EKİM 1950
Bayarhalkahitabedebıılımdu
s
Erzurum, 2 (Hususi) — Cum- deres, Ankara Milletvekili Müm-hurbaşkanı Celâl Bayar, bera- taz Faik Fenik, Ziraat Bankası berinde Başbakan Adnan Men- | ve Toprak Ofisi Genel Müdürle-
Cumhur Başkanı Celâl Bayar ve Başbakan Adnan Menderes bu, seyahatlerinde Karakaya köyünde köylülerle görüşürlerken
I
Başmuharriri: Mümtaz Faik Fenik
Denizciler Caddesi: 3
Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir ............. 16882
Yazı işleri ............. 15315
îdare ve İlân ........... 15619
Fiyatı her yerde 10 kuruştur
Denizciler Cad. No. 2 de
güneş matbaacilik t. a. o.
Güneş Matbaası
her türlü baskı ve dizgi işleri için sipariş kabulüne başlamıştır.
Temiz iş — Ehven fiat
Telefon : 15619
Cumhurbaşkanı ve Başbakan, Erzurum’a gelen Ağrı, Kars, Gümüşane ve Trabzon hey’etlerile bu bölgelerin ihtiyaçları üzerinde görüştüler
1 * M
1
Memurlar arasında yapılan değişikli!
Mümtaz Faik FENİK
Muhalefet muharrirleri, bugünlerde, ortalığa yeni bir kış- ____________________________ ______
kırtma mevzuu yapabilmek için, le, alıştıklarından bir türlü vt_ memurlar arasında yapılan bazı geçememişlerdir. Hattâ vazgeç-değişikliklerin, memlekette hu- melerine de pek imkân yoktur, zursuzluk yarattığını yazmakta Çünkü çok sakîr ve böylece, yine İnönü’nün Bele- timle diye Seçimleri dolayısiyle radyoda söylediği propaganda nutkunun izinde yürümektedirler.
Evet, biz de biliyoruz ki, bazı memurlar bulundukları yerlerden başka yerlere nakledilmişlerdir; fakat bu değişiklikler, gerek memurlar arasında, gerek memlekette huzursuzluk değil, bilâkis tam bir istikrarı tesis etmek ve rahatsızlığı önlemek gayesiyle yapılmakta, yani eski C.H.P. iktidarının bıraktığı kötü miras bu şekilde bir tasfiyeye tâbi tutularak, emniyetli bir idare sistemi kurulmaktadır.
Fikirlerimizi daha açık bir tarzda ortaya dökelim: Kimse inkâr edemez ki C.H.P. iktidarı zamanında, idare ile parti birbirine tamamiyle karıştırılmış, hattâ valilerin parti başkanı oldukları devirler bile görülmüştür. O zamanın memur telâkisi şu idi: Memur demek, hükümetin ve dolayısiyle iktidar partisinin istediğini behemahal tahakkuk ettiren bir unsur demekti. Öyle ise bir taraftan idarede bulunurken diğer taraftan partinin muvaffakiyeti içijı çalışması kadar tabiî bir şey yoktu. Hele Ereğli Kömür İşletmesi gibi İktisadî teşekküllerde, müdürler ve memurlar, daima particiliği ön plâna alarak çalışmışlar, ve partiye hizmet etmeklo âdeta idari bir vazife başarmış gibi, gurur ve iftihar duymuşlardır. Memurin Kanunu, memurların partilere sade intisap etmesini değil, hattâ parti binalarına girip çıkmalarını bile ya-““k «“* bir Çok kim.e-
ler bunu hlç. tâ fiilen idare kurul vazife almışlardır. «Ben Halk Partisini diyen valilerin meydana çıkıdı, nı unutmıyalım.
İşte kötü miras, dediğimi; şey, hâlâ bu gibi telâkkileri devam ettirmek ve parti işleriyle devlet idaresini birbirinden bir türlü ayıramamaktır.
Memlekette 14 Mayıs seçimlerinden sonra Demokrat Partinin iktidara geçmesiyle ^eni ve büyük bir inkılâp hamlesi olmuştur. Nasıl lâiklikte dinle dünya işleri ayrılmışsa, devlet işlerini tedvirde de idare ile particilik tamamiyle ayrılacaktır. Bütün dâva, bu hakikati zihinlere yerleştirip bundan sonrası için idari mekanizmanın rahatça işlemesini temin edebilmektir.
itiraf etmek lâzımdır ki, işin bu safhası, pek kolay tahakkuk ettirilecek kadar basit değildir. Birtakım memurlar var-
bir siyasî eğî- . yetiştirilmişlerdir. Yeni 1 başardığımız inkılâbı kökleştirip ’ zihinlere yerleştirmek için bunlara karşı gereken kanunî muameleden başka yapılacsk bir şey olmadığı aşikârdır.
Memnunlukla söyleyelim bir çokları da, «Ne yapalım, zaman devir öyle icabettiriyor-du; bu şekilde hareket etmezsek
(Sonu Sa. 4 Sü. 4 te)
dır ki, hâlâ, Halk Partisi zama-nındanbcri devanı eden gelenek-
va alanına varmıştı.. ’ Cumhurbaşkanımızı alanda Erzurum milletvekilleri, Erzurum, Ağrı, (Sonu Sa 4. Sü. 6 da)
ri olduğu halde bugün saat 9,20 de Eskişehir’den uçakla Erzurum’a hareket ettiler.
Uçak saat 13 de Erzurum ha-
Yeni Ankara Belediye Başkanı Atıf Benderlioğlu (ortada) Başkan vekilleri Zafer Gökçer (solda) ve Efdal Ciliv (sağda) ile beraber seçimden sonra
Maliye Bakanının mühim beyanatı
Memurlar hakkında

asılsız haberler Q
Mesken bedeli kesilmiyecek
Şimal Kore’de
j» Emekliye ayrılacak memurlar; Ankarada ikamet eden memurların mesken bedeli ve kadrosuzluk sebebiyle terfi e-demeyip iki üst derece maaş alan memurların durumu hak- ]
• kında Maliye Bakanı Halil A-ı yan dün kendisin ziyaret edip
• malûmat rica eden bir arka-■ daşımıza bu hususta şunları i söylemiştir:
(Sonu Sa. 4 Sü. 3 te)
Yeni Belediye Meclisi ilk içtimasını yaptı
Ankara Belediye Başkanlığına Atıf
Benderlioğlu ittifakla seçildi
f
Ankara nın yeni Belediye Meclisi dünkü ilk içtimaında eylülde yapılan seçimler emekli General Tevfik öge -------------------
pp«ın o wvn.ı A..- muvakkat uajkan olarak top-I kara nın ilk D. P. Belediye lantıyı idare etmiş ve gizli oy-1 Meclisi dün saat 17 de T.caret la yap.lan Başkan seçiminde ve Sanayi Odasında toplanmış D. P. İl Başkanı Avukat Atıf ve yeni Belediye Başkanı iie Benderlioğlu ittifakla başkan- | Başkan vekilleri ve Komisyon lığa seçilmiştir, seçimlerini yapmıştır. Müteakiben yeni Belediye
Toplantıyı ejski Belediye Başkanı Atıf Benderlioğlu Ri- J Başkanı Fuad Börekçi kısa bir yaset makamına gelmiş-ve şu hitabe ile açmış ve üyeleri se- hitabede bulunmuştur: lâmlıyarak yeni Belediye Baş-kanına muvaffakiyetler m iştir.
Bundan sonra en yaşlı üye
3 « . _____ _______
neticesinde teşekkül eden An- muvakkat başkar
dile-
«— Sevgili arkadaşlarım, Belediye Başkanlığına seçmek suretiyle hakkımda gös-(Sonu Sa 4. Sü. 5 do)
| i
savaş
Birleşmiş Milletler kuvvetleri şimalcje ilerlemeye başladılar
Londra Radyosu, (Basın Yayın) — Kore’den gelen son haberlere göre, 38 inci arz dairesini geçen Aoreli kuvvetler doğu safili yakınındaki Yangyor^g kasa-'basını almışlardır-' Hududun 6 mil içinde j^lan bu kasabanın alınması sırasın da güneyliler hiç bir mukavemet ile karşılaşmamışlar ve tek bir kurşun atılmamıştır İki tümen kasabada birleşmiştir- Öncüler daha kuzeye ilerlemeğe başlamışlardır- On-I lara doğru gitmekte olan Kuzey Koreli bir zırhlı gurup, hava hücumları ile durdurulmuştur. Bir muhabir, komünistlerin süratle çekildiklerini bildirmektedir. Esir edilen kuzeyliler, 38 nci arz dai-resin'n 100 mil kadar kuzeyinde olan Nan San kasabasına kadar çekilmek emrini aldıklarını söylemişlerdir- Amerikan generali Alınond, 38 nci arz da airesinı geçmek hususunda hiç bir emir almadığını tekrar belirtmiştir.
Yeraltı şehrinde!
f
Arkadaşımız Adviye Fenik Zonguldak Kömür İşletmelerini, liman, yol ve işçi durumunu mahallinde tetkik ederek bir seri yazı hazırlamıştır. Kömür kuyularının en dar ve korkunç dehlizlerine kadar inerek işçi, ile konuşmalar yapan Adviye Fenik'in bu meraklı röportajını yarından itibaren neşre başlıyoruz.

Zabıta vakaları
artmış değildir
Ankara Valisi gazetemize beyanatta bulunarak alınan tedbirleri izah etti
Son bir kaç gün içinde zabıta vakalarına sık sık rastlanması şehrin asayişinin son derece bozuk ve düzensiz olarak vasıflandırılması şeklinde tefsir edilmiş ve hâdise, mübalâğalı bir ölçü ile mütalâa olunmak istenmişti.
Birkaç gün önce İstanbul’da bir demeçte bulunan İçişleri ; ■ Bakanı Rükneddin Nasuhioğlu aynı mevzua temasla zabıta va kalarının, geçen yıla nisbetle artmamış olduğunu beyan etmişti.
Dün, bu hususta kendisinden
Ankara Valisi Necati İller
(Sonu Sa 4. Sü. 2 de)
'D. P. Merkez IH
I?
|Meclisi jadaylarii
Üstte: Cemal Kunt, Ahmet Bozyiğit, Necdet Ergör, Cavit Arınç. Altta: Fethi Altay, Turgut Yurderi, Mahmut Atamer, 'Avni'Altın (Yazısı ikinci sayfada)
Adapazarı i Şeker • fabrikası;
Hususî teşebbüse tesis ettirilecek
işletmeler Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
Ana sanayi ile âmme hizmetlerine ait tesisler dışındaki sınaî teşebbüslere devlet eliyle girişmemek ve bundan böyle (Sonu Sa. 4 Sü. 4 te)
Şehrimizde seyrüsefer
Ankara’ya mahsus bir talimatname hazırlanıyor
Haber aldığımıza göre gittikçe artmakta olan taşıt kazalarının önüne geçmek üzere Dördüncü Şube tarafından bazı tedbirler alınmaktadır. Dördüncü Şube tarafından hazır-lanmaktş olan seyrüsefer tali-(Sonu Sa. 4. Sü. 8 de)
AKINTIYA---1
I____KÜREK
Hacılara gidelim, lokum şerbet içelim!
I stanbul refiklerimi-* zin çoğunda yine Hac yazılarından geçilmi-
Hac merakı geçen sene başlamıştı; bu sene şiddet-lendil Bu gidişle, kısa bir zamanda, bütün meslek-daşlarımız, birer birer Arafata çıkıp Hacı olacaklar ve belki de Babıâli'yi artık yeşile boyayacağız!..
Fazla mı mübalâğa ediyoruz, dersiniz? Hayır!. Hacca gitmeyen gazeteci- | lerimiz bile 14 mayıs seçimlerine kadar az mı şeytan taşladılar?..
Zemzem derseniz, terlcos da onu aratmıyor!..
YEDEKÇİ
3/10/1950
Sayfa: 2
GAZETELER
Cumhuriyet devrinin hesaplar
Yeni İstanbul gazetesinde Ha-bip Edip Töı-ehan -Cumhuriyet devrimizin hesaplan, başlıklı yazısında, 27 senelik bir zaman parçası içinde bir çok memleketlerin belki asırlar boyunca elde edebilecekleri muazzam inkılâplar yaptığımızı, Türk Milletine kılavuzluk eden büyük bir dahinin memlekete getirmek istediği yenilikleri memnuniyetle kabul ettiğimizi, çünkü herkesin ona büyük bir itimadı olduğunu ve Türk Milletinin zaten bu yenilikleri beklediğini belirttikten sonra, yapılanların matlup verimi verip vermediğini soruyor, vermemişse bunun sebeplerinin niçin araştırılmadığını kaydederek, uzun yıllar boyunca memlekette tenkide yer verilme-d'ğini, ancak 5 sene evvel Demokrat Partinin kurulmasından sonra tenkit başladığını söylüyor ve devamla, bu defa Almanya'da Nazi idaresinin sebeplerini ve neticelerini araştırmak ü-zeıe bir enstitü kurulduğunu, Türkiye’de de bir çok meselelerin içyüzünü araştırmak, aydınlatmak ve tarihe doğru aksettirmek için böyle bir enstitüye ihtiyaç bulunduğunu tebarüz ettiriyor.
Cumhurbaşkanının doğu seyahati
Demokrat İzmir gazetesinde Hürrem Kubat -Cumhurbaşkanının doğu bölgesi seyahati* başlıklı makalesinde Cumhurbaş-
kanının Başbakanla birlikte yapacağı bu seyahatin hususî bir ehemmiyet taşıdığını, bütün doğu bölgesini gezecek olan devlet adamlarımızın bu bölgenin kal-kınnıasiyle meşgul olacaklarını, bugüne kadar fecî bir ihmal i-;inde bırakıldığından dolayı a-urlnrca geri kalmış şark vilâyetlerimizin kalkınmasının mu-hakkak temin edileceğini yazmaktadır.
Solculuk
Sonposta gazetesinde Selim lagıp Emeç, «Solculuk., başlık-'ı ve Büyük Millet Meclisi Ada-ct Komisyonuna hitaben yazdığı makalesinde solculuk ve sağ-■ılığm bugünün siyasî edebiyatında aldığı mevkiin, hakikatte bu kelimelerin neyi ifade ettik-erini açık olarak söylemediklerini bu mevzuun geçenlerde Batı Berlin’de toplanan Milletler ıı arfı Serbest Kültür Kongresinle de ele alındığını kaydettikten sonra bu kongrede görüşü-’e-ıleri anlatıyor ve Ingiltere’de-'.-i solculukla Sovyet Rusya’daki solculuğun mahiyetlerinin ne suretle belirtildiğini işaret ettikten sonra diyor ki :
■ Solculuk Sovyetler Birliği vatanına bağlı bulundukça ve ideoloji ilhamını oradan aldıkça meıdûd ve tehlikelidir. Bunun dı unda İnsanî bir milletlerarası tehlikeli olmaktan çıkıp İlmî ve hümaniter bir mahiyet elır..
İnönü’nün beyanatı
aramaları
ofisinde
Tasfiye yapılacağı doğru değil
Şehrimizde intişar sabah gazetesi Petrol tasfiye edileceğini haber rek şu mütaleayı ileri sürmektedir:
«Millî Korunma Kanununun 32 inci maddesi gereğince kurulmuş olan Petrol Ofisin tasfi yeye tabi tutulması için hazır- ‘ tıklara başlanmıştır» dedikten 1 sonra, Ofisin, alâkalı Bakanlık- ’ lara mensup memurlardan ku- 1 rulacak bir komisyon tarafın- ' dan hesapları tetkik edildikten sonra anonim bir şirket haline getirileceğini yazmakta ve vücuda getirilecek anonim şirketin hisse senetlerinin % 55 şini hükümetin alacağını geri ka-. lan hisse senetlerinin muhtelif petrol teşekküllerine satılacağı ve vilâyetlerdeki ofisin diğer tesisleri de mahalli idarelere devrolunacağı bildirilmektedir.
Bu hususta malûmatlarına müracaat ettiğimiz Ticaret Bakanlığı ve Petrol Ofisin Genel Müdürlüğü, böyle bir tasfiyenin bahis mevzuu olmadığını söylemişlerdir.
Ankara'yı ziyaret eden, Pakistan Hükümeti İçişleri, Basın, Yayın ve Radyo Genel Sekreteri S. M. İkram, dün Atatürk'ün muvakkat kabrine bir çelenk koymuştur. Resimde (Soldan sağa) Pakistan Sefiri Ekslelâns Mian Beşir Ahmet, Avukat Ali Vasfi Aiahan, S. M. İkram ve Pakistan Basın Ataşesi M. Yakub Da-da«i Atatürk'ün ruhuna fatiha okurken görülmektedirler
Mücevh
t
D. P. Merkez II
Meclisi adayları
Fu-
son
Araştırmalara 10 Ekimde başlanacak
M. T. A. Enstitüsünün tetki-katta bulunmasını temin için 2804 sayılı kanunun 7. inci maddesinin verdiği yetkiye dayanarak 4 Şubat 1949 tarihinde Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca krom aramalarına kapatılmış bulunan Gaziantep, Maraş, Ha-
tay ve Seyhan illeri 10 Ekim 1950 tarihinden itibaren krom aramalarına açlacaktır. Alâkalı-larca bu tarihten itibaren bu illere müracaat edilerek il sınırları dahilinde krom madeni aramak için ruhsatname talebinde bulunulabilecektir.
Serbest ithalât
Demokrat adayları tanıtıyoruz
1 — Cemal Kunt:
1315 doğumludur- Münih mühendis mektebinden mezundur- inşaat müteahhitliği yap maktadır. 1946 yılında D P. ye girmiş Bucak başkanlığı ve merkez ilçe idare kurulu üyeliğinde bulunmuştur-
2 — Ahmet Bozyiğit:
324 doğumludur. Tahsil derecesi ortadır- Ticaretle meşguldür D.P. ye 1946 yılında kayıt olmuştur Etlik ocak i-dare kurulunda vazife görmüştür- 4 çocuk babasıdır.
3 — Necdet Ergör:
1334 tarihinde doğmuştur Lise derecesinde tahsili vardır. İnşaat müteahhitliği yapmaktadır- 1943 yılında D.P- ye girmiştir.
4 — Cavıt Arınç:
304 doğumludur. Tahsil derecesi lisedir Sebze meyve halinde toptancı tüccardır Sebze ve meyveciler birliğinin başkamdir. Ticaret odasında üyedir- 1946 yılında DP- ye £.rmiş halen merkez bucağı idare kurulu üyesidir-
5 — Fethi Altay:
1334 tarihinde doğmuştur G sene Ziraat Bankasında me murluk yapmıştır- Halen tica retie meşguldür. 1946 yılındı D.P ye girmiş, 4 No buca) idare kurulu üyesidir. Evlidiı
2 çocuk babasıdır.
6 — Turgut Yurderi:
1334 yılında doğmuştur- Sana; okulu mezunudur Devlet müesseselerinde teknisyen ola rak vazife görmüştür- İktisadi Devlet Teşkilâtında Teknisyen dır. D P. ye 1946 yılında girmiş tir 1 No bucak kurulu üyesidir.
7 — Mahmut Atamer:
306 doğumludur. Eski idadi mektebi tahsili vardır. Birinci tan sonuna m ştir- 1946 gıım.ş halen bağlı ” " 3: şkanıdır.
8 — Avni Altın:
: 06 doğumludur Birinci ve si.k’âl Harbine başından soluna kadar iştirak etmiştir- 2 lefa yaralanmış, gösterdiği ya -arlıklar dolayısiyle istiklâl ■nadalyasile taltif edilmiştir. D.P. ye 1946 yılında girmiş bucak başkanlrğında bulunmuş-ur Halen ilçe idare kurulu iyesidir- 30 senedenberi Ank« ada ticaretle meşguldür Evli-ir, 5 çocuk babasıdır-
Geçen merkez ilçesi adayları yanlışlıkla Çankaya ilçesi ç ayı olarak gösterilmiştir. Dü zelt'r ve özür dileriz.
ht« sızhğı
Dün çalınmış mücevherlerden bir kısmı daha bulundu
İstfınbulda cereyan eden mü- anlaşılan hırsızlardan yakalan
him 'bir mücevherat hırsızlığı- mış olan Mazhar Müfit’in e-nın faillerinin, şehrimiz ikinci | vinde dün yeni bir araştırma şube'memurları tarafından tes 1 yapılmıştır- Dünkü aramada, bit edildiğini dün bildirmiştik. ( evvelce ele geçirilen 30 bin li-fliir çete halinde çalıştıkları .— --r,
üç kabadayı 45 er gün | hapis yatacak
İ Zabıtaya hakaret ettikleri
diaslyle adliyeye sevkedi- ' n Talât, Şinasi ve Yaşar a-1
* ’ " ’ - ■ sabah !
Ceza mah-dolayı Yapılan
Mezbahanın acıklı hali
Sabık' Belediye Başkanı at Börekçi’nin gönderdiği
mektubu aynen yayınlıyoruz:
■ Gazetenizin 17/9/1950 günlü nüshasında (Mezbahanın bu günkü acıklı hali) başlıklı yazıda mezbahada görülen noksan aksaklıklar dolayısiyle Ka-saplar Derneğinin İçişleri ve djnda üç kafadar dün Dördüncü Asliye Cez yemesinde bu suçtan yargılanmışlardır, duruşma neticesinde üç kadaş 1 er ay 15 şer gün hap-/e . mahkûm edilerek ■ ceza- ■" ne ’göriderilmiştit.
ra değerindeki eşyalardan ayrı olarak, 2000 lira kıymet nde mücevherat daha bulunmuş-j Soruşturma ve aramalara devam olunmaktadır.
Yeûi liste bakanlar huzuruna sunuldu
Geçen ayın 19 unda Fransa-da imzalanan serbest ithalât rejimi yarından itibaren yürür lüğe girecektir Bu mevzuda, Ticaret Bakanlığında devam eden çalışmalar bitmiş, hazırlanan liste Bakanlar Kurulunun tasdikine sunulmuştur.
Liste, dış ticaret rejiminin itharata 'müteallik hükümlerine hazırlanmıştır.
İstklâl Harbine baş-kadar iştirak et-yılında DP ye merkez ilçeye Halkavun bucağı D.P.
Çalışma Bakanlıklarına müracaat ettiği yazılmaktadır.
Kasaplar Derneğinin kuruluş gayesi sırf meslekî tesanü-dü temin ve meslekdaşlar arasındaki münasebeti geliştirmek olduğuna göre, derneğin kuruluş gayesi ve menfaatleriyle hiç bi ilğisi olmıyan hususlar hakkında Bakanlıklara müracaatı hukukî hiç bir esasa istinat etmemektedir. Ne-tekim, mezbahada işçilere verilen çizme ve 'arın 1 ’ '
ilişiği _ _
sapları mutazarrır eden bir
hal vaki olmadığı halde tama-miyle belediyeye taallûk eden hnmasıuçin icap eden hazırlık hususlardan dolayı vuku bu- 1ar da ilerlemektedir Bu es-lan bu gibi müracaatların da nada iki »adet de nakliye kam yersiz olduğu aşikârdır yonu servise alınmış bulun-
Mezbahada görülen bazı maktadır.
noksan ve aksaklıklara gelin- Bunlardım başka işçi yemekçe: Bunların giderilmesi ve ıs- hanesinin; işçi yıkanma ban-lahına devamlı olarak çalışıl- yolarının ıslyhı gibi diğer lıu-makta olup bu arada hayvan susların büt^e darlığı yüzüıı-pazarımn çamurdan kurtarıl- den bu yıl yapılması mümkü ması, müşahede ahırlarının görülmemektedir-tencerelerinin tamiri, kompre- Bu tavzihin basın kanunu îörlerin takviyesi ve et nakli- gereğince gazetenizin ilk çıka-ye kamyonlannin tezyidi hu- cak nüshasında, aynı sütuııun-suslarile ilgili ihale evrakı ha da ve aynı puntolarla neşrinin zırlanmış, fazla tazyikli su a- teminini rica ederim..
Russell Dorr dün geldi
Bir müddetten beri Paris’ bulunan Amerikan İktisadî işbirliği İdaresi Türkiye İcra Ko-deri parttalon- nıitesi Başkanı Mr. Russell Dorr kasaplarla hukuki hiç bir dün gaat 13.10 da uçakla Istan-i bulunmadığı gibi ka- bu],d I şehrimize dSnmÜ5tür. mutazarrır
Eğitim Enstitüsündeki imtihanlar
Ortaokullara öğretmen yetiştiren Eğitim talebe kabul imtihanları bugür yapılacaktır.
Ankara, 2 a.a. — Trakya ve İstanbul’da göçmenlere ait işler-,_______ „ _ le Bakanlığı ile ilgili konularda
Enstitülerine tetkikler yapan içişleri Bakanı Rüknettin Nasuhioğlu dün şeh-dönmüştür.
Akoğlu’nun katli dâvasına dün de bakıldı
Bundan iki sene evvel, şehrimizin tanınmış zenginlerinden İbrahim Akoğlu ile Ayşe Nazi-re'yi öldürdüğü iddiasiyle yargılanmakta olan Sabri Polat’ın duruşmasına dün de İkinci Ağır Ceza Mahkemesinde devam e-dildi.
Cinayetin işlendiği mahalde bilirkişinin yapacağı tahkikatın raporunu beklemek üzere mahkeme bir başka güne talik edildi.
Ulaştıma Bakanı İstanbul’a gitti
Ulaştırma Bakanı Seyfi Kurt-bek dün akşamki ekspresle İstanbul’a hareket etmiştir.

Hamamönü — Yeni Doğumevi Çocuk Hastalıkları Mütehassısı
Dr. İhsan Can
Hastalarını hergün saat 15 ten itibaren kabul eder.
Anafartalar caddesi Kurşunlu Cami karşısı ■ No. 394 Bekman Apartmanı. ;Muayenehane ve ev Te): 115888.
i
Ev kelimesi Fatmaya pek çok şeyler hatırlatı. Asıl söylemek istediğini nasıl da unut muştu.
— Hayır, seni beklerim! dedi ve son derece uysal:
— Boşandık, beş ay önce boşandık., diye haber vecdi. Ben şimdi gene babamın e-vinde kalıyorum. Çorap fabri kasında eski işime başladım.
Erkek bunu hiç beklemiyordu.
Peki, bu nasıl oldu?
Kız eski neşesine avdet e-
— Haydi git ve çabuk dönmeğe çalış! dedi. Sorma, sor-
Enver oradan hemen gitmiş gibi sırtını çevirdi, leğendeki kirli suyu yalağa boşalttı. Ve onun gerçekten çıkıp gittiğine kani olunca, muhayyilesini daha cesaretle işletti. Bir takım kuruntularla tıka basa doldurdu. O, her şeyde samimiyet ve dürüstlük ariyan zararsız bir deliye benziyordu. Ve kadınlarla hiç bir alış verişi olmamıştı!
Suyun üstüne kendi yüzü aksetmişti. Orada başkasını, çıplak bir adamın kalın boynunu ve içine ürpermeler veren adaleli kollarını da beraber gördü. Sinirli sinirli güldü. Ellerini suya daldırdı ve bütün bu hayalleri bozdu.
cüzdan alınız.
1951 yılının 12 çekilişinden birincisi Ocak ayının ilk haftasında
e
Hesaplarındaki para kadar para ikramiyesi
(1 kura numarasına en çok 2500 lira)
Bu hafta sonuna kadar
hesabınızı arttırınız.
Cüzdanınız yoksa
Bu hafta sonuna kadar
1.10.1950 tarihli Hürriyet gazetesinde. Halk Partisi Genel Başkanı İnönü'nün aynı gazete muhabirinin sorduğu bazı suallere verdiği cevapları okuduk, bu sualler arasında, on iki senelik Cumhur Reislikleri zamanındaki en mühim hâdise ve en çok gayret sarfedilen meselenin ne olduğu sualine verilen cevabın hulâsası: (ikinci Cihan Harbinden selâmetle çıkmak ve demokratik rejimin kurulmasıdır) mahiyetinde ol- seyahatir muştur, f'
Halk Partisi Hükümetlerinin belli başlı bir muvaffakiyeti : gibi ikide birde ileri sürülen I memleketi İkinci Cihan Harbi- ’ ne sokmamanın ve demokratik l rejimin teessüsünde sarfedilen gayreti öğünmenin mâna ve mahiyeti üzerinde durmak is-
1939 senesinde ikinci Cihan Harbinin patlak vereceği günlerde durum malûmdu. Bir taraftan Ingiltere ve Fransa ile bir itifak imza edilirken, dostluğuna hayatî bir kıymet atfedilen Rusya’yı darıltmamak için elden gelen yapılıyor, muahedeye bu hususta maddeler konuyordu. Bir muahede ile bağlanmış olduğumuz taraf, Polonya’nın, Almanya tarafm-tan tecavüzü krşısında harbe girmek mecburiyetinde kaldığı zaman, hiç bir zaman yapılan muahedelere ve dostluklara kımyet vermiyen Rusya ve Almanya derhal anlaşıyor Polonya’yı taksim ediyorlardı. Ve kısa bir zaman sonra da Almanya’nın Rusya’ya hücumunu görüyoruz, işte böyle bir anda bizim Almanya ile mütekabil bir ademi tecavüz paktı imza etmemiz bir muvaffakiyet sayılmıştı. Böyle bir anlaşmaya rağmen Almanlar Batı Trakya’ya girdikleri zaman kuvvetlerimizi Çatalca hattına çekmek zarurî görülmüştü! İmza ve muahedelere, dostluklara zerre kadar kıymet vermiyen bu iki devletin menfaat ve hayat sahası mücadelelerinin med ve cezirleri karşısında daimî bir teyakkuz içinde ve bazan dostlarımız olan demokrat miletle-rin sitemleri karşısında vurdum duymazlığa gelerek ve hattâ harbin sonunda kazanılması r|ümkün avantajları bile feda eden pasif bir siyaset gü-de güde bin dokuz yüz kırk beş senesini bulduk.
ikinci Cihan Harbinde bir tecavüze uğramadıkça böyle bir badireden kaçınmak en tabiî bir hareketti. Bunu aklı başında olan her devlet adamı yapmakla mükellefti ve bu bir vazife idi. Fakat mesele bu kadar da basit değildir. Bizim harbe girmemekliğimiz Halk Partisi, iktidarının bir muvaffakiyeti değildir. Bunu kısaca iki sebebe istinadederek izah et mek isteriz. Birincisi böyle bir harbe katiyen hazır değildik, böyle bir felâketle karşılaştığımız zaman müdafaa sahası ola cak olan Trakya’da o zaman J ehemmiyetli bir müdafaa .tesi-
sGöz GöreGöre
Yazan : Necdet ASI
Tefrika No : 35-
Fatma işini bitirdi. Yüzünü yıkadı ve Enver ağabeyi'nin havlusuna kuruladı. Sonra her gelişinde, intizam ve tertip hissini allak bullak ederek ba şını döndüren bekâr odasına girdi. Şurayı burayı karıştırarak Enveri beklemeğe başladı.
Fatma tuhaf bir merhamet, bir hayranlık ve bahtiyarlığa yaklaşan müphem bir teselli içerisinde yüzüyordu. «Hiç bir kadınla alış verişim olmadı!» Peki ama bundan Fatmaya ne? Kendisi bu sözü hatırlarken niçin sararıyor?
Odanın içinde sarsak adımlarla dolaşıp duruyordu. Birdenbire diz kapaklarının üstünde bir soğukluk hissederek ürperdi. Bu, tesadüfen önünde durduğu ve bacaklarına temas eden karyolanın soğuk yan denirinden başka bir şey değildi. Yatak onu bir mıknatıs gibi kendine doğru çekmişti. Şimdi de pençesine ge-
çirmiş, kımıldatmıyordu. Elini uzattı ve ne yaptığını bilmez bir halde çabuk çabuk, yatağı örten havı dökülmüş battaniyenin üstünü okşadı.
Orada, bu kadar iştiyakla; kendi oğlunu okşar gibi elini değdirdiği şey, parmaklarının temasiyle durmadan de-şiğiyor ve Fatmanın boşluğa bakan gözleri önünde sahici, bununla beraber mevcudiyet lerine kandırmıyan şekilsiz vücutlar kımıldanıyordu. Hayır! Ne garip, onlardan birisini tanıyordu. Fakat öteki de kimdi? Yorganı kaldırdı. Yatak bomboştu. Kendi iradesinin daima önünden koşan ve çok defa tekmil hareketlerine hâkim olan içgüdüleriyle yatağın boşluğunu idrak etti.
Onu durup dinlenmeden, ta... başlangıçtan itibaren bu kuvvetli erkeğe doğru iterek yaklaştıran şeyin ne olduğunu tahminden kuvvetli bir sezişle anladı ve buz gibi soğuk parmaklarını ateşe değ-
dirmiş gibi şiddetle geri çekti.
Fatma çabuk çabuk sarı yorganı ve eski battaniyeyi tekrar yatağın üstüne örttü. Onu bir gören olsa, işlediği cinayeti örtüyor sanırdı.
Çilli yanakları alev alev yanıyordu.
— XVIII —
Fatma yere bağdaş kurmuş, evvelce mükemmel bir kumarbaz olan Enverin iskambillerini nereden bulduysa e-line geçirmiş, ciddî ciddî fala bakıyordu. Hayatında bir çok talihsizliklere tesadüf etmiş ve bunun sebeplerini izah edememiş bir çok insanlar gibi —Yahudinin kızı Meri gibi— o da; başı sıkışınca fala bakmaktan hoşlanıyordu.
Delikanlı kapıda dikildi:
— Ne o, Falcı kadın?
— Bir şey yok Enver ağa -bey! dedi.
— Onları nasıl arakladın ve istikbale dair neler keşfettin?
— Sana bir kısmet var, ko-
caman bir kısmet., devlet kuşu başına oturuyor.
Hâlâ da ciddî idi. Kupanın birlisini elinde tutyordu. Enver kızın ciddiyetine hayran kalarak:
— Devlet kuşu bile olsa, dedi, başıma hiç bir şeyin konmasına razı değilim. Başı mın üstünde şapkamdan başka bir şey oturmamalıdır. A-ğır gelir:
Fatma parmağını dudağına götürerek: esarlı bir halle:
— Sus., diye işaret etti. Fal yalan söylemez. Dediklerinin hepsi, bak görürsün, birer birer çıkar.
— .Ve sen ona inanırsın! Senin gibi, başkası da inanıyordu.
Sesi kendiliğinden acılaş -mıştı- Kızın karşısına çömel-di, bir çarpı işareti gibi yayılmış kâğıtların üstünden o-nun gözlerinin içine bakarak yavaş yavaş konuştu:
— Bu iskambil kâğıtları Vi-yanada basılmıştır Fatma. O-
olmadığı gibi ordumuz modern bir harbe girecek şekilde hazırlandırılmamıştı. Bunu anlamak için asker olmak lâzım değildi bizim gibi Birinci ve ikinci Cihan harplerinde askerlik yapmış bir yedeksu-bay olmak kâfi idi.
Kırk senesi kışında bir teftiş ‘ine çıkan İnönü elbette ki durumu bizden iyi kavrıyordu, hattâ bu seyahatinde yolların berbatlığından ve kapalı oluşundan Vize - Saray volu üzerinden Çerkeş köye geçememişlerdi. Bu imkânsızlıklar içinde mecbur kalmadıkça bir harbi göze almak değil bir mesul devlet adamı için herhangi basit düşünen bir vatandaş için bile şahsını ve vatanı korumak bakımından mümkün değildi.
Diğer sebep de Almanya’nın bize hücumu, programına sokmamış olmasıdır. Böyle bir hal vukuunda harbe kim ve nasıl nani olabilirdi? Sanıyorum ki o ievirde İdareyi elinde tutanlar nemleketi harbe sokmamış olmakla öğüneceklerine - eğer ellerinde idiyse - bilhassa büyük kuvvetler karşısında harbe katiyen hazır durumda olmadığımızı düşünerek bir harp olursa halimiz ne olur endişesi içinde kıvrandıklarını söyleseler daha insaflı olur-
' ikide bir, bir koz gibi kullanılmak istenilen ve mahiyetini kısaca açıklamak istediğimiz ve herkesin bildiği bu harbe sokmamış olmaları iddiası daima usanç veren bir vahime ve basit bir propagandadan ibaretir.
ikinci Cihan Harbinde bu memleketi harpten, güttükleri siyaset değil çok defa olduğu gibi hâdiseler ve devletler muvazene ve rekabeti kurtarmış-
Memlekette'1 demokrasi rejiminin kurulmasında sarfettik-leri gayrete gelince: Zamanı idarelerinde tam mânasiyle totaliter bir sistem hâkimdi, ve bu sistemle idare edilen devletlerin çöküşü ve demokrasi âleminin zaferi karşısında devlet siyasetinin yeni bir istikamette inkişafını tabiî ve zarurî görmeleri zekâlarından beklenilen bir netice idi. ikinci Cihan Harbinin müttefiklerce ka zanılmasiyle bütün dünya ve yurdumuzda esen hava rotayı değiştirmek lüzumunu göstermişti. Eski sistemde inada imkân yoktu ve bizim cağrafî durumumuz da Ispanya’ya hiç benzemiyordu., ikinci Cihan Harbinin bugüne kadar bitmemiş olduğunu bir an evvel 1 kabul etsek acaba Halk Partisi ; iktidarı demokrasi rejiminin teessüs ve inkişafı için nasıl bir hareket ve fedakârlık yapacaktı? Bu cidden öğrenilmeğe değer bir keyfiyettir! Demokrat Partinin teessüsüne hiz met eden şartlar tekevvün edinceye kadar hiç bir jnura-kabaya ve tenkide yer vermi-yen Halk Partisi Hükümetlerinin bu memleketi nasıl keyfî bir şekilde idare ettkileri, yüzlerce binlerce misalleriyle görülmüştür. Memlekette hâkim ve istediğini yapan bir (Sonu 4 üncü sayfada)
tuz iki tanedir ve ben vakti-le onlarla kumar oynardım. Şimdi sen ne yapıyorsun? Onları ilk önce karıyor, sonra alt alta veya çaprazlama diziyorsun. Kâğıtların beherine, evvelce verilmiş kıymetlere göre, yanyana veya üst üste geliş tarzlarına göre manalar veriyorsun. Sen biraz daha karsaydın mâna gene değişecek ve kâğıtlar böyle dizilmi yecekti- Değil mi?
Fatma gözlerini kıstı ve bekledi.
— öyleyse senin el hareket■ *
lerinin az veya çok oluşu fa- ! sıimer »
lın neticesini tayin ediyor. C|bcc) ,
Daha doğrusu, kendi talihini ] kendin tayin ediyorsun. De - , mek ki, senin niyet tuttuğun v,u9 ) şey değişmediği halde, kâğıt- Büyük stnem« ları her yeni karışında netice değişecektir. Peki ama bir insanın bir tek ömrü ve bir tek kaderi vardır.
Fatma:
— Bazan istediğin kadar karıştır aynı şey üst üste çıkar, diye kendini müdafaa etti.
____ Bu bir tesadüftür ve hiç bir şey ifade etmez, iskambilleri iyi karıştırmamışsındır da ondan., haydi, beni dinle, böyle saçma sapan şeylere inanarak esaretimizi çoğaltmı-yalım!
(Devam edecek)
SİNEMALAR
öni", Dlvan fkl K“'P Sırmalı Kaftan
1. Deniz Kaplanı
2. Gönül Postası
1. Buffalobllin İn.
2 ölümden Kuv. vetll
Rio Aşkları Paris Yıldızı

NÖBETÇİ ECZAI1ANELER
Sakarya, Ege, Ba(yar
- TAKVİM -
3/10/1950 — Sah
Rumî: 1366 — Eylül 20
Hicri 1369 — Zilhicce 20
Vasati
3/10/1950
ZAFER
Sayfa: 3

PULSUZ İSTİDA
Dünya’nın aynası
DışPolîtika
Çapraşık işler j
Kore'de çarpışan Birleşmiş-Milletlcr kuvvetleri, kuzey tecavüzünün başladığı meşhur 38 inci arz dairesine kadar mütecavizi sürdüler. Birlcşmiş-Mil-letlcr, bu suretle, lâfzi bir teşkilâttan fazla bir şey olduğunu isbat etti. Lâkin iş bununla kalamazdı. Çünkü, nihayet, Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin hudut boyunda sıralanıp diğer tarafta düşmanın yeniden teşkilâtlanmasını beklemesi garip olurdu. Onun için, General Valker orduları 38 inci arz dairesinin, yarımadanın doğusunda denizle temas eden kısmına hücum ederek hududu aştılar ve bir ha bere göre 10, diğer bir habere göre de 15 kilometre kadar Kuzey Kore topraklarına girdiler.
Yarımadanın bu kısmı dağlık olduğu için çete harekâtına müsaaittir. Nitekim daha üç gün evvel, aynı mınlakadan Birleşmiş - Milletler saflarına bazı sızmalar olduğu haber veriliyordu. Bu itibarla daimi bir huzursuzluk kaynağı haline gelecek olan bu bölgenin vak-tile temizlenmesi askeri bakımdan lüzumlu görülmüş olsa gerektir.
Ajans haberlerine göre, Kuzey Koreliler, Birleşmiş - Milletler kuvvetlerini sevinçle karşılıyor, bayram ediyorlarmış. IJu arada bayram etmeyenler de vardır: hukukçular, devlet a damları ve kumandanlar. Zira böyle bir harp, tarihte ilk defa görülmektedir ve bu harbin sebep olabileceği birtakım ihtila-tı haletmek için de elde henüz ne mevzu kaide, ne de hattâ mukni bir delil vardır. Şimdiye kadar beşer tarihinde, Birleşmiş - Milletler gibi bir teşkilâtın bir devletle savaştığı görülmemiştir. Öyle bir teşkilât ki, kuvvetlerinin gayesi ne fetih, ne istilâ, hattâ ne de müdafaa. Tek gayesi haksızı ve mütecavizi tenkil etmek. Kabul etmek lâzımdır kibu programla savaşa girmek ve her şeyi gözüne almış bir düşmanın üzerine yürüyebilmek gayet müşkül ve muhataralı bir işdir.
Birleşmiş - Milletlerin tenkil kuvveti hakkında bu zamana kadar beslenen bu fikir, 38 inci arz dairesinin aşılmasiyle, tashihe muhtaç bir hale gelmiş bulunmaktadır. Zira bugün, her şeyden evvel, Güvenlik Konseyinin kararını tefsir etmek lâzımdır. Güvenlik Konseyi 27 haziran tarihli kararında yalnız müdahaleden bahsetmiş, kararına 38 inci arz dairesinin üstüne çıkıp Kuzey Koreyi de zaptetmek hususunda herhangi bir kayıt ilâve etmemişti. Şimdi bu vaziyet dahilinde Konsey kararı ihlâl edilmiş veya aşılmış mı sayılmalıdır?. Kanaatimizce hayır. Zira Konseyin kararı hukukî bir karardır ve hukukî tefsire tâbi olmak gerekir; öte yandan askerliğin de kendine mahsus tefsirleri ve icapları vardır. Konseyde oturanlar, Kore’nin doğu kıyısının nasıl bir yer olduğunu ve burada nasıl savaşılması gerektiğini bilmeyebilirler. Halbuki bu bölgede savaşan kumandan, duraklı-yacak olursa her erini bir kaya parçasının dibinde bırakacağını bilir. Mecburen ilerliyecektir. Askerlikte bazan «ifa, emri a-şar».
Denebilir ki, böyle bir durumla karşılaşılınca, Güvenlik Konseyinden yeni emir istenebilirdi. Fakat, harekât serî, müzakere batidir. Belki de Konseyde bir delegenin noktai nazarını serdetmesi için gereken zaman içinde bir bölük eriyebilirdi, yahut istirdadı güç toprak parçaları elden çıkardı.
Bununla beraber, Birleşmiş -Milletler kuvvetlerinin kuzeye doğru hareketleri yeni meseleler doğurmaktan da hali değildir. Tek bir Kore nasıl teşkil e-dilecek ve daha dün birbirlerine kurşun atmış kardeşler nasıl
Bir Ingiliz heyetinin tetkiklerine göre
Yugoslavyada harp hazırlığı görülmüyor
İngiliz konseyini teşkil edenler teftişlerinden memnun döndü
Bir derde neşter
E2 ir kaç gün evvel Akşam Postasındaki bir yan haklı ■ olarak seyrüsefer işlerinden, bilhassa ban şoförlerden şikâyet etmekte idL
Evvelki sabah, otobüsün ne zaman geleceği malûm olmadığından bindiğim bir dolmuş ve sonradan beni başka ' bir yere götüren otomobil okuduğum yazının büyük derd-lerden birina temas ettiğini hatırlattı.
Hakikaten, düşünecek olursanız bu işlerde bazı aksak ' taraflar bulunduğunu derhal farketmeniz kabildir.
İlk olarak, fazla sürat meselesi ele alınmalıdır. Geçen ! sabah bindiğim. Bakanlıklardan kalkan dolmuş, Kızılay’ı ' geçtikten sonra 90 - 100 kilometre süratle Sıhhiye’ye ka- ; dar geldi.
— Aman kardeşim, ben korkarım, hem senin de başın derde gireri Yavaş olalımI diye ikaz ettim.
Cevabı şu oldu:
— Ağabey, istasyon çok kalabalık beş sefer yaptım. Oraya yetişeceğimi
Canı, istikbali pahasına gözünü budaktan sakınmıyan bu adama fazla bir şey söylemek imkânsızdı.
— Ben burada ineceğimi diye arabayı terketmekten gayri çare bulamadım.
Bundan başka bazı şoförler süratle giderken, hem de direksiyonu elden bırakarak sigara yakmakta, yanma misafirini alarak, tatlı sohbetlere dalmakta, saat açmıyarak sonunda:
— Ne verirsen ver beyimi teranesiyle boyunlarını bükmektedirler.
Ufacık bir ihmalin ne kadar vahim neticeler doğurdu- ; ğunu kendilerinin de bilmemelerine imkân tasavvur ede- : miyorum. Bununla beraber, vazedilecek sıkı bir kontrol ile bütün bu ufak tefek aksaklıkların kısa zamanda düzelece- : ğine de itimadım vardır.
Yeni gayret ve hızla işe başlıyacak olan belediyemizden bunları beklemek hepimizin hakkıdır.
....Hikmet YAZICIOGLU İ
S t a I i n Rusyası'ndaki »Cennette,, nasıl yaşnır

Kızıl sancak muhafızları alayının komutanı er Nikolai Andreyefi huzuruna çağırdı ve ona «Nikolai Andreyef, sen de ergeç babanın akibetine uğrayacaksın» dijye bağırdığı vakit, Andreyef başına bir belâ geleceğini anladı
Bu tehdidin birkaç gün sonra tekerrür etmesi üzerine, kışlasından kaçtı- İngiliz ve Rus bölgeleri arasındaki hududa olan yedi kilometrelik |sözlcrin de bir hafiye tara-yolu yaya kat’etti, hududu fından derhal jurnal geçti, günlerce gayesiz, yorgun siydi, ve aç yürümeğe devam etti, I şurada burada uyudu ve niha-1 yet bir Sovyet s yasi mültecisi sıfatile bir İngiliz askerî inzbat karakoluna teslim oldu.
Geçenlerde, Andreyef, müsadere edilmiş bir Alman villâsında beni ziyarete geldi Bu villâ, Sovyet mültecilerile, daha doğrusu, sefil bir hayattan kaçmağa karar vermiş sayısız Rus vatandaşları ve as-kerlerile uzun görüşmeler yap mak için İngiliz bölgesinde merkez ittihaz ettiğim bir evdi-
Görüştüğüm Rus mültecileri
evlere, çiçelli ve bakanlı bahçeler, bol yiyeceğe ve çok daha rahat bir hayata rastlanıldığını bir başka hudut göze çarpıyordu-
Alay komutanının ihtarımı gelince, bunun sebebi, lâf arasında Anreyef’in bir gün manların, kendilerini 1
denlerden ve Sovyet ı
tinden daha iyi bir hayat sür- az kişiye nasip olabilen düklerini» söylememi ve bu lüksten ibarettir
• Bir kıza göz etmekle vak-edilmc- tini nasıl heba edebilirsin? Evlen ve bekârlık vergisinden kurtul» vecizesi Sovyet Rusya'da hâkimdir-
Muhakkak ki ara sıra -meşe lâ bir doğum yıldönümü do-ı---ı-ı-j. hususî toplantılar
tertip edilmektedir. O zaman, dost ve tanıdıklar bir kulübede toplanırlar ve her biri -eğer bulabilirse- beraberinde biraz yiyecek ve içecek getirir Bu gibi toplantılarla, eski köy şar kılarını bazan terennüm ederler, o hazin ve üzücü Rus şarkılarını-
Lâkin bunları alçak sesle terennüm zorundadırlar, zira
ı «Al-fethe-mille-
fayetsiz beslenme açlığa ta-havvül eder- Mesai saatlerinin sayısı, iş normları ve vergiler mütemadiyen artCırılmakta-dır- Sevgiye, romansa ve sevdiğiniz kızla flört etmeğe gelince, buna da pek yer yoktur. Sovyet iktisadi ve kolektifleştirme siyaseti buna manidir. Sovyet Rusya’da aşk pek bir
Londra Radyosu, Basın - tarafını dolaşmışlardır- Askerî Yayın) — Yugoslavyadan he- faaliyetlere dair hiç bir emare nüz dönmüş bulunan bir İngi- bulamadıkları gibi Amerikan liz heyeti dün yaptığı beyanat veya diğer batılı devletlere ta Yugoslavyada harp hazırlı- mensup subaylara da rastla-ğına dair bir emare mevcut ol- mamışlardır. Bu heyet üyeleri madiğini açıklamıştır İngiliz aynı zamanda Arnavut akali-millî barış konseyini temsil yetlerini de ziyaret etmişler eden bu heyet komiııform dev ve gerek Arnavutlar gerekse letlerinin sözde Yugoslavya- Sırplarla gayet serbest bir şenin komünist komşularına hü- kilde görüşmüşlerdir-cuma hazırlandıkları, İngiltere Halk arasında bir korku ve ve Amerikaya üsler verdikle- ya zulüm gördüklerin^ dgir rine dair yaptıkları tahkik i- hiç bir emare ile karşilaÇma-çin Yugoslavya tarafından da- mışlardır. Halbuki kominform vet edilmişti- Dün Londra’da memleketlerinin iddia ettikle-yapılan bir basın toplantısında ri gibi Arnavutlar arasında ge heyet Yugoslavya'da her türlü ^niş ölçüde bir katliam yapıl-kolaylıktan istifade etmiş ol- mış olsa idi, böyle bir serbest duklarını söylemiştir- Heyet ile karşılaşmak mümkün ola-kendi müşahitlerini kendi seç- mazdı Heyet aynı tahkikatı miş ve ânı teftişler yapmıştır, yapmak için gittiği diğer ko-3000 kilometreden fazla mesa- ıminform memleketlerinde zor fe katederek memleketin her luklarla karşılaşmıştır
Komünistlerle Ame- | rikan askerleri '
çatıştılar j
Bonn, a.a. — Pazar günü öğ- . leden sonra Fuerth’de komünist nümayişçilerle Amerikan askerleri arasında çarpışma olmuştur. Bu sonunculardan iki kişi vurulan darbeler neticesi yere yuvarlanmış, bunun üzerine Sosyal - Demokrat saylavlardan Willy Fisher araya girmek istemiş, fakat kendisi de hücuma uğradığı için polise müracaat etmek zorunda kalmıştır. Polisler nümayişçileri dağıtmış-
Hâdise esnasında tevkif edilen bazı gazete fotoğrafçıları biraz sonra serbest bırakılmışlardır.
Kore bozgunu Rus milletinden nasıl saklandı
Molotov gözden düşmüş
Formoza hâlâ tehlikede
Kore işinde Amerikan tepkisini iyi hesaplayamamış
Vaşington, a.a. — Amerikan radyo tefsircisi Drev Pearson’a göre, Birleşik Amerika’nın Moskova Büyük Elçisi Amiral Ailen Kirk, Sovyet Dışişleri Bakanı Molotov'un, Kore mağlûbiyetinden sonra itibardan düştüğünü Vaşington’a bildirmiştir.
Pearson’a göre Molotov kuzey Korelilerin hücumu neticesi Amerikan tepkisi hakkında yanlış tahminlerde bulunduğu için Kremlin gayri memnundur.
Öte yandan Pearson’un ifadesine nazaman, Moskova’daki Bul gaıistan ve Romanya büyük elçileri, Stalin’in 50 sene barışı temin etmek üzere
re veya İsveç’te Truman ile buluşmak arzusunda olduğunu ima etmişlerdir.
Gene Dıew Pearson’a göre a-miral Kirk, bu hususta çok mü-tereddid ve şüpheli davranmaktadır.
Çinliler emellerini tekrar açığa vurdular
Londra Radyosu, (Basın -Yayın) — Kuzey Korelilerin komünist lideri Kim İl Su Çin Halk Cumhuriyetinin kurulu-
şunun kinci yıldönümü münase
betiyle Pekine bir tebrik mesa-
jı göndermiştir. Komünist lider, Çin halkının desteğiyle kuzey
Korelilerin kati zafer elde et-
mek için savaşa
devam etmeğe
azmetmiş olduklarını söylemek-
Çin Başbakanı Çu En Lay gönderdiği cevabî mesajında, devamlı ve kuvvetli bir mukavemetin Kuzey Korelileri kati zafere ulaştıracağından emin olduğunu söylemekte ve Birle-
şik Amerikanın kendi deniz ve
hava kuvvetlerini
Formozaya
barışacaklar? Bu tek bir Kore içinde kızıl unsurun kudret ve
nüfuzu ne
mertebede
olacak ?
Komünist Çin’e hemhudut o-lan bu memleketin durmadan
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir Mümtaz Faik Fenik
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden
Fotin FUAD
Basıldığı yer
Güneş Matbaası — Ankara
Deniz canavarlarının peşinde
Londra, 2 — (Nafen): Yakında Portsmouth llimanından bir bahrî heyet yola çıkarak güney Atlantik’te bulunduğu iddia edilen deniz canavarlarnı tetkik e-decektir. Böylece verilen hâva-dislerin doğru olup olmadığı da meydana çıkmış olacaktır.
Şayet hâdisenin hakikate uygun olduğu tesbit edilebilirse âlimlerin mezkûr hayvanların denizlerin derinliklerinde ses çıkarıp çıkarmadıklarını da tetkik edecekleri bildirilmektedir.
Bunun için hususî surette imal edilmiş ses alan cihazların gemiye şimdiden konmuş olduğu da öğrenilmiştir.
Bu tetkik gezisinin DanimarkalIlar tarafından tertiplendiği bildirilmektedir.
göndermek için bir bahane yaratmak üzere Korelileri tahrik etmiş olduğu hakkındâki isnadı tekrarlamaktadır. Çu En Lay sözlerine şöyle devam etmektedir:
beşinci kol marifetiyle işleneceği muhakkaktır. Bu takdirde Sovyetleı-, Asya’nın doğusunda iltihaplı bir apandisit gibi sar-

ve bütün-muhiti zehirliyen
bir peyke daha sahip olacaklar
demektir.
Bu bittabi en kötü ihti-
maldir. Bütün mesele, kanaatimizce, komünist Çin'in Sovyet Rusya’ya karşı takınacağı tavra bağlıdır. Komünist Çin eğer Ruslara karşı ağırdan alırsa — ki öyle görülüyor — Kore de nisbî bir huzura kavuşabilecektir. O takdirde Avrupalılar için Asya’da daha bir müddet hayat hakkı tanınmış olacaktır.
Mücahit TOPALAK
Çin halkı Formozayı kurtarmağa azmetmiştir Onlar emperyalistler tarafından Formo-zanın vahşi bir şekilde istilâ edilmiş olmasına müsamaha göstermiyeceklerdir.
İngiltereye temas eden Çu En Lay, İngilterenin Pekinin hakkını müdafaa ederken Çinin Birleşmiş Milletlerde temsiline yardım etmediğini söylemekte ve bunun iki memleket arasında siyasi münasebetlerin kurulmasının gecikmiş olmasına bir sebep olarak göstermektedir..
Yeni bir Mussolini doğuyor
Roma, 2 (Nafen) — Neo-Fa-şist Italyan Partisi kendisine yeni bir Duçe seçmiştir. Bu zatın Prens Junion Valerio Boıghese isminde, 43 yaşında ve tarihî bir İtalyan ailesine mensup olduğu da bildirilmektedir.
Morghese açıkça «İngiliz olan her şeyden nefret ettiğini» beyan etmektedir.
Bundan bir sene evvel, Musso-lini’nin son kabinesinde vazife almış bulunmasından dolayı kendisini İtalyanlar pek gözde bir şahsiyet olarak kabul etmekteydiler. Bu arada da vazifesi sırasında taraftarlar arasında katliam suçuyla 12 seneye mahkûm edilmişti. Bu mahkûmiyeti sonradan 3 seneye indirilmişti.
Öğrenildiğine nazaran Borg-hese İtalya’nın Ingiltere ve A-merika Birleşik Devletleriyle işbirliği etmesine taraftar değildir. Arzu ettiği birliğin Franko ve Peron ile kurulmasında tezahür ettiği bildirilmektedir.
Londra, (Nafen) — Tanınmış Sovyet işleri tefsircisi Edy/ard Crankshavv Sunday Observer gazetesinde yazdığı bir makalede Sovyetlerin kuzey Kore askerlerinin hezimetlerinden haberdar edilmemiş olmalarırta rağmen vaziyeti anlamış olduklarını belirtmektedir. Buna esasen Rus milletinin alışkın olduğunu da ilâve etmektedir. Zira her zaman yayınlanan resmî tebliğ ve havadislerin satır aralarından hakikati sezmiyj talimli olan Rus milletinin bu sefer de ayni şekilde hareket ettiklerinden enginim, demektedir.
Bundan 10 sene evvel,bir haftalık sükûttan sonra, Rus resmî haberleri arasında închon çıkart masına dair kısa bir haber ve rilmişti. Bu haberde müstevlinin zevahiri biraz olsun kurtarmak endişesiyle bu hareketi tertip ettiği kaydedilmekteydi. Bütün Korenin de«halk cumhuriyetinin» elinde bulunduğu ilâve e-dilmekteydi. Buna rağmen gelen çarşamba günkü Pravda gazetesinde »istilâcı korsan kuvvetlerini imha» etmek için komi^nist-lerin karşı taarruza hazırlandıkları da bildirilmekteydi1.
Şimdi Rus basın ve radyo yayınlarının Kore meselesini tamamen bir kenara bırakarak sadece Sovyet Rusya’nın isulh için, yaptığı ve yapacağı fedakârlıklardan bahsetmektedir.
Sovyet gazetelerinden bütün haricî havadisler kaldırılmış ve sadece Sovyetlerin sanayi marifetlerinden dem vurulmağa başlanmıştır.
Bütün bunlar Crankshavv’a göre, Sovyet hükümetinin yeni bir propaganda savaşma giriştiğine bir delil teşkil etmektedir. Bu savaşın da asıl gayesi zamanı gelince Kore’deki sulhu Rus
Kremlin'in temin ettiğini milletine inandırmaktır.
Pearson’a göre
Vaşington, a.a. — Amerikan Radyo Tefsircisi Dıew Pearson’un Vaşington’da dolaşan rivayetlere atfen bildirdiğine göre, ocak ayında Acheson'un yerine bir başka dışişleri bakanı tayin edilecektir.
Yine aynı rivayetlere göre, Başkan Truman, Acheson'un yerine yüksek mahkeme Başkanı Fred Vinson’u tayin etmek ta-savvurundadır.
Anreyef’in bu iddiası doğruydu. Almanları hiç sevmediği için, oşJarin daha iyi bir hayat sürmeleri infialini mucip olmuştu Lâkin memleket ^y4‘®iy1^.. dışına çıkan ekser Ruslar gibi o sadece radyo, kol saati ve bisiklet gibi maddî şeyler ü-zerinde durmuyor; Batı stan-dardlarına göre, pek zavallı olmakla beraber onun gözlerinde pek rahat ve serbest görünen bir hayat tarzı hem buna kendi fikrince müstahak ol mayan Almanlara karşı, hem kendisini o güne kadar alda-
(.v.uJtu6uın xVua .MM»»».»»..» tan ve bu gibi nimetlerden ken- bunlar da yasak edilmiştir! arasında çağdaş cemiyetlerin dişini mahrum bırakmış olan en muğlâkı olan Sovyet Rusya 1 lara, yani Sovyet devletine, komünist mertebeler silsilesi- karşı içinde büyük bir kin ve nin hemen hemen her tabaka- nefret alevlendiriyordu sini temsil muhtelif tip ve çeşit insanlar vardı. Meselâ, kı-: lışar zil ordu subay ve erleri, hendlsler, ilim adamları Sovyet nüfuzunun kısmı külli-1 lar mıydı? Anreyef:
betbaht kolhoz (kolektif çift-’ çok eski dans ötedenberi lik) çiftçileri gibi.
Anreyef, 22 yaşındaydı Ural 6ene müsaade ediliyor, ların ötesinde, Sibirya'da doğ- ( bilen yok. Bu sefer de
Sovyet «ceneti.nin bir cephesi de işte budur.
Ingiliz İşçi Partisi Kongresi
Londra, 2 (Nafen) — Ingiliz İşçi Partisinin kuruluşundan beri en büyük kongresi bugünlerde Güney İngiltere’de toplana-
Tahmin edildiğine göre bu Kongreye 43.000 kişi iştirâk e-decektir.
Berlin eyalet
Londra Radyosu, (Basın -Yayın) — Almanya Cumhurbaşkanı dün sabah Berlin Şehir Meclisinde "yapılan ve Batı Berlin’in yeni Anayasasının yürürlüğe giremsini kutlamak için yer alan hususî bir töre-rene iştirâk etmiştir. Yeni Anayasaya göre Berlin sadece bir şehir değil aynı zamanda bir devlet mahiyetini de almış bulunmaktadır.
Batı Almanya'da komünist hür Alman gençlik teşkilâtı tara fından plânlaştırılmış olan nümayiş henüz tatbik edilememiştir. Geniş ölçüde Alman polis kuvveti her ihtimale karşı hazır ı bulunmaktadır. »
Andreyef’e, kolhozlarda ça-, ki- ıışan gençlerin hayatı hak-mü- [ kında sualler sordum- Eski ve Rus danslarını hâlâ oynuyor-' lar mıydı? Anreyef: «Hayır,' teşkil eden fakir ve dedi. Polka ve kadril gibi bir
- yasak edilmişti- Bunlara şimdi bunu
muştu- Çarlık devrinde dahi trotlarla tangolar yasak edil-o bölgede hayat Rusya’nın her j hangi diğer bir bölgesine na- !
. zaran daha zengin, daha serbest ve daha ferahtı. Nikolai Andreyef’in babası bir ku-. laktı, yani emlâk sahibi zengin bir çiftçiydi. 1932 de, mec-buri kolektifleştirmenin büyük1 daima vaızlar ve ölçüde tatbik edildiği sırada, yapılır Siyasî bir
I Andreyef’in babası topraklan-t nın kolektifleştirilmesini «ken-, di ri2asile» kabul etmiş ve ' . di topaklarında bir kolhoz iş- ris . çişi olmuştu- Buna rağmen, . dört sene sonra yapılan büyük
- tasfiyelerin kurbanları arasın-. da Andreyef’in babası da var-. dı Bir gün gelip onu aldılar, ı ne bir yargılama oldu, ne bir
■ itham veya izahta bulundular,
■ bilinen yegâne şey onun bir
■ «kulak», yani komünistlerin
■ gözünde «Sovyet devletinin ve halkının düşmanı» olduğu
• idi. Andreyef ile ailesi, babala-1
■ rının Rusya’nın uzak Şimal
■ Doğusunda Kalima’ya gönde-1 1 rildiğini duydular, lâkın akıbeti hakkında hiçbir zaman başka bir şey öğrenemediler-
' O tarihte, Andreyef, sekiz ’ yaşındaydı ve olup bitenleri 1 pek anlayamayacak kadar genç ’ ’ ti Onun bildiği yegâne şey, \ babasının evden ayrılmış olmasıydı. Asırlardan beri za-' vallı Rus halkı, bir gün böyle alınıp götürülebileceğini bilir
- ve Rus hayatının bu gerçe-( ğini tevekkülle karşılamakta-, dır-
Onaltı sene sonra Andreyef Doğu Almanya’da bulunan bir kızıl ordu birliğinde askerlik ; yaptığı vakit, âmirleri ile ala-
• yın politkomseri Andreyef’in
• babasının bir zamanlar «Sov-
■ yet halkının düşmanı» olarak sürülmüş olduğunu dosya ka-
ı yıtlarmdan biliyorlardı Bu
■ yüzden, Andreyef, alay komutanının «sen de ergeç babanın akibetine uğrayacaksın» tehdidinin boş bir lâf olmadığını kıl biliyordu-
Lâkin alay komutanı, . den böyle bir tehdit . muştu. Kendisine bunu sordu-
• ğum vakit, Anreyef ezcümle . şöyle anlattı:
Rusya dışına çıkan hor Rus : gibi o da gördükleri karşısında . hayrette kalmıştı- Köy mek-i tebi dışında bir tahsili olmayan
■ bu Rus genci zeki idi, ve göz ı lerini açmasını biliyordu-i Polonya'dan geçtikleri sırada, iki memleket arasında-
: ki farkın ^uk'cc siyasî hudut-ı- lâr olmadığını, çok daha mü-
• him ayrılıklar olduğunu müşa-
■ hede etti. Batıya doğru iler-ı leyiş sırasında, pisliğin yerine
• temizlik ve nizamın kaim olduğu, kiremit damlı ve perdeli
. miştir. Belki «burjuva» ve «Ba
II tılı» telâkki olundukları için hoşlanmazlar-
Komsomol klüpleri vardır,' lâkin delikanlılar oralara git-1
Siyah ekmek zürri yeti çoğaltıyor mu?
Londra, (Nafen) — 40 yaşından yukarı kadınların çocuk doğurmalarının artmasını doktorlar 1939 senesinden beri İngiliz-lerin siyah ekmek yemelerine atfetmektedirler.
1938 senesinde, ekmek, tamamen beyazken, 40 ile 44 yaş a-rasındaki kadınların sadece 12.563 çocuk doğurmuş olmalhn na mukabil geçen sene bu raka-' mın 30,146 olmasını bunu misal vardır, 1 olarak göstermektedirler.
| 1938 senesinde 45 ilâ 49 yaş
mekten hiç hoşlanmazlar. Pek arasındaki kadınların 1.110 ço-can sıkıcı yerlerdir. Oralarda cuk doğurmalarına mukabil de
propaganda ' geçen sene bu rakamın 2.166 ya konferans- [ yükselmesi hayretle kaydedil-tan sonra bir dans tertip edilse, yüksek bir giriş ücreti ken alınır ki, bunu gençlerin ekserisi ödenemeyecek durumdadır»
Kolhozlarda eğlence pek azdır. Asgarî bir seçim temin etmek için dahi insan yıpranır-casına çalışmak zorundadır. Bunu yapmadığı takdirde, kı-
mektedir.
Ingiliz - Alman ticaret anlaşması
Berlin, 2 (Nafen) — Büyük Britanya ile Batı Almanya arasında bir ticaret anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmaya nazaran iki memleket arasındaki iş yüzde 80 artacaktır.
. yUksck G — Cali
ANKARA RADYOSU Salı — 3/10/1950 cılıg ve Program ı. 7.31 — Hafit 7.45 — Haberler '1.) 8.16 — Bandı 8.25 — GlbıUn P

12.6
İSTANBUL RADYOSU Sa]ı _ 3/10/1950
1'1 008— Haberler. 13.16 — Opera, lordan Melodiler (Pl.) 13.45 — Sar. kılar. 14.20 — Serbest Saat (Konuşma veya Müzik.) 14.30 — Safiye Ay. lA'dan Şarkılar (Pl.) 14.45 — Sllm Bryant ve Arkadaşlarından Mclo. dier (Pl.) 15.00 — Programlar ve
17.57 Açılış ve Programlar — 18.00
Sayfa: 4
ZAFER
3/10/1950
| Başmakaleden devam :
Memurlar
Yeni Belediye
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
Tefrika No: 29

İri yarı bir gölge, kalın duvarları sıralıyarak karşıya geçti
Bununla beraber yeşil entarili kızı bulmalıyım. Sanki saraylardaki adamların hamuru bizimkinden başka mı? Ayni Adem Babanın torunlarıyız. Neden onlar diledikleri, beğendikleri kızlara sahip oluyorlar da biz mahrum oluyoruz! Hadi canım sende.. Bugüne bugün ben de bir sultan sayılırım. Bana da hürmet ve itibar eden
Hele bir kere şu önümüzde gideni gözümüzden kaçırmıya-lım. Âşık olduğu dalgınlığından belli..)
Birinci yabancı hakikaten çok dalgındı. Şimdi onun da kendi kendine söylendiğini işitiyoruz:
(Ne iyi ettim de bu heriflerin toplandığı yere geldim. Vâkıa bütün konuştuklarını işitemedim rma, fikirlerini dc şöyle böyle anlayabildim. Fırsat ellerine geçerse bu haşaratın yapacağı fenalık büyük o-labilir. Vâkıa şimdilik bir tehlike görünüyorsa da, her an birşeyler beklenebilir. Gözden kaçımalıyım.. Aynı da vaktinde icabedenlere haber vermek de lâzım..)
Bir müddet yürüdükten ra, derin derin içini çekti (Bütün bunlar lâfü güzaf.. Ben, yanıyorum. Yanıyorum da kimsenin haberi yok. O yeşil entarili kızı seviyorum. Hem delice bir aşkla.. Hey Ya-rabbim.. Nereden de onu tanıdım! Keşki o iri siyah gözleri hiç tanıpıasaydım. Keşki onun billûr tenine hiç temas etmeseydim!. Onu çocukken tanı-dııft. Çocuk.. Evet, ama, ne şuh, ı ne fettan bir çocuktu. Ne â-lıenkli sesi, billûr gibi kahkahaları vardı. Çocukken onu, bir resim seyreder gibi seyrederdim. Bilir mi idim ki sonunda, uğrunda her şeyimi feda edecek kadar âşık olacağım ?!. Geçmiş günleri hatırlamak istiyorum şimdi.. Mademki onu bulmak şimdi mümkün değil.. Kaç gün, kaç gece onun Beşiktaş'taki evinin önünde, o-nun narin vücudunu düşünerek kendimden geçmiştim!..
Ve sonra.. Bir gün onun dâ-veti üzerine evine gitmiştim. O.günü nasıl unutabilirim! Evde ondan başka kimse yoktu. Ve o sırada artık genç bir kızdı, sevginin ne olduğunu anlıyordu, ve benim kendini delice sevdiğimin farkında idi. Onu dizlerime almıştım. Gür, kumral saçlarını dakikalarca kok-lamıştım ve hattâ....)
Yabancı adam bu sırada sustu. Bir kere daha derin derin içini çekti v.e sonra koynun-dan bir kâğıt çıkardı, isli bir fenerin altında o katlanmış kâğıdı açtı. Bu kâğıtların arasından bir tutam saç çıktı. Onları dudaklarına götürdü, öptü, öptü. Belki de ağlıyordu.
(Bunlar, onun saçları diye fısıldadı. Altı sene var ki onu görmüyorum ve bu saçları kok layarak yaşıyorum. Onu artık bulmalıyım.)
Tam bu sırada yanı başında iri bir gölge belirdi. Ve kalın bir ses:
— Heyyy!.. diye gürledi.. Neden yoluna devam etmedin?
Yabancı süratle geri döndü: — Bana mı söylersin?
— Sokakta ikimizden başka kirnaf olmadığına göre..
B(-‘n yoluma devam etmek için kimSedcn izin almam.
Ya.. Ama bu sokaklar bizimdir. Hesap sorarız.
— Veren olursa..
— Nereden geliyorsur
— istediğim yerden.
— Şımarık bir adam.-ziyorsun.
— Adamına göre..
— Kurşunlu Handa ne işin vardı?
— Vay.. Demek orada olduğumu biliyordun.
— Biz, kendimizi alâkadar eden şeyleri biliriz.
— Ben de öyleyimdir.
— Gevezeliği bırakalım. Kur şunlu Hanla, bizim iznimiz olmadan ne girilir, ne çıkılır. Ve sen, benim tanıdığım bir kimse değilsin.
— Ben de istediğim yerde kimseye sormadan girip çıkmağa alışmışımdır.
İki adam, karanlıklar arasında birbirine meydan okuyordu. İkisi de ellerini, hançerlerinin kabzalarına
zaman-
Patrona Halil kendine güvenen bir zorba tavriyle dimdik dikilmiş ve karanlığı delmek isteyen bir dikkatle karşısındaki adama bakıyordu.
Birdenbire Patrona Halil bir adım geri çekildi. Bu adamı tanımıştı. Bu adam, yeşil entarili kızla alâkası olan süvari
— Demek sensin ha ?
Diye homurdandı. Karşısındaki adam bundan bir şey anlayamamıştı:
— Benim olduğumu anlamak için bu kadar beklemeğe lü-
( Devam edecek )
ı İnönü’nün beyanatı
(Başı 2 inci sayfada) zümrenin senelerce meydanı nasıl boş buldukları bir hakikattir. Ancak Demokrat Partinin kuruluşundan sonradır ki Halk Partisi Hükümetleri bu yolda ister istemez bir gayrete düşmüşlerdir.
Marifet o idi ki, böyle bir zarureti hissetmeden, demokratik rejimin tesisi için Halk Partisi bir az olsun himmet sarfetsin ve iyi niyetini göstersin, o vakit bu iddianın bir kıymeti olurdu.
Beyanatın diğer kısımlarını ciddî görmüyorub, yalnız bir noktaya daha işaret etmekten kendimiz alamıyacağız. Bugün kü iktidarın, elindeki dört seneyi heder etmesi endişesi içindelermiş! Kendi heder ettikleri çok uzun seneler göz önüne alınmıyor da böyle bir ihtimal endişesi içinde rahatsız oluyorlar! Bugünkü iktidar millî irade ile iş başına gelmiş tir ve milletin ekseriyetine dayanmaktadır. Direktifi milletten alarak iş gören bir iktidar küçük hatalara düşse bile bu ehveni şerdir, ve daima da millî murakaba altındadır.
Müsterih olsunlar, kuvvetini milletten alarak yürüyen Demokrat Parti iktidarı en az. en iyi çalışmış Halk Partisi hükümetlerinden çok daha hayırlı işler görecektir.
Ali Rıza OKTAY
Maliye Bakanımı?
beyanatı
(Başı 1 nci sayfada)
«30 seneyi doldurup da yaş haddini de tamamlayan ve ken dişinden bir fayda elde edile-miyen memurları tekaüde sev-ketmekteyiz. Fakat hiç bir zaman kendisnden faydalandığımız memurları 30 seneyi doldurdu diye işinden ayıracak değiliz. Çünkü iş yapan ve işe yarayan memur büyük emek ve zamanın sarfiyle meydana gelmiş kalifiye memurdur. Her halde hiç bir Bakanlık . böyle bir elemanı 30 seneyi doldurdu diye elinden kaçırmak istemez. Bu sebeple her 30 seneyi dolduran memuru emekliye ayıracak değiliz.
arasında yapılan değişiklik
işimizden gücümüzden edilirdik! Şimdi, madem ki artık bu nevi siyasî mülâhazalar yoktur; biz de ona göre işimize gücümüze bakarız», diyerek derhal yeni devre intibak etmişlerdir. Bunların hakikaten artık particilik yapacakları yoktur; eski baskı usullerini tatbik edecekleri yoktur. O halde bıı gibilerin de değiştirilmesinin sebebi nedir?
Bu sualin cevabını, İçişleri Bakanımız Rükncddın Nasuhioğ-lu’nıın bundan bir kaç gün evvel yaptığı bir tamimin içinde bula-Buradaki izaha göre, ida-rleri arasında yapılan delin sebebi, onları bulundukları muhitin tesirlerinden kurtarmak, yeni muhitlerinde, hiç bir tesire kapılmadan çalışmak imkânlarını kendilerine ver-
Vaktiyle bir yerde ismi parti işlerine karışmış bir idare âmiri bugün ne kadar hakikatleri görerek tarafsız davranırsa davransın, muhitinde halkın kendisi hakkında verdiği notu derhal ortadan silip kaldırmıya imkân yoktur. Çünkü halk, onun filânca zamanda yaptığı bir particiliği daima hatırlıyacak, hatırladıkça muazzep olacak, bu da o muhitte bir huzursuzluk doğuracaktır.
O halde bugün tarafsız kalmak kararını almış ve bunu gayet iyi niyetle tatbik mevkiine koymuş olan eski partici bir memurun ve idare âmirinin eski yerinde kalması, aynı zamanda kendisinin de aleyhinedir. Çünkü daima üzerine dikilen nazarlar altında tedirgin ve rahatsız ol-masi mukadderdir. Bu sebepten değişik muhitlere nakledilmesini, /ve orada yeni demokratik rejime intibak etmesi için kendisine imkân verilmesini, çok tabiî karşılamak lâzımdır.
Sözlerimizi hulâsa edersek şunu sÖyliyebiliriz: C.H.P. idaresi zamanında ve bilhassa seçim a-rifesinde kitle halindeki nakiller, sırf particilik maksadına [dayanmakta ve parti için en iyi poliçeler alabilmek gayesiyle yapılmakta idi; Demokrat Parti iktidarı zamanındaki nakiller i-se, istikrarı temin etmek ve devlet idaresi için en iyi neticeleri temin eylemek gayesine matuf bulunmaktadır. Fakat şunu *da ilâve edelim ki, asıl fırtınalı gün- [ ler geçmiş ve bu iş de artık tam . tabiî cereyanını almıştır. ]
Mûmtoz Faik FENİK
Meclisi

Zabıya vakaları
(Başı 1 inci sayfada) malûmat rica eden bir arkadaşımıza Vali Necati İlter şunları söylemiştir:
«Elimizde mevcut istatistiğe göre İçişleri Bakanının da İstanbul’daki beyanatında belirt tiği gibi umumiyetle suçlar ve '»ihassa asayiş bozar mahiyet-te olanlar geçen senelere naza-ıan bu sene daha azdır. Bugün zabıta kuvvetlerinden, polisin şehir içinde ve jandarmanın şehrin dışında almış olduğu yeni tedbirler yakın bir ge. lecekte bu vakaları çok daha azaltacaktır. Henüz iki günden beri tatbikine başlanan bu yeni tedbirlerin mahiyetini bir müddet sonra size tafsilâtiyle açıklıyabilirim. Her halde ilk müşahedelerimiz müsbettir. Ve meselâ şehir dışındaki yollar üzerinde alınan jandarma tedbirleri daha bugünden birçok vatandaşların ilgili jandarma komutanlığına teşekkür ve memnuniyetlerini bildirmcle-
atmışlardı, rini sağlamıştır.^
Mesken bedeli
Ankara’daki memurlara verilmekte olan mesken bedelinin kaldırılacağı hususunda çıkan haberler de tamamen a-sılsızdır. Bunlar Demokrat Par tinin muvaffakiyetini çekemi-yen kimselerin uydurmalarıdır. Mesken buhranı Ankara-da halledilmedikçe memurların mesken bedelinin kaldırılması bahis mevzuu değildir.
Üst dereceden maaş alanlar
Kadrosuzluk sebebiyle terfi edemeyip iki üst derece maaş alan memurların durumu hakkında bazı yanlış haberler verilmektedir. Verilen haberlere göre, bütçede bazı kısıntılar sebebiyle her memur kadrosuna göre terfi ettirilecek, fakat hakkı müktesebi olanlar şimdi lik bu haktan istifade edeceklermiş.
Bu haberler de muhalefetin memur muhitini yeniden kazanmak için girişmiş olduğu propagandalardan birisidir, ö-tedenberi terfiye hak kazanan memurlar daireleri tarafından lüzum gösterildiği takdirde terfi ettirilmekte idi. Bizim de bu usulü değiştirmekte hiç menfaatimiz yoktur. Çalışkan memur hiç bir zaman mağdur edil-miyecektir.
Adapazarı şeker fabrikası
(Başı 1 inci sayfada) bu gibi tesislerin hususî teşebbüsler tarafından kurulmasını sağlamak ^yolundaki hükümet programı uyarınca, Adapazarın-da tesisi derpiş olunan şeker fabrikasının husqsî teşebbüs şeklinde kurdurulmpsma karar verilmiştir.
Bu fabrikayı kuracakların Marshall Yardımı içinde hususî teşebbüse ayrılan fondan faydalandırılması, ayrıca Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Ortaklığı tarafından da gerek sermaye tedarikinde kolaylıklar gösterilmesi, gerekse işletme bakımından teknik yardımlar yapılması düşünülmektedir.
Bu hususta Bakanlığımıza yapılmış ciddî bazı müracaatlar bulunmakla beraber, mesele hakkında kesin bir karara varmak üzere, bahse konu şeker fabrikası tesisini teknik ve ekonomik icaplara uygun bir surette tahakkuk ettirecek diğer müteşebbislerin dahi mevcut olabileceği düşünülerek, bu gibilerin en geç 1/Kasım/1950 tarihine kadar yazı ile müracaat etmeleri ve tesis projelerini, malî ve teknik kabiliyetleri hakkındaki muteber vesikaları ve müracaatlarına eklemeleri ve bu işe ne miktar sermaye koyabilecekleriyle hükümetten bekledikleri yardımların mahiyet ve miktarlarını açıkça belirtmeleri rica olunur.
Her hangi bir Bakanlık terliye hak kazanmış memurunu kadrosuzluk sebebiyle terfi etmekten alıkoyamıyacaktır. Fakat bu hak da ancak iki üst dereceye kadar kabil olacaktır.»
DOKTOR
Aziz Tevfik Yeginsoy
DAHİLİYE MÜTEHASSISI
Her gün hastalarım saat 15 den İtibaren Hamamö nü. Halk Eczahanesi kar şısmdalki Nizameddin A-partmam No. 2 de kabul eder. Tel: 15343.
| (Başı 1 inci sayfada)
1 termiş öldüğünüz yüksek iltifat ve teveccühten dofâyı hepinize ayrı ayrı teşekkür eder-, ken minnet ve şükran duygu-. larımın başka bir ifadesini de z var kuvvetimle çalışma azmim de bulacağınızı bilhassa belirt ! ıııâk isterim.
Ulu Tanrının ihayeti, sîzlerin kıymetli yardım ve irşatlarınızla ve sîzleri seçmek suretiyle Partimize bağlılığını ve ’ itimadını göstermiş olan sayın Ankaralı hemşehrilerimizin bundan sonra da esirgemiye-ceklerine emin olduğum müza-j heretleri sayesinde partimizin belediye işinde muvafak olacağına imânım tamdır.
Aziz arkadaşlarım,
Tek Parti sisteminin Belediye hizmetlerinde istenen başa-1 rıyı sağlamaktan uzak bir sis-'• tem olduğunu uzun yıllar tecrübesi göstermiştir. Biz o kanaatteyiz ki, modern belediye-. ciliğin inkişaf ve tekâmülü de-! mokratik rejim içinde daha 1 çabuk ve kolay olacaktır. Gayesi yalnız beldenin ve belde ‘ sâkinlerinin müşterek ve medenî ihtiyaçlarını tanzim etmekten ve bu sebeple halkın ’ emrinde ve hizmetinde çalışmaktan ibaret olan belediyeyi, münhasıran kendisine düşen hizmet zaviyesinden mütalâa etmek ve onu bu esasa göre cihazlandırmak hatalı bir sistemdir. Bütçesi milyonlara baliğ olan muazzam bir beldeyi belediyelerin dar kadrosuy-’ la tam bir muvaffakiyete gö-[ türmek kanaatimizce en güç 1 işlerden biridir. Beldenin ve ' belde sakinlerinin müşterek 1 ve medenî ihtiyaçlarını tanzim işinde belediye ne kadar rol ve mesuliyete sahip ise belde 1 sakinlerine de bu vazife ve mesuliyeti muayyen nispette tevzi etmek lâzımdır.
Bunun içindir ki belediye müessesesini beldenin her ihtiyacını en ufak teferruatına varıncaya kadar hesaplıyacak ve bu işlerin hiç aksamadan yürümesini sağlıyacak bir sisteme bağlamak şarttır.
Arkadaşlarım, belediyeyi devir aldığımız şu andan itibaren hepimiz büyük bir mesuliyeti deruhte etmiş bulunuyoruz.
Ankara t)t_ _ /esinin ilk demokrat meclisi olarak partimizin prensipleri ve programı dairesinde çalışacağımıza ve Parti gayreti dışında yalnız memleket menfaatini gözönünde tutarak kanunların, hak ve a-daletin hâkimiyetini tesise çalışacağımıza bütün hemşehri1-lerimizin emin olmalarını rica eder, bu arada bize bugün belediyeyi devreden seleflerimizin bugüne kadar yaptıkları hizmetlerden dolayı kendilerine huzurunuzda teşekkürü de bir vicdan borcu sayar hepinize yürekten muvafakiyetler di ' lerim. (Alkışlar).
Atıf Benjerlioğlu’nun konuşmasından sonra başkan vekillikleri seçimi yapılmış ve hukukçu tüccar Eftal Siliv ile ’ avukat Zafer Gökçer başkan vekili olmuşlardır.
Daimî Komisyona Hilmi Toy gar, Şerif Kâmil Mengü, Adil 1 Ünlü ve Zafer Gökçer seçil- 1 inişlerdir.
Belediye Meclisi yine bu top f lantısında Belediye Meclisi ü- , yelerinin hep birlikte Atatür- ( kün muvakkat kabri ile eski Belediye Başkanlarından Nev- ( zat Tandoğan’m kabrini ziya- ( ret etmelerine itifakla karar ( vermiştir. ;
Belediye Meclisi gelecek top ( lantısını ayın 18 inde yapa -çaktır.
Yeni Belediye Başkanı
Dün Belediye Başkanlığına seçilen Atıf Benderlioğlu 1326 yı- £ lında Akdağ Madeninde doğmuştur. Lise tahsilini Sivas’ta ve hukuk tahsilini de Ankarada ikmal ettikten sonra sırasiy- ı le; Askerî Fabrikalar Umum j Müdürlüğü Müşavir Muavinli- s ğinde, Maliye Bakanlığı Hukuk j Müşavirliği Mümeyyizliğinde ve I Muavinliğinde bulunmuş ve 1942 r yılında avukatlk hayatına atı- r larak bir çok malî ve ticarî mü-essesclerin ve İktisadî teşekkül- t leıin müşavirlik ve avukatlıkla- 1 rjnı yapmıştır. i
Demokrat Partinin muhtelif ç kademelerinde çalışmış olan A-■ıf Benderlioğlu Ankara 11 1da- l( re Kurulu Başkanı iken Ankara- 1 da Belediye Seçimlerini Demok- d rat Partinin kazanması üzerine r Ankara’nın ilk Demokrat Bele- 1 diye Başkanı olarak seçilmiş d bulunmaktadır. r
Yeni Belediye Başkanını teb- I 1 ıik eder, vazifesinde başarılar 1
TÜRKİYE - BELÇİKA atletizm müsabası
Karşılaşmalar 7 Ekimde başlıyor
7 ve 8 ekim tarihlerinde şeh | kı Bekensir, Tevfik Böke (mü-|bir keyfiyettir-
rımişde yapılacak olan Türk -|’sabaka âmiri), Hidayet Erer, | Bugün kulüplerin varlığı ile Belçika millî atletizm karşı- Mithat Dertürlc, Sıtkı Göktürk, kaim olan Beden Terbiyesi Ge-laşması hazırlıklarına devam Nedim Barlas (Müsabaka âmi-edilmektedir. ri). Servet Zengin, Mustafa
Bu maksatla atletizm fede- Çevrem, Cihat Rcnda (Müsa-rasyonu çarşamba günü saat baka âmiri), Niyazi Kürdemir, 17 30 da bölgede hakemlerle Uğur Sevindik, Suat Bolayır bir oplantı tertiplemiştir- (Müsabaka âmiri), Mehmet Gü
Federasyonun bu husustaki venç, ı Alâattin Perksoy, Mah-tebliği aşağıdadır:
Atletizm Federasyonundan:
Aşağıdaki
Türkiye millî atletizm müsabakaları hakemlerinin ve diğer vazifelilerin 4 ekim çarşamba akşamı saat 17-30 da 19 mayıs stadında yapılacak içtimada bulunmaları rica olunur.
Naili Moran, Jerfi Fıratlı, (Misafir ' hakemler) Ed Her-mes, E. Clemme, Faıdeau.
Hüsamettin Güreli, Şevki
Koru, Rıza İşman (Foto),
(Doktorlar) Kemal Berdan, Cengiz Kevenk Spiker: Ra-şit Giray, Stadyum: Taha Carım, Besim
mut Işıtman (Müsabaka âmiri), Selâhattin Mağara, Emin yazılı Belçika - Yurt, Hüseyin Dalgakıran-Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğünden bir temenni Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü yeni hazırladığı bir talimatla bundan sonra spor sahalarına kimlerin serbest girebileceklerini tespit etmiştir. Bu talimat gereğince; kulüp idarecileri ile sporcular yalnız kendi maçları olduğu gün sa-1 haya serbest, diğer maçlara ise ancak para ile gireceklerdir.
Bu vaziyet, esasen malî ge-Aybars, Fethi lirleri pek az.olan kulüpler i-Dinçer, Semih Türkdoğan, Me- Ç*n büyük bir yıkım olmakta-lih Çığ, Mehmet Arkan (Va- dır- Doğru dürüst bir takımı rış âmiri), İhsan Telli, Namık tam olarak giydiremiyen ve o-Katoğlu, Sava Hezencoğlu, Ve- tııracak bir binası dahi bulun-dat Abıit, Cemal Alpman (Sa- mıyan kulüplerin bir de oyun-at fırtanlar âmiri), Cevdet A- cu ve idarecilerine para ile bi-run, Rıza Salih Saray, Fazıl ]ej almalarına ne derece takat-Sağttyjft Faik Gökay, Muam- ıarl olduğunu, bu talimatı ha-mer Pamuk, Henry Becht, Hak zırlıyanların bilmesi icap eden
nel Müdülüğünün, kulüplerin tabii bir hakkı olan stada serbest girmelerini kabul etmemesi spor çevrelerinde hayretle karşılanmaktadır. Şayet bu tedbirle, saha gelirinin arttırılması arzîı ediliyorsa, bunu stad kapılarına birer turnike koymakla da sağlamak pek âlâ mümkündür.
Kulüplerin zinan zaman şikâyetçi oldukları seyirci adedi ile hasılat arasındaki nispetsizlikleri kaldırmak için nedense turnike işi ele alınmamaktadır-
Genel Müdürlük bu turnike işini hallettiği zaman saha gelirinin kendiliğinden hissedilir derecede artacağı muhakkaktır.
Talimatta, amatör tıejjkilât-ta spor yapan kulüplere müş-kilât değil kolaylıkar sağıya-cak hükümler bulunması beklenirdi. Temennimiz talimatın kulüpler aleyhine olan kısımları ile basın mensuplarını ilgilendiren hususlarının Merkez Danışma Kurulunun ilk yapacağı toplantıda- tadili için Genel Müdürlüğünün şimdiden gerekli teşebbüslere geçmesidir-
Cumhurbaşkanı Erzurum’da
(Başı 1 nci sayfada) Kars, Gümüşhane, Rize ve Trabzon valileri, ordu ve kolordu komutanları, mülkî ve askerî erkân, Demokrat Parti Başkanla-n ve müfettişleri, Cumhuriyet Halk Partisi Başkanı, “ Başkanı ve muazzam kütlesi karşıladı.
Erzurum’un bugün bir bayram günü yaşadığı daha orada belli oluyordu. Bir kısım halk davul zurnalarla gelmişlerdi. A-landa kurbanlar kestiler. Hava alanından hareketle şehre İstanbul kapısından girildi. Bu esnada yirmi bir pare top atılıyordu. Çarşı boyu — Taş Mağazalar — Cumhuriyet caddesi yoliyle hükümet konağına gidildi. Yollar çok kalabalıktı. Bir bayram günü yaşıyan halk Cumhurbaşkanını içten gelen büyük tezahüratla alkışlıyordu. Hükümet konağı meydanında Alay Sancağını taşıyan bir kıta asker selâm resmini ifa etti.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, vilâyet konağında vilâyet erkânını kabul ettiler. Bu kabul töreninden sonra, vilâyetten çıkan Celâl Bayar, sokakları dolduran halkın tezahüratı arasında, belediyeye gitti ve belediyenin balkonundan halka şu hitabede bulundu:
.— Çoktanberidir aranızda bulunmak iştiyakını hissetmek teydim. Bugünkü iktidarı temsil eden arkadaşlarla sizin asîl ve kahraman muhitinizde bulunmaktan büyük bir zevk ve heyecan duymaktayım. Biliyorsunuz, çok şeylere ihtiyacınız vardır.
Halkevi bir halk
Sizin iradenizle iktidara gelmiş olan hükümet bunları bir sıraya )(oyarak tatbik sahasına geçir-nıiye, fiiliyata intikal ettırmiye çalışacaktır. Buna emin olmanızı dilerim. Bu hususta hükümet ve millet işbirliği yaptığı takdirde başarı muhakkaktır. Görüyorum ki, hükümet millete hizmet aşkiyle yanmaktadır. Ve millet de kendi iradesiyle iktidara gelen hükümete karşı büyük muhabbet beslemektedir. Bu karşılıklı emniyet ve itimat bizi muvaffakiyete eriştirecek* tir. Selâmetle merhaleler aşacağımıza kaniim. Bana ve arkadaşlarıma karşı gösterdiğiniz muhabbetten dolayı heyecan duymaktayım ve minnettarım. Hepinize büyük muhabbetle ye hürmetle şükranlarımı arzede-rim. Sağolun aziz Erzurumlular.»
Cumhurbaşkanının bu hitabesi sürekli alkışlarla karşılandı-
Cumhurbaşkanımıza bu se-yahatında Başbakan Adnan Menderes, Ankara Milletvekiti Mümtaz Faik Fenik’le Toprak Mahsulleri Ofisi ve Ziraat Bankası Genel Müdürleri refakat el-mektedir.
bakımından çek ferahlık veren bir hal saymaktayım Millet Partisi Erzurum idare kuruluna, bize karşı ifade etmiş oldukları iyi duygularından dolayı teşekkür ederim-»
Bütün ziyaretleri esnasında, Cumhurbaşkanımızın geçtiği yollarda, ziyaret ettiği binaların önlerinde büyük halk kitleleri toplanıyor ve coşkun tezahürlerde bulunuyorlardı-
Cumhurbaşkanı Başbakanla birlikte vali evinde, Erzurum’a gelmiş bulunan Ağrı, Gümüşhane, Kars ve Trabzon heyetlerini kabul ederek bunların ihtiyaçları ve istekleri üzerinde konuşmuştur. Bu dört heyet Cumhurbaşkanını ve Başbakanı kendi illerine davet etmişlerdir. Cumhurbaşkanı ve Başbakan davetleri memnunlukla kabul etmiş, fakat bu sehayat-leıinde müsait zaman bulamı-yacakları için en yakın bir tarihte davetlerine icabet edeceklerini bildirmişlerdir
İstanbul Şehir Meclisi de toplandı
İstanbul, 2 (Hususî) — Demokrat üyelerden teşekkül eden yeni Şehir Meclisi ilk toplantısını bugün yapmıştır. Toplantıyı Vali ve Belediye Başkanı Dr. Fahrettin Kerim mış, yeni meclise
Açış nutkundan türk'ün ve büyük hâtırasını taziz için üç dakika ihtiram duruşu yapılmış ve seçimlere geçilmiştir.
Seçimler sonunda, başkan vekilliklerine Alâaddin Nasuhioğ-ltı ile Ferzan Araş, kâtipliklere de Recep Bilginer, Neclâ Akmo-ran, Ferdi Öner, Ertuğrul Adalı, daimî komisyon üyeliklerine de Salâhattin Genç, Misbah A-ras, Yekta Kazancıgil, Cahit Evı-anos, Muzaffer Şahinoğlu, Ali Çekiç seçilmişlerdir.
bir nutukla aç-bafcırı dile-
sonra Ata-ölülerimizin
seyrisefer
(Başı 1 inci sayfada) matnamesi yalnız Ankara’ya münhasır olacaktır. Tasarı yeni Belediye Başkanına takdim edilecek ve tasdiki halinde derhal tatbik sahasına kona-
Dün kendisiyle görüşen bir Arkadaşımıza Dördüncü Şube Müdüdrü şunları söylemiştir:
Ankarada seyrüsefer kazaları nüfus ve taşıt vasıtaları nis-beti göz önünde tutulursa hiç de fazla değildir. Ancak ecnebi memleketlerindeki aynı mik yastaki şehirlerde kaza nisbeti şüphesiz ki bize nisbeten çok düşüktür. Tamamen ilmi me-tod ve tetkiklere müsteniden hazırlamakta olduğumuz şehir dahili seyrüsefer talimatnamesi tasarısını yeni Belediye Baş kanımıza sunacağız- Tadilâtla veya olduğu gibi kabul ettirebildiğimiz takdirde derhal tatbik sahasına geçeceğiz. Bu talimatnamenin tatbiki neticesinde 1 - 2 ay gibi gayet kısa bir zamanda Ankara’da taşıt kazalarının tahmin fevkinde azalacağına inanıyoruz. Taşıt kazalarının azalabilmesi için halkın bize âzami nisbette müzaherette bulunması elzemdir. Bilhassa konulan kaidelere riayet, bu meselenin hallinde
Öğleden sonra
Erzurum, 2 (aa ) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar bugün öğleden sonra Erzurum’da Ordu Müfettişliğini ziyaret etmiştir-
Cumhurbaşkanımız müfettişlikte askerî törenle karşılanmıştır- Celâl Bayar bundan sonra, yanında Başbakan Adnan Menderes olduğu halde C.H-P., M.P ve Demokrat Partiyi ziyaret etmiştir Bu ziyaretlerde memleket meseleleri ve mahallî ihtiyaçlar üzerinde görüşülmüştür.
Erzurum ve havalisinin elek-tıiklendirilmesi Tortum şelâlesinden elektrik istihsali, hayvancılık ve hayvan ihracatiy-le et sanayii meseleleri, yaka cak dâvası, linyit istihsali gi bi mevzular üzerinde bilhassa durulmuştur.
Cmhurbaşkanımız, Millet Partisinde izhar edilen istek üzerine Millet Partisi il mer kezi hatıra defterini imzala mış ve bu deftere şu satırları yazmıştır:
•Erzurum’da muhtelif partilere mensup idare heyetlerinin ve partili vatandaşların huzur, sükûn ve emniyet havası içinde bulunduklarını gör mekle bahtiyarım Bu müşahedeyi memleketin istikbali önemli bir noktadır.
3/10/1950
ZAFER
Sayfa: 5
Bellamy Cinayeti
_____ ZAFERİN POLİS TEFRİKASI
Yazan: Frances Noyes Ilarl Çeviren: S. Yazjcıoğlu
_ 118 —
«Celse, yarın sabaha talik edilmiştir. Günün bu geç saatinde kararımızı jüri heyetine bildirmek arzusunda değiliz. Yarın sabah saat onda tekrar içtima edeceğiz. Bu müddet esnasında bu tezkere de nazarı itibara alınacaktır. Yarın sabah Bay Phipps, yarın sabah burada bulunsunlar. Celse tatil edil
Kızıl saçlı kız, kısık sesiyle: «Ben yarın burada buluna-mıyacağım galiba» dedi.
«Ne? Burada bulunamıyacak mısın?» Muhabirin sesi işittik lerine inanamaz gibi çınlayor-du. «Budala!. Lambert’in okuduklarını işitmedin mi?»
Kızıl saçlı kız :
«Yarına kadar yaşayabileceğimi ummuyorum da ondan.» diye cevap verdi.
Bellamy dâvasının yedinci günü de geçmişti.
SEKİZİNCİ GÜN
Kızıl Saçlı kız, mübaşir Ben Potts’in feryadını duymadan evvel, ne derece yorgun ve bitkin olduğunun farkına varmamıştı. Mübaşirin, o her sabah borazan gibi akseden berrak sesinden eser kalmamıştı. Bu sabahki bağırışı eski sesinin boğuk bir aksisedasından başka bir şey değildi. Kızıl saçlı kız ise ateşli bir hastalığın ver diği yorgunluktan bitap kalmış gibi mecalsizce yerine çöktü.
Muhabir, dostça bir endişe ile:
«İyi uyumadın mı?» diye
Kızın gözleri hayret ve istih falla arkadaşına çevrildi:
«Uyku mu? Öyle bir şey var mı?» diye cevap verdi.
Hâkim Carver de yorgun gö rünüyordu. Farr ise, kül gibi sararmış, âdeta bembeyaz kesilmişti. Yalnız Lambert’in yüzünde biraz hayat eseri görülüyordu. Susan İves’le Stephen Bellamy yine her günkü gibi solgun, muvazeneli ve sâkindi-ler.
Hâkim Carver asâsını şiddetle indirdi.
«Dün akşamki şahidin kabul edilip edilmemesi hususu mahkememizce incelenmiş ve kendisinin dinlenmesi kararına varılmıştır. Bay Lambert, Bay Phipps sizin şahidiniz olarak dinlenecektir, öyle değil mi?»
— Evet efendim.
— O halde çağırsınlar.
— Bay Randolph Phipps!
Orta mektep müdürü uzun boylu bir adamdı. Başını göğsünde tutuşuyla, tavrlarında büyük bir vakar görülüyordu, fakat bu vakar ne derece büyük olursa olsun, yine ellerinin ve dudaklarının asabî bir surette titremesine mâni olamamıştı. Düz kalın kaşlarının altından dalgın bakışlı gözleri, tanımadığı bir âlemi hayretle seyrediyor gibi idi. Geniş alnının üzerinden gür siyah saçlarının bitişi tehlikeli olabilecek surette Byron’u hatırlatıyordu. Elmacık kemikleri biraz çıkık olmasa, ağzı da biraz daha küçük olsa, bugün modası geçmiş romantik bir (Jeun Premier) ye benzetilmesine hiç bir mâni kalmıyacaktı. Belki otuz beş, belki kırk, belki de kırk beş yaşlarında vardı; fakat gözleri on sekiz yaşında bir gencin gözleriydi.
— Bay Phipps, mahkememize tevdi edilecek hususî ehemmiyeti haiz bir malûmatınız var, öyle mi? Bu suretje mu« tad karşılıklı K()rCTya çekilme usulüne tâbi olacağmızı bili-yor musunuz?
— Evet efendim, biliyorum
— Pekâlâ. Bay Lambert, kendilerini sorguya çekebilirdi
— Bay Phipps, Haziranın on dokuzuncu gecesi nerede idiniz?
Bay Phipps, umumî yerlerde konuşmağa alışık, berrak ve yüksek sesiyle cevap verdi:
— Haziranın on dokuzuncu gecesi «Meyva Bahçeleri» ismi verilen Thoıne ailesine ait malikânenin bahçesinde üç saat kadar kaldım. O müddet zarfında vukua gelen bazı hâdiseleri sayın mahkemeniz ve jüri heyeti huzurunda bildirmeyi vazife addediyorum.
O akşam orada ne yapıyordunuz ?
Teknik tabiriyle izah etmemi istiyorsanız, bir başkasının arazisine ayak basmak I töhmetini irtikâbediyordum. O
zaman, yaptığım işin bu kadar ciddî bir töhmet teşkil edebileceğini düşünmemiştim. Arazinin boş olduğunu biliyordum. Maamafilı, ne olursa olsun, o-raya girmek hakkına malik olmadığımı bilmem icabederdi.
— Oraya gitmek için hususî bir maksadınız mı vardı ?
— Evet, vardı. Ufak bir piknik yapmak için tenha ve hoş bir yer aramıştım.
— Yalnız mıydınız?
— Hayır. Yalnız değildim.
Bay Phipps, o anda bütün yorgunluğunu göstererek kırk beş yaşını iktisap ediyordu.
— Bu... gezmenizde size refakat eden arkadaşlarınız mı vardı?
— Bir tek arkadaşım vardı: Genç bir hanım.
— Lütfen bu genç hanımın ismini söyler misiniz?
— Onun ismini vermek için bir zaruret var mı ? Ümit ederim ki böyle bir zaruret mevcut değildir.
Sesi heyecandan, ıstıraptan titriyordu.
— Arkadaşım genç bir kızdı. Şimdi ne büyük bir hata işlediğimizi her ikimiz de idrâk ediyoruz. Benim budalalığımın kendisini de bu işe sürüklemiş olması dolayısiyle kendimi öm-rümce affetmiyeceğim.
— Maalesef genç hanımın ismini öğrenmek mecburiyetin-
Bay Phipps, yeniden muvazenesini bulan bjr sesle söze başladı.
— Ben evli bir erkeğim. Bu malûmatı mahkemenize tevdi ederken katlandığım şahsî fedakârlık pek küçük bir şey sayılmaz. Fakat bir başkasını da bu suretle sürükliye-cek olursam bu hareketimden dolayı fazlaca ağır bir cezaya maruz bırakılmış olmaz mıyım? O akşam yanımda bulunan genç kız talebelerimden biridir. Kendisi hâloen nişanlıdır ve nişanlısına da tamamiyle merbut ’' “
isminin kendisi için Böylece teşhir edilmemesini sayın mahkemenizden hassaten rica ederim.
Hâkim Cerver pek ciddîydi:
— Bay Phipps, şahadet mevkiine kendi arzunuzla geldiniz. Vereceğiniz malûmatın mümkün olduğu kadar bütün hakikati ihtiva etmesi icabeder. Bu itibarla, bu genç hanımın ismini öğrenmekliğimiz zaru-
Phipps:
— İsmi Sally Dunnne’dir, efendim, dedi.
— Kendisi de şahadet etmeğe hazr mıdır?
— Adaletin yanlış surette tecellisine mâni olmak üzere ne lâzımsa her şeyi yapmağa hazırdır. Fakat şahadet mevkiine çıkmakta fevkalâde mütereddit olduğunu da tabiî saymak lâzımdır.
(Devam edeek)
ve sadıktır. Bu suretle aleniyete vurulması zararlı olabilir.
Daktilo aranıyor
İngilizce veya fransızcayı bilmek şartiyle (bayan veya bay) süratli ve yanlışsız yazı yazan daktiloya ihtiyaç vardır. Dolgun ücret verilecektir. 15619 Telefon numarasına lütfen ırfüracaat edilmesi.
Devlet Orman İşletmesi
• Ankara (Esenboğa) Hava meydanı
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden
— Çocuk sarayı altında
1
cadde üzerinde 3 büro mağazaya çevrilerek kiraya verilecektir İsteklilerin Genel Merkez levazım müdürlüğüne müracaatları-
2 — Çocuk Esirgeme Kurucunun Yüksek Ziraat Enstitüsü yanında bulunan gazino mahalli kiraya verileceğinden isteklilerin Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi muamelât şubesine müracaatları.
2805
Hilman Garajı (Yağlama yıkama) servisi açılmıştır
Günün her saatinde su mevcut olup yağlama servisi mütehassıs işçiler tarafından yapılmaktadır-
Hidrolik 2 adet olduğundan beklemek yoktur.
Akköprü, İstanbul Cad. IÜlman garajı Tl 16409 2803
SATILIK DÜKKAN
Li-
Genel Kurul toplantısı
(Devlet Demiryolları ve
mantarı İşietnıe Genel Müdürlüğü Memur ve Hizmetlileri Yardımlaşma Derneği) idare Kurulu Başkanlığından:
30 9.1950 cumartesi günü saat 15.30 da yapılan toplantıda nisap hasıl olmadığından aşağıda yazılı gündemip 7 Eki,pı 1950 cupıarlesi günü saat 15-30 da Gar Gazinosu üst salonunda görüşülmek üzere sayın ü-yelerin toplantıya gelmeleri rica olunur.
Gündem.
1 — Tpölantıyı idare için geçici bir başkan, bir başkan vekili ve iki kâtip seçilmesi.
2 — 24- Mart. 1950 tarihindeki toplantıdaki Genel Kurulun Derneğin malî durumunun uzmanlar tarafından incelenmesi kararına uyularak İdare Kurulunun bu hususta devam etmekte olan çalışmaları halkındaki raporu.
Devren acele satılık dükkan geniş bodrumlu ve her işe elverişli.
Anafartalar cad. sinde Tel 31741 (5618?
Kızılay Genel Merkezinden
Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkez Kurulu 3 ekim 1950 salı günü saat 10 da Yenişehir’deki Genel Merkez binasında toplanacaktır. Sayın üyelerin teşrifleri rica olunur.
ZAYİ — İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden aldığım şebekemi kaybettim-Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
3672 Semahat Bakırcıoğlu 5655
DÜZELTME — 2 10 1950 tarihli sayımızda çıkan 7246 No. lu Toprak Mahsulleri Ofisi i-lânının 2. nej satırında bulunan eb’adda kelimesi kalkarak onun yerine «Eskisinin eb’adı 700X20 ve 750X20 eb’adda. sözü konmuştur- Yukardaki şe-•kilde düezltir özür dileriz
ZAYİ — Aydın orta okulunun aldığım diplomamı zayi cU.m. Yenisini alacağımdan -skisinin lıükmü yoktur
591 Nadir Atayolu (5656)
Cebeci Açık Bava
Çiçek Sinemasında
Bu akşam saat 21 15 den itibaren şaheser bir film
Hacı MURAT
Baş rolde: İvan Mojukin
Çarlık Rusyasına meydan okuyan Kafkas kahramam Hacı Murat’ın heyecanlı sergüzeşti.
DEVLET TİYATROSU
Büyük Tiyatrö’da
Bu akşam temsil yoktur
Gişe Kapalıdır
Perşembe akşamı saat 20-30 da HAMLET Dram 5 perde Yazan; W Shakespeare Tercüme: Orhan Burian Dekor - Kostüm: Sabih Kayan Sahne Müzikleri: S. Kalender Sahneye koyan: Muhsin Ertuğrul
RİGOLETTO
Opera 4 perde
G. Verdi Tercüme: Ferid Alnar, Dekor - Kostüm
Turgut Zaim
Müzik idaresi, Adolfo Ca-mozzo, .
Sahneye koyan; Aydın Gün.
(Rigoletto’nun başlıyaca-ğı tarih ayrıca ilân oluna
KÜÇÜK TİYATRO’da
Bu akşam saat 20.30 da ŞAKACI
Piyes 3 perde Yazan: Sabahattin K. Aksal Dekor: Ertuğrul Arf Sahneye Koyan Mahir Canova
NOT: Büyük ve Küçük Tiyatrolarda her mevkide tenzilât yapıldığı gibi memurlara öğrenci tarifesi tatbik olunacaktır.
Büyük Tiyatro Tel: 10370 Küçük Tiyatro T(-1 ] 1169
Daire aranıyor
Kulüp yapılmak üzere Yenişehir’de geniş salonlu bir ev veya daireye ihtiyaç vardır- Tekliflerin Ankara Üçüncü Noterliğine yapılması rica olunur. 2793
Devlet Orman işletmesi Ayancık Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz nakliyat ve binek hayvanları ihtiyacı için 100 ton balyalı kuru ot açık eksiltme suretiyle satın alınacaktır.
2 — Açık eksiltme 14 ekim 1950 tarihine rastlıyan cumartesi günü saat 10 da Devlet Orman İşletmesi Ayancık Müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher kilosunun 16 kuruştan muhammen bedeli 16.000 lira ve yüzde 7.5 hesabiyle geçici teminatı 1200 liradır.
4 — Bu işe ait şartname Ankara’da Orman Genel Müdürlüğü, Merkez İstanbul, İzmir, Samsun, Sinop, Tekirdağ, Çatalca, Biga, Bandırma ve Ayancık İşletmelerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belirli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk
teminatlariyle komisyona müracaatları. (7440) 2180
çelik su deposu malzemesinin montaj ve boya işi
Kapalı zarf usulü ile inaşat
İLÂN
Ankara merkez ilce seçim kurulu başkanlığından;
İl genel meclisi üyelerinin 15-10 1950 tarihinde yapılacak seçimi için partilerce aday gösterilen ve 26.9.1950 tarihli gazelerle adları ve sıfatları i-lân olunan kimseler hakkında her ahngi bir itirazda bulunulmuş olmadığı için bunların adaylıklarının kurulumuzca ka bul edilmiş oduğu 5545 sayılı kanunun 38 nci maddesi -mu-cibnce ilân olunur
Hilman Tamirhanesi
Bilumum Avrupa ve A-meıikan otomobillerinin, dizel kamyonlarının ve sabit dizel motorlarının emniyet ve en ucuz fiyatla tamirlerini deruhte eden yegâne tamirhanedir Bir tecrübe kâfidir-
Akköprü İstanbul Cad-Hilman Garajı Tl. 16409-2802
Diyarbakır, Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğünden:
1 — İş: Mardin ilinin Midyat İlçesinde yeniden yapılacak ilk okul.
2 — Keşif bedeli: 120012.45 lira.
3 — Geçici teminat: 7250.62 lira.
4 — Eksiltme kapalı zarf usuliyle 12.10.1950 perşembe günü saat 11 de Diyarbakır’da Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
5 — Bu işe ait şartname ve projeler bedelsiz olarak mesai saatleri içinde Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğünde görülebilir
6 — İsteklilerin 9.10.1950 pazartesi günü mesai saati sonuna kadar Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğüne yeterlik belgesi için müracaat etmeleri ve yeterlik belgesi alabilmek için bu işin teknik öneminde iş yaptıklarına dair belge göstermeleri lâzımdır.
7 — Kapalı zarflar ihale günü olan 12.10.1950 perşembe günü saat 10 a kadar Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğü binasında toplanacak eksiltme komisyonu başkanlığına verilecektir.
8 — Kapalı zarfların içinde usulüne göre yazılmış ve kâpa tılmış teklif mektubu ile'kanunen bulunulası gereken teminat yeterlik belgesi, 1950 yılı] ticaret odası vesikası bulunacaktır.
9 — özel ve tescil ^dilmemiş ortaklıklar eksiltmeye kafa , edilmez.
10 — Postada vukubıilacak gecikmeler kabul edilmez.
(7188) 2143
Bayındırlık Bakanlığından:
1 — Eksiltmeye konulan iş: Esenboğa Hava Meydanı çelik su deposu malzemesinin montaj ve boya işj olup (18978.20) onsekiz bin dokuzyüz yetmiş sekiz lira yirmi kuruştur.
2 — Eksiltme günü: 16-10-1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat on altıda Ankara’da Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliğinde toplanacak eksiltme komisyonunca yapılacaktır.
3 — Eksiltme evrakı vezneye yatırılacak (48 kr.) kırk sekiz kuruşluk bedele ait makbuz karşılığında Yapı ve îmar İşleri Reisliği Muamelât Müdürlüğünden alınabilir.
4 — Bu işe ait proje Yenişehir Tuna caddesi 1 numarada Hava Meydanları İnşaat Müdürlüğünde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek için: İsteklilerin 1950 yılına ait ticaret odası belgesile ususü dairesinde (1423.37) bindört yüz yir mi üç lira otuz yedi kuruşluk geçici teminat vermeleri ve bu iş gibi teknik önemi haiz bir işi iyi surette başardığını veya idare ve denetlediğini isbata yarar belgeleri ile birlikte eksiltme gününden en az üç gün önce (tatil günleri hariç) yazı ile Bayındırlık Bakanlığına müracaat ederek bu iş için yeterlik belgesi almaları.
6 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasının 34 üncü maddesinde verilen izahat çerçevesinde (Eksiltme evrakının her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırarak bunları imzalayıp zarflarına kovmaları) hazırlıyacakları yükleme mektuplarını eksiltme günü saat on beşe kadar makbuz karşılığında Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
.Keyfiyet ilân olunur. 7194
2157
D P Sümer Semt Ocağından:
Yıllık kongremizin 4.10.1950 günü saat 20 30 da Konya sokak (Işıklar Cad ) No: 35 D. P ilce binasında yapılacağından üyelerin teşrifleri rica olu-
D.P. Sümer Semt Ocağı
Acele satılık ev
Tapulu, iki katlı, su elek trik, önü arkası bahçeli cem’an 4 oda Öııcebeci O-zanlar caddesi Bilim Sok No: 103 Otobüs durağına 5 d'.kika mesafede. İçinde-kine müracaat 5653
Kiralık tam konforlu kaloriferli daire
Bakanlıklara çok yakın olgunlar sokağında, Tan apartmanının 6 No lu dairesi möbleli olarak kiralıktır Taliplerin her gün saat 10 24534 No. lu telefona atları.
müraca-
5652
Satılık otomobiller
1 — Yeni vaziette bütün teç-hizatile 4 kapılı Hııdson,
2 — Yeni vaziyette huBusî nikelajlı radyolu 203 Peji
4 — Yeni vaziyette BUİCK bütün teçhizatile,
OTONAM
Garajı
Bahçelievler yolu, Teknik
Üniversite karşısı Telef 32649
5651
1
Kiralık daire
Bahçelievler Tasarruf Evleri nci cadde üzerinde 4 oda 1
hol 1 daire kiralıktır
Tel: 32167
5628
Kocaeli II Daimî Komisyonundan
1 — Adapazarı memleket hastanesinin kalorifer tesisatı ha riç olmak üzere Mutfak, Banyo, Lavabo, Çamaşırlık, Hamam ve sıcak su tesisatı inşaatı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye kon muştur.
2 — İhalesi ekim ayının 16,ncı pazartesi günü saat on beşte 11 Daimî Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Keşif bedeli (36199) lira 10 kuruş, geçici teminat (2414) lira (95) kuruştur.
4 — Eksiltmeye iştirak içil nünden en az üç gün önce dilelL«. .. la yeterlik belgesi alınması lâzımdır.
5 — Bu işe ait keşifname (re şartname ile diğer evrak İl Daimî Komisyon ve Bayındırlı^ Müdürlüğü kalemlerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanun gereğince hazırlayacakları teklif mektuplarını yeterlik belgesi, yeni yıla ait ticaret odası vesikası ve belli miktar geçici teminat makbuzu veya banka mektubu ile ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Daimî Komisyon Başkanlığına vermeleri
7 — Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (7180) 2150
:inl (tatil günleri hariç) leltçe ile 11 makamına :
ı ihale gü-müracaat-
İstanbul Teknik Üniversite
Yapı işleri ilânı
Karacabey Harası Müdürlüğünden
1 — Eksiltmeye konulan iş:
Karacabey harası müdürlüğünde bir taahhüt mevzuunda jlmak üzere değişmez birim fiyatı esası üzerinden 218 başlık
■ boğa ahırı, 290 başlık süt danaları emzirme ahırı ile 116 başlık inek ahırının yeniden ve beş parça binanın tamir ve tadili inşaatının yapımıdır.
1 2 — Oranlanmış ilk keşif tutarı 381162 lira 04 kuruş. Yal-
nız üçyüz seksen bir bin yüz altmış iki lira dört kuruştur.
3 — Ekslitme 4.10.1950 çarşamba günü saat onaltıda Karacabey harası eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf usulü ile yapılacaktır. Teklif mektuplarının 2490 sayılı kanunun hükümleri dahilinde belirli günde saat Onbeşe kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde verilmesi şarttır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar Ankara-da Tarım Bakanlığı Veteriner İşleri Genel Müdürlüğünde, İstanbul, İzmir ve Bursa Veteriner Müdürlüklerile Karacabey
1 Harası Müdürlüğünde görülebilir. İsteyenler sözü geçen şart-1 name ve eklerini Karacabey Harası Müdürlüğünden 19 lira 1 05 kuruş karşılığında alabilirler .
5 — Geçici teminat usulüne göre 18996 lira 48 kuruş. Yalnız onsekiz bin dokuzyüz doksan altı lira kırksekiz kuruştur.
6 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir mukavele ile
■ en az ikiyüz ellibin liralık bir bina işini iyi bir surette başardığını veya idare ve denetlediğini isbata yarar belgeleri ile ihale gününden en az (tatil günleri hariç)- beş gün önce Tarım Bakanlığı Veteriner İşleri genel müdürlüğüne baş vurarak bu işin eksiltmesine girebilmek için yeterlik belgesi alması ve
1 1950 yılı ticaret odası belgesi ile 2490 sayılı kanun hükümlerine göre muktezi belgeleri ibraz etmeleri şarttır.
7 — Posta ile müracaat halinde: İsteklilerin aldıkları eksiltme kâğıtlarının kül teşkil eden her parçasına ellişer kuruş-
• luk pul yapıştırılıp imza ettikten sonra lüzumlu belgeleri ile adı geçen eksiltme komisyonuna göndermeleri lâzımdır.
Postada vaki gecikmeler nazarı itibara almmıyacaktır. 12327 (6788)—2045
1 — İstanbul Teknik Üniversitesinin inşaat, mimarlık, makine ve elektrik fakültelerine öğrenci adayı kaydına 18 eylül 1950 pazartesi günü saat dokuzda başlanmıştır. 7 Ekim 1950 cumartesi günü saat on üçde kayıtlar sona erecektir.
2 — öğrenci adayları üniversiteye verecekleri dilekçede girecekleri fakülteyi yazacaklardır. Muhtelif fakültelerden tercih ettiği fakülte birden fazla ise her fakülte için ayrı dilekçe verilecektir. Dilekçe formülleri Üniversiteden alınacaktır. İ.T.Ü. ye aday yazılma harcı her fakülte için bir liradır.
3 — öğrenci adaylarının üniversiteye verecekleri belgeler şunlardır.
1) Olgunluk diploması veya buna eşitliği tasdik edilmiş belge,
2) Kimlik cüzdanı veya tasdikli sureti, (yabancı devlet tabi iyetind olanlar içn oturma belgesi veya tasdikli sureti).
3) Lise olgunluk imtihanı verdikten sonra iki yıl geçmiş olan öğrenciler içn iyi hal belgesi.
4) Etrafı için tehlikeli ve bulaşıcı hastalığı olmadığına dair sağlık raporu. (Üniversiteye öğrenci yazılanlar ayrıca özel bir sıhhî muayeneye tabi tutulacaktır).
5) Aşı kâğıdı.
6) 12 adet 3X4 boyutunda cepheden alınmış ve bozulmıyacak şekilde fotoğraf.
4 — Her fakülteye alınacak talebe sayısı ayrıca üniversitede ilân edilecektir.
5 — Fakültelere yazılan namzet sayısı tesbit ve ilân olunacak miktarı aşarsa talipler arasında şartları ayrıca ilân edilecek şekilde bir tercih yoklaması yapılacaktır.
6 — öğrenci adaylarının doldurması gerekil formülerler
İ.T.Ü. kayıt bürosundan temin edilebilir. (7097)—2101
Yeşilköy Hava Meydanı Çelik su deposu malzemesinin montaj ve boya işi
Bayındırlık Bakanlığından:
zamanla
Maraş Defterdarlığından
Esas No. 301, Dosya No. 4070, Cinsi: Yılan kıran namı diğeri Kile pazar hanının 40 da 35 hissesi, Mevkii: Şih Adil caddesi: Antep caddesi, Mahalle: Bostancı, Tapu tarihi: Teşrini evvel 332 Tapu numarası: 74, Tahrir No.: 83, Zirai: 600, Muhammen kıymeti: 35000 liradır. Teminat miktarı: 2825 liradır. Hududu: Sağı tariki-âm, solu katolik kilisesinin kahvehanesi, arkası Bardakçı Buğus ve kahveci Salıp haneleri, cephesi tariki-âm.
Yukarda hudut ve sair evsafı yazılı bir parça hanın tapu kaydine müsteniden 40 ta 35 hissesi hâzineye ait bulunduğundan işbu hissenin mülkiyet satışı peşin bedelle 28. 9. 1950 gününden itibaren açık arttırmaya çıkarılmış ve bu müddetin hitamı olan 25. 10. 1950 çarşamba günü öğleden sonra yani saat 14 te Defterdarlıkta müteşekkil satış komisyonu huzurunda satışı icra edileceğinden almak isteyenlerin 2825 lira teminat akçelerini müzayede saatinden evvel teslimi sandık ederek mukabilinde alacakları makbuzlaryle birlikte adı geçen komisyona ve daha fazla izahat almak istiyenlerin de Millî Emlâk servisliğine mürcaat etmeleri ilân olunur. (7404) 2181
1 - Eksiltmeye konulan iş: Yeşilköy Hava Meydanı Çelik su deposu malzemesinin montaj ve boya işi olup (18978.20 on sekiz bin dokuz yüz yetmiş sekiz lira yirmi kuruştur.
2 — Eksiltme günü: 17-10-950 tarihine rastlıyan salı günü saat on altıda Ankara’da Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar işleri Reisliğinde toplanacak eksiltme komisyonunca yapılacaktır.
3 — Eksiltme evrakı vezneye yatırılacak (48 kr.) kırk sekiz kuruşluk bedele ait makbuz karşılığında Yapı ve tmar îşleri Reisliği Muamelât Müdürlüğünden alınabilir.
4 — Bu işe ait proje Yenişehir Tuna caddesi 1 numarada Hava Meydanları inşaat Müdürlüğünde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek için: isteklilerin 1950 yılına ait ticaret odası belgesile ususü dairesinde (1423.37) bindört yüz yir mi üç ljra otuz yedi kuruşluk geçici teminat vermeleri ve bu iş gibi teknik önemi haiz bir işi iyi surette başardığını veya idare ve denetlediğini isbata yarar belgeleri ile birlikte eksiltme gününden en az üç gün önce (tatil günleri hariç) yazı ile Bayındırlık Bakanlığına müracaat ederek bu iş için yeterlik belgesi almaları.
6 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasının 34 üncü maddesinde verilen izahat çerçevesinde (Eksiltme evrakının her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırarak bunları imzalayıp zarflarına koymaları) hazırlıyacakları yükleme mektuplarını eksiltme günü saat on beşe kadar makbuz karşılığında Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
Keyfiyet ilân olunur. (5195)
2156
Kuru Erzak alınacak
Devlet Demiryolları Ankara 2. ci İşletme Komisyonundan:
Ankara istasyonunda iaşe ambarına teslim şartiyle 500 kg. pirinç, 500 kg. kuru fasulva ve 300 kg. nohut satın alınacaktır. İhaleden itibaren 10 gün içinde teslimi şarttır. İsteklilerin nümu-neleri ile yazılı fiyat tekliflerini 9 ekim 1950 saat 16 ya kadar komisyonumuza vermeleri. (7387) 2178
Ankara Elektrik, Havagazı ve Otobüs İşletme Müessesesinden
Şebekede yapılması zarurî bir ameliye dolayısiyle 4.10.1950 çarşamba günü saat 14 ten 17.30 a kadar Çankaya ve Küçüke-sat’ta cereyan kesileceğini sayın abonelerimize bildiririz.
(7413) 2179
Sayfa: 6
ZAFER
3/10/1950
Muallâ Gökçay
B o m o n t i
Her akşam yüksek ses sanatkârı •^MUALLÂ GÖKÇAY Herakşam sahnemizde Kıymetli ses sanatkârı SABİTE TUR Konserlerine devam etme! tedir
Sabite Tur
Bahçesinde
Kıymetli Sanatkâr
ZEHRA BİLİR
Kısa bir müddet için herakşam sahnemizde
YEMEKLİ Masalar numaralıdır.
Hariçten yemek getirmek serbesttir.

*
Satılık otomobil
1949 modeli Radyo, kalori-
fer, havalandırma

bü-
tün teferruatı olan tam kon-
forlu hususide çok az kullanılmış yeşil renk Studebaker Landkruiser otomobil satılıktır. Taliplerin Teknik Üniversite karşısında OTONAM Garajına ve görüşmek için iller
Kooperatifi birinci cadde 40 No. ya müracaatları.
5606
EMLÂK BANKASI
Son pâıa kabu! tarihi
10.10.1950
I
İÇİN HESAP AÇMAKTA ACELE EDİNİZ ’. HER 1OO LİRAYA AYRI BİR KURA NUMARASI..
HERKES T
Garanti Bankası
30 EKİM
KEŞİDESİ


Göreleyi Güzelleştirme Cemiyetinden
1 — 25 gün müddetle açık eksiltmeye konulan iş Görele ilçesinde yeni inşa edilmiş bulunan Ortaokul binasının iç ve dış sıvası ile badanasına ait olup keşif tutarı 15008 lira 57 kuruştur.
2 — Eksiltme 11.10.1950 Çarşamba günü saat 15 de Görele Belediyesinde toplanacak ihale komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu işe ait keşif, şartname sözleşme ve buna ait diğer evrak Görele Ortaokulu müdürlüğünde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 11G5 liralık geçici teminatı ihaleden evvel vermesi ve bundan başka aşağıdaki yazılı belgeleri haiz olması şarttır.
a) ~ ‘ —
b)
Cari seneye ait Ticaret Odası belgesi. Ehliyet belgesi.
:) Ehliyet belgesi Bayındırlık Müdürlüğünden alınmış ola-
caktır.
5 — İsteklilerin yukarıda yazılı gün ve saatte belediye binasında toplanacak komisyona başvurmaları ilân olunur.
(7248 - 2152)
Devrin bir tavsiyesi var «Otomobil kullanmasını ve motorunu öğren»
Ankara Şoför Okulu Yeni ders devresini Yeni binada
10 EKİMDE AÇIYOR.
Garaj ve tamirhanemiz vardır.
r
Sayın AnkaralIlara
Bilumum giyim ve Kumaş ihtiyacınızı BÜYÜK MAĞAZAdan
Ucuz, zarif, sağlam olarak temin edebilirsiniz. Bir defa tecrübe kâfidir.
Anafor talar Cad. No. 300 Tel: 15149
Hikmet Ünal ve Or. Kol. Şt
Ankara şubesi
Not: Bayan tezgâhtarlara ihtiyaç vardır. Dolgun ücret verilir. (2718)
Sanatkâr
Ferdi Tayfur
Larel Hardi
Ârşak Palabıyıkyan
Balıkçı Osman
Ankarada
\ ■—
Üstat Kemani
Sadi Işılat/
Tanburi
İzzettin Ökte
Eşsiz Sanatkâr
Hamiyet Yüceses
Şehrimizde yeni ve seçkin programı ile mevsimin ilk kapalı salon müsameresi
Radyo Ses Sanatkârı
Nusret Ersöz
Kanunî
İsmail Tezelli
Darbuka
Yaşar Anlı
Ve ayrıca
Muazzam saz eserleri programiyle eşsiz bir gece
Davetiyele": Ulusta Florya Spor ve Kam Spor, Cebecide Cebeci Eczahanesinde, Yeni-şehirde, Büyük Sinema gişelerinde satılmaktadır-
Kaydınızı bir an evvel yaptırınız.
Müracaat saatleri her gün saat 9 dan 18 e kadar Yeni adresimiz: Mebus evleri önü Teknik Üniversite
Karşısı No. 4
Yeni telefon: 32649
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğünden
Üniversitemizin İnşaat, Mimarlık, Makine ve Elektrik fakültelerine yazılan adayların tercih yoklamasına 9 ekim 1950 pazartesi günü başlanacaktır.
Adayların aşağıda bildirilen günlerde saat 9 da Üniversitede hazır bulunmaları lüzumu ilân olunur.
NOT: İmtihanlar Teknik Üniversitenin Gümüşsuyundaki binasında yapılacaktır.
9 ekim 1950 pazartesi: Öğleden evvel matematik, bütün fakülteler için.
10 ekim 1950 salı: “öğleden evvel” fizik, “öğleden sonra” kimya. “İnşaat, Makine, Elektrik fakületleri için.”
11 ekim 1950 çarşamba: “öğleden evvel” Türkçe kompozisyon ve yabancı dil “öğleden sonra” Resim. "Bütün fakülteler için.”
12 ekim 1950 perşembe: Yalnız Mimarlık Fakültesi için istidat yoklaması “Bu yoklama Mimarlık Fakütlesi binasında yapılacaktır.”
Tafsilât için Rektörlükteki Kayıt Bürosuna müracaat.
(13279) (7400) 2172
Yoilaır 4. Bölge Müdürlüğünden
1 — Kastamonu’da yapılacak şube tesisleri inşaatı işi kapalı zarf usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — İşin muhammen bedeli 72.996.46 lira olup geçici teminatı 4.899.82 liradır.
3 — Eksiltme 12. 10. 1950 perşembe günü saat 15 de Etlik yolu üzerindeki Bölge Müdürlüğünde toplanacak Komisyon huzurunda yapılacaktır. Zarflar saat 14 e kadar komisyona verilmelidir.
4 — Bu işe ait keşif hususî, fennî ve eksiltme şartnameleriyle vaziyet plânları tatil günleri hariç her gün Bölge Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin ihale gününden en az üç gün evvel tatil günleri hariç asgarî bu bedelde iş yaptıklarını gösterir vesikalarla Bölge Yeterlik Komisyonuna müracaatla belge almaları lâzımdır.
6 — 2490 sayılı Kanunun ahkâmına uyularak müracaat
edilmesi para gibi umumun elinde bulunan işaretlerle mühürlenmiş zarfların ve postada vukua gelecek gecikmelerin kabul edilmiyeceği ilân olunur. 2135 (7140)
İzmir İli Daimî Komisyonundan
Türkeli - Foça yolunun muhtelif kilometrelerinde yapılacak esaslı şose onarımı, parke kaldırım ve menfez inşa işleri 27/9/1950 tarihinden itibaren 20 gün müddetle ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konmuştur.
Keşif bedeli 47607.37 lira geçici teminat 3570,55 liradır.
Keşif ve eksiltme evrakı İzmir Ankara ve İstanbul Bayındırlık Müdürlüklerinde görülebilir.
Eksiltme 17/10/1950 salı günü saat 11 de İl Daimî Komisyonunda yapılacaktır.
İsteklilerin Valiliğe müracaatla benzeri ( işleri başarı ile yaptıklarına dair ibraz edecekleri vesikalar üzerine yeterlik belgesi almaları şarttır.
İsteklilerin 2490 sayılı katıunun tarifatı dahilinde hazırlı-yacakları teminat makbuz veya banka mektubu ile yeterlik ve bu yıla ait Ticaret Odası belgelerini muhtevi teklif zarflarını yukarıda yazılı tarihte muayyen saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına tevdii ile makbuz almaları lâ-'. imdir.
Postadaki gecikmeler kabul olunmaz. (6942) 2137
Etibank Genel Müdürlüğünden
Çatalağzı - İstanbul enerji nakil hattı montaj ve inşaatma ait evvelce ilân edilen 14.10.1950 günü yapılacak eksiltme tarihi, 25.10.1950 çarşamba gününe tehir edilmiş olduğu ilân olunur. (7279) 2177
Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğünden Gazi
1 — Yalova - Baltacı çiftliğimizde yaptırılacak 68.747,70 lira keşif bedelli inek ahırı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 10/10/1950 günü saat 15 te yapılacaktır.
3 — İsteklilerin bu işe benzer 50.000 liralık bir işi taahhüt ve ikmal veya idare ettiklerine veyahut denetlediklerine dair belgelerle 9/10/1950 günü saat 17 ye kadar Genel Müdürlüğümüze müracaatla iştirak belgesi almaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait evrak Yapı İşleri Uzmanlığında, İstanbul Yollama Memurluğunda — Sirkeci, Süngerciler sokak 83 — ve Bal-
tacı çiftliğinde görülebilir.
5 — İdare ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. 7230—2166 1
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Mezbahada kesilen hayvanların şişirilmesinde kullanılmak üzere alınacak iki adet kompresör açık eksiltmeye
konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (2400) iki bin dört yüz liradır.
3 — Teminatı (180) liradır.
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartnamesi hergün Belediye Tutanak Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 11.10.1950 çarşamba günü saat 16 da Belediyede toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — İsteklilerin belli gün ve saatte belediye komisyonuna
baş vurmaları. (7057)—2109
Maliye Bakanlığından
Yapılacak onarım: Çankaya Cumhurbaşkanlığı eski köşkünde elektrik, sıhhî tesisat ve yangın ihbar tesisatı onarımı.
Keşif bedeli: (19.804) lira.
Geçici teminat: (1485.30) lira.
Eksiltme mahalli ve tarihi: 16/10/1950 pazartesi günü salt 15 te Maliye Bakanlığı Millî Emlâk Genel Müdürlüğünde açık eksiltme suretiyle yapılacaktır.
Şartname mezkûr mahalden bedeli mukabilinde alınabilir. Eksiltmeye iştirak etmek istiyenler bu iş için Bayındırlık Bakanlığından alacakları ehliyet belgesini Komisyona ibraz et meleri şarttır. (3144 - 142) (7144) 2132
Watherproof
Bay ve Bayan trençkotları en ucuz fiyatlarla
ORTAÇ
bulabilirsiniz.
35 liradan 100 liraya kadar
Telefon: 11135
Mantoluk
ve yünlü ropların cn giizel çeşitleri
ORTAÇ
Sizin için getiriyor ihtiyacınızı almazdan «ORTAÇ» a uğrayınız
Borsalino
Şapka çeşitleri ve | en zengin renkleri ile I
ORTAÇ
36 liraya satışa
arzedilmiştir
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kravat, Eşarp çeşitleri sîzleri memnun edecek bol çeşitler ve yeni fiyatlarla
Anafartalar Caddesi No. 224 Adliye karşısı köşe mağaza
ORTAÇ

Comments (0)