II
Balşmuhartir............. 16882
Yazı İşleri...............15315
İdare ve İlân.............15619
Fiyatı Her Yerde 10 Kuruştur.
HAMİYET YÜCESES
Atlantik Paktı ile iş
Perşembe
5
EKİM 1950
i. Başmuharriri: Mümtaz Faik Fenik
Denizciler Caddesi: 3
Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara
FERDİ TAYFUR NUSRET ERSOZ
Ve KARABOCEKLER’in Müsameresi BOYOK SİNEMADA
7 Ekim 1950 Cumartesi gecesidir. Acele ediniz.
(5686)
—-------J
birliği yapacağız

Cumhur Başkanı Bayar Erzincanda
Konsey adına Acheson’ıın-verdiği nota ile hükümetimizin cevabı açıklandı
Fuat Koprulu
Atlantik Paktının Akdeniz bölgesi müda-faasiyle ilgili askeri plânlaştırma mesaisine iştirakimizin arzu edildiğine dair paktın son konseyi toplantısında verilen kararı Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı bir nota ile Vaşington Büyük Elçimize bildirmiş, Hükümetimiz de cevabını Büyük Elçimiz vasıtasiyle vermiştir. Bu hususta teati edilen notalara dair dün şu tebliğ verilmiştir:
Birleşik Amerika Devletleri Hariciye Nazırı Mösyö Acheson, Şimalî Atlantik Paktı Konseyi adına, 20 eylül 1950 tarihinde Hükümetimize Vaşington Büyükelçimiz delâletiyle metni aşağıda yazılı notayı tevdi etmiştir:
«Şimalî Atlantik Paktı Konseyi, beşinci toplantısında, karşılaştığı emniyet meselelerinin tetkiki ile ilgili olarak Akdeniz sahası hakkında ve Türkiye Hükümeti arzu ettiği takdirde, Türkiye’nin, Şimal Atlantik andlaşması teşkilâtının Akdeniz sahasının müdafaası ile .ilgili
askerî plânlaştırma mesaisine iştirakini sağlı-yacak tedbirlerin alınmasını arzuya değer mütalâa etmiştir.
Konsey, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler üyesi sıfatiyle bu teşkilât prensiplerine karşı gösterdiği faal müzaharete ve Türkiye’nin, Doğu Akdeniz istikrarının idamesi hususunda oynamakta olduğu mühim role gereği gibi vâkıftır.
Konsey, Türk Hükümetinin, Şimalî Atlantik andlaşması teşkilâtının Akdeniz müdafaası ile ilgili plânlaştırma mesaisi safhasına iştirâki-nin bu saha müdafaasına mânalı bir surette medar olacağı kanaatindedir.!
Hükümetimizin cevabı
Hükümetimiz mezkûr notaya, Vaşington Elçimiz delâletiyle, 2 ekim 1950 tarihinde metni aşağıda yazılı nota ile cevap vermiştir:
«Şimalî Atlantik Paktı teşkilâtının Akde-
(Sonu Sa. 4, Sü. 5 te)
Dean Acheson

Seyahat notları: 2
Sakarya başında çağlayan kaynak
Mümtaz Faik FENİK
bir miting yapılmış, ve Celâl Baya» Demokrat Parti Başkanı olarak, seçimlerde adlî teminat meselesini ilk defa olarak ortaya atmıştı..
O zamanın karışık havasını bilenler bu Sakarya başı nutku üzerine eski iktidarın çıkar-(Sonu Sa. 4 Sü. 4 te)
Askerî bir heyetimiz dün Japonyaya gitti
Heyet Kore birliğimizin ihtiyaçları ile ilgilenecek ve Gl. Mac Arthur karargâhı ile temas edecek
Erzurum, 4 (Başmuharriri- I mizden) — Bu yazımı Eskişe- 1 hir - Erzurum hava yolunda ı yazıyorum.. Dün Sakarya ba- i şında idik. Bugün göklere mey ı dan okuyan Palandöken'lere gidiyoruz. Ankara'nın üzerin- 1 den geçtikten bir saat sonra 1 Sivas'ı sağda bıraktık; ve sonra şarkın sarp dağları arasında korkunç bir dehlize girdik. Biraz sonra Erzurum'a, kahramanlar ve Dadaşlar diyarına . varacağız.
Tayyaremiz, sarsıla sarsıla, i yalçın ve başı dumanlı tepele- i re âdeia sürüne sürüne bulutların arasından kendisine yol ararken, dün Sakarya başında yapılan o toplantının hâtıralarını kafamda canlandırıyorum:
Eskişehir'in 50 kilometre ilerisinde Çifteler köyünde idik. Burada büyük bir panayır açılıyordu. Halkın orada Celâl Bayar'ı karşılayışını bir görmeliydiniz. Otomobillerin eifa-fı bir anda yüzlerce atlı ile çevrildi... Toz dumana katılıyor: ve arabaların içinde nefes al-nıak imkânı bile olmuyordu.. Allı olmıyanlar, köyden pa-nay,nn açılacağı sahaya kadar süvarilerle beraber koşuyor-. ler; mahşeri bir kalabalık bu sevgi hâlesi içine girmek için âdeia birbirini çiğniyotciu Bu ne candan, bu ne kalbten gelen bir heyecandı! Hiç bir ressam bir Millî Mücadele tablosunu bu kadar renkle ve bu kadar ateşle canlandıramamıştır.
Bayar, kendisine zorlukla yol bularak hazırlanan yerde panayırı kısa bir nutukla açtı- ( ğı zaman, iki gün evvel tesbit Samsun, 4 (Hususi) — 25 cdilon Doğu seyahatinin prog- ^^1 1950 tarihli Kudret ga-ramını birdenbire değiştirerek zetesinde «İçişleri Bakanından Eskişehir istikametinde Çifte-1 Ü^er ler köyüne hareket ettiğini da-1 ğildir» başlığı ha iyi anlamıştım.
Çifteler köyü halkı, Bayar'; panayırlarını a mışlardı; bundan iki Sakarya başında yapılan büyük bir toplantının hâtırasını zihninde canlandırmış olacak ki- bu isteğe derhal müspet cevap vermişti.
Evet, iki sene kadar evveldi; burada Sakarya başında büyük I
Kore savaş birliğimizin durumu ve ihtiyaçlarını yerinde görme ve Birleşmiş Milletler ge-görmek ve Birleşmiş Milletler genel karargâhı ile temas etmek üzere Genelkurmaydan Korgeneral Yusuf Adil Egeli’nin başkanlığında altı kişilik bir heyet dün gece bir Pan - Amerikan kan uçağiyle İstanbul’dan Tokyo'ya hareket etmiştir.
I
Heyetin şehrimizde bulunan üyeleri dün 15,30 da askerî bir uçakla Yeşilköy’e gitmişlerdir.
Genelkurmay Harekât Dairesi Başkanı Yusuf Adil Egeli’nin başkanlığındaki askerî heyetimizi tayyare meydanında Genelkurmay îkinci Başkanı Gene-r?’ Zekâi Okan, Orgeneral Muzaffer Tuğsavul, Genelkurmay İkmal Dairesi Başkanı General
Fevzi Uçan'er, Merkez Başkanı Mümtaz Ulusoy, Ulaştırma Başkanı Zihni Üner, Garnizon Komutanı Tümgeneral Selâhattin Selışık, Genelkurmay ve Savunma Bakanlığı daire dürleri ve yakın dostları
Millî
(Sonu Sa. 4. Sü. 7 de)
Celâl Bay ar ve Başbakan tezahürlerle karşılandı Erzincan, 4 (Hususi) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ile Başbakan Adnan Menderes ve refa-katlanndaki zatlar, hava şartları müsait olmadığından seyahatlerine uçakla devam etmiyerek bugün saat 13 te marşandize bağlanan bir vagonla Erzurum-dan hareket etmişlerdir.
Tren saat 14.30 da Aşkale’ye varmış, Cumhurbaşkanı istasyonda ilçeden ve civardan gelen halkın sevgi ve saygı tezahürleriyle karşılanmıştır. Cumhurbaşkanı saat 14.40 da Aşkale-den ayrılmıştır.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan saat 19 da Erzincan’a vasıl ol-şlaıdır. Kendilerini vilâyet ırında başta Vali olmak üze-Korgeneral Yurtiçi ve Bölge Komutanı karşıladılar. Günün erken saatlerinde şehirde büyük bir canlılık göze çarpıyordu. Hava yoliyle gelmeleri ihtimaline binaen çok kalabalık bir halk karşılayıcı kitlesi hava a-lanına gitmiş bulunuyordu. Bilâhare trenle gelecekleri öğrenilince istasyon ve civarında durulacak bir yer bulmıya imkân kalmadı. İstasyonda Cumhurbaşkanı ve Başbakan askerî ve mülkî erkân ile parti mümeşsiU.. Teri ve kalabalık bîF halk' kTfie-si tarafından karşılandılar. Yol boyunca kurbanlar kesildi. Şehir bayraklarla süslenmişti. Cumhurbaşkanının refakatinde Başbakandan başka Ankara Mil-letvekili Mümtaz Faik Fenik, Üçüncü Ordu Müfettişi Korgeneral Haşan Atakan, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü ~ Mümtaz Rek, Ziraat Bankası Umum Müdürü Mithat Dülge, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Hususî Kalem Müdürleri ve Başyaver bulunuyordu.
(Sonu Sa 4. Sü. 2 de)
Cumhur Başkanı Erzurum'da halka hîiabederken
Kore cephesinde durum
Huduttan 115
II Genel Meclisi seçimleri
II Genel Meclisi
D. P. adayları
layısiyle radyolarda partiler a-dına konuşmalara bu akşamdan itibaren başlanmaktadır. Bu ko-
(Sonu Sa 4. Sü. S de)
Serbest
- vvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvv^vv^
bir iddia
Korgeneral Yusuf Egeli (ortada) ve heyet üyelerinden ikisi hava meydanında
Asnsız i Belediye Başkanının
Samsunda hayret ve teessürle karşılandı
Samsun, 4 (Hususî)
,w. i —..i memnun de-
ğildir. başlığı altında çıkan
I bir yazı burada hayret ve te-I «ayor'ı. essürle karşılanmıştır Bu ya ' açmağa çağır- 1 z,da Millet Partisinden Ahmet ve Bayar, her halde Tahtakılıç’ın son Karadeniz se-sene evvel, burada1 yahatinde Samsun'daki temas-
I larından bahsedilirken İçişleri Bakanı Rüknettin Nasuhioğlu-nun 1946 seçimlerinde baskı yaptığı D.P idarecileri tarafından şikâyet edildiği ve ken-disin n İçişleri Bakanı olması-(Sonu Sa. 4 Sü. 3 te)
kim. içeri girildi
mühim bir tamimi
Şahıs ve zümre menfaatini âmme menfaatlerinden üstün tutmaya çalışanlar tecziye edileceklerdir | Belediye Meclisi bugün saat 117.30 da Ticaret ve Sanayi O-[dasında olağanüstü bir toplan-• tı yapacaktır.
| Bu toplantıda Lizbon’da toplanacak olan Başşehirler Belediyeleri Kongresine iştirak edecek delegeler tesbit ve aynı zamanda tahsisat meselesi müzakere edilecektir.
Diğer taraftan Belediye Boş- mokrat Belediye kanı Atıf Bendeılioğlu dün İt-
faiye teşkilâtı ile Temizlik İşleri Müdürlüğünü teftiş etmiş ve alâkalılardan gereken izahatı almıştır.
Belediye Başkanının tebliği
Belediye Başkanı Atıf Ben-derlioğlu dün teşkilâta bir tebliğ göndermiştir. Tebliğde şöyle denilmektedir:
«Güzel Ankaramızm, ilk De-Meclisine
(Sonu Sa 4. Sü. 6 da)
Radyolarda partiler adına konuşmalara bugün başlanıyor
İl Genel Meclisi Seçimleri do- , nuşnıalar ayın 11 inci günü akşamına kadar devam edecektir. Ankara radyosunda D.P. adına
(Sonu Sa 4. Sü. 5 de)
Kızılların şimdilik hiç bir mukavemeti ile karşılaşılmıyor
Tokyo, .4 a.a. — (Reuter): Güney Koreli öncü kuvvetleri bugün 38 inci arz dairesiyle komünistlerin mühim, bir müdafaa tesis edecekleri sanılan doğu sahilinin en mühim İ mânı olah Wonsan li-"manı arasındaki mesafenin yansından falzasını geçmişlerdir.

Fahrettin

listesi
Birinci sıra: Ahmet Eryarar, Özdemir Tüzer, Fuat Kileci, Rahi Ergü. İkinci sıra: Nâzım Kınacı, Mehmet Aksoy, Necati Gürer, Rıza Aliınyay
1 — Ahmet Eryarar:
1336 doğumludur- Tahsili ortadır- Manifatura ticaretiyle meşgul olmaktadır. 1946 yılında D.P yc girmiş ocak başkan lığı yapmış bucak idare kuru-
H. P. den istifa etti
İstanbul, 4 (Hususî) —
Emekli Orgeneral Fahrettin
(Sonu Sa. 4. Sü. 8 do)
Yeni karar dün yürürlüğe girdi
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından tebliğ olunmuştur?
1 — Avrupalılararası İktisadi İşbirliğine dahil memleketlerden serbestçe ithal edilecek maddeleri gösteren liste Ba-(Sonu Sa. 4 Sü. 4 te)
AKINTIYA---1
I____KÜREK
Süreyya Paşa’nm yeni bir bağışı ( İstanbul, 4 (Telefonla) — 3 milyon lira değerinde çiftliğini' İşçi Sigortalan Kurumuna ba- J ğışlayan Süreyya Paşa bu de-I fa bir milyon lira değerindeki Süreyya sinemasını da Darüş-şafaka’ya bırakmıştır.
Bu çok yerinde bağış muhit-! te büyük bir alâka ve
(Sonu Sa 4. Sü. 6 da) nynjuk usandırmıştır.
lu üyesidir- Evlidir.
2 — Özdemir Tüzer:
1321 doğumludur- 930 yılın-1 da Ankara Hukuk Fakültesin-1 den mezun olmuştur. Cumhu-
mem-
I
Bâtıl değil battal !
H Haftada iki gün radyoda saat istiyorlarmış!.. Bu zaman zarfında ne yapacaklarmış?
— Propaganda!...
Bu vaziyet karşısında kendilerine: .Siz dört sene zarfında Demokrat Partiye bir çeyrek saat vermediniz^ Şimdi hangi yüzle saat istiyorsunuz?. dendiği zaman Mecelleden hüküm çıkararak şu cevabı veriyorlar:
.— Bâtıl makisül-aleyh o» lamaz!...*
Bu giizel itiraftır. Demek kendileri bâtıldır!...
YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
5/10/1950
Savap hanem...
Muhip Dıranas
Birkaç gün başımı dinleyeyim, dedim. Çekildim İstanbul'un bol ağaçlı, denizli, nis-beten tenha ve sakin bir köşesine, kalemi de elimden biriktim, bir haftalık beylik beyliktir, ne gündelik dertler, ne politika, nc yazdındı yazmadındı, okudundu oku-madındı, hulâsa başı boş ve rahat şöyle bir kendimle haşhaşa kalayım istedim. Bu, o-laylara ve dünyaya, bir çeşit kuşbakışıdır. İnsanlar ve olaylar, siz içinde yuvarlandığınız zamanlardakinden dalla başka biçimde ve renkte görünüyor. Meselâ, sizi sinirlendiren bir düşüncenin, ta-
raftarı olmadığınız bir fikrin bin hakikat payı taşıyıp taşımadığını, o fikirle mücadele ettiğiniz zaman hiç düşünmediğiniz ha}de, bir nuıksatsız-lığa ve rahatlığa sığındığınız zaman hemen kaale alır oluyorsunuz; yahut, sevmedi-
ğiniz, belki nefret ettiğiniz bir kimsenin, sevilecek bir
tarafı olup olmadığını kendi kendinize araştırabiliyorsu-nuz; yahut da aksi; yahut da
sadece aksi tesadüflere ve ne
olduğu bilinmez bir talihsizliğe hamlettiğiniz bir takım
üzüntülerinizin, sıkıntılarınızın, muvaffakıyetsizliklerini-nizin; aslında, sizin birbiri üstüne birikmiş küçük küçük hatalarınız, ihmalleriniz, ten-beliikleriniz, hesapsızlıklarınız veya gurur veya nahveti-nizden ileri geldiğini anlayı-
Bu sefer, bu bir hafta içinde, gerek kendimle ilgili olsun, gerek bütün hayata yaygın, bir çok olaylar, meseleler ve düşünler üzerinde geniş bir muhasebe yaptım ve bilançolar çıkardım diyebilirim. Hiç şüphesiz bu, kendime göre, kendi çapımda bir muhasebedir; ama yüzde yüz tenin edebilirim ki, bir insanın gücü yetebileceği kadar da tarafsız bir muhasebe.
Cetvelimin iki hanesi vardı, tahmin edersiniz, hatalar ve sevaplar hanesi. Kendi kişiliğimin bilançosunun hatalar hanesinin dolduğunu esefle, hüzünle ve ibretle gördüm. Bununla beraber, neticeyi tabiî karşılamak sağduyusunu da gösterdim ki, bunu sevaplar hanesine ^geçiriyo-
Fakat, çimacısmdan, şoföründen, köyünden köylüsünden, kızanından kısrağından, memurundan âmirinden, partisinden partilisinden, muva-fıkından muhalifinden, yolundan yordamından, alınlından veriminden, dününden gününden. gencinden kocasından... bütün memleket çapında yaptığım muhasebenin de, tıpkı bencileyin, bilançoda hata hanelerini doldurduğunu gördüğün zaman...
Hayır, bunu tabiî karşılayamazdım ve tabiî karşılamamak sağduyusu ve vatanperverliğini de yine, kendi savap haneme kaydediyorum.
GAZETELER:
Göçmenlerin gelişi
Milliyet gazetesinde Ali Naci Karacan; «Göçmenler.n gelişi memleketimiz için rahmettir» başlıklı yazısında Bulgaristan’dan gelen göçmenlerin memleketimiz için bir felâket değil, bir ferahlık akını sayılması gerektiğini, çünkü mem leketimizde geniş iş sahaları bulunmasına rağmen nüfusun az olduğunu, gelen göçmenlerin ise iş başarır kimseler olduklarını belirtiyor-
Ulvi bir örnek
Yeni Sabah gazetesinde «Ulvi birrÖrnek» başlıklı ve Yeni Sabah imzalı yazıda Amerikan Tems.lciler Meclisinin komünizmle mücadele için kabul ettiği kanun bahis mevzuu e-diliyor, bu kanunla Başkan Truman’a komünizmle mücadele hususunda geniş yetkiler verildiği, fakat başkanın bu yetkileri kabul etmek istemediği, hâlbuki bizde bu gibi yet kilerin fırsat sayılmış olduğunu. nitekim Halk Partisi ikt -darı zamanında baştakilerin kendilerine geniş salâhiyetler almak hususunda ifrata vardıkları anlatılıyor, başkan Truman’ın hareketinin çok ulvî bir hamiyet taşıdığı kaydedili-
Tuncer; «jl Genel Meclisleri Seçiminin ehemmiyeti» başlıklı makalesinde il meclisle-Yinedş Demokrat çoğunluğu gir meşinin muhakkak olduğunu, zira üç defa kısa fasılalarla D. P- lehine tecelli eden se-ç mlerclen sonra dördüncü nün başka türlü olabilmesine imkân olmadığını, bununla beraber nasıl olsa müemmendir diyerek çalışmazlık edilmiye-c^ğini. azamî ;§tirak nisbeti-nin temininin şart olduğunu yazmaktadır-
Akdeniz bölgesi müdafaa paktı
Demokrat İzmir gazetesinde Hürrcm Kubat; «Akdeniz böl ges: müdafaa paktı» başlıklı makalesinde bu müdafaa paktının Atlantik Paktım tamam Uyacağını, Türkiye'nin Atlantik Paktına alınmamasiyle açık kalan boşluğun bu suretle dol-1 duru’acağını, Akdeniz paktına ı Yunanistan, ve İspanya'nın da işt rr'ilerinin şart olduğunu; bu iki mahallî ve mevziî anlaşmayı tamamlıyacak olan asıl mühim ve şerefli işin henüz ele alınmadığını, Avrupa b rliği kurulduğu gün bu .anlaşmalara lüzum kalmıyacağım yazmaktadır.
yor.
İl Genel Meclisleri seçiminin ehemmiyeti
Yeni Asır gazetesinde M
«Acaba niçin yor ? ) dedim kendi
F.A.O. GIDA' TEŞKİLÂTI j Halkın iyi gıda alması ' için istihsal ve (istihkak ) şirketi kurulacak
Bundan üç ay evvel; Birleş-| miş Milletler F- A- O. Komitesi Basın uzmanı Mıss Tson-gos’ın teşebbüsü ile, Türkiye-de de bir F.A-O- teşkilâtı kurulması kararlaştırılmıştı.
Dün, Tarım Bakanlığı toplantı salonunda, muhtelif ba-kanlıkardan müteşekkil sözcülerin iştirakile, bu meseleyi incelemek üzere bir topantı yapılmıştır-
Gündem gereğince, Miss Tsongos, kurulacak olan F.A-O. teşkilâtının gayelerini anlatmış ve delegelerden kendisine bir senelik tetkik müddeti verilmesini istemiştir. Bu müddet zarfında, memleketin ziraî ve İçtimaî durumunu in-celiyecek ve hazırlıyacağı raporu toplanacak kongreye verecektir- Raporun muhteviyatına ve kongrenin tasvibine gö re; teşkilâtın kurulması için Bakanlığa müracaat edilecek-
Bu istek, toplananlar tarafından uygun görüldüğünden, Uzman Miss Tşongos yakında tetkiklerine başlamak üzere, güney Anadoluya gidecektir
Toplantıdan sonra; kurulacak F.A.O- teşkilâtı hakkında, kendisinden malûmat rica eden arkadaşımıza Miss Tsongas şunları söylemiştir:
«Türkiyedeki besin vaziye-yini tetkik etmeden b.r şey söylemiyeceğim- Ancak şunu söyleyebilirim ki, ben Türk'.-yeye, bir F.A.O- Teşkilâtı kurmak için geldim- Böyle bir teş kilât kurmak için bilgili arkadaşlara ihtiyaç vardır. Tabiî bu teşkilâta getirilmesi düşünülen arkadaşların her ne kadar bilgileri varsa da; daha fazla bilgi ed nmeleri ve Birleşmiş Mil letler Besin teşkilâtının çalışma sistemini esaslı olarak bilmeleri için ecnebi memleketlerde kurs görmeleri lâzımdır-
Böyle istihsal ve istihlâk şir ketin kurmaktaki maksadımız; halkın iyi gıda almasını sağlamak içindir-
Ben şahsan, yeni nes İle alâkadar olacağım ve elimden geld ği kadar, onları gürbüz yetiştirmeğe çalışacağım.»
Zorla kız kaçırmak istiyen genç adliyeye verildi
Bndan bir müddet önce, K"
I
leciğin Göl köyünde oturan Cemal Demir isminde birisi, aynı köyden Hatice Güllüyü zorla kaçırmak istemişse de etraftan yetişenler, zorba a-şığı yakalamışlardır. Bugün sorgusu yapılan Cemal Demir, yargılanmak üzere ağırcezaya verilmiştir-
dikili -kendime.
İlk Hacı kafilesi döndü
İlk-Haçı kafilesi dün uçakla Hac'dan şehrimize gelmiştir. Resimde, içinde kadınların da bulunduğu Hacı kafilesi Etimesgut hava alanında görülmektedir.
Mezbahanın
acıklı hâli
Kasaplar Derneği, sabık belediye başkanın: tekzip ediyor
Mezbahanın durumu hakkın da gazetemizde yayınlanan bir yazıya, sabık belediye başkanı Fuat Börekçi tarafından ve rilen çevab evvelce bildirilmişti-
Ankara Kasaplar Derneği Başkanı Sabrî Özkan, sabık belediye başkanı tarafından tekzib edilmek istenen hakikatler hakkında bize, şu malûmatı vermiştir;
«Sabık Belediye Başkanı Fuat Börekçi’niıı intişar eden mektubunda derneğimizin, mez bahadaki noksanlar ve aksaklıklar hakkında ilgili bakanlıklar nezdindeki şikâyetleri ba his mevzuu edilerek ilgisi olmadığı ve bu sebeple işbu teşebbüslerin hukukî b r esasa istinad etmediği ileri sürülmekte ve derneğimize haksız yere tariz olunmaktadır
Bir defa bu mütalâa 5373 sayılı Esnaf Dernekleri Kanunu hükümleri ile kabili telif değildir- Çünkü bu kanunun 10 uncu maddesi esnaf derneklerine (dernek mensplan-nı ilgilendiren malî, İçtimaî ve iktisadı hı.y.sul)arı inceüyerek alınması gereken tedbirleri tes bit etmek ve bunların gerçekleştirilmesi için resmî ve hususi daire ve müesseseler nez-dinde gerekli teşebbüslerde bulunmak) hak ve salâhiyetini vermiştir.
Mezbahanın gerek sayın Ankara halkınca gerekse matbuatça malûm olan acıklı bakımsız halinin ve mezbahada-
ki vasıflı işçilerin azlığının, hava kompresörJerniin bozukluğunun, et nakliye kamyonlarının yetersizliğinin, bir hava hanes( bulunmayışının, ifade ettiği aksaklıklar yüzünden bil hassa sıcak olan mevsimlerde kesilen hayvanlar kokma derecesine vardıktan sonra dükkânlara ulaştınlabilmekte, bu haller ise dernek mensuplarının malî ve iktisadi durumları ile yakından ilgili bulunmaktadır-
Pek sayın sabık Başkanın derneğimize tariz etmesine saik olan sebebin hukukî bir görüş ayrılığından değil, fakat Belediyenin halka karşı olan vazifelerinde görülen aksaklıkları hatırlatmanın bile kendilerince kusur sayılmasından ileri geldiğini aslâ kabul etmek istemiyoruz. Mezbahadaki kesim işlerinin aksamadan yürümesi için sayın İçişleri Bakanının işareti üzerine mezbahaya alman 15 vasıflı işçinin müteaddit müracaatlarımıza rağmen eylül 1950 ayı sonunda giderayak işlerine son verilmesi, Kasaplar Derneğ nin bugüne kadar vaki müracaat ve şikâyetlerinin ne kadar haklı ve ferinde olduğunu ibretle gösterir kanaatindeyiz-
Mediha Balgatlıoğlu ile
i Hüseyin Kemâi Duru evlendiler
4 Ekim 1950 İstanbul
SAĞLIK
DURUMU
Son bir ay içinde 102 bulaşıçı hastalık görüldü
İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri, şehir dahilinde icabına göre, iki veya üç ekip halinde merkez ilçe ve Çankaya ilçesi belediye hudutları dahilinde, bulaşıcı hastalık arama ve taramalariyle, hastahaneler ve tabipler tarafından ihbar edilen sokakları günü gününe takiple, Eylül ayı içinde, tifo, kızıl, kızamık, boğmaca ve şarbon olmak üzere; 102 bulaşıcı hastalık tesbit et-
Bu ay içinde diğer aylara nisbetle şarbon hastalığında bir artış görülmesi üzerine, İl Veteriner Müdürlüğü ile bu hususta çok sıkı işbirliği yapılarak vakanın yayılmasına engel o-hınmuştur.
Şehir ijiyeni kontrolüne memur sağlık ekibi tarafından 12 çeşmenin suları tahlil ettirilerek kpli görülen üç çeşmenin suyu keşilmiştir.
Köylerdeki hastaların muayene ve tedavilerini yapmak için, il muayene ve gezici muayene ve tedavi otomobilleriyle 28 kpy ve bucağa gidilerek 383 hastanın muayene ve tedavisi yapıl-
Sıhhî imdat otomobilleri Eylül ayı içinde ilin bütün ilçelerinden 46 hasta, 63 yaralı, ve 41 zor-doğum hastasını naklederek hus tahaneye yatırmıştır.
Memleket meseleleri
Ank aranın imârı dâvâsı
Ankaranm imar plânını hazırlamış olan Prof. Jan
sen ilk raporunu şu cümle ile
bitiriyor: «Arazi spekülasyonu-
nun önü alınıp Ankara imar faaliyetinin kuvvetli bir elde
temerküz etmesine muvaffak
olunduğu takdirde burada şehir imarına misal olabilecek
bir eser vücuda getirilmiş ola çaktır.» Kısaca Jansen: Arazi spekülasyonuna mani olabilirseniz, dünyaya güzel bir şehir hediye edeceksiniz demek iste miştir. Biz şimdi dünyaya gü-
zel bir şehir örneği yerine feci bir arsa karaborsacılığı örneği
vermiş bulunuyoruz. Bundan
sonraki kaygımız, Ankarada
oturanların insanca yaşamalarını temin etmek için gerekli tedbirleri aramak olacaktır.
Janson’in yukarıya aldığımız cümlesindeki spekülasyonla ilgili tavsiyesi otedenberi bilinen bir hakikatin tekrarından ibarettir. Güzel bir şehir kurmak meselesi de, hazırladığı
plânın mükemmelliğine inanan sanatkârın haklı bir tefahuru
sayılabilir.
Lübnanlı öğretmenlerin telgrafı
Bir müddettenberi memleketimizde bulunan Lübnanlı
kadın öğretmenler, yurdumuzda gördükleri misafirperverlik ten son derece memnun kaldıklarını beyanla, Millî Eğitim Bakanlığına aşağıdaki telgrafı göndermişlerdir-
«Aziz. Misafirperver Türk-
ler:
Biz Lübnan El-Magazid Koleji öğretmenleri memleketinizi, güzel İstanbul ve Anka-ranızı gezdik- Güzellikerini ı-
çimize sindire sind.’re seyret-
tik.
Bilhassa millerinizin ve Tür-
Yeni Ankaranın üzerine kurulacağı toprakların karaborsacılığa mevzu teşkil etmesini önlemek maksadiyle daha 1925 de ve millî mücadele ruhunun sıcaklığını muhafaza ettiği günlerde çıkarılan 583 sayılı kanun o günün en ileri telâkkilerine göre hazırlanmıştı. «Ankarada inşa olunacak yeni mahalle (yeni şehir) için muk tazi yerler ile bataklık ve mer-zagî arazinin şehir emanetince istimlâki hakkında kanun» baş lığını taşıyan 583 sayılı kanunun esbabı mucibesinden aldığımız şu satırları beraber o-kuyalım: «Medenî hiç bir milletin esbabı içtimaiye ve tabii-yeden naşi arazide vukubulan fevkalâde tezayüdü kıymet ale litlak eshabının malı addolun-
lciyede kaldığımız müddetçe ikametimize tahsis olunan Yük sek Öğrenim Öğrenci Yurtlarının büyük misafirperverliğine ve Türk Millî Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Millî Talebe Federasyonu teşkilâtının b ze gösterdikleri candan alâkaya teşekkür etmek için şükran ve minnet duygularımızı iletecek kelime bulamıyoruz
Hepimizin sevgi dolu hürmetlerini siz dost Türklere sunmakla bahtiyaız.»
Lâbnan El-Magazid Kolleji Öğretmenleri
ç Yazan --------
Doçent Fehmi YAVUZ namına istimlâk olunur.» hükmünü ihtiva etmektedir.
Bu kanunun hükümleri dahilinde yapılan istimlâkler, bu maksatla ödenen paralar ve istimlâk edilen arazinin akıbeti hakkında elde edilecek yeni bilgiler Ankara’nın imârı için atılacak yeni a-dunlar bakımından büyük fay dalar sağlıyacaktır-
Bu konunun çıkarılmış olması bize gösteriyor ki, 25 sene evvel, yeni bir şehir kurarken gösterilmesi gereken en büyük hassisiyet gösterilmiş ve en ileri şehircilik pren siplc.i kabul edilmiştir.
Fakat bu prensiplerin ışığı altın la daha müspet adımların ’ tılması beklenirken maalesef arsa kara borsacıları muzaffer olmuş ve Ankaramız da bu günkü acıklı durumuna düşmüştür.
maz. Nefsülemirde bu kıymet
doğrudan doğruya beldelere ve yahut cemiyetlere aittir. Bir çok hükümetlerde bu gibi mümtaz araziye mutadın sekiz on misli vergi tarh edilmekte, veyahut arazii mezkûre bilâha-ra yüksek fiatlarla satılmak veyahut uzun müddetlerle i-car edilmek üzere belediyeler tarafından istimlâk olunmaktadır. Esasen kıymeti asliye es habına tediye kılındığı cihetle, ortada mağdur olan kimse yok tur. Mesaii müşterekei içtimai-
yeden mütevellit müstesna kıy
metlere cemiyetin sahip olma-
sından daha meşru bir hak mu
tasavver değildir.»
583 sayılı kanunun birinci maddesi: «Merbut harita mucibince Ankarada tesis ve inşası takarrür eden yeni mahal leye muktazi yerlerin dörtte biri sahiplerine bırakılmak şartiyle mütebaki dörtte üçü ve sıhhati umumiyei beldeyi si yaneten bataklık ve merzagî arazinin tamamı şehremaneti
Pr )f. Jansen’in cümlesinde-
ki «...Ankara îmar faaliyetinin
kuvvetli bir elde temerküz etmesi...» fıkrasını tahlil edelim- Otoriterlik bakımın-
dan Ankara imarının zayıf ellerde kaldığı hiçbir zaman söylenemez; bilâkis Ankara her istediğini yapmağa ve yap İ rmağa muktedir olan çok Izuvvetli eller tarafından idare edilmiştir. Hattâ bu keyf yet, Ankara imarının
zayıf ellerde kaldığı takdirde
uğra naşı
muhtemel olan fena
âkıtotlerden çok daha tehlikeli istikâmetler alması ne-
tices ni doğurmuştur. Çünkü spekülasyonla mücadele etmesi gereken kuvveti temsil e-den hakim unsurlar spekülâ-törlcrin yanında yer almış ve esbabı mucibede çok sarih bîr rekilde belirtildiğ gibi, fevkalâde tezayüdü kıymetler cemi ete mal edilecekken büyük çapta bir yağma mevzuu olmuştur-
Ankara’nın imarı için sarfe-dilen gayretlerin boşa gitmiş olması birçoklarımızı hayal kırıklığına uğratmıştır. Şu günlerde Ankara Belediyesini fiilen ellerine alacak olan demokrat mec-
Sarkıntılıkla mücadele
İstanbul, 4 (İstanbul hususî) — İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay sarkıntılık mevzuunda gazetecilere verdiği bir beyanatta sarhoşlarla olduğu gibi bunlarla da mücadele edeceğini bildirmiştir. Vali bu beyana-
“— Sarkıntılık edenlerle sarhoşlarla olduğu gibi mücadele edeceğiz. Sarkıntılık edenlerin aklî muvazenesinden şüphelenerek kendilerini timarhanenin şifayap havasından faydalandırmak için müşahedeye sevketmek zorunda kalacağım. Bu gibi hareketlerde bulunanlar ya edepsiz yahut da akıl hastasıdır. Akıl hastası ise, timarhaneye yatması lâzımdır. Ne akıl hastasına, ne de edepsize tahammül edemem” demiştir. Vali sarhoşlarla yapılan mücadeleyede te-
“— Meyhaneciler dükkânlarına sarhoş gelenlere içki vermi-yeceklerdir. Dükkânlarından sarhoş müşteri çıkan yerler cezalandırılacaktır” diyerek sözleri-
Demeğe kalmadı, elinde tunç havan elini gördüm. Onunla başıma vuracak, beni öldürecekti.
Avazım çıktığı kadar haykırarak hemen yataktan fırladım. Konu komşu kapının önü ne toplandı. Bekçiler, polisler kapıya dayandı. Gene de, ne yapmak istediğini kimseye söylemedim. Ama aklını iyice bozmuştu, artık bir aıpda kalamazdım. Kalamazdım değil mi Enver ağabey ?
— Kalamazdın Fatma.
— Evimize kaçtım. Geri dönmem için çok yalvarıp yakardı. Benim de yüreğim paralanıyordu, hasta adamı tek başına bıraktım diye. Annem: «Ne de olsa koçandır kızım!» diyordu. «Et ekmek üstünde yaraşır. İnsanı kocası hem se ver, hem döver.»
«Dayağa çoktan razıyım anne dedim, ama beni öldürmeğe kalktı.» O vakit annem de benden tarafa çıktı ve «Aman Jcızım, sakın gideyim: mide* yim deme!» dedi. Babam da ağzını açıp tek söz söylemedi.
Bunun üzerine, o beni mah kemeye verdi. Mahkemelik ol duk. Evi sebepsiz terkettiğim için şikâyet etmiş. Öyle ya, niçin kaçtığımı kimseye söyle memiştim. Ama bizim mahal-
lede bir Seniha hanm

Böyle işlere aklı erer. İcrada çalışıyor. Ona danıştım. Bana doktordan on günlük rapor a-lıverdi. Zaten her tarafım yara bere, çürük içindeydi. Mukabil boşanma dâvası açtım. Sultanahmette bir istidacıya istida yazdırıp mahkemeye verdim. İkinci duruşmada hâ kim onun aleyhine döndü ve boşanma kararı verdi. —Derin bir göğüs geçirdi.— Ya., işte şimdi serbestim Enver Ağabey!
Ac^pti veçhile gözlerini güneşe bakar gibi kısmış öyle
bakıyordu. Genç adam:
di
— Neyse geçmiş olsun, de-
ve avucunu onun elinin üs
tüne koyarak sıktı. Ucuz atlat-
mışsın...
Fatma, elini şefkatle sıkan parmakların temasiyle gevşemiş, gitgide ısınan sıcak ve derin bir sesle:
— Artık sana niçin gelemediğimi öğrendin Enver Ağabey, dedi. Ben de sana bir şey
soracağım ama., ama bilmem ki., cevap verir misin?
— Bunu sorduğum için kusuruma bakma. Fakat çok merak ediyorum.
— Sor bakalım.
Enver babayani bir gülüşle:
— Haydi canım, neymiş sor bakalım! dedi.
— Şey., sen bana demin, evde bir şey söyledin.
— Ne söyledim?
— Şey., dedin ki., benim ka dınlarla hiç bir alış verişim olmadı. Bunu ben de sık sık düşündüm. Hani sen bir gün bize roman getirmiştin? Sen gittikten sonra o, bu adam her halde sol’dur demişti. Neden? diye sormuştum. Baksana aşka falan kıymet vermiyor, demişti. Sonra.. — kız yutkundu— şey de dedi...
Fakat Enver kahkaha ile gülmeğe başlamıştı. Fatmanın afallamış yüzüne doğru eğildi ve birdenbire ciddileşerek:
— Bunların hiç biri ciddi değil, dedi.
Eliyle muhtelif mânalara gelen bir işaret yaptı. Kıza:
— Ahret sualleriyle beni terletiyorsun yahu., dedi. Hay di gidelim.
Muhallebiciden çıktılar. Fat ma kalabalıkta onun tekrar koluna girdi ve adımlarını erkeğin iri iri adımlarına uydurmağa çalışarak:
— Darılma, çok ağırbaşlısın da., dedi, beni ayıplıyaca-ğından korkuyorum. Sana bun ları sormamalıydım ama merakımı yenemedim. Yavaş yürü . sana yetişemiyorum Ne olursun hah-- şimdi senin yanında ben hakikaten zavallı-
Enver gururlanmadan, alçak gönüllülük de göstermeden:
— Hayır, dedi, böyle iyisin!
Bir sinemaya girdiler. Genç adam gişeye sokuldu. Birden bire irkildi. Benzi uçtu. Karşı da yangın gibi tutuşan kızıl saçlar görmüştü. Meri son derece şıktı ve canlı bir halle,
yanındaki yakışıklı delikanlı -ya bir şeyler anlatıyordu. O da Enveri görmüştü. Durakladı.. Fakat Enver Fatmanın bileğini yakalıyarak, onu, sürükler gibi dışarı götürdü. Kız:
— Ne oldu, ne oldu? diye soruyordu.
Adamın vaziyetindeki tuhaflığı görerek telâşlanmıştı. Enver:
— Bir şey yok, sus., dedi. Birdenbire başıma müthiş bir ağrı girdi. Eve gitmeliyim.
— Çabuk bir eczahaneye
gidelim!
Kızın bileğini bırakmıştı: — Beni affet Fatma, dedi.
Ben hiç böyle olmazdım denbire oldu bu.
Bir
— Seninle beraber geleyim:
mi Enver Ağabey?
Erkek mahzun bir ifade ile:
— Sen bu ağrıya bir şey yapamazsın, evine dönsen daha iyi olur Fatma! dedi.
— XIX —
Eğer Fatmanın o sessiz ve
muannit irade ve sabıi olmasaydı, her şey yüzüstü kalacak ve bu hikâye tamamlanmadan yarıda bitecekti.
Genç kız onun hayatına a-zar azar sokuldu ve kendisini, ona hisettirmeden, azar azar kabul ettirdi. Bir sevgiliden ziyade fedakâr bir arkadaş olmasını bildi. Evinde kendisine gösterilen itimat ve müsa mahadan faydalanarak, işinden çıkar çıkmaz Enverin o-turduğu tavan arasına koşuyordu. Orada bazan yarım, bazan bir saat ve daha fazla kalıyordu. Erkeğin hoşlandığı mevzular onun da hoşuna gitmeğe başladığı için canları hiç sıkılmaz, vaktin nasıl geç tiğini bilmezlerdi. Birbirlerine o gün başlarından geçenleri anlatırlardı. Enver gazetede geceleri çalışıyor, sabaha kar şı dönüyor ve bütün gün akşama kadar yatıyordu. Kız ye şil kapının önüne geldiği vakit o daha yeni uykudan kalkmış oluyordu. Kızın ziyaretleri basit ve vazgeçilmesi mümkün bir itiyatken, yavaş I yavaş her ikisi içinde kuv- j vetli bir ihtiyaç haline girdi. |
Fatmanın gelemediği ak - j çamlar Enver onu aramağa başladı. Kendi kendine :«Fat-, maya fena alıştım!» deyip dıı ruyordu. Ama bu,akışkanlığın ( Devam edecek )
lisin ve onun icra uzuvlarının Ankara’yı kurtarmak için her türlü çareye başvurmalarını bek liyorıız. Kurtarmak tâbiri belki bazıları için çok mübalâğalı görülecektir. Fakat şimdi vereceğimiz rakamlar derhal müdahale ilo kurtarılmağa muhtaç bir vaka karşısında bulunduğumuzu gösterecektir. Ankara’nın imar ve iskân bölgesi 16 - 17 bin hektardır. Biz bunu 16000 hektar kabul edelim. 1945 sayımına göre 228.000 olan Ankara nüfusunun bugün 270.000 i 16.000 e böldüğümüzde 17 çıkıyor. Şu halde bir hektar arazide ortalama 17 kişi oturmaktadır.
(Devamı 5 inci sayfada)
SİNEMALAR
park » ; ölüın Diyarı
2. ölUmden Kuv. vetli
Ulu.- » R1° Aşkları
Büyt k Sinema ■ Paris Yıldızı
■fr
NÖBETÇİ ECZAHANELER
Yeni, MMerkez, Güray
TAKVİM
5/10/1950 — Perşembe
Hicrî: 1366 — Ey
Rumî: 1369 — Zilhi
5/10/1950 ’
ZAFER
Sayfa-. 3
RadyoTelgrafTelefon
DışPolîtika
Tarhanda toplantılarına başlayan
Kore
ve
Kızıl Çin
ün Tokyo’dan bir ajans haberinin, Amerikan hava kuvvetlerine mensup bir sözcüye atfen bildirildiğine göre, Mançtırya’yı Kuzey Kore topraklarına bağlıyan yollarda faaliyet artmıştır. Kuzey Koreliler süratle ve büyük ölçüde takviye almaktadırlar.
Bu müşahede uzun zamandan-beri zihinleri meşgul eden komünist Çin meselesini şüphesiz ki tekrar canlandırmış ve Kore savaşına bir ihtilât unsuru olarak ortaya atmıştır.
Komünist Çin’in bir tarafta Kore, diğer tarafta Amerika olmak üzere ilgili iki devlet vacehesindeki durumu ne ve ne olabilir?
Evvelâ şunu kaydetmek lâzımdır ki, Kore ihtilâfının başlan-gıcındanberi, Sovyet Rusya gibi komünist Çin de ihtilâfa fiilen ve açıkça müdahale etmemiştir. Yalnız geçen pazar günü, komünist Çin rejiminin kuruluşunun yıldönümü münasebetiyle Dışişleri Bakanı Şu En Lai, «Ameri-rikalılann en büyük düşman olduklarından.... Asya’da tahammül edilmez bir emperyalist siyaset takibettiklerinden ve nihayet vahşice istilâ edilmiş olan Formoza’nın Çin milleti tarafından istirdat edileceğinden vesaire...» bahsetmiştir.
Bu beyanat, Amerika’nın, milletlerarası sahada komünist Çine karşı tavrını değiştirmiyece-ği artık iyice anlaşıldığı bir zamana tesadüf eder. Filhakika Amerika, evvelâ Kore hakkında karar alırken buna Formoza’nın müdafaasını da katarak işleri basitleştirmiş değildir. O kadar ki. Birleşmiş - Milletler kuvvetlerinin Kore’de güç duruma düştükleri bir sırada işbu Formoza kararının yumuşak bir tefsirine lüzum görülmüştür.
Bununla beraber, kızıl Çin ne Formoza’ya hücuma yeltenmiş, ne de Kore’ye müdahale etmiştir. Aksine, geçen ayın 22 sinde komünist Çin'in bir ara, ihtilâfta aracılığa talip olduğu zehabı bile uyanmıştır. Sonradan tekzip edilen fakat bir tecrübe balonu olduğu muhakkak bulunan bu habere göre, Çinliler, Kore meselesi ile birlikte Japonya ile sulh işini de ileri sürmüşlerdir. Japonya ile sulh, Çinliler için, her şeyden evvel Formoza’nın mukadderatnın halledilmesi demektir. Zira bilindiği gibi harpten evvel Formoza Japonların idaresinde iken zaferden sonra Çin idaresine terkedilmiştir. Şimdi bu adanın tasfiye edilmesi ile, komünist Çin, muhtemelen milliyetçi hükümet bakiyesini de ümit etmektedir. Filhakika bu milliyetçi Çin hükümetinden vazgeçmek Amerikalılar için kolay olmıyacaktır, zira daha dün, iki Amerikan uçağının 27 Ağustosta yanlışlıkla Çin topraklarına taarruz etmeleri üzerine çıkan hâdise hakkında AVarren Austin’in makul ve mülayim bir lisan kullanması Va-şington’da cumhuriyetçileri derhal ayaklandırmış ve Ayandan Styles Bridges, komünist Çin’in Birleşmiş - Milletlere kabulü için hazırlık yapıldığını iddia etmiştir. ™
Mao Çe Tung’un en çok korktuğu kimseler işbu cumhuriyetçilerdir. Onun için, Mao, Amerika'da gelecek kasım yapılacak seçimlere kadar Kore işinin tamamlanmasına taraftar gibidir. Zira ancak bu sayede demokratlar kazanacak ve komünist Çinin Birleşmiş - Milletlere iltihakı ümidi yeniden canlanacaktır.
Çinlilerin Birleşmiş - Milletlere girebilmek ümidiyle riayet ettikleri hususlardan biri de Hindiçini meselesidir. Kore hâdiseleri başladığı gündenberi Ho Şi Minch, mevziî hücumlarla iktifa etmiş, hattâ son günlerde genel karargâhını kurmuş olduğu şehri de terkeylemiştir.
PULSUZ İSTİDA
LDost acı söyler!
Dünya*nın aynası
İslâm memleketleri
iktisat konferansı
İran Ekonomi Bakanının uzun biri nutkile ve müsait bir hava içinde açıldı
aman zaman bahis mevzuu olan kadınların çalışması hususu üzerinde gözümüze çarpan bazı hâdiseler, ehemmiyetle durmak lâzım geldiğini bizlere hatırlatmaktadır. J
Bilindiği gibi, evini barkını, çoluğunu çocuğunu başka ellere bırakarak sabah karanlığında kendisini sokağa atmak mecburiyetinde kalan bir kadın normal olarak büyük sıkıntı içindedir. Çünkü, yaradılışı itibariyle, yuvayı kurmak vazifesiyle mükelleftir.
Buna rağmen, maalesef ekseriyetinin çalışması ciddî bir ihtiyaç yüzünden değildir. Kimisi, elbisesinin temiz olmasını, kimisi cebinde keyfi için harcıyacağı bir paranın bulunmasını teminen iş kabul etmektedir. Bu, evlenmek imkânını bulamıyarak, ihtiyar anasını, babasını, mahru-miyeten kurtarmak, küçük kardeşini okutmak, daha doğrusu ailesinin nafakasını temin etmek için de çalışanların bulunduğunu kabul etmemek değildir.
Amerikanın müdafaa sembolü: beşgen nedir?
Fakat, gördüğümüz bazı manzaralar, vazifeye girmeyi lüksünü temin etmek, arkadaş peydahlamak ve bir mevkii İçtimaî sahibi olmanın verdiği itibarı istismar etmek emeliyle de çalışanların bulunduğunu göstermektedir.
Yayın) — Dün öğleden sonra Tahran'da İslâm memleketleri İktisadî konferansı açılmıştır-
Şah Pehlevi, Orta Şark memleketleri ilen gelenleriyle beraber
Beyrut Radyosu, 4 (Basın - ■ Konferans çalışmalarını açan .................... * îı-an Başbakanı bugün daimi bir gelişme halinde bulunan dünyada, müslüman memleketler arasında bir birlik ve işbirliğine olan lüzuma işaret etmiştir-
Bundan sonra söz alan ran Ekonomi Bakam uzun bir nutuk söyliyerçk konferansta ele alınacak başlıca konular izah etmiştir. Bu konular arasında tarım, madencilik sahalarında ıslahat yapılması ve i;
' çi sınıfının hayat seviyesini yükseltilmesi mfeseleleri de bulunmaktadır. Bakan sözlerine şöyle son vermiştir: .İstihsaleri b r birine benzer olan müslüman memleketler milletlerarası alanda kötü neticeler doğurabilecek bir rekabetten kaçınmak içir, ara-. larında anlaşmak zorundadır-ı 1ar-) Bundan sonra söz alan . diğer hatipler, birinci derecede önemi haiz olan vazifeleri muhtelif memleketlerin delegelerine düşen sorumlulukları belirtmelerdir-
Ingiliz dış siyaseti
Esas Birleşmiş-Millet-lere ve müşterek güvenliğe bağlanmaktır
Lopdra Radyosu, 4 (Başın -Yayıü) —« Dün İngiliz işçi, (.hükümetinin dış siyaseti hak-hında işçi partisi kongresine sunulan karar suretinde, İngiliz hükümetinin dış siyasetinin temel taşını Birleşmiş Milletler çerçevesi dahilinde müşterek güvenliğin teşkil etmekte olduğu belirtilmektedir. Yarın kongrenin tasvibine sunulacak olan bu karar suretinde Kore’deki diselerin, Birleşmiş rin otoritesini yeter derecede kuvvetli bir askerî desteklemek lüzumunu ortaya koymuş olduğu belirtilmekte, dünyayı bir harp ihtilâline karşı teminat altına almak lüzumuna işaret olunmaktadır- Bu yüzden İngiltere’nin sosyal alandaki bir çok gelişmeleri sekteye uğramaktaysa da İngiliz hükümeti güvenliğini sarsacak çarelere başvurmaksızın bütün işlerin ahenkli bir şekilde yürütülmesine çahşa-
son ha-Milletle-
kudretle
Birleşmiş - Milletler bütçesi
Lake Success, 4 a.a. — (United Press): Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Tıygve Lie, 1951 senesi için Birleşmiş Milletler teşkilâtına tahsis edilmek üzere 45.450.800 dolarlık bir büt çe teklif etmiştir.
Yeni bütçe geçen senekini 10 milyon dolar kadar geçmektedir.
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir
Mümtaz Faik Fenik Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare edeD
HİKMET YAZICIOĞLU
Basıldığı yer Güneş Matbaası — Ankara
Dün dc Ho Şi Minch’in rehineleri teslime razı olduğu bildirilmekte idi. Amerika’nın angaje olduğu bölgelerde komünist Çinin bu derece dikkatli davranmasını biraz da dahilî işler bakımından mütalâa etmek lâzım-’dır. Zira, komünist Çin'de muazzam bir toprak reformuna ve eğitim faaliyetine girişilmiş bulunmaktadır. Çin bugün için ne yapıp yapıp diğer milletlerden, (Rusya’dan temin edemediği mu hakkak bulunan)* donatımı elde etmek zorundadır. Bunun ilk ve en katî çaresi de Birleşmiş -Milletlere girebilmektir.
Kore hâdiselerinin ışığında kızıl Çin'in durumu bir bakıma böyle de mütalâa edilebilir.
Mücahit TOPALAK'
Evvelki akşam umumî yerlerin birinde gece vakti yal-başlarına bir masada oturup rakı içen ve sağa sola bakarak arkadaş arayan, nihayet birisi İtalyan olan iki gençle dostluk tesis ederek beraberce orayı terkeden iki bayalı, Karayolları Umum Müdürlüğünde memur oldukları-öğrendiğimiz vakit çok üzüntü duyduk.
Bir çok münevver vatandaşın iş iş diye çıpındıkları bir j devirde çalışmayı lüks haline getirenlerin vazife almaları.- $ bilmem amma, hiç de doğru bulmuyoruz.
Hikmet YAZICIOĞLU 1
Arkadaşımız Adviye Fenik maden ocağına inmek üzere bir mühendis ve maden onbaşısı ile beraber
Son yıllar zarfında makta devam etmiş ve bilâhare Uzak - Doğu’da harbin patlamasına ve yayılmasına müncer olan milletlerarası gerginlik, bir hendesi tâbiri ilk plâna çıkararak onu mühim bir ismi has ve Amerika’nın müdafaa sembolü haline getirmiştir. Nasıl ki mimarî bir tâbir olan Fransa’daki “Coupole” binası, yüksek bir kültür müesse-sesini temsil ediyorsa, vazifesi Amerika’nın müdafaasını temin , etmek olan, dünyanın en mu-1 azzam bir idare cihazını sinesinde barındıran bir bina da, 1 şekline göre adını almıştır. | Bu binanın “Beşgen” diye tesmiye edilmesinin sebebi, inşasını deruhte etmiş olan mimarların, iki türlü (topografik ve politik) ihtiyacı cevaplandı -rabilmek maksadiyle, binaya verdikleri şekilden ileri gelmiştir. Amerika’nın Japonlarla harbe girdiğinin hemen ertesi, Amerika Hükümeti, Savunma Bakanlığının artan mesuliyeti ve vazifeleri karşısında, bu Bakanlığa bağlı muhtelif şubelerin şerefleriyle mütenasip bir şekilde ikamet edebilecekleri geniş binaların derhal inşa edilmesini emretti.
Kurulacak yeni site için en münasip yer, Vaşington merkezi hükümetinin 8 kilometre cenubundan geçerek başkenti sulayan Potomac nehrinin karşı sahilindeki Arlington, olarak kabul edildi.
Arazinin vüsati, çepeçevre bir binanın inşasına çok elverişli bulunuyordu ve bu yüzdendir ki mimarlar burada, tam bir “beşgen” şeklindeki bir binanın in-I şaatına girişebilmişlerdir. Fakat, beşgen biçimindeki bir bina, beş müsavi dılıdan ibaret olmaktan başka bir hususiyet arzetmemektedir. Halbuki mimarların fikri sadece beş dili çizmek değil fakat Savunma Bakanlığını teşkil eden, kara, deniz, hava, teknik ve İdarî şubelerini, beş kısmın her birine ayn ayrı yerleştirebilmekti.
Bu taksimat riyazi bir doğruluk derecesine kadar vardırılmıştır. 1942 yılında inşa edilmiş olan bu mimarî hârikasında, her şey beş hesabiyledir. Katlar bile beştir. Bilâhare değiştirilen sadece şubelerin binaya taksim ' edilme şeklidir. Filhakika, 1789 yılındanberi mevcut olan “Harp Şubesi” 1947 de “Ordu Dairesi” adını almıştır. Bu değişiklik, A-merika ordularının tek bir millî
art_ I askerî müessesesinin bünyesinde ' birleşen tek bir askerî teşkilât
birleşen tek bir askerî teşkilât olduğunu ve bu suretle, kara, deniz ve hava bakanlıklarını ihtiva eden bir müdafaa şubesinin ihdas edildiğini kabul eden ve Kongre tarafından meriyete konan bir kanunla olmuştur.
Bu suretle zahiren dört bakanlık mevcut görünüyorsa da hakikatte, başında bir savunma sekreteri bulunan ve kendisiyle teşriki mesai eden bir genelkurmay, istişare komiteleri ve her üç bakanlığın işlerini tedvire memur kalifiye personelin teşkil ettiği bir yüce makam mevcuttur.
İşte, bu genel karargâhın merkez ittihaz ettiği “beşgen” 63 milyon dolara mal olmuştur. Bu muazzam binanın çevresi bir kilometreye yakındır ve işgal ettiği saha 32 İngiliz dönümüdür Personel, her cinsten 25.000 sivil ve askerden müteşekkildir yâni takriben iki tümenin mevcudu, kafalarından ve diktafondan baş ka silâh olmadan, hava şartları daime normal olan ültra - modem odaların konforu içinde, tam bir randıman ile çalışmaktadır. Koridorları yabancı ziya-
retçiler için, içinde kaybolunacak dehlizler olan bu bina blo-kunun muazzamlığı yüzünden, ... eğer dahili geniş bir hususî telefon şebekesi mevcut olmasaydı, servisler arasında irtibat sağlamak bile imkânsız olurdu. Bu teşkilâtın ehemmiyetini ölçebilmek için, geçen harp sırasında, dünya ile irtibatı temin eden telefonlarla günde 100.000 e yakın mükâleme yapıldığını bilmek kâfidir.
Beşgen’in dahilinde tam mâ-nâsiyle bir şehir manzarası vardır ve personel günlük ve alelusul ihtiyaçlarını bu beş dıl’ın arasında temin edebilir; geniş otomobil pajklan, on lokanta, 8 kahvehane, her çeşit eşya satan mağazalar ve hattâ memurların banka muameleleri için şubeler mevcuttur. Bundan maada, inşaatın mühendisleri, sıhhî ciheti de ihmal etmemişlerdir. Âmme müesseselerinden hiç birinde olmıyan bir yenilik “beş-gen’de” bulunmaktadır: Mutad ilk imdat istasyonlarından maada, tam teşekküllü iki hastahane bu mimarî şaheserini tamamla? maktadır.
Safa Tekyeli - Ban
Yugoslavlar Batıdan acele yardım istiyorlar
Kuraklık yüzünden ekininin yüzde ellisinin kurumuş olduğu bildiriliyor
Belgrad, 4 a.a. — (United Press): İnanılır kaynaklardan öğrenildiğine göre Yugoslavya milletlerarası para fonundan
İSRAİL'DE KARABORSA İLE MÜCADELE
Telaviv, 4 (a.a.) — (Afp) — Dün akşam radyoda yaptığı bir konuşmada İsrail Başbakanı Ben Gurion, millete hitab ederek karaborsaya karşı şiddetli bir mücadele açıldığını söylemiş ve yeni devletin bün yesini tehdid eden bu harekete karşı hükümetin elinde bulunan bütün vasıtaların seferber edileceği teminatını vermiştir.
10.000.000 dolar istemiş ve Birleşik Amerika Export-İmport bankasından da yardım talebinde bulunmuştur.
Bu sene Yugoslavya’mla hüküm süren şiddetli kuraklık, Yugoslavya hükümetini bu istik?, razlaı-da bulunmıya mecbur et-
Kuraklık, ekinin yüzde ellisini kavurmuştur.
Yugoslavya hükümetinin ekmek istihkakında yüzde 10 indirme yaptığı ve yiyecek ihtiyacını durdurduğu halde Yugoslavya’ya yiyecek yardımı yapılmadığı takdirde memleket bu sene açlık tehlikesine maruz kala-
Yeraltı Şehrinde
|- 77 metreden - 100
Zonguldak'ta «Üzülmez» i küçücük bir çocuğa sorsanız, size hemencecik gösterir. Bu kömür ocakları şehrin göbeğindeki çarşı ve pazara o kadar yakındır kil
İşte Bölge Müdürü Yüksek Mühendis Tacettin Beyin o-dasındayız. Bir akşam evvel aldığımız kuyuya inme müsaadesini tekrarlıyor:
— Size İstihsal Başmühendisi Saim Yurdakoş ve bir başçavuşumuz refakat edecek. Her ikisi de beş senedir bu ocaklarda çalışırlar.
Ben teşekkür edip ayrılacağım sırada Tacettin Bey ilâve ediyor:
— Zait 17 metreden nakıs 100 metreye asansörle ineceksiniz. Haydi yolunuz açık olsun! Ben ve orta mektep talebesi oğlum, ocağa bir an evvel inip çıkmak için sabırsızlanıyor ve kapıya doğru ilerliyoruz. Fakat üstümüzdeki kıyafetle ocağa inmek mümkün değil!
Evvelâ şu bohçaları alıp yandaki boş odaya geçeceğiz. İşte asker miğferlerine benziyen madenî şapkalar... Ocakta tepeden düşecek taşlara karşı bizi bunlar koruyacak. Onun için evvelâ onların muayenesini yapıp başımıza geçiriyoruz. Ağır olmasına ağır, fakat tastamam!.. Şimdi sıra, caket ve pantolonun uyup uymayacağında... Görünüşte bol ve buruşuk gözüküyor ama iyi bir tarafı var: Tertemiz!...
Hele şu siyah lâstik çizmeler do ayağımıza uyarsa, dizimize kadar su ve çamur içinde yürüyebiliriz. Fakat durun! Daha teçhizatımız tamam değil! Belimize bir palaska, onun üstüne ağırca bir fotoğraf makinesi büyüklüğünde bir kutu daha asacaklar. Belli ki, şapkalarımıza yerleştirilen tek gözlü elektrik lâmbasının akümülâtörü. Demek aşağısı adamakıllı karanlık!...
Şimdi Çaydamar ocağının üç ağzından birisine doğru yürüyoruz. Üzerimizde bir hayli ağırlık olmasa daha rahat yürüyeceğiz. Kendi kılığımı görüp gülemiyorum, faka yanımdaki oğlum, bu haliyle, komik Lorel'in acemi asker rolündeki gibi sessizce yürüyor..
Üzerinde bir çok boş ve dolu kömür vagonlarının geçtiği
metreye ineceğiz!
I
ANKARA RADYOSU Perşembe — 5/10/1950
Müzik: Kah. . Tülbentçi I
17.58 Açma v
M. S. Ayan.
(Seçim) — 18.10 Müzik: İni
- 1R.30 Konuşma: (Seçim) - 18. Müzik: Ailen Roth Orkestra liyor (Pl.) — 19.00 M. S. Ay
II
Yı S(
— 19.40 Scrbcs yo ile IiikIHzc
demiryollarından atlıya atlıya ilerliyoruz. Üstü camekân demir kaplı hangar gibi bir yere doğru giriyoruz. Artık, büyük bir bostan kuyusunu andıran ocağın başındayız.
Şimdi asansör çıkacak ve biz de ona binip 100 metre aşa ğıdaki ocağın dibine ineceğiz. Havada muazzam makaralar büyük bir gürültü ile durmadan işliyor; aşağıdan mütemadiyen çan sesleri geliyor. Aksi gibi dakikalar o kadar uzun ki, bir türlü asansör görünmüyorl.. Nihayet, asansör denen şey görünüp hizamızda duruyor. Fakat ilk bakışta bu asansörü siz de benim gibi pek beğenmiyeceksinizl Daha doğrusu, siz fazlaca bir emniyet telkin etmiyecek. Zaten madencileri lisanında ismi asansör değil, sadece kafestirl Ve bu isim pe yerinde bir buluştur. Evet, bu kafesin bizim gibiler için büyük kusuru, iki tarafının kapalı iki tarafının açık oluşundadırl Yal nız beliniz hizasında ince bir zincir sizi sallantılara karşı boşluğa düşmekten korurl Bereket versin, Saim Yurdakoş ve arkadaşı bizi bu korkulu inişte, ayrıca fazla telâşa düşürmiyorlaı biri bir tarafta biri öte tarafta yer alarak ortada bulunmamızı, bu suretle kendimizi bir parça daha emniyetle hissetmemizi düşünüyorlar. Ve Allah razı olsun, çok isabet ediyorlar. Cebimizdeki kibrit ve çakmakları da oradaki memura verirken düşünüyorum. Demek aşağıda sigara da içilmiyor, Öyleyse, madencilik değme tiryakinin yapacağı sanat değil!.. Artık inişe hazır işaret bekliyoruz.
Fakat, karşıdan koşa koşa gelen bir memur bizi durdu-
Çünkü, başımıza bir kaza gelirse, aile efradından hiç kimsenin tazminat ialebeimeğe hakkı olmadığına ve kendi rıza mızla bu inişe karar verdiğimize dair kâğıt imzalamağı unutmuşuz!
İşte, ocağa ilk defa inen bir insanın en fazla ürküntü duy duğu, bu andır! Bilmiyorum, eli titremeden bu kâğıdı imza-lıyacak kaç kişi vardır?
Artık her şey tamam!.. Sessizce tekrar kafese girip hiç konuşmadan karanlığa doğru iniyoruz... İniyoruz... İniyoruz...
(Devam edecek)
İSTANBUL RADYOSU
Perşembe — 5/10/1950
Sayfa: 4
ZAFER
5/10/1950
| başmakaleden devam
Yazan : Zuhurî DANIŞMAN
Tefrika No: 30

Padişah Fransız Elçisinin çocuklarını kabule karar vermişti
— Dikkat et, ateşle oynuyor-
— Bir şey anlamıyorum.
Esasen ateşle oynahıaktan da
• hoşlanırım.
— O, bildiğin ateş değil..
— Maksadını söyle.
— Kâğıthanede takip ettiğin yeşil entarili kız kimdi?
Bu defa meçhul adam, kız-
ğın bir demire basmış gibi sıç-

— Köpek, diye haykırdı, bu ismi ağcına nasıl alabiliyor-
Patrona da çileden çıkmıştı:
— Ya sen, onu ne hakla takip ediyorsun?
Birdenbire, dar sokağın ka-ranl.ğmda çelik hançerlerin parıltıları*yanıp söndü. İki a-dam, âdeta şuursuz bir hiddete kapılarak birbirinin üzerine atılmışlardı. Fakat mücadele kısa sürdü. Patrona Halil, karşısındaki adamın kolayca hakkından gelcmiyecek bir adam olduğunu anladı. Zaten Kurşunlu Han tarafından da acaib gürültüler gelmeğe başlamıştı.
Meçhul adam:
— Adını unutmıyacağıml.
Diye bağırırken, Patrona Halil de:
— Ben de senin suratını u-nutmıyacağım.
Ayak sesleri yaklaşmıştı. Gürültüler geliyordu. İki adam süratle dar sokaklara girerek kayboldular.
Rahibin çehresinde garip bir
Sakarya başında çağlayan kaynak dığı büyük gürültüyü ve yaptığı, velveleyi çok iyi hatırlarlar.. O zaman Halk Partili gazeteler ateş püskürüyorlar, secimi bir siyasî hâdise halinde göstererek hâkimleri bu işe karıştırmak istemiyorlar, ve bu mevzuda akıllarına geleni yazıyorlardı. Fakat adlî teminatlar, yürüyecekti.. Dürüst bir seçim metodu yoktu. İşte burada Sakarya'nın ilk kaynağında bir defa doğmuştu. Büyük sel önünde ne varsa, hepsini sürükleyip götürecekti..
Nitekim öyle oldu... Ve bundan iki sene evvel Sakarya başında ilk defa adlî teminatı müdafa eden eski Demokrat Parti Başkanı Celâl Bayâr, şimdi Cumhur Başkanı olarak yine aynı kaynağın başına geliyordu...
■ Atlantı Paktı ile Indonezya
katolik papasının bütün zahirî şatafatına malikti. Çenesinde küçük bir sakal, üzerinde parlak siyah bir manto vardı.
Markiz, kardeşini sevinçle karşıladı:
— Hoş geldiniz Rahip Efendi, dedi.
gurur ve kii:
ciddiyet vardı. Mar-
— Bir Katolik rahibi her vakit ciddî olmalıdır ama; bugün müstesna..
— Neden Madam?
(Devam edecek)
bü-
Cumhurbaşkanı Dolmabahçe Erzincanda
Saray halkın ziyaretine açıldı
İstanbul, 4 (a.a) — Bugün Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı Başkanı Refik Ku-raltan’ın riyasetinde toplanmış ve evvelce aldığı prensip ka-rarıpa dayanarak Dolmabahçe Sarayının halk tarafından gezilmesini temin edecek aşağı-
bir
(Başı 1 inci sayfada)
Erzurum’dan saat 13 te hareket edildikten sonra Eı-zinca-na kadar hat boyunda ve bütün istasyonlarda toplanan köy ve kasabalılar Cumhurbaşkanmızı içten gelen bir sevgiyle selârtıla-mışlardır. Erzincan istasyonunda halkın tezahürleri arasında güçlükle otomobillere binilmiş - -
ve Cumhurbaşkanımızla Başba- | daki hususları kararlaştırmış-kan refakatleı-indekilerle Ordu- ! tır: evine gelmişlerdir. Cumhurbaşkanımız geceyi Erzincanda geçireceklerdir.
Erzurum'da yapılan toplantıda verilen izahat
Erzurum, 4 (a.a ) — Belediyede yapılan halk toplantısında Ziraat Bankasının borçlariy le ilgili oarak sorulan suallere Başbakanın isteği üzerine Ziraat Bankası Genel Müdürü şu izahatı vermiştir:
— Bu sene memleketimizin birçok bölgelerinde kuraklık sebebiyle az mahsul alınmıştır ve bu sebeple hiçbir mahsul almıyan veya az mahsul elde eden bu köylülerin tesbitiyle borçarınm gelecek seneye tecili kararlaştırılmıştır-
Memnunlukla öğrenmiş bulunuyoruz ki Erzurum’da ve civarında mahsul durumu iyidir. Buna rağmen yer yer bazı köylerde az mahsul alan ve bankaya olan borcunu ödemede maddi güçlüklerle karşılaşan çiftçilerin tesbitiyle oorç-larının gelecek seneye tecil e-dilmesi ve kendilerine yeni sene için ayrıca kredi yardımları yapılması ilgili banka şube ve ajanslarına tebliğ edilmiş tir. Bu vaziyette bulunan çiftçilerimizin endişe etmemeleri ve bankanın yardımlarından ı emin olmaları lâzımdır-. |
Toplantıda bulunan çiftçiler' oauıouı
Ziraat Bankası Genel Müdürü- başkanı Asaf
Marki dö Bonnak’ın çocukları
İki çocuk, annelerinin etrafında çılgınca bir sevinç ile dolaşıyorlardı:
— Anne saray nasıl şeydir?
— Osmanlı sarayı, çok süslü ve acaib bir yerdir çocukla-
— Annej Padişah nasıl adam dır,
— Sahih, (siz hiç Padişah görmediniz dpğil mi?
— Görmedik tabiî.
— Padişah, Türklerin yük hükümdarıdır.
— Nasl adamdır? Babamıza benzer mi?
— Benzemesine benzer ama, bir başkalık vardır her halde.
— Onu görecek miyiz anne?
— Bakalım, babanız, Türk Sadrazamından rica etti. Kendisi huzura kabul olunacağı vakit sizin de kabul edilmeniz için.. Hem Şehzadeleri de göreceksiniz.
— Şehzade ne demektir?
— Padişahın çocuklarına şehzade derler.
— Onlar da bize benzer mi ?
— Bakalım, göreceksiniz.
Bu konuşma, Fransız Sefarethanesinde oluyordu. Sefir Marki dö Bonnak, çocuklarının da huzura kabul olunmaları için Sadrazam İbrahim Paşadan ricada bulunmuştu(l). Çocuklar; büyük bir sabırsızlıkla babalarından gelecek haberi bekliyorlardı.
Nihayet, Sefir Marki dö Bonnak geldi. Yüzünde hem gurur, hem sevinç vardı. Karısı Markiz dö Bonnak’ı kenara çekti:
— Sadrazam arzumuzu is’af etti Madam., dedi.
Markiz, Şdvincinden sapsarı
kesildi:
— Allahım.. Demek şimdi Çoeuklanfh Sarayı Hümâyûna girecekloer.
— Evet Madam.. Bu, şimdiye kadar, hiç bir ecnebi sefirine ve hükümetine karşı gösterilmemiş bir cemiledir. Hükümetim bundan çok memnun kalacaktır.
— Ne vakit kabul olunacaklar?.
— Üç saat sonra..
— O halde ben hemen çocuklarımı hazırlıyayım.
— Tabiî.., Ben de hazırlanma-
tı. Markiz dö Bonnak, çocuklarına durmadan birtakım nasihatler veriyordu. Bununla beraber Osmanlı sarayının an’a-nelerini iyice bilmediği için zaman zaman bunalıyordu.
Huzura çıkılacak zaman yak laşmıştıf| Çocukların sevincine payan yoktu.
Tam Jşjj şırada, Sefirin karısı Markiz dö Bonnak’ın kardeşi Rahip dö Biron geldi. Rahip gençti, yakışıklı idi. Fakat bir rencilik vasılfarı üzerinde-has-_____________ I bıhaİlerde bulunmuş, ayrıca (1) Dö Bonnak’ın Sefaretna- Kız Lisesinde son dersi müte-mesinden..__' akip okulda mevcut öğretmen-
Fransız Sefarethanesinde lerle kısa bir konuşma yap-hummalı bir faaliyet başlamış-1 mıştır.
1 — Dolmabahçe sarayı 12-’ 10.1950 tarihinden itibaren her
hafta perşembe günleri saat 14 ten 17 ye kadar halk tarafından gezilebilecektir.
2 — Dolmabahçe Sarayını gezmek istiyen vatandaşlara stadyum kişelerinde bulundurulacak vazifeliler tarafından pazartesi günleri saat 14 ile 17 arasında muayyen miktarda giriş kartları dağıtılacaktır-
3 — Giriş kartları şahsa mah sus olacak ve ancak üzerlerinde işaret edilen günler için muteber bulunacaktır-
4 — Bir hafta için giriş kartı talebinde bulunan vatandaşların müracaatinde o haftanın kartları tamamen tevzi edilmiş olduğu takdirde isteyenlere müteakip haftalara ait kartlar verilebilecektir-
5 — Yabancı seyyahlarla mekteplier eski usuller dairesinde haftanın diğer günlerinde de gezdirilebilecektir-
Kim bilir, Bayar'ın hâtırasında şimdi ne heyecanlar canlanıyordu. Fakat o,zbu sefer nutkunda bundan hiç bahsetmedi. Yalnız evvelki sene do Çifteler'e geldiğini, ve burada o zamanın şartlarına göre mem leket meseleleri üzerinde bir konuşma yaptığını söylemekle iktifa etti.. Çünkü bugün Devlet Başkamdir. Ve tarafsız olduğu için, yeni bir devre başlangıç olan en kuvvetli bir fikrin hâtırasını dahi yâdede-miyecek durumdadır. Fakat Çiftelere gelerek, bugünkü bu bayrama iştirak etmekle insan olarak bu hâtıraları yeniden ama bu sefer içten ve kimseye belli etmeden kana kana tatmak imkânını da bulmuştur.
Evet, dürüst seçimlerin, vatandaş reyini selâmetle meydana koymanın en büyük garantisini işte bu Sakarya başı nutkunda ortaya atılan adlî teminat olmuştur. Çünkü tarafsız ve âdil hâkimlerimizin ınurakabası altında yapılan seçimler, bütün baskıları, hileleri, fesatları, sandık ve mazbata oyunlarını ortadan kaldır-, mış, ve mileiin isteğini v$ iradesini bu Sakarya başında kaynayan su gibi berraklaştırarak ona yeni ve her türlü tereddütten, şüpheden uzak sarih bir istikamet, bir yol çizmiştir.
Bizde, demokratik rejimin , temel taşlarından biri, kimse şüphe etmesin ki, seçimlerde adalet dairesinde hareket eden hâkimlerin tarafsızlığına milletçe beslenen itimattır. Bu itimat artık demokrasi hayatımızda en szğ!~“ üne gelmiştir. İşte bundan dolayıdır ki, bu memlekette bun- , dan sonra ne tek parti zihni- ( yeti hortlayacak ve ne de bas- , ki, zor ve dipçik z'---
lecektir. Bunlar tarihin karanlık sayfalarına gömülmüştür, j
Onun içir gün sindirmeden, baskıdan bahseden Ankara'daki mahdut bir zümre, aynada seyrettiği kendi çehresinin aksini bu memleket evlâtlarında bulmıyacakiır...
iş birliği
(Başı 1 inci sayfada) niz müdafaasiyle ilgili askerî plânlaştırma mesaisi safhasına Türkiye’nin iştirakini sağlamak hususunda Şimalî Atlantik Paktı Konseyi tarafından izhar olunan arzuyu Türkiye Hükümeti itina ile tetkik eylemiş-
Doğu Akdeniz istikrarının i-damesi hususunda Türkiye’nin oynamakta olduğu mühim role işaret eden Konsey, bu arzusunu, Türkiye'nin mezkûr plân-laştırma mesaisine iştirakinin Akdeniz’in müdâfaasına mânalı surfette medar olacağı kanaatine istihât ettirmektedir. Bunu dikkât hazarına âlân Türkiye Hükümeti, zâten politikasını ğüvehliği Ve barışı müessir şekilde korumağa hizmet esasında teksif etmiş bulunduğu için, Konseyin arzusuna uyarak mevzuu bahis mesaiye iştirake karar vermiştir.)
Londra’da memnunluk
Londra, 4 (Radyo) — Atlantik Paktının Akdeniz bölgesi çalışmalarına Türkiye’nin de iştirak. etmesine dair Amerika ile Türkiye arasında teati edilen notalar bugün Amerika Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanmıştır. Türkiye cevabında teklifi kabul ettiğini bildirmektedir.
Bu akşam Londra’da beyanatta bulunan İngiltere Dişleri Bakanlığının sözcüsü, Akdeniz’in müdafaası meselesiyle ilgili görüşmelerde, Atlantik devletleriyle işbirliği yapmayı Türkiye-nin kabul edeceği haberini İngiltere’nin memnuniyetle karşıladığını söylemiştir.
Mumaileyhin hatırlattığı veçhile, 1939 da Türkiye ile İngiltere arasında imzalanan ittifak neticesi, İngiltere, Türkiye’nin müdafaa meseleleriyle yakından alâkadar olmuştur. Mamafih, İngiltere'nin müdafaası, Atlantik Paktına pek sıkı bağlarla bağlı bulunduğundan İngiltere, Türkiye ile yeni bir sahada işbirliği yapmak fırsatını memnuniyetle selâmlamaktadır.
Atlantik milletleri, Akdenizin müdafaası plânlarına Yunanis-tanı da iştirâke dâvet etmişler-I dir. Yunan hükümetinin cevabı henüz açıklanmamıştır.
yine karışıyor
Hiikûmet kuvvetleri umumi bir taarruza
La Haye, 4 (a.a.) (Afp) — Anbon adasına karşı Endonezya Hükümeti tarafından girişilen askeri hareket üzerine Hollanda Başbakanı W. Drees, En doridzya Başbakanı Notsu’ya bir protesto telgrafı göndermiş tir. Bu telgrafınra Drees şöyle demektedir:
Hollanda hükümeti bu hareket karşısında büyük bir hayal sukutuna uğramıştı. Zira hükümetimiz son dakikaya kadar Anbon ile olan ihtilâfı Endonezya’nın silâha müracaat etmeden halleylemek tasavvurun da olduğu ümidinde idi.
Telgrafta Drees, Endonezya Başbakanına hitabla ihtilâfın barışçı bir yolla halline yardım etmesini istemektedir.
Umumi taarruz
Jakarta. 4 (a.a.) (Afp) — Endonezya kuvvetleri Aşon adasındaki asilere karşı umumî bir taarruza geçmiştir.
Belediye
Başkanının tamimi
Asılsız bir iddia
(Başı 1 inci sayfada) nın Samsun’da dehşetle ve a-zapla karşılandığı beyan edil-
I inektedir.
Bü yazıdan müteessir olan Samsun D.P- teşkilâtı İçişleri
II Bakanı Rüknettin Nasuhioğ-I lu’na telgraf göndermişlerdir-
DP- Samsun il idare kurulu ------------------------------ uujnaıu zıoaf Varol imzasile nün bu konuşmasından dolayı1 çekilen bu telgrafta şöyle deni-Başbakana ’x -1 -dir-
İl Genel Meclisi
(Başı 1 inci sayfada)
1 konuşacakların isimlerini ve konuşma günleriyle saatlerini bil-1 diriyoruz:
Saat
5/10/1950
Ankara Milletvekiti
sağlam bir meiod ha- j Hamit şevket İnce 20.40—20.50
Millî Savunma Yüksek Kurulu
I Kurula, Başbakan yardımcısı nında iştirak etmesi muhtemel
Millî Savunma yüksek ku- Bu kararname ile ilgili ye-rulunun, İçişleri, Dışişleri, Ha- ni bir ek kararname daha neş-riciye, Bayındırlık, Ulaştırma, redilmiştlr.
Tarım ve İşletmeler Bakanla- Bu kararnameye göre, bün-rından teşekkül etmesi 18-7-949 dan sonra Millî Savunma tarihli bir kararname ile kabul yüksek: kuruluna Başbakan edilmişti. yardımcısı da dahil olacaktır.
D. P. Şehitlik Ocağı
kongresi
Demokrat Parti Şehitlik ocağı kongresi evvelki akşam toplan-
mış, muhtelif mevzular üzerinde
konuşulduktan sonra başkanlığa Mehmet Şimşekoğlu, ikinci başkanlığa Rifat Karabulut, muhasipliğe Fazıl, kâtipliğe Enver, üyeliğe Mehmet Unçer seçilmişlerdir.
Diğer taraftan dünkü «Anka-
ra» gazetesi «C.H.P. Şehitlik o-cağı toplantısı» başlığı ile bir haber neşretmiştir. D.P. kongre başkanı Şükrü Kutay bu ha-
ber üzerine «Ankara
gazetesine
şu mektubu göndermiştir:
3 Ekim 1950 tarihinde D.P
Askerî heyetimiz gitti (Başı 1 inci sayfada) fından uğurlanışlardır.
Türk askerî heyeti bir müddet General Mac Arthur’un misafiri olarak Tokyo’da ikamet e-decek ve Birleşmiş Milletler Genel karargâhı ile görüşmelerde bulunacaklardır.
Şehitlik ocağının yıllık kongresinin C.H-P- Şehitlik ocağı topantısı başlığı altında 4-10.
1950 tarihli Ankara
Haberleri gazetesinde
Akşam teessür-
Fahrettin Altay
(Başı 1 inci sayfada) Altay, C. H. P. den istifa etmiş tir.
Göneral istifa sebebi hakkında açıklamada bulunarak, C. H. P. nin muhalefette tuttuğu jlolun memleket menfatleri ile kabili telif olmadığını söylemiş ve dünyanın bu nazik durumunda iktidara karşı takındığı tavrın asla mubah sa-yılariuyacağını ilâve etmiştir.
le okudum. Geçmiş iktidarın aziz Şehitliğimizi unutarak bu mübarek vatan evlâtlarının e-
(Başı 1 inci sayfada) Başkan seçilmek suretiyle Belediye idaresinin mesuliyetini fiilen deruhte etmek şerefini kazandığım andan itibaren, vazifeye başlamış bulunduğumu mesai arkadaşlarıma bildirirken, Belediye olarak içinde buğumuz şartların ehemmiyetine ve bu andan itibaren takibi lâ-zımgelen zihniyet ve prensiplerin nelerden ibaret bulunduğu noktasına işaret etmek mec buriyetindeyim.
Vazifesi her şeyden evvel, beldenin ve belde sakinlerinin müşterek ve medenî ihtiyaçlarına müteallik bütün, hizmetlerini ifadan ibaret olan belediyenin iş başındaki bütün elemanlarını, tek bir kitle halinde ve tam bir mesai içinde ve mutlak bir hassasiyet ve hüsnüniyetle bu mukaddes gayenin ve vazifenin ifasına yönelmiş görmek isterim.
Ankara’nın ve Ankaralmın emrinde ve hizmetinde harcamağa mecbur olduğumuz mesai saatlerinin tek bir dakikasını, kendi işi ve keyfi uğruna sarfeden her memur büyük bir günah işlediğini ve Tanrının bunu affetmiyeceğini bilmeli ve bu hareketiyle vazifesini ih mal veya suiistimal ettiğini ve bunun da tarafımızdan asla af ve müsamaha ile karşılanmıya-cağını unutmamalıdır.
Üçyüz bine yakın vatandaşın mahallî ve müşterek dertlerini, işlerini ve menfaatlerini tek bir vatandaşın veya çok ehemmiyetsiz küçük bir zümrenin derdine, işine ve menfaatine feda etmek isteyen veya şahıs ye zümre menfaatini âmmenin menfaatından üstün tutmağa çalışan her memuru sadece bir suçlu değil, aynı zamanda ihanetle melûf sayacağım. Bu gibi memurları tecziye ve hattâ tel’in etmekte bir an tereddüt gösterenleri de aynı fiil ve hareketin müşariki kabul ederek aynı cezaya çarptırmakta tereddüt göstermiyeceğim.
İfasiyle mükellef olduğu mukaddes vazifeyi, rüşvet, hatır, iltimas, mukabili veya buna benzer kara ve kötü işler karşılığı yapan memur kim olursa olsun baş düşmanımdır.
Vazifesini yaparken mesalih erbabına müşkilât çıkaran, ta-zip eden, kıvrandıran, âdeta dünyaya geldiğine pişman eden ve bundan miskin bir zevk \lu-yan sadist memur tipini çok iyi tanırım. Çünkü meslek hayatımda bu gibi hastalarla çok mücadele ettim. Burada da aynı mücadeleyi bütün şiddet ve salâhiyetimi kullanarak devam ettireceğim.
Kıymetli mesai arkadaşlarıma şurasını son olarak hatırlatmak isterim ki, başkent’e bu güzel Ankara’ya hizmet etmenin zevkini ve kudsiyetini iliklerine kadar hisseden ve bu his ile mütevazin bir mesai gösteren, hüsnüniyetten, doğruluktan, sadakatten ayrılmı-yan her arkadaş hakkındaki takdir hislerimi salâhiyetimin âzamî hududu içinde kullanmak ve kendilerini taltif etmek en mukaddes gayem ve zevkim olacaktır.
bedî istirahatlarına çekildiği semtin ismini hiçe saymak su-
retiyle bu mahalde açtıkları C.
H.P- ocağına Oğuztan ocağı a-dı vermiş olmaları itibarile
semtimizde
yanız DP-anılan bir
mevcut
partilerden
nin Şehitlik ismile
ocağı mevcut olup
3-10.1950 tarihinde bu ocağın yıllık kongresinin yapıldığını ve bu kongredeki samimiyeti gören C-H P. mensuplarının bu ulvî olayı istismar etmek
surefile kadrolarında mevcut olmâyan bir ocağın kongresinden bahsetmek istedikleri anlaşılmıştır.
3 10.1950 tarihinde semtimiz de yalnız D P Şehitlik ocağının toplantısı yapılmıştır. Olayın Matbuat Kanunu hüküm-lerirfe tevfikan aynı sütunda ve aynı puntolu harflerle tek-zibirii rica ederim-
Demokrat Parti adayları
1 (Başı 1 nci sayfada) D.P- ye kayıtlıdır, riyet savcılığında ve ağır ceza' 6 — Mehmet Aksoy:
mahkemesi üyeliğinde bulun- 1336 da Beypazarında doğmuştur 1944 yılındanberi a-1 muştur- İpckiş mensucat fab-vukatlık yapmaktadır- 1946 yı-1 " ’
lmda D.P- ye girmiştir. Ocak j ve bucak başkanlığı yapmıştır.
3 — Kuat Kileci:
1316 doğumludur. 8 sene ilk okul öğretmenliği yapmıştır-22 senedenberi Ziraat Bankasının muhtelif şubelerinde vazife görmüş, halen aynı bankanın Genel müdülüğü muha-1 sebe müdür muavinliğini yapmaktadır- D.P- ye 1946 yılında girmiş ocak ve bucak idare kurullarında üye ve başkan olarak çalışmıştır
4 — Ralli Ergü:
1317 doğumudur. Edirne Sul misinden mezundur- 18 senedenberi ziraat, ticaret, değirmencilik ve muhasebe ilşeriy-le meşgul olmaktadır- D P. ye 1946 yunda girmiştir. Merkez idare kurulu üyeliğinde bulunmuştur-
5 — Nâzım Kınacı:
1325 tarihinde Ankarada doğ muştur. İstanbul ticaret lisesini ikmal ederek Cenevre Üniversitesi yüksek ticaret enstitüsünü de bitirmiştir- Yapı sanayi Türk anonim ortarklığı idâre meclisi başkamdir- İ)ı- . ..
gilizce, Fransızca bilmektedir, alâka toplıyacağı muhakkaktır.
* rikasmda çalışmaktadır- 1946 | danfieri D.P- üyesidir. Ocak başmanıdır-
7 — Necati Gürer:
1915 doğumludur- Lise tahsili yapmıştır. Muhtelif devlet müeSseselerinde memur ve şef . elarâk çalışmıştır. Ticâtetle . meşguldür Almanca, İngilizce Frarisızca bilmektedir- 1946 yı lındâ D P. ye girmiş ocak başkanlığında bulunmuş halen 1 No- bucak başkamdir.
8 — Rıza Altınyay:
1325 doğumludur- Ziraat â-letldri imalâtile meşgul olmakta vfe kurduğuvmüessesenin başında bizzat çalışmaktadır 194Ö yılında D.P- ye girmiş o-cak başkanlığı yapmış, halen 3 no bucak başkanlığı vazifesini yapmaktadır- Evlidir-
Ankara İl Genel
Meclisi adayı
Ziya Kurç 21.15—21.25
6/10/1950
' Ankari)11 Ku-
rulundan Bayan
, Adviye Fenik 18.00—18.10
değil midir ki, bu- , Dr. Mahir Mavioğlu 21.15—21,25 ‘ 7/10/1950
1 İl İdare Kurulu
1 üyelerinden Şeref
1 Kâmil 18.30—18.40
1 Mardin Milletvekili
j Cevdet Öztürk 20.40—20.50 8/10/1950
1 Ankara Belediye Baş-
, kanı Atıf Benderli-
.1 oğlu 18.00—18.10
ı Ankara Milletvekili
t Osman Şevki Çi-
■ çekdağı 18.30—18.40
l 9/İÖ/İ950
■ Ankara Milletvekili
, Dr. Talât Vasfi Öz 18.00—18.10
■ Devlet Bakâfıı Fevzi
■ Lûtfi Karaosman-
: oğlu 21.15—21.25
10/İ0/Î950
' Ahmet Muhip
Dıranas 18.00—18.10
Başbakan Yardımcısı
Saıııet Ağaoğlu 21.15—21.25
11/10/1950
Ankara Milletvekili
l Mümtaz Faik Fenik 20.40—20.50 Başbakan Adnan
Menderes 21.15—21.25
★ ★

idik.
tr
Dün Sakarya başında bugün Palandöken'lere, kahramanlar ve Dadaşlar diyarına geliyoruz. Sakarya'yı Murat suyuna uzak mı zannediyorsunuz? Biri başka öteki başka denize mi akıyor dersiniz? Coğrafyayı bir tarafa bırakınız, ama şu muhakkak ki, memleketin bütün iç ferahlatıcı suları o Sakarya başında kaynak bulmuştur.
Mümtaz Faik FENİK
Ertuğrul Sadi Tek jübilesi
Tfirk sahnesinin kıymetli sanatkârlarından Ertuğrul Sadi Tek'in otuzuncu sanat yıldönümü münasebetiyle, Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin himayesinde bir jübile tertip edilmiştir.
9 Ekim pazartesi günü Küçük • Tiydtroda yapılacak olan jübile nin çok zengin bir programı ihtiva etmesi dolayısiyle büyük.
teşekkür etmişler-I [iyor:
«25.9-1950 tarih Ve 961 sayılı ' Kudr&t gazetesinde zatı âlini-1 zin 1946 seçimlerinde gûya baskı yapmış olduğunuza ve bu hüsusta Millet Partisinden Ahmet Tahtakıhç’a son Karadeniz seyahatinde bizzat DP. idarecileri tarafından şikâyet edildiğine dair vaki neşriyat il ve merkez ilce idare kurullarının müştereken yaptıkarı toplantıda ele alınmış ve gerek 1946 seçimlerinde tarafınızdan bir baskı yapıldığı ve gerekse Ahmet Tahtakıhç’a bu yblda D.P- idarecilerince bazı şeyler ı söylendiği hususları katiyen varit olmadığından bü yalan havadisin tekzibine ve te’essür-lerimizin de zatı âlinize arzına , karar verilmiştir.
Milli Eğitim Bakanı okulları gezdi
Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri, Müsteşar Reşat Tardu ile beraber dün saat 9-30 dan 13 e kadar Atatürk Lisesi, Sarar İlkkoulu ve Kız Lisesini ziyaret etmiştir.
Her okulda ders esnasında 4-5 sınıfa giren Bakan, öğren-| çilerle ders mevzuları ve öğ-
rejimi
(Başı 1 nci sayfada) Kurulunun 30 eylül ve 3/11910 sayılı ve 4
kanlar 1950 tarih kararı ile kabul edilmiş ekim 1950 tarihli resmî gazete ile neşrolunmuştur- Bu kararın Bakanlığımıza tanıdığı yet kiye dayanılarak adı geçen liste meriyete konulmuştur-
1 — Bundan böyle, 10 8 1950 tarih ve 3/11704 sayılı kararnamenin eki olan 4 sayılı u-mumî ithal listesinin (a) bölümü yerine kaim olacak yukarıdaki fıkrflda adı geçen listeye ilâve fedilen maddeler 4 sayılı listenin diğer bölümle-rindeh tayyedilmiş ve eski (a) listesinden çıkarılanlar ise mer’î (b) bölümüne naklolun-muşlardır.
Kore savaşı
(Başı 1 İnci Sayfada)
Binlerce Kuzey Koreli tarafından alkışlarla karşılanan üçüncü Güney Kore tümeni 38 inci arz dairesinin 90 kiloinetre kuzeyinde bulunan Koscmg’u ele geçirdikten sonra 25 kilometre daha ilerlemiştir.
Bu ilerleme esnasında münferit nişancıların müdafaasına rastlanmışsa da asıl mühim müdafaanın bir Amerikan kurmay slıbayı tarafından .başşehir Pyongyong’dan sonra işe yarayan tek şehir olarak, tavsif edilen Wonsonn’da tesis e-dileceği beklenilmektedir-
Millî Eğitim Bakanı
SAYIN
Tevfik İleri’nin himayelerinde
9 Ekim (Pazartesi saat 21 de)
Kiiçiik Tiyatroda
SADİ TEK
JÜBİLESİ
5 saatlik eşsiz
bir programla
¥
Numaralı yerler gündüzleri (Berkalp) Kifabevinde, geceleri (Küçük Tiyatro) da satılmaktadır.
p/10/1950
ZAFER
Sayfa: S

— 119 —
— Kendisi burada mıdır?
— Evet, efendim.
— O halde Bayan Dunne-den, mahkemenin izni olma-I dıkça salonu terketmemesini ı rica ederiz. Buyurun, devam edin, Bay Phipps.
I — Meyva bahçeleri köşküne I geldiğimiz zaman saat sekizi i geçiyordu. Bayan Dunne yedi 1 buçuk otobüsiyle Rosemont’tan ' gelmişti, köşke kısa bir mesa-| fe kala otobüsten inmiş, ve dış ı kapının yanında kendisini bek-I liyeceğimi söylemiş olduğum I noktaya kadar yürümüştü. Be-j raber görülürsek dedikoduyu ' mucip olur korkusiyle ayrı ay-' ı-ı gelmeği tercih etmiştik, ı — Ne münasebetle meyva bahçeleri arazisinde bulunmağı düşündünüzdü ?
il — Bayan Dunne, arazinin j] güzelliğinden bir çok defalar ı bahsetmişti, görmek istediğini İl de söylemişti. Ben de kendisi-; nin bu arzusunu is’af için böyle bir gezme tertip etmeği dü-_________
I şündüm. Kapının yanında buluştuktan sonra kapıcı dairesinin önünden geçen yoldan yu-, karıya doğru ilerledik; bahçıvan köşkünün iki yüz metre lı kadar ilerisinde ufak bir yaz-’ lık köşk vardır, oraya kadar yürüdük. Köşkte bir masa, bir I kaç sandalye gibi ufak tefek bazı eşya vardır; yemeğimizi orada yemeği kararlaştırdık. Bayan Dunne küçük bir kutu içinde bir kaç sandviç ve meyva getirmişti. Masanın üzerinde yemeğimizi yemeğe başladık. ikimiz de pek aç değildik, kalan yiyecekleri kutuda muhafaza edip biraz sonra yemeğe karar verdik ve hava ka-rarmazdan evvel biraz kitap okumağı tercih ettik. Yanımda bir şiir kitabı vardı. Yüksek sesle kendisine okuyacaktım.
— Kitabın bizce ehemmiyeti yok.
Bay Phipps biraz hayretle:
— Her halde, ehemmiyeti olmıyacak, diye cevap verdi. Her ne ise, hava kararmcaya kadar şiir okuduk, sonra konuşmağa başladık.
Lambert sabırsızca:
— Sonra ne yaptınız, Bay Phipps, diye sordu.
— Evet, hatırlamağa çalışıyordum. Bilmiyorum neden dolayı köşkten çıktık. A, evet, Bayan Dunne, sarmaşıklarla örtülü olan bu küçük köşkün havasızlığından şikâyet etti. Ve daha serin bir yer aradık. Bahçıvan köşkünün verandasına gitmeğe karar verdik. Otur duğumuz zerinden küyordu, kendisine de göster- i
— Köşkü ve araziyi evvelce ] biliyor muydunuz ? (
— Evet, biliyordum. Vak- , tiyle Bay Thorne’in, harpte ö- , len küçük oğluna Charbo’a fi- ( zik ve lâtince dersleri vermiş- , tim. Derslerimizi yapmak üzere daima bu küçük yazlık , köşkte buluşurduk.
— Bu epeyce eski bir şey mi?
— Evet, on beş sene kadar evvel; hattâ belki de on altı. Bahçıvan köşküne gitmek ü-zere yol takip etmedik, ağaçların arasından, çayırlıklardan geçerek köşkün arka tarafına f geldik. Yüz adım kadar yak- j laşpuştık ki içeriden sesler , ^ayan Dunne, «içeride , birisi var, yan pençereden ışık j görünüyor, dedi. Ben de hay- ; ıet ettim, çünkü daha evvel bahçıvanın İtalyaya mtmi, „1. duğunu öğrenmiştim.
Ne yapmak lâzım geldiğin- ' de tereddüt ederek bir an durdum. O esnada içeriden bir kadın sesi duydum. Kelimeler gayet vazıh işitiliyordu. «Dokunmayın bana! Dokunmayın!. diye haykırıyordu. Sonra birisi güldü, didişmeye benzer bir iki ayak sesi oldu ve kısa, keskin bir feryat işitildi. Bir masa veya bir sandalye devrilmiş gibi bir de gürültü koptu. Zaten o gece kendi yaptığım işten dolayı biraz asabî ve gergin vaziyetteydim, kendimi tutamadım. Yüksek sesle güldüm. Bayan Dunne, «Aman, dikkat edin. Sesinizi işitecekler.» dedi. Tam 1 o esnada içerideki ışık söndü.
. Ben de, anlaşılan bu gece buraya gelen yegâne saygısızlar , biz değiliz, maamafih, artık 1 buradan uzaklaşalım., dedim. O esnada birisinin ıslık çala- ı rak kapıya doğru yaklaştığını
duyduk. Islık sesi gittikçe yak laşıyordu. «Birisi daha geliyor, ağaçlıkların arasından bir yere kımıldamayalım» dedim. Evin etrafında oldukça yüksek leylâk ağaçları vardı. Aralarına büzüldük. Bir iki dakika sonra birisinin merdivenleri çıktığını ve kapıyı çaldığını duyduk. Fakat içeriden cevap veren olmadı. Gelen adamın tekrar geri döndüğünü yine ayak seslerinden anladık. Bir iki dakika sonra bu sesler de kesildi, sessizlik avdet etti. «Burası bu akşam pek kalabalık. İki kişi eksik olsa fena ol-mıyacgk.» dedim. Tekrar yola çıktık, kapıcı dairesine doğru yürümeğe başladık. Yolun kenarındaki çimenlikler üzerinde yürüyor, gürültü etmemeğe, duyulmamağa gayret ediyorduk. Tam kapıya yaklaştığımız sırada Bayan Dupne kolumu çekti, durdum.
(Devam edeek)
| Millî Piyango talihlileri
15/Eylill/1950 piyangosunda 5.000 lira ve daha fazla ikramiye kazanan ve bugüne kadar Millî Piyango bürolarına veya Ziraat Bankası şubelerine müracaatla paralarını alan talihliler şunlardır:
100,000 lira:
İzmir, Halkapınar D. D. Yollan Cer Atölyesinde Hüseyin Boyat.
20,000 Ura:
Ereğli - (Konya) Kazancı ma hailesinde çiftçi Şevket Güven.
10.000 lira:
Bucak - Alâattin mahallesinde çiftçi İbrahim Önden, Ankara As. Posta 17635 de Başgedikli Hakkı Yurdakul, Bergama Ulu-cami mahallesi Soğandere sokak No. 32 de Boyacı Yusuf Altınyurtlu.
5,000 Ura:
İstanbul Bakırköy Sakızağacı Orta sokak No. 62-64 de Seniha Nursel, Edremit Küçükkuyu’da fabrikatör Yılmaz Molvalı, Menemen Kubilây İlkokul karşısı No. 8 de esnaf İdris Korkut, İzmir’de isminin yayınlanmasını istemiyen bir eksper, İzmir A-nafartalar caddesi No. 400 de Kuyumcu Yako Çikü^el, İstanbul Sultanahmet’te isminin yayınlanmasını istemiyen bir bayan öğretmen.
'^1 Pamuklu mensucat fiatları niçin arttı ?
Son günlerde pamuklu mensucat fiyatlarındaki artışlar mevzuunda gazetelerde görülen türlü haberler üzerin^ bilgisine müracaat ettiğimiz Sü-ınerbank Genel Müdürlüğünde salahiyetli bir zat bize şunları söylemiştir:
«Bankamız 1949 yılında muh telif pamuklu fabrikalarımız ihtiyacı için Ege ve Çukurova bölgelerinde yaptığı mübayaa-lprda pamuğun kilosunu vasati 220 kuruşa maletmişti- Bu sene ise Çukurova bölgesinde şimdiye kadarki alıntılarımızın vasati fiyatı 280 ve Ege böleg-ş.nde de 340 kuruşu bulmuştur- Bu rakamlar geçen seneki fiilî pamuk maliyetlerimize na-pjıran. Çukurova’da yüzde 40 ve Ege’de yüzde 50 bir artış ifade etmektedir ki bunun da pamuklu dokumalara in'ikâsı kullanılan pamuğun cinsine ve mamul çeşidine göre yüzde 20 - 25 arasındadır- Buna mukabil ilgili müesseselerimizin tek lifi üzerine durumu incel.yen idare meclisimiz 29 9.1950 tarihinden muteber olmak üzere pamuklu mamûllerimize vasati ve yalnız yüzde 12 ve pamuk ipliğine de yüzde 15 nis-betinde bir zam yapılmasını zarurî görmüştür.
Memleketimizde pamuk fiyatlarının artışı bizim de tâbi olduğumuz dünya piyasasında görülen inkişafın bir neticesidir- Filhakika Amerika başta olmak üzere dünya pamuk müstahsil memleketlerde pamuk fiyatları umumiyetle yükselmiş bulunmaktadır- En ö-nemlj istihsal maddelerimizden biri olan pamuğun fiyatındaki bu gelişmeyi gelecek senelerin ekin sahasını artırma ve binnetice istihsal miktarını çoğaltma yönünden Bankamız memleketin en mühim pamuk müstehliki sıfatile ancak mem nuniyetle karşılamaktadır.
Pamuk fiyatlarındaki artıştan hasıl olan kazançlar, pamuk alıcısına avans tevziatımız dan ve mübayaa faaliyetinden edindiğimiz intibaa gpre doğrudan doğruya müstahsile intikal etmektedir ki bunun ayrıca memnuniyeti mucip olacağı tabiîdir.» '
Memleket
meseleleri
(Başı 2 inci sayfada)
Şimdi Ankara imar plânını yapan Prof. Jansen’in tesbit ettiği asgarî ve azamî ihtiyat sahaları da ayırdıktan sonra, 270 bin kişinin ikamet sahası olarak yuvarlak rakamla 1500 hektar, yâni bugünkünün onda biri kadar bir yeri planlamıştır. Profesörün muhtelif mıntakalar için kabul ettiği asgarî kesafet (bir hektara düşen nüfus) 90, azamî kesafet 240, ortalama da 160 dır. Bugünkü imar ve iskân sahasını teşkil eden 16.000 hektar arazi üzerinde (bir an için bu salıann genişlemiyeceğini kabul ediyoruz) Jansen’in tesbit ettiği kesafeti elde etmek için Ankara nüfusunun en az 2 milyon 700 bin olması lâzımdır. Her türlü tabiî ve İktisadî şartları haiz olan İstanbul bile bugün milyonluk şehir olmamışken, Ankara’nın iki buçuk milyonluk bir şehir olmağa namzet bulunmadığını izaha lüzum yoktur.
sannz. (1)
Burada bir istitrat yaparak 2290 sayılı Belediye Yapı ve Yollar Kanununda bütün şehir ve kasabalarımızın imar plânları yapılırken esas tutulması gereken kesafetin 154 olarak tesbit edildiğini belirtelim. Bu kesafet başka memleketlerde kabul edilen vasatiye uymaktadır. Memleketimizin her tarafında 2290 sayılı kanunun kabul ettiği kesafeti elde etmeğe çalışmanın doğru olup olmıyacağı ayrıca münakaşa edilebilir.
Ankara’da ve umumiyetle, şehirlerde; kesafetin çok düşük olmasından doğan mahzurlardan
bazılarını görelim:
1 — Şehrin her tarafına ya-
yılmış olan ve daha ne zamana kadar boş kalacağı bilinmiyen
pek çok arsalardan edilecek is-
tifadeden cemiyet mahrum kal-
maktadır.
2 — Bu arsalar üzerine belki bir sene sonra inşaat yapılacak ve belki de 20 sene sonra yapıl-mıyacaktır. Bu bilinmediği için arsaları tanzim etmek, ağaçlan-|
dırmak yollarına da gidilememektedir. Adliye Bakanlığının karşısındaki arsanın utandırıcı hali meydandadır.
yerden ağaçların ü-köşkün damı gözü-
Nil Bardaki hâdise
Bir kaç gün evvel Nil barda nahoş bir hâdise cereyan etmiş ve bar artistlerinden Perihan Erirkilerta vazife başında bulunan komiser Ali Rıza Arı-soy’a hakaretâmiz bazı sözler saıfetmişti. Dün ikinci asliye ceza mahkemesinde yapılan duruşmada, müdahil avukatın şahitlere tesir ettiği cihetle ifadelerde mübayenet görülmüş ve mahkeme bar artisti Zuhalin de dinlenmesi için duruşmayı başka bir güne talik e-dilmıştir.
Bir çocuk pencereden düşerek öldü
Ayaş ilçesinin Güdül bucağı Yukarı mahallede Emine Mandır isminde 5 yaşında bir çocuk evin penceresinden dışarı bakarken muvazenesini kayebderek aşağı düşmüş ve biraz sonra ölmüştür
Savcılık ölüm hâdises ne e’ koymuş ve tahkikata başlanmıştır.
Ayaş Asliye Hukuk Mahkemesinden;
(1950/53) Ayaş ilçesinin Ha-cırecep mahallesinden Mehmet Sevin tarafından açılan tescil dâvasının yapılan yargılamasında:
Tescili istenen Ayaş İlçesinin Ilıca ayağı mevkiinde kâin şarkan Şevket efendi vereseleri bağı, ve kısmen Muharrem bahçesi, garben Halil kızı Ayşe vereseleri bahçesi, şimalen öğretmen Süleyman ve Muharrem Şükrü Esen ve Ayşe Özipek bahçeleriyle çevrili b)r kıt’a bahçenin davacıya ait olduğu iddia edilmekte olduğundan bu yere bir hak iddia eden varsa bir ay içinde Aya* hsliye hukuk mahkemfesınc müracaatları ilân olunur- I
ORKVN
Haftalık Türkçü, dergi Başyazarı: ATSIZ
Cumartesi günleri çıkar Eski
Orhun
un devamı olarak 7 ekim
de yeniden yayımlanmaya
başlıyor
Fiyatı: 25 krş- Yıllık a-bonesi: 8 lira, Posta Kutu su: 1818 - İstanbul, Eski Tükçü arkadaşların elbir ligiyle, eski ruh, mefkure ve heyecanla çıkıyor..
Bütün Türklük ve mem leket meseleleri " 1944 Irk çılık - Turancılık dâvâsının iç yüzü- 5674
1
SATILIK ARSA
Kavaklıdere Güven Evleri mahallesinde 1617 ada üzerinde Belediye imarına göre 4 parsel olarak 4069 M2 arsa satılıktır.
Görüşmek istiyenlerin her gün Tel: 15196 ya müracaatları. 5634
Satılık Otomobiller
Konforlu,
1 — Doç (dört kapılı, yeni vaziyette 48 model, Argo saati üzerinde,
2 — Muhtelif küçük Av rupa otomobilleri ehven fiyatla,
3 — Jeep çift diferansi-yelli bir tonluk, kaloriferli
Yenişehir Ulus Sineması karşısı Gaz - Benzin Soko ni bayii M. Reşit *Yur Tel: 25788- 5668
ZAYİ — İlgaz nüfus idaresinden almış olduğum nüfus hüviyet cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur-
İlgaz Kızılıbrık köyünden İsmail oğlu 1326 doğumlu Mus tafa Kahraman- 5684
Dr. Abidin Şakir Ara
Mevki Hastahanesi Göz Hastalıkları Mütehassısı
Anafartalar Cadd Adliye karşısı Sakarya Apt. No- 7 Her gün saat 15 ten sonra hasta kabul eder
Elâzığ Kültür Deneğinden
2.10.1950 günü ekseriyet olmadığından 5-10-1950 perşembe günü saat 18 de Dörtyol Kestane sokak No. 22 de Derneğimiz genel kurulu toplanacaktır
Sayın
Jeri rica olunur-
üyelerimizin gelme-5693
Dr. Celâl Ertuğ
Doktor Doçent Celâl Ertuğ, seyahatten avdet etmiş ve hastalarım kabule başlamıştır. Atatürk Bulvarı Zafer Apartmanı.
3 — Bu arsalar ağaçlandırılsa veya bahçe ziraatinin diğer şekillerine tahsis edilse dahi, yazın ikametgâhların su ihtiyaçları bile karşılanamıyan bir şehirde, bundan fayda yerine zarar hasıl olacaktır.
4 — Önünden her türlü şehir hizmeti tesisatı geçen binlerce hektar arsa dururken uzak mın-takalarda inşaat yapılması şehir hizmetlerinin görülmesini güçleştirmekte ve çok zaman im-kânsızlaştırmaktadır.
5 — Hastane, okul, sinema... gibi diğer sıhhî ve kültürel ihtiyaçlar için de aynı şeyi söylemek kabildir.
6 — Şehrin orasında burasın-
da muhtelif zamanlarda inşaat
yapılması binalar arasında bir ahengin meydana gelmesine ve şehrin güzelleşmesine mâni olmaktadır.
Netice: Ankara imar plânı tamamen bir tarafa bırakılmıştır. Ankara'daki imaf işlerini arsa
karaborsacıları istedikleri istika-
metlere pervasızca götürebil-mişlerdir. Çok geç kalınmış olmakla beraber, imar işlerine bundan sonra Belediye hâkim o-labilirse vaziyeti bir dereceye kadar ıslah etmek kabildir.
(1) Şehremaneti Ankara imar plânı
tara fından
müsabakası-
na iştirak eden mütehassıslara
verilen direktifler arasında plânın “50 senelik inkişafa ve J50 - 300 bin nüfusa göre tertip edileceği de tasrih edilmişti. Ankara Şehir Plânları; Hâkimiyeti Milliye Matbaası 1929 sahi-fe: 6, No. 19.
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden
1 — Çocuk sarayı altında cadde üzerinde 3 büro mağazaya çevrilerek kiraya verilecektir- İsteklilerin Genel Merkez levazım müdürlüğüne müracaatları-
2 — Çocuk Esirgeme Kuru-munun Yüksek Ziraat Enstitüsü yanında bulunan gazino mahalli kiraya verileceğinden isteklilerin Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi muamelât şubesine müracaatları.
2805
Yıllar boyunca ihmal ettiğiniz bilgi OTOMOBİLCİLİKTİR
Onu öğrenmekle hayatınızı emniyete almış olursunuz
ANKARA Şoför Okulu Yeni binada yeni imkânlarla tedrisata 10 ekimde başlıyor
Kayıtlarımız kapanmadan okula yazılınız- Yeni adresimiz: Mebus evleri önü, Teknik Üniversite karşısı No- 4 Okulun garaj ve tamirhanesi vardır. Yeni tel: 32649, Müracaat saatleri: Hergün saat 9 dan 18 e kadar. 5693
Kırıkkale Belediye Başkanlığından
1 — 10 Ekim 1950 de başlıyacak olan hayvan ve emtia panayırı 15 Ekim 1950 de kapanacak ve beş gün devam edecektir.
2 — Panayıra gelen halkın istirahatleri temin edilecektir.
3 — Panayıra getirilecek hayvanların menşe şehadetname-leriyle birlikte alınacak belge ile getirmeleri gereklidir.
4 — Orta Anadolu’nun bu şirin kasabasını görmek ve her
türlü alışverişlerini temin etmek üzere sayın yurtdaşların teşrifleri rica olunur. (7501) 2195
Alâka kesme
Şirketimiz Ankara şubesi Müdürü Bay Ahmet Çakar va-zifes nden ayrılmış olduğundan 1 ekim 1950 tarihinden itibaren Şirketimiz hesabına müşterilerimize ilân olunur-hiç bir iş yapamayacağı sayın DOĞAN
Umumî Nakliyat Şirketi 5687
Telsiz Operatörü alınacaktır
1 — Birleşmiş Milletler emrinde çalıştırılmak üzere telsiz operatörleri alınacaktır. Kabul edilenler Amerika’da kursa tabi tutulacaklardır. Kendilerine iskân ve iaşe masraflarından başka senede 2000 dolar ücret verilecektir. Şartlar:
a — 25 ilâ 40 yaşında olmak,
b — Telsiz cihazları hakkında umumî bilgi sahibi olmak, c — Dakikada mors ile en az 27 kelime almak ve vermek, d — Kâfi -derecede İngilizce bilmek. •
2 — İsteklilerin aşağıdaki adrese, İngilizce mektupla müracaatları takdirinde kendilerine mütemmim malûmat verile-
United Nations
Geneve
Swiizerland
Çankaya İlçesi S?c*m Ku-ulu Başkanlığından
İl Genel Meclisi için Millet Partisinden aday gösterilen Neşet Akmanlar 4.10.1950 tarihinde adaylıktan istifa ettiğini bildirdiğinden listeden adı çıkarılmıştır.
Ankara Kabzımallar Esnafı Derneği Yönetim Kurulundan
Derneğimiz genel kurulu o-lağanüstü toplantısında çoğun hık hasıl olmadığından ikinci toplantı 10 Ekim 1950 salı gü nü saat 17 de toptancı hali 18 No da yapılacaktır-
Sayın üyelere duyurulur.
Gündem:
1 — Ana tüzükte yapılacak değişiklikler,
2 — Yönetim kurulu üyeleri seçimi,
3 — Denetçiler ve haysiyet divanı üyeleri seçimi,
4 — İhtiyaçlar ve dilekler,
5665
Ayaş Asliye Hukuk Mahkemesi 950/96
Aüaş ilçesinin Dervişiman mahallesinden Hacı Necib kız ları Esma Öğretmen, Ayşe Yalçınkaya, Cemal Yalçınkaya tarafından açılan tescil dâvasının yapılan yargılamasında:
Tescili istenen Ayaşın Der-vişimam mahallesinde kâin sağı Sudi evi, solu Arab Şevki vereseleri evi, arkası yörük evi, önü yol ile çevrili bir e-vin dâvacılardan başka ilgilisi bulunup bulunmadığının araş tırılmasına mahkemece karar verilmiştir- Hak iddia edenlerin bi ray içinde Ayaş asliye hukuk mahkemesine başvur-maalrı ilân olunur. 5681
ZAYİ — Polatlı nüfus idare-s nden aldığım nüfus cüzdanımı zayi ettim, yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur-
1933 doğumlu Ahmet Kızı Afife Özdemir. 5682
İLÂN
Doğunun en temiz ve lüks oteli olan Erzurumun Hükümet Meydanındaki Cumhuriyet Oteli,
Bütün mobilyeleri yenilemek suretiyle tekrar a-çıldığını sayın müşterilerimize ve Erzuruma gideceklere müjdeleriz.
2808
İzmir Belediye Başkanlığından
1 — Doktor Hulusi Bey caddesiyle 896 sayılı sokağın tekatû noktasında Belediye Kimyahane binası yaptırılması işi Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 37457.27 lira ve geçici te minatı 2810 liradır. Bu işe girmek istiyenler-ihale tarihinden üç gün evvel Fen İşleri Müdürlüğünden belge almaları lâzımdır.
işin ihalesi 18. 10. 1950 çarşamba günü saat 15 tedir. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektupları ile ihale günü en geç saat 14 e kadar Encümen Başkanlığına vermeleri lüzumu yayınlanır.
2 — Alsancak mahallesinde 1472, 1474 ve 1456 sayılı sokaklarda mevcut âdi taşlarla döşeli olan yolların kesme taşlarla e saslı tamiri işi Fen işleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşmas' gereğince kapalı zarflı eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedel* 32408 lira ve geçici teminatı 2431 liradır. Bu işin eksiltmesine iştirak edebilmek için ihale tarihinden üç gün evvel Fen işlerinden belge almak lâzımdır. İşin ihalesi 18.10.1950 çarşamba güni' saat 15 tedir. isteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 e kadar Encümen Başkanlığına vermeleri lüzumu yayınlanır.
(7500) 2200
Acele satılık
Hususi surette yaptırılmış çok sağlam az kullanılmış ter-mosfon bataryasile-
Çankırı Kapı Cad Yelken Sok. 25 tel: 13831 5690
Kiralık dükkan ve daire
Hamamönü fırını İnanlı sokak 7 numara, üst kat iki oda bir hol, banyolu helâ, su, e-lektrik 56 sayılı dükkân da 52 sayılı evden sorulacak.
5683
Satılık eşya
Yolculuk dolayısile massif cevizden mamul yatak, yemek ve msafir odaları takımı satılıktır.
Her gün İstanbul caddesi Gümrük karşısı. No. 38 alt katta görülebilinir-
5689
DEVLET TİYATROSU
BÜYÜK TİYATRO’da
Bu akşam saat 20 30 da
Yarın akşam saat 20.30 da
HAMLET
Dram 5 perde
Yazan: W Shakespeare
Tercüme: Orhan Burian Dekor - Kostüm: Sabih Kayan Sahne Müzikleri: S. Kalender Sahneye koyan: Muhsin Ertuğrul
RİÇOLETTO Opera 4 perde G. Verdi Tercüme; Ferid Alııar, Dekor - Kostüm Turgut Zaim Müzik idaresi. Adolfo Ca-mozzo, .
Sahneye koyan: Aydın Gün (Rigoletto’nun başlıyaca-ğı tarih ayrıca ilân oluna çaktır.)
KÜÇÜK TİYATRO’da
Bu akşam saat 20.30 da ŞAKACI Piyes 3 perde Yazan: Sabahattin K. Aksal Dekor: Ertuğrul Arf Sahneye Koyan Mahir Canova
NOT: Büyük ve Küçük Tiyatrolarda her mevkide tenzilât yapıldığı gibi memurlara öğrenci tarifesi tatbik olunacaktır.
Büyük Tiyatro Tel: 10370 Küçük Tiyatro Tel: 11169
Petrol Ofisi Genel Müdürlüğünden
Genel Müdürlük merkezinde çalışmak üzere İngilizceyi iyi bilen bir steno daktiloya ihtiyaç vardır.
Ücreti bilgisine göre Genel Müdürlükçe tayin edilecektir. Taliplerin Genel Müdürlüğe müracaatları ilân olunur.
(7485) 2194
Kaloriferci alınacak
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığından:
Fakültemiz kaloriferlerini, havalandırma ve sıhhî tesisatını idareye muktedir bir kaloriferci alınacaktır. Ücreti (200) liradır.
İsteklilerin gerekli belgelerini bir dilekçeye bağlayarak 9 Ekim 1950 pazartesi gününe kadar Fakülte Dekanlığına başvurmaları lâzımdır. (7493) 2196
Adalet Bakanlığından
Ankara öncebeci Taşkent sokak No. 11 de oturan Lâmi Ksesoy 20 lira aslî maaşla Kozan Cezaevi kâtipliğine tayin edilmiş ise de gösterdiği adreste bulunamamıştır.
İlân tarihinden itibaren on beş gün zarfında vazifesi başına hareket etmesi tebliğ olunur. Gitmediği takdirde müstafi addedilerek vermiş olduğu taahhüt senedi gereğince hakkında tazminat dâvası açılacağı ilân olunur. (7492) 2197
Kütahya Vakıfla ■ Müdürliiğünd''n
Kütahya’da Mustafapaşa camiinin 9064 lira 88 kuruş keşif bedelli onarım işi açık eksiltmeye çıkarılmıştır. 16.10.1950 pazartesi günü saat 15 de Kütahya Vakıflar Müdürlüğü binasında ihale edilecektir. Muvakkat teminatı 680 liradır. Şartname ve buna bağlı kâğıtlar Vakıflar Genel Müdürlüğünde, İstanbul Vakıflar Baş Müdürlüğünde ve Kütahya Vakıflar Müdürlüğünde görülebilir. İsteklilerin Vakıflar Genel Müdürlüğünden aldıkları yeterlik belgeleriyle birlikte belirtilen gün ve saatte adı geçen Müdürlüğe müracaatları ilân olunur. (7483) 2199
Dav^tfye
Sayın Arhavi Bucağı halkına
Bucağımız halkının şahsî işleri dolayısiyle yüzde 30 - 50 gurbete gitmeleri hasebiyle genel nüfus sayımında bucağın esas nüfusu kütükleri kaydına nazaran daima o nisbette sayım sonu noksan zuhur etmektedir.
Umumî işlerimizde sayım nüfusu nazarı itibara alınmadı-’.ından nahiyemiz bir çok haklardan mahrum kalmaktadır.
Esas ve kayda müstenit nüfus 19 küsur bin olduğu halde sayımlarda hemen hemen yarıya düşmektedir.
Bu itibarla Arhavi bucak halkımızın 20-10-1950 gününde yapılacak sayımdan evvel teşriflerini rica ediyoruz. (7481) 2202
İzmir Belediye Başkanlığından
1 — Şehrin muhtelif semtlerinde bozulan yolların tamirlerinde kullanılmak üzere ortaklar malı yüz bin adet (100.000 adet) parke taşı Fen İşleri Müdürlüğündeki şartlaşması gereğince kapalı zarflı eksiltme suretiyle satın alınacaktır. Muhammen bedeli 26000 lira ve geçici teminatı 1950 liradır. İşin ihalesi 18.10.1950 çarşamba günü saat 15 tedir. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 e kadar Encümen Başkanlığına vermeleri lüzumu ilân olunur.
2 — Altay mahallesinde 574 sayılı Hacı Ali Efendi caddesinin 730 sayılı sokaktan itibaren Ali Reis mahallesi istikametinde 300 metre boydaki kısmının kesme taşlarla tamiriyle yeniden kanalizasyon yapılması isi Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve
artlasması gereğince açık eksiltmeye konulmuştur. İşin keşif bedeli 20321.25 lira ve geçici teminatı 1525 liradır. Bu işe girmek "t vcn'er ihale tarihinden üç gün evvel Fen İşleri Müdürlüğünden belge almaları lâzımdır, isteklilerin teminatlarını Belediye veznesine vatırarak makbuzlarilye ihale tarihi olan 18.10.1950 ■nrnrba günü saat 14 de Encümene başvurmaları.
3 — Sümer mahallesinde 451 ve 452 sayılı sokaklarda kesme döşemelerin Bandırma parke taşlariyle esaslı tamiri işi Fçn İsle-■i Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 25754.68 lira ve geçici teminatı '932 liradır. İsteklilerin bu işe girebilmek için ihale tarihinden üc gün evvel Fen İşlerinden belge almaları lâzımdır. Taliplerin feminntarını Belediye veznesine yatırarak makbuzlariyle ihale tarihi plqn 18.10.1950 çarşamba günü saat 15 te Encümene başvurmaları.
4 — Zabıta seyrüsefer işlerinde kullanılmak üzere bir adet buçuk beygir takatında motosiklet zabıta müdürlüğündeki artlasması gereğince açık eksiltme ile satın alınacaktır. Muhammen bedeli 2500 lira ve geçici teminatı 190 liradır. İsteklilerin
’minatlarını Belediye veznesine yatırarak makbuzlariyle ihale
’nrihi olan 18.10.1950 çarşamba günü saat 15 te encümene baş-

(7499) 2201
Sayfa: 6
ZAFER
r
Zehra BİLİR
Bomon ti
HER AKŞAM MUAZZAM SAZ VE FASIL.
Kıymetli Sanatkâr ZEHRA BİLİR
Kısa bir müddet için Her akçam sahnemizde
YEMEKLİ Masalar numarahdır.
Hariçten yemek getirmek serbesttir.
Sabite Tur
Bahçesinde
. HEYETİNE. İLAVETEN
Yüksek ses sanatkârı
MUALLÂ GÖKÇAY Herakşam sahnemizde Kıymetli ses sanatkârı SABİTE TUR Konserlerine devam etmektedir
YAĞMURLU HAVALARDA TAM KADRO İLE KAPALI SALONDA İCRAYI AHENK EDİLECEKTİR...
Bilûmum giyim ve Kumaş ihtiyacınızı BÜYÜK MAÖAZAdan
Ucuz, zarif, sağlam olarak temin edebilirsiniz. Bir defh tecrübe kâfidir.
Anafortalar Cad. No. 300
Tel: 1514S
Hikmet Ünal ve Or. Kol. Şt. Ankara şubesi Not: Bayan tezgâhtarlara ihtiyaç vardır. Dolgun ücret verilir. (2718)
Sayın AnkaralIlara
Acele satılık ev
Tapulu, iki katlı, su elek trik, önü arkası bahçeli cem'an 1 oda Öncebeci O-zanlar caddesi Bilim Sok-No: 103 Otobüs durağına 5 dakika mesafede. İçinde-kine müracaat- 5653
Daire aranıyor
Kulüp yapılmak üzere I Yenişehir’de geniş salonlu bir ev veya daireye ihtiyaç vardır- Tekliflerin Ankçra Üçüncü Noterliğine yapılması rica olunur. 2793
DOKTOR
Aziz Tevfik Yeginsoy
DAHİLİYE MÜTEHASSISI
Her gun hastalar m s;. 1 15 den itibaren H-wnaı )(■ nü, Halk Eczahanes k.«i şısınd vkı Nizameddın A partnıam No. 2 de kabuı eder. Tel- 15343
31 Tkitn.29 Jlrahk
- 19 5 0
==EE Çekilişlerine korun
— Cnkara’da
Pansiyon aranıyor ■ I Yaşlı ve mevki sahibi bir bay iki odalı aile nezdinde de 1 olabilir bir pansiyon arıyor. { İç Cebeci Süngü Bayırı No: 126 ya mektupla müracaat.
TÜRKİYE 1$ BANKASI

Hilman Garajı
(Yağlama yıkama) servisi açılmıştır
Günün her saatinde su mevcut olup yağlama servisi, mütehassıs işçiler tarafından yapılmaktadır.
Hidrolik 2 adet olduğundan beklemek yoktur.
Akköprü İstanbul cad. Hilman Garajı Tel: İ6409
İstanbul Teknik Üniversitesi
Rektörlüğünden
Üniversitemizin înşaat, Mimarlık, Makine ve Elektrik fakültelerine yazılan adayların tercih yoklamasına 9 ekim 1950 pazartesi günü başlanacaktır.
Adayların aşağıda bildirilen günlerde saat 9 da Üniversitede hazır bulunmaları lüzumu ilân olunur.
NOT: imtihanlar Teknik Üniversitenin Gümüşsuyundaki binasında yapılacaktır.
9 ekim 1950 pazartesi: Öğleden evvel matematik, bütün fakülteler için.
10 ekim 1950 salı: “öğleden evvel” fizik, “öğleden sonra” kimya. “înşaat, Makine, Elektrik fakületleri için."
11 ekim 1950 çarşamba: “öğleden evvel” Türkçe kompozisyon ve yabancı dil “öğleden sonra” Resim. “Bütün fakülteler için.”
12 ekim 1950 perşembe: Yalnız Mimarlık Fakültesi için istidat yoklaması “Bu yoklama Mimarlık Fakütlesi binasında yapılacaktır."
Tafsilât için Rektörlükteki Kayıt Bürosuna müracaat.
(13279) (7400) 2172
Yapı işleri ilâm
Bayındırlık Bakanlığından:
1 — Eksiltmeye konulan iş: Saraçoğlu Orta Okulu ikmal inşaatı işidir. Keşif tutarı: (61.845,47) liradır.
2 — Eksiltme 13.10.1950 cuma günü saat 11 de Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar işleri Reisliği Eksiltme Komisyonu odasında kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar Yapı ve İmar İşleri Reisliğinden (155) kuruş karşılığında alınabilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre (4342.28) liralık geçici teminat vermeleri ve eksiltme şartlaşması gereğince Ticaret Odası belgesi ibraz etmeleri lâzımdır.
5 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığını veya idare ve denetlediğini isbata yarar belgeleriyle birlikte ihale gününden en az (tatil günleri hariç) üç ğün önce bilmek için yeterlik belgesi almaları şarttır.
6 — İstekliler aldıkları eksiltme kâğıtlarının her parçasına 50 şer kuruşluk pul yapıştırıp imza ettikten sonra teklif mektupları ile birlikte zarfa koymaları ve zarfın arkasına yapıştırılacak mumun para ile olmamak şartiyle mühür veya imza ile iyice kapatılması ve eksiltme günü saat 10 a kadar Eksiltme Komisyonu Reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (7054) 2130
Teessürle bayılanlara, Çarpıntıya, Sinir buRt anlarına . NEVROL CEMRE 2l(0AMLAS^0EflHAL FERAHLANOlRtR^VLERlNİZOEMjlUAHAİBULUNDURUNUZ
EMİTAK BANKASI
I
Göreleyi Güzelleştirme Cemiyetinden
1 — 25 gûn müddetle açık eksiltmeye konulan iş Görele ilçesinde yeni inşa edilmiş bulunan Ortaokul binasının iç ve dış sıvası ile badanasına ait olup keşif tutarı 15008 lira 57 kuruştur.
2 — Eksiltme 11.10.1950 Çarşamba günü saat 15 de Görele Belediyesinde toplanacak ihale komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu işe ait keşif, şartname sözleşme ve buna ait diğer evrak Görele Ortaokulu müdürlüğünde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 1165 liralık geçici teminatı ihaleden evvel vermesi ve bundan başka aşağıdaki yazılı belgeleri haiz olması şarttır.
Cari seneye ait Ticaret Odası belgesi.
Ehliyet belgesi.
-) Ehliyet belgesi Bayındırlık Müdürlüğünden alınmış ola-
a)
b)
çaktır.
5 — İsteklilerin yukarıda yazılı gün ve saatte belediye binu-sında toplanacak komisyona başvurmaları ilân olunur.
(7248 - 2152)
Etibank Genel Müdürlüğünden
Çatalağzı - İstanbul enerji nakil hattı montaj ve inşaatına ait evvelce ilân edilen 14.10.1950 günü yapılacak eksiltme tarihi, 25.10.1950 çarşamba gününe tehir edilmiş olduğu ilân olunur. (7279) 2177
Devlet Orman İşletmesi|
Devlet Orman İşletmesi Ayancık Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz nakliyat ve binek hayvanları ihtiyacı için 100 ton balyah kuru ot açık eksiltme suretiyle satın alınacaktır.
2 — Açık eksiltme 14 ekim 1950 tarihine rastlıyan cumartesi günü saat 10 da Devlet Orman İşletmesi Ayancık Müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher kilosunun 16 kuruştan muhammen bedeli 16.000 lira ve yüzde 7.5 hesabiyle geçici teminatı 1200 liradır.
4 — Bu işe ait şartname Ankara’da Orman Genel Müdürlüğü, Merkez İstanbul,’İzmir, Samsun, Sinop, Tekirdağ, Çatalca, Biga, Bandırma ve Ayancık İşletmelerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belirli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk '
teminatlariyle komisyona müracaatları. (7440) 2180
Maraş Defterdarlığından
Esas No. 301, Dosya No. 4070, Cinsi: Yılan kıran namı diğeri Kile pazar hanının 40 da 35 hissesi, Mevkii: Şih Adil caddesi: Antep caddesi, Mahalle: Bostancı, Tapu tarihi: Teşrini evvel 332 Tapu numarası: 74, Tahrir No.: 83, Zirai: 600, Muhammen kıymeti: 35000 liradır. Teminat miktarı: 2825 liradır. Hududu: Sağı tariki-âm, solu katolik kilisesinin kahvehanesi, arkası Bardakçı Buğus ve kahveci Salıp haneleri, cephesi tariki-âm.
Yukarda hudut ve sair evsafı yazılı bir parça hanın tapu ı kaydine müsteniden 40 ta 35 hissesi hâzineye ait bulunduğun-| dan işbu hissenin mülkiyet satışı peşin bedelle 28. 9. 1950 . gününden itibaren açık arttırmaya çıkarılmış ve bu müddetin] hitamı olan 25. 10. 1950 çarşamba günü öğleden sonra yani saat1 14 te Defterdarlıkta müteşekkil satış komisyonu huzurunda satışı icra edileceğinden almak isteyenlerin 2825 lira teminat akçe-lerini müzayede saatinden evvel teslimi sandık ederek mukabilinde alacakları makbuzlaryle birlikte adı geçen komisyona ve daha fazla izahat almak istiyenlerin de Millî Emlâk servisliğine mürcaat etmeleri ilân olunur. (7404) 2181 I
Konya Valiliğinden
1 — Konya Memleket Hastahanesinin 1950 yılı ihtiyacı için 21427 lira muhammen bedelli 171 kalem tıbbî ecza ve malzeme 9/10/1950 gününe kadar kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme ve ihale 9/10/1950 gününe tesadüf eden pazartesi günü saat 15 te İl Daimî Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Alıcıların 2490 sayılı kanun hükümlerine göre muamele yapmaları, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından tıbbî ecza ve malzeme satışı yapabileceklerine dair belge ibraz etmeleri ve eksiltmeyi açma tarihinden bir saat evveline kadar Konya İl Daimî Komisyonu Riyasetine mektup ve teminatlarını vermeleri.
4 — Geçici teminat 1607 liradır.
5 — Şartname ve listeyi görmek istiyenlerin Hastahaneye idare Memurluğuna müracaatları ilân olunur. 12840 7040—2081
r
Hilman Tamirhanesi
■i
Bilûmum Avrupa ve Amerikan otomobillerinin, dizel kamyonlarının ve sabit dizel motörlerinin emniyet ve en ucuz fiyatla tamirlerini deruhte eden yegâne tamirhanedir. Bir tecrübe kâfidir.
Akköprü İstanbul cad. Hilman Garajı Tel: 16409
Yeni çıkan EKİM sayısı ile
Dördüncü cildine başlıyan bu olgun ve ciddî mecmuanın bir tek nüshasını görme kle on binlerce okuyucularından biri de siz olacaksı nız.
19 uncu EKİM sayısındaki bazı yazılar
Cinsiyet buhranı içinde miyiz? (Doç. Bülend Davran) Hukukçu gözü ile Güzellik Kraliçesi (Prof. Dr. F.H. Saymen) Aşk ve medeniyet (Ord. Prof. M.Ş. Tunç) — Âdet görmek bozuklukları (Doç. Dr. Kâzım Arıkan) — Türkiye'de iktidarsızlık ve bel-gevşekliği (Dr. Kemal Çağlar) — Nişanlınızı iyi seçtiniz mi? — Evli bir kadın iki kişiyi birden sevebilir mi? — Kadında cinsî soğukluğun kökleri ve beş yazı daha 68 sahife 50 kuruş. Her
Ankara Belediyesinden
Müstacel bir hususun müzakeresi zımnında Belediye Meclisi sayın üyelerinin 5.10.1950 perşembe günü saat 17.30 da Ticaret ve Sanayi Odasındaki salonda toplanmaları rica olunur. 2203
J U N K ER S
Alman malı havagazı otomatlarımız geldi. M
Erkut İnşaat Malzemesi Yeni Hal karşısı No. 7 Tel: 15855 I 5679 I
r —
(Memleketimizin en güzel ve en olgun edebî dergisi HİSAR
ÇIKTI
En tanınmış yazıları, genç şairlerin en kuvvetlileriyle bir arada ancak HİSAR’da bulabilirsiniz. 6 ncı sayıyı bayilerden arayınız. Abone için müracaat: P.K. 356, Ankara 5691
Watherproof
Bay ve Bayan trençkotları en ucuz fiyatlarla
ORTAÇ
bulabilirsiniz.
35 liradan 100 liraya kadar
Telefon: 11135
Mantoluk
ve yünlii ropların en güzel çeşitleri
ORTAÇ
Sizin için getiriyor ihtiyacınızı almazdan «ORTAÇ» a uğrayınız
Borsalino
Şapka çeşitleri ve en zengin renkleri ile
ORTAÇ
36 liraya satışa
arzedilmiştir
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kravat, Eşarp çeşitleri sizleri memnun edecek bol çeşitler ve yeni fiyatlarla
ORTAÇ
Sizleri bekliyor.
Anafartalar Caddesi No. 224 Adliye karşısı köşe mağaza

Comments (0)