5flrw: I
Numara: 16
AbofX Şeraiti
Türkiye için Hariç için
J se'.riHı-----HN K»----------JW» •&.
f eybb-------MU „------------BM .
8 „---------« • 7TO .
1 „ ----j» ,----------— —
fVnraezıamrfge. Şeref rfLETON. »S»
Kânufluevî® Sah 1934
nrinayK JstnM ( Sabahtan Çıkar Siyasi Gazete
3 IW» Iter’Tule 5 Innııta
ffifctrrfı, dostluktan sırlarını faşetme-
Laeochefoncoulld
3 ted t»Mf»dt)
Almanya, bütün dünyaya dehşet verecek!
Öz Türkçe
öz Dil yolunda birinci adım
Dilimize «on özleşme hm veri* lelidenbevi, yainız y»zı dilimizde detil, kemuşma dilimizde de büyüle bir değişiklik başladı. Yo»l «izler, «ski yabancı «özlerin yerini çarçabuk eldi »o bu yeni sörier kolaylıkla »bettendi, bmelı-eendi.
Eıki dilde» yeni dil» geçişimi-
«in günleri »»yılıdır. Bununla be-raber ablan adımların bûyOklüçO-nc bakıyoruz da dili özleşVrrork Ülkülünün çok kıaa bir çağ içinde ' gerçekleşeceğini anlıyoruz.
H-l» yeni dile alıştıkça düjûtz-düklerimizi yalnız apaçık anlat- ı inakla kalgıyarak yatıların da gönden güne kıvraklaştığını, düşünü}- , terin inceldiğini, yerin» göre derin» j teşbğmi d» görüyoruz.
Ba da özleşmo hızının Uçbtr gerçekliğe uğramadan ilorlediğinl-göst eriyor.
Daha bugünden düşüneelerfanlz-der, duygularımızdan bir nesneyi ekzi’tmeden içimizden geçeni anlatabilirimize hrmde bunu okuyuculara aykırı gelmiyeo bir dil ila yapabilirimize bakılırla, dili özleştirme yolunda ilk adımı, dosdoğru
attığımızı söyliyebiliriz. Bu birinci adımı »ağlaoılaştırarak, temelleştirerek, ikinci »dimi atabiliriz.
MM miiihiiimmimmis ı«n« rtniMt»ıuiMMnuiMa«ı
Günün Yazısı
Bulgarlara bir ders vermek lâzım!
Evet, Bulgurlara nihayet bir der» vermek lâzım. Bu milletin «özdeo,n»-■ibatten, insanca zouameloden ani», naamsğ» karar verdiği tahakkuk ediyor. Yuna» arazisin» ittiea etten zavallı ırktaşlarımıza, Bulgar askerinin yaptığı vshşiyane muamelelerin tafsilâtını okudukça tüyler Crpermemek kabil değil. Bu mezalim, birinci Balkanlar harbinde Bulgarin girdiği her Türk köyünde yapmış olduğu dehşetleri» hemen hemen aynıdır. Yalnız arada bir fark var. O vakit biz Bulgarlnrls harp ediyorduk. Bugün aramızda »u h ahkâmı cari, halta dostluk rabıtaları bil» mevcuttur.
Balkanlar harbinde Bulgarların yaptığıfecayiin bir bir zerreıini b.l» unutmuş değiliz. Hele bu satırları yazan naç z adam, medeni »eviyece çok küçük gördüğü bir milletin bir gaflet zamanımızda biz» baskın vererek Çatalca önüne gelivermiş olmasını v« orada ablan toplarla evinin camlarının zangırdadığını kat’a hatırından çıkarmamıştır. Onun her vakitki yegâne düsturu “Türküm ve düşmanım «ana kabam da bir kişi I* kavli meşhurudur. Bununla beraber yaşamak demek, mütemadiyen intikam beslemek demek değildir. Her fert zamanının icabına uymak mecburiyetinde olduğu gibi, ber millet te devirlerin değişmenle vukua gelen te-beddülâta, siyasetini uydurmak zaruretindedir. İşte bu zaruret dola-yısilo. Balkonlar harbindenberi dünya siyasiyatında vs Balkanlar haritasında vukubulan azim inkiiâ-batı hep kabul etmiş, dünkü dûş-manlarmızla dost olmuş, onlara samimiyetle el uzatmıştık. Bunu yapmakla vakıa dünü» acılarını unutmuş değiliz. Fakat bu acıların bugünkü siyasetimiz Özerinde âmil olmasının da imkânı yoktur.Çûn kii her millet gibi zamanın icabalına uymak mecburiyetini kabul ettik. Binaenaleyh bugün dost geçindiğimi! milletlerle hakikaten dostuz, içimizde hiçbir gizli emel yoktur ve olamaz. Herhangi bir gizli emel beslemek dünya sulhunu yine alt üst etmek demektir. Bunu İse ha-kikaten latcmiyen bir milletiz. Çünkü bugün yrr yüzünde yirmi senedir bizim kadar harbetmlş ve biçim kadar harbin felâketlerini çek-miş başka bir millet yoktur. Artık dinlenmeli, nakea düşmanların birbiri arka.ma sinemizde açtıkları
Ebüzziya Zade
Devamı 2 iner sahifede

Yunan - Bulgar hududundaki kanlı hâdise
Yunanistanda asabiyet
--------------5---------
Pomakları kurşun, süngü ve bomba ile öldürmüşler - Tahkikat devam ediyor
Balkan haremde Bulgurların nftueniyete şkpke veren zul—inden kaçan Terklerden bir grup Türklars karşı duyulmamış mezalim ve Işkvoce latMktev medeniyet Slvml bu vahşet karanda ciddi bir tatta aedaaı bile ytUnrilmemlşttrl] içeririnde çevrilerek beş kişinin öldürülmeni ve kadınlarla çocukların da yaralı olarak alınıp cebren Bulgar topraklarına götürülmesi hâdisesi hakkında alı-
••tW*M(«(IMMI»«IMŞ»«ŞMIMM«MtMtn«in(MŞM»HMtMIV|ini ■IHIHltelllimtlUlMI
(Son yıral beş sene içinde Bulgari cu hemen n, jtem.(₺, derem elmişler vs ne yuılr ki
Atina 3 (Husus?) — Bulgarların tazyikatmdan kaçıp Yu-| nanistao topraklarına iltica etsek »tiyen bir Türk kafilerinin Yunan hududunun 9 kilometre i»mhi •••••r»ı««ı»if»ıı»ııaş»v*»lı»lllllli»ıl»ıeıı»ı»«ıa«ıeii»lı
nan mütemmim malûmat vs tafsilât, bunun ehemmiyetini azaltma makta, Bulgarların mesuliyetini vs Yunan topraklarının Bulgar Devamı 7 inci sahifede
IISISOIMİI
Kadınlar da mebus olacak
----------B
Yarın Mecliste Teşkilâtı Esasıy eve intihap kanunlarının tadili muhtemel
-
İntihabata iştirak yaşı değişecek — Mebus adedi de azalıyor mu?
r-------------------------------------------------------
Fırka divanının kararı
Ankara 3 (A.A.) — Ba akşam toplanan Cumuriyet Halk Fırkası divani Saylav seçimi işlerini konuştuktan sonra aşağıdaki tekliflerin Fırkanın meclis gurubuna sunulmasına karar vermiştir.
Kadın, erkek otuz yaşını bitiren yurttaşlar Saylav seçilebileceklerdir. Bu seçimde kadınlar da rey vereceklerdir. Rey vereceklerin yaşı on sekizden yukarıya çıkarılacaktır. Bu yaşı meclis tespit edecektir. Bütün bunlar için teşkilâtı esasiye ve Saylav seçimi yasaları yakında değiştirilecektir.
k___________________________
Bundan maada, mer'i Teşki tâli Eıatiye kanunu mucibince on-•ekiz yaşını ikmal etmiş olan her erkek Türke verilmiş olan meb'aı teemek hakkı bundan biy'e yirmi iki yaşını bitirenlere verilecek ve bu hak kadınlara da teşmil olunacaktır.
Maamafih bu cihetler heniiz kat’i şekilde tebellür etmiş değildir.
İntihabat kanununda yapılacak değişikliğe gri ince, şimdiye kadar otuz bin vatandaş lir meb-ua seçiyordu, bunun yerine ellibin yurttaşın bir mcb'uı intihap etmeli kabul olunman ihtimallerinden bahirdi İmiktedir.
Hatta bu lıusuıta tanzim edilen kanun lâyihasının bakan.
Nihayet kendilerine hem mtbuı seçmek, hem de mebaı olmak hakkı verilecek olan kadınlarımızdan biri nutuk tüylerken Ankara 3 (Telefonla) — Büyük Millet Meclisi ve Halk Fırkası mchafilinde söylenildiğine göre, Teşkilâtı esasiye kanununun Mebus intihabına taalluk eden maddeleriyle intihabat kanununda bazı değişiklikler yapılması pek muhtemeldir.
Bu değişikliklerin eeaeı, tahmin edildiğine göre; yarın (bugün) belli olacaktır. Bu tahmin de, fırka grubunun yarın (Bugün) toplanacak olmalından ileri gelmektedir. Bu takdirde, Teşkilâtı (taliye ı)« intihap kanunları tadilâtı Büyük Millet Mecliıinin Çarşamba günkü içtimuında kanuniyet kcıbedecehtir.
Yine Çarşamba günü, Meclisin meb’us intihabatını yenileme kararını vermesi de büyük bir ihtimal dahilindedir.
Her iki kanunda yapılacağı söylenen tadilât şu şekilde hulâsa olunabilir:
Icıkıiâtı Eıaıiye k-ınununun 10 ve 11 inci maddeten değişti* rilecek, Türk kadınına mrb'uı •eçmek c« eefilmek hakkı verilecektir.
V

Mecliste dünkü müzakereler
Ruhanî kisveler kanunu kabul edildi
Dahiliye VekiN beyanatta bulundu — Her mezhepten bir ruhaniye i£ eti izin verilebilecek
Ankara 3 (A.A) — B. M. M. bu gi» Kâzım öıalpın başkanlığında toplanmıştır.
Kâzım Özalp toplantıyı açarken vilâyetler hususi idareleri kanuna ile belediye orman v» eefain kanun* lan»ı görüşecek muhtelif encümenler teşkilini ileri sürmüş ve onaylanmışta.
Bundan sonra Dahiliye vekili Şükrü Kaya «öz alarak gizli nüfusun yazılması hakkıtıdaki kanunun iki def* müıakvreai esnasında İşleri dotayııiyle Mecliste bulunamadığı ciheti» bazı ınebaslar tarafından ileri sürülmüş olan mütalâaları kıtaca gazetelerde okuduğunu v» zabıtlar henüz basılmamı} olman itibariyle iteri sürülen Devamı 7 inci sahifede
Mabetler haricinde de ruhani kisve taşımalarına muvakkaten hükümetçe müıaade edilebilecek olan ruhanilerden Diyanet işleri retti Rafot ıı«aı«tat»»ı»««M»«ı»ıı«ı»t(i»«t»«ş»ŞMibl»(lnf»tıaıaşı«ıa(
Almanyanın tehdidi
Tarihte eşi olmıyan bir iş hazırlıyorlar!
lar heyetinde müzakere edildiği de söylcnilmektedir. Bu takdirde mebusların adedi azalmış olacaktır.
Fırka Divanı dün toplandı Halk Fırkası umumi divanı, Fırka umumi reis vekili General İsmet İnönü nün reisliği altında bugün (dün) saat 17 de toplanarak geç vakte kadar uzun müzakerelerde bulunmuştur.
Muaiûm olduğu üzere Fırka umumi divanı bakanlar heyeti azası ile Fırka umumi heyeti idaresinden ve fırka gurubu idare heyetinden mürekkeptir.
Devamı 7 inci sahifede
HMIMIMiMiatşşıoşieşMşiMtaflMMiaiMlşeiMiaııoşMŞMaı
Ankaraya 6 saatte varan telgraf!
Posta Başmüdürlüğü nün nazarı dikkatine
Dün öğleden sonra Ankara muhabirimize, orada takip va tahkik olunacak bazı mesaili bildiren bir telgraf çektik. Ankara muhabirimiz dûn akşam bize telefonla şunları söyledi:
Ankara 3 (Telefonla) — U-taııbuldan bugün saat 14,30 da bana çektiğiniz telgrafı tam altı saat sonra, yani saat 20,5 da aldım. Bilhassa Ankara ile İstanbul arasındaki telgraf muhaberesinde görülen bu büyük gecikme burada hayretle karşılandı.
Almanya, tarihte şimdiye kadar eşi görülmemiş derecede cüretkâr bir işe hazırlanıyormuş!
Bunu dün gelen ve aşağıda okunacak olan telgraflar “esrarengiz bir telmih,, olarak haber veriyor.
Almanya acaba ne yapacak?
Bu suale, diğer taraftan yine "Göring,, in irat etmiş olduğu bir nutuk cevap teşkil edebilir. Çene rai “ Göring „ de “artık bugün herkesin ( Ber-
Enuıcngiz tehd:tlerde bulunan M. “Cobbeteı.
lin) e askeri bir gezinti ile gi-rilemiyeccğini,, anladığını söylüyor.
Demek ki Almanyanın hazırladığı cüretkâr hareketler, harbe müteallik olmak lâzımdır. Zaten Almanyanın silâhlandığı
artık herketçe malûm olmuş ve bu. Avrupada, hatta I tgib terede bile telâş uyandırmıştır Lâkin tarihte, hatta hafızamız da birçok harpler yaşayıp du ruyor.
Devamı 7 inci sahifede
Mülkiyeliler bayramı
Bugün Mülkiye mektebinin yıldönümü kutlulanıy
Mûlniye mektebinin bugünkü talebvıindcn basıları bir arada
Bugün saat 14.30 da Mülkiye mektebinde $8 inci ku'uluş yılı mü-nseabetüe merasim yapılacaktır.Ayni zamanda bu gece Tokatlıysa otelinde MÜlkiyellter tarafından bir balo tertip edilmiştir.
Mülkiye mektebi geçen 58 ne zarfında memleketin idari, yaıi ve malt sahalarına takrıl 1800 den fail» değerli men yetiştirmiştir.
Devamı 7 inci sahifede
— ZAMAN —
Kânunneve! 4
^SONf^HABERtER^
Birdenbire Almanyanın sesi değişti ve sertleşti!..
•Gobbeles,, ile “Göring„ in sözleri pek manidardır
Yakın samana kadar Almanyanın bamee hemen bOtüa devlet »daralan bep sulhtan babeedl yorlardr. Hapsi da herkesle «0«a-a t da.reen.de anlaşmak, Ur kimse ila döğOşmak veya didişmek istemediklerini önletiyorlardı. Almaayadan bu evelerin duyulduğu sırada Almanya dışında. Almaayasuo aUâaalaadığradao. onua aallyoaUrca asker kaurladığradsn; batta ağır top, ağır tank gibi silâhları da yaptığından) kendisine lirim elan tayyareleri taoıamladığındaa bahıoiuneyordu. Haag! tarafta haklı veya aamimt, hangi tarafın bakma ve uraiaalyatsb oldukları anlaşıltna--yordo, enlaşıhnanoa imkân yoktu.
Fakat dûn Almanyadan gelen telgraflardaki sea değişikliği, açıklan açığa göse çarpıyor.
Almanyanın gerek propaganda nasırı Doktor “Gobbelee.in, gerek hav» nesin Ceavral 'Göring. in süsleri- âdeta Ur "meydan okuma,, mahiyetinde (di. Banlardan biri Almaoyamn dünyayı hayrette Ura kacak hâdiselere sebep öleceğini anlattığı belde, ötekisi Almanyenın »erkesi oton Borüne doğra sekeri bir teneuüh yapmanın kolny olmadığını söylüyordu.
Demek Almanya ile komşuları arasıodn askeri bir işgal», yahut nakerl bir tazyike sebep olacak bir hadise vuku bulursa Almanya kendinde bunlara mukabele İmkânını buluyor ve karşı gelmek İçin hasırlanmış bulunuyor.
Almanya namına söylenen bu sözlerin alâkadar mebaftlde çok derin islsr brrakacagından şüphe yoktur. Belki de bu aöz'er tehdit ma ki-yetindo telâkki edilmeyerek bir takım karışıklıklara sebebiyet verecektir-Herhalde yalnız bir tarafta, bir mıntakada değil, bir çok yarlerde bir çok tehlikeli hadiselerin kaynadığı tirada, umumi emniyet vv umumi sulhun buhranlı günler yaşadığı görülüyor.
Bu buhranları savuşturmak, herhalde, pek te kolay oimıyaeak.
Ö. R.
Baltık Devletleri müşterek bir haricî siyaset takip edecekler
Baltık Devletleri konferansında verilen kararlar
Günün yann
Bulgarlara bir ders vermek lâzım!
Birinci lahifeden devanı
darın yaralan tedavi etmek ihtiyacındayız. Bundan dolayıdır, kİ bugün dünyanın en sulhu istiyea ve seren bir milletiyiz. Yine bundan dolayıdır, kİ Balkanlar mizahının akdinde önayak olduk. Hiç gizli bir maksat beelemiyerek ve manen fedakârlıklar yaparak bu miaakı İmzaladık. Butüo gaye, bütün emel bem kendimis ve bem Balkan komşularımı! için usun bir sulh devresi temin etmek idi. Fakat gdrüyoret, ki Bulgarise Balkanlarda bir çıban bap gibi kalmak istiyorlar. Meselenin en göte çarpan ciheti ise Bulgarların aşağı yukarı Balkanlardaki kavgacı faaliyetlerini hep bize hasretmiş olmalarıdır. Bir vakit Sırdılar ile aralan açık idi. Onlarla uyuştular. Şimdi Makcdooyade niebl bir sükûnet var. RomanyalIlarla iyi geçiniyorlar. Yunanlılara da doğrudan doğ-uya çokluk sataştıkları yok. Son zamanlarda hemen hr-mon yalınız bizimle uğraşıyorlar. Halbuki kendilerine karşı en «W tsde müsamahakâr davranan dertte Türkiye devletidir. Bulgarların diğer komşularının bepeı Bul-garlatandan as veya çok arazi koparıp almıştır. Yalınız biz. Balkanlar harbinden sonra Bulgarlardau bir karış toprak almak şöyle dursun, kendilerine bilâkis bi-çok arazi verdik. Buaa rağmen Bulgular yine başlıca bizden yar latiyorlar. Ve nereyi istiyorlar ? Trakya gibi Türkün Avrupada yegâne uboat-gâbı olan bir yeri istiyorlu. Bu ne küstahlık, bu ne cüret ve bu ne
I
gafleti Türkiye Trakyayı vermek için, Türkiye olmaktan vazgeçmeli lâzımdır. Bulgar gazeteleri gün-Cçanez, ki (Trakya bizimdir) diye ğırmasmlar. Şimdi bir de Sofyaeı kongre akdediyorlar ve buna muallimlerin de iştirakine müsaad-veriyorlar. Hemen bergün Bulgaristan Türklerine karşı yeni bir tecavüz ve taaddi haberi alıyoruz. Şu balda Bulgarise pek açık bir hedef takibediyorlar demektir, kİ o d» diğer komşuları şimdilik rahat bırakarak içli, dışlı yalnız TOrkler ve Türkiye Ha uğraşmaktır. Hatta I bu maksatla Bulgarialaaıa gizli gizi. | silâhlandığını bile haber alıyoruz.
Bulgarlar hesapsız, sakar bir mil-
| lettir demeüıie nekadar doğru söylediğimiz artık tamamile tebeyyün ediyor. Fakat Bulgarlar şurasını biran unutmasınlar, ki bugünkü Türkiye devleti, sulhperver olduğu kadar hukuku, haysiyeti İçin kıskan bir devlettir. Kimseye yangözle bakmaz ve bakmak internet. Fakat kim. •rainde kendisine yangözle bakma» -faa Uran bile tahammül etmez. Nike-C Bulgarlar bizi kendilerine kal’i dara vermeğe mecbur etmesin-)r. Şurası muhakkaktır,ki bukadar •inaanea, bukadar dostça, bukadar »ulhperveraoe muamelelerden son-J)» y.ne biz harekete geçmeğe mec-Zbw edilecek olursak bu defa vere-(teğ m.i ders çok acı ve çok müthiş olacaktır. Mimi mİ istiyorlar ? Biraz arkelarıua bakıp (11 ey û'. 923) tarihini hatırlasınlar. Bu tarih, maral (Şrpka) oyununa benzemez t t but riya Zade
Müthiş bir felâket
Selden kurtulmak için damlara çıkanlar yılanlarla boğuşuyorlar!
Melburn 3 (A.A)- Viktorya eyaletini kazıp kavuran yaman fırtınalar ve tu baskınları yüzünden 6000 kişi yurtsuz (kalmış. 20 kişi ölmüş ve 17 kişi de ortadan yok olmuştur. Yazık (zarar) bir milyon isterlin olarak kestiriliyor, federal hükümet, yersiz kalanlara yardım olsun için 10000 lira bağışla-»ıştır.
Melburun 3 (A. A.) — yarra suyu, şimdiye kadar hiç görülmedik bir surette taşmıştır. Bir çok köprüleri sular sürüklemiştir
Başkalarıma tehlike altında dır. “Kuverap,, şehri boşaltılmış trenler ahaliyi yan çıplak ve soğuktan donmuş bir halde atıp başka yerlere taşım.ştır.
İçlerinden birçuğu sırsıklamdır.
Japonya ne yapıyor ? “Tan„ a göre Japon siyaseti şudur : Hiçbir şeyi koparıp atmamak, fakat Japonyanın erişmek istediği hedeften de katiyen vazgeçmemek!
Paris 3 ( A. A. ) — " Tan „ gazetesi, Japon siyasetine tahsis etliği uzun bir makalesinde ezcümle diyor ki:
“ Almanyanın muhtelif mera leket merkezlerinde sarfettiği diplomatik faaliyet uzak Şarkta inkişaf etmekte olan büyük siyasa oyununu gözden uzak-laştırmamalıdır. Japon faaliyeti bu mıntakada şimdiye kadar an'anc halinde mevcut olan nüfuzların kıymetini altüst etmek üzeredir.
Japon kabinesi yalnız denir meselesini ortaya koymıyov. buna muvazi olarak, kendi icadı olan yeni Mançuku devletinin ve onun bundan böyle bir mıntakada nafiz ve Asya avunuoun mukadderatına hfikım otan vaziyetinin kuvvetlendirilmesi için olan faaliyetini kayda değer bir azimle genişletiyor..
Gazete, Hariciye bakanı M. Hirotanın japon diyetindeki beyanatını tetkik ederek silâhlı bir itilafın yakın olduğunu zannetmiyor ve diyorki japonlar zamanın şartlarına uygun olarak tatbik edilen mahirine diploması vasıtala-
Talbnn 3 ( A. A )— Baltık konferansı neticesinde ne, re dilen bir tebliğde, bajka devletlerle mutabık olarak Ballık devletlerinin bulunduğu mıata-kada sulhun ve emniyetin pekiştirilmesine çalıdan koufcran-tın bütün genel siya»» meseleleri ile ballık siyasetini tetkik ettiği bildirilmektedir.
Konferans Letonya, Litvanya ve EslODya, om uluslar derneğine olan bağlılığım bir daha teyide ve bu kurumun çalışmalarına hararetli bir surette iştirake karar vermiştir üç baltık memleketi karşılıklı yarım doğuantlajmasma müsait bulunmakta ve bu antlaşmayı mühim bir mesele olarak telâkki etmektedir.
Konferans, Ballık siyasası çerçivesi içinde, üç memleket arasında 12 - 9 - 934 tarihinde imza edilmiş olan anlaşma ve
Parçalan kıyıya düşen "Ka-i rambâ,, vapurundan yok olan ' 17 kişinin ne olduktan bilinemiyor.
Harap oiaû yerlerden, tüyler ürpertici haberler geliyor. “Kuverap,. ta damlar üzcrİDe sığınan ahali, bütün gece suların içinde yüzen yılanlın uzaklaştırmakla uğraşmışlardır. Hasta-haneyi de su basmış ve hastalar damda açılan bir delikten kurtarılmışlardır.
Filipin adalarında felâket
Manilla 3 (A.A,ı — tki ayda altı kezdir fdefadır) Filipin a-dalarına debelieş (musallat) o-lan tayfun, şimdi de "Suzan.,m cenup eyaletlerini tehdit ediyor. "Nisayan., adalarını 29/11 de harap eden beşinci tayfun yüzünden 18 ki«i ö'müş. 70 kişi ortadan yok olmuş, 15.000 kişi de açıkta kalmıştır.
rıyla ağır ve fakat emin terakkileri fevkalâde tercih ederler.
Bu usulle şimdiye kadar elde edilen neticeler ancak buna devamı teşvik etmektedir..
Japonya - Rusya münasebetleri
“Tan,, Japonya ile Sovyet Rusya arasındaki münacebetle-lerin salâhım gösteriyor.
Balık avı hadiselerinin durması ve doğu çin demiryolları üzerindeki Rus haklarının devri için itilâf edilmesi.
Gazete bu hususta diyor ki:
“M. Hirota'nın sözlerine göre, Sovyet - Japon dostluğu bir kaç ay evvelki gerginliğin yerine faydalı bir surette geçmektedir. Fahat uzak Şarktaki Rus - Japon siyasal mevelesi olduğu gibi durmaktadır.,, Deniz silâhları işi
“Tan,, Londra müzakerelerini tetkik ederek bu uzun makalesini şu suretle bitiriyor:
"Tokyo kükûmetinin hakiki olarak istediği şey, kuvvetli bir filo yapabilmek için herhangi bir uluslar arası muahsdesi-
iş birliği muahedesi ile tesis edilmiş olan bağların kuvvetlendirilmesi işine devam edilmesine karar vermiştir.
Uluslar derneğinde vc uluslar arası konferanslarda (İÇ devlet için müşterek temsil tesis edilecek vc bu üç memleket faaliyetinin telifi için hariçteki diplomatik mümessillere müşterek talimat verilecektir.
Gelerek konferans 1935 Nisan veya Mayısında Kaunas da toplanacaktır.
İfalyada askerî sansür
Italyada aıkcrt haberlere aan-•or koşulmuştur. Alâkadar neıa-retler tarafından tebliğ edilme-dikçe, «ekerfıŞı va demiryolları ■-saktan yakından alâkadar edan hiç bir şey neşredılmlyecektir.
Fransa—İtalya dostluğu...
Mareşal “Peten,,, Italyan—Fransız dostluğunu lüzumlu görüyor
Rem» 3 (A.A.) — Frstnıı mı-rsşali "Peteo„ ItaiyadakI eski Fransız «avaşçıtsnaın çıkardığı "Tredûnyoo,, gazelaalad. şöyle yaımaktadırr!
"Rco'-den Breoncr'e kadar olan topraklarda Lâtin acouuuon başka bir defa göremediği Iktyöz yıllık bir barış çağı tatılmışb. Bunu Roma lejiyoolarının kılın tutmuştu. Şimdi de yine bu sıralarda yüz milyonluk bir kütlenin gürü barış içinden emin bir zıman olabilir.
İki «tus ararında nkı rl birliği yalan iki milyon ö'.ûoüa manevi variyeti Uc değil, Avrupauıa ilerisi İçin de gerektir..
Bütün Italyan gaçeteleri, mareşalin bu yauau» "Tredûayoa,, dan alarak basmışlardır.
Dört deniz arasında bir kanal
İnşasına başlanan kanalın uzunluğu 1144 kilometre olacak
“ Leniograt,, tan bildirildiğine göre. Hsıer denizi ite Beyaz ve Bal tık denizlerini «aradenize bağlıyacak olan kanalın inşaatsa başlanmıştır.
Kanal "Lenıngrat,, ila “Ribinsk,. aralında ra 1144 kilometre uzunluğunda olacaktır.
nin iptali değil, her memlekete müdafâası için hakikaten lâzım olan kuvvetlere malik olabilmesini temin edecek yeni bir muahede müzakere «dilebilmek üzere Vaşington muahedesinin ilgasıdır.
Londra görüşmeleri, Japon teklifinin ana hatlarınmı tasrih etmektedir. On sene için akte-dilceek bir aulaşma ile beş sene zarfında Amerika. Ingiltere ve Japonya programlarının tatbikine devam edecekler vc fakat onuncu seneden itibaren Japonlar kuvvetlerini yavaş yavaş Ingiltere ve Amerika kuvvetleri dereesine çıkaracaktır. Japon siyasetinin incelikleri
Tokyo siyasası ve diplomasisi hiç bir şeyi koparıp atmamak, fakat Japonyanın erişmek istediği hedeften katiyen vaz geçme ma k ve gayretlerini yalnız umanın imkânlarına uydurmak İstiyor.
Maarif tayinleri
Ankara 3 (Telefonla)—Kars Maarif Müdürlüğüne Konya erkek lisesi terbiye muallimi Nejat, açık bulunan millî talim ve terbiyo heyeti aralıklarına Haydarpaşa lisesi felsefe muallimi Ap-tüilatif ve Maarif müfettişlerinden Harun Reşit tayin edilmişlerdir
---------e---------
Amerika ile imzalanan itilâf
Ankara 3 (Telefonla) — Türkiye il« Amerika arasında her iki devlet vatandaşlarına ait mütekabil metalibin tesviyesine dair olan itüöfnameoin tasdiki lâyihası meclise gelmiştir.
TürkiyeyeGirebilecek Para Mıkdarı
Ankara 3 (Telefonla) yabancı memleketlerden Türkiyeye sokularak 25 Türk lirasından fazla para için maliye bakanlığının izini alınmak lâzım geliyordu. Bundan sonra izin alınmasına lüzum kalmadığı vekiller heyetince kararlaştırılmıştır.
Vekillerin Soy Adları
Ankara 3 ( Telefonla ) — Büyük Erkânıharbiye Reisi Mareşal Fevzi ( Çakmak ), Ziraat Vekili Muhlis ( Erkencn ), Gümrük ve İnhisarlar Vekili Râna ( Torban), Maliye Vekili Fuat ( Ağrılı ), Sıhhat Vekili Refik (Soyda m ) Riyaseti Cümhur umumi kâtibi Hasın Riza (Soyak) soy adlarını almışlardır.
İcar ve mukataa vergileri
Ankara 3 (Telefonla) — Bü-ek Millet Meclisine gelen bir nun lâyihasına göre. Cumhuriyetin ilân edildiği 339 mali yılı sonuna kadar eşhas zimmetinde tahakkuk etmiş bula nan vakıf icare vc mukataa vergilerinin kayıtları terkin edi-
Lehistan ve şark misakı...
Lehistan “Sar,, reyiamı-nın neticesi anlamadan karar vermiyecek
Varşova 3 (A. A.) — Lehistan-dakl Genel düşünce, bu memleketin Fransız - Alman mütakerelerl-ain ve bilhassa "Sar,, reyiamının neticesi anlaşılmadan “doğu antlaşmanı,, iMtdeainde hiçbir şeye karar vermiyeeeği yolundadır.
Bu döfilncc ber iki.i de hükümet blokuoa mensup bulunan muhafazakâr * Cıad „ gaıeleriyle ra-dıkal " Panrtva pracy „ gazetesi tarafından neşredilmiştir. Bu son gasete diyor ki:
“ Bu, açık ve kolayca anlaşılır Ur harekettir. Çûnhö, herhangi bir aataşma hakkında Sar rayia-maadaa evvel bir karar vtriissMİ mevsinsais olarak arzu edilmez. .. Fransa-Almanya münasebatı
Londra 3 (A.A.) - "Sar,, meselesi hakkında Fransız - Alman aalaşoı*»* “Ro«na„ da imzalanmıştır. — Zaman —
Yakında "Sar,, da reyiama müracaat edileceği malûmdur. Yapılan anlaşmanıo reyinin esnasında iltibas edilecek emniyet tedbirlerine taalluk eylediği anlaşılmakla dır.
Fransız Hariciye Nazırı Alman murahhasiyle konuştu Parla 3 (A.A.) — Hariciye bakanı M. “Lâval., S/12 tarihlide açılacak slas uluslar derneği konseyine İştira için bugün Ceocvreye gitmiştir. Bakan dûn M. Fon "Ribbaat-rop,, u kabul etmiştir. Bu mülakat A.mnn büyük elçisi tarafından İa-tennûşti.
“ Bükreş „ te siyasî görüşmeler
Bükreş 3 (A. A.) — Başbakan M. "Tataresko,, ile maliye bakanı M. "Slavesko,, ve sanayi bakanı M. ''Manulesko Strun-ga,_ ulusal banka müdürü M. “Dunıitrcsko,, vc Hariciye Bakanlığı müsteşarı M. “ Savel Radulcsko,, dûn öğleden sonra Hariciye Bakanı M. “Titüle.*ko„ nun yanında toplanmışlardır. M. “Titülezko,, bu toplantıdan sonra eski başbakan M. " Ma-niu „ yu kabul etmiştir.
M. " Titülesko ., saat 22 de Sovyet elçisi M. "Oitrovski, yi kabul ederek saat yarıma kadar görüşmüştür.
lecektir. 340 dan 1929 yılı nihayetine kadar eşhas zimmetinde tahakkuk etmiş olan bu vergilerin yüzde altmışını 934 içinde ve 935 sonuna kadar ödeyenlerin bu borçlan terkin olunacaktır.
En büyük teleskop adesesi
1,5 Milyon kilometre uzaktaki ziya görülebilecek Nevyork F (ÂT'A.) — 5,08 Metre kutrunda dünyanın en büyük teleskop adesesi Nevyork devleti içindeki Korning şehrinde dökülmüştür. Bu adese ile şimdiye kadar görebilen mesafenin üç misli, yani 1,569.200 kilometre mesafeden riya görülebilecektir.
“Girof,, Yoldaşı Öldüren Kim?
Moskova (3 A. A.) — dahiliye komiserliği bildiriyor.
tik tahkikata göre M. “Girof. u ö'.dürco "Niolayef Vasilyeviç,, isminde biridir 1904 doğumlu olan "Nikolayef,, Leningrad amele ve köylü müfettişliğinde memurdur.
Tahkikat devam etmektedir. Stalin ve Mutolof Yoldaşlar Leningrad’da
Leningrad 3 (AA.) - Kiro-fun ölümü üzerine Stalin, Mo-lotof vc Voroşilof buraya gelmişlerdir.
Halk cenazeyi setâm'ıyor Leningrad 3 (A. A) — Ki-rof’u son defa selâmlamak özere yözbinlerce işçi Uribld sarayının büyük salonuna konulan tabutun önünden geçmektedir. Halk sabahlara kadar nyumamıştır.
Yeni bir Tank
Vajington 3 (A.A)- Saatte 96 kilometre yapabilen vc zen-cirli tekerlek üzerinde gid-a sekiz tonluk yeni bir tank Amerika ordusu Er kânı har biyesinde tecrübe edilmektedir. Su bakanlığının bu yeni savaş aletlerinden mühim miktarda sipariş edeceği bildiriliyor.
Efgan - İran
Iran Başvekili ve Hari-ciyenaztn hududa gittiler Taksan 3 ,/Üİ) — B.şvckll İle Hariciye bakanı, Iran - Efganlstaa sınır mrıclesi bakkıadaki hakem görüşmelerini kolaylaştırma ve çabuklaştırma için uoıra g.tmiş-lerdir.
3
Kânunuevel 1
SÜTUNLAR ARASINDA
Türk kadını mebus
Kadınlarımı! tarafından en derin aevlaçl* karşılanacağına şüpbs etmediğimi! bir haber geldi. Bu haber* göre yakında Türk kadını da meb'u» soçrcek e* meb'u» »«fi-leeektir. Bu sebeple tegkilâtı esa-aiya kanonumuzda bir takım tadiller yapılması icabediyor re tadil teklifi hazıriuuyor.
Türk kadını, Türk camiasının en muhterem rüknüdür. Türk kadını, dünyanın en faziletli kadınıdır. Onun için Türk kadınına haklan »erildikçe, her Türk sevinç doyar. Türk kadını rarbua »eçlmlne da iştirak etmekle re mebu» seçlL mek hakkını da kalınmakla, en medeni milletlerin birçoğunda bile kadının hali ibrazedemediği siyasi haklara luvaşuyor. Türk kadının İçtimai hukuku daha önceden temin olunduğundan, Türk kadını siyasi hayat* girmekle, bemcUlerinln hukukunu kurtarmak, (hemcinslerinin hukuku namına savaşmak içini uğraşmıyacak; Türk erkeği »e Türkj kadını elele] »ererek bütün Tflrk camla*! İçin çalışacak; Türk erkeği *• Türk kadını ayni yolda yürüyecek, ayoi ülküyü gerçekle|t(rmek için gayret edecek I
Türk kadıoı »on yıllar İçinde hayatın her mesai şubesinde ken-diaini göstermiş, liyakat ve ehliyetini tanıtanı olduğu için onun mebu» eeçimine iştirakini ve mebu» seçilmesini hiçbir kimi* ya-dırgamıyacaktır. Çûnkii Türk in-kilâbı, bu büyük neticeyi daha önceden hazırlsmış, bu neticenin çok tabii yeralt içinde tahakkuk etme-ai için yapılman lâzım gelen ber şeyi peyinden yapmıştır. Bu böyle olduğu cihetle kadınlarımızın nihayet syssi haklarına kavuşmaları ancak] sevinçle karşılanacaktır.
Bu böyle olmakla beraber meseleyi mevzuu bahsederken akla gelecek bir takun sualler vardır:
Bitden evvel kadınlara mebus aeçmek ve mebu» veçilmek haklarını veren milletler vardır.
Bunlar kadınlara aeçmek v* te-çUmek hakkını vermekle biryey katandılar mı?
Yani kadının siyasi hayata glr-meei, bu hayat üzerinde iyi bir te-»İr yaptı mı?
Fakat kadının siyasi hayata girişi o kadar yeni ki bu suallere doğru dür det cevap verene henür tesadüf edilmiyor, dersek yanılmamış oluruı.
Onun için kadının siyasi hayata girmesinde hiçbir fayda bulunmadığını aöyliyenler bulunduğu gibi bunun akaini iddia edenler de vardır.
Biı bu babl» üzerinde durmak bile istemeyiz. Çünkü yukarıda söylediğimiz gibi diğer memleketlerde kadın hürriyeti bir mücadele eaeridir. Bizde iae, çok şükür, iki dol «raunda mücadele yoktur. Tür erkeği, kadının her hakkını kendiliğinden tanıdı, zamanın şeraitim] »aklinda kavrıyarak kadına İçtimai haklarını »erdi »e onu riyali hayata kovuşturmak izledi.
Bu böyle olduğu içiu meseleyi ancak kredi bakımımızdan görmek Kzımdır. Bu ite, Türk erkeği ile Türk kadınının kavga ederek »e didişerek değil, fakat daima anlayarak ve elele vererek bugün* vardıklarıdır. Onların yarın da böyle-e* harekat edeceklerinde şüphe yoktur.
Bu sebeple, son haberlerin tahakkuku ila har emelin* »armış elacık olan Türk kadınını Türk Kurultayında görmekle aevmecrği-mizi söylemek isteriz.
R.
Tabelâ resmi
Levha, tente, sper, ilân ve tabelâ resimlerinin tahliline baylanılmış tır.
Tediye müddeti bu ayın sonunda bitecektir. Kânunuevvelde bu resmi vcrmiyenlerden Kânunusanide bu resim kendilerinden cezalariyle beraber tahsil olunacaktır.
-- - -----—
Abidedeki direkler
Taksim abidesinin bahçesinde bulunan iki telgraf direği abidenin zarafetini ihlâl eylediği cihetle beldeiye tarafından posta idaresi neıdindc teşebbüsatta bulunulmuştu. Posta idaresi bu direkleri dün meydan yaya kaldırımlarına naklettirmiştir.
Havagazı için fazla para!
Müfettişlik ve komiserlik tetkikat yapıyor Nafıa Vekâlet'ie Tramvay Şirketi arazında mevcut mukavele mucibince her iiç ayda bir tramvay ücretlerinin tesbiti 14-zımgelroektedir. Bu münasebetle Nafıa Vekâletinden gelen emir üzerine Şirketler Baş .Müfettişi Ibrahimin reisliği altındaki heyet bugünlerde bir toplantı yapacaktır.
Evvelce de yazdığımız gibi, kömür ucuzlamış olduğu için yapılacak yeni tarifede lerin bir miktar daha edileceği muhakkaktır, bu tenzilâtın miktarı malûm değildir.
Diğer taraftan, abonelerden vaki şikâyet üzerine havagazı fiatları da tetkik edilecektir. Blbassa şirketin abonelerden fazla para aldığı söylenmekte olduğundan gerek şirketler baş müfettişliği gerek komiserlik bu hususta tetkikata başlamıştır.
ücrettendi Fakat henüz
Bir Sahtekârlık
Bir sivil polis memuru tevkif edildi
Kızıltoprak polis merkezi sivil memuru bu!uoduğu sırada Iran tebaasından bir şahsa ait ikamet tezkeresini bu şahıs bekâr olduğu hılde rüşvet alarak evli göstermekten suçlu Sabri hakkında tahkikat evrakı tanzim edilmiş, adliyeye verilmiş ve tevkif olunmuştur.
Deli bir kadın yangın çıkardı
So.ı yirmi OO-'l saat içinde ıkı yangın vakası o.muştur.
Bunlardan birini bir akıl hastası ç.kamıştır.
Tupk-pıda Hallaç sokağında Leoaıoa Efendinin 23 numaralı evinin bir odasında »kıl hastalığına müptelâ Tekir İsminde bir kadın oturmaktadır vakit vakit cinret alâlml gösteren bu kadıncağızdın ot minderinin başına geçmiş ve kir takım bez parçaları tophyarak bir kibritle parlatmıştır.
Yanan şeyler D bez olması, minderin ot olması az zamanda alevlerin büyümesini mucip olmuştur.
Tekir, hiç buna aldırış etznc-■sekte, alev.erin karşısında gözerini daldırarak seyir etmektedir.
Bir müddet sonra ateş büsbütün büyüyünce, alevlerin akisleri dişa-rıya »urmuş, konu konuşu telâş.» düşmüştür.
Komşular, Tekir kadına odayı açtırıp ataş! söndürmek İstemişlerse de Tekir kapıyı iyice sürme-lediği için buna muvaffak olunamamıştır. Nihayet bayır sahibinin biri itfaiyeyi telefonla haberdar etmiş, az sonra da itfaiye yetişmiştir.
İtfaiye memurları, odada gittikçe büyüyen ateşi söndürmeğe çalışmak için oda kapta nı vurmuştur, fakat Tekir kadın muıırrsne inadile yine kapıyı açmamıştır.
İtfaiye bu vaziyet ksrş unda umumî selâmeti düşünerek kapıyı kırmıştır. Kapı kırıldıktan sonra tabii derhal su sıkılmağa başlamış ve bir müddet sonra .ateş söndürülmüştür.
Yangının söndürülmesi bittikten sonra Tekir kadın yakalanmış ve isticvap altına alınmıştır...
Tekir kadın kendisine sorulan suallere :
— Canım öyle istedi!.. Yaptırul Diye cevap vermektedir.
Polis tahkikatı ilerletmekte olup Tekir kadının akil vasiyeti tesbit edilecektir.
İkinci yangına gniiaoet
Galetada Okçu Musa caddesinde Buhur isminde bir Musevinin oturduğu evin bacasında biriken kurunıların pnrlaıuaslylo yangın çıkmış ise de vaktinde görülerek İtfaiye haberdar edilmiş ve söndürülmüştür.
Silâh taşıyanlar yakalandı
Evvelki gece Eminönü polis merkezi, birçok emirlere ve araştırmalara rağmen hâlâ üzerinde silâh taşıyanları yakalamış ve silâhlarını müsadere ederek kendilerini de mahkemeye vermiştir.
Sirkecid* bahçeli lokantada oturup içki içen Rizeli Durgunun özerinde uzun namlılı bir brovnik tabancası bulunmuş, müsadere edilmiştir.
Zeyrekte bir kahvede oturmakta olan ameleden Ibrahimin üzerinde de büyük bir kama butunmuş, alınmıştır. Her İkilide mahkemeye verilmişlerdir.
Zabiti, umumî mahallerde •ilâh araştırmalarını sık sık yapacaktır.
Bir aile faciası daha
doğru yine
bir koca, bu havale etti.
hastahaneyi.
Topçularda bir adam kıskançlık yüzünden karısını ağır yaraladı
Dûn akşam üzerine bir aile faciası oldu.
Karısını kıskanan işin hallini komasına
Neticede: Kadın
kendisi d» tevkifhaneyi boy.aoı.
Vaka şöyle o'muştur ;
Ramide Topçu ar caddesi iz:-r.nde eski küçilk bir evde, Emirşah isminde bir adamla korısı B.noaz oturmaktadır.
Bundan bir müddet evvel, karı kocanın arası açılmış, E.nirşah kendini bu evden Çekmiştir.
Aradan geçen günler, Emirşahın kıskançlık h. ilerini tahrik etmiş ve sağdan soldan işittiği bir takun sötlerin d» tesiriyle dün Binnazın oturduğu ev* gelnn.ştir.
Enı.rşalı ii* B.nnsz, bir müddet maziyi tazelendirerek konuşmuşlar fskat bu arada kadının birkaç dâ-
Deniz seferleri
Bulgaristan daha evvel davrandı
Türk vapurlarının harice sefer yapmaları düşünülmekte olduğu bu »ırada Bulgarist&n daha evvel davranarak hemen faaliyet* geçmiş ve Belçika İle Bulgaristan arasında muntazam vapur seferleri tesis için tecrübelere başlamıştır. Bu İş İçin çimdi iki Bulgar vapuru tecrübe yapmaktadır.
İyi oetic* alındığı takdirde beş yeni vapur alınacak v» bu vapurlar Bulgaristan ile Anvera arasında Işllyecektir.
Şerhler
Gevezelik itiyadı, dostluktan ziyade, insanları sırlarını faşetmeğe sevkeder.
l.arochefoucaııld
sevgi ve saygıdır. Geveze ise, bu sevgi ve saygıyı da gevezeliği ile tehzil eder. Onun için bir kimse de gevezeye güvenmez, bir kimse de onu dost saymaz.
Geveze, gevezeliği yüzünden bir de sırlarını, yani ya şahsına ait ve ancak kendisince veya mahremlerince malûm olması lâzım gelen hususi şeylerini faşedince, gülünç olur. O-nun 6a hususiyetleri, veya şahsî halleri dillerde istihza vesilesi teşkil eder.
Gevezeliği itiyat edenler hakkında ba böyle olduğu gibi arada bir gevezelik edenler hakkında da az çok böyledir. Onun için gevezelikten sakınmak çok hayırlı olsa gerektir.
ZAMAN
Şerh ve izah:
Gevezelik, muhakkak ki fena bir adettir. Geveze bir adam, tatlı tatlı gevezelik ette de, kendisini dinlemek mecburiyetinde kalanlara usanç verir. Yavaş yavaş herkesi meclisinden kaçırmağa başlar. Kendisine rast gelenleri, başlarını çevirip geçmeğe mecbur eder.
Fakat gevezeliğin fenalığı bukadarla kalmaz. Geveze bir adam, gevezelik mevzuu bulmayınca ya kendi sırlarını yahut ötekinin berikinin sırlarını faş eder.
Gevezenin böyle sır faş etmesinin zararı büyüktür. Çünkü geveze gevezeliği yüzünden dost kazanamaz.
Dostluk karşılıklı bir
Tramvay servis leri değişti
Tramvay şirketi kış tarifesini tatbike başlamış ve bu münasebetle de servislerde bazı tebeddülat yapmıştır. Harbiye -Aksaray arasında işliyen tramvayların Mavi-Beyaz tabelâları kaldırılmış “12-A., numara ile Mı»-Yeşil tabelâ t ikilmiş. Şişli - Beyazıt arabalar.nı 11 numara ile Kırmızı • Mavi tabelâ konutmuş, §:ş'.i • Mecidiyeköyü tramvaylarına «17-A» numara ile murabba şekilde Kımızı ■ Mavi tabelâ vazedilmiştir.
Şimdiye kadar numarasız tabelâ ile işlemekte olan Maçka-Em.nöoii ve Kurtuluş • Eminönü arab darına “16-A„ ve “19-A„ numaralan konulmuştur.

rûet »özü Emirşahı asabiyet* ge-t.rmiş ve b ç ğını çekmiş. Binnazın Özerine atılmış, gelişi güzel sokup çıkarmıştır.
Kadının feryat ve istimdadı, ak-m ya başlıyan kanların reng. Etırir-şahın bir an için aklını başına getirmiş ve kadını kanlar içinde bırakarak »»den f.rlamış. Rami asrilerinin tenhalıkları arasına dalıp gitmiştir.
takadan haberdar otan jandarmalar derhal Binnazın evine gelmişler, kadını bir otomobile bio-d r ereli hastaneye kaldırmışlar, öbür taraftanda Fn irşatsın taharrisine koyu mıış'erdır.,
Jındarmalar. biraz sonra, Eaair-şahı mezarlıklar arasında dolaşırken yakalamışlardır. Emirşab tahtı tevkife alınmı» »e isticvabına başlanmıştır. Kadının yaraları tehlikelidir. ’
«----------------------
Bir teklif daha
Londraya bir sandık mandarin yollanacak
Bundan bir müddet evvel bir Ingiliz firması yaş mayva ve sebzeleri uzun müddet bozulmadan muhafaza etmek için bir formül teklif etmişti.
Aynı firma yine of.»* müracaatla İlk teklif ettiği formülden daha müessir bir formül teklif etmiş v» bu farmülün tecrübesi yapılmak üzere bir »andık mandarinsem Londraya gönderilmesine karar verilmiştir.

Dul ve Yetim maaşları
Malmüdürlüklerinde te-diyata başlanıyor Mütekait Dul ve Yetimlerin üç aylık mas,terinin verilmesine Perşembe gününden itibaren başlanarak ve tediye 15 gün sürecektir. Eminönü Malmûdür-İCığûnd© Askeri ve Mülki Yetimlere önümüzdeki Perşembe gününden ayın on beşinci Perşembe gününe kadar, askeri re mülkî tekaütlerde *yın on altısında* yirmisine kadar maaş alacaklardır.
Beyoğlu Malmüdûrlüğûnde Galatasaray askeri yetimleri ile Kasımpaşa askeri yetimleri ayın 6,8,9,10 mcı günleri, mülkiye yetimleri ayın 11, 12, 13, ve 15 inel günleri, İlmiye yetimleri 10-11 inci günleri,] Kasımpaşa askeri tekaütleri 12,13,15,16, 17 inci günleri. Gılatasaray askeri tekaütleri 16,17,18 İnci günleri Kasımpaşa mû'kiye tekaütleri 18,19,20 •ci günleri, Galataıaray mülkiye tekaütleri 19 ve 20 inci günleri maaş alac aktardır.
Üsküdar Malmüdûrlüğûnde Aıkeri yetimleri ayın 6 nadan on beşine kadar, mülkiye yetimleri de 6 undan 20 »ine kadar, askerî tekaütleri d» ayın 16 «ındao 20ıine kadardır.
Beşiktaş mal müdürlüğünde Askeri yetimler ayın 16 sından 20 »iı»« kadar, mülkiye ystim'eri 11 ve 12 inci günleri, askeri tekaütler 13 ünden 17 rine kadar, mülkiye tekaütleri ayın on sekizinde, ilmiye on dokuzuncu günü maaş alacaklardır.
Fatih malmüdûrlüğûnde Askeri yetimler ayın 6 »ındao on ikiline kadar, askeri tekaütler 13 den 18 e kadar, mülkiye yetimleri on b*şt»n on yediye kadar, mülkiye tekaütler 18 ve 19 uneu-gtınlerid* ilmiye kısmı ayın on dokuzunda alabileceklerdir.
Fatih mal müdürlüğünün $a-znatya klşealnde askeri yetimler* •yu» 6, 7 ve 8 inci günleri, mülkiye yetimleri İçin ayın on üçüncü günü, askeri tekaütlere 10, 11, 12 inci güateri, mülkiye tekaütlerin» de 1$ inci günü maaş verilecektir.
Yine Fatih malmûdörlüğüoün Eyüp kİ gerin de askeri yetimlere 6 vc 7 inci günleri, mülkiye yetimlerine 11 v« 12 inci günleri, askeri tekaütlere de 6, 9 v* 10 uncu günleri maaş verilecektir.
Kadıköy Malmüdûrlüğûnde Askeri yetimlere 6, 7, 8, 9, 10, 11 inci günler, askeri tekaütlere 13,15,16,17,18 inci günler, mülkiye tekaütlerine 13, 15, 16 ve 19 uncu günleri, mülkiye yetimlerine 6, 7, 8 ve 9 uncu günleri maaşları verilecektir.
Vapurcular
Kabotaj ihtilâfını Vekâlet halledecek
Vapurculuk Şirketi II» Denizyolları işletmesi arasındaki kabotaj ibt.lafı henüz halledilmemiştir.
Vapurculuk şirketi kıuo j hakkının yüzde 31,5 tan -W a çıka ..-masını istemekte. Denizyolları işletme* *e tu talebe mu ıfakat •tmemektedir. Bu hadise Üıa.io* tetkike.a mcu.u. ' «o-.en İktisat vekaleti kabotaj müdürü Ayet ber iki tarafın noktai nazarlarını almış ve bir rapor hazırlamıştır. Ayet, raporunu bizzat Vekâlete vermek Üzere dünkü trenle şehrimizden Ankaraya gitmiştir.
Ayet üç gün kadar Ankarada kalacak ve Vekâletin vereceği kati kararı öğrenip a.4»aJarlara tebliği edecektir.
Avrupaya gönderilen talebe
Sümer Bank yeniden 16 talebeyi sanat tahsili için Avrupaya göndermeğe korar vermiştir.
Bu talebeden 11 ü Almanyaya ve ikisi d* Belç kaya gitmek üzer» dûn Ankaradan gelmişlerdir.
Talebeler bugün Avrupaya hareket edeceklerdir.
| C*öylesem tesiri yok I aJ ussam gönül razı değil
Telefon hatları
Dünkü gazrfeler* göre Afyon kar*hisar, Balıkesir, Kütahya ve Bora* ile Ankara arasında telefon konuşmalarına başlanmak üzeredir. İsparta, Burdur, Antalya, Adana ve Mersin de telefonla Ankaraya bağlanıyor.
Bu habere 'güvenerek yakındı bütün memleket şehirlerinin birbirlerini telefon hstlariyle bağlanacağına inanabiliriz.
Pek yakında, keadi odamızda oturduğumuz halde telefonu açarak memleketin hrr hangi şehrindeki bir dostumuz, bir akrabamız veya bir iş ortağımız il* görüşeceğiz. Birkaç dakika İçinde, karşı karşıya gelmiş gibi ^anlaşacağız
Bu işle meşgul olan Nafıa Bakanlığını tebrik eder v* onua bu çok iyi ve faydalı işi tam Mr muvaffakiyetle ve çok yakın bir zamanda başarmasını dileriz.
Yalınız bu münasebetle şunu ds halkımız* hatırlatmak isteriz:
Halk, bu batlardan istifadey* nekadar koşar, işlerini bu hatları' kullanarak başarmağa ne kadar çalışırsa, bu hatlar hena o niabett* memleketin ber tarafına süratle yayılır, hem de bu batlarla mnhs-bere ücreti o derece ocuz'ar.
Bunun bir misalini geçenlerde İngiliz gaz t-leri yazhlar.
İııgiltsrede post* ida eal, grer'o-yin Ingiliz şehirleri arasındaki muhabere ücretini bir şiline indirdi.
iatiyen Londradan logilterenln uzak, yı kın herhangi bir şehri it* bir telefon muhaberesi yapacak v* bunun mukabilinde şöyle böyle b'r otuz kuruş verecek.
Ingiliz posta idaresinin bu işi i İııgtlizlere bukadar ucuza mal etmesinin sebebi, İngiliz balkının kendisin» gösterilen kolaylıklardan istifadeye koşmasıdır.
Onua için bizim halkımız da bu telefonlardın istifadeye koşar, as, o şiarın da herkes için elverişli I bir fiatla iş görmesine yardım I »der.
Bu müoazebetle şunu de söy-l Üyelim ki bugün bütün dünya! memleketleri birbirine telefonla I bağlanmış briunuyor.
Dünyanın bir ucundan öbOrl ucuna telefon ediliyor v* alakadar] iki şahıs karşı karşıya gelerek] rahat rahat konuşuyorlar.
Bioaeoaleyb, bis de bütün şe-l birlerimizin telefoo hatiarile b.»J-l la «m asm* elimizden gelen yardımm esirgememeliyiz.
L.
Mekteplere bir tamim
Bütün mekteplerde oabahlc-yin dertten evril talebeye ıöy-letilen “Yasa,, nın bazı mekteplerde bestelenmiş olarak aöy-leGldıği haber alınmıştır. Maarif idaresi dün bütün mektep-Q ere gönderdiği bir tamimde “Yasa,, nın mutlaka bestesiz olarak ve sabahleyin derslerden evvel söyletilme»! lüzumu bili dizilmiştir.
İlâç fiatleri
3 bin çeşit ilâç üç sınıfa ayrılacak
Geçenlerde Ankarada Sıhhim Bakanın riyasetinde toplanan v| İlâç fiatleri için bir tarife yapJ cak olan komisyon bir bafta çslıl mış birbucuk ay sonra tekrar tod lanmak Ozcro dağılmıştı.
Komisyon ; eczaneler arasındal] fiat farkını kaldırmak, kodeksi emrettiği İlâçların aynı tarifeyi tabi olarak satışını temin etmr] flitlerde esas itıbarile halk lehiJ bir vasiyet ihdaseylamek eıaslarısl göre çalışmıştır.
Hepsi üç bin çeşit olan ilâçll üç sınıfa ayrılacak ve hergün yİ ilacın fiatları tesbit v* )uııl-(l tefrik o'.uuacaktır. Bu iş bu su-eti tam bir ayda ikmal edilecek, ol dan »orada ilâç için lüzumu o.J tüp, kutu, kâğıt, şişe ve sair ı| ferruatın fiatleri ve] sınıfları al rılacak ondan sonra Ankarada yİ pılacak ikinci içtimsda esas usm ıll tarife hazırlanacaktır.
Yapılan mektepler
İstanbul Maarif idareli 19! senesinde yeniden 25 köy me tebi 18 şehir mektebi tesis e miş 50 şehir mektebi teşkil tını takviye eylemiştir.
4
- ZAMAN —
Kjhtunuertl 4
Rcşad Nuri ve eserleri
Bir kariimlı Ankarsdan yazıyor: ■Hrj.d Nurin nin yazma re ya-fama işleri iç-n "Zaman annkiope-(üai„ başlığı altındaki bö.timde bilginizi yatmanızı öz yürekten diler v* saygılarımı sunarım.
— Cevabımız —
Çok kıymetli romancımı» Reşsd Nuri Doktor Nurinin oğludur. 1892 de, İstanbuld» doğdu. Darülfünunun Edebiyat fakültesinden mezundur. Bundan boşka ecnebi mekteplerinde bulundu, Avrupaya gitti. İstanbul* döndükten sonra matbuatımıza girdi, tiyatro münekkitliği yaptı, piyes yazdı- Diğer taraftan ürelerde edebiyat hocalığı ile meşgul oluyordu, İlk romanı •lan "Çalıkuşu,, ile büyük ve çok haklı bir şöhret kazandı. Onun bu eserini, birçok eserleri tnkibetti.
Telif piyrzleri aralında "Hançer. Eski rüya, Tay parçası,,; adapte piyesleri arasında da "Bir gece facian. Çifte keramet, adını tanıyanlar en çok rağbet görenlerdir.
"Çalıkuşu, ndan] sonra "Dudaktan kalbe-, ‘Damga,,, "Akşam güneyi,, , "Tanrı misafiri, , "Bir kadın dü|manı, , "Yeçil gece,, , “Acımak,, , "Leyli ile Mecnun. , “Kızılcık dalları,,, "Mehmetçik,, adlı romanlarını yazdı.
"Edebi yeniliğiniz,, adlı eserin
■BMa*fiıı«ı«f((ii(ıia«i((aiiltiMiıiMia*aıaıa(aıa(teaaa.
Sosyoloji
Muharriri: Itmail Hakkı
(leni Adam halk kitapları külliyatından birincili)
(Yeni Adam) mecmuası tarafın-
dan (kültür) ü halk arasında yay. ■ak için çıkarılacağı ilin edilmiş olan (halk kitapları) mn birincisi bu unvan alt-nda bu defa neşredilmiştir. Muharriri de İamail Hakkıdır. K taba göz gezdirdik. Herkesin anlıyacağı kolay bîr ifade ile ve yeni kelimelerin de müsaade ettiği kadar sel.uetle yazıl-■eif. Yorulmadan. bıkmadan ve istifade lir okunabilir.
(Sosyoloji) ismi inssna daima biraz ürkeklik getiriyor. Tam ma-nasile müebet ilimlerden olmadığı gibi henüz bir asırlık bir hayata do malik bulunmadığından, hele bizde, a »çok yabar.cı tesirini yapan bir ihnıdlr. Halbuki zamanı-nuzm da en ziyade bilinmesi, Bg-renilnıesi iktiza eden dinilerindendir. Çünkü bilhassa şu harp sonu dünyanın haçına geleo hüdlsatı, milletlerin geçirmekte bulunduğu rengârenk inkı'ab.ıtı kısmen de bu ilmin vaııta »e d» i etiyle anlıyobi-liriz. (Eter dünyada gördüğümü» bu çeşit çeşit değişiklikleri ânla-mata İmkân varsıl).
İsmail Hakkı içte, esaslı ve geni» yazmak istenildiği vakit detme (küttür) sahibi OİOnların bile kolay kolay yazmayı göze alamı-yaeagı tu ilmi, otuz iki rahifelik b‘r kitabın içine s kışt rmış, batta (sözyoloji) yi aşağı yukarı (Vu'.ga-
I muharriri İsmail Habip Bey, Reşat ' Nvrimn solistinden bahsederken hulasaten der ki:
"Reşsd Nuri, roman hayalımı** da. tabiilik aoktaundan yani bir I merhale ve safha oldu... İlk defa 1 “Çalıkuşu,, romanıdır ki oe tuvaletini Paris terzihanelerinde yaptırdı; ne yerli malı diye basma en-, tari giyip ellerine kına yakındı; . ne nabzı fısla atan bir basta, ne aynaya başka bir çek ilde akseden | gölgedir. İçi ile dışı mütevazin, hayatta yaşıyan normal insanlar gibi tabii bir roman.,,
İsmail Habip Bey bu mütalâa-I lardan zonra deri ki ?
"Reşat Nurinin ilk romanları olan Çalıkuşu ve Dudaktan kalbe . ite ıon romanları olan Kızılcık dal-I lan se Mehmetçik arasında belki | fikuli ölçü noktalından fark yoktur. Fakat ufki kıymet itibariyle I tü sonuncular evvelkilerden çok ! ayrı birer hüviyet nrzediyorlor... Mehmetçik, Reşat Nurinin ufki sa-I halardn nasıl yeni, geniş, ve orijinal mevzulara doğru açılıp yayıldığını gösteriyor,,
Bu sütunun daha uzun yazıya tahammülü olmadığı için okuyucumuza 'Edrbi Yeniliğimiz,, adli ezeri 1 okumasını tavsiye ederiz.
riaer) «tmiş, yani halkın anlıyabi-Irccji bir şekle ifrağ etmiştir. (Sosyoloji ) yi bu şekilde yazmak ise, öyle gelişi güzel frenk-
çe bir kitap alıp tercüme «t-
nıek İle olmaz. Mut'ak bu ilme esaslı surette sahip olmak, onun her biri bir büyük kitap yazmağa değer derin bahisleri içine dalıp kafa yormuş bulunmak lâzımdır. Bz mübarek ilmin hududu öyle geni} ve öyle tesbiti güç. muğlâk ve müphem birseydir, ki bizde daha adamakıllı bir tarifi bile yoktur. Naçar kalanlar evvelce (İlmi içtimai) veya (Hadisatı içtimaiye ilmi) demişlerdi. Bu ikinci tarif en ya-kını ve en doğrusudur.
Merak ittik, ocaba İsmail Hakkı, ( sosyoloji ) için yeni bir isim bulmuş mudur. Ve hrle yeni Türkçe kelimelerle bu ilme bir soy adı takmış mıdır, diye kitabı ara|tı-dık, övle blrşey bulamadık. Talisi eterin muharriri ihtiyat'ı davranmı-, hakkı da var. Vakıı ( topluluk bilgisi) tabiri mütemadiyen geçiyor amma bu tabide (Sosyoloji) nin şümulünü ifade etmek tabii kabil değildir. Zaten bu ismin babası olan (Ogüst Koat) t» kendi vazettiği bu ismin ve bı ilmin İçindrn çıkamamıştırjya. Nerede kaldı, ki tercüme tariklla biz çıkabilelim.
iamail Hakkı, eserinde çocuktan bahsederken, ÇOCUKU «öv e tarif
POLİSTE
Bir Adam Otelde öldü
Aksekinin AMonyot karyesinden ve Sirkecide Bolu otelinde mikafireten oturan Hoca ogiıilarından Ahmet isminde biri,- dün otelde âni olarak vefat etmiştir.
Yapılan muayenesinde kalp sektesinden öldüğü anlaşılmış üzerinde çıkan 421 lira da tahtı muhafazaya alınmıştır.
Otomobil kazası
Şoför Kâzımın idaresindeki 2505 numaralı otomobil, Arap camide oturan ve Galata da Mahmudiye caddesinden geçmekte olan Bayram isminde birine çarparak yaralamıştır.
Kâzım yakalanmış. Bayram tedavi altına alınmıştır.
Lotaryacılar
Polis. lotaryacıları takip etmekdedir. Balatta Apustolun meyhanesinde lotarya çekdi-rerek halktan para almakta olan haçil: isminde biri numara torbası, ikramiye çukulataları ve kartlan olduğu halde yakalanmış hakkında takibata başlanmıştır.
Bir kamyon bir mağazaya girdi!
Bir kamyonun fren bozukluğu dün nüfusça zayiat olmadan geçiştirilen bir kazaya aebep oldu. -
Şoför Mürselin idaresinde bulunan 3906 numaralı kamyon dün altı ton un yüklü olduğu halde Karaköyden bankalara doğru çıkmakta iken, birdenbire motorun durması ve frenin tutmaması dolayısiyle geri geriye gitmiş, domuz soka-ğına dönmüş . vc aşağı doğru 15 metre kadar geriye ilerlemiştir.
Şoför eski Tiring mağazasının olduğu dönemece gelince, kamyonu çevirmek istemiş, yüklü kamyon bu dükkânın vitrinlerinden içeri dalmıştır.
Kaza, bu şekilde maddi zararla savuşturulmuş, insanca zarar olmamıştır.
ediyor ; "Çocu’ı kımıldar, bağırır, Çağırır, yer. içer, rüya görür, oy. nar, sürünür, okadır,yalnız okadarl,.
Bu larif pek doğru addolunamaz. Çocuk doğduktan sonra şüphesiz hiçbir bilgi sahibi değildir, fakat yine'muhsk.ki bir takım esaslı hasletlerle! doğar. Meselâ fıtratça mert olmak, fıtraten rrsur ve cömert olmak, titreten ahlâklı olmak veya bunların makûıu olmak gibi. Bu hasletleri sonra, İçinde büyüdüğü cemiyet yn kuvretleşti-rir veya zayıflaştırır, fakat esasından imha edemez.
Mımıli bu mühim bahis, böyle yarım sütunluk yeri olan bir yazıda halledilemez. Onun içio ayrıca nıü-bahase lâzımdır.
Hülasa kitap clddrn (halk kitıbı) addedilmeğe lâyıktır. Yalnız for-ması'bilyüktür. Daha küçük forma, daha kalın kâğıt, kitaba daha ziyade zenginlik vermiş olurdu.
Fliti il1)) kuruştur. (Yeni|Adam) mecmuası idarehanesinde satı'mak-tftdır.

Anadolııda seyahat notları
Yozgatia hayat
Eşsiz bir çamlık, son model bir hastane ve gübreli han!
Yoagat çamlığına giden yoman bir gârünüf
Sevimli "Ayvalıksın çamlı koylarında Acun güzelliklerinin kaynağı “İsviçre şiri,, nin en değerli *mııra!arı„nın "benzer.lerlni bulmuştum. Yozgat yamaçlarının çam ormanlarında yine bu “mısra.ların hayat verici en sevimli gölgelerde karşılaştım.
Çok yaşamak istiyenler için “Yozgat çamlıkları,, ne Denîû (kadar] görülecek bir ye» I.. Tanrı, sanki] ber çeşit mikrobu yenmek ve tam bir sıhbnt içinde Âdem oğullarını yaşatmak için bu gibi yerleri kurmuş.
Gün gelecek, Yozgat belki çok güzelleşecek. Yalnız, nekadar Ba-yındırlaşsa, karşısında ber vakit için güçlü bir rakip var ıÇamlığıl.. Bunun güzellikleri daima şehrin güzelliklerinden önce anılacak, da-ima daha üstün tutulacaktır.
Yozgat, yolsuzluk ve şimendı-(ersizlikten ötürü sapa düşnıesay-di... Yozgat misafir ve seyyah çekmek usulünü bilseydi... "Çamlıklar,, ı belki de Anayurdun an kalabalık, en tanınmış “tabii sa-catoryom,, ları arasına geçerdi. Bir de bugünr bakın : "Yozgat çamlığı,, nin vasıflarını, belki de varlığını bilmivenler tümen tö-ısrn.
Orman şehirden bir iki kilo metre ötede. Geniş bir yamacı kaplıyor. Tepecikler, buğazlar, topraktan sınırlar çam gölgelerinin bud --imine monotonluktan uzaklaşan ayrı bir ıcvlnılllik veriyor. Görünüş güzel, gösteriş güzel, kuruluş güzel, hava güzel. Bunları tornamı tamamına tesbit etmek için insan çok usta bir ressam olmalu
Yalnız Yozgatta oturanlar değil komşu şehirlerin iteri gelenleri, "ki;, ın sobalı odalarda geçen “temiz havasız. yaşaylşlerinio acısını, baha» doğar doğmaz bu çamlıklara koşarak çıkartıyorlar.

• •
“ Yozgat çam ormanları „ nin azıcık aşağısında gösterişli bir yapı yükseliyor .- Yeni basiline.
Memleket içiıı hayati bir değeri olan böyle bir yapıya da elbette bSyle bir yer yakışırdı.
Yeni hastane Yozgat yama çla-rında herkese sevinç serpen nurlu bir yıldız gibi [doğuyor. Hükümet bu işe yüz elli bin liraya yakın bir para ayırmış ve yeni hastaneyi Anadolunun en konforluları arasına koymağı düşünmüş.
Yatak odaları, hususi odalar, lâboratuvarlar, operasyon yerleri, klinikler, sözün kısosı herşey burada son sistem ve aon teknik üzerine kuruluyor. Burada kalorifere, asansöre varıncıya kadar tek bir eksik yok. Memlekete övünç verebilecek bu "eser,, in en kısa bir müddet içinde tamamlanması için geceli gündüzlü çalışılıyor. Bir kaç ay sonra yurdun açılabilmesin* çalışanların başında vali "Baran, var. Genç vali, yapıda çalışanlara 'tıktık oraya kadar giderek, doğrudan doğruya nezaret rdiyor. Büyük bir itina gösteriyor.
Yeni hastane biter bitmez şimdiki "Memleket hastanesi, hemen oraya taşınacaktır. Memleket hastanesi ;ok değerli unsurlara sahip olmakla övünebilir. Türk hekimlik sahasının Operatör Ali gibi tanınmış bir profesörü bunların başında bulunuyor. “Tıp fakülten, nin bu eski bilgininin Memleket haı-tanesinin baş hekimliğini alması Yozgat ve komşu şehirler için büyük bir kazanç. Halfalarına karşı bir baba sevgisile bağlı olan bu değerli Operatörü bütün memleket seviyor ve Iru sevgi çok yerinde.
Faziletli Profesöre karşı beslediğim saygı, "Memleket hastaha-nesi.ni gezerken gördüğüm kusıır-•uzluk karşısında bütün bütün çoğaldı.
Hastalardan birisiyle konuşurken işittiğim bir sözü unutamam :
— Beyim!., dedi, bir iki gün önce ameliyat maoaıından kalkan köylü... Biz hastaneye değil, babamızın vanına gelmişiz L.

• •
Yozgat işte böyle saadetlere sahip. Yalnız, bunlar yanında öyle büyük dertleri var, ki I... Yozgadın bir misafiri ağırlayabilecek bir küçük oteli bile yok. Gelenleri, türlü
Rize de Ruam mücadelesi
Rize (Hu*usi) — Memleketin | her tarafında olduğu gibivilâyeti i iniz dahilinde birinci Teşrinden başlayan Ruam mücadelesi clâıı devam etmektedir.
Öğrendiğime göre, yapılan arama vc tarama neticesinde Ruamın cıı ziyad: tek tırnaklı hayvanlar arasında bulaşıcı ve öldürücü bir şekilde seyr ettiği anlaşılmış ve şimdiye kadar 890 at ve 178 katır vc mcrkcffmuayeneden geçirilmiş ve 890 ata mellüin tatbik edi 'iniştir.
Yalnız Şavşet ve Pazar kazalarında iki atta ruam ârazt görülerek tazminatı verilmek •u-ctiyle itlaf edilmiştir.
Rııam köylerde başlıca sirayet vasıtası olan yalaklar kaldırılmış. baıı ve ahırlarda fenni temizlik vc antiseptik ilâçlarla temizlik yapılmıştır.
Konyada Fırka Kongreleri
Konya 3 (A A) — C. H. F. kongreleri devam etmektedir. Bütün köy, mahalle ve nahiye kongreleri yapılmış vc kazalardan Sultaniye, Cihanbeyli, Kadınhanı. Beyşehir. Hadim, Seydişehir, Bozkır, Ermenek, kaza kongreleri de bitmiştir. Bu ayın 17 sine kadar diğer kazalar da bitmiş olacak, sonra vilâyet kongresi toplana cakhr.
Mersinde bir aşevi açıldı
Mersin 2 { A. A.) — Mersin Halkevinin, açmak kararını verdiği aşevi dün açıldı. Açma toplantısında büyük bir kalabalık vardı. Bu hayır ocağının masrafı Belediye, Halkevi, Hi. mayei Etfal ve Hilâliahmerin verdiği para ile temin edilmektedir. Bugünden itibaren »şevinde yüz elli fakire öğle, akşam yemeği verilmektedir. Bugünden itibaren aşevi ve eve yardım eden kuramların birer mümessili bulunan bir komite tarafından idare edilmektedir. İlerde yardımı genişletmek için tedbirler alınacaktır. Halkevi-nin kurduğu bu hayır yuvası Mersinde büyük alâka vc sevinçle karşılanmıştır.
türü koku’or saçan pis banlara götürmek, büyük bîr vilâyet ın(* -kezine hiç öt yakışmıyor. Yo.gat büyük te olmasa küçük, fakat temiz bir oteli en kı»a bir ınütld t içinde kurma'ıdır.
Vedat Ürfi
PEMBE KÖŞKÜN DEFİNESİ “
- 55 -
— Eğer tahminimde yanılıyorum «fendim, söylediğim sözleri ge-•I alıyorum. Mamafi liziıtemiş olanız «izinle pek âlâ anlaşabiliriz.
(Vokiye) bu sözleri söyledikten (Onra genç ingilize selâm verip be--•«•a uzaklaştı. (Vertemil) bu aöz-î» karşıtında ne düşüneceğini »a-FYrarak olduğu yerde adeta mıh-“"anmış gibi kalmıştı.
A Delikanlının en ziyade canını X)k«n cih«t (Vokiye)nin kendisine ( 'İr anlaşma teklifine cür'et etmeıi fi. Filhakika (Vokiye) nin aözlerin-■n çıkan man», açık bir anlaşma ^klifinden başka birşey değildi, akat (Vokiye) kendiainln böyle bir
anlaşmayı kabul edeeeğ.ıı* nasıl hükmetmişti; (Vertemil) vakıa zahirim zengin bir adam gibi görünmesine rağmen şimdi çok müşkül bir vaziyette bulunuyordu. Lüzumsuz yarıı para harcedeo. taraf ve sefalıati a«ven b,r adam olmamakla brrabrr kumara çok düşkün idi, o cihetle nksık parasız kalıyor, ne yapacağını şaşırıyordu. Elindeki bü-yiık bir ihtiraın beratını çoktan salınış ondan alınabilecek paranın hepsini çekmişti. Kendiri tenbel, iktidarsız bir adamda değildi, Bilâkla cidden tahsilinin kuvveti ve zekân saye, sinde mrılektnşlarının düşünemedikleri yeni şeyler keşfediyor, bu
nunla çok para kazanıyordu. Fakat aynı zamanda jaş mağs, gösterişi de seven bir adamdı. Yakışıklı ve sevimli idi. Nereye gitse bu evsafı sayesinde derhal muhabbet ve teveccüh eclp eylemekte idi. Sonra kadınlar nezdindc daima muvaf-f«kıyalı vardı. O cihetle sefih ol-mamakİH beraber daima bolca pa* raya İhtiyacı vardı.
İşte birtaraftan böyle para ihtiyacı, diğer taraftan kumara ip-tilâsı nihayet kendisini bugün çok müşkül bir mevkie girmişti. Fakat parasızlık yüzünden ç«ktiği bu askıntının kimse farkında değildi, lıenüz zevahiri muhafaza ediyor. Herkese kendilinin zengin olduğu biatini verebiliyurdu. Yalnız (Vo-kiye), kendisinin paraya ihtiyacı olduğunun farkına varmıştı. Fakat bu ksdın bunu nasıl anlamıştı? İşte bu, ( Vertemil )lıı cidden meralimi mucip olmakta İdi. Nihayet hizmetçi kadına bir defa daha tesadüf ettiği vakit bunu sordu. (Vokiye) bu sual Üzerine güldü dedi, ki :
— Mutyü (Vertemil), ben sizin burada yanınızda bir oda uşağı bulıınduramadığınıza dikkat ettim. Halbuki sizin halinizde olanlar vc sizin gibi yaşayanlar, yanlarında daima bir uşak t» gezdirirler. Sizi uyaksız görünce bundan göründüğünüz kadar zengin olmadığınızı hükmettim.
Sonra sizin Matmazel (Seti) yc lıend.ııizl sevdirmek için mütemadiyen uğraştığınızda nazarı dikkatimi celbctll. Halbuki sizin hu kızı hiç sevmediğiniz aşikâr idi, O halde hiç bir gönül alâkanız olmaksızın kendinizi sevdirmek istemekten maksadınız ne olabilirdi ? Bunu olsa olsa Madam (Dovre) ye sokulmanın çaresini bulmak için yapıyordunuz.
Bundan sonra ( Vertemil) İle hizmetçi (Vokiye) nin yovaş yavaş ahbaplıkları artmağı, başladı. Nihayet birgün I Vertemil ) hizmetçiye sordu,ki t
— Madem (Dovre) çok zengindir, değil mi?
— Evet çok zengindir. Bilhas
sa mücevheratı bir define kadar kıymetlidir.
Bu cevap üzerine «Vertemil) in hafif surette titrediği görüldü. Gözleri birdenbire parladı, (d-fine kadar kıymetli müeevlıvratı var) sözünün kendisinde büyült bir hıra uyandırdığı yûzüno'en pek aşikâr surette anlaşılıyordu. O günlerde artık parasızlığı aon derrevyi bulmuş olacak idi, ki başkasının servetinin lâkırdısı bile kendisini böyle bisriyatını gizliyemiyecek bir hale getiriyordu.
( Vokiye) delikanlının yüzündeki alâmetlerden zihninden geçrn şeyleri pek güzel keşfetti ve nihayet esaslı surette anlaşma zamanının geldiğine hükmederek dedi, ki:
— Madamın kasasında saklamakta olduğu mücevherlerin kıymetini bilseniz... Bu mücevherlerin belki beş on milyonluk değeri vardır.
(Vertemil) gayrıihllyarf bir su-rette:
— Madem ki bu mücevherin bu
kadar kıymeti vardır, siz ned»a şimdiye kadar...
Fakat delikanlı söylemek l.te-diği sözlerin ağırlığını kendi de unlayarak lâkırdısının arkssını getirmedi ve birdenbire sustu.
(Vokiye) ise böyle bir suale kısacağı yerde bilâkis için için memnun oldu vo zoukkanlılığını muhafaza ederek:
— Ben aize daha evvel birbirimize yardım edebileceğimizi söylemiştim.
Dedi.
(Vertemil) ile (Vokiye)nin bu mülâkatları akşamın dukuıunda vukubulmakta idi. Drlıkasılı h «-ınetçl kadına gazinonun civarında tesadüf etmiş, ikil de beraber konuşa konuşa büyük caddeden in-ineğe başlamışlardı. Bu sırada gazinonun garaunlarındaıı iRüel) isminde b rldc yan arından geçmekte idi. Bu garson ( Vertemil )i gayet iyi tun inakta idi. Kendilini Madam ( Dovre ) ilin hizmetçisi ile görünce hafif tebessüm etti.
Devamı var
Çam kozalarından çiçek nasıl yapılır?
Çifck mevtimi t*(namiyle geçti, evvelce yünden çiçek yapmak um-lunil görtermiştik, hettâ bir de gürel Kriıantem yapıl -matını tarif etmiştik. Şimdi de Çam ko ı* la kİ ar m da o mükemmel çiçekler yapmak mümkün olduğunu göı-terecejir. Mataları. pencere kenarlarını dldiyen bu (olmaz ve dökülmez çiçekler »on zamanda moda aıra-aına girnalçtir.
Çam kozalaklarından yapılan çiçekler birikirine beazlyı ta :z. Bu, a-lınan kozalağın büyüklüğüne, küçüklüğüne, aivri veya yuvarlak oluşuna göre muhtelif şekiller alır.
Kullanılacak ko-aalakları tırtık veren çamlardan yapıyorlar, bununla beraber adî ve meyvaaız kozalaklardan da pek il& yapılabiliyor. E* er meyveli kozalaklar kullanılacakla, bunu yaparken İçinden çıkan tırtıklar çocuklarınızı eğlen
dirir, yahut bir ev kadını bunlarla güzel pattalar, karabiyeler yapar.
Çam kozalağını evveli hatif bir (ıraklıktaki fırında tutunuz, onun pulları açılacak ve çekirdekleri düşecektir. PuUar iyice açıldıktan
aonra elinize keskin bir çakı atarak Crtaraftan itibaren kozalağın kaidertoe doğru bu putları güzelce kesiniz, o tarzda ki pallardan en altta bulunan geniş ve büyük olanlar 3-4 sıra olarak kesilmeden kakam. Sonra ortada sivrilmiş kalmış olan trpı küçük bir de ite ra veya bag bıçağı ile dikkatle kaldırınız ve kenarlarını dümdüz yapmamak şartile kazıyınız. Bu kısım yapacağınız çiçeğin ortasını teşkil edecektir ve bunun etrafındaki pul. larda yapacağınız çiçeklerin yaprakları olacaktır.
Bu ameliye bitlikten sonra ortayı yaldızlayım/, ve kırmızı, gül rengi, beyaz boyalarla pulların üstünü, altını ve kenarlarını dikkat ve ihtiyatla boyayınız ve bu esnada resimde olan bütün maharetinizi gösteriniz. Elde edeceğiniz çiçeğin bütün güzelliği yapacağınız boyacılığa bağlıdır.
Nihayet yaptığınız bu çiçeğe yaprak ve sapta lâzımdır. Sapı yapmak için bir demir teli ikiye bükünüz, bunun bir ucunu kırmızı oluncıya kadar ısıtıp çiçeğin altından batırmağa çalışınız. Bu demir sapın Orada tvtunmaaı için 2-3 santimetre kadar içeri girmesi (Azımdır. Bir defa ısıtmakla oka-dar sok ula ma ısa birkaç defa ısıtarak aynı ameliyeyi tekrar ediniz ve şıpın iyice tutunduğuna kanaat ettikten aonra da bunun etrafını balmumu ile kaplayınız. Ayrıca
muşaoımadan yapacağınız yaprakları da bu Çiçeğin etrafına bağlarsa-nız mükemmel bir çiçek elde etmiş olursunuz.
Aynı suretle hareket ederek bu çiçeklerden beş on tane yapınız ve bir vazoya koyunuz.
Yapılması vakte mühtaç, biraz güççe olan bu ağaç çiçekleri sizin el emeğiniz olduğu için hoşunuza gl Jar ve masanızın Örtünde daima bsr ııkıı çiçek bulundurduğunuz
için herke» tarafından da takdir olunursunuz ve bu, evinizin solmaz, sulamak istemez gürel bir vüsüdûr.
Manto ve kürk
Kışlık mantoların göğüsleri ta-msmiyle kapandı, boyları uzadı ve bu haliyle mantolar tam kışlık oldu. Yumuşak yUolÜ kumaşlardan veya velOrlrr e yapılan bu mantolar Özerinde kürkün mevkii ise
gittikçe ehemmiyetsiz bir şekil alıyor. Evvelce tam kürk manto tedarik edemiyenler yakı, kol, etek için bol bol kilrk kullanmışa gayret ederlerdi; bu gayret henüz deyimi etmekte is - de kürkleri tıbbı iç çamaşırları için kullanı an dan-telâlar gibi kullanmak hevesi git. tikçe yapılmaktadır. Dercettiğnniz resimde sıyıh velürden yapılmış kapalı bir mantoya garnitür olarak kullanılan artıragsu parçaları görülmekledir.
( NE YEMEĞİ YAPAYIM?"
Balık Mevsimi
Balık mevsimindeyiz, İstanbul boğazını balık kapladı, denizlerimizde olta ile değil hatta avuçla tutulacak kadar balık bolluğu var.
Her keseye elverişli, her zevka uygun çeşit çeşit balıkla tablalarda, batta arabalarda görüyoruz, o halde bir kaç çeşit balık yemeği tarif edelim.
Hardallı balık kızartması:— Iskarada pişireceğiniz küçük cüssede balıkları kulaklarından temizleyiniz, karnını yarmayınız. Güzelce temizleyip yıkadıktan zşnra iyice kurulayınız Iskarayı da evvel* ısıtıp hafifçe yağladıktan sonra balıkları bunun Üstünde kızartınız. Ayrı bir tencerede biraz tere yağını yavaş yavaş eriterek buna bir kaşık hardal, tuz, biber, biraz sirke koyarak karıştır* karıştı-ra ısıtınız ve iskarada pişirdiğiniz balıkları sıcak bir sahan üzerine dizerek hazırladığınız hardallı salçayı bunun (izerioe dökünüz ve sıcak sıcak yiyiniz.
Tavada balık kızartması : Yine küçük boylu ve çok taze balıkları, Mesel* uskumruyu seçiniz, temizleyiniz, yıkayınız ve kurutunuz. Una buladıktan sonra zeytin yağı bulunan tavaya atınız. Hafif ateşte balığın içi de pişinceye kadar kızartınız ve süzerek alıp sahana diziniz. Üzerine biraz maydanoz koyarak limon sıkınız.
Sahanda balık yemeği — Balığı temizledikten sonra yıkayıp kurulayınız. Tuz ve biberini ekerek bir çeyrek saat öylece bırakınız. Bir taraftan da soğan ve maydanoz hazırlıya-rak bunlardan bir kısmım içinde erimiş tereyağı buluntu bir sabana koyunuz, balıkları bununu üzerine diziniz ve üstüne-da yineaoğan. maydanoz, biber koyduktan sonra biraz tereyağı daha ilâve ederek sıcak fırında yirmi beş dakika müddetle pişiriniz, sıcak yiyiniz.
Tencerede balık yemeği — Balıkları yine temizleyip ve yıkayıp iyice kuruttuktan sonra başını ve kuyruğunu da kesip atınız. Ortasından da keserek ikiye ayırınız. Kuru bezlerle tekrar iyice kurutunuz. Uskumru cesametinde altı balık için yarım kilo patates ayık-lıyarak bunları da bir tencere içinde sekiz dakika müddetle kaynatınız ve balık parçalarını da buna ilâve ederek 7-8 dakika daha kaynatınız.
Ayrı bir tavada biraz tereyağı kızartarak buna tuz ve biber dökerek bunu sıcak sirke ile karıştırınız. Sonra balığı ve patatesi tencereden çıkararak güzelce süzünüz ve bir sabana diziniz. Özerine de hazırladığınız tereyağlı salçayı dükünüz. Balıklı omlet — 6 balık yumurtasını yıkayıp kuruttu-kdan sonra sıkıca yağlayınız.
Bir tencere içine de 6 yumurta, tuz, biber ve bir çorba kaşığı süt koyarak çalka-lamağa başlarken balık yumurtalarını buna ilave ediniz ve güzelce çalkalayınız. Tıpkı omlet gibi pişiriniz vb afiyetle yiyiniz.
(^FAYDALI BİLGİLER ) Yüzünüzde kırmızı lekeler var mı ?
Yüzdeki kırmızı lekeleri çıkarmak için 4 - 5 beyaz nilüfer .çiçeği alınız. Bunları bir bardak suda kaynatınız ve so ğuduktan sonra süzünüz. Suyun içine bir likör bardağı kâfurlu alkol katınız. Günde birkaç defa yüzünüzdeki kırmızı lekeleri veya guddeleri bununla yıkayınız. İki haftada memnun kalacaksınız.
Yûz buruşuklukları Yüzünüzncki buruşuklukları gidermek için şu reçeteyi kullanınız: Dört yumurta akı alarak göl suyu içinde kaynatınız. Buna 10 gram şap, 10 gram tatlı badem yağı ilâve ediniz ve bir hamur halini alıncaya kadar düğünüz. Bıı hamuru bir bez üstüne yayınız ve bunu ak-, şamları yarım saat müddetle yüzünüze yapıştırınız. Cildinizi tazeler.
Tafta kumaşlar
Tafta kumaşların kullanılmamasına sebep katlandığı yerlerden çatlamasıdır. Böyle kumaşların katlanacağı yerde bir yuvarlağın üstüne sarılıp kalın bir kâğıt ile sarılarak muhafaza olunursa bu mahzur ortadan kalkar.
Kendiniz Koltkrem yapabilirsiniz Yirmişer gram beyaz balmumu ile kakao yağı alınız, buna 80 gram da tatlı badem yağı ilâve ediniz. İstediğiniz esanstan da bir kaç damla karış tırısa nız mükemmel bir Koltkrem olur.
Ağzınız kokuyor mu?
250 gram ada çayı menkuu içine 30 gram saf gliserin ve 12 şer gram Mirrh ve Lavand (sıpgı) ve 20 gram Labarrak likörü karıştırarak ağzınızı çalkala yı o ız.
Haftalık
Sinema ve Tiyatro
Programları
tOrk t
İPEK : Baa bir catiLrfatri ( iki 1 yâıti kıs )
MELEK : Zıyv/et t
SARAY 1 Air «,k Aıkd;«n
SÜMER : İlkbahar fark.,,
YILDIZ 1 A ila Unatmaı
ALKAZAR : Vahşiler Aucvn
ŞARK Crant c^lcl fan ınrtlrri
ELHAMRA ı Mavi T.m - Dûfkıb* kadın
ALEMDAR 1 İlkbahar rataüftfiMVi-fana hatrtH
FERAH ı Ana ıtfırabı. gangın
HİLÂL 1 Dahille enltnifor Katak
ŞEHİR Tl
YATROSU t Madem Sut Jcn
ŞEHİR OPERETt ı »u bir r»^,r
KADIKÖY
SÜREYYA Lbbnan mrtlkrtt
HÂLE Ciıli »evda ■ Ban bir
pranga k«(kmtgitn
İstanbul Belediyesi Konservatuvarı 3 üncü KONSER Nimet Vahit • Ferdi ve Statzer -Seyfettin - Laşinski Sezai -Cemil Cevdet
6 Birinci Kânun Perşembe saat 15,30 da Oda Musikisi Eski Fransız tiyatrosu Fiatlan 100-75-50-30 kuruştur
Tcpebaşında 4-12-934 Sait günü akşamından itibaren saat 20 dc
HAMLET
5 Perde Yazan: W. Seksper Tercüme eden: Ertuğrul Muhsin
Zarif bir ev elbisesi
Bu hafta okuyucularımıza zarif bir ev elbisesi numunesi takdim ediyoruz. Beyaz kum ıştan yapılmış dan bu elbise kiraz renginde üç sıra velür şerit'.e çevıümiştir. Bu beyaz kumaşlar bil bassa Bursa ipeklilerinden seçilirse çok hoşa giden bir e'.bi e yapıtmış olur.
...........................................•(•••••»«•«•••(•met Vücut hareketleri
Karnı ve kalçaları yağlı olanlar için tavsiyeler
Karın ve kalçanın şişmanlığı kadar vücudu tenasüpsüz gösteren bir şişmanlık yoktur. Korseler bile bu şişmanlığı izale edemez. Karnı vc kalçaları i çok yağlı olanlar için tarif c-' deneğimiz hareketler biraz güç-
çc ol nalda beraber emniyetlidir. Bu ha-eketler resimlerimizde ayrı ayrı gö.-üimektedir.
Evvelâ 1 numaralı resimdeki vaziyeti alın'z, vücudunuz sağa, sola, öne arkaya iğilmeksizin dimdik dursun. Yapılacak ha-•••«t••»•••••••••»)•aa«a»ı••••••(••••••••«•••ot»ataaıaııas»a«
Süreyya Opereti Ferah tiyatrosunda Bu akşam 20, 30 da Karım namusludur
Cuma Muknrujda
Telefoncu kız
reketlerin en gücü budur. Sonra uzamış olan bacağınıza 2 numaralı resimde olduğu gibi süratli bir hareketle uzatınız.
Doğrulunuz vc elinizi daha ileri uzatmak üzere ayni hareketi tekrarlayınız her defa
sın la elinizi ayak bileğinize vc hatta ayağınıza kadar uzıt nak üzere çalışınız.
Daha sonra ayni hareketleri diğer bacağınızı uzatarak tek-rarlayınız ve her güo ayni hareketleri bir çok defalar terarlayınız.
NŞHIW«4M«amMllMIMIMIUIIIMMİMHIMMMinMA
Çarşamba günü akşamı Şehzadebaşında
Millet tiyatrosunda Eski emektar Asım baba menfaatine Naşit kavuklu Aii - Orta oyunu karagöz
6
tt^ 33 SENE «ytX
. —e ■
“Evvelâ siz biat edin !„
Sabık mekke emiri Şerif Abdülmuttalip, yeni padişah Sultan Murada biat etmiyordu. Abdül-hamide gelince, o her şeyi tahkik ile meşguldü!
- 28 —
Sokaklarda yürüyen, borularla emir alan asker gürflltO-»linden Abdülhamit dairelinde de uykular dağılmış ve herken ayağa kalkmıştı, telif içinde pencerelere iişûşülmliştü. Fakat o dairede yataktan tırlıysa kadın ve erkek berke», kendi efendilerini ayakta ve giyimli buldu. Çünkü Abdülhamit. Şeppcre hadisesinden »onra geceyi ayakta geçirmeyi taaarla-mış ve amcasının dairesini tarassuda koyulmuştu. O gece mutlaka bir »eyler olacağına kanaat besliyordu, sigara tüttüm tüttüm etrafı gözetliyor-du. Donanmadan indirilen ilk sandalı o gördü, saray önüne gelen ilk askeri müfrezenin a-yak »esini o »ezdi ve AbdülA-zir'e Murat efendi dairelerinde beliren kargaşalığı da ilkin o teşhis etti.
Artık sigarasını söndürmüştü, heyecan içinde kati neticeyi bekliyordu. Amcasının baskına uğradığını görüyordu. Fakat umulmaz bir tesadüfün onu şu baskından muzaffer çıkarabilmesi mümkündü. Bu sebeple »essiz bir vaziyet içinde kalmayı muvafık görmüştü. Gittikçe çoğalan gürültü üzerine kendi dairesindekilcrin de ayağa kalkması üzerine baş ağasını çağırdı, şu emri verdi:
— Küçük, en küçük bir »es çıkaranın dilini keserim. Her kes odasında kalacak ve ko-nuşmıyacak!
Biraz sonra bir yaver gelip te şevketlü Sultan Murat Han Hazretlerinin idarelerini tebliğ edince Abdülhamit, galebenin hangi tarafta kalmış olduğunu anlamış oldu ve yine baş ağasını çağırdı:
— Sen, İsmet bey ve Deb-reli Tabir, en yeni elbisenizi giyinin, hemen gelin yeni dairemize gideceğiz!...
Abdülhamit oradan, Veliaht dairesinden, culûs toplarının gürültüsünü dinldi, Valde sultan mevkiine geçen kadınla kardeşinin gözdelerini tebrik etti. Yine oradau yeni hünkârın yirmi dört çifte bir kayık içinde deniz yolile Dotmabah-çeye doğru gelirken eski hünkârın da beş çifte bir kayık içinde Topkapı Sarayına doğru uzaklaştığını gördü.
Ayrı ayrı istikametler takip eden bu iki kayık, ayrı ayrı vaziyetler de temsil ediyordu. Biri, ansızın tahta çıkan bir edamın bahtı gibi haşmet içindeydi. Öbürü ansızın tahttan düşen bir adamın kalbi gibi gamlı görünüyordu. Abdülhamit her iki kayığın deniz üzerinde Büzülüşüne baktı, baktı, baktı v» türden heyecana kapılarak elini havaya kaldırdı, bağırdı:
— Bundan ibret alıyorum, kendi kendime ant içiyorum : Ben böyle birgün yaratılmasına meydan vermiyeccğim.
Bu tarihi geceden Abdülha-midin benliğinde kalan en kuvvetli hatıra , şte bu ant oldu ve o, tahta çıktıktan sonra tahttan atılmamak için elinden gelen her çareye baş vurdu. Fakat?....
• •
Abdülhamit, yeni hünkârın ne gibi meras'm arasında tahta Çıkarıldığını ve amcasının ne şekilde Topkapı sarayına götürüldüğünü de bütün tafsili.
tiyle öğrenmek istiyordu. İlerde çizeceği Öç almak programı için bu malûmatı elde etmeğe kendince lüzum görüyordu. Bu sebeple yeni hünkârı görüp tebrik ettikteo »Onra önüne geleni sorguya çekti, bütün adamlarını dört tarafa saldırıp tahkikat yaptırdı ve biz tarih kaleme alacakmış gibi vesikalar topladı.
Onun cu'.ûsu hakkında elde ettiği malûmat şu şekilde idi. Serasker kapısında bütün vükelâ ve büyük rütbeli memurlar hazırdı. Ta kapı önüne kadar inen bu kalabalık, Sultan Muradı şevk ile karşılamışlardı. Hünkâr dairesine çıkarmışlardı. İlkin Sadrazam Rüştü Paşanın fetva eminine verdiği işaret üzerine şu fetva okunuldu: "Etniril-müminin olan zeyt, muhtelşuur ve umuru siyaciyeden bıbehre olup emvali emiriyyeyi mülk ve milletin takat ve tahammül ede. miycceği mertebe kendi nefsine sarf ve din ve dünya işlerini ihlâl ve teşviş ve mülk ve milleti tahrip edip bakası mülk ve millet hakkında muzır olsa hal'i lâzım olur mu ?... Cevap: Olur!.
Sadrazam, fetvanın okunmasını müteakip başını sağ tarafa çevirdi, en bsçta yer almış olan sabık Mekke Emiri Şerif Ab-dülmuttalıbe şu sörlcri söyledi:
— Evvelâ siz biat edin, tebrik edelim.
Abdülmuttalip, ilerleyip hünkâr ile müsafaha edecek yerde biraz geri çekildi:
— Vükelâ, hünkârı irşat e-debilirdL Ben hal’in vücubuna kail değilim.
Bu, orada ve yeni Padişahın yanında söylenmesi hiç umul-mıyan bir sözdü. Ara sıra titremekten ve kulaklarını dikerek dişanyı dinlemekten geri kalnııyan Sultan Murat, kendi Padişahlığını kabul etmiyen bir adam bulunduğunu anlayınca oturduğu yerde sarsıldı, korka korka gözlerini kaldırdı, Ab-dütmuttalibin yüzüne baktı. Bu bakışta bir çok manalar vardı. Zavallı adam, kendinin zorla oraya getirildiğini sanki anlatmak, Padişahlığa heveskâr olmadığını hissettirmek istiyordu. Salonda ayak üstü duran sırmalı elbise giyinmiş o yüzlerce kişi de için için titriyorlardı, bir meseie tahaddüs edeceğini »ezinaiyerek telâş ediyorlardı. Fakat Sadrazam Rüştü Paşa, kısa bir şaşkınlık geçirmeği müteakip boynunu dikti, kaşlarım çattı, sert bir sesle şerif Abdülmuttalibe haykırdı:
— Sizi buraya istişare için çağırmadık, biat için davet ettik. Hoşunuza gitmiyorsa çekilip gidebilirsiniz.
Abdülmuttalip “hayhay,, dedi ve kimseye selâm vermeden ayrıldı, salondan çıktı. Bunun üzerine biat resmi başladı, bir taraftan da topların atılmasına emir verildi. Abdülhamit, bu tafsilât içinde bilhassa bu noktaya ehemmiyet vermişti Ab-dülâzizin tahttan indirilmesini bu işi yapanların önünde tenkit edebilen bir adam, onun gözüne cesur olmaktan ziyade muzır ve tehlikeli görünmüştü. Yarın, kendisinin de culûsu vukubulur-sa onun aynı itirazı yapması mümkündü. O halde şimdiden tedbir almak ve Abdülmuttali-be söz futatı verdirmemek icap ediyordu.
Devamı var
_______ — ZAMAN—____________
“İmdat,, borusu mu ?
Eşref Şefiğe açık Mektup ...
Galatasaray pınarı yene coşkundur, yene saftır
Kânuuuevel 4
Çanakkalede INasıî Durdurduk ?
Cuma günkü "Akşam» io spor sütununda * Galatasaray - Ateş Güneş- başlığı altında yardığınız yazıtar| beni size birçok mektup yazmıya şevketti. Bu zamana kadar bu mesele hakkında birşey zöycmcmiş ve böylelikle de çok isabet et-mişdioiz. Zira insan, efkârı umu miye karşısında bitaraf olamayacağı. her türlü şahı! kin ve gayzlardaıı âri olarak kalem kuuatumayacağı zaman muhık-kak susmaiıd r. Her hangi bir kulüpten haklı olarak çıkarılmış olan bir zatın o miiesseseye karşı (ğbirar beslememesi hakikaten takdire değer bir büyüklük olur... Ben son günlere kadar devam eden sükûtunuzu buna hamletmiş ve bundan dolayı da sizi • Şahsen tanımamakla beraber- adeta takdir etmeğe başlamıştım.
Fakat ne yazık ki sizi susturan, men-up olduğunuz kulübün "sıkı disiplio,, i imiş. Bunu kendi ağzınızla itiraf ediyorsunuz ve sonra bu sıkı disipline rağmen söze karışıyorsunuz... Acaba hangisine ıoan-malı?..
Anlaşılan, yaylım ateşi kumanda ’inı da yine orası verini. bulunuyor... Tilki arzularını diplomatik münasebat veya meşru sulh yolile tahakkuk et-tirenııyen mpaıra'.oıun ık ularına): “hücum!.., kumandasını vermesi gibi...
S.z bir erkânıharbe benziyorsunuz... Kendi kendinize türlü tefsirler yapıyor, kendi tııu-hayyeleniz n mahsulü olan ihtimalleri tahakkuk etmiş farze-derek GalatasaraylIların imdat işareti verdikleri neticesini çıkarıyorsunuz.
H ç şüphe yok ki böyle bir "S.O.S.» her şeye rağmen GalatasaraylI olduğunu iddia cdeo sizi ve sizin gibileri çok memnun eder... Esasen Galatasa-raydan çıkan ve çıkarılanların en tatlı hülyaları, Galatasaray'ın inhilâlini görmek ve görebilmektir.
Bu rüyaoın tahakkuku için onlar neler yapmadılar ve bugün dahi nelere baş vurmuyorlar I
Galatasarayın binbir ihtimamla yetiştirdiği, büyüttüğü oyunculara maddi vasıtalar temin etmekten bile çekinmediler.
Meselâ Oniversite n ezunları aylarca iş peşinde koşarkeu sizin de, bizim de tahsil derecelerini çok iyi bildiğimiz bir takım kimselere ayda yüz lira, hatta yüz otuz lira gibi mühim meblâğlar tahsis] olunduğunu, şahsî nüfuz ve mevkilerden istifade edilerek bunların mali müesseseler» yerleştirildiklerini duyuyor ve görüyoruz.
Hu'âsn : Kulübümün aleyhinde bir yaylım ateşid'r devam ediyor I..
Fakat bütün bunların hakiki GalatasaraylIları kuvvetlendirmekten, her gün biraz daha bunların birbirlerine sokulmalarına yardım etmekten başka bir tesiri olmuyor.
Bir aralık zayıf düşen futbol takımını parmaklarına dolayarak ınhilâl borusu ottürenler arasında galiba sizde vardınız... Görüyorsunuz ki Galatasaray yaşıyor ve bu gün oyuncuların ayartılmasına rağmen futbol takımı umumi futbol seviyesini nazaran hiç te yüz kızartacak bir vaziyette bulunmıyor. Bilâkis ocaklarının sönmcıindcn değil, fakat daha canlı parla-
masından iftihar duyanlarıo yüzlerini ağartıyor.
Galatasaray» otuz senelik bir mazi kazandıran pınar yine coşkundur, yine saftır... Onu bulandırmak için sarfediien gayretlerin boşa gittiğini anlamak istiyorsanız - ki bunun sizin için çok faydalı olacağını tahmin ediyorum - birgün Galatasaray'ından içeri girebilmek cesaretini gösteriniz... Ozaman tefsirlerinizdeki hatayı anlarsı-n z... Duyar gibi olduğunuz ses lerin "lıudat,, tan çok daha başka şeyler olduğunu bilfiil görür ve işitirsiniz... Saygılar. Galatasaray kulübü »lasından Nihat Raif
RADYO PROGRAMI 1
4 Kânunuevvel Salı
823 Küs. BÜKREŞ, 46i m.
13 Radyo orkrstraM. (Danspsr-ça'arı, hsfif havalar. 14 Haberler. 14,3) Orkestranın hafif havalara devamı, 18 P.ak. 19 Haberler. 19,1$ Plâk. 20 Konferans. 20.20 Plâk (msodolin, gitar, «bordron.) 21 De-buıeynio eserlerinden konser. 22 Konferans. 22.15 Senfonik orkestra konseri. 23,2$ Kahvehane konseri.
223 Khı. VARŞOVA, 1345 m. 18: Vılnadın oda musikisi. — Konferans. 18,35: Plak — Sözler. 19,15: Orkestra konseri. — Edebiyat. 20: Tauber.in p aklarından — Sözler. 21.15: -Şeytan ve Ka-terlaa» is m!i opera temsili (Dwor-zak.) 23,55: Kek im kona-ri. 24.10: Spor. 24,0S: Dans p âkları.
545 Khı. BUDAPEŞTE, 550 m.
18 Cazband 18.45 Fransızca ders 19,15 Fragsto konseri 19,55 sözler
20.30 -ps-adan nakil. C .enbachıû ( Contes Hofımsno ) operası 22.35 haberler 23,45 Çingene orkestran
24.30 B.-ehman salon kuartet takım 1185 : FRANKFURT. 251 m.
17, Hs-nborglar hsfif musiki. 19: Italvasca der». 19,15: ökono-m . 19,32: Hukuki habisler. 19,4$: Neşeli hafif musiki. 20,45: Günün kısa haberleri. 21: Haberler. 21,10: Flotovun I Martha ) İsimli opera temsili. 23,45: Köylü şarkıları. 21,15: Gece mûsikisi. 1: Gece mu-»kul
175 Kh«- MOSKOVA. 1714 m.
18.30 Kınlerdu programı (güzel sanatlar.) 19,30 Kolkoz kadınlarına program. 19,55 Kotkoılara musiki. 21 Karışık konaer. 22 Yabancı dil.erle neşriyat
864 Khz. BELGRAT, 437 m.
20 Plak. 20.10 Reklâmlar. 20.20 Şarkılar. 20,50 Hsberler. 21 Milli neşriyat. 21,30 Viyanadaa naklen oenfonlk konaer. 23,15 P.âk.
841 Kbz. BEPLİN 357 m.
19.30 Yeni operet parçalan, 20,40 Haberler. 21,10 " Sbnneıtu-rnballade. „ isimli monolog 21,40 Neşeli neşriyat. 23 Haberler. 23,20 Mor artın eserlerinden konser. 24 Dana musikisi.
||Bt»«»»SMB«4B4IMBSSSIM sSBSSSIMIBIMISalalSSlnSMI»»SelIS
Zamanın takvimi
Bugünkü hava
Yeşilköy rasat merkezinden aldığımız malûmata nazaran, dün hava tazyiki 763 milimetre, azami hararet 13, asgari 5 derere idi.
Bugün hava ekseriyetle açık olacak, rüzgâr umumiyette şimalden hafif ve Karadenızde şiddeti! olarak esecektir.
Tefrika numaram 8 Yazan ; Ahmet Cemalettin
Ingilizlerin “Irresistibl,, zırhlısı da bir mayına çarpmış, batıyordu
Bir Ingiliz muhribi, “Irresistibl,, a yanaşmış, mürettebatı boğulmaktan kurtarmağa çalışıyordu..
ÇaeaMale» eseerfsâı fafllit htr? kravtttr»
*' Buve „nü) batınımsa takaddüm eden safhasını şöyle aolatıyor: “Saat (l,54)de, dört Fransız nrhlbnndaa mürekkep bu'uoan "B.
Bunlardan başka b’r gemi zayi o'msmıştı. “Inflskaibl, hattı harp kruvazörünün hali pek tehlikeli olmasına rağmen, zulmet içinde ve hava körükleri çalamadığı halde can-ipırane vazife görvn makinistlerin fedakârlığı s-yeıinde koca dretnıotj Bozcaadaya kadar gete-bi miş ra torpile çarpmasından bir buçuk saat sonra adanın şimal tarafına demirlemişti. Bundan başka “Suffrea, ile ’Golva» zırhh'.arı da havuıa girmeden bir iş gSremiye-erk bir halde idiler. “Suffren» in baş tarafındaki bir kumbara yaralından zırb'ıya çok su giriyordu “Golva„ ise boğazdan çıkarken öyle tehlikeli bir vaziyette idi ki geminin kurtulup kurtul-ıaıyac»ğı b.r müddet m-şkük kaldı iae de nihayet Tavşan adalarının cenup grubundan (Drapano) adası sahilinde kumsalda baştan kara ede-bildi.
Bu felâketlerin hakiki sebebi keşf ve tayla olununcıya kadar çok zurnan geçmedi. İşin hakikati ise şu idiki \8) mart gecesinde Türk-ler bilim haberimiz olmıyarak Erenköy körfezi dahiline ve sahile mu-vazi l20| tnrpil d( mirinmişler, bi-zm mayin tarayici balıkçı gemileri de vaki olan taharriye! esnasında bunlara tesadüf edememişlerdi. Türkler bu torpilleri maksadı mahsusla bizim daima manav, ra yaptığımız sahaya dökmüşler, gösterdiğimiz bütün ihtiyatlara, basiretlere rağmen baş döndürücü bir muzafferlyet kazanmışlardır.
Boğazı donanma ile zorlayıp geçmek için yapılan bu muazzam teşebbüs İşte ancak şiddetli bir nsağ ûbiyet söziylc tavsif olunabilecek bir surette nihayet bu'muştu. Bu işte istihdam olunan ( 16) tane saffı harp gemisinden ûçü batmış, orada bulunan biricik muharebe kruvazörü de dahil olduğu halde diğer Üç gemi gayrı muayyen bir zanıaa İçin vazife gSremiyeeek bir hale gelmişti. Yani Boğaz önündeki bütün düveli müttefika muharebe donanmasının üçte biri bir günlük harekâtı harbiye neticesinde harcanmış bulunuyordu. Okadar ehemmiyetsiz muvaffakiyetlere mukabil bu derece fazla zayiat verilmesi karşısında donanmanın, kuv-vei berriycnüı muaveneti olznaksı-tın Boğazı geçmeğe muvaffak olacakı son derecede şüpheli görülüyordu... .
18 mart hücumunun yukardaki geçiş tartı Ingilizlerin aşağı yukarı resmi malûmata dayanarak anlatışlarıdır. Görü.üyor ki bu kanlı ve sa tecrübelerden sonra "boğazı zorlayıp geçmek için yapılan bu büyük teşebbüs şiddetli bir mağlûbiyetle neticelenmiştir,,. Deniliyor. Daha aşağıda Boğazı ise "donanmanın karaya çıkarılacak askeri bir kuvvetin yardımı olmaksızın boğazı geçmeğe muvaffak olacağı da pek şüpheli görülüyor». Yani ödemi muvaffakiyet tamami-le itiraf re teslim edildiği gibi donanmanın boğazı zorlayıp Marma-ray» girmelinin de çok şüpheli olduğu kanaatine varılıyor. Resmi görüş bodur.
Halbuki “hilcumna aebatetmiş olsaydık mutlakn Ma-muraya gi rvrdik» nazariyeaini gl-len Amiral "Keyen,, is* 18 Mart hücumunun
hattı boğazdan çıkmak üzere hareket etmiş bulunuyordu. Hattın başında “Suffren» zırhtın bulunuyor vs bu zırhlıyı "Bore, takibediyor-du. Bende bu gemileri düşman ateşinden at derece mütecasir olduğunu anUoıış onlara bakıyordum. “Sırffreo. hizamızdan geçti »• "Buve. de hemen hemen hizamıza gelmişti ki bu geminin- yanından cesim bir duman sütununun yükseldiğini gördüm ve zırhlıya büyük çaplı bir mermi isabet etmiş olduğunu tahmin etlim.
Birinci işt ali nııı'.biş bir infilâk takip etti, ki ben bundan geminio cephaneliğinin berhava olduğu asa-naunı çıkardım. Fransız zırhlm pek az roûddat zarfında alabura oldu ve battı. İnfilaktan bir iki dakika geçtikten sonra koca zırhlının bu'unıiuğu yarde, deniz sathında görünen birkaç iosao başından başka hiçbir şey jözc çarpmıyordu. "Buve. mürettebatından Çanaklıkta ateş koatrolû vazifesiyle mû-kvilef (5j zabitle (30) kadar neferden maadası yani (639) kişi boğazın • u'anna gömûmûştü.
O zaman no bvn, ne de Amiral “Buve. nin aabıt bir torpile çarparak batmış olacağını babamıza bile getirmemiştik. Lâkin zıhlının sağ kalmış olan mürettebatını isticvap ettiğimiz zaman anladık ki Cemi ağır çaplı bir merminin İsa-ati İla değ.l, mayine çarparak batmıştır. Şimdi Ua “ Buve . nla "Nuzret. mayin gemisinin gizlicS vilende getirmiş olduğu mayin tarlasının İlk kurbanı olduğunu biliyoruz. Sulh zamanında, diğer refiklerinin gözleri önünde “Buve. nin-kİ gibi bir ziya müthiş bir tesir yapar.
L&kin harbin harareti arasında bu gibi şeyler çabuk unutuluyor. Ben de aradan birkaç dakika geçince bu faciayı unutmuş, Fransız batlının yerine geçen zırhlılarımı, un harekâtını takip ediyordum. "Buve,, nia zıyaı düşmanın yeniden birçok toplanoın ağzını açtır-mak surettin şevkini arttırmıştı.» Muharebenin bundan sonraki safhasını “nim resmi İngiliz eserinden. iktibas ettiğimle şekilde anlatan Amiral "Keyes,, müşabeda. tına şöyle devam ediyor:
"Saat (4,11i de "İoflekaibl. hattı harp kruvazörü ssucak tarafından bir mayına çarptığını rapo.- etti vo Mncak tarafında pak fasla yatmış bir halde muharebe hattından çıkarak medhaie doğru uzaklaştı.
Saat “ 1,14 „ de bu sefer de “Irresistibl. zırhlın sancak tarafına meylediyordu. Geminin direğinin sancak tarafı eundaunda yeşil bir bayrak vardı ki bu bayrak zırhlının sancak cihetinden torpidolan-nıış olduğunu gösteriyordu.
Dig er taraftan bu zırhlıya verdiğimiz İşaretlere hiç bir cevap alamadığımızdan ve görünüşe göre zıri b başlı başına barekrted* muktedir görünmediğinden amiral " De Ro-bek » "Vir, muhribine yaralı zırhlıya yaklaşarak işi anlamasını emrettiği gibi zırhlıya da mümkün ol-duğu taktirde Boğazdan çıkmak üzere manevra yapmasını bildirdi. Aynı zamanda " Oşin » zırhlısı .tada icabında ** Irre-istibl, i yedeğa almasını emrediyordu.
Devemi var
KâMsuevd 4
—ZAMAN
1
Mecliste Dünkü Müzakereler
o-
Yalnız öz Türkçe
Birinci sahifeden devam | bu fikirleri kav»)ye*)sAğıaı »*y- I Uyerek, müsaade sderssalı Arıni». tir, arhaştermsıaa’ûtiıUalaHyte likta tekrar DaMMye encümenine lada «dilsin. orada bir daha mü-aakera edilerek bnmrauuta grlUn.
Ba teklife Dahiliye Encümeni iltihak ettiğinden kanunun tekrar hncûaaene vcrilaaeai.l Metli» kabul «yl«miştlr.
Ruhani kisve kanunu
Bundan aonra tekrar kOraûye gelen Şükrü Kaya yu sözleri adyledi: Dahiliye Tekili Ş0kr6 Kaya -Mvfla-Baylar, büyük inldlâbımtna temellerinden biri da Lâik olmaktın Lâik olmak demek derki illerine ra ulu» işlerinde dini teıiratı kaldırmak demektir. Bir Cumhuriyetin kurulduğu gûndenberi buna dair ehemmiyetli kanonlar yaptık.
Kurarlar verdik. Hilâfetin itfası, mahkemelerin birleştirilmesi, «eriye mahkemelerinin kaldırılman, tevhidi tedrisat, medreerisriu kal-dırılmaıı, teri ketlerin İlgam, kanunu medeni ve buna müteferri bir çek kanunlarımı! vardır. Fakat tatbikatta jörüyoruz kİ re bilhaıaa B. M. Meclisinin bire verdiği direktiflerden an'ıyorur ki, inkılâbımın ölme» kılmak ve korumak için yeni barı kanunlar vermek zamanı gelmiştir.
Büyük aııunuıu yerine getirmek için bugün terini daha butu-ruouza takdim ediyorum, bu kanunun diğerlerin» takdimru. tercihan, mbataceliyetle mdukere»ini kabul buyururunu (şimdi o kanunun kooııpnarım yapabiliriz. Rica ederiz sesleri.)
Müftüler hakkında bir teklif
Şükrü Kayadan «onra Kılıç Hakkı ( Kocaeli) röz alarak teklif edilen kanunun teklikten yarattığı kanunların en mükemmeli olduğunu ve bütün bûr fikirlileri sarin-dirdıgini aöylemlf ve artık bir manam kalmamış olan müftülerin de kaldırılman için bir kanun teklif ■dilmeuni istemiştir.
Şükrü Kaya tekrar eter alarak demiştir ki:
• — Bu kanunu i tabettir e d sebebin aaJ. mahiyeti inkılâbın emrettiği bir zarurettir.
lürkiye romhuriyetinin, batta Türkiye devletinin bakaaiylo alâkadar bir niumı amme meselesidir. Laik devlet bu zaruretleri gûzr-tiıkcn şu veya bu dinin abkamile alâkadar olamaz -okay aealeri- Bu kararları verdiren sebepler doğrudan doğruya milletin menfaatinin ■eabrtlirdiğı aaaddt ve greçkek sebeplerdir.
Şu dinde bu kıyafet vardır, bu dinde şu kıyafet uardır, hakikaten lâik olan hükû.netimlrin aklından böyle bir endişe geçmemiştir. Bu yürüyen ve yürümezi lâumgeleo eanlı inkılâbımızın ereridir. İnkılâp yapıldığı raman onun gösterdiği ■ aruretler takip edilmez ve iokişa-fına yardım edilmezse o inkılâp geri kalır, hatta geriye döner. İnkılâp geriye döndüğü vakit bu Türk ramiaııaın nasıl bir akibete duçar olacağını tahmin etmek gayet kolaydır.
inkılâbın emirlerini yapmamak irticaa hizmet etmek, mürteci olmak demektir, imparatorluğun kendi alile bu millete hazırladığı akıbetleri tekrar hazırlamak demektir. Bizim içimizden atla bârla bir adam çıkmıyaeaktır. (Okay aet- ,
lerl şiddetli alkışlar) Bu kanun şu veyahut bu ferde şu veyahut bu teşekküle karşı alınmış bir tedbir değildir. Umumidir. Ve fantanın, inkılâbın kap ettirdiği bir zarurettir.
Yani bu tedbir bugün ahamaı-ta memleketin asayişi. akibetl vahim neticelere uğrar. Onun İçin bugün bu kanonu almak zarureti bani olmuştur. Onun İçin mecliıi ilinizden bunun müztacelen müzakeresi rica edilmiştir. (Bravo tenleri)
Kanunun birinci maddesi bu-dur. İkinci maddesi ondan daha mühim ve memleketin nizamı »ninni ile alâkadar olan bir maddeni'. Memleketimizde balkımızın, millet.mizio gerek Lâik ruhunu gerek millici ruhunu, gerek iatiklâl aşkını rencide etmiyecek esbabı mueibeyi hazırlamak lâfındır. He »şeyde batta memleket bir gua fena yaz yellerde kalıpta devlet ve hühümetinirl müşkül vaziyette bırak m* ma k için bu lâzımd.r, büküne e t etmek drmek, atiyi görmek
ve tenteni yapmak demektir, iti-madnuza nıazhar olan hükümetiniz bunu yapmadığı gün itimadınızı kaybetmiş demektir. Onnn| içâodlr ki memleketin duçar olabileceği bütün akibetleri nazarı dikkate alarak bu birinci ve ikinci maddeleri huzuru âlinize takdim ettik.
Bunun haricinde olan meoail bvgüokü mevzuumuzun tamamen dışındadır. Eğer inkılâp te.au da leabcttiriree, hükümetiniz onda memleketin menfaatini görürze derhal huzurunuza boyla bir kanun getirir.
Ricam kanunun çerçeven dahilinde müzakrrede bulunarak hükmünüzü vermeoizdir. Hükümetin vazifeyi hükmünüzü yerin» getirmektir.,,
Turgut (Manisa) — Inkılâb umdelerisin en medenilerinden biri olan lâyikliğin tatbikat sahasında en esaslı ve en itinalı bir surette tatbikine yarayacak o Lan kanunu kullulamış ve bükümlerinin derhal tatbikine başLanm&sını istemiştir.
İbrahim (İsparta), demiştir ki: İnkılâbımızın mana ve roefumo-nu Kılıcoğla Hakkıdan dinlersek kepimiz cayır cayır yanarız. Amma devletimizin samimi ve yüksek ricalinin ağzından dinlediğimiz de - ki buna Şükrü Kaya da dahildir - o zaman bütün canımızı veririz. „
Bunun üzerine kûrsiye gelen Şükrü Kaya demiştir ki:
— Evet nazariye ister ki bir devlet kurulduğu vakit bir «istem tutulduğu vakit onun bütün icabab hatta akıbeti birden tam ve mütekâmil kanunlara ve kararlara raptedilsin.
Fakat devlet her gün yaşayan bir uzviyettir. Her gün ayrı ayrı ihtiyaçları olan bir uzviyettir. Eğer bunda gecikilmiş ise ihmalden dolayı değil vaktin gelmemi; olmasındandır. (Çok güzel şenleri alkışlar) Hükümetin bazı âmme hizmetlerine taallûk etmek itibarile aldığı salâhiyet çok efiz’î bir peydir.
Bu salâhiyetin arkasında da büyük bir mesuliyet vardır. Eğer hükümetlere tatbik edecekleri büyük işler için bazı salâhiyetler verilmezse onun vazifesini temsmile yapabilmesi müşkül olur. Ricam şudur ki bu kanunda gerek müddet ve gerek ufak bir salâhiyet için hükümetin istediğini ne bu hükümetten ve nede başka hükümetten lütfen derig buyurmayınız. Büyük arzularınızın tam husulü için bu lâzımdır.
I.liklik hakkında söylenilen iki arkada; arasında geçen bahse gelince, her halde lâik-lik ve inkılâba merbutiyetin baseasiyetinin yüksek bağlılığından ileri gelmiştir. Ben de arkadaşları olmak itibarile bunlardan sevindiğimi arzetmek isterim.,,
Bundan sonra kanunun heyeti umumiyeai üzerindeki görüşmeler kâfi görülmüş ve maddelere geçilerek birinci madde okunmuştur.
Bazı mebuslar tn-ddenin izah edilmesini istemişler ve bunlara karşı Şükrü Kaya demiştir ki:
— Madde gayet sarihtir. Vazihtir. Müsaadenizle bendeniz de bir defa okuyayım. “Her hangi din ve mezhebe mensup olurlarsa olsunlar ruhanilerin mabet ve âyinler haricinde ruhani kisve tapmaları yasaktır. Güzel sesleri.)
Dahiliye Vekili Şükrü Kaya (dönelerek) Hükümet her din ve mezhepten münasip göreceği yalnız bir ruhaniye mabet ve âyin haricinde dahi ruhani kıyafetini taşıyabilmek için muvakkat müsaadeler verebilir.,,
Arıoğlu Damar (Adana) — Buna ne lüzum var?
Dahiliye Vekili Şükrü Kaya : (Devamla) “Bir müsaade müddetinin hitamında onun aynı ruhani hakkında yenilenmesi veya bir başka ruhaniye verilmesi caizdir.,.
Zannediyorum ki, tnaJSe çok sarih ve açıktır. Hükümet kendirine böyle bir salâhiyet almak istiyor.
Demin arzettiğim gibi bunu verirseniz kanonların tat-bi kında vüsat vermiş olursunuz-
Refik Şevket ince (Manisa) - Mabed ve Ayinlerden bahsediliyor. Herg ün bizim bilmediğimiz onlarca ayin telâkki edilebilecek bir hadise çıkarabilirler. Bunu ne ile te»bit edeceğiz.
Mustafa Şeref Özkan (Burdur) — Her dinde ayinler sabit şeylerdir.
Dahiliye Vekili Şükrü Kaya (Muğla)—Her dinin kav aidi eaa-siyesi herkesin malûmudur. Ar. tik dinin dünya işlerine karışması rolü bitmiştir.
Bundan sonra kanunun heyeti umumiyeai alkışlar arasında onaylanmıştır.
Kanunun metni
“Herhangi din ve mezhebe mensub olursa olsunlar ruhanilerin mabet ve âyinler haricinde ruhani kisve taşımaları ya-saktır
Hükümet her din ve mezhepten münasip göreceği yalnız bir ruhaniye mabet ve âyin haricinde dahi ruhani kıyafetini taşıyabilmek için muvakkat müsaadeler verebilir.
Bir müsaade müddetinin hitamında onun aynî ruhani hakkında yenilenmesi veya bir başka ruhaniye verilmesi caizdir.
Türkiye de kanuna tevfikan teşekkül etmiş ve edecek olan izcilik ve sporculuk gibi topluluklar ve cemiyet ve kulüp gibi heyetler ve mekteplere mahsus kıyafet alâmet ve levazım taşımak istedikleri zaman yalnız nizamname veya talimatname ile muayyen tiplere uygun kıyafet, alâmet ve levazım taşıyabilirler.
Türkiyede bulunan Türklerin ve yabancıların, yabancı memleketlerin siyaset, askerlik ve milis teşekkülleri ile mûnascbetii kıyafet ve alâmetlerini ve levazımını tapmaları yasaktır.
Ecnebi teşekkül mensuplarının kendi kıyafet, alâmet ve levazımları ile Türkiyeyi siyaset etmeleri, İcra vekilleri heyetince tayin olunacak mercilerin müsaadesine tabidir.
Türkiye devleti nezdinde memur bulunanların kıyafetleri beynelmilel mer'i adetlere tabidir.
Müsaade! mahsusa ile gelen yabancı memleketler kara, deniz, hava kuvvetlerine mensup kimselerin resmi üniformalarını nerelerde ve ne zaman taşıyabilecekleri İcra Vekilleri heyeti kararile tayin olunur.
Bu kanunun tatbik suretini gösterir bir nizamname yapılır.
Birinci maddenin bükümleri bu kanunun neşri tarihinden itibaren altı ay sonra ve diğer maddelerin hükümleri kanunun ' neşri tarihinden itibaren meri dir.„
Meclis çarşamba günü toplanacaktır.
Mülkiyeliler Bayrmı
7 inci sahifeden devam
Bu kıymetli mûessesemizde el-yevm beşi kız olmak üzere 11(6 talebe vardır. Mektebin 8ç şubesi mevcuttur. İdari kıtımdan, dahiliye man ur lan, siyasi kısımdan hariciye memurları e» sefaret kâtipleri yetişmektedir. Mail kısımdan da mâliyemize , inhisar idarelerine, Ziraat bankasına mdhina unsurlar »ermektedir.
Senelerdenberi feyyaz ter sahada memlekete büyük hizmetler gürce bu kıymetli itim müesaeseai münteaip ve melonlarını elli sekizinci yıl dönümü münasebet.le tebrik ederken, mflcMeeenle başardığı millî vazifeler* se»«»)r devamını temenni ederls.
Beyliği, paşalığı hatırlatan semt ve sokak isimleri ile mağaza ve Hükkân tabelâları değiştirilecek
/imi dtfiftirilece* yerlerden : Bcgaıiçinde Beyhoıa bir bakı/
Bey, efendi, paşaj kanun, har-rstleaf, hafır, hacı, molla ve en». •ali lâkap ve Coşanların kaldırıldığı baklandaki 2S9O numaralı ka-oun dün resmi dairelere tamim e-dilmiştir. .
Şehrimizde bulunan vs bu gibi lâkap »e Unvanları taşıyan toabalia te sokak İsimlerinin değiştirilmeleri hakkında Aokaradan belediyeye «mir geldiğini dön yasmıştık. Diğer taraftan ter kısım Şehir Meclisi asam da) Meclisin bir Şubatta atfedeceği yem içtimada bone dair bir takrir vereceklerdir.
Bu takrirde mahalle ve sokak İsimlerinin tebdili hakkında Mül-
kiye encümeni tarafından bir karar verilmesiyle beraber bazı umumi yerler* terilen irioslerro ve tehirdeki tabelâların da derbal değiştirilmeleri İstenecektir.
Diğer taraftan aldığının malûmata göre, mahalle ve sokak isimleriyle umumi mahallere ait filân bey bahçesi, Hacıosmao bayırı gibi loaıleıle beraber Beykoz, Paşa-behçe, Beylerbeyi gibi baD semt kimleri de değiştirilecektir.
Bundan başka hususi ticarethane ve mağazalardaki tabelâ ve Unvanların da yeni emre göre sûra Us tashihi ve Türkçeleştirilmesi cihetine gidilecektir.
Soyadları
idaremize bildirilen yeni soy adlarını neşrediyoruz
Talay — Evkaftan mütekait Etyemczli Talât
Akbaş — Haydarpaşa Devlet demir yollan hareket dairesinde memur Şeci Zilhtü.
Baytok — Birinci sınıf Mülkiye Kaymakamlığından mütekait Kâmil.
Ava — Beylerbeyi Küplüce mektep sokak 14 numarada belediye su memurlarından Süleyman ve ailesi efradı.
Ercin — Belediye emlâk müdürü Muhsin [Bu isim dün yan-lışbka Mcmiş yazılmıştı]
Koca ağa — Şehzade başında perükâr Zeynelâbidin.
Keskin — Türkofis müşaviri Şefik.
Abaş — Ofis raportörlerin, den Ali Rıza.
Can Kaya — Denh ticaret ten heyeti mümeyyizi Borhaneti tin Ati.
Alp Gokin — Deniz ticareti fen heyeti azasından İbrahim Fahri.
özçetik — Deniz ticaret fen heyeti azasından Hidayet.
Engin — Deniz ticaret f«n heyeti azasından Haydar.
Tekin — Liman memuru Ra.
özcan — Deniz ticaret müdürlüğünde daktilo Muazzez.
Bıçakçı — Deniz ticaret mü-
Kadınlar da
Mebus Olacak
7 inci sahifeden devam Bu toplantıya ehemmiyet verilmekte, toplant.da Teşkilatı esasiye ve intahap kanunlarında yapılması Meclise teklif edilecek tadilâtın gözden
geçirildiği de maktadır.
tahmin
oluo-
• •
Teşkilâtı esasiye kanonunun değiştirileceği bildirilen maddeleri şunlardır:
Madde 10 — On sekli yaşını ikmal eden her erkek Türk
mebtnan intihabına iştirak et-
mek hakkını haizdir.
Madde 11 — Otuz yaşını ikmal eden her erkek Türk Mebus intihap edilmek «dâhi-
ye tini haizdir.

düdüğünde daktilo Nusret Altun — Deniz ticaret müdürlüğü tahakkuk mümeyyizi Hikmet CemaL
Şeker — Deniz ticaret müdürlüğü «içil mümeyyizi.
Alpagot — Emniyet müdürlüğü ahlâki zabıtasından üçüncü komiser Lûtfi.
örtürk — Emniyet müdürlüğü muhascbeciıi Eaat
özcan — Emniyet müdürlüğü beşinci şube komiseri Mehmet Ali.
Ada — Liman zabıta memurlarından Zeki.
Doğan — Deniz ticaret müdürlüğü ayniyat memuru Ziya. Uysal — Ahmet [Bu itim dûn yanlışlıkla A. Arif yazıl-nuşl*-]___________________
Yunan hududundaki kanlı hadise
Birinci sahifeden deaam askeri tarafından çiğnendiğini meydana çıkarmaktadır.
Efkârı umumiye bu hadiseden dolayı derin bir asabiyet içindedir. Atina ve Selanik matbuatı şiddetti neşriyatta bulunmakta ve Yunan toprağına yapılan bu tecavüzden dolayı tam bir tarziye ve bu kabil tecavüzlerin gerek Bulgar askeri ve gerek Bulgar komitecileri tarafından tekrarianmı-yacağına dair teminat istemektedir.
Yunan hudut kumandanlığının teklifi üzerine teşkil edilecek muhtelit tahkik komisyonu Bulgarların merkezden emir almadıklarını iddia etmeleri üzerine dün resmî mesaisine başlıyamamıştı. Bulgar zabitleri, Sofyadan alınan emir üzerine bugün “dün„ tahkik ve tetkik faaliyetine iştirak edeceklerini bildirmişlerdir.
Nasıl öldürmüşler?
Atina 3 (Hususî) — Yunar hükümeti vaka mahalline tahkikatta bulunmak üzere ayrıcı bir jandarma zabiti göndermiş ve bu zabit raporunu yazarak vermişdir.
Raporda tesbit edilen noktalar kat şunlardır:
Ûç Bulgar askeri, baskına
Alman Tehdidi
Birinci sahifeden devam
“’l ar ih t e bir eşi daha kaydolunmamış,, şeylerden bahsedildiğine göre, acaba Almanlar harbiumumide her keşi şaşırtan ve "Paris, I döğen “Şişman berta, dedikleri 42 tiklerden daha müthiş bir harp aletimi icat ettiler ?
İki, üç sene evvel Isveçin şimalindeki ıssız yerlere esrarengiz mermiler düşüyor, o zamanlar bunu yeni bir Alman İcadına atfederek korkanlar görülüyordu.
Acaba bu korkular bir gün hakikat mi oluverecektir?
Almanların yeni bir harbe bütün kuvvetlerile ve korkunç bir şekilde hazırlandıldan muhakkak olmakla beraber, bütün bu sözlerin ve işaatin, geçenlerde Fransız meclisi mebusa moda M. Arşem Bo tarafından ifşa v* bilâbara tekzip edilen Rus — Fransız ittifakına karşı aavrubnu; bir blöf olması da hatıra gelebilir.
Maamafih dünyanın ve bilhassa Avnıpanıa ahvali pek karışıktır. Eskiden ‘'Geceler gebedir^ derlerdi. Şimdi her dakika bir vazıhamle şahit olu yoruz. Bakalım hadiaat neler gösterecek ?
Cüretkâr bir darbe hazırlanıyor Berlin 3 (A. A.) — Royter Ajansı muhabirinden: hL“Gob-bclcs,, Stettin’de söylediği bir nutukta “Müstakbel hâdiselere,, esrarengiz bir telmihte bulunmuştur.
M. " Gobbeles . bahsetmek zamanı henüz gelmemiş işlere temas etmiştir ve Almanya'nın tarihte şimdiye kadar eşine rastlanmamış derece de cüretkâr hır iş göreceğini ilâve etmiş ve demiştir Ici:
“ Tarihi yapmak niyetinde olan bir hükümetin büyük ve cüretkâr kararlar alması lâzımdır..,
M. “Gobbeles,. in Alman Köselelerinden hangisine temas ettiği soruşturulmaktadır. Müfrit Naziler arasında “Sar,, reyi-âmmdan sonra Nazi heyecanına mahreç olacak "bir yabancı macera., dan sdc sık bahsedilmektedir.
“Artık “Borün, e girilemez.
Berlin 3 (A. A.) — Jeneral "Hermann Göring,, söylediği bh nutukta demiştir ki:
‘— Herkes bilir ki artık bu-gün Berlin e askeri bir gezinti ile gidilemez. „
Jeneral, cihan siyasetinin Ak manyayı naran dikkate alması lâzım geldiğini söylemiş. Hukuk müsavüigi istemiş, bütün milletlerin eski muhariplerinin birbirlerini anladıktan» bildirmiş ve “BelgratJ ta Marşeal “Peten,, ile olan mülâkabna işaret ederek:
O bir asker ve bunun için de Almanlara hücum eden bir şeref adamıdır böyl* adamlarla anlaşmak mümkündür, demiştir.
uğrıyan Türklerden daha evvel hududu geçerek, iki saat ötedeki bir yerde pusu kurmuşlardır. Çocuktan kad.nlsn ve kendilerine ait 170 ko) unları ile birlikte hicret eden Poıoaklar üzeriue ateş açmışlardır. Beş ölüden üçü kurşunla, biri süngüyle, biri de el bombasile öldürülmüştür. El bombasının par çaları yerde bulunmuştur. Bul-garlar, «ağ kalan imanlarla beraber, koyunları da geri çevirmişlerdir.
Bulgarlar Muahedeyi protesto ettiler Sofya 3 ( A.A ) - “Nöyi„ muahedesinin yıl dönümü münasebetiyle bir protesto toplantısı yapılmıştır. Hadise olmamıştır.
8
(yocu/tâcc cu£e£eh.? Kış,yaz
H»»a ne krdur »njul( olum ol»un, bîr Firigtdafre İçinde mubnlnıa rdilnn •Ot, t«reyaft(, peynir gibi gıdalar tazelifcleriaı ayoea ve urun miıddat mu-bafaza ederler.

SIHHATİNİZİN
cLe/meyûv rn^dvakkaJz oa/ıetfe. ER /G^İDfiiR E CL^rna^Lût/ruy^. f..
o ©
Frigldalre «oğuk hava dolabının girdiği ava hantalık girmes, ç4ok0 mikropların Oremeaina bu «maalaiı ilet katireo meydan bırakma»
Bourla Biraderler veŞsı
İstanbul - Ankara - tamir
Rus ve Antrasit - Alman Kok Ev sobaları ve salamandralarına mahsus EN EHVEN FIAT - EN İYİ MAL
Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde teslim ediyoruz. Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS» MAHRUKAT İS. - S. KORHANİDİS veŞKİ.
Galata Rıhtım caddesi N. 25. Telefon 43019

Deniz yoiiarı
İŞLETMESİ
Aaantaltriı Karakdy- K5prılhs|i T»l. 4’7362 -Sirkeci Mi1hûrd«rıade mmb H»o Teli 72740 un Karadeniz yolu ANKARA vapuru 4 Birinci kânun SALI günü saat 20 de Rızeye kadar.
(8214)


İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
I
e
1

1 — Gönende yapılacak "44302,, lira bedeli keşifli yaprak
tütün anbarı kapalı zarf usulilc münakaşaya konulmuştur.
2 — Kırdırma şartname ve projeleri beşer lira mukabilinde
Gönen müdüriyetimizden ve Cibalideki Levazım Şubesi Nakit Muhasipliğinden alınacaktır.
3 — Kırdırma 6-12-934 tarihine müsadif Perşembe günü sa-
at 15 te CıbaLde Levazım ve Mübayaat Şubesinde icra kılınacaktır.
4 — Teklif mektupları kanundaki hükümlere göre yukarıda
tayin olunan gün ve saatten evvel komisyona verilmelidir.
5 Kırdırma şartnamesinin maddei mabsurası mucibince fenni ehliyeti haiz olanlar arasında yapılacaktır.
6 — Talip olanların „% 7,5. muvakkat teminat paresiyle
birlikte müracaatları. “7751.

• •
1 — Milâsta yapılacak (44722) lira bedeli keşifli yaprak tü-
tün ambarı kapalı zarf usulile münakaşaya konulmuştur.
2 — Kırdırma şartname ve projeleri beşer lira mukabilinde
Milâa müdüriyetimizden ve Cibalide Levazım ve Müba-yait Şubesi Nakit Muhasipliğinden alınacaktır.
3 — Kırdırma 5-12-934 tarihine müsadif Çarşamba günü sa-
at on beşte Cibalıde Levazım ve Mübayaat Şubesinde icra kılınacaktır.
4 — Tekif mektupları kanundaki hükümlere göre yukarıda
tayin olunan gün ve saatten evvel Komisyona verilmelidir.
5 — Kırdırma şartnamesinin maddei mahsusası mucibince
fenni ehliyeti haiz olanlar arasnda yapılacaktır.
6 — Talip olanların (% 7,5) muvakkat teminat parasile bir-
likte müracaatları. (7750)
| * | İstanbul Evkaf Müdürlüğü İlânları | *
Ayvalık yolu ANTALYA vapuru 5 Birinci kânun ÇARŞAMBA günii saat 19 da Ayvalığa kadar. (8260)
Mersin yolu
ERZURUM vapuru 6 birin--ikânun PERŞEMBE günü s-a İlde Payasa kadar.(8261)
BELSPĞÛKİİĞU
VE FREÎİ&Kre-irâKİLANMAMAK
50 jcpş Hti tc?ıytb{ nuu vjb ,
1 — 70 4/12/934 — Salı
71 — 175 5/12/934 — Çarşamba
176 — ve yukarısı: 6/12/934 — Perşembe
Hayrat hademeainin İkinci Teşrin 934 aylıkları yukarıda yaslı günlerde karşılarındaki sayılara göre verilecektir. “8258.,
İstanbul Asliye dördüncü Hukuk Mahkemesinden:
Emine Pervin hanım ile Si-monaki Mihalidis efendi ile evvelce Bcyoğlunda büyük bayram sokağında 15 numaralı hanede oturmuş iken şimdi oturduğu mahallin bcilı olmayan Kostantin furunu madam Te-dora aleyhlerine açtığı tashihi kayıt ve senet iptali talebine mütedair davanın 11-11-934 tarihli tahkikat celsesinde ilânen tebligat yapıldığı halde hazır bulunmıyan madan Teo-dora hakkında gıyap kararı ittihazına ve işbu kararı giya-binın ilânen tebliğine ve tahkikatın 18-12-934 Sah saat on dörde talikine karar verilmiş olduğundan o gün madam Te-odora gelmediği takdirde tah-kikabn gıyabında ikmal edile, ceği üân olunur. 17-11-934
Kânunuerel 4
r

Her yemekten evvel bir çorbe «aşığı APERİTİN kullanan iş-abla yemek yer, yediğini sindi-•ir. Mide ve barsakları kuvvet-enir. Aperitin her ev için elzem Lir ilâçtır.|
Asliye Mahkemesi ikinci Büro Riyasetinden ;
Maliye Muhakcmat Müdürlüğü tarafından Ali bey karyesinde mukim SilAhtarağa çif-liği sabık kethüdası Murtaza ağa aleyhine ikame eylediği alacak davasının yenilenme muamelesi esnasında hâlen ikametgâhı meçhul bulunan müddcaaleyhe ilânen tebligat icrasına karar verilmiş olduğundan tetkikatm icra kılınacağı 7 - 2 - 935 Perşembe saat 14 de büroda bulunması tebliğ makamına kaim olmak özere ilân olunur.
İstanbul adiye ikinci hukuk mahkemesinden:
İstanbul muhakemat müdüriyeti tarafından Unkapanında Haraççı Karamehmet mahallesinde Köprübaşı meydanında 6/17 No. lu mağazada mukim İbrahim Halil Bey zimmetinde 4050 lira ecri mislin tahsili hakkında açılan davadan dolayı mumaileyh İbrahim Halil Beyin gösterilen mahalde bulunamadığı ve ikametgâhının meç-hu1 olduğuna dair mübaşiri tarafından verilen şerhten anlaşılmış ve müddei vekilinin mu-vafıkı kanun görülen talebi veçhile ilânen tebligat icrasına karar verilmiş olduğundan tarihi ilândan itibaren bir ay zarfında esas dava arzuhaline barşı cevap vermek üzere mezkûr arzuhal sureti mahkeme divanhanesine talik kılınmış olmakla keyfiyet gazete île de ilân olunur.
Asliye mahkemeleri ikinci yenileme bürosundan:
Hazine tarafından Ûsküdar-da Ihsaniyede Orta sokak 87 No. lu hanede Suşehri kayma kam sabıkı Ali Fuat aleyhine açılan davanın yenilenmesi esnasında m&ddeaaleyhîn ikametgâhının mcçbuliyeti hasebiyle ilânen tebligat icrasına karar verilmiş o'duğundao tetk.katın icra kılınacağı 13-2-935 tarihine müsadif Çarşamba saat I I te M. A. Alı Fuıtın büroda hazır bulunması lüzumu tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur.
İstanbul Kadastro Mahkemesinden :
Ahiçelebi mahallesinde Yemiş iskelesi sokağında eski 9 yeni 7 No. Iı dükkân hissedarlarından Maroka, Fotini Fanyori, Zoi ve Dünistokli ile Maliye hazînesi arasında mütekev in -davadan dolayı mumtıi'.yhimiu ikametgâhları meçhul olmasına mebni dava istidaları ve davetiyeleri tebliğ edilmemiş ve muhakemenin 16-2-935 tarihine müsadif Cumartesi günü saat 14 te icrası mukarrer bulunmuş olduğundan mezkûr gün ve saatte mahkemeye gelmeleri veya taraflarından bir vekil göndermeleri lüzumu tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur.
H E M
O
O N
Basura karşı en iyi ilâçtır. Kanı keser, ağrıyı giderir, memeleri söndürür.
] Deremojen
Deri hastalıklarından her nevıl ckzcma. yara, bere, yanıt, çat-l.ak, ustura yaraları ve saireyc [kargı mücerrep en iyi ilâçtır. [
İstanbul Asliye mahkemesi altıncı hukuk dairesinden:
Nevriye Hanım tarafından Küçükpazarda Ali paşa hanında 4 numarada mukim Mur-taza efendi aleyhine açılan boşanma davasının tahkikatı 18-12-934 Salı günü saat 10 tayin ve bu bapta yazılan davetiye varakası mahkeme divanhanesine talik edilmiş olduğundan mezkûr gün ve saatte İstanbul Asliye mahkemesi altıncı bukuk dairesinde tahkikat hakimi huzuruna gelmediği takdirde giyabında tahkikata bakılacağı tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur.
/
■t
imtiyaz sahibi: Ali. Umumi neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü: C. Hikmet Matbaai Ebuzziya