YENİ SABAH
(-----
SALI
İDARE YERİ
Telgrafı YenUabah gazete*!
GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ
ABONE »ARTLARI Türklya Eonobi 900 Kr. Seneliği 2400 Kr. 500 Kr. 6 aylığı 1200 Kr. 260 Kr. 3 aylığı 600 Kr. 90 Kr. 1 aylığı 300 Kr. Po«ta ittihadına girn.smif memleketler için 26, 14, 7.5 4 lira \ HER YERDE 3 KURUŞ

inonû'Yeniden Cümhıırreisliğine Seçildi
Milli Şetimiz ismet İnönü
MİLLÎ ŞEFİMİZİN YEMİNLERİ:
“Reisicümhur sıfatiyle Cümhuriyetin kanunlarına ve Hâkimiyeti Milliye esaslarına riayet ve bunları müdafaa, Türk milletinin saadetine ha-zıkane ve bütün kuvvetimle sarfı mesai, Türk devletine tevcih edilecek her tehlikeyi kemali şiddetle men, Türkiyenin şan ve şerefini vikaye ve âlâya deruhte ettiğim vazifenin icabatına hasrı nefs etmekten ayrılmıyacağıma namusum üzerine söz veririm,,
Almanya Karşısında Lehistan
Yazan: Hüaeyia Cahld YALÇIN
Almanyauın Lehistan ile üç noktai nazar üzerinde ihtilâf halinde bulunduğu söyleniyor: Dançig şehrinin hâkimiyeti meselesi, koridordan geçecek bir otomobil yolu inşası meselesi, bir de Roma-Ber-lin mihverine karşı alacağı vaziyet meselesi.
Bunların tamamı tamamına doğru olup olmadığı resmen bildirilmiyor, Fakat, tahmin eseri olsa bile, akla muvafık görünüyorlar. Lehis-tanın bu tekliflerden hiç birini kabul etmiyeceğini Leh gazeteleri ısrar ve şiddet ile ilân etmektedirler. Bir taraftan da Lehistanın askerî tedbirler alması Çekoslovaklar tarzında bir emri vakiin Lehistan top. Taklarında kolay kolay tahakkuk e-demiyeceğini göstermektedir.
Buraya kadar olan sözlerde zıh tıin kabul etmiyeceği bir cihet göre, miyoruz. Kendisini kuvvetli hisseden bir devletin komşularına karşı tecavüz etmesi keyfiyetine son hâdiseler bizi alıştırdı.
Lehlilerin müdafaa hazırlığı görmeleri de bizim için pek tabiî gelir. Ancak, Leh gazetelerinin bazı neşriyatı gözümüze çarpıyor ki bunlardaki isabetsizlik ve kısa görüş kar şısında Lehliler hesabına endişeye kapılmamak imkân haricindedir.
Meselâ, bir Leh gazetesi diyor ki: Lehistan bütün bloklardan dışarıda kalacaktır. Kendi arazisini harp siz terketmiyecektir. Fakat kandisi-ne yabancı menfaatler için de katiyen harp etmiyecektir. Lehistan, kendi arazisinden en ufak bir parça için bütün kanını vermeğe hazırdır. Fakat başkalarının menfaati için ka nından bir tek damla bile dökmiye. çektir.
Başkalarının menfaati için bir milletin bir tek damla kan bile dökmesi gerçekten lüzumsuz bir fedakarlıktır. Bunu Lehistan değil h’.ç bir millet yapmaz. Fakat mesele böyle göründüğü kadar basit değil, dır. Çünkü Leh gazetesinin bukadar tabii bir hakikati bu kadar tantanalı surette tekrar etmeğe kalkacağına ihtimal vermeyiz. Onun için maksa-
Hüaeyia Cahid YALÇIN (Sonu 3 üncü sayfada)
Çemberlaynın
Dünkü Beyanatı
İngiliz Başvekili Avam Kamarasında; İngilterenin Almanyaya itimadının tamamile sarsıldığını ve Po!onyanın mukavemet edeceğini söyledi
BekLondrada Temaslarına Başlıyor
MECLİSİNjrARİHMÇTIMAl
6 inci Büyük Millet Meclisinin İlk Toplantısı Dün Yapıldı
Doktor Refik Saydam Tarafından Teşkil Edilen Kabinede Münakalat ve Ticaret Vekâletleri ihdas Olundu
Tolonys hariciye astın Beck Ingiliz Başvekili M. Çembeılayn (Yazısı 4 Üncü sayfamızda)
Şehir Meclisinde Bütçe Konuşmaları
Şehir Mecliainin dönkü toplantısından bir intiba
İstanbul Şehir Meclisi dün sa-l na başlamıştır. Bu içtima devre-at 15 de Nisan dovresi toplantılan-| (Sonu * UncU sayfamuda}
Gr. Ali Fuat, Nafıa B, Cezmi; Ticaret Vekili oldular
Ankara: 8 (A.A.) — B. M. Mec Iisi intihap devresinin ilk toplantısını bugün yapmıştır:
Bu toplantının açılış celsesine en yaşlı aza olan Profesör Besim Ömer riyaset etmiştir.
Profesör Besim Ömer riyaset kürsüsünü alkışlar arasında işgal e-derken kısa bir nutuk söylemiştir.
(Sayın arkadaşlarım. B. M. Meclisimizin altıncı devresini açıyorum. Bana bu şeref ve saadeti veren omuzumdaki yılların çokluğu, sayısı ve ağırlığıdır. Ne mutluyum ki, ihtiyarlığım banan hayattaki en mesut dakikalarımı yaşattı. İşte bu bahtiyar, lık anını hatırlarken sizleri candan ve yürekten hürmetle selâmlar ve devrenin büyük milletimiz, memleketimiz için, mukaddes yurdumuz ve cumhuriyetimiz için selâmet ve saadetle geçmesini sizlerle birlikte temenni eylerim. Alkışlar.
Sayın arkadaşlarım sözü uzat.
f eni nafia vekili ge eral
Ali Fuat Cebesoy
inak istemiyorum, doğrudan doğru-işimize tahlif ve meclis reisi seçimi ile bağlıyacağız. Alkışlar,,
Nutku müteakip azanın tahlifi yapılmış ve bu tahlif merasimi üç saat kadar sürmüştür.
Tahlif bittikten sonra meclis riyaseti intihabı yapılarak Abdülhalik Renda yeniden, ittifakla, meclis ri-(Sonu 3 üncü sayfamızda)
——
HER SABAH
f
Îsîanbulun
Millî Şefimize Tebrik va Tazimleri
Dün Nisan devresi ilk içtimaim yapan Şehir Meclisi yeniden reisicümhurluğa intihap olunan Millî Şef İsmet İnönü-ııe ve yeniden Büyük Millet Meclisi riyasetine intihap olunan Abdülhalik Rendaya ve yeniden teşekkül eden Türkiye Büyük Millet Meclisine aşağıdaki tebrik telgraflarını göndermiştir .
Millî Şef ismet İnönü Türkiye Reisicumhuru ANKARA
Büyük Türk milletinin kıymetli mümessilleri Türk tarihinin büyük şahsiyetini yeniden •başımıza getirmekle Türk milletinin Millî Şefe karşı beslediği güven ve sevgiyi bütün dünyaya bugün bir kere daha ilân ederken İstanbulluların gözün-" ü *-°vfada)
Millî Şefin Yemini
İstanbul : 3 (A. A.) — Bu gün yirmi - yirmibeş kadar Üniversite talebesi evvelâ Tan gazetesine sonra da diğer gazetelere giderek son zamanlarda Tan gazetesinde neşredilen bazı yazıları bir beyanname ile protesto etmişlerdir. Bu beyanname ezcümle şu (Sonu 4 üncü sayfamızda)
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Altıncı içtima devresi dün ilk tarih? celsesini akdetti. Bütün milletin etrafında tek bir kalp halinde toplan, dığı sevgili Milli Şefimiz İsmet. İnönü ikinci defa olarak ittifakla Cümhurreisliğine seçildi.
Büyük Tilrk milletinin bu vesile ile göstermiş olduğu tesanüt ve itti, fak, Türk camiasının her vaziyet karşısında ayni şeyi düşünen, ayni i-deali takib eden, ayni hislerle mütehassis yekvücud bir varlık olduğunu bütün cihana ispat etmekte.
dir.
Başımızda Millî Birliğimizin sembolü olan, sevgili Cümhurreisi-miz l^met İnönü bulundukça ve önü-müzdo büyük Atatürkün çizdiği yükselme yolu durdukça Türk milleti hergün daha fazla kuvvetlenerek bu yolda emin adımlarla saadete doğru yürüyecektir. Millî Şef, dün milletin en yüksek makamında gür sesile yemin ederken bu imanımızı bir defa daha kuvvetlendirdi.
A. Cenudeddin SARAÇOĞLU
Sayfa t S
YENİSAB AH
4 NİSAN 1939
Tefrika No 50
KA. f?A MfHMl DİN HATIRA v, İTİRAFLARI
Yazan ; M. SIFIR
Salih Reisin Başından Geçen Yeni Macera
Salih Reis Nihayet Dayanamamış Papas Çehreli Herifi Haklamıştı
Reisi yurd hizmetinden alıkoyma, ğa, kendi gibi onu da düşman uşak, lığına sokmağa uğraşıyordu. Dolgun maaşlar, yüklü vaitlerle reisin aklını çelmeğe, düşman tarafına çevirmeğe çalışıyordu. Nihayet Salih reis bu papas çehreli herifin tekliflerinden, tazyiklerinden, bıkmış usanmış tı. Bir gece Mumhane caddesinde sunturlu bir sopa atarak yanından uzaklaştırmıştı. Bu muameleden kızan Kapiten Benet, Salih reisi derhal tutturmuş, gizli dosyası ile birlikte Kroker otelindeki Ballar karargâhı zabıta komisyonuna gönder mişti. O sırada Mehmet Ali Dündar isminde bir Türk zabiti de Kroker zindanında bulunuyordu. Salih reis? de bu zabitin bulunduğu bodruma tıknıışlardı. Reisi Kapiten "Difrav-tis„ in odasında toplanan bir heyetin karşısına çıkarmışlardı. Odada Kapiten Benet ile Bedirhanî ailesinden Cevdet te bulunuyorlardı. Benet Salih reisi güler yüzle karşılamış, bir çok nasihatler ve vaitlerden sonra sözü Cevdet hainine bırakmıştı.
Bedirhanî Cevdet, o gün saatlerce döktüğü diller, gösterdiği çeklerle Salih reisi kandırmağa, düşmanlarla beraber çalıştırmağa uğraşmış fakat muvaffak olamamıştı. O gece, yapılan işkence ve zulümler de hiç bir netice vermemişti. Nihayet, reisi bitkin ve baygın bir halde, Kroker zindanının taş döşeli zindanında se. rilmişti. On bir gün bu vaziyette kaldıktan, araya giren "Leon,, adında bir avukata şefaat ücreti olarak, tam bin beşyüz lira verdikten sonra yakasını kurtarabilmişti. Bu para, reisin o zamana kadar ödediği ü-çüncü şefaat bedeli idi. Bu kadar zu lüm ve işkence gördükten ve mecburiyet altında binlerce lira ödedikten sonra reisin artık bu işlerden el ve etğeini çektiğini, bir tarafa çekilip sindiğini tahmin ve zannedersiniz değil mi?.. Hayır sevgili dinleyicilerim, Salih reis hapisten çıkar çıkmaz, hepis yattığı günlerde kardeşi Osman reis ile kâtibi Ömer Sonat tarafından idare edilen işinin başına geçmiş, canı ve kanı gibi yur dun uğruna vakfettiği bedenini yine hizmete hasretmişti.
Vahdettin Haininin Süleyman Şefik ve Ahmed Anzavura teşkil ettirdiği Hilâfet ordusu denilen hıyanet sürülerine efrad arandığı ve alındığı günlerde idi. Şimdiki üniversitenin bulunduğu Harbiye Nezareti meydanında yer yer çadırlar ku. rulmuş, üzerleri ayetler yazılı yeşilli ve kırmızılı sancaklar dikilmişti. Koca meydan bir karargâhtan ziyade bir tekke bahçsini, bir medrese avlusunu andırıyordu. Sürü sürü yobazlar, çeşit çeşit irakıyeli dervişler, fenber sakallı ve byaz tâyeli sofular ve şeyhler, hacılar, hocalar kümeler teşkil etmişlerdi. Bu kümelerin etraflarını da letanbulun dam. ralı serserileri, cinayetle mahkûmiyeti şeref sanan başı dönük babayi ğitleri, işsiz kalmış âciz sümsükleri çevrelemişlerdi.
Kümelerin ortasında Dürrî zade Esseyyid Abdullah hainin tür-^tvalar., Damad Ferid rezilinin beyannameleri avaz avaz okunuyor, okutuluyordu. Meydanda sanki bir ahret mahkemesi kurulmuştu. Hilâfet ordusuna girmi-yenler, girip kaçanlar, millî kuvvetlere katılanlar, millî kuvvetlerin za. ferini dileyenler hep kâfir addediliyor, gurup gurup cehenneme atılıyorlardı. Sultanın emrine itaatle hilâfet ordusuna girenlere büyük sevaplar, bu yolda ölenlere şehidlik, ya ralananlara gazilik payeleri veriliyor, cennet kapıları açılıyordu. Hu. riler, gulmanlar dağıtıyordu.
Dinin, şeriatın vasıta olarak kullanıldığa bu propagandaya kanan ve
Ömer Sunal
kapılanlar çok değilse de yok değildi. Toplananlardan bir kısmı vado-lunan cennete girmek, huriler ve gülmanlarla cenkleşmek, bir kısmı da bir kaç lira edinip gününü gün etmek için kayıd yapılan çadırla^ boyun büküp sokuluyordu. Bu gibilere hemen kat kat çamaşırlar, elbiseler, ayakkabılar dağıtılıyor, avuç avuç da paralar saçılıyordu. Bu cömertliği görenlerden birkaçı daha çadırda, kilere katılıyordu.
Salih reis, Hemşinli Ali ve ben o günlerden birinde meydanı dolduran kalabalığın araşma karışmış, cennet yolcularım seyre dalmıştık'. Maksadımız, şu cennetliklre verilen çamaşır, elbise, ayakkabı ve matra-lardan şöyle kümelice bir parti kaldırmak, Anadoluya aşırmaktı. Bıı teşkilâtın namlı ele başılarından erkânı harp miralayı Ahmed Refiğin emirberi iken hilâfet ordusu levazımı yazıcı baş çavuşluğuna kayırılan sökeli Kadriyi elde etmiştik. Bu cennetten ziyade cevhere, ahretlik, ten ziyade dünyalığa düşkün delikanlı, Salih reisin vadettiği manğır-lara konmak ve kavuşmak için, ogün bize güzel bir haber getirmişti. Hainlerin sürü başısı tarafından İzmı-te gönderilmek üzere sekiz yüz takım çamaşır ve elbise denklendiğini, sekiz yüz matara ile sekiz yüz çift de postal sandıklandığını ikiyüz sandık da cephane hazırlandığını bildirmiş ve bunların İzmite nakli için şe. riat ehli bir motorcu aranıldığını da ilâve etmişti. Hilâfetçilerin sevkiyat dairesinin mavna ve istimbotlarına itimatları yoktu. Bunlara verilecek cephane ve teçhizatın Anadoluya kaçırılmasından çok çekiniyorlardı. Bu sebep ile işlerini kendileri görmek yada yakınlarına, inandıklarına gördürmek istiyorlardı.
Sökeli Kadrinin getirdiği haber, Salih reisi ve bizi canlandırmıştı. He men yanımıza Hemşinli Ali ile bizim Hoca Bekiri almış meydana dalmıştık. Hoca Bekiri her halde tanıyacaksınız. Naklettiğim hatıraları nun baş tarafında hakkında bir hayli malûmat vermiştim size. Koca Hoca Bekir, o gün bütün becerikliği-ni göstermişti. Kelli felli kıyafeti i-le müteassıp ve hakikî bir hoca tesirini bırakmıştı muhataplarında. He le savurduğu yavelerle pek yaman ve biaman bir hilafetçi olduğunu her kese inandırmıştı. Hilâfet ordusu ka rargâhının bütün erkânını etrafına toplamış, manyatizme etmiş gibi dondurmuştu. Hepsinin emniyet ve itimatlarını bir anda kazanıvermişti. Çok şaşacak ve güleceksiniz sevgili dinleyicilerim, Bu koltuğu saldırma, lı beli tabancalı yobaz taklidi, esrar kaçakçılığı, âleminin bu eşsiz ve emsalsiz yıllanmış afacanı o gün, bu serseri sürüsünün binbaşı payesi ve-
Yolların Tamiri Ve Yeni Parklar
Belediye; yolların tamiri İçin 400 bin parklar içinde 50 bin lira ayırdı
İstanbul yollarına sarfoluı.mak üzere geçen seneki yollar bütçesi -ne de 400.000 liralık bir zam yapılmıştır. Bu para ile şimdilik çok mühim olan yollar inşa olunacak ve bozuk olan yollar da süratle tamir olunacaktır. Istaııbulda yeniden inşa olunacak fidanlık için de 200.000 liralık bir tahsisat ayrılmıştır.
İstanbul Vali ve Belediye reisi Lûtfi Kırdar îstanbula geldiğin -dertberi en mühim meselelerinden biri İstanbulun parkları ve çocuk bahçeleri meseleleriyle meşgul olmaktadır. İstanbuldaki mevcut parkları ıslâh ve yenilemek tahsisi için de 50.000 lira munzam tahsisat verilecektir.
İstanul Belediyesinin tahsisat-sızlık yüzünden çok zorluk çeken ve vazifesini lâyikiyle göremiyen temizlik teşkilâtının da takviyesi için temizlik teşkilâtına da 100 bin liralık bir zam yapılacaktır.
NeşriyatJ(onflresi Dün vilâyette bir toplantı yapıldı
Aııkarada toplanacak Neşriyat kongresine îstanbuldan muhtelif neşir müesseselerinden seçilecek âzanın seçilmesini kontrol edecek olan heyet dün vilâyette bir toplantı yapmıştır. Toplantıya vilâyet mektupçusu Osman riyaset etmiş ve Maarif müdürü Tevfik Kut, Maarif Vekâleti derleme müdürü Selim Gerçek hazır bulunmuşlardır. Toplantıda Maarif Vekâletinden verilen direktifler dairesinde hareket edilmeğe karar verilmiştir. Seçim için yapılacak toplantılar Ma-şarif müdürlüğündeki içtima salo-nundak yapılacaktır. Bu toplantılara mevzuubahis heyet riyaset edecektir.
BELEDİYEDE :
Bugün seyyah geliyor
Yarın sabah şehrimize Alman bandralı Milvoke seyyah gemisi ile muhtelif milletlere mensup 500 seyyah gelecektir.
Seyyahlar burada iki gün kalacaklar ve şehrimizin şayanı tı-maşa yerlerini, bilhassa müzeleri ziyaret edeceklerdir. Vapur limanımızdan sonra Rodosa gidecektir.
İnşaat malzemesinin kontrolü
İstanbul Belediyesi tarafından emaneten yaptırılacak olan inşaatta kullanılacak malzeme ve iptidaî maddeleri tetkik etmeğe memur olan fen işleri tetkik şuebsi me -murlan mevzuuahis malzemenin yalnız kalitesini muayene etmeğe salâhiyettardırhar. Malzemenin mikdarı ve tadadı hangi belediye şubesi tarafından satın almıyorsa o şube ve tesellüm heyetine aid olacağı görülen lüzum üzerine alâkadarlara tebliğ olunmuştur.
rilmiş ele başılarından Gönenli Bekir Sıtkı ile Zekiye ellerini öptürmüş Anzavuru bile kendisine hürmet ve tazim göstermeğe mecbur etmişti Kumandanlık çadırının baş köşesine kurulmuş, ne ayinler, ne hadisler ne kibar kelâmları bulmuş ve okumuştu. Yalnız cahil Anzavurla maiyeti değil, çadırda bulunan koca sarıklı, mangal göbekli âlimlere, yeşil destralı, sürmeli gözlü şeyhlere, a-yağı mestli eli tespihli sofu efendilere bile İlmî ve fazlı karşısında bo. yun eğdirmiş, pes dedirtmişti ve nihayet İzmite gidecek cephane ve tec hizatın nakli işini, kardeşi ve bütü-ı manâsile kendi gibi, dini bütün bir müsliiman, katıksız bir er oğlu er olduğunu söylediği Heşminli Aliye ve»-dirmişti. (Devamı var)
------------)
Okuyucularımız Diyor ki ı Köprü üzerinde tramvaya binmek ıstiyanlerin hayatı tehlikeden kurtarılmalıdır
Bilhassa akşamlan köprü üzerinden geçen tramvaylar Galata ci. hetinde birbiri arkasına sıranlana-rak, köprünün, Kadıköy ve Haliç iskeleleri arasında, köprü üzerinden geçmeyi hemen hemen imkânsız bir hale koymaktadırlar.
Tramvayların sağından ve solundan geçen otomobiller de köprü üzerinde halkın tramvaya binmesine engel olmaktadır. İki otomobil arasında açılan boşluktan bir fırsatını bulup tramvaya bin helecan ve heyecanla güç belâ binebilenler, ezilmeden, bir otonun veya kamyonun sademesine maruz kalmadan kendini tramvaya atabilen kadınlar daima görülen manzaralardandır ve buradan, bir tehlikeye maruz kalmadan tramvaya binebilmek büyük bir bahtiyarlıktır.
Köprü üzerinde bütün vesaiti nakliyenin en hafif bir süratle geçmeleri icap ettiği halde otomobiller ve hattâ otobüsler; büyük bir hızla köprüde de yollarına devam etmekte, sarı çivili yerlere geldikleri vakit bile .yavaşlamağa pek lüzum görmemektedirler!..
Eskiden köprüdeki geçit yerlerinde bekliyen memurlar da şimdi kaldırılmış olduğundan şoförler a-rabalarını süratle sürebilmektedir, ler!..
Bilhassa köprünün en kalabalık saatlerinde köprüden tramvaya bin mek veya karşıdan karşıya geçmek iztirarında olan halkın hayat ve emniyeti için pek büyük bir tehlike teşkil eden bu vaziyeti belediyenin nazarı dikkatin koyar, köprüde seyriseferin selâmetini temin için icap eden kontrollerin artırılmasını :ca ederiz.
5000 lira kıymetindeki iplikleri beline dolayan bir yolcu yakalandı
İstanbul gümrük teşkilâtı yeni ve muıazzam bir kaçakçılık hâdisesi etrafında tahkikata başlamıştır. Hâdise şudur-
Limanımıza 'gelen Daçya vapurundan çıkan Beyrutlu Ahmet adında bir yolcunun eşyalarında görülen lüzum üzerine sıkı bir araştırma yapılmış fakat bir şey görülememiştir. Fakat Ahmedin vücudu ve diğer tarafları normalden fazla şişkin görülmesi üzerine Ahmedin üzerinde sıkı bir araştırma yapılmış ve neticede şu şayanı dikkat vaziyet hasıl olmuştur. Ahmedin beline baldırlarına ve bacaklarına sarıl -mış ve çok şişkin olan yastığına ve yorganına mahirane bir tarzda sı-kıştırlmış 70 kilo ipek mensucat 5 kiloya yakın ipekli bulunmuştur. Yapılan hesaplara göre kaçırılmasına çalışılan ipekli eşyanın kıymeti 5000 liradır. Ahmedin bir kaçakçılık şebekesine dahil olup olmadığı tetkik olunmaktadır. Dün tevkif olunan Ahmet Asliye Beşinci ceza mahkemesine veril -miştir.
Ağaç Bayramı için Şehrimizde Hazırlıklar
En fazla ağaç dikenler* ve İyi yetiştirenler* mükâfat verilecek
Orman kanununun 95 inci macL-desine nazaran her sene yapılması lâzım gelen ağaç bayramının millî Şef İsmet İnönünün verdikleri e-hemmiyet nisbetinde iyi bir şekilde tes’id edilmesi için lâzım gelen hazırlıkların yapılması için İstanbul Belediyesi tarafından hazırlıklara başlanacaktır. Yapılan hazırlıklar ve tesbit olunacak program Ziraat Vekâletine bildirilecektir. Ayni kanuna istinaden bilhassa tren güzergâhlarındaki köylerde o-turanlar hat boyunca ağaç dikmeğe mecburdurlar. Ayrıca her vilâyetten fazla ağaç dikenlere ve iyi bir şekilde yetiştirenlere mükâfat verilecektir.
Hapishanede Kavga s suçlunun muhakemesine başlandı
Geçenlerde Hapishanede Bekir isminde bir mahkûm öldürülmüş ve bu vaka münasebetile bazı mahkûm lar iki taYaf olarak bir birlerile dö-ğüşmüşlerdi. Bu kavganın muhakemesine dün 2 inci Asliye cezada başlanmıştır.
Suçlular, Haşan kaptan, Muşta fa, Kürt Yusuf, Haşan ve Rifat namında beş mahkûmdur. Kavga esnasında yaralanan Kirkor isminde bir mahkûm da şahsı ahar davayı açmıştır. Fakat kendisi dün muhakemeye getirilmediğinden dava, ta. lik olunmuştur.
İş bankssı urrum müdürü
îş Bankası yeni umum müdürü Salâhaddin Çam dün sabah şehrimize gelmiştir. Umum müdür doğruca îş Bankası şubesine giderek orada meşgul olmuşlardır. Bu arada millî Reassürans müdürü Refi Bayan kabul etmiştir.
MAHKEMELERDE :
Kıza sarkıntılık ve hakaretin cezası
Fatihde bir dairede memur Ahmed Batu isminde bir adam dün sabah Naciye isminde 16 yaşlarında bir kıza sarkıntılık etmiştir. FFakat genç kız kendisine yüz vermeyince mumaileyh işi hakarete bindirmiş, kızın şikâyeti üzerine de yakalanarak mahkemeye verilmiştir.
3 üncü Asliye ceza mahkemesi Ahmed Batuyu 6 gün hapse mahkûm etmiştir.
Bir İsim İltibası
Dün şu mektubu aldık:
1 Nisan 1939 tarihli nüshanızın ikinci sahifesi beşinci sütununda “Şayanı dikkat bir dava” serlevha-lı Şekerci Yani Sarrafoğlu tarafından Asliye Ceza mahkemesinde îs-tepan Gülbenyan aleyhine açılıp ruyet edilmekte olduğu tasvir edilen ceza davasına dair münteşir yazıyı okuyan bazı dostlarım, isim iltibası dolayısiyle mezkûr davada alâkadar bulunduğum zan ve za-habında bulunmuşlar. Sözü geçen davada isimleri zikredilen taraf -larla katiyyen alâkadar bulunmadığım cihetle keyfiyetin yarınki gazetenizin ayni sütununa dercini derin saygılarımla dilerim.
İstanbul Bahçekapı Celâl B. Han 10 No.lu yazıhanede Avukat lstepan Gülbenk
YENİ SABAH — Mevzuubahis ; yazımızda ismi geçen yukarıki , mektupta da tasrih olunduğu veçhile “İstepan Gülbenk” olmayıp “îstepan Gülbenyan" dır. Maama fih herhangi bir iltibasa mahal kalmamak üzere bu mektubu dercede-rek Avukat okuyucumuzun ricasını yerine getiriyoruz.
Yugoslavyanın dahili vaziyeti Yugoslavyanın dahilî vaziyeti; beynelmilel siyasetin ve hele merkezî Avrupadaki karışık hâdiselerin seyri sırasında büyük bir ehemmiyet kesbetmektedir. Tuna havzasında ve Avrupanın şarkında İktisadî meselelerin inkişaf ettiği bir zamanda Yugoslavyanın beynelmilel siyaset âlemindeki mevkii, istikbaldeki vaziyeti dahüi siyasetindeki sağlamlık bu devleti teşkil eden muhtelif unsurların tesanüdü meselesine dayanmaktadır. Bu sahada Yugoslavyada yeni başvekil Svetko-viçin iktidar mevkiine gelmesinden-beri mühim değişikliklere rastlan-maktadır. Son haftalar zarfındaki hâdiseler Yugoslav millî siyasetinin yeni bir noktaya doğru gittiğini göstermektedir. Ve bu arada müşahede edilen en mühim mesele de Hırvat meselesidir. Eskiden Zagrebin talepleri karşısında muhalif bir tavır takınan Belgrad bugün Hırvat meselesini başka zaviyelerden mütalea etmektedir. Yalnız Belgradm bura, da tatbik ettiği miyar, Yugoslavya-nın haricî vaziyeti, yani arazisinin mutlak tamamiyetini müdafaa için zaruri olan birliği ve müşterek kuvveti ihlâl etmeden faaliyette bulunmaktır.
Merkezî Avrupa haritasını değiştiren hâdiselerin şayanı hayret derecede inkişaf ve bilhassa bu keyfiyetin Yugoslavyaya civar mınta-kalarda vukubulması, Belgradda olduğu kadar Zagrebde de dahilî kalkınmanın tarsini hususunda selâmetle nihayetlenmesi için uzun bir sulh devresi, yaşamanın zarurî olduğunu göstermektedir.
Yugoslavyanın dahili istikrarını tanzim hususuna katî olarak girişmesi tam Tuna havzasındaki karışık hâdiselerin seyri sırasında vukubu. luyor. Bu sebebten haricî vaziyetteki tehlikeler, yirmi senedenberi devam eden bu ihtilâfın katî surette' hallini intaç ettirecek bir imkân hazırlıyor. Dahilî istikrar ve haricî istikrarsızlık meselesi birbirine dayanarak Yugoslav devletine müsbet bir netice verecek gibi görünüyor.
Bu suretle Zagrebde Hırvat lideri Maçekle yapılan istişareler fikir teatileri, temenniler dikkate şayan olmakla beraber esas netice, Zagrebin resmî teklifleri ile Sırpların yapabilecekleri teklifler arasın-ki itilâf sonunda belli olabilecektir. Şüphesiz ki buradan da, Yugoslav-yanın hali hazır hudutlarının ve şimdiki krallık ailesinin mevcudiyeti her şeyin üstünde tutulmaktadır.
Bu arada öğrenilmesi lâzımgelen husus, Hırvatların talebleridir. Sırp, larla Hırvatlar arasındaki anlaşmanın temelleri nelerdir? Burada Hırvat lideri Maçekin umumî fikri, Yugoslav devletinden merkezî idarenin ortadan kalkması, Hırvatların serbest inkişafını temin edecek yeni bir teşkilât vücude getirilmesi ve bunu isterken de Hırvatların Yugoslav camiasını terketmek arzusunu gösterdikleri, ve Yugoslav devletinin haricinde vaziyetlrinin çok nazik olacağıdır. Tabir diğerle, Hırvatlar, tarihî bir millî vahdet olmak itiba-rile mutlak hâkimiyeti elde etmek ve bunu, kendilerinin mevcudiyeti i-çin zarurî olan birliğe terkedlhnesi-ni arzu etmektedirler.
Bu suretle Hırvatlar, dahildeki vaziyetlerinin inkişaf mı temin ettirmek isterken Yugoslavyanın parçalanmasına katiyen yanaşmadıklarını bilâkis bu isteklerinin hür ve müstakil Yugoslav devletinin vücu. dile kaim bulunduğunu Heri sürmektedirler.
Bu sebepten Yugoslavya, her hangi haricî bir tehlikeye karşı müstakil tarzı hareketi dahilî istikrarını temin ederek ve ayrıca müdafaasına ehemmiyet vererek vücude getirmeğe çalışmaktadır.
___________Dr. Reşad SAGAY
Glllhans müsameresinde mühim bir tebliğ
Gülhane nıüsamerelerinin 6. toplantısında şark çıbanlarının yeni bir usulle tedavisine aid serlri-yatın yaptığı mesai cildiye asls. Dr. H. Salman tarafından tebliğ edilmiştir. Çok muvaffakiyetli neticeler vermiş olan bu yeni tarzı tedavi büyük bir alâka uyandırmıştır.
4 NİSAN 1939
UNISABAk
Sayfa: 3

Fransız Gazetelerinin İki Yalan Haberi
eo bin kişilik bir Türk ordusunun Hataya girmek Üzere hududa toplandığı haberde donanmaların boğazdan geçmesine mtlsade etmemiz için; gö. rüşmek Üzere Rumanya Başvekilinin Ankaraya ['geleceği haberi resmen tekzip ediliyor
Paris: 3 (A. A.) — Figaro gazetesi, Hatay parlâmentosunun, Hatayın Türkiyeye İlhakını ilân etmek fikrinde olduğuna dair Isken-deriyeden gelen bazı haberler neşretmektedir.
Yine bu haberlere nazaran, 60 bin kişilik bir Türk ordusu neticeye intizaren Hataya girmek üzere hudutta tahaşşüd etmiştir.
Diğer taraftan Halebde de Türk komiteleri kurulduğü ve Hatay Türk ordusu tarafından işgal olunurken bu komiteler resmen Türkiyeye müracaat ederek zulüm görmekte olan Türkleri kurtarmak üzere kıtaatın daha ileri yürümesini rica edeceklerdir. Bütün bunlar önümüzdeki salı günü ve müteakip günler için derpiş ediliyor.
Ajans notu-
Anadolu Ajansı bu haberi tekzibe mezundur.
Paris: 3 (A. A.) — Havas tebliğ ediyor:
Beynelmilel Sulh için içtima
Devletler arasında sulh İttifakı aktl İçin dün Londrada toplantı yabıldı
Londra: 3 (A. A.) — Beynelmilel sulh için toplanma birliğinin Ingiliz komitesi emniyet siyasetine avdet edilmesi lehinde geniş mikyasta harekete geçmeğe karar vermiştir.
Dün yapılan içtimaa birkaç yüz murahhas iştirâk etmiştir. Komite, 16 Nisanda Hi.de parkta büyük bir nümayiş tertib ederek Ingiltere, Fransa, Sovyetler Birliği, Polon -ya, Romanya vesair arzu eden mem leketlerin girebileceği bir “Sulh ittifakı,, vücude getirilmesini istemeğe karar vermiştir.
Hitler Seyahatte
Berlin- 3 (A. A.) — “Robert Ley,, gemisi ile seyahat etmekte olan Hitler, şimal denizinde seyahatini temdide karar vermiştir. Mumaileyh, salı günü Hamburg’a dönecektir.
“Robert Ley,, e iki muhrib refakat etmektedir.
Dün öğleden sonra Hitler, Hel-goland’a çıkarak adanın tesisatını gezmiştir.
Berlin: 3 (A. A.) -—B. Hitler, Berlin’e döner dönmez Berchtes -gaden’e hareket edecek ve beklen-miyen bir hâdise zuhur etmediği takdirde 20 nİBana kadar orada kalacaktır. Hitler, Berlin’e ancak 50 inci yıldönümünün tesidi münasebetiyle yapılacak büyük nümayişlerde hazır bulunmak üzere dönecektir.
Polonya Danzigi de fada Etmiyor Almanya tecavüz halinde silâhla mukabele görecek
, ' Varşova: 3. (A.A.) — İngiliz beyannamesinin Polonyanm bir Alman genişleme hareketine mukavemet zihniyeti dairesinde sllihlanmasma mani olmıyaca^ı hükümet mahfelle. «tada söylenmektedir.
Eenebtmü^hldlerin tahmin ettiğine göre Danzig statüsünün bir ta-i rafh olarak tadili lslo yapı|acak her hangi bir teşebbüs derhal Polonya Ue Almanya arsamda silâhlı bir İh-tllâfa sebep olaeaktır.
Prag» işgali esnasında alman ve M«melln İlhakı esnasında takviye e-' Bilen askeri tedbirler I H.rılmır.tır.'
Matin gazetesi, Londra muhabiri, gazetesine şu haberi vermektedir:
Romanya hariciye nazırı Gafen-co, Romanya müşkül bir vaziyette kaldığı takdirde İngiliz harp gemileri de dahil olmak üzere harp gemilerinin boğazlardan geçmek hak kını Türk hükûmetile görüşmek ü-zere Ankaraya gitmeğe hazırlanıyor. Bu hâdise, Romanya hükû -metinin kendi mukadderatını în-gilterenin mukadderatiyle bağlamağa karar verdiği suretinde te -lâkki olunmaktadır. Romanya ayni şekilde Polonya ve Fransaya da bağ'anmış olacaktır.
Türkiyenin iltihakı da daha şimdiden muhakkaktır ve Yugoslavya ve Yunanistanla istişareler devam edecektir.
Ajansın notu:
Anadolu Ajansı, bu havadisin Türkiyeye taallûk eden kısımlarından Ankara mahafiMni haberdar bulmamıştır.
Istanbulun Millî Şefimize Tebrik Ve Tazimleri
(Baş tarafı 1 inci sayfada) de ve gönlünde okunan sevinç hislerini hemşerilerinin bu asıl duygularına tercüman olarak izhar eden İstanbul Umum Meclisi «tebrik ve tazim hislerini yüksek huzurunuza iblâğa ittifakla karar vermişlerdir.
Bu kararı yerine getirmekten mütevellit bahtiyarlığımı derin tebrik ve tazimlerimle birlikte aızederim.
İstanbul Umumî Meclis reisi Vali ve Belediye reisi Dr. LÜTFl KIRDAR MECLİS REİSİMİZİ TEBRİK Abdülhalik Renda
Türkiye B. M. Meclisi reisi ANKARA Türkiye Büyük Millet Meclisi riyasetine intihablan dola-yısiyle tebrik ve tazimlerinin iblâğına İstanbul Umumî Meclisi bugün ittifakla karar vermiştir. Bu kararı şahsî tazim ve tebrikimle birlikte arzet-mekle bahtiyarım.
İstanbul Umumî Meclis reisi Vali ve Belediye reisi Dr. LÛTF1 KIRDAR MECLİSİ TEBRİK
Büyük Millet Meclîsi reisliğine:
ANKARA
Üçüncü intihap devresinin birinci yılı, üçüncü toplantısı çalışmalarına bugün başlıyan İstanbul Umumî Meclisi a3Îl mîlletimizin yüksek itimat reyleriyle yeni bir mesai devresine giren Büyük Millet Meclisine karşı saygı hislerinin iblâğına beni memur etmiştir. İstanbul [ Umumî Meclisinin tazimlerini şahsî tazimerime birikte arzederim.
İstanbul Umumî Meclis reisi Vali ve Belediye reisi Dr. LÜTFl KIRDAR Iran Veliahdı ve refikasl hareket ettiler Kahire: 3 (A. A.) — İnan ve-lfahdı ve refikası, yanlarında Mı-'sır valide kraliçesi olduğu halde, dün akşam “Mehmet Ali” gemisi ile Basra körfezine hareket etmişlerdir. Buradan Tahran’a gideceklerdir. “Mehmet Ali,, gemi-eine bir Ingiliz torpito muhribi refakat eylemektedir.
Hattâ Viatül nehrinin munsab cihetinde kâin Hel yarım adasındaki ka-, lelerin garnizonlarının takviye edildiği haber ver I . r
Almanya Karşısında Lehistan
(Baştarafı 1 inci «ayfainızâa) din derinliğine biraz gözlerimizi daldırmak mecburiyetindeyiz.
Lehistan, bütün bloklardan dışarıda kalmak istiyor. Avrupa kıtasında bir memleketin kat’î bir infirad politikası takip etmesine vekayi her zaman imkân bırakmaz. Ingiltere
bile muhteşem yalnızlığı terketmek zaruretinde kalmıştır. En kuvvetli Avrupa devletlerinin mihver, itilâf vesaire namlarile kendilerine birer yardımcı temin ettikleri görülüyor. Bu vaziyet karşısında, bir Lehista-nın ne kadar kahraman ve cengâver bir millet olursa olsun, yalnız kendi kuvvetlerine güvenerek rahat yaşı-yabilmesini zihin almaz. Farzedelim ki Lehistan üe Almanya yahut Rusya arasında silâhlı bir ihtilâf çıktı. Lehistan hiç bir bloke dahil olmamak , başkalarının menfaati i-çin kan dökmemek siyasetinin tabiî neticesi olarak yalnız kaldı. Lehistan Rusyaya yahut Almanyaya karşı kahramanane harp edecektir, bun da hiç tereddüdümüz yoktur. Kanı, nın son damlasını dökmek derecesinde fedakârlık gösterecektir. Fakat kanının son damlasını dökmek bir kahramanlık olursa da her halde akıllı ve tedbirli bir hareket olmaz. Maksat az çok şanlı bir surette ölmek değil, emin bir surette yaşamaktır.
Fikrimizce, Lehistanın yapayalnız bir siyaset takip ederek, muhtemel bir taarruza karşı şiddetle müdâfaada bulunacağını ilân edilerek 'kendisine emin bir istikbal hazırlı-yabilmesi imkân haricindedir.
Lehistan vaziyeti icabı, kendisine hariçte bir müttefik aramağa mecburdur. Bunu arayınca da, icabında, başka bir millet için, yani müttefiki olan devlet için kanını dökmeğe hazır bulunmalıdır.
'Farzedelim ki Lehistan Roman, ya ile ittifak etmiş bulunuyor. Yahut farzedelim ki Almanya-ile ittifakı tercih ediyor. Doğrudan doğruya; kendisine değil de müttefiklerine bir taarruz vuku bulduğu zçmar, Lehistan bunu artık "başka bir millet,, uğurunda kan dökmek telâkki edemez. Müttefik bir devletin bekasını muhafaza hususunda harbe iştirak etmek bir zarurettir. Çünkü onu müdafaa kendimizi müdafaadır. Lehistanın müttefiki Almanya olur da İngiliz, Fransız .birliği kuvvetleri Almanyayı ezerse Lehistan -kendisini kurtarabilir mi?
Binaenaleyh, Leh gazetesinin başka millet için kan dökmeyeceğiz sözünün ancak bîr şart ile manası olabilir. Bu da Lehistanın hiç bir devlet ile katiyen ittifak etmemesinden ibarettir. Yapayalnız bir Lehis. tanın ise, Alman silindiri karşısında, bütün kahramanlığına ve fedakârlığına rağmen, ezilmekten başka bir nasibi olamaz. Lehistan kendisine sağda veya solda bir müttefik aramağa mecburdur. Bu müttefikini seçmek hakkı, yalnız kendisinde-dir. Fakat bu yolda bir karar vermek lüzumu kat’îdir.
Lehistan böyle akıl ermiyecek bir hattı hareket peşinde göründüğü sırada, İngiltere başvekili, ingil-terenin hudutlarını Rhdn kıyılarından Lehistana kadar uzattı. Lehis-tanın bir tecavüze uğramasına karşı gerek lngiiterenin gerek Fransa, nın askerî kuvvetlerle yardım edeceklerini ilân etti.
Fakat... Evet, yine bu fakat, bil. hassa lngiiterenin sözlerinde, hiçbir zaman eksik olmıyor. İngiltere ve Fransanın yardıma koşabilmeleri için Lehistanın istiklâli "açık surette,, tehdide uğramalıdır; Lehistan da bütün millî kuvvetlerde mukavemet etmeğe kalkmalıdır.
Şimdi bakınız, bu vadin hükmü ne kadar zayıflıyor:
Diyelim ki, Almanya Dançiğe hücum etti. Acaba bunun neticesin-ide Lehistanın istiklâli “açık surette,, tehdide uğramış mıdır? Bu noktayı kim halledecek? Bittabi İngiltere. Şu halde, İngiltere canı isterse yahut hal ve vaziyeti müsait görürse Lehistan harbine müdahale edecek. Her ne sebeple bu müdahalede bir fayda tasavvur etmezse, tehdi-
(Baştarafı 1 inci sayfamızda) yasetine seçilmiş ve neticenin bildirilmesi üzerine kürsüye gelerek millet Meclisi tarafından hakkında gösterilen itimada şu cümlelerle teşekkür etmiştir:
(Aziz arkadaşlarım, göstermek lütfunda bulunduğunuz yüksek itimattan dolayı her birinize ayrı ayrı şükran ve minnetlerimi sunanm. Va. zifemi görürken kıymetli yardımla rınızı esirgememenizi hepinizden rica ederim. Alkışlar..,,
Nutku takiben riyaset divanının intihabına başlanmıştır.
Reis vekillerine Refet Canıtez, Şemseddin Günaltay, Doktor Maz-har Germen, İdare âmirliklerine Dr. Saim Uzel, Halid Bayrak, İrfan Fe. rid Alpaya, kâtipliklere Ziya Etili, Cavid Oral, Vedit Uzgören, Bekir Kaleli, Dr. Sadi Konuk, Kemal Ünal seçilmişlerdir.
Rivaset divanının bu suretle.teşekkülünü cümhur reisinin intihabı takip eylemiştir.
Reylerin Meclis Heyeti Ümumi-yesih ızuıunda,yapılan tasnifi neti cesinde 413 reyle ve mevcudun itti-fakile Cümhurreisliğine Ankara mebusu İsmet Inönüniin intihap edildiği bildirilmiş ve bu netice sürekli alkışlarla karşılanmıştır.
İntihap neticesinin cümhurreisi. ne tebliği için toplantıya kısa bir fasıla verilmiş veıreis Abdülhalik Renda Çankaya köşküne giderek Millî Şefe meclisin intihap neticesini bildirmiştir.
Reisicümhur İnönü B. M. Medi. sini teşrif ederek saat tam 18.30 da içtima salonuna girmişler ve sürekli alkışlarla ve içten tezahüratla karşılanmışlardır.
Bu celsede kendilerine tahsis e-dilen localarda Mareşal Fevzi Çakmak ile Ankarada bulunan büyük elçiler ve elçilikler erkânı hazır bulunmakta idiler.
Reisicümhur İnönü riyâset mevkiine gelerek yemin etmiş ve yine bütün meclisin ve hacir unun en derin saygısının ifadesi olan alkışlan arasında içtima salonunu terkeyle-mişlerdir.
Yeni kabine
Bu merasimi müteakip kısa bir fasıladan sonra celse açıldığı zaman aşağıdaki tezkereler okunmuştur:
Büyük millet Meclisi Yüksek Reisliğine :
3 Nisan 1939
Büyük 'Millet Meclisinin yeniden intihabı dolayısrle istifa eden icra Vekilleri Heyetinin istifası kabul e. dilmiş ve Başvekâlete yeniden İstanbul mebusu Dr. Refik Saydam tayin kılınmış Olduğunu saygı île arzede-rim.
Reisicümhur: İsmet İnönü
Büyük Millet Meclisi yüksek Re-.isliğine:
8 Nisan 1939
Büyük1 Millet Meclisinin yeniden intihabı dolayısîle İcra Vekilleri He. yetinin vukubulan istifası kabul ve yeni Heyetin yine İstanbul mebusu Dr. Refik Saydamın başkanlığında teşkili tensip edilmiştir. Başvekil Dr. Refik Saydam tarafından teklif olunarak kabul edilen yeni heyet listesinin ilişik olarak sunulduğunu saygılarımla airzederim.
Reisicümhur: ismet İhönli
Adliye Vekili Konya mebusu Tev-fik Sılay
I Millî Müdafaa Vekili Bursa me-I busu Gl. Naci Tınaz,
din açık olmadığını söyleyip yangı-ne seyirci kalabilecek-
Başka bir nokta daha var; Eğer Lehistan, Çekoslovakya gibi hiç mu kavemet göstermezse, yahut bir mü. zakereden sonra arazisinden ve hukukundan bazı fedakârlıklar yapar, sa İngiltere yine karışmıyacak. Çünkü Lehistan bütün millî kuvvetlerı-le mukavemete kalkmamıştır.
Böyle olmakla beraber, Ingiliz başvekilinin şu beyanatı Lehistana karşı her hangi bir mütecavizi düşünmeğe mecbur edebileceği için, sulhün muhafazası namına bir hizmet teşkil eder. Leh gazetesi de görüyor ki İngiltere, başka bir millet u-ğurunda kan dökebilirmiş.
HÜMyin Cahid YALÇIN
Meclisin Dünkü
Tarihî İçtimai
Dahiliye Vekili Tekirdağ mebusu
, Faik öztrak,
Hariciye Vekili İzmir mebusu Şükrü Saraçoğlu,
Maliye Vekili Elaziğ mebusu Fuat Ağralı,
Maarif Vekili İzmir mebusırHaşan Âli Yücel,
Nafıa Vekili Konya mebusu Gl. Ali Fuat Cebesoy.
iktisat Vekili Samsun mebusu Hüsnü Çakır.
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekili Aydın mebusu Dr. Hulusi Ala-taş,
Gümrük ve İnhisarlar Vekili İstanbul mebusu Rana Tarhan.
Ziraat Vekili Kütahya mebusu Muhlis Erkmen,
Muhaberat ve Münakale Vekili Afyonkarahisar mebusu Ali Çetin-kaya.
Ticaret Vekili Antalya mebusu Cezmi Erçin.
Meclis pazartesi günü saat 15 de toplanacaktır.
Reisicumhur seçimi toplarla ilân olundu.
• Ankara: 3. (A.AJ — Altıncı Büyük Millet Meclisinin bugünkü toplantısında cümhurreisliğine inti. hap edilmesi üzerine yemin etmek üzere meclisde gelişleri esnasında Millî Şef İsmet İnönü meclisin ö-nünde toplanmış bulunan kalabalık bir halk kütlesi tarafından çok iç-den tezahüratla selâmlanmıştir.
Meclis kapısında başda Riyaseti cümhur bandosu olduğu halde bir askeri krt’a rasime ihtiramı- ifa eyle., miştir. Riyaseti cümhur intihabı 101 pare top atımı ile ilân edilmiştir.
Millî Şef meclisden aynı merasimle ayrılmış ve meclis önünde ve yollarda biriken halk tarafından gelişlerinde olduğu gibi-sürekli alkışlarla selâmlanmıştir.
Şehrimizdeki tezahürat:
Millî Şefimizin tekrar Cümhurreisliğine intihabı mimasebetile dün gece şehrimizin belediye, Parti, Üniversite 've diğer bütün resm î bin ı lar ve Beyazıd yangın kulesi elektrikle süslenmiştir. Reisicümhur intihabı akâbinde şehrimizde toplar ârilmıştır.
Eski Leh Başvekili Kendini Öldürdü
Varşova: 3 (A. A.) — Sabık Başvekil ve sabık diyet meclisi reisi Albay Slaıvak, bir tabanca ile intihara teşebbüs etmiştir. Kendisi, çök vahim bir vaziyette has-tahaneye kaldırılmıştır.
Gece saat birde salâhiyettar makamlardan verilen haberlere göre, Albay’a ikinci 'bir cerrahî müdahale yapılmıştır. Kendisi hâlâ komadadır.
Albay Sl)awak, bu sabah vefat etmiştir.
Sarıkamış Okulunda
İzci Teşkilatı
Sarıkamış orta okulu İlcileri Ant içtikden sonr®
Sarıkamış (Hususî) — Açılışının ikinci yılını yaşıyan orta okul bu sene tam kadrosu ile muhitte çok sevilen ve çok başarı gösteren bir müessese olmuştur. Güzel bir bina.

Nafii
Vekâletindeki inkişaf
Dün teşekkül eden yeni kabine nin en şayanı dikkat vasfı evvelce Nafia Vekâleti ismi altında toplanmış bulunan Nafıa ve Münakalât vekâletlerinin ayrılması, iki ayrı ve müstakil vekâlet haline getirilmesidir. Şimdiye kadarki mesaisile bütün yurdda vatandaşların büyük sevgisini kazanmış 'olan Ali Çetinkaya sadece Münakalât Vekâletini deruh-de -etmiş ve General Ali Fuat Cebesoy Nafıa vekili olarak yeni kabineye dahil olmuştur.
Bu vesile ile sayın Ali Çetinkaya mn yorulmak ve dinlenmek bilmez bir azimle başardığı büyük işleri ha. tırlama'k lâzımdır. Demiryolu gibi, yol gibi, köprü gibi, su işleri gibi memleketin her tarafında tahakkuk ettirdiği veya tahakkuk ettirmek ü-zere olduğu büyük işleri bir yana bırakıp sadece îstanbulu ele alsak, başta tramvay ve elektriğin millileş, tirilmesi ve ucuzlatılması olduğu hal de .yapılan nafıa işleri bile bir vekilin mazisini şerefle doldurmağa kâfidir. Halbuki onun, yurdun her tarafında, her köşesinde yüzlerce büyük eseri var.
Yine bu azimli çalışma neticesin dedir ki Nafıa işleri bir tek vekilû hakkile başaramıyacağı, her şube sinde meşgul olamıyacağı kadar genişlemiş, inkişaf etmiştir. General Ali Fuat Cebesoy, işte böyle mükemmel bir kafa ve el tarafından i-dare edilmiş bir vekâletin başına gelmekle cidden tal ilidir.
Yurdun imarı gibi çok çetin bir vazifeyi omuzlarına alan iki vekilden bu devrede de büyük muvaffakiyetler ve memleket için hayırlı ne. ticeler beklemek elbett hakkımızdır.
MUKAD SERTOĞLU
Ingiltere -Fransa Romanyaya da Yardım Garantisini verd’ler
Londra: 3. (A.A.) — Müteaddit İngiliz gazeteleri, bu sabahki nüshalarında Romanyanın Ingiltere ve Fansadan yardım garantisi almış olduğunu ve bugün ademi teca. vüz paktına iltihâka karar verdiğini yazmaktadır. Bu haber, henüz resmen teyid edilmemiştir.
Bsneş Çekoslûvakyanm istiklâlini istirdat edeceği kanaatinde!
Elevland- 3 (A. A.) — B. Be-neş ile Nevyork belediye reisi B. Leguerdia bir nutuk söyliyerek Çekoslovakya’nın istiklâlini istiı -dad edeceği kanaatini «izhar etmişlerdir.
ya malik olan okulumuzda bu sene bir de izci teşkilâtı vücude getirilmiştir. Genç izciler; toplanarak hep beraber and içmişlerdin-

YENİSABAH
4 NİSAN 1939
Sayfaı ♦'
Şehir Tiyatrosu
San'atkârlar busabab turnaya ç.kıyorlar İstanbul Şehir Tiyatrosu evvel-Jci geceden itibaren tatil olunmuştur. Artistler her sene çıktıkları memleket turnesine bu sene de çıkacaklardır. Bu turneye bu sa-tbahdan itibaren başlanmaktadır. Şehir Tiyatrosu artistleri bu seya-hatta evvelâ Konyaya oradan Adana, Mersin ve Hataya gideceklerdir.
Hatayda; Antakya ve İskende-runda müteadit temsiller verecek olan sanatkârlarımız oradan 1 Mayısta Gaziantebe geçecekler ve 5 Mayısta Mardinde, 9 Mayısta Di-jyarbakırda 15 Mayısta Elâziğda. 19 Mayıscta Malatyada, 22 Mayısta Akşehirde, 25 Mayısta Afyonka-rahisarda, 29 Mayısta İsparta ve 1 Haziranda Burduıda, 5 Haziranda da Aııtalyada temsiller verecekler ve 11 Haziran günü Aııtalya-dan Ankaraya geçerek orada da temsillerine devam edeceklerdir.
Bu seyahatte; yalnız şu eserler oynanacaktır:
Bir Muhasip aranıyor, Oğlumuz, Korkunç Gece, Dama Çıkmış Güzel, Satılık, Kiralık. Tosun, Büyk Hala, Sürtük, Sözün Kısası (talebe ▼e halk terbiyesi eseri olarak da) Zehirli kucak._______
Vanda ağaç dikme seferberliği
‘ Van: . (A.A.) — Vilâyetin her
tarafında 20 günden beri başlıya n ağaç dikme faaliyeti dün yapılan bayramla bir kat daha hızlandırılmıştır. Bayrama vali ve komutan başta olmak üzere asker memurin ve halk iştirak etmiştir. Yeni yapı, lan ve sekiz kilometre tulünde olan Van iskele şosesinin her iki taıaf: ağaçlandırılmıştır.
| RADYO I
SALI: 4/4/939
12.30 Program.
12.35 Türk müziği - Pl.
13,00 Memleket saat ayarı, a-jjans ve meteoroloji haberleri.
13.15 Müzik (Operet ve neşeli uvertürler . Pl.)
13,45.14 Konuşma (Kadın saatı-Ev hayatına ait)
18.30 Program.
18.35 Müzik (Oda müziği - Pl.) 19,00 Konuşma (Türkiye postası )
19.15 Türk müziği (Fasıl heyeti) Tahsin Karakuş ve arkadaşları
20,00 Ajans, meteoroloji haberleri, ziraat borsası (fiyat)
20.15 Türk müziği.
Çalanlar: Ruşen Kam, Cevdet Kozan, Zühtü Bardakoğlu.
Okuyanlar: Mahmut Karındaş, Safiye [Tokay.
1 - Küçük Osman beyin - Neva peşrevi.
2 - Rahmi beyin - Beyati şarkısı - Gül hazin sünbül perişan.
3 - Rakımın . Uşşak şarkı-Ba. na hiç yakışmıyor.
4 - Lemi beyin - Isfahan şarkı-Nan aşkınla kül oldum.
I 5 - Rahmi beyin - Isfahan şarkı - Etme beyhude fegan.
6 - Cemil beyin - Muhayyer saz « semaisi.
7 - Zühtü Bardakoğlu . Santur taksimi.
8 - Asım beyin - Hicaz şarkı -Her zahmı ciğer suze.
9 - Leylâ hanım - Hicaz şarkı • Zevki sevda duymadım.
10 - Halk türküsü - Karanfil o-lacaksın.
( 21,00 Memleket saat ayan.
'21,00 Konuşma ( Hukuk ilmi yayma kurumu)
21.15 Esham, tahvilât, kambiyo-nukut borsası (fiyat)
21,25 Neşeli plaklar . R. •
21,30 Müzik (Radyo orkestrası-/ef: Haşan Ferit Alnar)
1 . L. Cherubini - ”Les deux journâes,, operasından uvertür.
2 - Van Beethoven - 7 inci senfoni, La majör, op. 92
Poco sostenuto - Vivace Allagretto
Presto - Assai meno presto Allegro con brio
! 8 - L. Van Beethoven - ”Corio-
lan„ uvertürü
22,80 Müzik (Solistler - Pl.) 23,00 Müzik (Cazband - Pl.) 23,45.24 Son ajans haberleri ve yarınki program
Çemberlaynın
Dünkü Beyanatı
Londra: 3. (A.A.) — Bu akşam buraya gelen Polonya hariciye nazırı Beck Polonya büyük elçiliğinde arkadaşlarile istişarelerde bulun, muşsa da İngiliz nazırlarile temas etmemiştir.
Chamberlain ve Lord Halifaxla müzakereler yarın sabah başlıya-caktır.
Çemberlaynın Dünkü Nutku
Londra: 3. (A.A.) — Chamber-lain, bugün avam kamarasında yaptığı beyanatta geçen cuma günkü beyanatının bugüne kadar lngiltere-nin bütün teşebbüsleri arasında tarihî bir ehemmiyeti haiz değişiklik teş kil ettiğini kaydettikten sonra demiştir ki:
Bu beyanat, büyük Britanyamn haricî siyasetinde yeni bir devrin a-çılışıdır. Eğer Polonya hakikaten tehlikede olursa hiç şüphesiz ki, Polonya milleti mukavemet edecektir. Ve bu takdirde de FFransa ve İngiltere derhal ona yardım edecekler, dir.
Daha eülûl 1938 de her hangi bir milletin dünyayı tahakkümü altına almıya çalışmasına muhalefet göstermiştik. O zamanki Alman vaidle-rini rüzgâr alıp götürmüştür.
İtimat tamamile sarsıldığından İngiltere hükümeti yepyeni bir siya, seti ele almıya mecbur olmuştur. Bu her hangi bir Alman tehdidinin resmen ifade edilmiş olduğunu tazam-mun etmez. Ancak, bütün dünya efkârı umumiyesi büyük bir telâşe düşmüştür.
Almanya, iyi bir komşu olarak kaldığı müddetçe hiç kimse ona fenalık etmeyi düşünmiyecektir. İngiliz milleti kendisine yapılan muameleden başka türlü muamelenin Alman milletine yapılmasını isteyemez İngiltere, İngiliz Alman ekonomi müzakerelerini en büyük bir itimad-la derpiş etmişti. Fakat itimat o derece sarsılmıştır ki, bunun tekrar, tesisi pek güç olacaktır. Büyük Bri. tanya hükümeti vaziyeti tedklk etmiş ve hususî taahhütlere girişmiştir. Eğer Almanya, siyasetine de. vam ederse tehdit altında bulunacak memleket yalnız Polonya olmı-yacaktır. Rejimleri her ne olursa olsun bütün memleketlerin tecavüze karşı koymak için teşriki mesailerini temenni ederim. Bütün büyük Britanya için imparatorluğu bu siyaseti tasvip eylemektedir. Ümit e-derim ki, lngilterenin bu hare keli dünyayı bir harbe deyil daha hayırlı bir devre götürmektedir.
Şehir Meclisinde Bütçe Konuşmaları
Belediyemizin 939 Varidat Bütçesi 1 Milyon 616 Bin Lira Fazla
Yeni büiçenin umum yekûnu 12 milyon 423 bin liradır
(Baştarah 1 inci sayfamızda) sinde 939 şehir bütçesini tetkik ve müzakere edecek olan Şehir Meclisine bizzat Vali ve Belediye reisi Lûtfi Kırcbar riyaset etmiştir. Top lantıda Vali muavini Hüdai Karataban, Belediye reisi muavini Ri-fat Yenal. Belediye muhasebecisi de hazır bulunuyorlardı.
VALİNİN NUTKU
Vali ve Belediye reisi Doktor Lûtfi Kırdar aşağıdaki küçük hitabesiyle meclisi açtı:
“— Arkadaşlar;
Belediye kanununun 54 üncü maddesine tevfikan bu toplantı i-çin zatıâlilelerini burada toplantıya davet etmiş bulunuyoruz.
Bu toplantıda başlıca müzakeremizi 939 bütçesi teşkil edecektir.
Bugün heyeti aliyenize yalnız varidat kısmını takdim ediyoruz. Müteakip toplantıda da masarifa-tını takdim edeceğiz. Bugün sayın İstanbul halkını şahsiyetinizde selâmlar kararlarınızda muvaffak olmanız dileğiyle celseyi açıyo -rum.
Ve Mart devresinin son toplantısının zabıtları okundu. Burada küçük bir münakaşa oldu. Azâdan biri zabıtların çok hülâsa olduğunu ve daha mufassal yazılması lüzumunu ileri sürdü. Bu şiddetli bir muhalefetle karşılandı. Ve bilâkis mecliste okunacak olan sabık celse zabıtlarının mümkün olduğu kadar hıuhtasar olması kabul o-lundu. Bundan sonra İstanbul şehir bütçesinin tetkiki bütçe encümenine havale olundu.
İstanbul 1939 bütçesi geçen sene bütçesinden 1,616,959 lira fazlasiyle 12,423,674 liraya baliğ
FERAH
Sinemada Telefon 21359
olmaktadır. Bütçede bir milyon lirayı tecavüz eden varidat fazlalığı bu sene yapılacak tahsilâtba alınacak iyi verim sayesinde temin olunacaktır.
Fazla varidat temin olunacağı tahmin olunan fasıllar şunlardır : Bina vergisi vilâyet hususiyesinden 883 bin, arazi vergisinde 20 bin, ferağ arazi vergisinde 20000, kazanç ve intikal harçlarından 1000, yol vergisinden 110.000, Emlâk icarı ve gayri menkul ferağ bedelinden 3500, fidanlık enstitüsü verida-tından 2000, satılan eşyadan 1000, mütenevvi varidattan 1000, bina vergisi belediye hissesinden 139000 'belediye gümrük hissesinden 156 bin, tanzifat vergisinden 49.000, ölçü ve ölçekler resminden 10.000, tellâliye resminden 2000, kara nakil vasıtaları resminden 5000, vesaiti nakliyeye munzam köprüler res minden 100.000, müştacil maddeler istihlâk resminden 25.000, oyun a-letleri resminden’5000, hastahane-ler hasılatından 25.000, köhne eşya ve enkaz bedelinden 12000, satılacak bina ve arsalardan 12000, kabristan hasılatından 5000.
MecliS-perşembe günü topla -nacaktır.
Aydında bir kaza
Aydın: M. (A.A.) — Seyyar gazete müvezzilerinden Süleyman Tez-gider Selçuk istasyonunda hareket halinde bulunan posta trenine atlarken muvazenesini kaybederek tekerleklerin altma düşmüş ve ağır surette yaralanmıştır. îlk tedavisi1 yapılarak ayni trenle Aydına getirilen Süleyman yatırıldığı memleket has-tahanesinde bir kaç saat sonra Ölmüştür.
AZAK
Sinemada Telefon 23542
Yarınki: Çarşamba matinelerinden itibaren
YAŞASIN AŞK
Türkçe sözlü - Arapça şarkılı
“ABDÜLVEHAB„ın Şaheseri
Azakda seanslar II Ferah’da seanslar
12.30 - 3. - 5.30 10.30 - 1 - 3.30 - 6
Suvare 8.30 da II Suvare tam 8.45 de
Kayseri Belediye seçimi Feshedildi
Yeni belediye reisi ve azalan İstifa ettiler Kayseri (Hususi) — Devlet şurasına aksetmiş olan Vilayetimize ait belediye intihabatı feshedilmiş ve esbabı feshe ait evrak vilâyet yüce katından derhal belediye riyasetine tebliğ edilmiştir. Buna nazaran belediye reisi Bay Hayrullah Ür-kün 29/3/939 sabahından itidaren makamından ayrılmış yerine vekâleten Ilyöııkurul üyesinden Bay Faik Seler tayin edilmiştir. Belediye en. cümeni de bu vaziyet karşısında dağılmış olduğundan belediyeye ait umurun belediye heyeti idaresi tarafından tedviri kararlaştırılmıştır. Yeni intihaba telâkki edilecek talimatı müteakip hemen başlanacaktır.
Üniversite Talebelerinin Beyannamesi (Ba*tarafı 1 inci sayfada) mahiyettedir:
"Atatürk’ün hatırası kalplerimizde çok canlı bulunduğu bir anda ve gözlerimizin yaşı daha henüz kurumamış iken bu şekilde yazıların neşrini çirkin buluyor ve kabul etmiyoruz. Biz Kemalist rejimin gençleriyiz ve kurtarıcımızın hatırasına hürmet edilmesini istiyoruz.,,
Tan gazetesi bu demarşı nazarı itibara alarak bu yazıları neşretmekten vaz geçtiğini kendilerine vadetmiştir. Bu itiraz keyfiyeti itidâl ve soğuk kanlı 'bir hava içerisinde yapılmış ve hiç bir hâdise husule gelmemştir.
Suriyede Kabine Buhranı devamda Halepta ve Şamda gürlll-tülU nllmaylşler devam ediyor
Şam: 8 (A. A.) — 20 gün süren grev ve nümayişlerden sonra kabine buhranı henüz zail olmamıştır. Yakında Nusuhî Buhari-nin riyasetinde bitaraf bir kabine teşkil edilmesi ümid edilmekte -dir.
Bununla beraber millî blok, henüz muhalefetten vaz geçmemiştir. Ve mandater devleti istiklâli geciktirmekle itham etmektedir.
Halebde ve Şamda birkaç gürültülü nümayiş yapılmış ve müs-lümanlar arasında vukubulan çarpışmalar esnasında birkaç kişi yaralanmıştır.
Yugoslav Başvekilinin Hırvat Li-, deriyle görüşmesi devam ediyor.
Belgrad: 3 (A. A.) — Bu sabah Zagreb’de, Başvekil Svetkoviç ile Hırvat lideri Maçek arasında ki görüşmelere devam olunmuş -tur.
Neşredilen resmî tebliğ, Hırvat meselesine bir hal sureti bulmağı istihdaf eden görüşmelerin dostane ■bir hava içinde cereyan ettiğini ve görüşmelere yarın da devam olunacağını bildirmektedir.
Madridde 2000 Kişi Tevkif Olundu
Madrid: 3 (A. A.) — Julian Besteiro ile eski riyaseticümhur başkanı gibi Rafael Sanchez gu-erra ve hükümet merkezinin muhtelif mahallerinde saklanmış olan takriben iki bin kişi dün hapsedilmiştir.
Zannedildiğine göre, Franco, bugün "bütün dünyadaki îspanyol-lara,', hitaben bir nutuk iradede-cektir.
Mağlup filo İspanyaya dönüyor
Bizeıte: 3 (A. A.) — Ispanyol filosu, ispanyaya dönmek üzere Bizerteden ayrılmıştır. Bu filo, Miguel’de Cervantes da dahil olmak üzere iki kruvazör, 11 torpi-to, 1 tahtelbahir, 2 nakliye ve 1 gaz gemisinden mürekkeptir.
r---------—.— --------,
Sultan Aziz Devri
Başpehlivanları
- Akkoyunlu Kazıkçı Kara Bekir -
- 3 - YAZAN : SAMİ KARAYEL
Güreş Bütün Hızile Devam Ediyordu
Tokatlı Sağ Kolunu içten Sokarak Hasmını Çoban Teknesine Getirdi
iki pehlivan bu kısa dua biter ı bitmez bir keklik gibi oldukları yerden sıçradılar. Birbirlerinden uzak-’ laştılar... [1]
iki hasım, gayet tetik ikide birde yere ellerini vurarak olduğu yerde koşuya çıkan bir hayvan gibi birdenbire şahlanıyor, ve yine ellerini yere vurarak, sıçnyarak hasmma yanaşmağa çalışıyordu.
Akkoyunlu Bekirin boylu boslu yağsız ve adalî olduğu görülüyordu. Hasmından daha çevik bulunduğu gözüküyordu.
Yürükoğlu, hasmından biraz kısaca ve biraz da yağlıca idi.
Fakat; okkaca, Akkoyunludan on, on beş okka fazla olduğu görülü, yordu.
İki hasım; karşı karşıya hilâfsız beş dakikadan fazla sıçraştılar.. Bir türlü birbirlerine biçimine getirip yanaşamıyorlardı.
Nihayet; Yürükoğlu çalımına ge tirip beş metre kadar bir mesafeden hasmma bir ok yılanı gibi daldı ve Akkoyunlunun topuklarını eline geçirdi.
Şaka değil; Bekir, Yürük Alinin bu mahirane oyunu ile sırtüstü yere düşebilirdi.
Lâkin; çok çevik ve tetik olan Akkoyunlu bir şimşek süratile ol. duğu yerden sıçradı, havalanarak sanki; bir adım atlama müsabakasına giren bir şampiyon gibi haşininin ardına iki ayak üzerinde düştü.
Daha; hasmı olduğu yerden toparlanıp kalkmadan üzerine çullandı ve belinden kavradı.
Şimdi; Yürükoğlu altta, hasmı üstünde idi.
Tokatlılar bu vaziyet karşısında oldukça sinirlenmişlerdi.
SivaslIlar bağrışıyorlardı.
— Ülen Akkoyunlu, hedi diyon..
Akkoyunlu; çok geçmeden has-mını yan kıskacına almıştı.
Karakucak güreşinde yan kıska-sı, tıpkı yağ güreşindeki sarmanın tersi idi.
Akkoyunlu, hasmını kolundan kapmış gırtlaklıyor... Çarçabuk işini bitirmeğe çalışıyordu.
Yürükoğlu da, sağ elile hasmının bel kuşağından elini geçirmeğe savaşıyordu.
Halbuki; bu kuşaklar öyle sıkılmıştı ki, buraya parmak geçirmek mümkün değildi.
Nihayet; Yürükoğlu; bir dev hı-zile olduğu yerde silkindi. Olanca zoru ile hasmının kıskacını söktü. Bir zemberek boşanır gibi açılıp fırladı.
Tokatlı pehlivanın bu hareketi okadar seri ve zorlu oldu ki: Akko. yunlu bile ne yapacağını şaşırdı.
Hasmının altından kalkıp kurtu. lan Yürükoğlu bir geyik çevikliği ile meydanda bir iki sıçradıktan son ra: Narasını attı:
— Hedindi Zivazlı be!
İki hasım; yine birbirine yanaşmak üzere meydanda şahlanmağa ve manevralar yapmağa başlamışlardı.
Yürükoğlunun alttan kalkmasına Tokatlılar sevinmişlerdi. Onlar da SivaslIlara mukabele etmek üzere bağrışıyorlardı.
— Eferin Yürükoğluye!
Güreş tekrar kızışmıştı. îki pehlivan da birbirlerini oyuna getirmeğe çalışıyorlardı.
Bir aralık: Akkoyunlunun sağ eli hasmının eline geçti.
Tokatlı, derhal sağ kolunu içten
[1] Karakucak güreşinde güreş başlangıcı böyledlr. Yağ güreşine İliç benzemez.
sokarak hasmını çoban teknesine ge tirdi.
Akkoyunlu, koca gövdesile havada, macuncu fırıldağı gibi döndü. Tam sırtı yere geleceği sırada balık gibi dönerek yanının üstüne düştü.
Yürükoğlu, oyununun boşa gittiğini görünce hasmını bırakmadı. Bel kündesine aldı. Aşırmağa çalıştı.
Fakat; zorlu ve mahir Sıvaslı bu oyunlardan da kurtuldu ve ayağa kalktı.
Sıvaslılar; pehlivanlarının kudret ve mehareti karşısında heyeca. na gelmiş habire bağırıyorlardı:
— Hedi!.. Bitiriver bir yol şu işi..
Tokatlılar da:
— Hedindi Yürükoğlu... Söylet, me kahbe nallıyı...
Akkoyunlu acı kuvveti karşısında hasmı canını dişine takmış zehir gibi hareket ediyordu.
Nihayet; Akkoyunlu hasmını ço ban teknesi denilen oyuna getirdi. Olanca kuvvetile kıçının üzerine o-turarak Yürük Aliyi yere vurdu.
Çok çevik olan Ali, yerden hemen, hemen bir karış yukarıda sırtı yere geleceği sırada yaylandı ve ton lanıp fırladı. Hasmının elinde bir ceylân çevikliğile ayaklarının üstüne toplanarak ayağa kalktı.
Görülüyordu; çok geçmeden SivaslI güreşi hasmma bindirmişti. Yürük Ali nefesleniyordu.
Aradan beş on dakika geçmişti. Akkoyunlu bu sefer hasmını kavak atma oyununa getirmişti.
Karakucak güreşinde, kavak atma oyunu çok zor ve kuvvete muhtaç bir oyun olmakla beraber ayni zamanda da tehlikeli bir oyundu.
Maazallah- Oyun alan pehlivan eğer manevelâyı idare edemezse sağ kolu ne kadar kuvvetli olursa olsun dirsek tarafından kırılıp ikiye ayrılabilirdi.
Okuyucularımın merakını defetmek için kavak atma oyununu şuracıkta tarif etmeyi münasip buldum.
Ayakta iken, hasmının sağ kolunu, sol kol ile bileğinden tutma, sağ kolunu hasmın tutup zaptedilen gergin sol kolu içinden geçirerek po turundan ve arka taraf putluğun-dan kavramak ve desteklemek.. Bu hareketlerin itmamından sonra, sa. ğa ve hasmın sol ayağının bastığı yerden biraz öteye doğru olanca hızla oturmaktır.
Bu oyunu tamam ve yerli yerin, de yapan pehlivan karşısındaki has-mı isterse beşyüz okka olsun olduğu yerde macuncu fırıldağı gibi dönerek sırtüstü yere düşmek zaruretindedir.
Fakat; oyunu ânında ve bir şimşek süratile yapmak ve tatbik etmek, yerli yerinde hesaplı bir surette tatbik etmek te en birinci şartlar dandır.
Eğer; bu saydığım şartlar dairesinde oyun icap ettiği süratle yapılamaz ve yerli yerinde hesabı olmaz sa, oyunu alan pehlivanın hasmını içten kavrıyan sağ kolu bir anda beşlik simit gibi kınlır...
Bu sebeple; karakucak güreşinde kavak oyununu her babayiğit pehlivan hasmma takam az... korkar... Çünkü ebediyete kadar sakat kalır..
Müsaade ederlerse, şuracıkta o-kuyucularıma başıma gelen ve bu gün kırk sekiz yaşma geldiğim hal. de bir türlü aklımdan çıkmıyan ka. vak oyununun içimde ve sırtımda kalan iztirabını hikâye edeyim •
(Devamı var)
TIKİI ABAM
8«yf»ı B
4 Nİ3AN 193»
Erzincanın Zabtı Ve Rus Kaynakları
Yaptığımız Harekâtı Ve Şehrin Sukutunu Ruslar Nasıl Görüyorlar
“Düşman Süvarisi Şehrin Cenubuna, Piyade Kolları Şehrin Şimaline Sevk olunuyordu „
Erzincan : 18/10/39 da Kâzım Karabekiri istikbal eden Halk Tarafından kurban kesilirken
Hapishaneden Kaçmak istiyen Katiller
Galata postahanesi veznedarının katili Apdullah ile arkadaşının muhakemesine başlandı Galata postahanesi veznedarını öldürmekle suçlu ve 24 seneye mahkûm Abdullah; arkadaşiyle beraber; geçen yaz hapishane ab-desthanesinin dıvanndan firar etmeğe teşebbüs etmiş ve yakalan -mıştır.
Abdullar ve Maksud bu hareketlerinin hesabını dün Ağırceza mahkemesinde vermeğe başlamışlardır.
iki suçlu da dün cürümlerini tevil etmişler ve:
—“ Bizi hapishanede jandar -malar tecrid etmişlerdi. Buna canımız sıkıldı ve höcrelerimizden çıkarmalarını söyledik. Çıkarmadılar. Bunun üzerine kendimiz höcrelerimizden çıkmağa çalıştık!,,
Demişlerdir.
Bu ifadelerden sonra; evvelce hapishane jandarma kadrosunda bulunan ve elyevm terhis edilmiş olan Mazlum onbaşı şahid olarak dinlenmiştir.
Mumaileyh:
—“ Bir sabah saat 4,5 da hapishanede otururken düdük sesleri işittim. Hemen fırladım. Gardiyanlar "firar var!,, dediler. Bah çeye çıkınca Abdullah ve Maksudu gördüm. Dıvara tırmanmışlar; kendilerine uzatılan jandarmala -nn silâhlarının namlıları karşısında öyle duruyorlardı!,,
Demiştir.
Muhakeme; elyevm Denizlide bulunduğu anlaşılan eski hapishane jandarmalarından Kemalin istinabe suretiyle ifadesinin alınması için talik olunmuştur.
POLİSTE :
Tavuk Eti Yiyin de
Can Besleyin
YAZAN : OSMAN CEMAL
Rusların Kafkas cephesi erkânıharbiye ikinci reisi general G. Karganoff’un 1927 de intişar eden eserinde "Erzincan hareketi,, ne dair yazdıklarını da kısaca görelim:
” (1917 Birincikânun 39) da Erzincan mmtakası yalnız muntazam ve gayri muntazam Ermeni kuvvetleri tarafından müdafaa olunuyordu. Bu esnada Erzincan grupu; bir piyade alayı, bir gönüllü süvari bölüğü, bir batarya sahra ve bir takım dağ topundan ibaretti. Ceman mevcudu 1800 süngü, 120 kılıç, 4 sahra ve 2 dağ topu ve 6 makineli tüfeği aşmıyor, du. Kumanda, miralay Marel -eski 7 inci Kafkas avcı fırkası erkânıharbiye reisi- e verilmişti.
Bu grup, bu havalinin Ermeni gönüllü müfrezeleri ile de takviye olunarak, Erzincan havalisinin eski I. Kafkas kolordusu mıntakasını müdafaaya çalışacaktı.
Bu cephe, kuş uçuşu 70 kilometre genişliğinde Erzincandan Fem’e giderdi. Ordu erkânı harbiyesi-nin takdirine göre bu grup düşman olarak karşısında kürtlerden başkasını bulmıyacaktı. İklim ve arazinin şartları Türk ordusu tarafından bir taarruza az ihtimal verdiriyordu. Çünkü bütün boğazlar derin bir karla kuşatılmıştı. Millî ordu cüzütamlarının teşkilâtını tamamlamak için he halde Emenilere vakit kazanmak lâzım geliyordu.
Bu grupun kısmı küllisi Erzincanda toplanmıştı. Manahatune kadar olan menzillerde küçük gönüllü müfrezeleri vardı. Fem*de bir tabur, Manahatunu cenuba karşı kapıyordu.
1918 lkincikânun sonlarına doğru Erzincan gru. pu, Erzurum mevkii müstahkeminden 50 kilometre mesafe ile tamamile ayrılmış bir halde duruyordu. Grupun gerileri kürtler tarafından taciz olunuyordu.
27 ve 28 ikincikânunda 60 kişilik bir Ermeni müfrezesi tarafından muhafaza olunan Suspirana müteakip taarruzlar yapıldı.
Acele gönderilen takviye kıtaları; bir piyade bölüğü, bir süvari bölüğü ve iki top Erzincan gru-pundan alındı. Kürtlerin taarruzları defolundu; 65 maktul bıraktılar.
Fakat 2 şubatta bu sevkulceyşî noktaya Erzincandan dahi iki piyade bölüğü ve bir süvari bölüğü gönderilerek geri ile olan muvasala yollarını muhafaza etmek mecburiyeti hasıl oldu. Kürtlerin üstünlüğü görüldüğünden daha iki piyade bölüğü gönderildi.
3 şubatta bütün bu kuvvetler birdenbire Erzin-cana çağırıldı. Kürtlerin Bilâhlannı toplamak ve muvasalayı temin etmek için vakit bulunamamıştı. Sebebi: Emin haberlere göre bir Türk taarruzunun kat surette vaki olacağı ve bu taarruzun Erzincan-daki zayıf garnizona karşı halkın ayaklanma.,,1e de yrdım göreceği anlaşılıyordu.
10 şubatta, öğleye doğru bir Türk bölüğü, Çardaklı poBta*! önünde şose üzerinde, bize göründü.
Posta kumandanı bunu durdurarak, mütareke esnasında bitaraf mıntakada görünmesinin sebebini sordu.
Türk zabiti siste yolunu kaybettiğini söyliyerek özür diledi.
Çardaklı postası derhal takviye olundu. Fakat 12 şubatta taarruza uğradı ve Yerhanına çekildi.
Ayni günde Kafkas cephesi başkumandanı general Prjevalsky ve Kafkas ordusu kumandanı general Odichelidze Vehip paşadan bir telgraf aldı. Paşa yeniden Ermeniler tarafından yapılan vahşetleri ve İslâm halkı himaye için kıt’alarını ilerletmek mecbu. riyetinde olduğunu bildiriyordu. (Vehip paşa daha evvel de Ermeni mezalimini protesto etmişti)
Bu beyanatı, Türk kıt’alannın ileri hareketi takip etti. Bu kıtaların Kemah cihetinden ilerliyen 36 inci fırkaya ait olduğu anlaşıldı.
Erzincan grupu kumandanının elinde karşı koymak için 1000 süngü, 120 kılıç, ve 6 top vardı. Geri kalan kuvveti, muvasala hatlannınmuhafazası yut. muştu.
Kuvvetlerin bu parççalanması, mümkün olduğa kadar her ciddî muharebeye girişmekten kaçınarak Erzurum üzerine çekilmeğe bizi mecbur ediyordu.
13 şubat, şefakla beraber Türk pişdarları Sivas ve Kemah şosalarından ayni surette ilerlemeğe başladılar.
Yürüyüş halindeki Türk birlikleri, Erzincanın garbında 10 kilometre mesafeyi aşan bir hatta varınca Ermeni grupunun arkasını kesmek için şehri ihataya çalıştılar.
Düşman süvarisi Kemah şosası üzerinden şehri cenuptan kuşatmağa çalışıyordu, halbuki piyade kollan şehrin şimaline sevkolunuyordu.
Grup kumandanı düşmanın bu manevrasına karşı koymak imkânsızlığında idi. Kuşatılmaktan sakınmak için, öğleden önce saat 10 da ağırlıkların ve Ermeni mültecilerinin şehri terketmesi için emir verdi.
Saat 14 te grupun kendisi de Erzincanı terketti, Ricati setir için şehrin gağrp kenarlarına iki bölük piyade terketmişti. Bunlar da saat 15 te çekildiler.
Düşman süvarisi, hususile kürtler, ricat eden kollan takibe başladılar. Fakat tardolundular.
Ricat iki yoldan yapılıyordu. Ermeni halk, iki piyade bölüğü, bir süvari bölüğü ve iki top şimal yolundan, garnizon kısmı küllisi, öpiyade bölüğü, 4 top ve ağırlıklar cenup yolundan Han menziline doğru birinci günün yürüyüşünü yaptılar.
Saat 19 a doğru grupun başlıca kuvvetleri Handa toplandılar. Mülteciler öne geçirildikten sonra kendisi de iki saatlik istirahatten sonra harekete geçti. Ve bir günde 40 kilometrelik bir mesafe yürüyerek, 14 şubat sabah saat 4te Çerlike vardı.
(Devamı var)
Mezardan çıkarılan ceset Morgda muayene edilerek netice alınacak
Bundan 15 gün evvel Kurbağlı dere civarında bir kuyudan gebe bir kadm cesedi çıkmıştı. Dün zabıtaya bunun bir cinayet olduğu ihbar edil, miştir. Ceset mezardan çıkarılmış vc morga kaldırılmıştır. Mesel morgun raporundan sonra anlaşılacaktır.
Kendi kendini sünnet etmek İstiyen Ermeni genel
Dün Kumkapıda garip bir hâdise olmuştur:
Diran isminde 25 yaşlarında bir Ermeni çocuğu müslüman olmak istemiş ve bir ustra ile kendi kendini sünnet etmeğe kalkmıştır! FFakai usturayı biraz derin kaçıran Diran yaralanmış ve Cerrahpaşa hastaha-nesine kaldırılmıştır. Hayatı tehlikededir. !..
Adaşım yaraladı
Dün öğleye doğru sebze halinde çalışan Hüseyin bir fabrikada kâtip Hüseyin isminde birini yaralamıştır. Yaralı Cerrahpaşa hastahanesine kaldırılmıştır.
Üç kişi blrleşüp bir adamı vurmuşlar !
Tophanede oturan Mehmet oğlu İsmail Budak dün polise müracaatla Afrika hanının altında bakkal Yani Niko, Andriya ve Vasil tarafların, dan döğüldüğünü iddia etmiştir.
Tahkikata başlanmıştır.
Jiletle kız kardeşinin yüzünü kesti
Dün gece yansından sonra saat 3 de Bakırköyünde Yeni yolda 27 numaralı evde oturan Avrina isminde bir kadın kardeşi Niko tarafından jiletle yüzünden yaralanmıştır.
Tavuk eti etlerin en hafifidir; hani, midesi en zayıf insan bile bir anaç tavuğu, bir oturuşta gövdeye indirirse bu, ona vız gelir. Lâkin bu gün İstanbulda şöyle ağız tadile bir tavuk eti yemek her babayiğitin kârı değildir! Vakıa şimdi, ortalıkta pişmiş tavuk eti satan dükkândan bol bir şey yok.. Fakat al pişmiş tavuk etini de koy rafa! diye buna derler işte... Bu dükkânların çoğunda insan, tavuk eti mi yiyor, yoksa kaynar suda bolca haşlanılıp eyice suyu çıkarılmış muşamba mı? Pek fark olunamıyor. Söğüşü anlarım, hakkile yapılmış söğüşlük etin, yahut yağlıca bir gerdan söğüşünün yemesine doyum olmaz ve ondaki lezzet, değme kebaplarda bulunmaz. Lâkin, bugün bir çok tavukçu dükkânlarında, tavuk söğüşü diye çiğnL yerek yuttuğumuz nesnelerin ne tadı var, ne tuzu!
Herifçi oğlu, zavalli tavukcağızı atmış kazana, kaynatmış, kaynat, mış, kaynatmış... ve rahmetli bütün yağını, selini, özünü, tadını, tuzunu suya salıverdikten sonra, onu, bütün faydalı maneviyatından sıyrılmış, kupkuru bir posa halinde koymuş tabağa, müşterilerin önüne dayıyor. Geçenlerde sıkı bir perhizle geçirmiş olduğum beş, on gün içinde, bu kupkuru tavuk posalarından neler çektiğimi ben bilirim. Bakıyordum, karşımda, yanı başımda, bıı kupkru posalara geveliyenler, kuvveti tuza, bibere veriyor ve zavallılar bu tuzun, biberin hızı ile onları gövdelerine indiriyorlardı.
Halbuki ben, tuza, bibere de biraz perhiz ettiğim için önümdeki, o sözüm yabana tavuk söğüşünü tıpkı bir muşamba haşlaması yer gibi, dişlerimin arasında zoraki övütme-ye çabalıyordum.
Adına "Tavuk sövüşü!,, denilen bu çeşit yemeği kim icat ve kim tamim etti ise, doğrusu, ona aşkolsun! Zavallı tavukcuğun suyunu al, selini al, yağını al, iliğini al, ciğerini, yüreğini al ve hattâ göğsünü al, geriye kalan kupkuru bostan korkulu, ğunu da yemek diye, gıda diye, kan yapar, can besler- diye getir, müşteriye daya!
Bu biraz da neye benzer bilir mi' siniz? Portakalı sıkıp sıkıp onun tek mil suyunu, usaresini, şekerini, asidini, vitaminini aldıktan sonra, kuru posasını yemeğe!
Tavuğun, horozun, piliçin sanki bir türlü yemeği varmış ta bunun başka çeşidi yokmuş gibi, şimdi bütün tavukçu dükkânlarında müşterilere sunulan enfes tavuk yemeği hep bu çeşit, hep bu ayarda şeyler.. Halbuki koyun, kuzu eti gibi tavuğun da yahnisi, kızartması, köftesi, dolması, cevizlisi ve daha türlü çeşitleri olur. Lâkin gelin de siz bunu, son zamanlarda istanbulda pek çoğalan bizim tavuk posacılarına an latırı!
, Amma şimdi siz diyeceksiniz ki:
— Eğer böyle yapılmıyacak olsa o zaman da ayni dükkâncının pişirdiği çorba il epilâv yavan olur!
Yağma yok, çorba ile pilâv lezzetli olacak diye tavuğun kendisini yağı, kaymağı alınmış çökeleğe dön dürülemez.
Maksat çorba üe pilâvın lezzetli olması ise onlara başka tavuklar tahsis edilir ve bu tavukların kupkuru posaları da artık tavuk diye değil, tavuk posası diye ietiyene satılır.
Tavukçu dükkânlarında adına porsiyon denilen bir parça tavuk posası on beşe, yirmiye satılıyor ki bu ufacık parça, bir bütün tavuğun yedide, sekizde biridir.
Bugün en anaç bir diri tavuk altmış kuruşa olduğuna ve her tavuktan en aşağı yedi parça çıktığına göre bu, eder yirmişerden yüz kırk... Ooh, diyeceksiniz, ne âlâ! Bir tavuğu diri diri, canlı canlı, kanlı kanlı, ayğlı yağlı altmışa al; sonra onu kazanda kaynata kaynata ana. sini ağlat, hayvancağızın kan, can, yağ, ilik namına nesi varsa hepsini al, ; biçareyi tam manasile soy, soğana çevir ve ondan sonra da bu kupkuru kadavrayı yediye, sekize bölüp bölüp tabaklara oturt, her parçasını yirmişerden müşterilere dayıyarak yüz kırkı topla.
Sade bu kadar mı ya, onun çorbası caba, pilâvı caba ve ayni dükkânlarda tavuk göğsü diye satılan sütlü ve pirinç unlu tatlısı caba oğlu caba!
Hoş, âlemin kazancında bizim gözümüz yok, Allah versin de el biıe bin kazansın!
Istiyen tavuk posası satsın, isti-yen ördek kurusu ve istiyen kaz hülâsası!..
Lâkin nedir ki hani, kaymakaltı sütlerden kreması alınmış yoğurtlardan insana ne hayır gelirse, kazanlarda kaynatıla kaynatıla o suyu seli, kanı, canı, yağı, iliği tamamile alınmış tavuk posalarından da ancak o kadar hayır gelir. Yani hem üste para ver, hem de beyhude yere diş ve mide yor!
Bana kalırsa pişmiş tavuk satan dükkânlar, tanrının günü herkese, bu kupkuru posaları yedireceklerine, tıpkı işkembe çorbacıları, paçacılar gibi dükkânlarıma sıcacık ve suyu, seli, kanı, cam, yağı, iliği yerinde birer tavuk kazanı bulundursalar ve herkes te bundan sonra ağız ta. dile tavuk yise de biraz kan yapsa (•) can beslese!
Osman Cemal KAYGILI
(♦) Bu (kan yapar) tabiri de yeni çıktı ortaya... Şimdi heryiye-cok, içecek satan böyle bağırıyor:
— Haniya kan yapar bunlar kan yapar!
Hattâ, geçen gün bizim mahut balıkçı Haçik bile balık tablasının yanına yerleştirmiş olduğu koca bir çamaşır sepetinin içindeki, her biri ceviz kadar salyangozları göstere, rek hem gülüyor, hem de bağırıyordu :
— Haniya kan yapar bu tosuu-lar, kan yapar!
Suçlu Niko yakalanmıştır.
Askerlik İşleri
Eminönü yerli askerlik şubesinden:
Askerî durumu tesbit edilmek ü-zere (38296) kayıt numaralı yedek hekim teğmen M. Esat oğlu Mahmut Muzafferin acele olarak şubeye mü-racaati olân olunur,
Yeni Bir Hastahane
İnşasına belediyece Hazirandan sonra başlanıyor
İstanbul Şehir Meclisi mesarif bütçesi geçen seneye nazaran 1,616,959 liıa fazlalık gösterecektir. İstanbul belediyesi, bu fazla para ile şehrin mühim dertlerini çare bulmağa çalışacaktır. Bu a-rada îstanbulun en büyük dertlerinden biri olan hastahaııelerin yatak adedini çoğaltmak için yeni •bir hastahane inşa etmek üzere 400.000 lira verilecektir.
Bu para bir hastahaneyi inşaya kâfi gelmiyeceğini düşünen İstanbul Belediyesi bu 400.000 lirayı gelecek senede ayni mikdarda verecektir. Bu suretle İstanbulda büyük ve modern bir hastahane inşa olunacaktır.
inşaatına hazirandan sonra baş lanacak olan bu haatahanoye; şimdilik sari olmıyan hastalar; kabul olunacaklardır.
Lüleburgaz yen1 bir irfan yuvasına kavuşuyor
Lüleburgaz (Hususi) — köy öğretmen okulunun Burğaz asfalt yolunun beşinci kilometresinde inşası kararlaştırılmış ve buna ait tetkikler ikmâl edilmiştir.
Alpullu mektbinde muvakkaten bulunan eğitmen kursu ve öğretmen mektebi müdürü Bay Necati:
Yeni yapılacak mektebimizin krokisini hazırlıyoruz, inşaatını da eğitmenlerimiz yapacaklardır dedi.
Bu surette Burğaz beşyüz mevcutlu yeni bir kültür müessesesine daha kavuşmuş olacaktır.
Yuvanın saadet ve varlığını doğuran, Aile düğümünü kuv. vetlendiren çoouktur. Çocuğu «ev Sevilmekten mahrum bikes yavruları da hatırla yılda dir lira ver Çocuk Esirgeme Kurumuna Üye ol!

YENİSABAH
4 NİSAN 1939

»y»!
/- r.
İKİ MEKTUP
— 2 —
Yazan s Ziya SEVEN
Aradan geçen senelere rağmen ziyaretçisini tanıdı. Lakayt bir sesle t
_______ Ziyaretinizin sebebini anlatır mısınız hanımefendi, dedi.
Ziyaretçi her kelimeyi duyurmak istermiş gibi ağır ağır:
— Size onun için geliyorum.. Sizi ve kızınızı görmek istiyor..
Melâhat:
— Ona aramızda konuşulacak bir şey kalmadığını yazmıştım. Da. ha ne istiyor?.. Ve gönderdiği de siz «iniz! Bütün olanlardan sonra onun tarafından bana gelmeğe nasıl katlandınız? Kadınlık gururunuz bile buna mâni olmadı mı? Galiba onu çok seviyorsunuz? Ona yalnızlığını unutturaınadınız mi?.. Ona gelince aramızda konuşulacak bir şey yok dedi.
— Biraz da şimdi beni dinleyiniz hanımefendi! Ve sonra kararınızı verin. Evet onu zannettiğinizden fazla seviyorum... Fakat; bu ancak bir sevgi... Sizin zannettiğiniz gibi değil... Bu aramızda bir sırdı.. Bir ölünün son arzusuydu... Bunu tutmak isterdim.. Fakat....
Durdu. Dudakları titriyordu.. Gözleri dolmuştu.. Bitkin bir sesle:
— Biz Şevketle kardeşiz hanımefendi... Anlıyor musunuz kardeşiz... Hiç te bildiğiniz gibi değil... E. vet hayret etmeyin. Evvelâ beni dinleyiniz!. Siz bir şey sormadan o-nu bıraktınız... İzinizi kaybettiniz... Fakat o...
Hayır bir şey söylemeyin, sonra söylersiniz...
Babası yani babam; babamız ve 6İzin kaynatanız Şevketin annesile evlendikten sonra annemle tanışıyor. Aralarında başlıyan aşk ikisine de her şeyi unutturuyor. Netice, de, ben dünyaya geliyorum. Fakat bendeki talihsizlik daha gözlerimi açmamla başlıyor. Ben doğarken zavallı annem dünyaya gözlerini kapıyor. Yedi yaşıma kadar anne sevgisinden uzak süt anne elinde büyüdüm. Sonra da babam, leylî ecnebi mekteplerinden birine verdi... Bütün sene mektepte kalıyor, tatilde çiftliğe gidiyordum. Bütün işlerime babamın kâhyası bakıyordu. Babam senede iki defa gelip beni alırdı. lz-mirin bir köyündeki annemin mezarını ziyarete giderdik. Derken ben kolleji bitirdim. Babamın arzusu ile İzmirde bir eve yerleştim. Bütün ih. tiyaçlarımı babam temin ediyordu. Nihayet sizin onu bıraktığınızdan bir sene evveldi: Bir gün babamın gönderdiği bir adam geldi. Beni istediğini, ilk vasıta ile gideceğimizi söyledi. Gene böyle bir gündü. ls-tanbula indik. Beni doğru hastaha-neye babamın yanma götürdüler... Şevketi ilk olarak o gün gördüm. Babamın hastalığı vahimleşmişti. Güçlükle nefes alıyordu.
— Gel kızım!..
Diyerek beni çağırdı. Ellerimi a-vuçlanna alarak okşamağa başladı. Sonra Şevkete döndü:
— Şevket... biliyorum ki iyi bir çocuksun. Sen benim nasıl oğlumsan Naciye de öyle kızımdır, dedi ve yukarda anlattığım hakikati söyledi. Tekrar Şevkete döndü:
— Onun hayatta benden başka kimsesi yoktu... Artık bu vazife sa. na kalıyor oğlum. Bunu bu güne kadar kimse bilmedi. Yine de bilmemeli... dedi.
Belki daha bir şeyler söyliyecek-ti. Fakat söyllyemedi... Gözleri kapandı, ağzından bir hırıltı çıktı.. Başı yastıktan kaydı.. İşte bu kadar..
O güne kadar ben de Şevket gibi, bir kardeşim olduğunu bilmiyordum. Kendimi babamın bir kızı zannediyordum..
Çantasını açtı, çıkardığı solmuş bir kaç kâğıdı, bir kaç resmi Melâ. hata uzattı.
— İşte babamın bana yazdığı bir kaç mektup ve işte resimleriniz. Şev ketle ancak gizli, gizli buluşabiliyorduk. O bunu bir kaç defa size anlatmağa da kalktı, fakat ben mani olmuştum... Keşke aakrteaydı.
Melâhat bitkin bir sesi®
— Şevket ne yapıyor? Onu anlatın-.. dedi.
Ziyaretçi karşısındakinin bile zor işiteceği bir sesle devam etti:
— Siz gidince deh gibi oldu. Gün lerce eve uğramadı. Kumara başladı. Sonra içkiye alıştı. Akşama kadar sizi arıyordu. Eve her gün biraz daha çökmüş ve yorgun olarak dö. nüyor.. odasına kapanıyordu. Dolaptan içki çıkarır, yemeğini isteyip içmeğe başlardı. Fakat ekseri geceler de yemeğine dokunmazdı. Gece yarısına kadar içer ve sonra kollarını masaya çaprazlıyarak uyuyup kalırdı...
Üç ay evvel bir hafta hiç eve uğramadı... Nihayet bir gece yarısı geldi... Sizi çok geç bulduğunu söyledi, odasına kapandı ve gene içme, ğe başladı: Sabaha karşı bir mırıltı işittim. Odasına yaklaştım, kapısı aralıktı. Dirseklerini masaya dayamış, başını avuçlarına almıştı: Resimlerinize bakarak söyleniyordu, Dinlemeğe başladım:
— Bir günde kayboldunuz. Yü-larca gözükmediniz. Bu gün varsınız. Fakat her halde beni unuttunuz. "Hayat geçmişi yıkıp unutturuyor. Ona yenisini yaratıp ilerliyor,, derler. Evlenmişsin, mesutsun artık, senden bir şey bekliyemem.
Melâhat hıçkırıklarını zaptedemı yerek görümcesinin dizlerine kapan, dı:
— Şimdi nerede? Beni ona götür!.. Yalvarırım..
O derin derin içini çekti:
— Şimdi çok., çok fena.. Doktor lar bile ümidi kesti. İki gündür sizi sayıklıyor. Adresinizi ancak bu sabah bulabildim, dedi.

Otomobil ufak bir evin önünde durdu. İnen üç kadın kapıdan süzülerek bir nefeste ikinci kata çıktılar. Gözleri yaşlı, bakışları düşünceliydi.
Naciye, yavaşça kapıyı açtı.
— İşte! dedi.
Ayaklarının burnuna basarak i-lerlediler.. Yarı inik perdeler odaya bir kasvet veriyordu... Hastanın baş ucunda bir kadın ve bir çocuk resmi asılıydı... Melâhat ve Suna korkunç bir rüzgâr camları sarsıyordu...
Hastada hiç bir hareket görülmü yordu... Melâhat yavaş yavaş ilerledi: Biraz daha yaklaştı... Acı bir çığlıkla yatağın üzerine kapandı.
— Affet Şevket: Artık senden ayrılmıyacağım. Bak Suna geldi, ben geldim. Şevket, Şevket...
Fakat artık hastadan ne bir ses ne bir nefes gelmiyordu. Yalnız donuk cam gibi iki göz odada sabit bir noktaya dikilmişti. Ziya Seven
3 Yunan Balıkçı motörü yakalandı Balıkçıların kaptanları da yaralı
Urla (Hususi) — Saat yirmi dört raddelerinde Urla kazasının De mircili mevkiine sokulan ve üç mo-törle kara sularımızda kaçak balık avladıkları görülen altı, Yunanlı Gümrük muhafaza teşkilâtına mensup 7 numaralı motor tarafından yakalanmıştır.
Bular, gece yansı balık avlamağa daldıktan sırada sahilleri kontrol eden gümrük muhafaza motörü, vaka yerine gelmiş ve Yunanlı balıkçılara :
— Dur !
Emrini vermiştir. Balıkçılar bu emridinlemiyerek kaçmağa teşebbüs edince, muhafaza erleri vaziyfelerirıi yapmış, balıkçılar motörleriyle yaka lanmışlardır. Bunlar sakız adast hal kından Kostantin oğlu kaptan dimit-riRikla, makinist Yorgi oğlu Kana, kozaki Niko Vurya, Mihal oğlu Yu-vanis Kukaç, Dimitri oğlu Kocafor-osdur. altı suçlu motörleriyle Urla-nınSığaoık iskelesine getirilmişlerdir. Bunlardan Kaptan Dimitri Rikal yaralıdır.
Zonguldakta
Salgın Tifomu Var ?
Adedi 20 yi Geçen Musaplardan Yansının Öldüğü Yeni vak’alar Olduğu Bildiriliyor
Sıhhat Vekâleti Tedbirleri Kontrol İçin Müfettiş Gönderdi
(Bartın) refikimizin haber verdiğine göre Zonguldakta bir müd-dettenberi salğın bir tifo hüküm sürmektedir. Soğuksu mıntakasın-dan çıktığı ve lâğım karışan çeşme sularından geçtiği anlaşılan, hasta, lık müsabakaları bugüne kadar 20 yi geçmiştir. Hastahaneye kaldırı-
gg gg gg 3g âg
Kin Güden Çocuk
Dayısını Öldüren Adam Hapishaneden Çıkar çıkmaz Onu Vurmağa Kalktı!
Bursa (Hususî) — Emin oğlu Halili öldürdüğünden ötürü mahum olduğu cezayı çekerken ceza evinden çıkan Bursanın Kayapa köyünden Mustafa oğlu Ali, köyde dut a-ğacma çıkarak temizleme yaparken Halilin yeğeni İsmail adında bir çocuk onu ağaç üzerinde görmüş ve dayısını öldürdüğünü hatırlayınca teessüre kapılarak taşıdığı tabancayı çekmiş ve öldürmek için üzerine bir el ateş etmişse de, çıkan kur-
İki Kanlı Cinayet
Bir orman memurunu öldüren katil mah-
kûm oldu. Bir köylüde karısının karnını deşip sonra pişman olarak doktora götürmek istedi isede kadın yolda öldü I
Silifke (Hususi) — Silifkede köprü yanında orman mesaha memuru Ziya ölü olarak bulunmuş ve katili olarak Ziya isminde biri yaka-lanmıştır.Katil vakası meydana çıktıktan ve katil yakalandıktan sonra derhal cürmümeşhut kanununa tev-fikau muhakemesi yapılmıştır.
Katil Silifkenin Makdem mahel-lesinden berber Ahmet oğlu şöför) muavini esnai muhakemede , akşam maktul ile birlikte rakı içmiş olduklarını, gece ise kendisine bulunduğunu söylemiş ve bundan muğber olarak kalbine iki bıçak vurduğunu ikrar etmiştir.
Katil doktora muayene ettirilmiş ve ifadesinin hakikat olduğu doktor raporu ile anlaşılmıştır. Muhakeme gece yarısından iki saat sonraya ka. dar devam etmiş; heyeti hakime katile on sekiz sene hüküm vererk me. selede tahrik olduğundan bu müddetin yansını affetmiş ve katil yirmi bir yaşını doldurmadığından bu ci-hettende mütdeti mahkumiyetinin

Kuduz bir köpek
Üzerine 60 kurşun sıkıldı Ancak 30 kurşunun isa-betile öldürülebildi Bursa (Hususi) — Beş zabıta memurumuz tarafından Temenyerin deki Cümhuriyet köşkü yanında bir kuduz köpek 60 kurşun atıldıktan sonra öldürülmüştür.
Setbaşı civarında bir kadınla bir çocuğa saldıran bu köpeğin kuduz olduğunu görenler derhâl polise haber vermişler, bunun üzerine Setba-şından yetişen Polisler köpeği kova lamağa başlamışlardır.
Diğer tarafdan, Maksem noktasına da telefonla köpeğin karşılanması bildirilmiştir. Arkasından kurşun atıla atıla köşkün yanma kadar kovalanan bu kuduz köpek vücuduna 30 uncu kurşun isabet ettikten sonra ölmüştür.
lan bu hastaların yarısından çoğu ölmüştür. Yeni musablar kaydedilmektedir. Gayet sıkı tedbirler alınmış, aşı tatbikine başlanmıştır.
Vakayı tetkik ve tedbirleri kontrol için Sıhhat Vekâleti müfettiş gön dermiştir.
şun Alinin ceketini delerek geçmiştir.
Birinci sorgu Hakimliğinde yapılan tahkikat bitirilerek suçlu İs. maili de öldürme kastı tezahür ettirilmiştir. tabancadan çıkan kurşu. nun hedefe isabet etmemek suretile mani sebebler hudus ettiğinden kas-teylediğini adamı öldürmek suçu teşebbüs derecesinde kaldığı izab olunarak ağırceza mahkemesine sek olunmuştur.
bir buçuk senesi tenzil edilerek yedi buçuk seneye indirilmiştir.
Karısına kıyan 'köylü
Ceyhan Hhususi) — Kazamızın aşmalı köyü sınırı dahilinde göçebe harman dalı aşiretinden Çakır Battal oğlu Mahmut adındaki şahıs karısı on altı yaşlanndaki Hatiyceyi aralarında çıkan bir münaza neticesi hiddetlenerek cebinden çıkardığı bıçakla muhtelif yerlerinden ağır surette yaralıyarak öldürmüştür.
Katil: hadiseyi müteakip yapmış olduğu bu cinayetten müteessir olarak karısı Hatiyceyi doktora götürmek teşebbüsüne girişmiş isede, Ha-ticenin karnı deşilmiş ve bağırsakla rı dışarı fırlamış olduğundan yarım saat sonra hayata gözlerini kapa, mıştır.
hâdise mahalinde C. müddei umumisi ve hükümet doktoru giderek ce. sedi muayene etmişlerdir.
Katil vermiş olduğu ifadede cüc-münü inkâr etmiştir.
Şarhoşun Zoru
Otobüsde yer verilmeyince tabancasını çekip iki kişiyi vurdu
Bartın (Hususi) — geçen cuma, ertesi günü akşamı Kokaksu durağında bir vak’a olmuş; bir sarhoş iki kişiyi yaralamıştır.
Hadise şudur:
Zonguldak treninden sarhoş o. larak çıkan ve aslen Vakfikebirli olup aşağı Ihsaniye köyünde oturan İsmail Demir adında bir adam, otobüse binmek istemiş ve kendisine yer olmadığı söylenmesi üzerine, o-tobüs müstahdemlerinden Kemale Küfrederek tbancasını çekmiş, iki el ateş etmiştir. Çıkan kurşunlar Kemali ve arkasında duran Çakır kadı, köyünden Osman adında .bir köylüyü kalçalarından yaralamıştır.
Suçlu yakalanıp Adliyeye verilmiş, tevkif edilmiştir,
f !
s
Tefrika No; «S
Emine hanım beni görünce:
— Başımıza noler gelecek bilmiyorum yavrum, dedi. Nailin küçüğü bir kaç gündür hasta idi, bugün vaziyeti çok fenalaşmış, doktorun artık ümidi yok. Kurtaramayacağını söylüyor. Hasta annesi bunu nasıl karşılıyacak ve tahammül edebilecek? Bir felâket olmanın diye korkudan bitiyorum... Naile haber vermemiz lâzım!
Zehra:
— Kendisine haber vermesek da ha iyi olur efendim, diye söylendi. Zavallıcık, karısından az mı çekti, yeniden üzüntüye mi sokalım.
Emine hanım, sakin yüzü ciddî Emine hanım, sakin yüzünde ciddî bir ifade ile ayağa kalktı. Ağır biı sesle:
— Oğlunun ölmek üzere bulunduğunu bilmesi lâzımdır, dedi. Zeh. ra, o kadına karşı kin ve adavetiniz sizi bazan ne yaptığınızı bilmez bir hale getiriyor.
İhtiyar, aşçı kadın cevap verme, di. Fakat bana fena bir nazar atfetmeden de aramızdan çekilip gitmedi.
Yemek esnasında Nailin, zihninin meşgul olduğunu göstermemek için uğraştığı belli idi. Sofradan kalkmak üzere ikhen hizmetçi kız gelerek, Seherin kocasının geldiğini ve vasimi görmek istediğini söyledi.
Nail, hepimizden müsaade aldıktan ve Özür diledikten sonra dışarı çıktı. Seherin kocasının, kayalıkların üzerindeki evden geldiğini ve haber getirdiğini farketmiştim. Acaba küçüğün öldüğü haberini ulaştırmıştı.
Endişeli ve asabi görünen Emine hanım bir aralık fırsat bularak aramızdan uzaklaştı. Tekrar içeri girdiğinde, misafirleri îstanbulda geçen ve yabancı bir muhite ait bir dedikodu ile meşgul görünce beni yanına çağırdı ve kulağıma fısıldadı:
— Zavallı küçük gitti! Nail oraya gitti, fakat karısına görünmiye-cek. Şimdilik Aliye, bitkin vaziyette öyle duryor, hareket etmiyormuş!
Nail demek, orada, karısile abdal çocuğunun senelerce bir arada yaşadığı evde idi! Fakat, deli kar:.
Azılı Hırsız
Hastaneden firar etti
Manisa (Hususî) — lzmirin mu-telif yerlerinde dokuz kadar ev ve dükkân soyan meşhur sabıkalı hır. sız İhsan Çetin Cin, evvelce zabıtamız tarafmdan yakalanmış, asliye ceza mahkemesinde on sekiz sene ağır hapse mahkum edilmişti. Çetin Cinsoy adını taşıyan bu sabıkalı gön denildiği manisa asabiye hasta hanesinden kaçmıştır. Gündüz uyuyarak geceleyin faaliyete geçen bu hırsız girdiği ev ve mağazalarda eşya çal-mıyarak daima para çalmakta ve aynı zamanda bina sahiplerine hitaben Çetin Cin imzasile tehdit mektupları yazarak çekmecelerine kendisi içindâıma para bırakmazlarsa hayatlarının tehlikede olacağını ihtar etmek cür’etini göstermekde idi Bu sabıkalı, Kuzuoglu çarşısında B. Moreno Morganoto ticaret hanesinin tavanında zabıtanın heyecanlı ve teh likeli bir takibi netiycesinde yakala ı mış suçlarının mükerrer ve müteaddit olmasından ağır şekilde cezalandırılmıştır. Fakat çok kurnaz olan İhsan Çetin Cinin hapishaneden kaçması ihtimali nazarı dikkate alınmış kendisi sıkı tarassut ve muhafaza altında tutulmuştur.
Bundan bir müddet evvel hapis, hanede delilerin hareketini taklid eden ve deli olduğunu söyliyen İhsan Çetin Cinin, doktor tarafından mu-
GRİPİN
Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, kırıklık ve bUtün ağrılarınızı derhal keser ■■ ■ İcabında gUndo a kaşe alınabilir. ■ ■■
Aşkın Kuvveti
Nakleden: ORHAN S-
sı, her hangi bir buhran anında va. sime kimbilir neler yapmazdı? Delilerin, cinnet buhranları sırasında fevkalâde kuvvetli olduklarını işit-miştim...
Yerimde duramıyordum. Gayri ihtiyarî, etrafıma bakmadan bahçeye çıktım. Ve birden kendimi o münzevî evin bulunduğu yere giden dar yolda buldum. Nihayet, gri renkli ve yosun tutmuş dıvar karşıma çıktı. İlk nazarda küçük kapının aralık olduğunu gördüm. Her halde Nailin çocuğunun ölümü, Aliyenin gardiyanlarını şaşırtmış, her günkü işlerini unutturmuş olacaktı.
Bir lâhza tereddüt eder ek durdum... Sonra kararımı vererek kapıyı ittim. Ve içeri girdim. Önümde etrafı şimşir ile çevrilmiş, ve bazı çiçeklerle süslü tarhlar gördüm... Daha ileride de bir kameriye vardı. Burasını süsliyen yeşillikler arasın, dan ev görünüyordu.
Birdenbire titredim. Kameriye, nin altında alnını eline dayamış bir erkek oturuyordu.
Bu Nail idi.
Acaba ne düşünüyordu? O iztı-raplı günlerini mi, yoksa kısa süren saadetinin hatıralarını mı düşünüyordu ?
Ah- Onu teselli edebilmek!.. Ondan her türlü iztırabı uzaklaştırabilmek imkânını bulmak!..
Hiç olmazsa, kendisi için duyduğum derin sempati hislerini bir an-latabilseydim ? litirap çekenler için, bu acılarına iştirak eden bir kimsenin yanlarında bulunması ne iç açıcı bir şeydir?..
Yavaşça, kumlu yol üzerinde i-lerledim... Fakat yeşillikler arasından binadan, bir kadının çıktığını gördüm. Vasim birden ayağa kalktı. Kimin geldiğinni anlamıştım.
Aliye kocasını görmüştü. Bir saniye gözleri dönmüş, oğlunun cansız vücudunu göğsüne sokacakmış gibi sıkarak durdu. Sonra da, küçücük cesedi yere bırakarak, ve ellerini sanki boğacakmış gibi ileri uzata. rak Nailin üzerine atıldı.
(Devamı var)
Atatürk Günü
Bartlnda büyük bir toplantı yapılacak
Bartın (Hususî) — 8 nisan, Atatürk günüdür. Ebedî Şefimiz Ata-türkün aziz hatırasını bir daha anmak için, Halk Evimiz 8 Nisan cu. martesi günü akşamı bir toplantı tertip edecektir.
İzmir valiliği
Bingöl valisi B. Saib izmirs tayin olunuyor
Ankara: (Telefonla) — Bursa mebusluğuna seçilen İzmir valisi B. Fazlı Güleçin yerine eski vali muavinimiz elyevm Bingöl valisi olan B. Saip Okayın tayın edileceğini haber aldım.
ayenesinde asabî hastalıkla malûl olduğu nazarı dikkate alınarak mü. sahede altında bulundurulmak üzere Manisa asabiye hastahanesine gönderilmiştir. orada tedavi altında bulunduğu sırada kaçmağa muvaffa : olmuş, Manisa adliyesi, budan İzmir adliye ve zabıtasını haberdar etmiştir. Zabıta, sabıkalının yakalanması için tetbir almıştır.
4 NİSAN 193»
TIRUAIAH
7
YENİ NEŞRİYAT
Türklük
Bu isimde bir milliyetçi kültür mecmuasının ilk sayısı özlü ve dolgun münderecatla intişar etmiştir. Ciddî tetebbulan seven karilerimize tavsiye ederiz.
Havacılık ve spor
Bu güzel ihtisas mecmuasının ' (236) inci sayısı calibi dikkat ve merakaver mündericatla çıktı. Karilerimize tavsiye ederiz.
Yücel
Bu aylık sanat ve fikir mecmuasının (50) inci nisan sayısı da zengin mündericatla intişar etmiştir, tavsiye ederiz.
ESKİŞb£HİRDb'
Ses - Işık Kitap Evi
Yeni Sabah Gazetesile diğer Günlük ve Ha t ılık Gazetelerin Satış e'kezidir
Zayi
Ziraat Bankasının 4.10 38 tarih ve 1842 numaralı tevdiat bonosunu kaybettiğimden hükmü yoktur.
Nihat Yolkut
| Rıza KÖŞKÜN
" BASIMEVİ
İstanbul: Vilâyet Karşısı No. 21 Kitab, Mecmua ve her türlü tabı işlerini en temiz, en güzel ve en ehven şeraitle seri bir surette yapar.
_____________
İktisat Vekâleti Murakip komiserliği intihabatı Teftiş ve Murakabe heyeti riyasetinden : Teftiş ve murakabe heyeti kadrosunda münhal murakip komiserlikler için 20 mayıs 1939 çarşamba günü müsabaka imtihanı yapılacaktır. Bu imtihanda kazanarak murakip komiserliklere tayin edilecek olanlara ayda “150” lira ücret verilecek ve bunlar, münhal vukuunda ayrıca imtihana tabi tutulmadan ve murakip komiserlik imtihanındaki muvaffakiyet derecelerine göre “35” lira maaşlı İktisat Müfettiş muavinliklerine tayin olunacaklardır.
Aranılan şartlar şunlardır: A — Memurin kanununun (4) üncü maddesinde yazılı evsafı haiz olmak; B — Yaşı yirmi dörtten aşağı ve (30) dan yukarı olmamak; C — Mülkiye mektebinden “Siyasal Bilgiler Okulu”, Hukuk Fakültesinden, Yüksek iktisat ve Ticaret mektebinden veya bunlara muadil derecedeki ecne'bî mekteplerinin birinden mezun olmak; D — Yapılacak tahkikat neticesinde şahsî vasıfları ve seciyyesi müsait bulunmak.
İmtihana talip olanlar 20 Nı&an 1939 tarihine kadar Ankarada İktisat Vekâleti teftiş ve mürakabe heyeti riyasetine arzuhal ile müracaat edeceklerdir.
Arzuhale şu evrakın bağlanması lâzımdır; A — Nüfus hüviyet cüzdanı ve adres; B — Kendi el yazılariyle tercümeihal hülâsası; “memuriyette bulunanlar müddet ve sureti hizmetlerine dair resmî vesika, müesseselerde bulunanlar oradan alacakları bonservisleri raptedeceklerdir” ; C — Askerlik vazifesini yaptığına dair resmî vesika; D — Mektep şahadetnamesi veya tasdiknamesi ;,E — Sağlam bünyeli ve yolculuğa dayanıklı olduklarına dair hükümet tabibinin raporu.
Talipler tahrirî ve şifahî olmak üzere iki imtihana tabi tutulacaklardır.
Gerek tahrirî ve gerek şifahî imtihanlar fukarada yapılacaktır, imtihan Programı:
sa”, inkısma ve istihlâk bahisleri”».
1 — İktisat ilmi “İstihsâl, tedavül, nakit, itibar, banka”, borsa,
inkısam ve istihlâk bahisleri”;
2 — İktisadî meslekler tarihi “umumî malûmat”;
8 — Ticarî hesap, basit ve mürekkep faiz, iskonto, faizli hesabı carîler,
4 — Hendese “satıh ve hacim mesahaları”,
5 — Usulü defterî “ticarî ce sınaî muhasebeler hakkında nazarî
ve amelî malûmat”;
6 — İlmi malî “umumî malûmat”;
7 — Hukuk ilmi: A — İdare hukuk “İdarî kaza dahildir”; B —
Ceza hukuku “esaslar ve memurinin vazifeden mütevellit suçları”; C — Ceza muhakemeleri usulünden esasa müteallik hükümler ile hazırlık tahkikatı ve ilk tahkikata aid kısımlar, memurin muhakematı hakkmdaki kanun hükümleriyle “1609” numanalı kanun hükümleri; Ç — Medenî hukuk kanunu medenînin umumî hükümleri, hükmî şahıs, larla feri aynî haklara müteallik hükümler ve borçlar kanunu ahkâmı üzerinde umumî malûmat; D — Ticaret hukuku “kara ve deniz ticaret kanunlarının ahkâmı esasiyesi”;
8 — Ecnebî lisan “Fransızca, İngilizce, Almanca lisanlarından
biri”.
Müfettiş muavinliğinden sonra bilimtihan isbatı ehliyet edenler ktiaat Müfettişi tayin olunurlar. “1048” “1953”
İSTANBUL BELEDİYE İLÂNLARI
939 senesinde ölçülerini senelik muayeneye getireceklerin nazan dikkatine:
ölçüler nizamnamesinin 17 inci maddesi mucibince 989 senesi ikincikânun ayı içinde kaydedilmiş ve sahiplerine müracaat kâğıdı verilmiş olan ölçülerin 939 senesi senelik muayeneleri 1—4—939 gününde başlıyacaktır.
Muayeneye girecek ölçüler:
1 — 937 senelik veya ilk muayene damgasını taşıyan bütün ölçüler.
2 — Sahipleri tarafından ayamdan veva damgasından şüphe edilen ölçüler.
Senelik muayene damgısı adinmiş veya okunamıyacak kadar bozulmuş bilumum ölçüler.
ölçü sahiplerinin müşkülâta maruz kalmamaları ve işlerini çabuk yaptırmaları için ellerindeki müracaat kâğıdında yazılı üç maddeye göre hareket etmeleri lâzımdır. Aşağıda yazılı günlerde ve yer-lerde ayar memurlarının ölçüleri muayene edecekleri ilân olunur
Eminönü gurup merkez ayar memurluk mıntakasında:
1__4__939 gününden 81.—4—939 günü akşamına kadar Beyazıd nahiye müdürlüğünde
Beyoğlu gurup merkezi ayar memurluk mıntakasında-
1—4—939 gününden 15—5—939 günü akşamına kadar Beyoğlu kaymakamlığında
20—5—939 „ 20—6—939 Beşiktaş ,,
24—6—939 „ 25—7—939 Sarıyer „
29—7—939 „ 15—8—939 Yeniköy nahiye müdürlüğünü
19—8—939 „ 31—8—989 M Beyoğlu kaymakamlığında
Fatih gurup merkezi ayar memurluk mıntakasında:
1—4—939 günüm 15—5—939 günü akşamjPAi kadar Fatih ayar memurluğunda
16—5—939 „ 26—5—939 Eyüp kaymakamlığında
29—5—939 , 3—6—939 Bakırköy „
5—6—939 „ 9—6—939 Yeşilköy nahiye müdürlüğünde
12—6—939 „ 17—6—939 Çatalca kazası belediyesinde
18—6—939 „ 24—6—939 Silivri „ „
26—6—939 „ 81—8—939 • Fatih ayar memurluğunda
Kadıköy gurup merkezi ayar memurluk mıntakasında:
1—4—939 gününden 28—4—939 günü akşamına kad^r Kadıköy ayar memurluğunda
2—5—939 „ 12—5—939 Erenköy nahiye müdürlüğünde
15—5—939 31—5—939 Üsküdar kaymakamlığında
1—6—939 „ 9—6—989 Kısıklı nahiye müdürlüğünde
12—6—939 „ 23—6—939 Beylerbeyi „ „ 1
26—6—939 „ T 7—7—939 Beykoz kaymakamlığında
10—7—939 „ 14—7—939 Büyükada „
17—7—939 „ 21—7—939 Maltepe belediyesinde
24—7—939 „ 28—7—939 ,, Kartal kazası belediyesinde
31—7—939 „ 4—8—939 Pendik kazası belediyesinde
7—8—939 „ 10—8—939 Yalova kazası „
14—8—939 „ 16—8—939 Şile
17—8—939 „ 18—8—939 Ağva nahiye müdürlüğünde
21—8—939 „ 31—8—989 Kadıköy ayar memurluğunda
(2189'
Devlet Demiryolları tlânlan
Muhammen bedeli 4100 lira ojlan muhtelif şekil ve eb’atta 5970 adet dinamo kömürü ile 2500 adet otomat kömürü 27. 4. 1939 perşembe günü saat (10.80) on buçukta Haydarpaşada gar binası dahilindeki komisyon tarafından açık eksiltme usulile satın alınacaktır.
Bu işe girmek isteyenlerin 807 lira 50 kuruşluk muvakkat teminat ve kanunun tayin ettiği vesaikle birlikte eksiltme günü saatine kadar komisyona müracaatları lâzımdır.
Bu işe ait şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. (2228)
İstanbul Belediyesi ilânları
Zat İşleri Müdürlüğü mahzeninde yaptırılacak kapaklı ve raflı yerli dolap, 598 lira keşif bedellle müteahhit nam ve hesabına açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif evraklyle şartnamesi Levazım Müdürlüğünde görülebilir. İstekliler 2490 sayılı kanunda yazılı vesikadan başka Fen İşleri Müdürlüğünden alacakları Fen ehliyet vesikasiy-le 44 lira 85 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubiyle birlikte 11—4—939 salı günü saat 14 buçukta Daimî Encümende bulunmalıdırlar. (2024)

Otobüs imtiyazının kısa bir zaman zarfında Belediyece doğrudan doğruya icrasına kadar devam etmek üzere şimdilik Eminönü ve Cihangir mevkileri arasında ruhsatla işletmek üzere 12 adet otobüse ihtiyaç vardır.
Buralarda otobüs işletmek istiyen ve her hangi bir hatta çalışma ruhsatı bulunmıyan otobüs sahipleri Nisanın 12 inci tarihine müsadif çarşamba günü akşamına kadar tasarruf vesikaları bağlı bir istida ile Belediye Reisliğine müracaat edebilirler.
Evvelce ruhsat için istida ile müracaat etmiş olanlar da bu defa ayrıca yeni bir istida ile müracaat etmelidirler. (B) “2235”
İstanbul Sıhhî müesseler artırma ve eksiltme komisyonundan :
Heybeliada Verem Sanatoryomu için 1800 yüz havlusu ile 160 hamam havlusu ıaçık eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme 5—4—939 çarşamba günü saat 14.80 da Cağaloğlunda Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Müdürlüğü binasında kurulu komisyonda yapılacaktır.
Yüz havlusu için 65
Muhammen fiyat: kuruştur.
Hamam havlusu için 275
Muvakkat garanti: 120 lira 75 kuruştur.
İstekliler şartname ve numuneleri her gün komisyonda görebilirler. İstekliler carî seneye aid ticıaret odası veaikasile 2490 sayılı kanunda yazılı 'belgeler ve bu işe yeter muvakkat garanti makbuz veya banka mektubu ile birlikte belli gün ve saatte komisyona gelmeleri.
(1881X
İnhisarlar (J. Müdürlüğünden:
I — Şartnameleri mucibince “200.000,, adet “100„ kiloluk ve “50.000,, adet te “50„ kiloluk tuz çuvalı kapalı zarf usulile satın alınacaktır.
II — ”100,, kiloluk çuvalın beherinin muhammen bedeli “46„ ku-
ruş, “50,, kiloluk çuvalın beherinin muhammen bedeli “27„ kuruştan ‘105.500,-,- lira, muvakkat teminatı “7912,, lira ”50„ kuruştur.
III — Eksiltme 12 - 4 - 939 tarihinde Çarşamba günü saat 15.30 da
Kabataşta Levazım ve Mubayaat şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır.
IV — Şartnameler her gün sözü geçen şubeden ve İzmir, Ankara,
Başmüdürlüklerinden “525„ kuruş bedel mukabilinde alınabilir.
V — Eksiltmeye iştirâk edecekler mühürlü teklif mektublannı
kanunî vesaikle % 7,5 güvenme parası makbuzu veya ban-
, ka teminat mektublannı ihtiva edecek kapalı zarflann ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyon Başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır. (1845)

Cinsiı Mikdarı: Muhammen Muvakkat Eksilt- Saatz
Bedeli Lira K. Teminatı
Lira K. Şekli
Makine şeriti 2000 adet
(mavi - kırmızı) 1250.— 93 75 Açık 14
Makine şeriti 8000 adet
(Siyah - kırmızı)
Sabit toz mürekkep 2000 paket 224.— 16 80 Pazarlık 14.30
Yazı makine yağı 500 şişe
Takriben 25 Kg. 40.— 3 00 14.43
San kalem ucuc 2000 kutu 379.— 28 49 Açık 15
Mürekkep lâstiği 5000 adet 272.50 20 44 Pazarlık 15.30
Stampa mürekkebi (mavi) 2000 şişe 93.70 7 03 16
„ „ (kırmızı) 500 şişe
Sünger kâğıdı 20000 tabaka 393.96 29 25 Açık 16.30
Takriben 600 Kg.
I — Şartname ve nümuneleri mucibince yukarıda cins ve mikdarı yazılı (7) kalem kırtasiye hizalannda yazılı usullerle ayrı ayn satın alınacaktır.
II — Muhammen bedelleri muvakkat teminatlan eksiltme saatleri hizalarında gösterilmiştir.
III — Eksiltme 17—4—939 pazartesi günü Kabataşta Levazım ve Miibayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
IV — Şartnameler her gün sözü geçen şubeden parasız alınacağı gibi numuneler de görülebilir.
V — Eksiltmeye girmek istiyenlerin yüzde 7,5 güvenme parala-
riyle adı geçen komisyona gelmeleri. “2088”
Nafıa Vekâletinden :
Eksiltmeye konulan iş:
1 _ Büyük Menderes üzerinde Işıklı gölünün sulama suyu id-dihar havuzu haline konması, keşif bedeli “1133860” liradır.
2 — Eksiltme 13—4—939 tarihine rastlıyan Perşembe günü saat 15 de Nafia Vekâleti Sular Umum Müdürlüğü Su eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf usuliyle yapılacaıktır.
3 — İstekliler eksiltme şartnamesi, mukavele projesi, Bayındır* lık İşleri Genel şartnamesi, fennî şartname ve projeleri “50” lira mukabilinde Sular Umum Müdürlüğünden alabilirler.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin “47 765” lira “80” kuruşluk muvakat teminat vermesi ve eksiltmenin yapılacağı günden en az sekiz gün evvel ellerinde bulunan bütün vesikalarla birlikte bir istida ile Vekâlete müracaat ederek bu işe mahsus olmak üzere vesika almaları ve bu vesikayı ibraz etmeleri şarttır.
Bu müddet içinde vesika talebinde bulunmıyanlar eksiltmeye iştirak edemezler.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarını İkinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadıar Sular Umum Müdürlüğüne makbuz mukabi -ünde vermeleri lâzımdır.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez. “820” “1554”
Edirne Belediye Riyasetinden:
Edirne mezbahasına yapılacak ojan 71832 lira 61 kuruş bedeli ke-şifli soğuk hava deposu ve buz fabrikası 45 gün müddetle kapalı zarf usulile münakaşaya çıkarılmıştır. Talihler şartname proje ve keşifnameyi İstanbul ve Edirne belediyesinde görebilirler. İhale 25 Nisan 939 tarihine müsadif salı günü saat .15 tir. (1857)
İstanbul Emniyet sandığı Direktörlüğünden :
Bakırköy Kartaltepe mahallesinde Ruşen sokak 6 No. da oturmakla iken şimdi ikametgâhı meçhul olan Bay Ali Samiye İlân yoliyle son tebliğ.
19966 hesap numarasile 20—9—934 tarihinde sandığımızdan aldığınız 1000 lirayı 2—2—938 tarihine kadar Ödemediğinizden faiz ve komisyon ve masarifi ile beraber borç mikdarı 1129 lira 60 kuruşa varmıştır. Bu sebeble ve 938/88 numaralı dosya mucibince ve 3202 No. lu kanuna tevfikan yapılan açık arttırma neticesinde birinci derecede ipotek ettiğiniz Beyoğlund» eski Kamerhatun yani kalyoncu-kulluğu mahallesinde fakir sokağında eski ve yeni 22/24 kapı 436 ada 17 parsel numaralı kârgir dükkân ve apartmanın beş hissede iki hissesi açık arttırma neticesinde 1790 lira bedelle talibi Arif namına muvakkaten ihale edilmiştir.
ilân tarihinden itiaren bir ay içinde borcu Ödemediğiniz takh dirde kat’t ihale kararı verilmek üzere dosyasının icra hâkimliğine tevdi olunacağı son ihbarname makamına kaim olmak üzere ilân olunur. (222B)
Avrupadan yeni gelen hakikî
L
DAVETİYE
'X
I
Y
II
Derince Tahmil ve
Ameh'yenin Nevili
26189
44993
9 — Vagondan olukla tahliye
10 — Saatle müteahhitten alınacak amele
3 — Vinç iştiraki olmaksızın rıhtım veya silo iskelesine veya güverteden alarak vagona tahmil etmek veya mütekabilen
6 — Vinç iştirâki olmaksızın vagondan tahliye ve açık araziye mağazalara n^kil ve istif ve mütekabilen
Kok kömürü Briket
8 — Vinçsiz meraklbi bahriyeden küfelerle veya arkalık ile ve el ile çıkarılarak vagona tahmil açık araziye mağazalara nakil ve İstif etmek ve mütekabilen
5 — Silo iskelesine yanaşmış vapur güvertesinden veya silo iskelesinden nakil ve yerleştirmek
4 — Supalandan alınıp açık araziye nakil ve istif etmek ve mütekabilen
7 — Vagından idare vincile açık araziye tahliye istife ve mütekabilen
“Sirop Pectoral
eczanelerden alınız. Luzumunda günde i . 3 kaşeye kadar alınır.
İlkbahar ve yaz mevsimleri münasebetile salonlarımızda teşhir ettiğimiz SON MODA ve ZENGİN çeşitlerimizi görmek için Galata
EKSELSYOR
ucuz
25140
20411
Büyük tübü 40 Küçük tübü 22,5 !
TİYATROLAR
— ' Turan Tiyatrosu
Bu akşam
Halk gecesi
Ertuğrul Sadi Tek ve Araadaş l lan: *
Güzelliğinin Sırrı Yok
Sebebi var
Kuru Sıkı Vodvil 3. Perde. | (Se) Atlla Revüsü. Miçe Pen. | çef varyetesi
Localar 100 Heryer 20 Paradi 10 kuruş.
5 Nisan Çarşamba akşamı La-dam o Kamelya
¥
Tepebaşı dram kısmında
Bu gün saat 15 de gece 20,30da
ŞEYTAN

İstanbul caddesinde komedi kıs-
Gündüz saat 15,30 da PERŞEMBE
Gece Saat 20, 30 da
PAZARTESİ

•JALK OPERETİ
Zozo Daim as
Macar BaleÇi (Çardaş)
Iş Arıyor
Tahsili orta, ticari muhasebe ve daktilo bilir, bonservisli bir Türk genci her ücrete razı. Şehremini Yunusemre sokak No. 27 Kemal Aktan
Dişleri mikroplardan, çürük-|| lerden, iltihaplardan koruya-Irak sağlamlaştıran, hem de minelerinin bozulmasını ve sararmasını menederek daimî bir güzellikle muhafaza eden ısrın en kuvvetli diş macunudur.
Her Sabah. Öğle ve Akyam yemeklerden sonra günde 3 defa
Zayi
Beşiktaş askerlik şubesinden, al-1 mış olduğum, askeri, terhis, tezkeremi, zayi ettim, yenisini alacağım, dan eskisinin hükmü yoktur.
Seyit Mehmet

İstanbul Üniversitesi A. E. P. Komisyonundan:
Gureba hastahanesi 2 inci hariciye kliniğinde 729.11 lira keşifli elektrik tablosu konma işi Rektörlükte açık eksiltmeye konulmuştur, isteklilerin 500 liralık bu gibi iş yaptıklarına dair ihaleden 8 gün evvel alınmış vesika ve Ticaret Odası kâğıdiyle 55 lira muvakat teminat makbuzlariyle 7—4—939 cuma günü saat 15 de Rektörlüğe gelmeleri.
Keşif ve ilişikleri hergün Rektörlükte görülür. “1937,,
MAKARNA FABRİKATÖRLERİNE:
Mose Cittone Ticarethanesi, Yeni Makarna fabrikalarının tesis Makineleri, kurutma âleti, kalıplar vesaire alâtının tedariki için muktezi her nevi izahatı vermeğe amade bulunduğunu bildirir. gg/SSUB Tel: 41513 - 42689, Posta kutusu Galata 1113 mkk
I DEVLET DEMİR YOLLARI İLÂNLARI
1 — Ambar dahilinde supalana hazırlamak ve vapur dahilinde viçle supalan yapmak veya Hab ve yahut istif yapmak bu ameliyede nhtım veya silo iskelesine veya vapur güvertesine vermek ve bırakmak dahildir. Ve mütekabilen.
2 — Supalandan açık vagona tahmil ve mütekabilinde vagondan supalan ve idare vinci ile vagondan denize vermek veya mütekabilen denizden almak.
Maden kömürü ve emsali dökme cevher Krom 46407
12325
11 — Yevmiye He alınacak amele
25595 lira 9 kuruş muhammen bedeli bulunan ve 20—3—939 da münakaşası icra edileceği evvelce ilân edilip talibi tarafından uy»-gun fiat verilmediğinden İhalesi yapılamıyan Derince limanı tahmil ve tahliye işi ıbu kere Krom tahmilâtına ayrı fiat vazedilerek kapalı zarf usuliyle tekrar eksiltmeye konmuştur. Eksiltme 17—4—939 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 11 de Haydarpaşa gar binası dahilinde 1. oi İşletme komisyonu tarafından yapılacaktır. Taliplerin 1919 lira 63 kuruş muvakkat teminat ile ayni güıı saat 10 a kadar komisyon kalemine teklif mektuplarını vermeleri lâzımdır. Bu işe alt şartnamesi Haydarpaşa Liman Başmüfettişliğinden parasız olarak alınabilir,
ŞIK BAYANLARIN NAZARI DİKKATİNE: Avrupadan yeni gelen hakikî ARJANTİN TİLKİ uzun vade ile Veresiye Satış
İstanbul Mahmutpaşa 137 Arjantin Tilki Mağazası
Maarif Vekâletinden:
Kendi hesaplarına eser bastırmış olan müelliflerden ve hususîj teşekküllerden, Ankarada Sergi evinde Maarif Vekilliği tarafında^ tertip edilen “On yıllık Türk neşriyat Sergisi" satış pavyonunda eserlerini sattırmak istiyenlerin iştirâk şartlarını öğrenmek üzere, Ankarada Vekillik Yayın Direktörlüğüne, îstanbulda Babıâli caddesinde Basma yaz? ve resimleri derleme direktörlüğüne müracaat etmeleri ilân olunur. (2089)
Büyük elbise ticarethanesini ziyaret etmeniz menfaatiniz icabındır. KADINLARA son moda mantolar, pardesüler ve ipekli muşambalar ERKEK ve ÇOCUKLARA her nevi kostüm ve pardesüler.
Hususî dairemizde her cinsten en iyi yerli ve Ingiliz kumaşlardan ISMARLAMA KOSTÜM ve PARDESÜLER.
Teşhir ettiğimiz mallar rekabet kabul etmez. TAKSİTLE muamelemiz her yerden elverişlidir.
Galatada EKSELSYOR büyük elbise ticarethanesi direktörlüğü
İstanbul sıhhî Müesseseler Arttırma ve eksiltme komisyonundan :
Şişli Çocuk hasbahanesine lâzım olan 1 adet yüksek tazyikli buhar kazanı açık eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme 5—4—939 çarşamba günü saat 16 da Cağaloğlunda Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Müdürlüğü binasında kurulu komisyonda yapılacaktır.
Muhammen fiat: 1850 liradır.
Muvakkat garanti: 138 lira 75 kuruştur.
İstekliler şartnameyi her gün komisyonda görebilirler.
istekliler carî seneye ait Ticaret Odası vesikasiyle 2490 sayılı ka-, nunda yazılı belgeler ve bu işe yeter muvakkat garanti makbuz veya banka mektubu ile birlikte belli gün ve saatte komisyona gelmeleri (1885)
Tahliye Ameliyesinin Tasnif ve Fiatı
Maden kömürü krom ve emsali dökme Beher tonu cevher TON
Beher Tonu
Muhtelif malzeme
eşya ve
Beher Tonu
Kaşe DERMAN, Tababetin »on keşlidir. Her evd. bulunması zarurî olan DERMAN kaşelerin
ÖKSÜRÜK ŞURUBU
Eski ve yeni bütün öksürükleri geçirir, balgam söktürür, bronşları temizler, nezle ve gripten korur, göğüsleri zayıf olanlara bilhassa şayanı tavsiyedir.
İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ Beyoğlu. İstanbul
Di leriniz pırlanta gibi parl
Dişleriniz çürümez, sağla ti kalır, çirkin,■arımtırak lekeleri izale eder. Dişlerin çürümesine sebep olan | mikropların tohumlarını imhaederek dişleri beyazlatır ve güzelleştirir. kolInosla gülüşünüzün PARLAKLIĞINI YÜKSELTÎNİZ.
Macun teksif erilmiş olmakla bir tüp ihtiyacınızı uzun müddet tamın eder.
Sütçüler âleminde Bir hâdise..
SOT MAKİNELERİ
SÜT MAKİNELERİ
Paslanmaz, lekelenmez ve bozulmaz. Yedek akşamı daima mevcuttur. Anadoluda acente aranmaktadır.
TAŞRA SATIŞ YERLERl-Konyada Kaşıkçı Necati, Erzurum-da Neş’et Solakoğlu.
Jak Dekalo ve Şsı. İstanbul Tahtakale No. 51
Türkiye umum deposu
Ankara acentemi»:
Adana »
Konya ))
Ceyhan »
Gazianteb „
Erzurum „
Poltlı
Yusuf Esendemir ve oğulları
Ömer Başeğmcz
Mehmet, Şükrü, Necati Kaşıkçı Said Akman
Mustafa oğlu M. Şakir özşeker Neş’et Solakoğlu Süleyman Uzgeneci
Sahibi: Ahmet Cemalettâln SARAÇOĞLU
l müdürü: Macit ÇETİN Basıldığı yer Matbaa» EbiUz y.