10
İNGİLİZ MALI - AMERİKAN KLPU
ooo » |
Kr.
)
»
2SOO
İMO
Onuncu Yn
No. 3246
¥ •C M
A B O N E Türkiye
Senelik
5 aylık
3 aylık ®OO
l aylık 300
Yorgunluk, Halsizlikten kurtulmak için hafif ve şık
Perakende
idare. Nuruosmanlye No. 17
Te) adres): «YRNÎ SABAH» İSTANBUL
Telefon: 20706
B E D B L î Ecnebi M00 B»00 1000
»
)
)
MUHAKEME ÇOK MÜHİM BİR SAFHADA
Divan-ı Ali oturumundan ıııııııııü bir görünüş
«
o
(
• •
Perşembe
4
MART
1948
Bugün için yapılacak bir şey varsa o da Yunan topraklarında ırk re din 'aşlarımıza karşı re-lâ goriiltn zulümleri Atina nezdinde daha şiddetli protesto ederek onları korumak ve bu zulümlere mâni olmaktır. Durum bu merkezde iken } imanlıların bizden şikayetçi olduklarından dem ı-urmak fazla gayretkeşlik olur.
I
Harb sonrası dünyasının karma karışık durumu karşısında Türkiyenıi_-zin bütün enerjilerini yurdun refah ve saadeti için süratle faaliyete getirmek şartdır. Bugün milletin ve hükümetin tek düşüncesi bu mihver etrafında toplanmalıdır. En ufak bir Türk kudretinin, en mütevazı bir millet kaynağının bile her ne suretle olursa olsun heder e
* dilmesi veya israf olunması en biiyük cinayet sayılacak günleri yaşıyoruz.
Harb bitmiş olmasına rağ -men henüz cihan sulhu takarrür edememiştir. Ne Almanva î ■* • * le ne de Avusturya ile bir ha -rış kurulabilmiştir. Buna intiza ren de Sovjet Kusyıı kendi emniyet sahasını genişletmekte berdevamdır. Çekoslovakya ta-nıamile kızılların pençesine düş tüğii gibi bugün de belki Fin -iândiya Moskova merkezine eli kolu bağlanmış bir halde tes -lîm olacaktır. Yunauistanda ise kardeş harbi süriip gitmekte, hükümet hemen her gün memlekette bir yığın komünist tevkif etmekledir. Diin gelen tvl -graflardan veniden 1000 kadar * komünistin yakalandığı, donan maya mensub 60 kadar askerin bir isyan hazırlamakla sanık ol dııklan, bir adaya sürülmüş o-lan menfiler arasında isyan cık tığı bildiriliyor.
Türkiye dostlarının en ka -ranllk günlerinde (le yanı başın da bulunmaktan zevk duyar. Düşkünlere hiç bir zaman sırt çevirmek Türkün civanmerd (a biatında yoktur. Biz o kadar vekarlı bir milletiz, ki, Yunan topraklarında ırk ve din kar -(leşlerimizin gerek komünist çe t eler ve gerek onlara karşı ha reket eden Yunan hükümet lıuv vetleri tarafından uğradıkları î en ağır cürümleri bile her gün işittiğimiz halde fazla bir velve lc ve şamata yapmıyoruz. Ma-maafih Kümelideki Türklerin çektikleri acıların sızısını kalb lerimiz.de duymuyor değiliz. Sü küııumıızun ve vekarlı duruşumuzun mânası hu değildir. Millet, hükümetin bn yolda ve îcah edenler nezdinde teşebbüslerde l.ırhınınalrta olduğunu tahmin cluıekle tescili buluyor.
Vinç bugünlerde l»az.ı Yunan gazetelerinde, hattâ hükümete mensub organlarda yazılan beze vanların da cahili değiliz, Tlirklcre Amerikalıların yar -ıhın etmemeleri lâzım geldiğini yazan cerideler, Türklerin İptidaî okluklarını ve memleketle-r‘») imar edecek kabiliyetten
p-|y A RI hl |~\ | Sadık Aîdoğan’m | 1 mühim makalesi I
bardak suda fırtına j
AIdoğan bu ırioktksi/ı^ 2 D. P. ye vazifelerini 2 hûhriatijfor z
(AYISI ra» ybrdb
mahrum bulunduklarını söyle -nıiyc cüret edecek Yunanlı mu harrirlrrin vücudundan ve neş riv atından lıaberdarız.~Bütün bunlara rağmen cihan durumu-
--- o.------
Marshall Tûrkiycye daha fazla askerî yardım y •Puması lüzumunu kongreye tekrar h-ttırlatU
î
Vs' f 9
Amerika Dışişleri Bakanı Marshall
Vaşingı.on: 3 ıAP) — Bugün Bir lc ık Amerika kongresine hitab e-den Gecrge Marshall ile Savunma ‘ Bakanı James Porestall, Amerika dan daha fazla askerî yardım gör memeleri halinde, Yunanistanla (Devamı Sa., 5; Sü., 3 de)
Matematik enstitüsünün güzel bir teşebbüsü
İstanbul Üniversitesi Fen Fakül tesine bağlı Matematik Enstitüsü öğrencileri, bir matematikçiler mu biti yaratmak gayeslle, on beş gün de bir akademik konferanslar ter-tiblcmişlerdir.
Toplantılardan birincisi, dün saat 16 da Marmara Lokalinde yapılmış ve Astronomi profesörü Dr. Gleissberg, ilmi çalışmalarını izah eden bir konuşmada bulunmuş-(Devamı Sa., 5; Sü., 4 ’
Ankaraddki İngiliz basın ataşesi bir faşist rni imiş ?
Londra; 3 (AP — Avam Kamara sııım bugünkü oturumunda Anka ı k.ki Ingiliz Elçiliğinin ataşesi V. E D- Ailen, harbilen »-yvelkl îngilte re Faşistler Birliği B akanj 81r, Oh vald Mo6İeyln İleri gelen bir propa
grudaeieı «ıfatfie hücumlara uğra L (Devamı Sa., 3; Sü., 4 de)
HÜRRıYET VE HAKKIN YILMAZ MuDAFİİYiZ
İGOREN ALINIZ
Dikranyan Han 3 üncü kat No. 21
nun nezaketini ve lakın Şark vaziyetinin habsasiyetini göz ö nünde tutarak Tun aııh gazete lerbı yaptığını yapmıyor ve bir münakaşa kapısı açmak istemiyoruz.
★
Fakat bir Avrupa seyahatin den dönen Ahnıed Emin Yal -man. Yunanistana uğramış, liradan yeni ve dumanı üstünde intibalar edinerek bizlere yeni direktifler getirmiş bulunuyor.
Bizzat kendisinin de şahsen iştirak ettiğini açıkladığı bir Yonaıılınıu dilek ve istekleriae-terciiman olan bu yazısında «Vatan» başyazan, Ttirklyenin Yunanintana karşı hareket hat tının daha canlı, daha faal, iş -birliğinin daha sıkı olmasını istiyor. Yunanlı dostlarımız Türk lerin âtıl ve hatıl durumların -dan Yunanistanın başına gelen felâketler karşısında sadece te esatir izhar ederek kurıı teselli lâfları sarfetmelcrinden çok ü-ziiUivorlarmış. Ve Yalmana gö re hakları da varmış-.
Bu sözler ve yazılarla ne istenildiği pek iyi anlaşılmıyor. Çünkü Yalman da Türklyenin Yunanistanın iç harbine karışmasına ve bir taraf iltizam etmesine tarafdar görünmüyor. O halde şimdikinden daha faal bir yanlını ne olabilir? Yunaııis tanı beslemek, ısıtmak ve giyin /Devamı Sa , 3: Sü. 4 de)
Yurdda Petrol
Amerikan sondörlerile yeni kuyuların açılması da başlıyor
Ankara 3, (hutıusî) — Ter-kedilmek üzere bulunduğu bir sırada Türk uzmanlan tara -fmdan tatbik edilen bir usul ile yenidert araştırılmaya başla mlan Garzan, Beşiri ve Raman-aağındaki petrol araştırma la -nndan müsbet neticeler alın -iniştir. Resmî makamlar bun -
Üniversite ek inşaatı ihale olunuyor
— 8 milyon liraya baliğ olacak bu inşaat hususunda rektörün beyanatı
Üniversite eh inşantınm maketi (Yaztrt 3 üncüde,
7
Divan-ı Ali Başkanı Ulvi Yenai’a: "Bu zikzak hareketlerinizin sebebi nedir ? İfadeleriniz beni tatmin etmiyor, birinin mi tesiri altındasınız?..,, diye sordu...
Sanıklardan Ulvi, müdürlük yapmış kimselerin tahkikat sırasında hademe sandalyesine oturtulmasından şikâyet ettil
Ankara. 3, (hususî) — Bu -gün saat 10 da Yüce Divan top landı. Başkan, Ulvi Yenalın sor gusuna devam ediyor. Ulvi kah ve işinde bir çok noktalan aydınlatacak vaziyettedir. Ulvi verdiği cevablarda şunları söylüyor :
— Teminatın 7 ocakta gel -memiş olması bizim için deği -şen hal ve şartlar altında o gün pahalı bulduğumuz fiattan kurtulmak için uğraşdığımızın bir vesikasıdır. Bu arada biz bir çok mevzular üzerinde de durduk. Acaba Andiyadisle yapı -lan mukaveleyi tadil edebilir miyiz, dedik. Arkadaşlar arasın da müzakereler cereyan etti. Maksadımız değişen hal ve şart Ur Içi-xde bulunmaksan kurtul-mak imkânım araniaktı. Kati (Devamı Sa., 5; Sü., 3 de)
D. P. Ankara Kongresi Kapandı
Celâl Bayarın yeni ve mühim du tkıı
Kan dökülmesini istemiyoruz, kimseye tegallüb etmek istemiyoruz, o halde kavga niye çıksın?,, dedi
//
Ankara, 3 (Hususî) — Demokrat Parti tl İdare kongresi bu sa-
dan Önce de günde beş ton pet rol veren S. 1 kuyusunun he -men yakınında yeni açılan 9 nu maralı kuyuda ve 1280 metrede bulunan peptrol hakkında he -nüz bir şey söylememekte iseler de, sızan haberlere göre ye ni kuyunun şimdiye kadar açı-(Devamı Sa., 5; Sü., 5 de)
ştkâvj?: etlen L'ki Yenâl ve e*»ki icku
Müfettişler tarafından hademe sandaiy asına oturtuMuğundan
Divan-ı Âli huzurunda
) *
-
bah ta saat 10,15 te Feyzi Liıtfi Karaosmanoğlunıın başkanlığında toplandı. Evvelâ verilen bazı takrirle okunarak dün akşam vefat eden bir delegenin hatırasına hür nıeten iki dakika sükût edildi. Ve bundan sonra gündeme geçildi. Söz alan muhtelif hatibler dileklerini açıklamaya devam ettiler. İleri sürülen dilekler arasında Cumhurbaşkanlığının Parti Başkanlığından kesin olarak ayrılması. Hal kevleriııe verilen tahsisatın kesilmesi, Demokrat Partinin de râdyo dan propaganda için istifade ettirilmesi, içişlerimizin içinde bulundukları giiç durumdan kurtarılma sı için Milletvekillerinin alâkadar olmaları israfın önüne geçilmesi Devlet fabrikalarının ıslahı, işçilere iş kanunu gereğince veriien hak lann tanınması istenmekteydi. Bu arada komünizm mevzuuna da temas eden bezi hatibler Türk işçisinin hiçbir zaman komünist olmadığını, komünizmi insanlık dışı bir mefkûre olarak kabul ettiklerini
Geri çağırılan
Çek B.Elçisi
Vedalarda bulunduğu halde hâlâ Ankara -dan ayrılmadı Ankara 3, (hususî) — Haber alchğmuza göre memleketi ne çağırılan Çekoslovak maslahatgüzarı Krupka, son hâdise lcr üzerine memleketine gitmi -yerek Londıaya gitmeğe karar vermşitir. Maslahatgüzarın Londrada kurulacak Demokrat Çek komitesine iltihak edeceği söylenmektedir. Geri çağırılmış olan Çek elçisi ise bütün hazır-
lığını bitirip vedalarda bulundu I ğu halde bir haftadaıjberi nıem | lekeline, hareket etmemiştir.
X
bildirdi. Diğer bir delege de ödenek ve yolluk farklarına temasla milletin vekillerini Meclise farklarını cebe indirsin diye değil çalışması için gönderdiğine işaret etti. Bundan sonra demokrasi dâvasının tahakkuku yolunda çalışan Türk matbuatına kongrenin teşek kürlerinin bildirilmesi hakkında bir takrir okundu ve takrir kabul edilerek kongrenin matbuata teşek kürlerinin basın mensubları vası-tasile iblâğına karar verildi. Ve o-turuma vefat eden delegenin cenazesine iştirak edebilmek için saat 15 e kadar ara verildi.
(Devamı Sa., 5; Sü., 6 da)
KVIHMN BİR YA
Dîvân-1- Alî Huzurunda
İsticvabına ald
AZETELER, (Dıvân-ı-Âli) ha-vadısilo dolu. Salonun nıanz.ı-rash heyetin resimleri, maz-
nunların üzerlerine numara konmuş fotoğrafları, Temyiz
Reisinin maznunları
tafsilat, süunları dolduruyor.
Öyle zannederini kİ bu vâkıa yeni senenin en meraklı ve ehemmiyetlilerinden biridir.
Bir Bakanın (Divân-ı-ÂII) do muhakemesi emsaline çok sık rastlanmıyan ve rastlanması da temenni edilmıyen bir hâdisedir. Zira bu vaziyet bir Vo-kilin siyasi hayatı İçin sıkıntılı bir geçiddir. Onun istikbalini engelleyen bir mâniadtr. Zira ilhamlar hayli süzgeçlerden geçirildikten sonra bu mer-haioye erişmiştir.
Divân Reisi, ilk ıslicvabda kahvo meselesini âe aldı. Bununla sûy-i-isti'-mal mevzuu olduğu söylenen kahvo işinin memleketi mânon no kadar üzdüğünü hatırladık, bu siyah (men-
^Yüce Divan
kulislerinde
söylenenler
-------O-------
An riadis’ia pervamız bir edâ ile söylediği garib sözier
----o----
Ankara 3, (husuşî) Divan kuiialerindeı» enteresan
Bugün soiğırian yapı
Yüce
SmO-J / Ha« n H.ztbu,
1 — _ lan bazı sanıklar, halen piyasada jdastlıyamadığımız sıgaralı .k-J mektedirler. Bu sigaralar şahıs lar için sipariş üzerine yapılanlardan değildir.
2 — Ulvinin dün müfettişlerin kendilerini sıkıştırdığı ve zorla ifade ald.ğı sözleri bir hayret mevzuu olmuştur. Bu -gün sanıklardan aldığımız malûmatta müfettişler bu ifadele; ıi imzalamazlarsa işlerinden ei karılacakları tehdidinde bulunmuşlardır.
(Devamı Sa., 5; Sil.. 2 de)
• )
Kıbrıs Türkle* rini iğfal eden R us kadın an
Bir İngiliz pasap or u alabilmek için “muvakkat kocalar ın 100 sterling veriyo/lır ---------------o-----
Lefkoşa: 3 (A.A ) — Britanova .
Kıbıısta Türkçe olarak yayınlanan gazeteler, İngiliz tâbiiyetine geç mek için Kıbhslı Türklerle «mu-(Devavıı Sa., 5; Sü., 2 de)
Z
-
kûâ) ınübtelâ olanların onun yoksulluğundan noter çektiklerini unutmak kabil midir?
dükkân dükkân
| 1 VJ rM A ■ { d0,a$arak bir tutam
( kahve edinmek için
zahmetler çekerken bugün bu yoksulluğun mesuliyet hesabını kimsenin tahammül etmek istemediğine şahid oluyoruz.
Hiç unutmam; o tarihlerde kahve tiryakiliğile tanınmış bir dostumu ziyarete gitmiştim. Zavallı adam arpayı kavurmuş, çekmiş ve onunla siyaha boyadığı suyu cezvede pişirip içiyordu. Ağlar gibi bir şada ile: «No yapayını? dedi, kendi kendimi aldatıyorum... Yalnız bir gün sokakta a-yağıın tökeslcnlp düşeceğim. Kimse (arpalandıgımı) anlamıyacak f»
Bugün bu kahve meselesinin hesabını vermego çalışanlar acaba bu yoksulluğu çekmişler midir?
Gerek sabık öakah'H gerek Umumi (Lüt/cn wfayı feviriniz)
i
i
i»
SAYFA:2
L 1 -”5
feni s a r a n
4 M A R T 1948
KİMİ
ym:u
■•n o ıiki
D
o
Yazan: Profesör Kenan Öner
- * —
e tLK üç TEFRİKANIN HÜLÂSASI f
Demokrat Parti heııüz teşekkül halinde İken bir gün eski Deniz &ank Uıuuıu Müdürü Yusuf Ziya Öniş Kenan öneri Etüdünde ziyaret ■Hİer ve Celâl Bayar namına kendisine Demokrat Parti 11 teşkilâtını kurmasını teklif eder.
I
I_________________________
j Kenan öner bu ani taleb karşısında bir cevab vereme» ve düşün-tnek İçin bir mühlet talebinde bulunur, ayrılırlar. Mühletin hitamına kadar öner bir türlü karar veremez, zihninde bazı İstifhamlar çengel-ekte, bu arada da bir memleket vazife^ile karşı karşıya bulundu-
I
Nihayet mev'ud gün gelir çatar. Kenan öner bu sefer do Yusuf Ziyaya nıüvbet bir cevab veremez ve tekrar görüşmek .vâdile ayrılırlar.
inmekte, bu arada dı ğıınu hissetmektedir.
★
Bu kadar da değil, benim için tamamen yabancı bu hayatta haşan temin edebilecek bir arkadaş da tanımıyordum. Fakat iradem haricinde ayağıma kadar gelen millet hizmetini, İlâhî bir lütuf mahiyetinde telhklci ettiğim için de bundan imtina: vicdanî ve İçtimaî bir cinayet olarak görüyordum.
lslinad ettiğim üç nokta vardı. Zavallı bir milleti kurtarmaktan ftaşka bir emelim, bir idealim olmadığı için Allahtan yardım bekliyordum. Kendi samimiyet ve enerjik kuvvetime de tamamen inanıyordum. Fakat bir taraftan da «Bu adamlar samimi değillerse ne yaparım» sualini bir türlü beynimden çıkaramıyor, bu yaşta şahsî ihtiraslara âlet olmaktan da bütün münasile korkuyordum. Hele bir muvazua ihtimali mevcudiyetimi titretiyordu.
Bir aralık ufak bir nur gözüme ilişti: Ben ahlâk ve hüviyeti herkesçe bilinen bir adamdım. Yusuf Ziya öniş te beni, benim gibi tanı-masma göre sayın kurucuların zamirinde bir muvazaa arzusu varsa böyle karışık bir iş için seçilecek arkadaş ben olamazdım. Milyonlarca insan arasında İstanbul gibi, merkezden mühim bir vilâyette bir partiyi idare etmek için benim aranıp bulunuşum nazarımda muvazaa ihtimalini silip süpürüyordu. Ümidlerimin aksi çıkarsa girdiğim gibi çıkmaktan beni alıkoyacak bir kuvvet de göremiyordum. B«ıı fanilere âbid olmaktan ziyade millete hâdim olmak için bu yeni hayata atılacaktım. Varlığımdan fazla milleti seviyor, ve kendimde onlar için feda edilnıiyecek birşey göremiyordum. Karar verdim: Mevcudiyetimi, maddî ve mânevi varlığımı ortaya koyacak, bütün kuvvetimle çalışacak, millete bir saadet zerresi verebilirsem Allahın* huzurunu bahtiyar bir fâni olarak çıkacaktım.
Verdiğim bu karardan sonra tereddütten kurtulmanın verdiği Bükün içinde hizmet şartlarını bir kâğıt üstünde toplıyarak üçüncü buluşmamızda Yusuf Ziya önişe okudum ve bu şartlar dahilinde hizmete hazır olduğumu bildirdim. Muhatabım memnuniyet göstererek ayrıldı ve bir hafta kadar 9oııra da mütekabil itilâf hasıl olduğunu ve Celâl Bayarrn bir haftaya kadar îstanbula gelerek benimle görüşeceğini, bu arada da nutrasimin tamamlanacağını bildirdi. Bildirdiğim şartlar arasında namuslu ve samimi bir insanın kabul edemiye-ceği bir şey yoktu.
. ★
Icab ve kabul bu suretle tekemmül etmiş, artık Demokrat Partinin faaliyetine karışmış bulunuyordum. Haftalar geçti Celâl Bayar-dan ses işitilmedi. Şubatın ilk günlerinde kuruculardan Fuad Köprülüyü karşımda buldum. Partiden ve onun müstakbel faaliyetin-den bahsederken kiminle çalışmak niyetinde olduğumu sordu. Henüz bir karar vermediğimi anlayınca yanımda çalışmak üzere merkezce üç kişinin müna&ib görüldüğünü ve bunların İbrahim Çehreli, Hüseyin Avni Sağıroğlu ve bir de emekli general llyas paşa olduğunu bildirdi.
Bu isimlerde Türkiyede, bilhassa Istanbulda üç adamın yaşadığından da haberdar değildim ve bunlarla, siyasi faaliyetimde benimle çalışacak insanların meçhulleri üç daha artıyor, ruh ve maksadlarını tanımadığım adamlarla bir arada çalışmak mecburiyeti —ne yalan Böyliye)ûm— pek de hoşa gitmiyordu. Ne 'yapalınl Demokrasi iZâyığı-na artık atlamış bulunyordum.
Bunların kim olduğunu sordum, izahata başlıyarak bunlardan İbrahim Çehrelinin son harb zamanında, servetini milyonlara ulaştırmış bir adam olduğunu, Demokrat Parti henüz meydana çıkmadan ve tasavvur devrinde iken kendiliğinden Ankaraya gelerek partiye on bin lira vermek suretile hamiyyet ve tarafdarlığını göstermiş olduğu gibi ileride de hiç bir yardımdan geri kalmamak vâidüıde bulunduğunu, tahsili olmamakla beraber para husufunda kendisinden ve muhitinden istifade edileceğini bildirdi. Sonra Hüseyin Avni Sağıroğlunu an-latmıya bağlıyarak bunun da diğeri kadar servet sahibi olmamakla beraber ticaretle meşgul olmak itibarile faaliyetinden az çok nakdi yardım beklemek kabil olduğu gibi Mülkiyeden mezun olmak itibarile de fikirlerinden istifade edileceğini ve Serbest Fırka zamanında Trab-zondaki şubenin başkanlığını yaptığı için tecrübesinin de faydalı olacağını anlattı. Daha sonra da llyas paşaya geçerek bunun da orduda namuslu bir kumandan olarak tanındığını, mevcudiyeti ordu üzerinde iyi tesir yapacağını söyledi.
Anlatıldığına göre yeni kurulacak bir parti için bunların üçünden de istiğna gösterilemezdi. Bundan sonra diğerleri hakkındaki fikrimi sordu. Rubu’ asırdanberi birbirine benziyen nasiblerle bir arada yaşamak saadetine mazhar olduğum Yargıtay başkanlığından emekli avukat Cevad beyle beraber çalışmak azminde bulunduğumu ve bu kıymetli ve faziletli arkadaşın muvafakatini almağa çalışacağımı bildirdim. Merkezce de buna çalışıldığı halde ikna’ edilemediğini anlatarak ümidsiz göründü. Muktazi merasimin yapılması için bir gün tâyin ederek ayrıldık. O tekarrür eden üç zatı getirecek, ban de Cevad beyi kandırarak mevcudiyetini temin edecektim.
fDevamı var)
M ü İFbE RR İ K
FLIylikçekmece susuz kaldı
Büyükçekınece, 1800 nüfuslu bir nahiye merkezidir. Halk, en nıübrem ihtiyacı cilan sudun mahrumdur. Kasabadaki ondan fazla çeşmenin üç tanesinden, 4-5 gün evveline kadar saatte 250 litre su alınabilmekte ve halk su alabilmek lçiıı çeşme başlarında büyük sıkıntı çekmekte idi. Mevcııd kuyuların lıepsiııdekl su, acı sudıır. Bir zaman gürül gürül akan Çek uıeee çeşmeleri luıgüıı kurumuş vaziyettedir. Köy idaresi hu iiıeMCİrMİne lakııyıd kalmaktadır. Halbuki lnı hayati meseleye harcanmak üzere her seııe köy hiıdccNİııe epeyce bir meblâğ konmaktadır. Hut tâ çeşmelerden birinin künkü, çeşmeye 200 metre mesafede pat hımış, u-tak bir zahmet ve masraf ihtiyar edilmediğinden çeşme kurumuştur. İlıınul edile edile bugün hu meselesi, köy halkının altından kalkaınıya-cagı kadar büyük bir mesele ve ağır bir yük olmuştur. 1m-tanbula 10 kilometre mesafede bulunan hu koca bucak merkezindeki çeşmelerden 5 gündenberi bir kutra su ak-nıaıunktadır. Bıı hal böyle de\am ederse, Allah göstermesin. salgın bir hastalık bile çıkabilir. Halk, su ihtiyacını gidermek için bu kış gün lerinde epeyce uzak mesafede bulunan bir çeşmeye gitmek zorunda kalıyor. İşın ihmal veya şakaya tahammülü yoktur. Alâkadarların dikkat nazarlarını çekerim.
D. P. Bucak Balkanı Kenan Tuııca
Büyükçekmece
Elektrik İdaresinin dikkat nazarına
Hüviyeti mahfuz bir okuyucumuzdan şu mektubu aldık:
— Fatih. Sangüzel caddesinde oturuyoruz. Bu caddenin 79 ve 81 numaralı apartmanlarının elektrikleri sık sık bozulmakta ve apartman lurda oturanlar karanlıkta kalmaktadır. Elektrik İdare-Slne telefonla miirncautlan) iniz karşısında daima 2 - S ve bazaıı da 4 saat sonra Bc-)az.ıJdan memur gönderilmektedir. Bozulması tekerrür ettiği halde Elektrik idaresi esaslı bri muk cihetine lâkuyıliye son ca ederiz.
★
OKI \ K I LARIMIZA Oku \ ucu mektuhlanndan kısmı da bngün saylumı/dadır.
tâmir yaptırt-gitıııiyor. verilmelini
Bu ri-
bir
Dördüncü
Çalışma Bakanının Basma beyanatı
Tahsin Balta: “Müesseselerde işçilere verilen yem :klere hiç itina edilmiyor., dedi
On gündenberi şehrimizde tedkikatda bulunan Çalışma Ba kanı Tahsin Bekir Balta, dün akşamki ekspresle Ankaraya dönmüştür.
Bakan hareketinden evvel saat 17 de Bölge Çalışma Müdürlüğünde gazetecileri kabul • derek tcdkikleri hakkında gu beyanatta bulunmuştur.
— Tedklklcrim esnasında teşkilâtımızın iyi çalışmadığın -dan şikâyet edildi. Bu bakım -dan IstanbuJdaki teşkilâtımızı takviyeye karar vermiş bulunu yoruz.
Bugünkü iş yerlerinin işçi -nin sağlık durumu üzerinde menfi tesirler yapacağım esefle Böyliyebilirim. îş verenlerden kendilerine bir külfet tahmil e-dilmeksizin çalışma yerlerini sıhhi şartlara uygun bir şekilde ve bir program dairesinde düzenlemelerini istedim.
işçilerimizi en çok ilgilendiren ücret meselesidir.
Ücret mevzuu, bir tarafdan maliyet ve hayat pahalılığı ile, bir tarafdan da işçinin geçimi i-le alâkalıdır. Bu mesele, sendikalarla, iş verenlerin karşılıklı anlayış ve anlaşmalarile halle -dilebilecektir.
DENİZDE
“Bahnhüda,, motoru ile bir yelkenli çarpıştı
- ■ o---------—
Müsademe neticesinde denire dökülen allı tayfadan biri boğuldu
Sendika mümessilleri, asgarî ücret, ücretli hafta tatili ve ücretli senelik tatil meseleleri -nin hailini Bakanlığımızdan istedi.
Bu meselelerin hallini derpiş eden kanun teklifi Meclise sü -rülmüş bulunmaktadır.
İşçilerin mühim şikâyetlerin den İkincisi de yemek mesele -sidir.
Yemek veren müesseselerin işçi yemeklerine gösterdiği iti -na hiç bir kıymet ifade etme -mektedlr. Bunların Islâhına ve yemek vermiyenlerin de yemek vermelerine elimizden geldiği kadar çalışacağız.
Mesken meselesine gelince, bunu da sendikaların koopera -tif kurarak halledeceklerini tah min ediyorum ve bu hususta hiç bir yardımı esirgemiveceğiz îş Kanununun iş verenlerin lehinde kullanılan maddesi şikâ yetleri mucib olmaktadır. Bundan İşçiler kadar iş verenler de müştekidir. İstanbul teşkültı -nin müdahalesi ihtilâfları halle dememektedir.
Çalışma Bakanlığı işçilerle olduğu kadar iş verenlerle de yakından ilgilidir. Onların dilek İeri de yerine getirilecektir.
BfLFDİYED K
Mısırçaşısındaki dükkânların kiralan artırıldı
■ o
Muhtar Acar «Bu hususta Belediyenin kanuni salâhiyeti vardır» diyor
Cerrahpaşa verem pavyonu
Yeni pavyona pazartesi gününden itibaren hasta kabulüne başlanacak
Belediyenin iki buçuk mil -yon lira sarfederek inşa ettirdiği Cerrahpaşa Verem paviyo-nuna bazı sebeblerden dolayı iki aydanberi hasta kabul olunamıyordu. Büdcenin tasdikten gelmesi bekleniyordu.
Pavyona müracaatta bulu -nan paralı veya parasız hasta ededinin günden güne artması karşısında ilgililer nihayet pa -zartesi gühü pavyonu açmağa karar vermişlerdir.
öğrendiğimize göre Cerrahpaşa verem pavyonuna önümüz deki pazartesi gününden itibaren hasta kabulüne başlanacak tır.
Şimdiki halde paralı hastala ra ayrılan vatak adedi ihtiyacı karşılayacak durumdadır. Fa -kat parasız ‘hastalara tahsis o luııan 100 yatak ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktır.
Belediye' parasız olarak yat inak istiyen 400 kadar hasta a rasından 100 hastayı müracaat sırasına göre seçecektir.
------—n-----
ADLİ Y F D E
w
Kırk toptancı kasab ağırcezaya verildi
Oîvân-ı- Alî Huzûrunı’a
(Baş t ar afi 1 incide) Müdür vUcâletinı yapan zatın kahve i-*ine dair verdikleri malûmat Yüksek Divânı ne dereceye kadar tatmin edecektir? Orasını ilerde görecemiz.
Fakat muhakkak olan birfey varsa o da eski Tekel Bakanının ve arkadaşlarının muhitinde bir memnuniyet havası yaratamamış olmalarıdır. O zamanki Tekel idaresinin muamelâtı hakkında müsbet blrşey söylememeklo beraber birbirini takıb eden dedikodular artık kuru bir iddia hududunda kalamayacak hale gelmişti.
İktidar, sükûnetle İdare edilmesi gereken bir nâzenindir ve bunda tecrübenin çok büyük bir rol oynadığına *übhe yoktur.
Sugun Yüco Divân huzurunda ınüt-tefKin mevkiinde bulunanlar iktidarın muvakkat nüfuzuna fazla nin çok yanlış bir siyaset belki anlamışlardır. Fakat bu intibahı husule getirecek rübe yoksulluğu ne kadar makamla birlikte edinilmesi olmtyan bir meziyettir.
Tecrübe nakdine ile değil ancak £m(ir sarfile tahsil edilecek çok yüksek ücretli bir mokleb olduğu için herkesin oradan kolayca diploma alabilmesi mümkün olamıyor.
(Oivan-ı-Âli) memleketin İdari, siyasi, iktisadi hâdisatını tartan çok hassas bir adalet terazisidir. Onun ibresindeki tuhavvül ve hakikatin tecellisini gösterecektir* Buna imanımız Har.
Yeşilay gençlik şubesinin faaliyeti
Karcıdenîzde fırtına gittikçe artıyor
Şehrimizde bir kaç günden-beri fasılalarla yağan kar, dün de yağmurla karışık olarak de vam etmiştir.
Karadenizde de fırtına var -dır. Hopadan dönmekte olan îz mir vapuru, fırtına yüzünden sı ğındığı Trabzon limanından ha reket edememiştir.
Hopa seferini yapan Tan ve Güneysu vapurları hava muhalefetine rağmen yollarına de -vam etmektedirler.
—---------------------------
Tuzlada, dün sabah focl bir deniz kazası olmuş, sahile yakın olarak sejjreden Bahri Hûda motörü ile Esen adlı bir yel kenli çarpışmıştır.
Müsademe neticesinde yel -kenli parçalanmış ve içinde bulunan altı tayfadan beşi hâdise ye sebeb olan motor ve civar -dan yetişen sandallar tarafm -dan kurtarılmışsa da Haşan a -dında bir tayfa boğulmuştur.
Diğer tarafdan Sanyerde Yenimahallede oturan Benli İsmail, kiraladığı sandalla Anado lu Kavağından kum getirirken, yolda sandal devrilmiş, İsmail ile arkadaşı Mehmed Kalender vapuru tarafından kurtarılmıştır.
iki serseri mayın imha edildi Evvelki gün Boğazın dışın-Karaburun ile Kilyos arasın iki serseri mayın görülmüş-gönderilen mayın tarama e •
kibleri tarafından imha edilmiş tir.
«A’ı-cuf» vapuru Iskenderuna gidecek
İskenderun seferini yapacak olan Necat vapuru, Akdcnizde-ki hava muhalefeti yüzünden iki gün rötarla hareket edecek tir.
da da ve
MiHirçarşıaında bulunan dük kânların kiralanne belediye tarafından 50 şer lira zam yapıl mış ve dükkân sahihleri belediyeyi bu yüzden protesto etmişlerdir.
Bu hususta Belediye reis mu avini Muhtar Acar, bir arkada şımıza şunlan söylemiştir:
— Mısırçarşısında bulunan dükkAnlann yıllık kiralar! Mil lî Korunma kanunu ahkâmuıca gayri safi irad üzerinden 1870 lira olarak tesbit olunmuştur.
Çarşıdaki tamir bittikten sonra dükkânlara karşı olan ta leb azdı. Belediye bu yüzden ki ralan indirmek zorunda kal -mışta.
Şimdi lalib fazlalaştığından belediye kanunî haklarına istinaden kiralara yüzde elli nisbe tinde zam yapmıştır.
----- o------------
«.Pikadilli» ban kapuiddı
Polis tarama ekipleri tara -fmdan evvelki gece Beyoğlun -da “Pikadelli) barında yapılan baskında vesikasız ve küçük yaştaki kızların çalıştıktan görülmüş, bu arada 9 uygunsuz kadın yakalanmıştır.
Derhal barın kapısı mühürlenmiş ve kad’nlar muayeneye sevkedilmiştir.
güvonınc-olduğuııu onlar da olan teo-yazık ki mümkün
— 13 Mayısta Hilmi size geliyor; orada Eyüb Bejd buluyor. Sonra gece size geliyor. Ev kut-lulamağa gelmiş. Abdülkadir de orada imiş.
— Evet kutlu olsun» diye gel dı. Abdülkadir de ve Aziz Bey. de vardı.
— Hayır. Abdülkadir yokmuş. Sonra bir haziranda tekrar ziyarete gelmişler. Abdülkadir de varmış.
— Evet doktora gittik. Hilmi Bey kaşından ameliyat olacaktı. Onun için.
— 12 haziran tarihli notunda Hilmi Bey diyor ki: «Mesadet hanına gittim. Kemalle oturduk ve sonra çıktık. Köprüde Naile rastgeldik; onu da aldık,,
— Evet bendeniz Köprüde rastgeldim.
— Şu halde son. günlere ka dar sık sık Abdülkadirle görüşmüşsünüz. Halbuki dünkü ifadenizde bunun aksini söylemiştiniz?
—Bendeniz aksini söyleme -dim. Bendenize yazıhaneme ne vakit gelip gittiğini sormadınız. Islanbul İl Başkanlığı ( Bendeniz de buna cevab ver -dim. Böyle bir not defteri tutmuş olsaydım hatırlardım. Bu mülakatları tarihile, zamanile arzederdim.
— Şimdiye kadar yapılan tahkikattan sabit olmuştur ki, bir senedenberi suikasd için ça Adana seylâpzedelerint bağışlanma ■ hşılmıştır. Abdülkadirle görü -sına karar verilmiştir.
Yeşilay Gençlik Şubesi 7 Mart 1948 pazar günü saat 16.30 da Ka dıkdy Halhevfnde Orhan Kadım. Günsen Yener, J. Matalon ve arka daşlannm lşttraklle Keman, Şan ve Piano resitali tertip etmiştir.
Programda Chopln, Brahma, Beethoven, Shubert, bulunmakta dır- Davetiyeler, kurumdan temin edilebilir.
ilkokul öğretmenlerinin maaşları barem derecelerine yöre' ayarlanacak
Umumi muvazeneye geçmiş bulu nan İlkokul öğretmenlerinin maaş larınj barem derecelerine göre ayar lamak ve bütün ihtiyaçları gö2önü ne alarak düzenlemek üzere. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, bir müddeltenberl devanı edilen çalış malar tona ermiştir. Hazırlanan ta sarı, Nisanda Büyük Millet Meclisi ne sunulacaktır.
Neticenin müspet olacağı ve öğ retmenler arasında memnuniyet u yandıracağı tahmin edilmektedir. 1). P.
Çukurova seylâbzedelerine 181)0 lira bağışladı
Geçenlerde verilen, D. P. İlk bale sunda Atatürk ve Celâl Bayarrn re simleri müzayedeye çıkarılmış, 1890 liraya satılmıştı .
Öğrendiğimize göre, bu paranın
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler dördüm?
Atatürk’e suikasdın
t
Yazan Cj E
şürsiinüz. Suikasd tasevvurun-dan haberdar olmazsınız!
— Arzetmiştim. Abdülkadir ile ancak Ramazanda görüşürdüm. O adamın öyle bir tabiata vardır kı istediğine son derece açılır, arzu etmediğine hiç bir şeyden bahsetmez.
— Abdülkadirin sizn burada yaşa mıyacağını söylediğinden bahsettiniz, işittiniz mi?
— Evet böyle söyledi.
Müddeiumumi — Nail beyin sözlerine inanabilmek için fevkalâde saf olmalıdır. Muhtelif tarihlerde Abdülkadirle görü -şürler, temas ederler. Her ikisi siyasetle müşterek oldukları halde vekayii rüzemreden bahsetmezler, buna imkân yoktur. İfadesi inkârı cürümden başka bir şey değildir. Bu husustaki
II «ı
leh ika So. U)4
ııoktai nazarımı ithamııanıedf^l daha açık olarak tasrih edeceğim.
Nail bey çıkarıldı. Gözlüklü Midhat bey getirildi.
Reis — Ne işle iştigal ediyor sunuz?
Midhat bey — Ticaretle.
— Kara kemalin nıiiessese-leri ile iştigal ediyordunuz?
— Evet Millî Mahsulât Şirketini idare ediyordum.
— Avrupaya tahsile kimin hesabına gittiniz?
— Hiikûmet hesabına.
— Bu şirketin hangi .Mirmıı-yo ile teşekkül ettiğini bilnıiy )r musunuz?
— Hayır bilmiyorum.
— Nasıl olur? Ça; tığınız şirketin sermayesini bil; »emek.
— Efendim, iaşe ve el
emek i
I HER SABAfll
Yalman Çelebinin gönüllü kıt’ası d ZMİRE alelâcole gideceğim dili yo kendimi adamakıllı üçütmüf “ olacağım kİ dün akşaın üstünü-âliyotf bir kırıklığım vardı. Evo Maksadım sıoak bir
Mezbahada belediye memurlarının yaptığı ihtilas sucuna iş tirakten dolayı 1 inci sorgu hâ kimliğine verine 40 topdancı kasab hakkındaki hazırlık tah kikatı ve sanıkların sorgusu ik mal edilmiştir.
40 topdancı kasab. dün 1 in ci ağır ceza mahkemesine veril miştir.
Bu kasabların belediyeyi 50 bin lira zarara soktukları tesbit edilmiştir.
Duruşmaya önümüzdeki haf ta içinde başlanacaktır.
Komünistlikten sanık 56 kişinin duruşmasına dün de devam edildi
Hükümeti devirmek için giz li komünist partisi kurdukları iddiasile 2 inci ağır ceza malike meşine verilen 56 sanık hakkın daki gizli duruşmaya dün bah saat 10 dan akşam 17 kadar devam edilmiştir.
Dâvanın duruşmasına bu bah da devam olunacaktır.
Alacak yüzünden adam öldü-
ren iki katilin duruşmasına başlandı
Bir buçuk ay evvel Şilenin E renler köyünde bir alacak meşe leşinden çıkan kavga sonunda komşusu Ahmed Yıldırımı taşla öldüren Hüseyin ile kardeşi Ramiz dün mevkuf olarak 3 ün cü ağır ceza mahkemesine sev-kedilmişlerdir.
Sanıklar mahkemede, hâdi -şeyi inkâr; Ahmed Yıldırımı kendilerinin öldürmediklerini iddia etmişlerdir.
Şahidlorin celbi için duruşma başka güne bırakılmıştır.
sa-
ye 1
sa
şinden bir para mı artmış ne ol t muş bu parayı koyarak şirketi/ teşkil etmişler. /
— Şirketle alâkanız? |
— Meclisi idare reisiyim. 1
— Sizi bu şirkete kini getiri
di?.. I
— întilıab edildim. t
— Peki vakıfların reyi ile mi ?
— Hayır, vakıf muamelesi! bilâharedir; ben bidayette iıı -1 tisab ettim. Bidayette seıma -J vesi münkasinı bir şirket ola -i rak teşekkül etmişti. Bu sureti le muamele yapıyordu. Harbin? nihayetine doğrudur ki hisse se? nedatı vakfa devredildi. |
— Peki eşhas üzerindeki • hisse vakfa mı alındı 1
— Evet bu hisseler vakıflar» üzerine kayıd olundu. J
— Daha hangi şirkettesiniz.
— Millî İktisad bankası mee^ lifti idare azasıyım. 1
— Peki bu paraalıı nasıl ka| zaildiniz? t
— Ilarbde iı ek ve vapağı, muamelesi vanaı(hk. Bu mevad dı iptidaivevi bir Alman şirketi1 ne satardık ITatlı dolayısile fi - ’ atlar yükseldiği ( ihetle bundan) yüksek bir istifade oldu. İ
;tı tardınız? vüz bin ton İh-
şeker getirtti -
zo orkon döndüm, ıhlamtr içip erkenden yatmaktı. Do* diftim gibi de yaptım ve yatarken koltuğumun altına dercooyi koymayı da ihmal ötmedim. Baktım: 38. Doınek ki ûtufim do var.
Noyse uzatmıyalırrb dalmışım, no kadar uyuduğumu bilmiyorum. Bir aralık uyandım ki suouk gibi terlemişim. Valde henüz yatmamışmış. Sırtıma eski bir fanile parçası soktu. Tekrar sımsıkı örtündüm ve yattım.
Bir aralık başımdaki telefon acı acı ÖUÜt
— Alto Fıkracı mı?
— Evet, buyurun!
— Burası «Vatanı Gazetecilik ve Matbaacılık Anonim şırkoli, Ahmed Emin Yalman Bey som istiyor, çabuk gel.
— Ben haslayım, şuradan şuraya adım atacak halim yok.
— Fıkracı temaruzu bir tarafa bırak da çabuk gel dedim sa»ıa Emin Bey cana bir taksi de gönderdi. Mesule mühim, pek mühinı...
Ben daha tolefonla konuşurken taksi de geldi, kapının önünde durdu. Bütün gazetecilik damarlarım Goprcş-ınışti. Saate baktım, henüz sekizi çeyrek geçiyor. Domok ki vakit de o kadar geç dofiil; valde şaşırmış:
— Ayol terli terli nereye gidiyor sun? Vallahi satlıcan otursun! deyip duruyordu.
— Satlıcan değil, patlıcan .clsam gideceğim! diye ayak diredim, vazife vazifedir. Mesele pek mühimmiş...
İyice sarıp sarmalandım. Emekdar gocuğu da sırtıma geçirdim vo taksiye atlayınca kendimi Yalman Çelebinin odasında buldum.
İtiraf edeyim ki odaya girince karşımdaki ufak tefek zatın (Vatan) yazarı olup olmadığını tanımakta luk çektim.
Yalman sırtına hâki bir askeri
ket, bacaklarına bir külot geçirmiş; uzun konçlu çizmeler giymişti. Boynunda Amerikan ınâmulâtından b.r dürbün asılı idi. Masanın üzerimle duran kolonyal şapkayı da başına geçirdiği takdirde (Vatan) Baçyazzrı hır Cenubi AmeHka ülkesi yarbayına dJn-ınüş olacaktı.
Yalmanın yarı asken kıyafeti çalımını da arttırmış olacak kİ ben oday ı girince topuklarını birbirine vurarak beni askerce selâmladı ve:
____ Fıkracı dedi, Yunanistan iç haı-bine iştirak edecek gönüllü yazım ı başladım ve ilk olarak hatırıma sen, bizim Sadun Gallb Savcı, bir de RdJı* Cevad Ulunay geldi. Nizamoddın Nff zlfi de düşündüm amma henüz kat bir karar veremedim.
____ Bütün gazeteciler arasında bu pk-yango neden bizlere çıkıyor da ır.cse â daha gene yazıcılar hatırınıza gelmiyor?
— Söyliyeyim: Sîzler evvelâ tecrübeli kişilersiniz. Sonra askerliğinizi yapmış adamlarsınız ve nihayet her biriniz fıkra muharririsiniz. Teşkil c-dccefeim gönüllü kıtanın lıerşeyden evvel neşeli insanlardan mürekkdb olmasını istediğim İçin sizlcri bu şerefe lâyık gördüm.
____ Siz de bizlerle birlikte ateşe girecek misiniz?
— Hayır, ben sîzleri buradan idare edeceğim. Ayda bir uçakla seyahat edip teftişlerde bulunacağım.
— Fena değil, demek kİ dostlar şe-(Devamı Sa.t 5; S(U / de/
ba)
zor
ca-
«Alatürkü Yaşatma Cemiyeti» nin tertiblediği konser
«Atatürkü Yaşatma Cemiyetin tertip edilen Atanın sevdiği $ar ve Milli Marşlardan müteşekkil konser genel İstek üzerine 6 Mart 1948 cumartesi günü soa 15 de Env llönü Halkevlnde tekrarlanacaktır Bu konserde Atanın sevdiği şaıkı lar, yüksek sanatkâr Safiye Ayla ve arkadaşları tarafından okunacak tır- Bunu takiben şef Hulûsi Öktem in İdaresindeki Şehir Bandosu Ata nm sevdiği milli marşlardan mü rekkep bir program takdim edecek tir.
Ayrıca Cemiyet tarafından toplantıma önemini belirten konuş malar, Ataya dair fıkra ve hat.ra Uv «uzatılacaktır.
•
ce kı
*
MART K'48
★ I
4
1367 Hicri
Rebtül-âhır ı
22
Kaspıı 118 — AY 3 — GÜN 64 i
1363
Rumi Şubat
20
Ferşeml8
Vakitler
Oiineş Öğle ikindi Akşam Yu Isı İmsak
Vas:) t!
T\
30
26
36
03
33
34
S.
6
12
15
8 İŞ
4
Ezani S-12
6
9
12
1
10
D
Ot* «M
24
34
-A
SAYFA: 4
[
sakawt!er i!
Ekserisi mühim memleket mes’eleleri ile
ilgili
ÇankınniM Kalaycık köyüode yanlan koyunlar hıkkmda
İsim ve adresi bizde mahfuz bulunan bil’ okuyucumuz diyor ki:
— 4 Şubat 948 tarihli gazetenizde. Çankınnm Kalaycık köyünde Muhtar Ahmedin 54 gebe ko-yuıumun ayni köyün eski muhtar ve annesi tarafından yakıldığını bildiren bir Ankara haberi okudum.
Bu haber gerçekten doğrudur; fakat ben mektubumu, bu haberin doğruluğunu teyid etmek malısa-dile yazmış değilini- Benim maksa duıı, bu müessif hâdiseye sebeb olan acı hakikatleri belirtmektir.
Particilikten bir çok köylüler za rar görmüşlerdir. Kültürleri henıis arzulanan seviyeye yükselmemiş olan bazı köylerimizde particilik kardeş olanları bile yekdiğerine düşman yapmıştır.
Adı geçen köyde on beş günlük ikametim esnasında şuua katiyetle inandım ki, köylüler yeni partiye, diğer parti dertlerine bir çare bulamadığı için girmişlerdir.
Kalaycık köyünde C. H. P. li c-Ian eski muhtar taraftarları azdı* fakat zorba kimselerdir. Bunlaır, otlıyan hayvanları bıçaklıyorlar ekinleri harab ediyorlar ve sonra da ortadan kayboluyorlar. Buns mâni olunması için mağdur köylü terimiz C. H. P. genel başkan vekiline kadar şikâyet etmiştir, fakat hiç bir netice çıkmamıştır.
Köylerimizin bakımsız, köylülerimizin bir çok şeylerden şikâyetçi olduklarını burada tekrara lüzum görmüyorum: çünkü bunlar binlerce, hattâ milyonlarca defa söylenmiştir.
Ayda bir kere olsun doktorun uğramasına razıdırlar. Doktor ve ebesizlik yüzünden. Mekkeden getirilmiş bir teşbihten yardım beklediklerini söylediler, işte efendi olarak tanıdığımız köylülerimiz ve onlara karşı her eti...o
hükümetimizin muza-
Gel bolu
★
C e nokratlarını& faa y ti
Demokrat Partinin ye .i nakledilen ilçe merkezine halk pazar günleri toplanarak türlü tür lü bahisler üzerinde mübahasa ve tartışmalar yapmaktadır. Bu mevzular demokrasi ve halk için çok faydalı olmaktadır. Yakında atılacak olan bir bucak için hazırlıklarına şimdiden geniş ölçüde ehemmiyet verilmektedir. Hâ lihazır hâdiseler bura Demokra, lan üzerinde hiçbir fena tesir-yapmamış ve bu yolda daha çok • gavretli ve azimkâr çalışmalara vesile olmuştur. Su kadarını da söylemezsem haksızlık etmiş c-Inrum. milletvekillerine yapılan ödenek ve yolluk zamlarını Genel idare kurulu kararına uyarak merkeze vatımııvan Çanakkale milletvekillerinden Ali Rıza Kırseverin bu hareketi bura Demokratlarında haklı bir teessür uyandırmıştır.
Î1 Havsivet Divanı üyesi: Talât Benli
Karabükte Kanlıçay kr ii :i tanrre muhtaç
Bucağımızın on beş köyünü birbirlerine bağlıvan ve Çerkeş ve Eskipazar ilçelerine muvasû lava temin eden Kanlı Çay köprüsü bir sene evvel çayın taşma smdan harab olmuş ve bu köprünün enkazı Ciltekısık Devlet ormanları bölge şefi tarafından alınarak işletmeye mal edilmiş ve bu köprü on beş köy halkının mütemadi ricalarına rağmen bir dahi yapılmamıştır.
â azın İstanbıüa işleyen kamyon ve otobüsler ve halk çaydan geçebilmekte ve fakat kış gelince ne otobüs, ne de hayvan ve insan geçememekte ve bu yuz^ den üç beş, Çukurca, Tandır, Çav köy, Yen i köy, Burunsuz, Göziir köyleri halkı bu gün kış olması hasebile tahıl ve buğday larını öğütmek için değirnıene bık- gidememekteler.
Halbuki adı geçen köprü on iki nıoiı« tulünde olup köylünün gayretine en ufak bir devlet yar dimi ve teşviki olduğu takdirde yapılmıyacak bir iş değildir.
Halkın sesi olan sayın gazetenizle alakalıların nazarı dikkat ve^pevlıarnetlerini çekmenizi vatandaş ve ferd sıfatile ister ve eaygı ile rica ederim.
Karbiik Bucağının Üçbaş köyü Demokrat Parti Ocağı bankam: Ali Doğancı
Okuyucularımıza ——
Adetleri pek fazla ve ayni zamanda (Okuyucu Diyor ki) sütunumuzun maJıdud hacmine sığmıyacak derecede uzun olup da bizzarur sıraya tâbi tutulan okuyucu nıektubianndaıı ancak bir kısmını, aşağıya dercediyoruz. Evvelce müteaddit defalar rica ettiğimiz gibi, mahdut sütunlarımızdan buna benzer fedakârlığı her zaman yapanuyacağıouza göre, okuyucu inek tu bi arın 111 kısa ve özlü yazılmış olması zaruretini sayın okuyucularımızın badema takdir edeceklerine eminiz.
Boyabat Yandak köyü muhtarının şikâyeti
Ben, Boyabat ilçesine bağlı Durağan bucağının 78 hanelik Yandak köyünün meşru ve kanunî muhtarıyım.
w
Receb Peker hükümetinin malûm muhtar seçimi devresinde Halk Partisinin namzedine rağmen köylü tarafından müstakilen muh tar seçildim. Bu fiilî seçimi hazme demiyen C. H. P. ve ona müzahir kaymakam ve bucak müdürü bana ve dolayısile köyümüze bir takım kanunsuz ve usulsüz angarya ve külfetlerle köjdüvü, beni de bezdirip kendi adamlarını muhtar seçtirmek yollarını aramağa başladılar. Bucak müdürü şifahî e-mirle:
1 — Durağan bucak merkezinde yaptırılmak istenen sağlık evi için 115 lira makbuzsuz para toplamamı istedi. Makbuz mukabili para toplıyabileceğimi, fakat köylüden makbuzsuz para alamıyaca-ğımı bildirdim.
2 — Durağan merkez bucağındaki jandarma karakolu helasını temizlemek için angaryacı olarak 18 kişi istedi. Emirleri yerine gel-Ein diye 3 kişi gönderdim.
3— Köy ilkokul inşaatını hükûme tin yaptırması prensibi kabul edildikten sonra büdcemize 771 lira o-kul inşaat parası koyarak —çünkü Boyabat ilçesi dahilindeki bilumum köylerin büdcesi kaymakamlık emrinde bir büroda hazırlanır, kaymakam tarafından tasdik edilir, tatbiki muhtara emredilir.— tahsili istenildi. Köy kanunu gereğince 20 liradan fazla salma olmıyacağını ve köye müteallik paralı vazifelerin ancak bu had dahilinde toplanacak para ile kar sılanabileceğini görerek okul /için tahsil edilecek para bulamadım. Ancak, 305 liraya daha salmanın Tahammülü vardı. Onu salabildim.
Bu isteklerinin yerine gelmediğini gören ve C. H. P. nin iğfal ve isliklerine boyun eğen bucak müdürü bu sefer de Boyabat - Vezir köprü şosesinin köyümüz önüne isabet eden kısımdaki bozukluğu bahane ederek buna köy yolu ma-hiyeti verilerek köyümüz tarafından tamirini istedi. Bu şose devlete aittir. Senelerin ihmali yüzünden yalnız bizim .köyün önünde değil. her tarafı bozuk düzendir. Haçta bucak merkezine isabet e-den kısımda bizden çok perişan haldedir. Hal böyle iken, bu ekim mevsiminde şimdilik .tehirini iste-diiûse de olmaz dediler. îş zamanında köylünün bu angaryayı ifa edemiyeceğini, müsait zamanda yaptıracağımı söyledimse de bu tmrivakii fırsat telâkki eden bucak müdürü ve onun destekçisi kaymakam kendi lehine tefsir etliği köy kanununun 41 inci maddesine göre ihtar ve akabinde işime nihayet verdi.
İşime nihayet verme emri üzerine 10.2.948 tarihinde bucak müdü id jandarma başçavuşu ile köye gelerek Demeği toplayıp seçimi yapmak istedi. Köylü tamamile beni seçtiklerini söylediler. Bunu gören bucak müdürü mühürleri benden alârak sırasile 1, 2, 3, ve 4. âzalai’a mühürleri teslim etmek istedi. Onlar da teker teker muhtar olarak beni gösterdiler mühür leri kabul etmediler. Müdür mühürleri bırakarak gitti. Bu keyfiyeti 13.2.948 tarihli dilekçe ile t-çişkri Bakanlığına arzettim.
12 gün sonra müdür 22.2.948 tarihinde tekrar geldi. Biraz önce don zemin hazırlamış olacaklar ki köyümüzdeki C. H. P. adamlarının evine misafir oldular. Bir müddet orada plân hazırladılar. Köy Derneği toplattırıldı. Müdür bu hu-* suataki kanun maddelerini bilrni-yen halka biv takım ağır cezalarla tecziye ettireceği yolunda tehditlerde bulundu. Nihayet seçime geçildi. Bu yapılan gizli seçimde de 81 rey ben aldım, bir takım kombinezonlarla hazırlanan kimse ye de 19 rey zuhur etti. Bu suret-h de kaymakam, müdür ve C. H. P. muzaffer oldu. 19 rey alan kim aeye muhtarlık buyrultusu veriliyor. Ekseriyetin isteği hilâfına ya pılan bu muhtar, Peker rihniyeti-yıin buralarda hâlâ yaşamakta ol
duğunıın bir delilidir. Bir köyün mukadderatı köylünün istemediği kimsenin eline bırakılır mı?
•
Kanunların şu veya bu makamın keyfine göre tefsir edilemiye-ceği ve icabatuıın tatbiki zururî iken bu yolda yapılan bir hareket koskoca bir köyün mânevi şahsiyetine tecavüzdür. îşte, 12 Temmuz beyannamesinin idare âmirleri nezdindeki tezahürü. Bu hâdiseyi, gazeteniz vasıtasile efkârı u-mu.miyenin ve Demokrasi yolunda olduğunu iddia eden Haşan Saka hükümetinin gözleri önüne bırakıyorum. Kanun ve halk iradesinin hâkimiyeti mevcutsa hakkımın iadesi lâzımdır.
Boyabat Yandak köyü muhtarı Mustafa Şahin
★
Çerçiler köy ünde Demokratlara musallat olan eli b’çaklı adam
— Köyümüze Tefenden gelme Yakub Ardıç adında bir şahıs belinde tabanca ve bıçakla gezmekte, buna mukabil de köy ihtiyar heyeti (C. H. P si) tarafından desteklenmektedir.
Yakub Ardıç, D. P. başkanı olmam hasebile daimî peşimi ta-kib ve beni ölümle tehdid ediyor. Geçen günü de yolumu keserek «Seni temizliyeceğim diye bıçak çekti. Muhtara şikâyet ettim, meseleyi örtbas etti. Benim ve benim gibi daha birçok kimselerin hayatı tehlikededir. Karabük Bucak Müdürlüğüne bir dilekçe ile müracaat ettim, hayâtım tehlikededir, beni bu a-dam tabanca ile tehdid ediyor. Kendisini kefalete rabtetmenizi yüksek makamınızdan rica ederim, dedim. Dilekçem bile nazarı dikkate alınmadı. Partiden olmak
Alâkadarların celbedeıim.
Safranbolu
cağı Çerçiler köyü D. P. Başkanı İsmail Çetinkaya
Sağlık Paka nının naserı dikkatine
fanı! ve adresi mahfuz Wr o-kuyucumuzdan şu mektubu aldık:
*— İstanbul Küçük Sağlık Memurları Okulunun 944 - 45 ders yılı mezunlarıyız. O tarihe kadar okul 2 sınıftı ve mezunlara yedek subay hakkı verilmiyordu. Fakat biz mezun olmadan önce okul 3 sınıfa iblâğ edil di ve mezunlara yedek subay hakkı verildi.
Fakat ne yazık ki daha biz son sınıfta iken ihdas edilen 3 üncü sınıfa kabul olunmadık ve dolayısile yedek subay hakkını kazanamadık.
Şimdi savın milletvekillerinden ve Sağlık Bakanından ricamız: Bize de bu kursa devam etmek veva yeni ihdas edilen Sağlık Memurları okulunun 3 ün cii sınıf mezunivet derslerinden imtihana girmek hakkı verilsin. Tabiatile Yedek Subay hakkı da bahşedilsin.
Alâkadarların yardımlarını bekleriz.»
Demokrat suç mudur? nazarı dikkati-
ni
- Karabük Bu-
Sümerbankın pik demir fiatlarmd«n şikâyet
Memleketimizde hayatı u-cuzlatmak üzere Bakanlıklar a-rası komisyonların kurulmakta olduklarını, tedbirler alınmakta olduğunu her taraftan okuyor ve işitiyoruz.
Bunun tamamen aksine olarak ta Devlet sermavesile işletilen muhtelif sanayi müessesele-rinin fiyatlarını alabildiğine yük selünekte olduğuna şahid oluyoruz. Memleketin can işlerine yanvan pik demiri mevzuu bu cümledendir. İnşaat ve bu kara kış mevsiminde bilhassa soR'» i-malâtı vanan kiiçük sanatkârlar ve dolayısile halk haksız ve yersiz vere yüzde 35 ilâ 50 nisbe-tinde paı a ödemektedir.
Ağustos avında îstanhrlda tonunu 100-125 lira arasında aldığımız pik demiri fiyatını Sümer Bank Çelik pikini 65 lira
bir
dan 100 ve bilhassa dahilde istİh lâk edilen hematit demirini de POliradan lOOliraya çıkarmışken iki aydanberi bu Diklerin fiyatını 100 liradan 125 liraya Karabük teslimi olarak yükseltmiştir. Bu demirin Karabük fabrikasında maliyeti İse 23-33 lira olduğunu mütehassıslarından işi tiydiruz.
Ağustos ayındanberi Sümer-bankm pik demirini ‘yükseltme nisbeti yüzde 35 ilâ 50 dir. Devlet müesseseler! istihsalâtında fivat yükselişleri hakkında koor dinasyon kararının esas olacağı nı düşünerek banka veya fabrikanın bu fiyatları keyfi istediği gibi alabildiğine yükselttiği anlaşılıyor.
Koordinasyon kararı alınmadan tahsil edilmiş paraların iadesi ve keyfî hareket edenlerin mesul tutulması icab etmez mi?
Bunlar için müracaat edilecek makam da yoktur sanırım. Milletin derdile yakından alâkadar olan gazetenizin alâkadarla -rın nazarı dikkatlerini çekmesi ni rica ederim.
★
İstanbul Eöige Çalışma müdürüne cevab
tdün ve adresi bizde mahfuz
okuyucumuz gönderdiği mektubun da diyor ki:
« — İstanbul Bölge Çalışma Mü dürü Kemal Tilklcloğlunun 29 Ara lıkta gazetenizde intişar eden, «İş çilerin geçim zorluğu^ hakkındaki beyanatına bir cevap olmak üzere bu mektubumun, neşrini rica ederim.
«Fabrikalara, şikâyet halinde gön derlediği jbfkilrilenı müfettişler iş yerinde en evvel İş verenle görüşür sonra müstedlyi çağırıp müşkülünü hallederler. Halbuki İşçi iş verenin yanında asıl derdini anlatamaz, ba zan gelen müfettişlerin yüzünü da lıi görmek kısmet olmaz, hazanda iş verenle birlikte gazerler ki yine iş çi bir dert yanamaz.
Saym Çalışma Müdürü biraz ma sasından kalkıpta İş yerlerini gez se çalışanlarla yakından alâkadar olsa müştekinin dertlerini daha iyi öğrenir. Yoksa; İşçi şikâyet etsin di ye beklemek netice vermez,
Devlet Fabrikalarında çalışan iş çi yüzde beş kazanç vergisi verir, çocuk zammı, prim alır senelik izin den istifade eder, Tüccar fabrikala rında çalışan* İşçi yüzde yedi ka zanç vergisi verdiği halde bazı İş yerlerinde ne prim ve ne çocuk zam lanamazlar hattâ pahalılık zammı mı ve nede senelik izinden fayda almayan İşçi, vermeyen iş verenler mevcuttur.
Hülâsa, İşler yüreği yaralı bir var İlktir. Bilmem saym Çalışma Mü dürü buna ne buyururlar.')
★
Millî Eğitim MüdüJİüğün-den yerinde bir dilek
Tarabyada oturan N. Uslu adında bir okuyucumuz, gazetemize gönder d iği mekubta diyor kİ:
« — Tarabyada bir ilkokul vardır ve bu da ÜÇ sınıftan ibarettir, Dördüncü sınıfa geçen yavrularımız, tahsillerine devam edebilmek için Klreçburnuna kadar yürümek zorunda kalmaktadır.
Malûm olduğu üzere Tarabya ile Kireçbumv. arasındaki yol epeyce uzundur ve daima sahil boyunu ta kip etmektedir.
Yaşları dolayısile sıhhatlerini ko rumaktan âciz olan yavrularımızı kış mevsiminin ekseri günlerinde o kula göndermekten adetâ korkmaktayız. Hattâ bir çok ilkokul ta lebesi hastalanarak terki tahsil et miş bir durumdadır.
İstanbul gibi bir şehrin köylerin de hâlâ üç sınıflı okulların bulun ması hayret verici olduğu kadar da acıdır.
Biz Milli Eğitim Müdürlüğünden yeni bir okul açmasını istemiyoruz, biz Tarabyalılar, mevcut okula iki sınıfın ilâvesile bir öğretmen daha gönderilmesini İstiyoruz.
Yavrularımızın tahsil ve sıhhat lerini ilgilendiren bu haklı dileği mizln, sayın gazeteniz kanallle M. E. Müdürlüğüne ulaştırılmasın rica eyiiyorum.»
Başka bir okuyucumuzdan da al (lığımız mektubda deniliyor kİ:
« — İstanbul içindeki tekmil ilk okullar beş «ınıfh olduğu halde j Tarabyada bulunan bir ilkokulun sınıf adedi nedense beşe çıkarılanla nuştır. Buna gösterilecek sebebi bir tiirfü anlayamıyoruz.
Vaziyet böyle olursa Tarabya ilk okulunda okuyan ve dördüncü hat tâ beşinci sınıfa geçen yavrularımız, Tarabyaya tam yarım saatlik
halinde devam bu yazılanmış bütün bir mem-
bir mesafede olan Kireçburnu 11M okuluna gitmek mecburiyetinde ka lıyorlar.
Daha küçük yaşta istikballerini te min için yağmur ve kar altında Ta rabyadan Klreçburnuna sabahın ez ken saatlerinde gidip, akşamın geç saatlerinde dönen çocuklarımızın çoğu halen hasta yatmaktadır. İç lerinde gıdasızlığında tesirile çlğer hastalığına yakalanan yavrular hiç de eksik değildir- Şayet gereltin* mesul makamlara bunu ispata dal da hazırız-
Tarabya ilkokulunun tam teskj lâtlı bir hale ifrağım ve bu vaziye tin artık devam ettirilmemesini te rarla istiyoruz 1
★
Yeni orman kanun* hakkında bir temenni „ _ Yüzlerini yalnız seçimlerin arefesinde görebildiğimiz nıilletve-klllerimlze;
Hiç şüphe yok kİ neticelerini düşünmeden tatbik mevkiine konan bazı kanunların her'bakımdan aksak lıkları vardır- Bu gibi kanunlar memleketimizde çok olduğu için mlı salleri de o kadar mebzuldür. |
Ulak bir nıilâs: Her türlü nakli| ye vasıtasından ve muhafaza ambarlarından mahrumken Ofis va sıtasile el konulan buğlaylann Ca milerde çürümesine ve buna muka bir halka 300 gram fasulye, arpa ve mısırdan müteşekkil bir hamurun ekmek diye yedirilmesidir. Halk btf ekmeği yerken, camilerde buğday lar çüıüvordu Ben 943 yılında Kan /lirada bulunduğum sıralarda Orhan camiinde binlerce ton buğda yın çürüdüğünü gözlerimle gördüm.
ikinci misal, Orman kanunun ak saklıklarıdır- Yeni bir Orman kamı 11u ha/.iılamrken fikir ve mütalâa!» rım onaya atmaktan içi yanık bir vatanda- sıfatile kendimi men ede medlm.
Sakarya ağzından İzmit körfezine çekilen hattın Batısında kalan Ko caeli Yarımadası, baştan başa o-dıın ve kömür olabilecek ormanlarla kaplıdır Bu ormanların devletleşü rilmesi ve korunma içine alınma» fuzuli ve zararlıdır.
FuzuHd'r künçli bu ormanlar ta maıiıen köylülerindir, yani devlete ait orman yoktur. Zarar!» dır Çünkü, ormanlar ellerinden aiın
Feyezan âfetleri, sebebleri^saik ve mesulleri, 50 milyonluk su programı
ğa mahsus bir regülâtör inşa etmek suretiie bu nehrin sağ ve solunda »Çılan kanallar vasıtasile oveda te sis edilecek «ulama şebekesi suyun dağılmasr ve bu suretle ovanın su lanmasım sağlıyacaktır..
Adana şehri civarındaki regjilâ tör inşası 1841 tarihinde, evvelce derpiş edildiği gibi iiç senede ikmal edilmiştir. Regülâtörlerden ayrılan sağ ve sol taraf ana kanalları da ayni tarlhde tamamlanmışlardır.
Tarsus çayı ile Seyhan, nchıi ara sında kalan Adana ovasının sağ ta raf şebekesi de bu sıralarda eksilt meye Çıkarılmış ise de talip çıkma dığı cihetle şebekenin inşasına ge çilememiştir. Şebely yapıldıktan sonra Adana ovasında birinci prog ram tahakkuk edecek ve sağ tarafa 540.000 dekaı sahasında bir kısım tamamen sulanacaktır.
Tarsus çayı vasıtasile; Tarsus Mersin arasında bulunan ovanın su lanması İşi de Çukurovada ikinci bir mevzu olarak ele alınmıştı- Tar
— 1 —
(Ankara: Hususi muhabirimi»
den:)
Her sene hemen ayni zamanlarda
yurdumuzun. uğradığı tabiat felâket lerinden hemen en mühimmi hiç şüp he yok ki sel felâketidir.
imparatorluk İdaresinden bugüne kadar hemen hemen ayni zamanlar da ortaya çıkan sel felâketleri bu sene Çukurovanm uğradığı, su ba* kjnj ile efkârı umumiye ve matbu» tımızda geniş bir tepki uyandırmış tır. Hemen şurasını kaydetmek ye tibarla bir Munıhuriyet devrinde ve tepkiler hakikatlara yaklaşmak tan çok uzak bulunmaktadır. Bu t tibarla bir • Cumhuriyet devrinde memleketin ana dâvalarından biri o lan su işlerini çok esaslı bir tetkike tabi tutarak bunu halk efkârına bû tün çıplaklığı ile bildirmek gayr» tini duyduk. Ciddi ve çok doküman te olan bu yazılarımızla her sene memleketi tehdit eden bu âfetin bir tarihçesini yaparken bu güne kadar çayı üzerinde inşa edilmiş bu bu ana dâvanın geçirdiği safahatı objektif olarak büyün Türk efkârı umumiyesine bildirmekle üzerimize düşen vazifeyi yaptığımıza kaniiz.
Bir
edecek
dan leket hükmünü verecek ve mesulle rini anlamış bulunacaktır. Bu sena Çukurovannı uğradığı su baştanı felâketinden işe başlıyoruz.
Yazılarımız tamamen ciddi ve yel kili makam ve şahıslardan aldığımız hakiki olaylara dayanmakta dır.
Adana ovasının bu sene uğradığı felâket üzerinde çalışmalar ilk plân da bu ovanın sulama işile başlan ması bir zaruret olduğunu evvelce yapılan etütlerle anlaşılmış bulanan bir hakikattir.
Bu mıntıkada sulama İşinin ilk plânda ele alınması feyezan mevzu unun, daha uzun, etütlere ihtiyaç göstermesi ve bilnetice zamandan tasarruf etmiş olmak üzere sula ma işlerine derhal başlanmasını I cap ettirmiş ve bu suretle Adana o vasında sulama işi başda gelmiştir. Sulama mevzuunun esasını Sey han nehri üzerinde suyu kapatma
seri olan sonra
lunan bir ragiilâtörün inşaatı tama men ikmal edlinıi-ş ve bu regülâtör den ayrılan iki ana kanal lle şebe kenin bir kısmı da tamamlanmış ol duğundan 23.000 dekarlık bir saha nm 1940 tarihinden itibaren sulan ması mümkün olmuştu. Yine ayni tarihlerde ovan m geri kalan kısmı nm sulama şebekesi de ihale edil miş ve İnşaata başlanmıştı. Eğer bu inşaat 1941 te tamamlanacak olur «a Tarsus ile Mersin arasında çok verimli 150.000 dekarlık bir saha ta ma men sulanmış bulunacaktı.
Adana ovasında mühim bir mev zu halinde kendini gösteren ve bil hassa Adana şehrinin de muhafaza s» bakımından ehemmiyeti bir kat daha artmış bulunan feyezanların önüne geçme işine ait etütler de 1942 senesinde ikmal edilmiş bulun maltiA idi- Bu. etütler baraj inşa et mek deşarj kanala açmak veya sed de yapmak suretile feyezanların ö nüne geçilmesi şeklindeki hal tarz lannm gerek teknik ve gerekse ik tlsadî bakımından birbiılerile mu kayesesine imkân vermiş ve bu muhtelif sureti hallerin tetkik ve mukayesesi ikmal edilerek baraj yapmak suretiie feyezanların önü dığı için köylü yeniden orman ye^ tiştirilmesine ve kesime itina etme yecektir-
Bu vaziyet, karşısında ..yapılması lâzım gelen makul iş, kerestelik or manlann dışında kalan, ve tapula n halkın elinde bulunan, ormanların devletleştirilmesinden vazgeçmektir.
Yeni orman kanununun müzake releri sırasında bu hususların gözö nünde bulundurulması, siz milletvekillerinin vazifesidir.
Reşad Adeş
Teşvikiye Göknar sok. No 46
İstanbul
• •
İngiliz hava kuvvetlerinin dünya turları
İngiliz hava kuvvetleri hakkında yapılan müzakerelerde, İngiliz bay rağınm dünyanın her . tarafta görünmesi ehemmiyeti üzeninde du. rulmuştur. Bu bokundan Ingiliz donanmasının bugüne kadar başar dığı işler bilinmekle beraber, hava kuvvetlerinin bu gibi faaliyetlerde kİ rolü belki de tam nıânâaile henüz taktir ed.İçmemiştir. Havanla rın ziyaretten.ün en önemli vasif lanndan biri, de iç limonlara ve meydanlara da inebihneslndedir-1920 senesinin ortalarından İkinci dünya harbinin başlangıcına kadar, Ingiliz hava kuvvelrel bu ba kımdan çok f ddeli İşler görmüşler arasında şunları 1925 de Kahire — seferi. ‘
re—Kap
nere—Singapur.
tür Bu ziyareti kaydedebiliri Kano (Nlgeo.ı
1926 da Kah
1927 de Irv İl
1927 İngllo ıe -Kap—İnglltcue
Son senei( rue ise, İngiliz hava kuvvetlerine mensup uçaklar bir çok dünya ıı. un mesafe rekorları kırdılar.
Hava kuvve- "inin günden güne gerek mahiyet gerekse sürat bakı mmdan tekınnitl etmesi, bu hayra ğı tamma bahrinde büyük roller oy asmıştır.
İngiliz bombardıman komutanlı ğı bilhassa büyük faaliyetler gös termiş tir.
ne geçilmesine karar verilmiş ve bu na alt projeler hazırlanmıştı.
Demek oluyorki, hakiki surette su işlerimizin başlamış olduğu 1938 ta rihfnden J942 tarihine kadar yukar da verilen geniş izahattan da anda şılacağı üzere Adana ovasında ele alınmış işlerin tam olarak bitirilmek üzere plânlaşmış olduğu ve ti rinci program ile Adanadan Mensi ne kadar olan sahanın sulanmasına alt İşlerin tamamen tahakkuk etti ği anlaşılmaktadır- Bu tarihten sonra beş sene geçtiği halde ne* den Adana ovasının feyezanlara karşL muhafazası İçin esaslı bir -te şebbüse seçilmediği hakkındaki nok tat nazarları da şu şekilde izah et mek lâzım, ve zaruridir: 1940 sene sinde başlamış olan ikinci dünya harbi 1941 senesinde memleketimiz de de tesirlerini son dereceye çıka? mıştır.
O zamana kadar Bayındırlık Ba kanlığı gerek şimendifer inşaatf.'. da gerek işlerinde gösterdiği ga;. ret mütekâmil: bu tarihlerde bir denblre umumi seferberlik dolay:-sile durmak ve bu gayretleri r ûı kimat ınıtakaları yapmak liman ve yol inşa etmesi faaliyetine döndür müştür- O tarihlere kadar Avrupa-dan gelen inşaat malzemesi de ge lemez bir hale müncer olmuştu B. naenaLeyh bütün bu işleriırlzi ken di kendimize başarmak mecburiye tinde kalmıştık-
Su işlerinin belkemiğini ekskav.' türlerin teşkil ettiğini dikkat naga rina alacak olursak; o tarihte memlekette mevcut olan ekskaıra türlerin de askeri idare eline ala rak bunları tahkimat işlerinde kul landığı göz önüne alınacak olursc-. su işlerinin mühim bir kısmın:.. zaruri olarak geri kalması ap eti. yordu.
Bütiin bunların yanında nir cie çimento yoksuzluğu meydana ç k ca baraj köprü inşası ve saire? bi inşaatta geri kalmıştı.
Her aekadar 1943 senesinden it baren memlekette çimento :7leri i.-, raz. intizama konulmuş ve aafîu ;s terine de kısmen çimento verilebn miş ise de baraj inşasının yalu çimento ite başanlamayacağı önüne alınırsa harbin bu sıkşık zamanlarında feyezanların önü alabilecek olan baraj yapılmasın:., o tarihlerde gayri mümkün oldu:-.: nu kabul etmek lâzmıdır. fak: : 1944 ve 1935 tarihinde, bu müh! ” mevzu tekrar ele alınarak hari , ■ gene o tarihlerde nasıl lokonıo ; vapur valgon satın almaya ba,L' bilmiş isek lüzumlu ekskavatör 1 de baraj. inşat) için ınuktesi ; zemenln tedariki mümkün ); ceğini kabul etmek lâznndjr itiraf etmelidir ki Türkiye Cı. huriyetl kurulduktan sonra İlk a manlarda şimendifer inşaatı 1 katen- itiraz kabul bir hi21a ilerleyebilmiş
den itibaren de memleket su i !
1938 den 1942 senesi nihayeti
etineyeç . ( ve. 1937 r rl esaslı ve fenni bir surette ele ab nnş mevcut mütehassıslarımızın ba şma beynelmilel şöhreti haiz mü’e hassısla! getirerek su işlerimiz için de iyi bir teşkilât ve plân yapılm şimendifer inşaatı gibi su.işlerim!.’ de
ne kadar ayni hızla gitmiştir. Fa kat bundan sonra gerek şlmendı*. ve gerek su işleri umumi .seferh • lik ve memleket müdafaası dolay sile geri kalmıştı.
Yalnız şurasını kabul e. mek ' rinde olurki 1944 ve 1945--senelc: i için de su işlerimiz üzerinde t.. malara devam etmek imkânı v.r ken hâlâ bugüne kadar bu işi-i ı» arzu edilen faaliyetin verilenleri ni görmek çok acı bir hakikattir Eğer 1945 ve 1946 seneleri içinde ■ ; ha faal davranılabilseydi bu scı ler zarfında yeni baraj yapılabilni; -olsaydı belki bugünkü Türkiyetmı bu nıünblt ve zengin Çııkurovası n da feyezanlar okadar tahribat y u nıayacaktı.
(NOT) Bundan, sonraki yazımızda Os manii İmparatorluğundan bugüne, kadar ıncrnleketimlzdcki su işH.ı mlze ve 1937 den itibaren su işli ■' mizln nas l esaslı bir tetkike t ü tutulmuşken tatbik edilmeyişi Türk kiyede; su işlerine ait 50 milyonluk programın esaslarını ve her sene Çukurova gibi feyezanlara mar-.. niıütakaların vaziyetini açıkla. ı cağ^z. Bu y aşılarımızın sonun.-'.ı memleketi her şene tehdit eden vezan. felâketinde mesuliyet lı ' si olanlarda kendiliğinden mcyo.ı .» çıkmış bulunacaktır.
4 M AA T 1V4B
SAYFA ı 3'
I
m
A
Razveltin
hastalığına aid İfşaat
m
1 Amerikan D. Partiaî I eski bafkaaıaıa hâtıratı I Vafiagton. 3 (AP.) — tl»« I ri gelon Amerikan siyaset a-I damlarından t’» demokrat | partinin s»k( milli bafkaaı Ceyms A. Fartey bugiln ya-yınlauaa bir kltabda eaoüm-le şunlan beyan etmektedir:
«— Yalta konferansı sıra-sında hasta bir adanı olan müteveffa başkau Ruzveltiû Amerika ile dünyayı ilgilendiren kararlar vermeğe dâ-vet edilmemesi icab ederdi,* I Hatıratına aid bu kitabda Farley, şimdi Cumhurbagkan lığına adaylığını koymuş o-lan Henry Wallace’i bir defasında tokatlamak arzusunu hissetmiş olduğunu da yazmakladır.
Farley Balkan Ruzvelt i-çin şunları yazmaktadır:
(— Hastalığı o zaman zihnî melekeleri üzerine tesir et miş, Ruslar gibi pazarlıkçılarla veya lngilizler gibi kur naz diplomatlarla uğraşacak hali kalmamıştı. Dünya tarihinin eıı kritik günlerinde es ki benliğini kaybetmiş olduğu hususunda izhar edilen birçok hayıflanmalar işittim. Müteveffa Başkan iktidarda cok uzun müddet kalmak ha tasını işlemiştir.»
Henrv ^’aHace ile anlaş-mazhklarını yazan Farley'e göre, demokrat parti başkan lığı seçimi için yapılan 1940 yılındaki bir toplantı sırasm-l da kendisine parti mecburi-( yellerinin lıerseyden üstün r olduğunu ifade etmişti.
I Farley bu konuda şunları
) yazmaktadır:
» '— Bu anda Mister Wal-
( lace'i tokatlıvabilirdin. Bu ) sonradan türeme bana nasi-( hate kalkmıştı. Fakat bunun ) âdi bir hareket olacağını dü-t şünerek vazgeçtim..
Parlâmentoya kabuledilmiyecek ‘Komünist Partisine üye yazılanlar çoğalıyor • Partinin aza adedi 1 milyon 400 bin kişiyi buldu
Londra: 3 (BBO.) — Çokoslo. rat parlamentosu golecelc hafta top lanacaktır. Parlamentonun bu top larnu bir boyanuaıno il» kabul e-den üyoler alınacaktır- Keyfiyet bu gün Prağda resmi Komünist gazete aile ilân edilmiştir. Pra^akl mu hâbirlerin bildirdiğin» gör» parlamento üyelerinden bir çoğu |tm diden istifa etmişlerdir
Prağdakl Royter muhabirinin bil dlrdtğlne göre günde vasati 1000 ki fi Çek Komünist Partisine üye ya zılmaktadır- Bu suretle Şubat ayın da 55 bin âzâ kazanan Komünist Partisinin Mart başında 1 milyon 400 bin âzası bulunduğu anlaşılmaktadır.
TEMİZLİK HAREKETİ
Prag: 3 LAP» — Yeni Çek hûkû
metinin girişeceği temizleme hare ketinde Adalet Mekanizması da zarar görecektir; atrcu radyoda hü kıiuıet tarafından verilen bir haber de. temizleme mahkemeleri iş görür ken yalnız avukatların değil ayni zamanda hukuk kaidelerinin hâttâ kanunların bile baaı değişiklikler» tabi tutulacağını bildirmektedir.
Temizleme hareke’mm ilk adımı olarak dün. Katolik Halk Partisi mensuplarından 12 milletvekili par tiden çıkarılmıştır Sosyal Oemok rat Partisinde de ayni temizli ğiıtf yapılacağı bildirilmektedir Bu su. retle, 10 Martta parlamento topla amcaya kadar, istenilmeyen millet kevlllerinin uzakloşUrdmuş olacağı a r.laşılnıaktad ır
“Wn„ Başyazarı ıns demek İsliyor ?
CBftşnıaknl«9don devam dürmek mİ? Memlcdketinıisin nr derin bir mahrumiyet vo nntı ırab İçinde bulunduğunu ocabr «Vatan» im^yazarı bilmiyor ımı Türkiye gu dakikada dünyamı en mühim bir baskiMna maraz dur. Her ân hayati bir dııruralı yüz yüze gelebilir. Bu şartlar I finde de eli '»İlâhının Miğind* gayet uyanık bulunmaya mec llıurdur. Kaynuklarumzma bliıtüı mahsulünü ancak ve ancak ker 'lindze haar ve tah*L(* ettiğimi halde yine ihtiyaclaırımıızı ta mamile karaılacak durumda d( ğlllz. Halkımıza yedirdiğimi ekmek meydandadır. Ömür s kmtihium ne raddede oilduğu ma delU bir çok fabrikalammı rıu faaliyetini tahdid etmek z( ırunda kulmnmızdır. Köylüleri mizln hali ise ^ahirlerle kıy asi.** uumıyacak kadar acıklıdır. Bı şartlar altında kendi halkımız ihmal edip başkalaruu mı dü şiinellm? .
Diğer tarafdan Ahmed Emli Yalman karıcık cümlelerle Yı mantılara Anadoluy a dunmel ihnkâflinı hâlâ vermediğimizde!* şikâyet ediyor. Anlatılan Kti -nadıi kendisi iyice doldurul -muş. Yalman ne istiyor, Kapar mış olan bir tarih faslını den ve tek taraflı olarak çalım ?
■
m
*ı * • e
boludaki meşhur duruşma başlıyor
■laşmet Orbay duruşmanın yeni safhasında bazı ifşaatta bulunacak
yeni
mı a
1
idareci === gözüe
■F
aktüallteler
İdarede rasyonalizasyon — n —
A
Gromiko nihayet Filistin için konuştu
Filistinin taksimi mes’elesinde Rusyanm Amerika ile mutabık olduğu anlaşılıyor
Musoiininin bir metresi Amerikada
-------o . - . -
Vaşington: 3 «AP) — Mümessil ıer Meclisinin Cumhuriyetçi azasın dan Pennsylvania milletvekili John Mc Döveli, Amerikan menfaatleri! ne aykırı hareketleri tetkik komi teşbihi başkanı sıfatile dün verdiği bir demeçte. Mussolinin eski metreslerinden birinin son zamanlar da Amerika.va geldiğini, fakat son radan teinin kaybolduğunu söylemiştir Mc Dovellin verdiği izahata göre, bu kadın en son olarak, koca sı olan Kalyanla beraber. Batı sa tüllerinde görülmüştür. Şimdi Mek »ikaya gitmiş obuası İhtimali de vardır Komite bu hususu tatıkika koyulmuştur-
Sovyet Ticaret Bakanı azledildi Londra: 3 (AP) — Moskova Rad yosunun bugün verdiği bir habere göre Sovyet Ticaret Bakanı Alek-sander Lubimov çişinde muvaffak olamadığı için azledilmiştir- Ayni haberde yeni Ticaret Bakanlığına Vasiliy Javoronkovun tâyin edildiği bildirilmektedir.
Eski Bakanın azdedllmeslne neyin sebep olduğu bildirilmemek le beraber, cPravda-. nm son zaman larda, harb fabrikalarının istihlâk maddesi yapmak üzere teşkili işi nln pek yavaş gittiğinden şikâyet ettiği hatırlatılmaktadır. Gazete bu arada bir çok fabrikaların fena mal çıkardıklarım da işaret etmiş ti.
Kıbrısta po I i s grevcilere ateş etti
Lefkoşa (Kıbrıs? 3 (AP) — Bu gün polisin, grev yapmakta olan maden işçilerinden müteşekkil bir kalabalığın özerine ateş açması ne ticesLnde biri ağır olmak üzere dört kişi yaralanmıştır. Yayınlanan resmî tebliğe göre bu sabah Kıbrıs maden İşletmeleri şirketinin Mav-rovunl ha6tahan»sl önünde toplanan bin kadar grevci, işçi, iş almak üzere hoetalianede muayeneleri ya pılacak olan şahıslara mani olmak istemişlerdir. Polis kalabalığa dağılmasını bir kaç kere ihtar etmiş fakat grevcilerin polisleri taş lamağa nıurlâr lardır.
Polis
taş isabetti* yaralanana^».
Lake Success: 3 (AP' — Güvenlik Konseyinin dünkü toplantısında Filistin meselesi hakkında hüte^ne tinin görüşünü açıklayan İngiliz mümessili Arthur Creech Jones. 15 Mayısta himaye idaresinin sona et mesi üzerine Filistlnde vaziyetin daha fazla vahimleşmesi tehlikesi olduğunu işaret ederek, şimalden derhal harekele geçmenin lâzım geldiğini söylemiştir.
Ne söyleyeceği uzun müddetten beri merakla beklenilen Rus mü messlli GromİJco da dün nihayet ko nuşmuş ve hükümetinin, Filistin meselesi üzerinde dört büyâk dev ler arasında müşavere edilmesi hak kındaki karara taraftar olduğunu bildirmiştir Fllistlne milleterarası bir kuvvet gönderilip gönderilmeme sİ meselesine gelince; Gromiko bu husustta beş büyük devletin (güven İlk konseyinin 5 daimî Azasının) ev velâ aralarında görüşmelerini, vara cakları karan da sonra Güvenlik Konseyine bildirmelerini tavsiye et mistir. *
Filistinin taksimi hakkındaki kara nn. bu suretle gerek Amerika, ge rek Rusya tarafından desteklenme si üzerine. Güvenlik Konseyi bugün ayni meselenin müzakeresine daha emin şartlar altında devam edecektir.
AMERİKANIN NOKTA! NAZARI
Lake Success: 3 (AP» — Güven lik Konseyinin dünkü toplantısın da, Amerikan mümessili Warren Austin» hükümetinin. Filistin meşe leşi hakkamdakd görüşünü tekrar bildirmiştir. Buna göre. Amerika, Filistinin taksiminde ısrar etmek tedlr, fakat bu taksimin sulh yoluy la yapılmasına da ayrıca taraftar dır. Warren Austin, taksim kararı
öaşvuruL. öellrtnüf
Birleşmiş
nm tatb. * içLn kuvvet masına muanz oldtığ mu tir-
Amerikan muaıessUl
Milletler Anayasasının Kurama sı lâh kullanma husufunda mahdut salâhiyet vermiş olouğ ınu hatırlat mıştır.
Londra: 3 «BBC' — 3irleşml| Milletle^ Filistin . komisyonunun 6 üyesi Filistin» varmıştır Heyetin dün geceyi Libya hava aıeyduıiınd^ geçirdikten sonra buğun Filistin» gittiği anlaşılıyor.
DÜNKÜ ÇARPIŞMA
Kudüs: 3 «AP) — Kudurun Batı sındaki Yuda dağlarında dün Arak lorla Filistin polis ve asjcer kuvvet lerl arasında saatlerce atirea bir çarpışma olmuştur. Neticede Arab çeteleri geri püskürcülruü$tir A. ruhların yüzlerce kişiden mürekkep oldukları bildirilmektedir Arabların a$ır zayiat verdikleri oâdirıLmekte ise de diğer tarafın kaybı olup o! madiği malûm değildir
Çeteler dün evvelâ bir otobüse hü cum ederek 1 kişiyi' öldürmüş, ik! kişiyi de yaralamışlardır
★
Acemi ve müfrit do*t (1 ti*mandan daha ziyade verebilir .Bize öyle geliyor ki Yalmanın yazısı Yunanlılar hjr l»u tesiri yapacnktır.BHgiin için yapılacak btrşey iaraa o da Yıı ııan topraklarında ırk ve din -dallarımıza karşı reva görülen zulümleri Atina nezdinde daha şiddetle protesto ederek onları korumak ve hu zulümlere mani olmuktır. Durum bu merkezde iken Yunanlıların bizden dkâ -yetçi olduklarından dem tur -mak fazla gayretkeşlik olur. Şi küvet bahis ve faali bir defa a-calacak olursa. Türkün şikâyet xe fen ad listesi çok daha uzun dur. Ahmed Emin Yalmanın bu hakikati bilmemeziikten gelme "inde acaba ne hikmet vardır?
*A. Cenıaleddfa Saraçoğlu
buzap zarar
Aukara, 3 (Hufluaî) — Boluda meşhur Ankara cinayeti maznunları Haşmet Orbavla Reşid Mercanın muhakemesine yann yeniden başlanacaktır.
Buraya gelen haberlere gör» hâlen Bolu hapishanesinde bulunan Haşmet Orbay dökmecilik ve fo-tografoılık, Reşid Mercan da marangozluk öğrenmektedir. Ayrıca Haşmet Orbayın duruşmanın bu yeni safhasında bazı tuUhlm İfşaatta bulunacağı da dolaşan rivayetler meyanındadır.
Diğer taraftan Bolu dâvasını lakib etmek üzere Ankaradan Son Telgraf- adına hareket eden Hişim Evci Gerodeden şu malûmatı vermiştir:
Ankaradan iıayatımız için mos illiyet kabul etmiyen bir otobüsle hareket ettik. Karga sekmez mevkiinde dört defa büyük tehlike atlattık. Kızılcahamamdan sonra müdhiş bir tipi başladı, önümüzde 10 kadar kamyonla karlara saplan dik. Üç saat kadar burada uğraşarak otobüsü kurtarmaya muvaffak olduk. Kurtlar bizi üç kilometre kadar kovaladı. Avdan mevkiinde yeniden kara saplandık, burada da dört saat kadar uğraştık. Reşid Mercanın annesi Kâmüran ve kız kardeşi hüngür hüngür ağ-lıyarak Reşidi bir dahu görmek kısmet almıyacak galiba diyorlardı. Otobüs tekrar hareket etti, fakat 19.30 sıralarında Korkmazlar vs Gerede yolu civarında otobüsli-
m üz ve önümüzdeki kamyonlar tekrar kara saplandı. Ve tam yedi buçuk saat ormanlar içinde kaldık. Böylece Ankaradan Gerodeye 12 saatte geldik. ICar bir buçuk metre kadıır vardı. Soğuğun sıfırın altında 10 olduğunu söylüyorlar. İstanbul ve Boltıya telefon çalışmamaktadır.
Bolu yolunda 70 kadar kamyon yolun açılmasını bekliyor. Kar ma kineleri çalışıyorsa d» bir tanesinin devrildiği söyleniyor. Geredc-de bir sabah kahvesinde donmak üzere olan vücudlarımızı dinlendiriyoruz. Kırk kadar kamyon Gere-dede Boluya gitmek üzere bekliyor. Dört gıin dört gece dağlarda kakınlar da varmış. Bugün Bolıı-va hareket ediyorum. Mahkeme yarın bağlıyacak. Bit celsenin fazla uzun sümıiyeceği tempzin boz ma kurarı okunacağı anlaşılıyor. Reşidin annesi oğlunun bu celseden sonra kurtulacağını söylüyor.
Celâl Yardımcı bu hususta kendisine kat'i teminat vermiş. Bolu hapishanesinde Reşid ve Haşmet tamamen tecrid edilmişlerdir. Reşidin hapishanede 90 kiloya çıktığını 8öxiliyor!ur. Resld adapte e-serler okuyor ve İngilizceden tercümeler .yapıyormuş. Haşmet Orbay ise sinema mevzuları ve magazinler okuyormuş. Reşid annesinden mektubla Salâm sosis rus salatası istemiş, yalnız annesinin götürdüğü bu yiyecekler yoldu donmuştur.*
Londrahava meydanına düşen uçak
18 ki.fi öldü
başlamaları üzerine, me. onbeş el kadar silâh atmış
tneıu'iblaruıdan flta yedi İri
Mısır, Ingikerenin teklifini kabul e t m e d i
Kahire: 3 (AP) Dün gece burada açığa vurulan bazı vesLicolara gör» Sudanda teşrii bir Mecıte ve lcral bir komite kurulması lıakkuida İn gıltere tarafından yapılan bir tek lifi Başbakan Nokraşt Paşa reddet-iniştir.
Londra: 3 (AP — Belçika Hava Yollarına alt Dakota tipi bir yolcu tayyaresi dün gece Londra hava meydanına düşmüş ve alev alarak yanmıştır. İlk teberlerde. 18 kişi nla ölmüş olduğu bildirilmektedir Enkaz altından üç kişi sağ olarak kurtarılmıştır. Fakat buniar da a ra bir müddet, alevler İçinde yanan ğır surette yaralıdır. Kazadan son tayyareye yaklaşmak kabil olama mıştır. Belçika Hava Yollarının Londra acentalığı, yolcuların isimle rinl merkezden sormuştur.
KURLUANLAR
Londra: :3 (A A.) — Dün akşam Londraya yakın hava meydanların dan birinde düşüb parçalanan Bel çlka uçağından kurtulan İki yolcıl dan birinin İingilte Tuğ Generallerinden Nicholson Ohirstoplıer Ra-berts ve diğerinin polis yüzbaşıların dan ’an Ales oldukları anlaşılmış tır.
| •
Öğretmenlere deniz seyahatlerinde tenzilât —o----------------
Ankara, 3 (Hususi) — Devlet Denizyolları aldığı bir kararla bun dan sonra sömestr t&tillerinde öğretmenlere de deniz seyahatlerinde yüzde elli tenzilât yapılacaktır.
Ekono ııi 1 • anlığındaki top'antı'ar
ilkokullara yabanc dil dersleri
Ankara, 3 (Hususi) - Ekonomi Bakanlığında, yetkili daireler başkanlar! aralıksız toplantılar yaparak Ekonomi genel meclisi teşkili, Teşviki Sana} i ve ana sanayi kanunlarını hazırlamakla nıeşguldüı ler. Tasarı serbest meslek sahih terinin de miitalealan alındıktır sonra Başbakanlığa verilecektir.
Ankara, 3 (Hususi) Milli E-ğitim Bakanlığından bildirildiğine göre ilkokullara yabancı dil ders-leri konulması hakkında herhangi bir teşebbüs yoktur. Bakanlık bu hususta sadece tedkiklerde bulunmaktadır.
--------o---------
Çekoslovakya ile ticaretin izin temci di
Ankara. — 1946 yılında imzalanan Türkiye Çekoslovakya ticaret ve tediye anlaşmasının müddeti 31 Martta sona ermektedir. Ancak her iki tarafn anlaşmanın feshine dair bir arzu göstermedikleri İçin anlaşma otomatlkman bir sene da ha yürürlükte kalmaktadır. 947 yj 11 İçinde memleketimiz Çekoslovak yaya 35 milyon liralık mal satmış 33 milyon liralık mnl ithal etmiştir. Bu hale nazaran İki milyon lira a lacaklı durumda bulunmaktayız. 946 dan bu güne kadar Çekoslovak yadan 1280 yük vagonu 50 üçüncü cü mevki yolcu vagonu ve 50 loko matlf getirtilmiştir.
9
Atom kaçakçılığı
Münih, Atom bombasının 1 malinde kullanılan (ağır su) isim 11 maddeyi kaçak olarak ellerinde bulundurmaktan suçlu 11 kişi tev klf edilmiştir. Bunlardan bazıları Alman değildir (AP)
Münih; — Polis Mimlhde A tom araştırmalarında kullanılan, ağır su kaçakçılığı yapmaktan su nık 11 şüpheli şahısı tekvif etmüj tir. Bunlardan bazıları Alman değildir.
Palis, Alıuanluı-ın Norveçl işgal lerl sırasında ele geçirmiş oldukla n ağır su tüplerinden sekiz tane sinin 1945 de Münih Üniversitesi ne verilmiş olduğunu bildirmiştir (AA.) ilk Pakistan büdcesi
* Karaşl: — Karaşide yayınla nan haberlere göre, ilk Pakistan büdcesi ağırlığı bakımından, İngl liz büdcesine benzemektedir, Bu büdcede, tütün, alkollü maddeler, otomobil, benzin, şeker v» şeker den mamul maddeler için ağır vergiler konulmuştur Buna ınuka bil. yeni stnal teşebbüslerden alı nacak oton vergi nöbetleri daha az olacaktır (AA.)
Yeni Delhi Hindmon hükümeti, Paklstanın artık bir dı? mem leketi olduğunu ve ihracat İle ltlıa lâtın ona göre yapılmasını bildir iniştir.
Pazartesi gününden itibaren. 1 ki memleketin İhracaat ve ithalâtı gümrük resmine tabi tutulacaktır.
(AP-//o« Angloata zelzele
Los Angeles: — Bu sabah JLoe Angeles çevresinde hafif bir y*r depremi olmuştur. Şimdiye lfludar hasar vukuu hakkında herhangi Hay Kennar Tokyoda bir haber alınmamıştır. (A.A.)
Tokyo: — Amerika Dışişleri Bakanlığı siyasi kısım müdürü Oe örge Kennan bu sabah uçakla Tok yoya gelmiştir-
Kennan burada General Mac Artlıur ve Amerikan Kurmayına mensub diğer kimselerle görüşecek tir. (AA.)
Ceb av uçağı
★ Londra — Ingiliz mühendisleri Ceb Av uçağının pişdarını hazırlamışlardır. Yeni uçağın son 1040 kilometrelik sürat rekorunu faıaoa^ı tahmin edilmektedir- Uçak belki de Hartu
Loulsln Paris, Brüksel. Kopeıı- r hag, Stokholm ve Gotenburgdan a ? dığı teklifleri tetkik etmekte old t ğu bildirilmektedir Loııis 7 Nisan / da Birleşik Aıııerikaya dönmek t. ? savvuruııdadir ıAP 1
olan
ma uçurulacaktır. Yüksek dere celi uçuşlarda sıcak hava iyi gelmektedir. Bundan evvelki rekoru kıran Amerikan uçağı 90 fahrenhayt isi derecesi altında uçuş yapmıştı.
(B. B. C.) I f yıldanberi yut uı-ilikte Amerikan kanuntı
ie Vaşington: — Kongereye bir mesalj gönderen Başkan Trunıan Cumhurbaşkanlarına günıriıic tarl (elerini indirmek yetkisini sağlayan karşılıklı ticaret anlaşmaları kanununun 3 yıl temdidini istemiş tir.
Truman gönderdiği mesajda, ka nunun 14 yılĞanberl meriyette bulunduğunu ve Birleşik—Amerika dış slyaseMnin esaslı bir elemant haline geldiğini belirtmektedir.
(AJ.)
■foe Lııisirı Lundrada yapacağı gösteri maçı
★ Londra. — 27 Martt* Lon d ra d a bir gösteri maçı ''apacak o-lun ağır silclet dünya boks şanıpi yoau Joe Luls bundan sonra Avru panm blp çok başkentini de ziyaret ederek, ekztblsyon cno îlacı . ... pacaktır.
Hind denizinde yanan gemi
ir Perth: — Hind Okyanusunda seter etmekte olan Amerikan «Cedi G *Sellers») Liberty gemisinde çıkan ve makine dairesini tamamen harab eden yangının kontrol altpıa alındığı bildirilmektedir. G» mi son 36 saat zarfında mütema diyen imdat işareti vermekte idi
Kazazede g’emtye ulaşan diğer bir Liberty gemisi. «Cedi G Sel-lers» i Yedeğe alıp Singapur Uma nına getirmeğe hasırlanmaktadır
(AB)
Rarselonda fırtına
Barcelone: şiddetli bir fır }
tına neticesinde denize yakjn bu- } Kınan mahalleler ahalisi bugün ev } ivlnl terk etmeğe mecbur kalmış J lardır. ’ I
3ü metre yükseklikteki dalgalar. | t'al^akıranı aşarak bu mahalleleri ’ su ultmda bıruknuş ve baz, nokta I lorda demiryolu münakalu:m teye uğraı.mştır. A A ’
• •
Üniversite ek inşaat. ihaİ2 olunuyor
Üniversite merkez binasının arka kısmında yapılması tasarlanan, Hukuk ve Iktisad Fakı-I telerine tahsis edilerek olan Ü-niversite ek inşaatı için bir müddettenberı devam eden hazırlık ve çalışmalar sona ermiş bulunmaktadır.
Alâkalılardan öğrendiğimize göre, ek inşa atin proje ve plân larmı seçmek üzere açılan müsabakaya otuzu mütecaviz eser iştirak etmiştü*. Bu otuz proje arasından, birinciliği kazanmış olanının keşif ve tafsilât resim leri, iki ay önce Bayındırlık Ba kanlığına gönderilmişti. Bakan lık tarafından yapılan gerekli incelemeler sonunda projede lüks addedilen her türlü tefer-rüat çıkarılmıştır.
Bakanlığın tasdikinden "e -Çen j.voie, bir kaç gün önce. îs tanbul l niversitesi rektörlüğüne gönderilmiştir. Münakasava konmuş bulunan inşaatın ihale si önümüzdeki hafta içinde va-pılacaktıı*.
Ek inşaatın yedi .sekiz mil -yon liraya çıkacağı ve 1949-950 ders yılı başında tedrisata açıla cağı tahmin edilmektedir.
inşaat üç kısım halinde te -kemmül ettirilecek: birinci kısım dershaneleri.» ikinci kısım enstitüleri, üçüncü kısım da kü tiiphaneleri ihtiva edecektir
Üniversite rektörü Sıddık bamı Onar ek inşaat hakkında şunları söylemiştir:
— ihalesi bugünlerde yapılmak olaıı ek inşaata önümüzdeki ay içinde başlıyacak ve iki yılda tamanılıyacağız.
Ortaya çıkacak binanın modern ve tamamile talebe ihtiyaç laıını sağlayabilecek bir diı . ruında bulunmasına çalışacağız Binada büyük bir talebe S tını bulunacaktır. Ayrıca vam-Jacak ıkı kütüphaneden birinde ta ebe gece gündüz kendi kltab* laı ile çalışacak diğerinde bi-* ? yeğimiz kitablardan is-tıfade edecektir.
Başlanmış bulunan büyük ben ve Edebiyat Fakültesi yanında Hukuk ve îktisad Fakültelerine tahsis edilecek olan ek mşaat tamamlandığı zaman, modern bir Üniversite sitesine kavuşacağımızı umuyorum.
Diğer tarafdan yaptığımız tahkikata ve elimizde bulunan plâna göıe Üniversite merkez binasının arka kısnıuıda bulu -nan Tıp Fakültesine aid Morfoloji esntitüsü, eski Üniversite talim alayı ile bugünkü C. H. P Talebe Yurduna aid binalar ta mamile yıkılacaktır.
inşaat tamamlandığı
8u İtibarladır kİ proftsor ile
hsadl hayatın raıyoneî olmıyan çeyllo mUoadele etmek rasyonahza^ yonun vakfesidir, demiştir. Şu haid» hu mânayı ve mefhumu İfade edehlhw °^k bir tarif bu olabilir: Milli veya boynolmilel iktisadiyata tatbikinde, rasyonalkasyon, fenni ıslahat, munt^ zam toşkıiat ve iktisadi nıotvdlarrs tekemmül Bahasında birbirine meal lazınıgeien teessfıs ve temadileri gayelerine vardırır.
Alınan iktisadiyatında rasyonalıxaa) yonu teıvlk ve terglb eden «erlindi Reichskuratoriuın für ttirkechafUioh-heit bürosu merkezî rasyanaHzaByiF nu şu şokllde tarif etmiştir.
Rasyonalizasyon tekniğin menbau-rından alınmış ve İyi tertlb ve taruim edilmiş kaide ve nizamlardan İzamt istifade ederek eşyanın maliyet fly) tını düşürmek ve evsafını ıslah şartlia iktisadı randımanı tezyid ve eşyaa»n İstihsalini teksif etmekten İbarettir.
Yıra aynı bııro ikinci dofa rasyor» lızasyonu tan! etmek için demiştir ki»
İktisadı randımanı tezyid için tekniğin vc sistematik bir teşkilâtın mmı balarından edilecek İstifadeleri teknt etmektir.
Rasyonalızasyontbi gayesi: İyi vasıflarda, ehven fiyatlarda daha fazu istihsali yaratarak halkın refahını (ismin etmektir.
• •
İsviçre sermayedarlar birliği ra(»-tunda rasyonaiıze ölmeği şöyle anut-mıştır: Bir takım faaliyetleri dana müsmir bir surette tanzim etmek vn (masrafla) oido edilecek r^pticeierm aralarındaki mevcud münasebetleri ip lah etmektir.
İsviçre milli rasyonel iktfSatHyab komisyonu reisi doktor Zcnder, ras-yonalızasyonu ne bir sistem -»e ne je bir akide olarak kabul etmektedir. Doktor Tender için, rasyonalizmi/m asri bir edükasyon meselesidir. 6u r dükasyon hayatımızın usul ve tarzım ıslah etmeğe matuftur. 3u sdüka^yan bize zaman, enerji ve madde kayın • israf ötmemenin yolunu, vc sayıoe ır. tizaciı bir insicamın teminim öğretmelidir.
Rasyonaiızasyondan ınaksad, insanları fevkalbeşer kuvvet ve say sarfınj mecbur kılmak demek değildir. E)?r herşeyi r.ısy»)nahzc etmek İstiyor ») (mademki memleketler için hayati a r mesele hal »e gelmiştir) evvelâ akıl ve zekâyı duıpline etmekten başlamalıdır, gelen arzu,
emniyete sonradır ki sâyin maddi ve manevi semere ve mükâfatlarını beklemek kı tahakkuk eder.
isviçrede rasyonalizasyondan, ve fenni kaide ve nizamlar, daha
rusu sayın iyi semereler veren kaide ve nizamları anlaşılmaktadır. NıteKim Mösyö M. R. Devinat Avrupada sayın ilmi vc fennî bir şekilde tanzimi adli eserinde, rasyonalizasyonu: İstihsalin muhtelif âmilleri arasındaki münasebetlerle, insan ve vasıtaları arasındaki münasebetlerin ilmidir demiştir. Rasyonalizasyonun miistenidiileyni, ou muhtelif âmillerden en uygun ve mu-saıd şekillerde istifade ederek en iyi randımanı elde etmektir.
Doktor Helvig ve Mekbaha gelince: Rasyonalizasyondakı muvaffakiy^ tin, en esaslı şartı, mevzuubahıs olan herhangi bir teşebbüs veya bir hizmetin ve mükemmel surette tanzimi idare edenlerin de mütecessıs ve istikbal endışesite müteyakkız olmaların» dadır. İdare edenler bu evsafla mub tasıf olurlarsa basiretli ve tedbirli na-zarlarile istihsal şartlarını (yânı muvaffakiyetin dahili sebcblorını) ve satış şartlarını, (yânı muvaffakiyetin harici sebebterıni) görürler ve vazıyete göre daha çok istifade temin edecek şekillerde hareket ederler.
Profesör J. M. Bon, raporunda ra^ yonalizasyon için demiştir ki: Rasyonalizasyon empülziviteniıı zıddıdır. Alman iktisadiyatı hayatında, rasyonalizasyonun ehemmiyeti namındaki kitabında da, rasyonalizasyonu şu şekilde ve ve
îu ilk ve
itibarla ınkışal etmesi fit m $ey, iş ve vazifeye heves ve yapılan işin verdiği zevk vıv itiınaddır. Ancak bundan
hak
İlmi do s»
suret vc şekildi konulan şûy'dan uzaını netice ıa-herhangî bir asgarî istihsal
tarif etmiştir: Hissiyat, teamül» rüyetden tecrid etınek ve en uygun en ınüsaid olmak şartıle insanın elalı ve tasarruftanım tanzim eden usuldür. lira her teknik, vasıtaların muvafakat ve uygunluğunu hedef ittihaz eder.
Teknik noktai nazarından rasyonx-lizasyon, üç muhtelif tezahür eder. (I) Ya faydalı olmak şartile tihsal otmeği. (2) Ya tioeyi almak için en
sâyinı koymağı, (3) Veyahud da mu-tokabılen âzami neticeler elde etmua için konulacak sayın derecesinin tezyidini istihdaf etler.
iktisadi hayatta, her masruf muhakkak surette* bir kuvvet ve eşya istihlâkini icab ettirir. Bu iki unsura bir üçüncüsü inzimam eder kı o da zamandır. Şıı halde rasyonalizasyon, kuvvet, eşya ve zamanın nıakui bir şekilde istimali demektir. Bu üc unsu run nmtekabıfen cn taydan b»r $ekd de insicam etmesi şartı âzanıdır İOAREÇ!
(-
SAYFA: 5
r
Muauiye hakkmda f^idU nudimat ■
— Muaviyertin doyuşuna aid bir krhanel - Mu,aV‘.£™ ~ ‘M«‘d« »k
rüşvet Kapısı nasıl açıldı?
yaznnıM. BAİF OĞAN
•• •••W®®®® I ® ® ■ INI C • B O O ■ *
yapıp gönderdikten sonra, oğlu Yezid babasına:
— Bu ne kadar sabır ve tahammül. Nasıl oluyor da bu he rife ses çıkarmıyorsun? deyin ce:
— Biz dedi, mülk ve saltana tımıza taarruz ve müdahale et-miyenlerin sözlerine aldırış et -meyiz!
Halkın gönlünü kazanmağa ve onların kendisine bağlı kal -masına çok ehemmiyet verirdi Bir gün ondan soruyorlar': • — Ya Emirilmü’mjnin, en zi
yade kimi seversin?
Muaviye:
— Beni halka en çok sevdireni!
Bütün bu fıkralar birer riva yetten ibaret dahi farzolunsa -lar; Muaviyenin kendine çizdiği siyaset yollarını anlatmak bakı mından hiç ehemmiyetsiz saya -lamazlar.
Hazreti Ha^an, hilâfeti Mua »iyeye ûrk^iKten som-a Es habdaa Sad bin Vakkas onu tebrike gitmiş1» Huzuruna gı-rîııce •
Esselâmü aleyke, ey mel i k •
dedi; Muaviye kızgınlık göstermedi, gülerek: ,
______ Sanki ya Eınirilmıimının desen olmaz mı idi?
Sad cevab verdi:
— Demek sen böyle denilme sinden memnun olursun ha. yal lâhi ben senin makamına gel -miş bulunsaydım hiç de mem -Bun kalmazdım.
Muaviye yine tatlı davrandı ve öyle meşhur bir zatın biatini uğur saydı. 1
Ve yine bir gıin Eslıabdan binle konuşurlarken sordu:
— Zaman neyi istilzam ettiriyor ?
O zat cevab verdi:
— Zaman: senden başkası değildir; ve senden ibarettir. Sen salâhda bulunrsan iyileşir, fesadı terviç edesen fenalaşır.
Muaviye sükût ile karşılık verdi. Şu iki fıkra’ dahi onun hilmivetine ve m'isamalıassina *
deıııdr.
Meşhur Sad bin îbade -ki az sın Ebû Bekirden evvel halife seçilecekti- nin oğlu Eshabdan Kavs Ali tarafını tutmuş ve şahadetinde Medineye gitmişti. Muaviye onu Şama getirtti ve tariz ederek:
— Sen, dedi, çıfıtın birisin. Kavs cevabda gecikmedi: —r Vallah, Muaviye, sen ca hilivet zamanmda bir put idin, îslâma (kerhan) istemiyerek girdin, ve (talian) yani, mutavaat halinde iken îslâmdan çık tın! I
Bu zat mühim bir adamdı. Ona karşı ses çıkarmamayı uy; gun buldu.
Muaviye istiklâl kazandıktan sonra bir gün Ebû Tıfıl Âmr i-le görüşüyorlardı.
Muaviye:
— Sen de Osmanı öldüren -ferdensin!
Âmr:
— Yok öyle deme, lâkın ora da bıılunub da Osmana yardım etıniyenlerdenim.
— Neden yardım etmedin?
— Muhacirin ve Ensar yar -dım etmediler, ben de onlar gibi yardım, etmedim.
— Onlara da. sana da yar -dım eylemek vacibdi.
Âmr:
— Öyledir de, bütün Şam halkı seniıı emrine bağlı iken sen niçin yardım etmedin?
Muaviye:
— Şimdi kanını dâva ediyo rum ya! İşte bu da ona yardım dır.
Âmr (güldü):
— Sen ve Osman: şairin: (Sağlığımda bana bir fay -dan olmadı, bari öldüğüm za-1 man üzerime ağlama!) dediği duı-umdasınız!
Muaviye sükût eyledi ve tar tışmayı daha ileri vardırmadı.
Yine bir gün huzuruna bir a | dam geldi, ona ağrr ve çirkin sözler sövledi. Muaviye sesini
çıkarmadı, adamın istediğini;
Her Sahalı;
(Devamı var)
fBaştarafı 1 incide) I bir kanaata vasıl olamadık. Mustafa Lütfinin daha aşağı fi at teklif etmiş olmasına rağ -men vapur temin edememiş ol ması bizi hayli düşündürdü. E-ğfer Mustafa Lütfi ogün vapur temin ettiğini söyleseydi biz lva ko şirketiîe derhal mukaveleyi bozmak yoluna giderdik. Fakat bu olmadı. Mustafa Liitfiyi bir pazarlık mevzuuna getirdik. Andiryadisi de ayni pazarlığa sokmak mevzularını araştırdık. Bakan Ürgüplü îstanbula geldi ği zaman, tazminatsız bu işden kurtulacağımıza kanaatimiz yoktu. Esasen tvakodan da mü temadiven telgraflar alıyorduk.
Reisin Müdahalesi
Reis Ulviye bu tafsilâtı bı -rakmasını söylüyor ve bil’ suale Ulvi verdiği cevabda:
— Ben kanaatimi değiştime-dim. Benim kanaatim 350 dolar üzerinden Aııdiryadisle bir anlaşma yapmamaktı. Fakat îva-kodan telgraflar yağıyordu. Ulvi bu arada kimsenin tesiri altında kalmadığını söylemiş ve akreditif işinde geçen hâdiseleri uzun uzun anlatmış, bazı teehhürlerin gerek umum mü -dürü gerek Kenan Yalteri beklemekten ileri gelmiştir, dedi.
Samimi Değilsiniz...
Reis:
— Sizin hareketiniz samimî olduğunuz kanaatini vermiyor. Siz bir hukukçu musunuz? Bu işde bir kanaatiniz yok bir hu kukî fikriniz olmadığı da ma -lûm. Kendi kendinize fikirler beyan ediyor, neticelere varıyorsunuz. Akdin devamını te -nün eden telgrafı çekmekte ni cin devam ettiniz? Bu zikzak hareketlerinizin sebebi nedir? İdarede bir hukuk müşaviri var Bakanhkdan da sorabilirdiniz. İstanbulda bir çok hukukçular da var. Buıüarı yapmıyorsunuz Birinin tesiri altında mısınız?
— Ben kimsenin tesiri altın da değilim. Benim kanaatim ve
birinci hedefim ortada 90 uîa dolarlık idare lehine olan farkı kazanmaktır. Mustafa Lütfinhı 320 dolarlık teklifi karşısında daha ucuz bir teklif yoktu. 317 dolarlık teklif de tvako firma -sı tarafından yanlış olduğu bildirilerek tahsis edilmiştir. Biz bir tarafdaıı pazarlığa girmek, ve diğer tarafdan da İvakonun aleyhimizde bir tazminat dâva sı açmasının önüne geçmek isti- , yorduk. Eğer idare aleyhine bir tazminat dâvası açsaydı daha fena vaziyette kalabilirdik. Sözleriniz beni Tatmin etmiyor
— Akreditif açılır veya açıl maz dive akid yapılırken bir ih tirazî kavıd kovdunuz mu? Kimin rehberliği ile hareket etti -niz? Bu işde görülüyor ki şahsî bir hareket tarzı takib ediyor sunuz. Sözleriniz beni tatmin, etmiyor. Bu akidle mülzem mi idiniz, değil mi idiniz.?
— Ben mütereddidini. Bu mevzuu ticarî bakımdan düşün düm hukukî bakımdan düşün -nıedim. Benim kanaatim yanında bir de gayretim vardı. Hu -kuk müşavirinden mütalaa iste dini. Bile bile bu 90 bin doları veremezdim. . ■ |
— Konfirmasvon kelimesinden ne anladınız. Bu kelimeyi : tedkik ettiniz mi? Sualine karşı j Ulvi Merkez Bankasından mü -talâa istedik diverek, her memlekette mevcud döviz, verme sis temlerinin bir izahını yantı.
Ulviden sonra Münir Karaçama sorgusuna başlanıvor. kendisi emel müdürlük huknk müşavirliğini yanmaktadır. 70 günlük bir fasıla ile bütün bu is ' lerin cereyan safhasında genel: müdürlük hukuk müşaviridir. ( Münir Karaca söaJerinde tok ve kend’ne emin bir hali var. î- I fa/lelpni vsirp nivan taralından , dikkatte dinleniyor. j
Somlan bir suale Münir Ka-1 raca, kahve isine ilk defa mü -diirler encümeninde muttali ol dum. Gm’un müdürü bu husufta izahat verdi. Ve o zaman 350
dalarhk teklifin en muvafık ol-I dn^u kanaatini hasıl ettik. En cümen teklifi avnen kabul etti. Aradan bîr fasıla geçti. Bu zamanda hâdiseler hana inikas et memistir. 317 ve 350dolarlık fi at mevzuu bahsinde benden hu knkî bir mütalâa istediler. Ben de akdin mevcud olııo olmadığı üzerinde düşünüyordum. İdare arkadaşım Hamdi tevid mektubunun da gelmediğini ve bu -nun akdin feshi ieiıı bir seheb o larak kabulü imkanı, olduğunu sövledi. Ben de fikrine iştirak ettim. Mütalâamı ona göre vaz dım. Bakanın Bakanlık hukuk müşavirinden aldığı aksi miita-lâava rağmen kanaatimi değiştirmedim ve bu mütalâamda musirrim.
— Tazminat için ne düşünü-•• y onsunuz?
Sualine cevab veren Karaca, ikinci kahve fiat teklifinin u -cuz olduğu için bundan kazanı -; lacak naranın verilecek tazminattan daha büyük bir fayda
I
I
sağlıyacağı • kanaatindeyim, de miş tir.
— Müfettişler tahkikatının yürekler acısı olduğu söylendi. Baş savcı imzalı ifadelerin cebir kullanmak suretile mi irin -zalattırıldığını sordu. Dün Ulvide ifadesinde müfettişlerden şikâyet ediyordu. Münir Karaca şöyle cevab verdi.
— Bir arkadaşıma selâm ver diğim için seni bakanlık emrine aldım diyen bir müfettişe ifade verdik. Senelerce müdürlük ya panların hademe iskemlesinde oturtularak ifadelerinin alındı -ğı bir hakikattir.
Ulvinin avukatı Bülend Esen de müfettişler için şöyle söyle -di:
— Rahat koltukta kurulmuş müfettişlerin fakfur kâselerde kahvelerini içerken odanın orta sına konulmuş arkalıksız bir kahve sandalyasına oturtulan müekkilime gece yarısına ka -dar sualler sorulduğu ve ondan imza alındığı bir hakikattir.
Kenan Ya iter, tekele 1934 senesinde intisab etmiş, kahve işi sırasında mürakabe heyeti reisliğini yanmış, Bugün de dış ticaret şubesi şefi. Kahve işi hakkında sorulan suale şöyle cevab verdi:
— Bakanhkdan bir emir aldım. An karaya gelmeme isteniyordu. îzmirde bulunuyordum. İstanbuldan geçerken Bakan Suad Hayrı da %‘anbulda bulu nuyordu. Kahve meselesinde ar kadarların ihtilâfa düştüklerini gördüm ve kendilerine yar -dım etmek için Suad Hayriden emir aldım. Arkadaşlara Andir yadis ile pazarlığa girişirseniz fiatı düşürebilirsiniz dedim. Fil hak ika Andiryadisle yapılan ko nuşnıada fiatı 350 dolardan 330 dolara indirdi. Ankaraya hare -ket ettim. Geldiğimin ertesi gü jıü Andiryadisden bir telgraf aldım. Fiatı 320 dolara indirdi-diğini ve hemen akreditif açıl -ması
Bunu müsteşar Hulûsiye söyle dim.
Ticaret Bakanlığına müracaat e-dildi. Fakat arkasından Lûtfi Gö-kün 305 dolarlık bir teklif yaptığını Ulvi bana bildiriyordu. İşte bun dan sonradır ki Andriadisin Vi-vako şirketi namına yapılan akid-den kurtulmak için akreditif muamelesi durduruldu ve iş Müdiraıı encümenine verildi. Encümen ‘bir haftalık bir ilândan sonra 3 bin ton kahveyi tekrar eksiltmeye koydp. Fakat bu sırada Suad Hay-ri ya parti yalıud Meclis arkadaşları tarafından bu ilân müddetinin kısa bulunduğunu ve bunun nahoş bir hâdiseye vesile vermemek üzere müddetin uzatılması için Hür-rem gerene telefon etmemi bana emretti.
!' :r» ?"i geren müddetin tesbit edildiğini, bunun Umum Müdürlük için bir prestiji meselesi olduğunu, aksi isteniyorsa Vekâletin tahriri emir vermesini söyledi. Bön telgıa fı yazdım. Kalemi mahsusa bıraktım.
Başkanın 301x111511 diğer suallere cevaben de:
— Bön bugün huzurunuza neden geldiğimi bilmiyorum. Şunu da ilâve, edeyim ki bugün ilânla mübayaa yapıyorsam korku demir yevim, fakat bir takım hisler altında yapıyorum. Yoksa bugün de ilân yapmadan mubayaalarımız olduğu gibi bu ınübayaalaıuı daha muvafık, daha iyi neticeler ğinc de kaniim.
Muzaffer Sakıcı, Tekel Müdürlüğü çay ve kahve müdürü, şimdi kendisi
başmüdürmüş. Oldukça yaşlı. Kar ma komisyonunda ifade verirken bayılmış; arkadaşları bugün de i-fade verirken bayılacağından korkuyorlar. Kendisi mübayaa korniş yonunun 5 bin liradan yukarı olan mubayaalarda Müdiraıı encümeninin muvafakatini almak mecburiyetini bildiği halde bu kararı almadan Vivako şirketine mutabakat telgrafını parafe etnıis, ifadeleri karmakarışık uzun bir ınüda-faaname hazırlamış.
Bundan sonra yarın sabah, (Bu sabah' saat İÖ da toplanmak üzere oturuma son veril -miştir.
ricasında bulunuyordu.
r
Celâl Bayar’ın yeni ve mühim nutku
ifaya hüku-daha duy-
Yüce Divan kulislerinde fö/lenenler
ZBaştarafı 1 incide)
3 — Harb yılları içinde meni leketimizde kahve ve çay işlerini idareye memur tekel genel müdürlüğü kahve ve çay şubesi müdürü olan Muzaffer Sakıcı bugün mahkemede sorulan sual leri anlayamıyacak kadar bir şaşkınlık göstermiş ve arkadaş
lan kendisinde bu halin bugün 1 t •) 1 » mevcud olmadığını, evvelce de 1 urkıyenın karşılaş-ayni vaziyette olduğunu söyle-1 mişlerdir. Muzaffer Sakıcı kar-1 ma komisyonda ifade verirken de bayılmıştı. Bugün başkan ve baş savcı tarafından sorulan su alleri anlayamıyacak kadar bir 1 saflık göstermiştir.
4 — Aııdiryadıs terbiye dışı diyebileceğimiz cüretkârlığına devam ediyor ve diyor, ki işte görüyorsunuz, bu tarzda bir a-dama böyle mühim bir iş hava le edilirse elbette netice bu olur '
Hazindir ki Andiryadis ilk duruşma günü de matbuat ka -ııunu hükümlerine göre yazamı yacağımız bazı sözleri defterine not olarak yazmış ve bunları o kumııştu. I
Kıbnslı Türkleri iğfal eden Rus kadınları fBaştarafı i incide) vakkaten evıenen Rus. Polonyalj ve Macar kızların dini nikâh ıezale fine bir son verilmesini İstemektedir ler.
Ekserisi Kıbrıstaki barlarda çalış makta olan bu kadınlar tarafından takip edilen usul şudur; Bu kadınlar evvelâ hocaya Müslüman ol malt istediklerini bildirmektedirler. Müslümanlığa kabul edildikleri yolunda kendilerine verilen vesika yı aldıktan sonra da şeriat mahke meşinde kendilerini kanları olarak kabul ettiklerini bildirmeleri için genç Türk köylülerine para vermek tedlrler. Bahis mevzuu oiaıı Türk-ler haklan itlbarile İngiliz tebaasın dan olduklarından kendileri İle ev
i lenen genç kızlar ve kadınlar oto matik bir surette İngiliz tâbiyyeti. ne geçmiş olmaktadırlar Bu şekilde hareket eden bu kadınlar evlendik ten sonra bundan faydalanmakta gecikmlyerek birkaç gün sonra bir Ingiliz pasaportu talep etmekte ve bu vesikayı elde etmektedirler. Ev lendikten 15 gün kadar sonra genç karı koca boşanmak İçin yeniden şeriat mahkemesine gfiiaokt(dir-giliz lirası arasında dejUşen bir pa ler Muvakkat koca 40 ilâ 100 İn ra almaktadır.
Bugünkü kanunlara nazaran bu usul tamamen meşrû olup buna son vermek İçin hl; bir şey yapılmamaktadır. Bununla beraber hiikû met bu duruma blp çare aramakta dır.
Yalman Çelebinin gönüllü kıfası (Baştarafı 2 incide) hld sız duacı mevkiinde kalacaksınız.
— Öyle deme Fıkracı» ben ete harbe lytırâk edersem, içinizde yaralaman veya Hüdanekerde şehid düşenler o-lursa onların çoluk çocuklarıle kim meşgul olacak? Senin anlıyacağın ben gönüllü kıtamın ıa$c işlerıJe uğraşacağım; propaganda servisim idare ede-oejjım.
Bu sırada Sünusi içeriye girdi. O-nun da sırtında pırıl pırıl fakat aca-Ib bir üniforma vardı. Yalmanı askerce selâmladı:
— Komutanım, dedi, sizin çadırınız hazır. Akşam karavanası borusu da çalındı. Gönüllülerin aylıklarını dağıtmaya başlıyorum ve cimde kırmızı atlas torbalardan birini bana doğru uzatıyordu ki birdenbire kan (er içinde uyandım.
Hay Allah mXahakını versin, rüyada bile bana Yalmanın cn parasım almak nacib olmadı.
— Yarından tezi yok inşallah bu rüyamı Ulunaya tâbir ettireyim, dedim ve sağıma dönerek tekrar uyudum.
FIKRACI
t
MEVLÜD
Demokrat Parti Şişli ocağı üyele rlnden arkadaşımız Samed Tor (Bo lu Ağır Ceza Savcısının oğluı 12/11/947 tarlninde fccl bir tram, vay kazasına kurban gitmiştir. Gü zel Sanatlar Akademisinde tahsil de bulunan arkadaşımızın 7 Mart 948 pazar günü öğle namazını müte akip Teşvikiye Camii Şerifinde oku nacak mevlûduna kederdlde ailesi nln ve bütün Demokrat arkadaşla rırnızın ve Fakülte arkadaşlarının vo arzu edenlerin yevmi mezkûrda hazır bulunmalarını rica ederiz.
tığı ciddî tehlike
(TBaştarafı 1 incide) Türkiyenin c'ddi bir tehlike ile kar şı karşıya kalabileceklerini söylemiş leıdir.
Temsilcileri Meclisi D. fişler ko misyon huzurunda müştereken şe-hadette bulunan iki kabine üyesi, bahis mevzuu iki devlete top. uçak vesaire asken malzeme satm almak üzere hükümet tarafından teklif e dilen 275 milyon dolarlık munzam tahsisatı müdafaa etmişlerdir.
Marshall Türklerle Yunanlıları silâhlandırmanın, kendilerine karşı vuku bulabilecek bij- taarruzun ce saretlni kıracağını beyan etmiştir
Marshalle Forestallln. Rusyayı kas tettiklerınder. şuplıe yoktu. Marshall ezcümle şunları söylemiştir:
Yunanistan ve Çekoslövakyada kİ olaylar. Komünistlerin yayılmalarına karşt duran bütün milletlere karşı beslcdiKİeri tasavvurları hak kında hcrhar.gı bir şüphe bırakma iniştir. Yunanistaııla Türkiye bu gl bi tehditlere maruz kaldıkça. Ameri kan müzakeretinin durdurulabilece ği temin edilemez.»
Forrestalida şunları söylemiştir: Her iki memleketin askeri duru mu başlıca kaygımız olmalıdır. Yu nanlstanla Türlüye totaliterci mem leketlerkn eşiğinde olup, totalitere! memleketler stratejik bakımından son derece ehemmiyetli bu İki dev leti kontrol altına almak İsteyecek leri şüphesizdir.
Birleşik Amerika kongresi Mayıs 1947 de Türkiye İle Yunanistana 4ûû milyon dolar yardım tahsisatı kabul etmiştir. Halen Amerikan hü kûmetinin istemekte olduğu munzam 275 milyon dolar 1 Temmuzdan itibaren başlayacak olan gele cek 12 aylık devre zarfında sarfedl lecektir.
Forrestal] şu sözleri eklemiştir:
• Yunanistan totaliterel bir azm lık kontrolü*altına düşecek olursa, Türkiye üzerindeki tesir ^ayet va İlim olacaktır Türkiye, Yakın Do ğunun zengin kaynaklrrtna göz dİ Ren henhangl bir devletin haris e mellerl yolunu kapatmaktadır. Bu nazik bölgede tarafımızdan gösteri leeek herhangi bir zaafın ııeticelo rl hesapsız derecede vahim olabilir.»
ŞUBAT AYINDA AVPJTAYA YAPILAN YARDIM
Va.şlngton: — 2 (AP) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığı Ocak ve Şubat ayları carfında Fransa İ-talya ve Avusturyaya 145 milyon dolar tutarında -ardım malzemesi sevkedilmiş olduğunu ve 115 milyon
? edilmiş açıklamıştır. BI m âli
ol bilmesi İç!
üt K
1DU L
91 285 000 d dolar Avusturya için sar
V
dolar malzeme daha siparl olduğunu bugİh llndiğl gibi Bteûşlk A resi bu memleketlere yardım yapıl yen dolarlı’: bir tal
ti. Bugüne kadar tahsisattan
sa. 47.820000
6 246000 doları
f edilmiştir.
-ika kong ağan üstü
322 mil-
Jlf
malı er va-
Matematik enstitüsü fBastarafı 1 incide) bilâhare. Mulematik Enstitüsü ög renoilerinden Sezai Hazcr, Güneş Lekeleri nin mahiyeti hakkında hazırladığı tezini, arkadaşlarma anlatmıştır.
Bu akademik toplantılana. tematikle alâkadar olan
tandaş iştirak edebilecek ve et ödlerini açıklıyabilccektir. ve liselerde matematik okuyan öğrencileri ve onların öğretmenlerini de içine alabilecek olan bu akademik çalışmalar sonucunda; liyakat kesbedenlerc (. nişan* 1ar verilecek ve paraca yardımlar yapılacaktır.
Bu ilmi çalışmaların neticesi o-larak, ilerde bir ( Türk İlim Akademisi teşekkülü dahi beklenmek tedir.
Gelecek toplantı, 7 nisan çarşamba günü, yine Marmara Lokalinde alacaktır.
Ortaokul
I
verdi-
Genel şubesi Mersinde
Ankaradaki Ingiliz b?sm ataşesi bir fsşist mi ım ş ?
fRaşt'.rafı 1 incide) mıştır Bu tenkldler, solcu parlamento üyesi F. Platts Milss tarafın dan ileri sürülmüş ve Mills Dışişle rl Bakam. Beyinden şu suali sormuştur :
«Dışişleri Bakanı, bu adamın, gc rek kendi namına ve gerekse bir baçkasmm namına Mosleyin İleri gelen bir -propagandacısı olduğun dan haberdarımdır?»
Bevta:
-Ailenin herhangi diğer bir mem Ldete kRr.şı sadakati yoktu ve tâyi nin sonıınlııluğunu üzerime alıyo runv) demiş v» sözleri alkışlarla kar ş ilan iniştir- Bevlnin. memurlarının haslet veya kabiliyetlerini münâka şa edemiyeceğini beyan etmesini müteakip. Avam Kamarası Başkanı, Platts Mills sorusrı müzakereleri ğunu söylemiştir. I
nln kâ*l oldu
Yurdda petrol flîaştarafı 1 incide) lan ve petrol veren kuyulardan çok daha verimli olduğu anlaşıl maktadır. Bazı söylentilere göre 9 numaralı kuyunun ekonomik değeri hiç de küçüraaenemi yeeek mikdardadır. İlgililer bu mıutakaad pek yakında Ameri ksua
açılmasına başlanacağını bildir inektedirler.
Yalnız 194'8 yılında memleke timize ithal edilecek petrol 400 bin ton civarında ve 50. ı lira tutarındadır Made*5 kik ve Arama Faıntitüsü rii ve mütehassıslarından
heyet uçakla Rumandağına
eondorlerile» veni kuyuların
Receb Pek er gösterdiğimiz gösterebiliriz, politikasında
fBaştarafı 1 incide) İKİNCİ CELSE
Demokrat Parti Ankara 11 kongresini, ikinci oturumu.saat 15 te yaptı. Dilek ve hesab komisyonlarına aid raporlar okunarak kabul edildi. Bu arada ödenek farkları yüzünden çıkan ihtilâfın halli için büyük kongrenin toplantıya çağırılması ve ihtilâfın esasının açıklanması hakkında verilen bazı tak rirler Genel Başkan Celâl Bayar tarafından bir gün evvel bu husus ta izahat verildiği için oya konma! dı. İdare heyetine verildi.
YENİ İDARE HEYETt
Mütc-akibcn yeni idare heyeti ve haysiyet divanı seçimleri yapıldı. Neticede il idare heyetine Hüseyin Avunduk, Hamdi Bulgurlu, Osman Şevki Çiçekdağ, Fehmi Yağcı, Muhlis Bayramoğlu, Zülıtü Veli Beşe. Salâhaddin Benli, Fııad Seyhun, Abdullah Gudikoğlu ve haysiyet divanına da Ali Rıza O-kan, İri: n Erdem, Midhat Kalabalık, Nihad Akpınar ve Lebib Al-tınok seçildiler. Bundan sonra bir delege kongre kapanmadan umumî durum hakkında salahiyetli bir zatın izahat vermesini istedi. Bu-nun üzerine Celâl Bayar bir konuşma yaparak dedi ki:
celal bayar konuşuyor
— Konuşmayı ben de arzu ediyordum. Bana söz vermiş olduğunuz için hepinize teşekkür ederim, evvelâ kongreniz hakkındaki müşahedemi arzedeyim. Kongreniz her bakımdan muvaffak olmuştur. Demokrat Partinin memlekette ü-zerine aldığı dâva büyüktür. Bugün bir akalliyet partisi olmakla beraber memleket politikasına istikamet verecek bir dııruma geçmiştir. Demokrat Parti Meclise girerek murakabe vazifesini başladığı günden itibaren met hazırladığı tasarılarda itinalı olmak mecburiyetini
maktadır. Buna rağmen Devlet me kanizması tanzime muhtaedır. Me kanizmaııın daha i\’i işeyebilmesi için Demokrat Parti kendisine düşen maddi ve mânevi yardımı yapmaktadır. İdarenin daha iyi işli-yebilmesi için iktidarın Demokrat Partiye geçmesi lâzımdır. Bugün kongrelerde alınan kararlar karşı smda ıztırab duymaktayım. Bu ka rarlar fiiliyata geçebilir, fakat biz bir iktidarpartisi olmadığımız için kararlraımız için ancak iktidar nez-dinde teşebbüse geçmekle kalıyoruz. Eğer iktidarda olsaydık bunlar bir anda tahakkuk edebilirdi. Bunu yapamadığımız içm ıztırab duyuyoruz. Yıllar boyunca aldığımız kararların üstüste birikmesi bana üzüntü veriyor. Fakat metin olmamız lâzımdır.
Biz memlekette evvelâ sükûnun, emniyetin hâkim olmasını istiyoruz. Sebebi basittir. Harb fiilen bitmiş olmasına rağmen cihanda sükûn ve istikrar doğmamıştır. Ba zı meseleler vardır ki bunların hallinde Demokrat Partinin birlik ve* tesanüd halinde olması kâfi değil dir. Bunun içiıı milletçe birlik lâzımdır. Bu meselelerin ne olduğunu söylemeğe lüzum yok. Balkan memleketlerine bakın, anlarsınız. Demokrat Parti kurulduğu günden beri millî birliğin kuvvetlendirilmesini, vatanperverane bir politika savmış ve savmaktadır. Memleketimizin coğrafî durumunun e-hemmiyetine binaen bu nokta üze rinde has^s olmamız gerekmektedir.
Dnmokrat Parti luıdudlanmızı aşan cer eyanlara karşı daima müt tdıid kalacaktır. Biz dahilî işleri-miz -arasmda bu meseleleri de düşünmek zarııretindeyiz. Demokrat Parti safında bulunan sîzler ne düşünüyorsanız millet de onları duyuyor, ve düşünüyor. Yurd için de yaptığım bütün seyahatlerimde Demokrat Partinin fikirlerinin millet icmdu ne kadar feyizli olduğunu bizzat gördüm. JBizler küçük politika ( yunlamıa bakuuyarak sa
dece memleketin umumi dâvalarl-le uğraşıyoruz. Biz Demokrat Paf tinin millete karşı yüklendiği büyük bir mesuliyet vardır. İktidar partisinin mesuliyeti maddidir, bizimkisi ise iktidarın hatalarını or-taya çıkarmadığımız anda başlar.
• Bizim muhalefet olarak başlıca va. zifemiz millî birliği bozmamak ve bunun için millete gereken siyasi terbiyeyi vermektir. Demokrat Parti bunda muvaffak olmuştur. İsim vermiyeceğim, takib ettiğimiz yolu tenkid edeceğini zannettiğim bir şahsa 12 Temmuz beyan namesi halikındaki fikrini sordum. Bana «Bu memlekette kan dökülmesini istemediğinize göre takik ettiğiniz yol en doğru yoldur. Güç şartlar içinde çatıştığınızı biliyorum. Fakat millete mükemmel bir demokrasi terbiyesi veriyorsunuz» dedi. Kan dökülmesini istemiyoruz kimseye tegallüb etmek istemiyoruz. O halde kavga nicııı çıksın? Müşkülât çekebiliriz, fakat hedefimiz muayyen olduğu için ona me tanetle yürüyoruz. Bize gevşiyorsunuz. diyorlar. Biz değil, bize hak larımızı tanımak istemiyenler gevşedi. Demokrat Parti her zaman kurulduğu günkü celâdetine sahib dir. Ancak şiddet göstermek için ne sebeb var? Gayemizi, emeklerimizi. arzu ettiğimiz neticeleri istih sal ediyoruz. Niçin şiddet gösterelim. Şayed günün birinde bugünkü şartlar dc-ğişirse hükümetine karşı şiddetin yüz mislini Demokrat Parti dış
memlekete daima faydalı olmuş, iç politikasında da olmaktadır. Bana İzmir Deniz lokantasında Vali ile yemek yerken ve afakî olarak memleket meselelerinden konuşurken bugünü düne nazaran naaı* gördüğümü sordular. Kendilerine altı av evvel ayni yerde yemek yerken eski valinin dısanda silâh attırdığına bugünse Vali ile yan yana yemek yediğimizi ve memleket dâvalarından bahsettiğimizi sö-. lilyerek - bundan ivi fark olur mu?ı dedim. •
Eiz bu memlekete nifak, ayrılık tohumları ekmiyeceğiz. Türk milleti içinden ona ihanet edecek lüm se çıkmaz. Memleketi selâmete kavuşturmak için şu veya bu yolun takibine samimî olarak inanan kim seler vardır. Ayni gayenin yolcuları arasında husumet olmaması lâzımdır. Biz memleketin birbirlerine karşılıklı saygı gösteren partilerin idaresini istiyoruz. Bizim ta tikimizde siyasî partilerin akıbetleri feci olmuştur. Mtıhalefelin rolü çok zordur. Millet birliğim bozmadan maksadı istihsal giiç bir iştir. Demokrat Parti iki senedir yapılan bütün tazvıklara rağmen bu yoldan ayrılmamıştır.
Meclia grnpumuzda bazı hoşa gitmiyen hâdiseler olmuştur, fakat Demokrat Parti Meclisteki teş rii rolünü muvaffakiyetle yapmıştır. Buna en güzel misal btvtee- mü zakereleridir. Şu halde istikbal i-çüı ümidlerimizr kıracak bir şey yoktur.
Bize iktidarı nasıl alacaklınız, diyorlar. Bunıın için evvelâ Meclis ekseriyetini kazanacağız ve o zaman memleketin bütün ihtiyaçlarını yerine getireceğiz. Dış politikamızı takdir eden diplomatlar çoktur. İç politikamızda da miitte lıidiz. Bu, milletin; arzusudur. Demokrat Parti iktidara geçtiği gün vaidlerini yerine getirebilir. Zira millet bizimle beraberdir. MillctİD yüzünün güleceği gjin yakındır. Demokrat Parti iktidara geldiği gün milletin şikâyetlerinin yüzde sekseni kendiliğinden sona erecek tir.
Celâl Bay&rjn konuşması sık sık şiddetli alkışlarla kesilmiştir.
Müteakiben kongreye son verilmiştir.
I Bir. ET.
Fu Aksam SARAY Sinem" sınt’a
• *
BENOrFnln meşhur romanından sinemaya ahr.nn
DANİELLE DARRİEUK
GEORGES MARCHAL ve JEAN MURAT tarafından çok güzel bir tarzda yaratılan
ve
t ı
i
süper filminin ilk iraesl şerefine BÜYÜK GALA Hali-Paris, Londra ve Amerika sinemalarında büyük muvaffa-f da teri 1 inekte olan muhteşem ve alâkalı* bir ffim, Yerlerl-
L Frangı
naznda
-kiyetle
' nizl evvelden aldırınız.
wL«wiMgM il B A N D I T O
Orijinal isimli
HAYDUT IZTÎRABJ
İlle bir zaman unutanııyac ..Siniz büyük dram.
Pük Ya.UIlda.
.; » .r
Ted müdü bir ha
•n
SAYFA: 6
(1
ederiz-
5
5
6
6
21.-»
9550
95.70
95 85
tarafın hâsllâtı
Teni Naşrigat:
TÜRKİYE IKTİSAD MECMUASI
İstanbul Tüccar Derneği Yayın Organı olarak neşre başlanan Tür kiye Iktisad Mecmuası, mn şubat ayına mahsus İkinci sayısı da zengin münderecatla çıkmıştır. Mec nıua. memleketimizin hayati ve ak tüel meselelerini ele almış, en sa lâhiyetll kalemlerin yazılarını bip a raya toplamıştır. Son sayısında Ah med Hamdl Başar, Hazım Âtıf Ku yucak. Munis Teklnalp gibi tanınmış iktisadçılanmızdan mâdâ diğer bir çok yazılar, raporlar ve isti fadell tercümeler vardır.
Okuyucularımıza tavsiye
BÜYÜK ÇAĞ
Emekli subaylar derneği dan çıkarılmakta olan ve
emeklilerin yoksul ve yetimlerine tahsis edilmiş olan onbeş günlük «Büyük Çağ ) dergisinin yedinci sa yısı, kalem ve bilgi kuvvetlerlle ta nmnuş. general ve muharrirlerin değerli yazılarlle çıtynıştır. Harbi yedeki Genel Emekli Subaylar Mer kezinden ve gazete bayilerinden alj ııabilir-
MİLLET
1 Haftalık, büyük siyasi mecmuanın 109 uncu sayısı çıkmıştır.
Bu sayısında (Kızıllığın tasfiyesi ne dair Türk Milletine, ikinci anke tini sunmaktadır. Bundan başka: Milletten ve tarihten utanmak Atatürk ve Din— Sefalet içindeki milli kahramanlarımız— Her Per şembe 3 hakikat— General Karabe kir ve General Cafer Tayyarın ha tıralan —Ittihad—ı terakkinin ku ruluşu. başlıklı aiâka çekici yazılar vardır. Tavsiye ederiz.
Beşiktaş ful bolcu hırı yarın Yu n anin lana gid i yari ar
ıjjojl *(*
Teknik Üniversite Satınalma Komisyonundan:
Üniversitemiz matbaasında bastırılacak olan kitapların mürettip ücreti beher sahifesl 355 kuruştan 8000 sahife açık eksiltmeye konul, muştur lık teminat 799 liri, olup eksiltme 6/3/1948 günü saat 1030 da yapılacaktır Fazla malûmat içi» reztörlüğe müracaat (2055ı
İst Boranım 3/3, 948 f*./atlan
• •
Londra
Nevyork Paris
Cenevre
Amsterdam
Brüksel .
Prag
Stokholm
Lizbon
ESHAM VE TAHVİLÂT
IkramlyeU 1938
941 DemJryolu 4
Kalkınma. 1
Kalkınma 2
% % • %
11,5856 m— 13060
657270 1C5 5168
6 3887 6.00
77.8860
11 2495
PERŞEMBE — 4/3/1948 Açdş ve program.
M s. ayarı.
Miitik: Hafif Müzik: (Pl.) Haberler.
Müzik: Çeşitli
7-29
730
7.30
7.45
8 00
830 Müzik: Tangolar (Pl j
8 4£ MüzJk.
9 00 Kapanjş.
12 29 Açılış ve program
12 30 M. s. ayarı.
1230
13.00
13.15
1400
17.58
1800
18.00
Kitap Bastırılacak
Teknik Okulu Satınalma Komisyonundan
1 — Kâğıt ve klişeleri okula ait olmak üzere beher forması 95 Ura dan 7980 lira tahmin bedeUi 35 forma tutarırtda arltmetlky-Ceblr, 33 forma tutarında matematik ve 16 forma tutarında Mekanik kitabların dan İkişer bin adet bastırılması işinin mevcut şartnamesine göre 12/3/948 saat 15 de kapalı zarfla eksiltmesi yapılacaktır.
2 — 2490 sayılı kanuna ujguu olarak «matbaa sahibi olup bu gibi ' İşle* yapt-ığuu- beIWx*n"T5e!geleri havi hazırlanacak zarfın eksiltme sa
1 atinden bir saat evvel komisyon başkanlığına verilmesi.
3 — İsteklilerin şartnameyi görmek ve 599 Uradan ibaret geçici te mlnat yatırmak üzere eksiltme gününden evvel YıldızdaJtl okul sayman lığına müracaatları- (1364)
Yeni Sabah’ın
İLÂH FİYATLA»
r
Öner ve Yücel dâvası
Başlık 1
2
5
6
6
İnci
)
)
)
)
inak t o o.arak sayfa,
»
»
)
)
tnotljııi
)
»
)
)
Kr.
İM»
M»
44»
.800
2Mı
İM
I I
ÜÇÜNCÜ KİTAB
İddia ve Karar
Hakiki Ingiliz menşeli su geçmez TFENÇKOT PARDESÜLER 35 Liradır Satıcımız muhayyerdir
ABDURRAHMAN KAL YON
Dikranyan Han 11 — 12
Sultan Hamam
İSTANBUL MJUJÜIİTIBJ
ŞEfdR TİYATROLARI
Saat 20 de Draje Kıanu:
BAYKUŞ Yazan : Halld Fahri Özansov Telefon : 42157
r
Bir av rahibi olmak har gardda? için bir gayedir.
Türkiye İş Bankası
1830
18 45
19 00 19.15 1920
19.45
20 15 20 30
20 35
21.20
21.30
21 45 22.00 2225 22-45
22.45 2300
Müzlkâ Radyo Salon Orkestrası.
Haberler.
Müzik: Karışık Şarkjlar. Kapanış.
Açılış ve program M. s. ayan.
Müzik. Radyo Dans Orkestrası.
Konuşma.
Müzik: Şarkılar. Haberler.
Geçmişte Bugün.
Müzik: Yurddan Sesler. Müzik: ince Saz.
Radyo Gazetesi.
Serbest Saat-Temsil .
Serbest Saat
Müzik:
Konuşma. Müzik.
Müzik: Dans Müziği (pı i M. s. ayan-Haberler.
Program ve Kapanış.
Yarın İstanbul vapuru ile Be çiktaş klübünden 17 oyuncu, 1 antıenör ve 6 idareciden müteşekkil 21 kişilik bir kafile Yun* nistana hareket edecektir.
Maliye Bakanı Ankaraya döndü
Bir müddettenberi şehrimizde bulunan Maliye Bakanı Ha-lid Nazmı Keşmir, dün akşamki ekspresle Ankaraya dönmüş tür.
Kok kömürü yeni nakil tarifesi dün yürürlüğe girdi
Kuınıçeşme, Dolmabahçe, Un kapanı. Kadıköy, Yedikule ve Üsküdar depolarından halka tevzi edilen kok kömürü nakliye tarifelerinde Belediye tara -fından bir mikdar indirme ya -pıldığmı dün yazmıştık.
Dünden itibaren yürürlüğe giren yeni tarifeye göre ton ba şına Kuruçeşmeden Bebek ve Ee.şiktaşa 250; Beyoğluna 300, Beyazıda 500, Yeşilköye 800; Dolmabahçeden Tarabya ve E?, kırköye 600; Yenimahalleye 800; Unkapanından aFtihe 300 Edirneltapıya 400 kuruş nakli -yt ücreti tesbit olunmuştur.
Diğer tarafdan bir ton körnü riin tahliye ücreti ise 125 kuruş tur.
neşrolunan dâvasının teşkil eden şekilde ba-
Gişelerimizden broşür istediniz!
Komedi Kıami; B Ü y Ü X CEMAAT
Yılda dört defa ikramiye çekilişi: Her çekilişte 1 EV, 1 ARSA ve dolgun para ikrarnijeleri...
I
Türkçesi. Şlnasi îmra; Telefon: 40405
Sah Talebe temsili saat 19 da.- Pa sar günleri 16 de matine; Cuınarteel ve Çarşamba günleri 14 de Çocıık Tiyatrosu.
İkinci Çekiliş: 1 Haziran
J
geçme* için en kısa yol. MISIR ÇARŞISI 67
Bu arzunuza ulaşmam: için rize imkân sağlamıştır. Bundan faydalanınız. ;
Türkiye İŞ B ankaaır.da tasarruf hesabınız yoksa ' derhal bir hesap açtırınız. ]
) i i
4 b
d
ö
5
i 1 E
1 I M
B ı ■ 1
1 1 1 ■: «
|K: ( i -Bi 1
îî 1 l ıa ı &
'Ilı »I • ı
)1 M il:'
■l__L . i
İlk öğretim müfettişi Hanıza Arkının dilnkii konferansı
lik öğretim müfettişlerinden Ham za Arkın, dün saat 15 de Kadıköy Halkevlnde. Bir Müfettişin bir yıl lık çalışmaları ve aldığı neticeler, adil münakaşalı bir konuşma yap mıştır.
Müfettiş Osman Yalçın tarafm-dan da, bugün Eminönü Halkevlnde .Çocuk Resminin Dili adlı bir j konferans verilecektir- |
Profesör Avukat Kenan tiner tarafından ve öner - Yiicel üçüncü kitabını bu eser nefis bir
silip satışa çıkarılmıştır. Mik dan pek mahdut olduğuu-dan tükenmek üzeredir. Meııı Icket çapında bir dâvanın tamamlayıcı kitabı olan bu e-ser her Türk mütevverrinin kütübhanesinde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kltabcılardan arayın.
Fiyatı 175 kuruştur.
EN KISA YOL
Istanbuldan Beyoğluna ve Beyoğlur.dan İstanbula No. lu mağazanın önüdür.
Burada. Rengi güneşe karşı kat’i grantili STOR pc-rdeler t .» (;jLtan müteessir olmayan ve ayni za manda yapışıp kalkmayan her renk sofra muşambalar. Otom» kUJ. Sinen.;, Deniz motörlerl, kahve peykeleri ve hamam döşemeleri için yine her renkte kofreli ve d,uz PANTAZOT (Sun i deriler) ini görecek, Isvlçrenin fevkalâde kailtedek. desenli ve cüz muhtelif renklerde Jakarh TÜL perdeler ve ıav lannı bulacaksınız. . J
Türk Muşambamlık Kol. Şirketi
İ7
Telefon: 23661
İmtiyaz tiubibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU -
YhV lelerini lüle» idare «den:
Yeri İşleri Müdürü: FATİN FUAO
Dizildiği Yor:
(V«rr Sabahı mürettiphaı.eaj Denildiği ynı «fîün latımsvh
Hişam, kendisini korkutan ve hiddetten fazla heyecanladıran bu bahsi kapatmak için:
— Çok rica ederim, başka şey leıdeıı bahsedin, dedi. O kadar yufka yüreğim var ki böyle sözlere hiç gelemem.
Mahkûmlardan birisi diş 81-cırdatt ı:
— Buranın bir işkencecibaşı vardır Adına Hişam derler. Ensesinden kesilecek bir mel'un-dur. Allah seni onur şerrinden muhafaza buyursun. Biz sıramızı savdık:
Hişam. zangır zangır titirovr-du:
— Fakat bir suçum yok ki iş-kencecibaşının gazabına maruz kalayım.
— O öyle bir mel’undur ki bil hassa suçsuz insanlara işkence etmekten zevl alır. Onlara hemen biı suç isnad ediverir. Bize de böyle yaptı. Haccâc’a bizim ŞUbeybei olduğumuzu söyledi.
Telgraf: TÜRIFA
J
ika No. 1 «$«y
SOLDAN SAĞA :
1 — içine sütlâç v s. konur. An laşına 2 — Başına ıS) gelirse ısıta cak şey olur. Bir emir; 3 — Soı-u e datı. Ödem, Bir uzure; 4 — Metod, Bir Mısır firaunu; 5 — Güezl bir çl çak, Yeter (veya oldukça' mânâsı na; 6 — Tersi bir emir. Eski bir har fin okunuşu; 7 — Çocuk lisaıılle pis, Yaratılan (madde için.)
YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Mesken, Gayri mevcud; 2 — Usulsuz, Razı; 3 — Tersi birnci, Kö peğin bağırması; 4 — Ek; 5 — S-kılınca söylenir, Tersi beyaz; 6 _ Boş gezen. Bire ek; 7 — Sonuna (L) gelirse emir olu. Gözün bir taba kası; 8 — Rabıt edatı, Kaplama çinko; 9 — Şans, Arz.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 2 3 4 5 6 7 8 9
A L ı A F RAN G Â Ş'A K A R MaTT
i
r i 1 J
Aşk - Macera - larih - Cinayet
VaEfcnt 11 ılna!*■*(*■» Z. kon*y m an i
Halbuki biz Şübeybin vlizünü görmüş değildik. Tarafsız olarak iş ve gücümüzle meşgul bulunuyorduk.
Hişam, yavaş yavaş vicdan azabı duymağa başlamıştı. Hac-câc’a yaranmak için yaptığı fenalıkları, İşlediği cinayetleri birer birer gözünün önüne getirdi. Soııra zâlim üzerinde mazlûm a-hı bırakmıyan bir Allah olduğunu hatırladı, tyj insanlara vâde-dilen Cenneti, kötü kimselere a-danan Cehennemi düşündü. Bir gün evvelki hâkim durumu ile şimdiki mahkûm ve feci durumu
nu mukayese etti. Kendi kendine:
— Beni affet Yâıabbi! diye söylendi. Ben dünyanın en bîçare insanıyım. Çok günah işledim. Bunların hesabını nasıl vereceğim?. Senin affın tecelli ederse benim halim nice olur?
Mahkûmlardan birisi, yeni arkadaşı daldığı pişmanlık âlemin den ayırdı:
— Adını sormayı unuttuk, ar kadaş.
Hişam, birdenbire cevab veremedi. Onları şübheye düşürmemek için hakikî ismini söyliye-
ruezdi. Çabucak başka bir isim de uyduramadı:
— İsmimi bilseniz ne olacak, bilmeseniz ne olacak? Ben size isminizi soruyor muyum9
— İnsan, insanı evvelâ ismile tanır.
Hişam’ın aklına iki hecelik bir isim geliverdi:
— Ammar!
— Benimki Muhtar . Arkadaşlarımı da tandayım: Bin Osman, biri Cebel... İnşallah, birbirimizden hiç ayrılmayız
—Ben de ayni şeyi temenni e derim.
Halbuki Hişam onların isimle rini biliyordu. Yeniden Öğrenmek ihtiyacında değildi:
— Hepinizle ayrıayrı teşerrüf ettim, dedi, tvi arkadaşlar arasına düştüğüm için bilseniz ne kadar memnunum.
Boylere biraz daha konuştular. Nihayet hücrenin bir köşe-siı.e kıvrılıp vattılar. İhtiyar gar diyanm hücrenin kapısına tak tak vurması üzerine gözlerini 'açtılar. Esneyerek, tatlı tatlı gerinerek kalktılar. Muhtar, Hi-şam’a:
— Yâ Ammâr, dedi. Buranın âdeti böyledir. Sabahleyin gardiyan gelir, kapıyı vurur insanı tatlı uykudan uyandırır. Uyanmamak, vahud ııvanıp kalkmamak haddine mi düşmüş? Soluğu zindancıbaşı H i samın karşısında alır ve o zaman Allahın verdiğine mecburen razı olursun.
(Dçi'rnih var)
1
r
X
2
4
b
t
t /
9
(
I
•.
MO Z 1 K M E !)
İKİZ Ö Ğ L A N
İLAN
Devren satılık lâstik imalâthanesi Imaledllen mallar lâstik iskarpin Lâstik pençe vt ökçe tabî ı levhalar umum otomobil ve traktör buz dolab için vantilatör kaylşjtr. lâstik hortum ve saire lâstik eşya kamyon ve tenezziih lâstik tamir ve kap lamalar ve kauçuk hamur imaledil-mektedlr.
Görmek ve görüşmek isteyenler hergün saat 2/4 arasında telefon 13716 ve mektubla posta kutusu No. 166 F. Manco
Ankara