
/Baştarafı 1 incide) dirde bu tarih ileri alınabilecektir. Forıestal 1953 ten sonra askerî hizmet i-çin senede 1.668.100.000 dolar sarf edilmesi lâzun ge leceği kanaatindedir.
Bakan, Başkan Truma-nın büdce hakkındaki mesajında programının bu se nenin 1 temmuzunda baş-lıyan ilk sene içinde tatbiki için 400 milyon istediğini hatırlatmıştır. Mecburî askerlik hizmeti için ilk oııiki aydan sonra senede iki milyar dolar sarfedile-ceği tahmin olunmaktadır.
AMERİKAN HAVA ORDUSUNUN UÇAKLARI
Vaşington, 2 (A.A.) —
Birleşik Amerika kongre-• sinin bir komisyonu, dün, Amerikan hava ordusu u-çaklarının 35.000 e çıkarılmasını tavsiye etmiştir. Komisyon ayni zamanda, İdhalât ve İhracat Bankasının dost memleketlere, bu memleketlerin Ameri-kadan uçak ve malzeme temin edebilmelerini sağlıya-cak yeter mikdarda dolar ikraz etmesini de tavsiye etmektedir.
liranın eski Moskova!
I elçisi Firuz Han’ın pasaportu
Tahran: 2 (A.A.) — İran hükû I meti, İranın eski Moskova büyük I elçisi Muzaffer Firuz Han’ın pasa-1 portnun, kendisi Moskova elçiliğine tâyin edilmezden evvel çalışma ve propaganda bakanlığında bulun duğu sırada «Şahsî hürriyete tecavüz etmiş olmakla hakkında takibat yapılacağından hükümsüz olduğuna karar vermiştir. Firuz Han halen Fransada bulunmaktadır.
Ie '
Ingiliz-Fransız kültür anlaşması imzalandı
Paris: 2 (A.A.) — İngiliz-Fran sız kültür anlaşması bugün öğleye doğru Fransa Dışişleri Bakanlığında îngilterenin Paris büyük elçisi Sir Oliver Harvey ve Fransız Dışişleri Bakanı george Bida-ult ile Milli Eğitim Bakanı Ed-ward Deren* tarafından imza edil miştir. • r ı
Gazete fiatları ve basın hürrrîyeti
Paris: 2 (A.A.) — Fransız mil-I lî basın federasyonu, dün akşam M. Auriolden, gazetelerin neşrine müteallik meseleyi meclise sunmak üzere yetki istemiştir. Federasyon hür basının mevcudiyetini tehdit eden gazete fiyatlarının bu daimî artışını ve nakliyat fiyatlarının pahalılığını protesto etmek üzere iki günde ikinci defa olarak teşebbüse geçmiş bulunmaktadır.
Petrol!..
fBaştaı-afı 1 incide)
11 uu daha çok petrol verebileceğini gösteriyor.
942 senesinde gelen Kammgam is nündeki İngiliz mütehassısı şimdi kuyu kazılan yerleri petrol sahası olarak göstermiş idi. Fakat bundan evvelki sondajların bu saha haricin de ıpıldığı söyleniyor. İngiliz mü teiıa.'.-ısın tespit ettiği ve halen haf riyat yapılan bu sahada bol petrol bulunacağı ümitleri fazladır.
DİCLE KUYULARINDA PETROL BULUNDUMU?
Ankara: 2 ı Hususi) — Bazı gaze
• 1er Diyarbakıiın Dicle kıyılarında zemcn petrol çıktığım yazmışlardı Mesele Raman dağında yapılmak ta olan sondallardan galat olsa gerektir. Bu hustısta Ekonomi Baka m bir soruya cevap verirken raman da araştırmalara devam ve eyi ema relere tesadüf edildiğini bildirmiş ti Ekonomi Bakanı Cavid ekin bu gun sorduğum suale cevaben: Ra man dağında petrol arattırılması yapılmakta olduğu malûmdur, Son zamanlarda daha bir kuyu açıl maktadır. Bu kuyuda görülen bazı emareler evi netice çıkabileceğini gösteriyor- Yerinde incelemeler yap muk üzere lûmulıı uzmanlar gitmiş tir Neticenin yakında belli olacağ1 ariasılıyor. Bu önemli bir iştir Ne tice alınmadan bir sey s»••leyemem demiştir:
EKMEK ISTTHKAKANIN İNDİRİLECEĞİ DOĞRU DEĞİL
Ankara: 2 (Hususî) — Un stokla rımn tükenme yolunda olmasından ekmeklerin 500 grama indirilerek belki vesikaya tutulacağı hakkında, İ-mirde çıkan bir haber üzerine yetkili kaynaklarda tahkikatta bu lundunı. Bu haberin doğru ve böv le bir tasavvurun mevcut olmadığı anlaşıldı.
t
Almanyadaki Arnsri-kan hava kuvvetleri takviye ediliyor
■
Londra: 2 (A-A) — EveniBf
News gazetesinin slysl muharriri-* ntn bildirdiğine göre Almanyadaki Amerikan uçak filolarının miktarı pek yakında bir gelecekte arttırıla cak ve bu filolar halen bilinen en tahripkâr silâhları taşıyacak kud) rette ağır bomba uçaklarından mü. şeteşekkil bir hale getirilecektir- Al manyadaki Amerikan hava kuvveti leri harb sırasında Nagasaki ve H1 roşimanın Atom bombası bombardı manini idare eden ve Wlesbaden deki Amerikan hava kuvvetlerinin komutanı bulunan General Crtisin kumandası altındadır.
-------o-------
Italyan radyoları çalışmağa başladı
Roma. 2 (A.A.) — İtalyan radyosu, neşriyata tekrar başlamıştır. Pazar günü saat 13 ten itibaren bütün neşriyatı tatil edilen İtalyan radyosu personelinin grevi, hükümet adamlarile radyo personeli temsilcisi arasın da müşterek kontrata aid meseleler üzerinde varılan anlaşma üzerine sona ermiştir.
Batı Avrupa Blokuna dıir
(Baştarafı 1 incide)
Son zamanlarda aktedilmiş olan Sovyet—Rumen anlaşmasının savunma hükümleri en iyi modeli teş kil etmektedir. Askeri İttifak. Güm rük Birliğine doğru atılmış ilk a-dım sayılmaktadır. Beneluks mem leketleri, Almanya ile olan sıkı ik. tisadi münâsebetleri bacımından bu memleketlerin istikbalde yakın dan ilgilenmekte ve Almanyamn Ba tı Birliğinde yer alması lüzumunu kabul etmekle beraber. Alman endüstrisinin inkişafında ve iptidai madde taksimi ve Alman ihracatı mn hacminin tesbiti işinde daha büyük rol oynamak ümidindedirler.
ANLAŞMA NE ZAMAN İMZALANACAK?
Brüksel: 2 (AP) — Belçika Başba kanı Henri Spaakjn yakın mesai arkadaşları, bir 5 devlet Batı Avru pa paktının 15 Mart tarihinden ön ce imza .edilmiş olacağı kanaatini izhar etmişlerdir.
Avrupad agittikçe artmakta olan Komünist kuvveti karşıs rda Belçi ka Başbakanının Büyük Britanya, Fransa ve Beneluks memleketleri a lasında bir an evvel bir anlaşma arzu etmekte olduğu bilinmektedir.
16 LAR KONFERANSI
Paris: 2 (A.A.)
hakkında tekrar incelemelerde bu lunmak üzere burada toplanacak 16 millet konferansı için şimdiden hazırlıklara başlanmıştır.
Konferans 15 Martta açılacak ve iki veya üç hafta sürecektir.
Çekoslo.vakyada iktidarın Komü nistelr eline geçmesi ve Sovyetlerin şimdi Finlandiya karşısında aldık' lan durum, bu konferansa âcil bir mahiyet verdirmiş olduğundan bu defaki toplantıya çok kalabalık he yetlerin iştirak edeceği tahmin o luıımaktadır.
Ingiltere ve Fransa Dışişleri Ba kanları Bevlıı ile Bidaultnm açılış genel oturumuna iştirak edecekleri ve Italyan heyetine de Dışişleri Ba kanı Kont Sforzanm başkanlık e deceğl haber verilmektedir.
Ay; salyada müzeler miic'ür iigündeki müsalaka imtihanının net cesi telli odu
Kaymbabam Ziya Suel, sayın gazetenize yazdığı bir mektubda Ayasofya Müzeler Müdürlüğündeki mutemediik müsabaka imtihanında muhtemel bir yolsuzluğun önüne geçilmesini istemiş, bu mektub da gazetenizin İd -2-948 tarihli nüshasının 5 inci sayfasında çıkmıştı.
Mevzuubahis imtihanda sözü gecen dairede mülâzemeten çalışa ii Sürahimin birinci ve benim ikinci derecede muvaffak olduğum tesbit edilmiş olmasına binaen hâdisede haksızlık mevcıud olmadığının lütfen açıklanmasını saygılanmla rica ederim.
Beyoğlu Kalyoncu Kordelâ ■sokak, No. 1/4 M. Aktay
Marshall plânı
Finlandiya
(Ba,ştarafı 1 incide) ni kabul edeceği anlatılmaktadır.
Bununla beraber gayet yavaş ve ihtiyatkârane hareket eden Fin li derleri, verecekleri kararın ciddiye tim -izlemeğe gayret sarf etmemektedirler.
StC’kholm: 2 (AA A.) — Finlaudı ya hükümeti, Mareşal Stalinir. tek liflerini görüşmek üzere yarın yapı lacak olan toplantının yapınasın dan vazgeçmiştir. Bunun yerine parlamento gruplan meseleyi ;.yrı ayrı müzakere etmektedirler Bu değişiklik «Moskova İle müzakere lere girişmeden önce tahrik edici herhangi bir resmi demecin yap ı masına meydan vermemek nıak&a dile yapıldığı söylenmektedir.
Anayasa. Cumhurbaşkanına bir anlaşma müzakere etmek yetkisini vermektedir. Fakat aktoluııan her aniaşananm parlâmento tarafın dan tasdiki gerekmektedir. Müştak bel münâsebetlerin ehemmiyeti gö zönüude tutularak Cumhurbaşkanı t-a biat ile parlamento ile mümkün olduğu kadar sıkı bir işbirliğıle ha Teket etmek istemektedir.
saç losyonudur
AS'T PANTTOTENİK. sac dökülmesi to er* (jÇjnrn'arnr) orun* (;cçer ve oeeO haç to$okk\jKır)a .mhân vcrv
TÜRK KİMYA s*.**y( Mua Qü*a(ı
Gala!* Cad I0t . k anb- • Teiefon
heyeti seçti, iki ay evvel babına geldi-çalışma lev-
PANTI IOL, Amerika ve Avrupa da vcm keşfedilen 'Asil Panloleırik' ilimli.saç üzerinde müessir Vitamini h.ıvi ilk
(_______
(IOHX G \RF1EUL) —
Hakiki bir saheser \
i
i
Saklanması güç bir cinayet, kaçılması zor bir aşk, Hayata mal olan ateşli bir btısenin romanı Yarın Aksam L A L E’ d e
EBEPİYEN YAŞANMAZ
»NOBODY LtVES FOtlEVER GER IUÜNE F t(tı!:iarı film
AAYFA: •
■ lJ.!L—. ı ı—w—w—»
fEjedTkânikâris
Balıkesir (Ahraed Ateş bildiriyor) — On gilndenberi yağan kar be yağmurlar altında Bandırma i-Ie Balıkesir aracındaki gezdiğim tüylerde gördüğüm ve edendiğim ntlbaları bildiriyorum. Şöyle ki:
Biz büyük gelılrlerde oturup köylü vatandaşlarımızın ne bahasına olursa olsun acı acı feryadla-nfİı uzaktan duymuş bulunuyorduk.
Fakat, içlerine girip gözle görül düğü an bu vatandaşların feryad ve figanlarının az bile olduğuna hükmetmemek ve kanaat getirme mek imkânsızdır.
Köyve köylülerin hangi derdle-pııi «»le almak ve ona göre üalem pullanmak lâzımgeldiğiııi düşün-füğiiuı zaman altından çıkamıya-f ağımı kestirdim.
Çünkü... Dert bir değil bini aşmıştır. Her hangi bir köyden içe-r’iye girildiği an yalın ayak, başı kabak o köyün çocukları göze çırpmaktadır.
istanbulda iken kulaklarıma yer eijniş olan (Hacı Ağalar) kelimesi di burada göreceğimi zannederken tamamen aksine şahit oldum.
Şalvarı yırtık, setresi biııbir ya m.ı, çanğı sökük vatandaşlar gör dllm.
Köy kahvelerinden birine otur-dı nı. Etrafımı saran bu saf, temiz kalbli ve imanı bütün Türk kardeş k rimle hoş beşe başlamıştık.
Sordum:
— Mektebiniz var mı?
-- Hem de öyle Yavuz (güzel) m kteb ki belki sizin îstanbıılda eşi yoktur.
— Haydi gezelim dedim. Hakikaten, köylü dayımın söyle diği gibi idi.
Kaça mal olduğunu sormuştum.
Köylii dayı içini çekerek no sor Di söyüyeyim.
On bini geç. ParaJan biz köylüler verdik.
Bu mekteblere karışan hükümet adamları (Maarif) bizi çok seneler evvel bizi zorlamışlardı.
Cami odasından kurtulduk. Çocuklarımızı bu Yavuz (Güzel) mektebde okutmağa başladık.
Mektebden içeriye girmiştik. Ha kikaten modern yapı ve güzel binalardır.
Beş sınıf mevcud olup bazı köy okullarında yer, bazılarında pek ender köylerde de üç öğretmen vardır.
Hayret ettim. Ve öğrenmek sor m»k zorunda kaldım.
Bıı beş sınıfı bir, iki veya üç ög; * men idare ediyorsunuz ?
Yorgunlukları, bitab bir hale girdikleri yüzlerinin izlerinden bel li olan bu ilim irfan ordusu erkânı şöyle cevab verdi:
— öğleye kadar bir parti, öğleden sonra bir parti.
Haydi üç öğretmen olan köye bir derece iyi amma iki veya bir olan öğretmenli köylerin hali nicedir, diye düşündüm.
Aziz okuyucular... Varrn siz de biraz düşünün...
Ü maarif kahramanı (!) O maarif mücahidi (!) Haşan Ali Yü-
celin maarif sistemindeki savaşları esnasında bu millete attığı nâ-râları köylerde maalesef bulamadım.
*
Tarım kooperatiflerine rastladım. Teşkilât güzel. Her köyde değilse de iki üç kffy birlrşerek nıünasib bir köyde merkez büro- J su kurulmuş ve faaliyettedir. Heı köyün kahvelerinde radyolar mev 1 cuttur.
Yalnız, dert ve .şikâyetkıl ala- j turka saz neşriyatının pek az bir, zaman devamıdır.
Parti işlerine de bir göz atmak | istemiştim.
Her gittiğim köyde Demokrat Partinin yerleşmiş ve kökleşmiş olduğunu gördüm.
Halk Partisinden kaç kişi mev-
end olduğunu sorduğum zaman I bütün köylüler şu cevabı vermiş- ’ ti. I
(Yalnız muhtar heyetleridir.) artık bu hususta fazla izalı ne ka- ' bil ve ne de yerin dedir.
Mahsulün bu sene bol olacağı havaların giizel gidişi hasebile j tahmin edilmektedir.
Vergi hususundaki tazyik eskisi ne ııuzaran kısmen gevşemiştir. Köylü bu bakımdan rahat ve nıeın nündür. •
I
i
Cevap No I)
C«)*P No. 2)
)
inci
)
O o
O
e
2
o
sayfa*
)
)
»
)
ban timi
»
»
»
)
Kr. 1609
600 4OC
3OC
260
166
Başlık makin •'.arak
1
2
S
5
S
öner ve Y Ocel dâvası
ÜÇÜNCÜ JÜT AB
İddia ve Karar
Profesör Avukat Kenan tiner tarafından neşrolunan ve öner - Vttcel dâvasının iiçiiııcii kitabını teşkil eden bu eser nefis bir şekilde basılıp satışa çıkarılmıştır. Mik darı pek mahdut olduğundan tükenmek üreredir. Mem leket çapında bir divanın tamamlayıcı kitabı olan bu e-ser her Türk müteı verrinin kütübhaneMiıde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kltabcılardai) aray ın.
Fiyatı 175 kuruştur.
Yeni Sabah ın
İLAN FİYATLARI
GENERAL
ELECTRIC
MÜSABAKASI
Halkımızın bu müsabakaya karşı gösterdiği büyük alâka bızlefı çok mütehassis etti. Sayısı binleri aşan cevaplar hâlen tasnif edilmektedir. Kur’a -6 Mart 1948 cumartesi günü Noter huzurunda çekilecektir. Radyo, Televizyon ve Elektrik sahasında bir önder I X—457 mo
olarak tanınmış olan General Electnc’in imâl ettiği delini yarın bu sahifede sîzlere takdim edeceğiz.
EVAPLAR
İlk elektrik
Th oma» A. icat edilmiştir.
Bu malûmat, bütün fazla sayıda dağıtılmış olan takvimlerin üzerinde bulunmaktadır. Diğer taraftan bir G—E ampulü satın aldığınız vakit ambalajına dikkat ederseniz bunun üzerinde de Edi-»on’un bil’ resmile 1879 tarihinin bulunduğunu göreceksiniz.
Ampul, Çamaşır radyo v.s.,
Iştiıâk edenlerin büyük doğru cevap vermiştir.
Electric Kumpanyası 350 den fazla elektrik-li makina ve cihaz imâl etmekte olup Radyo, olduğu bütün büyük
Ampulü Edison
memlekette 10.000 den
Flöorasant, buz dolabı makinaıı,
yıkama
v.s..(
Cevap No. 3)
C11.6İ
pafta. 63
pafta. 66
pafta, 66
' Kıymeti Teminatı
Lira Lira
ada, 5
ada, 3
ada. 3
12907
3537
14910
3960
973
266
1119
Dosya K
51217—1114 Beyoğlu, Mecidlveköy. A 9
~~ 103 parsel 3705 M2 arsa.
51217—1114 Beyoğlu, Mecidi) eko.v. A- 9
98 parsel 3537 M2 arsa.
51217—1114 Betoğlu, Mecidlveköy, A. 9 ””107 parsel 2982 M2 arsa.
61217 1114 Beyoğlu, Mecidlveköy. A. 8 pafta, 57 ada. 24
—86 pursfel 1584 M2 arsa.
51217__1114 Beyoğlu. Mecidlyeköy, A 8 pafta, 57 ada. 49
77 parsel 3917 M2 ar-a. 'içinde ağaç da vardır.)
55100—1048Beyoğlu, Inönii malı Dolapdere cad. 604 ada, 3 parsel eski 80 yeni 68 laj 18 kapı sayılı 57- 25 M2 arsa.
55100/6158 Beyoğlu, Kocatepe mah. Küçük Mumhaııe
so. 542 ada. 10 parsel eski 25 yeni 21 kapı sayılı 62- 25 M2 arsa.
55100/5671 Beyoğlu, eski Tat avla yeni Yenişehir mah. eski Keresteci yeni Ketestecl Ali so. eski 22 yeni 18 kapı sayılı 60 84 M2 arsanın 1/4 payı.
52301/6259 Kmalıada, Kınalı Hamam ve Çarşı cad. 19 ada, 5 parsel yer.l 98 kapı sayılı 224 M2 arsa.
Yukarıda yazılı arsalar 12. 3 948 cuma günii saat 15 Müdürlüğündeki komisyonda ayrı ı . Islekblerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları
s ______________ _
müdürlüğe başvurmaları. 'Teminatlar önceden de yatırılabilir.)
11751
973
297
M2
73
Emlak ayrı açık arttırma ile satılacaktır. ‘ ı teminat makbuzları nüfus cüzdanladrile satış gönü komisyona, fazla bilgi İçin sözü geçen
Müdürlüğü ilânlari_|
idareci gözile altüaliteler karede rasyonalızasyon (Bajjtarafı 3 üncüde)
Berlin Üniversitesi profesörlerinden Verner Zumbar ise, yaptığı bir tetkikinde rosyonalizasyonu, ruhumuzun enfud bir vaziyeti ve yine ruhumuzun tanzim edici afakî bir temayülüdür dıyo tarif etmiştir. Enfes bir noktadan tetkik odilecek olursa rasyonali-zasyon, daha ziyade uygun ve faydalı neticeler almak için gerek müesso-•eıeri ve gerek şahsen insanın harekâtını tanzim eden temayül, arzu ve teamüllerden başka bir şey delildir. Bu şekildeki telâkkiye nazaran rasyo-nalizasyonun tamaınile zıddı an'anc-dir.
Bu muhakkak ki muayyen bir işi bu veya diğer şekildo yapınıya ihbar etmektedir. Bu şekildeki hareket, tu tarzın uygun olmasından ve yahud bu tarzdan daha ınüsaid bir netice alınacağından değil belki eski bir alışıklı-ğ n tesirinden dolayıdır.
Afaki bir noktadan tetkik edilirse rasyonalizasyonun bilâkis teessüs ve teşuk^üilorde tarz, usûl veya metod-ları mümkün olduğu kadar birbirlerine yaklaştırdığı ve gaye olan mükemmeliyete eriştiği görülür,
İşte bundan dolayıdır ki, rasyoııali-zasyondân bahsederken muayyen bir vaziyetten uygun ve muvafık bir tarz-rtan bahsetmiştik. Zira afakî mânada icsyonal zasyunun iyi neticeler verdiği bir çok bir çok defalar tecrübe e-dilmiştir. İDARECİ
j 1 ekel v
Ma zeme Alım Şubesinden
Güvenme Muhammen ihale
Miktarı parası bedel Şekil tarihi günü saati
1
1
40
15
»yi
Kütahya jandarma alayından 912 senesinde aldığım askerlik tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağım. Eskisinin ! yoktur.
Necml Uygur
adet 296 25 3950 L- Açık
eksilt mc
Pazar lık
adet
ton ton
22500
900000
4500.00
1879’da
taraflıdan
dcs
7.45
8 00
7.30
7.30
6
7
7
Btö,
95 65
20.60
20.40
% % %
İst. BOisas:nın 2/3/948 Fiyatları Londra
Nevyork
Paris
Cenevre
Amıterdam
Brüksel
Prag
Btokholm
Lizbon
ESHAM VE TAHVİLÂT
941 Demiryolu 6
Millî Müdafaa 1
Milli Müdafaa 4
11,365a 280.—
1 3060 657278 105 5468 63887 5.60 77.8860 112495
m Bagftnhi Program
ÇARŞAMBA — 3/3/1948
bir kısmı bu suale Filhakika, General
Televizyon ve Elektronik sahasında gibi elektriğin diğer dünyada önder olarak fabrikadır.
G—E Ampulleri
tudur.
sahalarında da tanınmış en
gözleriaizin
Bu cümleyi tekrarlamaktaki maksadımız gözlerinizi korumak için G—E ampullerini kullanmanızın menfaatiniz icabı olduğunu size hatırlatmaktır.
KOÇ TİCARET t.a.ş
O
2
2
o
o
2
o
, (5
t a al •
"■ Ankara — İstanbul — Eskişehir
eOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeOeO
8 15
8 45
900
1229 12.30
1230 1300 13 15
13 30
13 45
14 00
17.58 1800 1800 18.30 1845
1903
1915
19.20
20 00
20 15
20 30
20 35
21.15
21.30
Açılış ve program. M. s. ayan-Müzik: Hafif Parçiar (Pl ) Şarkılar-
Müzik: Hafif Müzik (Pl)
Müzik: Şarkılar (Pl.)
Müzik,
Kapanış.
Açılış ve porgarm. M. s ayarj.
Müzik: Şarkılar.
Haberler.
Müzik: Film
Müzikleri 'Pl.)
Müzik: Polka Dots 'Pl.)
Müzik: Hafif Melodiler (Pl? Kapanış
Açılış ve program. M. s- ayan.
Müzik: Karışık Sarkılar. Konuşma.
Müzik; Swing
Müzikleri (Pl.) Haberler.
Geçmişte Bugün. Müzik: Cumhurbaşkanlığı Armoni Muzikasi-
Müzik: Saz Eserleri. Radyo Gazetesi. Serbest Saat.
Müzik: Tarihi Türk Müziği Konuşma: Kitab Saati. Müzik: Radyo Senfoni Orkestarı.
Müzik: LJedler (Pl.) Müzik: Dans Müziği (Pl.)
22 00
22.15
22 45 M. s- ayarı.
22.45 Haberler.
23 00 Program ve Kapanış.-
1 2 3 4 5 6 7 8 9
de Milli
3
Bir ev aahibi olmak her yardcej için bir gayedir.
Türkiye İş Bankası
4
6
c
Hakiki Ingiliz menşeli su geçmez TFENÇKOT PARDESÜLER 35 Liradır Satıyııuız muhayyerdir
ABDURRAHMAN KAL YON
Dikraayaa Han 11 — 12 Saltan Hamam
19/3/948
Cnıa
10.
»
»
)
)
*
10.15
9.30
945
miktarı yanlı malzeme hizalarında
gösterilen
Cinsi
"Elektrikli
Palanga 5000
Frlguluk
Soğulma
tesisatı
Bel ipi
Kaim
kınnap
1 — Yukarıda cins ve
şekilde satm alınacaktır.
2 __ihale hizalarında gösterilen gün ve saatlerde Kabataşta Genel
Müdürlük Malzeme Alım Şubesindeki komisyonda yapılacaktır
3 __ Şartnameleri hergün sözü geçen şubede görülebilir.
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen tüven me paralaılle birlikte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur.
5 __ İdare kısmen veya tamamen veya kısım kısım ihalede serbesttir-_(272OJ
____ O halde hiç üzülme, beni aç ve susuz bırakmanı. Arasira dışarı çıkıp biraz hava almam da temin ederim.
— Allah senden razı olsun
— Ben sana daima söylemez-miydim. Hişam! Haccâc’ın sağı, solu yoktur: ona güvenilmez diye.. İşte dediğim çıktı Hani bazı soysuz köpekleı^vardir. İnsanla güzel giizel oynarken ansızın ısırıverirler. İşte Haccâc da böyledir. Kafası kızdığı zaman babasını tanımaz. Bir gün rast-gellp, yahud çağınp bana iltifat edecek, ihsanda bulunacak diye ödüm patlıyor. Çünkü onun ilti fatına nail olanların çoğu kendisini zindanda veya öbür dünyada bulmuştur.
— Haklısın aziz dostum.
—. Boş yere sakal ağartmadım Hişam. Her ihtimali hesab-hükmü ladığım. kılı kırk yardığım için bazı kimseler ban? evhamh, bed bin divorlar. Halbuki ber. Vıtc
A
r
İstanbul Aakerlik daireıiadan
1 _ 927 doğumlu ve tam ehliyetli kısa hizmetli öğrencilerden 1 Mart 048 tarihinde hazırlık kıt’asma sevk edilmiş olanlafdan geriye kalan öğ reııcilerle bu doğtmlularla işleme ta bl öğrenciler.
2 — 928 doğumlular hariç olmak üzere bu doğumlularla işleme tabi öğrenciler de 9 Mart 048 de hazırlık kıt'anv.da bulunmak üzere sevk e dileeeklerdir.
İlgililerin bağlı bulundukları şu belere baş vurmaları yayınlanır.
SOLDAN SAĞA ;
' Bu arzunuza ulaşmanız için size inıkâr. sağlamıştır. Bundan faydalanınız.
; Türkiye İŞ Bankasında tasarruf hevabınız yoksa ı derhal bir hesap açtırınız.
•
) Yılda dört defa ikramiye çekilişi: Her çekilişte 1 EV, »ARSA ve dolgun para ikramiyeleri...
1
İkinci Çekiliş: 1 Haziran
1 — Alaturkamızın zıddı; 2 — Sucu, Eğik; 3 — Bir çeşit torba.sa tan; 3 — Reis (eski dilde cemi», Gubbedeki aksi sadâ böyle tarif cdl lir; 5 — Trabzonun bir kazası. Onsuz yapı olmaz; 6 — Tersi 24 sa at, Tersi yayın fırlattığı; 7 — Büyük sairlerin hayatını, Eserlerinden parçalar anlatan musiki n( v‘i; 8 — Güzel san’atlarm bir dalı, Ta vır; 9 — Çift doğan erkek mâ..âsi na mürekkep kelime.
Gişelerimizden broşür isteyiniz!
YUKARIDAN A$AĞI :
İmtiyaz sahibi: A. CEMALEDDİN SAHAÇOÖLU - Yası iğlerini fi. ilen idare eden: Yazı ifileri müdürü: FATtN FDAD — Dizildiği Yer: «Yeni Sabah» mürettiphanesi - Basıldığı yer: «Gün Basımevi»
1 — Gök ilmi; 2 — Bir nota. Ar tık ona inanılmaz; 3 — Para. Harb de yaralanan; 4 — Goethenin meş hur eseri, İnce ve keskin (ses); 5 — Tersi avcının yaptjğı, Çinde bir göl; 6 — Kor, Aşağı görme; 7 — a-yakkabı topuğuna konur, Rüzgâr; 8 — Sakıza konur, Evin kısımların dan; 9 — Başına bir harf ilâvesile bir esnaf. Bir aöz kırpmalık zaman.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEOİLMİŞ ŞEKLİ 123456789
Aşk - Macera - Tarih - Cinayet
YaBaiEt B ııharrety Z. Tefrika No. 134
m:yovi”:y. O da sizin gibi u??sum olduğun\ı söylüyor. Kim inanır böyle masala?..
Ve Hişamı içeri sokup kapıyı kilitledi.
Mahkûmler, karrnlıkta yüzünü geçemedikleri Hişamı sorguya çekmeğe başladılar:
— Nerelisin arkadaş?
— Basralı...
— Basramn içinden misin, dışından mı?
— Küçük bir köy hallanda-nım.
— Ne suç işledin ki seni yakalayıp buraya attılağ?
te öyle değilim; ileriyi gören, hiç olmazsa görmeğe çalışan bir a-damım. Eğer sen de benim gibi hareket etseydin, sadece aldığın emirleri vapsaydm üst tarafına karışmasaydın başına bu felâket gelmezdi. Biraz daha az rahat yaşardın amma istikbalinden emin olurdun.
— Pev doğru söylüyorsun ar kadagım.
İhtiyar gardiyan, içinde üç mahkûm bulunan bir hücreyi aç tı. Mahkûmlara:
— Size bir arkadaş getirdim, dedi. Sucunun ne okfnvunu bil-
_____ Sö?de Haccâc’a kötü söz söylemişim. Tamamen iftira...
— İftira eden kim?
— Ne bileyim ben?
- • Sonr’?
— Sonrası malûm... Haccâ-c;n adamları geldiler. Beııl ya kaladılar. çoluk ve çocuğumdan ayırıp buraya getirdiler.
— Haccâc’ın huzuruna çıkardılar nv?
— Hayır!
- - öyleyse yakayı ucuz kurtaracaksın. Yâni yo unutulup ömrünün sonuna kadar burada kalırsın, vahud bir cellâdın keskin
satırı altında kolayca can verirsin. Halbuki Haccâc'ın huzuruna çıkarılmış olsaydın hatır ve hayale gelmedik/ tahammül edilmez işkencelere maruz tutulurdun.
— Demek burada böyle müd-his şeyler oluyor?
— Oluyor da söz mü? İnsana anasından emdiği sütü haram e-diyorlar. Üç ay evvel bizim sırtımıza kılıç ucile birer ağaç resmi yaptılar?
— Nasıl dayandınız
— Bayılmışız. Fazla bir şey bilmiyoruz.
Eğer zindan karanlık olmasaydı, bu üç mahkûm, yeni arkadaşın korkudan sapsarı kesildiğini görürler ve onu derhal tanırlardı. Zira üç ay evvel onların sırtına kılıç ucile birer a-ğac resmi çizen vicdansız, şamdan başkası değildi.
( D). a)nı var)
/
3
(
J r
*
4
b
i
k; ı z 1 L A Y S5 P
EiS A RıE T £ A S
MİA'R A V B l S 1
A,B A g'D A LİA k'
LjEİF K O ş E R O
1 Ti E S P I K A P
z;e t R J % M.Z Â
m|a U K D£ 1 O T
■iH! S T A Irt R £
■
Hi-
ZÂYT — 938 ve 939 sen es: n e .iti Kabataş Erkek lisesi orta İTİ im almış olduğum tastlknameml zayi etlim, ycmsinl alacağımdan eskisi nın hükmü yoktur.
Mehnıed Uğurca ğ