Çarşamba
4
EKİM 1950
î ' .!
ı Başmuharriri: Mümtaz Faik Fenik,
I
Denizciler Caddesi: 3
Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir ............. 16882
Yazı işleri ............. 15315
İdare ve İlân ........... 15619
Fiyatı her yerde 10 kuruştur
Başbakanın Erzurumda söylediği mühim nutuk
j Memlekette huzursuzluk yoktur
«k

»ki
Merkezde birzümreiseyurda
)■
tahrik havası yaymak istiyor
Başbakan Adnan Menderes Çifieler'de nutuk söylerken
Adnan Menderes ded’ ki: Millet iradesine dayanan hükümet maziden intikal eden sıkıntılara bir an
evvel son vermek tedbirlerini almasını bilecektir
İnönü’nde değişmiş
Erzurum, 3 (Baş muharririmizden telefonla) — Eskişehir-de Cumhur Başkanı Celâl Ba-yar’ın ve Başbakan Adnan Menderes'in Halk Partisine yaptığı ziyarette bulunduktan sonra yatacağımız eve döner dönmez, C.H.P. Genel Başkam İnönü'nün Hürriyet refikimize verdiği bir beyanatı hayretler içinde okuduk. Geçen günkü yazımda da belirttiğim gibi bizzat Halk Partililer ve bu partinin vilâyetlerde ileri gelen erkânı partiler arasında dostluktan, kardeşçe muameleden bahsederken İnönü hâlâ nasıl, dehşetten, iftiradan, tehditten bahsedebiliyor? Demek-muhalefei lideri Ankara'da bir inziva kabuğu içine çekilmiş, bizzat kendi partililerinin zih-niyetlerindeki büyük değişik, likten bile habersizdir.
Mümtaz Faik
başka ortada tenvir edecek tur. Adana mülâkatında neler
(Sonu Sa. 4 Sü. 4 te)
FENİK
umumî efkârı bir vesika yok-
Erzurum, 3 a.a. — Cumhurbaşkanımızla Başbakanın Erzurum'da bulunmaları münasebetiyle dün gece Erzurum belediyesinin büyük salonunda bir halk toplantısı tertip edilmiştir. Bu toplantda muhtelif partilere mensup ve partisiz geniş bir vatandaş kitlesi bulunmuş ve Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’la Başbakan Adnan Menderes’in salona gelişleri tezahürle karşılanmıştır.
Erzurum millî oyunları oynau-mış ve bilâhare muhtelif vatandaşlar, Erzurum ve civarı bölgesinin ihtiyaçları ve istekleri hakkında izahat vermişlerdir. Hatipler, ezcümle, kışı sekiz ay süren bu bölgede yolun önemi üzerinde durmuşlar, bina inşaatı ve ışık dâvası ile su ve kanalizasyon ihtiyaçlarını bahis mevzuu etmişlerdir. Ayrıca yakacak pahalılığı ileri sürülmüş, köylünün Ziraat Bankasına borçları hakkında isteklerde bulunulmuş, hayvancılıktan da geniş ölçüde bahsedilerek, âcil iş olarak bu | kış gelmeden hayvanların şevki için vagon istenmiştir. Çok uzun yıllar ihmale uğrayan Erzurum’un ve havalisinin bütün dertleri, acı bir lisanla, devlet ve hükümet başkanı önüne dökülmüştür.
Erzurumlu hatiplerden sonra Başbakan Adnan Menderes söz almıştır. Erzurum’a gelmekten ve Erzurumlular arasnda bulunmaktan duyduğu sevinci belirttikten sonra demiştir ki:
«— Erzurumun bir çok ihtiyaçlarından ve isteklerinden bahsettiniz. Sizden evvel başkaları da geldi, bizi dinlediler, (Sonu Sa. 4 Sü 1 de)
Belediyede dün yapılan tören
Başkan A. Benderlioğlu vazifeyi devir alarak işe başladı
Vakıa bu mülâkat meşhur radyo nutku gibi öyle akla geldiği gibi uluorta cümleleri ihtiva etmiyor. İnönü belediye seçimleri sırasında yaptığı hatayı nihayet biraz anlar gibi olmuş, bu sefer kelimelerini azıcık tartmak lüzumunu hissetmiştir. Fakat şunu söyliyo-lim ki, heyeti umumiyesiyle bu mülâkaiın içinde yine «Ben» ük hâkimdir ve ifadeler hep bu mihver üzerinde dönmek-fedir. Her şeyi o düşünür, o yapar, o tatbik eder; ve onun içindir ki, onun iktidarı zamanında bu memleket selâmetle harpten kurtulmuştur!
Bir defa daha yazdık: memleketin harbe nasıl mediği, neden girmediği hakkında İnönü'nün ve onun et-rafındakilerin iddialarından !
Yeni Ankara Belediye Başkanı Atıf Benderlioğlu dün sabah Belediyeye giderek Başkan Fuat Börekçi’den yeni vazifesini devralmıştır.
Be!ed yeye 9 15 te Atıf Benderlioğlu, müteakiben de
tetkikleri
^umnur Başkam Celal dayar ite Başbakan Adnan Menderes seyahaîlerind
Para, altın vaziyetine

i » iO
Bayar m dünkü
Cumhurbaşkanı (•
(; bugün uçakla • : Diyarbakır'a gidiyor ; ’ Erzurum, 3 ( Hususî ) — '; S Cumhurbaşkanı Celâl Bayar , I ı;ve Başbakan Adnan Mende- !’ ;!res Erzurum’daki tetkikleri- ;; ! ı ne devam etmektedirler. Bu- JI
■ ;gün Celâl Bayar’m başkan- I;
^lığında, Başbakan Adnan ;; S Menderes'in de iştirakiyle ■; doğu valileri bir toplantı I; ;I yapmışlardır. ;;
I Cumhurbaşkanı Celâl Ba- !i ;; yar’la Başbakan Adnan I ;I Menderes öğleden sonra ;; I muhtelif heyetleri kabul et- ; :
■ ;miş, bu heyetlerle memleket ( ve bölge meseleleri üzerin- ;;
;; de uzun konuşmalarda bu- ] I I I lunmuş, et kombinasiyle ve- I; !; rem hastahanesini gezmiş ve ;; !; tetkikler yapmışlardır. ; I I! Cumhurbaşkanımız yap- I; i; tığı her ziyarette yollarda ;! ;; ve ziyaret ettiği bina önün- ;! i I de toplanan halkın sevgi I; ı; tezahürleriyle karşılanmış ;; ; I ve uğurlanmıştır. ;’
■ Cumhurbaşkanı ile Baş- I■ i; bakan ve refakatlerindeki ; ; ;; zevat yarın sabah (bu sa- |! |' bah) uçakla Diyarbakıra ha- I;
reket edeceklerdir. ■;
İstanbul trenlerinde , dünkü gecikme İstanbul, 3 (a a ) — Dün gece yağan ş:ddetli yağmurların I tesiri ile Geyve - İzmit ve He- | reke - Yarımca arasında de miryolu, sellerin bıraktığı ça- 1 mur birikintileri ile tıkanmış ve bu suretle öğleden evvel
vbek«nen Kara Yolları Genel Müdürü yol yapma
Başkan Fuat Börekçi gelmişler- ^ren'er 3-4 saat gecikmiştir | . . J j r
Hattm bozulduğu yerlere faaliyetine' dair izahat verdi Börekçi 8önderjlen temizleme ekipleri, l i bir şe- 6ellerin getirdiği çamurları J
dair yalan haberler
Altın mevcudundaki azalma C.H.P. hükümetlerinin terhin ettiği 9 ton altının vâdesinde satılmasındandır
Ulus evvelki günkü sayısında . doğrudur ki! Bu sefer de verilen büyük başlıklarla şöyle bir ha- ' rakamlar yanlış, çıkarılan neti-ber vermişti: Dört ayda altın ve çeler yanlış ve ortaya hakikat döviz mevcudu 137 milyon 800 bin lira azalmıştır! Merkez Bankasının cetvellerine nazaran para hacminde de 220 milyon 800 bin liralık bir artış vardır!
Yani Ulus'a göre Demokrat Parti iktidarı memleketi Y7 götürmektedir! İşte C.H.P. gani rakamlarla vaziyeti ortaya dökmüştür!
Fakat onların hangi sözleri
I
Bir kayıp
çeler yanlış ve ,
i diye koydukları da yalandır. ’ ---------
Nitekim dün bu hususta n»lû- \ Danlştay 4 üncÜ Daire
| matına müracaat ederek bu neş ’
riyat hakkında fikrini sorduğu- | Başkam Öl İÜ
| muz salâhiyetti bir zatın bize
' söyledikleri de Ulus’un bu mev-iflâsa zudaki neşriyatının esassızlığını or- ispat etmektedir. îşin tuhaf ta-eya rafı Ulus’un Demokrat Parti
| Hükümetini suçlandırayım der-
(Sonu Sa. 4. Sü. 7 de)
Yol dâvamızın
halline doğru
dir.
Benderlioğlu ve I
birbirlerine çok samimi bir şekilde tebrik ve teşekkürlerini kaldırnuş bildirdikten sonra Fuat Bö- ...........
(Sonu Sa 4. Sü. 5 de)
Yem Belediye Başkanı Atıf Benderlioğlu (sağda) ile eski Başkan
J Karayolları Genel Müdürlü-1 Ahmet İhsan, Sinan Korle, Be-ş ve saat 12 den sonra günün davetlileri olarak, Erzu- dii Faik, Şevket Rado, Cemal bütün hatlar tekrar normal rum - İskenderv- ’ ~ _
işlemeye başlamıştır.
run yolu inşaa-1 Refik, Fethi tını gezecek gazetecilerden teşekkil bir heyet dün Anka- J teciler, öğleden ra’ya gelmiştir Hayrj Alpar, "■----
Pirinççioğlu ve mü Nedret Selçuk'tan ibaret gaze-sonra yollar (Sonu Sa 4. Sü. 6 da)
Yunanistan bizimle
ittifak istiyor
Atina, 3 (a.a ) (Afp) — Baş bakan Venizelos, Yunanist^a-nın iki taraflı bir güvenlik paktı yapmak üzere Türkiye ile müzakerelere girişmek tasavvurunda olduğunu söylemiş Ve bundah sonra Yunanista-nın, İtalyadan başlıyarak diğer komşuları ile de buna benzer paktlar yapmaya matuf muza-
kerelere bağlıyacağını ilâve et miştir.
Yetkili çevrelerde, iki memleket arasındaki anlaşmazlıklar izale edilip Belgrad ile nor ır.al siyasî münasebetler başladıktan sonra Yugoslavya ile de böyle bir andlaşmaya matuf müzakerelere girişilebileceği kanaati vardır,
Tarım Bakanı
Tarım Bakanı Nihat îğriboz kendisin ziyaret eden bir arkadaşımıza bu seneki üzüm, incir, tütün, pamuk ve hububat mahsulü hakkında şu beyanatı vermiştir:
«Ege vilâyetlerini dolaştığım zaman bu seneki üzüm, incir, tütün mahsulü durumunu ge -çen senelere nazaran daha verimli ve daha iyi buldum. Bu ürünlerimizi dış piyasalarda bu yıl geçen senelere nisbetle daha çok satacağımızı tahmin ediyorum.
Pamuk mahsulüne gelince; 700 bin balya tahmin edilirken istihsalimiz bu sene 500 bin balyayı bulacaktır. 200 bin az pamuk elde e-
Merhum Tevfik Talât Hitay
Teessürle haber aldığımıza balya daha — _________
göre Danıştay Dürdüncü Daire dilmesine sebep sulama teşki-Başkanı Tevfik Talât Hitay lâfımızın tam mânasiyle tatbik dün İstanbulda Hakkın rahme- edilememesinden ileri gelmişine kavuşmuştur tir. Eğer sulama işleri iyi tat-
Tevf k Talât Hitay, 1304 de bik edilmiş olsaydı bu seneki Pınarbaşında doğmuş, Mülkiye (Sonu Sa 4. Sü. 6 da)
mektebini 1327 de bitirdikten sonra muhtelif idari vazifelerde bulunmuş ve İçişleri Bakanlığı Teftiş Heyeti Reisliğinden Danıştay üyeliğine 1948 de de Danıştay Dördüncü Daire Başkanlığına tâyin edilnrş-ti.
Tanrıdan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz.
AKINTIY&---1
i____KÜREK
Yeraltı şehrinde
Arkadaşımız Adviye Fenik’in Zonguldak intibaları

Bugün 3 ncü sayfada
Ya Ispanyol şalı!
Bir İspanyol akımdır başladı! Şimdi de bir İspanyol trupu Tak-sim'de boğa güreşleri ter-tibeimek için teşebbüse geçmiş!
Hayrettir, Esmeralda'nın İspanyol rakkaselerinden sonra, İspanyol boğaları!
Hemen Cenabı Hak, bizi bu kış mevsiminde İspanyol nezlesine tutulmaktan korusun, âmin!..
YEDEKÇİ
4/10/1950
Sayfa: 2
ZAFER
Yeni kurulan
bir enstitü
Ankarada Tarım Bakanlığı na bağlı bir Arıcılık Enstitüsü nün kurulmuş olduğunu gaze telerden öğrenmiş oluyoruz
Mütehssıs bir arıcı olan sa ym Tarım Bakanının senelerce aynı mevzu üzerindeki çalışmalarının vardırdığ: bu netice memleketimiz için cidden bü yük bir kazançtır-
Filhakika bütün dünya mil letleri kendi memleketlerinin arıcılık mevzularını bir asır danberi ele alıp üzerinde çalış makta ve göze görünmiyen bir branş olduğu halde bu sanal tan büyük istifadeler sağlamak tadırlar. Bir asırlık bir teali hurdan sonra dahi olsa bugün hükümetin ele alarak çalışma yönüne girdiği bu mevzu bizim için ayrıca bir hususiyet taşır. Mevzuun memleketimiz için hususiyetini kavramak üzere şu noktaların bilinmesi kâfi dir:
£ — Arıcılık, bal ve balmu mu gibi gıda, sanayi ve muale cede kullanılan kıymetli mah I sulâtın istihsalini hedef tutar.1 Bunun için de bizzat arıların çalışarak bu mataları imâl ve istihsal etmesi lâzımdır. Zirai mahsulâtın belki mühim bir kısmının, sanayii ilerlemiş memleketlerde, erzatz olarak temini mümkün olabilir- Fa kat arıcılık mahsulâtının sa nayi yolu ile temini bugün için olduğu gibi yarın için de tamamen gayri Hakiki balmumu
z Yazan
I Dr. R. Öner
J
başka memleketimizin saha ve ziraî durumu bugünkünün 8 misli arı ailesini faydalı şekil de çalıştıracak bir kabiliyette dir- i
Bilgi yayımı meselesi, hele geniş bir çiftçi müstahsile ol son haberlere göre memleketi-duğu taktirde, tatbikatta ne mizip yalnız Ege bölgesi hariç kadar güçlük ve uzun vadeler diğer mjntakalanna faydalı taşıdığını biliriz. Fakat Arıcı1 yağmurlar yağmaya başlamış-.'ık, diğer her hangi bir ziraî meslek g bi, bir köyde bütün köylünün ve ailelerinin eğiti m: lüzumu gibi güçlükler yeri ne bir köylü bir veya iki köylü arıcının eğitimini hedef tutma sı itibariyle, tatbikatta diğeri ne nazaran, daha müsait imkânlar taşır Bu bakımdan dev İçtin kuıuluşundanberi İlk defa esaslı olarak ele aldığı bu mevzuun müsait bir kalkındırıp rol oynıyacağını düşün-| rtıek yerinde olpr.
Fennî arıcılığa lüzumlu âlet ve vasıtalar meselesi ise diğer ziraat şubeleri veya sanayi işle, i gibi mühim kapital veya ince sanayi mamulü işler ölmeyip hemen tamamının memlekette imâl ve tevzii mümkün olan ve ham maddeleri mevcut bulunan materyellerle yapılabileceği düşünüürse kurulacak teşkilâtın bunları ihtiyacı "mümkündür- 1 o1'n müstahsile kolaylıkla ^ağ-______ ________ parafin de hyabileceği hakikati meydana mek olmadığı gibi bilhassa bal, Ç'ltar. hiç bir zaman şekerli veya hu- T"* —ı()-bubattan çıkarılan glükozla yeri doldurulamıyan bir var lıktır- Bu, ayrı ayrı nebatların çiçekleri içinde tabiatın var et tiği mini mini nektar şebnemle rinin arılar vasıtasile toplanıp hususi bir ameliyeden ge çirilmesinden sonra meydana gelen bin bir ıtır, bin bir hu susiyet taşıyan bir maddedir. Sanayi ne kadar ilerlerse iler leşin hakiki balı veya onun yerini tutabilecek bir maddeyi imal etmekte daima âciz kala
İşte teşekkülündeki bu huşu siyet dolayısiyle insanlık bal, balmumu ve onu yapan arılar ile bu işlerle uğraşan arıcılık mevzuundan hiç bir zaman fe ragat göstermiyecektir-
2 — Arıcılık, bilhassa pulluk altındaki arazisi nisbeten az olan mera, bayırlar, ormanlar, çayırlar ve tabiat kırlarının mebzul olduğu yerlerde açan kır çiçeklerinin varlığına da
Memleketimiz ise çok geniş meraları, ekstansif zirrati, zi raat yapılmıyan bol ve mebzul sahaları dolay-ısile en kalite ve tabiî büyük bal yetiştirme mıntakalarına sahpitir- Bunu, asırlar boyu hiç b r fennî öğretim ve ihtimam görmemiş olmasına rağmen bugün bütün Türkiyenin her köyünde arı beslenmekte olması ve kalite itibariyle dünyanın en güzel ballarını istihsal etmekte oldu ğumuzla da anlıyabiliriz-
.Halen Tükiyede bir mil
yohdan fazla arı kovanı ve se nede 5 milyon kiloluk bal ile yarini milyonluk balmumu is tihsâlımiz vardır- İstihsal edi len bal ile mevcut arı ailesi mukayese edilirse görülüyor ki kpvan başına yıllık ortala-mâ beş kilo bal stihsalimiz var dır. Bp miktar aslında çok az dır Norrpal olarak bunup ko van başına 30 kilo olması Jâ zımdır- Şimdiki durumdaki ye rim azlığı, memleketimiz için, istihsal baynaklarının kötülü ğünden değil fennî arıcılık bil gisinin büyük yekûn tutan arı cılarımız tarafından bilinme meşinden ve fennî arıcılık için kâfi âlet ve vasıtanın mevcut olmamasındandır. Bu fikrimizi teyid etmek için şu noktaya dikkat etmek kâfidir: Alman ya, saha itibarile Türkiyenip yarışı kadardır Ayrıca çalışıl mıyan yerleri yok gibidir- İs tifade edilebilen her karış top rağı işlenmektedir- Buna rağmen meselâ 1930 yılındaki Al man bal istihsali Türkiyenin devlet bütçesine muadil bir varlık temin etmiştir. Bundan anlarız ki bizim kovan başına cpt|ğımız az istihsal tabiatı mızın verim azlığından değil fenpî arıcılık bilgi ve vasjtala rınıp yokluğundan veya kifa yetsjzliğindcndir Bunlardan
YAĞMURU
MÜCEVHER
Kış devresi ekimleri için büyük ümit uyandırdı
Muhtelif çevrelerden verilen
tır
Sonbahar yağmurlarının tam vaktinde boşlaması sebebiyle çiftçinin yüzü gülmüş ve kış ekimine başlamıştır. Yağmurlar bu şekilde devam edecek olursa önümüzdeki devrede mahsulün daha bol olacağı tahmin edilmektedir.
Diğer taraftan Tarım Bakan lığı yağmurların başlamasını göz önüne alarak yeni mahsul senesi için esaslı tedbirlerin a-lınması için şimdiden faaliyete başlamıştır.
Ekim bölgelerine lüzumlu tarım âletlerinin şimdiden gön derilmesi hususunda ilgili makamlara lâzım gelen talimatı | vermiştir
Eğlence yerleri işçileri Sendikasının toplantısında bulunanlar
Lokanta ve Otel işçileri
Kongrelerini dün yaptılar
Günün mevzuları^
Belediye Meclisinin
İste memleketimizin tabiî im kân ve şartlan bakımından tet kik ettiğimiz arıcılık branşında .Tarım Bakanlığının bu işleri etüd ve modemize etmek üzere salahiyetli kıldığı Enstitünün memlekete cidden faydalı çalışmalar sağlıyacağı bek lenebilir- Değerli ilim ve pratik adamı sayın Nihat İğri-boz’u bu hayırlı işi kurma teşebbüsü dolayısiyle candan tebrik ederiz-
Polisi taşlayan kadın 45 gün hapis yatacak
Dün akşam üzeri Altındağ mahallesinde bir tecavüz hâdisesi olmuştur Hayriye Tekin isminde bir kadın evin ö-nüne bir duvar yaptırmış ve bu duvarın kanunsuz olduğu cihetle yıkmaya gelen 4 polis ve 4 ameleyi taş atmak suretiyle oradan uzaklaştırmak istemiştir- Bu arada vazife ba-b'-nda bulunan polislere haka-retâmiz bazı sözler de sarfet-miştir. Hakkında zabıt tutulan Hayriye Tekin suçüstü mahkemesine sevkedilmiş ve suçu sabit görüldüğünden 45 gün hapis ve 150 lira para cezasına çarptırılarak cezaevine göP ’erilmiştir-
Defterdarlıkta açıkta kalan memurlar
Mart ayında yürürlüğe giren, Teşkilât Kanunu gereğince; resmî dairelerde, kadro-laştırına faaliyetine devam o-lunmaktadır.
Bu cümleden olmak üzere; Ankara Defterdarlığı kadro-laştırma işini bitirmiştir- Bu mesele hakkında yetkili bir zat, keııdisile konuşan bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
• Bazı gazeteler, dairemizde yaptığımız kadrolaştıyma işini, (tasfiye) ve (tensikat) kelime-lerile tavsif etmektedirler-Halbuki bu, ne tasfiye, ne de tensikattır, mecburi bir kadro-laştırmadır
Dairemizdeki memur yekûnu aslını çolj geçmiştir Dola-yısiyle, yaptığımız kadrolaş-'.ırma işinde, bazı memurlar a-çıkta kalmışlardır Bu açıkta kalmak daimî değildir; tabiî bunlara birer vazife verilecektir.»
Cezalı atlar affedildi
Haber aldığımıza göre, yaptıkları koşuları ilâçlı koştukları için diskalifiye edilen atlar dün Tarım Bakanlığında toplanan /edilmişlerdir.
Toplantıda yeni belediye başkamda bulundu
Lokanta, Otel ve Eğlennce Yerllri İşçileri Sendikası, dün saat 15-30 da Halkevinde 6 ncı olağanüstü kongresini yapmıştır-
Kongrede; yeni belediye baş kanı Atıf Benderlioğlu ve belediye meclisi üyesi İbrahim Bakmaz da hazır bulunmuşlardır.
Kongreyi, Başkan İsmail A-ras bir konuşmayla açmış ve başkanlık divanı seçimi yapılmasını teklif etmiştir- Yapılan seçimde; Fehmi Karayol başkanlığa, Hamit Yaşar başkan vekilliğine, Yunus Demirci ve Salâhattin Çolakal kâtipliklere seçilmişerdir.
Müteakiben bir çok üyeler söz alarak, İşçi Sigortaları pi-
Bir dolandırıcı tevkif edildi
Bir kaç gün evvel Benddere-sindeki Adana otelinde hayli enteresan bir dolandırıcılık hâdisesi olmuş ve Yozgat’tan şehrimize koyun satmak üzere gelen Rüştü Kaldemir’in aynı otelde kalan sabıkalılardan Kemal Görgülü bir telefon muhaveresiyle 400 lirasını dolandırmıştı. Dün sorgusu yapılan Kemal Görgülü, tevkif edilerek Cezaevine gönderilmiştir.
ı alâkalı komisyon tarafından, bir ı defaya mahsus olmak üzere af-ı /edilmişlerdir.
Yabancı memleketlere gidecek öğrenciler için döviz ayrıldı
Yabancı memleketlere gidecek talebelere tahsis olunan döviz miktarı, temmuz ayında Millî Eğitim Bakanlığı tarafından i-lân edilerek zamanında müracaat eden talebelere sırasna göre tevzi edilmişti. Temmuz ayında verilen kontenjan ihtiyaca kâfi gelmediği için Millî Eğitim Bakanlığı Maliye Bakanlığına müracaat ederek yeniden döviz tahsis edilmesini talep etmiştir. Maliye Bakanlığı müracaatı inceliyerek ihtiyacı karşılamak için yeni bir kontenjan kabul edip Millî Eğitim Bakanlığı emrine vermiştir.
Yeni kontenjana göre yabancı memleketlerden dönen talebelerin dövizleri Millî Eğitim Bakanlığınca toplandıktan sonra ve yabancı memleketlerden dönen talebelerin sonu alındıktan sonra 15 ekimle ay sonu arasında müsait bir günde ilân edilecek ve bu günden itibaren Bakanlığın tayin ettiği güne kadar müracaat edenlere imkân nisbetinde döviz tahsis edilecektir.
Timlerinden ve ehliyetli işçi dâvasının tahakkuk etmemiş olmasından şikâyet etmişlerdir
Bundan sonra Belediye Başkanı söz almış ve kısa bir hitabede bulunarak şunları söylemiştir:
• Muhterem üyeler;
Kongrenizi büyük bir alâka ile tbkjp ettim. Hepiniz ekmek parasını alın terile kazanan muhterem insanlarsınız.
Belediyeye intikal eden sen dika işlerinizi dinledim ve not ettim Bunları kanun ve nizamnameler çerçevesi dahilin de, hepinizi memnun edecek şekilde tahakkuk ettirmeğe çalışacağıma söz veriyorum
Bizi ilgilendiren meseleler üzerinde, sîzlerin bir müdafiiniz olarak, elimden geldiği ka dar incelemeler yapacağını
Size ve patronlarınıza hayırlı işler diler, hepinizi hürmetle selâmarım-»
Müteakiben yeni idare kurulu üyelikleri için seçim yapılmış;- başkanlığa İsmail Araş getirimiştir.
Tahvillerle yüzbin lirayı buluyor
îstanbulda 30 bin liralık mücevherat çalan bir hırsız şebekesine dahil bir gencin şehrimizde emniyet ikinci şube memurları tarafından yakalandığını bildirmiştik. Istanbuldan verilen tamamlayıcı malûmata göre çalınan mücevher ve tahvilâtın kıymeti 100 bin lirayı bumaktadır. Hırsızlık tütün tüccarı Celâlin Maçkadaki e-vinde vukua gelmiştir. Hırsızlık esnasında tüccar yazlıkta bulunuyordu.
Yapılan tahkikat sonunda genç hırsızın Beyoğlu Lisesi talebelerinden Mazhar Acar olduğu anlaşılmıştır. Genç hırsız iki fotoğrafçı ile teşriki mesai ederek bir şebeke kurmuştur. Şehrimiz eğlence yerlerinde dü şünmeden para harcayıp har vurup harman savururken yakalanan hırsız talebe nezaret altında îstanbula sevkedilecek-tir. Hırsızlığın daha geniş çap ta olup olmadığı anlaşılmak ü-zere tahkikat genişletilmektedir. Çalındıktan sonra ele geçen mücevherlerle paraların bir kısmı da îstanbula gönderilecektir.
Şimdiye kadar ele geçirilen çalınmış eşya ve mücevheratın değeri 32 bin lirayı bulmuştur.
Et fiyatları düşüyor
Bize verilen malûmata göre Ankaradaki et fiyatları belediye komisyonunda yeniden tes-bit edilmiş bulunmaktadır. Komisyonda alınan kararlara göre şehrimizde et fiyatları aşağıdaki şekilde tanzim edilmiştir. Sığır eti 100 kuruşa, dana 160 kuruşa, koyun eti 170 ku ruşfi satılacaktır-
Yeni bir karara kadar bütün şehrimiz kasaplarında etler bu fiyatlar üzerinden, satılmaktadır.
Sağlık Bakanı Doğumevi'ni gezdi
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Ekrem Hayri. Üstündağ , dün Ankara Doğumevini gezmiştir. Bakan bütün servisleri dolaşmış, hastaların hatırlarını sormuş, ayrılırken gördüğü intizam ve temizlikten dolayı Doğumevi Başhekimi Dr. Zekâi Ta-hir Burak'ı tebrik etmiştir.
DİLEKLER
D.P.
Telsizler Ocağının kongresi
Telsizler Semt Ocağı
D.P.
Başkanlığından •
Ocağımızın yıllık kongresi 8/ 10/1950 pazar günü 6aat 10.30 da ocak binası yanında Tercan kahvesinde yapılacağından sayın üyelerimizin belli gün ve saatte teşriflerini rica ederiz.
İBminin açıklanmamasını rica e^en bir okuyucumuz yazıyor:
«Şehirlerarası bir telefon konuşması için son günlerde ne zaman 03 numarayı çevirseniz alacağınız ilk cevap şu oluyor:
.— Bir saat (hattâ bazan bir buçuk saat) beklersiniz. Acele yazalım mı?»
Bir yandan da gazetelerde şehirler arasında telefon kanallarının arttırıldığına dair haberler okuyoruz. Acaba bu vaziyet nedendir? Acele telefon konuşmalarının daha fazla ücrete tâbi olmasının bunda bir rolü var
P.T.T. İdaresinin durumu a-çıklamasını rica ederiz.»
ıifi bu olduğuna göre, şimdi bu heyetin vazifeleri üzerinde duralım.
1580 sayılı Belediye Kanunu muzun 70 inci maddesine göre belediye meclisleri, bütçe kesin hesaplan, beldelerimizin harita, kadastro, müstakbel şekil plânları, sokak ve meydanların mevcut plânlara göre düzenlenmesi, mer’i hükümlere uygun olarak kanalizasyon işlerine ait çalışma prögramları, ek ödenek bütçe değişiklikleri, bütçe aktar maları, borç alıp verme, senesi iç!nde ödemek üzere avans, belediye vergi ve resimlerine karşı alınacak ücretler, belediyelerimizin şekilleri, umumî imar programlan, kanallar, havagazı, su, elektrik, aydınlatma, kanunun tarifi içinde kira ve kiralama mukaveleleri, umumî menfaate hasredilmiş olan belediye gayri menkullerinin şu veya bu işe tahsisi, karşılık mukabilinde yapılacak teberrula-rın kabulü, mevzuu bin liraya ka dar olan dâvaların uslhen tes-viseyi, âmme menfaatleri ile ilgili imtiyaz mukaveleleri, belediye zabıta yönetmeliklerinin incelenip tasdik edilmesi ve kanunen belediyeye verilmiş olan vazife ve salâhiyetler dairesin de reis veya üyeden bir veya birkaçı tarafından teklif olunacak işleri tetkik ve bunlar hakkında karar vermeğe salahiyetlidirler.
Belediye Meclisi, doğrudan doğruya halk tarafından seçilmiş olmaları itibariyle, her türlü tesirden azade, demokrasi esaslarına dayanan, tipik bir halk müessesesidir.
Belediye, tesis gayeleri ile alâkalı bir çok hukukî ve idari tasarruflarda bulunan hükmî şahsiyeti haiz bir teşekküldür. Bu itibarla bu teşekkülün esası ve karar uzvu olan Belediye meclislerinin, halkın tam ve mutlak bir itimadına mazhar olmaları lâzupdır. Diğer bir tabirle diyebiliriz ki, belde sâkinlerinin tam ve mutlak itimadına mazhar olmıyan belediye meclisleri, gayri meşru 'bir te-
Belediye meclislerinin demokratik bir vasfı da, belediye baş-kanlarının murakıbı oluşlarıdır. Diğer bir tabirle diyebiliriz ki, belediye başkanı sorumsuz bir adam değildir. Halkın mümessilleri tarafından seçilen belediye başkanı, belediyenin umumî muamelât ve icraatından dolayı belediye meclisine karşı mesuldür.
Belediye Kanununun 61 inci maddesine göre, belediye meclisi âzasından herkes, belediye işlerinden dolayı meclis başkanlığına bir takrir vererek istizahta bulunabilir. Kanunun tayin ve işaret ettiği şartlara uygun olan takrire karşı bizzat belediye başkanı veya bunun memur ettiği kimseler tarafından verilen cevap meclis mürettep adedinin ekseıiyetince kâfi görülmediği takdirde, belediye başkanının kifayetsizliği ciheti-
Belediye Kanununun 64 üncü maddesinde, Belediye Başkanı-nın, meclise karşı sorumluluğunu teyid eden hükümler görüyoruz. Bu hükümlere göre belediyeye ait işlerden dolayı belediye başkanı, meclise lâzım gelen izahatı vermeğe ve sorulan sualleri cevaplandırmağa mecburdur. Bizzat Belediye başka-nının veya bunun tarafından memur edilen kimselerin verdikleri cevaplar kâfi görülmediği takdirde, meclis, esasen belediye encümeni âzasından sual sorabilir.
Belediye Meclislerinin, belediye işleri üzerindeki en katî ve en ehemmiyetli murakaba ve hattâ tâbir caizse yarı veto hak-I kı, belediye başkanının senelik raporu karşısında kendisini fiilî ve müessir bir şekilde gösterir.
Her içtima devresinin başında, belediye başkanının meclis kararlarının tatbiki, belediyenin malî durumu, mevcut taahhüt ve mukavelelerin ifa ve icra suretleri hakkında yıllık bir çalışma raporu verdiği malûmdur.
(Devamı 5 inci sayfada)
Uysal bir kız çocuğu gibi ellerini öpüpde birleştirmiş onu dinliyordu. Onu kendisin den çok üstün buluyor ve bir şeyler öğretmek istemesine hiç kızmıyordu. Düşüncelerini onun düşüncelerinin hâkimiyeti altında paylaşmak jştçr-di. Fatma, tekrar, başından geçen tecrübelerle zenginleşmiş bir halde, aynı itaate yeniden hazırlanıyordu.
Kendi kendisini dinlemiş ve aradığını bulmuş olarak, ikinci defa, uysal tabiatına yakışan bir teslimiyetle hâdiselere nefsini teslim ediyordu. O, kadınla erkeğin ezelî mücadelesinde daima passif, faziletli ve itaatkâr bir kadın olarak kalacaktı. Buraya gelmeden önce, yeşil kapıyı çalmak için kendisini yoklamıştı. Her gece, döşeğinde, Enver ağabey-sine gelmek ve onunla konuş mak için vicdanı ile münakaşalar yapmıştı. Fakat ertesi sabah cesareti kırılır, bunun artık imkânsız olduğunu kabul ederdi. Başından nikâh geçmiş bir kadının bekâr bir erkeğe karşı duyduğu muhab bette kendisini aşağılatıcı biri şey gören kadınların hiçabıy dı bu..
Üstelik, Enver ağabey kafa lıydı, romanlar yazıyordu. Kendisi ise cphil ve zavallı küçük bir duj kadından başka
Göz GöreGöre
Yazan : Necdet ASI
Tefrika No : 36

bir şey değildi. Ve Istanbulda ona benzer binlerce kadın vardı. Enver hangisini istese onunla evlenebilirdi. Fakat kendisi, bundan böyle artık hiç kimseyle evlenemiyecekti. Buna yemin etmişti. İşe gidecek ve küçük kardeşlerine ba kacaktı. Onun çoçuğu da ol-mıyacaktır. Topukları pembe pembe, bağırıp çağıran ve meme emen bir çocuk.. Ve genç kadının bacakları karıncalanıyor, vücudünün bazı noktalarına konuyor ve Fatma sıçrıyarak ayağa kalkıyor. Hırçın ve kederlidir. Şurasın da; tam kalbinin bulunduğu yerde canlanan bir pişmanlık hissi, gizli bir endişe onu mahvetmektedir... İçini çekerek:
— Anlaçhm Enver ağabey, dedi, pnladııp- Bana şimdiye kadar kimse bir şey anlatmamıştı ki!
Kâğıtları hemen topladı. O sırada erkeği de, kendisine şimdiye kadar yabancı bir
muhabbet ve yakınlık duygusu kapladı. Bu hal, pek muh temeldir ki, kızın gösterdiği itaattan geliyordu.
— Ne aklı başında kızsın Fatma! Yolda şeker isterim diye tutturmazsan seni gezmeğe götürürüm. Zenginim ben Fatma, çok zenginim. Cebimde 37 lira para var. Bunla rın hepsini seninle beraber ezelim!
Fatma:
— Sonra ne yaparsın Enver Ağabey?
diye sordu. Onun har vurup harman savurmasını istemi -yordu. Enver:
— Aldırma! diye cevap ver di. Para beni gevşetiyor. Param olmazsa daha kolay çalışıyorum.
Fatma koridora fırladı ve çantasındaki küçük aynaya ba karak itina ile hazırlandı. Dudaklarını hafifçe boyadı. Bunu gizli yapıyordu. Vişne çürüğü mantosunu da sırtına geçirip saçlarını eliyle kabar
tınca kendisini beğendi. Heyecandan sesi titriyerek:
— Ben hazırım! diye seslendi.
Merdivenleri indiler. Sokağın karanlığından cesaret bularak ilk defa erkeğin koluna girdi. Kendisini onun himayesine bıraktı. Enver ağır bir sesle.
— Neden titriyorsun? diye sordu. Hava soğudu. Üşüyor musun?
Fatma:
— Bilmem., sorma!
diye cevap verdi ve onun bulduğu mazeretten memnun, bi raz daha sokuldu. Tıpış tıpış yürüyerek yokuşu tırmandı -lar. Göz karan ile adımlarını atarken kendilerine münhasır başka bir dünyada ve her şey den ayrı imişler gibi bir his aldanması yükselerek onları sardı.
Caddeye çıkınca Fatma gü lümsedi ve kolyncjan çıkarak yanındaki erkeğe baktı. Kaderine, doğduğuna, paddeye,
tramvaylara, hayata ve insanlara teşekkür ediyordu. Yanın daki adam, Enver ağabey:
— Gel! diyerek onu muhal lobiciye soktu. Girdiler.
— İşe karın doyurmaktan başlıyalım. İnsanlar kitap o-kumadan, düşünmeden ve sevişmeden yaşıyabilir ama ye mek yemeden yaşıyamazlar. Bizi açlık idare eder., diye de bir kehanet savurdu. Yağlı suratlı bir garson Vestinghaus kutusunun arkasından geldi, elindeki kirli bezle mermerin tozunu aldı.
— Ne yersin?
Fatme vitrine istiflenmiş tabanlara bakarak omuzlarını kaldırdı;
— Bilmem., sen söyle!
Enver iki çeyrek francala ile tavuk suyuna çorba işmar ladı. Sonra iki tane de keşkül.. Onlar bitince daha isteyip istemediğini kızdanl sordu.
Ben adanı akıllı doydum, artık, istemem! dedi Fatma.
— ppn doymadım. Bir iş-
(1) Eylül 1950 tarihli a-fer, «Belediye»
tihan var ki yamyam gibi seni bile çiğ çiğ yerim!
Memnupiyetle ağzını açarak:
— Sahi mi?
diye sordu ama derhal çatınarak, dargın bir tavırla ilâve etti:
— Bana hep lâkırdımı u-nutturuyoısun. Bak, sana nasıl boşandığımı anlatacaktım..
Enver piposunu yakarak o-na doğru eğildi. Arada sırada aralarına girep dumanı elinin gevşek bir hareketiyle dağıtı yordu. Fatma mahrem bir sesle:
— Beni dövmeğe başlamıştı, dedi. Kabahatim yokken vuruyordu. Sebebi de kıskanç lık.. Ben hasta değilim diye kıskanıyordu. Olur mu böyle şey? Hani, yedi ay önce ben sana gelmiş, ayak üstü konuşarak ayrılmıştım? O gün dük kânda bilsen bana neler yaptı
— Neler yaptı?
Fatma gözlerinin içine kadar kıpkırmızı kesilince Enver üstelemedi. Kadın:
— Hiç kimsenin aklına gel mez, dedi. Zaten ondan sonra beni dövmeye başladı ya.. Bir gece de uyku arasında uyanı verdim. Baktım, baş ucumda dikiliyor.
( Povanı edecek )

Ye
SİNEMALAR
) : ölüm Diyarı
» : İki Kalp
) : Sırmalı Kaftan
» : 1. Deniz Kaplanı
2. Gönül Postası
) 1. Buffalobllln İn.
t İkamı
2 ölümden KUv. vetll
» : Rio Aşkları
NÖBETÇİ ECZAHANELEK
Sebat, Halk, Çankaya
VEFAT
Danıştay 4 üncü Daire Başkanı Tevlik Talât Hıtay hakkın rahmetine kavuşnıuştur. Cenazesi 4 10 1950 çarşamba günü Kadıköy Oşmanağa Camii şerifinde öğle namazını müteakip Karacaahmet şehitliğine defnedilecektir. Çelenk gönderilmemesi rica olunur.
- TAKVİM -
4/10/1950 — Çarşamba
Rumî: 1366 — Eylül 21
Hicri: 1369 Zilhicce £1
Vasati Ezani
Sabah 5.42 12.07
ÖİŞlc 11.47 6.13
İkindi 16.03 9.29
Akkanı 17.32 12.00
Yatsı 10.01 1.80
İmsak 4.07 10-31
ZAFER
Sayfa: 3
En»
[Dünya’nın aynası
DıgPoliüka
Birleşmiş - Milletlerde mukabil Rus teklifi
Merak etmesinler!
dairesi
38 inci arz dairesi, İkinci Dünya Harbinden sonra vukubulan mahallî tecavüzler arasında u-nıumî bir harbe en yakından sürtünüp geçen bir ihtilâfın sembolü oldu.
Bıı arz dairesinin Güney Koreliler tarafından aşılması üze-rino savaş başladı. Aynı daireyi güneyden kuzeye doğru kaleden Birleşmiş Milletler kuvvetleri şimdi nihaî zafer peşindeler.
Bununla beraber, karakteristik bir tecavüzün sembolü olan bu dairenin adı yalnız askerî tarihlerde değil, aynı zamanda yirminci asır diplomasi hayatının ve hususiyetinin Birleşmiş -Milletler bültenlerinin sayfalarında yer alacaktır.
Kore hâdiseleri gerek diplomatik yollardan, gerekse Birleşmiş - Milletler gevesi dahili zakerata ve lara yol açmıştır. Bunla dan ikisi bilhassa kayda değer:
Hatırlarda olduğu gibi, Kore, haziran 25 te tecavüze uğrayıp Güvenlik Konseyi müdahale kararı verdiği zaman Sovyetler Konseyi boykut etmiş bulunuyorlardı. Halbuki konseyde bulunup veto hakkını kullanmış olsalardı hareketi hiç olmazsa geciktirebilirlerdi. Bu hal hatıra iki ihtimal getiriyor: Ya Ruslar, konseyin müessir bir karar ala-mıyacağına kanidiler, yahut da Kuzey Kore tecavüzünün talihinden katiyetle haberdar edilmemişlerdi.
Her ne olursa olsun, Sovyet Rusya’nın bu mesut gaybubetinden bilistifade süratle alınan karar neticesinde Kore’ye asker akıtılmış ve Ruslar, Güvenlik Konseyinde bulunmamanın mahzurlarını idrâk ederek derhal Konseye dönmüşlerdir.
Buna karşılık Rusların bu tedbirlerini Acheson'ın nasıl karşıladığı malûmdur. Amerikan Dışişleri Bakanı, daima Kore hâdiselerinin aydınlığında, Genel Kurula dönmüş ve bu Kurul yetkilerinin genişletilmesine matuf bir tasarı sunmuştur. Zira Genel Kurulda veto hakkı yoktur ve ekseriyet Amerika’yı tutanlardadır. Acheson’ın tasarısına göre, Genel Kurul, tecavüzü önlemek hususunda, veto ile mefluç bir hale gelmiş bulunan Güvenlik Konseyinin yerini tutacaktı. Tabiî buna doğu blo-ku tarafndan itiraz edildi.
38 inci daire üzerinde oynanan ilk kovalamaca budur.
Birleşmiş - Milletler Anayasasının VII nci faslında derpiş olunan beynelmilel ordu meselesine gelince; Acheson, tasarısında bununla ilgili olarak, her memleketin muayyen bir kuvveti müsellâh ve hazır bir vaziyette tutması teklifinde bulunmuştur. Zira, Birleşmiş - Milletler Kurmay Heyeti, Anayasada derpiş olunan beynelmilel orduyu kurmak için yıllarca çalışmış ise de daima Sovyetlcrin tıkama siyasetiyle karşılaşmıştır. Esasen, Rusların kendi kuvvetlerinden herhangi bir birliği milletlerarası kumandaya tevdi etmiyecekleri de aşikârdır. O halde, hayallerden biri daha kırılmış, fakat faydalı bir hakikat belirmiştir. Milletlerarası kuvvet, halen tensik edilmekte o-lan Atlantik Paktı kuvvetlerinin genişletilmiş bir şekli olacaktır. Bu husus bugün ısrarla ileri sürülmektedir.
38 inci dairenin kestiği bîr nokta da budur.
Nihayet zaferin Birleşmiş Milletler kuvvetlerine güldüğü bir sırada Rus bloku da, Kore işini halletmek için ortaya bir plân attı. Buna göre derhal ateş kesilecek, bütün askerler tahliye edilecek ve hemhudut memleketlerin yani Çin’in de iştirakiyle kurulacak bir müşahit heyetin nezaretinde seçimler yapılacak.
Buna karşılık 8 batılı devlet, bütün Kore için bir hükümet teşkil edildihfen sonradır ki kuvvetlerini çekmek teklifinde bulunmuşlardır. Yani artık Birleşmiş'Milletler, sunî surette ikiye bölünmüş memleket istemedikleri gibi, Ruslar için peyk temin etme zamanının da geçmiş olduğunu anlatmışlardır.
38 inci dairenin kesip attığı bir nokta da budur.
Mücahit TOPALAK
Vaşiııgton'un bu soğuk karşıladığı
teklifi çok anlaşılıyor
fendim, her iş bitmiş de, şimdi sıra kaybolan zamanlara acımağa kalmış! Bir zamanlar, bu vatanın bakası uğruna hudut dışına giden kahraman askerlerimize ağlayanlar, şimdi, dört senenin Demokrat Partinin elinde hedor olacağından dolayı endişe içindo imişler. Nerede ise kadıncağızın birinin dediği gibi, başlarına gelenlerin hep hüsnü niyetleri yüzünden olduğunu iddiaya bile kalkışacaklardır.
Oysa ki, gözümüzün önünde telâfisi imkânsız, ziyan zebil olmuş on iki sene gibi koca bir zaman durmaktadır. Bu kıymetli zamanı, bir mirasyedi gibi, düşünmeden harcayan, har vurup harman savuranların bugün bu şekilde konuşmağa cesaret etmeleri acınacak bir haldir.
Bıraktıkları işlerin ne kadar berbat bir halde olduğunu bilmemezlikten gelerek, dört ay gibi kısa bir zaman içinde bu hükme varmak en hafif bir tabir ile insafsızlıktır.
Dünyanın gıpta ile seyrettiği bir intizam içinde kavuşulan demokratik rejim sayesinde, farzımuhal bu dört sene ziyan olsa dahi, on iki sene içinde kaybettiklerimizin büyük bir kısmını kazanacağımızdan emin olmaları-temin ederiz.
Merak buyurmasınlar!
Hikmet YAZICIOGLU
Dünyanın çatısı sayılan Tibetteki büyük zelzele

Amerika’da silâh imaline rüçhan hakkı tanınıyor
Yeni bir tavassut teşebbüsüne girişecek gibi gorüıı
Nehru Vişinski ile bir arada
dan çekilmeleri talep edilmekte, ı bütün Kore’ye şamil olacak seçimlerin de ancak bu kuvvetle- ( ı ı-in tamamen çekilmesinden sonra yapılması ileri sürülmekte- .
■ dir. Seçimlere kadar, bütün Ko-, re, Kuzey ve Güney Kore par-, lâmentolarının müşterek bir top-
- lantısında seçilecek muvakkat ı bir komite tarafından idare edi-ı lecektir. Takrirde Birleşmiş
- Milletler Komitesinin seçimlerde • müşahit Vaziyetinde bulunması
teklif olunmakta ve Kore ilo hemhudut devletlerin bu komitede mutlak surette temsil edil-J meleri icap ettiği ileri sürülmektedir. Bu devletler Rusya ■ ve Çin’dir.
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Spvyet Dışişleri Bakanı Vişinski dün akşam Kore meselesinin halli içiıı yeni bir plân teklif etmiştir.
Birleşmiş Milletler Siyasî Komitesine tevdi edilen bu plân, Rıısya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Polonya ve Çekoslavakya tarafından müştereken hazırlanmış bir tekliftir. Teklifte Kore’de derhal ateş kes emri verilmesi ve Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin Kore toprakların-
Vaşington, a.a. — Geçen ay Amerikan silâhlanma programını idare etmek üzere Başkan Truman tarafından ihdas edilen millî sanayi otoritesi
I silâhlı kuvvetlerin özel sanayie 0 yapacakları siparişlere mutlak ’ bir rüchan hakkı veren direktifi pazartesi günü yürürlüğe sok muştur.
3 Ekimde yürürlüğe girecek olan bu direktif «D.O.) mansiyonunu taşıyan siparişe rüchan hakkı tanımalarını sivil sanayie emretmekte, aksi halde takibata geçileceğini bildirmektedir.
Bu direktif Savunma Bakanlığı ve nu tarafından verilen ve
«N.L.O..
Amerikan tankları üstündür
imdiye kadar yeryüzünde olagelen yersarsıntıları, insanları dehşete düşürmekle kalmamış, büyük zayiatlara da sebep olmuştur- Bilhassa büyük yersarsıntıları tabiat ürerinde büyük değişiklikler de meydana getirecek vahametlerinin derecesini bir kat daha artırırlar- Bir bakarsınız, koca bir şehir ortadan kaybolmuştur, dibi görünmeyen uzun bir yarık devam' I ettiği kısım içinde ne var, ne yok, br canavar gibi jçine yutmuştur. Bir bakarsınız, türlü renk ve kokularda, sıcak, buharlı acayip sular her hangi bir kölede kaynamaya
Bundan bir müddet önce Tibet yaylasında vukua gelen zelzele bir hayli enteresandır
kalı sanayi kolları bu siparişlerin ifası için lâzımgelen ham maddeleri tercihan elde etmek yetkisine sahip olacaklardır.
Fransa Amerikaya alkol satıyor
Paris, (Nafen) — Fransa hü kümeli 20.000 000 İngiliz lirası kıymetinde olan 110.000 000 galon alkolü Birleşik Amerikaya satabilmek için müzakerede bulunmaktadır- Anlaşmaya yakında müspet bir şekilde varılacağı salahiyetli IIlvn.vli «.««..«. mahafilden bildirilmektedir-
Atom Enerjisi Komisyo- j Birleşik Devletlerin satın a-____________ D.O. lacakarı alkolün sunî kauçuk mansiyonunu taşıyan her türlü sanayiinde kullanılacağı da ay siparişe tatbik edilecek ve alâ- rica bildirilmektedir-
başka, yeni yeni bir çok maklar meydana gelmiş bunlar da, yükseklikleri „„ uc 9ua«uuı
denbire fazlalaşmış olan dağ- I üt ettiği yer sarsıntıları, lar arasında kendilerine yeni şu halde, biz insanlar için bir ----------- , ı______________________ .......- 1
rak büyük bir azametle akma- miş oluyor. Eğer, bir ya başlamışlardır. Tabiatın ar- bombası ' • - «
zettiği bu yeni manzara insan- bombet........
lan dehşete sürüklemekten tulabilirsek, geri kalmamıştır- tevlit
İnsanların felâketlerine kar- dan d;
w şı hissiz ve b'gâne kalmıyan ilim adamları, kendilerine kuvvet veren bir çok hallerden istifade etmesini bilerek cesareti çalışmaya koyulmuşlardır-
I Heyhat! Bütün bu çalışmalar neticesinde elde ettikleri kazanç sadece bedbinlik ve ümitsizlik olmuştur Eğer, iki yüz sene evvelinden bugüne kadar vukua gelmiş olan yer-j sarsıntılarının insanca zayiatları hesaplanarak meselâ 10 ve Hin- milyon insanın ölümüne sebep büyük'olduğu görülürse kanunlara 0|an|ara naS,| hare|(et man hıı bağlı gibi intizamla tekerrür
eden bu hâdiseler, gittikçe ço- edecekleri anlatıldı ğalmaktan geri kalmıyacaklar-dır-
Boıausu geneı Karargam, ouney ir çok Amerikalı alim- Koreli askerlerin Kuzey Kore’de ler Hindistan’daki Pon- riayo, rtn,Cİ8ri Uzlm Wr
ır- tehlikeler doğuyor: Atom borrı-ve bası, hidrojen bombası ve bir- şimdi de kozmik şuaların tev-
istikamette yataklar aça- yaşama şanslarımız pek azal-' ’ atom* veya bir hidrojen -sının tesirlerinden )(ur-kozmik şuaların tevlit edeceği yersarsıntıların-ıiuı da kurtulmak için aynı derecede br şansa malik olmamız gerekecektir. ...
N. Nihat ÜLKEKUL
Güney Korelilere talimat
Kuzey Koreye girecek
I ibet, Birmanya
■ diçini arasında bir mikyasta hasar yapan bu korkunç zelzele, öyle görünüyor ki, yeryüzünde meydana gelecek olan büyük değişiklikler için bir başlangıç, bir tecrübe olmuştur. Böylelikle biz, hemen hemen fasılasız, büyük sarsıntılara şahit olacağız. Bu büyük sarsıntıların şiddetini hesaplayan âlimlerin bize verdikleri rakamlar korkunç olduğu kadar barizdirler de
Tibet'te meydaan gelen bu büyük sarsıntı hakkında âlim lerin yaptıkları hesaplara göre (onlar bu sarsıntıyı, cehennem ilâhlarının sarsıntısı diye tesmiye ediyorlar) bu sarsıntıyı tevlit eden enerjinin, 1.100 000 atom bombasının patlamasiyle meydana gelecek olan enerjiye müsavi olduğu görülmüştür- Şurasını da açıklamak lâzımdır ki bu bombalardan her biri 20 000 tonluk T- N. T. bombalarına ve hepsi birden 1100 âdet hidrojen bombasına tekabül etmektedir-
Tokyo, a.a. — Güney Korfe ordusu genel karargâhı, Güiıey1
na rasathanesinin fizikçileri tarafından ortaya atılan bir çok malûmatlardan dolayı endişeye düşmektedirler. Dünyamızı çeviren kabuk tabakası, Subay . _ ___________________, ________
tehlikeli bir çok çatlakları ha- razisinde «Demokrasinin elçile-vi bulunan bir takım “zayıf noktalar" arzetmektedir. Chicago Üniversitesinden Dr-Harold Urey yersarsıntılarının menşei üzerine yeni bir nazariyle ortaya atmıştır. Ona gö- belirtilmekte
re, yersarsıntıları, yer kabuğu- bel Kore Cumhuriyetinin vatan?: , nun tekrar soğumasından veya daşları olduklarından haklapnın: j tekrar büzülmesinden değil, ve mülklerinin korunması lâzım bilâkis, yerin merkezinde ser- geldiği, Güney Koreli askerlg-best hale gelen muazzam mik- r*n birer fatih değil fakat Kun tardaki radyo aktif enerjinin zey Koreli sivillerin hamileri açığa çıkmasiyle tevlit ettiği bulundukları, «Demokrasinin el-genişleme sonunda, meydana Ç'leri» °lan Güney Koı^eli aş-gelmektedir. kellerin gerek tavrı hareketle-
Bu nazariye üzerinde mü-! ri»10 «erel‘ W kslplilikieriylo nakaşa etmek bizim selâhiye- demokrasinin, komünist ,dikta-timiz dişmdadır. Sadece, bir t5,|erin i»lis ra'"1™ bokuna, bu nnzariyevi haklı e1**"”" Sröstermelen icap et-görebiliriz- Zira Dr Urey, ”aret «l“™»ttad.r. başka bize şunu da ( b’ldiriyor ki bu son zelzele,' 1904 senesindenberi hüküm | süren sakin devreye- bri son vermişir- Ve yeni hnr
takım prensipleri bugün yayım. lamıştır. ju!
Genel karargâh Güney Koreliye erleri Kuzey Kore a-
ri» sıfatiyle harekete davet etmektedir. Bundan sonra Kuzey Koreli sivillerin kendi düşmanları değil, kardeşleri olduklaıa ve bunlar müştak- ■(
bılgi-
Yeraltı Şehrinde
Alt alta, yahut üst üste
iki şehir bir Zonguldak eder
İSTANBUL RADYOSU
Çarşamba — 4/10/1950
Yine Zonguldak gazetelerinden ve Zonguldak halkından şunu öğrenmiştim:
Belediye Reisinin tertip ettiği akşam yemeğinden sonra
- Gazetelere göre Vişinski’nin teklifleri çok soğuk karşılanmıştır.
Sovyet blokunun bu takriri, Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve Kore'ye daha kuv-, vetli bir komisyonun gönderil-ettirilmesini istiyor ı
Fortleavenwoıth - Kansas - bi aralarında İngiltere’nin de a.a. — Leavenvvorth askerî ko- bulunduğu 8 memleketin teklif lejinde yaptığı bir basın konfe- ' elttikleıi plân mucibince, Birleşmiş Milletler kuvvetleri bütün Kore için bir hükümet seçildikten sonra çekileceklerdir. Siyasî Komitenin dün akşamki müzakereleri esnasında Vişinski 8 devletin tekliflerini Kore halkına karşı yapılan bir tecavüz olarak vasıflandırmıştır.
General Collins tank savarların tekâmül
yansında Amerikan Kara Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı General Lawton Collins demiştir ki:
Amerikan kara kuvvetlerinin en mühim vazifesi, tanksavar silâhlarının hava dafi toplarının ve paraşütle indirilen kıtalar i-çin malzemenin tekâmül ettirilmesinden ibarettir. Amerikan tankları Kore'de imtihan geçirmişlerdir. Tanklarımız nerede muhasımlarına tesadüf ettilerse her seferinde zafer kazanmışlardır.
Amerikan Ordusu Genelkur-I may Başkanı bundan sonra Leavenvvorth askerî koleji komutanlığına, Türkiye’deki A-merikan Askerî Heyeti eski Başkanı General Mac Bridge’in tayinini haber vermiştir.
Yugoslavya kıtlık tehdidine maruz
Vaşington, 3 a.a. — (United Press)): Son zamanlarda Yugoslavya’yı zyaret eden âyan üyesi Owen Brewster, dün yaptığı bir basın toplantısında önümüzdeki yıl zarfında Yugoslavya’da husule gelecek siyasî kargaşalıklar neticesinde bu memleketin tekrar Rusya’nın himayesi altına girmek zorunda kalacağını söylemiştir.
Âyan üyesi, böyle bir vaziyetin husule gelmesi istenmiyorsa batılı memleketlerin Yugoslavya’ya bir milyon ton yiyecek yardmında bulunmaları elzemdir, demiştir.
Owen Brewster, Yugoslavya-nın maruz kaldığı fecî kuraklık dolayısiyle Tito hükümetinin zorluklarla karşılaşacağını kaydetmiştir.
imtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir Mümtaz Faik Fenik
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden HİKMET YAZICIOGLU
Basıldığı yer Güneş Matbaası — Ankara

Zonguldak’tan bir görünüş
Kaliforniya'da büyük bir teknoloji lâboratuvarı vardır: Pasadena Teknoloji
Lâboratuvarı. Eğer, bu lâbora- bundar tuvarın vermiş olduğu .....
lere inanmak lâzım gelirse-' bu zelzeleye nazaran - dünya, yakayı ucuz kurtarmıştır- Çün [ kü bu, hakikaten daha büyük tehlikeler tevlit edebilirdi-Yersarsıntısının vlıkubulduğu mahalde yapılan tetkiklere [göre, Assam mevkiindeki bütün köylerin tamamen kaybol-görülmüştür. Bundan
Cerrahî Kongresi acildi1
Paris, a.a. — 20 milletin iş-ı" tirâk ettiği Milletlerarası Cer- -vermişir- Ve yeni her zelzele ralıî Kongresi dün Paris’te tîp 46 senedenberi görülmektedir, fakültesinde açılmıştır. ;i(
Şu halde insanlar için yeni I Kongre altı gün sürecektir.

Cumhur Başkanımız sayın Celâl Bayar, Zonguldak Valisinin evindeki çayda bana şu arzularını açıklamışlardı:
______ Maden işçileriyle görüşün. Belki bize söylemedikleri derileri vardır. Size anlatırlar da biz de bu suretle onların hakikî ihtiyaçlarını öğrenmiş oluruz.
Bir Devlet Reisinin memleketin her sınıf halkiyle, bu arada maden işçileriyle yakından alâkalanması kadar tabiî ve güzel bir şey olamaz. Vâkıa Celâl Bayar'ın Cumhur Başkanı olmadan evvel de bu memleketin işçisiyle, köylüsüyle nasıl meşgul olduğunu bilmeyen yoktur. Fakat ben, sayın Bayar'ın bilhassa madon işçilerine karşı olan büyük alâkalarının derecesini, Zonguldak gazetelerinin küçük bir havadisini okuduktan sonra daha iyi kavramış oldum.
Cumhur Başkanımız Zonguldak'tan ayrıldıktan sonra idi; mahallî gazetelerde şöyle küçük bir havadis görmüştüm:
«1944 senesinde Celâl Bayar, Zonguldak Amele Birliğine 84 bin liralık bir bağışta bulunmuşlar ve bu paranın faiziyle amele çocuklarının tahsil masraflarının karşılanmasını istemişlerdi. Bu ieberruun faizi bugüne kadar epey bir yekûna baliğ olmuştur. Fakat henüz amele çocuklarının tahsiline sarfedilmiş değildir.»
Celâl Bayar’ın ta 1944 senesinde maden amelesine karşı duydukları bu büyük ve İnsanî şefkatin ne kadar yerinde olduğunu bugün daha iyi anlıyorum. Çünkü gün ve güneş yüzü görmeden yüzlerce motre toprak altındaki kapkara kuyularda mütemadiyen kara talihlerini kazan bu fedakâr işçiler, göreceksiniz, hakikaten her türlü yardıma ve sevgiye lâyıktırlar.
Celâl Bayar, gece bir buçuğa kadar, alâkalı zevattan İşletmeye dair izahat almışlardır.
Başbakan Adnan Menderes'in bu meseleler üzerindeki tetkikleri ise gece saat 3,5 a. kadar devam etmiştir. Ertesi sabah, her üç parti merkezini ayrı ayrı ziyaret eden Devlet ve Hükümet reisleri, üç partiye mensup partililer tarafından büyük ve candan bir tezahüratla fırtınalı bir havada Ereğli limanına kadar denizden uğurlanmalardır.»
★’
Ve nihayet bütün Türkiye matbuatından öğrendiğimiz şu-dun -•
«Devlet ve Hükümet reislerine îşleime. Ulaştırma, Bayındırlık Bakanlan da refakat etmişler, kendi sahalarını ilgilendiren mevzuları yerinde tetkik etmişlerdir.»

Zonguldak'ta Devlet ve Hükümet erkânımızı günlerce geceli gündüzlü meşgul eden bu işler nelerdir? Buna bir kelime ile şu cevap verilebilir:
— Aşağı yukarı dörtte bir Türkiye!
Hakikaten hiçbir vilâyetimizde insan ve tabiat enerjisini, bu kadar mütekâsif ve birbirine girift olarak önümüze serilmiş bir halde göremeyiz. Türkiyenin büyük serveti olan kömür, muaz zam bir depo halinde yeraltında burada yatmaktadır. Ereğli ve Zonguldak limanları ve bir çok milyonlar burada her gün sarf ve inşa halindedir. İngilizlerin kurdukları Çatalağzı elektrik santrali burada kurulmuş ve bugünlerde Türkler tarafından ta mamen devralınmıştır. Karadan vo denizden kömürü memleketin dört bir tarafına ulaştıracak yollar, asıl burada şah-damar halindedir. Ve nihayet 27 bin maden işçisi geceli gündüzlü bir çalışma ile beyaz ekmeğini bu kara topraktan çıkarmaktadır. Her çalışan maden işçisini asgarî beş kişilik bir (Sonu Sa. 4. Sü. 7 de)
ANKARA RADYOSU Çarşamba — 4/10/1950
Sayfa: 4
ZAFER
4/10/1950
Memlekette huzursuzluk yoktur
| Başmakaleden devam :
=________ _ __ karar al-
Partiler arası münasebet mak icap ederdi), teraneleriy-Başbakan bundan sonra söz- [e taahhütleri karşısında mem lerini partiler arası münasebet ipketimizi kaçamaklar aramak lere intikal ettirerek şöyle de- y0]Un sokmak istemişlerdir » mİStİr: I Mnihııat hîirriv^fi
(Başı 1 inci sayfada) I luna gidileceğini kaydetmiştir. I Millet Midisinden notlar aldılar, fakat bir şey yapmadılar» dediniz. Ben de şimdi notlar alarak cevaben şunu yapacağız, şunu başaracağız de-miyeceğim.
Daha evvel, müsaadenizle, sîzlerden bir sual soracağım. A-caba Erzurumlular, yalnız mahallî ihtiyaçlariyle mi meşguldürler, Acaba Erzurum memleket çapında cereyan etmekte o-lan. büyük hâdiselerin mânasiyle alâkalı değil midir? Bunca ıstıraplarla inleyen Erzurum, a-sırlarca ihmale uğramasının sebeplerini kendi kendisinden sormuş ve araştırmış mıdır ?
Acı acı şikâyet etmekte olduğunuz bütün bu ihmalllerin ası) sebebi, şimdiye kadar gelip geçen iktidarları, ne Erzurum’un, ne Aydın’m, ne Kars’ın ne de herhangi diğer bir memleket bölgesinin kendi iradesiyle iş başına getirmemiş olmasındandır. İhmal edilen ve ıstırap çeken, yalnız Erzurum olsaydı, hâzinemiz ne kadar takatsiz o-lursa olsun, bu dertler bir anda halledilebilirdi. Fakat her vatan parçası dertler ve ıstıraplar i-çindddir. Bıinun için meseleler, mevzii olarak ele alınmamalıdır.»
Bu seneki bütçe eski hükümetindir Başbakan bundan sonra Demokrat Partinin iktidara gelmesine temas etmiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
«— Biz, Demokrat Parti, iktidarı 22 mayısta aldık. Demek oluyor ki bütçe yılının dördüncü ayında vazifeye başlamış bulunuyoruz. Bütçe yılının dördüncü ayında işe başlamak ise, o bütçeyi, malî sene sonuna kadar sürüklemek demektir. Bütçe üzerinde tadilât yapmak, bütçeye yeni bir istikamet verebilmek, imkânsız denilebilecek güçlükler arzeder. Buna rağmen, Demokrat Parti iktidarı bazı tadilât yapabilmiştir. Fakat bu seneki bütçe, nihayet Halk Partisinin tertiplediği bütçedir. Ancak, 1951 bütçesi Demokrat Parti bütçesi olacaktır.»
İstikbale ait imkânlar ipotek edilmiştir
Başbakan, 1951 bütçesinin dahi bütün hıânasiyle Demokrat Partice arzu edilen bir şekilde vücude getirilemiyeceğini de belirtmiş, bir memleket kaderinin birdenbire başka bir istikamete tevcih edilebilmesinin imkânsızlığı üzerinde durmuş, dünyanın her yerinde bütçelerin ve idarelerin mazinin tesirinden hemen derhal kurtulamıyacağını hatırlatmış ve sözlerine şöylo devam etmiştir:
«— Memleketimizde gelmiş geçmiş iktidarlar, yalnız hal : ve maziyi değil, yarının im- ■ kânlarını da büyük nisbette ı harcamış bulunuyorlar. Ne ya-zık ki, dünün hataları ve israfları yarının da ıstırapları- . nın kaynağı olmakta devam e-decektir. Millet iradesine dayanan bir hükümet maziden intikal eden ıstıraplar ve sıkın- ' tılara bir an evvel mümkün olduğu kadar süratle son vermek tedbirlerini almasını bilecek- 1 tir. Yarının imkânlarının nasıl ! harcanılmış olduğunun delili ' olarak arzedeyim: Meselâ, yal- : nız Erzurum’da değil memle- 1 ketin her tarafında, belediye- : ler, mahallî idareler, İller Ban : kası, imkânları önceden tüke- I tilerek. mefluç birer müessese 1 haline gelmiştir. Sadece bun- ı Iarla kalsa o kadar mühim ol- I mazdı. Devlet bütçesinin ve | devlete bağlı müesseselerin de ı zorlanarak tamamiyle takatsiz ( . ,e getirldikleri, istikbale ait | da bir nev]. ,potek a ma konulduğa icabında ı rakamlar v. izahlarl3
bulun açıklığı ,,pa( edeb._ lacegmuz, b.rt, hakikattir Böyle bir manzara, memleketin İktisadî ve malı bakımlar-dan bir sathı mailden aşağıya süratle kaymakta olduğunu göstermeğe kâfidir.
Bir sathı mailden yuvarlanmakta olan bir insanın, evvelâ bir noktada tutunup durabilmesi lâzımdır. Ondan sonradır ki, yukârıya doğru gayret ve’ hamleler yapmak mümkün o-lur. Evvelâ böyle bir sakîm gidişe'bir noktada dur demek lâzımdı. Türk mileti, 14 mayısta, bir zamandır devam eden kaderin makûs akışına dur deme sin bilmiştir.»
Başbakan, bir kere kötüye gidiş durdurulduktan sonra, imkân ve vasıtaların elde edil 1 mesiyle muvazi olarak, cevap verilmesi milyarlara mütevakkıf bulunan ihtiyaçların Birasına konularak yapılacağını, hendesî nisbetle artan bir hız- ı la bu ihtiyaçların tatmini yo- I
miştir:
« — Erzurum’da bizi fevkalâde memnun eden bir hâdiseden bahsedeceğim. Halk .Par tililer bizi büyük nezaketle karşıladılar. Ziyaretin iadesinde de yine büyük nezaket gösterdiler. Memleket meseleleri üzerinde karşılıklı faydalı konuşmalar yaptık. Millet Partililer de aynı iyi kabulü gösterdiler. Böylece, çok partili bir sisteme dayanan hürriyet niza minin bu memlekette muvaffakiyetle kurulabileceğini Erzurumlular ispat etmiş bulundular. Partiler arasında fikir ve görüş münakaşalarının, vatandaşlar arasında karşılıklı sev- ; gi ve hürmet hislerini yok et- j meden yapılmasını n« nizin istikbali namına şaret olarak kaydediyorum. |
Halk Partisi teşkilâtının ve mensuplarının huzursuzluk i- I cinde olmadığmı görmekten I derin bir memnunluk mat duymaktayız. Daha evvel Fakat onlar
Matbuat hürriyeti
Yine haksız tenkid ve hücumların yeni bir örneği olarak Başbakan muhalefet adına matbuat hürriyeti mevzuun da son günlerde aypılan beyanatı ele almıştır- Başbakan demiştir ki:
.— Matbuat hürriyetinin yokluğundan şikâyet eder gibi bir lisan kullanmaktadırlar. Hükümet ve iktidarın istediği gibi konuşmakta olduğunu, fakat- muhalefetin mahkemelerde süründürüldüğünü iddia e-diyorlar?
Bu doğru mudur? Bu mem-I (ekette matbuat hürriyetinin -t I maz^e bugünkünden daha te-memleketi- minatlı olduğunu iddia edebi-bir be- lecek tek bir adam çıkabilir mi? Demokrat Parti iktidara gelir gelmez ilk iş olarak, Mat huzursuzluk i- | buat Kanununda o güne kadar olmadığını görmekten I mevcut kayıtları ve bağları — ---------— iti- büsbütün ortadan kaldırmıştır
kötü zihniyetle ölçüsüz hareket ediyorlar. Vatandaşlar arasına şüphe sokmak istiyorlar. Matbuat Kanunu daha kötüdür demiyorlar Mahkemeler kanunu kötü tatbik ediyor demiyorlar. Çünkü bunlar hakikatin tahrifi olur- Fakat onlar, yuvarlak sözler söyliyerek etrafı karıştırmak ve böylece tahrik yapmak istiyorlar- Sîzlerden sorarım: Mahkemeler kanunu tatbik ederken, iktidara iltimas mı yapıyorlar, muhalefeti mağ dur edecek şekilde mi hareket ediyorlar?
Yine diyorlar ki, memleket huzursuzluk içindedir. Sîzlerden soruyorum: Memlekette mânevi huzursuzluk var mıdır, asla. Eğer bir huzursuzluk varsa bu maddî sebeplerden ihmallerdendir.
Demokrat Parti iktidara geldi diye, Halk Partili arkadaşlar, memlekete istibdat gelir diye içlerinde bir korku mu beslemektedirler, hayır, onlar da, tıpkı bizim gibi âtiye emniyetle bakıyorlar. Bu memlekete artık istibdat ve tek parti sistemi bir daha gelmiyecek-tir ve gelemez. Memleket bugün alman neticeleri tekemmül ettirmek yolunda yürüye-
Memleket huzursuzluk içinde demek insafsızlıktır. Muhalefetten ölçü, nizam ve dikkat isteriz. Biz müşterek vatanımızın istikbalinin ve gideceğimiz yolun münakaşasını yapı-yorüz. Biribirimizin yakasına sarılmak için sebep mevcut değildir.
Hakikatte bugün cereyan c-den hâdiselerin mânasını, tan-zimattan beri devam etmekte olan hürriyet mücadelesinde aramak icabeder.
Demokrat Parti bu yolda kendisine düşen hürriyet müdafii vazifesini almış ve muvaffak olmuştur. Bu, bir devir değişmesidir. Yoksa bir Cumhuriyet Halk Partisi - Demokrat Parti mücadeleci değildir. Biz, Halk Partisinin değil, tek parti zihniyetinin ebedî düşmanıyız ve o zihniyeti, bir daha kalkınmamak üzere milletçe yere sermiş bulunuyoruz. Yolumuz geriye değil, ileriye giden yoldur.»
Doğunun ihtiyaçları
Başbakan, bundan sonra Erzurum ve umumiyetle doğu bölgesinin ihtiyaçlarına temas etmiş ve demiştir ki:
— Bu dertlerle daha buraya gelmeden evvel meşgul olduk. Bizim memlekette şarkın ifade ettiği mâna üzerinde durduk. Şarkın işleri çoktur. Son zamanlarda bir dağu kalkınması parolasını ortaya attılar ve «eski iktidar doğu kalkınmasını istiyordu. Fakat Demokrat Parti bunu istemiyor, ve ihmal ediyor» diye çok zehirli propagandaya koyuldular.
Şu noktayı dikkatinze arze-derim ki, Demokrat Parti doğduktan ve şarkta teşkilâtını kurduktan sonradır ki, bir doğunun mevcudiyeti ve doğu il-lerimizn kalkındırılması lüzumu hatırlanmış ve ancak o zaman doğu kalkınmasından bah solunmaya başlanmıştır.
Şunu da ilâve edeyim ki, biz memlekette doğu ve batı diye bir ayrılık tanımak istemiyoruz- Partimiz teşkilâtım kurmakla doğuya hürriyet getirdiği gibi, şimdi de iktidar olarak doğuya memleketin diğer bölgeleriyle her sahada eşitlik getirmek yolunda bulunuyo-
ziyaret ettiğimiz Zonguldak’ı da aynı hislerle meşbu gördük.
Çok partili sistemin mutlaka acı mücadeleleri intaç etmesi lâzım gelmez.
Demek oluyor ki, memlekette merkezî bir tahrik mevcut olmasa memleket meselelerinde görüş ayrılıklarına rağmen, aynı toprağın çocukları olmak haysiyetiyle vatandaşlar birbirini kırmadan beraberce memlekete faydalı olmanın yolunu bulabileceklerdir. Halbuki merkezde bir zümre vardır ki bu, durmaksızın yaratmakta olduğu tahrik havasını bütün memlekete teşmil etmek istemektedir. Merkezdeki bu tahriklerin tamamen sunî olduğu, memlekette, aynı partinin teşkilât ve mensupları- a-rasında dahi makes bulmama-siyle sabit olmaktadır. Merkez deki bir avuç insanın, bu bakımdan, memleketle irtibatının kesilmiş olduğuna bir kere daha hükmolunabilir. Siyasî partilerimizn merkez dışında kalan vilâyetlerdeki teşkilât ve mensuplarının gösterdikleri bu örnek manzara, memleketin siyasî olgunluğuna çok kıymetli bir delil teşkil eder.»
Başbakan bundan sonra bütün vatandaşların memleket ve parti işleri üzerinde ölçülü ve muvazeneli görüş ve kanaatlere sahip olmaları lüzumuna işaret ederek bu maksadın istihsali için siyasî mücadele v“ tenkidlerin hiç bir zaman insaf hudutlarını aşmamasının esas olduğunu söylemiş ve bu münasebetle bugünün iktidarına karşı yapılan hücumlarda hiç b'r insaf ölçüsüne riayet olunmadığım belirtmiştir-
İnsaf ölçüsü
Başbakan bu münasebetle ezcümle şunları söylemiştir:
*— Daha dün iktidara gelmişken, ne yaptınız, diye bizden hesap soruyorlar Halbuki kendileri bu kadar uzun iktidar yılları için hesap vermek şöyle dursun hesap vermeyi bir an bile hatıra getirmemişlerdir Buna hükmetmek yerinde olur Bu sözlerimin delilini teşkil edecek olan bir çok hakikatleri burada sayıp dökmeye hacet görmüyorum. Halbuki bizden, hemen iktidara gelir gelmez hesap sormak istemişlerdir Bu toplantıda bir çok Halk Partili arkadaşların hazır bulundukarını biliyorum. Kendilerinden sormak isterim: Bu kabil hücum ve ten kidlerin insaf ve iz’an ile bir alâkası var mıdır?
Yine bu cümleden olmak ü-zere hükümetçe Kore hâdisesi münasebetiyle alman karar üzerine b.ze tevcih edilmiş o-‘ m insafsız hücumları da ha-tırlatmak isterim. Nazik bir anda, memleketin emniyet ve milletleraras! itibarı bahis rncv zu olduğu bir sırada yapılan hücumların ağırlığmı hiç bi-
} I Tiniz unutmamışsınızdır- Hele merkezden köylere kadar yayılmaya uğraşılan propagandaların ne kdar zehirli, ne kadar aşağı ve ne derece meşum bir mahiye aldığını unutmak mümkün değildir. Hükümet ve iktidarı; ancak düşmanların yapabileceği gibi harp tahrikçiliğiyle itham etmeye kalkışmışlardır (Demokrat Parti memleketi harbe götürüyor), feryadlariyle vatandaşları ikiye bölmek, memleketi parçala mak tehlikesinden sakınmadılar (Bize danışmak lâzımdı,
bir
İnönü’nde
değişmiş bir şey yoktur konuşuldu, Kahire'de ne gibi kararlara varıldı? Chıırchill ve Rooseveltle yapılan mülakatların mahiyeti ne idi? Önlar mı harbe girmememizi istediler? Yoksa biz mi onlara dayattık? Hayır, bu noktaların hiç birisi sarih olarak vesikaları ile, zabıtları ile ortaya konmamıştır. Yalnız bu arada bir tek tekerleme dolaşıyor: İnönü bu milleti harpten kurtardı! O halde ona medyunu şükran olalııhl
Peki amma, bu memleketin tebellür etmiş bir dış politikası yok mu idi? Bu memlekette harp ilân etmek, sulh akdetmek salâhiyetlerini haiz bir Büyük Millet Meclisi yok mu idi? Bu memleketin diğer devletlerle olan muahedeleri, anlaşmaları yok mu idi? Bütün bunlar bir tarafa bırakılıyor da hâdise nasıl bir tek insanın etrafında çerçevelenebiliyor?
Bu devirde harp ve sulh kararları bir tek adamın, hattâ bir tek devletin değil, bütün siyasî münasebetlerin ve milletlerarası meselelerin bir icabı olmuştur. Elbette bu harbin başında ne Polonya, ne Belçika, ne Hollanda ve hattâ ne de Fransa ile İngiltere ve Birleşik Amerika harp yapmak arzusunda değildi. Hattâ bizzat Almanya için söylenen şu söz dünyada meşhurdur: «O istilâya gidiyordu; fakat karşısında harbi buldu!»
Eğer büyük devletler Türkiye'yi harbe sokmak kararını alsalardı, eğer bizim büyük ve millî menfaatlerimiz: harbe girmeyi icabettirseydi o zaman vaziyet ne olacaktı? İnönü han gi kuvvetle bunu önliyebile-cekti? Kaldı ki, eski iktidar bize bu harpten sonra öyle bir miras devretmiştir ki, iktisadi cepheden bu, mağlûbolmuş bazı devletlerin harp sonrası vaziyetlerinden de çok daha acıklıdır. İşte, harpten sonra kalkman ve hattâ bize ihracat yapan, Marshall yardımından bizden fazla faydalanan İtalya meydandadır. İşte, Hatay'ın elektrifikasyonuna talip olan ve bize kimyevî madde, otomobil ithal eden Almanya mey dandadır! O halde Türkiye'yi harbe İnönü sokmamıştır diye yapılan öğünmelerin değerini bu harbe ait vesikalar ve hele Kahire mülâkatının zabıtları neşredildikten sonra tartmak çok daha muvafık olur.
C. H. P. Genel Başkanının iç politika hakkmdaki mütalâalarına gelince: Bunda da yine meşhur radyo nutkuna göre kelime oyunlarından başka değişmiş bir şey yoktur. Ne hazindir ki, İnönü hâlâ aynı noktada bağlanmış gibidr. Hâlâ tehditten dem vurmakta ve bu günkü iktidarı dört sene sükûnetle çalışmak için iknadan bahsetmektedir. Eğer İnönü’nde bir iknâ kabiliyeti varsa, evvelâ kendi kendisini millî iradenin tezahürüne inanmak lâzım geldiğine iknaa çalışması lâzımdır. Bugünkü iktidarın elinde dört senenin heder olacağından endişe edenler, acaba kendi idarelerinde seneler ve seneleri, ve en az 12 seneyi nasıl boşu boşuna heba ettiklerini hiç mi düşünmediler? Hayrettir; memlekette demokrasiyi kendilerinin yerleştirdiği iddiasını ileri sürenler, şimdi de kalkıp milletin oyu ile ve milletin güveni ile iş başına gelen bir iktidarı dört seneyi heder etmekle ithama kalkmışlardır. Acaba ne olacaktı? Milletin itimadını, milletin isteğini hiçe sayıp ona çektirdikleri sıkıntı ve ıstıraplardan dolayı eline pasaportu verilen bir partinin hâlâ bugünkü kışkırtmalarına mı kanacağız? Sorarız: Demokrat Parti iktidarına neyi devretmişler de dört ayda bir mucize bekliyorlar? Elbette merhale merhale yürünecek, vo her şey zamanla tasfiye olunup Halk Partisinin harabeleri üzerinde yeni demokratik bir
Belediyedeki tören
(Başı 1 nci sayfada) rekçi inkara. Belediye Başkanlığının çok müşkül oldu-ğuhu' ve fakat yeni Başkanı-mızın bu güçlükleri yenmeye muvaffak olacağını söylemiş Ankaralı hemşehrilerin dai-,ma Belediyeden yardım umduklarını ilâve etmiştir
Benderlioğlu da bü vazifenin güçlüğünü müdrik oldlığünu; bu kutsî vazifeyi başar-■ mak için canla başla çalışacağını ve Ankaralı hemşehrileri daima fdydalı olacaklarını, •AnkaralIların da kendisine her hususta yardımlarını esirgemeyeceklerini umduğunu söylemiştir-
Bundan sonra büyük salonda bir toplantı yapılmış, eski Başkan yeni başkana belediye daire Ve şube müdürlerini tanıtmıştır. Halef ve selef bu toplantıda kısa birer nutuk söylemişlerdir.
Başşehirler Kongresi
Haber aldığımıza göre Lizbon’daki Başşehirler Kongresi Genel Sekreteri Ankara Belediyesi Başkanlığına bir mektup göndererek 12 ekimde Liz bon’da toplanacak Başşehirler toplantısına iştirak edip edil-miyeceğinin bildirilmesini istemiştir-
Lizbon’dan gelen bu davetiye eski Belediyenin eline 18 eylülde geçtiği halde bu husus şimdiye kadar nedense açıklanmamıştır.
Yeni Belediye Başkanının işe başlarnasiyle vaziyet anlaşılmıştır.
Şimdiye kadar açıklanmıyan bu davetiye yeni Belediye Mec lisinin dünkü ilk içtimaında bildirilmiş olsaydı, toplantı halinde bulunan yeni Belediye Meclisi bir karar verebilirdi. İkinci toplantının 18 ekimde olmasını gözönüne alan yeni Belediye Başkanı Atıf Bender lioğlu’nun vakit geçmeden Be lediye Meclisini fevkalâde bir içtimaa davet ederek müsbet veya menfi cevabın bir an evvel bildirlmesi cihetine gideceği kuvvetle muhtemel görülmektedir,
Mahsul durumu
(Başı 1 inci sayfada) istihsalimiz 700 bin balyayı a-şacaktır.
Memleketimizdeki hububat durumuna gelince; Ege mınta-kasuıda iyi olmasına mukabil (ÇanakkaleCde fena, Balıkesir-de ortadır. Bursa’da umduğumuz gibi çıkmamakla beraber tatmin edici durumdadır. Konya’nın bazı yerleri bozuk, Kay seri’de ise birkaç kaza müstesna diğer yerler iyidir. Umumiyet itibariyle mahsul durumu bazı vilâyetlerin bazı kazalarında verimli olmamakla beraber geçen seneye nisbetle daha iyi durumdadır. İşte bazı mın-takalanmızın mahsul durumlarını gözönüne alarak çiftçi borç larının tecili için gereken muameleler yapılmaktadır. Ziraat Bankasının gösterdiği yakın a-lâka büyük memnuniyetle kar şılanmıştır.
İyi tohum elde edemiyen çiftçilere sırf tohumlarını ıslah mak sadiyle ve gelecek sene iyi mahsul alabilmek için 60 bin ton I-lâçlanmış ve ıslâh edilmiş Aıı buğday tohumu tevziatına başlanmıştır.
Bazı yerlerde ekinlerin boylarının uzun ve gür olmalarına rağmen başakları tanesizdir. Bu, toprakların fosforsuz olduğu kanaatini vermiştir. Eski idareciler gübre politikası diye mütemadiyen bağırıp ve yazdıkları halde hiç bir şeyi ele almamışlardır. Alır gibi oldukları şeyler de memleket zararına sebep olmuştur.
Bu sene Tarım bütün teşkilâtiyle, bir çok yerlerinde
hububat ziraatının geniş olduğu nuntakalarda gübrenin faydasını fiilen göstermek için demons-tıasyon tatbikatı yapacağız.
İlim müesseselerimizin güzel tecrübeleri vardır. Gübre kullan-mıyan komşularının yanında ve fakat gübre kullanmak şartiyle bu müesseselerimiz bire onbeş mahsul almışlardır. îşte asıl işin fecî tarafı meslekdaşlarımın bu güzel mesleklerini eskiden halka intikal ettirememek beceriksizli-
Bakanlığının memleketin ve bilhassa
Yol dâvamız
DOÇENT DOKTOR
Cavit SÖKMEN
Dahiliye Mütehassısı
Muayenehane: Anafarta-lar caddesi KÖKLÜ HAN 2 nci kat. Telef: 11823.
Ev. Yenişehir, Karadeniz Apt- Daire 6 Telef: 24949. 5669
(Başı 1 inci sayfada)
4 üncü bölge müdürlüğü atölyelerini gezmişler ve müteakiben genel müdürlük binalında Karayilları Genel Müdürü Vecdi Diker’i ziya -ret etmişlerdir. Vecdi Diker, yol dâvamızın ana hatlarını belirten bir konuşma yaparak çalışmalar hakkında gerekli izahatı vermiş ve gazetecilerin muhtelif spruarlım cevaplandırmıştır- Genel Müdür bu konuşmasında ezcümle şunları söylemiştir:
ruz- Eşitliğin nc demek olduğunu sizler herkesten daha iyi bilirsiniz. Şarkı, memurlar i-çin bir nevi menfa olmaktan, mustarip vatandaşların yaşadığı bir diyar olmaktan çıkartacağız
Memleketimizde doğu ve batı sadece coğrafi birer mefhum olarak kalacaktır.»
Başbakan nihayet Erzuru-mun mahallî dertlerine ve taleplerine de temas ctmişlir.
idare sistemi bir âbide halinde yükselecektir. Merak etmesinler onların yürüdüğü yolda yürünmeyecekiir. Çünkü Demokrat Parti, halka maddî ve manevî ıstırap vererek, bugün onların başına geldiği gibi, miletin bedduasını almak arzusunda değildir. O, kelimenin tam mânasında bir hizmet partisidir. Fakat, etrafına dehşet salarak, halka baskı yapark. Sınırken! telalarına meydan vererek iktidarı ellerinde tutmak istiyenler, bu hizmetin ne demek olduğunu anlıyamazlar.
İnönü diyor ki: «Dört sene büyük zamandır, bir iktidar memlekette çok hizmetler yapabilir ve muvaffak olursa iftira ve dehşet tedbirlerine hiç tevessül etmeden halkın arzusu ile iktidarda kalabilir.»
Bu sözlerin içinde hazin bir itiraf gizlidir. Kendileri 12 sene iktidarı elinde tutmuştur. Bu müddet dört seneden üç misli büyük bir zamandır, muvaffak olmuş ise halkın arzusu ile neden iktidarda kalamamış-tır?
İnönü artık, büyük hakikati anlamalıdır: Millet, kararını ve reyini vermiş, her şeye rağmen onları alaşağı etmiştir. Yapacakları tek iş millete hürmet etmektir.
«— 1946 senesinde Türkiye-nin yol vaziyetini etüd ettik-İhtiyacımız 200000 kilometre idi- 23 bin kilometresini birinci plâna aldık- Bu işin 1946 yılının iştira kıymetine göre 1,5 milyar liraya çıkacağı hesap edildi 9 senede de ikmali bir programa bağlandı. 4 sene zarfında 1950 yılı sonuna kadar 145 milyon sarfetmiş bulunacağız. 700 kilometre yolla işe başladık- Bugün yaz kış geçit veren 15 bin kilometre yola sahip olduk.»
Karayolları Genel Müdürü çalışmalar hakkında da izahat vermiş ve bihassa bütün yolları yapanların Türk mühendisleri olduğunu belirtmiş ve şunları söylemiştir:
Mümtaz Faik FENİK
Elektrik işi ve mahrukat me seiesi. demiştir, tezekkür edi-’.eeC: ve kuvvetle kaniim kİ müsbet kararlara bağlanacaktır Şikâyet etmekte olduğunuz hayvan nakli meselesini derhal nazarı itibara aldık. Bütün müşkülâta rağmen kâfi miktarda vagon tahsis olunacaktır Köylerde tapulama işini de süratlendirmek akrarındayız Mu, ve buna benzer bölgenin işleriyle uğraşmaktayız
«— Devlet yollarına muvazi olarak 27 bin kilometrelik il yolları üzerinde de çalışıyoruz. Dört yılda yaz kış geçit verir şekilde bu yolların yüzde altmışını yapmış olacağız.
150 bin kilometreyi bulan köy yolları için de bir çalışma programı hazırlamaktayız. Bunların da köy emrine verilen basit makinelerle ikmaline muvaffak olacağız. 50 bin kilometreyi 4 senede tamamlamayı düşünüyoruz. Yol yapımı ile bakımı da aynı zamanda başlamaktadır.»
Kara Yolları Genel Müdürlüğünün dâvetlisi olan gazeteciler, Bayındırlık Bakanı General Fahri Belen’i ziyaret ederek konuşmuşlar, bu sırada Bakanlığı ziyaret eden Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu ile de görüşmüşlerdir. Gazeteciler müteakiben Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürü Dr. Halim Alyotu da ziyaret ederek meslekî hasbıhalde bulunmuşlardır.
Gazeteciler, bu sabah otomobillerle Aksaray - Koçhisar yolu ile Mersin’e hareket edeceklerdir, 1
Yeraltı şehrinde
(Başı 3 üncü sayfada) aile farzetsek 100 bini aşan bir vatandaş topluluğu caniyle ve can yoldaşlariyle beraber bu madenlere bağlıdır.
Bu dâvalara uzaktan ve yakından temas ederken okuyucularımı bir çok teknik ve çetin bahislerle yoracak değilim. Esasen bu işlerin mütehassısı da sayılamam. Benim yapacağım iş, ancak bir kadın gazeteci gözüyle görebildiklerimi, işittiklerimi ve hissedebildiklerimi nakletmekten ibaret kalacaktır. Bunda az buçuk muvaffak olabilirsem ve yazılarımla bu ağır vazifeli işçi vatandaşların hayatına bir parçacık ferahlık katabilirsem, ne mutlu!..
Zonguldak, bildiğimiz şehirlerden hiç birine benzemez; çünkü iki şehir bir aradadır! Yani alt alta, yahut üst üste iki şehir, bir Zonguldak yapar! İsterseniz sizi, Zonguldak'm yeraltı şehrine indirmeden evvel birazıcık üstünde gezdireyim! ister karadan, ister denizden Zonguldak'a geliniz; yaz kış yemyeşil olan bu şehri muhakkak seveceksiniz! Zonguldak'm evleri, binaları, yeşil tepelere doğru basamak basamk, bembeyaz birer inci gibi yerleştirilmiştir: Öyle ki, hiç bir ev, alt-iakinin manzarasını kapamaz. Her evin penceresinden muhakkak Karadeniz'in enginliğini görür, içinizin açıldığını hissedersiniz. Hele bir başınızı arkaya çevirini Dağ alabildiğine yemyeşildir, zümrüt gibi defne ve çam ağaçları çepeçevre etrafınızı kuşatmıştır.
Şimdi, önü böyle masmavi deniz, arkası yemyeşil dağ olan bir şehri bırakıp, yedi kat yerin altına inmeğe bilmem razı olacak mısınız?.. (Devamı var)
Altın vaziye
(Başı 1 inci sayfada) ken farkında olmıyarak C.H.P. hükümetlerinin malî icraatını tenkid etmiş olmasıdır. Filhakika Ulus’un dediği gibi bir kısım
ettiği mevsimlerde emisyon hacmi aynı şekilde yükselmiş ve müteakip aylarda tekrar eski seviyesine avdet etmiştir. Netekim mart 1948 sonunda emisyon hacmi 867.3 milyon lira iken ekim 1948 başında 75
altın satılmıştır. Fakat bu altın- ' milyon liralık bir artışla 942 3 lar son C.H.P. hükümetinin ter-| hin ettiği altınlardır. Demokrat hükümet iş başına geçtikten pek ' az sonra satılmak zarureti hasıl olmuştur.
Konuştuğumuz salahiyetli zat bu neşriyat hakkında şu malûmatı vermiştir:
«— Son zamanlarda aynı gazetenin sık sık bu mevzularda umumî efkârı şaşırtıcı haberler yaydığını görmekteyiz. Merkez Bankasının emisyon miktarı, 12/ Nisan/1947 de 998 milyon lirayı tecavüz ettiği halde bu gazete hiç bir hassasiyet alâmeti göstermemiş iken son aylarda bu konu üzerinde ısrarla durmaları cidden gariptir. (
Hal böyle iken gazetenin ver- , diği malûmat ve mukayese ettiği rakamlar doğru olsa idi bu mevzularda yeni beliren heves ve alâkasını memnuniyetle karşılardık. Ulus gazetesi mezkûr tahlilinde iki mevzua temas etmiştedir: 1) Emisyon hac-mında görülen artış, 2) Altın ve döviz mevcudundaki azalış.
1 — Para hacmindeki artışın 1 miktarı ve sebepleri nelerdir?
Gazetenin veldiği malûmatta, belki hataen, belki de rakamları 1 yüksek gösterme gayretiyle o- ' lacak, emisyon miktariyle Mer- 1 kez Bankasındaki mevduat he- • sapları cemedilmi'ştir. Bir memleketin para hacmi hesaplanır- ' ken bilfiil tedavülde bulunan 1 para miktarı ile Ticaret Bankasının vadesiz mevduat hesapla- ( rının yekûnunu almak mutat ise ; de burada durum tamamen fark 1 hdır. Gazetenin emisyon mikta- ; vınla ilâve ettiği ve 18/5/1950 ı de 350.5 milyon ve 23/9/1950 de { 499,7 milyon lira olan mevduat i hesaplarının, hakikat halde 153,2 ( milyon liralık kısımları hazine ve amortisman sandığına ait olup Merkez Bankasına tevdi edilmiş bulunan 48,5 ton altının Türk lirası tutarıdır. Bu nokta Merkez Bankası bültenlerinde de açıkça görülmektedir.
Geri kalan ve 13/Mayısta 197.3 ve 23 eylülde de 346,R milyon liralık mevduatın her iki tarihte mütekabilen 66,9 ve 207,x milyon liralık kısımları Marshall Yardımı karşılık fonlarından i-baret olup mezkûr iki tarih ara-sunda mevduat hesaplarında görülen 140 küsûr milon liralık artışın başlıca sebebini teşkil etmektedir.
Gazetenin tedavül hacmini yüksek göstermek gayretile zikri geçen mevduat hesaplarını da ilâve ederek yaptığı hatayı böylece tashih ettikten sonra geriye sadece, emisyon hacminin 13 mayısta 887.1 milyon liradan 23 eylülde 958 6 milyon (liraya yükselerek 715 milyon liralık bir artış kaydet miş olması kalır Bu artış Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından yapılan hububat mubayaalarından ileri gelmektedir- Ne tekim mezkûr mübyaalar için eski tarihli kararnamelerle O-fise verilen selâhiyete müsteniden Hazine fekaletile Merkez Bankasına reeskont ettirilen bonoların tutarı 13 mayısta 107 milyon lira iken 23 eylülde 178 milyon İraya yükselerek 71 milyon liralık bir artış göstermiştir ki, bu da e-misyon miktarındaik tezayü-de müsavidir. Şunu da hemen iâve edelim ki bu hal 1950 yılına münhasır bir keyfiyet de değildir
Bundan »vvelki yıllard * O fite mubayaaların ,ıı
. milyon liraya yükselmiştir.
2 — Altın ve döviz mevcudundaki azalışa gelince; filhakika altın mevcudu 137 tondan 129 4 tona düşerek 7 6 tonluk veya 21 milyon liralık bir a-azlma kaydetmiştir- Fakat bu azalma eski hükümetlerin ter hin ettiği 9 ton altının vadesi gelince, yani haizran 1950 sonunda satılmaları zaruretinden doğmuştur- Hükümet, programında, Ulus gazetesinin bahis konusu neşriyatından çok evvel, bu terhinlerden bahsetmişti; Meclis -zabıtlarının tetkiki bu ciheti tesbite kâfidir-
Döviz mevcudundaki azalış tamamen mevsim icabıdır. Mazide de bu böyle olmuştur, ihraç maddelerimizin ziraî mahsullerden ibaret bulunması dolayısiyle ihracatımız Kasım, hattâ Aralık ayında başlar ve Nisan - Mayıs ayalrında sona erer. Bu itibarla mezkûr aylarda döviz mevcudumuz daha müsait bir durum arzetti-ği halde eylül sonu ve ekim balşarınad en düşük seviyesine iner. Bu sebepledir ki, 13 mayıs 1950 de döviz açığımız 28-3 milyon liradan eylül 1950 sonunda 129-9 milyon liraya yükselerek 101 6 milyon liralık bir artış kaydetmiştir- Bu hal diğer senelerde de vaki olmuştur. Netekim 14 mayıs 1949 tarihinde döviz mevcudumuz 28 3 milyon liralık bir aktif arzederken ekim )949 başında 79.6 milyon liralık bir açık vermiştir ki, bu rakamlara göre mezkûr senenin aynı devresindeki döviz azalışı 107.9 milyon lira tutar Bu tenezzül şimdiki azalıştan daha yük-
ZAFER
Sayfa: 5
4/10/1950
I
Günün * mevzuları
(Başı 2 inci sayfada)
Belediye meclisi, başkan raporundaki izahatı, meclis mü-rettep adedinin ekseriyeti ile kâfi görmez ise, keyfiyet, rapordaki izahat ve müzakeratı aynen ihtiva eden zabıtname ile birlikte müntehap reis vekili tarafından vilâyet merkezi ol-mıyan yerlerde valiye, vilâyet merkezi olan yerlerde içişleri bakanlığına mazbata ile bildirilir. Vali ve bakan hakemdirler.
Görülüyor ki, hemşerinin, mahallî mahiyetteki müşterek ve medenî ihtiyaçlarının yerine getirilmesinde belediye başkanı belediye meclisine karşı mesuldür. Belediye meclisinin bu işte sorumluluğu daha şümullü ve daha esasidir. Meclis, doğrudan doğruya kendisini seçen halka karşı mesuldür. Bu böyle olmakla beraber, belediyecilik tarihimizde, belediye meclislerimizin, vazifesini gerektirdiği şekilde yapmıyan belediye başkan ları hakkında kifayetsizlik kararı verdikleri ve böyle bir hâdisenin efkârı umumiyeye intikal ettiği varid değildir.
Yurddaki belediye başkanları, kanunun kendilerine tevdi ve tahmil etmiş olduğu vazifeleri başarmakta mıdırlar?.. Hiç san mıyoruz! Hemen hemen her gün ve her yerde belediyelerimizden ve belediyemizin yürekler acısı feci hallerinden şikâyet ederiz. Bütün bu realitelere rağmen, her hangi bir belediye meclisimizin çalışmayan belediye başkanı için kifayetsizlik kararı verdiği görülmemiş, ve duyulmamış gibidi. Bu netice ve hakikatler bizi, belediye meclislerimizin vazifelerini yapmadıklarını kabule mecbur etmektedir. Fakat, dikkat edelim. Vaziyet bugün değişmiştir. 14 Mayısta rüştünün kemale erdiğini isbat eden Türk vatandaşının artık gözleri açılmıştır. Bugün Türk vatandaşı anlamıştır ki, «oy. hakkı, her hakka üstün ve mukaddestir. Ve yine Türk vatandaşı anlamıştır ki, vatandaş arzu ve iradesi lâhik olmadıkça, hür ve medenî her memlekette olduğu gibi Tükiyemizde de hiç bi şey olamaz.
Bugün Türk hemşerisi anla-mıştr ki, bütün diğer âmme hizmetleri gibi belediye meclisi üyeliği ve belediye başkanlığı da, halkın itimat müddetine münhasır bir vekâlete dayanan bir âmme hizmetidir.
Belediye bütün anane ve mazisi ile, bütün teşkilâtı ve gayesi ile halkın kendi kendisini idae ettiğini gösteren ve teyid eden bir müessesedir. Ve gerek belediye başkanı, gerek belediye encümeninin icraatı üzerinde halk muakabesi, halk kontrolü ancak ve antak kanunun belediye meclisine vermiş olduğu salâhiyetlerin tam ve mutlak bir surette tatbiki ile mümkün ola-bili.
Çalışmıyan belediye başkanı ile, belediye encümenini ikaz edecek, onlaı vazifeye sevkede-cek ve mesul tutacak makam belediye meclisleidi. Ancak bu süetle belediye meclislei halkın itimadına müstahak olduklamı isbat edebilirler.
Kanunun kendileine tahmil ettiği vazifelei, her hangi bir sebep ve suretle olursa olsun yapmıyan veyahut yapamıyan belediye meclis üyeleinin bizden «oy. istemeğe haklaı değil, hattâ yüzleri olmadığını şimdiden anlamaları lâzımdır.
ORHUN
Haftalık Türkçü dergi Başyazarı: ATSIZ
Cumartesi günleri çıkar Eski
Orhun
un devamı olarak 7 ekim de yeniden yayımlanmaya başlıyor
Fiyatı: 25 krş- Yıllık a-bonesi: 8 lira, Posta Kutu su: 1818 - İstanbul, Eski Tükçü arkadaşların elb'ir ligiyle, eski ruh, mefkure ve heyecanla çıkıyor..
Bütün Türklük ve mem leket meseleleri- • 1944 Irk çılık - Turancılık dâvâsının iç yüzü- 5674
ZAYİ — Sulakyurt bölge ilk okulundan 943 tarihinde aldığım diplomamı ve Konur nü fus memurluğundan aldığım nüfus tezkeremi kaybettim Ye nişini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur-
Celâlettin Erşan, Sulakyurt köyünden. Satılmış oğlu.
5670
Ticaret ve Sanayi Odasından: Ünvan: Şakir Turan.
Sicil No: 3298
Ankarada Bahçelievler sem tinde Cumhuriyet mahallesinde 5 nci sokağında 21 numara lı evde oturan Bahçelievler semtinde 5 inci sokağında 21 No- lu mahallî ticarî ikametgâh ittihaz ve ithalât ve ticari mümessillik ticaretiyle iştigal eden Ticaret Odasının 3/93 numarasında kayıtlı T. C- tabasından Şakir Turan'ın yulra rıda yazılı ticaret unvaniyle noterlikten tasdikli imzası şek linin Ticaret Kanununun ah kâmına uyularak 2-10.1950 tarihinde tescil edildiği duyurulur. (7444)—2190
SATILIK ARSA
Kavaklıdere Güven Evleri mahallesinde 1617 ada
üzerinde Belediye imarına
göre 4 parsel olarak 4069 M2 arsa satılıktır.
Görüşmek istiy enlerin her gün Tel: 15196 ya müracaatları. 5634
ZAYİ — Luey Esberger va-puriyle namımıza gelen «MS. Helios. marka ve 6791/6896 No- lu 106 sandık mallara ait K. Maritim acentasmdan aldığımız 13 numa'ralı poliçe 17-4-1950 tarih ve 291 sayılı manifestoda kayıtlı 3915 No- lu ve 3.6-1950 güplü ordinoyu kaybettik- Yenisini alacağımızdan eskisinin hükmü yoktur.
Helios Şirketi
Toplantı
Ankara Tenis İhtisas Kulübü yıllık adi genel kurul toplantısının, 8 Ekim 1950 Pazar günü saat 10 da stadyum şeref bolü altındaki salonda yapıla- ' cağı üyelere duyurulur.
Gündem:
1 — Açılış ve kongre başkanı ile kâtiplerin seçilmesi.
2 — İdare kurulu raporunun ' okunması.
3 — Denetçiler raporunun o-kunması.
4 — Eski idare kurulunun ibrası.
5 — Yeni idare kurulu, denetçiler ve haysiyet divanı seçimi.
6 — Üye dilekleri.
Ankara 3 üncü Sulh Hukuk Mahkemesinden:
(937/74 T ) Aşağıda isim ve memleketleri yazılı kimseler 937 senesinin'muhtelif aylarında Ankarada Nümune Hasta-hanesinde ölmüş ve mahkeme mizce de vereseleri malûm bulunmamış olduğu gibi bu güne kadar bir müracaatda ya pılmamış bulunduğundan mirasçılarının ilân tarihinden i-tibaren üç ây zarfında sıfatlarını tayin etmek üzere vera set ilâmı ile birlikte mahkememize mürcaaatları aksi tak dirde alâkadarların istihkak dâvası açmak hakkı mahfuz kalmak şartiyle terekenin hâzineye devrolunacağı medenî kanunun 534 üncü maddesi gereğince ilân olunur. (16 şahıs) 2-10.1950
İncesudan Bekir oğlu Veli, Ilgazlı İsmail oğlu Ahmet, Haymanalı Bilâl oğlu Bayezit, Osmancıklı Ahmet oğlu Mehmet. Şivaslı Tevfik oğlu Faik, Polatlılı Osman oğlu Meh-oğlu Kadir, Çankırılı Halil met. Bitlisli Baş oğlu Mehmet, Kayserili Haşan Hüseyin oğlu Habip, Koçhisarlı Mehmet oğlu Mustafa, Kızılcaha-mamlı I-Iasan oğlu Zühdü, Hay manalı Veli kızı Akkız, Kirşe hirli Ali oğlu Yuşuf, Ayaşlı Seyit Ahmet oğlu Mustafa Duran, Çiçekdağlı Battal oğlu Kahraman, Keskinli Mehmet oğlu Mehmet Kale
5671
Yıldız Yılmaz
Kadın Terzisi
Yeni sezona en şık 951 Paris modellerde başlamış oldu ğunu sayın' müşterilerine bildirir.
Anafartalar caddesi Efkaf İşlim Kat 2 No. 203
5642
Acele satılık ev
Tapulu, İki katlı, su elek trik, önü arkası bahçeli cem'an 4 oda Öncebecl ö-zanlar caddesi Bilim Sok No: 103 Otobüs durağına 5 dakika mesafede. İçiııde-kine müracaat- 5653
Ahç.ı iş arıyor
Alaturka, alafranga fevkalâ de yapar 25 yaşında bekâr, as kertiğini yapmış, dış memleketlere de gidebilecek olan bir ahçı iş arıyor. Tel- 21229 5675
D.P. Kurtuluş Ocağından:
İl seçimi dolayısiyle üye arkadaşlarımızın Samanpazarı 3 No lu bucağa 5.10-1950 per şombe günü saat 20-30 da bu lunmaları rica olunur.
Ocak Başkanı
Satılık Otomobiller
Konforlu,
1 _ Doç (dört kapılı, yeni vaziyette 48 model, Argo saati üzerinde,
2 — Muhtelif küçük Av rupa otomobilleri ehven fiyatla,
3 — Jeep çift diferansiyeli bir tonluk, kaloriferli
Yenişehir Ulus Sineması karşısı Gaz - Benzin Soko ni bayii M. Reşit Yur- Tel: 25788 5668
Satılık Frak ve
silindir şapka
Orta boyda Avrupa kuma şından ve çok yenidir- Müracaat Tel: 11607 5661
Satılık Frak
Yollar 10. cu Bölge Müdürlüğünden
1 — Eksiltmeye konulan iş: Yollar 10. cu Bölge Müdürlüğü atölye ve tesislerine su getirilmesi işidir.
2 — Keşif gedeli 28940.00 liradır.
3 — Eksiltme 20/10/1950 cuma günü saat 15 de Trabzonda Yollar 10. Bölge Müdürlüğünde her gün görülebilir.
4 — Eksiltme şartnamesi ve diğer evraklar Trabzon’da Yollar 10. Bölge Müdürlüğünde her gün görülebilir.
- j 5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre
at 15 de Pozantı Bölge Şefliği binasında kurulacak komisyon , 2170.50 (iki bin yüz yetmiş lira elli kuruş) geçici teminat ver-önünde yapılacaktır. ' meleri ve 950 yılına ait Ticaret Odası belgesi ibraz etmeleri
3 — Beher metreküp katlan kerestesinin muhammen bede- lâzımdır.
'li'lll liradır.
4 — Buna ait şartnameler Orman Genel Müdürlüğünde, Mersin, İstanbul, Ankara Orman İşletme Müdürlükleriyle, Karakuz Pozantı Şefliklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belirli günde yüzde 7,5 teminat akçeleriyle
birlikte komisyona müracaatları (7436) 2188
Devlet Orman İşletmesi Eskişehir Müdürlüğünden:
I
: Devlet Orman işletmesi |
Adana Devlet Orman İşletmesi Md. den
1 — İşletmenin Karakuz Bölgesinin Hamidiye istif yerinde mevcut 1539 adede denk 182, 84*7 metreküp 1950 yılı İstihsalinden katran kerestesi 8 parti halinde 29.9.1950 tarihinden itlba- ' ren 15 gün müddetle arttırmak satışa konulmuştur.
2 — Satış 16. 10. 1950 tarihine rastlayan pazartesi günü sa-.
KİRALIK DEPO VE
DÜKKÂNLAR
Maltepe Gazi Mustafa Kemal bulvarında Koç talebe yur du ile Nazmi Balkanoğlu deposu arasında inşaatı yeni ikmal edilmiş Maltepe apartımanının depo, nakliyat anbarı, imalâthane olmağa elverişli zemin katı ile kahvehane ve sair işle-' re elverişli kaloriferli geniş dükkânlar kiralıktır. Telefon: 14165. 5626
Mevlût
Babamız merhum yük sek Mühendis Nuri Es-|men'!ln vefatının kırkıncı gününe rastlıyan 5 ekim perşembe günü Ilacıbay-ram camiinde öğle namazı m müteakip mevlût okunacaktır.
Arzu edenlerin teşrifleri rica olunur.
Esmen Ailesi 5659
1 — Çatacık Bölgesinin 14 numaralı Çırçır istif yerinde mev-. cut 113 adede denk 93,123 metreküp, 15 numaralı istifte mevcut 91 adede denk 81,367 metreküp, 16 numaralı istifte mevcut 86 adede denk 83, 114 metreküp çam tomruklan üç parti halinde 29.9.1950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık arttırma su- ’ reliyle satışa konulmuştur.
2 — Açık arttırma 14 Eki ml950 gününe rastlıyan perşembe günü saat 15 de Eskişehir Orman İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Beher metreküpünün muhammen bedeli 55 lira 15 kuruştur. Her parti için yüzde 7,5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartnameler Ankara’da Orman Genel Müdür lüğünde, İstanbul, Afyon, Kütahya ve Bilecik Orman İşletme Müdürlüklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin, belirli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk
teminatlariyle komisyona müracaatları. (7388) 2186
Devlet Orman İşletmesi Kızılcahamam Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz Kızılcahamam atölyesinde mevcut 12 parça marangoz âleti 30.9.1950 tarihinden itibaren 17.10.1950 tarihine kadar 17 gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 17.10.1950 salı günü saat 15 de Kızılcahamam Müdürlüğünde toplanacak Komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Bu işe ait şartname ve şartnameye ekli olup makinelerin evsafını gösterir müfredatlı liste Ankara’da Orman Genel Müdürlüğünde Ankara Merkez İşletme Müdürlüğünde. İstanbul İşletme Müdürlüğü ile İzmir, Bursa, Eskişehir, Bolu, Çankırı, Gerede. Beypazarı İşletme Müdürlüklerinde ve İşletmemiz Mü-' dürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk te -;
minatlariyle birlikte komisyona müracaatları. (7439) 2187
I. T. Ü. İnşaat Fakültesi Dekanlığından
Fakültede derslere 16 Ekim 1950 pazartesi günü başlanacaktır. Fakültemiz öğrencilerinin 1950 kış yarı yılı için gerekli okuma ücreti ve harçlarını yatırarak kayıtlarını 14 Ekim 1950 cumartesi saat 13 e kadar yaptırmaları lâzımdır.
Keyfiyet bütün öğrencilerimize ilân olunur. 13416 (7463) 2193
Yeni bir firak takımı ve şap kası satılıktır- Anafartalar
caddesi 108 numarada terzi İs
mail Varol’a
müracaat
5660
^‘ -Erzincan "Belediye/Başkanlığından
1 — 942 Model 6 silindirli Doç marka otobüs için açık eksiltme suretiyle yarım motor alınacaktır.
2 — Mevcut motöre uyacak yarım motörün muhammen bedeli (2000) lira olup geçici teminatı 150 liradır.
3 — ihale 11 Ekim 1950 çarşamba günü saat 14 de Belediye Daimî Komisyonunda yapılacaktır.
4 — Taliplerin belirli gün ve saatte Belediye binasında toplanacak Daimî Komisyona baş vurmaları ilân olunur.
(7448) 2192
I 6 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığını veya idare ve denetlediğini isbata yarar belgeleriyle (tatil günleri hariç) üç gün önce Yollar 10. cu Bölge
1 Müdürlüğüne başvurarak yeterlik belgesi almaları şarttır.
I 7 — İsteklilerin yüzde 7.5 hesabiyle yukarda miktan yazılı geçici teminat akçeleriyle birlikte Kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacaklan teklif mektuplarını ihalenin yapılacağı
| saatten bir saat evveline kadar Komisyon Başkanlığına ver-I meleri yayınlanır. (7178) 2139
İstanbul Sıhhî Kurumlar arttırma
ve eksiltme komisyonundan

% 100 saf D.D.T. (toz halinde) Kolloidal D.D.T. Sulfaguanidin Sulfadimetildiazin
Miktarı Beher kilo.fi- Tutarı İlk teminatı ton
yatı Lira Kr. Lira
Lira Kr.
81250.— 100000.—
90000.—
84000.—
5312.50 6250.— 5750.— 5450.—
25
25
4
1
Yukardaki ihtiyaçlar bulaşıcı hastalıklar savaşına ait olup kapalı zarf usulüyle eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 11 Ekim 1950 çarşamba günü saat 15 te Ca-ğaloğlundaki Sağlık ve S. Y. Md. lüğü binasında toplanan sıhhî kurumlar satınalma komisyonunca yapılacaktır.
2 — İstekliler bu işe ait şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
3 — isteklilerin, cari seneye ait Ticaret Odası vesikası ile 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektupları olduğu halde teklifi havi kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyona vermeleri.
4 — İstekliler, her dört kaleme de topyekûn talip olabildikleri gibi her kaleme ayrı ayrı da talip olabilirler.
5 — Postada vaki gecikmeler şayanı kabul değildir.
12901 (7043)—2091
SATILIK FABRİKA ALETLERİ
Devlet Orman İşletmesi Burdur Müdürlüğünden:
1 — İşletmemize bağlı Bucak ilçesinin Uğurlu terebentin fabrikasında mevcut 12 adet alet açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — Aletlerin muhammen bedeli 8625 liradır.
3 — Arttırma 9/10/1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 de Burdur işletme binasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat 646 lira 90 kuruştur.
5 — Şartname Orman Genel Müdürlüğünde. Afyon, An-talyal Denizli, Eğridir, Burdur, Eskişehir, İstanbul ve Ankara Merkez Orman İşletmelerinde Bucak ve Uğurlu Orman Bölge Şefliklerinde görülebilir. .
6 — İsteklilerin belirli gün ve saatte Burdur İşletme merkezindeki komisyona müracaatları ilân olunur. (7128) 2140
İller Bankasından
Yeni, camlı ve yağlı boyalı camekân bölme ve camlı çift kontrplak kapı satılacak
1 — Bankamızda mevcut ve 2,15 x 3,10 — 2,22 x 2,62 ebatta iki adet dubye buzlu ve âdî şeffaf camlı beyaz yağlı boyalı camekân bölme ile birlikte bir adet çift kontrplâklı 1,00 x 2,20 ebatta boyalı kapı 9.10.1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 de açık artırma ile satılacaktır.
2 — İstekliler camekân bölme ve kapıyı her gün Bankamızda görebilirler.
3 — Artırmaya girebilmek için isteklilerin Bankamız veznesine 21,20 liralık teminat yatırmaları lâzımdır.
4 — Banka satışı yapıp yapmamakta tamamen serbesttir.
(7281) 2175
Diyarbakır Belediye Başkanlığından
1 — Diyarbakır şehri için Darülâceze olarak yapılacak olan Alipaşa camiinin tamiratı işi kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — İhale 10 Ekim 1950 salı günü saat 15 te Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır.
3 — Bu işe ait keşif bedeli 10.324 lira 12 kuruş olup,geçici teminat 774 lira 31 kuruştur.
4 — İsteklilerin bu işe ait teklif mektupları ihale günü ihale saatinden bir saat evveline kadar Diyarbakır Belediye Encümeni Başkanlığına tevdi edilmiş olacaktır. Postada vukua gelen gecikmeler kabul edilmez.
5 — Bu ihaleye ait keşif varakası ve şartnameyi görmek istiyenler Ankara Belediyesi Başkanlığına müracaat etmelidir
6 — İstekliler 950 yılma ait Ticaret Odası vesikasiyle İl makamına müracaatla bu işe ait Bayındırlık Müdürlüğünden yeterlik belgesi alması şarttır.
İsteklilerin ihale günü Diyarbakır Belediyesi Daimî Encümenine müracaatları ilân olunur. 7190 — 2148
Amerikan Un çuvalı satılacaktır
Ankara Kabzımallar Esnafı Demeği
Yönetim Kurulundan
Derneğimiz genel kuı-uiu o-, lağaniistü toplantısında çoğun luk hasıl olmadığından ikinci toplantı 10 Ekim 1950 salı gü nü saat 17 de toptancı hali 18 No da yapılacaktır-
Sayın üyelere duyurulur.
Gündem:
1 — Ana tüzükte yapılacak değişiklikler,
2 — Yönetim kurulu üyeleri seçimi,
3 — Denetçiler ve haysiyet divanı üyeleri seçimi,
4 — İhtiyaçlar ve dilekler,
, 5665
ZAYİ — Krıkkale’nin Kara-bekirdelice nahiyesinden aldı ğim ve içinde raporum bulunan nüfus cüzdanımı zayi et tim- Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Hamiş bey Çatallı köyünden 1928 doğumlu Rıza oğlu Mustafa Zenginer- 5676
Ankara Birinci İcra Memurluğundan:
950/421
Mahcuz olup satılmasına" ka rar verilen 2088 lira kıymetindeki ipekli kumaş ve fanila 5/10/950 perşembe günü saat 12.30 da birinci ve 6/10/1950 cuma günü aynı saatte ikine: arttırmaya belediye satış salonunda Çikrılacaktır Taliple rin satış günlerinde salondaki memura müracaatları rica o-lunur. 5663
Kalorüferle kiralık daire
6 odalı çift pencereli, büyük salon ve garajlı bütün konforu haiz, kirası 300 liradır peşin istenmez-
Maltepe Tel: 12776 5666
Ankara lora Dairesi İflis Memurluğundan ■
Müflis Burhan Çakır masasına 1500 lira alacak kaydı talebinde bulunan Zeki Sır-man’ın alacağının altıncı sıra ya kayıt ve kabulüne ve sim cedvelinin bu suretle düzelti meşine karar verildiği ilân o-lunur. 5664
1"1 «-n
Hilman Garajı
(Yağlama yıkama) servisi açılmıştır
Günün her saatinde su mevcut olup yağlama servisi, mütehassıs işçiler tarafından yapılmaktadır.
Hidrolik 2 adet olduğundan beklemek yoktur. Akköprü İstanbul cad. Hilman Garajı Tel: 16409
f 1 ................ ■■ .....................—
Hilman Tamirhanesi
Bilûmum Avrupa ve Amerikan otomobillerinin, dizel kamyonlarının ve sabit dizel motörlerinin emniyet ve en ucuz fiyatla tamirlerini deruhte eden yegâne tamirhanedir. Bir tecrübe kâfidir.
Akköprü İstanbul cad. Hilman Garajı Tel: 16409
Cebeci Açık Hava
Çiçek Sinemasında
Bu akşam saat 21 15 elen itibaren şaheser bir film
Hacı MURAT
Baş rolde: İvan Mojukin
Çarlık Rusyasına meydan okuyan Kafkas kahramanı Hacı Murat’ın heyecanlı sergüzeşti.
Toprak Mahsulleri Ofisi İstanbul Bölge Müdürlüğünden:
Bir kere kullanılmış takriben 120.000 (yüz yirmi bin) adet 45 kilo un istiab eden beyaz bez un çuvalı açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — 10.000 adetlik partiler halinde satılacak olan bu çuvalların her partisinin geçici teminatı 1050 liradır.
3 — Çuvallar Kuruçeşme'deki Arslan - Kaptan depomuzda görülebilir.
4 — Açık arttırma 10.10.1950 salı günü saat 14 de Ofis binasında toplancak komisyon önünde yapılacaktır.
5 — Bu işe ait şartlaşma malzeme servisinde görülebilir.
6 — İsteklilerin teminatları ile birlikte belirli gün ve saatte Komisyona baş vurmaları lâzımdır.
7 — Ofis ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (7460) 2185
Yapı işleri ilânı
Ur fa Millî Eğitim Müdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan i.ş: Suriye’de Caber kalesi civarın: da Süleyman Şah türbesinin onarımı isidir.
2 — Keşif tutarı 25.765 lira 13 kuruştur.
3 — Geçici teminatı 1932 lira 38 kuruştur.
4 — Eksiltme 2490 sayılı kanunun 31 inci maddesi uyarınca kapalı zarf usulü ile yapılacaktır.
5 — Eksiltme 21-10-1950 cumartesi günü saat 11 de Urfa Millî Eğitim Müdürlüğü Odasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
6 — Eksiltme şartnamesi ve diğer keşif evrakı her gün mesai saatleri İçinde Urfa Millî Eğitim Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
7 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin ihale gününden üç gün evveline kadar tatil günleri hariç bu işin teknik öneminde ve en az on beş bin lira keşif bedelli bir işi başarmış bulunduklarına dair bonservislerini ibraz ederek Urfa Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları ehliyet belgesini 1950 yılı Ticaret O-dası vesikasını ve lüzumlu belgelerini teklif mektuplarına ekle-
miş olmaları şarttıç.
8 — Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. Teklif mek-
tupları ihale saatinden bir saat evveline kadar alındı mukabilinde komisyon başkanlığına verilmelidir. (7475) 2189
Zabıta memuru alınacak
Ankara Belediye Başkanlığından :
1 — Belediyemiz zabıta teşkilât kadrosunda açık bulunan 20 şer lira kadro maaşlı zabıta memurluklarına aşağıda yazılı nitelikleri haiz olanlar arasında yarış sınavı ile zabıta memuru alınacaktır.
A — Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 3 üncü maddesinde yazılı nitelikleri haiz olmak,
B — En az orta okul mezunu bulunmak,
C — Fiilî askerlik ödevini yapmış, ihtiyata kaydolunmuş bulunmak,
Ç — 30 yaşından yukarı yaşta olmamak,
D — Boyu bir metre altmış beş santimden aşağı olmamak,
E — Fena hallerde tanınmış bulunmamak,
F — Namus ve Haysiyeti muhil bir suçla mahkûm dilmiş olmamak,
G — Ecnebi kız veya kadınla evli veya yaşar bulunmamak,
H — Vücutca sağlam olduğu tam teşekküllü bir hastane sağlık kurulunca muayene neticesinde tesbit olmak.
Bu şartları tevsik eden belgeler ibraz edilmedikçe talip sınava kabul edilmez.
2 — Yukarda yazılı şartları haiz bulunanların 14.10.1950 cumartesi günü saat 13 e kadar dilekçelerine bağlıyacakları kimlik belgesi, askerlik terhis tezkersi, tahsil vesikası, aşı kâğıdı, hal tercümesi, 9X12 ebadında 4 adet fotoğrafları ile birlikte Ankara Beledlve Başkanlığına başvurmaları 16.10.1950 pazartesi günü saat 9 da sınavları yapılmak üzere Ankara Halkevi kitaplığında hazır bulunmaları ilân olunur. (6928 - 2032)
Bafra Kaymakamlığından
5639 sayılı kanunun şümulü haricinde kalıp devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, balık tutulmasına elverişli olan Bafra balık göllerinin üç yıllık avlanma hakkı 24.9.1950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık arttırmaya konulmuştur.
1 _ üç yıllık muhammen bedel otuz yedi bin beş yüz lira olup geçici teminatı iki bin sekiz yüz on iki lira elli kuruştur.
2 — Arttırma 9.10.1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 tc Bafra hükümet konağında malmüdürlüğü odasında toplanacak komisyon vasıtasiyle yapılacaktır.
3 — Arttırmaya iştirak edeceklerin arttırma saatinden bir saat evveline kadar geçici teminatlarını yatırmış olmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartname Samsun, İzmir, Ankara, ve İstanbul defterdarlıklariyle Bafra malmüdürlüğünde mevcut olup isteklilerin her zaman tetkikine amade tutulmuştur.
İsteklilerin muayyen olan gün ve saatte komisyonda hazır bulunmaları ilân olunur. (13140 - 7189) 2144
4/10/1950
V Terzi Belkıs Yalın
No:
Kiralık
Zafer Mey Mcngü Apt-21632
Paristen avdet ederek müşterilerini kabule başladığını ve her sene olduğu gibi bu se zon da Parisin son modellerini teşhire hazırlandığını bildi
3 — Bu işe ait keşif, şartname vesa'ır evrak her gün Hopa Mal-müdürlüğü Millî Emlâk Servisinde görülebilir.
4 — Geçici teminat 1304 lira 10 kuruştur.
5 — İsteklilerin buna benzer işleri evvelce yapmış olduklarına dair Bayındırlık belgesi ve geçici teminat makbuzlariyle birlikte belirli gün ve saatte komisyona başvurmaları ilân olunur.
7265—2162
Sanatkar
Radyo Ses Sanatkarı
İsmail Tezelli
programiyle eşsiz bir gece
CHAU
HER AKŞAM MUAZZAM SAZ VE FASIL.
Yüksek ses * sanatkârı MUALLÂ GÖKÇAYİ Herakşam sahnemizde Kıymetli ses sanatkârı SABİTE TUR
Sabite Tur
.. HEYETİNE. İLAVETEN
Kıymetli Sanatkâr ZEHRA BİLİR
Kısa bir müddet için herakşam sahnemizde Konserlerine devam etmektedir S“b“e T”r
lî&iSKfiflLSOĞUK VE YAĞMURLU HAVALARDA TAM KADRO İLE KAPALI SALONDA İCRAYI AHENK EDİLECEKTİR...
Jfcy** V
Zehra Bilir
Devrin bir tavsiyesi
var «Otomobil kul-
lanmasını vs ıııotö-
riinii öğren»
Ankara Şoför Okulu Yeni ders devresini Yeni binada
10 EKİMDE AÇIYOR. Garaj ve tamirhanemiz vardır. Kaydınızı bir an evvel yaptırınız.
Müracaat saatleri her gün saat 9 dan 18 e kadar Yeni adresimiz: Mebus evleri önü Teknik Üniversite
Karşısı No. 4 Yeni telefon: 32649
Büyük Sinemada Mete Spor Gençlik Kulübü yararına (7 - Ekim - 1950 Cumartesi Saat 21 de
Bahçelievler Birinci durak 6 ve 2 odalı apartman dai t kiralıktır- Tel: 31481.
Ferdi Tayfuı
orel Hardi
Arşak Palabıyıkla
Nusret Ersöz
Kanunî
Anka rarla
Sadi fşılay
Tanburi
İzzettin Ökte
Darbuka
Yaşar Anlı
Ve ayrıca
Muazzam saz eserleri
Eşsiz Sanatkâr
Hamiyet Yüceses
Şebr mizde yeni ve seçkin programı ,'le mevsimin ilk kapalı salon müsameresi
Davetiye'er: Ulusta Florya Spor ve Kam Spor, Cebecide Cebeci Eczahanesinde, Yeni şehirde. Büyük Sinemi gişelerinde satılmaktadır-
Hopa İlçesi Malmüdürlüğünden
1 — Keşif bedeli (17387,99) on yedi bin üç yüz seksen yedi lira doksan dokuz kuruştan ibaret bulunan Hopa Gümrük Binası önüne yaptırılacak duvar Anroşman işi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 9/Ekim/1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 14 te Hopa Malmüdürlüğü odasında müteşekkil komisyon huzurunda yapılacaktır.
Sayın AnkaralIlara
Bilûmum giyim ve Kumaş ihtiyacınızı BÜYÜKMAöAZAdan
Ucuz, zarif, sağlam olarak temin edebilirsiniz. Bir defh tecrübe kâfidir.
Anafortalar Cad. No. 300 Tel: 15149
Hikmet Ünal ve Or. Kol. ŞL Ankara şubesi Not: Bayan tezgâhtarlara ihtiyaç vardır. Dolgun ücret verilir. (2718)
Ankara’nın Eğlence Merkezi GAOt GAZİNOSU Niyazi Orsay Yıldızlar Revüsünü Sunar Harikulâde Akrobatlar 5 AKEF Kııbalı Şantör ve Dansözleri Slizyb Evrey iştirakiyle Spirtizma ve Manyatizma Profesörü
Siyah İnciler Dr. ENZO ve Fakira Katia
Adoifo Ventas İdaresinde Meşhur İspanyol Tipik Orkestrası
Tel: 15190 - 12603 Not çocuklar yalnız pazar günü matinelerinde kabul olunur.
Yollar 4. Bölge Müdürlüğünden
1 — Ankara Akköprü’de merkez anbarı inşaatı yapımı kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — İşin muhammen bedeli 90.719,54 lira olup geçici teminatı 5785,98 liradır.
3 — Eksiltme 13.10.1950 cuma günü saat 15 de Etlik yolu üzerindeki Bölge Müdürlüğünde toplanacak Komisyon huzurunda yapılacaktır. Zarflar saat 14 e kadar Komisyona verilmelidir.
4 — Bu işe ait keşif, hususî, fennî ve eksiltme şartnamele ri ile vaziyet plânlan tatil günleri hariç her gün Bölge Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin ihale gününden en az 3 gün evvel (tatil günleri hariç) en az bedelde iş yaptıklarını gösterir belgelerle Bölg yeterlik belgesi komisyonuna müracaatla yeterlik belgesi almaları lâzımdır.
6 — 2490 sayılı kanunun ahkâmına uyularak müracaat e- 4 — Bu işe ait keşif kâğıtlariyle sözleşme vc şartlaşma ör-dilmesi, para gibi umumun elinde bulunan işaretlerle mühür- nekleri her gün Bayındırlık kaleminde parasız olarak görülebi-
lü zarfların ve postada vukua gelecek gecikmelerin kabul e- lir. dilmiyeceği ilân olunur. (7139) 2141
Salihli Belediye Başkanlığından
Belediyenin mülkü olup hali hazır belediye dairesi olarak' kullanılmakta bulunan çarşı içerisinde belediye caddesi üzerinde iki katlı alt ve üst sekiz odalı bina bitişiğinde bulunan müştemilâtı ve avlu kısımları ile birlikte muhammen bedeli olan (25000) lira üzerinden 21-9-1950 tarihinden itibaren 21 gün müddetle ve kapalı zarf usuliyle arttırmaya çıkarılmıştır.
îhale günü için 12-10-1950 tarihine rastlıyan perşembe günü kestirilmiş olup encümen huzuriyle saat 15.00 te ihalesi yapılacaktır.
Geçici teminat 1875 liradır.
Şartnamesini görmek iştiyenlerin ihale gününe kadar yazı işlerine müracaat etmeleri ilân olunur. 7193 - 2146
.esassa

Okul kitaplarınızı, defterlerinizi ve kırtasiyenizi
AKBA Kitabetinden
Tedarik edebilirsiniz.
AKBA müşterilerini memnun etnıek maksadiylc kendi neşriyatından ayırdığı kitaplardan 5 liralık alış veriş edenlere 1 liralık, 5 liradan yukarı alış veriş edenlere 2 liralık kitap hediye edecektir. Kitap ve defterlerinizi şimdiden temin et-miye başlıyabilirsiniz. — Tel: 13798, Ulus Meydanı. 2781
Çoruh Valiliğinden
1 — Artvfn ceza evi onarımı açık olarak eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Keşif bedeli (27389.76) yirmi yedi bin üç yüz seksen dokuz lira yetmiş altı kuruştur.
3 — İhale 19. Ekim. 1950 perşembe günü saat 15 de Çoruh Bayındırlık Müdürlüğü odasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye girmek için isteklilerin 2054.23 iki bin el-•i dört lira yirmi üç kuruşluk geçici teminat makbuzu ile 1950 yılına ait Ticaret Odası vesikası ve bu işe ehliyetli olduklarına dair Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları belgelerle tatil günleri dışında ihaleden üç gün evvel dilekçe ile Valiliğe müracaat etmeleri lâzımdır.
6 — Postada vaki olacak gecikmeler kabul edilmez. 7255 2164
Aksaray Azmi Millî T. A. Ş. Yönetim Kurulundan
İki adet 400 K.V.A. lık transformatör ile bazı yüksek te-vettür ölçü âletleri ve sair malzemesi satın alınacaktır. İsteklilerin tekliflerini 6 kasım 1950 akşamına kadar (Aksaray Azmi Millî T.A.Ş. Yönetim Kurulu - T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü binasında - Ankara) adresine göndermeleri, malzeme listesiyle şartnameyi aynı adresten istemeleri rica olunur.
Hudut ve Sahiller Sağlık Genel 1 Müdürlüğü Satınalma Komisyonundan
1 — Fare öldürme işlerinde kullanılmak üzere açık eksiltme ile 40 ton İtalyan malı çubuk veya toz kükürt satın alınacaktır.
2 — Daire ambarında teslim beher kilo çubuk veya toz kü-kürtün tahmin fiyatı 45 kuruştan 40 ton kükürt tutarı 18,000 liradır.
Muvakkat teminat parası 1350 liradır.
3 — Bu iş için akreditif dairemizce açtırılacaktır.
4 — Bu işe ait şartname Genel Müdürlüğümüzden parasız o-larak alınır.
5 — Eksiltme 6/Kasım/1950 pazartesi günü saat 15 te Galata Karamustafapaşa sokağında Genel Müdürlüğümüz Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır.
6 — Eksiltmeye gireceklerin 1950 senesi Ticaret Odasına kayıtlı olduklarına dair vesika ibraz etmeleri şarttır. 6991—2085
Kapalı zarf ilânı
Vakıflar Genel Müdürlüğünden:
ı 1 — Eksiltmeye konulan iş, Kırşehir’de Cace bey camii onarımı.
2 — Keşif tutarı (10122) lira (36) kuruştur.
3 — Eksiltme, 16 Ekim 1950 pazartesi günü saat 15 de An-kara Vakıflar Genel Müdürlüğü binasında İnşaat Müdürlüğün- ] de toplanacak Komisyon odasında kapalı zarf usuliyle yapıla-; çaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar Vakıflar Genel Müdürlüğü İnşaat Müdürlüğünde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre (759.18) lira geçici teminat vermeleri ve eksiltme şartnamesi ge- ’ reğince Ticaret Odası vesikası ve Vakıflar Genel Müdürlüğünden 1950 yılı için âbidat onarımlanna ait aldıkları yeterlik belgelerini ibraz etmeleri lâzımdır.
6 — Talip olanların yukarıdaki maddede yazılı belgelerle
birlikte 3. cü maddede yazılı tarihte saat 14 e kadar adı geçen komisyona müracaatları ilân olunur. j
6 — Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. (7220) 2155

Sen para kabu! tarihi 10.10.1950 fâldşıır isteyiniz
EMLAK BANKASI
Watherproof
Bay ve Bayan trençkotları en ucuz fiyatlarla
ORTAÇ
bulabilirsiniz.
35 liradan 100 liraya
Telefon. 11135
Mantoluk
ve yiinlii ropların en güzel çeşitleri
ORTAÇ
Borsalino
Şapka çeşitleri ve en zengin renkleri ile
ORTAÇ
36 liraya satışa
arzedilmiştir
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kravat, Eşarp çeşitleri sizleri memnun edecek bol çeşitler ve yeni fiyatlarla-\
ORTAÇ

Comments (0)