Kabinenin
Başbakan Adnan Menderes dün Büyük Millet Meclisinde Hükümet programını okurken
(İstanbul Elbise Evi eski kâtibi) Hazır ve Ismarlama Tuhafiye ve Elbls« M A 3 AZASI AÇILDI OstOn kalite — Aagarl fiyatlarla Bayın müfterilerinin emirlerine hazırdır.
Anaf ortalar, Alnancak Bok. 17 - Yeni Belediye binası altında Telefon : 16476
No. 394 * Telgraf adreıit Zafer Gazete»! - Ankara
SALI 30 MAYIS 1950 * Fiyat» her yerde 10 kuru#.
Telefon 15619
JŞ31 *• Denizciler Cad. 2 * ^oıta kutu».
Hükümet Programı Mecliste
Program sürekli alkışlarla karşılandı
Menderes Kabinesi
yapıcı bir yoldadır
Muhalefetken geniş tenkit imkânları bırakmak için arogram üzerinde müzakereler Çarşambaya bırakıldı
Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün saat 15 de Refik Koraltanın başkanlığında toplanmış, oturumun açılmasını müteakip alkışlar arasında kürsüye gelen Başbakan Adnan Menderes hükümetin programını okumuştur.
Program okunduktan sonra Muhalefet Partisi adına konuşan Trab zon milletvekili Faik Ahmet Barutçu; programı henüz aldıklarını, tetkikine imkân bulamadıklarını, bu fırsatın verilmesi için program üzerindeki konuşmanın Çarşamba gününe talikini istemiştir.
Söz alan Samet Ağaoğlu, Demokrat Partice esasen bu cihetin düşünüldüğünü belirterek aynen şu sözleri söylemiştir:
«Muhterem arkadaşlar, Muhalefet sözesü sayın arkadaşımızın bu arzusunu biz düşündük, ve bu mak şatla ben ve daha bir kaç arkadaş tarafından hazırlanmış olan biı önerge riyasete takdim edilmiş bulunuyor. Muhalefete henüz bugün dağıtılmış olan program üzerinde en geniş tenkid yapabilmek imkânlarını bu suretle sağlamak istiyoruz.
Yine bu suretle, bu mukaddes damın altında mazide cereyan etmiş ★ (Devamı Sa. 6 Sü: S de)
Buyuk Millet Meclisinin dünkü celsesinden bir görünüş
Mecliste dün okunan
Hükümet
programı
bütün yurd mes elelerine temas ediyor
Büyük bir vukuf ve titizlikle hazırlandığı anlaşılan program
1
J
1
MÜZAKERELER SABAHA KADAR DEVAM ETTİ
D. P. Meclis grupu Kabineye ittifakla güven oyu verdi
D.P. programının tam metnini veriyoruz
Başbakan Adnan Menderes tarafından evvelki gün Demokrat Parti Meclis G rupimde dün de Büyük Millet Meclisinde okunan hükümet programının tam metni aşağıdadır: «Büyük Millet Meclisinin Muhterem âzaları;
«Dokuzuncu Büyük Millet Mecli- ı
sinin millî tarihimizde alacağı yer her bakımdan çok mühim olacaktır. Tarihimizde ilk defadır ki yüksek heyetiniz millî iradenin tam ve serbest tecellisi neticesinde millet mukadderatına halcim olmak mevkiine gelmiş bulunuyor. Dokuzuncu Büyük Millet Meclisinin âzalar.
DIŞİŞLERİ BAKANI PARİSE GİTTİ
programı
Mümtaz Fail? f
dnan Menderes Hükümeti- , zümrenin hâkimiyeti ve üstün ha-’ yat şartlan yanında tamamiyle ihmal olunmuştur. İşte Adnan Men-
Atâ dnan Mende. w --------------
nin çalışma programı, her tarafta büyük bir memnunluk ve iç ferahlığı ile karşılanmış- deres programına bilhassa iktisadi tır. Karilerimiz bu programı oku- ---------------------------------- -•
dukları zaman kİ,
Demokrat Parti iktidarının ilk hükümeti, memleket .1 için, büyük çapta ana dâvaları ele almış, ve bütün bunları asgari masrafla başarmak imkânlarını araştırmıştır.
' Programın esas vasfı şudur: Devlet masraflarında bir ta -raftan lüksten ve gösterişten kaçınarak, âzami derecede tasarruf etmek, diğer taraftan istihsal kaynaklarını arttırarak, memlekette iş L hacmini fazlalaştırmak, ve böyle-4 likle umumî refaha hizmet etmek. Bu bakımdan Adnan Menderes Ka-Mbinesinin tamamiyle bir milli kal-^Zkınma kabinesi mahiyetinde işe el koyduğu açık bir hakikattir.
Milli bünyemizi takviyeye yarama
"yan yerlere para yatırılmıyacaktır; sermayeler birtakım fuzuli masraflarla öldiirülmiyecektir; harcadığımız paralar, muhakkak, bize refah, saadet, sıhhat getirecek şekilde kıy metlendirilecektir. Bir taraftan vatandaşın üzerindeki yükler hafifle-tilirken diğer taraftan onun vergi olarak verdikleri yine onun daha iyi şartlar altında yaşaması için sarfolunacaktır. Bunun için istihsal esas şarttır. Ve bu istihsali ya-j parken de asgari masrafla âzami randıman temin etmek bilhassa gözönüne alınmıştır.
Hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, modern demokrasilerde hükümet lerin birinci vazifesi İktisadî hayatı tanzim ederek vatandaşın hayat standardını yükseltmektir. Halbu-| ki, totaliter idarelerde İktisadî hayat, ve millî refah, muayyen bir
bünyenin ıslahını esasa alarak, ça-göreceklerdir ki, lışma tarzım tamamiyle Garp de-iriirinrmm jik hü- ' mokrasilerinin işleme şartlarına kalkınması , intibak ettirmeği düşünen bir şah-
I i
siyettir.
Vatandaşın hayat standardını, iş kabiliyetini arttırmak için ne lâzımsa yapılacaktır. Devlet icabeder-se, âmme hizmetlerine ait olmıyan işlerden bile vazgeçecek ve bunları hususî teşebbüslere bırakacaktır.
Fuad Köprülü garda Cumhurbaşkanı, Meclis R^i Başbakan ve büyük bir kalabalık tarafından uğurlandı
Fuat Köprülü lindiği gibi, Avrupa İktisadî İşbir-“ ' " liği Konseyine memleketimizi tem-
; silen iştirâk edecektir.
Dışişleri Bakanının teşekkürü Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü , Büyük Millet Meclisi Anadolu Ajansına aşağıdaki mektu-Başkanı Refik Koraltan ve millet- ' bu göndermiştir:
. «Almakta olduğum tebrik, telgraf ve mektuplarına ayrı ayrı cevap vermekle beraber, vukuu muh temel bir gecikmeyi düşünerek, hakkımda gösterdikleri nezaket ve iyi duygulardan dolayı muhterem
Dışişleri Bakanı ______ ___x.___
dün saat 21 de Parise gitmek üzere İstanbula hareket etmiştir.
Fuat Köprülü garda Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Başbakan Adnan Menderes, «•«•«». -- «• •
i oaşKanı rteıiK ıvoraıtan ve milletvekilleri tarafından uğurlanmıştır.
I Ankara garını dolduran kalabalık bir halk kütlesi Dışişleri Ba-
1 kanını tezahüratla uğurlamış «Yo-, 1un açık olsun» diye bağırmıştır.
. Dışişleri Bakanı Fuat Köpülü, bi-
i
★
Dışişleri Bakanın? Ekonomi Bakanı vekâlet edecek
Dışişleri Bakanının seyahati müd detince kendisine, Ekonomi ve Tica ret Bakanı Zühtii Velibeşe vekâlet edecektir.
B«rat Kandili ÇçraumİK gecesi Diyanet İşleri Reisliğinden bildi-İrilmiştir t
Şabanı Şerifin 15 inci gecesi olan önümüzdeki Çarşambayi Perşembeye bağlayan Gece, (BERAT) Ge-I cesidir. Sayın halka ilân olunur.
olan sizleri, Türk milletinin hakikî 1 mümessillerini selâmlamakla derin bir gurur ve iftihar duymaktayız. ;
| Demokrat Parti Meclis Grupu evvelki gün saat 19 da toplanarak hükümet programını müzakere etmiştir.
Fasılasız olarak devam eden bu toplantı dün sabah saat 5,30 da sona ermiş ve bu müzakere hakkında Grup Başkanlığından dün şu tebliğ yayınlanmıştır:
«Demokrat Parti Meclis Grupu dün akşam saat 19 da ikinci Başkan Abidin Potuoğlu’nun başkan-j lığında toplanmıştır.
I Başbakan Adnan Menderes hü-! kûmet programını okuduktan son-| ra müzakereye geçilmiş, saat 5 e 1 kadar devam eden müzakerelerden ' sonra Meclis Grupu hükümete ittifakla itimat beyan ederek toplantı 5,30 da nihayet bulmuştur.»
vatandaşlarıma ve aziz dostlarıma şimdiden teşekkürlerimin iblâğına Anadolu Ajansının tavassutunu ri ca ederim.»
Merhum Fehmi Yazıcı
Acı bir ölüm
Toprak Ofis
gene zararda
Sadeyağ ticaretinde de
2 milyon kaybetti
İstanbul, 29 (Telefonla) — Ticaret Bakanlığı emriyle bundan altı ay kadar evvel, Toprak Mahsulleri Ofisine verilen emir gereğince Di-yarbakırdan satın alınıp İstanbula sevkedilen 6 milyon liralık sadeyağlar, bulundukları depolarda atı-lanmağa başlamıştır.
Nakil, ambalâj ve depolama masrafları yüzbinlerce lirayı bulan bu yağların, şimdi de yıkattırılmasına başlanmıştır. İlk partinin yıkanması altmış bin liraya bir müteahhide verilmiştir. Bu masrafın da yüz bin lirayı bulacağı söylenmektedir. Yağların 640 kuruştan satın alınması ve bugün piyasanın 408 kuruşa düşmesi dolayısiyle Ofisin bu yüzden iki milyona yakın zarar gördüğü de bildirilmektedir.
Ankara’nın tanınmış avukatlarından ve Demokrat Parti Merkez Haysiyet Divanı üyelerinden HA-SAN FEHMİ YAĞCI tutulduğu amansız dertten kurtulamayarak 29/5/1950 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Demokrat Parti Ankara teşkilâtını ilk kuran müteşebbisler arasında yer alan Fehmi Yağcı, hürriyet ve demokrasi dâvasına yürekten bağlı, imanlı bir Türk çocuğu olduğu kadar olgun ve asil bir ruha ve yüksek bir seciyeye sahipti.
Merhumun cenazesi bugün öğle Mahsulleri Ofisinin Orduda tanzim j namazını müteakip Hacı Bayram satışından artmış 660 ton mısırı bu- camiinden kaldırılarak ebedî iştira-lunduğunu, bunun bozulmağa yüz h;tgahınu defnedilecektir, tuttuğunu ilâve ederek bu stokun ' Ölümü, kendisini çok seven An-Ziraat Bankasınca açılacak uzun kara muhitinde derin bir teessür vâdeli bir kredi ile halka dağıtıl- yaratmıştır. Merhuma Tanrıdan masını teklif ederek hükümetin bu rahmet ve mağfiret ve kederli aile-hususta ne düşündüğün sormakta- 1 siyle meslek ve parti arkadaşlarda başsağlığı dileriz.
Meclise bir sual
takri i ve lifti
Orhan Kavur
Muhakemenin selâmetle
Ordu Milletvekili Feyzi Boztepe, Ordu köylülerinin yiyecek durumu hakkında Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bir sözlü soru önergesi vermiştir.
Feyzi Boztepe o havali halkının serbest piyasada mısır bol olmasına rağmen, parasızlık dolayısiyle ekmeklik mısır bulmakta müşkülât çektiklerini bildirmekte ve Toprak i
iı
rı
cgreyunı için buna lüzum görüldü
Altın kaçakçılığı yaptığı ve sahte kurye mektubu tanzim ettiği id -diasıyle bir müddettenberi yargılan makta olan Orhan Şadi Kavur a-leyhine açılan dâvaya dün de İkinci Ağır Ceza Mahkemesinde devam e- 1 dilmiştir.
Öğleden sonra 6aat 15 de başlayan duruşmaya Kavur geyri mevkuf olarak alınmış ve ilk önce tetkik edilmesi gereken evrakın kaybolmasından dolayı bilirkişi tetkikinin yapılamadığına dair olan yazı okunmuştur.
Bu sırada sanık vekili avukat Asım Ruacan mahkemeye çağrılmış , ’se de yine duruşmaya gelmediği görülmüştür. (
Müteakiben evrakın kaybolmuş bulunması yüzünden avukat Asım | Ruacandan suretleri alman on par- ■, ça evrak dosyaya konmuştur. ]
Söz akın Orhan Kavur evrakın ’ kaybolduğunun katı olarak tesbit ı edilip edilmediğini sormuş ve yar- 1 gıç tesbit edildiği cevabım vermiş- 1 ★ (Devamı Sa. 6 Sü: 5 de)
Ankara Tiftik Cemiyeti yıllık toplantısında yolsuz bir seçim
AKINTIYA""""] L—KUREK
8ir k.yu.slama !
a
n
la
Kırıkkaleye bağlı Delice bucağından 20 kişilik bir heyet, başlarında, Bucak Demokrat Parti Başkanı Fe rit Altınok ve Ocak Başkanı Ali ) Gülnar olduğu halde, dün Çankaya köşküne giderek Cumhurbaşkanını |l ziyaret etmişlerdir. Diğer taraftan Abüülkadir Kaya başkanlığında 12İİ kişilik Ankara yün ve iplik fabrika sı heyeti de dün Cumhurbaşkanını ziyaret etmiştir. Cumhurbaşkanı dün bundan başka Hüsrev Tamtu-nalı başkanlığında Üçüncü Noterlik adına dört kişilik heyeti, Ankara milletvekili Fuad Seylıun başkanlığında otuz kişilik Keskin ve Kırıkkale heyetini, Fahri İşbay başkanlığında dört kişilik İş Bankası heyetini, Tevfik Peker başkanlığın da dört kişilik belediye heyetini ve tebrik için gelen diğer zevatı kabul etmiştir. Yukardaki resimler bu ziyaretleri tesbit etmektedir.
Cemiyet «i şkantndan şikâyetler
I Eski Yozgat Milletvekili Süley- masını önlemek gibi bir gaye ile
I man Sırrı îçöz’ün senelerdenberi kurulmuştur. Ve âmme menfaati-i fasılasız olarak başkanlığım yaptı- ’ " •
ğı bir Tiftik Cemiyeti vardır.
ne hadim cemiyetler arasına alınmıştır.
------------„ --------------------- Cemiyetin, bazı çiftlikleri, Bent- : yunca meşhur tiftik keçilerinin | deresinde bir merkez binası bulun-neslini inkırazdan kurtarmak, bu ’ ' ......... ’
işle uğraşanları himaye etmek ve daha ziyade damızlık dağıtmak ı dir. suretiyle tiftik neslinin dejenere ol- l
ı bir Tiftik Cemiyeti vardır.
Bu Cemiyet, Ankaranın tarih bo- I
makta olup senevi 60 bin lira kadar bir geliri olduğu da söylenmekte-
(Devamı -1 üncü sayfada)
Y’ eni kabinenin programını okuduk. Nerede Recep Peker’in programı, nerede bu!.. Hani hastahane hemşirelerine elbise?.. Hani kibrit çöplerini ıslah? Hani iğne deliklerinden tire geçirme makineleri?.. Hani Standard turşular?...
Ne idi o Recep Peker’in programı?... Ama o Halk Partisinin Başbakanı rahmetli Recep Peker’in programı idi!... Uzkuru mevtaküm billiayır! Ölüleri hayır ile yadediniz!
YEDEKÇİ
31
ırl
ın
Sayfa: 2
ZAFER
1 mermin iyi gidip gitmediği- okumuş yazmışla! münakaşa ve tenkide yauaşnu- 'Ibizdeki gibi daha
Mecliste dün okunan
Niçin muhalefet kazandı
Muh'p Dırcnas bir düzene göre işler, daha doğrusu işlemeğe uğraşır; huylarının, alışkanlıklarının esiri, mafsalları bir türlü koparp atamadığı iplerle bir sürü tek parti kazığına bağlı ve dolayısiyle hareketi ancak bu iplerin izni nisbetinde mahdut bir partinin, bu şartlar içinde, daha uzun zaman iş başında kalmasının memleket hayrına olup olmıyaca-ğını takdir için, ille okumuş yazmış olmaya da lüzum yoktu. Toplum dlyebildiğimiz, halk diyebildiğimizi sezisi, sağduyusu büyük olan kuvvet, hem bugünkü dünya gidişini, hem memleketin o gidişe göre aksaklıklarım, ihtiyaçlarını, maddesi ve ruhiyle, hattâ aydın zümreden daha isabetle duyar. Onu, kendisini idare edecek o-lanları seçimde serbest bıraktığı -mız gün, reyini, hiç şaşmadan milli ve sosyal hayatiyetin gerektirdiği istikamette kullanacağından şüphe etmemeliydi.
Halkın cahil yahut az cahil, yahut daha okumuş yazmış olup olmaması keyfiyetinin takdirin isabeti üzerinde bir rolü olamaz. Çoğunluğunu ister İngilteredeki gibi ■ okumuş yazmışlardan alsın, ister û..i.a az okumuş yazmışlardan. Hattâ diyelim ki, ca-_ - fiillerden alsın, halkın halk olma »)uına- ' vasfı ve ajnı şartlar iç ııde aynı ne-sahıbı L tireler verme katiyeti değişmez. Halk, iktidar partisinin (o zamanki) yeni ihtiyaçlara, yeni siyaset muvazenelerine, zamanın icap ve şartlarına ayak uydura- . bilmek için nelere katlandığını, ne fedakârlıklar ettiğini, hattâ prensiplerinden ve şahsiyetinden, hattâ devrimin ana kanunlarından neler harcadığını görüyordu. Bu katlanışın ve fedakârlıkların bey hudeliğini de pekâlâ anlıyordu. Çünkü bir partinin bünyesinde, zihniyetinde yapmaya çalıştığı bu değişiklikler, fedakârlıklar bile sadece o partinin bir buhran içinde çırpındığının delilleriydi.
Velev geçici bir zaman için dahi olsa, kendi bünyesinde tereddüde düşmüş, boyuna safra atarak tutunmaya çalışan bir balon misali ne edeceğini şaşırmış bir partiye memleket idaresini teslim edecek bir halk sağduyusu, bir toplum şuuru dünyanın hiç bir yerinde bulunamazdı. Halkın mutlak hâkimiyetine dayanan rejimlerde vatandaş reyleri bu hale düşmüş bir İktidarı, kendini toparlasın diye derhal muhalefeti kızağına çekerdi. Bizim kanaatimiz buydu.
Bilmem, sevgili okurlarım, yukarıdaki satırları okuyunca, 15 Mart 1950 tarihli Zaferdeki başyazımı hatırladılar mı? Seçimden fam iki ay evvel yayınlanmış bulunan bu yazımı, tek kelimesine dokunmadan yeniden bu sütuna ak tardm. Sadece hal sigalannı mazi sigası yaptım. Şimdi bu satırları o zaman beni hayal peşinde koşmakla itham edenlere ithaf etsem, çok mudur?
) on zamanlarda, memleketin çeşitli bölgelerine yaplığı-mız seyahatlerdeki müşahedelerimiz, Demokrat çevrelerle olan sıkı temasımız, görücü sıla-tiyie katıldığımız bir çok kongrelerdeki birlik ve beraberlik havası, partililerdeki canlılık ve inanış kuvveti; ayrıca, tarafsız çevrelerin partiler dışı kalmış vatandaşla-zalen herkesçe bilinen goruş düşünüşleri şu inancımızı bir kere daha takviye etmişti kı; Demokrat Parti etrafında toplanan muhalefet, eğer kanun dairesinde tam ve olgun bir seçim yapılırsa iktidarı alabilecek kuvvet ve çoğunlukladır.
beçımın kaderine büyük ölçüde tesir edeceği şüphesiz olan taraf-9iz vatandaşların durumu da münakaşa götürmezdi: Onlar şu veya bu partiye kayıtlı olmamakla beraber, hemen umumiyetle, o zamanki iktidar partisinin icraatından memnun değillerdi. Bu memnuniyetsizliklerini, çoğu açıkça ı-fade etmekte, yahut hiç değilse, saklamaya luzum görmemekteydi. Halk Partisinin anlayışını, hukû-işierinın iyi gidip gitmediği.
ı, yahut lüzuıu görmıyen bir pastı tarafsızlar ıia ymc gay-
Çuuku, h.ç bir iddia
ılar da bu vatandaşların, yedi yıluaiıberi iktidarua bulunan bir parlmın artık yıpranmış, kocamış, hamle yapamaz hale gelmiş bulunacağı hakkında haklı ve müsbet bir kanaatları vardı. Onlar, memleket işlerinin daha İyi yürütülüp yürüiülemiyeceği hususunda bir ölçüye sahip olmak istiyorlardı. Memleketin, Halk Partisinin idaresinden daha iyi, daha isabetli ve daha kalkındırıcı şekilde idare edilip edilemiyeceğini bilmek ve anlamak için de tek fiilî mukayese imkânı olarak, iktidarın el değiştirmesini arzulıyorlardı. Zahiren pasif gibi duran bu vatandaşların da, görülüyor ki, kuv velli bir muhalefet man tıklan var-
Şu halde, Demokrat Partinin iki milyona yaklaşmış bulunan kayıtlı üyesini, tarafsızların açık veya kapalı, fakat toptan gayri memnun, yekûnuna kattmız mı Halk Partisinin 1950 seçimlerinde iktidarı normal olarak kaybedeceği neticesine varmak hiç de yersiz olmazdı. Demokrat Partinin seçimlere güvenle bakması, kendi iman ve teşkilât kuvvetinin yanında, bir de bu gerçeği elle tutmuş, gözle görmüş olmasmdandı.
Zaten süratle değişen dünya karşısında bir çok müesseslerimizi, meselelerimizi, bir yığın iktisadi ve içtimai dâvamızı yeni baştan ele almak; bunları yeni dünyanın gidişatına uygun bir tempoya bağlamak durumunda bir mem lekettik. Eski bir dünyaya ve zihniyete ait kalmış; canlılığı, gerçekliği yoksunmuş; halâ geçmiş
Acele sat lk ucuz ev
Baraj yolu ü?erinde yeni yapılan kooperatif evlerine 400 metre mesafede, asfalta yakın kerpiç ve taştan yapılmış. Tavuk ve inek beslemeye müsait. Çay kenarında 6 odalı 1000 m2 arsası ile 3000 liraya.
Müracaat: Râna Avunduk. A-nafartalar Ulusal sokak Aşkar Apt. No. 5 — Tel: 10220. (2662)
3 Haziran 1950 Cumartesi akşamı
Bomonti
D. Parti programının
tam metnini veriyoruz
Büyük bir vukuf ve titizlikle hazırlandığı anlaşılan program
bütün yard mes elelerine temas ediyor
iz (Baş tarafı 1 incide) ' tip devletin; masrafları mütemadiyen arttırarak memleketi borçlanma yoluna sokmuş olmasını ve iş ve ist.hsal hayatını kısırlaştırarak iktisadi kaynaklarımızın gelişmesine engel olmuş bulunmasını tabiî görmek lâzımdır.
Devletçilik ve İktisadî devlet teşekkülleri
Umumî bütçeden köy sandıklan-
Demokrat Partinin gayritabiî siyasî şartlar içinde devam eden beş yıllık çetin mücadeleleri on dört Mayıs seçimleriyle en muvaffaki i yetli surette sona ermiş ve artık memleketimizde normal siyasî hayat başlamıştır. Şüphe yok ki; on dört Mayıs, bir devre son vereo ve yeni bir devir açan müstesna e- , »uunua.-
hemmiyette tarihî bir gün olarak na kadar devlet masraflarının mü-daima anılacaktır. Bu tarihî günün temadiyen arttırılması yanında bir hatırasını yalnız Partimizin değil, de Devlet İktisadi Teşekküllerinin n-—1,—ı-ı-ı) u;- ve her türlü giimrük duvarları ve
türlü imt yazlar himayesinde verim siz çalışmaları ve .mamullerini pahalıya mal edip pahalıya satmaları memleketi ayrıca tazyik eden müh m b»r yük teşkil edegelmiştır. Devlet imalâtçılığı gibi Devlet nak-Lyecıliği de bu memlekete çok pahalıya mal olmaktadır. Devlet Demiryollarının, akaryakıt fiyatlarının maksat tahtında çok yüksek tutulmasına ve yolsuzluğa rağmen şimdiden motörlü nakil vasıtalariy-
Bir düşünce meselesi!..
Yazlık bahçesinde
Çoruh Gecesi
Bomonti programına ilâveten Ankarada çok rağbet göt en Çoruh oyunları ve sürprizler NOT B.letler Samanpazarı ve
Yenişehir posta gişelerinden ve o gece Bomontiden tedarik edilir.,
V Irmi iki Mayıstan itibaren,
1 Cumhurbaşkanlığını kaybederek, uhdesine yalnız, esas vazifesi olan C. H. P. Genel Başkanlığı kalan İnönü, evvelki gün yapılan divan toplantısında bir nutuk söylemiş ve muhalefete düşen vazifeleri anlatmıştır.
Fakat dikkatle okunduğu takdirde, insanın bu sözlere aşinalık' duymamasına imkân yoktur. Çünkü, bu, senelerdenberi Halk Partisi hükümetinin devam etmiş bulunan iktidan sıralarında söy-lenegelmiş sözlerin, hemen hemen aynıdır. İçinde, iftiralar, hariçten gelecek tehlikeler, vatandaşlar a-rasındaki huzur meselesi, Halk Partisinin şerefli mazisi gibi sözler yer almıştır.
Uzun zamandanberl duya duya bir plâk dinliyormuş hissini uyandıran bu sözlerin, bugüne kadar olduğu gibi, kendi aralarında hoş karşılanacağına inanmakla beraber, hakikatte hiç de öyle olmadığını, cesaretle iddia edebiliyoruz.
Meselâ şu cümleye bakınız:
-Teşkilâtımız türlü tezvirlere, bilhassa C. H. P. ye tevcih olunan yıkıcı tarizlerin, bütün memlekete tevcih olunmuş bir suikastın mukaddemesi olduğuna inanmalıdırlar.»
Hâlâ, memleket ölçüsünde itibarları olduğuna inanmalannın, gülünçlüğüne bile vâkıf olamıya-cak kadar kıt düşündüklerine bun. dan büyük bir delil olamaz.
Ne imiş? C.H.P. iktidarda iken tenkitler yıkıcı imiş, onlarınki yapıcı olacakmış!... Bandan daha tabiî ne olabilir? Zihinlerini lütfen 1946 Temmuzuna çevirip o günlerde vukua gelen seçimleri hatırlamaları yıkıcı addedilen tenkitlerin sebebini kolayca bulmalarına kâfidir.
Bütün bunların unutulması lâ-zımgeldiğini ve artık bu meselelerle meşgul olunmamasını, emreder gibi: "Bu kısım iftiralar normal memleketlerde seçim ile beraber nihayet bulur!» sözleri de, mücadele ederek mağlûp ettiğimiz zihniyetin, hâlâ yaşatılmak istenmesinden başka bir şey değildir.
Kendi parti arkadaşlarına, gördükleri haksızlık karşısında adalete başvurmalarını tavsiye ettiği vakit, bugüne kadar nğradıkları gavrikanunî tecavüzlere karşı hak iddia edecek vatandaşların elbette çıkacağını düşünmeleri ve snç-lu olanların cehemehal cezalandırılacaklarını bilmelerini istiyoruz.
Bu sebeple, iftira diye vasıflandırılan hâdiselerin, kendi kavli mücerretlerinde kalacağım âdil hâkimlerimizin elbette gereğini vicdan huzuriyle düşünerek hükümlerini vereceklerini bilmelerini rica ediyoruz.
Hikmet YAZICIOĞLU
seklik şeklinde tecelli etmiş, memlekette geniş halk kitlelerini sıkıntılara ve İçtimaî sefalete maruz bırakmıştır.
Maliyetlerin dünya maliyetlerine nazaran yüksek oluşu istihsalimizin artmasına ve dış ticaretimizin gelişmesine mâni teşkil eden sebeplerin başında gelmektedir.
Carî bütçe üzerinde bir kaç söz Muhterem arkadaşlar;
Simdi sıra carî bütçe hakkında bir kaç söz söylemeğe gelmiş bulunuyor.
B.l.nd ği g bi 1950 yılı bütçesinde görülen 174 milyon liralık açığın 155 milyon lirası Marşal plânı yar dımmdan ve 19 küsur milyon lirası da iç istikrazdan kapatılacaktır. Marşal plânından temin olunacak 155 milyon liralık miktar için özel anlaşmalar gereğince taraflar arasında mutabakata varılması İcap et mekteydi. Halbuki bu mutabakat bütçenin tasdikından önce temin e-dilmediği gibi bütçenin tasdikın-dan sonra iktidarın devir alındığı güne kadar da aynı vaziyet devam etmiştir. Bu suretle sabık iktidar böyle çok mühim bir meseleyi zamanında halletmeden mes’uliyet evkiinden ayrılmıştır. Bundan başka, bugün 137 tona düşmüş olan altın stokunun dört tonu daha döviz tedarik etmek için yine eski iktidarca bir ecnebi bankaya terhin e-dilmişt r ki bu dört ton altının da hi elden çıkarılması bugün bir emrivaki halini almış bulunuyor.
Carî bütçenin gelir ve gider tablolarının umumî seyri hakkında şimdiden isabetli tahminlerde bulunmak müşkül olmakla beraber, iktidarın devir alındığı şu günlerde gelir tablosunun seyri aylık vasatilere göre daha şimdiden ehemmiyetli bir gerileme manzarası ar-zetmektedir.
İşte muhterem Milletvekilleri; Demokrat Parti iktidarı böyle bir vaziyette üzerine almış bulunuyor.
mütenasip bir kredi hacminin husul bulması bir türlü mümkün olama-
Orman işletmeleri
Devlet ormancılığının asıl ıstırabını yaşıyanlar oıînan çevrelerin-I deki b nler ve binlerce köyümüz, milyonlarca köylümüzdür. Fakat, Devlet Orman İşletmelerinin yarattığı ıstırap bundan ibaret değildir. ; Her çeşit orman mahsullerinin fev-’ kalâde pahalı oluşu, bütün istihsal şubelerinde ve geniş halk kitleleri üzerinde kötü tesirler yapmakta-I dır.
Korkunç rakamlar
Bu hatalı gidişin akibeti meydandadır:
Yekûnu her yıl artan ve açıkları her yıl kabaran bütçelerden istihsalin artmasını sağlayacak tahsisat ayrılamamış, borçlar yekûnu i-ki buçuk milyara yaklaşmış ve bilhassa ziraî istihsalimiz on beş, yirmi sene evve’ seviyelerde duraklamış kalmıştır. O kadar ki son şenlerdeki dış ticaretimizin yekûn hacmi 1934 - 35 . 36 senelerinkine nazaran çok daha aşağı bir seviyede bulunmaktadır. Harp yıllarının doğurduğu zaruretler neticesinde iki yüz on dört tana yükselen altın stoku şimdi yüz otuz ton civarına düşmüş ve döviz stokları da tamamen eriyerek açık bir duruma girilmiştir.
Yine bu hatalı siyasetin tecellilerinden olarak 1949 yılında ihraç o-lunan tahvillerin ancak dörtte bi ______________________111UC uamıu , rinin satılabilmiş olduğu zikroluna-menfi tesirler icra edegelmiştir. ' bilir- Bilindiği gibi bu tahvillerin Bundan başka, istikraz imkânları ' heh faizleri yüksek hem de bal ğ daraldıkça Devlet faiz hadlerini oldukları yekûn yirmi milyon lira yükseltmiş ve bu suretle de yerli ®ibi Ç°k ehemmiyetsiz birer ra sermaye terakümü ve bunun istih- kamdan ibarettir.
sale akışı önlenmiştir. Bu yüzden, 1 îşte bütün bunların neticesi ha-memlekette, istihsal hacmımızda yat pahalılığı ve maliyetlerde yük-
I
Türk Demokrasisinin bir zafer gü nü olarak yâdediyoruz.
Çetin meseleler
Muhterem Milletvekilleri; Böyle bir tarihî dönümün hükümetini teşkil etmek, bizlere büyük bir şeref hissi telkin eyle mektedir. Ancak hemen ilâve et-I meliyiz ki, şayet programımızı tas-vip ve vazife başında kalmamızı ( tensip buyuracak olursanız, bu şe-; ref, bizlere yükleyeceğiniz mes’u-,j liyetle mütenasip olacaktır.
ilk
“Filhakika asırlarca geri kalmış ' rekabet edemez hale gelmiş ol-bir memlekette, bugünün ileri mil- j masının mânâsı budur. İnh.sarcı letleri seviyesine gelebilmek için bir zihniyetle ele alınan Dev-J...ihtiyaçlar;- sonsuz olma- I let Deniz Naküyeciliğ n n iktısadi-
- mukabil imkânlarımızın israf yatımız üzerindeki menfi tesirleri tahdit edilmiş bulunması De- Yanında bir de millî ticaret donan-’--- ” ................... mamızın inkişafına engel olmuş
bulunmasının zararlarını ilâve etmek icabeder. Devlet Bankacılığı
duyulan ihtiyaçların mokrat Parti hükümetlerini, bit müddet için, çok çetin meselelerle karşı karşıya bulunduracaktır. ı --------------- ------------------o-
Biz aynı Partinin birbirini takip ile Devletin istikraz politikasının eden hükümetlerinden biri değil, rasY°nel bir yolda olduğu iddia o-miıin». j—:..ı_ ı—lunamaz. Faiz ve iskonto hadleri-
millet iradesiyle henüz iktidara ge-
len bir Partinin hükümeti olduğu- j nin Yüksekliği şüphe yok ki iş ve muz için, iktidarı devralırken kar- • istihsal hayatı üzerinde daima
şısında bulunduğumuz müşküllere ve memleket işlerinin umumî manzarasına kısaca bir göz atmayı faydalı görmekteyiz. Bilhassa elimize mamur bir vatan devredilmekte olduğu iddialarına karşı bugünkü durumun umumî efkâr önünde açıklanması zarurî oluyor.
Bir memlekette hükümetlerin en değersizi bile uzun müddet iş başında kaldıktan ionra, şurada ve burada vücude getirdiği bazı eserleri göstererek övünebilir. Fakat her hangi bir hükümetin vazifesinde muvaffakiyet derecesinin hakikî ölçüsü ancak başardığı işlerle elinde mevcut imkânların karşılaştırılması neticesinde taayyün eder.
İsraf edilen yıllar
Hakikat şudur ki; uzun süren tek parti hâkimiyeti devrinin hükümetimize intikal eden neticeleri bu ölçüye göre, asla müsait sayılamaz. iNtekim memleketimizin geniş imkânlariyle milletimizin yüksek I vasıflan gözönünde tutulacak olursa, uzun yılların beyhude israf edil miş olduğuna ve hattâ memleketin tabiî inkişaf seyrinin hatalı ve sakat politikalarla engellenmiş olduğuna hükmetmek icabediyor.
Millî ve siyasî murakabadan mahrum bir idarenin çok uzun yıllar sürüp gitmesi, bir çok hataların irtikâbına, israflara ve ifratlara yol açmıştır. Eski iktidarın tek parti hâkimiyetinde ifadesini bulan siyasî görüş ve kanaatleri onun iktisadi ve malî politikasına da aksetmiştir. Vatandaş yalnız devletin siyasî ve idari hükmü altında bulundurulmakla iktifa olunmak istenmemiş, onu iktisadi sahada da nüfuz altında tutmak temayülüne göre hareket edilmiştir.
Böylece, zamanla müdahaleci kapitalist, bürokratik ve inhisarcı bir devlet tipi ortaya çıkmıştır. Bu
f"
TÜRK TİCARET BANKASI
SERMAYESİ ; TX. 4.4S4.63* ÖITİYATLAE- a TX. LS7S.1M
©
BANKAMIZIN 1O0.BM LİRALIK
W0 Yılı ikramiye Plânının 2 d Çekiliş Tarihi:
10 Haziran 1950
: Müşterilerimizin
11 MAYIS 95® Akşamın* kadar, Tasarruf he-■aplannd* 100, Vadeli hesaplarda 100®, lira bu-bulundurmalan veya mevcut hesaplarını bu miktarlara yükseltmeleri lâzımdır.
DİKKAT;
t
Dört mühim esas
Hal böyle olunca, İktisadî ve ma lî düşüncelerimize göre hükümetimizce takip edilecek yolu şu dört esasta ifade etmek miimkiin olacaktır:
1— Bütün devlet hizmetlerinin görülmesinde âzami tasarruf zihniyetiyle hareket ederek devlet masraf ve külfetlerini asgariye indirmek ve devlet bütçelerini İktisadî bünyemizin takatiyle mütenasip ve hakikî mânasiyle muvazeneli bir hale getirmek.
Ancak bu suretledir ki iktisadi bünye ferahlığa kavuşturulmuş ve yarının İktisadî refahı ve malî istikrarı teminat altına alınmış olacaktır.
2— İktisadî cihazlanmamızı süratlendirmek. Bu maksatla;
A — Bütçede envestisman mahiyetinde olan kısmı mümkün olduğu kadar genişletmek ve bunun dışın daki bütün imkânlarımızı da yalnız ve yalnız istihsale matuf mevzulara tevcih etmek,
B — Hususî teşebbüsün hukukî ve fiilî emniyet
t? S U M L
*50
ü »
i
i
------- . _ ..... altında hissetmesini sağlayacak bütün tedbirleri almak ve onun süratle gelişmesine yardım etmek,
C — Memlekette mevcut sermayenin istihsale akmasını kolaylaştırmak,
Ç —Yabancı teşebbüs sermaye ve tekniğıniden geniş ölçüde faydalanabilmenin şartlarını tahakkuk ettirmek ve icaplarını yerine getirmek.
3— İktisadî cihazlanmamız için devlet bütçesinden envestisman ma hiyetinde ayrılacak tahsisat mem-
★ (Devamı Sa. 6 Su: 1 de)
Fazla tafsilât için gişelerimize müpıcact edilmecL
aık.
reni
(11131)
fark
Yazan : FERENC MOLNAR
Sakarya, Merkez, Yenişehir
J TAKVİM |
1 olunur.
r
4
★
KCZAHA NELER
Sabah
Öğle
Akşam Yatsı
lüyttk
'Hun
*
SİN EM A L A R VB EĞLENCE YEKLERİ
hissediyordum. Bu kadına ve bu çocuğa karşı yalan söylemek mecburiyeti beni öldürüyordu.
— Bir mektup aldım da... de-
feai TaliS
îiain Tlİal ....... 4rrk3k I'aksl -------
Rumî 1366 — Mayıs 17
Hicri: 1369 — Şaban 13 30 Mayıs 1950 Salı
milletini yürek-' mlştlr
Vadesiz Tasarruf Hesaplan faizlerinin Gelir Vergisin) Bankamı» öder.
Vadeli hesap sahiplerine İsabet edecek ikramiyeler YttZDB U fululyl» »denir
»w mu
Kirulık Daire
5 oda bir hol, Yenişehir, Hsnnm-eli sokak Yalçındağ Ap. Nol 34 te bir numaraya müracaat. (64-k)
— Allah bilir, kızım.
Yüzüme şüpheli şüpheli baktı. Ne ise ki tam o sırada, ilildi geldi. Yemekten evveli ellerini yüzlerini yıkau.ak için banyoya gittiler. Kapıdan Maggie'nin bana söylediklerini annesine anlat tığını duyuyordum. Hilda kahkahalarla gülüyordu. Gülmesi gayet tabiiydi şüphesiz, fakat ayni zamanda üzucu ve kırıcıydı.
AcMy» OENİK
Bu JtCshada y&nJjlennj fiilen öden: HİKMET YAZICIOÖLT Baaıldıfej yer:
OÜN5C0 MATBAA8J
Edith’in mektubuna cevap-vermiyecektim. Nitekim Pali-ninkine de cevap yazmamıştım-Onlara karşı, biraz zalimane de olsa, herhalde kuvvetli bir adam gibi hareket etmiştim. Şimdi yumuşamamalıydım. Edilh’e ne yazsam bu muhabere benim için fena bir şekilde bitecekti. Bütiin lügati karıştırsam, doğru dürüst bir cevap yazmak için on kelime bulamıyacağımdan emindim. O zaman aklıma eski bir oyun gelil.: -Bir milyon dolarım olsa, ne yapardım?..- Evet, -Bir milyon dolarım olsaydı bugün, E-dith'in mektubunu, dünyanın en büyük artistlerinden biri olarak kabul etliğim Bernard Shaw’a gönderirdim. Zarfın içine yüz bin dolarlık bir çek koyar ve Bernard Shaw'dan, bu mektuba bir cevap yazmasını isterdim. Öyle bir mektup kİ, Edith’i sevdiğimi anlatmasın, o-
nu aradığım, koruduğum, ondan nefret ettiğim anlaşılmasın... Öyle bir mektup ki içinde her şey müphem olsun da, yalnız Edith’in gelmemesi lüzumu açık ça anlatılsın. Bütün bunlar onun hissiyatını kırmadan ve benim hislerimi açığa vurmadan yazılmış olsun.
Oturduğum yerde rüya görüyordum sanki. Yanılacak iş cevap vermemekten ibaretti. Ben artık, yaralı, kırık hayatıma çeki düzen vermiş, âhır ömrümü rahat ve huzur içinde geçirmeğe azmetmiş bir adamdım. Kendimi tekrar perişan etmemeliydim. Bugün belki, Edith’i başımdan savdığım günkü kadar zalim o-lamazdım; çünkü o zaman, ölüm korkusu, Edith’le beraber yaşamak arzusundan daha kuvvetliydi. Benim hakkımda ne düşüneceğini, nasıl bir hüküm vereceğini hesap etmeğe vaktim yok tu. Tehlike büyük ve yakındı. Şimdi de zayıf davranmak hem karıma ihanet hem de bir nevi İntihar olacakta.
Edith’in mektubunu derhal yok etmek en iyi çare İdi. Bu suretle zarfın arkasına dört satır halinde yazmış olduğu yeni ve karışık adres kaybolurdu ve artık istesem de cevap veremezdim. Fakat, ben kendimi gayet iyi tanıyan bir adamdım. Biliyordum ki, Edith’in mektubu kül olur olmaz ona cevap yazmak için dayanılmaz bir arzu duyacağım. Eski gazetecilik damarım kabaracak. Telefonla, telgrafla tahkikata başlıyacağım. işi gücü bırakıp polis karakollarında dolaşacağım. Bütün bu başıma gelecekti, Edith’i bulmadan rahat edemiyeceğimi biliyordum.
Gazetecilik yaptığım zamanlar, meslek icabı bu gibi tahar-riyata giriştiğim olurdu. Bulunması imkânsız adresleri bulmak, hattâ polisin bile arayıp bulamadığı kimseleri gizlendikleri yerde bulup meydana çıkarmak mesleğin büyük ve heyecanlı zevklerindendi. Edith’in adresini de, böyle uzun aramalardan sonra bulduğum gün, hiç şüphesiz
Çeviren
heyecanla münasebetsiz bir-şeyler karalıyacaktım. Onun için mektubu yok etmemek evlâ idi. Yapılacak daha basit bir şey vardı: Henüz soğukkanlılıkla vaziyet) muhakemeye muktedir iken, oturup makul bir cevap yazardım.
Bunları düşünürken Viyanalı avukatın sözleri kulağımda çınlıyordu: «Acele etmeden, heyecanlanmadan, sükûn içinde her şeyin bir çaresi bulunur... E.
vet, EdiUı'e birkaç kelime ile buraya gelmemesini anlatmalıydım. Ayrıca, halledebilir, y lirdim. Klnıb *•, belki Doktor Knoplicr’in de dokunabilirdi. Eılith'e etmek vazifemdi. Bu ifa edecektim. Fakat artık, yaşamak istiyorsam eğer, aramızda en ufak rabıta, en ufak münasebet olmamalıydı.
Yemekte karım:
— Sinirli gibisiniz, dedi.
Cebimde Edith’in mektubu bulunmasından kendimi suçla
para meselesini rahut bir iş bulabi-• •• • bu işte yardımı yardım vazifeyi
— Avrupadan mı?
Hilda'nın suali yalan söylememi kolaylaştırıyordu.
— Evet, İsviçreden.
— Bir haber mi var?
— Merak içindeler. Kuzeyde Alınanlardan, Batıda Fransızlar dan korkuyorlar. Büyük muha rebeııin Isviçrede olması imkansız değil. İsviçreliler de zaten biteviye bu ihtimalden bahsediyorlar. Cenevrede gazinolarda, kahvelerde edilen söz hep bu.
Suçumu, dünyanın başına çöken büyük ıstırabın arkasına gizlemek, benim küçük, şahsî, ehemmiyetsiz kasabamı harbin ardında maskelemek vicdanımı muazzep ediyordu. Bu halde 1-ken, sesim her halde heyecanlı ve sinirli çıkıyordu. Bu heyecana yakışabilecek tek mevzu harptı.
— General Gaınelin onları yenecektir, dedim. Fakat Isviçrede değil. Evvelâ Savoic üzerinden İtalyaya hücum edecek. Fransız ordusu dünyanın en iyi topçusu, na sahiptir. Dağ topçusu, Alp avcıları dünyanın en iyi askerleridir. Gamelin de gençliğinde İt ÇDevtunı var)
(13081): Seven tözler (33432): Buadvez perileri (23394) Büyük aenfonl, kadınlar çiftliği (14040): Unutulmayan ı alyah gül Korkunç vâdl. I razatın doğuşu (14072): Büyük casuslar,
(14071); Macera gecesi, canavar tuzaftı
(US4S): Asil ruhlar, tarza, om hazine»!
ge^Bomontîden’tedank edibr. | , sonra W;dl£ma *S««
□•-5-1950
ZAFER
Sayfa: 3
SÂDYO-TELEFON-TELGPAF HABERLER
HER GÜN BİR HADİSE
Almanyanın birleştirilmesi teklifi
Avrupa Ağır
Endüstri Birliği
merlkan Dışişleri Bakanı Achcson, son üçlü konferans için Londraya gitmeden evvel Pa-rise uğrayıp Fransız Dışişleri Bakanı Schuman ile, Hindiçini’ye yapılacak yardım ve Almanya hakkında alınacak kararlara dair görüşmelerde bulunduktan sonra, Fransız Dışişleri Bakanı, üçlü toplantı arifesinde ortaya Fransız ve Alman kömür ve çelik endüstrilerinin birleştirilmesi teklifini atmıştır. Konferans mahfillerinde bir bomba tesiri yapan bu teklife göre, Fransız ve Alman ağır endüstrisi müşterek bir otoritenin idaresi altında işletilecek ve bu suretle vücude gele-cek birlik başta İngiltere, Bene-%x devletleri ve İtalya olmak üzere ağır sanayie sahip bulunan bütün memleketlerin iltihakına açık tutulacaktı.
Üçlü konferansta bu teklif Be-vln’in ıtlama arzedildiğl zaman İngiliz Dışişleri Bakanı meselenin tet-k;’:e muhtaç ve hükümetinin direktiflerinden ve uzman raporlarının tetkikinden evvel bir cevap veremiveceğini bildirmiştir. İngi-giliz hükümetinin ve umumî efkârının bu teklif karşısında izhar ettiği hayret ve mukavemet, teklifin, İngıltereye danışılmadan hazırlanmış olduğunu göstermiştir. Filhakika teklifin yapılmış olduğu günlerde bizim bu sütunda belirtmeğe çalıştığımız veçhile Acheson, Avrupa-ya gelirken, hiç şüphesiz, Almanya-ya tatbik edilen tahdit ve Kontrollerin gevşetilmesi niyetinde idi. Halbuki, Fransa, Alman rekabetinden her zamanki gibi çekiniyordu. Bu anlaşmazlığa ortalama bir hal tarzı olarak müşterek İşletme sistemi bulunmuş ve bu sistem, çelik istihsalin daha bir miktar arttırmak imkânını verdiği için Almanları memnun ettiği kadar, Alman a-ğır endüstrisinin bir nevi kontrolünü sağlamak bakımından da Fran-sayı tatmin etmişti. Birliğin, diğer memleketlere de açık bulundurulması, ilk nazarda, teşebbüsün bir kartel olmadığını anlatmak Iç-’nBi. Yoksa diğer memleketlerin de bu birliğe iltihakları uzun zamana ve çok karışık meselelerin halline
)bağlıydı. Nitekim bugünkü durum, ağır endüstriye sahip diğer memleketlerin Schuman teklifine kolay kolay müsbet cevap veremediklerini göstermektedir.
Doğu Almanya red cevabı verdi
Batlı işgal kuvvetlerinin çekilmeleri üzerinde ısrar ediligor
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) _ Almanya’nın siyasî ve İktisadî bakımdan birleştir.lmesi için Batı Devletleri tarafından yapılmış olan tekliflerin Doğuda yaptığı ilk tesirler Doğu Alman Başbakan yardımcısı tarafından belirtilmiştir. Britanya, Amerika ve Fransa bütün Alman halkının iştirak edeceği seçimlerin yapılmasını, bu arada herkesin hürriyetinin emniyet altına alınmasını ve gizli polis ile askerî polis teşekküllerinin or-
tadan kaldırılmasını teklif etmişler dir. Doğu Alman Başbakan yardım cısı dün gece bir komünist toplan-tsında, Britanya ve Amerikalıların Almanyada barışçı bir gelişmenin yer almasına imkân verebilmeleri için yapacakları en iyi işin, işgal kuvvetlerini geri çekmek olduğunu söylemiş Batı kuvvetlerinin barışçı ve demokratik esaslara dayanan ve bütün Almanların işti-râki ile yapılacak bir seçimi istemediklerini iddia etmiştir.
Ç'jpa maka !
E ski iktidarın eğitimde epey
“ icraatı olmuştu! Bir misal : Önce Çapa’daki Muallim Mektebini lâğvetmiş, onun yerine Milli Eğitim Enstitüsünü kurmuştu! Derken Milli Eğitim Enstitüsü lâğvedilmiş, yerine Çapa Lisesi tesis olunmuştu. Da ha sonra, o da olmadı, gider ayak duyuldu ki, Çapa Lisesi de lâğvedilecek, yerine Muallim Mektebi kurulacak!
Fakat, eski iktidar devam etseydi ne olacaktı? Galiba, eninde sonunda bina, Çapa Markaya devredilecek ve böylece istikrar sağlanacaktı!
Ne ise ki milli gemi çapayı taradı! — A. F.
Türk - Yunan dostluk tezahürleri
Hong Kong şehri tehdit altında
I ıgilizler Hududa duvar çekmeyi düşünüyorlar
Hong Kong, (a.a.) — Hong Kong dakj İngiliz topraklan memleketin diğer kısmından tamamiyle tecrit edilmek tehlikesine maruzdur. Filhakika Çin komünistleri her gün İngiliz bölgesi ile Çın »'•asındaki huduttan geçen vüzierce kaçakçıya karşı tedbir almağa karar vermişlerdir. Komünistler bir.ıaç defa bu kaçakçılara ateş açmışlardır. Bunlardan son günlerde ikisi kadın ol mak üzere 9 kişi ölmüştür. Ölenlerin cesetleri ibret olsun diye mey danda bırakılmıştır. Öte yandan İngiliz makamları da hudutta iki metre yüksekliğinde bir duvar inşa edeceklerdir. Bu duvar Hong Kong polisi tarafından muhafaza edilecektir. Bu suretle Çinliler müsaade almadan bu bölgeye giremi-yeceklerdir.
Atom Casusu GololSıç o foklarım ele verivor
"Deniz Şeytanı" ile suda bir buluşma
Dr. Hass ilk defa filmi alınan bu muazzam mahlukla burun buruna geldi
Bununla beraber, bilhassa A-merika tarafından, Fransa ile Almanya arasındaki ezelî ihtilâf ve husumeti yokedecek mahiyette telâkki olunarak desteklenen bu plânın teferrüatını anlatmak için Monnet, evvelâ Londra, sonra Bonn’da temaslarına başladı. Zamanla İngiliz umumî efkârının meseleyi bütün şümuliyle kavradığı ve işçi hükümetin esas itibariyle böyle bir birliği sempati İle karşıladığı beyan olundu. Lâkin mesele şimdilik tetkik safhasında kaldığı gibi, İngiltere tarafından •gösterilen mukavemet de son bulmadı.
İngilterenin böyle bir birliğe giremiyeceğinl İddia edenlerin i-leri sürdükleri fikri üç ayrı noktada toplamak mümkündr:
A — İngilterede harp sonun-•-* danberi iş başında bulunan Sosya-List hükümet, kömür ve çel’k sanayiini devlet kontrolü altına almış ve bütün iktisadiyatını bu esasa göre ayarlamıştır. Şimdi Avrupa-da teşekkül eden böyle bir birliğe İştirak edildiği takdirde bu kontrolün icrası imkânsız bir hale gelecek ve bütün devletleştirme programı bundan müteessir olacaktır.
D — teklif İngilterenin bağımsızlığına son vermekten başka bir şeye yaramıyacaktır. Zira kömür ve çelik istihsali sahasında bağımsızlığını kaybeden bir memleket siyasî bağımsızlığını da kaybetmiş sayılır.
C — İngilterenin, hükümranlığı bahasına Avrupada, iki dünya harbine sebep olmuş bulunan Almanya ve zayıf bir Fransa ile birleşmesi kalkınmayı ve sulhu sağlayamaz, İngiltere ancak İngi-1ta Camiası milletleriyle sıkı işbirliği yanmak suretiyle kuvvetli kalır ve bu suretle sulhun teessüfüne yardım eder.
Görülüyor ki, mesele, yine dönüp dolaşıp ngilterenin ada veya kıt’a siyasetinden birini, diğer bir tâbirle AvrupalI olmakla, sömürge ve dominyonları arasında yaşamak şıklarından birini tercih etmesine dayanmaktadır.
AvrupalIlar arasında ne zaman müşterek bir teşebbüse girişlise ortaya çıkan ve zorlukları mucip olan bu mesele, bu kere de çözül--4 mez bir düğüm halinde, Avrupa ağır endüstri birliği teşebbüsünün karşısına çıkmış bulunmaktadır. ____________________Mücahit Topalak
Filadelfiya, (a.a.) — Filadelfiya-da çıkan «Bulletin» gazetesine göre, Sovyetlerin hesabına casusluk yapmaktan sanık Kimyager Harry Gold, Sovyetlere memleketinin sırlarını vermek için deli olması lâzım geldiğini söylemiştir.
Gazete Goldü her gün isticvap eden federal tahk.kat bürosu memurlarının, diğer suç ortaklarının araştırmalarında kendisinden lâzım gelen yardımı gördüklerini ilâve etmektedir. Mamafih temasta bulunduğu şahısların isimlerini vermesine imkân yoktur. Zira bu şahıslar ya sahte bir isim veya gizli bir şifre ile tanınmaktadırlar. Bununla beraber, «Bulettin» gazetesine göre, Gold temas ettiği şahıslardan büyük bir kısmını şeklen yeter derecede tarif etmeğe muvaffak olmuştur. Bilindiği gibi Gold, serbest bırakılması için lâzım olan 100 bin dolar kefaleti ödeyemediğinden şimdi hapisle bulunmaktadır.
İtalya-Lübnan tearef anlaşma? ı
Roıya, (a.a.) — İtalya - Lübnan ticaret anlaşması dün Kont Sforza ile Lübnan orta elçisi Em.l Huri tarafından dışişleri bakanlığında imzalanmıştır. Anlaşma, 3 milyar lireti ik mal mübadelesini derpiş et mektedir.
Bu anlaşma gereğince İtalya Lüb nana kumaş, kimyevî madde, ve şarap verecek Lübnandan deri, ham pamuk ve meyva ithal edecektir.
Rusyada ekim durumu iyi değil
Iık Bahar Kcrrpanya»ı Teni it Ediliyor
Londra Radyosu, (Basın . Yayın) — Moskova eyalet komünist komitesi, Sovyet ilkbahar ekim kampanyasının neticesini tenkid etmiştir. Moskova radyosuna göre komitenin sekreteri Kuriçef bu se-neki Ekim işinin geçen senekinden daha memnuniyet verici olduğu hu susundaki iddiaları reddetmiş ve bu yılki durumun tatmin edici olmadığını söylemiştir. Mumaileyh, kol lektif çiftçiler arasında daha fazla propaganda ve kültürel çalışmanın yapılmasını talep ederek genel efkârın atalet ve dikkatsiz idare a-leyhine şahlanması için basının daha fazla yardım etmesi icabettiğini söylemiştir.
Amerikan Ticaret Bakanlığında iki azil
Vaşington, (a.a.) — Ticaret Bakanlığından dün bildirildiğine göre, Ticaret Bakanı Charles Sawyer bu bakanlığa mensup iki yüksek rütbeli memurun istifaya davet edildiğini haber vermiştir. Tasrih edildiğine göre bu karar bahi6 konusu iki memurun komünist partisine da hil olduklarına dair ortaya atılan iddialar neticesi parlâmento komisyonu tarafından tahkikat açılması üzerine alınmıştır.
Çekcslovok Oıdusura göz'trğ veriliyor
Londra Radyosu, (Basın _ Yayın) — Çekoslovak Savunma Bakanı dün Çekoslovak ordusundaki başarısızlıkları tenkid etmiştir. Prag’da yaptığı bir demeçte Savunma Bakanı, ordunun Sovyet ordusundan örnek almadığını ve bunu yapmak için lâzım gelen tedbirlere başvurmadığını belirtmiştir. Bakan, bundan böyle subaylar hakkında yalnız resmî sadakat yeminleriyle değil hareketleri, gözönün-de tutularak ona göre muamele yapılacağını da açıklamıştır.
Yunan Meclisi Bajkarı iki memleket dastluğ jnu övdü
Atina, a.a. (Özel Muhabirimiz bildiriyor) — Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan tarafından Vima gazetesi muhabiri Palaiolog vasıtasiyle Yunan Meclisine selâm gönderilmesi münasebetiyle Yunan Meclisi Başkanı Dimıt-ri Gontikas, Vima gazetesine aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
I «Yunan Meclisinin, Refik Koral-tan’ın selâmlarını memnunlukla karşıladığına kaniim. Biz Yunanlılar için, Türkiye ile dostluk ve sıkı işbirliği, dış siyasetimizin temel taşını teşkil etmektedir. Yunan halkının ve Meclisteki temsilcilerinin arzusu, her iki memleketin menfa-| ati için Türk - Yunan münasebetle-I rinin daha fazla sıkılaştığını ve ’ dünya barışnn temellerinin takviyesi maksadiyle müttefiklerimiz tarafından sarfed len gayretlerin desteklendiğini görmektedir.
İki büyük önderimiz Atatürk ve Venizelos’un büyük hülyalarını tahakkuk ettirmek maksadiyle ve Parlâmentolarımızın desteklemesi
I suretiyle el’an askıda kalmış olan bazı meselelerin iki hükümet tarafından süratle bir hal tarzına bağlanacağını temenni edelim.
Türk parlâmentosuna ve dost I Türk milletine Yunan parlâmentosunun samimî selâmlarını arzede-
Denizcileri çok eskldenberi ilgilendiren ve biraz da efsane havasına bürünmüş olan «Deniz şeytanı» şimdiye kadar onu görenlerin anlattıklarına göre, suda yaşıyan mahlûkların en büyüğüdür. Lâkin ne şekildedir? İnsana hücum eder mİ? Nasıl ve nerelerde yaşar? Bütün bu suallerin cevabı düne kadar verilmemişti. Nihayet geçenlerde Dr. Hass bu muammaayı çözmeğe karar verdi. Büyük bir kayık tedarik ederek, «Şeytan» ın yaşadığı rivayet olunan Kızıldenizde dolaşmağa başladı. Dr. Hass’ın bütün malzemesi portatif bir dalgıç cihazı ile film çekme makinesinden ve... cesaretinden ibaretti. Yakıcı bir güneş altında uzun süren bir dolaşmadan sonra, «Deniş şeytanı» ile İlk görüşmeyi Dr. Hass bizzat şöyle anlatıyor:
«Bir ara yine suya dalmıştım. Her gün böyle dalma tecrübeleri yaparak su içinde manevra kabiliyetimi aıttırmağa çalışıyordum. Suyun yüzüne çıktığım zaman iki arap tayfam heyecanla haykırışı-yorlardı: «Köpek balığı... Köpek balığı... Bu Ûağırışmalar üzerine
derhal kayığa doru yüzmeğe başladım. Hakikaten, yüz metre kadar ötede, su üstünde iki kanat ucu görünüyrdu. Adamların süratle balığa doğru kürek çekmeğe başladılar. Ben herni’n makineme yeni bir film yerleştirdim. Fakat kanat uçlan birbirlerine hep aynı mesafede bulunuyorlardı. Yoksa bunlar aynı hayvanın kanatları mıydı? Hesap ettim: Aralarında on metre kadar aralık vardı. Bu dehşetli heyecan verici bir manzara idi. Fakat şüpheye mahal kalmamıştı. Anladım ki denizlerin en acaip ve en büyük mahlûku ile «Deniz şeytanı» ile karşı karışıyayım.
Deniz şeytanı
Bu hayvana bu isimden daha iyi-
• Deniz şeytanı» adını alan bu ma bluk 10 ton ağırlığındadır.
si yakışamazdı. Ağzı, bir adamı rahat rahat yutabilecek cesamettedir. Ağırlığı 10 ton. Bizim gör düümüz ve. iki ayrı köpek balığının kanatlarına benzettiğimiz kanatlar, iki u-cu arasında on metre mesafe bulunan yüzgeçlerinin uçlarıdır.
Hayvanı görünce, hem dalmağa hazırlandım. Adamlarım beni çıldırmış zannettiler. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, ben de o an kendimi pek o kadar iyi hissetmiyordum: Fakat, hayâtımda belki bir daha böyle bir fırsatı ele geçi-remiyeceğimi düşünerek suya daldım. Fakat hayvan beni görünce yıldırım süratiyle kaçtı. Adamlarım bu işe çok sevinmişlerdi. Ben ise çok üzgündüm.
gözleri iyi görmüyordu. Çünkü tam karşılarında olmadığım zaman mev
cudiyetimden habersiz görünüyor-
lardı. Bu hal bana epey çarpıntıya maloldu. Çünkü arada bir beni görüyorlardı. O zaman hepsi birden makinemin üzerine hücum ediyordu. Neyse ki tam zamanında dur-
masını biliyorlardı. Duruyorlardı ama, bu muazzam cesetlerin ani hareketleri ve anî duruşları su i-çinde müthiş anaforlar yapıyordu. Dakikalarca bir saman çöpü gibi yuvarlanıp duruyordum.
Korka anı
rim.
Türk . Yanan Birliğinde
Atina, a.a. (Özel Muhabirimiz-
den) — Türk - Yunan birliği cemiyeti Başkanı Dr. Apostolos Orfa-
nidis dün basına demeçte buluna-
rak, yeni Türk hükümeti temsilcilerinin Türk - Yunan dostluğunu genişletmeye çalışacakları hak -kında bu zevat tarafından yapılan ilk demeçler dolayısiyle duyduğu sevinci ifade etmiştir. Orfanidis, iki memleket temsilcileri arasında Strasburg’da müştereken alman ka rarlar gereğince Türkiye ve Yu-nanistanda Türk - Yunan bürola-
rının faal yete başladığı bir zaman da, Yunanistan hakkında bu gibi dostluk tezahürlerinde bulunulmasını da mesut bir hâdise olarak va-sıflandırmıştır.
YENİ MODEL TEPKİLİ UÇAKLAR
Vaşington, (a.a.) Birleşik Amerika havacılık çevreleri tarafından 1 bugün bildirildiğine göre, Birleşik ! Amerikada gelecek sene başında hızı saatte 2700 kilometreye varacak . hattâ bu sürati aşacak yeni model I tepkili uçfak tecrübelerine girişilecektir. Bu uçak 24 bin metre yük sekliğe çıkabilecektir. I
EİSENHOVVER’İN BAŞKANLIK ADAYLIĞI
Vaşington, (a.a.) — Cumhuriyetçi kongre üyelerinden Hugh Scott dün general Eisenhower’in 1952 seçimlerinde cumhuriyetçi başkan a-dayı olarak seçebileceğini haber vermiştir. Scott, Eisehower’in bu tekliif reddedemiyeceğini, cumhur yetçilerin ilk vazifesinin bu yıl ya-pılaoak seçimlerde kongrede ekseriyeti .kazanmak olduğunu söylemiştir.
Serbest Fıkra:
Bir bardak suda!...
Dünya Basınından
Hulâsalar
Bununla beraber, ümitsizliğe kapılmadan, ertesi gün ve daha ertesi gün aynı yere gelerek «Şeytan» ı beklemeğe başladım. Gelen giden yoktu. Üçüncü gün, güneşin batacağı bir sırada başka bir canavar göründü. O zaman, bütün hayatım-ca unutamıyacağım bir manzarayla karşıya karşıya kaldım: En az 10 ton ağırlığındaki bu hayvan, batan güneşin son ışıkları altında denizde oynayıp duruyordu.
Yalnız bir seferinde işin iyiden iyiye sarpa sardığını anlar gibi oldum. «Deniz şeytanı» mn yanından hiç ayrılmıyan küçük bir kılavuz balığın filmini almakla meşguldüm. Bir ara biri üzerimden eğilmiş bakıyor gibi geldi. Döndüm. Muazzam bir mahlûkun ağzı, bir kaç santim ötedemde açı.c duruyordu. O zaman, canavarın ağzı etrafında ve dişleri arasında daimi surette bir çok küçük balıkların yaşadıklarım gördüm. Dişlere takılıp kalan öteberi ile geçiniyorlardı.
KİRALIK ARANIYOR
Ankaranın her semtinde, her evsafta kiralık evler aranmaktadır. Telefon 16424. (1018)
T ürk milletinin 14 Mayıs seçimlerinde gösterdiği yüksek olgunluk ve vekar, Avrupaya ve Amerikaya parmak ısırttı! Bütün ecnebi matbuat ve radyoları, Türk milletinin gürültüsüz fakat azimli İradesi karşısında hayran kaldılar... O kadar kİ; senelerdir oy hakkının masunluğunu ve hürriyetini özleyen bu millet, nihayet zafere eriştiği zaman bile büyük sevincini masum tezahürlerden ileri götürmedi. Çünkü o biliyordu ki, Demokrat Parti, bir nizam ve kanun partisidir. Mevcut kanun ve nizamlara aykırı her hareket, yine mevcut kanunlar ve nizamlar dahilinde derhal cezalandırılacaklardır. Elbette kİ, milyonlarca kişi arasında her zaman zabıta ve adliye vukuatı olmuştur ve o-lacaktır. Fakat bunlar, kim olursa olsunlar, himaye görmlyecek-lerdlr.
ceksiniz! Ya, koskoca saçlı sakallı, yaşlı başlı Müseyin Cahit Yalçının böyle saçma yazılan kendisine mevzu diye seçmesine ve üstüste telâşlı iki makale ka-
Hal böyle iken, eski İktidar organları hâlâ pireyi deve yapmak İçin türlü bahaneler, tahrikler, tezvirler yapmaktadırlar. İri başlıklar altında şu çirkin numunelere bakınız:
— Halk Partililere sarkıntılık!
— Düşmanlık politikası tatbikatı!
— Şımarıklar!
Vesaire vesaire... Eğer kazara merak edip okuyacak olursanız, bir bardak sudaki fırtınadan korkarsınız! Çünkü bu masa başı muharrirlerinin uydurdukları havadislerin hiç biri zabıtaya ve adliycye İntikal edecek kıratta dahi değildir. O halde boşuna yaygara ve şamatanın sebebi ne?
Hadi bu da bir şey değil diye-
leme almasına ne buyurursunuz?
Tekrar deşmek İstemiyoruz; fakat son seçim arifesinde Halk
Partililer tarafından merhamet-
sizce öldürülen dört aziz demok-
ratın mübarek nâşı henüz soğu-
mamıştır. Bununla beraber, bir nizam ve hukuk devleti hima-
yesinde yaşadığını bilen demol»-ratlar, matemlerini İçlerine gömmüşler ve hiç bir zaman böyle yaygaracı neşriyata başvurmamışlardır.
Bu sayın baylara hatırlatalım: Bugünkü iktidar, eski İktidara benzemez! Kanuna aykırı harekete kim cesaret ederse, gözünün yaşma bakmadan cezasını vermekten çekinmez!
Fakat, yavuz hırsız da evsahlbl-ni bastıramaz!...
İngiliz Basını ;
İngiliz gazeteleri Doğu Almanya ve Berlinde komünistler tarafından tertip edilen nümayişler hakkında geniş yorumlarda bulunmakta ve bu nümayişlerin ne gibi mak şatlarla yapıldıklarını araştırmaktadır.
Sunday Times gazetesi, Doğu Almanya ve Berlin’deki durumun bir tehlike teşkil ettiğini kaydettikten sonra komünist gençliğinin Şerlindeki kitle halinde nümayişi ni, Nazi zamanında Hitlerin pek çok hoşlandığı kitle nümayişlerine 1 benzetmektedir. Gazeteye göre, komünist Alman gençliği, bu defa da Sovyetler tarafından bir zamanlar Hitlerin yaptığı gibi askerî bir terbiye dahilinde yetiştirilmektedir. Gazete, Rusların bu usullerini beğenmediğini kaydettikten sonra, bu hususta müttefiklerin hareketlerini ele almakta ve Doğu Alman- I yada vukubulan komünist nüma- 1 yişlerine karşı müttefiklerin aralarında daha sıkı işbirliği yapmaları lâzım geldiğine işaret etmektedir. Gazeteye göre Rusların son hareketleri, müttefikleri hiçe sayarak Almanyada bir ikilik yaratmak gayesini gütmektedir.
Gazete devamla barış muahedesi gereğince Almanların üzerlerine aldıkları birtakım taahhütleri de gözden geçirmekte ve bu arada Alman pilotlarının askerî uçak kullanmaları gerektiği, halbuki Rusların bir takım mülâhazalar ileri sürmek suretiyle bu şartlara riayet etmek niyetinde olmadıklarını göstermiş olduklarını ilâve etmektedir. Sunday Times’e göre, Sovyetlerin bu yoldaki her çeşit teşebbüsleri Batılılar arasındaki tesanüdü bir kat daha artırmaya yaramaktadır. Bu maksatladır ki Batı devletlerinin sanayilerinde bir kalkınma müşahede edilmektedir. Gazete bu arada müttefikler arasında toplu kuvvetler meydana getirilmesi lâzım geldiğini kaydetmekte ve Atlantik paktının askerî mahiyetten başka bir de siyasî mahiyet alması gerektiğini ve bu suretle bu pakta başka Avrupa devletlerinin de katılması icap ettiğini yazmaktadır.
Observer gazetesi de İngiltere, Fransa ve Amerika arasında mevcut görüş birliğinin Londra konferansı münasebetiyle bir kat daha kuvvet bulduğunu yazdıktan sonra, Avrupanın İktisadî durumu hakkında da yorumlarda bulunmakta ve bunun sevinç verici olduğunu ilâve etmektedir. Gazete, bu hususta müşahede edilen İktisadî ve malî kalkınmanın memnuniyet verici bir şekilde İnkişaf ettiğini belirtmektedir.
Bir an beni gördü. Oyunu bıraktı. Yıldırım süratiyle üzerime geldi. Ben suyun içinde, ne yaptığımı bilmez bir halde film makinemi o-
Hayvan bana bir şey yapmadı. Adetâ birbirimize alışıyor gibiydik. Bu sayede, bu garip mahlûkların filmini il.c defa bol bol ben aldım.
merak eden bir hali vardı. Nihayet de durdu. Bana ba.ctı. onra etrafımda aheste aheste dolaştı. Ben durmadan film alıyordum. Benim onu I merak ettiğim kadar onun da beni | mera keden bir hali vardı. Nihayet, muazzam kanatları sallaya sallaya uzaklaştı.
150 kilometre ötede
Ondan sonra günlerce hep aynı yere gidip bekledim. Fakat hayvan bir daha gelmedi. Bir müddet son- ’ ra, 150 kilometre kadar daha Kuzeyde deniz dibi aramaları yapar- '
Yalnız bir kere, yine bir Deniz şeytanının portresi ile meşgulken, hayvan birden bire döndü ve öyle korkunç bir süratle denizin dibine
doğru gitmeğe başladı ki muazzam kanatlarından birinin altında, girdaba kapılarak ben de derinlere inmeğe başladım. Bin müşkülât ile suyun yüzüne çı.ttığım zaman baygın bir halde idim.
Bu son tecrübeden sonra artık
yapacak iş kalmamıştı. Şeytanları kendi hallerine bırakarak döndüm.
Filmleri Kraliyet Enstitüsüne sat-
mak niyetindeyim.
ken «Şeytan» ı bir kere daha gördük. Fakat bu sefer yalnız değildi. | İrili ufaklı on on beşi birden bir- 1 likte yüzüyorlardı.
Onları uzun zaman takip ettik. Adamlarım kayıkta, ben denizde
hayvanların yanından gidiyordum.
Bu o kadar uzun zaman devam et-
ti ki nihayet bana alıştılar. Galiba
Alını - Satım
işleriniz için
Büyük Emlâk Acentesi NİZAMİ ATACAN
ÜİUB Meydanı Mühendis Han
No. 1 - 2, Tel: 13235 (1075)
Ankara Valiliğinden
Ankara Belediyesinden plâka almış hususî binek otomobilleriyle takside çalışan otomobillerin ve her çeşit kamyon ve kamyonetlerle kaptıkaçtıların, sepetli ve sepetsiz motosiklet ve bisikletlerin Millî Savunma Mükellefiyeti Kanununun 23 üncü maddesi gereğince aşağıda gösterilen günlerde Samanpazarı Askerlik Şubesince sayımları yapılacağından sahiplerinin o günlerde taşıt araçlarım Askerlik Şubesine götürerek kayıtlarım yaptırıp vesikalarını almaları, aksi takdir haklarında kanunî takibat yapılacağı bu gibi taşıt sahibi vatandaşlü ilân ve tebliğ olunur.
Hususî binek otomobilleri
Taksi otomobilleri
Kamyon, kamyonet, kaptıkaçtı ve emsali
Motosikletler
Bisikletler
5/6/950 Pazartesi gününden
12/6/950 Pazartesi akşamına kads
13/6/950 Salı gününden
22/6/950 Perşembe günü akşamın
23/6/950 Cupıa gününden
1/7/950 Cumartesi akşamına kade 3/7/950 Pazartesi gününden 5/7/950 Çarşamba günü akşamın kadar
6/7/950 Perşembe gününden 14/7/950 Cuma akşamına kadar (3446)
Ot Satılacak
Ankara P. T. T. Bölge Başmüdürlüğünder
Ankara telsiz verici istasyonu sahasında kendiliğinden biten f artırma ile satılacaktır. Tümünün tahmin bedeli 70 liradır. Pazarl! 6 Haziran 1950 Pazartesi günü saat 16 da Samanpazarı P.T.T. bınasıni toplanacak olan alım satım komisyonunda yapılacaktır.
İsteklilerin otu gördükten sonra gelmeleri ilâo olunur. (3504|
S
Sayfaı4
S A F K R
1 I
Tl a ıe
7
k m
b|
b(
VI
N t
I
I
B e c a sı )a a
.1;
m t r) ıdı dt
se tu tat eri
1113
S. a . der tini h k
Diy. • bil
Mul . Ta
ıa ya
Diy e fai «adın meks
kadir.
Mada
O etti.
Hayat çizg niz muntazam.. Yalnız tam yansında izahı müşkül bir işaret var
— 168 —
— Bir kere daha bakınız. Belki ı değişen bir şey vardır. |
Margarit munis bir tavır ile İmparatora yaklaştı. Elini avuçları içine aldı ve sihirli gözlerini İmparatorun meyus gözlerine dik- j ti. İmparator, yumuşak, sıcak elin temasiyle ürperdi. Sonra da onun sihirli, büyülü ve hâkim gözlerinin tesiri altında bocaladı.
Bu garip ve meçhul kızın bakış lannda harikulâde bir hâkimiyet vardı. Ne vakit onunla karşılaşsa İçinde tarifi imkânsız bir sarhoşluk hissediyordu.
Bir müddet böyle kaldıktan sonra Margarit ağır v& âhenkli bir sesle söylemeğe başladı:
(Haşmetpenah!.. Hayat çizginiz muntazam.. Yalnız tam yarısında izahı müşkül bir işaret var..)
İmparator titredi:
(Yâni.. Bir tehlike mi var?) (İzah edeceğim. Fakat bu noktadan sonra uzun bir sükûn devresi başlıyor.)
İmparator geniş bir nefes aldı. Halbuki Margarit bu (Uzun sükûn devresi) derken hailevî bir hal almıştı. Çünkü ölüm de bir sükûndan başka nedir ki..
- Bu kelimeyi Margarit bambaşka bir mânada söylemiş, fakat İmparator onu tamamen aksi mânada anlamıştı.
Ankara Tiftik Cemiyeti
it (Baş tarafı 1 incide)
Okuyucularımıza şu kısa izaha-ti verdikten sonra işin asıl enteresan olan Genelkurul toplantısının hikâyesine geçiyoruz.
Dün matbaamıza kadar gelen ve her şeyin üstünde memleket menfaatini gözettiklerinden asla şüphe etmediğimiz, köylü, şehirli, aralarında halkçılar da bulunan 10 kişilik bir grup, evvelki gün toplanan Tiftik Cemiyeti Genel Kurulunda seçimlerde yolsuzluk olduğunu bize teessür ve teessüfle bildirmişlerdir.
Bu şayanı dikkat hâdiseyi olduğu gibi sütunlarımıza geçiriyoruz:
Bundan bir hafta kadar evvel yapılacağı ilân edilen Tiftik Cemiyeti Genel Kurulu, kanunî nisap bulunamadığı için, bir hafta sonraya tehir edilmiş ve evvelki gün Bentderesindeki Cemiyet merkezinde eski İzmir Milletvekili Rahmi Köke'nin başkanlığında müzakerelere başlanmıştır.
İdare heyet5, murakıolar raporlarının okunmasını müteakip seçimlere geçileceği sırada, üye olmı-yanların salondan çıkmaları ve ondan sonra seçimlerin yapılması istenmiş, Kurum başkanı Sim İçöz bir liste çıkarıp okumak istemişse de. cemiyetin kütük defterinde kayıtlı olanların okunması isteği karşısında, sırf Süleyman Sırrı İçözü başkan seçmek gayesiyle cemiyetle hiç ilgisi olmadığı halde davet edilmiş bulunan bir çok kimse ve ezcümle talebeler salonu terketmek mecburiyetinde kalmışlardır.
İçeride ancak rey hakkına sahip 17 üye kalmış, bunlardan beşinin de gitmesi üzerine 12 k’şi ile ve gizli oyla başkan seçimine geçilmiştir.
Toplanan oyların sayısı 19 a çıkınca orada bulunanlardan b;r çoğunun itirazı mucip olmuş, 12 kişi oldukları halde fazladan atılmış o-lan (7) oyun kanunsuz ve nizamsız olarak atılmış bulunduğu ileri sürülmüş ve seçime fesat karıştırıldığı iddia edilerek yeniden seçim yapılması istenmiş ise de, bizzat Sırrı İçöz tarafından yapılan tasnif ne ticesinde Kurumun eski başkanı Sırrı İçözün 10 ve Kurum Gen il Sekreteri Dr. Kâzım Mıhçıoğlunun da 9 oy aldıkları ve Sırrı İçözüıı bir oy fazla ile başkanlığa intihap edildiği tebliğ edilmiştir.
Yapılan seçimde Tiftik Cemiyetinde çalışanların da başkan lehine oy’a iştirak ettirildikleri anlaşılmaktadır.
Ayrıca, Cemiyetin kütük defterinde kayıtlı 176 üyesi bulunduğu halde, uzun senelerdenberi çoğunun vefat ettikleri, kalanlardan bir çoklarının da fiilen cemiyetle a-lâkalarını kesmiş oldukları, 1949 senesi içinde idare heyetinin iki defa bile toplantıya çağırılmamış bulunduğu ve sırf başkanın şahsî görüşü ile idare edilmekte olduğu söylenmektedir.
Memleketim;zde demokrasinin şahlandığı şu sıralarda küçücük bir genel kurul toplantısında böyle antidemokratik bir seçim yapılması ze haksız kazanılan bir neticenin ;oğunluğu teşkil eden bir zümreye (orla kabul ettirilmek istenmesi, congrede bulunan, Halkçı ve De-nokrat bir çok vatandaşları haklı »larak müteessir etmiştir.
Uzun seneler devlet bütçesinden iilen yardım gören bu cemiyet ge-ıel kurulunda yapılan bu seçim olsuzluğunu İçişleri Bakanlığının ikkat nazarına arzetmeği faydalı örüyoruz.
(Devam ediniz..) dedi.
Margarit devam etti:
(Bizans muhteşem günlere kavuşacak..)
İmparatorun yüzü güldü. Fakat Margarit daha esrarengiz bir şekilde tebessüm etti, imparatora acıyan gözlerle bakıyor gibi idi.
Yeniden söylemek üzere idi ki, İmparator birdenbire elini çekti.
(Bu kadar kâfi Margarit.. Başka bir şey öğrenmek istemiyorum.)
Ve sonra Margariti çıplak ve mütenasip kolundan yakaladı. Şehvet ve ihtirasla kendine doğru çekti. Şimdi imparatorun kafasında artık ne Türk tehlikesi, ne de muhasara faciası vardı. Bütün mevcudiyetini Margarit’in sihirli bakışları, sıcak vücudü ve nefis kokusu kaplamıştı.
Margarit bu ânî çekişten afalladı. Gayriihtiyarî bir çığlık kopardı :
(Haşmetpenah!..)
Ve kurtulmak için çabaladı. Fakat imparatorun şehvetle gerilen bazuları arasından kurtulmanın müşkül olduğu meydanda idi. Bü-.a mukavemetine rağmen narin dcudünün kıskıvrak yakalandığını ve imparatorun sert göğsünde sıkıştığını hissetti.
Heyecandan kendini kaybeden İmparatorun ağır nefesi, Margari-tin yanakları üzerinde geziniyor ve onun İnce, şehvetengiz dudaklarını arayordu.
Margarit, son bir gayretle başını geriye atıyor ve bütün kuvvetiyle.imparatoru itmek istiyordu.
(Yapmayınız. Bırakınız Haşmet penah... Size daha talihinizi tamamen söylemedim. Müsaade ediniz de söyliyeyim..)
Fakat İmparatorun kulakları bir şey işitmiyordu:
(Talihim de yerin dibine batsın.. Şimdi yalnız seni düşünüyorum. Yalnız seni.. Anlıyor musun? Yalnız..)
II
larak vgyllebilir.
Müracaat: Eczahane veya 11400 telefona. (65—K.)
Açık teşekkür
Eşimin senelerdenberi çekmekte olduğu oldukça ehemmiyetli has-' talığını kati bir teşhisle hemen a- J meliyat yapmak suretile büyük bir. tehlikeyi önliyen Doğumevi baş hekimi Zekai Tahir Burakla yardım- ( cı doktor Zekiye Kazuk, Melika Ba-1 lı ve Naci Bucukoğlunun, tedavide ' kaldığı müddetçe de her türlü fe- J dakârlıktan çekinmiyen hemşire Ayten ve Melâhatle hasta bakıcıların gösterdikleri şefkat hislerine karşı sonsuz şükranlarımın iblağına sayın Zafer’in delâletini rica ede-
27/5/1950
Fuat Akverdi
Ve bir deniz aygırı gibi nefes alarak bu güzel ve taze kızın ince dudaklarını arıyordu. İmparato- I run bütün arzusu, onu yatağına atabilmekti. Fakat Margarit her çareye başvurarak buna mâni olmakta idi. Bu mücadele sırasında : Margaritin omuzlan tamamen 1
açılmış, lekesiz ve berrak göğsü de Türk Hikâye Sanatını meydana çıkmıştı.
Margaritin mukavemeti sona ermek üzere idi. Şimdi yalvarıyordu:
(Bırakınız. Allahaşkına bırakınız. Haşmetpenah.. Bugün için bırakınız.)
ZÖNDAPP O B 200
ZÜNDAPP iotosikiet leri I
gelmiştir.
Türkiye Umumî Mümessili
M. ve A HANİF KARDEŞLER Ltd. Şirketi
Posta Caddesi No. 90 Ankara İstanbul satış yeri: Haııif Kardeşler I
(1068) Altıncı Vakıf Han, Numara 8, Galata Tel. 40905
V—■—-ı. .
r—1||(" —
Tulış - Dikkat - Tüliş
Daima iyiye, güzele ve ucuza doğru hamlelerle az kazanç, çok muamele düsturunu prensip ittihaz ederek satışlarına hız veren TÜLİŞ MEFRUŞAT PAZARI’nalûlfen bir defa uğrayınız.
Avrupa ve yerli perdelik tül, ray ve korniş, istor sofra muşambaları, perdelik keten ve her boy perde saçakları v.s.
Halis Koç
TÜLİŞ MEFRUŞAT PAZ«”I
(2025) Çıkrıkçılar. Özkan Kardeşler Mağazası bitişiği No. 27
30.9 - 1950
I
Dünyaca çok beğenilen meşhur Alman mamolâtı
Çevireni S. Yazıcıoğlu
Yazanı Frances Noyes Hart
— 41 —
— Bu kadar mı?
— Hatırladığım bu kadar.
— O gece kendisini tekrar gördünüz mü?
— Ne zaman gördüğünüzü söyler misiniz?
— O gece kendisini iki defa gördüm. Bahçede yanımdan geçtikten iki dakika sonra, tekrar koşarak eve doğru geçti. Ben o aralık bahçenin öteki ucunda sarma şıklarla meşguldüm, kendisiyle konuşmadım. Pek telâşlı bir hali vardı, ben de evde bir şey unutmuştur zannettim; belki el çantasını veya boyun atkısını, filân. Başında şapka yoktu. Bir iki dakika sonra, tekrar evden çıktı ve koşa koşa aynı yoldan arka kapı, ya doğru geçti.
— Başına bir atkı filân örtmüş müydü?
— Hayır.'
— Elinde çanta var mıydı?
— Gördüğümü hatırlamıyorum, ama her halde bir çantası olması mümkündür.
— Sizinle konuşlu mu?
— Hayır.
— İki defa gördüm diye bahsettiğiniz bu mu?
— Yok, hayır.
Bayan İves sözünü nezaketle tashih etti.
— Bunları bir defa olarak telakki ettim. Kendisini, gece geç vakit tekrar gördüm.
Mahkeme salonu bir İkinci defa karışır gibi oldu, yüzlerce vücut oturdukları sandalyelerin üzerinden onc doğru eğilmişti.
Muhabir, telâşla :
— Aman Yarabbi! Kızın başka yerde bulunduğunu isbata çalışı-yor! Dikkat et, ihtiyar tilki! dive mırıldandı.
Savcı, kulağına erişemiyen bu merhametsizce Ihlar, i,İtmiş gibi, küstahça ileri doğru atıldı :
— Gelininizi, gece saat kaçta gordıinüz. Bayan ives?
Muhabir, hiç sıkılmadan sözüne devam ediyordu:
— Ya bu adam çok cüretkâr, va da ihtiyar kadının, gelinini dahi Kurtarmak pahasına yalan söyleneceğinden tamamlyle emin. Ben de o fikirdeyim.
Birbirine geçirdiği parmaklan, nı sessizce tetkik etmekte olan Bayan ives, sâkin bir çehre He sav cinin yüzüne baktı ve sanki ilk defa olarak sözlerini tartmağa başlamış gibi konuştu:
. “ vS.aate bakmadığım için size «atı bir zaman tesbit edemiyece-
ğım. Maamafih, yatağıma gireli epey zaman olmuştu, lâmbamı da söndürmüştüm. Tahminen on buçuk vardı, diyebilirim. Çünkü ben içeriye girdiğim zaman ortalık iyice kararmıştı; saat dokuzdan çok sonraya kadar bahçede kaldığımı biliyorum.
— Hava kararıncaya kadar bahçede çalışmak âdetiniz midir?
— Evet. Bahçede çalışmak hem eğlencem, hem de işlmdir.
Bayan İves'in sâkin bakışlı gözleri, halinden anlar bir ruhla kat şılaşmak ümidiyle, savcıya bakıp gülümsedi.
— Yemekten sonraki bu saatler benim en mesut saatlerimdir. Ortalık artık çalışılamıyacak derecede karardıktan sonra bile, gül bahçesinde bir sıranın üzerine otu rur, ve yaptığım işleri huzur için?* de zihnimden tekrar geçiririm. İçeriye girdiğim zaman ortalık umumiyetle karanlıktır.
— Haziranın on dokuzuncu gecesi de böylece karanlık mıydı?
— Evet! Hava kararalı epeyce olmuştu.
— İçeri girince doğruca yatmağa mı gittiniz?
— Hayır; çiçek odasına girdim. Sepetimi ve âletlerimi bıraktım, ortalığı topladım. Bahçe ile uğTaş mak oldukça kaba iştir.
Yine ayni nazik ve dostça tebessümle gülümsedi:
—Odamdan çıkarken orta hizmet çimiz Melamie'ye rastgeldim; sa. londaki elektrikleri söndürüyordu; hattâ kendi kendime, saat on olmuş diye düşündüğümü hatırlıyorum; çünkü ekseri ev halkı dışarıda bulunduğu zamanlar ışıkları bu saatte söndürmek âdetidir. Sonra, yukarıya çıktım ve yattım. Lâmbayı söndürdükten sonra pek uzun zaman geçmemişti ki ön kapının kapandığını duydum. Sue gelmiştir diye düşündüm.
— Oğlunuzun eve dönmüş olması ihtimalini düşünmediniz mİ?
— Hayır, Pat oyun oynamağa gittiği zama non ikiden evvel dön-
— Gelininizi gördüğünüzü söylemiştiniz. Doğrudan doğruya oda niza mı geldi?
Başkentte çıkan hazine
Seçilmiş Hikâyeler Dergisi
Genç Hikâyecilerimizden Salim Şengil’in üç yıldanberi büyük bir zevk ve itina ile çıkardığı «Seçilmiş Hikâyeler Dergisi» doldurduğu boşluk içerisinde Türk Hi.ıâye Sanatının inkişafı yolunda gördüğü müs-bet işi takdir etmemek elden gelmiyor.
Bugün olduğu kadar gelecekte incele mek arzusunda bulunacaklar bu dergiye ellerini uzatmadan muvaffakiyetlerini sağlıyamıyacaklardır. Bu defa elimize geçen 26 - 27 nci sayısında Salâhattin Anadolu, Melih C. Anday, Selâmi Başkurt, Zeynel İlhan, Ceyhun A. Kansu, A. Faik Karabudak, Mustafa Niyazi, Sabri Soran, İlhan Tarus gibi h'kâ-yecilerimizin kuvvetli hikâyeleri yer almıştır. Ayrıca Suat Taşer’in V. S. Prithett’en çevirdiği kuyruksuz Maymun isimli nefis bir hikâye ile Hikâyeci Zeynel Ilhan'nın biyografisi bulunmaktadır.
•100 sahife olan dergi 60 kuruş fi. atla satılmaktadır. Abone ve toplu satış için P. K. 2045 Bakanlıklar -Ankara adresine müracaat olunma-| lıdır.
| Okuyucularımıza bu güzel dergiyi tavsiye ederiz.
★ (Devamı var)
SAYIN MÜŞTERİLERİMİN NAZARI DİKKATİNE Kadın Terzisi
fiAükerrem
Atölyemi Atatürk Bulvarı Toygar apartmanı 5 No.lu daireye naklettiğimi bildirir, mevsimin en son modellerde işe başladığımı muhte rem müşterilerime arzederim.
Telefon: 23425, 23891.
Vikontun evvelâ, Fiyorenda’nın birdenbire ortadan kayboluver-mesinden ve bunun sebebiyet verdiği üzüntüden bahsettiğini söylemeğe lüzum var mı bilmem!... Bu mesele, bu ıstırap, ona diğer şeyleri unutturuverdi. Bu sebepledir ki ilk evvel bu işten bahseyle-mişti.
Boröver, büyük bir sabırla onu dinlemiş ve bütün suallere hadsiz bir hatırnüvazlıkla cevap vermişti.
Şimdi sıra Ferriyer’in ümit etmekte olduğu şeye gelmişti:
O istiyordu ki Boröver, vereceği teminat ile, kendisine fikir sükûneti versin ve nasihatleriyle de, kendisini bihuzureden v’edan azabını hafifletsin. Çünkü, Ferri-yer, babasına reva gördüğü muameleden dolayı nefsini şiddetle takbih ve tayip ediyor, son derece üzülüyordu.
Fakat, Boröver'in; bilhassa Vidam meselesini halledeceğine katî bir emniyeti vardı.
— Bütün bunlar düzelecek, dedi. Aceleye lüzum yok; üzülmeyiniz, rahat rahat konağınızda oturunuz... Vidam sizi konağına kabul etmiyor ama, pek yakında evlât şefkati galip gelecek, o da yap tığına pişman olacak. Siz İşi bana bırakınız. Ben, Boröver, size; sizinle barışacak babanızın rıza ve muvafakatiyle Fiyorenda ile evleneceksiniz diyorum. Yalnız, kızı kendi öz kızı gibi kabul edecek ve altı haftaya varmaz, gelinini oğlundan daha fazla sevecektir. Size söz veriyorum, böyle olacak. Sözlerine itimat olunur bir adam olduğumu bilirsiniz.
Pek sevinen Ferriyer:
— Ah! Şövalye! ’diye bağırdı. Bana hayat veriyorsunuz, beni . yeniden hayata kavuşturuyorsu-I nuzl Cidden talihli bir insan İmi-
Sayın AnkaralIlara hayati sürpriz
Büyük ve maddî fedakârlık ihtiyar ederek senelerce çalışma neticesinde, yeraltında cereyan eden ve yeryüzüne çıkartılan emsali henüz mevcut olmıyan yük sek vasıflı Üçpınar memba suyunu sayın AnkaralI hemşerilerime takdimle şeref duyarım.
Üçpınar suyu. Alâkalı res mî dairelerin kimyahaneleri ile Türk ve ecnebi kimyagerlerin tahsil raporlarile sabit.olduğu üzere mikyası yarım derece olup bir çok emlâh ve madenleri ihtiva etiğinden haklı olarak Türkiyenin baş suyıı adını almıştır.
Üçpınar suyu. Yeni tip 30, 25, 10 litrelik hususî markalı kapaklı damacanalar ve galonlar la fennî tesisatlı membaında doldurularak azamî İki saat içinde evlerinize taze olarak teslim edilecektir. Suların en büyük şifası tazelik ve temizliğindedir.
Üçpınar suyu. Vasfının yüksekliği şifai hassasının çokluğuna rağmen fiyatı herkesin içebilece ği kadar ucuzdur. Fazla para vermekle alacağınız sular israftan başka bir şey değildir.
Üçpınar suyunun broşür hali nde ileride neşir ve tevzi edilecek olan tahlil raporlarını muhak kak okuyunuz.
Üçpınar suyu tabiî bir mayi 1 mukattardır.
Üçpınar suyu acaba hangi suyu içsem daha İyidir sualini ortadan kaldırmıştır. Çünkü Üçpınar suyunda sularda bulunması lâzım olan bütün şifahi hassaların hepsi fazlası ile mevcuttur. Sucularınızdan daima hususî damacalanalarda satılan mühürlü ve markalı Üçpınar suyunu İsrarla isteyiniz.
Üçpınar suyu Haziran başında satışa çıkarılacağından şimdiden abone kaydolununuz, lokantalarda, gazinolarda, kahvelerde ve emsali yerlerde hususî ambalajlı küçük şişe sularını ısrarla isteyiniz. Hakiki Üçpınar içmek için bandırollarını kendi elinizle açınız.
Üçpınar suyunun satış deposu; Belediye yanında Yeni Hal No. 6 - Telefon: 14161.
Başka hiç 'bir yerde satışı ve şubesi yoktur. (1052)
..................... ...................
hte FİYORENDA
j f... I .1 J
Ayağa kalkan Ferriyer:
— Pekâlâ! dedi. Ben şimdi Ros-pinyak’ı aramağa gideceğim. Muhakkak onu bulmaklığım lâzım.
Boröver de ayağa kalkarak:
Yazan: MİŞEL ZEVAKO
Çeviren: RAGIP RIFKI
— Hayır; kapının kapandığından beş dakika kadar sonra oda- * ma geldi. Benim odam evin soJ taralındadır, kapunı da daima ardına kadar açık bırakırım. Sue kapıya kadar geldi, ve yavaşça, ★ (Devamı var)
RADYO - BULMACA
— 40
şim ki Allah sizi karşıma çıkardı.
— Fiyorenda’nızla evleneceksiniz, babanızla barışacaksınız. Ben buna söz veriyor ve işi üstüme alıyorum. Ama, bunun hemen yarın oluvereceğini zannetmeyiniz... Sabırlı olmak lâzım.
Ferriyer, bir ah çekerek:
— Heyhat! Sevdiğim kızı bir buluversem!.. diye inledi.
Bu meselede Boröver daha ihtiyatlı davrandı. Hiç bir şey bilmiyordu. Ve maatteessüf, dediği gibi, o gün pek mühim işi olduğundan bir veya iki günden evvel o-nu aramağa teşebbüs etmesi mümkün değildi. Ama, ümitsizlenmi-yordu. Bir ipucu ele geçirmişti ama, henüz katî olmadığı için söylemeğe cesaret edemiyordu.
Boröver'in pek mühim bir işi olduğunu öğrenen Ferriyer, onu fazla meşgul etmemeyi düşünerek bunu kendisine söyledi. Dük dö Giz’in Navar Kraliyle ittifak etmek hususundaki tasavvurlarına mâni olmçık için harekete geçen Boröver'in kaybedecek bir dakika vakti bile yoktu. Çünkü. Sen - Jermen Vidamının da dakika kaybetmeksizin harekete geç tiğini biliyordu. Ferriyeri de, netice itibariyle babasiyle karşılaşacağı bir mücadeleye iştirâk ettirmeği muvafık bulmadığı için meseleyi ona açmamıştı. Onun yaptı-
ğı teklifi kabul ettL
Bununla beraber, kalkmadan evvel, ve bir hayli tereddütten sonra, Ferriyer'e bir ipucu verdi:
— Size verebileceğim bir fikir, bir tavsiyem varsa o da, Rospln-yak’ı gözetlemenizdir. Sebebini bir türlü anlayamadığım bir his bana, nişanlınızın nerede bulunduğunu onun bildiğini söylüyor.
Ferriyer, hayretle:
— Rospinyak ha!... diye bağırdı. Babam ona, ailemizden imiş gibi muamele ediyor. O bana emniyet telkin etmiyor. Bunu kendisi de hisseylemekte... Bu sebeple aramız pek şeker renktir.
Ve gözlerini Boröver’in gözleri no dikerek:
— Bildiğiniz bir şey mi var? diye sordu.
— Namusum üzerine yemin ede rim ki, bildlğLm bir şey yok. Pek İyi bilirsiniz, böyle bir şey olsaydı onu size çoktan söylerdim. Müp hem şüpheler... Kimse hakkında katî bir ithamda bulunmamı İntaç edecek bir şey yok henüz. A-ma, nadir aldanan önselime pek güvenirim. Ve bu önsezim bana, bu İşte Rospinyak’ın parmağı olduğunu ve araştırmaya bu cihetten başlamak lâzımgeleceği-nl söylüyor, işimi bitirir bitirmez ben de kızı bu yoldan aramağa bağlıyacağım.
— Aceleye, şiddete lüzum yok, dedi. Rospinyak hem pek kuvvetli ve hem pek tehlikeli bir adamdır. Ona karşı âkılâne ve müdeb-birane hareket ediniz; böyle yapmazsanız ondan hiç bir şey öğrenemezsiniz. Size bu husustaki fikrimi söyliyeyim: Şiddet istimal etmeyiniz; samimî olmaktan da vebadan korkar gibi sakınınız... Evet, benim böyle konuştuğuma görüyorum ki hayret ediyorsunuz... insanları mağlûp etmek için onlarla kendi silâhlariyle çarpışmak en emin ve en muvafık bir usul olduğunu epey zamandır anlamış bulunuyorum. Rospinyak’a karşı da şeytanca hareket etmeyi bilmelidir.
Bu tavsiyelerden pek hoşlanmadığı yüzünden anlaşılan Ferriyer:
— Öyle hareket etmeğe çalışacağım... diye vaadetti.
Meyhaneden çıktılar ve kapının önünde birbirinden ayrıldılar,
Boröver Betizi(l) sokağından gitti. Ferriyer de dalgın dalgın, önüne gelen ilk sokağa saptı.
Bu, Jan - Tizon sokağıydı. Gay-rlihtiyarî bir surette sola, Av-ron(2) sokağına saptı. Çünkü, sağa sapsaydı Boröver’in peşinden gitmiş olacaktı; halbuki, o bunu istemiyordu. Böylece, Sent - O-nore sokağının bir kaç adım öte sinde bulunan Puli (3) sokağına vasıl oldu.
★ (Devamı var)
(1) Rivoli caddesi açılınca bu caddeye ‘karışmıştır.
(2) Bugün Bıyöl sokağıdır.
(3) Şimdi 1 vr sokağıdır,
/.
13.45 Müzik: Hafif Şarkılar (Pl.)
14.00 Hava Raporu. Aksam Programı ve Kapama.
17.58 Açılış Ve Program.
18.00 M. S, Ayarı.
18.00 Müzik: Küme Sazlardan Oyun Havaları.
18.30 Müzik: Radyo Salon Orkestrası -(Şef: Halil Oııaynıan).
19.00 M. S. Ayan ve Haborlcr.
19.16 Geçmişte Bugün.
19.20 Müzik: Yurttan Sesler.
19 46 Radyo ile İngilizce.
20.00 Müzik: Ailen Rotlı Orkestrası Ca lıyor (Pl.)
20.16 Radyo GazctcBİ.
20.30 Müzik: İncesaz (Suzidil Fas’ı).
21.00 Temsil: «Blı- Gün Daha» Jokoph 21 16 Serbest Saat.
22.00 Konugma.
22.15 Müzik: Radyo Çok Sesli Korosu
22.30 Müzik: İki Plaııo ile Melodiler (Pl.)
22.45 M. S. Ayan vo Haberler.
23.00 Program vo Kapanış.
İSTANBUL RADYOSU
SALI — 30/5/1950
13.00 Haberler.
13.15 Dans Mllzl&l (Pl.)
13.45 Şarkı ve Türkülor.
14.20 Ev Kadını . Şekerleşmeler. Konuşan: Solma Concr.
14.30 Snz Eserleri, Şarkı ve Türkülor (Pl.)
14.50 Edıvnrd VVlto'dan Arp Soloları (Pl.)
16.00 Programlar ve Kupanın.
17.57 Açılış ve Programlar
18.00 Dan» Müzlftl (Pl.)
18.30 Sadi Yaver Ataman Memleket Havaları. Son vo Sur. Blrlfftl Konseri.
10.00 Haborlor.
19.16 İstanbul Iluberlcrl.
19.20 Radyo Senfoni Orkt-straaı Kon. seri.
20.200 Svrbsst BmU
Soldau Sağa ve Yukarıdan Aşağı:
1 — Baş muharririmizin adı, Hıristiyanların peygamberi 2 — Bir kadın âdı, başına (S) gelirse uğursuz olur 3 — İlim adamları, sopaya 4 — Tersi: Başına (T) gelirse umumi emir olur, karıştırmaz 5 — Tersi: Söz vermek, sağılan 6 — AA, amiyet 7 — Ödünç, bir harfin okunuşu 8 — Soysop temizliği, sondaki (N) kalkarsa bir şeyin dar tarafı olur, 9 — Bir yerde oturma, tersi: Amaç 10 — Bir şeyin sayısını öğrenen, tersi: İnanmak 11 — Belirti, Asyada Türk - Moğol İmparatorluğunu kuran.
Dünkü Bulmacamızın Halli:
Soldan Sağa Doğru:
1 — Kari, Tito 2 — üç, hız aç 3 — Ata, asa 4 — Şek, ten 5 — Naci, efal 6 — Tığak, niyaz 7 — Kısas, ram 8 — Yüten 9 — Arevala 10 — Re, nim, pi 11 — Atik, emel.
Yukarıdan Aşağı Doğru:
1 — Kürk, pare 2 — Aç, nık, ct 3 — Aşağıya 4 — Telasür 5 — Hakikaten 6 _ Lı, Sevim 7 — Zaten, nam 8 — Sefir 9 — Anayasa 10 — Ta, lam, pe 11 — Ocak, mail.
20.10 Sonat.
20.40 Çeyltll Hafif Müzik (Pl.)
«1.00 Fasıl Heyeti Konseri. "BeyatÎARABAN" 1 — Poerov 8 — Nimeti voslın İçin 3 — Başladım nfîyar 11c 4 — Bana ne Jldu
6 — Taksim 6 — Bakasız hüsnün
7 — Beni blg&no mİ sandın 8 — Nyleylm nicedeyim 9 — Saz Sc-
Takdlra eden: Yusuf Ziya Demlr-clo&lu.
22.10 Oda MUzlftl (Pl.)
22.25 Dans Müziği (Pl.)
22.15 Haborlor.
23.00 Hafif Gece Mtlzlgl (Pl.)
23.10 Programlar vo Kapanış.
8ayfa: 5
ZAFER
Tual Keten Emprime Emprime Çamaşırlık ORTAÇ’ta
Anver Saten
290. krş
350 krş
650 krş,
hakiki irfanda Keteni 900 krs. Ösrsdî 340 kr«.
Ankarada Müh m Dedikodu !
HER AKSAM
Ş rketimizin özenerek meydana getirdiği
İTALYANIN CAZ KRALI MEŞHUR
Büyük Mağaza
MARiO BRUNi
idaresinde ATRAK5YON
ORKESTRASI ve
Sevimli ARJANTİNLİ Şıntöz
875
Anafartalar Cad. Adliye karşısı Köşe Mağazası, No. 224.
Tel- 1113b
(1023)
Kıymetli
f'
r
SATIŞ
UCUZ
Ünal Kundura sergisinde yeni her renk sandaletler
10.00 Kuruş
12.50
15.00
17.50
Erkek muhtelif mokassen ve iskarpinler
15.00 Kuruş
17.50
20.00
25.00
4 — Müessese 2490 sayılı arttırma, eksiltme kanunu hükümlerine tabi olmadığından sözleşmede ser bestisini muhafaza eder. (3525)
A(S77?A y&r'T/zacuMz
Kumaşlcrdû Mimoza Emprimeler Vistra Emprime
büyük ucuzluk
375 krş. «ar 18 Rlervk
HOMONfl BAHÇESİ
HELENA WAMR® AS
MÜZİK - VARİYETE - JAZZ - DANS
İLÂVETEN
SAZ ve
Sayın Ankara Halkının Sevdiği
SES TOPLULUĞU
üstat Piyanist
Feyzi Aslangü
Sevimli ses san’atkân
Her Akşam Bahçemiz’de
Mükemmel Servis - Nefis Mezeler
Tel 21355
Kolacıya ve Tuhafiyeciye I R. , , I ZAYİ — tg Bankası Samanpaza-
elverişli kiralık dükkân | B y° 1 55 ororıyor ' nndaki 639 No. lu K.cüzdanı ve hesa Maltepe asfaltında polis noktası Otel temizlik işlerinden ve ütü- bımda kullandığım miihürü zayi arşısında, eczahaneye bitişik dük- den anlar bayanların bonservisleriy- ettim. Yeni mühür kullanacağımın. Rnrirr.mb. „o«a ---------- - le Büyük Otele müracaatları. dan eski mühürle yapılacak mua-
| Anafartalar Caddesi Adliye karşı melenin hükümsüz olduğunu ilân 1 8L | ederim. Pembe İnan (2004)
ân. Bodrumlu veya bodrumsuz ^o-ak verilebilir. Müracaat : ^Sezahane veya 11400 telefona.
Ikramiyeli SÜRPRİZ
ÜVS 3 t* k S Gömleklerin
en zeng n Çeşitlerini
Ortaç'İH bulablllr.ini»
Bugünün işıfu yâTftia bırakma
Öğrenmek ihtiyacile ergeç karşılaşacağınız otomobilciliği
Ankarii Şoför Okulunun
Haziran devresine katılarak bir an evvel öğrenmelisiniz. Kayıtlar için her gün saat 14-18 arası, İsmeçpaşa cad. No. 4 e müracaat edebilirsiniz. Telefon: 21649 (2023)
Yaz avları için KİRALIK DAİRE ARANIYOR Kızılay ve Sıhhiye civarı Tel: 14838 (2040)
Satılık kelepir arsa
Maltepe asfaltı, Çelik Palas arkası, b r tarafı yeşil saha ve yol, karşısı Anıtın bahçesi köşe başı fevkalâde nezaretli bir kıta arsa yolculuk dolayısiyle çok ucuz satılıktır.
Maltepe kapalı durakta «Biz. Kasaba, müraoaat. Telefon: 25930
(2042)
Müessesimizden zevkinize uygun her türlü giyim ihtiyacınızı sağlam, ?arif ve ucuz olarak temin edebilirs niz. Teş ifıniz kâfidir
2 inci Anafartalar Cad. Atatürk Okulları karşısı
Her akşam
Eşi görülmemiş dansözle’
Car men Romero Maırietina
ve
Antonio Reves
V.rtöoz ADOLFO VENTAS
idaresinde
Atraksion tipik orkestrası NOT: Lokantamız güniin, her saatinde açıktır.
İSİM
12803
Ankarada Mühim Dedikodu I...
Şirketimizin özenerek meydana getirdiği
BÜYÜK MAĞAZA
AÇILDI
her türlü giyim ihtiyacınızı sağlam, zarif, ve ucuz olarak edebilirsiniz. Teşrifiniz kâfi diır.
ADRES : 2. Anafartalar Cad. Atatürk okulları karşısı.
Müessesemizden zevkinize uy gun te min
Başkentim Cenneti
AZİNOSU
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesinden
Zümrüt Bahçesi açılmıştır
Müzik Varyete
Sayın ihracatçı, ithalâtçı, naHiyeci, kcmisyorcu ve alelûmum yük sahiplerine Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlüğünden
İdaremiz, İstanbul - İzmir - Pire - Haver , Anvers - Roterdam -Hamburg limanları arasında muntazam bir yük hattı tesis etmiştir. Her üç haftada bir yapılacak olan bu seferlere toplu yük temin edildiği takdirde vapurlarımızın yol üzerinde bulunan diğer limanlara da uğratılması mümkündür.
Bu postalara yük temin edecek nakliyeci ve komisyoncu firmalara yük sahiplerine büyük faydalar sağlanmış bulunmaktadır.
Yeni hattın ilk seferine 19/6/1950 tarihinde İstanbuldan Rize şilebi hareket edecekti).-. Seferler hakkında mütemmin malûmat ve navlun hakkında bilgi alınmak için idaremiz hareket servisine acentelerimize müracaat edilmesi rica olunur. (3542)
Yazlık beyaz bayan iskarpinleri
5.00 Kuruş
7.50
10.00
12.00
15.00
17.00
22—29
30—35
36—40
41—45
Keten lâstik
No.ya kadar 250 Krş.
» » 350
) ) 430
) . 490
ADRES- Tahtakale, Susam sokak No. 52 — Telefon: 10900
Açık yakalı 750 kuruş dan 2350 kuruşa kadar çeşitler vardır.
Yazlık file gömlekler ve Teksas modelleri gelmiştir
1 — Zonguldak kömür havzasın dan İstanbul ve İzmir şubelerine taşınacak kok ve taş kömürleri iç.n tek fiat teklifi istenmektedir.
2 — Tekliflerin tetkiki 12 Haziran 1950 Pazartesi günü saat 15 de müessesenin Ankara merkezinde yapılacaktır. Bu saatten sonra
gelecek teklifler nazara alınmıyaca ktır.
3 — Bu husustaki şartname her gün mesai saati dahilinde: Anka -rada Eti Bank Genel Müdürlüğü Ticaret Servisinden,
Ankarada Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi Satış ve Muamelât Servisinden,
Istanbulda Eti Bank Şubesinden,
Istanbulda Galatada Yeni Yolcu Salonu üçüncü katta Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi İstanbul Şubes.nden,
îzmirde Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi Şubesinden bedelsiz alınabilir.
Adalet Bakanlığından
1 — Açık olan 40 lira maaşlı Mütercimi.ğe münasibinin tâyini için 13/6/1950 Sah günü saat 14 de bakanlık kütüphane odasında sınav yapılacaktır.
2 — Sınava girmek için Memurin Kanununun 4 üncü maddesinde yazılı vasıfları haiz olmakla beraber en az lise mezunu olmak ve Fransızca bilmek şarttır.
3 — Fransızcadan başka yabancı dil bilmek tercih sebebi sayılır.
İsteklilerin yazılı günde belgelerile birlikte Ceza İşleri U. M. lüğüne müracaatları gerekir. “
*
İLÂN
Ankara Belediyesi Başkanlığından:
1 — Belediye hudutları dahilinde bulunan ve hafta tatili kanunu gereğince Pazar günleri açık bulundurulmasına müsaade edilen lokanta, otel, kahvehane, hamam, tütüncü, sebzeci vesair esnafın elinde mevcut hafta tat.li ruhsat teskerelerinin müddeti 31/5/1950 günü akşamı sona ermektedir.
2 — Bu tarihten sonra işbu ruhsatlar hükümsüz kaldığından bu ka-
bil esnafın elinde mevcut hafta tatili ruhsat teskerelerini 1 Haziran 1950 gününden 30 Haziran 1950 akşamına kadar yenileri ile değişti-rilmes ni, değişt rmiyenler hakkında cezai işlemle birlikte kanunî kovuşturma yapılacağı ilân olunur. (3558)
PANAMA Şapkalar1
1275 ve 1700
kuruştur
Ortaç:
1 r- İM . 1
Anafartalar Cad. Adliye karşısı
Köşe Mağazası, No. 224.
Sayfa: 5
ZAFER
3*-5-1*54
1
t
t
1
t
I
i k n i r iı e i a
8
3 r(
a;
a a e: rr
ir.
Ti İ
İŞ
e ıı
I.
ı,
rr
lt
a.
Jİ u
tr.
öz
D. Parti Programının tam metni
Başmakaleden devam ,
* (Baş tarafı 2 nclde) leketimizin tabiî şartları gözönün-de bulundurularak vücude getirilecek bir plâna bağlamak.
4— İstihsal hayatının devletin zararlı müdahalesinden ve her çeşit bürokratik engellerden kurtar m ak.
Yukarıda dört madde içinde top-lamağa çalıştığımız esasların bütün hükümet şubelerine taallûk eden • çok mühim ve çok çeşitli tedbirlere ihtiyaç göstereceği şüphesizdir.
Hayat pahalılığına karşı
Kanaatimizce ancak bu yollardan yürümek suretiyledir ki memlekette hayat pahalılığını önlemek, maliyetleri dünya seviyelerine yak laştırmak, istihsali hayat pahalılığının ve yüksek maliyetlerin baskısından kurtarmak, iş ve istihsal hacmini genişletmek kabil olabilecektir.
İktisadî bünyemizi ferahhğa kavuşturmanın ve İktisadî cihazlan-mamızı süratlendirmenin yolu da budur. Böyle müspet bir politikanın neticesi olarak memlekette hayat standardının yükseldiği, geniş çiftçi ve işçi kitlelerinin nisbî refaha kavuştuğu ve memlekette İçtimaî sefaletin derece derece azaldığı görülecektir.
Şimdiye kadar verdiğimiz izahat-tan anlaşılmış olacaktır kı ıkttsadl ve malî görüşlerimizin esası bir taraftan devlet müdahalelerini asgs riye indirmek diğer taraftan iktisadi sahada devlet sektörünü mum kün olduğu kadar daraltmak ve buna mukabil emniyet vermek suretiyle hususî teşebbüs sahasını mümkün olduğu kadar genişletmek diye ifade olunabilir. Bu esasların tatbikından doğacak ilk neticelerden biri devlet tesis ve işletmeciliğini tabiatı ve mahiyeti icabı olarak yalnız ve yalnız hususî teşebbüs ve sermayenin hiç bir suretle ele alamıyacağı işlere ve bir de aynı zamanda âmme hizmeti mahiyetinde olan İktisadî işlere hasret mek olacaktır. Çünki bize göre hususî mülkiyet ve şahsî hürriyete dayanan bir iktisat rejiminde iktisadı sahanın asıl olarak ferde veya şirket halinde hususî teşebbüse ait olması lâzımdır.
Devletin doğrudan doğruya iktisadi teşebbüslere girişmesi, nâzım veya murakabeci olarak iktisadı sahada üzerine vazifeler alması ancak bir istisna teşkil etmeli ve ancak katî zaruret haline ınhısaı etmelidir.
İşletmelerin hususi teşebbüse jrgeçemiyeceömiz g*. telif s
muş hizmeti gören VT • rnuavyen Vie taallûk edenler hariç muayye bir plân dahilinde elvenşb şarUar
bünye üzerinde teşkil etmekte ob dSri ağubğı habüetebdmek .pn idare ve murakabelerim de daha sağlam esaslara bağlamak ve tu-zS görülen teşkilât! lâğvetmek ticari sahada iç ve dıs müdahaleyi zorlamadığı ^11“^® işi serbest ve normal kaidelere bı takmak asıl olacaktır.
Her hal ve kârda dış ticaret re-.imimize kati bir istikrar vermek lüzumuna şiddetle kaniiz. Otısleı üzerinde durarak icap eden karar-lan alacağız.
Denk bir bütçe
Muhterem Milletvekilleri;
Maliye sahasında iktisadi takatimizle mütenasip denk bir bütç» getireceğimizi yukarda ifade etmiştik. Fakat şimdi izah edeceğimiz, sebeplerden dolayı bunun ne kadar güç olduğunu takdirde gecik-miyeceğinizden eminiz. Bugünkü Devlet bütçesi pek iyi bildiğiniz gi ibi 'kolayca indUmlemıyecek ağır yükler altındadır; ayrıca gelecek yıllara sari bir takım taahhütlere de girişilmiş bulunuluyor. Buna mukabil bir taraftan gelir kaynaklarının kısırlaştırılmış olması, gelir vergisi ihdası suretiyle eski iktidarca at'lmış olan mali adımın nereye varacağının malûm bulunmaması gibi sebepler de bu husustaki zorluğu arttırmaktadır. Parti programımıza sadık kalarak vergilerde ıslahat yapmak ve bilhassa vasıtalı vergiler nispetini vasıtasızlar aleyhine indirmek suretiyle vergi adaletine yaklaşmak prensi-pini tamamiyle muhafaza ediyoruz. Geniş halk tabakalarını sıkan ve istihsal hayatını baskı altında tutan bir takım vergilerden tenzilât
geçemiyeceği111*2 sebepler altında } olan işletmeleri, gören ve ana_
kurul -
âmme
ı ret ) ( oy dü ap le ı i (ta Iran Dir laman .
,yr yapmak suretiyle kazancı dar olan
vatandaşları ve istihsal hayatını
ÇO ;ale
I çoktan aşmış bulunan Devlet inhisarcılığını asgarî hadde indirmek kararındayız. Memleket ekonomisinde bir taraftan müstahsili diğer taraftan müstehliki yakından alâkadar eden bu konuların işletilmesinde mücerret Devlet elinde bu-I lunmaktan doğan ve hususî teşeb-I büslere yer vermiyen veya onlara üstün tutulan zihniyetin sona erdi-| ğini şimdiden açıklıyabiliriz. Bunlardan hangilerinin doğrudan doğruya hususî teşebbüslere bırakılması ve hangilerinin ne gibi şartlarla Devlet elinde kalması gerektiğini tâyinde kullanacağımız ölçü Devlet masraflarına karşılık bulmak ve bunu kolayca elde etmek hedefi yerine memleket iktisadiyatını malî politikanın dar çerçevesinden kurtararak vatandaş faaliyetine hasretmek imkânlarını aramak ve hazırlamak olacaktır.
Gümrük mevzuunda tarifelerin milletlerarası anlaşmalar icaplarına göre, memleket ihtiyaçlarının inkişafına imkân verecek tarzda yeniden ve toptan gözden geçirilerek kanunlaştırılmasını zarurî görmek teyiz.
Ziraat işlerimiz
Muhterem arkadaşlar;
Yeni iktidarı Halk Partisinden ayıran mühim bir görüş farkı da, ziraat işlerimizin ele alınışında tecelli edecektir.
Nüfusumuzun yüzde sekseni zi-ratle meşgul bulunmakta, Türkiye-de ziraat millî ekonominin temelini zirai mahsullerimiz ise sanayiimizin ve dış ticaretimizin ana kaynağını teşkil etmektedir. Bunun içindir ki, millî gelirin artması ve her sahada kalkınmanın ana şartı bu temelin kuvvetlenmesi suretiyle mümkün olabilecektir.
Ziraatin İktisadî bünyemizin temelini teşkil ettiğini hiçbir zaman gözden uzak tutmıyacağız. Eski iktidarın yaptığı gibi gösterişçi ve pahalıya mal olan bir Devlet mü-essesesinin, karasapan ve kağnının mahkûmu olan geri bir ziraî bünye üzerine kurulamıyacağı kurulmak istendiği takdirde ise millî ekonomiyi takatsiz düşüreceği hakikati daima hesap olunmak lâzım dır. Bu güne kadar takip olunan yol şayet şu kısaca ifade ettiğimiz görüşe mutabık olsaydı, yalnız zi-raatimiz inkişaf etmekle kalmaz diğer bütün istihsal ve İktisadî faaliyet şubelerinde de çok feyizli gelişmelere şahit olmak mümkün o-lurdu.
Ziraati ön plâna alan böyle bir görüşle hareket ederek ziraî kredi dâvasını, ziraat âlet ve vasıtaları meselelerini hastalık ve haşerelerle mücadele, iyi tohum ve tohumları ıslah mevzularını ziraat tekni-ğini ilerletme çarelerini ehemmiyetle gözden geçireceğiz.
Küçük ve büyük sulama işlerine hız vermenin verimi süratle arttıran ve yeni yeni teşebbüslere geç mek imkânını veren bir mevzu olduğuna kaniiz. Topraklandırma işini daha emniyetli, pratik ve süratli usullere bağlamak niyetindeyiz.
Unutulmamak icap eder ki daha düne kadar milyarı geçen devlet bütçesi içinde Ziraat Vekâletine tahsis olunan miktar otuz milyon lira civarında idi. Ve bu nisbet hiçbir zaman bütçenin yüzde üçünü geçmemiştir.
Çok uzun yıllar içinde Ziraat Ban kasının tediye edilmiş sermayesin de esaslı bir fark görülmemiştir. Rakam olarak görülen farkların ha kikatte para iştira kuvvetindeki dü şüklüğün yarattığı farka bile tekabül etmediği basit bir hesapla ortaya çıkacak hakikatlerdendir.
Bu sebeplerle evvelâ bütçenin diğer yeyici kısımlarından tasarruf edeceğimiz miktarlarla ziraat büt çesini takviye etmek ve ziraatimi-zin ana dâvalarını teşkil eden yukarda ifade ettiğimiz mevzuları memleket çı.pında olarak ele almak azmindeyiz.
Sulama işleri gibi yol ve tarife meselelerin; de ziraatimizle doğrudan doğruya alâkalı mevztular addet mekteyız. Hattâ vergiler ve gümrük tarifeleri sistemleriyle ziraatimizi kuvveltendirmenin çarelerini arı-yacağız.
Hulâsa devletin bütün faaliyet şu belerinde bu ana kaynağın inkişaf ettirilmesini temin edecek bütün tedbirleri almak kararındayız. • Bu arada Ziraat Bankasının sermayesini sözde değil hakikatte arttırmak lüzumuna kani bulunuyoruz. Bunun ne miktara kadar apılması kabil olduğunu esaslı tetkiklerden sonra tesbit edeceğiz. Yine kredi mevzuun da kooperatiflere daha fazla ehem miyet vereceğiz.
ile çok yakından alâkalı mevzular olarak kıymet vermekteyiz. Son ra da ulaştırma ve bayın -dirlik sahalarındaki faaliyetleri memlekette İktisadî ve mânevi bütünlüğü temin edecek mevzular o-larak görmekteyiz. Ulaştırmada mo-törün süratli, kolay .ve ucuz nakliyatı temin ettiği bu devirde bilhassa kara yollarına ehemmiyet vereceğiz. Köy yollarının yapılması hususunda, imkânların müsaadesi nis-betinde umumî bütçeden yardım teminini sağlıyacağız.
Bugüne kadar yüz milyonu mütecaviz bir paranın sulama işlerinde nasıl heder edildiğini görmekle müteessiriz. Bu acı tecrübeden faydalanarak, israflara mevzu olmuş bulunan su işlerini istihsal dâvamızın ana meselesi olarak ele alacağız.
Yapı ve imar işlerinde bu güne kadar devam edegelen lüks ve israf zihniyeti yerine zaruret halinde, ancak ihtiyaçlara cevap verebilecek, inalı takatimize uygun mütevazi yapılan meydana getirme yoluna gidilecektir. Gerek Devlet Hâzinesinden ve gerekse, diğer âmme müessesele-rince katî ihtiyaca ve iktisadi maksatlara karşılık olmıyan inşaata müsaade etmiyeceğiz.
Sıhhat İşleri
Sıhhat işlerimizin hattâ komşu memleketlere nispetle ne derece ihmal olunduğu ve hususiyle köylümüzün sağlık meselesi hakkında hemen hiç bir şey yapılmadığı acı bir hakikattir. Bu vaziyeti gözönüne alan Hükümetimiz, bir taraftan şehirlerimizdeki hastanelerin tanzimine ve çoğaltılmasına çalışırken, diğer taraftan da köylümüzün tıbbi ve sıhhi ihtiyaçlarının tatminini ehemmiyetle ele almak kararındadır. Yeni portatif hastaneler ve sağlık merkezleri tesisi hususunda şimdiden teşebbüslere geçmiş bulunuyoruz. Verem, sıtma vesair bu gibi içtimai bir musibet halini alan hastalıklara karşı da ha geniş ve ciddi bir mücadele programı hazırlamak ve bu arada koruyucu tababete lâyık olduğu ehemmiyeti vermek azmindeyiz. Bu tedbirler memleketin iktisadi kalkınmasiyle ve halkımızın yaşayış şartlarının yükselmesiyle mütenasip olarak u-mumî sıhhat durumumuzun da iyiliğe doğru gitmesini temin edecektir.
Talim ve terbiye bakımından
Maddî bakımdan ne kadar ilerlemiş olursa olsun, millî ve ahlâki sar sılmaz esaslara dayanmıyan, ruhunda mânevi kıymetlere yer vermi -yen bir cemiyetin, bugünkü karışık dünya şartları içinde kötü akıbetlere sürükleneceği tabiîdir. Tâlim ve terbiye sisteminde bu gayeyi göz önünde bulundurmayan, gençliğini millî karakterine ve ananelerine göre mânevi ve İnsanî kıymetlerle teçhiz edemiyen bir memlekette ilmin ve teknik bilginin yayılmış olması, hür ve müstakil bir millet olarak yaşamanın teminatı sayılamaz. Yıllardanberi sarih bir istikametten ve rasyonel bir plândan mahrum olduğu için mütemadi değişiklik -lere, sarsıntılara uğrayan maarifimizin, milletçe katlanılan büyük maddî fedakârlıklarla mütenasip bir verimlilik arzetmediği açık bir hakikattir. Hükümetimiz, parti programımızda tesbit edilmiş esaslar dairesinde, bu büyük millî dâvayı bir kül halinde ehemmiyetle ele almış bulunuyor. Tamamiyle demokratik bir ruh ile ve ilmin son neticelerine göre tesbit edilecek geniş ve tefer ruatlı bir plân içinde maarif nimetini memleketin her tarafına müsavi şartlarla yaymayı temin edecek konun tasarılarını hazırlıklarımız biter bitmez yüksek tasvibinize arzedece-ğiz.
(Devamı yarın 2 nci sayfamızda)
Kabinenin
programı
Bunun için küçük tasarruf erbabının müterakim sermayelerini ölü istikraz tahvilleri yerine hayatiyet sa-lııbj işletmelerde kullanmasına yar-uım edilecek, gerekirse bunların ecnebi sermayesi ile takviyesi için de ı çalışılacaktır. Türkiye bundan sonra halkın iradesi üzerine kurulmuş istikrarlı bir rejime sahip olduğundan yabancı sermaye korkudan, vehimden kurtulacaktır.
Mevcut işletmelerdo daha rasyonel usulleri , tatbik edilerek maliyet fiyatları ucuzlatılacak tır. Diğer taraftan memleket tabii kaynakları İşletilecek, ve bullıastsa kqylumıuq refaha kavuşacaktır. Türkiye halkının yüzde sekseninin çiftçi ve köylü olduğu gözönüne alınmış, ve zirai karakterimiz tam mânasiyia çizilmiştir. Köydeki istihsali arttırmak, ve elde edilen mahsulleri kıy metlendirmek başlıca gaynmiz olacaktır. Böylelikle köylülerimiz şimdiye kadar yaptıkları borçları ödemek imkânlarını bulacaklar ve ayni zamanua vaziyetlerini de düzelteceklerdir. Bunun için, toprak tevzii lâzımsa, toprak dağıtılacaktır; orman işlerinden şikâyet varsa, bugünkü orman mevzuatı, hem ormanları korumak, hem de köylü-mın ihtiyaçlarım karşılayacak şekilde tamamiyle değiştirilecektir. Bunların hepsi sıkı ve feragatli bir çalışma ile kolaylıkla tahakkuk edebilecek şeylerdir... Yeter ki, iş başında bulunan kimseler, bu işi başaramadıkları zaman derhal çekilebilecek kabiliyette vatanperver İnsanlar olsunlar! işte Adnan Menderes kabinesi bu çapta insanların kabinesidir. Onlar pekâlâ biliyorlar ki, sade Meclisteki küçük Halk Partisi Grupunun değil, belki daha çok Demokrat Partili Milletvekilleri ekseriyetinin murakabası altındadırlar. En ufak hatalarını, kusurlarım yüzlerine vurmak ve tashih ettirmek hepimizin boynumuzun borcudur. Biz, hükümet ne yaparsa, hepsi ayni keramet diye tasdik eden, pohpohçu bir parti değiliz. Tenkid vazifemizi amansız yapacağız. Ve tâ ki hep beraber muvaffak olalım, ve memleketi bekleyen refah ve saadete kavuş muş görelim. Çünkü Demokrat Par tili milletvekilleri de biliyorlar ki, arkalarında büyük bir katı* vardır Milletin gözü hepimizin üzerindedir. En büyük tenkidçi od ur. Onun için, işi oluruna bırakamayız, yoksa millî vazifemizi ihmal etmiş oluruz. Adnan Menderes ve kabinesindeki arkadaşları programlarını bu esasi bilerek hazırlamışlardır Menderes bugün her cihetçe mükemmel bir programla millet karşısına çıkmıştır. Belki içinde eksik görülen taraflar vardır. Fakat iğneden ipliğe kadar bütün teferruatı bir program içine almanın da mümkün olmadığını teslim etmek gerektir.
Menderes, an^ dâvaları yakalamıştır. Bu dâvalar üzerinde ısrarla durmaktadır. Şimdi bizim bütün temennimiz, bu güzel programın en kısa bir zamanda tatbik sahasına girdiğini görmektir.
Bu kabinenin milletin de müzaheretiyle mutlaka muvaffak olacağına asla şüphe etmiyelim. Çünkü onlar, daima muvaffakiyetler elde eden bir milletin evlâtlarıdır.
Kabineyi bu büyük kalkınma vazifesinde teşci etmek, ona müzahir olmak hepimizin boynumuza borçtur. Çünkü bu sayede hem şimdiye kadar devam edüp gelen ve her şeyi oluruna bırakıp gününü gün eden bir zihniyet yıkılacak, hem de o harabe üzerinde yapıcı bir hareket başlıyacaktır.
Mümtaz Faik FENİK
1
Orman meselesi
Orman meselesine gelince; derhal ve katiyetle söyliyelim ki bugünkü sisteme behemehal son vereceğiz. Çünkü bugünkü sistem ormanların muhafazası için büyük fedakârlık- I lan istilzam etmekte, ötedenberi ormanla alâkalı milyonlarca vatandaşlarımızı mahrum ve meyus bir halde yaşatmakta ve bütün orman mahsullerinin çok pahalıya mal olması neticesini vermektedir. Diğer ! taraftan da bugünkü orman mevzuatı halkla hükümet arasında derin ucun. Muvyc «»—« _________________ • bir 'sevgisizlik yaratmakta çeşitli
hakkuk ettireceğimizi şimdiden ifa- , ahlâki zaaflara ve türlü kötülüklere de edebiliriz. i zemin teşkil etmektedir.
ferahlığa kavuşturmak lüzumuna kaniiz; ve bu maksatla muamele vergisi, yol vergisi, hayvanları vergisi mevzularını yeniden elden ge çirmeğe karar vermiş bulunuyoruz. Ayrıca bazı inhisar maddeleri fiyatlarında da indirmeler yapmak imkânını arayacağız. Fakat bütün bunların gelir vergisi tatbikatı neticeleri hakkında kati hesaplara varmadan şimdiden sarih olarak ifadesine imkân görmüyoruz. Ancak bütün bu müşküllere rağmen denk bütçe esasını behemehal ta-
Tekel mevzuu
Tekel mevzuunda asıl söyliyecek lerimiz, bir vergi olmak hedefini
Ulaştırma ve Bayındırlık
Ulaştırma ve bayındırlık işlerimize evvelâ ziraat ve millî ekonomi
Mf
hlaı
E
ırla
jngı
lokr
lara'
Uzı
ilen
ikkat*"nazarına ’arzetmeği faydalı yeniden hayata kavuşturuyorsu-örüyoruz. ‘ nuzI Cidden taJlh11 bir insan lm'
Hükümet Programı Mecliste
★ (Ba$tarı 1 İncide) olan nahoş hâdiselerin hatıralarına da ebediyen nihayet vermek ümidindeyiz.»
Alkışlarla karşılanan bu sözleri müteakip, Başbakan Adnan Menderes hükümet namına bu arzuya iş-tirâk ettiğini bildirmiştir.
Samet Ağaoğlu ve arkadaşları tarafından verilmiş olan takrir aynen şöyledir
1 — Hükümet programı sayın üyelere matbu olarak ancak bugün tevzi edilebilmiştir.
2 — Muhalefetin program üzerindeki geniş tetkik imkânını bulabilmesini temin maksadiyle program müzakerelerinin 31 Mayıs Çarşamba gününe talikine karar verilmesini rica ederiz.»
Takrir oya konmuş ve ittifakla kabul edilmiştir.
Bunu müteakip komisyon seçim-
lerine geçilmiş, bu devrede milletvekili adedi arttığından komisyonlara da fazla üye seçileceği bildirilmiştir.
Milletvekillerinin adet itibariyle komisyonlara dağılışları aşağıdaki şekildedir.
Adalet 27, Anayasa 21, Bayındırlık 21, Bütçe 41, Çalışma 18, Dışişleri 21, Dilekçe 25, Ekonomi 30, Güm rük ve Tekel 19, İçişleri 80, Maliye 20, Meclis hesaplarını inceleme 10, ' Meclis kitaplığı 4, Millî Eğitim 20, Millî Savunma 25, Sağlık ve Sosyal yardım 27, Sayıştay 19, Tanm 35, Ticaret 21, Ulaştırma 20.
Bu dağılış şelkine göre 487 milletvekilinin 454 üne komisyonlarda vazife verilmiş bulunmaktadır. Geri kalan ve komisyonlarda vazife-lendirilmiyen 33 milletvekili arasında, muhalefet lideri, bakanlar, Riya set Divanı âzaları bulunmaktadır.
Orhan Kavur tevkif edildi
★ (Baştan 1 incide)
Bu sırada savcı yardımcısı, Orhan Kavur tarafından savcılığa emaneten verilen bir kısım evrakın suretlerini havi defteri mahkeme başkanlığına vermiş ve kaybolan evrakın Dışişleri Bakanlığında bulunan suretlerinin mahkemeye getirilmesini ve Orhan Kavurun tevkifini talep etmiştir.
Bunun üzerine Kavur tevkif talebinin ceza usulüne göre usulsüz olduğunu söylemiştir.
Ankara üniversitesin de fahri profesörlük
İstanbul Fransız Arkeoloji Enstitüsü Müdürü ve Colege de France Profesörlerinden Albert Gabriel’e Ankara Üniversitesi tarafından -Fahrî Profesör» payesi tevcih edilmiştir. Bu münasebetle Profesör Gabriel bugün saat 16 da Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi büyük toplantı salonunda ya -pılacak akademik törende hazır bulunmak üzere şehrimize gelmiştir.
Beşiktaş Amerika'da.
5-2 galip
Şikago, 29 a.a. (United Press) — Beşiktaş Futbol Klübü, Hanson Park Stadyumunda dün 5.000 meraklı önünde Şikago muhtelitine 5-2 galip gelmiştir. Yapacağı yedi maçın üçüncüsünde İstanbul Lig birincisi Beşiktaş, birinci devreyi 2-1 galip vaziyette bitirmiştir.
Şikago futbol yıldızlarından Pete Matevich oyunun başındjt. ^katlanarak radyoskopi için hastahaneye kaldırılmışsa da ciddî bir yarası bulunmadığı anlatılmıştır
İlk golü Şikagolular Carol Tome-nıkin ayağından 15 inci dakikada kazanmışlardır. Bundan sonra hemen hemen yarım saat kadar hiç sayı olmamıştır. 42 nci dakikada, sağaçık mevkiinde oynayan Süleyman beraberlik golünü atmış ve hemen arkasından Şevketin golü ile Beşiktaş 2 . ı galip vaziyette devreyi bitirmiştir.
İkinci devrenin ikinci dakikasında Joe Gryzik ilk Şikago golünü de hazırlamış olan George Rossdan aldığı pası gole çevirmiştir.
Türkler tekrar açılmışlar, ve en büyük dört solaçıktan biri olarak tanınmış olan Şükrü Gülesin 17 nci dakikada bir gol atarak takımını 3 . 2 galip duruma geçirmiştir. Şük. rü 35 inci dakikada bir gol daha atmış ve Şevket oyunun bitmesine bir kaç saniye kala Beşiktaşın beşinci golünü atmıştır.
Türk takımı Çarşamba akşamı St. Louisde oynayacaktır.
Neticede dosya içindeki suretleri
mevcut mektupları La Haye elçisi Nedim Veysel İlkinin verip verme-
diğinin sorulmasına, verilmişse su-
retlerinin istenmesine, sanığın me-
Profesör Gabriel Selçuk ve OsmanlI mimarîsi üzerinde çok mühim eserler meydana getirmiş, halk arası büyük çapta bir ilim adamıdır. Orta Anadolu ile Doğu ve Güney Anadoludaki Selçuk mimarîsi hakkında ortaya çıkardığı büyük
Açık teşekkür
Eşimin senelerdenberi çekmekte olduğu oldukça ehemmiyetli hastalığını katî bir teşhisle hemen ameliyat yapmak suretile büyük bir tehlikeyi önliyen Doğumevi baş hekimi Zekâi Tahir Burakla yardımcı doktor Zekiye Kazuk, Meh-lika Balı, ve Naci Bucukoğ-lunun; tedavide kaldığı müddetçe de her türlü fedakâılık-tan çekinmiyen hemşire Ayten ve Melâhat ile hastabakıcıların gösterikleri şefkat hislerine karşı sonsuz şükranlarımın iblâğına sayın Zafer’in delâletini rica ederim.
(2048)
27/5/1950 Fuat Akverdi
Vefat
Yüksek Mühendisler Birliğinden
Birliğimiz mensuplarından Devlet Demiryolları Başkan muavini Yüksek Mühendis Fahri Kölüksüz, duçar olduğu hastalıktan kurtulamıyarak Allahın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi yarın Hacı Bayram camii şerifinden öğle namazım müteakip kaldırılacaktır.
Birliğimiz mensuplarının cenaze törenine teşrifleri rica olunur.
Yüksek Mühendisler Birliği
megı uıuvoun ...-
seleyi ona açmamıştı. Onun yaptı-
zun olarak mı yoksa vazife ile mi gittiğinin, Bern elçisi bulunan Ya-kup Kadri Karaosmanoğlundan mek tuplardan birinin altında bulunan şerhin kendisine ait olup olmadığının ve sanığın sefarethaneye gelip gelmediğinin sorulmasına, Bern ve Brüksel elçiliklerinden Dışişleri Bakanlığına yazılmış olan yazıların suretlerinin celbine, Nedim Veysel tarafından bakanlığa yazılmış bir vesika varsa tasdikli suretinin istenmesine ve sanığın diğer taleplerinin reddine, suç delillerinden bir kısmının yok edilmiş olması karşısında tahkikatın selâmetle cereyanını temin maksadiyle Orhan Şadi Kavurun tevkifine karar verilmiş ve duruşma 30 Haziran gününe talik edilmiştir.
İstanbul Şehir tiyatrosu Dram kısmı şehrimizde
İstanbul Şehir Tiyatrosu Komedi Kısmının şehrimiz Büyük Sinemasında 15 gün muvafakiyetli temsil ler verdikten ve îstanbula hareketinden sonra İstanbul Şehir Tiyatrosu Dram Kısmının da yine 16 gün devam edecek olan temsiller
Kiralık
İller Yapı Kooperatifi 3 üncü sokak tip 6, dörder odalı iki daire, daire halinde ve toptan kiralıktır.
Anahtarcı Şerefe veya Tel: 22205 müracaat (2044)
iki cilt Türk sanatının şaheserlerini bütün dünyaya tanıtmıştır.
Son zamanlarda neşretmiş olduğu Türk Hisarları eserinden sonra Profesör Gabriel şimdi Bursa ve Istanbuldaki Osmanlı mimarisi üze rinde yaptığı çalışmaları neşir sahasına konacaktır.
Bugün saat 16 da Dil ve Tarih -Coğrafya Fakültesinde yapılacak törenin herkes için açık olduğu Üniversite Rektörlüğünden bildiril miştir.
Seçimlerde Millî
Kalkınma Partisi
1 Adalet Bakanlığı seçim bürosun-I dan verilen tamamlayıcı malûmata göre, Millî Kalkınma Partisi 14 Mayısta yapılan milletvekili seçim-
• lerine altı yerde katılmıştır. Bu partinin aldığı oy yekûnu 9257 olup ' yüzde nisbeti 0,40 dır.
Valiler arasında değişiklik yek
Son günlerde bazı gazetelerde bir kısım vilâyetlere yeniden tâyinler yapılacağı, bazı valilerin istifaya mecbur tutulacağı hakkında haberler neşredilmektedir.
Alâkalılardan aldığımız malûmata göre, yalnız Edirne valisi Fazlı Güleç kendi arzusuyla emekliye ayrılmış ve Bingöl valisi de yine kendi arzusuyla istifa etmiştir. Bunun dışında hiç bir vali hakkında her hangi bir muamele yapılmamıştır. ■ S
Esnaf - Tüccar ve İş Sahipleri:
vermek üzere zengin dekorlarla şeh rimize geldiğini haber aldık Temsil lere bu akşamdan itibaren başlanacaktır.
Büyük Sinemanın son zamanlarda bu yoldaki teşebbüsleri Ankara sa-
nat severlerini
etmektedr.
son derece memnun
Müteşebbisleri tebrik eder, sa -natkârlanmıza başanlaîr dileriz.
KJl 1
*
Bütün iş yerlerinin tutmağa mecbur olduğu: 1 — İş kazası sicil defteri, 2 — Meslek hastalığı sicil defteri, 3 — Analık hali sicil defteri, 4 — Sigorta prim
bordrosu ile hizmet erbabı bor-
drosu matbaamızda satılmakta-
dır. Taşraya tediyeli gönderilir. SANAT BASIMEVİ
Bozkurt mahallesi. Telgraf sokak No. 15 — Ankara
(1043)
Bu akşam Saat 21 de
İSTANBUL ŞEHİR TİYATROSU DRAM BÖLÜMÜ
Satılık
Kars malı damızlık yirmi inek satılıktır.
25/5/950 Pazartesi günü Akköprü pazarında satılacaktır. İsteklilerin mezkûr yere gelmeleri. (2038)
8*11 IS TANBUL ŞEHİR TİYATROSU DRAM E İLK TEMSİL
KOCA BEBEK
Lj (Piyes 3 Perde)
Yazan: Cevat Fehmi Başkut
Biletler gişelerimizde satılmaktadır. Numaralı yerlerinizi erkenden aldırınız. TeL Gişe: 15031—Müd.: 24075
BAYAN ARANIYOR
Evlenmek maksadiyle bir Bay bekâr veya dul bayan arıyor. Şerait ve tafsilât için «M. S. Post Restant Ankara, adresine yazılması (2039)
İlân
İş arıyorum
Orta tahsilliyim. Eski, yeni okur yazarım. Daktilo bilirim, Gümrük işlemlerine vakıfım. Komisyoncu, avukat, otel, müessese kâtipliklerinde kanaatkâr olarak çalışacağım. İstenilirse şahsi kefalet verebilirim.
Zafer gazetesinde (Caner) veya 11833 telefona ınüraoaat edilmesi rica olunur. (2043)
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü
Ticaret İşleri Müdürlüğünden:
Ankara Marangoz ve Araba Fabrikalarımızda (Eski Askeri Fabrikalar - Marangoz ve Araba Fabrikaları) muhtelif ölçülerde tomruk, azmanlar temiz olarak kısa bir zamanda biçilmektedir.
İsteklilerin adı geçen fabrikalara müracaatları. Telefon: 31451 -13542. (3545)
Satılık villâ
Küçük Bahçeli Evlerde asfaltın altında konforlu boş teslim.
Akif Alpaslan Vakıf İş Hanı
I No. 106 Tel: 14838 (2037)
bağlıyacağım.
(3)
İçişleri Bakanlığından
Bolu’nun Akçakoca ilçesi nüfuss kütükleri yanmıştır. Bu ilçe halkından olup da başka yerde bulunanların kayıtlarım yenilemek üze re oturdukları yerler nüfus dairelerine müracaatları ilân olunur.
(1384)
Müjde
Dikkat
Sfcym Subay ve Harpokulu mezunlarına:
Tabii olan menfaatinizi dijşü- . nüyorsanız işte size bu defa da piyasada yüz seksen, iki yüz liraya yaptırdığınız Batıldres. ve elbiseyi yüz elli yüz altmış liraya yaparak pahalılıkla mücadele ettiğini sizlere duyurmayı GAYRET TERZİ EVİ vazife
NOT:
Kumaş aynı malzeme ve işçilik aynı terzihanemizde göreceğiniz kumaş ve malzeme ile anlarsınız.
(Taksitle muamelemiz vardık) Anafartalar cad. Evkaf İş Han kat 4, No. 410 GAYRET TERZİ EVİ
İzzet Kökoğlu
Telefon: 16041
19 Mayıs
Gençlik Bayramı tören ve geçite ait bütün fotoğrafları
İstanbul Foto
Sütûdyosunda bulursunuz
Adres: Kızılay Ulus Sineması altında, Yenişehir. (2041)
Satılık Eşya
Paillard marka otomatik pikap möbleli, 1949 Model Marconi radyo, halılar, koltuklar, avizeler, çay ta kımlan ve saire ev eşyası satılıktır.
Müracaat: Kızılay, Menekşe sokak 37 - 8 (2046)
Karadayı i
Gazeteci arkadaşlarımızdan Faruk Algur'un Kastamonuda KARADAYI isimli haftalık bir halk gazetesi çıkaracağım öğrendik. Faruk Algur’a başarılar diler, gazetesinin halkın hislerine tercüman olmasını dile-
Acele satılık tuhafiye dükkân
Kalabalık, işlek bir muhitte dör yol ağzında bir dükkân malı ili birlikte muazeret dolayısiyle dev ren satılmaktır.
Müracaat: Abdurrahman Ünüva. Doğanbey Çerkeş sokak No. 46 d Bakkal. Tel: 13691. (1082)
ZAYİ — Çankırı nüfus müdürl’ ğünden aldığım nüfus tezkerer kaybettim. Yenisini alacağımd; eskisinin hükmü yoktur.
Yusuf İzzettin Topuz (2036)
Şlınuı a. vr Bvnos*'—•
Comments (0)