Sene: I
fi umara: 168
Abone Şeraiti
Türkiye için Hariç için
1 arneto. — IŞŞŞ Kr. Kı.
S aybtr-----«M . ——»M .
S , --------»S ,--------- .
1 İM » ... -
Ae/uesammşe. Şeref Mefi. TCLEFOIV: MS20
Matbuat Ebftzziya. fcfMbtrf
Otorite, ona muti olana mûfU olmadıkça, sağlam bir temele le-ttnat etmiş olmaz.
Mirabeau
OrhJ 3 4nc0 sahifede)
5 Kânunumel Çarşamba 1934
Öz Türkçe
Barış güneşi?
Bay Vâlâ Nureddin arkadapmız Bulgariann Yunan sınırında yaptıkları yeni barbarlık minasebe-tiyle yazdağı bir yanda (Barış güneşi Balkanlardan doğacak diye sevinmiştik. Yazık, ki buna Bulgarlar engel olacaklar gibi görünüyor) diyo bir yatı yazıyor.
Arkadaşsmıua söylediği çok doğru. Son çağların en güzel işi Türkiyenln öaderliği ila (Balkanlar snlaakı) aın yapılmış olmasa re bununla dünyaya parlak Mr barış örneği gösterilmiş bulunması idi.
Bulgarlar bu güzel işin sonunu getirmemek için aot içmişler gibi görünüyor. Çünkü gün geçmiyor, kı bir yerde bir gürültü çıkarmasınlar. bir komşuya sataşmasınlar, bel* zavallı Türklerden birkaç kişi kesip biçcneeınler! Biz bu haberleri aldıkça aranıra kendi kendimize a cebe Bulgarların soyunda (kasap) var mıdır? diy* soruyoruz. Çünkü bu işleri yapanlara doğrusu (mı-drni) bir ulus d-m’ğe kimsenin dili varmaz. Bu gidijin sonu ise yine Bulgarlar için iyi o'.mıyacak-br. Çünkü bu barbarlıklar orgeç ya içerden, ya dışardan bir baş kaldırmağa sebebiyet verecektir. Bulgarlar belki bu işleri yabancı-lann öğütlerine kanarak ta yapı-yorlsr.Böyle ise büsbütün düşüncesizlik ediyor)ar.ö.enKral(Alskaandr) da, öldürülmeden evvel bir yarde, (Balkanlıları kendi başlarına bıraksalar, çabuk uyuşacaklar, na yapalım, kİ yabancılar işimizi karışhrararak aramızı açıyorlar, demişti. Ölmüş kralın bu sözü bugünkü Bulgar barbarlığı karşısında gözümüzüu önüne geldi. Eğer böyle ise na yazık I Biraz düşünceli olan bir ıılue başkasının öğüJüu* kaaıpta kendini ateşe yakar mı?
Tarihî karar bugün veriliyor
-----—---a » ■ —--
Meclis bugün teşkilâtı esasiye ve intihap kanunlarını değiştirecek
Fırka grupu, kadınların mebus seçmelerini ve seçilmelerini kabul etti—40 bin nüfus bir mebus çıkaracak. 21 yaşını bitirenler seçime girebilecek Nüfusu az kasabalardan
un vergisi kaldırılıyor
Ziraat bankasının ıslahı
Günün Yazısı
Yunanlılar neye kızıyorlar ?
Ruhanilerin hariçte hususi elb-se giymesini yasak eden kanunun bazı Yunan gazeteleri tarafından gü rii'tûlü yazılar yazmağa vesile ittihaz edildiğini görüyoruz. Hal-bu ki buud* uzaktan yakından Yunanlıların kızmasını iesbetti/en bir sebep yoktur. Çünkü evvelâ kanun Tûrkiysd* yalnız bir tek mezhep erbabına mahsus değildir, her hangi bir mezhebe alt olursa olsun ruhanilerin mabetler dışında ruhani elbise ile gezip dolaşması yasak edilmiştir.
Türkiye cuulhurıyetinin (laikli-ğı)ınkılâbsn en esaslı düsturlarından addettiğinden ve bu yolda muntazam ve muttarit mukarrer*! ve icraat ile çalıştığından zannetmeyiz, ki Yunanlı dostlarımız bihaber olsunlar. Bahusus, ki bu defaki kanunun ahkamına tabi olanlar yalnız. Kumlar değillerdir, bu ahkam Türkle-re de, Mutevilere de, Ermenllere de şamildir. Vakıa Türklükte ve mü₺-lümanlıkta zaten, ruhbanilik olmadığı için ayrıca bir luyafct mese-Icude yoktur. Nitekim herhangi bir camide herhangi bir müsliman. ahkâm ve erkânı aalâta, riayet şar-tıyle, ne vakit isterse istesin ve n* kiysfetteg olursa olsua imamlık edebilir. Hıristiyanlıkta bu kolaylık yoktur. Mabetlerde dini merasimi mutlak ruhaniler yapabilir. Yeni kanun ise buna uzaktan yakından zerre kadar karıjmıyor. Rum, Ermeni. Musevi ruhanileri» kiliselerde, maoa^.rlacda, havralarda istedikleri kıyafeti giymesine tumamiyle müsaade ediyor. Şu halde Ortodoks mezhebinde olan vatandaşlarımızın bundan berhsngi bir teessür duymasına akıl erdirmek güçtür. Hele Yunanlı dostlarımızın bu işe uzaktan yakından karışmaları büsbütün zaittir, esa-aen meşrutiyetin ilânından sonra biristiyanlar tarafından bir takım dinî merasimin sokaklarda yapılması yasak edilmişti. Meselâ bu yasak edileo merasimin bağırma paskalyada (Nesih ) in tasvirinin sokaklarda gezdirilmesi adeti de vardı. Malûm olduğu üzere Ortodoksların «o ziyade ehemmiyet
Ebüzziya Zade
Devamı 2 inci sahifede
Son Bulgar vahşeti
Kahbece öldürülenlerin hüviyeti anlaşıldı Kaçmak isterken zulma kurban giden Türklerin dinlerini de değiştirtmek istemişler l
General lemet tnbnü
Anlura 4 (Telefon'*) — Büyük Millet Meclisi pn) ( bugün I saat on beşte toplanacak ir. Bu toplanı jta teşkilâtı «asiye »e mrb'us
Central Kâtım Ösaip itıtıkabı kanunlarında dûn blldırdı-gım dr j(l|il(İlkler yapılacaktır. Bu sn-yanfa intihabın yenilenmesi kararı (ia serilecektir.
Kanun Meclisten çıkınca Dahiliye Vekâleti bu huautUkl tebligatı derhal alâkadarlara bildirecek re her tarafta intihan faaliyeti ba »lamı» olacaktır. Kadınlar da meb'ua intihap edebileceklerinden şimdiye kadar hasırlanan intihap defterlerinin dc tadili lâumgelecektir. Mebus intihabında yapılacak değişiklikler
Ankara 4 (Telefocla) — Mebus intihabat* kanununun ban maddelerinin defi»meşine ve kanuna bir madde ilâvesine dair hükümetin hazırladığı lâyiha Meclise seeiU mittir.
Bu lâyihaya göre, $0 bin nüfusta bir mebus seçilme keyfiyeti, 40 bin olarak değiştirilmiştir.
Bir intihap dairesinin nüfusu 70 binden ayağı olsa dahi bir mebus seçeceği gibi 55 bine kadar 1, 55 binden 95 bine kadar 2, 95 den 135 bine kadar 3. 135 bin-bindeo 175 bina kadar nüfusu o-Un yerlerden de 4 mebus seç I -çektir.
Devamı 2 inci sahifede
Medeniyet namına bir sillet olan Bulgar vahdetinden bir ouznu « da.',a (Bu resim, BeJkan harbinde* sonra hudut üeericda y.ne Bulç.ırUr t.c.fın öldîrOlroû* sİ.o .avalhlu. gösteemektedv.)
At.oa 4 (A.A) — Yunan-Bu’gar sab ilerinden kurulan karışık komisyon tarafından yapılan tahkikat neticesinde, Bulgar askerlerinin Yunan toprağına 1500 melr* derinliğinde girdikleri anlaşılmıştır.
ölenler dürt kişidir. Adları şunlardır !
Hsaan Kapo. İmam Hluey.n, Asso Osmao, Hüseyin Snkalof.
Devamı 7 inci sahifede
Mülkiyeliler bayramı
Rusyadaki suikast
Atatürk
Bolşevik fırkası yeter kertede uyanık değil?
öldürülen Kirof'un cesedi Moskovaya götürüldü
Moskova 4 (A.
A.| — Sovyet Ruu-ya merkezi icra komitesi bûrovu, suikaatlere savaşacaklar hakkında bir karar almıştır. Bu karar* gör.- su-.kaıtlerde bulunmaktan ötürü ö.um cezasına çarptırılacaklar hakkıoda-kı karar, hctm-ıı yerine getirilecek suçlunun istinaf ve temyiz hakkı o m -yaeaktır.
Kurşunu ensesine sıkmış Moıkova 4 (A.
A.) — İç komiserliğinin neşrettiği bir tebliğe g!î-ı-, "Kirof,, a yap| m suikast şöyle olmuştur :
.“Kirof,, Lcuingratt *kı Amoh.yi sarayındaki rdası.ıa gir irken "N-ıııım*siwı»ıııı«lMii(uıiM»ııı»ıı»ele» »esne*•■»*«**»(»•.
Bu soy adını başka kimse alanuyacakbr Ankara 4 {.
Icfoola) — Kocaeli meb'u’u İbrahim Süreyya, meclise bir kanun lâyhaaı teklif etmiştir.
Bu lâyihada, Cumur reisine verilen “ Atatürk,, soy adının başka kikseler tarm.j. dan öz soy adı _________
ve kullanılması menedilmekte-dir.
V«..fm Süreyya olarak alınması
“Marsilya,, sui kasti meselesi
Yıldızdaki mektepte 58 inci yıl dönümü hararetle kutlulandı
Her sene dört kânunu* we de yopılan mülkiyeliler bayramı bu sene de tekrar edilmiştir. Samimiyet ve tesanüt ifade eden bu topluluğa İ.tanboldaki bütün mülkiyeliler işi ir âk ■ tmişlerdi. Talebe eski misafirlerini karşılayarak yer gösteriyo-lardt. Merasime ballanacağı sırada ön tarafları ijgal eden zevat meyanında, General Halis ve akademi kumandanı Ali Fuat göze çarpıyordu. Diğer davetliler meyaoındn Rektör Cemil, Hukul dekanı Sıddık Sami, Vali muav.ı. Ati Rıza. Belediye reis muav.u Hâmit, esbak lıtanbul valisi Ra,i1, r'evamı 7 inci sahifede
Mülkiye mtı't- bûlkiye mektebi h- mûcûıû Hû- müdür mua-eeyin Şükrü, vini Zrk
"Kirof., un öldûrütmeei üzerine ifiikaetlere karşı şiddetli tedbirler atan Rueyumn başı "Slatin.,yoldaş IUolayef,, ismindeki katil arkadan Devamı 2 inci sahifede ■ •••ı**ş«ŞoıiM*4i*«ms«ıoşşosp*i»s»aıss*şaısto*'*'**' “Sar,, hakkında “Üçler,, tarafından verilen kararın mahiyeti nedir?
Zengin bir Almanın şayanı dikkat sözleri: “Sar,, için Fransaya bir metelik bile vermiyeceğiz! Roma 4 (A. A.) — Sar iş hakkında üçler komitesi iğini bitirir bitirmez, ortada yanlış şayialar dönmeğe başladığından bu işin aydınlatılması onaylanmıştır.
Reyiara neticesinde ortaya çıkacak siyasal! ve mail meselelerin hallini içine alacak bir plân hazırlanması isleniliyordu.
Üçler komitesi, üç oran (ihtimal) karşısında idi : Statüko veyahut Sarın Fransaya veya A'manyaya bağlanması.
Bilhassa üçüncü oran üzerinde duruşun sebebi, bu oranın bir çok ince meseleleri ortaya atmasıdır. Almanyanın rey
Devamı 7 inci sahifede
Milletler Cemiyetinden evvel dört büyük devletçe tetkik edilecek
P«ri» 4 (A. A.) — Fransız gazeteleri, "Marsilya,, fıc .'iı hakkında vmlen Yugoı'.av muhtırası etrafındaki fikirlerin Millet ■•r c m yetinde görüşü meden evre'* dört büyük devlet tarafından yapılacsk bîr komitece tetkik eolteevğ ini yazmaktadır.
Cenevre 4 ( AA. ) — Yugoılav Kral naibi “Pol. ile görüşmek üze-rr " Paris „ e grloıi; olan Yugoslav Hariciye Bakanı M. " Ycvtiç . M. “Laval., II* birlikte Cencvrayt- gitmiştir.
İki Bakan yolda gdeA»x«klc'-dir.
Mektebi Mûlkiyemn S8 inci yit dünumîı bayramında bvlunonlcırdan bir kırmı
M, "Her man Roşling,,
Dinî kisveler ve Yunanlılar
Atina 4 (Hususi) — Türkiye sefiri Ruşen Ejref dûn akşam Hariciye nazırı M. “Mak»:mos„u ziyaret ederek din mensuplarının kisvelerine ait kanun lâyihasının Büyük Millet Meclisince tasdik edildiğini, Rum patrikinio hariçti: de kisvesini giyebileceğini söylemiştir. Şüpheli bir hırvat tutuldu
Tulon 4 (A. A.) — 26 yayında "Vımko P-ıvloviç, adlı bir Hırvat yakalanmıştır. Elimin “Viotnn Ma-Hnar„ adına çıkmı» kâğıtlar vardır. Bunları bir hırııılık suçu Özerine memleketinden uzaklaştırılın*! kararı üzerine çıkardığını söylemiştir.
Kendisinin zorbalarla yakınlığı olup olmadığı araştırılmaktadır.
— iden bir kadınla konuştuğum vakit hakkımda no düşündüğünü anlarım !
— Demek hiç alıngan değilsin, kızmazsınfk
7
Kânunuevel 5
ZAMAN —
( SON ^ZHABERLERj^
İngilterede sosyalistlik ile sermayedarlık mücadelesi
Amele fırkası gelecek intihabat kazanabilir mi?
loglltercain i,(i fırkan lidarlcHodr-o ikiai Mieter " Heederooa „ ile Mieter “Moriıoe,, ayni günde iki nutuk «öyliyerek Injriltereti— İşçi fırka-n ila »ermııyedarlığı temeli ed*n fırkalar ararındaki büyük metetinin mahiyetini anlattılar. Mlalrr " Moriron „ Şarbon Oni»errlteeiode verdiği konfrrnıtt.ı Ingillr işçi (ıriuuiaın 1931 deki variyetini ve riyali oUiuıını yeniden kazandığını, onun için yeni bir »eçim yapılır» isçilerin ezici bir ekrriyet kazanacaklarını anladıktın aonra bu fırkanın iş bayına geldikten aoara «anayii devletleştireceğini v» bu »liretle memleketin bütün malî »e iktıaad! kaynaklarını millete nıaledeceğini llkve etti ve konferanrının eo-nunda yu aözleri löyledi: “l«ıgllt»rede dava, coıyaiiıtlik ile reemayedarlık arasındadır..
Mitte» "Henderroıı„ ire İngilterede «dyled.ğı nutukta “genci «eç)mde i«iler ekıeriyet kazanır da iş başına geçerler» onların vücuda getirecekleri hükümet, büyük »neylin ve inhiıarların deelelleştirilmeıi »rarım güçleştirecektir. dedi.
Ingiltere işçi firkatinin en bellibaş'.ı liderlerinden olan bu iki zatın aözleri Ingilterede aoayaliıtiik ile mubafaaıkârlığın büyük bir mücadeleye hazırlandıklarını, bu mücadelenin gelecek umumi »»çimde bütün şiddelii» göar çırpacağını gösteriyor.
Ingiliz işçi fırka» 1931 de »gır bir dnrbr yemiş, mahafazakarlırııı ekıeriyet kazanmalın ile kufileşmiş ve içindeki kuvvetli şahsiyetlerden bir kimlinin fırkadan çekilmelerine şahit olmuştu. Seneler geçtikten • onrı variyetin değiştiğini göllerin bir takını delili göre çarptı. Hıkı birkaç ay evvel yapılan belediye »»çiminde işçilerin ıkreriyet kazanmaları bunu iabat eder mahiyette rayılnoıştı.
Bugün umumi bir «»çim yapıldığı takdirde işçilerin ıkıeriyet kaıamb kııaBiiDiyacaklanna hüküm vermeğe imk&o yoktur.
Fakat işçilerin bu iıon şeneler içinde teşkilâtlarını çok mükemmel bir hale getirdikleri, taraftarlarını çok iyi topladıkları ve fırka faaliyetlerini, fırka propagandalarını ilerlettikleri anlaşılıyor.
Onun için işçilerin gelecek «»çimde ezici bir ekrrriyat kazanmalılar da bugünkü vaziyetlerini çok itari götüreceklerinden şüphe edilmiyor.
Ö. R.
Hindistanı ebediyen İngiltereye bağlamak için ne yapmalı ?
M. “Baldvin„in riyasetinde mühim bir içtima yapıldı
Gönün yazısı
Yunanlılar neye kızıyorlar?
7 inci sahifeden devanı verdikleri meretimden biri bu (la»-virl Mc.ihi) p.««»lyada çökeklerde dolaştırmaktır. Bu dolaştırma ruıaaında «il.ih atmık re lokakla-’) muharebe meydanına çevirmekle keza adetleridir, beki devirde Ramlana âdetlerıui, hattâ ifrat derecede tezahüratla, yapmalarına mO»ade olunurdu. Çüokü eaki devir bir taraftın Ortodoks Kue-yayı, diğer taraftan Yunanie-taoı gücendirmekten pek ılrkerdL Fakat meşrûtiyet ilân olunur olunmaz, o zamanki Türkiye şimdiki gibi kuvvetli olma mazına rağmen, ilk iş olmak üzere, (Taaviriznesib)i alenen dolaştırm«k merali mini kül-■iyen menetti ve bu meraaimiu yapılmalını kilitelere haccettirdi. Bununla da çok icabet elti. Çünkii Ruru'arnı bu ıııeraaim »rMİeaıti her aene birgûn akşama kadar Llanbutu muharebe meydanına çevirmeleri ve ba yüzden birçok kazalara m-bebiyet vermeleri hakikaten ta
hammül olunur auiiatimallerden değildi. Hatırımızda kaldığıoa göre o uman ne Rualar, ne Yunanlılar bu y»ağa karşı itiraz etmemişlerdi, Şimdiki kanunun Papazlar haltındaki ahkâm*. bu e«kı yataktao çok farklı değildir. Yukarıda da dedi fimiz gibi Türkiye Cumhuriyeti bu kanunla lûnuenin mezhebine ve vicdan hürriyetine zerre kadar karışmıyor. yalnız h»r madeni mem-lekelin eo tanınımş olan bir hakkını istimal ediyor, yani sokaklarda zümre zümre kıyafetlerde gezilme».ne müunde etmiyor. Binaenaleyh bu tabii hakkın hükü

metimiz tarafından istimai edilmiş olmasını Yubbd gazetecilerinden ba. zılarının, fırkacılık gürültülerin» Slet etmesine t«wüf olunur. Man-mafih hakikat anlaşılınca bu gazetelerin bu neşriyattan vazgeçeceklerine de şüphe yoktur. Çünkü bu kadar bant b r kanundan dolayı, bir loum Yunanlıların, iki milletin aralını açmak iatiye. çeklerin» kolay kolay inanıUmaz.
tbüzziya Zade »••MMnness«aa»«SMai(taMaın««tM*«»ı»s»vsş|ç(S|4,,l() Elektrik tarifesi tasdik
edildi
Geçenlerde bir komisyon toplanmış, yeni Uç aylık elektrik tarifesini tetkik vo kilovata 15 kuruş olarak tesbit etmişti. Komisyonun kararı Nafıa Bakanlığınca tetkik olunmuş, şirketin itirazları redde-dilerek elektrik tarifesi, kilovatı 15 kuruş olarak tasdik kıl kuş tır.
Tarihî karar bugün veriliyor Birinci sahifeden deaam Kanunun S, 11, 16, 23, $8 inci maddelerindeki 18 yaşını bitiren kaydı 21 yaşını bitirenler şeklinde 1 değiştirilmiş vs zükûr kaydı da I kaldırılmıştır.
Rey verilirken hakiki şahsiyet- : teri belli oltnıyanlarıo reyleri kabul olunmıyacsktır.
Teşkilatı esasiye encümeni I toplanıyor
Ankara 4 (Telefonla) — Tsşki-IStı esasiye encümeni yarın (bugün! sabah erkenden toplanacaktır.
Bu içtimada General Kâzım Özalp, General İsmet İnönü ve ar- I kadaşlırıoın teklif ettikleri lâyihalarla teşkilâtı esasiye kanununun değiştirilmeli müzakere edilecektir. Fırka grubu dûn toplandı
Ankara 4 (A.A) — Cumuriyet • Halk Fırkacı grubu İdara heyeti reisliğinden:
“Cumuriyet Halk Fırkacı grubu Bay Cemil Uybedı'nın başkanlığında toplandır
1 — Kadroların m-bu» seçmeleri »e mebus seçilmeleri, seçenlerin yaşlarının 18 den yukarı bir hadde çıkarılmam»! için teşKİlatı I esasiye kanununda değişiklik ya- 1 pılmacı hakkında fırka divanının teklifini Lmet İnönü izah etti. Fırka grubu e»a vo urui yönlerinden «»seleyi uzun uzun tetkik ettikten sonra teşkilâtı eaaeljre ve intibahı mebucau kanunlarında gerekli olan değişikliklerin yapılmana» mött«-fikan karar vermiştir.
Un vergisi ve kasabalar
2 — Unlardan alınmakta olan verginin nüfuau az olan kasabalardan kaldırılma» bakkındaki hükümet teklifi memnuniyetle tasvip o-londu, Malûm olduğu üzere buğday korum» kanunu gereyi olarak alınan on vergisi müstahsil köylünün kendi yiyeceği için kara değirmeninde öğüttüğü undan alınmamak nı»k«adını güder. Ufak kalabalarda bulunanların bîr kıımı müclabıil olduğu halde kasabalı sayılarak bu vergiye tâbi kaldıfiın-Jan bu tadil teklifi ile ta.bikatta büyük iyilik olacağı görülmüştür. Tuz satışı ve Ziraat Bankasının islâhı
3 — Inhirartar idaresinin ut-tığı tuzların tütün ve ispirtolu msd-deler gibi her yerde ayni fiyatla •atılmaaı vo Ziraat Bankasının e«-ı» bünyetlnln icitbı, siloların çoğaltılman, Ziraat Bankaaıoa borçlu olan çifçllerin tediye vadelerinin Ulatılma» İçin hükümetin düşündüğü trdbirlerio yeni intihap beyann»-mealnda millet* ilin edileceği hakkında ismet İnönü'nün verdiği malûmat fırka gurubu taralından alkışlarla karşılanmıştır.
Tecdidi intihabat kararı
4 — Büyük Millet M.clisinlo yenilenmesi teklifi 5 ilk kânun Çarşamba günü Yuca Meclis* arz olunacağından, İnönü Fırka gurubunu haberdar etmiştir. Büyük Millet Meclisi yemleme kar anadan
Londra 4 lA-A.) —ingiite-renin her tarafından gelmiş iki bin kadar muhafazakâr bugün M. ''Baldvio„in yanında toplanarak Hint komisyonunun tekliflerini gözden geçirmişlerdir. Bunların aralarında kabine a-zaları da vardır.
Toplantıya gelenler ittihatçı ve muhafazakâr cemiyetlerin merkez millî konseyi murah-haslarıdır.
M. “ Ameri „ vermiş olduğu bir takrirle konseyin, Hint komisyonu tarafından verilen rapordaki umumî prensipleri tasvip etliğini söylemiştir.
Lord “ Salisbri „ takririnde konseyin, Hind polis işlerini temin eden idare için iyice tetkik edilmiş bir vilâyet müstakil hükümetini kabule hazır olduğunu söylemiştir. Fakat, Lord, parlamentonun Hind komisyonunun raporunda olduğu gibi Hindistan'da mesul bir merkezi hükümet tesis edecek ve sonra-
Rusyadaki suikast
1 inci sahifeden devam yaklaşarak rntecine tabunca ile ateş ederek yere düşürmüştür. Katil hemen yakalanmış "Kirof,, baygın bir halde odasına götürülmüştür. Hemen doktorlar çağrılmış, fakat bunlar "Klrof,, u ölü olarak bulmuşlardır. Kurşunu eneeden girerek beyni ve kafa tasını parçalamıştır.
Ceset " Moskova „ ya götürüldü
Leningrad 4 (A.A. — * Kırof . un cesedi dûn ge»» »at 21.30 da " Uritaki . »rayından Stalio, Mo-lotof, Voroşilof, Danof ve Çodof . tarafından çıkarılmış va kapının önünde harp bayrağı ile örtülü top arabasının üzerine konulmuştur
Araba iki tarafa meşaleler!» dizilen askerlerin vo yüz blntarcn kişinin ortascodan ağır ağır geçerek istasyona varmış ve alyah tüllerle karışık kızıl bayrağn sarılmış olan cenaze vagonuna konulmuştur. Tren gece yarıcı bütün şehir fabrikalarının düdükleri araaında Mo»kııvaya hareket etmiştir. “Maksim Gorki., ne diyor?
Moskova 4 (A.A) — Maluim Gorgl, “Klrof.,uo oldürülmui hakkında )
“Düşmacıo muvaffakiyeti, yalnız onun alçaklığını değil, aynı zamanda fırkanın yeter kertede uyanık olmadığını gösteriyor,, demiştir.
*‘Leningrat„ta aziller
Moskova 4 A.A) — İş komlaer-Kğl, Leningrat’ta d»v*et güveninin korunması yükümlerini ihmal eden bu aımtikı iç şefi "Madved,, ila muavini “Feznin.. ve mea'ul memurlardan "Gerin Lobof, Yaniçe-vski, Petrof, Paltaevlç^ vo “Moae-vlç„ i işlerinden çıkararak mahkemeye vermiştir.
Son zanuolarda Sovyet memurlarına karşı zorba hareketleri ha-sırUmak iuçu ile Leoingradda ya-kaUnao39 ve Moskovarta yakalanan 32 beyaz Koıa ait iş dün Sovyet Ruaya fovkalâda mabkcmcaiıılıı aa-kerî kolejine verilmiştir.
Yas gûniı
Moakova 4 IA.A) — Moskova Sovyetinin verdiği bir karar üzerine 3, 4 ve 6 ilk kânua gûolsri yu günü ıllo edilmiş ve bugünlerde bütün tiyatro, kulüp, linema, sirk, lokanta ve diğer gensl kurum-larda temeli vo koaaorler verilme»! yatak edilmiştir.
tonra faaliyetine devam edecektir. Mecliste bugün konuşulacak meseleler
Ankara 4 (Telefool») — Büyük Fitillet Meclisinin yarınki (bugünkü) toplantuooda menkol, gayri menkullerin haklarını vo daimi vergilerin mektumlannı haber verenlere verlleçek ikramiye ila Ankara otomatik Itlefon kanununun yedinci maddeıine 2 fıkra eklenmesi, askeri va mülki tekaüt kanunu mucibince yapılan tediyelerin tazminat veya ikramiye olup olmadığının tayini ve Türkiye-Almanya ticaret maabedeslne bağlı Halenin nisan 1934 larihlno kadar tatbiki içle Başrckâkttcn gelen tezkere mü-zakera olunacaktır.
dan geri alınması kabil olmıyan bir karar almıyacağını ciddi surette ümit etmektedir.
Bugünkü toplantıda alınacak kararın muhafazakâr fırkanın üzerinde büyük tesirleri olacaktır.
"Baldvin. in söyledikleri Londra 4 (AA.) — Muhafazakâr fırkanın merkez konseyinde Hint komisyonunun raporunu kabul etmesi için söylediği nutukta M. “Baldvin,, demiştir ki:
“ — Hindistanı ebediyen İmparatorluk içinde muhafaza için bugün elimizde iyi bir fırsat var. Fakat, Hindiıtanda bu uygun fırsatı reddederseniz, bu memleketi, iki nesil geçmeden evvel muhakkak kaybedersiniz.
“Markoni,, istirahat edecek
Londra 4 ( A.A)-Markoni doktorların verdiği sağlık üzerine istirahat etmeğe karar vermiş ve birkaş hafta kalmak üzere bir kliniğe girmiştir.
Sinema perdesini yırtmışlar!
Ingiliz prensinin evlenme merasimini gösteren film hâdise çıkardı Dublin 4 ( A.A. ) — Kralın oğlunun evlenmesi filminin göa-terilmesi, Dublin sinemaları için yasak edilmiştir. Çünkü kendilerinin Komünist ve müfrit milliyetçi olduklazuu iddia eden kimseler bir sinema içinde “kahrolsun imperyalizm,. diye bağırmışlar ve gürültü çıkarmışlardır.
Nümayişçiler, perdeyi yırtmışlar, Gzerioe aivah boya atmışlardır.
Polis gelene değin aineznada müthiş bir gürültü olmuştur,
Izalei şüyu ve tellaliye resmi İzale! şüyu muamelerinde eskiden- beri tellaliye rearoi yüzünden ihtilâflar çıkmakta idi Bu mesele Devlet Şüruıoca tetkik edilmiş, izalci şüyu suretiyle satılığa çıkarı ta o bir malın velevki hissedarlardan birinin üstünde kalsa bile - tamamından' tcllfiliyc resmi verilmeni hakkında karar çıkmıştır. Mesele bu suretle Belediye lebine halledilmiş bulunmaktadır.
Mezarlıklar hakkın-daki ihtilâf
Evkaf He belediye aracındaki mezarlıklar ihtilâfı devam etmektedir. İki mezarlık hakkında nıah-kcmcce belediye lehioe karar r«-rıltniştir.
Diğer ihtilaflı mezarlıklar hakkında da bu iki davaya gtfeo »d-ratle karar verileceği umulmaktadır.
Aferin köylülere!
Yalovaacn Çukurhöy, Güney, Soğucuk vo Gökçedero köylüleri vilâyet v» belediyenin yardımı ol-makaına birer köy mektebi, inşa ttmeğe başlamışlardır.
Maarif Idartal yalnız bu binaların mektabo elv«rişll olmalarına nezaret «tmektadir,
“Tarı„ vapurundaki kaçakçılık
‘Tart,, vapurunda bir müddet evvel yapılan şampanya kaçakçılığı davamı» dun 8 inci ibti»» mahkemrdnde devam edilmiş, şahitler gelmediğinden mahkeme 16 Kâaoouavrel pazar gününe kalmışta».
Murahhaslarımız Belgrada vardılar
Belgrat 4 ( A. A. ) —- Türk - Yugoslav afyon mukavelesinin tadilini müzakereye memur Türk heyeti bu sabah buraya gelmiştir. Heyet, istasyonda Ticaret ve Sanayi Bakanı M. “Dimitroviç,, İle diğer birçokları tarafından karşılanmıştır.
Türk ve Yugoslav murahhasları öğleden sonra ilk toplantılarını yaparak çalışma programlarını hazırlamışlardır.
Tramvay Şirketinin aldığı milyonlar
Ankara 4 (Telefonla) — Yeni tramvay yolları yapmak üzere halktan çektiği milyonları geri vermemek için Şurayı devlette Nafia Vekâleti aleyhine dava açan Tramvay Şirketi Nafıa Vekâletinin verdiği cevaba mukabelede bulunmak iizerc yirmi gün müsaade istemiş bu müddette yarısı bitmiştir.
Ongun sonra Şirket cevap verecek vekâlet de son ve kati sözünü bildirecektir. Bundan sonra mcsole|Şurayı devletin nihai kararile neticelenecektir.
Silâh Taşıyanlar ve Satanlar
Ankara 4 ( Telefonla ) — [Ruhsatnamesi olmayacların ailâh taşıyamıyacakları. Silâh ve cephane 'satamıyacakları, aynı zamanda silâhların her ne suretle olursa olsun bir elden bir ele geçmesi mallarında da ruhsatname aranması mecburiyeti hakkın-daki lâyiha Dahiliye encümenince kabul edilmiştir.
Tasarruf haftasında mühim nutuklar
Ankara 4 (Telefonla) — Millî tasarruf haftası 12 ilk kânun saat 3 de Başvekil General İsmet İnönü tarafından açılacaktır.
Başvekil bu münasebetle bir nutuk söyliyccek aynı günün akşamı Meclis reisi Kâzım Alp te bir nutuk irat edecektir.
14 tik kânunda buradaki Hakimiyeti milliye meydanında tasarruf haftası için bütün Bakanlar nutuk söyliyeccklcrdir.
“Himayeietfal,, in ismi değişti
Ankara 4 (A. A.) — Atatürk, Himayeietfal Cemiyetini “Çocuk esirgeme kurumu, olarak adlandırmış ve Cemiyet yeni adını kullanmağa başlamıştır.
Adapazarı hapishanesinde pek kanlı bir vak’a oldu
Adapazar 4 (A.A.) — Hapishanede kumar oynarlarken aralarında kavga çıkan 15 seneye mahkum canbaz Ahmetle ölüm cezalına mahkûm ve evrakı Millet Meclisinde olan Zekeriya. bıçakla birbirlerini yaralamışlar. Mehmet ölmüş, Zekeriya ümitsiz olarak hastahaneye kaldırılmıştır. Kavgayı ayırmak isteyen 15 senelik cezalılardan Muharrem ve Fevzi yaralanmışlardır.
Müddeiumumilikçe işe el kondu.
Başvekil Edirne-ye gidiyor
Anka/. 4 ( Teicfuol» ) — Baş- \ vekil İDÖoünfln yarın (bugün) veya perşembe akşamı Ediracyc hareket Ihtlmaliadae bahaedlhntktadir.
Grup mümessilleri Zonguldak ta
Ankara 4 (Telefonla) — Ab manyanın meşhur Krup fabrikası mümessilleri, Maadinumum müdürü Bekir Vehbi ile Zon-guldağa gitmiştir.
Yeni Roma Sefirimiz itimatnamesini verdi
Roma 4 (A.A) — Tûrkive-nin yeni Roma büyük elçisi Hüseyin Ragıp bugün Kirinal Sarayında Kral tarafından kabul edilerek itimatnamesini vermiştir.
inkilâp Dersleri başlıyor
Ünivesitedc İnkilâp dersleri ne yarından itibaren başlanacaktır. Ilkders, Üniversite konferans salonunda Halk Fırkası umumî Kâtibi Recep tarafından verilecektir.
Yeni tramvay ücretlerine doğru
Üç aylık yeni tramvay tarifesini tesbit edecek olan şirketler komiseri Ibrahimin riyasetindeki heyet yarın bir toplantı yapacaktır.
Bu heyet dün ihzari mahiyette içtima etmiştir.
Yeni tramvay ücretinin Ti_ caret odası endeksine gör" tesbit edileceği söylenmektcdij İmtihan olan berberler Brtberlcr ccnıiyvUnd» dün de Imtihan'ara drvam »dilmiş ve 42 kişi imtihan olmuştur. Bu »üretir şimdiye k»d«r imtihan olan berberlerin yekûnu 1400 ü tecavüz etmiştir.
Yeni Maarif Müdürleri
Ankara 4 (Telefonla) Münhal buluuan Adana Lisesi müdürlüğüne Balıkesir Lisesi müdürü Salih, Manisa Maarif müdürü Hılminin vefatile boş kalan bu vazifeye ve İzmir maarif müdürii'Naili tayin edilmişlerdir Brüksel sergisine iştirak ediyoruz
Ankara 4 (Telefonla) — In hisarlar idaresi Brükselde açılacak olan büyük beynelmilel sergiye iştirak edecektir.
Ankarada Hukuk fakül» tesinin yeni mezunlan
Ankara 4 ( Telefonla ) — Ankara Hukuk fakûltcsioin bu seneki mezunlarına diplomaları gelecek hafta Başvekil ismet İnönü tarafından dağıtılacaktır.
Halkevinde toplantı
Halkevinin müze ve »ergiler şubesi dün akşam Hılko-vînde bir toplantı yapmıştır.
Pek kısa süren bu toplantıda eksik komitelere aza seçimi icra edilmiştir.
Kasaplar arasında intihabat
Koıplsr cemiyeti Intihabatı dün yapılmış, geç, valıta k»d*r reylerfa tasaiti bitmediğinden y*oi idar. heyetine «»çitinle» anlaşılamamıştır
Beraat ettiler
Eırsr içmekten «uçlu Muha-rem, Mehmet, Olga isminde üç kişi dün 8 inci lbti»«ta muhakeme »dilmiş, cürümleri »»bit oitDadığıadan her (içünün de bcraatioc karar verilmiştir.
Mahkemede tevkif edildiler
“Mareşal Jof*r„ vapur uı» dç bavul iç.nde “120,. kllosfyon »akmak itlerken yakalanan Filip ile iki arkadaşı, dün İhtiva* mehke-merinde duruşmada »uçlarını itiraf etmiş'ee ve haklarında mevkuten mııhak-me kararı verilmiştir.
î

SÜTUNLAR ARASINDA
V
Ruhanî kıyafet
Köprüden geçerken araşır* şu asanlara II* karşılaşırdım: Bir alay genç kız, güle güle, her yakaya sevinerek baka baka, çifter çifter ÜMİlyorlar. Bu gazel, bn gönç, bu bahardan sevimli yüzleri görmek için adımlarımı biraz çabuklaştırınca İçim sulardı.
M^.r bütün bu geeuç kışlar, hayat için, istikbal İçin, birer hah-tiyar yuvanın başına geçmek için, ana va seve» olmak için değil, fakat bir Manastırın karanlıkları İçinde birer gö'ge gibi dolaşmak ve bir gölge gibi silinmek için yaşıyorlarmış!
Yakında bu manzara il* kar-şılaşmıyacağızt.
Vapurda, yolda, sokakta, siyahlar* bürünmüş, saçlarını uzatmış. sakallarını Mİmış, hayal ile münasebetlerini kaamiş, ömürhrıaı başka bir âlem* vermiş, bir takım adamlara raıgelırdik.
Bunların hayatını »iyab bir sır kaplar. Onun için ne yaptıkları bilinmez, vakitlerini nasıl geçirdikleri anlaşılmazdı. Bütün umdukları başka bir âleme ait olduğundan bu dünyada yaşamaktan ne beklediklerine akıl ermezdi.
Çoğu iri yapılı, geniş göğüe'ü, aağlam bünyeli olan bu adamları gördâkec sinirlenirdim. Çûnlzû bu iri boyu, |bu geniş göğüsü, bn aağlam kolu ne için taşıdıklarını vr n* için kullandıklarını anlamazdım. Bu muazzam göğde. bu siyah elbi-çeleri, bu urun saçları ve bu nk sakalı taşımak için miy di ?
Kendi kendimi, düşünerek: Ne yazık! derdim. Bunlara bearemiyaa, boalardan az çok ayrılan, fakat yaşayışları, giyinişleri gibi «ne»lehleri bir olan bu adamları, bu ha-bayat bctzedeUrial, yalsın bir zaman aoora görmiyecegiz.
Çünkü kıyafet kanunu bu ruhani kıy afetleri asıl yerleri olan mabetlere lıasrediyor. Onun için mabet dışında ruhani kıyafetle gezip dolaşmağa yer kalmıyor.
İnsanların kıyafetlerini rabani, cismaoi diye çeşitler* ayırmaları, oalana bir Ukım kuruntularından başka birgey değildir. Bir mabet Içiod*, ruhlara sinen huşu, göeül-lori kaplıysa hcyecso, ;varhk muammasını idrak »dememek yütün-den duyulan aczin camimi bir ifadesidir. İnsanlık, bu muamma karşıcında baş fğ*r. Bu muammanın karanlığından kurtulmak için vicdanı ışıklandırmak İster.
Bu hisleri ifade için şu veya bu kıyafete girmeğe, şu veya bu kılığı almağa oe lüzum var?L Ruban! bayatın kayaağı ruh olduğuna gör* ruba nisbet edilecek bir kıyafet tasavvuruna imkân »ar mı?..
Esas itibaril* hakikat bundan ibaret olduğu halde Türkiye cumhuriyeti ruhanî kıyafetleri tama-■lile kaldırmak yolunu tutmıyarals, Uik cümhuriyete| yaraşan müsamahakârlığı jösterdi ve ruhani kıyafetleri mabetlerin İçine inhisar ettirdi.
Bu İnhisar tam yerinde ve tam yolunda bir düşûac* ile yapılmıştır.
Çünkü cisauani kıyafetlerinden eyrı ruhani kıyafetleri olan mez-b»p sahiplerinin ihtiyacı ruhani kıyafetlerin mabetler içinde giyilme-»ioe müsaade »dilmekle tatmin o-lunmuştur.
Binneneleyh kanunun, hiç bir mezhebin, itikat cihetiyle bir alâkan yoktur. Rum vatandaş'.ar.mır gibi ruhani kıyafete ziyadesiyle «hcmm.yet verenler için mabstl». rinde bu kıyafetlerini muhafazaya bol bol mveaği kanuni olduğuna göre onlar için d» kanunun çok iyi karşalanmaaı iktiza edeceği tabiidir.
R.
Lütfi Fikrinin vasiyetleri
Parİ9te ölen Lütfi Fikrinin vasiyetnamesindeki hayırlı işleri yapacak olan heyet pek yakında toplanacaktır.
Haber aldığımıza göre evvelâ, vasiyetnamede yazılı işlerden aile bağlılığı etrafında yarılacak olan eser meselesile meşgul olunacaktır. Bu eserin yazılma şekli etrafındaki tafsilat heyet tarafından ilân edilecek ve bundan sonrada diğer işler görülecektir.
Çög/ejcm tesiri yok *-* ussam gönül razı değil
gazetelsrden bazıları ütevelli be-ı bu karar Özerin* aleyhin* bir dava karar verdiğini, bu Sürpagop özerine"? mevzu ibtiynt-ainj kaldınlamıyaca-

Bo-
•Ç-tak-
Sürpagop mezarlığı satılacak
Ermeni mütevelli heyeti namına dava açılacağı doğru değil
4 üncü Hukuk mahkemesi, geçenlerde Sûrpsgap mezarlığı hakkında »on kararını vermiş. Ermeni Patrikancainin Ernsaai milleti namına, bu mezarlık için Belediye aleyhine dav* açmıya salâhiyeti olmadığını te*bit «tm|şti.
DflnkA
Bcyoğ.u Ermeni yetinin lediye mağa dirde haczi i ğını yazmakta idiler. Tahkikatımıza göre bu haber tanıamiyle asılsızdır. Çünkü Ermeni patrikhanesini» salâhiyeti olmadığı bir davayı birkaç şahsın açmasına ve buoun kabul edilme» ne imkânı hukuki yoktur.
Bu itibarla Sürpagop meselesi dava ve hukuk noktasından artık sonu gelmiş bir meseledir, 4 üncü bnknkua kararı temyizce tastık edilir edilmez bu mszazbk yari kayıtsız ve şartsız belediyenin mali olacaktır.
Evvelce de yazdığımız gibi, temyizin kararına intizaren sırf formaliteye taallûk eden ban hazır'.ık-lırı şimdiden görznetedir. Tavtik hararını müteakip mezarlık satılığa çıkarılacaktır.
Bütün sular ıslâh edilecek
Belediye, terkoe suyunda yaptığı gibi. Halkalı ve Kırkçeşm» sularını da islâh etmeğe ve bu sulan mikropıuz bir bale aokup tamamiy-te kat t şûrp bir su yapmaya karar vermiştir. Bu maksatla icabe-den haztrlıklara başlanılmıştır.
Papaslar için yeni
Dün Yeşilköyde hadise oldu
bir
ibadethaneler haricinde ruhanilerin dini elbise ile gezmeleri yatak eden kanunun yanlış anlaşılması yüzünden dûn Yeşilköyde e-hemmiyetsiı bir vaka olmuştur.
Yeşılköyûndcki Ermeni papası Husik dün sabah evinden çıkık kiliseye giderken karşısına bir polıt çıkmış, yeni kanuodan bahıderck artık dini elUae il* sokakta co aş-mıyaeağuıı papzaa aöylrmiştir.
Bunun ûzerioe papa», Ermeni patrikhanesine telefon ederek ne yapacağını sormuştur. Patrikhaoe ise kanunun ruhanilere a iti ay müddet verdiğini «öy.iyerek yeni kıyafetlerin tcsbıtioe kadar eskisi gibi giyiomeğe devam edeceğini pspss* bildirm ştir.
Diğer taraftan haber aldığımıza gör». Ermeni ruhaniler için aynı tMçiradc bar kıyafet kararlaştırmak üzere ruhani meclis tarafından hususi Ur komisyon teşkil edilecektir. Komisyonun vereceği karara göre papaslarıo, rahiplerin ve pe*-koposlacın yeni kıyafetleri değ-şe-eektir.
Bu mesele ile uğraşmak û/ere Meclisi cismeni önümüzdeki hafta zarfında fevkalâde bir toplantı yapacaktır.
Vali gözlerinden hasta
Vatı ve belediye reisi Muhittinin gözlerinden rahatsızlığı devam etmektedir. Doktorlar kendisine mutlak bir istirahat tavsiye etmişlerdir.
Muhittin birkaç gûndenberi vazifesine gelmemektedir.
Belçika sefiri “Ankara,, ya gidiyor Evvelki gün latan'ıuia gelen Belçika »efiri M. "Dö Raymond., yana akşamki ekspresle Anka raya gidecektir.
Tayyareci “Foker,, gitti Meşhur Foker tayyare fabrikasının sahibi M. “ Foker „ Ankaradan şehrimize gelmiş ve dün tayyaresile Yeşitköyden ''Atina,, tarikile “BeIgradM a doğra uçmuştur.
Asrı mektebin eşyası kübik!
Kışlık ve yazlık dershaneler de ayrıdır Fındıklıda asri bir ilkmekt*b yapıldığı yazılmıştı. Bu mektep Z2U.000 liraya vûcudo gelmiştir. Mektebe lâzım olan bütün eşya da tedarik edilmiştir. Bu eşyaoın hepai yerli malı ve kübiktir. Kışlık ve yazlık olmak özere dershaneler iki ayrı şekilde yapılmıştır. Kışlık der-saueler alt. yazlıklar da binanın üat hışmında bulunmaktadır.
Dershanelerin adedi yirmidir. Talebe kadroeu 600 olarak teabsl edilmiştir. Yeni mrktabe “ Lıöaû . ismi verilmiş ve daimi müfettişliğe Kiyaset tayin edilmiştir. Mektepte atölye, marangozhme, «liş | ve terbiye! bedeniye salonları modern tarzda yapılmıştır. Yeni mektepte tedrisat bir aya kadar başlaya, taktır.
Bir mahkûmiyet!
Sokak ortasında esrar »starken yakalanan Bulgar Nıko dûn 8 inci ihtira* mahkemelinde bir »ene hap-•e ve 200 lira para ceıauna mahkum edilmiştir.
işinden çıkarılan Hacı, Marikayı vurdu — İzinsiz odaya girmek meselesi de kanla neticelendi
Evvelki gece iki ağır eceli vakan olmuştur.
Bir muharririmizin yaptığı tahkikata nazaran hu badirelerin taf-ailâtı »öyledir ı?
Birinci vakanın yaratıcı Marika lamında genç bir Kum kızıdır. Bu kız, Sultanha marnında Çakmakçılar caddeıi Özerinde Şerif Pay* hanıo-da şapkacılık eden Bedrosun yanında çalışmaktadır.
Marika, mağazada herkev'a iyi geçinmekte, yalnız Haci ismini taşıyan bir Ermem genelle arat* açık bulunmaktadır.
Marika ile Hacı aık sık bırbır-teriyle kavga etmekte ve bu kavgalar bazen patronun kulağına kadar varmaktadır.
Nihayet mağaza sahibi bu işin böyle devam etmeyeceğini hissederek Haciye yol vermiştir.
Haci güolrrce bu işsizliğin iz-tirabını çekmiş ve bunun da hep Harikanın yüzünden olduğunu (düşünerek kalbinde ona karşı kin beslemeğe başlamıştır.
Nihayet bu hır* evvelki gün »on dereceye gelmiş ve akşam vaat sekize doğra, Harikanın her akşam evine giderken geçmek mecburiyetinde olduğu Fincancılar caddesinde onun yolunu beklemeğe koyulmıştır.
Marika her şeyden bıbaber, geç vakit mağazadan çıkmış. Fincancılar yokuşunu tırmanmağa başlamıştır.
Yokuşta bir banın kap(M içerisine «aklanmış olan Haci, Marika tam önünden geçtiği bir »ırada önüne atılmış ve elindeki bıçakla
Şerhler
Otorite, ona muti olana müfit olmadıkça, sağlam bir temele istinat etmiş olmaz.
A. irabeau


Şerh ve izah:
Bu söz, her otorite hakkında doğrudur. Ana baba otoritesinden bavlıyarak, muallim, amir, hükümet otoritelerine kadar her o-torile boylcdir. Yani her otorite, söz geçirmek, hükmünü yapmak ister. O otoriteye tabi olanların vazifesi de onu dinlemektir, ona itaat etmektir.
Niçin mi ? Diyorsunuz.
Çünkü bu otoritelere itaat, insan için faydalıdır. İnsan, ana baba otoritesine itaat etmekle, çocukluğunu, bilgisizliği ve tecrübesizliği yüzünden bata gelmesi muhakkak olan her kazadan, her belâdan kurtulur. Fakat ana baba
Arabacıları mı hayvanları mı ?
Evvelâ Arabacılar dü şünülsün, diyorlar
Arabacılar cemiyeti namına dua belediyeye müracaat edilerek Hi-mayel hayvanat cemiyetinden şikâyet olunmuştur. Cemiyet, Himaye! hayvanat cemiyetine mensup, azanın yolda biraz yüklü bir araba ya rast gelince derhal civar belediye memuruna haber vermek türeliyle znbtl tutturduklarını, bu sureti* kendilerine mütemadiyen ceza kesildiğini, bu vaziyet karşınında iş yapmanın müşkülleştiğini iteri sürmüş v* yükledikleri eşyanın adet itibariyi* çok olmasını* kilo ibbarile de fazla gelmesini intaç etmiyeeeğini iddia eylemişlerdir.
Belediye bu müracaatı tetkik etmektedir.
Ekmek fiati
İstanbul Belediyesinden :
Birinci Kânunun beşioei gününden itibaren ekmek dokuz kuruş oa para, francola on üç buçuk kuruştur.
Harikaya, yüzünden, burnundan ve vOeudûnün muhtelif yerlerinden ağır surette yaralamıştır.
Maztkanuı bağırmasına biraz aşağıda nokta başında olan polis memuru yetişmiş, kaçmak üzere olan Ha-ciyi yakalamış, kantar içinde bulunan Marikayı da bir otomobile koyarak Haseki hastaneline nak-letmlşt-'r. Haci, poliste verdiği ifadede, işlediği cinayetin hikâyesini böylece anlatmıştır.
İzinsiz girilen oda!
Diğer ağır cerh vak an Şehre-mininde olmuştur.
Şehrcm.nınde Saray meydanı denilen çarşı yerinde 66 numaralı dükkânı Erat timinde biri tutmakta ve lokanta olarak işletmektedir.
Dllkkau ıı arka tarafında bir oda bulunmakta, bu odada bekâr olan E*at ile yino bekar olan kalfanı Abdullah yatıp kalkmaktadırlar
Evvelki akşını otta ile kalfa odalarına çekitdiği bir aırada, Şeb-remin de Lıkeuderağ» mahallesinde Karanfilli bostan sokağında oturan kuşçu namit* maruf Reşit, haber vermeden aosızıo odaya girivermiştir. Kada Abdullah. Raş.dın böyle ansızın odaya gırnMiriıvr )|-nirlenmiş ve ileri grri söylenmeğ. buşlanru ştız.
Kuşçu Raş.1, AbdulUhıo kendisin» söylediği »özlerden muğber olmuş ve bıçağını çektiği gibi Abdullabı müteaddit yarlerinden yaralamıştır.
Gelen polisler, Kuşçu Raşidi yakalamışlar, Abdullabı da Gureba haatahaneuac yatırmışlardır.
otoritesini dinlemenin faydası bu kadarla da kalmaz. Bu otorite yalnız koruyucu değildir. Bundan başka yarayatıcıdır, ileri-letıcidir.
Ana baba otoritesinde bile faydanın bu kadar rol oynadığına bakılırsa diğer otoritelerde bunun daha fazla aranacağında hiç şüphe kalmaz.
Muallim, amir, hükümet Otoriteleri briyledir.
Bunlar her şeyden evvel müfit olmazsa, sağlam bir temele dayanmamış olur. Çünkü otorite, ona muti olana müfit olmazsa, hiç bir işe yaramaz.
ZAMAN

tevkif edildi
Kasımpaşa merkezi mürettebatından Nejat, rüşvet almış I
Dün Adliyede bir polis mvmu-rıı daha tevkif edilmiştir.
Bu memur Kasımpaşa polis merkezi mlirettcbatındıııdır. İddia olunan «trç, Mehmet Ali isminde birininde iştirakiyle bir romdan rüşvet almaktır.
Dün Adliyeya teslim edilen Nejat v* Mehmet Ali müstantiklikçe isticvap edilmişler ve tevkif olunarak tevkifhane?* »ev kedît-raiş lerdir.
sahiden bozul-mıyacak mı?
Meyve ve sebzeleri bozulmadan muhafaza edebilmek için bir Ingiliz firmasının Türk teklifte bulunduğunu yaz-.ıııştık. Teklifin tecrübesi için dün bir sandık Mandarına ilâç-lanmıştır.
Mandarinalar onbeş gün ilâçlı olarak şerimizde kalacak bandan sonra Londraya gönderilecektir. Sandık Londra da açılacak vc bozulup bozuhna-dığı orada tetkik edilecektir.
Köprünün açılıp kapanması
Köprünün açılma ve kapanma saatlerinin her vakit bir çok şikâyetleri mucip olduğunu ve halkın sabahlan işinden gücünden geri kaldığını göz öniiodc buinnduran Belediye, köprünün bundan sonra geca Mat uçta açılıp beşte kapatılmasına karar vermiştir.
Belediye bu mesele hakkında deniz ticaret müdürlöğüylo de temas etmiş, fakat bu kırarın tatbiki için liman nizamnamesinin tebdili icap ettiği anlaşılmıştır. Bunun üzerine keyfiyet Dahiliye vekâletine bildirilmiştir. Vekiller heyetinden karar al ndıktan sonra her »abah erken htanbula veya Galataya geçenlerin maruz kalmakta oldukları müşkülât kökünden bertaraf edilmiş olacaktır.
Meb'us seçimi
Yeni intihap için hazırlıklar devam etmekledir. Mahalle mi-mesulleri tarafından hazırlanan defterleri tetkik etmek üzere intihap teftiş heyeti yeni bir büro tezi» etmtytrr. Cuma ertesinden itibaren faaliyete geçecek olan bu büro için Belediyede odalar ayrılmış, kâğıt, defter vesaire h(zir*anı!auşttr. bu büroya muhtelif dairelerden memurlarla daktilolar alınacaktır. Bilhassa daktilolara ı-hem-m:yet verilecektir.
Hukuk Fakültesindeki son gürültü Hukuk Fakültesinde talebeden devam kupunu toplamak yüzünden talebe ile asistan arasında geçenlerde oldukça gürültülü bir hâdise vukua gelmişti.
Öğrendiğimize göre bu hâdise ile alâkadar talebe Üniversite inzibat meclisi tarafından cezalandırılacaktır. Suçlu görünen talebe sorguya çekilmekte ve tahkikat yapılmaktadır.
Gümüş paralar!
Gümüş paralar çıktı çıkalı, a-leyhlerind* yazılmadık yan kalmadı. Bir gaz*t*el arkadaşımız •-nun tırtıllarındaki bozukluktan beh-aettL Bir arkadaşımız da onun basılışındaki diğer eksiklerini anlattı. Ooa göre bu paranın bir tarafındaki Atatürkûn kabartma başs, tıpkı tıpkısına ona benzemiyor. Ay-oı paranın üzerindeki ay yıldız, kayrağımızın devlet yıllığındaki resmt biçimine uygun değildir.
Ûçiincû bir arkadaşımız, gümüş paraların buna benzer kusurlarını cayıp döktükten sonra onun bir da vakitsiz çıktığını ileri sürdü. Ona göre gümüş para çıkaracak olduktan sonra bir müddet daha bekle-m-k, devlete takılarak yeni ad kararlaştıktan sonra bu paralan batmak gerekt:.
Arkadaşlarımız bu fıraatlardan istifade ederek Çeski liraların üzerindeki öküzün boynuzlarına dayanan boyundurğa da bir hayli itiştiler. Şimdiye kadar ağızlarında sakladıkları baklayı çıkararak söylendiler, durdular.
Elhasıl eski paralara rahmet okumadıkları gibi yenisini d* beğenmediler. Okadarki arkadaşlarımızdan biri bu paraları beğenip ce-çenlerde “sanat zavkl„ olmadıktan başka "dikkat, ten de eser bulunmadığını söyledi.
Beo bütün bunları okuduktan sonra arksdaslann bize yeni para hakkında söylenecek bir söz bırakmadıklarını düşünürken yanıbaşıtn-da c«ryan eden bir muhavareya kulak misafiri oldum. İki arkadaştan bsri:
—Gazeteciler, dedi paraya amma atıyorlar! Yazdıklarını okundun mu?
Arkadaşı cevap verdi:
— Okudum I
— Ne dersin ?
— Hayret etmedim..
— Ne den ?
— Sabebsni anladım da ondan..
— Aman, bana da anlat..
— Anlatayım! Yeni para azçok herkesin eline geçti. Gazetecilerin eline ya pek az geçti raya hiç geçemedi. Bütün hiddetleri onda ol..
L.
İstanbulda musiki ye i Alaturkacılara Garp musiki öğretiliyor Musiki yeniliğine ait aaraşta alaturka mnuki ile meşgul sanatkârlara Çarp musikisinin nazariyatını öğretmek için musikişinaslar cemiyeti tarafından tertip edilen kursların birincisi dün 40 sanatkarın iştirakiyle açılmıştır.
Nazariyat dersini Kompozitör Mıisyü Manas üzerine almıştır. Bu derslere alaturka muoilıislııîn tanınmış simalarından tamburi Se-lâbattio, kemani Sadi, udi Fahri, udi Cevdet, kemani Necati, piyanist Yorgf, kemançeel Aleko, klarnet Kamazan, hanende Celâl, Ağya-zar, udi Marko gibi sanatkârlar iştirak etmiştir.
Bu meselede nazarı dikkati celbeden nokta İstanbulda bulunan 50-60 kadar kırdın sanatkârdan yalnız hanende Bebicenin alafranga kursa iştirak etmesidir. Söylendiğ n« gör* kadın sanaabârlar arasında deveran eden bazı dedikodular kadınlara: derslere iştirak etmemesine sebep olmuştur.
İkinci nazariyat ders» önümüzdeki Cumartesi guoıi saat 3 teyapsla-caktır.
Ses derslerini Ankara muriki muallim mektebi eski muallımleriı»-rlen Madem Pavla Savaroş. keman dersini iszet N.rziye, piyano derııni Karlo, K.-puçelii, vıyo'on dersini Korpt vereceklerdir.
Opera dersleri veriliyor Mutiki değişimi münntebe-tile Halkevinde yapılan Koro imtihanlarında »cçiten -10 gence Pazar vc Çarşamba günleri Halkevindc der* verilecektir-Dersler muallim Muhittin Sadık tarafından okutulacaktır.
Şehrimizde “Trahom,, hastalığı var
Eyip ve Şişli civarındaki batı ilk mektep çocuklarının gözlerinde trahom hastalığı görülmüştür.
Bu hastalığın biran evvel öoüno geçmek için Sıhhlyo müdürlüğü tertibat alrmşt|r-

I
Zaman Ansiklopedisi
Kablettarih
Bir kariimiz» bir tarih kitabını okurken “kabletlarib., yani "tarih, ten önceki derir,, tabirinin mana re şümulünü merak etliği için bosu bize soruyor »e bu tabiri izah • tmrmizi istiyor.
Cevap veriyoruz:
"Tarihten önceki devir,, veya devirlerden ruakaat, yarılı, kayıtlı tarihten evvelki zamandır.
İnsanlığın geçmi|ine ait olan bu devri, hafriyat yaparak tetkik ve tetebbü etmek, ayrıca bir ilim şu-beri teşkil ediyor. Ve buna (Pre-historics) deniliyor.
Yarılı tarihten önceki devirlere ait verimler, abideler, bil devirleri tetkik işin büyük bir kıymeti haildir. Yalnız, tarih kelimesinden, malûnı, meçhul, bütün mazi kasdo-lunduğu takdirde "kablettarih,, tâbiri butun kıymetini kaybeder.
Yanlı tarihin h»şl»ngıcı ),-, yerde aynı değildir. Mesel* eakı Mısır tarihi, birinci F'ır’avun sülalesinin bayı olan Mena ilu baylar Menadao evvelki deıir kab-
lettarihi ray ılır. Avrupa-nın kablettarihi devri ive. Mırır tarihinin başlamasından ronra binlerce yıl devam etti. Hatla Ame-rlkavı, Kriıtof Kolonıp tarafından kejfo'ıınuneıya kadar Kablettarihi devir yayamı; «aymak yanlı, olma»
Yalnız, Amrrikadaki Maya ve Inka medeniyetlerinin asırlarca aü-ren tarihini bildiğimiz için. Amerikanın Kriıtof Kolomptan evvel geçirdiği devre, kablettarihi de-inekleme, "kejiften evvelki devir,, demek daha doneli olur.
"Kablettarihi» tabiri, insanın yeryüzünde zuhuruna takaddüm edeu devrede denilir. Onun için yeryüzünde zahifelerin yaşadığı zamana “kablettarihi devir» demek çok yerinde olur. Ari'n tarihi ya-zifirken kayalar tetkik olunur ve bu kayaların tetkiki ile «İde (dilen malûmat kaydedilir. Böyle yapıldığına göre arzın kablettarihi devri, eri uzak maziye, yani arım tekevvün etmeğe başladığı zamana kadar uzanıp gider.
Avrupada
Otomobil ile 9000 kilometre Muharriri: Bav Ahmet Şükrü
(Milliyet) refikimizin karileri, gazetenin »ermııharririer.nden Bay Abınet Şükrünün evıe'.ce gazetrdr in. tiş»r etmiş olan seyahat hatıralarını iyi bilirler, çünkü bu hatıraln-rı hiç şüphesiz lezzet ve mtr.-ık ile okunmuşlardır, İşte bu hatıratı Bay Şükrü bu defa toplamış ve zarif bir kitap halinde ne,yetmiştir.
Bay Şükrü arkada,ınıııın en güzel yazılarını aeyahat hatıraları ve gazetecilik noktai nazarından yazdığı muhabir mektupl.rr teşkil eder. Bu vadide Bay Şükrü Türk matbuatının hemen yegâne muharriridir ve onun kadar bu yazıları güzel ifade ile, zarafetle ve nükte ile yazan yok gibidir.
Bu defaki »eyabatnameaini de aynı akıcı ûalüp ile ve birdenbire farkına varılmıyaıı aynı zarif nüktelerle yazmıştır. Kitap baştan sonuna kadar adeta bir bardak tatlı au içer gibi okunuyor.
Bay Ahmet Şükrü, Avrupada(93OO kilometre yol gitmek için nereleri Cımemıf. nerelere uğramamış, ne tırımıza gelmiyeo köşeleri dolaşmamış? Hangi birinden bahıe-deüm, hangi birini sayalım ? !
Maanıafih bu dolaşmaların e-hemmiyetini anlatmak için bir mi-«al zikredelim. Otomobille bir Av-rupa leyahatine çıkanların hatırına herşeyden evvel payitahtları, büyük şehirleri dolatmak gelir değil mi? Halbuki Bay Şükrü bir Türk İçin ve hele bir Türk gazetecisi için Parlri, Komayı bile gezmeğe çok müreccah olan ezki Karadağın merkezi (Çetine) şehrine uf ra&ftp düşünmüş. Bay Şükrünün seyahatinin daha başlangıcında Ksradağa uğramayı hatırlamalına vd bu fikrini de mevkii tatbike koymalına, gazele.cilik noktai nazarından cidden hayran o duk ve cidden imrendik.
Biz mtıell kvndi heıabımıza Arnavutlukta bir seyahat ederek bu dünkü ü'kenıizin bugünkü halini görmeği daima düşünür ve arzu ederdik. Fakat bir Karadağ seyahati hiçbir vakit hatırımıza gelmemişti.
Halbuki Karadağ. Türk tarihinin, ismi gibi en kuru bir yaran dır. O dağ Türkün Rumelide başına ne felâketler getirmiştir.
Son Balkanlar harbi de ayinle 1878 Rus ıcferl gibi Karadağdan başlamamı, mı idi ? Türk tarihinde bukadar acı hatıralar bırakmış olan bu memleketi bugün germek kadar ibret ve İntibahı mucip bir seyahat taıavvur olunabilir mi ?
Bay Şükrü (Çetine) nin (Crand Otel) ine inmiş, orada bir kahve ısmarlı-yacak olmuş. Karşısına fasih Türkçı konuşan bir garson çıkmış. Meğer bu garson sekiz sene Tokatlıyanda garsonluk etmiş imiş.
Fakat dahası var, bu garson Bay Şükrüye tekrar Türkiyeye dönüp dönemiyeceğini sormuş. Bu suale dikkat ediniz. Kinıbillr vaktiyle Türke nekadrr düşmanlık etmiş olan bir Karadağlı bugün yine I Türkiyeye dönmek, Istanbulda çalışmak, kazanmak ve yaşamak istiyor. Halbuki bugün yaşadığı asıl memleketi hür, müstakil ve kuvvetli bir krallıktır. Fakat hayır, yine Türkiye ve yine Türkler aralında yaşamak iştiyakı herşeşr galebe çatıyor. Bir de Türkün medeniyeti yok derler. Eğer medeniyetimiz olmasaydı, bugün Türkiye den ayrılmış binlerce, un binlerce yabancı unsur hep yine Türkl-yenln hasretini çekerler mi idi ?
Crand Otelden sonra Bay Şükrü (N kola) nin şimdi müze olan asra-yını gezmiş. Tabii bir Karadağ
Çünkü bu garson, (Vertemil) in mstnıazel (Srlilye daima kur yapmakta olduğunu farketmişti ve her Fransız g.bi yakışıklı bir genç ile güzel b.r kı»ıo muaşaka etmesinden memnun olmakta lifi. Şimdi lVertemil)ı madam (Denere) nin hizmetçisi ila görünce tnğiliz mühen-diıin n matmazel ÇSoli) den dolayı hizmetçi ile. de anlaşmakta olduğuna hükmetti ve bundan mcınnun oldu. Fakat tam iki.inin dc yanlarından geçtiği sırada (Vertemil),n h y »canlı bir seste:
— Evet doğru, benim paraya çok ihtiyacım var I
Dediğini ve hizmetçi kadının da:
— Yavaş söyleyin duyarlar.
Diye ihtarda bulunduğunu işitti. Bu sözler çok hayretini mucip oldu ve adeta zihninde muhkük kaldı.
Ondan sonra hizmetçi i!e Ver-temii uzaklaştıkları cihetle garson başlın »öz işitmedi.
( Vertemil) l«o hakikaten heyecanda olup büyük bir dertleşmek Ihıiyacyle ve yanıodakinin adî bir hizmetçi kadın olduğunu düşünmi-yerek diyordu, ki;
— Evet, ( Elen), paraya çok ihtiyacım var, ve bunu da şimdiye kadar yalnız keşfedebildim», ondan dolayı da sizin zekânıza hayretteyim. Benim büyük bir ihliraım vardı. Bunun beratını evveli Ingll-
T A M A W »
■srs-
T"
Kilmmi 5
poliste
Sokakta içen sarhoşlar !
Zabıta memurları. Beyoğ-lunda İstiklâl caddesi üzerinde ellerinde bir şarap şişesi olduğu halde dolaşan üç kişiyi ynkalıyarak haklarında kanuni takibata başlamıştır.
Cevat, Halim vo İsmail adlarını taşıyan bu üç kişinin yakalanmaları şöyle olmuştur: Üç arkadaş İstiklâl caddesinde, ellerinde kocaman bir şarap şişesila içe içe gitmekte-lerken vaki olan şikâyet üzerine polis, kendilerini sükûna 'davet etmiş, berayı üzerlerimde aramış.
ihtiyat ____________ ________ Cevatla Ismaildc memnu bir şey bulu-namamışsaid* Halimde iki tane bıçak görülmüş, müsadere edilmiştir.
müzesinin en büyük ziynetini Türk-lerdrn alınmış olan ganimetler teşkil eder. Fakat bu ganimetler arasında Bay Şükrü dünyanın hiçbir tarilı müzesinde görülmesine imkân olmıvan harikulade birşey görmüş. Hu harikulade şey ise bir kesik baş imiş. Fakat kariler (kesik boş) deyince bir kuru kafatası »annelınesinler. Bu. doğrudan doğruya kesildiği ramanki hali muhafaza eden bir insan başı imiş. Ve bu baş Türk kumandanlarından [Mahmut Paşa) isminde bir ratın başı imiş. Bunu kesen Karadağlı alçıya bastırmış ve o vakit-tenberi Çetinede muhafaza edilmekte imiş. Görüyor mutunuz manzaradaki fevkalâdeliği ? Hangi millet muharebede kestiği bsşları canlı olarak müzesinde saklar ? Ekiyle birşey düşftnmek ve yapmak ancak bir Karadağlının aklına gelebilirdi I
Müzeyi Bay Şükrüye gezdiren Karadağlı tercüman (müzemiz hep Türk hatıratı ile dolu, çünkü bütün tarihimiz Türklerle muharebeden ibarettir) gibi mûtefahirao* bir hezeyan söylemiş. Bay Şükrünün buna mukabil kıu bir suali var:]
— Parayı nereden bulurdunu»? Sualdeki inceliğe ve nükteye di .kat ediniz I Tercüman bir Karadağlı olmasaydı, bu müthiş sualin karşısında ınahçup otur, erirdi.
Halbuki adamcığaz, yine kemali iftiharla:
— Kâh Ringadan, kâh Avut-turyodan.
Cevabını vermiş.
Evet, öyle (Elin vasıtası ile güveyi girlyoriarmış!) Yalnız bu nevi babayiğitlik Türkün elinden gelmez. Bir Karadağlı tercümandan ise ne beklenir? Kimbilir bu tercüman da vaktile hangi Türk konağında beş on sene bahçıvanlık etmiştir.
BayvŞükrü yine bu sarayı gezerken aynı tercümanın bir hezeyanı karşısında (hayatımda iik defa olarak Abdüiham.di müdafaa arzusunu duydum) diyor. ):i ' bu da cidden işittiği sözlerin ne. Ibrctâmiz olduğuna br delildir.
Şu bir iki mise’, Bıy Şükrünün aeyahatnam:sinin hrm kıymeti, hetu de ehemmiyeti hakkınca bir fikir verir zanned.-riz. Bu sütunumuzun eserden daha ziyade bahsetmeğe müsait olmadığına cidden mülers-şifiz Her halde Bay Şükrünün refaha isde ve onun şirin rehber.iği.ile Avrupada 19000) kilometre dolaşmak her vakit ele geçen fırsatlardan değildir. Onun için kitabı karilerimize hararetle tavsiye ederiz. Eserin tabı da nefistir, içinde güzel resimler vardır, fiati dr ı$0) kuruştan ibarettir. Bu hocim-de ve böyle kıvrak şekilde bir ki-lap için bu fıat hiç te fazla değildir.
Satış yeri, (Milliyet) matbaası olmak gerektir.
terede sallım. Ondan aldığım parayı yedim. Sonra beratı bir defa da burada Fransa da sattım. Bu tabii gayrı kanuni bir satıştır. Fakat ne yapayım, insan ihtiyaç içinde ne yapacağını şaşırıyor ondan da elim» mühim pıra geçli.
Fakat kumardan dolayı sağa sola çok borç anmıştım. Borçlarımı ödeyince elimde yine para kalmadı, Bu sırada yeni birşey daha ihtira ettim. Bu yeni ihtira da çok mühimdir ve bana çok para getirebilir. Fakat bunun ufak bir noksanı var. Bu noksandan dolayı hemen satıp pıra tedarik rdr mi yorum. Eğer para tedarik etsem ilk yapacağım iş, iki defa astlığını İlk beratın birinci alıcılarına paralarını inde etmek olacaktır.
(F.lrn Vokiye) hakikaten zeki bir kadın idi. Bu genç, yakışıklı ve kibar adımın kendisile bu kadar dertleşmesine, bütün esrarım aöylrmesine hayratta kalmakta idi. Fakat bundan da çok memnun oluyordu. Çünkü bu suretle bu adamı taınamtyle elde etmiş oluyordu. (Vertemil) e sorduk!:
Sonbahar at koşularından maada bir bisiklet müsabakası da icra edilmiştir
Er linç an d a tay koşutunda birinci, ikinci VC üçüncülüğü kapananlar
Erzincan 26 ( Hususî ) — Sonbahar at koşuları valii vilâyet Fahrinin riyaseti altında fırka erkânı harbi binbaşı Mümtaz, jandarma mektep müdürü binbaşı Tahir Şevki, baylar binbaşısı Ziya ve ev reisi Şerefesinden müteşekkil hakem heyeti nezareti altında icra edilmiştir.
1500 metre mesafedeki tay koşusuna 4 Uy iştirak etmiş. Yaşarın Koyudemiri kırtayı bi’ rinciliği, Hakkının Demirikır tayı ikinciliği, Abdurrahmanııı açıL demiri kır tayı üçüncülüğü kazanmıştır.
2200 metre dahilinde icra edilen sür’at koşusuna 7 at iş-tirâk etmiş, lbrahimin Karyağdı duru tondaki atı birinciliği, Mustafanın De m ir kın ikinciliği. Recebin Demirkırı üçüncülüğü kazanmıştır. 3000 metre dahilinde icra edilen tahammül koşusuna 7 at iştirâk etmiş, Ibra-himin Karyağdı duru atı birinciliği Şükrünün Kestane duru atı ikinciliği, Muslafanın demir kır kısrağı üçüncülüğü kazanmıştır.
2000 metre mesafe dahilindeki zabıtan koşusuna ancak iki zabit iştirak ederek birinci* ligi topçu birinci Mülâzım Mazlumun demir kıranı ve ikinci, liğide topçu birinci Mülâzım Rasinin bindiği duru at kazanmışlardır.
Adada icra edilen bisiklet yarışına 4 bisiklet iştirak etmiş, birinciliği Jandarma mektebinden Adanalı Nuri Necini ve ikinciliği de Maarif orta mektebinden Gani kazanmışlardır. Giresunda Ruam (Mankafa) savaşı
Giresun 29 (Hususi) — Birinci teşrinin birinden sonun* kadar Ci-resun kasabası ve merkez kazası köylerile Ş. Karahisar kazasında 776 katır ve Eşek şeriri, 504 at rııalein tatbiki sureti ile muayene edilmiştir.
Malein tatbik edilen hayvanların beşi şüpheli teamül verdiğinden talimatnamesi mucibince bir hafta müddetle ve birer gün ara ile yeniden malein tatbik edilmiş ve üçü menfi çıkmıştır, ikilinin kanları da muayene rdi'mrk üzere z\nkarada vekâlet bakteriyoloji evine gönderilmiş olup alınacak iş’ara gdre muamele yapılacaktır.
'Muğlada bu sene-ki zeytin mahsulü
Muğla 3 | A. A. ) — Bu yıl zeylin ürünü geçen yıllardakine göre azdır. Fakat vilâyetin istediğini koruyacağı gibi, dışarıya da yollanılabîlecektir. Birçok yerlerde zeytinler olmuş ve bugün yarın ailkilmcğe başlanacaktır.
Millet mektepleri açılıyor
Muğla 3 (A. A) — Okuyup yazma biimiyenler için ayın on beşinde millet mektepleri açılacaktır. Bu mektepler için yapılmakta (ı)»n h«ı rlıklar bitmiştir,
kışlık ekim başladı
Muğla 3 (A. A,) Kışlık ekim başlamıştır. Yaiıboylarındski kasalardan Marmaris, Bodrum, Köyce», Fethiye ve Muğla kazalarında şu birkaç hafta içinde binlerce hektar yer ekilmiştir.
“İzmir,, de tütün satışları
İzmir 3 (A. A.) — lEusal tütün haftan için hazırlıklar yapılmaktadır. Bu işlerin programını yapmak üzere bir komite seçilmiştir. Bu komite üç gün içinde programı ha-zırlıyacaktır.
“ İnebolu „da elektrik
İnebolu 3 (A.A.) — Evve’ce Belediye tarafından yapılmış olan elektrik tesisatı şehir cereyanını tamimiyle temin (delmediğinden makinenin meclisince
“Bolu,, da yapılan işler
Bolu 3
kevinde evrensel 'musiki tatbikatı ve soy adları üzerinde verimli görüşmeler yaphyor.
Mebus intihabı hazırlıkları
Bolu 3 (A. A.) — Mebus seçi-mine teme) olan nüfus defterleri geceli gündüzlü çalışmakta merkes ve kazalarda bitmiştir.
Adana 4 (A.A' — Yeni mebus seçimi hazırlıkları ilerliyor, bu iş için dün Şehir meclisi fevkalâde br top'antı yaparak reye işrirâle edecekleri def.erlerinin düzeltilmesini temin ile asılman ve atların tetkiki, unutulanların sözlerinin dinlenmesi ve seçime bakma işlerini gö.-mrk üzere on iki kişi ik bir teftiş heyeti seçmiştir.
büyütülmesine Belediye karar verilmiştir.

) Bu akşam; Bütün İstanbul halkı (
(A. A ) — Geceleri Hal-
En büyük Fransız artistleri tarafından oynanılan
Ekmekçi kadın
Büyük Fransız filmini görmek için
SİNEMASINA
Koşacaktır. Baş rolde: Komedi Fransezdcn Madam GERMAINE DERMOZ Yerlerin evvelden aldırılması rica olunur. İlâveten: En son halihazır dünya havadisleri
1
— Galiba siz'n beraat! iki def» ayrı ayrı »attığınız anlaşılmış olacak.
— Evet Ingilte'cdc beratı »attığım fabrika sahipletme bir ihpar vuku bulmuş.
— Öyle lan o fabrika sahipleri şimdi »ize karşı davaya kalkışabilirler demek?
— Evet beni tehdit ediyorlar. Bir aya kadar aldığım paraları iade etmrzıem mahkemeye müracaat edeceklerini söylıyorlar. Şu halde p»r*yı vermezsem benim halini gayet vahimdir, çünkü aahtekArlık u mahkûm olarak uzun seneler hapiste kalacağım. Bu namuuuz'.uk-tnn sonra da artık bcııinı için yaşamağa imkân yoktur.
Bu »özler (Vokiye) yi pek ziyade memnun etmişti. Fakat akıl ı kadın bu memnuniyetini gerek yüzünde, gerek sesinde tamimiyle gizlemeğe muvaffak oldu. Biraz düşündükten sonra dedi, k«:
— Ben yarın öğleden sonra serbestlin. Eğer «iz islerseniz beni gelip (Cenevre) de bulnbilir-lniz.
(Vokiye) bunu söyleyerek Cı~ ııevrede küçük bir kahvenin nd-».
»ini verdi.
O-ıdan sonra ayrıldılar. (Ver-teıııil) kendi kendine bu hizmetçi kadının sözüne uyarak (Cenevre)ye gidip gitmemek lâzımgeldığini dü. şûnüyordu. (Vokiye)nin göstereceğ, yolu takipten başka çaresi ko.ına-mıştı. Son günlerde kumarda talıini bir daha yokuınıştı. Fakat kazanacağı yerde elindeki son paraları da kaybetmişti. Binaenaleyh çaresi, başka suretlerin para tedarik etmek m-cburiyetinda idi. Onun için (Cenevreı)ye gitmeğe karar verdi.
Ertesi gün (Vokiye) yi adresini verdiği kahve de bu'.du,
( Vokiye ) orada ( Vertemil ) e (Aılcl) kadın ile onun akrabasından (Ipolit) i takdim elti. (İpolit) zahiren (Adcl) İn nrnbncısı addedilmekle beraber hakikatte akrabası idi. Evde hizmetçilik vazifesini gören (J in Rosınboll de (Adei) in anne»! id.. Bun nr, işleri güçleri eina-yet v« a.rkat ile geçinmekten ibaret b.r aile imiş. (Vokiye) bunları (Eksi de tanıyalı çok olmamış, fakat kcndilerindea emin olduğunu söyledi.
(A W), (Cenevre) da soyacak
bir köşk aramakla meşgul iken bir kadın gazetesinde (Eks) do ikamet eden Madam (Dovre) n'n dûny.ının en güzel mücevherlerine malık olduğunu okumuş. Bunun Üzerine hemen (E'es) e gelip Madsnı (Dovre) nin hizmetçisi ile ahbap ol-mağa çnlışmış. Fıkrince bu hız-mc.çiyı kandırıp onun vasıtasıyla Madam (Dovrc) nin mücevherlerini soymak imiş. Fakat (Vokiye) daha akıl.ı olduğu için onu vasıta edeyim derken bilâkis kendisi hizmetçinin elinde muti bir alet olmuş.
Ogün kahvede (Eien Vokiye), ıVertrmilli (Adel ) ve akrabası Ipolit) ile tanıştırdıktan aonrn kendilerine yapılacak iş hakkında gayet soğuk kanlılıkla talimat verdi. Ondun aonra (Vertemil) b.rkaç defa d ıh » Cenevrcye giderek bn .ka başka kahvelerde şerikleri!* hu-luştu ve bu suretle Madara (Dovre)nin mücevherlerini aşırmak için yapılacak işlerin en ufak to-ferrüalına kadar tayin etliler.
İkinci fasıl
İlk manevreler
Cinayet vakasından birkaç gıin Devamı var
KtBUBO«V«4 S
— ZAMAN -
5
Nasıl korunmalı ?
Hava hücumları ve belediyeler
Müstakbel harplerde belediyeler orduların gerisinde birer müstahkem mevki vazifesini görecektir
Sıhhi Musahabe
Belediyelere sulh zamanında düşen başlıca harp hazırlığı vazifeleri nelerdi -8-11
Yediaci yaıımııüa: uvil halkın havaya karşı müdafaan haıırlıkla-nna ilk yolları açacak olan ft bu yollarda bütün m ili vatlığın «c»k »e idaroa.nl lam bir ahrnk dahilinde yapabilmek üzere icabedeo kanunları, talimatı, beyannameleri, malzemeyi hazırhyacak bulunan “Yû'raek nazım makam,, dan bahsederken, bu makamın etrafında bir halka çevirmesi llıımgelen belediyelerin nasıl hayati bir vazife ile karşı karşıya bulunduklarını ve ayrıca belediyeler etrafında milli teyeb küller İB, bütün varlıklariyle nasıl toplanıp bir kül halinde bir tek hedefe yürüyebilmeleri iktiza ettiğini söylemiştik.
Bu yanlarımızda da halka tçekkül ferinden evvel, belediyelerin bu zamanlara gür» naeıt bir t»(ekkûl elmau Lârımjvldjfinden ve belediyelerin umumi surette harp haıır-lıklarındaki vazifelerinden babsey-fiyeceji*. Birde btmrn bugüne kadar teşkil edilen belediyeler. »ırf sulh halinde yaşayan insanların tehir bayatını tanzim etmek ve bu bakımdan icabedeo vazifeleri fili-yat sahasında tatbik vc intaç eylemek için vöcude getirilmişlerdir, llorkesçe malûmdur ki Harbiye mektebinden gayri bütün mekteplerimizden yetişen İnsanlar; bayat mücadelesine atılırken, şüphe yok ki hep aulb zamanında cereyan eyleyecek nazari ve amelî ça!i|malar için hazırlanmışlardır.
Onların mektep sıralarında okudukları kitaplardan harpten hiçbir (babız olmadığı gibi hayata atıldıkları zaman da |ancak askerlik müddetinee gördükleri ve işittikleri kıtım kadar harp hayatından, harbin icatlarından haberdar oldukları aşikârdır. İşte bu in-aanlar; eivil vezaifia her birinde ve şimdi bahs ede bulunduğumuz Belediyeler vezaifinin görülmelin de, yani balkın belediye bakımından ihtiyaçlarının temini hususunda bugün iş başına getirilmiş bulunmaktadır.
E bette onlar; gelecekteki harbin bugünden hazırlamak Uzımgc-len vazifelerini bütün şûmulile kav. ramaktan, o kavrayıştan mütevellit uzak görüşleri laabetli kararlarla karşıtamaktaD izharı aczetmekte haklıdırlar.
Bilfarz ticaret mektebinden, mühendis mektebinden, sanat mektebinden mezun olan insanlar; on senedenberi bütün dünyayı tehdit eden tayyarelerin ve zehirli gezlerin canavarlıklarına karşı koymak için lüzumlu olan bu yepyeni malûmattan elrafde haberdar bulun-mıyorlarsa bunu; ancak o vakitki mektep programlarının bizzarure zamanımıza göre mücehhez olmamasın, içtimai bayata karıştıktan zoora'da kendi huıuıiyetlerini temin nyliye-cek ame.l işlerle meşgul olup başka ş-ylere ve haısaten harp ihti-aaslaıma taallûk edecek meselelere vukuf peyda eyliyccek fırsat bulamadıklarına affeylemek pek tabiidir.
Halbuki zamanımızdaki belediyelerin; harp kabiliyetlerinin en yüksek enerjisini taşıması ve bu enerjiyi - ilerideki harp günleri için- daha au'.h zamanında filen biiyûk bir hararetle izhar eylemezi iktiza eyl yen milli bir cihaz olduğunu izahederken, harp zamanlarında düşmanla karşılaşacak orduların dayanış habıhyetler.ne kudret vukuf kaynağı olacaklarını da söylemiştik.
Milli yurdun bu hayatı ehemmiyetteki icap'arı göz önünde tutularak, memleket dahilindeki Belediyeler cihazının içinde, bu enerjiyi istenilen randımanda yaşata bilecek kudretlerden de bulundurmak ve bunları yüksek askerlerden seçmek bir vatan borcudur.
Bu tarzda seçilmiş vc kurulmuş bir Belediye yüksek nazım makamdın atacağı kanunları, talimat ve cvam’.ri ve bunların umumi abcuklckı diğer vazife ve iş. lere de irtibat, alaka ve tesirlerini bihakkın takdir eyliycceğin-den. tatbikat müsaadesindeki hsta-0)z ık ve süratle icra, milli yurdu
|l| Bundun evvelki makaleler 21, M sytoi; I, 7, tO teşrinievvel; II ve 21 teşrlaisaal tarihli aOahalanmıtda çık-
BJ--------
daha kısa bir zamanda ve daha muntazam şekilde hedefe ulaştırır.
İşte böyle bir kabiliyet iis teşekkül ettiğini tasavvur eylediğimiz bir belediyenin, eivil müdafaa hazırlıklarında nasıl bir başlangıç ile yürüyeceğini ve hedefe doğru giderken ne yüksek kıymetle millî yurdun müdafaasına iştirak eyliye-eeğini anlatmak istiyoruz.
Şüphe yok ki; ancak o makinenin iyi çalışması ve iyi eserler vöcude getirebilmeli; ancak o makinenin bütün akşamının kendi hıııoılyetlerlnde kabiliyetli bulunma siyle ve çalışma zamanında dahi tam bir ahengin devamiyle mümkündür.
Mnkinrmn bütün teferruatı bu bakımdan birer birer gözden geçi-rildikteo ve her kısmı yerli yerinde bulunduğu tahakkuk eyledikten sonradır ki makinenin oturtulacağı yer nazarı dikkate alınır.
Aradığımız kabiliyeti istenilen randımanda temin eyleyeciğini tahmin ettiğimiz böyle bir Belediye makinesinin, bu bakımdan iş görmek üzere oturtulacağı mahal, bundan evvelki bahsimizde kısaca söylediğimiz şartlar dahilinde intihap olunur.
Bu işleri görecek olan Belediye cihazı için hazırlanacak binada; bir fırsat olan sulh zamanının bol ve rahat günlerinde harp hazırlıklarını yapacak olan kabili-yetli, çok faal bir komisyon bulunur kı buna Franıada, Lehistanda, Yugoslavyada 'müdafaa komisyonları,, namı verilmiştir.
Hassaten harp bakımından birinci sınıf vilâyetler belediyelerinde; bu komisyonun reisi otso zat, muhakkak yarınki harplerin icaplarından tamamiyle haberdar olması elzem bulunan yüksek kıymette bir asker olmalıdır. Çok belli birşay-dir ki komisyonun reisi o şehirde “Yüksek nazım makam„ ın da şaşmaz, gevşemez biz yardımcısıdır.
İşte şehirler belediyelerini böyle bir ib'na ve dikkat ile teçhiz ettikten vc düşman hava hücumleri-□in en kızgın zamanlarında tam bir emoiyet içinde çalışma kabiliyetini temin eyliyen mahalle ve binaya yerleştirdikten sonra, umumi bir nazırla vilâyet belediyelerinin ne gibi vazifeler göreceklerini birfııra dahilinde ve muhtaıa-ran izah edelim; umumi alâkadar eden vazifelerden:
■ - Belediye hudutları içinde kalan şehri “pasif müdafaa - halk müdafaası, bakımından küçük kü çök mıntakalara ayırmak, her mıntakanın müdafaa hazırlıkları için komisyonun mesaisini teshil edecek bulunan mıntaka gruplarını teşkil eylemek, her mıntakanın insan ve hayran mıkdarını tama-nüyle tesbıt etmek, harp günlerinde şehrin hayatı umumiyeşinde hiç bir rolü olızııyan ve sureti kafiyede şehre lüzumsuz bir yol teşkil eden canlılarla şehrin hayatı umumiyeti üzerinde müessir bulunan ve doğrudan doğruya sivil halk müdafaası teşkılâttyîs alâkadar olan insan mıkdarını kuıurauz bir surette tayin eylemek, vesaiti nakliyecin her cinsini birer birer cetvellerine rahtetmek ve bunlardan ciheti aakeriyeee alınacaklardan sonra ne mıkdar kaldığını bilmek, umumi blzmotlerin harp zamanında artmau do ayniyle bu hizmetlere göre icaheyleyen vesaiti nakliye mıkdarını bihakkın anlamak ve ramanın fıraatlariyle bunları mümkün mertebe ihtiyaca uygun bir surette hazırlamalı çarelerini temine çalışmalı, şehrin müdafaa hazırlıkları için telefon, elektrik, su. gaz, (tramvay, vapur varlıklarını birer birer gözden geçtirmek ve müdafaa yolunda bütün teşkilât merkezlerini ve bu merkezlerle de şehirde bulunan mühim mûeıae-releri çok muntazam ve bir anda kumanda edilebilecek halde telefonlarla belediyeye bağlamak ve bu telefon şebekesinin muhtelif plânlarını hazırlayarak emir ve kumanda mevkiinde bulunan teşekküller merkezlerine vermek, şehir dahilinde veyn şehir civarında bulunan fabrikaları müdafaa bakı, mından emniyet altına alınmak, hava hücumlarına takaddüm eden zamanlarda ve tehlike haberi belediyeye geldiği anda bu haberi şehire ve mûeıeeıata yayacak ter. ’tibatı yapmak.
b — insan vc hayvan yiyeceklerini tasnif etmek ve bunların İlk baskınlarda mahvolmamaları İçin çareler aramak, şehrin seferberli-
r? | ğe iştirak ve orduya iltihak eyli-yecek canlılarından sonra mütebaki yaşayanlar için hiç olmazın bir aylık ihtiyat erzakını eksik etmemek, hava hücumlarından bir çok yangınlar zuhur edeceği muhakkak bulunduğundan umumi hayatı idame eden fırınlarla Jemniyetleri-ni temin etmek veya yeniden açılacak fırınları yanabilmek istidadında bulunan mahallerde yaptırmamak, umumi mesken inşaatını göz önünde tutmak ve bunlar* kabiliyetlerine göre gazdan tahaffuz mahalleri bulundurmağı temin eylemek, şehrin kesif mahallerinde münasip umumi sığnaklar için mahal tayin etmek ve bunları zamanın fırsat veren enginliğinde yavaş yavaş hazırlamak.
c — Tecrübelerin kabul »tflr-diği bir esası olan balkın yüzde lâakal kırkını şehir hudutları haricin» çıkarmak icap eyiiyeeegin-den bunların münasip mahallerde yerleşmeleri için evvelden bir plân yapmak ve bunların hemen harp müddetine» oralarda kalacakları tabii olduğuna göre insaol ihtiyaçlarını güz önüne buludurarak hazırlıklarda bulunmak, şehir hasta-h'ineleriııdeıı çıkarılacak olan hastaların ve oralardaki tesisatin harp zamanında gideceği yerleri tayin etmek ve sulh zamanında bunları behemehal ikmal etmek üzere faatâne çalışmak, vücude getirilecek bu yeni müesseıatı beynelmilel muahedelerin hastahaneler hakkındaki mevadını nazarı dikkkate alarak beynelmilel taalıhûdata raptetmekle düşman tayyarelerinin hedef ve tetirleri haricinde bulundurmağa çalışmak, şehrin umumi bayatı ile alâkaları bulunan ve orduya gitmeyecek olan doktorları, eczacıları, kimyakerleri, eb.-lerl müdafaa mıutakalannda hizmete amade bulundurmak için bunların mevcutlarını tespit etmek yangınlardan mahvolmaması İçin şehrin eczayı tıbbiye ve malzemei sıhhiye mevcudunu emniyet altına almak, umumi hayatın idamealnd» büyük bir rol oynıyan ve hassaten ordu ürerinde de müessir olan değirmenleri ehemmiyeti» düşünüp bunlar için hııeusı tedbirler ittihaz eylemek şehirde mevcut mahrukat depolarını ve alelhusus iştialleriyle ehemmiyetli yangınlara sebep olması mümkün olan gar, benzin, ispirto. mazot... i|h. gibi raaddelrr yerlerini itina ile tahtı emniyete almak, irkâp ve şevke hizmet e-den ve bu bakımdan ordu ile daimi alâkası olan umumi şimendûfer İstasyonlarının etrafını ihata eden meskûn mahalleri hususî bir dikkatle düşünmek, varsa şehrin bir parçasını diğer parçasiyle bağlıyan ve umumî geliş gidişini temin eyliyen köprülerini emniyet altına olmak ve nihayet vilâyet kazalarındaki belediyeler müoaîfaa komis-yotılariyle müzakerede buiunarak onlara rehperlik etmek ve bu merkezleri vilâyet belediye merkezine telefonlarla raptetmek, kaza merkezlerine de köyleri bağlatmak.... ilb.
d — Yüksek nazım makamdan tehlike ilân edilir edilmez veya harp başlar başlamaz ; umumî emniyette, sıhhat işlerinde, yangın hizmetlerinde, sevk vo idarede, harple beraber teşkil edilecek olan kamplarda kendiliğinden ciddi ve hayali bir ehemmiyet hasıl olacağından sulh zamanındaki bu işlerin kadroları harp zamanındaki ihtiyaçlara oydurulmak üzere asıl mesullerle birlikte daha sulh zamanında şehrin v» şehre alt vilâyet mm-taksamın ayrı ayrı bu bakımdan “sivil müdafaa, planını hazırlamak. En belli başlı olan umumî vazifelerin bu kısaca tasrihinden de an-Inşılıyor ki yarınki harplerde Vilâyet belediyeleri, ordunun gerilerinde bir ihtiyat ordusu vazifesini atmış ve memleketi gerilerdeki bu hayati hizmetlerle müdafaa etmek mecburiyetleriyle karşı karşıya gelmiş bulunmaktadır.
Sırası geldikçe bu hizmetlerin lüzumlu olanlarım kısa kısa izah ederken belediyelerin ne yaman bir cihaz olduğunu ve (ileride harbeden orduların gerilerinde adeta birer mevkii müstahkem demek ol-duğuou anlatmağa çalışacağız.
A. Naci
Spor sağlık için mi?
Spor federasyonları var, bunlar hararetli celseler aktederler, spor üzerinde ateşli münakaşalar olur, fakat en lüzumlu noktayı düşünen olmaz !
Gençler sporla uğraşıyorlar, ı canla başla didiniyorlar; gayeleri kuvvetlenmek, yıkılmamak, mağlûp olmamaktır. Kolları, göğüsleri çıplak olarak çalışan gençlerin pazılarını ve göğüslerini şişirmek uğruna nasıl didindiklerini görmeyenler Kum-kapı kulübünü ziyaret etsinler' Spor sahamızda yüzümüzü güldüren güreşçilerimizin toplan-Hıkları bu kulüpte ün kazanmış pehlivanlarımız ve çok çalışkan gençlerimiz vardır. Her f;ece belli saatlerde orada top-anan çocuklar yorgunluktan şikâyet etmeksizin vücut hare ketleri ve idmanlar yaparlar. Yumruklarını ve pazılarını şişirmek, iradelerini kuvvetlendirmek için boks talimi yapanlar, ellerinde tuttuğu ipin üstünden sür'atli işleyen bir saat okkamı intizamile durmadan atlayanlar ve bacaklarını kuvvetlendirmeğe çalışanlar, bir güreş yatağı üstünde değerli antrenörlerinin emirlerde muhtelif hareketler yapanlar, ve... hepsinin üstünde sıkı bir disiplinden nişan veren sükûnet, temizlik, intizam...
Bunlar arnsınna sekiz kat keçeye kılıç sallayan eski spor heveslileri yok. Bunlara özenmiyorlar, fakat gençler dünyayı saran spor mezhebinin gönülden müritleri gibi kendilerini kuvvetlendireceğini sandıklan idmanlara kapılmışlar, gidiyorlar. Olgunlaşmadan dökülen eski neslin cılızlığını, kuvvetsizliğini karşılarında örnek tutan bu gürbüzlük aşıkları günler geçtikçe kabaran göğüslerine, şişen kollarına bakıyorlar vc aldıkları hızı boyuna artırıyorlar; gittikçe ağırlaşan idman hareketlerini içten gelen bir istekle karşılıyorlar, yüksünmeden çalışıyorlar.
Gençlerin bu aşkları iyi, disipline razı olmaları iyi, zorluğu yenmek için uğraşmaları iyi ve nihayet gelecek günlerde daha kuvvetli yaşamak için hazırlanmaları çok iyi. Yalnız bukadar aşklı çalışmalar arasında, bana kalırsa, daima göz önünde tutulması ve tamam-lanması lâzımgelen esaslı bir noksanlık var. Onları gücen-dirmiyeceğimi bilsem, bu çalışmada şuur olmadığını söylemeğe cesaret edeceğim. Sözümü tartarak söyleyeyim ; Mevcut olduğunu söylemek istediğim şuursuzluk gençlerde değil, hatta onları çalıştıran antrtinerlerde de değil, umumi spor teşkilâtımızda ilme henüz yer verilmemiş olmasındadır.
Kumkapı idman Ocağının kıymetli antrenörüne sordur.):
— Bu ağır sporlarla uğraşan gençlerden birisinin sıhhat dosyasını görebilir miyim ?
— Yani?..
— Yani bu vücutlcrin yaptıkları sporlarla neler kazana
•sssıssıasıssısıssısııtııosıasMisMsiMsostsıtsiBSiBimsBssoıroıasmMeassssstsosssıesiBsssssetsuseaıssısıssşaımmsu
Yüz sene yaşamak için
Geceleri uyurken pencereleri ardına kadar açınız
tasanlar günün üçte bir kıımı-s nı yatakta geçirirler. İstirahat : makaadile girilen yatak odan, evin : en gürel bir parçan olmalıdır; : yani mevcut odaların içinde en : çok hava vc riya alan hangini i»e : yatak odası da o olmalıdır.
: Yatak etrafında ağır kumaştı
: perdeler olmamalıdır, madenden ş bir karyola, madeni bir somya ve : tek bir şilte en güzel, temizlcn-: meri en kolay bir yataktır. Yatalı § odasında çiçek, nebat, hayvan ve E tuvalet kokuları olmamalıdır. Ya-: farken herkes ağrını iyice yıka-r malı, gündür giydiği elbiseleri, : hatta kalın fanilaları terk ederek r(SBS»s»ossaı»sıasıeiMisss«iMSMsaiMiov«SMsaıs4saasass*
bileceklerini veya neler kay-betmeleri muhtemel olduğunu • gösteren sıhhat cüzdanlarınız , yok mudur ?
— Böyle bir şeyimiz yoktur. $u gördüğünüz beden hareketleri için doktor muayenesine lüzum görmüyoruz. Yalnız ağır spor yapmak istiyen-(erden bir doktor raporu isti-yoruı ?
— Doktorunuz muayyen midir ?
— Hayır her hangi bir doktor raporu kabul olunabiliyor.
•Şu ufacık muhavere bana, uğraşan, didinen gençlerin yürüdükleri yolda ışıksız olarak ilerlediklerini gösterdi' Çünkü karşımda spor yapan nesil, umumî harbin şeker, süt bulamayan, süpürge tohumu veya Kâğıthane toprağı ile beslenen anaların ve babaların çocukları idi. Bunlar tabii bayat şartları içinde büyümemişlerdi. Vücot-Icri ufak bir fiske ile kırılan sırçalar kadar narin idi. Nasıl olur da bir spor kulübüne yazılan bir genç muhtelif ihtisaslı doktorların muayenesinden geçmeden, onun ciğerleri, kalbi, böbrekleri, sinirleri ve guddeleri muayene olunmadan, küçüklüğünden beri geçirdiği hastalıklarla, irsen alabileceği hastalıklar hakkında bir dosya yapılmadan ve hatta bir röntgen muayenesinden geçmeden spor kulüplerine girebilirler I İşte benim yukarıda işaret ötmek istediğim şuursuzluk bu noktadır.
Bu satırlar Kumkakı idman ocağının hususiyetini tenkit maksadile yazılmıyor. Bu ocak bilhassa yüzümüzü güldüren bir şube olduğu için onların heya-canlarını kırmağı aklımızdan b:Je geçirmiyoruz. Ancak memlekette spor federasyonları mevcut olur, bunlar heyecanlı celseler aktederler, memleket gençliği ve spor üzerinde ateşli münakaşalarda bulunurlarda en lüzumlu bir noktayı düşünemezler olurrou ?
Gençlerde spora karşı heyecan var, bu taktir olunur, onları çalıştırmak istiyen büyükler de onlarla beraber çalışıyor, bunlar işin hep alkışlanmağa lâyık tarafları. Yalnız bıı gençler arasında öyleler, olabilir ki ağır sporlara, hatta hafif sporlara değil, alelade spor kulüplerine bile »evkolu-namazlar. Biz hücum hattında oynayan sporcular gördük ki ciğerleri harap olmuştu vc öyle spor meraklıları tanırız ki hayatları spor yüzünden mahvolmuştur. Ölürken Futbol fotinini yasdığıoın üstüne koyan ve ihlizar halinde arkadaşına pas verme rüyaları göreo çocuklarımızın sıhhatini düşünmek spor teşkilâtımızın vazifesidir. Bu bahse icap ettikçe sık sık döneceğiz.
D. O. Ş- Uludağ
bol v» Katil bir gecelik giymeli. Takke giymece lûrum yoktur, yatakta çorap giy memelidir.
Yatak odiMnıo pencereleri yarın olduğu gibi kışın da açık bulundurulmalıdır. Eğer hava esintili ise açık p-neerenin önüne bir paravana konulabilir. Ancak da-yanılmıvacak derecede soğuk ve nemli havalarda penç-renin kapanmasına müsaade olunabilir.
Herkes şunu bilmelidirkl kapalı odalarda yatmadı itiyat edinmiş olanlar bayatlarının üçte biri, tini zehirlemektedirler. Çünkü ciğerlerden çıkan bava tekrar teneffüs edilemiyecek derecede müthiş bir zehirdir.
Kuşpalazı hastalığı var!..
Gazeteler, Nişantaşında bir kuşpalazı hastalığı kaydettiler. Geçirdiğimiz yaz mevsiminde bu hastalığın adını unutmuştuk. Kışla beraber o da göründü. Kışın nemli, soğuk havası boğaz iltihaplarını hazırladığı için kuşpalazının da bu mevsimlerde çoğalması kaidedendir. Onun için çocuklarımızın boğaz ağrılarını daima ehemmiyetli görmeliyiz.
Kuşpalazı hastalığı en çok küçük çocuklara yanaşır. Altı aydan küçük olanlarda o kadar görülmemekle beraber 1-5 yaşları arasındaki çocuklar buna çok yakalanırlar ve hastalık insanı bir defa yakalarsa onun korkunç akibeti adeta dört nala koşarak gelir.
Hekimlerin [Difteri] dedikleri Kuşpalazı çocuk ana ne babalarını sûr'atle berekete sevk etmelidir. Çünkü bunun hiç şakası yoktur, vc vaktinde ye-tişilmezsc mes'ut bir aile ocağını hemen kara bulutlar kaplar vc yavruları saatlere sığan bir zaman içinde öldürür. Bu hastalık boğazda yerleşir. Bademcikler ve damar donuk renle te bir örtü ile örtülür, ateş bazen çok yükselir, bademcikler ve civan kangrene benzeyen harabiyetlere uğrar, çene altı bezleri şişer, nabız küçülür ve süratlenir ve korkunç akıbet her saat daha müthiş bir şekilde yaklaşarak kendini gösterir.
Bununla beraber korkmağa, bilhassa telâşa mahal yoktur, yapılacak şey akla gelen ilâçları tatbik değil, süratle doktoru çağırmaktır.
Herkes de bilir ki her bo-
gaz iltihabı kuşpalazına delâlet etmez, boğaz iltihabı bir çok hastalıklarda görünür, fakat çocuk anaları ve babaları yavrularında ateşli vc bademcikleri şişiren, boğazda iltihap yapan bir hastalık karşısında bulundukları vakit en evvel kuşpalazmı hatıra getirmelidirler ve hemen her saat başında çocuğun ağzını açtırıp ve temiz bir kaşık sapı ile dilini aşağıya bastırarak boğazı muayene etmelidirler. Bu esnada çocuk bağırırsa bademcikler daha güzel görünür ve orada beyaz lekeler gördükleri takdirde gece, gündüz, bora, fırtına, kar kış demeden hemen doktoru çağırmalıdır.
Çocuğun boğazından alınacak ifrazatın muayenesi ile kati teşhis konur, ve bu teşhis konuncaya kadar da doktor çocuğun hayatını hurtara-cak tedbirlere baş vurur.
Kuşpalazının bulaş.cı bir hastalık olduğunu herkes bilir. Hastaların konuşmak, aksırmak öksürmek neticesinde ağızların dan çıkan tükürük parçaları etrafı bulaştırır.
Ev eşyaları, kitaplar, hatta cv içinde dolaşan Kedi, Köpek ve çocuğun oynadığı oyuncaklar dahi bulaştırır vasıtalardır. Korunmak için yapılacak ilk iş kuş palazının göründüğü evden içeri girmemektir. Çocukların ağız ve burunları temiz bulundurulmalıdır.
Hastalığın etrafında bulunanlara korunmak makaadile serum tatbik olunur. Bununla beraber serum kullanmak her va-
kit için tehlikesiz bir şey değildir, (anafitaksi) denilen arızalar görülebilir vc korunmak iç’n şenim tatbik edilirken çok dikkatti olmalıdır.
Yine korunmak maksadilel aşılar icat edilmiştir. Bir hafta ara ile yapılan aşılar çocuğu! şırıngadan sonra iki seneye kadar kuşpılazına yakalanmaktan kurtarabilir. Bunun için mekteplerde çocuklara kuşpalazı aşısı yapılmağa teşebbüs edilirse çocuğu bundan kaçır-J manialıdır.
Dr. O. Ş. Uludağ
6
ZAMAN—
Kânunuevel 5
“Kim olduğumu bilmiyor musun?
Abdülaziz, memnuiyet hilâfına, sarayın Boğaziçine bakan meydanlığında dolaşıyordu. Kendisini içeriye davet eden zabit ateş etmişti!
— 29 —
I
e
1

fi
Abdülhamit cıılûs haberinden sonra amcasının saraydan çıkarılışına, Topkapıya götürülüşüne dair | de bir hayli malûmat topladı. Zaten Abdülâzız takımının Doltnabahçeden çıkarılışını gözile de seyretmişti. Bu işe memur olanlar, vaziyetin doğurduğu bir sinir gerginliği içinde biraz sert davranıyorlardı. Kadınların v« erkeklerin saraydan küçük bir şey çıkarmalarına müsaade etmiyorlardı. Abdülâziz ile Topkapı sarayına gidecek kadın ve erkeklerin sayısı iiç yüzü buluyordu. Kayıklar, sandallar bu kalabalığı gelişi güzel alıp götürüyordu. Rıhtımda sıralanan memurlar da herkesin üstünü başını arıyorlardı. Altın ve elmas değil, hatta kıymetli bir İrama; bile götürülmesine müsamaha göstermiyorlardı.
Abdülhnmit, bu sıkı teftişleri ve saraylıların çıkardıkları gürültüyü gVeliıbt dairesinden dikkatle temaşa ediyordu. Bir aralık basta kılıklı bir kadının müneccime geldiğini ve memur, larra bu kadın tarafından örtülünmüş olan bir şalı çekip (aldıklarını gördü, hemen dürbünü yakaladı, yalnız bir ferace ile kadını teşhise çalıştı. Bu kendinin sınama kabilinden büyülediği kadın ef. idi. Hasta ve son derece hasta görünüyordu. Adım atamıyordu, koltuklana-rak sandala götürülüyordu.
Bu müşahede, Abdülhamidin içine bir ürperme getirdi elinden dürbünü bıraktı, dalgın dalgın düşündü ve gamlı gamlı mırıldandı :
— Uydurma büyüde galiba tutuyor. İşte kadın hasta bel-Iddc ölecek. Acaba iyi yapılan büyü neler yapmaz?
Ve sonra yerinden kalktı, oda içinde dönüp dolaşmağa koyuldu, sonunda şu kararı aldı:
— Amcamın tahttan düşeceğini söylediler, doğru çıktı. Demek ki benim yakında tahta çıkacağımda doğrudur. O halde bu haberi kuvvetlendirmek için büyüye sarılalım. Her şeyi ve her şeyi yapalım.
Hasta kadının birkaç gün sonra ölüvermesi üzerine Abdülhamit bu kararına büsbütün bel bağladı, yenileşen cülûs münas-betile yüz göstermiş olan gürültüler, daire nakilleri, merasim ve teşrifat bittikten sonra işini gücünü bıraktı. Şeyh Abdurrahman ile Afitap kadının yakasını koyuvermemek yolunu tuttu.
Artık her gün bir çeşit büyü yapıyor ve bu büyülerle kardeşinin çukura düşmesini temine savaşıyordu.
Abdülhamit, günleri sayıyor
Abdülhamit Müsyû Dorisio rivayetine göre, durup dinlen-aeden büyü ile uğraşıyordu. Sultan Muradın tahta çıkbğı fûn onun balmumundao küçük air heykelini yaptırmıştı, Ab-lurrahman ile Afitap kadına ■kutup üflettiği iğneleri muay-en vakitlerde ve bir takım aerasimle bu heykele batırı-ordu. Onun zamınca bu iğuc-ır, sultan Muradın hayatını akatlıyacaklardı. Yine Müsyû Joris, Abdülhamidin Cıınbız-an adlı bir ermeni terziye bir etrc yaptırdığını ve bu setre-
yi büyücülere efsunlattıktan sonra sultan Murada takdim ettiğini yazıyor.
Hadiseler de Abdülhamide yürek kuvveti ve büyülere inanmakta hak verecek şekilde devam edip gidiyordu. Ab-dülâziz, tahttan indikten altı ve Topkapıdan Çırağan »arayın* naklolunduktan iki gün sonrayken dini Öldürmüştü. "Kont Dökcrat-ri„ adlı muharrir, hayatına kendi elile hat.rno çeken Abdülâ-zizin son günlerini şöyle anlatıyor :
"Sabık Hünkârın oturduğu saray üç «rra askerle çevrili idi. Kendine dairesinden dışarı çıkmaması tenbih olunmuştu, o bu ihtara kulak asmadı, Sarayın boğaziçine bakan meydanlığında enine boyuna gezinmeğe başladı. Muhafız kuvvetler kumandanı bir müddet bu lâübaliliğo tahammül etti, sonunda Abdülizize yanaştı, büyük bir nezaketle içeri girmesini söyledi. Şu cevabı aldı;
— Küstah! Benim kim olduğumu bilmiyor musun?
O da şu karşılığı verdi:
— Biliyorum efendim, Ab-dülâz'ız efendisiniz!
Sabık Hünkâr, son derece sinirlendi, yan cebindeo çıkardığı ufak bir rovelverle zabitin üzerine ateş etti, bereket versin, zabit hızla iğildiği için kurşun başının üstünden geçip gitti Artık onu zorla içeri sokmak icap ediyordu, iki süngülü nefer getirilerek meydanın iki tarafına dikildi. AbdülAziz-de işin zora bindiğini görerek bomurdana bomurdana içeri girdi
O geceyi büyük bir teessürle ve sinir buhranı içinde geçirdi, hiç uyumadı, sabah olup ortalık ayd ulanmaya başladığı zaman bitkindi, dalgın dalgın düşünüyordu. Bir taraftan da tam sayıklamayı andırır manasız sözler söylüyordu. Kâh donanmaya emirler veri-yor ve Hüseyin Avni paşaya sövüp sayıyor, kâh hükümdar imiş gibi tavurlar takınarak vükelâ değiştiriyordu.
O gün padişah tarafından bir yaver geldi, Abdülâzirden bir gün evvel kullanmaya kalkıştığı rüvelveri istedi. O lirada akh başına gelen sabık hünkâr eğlenmeğe koyuldu.
— Nc için?. Yoksa sevgili yeğenimin benim rüvelverime ihtiyacı mı var ?
— Zatı şahanenizi herhangi bir kaza ihtimaline karşı korumak için rüvelveri istiyorlar,
— Silâh koyoumdadır. Gelin alın.
— Zatı şahanenize kimse el süremez. Silâhı bizzat tcsLm etmek lutfonda bulunmanızı rica ederim.
Bu söz üzerine. Abdülaziz silahı verdi, fakat yeniden sinir buhranına tutuldu, bağırıp çağırmağa koyuldu. Valde Per-tcvniyal ile bir kaç kadın, onun yanından ayrılmıyorlardı, sinirlerini yatıştırmaya savaşıyorlardı. Bununla beraber Abdülazizi sakinleştirmek mümkin olmadı, onun gözüne o gecede uyku girmedi. Ancak ertesi sabah gün doğarken kendini bir koltuğa attı, derin bir daldı.
uykuya
Devamı var-
Spor
Türkiye güreş birincilikleri müsa bakalarına “Bursa,, da başlanıldı
Bursa 4 (Hususi) — Türkiye güreş birinciliklerine dün gece saat 20-30 da tayyare sineması binasında çok kalabalık bir seyirci karşısında başlandı.
Karşılaşmalar üç gece devam edecektir. Açılış Vali Fazlı tarafından yapılmıştır. Cumuriyet halk fırkası namına Doktor Yusuf İzzettin konuştu ve bu konuşmaya federasyon reisi karşılık verdikten sonra Bursablara teşekkür etti. İstiklâl marşı |ve sonra bep bir ağızdan 'onuncu yıl marşı söylenerek müsabakalara başlandı.
Filiz sıklette : Mcstan (Eskişehir) Ahmet (Bu-sa) ya tuşla galip. Osman (Konya), Meme t (Ankara). Mehmet tuşla galip.
En hafif sıklet: Ömer ıls tanbul), Selim (Ankara) ya tuşla galip. Kâzım (Konya), Mehmet (Eskişehir). Mehmet tuşla galip.
Hafif sıldet: Yaşar (İstanbul), izzet (Eskişehir) • Yaşar sayı hesabile galip.
Orta sıklet: Rıza (Ankara) Ilışan (Konya) ya tuşla galip. Hüseyin (Ankara), Zeki (Bursa) ya tuşla galip - Lutfi (Eskişehir) . Faruk (Konya) ya tuşla galip.
İkinci devro
Filiz siklet: Ömer (Istanbul) Mestan (Eskişehir) e tuşla galip. Ahmet ( Bursa ), Osman (Konya) ya tuşla galip.
En hafif siklet, Ömer (İstanbul), Ahmet (Bursa) ya tuşla galip. Selim (Ankara), Kâzım (Konya) ya tuşla galip.
İstanbul Borsası kapanış liatleri 4 12- 1934 ÇEKLER

Açılış Kapanış
IXXI dr a 622,7$ 624,2$
Nev-York 0,7949 0,792736
Paris 12.06 12,03
MiUao 932 9.2970
Brüksel 339$ 3,385
Atiaa 64,1063 83.8975 i
Cenrvr» 2.45 2.4448
Sofya 66,1636 66,
Amsterdaaı 1,1756 1.1723
Prız 19.C440 18,9770
Stokholm 3,11 3,875 !
Viyana 4325 4,315
Mzdrit 5,8156 5.8075
Berlin 1,9787 1.9737
Varşova 4,20.5 4.19
Budapeşte 4.20$ 4,195
Bükreş 79.46 79,2636
Belgrat 35,0843 34,975
Yokohama 2,6888 2.6725
Moskova 1C88.25 1088,75
Nükut
Alış Satış
Altın 930 931
Mecidiye 40 41
Banknot 239 240
Tahvil ve Senetler
Açdış Kapanış
«■U S failli 11JJ Ikr.miyeli iFzzanl) 97 97
ürt) 73 fnlıll Türk hr.ro. tahnll 1 27,85 27.75
Anartolu O )o‘u | I| 45,50 45,55 1
.. , mümruU 49.90 49.80 j
oaı ?,s Tn»k B ıı • •
i Oto S lUıine •
Ergani U
Mr.-e» Baak — — !
RıMıa 95 95
■a t)"l) Aralan çlmanto 1VJ »M»
Anad. D. Y. (Vo 6» n, 95 n.95
Sigaralar iyileşecek
Sigaralarımızın daha iyi bir lıale getirilmesi için Inlıitarlar idareci bir iki talihim noktaya ehemmiyet vermektedir.
Bunlardan başkesit evvelce 25 harmana ayrılan Türk sigaraları bundan sonra 9-10 harmana ayrılacaktır. Bu cüretle sigaralarımızın içiminde tamam bir istikrar hasıl olmuş olacaktır.
ve
Hafif siklet: Şinasi (Ankara) Irzct (Eskişehir) e tuşla galip.
Yarı orta : Saim (İstanbul), Ihsan (Konya) yn tuşla galip.
Voleybol Maçları İstanbul 2 (A.A) - Voleybol Basketbol heyetinden : 7-12-934 Cuma günü Gala-
tasaray lokalinde yapılacak resmi voleybol maçtan:
iscanbulspor — Feneryılmaz saat 17 de Hakem: Feridun
Galatasaray - Topkapı saat 17,30 da Hakem ; Rıdvan. Bu maçlarda saha âmiri Ekrem dir. Profesyonellik ve “Ankara,, lı Sporcular Ankara Gençler Birliği Spor kulübünden: "Top,, mecmuasında Ankara muhabiri Saffet Emin imzasiyle intişar eden makale silsilesinde, Ankara profesyonellik ceryanından bahsedildiğini vc bu ceryana Ankara kulüplerinden bazılarının taraftar olduklarını unlatan müphem yazılar çıkmaktadır.
Muhabir Safft Emin evelce Gcnçlcrbirliği kulübünün ikinci reisi olması dolayısile muhitte bu cereyana Gençlerbirliği kulübünün taraftar olduğu zehabı hasıl olmaktadır.
1 — Gençler birliği kulübü bu cereyanı şiddetle ret ve sporu bir ticaret mctaı olarak değil, millî bir vazife bildiği için yayan bir kitledir.
2 — Saffet Eminin kulüpte ikinci reislik sıfatı olmadığı gibi idare ile bir münasebeti de yoktur.
Zamanın takvimi
Çanakkalede ^ilNasıl Durdurduk?
Tefrika numarası: 9 Yazan: Ahmet Cemaletlin
“Vaziyeti kavrıyamadığımız ve aldandığımız meydanda idi !„ ingilizler, Boğaza girdikleri zaman oralarda torpil bulunmadığını zanneylediklerini itiraf ediyorlar

KÂNUNUEVVEL
İlleti K.ttnt
R timi aaaa 1353
1934
Rumi «ene
il 1350
Ruim katını u-' 7 HKİ T«»Ho
27 21
ÇARŞAMBA
( Sabık İMSAK
s. Çrt» S. 1 D. .
: 2 28 97 )2 | (3
7 9 Tl n
t(l» •kindi («pıt Yatsı
i. D. a-İD-fi. |D. S. |D.
7 23 9,17112 - İp» i
12 4 [ÎT 28 16İ4I löi:9
Bugünkü hava
Yeşilköy Rasat merkezinden sidiğimiz malûmata göre dün hava tazyiki 761 mil metre, en fazla sıcaklık 13, en az 11 derece idi.
Bugün hava kapalı olacaktır.
Emrazı akliye ve asabiye cemiyetinde Türk Emrazı Akliye ve Asabiye cemiyeti aylık toplantısını Bakırköy Kliniğinde lyaprnıştır. Bu toplantıda geçen senenin çalışma rapora umumi kâtip Ihsan Şükrü tarafından okunmuş ve geçen u-nekı idare heyetinin çalışma tarzı brycnilmiştir.
Yeni «ene idaro heyeti şu suretle seçilmiştir s
Birinci reis ı O.-d. Prof. Mazhsr Oımozı, ikinci reis. Prof. Nazım Şakir, umumi kâtip: Ihsan Şükrü lam, veznedar : Cevat N. Bilgisc-vco, Müşavir âza: Ahmet Şükrü D.kmen ve Kono», celse kât.pleri: Rahmi Duman vo Aliye.
Hüıeyin Keoan, Fe'ci umumilerde ateş tedavisinden sonra görülen hususi hezeyan levhalarından bahsetmiş, vak’a göstermiştir. Prf. Nazım Şskir, Prof. Fahrettin Kerim, İhsan Şükrü, Mazhar Ozman da münakaşaya iştirak etmişlerdir.
Yolcu salonu büyültülüyor
Galata yolcu salonu ihiyaca kili gelmediği cihetle yanında bulunan arandan istifade ederek tevali takarrür proje kabul bir kaç güne nacaktır.
etmiştir. Bu hususta edilmiş olduğundan kadar inşaata başla-
“Çanakkale. de mayın fanyan batıkçı gemileri “Mondoros., limanında *Vır_ muhribinin yaralı zırhlının bordasına yanaştığını ve biraz »onra güvertesi kalabalıktan hıncahınç bir hatıla avara ettijini kemali heyecanla gördük. Bu muhrip saat (4.50) dr Amiral gemisi “Kula Elizabet. in bordasına yaklaşarak "Irretistibl. İn mürettebatından 28 zabit ve 582 neferi yüklemiş olduğunu ve bu zırhlının bir meyine çarparak batmaK trblikeıiode bulunduğunu ve gemide süvari ile bazı rabıtanın ve kendilerine yardım etmek üzere fedai on neferin kalmış olduğunu ropor etti.
Dü;man, muhribin yaralı «rh-lıoın mürettebatını almak üzere bulunduğunu görünce urun müddet susmuş olan toplun da dahil olduğu halde bu iki gemiye karşı şiddetli bir atrş açmış ve “Vır, muhribinde bir hayli telefata sebebiyet vermişti.
Muhrip bordamızdan açıldıktan sonra Amiralle vaziyeti münakaşa ettim ve o gün yapılacak başka bir şey olaaoıyacafına karar verdik. Sabib meyin yüzünden bir geminin batması, difte ikisinin hasara uğraması mühim bir şeydi. Halbuki boğaza girdiğimiz zaman icrayı harekât ettiğimiz sahada bir tek bile torpil bulunmadığı kanaatinde idik.
Şimdi (Irresistibl) in kurtarılması icabrdiyordn. Amiral bana (Viyr) muhribi ile yaralı zırhlımıza gitmekliğime ve vaziyeti tetkik ettikten sonra icabcderse bu gemiyi derhal yedene alması İçin “Oşin,, süvarisine talimat vermekliğime müsaade etti.
"Viyr„ muhribine bindim ve tam yolla "Irreaistibl,, e fittik. Ben Amiral gemisi elan "Kum Elizabet,, den ayrılmazdan evve! Amiral, yaralı zırhlının tabiisi işini himaye edecek olan “Oşin,, vs "Sviftşur,, zırhlılarından maada bütün gemi.eriu boğazdan çekilmelerini işaretle bildirdi. Aynı zamanda bir muhrip fırkasının boğaza girerek "Viyr,, muhribinde bulunmakta olan Erkânı harbiye reisinin (yani benim) emrine verilmesi işaretini de kaldırdı.
Mahdut bir sahada muhriplerle daima iş görülebilir, (Irresistibl) e yaklaştığımız zaman bu zırhlımızın on beş santimetrelik top »alvola-rile müteaddit isabetler almakta olduğunu gördük. Bu müddet zarfında "Oşln. II» “Sviftşur.e batmış olan “Mes’udiye. zırhlısından çıkarılan (15) tik toplar mütemadiyen ateş etmekte idiler.“Vencea)», “Albcon. vo “Mecestik, zırhlıları ise Amiralden almış oldukları emre itaat ı-derek ricat ediyorlardı.
“Vır. muhribi saat (5.20) de bordasına yanaştığı zaman “ trre-ahtlbl „ de hiç bir hayat eteri gö-rüomiyordu. Ben bundan süvari-ninde zırhlıyı terk ederek "Oşln. zırhlısına geçmiş olduğuna hükmettim. Zje zırhlının torpidolanma-aından beri bir saatten fazla bir zaman geçmişti ve *Ojin, zırhlısı-dıı “Irreaistibl. i yedeğe almak için hiç bir teşebbüste bulunmamıştı, bu tahminlerim bilâhare teeyyüt etti.
Bu şerait altında zaten “Irre-aistibl. süvarisi için yapacak başka birşey de yoktu. Beyhude yere gemide fedai bırakarak bunları ateşe maruz bırakmakta hiçbir mana yoktu. Zırhlı akıntının tesiriyle yavaş yavaş Anadolu sahiline dofl-ru sürükleniyordu. Binaenaleyh zırhlıyı kurtarmak lâzımsa vakit kaybetmeden yedeğe almak birkaç yüz yarda çekilerek boğazdan di-şarıya akan aulara eriştirmek ica-
bediyordo. ‘Oşlo. zırhlısıas şu işareti verdin :
—“ Amiral *lrresi)tib.| nhlıır nı yedeğe almanın emrediyor,,. Bu işarete “ Oşln „ süvarisi yarak ublınıe yanındaki su derinliğini» yedeğe alma işine müsait olaıııya-cak kadar sı olduğunu bildirdi.
Zırhlı batmıysrsk olursa )ahil do karaya oturacaktı. Bu gemimizin dO-man eline geçmemeli için lea-b-nda torpillîyerek batırmayı de düş ündüm ve * Vujr „ muhribinin aavariı.ae İki torpido hazır bulundurmasını löyledim. Aynı zamanda da zırhlının etrafını iskandil ediyorduk. Bu müddet zarfında istihkâmlar mütemadiyen ateş ediyorlardı. Etrafında düşen mermiter'.n parçaları ve etrafımızda kaldırdıkları su sütunları mütemadiyen muhribin güvertesine dökülüyordu.
"Oşın- yaralı zırhlıyı elin yedeğe almaya mütemayil görûnmc-dişindeo sö varisine: “Şayet (Irre-ciatibl) i yedags almağı muvafık görmüyorsanız amiral ricat edip Boğardan çıkmanızı emrediyor » işaretini verdim. Filvaki bu zırhlı gelişi güzel ateş ederek beyhude yere mühimmat telef etmekten başka blrşey yapmıyordu. “SviftşürH zırhlısının süvarisi ise benden kıdemsiz olduğundan kendiline kendi namımada emredebilirdim. Binaenaleyh önada çekilmesini amiral namına defil, kendi namıma emrettim. Bu zırhlıya (IrresisUbl) i yedeğe almasını emredemezdim zira “Sviftfür, un zırhı onu şiddetli bir ateşe maruz bırakacak dereeeda zayıf idi ve bu itibarla kalelerin çok yakından yaptıkları ateşten pek zi-yade müteessir olabilirdi.
“Oşln. boğazdan çıkacağı yerde İstihkâmlara re bataryelere ateş etmekte devanı ediyor, bu halde benim endişemi mucip oluyordu. Kendiline Amiral namına vermiş olduğum işareti anlamadığına hükmederek “Vujr. muhribi süvaririne “Oşso. zırhlısına yaklişmsunt söylemek üzere idim ki “Oçın.an bordasında da büyük bir İnfilâk oldu.
Saat tanı “6,5. idi. “İrrc.istibl,, in mayina çarpmasından iki saat »nara "Oşio„ de ayni akibete uğramıştı. Gemi derhal bir tarafına yattı "Vujr,, muhribinin süvarisi hemen “Oşin„ in bordasına yanaş, ■»aklığımızı söyledi amma ben gemiyi bütün kuvvetleriyle kurtarmaca uğraşmalarına vakit bırakmak için bilâkis fasla sokulmamasmı ve İlk fırsatta yanaşmak üzere hazır bıtunmasmı söyledim.
Bilâhare “Oşîn- süvarisinin raporundan öğrenmiş olduğuma göre gemi mayına çarptığı anda, acı bir tesadüf eseri olarak büyük çaplı bir mermi da gelip dümen donanımını tahrip etmiş ve bu suretle dümenini sıkışmış bir vaziyette bırakmış. Zavallı "Oşln„ bu müddet zarfında tuluduju noktada daireler çizmekten başka birşey yapamıyordu.
Süvari gemisinin kurtulmasından ümidini kesmiş olmalı ki bir işaret çekerek bütün muhripleri yardıma çajırdı ve “terki sefine» emrini verdi. *Kolnc„ , “çelmer. , “Kentet,, ve “Ced„ muhripleri hemen koşuktular ve birkaç dakika zarfında gemiyi tabiiye ettiler. Bu müddet zarfında istihkâmlar ateşe devam ettiklerinden “Oşin.ln bor-dazında yanaşık durao “Çelmez, muhribine (15) santimetrelik bir gülle isabet ederek kömürlüklerin, den birisi su ile doldu.
Devamı var
ıvd 5
Mülkiyeliler bayramı
1 inci sahi feden devam
Eminönü kaymakamı Raif, üniversite profesörleri bulanmakta İdile». Merasime ayakta «üolroea İstiklâl marşı İle başlandı.
Mektep müdürünün nutku İlk defa kürsüye mektebin müdürü Hftseyia Şükrü pkarak bir nutuk iradetti *e «»cümle dedi, ki: —“Çok »ayıl defe» konunklarım»: Mülkiye korulusunun elli aakl-«iao yıldönümünü kutlalamak gönencinin gene bana dûymealnln verdiği çok büyük kıvancı »arlığınız kar,lalada »öylensek bence aoaraı bir un ur d ur. Bununla altıncı gezdir ki ba yüce toplanbp açmak »e burada bulunmak çalımı elime geçiyor. Her yıl arkamıza bakbfımıı vakit uluaç.1 »e mülkiye kuruasucca aldığımız hız gözlerimizde ilerici için parlak konaklar belirtiyor.» H üreyin Şükrü Irandan sonra is-takl»! mûcabcdeaias vr inkilâplara kıaaca atfmazar eyliyerok »onra liıanımııın TüvkçelefmeR .hainine geçmiy ve demiştir ki :
•'— Şimdi de dilimizi yabancı terkiplerin dar çemberinden çakar-mağa ugraşıyoen». Şüphesiz ki bu aavaş hepsinden kolay olaeak değildir. Kökleymiı, babadan of ula İntikal etnzis alışkanlıklar» yenmek kap edecektir ve bu her dakika, her an durmadan dinlenmeden başarılman lâzım bir savaş olacaktır. Her günün, be» aaatin yıpratıcı bir savaşa-.
Mülkiye har (av*|ta olduğu gibi bu büyük uğraşmada da ön liralarda alacaktır. Zaten mülhiye-nln göfıümüzü kabartarak eöylı-yebileeefim en büyük oranı önderlerin gittikleri yoldan ceaaretla git-menidir.
O, ancak ulusuna, şefleri a» bağlıdır »e [kendirine gösterilen yüce alâkaya bu dürüst Va lemis hareketiyle oevap verir.
Mûlkiyelilik öyle bazılarının yanlış olarak ianaetmek istedikleri gibi bir inhisar düşünüşü da değildir. Mülkiyeliler çetin bilgi yolunda disiplinli bir kümedir. Batı dünyasının ilminden en verimli bir tekilde nasıl istifade etmek kabilse onu aide etmek azmindedir.
Hiç laraılmadaıı söylüyorum ki mülkiyelilerin anülkiyeye ve birbirlerine bağlan aaglamJaştıkça Türk topraklarına, Türk ülküsüne bağlılıkları da oranda artar. Bu bağı bir inhisar gibi görmek doğru de. fildi».
Mülkiyeler varlıklarını, istikballerini devlete bağlayan fedakâr bir ■Ömredir. Devlet te bütün kurumla-»iade bu alnı yüksek çocuklarında» uzaktan veya yakından hiçbir ya-bancı düşünce ite zibni bulanmak-uuo İstifade edebilir. Biz bu ülkü İle çahstıkça, dediğim yamaçlara doğru yürüdükçe büyük yeRarn yardımından amin, yarınımızdan kaykuıuz yalnız bilgi ve çalışmaya kendimizi candan bağlıyabilhiz.., Muslihittin Adilin nutku Şükrüyü takiben Mülkiye-nin eski hatibi Muslihittin Adi) çok heyecanlı bir hitabe irat etti.
Ve ezcümle dedi ki:
Elli sekiz sene evvel bugün Törkiyenin ufuklarında bir güneş doğdu. Bir güney diyorum, çünkü o idari ve iç-timai hayatta inkilâp yapan bir kültür, bir giineş idi.. Belki Mülkiye mektebi doğmuştu. Bu doğucu yalnız Mülkiyeliler değil, biitûn Türk di kutlula-malıdır. Mülkiye tarihi bütün yurdu alâkalandıran bir tarihtir, bir inkilâp tarihidir. Yalnu geçeni değil, geleceği de hikâye eden bir tarihtir. Bu o-cağın bütün evlâtları memleketin her tarafında kendilerine tahmil edilen vazife ne olurıa olsuu çalışmışlardır.
Tûrkiyede bir ışık var, bu ışık yalnız yurdu değil, bütün acunı aydınlatıyor. Bu ışık inkılâbı yaratan, Cumuriyeti kuran büyük Atatürktür. İşte siz onun gösterdiği yolun sadık yolcularısınız.
Ben miilkiyeyi ihtiyar ve dinç bir ağaca benzetiyorum, ağaç nasıl köklerini toprağın kalbine sokuyor ve kuvvet alıyorsa mülkiye de köklerini milletin kalbine sokuyor ve öyle kuv. vet alıyor.
Haşan Tahinin sözleri Şiddetle alkışlanan bu nutuktan sonra kürsüye alkışlar arasında Ayai sade Haşan Tahsin geldi içten gelen ve gözleri yaşara yaşara, heyecanla dolu bir hitabe irat etti ve dedi ki:
“— Sayğı değerlerim.
Mülkiyeliler Ulusun münevverlerinden gördükleri kıymetli alâkanın yüksek teveccühün müteşekkiridirler.
Mülkiyeliler canlıdırlar bu toplantı onun delilidir.
Mülkiyelilerin en büyük türesi birbirine yardım etmektir. Mülkiyeliler arasında yaş farkı yoktur hepsi birbirini sever işte Mülkiyelileri daima canlı tutan, daima yaşatan bu yardım kuvvetidir.
Talebelerim size bir kaç öğütte bulunacağım, vazifenize daima bağlı kaimiz, düzene boyun iğiniz, ilerde memur olduğunuz vakit hükümet otoritesine riayet ediniz, içinizden gelen vazife aşkı ülkü uğrunda yaşamağı bile çok görecek kadar inançlı olsun.
Mülkiyelilerin andı
Sizi bir ant içmeğe davet ediyorum : “Cumuriyet ülküsünü memleketin her köşesinde sarsılmaz bir türe halinde bulunduracağınıza bize söz veriniz. „
Talebeden birinin nutku
Talebe hep bir ağızdan (söz veriyoruz) diye cevap vermişlerdir. Taksinin tezahürata vesile olan nutkundan sonra talebe namına Hürrem bir nutuk söJemiş ve ezcümle demiştir ki: "— Değerli bocamız Muslihittin Adilin dediği gibi elli sekiz yıl evvel, yurdun kararan semasında bir yıldız parlamağa başladı ve o günden beri o yıldızdan kopan her parça yurdun en ıssız bucaklarına kadar yayıldı, çevresine ateş ve ışık veren bir varlık oldu. Bugün, burada, en yaşlımızdan en gencimize kadar, biz Mülkiyeliler toplandıysak, » bu, yalnız aramızdaki sevgi ve bağlan bir birimize bir kere daha söylemek için değildir. Ayni zamanda, gençlerin, büyüklerin Yurt uğrunda ağarttıkları ak saçları görmeleri içindir. O ak saçlar i ülke İJn, Ülkü uğrunda yapılan fedakârlıkların, tüketilen emeklerin temiz başlara ördüğü birer minnet çelengidir. Mülkiyeli derken, yalnız gençliğinin bir kaç yılını bu yuvada geçirenleri söylemek istemiyorum. Mülkiyeyi seven ve yükseltenler de onlar kadar, belki daha fazla Mülkiyelidirler.
Biz buraya gençliğin bütün gücü, inancı ve umudile dolu geliriz. O gücü sonuna kadar göt üre bilenler, ayrdırken Müi-«iyenin bilgisinden gücünden bir şey alır götürür. Fahat kendi in .acından, gençliğinden, ateşinden ibr parça bırakır. Tâ ki bu ateş ve hızla ocağımız bitimsiz yansın,, Bu nutuklardan sonra Mülkiyeliler kendi aralarında hasbıhal etmişler, saat 16,5 da da Mülkiye talebesi tarafından Tokatliyanda bir çay verilmiş, geç vakte kadar güzel vakit geçirilmiştir.
Mülkiye mektebinin tarihçesi
Mülkiye mektebi 58 sene evvel Abdülharaidin yalnız sultani talebesine mahsus olmak Üzere “Mülkiye! şahane,, namı altında açılmıştır, ilk müdürleri Abdürrahman Şeref. Recai, Rakım, Süreyyadır. Son zamanlarda da Nazım, Hâmit, Zeki Mesut müdürlük etmişler dir.
Mülkiye bir çok defa yer değiştiroûftir. İlk kurulduğu zaman Cağaloğlunda bugün Kız lisesi olan mektepte tedrisine başlamış, 324 de Aksara-ya gitmiş, Salkımsöğütte şimdiki Morg müessesesinin bulun duğu yerde bir müddet kalmış ve nihayet Yıldıza yerleşmiştir.
-ZAMAN-
Son Bulgar I vahşeti
Birinci sahifeden devam ölülerde kurşan delikle»! ve birinde de süngü yarası vardır.
Bulgarlar suçlarını itiraf ediyorlar Atin* 4 — Yunan vs Bulgar labitlerioden mürekkep müşterek komisyon düo akşama dof ru hudut hâdisesi hakkında mahallinde tet-kikat yapmış, kanlı hâdisenin, Yunan hududunun içvrlatnda ve Bulgar askerleri tarafından meydana getirlldifioi teıbit etmiştir. Bulgarlar bu neticeyi kabul etmişlerdir. Feci hâdise hakkında gelen yeni tafsilât
Belgrat 4 — “Politika» gazate-si Bulgar - Yunan hududundaki hâdise hakkında Sofyadan aldıfı huaual bir telgrafı neşrettmlştir. Telgrafta vaka şöyle anlatılıyor: “Bulgarların, dinlerini değiştirmek üzere yaptıkları taıyika da-yaoamıyan yadı Pocuak Tilrkö ailelerde birlikte ayın yirmi dokusunda hududu geçmişlerdir. Bulgar askerle»! huduttan sekiz kilometre kadar ileride bunlara tesadüf etmişler ve üzerlerine ateş açmışlardır.
Müsademe neticevinde Tûrkler-den beşi ölmüş ve kadınlarla çocuklardan da birçoğu yaralanmıştır. Bulgarlar hepsini geriye »örmüşler ve tam hududa geldikleri zaman esir edilen iki Türk Yunan karakollarına dofru kaçmağa başlamışlardır. Bulgarlar kaçan iki kişinin arkasından silâh atmışlar ve bunları yaralamışlarsa da Türkter buna rafmeu Yunan kar»kollarma ilticaya muvaffak olmuşlardır.
Atina 3 — Drama Jandarma kumandanlığından dün gece hükümet» »erilen resmi malûmata göre jandarma yüzbaşısı Pitsaridi» hâdise mahallin» giderek tahkikat yapmış ve sureti vukuu hakkında şu tafsilâtı vermiştir:
1 — 3 Bulgar neferi Yunan a-rarisiade pusu kurmuşlardır.
—2 Huduttan iki aaat mesafede Yunan araılalnc girerek Yunaols-taoa iltica eden Pomak kafilesi Özerine ateş açmışlar ve bomba kullanmışlardır.
3 — Pomukların üçü kurşunla, biri süngü ile, dıfer birisi de başs-nın arkasından »fır surette yaralanarak öldür ülmOşlOr.
—4 Bunların beraberlerindeki eşya ve insan şundan ibaretti:
₺ kadın, 11 çocuk, 170 koyun. 8 katır.
Bunların hap.ı tekrar Bulgar arazisine götürülmüşlerdir.
Bulgar Hariciye nazırının nezdinde
Sofya 4 (Hususi)— Buigar Hariciye nazırı Gospodın *Bstalof„ Türkiye Cümhuriyeli F.lçial Şevki ile Yunan Elçisi M. “Kola». ı kabul etmiştir.
Bu esnada. Yunanistan* geçmsk istlyen Türklerm feci surette öldürülmeleri merıubshıoldugu anlaşılıyor.
•ŞRllltlIMatRSKIISIMI S|»»II«IVIHim»«IU»1ISIHIMI»
Yeni soy adı alanlar
Karilerimizin aldıkları soy adlarını neşre devam ediyoruz
Başar — Tıb fakültesi talebesinden Zeki Yılmaz.
Orhon — Şark demir yollarında hareket kalem amir muavini Şükrü.
Bayii — İstanbul kız orta ( mektebinde Zcliha Osman ve elektrik şirketi tahsilât Müfettiş Hilmi.
Güner — Ankara güoırügû muayene memurlarından Abf.
Ergin — Belediye emlâk müdürü Muhsin.
Atagün Kumkapı av vergileri mensuru Ihsan.
Kemer Kaya — KOçükpa-zar zabıta belediye memurlarından Muharrem.
Goral — Emniyet müdürlüğü zabıtai ahlâkiye komiserlerinden Hüseyin.
Bozkurt — Emniyet müdürlüğü zabıtai ahlâkiye noemurla rından Abdullah.
“Sar,, hakkında verilen karar
/ inci sahifeden devam vermiyenlez hakkmdaki teminatı ırk ve din farla gözetmemektedir.
O bir taraftan. Sar Alman-yaya dönerse bu döoüşün nasıl olacağını gösteren tedbirler alınacaktır. Muayyen bir zaman muhaceretlere müsaade edilecek ve muhacırlar mallarının arıtma ve dövizlerini çıkarmak için serbest bırakılacaktır.
Mali anlaşmaya gelince, Sar'dau yalnu Fr ansan id 900 milyon alacağı gözükmektedir. 950 milyona yükselen ve anlaşmaya girmeyen hususi alacaklar bunun dışındadır. Bundan başka Fransa “Warndt„ madeninden 11 milyon tona ait hissesini alacaktır.,,
Almanlar da memnun
Berlin 4 (A. A.) — Gazeteler Sar hakkında Roma'da yapılan anlaşmadan memnuniyet göstermektedir.
Doyçe Alegemanye ÇaytUDg gazetesi, Alrnaoyamn Fransız • Alman müaasebatı faydasına olarak yaptığı geni? fedakârlıklarla barış isteğini söyledikten sonra M. Hîtlerin Sar meselesinin iki memleket arasında biricik ihtilâflı nokta olduğu hakkmdaki beyanatını hatırlatmaktadır.
Öbür gazetelerde aynı görüşü müdafaa etmektedirler.
Ingillzler do memnun
Londra 4 ( A. A ) — Sar ( Sarre ) Almanyaya döndüğü takdirde madenlerinin alınması hakkmdaki Fransız — Alman anlaşması Londra'da pek büyük bir sevinçle karşılanmıştır. “Franstzlara bir metelik bile vormiyeceğiz!.,
“Sar., da siyasi hareketler» karışan “Raşliııg.. ismi son zamanlarda çok mevzubahs olmağa başladı. Hatta Fransız parlementosunda dahi müzakerelere ismi karıştı.
"Hermao Ro;liog„ Sarın »engin sanayicilerindendir, Alman propagandası için dehşetli paralar sarfetmektedir. Bir Fransız muharriri kendisine :
— Sarın Almanyaya iadesi için başka bir sureti bal kabul ediyor musunuz ? Diye sormuş, o d»:
— Hayır... “Sar,, yüzde 99 Almanyanın olacaktır. Di ye cevap vermiştir.
— Buna emin misiniz?
— Kat'iyen...
— Sosyalistlerle komünistleri ne yapacağız ?
Onları mevzuu bahsetmiyorum. Bir kaç tane hainin netice üzerine müessir olabileceklerini tahmin etmiyorum.
"Sar,, şimdiye kadar zaten Almandı »e Alman kalacaktır. 1815 te bura halkı Almanyaya iltihak için yine müracaat etmişlerdi, onların içinde büyük babam da vardı.
Fransaya "Sar,, daki madenlere mukabil metelik verecek değiliz. Biz şimdiye kadar vermemiz lâzım gelenin on on mislini ödedik, daha nc istiyorsunuz?
Bu yüzden bsrp çıkmasını istemiyoruz. Fakat hak neyi emrediyorsa o olsun. Yani Sar Almanyaya iltihak etmek istiyor, buna mani olunmasın.
"Sar,, ın muhtariyeti hiç mcvzuubabs olamaz. Bu muvaffakiyet karşısında Almanya bizimle iktisadi münasebetlerini kesince burası mahvolur. ‘Sar,, bilâ kaydü şart Alman-yanın olacaktır. Buna emin olunuz.,,
vsieıma mMmMiN4MWlHHlMIHIMIMMIUIMUHIMUI
Süreyya Opereti
Sanatkâr gülünç Fahrinin iştir a kile
Cuma günü saat 15 de Beyoğlu Mulenrujda Telefoncu kız Operet 3 perde
İstanbul Beşinci İcra Memurluğundan
Emniyet Sandığına
200 lira mukabilinde birinci derecede ipotekli olup paraya çevrilmesioe karar verilen ve tamamına 900 lira kıymet takdir edilen Kantarcılarda d e mir t aş mahallesinde ipcıler sokağında eski 95 yeni 65 numaralarla murakkam üstü odalı bir dükkânın tamamı açık arttırmaya verilmiştir. Arttırma peşindir. Arttırmaya iştirak edecek müşterilerin kıymeti mubamtnenenin */t 7,5 nöbetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu hamil olmaları icap eder. Müterakim vergi, tanzifat tenviriye ve vakıf borçları borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 3-1-935 tarihine müsadif Perşembe günü dairede mahalli mahsusuna talik edilecektir. Birinci arttırması 14-1-935 tarihine müsadif Pazartesi günü dairemizde saat 14 den 16 ya kadar icra edilecek, birinci arttırmada bedel, kıymeti muhatnmenenra % 75 ini bulduğu takdirde üstte bırakılır. Aksi takdirde son arttırmanın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma on beş gün daha temdit edilerek 29-1-935 tarihine müsadif Salı günü aaat 14 den 16 ya kadar dairede yapılacak ikinci arttırma neticesinde en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. 2004 numaralı icra ve iflas kanununun 126 inci maddesine tevfikan hakları tapu sicillerde sabit olmıyan ipotekli alacaklarla diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususüe faiz ve masarife dair olan iddialarını ilân tarihinden itibaren 20 gün zarfında evrakı müsbitclerile birlikte dairemize bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde hakları tapu «çillerde sabit olmıyaolar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Dalıa fazla malûmat almak istiyenlerin 934-4398 numaralı dosyada mevcut evrak ve mahallen haciz ve takdiri kıymet raporunu görüp anlayacakları ilân olunur. (8293)
Selçuk Kız San at Mektebinden:
Li»e ve Ortamcktep mezunu olup ta mektebimize girmeğe istekli olanların en son Birinci Kânunun sekizinci Cumartesi gününe kadar mektebe müracaat etmeleri ve devam etmiyen'erin evvel müracaat etmiş olsalar dahi haklarının sakit olacağı ilân olunur. "8301,.
“50., tane “istimare ölçüâû„ satın alınacaktır. İsteklilerin örneğini gördükten sonra pazarlığa girişebilmek üzere % 7,5 pey akçeleriyle beraber 17-12-934 Pazartesi güuü saat 14 de Cıba-lide Levazım ve Mubayaa! Şubesi Müdürlüğüne müracaat etmeleri. "8290.
VAPURCULUK TÜRK ANONİM ŞİRKETİ İstanbul Acentalığı Liman han, Telefon: 22925 Deniz yolları İŞLETMESİ Aceatelaıi: Karaköy- Köprebay. Trl. 42382-Sirkeci MûbürıLarıadr mm Han 22740 ■ un
Karabiga yolu Cumartesi, f'' L Iföolari aaat ^arşanıoaood, n.P-ban» rıhtımıodan bir vapur kalkar. Gidlç va döoUşt» mutat isketelere uffrar. Ayvalık yolu ANTALYA vapuru 5 Birinci kânun ÇARŞAMBA günü saat 19 da Ayvalığa kadar. (8260)
Mersin yolu ERZURUM vapuru 6 biz in-cikânun PERŞEMBE günü suat İlde Payasa kadar.(8261) Karadeniz yolu GÜLCEMAL vapuru 6 Birinci kânun PERŞEMBE günü saat 20 de Hopaya kadar. (8296)
İzmit Yolu Cuma, Pazar, Salı, Çar-gönleri bir vapur ŞamÜa taatVdaTophan» rıhbmınc’aı ka'kar.
ZAYİ — 135263 numaran maaş cüzdanı sahibiyim. Tatbik mühürümü zayi etlim. Yenisini hâk ve tatbik ettireceğimden eskisinin hükümsüz olduğunu tamim ederim. Cüzdan «ahibcai Giildane l5507)
Halk Fırkası kongrelerine davet
C. H. E. Barazıt N(hirew Başkanlığından : Bu ayın S inci çar-S-ıınba günü akşamı aaat 21 de Şehzade bayında Fırka özeğinle yapılarak 935 yılı Kuruitayınsııda »evcili Fırkadaylarımızı bekleriz.
Huzur ve rahat içinde
100
• defa traş olmak ancak bir adet
HAŞAN
Traş bıçağile mümkündür
Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar mükemmel bir traş bıçağı yoktur. Haşan markasına dikkat taklitlerinden sakınınız.
7
Hendek İcra Memurluğundan:
Şerife hanıma medyun Osman veresesinden Elmas hanımın cip cip guyu aitında vaki gukcc pinar mevkiinde vaki şarkan küçük Ali şimalen Kaz oğiu Osman garben Ahmet ce-nuben dere ile mahdut 5514 metre nıurabbaında ve 8-8-934 tarih ve 3 No. tapunun ihtiva ettiği tarla 16 hisse i ti bari! e dört hissesi Medyuneye ait olup birinci açık arttırma ile 29-12 ■934 Cumartesi günü saat 15 de Hendek İcra dairesinde paraya çevrileceğinden irtifak haklarına ayni haklar ve sair haklara malik olanlar yirmi gün zarfında evrakı m üs bite-terini ibraz etmeleri aksi takdirde paylaşmadan hariç bırakılacakları ve haddi lâyikıni bulmadığı takdirde ikinci açık arttırma ile 14-1-935 Pazartesi günü ayni saatte Hendek İcra dairesinde paraya çevrileceği talip olan baoka mektubu ve % 7 buçuk dipozito ile birlikte ve daha fazla malûmat almak isteyenler Hendek icra dairesinin 934-314 No. lu dosyasına müracaat etmeleri ilân olunur.
Kânunuevcl 5
Avrupada Diplomalarla Musaddak Birinciliği ve En Büyük Mükâfatı ve Zafer Nişanını Kazanan
HAŞAN MÜSTAHZARATI
P YERLİ MALI
cici /-----
Dünyanın en sağlam
LÂSTİKLERİ
Tıbbî Müstahzarat
Nefis Yağlar
Haşan kuvvet şurubu küçük 60
M „ büyük 100
. h 1 Kg 150
öksürük Pastilleri 30
Kolonya ve Losyonlar
90 Derece halis limon çiçekleri kolonyasile yasemin, leylâk, menekşe, nerkis çiçeklerinden ve ruhnuvaz esanslardan ihzar edilmiştir.
Haşan kolonya ve losyonları
Haşan levantalan Nesrin kolonyası
Küçük cep şişesi Cep şişesi Küçük
Orta
Düz büyük şişcıerde Büyük
Cam kapaklı şişeler 1/8 1/4 w V2
1/24 1/16 V8 1/4
litre
12
1
t t
Kuvvet, sıhhat, nefaset ve lezzet ifade eder.
Haşan Zeytinyağı 1-4 Kg. 40
.. '-2 50
.. .. ı 75
.. H 2 .. 125
.. 6 „ ■ renekesile 450
.. 17 „ 1050
Haşan Hüil dö Parafin 75
Haşan fıstık özü yağı Küçük şişe 50
200
Haşan Hıntyağı halis 25 Gr. 20
„ „ tl 50 .. 25
Haşan bademyağı şişe 30
II acı 14 Kg. 40
Havan bahkyagı 40
1-2 . 60
1 100
2 „ 175
• •
Haşaratı ve Fareleri Öldüren
e son moda
KADIN-ERKEK-ÇOCUK
GISLAVED
ŞOSONLARI
GISLAVED yerine başka marka veriyorlar!
Aldanmayınız.
GISLAVED
markasına dikkat ediniz
Türkiyedcki Yerli Mallar Pazarlarında ve umum kundura
satan mağazalarda arayınız.
1/8 1/4
1/2 1
Açık „ N Cam kapaklı şişeler 1/8
. . 1/4
. . . . . 1/2
Kokulu Sabunlar
Haşan tuvalet sabunları küçük „ .. . büyük
Haşan tuvalet sabunu 220 Gr.
„ „ . 140 Lüks
. . . 250 . .
Haşan gliserin sabunu
ile
Fayda Haşan 1/4 Litre 30
•• w 1/2 . 50
ı 80
M •• 6 . 400
•• •• Büyük ambalajda safi kilosu 70
FS »« Pompa 100
• t •• ili 60
Far Haşan Fare Zehir Macun 2S
•• •• •• „ Buğday 25
•• •• „ Büyükleri 40
Havuu fare zehirleri ikisi bir arıda 40
Türk Maarif Cemiyetinin
Büyük eşya Piyangosu

10
15
25 25 35
10
15 25 20
Glüten Mamulatı
Çekiş tarihi 14 Kânunuevvel 934, bir bilet 1 Lira
Ikramîye kıymeti 23000 Liradır
1 adet 3090 liralık 10 adet 100 liralık
1 . 2000 20 50 t»
1 1000 .. 50 20 M
2 750 .. 100 10
2 500 1000 5
4 200 4700 I ,,
satılmaktadır.
^ilctlc^Jıer^erd^
Şeker hastalığına ve zayıflamağa mahsus olup şeker hastalıklarında son ettibba kongresinin kabul eylediği formül üzere te-tip edilmiş çok dakik ve ayarlıdır. Lezzeti güzel ve çok tazedir.
Haşan GiLserin sabunu gül
Hazan Tıbbî Sabunlar
Krem ve Biryantinler
Haşan Kremi Vazo yağsız Haşan Kremi tüp içinde Haşan Biryantini
. . Likid
h » Yağsız Arjantiyo
» n Yağsız büyük
» „ Yağsız Likid
„ _ Yağsız büyük
Şampuan Saç suyu ve sabunları
Saçtan uzatır, kepekleri ve mikropları izale eder ve ’t tutar.
şampuanı saç Sabunu
Tnbofil saç suyu ]
Tıraş Levazımatı
tıraş sabunu 25
■) „ Kremi 30
tıraş bıçaklan 10 adet 45
tıraş bıçakları 1 adet 5
Çiçek, Gülsuyu ve yağları
Haşan Çiçek suyu
s.k„„
Haşan Haşan
rHı san
Haşan
Haşan
Hasan Gülyağı halis
»•f
Haşan Ncroli Esansı
5 Gramlık
*? :
s :
W
1/4
1/2 1
1/4 1/2 1
50 20 25
40
30
50
50
75
vumu-
10
25 125
40
50
60
40
SO
60 300 550
75
75
300
550
50
50
Haşan Nane Ruhu Haşan Melisa Ruhu
Diş Müstahzaratı
Dişleri inci gibi yapan ve diş etlerine ebedi hayat veren ve kanamasını meneden ve diş ağrısını dakikasında durduran, dişlerin çürümesine mani olan:
Haşan Diş Macunu Danto* 20
■) „ Suyu 30
. „ . Orta 60
_ - n Büyük 100
Gayet sağlam ve sert ve sıhhi diş fırçalan
t
; Fatih sulh üçüncü hukuk .hâkimliğinden:
Hırkaişerifte Muhtcsip Isken-Ider mahallesinde 70 No. lu ba-ıiıede mukim ana ve babaları vefat etmiş olan küçük Naciye ve Macideye aynı hanede mukim dayıları Abdülkerim oğlu Rızanın Kagirlerin bilumum ımuru vesayetlerini ifa etmek Jicarc 1-12-934 tarihinden itibaren vasi tayin olunduğu ilân Munur.

YENİ NEŞRİYAT
Yeni Adam
Yeni Adam gazetesioin halk kitaplarının birincisi çıktı. İlk kitap Sosyolojidir. Yazan Yeni Adam tası İsmail Haklu Balta-cıoğludur. Öz ve açık Türkçe ile yazılmıştır. Herkes anlayabilir. Resimli bir kapak içinde 32 büyük yüz, değeri 10 huruçtur. Okuyunuz.
Haşatı Glüten ekmeği 35
W „ Gevreği 55
Bademli Glüten ekmeği 55
Glüten .Makarnası 1/2 Kg. 55
(• „ Unu 1/2 ., 55
.. Şehriyesi 1/2 „ 55
Haxao Diyabctik Çikolatası „ 25
R Kg. 450
„ Şekeri 50 Gr. 40
.. .. 100 ,, 70
.. 250 ISO
özlü Hububat Unları
Çocuklara ebedî bir hayat ve sıhhat bahş ve en nefis ma-ballebt, tatlı, çorba ve pürelerin imaline yardım eden:
asan Pirinç Özlü unu 250 sr- 25 25
Buğday O’ü nişastası
trm.k Öziı U'iu 25
Patates Özü unu (Ararot) 25
Arpa „ „ 2S
Türlü „ „ Mercimek,, „ •• 25 2S
Bezelye ,. „ 25
B. Mısır „ „ Kctsane „ „ •• (Kornflavur) 25 25
Fasulye „ „ 2S
Nohut ., ,. 25
Çavdar „ „ 1( 25
Yulaf „ 500 35
•• t» „ Gr. 6.)
Özlü unları diğer envai Brekfast b «küvitleri 40 30
Kilosu 250
Pudra ve sürmeler
Haşan çocuk pudrası teneke kutu 25
.. n „ ., Paket 10
„ Talk pudrası 500 graıu kulu 40
„ Sürmesi sürmednnlıkla 25
„ Sürme lüks sürmcdanlıkla büyük 40
Haşan Setliç tozları 30
Haşan gazoz tozu 50
„ büyük şişe 4 misli 100
Haşan karbonatı 100 gram 10
- . 250 . 20
. .... 500 „ 35
Haşan demirhindi hulâsası 40
. „ „ Orta 60
Büyük 100
Muhtelif Müstahzarat
Haşan Granto Pcrzervatif 6 adet kutu 50
rı » » 6 „ ipekli 75
„ Maimukattarı o distilc 1 Kg. şişesile 25
................2 Kg. 40
Beşiktaşj ikinci Hukuk Hakimliğinden:
Nişantaşında Teşvikivedo Karakol sokağında 114 N.olu dükkânda mukim iken vefat eden bakkal Yorgi Makoa terekesine mahkemece vazıyet edilmiştir. Tarihi ilândan itibaren esbabı matlûp ve alâkadarının bir ay ve mirasçılarının üç ay zarfında Beşiktaş İkinci Sulh hukuk mahkemesine müracaatları ilân olunur.
Dr. Hafız Cemal
Dahiliye mütehassısı
Cuma ve pazardan b«(k« günlerde Sgledca Mtıra )aat (2.S dun 6) ya kadar Ltanbulda Divanyotund. ( 118) numaralı huıuat kabinesinde hıuUlarını kabul eder. Muaymchu-•« ve ev telefonu: Yarlık
ikametgah telefona Kandilli 3# Byelerbeyi 48.
Hattı havai ve dekovil malzemesi satışı.
İstanbul Gümrükleri
Başmüdürlüğünden :
928 Senesi sotıuna kadar gümrük anlar ve antrepolarında toplanan eşyalardan aşağıda cins ve miktarı yazılı malzemelerden hattı havai malzemesi 22-12-934 tarihinde kapalı zarfla vagonet akşamı 29-12-934 tarihinde açık arttırma suretilc ve giimriik resmi aranılmamak üzere satılacaktır Her isteyen satılan eşyanın cetvelini ve eşyayı görebilir. Satışlar 7-12-934 tarihinde tatbik edilecek olan 2490 numaralı kanundaki şerait dahilinde yapı'acaktır. Satış şartnameleri her isteyene meccancn verilir. Kapalı zarfla verilecek tekl.f mektuplarının müzayede saatinden bir saat evvel Başmüdürlükte toplanacak olan komisyona verilmesi ve % 7,5 teminatı muvakkate akçesinin daha evvelce İstanbul İthalât Gümrüğüne yatırılarak makbuzunun da bu zarf içersine konulması lâzımdır. *'8288,,
SATILAN EŞYANIN
Kıymeti Miktarı Eşyanın cinsi Müzayede saat»
Muhammene»
7325 2039 Kap Demir hattı havai malzemesi 15
vesair akşamı
1281 60 kalemde Dekovil hattı roalze- 15
• mesi vesair akşamı
Rus ve Antrasit - Alman Kok
Ev sobaları ve salamandralarına mahsus
EN EHVEN FIAT. EN İYİ MAL
Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde teslim ediyoruz. Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS,, MAHRUKAT tS. - S. KORHANİDİS ve ŞKL Galata Rıhtım caddesi N. 25. Telefon 43019
Galata İthalât Gümrüğü Müdürlüğünden:
Kilo Marka No. Kap Eşyanın cinsleri
2 PTT/No- 1/2 2 Halenli Ahize
84 FH 1 1 Döğülmüş kırınızı biber
18 0 0 1 Oymalı ağaç masa
1 0 0 1 İpek kumaş
1,450 İpek Mensucat
0,440 • İpekli mendil
0.090 1 : İpekli boyun atkısı
1,770 İpekli pamuklu yatak örtüsü
0,750 1 Adî yün
3,250 ipek mensucat
Yukarda yarılı eşya 22-11-934 den itibaren transit edilmek
îizerc arttırma suret le satılıktır. İsteklilerin 11-12-934 Salı günü ' saat 16 ya kadar Satış Komisyonuna gelmeleri. ‘'791)1,,
-tıaısııeısil alısıaıeııaıssıeısııaleııeıssıaısıısleıtsıeısı*sis s t a ıs t ısıeıssteı*ı • sı s ıs ısıısısaıaıssısissi«ı.,,,,..
İmtiyaz sahibi: Ali. Umumi neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü: C. Hikmet, Matbaai Ebüzziya