LİNYİT Kömüründen oduna nazaran çok üstün ısı alırsınız. Halbuki odundan çok daha ucuzdur.
ETİBANK
Yıl: 2 — No. 581_______ * Telgraf adresi : Zafer Ga zclcsi
DEMOKRASİNİNDİR!
Ankara’nın tanınmış möble mağazası
Bursa Mobilya Pazarı
Yeni çegit tül ma3a ve yer muşambalarımın bir defa l| 'görmeniz menfaatiniz icabıdır. Anafartalar cad. No. 198 ||
Tel: 14011
Ankara ★
5/ARALIK/1950 SALI
★ Fiyatı Her Yerde 10 Kuruş * Telefon: 15315, 15619 ve 16882 ★ Denizciler Caddesi: 2 * Posta Kutusu : 193
Şanlı tugayımız dün Seul'e vardı
Muntazam şekilde ricat harekeli devam ediyor Yeni müdafaa hattı Seul şehri civarında kurulacak
Meclisin Kore’deki birliğimize şükranı
Tokyoda Kore'nin tamamiyle tahliyesi ihtimali üzerinde durulduğu bildiriliyor
Seul, 4 a.a. (Usis) — Kuvvetli Çin hücumu tesiri altında Birleşmiş Milletler kuvvetleri Pyongyang’dan çekilmeğe mecbur olmuşlardır. Çin kuvvetlerinin 1 inci Amerikan tümenine karşı yaptıkları hücum akım kalmıştır.
Çetin bir döğüşmeden sonra tekrar teşkilâtlanmak üzere geri çekilen Türk tugayı da bugün buraya varmıştır.
Bir milyondan fazla kızıl asker var
Tokyo, 4 (AP) — Düşmanın büyük üstünlüğüne rağmen müttefik kuvvetleri bugün, intizamlı bir şekilde eski Kuzey Kore başkenti Pyongyang’dan ricat etmişlerdir.
(Sonu So. 4 Sü. 5 te)
“ Amerika, kahraman, güvenilir müttefiki Türkleri selâmlar „
Vaşington, 4 (a.a.) (Usis) — «Vaşington News» gazetesi, «Türkiye Kore harbine iştirak ediyor” başlıklı yazısında, Türk tugayının döğüşmesini övdükten sonra «Türklerin 2 inci A -merikan piyade tümeninin çekil meşini korumak için cansiperane bir şekiMtr « döğüşm^leTif yaralı ve ölüleri kilometrelerce mesafeye sırtlarında taşıyarak götürmeleri eşsiz bir kahramanlık hareketidir.! demekte ve şunları ilâve etmektedir:
«Türkiye Birleşmiş Milletler
kuvvetlerine bir tugay gönder
mekle komünizme karşı olan
nefretini belirtmiş ve tarafsız olduğunu iddia eden memleketlerden çok daha fazla varlık gös termiştir. Amerikan milleti kah raman ve güvenilir müttefikleri Türkleri selâmlar.»
-Yalnız Türkler yüzümüzü
güldürdü-
1 Ytfrk,’ 4 (a.a.) (Usis)
Tanınmış radyo yorumcularındı!
VValter Wincliell «Bütün hafta
boyunca üzücü haberlerle dolu
olan gazeteler, Türk kuvvetleri-
nin eşsiz muvaffakiyetlerine dair verdikleri haberler sayesin-
Emrindeki birlikle muhasara çemberini kırarak tugayımıza iltihak eden Yrb. Natık Poyrazoğlu
de
zaman zaman
halkın yüzü-
(Sonu Sa. 4 Sü. 3 te)
Dış politikamızda mühim bir başarı
Attlee’nin seyahati
İçişleri Bakanı İdarî değişiklik bahsinde C.H.P. nin ne kadar ileri gittiğini rakamla ispat etti
C.H.P. 14 ayda 68 vali, 439 kaymakam, 858 Jandarma subayını seçim endişesile nakletmiş
Büyük Millet Meclisi dün saat 15 de Baskanvekillerinden Bal.kesir milletvekili Sıtkı Yırcalı’nın başkanlığında toplanmıştır. Başkan, Ankara, Erzurum, Tokat ve Konya milletvekilleri tarafından «Koredeki kahramanlara Büyük
Ihtilâfh pamuk satışları
Hal şekli dolayısiyle hükümete 'teşekkür ediliyor
İzmir, 4 (a.a.) — Pamuk satış-
larından doğan ihtilâfların halle-
dilmiş olmasına rağmen bazı ga-
zetelerde politik maksatlarla ya-
pılan neşriyata cevap olmak ü-zere İzmir Ticaret Borsası başkanı Necati Börekçioğlu bugün
Meclisin itimad ve
selâmlarının
tekrar ulaştırılmasına» dair ver rilmiş bir tokrir bulunduğunu bildirmiştir.
Kore Birliğimize selâm Ankara, Erzurum, Tokat ve Balıkesir milletvekilleri tarafından
verilen önerge şudur:
«Dünya sulbünü kurmak ve korumak üzere Birleşmiş Milletler
safında
çarpışan
caat ve şehamet örneği gösteren, Plevne. savaşının büyük destanı* (Sonu Sa. 4 Sü. 1 de)
Ankara İl Genel Meclisi üyeleri Atatürk'ün muvakkat kabrini ziyarete giderlerken
İl Genel Meclisi
Bulgarlarla göçmenler meselesinde bizi tatmin eden bir anlaşmaya varmış bulunuyoruz. Bu netice. Demokrat Parti iktidarının dış politika sahasında yeni ve mühim bir başarısıdır.
Hatırlarda olduğu üzere yaz aylarının sonlarına doğTu, Bul-garlar Hükümetimize bir nota vererek, Türkiye'ye göç etmek istediği iddia edilen 250 bin Türk'ün üç ay zarfında memleketimize alınmasını talep etmişlerdi. Bu notanın iakibeiiiği gaye bir taraftan Bulgaristan-daki 250 bin Türkün mallarını, mülklerini ellerinden gasbet-mek öbür taraftan Türkiye'yi kış aylarında gelecek olan bu muazzam göçmen kütleleri yüzünden zor bir duruma sokmak arzusundan başka bir şey değildi.
Bunları yerleştirmek, barındırmak bir mesele idi; bu göçmenler her türlü siyasî mülâhazalar bir tarafa bırakılsa dahi, bütçemize muazzam bir ağırlık olacaklardı. Her bir göçmen günde hükümete 2 liraya mal olsa, bu, ayda 15 milyon lira ederdi. Kaldı ki, Bulgarlar, bu göçmenlerle beraber Türkiye'ye kızıl ajanlar sokmayı ve bunları yurdumuzun içine dağıtmayı da bilhassa göz önünde bulundurmuşlardı.
Mümtaz Faik FENİK
Dış politika meselelerinde daima kararlı ve azimli hareket eden Demokrat Parti iktidarı, Bulgarlara derhal lâzım gelen cevabı verdi. Bunu Sofya'nın cevabî notası iakibeiti. Bulgar-(Sonu Sa. 4 Sü- 4 te)
Yurdun su
dâvası
İngiliz Başbakanı dün Vaşingtonda Trumanla
Nevyoık, 4 (Radyo) — İngiliz Başbakan Attlee bugün Vaşing-ton’a gelmiş, Başkan Tıuman’la görüşmelere program gereğince yarın başlanacakken durumun a-cele karar vermeği icabettirmesi dolayısiyle mülakat daha evvele alınmış, iki devlet adamı Türkiye saatiyle 23 de Beyaz Sarayda buluşmuşlardır.
İngiliz Başbakanını hava meydanında Başkan Truman da kar-
îngiliz Başbakanı gazetecilere verdiği beyanatta ezcümle şunları söylemiştir:
•— Böyle buhranlı bir zamanda Başkan Tıuman’la görüşmek üzere Vaşington’a gelmekten çok memnunum. Uzun senelerden beri İngiltere ve Birleşik Amerika,
görüşmelere başladı
İngiliz Başbakanı Attlee
Ankaıada
göçmen iskânı
Eski Peşte Elçimiz
Dün Toplandı
D.P. Meclis Grupu
Demokrat Parti Meclis
Grupu Başkanlığından:
Demokrat Parti Meclis Grupu 5 12/1950 Salı günü saat 15 de toplanacaktır. Sayın milletvekillerinin teşrifi rica olunur.
Avrupa Ordusu
Al •~anya on tümenle iştirak edecek
Vaşington, 4 (a.a.) — (United Press): Alman kıtalarının da da-(Sonu Sa. 4 Sü. 6 da) -----------------------------1
Esnaf Dernekleri ; yardıma hazırlanıyor :-Ankara Vilâyeti dahilinde barındırılacak olan 3000 göçme ne yardım için, Ankara Esnaf Dernekleri Birliği geniş bir faaliyet programı hazırlamıştır.
Birliğe dahil bütün Derneklerde, Merkez Komitesine bağlı birer tabî komite teşekkül etmektedir, Bu komiteler çalışma programlarını hazırlamağa başlamışlardır.
(Sonu Sa 4 Sü- 5 te)
Agâh Aksel’in emeklilik kararını Danıştay kaldırdı
Halk Partisi zamanında Budapeşte Elçisi iken, durumu tasfiye kanunu içinde mütalâa edilerek tekaüde sevkedilmiş olan Agâh Aksel, uğradığı bu muamele karşısında Danıştay’a müracaat ederek bu haksız tekaütlük kararını refettirmiştir.
Agâh Aksel’in, eski Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak aleyhine dâva açacağı söylenmektedir.
Ahmed Muhip Dıranas Meclis Başkanvekilliğine seçildi
■X-™»»... , 'i •“ 11 Genel Meclisi ilk top-
lantısını dün sabah saat 10 da
* '«X Ankara Valisi Necati İltcr’in
w 40 başkanlığında yapmıştır.
K Vali kısa bir hitabede buluna-
ra'( aÇm,S ve üemiş-
«Evvelâ sayın İl Genel Mec-. liri ü.velcıini saygı ile selâmla-
Burada önemli bir millet lıiz-y-O •'•planmış bil-
T ıvorıız. Buradaki mesainizin
hayırlı ve verimli olmasını di-(■ j» '' ' K. , V |er hepinize başarılar temenni İl Genel Meclisi Başkan vekil- (Sonu Sa. 4 Sü. 2 de)
liğine seçilen arkadaşımız _________ ____________________
Muhip Dıranas
Bir irfan ocağı
94 yaşına girdi
AKINTICA---1
I____KÜREK
Fransız film yıldızlarından ses sanatkârı Tino Rossi dün akşam Beyrut'tan İstanbul'a geçerken bir kaç dakika Ankara garında kalmıştır. Tino Rossi'nin yanında film yıldızlarından Lilia Vetti ve altı arkadaşı bulunmakta idi. Fransız artisti İstanbul'da bir müddet kalacak ve bu zaman zarfında konserler verecektir. Re 1 | »imde Tino Rossi ve arkdaşaları ile karşılayıcılar Ankara garında I görülmektedir
Bugün 2 nci sayfada
Halkevleri ve Türkocakları binalarından çıkan hukuki mesele
Yazan: Ord. Profesör
Ali Fuat Başgil
Siyasal Bilgiler Fakültesinde K tfü/ı güzel bir tören yapıldı Siyasal Bilgiler Fakültesinin kuruluşunun 94 üncü yıldönümü münasebetiyle dün saat 17.30 da Fakülte binasında bir tören ya-p Imıftır.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, Milletvekilleri, Ankara valisi Necati llter, Belediye Başkam Atıf Benderlioğlu, Diyanet İşleri Reisi A. Hamdi Akseki, profesörler. Mülkiye Mektebinin bir kısım yeni ve eski mezunları ve kalabalık bir talebe grupunun hazır bulunduğu törene İstiklâl Marşı ile başlanmış ve Rektör Hikmet Birand davetlileri Korede şehit düşen aziz as-
Dev aynası
Halk Partisi muhalefetine göre, tashih edilmesi için iade edilen gensoru en mühim memleket işlerine taallûk ediyormuş. «21 milyon insanın mukadderatını alâkalandıran, hayatî mevzuları içine alıyormuş!» Hayret ettik doğrusu!. Zahir iyi bir falcı buldular da gensorunun ne mânaya geldiğini lâbir et-
Fakat benim hayret etliğim cihet şu; eğer bu gensoru memleketin hayalî meselelerini ihliva ediyorsa. şimdi geri çevrildi diye ölecek miyiz?..
İktidarda iken memaiî meseleleri halledenler, demek ancak muhalefete düştükten sonra hayalî meselelerle meşgul olmağa başladılar! — YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
5/12/1950
Şoförlerin
Koreye en büyük mesaj
Me. - De.
Dün bir okuyucumdan bir mektup aldım. «Türk duygusu işte böyle küçücükten baş* lar» diye söze giren bu mektupta bir olayın hikâyesi anlatılıyor: «Soğuk bir sabah. Anafarialar caddesinde gidi-
yorum. On bir yaşını geçmediği yüzünden anlaşılan güzel bir yavru kızımız yanındaki arkadaşına dönmüş diyordu ki:
— Kardeşim, sana söylememiştim ama şimdi söyliyeyim. Üç gün önce Kore'de harp eden ağabeylerimiz için, komutanlarına bir mektup yaz-
— Devrim ilkokulundan
— O halde ben de hem o tarafa doğru seninle yürüyeyim, hem de, o mektubu ver, bir taraftan okuyayım, olur mu?
— Peki efendim.
«Sayın General Tahsin Ya-
İlk okul sıralarında iyi yetişmeğe başlıyan küçük bir Türk kızıyım.
Dünyayı barışa kavuşturmaya engel olan komünistliği ve onun kötülüğünü anlıyo-
muayenesi
Sağlık kontrolleri bundan böyle hastahanelerde yapılacak Aralık ayı basından itibaren, şoförlerin muayenesi usulü değişmiş bulunmaktadır.
Bundan sonra, şoför olacaklar,
belediyede teşekkül eden hususi
heyetten değil, doğrudan doğru-
ya tam teşkilâtlı hastahaneler -den alacakları raporlarla mua-
yenelerini tekemmül ettireceklerdir.
mak istedim. Babama sordum.
Annem, ablam birbirine bakıştı. Sonra hepsi birden: - İyi olur - dediler. Ben de oturdum yazdım, temize çekip gönderecektim. Dün okulda öğretmenim de, Kore için bize birer yazı vazifesi verdi. Bak: okula gidelim de sana yazdığımı okuyayım olur mu kardeşim?
Dayanamadım. Yavrunun, elindeki mektubu ile, omuzundan yakaladım. Boyuna kadar çömeldim. Onu ürkütmekten korkuyordum:
— O mektubu bana da o-kur musun kızım, dedim.
Kız şaşırdı. Minik dudakları kıpırdadı:
Bu engeli gidermek için demokrat ve sulhçu milletler arasında Türkiye Cumhuriyeti adına sevgili kahraman ağabeylerim Kore gibi uzak bir
diyarda bu hain kişilerle savaşarak. çarpışarak Türklü-
ğün, onun şanli süngüsünün
şöhretini tekrar tekrar bütün
dünyaya tanıtarak, şehitler
vererek gazalar
kazanmanız
küçücük kalbimde ne büyük gurur yaratıyor. Ne hazin göz
yaşları akıtıyor.
Bu küçücük kalbim sizlere büyük başarılar diliyor, şehit ağabeyciklerimi rahmetle andırıyor. Hepinizin kudretli elinizden öpüyorum. Büyük kah-
— Niçin efendim? Siz kim-
siniz? diye sordu.
— Mektubunun
çok güzel
raman.
Sermin Örtülü
Devrim ilkokulu sınıf 4 No. 475 Ankara
olduğunu sanıyorum.
— Mektebe geç kalırım.
— Hangi mekteptensin?
İşte. Kore'deki mucizemizin kaynağı: Bu ve hepsi bunun gibi Türk yavruları!...
İçtimaî Bahsiler
Çocuk terbiyesi
İçtimaî terbiye bahsinde bilhassa büyük ve kalabalık şehirlerimizde gördüğümüz lâübalilikten şikâyetçiyiz. Türk milletinin fıtrî terbiyesi malûm bir keyfiyettir, milletimizin mühim çoğunluğunu teşkil eden köy lümüzün, bilgisizlikten doğan bâzı kusurlarını mazur görebiliriz. Fazla okur yazar geçinen şehirlilerin bu husustaki ihmal ve lâkaydisi ıstırap veren bir manzara arzetmektedir.
Her hangi bir köyümüze giderseniz genç de olsanız köy o-dasında veya cami avlusunda ihtiyarlar bile ayağa kalkarak saygı gösterir ve size yer verirler. Nezaket ve tevazula hal ve hatır sorar, gücü yettiği derecede ikramda bulunur. Biz ise köylülerimizin şehirlerimize geldiklerinin farkında bile olmayız. Onlar silik bir hayalet gibi aramızda dolaşır alışverişlerini yapar, çıkar giderler. Onların yaşlılarına tramvay ve otobüste yer vermek şöyle dursun birçoklarımız yan bile bakarlar. İçinden çıktığımız bu vatandaşların asil ruhlarının icabı olarak bize gös terfikleri saygıya mukabele zarureti duymayız.
Bu misal, köylü ile şehirli a-rasındâki münasebeti, köylümüzdeki fıtrî terbiye ve efendiliği gösterir. Biz şehirlilere gelince; aramızdaki münasebet, çoğu defa içten gelen bir terbiye hissine istinat etmez. Saygı ve muamele tarzı, içtimai mevkiine ve giyinişe göre değişir ve daimî bir lâübalilik içinde yaşar gideriz.
Nakil vasıtaları içinde bir nevi gösterişi andıran yer vermeleri bile son günlerde göremez olduk, çoğu zaman yaşlıları ve kadınları, itile kakıla ayakta, gençleri ise oturur görüyoruz.
Nakil vasıtaları içindeki oturma, kalkma, İçtimaî terbiyenin sanki tek örneği gibidir. Sinemalarda kukurikli şapkasiyle arkadakilerin perdeyi görmesine mâni olan hanımlar, pastırma kokan içkili ağızla gelen beyler belki de otubüste yaşlılara ve kadınlara yer vermeğe titizce taraftar olanlardır.
Sinema veya stad gişeleri ö-nünde kuyruğa girmeyip de gişeye yaklaşmış dostlarlının eline parayı sıkıştırıp «bana da alıver. diyen centilmen görünüşlüler beri tarafta hak hukuk mü-dafiidirler.
Yine evdeki kahvesini feda edemeyip sinbmaya geç kalanlarımız daha evvel gelenlerin aktüalite filmlerini seyretmesini haram ettikerini ve yol gösteren kızın elektrik ışığından gözleri rahatsız ettiklerini düşünmez de toplantılarda terbiye
Yazan
Ali Rıza Oktay
ve saygıdan dem vururlar.
Eskiden Istanbulda entari ve Şam hırkasiyle mahalle kahvesine çıkanlar vardı, diye o devrin terbiyesini tenkid edenlerin şimdi pijama ve terlikle mahalle bakkalından öte beri almağa gittikleri görülüyor.
Günlük hayatımızın daha bir çok çeşitli kusurları arasında şehrin temizliği ve vatandaşların sıhhati bakımından müteka-bilen riayetle mecbur oldukları vazifeler hiçe sayılmaktadır.
Yollara tükürmek, sair bucak lan kirletmek gibi en basit terbiye ve sıhhat kaidelerine riayet edilmediği gibi kalabalık trotuvarlaıda bir kaç kişi yan-yana piyasa etmekte, en işlek köşe başlarını .tutup hasbıhale dalanlar görülmektedir.
Balkon ve pencereden halı silkme, yenen öte berinin kabuklarını gelişi güzel atılması gibi sıhhat ve riayetsizlik şeylerdir.
Bir şehrin halkının, o şehrin temizliğini yalnız belediyeden beklemesi bir haksızlıktır. Her şehirli vatandaş teker teker ken dişini, şehrin temizliği ve sıh-(Sonu 4. üncü sayfada)
yollara temizliğe her gün rastlanan
O anda, ben de, seni, öyle göğsümde muhafaza etmek... Seni korumaktan başka hiç bir şey düşünmüyordum.. Daha seni sevdiğimin farkında değildim ama her halde seni sevmeğe çoktan başlanıştım... Gülşen artık onu dinlemek de istemiyordu... Böyle konuşmasına müsaade etmemeli idi... Müsaade etmiyeceğini de ona anlatılası lâzımdı:
— Mânâsız sözler bunlar Selim. Dedi. Beni yazdan beri sevmeğe başladığını söylüyorsun. Fakat beni sevmen Gü-lüz’le olan münasebetinin bütün kış boyunca devam etmesine mâni olmadı, öyle değil mi?.. Hiç inkâr etmeğe kalkışma... Ben hepsini biliyorum... Onun Ankaraya geldiğini de.. Senin, hem de kaç defa, Eski-şehire gittiğini de hep blliyo-
— Zaten inkâr edecek değilim Güllü.. Kendimi müdafaa-yâ kalkışmıyacağım. Akıl ve mantığına hitabederek kendime hak verdirmeğe kalkışmı-yacağım. Sen benim hakkım-daki hükmünü çoktan vermişsin.. Beni suçlu buluyorsun.. Suçlu bulman da gayetle tabiî... Daha o kadar genç ve hayat hakkında o kadar bilgisizsin ki.. Genç bir erkeğin
Çin - Çin bağlarında hırsızlık
Dün peçe şehrimizde yeniden 4 ev ve bir ardiye soyan iki kişilik bir hırsız şebekesi meydana çıkarılmıştır.
Yaptığımız tahkikata göre, Mustafa Yılmaz ve Hacı Çiçek isimlerinde iki sabıkalı Yenido-
ğanm arkasındaki Cin-Çin bağlarında evvelce tesbit ettikleri dört evi soymuslardır. Hırsızlar
bundan sonra
Samsuna geçmiş-
ler ve oradada bir kohvenin bütün müştemilâtını olarak Is-
tanbula geçmişlerdir. Çaldıkları iki halı ve bir kilimi 40 lira gibi pek cüz'î bir miktarla ellerinden çıkardıktan sonra tekrar Ankaraya gelmişlerdir. Bu defa Park Palas arkasındaki bir ardiyeye girerek 100 lira değerinde zarf ve kâğıt bulunan bir sandığı dı-
şarıya çıkarırlarken, kendilerini takip etmekte olan 2 inci şube memurları kıskıvrak yakalamışlar. Sabıkalı hırsız Mustafa Yılmaz bütün suçlarım itiraf etmiştir. Her iki hırsız haklarında hazırlanan evrakla birlikte adalete teslim edilmişlerdir.
Marshall Plânından hususî teşebbüse yardım Marshall yardım plânından hususî teşebbüse ayrılan tahsisatın mahdut oluşu; bu bölümden yar dım talep eden müteşebbisler a-rasında bir tercih sırası tesbitini zarurî kılmıştır.
Bakanhklararası komisyonca kararlaştırılmış bulunan bu ter-
| Günün dâvaları | /
Halkevleri ve Türk ocaklarından
çıkan hukukî bir mes’ele
— Bir gayri menkulün temellük ve iktisabında yolsuzluk yapıldığı iddia olundukta, hukuka bağlı bir devlette, bunun tetkik mercii mahkeme midir, Meclis midir?
Cevap: İktisabin mahiyetine bakılır. İktisap eğer «İktisadî» ise, bu mahiyetteki bir iktisapta yolsuzluk, kanuna aykırılık demektir. Kanuna aykırılık iddialarının umumiyetle tetkik mercii ise mahkemelerdir. Yok e-
ğer iktisap, iktisadi değil de, «siyasî» yoldan gidilerek yapılmış ise; bu mahiyetteki bir iktisapta yolsuzluk, kanunun üstünde, kanuna hâkim ve kanunun meşruiyetinin sebebini teş kil eden hakka yâni doğruluk, insaflılık ve namusluluk kaide-
sine aykırılık demektir. Böyle bir aykırılık iddiasının mercii ise, artık mahkeme değil, Meclistir. Bu türlü aykırılığın izalesi ve iktisabın iptali hâkimin değil, vâziı kanunun işi ve vazifesidir.
Demek ki, bir mal veya mülk, «İktisadî» ve «Siyasî» iki yoldan biriyle iktisap edilir. İktisadî iktisap, bir mal veya emek mübadele etmek suretiyle yapılan iktisaptır ki, bu da meşru veya gayri meşru olur. İktisadî yoldan «Meşru iktisap» kanunun tarif ve tayin ettiği şekil ve şartlar altında yapılan iktisaptır. Alım satım, bağış, miras., gibi kanunî yollardan biriyle normal şekilde elde e-dilen varlık, meşru bir İktisadî iktisaptır. İktisadî iktisabın gay ri meşru ve yolsuz olanı, mal veya emek mübadelesinin, kanunun tayin ettiği şekil ve şartlara uygun olmıyarak yapılanıdır. Meselâ, bir kimsenin saflığından ve toyluğundan is-tifad ederek elindekinj yok pahasına satın almak, gerçi İktisadî yoldan bir iktisaptır, fa-
cih sırasının tesbitinde; memlekete döviz kazandırmayı ve döviz tasarrufu sağlamayı, dolar sahas- memleketlere yapılacak ihracatı arttırmayı, Avrupa iktisadi işbirliğine dahil memeket-lerle olan ticaretimizi geliştirmeyi ve bu suretle döviz kaynaklarım
arttırmayı, ihraç edilmekte olan mahsulün el emeğinin de katılma-
sı suretiyle kıymetini arttırmayı
ve ham madde ihraç eden mem-
leketler dahilinde çıkan sanayi şubelerinin inkişafım temin eden
kat gayri meşrudur.
«Siyasî» yoldan iktisaba ge-, ünce; bu iktisap, siyasî nüfuz ve kuvvet istimaliyle yahut sadece mevki ve iktidar (pres-tige) nin gölgesine sığınıp yapılan iktisaptır. Hükümet ve i-dşre adamlarının kendi şahısları veya parti, cemiyet gibi hükmî şahıslar hesabına, takassız ve mahsupsuzca, yaptıkları iktisaplar hep «siyasî» dir; mevki, makam, şahsiyet ve nüfuz sayesinde yapılmıştır.
Dikkat edelim ki, siyasî iktisaplar, şekil bakımından, kamına ve usule uygun olabilir. Fi-liyatta da daima uygundur.
hususlar âmil olmuştur.
Bir Amerikalı uzman geldi
Balkar dağı ve Keban madenlerinden elde edilen cevherleri işletmek üzere, bir kurşun eritme
atölyesi kurmak için etüdler yap-
mak üzere Marshall plânı teknik
yardım şubesince Amerikadan
davet edilen uzman Ruterford
memleketimize gelerek çalışmalarına başlamıştır.
Demezler mi
ki, minareyi
ça-
lan kılıfını hazırlar. Bir tarla-
yı, bir arsayı, bir akarı nüfuz kullanarak mülkiyetine geçiren kimse, mevcut kanunların ta-
yin ettiği şekle ve
usule uygun
iş yapmayı asla ihmal etmez: Takrir verilir, tesciledilir ve tapu alınır. Bu işlerde kanuni eşkâle uygunluk olduğu için, bunlar mahkeme kanunlariyle mesul edilemez; iktisap iptal olunup hak, sahibine iade edilemez. Bununla beraber, aşikâr ki bu yolda yapılan iktisap,
Sinir Ali Paşa Horozları
Hattâ ben. çıkarılacak olan kanunun teşmil edilmesini isterim. «Siyasi» yoldan yani devlet nüfuzu kullanarak yahut sadece bu nüfuzdan istifade ederek, mevki ve makamın imkân ve salâhiyetlerinden faydalanarak mal, mülk ve servet elde eden hakikî ve hükmî şahısları da hükmü altına almasını —---------------------------YAZAN -
isterim. Fakat bu kanunun, hani şu meşhur «mal beyanı kanunu» gibi adı var, kendi yok bir anka kuşuna benzememesi için, bunu iatbika memur yüksek bir mahkemenin kurulmasını da isterim. Ta ki bu sayede devlet hariminde namusluluk kaide haline gelsin
ALİ FUAT
mâna ve mazmun itibariyle, haksızdır. Bu yoldaki haksız iktisapları iptal edip, hakkı sahiplerine iade edecek ancak iki kuvvetten biri vardır: Ya zor kullanıp şahsan ihkakı hak etmek ki, bu ihtilâldir. Yahut Meclisçe bir kanun çıkarmak ve kanun kuvvetiyle mal ve mülkü haksızın elinden alıp hak sahibine vermektir ki, hukuk devletinde başvurulacak yol budur.
Çünkü hukuk devleti yahut hukuka bağlı devlet o-dur ki, herkes ve bilhassa hü-
kümet adamları, evvelâ, mev-
cut kanunlara riayet ederler. Fakat bu kâfi değil, ayni za-
manda kanunun
üstünde ve
kanuna meşruiyet veren hakka bağlı kalırlar. Aksi takdirde ve içinde yalnız kanunların hâkim olduğu devlette, rejim adamla-
B A Ş G İ L
r;nın diledikleri gibi kanun yapıp diledikleri gibi tatbik etmeleri ve kendilerini kanundan üstün tutmaları temin edilmiş olur. Hukuk devleti ise bu değildir; hakkın da kanun gibi ve ayni kuvvette hâkim olduğu devlettir.
Hak ve kanun ayni bir şey değildir. Kanun hakka uygun olabildiği gibi, aykırı da olabilir. Neteki'm fiiliyatta kanunların birçoğu hakka aykırıdır. Kanun, hakkın muayyen bir zamandaki iyi kötü, doğru veya yanlış bir tercümanıdır. Hak yüksek bir fikirdir. Kanun ise, bunun şöyle böyle bir ifadesidir. Yüksek fikir ve duygularla bunların sözle veya yazı ile ifadeleri arasında ne fark varsa, hak ile kanun arasında da o fark vardır.
Bir iktisabın siyasî yoldan
yapıldığının ve binaenaleyh hakka aykırı olduğunun delili nedir? Evvelâ, umumî efkârın bu husustaki hükmüdür. Bir kan ayaklının elinden mülkünü ya yok pahasına veya hiç mukabilinde zaptedip uhdesine geçiren bir zorbanın yaptığı bu iktisabın haksız olduğunu efkâr bilir ve bu babda hükmünü verir. Yalnız zorbanın şerrinden sakmıldığı için iş Allaha havalı edilir. Bundan başka, fiilî vaziyet de bu hususta çok kere maddî karine hizmeti görür. Meselâ, vakityle sırf ma-aşiyle geçinen bir hükümet a-damı, beş on sene içinde, sebepsizce, büyük bir servet sahibi olursa, bu fiilî vaziyet, siyasî ve haksız iktisaba kuvvetli bir karinedir.
Hulâsa, iktisadı iktisapta yolsuzluk iddiası bir mahkeme
mevzuudur. Fakat, siyasî yoldan yapılan iktisapta yolsuzluğun bertaraf edilmesi ancak bir
kanun meselesidir.
BİZE GELEN MEKTUPLAR
Anafartalar’ın elektrik derdine bir çare bulunamaz mı ? ;
Anafarialar caddesi ile Memurlar Kooperatifinin arka- 1 sında oturan okuyucularımızdan aldığımız bir mektubu ay- ( nen neşrediyor, ilgililerin dikkatine sunuyoruz:
«Bizler Anafartalar caddesinde muhtelif işlerle iştigal ! eden esnaflarız, işlerimizin en alış verişli olduğu saatlerde J elektrikler en az bir saat gibi uzun bir müddet söndüğü ] için alış verişin en hararetli saatinde kapılarımızı müşteri- ( lerimize kapamak mecburiyetinde kalıyoruz. Bir haftadan- ( beri aynı şekilde devam eden elektrik cereyanının kesil-J Kıösi her birimize çok pahalıya mal’olmaktadır. Bugüne ka- ( dar yaptığımız müracaatlar da hiç bir netice vermemiştir. J
Durumumuzun alâkalılara duyurulmasını rica ederiz.» (
Anafartalar caddesi (
okuyucularınız namına (
Ömer Alacalı (
★
Bu fikrin ve tahlilin doğruluğundan şüphe mi ediyorsunuz? O halde memleket tarihimizin realitelerinden bir misâl alalım ve bir masebak gösterelim: Hilâfetin ilgasına ve OsmanlI hanedanının memleketten sürülmesine dair olan 924 tarih ve 431 numaralı kanunun 8. 9, 10 uncu maddelerine dikkatle bakalım.
Bu maddeler gereğince, Os-
manlI imparatorluğunda padişah-
lık etmiş kimselerin Türkiye da-
ele ben bir defa anlatayım da isler uygun düşsün ister düşmesin. Maksat muhterem okuyucularımla her sabah şurada bir kaç satır yarenlik ötmek değil mi? Bugün de böyle olsun.
Eski Selanik vilâyetimizin Serez şehrinde meşhur Gazi Evrenos hanedanından bir Sinir Ali Paşa vardı. Zengin ve eşraftandı. İyi yürekli, âlicenap bir zattı. Fakat her nedense çok azametli, mağrur, kendini son derece beğenmiş, birdenbire parlayan, haykıran, hiddetli, şiddetli bir zattı. Bu yüzden kendisine duyurmadan t «Sinir» derlerdi. Rahmetli Ali Paşanın siniri de biraz şundan geliyordu: Hem sivil paşalığını vezirliğe çıkarmak hem üç vilâyete (yâni Selânik - Kosova - Manastır) genel vali olmak hevesi ne kapılmıştı. Sarayın aldırış-sizliği onu büsbütün sinirli etmişti. Serez'de koca bir bahçe içindeki şahane konağından çıkmamağa başlamıştı. Horozlara merak sarmıştı. Fakat döğüşkenlerine değil de avaz avaz haykıranlarına.. İspencin den. Denizlisinden, Bingazi-sinden tutunuz da Varna Bı-cırganına kadar her cins horoz peydahlamıştı.
Her gün daha tanyeri ağarırken hepsi birden ciyak ciyak ölmeğe başlayınca bütün mahalle yataklarından fırlarlardı. Kimselerde can, tahammül kalmamıştı.
Paşanın bitişik gibi pek yakın komşularından bir de Âkil Bey vardı. Âkil de memleketin birinci sınıf eşrafından. servet sahibi bir zattı. Pek şık gezerdi. Son derece nazik, alabildiğine çelebi bir zattı. Bir kaç defa Sinir Ali Paşaya haber gönderip horozlarına bir çare bulmasını rica etti. Fakat sen misin rica eden? Paşa bangır bangır köpürdü. Zavallı Âkil Bey lâ-havle çekip sustu.
Fakat horozlar susmaz! Her
hilindeki tapuya merbut bütün gayri menkulleri, saraylar, kasırlar, binalar, arazi ve
arsaları
bilûmum
ve bunların içindeki ev takımları., vesair menkul malları ve
«Hazinei hümâyûnu» teşkil e-den servet «millete intikal et-
car car ölmekte berde-Âkil bey düşündü. Bir
gün gizlice Paşanın ağalarını
çağırdı. Durumu anlattı ve bir çare bulmalarını rica etti. Bol
bahşişler de vaadeiti. Ağalardan birisi korka korka yavaşça dedi ki:
Demokrat Parti Ankara İl İdare Kurulunun
Büyük balosu
mirştir.» Niçin ve hangi hukuk kaidesiyle? Bu emlâki ve bu serveti millete mal etmek için, o zamanki iktidar, iktisapta yol suzluk iddiasiyle, niçin mahkemeye gitmemiştir de Meclisten
431 numaralı kanunu çıkarmış-
tır? Gayet tabiî: Çünkü, bu emlâk ve bu servet o zamanın
— Biz de bıktık usandık.
beyim. Fakat malûm ya paşa efendimiz sinir mi sinir, bir
şey söyliyemiyoruz. Halkın taciz edildiğini anlatamıyoruz.
Hele siz bana yüz dirhem kadar bir şişe bezir yağı veriniz, ben hallederim.
16/12/1950 Cumartesi günü akşamı ANKARA PALAS salonlarında verilecektir.
Bu balonun her cihetle mükemmel ve eğlenceli olması için şehrimizin yüksek sosyetesine mensup bir çok bayanlar ve komiteler geniş ölçüdeki hazırlıklarım bitirmişlerdir.
Demokrat Partinin bu büyük balosuna muhakkak iştirak ediniz.
Bilet Satış yerleri:
Bankalar caddesinde: ipek tş mağazaları.
Bankalar caddesi: Tüccar Terzi Kemal Milâslı. Anfartalar caddesi: No. 137 Yalım Ticarethanesi.
Anafarialar caddesi: No. 237 Alian kundura ticareievi. Zincirli Cami sırasında: Bulgurlu Hamdi ticarethanesi. Yenişehir: Rıza Sevinç Billûriye mağazası.
!■
mevcut kanunlarına uygun o-larak iktisap olunmuş, tapuya bağlanıp tescil edilmiştir. Binaenaleyh hâkimlik ve mahkemelik bir iş yoktur. Bununla beraber o zamanki iktidarın ve
efkârın kanaatince, bu emlâk ve servet, normal şekilde İktisadî yoldan değil; iktidar nü-
fuziyle ve bu nüfuzun uzun kolları ve gizli elleriyle «Siyasî» yoldan kazanılmıştı. Binaenaleyh hak olan bunların geldikleri yere yâni millete gönderilip mal edilmesi idi.
(Sonu 5. inci sayfada)
Ağa beziri alır, o gece bütün horozların kuyruklarını bir iyice yağlar, ertesi sabah ne horoz sesi duyulur ne bir ses! Meğer horozlar, kuyruklarının yardımı olmadan öte-mezlermiş!
Bu sayede koca Serez şehri Sinir Ali Paşa horozlarından kurtulup rahata kavuştulardu
Eğer bugün de vakitli vakitsiz ciyaklıyan horozlar varsa ve dostlarım, meselâ Dıra-
nas gibiler bizar oluyorlarsa kolayı var: Sinir Ali Paşanın
ağalarını veya oğullarını, torunlarını bulup ellerine birer
W IKII7Z KAlLIBtf
gençliğini süsleyen betsiz maceraların hiç birini anlayışla karşılayabilmene imkân yok. Benim senden rica edeceğim, yalvararak istiye-ceğim tek şey bana kalbini ka-pamamandır. Sana: «Ben seni daha yazdan seviyordum...» derken yalan söylemiyorum . Seni aldatmağa çalışmıyorum Gülşen... O gecenin ertesi günü Ankaraya gittiğimi biliyorsun.. Seninle birbirimizi uzun za-man görmedik. Sana karşı duyduğum hissin mahiyetini ancak neden sonra., tekrar ls-tanbula dönüp de seninle karşılaştığım zaman idrâk edebildim.. Seni sevdiğimi, öte-denberi, hep ve yalnız seni Rev diğimi o zaman anladım... ve seninle beraber mesut günler geçirdik Gülşen.. Bana karşı öyle iyi, öyle müşfik, öyle candan davranıyordun ki, o günleri unutmuş olmana imkân
Nakleden: Ş. TAYLAN
var mı? O kadar İyi anlaşıyor I
duk ki seninle.. O zamanlar : ı
-Seninle anlaşamıyoruz..* de- s
miyordun.. Akşamları eve dön- 1
düğüm zaman beni daima gü- I
ler yüzle karşılıyor, bakışla- 1
rın neşe ile aydınlanarak yine l
konuşuyordun.. Halbuki o za- l
manlar maziyi bilmiyor değil- t
din ki.. Gülüz hikâyesi başın- 1
dan sonuna kadar malûmundu.. ı
Ona rağmen beni seviyordun... I
Evet, beni seviyordun Gülşen.. I
— JJvet Selim, seni seviyor- 1
dum... Tıpkı Macidi sevdiğim :
gibi seviyordum... I
— Hayır Gülşen... Bana kar- 1 şı duyduğun sevgi ile Macide karşı duyduğun sevgi ayni de- 1
ğildi.. Ona bakarken gözlerin- s
de hiç bir ışık yanmıyordu. j
Bakışlarını onun bakışlarına i
teslim etmiyordun.. Elini onun s
avucunda bırakmıyordun. Ba- I
zan onunla konuşurken kıznr- T
miyordun.. Ne bileyim Gülşen I
I Tefrika No. 45
hiç kimseye karşı bana olduğun gibi değildin.. Kimse de, seni, benim kadar kendinin hissetmiyordu. Sen benimdin... Benim olduğunu en ufak bir hareketinden.. Meselâ elinin bir knuldanışından, dudaklarının bir kıpırdayışmdan, sesinin bir titreyişinden anlıyordum hep... Fakat sonra ne oldıı?.. Aklın neye takıldı?.. Kalbine nasıl bir şüphe girdi bilmiyorum ki... Niçin değiştin?.. Neden baha karşı eskisi gibi değilsin artık?.. Bu değişikliğin sebebini sormağa., bunu anlamağa hakkım yok mu benim?.
— Hiç değişmedim ben Selini.. Sana karşı eskiden hasılsam yine öyleyim.. Seni sevmiyorum... Daha doğrusu seni istediğin gibi, istediğin şekilde sevmiyorum.. Sevemem de.. İşte açıkça söylüyorum sana. Ne olur artık üstüme varma.. İsrarın öyle lüzumsuz ki...
Bu sözleri söyliyen sesi bir yubancının sesiymiş gibi, Gül-şenin kulaklarında uğulduyor-du..
Artık tahammülün son haddine varmıştı. Etrafında, ağır ağır ve döne döne bir hava tabakası yükselerek vücudunu sarıyor ve üzerine ezecek gibi bir tazyik yapıyordu. Kendi ağırlığını duymaz olmuştu artık.. Muvazenesini de kaybetmek üzere idi. Olduğu yerde âdeta sallanıyordu.
Selim ona yaklaşarak başını iki avucunun arasına aldı. Yüzünü kendi yüzüne çevirerek, gözleriyle gözlerini aradı.
Genç kız, kendinde ona karşı koyacak kuvveti bulamadı. Öyle halsizdi ki, elini kıpırdatmaktan âciz bulunuyordu.
Selim:
— İnanmıyorum bu sözlerine.. diyordu.. Beni sevmediğine inaııamam...
Fakat böyle derken de sesi endişe ile titriyordu.
— Hayır
maz bu sözlerin.. Beni
sevdiğim sevdiğim ayni ihtiras ama yine de seviyi ma senin aklın bir mış.. Neye takıldığı yamıyorum. Bir beni ben..
Gülşen aklı sabit bir fikre takılmış bir hasta gibi, şuursuz bir tekrarlama halinde hep ayni sözleri geveliyordu:
— Seni sevmiyorum Selim...
— Selim de artık iradesini kaybedecek hale gelmişti. îs-
— Sen beni delirtmek mi istiyorsun yoksa?..
Diye haykırdı.
Genç kızın başı hâlâ avuçlarında idi. İki eliyle onu şakaklarından iyice kavramış, gittikçe duba kuvvetle, kulaklarını ve saçlarını ezecek derecede sıkıyordu. Gözlerini de onun gözlerine dikmişti.. Ve bütün canı bakışlarında toplanmış gibi idi:
Gülşen doğru ola-
Belki benim seni kadar ve benim seni gibi, ayni şiddetle ve ısla, sevmiyorsun yorsun.... A-• şeye takıldım da anlı-vehirn uğruna feda ediyorsun... Ama gücümle uğraşarak o muhakkak yeneceğim
şişe bezir yağı, hiç olmazsa yarımşar fincan neft yağı tutuştursunlar. Birebirdir!
Aka GÜNDÜZ
Belediye nizamlarına aykırı hareket edenler
Dördüncü Şube ekiplerinin dün
gece, şehrin muhtelif semtlerin-
de yaptıkları kontrollerde; do-
'ıuz ehliyetsiz berber, bir ehliyet-
siz şoför, iki de frensiz araba yakalamışlar ve haklarında lâzım gelen ceza işlemlerini yap-
mışlardır.
Ayrıca dükkânlarım vaktinde kapamayan on üç kişi hakkında da ceza zaptı tutulmuştur.
Dördüncü şubenin kaçak inşaata karşı aldığı tedbirler, iyi neticeler vermiş ve kaçak inşaat bir hayli azalmıştır.
- TAKVİM -
5 Arahk 1950 — SALI
Rumî: 1366 — Kasım 22
Hicrî: 1370 — Safer 23
Vasati Ezani
NÖBETÇİ ECZANELER
Ege, Güray, Hayat
5/12/1950
ZAFER
Sayfa-. 3
Avrupanın savunması bahsinde
DışPolitika
Almanya meselesinin
Attlee Amerika
yolunda
İngiliz Başbakanı Mr. Attlee-nin, Amerikan idarecileriyle görüşmek üzere anî bir kararla seyahate çıkması üzerine bütün dünya efkârı mesele ile ilgilenmiştir. Başbakanın Amerika'ya, esas itibariyle, dünya meselelerini görüşmeğe gittiği bildirilmektedir. Ve elbette ki bu meselelerin başında Kore işi gelmektedir. Zira, komünist Çin'i vaktiyle tanımış olan İngiltere’nin, Kore'de başgösteren felâketi önlemek ve bunun mahallî bir savaş halinde kalmasını sağlamak üzere, Hindistan'dan sonra, tavassutta bulunmaya en çok ehil bir memleket olarak kabul edildiği ve esasen bu keyfiyetin komünist Çinlilere karşı Birleşmiş - Milletlerde İngiliz murahhas heyeti tarafından takınılan tavırdan da anlaşıldığı teslim edilmektedir.
Başbakanın seyahati üzerinde bu tema esas tutularak yürütülen tahmin, tasavvur ve temenniler muhteliftir. Bununla beraber gözden kaçmış gibi görünen bir nokta vardır ki, o da, /Vttlee-■nin azimeti arifesinde, İngiliz Savunma Bakanı Shinwcll tarafından verilen beyanattır.
Savunma Bakanı bu beyanatında, Başbakanın Truman ile yapacağı müzakerelerde ham madde kıtlığının ve bu yüzden İngiliz sanayiinin duçar olduğu müşkülâtın bahis konusu edileceğini ve nihayet İngiltere’nin dünya istihsalinde hakkı olan kısmın verilmesi için ısrar edileceğini bildirmiştir.
İngiliz Savunma Bakanının bu sözlerini kıy-metlendircbilmek için, bu a-yın başında, bir tarafta A-nıerika, diğer tarafta İngiltere ve üç dominyonu olmak üzere, yün meselesinde varılan anlaşmayı hatırlamak lâzımdır. Bilindiği gibi, son günlerde çok azalan yün stokları; Sovyet Rusya-nin Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Afrika’dan yaptığı mu-bayaat üzerine; Amerika’nın U-Zakdoğu hâdiseleri dolayısiyle, yün ihtiyacını karşılıyamaz bir hale gelmiş, bunun üzerine, İngiltere’ye yapılacak yardım plânında tadilât icra etmek pahasına, tercihli bir satış mukavelesi istenmiş ve bu mukavelenin akdinde muvaffak olunmuştur. Şu kadar ki; dün, Savunma Bakanı £hinwell'in de belirttiği gibi, bu nukavele yok pahasına akdo-ınmamıştır. İngiltere de, buna arşılık Amerika'dan tercihli bir ımuk mubayaa mukavelesi is-nriştir. Bu mukavele de akdo-ımuştur. Ve başlıca pamuk çlstahsili memleketlerde bu
, taın fiyatları üzerinde son ni ilerde müşahede olunan sar-9e1ı bundandır, denebilir, sejâdiseyi bu suretle telhis et-«ten sonra, sorulacak bir sual m.rdır: İki büyük batıh devletin, inya ticaretini sarsmaya ve a-^ılarında tercihli muameleye eşebbüse hakları var mıdır?
Bu sualin cevabını hâdiseler vermektedir. Nitekim yine düıı, İngiliz Harbiye Bakanı, İngiltere'nin dünya istihsalindeki hakkını aramıya niyetli olduğunu bildirirken bu noktaya temas etmiştir, denebilir. Zira, düşünülecek olursa, Amerika'nın Uzak-doğuda bugün en çetin ve tehlikeli bir durumla karşılaştığı bir lirada, ve zaruret halinde iken tegilizlerin, bir vekil ağzından iöyle bir iddiayı serdetmelerinc sebep nedir? İstihsal mıntakala-rı nelerdir ve İngiltere bu istihsali ne suretle elde etmek istiyor? Bunlar şimdilik cevapsız kalan sualler gibi görünmektedir. Lâkin, Başbakan Attlec’nin, Kore'de iş sarpa sardığı sırada, Amerikalıların tanımadığı, kendi hükümetinin tanıdığı komünist Çinliler meselesini halletmek zevahiri altında neler temin etmeğe gittiğini düşünmemek elde değildir.
Temenni olunur ki yeniden müstemleke tesisine kalkışılmasın. Zira sonunda yine iş, yani kurtarma işi Amerikalılara düşer. Mücahit TOPALAK
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir
MOMTAZ FAİK FENİK
Bu Nüshada Yazı İşlerini
Fiilen İdare Eden
Fatin Fuad
Basıldığı Yer:
Güneş Matbaası — Ankara
Dünya’ nın aynası
Akciğer tüberkülozu kat’iyyenmağlûp oldu
İngiliz Savunma Bakanı yakın bir anlaşmadan bahsetti
Londra Radyosu, (Basın Yayın) — Britanya müdafaa Bakanı bugün verdiği bir demeçte demiştir ki: Almanyanın Avrupa müdafaasına iştiraki için bir kaç güne kadar uzlaşmaya varlması ve aynı zamanda Atlantik savunma kuvvetleri için bir yüksek komutanın - tayin edilmesi ihtimal dahilindedir.
Müdafaa Bakanının ilâve ettiğine nazaran Koredeki maksatların mahdut bir çerçeveye münhasır kalması ve Batı ile Çin arasında ihtilâfa sebebiyet verecek herhangi bir şeyden her ne olursa olsun kaçınılması için Ingiltere Hükümeti Amerika nezdinde teşebbüslerde bulunmuştur. Fakat şimdi öyle görülüyor ki General Mac Arthur bu esas gaye leıin haddini aşmıştır. Mamafih hadise muhalinde bulunmıyan kimselerin tenkide kalkışmaları hiç de doğru değildir.
Shinwell, ayrıca demiştir ki: Hükümet dört taraflı bir konferans fikrine hiç de muhalif değildir. Fakat karşılıklı menfaatleri ilgilendiren bütün meselelerin görüşülmesinde ısrar etmek
Iranın
ın
sıyası durumu
belediye seçiminde
Sosyalistlerin başta geldikleri anlaşılıyor Londra Radyosu, Basın - Yayın) — Dün Batı Berlin’de yapılan Belediye seçimlerinde verilen oy miktarı rekor teşkil edecek derecededir. Berlin’deki basın mu habirleri bu yüksek oy miktarına, seçimlere mani olmaya çalışan komünistlere Batı Berlin halkının verdiği kati bir cevap nazarı ile bakılmakta olduğunu bildirmektedirler. Son neticelere göre sosyal demokratlar başta gelmektedir.
Dünya Basınından hulâsalar
veren Amerikan Cumhuriyetçi Partisi, Başkan Truman’a güçlükler çıkarmaktadır. Meselenin bu bakımdan halli için en iyi çare, Kore’de tedafüi vaziyete geç-
Daily Telcgraph ezcümle şunları yazmaktadır:
«Vaşington’da yapılacak konuş malarda İngiliz Başbakanı Attlee, Başkân Truman'ın dikkatini ümit verici bir noktaya çekebilir. Avrupa ordusunun kurulması ve Atlantik Paktının bir bütün halinde ele alınması, bu meselede başlıca konu olmalıdır.»
Manchester Guardian şöyle demektedir:
»Bugün kimse harp arzusunda değildir. Her millet barışın muhafazası için gayret sarfına taraftardır. Fakat bunun tahakkuku için evvelâ Çin'in Birleşmiş Milletlere kabulü ve gizli konuş-ıpalaıa başlanması icabetmekte-dir.»
Yugoslavya’ya yapılacak yardım
Londra Radyosu, 4 (Basın -Yayın) — Amerika Dışişleri komitesi, Yugoslavya'ya 38 milyon dolarlık olağanüstü bir yardımda bulunulması hususunda Başkan Truman tarafından yapılan talebi bugün görüşmeyo başlayacaktır. Bu yardım, muvakkat bir tedbir olarak halen gönderilmekte olan yiyecek maddelerinden ayrıdır.
Yardımsevenlerin teşekkürü
Derneğimizin Ankara Palas salonlarında tertip ettiği balonun bütün hazırlıklarım bizzat i-dare eden ve derneğe her hususta büyük yardımları dokunan Mısır sefiresi sayın Amin Fuat'a Yardımsevenler Derneği Genel Merkezi sonsuz şükranlarım su-
Bir tarafsızlık fikri gittikçe kuvvetleniyor Paris Radyosu, (Basın Yayın) Tahıan’da İran siyasî çevrelerinde İran’ın bugünkü buhran karşısında tam bir tarafsızlık siyaseti gütmek niyetinde olduğuna işaret edilmektedir. Bu arada, İran’a iktisadı yardım bahsinde, Amerika’nın yeni bir gayrette bulunması beklenmektedir. Yarı resmî bir gazete, İran Doğu blokuna yaklaşacak olursa dünya muvazenesinin tamamiyle değişebileceğini yazmaktadır.
Bu sabahki İngiliz gazeteleri, Kore harbinin neticeleri, komünistlere karşı milletlerarası sahada alınması gereken tedbirler ve İngiliz - Amerikan işbirliği meseleleri üzerinde durmaktadırlar.
Daily Herald gazetesi şöyle demektedir:
«İngiltere Başbakanı Attlee-nin Amerika seyahati, vaziyetin ne kadar nazik bir safhaya girdiğini göstermek bakımından da dikkate şayandır. Esasen Kore-den de iyi haberler gelmemektedir. Komünist Çin delegelerinin Birleşmiş Milletlerle müzakereye gireceğine dair herhangi bir e-mare de mevcut değildir. Rusya-nın bu durumdan, Avrupa ve Orta - doğu üzerindeki emellerinin tahakkuku için istifadeye kalkışması muhtemeldir. Bu sebeple milletlerarası durumun iyi bir yola girmesi için âcil kararlara ihtiyaç vardır.»
Times gazetesi şunları yazıyor:
«Hür milletler bir taraftan Asya'da harbederlerken, Avrupa’da da yeni bir cephe açılarak harbe-dilmesini arzu etmezler. Esasen bu ha', ancak Rusya'nın menfaat lerine yarar. Kore'de resmen mağlûp olmak, diğer yerlerdeki ihtilâlci unsurlarn cüretini artırmış olacaktır. Bu sebeple, Çinlilerin maksatlarını diplomatik yollardan anlamağa çalışmak en iyi çaredir. Bunun ne kadar güç bir iş olduğunu biliyoruz.»
News Chronicle diyor ki:
«Bugünkü siyasî durum, Amerikan devlet adamlarının vazifelerini güçleştiren dahilî bir anlaşmazlık yaratmıştır. İki büyük Amerikan partisi arasındaki anlaşmazlık bundan ileri gelmektedir.»
Yorkhsir Post şöyle yazıyor: j «Komünizme karşı mücadelede Asya’ya Avrupa’dan fazla önem
tedir. Sovyetler Birliğinin halen sürekli bir barış anlaşmasına taraftar olduğunu gösteren hiçbir alâmet yoktur.
Adenaucr’e göre
Renanya ve Vestfalya’de Hıis-tiyan partisinin tertip ettiği bir göstcridcFedcral Almanya Başbakanı Adenauer Alman Sosyal Demokrat Partisini, Almanya-nın batıdan müdafaasına iştiraki bahsinde halk oyu arasında ikilik yaratmakla itham etmiş ve dinleyicilerin şayet Almanya müşterek gayrete iştirakini reddedecek olursa, Birleşik Amerikanın infirat siyasetine dönmesi ihtimalini göz önünde bulundurmaları lâzım geldiğini söylemiştir.
Almanya Başbakanı Birleşik Amerikanın komünist Çin’e karşı harbe girmesinin şayanı teessüf olacağını beyan etmiş ve «Sovyctler Birliği o zaman dünyanın en kudretli devleti olacak ve Batı Almanya’yı ve bütün Avrupa'yı istilâ etmek hususundaki arzusunu kolayca yerine getirebilecektir.» demiştir.’
PULSUZ İSTİDA
Bir de zihniyet inkılâbı lâzımdır!; ■ Hepimiz biliriz ki, büyük inkılâplar başarmış ve muasır ; devlet ayarına ulaşabilmek için fevkalâde gayretler sar- * ; fetmişizdir.
Bunların ekserisinde muvaffak olmuş ve dünya efkârında , ; iyi not almışızdır. Fakat bütün bunlara rağmen, bir zihni- J yet inkılâbını hale yola koyamanuşızdır.
Dünyanın neresinde tahsil ederse etsin, kafasını ne kadar ' ilimle doldurursa doldursun, bir daireye memur olarak gi- • ; ren her şahıs oranın havasına intibak etmekte ve sanki bin I ; sene evvelki gibi düşünerek -alaturka- çalışmağa başlamak- j
Bu vaziyetten, hiç bir vakit çalışanı mesul tutmak aklı- ' mızdan geçmemekte, buna mukabil, bu zevatın nasıl olup da • ; kendilerini o havaya kaptırdıklarına şaşmaktayız! (
Bu haleti ruhiyeye küçük bir misal verelim:
Sağlık Bakanlığında bir bordro memuru varmış, bu zatın J işi gücü, herkesin maaşını zamanında verebilmek için ayda ' , bir defa bordro hazırlamak imiş, fakat kendisini bir defa, * 1 2 3 I yukarıda bahsettiğimiz havaya kaptırmış olduğundan bazı ( [ memurların maaşlarına ait bordroları canı istediği vakit I
* yapmakta imiş. Meselâ, adetleri otuz kadar olan emrazı sâ- ]
) riye sağlık memurları, bugün ayın beşi olduğu halde hâlâ ;
) maaşlarını alamamışlar, bu yüzden çok muzlar vaziyete düş- ( ‘ Ekserisinin işi gücü köylerde olduğundan, aileleri dört I ' günden beri Bakanlığın eşiklerini aşındırmakta, fakat bor- J
• dro memurunu aslâ ele geçirememektedirler.
) Alâkadarlardan rica ediyoruz, bu işle lütfen meşgul olsun- ( ! 1ar, esasen darda bulunan bu memurların İstırabına bir ni- ( [ hayet vermek için lâzım gelen tedbirleri alsınlar...
Hikmet YAZICIOĞLU ‘
| Meclis Komisyonları] | ımıımmıoffliııiMinıı;ıııi!iıııımııı»ıııraımıraoııııf yılı kanunla değiştirilen 6 ncı inadı dealnln (B) fıkrasının 3 sayılı ben. dinin yorumlanmasına dair Başbakanlık tezkeresi,
— Mardin milletvekili Kemal Türkoftlunun. milletvekilliği ödenek vc yolluklarına mütedair olan 756, 1169, 5142 vc 5143 sayılı kanunların kaldırılmasına ve 3050 sayılı kanunun İkinci maddesinin de. ğistirllmcsiııe dair kanun teklifi.
5 — Afyon Karahlsar milletvekili İhsan Sabis’in, B.M.M. ftzasının tahsisat vc harcırahları hakkındakf 1730 sayılı kanuna ek 3050 sayılı kanunun 2 inci maddesinin değiştirilmesine dair kanun teklifi.
ADALKT KOMİSYON!’: Bunun saat 10 da,
1 — Vergi mükellefleri hakkında Taiıslli Emval Kanununun hükümlerinin kıyas yollylo uygulanmasına bir mecburiyet olup olmadığının yorumlanmasına dair Başbakanlık tezkeresini,
2 — Ağrı milletvekili Celâl Yar-dımcı'nın, lıastahane, okul, park, meydan, cadde, stadyum vc emsali müessese vc yapılara yasıyan kişi adlarının konmaması hakkında kanun teklifini görüşmek üzere.
DIŞİŞLERİ KOMİSYONU: Bugün saat 10 da.
EKONOMİ KOMİSYONU: 6/12/950 Çarşamba günü saat 10' da,
1 — Urfa milletvekili Feridun Er-giıı’in, sermayesinin tamamı devlet tarafından verilmek suretiyle kurulan iktısadt teşekküllerin teşkilâ-tiylc İdare vc murakabeleri hakkııı-daki 3460 sayılı kanunun 4502 sayılı kanunla değiştirilen 5 inci maddes’ nlıı 3 üncü fıkrasının kaldırılmasına vc 4075 sayılı kanunla değiştirilen 2-1 üncü maddesinin değiştirilmesine dair kanun teklifini,
2 — Zonguldak milletvekili Suut Basdf ve dört arkadaşının, mâdenlerden yapılacak ihracatta ödenmek te olan ııisbl resimlerin gelir ve kurumlar vergilerinden mahsubu hakkında kanun teklifini görüşmek
sİ-
MECLİS HESAPLARINI İNCELEME KOMİSYONU: Bugün saat 10 da.
MİLLÎ EĞİTİM KOMİSYONU: 6/12/1950 Çarşamba günü saat 10 da.
1 — Bursa milletvekili Hulûs! Köy men İle Edirne milletvekili Cemal Köprülü’nun, devlet memurları aylıklarının tevhit ve teadülüne dair olan -3656 sayılı kanuna ek 4644 sayılı kanunun 11 İnci maddesine bir fıkra eklenmesi hakkındakl kanun teklifini.
2 — Bolu milletvekili Zuhuri Da-maman’ın aynı mevzudakl kanun teklifini,
3 — Edirne milletvekili Cemal Köprülü ve Bolu milletvekili Zuhuri Danışman'ın İlk okul öğretmenlerinin hizmet müddetleri vc aylık dereceleri hakkındakl kanun tekliflerini,
TİCARET KOMİSYONU: 6/12/ 1950 Çarşamba günü saat 10 da. Eskişehir milletvekili Kemal Zeytinoğ-lunun, Milli Korunma Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi hakkındakl 5020 sayılı kanuna ek kanun teklifini görüşmek üzere toplanacaklardır.
BÜTÇE KOMİSYONU GÜNDEMİ : 5/12/1950 Salı günü saat 10. da.
1 — Posta, Telgraf ve Telefon İsletme G. M. teşkilât ve vazifeleri vc memurları hnkkındakl 4454 sayılı kanunun 36 ncı maddesinin yorumlanmasına dair Başbakanlık tez-
2 — İstiklâl Harbi malûllerine verilecek para mükâfatı hakkında ka-
3 — 4598 sayılı kanunun 3040 sa-
f'
YAPI ve KREDİ BANKASI’nın
Amerika ve İngiltere’den getirttiği ve İstanbul’da büyük rağbet gören öğretici ve eğlendirici filmlerle
Ankara’da
İLK ÇOCUK SİNEMASI
9 Aralık tan itibaren
her Cumartesi giinii
KÜÇÜK TİYATRO’da
3 seans: 14.30 ★ 15.4S ★ 17
HER YER 25 KURUŞ
Veliler do çocuklarla beraber gelebilirler.
Biletler hafta içinde Yapı ve Kredi Bankasının Yenişehir ve Anafartalar Şubelerinde ve KÜÇÜK TİYATRO’nun gişelerinde satılmaktadır.
Streptomisinden 200 defa daha kuvvetli bir antibiyotik, zaferi sağladı. Hastalıkların yenilmesinde en ı ıimıı % ■—nuMmassa
Plevne kahramanları için tören
Türk Kültür Derneği Başkanlı-
Derneğimiz tarafından Gazi Osman Paşa ve Plevne Kahramanlarım tebcil için 9 Aralık 1950 ' Cümartesi günü saat 15 de Dil «i Tarih ve Coğrafya Fakültesi bü-‘ yük konferans salonunda bir tören yapılacaktır. Giriş serbesttir»
Kongreye davet
Ocağımız yıllık kongresi 7 12/ 1950 Perşembe günü saat 19 da yapılacaktır. Sayın üyelerin teşriflerini saygı ile rica ederiz.
Adres: Anafartalar caddesi Vakıf 1$ Ham No. 323 Bucak bina-,
D. P. Doğanbey Ocak İdare Kurulu
Mevlûdü şerif
Sevgili annemiz SABİHA YALKUT'un vefatının kırkıncı günü olan 6 Aralık Çarşamba günü öğle nama-z ndan sonra Hacı Bayram Camiinde aziz ruhu için Mevlûdü Şerif okunacağından kendisini tanıyan ve sevenlerle isteyen din kardeşlerimizin teşriflerini rica
Oğullan: İzzet Yalkut, Ferruh Ağan, Şemsettin Yalkut.
Kızı: Mediha Yalkut.
(6173)
Hastalıkların yenilmesinde en büyük amil olan arftibiyotikleri ilk olarak ortaya koyan Pastör-dür. Pastor’ün açmış olduğu bu çığırda ilerleyen âlimler, bir çok hast çokların antibiyotiklerini keşfederek, insanlığa büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Son zamanlarda keşfedilen penisilin, streptomisin, oromisin gibi antibiyotikler, bir çok sahalarda kat'i bir zafer sağlamışlarsa da, bilhassa, insanlığı kasıp kavuran verem âfetine karşı öldürücü bir silâh vasfım taş yamanuşlar-dır.
Fakat son zamanlarda, profesör Risler ismindeki bir bakteriyolog, akciğer veremini iyi eden ve Flavoryzine adını verdiği antibiyotiği keşfederek, pek haklı olarak, «zamanımızın Pastörü» unvanını kazanmıştır.
İlmî araştırmalar beynelmilel enstitüsü şefi olan Prof. Risler, Viroflay’da gazetecileri kabul ederek onlara izahat vermiştir:
«Ben, altı seneden beri, antibiyotikler ve bilhassa, tüberkülozun şimiyoterapik tedavisi üzerinde yapmakta olduğum çalışmalarımın neticesini bütün doktorlar muvacehesinde, teşhir etmiş bulunuyorum-»
Profesör Risler, bir çok araştırmaları. ile tanınmış olup, son ola rak keşfetmiş olduğu antibiyotik Glavoryzine'i, hâlâ, bir çok Fransız hastahanelerinde kullanılmaktadır.
— Bu, streptomisine benziyen vo fakat ondan daha aktif olan bir antibiyotik midir?
— Hayır. Flavoryzine, mürekkep bir antibiyotiktir- Aspergil-lus - Flavus - Oryzae (ki isimlerden Flay_ - Gryzine ni çıkarttık), tesiri, antibiyotik oluşundan değil de, yetiştirildiği şartlardan ileri gelmektedir.
— Yâni?
— Yâni, pencillium glaucum, streptomices griseus gibi bazı küfler, nasıl ki, uygun vasatlara koyulduklarında, mikropları tahrip eden bir maya imâl ederler, bu da öyle. Bu usûl, antibiyotiklerin faaliyetlerine bir temeldir.
Ben, bu antibiyotikleri incelemeğe başladığım zaman, bunlardan bir tanesinin, yâni asp. - flavus - oryzae’nin, albüminli va jelâtinli maddeleri erittiğini hayretle gördüm. Bu müstesna has-sanın, türebküloz basilleri (Koch yahut B.K basili) üzerinde tatbik olunabilmek imkânlarının hasıl olabileceğini düşünerek, sistemli bir şekilde çalışmaya başladım.
Fakat, bütün ümitlerime rağmen aspergillus'un, B- K. basillerinin faaliyetlerine bigâne kaldıklardı tesbit ederek sukutu hayale uğradım, Aspergillus, bir B K. kültürünün fillrası ile birleştirildiğinde, geçen seferkinin tem aksine olarak, gayel oluyordu. Araştırmalarımı lıca prensibini bulmuştum: Ortak Kültür.
Eğer bir mantarın (aspergillus) yanma bir bakteri (B. K. ) konulursa, bunlar daimi bir mücadele halinde (bulunurlar. İşte ben, aspergillus F. O- yu, B. K. nın yanma koyarak, B- K. yı tahrip e-den bu mürekkep antibiyotiki elde ettim.
Profesör Risler, streptomisin gibi, fizyolojik serumda eritile-lek adale içine zerkedilen, beyaz bir toz halindeki flavoryzi-ne'i gösteriyor.
— Flavoryzine ilk olarak Veterinerler tarafından ve bilhassa öküzlerdeki tüberkülozda lamldı.
— Peki, ne zamandanberi tıbbî beşerde kullanılmakladır?
— Takriben, 1950 yılının başı dan beri- Ve çok iyi neticeler aldık.
— Meselâ, streptomisine nazaran üstünlükleri nelerdir?
— Her şeyden evvel, loksisi-tesi olmayışı. En az dozlarda bile aktiftir- Vasatı doz, her dört günde bir 20 miligramdır. Halbuki, streptomisinin vasatı dozu, günde bir gramdır. Flavoryzine, strep tomisine nazaran 200 defa daha kuvvetlidir. Streptomisinin kullanılışında az veya çok ciddî ârâz yoktur, meselâ: bafl dönmesi, bulantı, sağıj’lik o?bi) ı Flavorzine'in tatbikinde yeğâne
Antibiyotiklerin hazırlan
aksülâmel, iki veya üç aün süren bir ateştir.
Bugüne kadar, şunu da lesbit etmiş bulunuyoruz ki, penisilin veya streptomisin tatbikinden sonra, mikropların muafiyet - kazanması hususu, bu antibiyotikte kat'iyyen yoktur.
— Tesiri, sadece bir nev'i tüberküloz üzerinde midir?
— Hayır- Ciğerlerinde önemli kavern bulunan veya bir çok enfiltrasyonları tesbit edilen hastalarda, bilhassa, uzun zaman-danberi devam ederek müzminleşmiş akciğer tüberkülozunda ve nihayet, ameliyat ve saire ile, ölüm tehlikesi bir müddet için önlenmiş olan hastalarda, göze çarpan ve kat i bir tesiri vardır.
— Akciğer tüberkülozundan başka tüberkülozları da tedavi edebildiniz mi?
— Evet. Hem de büyük bir başarı ile: Kemik veremi, peritonit, mafsal iltihabı v-s. gibi hastalıklarda da netice aldık.
Mucize ilâç tesmiye; edilen Flavoryzine üzerinde yapılan istatistikler, şimdiye kadar, akciğer tüberkülozunda elde edilen
i
ANKARA RADYOSU
raynr/i2«!3» ia^i s.
AMERİKA NIN SESİ RADYOSU. NÜN NEŞRİYATI Amerika’nın Sesi Radyosu yayı
S
7
iyileşmeden çok daha ileride olduğunu göstermektedir.
Denilebilir ki, zamanun-zm Pastörü, Profesör Risler’dir.
N. Nihad DLKEKUL
Barda kanlı bir kavga
Düıı gece Tabarin Barda bir hiç yüzünden bir kavga olmuş ve bir kişi -yaralanmıştır. Hâdise şöyledir: Kemal Kıran isminde birisi barda geç vakte kadar içmiş ve yandaki masalardan bi-.rine giderek orada bulunan meçhul bir şahısın başına teşbih vurmuştur. Bundan sonra Kemal Kıran o kimseyi yanına çağırmış ve aralarında bir ağız münakaşası başlamıştır. Bu esnada kimin çektiği belli olınıyan bir bıçak garsonlardan birine tesadüf etmiş ve yaralanmasına sebep olmuştur. Kavga, barda bulunan müşteriler tarafından ayrılmış ve hâdise adliyeye intikal etmiştir.
Dün, öğleden sonra 2 nci Asliye Ceza Mahkemesinde bu dâvaya bakılmış ve bazı şahitler dinlenmiştir. Mahkeme, Kemal Kı-ıan’ın duruşmasının mevkufen devamına ve bar sahibi İsmailin de dinlenmesine karar vermiştir.
Sayfa: 4
ZAFER
5/12/1950
Meclisin Koredeki birliğimize şükran
Başmakaleden devam:
(Başı 1 inci sayfada nı yaratan Koredeki kahramanlarımıza, Büyük Millet Meclisinin şükran duygularının bir defa daha duyurulmasını rica ederiz.»
Bu önerge oya sunulmuş ve alkışlarla, müttefikan kabul edilmiştir.
İl, İlce ve Köylerin su tesisleri
«II, ilçe, bucak ve köylerin imar plânlan ile içme suyu tesisleri» hakkında. Burdur milletvekili Mehmet Ozbey'in sözlü sorusunu cevaplandırmak üzere kürsüye gelen İçişleri Bakam Rük neddin Nasuhioğlu, bu mevzuda İller Bankasının geniş ve yeni bir programla faaliyete geçtiğini, 635 belediyeden 316 sının haritasının yapıldığım, 138 şubeye ait olmn da yapılmakta olduğunu, 33 ünün de ihale edilmek ü-zezre bulunduğunu söylemiş ve iç me suyu tesisleri için Bakanlık fonundan 189 belediyeye 44 milyon 51 bin 289 lira verildiğini; İller Bankasından 13 köye 103 bin lira ödediğini, ayrıca Anka-ranm 170 köyünün su ihtiyacını karşılamak üzere gereken paranın temin edilmiş olduğunu bildir
Rükneddin Nasuhioğlu, İller Bankası sermayesinin arttırılması için bir komisyonun halen faaliyette bulunduğunu da ilâve ederek sözlerini tamamlaışhr.
Ordu Valiliği meselesinin
C.H.P. Ordu milletvekili Atıf Topaloğlu'nun «Ordu valisinin durumu» na dair sözlü sorusuna cevap vermek üzere kürsüye gelen İçişleri valinin merkekze alınmağı istediğini, bunun üzerine, kendisi ile görüşmek için Ankaraya çağrıldığım, müteakiben mumaileyhin izin alıp Istanbula gittiğini, yeni döndüğünü ve kendisi ile henüz vakit bulup, görüşemediğini söy lemiş; Orduda vilâyet işlerinin bir vekil tarafından yürütüldüğünü ilâve etmiştir.
Soru sahibi verilen izahatı tatminkâr bulmadığım söyliyerek, hâdisenin Orduda belediye seçimlerini C.H.P. nin kazanması yüzünden vuku bulduğunu iddia etmiş ve bu arada D.P. li iki kişiye ait hususî bir mektuptan bahisle, Ordu valisinden teşkilâtın şikâyetçi olduğuna, bunun bir delil olduğunu söylemiştir.
yeniden
Emniyet kadrosundaki nakil ve tahviller
Emniyet Müdürleri 14 ayda 34 nakil, bizimki ise 14 tür.
Ferit Melen (Van) — Sorunun cevabı bu değil ki..
İçişleri Bakanı Rüknettin Na-suhioğlu (devamla) — Bendenizin maruzatım sorunun cevabı değil de, hususî mektuplar mı, sorunun cevabıdır?
Belediyelerin Denizyollarından 2 milyonu mütecaviz alacağı var
Müteakiben, Ordu Milletvekilinin «Lfman işgal resmi» hak-kındaki sözlü sorusuna cevap veren Ulaştırma Bakanı Seyfi Kurtbek, Denizyollarının bu hesaptan belediyelere iki milyondan fazla borcu olduğunu, tahsilatın bir ihtilâf yüzünden yapılamadığını, bu hususta yeni bir tasarı hazırlanmakta olduğunu söylemiştir.
Güney ve Güneydoğu Anadolu'da ilk öğretim durumu «Güney ve Güneydoğu Anadolu’nun 18 ilinde ilk öğretim, durumu» hakkında Diyarbakır Milletvekili Nâzım önen tarafından verilen bir sözlü soruyu cevaplandıran Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri, bu mıntaka-daki 487 bin 863 öğretim çağında çocuk bulunduğunu, bunlarda şehirlerde 50 bin 399 unun, köylerde ise 167 296 sının okumakta olduğunu ve 270 bin 168 çocuğun okuldan mahrum kaldığını söylemiştir.
Tevfik İleri bu mevzudaki a-çıklamalarına devamla şunları ilâve etmiştir:
«Bu 18 ilin şehir ve kasabalarında 233, köylerinde 891 i öğretmenli ve 1023 ü eğitmenli olmak üzere 2914 okul vardır.
Okul ihtiyacı
Tahsil dışında kalan çocukların okula kavuşturulabilmesi i-çin bu 18 ilin şehir ve kasabalarında 118 okula, nüfusları 250 den yukarı olan köyler için 2041 okula ve nüfusları 250 den az olan ve ortalama üç köy için bir bölge okulu hesabiyle 1582 okula, yani köyler için 3623 köy okuluna ihtiyaç ardır.
Eğer teklif etmiş olduğumuz bütçede derpiş edilen ödenek Yüksek Meclisçe temin edilecek olursa önümüzdeki yıl bil-
hassa doğu bölgesinde 300 e yakın okul yapmak imkânını
• bulacağımızı arzederim.
Bakandan şonra kürsüye ge-
• len soru sahibi, doğu bölgesinin son derece ihmal edilmiş
■ olduğunu belirtmiştir.
Bunun üzerine yeniden söz alan Tevfik İleri demiştir ki:
«Arkadaşlar, memleketi şark, ( garp gibi bölgelere ayırmak ve bunlar üzerinde ısrarla durmanın zararlı olduğuna inananlardanız. Amma, yine bu memlekette uzun seneler ihmal edilen bölgelerin mevcudiyetine de inanmaktayız. Nitekim, demin ifade ettiğim rakamlarda hakikaten bir hayli ihmal edilmiş olduğu görülen bu illerimizle beraber ve meselâ isim vereyim: Ordu vilâyetinde bu durumdan daha, kötü olan yerlerin mevcudiyetine de kani bulunmaktayız.
Bu itibarla biz bu işi şark, garp diye kısımlara ayırmak-tansa, bugüne kâdar ihmal e-dilmiş bölgelere dikkat nazarımızı teksif etmek yolundayız. Nitekim bütçemize koyacağı mız inşaat bedelinin yüzde yirmisini nisbeten bereketli olan yerlere, natamam binaların yapılmasına, daha doğrusu hanı bir zamanlar zorla yapılıp da yıkılmağa mahkûm olan binaların tamir ve takviyesine, geri kalan yüzde sekseni de ihmal edilmiş bölgelerdeki okul binalarına tahsis ve sarfedeceğiz, Bunu arzetmek isterim.» {
Kars Milletvekillerinin tutanakları
Müteakiben Kars milletvei killerinin tutanaklarının tasdi-i kine dair komisyon raporunun görüşülmesine geçilmiştir.
Bu mevzuda söz alan EmruL lah Nutku, Hamdi Şarlan, Ab. bas Çetin, Ahmet Gürkan, Av-ni Doğan lehte ve aleyhte olan mütalâalarını serdetmişlerdir. Bu arada Seyhan milletvekili' Cezmi Türk, komisyonun me-, todsuz çalışmasını şiddetle ten-' kid etmiştir. Neticede tutanaklar oya sunularak tasdik edilmiştir.
Büyük Millet Meclisi yarın saat 15 te toplanacaktır. /
Bir mukayese
Söz alan İçişleri Bakanı iddiaların varit olmadığım söylemiş ve durumu belirtmek üzere C. H.P. nin 1949 da yaptığı nakil ve tahvillerle 14 Mayıs inkılâbın dan sonra yapılan muameleler etrafında şunları açıklamıştır.
Vali ve Kaymakam nakilleri
«1949 senesi ile mütemmim 1950 senesindeki 14 ay zarfında yekûn itibariyle 68 vali, 439 kaymakam değiştirilmiştir.
Bizim zamanımıza gelince:
7 ay zarfında 54 vali ve 216 kaymakam yer değiştirmiştir. Mecmuu 270. Yerlerinin değiştirilmesinde bulunduğu eski yerden daha iyi yere gitmesi meselesi vardır. Bu, memleketin bir tarafından öbür tarafının daha iyi olması demektir.
C.H.P. nin nakilleri neye mal olmuş?
1949 senesinde bu mesele için 82.118 lira harcirah verilmiştir. Mütemmim kısım zarfında 17 bin küsur sarfiyat yapılmıştır. Bizim zaman mızda yapılan sarfiyat 70 bin lirayı geçmemektedir.
Jandarma kadrosundaki nakil ve tayinler
Simdi jandarmaya geliyorum. 1949 da 84 albay yer değiştirmiştir. Mütemmim devre zarfında da 12 albay yer değiştirmiştir. Ceman 96 albay yer değiştirmiştir.
Yarbay: 1949 da 53 yarbay, mütemmim devrede 11 albay yer değiştirmiştir. Mecmu 63 dür. Bunlar 49 la seçime eden aylar zarfındc
Binbaşı 31.
Yüzbaşı 367, mütemmim devrede 100, ceman 467, üsteğmen 166, teğmen 34.
Yekûn itibariyle 14 ay zarfında 858 jandarma subayı şu ve-yc bu sebeple yer değiştirmiştir.
Yine arzediyorum, 14 Mayıs seçiminden bu yana, 25 yıldan-beri devam eden mevcut idare yumuşak ve demokratik bir idareye geçtikten sonra 33 albay, 25 yarbay, 16 binbaşı, 250 yüzbaşı, 44 üsteğmen, 15 teğmen değiştirilmiştir, yekûn 382 dir.
858 e mukabil 382 dir.
Harcırah yekûnu
1949 yılında sarfedilen harcırah tahsisatı 387.340 liradır. Mütemmim devre zarfında 68.937 liradır. Yekûn: 456.277 lira.
takaddüm olmuştur.
il Genel Meclisi
(Baş tarafı 1 incide)
Başkanın konuşmasından sonra gündem gereğince başkan ve killiği ve kâtiplikler seçimine geçilmiştir.
Tasnif sonunda A. Muhip Dı-ıanas Başkanvekilliğine, Ahmet Eryarar ve Şeref Gücüyener kâtipliklere seçilmişlerdir.
Muhip Dııanas kısa bir hitabede bulunarak «beni başkan vekilliğine seçmekle gösterdiğiniz teveccühe teşekkür ederim. Bu teveccühünüze lâyık olmaya çalışacağım.» demiştir.
Bu sırada hürriyet uğruna Korede çarpışan kahramanlarımıza İl Genel Meclisinin şükran ve sevgilerinin ulaştırılması teklif edilmiş ve bu hususta bir takrir verilmiştir.
Takrir üzerine söz alan İsmail Sezen, Kore kahramanlarımıza hediye olarak sigara gönderilmesini teklif etmiş, diğer bir üye de şehidlerimizin ailelerine yardım yapılmasını istemiştir. Muhip Dıranas’ta Korede insan üstü başarı gösteren birliğimize telgraf çekilmesini, şehitlerimizin ailelerine maddî, manevî yar dımda bulunulmasını teklif etmiştir. Bunun üzerine sigara gönderilmesinden nazar edilmiştir.
Bundan sonra Daimî Komisyon üyeliği seçimine geçilmiş ve Muhip Dıranasın feragati üzerine neticede Şeref Gücüyener, Hikmet Baydar, Özdemir Tüzer ve Ali Öztürk asil üyeliğe, Haşan Songi|len, Abduırahman Tavzer, Rabi Ergün ve İsmail Sezen de yedek üyeliğe seçilmişlerdir.
Müteakiben 11 Genel Meclisi üyeleri Valinin başkanlığında Atatürk’ün muvakkat kabrini ziyaret etmişler ve muvakkat kabre bir çelenk koymuşlardır.
İl Genel Meclisi öğleden sonra saat 15,15 de tekrar toplanmış ve bu oturumda da muvakkat ko misyon üyeleri seçimi yapılmıştır. Seçimden sonra geçen sene yapılan işlere ait izahname o-kunmuş ve 9 Aralık cumartesi günü tekrar toplanmak üzere o-turuma son verilmiştir.
Bütçe komisyonu 9 aralık gününe kadar çalışmalarına devam edecektir.
Kore’ye çekilen telgraf
11 Genel Meclisi, dünkü toplantısında alınan karar mucibirtce Kore’deki silâhlı kuvvetlerimize
aşağıdaki telgrafı çekmiştir: Kore’de Birleşmiş Milletler emrindeki Türk silâhlı kuvvetler Komutanlığına
Komutanız altındaki Türk biri liginin hürriyet ve barış ideali uğrunda yapılan mücadelede göstermiş olduğu eşsiz kahra-l manlığı, Ankara İli Genel Meclisi üyeleri, bugün ilk toplantıla-, rında, heyecanla, gururla ve min netle andılar. Yalnız milletimizin değil, bütün dünya talihinin de en şanlı ve parlak sayfasını teşkil edecek olan ve kanla, a-teşle yazdığınız bu destan, çok sevdiğiniz vatanınızın en büyük ve ebedî iftihar âbidesi oldu. Sîzlere minnettarız.
Gazanız mübarek, kılıcınız keskin ve güveniniz Allah olsun. Ankara îli Genel Meclis} adına Başkan Ankara Valisi
Necati llter
Amerikadan
Tiirklere selâm
(Ba$ı 1 inci sayfada) nü güldürmeğe muvaffak oluyordu. Demiştir.
Walter Winchell, milyonlarca insan tarafından dinlenen günlük yayınlarında Türk kuvvetlerinin Kore'deki kahramanlıklarını övmüş ve Türeler tarihlerine yeni bir şeref dolu sahife ilâve ettiler, demiştir.
Birleşmiş Milletlerdeki Yeni Zelanda delegesi de bir Amerikan gazetecisine verdiği beyanatta şöyle demiştir:
• Türklerin kahramanlıkları beni şaşırtmıyor, zira daha çocukken babam bana onların kahramanlık destanlarından bahsederdi. demiştir.
Sıtma savaşı için yeni tahsisler
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ihtiyacı için satın alına cak olan D.D.T. ve sivrisineğe karşı savaş hizmetlerinde kullanılacak olan malzeme ve teçhizatın satın alınması için, Mar-shall yardım plânından 851 bin dolarlık bir para yardımı yapıl-mutır.
Dış politikamızda mühim bir başarı lar, hâlâ bu göçmenlerin alınmasında ısrar ediyorlar ve birtakım emrivakiler yaparak emellerine muvaffak olacaklarını akıllarından geçiriyorlar dı: bunun üzerine huduttan ilk olarak, müstahsil Türkleri de ğil, belki birtakım çingeneleri vizesiz olarak sokmağa kalktılar.. Bu zorla yapılan hareketi silâh kuvvetiyle deslekliyecek-lerini bile zannetmişler ve huduttan vizesiz sürdükleri kim seleri eğer geri dönerlerse, silâhla karşılayacaklarını bildirmişlerdi.
Bunun üzerine hükümetimiz derhal lâzım gelen ciddî tedbirleri aldı: eğer silâh kuvvetiyle göçmen sevkedilecek olursa, bizim tarafımızdan da silâhla karşılanması için alâ kaklara emir verildi ve 7 ekimde de hudut böylece kapanmış
Bulgarlar, hükümetimizin kati kararını gördükleri zaman durakladılar. Ve nihayet tehditlerine kulak asan olmadığını görünce bir müzakereye yanaş mak çarelerini aradılar. Eğer hükümetimiz, en ufak bir tereddüt, bir kararsızlık göstermiş olsa idi: hudutlarımız bu kışta kıyamette vizesiz sürgün edilen göçmenlerle dolûp taşacaktı. Fakat böyle olmadı: azimli hareketimiz, Bulgarları bu soğuk harpte ricate .mecbur bıraktı.
Şimdi memnunlukla öğreniyoruz ki. hem Bulgaristan'daki Türklerin durumunu mümkün mertebe düzelten, hem de göçmen işlerini salim esaslara bağlıyan bir anlaşmaya varıl-
Bulgaristan'daki Türkler, bizden giriş vizesi almadan evlerini terketmiyecekler, ve mallarını tasfiyeye başlamıyacaklar-dır. Bu demektir ki, Bulgarlar artık, oradaki Türkleri tehcir etmek bahanesiyle tazyik altında bulunduramıyacaklar, onları zorla mallarını, mülklerini tasfiyeye mecbur tutamıyacak-lardır. Bulgarlar, ancak Türkiye'nin giriş vizesini gördükten sonradır ki, çıkış vizesi vereceklerdir. Yani Bulgaristan'daki Türklerin muhaceretini Bulgar hükümeti değil, belki göçmenlerin arzusuna göre, ve sıraya tâbi olarak, Türkiye hükümeti tanzim edecektir.
Giriş vizesi almadan gelenler olursa bunlar da geri çevrilecek ve bunları Bulgar hudut makamları geri almağa mecbur olacaktır.
Hattâ Bulgar hükümeti, daha evvel giriş vizesi almadan hududumuzdan içeri sokulan 360 kişilik bir çingene grupunu da geri çekmeği kabul etmiştir.
Karilerimize göçmen meselesi etrafında elde edilen anlaşmanın teknik teferruatını daha fazla izah edecek değiliz. Biz, yalnız dâvanın esası üzerinde duruyoruz. Cumhuriyet hükümetinin ve bilhassa Dışişleri Bakanımız Profesör Fuat Köp-rülü'nün, dış meseleleri bu kadar kudretle elde tutması ve bu mevzuda tereddütsüz ve karar-I lı hareketi işte bu neticeyi ie-ı min etmiş, ve bizim başımıza büyük bir gaile yüklemek isteyen Bulgarları zorla yola getir-
V-arılan bu anlaşmanın bundan başka iki bakımdan ayrı birer ehemmiyeti vardır. Bun-ladan birisi iç politikaya, diğeri- milletlerarası münasebetlere ) aittir. İç politikaya ait olan kıs-
Hatırlarda olduğu üzere C.H. P. Genel Başkanı İsmet İnönü, geçenlerde Cumhur Başkanımı-zı ziyaret etmiş, ve İstanbul gazetelerinden bazılarının Hâlk Partisi mahfillerinden alıp neşrettikleri bir havadise göre de Bulgar meselesi hakkında birtakım endişeler göstermiştir.
i Eğer yeni iktidar, eski Halk Partisi hükümetleri gibi, tereddütlü, muhteriz, korkak bir politika takip etmiş olsa idi; İsmet İnönü'nün endişe etmekte hakkı olabilirdi. Fakat hükümetimiz, yukarda belirttiğimiz gibi çok daha evvel katı tedbirlerini almış, bize karşı soğuk harp açanlara lâzım gelen kararlı cevabı vermiştir. İşte şimdi elde edilen bu netice, C.H.P. sinin ne kadar yanlış bir zihniyet ü-zerinde yürüdüğünü, ve kendi çekingenliğine kıyasen hâdise-
1 lere ne kadar ters bir mâna iza-1 te ettiğini gösterir sanırız. İşte
■ muhalefetin bu yüzden açmak
■ istediği bir münakaşa da böyle- i cp suya düşmüş bulunmaktadır. :
ı Gazetelerde bir tebliğle neşre-I dilen bu anlaşma, hükûmetimi-| zin siyasî emniyet meselelerin
Tugayımız Suel'e vardı
(Baş tarafı 1 incide)
ikinci dünya harbinde vazife alan tanınmış harp muhabirlerinden Whitehead, Sekizinci ordunun adam ve malzemesini kurtarmak gayesiyle bir artçı muharebesine girişebileceğini tahmin etmişti.
Kore’deki Birleşmiş Milletler kuvvetleri yarısı Güney Koreli olmak üzere 200.000 den fazla değildir.
Bu kuvvetlere karşı 1.000.000 Çin askeri ve 250.000 Kuzey Kore askeri vardır. Kore yarım adasının batısında sağlam bir hat kuracak kadar kufi miktarda Birleşmiş Milletler kuvveti yoktur. Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin motorize kıtaatı, Çinlilerin yetişebileceğinden da ha süratli bir şekilde geri çekilebilecek kudrettedir.
Whiethead, Chongchon neh-rinde ancak sekizinci ordunun seyyaliyetinin, bu ordunun tamamen mahvolmasına mani olduğunu söylemektedir.
Yarımadayı baştan başa kesecek bir hattın kurulabilmesi için Korede gerekli miktarda Birleşmiş Milletlere mensup kuvvet bulunmadığı zannedilmektedir. Seul civarında teşkil edilecek bir hatta oıdıı hava kuvvetleri düşman ikmal hattını iyice hırpalayabilecek fırsatı bulabilecektir.
Kat'i karar yakında
Tokyo, 4 (AP) — Bugün ric’at etmekte olan Birleşmiş Milletler kuvvetlerine mensup kaynakların bildirdiklerine göre, en kısa bir zamanda Korede harp edilmesi veya tamamen Korenin teı-kedilmesi hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.
General Lawtin
General Mac Arthur arasında reyan eden müzakerelerde husus kararlaştırılacaktır.
Collins ile bu
Ankarada
Göçmen iskânı
(Baş tarafı 1 incide)
Bu hususta kendisile konuşan bir arkadaşımıza, Birlik Başkanı Abdullah Caner demiştir ki: • - Geçen hafta Ankara vali-
s: sayın Necati İlter’in Başkanlığında toplanan Merkez Komitemiz, vilâyetimizde iskân edilecek olan 3000 ırkdaşımızın, en müsait şartlar içinde barındırıl ması için her türlü imkânlardan istifade etmeğe karar vermiştir. Bu cümleden olarak; kış mevsiminde olduğumuz için derhal müstahsil bir duruma getirilmesine imkân olmayan göçmenlerin daha ziyade şehir ve kasabalarda barındırılması imkânları araştırılmaktadır.
Göçmenlere yardım işinin, Ankaramızın şerefile mütenasip bir şekilde başarılabilmesi için organize bir şekilde yardım teminine gayret edilmektedir.
Esnaf Derneklerine dahil bütün Derneklerde talî yardım komiteleri kurulacak ve bu komiteler ayrı ayrı kollardan çalışmaya başlayacaklardır.
Pamuk satışları (Başı 1 inci sayfada) lerde Izmirdeki pamuk ihtilâfları hakkında başyazı ve şikâyet mektubu seklinde hakikate uyma yan yazılor neşredildiğini gör -mekteyim. Cu yazılarda İktisadî ve ticorî olan mevzuun istikame-’ »inin değiştirilerek politik bir yola sevkedildiğini gördüğümüz -den pamuk alış verisinin içinde cereyan ettiği İzmir Borsasmın ' başkam olarak bu yazılarda dü-ı zeltilmesi lâzım gelen noktalan aynen Türk efkârına bildiriyorum.
1950 yılında pamuk rekoltemiz ( iddia edildiği gibi geçen seneden fazla değil, bilâkis noksan olmuş tur. Bu sebepten pamuk alıcıları . ile satıcıları arasındaki alivre muamelelerde teslim ve tesellüm isleri biraz müşkülâtı mucip ( muşsa da Ticaret Bakanımız bulduğu uzlaştırıcı formülü gerek alıcı ve gerek satıcı firmalar olarak hepimiz memnuniyetle kabul ettiğimizden taraflardan hiç biri yıkılmadan İzmir Borsacındaki alivre satışların yüzde doksan beşini neticelenmiş olarak farze-debiliriz.
Bu suretle yüzde doksan beş eddedilmiş olan alivre muamelesinde henüz halledilmemiş yüzde beş nisbetindeki muamele de alıcı ve .satıcıların karşılıklı hüsnüniyet ve anlayış zihniyeti sayesinde yakın bir zamanda bertaraf edilecek ve beklendiği söylenen iflâslar, malî çöküntüler olmıyacaktır. Hühûmetimizin bu işin başından sonuna kadar takibettiği basiretli yolu, muhtemelen gidilmeden bu gibi tüccar arasında halledilebileceğini bilhassa göstermiş bulunmaktadır. Başta müstahsil olmak üzere gerek alıcılar ve gerekse satıcılar, başlıca ihracat mahsulümüz olan ve dünyanın en güzel pamuğu olan bu matahımızın, bu kadar değerlenmesinde en esaslı âmil olarak Cumhuriyet Hükümetimizin ihracat kararını aksamadan tatbik etmesinden ileri geldiğini açıkça bilmektedirler. Bundan dçlayı borsa başkanı olarak bugünkü ticaret politikamızı idare eden hükümet organlarına şükran ve minnetlerimi sunarım.
Pamukta, müstahsil malının bu derece kıymet kazanması bizzat hükümetimizin isabetli görüşünün ve ihracatı lüzumsuz müdahalelerle sekteye uğratmayan kararının neticesidir.
İhracatçı ve satıcı firmalar bu kadar muazzam fiyat farklarına rağmen aralarında anlaşmışlar ise, bu. Ticaret Bakanının tavsiye ettiği dostça uzlaşma teklifini tatbik etmelerinden ileri gelmiştir. Ege pamuk müstahsili ve alıcı satıcı tüccar istisnasız olarak şereflerini kurtardığı için hükümete minnettardır.»
)1-
tarafsızlık i mahkemeye ihtilâfların
hil
de hiç bir enidşeyi dâvet ede-miyecek derecede hassas olduğunu bir defa daha isbai etmiştir.
Bu neticenin milletlerarası münasebetler bakımından ehem miyetine gelince o da şudur:
Malûmdur ki, şimdiye kadar Rusya, daima peykleri vasıta-siyle hareket etmektedir. Bulgaristan'ın 250 bin göçmeni birden hududumuzdan içeri sokmak istemesini de ayrıca komünist taktiğinin bir hareketi telâkki edenler olmuştur. Halbuki, son elde edilen bu netice, Rusya'nın bugün için Avrupa'da herhangi bir harekete girişmek niyetinde ve durumunda olmadığını da göstermektedir.
Bu notka Uzak Şark ve Kore meseleleri dolayısiyle Avrupa müdafaasının ehemmiyetle üzerinde duran siyasilerin her halde gözünden kaçmıyacak, ve belki bugün Vaşington'a giden İngiliz Başbakanı Attlee dahi, Truman'la birlikte, Türkiye -Bulgaristan münasebetlerinin son aldığı şeklin ışığında Rusya’nın durumunu göz önünde bulundurarak Avrupa meselelerini inceliyeceklerdir.
Görülüyor ki. Demokrat Parti iktidarının dış politikada daima azimli ve kararlı hareketi, hem Türkiye'nin ve hem de Avrupa barışının lehine olmuştur.
Mümtaz Faik FENİK
Avrupa Ordusu
(Başı 1 inci sayfada) olacağı ve general Eisenho-
vverin başkomutanlığına tayin edileceği bir batı Avrupa ordusunun ihdası içjn hazırlanan plânlar tamamlanmak üzeredir.
Komünistlerin Asya’da taarruza oeçmesiyla hâd devreye varan dünya buhranı karsısında Amerikan şahsiyetleri, Atlantik Paktına dahil 12 memleketin gelecek aydan itibaren bir müttehicj batı Avrupa savunma teşkilât» ihdas edeceklerini ummaktadır • lar.
Batı Avrupa ordusunda Alman kıtalarının oymyacağı rol hakkında Amerikalılarla Fransızların bir uzlaşmaya varması beklenmektedir.
Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığı Almanya meseleleri şu, besi şefi Ryvoode, bu mevzuda radyoda verdiği beyanatta şöyle demiştir:
Fransız ve Amerikan oörüşle*-rinde esas itibariyle fark yoktur.
Savunma bahislerinde alâkalı, bütün devletleri memnun edecek bir anlaşmaya varacağımızı sanıyorum.
General Eisenhower’in yüksek genel karargâhının Avrupada bu lunacağına muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
Alman kıtalarım Birleşik Amerika silâhlandıracaktır.
Bunun için lâzım gelen tahsisat Birleşik Amerikanın batı Av-rupaya yaptığı 5 milyar dolarlık yardımdan alınacaktır.
Hazırlanan plânlar, Atlantik Paktı devletlerinin 2—3 sene i- ı çinde takriben 404 fümen teçhiz etmesini derpiş etmektedir.
Fransa’nın takriben 20, Birle- . şik Amerikanın 5—8, Ingilterenin ( 5 ve Almanyanm ise takriben 10 tümen teçhiz edecekleri tah-
Bir İrfan ocağı
(Baş tarafı 1 incide) kerterimiz için ihtiram duruşuna davet etmiştir.
Rektörün açış nutkundan Şonra Prof. Fazıl Hakkı Sur kürsüyıj gelmiş ve 94 sene evvel kurul • muş bulunan Mektebi Mülkiyenin kısa bir tarihçesini yapmış ve geçirdiği safhalardan, çalışmaların dan ve gayelerinden bahsetmiş ve Fakültenin talebelerine hitapla sözlerine şöyle son vermiştir: «Milletimizi medeni milletlerin ön safına yükseltmek vazifenizde. Sizden evvelki nesiller, babalarınız, ağabeyleriniz çalışmışlar feragatla büyük gayretler sadetmişler, önemli başarılar elde etmişlerdir. Fakat bütün bunlara rağmen imkânlar hâzinesi güzel yurdumuz henüz iktısaden yeter derecede gelfcmiemîş ülkeler arasında yer olmaktadır. Kahraman ve büyük milletimiz gelecekte mazide başardıklarından da büyük yaratıcı hamleler yapabilecek kabiliyettedir. Mütevazı hayat seviyesine rağmen bu halkın büyüklüğünü anlayınız ve ona imanla hizmet ediniz. U-nutmoyımz ki ölmez Atatürk «Türk yalnız harplerin, savaşların kahramanı değil, medeniyetlerin de öncüsüdür» demiştir. Milletimizin yüksek kabiliyetlerine inanınız. En büyük saadet bu asil milletin hizmetinde olmaktır. Mem lekelimizin kalkınması/ için her milletinkinden çalışkan, her milletinkinden feragatli, her milletinkinden bilgili, karakterli, yurdse-ver ve imanlı bir gençliğe ihtiyacı vardır. Çok ve sistemli çalışmak vazifenizi bir an hatırdan çıkarmayınız.»
Bundan sonra Pro. İsmail Hak ki Göreli kısa veciz bir konuşma yapmıştır. ,
Daha sonra bir talebe, arkadaşları adına konuştnuş ve diğer bir talebe de törende bulunanları Mülkiye marşı söylemiye dâvet etmiş, salonda bulunan talebeler hep bir ağızdan Mülkiye marşını söylemişlerdir.
Törenden sonra davetliler büfeye dâvet edilmişler ve mektebin ilk talebeleriyle son talebeleri bir arada Mektebi Mülkiyenin 94 üncü yıldönümünü kutlamış lardır.
Talebeler tören başlamadan evvel ve bittikten sonra kahraman ordumuzun yüksek mümessili Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut’a tezahüratta bulunmuşlar ve kendisini girerken ve çıkarken dakikalarca alkışlamışlardır.
İçtimaî bahisler
(Başı 2. nci sayfada) hati bahsinde mesul addetmeli-dir.
Eski Romalıların bir ata sözü vardır: «Eğer herkes kendi evinin önünü süpürürse şehir tertemiz olun, bu bir hakikati ifade eden sözün değeri, açıklamağa lüzum kalmıyacak kadar meydandadır.
Yollarımızdaki şehirlerimizin süsü ve sıhhati bakımından zarurî bir varlığı olar) ağaçların iyi ^muhafazası hepimize düşen bir vazifedir. Bahar pıevsiminde açan Akasyaların çiçeklerini koparmak için dalları yere indiren çocukları görünce, Berlinde büyük bir caddenin iki tarafını süsleyen kiraz ağaçlarından bir tek kiraz koparma teşebbüsünde bulunulmadığı hakkınduki müşahedelerin nakledilirini acı acı hatırlamaktan kendimizi ala-
Yollarda bile yürümesini, caddenin bir tarafından öteki tarafına nafcıi geçileceğini dc bilmiyor veya ehemmiyet vermiyoruz. Bir çok kazalar da bu yüzden olmaktadır.
Şehirlerimizdeki belediyelerimizin ürerinde titizlikle duracağı bir çok işleri vardr. Daima İhmale uğrayan bu vazifeleri belediyelerimizden beklemek hak kımız oduğu gibi onlara yardım ve işlerini kolaylaştırmak da bize düşen bir borçtur.
Belediye vç halk arasındu karşılıklı yardım, şehirlerimizin sıhhat ve temizliği meselesini kökünden halletmese bile hayli düzenlemeğe yarar.
îstanbulda (Saygısızlıkla Savaş) isimli bir demek kurulmuştu, tramvaylarda, şurada burada vatandaşı ikaz eden afişlerini görüyorduk, şimdi bu mücadelenin ne safhada kaldığını bilmiyoruz. Ne kadar iyi niyetle de kurulsa ve çalışılsa bu işler bir demeğin halledeceği meseleler değildir. Bizim kanaatimizce bunun bir içtimai terbiye ve irfan işi olduğudur. Gerek vatandaşların kendi aralarında ve gerek bir şehirli sıfatiyle şehrin temizliği ve sıhhî durumuna karşı olan muamele ve mesuliyetlerinin kökünü yine aile ve □-kulda görüyoruz.
Ana ve babalardan ve bütün bir milletin yüksetilmesi gibi ulvî bir vazifeyi omuzlarına alan değerli öğretmenlerimizden çocuklarımıza bu hususta lâzım , gelen terbiye ve telkinin yapılmasını tabiî ve zarurî görüyoruz. Tek çıkar yol da budur.
AU Rıza OKTAY
Attllee’nin seyahati
(Bası 1 inci sayfada) sulhun idamesi, tecavüzün durdurulması ve hayat standartlarının yükseltilmesi gibi milletlerarası siyasette aynı yoldan yürümüşlerdir.
Aynı zamanda dünyanın bütün memleketlerinde demokrasi hürriyetinin idamesi gibi ulvî bir siyaset yolunda da aynı fikirleri idame ettirdik.
Bütün bu gayelerimiz bugün gene tehlikeye düşmüştür ve müdafaası için ne gibi tedbirlerin alınması hakkında istişarelerde bulunmalıyız.
Felâket zamanları bizi daima her zaman daha fazla yak-
nın büyük yardımlarda bulunduğu Avrupa’da, Güney Doğu Asya’da, Ortaşarkta ve Uzak-şarkta.. Bu bakımdan müzakere leıde bulunmamız son derece t/’ biî bir hâdisedir.
«Bu konuşmalardaki başlıir gayem, dünyanın bugünkü kakçık durumu karşısında siyasete-rimizi tek bir hatta birleştin ve her ikimizin de doğru olduhri na kani olduğumuz şeyleri lan me ettirmektir.» rdı.
Resmî tebliğ
Vaşington, 4
Press) — Truman - Attlee nsa lâkatının sona ermesi üzeriln aşağıdaki tebliğ yayınlanmış^ «Başkan Truman, ve Başb^ kan Attlee bugün beyaz saraj konsey salonunda mahallî sa -atle 16 dan 17.35 e kadar gö -rüşmüşlerdir.
Başbakan Attlee'ye Kore’deki Birleşmiş Milletler kuvvetle rinin nazik vaziyeti hakkında a-lınan en son havadisleri bildirç bilmek için» Başkan, Generç. Bradley’deo vaziyeti hulâsate_ anlatmasını istemiştir.
Attlee, ve Başkan Truma^ bundan sonra Uzak Doğudak. gelişmeler zaviyesinden dünya umumi vaziyetini birlikte gözden geçirmişlerdir.
Bu arada» hilhassa uzak doğudaki gelişmelerle, iki memleketin Avrupa'da ve dünyanın geri kalan kısmındaki mesuliyetleri arasındaki bağlılık belirtilmiştir.
Bundan sopra yapılan samimî konuşmalarda, İngiltere ve Birleşik Amerikanın olduğu kadar, Birleşmiş Milletlere dahil diğer memleketlerin karşılaştıkları ciddî meseleler üzerinde karşılıklı bir anlaşmaya varmak hususun da Mı-. Attleo ile Başkan Tru-man’ın aynı azmi taşıdıkları an laşılmıştıı*.
Görüşmelerde iki hükümetin dış politikalarını istinat ettirecekleri müşterek bir esas ta bulunmuştur.
Başbakan Attlee ve Başkan Truman yarın öğle yemeğinde . tekrar buluşarak müzakerelere im üzerine alacaktır, devam edeceklerdir.
Kominformun son propaganda oyununun gayesi bizlerin arasında bir uçurum açmak hedefini gütmektedir. Boşuna uğraşıyorlar. Bugünkü kadar hiç bir zaman bu kadar kuvvetle, Birleşmiş Milletler bayrağ altında Kore savaşında olduğu kadar biı-leşmedik. Bu savaşta Birleşik Amerika İngiliz milletler camiasına mensup memleketlerden çok daha fazla yükü omuzunda taşımaktadır.
«Birleşik Amerika ve Birleşik Krallık, dünya çapında mesuliyet taşıyan iki memlekettir. Dünyanın hangi tarafında olursa olsun, cereyan eden vakalar karşısında aynı tesirle karşılaşmaktayız. Son seneler zarfında Amerika-
min edilmektedir.
Geri kalan kuvvetleri diğer Atlantik Paktı devletleri temin e-decektir.
Birleşik Amerika sevkülceyş bombardıman uçakları ite tabiye savaş uçakları ve Ingiltere ile Fransa İse fobiye savaş uçdkları vereceklerdir.
Bu üç memleketin her biri kendi havalarının savunmasından mesul olacaktır.
Deniz yollarının korungası işi ile Ingiltere, Fransa ve Birleşik Amerika müştereken meşgul olacaklardır.
Her memleket kendi sahillerinin | müdafaası
a.a.
5/12/1950
ZAFER
Sayfa: 5
Günün
dâvaları
(Başı 2. nci sayfada) Bunun için ise, mevcut kanunların üstünde yüksek bir hakkaniyet kanununun yapılması lâzım geliyordu. İşte 431 numaralı kanunu bir gasıp ve müsadere kanunu olmaktan kurtaracak ve ona meşru bir çehre verecek prensip ve mantık bu-dur.
güneşi balçıkla sıvamak istemiştir. Bu haksızlığı ortadan kaldırmak ve hakkı yerine getirmek, hâkim kuvvetini ve sa-
lâhiyetini aşan bir iştir. Çünkü
bu, anormal bir vaziyettir. Bu
vaziyetler, normal mah-kanunlaı-iyle bertaraf
edilemez. Kanun üstü haksızlık
r
Satılık Matbaa
makineleri
Maliye Bakanlığından
r
JORJ D. PAPAJORJIU
★
Bu prensipi Halk Partisinin ■ iktisaplarına tatbik edersek zannediyorum ki, ayni neticeye varırız. Filhakika senelerce dev letle boy ölçüşen; kendi bayrağını devlet bayrağının yanı-başında hattâ çok kere üstünde dalgalandıran ve ell.ıt geçirdiği devlet kuvvet ve nüfuzunu kendi menfaatine kullapan bu teşekkülün vaziyeti, 431 numaralı kanunun mevzuunu teşkil eden vaziyetin hukukan aynidir. Aradaki fark, birinin hükmî ve diğerinin hakikî şahıs olmasıdır. Fakat malûm olduğu üzere, hususî hukukta, hükmî ve hakikî şahıslar arasında asla bir hüküm farkı yoktur.
Herkes biliyor ki, milyonlar yiyen Halkevleri binaları hal-k n sırtından çıkıp yükselmiştir. Yine herkes biliyor ki, Türk Ocakları binaları ve malları, kötüye kullanılan devlet nüfu-ziyle Halk Partisi teşekkülünün eline geçmiştir. Bu iktisaplarda kanuna aykırılık, kayıt ve tescil muamelelerinde bir aksaklık olmıyabiliç. "Ve eminim ki yoktur. Çünkü' haksız olan, vehham ve müvesvis o-lur. Fakat kanunun üstünde ezelî bir güneş var ki, onun adı tHak» "dır; doğruluk ve namusluluk kaidesidir, işte, Halk Par tisi teşekkülünün iktisaplarında buna aykırılık ve inkâr vardır. Bu teşkkül, millet mebanisi ve servetini kendine mal etmekle, kanun perdesi arkasında, bu kaideyi çiğnemiş ve o
lan ancak vâzıı kanun kuvveti
bertaraf edebilir.
Binaenaleyh milletten çıkan ve tabiatiyle millete ait olan bu binaları, emlâk ve serveti fiilen de «millete intikal» ettirmek için, 431 numaralı kanunun prensibinden hareket edilerek, bir kanun çıkarmak lâzımdır. Huklık devleti mantığı buraya götürür vc bunu em-
Bir adet İşler vaziyette Duplex tabı makinesiyle yeni vaziyette bir adet otomatik 57X 82 ve bir adet 70X100 König - Baııer diiz baskı makinesi ile komple mücellithane satılıktır.
Zafer gazetesi İdare Müdürlüğüne müracaat
V
İki elektrik uzmanı geliyor
Türkiycdeki Marshall plânı misyonu başkan vekili Mr. Orren R. AAc Junkind’in beyan ettiğine göre; İktisadî işbirliği idaresinin Vasingtondaki merkezi, elektrik işletmesi etüd dairesinin talebi üzerine teknik yardım projesinden, elektrik enerjisi istihsal- sahası ile belediye elektrik isletmesinde çal şmak üzere, iki uzmanın gönderilmesini tasdik etmiştir. Bu uzmanlar burada bir sene müddetle kalacak ve Türki-yedeki elektrik enerjisi koordinas ■/onu ile idarenin geliştirilmesi isinde elektrik işletmesine yardım edecektir. «r
Bu uzmanlar, Ankorada doğrudan doğruya elektrik işletmesi Genel Müdürünün emrinde çalışacak ve icap ettikçe de tetkik seyahatleri yapacaklardır.
★
Hattâ ben, çıkarılacak olan kanunun teşmil edilmesini isterim. «Siyasî» yoldan yâni dev let nüfuzu kullanarak yahut sadece bu nüfuzdan istifade ederek, mevki ve makamın imkân ve salâhiyetlerinden fay dalanarak mal, mülk ve servet elde eden hakikî ve hükmî şahısları da hükmü altına almasını isterim. Fakat bu kanunun, hani şu meşhur .Mal beyanı kanunu. gibi adı var, kendi yok bir Anka kuşuna benzememesi için, bunu tatbike memur yüksek bir mahkemenin kurulmasını da isterim. Tâ ki bu sayede, devlet hariminde namusluluk kaide haline gelsin. Alın teriyle kazanılmıyan servet, sahibine zehir zıkkım olsun. Kazanmadan yiyenler, kanunları maksatlarına kalkan yapanlar amellerinin cezasını bulsun. İnsan için hak ve meşru olan, ancak namuslu bir sây ile elde ettiği servette, hakikati bu memleket için en yüksek bir kanun olsun.
Halkının büyük bir ekseriyeti canını dişine alarak çalışan ve bununla beraber hastalık, açlık ve perişanlık sefaleti içinde kıvranan bu memlekette —eğer var ise— «Hukuk Devleti» nden beklenen ednâ adalet budur. Hukuk devleti, imtiyazlı ve gayri mesul bir zümrenin ziyafet sofrası demek değildir. Kanun namına haksızlık-
Büyük Seyahat
İstekler ülkesi'ne
Rahat v© Ucuz Yolculuk Müracaat: Tl: 25936 (6152)
Birinci Sulh Huukk Yargıçlığından Ankara
Dâva olunan: Hikmet Kerem-oğlu.
Yapı ve Kredi Bankasında memur olup halen adresi meçhul.
Toprak Mahsuleri Ofisi Genel Müdürlüğü vekili avukat Ihsan Candar tarafından aleyhinize a-çılan tazminat dâvasının yapılan yargılamasında adresiniz meçhul olduğundan ve evvelce ilânen çıkarılan davetiyede gösterilen gün ve saatte duruşmaya gelmediğinizden yine ilânen ve 20 gün müddetle gıyap kararı usulun 141 inci maddesi gereğince yazılmasına karar verilmiştir-
Duruşmanm bırakıldığı 16 1/ 1951 Salı günü saat 9.30 da mah kemede bizzat hazır bulunmadığınız ve bir vekil göndermediğiniz takdirde yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağından gıyap kararı yerine kaim olmak üzere ilân olunur. (6181)
1
Acele satılık bahçeli ev
Kocatepe Kızılırmak caddesinde yetişmiş meyva a-ğaçlı bahçe içinde 8 odalı bir ev bos teslim acele şahlıktır. 21394 telefona müracaat. 2982
Çocuk Esirgeme
Kurumu Genel Merkezinden
COCUK KARYOLASI YAPTIRILACAK
— Aç(k eksiltme sureliyle,
1
altlı üstlü (30) çift çocuk karyolası yaptırılacaktır.
2 — ölçü ve evsaf sartndmesi her gün Kurum Levazım Müdürlüğünde görülebilir.
3 — (30) çift karyolanın muhammen bedeli (2400), muvakkat teminatı (180) liradır.
4 — Açık eksiltme 15 Aralık 1950 cuma günü saat (15-30) da Çocuk Sarayında yapılacaktır.
Satılık kadın
ları meşru gören
devlet demek
değildir. Kanunların haksızlığa
.ve hokkabazlığa siper edildiği bir memlekette hukuk devleti
var derlerse, buna çocuklar inansın.
r “■
Baş sağlığı
Henüz çok genç yasta i-ken aramızdan ebediyen ayrılan kıymetli crkadasımız ALTAN ALKİNİn ölümü do-layısiyle duyduğumuz teessü-rp ifade ederken kederli ailesine bas sağlığı dileriz.
Ankara Atatürk Lisesi Fen A
Öğrencileri
Avrupadan getirilmiş kullanılmış ve kullanılmamış çamaşırlar, model elbiseler, kürkler vesair lüzumlu eşya 5—6 günleri satılıktır.
Adres: Kâzım Özalp caddesi No. 36, Yenişehir-(6182)
Türk Gençlik Teşkilâtı Ankara Şubesi
Öğrendiğimize
göre, Türü
Gençlik Teşkilâtı Ankara şubesi-
ni açmak maksadı ile, Ankara
gençlerinden bir grup teşebbüse geçmişlerdir.
1949 yılında Islanbulda kurulmuş olan Türk Gençlik Teşkilâtı, millî birliği korumak yolunda,
komünizmin baş düşmanı olarak
savaşmak amacım da taşımaktadır. Teşkilâtın, faaliyete gemiş olan Ankara müteşebbislerine ba şarılar temenni ederiz.
Karakolu basan kavgacılar
Evvelki gün saat 18 sıralarında Yenidoğan mahallesinde bir arbede olmuş ve Battal Avşar isminde bir sabıkalı evvelce araları açık olan Niyazi Coşar’a tabancasını çekerek gelişi güzel a-teş etmeğe başlamıştır. Biraz sonra tabancasında kurşunu biten Battal Avşar Niyazi ile kıyasıya bir döğüşe başlamıştır. Bu sırada hâdise mahalline gelen taraflar da bıçak ve kamalarla birbirlerine girmişlerdir. Hâdiseye muttali olan zabıta kavgacıları müşkülâtla ayırmış ve Yenidoğan karakoluna getir-
Bundan sonra /eren ikinci bir
etrafı heyecana hâdise daha ol-
muş, 100 ü mütecaviz Yenidoğan
lı karakola girip arkadaşlarını kurtarmak istemişlerse de, Ikin-ci Şube memurları tarafından * dağıtılmışlardır. Hâdiseyi müte-akip yakalanan Battal Avşar Suçüstü Mahkemesine sevkedil-
Dün, ilk sorgusu yapılan Battal tevkif edilerek cezaevine gönderilmiştir.
Kiralık
Kaloriferli
Apartıman, Dükkân Depo
Maltepe Gazi Mustafa Kemal Bulvarı Koç Talebe Yurdu karsısı Maltepe a-partmanmda kaloriferli lüks daireler, büyük dükkânlar, imalâthane, depo olmağa elverişli muntazam geniş zemin kat kiralıktır. (6107)
Açık teşekkür
Esim MİHRİMAH’m yirmi seneye yakın bir zamandan beri zebunu bulunduğu hastalığa tam ve isabetli bir teşhis koyarak yaptığı ameliyatla kendisini yakın ve muhakkak bir ölümden kurtaran Devlet Demiryolları hastaha-nesinin kıymetli operatörü doktor Nureddin Aruman’a, hastahanenin değerli baştabibi Ferit Faik Sahemk'e, doktor Seyfi Yazgar/a, doktor Rifat Derman'a, nisaiye mütehassısı Naciye Gökay'a, has-tahane hemşireleri Bâlâ, Sa-bahat, Fatma, Nezihe ve Le-man'a, hastabakıcı Zehra'ya ve pansumancı Bekir ve Hidayet'© ve müstahdem Arif’e aleni teşekkürlerimin duyurulmasına sayın gazetenizin delâletini rica ederim-
Avukat Serafeddin Aydınlık
Dünya sineme ve film âleminin iki büyük yıldızı İNGRİD BERGMAN -GREGORY PECK
ÖLDÜREN HATIRALAR (Spellbound)
Gibi hafırac* yıllarca unu-tulmıyacak yeni bir dünya Şaheseri yarattılar
Seanslar: 14-16.15-18.30
21 de göçmenlere yardım Konseri
Merkez Bankası Ve
İş Bankası
Hisse senetleri alırız
Akın Matbaası Tel: 11145
I — 35 ljra maaşlı Hesap Uzman Muavinliği için 8/1/1951 pazartesi günü müsabaka imtihanı yapılacaktır.
Aranan şartlar şunlardır:
a) Memurin Kanununun 4 üncü maddesinde yazılı evsafı haiz olmak,
b) 1951 yılı ocak ayının başında 35 yaşını doldurmamış bulunmak,
c) Siyasal Bilgiler Okulunu, Hukuk ve İktisat Fakültelerinden birini, Yüksek İktisat ve Ticaret Okulunu veya bunlara eşitliği Millî Eğitim Bakanlığınca kabul olunan yabancı bir o-kulu bitirmiş olmak,
d) Yapılacak soruşturma neticesinde Hesap Uzmanlığını? gerektirdiği nitelikte bulunduğu anlaşılmak,
e) Yolculuk zahmetlerine katlanmağa sağlık durumları elverişli bulunmak,
II — İmtihana talip olanlar en geç 10 aralık 1950 akşamına kadar Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlan Kurulu Başkan lığına dilekçe ile müracaat edeceklerdir.
Bu dilekçeye şu kâğıtlar bağlanacaktır:
a) Nüfus cüzdanının aslı veya noterlikçe onanmış stıroti,
b) Kendi el yazısı ile hal tercümesi özeti, açık iş ve ev ad resi,
c) Fiili askerliğini yaptığına veya müeccel olduğuna dair resmî belge veya noterlikçe onanmış sureti.
(Bu vesikayı getiıemiyenler imtihanlara kabul edilirlerse ; de tayinleri, fiilî hizmetlerini tamamladıktan sonra ve kadro müsaadesine göre yapılır.)
d) Okul diploması veya tasdiknamesinin aslı veya noterlikçe onanmış sureti,
e) Sağlam ve yolculuğa mütehammil olduğuna dair fotoğraflı resmî rapor.
III — Taliplerden aranılan şartları haiz olanlar yazılı ve sözlü olmak üzere iki imtihana tabi tutulacaklardır. Yazılı imtihan Ankara’da Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığında; İstanbul ve İzmir’de Hesap Uzmanları Bürosunda ve bunda muvaf fak olanların sözlü imtihanı Ankara’da Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığında yapılacktır.
IV — Yazılı ve sözlü imtihanlar aşağıdaki ders gruplarına giren mevzulardan yapılır.
1 — Maliye (Maliye ilmi ve Türkiye’de cari başlıca vergi kanunlarının esasları)
2 — Muhasebe (Ticaret Muhasebesi, Bilânço ve ticarî hesap)
3 — İktisat (Umumî iktisat ve işletme iktisadı)
4 — Hukuk (Ticaret hukuku, Medenî hukuk, Borçlar hukuku İcra ve İflâs hukuku)
5 — Lisan (İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca lisanlarından birinden yazdırılacak bir mevzuun Türkçeye çevrilmesi'
Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan lisan imtihanına girmel-suretiyle belge almış olanlar ayrıca sonuncu gruptan imtihan edilmezler.
V — İmtihan neticesinde Hesap Uzman Muavinliğine alınanlar üç sene sonra yapılacak yeterlik imtihanında muvaffak olurlarsa Hesap Uzmanlığına tayin edileceklerdir.
VI — Durumları 3656 sayılı Teadül Kanununa göre 35 lira maaş almağa müsait bulunmıyanlara mezkûr kanun hükümle ri dairesinde alabilecekleri maaş verilecektir.
VII — İmtihana girebilmek için ikinci maddede yazılı bel-geleriv 10 Aralık 1950 tarihine kadar eksiksiz gönderilmiş olması şarttır.
İmtihana girme şartlarını haiz olanlara yazı ile tebliğat yapılır. ’ 2337
Büyük Musiki Mağazası: Tesis tarihi 1902 Almanya'dan yeni gelen âletleri takdim eder.
FERD. MANTHEY
Küçük Klaviano
AUGUST FÖRSTER
Düz ve kuyruklu piyanoları
MELODIA
Saksofon Trompet
Klarnet ve
I
V
HOHNER
Piyano Akordeonları
Bando takımları
Telefon: 43888
Telgraf: JORPA
İstanbul
Yüksekkaldırım
No. 90/92
Düz ve kuyruklu konser piyanoları
İstanbul Jandarma satın alma komisyonu başkanlığından
Jandarma ihtiyacı için evsafına göre bir adet kırpıntı ditme makinesi kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. Eksiltme 14/Arlık/1950 perşembe günü saat (15) te Taksim’deki komisyonumuz binasında yapılacaktır. Tahmin bedeli 18.000 lira, geçici teminatı 1350 liradır.
Şartnamesi Ankara’da Ankara J. Sa. Al. Komisyonunda, İzmir’de İl Jandarma Komutanlığında, İstanbul’da komisyonumuzda her gün görülebilir. İsteklilerin ticaret vesikası ve şartnamede yazılı diğer vesikaları ile birlikte ilk teminat makbuzları veya banka kefalet mektuplarını havi teklif zarflarını belli günde eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komisyonda bulundurmaları, postada gecikmeler kabul edilmez.
(8739) 2581
Veteriner Fakültesine
Asistan alınacak
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanlığından:
İlânen tebligat
Sivas İcra Memurluğu dosya No. 950 237.
Sivas Tekel Başmüdürlüğüne 159 liraya borçlu Eminönü Askerlik Şubesi 16 tüm. 188 alayda Ba-hatlin Aml'ın gösterilen adrese 3 defa icra emri çıkarılmış ise de bu yerde bulunmadığından bu kare ilânen tebliğat yapılmasına karar verilmiş olup ilân tarihinden itibaren ve on bes gün içinde borcunuzu ödemeniz ilânen tebliğ olunur. (2991)
Ankara Ticaret ve Sanayi Odasından
Ticaret sicillinin 2069 numarasında müseccel olan makine Elektrik Evi Limited Şirketinin, müddetinin beş sene daha uza tılmasına dair şirket esas mukavelenamesinde yapılan ve Bal kanlıkça tasdik edilmiş bulunan lâyihanın vaki istek üzerine 4/12/1950 tarihinde ticaret sicilline tescil edildiği ve bir örneğinin aşağıda aynen yayınlanmakta olduğu duyurulur.
Makina Elektrik Evi Limited Şirketi Ana sözleşmesinin 5 inci maddesinde kayıtlı Şirket müddetinin tadiline dair lâyiha 5 inci maddenin yeni şekli
Fakültemiz Zootekni Enstitüsü için bir asistan alınacaktır. İsteklilerin 18/Aralık/1950 pazartesi günü öğleye kadaı Fakülte Dekanlığına bir dilekçe ile müracaat etmeleri ve dilek çelerine,
inci maddenin eski şekli
1 — Memurlar Kanununun 4 üncü maddesinin a, b, c, h, v z fıkralarında yazılı şartları haiz olduklarını bildirir belgeleri,
2 — Veteriner Fakültesinden mezun olduklarını gösteren diplomalarını eklemeleri gerekmektedir.
İsteklilerin 33 yaşını geçmemiş olmaları icap etmekte ve yabancı bilim dillerinden (İngilizce, Fransızca, Almanca) birini; çalışacağı dalda bilimsel araştırmaları yapacak derecede bilmeleri ve dilekçelerinde hangi yabancı dilden imtihana gire çeklerini açıklamaları lâzım gelmektedir.
r1
İSMET GUNER ile»
PAKİZE GUNER Evlendiler.
4 12 1950
'1
ÖLÜM
Kütahya Milletvekili Dr. Mecdet Alkin’in oğlu Ankara Lisesi son smıf talebesinden ALTAN ALKİN henüz 18 yasında iken Allahın rahmetin© kavuşmuştur. Cenazesi bugün Hacı Bayram Camiinde kılınacak öğle namazım müteakip ebedî istirahatgâhına tevdi e-dilecektir(6177)
_ ■
Acı bir kayıp
Ankara Numune Hastaha-nesi doktorlarından Hüsrev Polat ve Hüsamettin Polat'm babası Şiran Müftüsü ve değerli alimlerimizden Haşan Fahri Polat müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 5 12 950 Salı günü öğle namazını müteakip Hacı Bayram Camii şerifinden kaldırılarak ebedî istirahalgâlıına tevdi edilecektir' I
Kederli ailesine bas sağlığı dileriz. 188
Şirketin müddeti, ortaklar kurulunun 10 kasım 1950 gün ve
11 sayılı karariyle, mukavelenin sona erdiği günden itjba-reıı başlamak üzere 31 Aralık 1955 tarihine kadar uzatılmıştır.
Bu müddetin hitamında mukavelenin tekrar temdidi, yine ortaklar 'kurulunun karan ve Ekonomi ve Ticaret Bakanlığının tasvibi ile mümkün olacaktır.
Ortaklardan Ortaklardan Ortaklardan
Zeki Saner Villi Sosterman Hikmet Özgür
Makine Elektrik Evi Limited Şirketi ana sözleşmesinin 5 inci maddesinin değiştirilmesine ait bu tasarı Ticaret Kanununun 514 üncü maddesi gereğince uygun görülmüştür. 8951 2643
Şirketin müddeti, teşekkülü Ticaret Bakanlığnda kat’, surette tasdik edilerek tescil ve ilân olduğu tarihten itibaren (5) senedir.
Ancak bu müddetin sonunda şerikler heyetinin kararı ve Ticaret Bakanlığının tasvibi-le müddet uzatılabilir.
Hayrat Onanını ilânı
Manisa’da Muradiye Camiinin iç kısmında yapılacak tamirata ait 27/11/1950 tarihinde kapalı zarf usuliyle yapılması nukarrer ihalede teklif edilen bedel haddi lâyık görülmediğinden 2490 sayılı kanunun 40 inci maddesi gereğince bir ay müddetle ve pazarlık suretiyle muamele yapılacağına karar verilmiştir.
Pazarlık günü 13/12/1950 çarşamba günü saat 10 da yapılacağı hazıruna bildirildiğinden bidayeten yapılan ilândaki şartlar dâhilinde eksiltmeye gireceklerin belgeleriyle birlikte Manisa Vakıflar Müdürlüğüne müracaatları ilân olunur.
Kadastro Müdürlüğünden
Araplar ve Üreğil^ile Çerçi deresinde yeni mahallenin kadastro komisyonunca tahakkuk eden parsellerin sahipleri tayin ve harçları hesap edilen gayri menkul mallardan Aıaplar’a ait cetvelin mahallenin camisine yeni mahallenin cetveli dahi 4 üncü durakta polis noktasına talik edilmiştir.
Parsellerin şekillerini görmek isteyenlerin Anafartalar Konya sokak Tarko Hanın 3 üncü katında Kadastro Müdürlüğündeki paftalarını görebilir.
Keyfiyet alâkalı gayri menkul sahiplerince bilinmek üzere ilân olunur. (8961)—2641
Yabancı dil imtihanı 20/Aralık/1950 çarşamba günü Dekanlıkta yapılacaktır. Yabancı dilden muvaffak olanlar Asistanlığa talip bulunduğu bilim şubesinden ayrıca imtihan edile çeklerdir. İlgililerin buna göre hareket etmeleri rica olunur.
(8815)—2589
Teessürle bayılanlara. Çarpıntıya. Sinir bu/îranlarına
NEVROL CE.ME1L.
20 DAMLASI DERHAL FERAHLANDIRIR^ EVLERİNİZDE MUTLAKA BULUNDURUNUZ
r
Ankara
ŞOFOR OKULU
Dört seneye ayak basan faaliyetinin neticesini açıklıyor
1 — 2000 e yakın vatandaş okulumuzda otomobilciliği
öğrenmiştir.
2 — Bunların yüzleTcesi bu yoldan hayatını otomobil-
cilikle kazanma yolunu tutmuş ve geçimlerini sağlama imkânını bulmuşlardır. Diğer bir kısım hususî otomobillerini kullanır ve ârızalarım giderir hale gelmişlerdir.
3 — Otomobilciliğe ait yayınladığımız eserler yurtta
bir çığır açmış ve en çok okunan kitaplar olmuş-
4 — Başarılariyle iftihar eden okulumuz bugün yeni
ders devresini açıyor.
5 — Tam mânasiyle millî bir müessese haline gelen
okulumuz bu devreden itibaren direksiyon derslerini artırmış ve yeniden tesis ettiği ders atölyesinde kuvvetli öğretmenler nezaretinde amelî ça-lişmalara da büyük bir zaman ayırmıştır.
6 — Büyük fedakârlıklarla idame ettirdiğimiz bu fa-
aliyet ve ilâve dersler dolayısiyle okul ücretine hiç bir zam yapılmamıştır.
7 — Siz de otomobilciliği öğreniniz, bu imkândan fay-
dalanınız.
Yeni adresimiz :
Bahçelievler yolu Teknik Üniversite karşısı OTONAM garajı altı Tl. 32649 6147
Sayfa: 6
ZAFER
5/12/1950
BÜYÜK Mağazanın
ZENGİN Kadın, Erkek, Çocuk, Bebe j Tekmil GıYıM EŞYA Çeşitlerini
___ _ v r Mutlaka görünüz J
yeni mağazalar karşısı No. 300 — Tel: 15149 — Hikmet Ünal vo Ortağı Kollektif Şirketi Ankara Şubesi
BUYUK Mağazanın 1 BÜYÜK Mağazanın
İthal Ettiği Avrupa Kumaş : Zengin Avrupa ve yerli kiırk çeşitleri s gelmiştir. Kürkçü Abdülkadir usta sipariş kabul etmektedir
BUYUK Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Subay ve Memurlara Kolaylık
Adres: Anafarialar Adliye Sarayı. ' " —'
Her Cins Konkasor ve Elek Makinesi
ALLIS - CHALMERS
( Milwaukee I, Wisconsin U. S. A.)
Sanayi Makineleri Kısmı Türkiye Umum Mümessili
TETİCO TEKNİK TİCARET LİMİTE» ORTAKLIĞI
Devlet Konservatuvarı
Ge-
Mithat Fenmen
Ferhan Onat
Orhan Gunelc
Devlet Tiyatrosu Korosu
►ve yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır] f Garantili elbise diklir
İstif adedi
Teminat Lira
kolaydır. VİM'i
LEVER r
VIM Her şeyi
Çabuk ve Kolay Temizler! çabuk biter. BiraıVİM'la
! ATLAS
l TRflŞ BIÇAĞI
Millî Talebe Federasyonu
Göçmenler Yararına
5/12/1950 gecesi 20.30 da
Büyük Sinemada
Memleketimizin en seçkin sanatkârlarını topladığı geceye katılmakla hem güzel bir gece geçirecek, hem de binlerce ırkdaşınıza yardım elmiş olacaksınız.
Neriman Altındağ ve arkadaşları Milli oyunlar festivalinde en muvaffak ekipler tarafından millî oyunlar Biletlerinizi Bankalar Caddesindeki Millî Piyango gişesinden ve Büyük Sinema gişelerinden temin edebilirsiniz.
Taklit üstadı
Cevat Kurtuluş Yalnız (Piyes) Devlet Konscrva-tuvarı talebeleri tarafından
Müdürlüğünden
Devlet Konservatuvarı binasında açık eksiltme ile mozaik döşeme üzerine ahşap döşeme.
Radyatör önü kafeslemeleri ve balet bar küpeşteleri yaptırılacaktır
1 — Keşif bedeli 3836 lira 55 kuruştur.
2 — İnşaata ait keşif vc şartname her gün Devlet konserva-arı müdürlüğünde görülebilir.
3 — Eksiltme 12 Aralık 1950 Salı günü saat 15 de Okullar Saymanlığında yapılacaktır.
4 — İsteklilerin yüzde 7,5 geçici teminat olan 287 lira 74 kuruş vermesi ve ellerinde yeterlik belgesi olması lâzımdır.
(8763)—(2570)
Ulus Meydanı Ulus Hanı - ANKARA
Devlet Orman İşletmesi ■
Küre Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğünden:
719 adet, 150 M3. 482 Dm3. köknar tomruğu. Muhammen bedeli 40 lira 45 kuruş, yüzde 7,5 teminatı 456 lira 52 kuruş, bulunduğu yer: Uzunöz istif yeri.
474 adet, 46 M3. 957 Dm3. köknar ambalâjlık tomruk. Muhammen bedeli: 20 lira .65 kuruş, yüzde 7,5 teminatı: 72 lira 72 kuruş, bulunduğu yer: Uzunöz istif yeri.
50 adet 3 M3. 966 Dm3. çam ambalâjlık tomruk. Muhammen bedeli: 24 lira 53 kuruş, yüzde 7,5 teminatı 7 lira 30 kuruş bulunduğu yer: İkizciler istif yeri.
İşletmemizin Şenlik bölgesinde mevcut yukarda cins ve miktarı ve bulunduğu yer yazılı emvaller açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır.
Kızılay Genel Merkezinden
Türkiye Kızılay Derneği nel Merkez Kurulu 5 Aralık 1950 Salı günü saat 10 da Yenişehir'de ki Genel Merkez binasında toplanacaktır-
Sayın üyelerin teşrifleri ricâ olunur. (2983)
Satılık Apartman
Bcçevlerde. senelik 6000 lira gelirli 4 katlı halen 3 kah bos bir apartman acele sa' lıkhr.
b saatlerinde 22925 telo fona başvurulması.
2 — Beher metre küpünün muhammen bedeli ve yüzde 7,5 muvakkat teminatı yukarıda hizalarında gösterilmiştir.
3 — Arttırma 15 Aralık 1950 cuma günü saat 15 te Küre İşletme Md. lüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — Şartname Orman Genel Müdürlüğünde Küre ve Kastamonu, Daday, İstanbul ve Ankara İşletme Müdürlüklerinde İnebolu vc Abana Şenlik Bölge Şefliklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte satış komisyonuna
müracaatları ilân olunur. (8903)—2620
Adana Orman İşletmesi Müdürlüğünden :
1 — İşletmemizin Hizar ve Egner bölgesi depolarında 2,00 ilâ 2,60 metre boylarındaki lokum ve lata şeklinde POS çam keresteleri istif istif ve yüzde 5 nisbetinde çürük ve kırıklarından seçilmek hakkı da alıcıya verilmek kaydiyle arttırmak satışa çıkarılmıştır.
Lira
Depos
Adet
M3
Egner
Kıımbükü Kıımbükü
Erikli malı
Şamadan malı
Tırak malı
Tırak malı
Yapraklı malı
4036
921
798
2181
1656
453,802
81,011
72,423
189,831
162,981
82 Adet istifte
11 »
20 .
43 .
31 .
9862
960,648
187
5026
2 — Satış 12/12/1950 tarihine rastlıyan salı günü saat 10 da Adana’da İşletme Müdürlüğü binasında kurulacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — Buna ait şartnameler Orman Genel Müdürlüğünde, Ankara, İstanbul ve Mersin Orman İşletmesi Müdürlüklerinde ve Egner Bölge Şefliğinde görülür.
4 — İsteklilerin belirli günde komisyona müracaatları.
İstanbul sıhhî kurumlar artırma ve eksiltme komisyonundan
•Devlet hastahanelerinin ihtiyacı bulunan 5 adet röntgen cihazı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme, 13/Aralık/1950 çarşamba günü saat 15,30 da Cağaloğlu’ndaki Sağlık ve S. Y. Md. lüğü binasında toplanan Sıhhi Kurumlar Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli: beher adedi: 20.000 liradan olmak üzere tutarı: 100.000 lira olup, ilk teminatı: 6.250 liradır.
3 — İstekliler, bu işe ait şartnameyi çalışma günlerinde Komisyonda görebilirler.
4 — İsteklilerin, cari seneye ait ticaret odası vesikası ile 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektubu olduğu halde teklifi havi kapalı zarfların eksiltme saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Komisyona vermeleri.
5 — Postada vaki gecikmeler şayanı kabul değildir.
(8738)
ŞAK *
CARANTİ BANKASI NIN
.) 30 ARALIKTA YİNE BıNLŞI?CE LİRALIK — /««AMİY6Sİ
VAR
yeni yıl | Şansımızı Deneyelim.
• men faaluuzt A RAMI B A N K A S Inda Birtlesap açmakla veya mevcut ne^to.ni21 artırmaktadır.
• H^rlOOLıra ayrı bir kura numarası alarak. KEŞİDEYE j
Girer.
f
■ Yağmurda ıslanmadan, soğukta üşümeden, elbiselerinizi
■ temizletmek için otomobil servisimizden istifade edin.
m Servis Telefonu 15585
Etilen Müessesesi
(8937) — 2627
en ucuz fiyatlarla
Watherprooî
Bay ve Bayan trençkotlan
Sizin için gctirly ihtiyacınızı almazdan
Çocuklar için zengin çeşitler Telefon: 11136
ORTAÇ’a
Jarse yünlülerin en ve renkleri mevcuttur Fantazi faylar
Kıymetli San’atkâr
Perihan Altındağ Sözeri’nin YENİ ÇIKAN PLÂĞI SEVMEDİKLERİNLE GÖNÜL AVUTMA
(Gazelli rast şarkı)
NE ÇOK ÇEKTİM HASRETİNİ
(Suzinak şarkı)
Nakliye Yapılacaktır
Toprak Mahsulleri Ofisi Samsun Bölge Müdürlüğünden:
1 — Zara ambarımızda mevcut Ofisimize ait hububat, bakliyat ve sair maddelerden 1000 tonunun Sivas'a taşınması işi açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme 15 Aralık 1950 tarihine rastlıyan cuma günü saat 15 te Zara’da Toprak Mahsulleri Ofisi binasında teşekkül edecek hususî komisyon önünde yapılacaktır.
3 — İstekli kimselerin bin lira geçici teminatlarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Ofis veznesine yatırmaları ve alacakları makbuzlariylp komisyona başvurmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartlaşma ve sözleşme tasalıları beş lira karşılığında Zara Ambar Şefliğinden temin edilebilir.
Satılık mükemmel bir matbaa
Büyük boy otomatik iki baskı makinesile, întertipe yazı dizme makinesinden ve otomatik pedalla yazı ve çizgi takımlarından mürekkep, mükemmel ve işler bir vaziyette satılıktır. Talip o-lanlann Zafer Gazetesi Mü-, dürlüğüne müracaatları.
Mantoluk
Borsalino
ORTAÇ
uğrayınız.
yünlü Toplukların güzel çeşitleri
Şapka çeşitleri ve zengin renkleri ile yeni modelleri gelmiştir.
dostudur.
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kravat, Eşarp, Kazak, Çorap Eldiven ve yünlü çeşitlerimiz
Sîzleri bekliyor.
I Anafartalar Caddesi No. 22*
I Adliye karşısı, köşe mağaza.
gelmiştir.
gp ORTAÇ
Comments (0)