Numara: 116
1200 Kr.
600 .........
325 ,. ...
125 ....
Matbaa) Ebüzziya, İstanbul Q Sabahları Çıkar Siyasî Gazete FİAtı IISTjM® '5 R'u’fuşlu'F
—Perşembe 4 Teşrinievvel 1934
-—------------1
j “Saadet mi?.. Bu, hayır
1 senelik
6 aylık
3 „....
1 „......-
Nuruosmaniye, Şeref Sokağı, TELEFON: 20520
r1
İçin çalışmak ve muvaffak plmaktan ibarettir,,
Schopenhauer
(Şerhi 3 üncü sahifede)
Yevmi makale
Acınacak
bir hal
Acınacak değil, ağlanacak bir hal desek yine işin fecaatim belki hakkıyle anlatmış olanıyız. Gazetemizin üçgün evvelki nüshasında Şehir yatımektebinin halini musavver bir yazı vardı. Maarif Vekâleti bütçe zarureti bahanesile geçen sene Elâziz, Sivas ve Kayserideki Şe-hiryatı mekteplerini lâğvettiği cihetle bu vilâyetlerden Istanbula gönderilen yetim çocuk İstanbul Şehiryatı mektebini doldurmuş ve artık mektepte bir tek çocuklar alınacak yer kalmamıştır. Halbuki mektebe hergün müracaatların ardı arası kesilmiyor, bir ihtiyar kadın yetim torununun elinden tutarak mektebe getiriyor, ret cevabını alıyor, kocası şehit olmuş bir dul kadın yavrusunu yine mektebe getiriyor, tabii ona da ret cevabı veriliyor. Çocuklarının böyle mektebe Anmamasından dolayı o zavallı nların gösterdikleri elem ve hakikaten çok acıklı sahnelere sebebiyet veriyor.
Maamafih Maarif Vekâletinin yaptığı iş yalnız vilâyetlerdeki yatı mekteplerini kaldırmaktan ibaret • ’eğildir. Öğrendiğimize göre yine bütçe zarureti bahanesile İstanbul-daki Yatımektebi de lağvedilecekmiş.
Eğer bu haber sahih ise ve hakikaten Maarif Vekâleti para bulunmadığını sebep göstererek bu yetimler yurdunu da ortadan kaldırırsa çok büyük bir hata yapmış olur.
Bu sütunlarda bir kaç defa yazdığımız veçhile bizde bir Maarif siyaseti olmadığı muhakkaktır. Niçin mektep açıyoruz, niçin bir çok çocukları mekteplere dolduruyoruz, niçin kendilerini okutuyoruz? Aşağı yukarı bunları niçin yaptığımızı başta Maarif Vekâleti olmak üzere hiç birimiz bilmiyoruz.
Bizde bir Maarif siyaseti olmadığı gibi umumiyeti itibarile bir çocuk siyaseti de yoktur. Halbuki sırası geldiği vakit, (Vatanın istikbali çocuklarımızın, gençlerimizin elindedir), (Türk çocuğu, biz senin için yaşıyoruz ) Gibi beylik sözleri söylemesini pek biliriz. Fakat bu sözleri bol bol söyledikten sonra içimiz rahat eder, derdimizi dökmüş oluruz, ondan sonra vazifemizi bitmiş addederiz ve zannederiz,ki artık çocuklarımızın istikbali, yani vatanın istikbali temin olunmuştur.
Bizde bir de Himayeietfal cemiyeti vardır, bu cemiyeti idare eden zevat gücenmesinler amma hangi çocukları himaye ettiklerini biz bir türlü anlıyamtyoruz. İstanbul da şöyle bir dolaşılsın, bizdeki kadar yalınayak ve biçare kıyafetli çocuk zannederiz başka hiçbir memleketin büyük şehrinde görülmez. Halbuki Himayeietfalin İstanbulda da bir hayli şubeleri vardır. Bu şubeleri idare eden zevat mükellef olduğunu tehmin ettiğimiz dairelerinin pencerelerinde oturup ta birgün sabahtan akşama kadar sokaktan geçen yalınayak çocukları saysalar etfalin himayesiyle pek te alâkaları olmadığına kendileri de kanaat getirirler, zehabındayız.
Maamafih, Maarif siyasetimiz olmadığı gibi, Çocuk siyasetimiz olmadığı hakkmdaki tenkidatımızı şu veya bu daireye, şu veya bu cemiyete tahsis etmek te doğru değildir. Bizim memlekette her nedense heyeti umumiyesiyle çocuk kıymeti bilinmiyor. Maarif Vekâleti kâfi derecede yatı mektebi açamıyor, hatta açılanları kapatıyor, Himayeietfal yalınayak çocuklara bir çift kundura tedarik edemiyor. Bunlar malûm. Fakat bize öyle geliyor, ki meselâ Istan-bulun her mahallesinde teşkilât yapılsa, her mahallede az çok hali vakti yerinde aileler vardır, onlardan muavenet temin edilse o mahallenin, aç, yoksul, yetim ve çıplak çocukları giydirmek, doyurmak ve soğuktan muhafaza etmek kabil olurdu. Bunlar İçtimaî vazifelerdir.’ Bu vazifelerin hepsini Devletten beklemek doğru olmaz. Biraz da halk ve cemaat meşgul olmak mecburiyetindedir. Eskiden biz de fukaraya bakmak, yetimi korumak Türkün en büyük meziyetlerinden, faziletlerinden biri idi.
Ebüzziya Zade
Devamı 2 inci sahifede
Bu ne ihtiras!
Yunan hükümeti
Bulgarlar Istanbulııda istiyorlarmış!
Trakya ve İstanbul meselesi, bütün Bulgar milletinin meselesi imiş!
Türkiyeye dost olduğunu iöy-liyen Bulgar hükümeti, bütün neşir vasıtalarını sıkı bir sansör altında tuttuğu ve diğer komşuları aleyhinde neşriyata asla meydan vermediği halde, topraklarımıza müteveccih ihtirasları körükliyen propagandalara göz yummakta devam ediyor. Dün, “Sofya,, muhabirimizin mahut “Trakya,, gazetesinden tercüme ettiği “Daha faal olalım* başlıklı bir yazıyı dercetmiştik. Aynı “Trakya,, gazetesi, “İstanbul ve Trakya,, serlevhalı bir yazı neş-retmiştir. “Trakya,, gazetesi, Türk efkâr: umumiyesinin gayret ve dikkatini celbedecek olan bu yazısında aynen diyor ki:
“Birkaç gün mukaddem Bulgar millî kilisesinin doğum hatıralarını ebedileştirmek ve asırlık ömürlere mazhar eylemek gayesile Vidinde ilk Bulgar Ekzarhı birinci Antim namına yapılan abidenin tesit merasimi icra olundu.
Bu parlak tezahüratla dolu olan hâdise, Bulgar münevverlerine ve
Devamı 7 inci sahifede
Bulgar Papas “Otes Paisij» Bu keşiş ilk Bulgar tarihini yazan ve yazdığı tarihi koltuğuna alarak bütün Makedonyayı dolaşan, kiliselerde Bul-garlara kendi benliklerini öğreten adamdır. Bulgarların Rum kilisesinden ayrılmaları mücadelesini açan da bu Papastır. "Trakya,, gazetesi, “Selânik ve Makedonyayı ilk ışık veren yurt „ saymakla bu keşişi de hatırlatmaktadır ]
istifa mı ediyor?
M. “Çaldaris,, , yeni intihabat icrasını istiyor
Meb’usan fesh ve Ayan lâğ-vedilmezse istifa eyliyecek
Atina 3 ( Hususî ) — Hükümet taraftarı (Katimerini) gazetesinin yazdığına göre Ahali Fırkasının bugünkü içtimaında Meb’usan meclisinin kendi kendisini feshetmesine karar verilmezse, başvekil M. “Çaldaris,, meclisi fesh ve âyanı lâğv ile hemen intihabat ilân ve icra edecek olan başka bir hükümetin iktidar mevkiine gelmesini temin için istifa edecektir.
Yine (Katimerini) gazetesi, memleketin menafiini temin için muvakkaten Kanunu Esasi ahkâmının tehiri tatbiki fikrinde bulunan M. “Metaksas,, a M. “Ralbs,, ile “ Stratos „ un da iltihak ettikleri ve fakat bu meselenin henüz bir karara bağlanmadığını yazıyor.
Bir çok ceneraller çıkarılacak
Atina 3 (Hususî) — Mebusa-uın dünkü içtimaında Harbiye nazırının nutkundan sonra
isveçli misafirler
Ankarada Gazi Hz. ta-
rafından karşılandılar
Reisicumhur Hz. misafirlerini otele kadar götürdüler, Veliaht Hazretleri iadei ziyaret ettiler
İsveç Veliahtı "Güstav Aâotf» Hazretleri nobel mükâfatını kazanmış olan İsveçli iki profesörün arasında
Şayanı dikkat bir istifa
Yeni Romen kabinesine M. “Titülesko,, girmedi Bulgar-Yugoslav mukarenetinin akibinde M. “Titülesko,, nun kabineden çekilmesi şayanı dikkattir
Yeni Romen kabinesine girmemesi şayanı dikkat bir hâdise teşkil eden M. “ Titülesko „
Dün gelen telgraflar, Romanya kabinesinin yine eski Başvekil M. “Tataresko,, nun riyaseti altında teşekkül ettiğini ve Hariciye Na-. zırı H. “Titülesko,, nun yeni kabino haricinde kaldığını bildiriyor. M. “Tateresko,, ile M. “Titolesto,, arasındaki ihtilâfın vazıh sebebi malûm değildir. Fakat Balkan Misa-kını vücude getirmekte en büyük amillerden biri olan "Titülesko,, nun, Yuguslav Kralının "Sofya,, yı ziyareti akibinde, Bulgar - Yuguslav mukarenetinin bir emrivaki olduğu şu günlerde kabineden çıkması calibi dikkattir.
Yuguslav gazeteleri, Kral "A-ieksadr „ ın "Sofya,, seyyahati, Balkanlarda çok mühim ve tarihî hadiselere yol açacağını yazmışlardı. Acaba “Titülesko,, nun Romanya Hariciye Nazırlığından çakilme-•i, bu hadiselerin bir başlangıct-mıdır ?
Bunu zaman götercektir.
Devamı 7 inci sahifede
Şehir meclisine âza intihabı faaliyeti devam ediyor
Dün mektep çocukları sandık başlarına götürüldü
Yeni Şehir meclisine âza intihabı faaliyeti devam etmektedir. Bütün Belediye dairelerinde birer sandık bulunduru 1 m a k ta olduğu gibi şehrin muhtelif yerlerinde de sandıklar dolaştırılmaktadır. İntihap ayın 12 sinde biteceği cihetle, son günlere doğru
sandık başlarının Hanımlardı
şimdiye kadarkinden daha kalabalık olacağı tahmin edilmektedir.
Dün bir çok yerlerde ilk mektep talebesi toplu bir halde ve muallimlerinin refakatinde sandık başlarına götürülmüş, orada kendilerine intihap hakkında malûmat ve rılmiştir.
Ezcümle Teşvikiye, Nişantaşı, Muradiye ve civarındaki bütün ilk mektepler talebesi dün sabah birer birer Teşvikiye camiine götürülmüşler, burada eski müderrislerden Etem Akif Bey mini mini mekteplilere anlayacakları bir lisanla Belediyenin ve Belediye intihabının ne demek olduğunu ve ne şekilde ve ne için rey verildiğini izah etmiştir.
n biri rey hakkını istimal ederken f=-...................'................
Yeni Tarihî Tefrikamız
askerî kadrolarda yaşların tahdidi kanunu kabul edilmiştir. Bu kanuna göre bir çok ceneraller ordudan çıkarılacaklardır.
Tıp fakültesinin nakli meselesi
Fakülte ilk malî imkânın husulünde
Çapaya nakledilecek Şimdilik bugnükü müşkülâtı iktihanıdan başka çare yok
Bütçe müsait olmamakla beraber tıp fakültesinin Çapadaki kız muallim mektebine nakli zarurî görüldüğü hakkında dün verdiğimiz haber, aldığımız yeni malûmat ve bu mesele etrafında görüştüğümüz salâhi-yettar kimselerin ifadeleri ile teeyyüt etmektedir.
Bu fikri ortaya atanların ileri sürdükleri mahzur; talebenin içinde tatbikat görmekte olduğu hastahanelerin, bu günkü fakülte binasına çok uzak olması, bu sebeple mütemadi zaman ve para sarfı icap etmesi, aynı zamanda dağınıklık yüzünden kâfi derecede istifade temin olunamamasıdır, filhakika talebe, çok kıymetli olan zamanın mühim bir kısmını yollarda kaybetmektedir.Çünkü tatbikat, sadece * bir semtteki bir hastahaneye münhasır değildir.
Bir talebe ayni günde birbirine tamamen zıt ve uzak iki ayrı mahalde, meselâ hem Şişlideki Etfal hastahanesinde, hem de Cerrahpaşa kılınik-lerinde bulunmak mecburiyetindedir. Sabahtan öğleye kadar olan 3, 4 saat zarfında her iki hastahaneye de yetişip matlup şekilde çalışabilmek ve bu mesaiden iyi neticeler almak çok güçtür. Bu halin önüne geçilmesi ve esaslı bir hal sureti bulunması etrafındaki kanaatlerde bu müşkülâttan dolayı belirmeğe başlamıştır.
Devamı 2 inci sahi feda ....'..................
Ankara 3 (A. A.) — Reisicumhur Hazretlerinin büyük misafirleri İsveç Veliahtı prens Güstav Adolf Hazretleriyle zevcesi prenses Luiz ve kerimesi prenses Ingrit Hazeratı hususî trenle bugün ( dün ) saat 10,45 te Anka-raya gelmişlerdir.
Ankara istasyonunda
Prens ve prensesler Hazratı istasyonda refakatlerinde B. M. Mec-lisi Reisi Kazım, Başvekil İsmet Paşalar Hazeratı, Hariciye Vekili Tevfik Rüştü, Ri-yaseticümhur U-mumî Kâtip vekili Haşan Rıza, Başyaverleri Celâl, Muhafız alayı kumandanı İsmail Hakkı Beyler bulunduğu halde Reisicümhur Hazetleri tarafından karşılanmıştır.
İstikbal merasiminde Vali ve Belediye Reisi Nevzat, Hariciye Vekâleti umumî kâtibi Nuraan Rıfat, protokol şefi Şevket Fuat beylerle Ankara mevki ve merkez kumandanları ve emniyet müdürü Salih bey de hazır bulunmuşlardır.
Hazretler
Takdim merasimini müteakip Reisicümhur Hazretleriyle Prens ve Prensesler hazeratı ihtiram merasimi ifa eden askerî kıtanın önünden geçmişler ve rau-zika İsveç ve Türk marşlarını çalmıştır.
Halkın tazahuratı
İstasyon .binasından çıkarak otomobillerine binerlerken istasyon dışında yer almış olan
Devamı 7 inci sahifede
Yugoslav pehlivanları dün geldiler Güreşler bu akşam başlıyor
Çekoslovak futbulcuları bugün geliyorlar
"İttihat ve Tarakki,,
riyet ve İtilâf,, karşıkarşıya
ı---------------------;........ ı
I “Mahmut Şevket Paşa,, vak asının içyüzü
ile “Hü
Bu kanlı vak'anın bilinmiyen tarafları, fedn ı^ri, saik-leri... Ve daima perde gerisinde iş gören asıl elebaşılar...
Pek yakında neşre bavlıyacağız
J
Dün şehrimize gelen
Balkan güreş şampiyonası bu akşam Fransız tiyatrosunda başlıyacaktır. Bu güreşler, hem millî ekibimizin parlak bir zaferine vesile olmıya namzet bulunduğu için, hem de bu şampiyonaların şehrimizde yapılanlarının sonuncusu bulunduğu için çok enteresan olacaktır.
Yugoslav güreşçileri
Şampiyonaya iştirak edecek :jr olan Yugoslav ve güreş takımı l« dün şehrimize gelmiştir.
Bunun haricinde, yarın Fe- ** nerbahçe sahasında Fenerliler-le karşılaşacak olan Çekoslovak profesyonel likinin en kuv- a. vetli takımlarından Bohemyena de bugün şehrimize gelecek ve | yarın ilk maçını yapacaktır.
—ZAMAN—
Teşrinievvel 4 ,
2
| son haberler }
Romanyada vükelâ buhranı
Acaba M. Tatareskonun istifasında (Bulgar-Yu-goslavya) mukarenetinin tesiri oldu mu ?
Romanyada Tatara.ko kablnednln i.tifa.ı bugünlerde beklenilmeyen bir haberdi. Vakıa dünyanın daha mühim hadiaat ve vukuatım takipken .on zamanlarda vakit bulup ta Romanya ahvallle meşgul olmak pek te hatıra gelmiyordu.
Esasen Müuyü (Tataresko) mevkii iktidara geldikten sonra devamlı bir çalışma ve hiç şüphesiz esaalı bir teskin siyaseti sayesinde Romanya ahvali dâhiliyesinde bir dereceye kadar istikrar ve sükûnet hasıl olmuş gibi görünüyordu. Müsyü (Tataresko), malûın olduğu üzere, sabık Başvekil Müsyü (Duka) nın katlinden sonra gayet karışık bir zamanda iktidar mevkiine gelmişti. Romanyanın faşistleri makamında olan mahut (Demir muhafız) lar ittihadı. Romanyada adeta dahilî büyük bir karışıklık ihdas edecek kadar faaliyette bulunmakta idiler. Müsyü (Tataresko) henüz genç ve tecrübesiz bir adam olmasına rağmen ihtiyat ve basiret ile hareket ederek nihayet efkârda az çok bir sükûnet husule getirmeğe muvaffak oldu. Arada bir Fransa Hariciye Nazırı Müsyü (Bartu) Bükreşe geldi. Bir müddet sonra Müsyü (Tataresko) da kendisine Pariste ziyaretini iade etti. Bu suretle Romanyanın genç Başvekili Romanya ahvali dâhiliyesini az çok düzelttiği gibi siyaseti hâriciyesini de bir dereceye kadar takviyeye muvaffak oldu. Binaenaleyh vaziyeti son zamanlarda gayet sağlam görünmekte idi. Bundan dolayıdır, ki birdenbire istifası hayreti mucip olmaktan hali kalmadı. Maamafih yeni kabineyi teşkile yine kendisi memur edilmesi ve bunda çabuk muvaffak olması bu istifadan maksadın Müsyü (Titülesko) dan ayrılmak olduğunu gösteriyor. Çünkü son haberlere nazaran Müsyü (Titülesko), Hariciye Nazın sıfatile kabineye girememiştir. Şuhalde istifanın hakikî sebeplerini, Başvekil He Hariciye Nazırı arasında çıkmış olan bir ihtilâfta aramak lâzımgeliyor. Acaba bu ihtilâfın sebebi nedir ? Bunu şimdiden kestirmek tabii bir hayli güçtür.
Fakat M. (Titülesko) nun kabineden atılması ile Sofya mülakatı arasında bir münasebet olduğu da hatıra gelmiyor değil. Çünkü malûm olduğu üzere, M. (Titülesko), Balkan misakının akidne Türkiye ile beraber en ziyade taraftar olan bir adam idi. Bu misakın vücude gelmesinde büyük tesiri de görüldü. Kral Aleksandrın Sofyayı ziyareti ve onun neticesi olarak Bulgarlarla yapılan anlaşmanın ise bu misakı takviye mi edeceği, yoksa bilâkis tehlikeye mi düşüreceği henüz belli değildir.
işte M. ( Titülesko ) nun kabineden çekilmesi veya atılması bu gibi ihtimalleri de hatıra getirdiği için (Tataresko) kabinesinin istifası ehemmiyetle telâkki edilmek lâzımgelmektedir. Biraz karışık gibi görünen bütün bu işler hakkında az çok bir fikir basıl edebilmek için ise birkaç gün bekiiyerek vaziyetin seyrini ve inkişafını görmekten başka çare yoktur.
Yevmi makale
I
i
4
İngiliz lirası düşmekte berdevam “Morinng Post,, gazetesi, isterlinin sukutu İngiltere aleyhinde oiduğunu söyliyor
Acınacak bir hal
Birinci sahifeden denam
Fakat Harbiumumiden sonra husule gelen teşevvüşat, bilhassa dünyayı kasıp kavuran iktisadi buhranın bize de sirayet etmesi gibi esbap dolayı-siyle insanlar eski şefkat, merhamet ve fıkaraya muavenet hislerini kaybettiler.
Şimdi herkes yalnız kendini düşünür ve kendine acır oldu. Halbuki efradı arasında teavün ve tesanüt rabıta ve hislerini gevşeten ve hatta büsbütün çözen milletlerin istikballeri hiçbir vakit emin değildir. ( Bütün millet bir fert için, her, fert bütün millet için I) Düsturu milletleri koruyan, yaşatan ve yükselten en esaslı düsturlardan 'biridir. Vücudun herhangi bir uzvunun çektiği ıstırabı nasıl bütün vücut duyarsa bir milletin bir ferdinin ıstırabından da bütün millet o kadar hissedar olmak mecburiyetindedir.
Bir insan, herhangi bir uzvunu kazadan, belâdan nasıl sıya-net ederse milletlerin de kendilerini teşkil eden fertlerin her birini aynı kuvvetle sıyanet etmeleri kendi hayatî menfaatlerinin muk-tezasıdır.
Maarif vekâletinin lâğvetmek istediği yatı mekteplerine gelince,eğer bu karar tahakkuk eder ve mevkii tatbika konulursa cidden çok büyük hata edilmiş olur. Vakıa yatı mektepleri lâğvedilince onlardan açıkta kalacak çocukların diğer mekteplere yerleştirildiği iddia olunuyor, fakat diğer yatı mekteplerine adeta zenginler bile, eğer kuvvetli bir tarafını bulamazlarsa çocuklarını kolay kolay yerleştireme-diklerine göre, artık fakir, kimsesiz, yetim çocukların buralarda korunacaklarını iddia etmek nekadar doğru olur bilmeyiz.
Maarif Vekâleti, yatı mekteplerini kaldırmak değil çoğaltmak mecburiyetindedir. Zengine bakmak, zengin çocuğunu okutmak kolaydır. Güç olan şey, fakirleri korumak, onları doyurmak ve onları yetiştirmektir. Devletin en birinci, en yüksek, en şerefli vazifelerinden biri de onun cenahı merhametine ve atıfetine sığınmış olan kimsesiz vatan yavrularını korumaktır. Maarif bütçesinde para W yoktur iddiasını kabul edemeyiz. Vekâlet İsterse diğer birçok yerlerden birçok tasarruflar yapabilir. Bu tasarrufları Türk milletinin sadakası olarak temine mecburdur. Hatta bu sadaka sözü bile ağırdır. Bu milletin yetim evlâtları sadakaya mühtaç de-
I
I
Deniz silâhlan
Japonya, Londra ve Vaşington muahedelerini feshetti
Bir plân teklif ve kendisiyle İngiltere, Amerika arasındaki pürüzlerin kalkacağını ümit ediyor
Seattle (İngiltere) 3 (A.A.)— Londra'da ihzari deniz müzakerelerine iştirak edecek olan Japon murahhası amiral Yama-moto, matbuata beyanatta bulunarak, vazifesinin, Vaşington ve Londra bahrî muahedelerinin feshini bildirmek ve dünya sulhu için yeni bir plân teklif etmek olduğunu söylemiştir.
Mumaileyh demiştir ki:
“ Amerika ile İngiltere bu feshin hakikî sebeplerini öğrendikleri zaman münasebatı-mızdaki pürüzler ortadan kalkmakta gecikmiyecektir.
Japonyanm sulh plânı, teca-
İspanya yeniden karışacak mı ?
Yeni kabine sağ cenaha istinat edecek, bunu tehlikeli görenler var
Madrit 3 (A. A.) — M. | Lerroux, Radikal - katolik kabinesinin teşkilini kabul etmiştir.
Madrit 3 (A. A.) — M. Lerru, henüz kabineyi teşkil edememiş, hatta bunu ne suretle teşkil edebileceğini dahi sarahaten söylememiştir. Daha şim-
ğildir ve olmamalıdır. O yetimler bugün milletin öz evlâdı kadar kıymetlidir ve kıymetli olmalıdır. Binaenaleyh Maarif Vekili Beyden, Maarifin erkânı muhteremesinden çok rica eyleriz, bu yatı mektepleri kadar acıklı meselede imsak göstermesinler, ne yapıp yapıp para bulsunlar ve yetim yurtlarını eksiltmesinler, mümkün olduğu kadar çoğaltsınlar. Hepimiz evlât aahibl-yiy. Çocuklarımızın bir gece yurtsuz, bir gün aç ve bütün bir kış yalınayak kalmak ihtimalini göz önüne getirelim, böyle bir ihtimalin biran tasavvuru bile tüylerimizi ürpertir değil mi? Şöyle ufak bir kıyaeınefa, yetim yurtlarını korumanı ne büyük bir vatanî ve millî fariza olduğunu gözlerimizin Önünde tecelli ettirir.
Ebüzziya Zade
Londra 3 (A.A. ) — İngiliz lirasının devamlı surette düşüşünden tek tük endişe edenler vardır.
“ Moming Post „ gazetesi diyor ki:
“ Paramız düştükçe ve altın kıymeti yükseldikçe, altın biriktirenlerin o nisbette çoğalmasından korkulur.
Amerika altın esasından ayrıldığı zaman, Beynelmilel kam-
Kanada da buğday satışını hükümet alıyor
-) Nevyork 3 (A.A.) — Kanada hükümeti, buğday piyasasının istikrarı yüzünden her buçel başına bir çent tenezzül vukuunda bir milyar beşyüz milyon kaybetmektedir.
Binnetice Kanada hükümeti, buğday satış işini eline almak tasavvurundadır ki bu hal Vin-nipeg buğday piyasasının kapatılmasını intaç edecektir.
Amerikada buğday düşüyor
Vinipeg (Amerika) 3 (A.A.)— Buğday piyasasında mühim düşkünlük haber veriliyor. Vadeli satış piyasaları, dün şinik başına, yüzde 3,5 düşmüştür.
ı
vüz silâhlarının azaltılması esasına müstenittir. İdealimiz, milletlerin kendi selâmetlerini te-min-edecek kadar silâhlara malik olmaları ve başka memte-ketleri tehdit edebilecek miktarda silâh bulundurmamalarıdır. „
Harbe hacet kalmadan...
Seattle (İngiltere) 3 (A. A.)-Amiral Yamamoto, kendisile mülâkat eden bir gazeteciye, Japonya ile Sovyetler arasında hâlen mevcut ihtilâfların, har-betmeğe hacet göstermeksizin, halledilebilir olduğunu söylemiştir.
diden bir çok dedikodular başlamıştır.
Mumaileyh bir merkez - sağ cenah kabinesi teşkilini tasavvur ediyorsa da arkadaşlarının listesini tamamlamak için M. Jil Roblesin dönmesini beklemektedir.
Bundan istidlâl edildiğine göre M. Lerru, istifa eden kabineye şebih bir kabine teşkil edecek, ve fakat müstakil sağ cenah fırkaları federasyonuna mensup mebusların da iştirakile kabinesine daha çok sağa meyyal bir şekil verecektir.
Sol cenah mehafiil, böyle bir kabinenin reisicumhur tarafından tasdik edilmiyeceği ümidini beslemektedir. Birçok kimseler, sarahaten sağ cenaha mütemayil bir hükümetin daha başka endişeler doğuracağı fikrindedirler.
”Lindberg„ in çocuğunun katili
Nevyork 3 (A. A. ) — Yeni Jersey Valisi, “Lindberg,, in çocuğunun katlinden dolayı “Hauptman,, ı muhakeme altına aldıracak kâfi delillere malik bulunduğunu söylemiştir.
biyo piyasasındaki hercümercin artmasından ve Beynelmilel ticaretin de binnetice zarar görmesinden ko kulmuştu. Hadisat bu tahminleri teyit etti. Şüphesiz düşük bir para, haricî ticaret için muvakkat bir mü-nebbihtir. Fakat unutmamalıyız ki, İngiltere ihraç ettiğinden ziyade ithalât yapmağa mecburdur.
[sterlinin düşmesi, bunun içindir ki, bizi bigâne bırakamaz.
Amerikada bir şehir ahalisi dehşet içinde Briçbort (Amerika) 3 (A.A) — Mühimmat fabrikalarının birinden 100 kilo ağırlığında (pol-nol) aşırılmıştır. Çok tehlikeli bir patlayıcı madde olan bu (polnol) un çalınmış olması, şehrin 146,000 ahalis ne dehşet salmıştır. Zira bu maddenin motörlü nakil vasıtalarile taşınması pek ziyade tehlikeyi muciptir.
Dört tayyareci yandı
Bişop 3 (Amerika) (A.A)— Bir Amerika askerî tayyaresi alevler içerisinde, civar dağlara düşmütşür. İçindeki beş kişiden yalnız birisi paraşütle atlıyarak kurtulmuştur.
Tıp fakültesinin nakli meselesi
Birinci sahifadan devam
Zaten fakültenin Haydarpa-şadan Istanbula nakli mevzuu bahsolduğu sıralarda da bazı alâkadarlar tarafından bu mahzur ileri sürülmüştür. O zaman düşünülen şekil de, tıpkı bugünkü gibi, fakültenin, Beyazıttaki binaya değil, Çapadaki kız muallim mektebi binasına nakli idi. Bunda gözetilen kaide de, bir tıp fakültesi için bir nci de-e-cede ehemmiyeti haiz olan “hastahane,, meseleinin kendi kendiliğinden halledilmiş olacağı idi. O vakit bu haklı noktainazarın galebesi mümkün olamamışsa da aradan geçen zaman, tıp fakültesinin bugünkü binasında ve bugünkü şekliyle kalması doğru olmadığını göstermiştir.
Tıp fakültesinin Alman profesörleri de bu mahzuru teyit ederek Beyazıt civarındaki metrûk veya yanmış binalarda bir iki hastane tesisi fikrini ortaya atmışlar, Bu fikir beğenilir gibi olmuş, fakat bir hastahane tesisindeki büyük güçlükler ve masraflar hesaplanarak bundan da vaz geçilmiştir.
Şimdi akla en yakın gelen tedbir, Fakültenin Çapadaki binaya naklidir. Bu taktirde, orada mevcut hastahaneler tesisatına birkaç paviyon ve klinik daha ilâve edilerek, orası mükemmel bir “Tıp mahallesi,, haline getirilecektir.
Fakat mesele, bir para meselesidir. Fakültenin yeniden nakli ve yeni tesisat vücude getirilmesi için tahsisat yoktur. Binaenaleyh ileride Çapaya naklinden başka çare olmamakla beraber, buna malî imkân husul buluncaya kadar, Fakülte ister istemez şimdiki binasında kalacaktır.
Dün malûmatına müracaat ettiğimiz Üniversite rektörü Cemil bey bu hususta ademi malûmat beyan eylemişse de, Faküte erkânının bugünkü vaziyetinden memnun olmadıkları ve ilk imkân husulünde Tıp Fa-tesinin Çapaya nakledileceği muhakkaktır.
Satış kooperatifleri
Ziraat Vekâleti köylü için mühim bir lâyiha hazırlıyor
Ankara 3 ( Telefonla ) — Aldığım malûmata göre, Ziraat Vekâleti tarafından köylümüzü ve mahsullerimizi çok alâkadar eden bir kanun projesi hazırlamaktadır.
Bu projeye göre, istihsal maddelerin satılmasının temini ve köylünün alivre satışlar
İş kanunu lâyihası bu devrede meclise sevkediliyor
Ankara 3 (Telefonla) — Yeni İş kanunu lâyihasının Şûrayı devlette tetkikine başlanmıştır. Devlet Şûrası, bu kanun projesi üzerinde esaslı tetkikat yapmakta ve bu itibarla vekâletlerden ve alâkadarlardan mütalealar ve sualler sormaktadır. Bu mütalea-ların arkası alındıktan sonra
Zonguldak, Ankara ve İstanbul arasında telefon mükâlematı başlıyor
Zonguldak 3 (Hususî) — Alman haberlere göre Zonguldağı Ankaraya bağlıyacak olan telefon hattı inşaatı epey ilerlemiştir. İnşaat İdare Müfettişlerinden Mümtaz Bey nezaret etmektedir.
Hattın önümüzdeki teşrinisani ayı içinde nihayete ereceği ve bu suretle pek yakında Zanguldakla Ankara ve İstanbul arasında telefon muhaberesinin teessüs edeceği anlaşılmaktadır.
Bu hattın, her an inkişaf etmekte olan ve çok parlak bir istikbale namzet bulunan Zonguldak maden havzası için iktısaden gayet büyük ehemrtıiyeti vardır.
İktisat Vekili Antalyada İktisadî tetkikat yaptı
Antalya 3 A. A.) — İktisat Vekili Celâl bey dün Vilâyeti, Kumandanlığı, Belediyeyi, C. H. Fırkasını ve Halkevi ile mahalli müesseseleri ziyaret etmiştir. Elektrik ve çeltik fabrikalarını da gezen Vekil bey sahilde şellâleleri görmek için denizde bir tenezzüh yapmıştır. Refakatlerindeki mütehassıslar su kuvvetlerini tetkik etmişlerdir. Gece Vekil bey şerefine bir ziyafet verilmiştir.
Celâl bey bugün kazalara
Değişen Maarif müdürleri
Ankara 3 (Telefonla) — Diyarbekir Maarif müdürlüğüne Urfa Maarif müdürü Bedri, Amasya ya Muğla müdürü Fevzi, Maraşa Sinop müdürü Şefik, Erzuruma Diyarbekir müdürü Reşit, Muğ-laya Amasya müdürü Halil İbrahim, Kırklareline Maraş müdürü Osman Rahmi, Bayazide Gazi Terbiye Enstitüsü mezunlarından olan İstanbul ilk tedrisat müfettişlerinden Nizamettin, Sinoba Bergama, ilkmektebi müdürü İbrahim Ertuğrul, Sivasa Sivas Lisesi muallimlerinden Sacit beyler nakil ve tayin edilmişlerdir.
---------------ra--------------
Tokat - Turhal yolu yapıldı
Tokat 3 (A. A.) — Tokat-Turhal yolu gayet muntazam bir şekilde yapılmıştır. Bu yol inşaatına son zamanlarda çok ehemmiyet veriliyordu. Şimdi Tokat-Sivas yolu tamiratına başlanmıştır. Vilâyet yollarındaki faaliyet her hususta takdire değer bir yürüyüş takip etmektedir.
Maliye Vekili geliyor
Ankara 3 (Telefonla) — Maliye vekili Fuat bey ön beş hün kadar istirahat etmek üzere yarın veya öbür gün Istan-bula hareket edecektir.
Kastamonuda tifo var
Kastamonu 3 (A. A.) — Şehirde görülen tifo vakaları üzerine mekteplilere ve halka tifo aşısı yapılmasına başlanılmıştır.
yaparak murabahacılar elinden kurtulması için ziraî satış kooperatifleri ve birlikleri tesis olunacaktır. Ziraî kredi koope-ratfleriinin haiz oldukları imtiyazlar bu yeni kooperatiflere de verilecektir.
Bu lâyiha Meclisin önümüzdeki içtimaında müzakere edi-elcektir.
proje Meclise sevkedilecek ve Meclisin önümüzdeki içtimain-da müzakeresine başlanacak. Ur.
Bu projede işçi ile iş sahipleri arasındaki münasebetler esaslı bir şekilde nazarı dikkate alınmaktadır. Lâyihada işçinin vaziyeti ile sigorta teşkilâtına dair mühim hükümler mevcut bulunmaktadır.
I gidecek ve Manavgat'ın eski Antalya iskelesinden vapurla Alanyaya geçecektir
Antalya 3 ( A.A ) iktisat — vekili Celâl bey Antalya mebusları ile beraber bu sabah saat 7 de Manavgat’a hareket etmişlerdir.
İktisat Vekili Mersine gidiyor
Antalya 3 (A. A.) — Alınan malûmata göre İktisat Vekili Celâl bey Manavgattan saat 14,30 da vapurla Alanya tarikile Mersine gitmişlerdir.
Talebe yurtlan tahsisatı
Ankara 3 (Telefonla)— Mektep pansiyonlarında geçen seneden kalan tahsisat bakiyesi Maarif vekâleti tarafından alınmağa başlanmıştır. Bn paralarla mevcut pansiyonlar takviye edilecek ve pansiyon memur ve muallimlerinin ücretleri de tamamen ödenmiş olacaktır. Maarif vekâleti bu hususta bici talimatname hazırlamıştır.
Amerikada yeni bir grev
Marietta (Amerika) 3 (A. A.) — Romede on iki haftalık biz grev ilân edildiğini haber alası, hükümet, oraya 500 asker sevketmeğe hazırlanmıştır. Askerler 16 mitralyöz, 400, tüfek, süngü, gaz bombaları ile mücehhezdirler.
Teşrinievvel 4
ZAMAN —
■ ""
SÜTUNLAR ARASINDA
Lehistan da bir suiistimal
Paranın yüzü, yer yüzüne çık tığı gündenberi, sıcak olacak ki ilk çağ tarihinde olduğu gibi bugün de suiistimal kelimesi en çok kullanılan sözlerden biri oluyor. Çin, Hint, Mısır, Yunan, Roma tarihlerinde bu kelimenin sık sık kullanıldığını ve o milletler kanunlarında suiistimal hareketlerine karşı tedbirler alınıp cezalar konulduğu görülüyor. Bu günün kanunlarında da ayni tedbirleri ve cezaları buluyoruz.
Bu, bir taraftan paranın pek cazip ve bir çok seciyelerin o cazibeye karşı son derece zayıf bulunmasından ileri geliyorsa bir taraftan da suiistimal ile ■ lâyık olduğu kadar - mücadele edilmemesindendir.
Meselâ gazetelerin Lehistan-da vuku bulduğunu yazdıkları son suiistimali gözden geçirelim : Zengin ve iliğine kadar vatanperver bir adam ölüyor. Milyonlara varan servetini “millete,, bırakıyor. Sonra bu serveti millete devretmek vazifesini üzerine alan memur, o servetten on milyonluk bir kısmını cebine atıyor. Bu, alelade bir suiistimal değildir. Büyük bir hayırı sakatlamak ve milleti soymaktır. Ortada, bu itibarla, biribirinden ağır iki suç var. Halbuki mücrime yapılan muamele, nihayet bir tevkif kararı vermekten ibaret kalıyor. On milyon çalan bir hırsız, o paraları başka bir diyara aşırmayı da becermişse, iki üç yıl bir hapishane hayatı geçirmeğe elbette razı olur. Hüner, o milyonları - hem de kanla karışık olarak - çalana kusturmakta idi. Onların mah-pes köşesinde hazım olunmasına müsaade eyledikten sonra ajanslara telgraf mevzuu vermekten ne çıkar ki ?.
Biz, hemen hergün ve hemen her memlektte bir çeşidi görülen bu suiistimallerin önünü almak için esaslı bir mücadele açılmasına taraftarız. Böyle bir mücadele beynelmilel teşkilât yapılmakla mümkün olur. Ebedî sulh, beşerî kardeşlik, silâh azaltmak gibi ancak tatlı birer hayal olan emelleri nefis seyahatlerle, neşeli içtimalarla yaşatmaya çalışmaktan ise "sui istimallerin lâğvı veya imhası,, maksadını güden beynelmilel konferanslar, tertip olunsa insanlığın temizliği namına daha müsbet bir iş yapılmış olmaz mı? B.
Afyon işleri
Mütehassıslar işlerini bitirdiler
Uyuşturucu Maddeler inhisar müdürü Ati Sami Beyin riyasetinde afyon müstahsel ve satıcılarından mürekkep bir toplantı yapılmıştı. Bu toplanışta heriki tarafın menfaatini gözeten tedbirler alınmıştır.
Bu meyanda afyon tahlillerinde memleketin hertarafındaki lâbora-tuvarlarda ayni usullerin tatbiki de ▼ardır. Bu maksat hakem olan makamların teknik cihetten farklara teıadüf etmemeleridir.
Şarktan getirilen afyon mütehassısları işlerini bitirmişler ve raporlarını İnhisar idaresine vermişlerdir .
Bir biçki ve dikiş sergisi
Dün Divanyolu, tramvay tevakkuf mahallindeki Mersinli Cemile Hanım biçki ve dikiş mektebi sergisi açılmıştır. Sergide iki sınıfın eserleri teşhir edilmektedir. Bunlar arasında ince Zevk eserleri görmek kabildir. Sergi yirmi gün umuma açık duracaktır.
Başıboş kalan süt işi!
Belediye vaziyete derhal müdahale etmelidir
Süt işi son günlerde Istanbulun sayılı dertlerinden biri haline geldi, müstahsillerle satıcılar arasında çıkan ihtilâf henüz bir neticeye bağlanmamıştır.
Malûm olduğu üzere, mesele bir fiat farkından çıkmıştır. Toptan sekiz kuruşa aldıkları sütü, satıcıların on beş, yirmi hattâ yirmi beş kuruşa kadar satmaları müstahsillerin nazari dikkatini cel-betmiştir. Bunlar sütü sekiz kuruşa vermekle halkın süte rağbetini arttırmak gayesini takip edip az kazançla iktifa eylediklerini, hal-bu ki satıcıların yüzda yüz,hattâ yüzde yüzelli zamla süt satmalarının bu gaye ile tezat teşkil eylediğini görmüşlerdir. Bunun üzerine müstah-likin nasıl olsa sütü pahalıya aldığını ileri sürerek kendilerine bir mikdar daha meafaat temin etmek için sütün kilosunu 8 den 12 kuruşa çıkarmışlardır.
Satıcılar ise beher kiloda birdenbire dört kuruş fazla vermeğe imkân olmadığını iddia ederek müstahsillerin bu teklifini kabul etmek istememişler, fakat her iki taraf noktai nazarlarında sebat ettiklerinden muvakkat bi hal çaresi bulunmuştu.
Buna göre, müstahsiller sütü perakendecilere iki kuruş zamla on kuruşa vermektedirler.
Satıcılar bir İki gün bu şekle razı olmuşlar ve satışa devam et-mişlersede bilâhare bundanda vaz geçerek müstahsillere boykot yapmışlardır.
Bu vaziyet karşısında Sütçüler cemiyeti dün akşam geç vakit bir içtima yapmış bu işin kati bir neticeye raptı için müzakeratta bulunmuştur. Netice bugün anlaşılacaktır.
Dün sütçüler cemiyette heyeti idare intihabı da yapılmıştır. Sütçüler cemiyeti her sene 12 âzasından altısını tebdil etmek ve yerine intihabat neticesinde kazananları almak mecburiyetindedir. Dün yapılan intihabatta da altı kişi seçilmiştir. Reyler mürakabe bürosunda tasnif edilmektedir. Netice bugün anlaşılacaktır.
— Zaman —
Halkın en mübrem ihtiyaçlarından biri olan süt şehrimizde müstahsillerle perakendecilerin diledikleri fiatla satılmağa mahkûm kalmıştır. Halkın sıhhati ile alâkadar olan böyle mühim bir iş, dünyanın hiç bir tarafında, müstahsilin veya perakendecinin keyfine terkedil-memiştir.
Belediye vaziyete darhal müdahale ederek, bu hayatî meseleyi "Şütçüler cemiyeti,, gibi gayrimes-ul bir teşekkülün dilediği tarzda halletmesine ve fiatları da halkın zararına ve sütçülerin nef’ine olarak tesbit eylemesine müsaade etmemelidir.
Hudut heyeti
Bu akşam Elâziz yoluyla İrana gidiyor İran ve Efgan hükümetleri arasında mevcut hudut ihtilâfını halletmek üzere her iki devlet Türkiye hükümetini hakim olarak kabul etmiş ve hükümetimizden bu şekilde ricada bulunmuşlardı.
Hükümet, İran ve Efgan arasındaki bu hudut ihtilâfını halletmek üzere birinci ordu müfettişi Fahrettin Paşanın riyaseti altında bir heyet seçmişti.
Askerî müşavir Miralay Yusuf Ziya, Doktor Binbaşı Operatör Ahmet Kâmil beylerle iki topograf zabitinden mürekkep olan heyet bu akşam günü şehrimizden hareket edecek ve Elâziz tarikiyle İrana gidecektir. Oradan da İrak ve Efgan hududuna geçileesktir.
Ağırceza reisi
Aldığımız malûmata göre İstanbul ağır ceza reisi Aziz beyin Temyiz mahkemesine ter-fian tayini kararlaşmıştır. Ağır ceza riyasetine de esbak reis Sabri beyin getirilmesi mevzuu-bahstir.
Tramvaylar niçin azalıyordu?
Şehrimizdeki bütün hatlarda tramvay arabalarından bir kısmı aaat 11 den sonra depoya gitmekte, saat 16 ya kadar kalmakta ve 16 dan sonra saat 20,30a kadar da seferler tam kadro ile yapılmakta ve 20,30 dan sonra da arabalar yine birer birer depolara çekilmektedir.
Yapılan şikâyetler üzerine gündüz saat 11—16 arasında işletilen arabaların [pek ziyade azaltıldığı ve bu yüzden bu saatlerde halkın uzun müddet tramvay beklediği anlaşılmıştır.
Bunun üzerine Belediye şirketler komiserliği şirket nezdinde teşebbüsatta bulunmuştur. Bu saatlerde teramvay arabaları biraz daha çoğaltılacaktır.
Istanbulun Kurtuluş bayramı ve mektepler
6 Teşrinievvel Kurtuluş bayramı münasebetile mekteplere bir tamim gönderilerek talebelerin ve izcilerin Ogün yapılacak olan merasime iştirak için hazırlıkları bildirilmiştir.
Ogün ilkmekteplerde muhtelif eğlenceler yapılacak ve müsamere-ler
verilecektir.
Firdevsî merasimi
Meşhur Iran şairi Firdevsinin bininci yıl dönümü münasebetile bugün saat 17 de Üniversite konfrans salonunda merasim yapılacaktır.
Eyüp otobüsleri
Çift şoför kullannııyan-lar çalışmıyacak
Keresteciler - Eyüp hattında işleyen otobüslere Vilâyet işletme ruhsatiyesi verdiği zaman, çift şoför kullanacaklarına dair taahhütname almıştı.
Bilâhare otobüs sahipleri bu taahhüde riayet etmemişler, ve tek şoför kullanmakta devam eylemişlerdir.
Vilâyet, polis vasıtasile evvelki gün yeniden bu kararını bir defa daha oto~üs sahiplerine tebliğ etmiştir.
Şimdi otobüs sahipleri, şoförlerinin esasen az saat çalıştırıldığından bahisle Vilâyete müracaat etmişler, Vilâyet te bu iddialarının doğru olup olmadığının tahkikini polise emretmiştir. Yapılan tahkikatta bu hatta çalışan şoförlerin sabahleyin saat beş buçuktan, gece en aşağı 6aat yirmi bire kadar çalıştıkları, hattada birer gün de bu mesainin gecenin saat yirmi dördüne kadar devam ettiği anlaşılmıştır.
Çift şoför kullanmamak hususunda İsrar eden otobüs sahiplerinin işletme ruhsatiyelerinin istirdat edilmesi polise bildirilmiştir.
Asrî hâlâ
Belediye tarafından Sultanahmet yer altında yaptırılmakta olan asrî hâlânın inşaatı bitmiş gibidir. Burası açılır açılmaz Sultan hamamı ve Taksimde de birer yeraltı hâlâsı inşa ettirilecektir.
“Saadet mi?.. Bu, hayır için çalışmak ve muvaffak olmaktan ibarettir
Havagazı ve Terkos saat kiraları inecek
Şerh ve izah:
Büyük filozof Schopenhauer, "Hayatta fetanet üzerine umdeler,, adlı kitabında aynen şöyle diyor: "Manialara galebe etmek, azmin önüne çıkan çakıl taşlarını çiğneyip geçmek, emelleri sendeletecek çukurları atlamak hayatta tasavvur olunabilen hazların en yükseğini verir. Bu manialar, bazan maddî, bazan da manevî olur, insan, bir maksada ermek için fikrî hazırlıklar yaparken, teteb-
Maarif işleri deki yolsuzlu!
Bazı yolsuzlukların vaki olduğu anlaşık*
Maarif Vekâleti ilk tedrisat fi fettişlerinden Nuri Bey tarafın-» vukubuian ihbar üzerine Istanı Maarif dairesinin muamelâtı et* fında Maarif Vekâletinin tahkil! yaptırmakta olduğunu yazmış bu tahkikatla alâkadar olarak b= muallimlere ihtarname gönderi-ğini de ilâve etmiştik. -T
Dün bir sabah gazetesinin y* dığı haber hilâfına, bu hususta y pılmakta olan tahkihat neticele miş değildir. Bu işin tahkikin Maarif Vekâleti tarafından memu edilen müfettişi umumilerden Hiln. Bey bilâkis tahkikatını tevsi etmiş tir ve bu vadideki tetkiklerine d« vam etmektedir, söylendiğine göre, Nuri Beyin Vekâlete vaki ihbaratı meyanında, solu Hapisant arkası murat ağa bu seneki kadroların tanziminde önü yol. Muhammen kıymeti yolsuzluklar ve yeniden yapılan ta- |jra
3— Deniz kenarında arsa. Yab mahallesinde şar• müracaat : çakjr Ah.
kadar ancak ı) , . . .
. .. -'”hı Azıme.
mıştır.
yinlerdeki usulsüzlükten başka, ecnebi ve akailiyet kadrolarında, muallim vekili ve hatta hademe tayininde bile yolsuz hareketler yapıldığı kaydedilmektedir. Bu itibarla müfettişi umumî Hilmi Bey bütün Maarif işlerini baştan başa tetkik etmektedir. Yine söylendiğine göre Nuri Beyin ihbaratı meyanında bulunan yolsuzluklardan bazılarının vaki olduğu yapılan tahkikat neticesinde anlaşılmıştır.
İddia edildiğine göre, bu sene mülhakata gönderilen bazı muallimler arasında zevcesi dahi muallim olan ve yalnız kendisi koy mektebine gönderilerek ref.kası buradaki mekteplerde bırakılan hocalar da bulunmaktadır ki bunlar vaziyetlerinin düzelmesi ricasiyle Vekâlete müracaatta bulunmuşlardır.
Diğer taraftan muallimliğe tayin edilen sabık müfettiş Nuri Bey de yeni vazifesine başlamak üzere eski vazifesinden ayrılmıştır.
Hilmi Bey tarafından yapılan tahkikat pek yakında bitecek ve netice anlaşılacaktır.
Etlere dikkat!
Kasaplar damgaları değiştiriyorlarmış!
Etlere vurulan damgaların bilâhare kasap dükkânlarında boîu -duğu ve renklerinin değiştiri d ği görülmüştür. Dün yapılan bir t .-mimde kasap dükkânlarının t t -şine ehemmiyet verilmesi, geçi etlerinde kırmızı damga bu'unmaz. viya keçiden gayri etlere vurul; n mavi damgalar okunmaz bir halde ise bugibi kasapların cezalandırılmaları bildirilm'ştir.
Halkevi Talebe yurduna talebe ahnmıyacak
Halkevi Talebe yurdu Reisliğinden :
1 — Üniversite arkasındaki Halkevi talebe yurdunun talebe kadrosu dolmuştur. Geçen seneki talebeden bile olsa yeniden müracaat kabul olunmıyacaktır.
2 — Kabul olunanlar içinden bu ayın onuncu günü akşamına kadar hesaplarını tesviye etmiyenlerin yerlerine sıra numarası itibarile ihtiyatta bekliyenlerden alınacaktır.
Şerhler
Schopenhauer
bu ve tetkik ederken bile güçlüklere uğrıyabilir. Fakat onları yenmekledir ki hazzın da en yükseğine erer. Binaenaleyh saadet, bilhassa hayır için - hiçbir engelden irkilmiyerek - çalışmaktan ve sonunda muvaffak olmaktan ibarettir.,,
Kendi hükmünü , yine kendi teşrih ve izah eden büyük filezofun sözüne bir kelime daha ilâve etmek, meyiz ki lâzım mıdır?
ZAMAN
^turluğundan: a ile paraya ya W^'7blan bir bap hane ve kkâa ve bir arsanın aşağı-^fia mevki ve müştemilâtiyle hudutları gösterilmiştir.
1 — Binanın bodurum katı üç oda bir mutbak bir sofa, orta kat üç oda bir sofa bir helâ, üst kat yani tavan arası iki oda bir koridor olup avrupa kiremidiyle örtülü üstl kısmen kârgir kısmen tuğla ile inşa edilmiş elektrik tesisatını havi asfalt cadde üzerinde denize nazır (54) No. Muhammen kıymeti (6000) lira.
Hududu: Süleyman bey mahallesinde iki yüz arşın murab-baında sağı Salim bey oğlu Cemil solu Zehra hanım arkası sahibi senet önü yol.
2— Bir kattan ibaret tuğladan yapılmış ve üstü kalva-nize saçla örtülü (4) numaralı dükkân.
Hududu: Rüstem paşa mahallesinde iki yüz altmış yedi arşın murabbamda sağı Halil efendi
1
Buna mukabil Tıp Fakültesine fazla müracaat vaki olmakta ve talebe mevcudu günden güne artmaktadır.
Maarif Müsteşarı
Bazı hususi işlerini görmek üzere bir müddetten beri şehrimizde bulunan Maarif Müsteşarı Rıdvan Nafiz bey bugün Ankaraya gidecektir.
Türk Tacirleri
Bir sergi vapuru ile seyahate çıkıyorlar Geçen Temmuz ayında Marsilya Ticaret Odası reisinin, başkanlığı altında Fransız tüccarlarından ve sanayicilerinden kalabalık bir heyetin şehrimiz Ticaret Odasını ziyaret ettikleri malûmdur. Burada bir çok temas ve ziyafetlerden sonra Fransızlar Türk tacirlerini de Marisilyaya davet etmişlerdi.
Tacirlerimizin böyle bir seyahate teşviki için İstanbul Ticaret odasında hususî bir komisyon teşkil edilmişti. Bu komisyonun yaptığı müracaatlara İstanbul-dan, İzmirden ve daha başka şehirlerden iştirak etmek isti-yen birçok tacirlerimiz cevap vermiştir. Seyahate birinci Teşrin ayının sonlarına doğru başlanacaktır.
Mühim bir sebep çıkmadığı takdirde, söylediğimiz gibi bu ayın sonunda Türk tacirleri bu iş için kiralanacak büyük bir Türk vapurile yolculuğa çıkacaktır. Vapur ayni zamanda Türk mallarını teşhir edebilecek bir seyyar sergi haline konacaktır.
Marsilyadan sonra Türk seyyar sergisi Jen, Teriste, Pire Selanik ve belki de Iskenderiye-ye uğrıyacaktır.
Saatler
Havagazı ve terkos saatlerinin kiraları da indirilecektir. Belediye tarafından bu saatlere dair Nafıa Vekâletine gönderilen listelerin tetkiki devam etmektedir. Bu iş bu ay içinde ikmal edilecektir.
Gelen haberlere göre, Havagazı ve Terko» saatlerinde tenzilâtlı tarifenin bu ay başından itibaren tatbiki muhtemeldir.
Gayrimubadillere tevziat
Gayrimubadillerin bono tevziatına başlanmıştır. Tevziat % 25 nisbetindedir.
Gayrimubadiller cemiyeti yakında ikinci kongresini de aktedecektir.
İVAPURCULÜKİ
ITÜRK ANONİM ŞİRKETİ İstanbul Acentalığı Liman han, Telefon: 22925
İzmir ve Mersin SÜR’AT YOLU İNÖNÜ vapuru
4 Teşrinievvel Perşembe günü saat 11 de Sirkeci rıhtımından kalkarak doğru İzmir, Antalya, Alanya, Anamur Mersin ve Pa-yasa gidecek. Dönüşte bunlara ilâveten Taşucu Çanakkale ve Geliboluya ağrıyacaktır.
Trabzon yolu T arı Vapuru
7 Teşrinievvel Pazar günü saat 20 de Galata rıhtımından kalkacak. Gidişte Zonguldak, İnebolu, Ayancık Samsun, Ünye, Ordu, Giresun, Tirebolu, Görele, Trabzon ve Ri-zeye. Dönüşte bunlara ilâveten Of ve Sürmeneye uğrayacaktır.
Her Perşembe günü Tophane rıhtımından saat 18 de bir vapur kalkar. Gidiş ve dönüşte Gelibolu, Lapseki, Çanakkale iskelelerine uğrar.
Jdudanya yolu ğini gösteriyönden maada her Maarif müdüründen bir* JLQİuna çük olan bir memurun yaptığı İhbar üzerine başlamıştır. Biz, bunu, böyle bir ihbarı resmî ahlâk umdelerinin ciddiyetle muhafaza edilmesini istediğimiz için, dikkate değer bir hâdise olarak telakki ettik.
Mafevkini gizliden gizli kontrol edip te kendine usulsüz görünen bir kaç madde tesbit eden bu muh( bir memurun aynı zamanda elle tutulacak kadar bariz olan bazı hakikatlere de göz yumduğu anlaşılıyor. Çünkü İstanbul Maarif Müdürü Ali Haydar Bey - bizim kanaatimize göre - bu büyük şehrin irfanına en çok hizmet edenlerden biridir. Onun bu işe memur olduğu gün İstanbul muallim kadrosu binden aşağı idi, bugün bin sekiz yüzü bulmuştur. İstanbul ilk mektepleri yine Haydar beyin müdürlüğü devresinde üçyüzden dört yüze çıkmıştır.
Ya kira evlerinden alınarak yeni ve muhteşem binalara naklolunan mektepler ?.. Bizce, on binlerce lira sarfolunmak suretiyle son yıllarda yapılan bu güzel mekteplerden her biri bir maarif müdürünün yüzünü ilelebet ağartacak eserlerdendir.
Bu sebeple yapılan ihbarı katmerli olarak yakışıksız bulduk. Tahkikat sonunda mümasil hareketlerin vukubulmamasını temin edecek kanuni muameleye tevessül olunmasını istemekten kendimizi alamıyoruz.
Arabalar
Lâstik takmıyanlar çalıştırılmıyacak
Belediye, arabacıların tekerleklere lâstik takmamaları hak-kmdaki müracaatlarını reddetmiş ve muayyen mühlet zarfında gürültü ile mücadele talimatnamesi ahkâmına teb’iyot etmiyen arabacıların cezalan-dırlacakları ve * çalıştırılmıya-cakları bildirilmiştir.
Belediye arabacıların iâsitk-lerin pahalı olup büyük zararlar kaçışında kalacakları hak-kındaki iddialarını mübalağalı görmüştür.
Esnaf Bankası tahkikatı
Uzun dedikodulara sebebiyet veren Esnaf bankası hakkında muhtelif cephelerden yapılan tahkikatın adlî kısmı, Müddeiumumi muavinlerinden Muhli» Bey tarafından idare edilmekte idi.
Öğrendiğimize göre, Muhlis Bey bu husustaki mesaisini tamamıyla ikmal etmiş ve fezlekesini hazırlamıştır. Bu suretle İdarî ve adil cephelerden yapılan tahkikat ta) mamen tekemmül etmiş bir hah gelmiştir.
Fezleke, yakında Adliye Vekâ-letine gönderilecektir.
ti
)
Romanyada vükelâ buhranı
Acaba M. Tatareskonun istifasında (Bulgar-Yu-goslavya) mukarenetinin tesiri oldu mu ?
Romanyada Tat.re.ko kablnednin istifa», bugünlerde beklenilmeyen ■ bir haberdi. Vakıa dünyanın daha mühim hadisat ve vukuatını takipken son zamanlarda vakit bulup ta Romanya ahvalile meşgul olmak pek te hatıra gelmiyordu.
Eaasen Müsyü (Tataresko) mevkii iktidara geldikten sonra devamlı bir çalışma ve hiç şüphesiz esaslı bir teskin siyaseti sayesinde Romanya ahvali dâhiliyesinde bir dereceye kadar istikrar ve sükûnet hasıl olmuş gibi görünüyordu. Mösyö (Tatareako), malûın olduğu üzere, sabık Başvekil Müsyü (Duka) nın katlinden sonra gayet karışık bir zamanda iktidar mevkiine gelmişti. Romanyanın faşistleri makamında olan mahut (Demir muhafız) lar ittihadı. Romanyada adeta dahil! büyük bir karışıklık ihdas edecek kadar faaliyette bulunmakta idiler. Müsyü (Tataresko) henüz genç ve tecrübesiz bir adam olmasına rağmen ihtiyat ve basiret ile hareket ederek nihayet efkârda az çok bir sükunet husule getirmeğe muvaffak oldu. Arada bir Fransa Hariciye Nazın Müsyü (Bartu) Bükreşe geldi. Bir müddet sonra Müsyü (Tataresko) da kendisine Pariste ziyaretini iade etti. Bu suretle Romanyanın genç Başvekili Romanya ahvali dâhiliyesini az çok düzelttiği gibi siyaseti hâriciyesini de bir dereceye kadar takviyeye muvaffak oldu. Binaenaleyh vaziyeti son zamanlarda gayet sağlam görünmekte idi. Bundan dolayıdır, ki birdenbire istifası hayreti mucip olmaktan hali kalmadı. Maamafih yeni kabineyi teşkile yine kendisi memur edilmesi ve bunda çabuk muvaffak olması bu istifadan maksadın Müsyü (Titülesko) dan ayrılmak olduğunu gösteriyor. Çünkü son haberlere nazaran Müsyü (Titülesko), Hariciye Nazırı sıfatile kabineye girememiştir. Şuhalde istifanın hakikî sebeplerini. Başvekil He Hariciye Nazırı arasında çıkmış olan bir ihtilâfta aramak l&zımgeliyor. Acaba bu ihtilâfın sebebi nedir ? Bunu şimdiden kestirmek tabii bir hayli güçtür.
Fakat M. (Titülesko) nun kabineden atılması ile Sofya mülâkatı sında bir münasebet olduğu da hatıra gelmiyor değil. olduğu üzere, M. (Titülesko), Balkan misakının akidne ~ en ziyade taraftar olan bir adam id^R^. yük tesiri de görüldü. cesi olarak
Günde bir Kitap
1
I
Lise ikinci devre talebesi için fizik dersleri
Yazan : Hayri Bey. Basan : Hilmi Kitaphanesi
Kitapçı Hilmi Bey, mekteplerin açılması münasebetile yeni ders senesi için güzel ve değerli kitaplar bastı. Bunlardan biri, bugün elimize değen “Fizik dersleri,, dir.
Eserin müellifi, kitabın kabına Başvekil İsmet Paşanın çok manalı bir sözünü koyuyor. Paşa, bir milletin ileriye doğru yürümek azminde dayanabileceği noktaları bu vecizesinde adeta icmal etmiş, " Müsbet ilimleri öğreniniz ve bildiğiniz kadar öğretiniz „ demiştir. Bu, çok doğru bir görüş ve çok doğru bir gösteriştir. Asrî hayat ancak müsbet ilimlerle temin olunur. Çünkü hayat bir hakikattir ve hakikat içinde yaşayanların hayal içinde dolaşmaları kadar muzır birşey yoktur. Müsbet ilimler, hayata hayalin hâkim olmasına mani olur ve hakikati hakikat olarak idrak ettirir.
Müellif te, kitabın başına geçirdiği ön sözde fizik derslerinin ne suretle okutulması lâzım geleceğini anlatırken şöyle diyor:
“Fizik dersleri o suretle ve-rilmelidir ki talebe fizik ilminin müşahede ve tecrübelere da-
yanarak bulunan ve adetle ifade olunan prensipler ilmi olduğunu öğrenmeli ve sadece hâdiselerin hikâyesi İlmî olduğunu zan etmemelidir. Çünkü büyük bir fizik âliminin dediği gibi adetle ifade edilmemiş bir hâdise anlaşılmış sayılmaz,,
Buraya kadar yazdığımız satırlar, şu yeni eserle mektepli ol-mıyanlarm da alâkalanabilecekleri™ göstermek içindir. Halbuki kitap lise ikinci devre talebesi için yazılmıştır. Müfredat programlarına muvafık olduğu gibi ifade ve resim itibariyle son derece mükemmeldir. Hele kitabın basılışı cidden nefistir. Liseli efendiler, fizik derslerini takibetmekle hem kolay şekilde bilgi temin edecekler, hem de kitaphanelerine kıymetli bir kitap koymuş olacaklardır.
Kitap 212 büyük sahifeden mürekkeptir, içinde her bahsi tamamiyle tenvir ve izah eden birçok resimler, şekiller vardır. Büyük bir ihtimam ile kaleme alınmış, herkesin gözüne çarpacak kadar geniş emeklerle vücuda getirilmiş ve o nisbette de masraflar ve zahmetler ihtiyar
Millî Roman
ı Kâmran hiç te neş’eli değildi, omuzuna yükletilen yükü çok ağır bularak yüzünü ekşitiyordu. Gerçi İkiz kardeşine, bir apartman sahibi ^olduktan sonra, belki iki düzine ^delikanlı prezante etmişti. Lâkin ' (emir ve para alarak böyle bir de-ilâlette henüz bulunmuş değildi. Jrlele bu işi hayvan kılıklı bir gen-M karşı yapmak mecburiyetinde ^kılışı cidden sinirine dokunuyordu. |Sle çare ki kurtuluş yoktu, Naciye
Aşkları
Tefrika No: 30 hanımı gücendirmek işine gelmiyordu, ücreti de peşin aldığı için ister istemez delâlet vazifesini görecekti.
Kâmran, üzüntü veren şu ıstırarı nasıl atlatacağını düşünüp dururken ressamın İnciden bahsetmesi ve kendisini kız kardeşinden erkeklere haber götürüp getiren adam yerine koyması, yahut ara sıra öyle yaptığını bilir gibi görünmesi büsbütün canını sıktı, ters bir cevap verdi:
:| jırzjoşeme çöktü =.dın yaralandı
Ilatihte Hoca İdris mahalle-ie oturan Mecbure hanım “E komşusu Bahri efendinin ne misafirliğe gitmiş, bir iddet oturup dönerken, ayanın altındaki döşeme tahtası Ürkerek tavan aralığına düş-şüiş ve bacağından tehlikeli I virette yaralanmıştır.
Bahri efendi, zabıtayı haber-tp.r etmiş memurlar Mecbure anımı tedavi için Gureba haşiv nesine kaldırmışlardır.
* Bir tramvay devrildi üsküdarda dün bir tarmvay cazası olmuştur.
Üsküdardan Haydarpaşaya 'gelmekte olan Şükrü efendinin daresindeki tramvay arabası, birdenbire ceryanının kesilme-sile hattan çıkmış ve bir direğe çarpıp kırdıktan sonra devrilmiştir.
Tramvayda bulunan marangoz Salih efendinin ailesi Nimet hanım yaralanmıştır.
Zabıta, kazanın sebebini tahkik etmektedir.
Sahte 10 kuruşluk !
Samatyada tramvaya binen Mihran isminde bir Ermeni çocuğu bilet parası olarak bir 10 kuruşluk vermiştir.
Biletçi on kuruşluğun sahte olduğunu görmüş ve arabayı durdurarak polisi haberdar etmiştir, Polis, Mihranı yakalıya-rak tahkikata başlamıştır.
Sokakta ölüm!
Üsküdarda Hacı Hesna Hatun mahallesinde Toptas tütün deposunda kantarcılık eden 40 yaşlarında Halil Efendi, Şeyh-camii avlusundan geçmekte iken ansızın düşüp vefat etmiştir.
edilerek basılmış olmasına rağmen fiatı da yüz kuruştur, yani - emsaline göre - çok ucuzdur.
Liseler ikinci devre talebesi Efendilere bu güzel ve değerli kitabı tavsiye 'ederken Hilmi Beyi de Maarif külliyatımıza ğöyle nefis bir eser ilâve etti-bnden dolayı tebrik ederiz.
Bugün matinelerden IDE IS itibaren
Gözünüzle gördüğünüze
Inanamıyacağınız
GÖRÜNMEYEN ADAM
senenin ilk muazzam fi'mi - Fransızca sözlüdür.
— Ne münasebet Bülent bey. Hemşiremin bu ziyaretle hiç bir alâkası yok ve olamaz da. Belki siz de öğrenmişsinizdir: Hemşirem zengindir ve yalnız zenginlerle münasebet tesis eder I
Ressam hedef olduğu her ters muamelede takındığı miskin ve mütehammil tavrı aldı, sopadan sonra ağızlarında acıklı bir sırıtış beliren hayvanlar gibi gülümsedi.-
— Afedersiniz, dedi, ben öyle sandım. Olabilir a, hemşireniz hanımefendi] resimlerini yaptırmak isterler, arzularını da sizin vasıtanızla tebliğ ederler.
Kâmran, vazifesini şu alık gencin yanında küçülmeden yapabilmek için iyi bir yol bulmuştu, Bü-lendin sözlerinden ilhanı almıştı. Onu Naciyenin yanına götürecekti, fakat minnettar ederek ve kendini de büyük göstererek!.. Bu düşünce ile birden neşelendi, mükemmel bir tekerleme savurmıya girişti:
— Hayır Bülent Bey, zehabınız yanlış. Hemşirem, imzası alkışlan-mıyan ressamlara resmini yaptırmaz. öyle bir arzusu olursa kalkar,
Zonguldakta Elektrikli tren
-o
İstanbul ve Ankaraya Elektrik verecek yeni santraller yapılacak - Linyit ve kuvvetiyle Elektrik çok ucuza maledilecek
Irmak — Filyos Demiryolunun Çatal ağzından Ereğliye kadar olan kısmında işliyecek olan Elektrikli fi
Zonguldak 27 (F’us jsî) —Son hafta içinde Zonguidağa yeni bir mütehassıs hıyît gelmiştir. Heyet nafia vekâleti inşaat ve cer reisleri ve şirketler umumî mücetti^iyle AvusturyalI elektrikli şmendifer mütehassısından ve sonra kendilerine ilti“ hak eden iktisat vekâleti elektrifikasyon bürosu reis vekili (sabık Zonguldak maden havzası umum müdürü) mühendis Refik beyden mürekkeptir.
Hey’et, Irmak-Filyos demir yolunun bu defa inşaatına başlanmış olan havzamıza müntehi kısmının son durağı olan Ça-talağzı mevkiinden itibaren Ereğli’ye kadar yapılacak hat üzerinde ve bilhassa elektrikle işletilmesi kararlaştırılan bu kısmın en İktisadî şekilde inşası hakkında tetkikatta bulunmaktadır. Irmak - Filyos demiryolunu, havzamız maden ocaklarını bütün sahil boyunca kat-ederek Ereğli’ye ve Ereğli limanına ulaşacak olan bu kısmının elektrikle işletilmesi çok ehemmiyetlidir.
Bu suretle Havzamızda Tür-kiyenin ilk elektrikli treni yapılmış olacağı gibi sür’at, fazla
sineması muazzam fil-imlerine başlıyor :
Parlse gider, asrın en şöhretli sanatkârına resmini aldırır. Benim buraya gelişimin sebebi yapmak istediğim bir sürprizde fırçanızı kullanmak içindir.
O, anlamadı ve alık alık sordu.
— Fırçamı size mi vereceğim?
— Yok canım öyle değil, fırçanız yine sizde ve elinizde kalacak, yalnız bana bir sürpriz işinde yardım edeceksiniz.
— Nasıl yardım istiyorsunuz ?
Kâmran, hazırladığı yalanı anlatmağa hazırlanırken kapının zili çınladı, müteakiben de hizmetçi içeri girerek haber verdi.
— İki Bey geldi, sizi görmek istiyor.
Bülent, gelenler hakkında birşey söylemeğe zaman bulmadan Adille Muhtar, biri kara, biri deniz zabiti olan iki genç arkadaşın zarif endamları eşiğin üstünde belirdi ve Kâmran haykırdı:
— Siz ha. Buraya resim yaptırmak için mi geliyorsunuz?
Genç ressam, şaşkın ve mütereddit kekeledi.
— Buyurun Beyler, safa geldiniz.
nakliyat ve ucuzluk itibariyle de elektrikli şimendiferin buharla işliyen şimendiferlere kat kat faik olduğu söyleşmektedir. Havzamızda yapılacak olan bu elektrikli şimendifer tecrübesi iyi ve muvaffakiyetli neticeler verdiği takdirde elektrikle işleme sisteminin tedricen bütün memleket demiryollarına teşmil edileceğinden bah-solunmaktadır. Havza için ve bütün memleket için ik-tısaden çok büyük ehemmiyeti haiz bulunan elektrifikasyon tetkikatına da başlanmı? olduğu haber alınmaktadır. İktisat Vekâletinin elektrifikasyon dairesi bu işlerle meşguldür. Müstah-beratımıza göre, maden havzamızda kurulması mevzuu bah-solan büyük ve umumî bir santrale Zonguldak - Ankara -İstanbul mmtakasma elektrik enerjisi tevzi olunacaktır. Bu santral kazanlarında mi-x*t’yani kıymeti ticariyesi olmıyan ve kullanılmayıp denize atılan kömürün yakılması düşünülmektedir.
Halen gerek maden ocakları müesseselerini işleten ve gerek ileride havza şömendifer-lerini idare edecek olan mevcut elektrik santralleri ile Ankara ve İstanbul mıntakaları-na elektrik kudreti tevzi etmek için muktazi santral birleştirilmiş bulunacak ve bu umumî santral yalnız, ayrıca türbin grupları ilâve edilmek suretiie takviye olunacaktır. Bu suretle elektrik istihsali gayet ucuz-lıyacaktır.
Haber aldığımıza göre iktisat vekâletinin elektrifikasyon dairesi, yalnız kömürle değil
Adille Muhtar ona başlarile kısa bir selâm verdiler, Kâmranın elini sıkarak şu sözleri söylediler:
— Hayır. Resimle alışverişimiz yok. Buraya şu Efendi ile görüşmeğe geldik. Senin de bulunuşun iyi oldu. Mükâlememize şahit ve icabında davamıza hakem olursun.
Dava, şahit, hakem kelimeleri Bülendin donuk yüzünü büsbütün donuklaştırdı, gözlerine şaşkınlık doldurdu ve ağzını sımsıkı kapattı. Misafirlere yer bile göstermiyordu, bönbön bakıyordu. Âdil Bey, onun bu alık halini istihzalı bakışlarla bir müddet süzdü ve iki adım ilerleyerek yanına kadar sokuldu, kollarını göğsüne kavuşturdu:
— Efendi, dedi, siz ressam imişsiniz. Hiç kendinizin ruhunu fırçayla tersim etmeği düşündünüz mü ?
Bülent, gü.'mek ister gibi yaptı, fakat dudaklarına iliştirmeğe çalıştığı sersem tebessüm çarçabuk düştü ve o dudaklar birkaç kelime mırıldandı:
— Ruhların resmini *‘Spiritiste„-ler çizer. Biz görünen, elle tutulan şeylerin resmini yaparız.
su kuvvetleriyle memleketimizin muhtelif mahallelerinde mebzul bir su ette bulunduğu anlaşılan linyit kömüriyle elektrik istihsal şekillerini ve bunlardan hangisinin daha menfaatti olduğu hususunda da tet-kikat yapmaktadır.
Bu ay nihayetinde Avrupa-dan tanınmış bir mütehassısın memleketimize geleceği anlaşılmaktadır. Tetkikat neticesinde “huy,, (yani havzamızın maden kömürü) ve linyit ve su kuvvetlerinden hangisinden hangi mevkilerde elektrik istihsali muvafık ve İktisadî olacağı tesbit edilecek ve kat'î karar verildikten sonra her tarafta mıntaka elektrik santralleri vücude getirilecektir.
Bu santraller, havaî yollarla birbirine eklenecektir. Santraller bu suretle yekdiğerine karşı yedek olmuş olacaktır. İktisat vekâletinin bütün memleketi elektriklendirmek yolunda vaki olan bu yüksek teşebbüs ve mesaisinin neticesinde Türkiye yer yer elektrikle işliyen fabrikalarla muazzam bir sınaî memleket manzarasını alacaktır.
Mütehassıs heyetle vaki olan temaslar neticesinde elde edilen malûmata göre, bunu pek yakın bir hakikat olarak telâkki etmek lâzımdır.
Niğdede eski eserler
Niğde 2 (A. A.) — Niğdenin Çiftlik nahiyesindeki Hıtitlere ait eseri tetkika memur olan heyet faaliyete başlamış ve iç kalenin sol kapısından yapılan hafriyatta şimdilik bir arslan başı çıkarılmıştır.
— Çok yazık, eğer kendi ru" hunuzun resmini yapmak elinizde olsaydı ve şu atölyede böyle bir tablo bulunsaydı çok enteresan birşey seyretmiş olurduk.
— Ne gibi efendim ?
— Ne gibi varmıya. Sizin ruhunuz mutlaka köpek şeklindedir. Hem de Bouledogue köpeği şeklinde. Bunu bir geceki temasımızdan anladık.
Gülmek mi, kızrfıak mı, lâzımgel-diğini tayin etmekte tereddüt geçirdiği anlaşılan ressamın ağız açmasına meydan vermeden izah etti.
— Hani, bazı Hanımların pek bayıldıkları, yanlarından ayırmadıkları, hatta yataklarında yatırdıkları buldoglar vardır ya. Sizin ruhunuz öyle. Bu köpekler, aldıkları terbiye yüzünden cinsiyetlerinden hayli uzaklaşmışlar ve insan da olamadıkları için tahaf bir vaziyette kalmışlardır. Kendilerine gönül bağlayan kadınların yanında duygulu bir erkek gibi davranırlar, bir işaret üzerine kucağa çıkarlar, bir işaret üzerine yere inerler, ayak öperler, boyun yalarlar, bin türlü maskaralık yaparlar.
Devamı var
1
Teşrinievvel 4
i
İNADOLUDA TETKİKLER:
Kepez harabelerinde Akviran köyü
Bu köy, tarihin en eski çağlarından itibaren birçok vekayie sahne olmuştur
bahisle telehhüflerimızi Zıraatçilik ihtisasımız olduğu için hastalığın yazımızda mevzuubahs-
Akvıran, Zafranbolunun şarkında ve dört saatlik ötesinde meşhur Kepe’, kadim Akviran harabelerinin cenup eteğinde kurtslmuş tarihî bir,köydür. Köyün hali hazırdaki mevkii, deniz yüzünden takriben (700) metre kadar yüksekte ve girintili, çıkıntılı ziraate elverişli olmayan bir arazi üzerindedir. Bununla beraber küylü bu menaatli ve gayri müsait toprak üzerinde ihtiyacı nisbenide z.raat yapmaktadır. Ziraat kara sapanladır. Bundan başka köyün mevkii ve toprağın müsaadesine binaen Akviranda bağcılıkta bir hayli ileri gitmiştir.. Köyde (15,000-20,000) çubuklu büyük bağlar vardır. Köylü bağlardan istihsal ettiği üzümü satmaz pekmez yapar ve şeker yerine daha fazla pekmez istihlâk eder.
Son yıllarda pek meşhur üzüm yetiştiren Zafranbolu bağlarına bir takım hastalıklar arız olmuştur. Şu itibar ile bağların verim kudreti tenakus etmiş ve bazı bağlar da mahsulsüz kalmıştır. Geçen yıl tetkik seyahatimiz esnasında “son baş sene,, de bu hastalıklara temas etmiş ve çaresi bulunamadığından yazmıştık, haricinde cinsini o etmştik..
Mahalli ziraat memuru arkadaşımız, bağlardaki hastalığa temas ederek cinsinin malûm olduğunu alenen tevzih etmiş ve “mildiyo,, olduğunu meydana koymuştur. Doğrusu hastalık teşhis edildikten sonra hâlâ bağların verimsiz ve mahsulsüz kalması ıstırabımızı mucip oluyor...
Akviran bağlarının aşağısında, Araç çayı kıyısında köylülürin sebze bahçeleri vardır. Köylüler, çaydan harklar vasıtasiyle akıttıkları su, ile suladıkları bu bahçelerden kendilerine sebze yaparlar. Bu bahçelerde ayniQ zamanda mebzul meyve veren, elma, armut, şeftali... İlâh ağaçlar da pek çoktur. Mütenevvi ziraati itibariyle Akvi-ranlılar cidden zecngin, Akviran köyü de' verimli bir muhittir.
Köy, aşağı ve yukarı köy diye iki mahalleden ibarettir.. Her iki mahalleyi bir muhtar idare eder. Köyün sokakları kaldırımlıdır. Köy* deki evlerin hemen mühim bir ekseriyeti üç katlıdır Alt katta inek ahırı ve davar ağılı vardır. İkinci ve üçüncü katlar da odalar ve sofalardan ibarettir. Köy büyük ve köylüler de kalabalık olmasına rağmen köyde kahve yoktur. Köy erkekleri evlerde toplanırlar...
Köyde mahdut miktarda davar yetiştirilir.., Köylülerin kısmı azami köy haricinde İstanbulda çalışırlar. Bunların bir kısmı İstanbul furun-larında tezgâhtar, pişirici, yamak ve bir kısmı da ustadır. Köyün hariçle olan bu ticaret münasebeti dolayısile serveti yerİndedir. Kışın ekseriyetle İstanbulda çalışan gençler yazları istirahat için ^köylerine geldikleri zaman da boş durmazlar bağda, bahçede, evde ve tarlada ai-lelerile birlikte çalışırlar...
Akviran köyünün tarihi de başiı-başına tetkika değer bir mevzudur. Bizans tarihlerine nazaran bu köyün kadim olduğu anlaşılmaktadır. Esasen köy civarında tesadüf olunan âsarda bunu müeyyettir. Köyün yanıbaşındaki “Kepez,, eski devirlerden kalma tarihî bir âbidedir. Kepez denilen ve aşağıyukarı yüzyirmi metre irtifada bulunan muazzam ve yekpare kaya paçasının bir ucu “Yacı„ köyü çamlıklarında bir ucu da Akviran başındadır ki, bu iki köy arasında iki kilometre kadar bir mesafe vardır. Bu muazzam kayanın Eymur başına düşen ortalık kısmı daha yüksektir. Bu kısım sureti mahsusada düzeltilmiştir. Kayanın zirvesinden beş metre kadar aşağıda iki delik görünmektedir. Bu deliklerin bir-buçuk metre aşağısında aynı hizada iki delik daha vardır. Bu delikler hemen iki insan sığacak kadar büyüktür. Vaktite deliklere kadar kayalar arasında bir yol varmış fakat zaman ile büyük hâdisatı havaiye neticesinde bozulmuştur. Bu kayanın tarihî üç adı vardır. Kepez, Sarıkaya, Akviran harabeleri.
Bu civarda bundan başka daha birçok büyük yazılı taşlara, çanak çömlek gibi evaııiye tesadüf olunmuştur.
Bugünkü Akviran köyünün
Çeşmelerinden çayı üzerinde oğlu „ na nisbet
camiinin minareside tetkike değer eserlerdendir. Bu civarda hemen her köyün Anadolunun her yerinde olduğu gibi minareleri tahtadandır. Halbuki Akviran köyü camiinin minaresi burada bir şaz teşkil eder.
Bu minare tamamile taştandır. Minarenin alt kısmı cenevizlere ait bir kilise harabesi olduğu muhakkaktır. Cami bu zamana kadar iki defa tamir görmüş ve (1288) tarihinde esaslı bir tamir ile hemen yeniden yapılmıştır. Bu ikinci ve esaslı tamir minarenin şerefesi altındaki taşa yazılan tarihten istid-lâl olunduğu gibi camiin önündeki çeşme de bunu teyit etmektedir. Buz gibi soğuk su akan ve mimarî tarzı itibarile mükemmel bir eser olan bu çeşmenin üzerinde şu kitabenin mahkûk olduğu görünmüştün "Yeknaıar kıldı gönlünden şu cihanın halkına Hepgelenler gitmişler, cihadan ruh aslına mülküne Bir zaman isterdik bu çeşmenin inşasını Hak nasip eyledi er gördü hamdolsun
Nuj edenler yadeylesin âbadı ecdadımızı Hak nasip eyledi hitamını bu cdna kullarına,,
Vezin, kafiye vesair vasıfları itibarile bir kıymeti haiz olmıyan bu kitabe hâkedilişindeki san’at ve ifadedeki samimiyet itibarile, bir köy için hiç şüphesiz çok kıymetli bir eserdir.
Burada Kaşımağa mahallesinde bir çeşme daha vardır. Gerçi Ak-viranın hemen her sokağı başında bir çeşme mevcut ise de, Kaşımağa mahallesindeki çeşme tarihî kıymet ve ehemmiyeti itibarile çok şayanı tetkik bir eserdir. Çeşmenin üzerinde kabartma karşı karşıya iki ibrik orta yırinde bir güğüm resmi vardır, çeşmenin üzerindeki kitabenin mahkûk olduğu taş çakmak cinsinden olup yazı da çok mahirane yazılmıştır. Kitabenin meali şudur :
"Sahibill hayrat velhasenat, Abdlül gaffar Sahibülayyar Ebubekir Efendi bin Ali Innallahe bikerameti hülhafi velcelij Şenel ihda, mi'cteyn ve elif»
Abdullah Bu kitabenin (1201 ) tarihinde İstanbulda Abdullah adlı birine yazdırılıp getirtilmiş olduğu muhakkaktır. Çünkü sahibülayyar Ebubekir Efendi üçüncü Selim zamanı ricalindendir. Kendisi Akviranda doğmuş Akviranda büyümüştür ve bilâhare İstanbula giderek bazı yakınlarının delâletiyle Darphaneye hamal yazılmıştır. Ebubekir Efendi köyünde okuyup yazmak ve birazda rakam öğrenmiş olduğundan devrin icabı bir çok rical bu nimetten mahrum iken bir hamalın bu mahareti haiz oluşu istiğrabı ve birazda takdiri mucip olmuş. Ebubekir Efendi aledderecat Darphane memurları sırasına girerek ilk önce Kefçe Nazırı ve bilâhare Sahibülayyar ve daha sonra 1216 tarihinde de Darphane emini olmuştur. Fakat hamallıktan Nazırlığa kadar yükselen bu biçare adam kabakçı vakasında pek ihtiyar olduğu halde “ Nizamı cedit „ taraftarları ve diğer onbir devlet ricali aralında şehit edilmiştir. Tarihî kayitle-re nazaran Ebubekir Efendi kurnaz, tekâpuyi sever, ve etrafına kendini sevdirmek hünerini çok iyi bilirmiş, Cevdet Paşa tarihinde di-yorki :
“Herkesin mizacına göre temellük vc müdarat eder bir adam olması darphane memurlarına adını öğretip kendini sevdirerek hamallıktan kurtulup darphane hidematın-da istihdam olunmağa başladı,, Ebubekir Efendinin ahfadı hâla Akviranda ve bir kısmı da İstanbulda yaşamaktadır. Bu aile tesbıt edebildiğimize göre şu şekilde teselsül etmektedir.
Ebubekir Efendinin oğlu Osman Bey, Osman Beyin oğulları;
Eczacı Salih|, Mehmet İsmaildir. Ve bunların evlâtları da Osman çavuş, Ali usta, kara boncuk Emin efendi. Osman çavuş, Ali usta ve kara boncuk Emin e-fendilcr sağdır. Bunların evlâtları Şakir ustafl] Salih efendi, Mustafa efendi hâlen istanbulda tavattun etmişlerdir.
Ebubekir efendinin yukarı mahallede de bir çeşmesi vardır. Aynı zamanda Bartın-Zafranbo'.u şosesi üzerinde bir çeşmesi vardır.
ve
[1] Eski ekmekçiler cemiyeti reisi ve genç doktorlarımızdan Fatma Şakir Ha-
Osman „ „ -------- edilen bir de
köprüsü mevcuttur. Bu köprünün Molla Osman oğluna nisbet edilişi, Ebubekir efendinin köprülerin inşasına “Molla Osman oğlu„nu memur edişindendir.. Molla Osman oğlu Ebubekir efendinin katlini duyar duymaz köprüyü kendine mal etmiştir.
Anlatıldığına göre Molla Osman oğlu da devrin meşhur derebeyle-rinden imiş.. Bu adam “Sırp - Belgrat,, hâdisesinde bazı muvaffakiyetler kazanarak iki heybe yükü altınla köyü olan Akkvirana gelmiş ve köylünün bütün arazisini zaptedip etraftan nehpügarete başlamış ve bir gün de konağında otururken yoldan geçmekte olan bir kadın kafilesini adamları vası-tasiyle çevirip, çevirdiği kafilenin meşhur derebeyi Gazli oğlunun [2] aile mensupları olduğunu anlamış olduğu halde bir gece konağında misafir ederek tecavüzatta bulunmuş olduğundan daha azılı bir derebeyi olan Gazlioğlu adamlariyle gelip Molla Osman oğlunun konağını basmış. Bu sırada Molla Osman oğlu firara muvaffak oldu ise de Gazlioğlu Molla Osman oğlunun konağına ateş vererek yakmıştır. Bu muhterik konağın büyük havuzu hâlâ durmaktadır.
Bilâhara da Gazli oğlu bir gün Kayabogazı denilen yerde yolcu saydiyle meşgul iken Mulla Osman oğlunun pususuna dümüş ve öldürülmüştür.
Rakipsiz kalan buadam ölünciye kadar ferah fahur saydı şikâr ile meşgul olmuştur.
Hulâsa Akviran köyü, tarihin en eski çağlarından itibaren, bir çok vekayie sahne olmuş ve birçok akvamın ölüm dirim yeri bulunmuş olması itibariyle aylarca tetkike değer bir köydür.
Mehmet Enver
[2] Gazli oğlunun Safranboluntın dört saat ötesinde Eflfini çayı kıyısında De-ğirmencik köyünde bir camii olduğu gibi nefsi Safranboluda da büyük bir camii vardır. Bu adam hakkındaki tetkiklerimizi bilâhara yazacağız.
[" RADYO PROGRAMI
4 İnci Teşrin Perşembe
İstanbul.
78,30 Plak neşriyatı. 79,20 Ajans haberleri. 19,30 Türk musiki neşriyattı (Kemal Niyazi, Azmi Beyler ve Hayriye Müzeyyen Hanımlar ). 21 Selim Sırrı Bey tarafından konferans. 21,30 Stüdyo orkestrası.
686 Khz, BELGRAT, 437 m.
19,30 Plak. 20,40 Reklâmlar. 20,50 Plak. 27 Musahabe. 21,30 Senfonik konser ( Belgrat filharmoniai tarafından )
23,30 Dans plakları
841 Khz. BERLİN 357 m.
19.30 Musahabe. 20 Viyolonsel konseri ( piyano relakatiyle ). .0,40 Aktüallte
haberler. 21,75 ‘‘Schenk ein den Weinden holden,, isimli temsil. 23 Haberler. 23,20 Dans musikisi.
5 6 Khz. BUDAPEŞTE, 550 m.
18.30 Eduardo Bianko tango orkestrası. 19,30 İngilizce ders. 20 Tagannili hafif musiki. 20,40 “Ayrılalım,, isimli stüdyo piyesi. 22,30 Musahabe. 22,50 Musikide sanatkârane sahneler - haberler. 24 Sigan musikisi.
823 Khz. BÜKREŞ, 364 m.
13,15 Gündüz neşriyatı. 17,45 Çocuk neşriyatı. 18 Prigoras Dinicu orkestrası. 19 Haberler. 19,15 Konserin devamı. 20 Üniversite. 20,20 Hafif musiki. 20,45 Konferans. 21 Plak ile Donizcttinin “ Don Pasouale „ operası.
904 Khz. Hamburg.332 m.
18,45 Gençlik neşriyatı. 19 Musahabe. /9,15 Borsa. 20 “Gistem und hüd„ isimli ıöylü piyesi. 21 Haberler. 21,70 Dans musikisi. 23 Haberler. 23,20 Amerikadan naklen : Haftanın haber icmali. 23.30 Dans musikisinin devamı. 24 Taganni (piyano refakatiyle). 24,35 Oda musikisi. 1 Yeni Alman musikisi.
1031 Khz. KÖNİGSBERG, 291 m.
20 Bando mızıka. 20,70 Karışık neşriyat. 23 Haberler. 23,20 Vaşingtondan naklen ; Kurt G. Seli tarafından konferans, 23,30 Teknik neşriyat. 24,20 Plak. 230 Khz. LÖKSEMBURG, 1304 m.
Alman marşı. 20,35 Piyano musiki 21 Haberler. 21,35 Piyano konseserinin devamı. 27,45 Karışık orkestra konseri 22,20 Alman eserlerinden konser. 22,45 Haberler. 22,50 Alman musikisinin devamı, 23,20 Dans plakları.
223 Khz. VARŞOVA. 1345 m.
79,75 Piyano ile klâsik Ingiliz musikisi 19,45 Musahabe. 20 Tagannili piyano konseri-Musahabe. 20,30 Plak musahabe. 21 hafif musiki. 21,45 Musahabe. 22 Akşam konseri. 22,45 Konferans. 23 Reklâm ve konser, 23,15 Dünyaca tanınmış beş ses (Plak). 23,45 Almanca konferans. 24,5 Dans musikisi.
592 Khz. VİYANA 507 m.
18,40 Keman konseri - musahabe. 20,5 Haftanın icmali. 20,30 Franç Scbııbertin şarkılarından. 21,70 Şiirler. 21,30 Radyo kabaresi. 23,33 haberler. 23,50 Senfonik konser.
Bursa kaplı"*e » rı ve ÇOK Da--» Vİk-
Memleketimizde çok olViktor fransızca bir tıp gazetesi general Ağustos ayında Ekslebende iu, Mü-nan müzmin romatizma haezahip: toplantısına dair haberler veor An-tedir: Ekslebende yeni müeıazırlar ler yapılmış ve bu münasi ve M. açılan romatizma mevzuunu kaşa etmek için dünyanın Eanu ve rafından yapılan çağırmalasikof ve rine 250 mütehassıstan mürroman, büyük bir kongre açılmıştır-iye: M. hassıslar arasında Londralı, ?rofesör holmlu, Amsterdamlı, Mzaretine Anversli, Bostonlu, yani dManules-dört köşesinden gelmiş tıpir.Onun lan vardır ve bunların a Maliye yazdıkları eserleriyle haki dilmiştir. ün kazanmış olanlar da 1ÎTTI Toplantının müzakereleri, mci Tata-şaları, mübahasaları sonun d Romen diği karar sıcak maden schaliftir. ramatizmayı iyi etmekteki n daha tesirini bir daha kuvvetlen^yacağı-Jten ibaret olmuştur.
Mesele bukadardır. Bund hiçbir nülecek nokta romatizma l'yasî vasinin Ekslebende toplanmış /aha nadir. Romatizma tedavisi ha. ki bilgilerimize yeni birşe mesele etmiyen bu müzakerelerin oi kabi-dığı gaye, âlimler için, hğıdır. mevzu hakkındaki yeni “Igyg bir araya toplamak ve ilrr) itaatini kuvvetlendirmekler olamaz ve bundan şüphe e- reŞmen Ancak şurası da apaçıktır ften‘den, leben Kaplıca Şirketinin ( kabul kudretlerile tanınmış olan *,aŞIn(^a . , endisinin
oraya çağırıp konuk yap .. „ .. maksadı büyük adamların g 5 rinden fayda görmektir) , beraber biz o kaplıcanın b . 8?*
ketini de çirkin bulanlardan T*., hattâ bunda şahıslarından',me e r yurtlarına ve milletlerine C.nUn şik faydalar temin etmişler^ ** SU8 * kü dünya âlimlerinin herhcağIZ( q_ yerde sadece toplanmaları em|erj o]_ çeken insanların gözlerinona içim_ çevirir. Bu sebepten ki
romatizma dendiği vakit Eksleben gelecektir. Başve-
Biz kongre müzakerele ticelerini tıp gazetesinde ısip itiba-memleketimizin dört bucag kabulü» yısı yüz doksana varan olduğunu, soğuk maden sularımızı den de ken-Bunların bir kısmı derin Lı. Görüşe-sızhğa uğramış olmakla'aşacağız.n diğer kısmı hakkında bilge göre, M. malar yoktur. Ve bir giveffa Baş-ye de bile Bursa kaplıc» çizilmiş ziyade Avrupa kap!ıcala»amı esası reti vardır. Havza, Bo’.u, hk edebile-Gibi şehirlerin yekınla; daha birçok Anadolu ka M. Titules-da bulunan ÇermiklerdenJirde, kabi-lardan vaz geçtik, ha çok betbin Yalıva ve Çeşme kaplıc
Yüz S**1 ve
Y’ye;nden Do-
Saglam bir mide her” Madam eder ve insanlar mideÎHVa açmış riya suiistimal ederlerdisine tes-ihtiyacı gıdanın tenevvil olunacağını çoğumuz d.
..... . . . ıkemesının
Mütenevvi yemek yiyen
rini yormazlar. Vücudu yazmıştık, gıdalara bağlanmak çoba da, aynı Meselâ kahve içilince ederek hemen defeder ve ç»h,„ üzerindek-kuvvet verir ; fakat ı kuvveti çok azdır ve yjiezedilmesi sayesinde uzun müdde^r.
mümkün olmaz, çay d^n(]a aynj Alkollü içkiler bu s,n,jcaj|r başında gelir, kezalik E.
dalardan sayılan et v . yalnız başına bir hay HlClft SO-değildir. Sİsatl
Gıdayı bu gibi kuv-re ve içkilere hasretme y°“arı melidir. Münebbih gıdıinin bozul-yici kıymetleri azdır. En İçin va-meli ve hiç bir şeyi sjva tesisatı memelidir. erdiği gibi
Uzun yaşamak ıstıy. *
dal ile yerler, Alkolltf*™’ AnV"S mez kahveyi ve çayıar,na da M olarak kullanır. Beslemiştir.
olan bir bap hane ve ikkân ve bir arsanın aşağı-İfia mevki ve müştemiiâtiyle hudutları gösterilmiştir.
1 — Binanın bodurum katı üç oda bir mutbak bir sofa, orta kat üç oda bir sofa bir helâ, üst kat yani tavan arası iki oda bir koridor olup avrupa kiremidiyle örtülü üstl kısmen kârgir kısmen tuğla ile inşa edilmiş elektrik tesisatını havi asfalt cadde üzerinde denize nazır (54) No. Muhammen kıymeti (6000) lira.
Hududu: Süleyman bey mahallesinde iki yüz arşın murab-baında sağı Salim bey oğlu Cemil solu Zehra hanım arkası sahibi senet önü yof.
2— Bir kattan ibaret tuğladan yapılmış ve üstü kalva-nize saçla örtülü (4) numaralı dükkân.
Hududu: Rüstem paşa mahallesinde iki yüz altmış yedi arşın murabbaında sağı Halil efendi solu Hapisane arkası murat ağa önü yol. Muhammen kıymeti (1500) lira.
3— Deniz kenarında arsa. Hududu: Yalı mahallesinde şar-kı Haşan reis garbı Çakır Ahmet şimali yol cenubi Azime. Muhammen kıymeti (300) lira.
Arttırmanın yapılacağı yer: Yalova icra dâiresi 10/11/934 Cumartesi saat 14-16 birinci arttırma yapılacaktır. Şartnamenin açık olduğu tarih 30/10/ 934 Salı günü olup fazla malûmat almak isteyenlerin 934/32 No. re ile memuriyetimize müracaat etmeleri.
Arttırmaya iştirak için yukarıda yazılı kıymetin yüzde yedi buçuğu nisbetinde pey veya millî bir bankanın teminat mektubu tevdi edilecektir.
İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların ve irtifak hakkı sahiplerinin gayri menkul üzerinde ki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını işbu ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müspiteleriyle birlikte memuriyetimize bildirmeleri icabeder, aksi halde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça satış bedellerinin paylaşmasından hariç kalırlar.
Göterilen günde arttırmaya iştirak edenler artttırma şartnamesini okumuş ve lüzumlu malûmat almış ve bunları tamamen kabul etmiş ad ve itibar olunurlar.
Tayin edilen zamanda gayrimenkul üç defa bağırıldıktan sonra en çok arttırana ihale edilir. Ancak arttırma bedeli muhammen kıymetin yüzde yetmiş beşini bulmaz veya satış isteyenin alacağıua rüçhanı olan diğer alacaklılar bulunup ta bedel bunların o gayri menkul ile temin edilmiş alacaklarının mecmuundan fazlaya çıkmazsa en çok artbramn taahhüdü baki kalmak üzere arttırma onbeş gün daha temdit yani 25 - 11 - 934 pazar günü aynı saatte yapılacak arttırmada, bedeli satış isteyenin alacağına rüçhani olan diğer alacaklıların o gayri menkul ile temin edilmiş alacakları mecmuundan fazlaya çıkmak şartiyle, en çok arttırana ihale edilir. Böyle bir bedel elde edilmezse ihale yapılmaz. Ve satış talebi düşer.
Gayri menkul kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse ihale kararı fesh-olu narak kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kimse arzetmiş olduğu bedelle almağa razı olursa ona razı olmaz veya bulunmazsa hemen on beş gün müddetle arttırmı-ya çıkarılıp en çok arttırana ihale edilir. İki ihale arasındaki fark ve geçen günler için yüzde beşten hesap olunacak
(VAPURCULUK
î TÜRK ANONİM ŞİRKETİ g İstanbul Acentalığı I Liman han, Telefon: 22925
İzmir ve Mersin SÜR’AT YOLU İNÖNÜ vapuru
4 Teşrinievvel Perşembe günü saat 11 de Sirkeci rıhtımından kalkarak doğru İzmir, Antalya, Alanya, Anamur Mersin ve Pa-yasa gidecek. Dönüşte bunlara ilâveten Taşucu Çanakkale ve Geliboluya ağrıyacaktır.
Trabzon yolu T arı Vapuru
7 Teşrinievvel Pazar günü saat 20 de Galata rıhtımından kalkacak. Gidişte Zonguldak, İnebolu, Ayancık Samsun, Ünye, Ordu, Giresun, Tirebolu, Görele, Trabzon ve Ri-zeye. Dönüşte bunlara ilâveten Of ve Sürmeneye uğrayacaktır.
Her Perşembe günü Tophane rıhtımından saat 18 de bir vapur kalkar. Gidiş ve dönüşte Gelibolu, Lapseki, Çanakkale iskelelerine uğrar.
Mudanya yolu
Cumartesi gününden maada her gün saat 9,30 da Mudanya yoluna Tophane rıhtımından bir vapur kalkar.
Bir davet
Eminönü Askerlik şubesi reisliğinden :
Şehit Tayyareci Mürevva efendinin varislerinden bir şahsın acilen şubemize müracaatı ilân olunur.
İstanbul Eoısası kapanış fiatleri 3-10-1934 ÇEKLER
Açılı, Kapanış
Londra 616] 615
|Nev-York 0,7998 0,8002
Paris 12,06 12,06
Milano 9.2740 9,2875
Brüksel 3,4062 3,4063
Atina 83,695 —
ı Cenevre 2,4362 2,3464
İ Sofya 66,050 —
| Amsterdam 1,1722 1.17
Prag 19,035
Stokholm 3,146 —
Viyana 4,2660 —
Madrit 5,8190 5,8196
Berlin 1,9718 1,9745
I Varşova 4,1945 —
Budapeşte 3,9816 —
Bükreş 79,47 —
! Belgrat 34,7975 —
Yokohama 2,747
Moskova 1082,75
Tahvil ve Senetler
Açılış Kapanış
0/0 5 faizli 1933
Ikramiyeli (Ergaı i)
0/0 7,5 faizli Türk nq aç borcu tahvili 1 29,50
Anadolu D.yolıı il
„ » i”
0/0 7,5 Türk B II 28.10 28.15
.Ergani A - -
Ergani B — — I
Merkez Bank .— —
| Tramvay
, İş bank nama
, Arslan çimento 13.— 13,20
i A. DemîrY.nıüın •■i! —
l
Dr. ZÜHTÜ TEVFİK
Heybeliada Verem Sanatoryomu DAHİLÎ HASTALIKLAR MÜTEHASSISI
İstanbul Cağaloğlu Yereba-tan caddesi Neşe apartıman N. 2 Telefon 20449
faiz ve diğer zararlar ayrıca hükme hacet kalmaksızın me-muriyetimizce alıcıdan tahsil olunur.
Yukarıda gösterilen üç parça gayri menkul 10/11/934 tarihinden Yalova icra memurluğu odasında işbu Hân ve gösterilen arttırma şartnamesi dairesinde satılacağı ilân olunur.
X
2 .
— ZAMAN —
Teşrinievvel 4
===== . , ft^İİMII İktisat isler!
HEA=REİEC=B^® Amerikada Bankacılık
Birleşik Amerikada Federal Reserve bankalar ve bunları İslah projeleri Sistem değiştiriliyor
Romanyada vükelâ buhranı
Acaba M. Tatareskonun istifasında (Bulgar-Yu-goslavya) mukarenetınin tesiri oldu mu ?
Romanyada Tatare.ko kabinesinin istifan bugünlerde beklenilmeyen bir haberdi. Vakıa dünyanın daha mühim hadisat »e »ukuahm takipken aon zamanlarda vakit bulup ta Romanya ahvatile mel8ul olmak pek te hatıra gelmiyordu.
Esasen Müsyü (Tataresko) mevkii iktidara geldikten sonra devamlı bir çalışma ve hiç şüphesiz esaslı bir teskin siyaseti sayesinde Romanya ahvali dâhiliyesinde bir dereceye kadar istikrar ve sükûnet hasıl olmuş gibi görünüyordu. Mösyö (Tataresko), malûm olduğu özere, sabık Başvekil Müsyü (Duka) nın katlinden sonra gayet karışık bir zamanda iktidar mevkiine gelmişti. Romanyanın faşistleri makamında olan mahut (Demir muhafız) lar ittihadı. Romanyada adeta dahilî büyük bir karışıklık ihdas edecek kadar faaliyette bulunmakta idiler. Müsyü (Tataresko) henüz genç ve tecrübesiz bir adam olmasına rağmen ihtiyat ve basiret ile hareket ederek nihayet efkârda az çok bir sükûnet husule getirmeğe muvaffak oldu. Arada bir Fransa Hariciye Nazırı Müsyü (Bartu) Bükreşe geldi. Bir müddet sonra Müsyü (Tataresko) da kendisine Pariste ziyaretini iade etti. Bu suretle Romanyanın genç Başvekili Romanya ahvali dâhiliyesini az çok düzelttiği gibi siyaseti hâriciyesini de bir dereceye kadar takviyeye muvaffak oldu. Binaenaleyh vaziyeti son zamanlarda gayet sağlam görünmekte İdi. Bundan dolayıdır, ki birdenbire istifası hayreti mucip olmaktan hali kalmadı. Maamafih yeni kabineyi teşkile yine kendisi memur edilmesi ve bunda çabuk muvaffak olması bu istifadan maksadın Müsyü (Titülesko) dan ayrılmak olduğunu gösteriyor. Çünkü son haberlere nazaran Müsyü (Titülesko), Hariciye Nazırı sıfatile kabineye girememiştir. Şuhalde istifanın hakikî sebeplerini, Başvekil ile Hariciye Nazırı arasında çıkmış olan bir ihtilâfta aramak l&zımgeliyor. Acaba bu ihtilâfın sebebi nedir ? Bunu şimdiden kestirmek tabii bir hayli güçtür.
Fakat M. (Titülesko) nun kabineden atılması ile Sofya mülâkatı ' sında bir münasebet olduğu da hatıra gelmiyor değil. r-"-Kur( olduğu üzere, M. (Titülesko), Balkan misakının akidne
cn iiy.de taraftar olan bir
| Günde bir Kilap
Lise ikinci devre talebesi için fizik dersleri
Yazan: Hayrı Bey.
Kitapçı Hilmi Bey, mekteplerin açılması münasebetile yeni ders senesi için güzel ve değerli kitaplar bastı. Bunlardan biri, bugün elimize değen “Fizik dersleri,, dir.
Eserin müellifi, kitabın kabına Başvekil İsmet Paşanın çok manalı bir sözünü koyuyor. Paşa, bir milletin ileriye doğru yürümek azminde dayanabileceği noktaları bu vecizesinde adeta icmal etmiş, “ Müsbet ilimleri öğreniniz ve bildiğiniz kadar öğretiniz „ demiştir. Bu, çok doğru bir görüş ve çok doğru bir gösteriştir. Asri hayat ancak müsbet ilimlerle temin olunur. Çünkü hayat bir hakikattir ve hakikat içinde yaşayanların hayal içinde dolaşmaları kadar muzır birşey yoktur. Müsbet ilimler, hayata hayalin hâkim olmasına mani olur ve hakikati hakikat olarak idrak ettirir.
Müellif te, kitabın başına geçirdiği ön sözde fizik derslerinin ne suretle okutulması lâzım geleceğini anlatırken şöyle diyor:
“Fizik dersleri o suretle verilmelidir ki talebe fizik ilminin müşahede ve tecrübelere da-
Basan : Hilmi Kitaphanesi yanarak bulunan ve adetle ifade olunan prensipler ilmi olduğunu öğrenmeli ve sadece hâdiselerin hikâyesi İlmî olduğunu zan etmemelidir. Çünkü büyük bir fizik âliminin dediği gibi adetle ifade edilmemiş bir hâdise anlaşılmış sayılmaz,, Buraya kadar yazdığımız satırlar, şu yeni eserle mektepli ol-mıyanların da alâkalanabilecek-lerini göstermek içindir. Halbuki kitap lise ikinci devre talebesi için yazılmıştır. Müfredat programlarına muvafık olduğu gibi ifade ve resim itibariyle son derece mükemmeldir. Hele kitabın basılışı cidden nefistir. Liseli efendiler, fizik derslerini takibetmekle hem kolay şekilde bilgi temin edecekler, hem de kitaphanelerine kıymetli bir kitap koymuş olacaklardır.
Kitap 212 büyük sahifeden mürekkeptir, içinde her bahsi tamamiyle tenvir ve izah eden birçok resimler, şekiller vardır. Büyük bir ihtimam ile kaleme alınmış, herkesin gözüne çarpacak kadar geniş emeklerle vücuda getirilmiş ve o nisbette de masraflar ve zahmetler ihtiyar
I
“5 Rir kaç aydır Birleşik Ame-ne nın Bankacılık sistemini is-idd(etme^ *^er* düŞÖHÜlmekte, nm ıssa ihtiyat bankaları olan lirkereîral Reserve bankalarına t bir şekil verilmek isten-, redir mesele yakınlarda v»rette kongraya arzedilecektir. ^a^rimet mehafili ile Maliye Mister Morgenthau’n anımı j, kodey siyasetini kont-k-nesinyecek bir tek bankanın tl D*’e taraftardır. Diğer ta-sıı ^“**ıda Istatükoyu muhafaza yani 12 ihtiyat banka-r duğu gibi bırakak lehin-
Üskün*aı' Pek çoktur. Bu fır-cazası o istifade ederek Amerika , ..ıç bankalarının ne suretle ,kudarını anlatmak istedik, gelmekte w
’daresind^n^ 23 birinci
birdenbir 19n tarih|. kanunja sile hatt^Uş^Uı 1914 tarihine kadar çarpıp kjiş Amerikada bankacılık miştir. . teşkilâtsızdı; 30,000 ka-Tranrrecii müessesesi vardı, goz Salib*ın ekserisi hiç bir ehem-hanım yı haiz oIm,yan v« Rünü 7 , î yaşıyan firmalardı. 1000 a 1 ‘ millî bankanın para ih-tah i e)ıek saiâhiyeti vardı. Böy-
Sahte hal ise her gün biraz büyüyen millî iktisat için öamatjj rahatsızlığı mucip olu-Mihran is
cuğu bilea| akçaları merkezileş-kuruşluk niş olduğu gibi kredi Biletçi ;ı da hiç bir elâstikiyye-olduğunu değildi. Çok mühim ye-durdurara varan altın ve gümüş . . p eri zorluklarla karşılaşı-ır*,I? umumî sermayeler fena rak tahki altıncia çalışıyordu.
So£diğimiz tarihte Birleşik f*r ) ,.j .anın toprakları on iki Uskuda S ı rj .
. aya ayrıldı. Her mınta-mahallesı^ir Federal Reserv ban-poBunda lruidu# Bunlar 9 kişilik yaşlarındşare heyeti tarafından camii avolunan hisseli şirketler iken ansız tesis edildi.
....."""""""bankaların sermayesini edilerek bnkalar, sermayeleri bü-men fiatı cn müesseseler ve niha-- emsaline ûmet temin etti- Batiseler iicuda getirilen “Birlik ... iankalarının,, üstünde de Efendilere Vaşingtonda olan “Bir-ita ı tav * bankaları Merkezî Beyi de I teşkil olundu. Merkezî ğöyle nefhyeti Maliye nazırı, nu-bnden dolşmüfettişi ve Cümhur —rafından on sene için oeş azadan mürekkep-kezî idare heyeti ticarî Bugün ît yapmaz Federal ban-iti’ göz altında bulundu-'....mhtelif bankaların hu-
faatlarına karşı umumî j korur.
kânunu ayni zamanda j daki mevduat mesele-
i! e bir düzen verdi.
' .. kabul eden kredi
Qeri vadeli mevduat için vadesizler için yüzde 18 nisbetinde teminat L mecburiyetinde bıra-* Sen? akçe halind 3 ayrılan
bu teminatın Federal Reserv bankalarına yatırılması mecburî idi.
Diğer taraftan her Federal Reserv bankası kendisine böy-lece yatırılan deponun yüzde 35 nisbetini para halinde depo eder.
Banknot ihracı meselesine gelince buvazife merkezî idare heyetine aittir, thraç edilen banknotların karşıtlığı da kısmen atlın kısmende ticarî cüdanlar olup bunlar çıkarılan banknot yekûnlarına müsavidir.
Cüzdanları bu federal bankaya âza olan diğer bankaların tevdi ettikleri iskonto bonoları teşkil eder. Federal bankası kendisine tevdi edilen is-kontolu bonolar mukabilinde bankonot verir.
Son zamanlarda ise Glass Steagal kanunile banknot ihracı meselesine daha fazla müsaadeler verilmiştir. Bu kanunla bankalara altınla karşılayamadıkları banknotları devlet eshamile karşılamak hakkı verildi
Demek ki bankalar ticarî senedat eksikliği karşısında devlet eshamını göstermek suretiyle bankınot ihraç edebiliyorlar.
¥ ¥
Yirmi senedenberi işlemekte olan bu sistem her tarafın memnuniyetini ccelbetmekte idi. Iskonto hâdlerini elverişli bir surette idare eden federal Reserv bankaları 1921 den 1929 tarihine fiyatları istikrarlı tutmağa muvaffak olmuştu.
1929 ile bunu takip eden senelerin buhranında Federal Reserv bankalarına bir kabahat yükletilemez- Bununla beraber şimdi bu bankalara cihan harbinden evvel umumiyetle bankacılığa yapılan tenkitlerin aynı tevcih edilmektedir. Bulunan en büyük kusur ihtiyatların bir tek elde merkecileşti-rilemiyor ki buna da çare olarak merkezî bir bankanın tesisi ileriye sürülmektedir. Bir merkez bankası yaratılmak suretiyle kredi sistemine düzen verebileceği sanılıyor.
Bankalar Cümhurreisi Hoover zamanında yapılan tecrübeyi bir daha tekrarlamak niyetinde değildir. Bunlardan krediyi ancak kuvvetli karşılıklara mukabil tevzi etmek istiyorlar.
Mister Ruzvelt ise kredi bollaşmadıkça işlerin canlana-bileceğine inanmıyor. Bugünkü Federal Reserv bankalarının şekli, istediği gibi para ihraç etmek imkânını kendisine veremiyor. Etrafına Federal sigorta depozitoları kooperasyonunu ve Federal maliye teşkilâtını top-lıyacak olan bir merkez bankası, ticarî ve İktisadî vaziyeti istediği gibi işletebilmek için
Yakacığm ihtiyaçları
Ufak bir gayret Istanbulun bu güzel sayfiyesini çok mamur bir hale getirebilir
Bagün harap bir halde balanan güzel Yakacığın Ayazma meıirecinden bir gör ün öf
Yakacık, İstanbul halkı için tabiatın hazırladığı en güzel sayfiyelerden biridir. Bir zamanlar iki sıra bağları ve üzümleri ile şöhreti dillerde destan olan bu güzel köyün bilhassa havası, suyu ve manzarası emsalsizdir. Bir çok ümitsiz hastaları az zamanda ayaklandıran ve adeta tabiî bir "sanatoryom,, olan Yakacık, ne yazık ki, bugün bakımsızlık yüzünden bir harabe halindedir.
Moloz dolu yolları ve gübre kokusundan geçilmiyen sokak-larile bu güzel memleket parçası, bu halile, gördüğü ihmali ve nankörlüğü adeta yüzümüze haykırıyor.
Yakacığın merbut olduğu Kartal belediyesi maalesef kendisine bakacak halde değildir. Köy halkı da, önlerine düşüp kendilerini gayret ve faaliyete sevkedecek bir teşekkülden mahrum olunca Yakacık bu günkü halden kurtulmamağa mahkûm bulunuyor.
Yakacık dünyanın herhangi bir tarafında, İstanbul gibi büyük bir şehrin yanında bulunsaydı, muhakkak ki bugün şöhreti dillerde gezen bir sayfiye ve sanatoryom şehri olurdu. Zümrüt Yalova bizi nasıl karls-battan kurtarmışsa, Yakacık da, şifa aramak için Türk çenberleri dışında diyar diyar dolaşanları sinesinde toplıyabi-lir. Sıhhat ve iktisat noktasın-
lâzım olan para siyasetini gütmesine müsaade edecektir.
işte bugünlerde Amerikan millî kongerasının karşılaşacağı mühim mesele budur.
Mevcut bankacılık sistemini sıkı bir merkeze bağlamak için bir merkez bankası teşkili.. Malûm olduğu üzere Amerikada para ihracı meselesi doğrudan doğruya Devletin kontrolü altında değildir. Merkezî bir banka ihdası suretile bu hak Amerikada, bundan sonra bankonot ihracını doğrudan doğruya Devletin işini haline koyacaktır. Paranın şimdiki gibi boyuna temevvüç etmesini ve istikrarlı olmasını isteyenler bu değişiklikten çekiniyorlar.
dan memlekete çok büyük kazançlar temin edebilecek olan bu neticeye erişmek, nihayet okadar büyük fedakârlıklar ihtiyarını icap ettirecek bir iş de değildir.
Kartal kaymakamlığının bir az harekete gelerek, yol parası veremiyen mükellef amele çalıştırmak suretiyle köy yollarını buraya yakışır bir halde yaptırıp tamir ettirmesi, sokaklardaki molozları kaldırtması, yol kenarlarına dikilen ağaçların muhafaza ve sulanması için ihtiyar heyetinin nezaretinde bekçi teşkilâtı yapılması ve nihayet buranın imarı için Yakacıklılardan mürekkep daimî bir komite teşkili, köy için bir plân ve harita yaptırılarak muntazam bir program dahilinde çalışılması paradan ziyade gayret ve faaliyet isteyen işlerdendir. Böyle bir başlangıçtan sonra, burada yazlık otel ve pansiyonlar yapılması ve Devlet Demiryolları idaresinin de yardımının temini hiçte güç değildir. Esasen bu başlangıçtan sonra, gösterilecek ufak kolaylıklar sayesinde halkın rağbeti temin edilir ve kendilğinden güzel binalar, dükkânlar ve gazinolar kurulur. Bu suretle Yakacık fstan-bulun temiz ve güzel bir sayfiyesi haline geldikten sonra Ayaspaşa sırtlarım muhteşem apartmanlarla süsleyen doktorlarımızdan, hatta birkaçının , burada sana-toryomlar yaptırmayı kârlı bul-mıyacaklarını kim temin edebilir ?
Büyük şöhreti olan Yakacık bağlarının ihyası için numune bağları ve meyva bahçeleri tesisi, Kartaldan Yakacığa budar hatlı tramvay inşası gibi şeyler de zamanla birer birer tahakkuk edebilecek işlerdendir.
Bütün mesele, Halkevlerinin teşebbüs ve delâletleri sayesinde, bilhassa Garbî Anadolu köylerini ümrana eriştiren alâka, gayret ve faaliyetin hava, manzara ve su itibariyle memleketin sayılı ve müstesna köşelerinden biri olan Yakacıktan esirgenmemesidir.
*
Millî Roman
j Kâmran hiç te neş’eli değildi, omuzuna yükletilen yükü çok ağır bularak yüzünü ekşitiyordu. Gerçi ’kız kardeşine, bir apartman sahibi olduktan sonra, belki iki düzine (delikanlı prezante etmişti. Lâkin (emir ve para alarak böyle bir delâlette henüz bulunmuş değildi, jriele bu işi hayvan kılıklı bir gen-jıt.t karşı yapmak mecburiyetinde HİKllışı cidden sinirine dokunuyordu. İMe çare ki kurtuluş yoktu, Naciye
Tefrika No: 30 hanı mı gücendirmek işine gelmiyordu, ücreti de peşin aldığı için ister istemez delâlet vazifesini görecekti.
Kâmran, üzüntü veren şu ıztı-rarı nasıl atlatacağını düşünüp dururken ressamın İnciden bahsetmesi ve kendisini kız kardeşinden erkeklere haber götürüp getiren adam yerine koyması, yahut ara sıra öyle yaptığını bilir gibi görünmesi büsbütün canını sıktı, ters bir cevap verdi:
— Ne müı
Hemşiremin l)- BSyle bir h*1. Müsyü alâkası yok »n Pek ziyade riayet el-■iz de ÖJrenırne ve adabl muaşerete zengindir vey‘i'a*ir « »damcagiz nasebet te.is uddetinden elinde tut-Ressam he baİ““ yere düşürdü muamelede l)e sert bir şada ile de-mütehaınmil sonra ağızlarıığiyinhken yanıma kim-beliren hayva1 Sizi de ancak bundan — Afeders «onra aşağıda otelin sandım. Olabi(®bul edebilirim, nımefendi] re’0 «oluk soluğa idi. Ga-isterler, arzula*r halde olup vucüdü nızla tebliğ ed1 zıngır titremekte idi.
Kâmran, v.( aldıktan sonra dedi, cin yanında k mele için iyi b* benim yarım saat beklendin sözleriptim yoktur. Derdimi si-Onu Naciyenin^îatnıak mecburiyetin-fakat minnettarın do behemehal bana de büyük gösteînlz lâzımdır.
ile birden ne^’kardo) yardım sözünü bir tekerleme ss“ ,e ben) de istenilmesi — Hayır Bü'lan [yardımlardan biri, yanlış. Hemşirern‘leceÖini zannetti. Fa-mıyan ressamla.durduİu aynayı bırakıp maz. öyle bir a^®m*0 i*1 yüzüne bakınca uladı.
Filhakika delikanlının yüzünde okadar dehşet ve iztirap alâmetleri var idi, ki Müsyü ( Rikardo ), me-rasimperverliği ve adabı muaşereti unutarak merakla sordu :
— Ne oldununuz, sizi buraya sevkeden nedir, benden ne yardımı istiyorsunuz?
— Gayet müthiş bir vaka oldu.
Vertemil bunu söyleyerek elinde tuttuğu bir gazeteyi Müsyü (Rikardo )-ya uzattı ve:
— Bunu okuyunuz I
Cevabını verdi.
Bu, o sabah çıkan bir gazete idi. ilk sahifesinde kalın hurufla şu satırlar yazılı idi:
“Bu gece, şehir haricinde (Bur-je) gölüne giden yol üzerinde kâin (Pembe kÖşk)te müthiş bir cinayet işlenmiştir. Birkaç senedenberi yaz mevsimini bu köşkte geçirmekte bulunan, elli yaşlarında ve çok zengin bir kadın olan Madam Kami 1 Dovre salonunun döşemesi üzerinde boğularak katledilmiş olduğu halde bulunmuştur. Üstkatta bir odada, Madanım huşu-
9Î hizmetçisi (Elen Vokiye) namındaki kadın da elleri arkasına bağlanmış ve Kloruform ile bayılmış olarak yatağının üzerinde görülmüştür.
Gazetemizi makineye verdiğimiz sırada hizmetçi Matmazel “Vokiye,, henüz kendine gelmemiş idi, fakat kaldırılmış olduğu has-tahanenin tabibi doktor (Peynen), kendisinin bu sabah ayılacağını ve zabıtaya malûmat verebilecek kadar kendine gelebileceğini temin etmektedir. Zabıta bu müthiş cinayet hakkında henüz tafsilât vermemekte ise de bazı mühim noktalara şimdiden tesbit adilmiş nazariyle bakılabilir. Evvelemirde cinayetin gece yarısı vukubulduğu anlaşılmıştır. Cinayeti polis memurlarından (Perişe) keşfetmiştir, ki b.ı memurun bu hususta göster-d.ği dirayet ve zekâ şayanı takdirdir. Gerek kapıların, gerek pencerelerin dışarıdan zorlanıp açıldığına dair bir alâmet görülemediği cihetle katilin içeriden knpı açılarak eve alındığı zannolunmakta-
dır. Madam Dovre nin hususî Loto( mobili ortadan gaip olduğu gibi yaşlı kadına rekafat arkadaşlığı etmekte olan genç İngiliz kızı da meydanda yoktur. Bu cinayetin sebebi aşikâr turette anlaşılmaktadır.
Madam (Dovre) bütün (Eks) şehrinde mücevheratının güzelliği ve çoğluğu ile maruftu. Kendisinin maatteessüf bu mücevheratı takarak gösteriş yapmak gibi bir âdeti de vardı, ilk yapılan tahkikattan Madam '‘Dovre,, nin odaları karma karışık edilerek her tarafın araştırıldığı ve bütün mücevherlerin çalındığı tebeyyün etmiştir. Madama refakat eden genç İngiliz kızının eşkâlini, zabıtanın gayet mufassal surette her tarafa bildireceği ve hattâ kendisini görüp haber verene bir de mükâfat vadedileceğl söylenmektedir. Bu tedabir sayesinde katilin ve şerikinin çabuk elde edileceğini ve surette şehrimiz halkının böyle menfur bir cinayetle hiçbir alâkası olmadığının meydana çıkacağını ümit ederiz,,.
Devamı var
Teşrinievvel 4
—ZAMAN
1
İsveçli misafirler
Birinci sahifeden devam mekteplilerle kalabalık bir halk kütlesi Veliaht ve Prensesler bazeratını sürekli alkışlarla kar. filamışlar ve bir süvari kıtası selâm durmuştur.
Misafirler “Ankara palas» otelinde
Muhterem misafirler ikamet edecekleri Ankarapalas oteline giderlerken birinci otomobilde Gazi ve Veliaht Hazretleri, ikinci otomocilde Veliaht Hazretlerinin zevceleri Prenses Lu-iz ve Hariciye Vekili Tevfik Rüştü bey, üçüncü otomobilde de Veliaht Hazretlerinin kerimeleri Prenses fngrit ve muhabere müfettişi Hüsnü Riza Paşa yer almışlardır.
Reisicümhur Hazretleri büyük konuklarını otele götürdükten sonra Çankayaya avdet buyurmuşlardır.
Veliaht hazretlerinin iadei ziyareti
Ankara 3 (A. A.) — Reisicümhur Hazretlerinin konukıı olarak bu sabahtanberi şehrimizde bulunmakta olan İsveç veliahti prens Güstav Adolf hazretleri öğleden evvel Çankaya köşküne giderek Gazi Hazretlerine iadei ziyarette bulunmuşlardır.
Reisicümhur ve Veliaht Hazretlerinin bu telâkilerinde Hariciye Vekili Tevfik Rüştü beyle İsveç orta elçisi de hazır bulunmuşlardır. Veliaht hazret-tleri- Çankaya köşküne geliş ve gidişlerinde bir ihtiram kıtası tarafından selamlanmış ve muzika İsveç ve Türk millî marşını çalmıştır.
Veliaht Hazretlerini ziyaretler
Çankaya köşkünden Ankara palasa dönen Prens Güstav Hazretleri birbirini müteakip B. M. Meclisi Reisi Kâzım, Başvekil İsmet Paşalar Hazeratımn ve Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyin ziyaretlerini kabul buyurmuşlardır.
Prenses “Luiz„ hazretlerinin ziyaretleri
Ankara 3 (A. A.)—İsveç Ve-liahtı hazretlerinin refikaları Prenses Luiz hazretleri bugün Öğle vakti Ankarapalas otelinde B. M. Meclisi reisi Kâzım, Başvekil İsmet Paşalar hazera-tının ve Hariciye vekili Tevfik Rüştü beyefendinin refikaları hanımefendilerin ziyaretlerini kabul etmişlerdir.
Misafirler şerefine ziyafet ve müzeleri ziyaret
Ankara 3 (A. A.) — Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey bugün saat 14 te İsveç Veliahti Hazretleriyle Prensesler Hazratı şerefine Anadolu klübünde hususî bir öğle yemeği vermiştir. Yemekte Veliaht Hazretleriyle Prensesler Hazeratı, maiyetleri, Tevfik Rüştü Bey ve Refikaları Hanımefendi,HaricIyeVe-kâleti Umumî kâtibi Numan Rifat Bey, İsveç Orta Elçisi ve Refikaları ve Veliaht Hazretlerinin mihmandarları hazır bulunmuşlardır.
Yemeği müteakip Veliaht Hazretleriyle Prensesler hazeratı beraberlerinde maiyetleri, mihmandarları ve teşrifatçıları olduğu halde Etnografya müzesini, Hacı bay ramdaki değerli Eti kabartmalarını içine alan eski eserler deposunu ziyaret etmişlerdir. Veliaht Hazretleri Aoadolunun eski tarihini ve ve bilhassa Eti devri ve yakın Türk devri tezyinî]sanayiQeserleriyle pek çok alâkadar olmuşlardır. Veliaht Hazretlerine Maarif Vekâleti Müzeler Müdürü tarafından izahat verilmiştir.
Veliaht Hazretleri bundan sonra Sıhhat Ensiitüsûnü gezmişlerdir.
Ölçler müdürü geldi
İktisat vekâleti ölçüler ve ayarlar umum müdürü Bekir Sıtkı bey dün şehrimize gelerek İstanbul ölçüler baş müfettişliğinde tetkikatta bulunmuştur. Bekir Sıtkı bey birkaç gün şehrimizde kalacaktır.
Bulgarlar Istanbulu da istiyorlarmış!
Birinci sahifeden devam
Bulgar milletine neyi hatırlatmaktadır?
Tertemiz Bulgar ülkeleri olan ve Bulgarlarla meskûn bulunan Trakya, Makedonya, Miziya, Bese-rabya ve Moravanın millî .ruharî merkezi bulunan Istanbulu hatırlatmaktadır. Miziya müstesna olmak üzere, şimdi bütün bu sevimli ve kıymetli Bulgar bucaklarının millî kiliseden, millî mektepten, milli Örf ve adetlerden ve istiklâl ve hürriyet için derin bir hasret duyarak esir yaşayan Bulgar diyarlarını ve bir zamanlar bu diyarlardan seçilen murahhasların Istanbulda teşkil eyledikleri Bulgar ekzarhlığırr hatırlatıyor..
O ekzarhlık, ki bu sevimli Bul gar{diyarlarını kendi himayekâr kanatları altına almış bulunuyordu.. Hayır! Bunlardan bazıları ve meselâ Trakya ve Mekedonya, kend. milletlerinin elemini, topraklarım süren, işliyen ve güzelleştiren halkının ayrılık iztıraplarını hâlâ yaşamaktadır.. Ve bahusus ihtiyar “Antim,, i doğuran ve emziren Trakya, bugün |hepsinden ziyade acıklıdır.. [Antim adındaki ilk Bulgar ekzarhı Kırklarelinde doğmuştur - ZAMAM]
İstanbul bütün bu diyarların merkezi sıfatıyle bütün Bulgar milletinin yolunu aydınlatan bir meşaleydi. Trakyadan Bulgarları kovanlar, bir darbede onu tündürmüş oldular.
Çünkü; bu yerlerde yaşıyaD Bulgar halkı bılâ vasıta bütün Bulgarların ruhlarında titriyen o mukaddes ekzarhlık kandiline yağ akıtıyorlardı. Fakat bu, Bulgar milletinin şeref ve namus hakkıdır. Binaenaleyh tekrar dirilmesi ve ruhlarda titremeler busule getırimesi lâzımdır.
Demek oluyor ki Vidinde tes’it edilen yortular bize :
1 — Şanlı Bulgar mazisini
2 — Çirkin olan bugünkü Bulgar halini
3 — Ve.. Bulgar münevverinin, Bulgar milletinin vazifesini hatırlatmaktadırlar. Bu vazife nedir?
Müdrik ve şuurlu olarak ve mütemadiyen Bulgar milletinin haklarını istemek için bağırmak.. Evvelâ bu hakka bundan 62 sene evvelki vaziyeti yaratabilmek için İstanbul ve Trakyadan başlamak..
İşte Bulgar hükümeti ve Bulgar milleti İçin nazardan dur tutulmaması icap eden büyük ve mukaddes bir ideal. Bu ideale varmak için kültür ve irfan yollarından yürümek lâzımdır.Çünkü yurdumu-
Katmerli bir esrarkeş
Esrar içmekten suçlu Mehmedin muhakemesine dün sekizinci ihtisas mahkemesinde devam edilmiştir. Mehmedin es-rari iptila derecesinde kullandığı evvelce sabit olmuş ve esasen kendisi bu yüzden müker-reren mahkûm edilmiş ve son defada £15 gün evvel 9 ncu ihtisas mahkemesinde yine bu suçtan mahkûm olmuştur.
9 ncu İhtisas mahkemesi Mehmedin (6) ay hapishane has-tahanesinde mevkufen tedavisine karar vermişti. Mehmet henüz yatmadan yeni bir esrar içmek cürmünden sekizinci ihtisas mahkemesine verilmiştir. Dünkü celsede 15 gün evvel Mehmedin mahkûmiyetine karar verildiğini ve esasen kendisinin iptila derecesinde esrarkeş olduğu sabit olduğundan yeniden karar ittihazına mahal olmadığına karar verilmiştir.
Bayat çörekler
Bazı yerlerde pasta, çörek ve emsali maddelerin fena yağlarla yapıldığı ve bunların çok bayatlamış olmalarına rağmen halka satıldıkları vaki şikâyetlerden anlaşılmıştır.
Halbuki bu gibi maddeleri en ziyade çocuklar yemekte olduğundan sıhhate muzır olan bu halin önüne geçilmesi Belediye şubelerine tamim edilmiştir.
zu ganimet gibi gasbetmiş olan komşularımız , politika yollarından pek ziyade korkuyorlar... Milletimiz kendi adı, tarihi, dili ve ki lisesi İt yaşamak iatiyor. Bu ise, bundan 62 sene evvel elde edilen bir hak ve tahakkuk eden bir emeldi. Çünkü; o zaman bir Sultan fermanile bizim bu hakkımız tanınmıştı. Bulgar kilisesinin hakkı.. Ve, İstanbul merkez olmak üzere orada bir Bulgar ekzarahhğı kurulmuştu..
Selânik ve Makedonya gibi ilk ışıkların parladığı yerler olmadığı takdirde bari bundan 62 sene evvel Bulgar ihtiyaçlarına yeni aydınlıklar tutan İstanbul olmalıdır.
Bulgar harsının kuvveti namına sesini yükseltecek Bulgar yok mudur? Istanbuldan Bulgarların kovulmasını durduracak ve Trakya-daki sevimli yurtlarına avdetlerini temin eyliyecek bir Bulgar hükümeti mevcut değil midir ?
Trakyalılar beyhude yere bütün Trakyahların mutlak surette yerlerine dönmeleri tezini kafi ve açık bir lisanla müdafaa etmiyorlar. Onlar, böylelikle bütün Bulgar milletini istanbuldaki mukaddes yere bağlamak istiyorlar.
Bulgarların istanbulla, İstanbuldaki ekzarahlıkla münasebet temin etmeleri için geçilecek biricik mukaddes yol, Trakyadır. Bugünkü siyasî mesailin bütün mevzuatını bilen ve anltyan hür ve esir bütün Bulgarlar için İstanbul ve Trakya, bir ideal olmalıdır.
Bulgar içtimaiyatçılariyle Bulgar siyasiyunu Türklerin Trakyayı Bulgarlardan temizledikten sonra Istanbuldan da bunları nasıl kolaylıklarla kovduklarını görmüyorlar mı ?..
Trakya ve İstanbul meselesi bütün Bulgar milletinin meselesidir. Orası dört tarafa yayılan Bulgar milletinin kilise ve kültür birliği hayatındaki müsellesin bir köşesini teşkil eden taş olmalıdır. Bu hususta salâhiyetle söz söylemek hakkı esir yurtlarımızdan kovulan mülteci kardeşlerimizin mensup bulundukları teşkilâtlarındır.
Onların da her şeyden avvel yukarıda tebarüz J ettirmeğe çalıştı-mız Bulgarlık idealini, Trakya ve tstanbulun ehemmiyetini kabul ederek bu ideal üzerinde yürümeleri lâzımdır.
Bulgar Otes Paisiy cemiyeti, naşiri efkârı olan mecmuanın her sayısında bu idealden behsetmeli ve Bulgar hükümeti bu vaziyet kar şısmda düşünmelidir.,,
Maarif Vekâletinin tebliği
Ankara 2 (A. A.) — Maarif vekâletinden : Bazı gazetelerde imtihan meselesi hakkında doğru olmıyan havadisler neşredilmektedir.
1 — Ortamektep ve lise mezuniyet imtihanlarında muvaffak olmıyan talebenin imtihan evrakı yeniden ve baştan tetkik edilecektir deniliyor. Vekâletçe böyle bir haber verilmiş değildir. Ancak şikâyet mevzuu olan evrak yine mektep muallimleri tarafından tetkik edilerek mütalâaları vekâlete bildirilmesi emredilmiştir.
2— Bakaloryaya tabi olmı-yan 6, 7, 9 ve 10 ncu sınıflarda dönen talebeden bir dersten ipka kalanların yeniden imtihana şevkleri için verilmiş hiç bir karar yoktur.
3— Ortamekteplerin ve liselerin son sınıflarında yalnız bir dersten sınıfta kalan talebe bulundukları tahsil müesse-selerine ahnmıyacaklardır. Bu kararların dışında neşredilen havadisler doğru değildir.
Maarif Vekâletinin bilgiye vermekte olduğu değeri görülmüştür. Bunlardan herhangi bir şekilde yapılacak inhiraflar bu gayeden uzaklaşmayı icap ettirdiği cihetle talimata uygun olarak verilen hiçbir emir de-ğiştirilmiyecektir.
Şayanı dikkat bir istifa
7 inci saihfeden devam Bükreş 3 (A.A.) — Rador ajansı yeni Roma kabinesinin resmt listesini neşretmektedir. M. Titülesko-nun ismi bu listede yoktur.
Yeni kabinenin listesi
Bükreş 3 (A. A.)— Rador ajansı bildiriyor:
Tataresko kabinesi şu saretle teşekkül etmiştir:
Başvekil ve teslihat nazırı ve Hariciye Nazırı M. Tataresko, Dahiliye: M, încules, Adliye: M. Vik-tor Antonesko, Maliye: M. Viktor Slavesko, Millî Müdafaa: Ceneral Pol Angelesko, Ziraat, M. Sasu, Münakalat: M. Frana Soviçi, Mezahip: M. Lapedatu, Maarif: Doktor An-celesko, Mesai. M. Niştor, nazırlar heyetine memur M. Yamandi ve M. Valer.
Dahiliye: M. Öjen Titianu ve M. îyuka, Ziraat: M. Kansikof ve M. Negura, Mesaî: M. Valerroman, Hava: M. Arimesko, Maliye: M. Kostantlnesko, Ticaret: Profesör Leon. Sanayi ve tearet nezaretine şimdi hariçte bulunan M. Manules-ko Strunka tayin edilecektir.Onun muvasa atına kadar vekâlet Maliye Nazırı tarafından deruhte edilmiştir.
Siyasî vaziyet vahim
Bükreş 3 (A. A.)— ikinci Tataresko kabinesi hakkında Romen efkârı umumiyesı çok mütehaliftir. Bazıları, bunu, öncekinden daha mütecanis bulmakta ve yaşıyacağı-nı ümit etmektedirler.
Bir kısım kimseler de hiçbir şeyin halledilmediği ve siyasî vaziyetin simdi eskisinden daha vahim olduğu fikrindedirler.
Lâkin, herkes için asıl mesele M. Titüleskonun ileride yeni kabinede bulunup bulunmayacağıdır.
"TitOlesko,, kabineye girecek mi ?
"Dimineaça,, gazetesi, resmen vaki olan istihbaratına müsteniden, M. Titüleskonun sonunda kabul edeceğini ve gelecek hafta başında Bükreşe döndüğü vakit kendisinin kabineye iştiraki şeklinin görüşüleceğini yazıyor.
Bu gazete, ayni [zamanda, Başvekilin, hususî bir mahfelde vaki olan beyanatını da kaydetmektetir Başvekil, M. Titülesko’nun vaziyeti hakkında sorulan bir suale cevaben demiştir ki :
“ — Kendisiyle anlaşacağız. O-nun bana edecek bazı sitemleri olduğunu biliyorum. Ben de ona içim-dekileri söyliyeceğim. Eminim ki anlaşacağız.,,
Diğer bir rivayete göre, Başvekil şöyle demiştir:
M. Titüfesko, prensip itiba-rile kabul ettiğini, fakat kabulünün bazı şartlara bağlı olduğunu, bana telgrafla bildirdi. Ben de kendisine aynı cevabı verdim. Görüşeceğiz, konuşacağız ve anlaşacağız.» Yine haber veridiğine göre, M. Titülesko, ancak, “müteveffa Başvekil Duka ile birlikte çizilmiş olan haricî siyaset prokramı esası üzerinde kabineye| iştirak edebileceğini bildirmiştir.
“Universul,, gazetesi, M. Titules-ko dahil olmadığı takdirde, kabinenin bekası hakkında çok betbin bulunmaktadır.
Velayet hakkı ve çıplaklık
Çıplaklar Cemiyetinden Do-kidis Efendi, zevcesi Madam Sultana aleyhine bir dava açmış ve çocuklarının kendisine teslimini istemişti.
Üçüncü hukuk mahkemesinin bu talebi reddetiğini yazmıştık. Şimdi Madam Sultana da, aynı mahkemeye müracaat ederek, kocasının, çocukları üzerindeki Velâyet hakkının nezedilmesi talebinde bulunmuştur.
Bu davaya yakında aynı mahkemede bakılacakatır.
Bulgar vapurlarında soğuk hava tesisatı
Bulgaristan deniz yolları şirketi gıda maddelerinin bozulmadan ihracını temin için vapurlarında soğuk hava tesisatı yapmağa karar verdiği gibi Amsterdam, Roterdam, Anvers ve Hamburg limanlarına da beş vapurunu tahsis etmiştir.
Yalova icra Memurluğundan: Açık arttırma ile paraya ya çevrilecek olan bir bap hane ve bir dükkân ve bir arsanın aşağıda mevki ve müştemilâtiyle hudutları gösterilmiştir.
1 — Binanın bodurum katı üç oda bir mutbak bir sofa, orta kat üç oda bir sofa bir helâ, üst kat yani tavan arası iki oda bir koridor olup avrupa kiremidiyle örtülü üstl kısmen kârgir kısmen tuğla ile inşa edilmiş elektrik tesisatını havi asfalt cadde üzerinde denize nazır (54) No. Muhammen kıymeti (6000) lira.
Hududu: Süleyman bey mahallesinde iki yüz arşın murab-baında sağı Salim bey oğlu Cemil solu Zehra hanım arkası sahibi senet önü yol.
2— Bir kattan ibaret tuğladan yapılmış ve üstü kalva-nize saçla örtülü (4) numaralı dükkân.
Hududu: Rüstem paşa mahallesinde iki yüz altmış yedi arşın murabbaında sağı Halil efendi solu Hapisane arkası murat ağa önü yol. Muhammen kıymeti (1500) lira.
3— Deniz kenarında arsa. Hududu: Yalı mahallesinde şarkı Haşan reis garbı Çakır Ahmet şimali yol cenubi Azime. Muhammen kıymeti (300) lira.
Arttırmanın yapılacağı yer: Yalova icra dâiresi 10/11/934 Cumartesi saat 14-16 birinci arttırma yapılacaktır. Şartnamenin açık olduğu tarih 30/10/ 934 Salı günü olup fazla malûmat almak isteyenlerin 934/32 No. re ile memuriyetimize müracaat etmeleri.
Arttırmaya iştirak için yukarıda yazılı kıymetin yüzde yedi buçuğu nİ8betinde pey veya millî bir bankanın teminat mektubu tevdi edilecektir.
İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların ve irtifak hakkı sahiplerinin gayri menkul üzerinde ki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını işbu ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müspiteleriyle birlikte memuriyetimize bildirmeleri icabeder, aksi halde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça satış bedellerinin paylaşmasından hariç kalırlar.
Göterilen günde arttırmaya iştirak edenler artttırma şartnamesini okumuş ve lüzumlu malûmat almış ve bunları tamamen kabul etmiş ad ve itibar olunurlar.
Tayin edilen zamanda gayrimenkul üç defa bağırıldıktan sonra en çok arttırana ihale edilir. Ancak arttırma bedeli muhammen kıymetin yüzde yetmiş beşini bulmaz veya satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklılar bulunup ta bedel bunların o gayri menkul ile temin edilmiş alacaklarının mecmuundan fazlaya çıkmazsa en çok artbraınn taahhüdü baki kalmak üzere arttırma onbeş gun daha temdit yani 25 - 11 - 934 pazar günü aynı saatte yapılacak arttırmada, bedeli sattş isteyenin alacağına rüçhani olan diğer alacaklıların o gayri menkul ile temin edilmiş alacakları mecmuundan fazlaya çıkmak şartiyle, en çok arttırana ihale edilir. Böyle bir bedel elde edilmezse ihale yapılmaz. Ve satış talebi düşer.
Gayri menkul kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse ihale kararı fesh-olu narak kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kimse arzetmiş olduğu bedelle almağa razı olursa ona razı olmaz veya bulunmazsa hemen on beş gün müddetle arttırmı-ya çıkarılıp en çok arttırana ihale edilir. İki ihale arasındaki fark ve geçen günler için yüzde beşten hesap olunacak
İVAPURCULÜKİ
1TÜRK ANONİM ŞİRKETİ İstanbul Acentalığı Liman han, Telefon: 22925
; İzmir ve Mersin SÜR’AT YOLU İNÖNÜ vapuru
4 Teşrinievvel Perşembe günü saat 11 de Sirkeci rıhtımından kalkarak doğru İzmir, Antalya, Alanya, Anamur Mersin ve Pa-yasa gidecek. Dönüşte bunlara ilâveten Taşucu Çanakkale ve Geliboluya ağrıyacaktır.
Trabzon yolu Tan Vapuru
7 Teşrinievvel Pazar günü saat 20 de Galata rıhtımından kalkacak. Gidişte Zonguldak, İnebolu, Ayancık Samsun, Onye, Ordu, Giresun, Tirebolu, Görele, Trabzon ve Ri-zeye. Dönüşte bunlara ilâveten Of ve Sürmeneye uğrayacaktır.
İmroz yolu
Her Perşembe günü Tophane rıhtımından saat 18 de bir vapur kalkar. Gidiş ve dönüşte Gelibolu, Lapseki, Çanakkale iskelelerine uğrar.
Mudanya yolu
Cumartesi gününden maada her gün saat 9,30 da Mudanya yoluna Tophane rıhtımından bir vapur kalkar.
Bir davet
Eminönü Askerlik şubesi reisliğinden :
Şehit Tayyareci Mürevva efendinin varislerinden bir şahsın acilen şubemize müracaatı ilân olunur.
İstanbul Eoısası kapanış
fiatleri 3-10-1934
ÇEKLER
Açılış Kapanış
Londra 616J 615
Ne v-York 0,7998 0,8002
Paris 12,06 12,06
! Milano 9.2740 9,2875
Brüksel 3,4062 3,4063
Atina 83,695 —
Cenevre 2,4362 2,3464
; Sofya 66,050 —
Amsterdam 1,1722 1,17
Prag 19,035
Stokholm 3,146 —
Viyana 4,2660 —
Madrit 5,8190 5,8196
! Berlin 1,9718 1,9745
1 Varşova 4,1945 —
Budapeşte 3,9816 —
Bükreş 79,47 —
Belgrat 34,7975 —
Yokohama 2,747 —
Moskova 1082,75
Tahvil ve Senetler
Açılış Kapanı;
0/0 5 faizli 1933 lkranüyeli (Erga i)
Jo/0 7,5 faizli TGrk - 29,50
borcu tahvili 1
Anadolu D.yolu II
)1 » 1,1
0/0 7,5 Türk B II 28.10 28.15
Ergani A -
Ergani B —
Merkez Bank Tramvay —
İş bank namı
Arslan çimento 13.- 13,20
)A. DemîrY.müu «••il
Dr. ZÜHTÜ TEVFİK Heybeliada Verem Sanatoryomu DAHİLİ HASTALIKLAR MÜTEHASSISI
İstanbul Cağaloğlu Yereba-tan caddesi Neşe apartıman N. 2 Telefon 20449
faiz ve diğer zararlar ayrıca hükme hacet kalmaksızın me-muriyetimizce alıcıdan tahsil olunur.
Yukarıda gösterilen üç parça gayri menkul 10/11/934 tarihinden Yalova icra memurluğu odasında işbu ilân ve gösterilen arttırma şartnamesi dairesinde satılacağı ilân olunur.
—ZAMAN—
8
Teşrinievvel 4
Meselesi Halledildi
Sütü
Sütü
Sütü
Sütü
Sütü
W
3000 Metreden yüksek yaylaların binbir çiçekleriyle beslenen İNEKLERİNİN SÜTÜDÜR.
Son sistem makinelerde el değmeden hazırlanan en sıhhî İNEK SÜTÜDÜR.
Ekşime bozulma tehlikesi olmadan istediğiniz zaman kullanacağınız Halis İNEK SÜTÜDÜR.
içme sütü, Muhallebi ve sütlaç gibi tatlıları yapacağınız en temiz İNEK SÜTÜDÜR.
Dünyanın en iyi sütü olduğuna dair son Izmir Panayırından ve Almanyanın Beynelmilel Eksperler hey’etinden fevkalâde takdirnameler kazanan saf İNEK SÜTÜDÜR
sütünü bakkalınızdan isteyiniz;
" İSTANBUL; Taşçılar 17 No. Telefon 23771
ANKARA: Hacı Edhem Zade İbrahim ve mahtumu _ __ İZMİR: Şekerci Ali Galip Ticarethanesi
Kars
Umumî satış yerleri:
“Kars süt fabrikası
n
1
HAŞAN Pirinç ve yulaf özü çocukların hayatî gıdasıdır
Pirinç, Mercimek, Bezelye, Patates, ( Arorot) irmik, Mısır ( Kornflaor ) Nişasta, Çavdar, Arpa, Fasulya özü unları
Dünyada mevcut bütün çocuk gıdalarının en tabiisi, en mükemmelidir. Vitamini ve kalorisi bol ve yüksek olan bu özlü unlarla çocuklar çabuk neşvünüma bulurlar. Çabuk büyürler, kanlı canlı olurlar. Haşan markasına dikkat. Taklitlerinden sakınınız. Her nevinin kutusu 25, büyük 40, Haşan yulaf özü 35 - büyük 60 ku uştur. Haşan deposu : İstanbul ve Beyoğlu — Toptancılara tenzilât
Bir mühendis aranıyor
Ereğli - Zonguldak vasatında Kireçlik mevkiinde Kireçlik kömür madenleri mühendisliğini ifa etmek üzere mektep mezunlarından bir Türk mühendisine ihtiyaç vardır. Şeraitini anlamak üzere arzu edenlerin îstanbulda Yağ iskelesinde BASMACI ZADELER TİCARETHANESİNE müracaatlar..
İstanbul Ziraat bankası Gayrimubadil ler Emvali Satış Komisyonundan:
İstanbul Dördüncü İcra memurluğundan:
Galatada Balık pazarında 32 numaralı dükkânda mukim iken halen ikametgâhı meçhul olan İbrahim Ömer beye
Basmacı zade İzzet Ferit ve Mazhar beylerin zimmetinizde alacağı olan beşyüz liranın temini istifası için 7-1-934 tarihli bir kıt'a bononun ödenmesi için mağazanıza gönderilen ödeme emrine mübaşirinin vermiş olduğu meşruhatta ikametgâ-
hınızın da meçhul olduğu bildirilmiş olmakla bu bapta borcunuzu tesviye veyahut itirazınızı dermeyen eylemek üzere 20 gün zarfında dairemize müracaat eylemeniz luzumu ödeme emri makamına kaim olmak üzere ilânen tebliğ olunur.3-10-934
imtiyaz sahibi: Ali
Umumî neşriyatı idare eden yazı isleri müdürü : C. Hikmet
Matbaai Ebüzziya
Sıra Semti Mahallesi Sokağı C nsi Hissesi Emlâk Hisseye göre mu-
No. su 1340 Fener Tevkii Cafer Murat Molla tekkesi Hane Tamamı No. su 26 hammen kıymeti 1920 T. L.
1343 Kasımpaşa Hacı Ahmet Bezci Arsa metresi 95 1/4 41 57
1344 Beyoğlu Kamerhatun Papas köprüsü ve Dere Ahşap hane ve dükkân 2/3 36-7 1438
1345 Beyoğbı çıkmazı. Margarit Kâgir hane 26/180 20 2500
1349 n Şebek Kâgir harap hane Tamamı 8 4920
1350 Hüseyin ağa Valde çeşmesi Taksim Arsa metresi 85,50 131 3846
1351 Emincami İlar „ 178,45 ,, 15 3570
1356 ,, Hüseyinağa D.varcı Ahşap hane 1/2 102 625
1357 Tarabya Tarabya Dereiçi 1/4 81-83 200
Yukarıda evsafı yazılı gayrimenkuller 27-9-934 tarihindeki satışında müşteri bulunamadığından satışları aynı şartlarla bir hatta müddetle uzatılmıştır. İhaleleri 4-10-934 Perşembe günü saat on dörttedir. Şartname bankamız kapısına asılmıştır. Taliplerin Galatada Gümrük sokağında eski Kredi Liyone Bankacına mür inatları lâzımdır. “6?39,,
İstanbul Ziraat bankası Gayrimübadil-ler Emvali Satış Komisyonundan:
Sıra Ssmti Mahallesi Sokağı Emlâk Hissiye göre mu-
No. sı Cinsi Hissesi No. sı hammen kıymeti
1416 Beyoğlu Feriköy Kurtuluş Cad. Arsa metresi 99 Tamamı 115 Mü. 4455 T. L.
1417 „ 194 115 Mü. 8730 „
1418 „ 97 115 Mü. 4365 „
1419 Rus sokak „ 237,50 112 Mü. 3561
1420 Kadıköy Hasanpaşa İsmail Hakkı Bey Ahşap hane ve bahçe Mü. 20-22 1350 „
1421 Arna-vutköy Arnavutköy Dubaracı Yarım kâgir hane 1/2 4 E. 56 Y. 702 „
1422 Ortaköy Ortaköy Ortaköy Cad. ve Yalı sokak Ahşap yalı ve bahçesi 2/96 10 135 ..
1423 İstanbul Küçükpazar Rüstempaşa Taşçılar Kâgir dükkân 30/240 263 E. 71 Y. 1080 „
1424 İstanbul Hocapaşa Hocapaşa Cad. Hamam sokak Kâgir hane ve iki dükkâı ı 8/16 17-9-11 7668 „
■ Karaciğer - Mide - Barsak - Taş - Kum hastalıklarına
TUZLA^rlu
I 15 Teşrinievvele kadar köprüden 6,30 - 7,35 - 8,5 - 9,50 - 11 - 13,15 ■15,10-16 - 45te Haydarpaşaya giden vapurların trenleri içmelere giderler
İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
Tahminen 1310 kilo kaneviçe parçaları: İstanbul Bahariye deposunda
,, 1178 „ Bel ipi ,, teslim olunacaktır. Nümu-
,, 187 ,, Kınnap ,, neleri tatış komisyonundadır.
,, 400 ,, Çürük çul ,, : Cibalide Levzını anıbalâj
: ambarmdadır.
Yukarıda miktarları yazılı dört kalem köhne ambalâj levazımı 14-10-934 tarihine müsadif pazar günü saat on dörtte pazarlık suretiyle satılacağından talipleri tayin olunan gün ve saatte % 15 teminatlariyle birlikte Cibalide Alım Satım Komisyonuna müracaatları. (6192)
Yüzde yedi buçuk pey akçelerde ihale bedelleri nakden veya gayrimubadil bonosile ödenmek üzere yukarıda evsafı yazılı gayri-menkullcrden 1417 ve 1424 sıra numaraların mülkiyeti kapalı zarfla, diğerleri de açık arttırma suretile satılığa çıkarılmıştır. Umumu-nun ihalesi 9-10-934 Salı günü saat on dörtte icra edilecektir.
Müzayedeye girecekler kapalı zarflarını mezkûr günün saat on dördüne kadar komisyona tevdi etmiş bulunacaklardır. Daha fazla izahat almak isteyenlerin her zaman Galatada Gümrük sokağında eski Kredi Liyone Bankası binasında müteşekkil satış komisyonuna müracaatları ve pey akçelerinin dahi müzayede gününden evvel yatırılarak makbuzunun komisyona ibraz oylemeleri lâzımdır.
Belediye rusumu ile bu sene vergisi ve dellâliye ve masrafı sairesi müşteriye ait olup şartnamede Bankamız kapısına asılmıştır. (5911)
40,000 Kilo Sigara ve paket makinesi kolası
2,000 Adet Süpürge
Yukarıda nev'i ve miktarı yazılı malzemenin pazarlığı 14/10/934 tarihine müsadif Pazar günü saat 15 te icra kılnacaktır. Taliplerin °0 7,5 muvakkat teminat akçeleriyle birlikte Cibalide Levazım ve raübayaat Şubesine mürac()-*ları. “9375,,