Sene: i
—
Numara: 112
Abone Şeraiti
Türkiye için Hariç için
1 senelik 1200 Kr.......... 2500 Kra
6 aylık.... 600 „ 1300 „
3 „ 325 „ 700 „
1 „...... 125 „ —
Nuruosmaniye, Şeref Sokağı, TELEFON: 20520
ZAMA
A 1
Malbaai Ebiizziya, İstanbul Sabahlan Çıkar Siyasî Gazete Fi
Yevmi makale
Milletlerin dili ve sesi
Milletlerin dili serlevhasından maksadımız, her milletin kendine mahsus milli dilinden, yahut milletlerin iki bine vardığı söylenen dillerinin sayısından ve bunlardan her birinin hususiyetinden bahsetmek değildir. Maksadımız, dünya milletlerinin, bukadaruzun bir tarihi yaşadıktan ve harsla medeniyet «eviyesi itibariyle geçmiş devirlerin hepsini geride bırakacak derecede yükseldikten sonra biribiriyle konuştuktan zaman kullandıkları dildir. Bu dil, bugün de, dün de. silâh dili, top ve tüfek dili idi.
Milletler birbirine ne demek istediklerini anlatmak ve sözlerini muhataplarının cankulağına işittirmek istedikleri zaman ancak bu dille konuşabiliyor ve anlaşılabiliyor-lar.
Milletlerin birbirlerile konuştukları zaman ancak bu dilden anlamalarının birçok sebepleri vardır. Bunların en birincisi, milletlerin birbirine itimat etmemeleri, en sağlam bağlarla bağlanmış görünen milletlerin bile yekdiğerine karşı uyanık davranmak ihtiyaç.nı hissetmelerld r.
Onun için bugün dost yaşıyan, yahut münasebetleri araBira gerginleşen, yahutta aralarında düşmanlık olan milletler de birbirine karşı aynı derecede emniyetsizlik göstermekte ve birbirlerinin şerrinden korunmak için aynı taarruz ve müdafaa tedbirlerini almakta birle-şiyorlar.
Hepimiz de biliyoruz ki Japon-yanın milletler arasında mevki kazanması ve sözü geçer, dili anlaşılır bir millet olması 1904 de başlar. Çünkü o zaman Japonya ile Çarlık Rusyası arasında vukubu'.an muharebede Japonya muzaffer olmuş, bütün dünya Japonyanın gür ve gürbüz sesini duymuş, bütün milletler anlamakta birolduğu dille konuşan bu yeni devleti alkışlamıştı.
Dünyanın kültür ve medeniyet itibarile bukadar ilerlediği, milletlerin daha iyi tanışmasını temin edecek fen harikalarının bukadar çoğaldığı; matbaa, gazete sinema, radyo gibi vasıtaların insanları birbirine ısındırmak yolunda en büyük hizmetleri ifa etmesine hiç bir mani bulunmadığı halde bütün milletlerin ancak tahripkâr vasıtaların can yakıcı tarrakalarından anlamaları, hiç şüphe yok ki, esefle karşılanması lâzımgelen bir şeydir . Fakat hakikat budur.
Ve hakikat bu olduğu cihetle bütün milletler, bütün kuvvetleriyle icabında bu dille konuşup sözlerini anlatmak ve dinletmek için daima silâhlanıyor, silâhları a-zaitma sözlerine ve teşebbüslerine inanmadan, kanmadan silâhların' katkat arttırmağa bakıyorlar.
Şüphe yok ki silâhlanmak, silâhları kullanmak değildir. Fakat silâhlanmak, silâhları kullanmayı öğrenmek ve icabında kullanmak demektir. Bahusus milletlerin en kolay, en rahat anlaştıkları dil, top dili olduğuna göre, bu silâhları kullanmak sırasının hulûlü bir an mes’elesidir.
Gerçi Silâh'arı azaltma konferansı bir aralık, milletler arasında, kemmiyetçe wve keyfiyetçe silâhları azaltmak için yol açacak gibi görünmüş ve bu yüzden sulhu sevenlerin içi açılmıştı. Fakat çok geçmeden bugünkü dünya şeraitinin milletleri bu yolda uzlaştırmaktan çok uzak olduğu da hemen anlaşıldı ve Silâhları azaltma konferansı kayadan kayaya çarparak, çıkmazdan çıkmaza saparak, çırpınıp durdu, nihayet son günlerde adı sanı anılmaz oldu.
Bu vaziyet karşısında her millet dilini ve sesini istediği kadar kuvvetlendirmeğe çalışıyor.
Biz geçirdiğimiz felâketler ve bu felâketleri bertaraf etmek için katlandığımız fedakârlıklarla milletler arasında en iyi anlaşılan dilin kıymet ve ehemmiyetini çok iyi takdir eden bir milletiz.Onun için başka hiç kimsenin yerinde yurdunda gözümüz olmadığı, dünya sulhunu sağlamlaştırmayı, milletlerin barışıklık İçinde yaşamasını öz yürekle dilediğimiz ve bu ülkü için bütün kuvvetimizle çalıştığımız halde dilimizin icabında çok iyi anlaşılmasını da isteriz.
Konferans nihayet buldu
-------s-----——
' (Şerhi 3 üncü sahifede)
Pazar 30 Eylül 1934
u Kuvvet hakka takaddüm eder. Fakat hakka temessül edemez» Ernest Renan
an Güreş şampiyonası
ZAMAN
Dünkü celsede teşriî rejimin takvi yesi ve milletlerin hâkimiyeti meselesi konuşuldu
İstikrarsızlığın sebebi Parlâmentarizm midir? — Meclisin teşriî salâhiyeti hiç kimseye verilemez — Emirnameler ve salâhiyeti
Nâzım izzet Bey dan nutkunu sölerken
Parlâmentolar arası 30 uncu
' )*'^****! beynelmilel konferans dün son cel-( ...............................
vasia lüzumlu fenalıklardır
Labrus söz aldı ve sadece Parlâmento hayatına değil, fakat mebusların hayatına da temas edilmek İâzımgeldiğini, zira meb’uslarm son zamanda çok fazla hücuma maruz kaldıklarını söyledi. Ve bu meyan-da İngilterede tatbik edilen kanuni usullerirtbutün memleketlere teş-mtttui t-klıt ettı.
Bundan sonra Yugoslav murahhası Müsyü Yankoviç Demokrasi ve Parlâmentolar hakkında sözler söyledi ve Müsyü Rustanın raporunu sena etti. Neticede Yuguslav halkının tam manasiyle Demokrat ve parlâmentarızme bağlı olduğunu söyledi.
Devamı 7 inci sahifede
Nazım Bey .limarka ve ,
baş murahhasları kürsüde
sesini Yıldız sarayında Haşan Beyin Reisliği altında akdetmiştir. Biri sabah, diğeri öğleden sonra olmak üzere iki celseye inkiıam eden dünkü içtima (Demokrsi ve Parlâman-ter rejim) hakkındaki müzakerata tahsis edilmiş olduğu için, çok hararetli olmuş, bu rejimin hararetli müdafii olmak lâzımgelen Parlâmento azalan, sol cenah - taraftarları müstesna olmak üzere - uzun ve heyecanlı nutuklarla noktainazarlarını izah etmişlerdir.
Celse tam saat 10,5 ta açılmış ve ilk dafa, mazbata muharriri Fransız Ayanından Müsuü Rustana söz vermiiişi.
Müsyü Rustan (Parlâmento rejimi ve Demokrasi hakkında uzun uzadıya söz söyliyemiyeceğini, esasen raporda uzun ve mudelel izahat bulunduğunu söyliyerek kürsüden indi.
Bunu müteakip Romen heyeti âzasından Pella söz aldı ve her parlemanın millî ve adli faaliyeti hakkında izahat verilmek lâzımgel-diğini, raporda, bunun münderiç bulunmadığını söyledi. Buna cevap veren müsyü Rustan raporunun sadece (teknik) mesaile münhasır ve bu itibarla noksan bulunduğunu söyledi.
Bundan sonra Fransız meb’usu
Çekoslovak, Fransız ve Yugoslagya murahhasları dün söz söylerken
Yugoslav Kralı Sofya da
Yugoslav Kralı şerefine bir ziyafet verildi ve karşılıklı nutuklar iradedildi
Sofya 29 (A.A) — Dün akşam Sofyadaki Kral sarayında parlak bir gale ziyafeti verilmiş ve bunn Yugoslavya kral ve kraliçesi şerefine tertip edilmiş olan bir resmi kabul takip etmiştir. Bu ziyafette Yugoslavya ve Bulgaristan kral ve kraliçeleri Prens Kiril, Prenses Odeks, Yugoslavya hariciye nazırı
r
unanlı pehlivanlar yarın geliyorlar
Güreş şampiyonası ağlanacak bir hikâye oluyor, hâlâ güreş yapılacak yer bulunamadı!
çelecek olan J
Bütün mektepler yarın açılıyor
Ilkmektepten Üniversiteye kadar heryerde tedrisat birden başlıyor
Üniversitede yeni ders senesi tedrisatına yarından itibaren başlanacaktır.
Yarın sabah saat dokuzda bütün talebe Üniversite konferans salonunda toplanacak, Rektör Cemil Bey tedrisata başlanması dola-yısıyle talebeye birkaç söz söyli-yeceü. bunu müteakip Hukuk Profesörlerinden Ali Fuat Bey tarafından ilk açılış dersi verilecektir.
Diğer taraftan Üniversitede kaydı kabul muamelesine de devam edilmektedir. İlk müracaatler hukuk fakültesine olmuşsa da bir müddet sonra Tıp fakültesine tehacüm çok fazlalaşmıştır.
Lise ve ortamekteplerde
Lise ve ortamekteplerde kayıt muamelesi bu akşam bitecek, yarından itibaren tedrisata başlanacaktır.
Bize verilen malumata göre bu mekteplere vukubulan bütün müracaatlar kabul edilmiş, hiçbir çocuğun mektepsiz kalmamasına gayret edilmiştir.
Devamı 3 üncü sahifede
Balkan güreş şampiyonasının icra tarihine dört gün var : Şampiyona maçları Cuma günü başlıyor. Fakat işin garibi henüz bu güreşlerin tıerede yapılacağı belli değil.
Bu işin organizasyonunu yapan güreş federasyonunu beceriksizlikle ithama hakkımız yok. Çünkü bu federasyonun azası üç senedir Balkan şampiyonalarının yapıldığı bu şehirde, güreşteki mevki ve ehemmiyetimizle mütenasip deyecede mükemmel bir organizasyon yapmak için ellerinden gelen ve gelmiyen her şeyi yaptılar. Ve bundan fazlasını yapmak imkânına malik olamadıkları için-
dir ki muvaffak olamadılar.
Bu müsabakaların, kapalı bir salon olmadığı için, bu sene açık havada yapılması mukarrerdi. Bunun için üçüncü Balkan şampiyonası ağustosta yapılacaktı. Fakat Halkevi takımının da mahut Rusya seyahati bu güzel fikrin tatbikma imkân bırakmadı. İkinci fikir Maksim salonunda yapılması şekliydi. Fakat bu salonun sahipleri de muvafakat etmediler. Esasen bu salonun bu gibi organizasyonlara müsait olmadığı tecrübelerle malûmdu. Binaenaleyh Fransız tiyatrosu münasip görüldü.
Devamı 6 inci sahifede
En eski müessesemiz
“Türk Kadınları Biçki yurdu,, dün zengin bir sergi açtı
M. Yevtiç, Bulgar başvekili M. Gör-giyef, Bulgar hariciye nazırı M. Ba. tolf, hükemet erkânı kumandanların maiyetleri ve diğer sivil ve askeri zevat hazır bulunmuştur. Ziyafet esnasında kral Boris aşağıdaki nutku söylemiştir.
"— Zatı kraliyetlerini ve kraliçe Hazretletini Bulgar payıtahrın-Devamı 2 inci sahifede
Diyarbekir hava postası
kızlarımızdc
Türk Kadınları Biçki yıır d and
bir grup müdiîrlerile beraber
Yeni ve pek meraklı tefrikalarımız
Roman Tefrikamız:
Pembe köşkün definesi
Katil, genç ve güzel kız mı?
Tarihî Tefrikamız:
“ittihat ve Tarakki,, ile “Hüriyetve itilâf,, kar şikar şıy a P “Mahmut Şevket Paşa» vak‘e«ımn içyüzü j
Birçok muzlim noktaları henüz bugün bile lâyıkıyle aydınlanamamış olan bu kanlı vak’anın içyüzü, fedaileri, saikleri... Ve daima perde gerisinde iş gören asıl elebaşılar...
Muhterem karilerimiz bu yeni tefrikalarımızı lezzet, alâka ve merakla takip edeceklerdir
J
Bu sabah İstanbuldan kalkacak tayyare 4,5 ta Diyrbekire varacak
Diyarbekir- İstanbul hava seferleri bu sabahtan itibaren başlıyor.
İlk posta bu sabah saat 8,30 da Yeşilköyden hareket edecek, 9,40 da Eskişehire muvasalat edip on dakika kaldıktan sonra Ankaraya havalanacak ve tam 11 de Ankaraya varacaktır.
On dakika sonra da Ankaradan uçup Kayseri yolu ile Diyarbekire yollanacaktır. Bu suretle sabah saat 8,30 da şehrimizden hareket eden tayyare, akşam saat 16,30 da Diyarbekire varmış olacaktır.
Yarın sabah yine saat 8,30 da Diyarbekirden hareket edecek olan tayyare aynı yolu takip ederek ve aynı istasyonlara uğrayarak yarın akşam saat 16,30 da şehrimize gelecektir.
Bu tayyare postaları, Devlet hava yolları işletme idaresi tarafından idnr edil-c-lr, he*- hafta nazar günleri 8,30 da Yeşilköyden ve Iıer hafta pazartesi gnüleri de Diyarbekirden hareket edecektir.
İstanbul - Diyarbekir tayyare posta ücretleri şu şekilde tesbit edilmiştir.
Devamı 2 inci sahifede
Divan yolunda "Türk kadınları biçki yurdu,, salonlarında, dün, bu sene yurttan mezun olan Hanımların kıymetli eserlerini toplayan bir sergi açıldı.
Türk kadınlan biçki yurdu tam
21 sene evvel kurulmuş ve şimdiye kada(* memlekete 3560 mezun vermiştir. Yurdun yetiştirdiği bıglili ve san’atkâr Türk kızları, şehrimizin Üsküdar, Beşiktaş, Beykoz ra Lütfen sahifeyi çeviriniz
— Süt meselesini halletmek için müthiş bir tedbir dahi hatırıma geldi !
— Nedir o müthiş tedbir!
— Bütün çeşmeleri kapatmak?
2
Eylül 30
HARİCÎHABEZRLER ||
Milletler Cemiyeti işini bitirdi
Harbeden milletlere silâh satılması mennedilecek-mi? — Asurilere yer bulunması meselesi
Fransa da kanunuesasî tadilâtı
’ Siyasî istikrara yardım etmesi beklenen bu tadilât, en büyük muhalefeti âyandan görecek
Fransa Başvekili “Dömerg,,, Fransa kanunuesasısinde yapılması lâzım-gelen ıslahat hakkındaki plânını radyo vasıtasiyle anlattı. M. "Dömerg,, tarafından ileri sürülen mütalaaların hülasası: 1870 denberi Fransanın başına gelen kısa ömürlü kabinelerin iş yapmağa vakit bulamadıklarıdır. Onun için bu sisteme bir nihayet verilmelidir. Şayet Başvekil meclisi feshetmek selâhiyetini haiz olursa, yeni intihabat yapmak tehdidiyle mecliste çevrilen entrikalara karşı gelir ve bu suretle birbiri ardınca kabine teşkil etmek derdine derman bulunmuş olur.
Müsyü “Dömerg,, e göre bu ıslah sayesinde Fransa hakikî demokrasiye kavuşacaktır, çünkü ancak bu suretle Nazırlar, deruhte ettikleri işin hakkından gelmek imkânını elde edecekler ve daimi memurları konturol edebileceklerdir.
Fransada sağ cenah siyasileri kuuvetli hükümet teşkiline taraftar oldukları ve meclisin hâkimiyetini zayıflatmak istedikleri için Müsyü “Dömerg,, ın İslah pilânı lehindedirler. Sol, Müsyü “Dömerg,, m bu hareketinde faşizm kokusu sezmekte ve BaşveglI efkârı ammeye istinat ederek dikiatörlük yakmak istemekle ittiham etmektedir.
O halde bu hususta söz mutedillerindir.
Fransada Cumhuriyetçiler, kabinelerin sık sık değişmesi yüzünden hasıl olan buhranların zararım anlamakla beraber parlâmentonun hâkimiyetini de Cumhuriyetin temeli sayarlar. Bununla beraber M. “Dömergjn plânı, Fransa meclisinde oldukça müzaheret göreceği tahmin olunmaktadır. Fakat meclisin feshi iyanın muvafakatine bağlı olduğu ve yeni ____plin â»anın bu hakkım elinden aldığı İçin âyan meclisinin yeni plâna muhalefet göstermesi bekleniyor. _____
Bununla beraber kanunu esaside yeni tadilât yapmak için iki meclisin bir arada toplanması iâzımgelir. Belki de M. “Dömerg,, bu toplanmanın yeni plân lehinde bir netice vermesini beklemektedir.
Ö. R.
Rusya ile y eni bir itilâf
diğer bazı semtlerinde olduğu gibi Siirt, Diyarbekir ve Malatya gibi Anadolunun muhtelif şehirlerlnde-de şimdiye kadar 32 biçki yurdu açmışlardır.
Memleketin muhtelif yerlerinde mevcut hemen bütün biçki ve dikiş yurtlarına analık eden bu kıymetli müessesenin dün gözlerimiz önüne aerdiği eserler, Türk kızının ince zekâsı ve sanat kabiliyetinin iri-şilmez yüksekliğini canlandıran birer harikadır.
(I t'
fil ‘ çı
F
I
Sergi dün akşam saat on altı buçukta müdür İsmail Hakkı Bey tarafından Maarif müfettişlerinden Nurettin Beyle bir çok muallim Bey ve Hanımların huzuriyle açılmış ve davetlilere gezdirilmiştir.
Bir salon ve üç büyük odayı işgal eden sergi busene mektebin -birinci ve üçüncü sınıflarından mezun 90 ve muhtelif mazeretleri dolayı-sıyle imtihana giremiyerek ikmale kalan ve tekrar imtihan edilecek olan 25 Hanım kızın muhtelif eser-lerile doludur.
Mektebin birinci sınıfından çıkanlar kendilerine ve ailelerine lüzumu olacak ve terzilere boyun iğme-ğe mecbur kalmıyacak kadar iç çamaşırı ve tuvalet biçki ve dikişlerini öğrenmektedirler.
Üçüncü sınıfa kadar devam edenler ise muhtelif çeşit kadın ve erkek elbise ve çamaşırları biçip dikmek ve bunlarla beraber yastık örtü ve saire gibi ev levazımını işlemek hususunda başlıbaşına bir yurt idare edecek derecede malûmata sahip olarak çıkmaktadırlar. Nitekim bu seneki mezunlardan 15-20 Hanım şehrimizin ve Anadolunun muhtelif yerlerinde biçki yurtları açmağa karar vermişlerdir.
Sergide görülen beyaz ve ince işler, erkek pijamaları, abajörler
/ve örücülüğe müteallik eserler bir senelik talebe tarafından yapılmış ,’jı olduğuna inanılmıyacak kadar gü-İ|:'i zel ve sanatkârane yapılmıştır. Bıı •‘^sınıfın ve ikinci sınıfın muallimi | f P*ne ayni mektebin eski mezunla-ı Vrmdan Hikmet Hanımdır.
I; || Yurdun müessisi olan Behire | 41İHakkı Hanımın nezaretinde ve Ik-I ( bal Hanımın muallimliği altında ; k çalışan üçüncü sınıfın eserleri İBe L' daha ziyade ağır ve çok san’atkâ-■ L rane işlenmiş kadın tuvaletlerine, i L- örtü ve yastık gibi ev eşyasına [ inhisar etmektedir.
«' | Bu meyanda bilhassa yeni me-' V* tunlardan Hadiye İrfan Hanımın
& öeyaz birman ve mavi krep gazi-P ien iki tuvaleti ile Avniye Hanımın jj :ekmil verevden yan dikişsiz tuva-, fi eti en maruf kadın terzilerinin |' ^isterlerini gölgede bırakacak kadar ruefis ve şayanı takdir birer san’at ’ Vinteridir.
11 T Haver Hakkı Hanımın beyaz e r':rep hirman gelinliği ve birinci aa T( ınıftan Hayrünnisa Nazmi Hanı-V°,n to^um ianesiyle çok san’atkâ-'|Mne )?lenmiş şalı da sergiye kıy-® l| ]i{tet veren eterlerdendir.
L II ^er^‘ OQhe? gün açık kalacak n E ı|* arzu edenler tarafından ziya-’l * edilebilecektir.
M ir B'1 gene mektebin birinci ve
Feci bir tren kazası oldu
11 kişi öldü, 21 de yaralı var
Londra 29 (A.A) — Varvik-şayır’da Varvik iltisak noktasında bir sürat trenile âdi bir yolcu treni çarpışmışlardır. On bir kişi ölmüş, yirmi bir kişi yaralanmıştır. Ölenlerin üçü kadındır.
Kazadan feci bir sahne
Varvik (İngiltere) 29 (A.A.)— Amele, hekim ve hastabakıcıları yetiştiren otomobil ve otobüslerin fenerlerinin ışığında, bütün gece hat boyunda, çarpışan trenlerin altında kalan yolcuları kurtarmağ çalışmıştır.
Vakaya şahit olan birisi, yolculardan birinin, hat kenarındaki parmaklığın üzerine, müsademenin şiddetile fırlayıp, âdeta kazıklandığını ve biraz sonra da öldüğünü söylemiştir, üçüncü sınıflarından mezun olan hanımlar şunlardır:
Tabire Fevkiye Nevzat, Bedri-ömer, Müfide Tevfik, Sıdıka Ha-lit, Cemile İzzet, Cahide Cafer, Nadire idris, Melâhat Abdullah, Zümrüt Beşir, Aliye Haşan', Ruhiye Cemal, Sabahat Sabri, Avniye Av-nettin, Mu gişe Kenan, Hikmet Ali, Seniye Mehmet, Sühandan Tevfik, Faika Kerim, Hafize Süleyman, Bebe Asım, Berrin Mehmet, Perihan Vehap, Hilâl Cenap, Musaffa Mevlût, Nermin Tevfik, Yekta Haşan, Rasiha Hüseyin, Perihan Şükrü, Hafize Şevki, Rasİme Hüseyin, Fahrünnisa Mehmet, Nimet Hakkı, Neziha Arif, Mesadet Fahri, Memnune Haşan, Halide Ahmet, Ayşe Mustafa, Mediha Naci, Belkis Ziya, Zehra Mahir, Rezzan Mustafa, Feriha Suphi, Kaya Vehbi, Nimet Arif, Zafer Nurettin, Sami-ha Tevfik, Lütfiye Reşit, Nadire Reşit, Hikmetj Şalıabettin, Nimet Sadettin, Hadiye İrfan, Nevber Dursun, Lenıan Cevdet, Hürmüz Muhsin, Mükerrem Hüsnü, Haver Hakkı, Ferhunde Fuat, Huriye Hakkı, Viktorya Niko, Saime Ziya, Hatice Ahmet, Nüzhet Mehmet, Sabiha Ahmet, Necmiye Ekrem, Nadire Raşit, Bedia Salim Hanımlar.
Birinci sınıftan mezun olanla da şunlardır :
Nadire Raşit, Sakine Mehmet, Nevber Dursun, Leman Cevdet, Necmiye Maksut, Haver Hakkı, Mukadder Kemal, Ayşe Vecdi, Fahire Lûfü, Suat Mustafa, Kalyo-pi Pandeli, İhsan Bekir, Nezahat Etem, Nezihe Hilmi, Tülin Ahmet, Nazire Ahmet, Muazzez Ahmet, Hayrünnisa Cemal,Jülide Sait, Melâhat Nuri, Fersilya Bekir, Sadiye Şa-kir, Huriye Hakkı, Hayrünnisa Nazmi, Mehpare Kemal, Servet Zeynel, Viktorya Niko, Perizat Veli, Kıymet Ahmet, Aliye İsmail, Zehra
Cenevre 29 (A. A) — Akvam Cemiyeti meclisi, Sar mes-elisile de meşgul olduktan sonra içtimama nihayet vermiştir.
Bundan başka meclis, harp eden memleketlere silâh satışının yasak edilmesi meselesinde, misakın tefsirile meşgul olmak üzere, İngiltere, Çin, Kolombiya, Yunanistan, İtalya ve Hollanda mümesülerinden mürekkep bir komite teşkil etmiştir.
Çin, Amerikayı protesto) etti
Vaşington 29 (A. A.) — Çin hükümeti, gümüş madeni hakkında takibettigi siyasetten dolayı, Amerika hükümetini protesto etmiştir.
Çin, gftmiift- paradan vaz geçmiyor
Şanghay 20 (A. A.) — Çinin altın para esasını kabul edeceğine dair Vaşington’dan
Ne adi sebeplerden siyasî hâdiseler çıkıyor ?
İtalyanlarla Yugoslavlarla arası yine açıldı...
Buna da sebep bizim meşhur “Kosva,, zaferidir
Milletlerin sinirleri okadar gergin olduğu bir zamanda bulunuyoruz, ki en hatır ve hayale gelmez meseleler, âdeta büyük siyasî hâdiseler zuhuruna vesile teşkil ediyor. Son zamanlarda İtalyanlarla Yugoslavların araları düzelmiş gibi görünüyordu. Fakat “Bari,, de münteşir ufak gazetenin bir makalesi iki memleketin arasını birdenbire açmış ve gazeteler arasında gittikçe şiddetlenen bir mücadeleye sebebiyet vermiştir. Bu ufak gazete durup dururken Sırplara hücum etrtıiş ve Sırpların korkak bir millet olduklarını, nitekim Birinci Sultan Murat zamanında meşhur Kosva muharebesinde (ki bu muharebe efrenci tarihile 1389da olmuştur ) muharebeden kaçtıklarını ve ondan dalayı feci bir mağlûbiyete uğradıklarını yazmıştır. “Bari „ deki küçük gazetenin neşriyatı yalnız gazete sahifesinde kalmış olsa imiş aşağı yukarı bunden kimse heberdar olamıyacakmış. Fakat İtalyan makanıatı, bu gazetenin makalesini o akşamki "radyo,, ile. bütün dünyaya tanitmıştır. Bundan 540 sene evvelki bir vakanın böyle durup dururken komşu bir milleti, hem de radyo vasıta-siyle tahkire vesile ittihaz edilmesi Sırpları kızdırmış, ertesi gün Belgratta münteşir “Vreme,, gazetesi "Kaporetto kahramanlarına 1 „ ünranlı bir makale ile Ital-yanlara cevap vermiştir.
Sırp gazetesi bu mekalesinde tarihte İtalyanların birçok mağlubiyetlerini saydıkten sonra nihayet meşhur “Kapuretlo,, muharebesine nakli kelâm eylemiştir.
"Kapuretto,,, malum olduğu üzere İtalyanların umumî harpte kaybettikleri çok büyük bir muharebenin ismidir. Bu muharebe için Almanlar Ceneral Fon “Belov,,idaresinde bir ordu göndermişlerdi. Bu ordunun maksadı Şimalde İtalyan cephesine hücum ederek“İzonzo„ sahilinde İtalyanların AvusturyalIlara karşı olan tazyikatanı hafifletmek idi, Fakat Fon “Belov,, mı çok şiddetli hücum etmiş, italyanlar mı çok çabuk ric'ate mecbur olmuş, ne olmuş ise olmuş, İtalyan cephesi birgünde yarılmış idi. Fon “Belov,, bu, kendisinin de beklemediği büyük muvaffakiyetten derhal istifade etmiş, “ İzonzo „ dahi Italyan ordusunun arkasına düşmüştür.
Zihni, İnayet Mevlût, Aliye Mitat, Nazire Mehmet, Sara Habip, Mediha Salih, Hayrünnisa Neşet, Meh-lika İbrahim, Mihrinnisa Hüseyin, Zeynep Ahmet, Ihsane Osman, Zülfiye Aziz, Melek Hüseyin, Nüzhet Mehmet, Hikmet Nuri, Sabiha Ahmet, Bedia Rasim, Resmiye Ekrem, Semiha Ahmet Hanımlar.
Hanım kızlarımızı tebrik eder ve muvaffakiyetler dileriz.
Müteakiben aktedilen alenî içtimada, meclis, Lord “Edendin teklifi üzerine, 2000 Asurinin yerleştirilmiş olmasından dolayı Fransa hükümetini tebrik etmiştir.
İspanya murahhası M. “Oli-van„ , bu münasebetle Ingiltere ile Fransanın, yine Güyan ve Niger havalisine Asuri yerleştirmek teklifinde bulunduklarını hatırlatmıştır.
İspanya, Sovyetleri tanıdı
Cenevre 29 (A.A.) — selâ-hiyettar kaynaktan öğrenildiğine göre, İspanya ve Sovyet mümessilleri, iki memleket arasında normal münasebetlerin iadesi maksadije h»™». askıda bulunan meseleler üzerinde uzlaşmalardır.
ifşa edilen haberi Maliye Nazın tekzip ediyor.
(24 teşrinievvel 917) de başlayıp asıl şiddeti 15 gün kadar süren bu muharebede İtalyanlar (300,000) esir vermişler ve (2,000) de top zayi etmişlerdi. Hele AvusturyalIlar bilhassa fevkalâde bol levazımı harbiye ve erzak iğtinam etmişlerdi.
İşte Sırplıların (Kosva) muharebesinde ki mağlubiyetlerinin yüzlerine vurulmasına kızmış olan "Vreme,, gazatesi de "Kosva,, dan çok yakın olan bu İtalyan mağlubiyetinden bahs ile mukabelede bulunmuştur.
Bu suretle gazeteler arasında başlıyan lisan münakaşası devam edip durmakta ve bilhassa “ Kaporetto „ bahsi İtalyanları çok sinirlendirmektedir. Maamafih durup dururken “Yugoslavya,, ordusunu küçük düşürecek surette neşriyata bir İtalyan gazetesi başladığına ve o gazetenin neşriyatada “radyo,, ile dünyaya yayıldığına ^öre bu meselenin çıkmasına İtalyanlar sebebiyet vermiş oluyorlar.
Esasen şu sırf bizim mefahiri harbiyemizden ve en büyük zaferlerimizden "Kosva,, muharebesinin İtalyanlarla Sırplılar arasında siyasî münafereti körüklemeğe vesile olmasına da şaşıyoruz ya 1 Nihayet bu zaferden biz bahsedebiliriz, çünkü bu da, bu kabil daha bir çok zaferlerimiz gibi, öz malımızdır. Başka milletlerin bununla alâkası yoktur.
Fakat mesele galiba bizim “Kosva,, muharebesinde değil, asıl maksat münakaşa kapısı açmağa vesile aramaktadır. Her halde İtalyanlarla Yugoslavlar kolay kolay uyu-şacağa benzemiyorlar. Şimdi îtal-yanlarle araları iyileşmeğe başlayan Fransızların da bu baptaki mesaisi faide etmiyecek gibi görünüyor. Avrupa milletleri de böyle sinirlerine hâkim olmadıkça sulhun nasıl teessüs edeceği cidden cayi sualdir.
Müthiş bir susuzluk
Geyikler şehirlere, maymunlar insan-
lara hücum ediyorlar
Kolombo 29 (A. A.)— Müt-niş bir kuralık Seylan adasını müteessir etmiş Hindistan ceviz? pirinç ve çay mahsulüne ciddî zararlar vermiştir. Suyun yokluğu bilhassa adanın şimalinde susuzluktan iztırap çeken maymunların vahşet halinde ahaliye hücum etmelerine sebebiyet vermekte ve geyikleri su bulmak ümidiyle şehirlere koşmaktadır.
2 milyon liralık mal mukabil I kontenjan harici
Ankara 29 (Telefonla) — Bir I kararname ile verilen salâhiyet üzerine iktisat vekâleti ile Sovyet cumhuriyetleri ittihadı hükümetinin Türkiye ticarei mümessilliği arasında Ankara-da bir itilâfname imza edilmiştir.
Bu itilâfname 1 Kânunsani 935 tarihine kadar mer’î olacaktır. İtilâfnameye göre, memleketimizden Rusyaya iki milyon Türk lirası kıymetinde yün, tiftik, canlı hayvan ve av derileri, zeytin ve portakal ihraç edilecektir.
Türkiye Sovyet ticaret mümessili, Türkiyeden ihraç ede-
iktisat Vekili Ispartaya gitti
İzmir 29 (A. A.) — Şehrimizde bulunmakta olan İktisat Vekili Mahmut Celâl Bey bugün saat 16 da hususî trenle Ispar-taya hareket etmiştir.
Alsancak şimendifer durağında Vali Kâzım Paşa ile Müstahkem mevki Kumandanı vekili Miralay Rasim Bey ve Belediye Reisi Behçet Salih C. H. F. idare Heyeti Reisi
Vali ve memurların terfileri
Ankara 29 (Telefonla) — Va li, kaymakam ve dahiliye memurlarının terfi listesi hazırlan-mağa başlanmıştır.
Terfiler 29 Teşrinievvel Cumhuriyet Bayramında ilân edilecektir.
İthali mennedilecek mecmualar
Ankara 29 (Telefonla) — aldığım malûmata göre yabancı ülkelerde türkçe olarak çıkan “Yaş Türkistan,, adındaki mec muaile bazı mecmuaların memleketimize sokulması menedilecektir.
Yugoslav Kralı Sofya da
7 inci s ahifeden devam
rında görmek ve kendilerini hararetle ve dostane bir hoşamediain-de bulunmak fırsatına nail olduğumdan dolayı bilhassa bahtiyarım. Biz bu şahane ziyareti samimî bir meserretle selâmlıyoruz. Çünkü bu ziyaret memleketlerimizin okadar mesut bir surette başlamış olan ve iyi münasebetler ve yüksek menfaatlerine pek uygun düşen tesisi münasebata mütekabil bir itimat ve samimiyet zihniyeti içinde devam edildiğini görmek arzusunun yeni bir nişanesini teşkil etmektedir.
Ben ve Bulgar milleti pek iyi biliyoruz ki, bu asil arzu milletinin mukadderatının liyakatli bir rehberi olan zatışahaneleri için pek azizdir.Aynı zamanda şahsıhaşmetane-lerinde iki kardeş millet arasındaki uzlaşma ve dostane teşriki mesainin ve sulh fikrinin hararetli ve ihlâslı banisini görüyoruz.
Bulgar milletini ihtisasına tercüman olmak size temin edebilirim ki, Yugoslavya ve Bulgaristanın beynelmilel sulh ile Balkan sulhunun tarsini için sarfetmekta oldukları mesaiye pek kıymetli bir yardımı dokunacak olan bu ziyaret memleketimizde derin akisler husule getirecek ve iki memleket arasındaki mukarenet eserinin memleketimizin sulh içinde inkişaf ve terakki etmesine medar olacağı itikadını kuvvetlendirecektir Katiyetle kaniim ki müşterek mesaimizi komşu ve yakin olan milletlerimize yakin bir istikbal temin edecektir.,,
Yogoslavya kralı buna aşağıdaki nutukla cevap vermiştir:
“Yeni mülâkatımız münasebetiyle zatı haşmetanelerinin his etmekte oldukları meserrete samimiyetle iştirak ederim Bu
ihraç edeceğiz. Buna Rusyadan
ithalât yapılacak
ceği bu malların kıymetine müsavi olarak iki milyon lirayı tecavüz etmemek üzere aşağıda tarife nutnarları gösterilen malları kontenjan harici olrrak memlekete sokacaktır.
322 C, 328 B, 371, 377, C.D. E. F, 378 B. C. D. E, 379 A. B. C. O, 452. C. D, 487 A. B. C. D, 488, 494 A, 497 A, 502, 2, 3.
Bunun 650.000 liralığı Kafkas hudutlarından Kars merkez müdürlüğü tarafından ve mütebakisi de diğer salâhiyettar Türkiye gümrüklerinden geçirilecek ve bu rakam dolunca telgrafla merkeze bildirilecektir.
i Avni Doğan beylerle İzmirde . bulunan mebuslar ticaret ve sa-I nayi odası reisi Türkofis müdür
■ ve erkânı, cemiyetler reisleri I iktisat vekâletine mensup devair rüesası, millî bankalar müdürleri matbuat erkânı tarafından uğur-lanmıştır. Vali Kâzım paşa îs-partaya kadar vekil beye refakat etmektedir.
Diyarbekir hava postası
Birinci sahifadan devam
Mutat ücretlerden başka mektuplardan 20 grama kadar 7,50 kuruş munzam; gazete, numune, ve evrak paketlerinin beher 50 gramından yine 7,50 kuruş munzam; kartpostallardan 7,50 kuruş munzam; posta paketlerinden de beher kilo başına 45 kuruş munzam ücret alınacaktır.
Bu gramlardan beher yirmi gram fazlası için yine 7,5 kuruş, koa postalların beher kilo fazlas.ndan da yine 45 kuruş munzam ücret alınacaktır.
Bugünkü tayyare ile gidecek yolcuların sigorta muameleleri ikmal edilemediğinden bu posta ile yolcu gidemiyecektir.
mülâkat bizim ve kardeş milletlerimizin müşterek menfaatlerimize en iyi bir surette tekabül etmekte olan münasebetlerimizin teessüsü mesut devrinin mütekabil itimat ve muhabbet dairesi dahilinde devam ettiğini görmek hususundaki samimî arzularımızın bir ifadesidir.
Yugoslavya milleti ile hemfikir olarak biliyorum ki bu arzu milletinin liyakatli ve basiretli rehberi olan zatıhaşmetanelerin-de en büyük hararetli taraftarını ve iki kardeş milletin menfaat ve saadetinin en ihlâskâr banisini bulmaktadır.
Bulgaristanla Yugoslavya yorulmaksızın bu yolda ilerlemiye devam etmek suretiyle beynelmilel teşriki mesai fikrini takviye edecek milletlerine asude ve devamlı bir inkişaf temin eyliyecekler ve bu suretle milletlerimiz, diğer milletlerin hürmetle itimadına mazhar olacaklardır.
Zatıhaşmetanelerinin ve Bulgar milletinin Kraliçeyi ve beni şereflendiren bu parlak ve dostane resmi kebulünden fevkalâde mütehassis olduğum halde Zatıhaşmetanelerine hararetle teşekkür eder ve kadehimi Za-tıhaşmetanelerinin ve Haşmetlû Kraliçe Hazretlerinin ve büyük hanedanınızın şerefine ve sıhhatine kaldırır ve Bulgar milletinin saadeti ve Bulgar krallığının refahı hakkındaki te-menniyatımı beyan ederim.,,
Eylül 30
—ZAMAN—
3
f!
SÜTUNLAR ARASINDA
Acıklı yanlışlıklar
Meşrutiyet yıllarında birgün, eski devirden kalma ihtiyar bir vezirin ziyaretine gitmiştik. Mithat Paşa hailesine pek yakından karışan bu vezirin o haileye taallûk eden hatıralarını dinlemek istiyorduk. Adamcağız bizi görmiyen bir gözle karşıladı. İhtiyarlık onun bakışlarına artık pek dar bir çen-ber çizmişti, burnunun ucundan ilerisini göremüyordu.
Mavzua intikal için ötedenberi-den konuşulurken arkadaşımızın gözü duvardaki tabloya kaydı. Bir rrenk ressamının fırçasından çıktığı anlaşılan bu tablo, ergin ekinler içinde bulayım bulmaktan mesut görünen ve iriboynuzlu başını havaya doğru kaldırarak engin ufka karşı bahtiyarlığını böğüren bir öküzıi gösteriyordu.
Resimden çok iyi anlıyan arkadaşımız, sanatkârlık zevkine yenilerek heyecan ile tabloyu gösterdi ve takdirini açığa vurdu:
— Ne güzel, ne canlı resim ?
Mithat Paşa hailesi hakkında kendisinden tarihi notlar almak istediğimiz vezir, belki koca bir asrın izlerini taşıyan yorgun başını kaldırdı, görmiyen gözlerini tablonun asılı bulunduğu duvarlara doğru çevirdi, gamlı gamlı mırıldandı:
— Evet, güzel yapılmış ır. Benim gençiigııui
Bu sözden içimiz sızlamış ve o eve gelişteki maksadımızdan da feragat emeli içimize yayılmıştı. Çünkü odasındaki tablonun neyi gösterdiğini artık hatıriayamıyacak kadar şuurunu kaybeden ihtiyar vezirin bize vereceği tarihî malûmatın sıhhatine inanmak elimizden gelemiyecekti.
Dünkü “ Lâ Türki „ gazetesinin ilk sah fesine konulan hayvan resimlerinin altındaki yazıları okuyunca bu hatıra zihnimizde canlandı ve ihtiyarsız dudaklarımızda şu eümle belirdi:
— Gazeteler de ateh getiriyor, insanla hayvanı birbirine karıştırıyor 1...
B.
Sıhhiye Vekili
Dün Cerrahpaşa ve Hasekiyi teftiş etti
Birkaç günden beri şehrimizde bulunan Sıhhiye Vekili Refik Bey dünden itibaren şehrimizdeki sıhhat müesseselerini gezerek tetkikata başlamıştır.
Vekil Bey dün evvelâ Cerrahpaşa hastanesine gitmiş ve bütün paviyonlan gezerek doktorlardan hastane hakkında malûmat almıştır.
Vekil Bey Cerrahpaşa dan sonra Haseki hastanesine gitmiş ve burada da ayni suretle tetkikatta bulunmuştur.
Refik Beyin bugün de Sıhhiye Müdüriyetini ziyaret etmesi muhtemeldir.
Hayırlı işlerden...
Hilâliahmer Cemiyetinin Aksaray Horhor semt ocağı, öğrendiğimize göre, değerli bir teşebbüse girişmiştir.
Fatih kazası Hilâliahmer murakıbı Emin, Kıztaşı nahiyesi Hilâliahmer Reisi N ırettin ve Aksaray Horhor semt ocağı Hilâliahmer Reisi Ahmet Lebip Beylerin himmetleriyle semtin mühtacı muavenet olan ailelerinin ihtiyaçlarını tehvin tnak-aadiyle 4000 parça dikiş eşyası temin edilmiş ve dikilmek üzere parça başına bir ücret mu-kab Ünde fakir halka tevzi edilmiştir. Bu dikişlerin tevzii esnasında bilhassa semtin muhtacı muavenet olan ailelerini tayin hususuna çok dikkat edilmiştir.
Ekmeklerde mısır unu
Bazı fırıncıların ekmeklerin beyaz olmaları için ekmeği imal ederken mısır unu karıştırdıkları anlaşılmıştır. Belediye bu hususta tedbirler almaya başlamıştır. Dün şuabata gönderilen bir tamimde ekmeklere mısır unu karıştırılmasının memnu olduğu, buna devam eden fırıncıların şiddetle cezalandırılmaları bildirilmiştir.
Ehli hayvanlar sergisi yarın açılıyor
Yarın saat iki buçukta, Edir-nekapıda Belediye fennî temizlik ahırlarında “İstanbul ehli hayvanat„sergisi merasimle kü-şat edilecektir.
Şark Demiryol lan yük tarifesi
Komiserlik odun ve kömür nakil ücretlerinin tenzilini tebliğ etti
Şark demiryolları şirketinin yolcu nakliye ücretlerinde tenzilât yaptığını yazmıştık.
Bundan evvvel de şirketin kavun ve karpuz Batlarındaki tenzilâtından bahsedilmişti* Na-fia baş müfettiş iği şimdi de odun ve kömür nakliye ücretlerinin tetkiki ile meşgul olmaktadır. Mevsimine göre, en fazla naklolunan malların fi-atları tetkik edilecek, faz'alık görüldüğü takdirde ucuzlatılması için teşebbüslerde bulunu-InnaLtır,
Mevsim şimdi kışa ~ yak-laşmakta olduğundan odun ve kömür nakliyatı artmıştır. Alâkadarların müracaatı üzerine Nafıa müfettişliği fiatları ted-kik etmiş ve fazla bulduğunu görmüştür. Halihazırda odunun beher tonu 377 kuruşa nakledilmektedir. Bu fiatın 200 kuruşa tenzil edilmesi muvaf k görülmüştür. Kömür nakliye fiatlarının 240 Kuruşa indiril-meside Şark Demir yollar ida-resinbildirilmiştir.
Lk tedrisat
Kadrolar tasdik edildi, değişiklik azdır tik tedrisat ve ecnebi ekal-liyet mekteplerinin önümüzdeki ders senesi muallim kadrolarının Maarif müdürü Haydar beyin riyasetinde toplanan bir komisyon tarafından hazırlanarek tasdik edilmek üzere Maarif vekâletine gönderildiğini yazmıştık.
Kadrolar vekâletçe tasdik edilerek dün maarif müdürlüğüne gönderilmiştir.
Aldığımız malumata nazaran, bu seneki kadroda mühim de-ğişiklik yapılmamış ve bütün tadilât, lstanbulda mevcut 1700 ilk tedrisat hocasının 250 si arasında icra edilmiştir.
Bu meyanda 25 kadar muallim civar köylere gönderilmiş ve sıhhî esbap dolayısiyle taşradan buraya nakletmek isteyenlerin arzuları da mümkün olduğu kadar yerine getirilmiştir.
Diğer taraftan civar bazı köylerdeki üç dershaneli mekteplere ikişer sınıf daha ilâve edilerek tam devreli llkr/'tlep haline getirilmiş ve bı**. jarın muallim kadroları da takviye edilmiştir.
Bundan başka şehrimizde bulunan üç dershaneli mektep.er-den bazıları da beşe çıkarılmış ve buralarda Baş muallimlere idari vaziyetlerinden başka ka birde sınıf hocalığı verilmiştir.
Diğer taraftan, şehrimizin muhtelif semtlerinde yeni açılmış olan Ilkmekteplerin de muallim kadroları takviye edilmiştir.
Öğrendiğimize yeni kadroya muallim Mektebinin geçen senene mezunlarından bir kaçı da dahil edilmiştir. Kendilerine vazife verilmemiş olan muallimlerde münhal vukuunda derhal tayin edileceklerdir.
Ecnebi ve ekelliyet mekteplerinde mühim bir değişiklik yapılmamıştır. Esasen bunların bir çokları bütçe darlığı dola-yisile kapanmıştı. Kapanan bu mekteplerden açıkta kalan hocalardan bir kaçına yeni dersler verilmiştir. Tavzif [edilemiyen-lerin de kariben tayinine çalışılacaktır.
İlk tedrisat, ecnebi ve ekalliyet mektebi kadrolarının alâkadar muallimlere tebliğine başlanmıştır. Dersler yarından itibaren baş layacağı için bu tebli-ğatın birkaç gün içinde bitirilmesine gayret edilecektir.
intihap yarın başlıyor
İntihap sandıkları bugün merasimle Kaymakamlıklara teslim edilecek
Yarından itibaren Belediye in-tihabatına filen başlanılacaktır. Gerek Belediye, gerek fırka tarafından muhtelif cephelerden yapılmakta olan hazırlıklar dün akşam ikmal edilmiştir. Yalnız dün akşam şehrin tenvir ve tezyin işine başlanılmış olup bugün saat on dörde kadar bu da ikmal edilmiş olacaktır. Bu cümledan olarak şehrin her tarafı bayraklarla donatı’-makta, resmî daire ve müesseseler de hem elektrik hem bayraklarla süslenmektedir.
Sokaklarda bütün dört veya üç yol ağızlarına ve bundan başka kalabalık caddelerin ortalarına intihap için büyük bantlar asılmış tramvaylara, sinemalara, kahvehanelere halkı intihaba teşvik mahi-“yetinde vecizeleri havi ufak kartonlar talik olunmuştur.
Yine büyük caddelerde tam-vay direklerine, halkın kesif olarak bulunabileceği yerlere camekânlı kutu.ar konulmuş, içerilerine int.hap etrafında halkı tenvir edici mahiyette yazılmış beyannameler asılmıştır.
İntihap devam ettiği müddetçe bu tezyinat ve tenvirat ile bütün bu propagarda faaliyetleri ve afişler vesaire aynen muhafaza edilecektir, İntihabat yarın sabah baş-lıyacak, 12 Teşrinievvel akşamı sa-sat 21 de nihayet bulacaktır.
İntihap devam ettiği müddetçe bütün mekteplerde talebeye intihabın mahiyeti, faydaları, lüzum ve ehemmiyeti hakkında konferans-ar verilecektir. Bundan başka talebe intihap sandıklarının bulundukları mahallere götürülecek, rey hakkına malik damarın toplu halde rey vermeleri temin edilecek bu hakkı haiz olmıyan talebeye ise mahallen intihap hakkında izahat verilecektir.
Evvelce yazdığımız gibi, resmi
Dahiliye ve Maliye Vekilleri
Bir kaç gündenberi şehrimizde bulunan Dahiliye vekili Şükrü Kaya bey istirahat etmek için Büyükadaya gitmiştir.
Şehrimize geldiğini yazdığımız Maliye vekili Fuat bey de Ankaraya avdet etmiştir. Orta tedrisat kadrosu Orta tedrisat muallim kadrolarının tebliğine devam edilmektedir.
Dün de üç muallim vaziyetlerini anlamışlardır. Bunlardan, Ulu köy orta mektep müdür muavini Hadi bey Haydarpaşa lisesi müdür muavinliğine, Haydarpaşa lisesi tabiiye muallimi
Şerhler
“Kuvvet hakka takaddüm eder. Fakat hakka temessül edemez,,
Ernest Renarı
Şerh ve izah:
Kuvvetli Usancı, kudretli âlim ve değerli müverrih şöhreti taşıyan Ernest Re-nan, binlerce yıldanberi kabul olunanbir fikri, kuvvetin hakka tagallüp edebileceği fikrini terviç ve fakat kuvvetin hiçbir zaman hak olamıyacağını iddia ediyor. Filhakika karada, havada ve suda hayat, kuvvete dayanır. Zaten ebedî bir mücadele olarak tasvir olunan hayatın teselsül edip gidebilmesi de kuvvetin za’fa galebesiyle mümkün oluyor. Hak mefhumu galip gelip te kuvvetle za’f arasında muvazene teessüs edebilse ha-yat durur.
devair ve müessesat memurlarına da hep bir günde ve toplu bir halde reyleri istimal ettirilecektir.
Yarın rey atımına başlanacağı cihetle, bugün mahallelere verilecek olan sandıklar Kaymakamlara teslim edilecektir. Ancak sandıkların Kaymakamlara verilmesi esnasında merasim yapılacaktır. Bugün saat 14 de halk ve sandık alayına iştirak etmeleri lâzım gelenlerle muzikalar Sultanahmette toplanacaklar, sandıklar süslenmiş olan kamyonlara konulacak ve alay önde muzika iki tarafta polis ortada halk ile cemiyet ve teşekküllere mensup zevat olduğu halde Sultanahmetten hareket edecek, doğru Belediye önüne gelecek, gerek orada gerek Fırka önünde durularak nutuklar irat edilecek ve badehu gruplar semtleri istikametlerine ayrılarak aynı merasim ve tezahüratla sandıkları Kaymakamlıklara kadar götüreceklerdir.
Diğer taraftan, Halk Fırkasının gösterdiği nemzetler ihtiyat ve aslî âza diye ayrılmamış olduğu ve halk bunlardan dilediğine rey vereceği cihetle, namzetler, fazla rey toplayıp aslı âza olabilmek için şiddetli bir faaliyete koyulmuşlar ve lehlerine propagandaya başlamışlardır. Namzetlerden birçöğu broşürler bastırarak halka dağıtmaktadırlar.
Malûm olduğu veçhile Eminönü kazası dahi.inde 10, Fatihten 12, Beyoğlundan 16, Beşiktaştan 5, Sarıyerden 3, Beykozdan 3, Üskü-dardan 4, Kadıköyünden 5, Adalardan bir, Bakırköyünden iki aslî âza ve aynı miktarda da yedek âza çıkacaktır. Mülhakat kazalarından yedi aslî âza yedi de yedek intihap edilecektir ki bunların namzet listeleri yarın ilân olunacaktır. Şehir meclisinde eskisi gibi 68 âza bulunacaktır.
Bütün mektepler yarın açılıyor Birinci sahifeden devam Her hangi bir sebepten dolayı şimdiye kadar müracaat etmeyen talebe yarından itibaren kabul edil-miyecektir.
Bunlar ancak Maarif Vekâletine bir istida ile mazeretlerini bildirdikten sonra Vekâletin emriyle mektebe kabul olunabileceklerdir.
İlk mekteplerde
Şehrimizdeki ilkmekteplerde de yarından itibaren tedrisata başlanacaktır.
Malik bey Pertevniyal lisesi tabiiye muallimliğine ve Mardin orta mektebi riyaziye hocası Sofiullah bey, Kadıköy erkek orta mektebi riyaziye hocalığına tayin edilmişlerdir.
Fakat bu, kuvvetin haktan üstün olması değildir. Yine hak mefhumudur ki beşerî hayatta nâzım rolü oynamaktadır. Ernest Re-nanın dediği gibi kuvvet hakka galebe ediyor. Ediyor amma za'fı ezen kuvvet, haklıyım, diyemiyor. Bugün Avrupada ceryan eden siyasî münakaşalarda da görüyoruz ki mağlûplara karşı galibin kullandığı kelime “kuvvet„tir. Galipler, mağlûpları susturmak için “haksızsınız,, demiyorlar, “kuvvetliyiz,, diyorlar. O halde hem haklı, hem kuvvetli bulunmak çarelerini araştırmak gerek.
ZAMAN
İskenderiye ve Pireden gelecekler İzmir limanına girmeden vapurda muayene edilecekler
Bundan bir müddet evvel Pire ve İskenderiye gümrüklerinde tetkikata gitmiş olan gümrük muhafaza baş müdürü Haşan ve gümrük baş müdürü Sey-fi beylerin evvelki gün şehrimize döndüklerini yazmıştık.
İki başmüdür Pire ve İskenderiye gümrük salonlarını gezmişler ve tetkik etmişlerdir, Bu husustaki rapor hemen hazırlanarak İnhisarlar vekâletine takdim edilecektir. ■
Aldığımız malûmata göre, bu seyahat gümrüklerimizde bir çok faideli usullerin tatbik edilmesine yarayacaktır.
Ezcümle bundan böyle Pire ve İskenderiyeden İzmir tarikiyle gelen yolcular lstanbulda muayene edilıniyecekler ve şehre serbestçe çıkacaklardır.
Bu muayenesiz çıkış şu şekilde olacaktır.
Malûm olduğu üzere İskendi-riyeden ve Pireden yolcu alan Denizyolları idaresinin vapurları İzmirede uğramakta ve buradan da yolcu ve eşya almaktadır.Bu suretle İzmirden binen yolcularda diğerleri meyanmda umumî bir muayeneye tabi tutulmakta idi.
Bu ciheti nazan itibara alan gümrükler idaresi bundan sonra İstanbulda muayene yapılmamasına karar vermiştir.
İskenderiye ve Pireden gelecek İdare vapurlarında, daha İzmir limanına girmeden, muhafaza memurları tarafından a-raştırma ve muayene yapılacak ve bilâhare vapur İzmir yolcularını alacaktır. Bu vapur şehrimize geldiğinde yolcular hiç bir muayeneye tabi tutulmadan serbestçe ve hemen çıkacaklardır. Çok seri ve pratik olan bu usul şimdilik bu hatta tatbik edilecektir.
Küçük tur yolu
Heybeli adada ki küçük tur yolunun inşası kararlaştırılmıştı. Yapılan keşif neticesi bu yolun 35 bin liraya mal olacağı anlaşılmıştır. Yol, Çam manından geçecektir.
li-
İki yangın
Dün şehirde iki yangın oldu. İkiside İtfaiyenin gayretile zararsızca atlatıldı.
1— Nişantaşmda meşrutiyet caddesinde Avukat Sırrı beyin oturduğu binanın kaplamaları boyanmaktadır. Boyayı yapan boyacı Mahmut, bir aralık gaz ocağı ile kaplamaları tutuşturmuş ve yanmağa başlamıştır.
Vaziyetten itfaiye haberdar edilmiş ve bir kısım kaplama ve döşeme yandıktan sonra söndürülmüştür.
2 — Sirkeci de Hamidiye türbesi civarına 21 numaralı gömlek mağazasının dıvarları arasından ateş çıkmış, akibinde görülmüş, itfaiyenin dahi gelmesine lüzum kalmadan söndürülmüştür.
Polis, dıvar arasından ateşin nasıl çıktığını araştırmaktadır.
Irak tayyareleri gitti
Beş Irak tayyaresinin evvelki gün şehrimize geldiğini yazmıştık.
Tayyareciler dün sabah saat yedide Ycşilköyden uçmuşlardır. Bunlar Konya ve Adana yolile Halebe gidecekler ve oradan da Irak’a geçeceklerdir.
’—”—-------------------------
Çfoylesem tesiri yok ussam gönül razı değil
Hakkın yanında vazi-ı fe de vardır!
lstanbulda muhtelif yerlerde kır tiyatroları vardır. Artık sahneden çekilmek ve tarihin görünmez bir köşeciğine düşmek üzerebulunaa tulûatçılar yaz geceleri oralarda temsiller verirler. Bu tiyatroların üstü açıktır, zemini topraktır. Et-J rafı tahtaperde ile çevrilidir. Ade-I ta bahçelerdeki al açıklara benzerler. Fakat külüstür bir sahneleri bulunur, çepeçevre localarla da süslüdür.
Bu Kir temaşa evlerinin hangi tarihte kurulduğu ma'.ûm değildir. Lâkin hiçbirinin yapıldıkları gündenberi tamir görmediği muhakkaktır. Halbuki yıkılmış eski evlerden ucuzca satın alınmış kırık dökük tahtalarla yapılan bu al açıklar yağmur ve kar altında yaşıyorlar, bu sebeple çoktan çökmeğe mahkûm olmuşlardır. Locaları tutan direkler bitiktir, delik deşiktir. Duvar vazifesini gören tahta perdeler, İstanbul kabristanlarındaki mezar taşları gibidir. Belleri bükük ve çökük vaziyettedir. Buna rağmen bütün yaz geceleri o al açıklara yüzlerce insan girer, nasıl bir . I tehlikenin kendilerini tehdit ettik- I lerini belki de hissetmeden yarı ka- fi ranlık içinde veya yıldızlardan nur I alarak oynanan Çin diyarından gelmı I piyesleri seyrederler, eğlenirler.
Şühhe yok ki bu al açıklara gî- d rip çıkanlar yalnız çoluk çocuktar 1 ve oyuncular değildir. Oralarda bir 1 san’at veya sanaat mevcut olduğu fl için tahsildarların, tahakkuk memurlarının, murakiplerin de sık sık geldiklerini kabul etmekte tered- j düt etmeyiz. Yine oraların kalaba- I lık seyirci kütleleri tarafından işgal j oluna gelmesine göre sıhhiye vel | emniyet memurları da ara sıra ol- t sun bu al açıklara uğramaktadır* j iar ve uğradıkları malûmdur.
O halde ortadaki şu kırık dökük* j lüğün, ba yıkıldım, ha yıkılıyorum I diye haykıran tehlikeli vaizyetiı u devam edip gitmesindeki sebej J nedir ? Bizce bu sebep bu al açık- j| lara uğrayan Maliye memurunuıj yalnız vergi işleriyle, sıhhiye me| ■ murlarının hava veya su ile, poliı sin sükûn ve sükûnetle kendilerini'S alâkalı görüp üst tarafına kulan M asmak mecburiyetini duymamr ■ larındandır. Halbuki hakkın yanıı da vazife de vardır. Tahakkuk i tahsil memuru, sıhhat memurı emniyet memuru, kanunî haklarıı kullanırken bu vazifeyi de unutmı mak mecburiyetidedir.
Ancak bu mecburiyetin gi önünde bulundurulmasiledir ki o açıkların bir gece veya bir gi paldır küldür yıkılmasının, bırkı vatandaşın da ezilmesinin önü. geçilebilir.
Sözümüzün nekadar yerinde ( j duğu anlaşılmak için alâkadarlar meselâ Yoğurçudaki kır tiyatrosuıl J gözden geçirmelerine ve localarİ i dolaşmalarını arasında tavsiye eden 1
L.Iİ
::
Esnafa mektep
Bir kısım küçük esnaf id mektepler açtırılacaktır. Bc herlerde olduğu gibi evva garsonlar ye otelciler için I rer mektep açılacak, sonra I rasiyle bu usul diğer cemiyi lere de teşmil edilecektir. | Gümrüklerde yapılaca ıslahat
Birkaç günden beri şehrin de bulunan Muhafaza Baş mandanı Seyfi Paşa Muhaf baş Müdürü Haşan ve Güm baş Müdürü Seyfi Beyler Haşan Beyin nezdinde bir t lantı yapmışlardır.
Bu içtimada muhafaza te lâtında ve gümrüklerde yaf cak ıslahat ile muamelâtı I lehinde kolaylaştır nak için nacak tedbirler etrafında rüşülmüştür.]
Tramvay durak yer
Çapa, Edirnekapı, Bebek bazı yerlerde Tramvay şirke halk için üstü kapalı durak leri yapması hakkında Bek ' tramvay şirketi nezdinde t( [ büsatta bulunmuştu. Ş I bunu kabul etmiş ve ay ba inşaata başlıyacağını dün ı diyeye b ldirmiştir.
4
__— ZAMAN — _____
Eylül 30
■' ' —•‘Si -’'
Zaman Ansiklopedisi
Tıbbıadlî
siitun-daima
Bir kariimiz soruyor: “Gazetleerin havadis (arında “Tıbbıadlî,, den bâhssedilir. Bundan maksat nedir. Bunu lütfen izah etmenizi rica ediyorum.„
Cevabımız
“Tıbbıadlî,,, tıp ilmini, kamunun gaye ve maksatlarına tatbik etmektir. Tabiî ölümlerden başka herçeşit ölüm hâdisesi, “Tıbbıadlî,, tarafından tahkik edilir ve ölümün sebepleri meydana çıkarılır.
Kanunun ve adliyenin tıptan edindiği istifadeler çok büyüktür. Tecavüz yüzünden vukubu-lan bütün ölümlerden başka doğum veya cinsiyete ait bir çok hâdiseler, gayrı meşru ameliyat, evlenmeğe veya boşanmağa ait türlü türlü işler, kasalar ve saire Tıbbıadlî tarafından tetkik edilir ve Tıbbı-
l
Mecmualar
i
1
1
1
ı
1
Yeni Türk
İstanbul Halkevi tarafından neşredilmekte olan Yeni Türk Mecmuasının Ağustos 934 tarihli ve 25 numaralı nüshası çıkmıştır. Her sayısında olduğu gibi mecmuanın bu sayısında da tetkike müstenit faydalı makaleler vardır. Bu meyanda Doktor A. Süheyl Beyin Tıp dililin gidişi unvanlı makalesi kıy-netlidir.
Tıp ıstılahlarımızın Türkçeleş-'ilmesi kabil olabileceğini ispat için 'azılmış olan bu makalede bazı .ski tıp kitaplarımızda mevcut ke-I imelerden numuneler seçilmiştir, ki
1 ydurma olmıyan bu kelimeler, laksadı anlamak ve anlatmak iti-
1 ariyie Arapça ıstılahlara her hal-
li ''
müraccahtır. Meselâ hemen hiç * irimiz (kâbi ünsi) terkibi arabisinin ianasını anlıyamaz. Bunun Türkçe-(içeri topuk) imiş. (İçeri topuk) ullanıla kullanıla pek alâ bir ıs-r ve manasını da okuyuşta doktor, doktor olmı-
('
■c;
İi y Iah yerine seçer
m da anlar. Maamafi bu İİ
- ın da anlar. Maamafi bu meyanda ürkçesi Arapçasından daha kolay
r | daşılmıyan kelimeler de vardır. [ , fl jna da misal olarak Salep için
W ,jatl
’flHı
|E1| M Ölüdür, kelime uydurmaktan ziya-uzun tetkikat ile hakikî kelime | lmak yolunda ciddi çalışmak is-ı enler için Süheyl Beyin yazısı t mune olarak gösterilebilir.
allanılan Dilgu kelimesi gösterile-lir. Salep Türkçeleşmiş olduğuna İre bunu bırakıp (Dilgu) gibi kininin anlıyamıyacağı kelimeyi kul-ımakta tabiî fayda yoktur. Hü-la makale heyeti umumiyesi ile
Tefrika No: 26
ailesinin oturduğu dairenin kapısında durdu. Oraya kadar göz yordamile gelmişti, çünkü merdivenler zifiri karanlıktı, apartman sahibi galiba tasarruf için lâmbaları erken söndürüyordum. Fakat bu, aşk yolcularına büyük bir hizmetti, onlar - hele Bülent vaziyetinde iken - nurdan hoşlanmamak, karanlığı sevmek ıstırarındadırlar. Nitekim o da başını dıvarla-ra çarpmak, sendeleyip düşmek gibi tehlikelere rağmen bu karanlıktan memnun kalmıştı. Yal-
Buğunun Aşkları
'illi Roman
ısına tasarruf etmek istediği şu Vj’jk acaba eve dönmüş müydü, lUnüşse onun karisiyle kurulacak İdenin gizliliği ne dereceye ka-J temin olunacaktı?.. Bu düşünce-bırakmıyan birer üzüntü gibi l(,ı*mın kafasından gelip geçti endişesiz adımlarla yürüdü, Ljtımanın kapısına kadar geldi.
ıpıcı uyumuştu, fakat kapı . Bülent, ihtiyarsız gülümsedi: Aşk yuvalarını uyku bekleri., tereddütsüz içeri girdi, is'f" ftt’venleri tırmandı, Saim Bey
I ı 1 (( '
adlî tarafından verilen raporlara ehemmiyet verilir.
Bütün bunlardan başka tıp mesleğine mensup olanların tavır ve hareketlerini kontrol etmek meslekî bir meselenin hududunu tayin etmek gibi işler de Tıbbıadlinin salâhiyeti içinde sayılıyor.
Tıbbıadlinin. tarihi çok eskidir. Hamurabinin kanununda buna dair işaretler bulunduğu gibi Musanın şeriatında, eski Mısır kanunlarında, eski Yunanistan ve Romada bunun birçok izlerine tesadüf olunmaktadır.
Avrupada bunun bir fen o-larak tanınması 16 ncı asırda başlar. On altıncı asrın ortalarında, sihirbazlar aleyhinde yapılan takibatta tıptan istifade ediliyordu. On sekizinci ve On dokuzuncu asırlarda Tıbbıadliye ▼e esaslarına dair pek mühim neşriyat yapıldı.
Mecmuası
Mecmuada bundan başka (has isimlerin tetkiki), (Şarkî Türkistan) hakkında bu kıt’anın geçirdiği ta' rihî safhaları muhtasaran gösterir mabaitli bir mekale, (Kadeş) meydan muharebesi isimli tarihî bir mekale (bu muharebe Mısır hükümdarı ikinci Ramses ile (Hitit)ler arasında cereyan etmiştir) vardır, ki yazan Feridun Bey bu çetin vaka’i tarihiyeyi hayli etraflı tasvire mu-muvaffak olmuştur. Makaleye iki d( kroki ilâve edilmiştir. Bundan başka (etimesut) Nümuneköyü hakkında resimli bir makale, Hüseyin Rahmi Bey üstadımızın (annemin ölümü) unvanlı çok acıklı bir hatırası vardır.
Bakır köyündeki sirkat ve bir izah
Bundan dört gün evvelki nüshamızda, Bakırköyde zeytinlik caddesinde oturan madam Makrohinin 8000 türk lirası tutan paralarının aşırılmış olduğunu zabıta tahkikatına istinaden yazmış ve madamın iddiası üzerine, Abdülkerim ve Mehmet efendi isimlerinde iki elektrikçinin polisçe isticvap altına alındığını ilâve etmişuk.
Abdülkerim efendi, bize gönderdiği bir mektupta kendisinin elektrik şirketi Yeşilköy şube montörü olduğunu,madam Mak-
poliste
İki şüpheli ölüm vakası
Dün iki anî ve şüpheli ölüm vakası olmuş ve polis her iki vakanın tahkikatına vaz’iyet etmiştir.
Bunlardan biri, Beyoğlunda hammal başında diğeri de Has-köydedir.
Hammaibaşında Camcı sokakta 8 numarada oturan Eftiyadis Simon efendi,Yenişehirde Mirmi-ran sokağında, ahbaplarından rahip Panayot efendiyi ziyarete gitmiştir. Eftiyadis efendi rahip efendinin kapusunun zilini çalmış içeri girmiş ve aradan bir iki dakika geçmeden anî olarak düşüp ölmüştür.
Rahip Panayot efendi, derhal zabıtayı haberdar etmiş, Ceset muhafaza altına alınmıştır, ikinci vaka da şudur: Hasköyde Keçeci Piri mahallesinde Hasköy caddesinde dülger Hayım efendinin evinin alt kat bir odasında kiracı olarak oturan 80 yaşında Ahmet ef, dün odasını açıp dışarı çıkmamıştır.
Komşuları bundan şüphelenmiş, pol si haberear etmişler, gelen memurlarda "odanın kapısını vurmuşlarsa da açtırama-mışlardır. Bunun üzrerine kapı bir çilingire açtırılmış ve Cemal efendininin cesedi, döşeme üz-rinde bulnmuştur.
Cesedin beldeiye tabibi tarafından yapılan muayenesinde anî bir kalp tazyikile öldüğü tesbit edilmişse de bunun haricî bir tesir altında vuku bulup bulmadığı da tahkikat neticesinde anlaşılacaktır.
Ağaçtan düştü
Son günlerde ağaçtan düşüp yaralanma vak'aları artmıştır.
Dün de, Beyoğlunda Bostan başında Camiişerif sokağında 2 numarada oturan 15 yaşlynnda Cevdet isminde bir çocuk, incir toplamak üzre ağaca çıkmış, bu sırada muvazenesini gaip ederek düşmüş ve yaralanmıştır.
Cevdet Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır.
Odunla yaraladı
Lângada Hisardibi sokağında oturan sandalcı Hüseyin ile oduncu Celâl isminde biri, Emin-önünde bir odun nakli işinden kavgaya tutuşmuşlar, Celâl odunla Hüseyini başından tehlikeli surette yaralamıştır.
Hüseyin, Haydarpaşa hastanesine kaldırılmış, Celâl de tutulmuştur.
rohinin evine cereyan vermek ü-zere vazifeten girdiğini, çalınma vakasından haberi olmadığını, madamın müracaatı üzerine polise celbedilerek sadece malûmatına müracaat edildiğini bildirmektedir.
□ız kapı önünde bir nebze sıkılır gibi oldu. Çünkü geldiğini nasıl bildireceğini tayin edemiyordu ve beklenip beklenmediğini de anlıya-mıyordu.
Lâkin bu sıkıntısı da çok sürmedi, kapı yarı aralandı ve beyaz bir kol uzandı, onu içeri çekti. Bülent, bir çok aşk geceleri geçirmiş olmakla beraber, şu yakalanıştan ve çekilişten heyecana kapılmıştı. Veziyette sırrî bir hususiyet, sihirli bir incelik vardı, koluna yapışan kol, karanlığın göğsünde uzanıyor ve onu da daha derin karanlıklara çekiyor gibi idi.
Yarı açılmış olan kapıdan yan yan süzülmek şartiyle içeri girince o kol yukarıya doğru kalktı, yumuşak bir işaret oldu, dudaklarına deydi. Bülent "susl„ Denilmek istediğini anlamıştı ve'bu anlayışını o yumuşak işarete dudaklarını yapıştırmakla ifham etmişti.
Bekiiyen kadın şimdi onu içeriye, salona doğru sürüklüyordu. Bülent, koyu vo çok koyu bir karanlık içinde yürüyordu. Küçük bir ışık
Kahraman Maraşlılar
Memleketlerine şimendifer uğramasını istiyorlar
Günden güne güıelleşet
Maraş 20 (Hususî) — Maraş günden güne güzelleşmekte ve tam medenî bir şehir manzarası almaktadır. Şehrimizde görülen bu tekâmülü gayet tabiî görmek lâzımdır. Çünkü kahramanlığını millî mücadele esnasında isbat etmiş olan Maraşlılar ayni zamanda çok zeki ve çalışkan insanlardır. Maraş’m kuruluşundan beri devam eden muntazam bir çalışma semerelerini vermekte gecikmemiş ve Maraş bu gün cenup vilâyetlerinin en mamur bir şehri haline gelmiştir.
Maraşlıların bugün tek ve mühim bir dilekleri vardır: Şimendifer..
Her geçen gün, memleket bağrını kaplıyan çelik örümcek ağlarının biraz daha genişlediğini bugün Elâzizc varan rayların yarın Muşa ve Erzuruma doğru uzandığını gören Maraş-lılar göğüsler kabartan bu manzaraya her Türk gibi sevinç ve iftiharla bakıyorlar. Ancak Ma-ralılar kahraman bir vatan parçasının, memleketlerin n de bu çel.k ağlara bağlandığını görmek emelindedir.
Her geçt ği ve gittiği yere medeniyet, ümran ve refah götüren lokomotifin Maraş kapılarında öttüğünü görmek bu kahraman insanlar için erişilmeğe hak kazanılmış bir mazhariyettir. îşte Maraşlılar bunu bekliyorlar.
Maraşta hayvan hastalıkla-rile mücadele
Memleketimizde son zamanlarda hayvanata ehemmiyet verilerek hayvanlarımıza arız olan bulaşık hastalıklarla ciddî olarak mücadeleye girişilmiştir.
Evvelce fennî vasıtaların ve ilâçların noksanlığından koyun-lara arız olan şarbon hastalığı
yoktu. Üstelik perdeler ve pancor-lar sıkı sıkıya kapanmıştı. Dişarı-daki yorgun lâmbalardan da içeriye bir zerre nur sızamıyordu. Ne halılar, ne kanepeler, ne iskemleler, ne eşikler görünmüyordu. Gündüzden kalma hatıralar olmasa Bülent, yumuşak bir boşluk içinde yürüdüğüne zahip olacaktı. Fakat o hatıraların yardımiyle küçük bir odadan geçtiğini, büyük salona gîrdiğiğini anlıyordu. Kadın onu sessiz bir klavuzlukla götürdü, götürdü bir kanepenin üstüne oturttu ye parmağını yine dudaklarına değdirerek ikinci defa olarak sükût Jişareti verdikten sonra aşk oyununa girişti. Biribirlerinin yüzünü görmiyen erkekle kadın biribir-lerini pek iyi anlıyorladı, çılgın bir belâgat içinde aşk konuşuyorlardı.
Bülent, ilkin bu sesiz, fakat hararetli muhavereden büyük bir haz alıyordu. Fakat kadının konuşmıya hiç fasıla vermemesi yavaş yavaş kendini yorgunlaştırdı, biraz dinlenmek istedi, fısıldadı.
— Lâmbayı yakamazmıyız Hanımefendi, mabzurmu var ?
kahraman Marantan bir gŞrUndf. . -- ■ ■—
ile ekseri köylerimizde koyun ve sığırlarımıza arız olan “Dis-tam Hepatikam,, denilen kelebek hastalığından her sene bir çok hayvanlarımız mahvolup gidiyordu. Bu sebeple bir çok tedbirler alınarak koyunlara şarbon aşısı, kelebek hastalığı olan hayvanlara da “distafayin,, yedirilip hastalıkların önü alınmıştır.
Daha sonra insanlara geçen ruam hastalığına karşı da çok ciddî davranılarak her sene hayvanlar muayene edilir, hastalıksız olan hayvanların sahibine sıhhat tezkeresi verilip, hastalıklı olan hayvanlar imha edilerek, ruam hastalığının hemen önünü alınmış gibidir.
Memleketim.zin cenup ve ş'.mal toprakları mer’alık olduğundan her sene başka vilâyetlerden ve Suriyeden bir çok koyun ve keçi sürüleri otlatılmak maksadı ile gelip geçmektedir. Gelen hayvanlarda hastalık o-lup olmadığını anlamak için muayyen yerlerde muayenehaneler tesis edilerek, memleket içine giren bütün hayvanlar muayene edilerek, hariçten hay-vanlarımıza hastalık gelmemesine çalışılmaktadır.
Memleketimizde cins hayvanlar yetiştirip hayvanlarımızı is-lâh etmek maksadı ile her sene memleketimize birçok cins hayvan ve aygırlar celp edilerek hayvanlarımıza sıhat verilmiş cinseleri bozulan aygır ve bu-ğalar İslah edilmiştir.
1930—1931 senelerinde 35-40ar adet cins Halep boğası cins inek ve Kıbris merkep hayvanları getirtilerek köylülerimize taksitle verilmiş, bunlardan iyi yavrular alınarak çok istifade edilmiştir. Islâh faaliyeti devam etmektedir.
Aldığı cevap yine o yumuşak işaretten ibaret kaldı, boynunada sıcak ve pamuk bir çenber dolandı. Mehlika Hanım yine eski üslûp ile, eski harfsiz ve sessiz kelimelerle muhavereye devam etmek istiyordu. O zifiri karanlığa pek yakışan bu dil, ne kadar güzel kokuyordu ?.. Bülent ılık ve yumuşaklık içinde ağır bir baş dönmesi geçirirken bu kokuyu şuursuz bir teneffüsle zerre zerre içiyordu. Lâkin kendisinden istenilen şekilde konuşmak kudreti de yavaş yavaş eriyordu. Bu sebeple kadına mü-maşat etmek, nezaket göstermek kaygulannı bir tarafa bıraktı, yorgun bir sitemle boynundaki çenbe-ri çözdü:
— Biraz da konuşalım, dedi, size söyliyeceklerirn var.
Beriki toparlandı, başını ressamın umuzuna dayadı ve-o baş bu suretle keskin bayıltıcı, ağır kokudan örfılnie bir ağ içine girdi. Ağın görünmeyen ipek telleri gencin yüzünü, boynunu okşayordu ve her telden kuvvetli bir koku sızıyordu.
Gaziayıntapta kültür
Gaziayıntap 20 (Hususî) — Çok eski bir Türk şehri olan Gaziayıntabm kültür sahası tet-kika lâyıktır. Orada kanı bozulmamış, Türklerin asil seciyeleri, âdet ve ananeleri muhafaza edilmiştir. Daima Türkçe kalan lisanlarında bugün ecdadımızın kullandıkları bir çok güzel kelimelere ve bunların müş-tekatına pek çok tesadüf edilir; ki onları İstanbul lehçesinde bulmak mümkün değildir. Gazi-ayıntap asırlarca Halep vilâyetine merbut bir kaza olarak idare edilmiş olduğu halde ahalisi kafiyen Arapça öğrenmemiş
olduğu föylp —öz Türk-
çe erini de asla bozmamışlardır. İleriden beri yaşayan Ayıntapla Halep hududu o kadar keskin olarak ayılmıştır ki insana birden* bire güneşten gölgeye geçmek hissini veririr.
Meselâ aralarında bir saat mesafe bulunan iki köyden Ayıntaba ait olanı Türkçe ve Halebe mensup olanı Arapça konuşur. Bu hal şimdiki vaziyetten tahaddüs etmiş değil, asırlardan ve kadimden beri böyledir.
Gaziayıntap havalisinde bir çok eski Türk kabilelerinin bakiyesi oymak halinde hâlâ yaşar. Elbeyliler, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Bayendirler, Savcılılar, Baraklar... Soylarının âdetlerini, kanlarını, şecerelerini evlâda bırakmışlar ve yaşamakta bulunmuşlardır.
Gaziayıntap (Ayni),(Mütercim Asım), (Hasırcı zade ağa) gibi büyük âlim ve şairler yetiştirmiştir. Ahalide teceddüde, İçtimaî hayata intibak kabiliyeti yüksektir. Meselâ bugün Gaziantep, hayatı içtimaiyede ki incelik, ahalisindeki görgülülük, sanayideki süratli ilerileme ve her yeni icadı derhal alıp tatbik etmesi dolayısile burayı ilk defa görenler inanılamıyacak bir terakki ve güzellik karşısında kalırlar.
Konyada hayvan sergisi
Konya 29 (A. A.) — Bu se-neki hayvan sergisi çok mükemmel olmuştur. Sergiye k.s-rak ve tay olarak 51 hayvan iştirak etmiştir. Birinci ve ikinci gelen hayvanların mükâfatları yarın tevzi edilecektir.
Fakat bu tel tel ve pek muattar
ağın dili yoktu. Yalnız nefesi vardı, bu da ısırıcı birşeydi.
Bülent, hayli uzun süren bedenî bir muhaverenin yorğunluğıyle başına geçen nefis kokulu ipek ağın, boynundan aşağı ısıra ısıra sızan ılık nefeslerin büyüsünden kendini koruyabiliyordu ve anlatıyordu:
— İki üç saat evvel buradan çıkınca çok dalğındım, daha doğrusu sizi düşündüğüm için sağa, sola ba-kamıyordum. Niyetim Serkıl Dor-
yana uğramaktı. Ben bütün Beyoğ-lunda o kulübü zevkime uygun bulurum. Vakit geç olmakla beraber orada bir iki dost bulacağımı umuyordum.Aksi olacakya, boş bir taksi de geçmiyordu, yaya yürüyordum, gittikçe de dalgınlaşıyordum, tam yan yolda sarhoşun biri yalpalaya
yalpalaya üstüme gelip dümeni kırık bir gemi gibi göğsüme çarpmaz mı ?...
Burade durdu, omuzundaki ko-
kulu ve ipek ağın dile gelmesini, boynuna ılık nefesler döken ağzın kımıldamasını bekledi, umduğunu göremeyince, işitemiyince kaşlarını çattı, kırgın bir sesle hızlı hızlı sözüne devam etti:
Devamı var
Eylül 30
-ZAMAN—
( Yakın ve
Fırat nehri üzerinde büyük bir set yapılacak Yeni Irak meclisi Teşrinisanide toplanıyor
Bağdat 24 (Hususî ) — Yeni millî meclis İçin yapılan umumî intihabat 15 Teşrinievvelde nihayet bulacak, yeni Meclis Teşrinisaninin ilk günü toplanacaktır.
Yeni hükümet, bu meclisle karşılaşarak programını anlatacaktır. Hükümetin başardığı en mühim işlerden biri, sulama programıdır. Hükümet bu yolda hazırlanan ilk projenin tetkikini bitirmiştir. Projenin hedefi, Fırat nehiri üzerinde büyük bir set yaparak bununla geniş arazinin kolaylıkla sulanmasını temin etmektir. Bu set, 1,250,000 İngiliz lirasına malolacaktır. İnşa-deruhte etin başından
Şimdiye kadar müteaddit hükümetler bu işle meşgul oldukları halde bu işi başaramamışlarsa da bugünkü hükümet iş başına henüz yeni geldiği halde memlekete son derece lâzım |olan bu projeyi ileri
sürmüş ve ilk hamlede onu güçleştirmeğe bakmıştır.
Irakta tayyarecilik
Irak Kralı Gaziyülevvel İrakta tayyareciliğinin ilerlemesine çok ehemmiyet vermektedir. Bu defa saray divanıâlisi millete hitaben bir beyanname neşrederek tayyare cemiyetinin hükümete yaptığı yardımları sevinçle kaydederek milletin cemiyete yardımda devamını teşvik etmiştir.
Faysal ve Gazi günleri
İrak hükümeti her senenin 7
Eylül gününde Faysal günü ve 8 Eylül günü Kral Gaziyülevvel Cu-lûs günü saymağa karar vermiştir. Onun için bu sene de 7 Eylül günü Krai ile Devlet "rlealî, Kf'St’ Faysalın kabrini ziyret ettiler ve geceleyin Irak camilerinde mevlût okundu. 8 Eylül günü de yeni Kralın cu'ûsu dolayısiyle Irakın her tarafında şenlikler yapıldı.
Japonlarla Sov-yetler uyuştular Japonlarla Sovyetler arasında sonu gelmiyen karışıklıklara sebep olan Çin Şark demiryolu meselesinin artık halledilmek üzere bulunduğu anlaşılıyor. En son haberlere göre Japon hükümeti bu hat mukabilinde 10 milyon Sterlin vermeyi kabul etmiştir. Bu meblâğın bir kısmı hat üzerinde çalışan memurların tekaüdiyelerine tahsis edilecektir.
Londra gazeteleri bu haberleri, resmî raehafilin beyanatile teyit etmektedirler. Bu suretle uzak Şark siyasetinde birçok tehlikeler doğuran bu hat meselesi halledilmiştir veya halledilmek üzeredir.
Mezkûr hat vaktiyle Çarlık Rus-yası tarafından uzatılmıştı. Çarlık Rusyasının maksadı bu hat sayesinde evvelâ iktisatça, daha sonra siyasetçe Mançiriyi ele geçirmekti. 1904 de Çarlık Rusya ile Japonya arasında vuku bulan muharebede Çarlık kuvvetlerinin mağ.ûbiyetine uğraması üzerine bu hattın kıymeti düştü.
Daha 6onra Japonların Mançu-riye istilâ etmeleri üzerine Sovyet-lerin bu hattan istifade etmelerine imkân kalmadı. Japonyanın bu hattı zabtedcceğinde şüphe yoktu.
Buna rağmen iki taraf hat üzerinde bir hayli uğraşıp durdular. Japonlar hattı kuvvet istimal ederek ele geçirmekten ve bu yüzden bir harbe sebebiyet vermektense her bahaneden istifade ile Rus memurlarını tazyik etmeyi ve bunları tekre teker tevkif etmeyi kurdular. Bu yüzden ara sıra çok tehlikeli vaziyetler hasıl olurdu. Son hal çaresi, tahakkuk ederse, bu mesele de bertaraf edilmiş olacaktır.
İngiltere - Yemen muahedesi teati edildi
Ingiltere ile Yemen hükümetleri arasında yapılan muahedeler tasdik olunarak San’ada teati edilmiştir.
Bir İngiliz heyetini taşıyan bir İngiliz zırhlısı Hüdeydeye giderek merasimle karşılanmış, İngiliz heyeti sahile çıkarak otomobillerle San’aya gitmiş ve orada ağırlanmış, daha Sonra imam Yahya tarafından kabul olunmuştur. Heyet, İngiltere kralınca tasdik olunan muahede nüshasını takdim ettikten sonra İmam Yahya tarafından tasdik olunan nüshayı almıştır.
Heyet vazifesini yaptıktan sonra geri dönmüş ve Hüdeydeden hareket edip gitmiştir.
17 talebenin ricası
17 talebe namına Ali Fuat imzasile aldığımız bir mektupta, kendilerin Davutpaşa orta mektebi Bakalorya imtihanlarında yalnız bir dersten muvaffak olamadıkları bildirilerek ileride bu imtihanlarını vermek üzere şimdi Liseye devamlarına müsaade olunması hususuna nazarı dikkati celbetmemiz rica olunmaktadır.
Asurilere hâlâ yer aranıyor
Asuriler için hâlâ vatan aranıyor. Bunların kâh Afrikaya sürüleceklerini, kâh Afrikaya gönderilecekleri söyleniyordu. Fakat Afrika da, Amerika da bunları istemeyor. Nihayet Asurilerin Suriyeye gönderilmeleri ileri sürüldü. Bunun da aslı çıkmadı. Çünkü Suriyeye gönderilecek olanlar, evvelce Suriyeye kaçanların çoluk çocuklarıdır.
Nihayet lngilizler Asurıleri orta Amerikada ki müstemlekelerden birine gönderecekleri anlaşı dı.
Asurilere böyle kapı kapı yurt aranması, umumi harpten başlar. Bunlar umumî harp sırasında OsmanlI devletinin hudut içinde yasıyorlardı. İngilizlerin Iraka girmeleri üzerine onlar da İngilizlerle bir oldular ve Türklere saldırdılar. Sonra İngilizler bunların cezaya çarpılacaklarını anladıkları için Asurileri alıp İrana götürdüler, daha sonra Iraka getirdiler ve onlara muhtariyet vereceklerini söylediler. Bunlar da sanki Asuri devletini yeniden diriiteceklermiş gibi sevindiler. Şımardılar. Iraktaki vatandaşlarına karşı yapmadıkları zulüm ve hakaret kalmadı.
Bu sıralarda Asuriler tekrar Hakkâri taraflarına sevk edilerek Türklere karşı harekete geçirildiler. Çünkü bunlara bu taraflarda yurt verileceği vadolundu. Asuriler bu harekette muvaffakiyetsizliğe uğradıkları için yeniden ayaklanarak bir yurt istediler. Tabii kulak asan olmadı. Nihayet bun'ar İraklılara pusu kurmağa başladılar. Ve bunun üzerine Iraktan çıkarılmaları kararlaştırıldı. Şimdi de İngilizler onları Gûyanda bir parça araziye yerleştirmeğe karar verdiler.
Fakirlere yardım
Toptancı tüccarlar, bakkallar, zahireciler ve manifatura tüccarlarile zenginlerin nazarıdikkatine!
Geçen sene olduğu gibi bu sene de Cümhuriyet bayramında fakirlerimize yiyecek ve giyecek ile yardıma çalışmaktayız. Elli bine yakın nüfusu ve içlerinde oldukça mühim yoksulu olan bir muhitte yapacağımız yardımı fazlalaştırmak için her zaman olduğu gibi cümlenizden yardım diliyoruz.
İçtimaî yardım; fert için refah ve saadet kaynağıdır.
Topkapı Türk Fakaraperver Hayır Müesscsesi Müdüriyeti
Sümer Bank
Yerli Mallar Pazarı
Yarınki Pazertesi günü saat 11 de Karaköyde eski Borsa binası altında. Karaköy kundura şubesi açacağı haber alınmıştır.
Seylân adası halkı
Müstakil mazilerini ihya etmek istiyorlar
Hindistanın Cenubundaki Seylân adası vaktiyle büyük bir devletti. Onun Kandi adını taşıyan şehri, müstakil hükümdarların payitahtı idi. İngilizler bir asır evvel buraya girdikleri zaman müstakil kralların müra6sa tahtlarını da alıp götürmüşler ve kendi mcar'.ekctlerinde muhafaza etmişlerdi. İngiltere hükümeti geçen'.erde tu tahtı yerine iadeye razı olmuş, ve bunların iadesi Seylân adasının hertarafında derin sevinçle karşılanmıştır. İngiltere kralının oğlu, bu muhteşem tahtı, eski Seylân hükümdarlarının sarayındaki asıl yerine koyduktan sonra fevkalâde merasim yapıkmış, Sey'ân ha'.kı bu merasimde eski günlerini bütün güzeli.ği ve haş- , meti ile yaşanmış, memleketin uluları, istiklâl devrinde giydikleri teşrifat elbiselerini giymiş, rakkaseler, musikişinaslar renk renk elbiseleriyle âyinler yapmış, baştanbaşa sırmalara boğu'ınuş fiiler resmi geçit yapmış, eski Kandi şehri kamilen donanmış, sabahlara kadar fişenk-ler atılmıştır.
Seylân adasında milli birlik şuuru günden güne kuvvet bulmaktadır. Millî şuurun günden güne ilerlemesiyle bu memleketin de bir gün istiklâline kavuşması beklenir. Hele eski hükümdarların taç ve tahtının iadesi ve bu memleketin mazisini bütün revnak ve kuvvetiyle canlandıran eserlere karşı gösterdiği tezahüratlı kabul, Seylân halkının bu maziyi yeniden yaşatmak fikrinde olduklarını açıkça göstermiştir.
ı RADYO PROGRAMI l__________________________.
30 Eylül Pazar
İSTANBUL
18,30.- P âk neşriyatı. 79,20: Ajans haberleri. 19,30: Türk musikisi neşriyat;: (Kemanı Reşat, Mesut Cemil, Muzaffer Beyler ve Vecibe, Vedia Rıza Hanımlar.) 21; Ateş - Güneş kulübünden nakil, Ajans ve Borsa haberleri. 21,30.* Orkestra karışık program.
«23 Khz. BÜKREŞ, 364 m.
77,30: Dini neşriyat ve konser, 17; Radya orkertrası. 73; Musahabe. — Kon ser. 13,45; Tagannili neşriyat. 14 15; Haberler. 14,40; Plâk. 17: Köylü neşriyatı. 10: Jean Marcu takımı (karışık musiki.) 19; Haberler. 19,15: Orkestranın devamı. 20; Üniversite dersi. 20,20; plâk. 20,45; Konierans. 21: Ispanyol musikisi. 23: Haberler.
)23 Khz. VARŞOVA. 1345 m.
18: Dans. 78,50: Musahabe ve radj o piyesi. .0: Hafif musiki. — Musahabe 21: Akşam konseri. — Musahabe. — Neşeli neşriyat. 23,75: Reklâm ve konser, 23,30; Dans musikisi. 24: Musahabe. 24,0$; Dans
-5 F bz. Fi DAPİlŞİE, 550 m.
19: Neşeli musahabe. 7 9,33; Farkas sigan takımı. 20,40; Musahabe. 27,10; Spor. 21,3J: Viyanadan nakil. 23; Haberler. 23,25; Viyolonsel konseri. 24,15. Cazbant.
38 Khz. PRAG. 470 m.
18,45; Almanca neşriyat. 20: Mazepa isimli Tschaikovvsk'nm operası. —Musahabe. 23,30: Salon orkestrası.
230 Khz. LÜKSEMBURG, 1304 m.
Ingiliz akşamı. 2(); Konser, 27; Karışık film musikisi. 21,30: Musahabe. 22: Karışık Ingiliz musikisinin devamı, 22,30; Hafif musiki. 23: Karışık konser. 23,3U: Dans musikisi.
686 Khz, BELGRAT, 437 m.
18,30; Dans |plâkları. 0: Stan Goles-tanın bestelerinden parçalar. 20,50: Plâk. 21; Musahabe. 27,30: Muhtelif opera parçaları. 22; Radyo piyesi. 22,30: Radyo orkestrası. 23; Haberler. 23,75; Popüler orkestra musikisi.
ROMA - NAPOLİ - BARİ
27,45: Oreficeln eserlerinden «CHO-PIN( isimli opera temsili.
841 Khz. BERLİN 3S7 m.
18,30; Stemerin idaresinde Berlin radyo orkestrası. 20; AktUalite. 20,40; Spor. 27: Ziraî neşriyat. (Mütenevvi neşriyat.)
950 Khz. BRESLAU. 316m.
19: “Silesya ekimi,, İsimli neşriyat. 20; Aktüalite. 20,30; Haftanın haber İcmali. 21; Alman ziraat günü neşriyatı.
Doktor Şekip Habip Bey
Verem hastalığı hakkında tetkikatta bulunmak üzere bir I
buçuk ay evvel Avrupaya hareket etmiş olan Doktor Şekip Habip Bey avdet etmiştir.
a re
Yeni bijnt
İstanbul
cak
beste m£
____________________Ah-
Şirkete bu akşama «JJ;
jüri lıeyetjjj® ı
Bir ay evvel İstanbul radjerin I su dinleyicileri arasında bir n siki beste müsabakası açmı$fejsj Müsabaka yalnız Türkler ı’ubu açılmış olup her vatandaşı'^”* tarafından bir veya mütea', ve vals ve tango ve orkestrasynuş lu parçalarla iştirak edilelrafl Eserlerin bu ayın sonuna dar, yani en son bu ak^^ radyo şirketine gönderib,5ta lâzım gelmektedir. ‘am
Bu eserlerin teknik noky®‘ lan olmıyan arı konservaÇ|erj âzasından mürekkep bir rdan heyeti tarafından tetkik rek radyo nota ve güfte^J^ beraber neşredilecektir. et_ Bu suretle bilûmum dinliseler eserlerden en çok hoşl ^r* gidenini bir tezkere ile ümle şirketine bildireceklsrdir çok rey alanlardan biriı*Xtan tango ve vals parça ma t, den 100, ikinci iki esere jerle-liradan 60, üçüncü gelen )pj eser için de 20 şerden 40 Je-mükâfatl nakdiye verile' Radyo şirketinin bu h]r'“da bütün radyo ve musiki Herinin lıları tarafından büyük vinçle karş lanmıştır. sterilen Bu müsabaka ilk sempati basit görülmekte ise c tme(*en telif bakımlardan firülmiif_ ehemmiyeti haizdir, anın bü-melidır ki bir çok yab takdirle ve tangoların güfteleri t?™')!'
Alman radyıiür.,
* matbua-
komiserie hizmet;
Alman propagand^kkmdâ bir müddettenberi nütemadî Alman radyoları ko^nuniyeti ifa eden Hans OttomeMw te_ asaleten bu vazifeye o|ar arası miştir. ——
Langenberg tr» 1 rpi. -
;;x'irK 1 ıcaret Bankası
İmiş olan Langenberg e
XdT„ür-titren eIİ MART BİLANÇOSU anten kudretile çalı Mürsilenin şimdilik — ■ -
anten pek uzun olmaası Ku?-raber pek iyi netice duğu yapılan tecrübt.485 bit edilmiştir. Malû,526 üzere yeni mürsilelerc, 334 lan antenler ekseriyet leye gerilmiş olmayıp sek demir kulenin 1 amudî şekilde sar.389 Langenberg mürsiles; kulesi 160 metre y olduğu halde bazı feı tan dolayt muvakP-408 metrelik bir anten
Eski demir ante) sökülmesi devam detçe bu merkez '37.258 6,30 da çalışmıy. doğru 11 de neşr çaktır. Suriye’de de bft2 188
Suriye’de bir rad^*333 nin inşasına karar 1.394 Mürsilenin Beyrut’ta 2-394 tekarrür etmiş ve n( lacağı kararlaştırır fen memurları tara kikat icrasına başlan kında en münasip j yerde yeni Beyrut ,.344 inşasına başlanacakt Beyrut’un Mısıra daha iyi işidileceği dilmektedir. 1--
846
)»♦ Hacı Fid.n merhumun halefi „ ♦ 1 ,ncı smıf T
l: Sünnetçi Emin î İX i'imk'l-'S,l?’ı. e’ki kabil)™ ve 3 İ »im müşabeheti dolay„;vle f
t terem m0,ferilerimin yT„"ma. t lî D-f !ç n *eni adresime dikkat- 1
ması irin r.,ler|n»n yanılma- ♦ IX Be,ikta. Ren' .adr.e,lm' dikkat: j I d. ehİ’r8 z,n deposu .
t tnp B- aparhmanı Tel. Ka- 1
bine 44395 1
av 40621 .......J
30 uncu konferansını kapıyorum. „ (Şiddetli ve aürekli alkışlar) Danimarka murahhasının son sözleri Konferans dağılmak vo murahhaslar salonu terketmek üzre iken, geriye fırlayan Dan’-marka murahhası şiddetle alkışlanan ve çok candan söylendiğine şüphe olmıyan şu sözleri söyledi:
“ — Bu güzel şehirdeki toplantıyı fevkalâde büyük bir suhulet ve maharetle tertip ve idare etmiş olan Türk grubuna, bütün konferans heyeti namına teşekkür ederim. Ta-biatin eşsiz güzellikleriyle donattığı ve süslediği bu güzel • şehirde, Osmanlı imparatorluğu- ı| nun bir zamanlar ecnebi kral- 1 lara melce verdiği bu saraylar bugün, pek kıymetli bir beynel-mesaiye, sahne mazinin bir hayal, fakat hayallerin bir hakikat olduğu bu hârikalar diyarında geçirdiğimiz günlerin kıymetli hatırasını bütün kudretile daima hissedeceğim.
Biz şimdi bu parlak çatılar altında Gaziyi, Türk milletini, muhterem reisimiz Haşan Beyi, İstanbul matbuatının ve İstanbul şehir ve halkının nezaket ve misafirperverliklerini hürmetle selâmlıyoruz.,,
Demiş ve“ Yaşasın 1 ürk Cumhuriyeti!,, Diye bağırmış ve eşsiz alkış ve tezahürleri davet etmiştir.
7
İVAPURCULUK I TÜRK ANONİM ŞİRKETİ I İstanbul Acentalığı | Liman han, Telefon: 22925
Trabzon yolu \Dumlupınar ’*pur 1 30 Eylül Pazar günü saat 20 de ] Galata rıhtımından kalkacak. Gidişte Zonguldak, İnebolu, Ayancık Samsun, Ünye, Ordu, Giresun, Tirebolu, Görele, Trabzon ve Ri-zeyc. Dönüşte bunlara ilâveten Of ve Sürmeneye uğrayacaktır.
İzmir ve Mersin SÜR’AT YOLU İNÖNÜ vapuru
4 Teşrinievvel Perşembe günü saat 11 de Sirkeci rıhtımından kalkarak doğru İzmir, Antalya, Alanya, Anamur Mersin ve Pa-yasa gidecek. Dönüşte bunlara il .veten Taşucu Çanakkale ve Geliboluya uğrıyacaktır.
Devrek hukuk hâkimliğinden:
Sarnuş köyünden Kara Haşan oğlu Mustafanm karyeden ■hitanT'GGrarîR'Bu-TS-İpt'ati. evrak mahkemeye tevdi kılınmış ve Şerife namım çıkarılan davetiye varakası nahalli ikameti meçhul bulunduğundan dolayı bilâ tebliğ iade kılınmış olmakla müddeinin talebiyle miiddea-aleyhe ilânen tebligat icrasına karar verilmiş olduğundan mez-bure Şerifenin muhakeme günü olan 18/ Teşrinıevvel/934 Perşembe günü saat 9 da Devrek hukuk mahkemesine gelmesi veya bir vekil gönderme» aksi halde muhakemenin gi; yaben icra kılınacağı tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. (3057)
Üniveriste Miibayaat
Komisyonundan:
1 — Üniveriste Hukuk Fakült isi Okuma salonu mobilya işleri.
2 — Tıp Fakültesi Bakteriyoloji lâboratuvarı tamir ve tadil işleri.
Yukarıda yazılı iki iş olbaptaki şartanamesine tevfikan ayrı ayrı olarak kapalı zarf usulile münakaşaya konulmuştur. Talipler şartnamelerini görmek için hergün Mübayaat Komisyonuna müracaa edebilirler. Münakaşa günü olan 3/10/934 Çarşamba günü saat 1 da teminat mektuplarile Mübayaat Komisyonunda hazır bulunmaları ilân olunur. “5530,,
PASİF
İZAHAT
59
52
23
90
73
43
52
31
41
41
49
38
29
SERMAYE................
İhtiyatlar............
Fevkalâde ihtiyat Kanunî ve Nizamî ihtiyat Muhabir bankalar . . . Mevduat...............
Cari hesaplar . . . . Tasarruf mevduatı . . Vadesiz Vadeli
0.00
131.376.45
1.200.000
131.376
00
45
.................. 85.276
.................. 195.561
............... 1.578.656
............... 2.408.959
145.682.10
2.263.277.11 ,
Bir ay kadar
Bir aydan bir seneye kadaı
Bir sene ve bir senden
fazla vadeliler 1.225.465.13
Tediye emirleri:...............................
Sair muhtelif alacaklılar . ..................
İtfa tahsisatı..................................
Talep olunmamış temettüler ve koponlar . .
Nazım hesaplar.................................
948.629,71
82.182.27
. 39.442
694.834 . 12.710
120.296
1.262.732
7759.846
21
50
62
21
93
00
02
97
38
—ZAMAN—
Eylül 30
Zaman Ansiklopedi
Tıbbıadlî
Birkariimiz soruyor:
“Gazetleerin havadis larında “Tıbbıadlî,, den
sütun-daima bahssedilir. Bundan maksat nedir. Bunu lütfen izah etmenizi rica ediyorum..
Cevabımız
“Tıbbıadlî,,, tıp ilmini, kamunun gaye ve maksatlarına tatbik etmektir. Tabiî ölümlerden başka herçeşit ölüm hâdıse-.i, “Tıbbıadlî,, tarafından tahkik edilir ve ölümün sebeplen meydana çıkarılır.
Kanunun ve adliyenin tıptan edindiği istifadeler çok büyüktür. Tecavüz yüzünden vukubu-lan bütün ölümlerden başka doğum veya cinsiyete ait bir çok hâdiseler, gayrı meşru ameliyat, evlenmeğe veya boşanmağa ait türlü türlü işler, ka-
î
Mecmualar
i
i
I
1
( ı 1
1
t
V
8 d
I
V* t
Yeni Türk
İstanbul Halkevi tarafından neşredilmekte olan Yeni Türk Mecmuasının Ağustos 934 tarihli ve 25 numaralı nüshası çıkmıştır. Her sayısında olduğu ğibi mecmuanın bu sayısında da tetkike müstenit faydalı makaleler vardır. Bu meyanda Doktor A. Süheyl Beyin Tıp dililin gidişi unvanlı makalesi kıy-netlidir.
Tıp ıstılahlarımızın Türkçeleş-rilmesi kabil olabileceğini ispat için
I, 'azılmış olan bu makalede bazı .| ski tıp kitaplarımızda mevcut ke-«I imelerden nümuneler seçilmiştir, ki ,.| ydurma olmıyan bu kelimeler,
laksadı anlamak ve anlatmak iti-ariyle Arapça ıstılahlara her hal-f e müraccahtır. Meselâ hemen hiç j irimiz (kâbi ünsi) terkibi arabisinin , ianasını anlıyamaz. Bunun Türkçe-(I (içeri topuk) imiş. (İçeri topuk) s ullanıla kullanıla pek alâ bir isti. lah yerine geçer ve manasını da k r okuyuşta doktor, doktor olmı-
J. ında anlar. Maamafi bu meyanda ürkçesi Arapçasından daha kolay
liâ *»|; ılaşılmıyan kelimelerde vardır. ' I una da misal olarak Salep için ÖI 0 Ulanılan Dilgu kelimesi gösterileli Tir. Salep Türkçeleşmiş olduğuna Rm ^'Ure bunu bırakıp (Dilgu) gibi kim-nin anlıyamıyacağı kelimeyi kul-‘ hü-
r ıa makale heyeti umumiyesi ile ( * 1 lüdür, kelime uydurmaktan ziya-' uzun tetkikat ile hakikî kelime |LImak yolunda ciddî çalışmak is-tenler için Süheyl Beyin yazısı mune olarak gösterilebilir.
!•'
!*•.' £*1 oin anlıyamıyacağı kelimeyi I f ımakta tabiî fayda yoktur.
r a
:^i
I
I
Bugünün Aşkları
p
İ/IV '
Tİ
z U* I 11 İT hırakmıyan birer üzüntü gibi rnfr Îİ’mın kafasından gelip geçti JVj r_ ' jfl» en(l*îes‘z adımlarla yürüdü, il lO* Mamanın kapısına kadar geldi.
^'5* 'İrCAnırı ııvıımıı.lıı fil. »t L--.
,aV r t
7ZZî Roman
•ısına tasarruf etmek istediği şu nk acaba eve dönmüş müydü, ’ ınüşse onun karisiyle kurulacak '»enin gizliliği ne dereceye ka-’■ temin olunacaktı?..Bu düşünce-
tapıcı uyumuştu, fakat kapı tı. Bülent, ihtiyarsız gülümsedi: p Aşk yuvalarını uyku bekler!.. |edi, tereddütsüz içeri girdi, jivenleri tırmandı, Saim Bey
adlî tarafından verilen raporlara ehemmiyet verilir.
Bütün bunlardan başka tıp mesleğine mensup olanların tavır ve hareketlerini kontrol etmek meslekî bir meselenin hududunu tayin etmek gibi işler de Tıbbıadlinin salâhiyeti içinde sayılıyor.
Tıbbıadlinin tarihi çok eskidir. Hamurabinin kanununda buna dair işaretler bulunduğu gibi Musanm şeriatında, eski Mısır kanunlarında, eski Yunanistan ve Romada bunun birçok izlerine tesadüf olunmaktadır.
Avrupada bunun bir fen o-larak tanınması 16 ncı asırda başlar. On altıncı asrın ortalarında, sihirbazlar aleyhinde ya-pılan takibatta tıptan istifade "1İl|^ım“ı.?11 * ,“^İnCİ V‘ °~
Mecmuası
Mecmuada bundan başka (has isimlerin tetkiki), (Şarkî Türkistan) hakkında bu kıt'anın geçirdiği tarihî safhaları muhtasaran gösterir mabaitli bir mekale, (Kadeş) meydan muharebesi isimli tarihî bir mekale (bu muharebe Mısır hükümdarı ikinci Ramses ile (Hitit)ler arasında cereyan etmiştir) vardır, ki yazan Feridun Bey bu çetin vaka’i tarihiyeyi hayli etraflı tasvire mu-muvaffak olmuştur. Makaleye iki d( kroki ilâve edilmiştir. Bundan başka (etimesut) Nümuneköyü hakkında resimli bir makale, Hüseyin Rahmi Bey üstadımızın (annemin ölümü) unvanlı çok acıklı bir hatırası vardır.
Bakır köyündeki sirkat ve bir izah
Bundan dört gün evvelki nüshamızda, Bakırköyde zeytinlik caddesinde oturan madam Makrohinin 8000 türk lirası tutan paralarının aşırılmış olduğunu zabıta tahkikatına istinaden yazmış ve madamın iddiası üzerine, Abdülkerim ve Mehmet efendi isimlerinde iki elektrikçinin polisçe isticvap altına alındığını ilâve etmiştik.
Abdülkerim efendi, bize gönderdiği bir mektupta kendisinin elektrik şirketi Yeşilköy şube montörü olduğunu,madam Mak-
B
Tefrika No: 26
ailesinin oturduğu dairenin kapısında durdu. Oraya kadar göz yordamiie gelmişti, çünkü merdivenler zifiri karanlıktı, apartman sahibi galiba tasarruf için lâmbaları erken söndürüyordum. Fakat bu, aşk yolcularına büyük bir hizmetti, onlar - hele Bülent vaziyetinde iken - nurdan hoşlanmamak, karanlığı sevmek ıstırarındadırlar. Nitekim o da başını dıvarla-ra çarpmak, sendeleyip düşmek gibi tehlikelere rağmen bu karanlıktan memnun kalmıştı. Yal-
İSLERİ
kalyada vaziyet
Bütçe açığı azalmakla beraber haricî ticaret muvazenesi boyuna bozuluyor
; Giornale d'İtalia gazetesi Jtalyanın iç piyasa ve dış tica-vakaet’ hakkında istifadeye şayan etmiş)’r makale yazmıştır. Bazı kırımlarını hulâsaten tercüme edi-hamnoruz :
köyd Devlet bütçesi geçen malî yenenin 3 milyar 796 milyon ta8nÇ’?ın^an ku malî seneye an-Simoı?k 1 milyar 630 milyon Üret" ran kir açıkla girmektedir. De-rahipek ki kalyanın 1934-35 malî g*ltm(litçesindeki aÇık geçen seneye efend?re eksiktir. Hayat pahalılığı içeri $0 yılına nazaran yüzde 24 dakik’bctinde eksilmiştir.
şüp öResroî iskonto adedi 1930 Rznda yüzde 5.5 iken şimdi % hal 2 inmiş bulunmaktadır.
Cesetrasarruf hesapları son dört Iki^e zarfında 4 milyar liret art-Hak.. ~ ?
lesind/unva arpa ticareti ger Hrpa ahş verişlerinde son kat bherde birdenbire bir dur-° KoXll,,( arız olmuştur. İthalâtçi saların böyle birdenbire mı$’ ^unlaşmasına sebep Sovyet sini vua Sunadan arpa arza-ı ı a başlanmış olmasıdır. Rus mışlardı * ... ...
L. ... zaman o.uyor kı müstehlik
bir çilin , 7 , ,
efendim a ara arPa göndermemekte rinde bıuna memleketleri ise eksik Cesed dolayısile bundan birkaç fmdan y;vve’ hububat ihracatını bir kalp tmişti. Bununla beraber edilmkeelmilel arpa piyasalarında sir d! durgunluk muvakkat oldu-dığı da kanaatimiz vardır çünkü anlaşılaca. müstahsil memleketler-Ağjzıları arpa ihracatı ya-Son gaktadır. Ancak nısıf kü-yaralanmanuk) arpalarının piyasa-Dün de, tesirler yapacağı heüüz başında Camez çünkü Arjantin ve numarada alya hasatlarını kânun-Cevdet ismi ra k ederler. Arzların toplamak » fiatları düşürmüş ve bu sırada iklükte alış verişlerde ederek düşnğa sebep olmuştur.
Cevdet Eırc]a spekülatörler dü-kaldırllmışt:.r]a görmekten içti-Odun •rler. Yarın daha düne
Lângada işe bileceği malûm ol-oturan sancmal almak istemezler oduncu Celâ3yuna yükselen piya-önünde bir y; ahş verişler o|ur kavgaya t.j; ma| aIan bir aJa odunla Hüse £ .
ara fazlasına satması İlkeli surette ) . . D.. ...
pek çoktur. Buyuk .USeyi/\‘salarından biri olan nesine kale ......
... . ı Vınıpek borsasıuda
tutulmuştur. , , r„
______________ta buşelı 62 çenetten rohinin evine33 bu hafta 57 sezere vazifete ‘S f,atl göstermiştir, vakasından ilar ‘îin ise haf allk madamın mCda da söylediğimiz lise celbedil at Pİyesaları istekli matına mür.'“a olduğ™da» satış-dirmektedir.'vam ed,P Sidecektir-
nız İtam öv kalkmak üzere bulu-ij rn güvertesinden Istan-
gıbı oldu. Ç özerinde dumanlar için-bildireceğini gribi görünen ihtişamlı beklenip beki seyrederken işte bunia-mıyordu. r, bu şehri belki ebe-Lâkin bu öreğinden dolayı yöre-medi, kap. ya?
bir kol uzand..^"' ““i !ert- -hAr,lt'! t , ’ırkaç defa otturdu
Bülent, bir çok Güçtik bir römorkör miş olmakla be: ağır ağır çt kere nıştan ve çekiliş*. Vapurdaki yolcular pılmıştı. Veziyetıaklıklara dayanmış, susiyet, sihirli Fjarı eŞİerine, dostla-koluna yapışa-1"', »»»■yo'lan "h-... .. , lış olanlarda ellerıle, göğsünde uzarton veda selâmlarını ha derin karan Bu kalabalık içinde idi. ahzun mahzun etrafı
Yarı açılmıe vardı. Lûtfi Süreyya-yan süzülmek ç-k olmadığı için
o kol yukarıya'0*1'^. has;r isk™1';-ı ,. . «İŞ. yalnız başına dal-
muşak bir lşare saliyetini muhafaza deydi. Bülent (k vapur düdük ses-tediğini anlamların bağrışmaları ara-o yumuşak işaravaş döndü, Saraybur-pıştırmakla ifh(*k etti. O Burnu da yine
Bekliyen kadde!kkti„ile, «'t*1' °n-, , ıratı arttırdı ve Kum-
salona doğru s hiza arlnda tam 8Ürat|a koyu vo çok engin suları içinde içinde yürüyoraşladı.
mıştır. Alelâde iflâs sayısında da eksilme vardır. Bu salâh aynı zamanda sanayi istihsalâtı endekslerinde de görülmektedir. 1928 senesi için 100 müş’iresi kabul edilince 1933 başlangıcında müş’ire “7„ rakamını göstermiş şimdi de 91 endeksine çıkmış bulunmaktadır.
Ancak iç piyasa sınırlarının dışarısındaki umumi vaziyette aynı salâh yoktur.
Geçen sene hissedilecek derecede eksilmeye yüz tutan haricî ticaret muvazenesi bu senenin ilk yedi ay zarfında boyuna artmış ihracat işleri ithalâttan daha büyük bir hızla eksilmiştir. kalyada işsizlik bilhassa ihracatın azalmasından ileri gelmektedir.
Yün iplikleri
Mensucat sanayiimiz için yün ve pamuk iplikleri başlıca iptidaî maddelerdir.
Yün ipliklerini Fransa, Ingiltere, Belçika, Almanya ve kalyadan ithal etmekteyiz. Son zamanlarda Japon iplikleri de piyasamızda bir yer tutmuştur. Bu iplikler gayet ucuz fiyatle arzedilmekte Avrupa mallarından yüzde 10 hatta 15 eksiğine satılmaktadır.
Japon ipliklerinin iyi olduğu halde tediye şartları bizim piyasamızın adetlerine uymadığından Japon ipliklçileriyle alış verişler pek kesif değildir. Yün ipliği ithalâtımız senelik 12 milyon frank gibi mühim miktarlara baliğ olmaktadır Fransa baş satıcımızdır. Burada senede beş milyon franklık yün ipliği almaktayız.
Fransız fabrikatörleri tediye şartlarında bir çok kolaylıklar göstermekte üç, dört, beş ve altı aylık bonolar kabul etmektedir. Bazen bu bonoların müddetleri de temdit olunmaktadır.
Bizim ihtiyacımız daha ziyade taranmış yünlerden mamul ipliklere münhasırdır. Kaba kumaş, aba, battaniye ve askerî melbusadı yapan iplikleri esasen kendi memleketim zde imal etmekteyiz. Şimdi ithalât ipliklerinin fiatı adi iplikler için ki-loşu 16 ilâ 20 iyi cins ipliklee 18 den 40 franga kadardır. Pamuk ipliği piyasasını da aşağıda ki cedvelde gösterdik :
Yerli Mallar Yedikule mamulâtı
Ekstra Kuruş
4 Nnmara paketi 455
10 „ „ -J85
14 „ „ 525
Vater
395
425
465
Lûtfi Süreyyanın yanında bir paket gazete vardı.Bunları birer birer açıp gözden geçirerek kendini unutmak istedi. Sıra yeni intişara başlan ış bir kadın ve moda gazetesine, geldi. Res mli oıan bu gazetede İstanbulun kibar âlemine ait haberler, dedi kodularla beraber, bir hafta zarfında evlenen maruf kimselerin de resimleri vardı. Birdenbire bir sahifede gayet güzel ve gösterişli bir genç kız remi nazarı dikkatini ce(betti. Bu gelinlik kiyafetiyle Melâhat hanım idi. Diğer sahifede de Melâhat hanımın Remzi bey ile kol kola çıkmış bir resimleri vardı. Bu, nikâhtan sonra bir toplantıda alınmış resim idi. iki gencin etrafını, Remzinin arkadaşları olduğu anlaşlan bahriye zabitlerinden müteşekkil bir kafile sarmıştı. Bu resim bir tablo olacak kadar güzeldi.
Melâhat resimde çok mesut görünüyor, yüzündeki saadet ve sürür alâmeti bu ruhu kibar, endamı kibar, her hali kibar genç kıza peri hikâyelerinde tasvir edilen Padişah kızları kadar hulyavi , adeta semavî bir güzellik bahşediyordu. Remzinin arkadaşları olan zabitler de beyaz elbiseleri, hepsinin göğüslerindeki istiklâl madal -
Balkan güreş şampiyonası ağlanacak bir hikâye oluyor!
Müsabakaların yapılabileceği bir yer bulmak mümkün olmadı — Türk takımına hangi güreşçiler dahil?
Birinci sahifeden devam
Mesele bu noktadan itibaren tuhaflaşıyor: Fransız tiyatrosu ş.mdi Şehir tiyatrosunun tahtı isticarındad(r. Şehir tiyatrosu rejisörü Ertuğrul Muhsin Bey de, hatta Vali Beyin arzusuna rağmen binanın Balkan şampiyonasına tahsisine mani olmaktadır. Sebep te bir kaç pruvanın gecikmesi imiş.
Güreş Federasyonu Reisi bu hususta bize dedi ki:
“ — Bir çok müşkülât içerisinde bir takım çıkarmaya çalışıyoruz. Takımın her uzvunun geçen seneki kadar kuvvet.1:— olduğunu iddia edemem. Çünkü birinci Balkan güreş şampiyonasından itibaren muntazaman geri gitmekteyiz. Buna mukabil komşumuz Balkanlılarda gözle takip edilecek kadar mahsûs bir ilerleme var. Bu gidişle Balkan şampiyonluğumuzun hakikî bir tehdit kaşısmda bulunduğunu her sporcunun bi mesi lâzımdır: Bilhassa kulüp zimamdarlarının.
Bugün umumiyet itibariyle güreşte eski şevk ve gayretin azaldığını görüyoruz. Herkes güreşte galebeyi pek tabiî telâkki etmeğe baş'adı. Fakat galebenin nasıl temin ve idame ettirilmesi lâzım geleceğini düşünen ve esbabına tevessül eden, maalesef, pek azdır.
Federasyonların, sporcu yetiştirmekteki vazife ve vaziyetleri bizde yanlış an'aşılıyor. Bir federasyon, alâkadar olduğu spor şubesinde yetiştirici vaziyette değildir. Bu vazife spor kulüplerinin uhdesindedir. Federasyon kulüplerin mesaisini teshil ve tanzim etmekle, yetişen n^sil içinde sivrilenleri tekâmül ettirmekle mükelleftir.
Halbuki klüplerimiz güreşle ya pek az alâkadar olmakta, yahut hiç alâkadar olmamaktadır. Büyük ve zengin klüplerimizin, umumî spor himmetleri
Adana mamulâtı vater
4 . . 355
10 „ S85
14 u 435
20 „ „ 550
İngiliz malı
12 - 14 Numara paketi ekstra 645
/8-21 „ , „ 760
Italyan Biyanka
12 - 14 Numara paketi 580
18-24 „ , 715
Japon malı vater
20 Numara paketi 560
Hindiya malı vater
20 „ „ 550
yeleri ile o kadar mert, o kadar celâdetti gençler idi, ki bu grup adeta Türkün arşa kadar yükselmeğe lâyik asil civanmertliğini temsil eden bir tablo gibi idi.
Lûtfi Süreyya, bu güzellikler karşısında müteessir olduğu kadar hayran da kalmıştı. Suriyeli, bu kadar necip şimali ve tavırlı Türk gençleri karşısında kendisinin mağlûp olmaktan başka nasibi o'amıya-cağını bir defa daha itirafa mecbur oldu.
Gözlerini bir türlü resimlerden ayıramıyordu. Me'âhatm güzelliği ve saadeti karşısında ona inkisarda bulunmağa cesaret edemedi, bunu büyü kbir vicdansızlık addetti. Yalnız resmi havi yaprağı mecmuadan kopardı, genç kızın derin; cazibeli ve fakat çok açık ve saffetli koyu gözlerini bir daha seyretti ve ağzından :
— Mes’ut olun Melâhat Hanım, çünkü siz bu saadete lâyıksınız!....
Temennisi döküldü.
Fakat resme daha ziyade bakmağa dayanamadı, kâğıdı yırttı,
arasında güreşe yer ayırmaları azim ve sebatla çalışan güreşçi neslin daha kolay bir inkişafa doğru yürümelerini temin ederdi. Fakar bu nokta ihmal edilmektedir.
Balkan şampiyonasının icrasına bir haftadan az müddet kaldı. Hâlâ bir yer bulmuş değiliz. Bunun sebebi, teşkilâtın bu gibi mühim organizasyonları başarmıya müsait salonu olmamasıdır. Salondan sarfınazar, ticaret maksadile açılmış kapalı bir spor mahalli de yoktur.
Bu suretle yaraya esaslı Liy -ııeşteı vurtflîkfân sonra, işimize yarayacak sinema ve tiyatro salonları gibi, barlar gibi hususî müesseselere göz atalım: bunlarda da ihtiyacımızı karşılamak kolay olmıyor. Bin bir el etek öpmemize, bin bir yere baş vurmamıza rağmen, henüz hiç bir yerden muvafakat cevabı almış değiliz. Halbuki Balkan şampiyonasının tarihine dört gün kalmıştır. „
Güreşçiler yarın gelmeğe başlıyorlar
Balkan güreş şampiyonasına dahil olacak sporcular Pazartesinden itibaren şehrimizde toplanmağa başlıyorlar. Birinci grup bugün Pireden hareket eden Romanya vapurile yarın şehrimize gelecek olan Yunanlılardır. Yunanlılar da buseneki şampiyonaya ehemmiyet vererek şıkı bir seçmeden sonra hareket etmektedirler.
Romenler, Yogoslavya ve Bulgarlarda Çarşamba sabahı geleceklerdir. Bilhassa Bulgar-iar busene takımlarına büyük bir ehemmiyet vermektedirler.
Takımımızda kimler var?
Diğer taraftan, şimdiye kadar alman neticelere göre Türk takımının şu şekilde çıkacağı tahmin edilmektedir:
Filizde Hüseyin veya Kenan, en hafifte Abbas veya başka bir arkadaşı, hafifte Saim, yan vasatta Nuri, vasatta Mustafa, yan ağırda Ankaralı Hüseyin, ve ağırda Çoban Mehmet.
Buseneki maçları yine Beynelmilel beş milletin hakemleri idare edeceklerdir.
İlk müsabaka perşembe günü
Müsabakalar önümüzdeki perşembe akşamı saat 21 de baş-lıyacak ve bundan sonraki geceler aynı saatlerde devam ed'lecektir.
İ.k günü vali bey, Balkan güreşlerini açacak va kur'ada çıkan müsabıklar maçlara başlı-yacaklardır.
ufak ufak parçaladı, yerinden kalkıp küpeşteye yaslandı, başını şarka çevirdi. İstanbul artık sislere bürünmüş, görünmez olmuştu. Yalnız güneşin son şuleleri ile bir iki beyaz minare, bir iki kubbenin yaldızlı âlemleri ışıldamakta idi. Başını tekrar garbe çevirdi, ufukta batan güneşin son ölgün ziyaları, denizin gittikçe kararan morluğu ile karışıyor, Marmaraya, payansız bir enginlik veriyordu. Süreyya istikbalini bu muzlim ve engin deniz kadar meçhuiât ile kaplı gördü, elini açtı, Melâhatm parçalanmış kâğıt parçalarından ibaret resmi hafif rüzgâr ile uçuşarak zulmetler arasında kaybolup gitti...
Bitti
--------„-----------------------
Pembe Köşkün Definesi
Katil, genç vegüzel kızmı?
Karilerimiz yarın bu sütunlarda, pek hoşlarına gidecek olan “Pembe Köşkün Definesi,, romanımızı takibe başlıyacaklardır.
Eylül 30
—ZAMAN
7
Konferans dün nihayet buldu
i
mu-
Bey irat
1 inci saihfeden devam
Fransız mebuslarından Müsyü Candace “ zenci mebus „ :
“— 10 senedir mebusum , memlekette 10 ayda beş kabine buhranına şahit oldum. Bizde bir Nazırın mevkini muhafaza müddeti bir itimat reyine müracaat fasılası içine sıkışır. Halbuki Ingilterede hükümetler uzun müddet devam eder Bu, fırkaların sayılı Ve adedi mahdut olmasındandır. Malûmdır ki Ingilterede amele, Liberal ve muhafazakar olmak üzere belli başlı üç fırka vardır. Bu sistem, parlâmento dahilinde istikrar ve muvazeneyi temin eder.
Meclisi dağıtma hakkına gelince: Devlet Reisi bu hakkı haiz bulunmalı, ancak Ayan meclisinin yüksek tasvine arzetmelidir.
Mebusluk müddetine gelince : Bunun uzatılması taraftarıyım, iki sene pek az bir zamandır. Bu mfld-eet zarfında bir mebus lâyikiyle müfit olamaz.,,
Bunu müteakip Romanya murahhası Müsyü Apurel Cotma söz almış ve:
“—Ben, parlâmentoların iki partiden mürekkep olmasına taraftarım. BMtartKL Li.rsı, Kral
Hazretlerinin hükümet partisi, diğeri de Haşmetlu Kral Hazretlerinin (1) muhalefet partisidir. Tıpkı, Ingilterede olduğu gibi. „
Nazım Beyin nutku
Müteakiben Türk heyeti rahhasasından Nazım İzzet kürEÜye çıkarak bir nutuk etmiştir.
Nazım izzet Bey ezcümle demiştir ki:
“— Birlik, ruznamesinde temsilî rejimin inkişafı meselesini muhafaza etmektedir. Bugüne kadar en iyi olarak kabul edilmiş bir hükümet sistemine karşı yapılan mükerrer hücumlerin en sağlam kanaatleri bile sarsmaya başladığı bir 6irada, bu, mes’ut bir karardır. Bununla beraber yapılan tenkitlerin yeni birşey olmadığı nazarı dikkate alınmalıdır.
Yeni rejimler ne netice verecek?
Fırkaların disiplinsizliği, iktidar mevkiine gelenlerin vukufsuzluğu ve hükümet istikrarsızlığı, Demokratik ve hür müesseselerin muhafazasına lâzım zamanları yegâne temin eden rejim olmakla beraber bu rejimin ötedenberi zaif noktalarını teşkil edegelmiştir. Bir memleket kendi kendini temsilî rejim ile idare edebilir. Bu rejimin bütün kusurları Demokrat memleketlerin müşkilleri yenerek gayelerine ekseriya şayanı dikkkat muvaffakiyetlerle erişmelerine mani olmamıştır. Bazı memleketlere büyük bir meharetle v.e mülâyemetle ithal edilmeğe teşebbüs edilen yeni rejim ne netice verecektir? Bunu bize istikbal gösterecektir.
itirazlar nereye tevcih edilmeli?
Temsilî rejimin de zaaflarını bilmiyor ve ona karşı yapılan itirazlara kulaklarımızı tıkıyor değiliz, fakat hakikat şudur ki, temas etmiş olduğum kusurlar dünya harbinin ortaya çıkardığı vaziyet karşısında hâd bir mahiyet almışlardır. Buhranlar birbirini takip ediyor. Bugünün hükümetlerine düşen vazifeler mütemadiyen artıyor ve mudilleşiyor. Bize kalırsa itirazlar bizzat rejime değil, fakat bu rejimin tatbiki için kullanılmak istenen usullere tevcih edilmiştir.
Temsilî rejim takviye edilmeli
Türk heyeti murahbasas’, geçen sene, Madrit konferansında, Türk teşkilâtı esasiyesinin bazı maddelerini zikrederek temsili rejime nekadar bağlı olduğunu tebarüz ettirmişti. Re-f’imin takviyesi için teklif edi-en çarelerin hararetli taraftarıyız.
Parlâmento usullerindeki eksiklikler için ileri sürülen çareler bilhassa nazarı dikkatimizi çekmelidir. Bu eksiklikler gittikçe çoğaldı. Çünkü bugünün hükümetlerine düşen vazifeler eski hükümetlere düşenin aynı değildi.
Bugünkü hükümetlerin başarması icabeden işin mudi-liyeti karşısında emirnameleri ve salâhiyeti vasiayi lüzumlu bir fenalık olarak kabule mütemayiliz.
Lüzumlu fenalıklar
Şüphesiz ki hakimiyet vatandaşların heyeti umumiyesinde tecelli eder ve meclisin teşriî salâhiyeti hiç hir kimseye tevdi edilemez. Bu lüzumlu fenalığa muhterem raportörün çok samimî bir surette talep ettiği gibi ağır bir
vaziyet karşısında, muayyen bir müddet için mümkün olduğu kadar zaman ile müracaat olunur. Diğer taraftan yüksek bir hukuk profesörünün ileri sürdüğü gibi sınaî rey ve İçtimaî rey olarak arayı umumiyeye iki defa müra-caate mahal varmı dır?
Bu hususta komisyon tarafından kabul edilip muhterem raportör tarafından bu kadar açık ve objektif olarak tekemmül ettirilen hal çaresi üzerinde duracağız.
Umumî menfaat her şeyin fevkinde ve hâkimiyet bilâ kay-düşart meclise ait olarak politikanın vazifesi hâkim kalmalıdır.
Fırkaların adedi artmamış olan memleketlerde parlâmentoların daha pek çok faydalı olarak çalıştıklarını söylemek lâzım mıdır? Diğer taraftan icra kuvvetine karşı adliyenin istiklâli üzerinde nekadar ısrar edilse yeridir.
müsyü Robinson geldi. Müsyü Robinson müzakeratı alâka ile takip ettiğini, raporda parlâmentarizm ve demokrasi rejimleri hakkında mütalea edilen hususların taraflarından temamen tasvip ve Amerikada da aynen tat-j bik edildiğini, ve parlâmentolar ' konferansında mevcut noktai nazar ihtilâflarına rağmen, mü-zakeratın sulh ve adalet esaslarından mülhem olduğunu söyledi ve tekrar tekrar alkışlandı.
Mazbata muharriri kürsüde Sıra, projenin mazbata muharriri ve fransız murahhası heyeti reisi müsyü Marion Rustona gelmişti. Büyük bir hatip kuvetli bir siyasî ve çok sevimli bir devlet ve parlâmento adamı olduğu kadar, koyu ve samimî bir Türk dostu olan âyan âzası kürsüye çıktığı zaman bütün samiin dikkat kesilmiş, sıralar yeni baştan dolmuş, kabul salonda nefes alınmaz olmuştu.
Hatip sözlerine“demokrasinin„ ;uudc yvnun. “hürriyet rejiminin,, Fransız in-
Ça„LB, sHtıye; ha- kllâb,nln yaladığı ve bütün dün-
kikaten demokrat olan bir rejimin esaslı temellerinden biridir,,
Öğleden sonraki celse
İkinci celse saat 16,15 geçe Haşan beyin reisliği altında açıldı. Haşan bey, evvelki günkü otomobil kazası neticesinde yaralandığını bildirdiğimiz Fransız murahhası Müsyü (Hamlen) den gelen teşekkür mektubunu okudu.
Bundan sonra ruznameye geçildi ve İspanya murahhası (Esterlih) e söz verildi. Mumaileyh, İspanya murahhaslarının şimdiye kadar pek az beyanatta bunlunduklarım, zaten şimdiye kadar müzakersi geçmiş olan projelerin hepsini kabulde, meclis heyeti umumiyesile müttefik bulundukları için, fazla söz söylemek istemediklerini bildirdi.
Nutkunu memleketimiz ve inkilâbımız hakkındaki sözlerle bitiren hatip ezcümle;
“— İnanmak ve ümit etmek kurtuluş davasının en büyük çaresidir. Asrımızda bunu en kuvvetli hisseden mevcut binlerce mevani ve hayatî müşkülâta rağmen milletini bugünkü büyük mevkie çıkaran tek bir adam tanıyorum: Gazi Mustafa Kemal !„
(Şiddetli ve sürekli alkışlar). Italyan murahhasının söyledikleri
Danimarka murahhasını müteakip İtalyan murahhası Müsyü Daanrzatti söz aldı.
İtalyan murahhası, “bir Faşist meb’usunun “parlamento,, rejimi hakkında söz söylemeğe kalkışması biraz garip görülecektir,, cümlesiyle-söze başladıktan sonra demiştir ki:
— “ Parlâmentarizm de a6il mühim olan mesele parlâmento da tekâsüf eden reyler değil, o reyler üzerinde şiddetle müessir olan haricî tesirlerdir. Parlâmento dahilinde ki reylerin met ve cezri, asıl bu harici kuvvetle alâkadardır. „
Hatip sözünü Millet Meclislerinin tatillerine intikal ettirerek ve bu meseleyi bilhassa devletçi gözüyle tahlil ederek dedi k:
“— Bu nevi tatiller, hükümet mekanizmasının genişleyip rahat nefes almasına ve binnetice işleri daha iyi görmesine yardım ediyor. İstatistikler, tatil devrelerine tesadüf eden zamanlarda, hükümet işlerinin daha çok sühuletle tedvir edildiğini gösteriyor.,, (Handeler, bazı sıralarda itirazlar).
Müsyü Davanzatti, müteakiben bütçe müzakereleri esnasında söz söyleme müddetinin ve hakkının tahdidi kâfi olmadığını, adli ve siyasî kuvvetlerin ayrılması lâzım geldiğini söyledikten sonra teşriî masuniyetine de temas etti ve “hiç bir Parlâmanterin vatandaşlarından fazla bir hakka malik olmasının özenilecek birşey olmadığını ve bilâkis, masuniyetin eksik değil fazla bir vazife olduğunu,, söyledi. Ve dedi ki:
“— İspanyol murahhası, matbuattan bahsederken, gazetelerin neşriyatına naklikelâm ile, matbuatın hususî hayata taallûk eden neşriyatta hulunmamaları lüzumundan bahsetmişti. Falyada, cinayetlere müteallik havadislerin azamî otuz satırı tecavüz etmemesi hakkında şiddetli bir kanun vardır. Şahıslara, bilhassa aile mahrumiyetine hürmet etmek lâzımdır.,,
Amerika murahhası
Kürsüye Amerika murahhası
yaya aritâttığı insaniyet, ada'et ve müsavat prensiplerinin İlmî, felsefî ve siyasî bir tahlili ile girişti.
Hatip, mazbata hakkında söz almış olan myhtelif murahhaslarla mülâhazalarını, kendi noktai nazarına ve halis Demokratik görüşlere göre bir daha tahlil ettikten sonra, rapor etrafında söylenen bütün sözlerin, kıymet ve kuvvetini azaltmak değil, bilâkis kuvvetlendirmek hakkında âmil olduğunu (Demokrasinin) nekadar tenkit edilirse edilsin, “ideal bir rejim,, olmaktan uzaklaşmıyacağını söyledi.
Hatip burada sözünü Türk murahhası Nazım İzzet Beyin sabahki celsede parlâmanter rejimi hakkında söylediği sözlere intikal ettirerek, demokrasinin sayılan bazı fenalıkları, eksiklik ve aksaklıkları, filhakika mevcut bulunduğunu, fakat bunların rejime değil, tatbikata atfedilmesi lâzım geldiğini, islâh olunacak prensipler değil, fertler olduğunu söyledi ve çok alkışlandı.
Müteakiben hatip dedi ki:
“— En iyi, en kuvvetli prensipler fener muhitler veya fena ellerde fena neticeler verebilir, onları lâyık oldukları mevkilere is’at ediniz, göreceksiniz ki yine bambaşka olacaktır !„
Ve sözünü hürriyete intikal ettirerek:;
Adapazarı Türk Ticaret Bankası
1934 SENESİ MART BİLÂNÇOSU
AKTİF
PASİF
İZAHAT
Banknot ...................
Dahildeki muhabir Bankalar SENEDAT CÜZDANI . .
Vadesine üç ay kalan „ üç aydan fazla kalan
ESHAM VE TAHVİLÂT CÜZDAN! . .
94.810.00 143.579.90
Borsada kote olanlar
„ „ olmıyanlar
AVANSLAR . . . .
Emtia ve vesaik üzerine avanslar 533.055.24 Sair mütenevvi avanslar
BORÇLU HESABI CARİLER
Kefalet mukabili krediler Teminatlı krediler MUHTELİF BORÇLULAR
ipotek mukabili avanslar fçtirakler
MENKULLER . . .
Makineler Kasalar Tesisat Mefruşat GAYRİ MENKULLER :
Banka binaları
Diğer gayri menkuller
NÂZIM HESAPLAR
“— Demokrasi demek hürriyet demektir; hürriyet ise, vatandaşa, kendi kendini idare kabiliyetini bahşetmek demektir. Bu hürriyetli fetlere veriniz netice sizi şaşırtacaktır.
Gelecek seneki konsey
Bunu müteakip Müsyü Boissier gelecek 1935 senesinde toplanacak olan 31 inci parlâmentolar ittihadı konferansı konseyine intihap olunan azanın isimlerini okudu. Bu me-yanda Türk grubundan Fazıl Ahmet (Elâziz), Nazım (Tokat) Beylerin namzet gösterildiklerini, Nazım Beyin aynı zamanda bütçe komisyonuna da namzet gösterildiğini söyledi. Ve bu namzetlerin intihabı alkışlarla kabul olundu.
Yeni konsey reisi
Bundan sonra konfrans reisi konsey reisliğine Belçika grubu reisi ve sabık Başvekillerden Cont de Carton de Viartın intihabını teklif etmiş ve bu teklif te uzun ve sürekti alkışlarla kabul olunmuş ve mumaileyhin teşekkür telgrafı okunmuştur.
Haşan Beyin veda nutku Ruznamede müzakere olunacak başka bir şey kalmamıştı. Saat 6,5 ta reis Haşan Bey müzakeratın hitam bulduğunu ve konferansı kapayacağını bildirdikten sonra gür ve heyecanlı bir sesle mütemadiyen alkışlanan veda nutkunu okudu.
Haşan Bey, nutkunda, konferansın müzakere ettiği meseleleri hülâsa ettikten sonra bunlardan çok iyi neticeler elde edildiğiğini söyleyerek gelecek yıl mesaisinin-de daha parlak neticelerle tetev-vüc etmesi temennisin izhar etmiş ve Türkiyeden sitayişle bahseden hatiplerin hepsine ayrı ayrı teşekkür etmiştir.
Müteakiben Haşan Bey ezcümle demiştir ki :
“ — Biribirimizden ayrılmaktan mütevellit acıyı tadil edecek hislerden biri de, memleketimizden iyi intibalarla ayrılmış ve her birerle-rinizın vatanlarınıza afiyetle dönmüş olacağınız düşüncesi, diğeri konferansımızın muvaffakiyetli neticelerle hitam bulmasıdır.
Size teşekkürlerimi tekrara vesile ararken, Büyük Reisicümhurumuz Gazi Mustafa Kemal Hazretlerinin yüksek şahsiyetleri hakkında, muhterem murahhas gruplarının her biri tarafından ayrı ayrî gösterilen hürmet, muhabbet ve sempati eserlerini mevzuu bahsetmeden geçemiyeceğim.
Bu vesile ile bir daha görülmüş-türki Büyük Gazimiz, dünyanın bütün milletleri tarafından takdirle sitayişle anılmakta ve hürmetle sevilmektedir. ( Şiddetli alkışlar ).
Matbuata teşekkür
Burada yerli ve ecnebi matbuatın oynadığı mühim rolü ve hizmeti takdir ile zikretmeden geçemeyeceğim. Müzakerelerimiz hakkında uzun ve canlı neşriyat, mütemadi bir alâka, teşekkür ve memnuniyeti muciptir. “Alkışlar,,
Hepinize ayrı ayrı selâmetler temenni ederken parlâmentolar arası
T. Lirası Kuş.
907.485
83.526
1.536.334
1.536.334.23
0.00
162.353.49
ı
............*
741.943.29
395.315.14
238.389
90
695.408
73
1.137.258
43
762.188
334.333
354.394
132.394
59
52
23
52
31
41
41
11.400.00
10.368.41
39.065.12
51.619.25
98.791.30
186.553.19
1.262.732
7.729.846
Hacı Fidan merhumun halefi « I 1 inci sınıf î
t Sünnetçi Emin ♦ ı
♦ Terkettiğim eski kabinem ve 5 | X isim müşabeheti dolayısiyle muh- t | J terem müşterilerimin yanılma- ♦
♦ ması için yeni adresime dikkat: ♦
♦ Beşiktaş: Benzin deposu yanın- i t da Erip B. apartımanı Tel. Ka- ♦
bine 44395 3
ev 40621 ♦«»«♦♦♦♦t
30 uncu konferansını kapıyorum. „ (Şiddetli ve sürekli alkışlar)
Danimarka murahhasının son sözleri Konferans dağılmak ve murahhaslar salonu terketmek üzre iken, geriye fırlayan Dan’-marka murahhası şiddetle alkışlanan ve çok candan söylendiğine şüphe olmıyan şu sözleri söyledi:
“ — Bu güzel şehirdeki toplantıyı fevkalâde büyük bir suhulet ve maharetle tertip ve idare etmiş olan Türk grubuna, bütün konferans heyeti namına teşekkür ederim. Ta-biatin eşsiz güzellikleriyle donattığı ve süslediği bu güzel şehirde, Osmanlı imparatorluğunun bir zamanlar ecnebi krallara melce verdiği bu saraylar bug ün, pek kıymetli bir beynel- ! milel teşr iki mesaiye sahne oluyor.
Tarihin baş aşağı döndüğü, mazinin bir hayal, fakat hayallerin bir hakikat olduğu bu hârikalar diyarında geçirdiğimiz günlerin kıymetli hatırasını bütün kudretile daima hissedeceğim.
Biz şimdi bu parlak çatılar altında Gaziyi, Türk milletini, muhterem reisimiz Haşan Beyi, İstanbul matbuatının ve İstanbul şehir ve halkının nezaket ve misafirperverliklerini hürmetle selâmlıyoruz.,,
Demiş ve“ Yaşasın lürk Cüm-huriyeti!,, Diye bağırmış ve eşsiz alkış ve tezahürleri davet etmiştir.
Üniveriste Mübayaat
Komisyonundan:
1 — Üniveriste Hukuk Fakült îsi Okuma salonu mobilya işleri.
2 — Tıp Fakültesi Bakteriyoloji lâboratuvarı tamir ve tadil işleri.
Yukarıda yazılı iki iş olbaptaki şartanamesine tevfikan ayrı ayrı olarak kapalı zarf usulile münakaşaya konulmuştur. Talipler şartnamelerini görmek için hergün Mübayaat Komisyonuna müracaa edebilirler. Münakaşa günü olan 3/10/934 Çarşamba günü saat 1 da teminat mektuplarile Mübayaat Komisyonunda hazır bulunmaları ilân olunur. “5530,,
İZAHAT
SERMAYE
İhtiyati ar
1.200.000
131.376
00
45
Fevkalâde ihtiyat
Kanuni ve Nizami ihtiyat
Muhabir bankalar . . .
Mevduat...............
Cari hesaplar . . . .
Tasarruf mevduatı . .
Vadesiz Vadeli
948.629.71
Bir ay kadar
Bir aydan bir seneye kadar 82.182.27
Bir sene ve bir senden
fazla vadeliler
Tediye emirleri: . .
Sair muhtelif alacaklılar
İtfa tahsisatı ....
285.344
49
Talep olunmamış temettüler ve koponlar . .
Nazım hesaplar.................................
VAPURCULUK
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ İstanbul Acentalığı Liman han, Telefon: 22925
Trabzon yolu Dumlupınar vapuru 30 Eylül Pazar günü saat 20 de Galata rıhtımından kalkacak. Gidişte Zonguldak, inebolu, Ayancık Samsun, Ünye, Ordu, Giresun, Tirebolu, Görele, Trabzon ve Ri-zeyc. Dönüşte bunlara ilâveten Of ve Sürmeneye uğrayacaktır.
İzmir ve Mersin SÜR’AT YOLU İNÖNÜ vapuru
4 Teşrinievvel Perşembe günü saat 11 de Sirkeci rıhtımından kalkarak doğru İzmir, Antalya, Alanya, Anamur Mersin ve Pa-yasa gidecek. Dönüşte bunlara il .veten Taşucu Çanakkale ve Geliboluya uğrıyacaktır.
Devrek hukuk hâkimliğinden:
Sarnuş köyünden Kara Haşan oğlu Mustafanm karyeden Kara Haşan oğlu şehit Hüseyin karısı Şerife aleyhine açtığı talâk tescili davasının tahkikatı hitam bularak bu baptaki evrak mahkemeye tevdi kılınmış ve Şerife namına çıkarılan davetiye varakası mahalli ikameti meçhul bulunduğundan dolayı bilâ tebliğ iade kılınmış olmakla müddeinin talebiyle müddea-aleyhe ilâ nen tebligat icrasına karar verilmiş olduğundan mez-bure Şerifenin muhakeme günü olan 18/ Teşrinievvel/934 Perşembe günü saat 9 da Devrek hukuk mahkemesine gelmesi veya bir vekil göndermeis aksi halde muhakemenin gıyaben icra kılınacağı tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. (3057)
T. Lirası Kuş.
0.00
131.376.45
. 85.276
195.561
1.578.656
2.408.959
21
50
62
21
145.682.10
2.263.277.11
1.225.465.13
7'72^.846
120.296
1.262.732
81
—ZAMAN—
KIRDI
R E K O R
Sümer Bank
Yerli Mallar Pazarları
Liradır
ve
ııııııııı
kİ
mamulâtını satacaktır
Kadın, Erkek, Çocuk
Hazır ve ısmarlama
Güzel. Ucuz
KARAKÖY CADDESİ
GALATA
I
^ İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
[
İstanbul Belediyesi ilânları
60
3
“60000,, kilo “266„ milimetrelik bir yüzü cilâlı Tripleks kartonu satın alınacaktır. Taliplerin nümune ve şartnameyi gördükten sonra pazarlığa iştirak edebilmek üzere “ % 7,5 „ teminatlarile beraber 8/10/934 pazartesi günü saat “15„ te Cibalide Alım Satım komisyonuna müracaatları. “5892,,
İcar müddeti Sene
Yüksek iktisat ve Ticaret
Mektebi Müdürlüğünden:
Mektebin her üç kısmına talebe kaydı 30 Eylül 934 Pazar gününe kadar devam edecektir. (5978)
l'azan: F. M,
Dostoyevsky
Tercüme eden : Reşat Nuri
Feyziati Liseleri Müdürlüğünden*"
— Kız ve erkekler için ayrı teşkam ilâtaliktir. Ana, ilk, Orta, Lise sınıflarına leylî,
HAŞAN TIRAŞ BIÇAKLARI
Şimdiye kadar icat olunan bütün tıraş bıçakları arasında en mükemmel ve en fevkalâde oddolunan bu harika, piyasada mevcut tıraş bıçakları.
şaşırtmış bir haldedir. Herkes hayran olup bütün müstahzaratile dünyade âlemşümul bir harika olan Haşan müstahzarat sahibi eczacı Haşan Beyi tebrik etmektedirier. Bir adedi beş kuruştur.10 adedi 45 kuruştur. Haşan Tıraş bıçaklarının 1-2-3-4 numaralı gayet keskin ve hassas tarafları vardır ki dört taraflı bir adet her bir taraf ile lâakal on defa tıraş olmak kabildir. Bu hesap beş kuruşluk bir adet Haşan tıraş bıçağile kırk daha fazla tıraş olmak mümkündür ki dünyanın hiç bir bıçağında bu meziyet yoktur.
Türk Maarif Cemiyetinin
Büyük Eşya Piyangosu
Çekiş tarihi 14 Kânunuevvel 934, bir bilet 1 lira
ikramiye Kıymeti 23000
1 adet 3000 liralık 10 adet 100
1 „ 2000 „ 20 „ 50
1 „ 1000 „ 50 „ 20
2 750 ,, ıoo „ ıo
2 500 „ 1000 „ 5
4 200 . 4700 „ 1
Biletler her yerde satılmaktadır.
Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda
2 Birinci Teşrin sah günü akşamından itibaren Saat 20 de . .
İstanbul Belediyesi
Cürüm WMro«ı
Kadıköy - Bostancı
Tramvay seferlerinin işletmeye açılışı
Üsküdar - Kadıköy ve havalisi halk tramvayları T. A. Şirketinden: Kadıköy! Tramvay şebekemizde inşaatı bitirilen Kadıköy - Bostancı hattı, evvelce ilân edilen ücret tarifelerine göre, 1 Birinci Teşrin 1934 sabahından itibaren işletmeye açılacak ve bu suretle Kadıköy - Yoğurtçu, Feneryolu - Caddebostanı - Suadiye - Bostancı mıntakaları arasında muntazam tramvay seferleri tesis edilecektir.
(3076)
İstanbul Umumî Meclisine 61 Aza seçilecektir.
İstanbul Valiliğinden:
Kaza merkezleri İstanbul Belediyesi sınırları içinde bulunan nahiye ve köylerde dahil olmak üzere son tahrirde tesbit olunan nüfus miktarına nazaran İstanbul Umumî Meclisine 61 Aza seçilecektir.
Her Belediye Şubesinin umum belde nüfusu üzerinden hesap edilen nüfus nisbetine göre Eminönü Şubesine 10 Fatihe 12 Beyoğluna 16 Beşiktaşa 5 Sarıyere 3 Beykoza 3 Üsküdara 4 Kadıköyüne 5 Adalara 1 Bakırköyüne 2 âza isabet etmektedir.
Her Belediye Şubesi sınırı içinde bulunan müntehipler kendi şubeleri için gösterilen âza miktarının bir misli fazlasile rey vereceklerdir. Keyfiyet belediye kanununun 22 inci maddesine tevfikan ilân olunur. “6217,,
İstanbul Millî Emlâk Müdürlüğünden:
Cins ve mevkii Muhammen kira
Lira
Boğaziçinde Balta limanında Balıkçılık mektebi arkasında üç tarafı dıvarla çevrilmiş ve içinde 765 ağaçla iki kuyusu bulunan tavukçuluk yapmağa müait 1856 mtere murabbı koru mahalli.
Şişlide tramvay hangarları arka-
^'n smda çocuk hastanesi karşısında ? Me birinci Ayazma deresinde tavuk-| I;’* culuk yapamğa elverişli 2757 met-h,i re murabbaı arazi.
e ■ a • I l ■ (» . . . -
60
3
H» Yukarıda cins ve mevkii gösterilen yerler hizalarındaki kira il —* î ) zi 4 rı 11 n .. î—.l —— ■ ■ 1*1 I • • ■ ■ . ■
ir .
■ .» i uKarıaa cins ve mevkii gösterilen yerler hizalarındaki kıra ve İT müddetler üzerinden açık arttırma usulile kiraya verilecektir. İs-
• beklilerin 14-10-934 Pazar günü saat 14 de pey akçeleriîe müra-) «matları. (M) (6038)
Beyoğlu 3 üncü Sulh Hukuk Hakimliğinden:
I— Madam Vir jini ile Dimitri Zarzavaçaki ve Yordan efendilerin tahtı tasarrufunda bulunan 109921ira kıymeti muhammene-leri, Galatada Yeni camişerif mahallesinde İskele aralığı ve Fermenciler caddesinde eski ve yeni I, 3,5,24,26,28 mumaralarla murakkam elyevm Fermenciler caddesinde ma oda üç bap dükkânı müştemil ve deniz kısmı yanmış bir bap hanenin tamamı şuyuun izalesi zımnında açık artırmaya vaz edildiğinden 3-11-934 tarihine müsadif Cumartesi günü saat 15 den 16 ya kadar Beyoğlu Sulh Mahkemesi Başkâtip odasında satılacaktır. Artırma bedeli haddi kanunisini bulduğu takdirde o gün ihale edilecektir. Bulmadığı takdirde en son artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile artırma on beşinci güne tesadüf eden 19/11/ 934 Pazartesi gününde saat 15 den 16 ya kadar icra olunacaktır.
2 — Tarihi ihaleye kadarki vergi, vakıf icaresi, belediye resmi, dellaiiye hissedarlara a-ittir.
3 — Arttırmağa iştirak edecekler kıymeti muhammenenin % 7,5 yedibuçuğu nisbetinde teminat akçesi veya millî bir bankanın teminat mektubu getirmeleri şarttır.
4 — Artırma bedeli tarihi ihaleden ( 5-beş ) gün zarfında mahkeme kasasına tediye edilecektir.
Aksi takdirde ihale fesih ve farkı fiyat, zararuziyan ve faiz bilâhüküm kendisinden tahsil edilecektir.
5 — Hissedarlardan Dimitri efendinin hissesi 1 Temmuz 927 tarihinden itibaren on sene müddetle ve on senelik bedeli icar peşinen verilmek şartiyle Jozef Viğodiyas efendiye kiraladığı tapuca tescil edilmiştir.
6— 2004 Numaralı İcra ve İflâs Kanununun 126 ncı maddesi ne tevfikan gayrı menkul üzerindeki ipotek sahibi alacaklılar ile diğer alâkadaranın gayrimenkul üzerinde ki hakklarını hu susiyle faiz ve ırçessrifg dair olan iddialarını isbat için tarihi ilândan itibaren yirmi gün zarfında evrakı müsbitelerile birlikte satış memuruna müracaat etmelidir. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasında hariç kalırlar.
7— Şartname mahkeme divanhanesinde herkesin görebileceği bir yere asılmıştır. Fazla tafsilât almak isteyenlerin 933/12 numara ile Başkitabete müracaatları ilân olunr. (3069)
GALATA ŞUBESİ
Yarın açılıyor
Beykoz fabrikasında kunduralar böyle son sistem makinelerle dikilen dikişleri kat'iyyen sökülmez
Bu şube BEYKOZ Deri ve Kundura fabrikasının
BEYKOZ Fabrikası en son sistem makinelerle gayet sağlam kunduralar yapar. Beykoz kunduralarını giyerseniz sonbaharın yağmurlu ve kışın karlı günlerinde ayaklarınız ıslanmaz, hasta olmazsınız.
1 — Kız ve erkekler için ayrı teşkam ilâtaliktir. Ana,
neharî talebe kaydına başlanmıştır.
2 — Kayıt için her gün mektebe veya Yenipostane arkasında Basiret hanında Özyo
idarehanesine müracaat edilebilir.
3 — İsteyenlere mektep tarifnamesi gönderilir.
Arnavutköyünde Tramvay caddesinde-Çiftesaraylarda Mektebin telefonu : 36.210-Özyolun telefonu: 24115
) İstiklâl Lisesi Müdürlüğünden: (
1 — Henüz kadrosu dolmıyan birkaç sınıf için kız ve erkek leylî ve neharî talebe kaydına devam olunmaktadır.
2 — Kayıt için hergün saat ondan on yediye kadar müracaat edilebilir.
3 — isteyenlere, mektebin kayıt şartlarını bildiren tarifname gönderilir.
4 — FDerslere 1 Teşrinievvelde başlanacaktır.
Adres: Şehzadebaşı, polis merkezi arkası. Tel. 22534 mm (2007)»»
İstanbul Dördüncü İcra Memurluğundan:
Bir alacağın temini istifası zımnında mahcuz olup paraya çevrilmesine karar verilen beyaz ağ ve beyaz siyah olta iğnesi açık artırma suretile 2/10/ 934 tarihine müsadif Sah günü saat 9 dan on bire kadar İstanbul Balık pazarında Peynirci sokağında 14 No.lu dükkânda satılacağından talip olanların yevmi mezkûrda mahallinde hazır bulunacak memurine müracaatları ve fazla malûmat 934/ 1350 No.lu dosyasına müracaatları ilân olunur.
]
Rumeli Kavağında belediye malı 2,2/1 numaralı ahşap dükkân pazarlıkta k raya verilecektir. Taliplerin şartnameyi görmek üzere hergün, pazarlığa girmek için de yedi buçuk liralık teminat makbuz veya mektubile beraber 8-10-934 Pazartesi günü sa -at 15 de Sarıyer Kaymakam ve Belediye Ş. Encümenine müracaatları (6218)
İnkılâp Liseleri Müdürlüğünden:
Derslere I Birinci teşrinde başlanacaktır. Talebelerimizin o günden itibaren devama başlamaları.
İmtiyaz sahibi: Ali
Umumî neyriyakı idare eden yazı işleri müdürü : C. Hikmet Matbaai Ebüısiya
1