PAZAR
w
Onuncu Yıl
No. 3186
10
KURUŞ
■ü

4
OCAK
1M8
İdare: Nuruoenıaıüye No. 17 Tel adresi: «YENİ SABAJL> İSTANBUL Telefon: 20700
ABONE
Türkiye Senelik 0 aylık 3 aylık 1 aylık
280C» 1500
800
300
BEDELİ
Ecnebi »400 £900 i 000
«00
Kr.
>
»
>
SAYI 61
HER
YERDE

- t’
S
HERGÜN

*
• • l. • • ’J
7 » .4
•(





HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUDAFiiYİZ
SAYFA

sistemi ?
Demokrat Parti sözcüsü, Genel Kurmay Başkanma ve Başbakana şiddetli bir lisanla hücum ediyor..

“Geael Kurmay Başkasının înönCye gönderdiği tebrik mektabn Törkiyeyi dabile ve barice karşı kflçfik dflşürmesi bakımından büyük bir siyasi hatâdır..,,
Ankara: 3 «Telefonla) — Fuad Körülü yarınki «Kuvvet) de çıkacak olan Gafletten gaflete» başlık lı makalesinde ezcümle diyor ki: « — Şu son geçen yıl İçin de bütün diktatörlük sistemlerinin ana-düsturu olan meşhur tek şef, tek parti, tek millet tekerlemesinin ortadan kalktığını ve hükümet parti sİ tarafından çıkarılan gazetelerde dahi şeflik sistemi aleyhinde yazılar yazıldığını görmüş ve bunu De mokrasiye doğru hayırlı bir adım olarak telâkki etmiştik.»
Köprülü bundan sonra, son kurultayın ve Meclisteki büdce müzakerelerinin bu hususta bir ahniyet değişikliği ifade eden bazı misaller verdiğini söylemekte ve makalesine şöyle devam etmektedir
«— iktidar Partisinin ve hükümetin Demokrasi yolunda faal ve kati adımlar atmaktaki bu zararlı tereddüdünü memleket hesabına büyük bir teessürle karşıladığımız sırada iki gün evvel Ulus gazetesinin baş sutununda gözzme çarpan bir tebrik mektubu bizi hayretten hayrete düşürdü ve kendimizi blrdenbi re tek şef, tek parti, tek milet dü« turunun sokaklarda dalgalandığı günlerde zannettik. Çünkü Genelkurmay Başkanı t&rafmdan yenil yd dolayı&lle Devlet Reisin'' gönde 1 rilmlş olan dört beş satırlık resmî tebrik mektubu dünyanın hiç bir Demokrasisinde eşine tesadüf edile (Devamı Sa . 5; SÜ.. 4 de)
«1
askerlerini Bulgar halin tarafından misafirper-bilhassa köylüler toplanıyorlar ve kendilerini Bul-Resimde Bulgar miniminilerinin Almanlar daha
Yukarıdaki resim, daha bundan bir kaç yt? önce.» Alman veranc karşılanırını göstermektedir. Almanların etrafında faristanda daha uzun müddet kalır ca dâvet ediyorlardı.
iı/t faiHpnatariHc için getirilmiş clâuklartnı pörilyorsunu^
Haşan Saka Kabinesi Yıprandı mı?
Amerikanın Balkan
M

devletlerine ihtarı
II
Yeni Milliyetçi Parti
9
Hamdullah Subhi, Inönüye bu hususta izahat verecek
*
Kudret gazetesi, Şevket Hatiboğlu ve Fahri Kurtuluşun bugünlerde C. H. P. den ayrılacaklarını iddia ediyor
Raşid Hatıboğlu
Yeni partinin asıl ' elemanlarını eski Türk Orakçıları teşkil edecek..
-----o----
Ankara, 3 (Hususi) — Bugünkü Kudret gazetesinde çıkan bir yazı -ya göre, Hamdullah Subhi Tanrıö -ver, Ankarada kuracağı parti İçin bazı temaslar yapmaktadır.
Gazete ne kadar yalanlarsa yalan lasın, Şevket Raşid Hatiboğlunun, Fahri Kurtuluşun ve bir bağımsız milletvekilinin bu yeni partiye katı lacağını ve kısa bir müddet sonra Halk Partisinden istifa edeceklerini
(Devamı Sa.» 5; Sü.» 7 de)
Esrarlı bir mesele
Moskovanın d âvetine icabet etmek istemeyen Rus ataşesi

gitmeyeceğini baştan teyid ettiği Kerpiçte arkadaşl arile birlikte niçin
mecbur bırakıldı?
¥
Basan Saka bizdeki matbuat ve seçim kanunlarile polise hududsuz salâhiyet ler sağlıyan mevzuatı demokratik görüyor ve bu hususta bir harekete geçmek lüzumuna kani' bulunmuyorsa bu kabinenin ömrü gerçekten uzun ol-nuyacalctır. Çünkü bu mil let hâkimiyet haklarını tam ve kâmil olarak elinde bulundurmıya ve kendisini bu gayeye varmaktan alıkoyun seçim kanun ve tarzından kurtulmıya kesin olarak azmetmiştir.
I______* —.

Yunan çetecilerinin topları Arnavudluk topraklarında mevzi almış - Amerikanın Yugoslavya elçisi Tifo ile görüştü
Fahri Kurtuluş
S t a i i n
kanserden
mi muztarib
A »karadan bîr sabah gaze-
tesine gelen haber, sayed doğru ise, Haşan Saka kabinesinin değişmesi ihtimali varmış. Bu söylenti bir kaç gün evvel de çıkmış, hattâ şimdiki heyetin, yerini bir koalisyon kabinesine, Demokratların ve Hamdullah Sub ki Tanrıöverin de iştirak edeceği bir hükümete terkedeceği tasrîh edilmişti. Dünkü haberde He sadece kabinenin değişeceği ve yerini, yine Halk Partili diğer bir teşkile, terkedeceğt şayiasını naklet* inektedir.
Ba rivayetlerin doğruluk derecesini tâyin ve tesbit edecek mev-kıde değiliz. Y alnız hır nokta üzerinde durmak kabildir ki Kasan Saka heyetinin iş başına gelmesi üzerinden öyle uzunca bir devre geçmiş değildir. Sonbaharda ihtidan eline alan kabine, bir müddet, Meclis içtima" halinde olmadığı j. çin itimad reyi almadan iş gör-
(Devamı Sa,, 3; Sü.» 4 de)



Sabık Rumen Kralı Mişel ----------o —
I>öb iNvIçreye hareket etti
Bükrca: 3 (A.A.) — Eeki Romanya krah Mirçe), bugün saat 20, 25 d( S'nayadaki ikametgâhından ajmimıçUr.
Bükreş: 3 (A.A.) — Ealü Ru-(Devanu Sa., 5; SU., b da)
>
Donara: 3 ‘AA.) — (Lps> B. B C. Bin Vaşington muhabirinin bildirdiğine göre Amerikan hükümetinin,. Akdenizde bulunan harb ge-. mllerinin mürettebatına munzam kuvvetler katmak hususundaki Ra ran Amerikada, Dışişleri Bakan mu avini Louett’in de bildirdiği gibi, Yunanistan’ın Kuzey komşularına Amerika tarafından yapılan bir İh tar sayılmaktadır:
AMERİKA KARARINI INGİLTERE YE BİLDİRDİ
Londra: 3 — (A A.) — Dışişleri Bakanlığından bildirildiğine göre Birleşik Amerika halen* Akdeniz ve Adalar denizinde bulunan harb ge mileri mürettebatım arttırmak nl yetinde olduğunu İngiltere hüktıme tine bildirmiştir.
MÜRETTEBATI TAKVİYE EDİLECEK GEMİLER
Vaşington: 3 (A.A.) — Akderuz-deki Amerikan harb gemilerinde bulunan müfrezelerin mevcudunun arttırılacağı Bahriye Bakanlığından bildirilmektedir. Halen Akdenizde bulunan Midway uçak gemisi ile Portsmouth, Provldence ve Little-rock hafif kruvazörlerindeki müfre
zeler takviye edilecektir. Bu arttır ma İle ismi geçen gemilerin mevcu du normal seviyesini bulacaktır (Devamı Sa, b; Sü., 3 de)
Mısırda tekrar kolera görtUdfl
Londra, 3 B. B. C.) — Mısır sağ lık bakanlığı kolera salgını bittikten sonra geçen bir ay zarfında ilk defa olarak bugün Kahirede yeni bir kolera vakası tesbit edildiğini bil -dirmiştir.
lsayef Moskovaya halde, sonradan görünmiye
Ankara^ 3 (Huawrt> — Sovyet kültür ataşesi Isayefin Moskovaya dâvet edildiği halde Moskovaya git-miyerek, Türkiyede kalacağı hak . kında verilen haber hâlen btr esrar perdeslle örtülmüştür.
Bir taraftan evinde konuşan bir gazeteciye bunu teyid eder mahiyette konuşmasına rağmen, Isaye • fin Sovyet sefareftne aid otomobille gidip geldiği görülmüştür.
Sovyet sefaretine yaptığımız müracaatta ise bay Erşof böyle bir şey den haberi olmadığını Söylemiş di-
ğcr bir şah; e da -aynı miştir,
Kendisile telefonla bay Isayef de böyle dığını söylemiştir.
CDevamı Sa.» 5; Sü.» 7 de)
şeyi tekrar -el
görüştüğümüz bir şey olma.
Veremle Savaş Haftası Dün Açıldı
Türkiyede her iki saatte bir vatandaş vereme kurban gidiyor!
Hafta münasebetle Sağlık
Bakanının
mühim nutku
Adliyeys aid bir haber hakkında ----------o- ■ -
İstanbul Savcısının beyanatı ile ilgili zarurî bir tavzih
-------o------
Acele Moskovaya çağrılan kanser mütehassısı, hastanın hüviyetim g.zbyor
Jozef Stilin
Dünkü nüshamızda İstanbul Cum huriyet savcısı İhsan Köknele at -1 fen neşredilmiş olan beyanatın ba-1 zı kısımları başka menbalardan e- , dinilmiş haberler olduğu halde yan , lışlıkla İhsan Köknelin beyanatı imiş gibi intişar etmiştir. I
Bu hususu tavzih ederken, okuyu cidarımızdan ve sayın Cumhuriyet f Savcısı İhsan Kölcnelden özür dile.1 riz. |
Stokholm, 3 (AP.) — ^Dagens
Nyheter* gazetesinin dün akşar.r verdiği bir habere göre, îsveçin en büyük kanser mütehassısı prof. E üs Berven. mühim bir kanser am ?. liyatında bulunmak üzere, resmi Rus makamları tarafından acele o-larak Moskovaya çağırılmıştır.
Profesör bu sabah ilk tayyareyle gidecektir. Rusiar, kime ameliyat yapılacağım
Stokholm, veçli kanser cisi Dr. Elis
Rusiar, kime bildirmemişlerdir.
3 (AP.) — Meşhur Is-mütehassısı ve röntgen Berven bu
sabah (mi!
t Devamı Sa.» 5; Sü.» 2 de/
Millî Eğitim
Bakanlığı y angını ------- o -----
Elektrik kontağından çıkmadığı kati olarak anlaşıldı
* ’ —
Anaara, 3 (Husual) — Savcılıkça Müh Eğitim Bakanlığı binası yangını hakkında yapılan tahkikat devam etmektedir.
Yangının sebebi hakkında hazırlanan ehil vukuf raporu bu sabah savcılığa verilmiştir.
Raporda yangın eebebl olarak bn kontaktan ziyade Üst kattaki tlı odun «obasının ^bacadaki kurumiarı tutuşturn«abi veya soua—arkasındaki kaplamaları tutuşturmam İh -tini al inin ileri iürüldüğü şöyj enin ektedir.


ı
açılış toplantısından
bir görünüş
’nin nutku
Verem Haftasının dünkü
Her yılın ilk haftasının hükümet çe «VeremleSa vaş haftası» olarak İlân edildiği malûmdur.
ikinci verem savaş haftasını açmak üzere şehrimize gelen Sağlık ı ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Beh-I çet Uz, dün sabah Haydarpaşa has tahanesini, Edirnrkapı sağlık mc I mnrluğunu ziyaret etmiş, öğleden sonra saat 14.30 da Eminönü Halke vindı- 46 vilâyetten gelen delegeleri]). ıştirakile y(pılan bir toplantıda savaş haftasını açmıştır.
Bakan r çiş nutkunda ezcümle şunları söylemiştir.
a— Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından valiliklere yap» lan tamimin müsbet neticeleri görülmüş, Verem Savaş Derneklerinin sayısı bir yıl içinde 46 ya çıkmıştır.» (Devamı Sa„ 5; Sü.» 3 de)
AKVİMDEN BİR YAPRAK

Yağma Haşanın böreği
G
^Siyasî hüriyyetin mevcut olmadığı yere imtiyaz ve haksızlık sokulur.„
Vaysal köyü yalnız Eylülde gaz alamamış.
Londra: 3 (A.Pj — Bu gece rad yoda bir demeç veren İngiltere Baç bakanı element Attlee ezcümle şunlan eöylemlçUr; ,
»Sovyet Komünizmi, cıige Aviu pa devletlerinin refah ve yaşama inrzlanjL'j taiunci eden, ve ideolojik,
ekonomik ve etarejik bakımından emperyalizmin yeni bir şekli olan bir siyaset takip etmektedir.»
Başbakan, siyasî hürriyet olmadan, kollektivlzmin sür’atle yolunu şaşırabileceğin!, yeni baskı ve hak t Devamı Sa., 6; Sü., 5 de)

Edirne Beled yes’rin bu hususi bir ' e ’.'tubu
Dün Edirne belediyesinden daki mektubu aldık. Aynen larımıza geçiriyoruz: (Devamı Sa.» 5; Sû.»
a^afirı. sütun-
5 del
azetelerden birinde şu hâvadi sı okudum:
vİkinci Abdülhamid dovrinde
Bergamadarr Berline götürülerok orada • mükemmel bir suret- t___________
te restore edilen meşhur Bergama müzesinin eserleri Ruslar tarafından Moskovaya nakledilmiştir.»
Yahu! Kimin malını kim yor?
Bu bahiste bizim de iki çift lemoğe hakkımız yok mu?
Eski Borgama şehri İkinci hamıd zamanında Almanlar tarafından her taşına numaralar konınak sure-tile sökülmüş ve bugün kıymoti para İle pul ile ölçülemiyecek kadar doğorli olan bu eser Almanyanın (arkpulo-Jlk) servetinin on mühim kısmını teşkil eylemek üzere Berline nakledilmişti.
Buna nasıl müsaade odilmiş? Obasını bilmiyorum. Fakat (Bergama) momleketir milli bir hazînesi idi. O zaman onun tasarruf vo temellükü hakkında millete soz söylemek hakkı vorilmomiş İse bu vaziyet sonuna ka-
j ULUNAY j
dar böyle mi devam etmelidir?
Borgama müzesi bizim malımızdı: Almanlar onu nc surotle benimsediler? ~ Orada hafriyat yapa-
aldı-kırık lara-
götürü-
söz söy-
Abdül-
cağız diye İzin lar ve bize iki küple dört direk başı bırakıp üst fini (hamintü) mü yaptılar?
Yoksa bizde antikanın ne demek olduğunun bilinmediği bir devirae a* çıktan açığa mı alıp götürdüler?.. E-ğer böyle ise kln>bilir o zaman: «Şv abdal gâvurlara bakın! Taş parçalarını sandıklara doldurup memleketlerine götürüyorlar!» diye ne kadar alay e-denler olmuştur.
Malûm a bu bahisde bir «ki vâku vardır kı daima düşündüğüm zaınan «millî ruhumu» sızlatır.
Fransanın (Luvr) müzesinin en kıymetli eseri olan (Mllo Vonüs) ü bir balıkçı tarafından dokuz rvecidiyeyr satılmıştır. Bugür. bu kırık heykel sal nıak istenilso para yetişmez. Bizim bunu istirdada hakkımız yok mudur?
Türk müzesinin ilk temelini atar rossarn Hamdı beyin modeni cesareti (Lütfen sayfayı çevinnia*

/

• •
4



!
i
SAYFA: 1
YEN î S A BAB
t U ö A K 1348
|gmir İstiklâl Mahke
■la a ■■
Ok
Atatürk’e sııikasüı tafsilâtı ve içyüzü
4
■>,y.

II II
O il O^Uki
Is*
«•
I •
İr^-J
[her
pz ",.g*J
— Hayır sormak aklıma gelmedi.
— Intihab zamanında Jlafız Mehmedle faaliyet göstermek istiyordunuz.
— Hayır beyefendi, iyi tahattur buj’urursanız bendeniz o vakit in-tihabla uğraşmıyordum. Hattâ za-tıâlinize bile tesadüf etmiştim.
— Fakat faaliyet vardı. Gazeteler bahsediyordu.
— Ittihad ve Terakki teşkilâtı mevcuttu. Fakat bunlardan bir kısmı Halk Fırkasına girmişlerdi. Bendeniz geldiğimde hiç bir faaliyette bulunmuyorlardı.
— Demek suikasd meselesinden haberin yroktu?
— Hayır efendim, hiç bir vakit haberim yoktu.
— Can bulat bey»e tesadüf etmediniz mi?
— Hayır efendim hiç tesadüf etmedim.
Bade muhakemeye nihayet verildi.
Ahmed
ve
1
Tefrika No. 134
Nesimi, Hüseyinzade Ali Eyub Sabri beylerin muhakemesi
5 Ağustos 926 perşembe günkü celsede mahkeme huzuruna Ah-med Nesimi bey getirildi. Bir müd det sonra heyeti hâkime mevkiine geldi.
Reis — Ahmed Nesimi bey kalkınız! Hangi mekteblerde tahsil ettiniz?
Ahmed Nesimi bey Hanyada tahsil ve Pariste hukuku siyasiye mektebinde ikmali tahsil ett ğini, Istanbulda sadrâzam Hakkı paşanın yanmda çalıştığını, Meşrutiyet te İstanbul mebusu olduğunu söyledi.
Ittihad ve Terakki Fırkasının ne gibi vazifelerinde bulunduğu sualine cevaben mebusluk vo heyeti merkeziye murahhaslığında bulunduğunu fırka heyeti idaresinde ilânı harbi müteakib Ziraat ve Ticaret ve Hariciye Nazın olarak girdiğini ve Mütarekeye ka dar Hariciye Nazın kaldığını söyledi.
— Talât paşa kabinesi istifaya neden mecbur oldu, esbabı dahiliye ve hâriciyesini iyice bilmeniz lâzımdır?
— Talât paşanın istifası hem dahilî, hem haricî esbabdan neşet etmiştir. Haricî sebebler Bulgar-lann bozgunluğu ve Vilson prensipleri idi. Bu prensiplerin tatbiki halinde Harbi Umumîden az bir zararla çıkacağımız tahmin ediliyordu. Bu prensipleri biz de kabul ve müttefiklere bildirmiştik, itilâf devletleri île sulh yapılırken tarb etmiş kabinenin reiskârda kalması oıuvafık görülmemişti. Mütareke şeraitini mümkün mertebe tehvin ve Vilson prensiplerinden istifade maksadile kabine riyasetini başka bir zata tevcih etmek münasib görülmüştü.
— Bulgar cebhesi bozulmadan evvel müttefiklerinizle beraber Vilson prensipleri dahilinde sulhe
razı olduğunuza dair bir muhabere ve teşebbüsünüz var mıdır? Yoksa buyurduğunuz gibi Bulgurlar bozulduktan sonra mı prensipler dahilinde sulh imkanını müttefiklere sordunuz?
— Hatırlamıyorum, her halde evrak mevcuttur. Mütareke sıralarında müttefiklerle bu hususta müşterek kaldık.
— Meclisi Mebusandaki ifadeniz de: «Memleket dahilindeki vaziyet ve ordunun vaziyeti harbe devamı imkânsız bıraktığını görüyordum ve sulh imkanını aramak için Talât paşaya gönderdik» diyordunuz?
— Evet öyledir.
— Esbabı dâhiliyeyi söyleyiniz?
— Harbin uzun müddet devamı neticesinde kabine âzası arasında tesanüd kalmamıştı. Bu itimadın kalmamasının sebebini söyliye-yim: Evvelâ Suriye cebhesinde Enver pasa bir senedenberi oradaki orduları takviye ettiğini ve A-ğustos ayında tecavüze geçeceğini kabineye vaid ve temin etmişti. Bunu tekrarladığı bir gün bendeniz hususî olarak aldığım malûma-» ta istinaden, bu ısrarın yerinde olmadığını emniyetsizlikle itham ettim. Enver paşa çantasından tecemmu’ noktalarını havi haritayı çıkararak kuvvei askeriyemizin mikdan kifayetini tafsilât vererek isbat eyledi. Mütehassıs değildim, sükût ettim. Aradan zaman geçince vakti merhum hulûl etti, tecavüz yapılmadı. Esbabını sordum, düşmanır. takviyesini ileri sürdü. Yalnız «müdafaamız mukemanel-dir, sizi temin ederim» dedi. Yine beklenildi; netice berakis çıkınca evvelki iddiama hak verildi. Fakat Enver paşadan da diğer rüfekası-nm emniyeti tamamen silinmişti. O Enver paşa ki en haizi nüfuz ve başkumandan mevkiinde bir âza idi.
— Başka esbab nedir? Suiistimal, ihtikâr tesir yapmadı mı!
— Evet, hakikaten iaşe ve Suriye mağlûbiyetleri ile Alman ademi muvaffakiyetleri mevcud tezeb-zübü arttırdı. Bunun üzerine kabine âzası istifanamelerini hazırlamışlardı. Maamafih Talât paşa ka binesi başka bir şekle inkılâbla kalabildi.
£ bana kazası Eozkuı l köyündeki bir mesafeden dolayı şikâyet
Defterdar Alacaçeşme sokağında 25 numarada Yusuf Koz adındaki okuyucumuz bildiriyor:
Memleketim olan Abana kazasının Bozkurt köyünde evime yakın bulunan yemiş ve sebze bahçem resmen benim olduğuna dair elimde tapu seııedlerim olduğu halde hiç bize sormaksızın Milli -Eğitim Bakanlığı enstitü muallimlerine ev yaptırılmak üzere köyümüz Maarif Müdürlüğünce istimlâk edilmiş tarafımıza da Maliye Bakanlığınca 200 lira bankaya yatı rıluıış. Biz ise 4 kardeşiz hepimiz de evliyiz bir evimiz var bu ev bize dar geliyor başka da ev yaptırmağa müsait tarlamız yok. Y'eni çıkan kanuna göre istimlâk olan yerler geri verildi. Bizim balı çemizi geri vermediler. Bunun sebebini gazeteniz vası-tasiyle alâkalı makamlara duyurmanızı saygılarımla rica ederim.




(Devamı var)
Sabun fiyatları ucuzluyor
Gerek Zeytinyağ fiyatlarının düş mesi, gerekse sud kostiğin mebzul miktarda bulunması, sabun fiyatlarının ucuzlamasına sebebiyet vermiştir.
Şimdiki halde kokulu sabunlar 180 ile 200 kuruş arasında muame le görmektedir.
BİR ŞİKAYETE CEVAB
Belediye Hesab İşleri Mü-dürlü günden:
Yeni Sabah gazetesinin 24.12.947 tarihli nüshasında «MalûJjyet raporu olandan yol vergisi alınır mı?» başlı-ğile intişar eden yazı incelenmiştir. Bey oğlunda, Tar-labaşında, Yazıcı sokağında 15 numaralı evde oturan A-tıf Kural, malûl ve fakir olması do*ayısile 1946 yılı yol mükellefiyetinden istisnasını istemiştir. İlgili şubece yapılan tetkikatta kendisinin maluliyeti raporla tevsik edilmişse de muhtarlıkça yapılan incelemede malî durumunun yol paracını ödemeğe müsait olduğu anlaşılmış ve 1916 yılına ait yol vergisi terkin edilmemiştir. Atıf Kural, ayrıca 1944, 1945 ve 1946 yıllan yol vergisinden muaf tutulması için müracaat etmiştir. Fakut keyfiyeti tevsik için m üs be t evrak ibraz etme* iniş olduğundan mezkûr yıllara ait yol parasının terkin muamelesi de tekemmül etti-rilmediği yapılan tahkikat ne tiresinde «anlaşılmıştır.
Bu bakımdan belediye tahsil şubesince yapılan muamelelerde bir yanlışlık yoktur. Esasen mükellefin şikâyeti de şubemizden ziyade tahkikatın doğru yapılması nokta sın d an muhtarlığı ilgilendirmektedir ki bu hususta ilgili makamın dikkati çekilmiş tir.
DFNtZDE

İki kurşun hırsızı yakalandı
Muzaffer, Turgut, Seyfi ve Mustafa Balkan isimlerinde 12—14 yaşlarında dört çocuk evvelki akşam Moda Deniz klubünden 31 kilo kur şun çalıp kaçarlarken kayalanmış lardır -w.
Hacı Eşref şilebi
-------o
Tahlisiye gönderilmediğinden ' bir haftadır kendisini kurtaramıyor
---o----
Karadenlzde şiddetli bir fırtına başlamış tır.
Bir müddet evvel Ereğlide kara* ya oturan Hacı Eşref şilebinin vazl yeti bir kat doka kötüleşmiş bulun
Sahte bir yüksek Mühendis ve deniz subayı yakaiandı
Mühendis Belçikaya giderken, subay da sevdiği kızın eşyalarını çalarken tutuldu
Fındıklıda Saray arkası sokağında 4 numarada oturan Emir Muzaf fer Özgen adında bir genç kendisi ne yüksek mühendis süsü vererek tanzim ettiği sahte mühendis dip loması ile Ankarada Bayındırlık Bakanlığı şirketi ve müesseseler da iresi fen âzalığında yüksek elektrik mühendisi olarak uzun zaman çalış mıştır. Elindeki sahte diploma ile Belçikaya ihtisas yapmak için git mek cür etini de gösteren Muzaffer foyası meydana çıktığı sırana An-karadan istifasını vererek İstanbu la gelmiştir. Dün yakalanan sahte mühendis ilk sorgusunu müteakip tevkif edilmiştir. Emin Muzaffer sorgu hâkimliğinde verdiği ifadede:
«— Ben bu diplomayı 942 senesinde üç kişilik heyet huzurunda
yapılan imtihan sonunda aldım • de mişse de iddiasını tevşik edememiştir.
Diğer taraftan Mehmed Celâlet-tln adında bir genç deniz subayı el blsest giyerek ve sahte hüviyet kul lanmak suretlle birçok genç kızlan evlenme vâdllc kandırmıştır. Mehmed Celâlettin tanıştığı bir kızın evine girerek kıymetli bazı eşyayı çalmış ve yakalanmıştır. Adllyeye verilen sanık sorgu ki İfadesinde;
«—Ben eskidenberi raklı İdim. Bı İşleri
hem de para için yaptım» demiştir. Mehmed Celâlettin tevkif edilmiş ve dâva dosyası 8 inci asliye mahkemesine verilmiştir.
hâkimliğinde-
subaylığa me hem zevkim,
ceza
ADLİ YEDE
Kasadan kaybolan
9 bin lira
- - -—o----
Sanık merimi asıl suçlunun yakalandığım öğrenince ağladı
Devlet Demiryolları Alpullu istas yonu ambar şefi Adnan Tunçtekin bundan bir müddet evvel tahsil etti ği 9000 lirayı kasaya koyup evine gittikten sonra meçhul bir şâhıs tarafından bu para çalınmıştır. Fakat 9000 lirayı zimmetine geçirdiği iddiası ileri sürülerek Adnan hakkında Toplu Milli Korunma mahkemesinde bir dâva açılmıştır. Tevkif edilen sanığın duruşması cereyan ettiği sırada Alpul lu savcılığından mahkemeye gelen bir telgrafta, paranın bulunduğu ve 9000 lirayı çaldığı anlaşılan eski ambar bekçisi Ahmed Kıyıcının yakalanarak tevkif edildiği bil dirilmiştir. Bunun üzerine Adnan TuçtekJn tabiiye olunarak dâva süküt etmiştir.
Adaletin tecellisi karşısında pek fazla sevinen ambar şefi kendisini tutamıyarak ağlamıştır.
İki hırsız yakalandı
Sabıkalı hırsızlardan. Tokatlı Ah med Şahin İle İskenderunlu Hüseyin Alkan, Valdebağında MÜH Eğitim Bakanlığının Prevantoryumun dan külliyetli miktarda eşy» ffalmıj lar ve Maçkada Özcan apartmanın da da bir daireyi soyup kaçarken yakalanmışlardır.
maktadır.
Bilindiği veçhile, Hacı Eşref şilebi lodostan istifade ederek kendini kurtarmağa çalışmaktaydı. Bu yüı den tahlisiye gemili gönderilmemiş ti.
Karadenlzde dünden İtibaren şld detil bir fırtınanın başlaması kara ya oturan şilebin kurtulamayacağı ihtimâlini kuvvetlendirmiştir.
M 0 TEFERRİKt
yolsuzluğu
Hâdisede Arabacılar Cemiye-tının ilişiği mı var?
Bundan bir müddet evvel Arpacılar cemiyetinde esnafa dağıtılması icab eden arpa ve kepeklerin istihkak sahihlerine dağıtılmayıp yük sok fiyatlarla satıldığı yazılmıştı.
Bu hususa dair vilayetçe yapılan tahkikat neticelendirilmiş ve tahkikat evrakı alikalı makama havale edilmiştir.
Verilen haberlere göre, içlerinde arpacılar cemiyeti üyelerinden de bir kısmı bulunduğu halde Yemiş iskelesi ve Mumhane arabacıları i-dare memurları, asıl arabacılar cemiyetinin bu yolsuzlukta methaldar olduklarını iddia etmektedirler.
İddiaya göre, arabacılar cemiyeti idare heyetinden bazıları Toprak Mahsulleri Ofisine yazın taahhüdna me vermiş almalarına rağmen ke -pek ve arpaları doğrudan doğruya esnafa dağıtmayıp Yem ol Lor pacılar Cemiyetine mensub lara satmışlardır.
Bundan başka, Arabacılar
yetinde yine kepek ve arpaların satılışında aynca cemiyete irad olmak üzere taahhüdnameye aykın o-larak ilâve bir para da alındığı iddia edilmektedir
Alâkalı 1 arca bu hususta açılan tahkikatın yakında sona ereceği belirtilmektedir,.
----------o-----------
Üniversite Talebe Birliğinin yıllık kongresi
Üniversite Talebe Birliğinin yıllık kongresi 14 Ocak Çarşamba günü saat 14 de Marmara Lokalinde ya pılacaktır.
Bu kongrede, bir yıllık çalışma raporu ve Diş tababeti okulu talebe cemiyetinin, birliğe 11 ihakı hususu müzakere edilecektir.
ve Ar-arpacı-
Cemi .
Tekelin kuracağı fabrika ve depolar
Belediyeden şikâyet mektuplarına cevaplar
— 2 —
Bu iş için 50 milyon liralık tahsisat ayrıldı
Tekei idaresi, ba yıl içinde on muhtelif faaliyet mıntakasında ma. mulât anbarlan, idare binaları ve memur evleri yapacaktır.
Bu husustaki hazırlıklar üzerinde çalışılmaktadır.
Diğer taraftan, evvelki günkü sa yımızda bildirdiğimize göre, bira tesisleri de dahil olmak ayrılan 50 milyon liralık I ile, yeni fabrikalar inşa ve eskilerinin ıslahı ve tevsii girişilecektir.
Bundan başka Tekel idaresince tuz ihracına fazla ehemmiyet veril diğl ve bu yılki ihracat mikdannın 100 bin tonu bulacağı bildirilmek -tedir.
i

Tekel üzere tahsisat olunacak işine
Sağır ve Dilsizler Cemiyetinin yıllık kongresi
Cemi t etimizin yıllık kongresi bu gün saat 14 de Aksaray Cerrahpa-ca caddesi okul binasında yapılacaktır. Kayıtlı âzalarm gelmeleri ri ca lounur.
Ruzname:
1 — Hesapların tetkiki. 2 — Yeni yıl büdcesinln tanzim ve kabulü. 3 — Nizamnamenin tadili ve unvan değiştirilmesi, 4 — Genel Baş kanın istifasının sebeb ve âmilleri.
- ( r - ■ —* - ■
Bir konferans
Eminönü Halkevi 7. nci yıl nıüs takil konfesanslarmın 9. uncusu İk tisad Fakültesi Doçentlerinden Dr. Orhan Dikmen taraf.ndan 5 O-cak 1948 Pazartesi günü saat 18.15 de (Harb sonrası kalkınma dâvamız) mevzuunda verilecektir
Konferansa giriş serbesttir.
t
Lağvolan mmtaka ticaret nıüdiir lükleri
Ticaret Bakanlı^ tarafından sarruf maksadiie, 5 11 Bölge Ticaret Müdürlüğü lâğv edilmiştir.
Lâğv edilen Müdürlüklerin arasın da, Edirne, Diyarbakır, Erzurum, Antalya, Konya bulunmaktadır.
---------(j--------—
Belediyenin taksiler hakkın-daki kararı
İstanbul Belediyesi budccsındeki açığı kapatmak maksadiie. taksi plâka rüsumlarına yüzde yüz zam yaptığı ve bu zammın 1947 senesine de teşmil edilğmi bildirilmektedir.
Bundan başka, sefere çıkarılacak her taksiden de 50 lira vergi alınmasına karar verilmiştir.
----------o----------
Esfti çeşmeler tamir ediliyor
Bir müddet evvel Belediyece kaldırılan tarihi kıymeti olan çeşmele rln yeniden İhyâsı için Türkiye Tu ring ve Otomobil Kurumu faaliyete geçmiştir.
Bu arada tamir veya yeniden ih yâ edilecek çeşmeler arasında, Be-şiktaştaki Sultan bahçe
çeşme Mahmudiye ve Kırkçeşmele ri bulunmaktadır.
ta-
Valide. Dolma Has Ahırlar önündeki,

irkeoide muhallebicilik ve p(* yazoıhk yapan ve cDebrell Haşan torunu Bayram» imzasını atan okuyucum şöyle derd yanı-
yor:
— Efendime söylıyeyim, Fıkracı, ınâdemçı cördün Doktor Lûtfi K.rda* rı, nodon söylemedin ona bizim de ceza derdimizi? Geçen mart-ı-şerıften beri vermişim, efendime söyliyeyım, lam (145) lira belediye cezası; bre gü nah değil mi bize mori?««.»
Fıkracı — Evvelâ Türkçede bazı Arabi aylara şerafat izafe edilir amma Rumi aylar bu kaideye sığmazlar. Bu itibarla meselâ Ramazan-ı-şerlt denilir de, ağustos-u-şerif denilmez. Son ra gelelini boıdd>>e cezaları mes'eiesi* ne: Bazı belediye zabıtası mntiU'.arı pek sudan sebebler yüzünden es «afa ceza kestikleri doğrudur. Fakat bazı ^snaflar da var kı dükkândaki bütün malları ceza diye ellerinden alınsa yine halka yutturdukları ınuzahra-fatın bedelini ödemiş olmazlar. :«jna gelince Eayram ağa, bana öyle g«în}or ki tavukgöğsü yerine müşferıh. ine bir hayli işkembe yutturmuş oOcıssın. Bundan sonra tavukgöğsü pı(wir-ken halis tavuk etinin gögüs tartılarını kullanacağına besa edersen sunin hesabına gider belediye reisimizi fîâ-rürüm. Fakat senin bu yapamıyncnğm işe besa ctmiyeceğını yakmen oilciğim için bana da sızın esnaf namına O »A tor Lûtfi Kırdan rahatsız etmek galiba nasib olmıyacak.
Emlâk sahihlerinden M. N. diyor ki:
— Aziz Ftkrac» beyefendi, ben denizin ........ deki apartmanrm be adiye tarafından istimlâk edildi. Ben de.......
semtinde yeni hır bina satın a.uım. Şimdi belediye bu yeni binamı dı istimlâk etmek istiyor. Ben haykıran sonuna kadar böyle belediye ile köse kapmaca mı oynıyacagmı ve coluS çocuğumu, kedi yavrusunu taşır ğ4>i, oradan oraya nakil ile mı ömür tüketeceğim?
Fıkracı — Vallahi beyef endıcığ.m, temas buyurduğunuz mes ele gerçekten pek çapraşık. Zira binaları istimlâk edilen bazı mülk sahihlerinin bazen o kadar kârlı çıktıklarından bahsediliyor ve daha bir kaç sene evvel (22000) liraya satın alınmış hır r-«nrt manın, belediyemizin bot kesedjn o kadar yüksek bedel ile satın alıcdığı rivayet olunuyor ki, bu şartlar irinde mülk sahiblennm bullarının belediye tarafından istimlâk edilmesi için gece gündüz dua elınelerı ıc a be der. Sazı akar sahihleri de mallarının elterı.dcfi bedava alındığını iddia ediyonar. Ba* na kalırsa her ıkı taraf da haklı. An* cak benim bir türlü anlıyaınaöığım tek cihet şudur: Mesken darhğ. dan inim inim inlıyen hır şehirde bir belediyenin mesken inşası peşinde koşması icabederken bizimkinin neden dolayı yapmak şöyfe dursun inadına yık* mıya bu kadar meyil ettiğidir. Her ne kadar hikmeti hükümetten sual caiı değilse de benim bu işe aklım bir türlü ermedi vesselamı
Şişlide.... sokağ' da...... numara*
da oturan bayan fncı soruyor:
— Hazır belediye reisimiz or sûrken İstanbul belediyesinin . dat sahibi müstakbel sinema yıldızları ıçiıı bir stüdyo açıp açmıyacağmı neden a-kıl edip de belediye reisimizden forma diniz? Açtk Hav? tiyatrosundan sonra «Holivud^ un ağzının sularmı akı-(Devamı Sau 5; Si., 2 del
Yağma Haşanın böreği!
(Baştarafı 1 tnctde* olmasa «İsken d erin mezarı» da İkinci Abdülhamid tarafından Almanya imparatoruna ih&an edilmiş bir dostluk hâtırası olacaktı.
Amma denilecek ki: «Bu kadar antika eserler var; bakımsızlıktan harab oluyor; onların hakkını veremiyoruz. Acaba Bergama harabesi bizde kalsaydı ne olacaktı?»
Orasını bilmem. Yabancının elinde mamur olacağına benim elimde harab olsun.
Bu hususta biraz (Şoven) im... Ne yapayım?
Şimdi kendi matımız olan Bergama müzesini kurtarmak için hükümet tir zım gelen teşebbüs de bulunamaz mı?
Almanlar bunu gürültüye kjpattılarsa Bergama müzesi mesrûk» sayılır. Çalınmış bir nerede olsa istirdat edilir.
Bu baha yetişmez eserin sahlb değiştirmesi onun üzerindeki hakkımızı kaybettirmez; kaldı ki Bergama müzesi Almanlar için bir ganimet de değildir.
Türkün malımn »»yağma Haşanın böreği!» olmadığını hatırlamak ve hatırlatmak icabedlyor.
Hattâ bu iddiayı her sahada tekrar edebiliriz*
getirip «mâi-i-mai da
B U 1 e n d , İzzeti nefsine vu-rulan darbeyi ömrünün sonuna kadar affetmiyecek ve intikamını almak için her çareye baş vuracak yaradı. Uşta bir insandı. Yemin etmişti: Verdayı bir dofa kendine çekecek, sonra, soğuk bir baş çevirmesLle, hayatından atacaktı. Fakat evvelâ o-nu çekmeli, tam mânasile çekmeli... Bunun için sabırla, dikkatle ve yanlış bir adr/ atmadan harekete geçmek gerekti.
Yarının doktoru, kaim ki tablan arasına gömülmllş çalışırken, şuurunun altında bu hain plânı ağır a-ğır tasarlıyordu. Verdayı vuracaktı. Soğukkanla ve acımadan vuracak, sonra da, hem onu hem de onun göz desinln içinde yaşıyan budala, İçli ve pısınk Metini bir daha görmiye-cektl.
Bülend, bir sanat eseri hazırlıyan artist sabrı ve heyecanlle, intikam plânını ağır ağır tasarlamağa başladı. Varacağı netice evvelcedcn bini sevinde titretmekte idî.

Günler, haftalar arka arkaya
çiyordu. Verda, bir taraftan mektebini bitirmeğe uğranırken, diğer taraftan da günün birkaç aaatfni piyanosun* vermekte idi. Çaldıkça, müziğe bağlı] £ı büsbütün artıyor piyanosundan yükselen seslerle kalbinden ve başının ince tellerinden taşan sesler arasında büyük bir yakınlık buluyordu. Mes’uddu. Hayyattan
kal
ge-
Tefrika: 28
Aşk ve his romanı
Muazzez Tahsin BERKAND
başka İstediği yoktu. Niçin mes’ud olmasın? Kadriye Hanım anasız lığım bir saniye hatırlatmıyordu. Dok tor Ferdi onun için bir babadan fark sızdı. Hele Turhan, o, bütün emol ve gayelerini on yedi yaşındaki bu kız üzerinde toplamıgtı.
Metine gollnce, ondan daha yakm bir kardeş, bir dost, bir sırdaş bulmak imkânı var mıydı? Hayatında bunların dışında kalan boşluğu da - varsa - mektob arkadaştan tama-mîle doldurmakta idileğ.
Doğuşuna ald faciayı ve ömrünün ilk senelerini hemen hemen unutmuş tu. Bunlar, çok eskiden görülmüş bir sinema gibi hayalinden her gün biraz daha siliniyordu. Hele Darülftceze Müdürü Selim Beyin ölümünden sonra bu film gittikçe daha çok koptu, aynldı. kendisine kucak açmış olan bu müessesenln dar yataklı koğuşları, uzun koridorları, büyük bah çesi, vaktile görülmüş ve sevilmiş eski bir resim halinde, varlığının de-
rln köşelerine sinip kaldı,
Verda şimdi dünü değfl, yannı düşünüyor, geleceğe bakıyordu. Bugünleri çabuk geçirmek, seneleri aşmak ve yarına bir an evvel ulaşmak istiyordu.
Liseden diploma alışı onu, daha ziyade konsere hasırlanmağa vakit bulacağı için sevindirdi ve İmtihanlar biter bitme», var kuvvetile piyanosuna sarıldı.
Artık serbestti. Dilediği kadar, dilediği gibi kendisini sanatına verebilirdi.

Verda çırpı
Durun baka-istlyorsunuıt
istiyen
geleyim de gör

Verda bahçe kapısından girerken Yıldız ve Coşkunla karşılaştı. Yıldız pek neşeli idi. Gülerek arkadaşının boynuna sarıldı.
— Sen(i. bırakmam Verdacığım. Mutlak bizimle geleceksin.
Gene kız şaşırdı.
— Nereye gideceğim Yıldız?
Arkadan birkaç gölge, usulcacık, yaklaşmıştı, tkl kuvvetli kol onu ya
kaladı. Bu Mümtazdı, narak başım çevirdi.
— Yapma Mümtaz
yım, nereye götürmek
Telâşlı gözlerle Blrseno, Nurana, Coşkuna bakıyordu. Coşkun cevab verdi:
— Açıkçası şu: Arkadaşlar senden çok şikâyetçiyiz.
— Niçin?
— Bizi ihmal ettiğin için.
— Fakat benim konsere hazırlandığımı bıHyorsunus.
— Biliyoruz amma yine de isyan ediyoruz. Bugün seni beraber götüreceğiz.
— Nereye?
— Küçük Çamlıcada, her zaman gittiğimiz kahveye.
— Peki, siz gidin ben de arkanızdan gelirim.
Mümtazla Birsen bir arzdan bağırdılar?
— Yağma yok, bizi kandıramazsın. Hep birlikte gideceğiz. Bu ma-
a
salı köşke taşındığınız gündenberi çok dinledik.
Verda gülümsedi. Birdenbire içinde bir gezme, bir eğlenme, bir kendi kendinden kaçıp kurtulma isteği taş tı. Haftalardanberi durmadan çalışmaktan bunalmıştı. Annesinin dediği gibi bu kadarı fazla idi.
— öyle İse beni burada bekleyin. Arkama bir caket alayım, anneme haber vereyim. Hemen gelirim.
Yıldız, masum görünmek şeytanca bir tavırla:
— Ben de seninle birlikte kardeşim. Çoktandır anneni m emiştim.
Bunun mânası açıktı. Hep birden güldüler.
On dakika sonra, kolkola, elele vermişler. Küçük Çamlıca yolunu tutmuşlardı. Verda içinde çoktanbe-ri duymadığı bir hafiflik, bir yaşama İsteği ve sevinci duymakta İdi.
____ Allah sizden razı olsun çocuklar, no iyi ettiniz de beni zorladınız. Oh! Dünya varmış!
Birsen kaşlarını çattı.
— Bu kadar fazla çalışılır mı canım? İnsanlardan uzaklaştın. Yüzünü göremez olduk.
Verda kabahatli bir çocuk utan-dle:
— Vallah hakkınız var, dedi. Bun (lan sonra haftada bfr defa olsun toplanmalıyız.
- /Dâvamı var)
Edebiyat Fakültesi bir sanat dergisi çıkarıyor Edebiyat Fakültesi Talebelere ^Edebiyat ve San’at Sevenler Der-^Edebiyat ve San’at Sevenler Derneği» ismi altında bir Dernek kur* muşlardır.
Derneğin gayesi, san’at zevkini ve estetik anlayışı aşılamaktan v barettlr.
Derneğin propagandasını yap* nıak üzere talebeler, «Zeytin Da! • İsimli bir dergi neşredeceklerdir.
A
4
VatoÜM
1363
Rumi
K. evvol
22
Kasım 58 AY 1 — GUN 4
Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İmsak
Vajıati
a. d.
7
12
14
16
18
5
24
19
49
54
32
40
Ezani
3.
2
7
9
12
1
12
D.
32
25
48
38
48
x ÎC N î S A 3 A «
r
Kabinesi
A.
/
Kov kamın unda esaslı tadili*
*
Türkiyede İdarî reform
Ingiliz komünist partisinin beyannamesi

Attlee’nin Mttrshallplânını imbnl etmeli, beyannamede tenkiti edilmektedir
Londra; 3 (A.P,) — İngiliz
( Komünist Partisi dün gece z neşrettiği bir beyanname ile, S İngiltere İçin bir « refah plânıp ç ■ teklif etmekte ve İş Partisi
> hükümetinin- dış siyasetini g« C rek politika, gerek iktisadi me ? keleler bakımından değiştirme i sini istemektedir.
r Komünist plâmnd, silâh
> masrafının azaltılması ve inşa t at, makine ves. sanayiinde hü
> kûmet kontrolünün arttırılma
( sı da vardır. Beyannamede, ? Attlee hükümetinin Marshall S plânını kabul etmesi ve bu su ? retle «Amerikan politikasına
> bağlanması şiddetle tenkid
( edildikten sonra deniliyor ki: ? içinde bulunduğumuz buh S ram halletmenin yegâne ça-
( resi, siyaseti esaslı bir surette
> değiştirmekten ibarettir. Bu 5 da. herşeyden önce dış siyaset
? te yapılacak değişikliğe bağlı- ( S dır.t
k

Zır deliler gibi hareket edilmezse..
İaş
----—O-----
Yeni bir harb olmayacaktır
Londra: 3 (AP) — Bugün
savcı Sir Hartley 3hawcross, harb söylentilerine dair beyanatta bulunarak şunları söylemiştir:
«Diğer bir harb hakında söylenilenler muzır oldjığu kadar yeise sev ketmektedir. Yeni bir harb almıya çaktır; yeter ki zır dediler gibi ha reket etmiyelim. Fakat insanların delirmesi ihtimali de daima mevcut tur. Bir dünya cemiyetinin kurulu şu yavaş bir seyir takip eden bir iştir. Fakat bu işi yapmakta devam-etmeliyiz çünkü uluslalarası Teşkilâtı muvaffak bir müessese haline getirmezsek, dünya devletle ri tarafından milli sahalarda başa rılan işler heder olacak ve insan hayatı tarihten önceki günlerde-kinden daha iyi olmıyacaktır: Zalim, hayvanca ve kısa bir hayat.»
Chu rehill
br on şife tutuldu
Londra, 3 (B. B. C.) — Faşta Me. rakişte istirahat etmekte iken ra • hatsızlanan eski İngiliz başbalcanı Churchillîn sıhhî durumu hakkında bugün neşredilen bir bültende Chur chillin sıhhî durumunun fena olmadığı, nabız ve hararetinin de nor -mal olduğu bildirilmekte,
ğın bronşite çevrildiği ilâve mektedir.
Marakeş, Fas 3 (AP.) —
Churchillîn hususî çloktoru Meran ile Mrs. Churchill dün
Ingiltereden buraya gelmişlerdir.
Lord Meranın bugün Churchillîn sıhhi vaziyeti hakkında daha salâ-hiyetli bir rapor vermesi beklen* mektedir.
Churchill 73 yaşındadır. Clvaı* dağlarda resim yaparken soğuk almıştır.
hastalı-edil-
Mr.
Lord
gece
Bankacıların grevi
Roma: 3 (AP.) — 3 gündenberi sürmekte olan bankalar grevi yüzünden bugün 3 milyona yakın 1-talyan işçisi baltalıklarını alamamışlardır. Grev yapmakta olan • banka müstahdemlerinin sayısı 65.000 e yakındır.
idareci gözile
Belediye gelirlerinin artırılması hakkında


aktüallteler
• ■

Hazırlanan bu mühim tasarının ana hat la Tini aynen bildiriyoruz,,.
3
Ankara, 3 (Hususi) — İç İşleri komisyonunun tâli komitesi tarafından hazırlanan ve meclise sunulmuş bulunan belediye gelirlerinin arttırılması hakkındaki tasarının rina ballan şudur: Tasarıya göl’o,
zamkın da dahil olmak üzere kazanç vergisi veya onun yerine çccek vergiler tahsilatının beşi, nu, de ler siL lediyeler hissesi olarak ayrılır.
Belediye sınırları içindeki yol gisl ödevlilerine belediye meclisi rarilo üç günlüğe kadar zam labilir.
Belediye ve Darülâcezeler payı o-larak aynlanlardan başka tiyatro, konser ve sinema biletlerinden alınan hâzineye aid resimlerin tutarından yüzde 75 i belediyelere aid-dir. ı
Belediye sınırları içindeki yapıların bina vergisine belediyelerin yangından koruma hizmetlerine aid teşkilât ve tesisat masrafı olarak belediye meclislerince sâfi gelirlerinin yüzde birini geçmemek şartile o zam yapılabilir.
Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı yapılan, millî saraylar, müzeler, i-bac\et yerleri, resmî mektebler, has-talıaneler, dispanserler ve Darülacezelerden gayri resmî yapılar bu iştirâk payina tâbidir.
Yangın söndürme vasıtalarını tamamlayan belediyelerle oralarda muamele yapan yangın sigorta kum panyaları ile sözleşme yaparak yan gın söndürme vasıtalannın masra* fına bu kumpanyaları iştirâk ettirmeye yetkilidirler.
Belediye sınırları içinde sarf ve istihlâk edilen elektriğin beher kilovatından ve havagazmın her met reküpünden en çok iki kuruş belediye payı, tarifeleri belli bütün na kil vasıtalarından, banliyö trenleri bilet Ücretlerine cn çok iki kuruş belediye fîayı, şehirler ve milletler-
• • a
S
ayın Bakan, köy kanununda esaslı tadilât yapılacağında! bahsetmiştir. Eski Dahiliyi sayın bay Feridin büyük hlml meydana getirilen köy kanu» girmiş ve bu* tatbikivesinl
arası haberleşme ücretleri hariç, bütün telefon abone ve konuşma üc rollerine yüzde 20 belediye payı,, belediye meclisleri karan ve ilgili f
bakanlıkların tasvibi ile eklenebilir.
Yapılarla iradlı arsalardan yılda üç liradan a.jağı olmamak üzere ay dınlatrna ve temizleme Ücreti, belediyeler tarafından fennî mezbahalar yapılıncaya kadar kesilecek koyun ve keçilerden 30, kuzu ve oğlaktan 15, danadan 60, sığır ve do muzdan (yaban domuzu hariç) 90, deve ve mandadan 150 kuruş resim alınacaktır.
Fennî mezbahalar yapılan yerlerde yalnız kesim ücreti alınıp kesim resmi alınmaz. Mezbahalarda keşi -len etleri nakil belediyelere aiddir, bunun ücreti belediye meclisince tâ yin edilir.
Yeniden açılan veya eskiden mev cud olup da yüzde 40 veya daha faz la genişletilen yolların yarı masrafı o cadde ve sokakta oturanlardan a-lınır. Yeniden yapılan lâğımların ve ya ıslahlarına aid masrafların da yarısı o cadde veya sokakta ev va arsa sahihlerine aiddir.
Şehir ve kasabalara getirilecek olan suların da yan masrafları o bel | dede oturanlardan alınır. Kamulaştırma sebebile cadde veya park gibi mahallere çıkan arsa ve binalardan bir defaya mahsus olmak üzere eski değeri ile yeni değeri arasındaki farkın olarak
Bar, ta ve den, tüzüğüne göre üyesine ve koruyucularına vasıtalı vasıtasız Kazanç temin eden klüpler veya bunla rın idaresindeki yerler baht ve talih o yunları, her nevi maç, müsabaka ve eğlence yerleri açmak belediye re -simlerine tâbidir. I
Bunlardan bir defaya mahsus olmak üzere gayri sâfi iradlarının yüzde beşi ve belediye meclislerin -! ce tesbit edilecek açılış nır.
Eğlence yerlerinden dayanarak gayri sâfi yüzde on beşi geçmemek eğlence resmi alınır. Gece yarısın -olan yer. bir
Amerika He Fransa ve Avusturya imzalanan yardım anlaşmalarının
Paris: 3 (A.P.) — Fransa, Birleşik — Amerika ile bir andlaşma im zalamış ve geçici kış yardımına dair Kongre tarafından ileri sürül müş'nlan şartları kabul etmiştir. Bilindiği gibi Birleşik — Amerika Kongresi Fransa, İtalya ve Avustur yaya kış yardımı yapılması için 522 milyon dolarlık bir tahsisatı onayla mıştı.
Geçici yarduıı tahsisatının en bü yük kısmı, takriben 328 milyon dolar Fransaya ♦erilecektir.
İki memleket arasında aktedilen andlaşmaya göre, Fransa yardım kredilerini münhasıran Birleşik — Amerlkadan gündelik istihlâk mad deleri tedarik etmek üzere kullana çaktır. Fransa yalnız petrolü hariç ten satın alabilecektir. Fransa, geçi ci yardım programı mucibince, ala cağı malları başka memleketlere ih raç etmemeği de taahhüt etmiştir.
Andlaşma 31 Aralık 1948 tarihine kadar meriyette kalacaktır.
AVUSTURYA İLE AMERİKA ARASINDA
Viyana: 3 (A.P.) — AvusturyalI ve Amerikan makamları arasında,
arasında tafsilâtı bu memlekete yapılacak geçici kış
yardımına dair bir andlaşma imza edilmiştir. Andlaşma derhal yü-Türlüğe girecektir. * Bugün aktedl-leıı aııdlaşmada kesin rakkanılar zikredilmemiş olmakla beraber- A-vusturyanıri 522 milyonluk tahsisat tan 70 milyon alacağı tahmin edil mektedir.
AMERİKAN - İTALYAN YARDIM ANLAŞMASI DA İMZALANİJI
Londra, 3 (B. B. C.) — Avusturya ve Fransa ile yapılan anlaşmalardan sonra İtalya ile Amerika a-rasındaki geçioi yardım anlaşması bugün Komada imzalanmıştır.
ÇİN’İN AMERIKADAN ALDIĞI UÇAKLAR
Vaşington: 3 (A.P.) — Birleşik—, Amerika harb stokları idaresinden bugün bildirildiğine göre, Çin hükümeti, beheri 9000 dolardan 150 tane malzeme fazlası C. 46 koman do taşıt uçağı satın almıştır. Harb sırasında kullanılan en büyük çift motörlü taşıt uçağı olan bu «Komandolar» m beheri Amerikan bil kûmetine 250 ilâ 300 bin dolara mal olmuştur.

teklifi hemen
şıı hü-
program ve icraat bakımın-her hangi bir harekete h şeb-etıııiş değildir. O sadece büd-lıazırianıış, Meclise sunarak
Çam Tomruğu Satışı
Kastamonu Devlet Orman isletmesi Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin bostan istif yerinde mevcut 160 adede denk 153 metre 035 desimetre küp çam tomruğu açık arttırma suretile satılığa çıkarılmıştır.
2 — Beher metre küpünün muhammen bedeli 50 lira alup % 7,5
hesabiyle muvakkat teminat akçası «574» liradır.
3 — Arttırma 12 Ocak 1948 tarihine rastlayan Pazartesi günü saat 15 de Kastamonu işletme müdürlüğü binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır. t
4 ~‘ş^rxhaı’fte orman Oenet
mühendisi Halil Erkut’ta, Araç, Daday, Küre, Boyaba't, Tosya işletme müdürlüklerinde, Taşköprü, Çankı rı, inebolu orman bölge şeflikleri ile işletmemiz müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen gün Ve saatte satış komisyonuna müracaatları. • (18036)
• •
-
X
)
t
Bugün lale Sinemasında
«Rebekaı, müellifi DAPHNE du MAURIER’nin meşhur romanından sinemaya alınau
KORSAN AŞKI
(The Frenclımans Creekı RENKLİ ve müstesna filin.
Baş rollerde: JOAN FONTAİNE ve ARTURO de
Emsalsiz dekorların ihtişamı aıasında geçen şayanı hayret aşk ve macera filmi.
CORDOVA

Yıprandı mı? (Başmakaleden devam) . miiş, fakat bıı iıusustaki ısrarlarımız, ııınıııni efkârda tepkiler yarattığı içiu, Meclis içtimaa davet edilerek giiven reyi almıştı. Ondan sonraki günler ise yeni kabine için 1918 yılı büdce tasarısını hazırlama zamanı olmuştur. Sürekli bir çalışma ile Kasan Saka biid-ceyi tamamlıyarak Meclis encümenine Aerıııiş ve konuşmalara başlanmıştı. Büdcenln vardığı netice bellidir vo hükümetin Biiyiik Millet Meclisince aynen kabul edilmiştir.
Kabinenin kısa ömrünün
Jususıoa bakılınca llasaıı Saka lıe-nüz «lan büs eceyi
kabul ettirmeyi sağlamıştır. Büdce, her yıl tekerrür eden bir kanun olduğuna göre, devlet’n ve miiletin cari işleri arasında sayılmak lâzımdır. Asıl faaliyet ve hareket, vaki olacak ise şimdiden sonra tahakkuk'edecektir.
Filhakika büdce koııuşmaıarı, lâkırdıda, çok çarpışmalı ve fırtınalı olmuş ve hükümetin tasarısı çok tenkidlere mâruz kalmıştır. Büdcenin müsrif bir zilıııi.\etle hazırlandığı teşrih ve tahlil edilmiştir. Bazı masrafların alırlığı üzerinde ısrarla durulmuş, hattâ hayli kirli çamaşırlar millet « nünde teşhir edilmiştir. Bııııa rağmen kabinenin Meclise sunduğu rakam lar, ne kadar kabarık olursa olsun kabul edilmiştir.
Acaba Haşan Saka Büyük Millet Meclisimle yapılan ağır itiraz ve teııkidleri, kazandığı ezici iti-ıııad reyine rağmen, kendisi için bir nevi güvensizlik mi telâkki e-diyor da çekilmeyi düşünüyor? Doğrusu büdce münakaşaları sırasında o kadar sert sözler söylendi îdi kî bir hükümet bunları vesile ederek icra mevkiinden uzaklaşma yı düşünebilir. Fakat biz bu ihtimali, bugünkü şartlar içinde, pek varid görenlerden değiliz.
Şimdi hatıra gelen ikinci bir ihtimal vardır: Haşan Saka acaba antidemokratik denilen matbuat, seçim, polis kanunlarını ve benzer lerini değiştirmek işine yanaşmak istememekte inidir? Çünkü Başbakan bir İstanbul seyalıatiude bizde antidemokratik kanunlar yoktur diyecek kadar ileri Hamişti. Biz bıı konuşmanın sırf bir söz gelişi olduğunu ve yoksa her lıaıı-ŞfF Üıylf lîfckttıaiıa, JLafliL TTnlk Partili dahi olsa bi/deki yürörlilk-teki matbuat kanununu demokratik saymıya dili varaııııyuçağına kaniiz. Musoliııî Kalyasının faşist kanunundan da, Receb Pokerin son hinımetile, daha ağır bir manzara alan bu kanını hakkında hiç bir kimse demokratiktir diyemez ve böy le bir günahı kiıns üzerine alamaz. Şu halde ve cidden Kusan Saka bizdekî matbuat ve seçim kanunlarile polise hudııdsiız salahiyetler sağlıyan mevzuatı demokratik görüyor ve bıı hususta bir harekete geçmek lüzumuna kani bulunuyorsa bu kabinenin ömrü gerçekten uzun olmıyacaktır. Çün kü bu millet hâkimiyet haklarını tam ve kâmil olarak elinde bolundu rnııya ve kendisini bu gayeye varmaktan alıkoyan seçim kanun ve tarzından kurtulnııya kesin o-
ge-vergiler tahsilatı nın yüzde gliınlük resimlerinin yüzde o-tckel maddeleri gelirlerinin yüz. onu, bina vergisinin özel idare-ve belediye sınırları içinde tabedilen kısmının yüzde 15 1,
ba-
ver ka yapı-
larak azmetmiştir. Millî istek ve heyecanın öııline itfe hiç bîr kuvvet Kasan Saka da böyle
bir engel olmak arzusu varsa yıpranacağına değil hattâ şimdiden yıpranmış say ılabileceğine lıîç şiib-1te yoktur.
Fakat matbuat, seçim ve polis kanunlarını değiştirmek istiyen, hele basın kanununu temelinden yok etnıek arzu eden bîr kıoine bu işleri başarmak imkânına henüz maliktir. Biz Haşan Saka gibi garb kültürü ile yoğrnlıııuş vo u-zuıı yıllar devlet işlerinde tecrübeler görmüş bir zatın bu fırsattan istifade ederek milletin arzusunu yerine getirmek zevkine erişeceğini ve bunu kendi politik hayatı için bir şeref say acağını Jaıv-vetle iiınid ediyor ve hâdiselerin müstakbel akışının bizi yalanlama masını samimiyetle temenni ediyoruz.
A. C'enıaleddin Saraçoğlu
yarısı değerlendirme resmi alınır.
varyeteli veya müzikli lokan gazinolardan patinaj yerlerin
I
ruhsatı alı. I
tarifelerine iradlarından 1 üzere
dan sonra açık kalacak lerden her saat için mütezayid resim almaya belediye yetkilidir.
Bu resim esas resmin yüzde ellisini geçemez. Hayır cemiyetlerinin, spor klüplerinin tertib edeceği eğlenceler bu resimlerden hariçtir. Süs köpeklerinden yılda 20 lirayı geç -I memek Üzere resim alınır. Piyango ve ikramiye kazançlarının yüzde o-! nu belediye hissesi olarak alınır.
|G ün ün enteresan haberleri |
(_________________________________________________________________________________________J
i Televizyon ruhsatnameleri
i ♦ Londra — Resmen bildirildiği.
L ne göre. Ingilterede şimdiye kadar
Z 31.250 kişiye televizyon kullanmak
/ ruhsatnamesi verilmiştir. (A.A.),
J Amer ikada yeni ihracat
J lisansları
J • Vaşington — Birleşik
ı Amerikada yeni bir ihracat lisansı
I yürürlüğe girmiştir.
i Bu sistem, yabancı alıcıların do«
1 1ar tasarrufu 'yapmalarını sağlıya*
z çaktır.
/ Yeni sisteme göre, ihracat lisans
J lan en
1 p an la ra
1 velki iş
l ihracat
— Manchester’de 6 bin seyirci kitlesi önünde kaplan nıürebbisl ter-kaplanlardan biri tara-
bulmuş (A.A.)
yükseltecek. Öğretecek, bil hakiki köylü
ye-
ha-
et-
Vekili metil?
nu, yirmi beş yaşma erüne kadar kabiliyeti
az çok muhafaza etmiştir.
* Cok ince ve etraflı bir şekilde kik edilecek olursa herhalde. leketin vaziyetine intibak ettirilecek birkaç r.okta bulunur.
Köy kanunu, meıuleketnnizin ea ehemmiyetli bir l(anunudurz Bu (uıp, köylüyü bütün mânasile kak kındıractktır. Cemiyet hayatına
• • lıştıracak, kültürünü hak ve vazifelerini kelime ile köylüyü, yanacaktır.
Zira, köy demek köylü, köylü demek köy demektir. Ve böyle olmalıdır.
Bizde köylü var. Köy kanunu da var. Fakat maatteeessüf köy yok. Bu itibarla evvelâ köyü bulmak rine oturtmak ve müstakar bir le koymak lâzım.
Bakanımız bu ciheti de işaret
memiştir ki, acaba bu kanun hazan on evden nıürekkcb olan köylere de tatbik edilecek mi?.. Yoksa vekâlet prensip itibarile, münferid olan bu köyleri bir araya toplayıp. asgari iki yüz eli* ve yahud daha fazla haneden n.iirfkkeb bir köy mü tesis edecektir?
Bu esaslı nokta üzerinde durulup bir neticeye varıldıktan sonra teessüs edecek bu köylerde, tam mâna-sile köv nanu altında bir konunun *
teşkilâtı yapılıp yapılmıyacağı taay yün etmelidir. Maahaza şurasını da işaret etmek lâzımdır ki, köy kanununun heyeti umumiyesi bir koni mlin kokusu taşımaktadır. Bu ka -nuna yapılacak bazı rötüş ve revizyonlar bu şekli açıklıyabiliyor. Ve nihayet memleketimizde de köylünün hukuk ve .vazifesini tâyin e-den bir köy - kommün meydana gelir. Bu suretle hükümet de, ekser ahvalde olduğu gibi, böyle münferit! şeküde olan köylerin bazı malt vecibelere tahammül cdemezliktcn husule gelen lıoşnudsuzluğa nitiavet vermiş olur. Zira bu takdirde bihakkın kommün - köy şeklinde süs eden hükmi şahıs kanunun digi haklardan istifade eder ve cibelerdcn ıııes’ul olur.
Kçy kanunundaki tûdilâltan bahsedilirken şurasını ıvice nazarı dik* kate almalıdır ki, vazıı kanunili köylere tahmil edeceği mecburi vazifeler malâyütak ve tahammül e. dilmez bir hakle olmamalıdır. Me • selâ bugünkü kanunda: Köy evlerinin her sene badana edilmesi mecburiyeti ve hayvanlarla insanları? avın sakaf altında bulunmamalar lüzum ı vardır. Kanunun bu emri pek yerimh dir.. Sıhhati âmnıc mö • lâlıazasik* konmuştur. Fakat düşüt nülnıenıîştır ki. bu kanunun tatbik edileceği memleketimizin büvâlk bir saha undaki köylerde kirce voktur. bu vüzden kasaba evleri bile mtın -tazaınan badanalaııâm&z. Yine bazı taraflarda kömür değil, hattâ oJua yoktur. Vc köylü oduya benzer yerin yarısını ayırarak,
çıkardığı sıcak nefeslerin d irdiği sakaf altında v a geçirim k mecburiyetindedir.
Tâdili elzem olan üçüncü
ta da, velev on kuruşluk bir ihtilâf da oısa, tevzii adalet ve köy derneğine
Bıı salâhiyet köylü ile, köy neği o ruamda bir iV.tllûf muştu-. Mele bir parti çıktıktan sonra.
Yarın teftiş işlerinden ğinı.
ve -
İplik mevzuu Ticaret Bakanlığınca ele almdı
Ankara, 3 (Hususi) — Bir müddet önce fabrikatörlerin İplik ihti yaclan için Ticaret Bakanlığile yap tıkları temaslardan sonra, iplik mev zuu Bakanlıkça ele alınmıştır.
Dün kendisile görüşen gazetecilere Ticaret Bakanlığı idhâlât şııbe -sinde yetkili bir zat şunları söyle -m İştir: ■ *
«Bakanlık iplik idhali için gereken kolaylığı göstermektedir. Dolar mevcudunun azlığı yüzünden döviz verilememekte, fakat sterlin! ve takasla getirilmesine izin veril. ‘ mektedir. Maamafih memleketteki ; fabrikaların işliyememek yüzünden kapanması gibi bir durumu icab ettirecek bir darlığa da imkân veril-miyecektir.» demiştir.

nişanlılarını memlekete sokmak is-temiyen muhaceret bürosu memur- 1 larına karşı şiddetli protestolarda bulunmuşlardır.
Şimdi bu İtalyan kadınlarının söz üzerine, muhaceretlerine mütedair formaliteler tamamlanıncaya kadar muvakkaten memlekete girmelerine ve serbestçe doluşmalarına müsaade edilmiştir. (A.A.)
Amerika Finlandiyaya karşı kendini mes’ul tutuyor
♦ Vaşington — Amerika Dışişleri Bakanlığı bugün, Amerika hükümetinin Finlândiyaya karşı, bu memleket* aid 8 geminin harb i-çinde müsadere edilmesi ve bu
yüzden Flnlûndiyanın uğradığı zararlardan dolayı, kendini ıııes’ul addettiğini bildirmiştir.
Finlândiya sulh andlaşmasuıda bıı konuda hiç bir metalibatta bulunmamıştır. (A.A.)
Münir Ertegüniin cenazesini getiren Amerikan mümessili ohfü
♦ Vaşington —> Amerikanın sabık İspanya büytnr elçisi Alrxan-der N. \Vedçll, Missouri’de bir tren kazası neticesinde
M. Wedell, .efcki elçİ3İ Münir Erteg sene evvel Başkan meeslll olarak U. gemisile Türkiveye

hayvanini in ılıklan-k t i n I
bu- ıiull
liir kaplan, terbiyecisini ısırdı
♦ Londra kişilik bir meşhur bir biye ettiği
Tından ısırılmıştır. Kaplan, terbiyecinin bir arslan yavrusu tarafın, dan yapılan bir sıyrık yüzünden aarılı bulunan «elini ısırmıştır.
Mürebbl sağ eliyle kaplanın kafasına bir yumruk indirmiş ve numarasına devam etmiştir. Numarası bittikten sonra da bir hastaha-neye gitmiş ve elini diktirmiştir.
Bundan sonra mürebbi, arada ljirgınlılc kalmasın diye, Cezar ismindeki kaplanın kafesine tekrar girmiş ve hayvanı öpmüştür. A.A, Eski Amerikan muhariplerinin İtalyan nişanlıları
♦ Vaşington — Eski Amerikalı mııhariblerin İtalyan nişaıılıiannıtı muhaceret servisleri tarafından La Guardia uçak alanında memleketo girmelerine mâni olunması ile başlayan hâdisenin sonu iyi neticelen, mtşttr.
Esle! mulıarlbler kadınların memlekete girişlerine mtlsaa«ie eden kanunun sona ermesini iter! jlrerek
Teşekkül*
Hemşirem ve ablamız ŞAKİRE NEMLİ’nln vefatı münâsebetile gerek bizzat cenaze merasimine iştirak etmek, çiçek göndermek ve gerekse telgraf ve mektupla taziyeye bulunmak lütfunu eslrgeıuiyeıı muhterem zevata, bu yakın alûkala tından dolayı candan teşekkürleri mizl beyan ederiz.
'IlHıat Nemli ve Kilemi
işiııi muhtara b’t akıuama ktadır.
dcr-
nıeııbaı ol-rejiminden
bahscduCû»
Gregory Peck, Claudette Colbert ve Alan LadcL (AP.)
fîusyanın kömiir kalkınma plânı
• Moskova — P r a v d a ga« zetesinde neşrettiği bir yazıda kö( mür endüstrisi bakanı Aleksander Zasyadko, Donetz kömür havzasının kalkındırma plânının ancak üçte L ki nisbetlnde gerçekleştirilebildiğini ve aynı havzanın bazı bölgelerinde bu nlsbetin ancak yanyı olduğunu yazmaktadır.
Ingiliz biidccsindt fazlalık kaydedil tl i
• Londra — Malî senenin ilk dokuz ayı zarfında (nisandan aralık ayına kadar) İngiliz büdceslnin 245 milyon sterlinlik bir gelir fazlası kaydettiği bildirilmektedir.
(A.A.)
Fransız gazeteleri 1 sayfa {diacak
• Paris — Fransız basım millî federasyonu tarafından
■ bir tebliğe göre, 5 Ocak itibaren gazeteler eakhd gün dört sayfa -olanlc ilecektir.
• •
*
*
— Bir sinema dergi-yapılajı anket neti-Crosby’nin 4 yıldan-
neşredilen tarihînden gibi ber intişar e-(AJL)
ix-ük e
iki m(i*
\ A
Kış mevsiminin ilk balosu
Çocuk Esirgeme Kurumu İstanbul II Merkezinin Anneler Birliği tarafından 23 Ocak 948 Cuma akşa mı Park Otel salonlarında muhitin tanınmış Sayın Bayanlarından mürekkep tertip heyeti tarafından sürprizlerle dolu kış mevsiminin ilk balosu verilecektir. Davetiyeler 11 merkezinden. Park Konak otelle rinden, Markiz Lioıı mağazaların/ den Udarik olunabilir-
I
I
ucuz fiyatlarla ihracat ya* verilecek ve harbden ev* standardına isttnad ederek yapanlara verilnıiyecektîr.
(A.A.)
liing Grosby nin kazancı
• Nevvork al tarafından cesinde Bing heri en fazla para kazanan sinema artisti olduğu anlaşılmıştır.
Dergiye göre, diğer yıldızlar kazanç bakımından şu sırayı takib etmektedirler; Betty Grable, ln-grld Bergman, Gary Cooper, Humph rey Boğara Bop Hooe, Clark Gable,


î )
i
*
)
J
Bugün A R Sinemasında
Bütün İlimlerinden daha giriel görünen ?/ \T>C \PEET LOCK\VOOD an yarattığı
ı&lınazır va«
5 V1 r
İ Z/FER HAFTASI
C‘AV-PA. 4



Afyonda | bir tuhafiye | mağazası l soyuldu. I
Hırsazlar yükte ( hafif babada ağırı şeyler aldı.. 5
Afyoıı: (Yeni Sabah) — Ayın yirmi dördünü yirmi beşine bavlıyan. Perşembe gecesi, gece yansından sonra burada- enteresan bir hırsızlık vak’ası olmuştur.
Şehrin tanınmışı tuhafiye tüccar farından Hacı şevki özkamn mağarası soyulmuştur. Hırsızlık mağa zanm arka tarafındaki boş arsadan damı delerek içeriye girmek suretile yapılmıştır. Burada enmü him rolü büyük kancalar görmüş tür..
Zarar ve ziyat nakit ve yükte ha lif ve bahada ağır olmak üzere «000 liradır. Soyguncular bu işi yaptıktan sonra büyük kancalar Is timal etmek suretile tekrardama çı karak firar etmişlerdir.
Failler, yakalanamamış, bulunamamıştır. Bunların yerliden olma yıp dışarıdan gelme meşhur hnsız lar olduğu ihtimal ve kanaati galip tir.
Zabıta tahkikat ve takibata baş lamıştır. Neticeyi ayrıca bildireceğim.







■ o--------•
Çanakkale Yardımseven-ler derneği çalışııaları
Çanakkale: (Yeni Sabah) — Şehrimiz Yardımsevenler Derneği senelik genel kongresi Cumartesi günü Halkevi salonunda dernek üyelerinin iştiraklle yapılmıştır.
Kongre Halil Dilmaçın başkanlığında açılmıştır. Evvelâ idare kuru lu raporu okunmuş. Bu raporda derneğin dokuz ay zarfında umumî gelir olarak (2950) lira sağladığını, buna mukabil (365) lira malûl ve fakirlere aylık yardım, (297) lira demeğe muhtelif kamanlarda baş vuran fakirlere. (210) lira Erkek Sa nat Okulu talebelerinin giyimine, (209) lira yazın açılan Kızılay Çocuk kampına, (90) lira Sanat Okulundan iki öğrencinin birinci taksit lerlne, ve (100) lira da genel merkeze yardımda bılunulmuştur.
Bundan başka demek bir hasta ve beş fakire her ay muntazaman bakmakta ve»lkl fakir talebeyi de Sanat Okulunda okutmaktadır.
Yapılan yeni idare kurulu seçiminde Müııire Nomer başlanhğa Halil, Dilmaç ikinci başkanlığa Şafl Başak saymanlığa, Ekrem Uz kâtipliğe, ve Zeynep Oytun veznedarlığa seçilmişlerdir. Muzaffer Seç kin, Sevim Tuncelli, Rıfriye Uğur-
ünya kurulalı insanlar, i’-tibâri bir hareket noktasından başladıkları muayyen bir zaman taksimini yılbaşı
saymışlar ve her sene bu devrimi kutlamışlar.. Herkesin birbirini tebrik etmesi, hediyeler vermesi ve giden sene ile gelen seneyi lüks bir müessesede şampanyalı bir masanın başında teşyi' ve istikbal etmesi değişmez bir programdır.
Yılbaşı gecesi içilir, dans edilir, bilhassa kumar oynanır. İnsan denilen mahlûk bâtıl i’tikadlaıdan kendisini kurtaramadığı için yılbaşı gecesi kumarda kazanırsa bütün sene talihin kendisine güleceğini sanır ve her zaman olduğu gibi vurgununu yine kumarhanede vurur.
Böyle yılbaşı kumarlarında nam h vak’alardan biri «Avantacı Veli) beyin (Hanâki) de ev parasını eon meteliğine kadar (paseta) ya verdikten sonra üstü kırmızı kadife kaplı peykelerden birine uzanarak horul horul uyumasıdır. Veli beyin bu lâkaydisi o zamanın kabadayılarından Gani beyin sinirine dokunmuş vo zavallıyı yakasından tutup tokatlamağa başlama- üyku sÇrsdmliği İle ne olduğunu bilemiyen Veli 'beyin: *Aman efendim... Sucurtf ı?e?» diye sualine karşı deli Arnavud:
— Mori! demiş. On beş lira ver dim... Elim ayağım titriyor. Sen bin altın verdin... Nasıl yatıp u-yursun?
İstanbulda eskiden kumar ola-
Ruva)
çünkü
W
gittiği-
1
muktedir
. • (!'

Bursada yı başı gecesi
31 Aralık - 1 Ocak gecesi Bursanın eğlence yerlerinde bir cevelân S. Ahmet Thj kozıın
n ki üç gündenberi herkes bir
11 birine soruyordu: «Yılbaşı u gecesini nasıl geçireceğiz?* Kilçük gruplar halinde evl?rde toplanacaklar var, hariçte şanslarını deuoyecekk-r var, garden par tilerde sabahlara kadar dans edecekler var...
Nasıl ki eski ramazanlarla on bir aylık geliri bir Ramazan ayı içinde tüketir idiysek, şimdi de bir çok kimseler hayli aylara tekabül eden mevcutlarını bu bir gecede, eritecekler...
Tam on gündenberi şiddetini durmadan devam ettiren lodos fırtınası bugünün akşamı daha fazla azarak korkunç uğultular halinde şehri yalayıp süpürüyordu. Atatürk Bulvarını bir uçtan öbür u-ca, başlardan uçan şapka ve kasketler kaplamıştı. Sahihleri arkasından koşuyorsa da yetişemiyor, halk yüzlerce metre uzaklaşan şapkalarını başkalarının yarehmi-le ele geçirebiliyordu. Caddelerde yürüyen insanlar bile uçmamak i-çiıı büyük bir gayret sarfettikleri görülüyor, velhasıl o koskocaman cadde bir herc-ü-merc manzarası arzediyordu.
Bu sebebden ortalık kararır kararmaz caddelerde kimsecikler kalmamış herkes yuvasına çekilmişti. En akıllı iş de bu idi tabiî...
İki gündenberi hummalı bir faaliyet göstererek kendi büyük salonunu dâvetliltrin zevkine, göre hazırlamağa çalışan Dağcılık Klübü, dağlarda çam bırakmamış hepsini kliibe yığmış... Bir çok kimseler bu çamları tavan ve duvarlara takmakla meşgul bulunuyorlar.
Diğer taraftan Çelik Palasta da buna benzer faaliyet devam ettiği göze çarpıyor. Çelik Palaa daha
fazla şehrin ekâbirini izmı edip. ' du. Haydi bakalım Yıldırıma. eğleudirtceği için çok. cazııy bie §e- Bir çok evlerde ses seda yok. Kim-



kilde ihzar edilmekte...
Garbı temessül babında zevkle eğlenceye o derece fazla dikkat ve itina gösteriyoruz ki, bütün işleîri-mizi ajmi dikkat ve ehemmiyette takib etsek muhakkak hiç bir nok sanımız olmazdı.
Noeli kutlama kiçin göfcter-Jiği-miz bu lert gayret ve intizam, şayanı hayrettir; Her ne hal'ise... Gece tam saat birde Dağcılık Klti-
lu, Leman Erkut âzahklarda kalmış lardır.
Yeni idare kurulunun önümüzde ki yıl çalışmalarında fakir ve yok. küı, Sesim Tuncelli, Rıfklye »uğur-* ederiz.

rak en çok oynanan oypn baı bud ve paseta idi. Sonraları .(şinien-düfer bakara) ve (îki tablo bakara) moda oldu. Ayni zamanda kes kin kumarbazlaruı (Firavun) adil bir oyun oynadıklarını da hayal meyal baüriarım; şimdi herkes poker oynuyor; hele (Sosiyçte) dedikleri kibar muhitlerde bilhassa kadınlar kendilerini öyle pokere vermişler ki ■ yapalım! > mukaddenıesile masaya ı oturanlar bir (seans) da beş on. bin lira alıp veriyorlarmış.
(Briç) daha bugünkü kadar ta-ammüuı etmeden evvel vapurlarda (poker) çok oynanırdı. Hattâ kumarla geçinen bazı san’at ehlinin, poker oynayıp para kazanmak için vapurdan çıkmamak-şar-’tilc boyuna Amerika seferi yaptıkları olurdu.
Bu münasebetle poker meraklılarını ilgilendirecek bir fıkra an-lataymj ••
Amerika postasını yapan büyük vapurlardan bîrinin salonunda biri Yahudi olmak üzere dört kişi poker oynuyorlar. Oyuncularda» biri kaybetmiş... Fena halde amirli. Cebinden bütün varını yoğpuu teşkil eden bir tutam banknot ç> karıp öı.’üne koyuyor: 'hepsin» deklare ettim !> diyor. Kâğıttan veriyorler. Birinde iiç biıii vur..» Kaybeden kâğıdına bakıyor dört papas. Yahudi bakıyor floş oıma-ğa bir kâğıt eksik; üç birlisi olan açıyor; Yahudi görüyor, kayıblı önündeki bütün parayı sürerek arttırıyor; ikisi de kabul ediyor-
Yılbaşı
1 /■_ vno cıî I z* zvt Hükümdarlar ve âkibetleri - Mübarek nimet
bii salonundan içeri daldım. Masalar normal halindekinden daha sık, birbirlerine ekli imiş gibi tanzim edildikleri cihetle içerisi hıncahınç dolu bulunuyordu. Caz durmadan ouhyor, garsonlar üur-madan ’içki taşıyor, davetliler dur madan dans ediyorlardı. Burada toplananlar başları mest ve mahmur, neş’e ve şetaret dalgası halinde yeni yılın birinci saati içine dalmışlardı.
Klübden çıkarak Çelik Palasa uzandım. Burası da başka bir â-lem... Otelin geniş salonu baştan başa dolmuş... Ekâbir yerlerinde. Valisi, mealisi hepsi burada... Caz kıvrak kıvrak çalıyor, çiftler dans ediyor, şampanyalar mütemadiyen şerefe patlıyordu. Şans masaları arı gibi işliyor. Bizim yanına so-kulamadığımız deste deste hank-notcuklar saniye içinde bir eklen diğer ele intikal edij’ordu.
Aklıma Şehir Klübü geldi. Tekrar Cumhuriyet alanına çıkarak klübe girdim. Burası ötedenberi şans deneyicilerin daimî bir mel-ceidir. Salonda herkes kendi âleminde... Videlo bezik, briç, poker ne aızu ederseniz hepsi mevcut. Tanzim edilen büfeden de istiyen ara sıra bâdenûş oluyor, tekrar masasına dönüyor. Hemen hemen çoğu klübün müdavim müştcıile-
I ri...
Buradan çıkarak rüzgârın önün de yalpalıya yalpalıya tanıdıklardan birinin evine doğru yürüdüm.
İ Bir kaç komşu toplanmış tombala ı oynarlarken buldum. Fazla ocur-I mıyarak dışarı fırladım. Her hal-I de -saat üç falan olmuştu. Eve gidip yatmağa karar vermişken ak-
I hma birdenbire şu kıyı ve kenarı mahalleleri dolaşmak fikri ânz ol-
****4
bilir kaçıncı uykudalar... Bazı evlerde ışık var, ses aksetmiyor. Bir kaç sokak daha dönüp dolaştıktan sonra bir arabaya atlıyarak bizim Muradiyeye geldim. Zavallı Mura-diyeliler yeni yılın girip te eski yılın geride kaldığından bihaber öyle derin bir sükûna dalmışlar ki...
1 Sokaklarda ışıklar olmasa gayrı meskûn bir semt hissini verecok...
1 Eve döndüğüm zaman saat tam 1 beşti. Bu yazıyı bitirdikten sonra ' sabahleyin erken kaldırmalarını tenbih ederek yatağıma girdim.
1 Ben yatağa girerken fırtına kor-! kunçluğunu öyle arttırmıştı ki ev zangır zangır sallanıyordu.
S. Ahnıed Türkozan
9

I
H. Subhi Tanrıöver’m. istifası
lar; kâğıtlar alınıyor. Üç birli kâğıdı olan dördüncü birliyi bulmuş. Yahudi de bakıyor ki sıra renk gelmiş, yani pokerin en yüksek kâğıdı elinde...
Kayıblı kâğıtlarını açarak:
— Bende, diyor, (Kare var.
Üç birlisi olan:
— Kaybettiniz, diyor, bende (Dört As) var...
Bütün varının yoğunun
ni gören oyuncu kendini büsbütün kaybediyor ve hemen cebinden tabancayı çekerek dört bü’lisi o-lanı Dan! > diye vurup yere seriyor; ondan sonra Yahudiye dönüyor: .....
— Şf'pde ne var?
Yhkuöj,; düşünüyor, ortadaki bütün pîrayi kendisine kazandıracak ol^u kuvvetli kâğıdını hemen Öbür kâğıtların arasına barıştırarak :
— Ben' diyor, blöf yapmıştım!

E. Subhi Tanrıöverin. istifası: u haftanın en mühim hâdiselerden biri şübbesiz
XÇENLERDB dûvlcr. ve millete kırk beş, elli sene hizmet etmiş, Akdenlzdo, Karadcnizdo şanlı bayrağımızı taşımış (Mahmudiye) üç onbarlı kalyonu hakkında uzun yıllurdanberi toph-lıyablldigim bilgileri okuyucularıma sunmuştum. Muntazam tarih vesikaları tutulmamış memleketlerde böyle mevzular üzerinde yazı yazmaklığın ne kadar güç olduğunu böyle işlerle uğraşanlar pek iyi bilirler. O makalede birçok eksiklikler bulunduğunu ben de biliyordum vo bunu söylemiştim. Meselâ geminin yapıldığı tarihle gemiyi, yâni zamanının en büyük, en kuvvetli ve en zarif harb tekne«lni yapan Türk ustasının adım makaleyo koyamamıştım. Bu şerefli ve kudretli Türk sanatkârının adını Deniz Müzesi vesikaları içinde bulabileceğimi kuvvetle ummakta İsem de aramağa vak tim olmamıştı, inşa tarihini do tahmine bırakmak zorunda kalmıştım. Halbuki tesadüfün hayatımızda çok garib cilveleri vardır,- kırk yıldır a-rayıp bulamadığım o tarihi, (Mahmudiye) makalesini (Yeni Sabah) a basılmak üzere vordikten bir geca sonra en kolay bir yerde, hem do biraz tafsilâtlı olarak bulmayım rru! îşto bu kayıddan anlaşıldığına göre (Mahmudiye) 1229 Hicret senesi Şabanının yirmi ikinci pazartesi günll. Tersanede inşa olunmuş. Gemi kızaktan denizo indirilmesi için büyüle hazırlıklar yapılmış, zamanın Pa dişahı Sultan Mnhmud da bu muh teşem hâdiseyi seyretmek üzere Ter saneye gelip münaaib bir yerdo oturmuştur. Kurbalnar kesilip dualar c-dildikten sonra kızağın muayyen bir mahalline sıkıştırılmış olan vo muazzam tekneyi kayıp gitmekten men eden yegâne engel olan takozlar da balyoz darbelerüe bir yana atılınca, allı yeşilli yüzlerce sancaklarla donatılmış bu deniz kalesi, aslı yurdu olan denize doğru kayıp gitmeğo bûR lamıştır. Böyle bir gemi inişinde bu lunmıyanlar, yahut yakından, ilgili olmıyanlar böyleco başlıyan iniş dev resinin ne derin heyecanlarla dolu olduğunu, hele gemiyi yapan mesul mimarın o sırada duyduğu iftiharla karışık büyük endişeyi (hattâ korkuyu) asla tasavvur vo takdir edemezler.
O zamanlar büyük harb gemileri nin inişlerinde yalnız mimarlar değil, teknik şekilde alâkalı olmıyan kaptan paşalar bile korku duyarlardı. Gemi inerken, yahut indikten sonra devrilebillrdl, veya bütün hazırlıklar yapıldığı, son mania takozu da alındığı halde gemi denize ı doğru kızak üzerinde bir adım bile inmemekte inad ederdi. Bu çeşid işler yüzünden Kaptan paşanın azlo-lunduğu, idam «edilmek tehlikesinde kaldığı Osmanlı İmparatorluğu t;ni-hlnde görülebiliri
işte o gün de, Şevketli adile nam-lanmış bu 'büyük geminin inişini herkesin başı, üzerinden Osmanlı İni paratorluğunun en sert padişahların dan biri seyretmekte olduğundan sahnenin bütüır coşkunluk, saygı ve korku uyandıran elemanları - lüzumundan fazla bile - tamam sayılabilirdi! Belâya bakınız ki: Gemi kızaktan yanya kadar İndikten sonra durdu... O kadar büyük bir ağırlığı olan teknenin böyle durmasında birçok âmiller olabilir ve bunların bazıları güçlükle, bazıları da kolayca bertaraf olunup gemi iner amma, asıl mesele o şanlı, zevkli inişi görmek istiyen Padişahın o gün muradına nail olamaması ve bundan infial duymasıdır. Sultan Mahmud

H. Subhinin iktidar partisinden istifasıdır. Fakat istifanın tahakkuk etmiş •• bulunmasına rağmen
f~~YAZAN [UL UNA rj

daha kimse bunun sebebini bilmiyor.
Acaba değerli hatibin bir şeye mi canı sıkıldı? •
Halk Partisinin şimdiki durumu nu kendi kanaatine uygun mu bul nıadı ?
Yoksa başlı başına bir parti mi kuimak istedi?
Velhasıl bütün bu ihtimaller cc-vabsız kalan suallerdi».
Bu mübhemat içinde muhakkak olan bir .şey var ki o da Hamdullah Subhinin istifasile iktidar partisinin en kuvvetli elemanlarından birini kaybetmiş olmasıdır.
Amma denecek ki partide o fiyorda şahsiyet yok mu? Olabilir. Fakat malûm a:

Mahmudiye,, Kalyonu gibi müstesna bir ehemmiyeti olan gemimizin muhafazası mümkündü, çünkü onunla çağdaş, hattâ ondan yaşlı olan Ingilîzlerin o meşhur „ Viktoryn Kalyonu İngiliz deniz zaferlerinin hâtırası olarak bugüne kadar saklanmıştır
rna.^raı.na dvğnıcz miydi? (1\L diye) kalyonunun muhafazası.
t

O
’ M • 4 ' f 4 • A * F *
▼ • 15* •
/ 4L , * ’ 'tl
»Vı * ( . V
' t.
—ımtiı

Kam • - * 1 yp 'i
teı'
•w" C’ X

.A ‘/e. «i• * 7• t•
(Bu makalemizle okuyucularıma Mahmudiye kalyonumuzun rayda. [I meşhur Victory kalyonunun bugUakü bir resmini de veriyoruz. Geminin arman (halatları) J9&5 y ıl tndanberi yenilenmemiş ti. Bu resimde (19^1) denin erlerinin yeni halatlar donattMan görülmektedir.)
YAZAN

çok azimli, sert bir padişah olmakla beraber geniş fikirli olduğundan geminin böyle yarı yolda kalması ocu eski ımüetebidler/gibi .hareket ettirmedi, ve sarayına gitti. ihtimal»
* iMahmudiyç) nin o sırada bütün •Jtlnya devletjerf donanmalarındaki birinci sınıf harb gemilerinin en büyüklerinden olması inerken ortaya çıkonubu, aksaklığın mazur görülmesine de hizmet etmiştir. Bununla beraber, (Mahmudiye) gibi bir deniz sanayii. ıbediasını ortaya koymuş ve cihanı hayrette bırakmış ; olan Türk mimarı »önüne çıkan bu» güçlüğü pek çabuk yçndi, o gece çok gayretli tac çalışma ille, vaziyeti düzeltti, ert^i sabah koca kalyon muvaffakiyette Halicin parlak suları kucağına indL..

Gül denir her güle aminâ gül-i-zlybâ başlat!
Böyle sebebi meçhul • kalan variyetlerde tabiatile herkes düşündüğüne göre hükümler verir. Hâdiseyi . bildiği gibi tefsir eder.
Fransa ricalinden Taleyran her hareketini .bir sebebe istinad ettirir fakat bu sebebLkatiyen ifşa etmezmiş. Bir gün kral (Luvi Fılip) C a
— Haşmetmeâb! demişler, Frens dö Talleyran vefat etti.
Luvl Fjlip:
—• Nasıl? demiş. Vefat mı etti? Acaba bu zamanda vefat etmekten maksadı ne idi?

aHkiinlddilar ve akıbetleri:
J taJyjı .kralı yetmiş
I şmda «{efat etti. ().kgulhfc , PAçşivğindolfi Lütün .mel^^me rağmen ölünceye kadar tacını tahtını muhafaza etmeğe
olamamıştır. İhtiyar halinde d da menfayı boylamıya mecbur olmuştur.
Viktor Emanuel 1900 scuesinde




l -
A
I
Aziz okuyucularını, İstanbullunuzun ihtişamlı tacı olan Süley maniye camiini göklere doğru yükselten Mimar ^inanlarımız olduğu gibi bu mil Jet (deniz mimar Sinanları* da yetiş tirmiştir, ne kadar yazık ki biz hâlâ ▼arlıklarını kabul edebilmekten bile uzak bulunuyoruz. İlerideki yazılanınızda Türklüğün bu deha ve kudret örnekleri Üzerinde durmak niyetinde olduğumuzdan burada fazla söz fiöyliycmiyecegiz.

ALNIZ insan bir noktayı dü-şünmemezlik edemiyor: Aca-(Mahmudiye) gibi müstesna
b!r ehemmiyeti olan gemimizin mu halazam mümkün olamaz mıydı, a-caba muhafazası onun için yapılacak
tahta çıkmış ve garib bir icsndüf olarak veliahdın Çanakkale civarında Truva harabelerini ziyaret ederken babasının katlini ve kendisinin İtalya tahtına cülusunu öğrenmiştir.
Kralın Truvayı ziyareti esnasında Çanakkale mutasarrıfı Ziver paşa idi. Meşhur vüzeradau Aıab Hakkı paşanın biraderi olan bu zat uzunca boylu ve o zamanın âdatı üzere göbeğine kadar siyah sakallı bir adamdı.
O esnada Çanakkalcde serkomi-ser bulunan ressam Galib bey kralın istikbaline aid şöyle bir menkıbe anlatmıştı.
İtalya velialıdini istikbal etmek üzere hepimiz atlara binerek karşıcı çıktık. Mutasarrıf Ziver paşa da sırtında siyah bir redingot, başında uzun fesi ve göbeğine kadar sakalı ile atın üzerinde pek heybetli görünüyordu. Uzaktan veliahdın gelmekti olduğunu görünce hayvanlarımızı sürdük. Fakat Ziver paşanın bindiği at gemi azıya aldı.. Zabtetmek kabil değil... Yıldırım gibi uçuyor. Biz de arkasından atlarımızı dört nala koşturuyoruz. Yarışı andıran bir sür’at-le veliahdın arabasının yanına laİı zada vardık. Ziver paşa atı znpte-demiyeceğini anlayınca dîzghüçri gevşetti... ATııbanın yanından geçerken bir temennalıla:
— Sata geldiniz!
Demeğe ancak vukit bulabildi ve yolun ilerisindeki sırtı.ı arkasında kayboldu.
Koştuk. At, kap. ter içinde solu-
/ e

JngiblHcrin o md§hU£ (Vîc-hugüno kqdar İngilns rafından’ deniz zaferlerinin Nelson’un
nrnu-?lbet-te mümkündü, çünkü onunla t hattâ onıl.-'n belki de biraz daha h ol
tory) hclyoTıu İPİlRtİ. t AT
’ ve »TarJı İngiliz âmirali
JHUht^şeın ve mücessem hâtırası ola rak muhâfaza edilmiş ve milli ûbi-delerdcn en deJerDsi, en yüksek heyecan yerini tutmuştur. Mu-
ayyen ı lirlerde deniz okulu talebe* leıi, bütün Ingiliz geneligi bu gemiyi ziyaret, ederler, hele Amiral Nel-son un TıaûJghr deniz zaferini kendi milletin*, tatlı canını da Allahına verdiği ckun ayının 21 inci gününde büyük törenle yiğit denizcinin güv^ıtecic vurulup düştüğü yere konrnıı^ gümüş levha çevp.-^'.nJe vatanseveri? I. dalarlar.
/i r ıK ûy 1
,ıx
kalyynunıı, böylece
vccd ve heyecanını
Ingiltereyi dolaşan Gc-ısirniz Ornüıtak’ın Vlo tory kalyonunu, böylece kahraman Nelaon’un mânevi mahviyetini ziyaret etmesi kadar hoş ve ne kadar rnl nalıdır, s ünkü bu ziyarette tarihi kahıamanhkjA'dolu bir radikalin müı tesna oLç kahramana gösterdiği saz gıdan dana ekıin bir mâna vardır. Amiral Melson yalnız vatanına ’rıi^-n ?t etmekle kalmamıâ. savaş a la-
Nvlhon yalmz vatanına etmeltîc kalmamış, savaş uoğt-udan doğruya bizim men-de boğuşarak Mısırın, Su-nyemn Napolyon eline geçmeline en-ûlif/uşiar. Napoiyon hiç habeıi-oımadarı Fransız donanmasını ordu» yükhyerek Mısıra geldiği orasını zapteyiedigi sırada ami-•Nelson arkacından yetişip Fran-donanm asını Mısır kıyışındı
nı 11 ua faatjmiae
sel m iz bir ve • ra> sız.
. (Abuk ir) Abahcr önünde olduğa i bi ve kanlı bir 'surette mağhıb ct-
• Framöz
• IrA'ine.haram etmek şsıuetiie Frangdan Mi&jidakl t kuvvetlerine yardna edilmesini jnjaanmz bırakmalıydı Napûyomın--veya Fransız orducunun MrarU&n çdıması kolay olur muydu. O uzaman ylg4t âmiraliıı bu hizmeti Osmann İmparatorluğunca Hyıkile takıhr -edilmiş, amipelo nişanlav, he-dîyeler veidmişti. hattâ kondiBinin j’ağlı toya bir resminde bizim ta-rafım>adan vw(hn|ş nişan, bütün başka nişan 'Ve- m?develerinden b(A-riz ve muhteşem olarak gûıtümtıAUdir.
Evec, Nelson-gerçckten ve îuûiet kahramanı idi. mânan ve havaimin son ni’mo aid hûduacyl şahid
Birlenmiş Fıansız
göğsünde
bîr vatna Bibi a şanlı gü-tutarı^:
ve İngiliz (Deıanu J
sekiz miıyon
.liralık b»r serveteik birak-*Ak\akça kara gün içindu»
yor. Zivcr paşa yok... Filhakika karşımızda biri var amma bu siyah r- dingothı siyah sakallı zat değil. . Bembeyaz bir adam. Zavallı hayvandan kendini bırakmış ve tepeden tırnağa toza bulanmış. Silki'lenıekle çıkar gibi almadığı için o hfüdji döndük; prens hepimizin ayn avrı elimizi sıktı; f\kut bilhassa Zlver pa. ..yt «biuiaihkta gösterdiği unehnreıtm dolayı» pek hararvth surette tebrik etti>

Müteveffa kral,
İngiliz mıg.
derler anama bu sarı liralar da vefasız çıkmış ihtiyar kralın kara günlerine bir yardımı olmamı^'

Mübarek ai’nıei:
Hiüı.yokluğunu göatcıune-sin anıma (tek tip ekmek» ^ûudon güne kötükıgnıo&te-dir. Hem .hamur, hem de çıtır çıtır kum yahud toprık!
Firmalar ekmeğin gittikçe daha fenalaşacağını söylemişler; hak ları var. İlk çıktığı giiıı yenebilecek gibi ikin Yavaş yavaş bugünkü yenilmez liftle geldi; demek yai'iıı daha .Nihayet herkes
karaboraşdçu. b. yaz çjunok tedarik ei}çcç|( vq (ek tip ckııngi de yapı mc Izcmes.lr.de kerpiç makamında laıllamlnıak üzere müteah-hklleve satacak’.
Acaba Toprak Ofisi knidırsalnr ekmekkrdcn şu toprak çıtırdvu.d* kalkar mı? dersiniz.
Bir tecrübe etsek nasıl olurC



X
W
• \
4 O C A K 1948
FENT SABAH
| İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisleri |
Islâmda mezhebler ve fırkalar nasıl doğdu?







*
L
---- ★ ★ *-------------------------
1 — Yine A!i ile tartışma — Heri-(Abdülmelik) in (Hac) daki hutbesi — Adalet ve lanet
Şeriat adına cinayetler! metler ve inad! — ı
Ömer Hin Abdiilâziz ve Hariciler
----------------------18------
Yazanı M. kAİF OĞAN
Ali; Haricîlerin, şeriat adına yapmakta oldukları cinayetleri duydukça çok acı çekiyordu. Onlarla uzlaşmanın imkânsızlığını anlamamış değildi, ancak son bir deneme daha yapmadan harb ateşini parlatmak istemiyordu. Ordu-sile Nehrüvan üzerine yürüdü; yaklaşmca onlara nasihat ettirdi, dinlemediler. Sonra kendisi karşılarına geçti de:
—Ey inadcı adamlar, ey kendi bildiklerine uyarak (hak) dan ayrılıp yanlışlığa ve ayrılığa düşen fırka.
Yöneldiğiniz sapıklıkta sür’îklen memeniz için ben size bu işin sorumluluğunu anlatıyorum.
Nafile yere murdar ölmeKten sakınınız.
Diyerek, evvelce de kaç kere söylemiş olduklarını tekrarladıktan sonra:
— Hakemler kitab ve sünnete muhalefet ve kendi diledikleri ve bildikleri yolda hareket eylediler.
— Böyle olunca, bizler de onların hükümlerini terkettik ve attık. Şimdi biz; eski had üzereyiz. Bu dik başhlığınzda ısrarın sebebi ne oluyor?
Haricîler; cevab veriyorlar:
— önce de söyledik. Biz; hakem lere razı olduğumuz zaman kâfir olduk. Tövbe edip Müslümanlığa döndük. Evvelce senden beklediğimiz gibi, sen de tövbe edersen seninle beraberiz, yoksa seni isteme-
Ali — Demek benden, (kâfir oldum) diye kendi aleyhime şebddet etmekliğimi istiyorsunuz. Şu halde, ben yolumu şaşırmış ve doğru yola çıkmanın çaresini bulamamışım demek. Böyle şey olur mu? Sizin aklınız ermiyor, içinizden birini seçin onunla konuşahm. Eğer cevab vermezsem ve mağlûb dursam sizin istediğinizi yapar, tövbe ederim. Amma, siz cevab bulamaz sanız, o halde Allahütealâdan korkunuz da doğru yoldan şaşmayınız.
Havaricin kendi aralarından gös terdikleri adama: Ali (Kuran) dan, (Sünnet) den bir çok deliller gösterdi. Haricî bunlara karşı e-saslı bir delil bulamadı, daki taztışma, sonunda şekle girdi:
Harici — Söylediğin
hepsinde sadıksın. Yalnız şu var ki, hakemleri seçip ve onların hükümlerine razı olduğun vakit kâfir oldun...
Ali — Ben hakemleri değil, yalnız Abû Mûsâyı tahkim ettim. Âmr’i tahkim eyliyen Muavivedir.
Haricî olmuştu.
Ali n d(abelede bulundu:
— Diyelim kı öyledir. Abû Mûsâ; ne zaman kâfir oldu? Ben onu gönderdiğim vakit mi kâfir idi, yoksa hüküm ettiği zaman m; kâ-
fir oldu ’
Harici — Hiıküm ettiği vakit...
Ali — Bak görüyor musun ki, ben onu Müslüman olarak gönder dım. Senin fikrimce» ben gönderdikten sonra, kâfir olmuş demek oluyor. Şimdi bir kere düşün eğer Resuli Ekrem; Müslümanlardan birini, hak dinine d&vet eylemek ödevile kâfirlere göndermiş \e o adam ıs^ oraya varınca, hak dinden başkasına d&vet eslemiş bulunsaydı bundan, Peygambere bir şey var mı idi?
Haricî — Elbette hayır
Ali — Şu haMK-Abu Mûsâ sapıklığa düştü ise. bundan bana ne? O; dalâlete düştü diye, sîzler kılıçlarınızı kuşanarak halkın yollarını kesmeniz size helâl olur mu ?
Haricî — Hayır.
Dedi ve cevab bulamadı, arkadaşları durumu görünce onu çağırdılar ve yanlarına aldılar. Artık harbden kaçınmağa imkân ve ihtimal kalmamıştı. Savaş başladı ve çok kanlı oldu. Sonunda Haricî ler perişan oldular ve hezimete uğradılar. Mağlûb oldular, amma (fikir) leri öldürülemedi.
(Arkası yarına)

ı
Aralann-şö}rle bir
sözlerin
Abû Mûsâ dahi kâfir
Her Sabah
İstanbullunun djrdlerine tahr ri cevablar
(Baştaralı 2 incide) tacak mükemmel bir stüdyo yara.maz mı idi güzel İstanbulumuza?...
Fıkracı — Aklıma gelmedi değil muhterem hanımefendiciğım, yalnız mülakatta Abidin Daver bey üsta:';-mız hazır bulunduğu için cesaret edip de o mevzua temas edemedim. Malûm a ustad son Amerika seyahatinde rilohvud» u da ziyaret etmişti ve bu bakımdan memlekette kendisinden baş ka hiç bir muharririn bu konuya temasına müsaade etmiyor. Keşki bana müracaat edeceğinize üstada bir baş varsaydınız...

Bu arada sayın profesör Hanı ni-ınetuilah Öztürkten de bir ınoktııb ak d.iti. Galiba bana dil inkılâbı hakkın-(*■• belediye reisimizin mütalaasını sor maçlığımdan dolayı bir hayli çıkışıyordu. Ancak halis öz Türkçe He yazdığı mektubunu, tıpkı kısmı mahsusumuz da çıkan makaluîori gibi, lamamile anlamak mümkün olamadığından vo *AI '’aiıs Türkçe mektubu herkesin an-Ihabileceği bir türkçeye terceme etti* ı bir kimseye de tesadüf edeme-t- an tabiatı de cevabsız bırakmak t( luriyetlnde kaldım. Hem kundl-SJ «den dem de okuyucularımdan özür dilerim-
Veremle savaş haftası diiıı açıldı
SAYFA I «
Vaysal köyü
(Bajtara/ı ı »ncuLe) (7.12.947 gün ve 3158 sayılı gazetenizin birinci sayfasııun dördüncü sütununda (Lalapaşa hâdisesinin taİLkikalı hâdiseyi mahallinde ted-klk eden milletvekillerinin raporu) başlıklı yazının 3 üncü maddesinde Vaysal köyünün tamaınile demokrat olması hasebile gaz listesinin tasdiki için müracaatları ilçe kay* makamlığmca, siz demokratsınız, gaz verdirıniyeceğim, diye reddedil" diğinl
Gaz makta larının
947 senesi gaz koni Vakum 828, Petrol Ofisi ajantasından Steroman ajantasından 1680 cem'an 3490 kilo olmak üzere mamen aldıkları, yalnız 947
ayına aid istihkakın köyün uzaklığı ve harman zamanı olması has.', bile şehre gelemediklerinden alama dikları, köy gaz mutemedinin beya-nile sabit olup, hakikatin yukarıda bildirildiği şeldlde açıklanmasını rica ederim.»
Edirne Betvdiye Başkanı Kimyager Tahsin Şıpka
Çekler Beşiktaşa da
1-0 mağlub oldu
(Baıtaıatı l incide)
«■Şimdiki halde dispanserlerin sa yısı 26 yı bulmuştur ki, bunlara ya kında hizmete açılacağını umduğum İzmit, Eskişehir, Hatay ve Kayseri Dispanserlerini de İlâve edince, sevinçli bir netice almış o-lacağız.
Verem yatakları sayısına gelince: Bundan bir sene evveline kadar yurdumuzda veremlilerin tedavisine tahsis edilmiş yatakların yekûnu, (6481 1 devletin idaresinde olmak üzere (1041» idi. Bunlara 1047 yılında Bakanlıkça (406) yatak ilâve edilmiş, 1948 de de (380» yatak İlâvesi kararlaştırılmıştır Böylece yatak sayısı 1827 ye ç.kmış olacaktır. Milli Sağlık plânının ka ı nunlaşıp tatbik sahasına geçmesile de bu yekûn on senede (5570» e yükselecektir. Bizde veremlilere tahsis edilen yatak sayısı 1047 sene si başından on bin nüfusa (0.54» l-ken 1948 de (0.96» ya. sağlık plânı nın on yıllık birinci salhası bitince de (2.78» e ancak yükselmiş olacaktır. Halbuki veremli hastalar 1-' çin Norveç’te bu nisbet (18 55) Uınq mi şartlan bizimkine en yakın o lan Yuııanstanda İse «3.89; ■’/r Bu, bize veıeın yataklarımızı arttırmak için daha ne kadar çok çalışmak zorunda olduğumuzu göstermektedir. Verem savaşı yalnız hastane ve Sanatoryum yapmakla da bitme yen, dört başlı bir mücadele isteyen ve helkesi İlgilendiren büyük bir sosyal dâvadır.»
Sağlık Bakanı. 10 yıllık sağlık plâ nınııı ana hatlarını gösteren sergi yİ açmakla nutkuna son vermiştir.
Bakandan sonra kürsüye gelen Dr. Tevfik İsmail Gürkan, Türkiye de veremden her yıl 40—50 bin va tandaşm öldüğünden ve vasati bir hesapla her iki saatte bir ölü tesa düf ettiğinden bahsetmiş, verem savaş derneklerinin tarihçelerini anlatmış ve ihtiyacı karşılamak i-çin. ancak 20 bin yatağa sahip olmak lâzım geldiğini söylemiştir.
Dr Tevfik İsmail, bundan sonra iane meselesine temas ederek, bu yolda cemiyete Kızılay ve Çocuk Esirgeme kurumlarınm karşılarına düşman gibi çıktıklarını ve bu yüzderr faaliyetlerinin sekteye uğra dığmdan şikşvette bulunmuştur.
«— Kızılıv Beyoğlu şubesinin yıl lık kongresinde, bir yıl evvel 20 bini geçemeyen büdcenin, birden bire 100 binlere yükseldiğini acı du yarak öğrendim. Bu artışa sebeb, bizimle rekâbete girişmesi ve bunda muvaffak olmasıdır.
Bu sene sinemalarda sattırdığı-mrz pullardan ancak 100 bin lira ka dar bir hâsilât temin edeceğiz. Hal bula geçen yılki hasılatımız 325 bin lira kadardı. Kızılay ve diğer kardeş kuruınların rekabetini mem leket hesablarına hiç de iyi karşılamadık.
Meşhur gem.lerimiz ve meşhur gemiler
(Buştarujı 4 üncüde' nannıasına karşı o şanlı Trafalgar savaşına girmek üzere iken âdet ol* dugu gibi donanmasına bir teşvik işareti kaldırmak lâzııu geliyordu. Nelson. kendi gemisinin kaptanına di rege kaldırılmak üzere nasıl bir işaret hazırladığını sordu, kaptanı:
«Nelson herkesten vazifelerini yap malarını bekliyor!*
Cümlesini yazmış olduğunu söyleyince hcrtıen yazıdan Nelson adını ( bozdu ve cümleyi şu şekle koydu:
«Ingiltere herkesten yapmalarını bekliyor!» Nelson kendi adım vatanının adı içinde yok etti, birkaç saat sonra ca nını da vatanı ve milleti için yok etti, lâkin bugün koca bir millet, cihangir olmuş bir imparatorluk hâlâ Nelson'un: (
«Ingiltere herkesten vazifelerini yapmalarını bekliyor!»
Sözünü ak ve kara günlerinde kur tuluş parolası yapmış bulanmakta-
Ne mutlu milleti için herşeyl feda Ti kanin E H l\3n
'"'”'""1 devletlerine İhtan
Ali Bna Söyfi
vazifelerini



Staiin kanserden mi mustarip ?
(Baştarafı 1 incide) him bir kanser vak'ası hakkında konsültasyon* yapmak üzere Mos -kovaya hareket etmiştir.
Dr. Berven m ut ad posta tayyare sile Helsinkiye gitmiş olup, o şehir | den bir Rus uçağına binecektir. Ha rekettnden önce bir gazetecile görü şen mütehassıs şunları söylemiştir:
«Hastanın kim olacağını söyliye-mem, zira bunu ben de henüz bilmiyorum.»
Dr. sadece Rus makamlarından bu konuda bir taleb vukubulduğu -nu söylemiştir. Dr. Bervenin eşi de mütehassısın ne kadar müddetle Sov yetler Birliğinde kalacağını bilmedi ğini söylemiştir.
62 yaşında bulunan Berven, Is . veçin en ileri gelen röntgen müte -hassıslarından ve Stokholm radiunrı hastahanesinin başhekimidir.
Harbden önce de diğer bir isveçli mütehassıs, dünyanın en tanınmış beyin hastalıkları operatörü profesör Hc-rbert Olivecrona, buna benzer şaûlar altında konsültasyon için birdenbire Moskovaya çağırılmıştı.
Profesör Olivecrona, hastasının a-dım bilmeden, Könlgsberge uçmuş ve jrada kendisini bir Rus uçağı karşılamıştı. Sonradan yüksek mevkili bir öovyet devlet adamına a. meliyat yaptığı öğrenilmiştir.
STALINİN KANSERE KARŞI GÖSTERDİĞİ ALÂKA
Stockholm: 3 (A.A.ı — Reuter — Tıb âleminin tanınmış doktorlarından kanser hastalıkları mütehaı sisi İsveçli Profesör Berven, adı a-çıklanmayan bir Sovyet şahsiyetini ameliyat etmek üzere Moskova'ya ca tırıl mıgte

• •
(Bajtarafr l incide)
Akdeniz e tayin edilen kıtalar 6 Ocak ta Kuzey Karolina’dan yola çıkarılacaktır.
ÇETECİLERİN TOPLARI
Atina: 3 (AP) — Konltsa’yı kurtaran Yunan kuvvetleri, Borozani köprüsü civarındaki çete kuvvetleri rıi de temizlemek üzere Batıya doğ ru hareketlerine devam etmektedir ler. Bu harekâta karşı çeteler top la ateş açmışladır; fakat bu toplar Arnavutluk topraklarında bulunduk lan için, tayyalerle imhasına imkân görülmemektedir; zira o tah-dirde Arnavutluk, topraklarına ta arruz edildiği iddiasında bulunacak tır.
Diğer taraftan, Kraliçe Fredorika nın, askeri kuvvetleri ziyaret etmek üzere Yanya’ya gideceği haber verilmektedir.
AMERİKAN ELÇİSİ TITO İLE GÖRÜŞTÜ
Belgrad: 3 (A. A.) — Mareşal Ti to bugün saat 11 de Birleşik Amerika elçisi Cavendish Cannon’u ka bul etmiştir. Dışişleri Bakan yar dımcısı Bebler bu görüşmede hazır bulunmuştur. Görüşme hakkında bu akşam neşredilen tebliğe göra umumî çerçeve İçinde cereyan eden bu görüşme sırasında bilhassa iki memleket arasındaki İktisadî mü nâsebetler bahis konusu olmuştur.
Profesör Borven’ln İsveç'e gidişi münâsebetile Izvestiamn Mart 1947 sayılarından birinde çıkan bir haber hatırlatılmaktadır. İsvestia’nın haberine göre, Mareşal Stalin yal-ms Kanser araştırmalarında bulun mak üzere bütün diğer çalışmaları terkotmelerlni meşhur iki Sovyet

alt
Dr.
46
Seyyar röntgen makliamız İle üç ay içinde 10 bin kişinin radyografi sİ alındı.»
Son olarak Tevfik İsmail, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan 10 yıllık sağlık plânım kifayetsiz gördüğünü belirterek sözlerine son vermiş bu arada Amerika Verem Savaş tekilâtmn çalışmalarına bir film gösterilmiştir.
Dundan sonra Sağlık Bakanı Bcacec, uz, sergiyi gezmiştir.
ETIBBA ADABINDA
Eminönü Halkevinden sonra
viıayecıen gelen delegeler, Etıbba Ouaö.ada Tevnk Sağlamın başkan lıguıaa toplanmışlar, Derneklerin rueiÂezıluşurilmesi nususunaa nazırlanan tuzugun müzakeresine baş lanmışlarcnr.
Deıcgeler, tüzük tasarısını yeni al dıklarmı ve bu hususta tam mâna sile hazırlanamadıklarını ileri sure rek bu müzaKerelerin Pazartesiye talik edilmesini istemişlerdir. Tek lıı Kabul edilmiştir.
46 vilayetten gelen delegeler, yurddan veremle savaşın, dernekler vasıtasıle mümkün olamayacağını, devlet de bu işe canla başla sarıl mazsa Celılikenin önüne geçllemeye cegini ileri sürdüler.
Kırklareli Delegesi;
«— Şehrimizde verem afeti korkunç bir hal almaktadır. Röntgen yoktur. Balgam muayenesi yapılmak sureıile San at Okulu talebele rinin % 28 inin veremli olduğu an laşılmaktadır.»
Seyhan Delegesi:
u— Seyhanda halen kayıdlı olarak 1300 veremli vardır. Her yıl 120 vatandaşımızı bu hastalık alıp götürüyor. Evler yıkıldı, bir odada 14 kişi oturmakta ve bu suretle verem sür atle bulaşmaktadır.
Verem Savaşı, kanunlaştırılman, gençlerimiz, bu savaşın propaganda sini yapmak için, tatillerde koy koy dolaşıp, bu hastalığın kötülüğünü, korunma çarelerini anlatmalıdır..>
Dun akşam 20.30 da Taksim Belediye gazinasunda İstanbul Verem Savaş Derneği tarafından delegeler şerefine bir akşam yemeği verilmiş tir.
Bugün delegelere Eıenkoj Sanatoryomu gezdirilecek, yarın sabah kongre çalışmalarına devam edilecek, öğleden sonra Kasımpaşa ve Eyüb dispanserleri ziya ret edilecektir.
EYUB HALKEVİNDE «VEREM > MEVZULU BİR KONFERANS VERİLDİ
İkinci verem haftası münâsebetile dün Eyüb Halkevinde Dr. Meh med Erinç tarafından bir konferans verilmiştir. Kalabalık bir halk grupunun bulunduğu konferansta mumaileyh veremin beşeri yette yaptığı tahribattan ve bu has talıktan korunma çarelerinden bahsetmiştir.
bildirmektedir.
tevzii belediyemizce yapıl-olduğu. tevzi bürosu kayıd -tedkıkinde mezkûr köyün istihkaklarını So-
Edirne ajantasından 928, ki ta-’
eylül
ı
Attlee’nin nutku
(Boştur afi 1 incide)
sizlik şekilleri iktisap edebileceğini ve Komünist Rusya tarihinin bu hususta bir ikaz teşkil etmekte olduğunu beyan etmiş ve sözlerine şu şekilde devam etmiştir:
«Siyasî hürriyetin mevcut olmadı ğı yere imtiyaz ve haksızlık sokulur: Komünist Rusyada, az bir zümre için imtiyaz gittikçe genişle mekte olan bir hal alınış, en yüksek ve en dûn gelir arasındaki uçu rum gittikçe /derinleşmektedir Merdivenin bir ucunda Komünist mem leketler vardır. Diğer uçta bulunan Birleşik — Amerika, siyasi sahada şahıs hürriyetine ve insan haklarının idamesine taraftardır. Fakat bu memleketin ekonomisi kapitalizmle, bu sistemin arzetmekte olduğu bütün mes'elelere dayanmakta olup.v atandaslarınm maddi varlık ları arasında karakteristik müfrit eşitsizlik mevcuttur.
■ Birleşik — Amerika, muazzam kaynaklara sahip gene bir memleket olduğu İçin, diğer kapitalist memleketlerde zuhur eden hâd me selelerle henüz karşılaşmamıştır.
verKoımeıennı meşnur iki Sovyet âlimi Klueva ve Roskln’den istemiş-1
Hâlâ mı Şef sistemi (Baştarafı 1 incide) miyecek garip bir eda taşımakta ve Haşan Saka hükümetini hakikaten müşkül bir duruma düşürmektedir. Hukukî bakımdan bu İşin asıl mesuliyeti doğrudan doğruya Başvekl le aittir. Çünkü onun muvafakati olmadan böyle bir mektup gönderil meşine asla imkân yoktur. Yeni yıl münâsebetile Genelkurmay Başka-nınm Devlet Reisine resmi bir tebrik mektubu göndermesi tabii görü lebllir. Bu, sadece bir nezaket ve hürmet esendir. Ancak bu mektubun ifadesi devletin hukuki bünyesine uygun olmak ve ona aykırı bir eda taşımamak mecburiyetindedir. Böyle bir mektup şef slstemile ida re olunan memleketlerde başka tür İÜ yazılar, rçıutlakıyetçi veya meşrutiyetçi monarşilerde başka türlü yazılır. Demokrasi esaslarının hâkim olduğu Cumhuriyet rejimlerin de İse büsbütün başka tarzda yazıl mak lcabeder. İşte bu bakımdan biz bu mektubun anayasamızın ruhuna uygun olmadığını hayretle ve teessüfle belirtmek zorundayız. Siyasi hiç bir hüviyeti olmıyan ve ol masına, kanunen imkân bulunmı-yan Genelkurmay Başkanı bu siyasi ve Hukuki İcapları bilmemekte mazur olabilir. Fakat onun bağlı bu lunduğu Başvekil bütün meseleleri İnceden inceye bilmek ve düşün mek mecburiyetindedir. Türkiyeyl dahile ve harice karşı âdeta şahsî rejimle İdare olunan bir memleket vaziyetine düşüren bu mektubun yazılmasına ve neşrine müsaade etmekle Başvekil çok büyük bir siya sî hatâ İşlemiş bulunuyor. Eğer Başvekil böyle bir mektubun Türki yeyi harbe karşı kuvvetli gösterece ftl vehmine kapılmış ise ayrıca büyü’.' bir Lakrür hât(s« daha işlemiş inektir.»
Sabık Rumen Kralı
(Başlara f t 1 incide) manya kralı Mişel, yanında annesi kraliçe Helene olduğu halde bu akşam saat 20.25 de Sinavadan hareket etmiştir. Rumen - Macar hududunda kralın vagonu arlberg - expresine bağlanacaktır.
Misel yarın Macaristandan geçecek
Budapeşte: 3 (AP.) — Macaristan Dışişleri Bakanlığından bildirildiğine göre, eski Kumanya kra lı Mişel ve maiyeti için istenilen transit vizaları bugün Bükreşe gönderilmiştir. Eski kralın özel bir trenle pazar günü Macaristan dan geçeceği tahmin edilmektedir.
Vize muameleleri
Viyana: 3 (AP.) — içişleri Bakanlığından bildirildiğine göre, eski Rnmanya kralı Mişel, Jsviç-reye gitmek üzere Avusturyadan geçmek müsaadesi istemiştir; fakat kendisine ancak pazartesiden sonra cevab verilebilecektir. Mişe-lin bu talebi, diplomatik hüviyeti olmıyan her hangi bir yolcuya yapılan muameleye tâbi tutulmuş ve işgal devletleri konseyine sev-kedilmiştir. Konsey yılbaşı tatilini pazartesi bitirecek ve bu talep üzerindeki kararını ondan sonra verecektir.
Sinaia: (Kumanya) 3 (AP.) — Bükreşteki İsviçre elçiliğinden anlaşıldığına göre, kralî maiyet için istenilen vizaların adedi 35 ten 21 e indirilmiştir. Bununla beraber, giriş vizeleri için müsaade henüz İsviçreden gönderilmemiş olun, eski kralın vizesi hareket edeceği ve Avusturyanın Amerikan işgal bölgesinde vizeleri bekliyeceği kuvvetle tahmin edilmektedir.
Kralı götürecek olan özel tren bu akşam saat 15 e doğru Bükreş ten Sinalaya hareket etmiştir.
İller Bankası. ın y .ni yıl çalışma progr mı
Ankara, 3 (Hususi) — iller Bankasının 948 yılı çalışma programı tesbit edilmiş bulunmaktadır.
Bıı programa göre, 35 yerin hari. tası, 31 yerin imar plânı, 40 kasa-Hbanın su projesi, 11 yerin elektrik tesisatı yapılacak, aynca Çorlu, Kon ya ve Eskişehtrde soğuk hava depolan inşa edilecektir.
Banka, hazırlamış olduğu 10-15 yıllık programlarla yurdun kalkınmasına çalışmaktadır



İkinci devrede hâkim oynayan Siyah beyazlılar, Kemalin attığı golle sahadan galib olarak çıktılar..
çaLştı daima se;
Süleyman Takımda
Çaçi.1
Hik-
bu altınların bir netice al -mâni oldu. Onuncu dakika -açığın çok yakın mesafeden ştltü Etem güzel bir plon-

Çeklerin meşhur Brattolava takı -mı üçüncü maçını, Beşiktaşa karşı dün Şeref stadında yaptı. Havanın soğuk oluşu ve misafirlerin evvelki müsabakalarda muvaffak olamayış -ları sahaya az bir seyirci toplan , masına sebebiyet vermişti.
Maç başlamadan önce, yürütülen tahminler ekseriyetle siyah - beyaz lıların lehine idi.
Oyuna saat 14.35 de başlandı. Beşiktaşlılar şu kadro ile sahada yer almış bulunuyorlardı.
Etem — Yavuz, Vedii -Vahid, Faruk — Süleyman, met; Kemal, Şevket, Şükrü.
Hakem: Sıtkı Eryar.
Beşiktaşm ilk akını ceza çizgisi üzerinde kesildi. 2 inci dakikada SÜ 1 leymanın sağdan yaptığı tehlikeli bir akın siyah bevaz tarafdarlannm , yüreklerini hoplattı. ÇeE J*al^Cisi • mükemmel bir çıkışla tehlikeyi 'u’n-1 Sonra yavaş yavaş misafirler açıl-kafa atışını tuttu.
İlk beş dakika Beşiktaşın bilhassa sağdan yaptığı üstüste akınlarla | Bratislava yan sahasında geçti. ; Sonra yavaş yavaş misafirler açılî. dılar.
Çekler kısa ve yerini bulan pas-1 •larla gayet kolay bir şekilde siyah beyaz kalesine inmeğe başladılar.
Lâkin şüt çekilecek pozisyonlarda bile paslaşmaları ve topa vurama - j maları masına da sol çektiği
jonla kornere çıkardı.
Hücum teşebbüsü hep Çeklerde. Bu arada. Beşiktaş takımında bir, tâdilât oldu. Vahid çıktı ve yerine | Saim girdi. Çekler de sağ açıklarım ikinci defa değiştirdiler.
Faruk çok bozuk oynadığı ve I. leriyi besliyemediği için siyah be - , yaz akınlan daha ziyade sağdan o-, luyor. Şevketin sol içde lûvıkı veç} hile çalışamaması Kemalin verdiği’ pasların boşa 'gitmesine sebeb oluyor.
15 ine! dakikadan sonra Çekler Beşiktaş kalesini adamakıllı sıkıştır mağa başladılar. Lâkin ceza çizgisinin ’çine kadar inkişaf eden bu a-kınlar hep neticesiz kalıyor.
Çeklerin soliçi ve santrforu kale, el ile karşı karşıya kaldıktan halde topa vuramadılar ve iki muhakkak gol fırsatı kaçtı. Sağ açıkları da bütün devre müddetince demar-ke vaziyette bulunmasına rağmen eline geçen sayısız fırsatlardan istifade edemedi.
Böylece yirmi dakikalık Çek taz yiki yavaş yavaş şiddetini kaybetti ve oyun mütevazin bir şekil aL di. Bu suretle siyah beyaz nıüda -faası rahat nefes almak imkânına kavuştu.
Devrenin sonlanna doğru Bratte-lava forlan yeniden tehlikeli akınlar yaptılar ve bu sefer şüt de çek tilerse de Etem fevkalâde kurtarış-’ lar yaparak misafirlere gol imkânı vermedi.
İkinci Devre:
Çeklerin ilk akını
za çizgisinin kin santrfor bu devrenin çırmış oldu.
Altınlar karşılıklı oluyor. Şükrü geriden aldığı paslan iyi kullanarak güzel ortalar yapıyor. 11 inci dakikada Çek kalesi önünde çekilen bir şüt Bratlslavalı bir oyuncuya çarptı. Hakem bunu penaltı ile cezalandırdı. Şükrünün köşeyi bulan çok sıkı şütunu kaleci fevkalâde bir plonjonla degaje etti, ileri fırlayan topa Şükrü yetişti, fakat Çek müdafii İle çarpışarak oyunu on dakika kadar terk mecburiyetinde kaldı. :
18 Çek pası topu
kaleciyi aşırtan bir vuruşla takımının galibiyet golünü attı.
Oyunun bundan sonra kısmı kar. şılıklı akınlnrla sert bir şekilde devam etti. Hakem sık sık oyunu dur durmak mecburiyetinde kaldı. Hattâ — hiç de hoş görmediğimiz bir şekilde — Çaçi ile Çek sol açığı a-rasmdaki ihtilâfı hakemlik vazifesinden daha başka bir anlayışla halletmek istedi.
Son dakikalar Beşiktaşın baskısı ' altında geçti. Fakat başka gol o1-madı. Böylece maç 1—0 siyah be . yazlıların galibiyetile sona erdi.

Dünkü maç oldukça heyecanlı oldu. Bilhassa ilk devrede Beşiktaş
Beşiktaş ce içine kadar geldi, İA . beceriksiz bir vuruşla, en büyük fırsatını ka-
inci dakikada Faruk’un iki müdafii arasından verdiği ileri fevkalâde iyi kullanan Kemal, kale, yakınına kadar getirdi ve


tarafdaıları helecanlı dakikalar geçirdiler. Beşiktaş takımı ilk devre • de iyi bir oyun çıkaramadı. Faru'n ve sağ hafa alınan Çaçi umulduğa gibi oynayamadılar.
Müdafaa hattı sistemsiz Bilhassa Çek sağ açığı best kaldı.
For hattı kusursuzdu, ve Kemal çok çalıştılar,
en İyi oynayan kaleci Etemdi.
Çek takımına gelince, Galatasmraj Fener ve Bnşiktaşa karşı maçını seyrettiğimiz Bratislava takımı hal: kında kanaatimiz misafirlerin tam takım oimadıklan merkezindedir.
Egsersiz ihtiyat oyuncularından mürekkeb olan Bratislava. muhak • kak ki, tam kadro ile olsa bizlere çok iyi oyunlar seyrettirebilirdi. içlerinde derhal göze çarpan üç klAe futbolcu var: Kaleci; sol haf ve haf. Bu Ayarda oyunculardan mürekket biT BratrSgya görmeyi çok arzu e derdik. ~ .
Dünkü maçı idare eden Sıtkı Eri— yar da hakemler hakkmdaki kana a timizi değiştiremedi.
AL Nimet CYKBM
T ııgiııık i
Bratislava dördüncü karşılaşnia* sini bugün muhtelit takım ile va • pacaktır.
Dün sıkı bir maç yapan ve bu yüzden oldukça yorgun düşen Be -şiktaşblar muhtelite oyuncu vermi-yeceklerdir.
Muhtelite çagnlan oyuncular şar. lardır: Cihad, Erdoğan. Murad. Fazıl. Ahmed, Salim, Doğan. Bülend, Müjdad; Samim, Erol. L^fendıyar, Naci, Gündüz; Muzaffer ve Hal id.
Pek muhtemel olarak bueÜB mat tclit takını şu kadro ile sahada yer alacaktır.
Cihad — Murad Ahmed — Do. gnn, Bülend, Müjdad — Erol, Naci, Gündüz, Muzaffer, Halıd.
Çağırılan oyuncular arasında Sı-lâhaddin ve Musa gibi en iyi iki o-yuncu bulunmamasına ve yapılan takımın bu iki elemandan mahrum oluşuna rağmen muhtelit takı m:□ iyi bir derece alması normaldir
DÜNKÜ ZİYAFET
Dün akşam Galatasaray klübü lı kalın d e misafir Çek futbolcuları şerefine bir kokteyl parti verilmiştir
Galatasaray basketto da kurtuluşu yendi Teknik Üniversite tarafından ter. tib edilmiş olan basketbol turnuvasının final müsabakası Galatasaray İle Kurtulu| arasında yapıldı.
Kalabalık bir meraklı kitlesi ta • rafından takib edilen maçı Galata -saraylılar çok güzel bir oyundan sonra altı sayı fark ile kazanarak Teknik Üniversitenin ortaya koydu ğu kupayı almış oldular.
Esrarlı bir mesele
(Baytara ti ı tnrtde) birkaç gün içtA kalkacağı anla(
Kar piç te arka ( gitmeye kalmış vo
Herhalde bu İşin de esrar perdesinin şılmaktadır.
tsayef, dün gece
daşlarlle birlikte yemeğe ve görünmeye mecbur çıkan haberleri böylece tekzip et ( mele istemiştir.
Yeni milliyetçi parti
(Baetaran 1 incide) yazmakta ve yeni partinin asıl ele* manlarının eski Türk ocakçılarının teşkil edeceğini bildirmektedir.
Gazete, Hamdullah Subhlnln partisini kurmadan önce Cumhurbaş ( kanı ile de görüşeceğini ve izahat vereceğini yazmaktadır.
Eıhanıra Sın masında
LOR EL ve HARDİ’nin en güzel filmi
E iı A R LIK
A
O
SULTANLIKTIR
TÜRKÇE SÖZLÜ: İki saat durmadan kahkaha. İzdihama meydan vermemek için yerlerin evvelden tutulması ri ca olunur.
Matineler Saat 11 den İtibaren
a

4
SAYFA!t
VRN) BABAYI

türkîye cumhuriyet
MERKEZ BANKASINDAN
10 sene ve deha fazla bir müddettenberi sahipleri tarafından anwıl-crudığiAdan «Telayı 2999 sayılı kanunun 41 inci maddesi mucibince muht4> !f baılka ve müesseseler taralından Maliye Bakanlığı emrine bbnkamiBft evredilen yaralarla muhtelif kıymetler 31.12.947 tarihi İtibarile aşağıda Öaterilmiştlr. k *
Bu paraların, bankanıua devredildikleri tarihten itibaren iki sene kinde eabipleri veya vârisleri tarafından evrakı müsbite ibrazı suretile İdare merkezimize müracaat edilerek aranılmadığı takdirde 2794 sayılı ka-Bunla teşkil olunan amortisman sandığına dev rolü nacağı ilân oIudui-
Bu ilânın baş tarafı bugünkü diğer yevmi gazetelerdedir.
T. C. Merkez Bankası İstanbuluıı 24.1.946 tevdiatı;
20.— A. Riza; 76 2 ci komiser, İst. Polis
26— Murat: 354 Polis tat. Polis
ğO— Ahmet Halil: 499, polis, tel. Polis
İ5.— Sami: 55-5 Polis, İst. Polis
35.— Ekrem: 717 Polis, İst. Pob’ı
İsmail: 878 Polis, İst Polis •
Muharrem :• 895 Polis, İst. Polis
Niyazi: 1380 Polis, İst. Polis
Hamdi: 1480 polis, fert. Polis
Ahmet: 2145 polis, İst. Polis
İbrahim; 3015 polis, İst . Polis İbrahim 3159 polis, İst. Polis Suat: Deniz Miıhe. Muharibi Askeri muhasiplikler İrfan Şükrü: Marmara Üssü Bahri komutanı, 2/907, deniz rabıtanı Kay. Fahrî. Hakkı: 7/809 Marmara Üssü Hah. K. deniz s a hitanı Ahmet: S. 324, 3. Marangoz, M. M Vek.
Hüsnü: Kd. Yzb. S. 1103 M. M. Vom.
P. Kay. M. Fahri: 317/247 M. M. Vek. Abdullah: S. 2/98 Kamacı ustası M M Veu Haydar: Sc. 381/12 Deniz Miralayı, M M. \ ek. Mehmet Osman: 315/6 As./Me. M. M. Vek. Reşit; Sc. 1114 Tayyare Binb, M. M. Vek. Nafiz: 330 B. 47 tayyare Binb. M. M. Vek.
Hidayet: Çengelköy' Askerî Ort. Mek. tarih Mu. M. M-*-~ Hikmet: Koııua Küçük Zabit mek. Mua Vek,
A. Cemali
Niannıettin Talip
Bor kurt Madeni Eşya Fab. Aglalia Kont*anrinidis Bozkurt Madeni Eşya Fab. Pandcli Pando
Hristo Evangolidifi
35—
80 —
20 —
15—
90—
95—
60—
45—
90—
55—
16—
90—
30—
30—
5—
40—
5—
30—
15—
15—
15—
50—
25.—
5 -
5—
60—
20—
90—
36—
' 30—
5—
35—
10— H. Hüsnü: 311, C. 202 P. Miralay M. M. Yek,
10— Basri: 323/197 P. Bnb. M. M. Vek.
5—
40—
5—
so-
ıo—
15—
İ6—
10—
25—
Enver: Sc. 333 N. 4 Top. Yzb v Mustafa :
0)3/377 Piyade kaymakamı. M M. Vek.
Yusuf Ziya: Sc. 317/233 P. Bnb M M \ ( k.
M. Emin: Sc. 324/453 P. Ysb. M M Vek.
Nuri: 329/84 Hekim Kay. M. M Vek
Osman: 331/554 Lc v. Kd. Yzb. M M Vek.
Mehmet: 336/32, Piyade Yzb. M. M Vek Şerafettin: 331/641‘P.
Ahmet Riza: 311/214,
Ali Riza: 329/109 P.
İsmail Hakkı: 327/10
1 ci Mla. M. M. Vek. Miralay M. M. Vek.
Yeb. M. M. Vek.
Eczacı Kd. Ywb. M. M Vek.
Ziya: 334/21 Baytar Bı»b. M. M. Vek.
Hayri: 319/45 P. Miralay M. M. Vek
Ziya: 336/173 P. Yzb. M. M. Vek.
Şükrü: 322/14 İmam M. M. Vek.
Hüseyin: 321/1 Marangoz, M.M. Vek
Şevket: 5 ci S, Muamele Mem. S. 1675 M. M. Vek.
Reğaip: Ücretli Lita uetası İst. Ask. Mek. S. 1576 M. M. Vek.
Mehmet Asım: 815/64 Maltepe Ask. L. Emekli Bnb. M. M. Vek.
Musa Kâzım: Çengelköy Ask. L. de Ücret. Mual. S. 1742 > >
15.— Cevat: Çengelköy Aek. L. Muallim S. 1745 M. M.
fi-
10—
10—
10—
Vek.
Sabri: 320/432 P. Bnb. M. M. Vek.
Cezmi: 1152 P. Zabit vekili M. M. Vek. Sabri: 1153 P. Zabit M. M. Vek. Kemal: 1353 P, Zabit M. M. Vek.
10— Sabri: 1330/1880 P. Zabit vekili M. M. Vek.
5.55 Hüseyin: 318/38 Hakim miralay M. M. Vek.
15.— Cahit: 38075 Levâzım zabit vek. M. M.
15.— Musta/'a: 380/80 Levazım zabit vek. M.
60— Enver: 337/49 Suv. Yzb. M. M. Vek.
25. — Mehmet 308/10 6 oı sınıf kamacı M. M.
16— Sadık: 319/475 P. Bnb. M. M. Vek
25— Sami: 327/7 P. Kd. Yzb. M. M. Vek.
15— Hamdi: 316/8 Top. Kay. M. M. Vek.
fi— Ali Şefik: 317/234 P. Bnb. M. M. Vek/
15— Feyzi: 928/8 Hekim 1 oi Mlz. M. M Vek.
15.— Kâzım : Muhasebeci, Kars Mrt. Mevki
20.— A. Fikri: H. Muhasebe kâtibi, Nevşehir
20.— Memduh: Tahrirat kâtibi Kızılcahamam
15.— Hüseyin Murat: Yağcillı köy Mual. Manisa
10.— Kafan Fehmi: Nafia makinisti, Antalya
10.— Ahmet Kemal: Nafia Fen Mem. İzmir
5.— Mes’ut Osman: Belediye 2 ci S Za Me. İzmir
26. — Fahri: Belediye Duhuliye Kont İzmir
10.— M. Cemal: Maliye tahsildarı Karaburun
25.— Azmi: Maarif 1 ci S. Hesap Mem. Maliye Vek.
10— Halik Filyos Depo Mem. D D Y Sc. 7712 40— Nihat: Sc. 1773 Mem. D. D. Y.
5.— Fevzi: Maliye Tahsil Mem. Kadıköy
15.— Cevdet: Av Vergileri Muhas. İst. Av Verg.
30.— Kâzım Fuat: İnebolu Mıid. Tutun inhisarlar
65.— Rifat: Kadıköy Mual. Lüleburgaz
3.72 Cemal; Vilâyet umuru hukukiye Mud. Adana
T. C. MERKEZ
17.— Danzas uııd.
T. C. MERKEZ
İSTANBULUN
İSTANBULUN
Vek. M. Vek.
Vek
25.1.1946
31.1.1946
TEVDİATI
TEVDİATI
BANKASI Co. Köln BANKASI
/66.50 Walter Seeger ve Şki.
18.21 Mamüfa
>
Han s Woif
C. MERKEZ BANKASI Moris Salmona Iteso ve Bclıar
C. MERKEZ BANKA8I
148.86 KozlowKki
T. C. MERKEZ BANKASI
17.77
34.24
T.
23.96
28.82
T.
4
Zayi
İSTANBULUN
7.3.1946 TEVDİAT*
ANKARANIN 30.3.1046 TEVDİATI
İSTANBULUN 14.5.1946 TEVDİATI
Konya Sanat mektebinden 929/930 senesinde almış olduğum şahadetnamemi zayi ettiğimden ye nişini alacağımdan eskisinin hük* mü yoktur.
Nevzat Orkan
fi
I Yeni Sabah’ın

İLÂN FİYATLARI
Madam İrene G. l'aravioti Rııe Lehka 3 AthoncH C. MERKEZ BANKASI İSTANBULUN 9 7.1946 Elin S. IIııiın
Stehın Kohiııi
Hozkurt Madeni eşya
Moiz l(lıjz»ıh^ vili
A rom Eligulaşvili
MERKEZ BANKASI İSTANBULUN 12.7.^46
TEVDİATI
TEVDİATI
TEVDİATI
J4.60
19.62
61.05
19.71
46.57
24.19
33.23
22.87 Nikoli Marnngopulo
17.34 Maurieio Seialnu
T. C. MERKEZ BANKASI ANMAAANIN 27.6.1946
98.70
T.
15.64
64.10
102.44
55.99
2H.20
T. C.
57.80 Hüseyin Hüsnü
23.— Boyacıoğlu Kanım
515.12 (’nferoğlu Habib
1 223.— Ömer Molla Mustafa: İncirli Mah. Kropdöşiv Fab. sahibi Şerif Ahmet nezdinde Bursa
T. C.
15.98
T.
5 —
4.24
3.72
ANK ARANIN
İSTANBULUN
12.9.1946 TEVDİATI
GRİP
NEZLE
VE SOĞUK
ALGlHLIKLARINfi KAfiŞI FULLAHUtR
1
Gluiüüik üz (Bhvn^lhı kalıbı


I«t. Borsa0iri)n 3/1/M8 Fiyatları Londra Nevyork Partg ’ Cenevre Amsterdam BrUkae) Prag Stokhoim Lizbon
11.871
282 52
2.3504
66.40
106 646Ş
6.3837
0.60 77.8660 11249İ
ESHAM VB TAHVİLÂT
(i Kalkınma 1 95-4
% 6 Kalkınma 2 95. |
% 6 Kalkınma 3 95.0İ
NOT;
31/13/1497 tarihli İstanbul Boraasınm İsveç kuron fiyay (77.88) olacak İken yaııhşbi la (77.8860) olarak yazılmıştır. Tashih eder, özür dileriz.

MERKEZ BANKASI İZMİRİN 21.6.1946 TEVDİATI
İ hra hini M. E*adi, Antalya
C. MERKEZ BANKASI
Necınet tin
Haşan Sedaı
Nıızif
T. C. MERKEZ BANKASI
41 84 D. Basile
26.54 Pandeas İstuyacnanidis
T. C. McR*c* 5a.’SI
16
^*«.ılrn 1 )ımır rintIi(
13.74
13.02
13 49
29 82
106 04
10.14
T.
13.27
59.45
33.49
11.15
64.97
T. C. MERKEZ BANKASI İ8TANBULUN
3.17
4.68
T.
9.46
19.57
17.10
14 10
6 08
19.9.104(1 TEVDİATI
İSTANBULUN
1611.194(1 TEVDİATI
1 vdro DimirriiKİis
Lütfive Türkiye Matbua vekili Bonzion Mizrahi
M. Enver Bat ur
Salim Erol ve M. Kodak»k
İbrahim kardeşler
M. Apostolidis
C. MERKEZ BANKASI İSTANBULUN
Nurettin Yut uman
Ahınot Büyük ince Emin
Milini Manyatis
T Ekserçoğlu
Mehmet ve Ahmet
16.1.1947
20.1.1047
22.2.1947
TEVDİATI
TEVDİATI
TEVDİATI
H. Waznickossu
Haşan Basri
Ege Ticaret Evi
Yorgi Papadie, YunaufitanöB
Arman Zııkaryan
H.Papadopulos
Madenci Naci Üçer
Y. D Di no Ege Ticaret Evi
C. MERKEZ BANKA8I ANKARANIN
M. Reşit
Atıf
Gregdire Ispridon, Yunanistanda Şark Ticaret Evi (G. Spridon) Yorgi Papadie, Yunauistanda Faik Harunoğlu
Hayrı Panur İbrahim D. Y. Diyener
6.6 1947
26.9.1947
7.11.1047
TEVDİATI
TEVDİATI
TEVDİATI
TEVDİATI
TEVDİATI
Aurel Straus
O. Aznavur Mahdumları
C. MERKEZ BANKASI ANKARANIN
Mehmet Ali
Nazif
Enver Şadan
Ha^im
Ahmet Veli
T. C. MERKEZ BANKASI İZMİRİN 27.2.1947 TEVDİATI
32.15 İbrahim Çavuş. Kuşadası
T. C. MERKEZ BANKASI SAMSUNUN 16.5.1947 TEVDİATI 181.— Kadir Şimşek
T. C. MERKEZ BANKASI İSTANBULUN 23.6.1947
12.71 Milıal Manyâtis, Yunanistaoda
38 07 Selim Devle
56.19 G. D. Po6. vo Saridakie
'(.860—
/ 67.99
43.75
921.91
33.95
11.08
324.59
23.48
T.
5.35
16.32
T. C. MERKEZ BANKASI İSTANBULUN
102.87
27.87
283.26
26.57
19.67
124.75
T. C. MERKEZ BANKASI ANKARANIN
19.— ölü Abdullah, Muşta Fen memuru
T. C. MERKEZ BANKASI ANKARANIN 28.11.1947
29.31 Orman Çiftliği Müdürlüğü
T. C. MERKEZ BANKA8I İSTANBULUN 1.12.1947 TEVDİATI
Habib Biberoğlu : Belgrad Elçiliği 2 ci kâtibi Muammer eliyle
Mehmet Hoşanlo: Çin Sincan Oolça şehri
Mustafa Şakirof: Kocakavak Gozel Cadın Maetoli Bulgar
Obinan Zeki: Çeınberlitaş Matbaa sok. 8
îlyasbey zade Recep Remzi: Limanhan 31-32
Abdıilali Emircan ve Halilbry Haemehmedli: Yeşilköy Cami «o. 89
İbrahim Başbuğ
A. Bornstein
H. Tahsin
H. Hüseyin Malı d
I. Selim
197—
36.12
1.185.75
1> —
42.70
5—
T. C. MERKEZ BANKASI İSTANBULUN 23.12,1947 TEVDİATI
47.36
22.06
38.76
56.79
10.10
T. C. MERKEZ BANKASI İ8TANBULUN 22.12.1947 TEVDİATI
21.03
5.14
25.70
5.14
5.14
5.14
Ali Hiza
Ziya
Hayrettin, Galata Yağcı sokak 10
Şerife: Fatih Çıkrıkçı Kemalettin Mah. Camcı sok. 14
Hüseyin Mütekaid jandarma I. Mülâzım
Halil: 33 Fırka muhasebecisi
1
i
A

T
X—A
s
• A 9
S

t
t k

RADYO
•• Proyra«
PAZAR — 4/1/1048
8.28 Açılış ve program
8.30 M. s. ayan.
(j.3O Haberler.
8.45
9.15
10.00
11.00
Elbise Diktirilecek
İstanbul Sıhhî Kurumlar Artırma ve Eksiltme Komisyonundan:
İst. Tıb Öğrenci Yurdu hademelerinin kasketile birlikte biri pan-taion ve biri ceketten mürekkep 150 takım elbisesi ile 20 adet paltosu» nun diktirllmesl işi açık eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksltlme 14 Ocak 948 Çarşamba günü saat 15 de Cağaloğiun-dakl Sağlık ve S. Y. M. lüğü binasında toplanan sıhhi kurumlar korniş yonunca yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli: Kasketile birlikte ceket, pantolondan mü rekkep bir takım elbisenin imali 1500 kuruş ve bir adet paltonun İmali İ6e 1200 kuruş olup topyekûn 2490 liradır.
3 — İlk teminatı 187 liradır.
4 — İstekliler bu işe alt şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
5 — İsteklilerin cari seneye ait Ticaret Odası vesikası İle 2490 sa-
yılı kanunda yazılı belgeler ve bu İşe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektubu olduğu halde belli gün ve saatte komisyona müracaatları. (17880)
- ■ 1 - ~ JX
111 ............................
Bir elbisem daha harab olmuş
Bu teseyyübümün, ihmalimin
neticesidir. Eğer.
Sudorono Pertev
kullanmış olsaydım büyük fedakârlıkla
yaptırdığım bu en güze! elbisem bir terleyişte harap olmıyacak lal.
Sudorono Pertev
Terin tahripkâr tesirini yok eder istimali kolay ve devamlıdır.
PİŞİK, SİVİLCE, KIZARTI
5.06 İsmet;
5.14 Muhittin: Ko. 3. F. I. A. 4. Bl. 2 de I. Mülâzım
5.06 Şükrü: îsmetpaşa okulu öğretmeni, Dıyarıbakır
5.06 İbrahim; ' ' ,
5.0Ö
5.14
5.14
5.14
25.70
Mahmut paşa han 51
M. Emin: Hopada vice Yeııiköy Mah. Eski Hemşin Haydar: İzmir Küçük kuyu posta müveraii Kemal: 318-460 No. lu Gürnzck muhafaza memuru Avşar;
Samuel Sadak varisleri: Galata
Daniel eliyle
HALİ TASFİYEDE K. ELİASKO TEVDİATI
49.50 Anastasi Bozoviç: Pire Baııque AKHİSAR TÜTÜNCÜLER BANKASI
13.95 Borberoğlu Mehmet, Mermere
10.— Süleyman oğlu Şaban Mermere AKHİSAR TÜTÜNCÜLER BANKASI
6.34 Afyonluoğlu Mustafa: Karaaonya köyünden, Akhisar SÜMER BANK ANKARANIN 22.2.1947 TEVDİATI
48.65 Doyçe Doyd Sig. §. 1 *
SÜMER BANK
Bu ilânın devamı bugünkü diğer yevmi gazetelerdedir.
MAHDUMLARININ (İST.)
d’Athenea vaaid
İZMİRİN 2.3.1946
İZMİRIN 30.1.1947



*•
hakimi

avukat Rvber
15.7.1946
TEVDİATI*
Müzik.
Dinleyici istekleri (PİJ izahlı Müzik.
Müzik: Radyo Salon Orkestrası.
11.30 Müzik:
11.45
12.10
12 45
13.00
13.00
13.15
13.30
Hafif Sololar (P1.J
13.45
14.00
17.58
18.00
18.00
18.35
Temsil.
Müzik:
Müzik:
M. s. ayan Haberler.
Müzik.
Müzik: Manhattaı
Müzikleri «Plj
Müzik.
Kapanış
Açılış ve program.
M. s. ayarı.
Müzik: Radyo Dans Orkestrası.
Konuşma: Verem Haftası, Münasebetile.
Müzik: Piyano Soloları »PL‘ M. s. ayarı.
Haberler.
Tarihi Türk Müziği Saz Eserleri
18.45
19.00
19.00
19.15 Geçmişte Bugün.
19.20
19.45
20.15
20.30
21.15
21.30
21.40
22.00
22.20
22.45
22.45
2.300
t

9
Müzik: Yurddan Sefile/ Müzik: Radyo Salon Orkestrası.
Pazar Gazetesi.
Müzik: İnce Saz.
Müzik.
Müzik: HaBÎ Sololar (P1.> Konuşma: B. T. G, Direktörlüğü.
Müzik.
Müzik.
M. s. ayarı. Haberler.
Program ve Kapanış.
4
Serbest
«•
o
.11 V İti
) Telefo n

ı . a,
w
4(Mira
: 44354
G.l.ta Eski Gümrük sok. a No. 44

*_/ , • I
* YÂ
Z a y i
M

İstanbul Emniyet Müdürlüğünden aldığım 3595 sayılı tanınma kartımı zayi ettim yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
2270 Yaka Sayılı Polis Memuru Adil Özyedlerler
— Evet, dedi. Belki Haccâc başka bir yere gitmiş ve giderken Bü-şeyreyi de götürmüştür. Büşeyre, bizi bu sebebden arayıp soramamıştır.
Bunlar böyle konuşurlarken dışarıda, bir cismin yere düşmesine benzer bir gürültü hasıl oldu. Talha mırıldandı:
— Galiba bir cinayet işlendi. Öyle tahmin ediyorum ki yere düşen cisim, bir insan başı ve bir insan gövdesidir.
Akşarn olduğu, ortalığın adamakıllı karardığı; zindanın tepesindeki a-vuç içi kadar küçük pencereden içeri ışık sızmayışından anlaşılıyordu. Abdullah cevab verdi:
— Vakit yatsıyı geçti... Bu zaman dun sonra bir cinayet işlenmiş olabilir mi?
Abdurrahman, yavaşça fısıldadı:
— Dinleyin! Zindanın kapısı önün de bir insanın hızlı hızlı soluduğu duyuluyor.
• • Abdurrahman sözünü henüz bitir, memlgti ki demir kapının anahtar

Aşk - Macera - Tarih • Cinayet
Yatan: Muharrem Z. korgnnal

1
Tefrika No. fttt
doğduk -kapalı bir
Kadıköy İkinci Sulh Hukuk Yargıçlığından: 947/59
Kadıköy Karadut sokak 20 Nû da mukim iken ölen ve terekesin^ yargıçlığmnzca el konan Hafize Dİ rlğin ev eşyasının 23/1/948 günii saat 14 te yukarda yazılı İkâmetgA hında açık arttırma suretile satılmasına karar verilmiş olduğundan yazılı gün ve saatte İsteklilerin satış yerinde bulunmaları yayınlanır
alâka ile
ve sağlam hava ile şişiriyorlardı.
Bahçe çok büyüktü. En önde giden meçhul kurtarıcıyı takib ederek on dakika kadar süren bir bahçe yolculuğu yaptılar. Nihayet başka bir kapıdan çıktılar. Acaba nereye çıkmışlardı? Bunu tâyin ve tahmin edemiyorlardı.
Mechur kurtarıcı, secini kalınlaştırmağa çalışarak:
— Geçmiş olsun, dedi. Artık kurtuldunuz.
Talha, arkadaşları verdi:
— İşte size birer at... Atlara binin!
tılar.
Şimdi bir bahçede bulunuyorlardı. Bahçe, türlü türlü kokular neşreden çiçeklerle dolu idi. Gece kuşları u-çuşuyor, kurbağa vakvaklan duyuluyordu.
Sema, kalın ve siyah bulutlarla kapalı idi. Ayla yıldızlardan eser görünmüyordu. Fakat bizim çilekeş kahramanlarımız, içinde bulundukları bahçedeki çiçeklerin renklerlnij neşrettikleri kokulardan tayin edb yorlar, hattû onları görür gibi olu, yorlardı.
Hürriyete kavuşmuşlardı. Uzun uzun nefer alarak ciğerlerini temiz
deliğinde bir kurcalanma hasıl oldu ve kapı, ağır gıcırtılarla yavaş yavaş açıldı. Zindanda bir kılıç parıltısı görüldü. înce bir ses:
— Çabuk olun diyordu. Beni taklb edin. Kim olduğumu sonra öğrenirsiniz.
înce sesin sahibi, Talhanın sağ e-line yapıştı. Abdurrahman, Talha-nın sol elini, Abdullah da Abdurrah-manın eteğini tuttu.
Dördü birden zindandan çıktılar. Drf ve uzun bir koridordan geçti* ler. Çok basamaklı taş merdivenden avluya indiler. Avlunun sağ tarafın, dak: demir parmaklıklı kapıyı a(>
açıktır. Basra yoluna girerek ilerle, mege başlayın... Sabahleyin, ya güneş doğmadan evvel, yahut güneş doğduktan sonra...
Meçhul kurtarıcı biraz düşündükten sonra:
— Evet, dedi, ya güneş doğmadan evvel, yahud güneş tan sonra karşınıza yüzü atlı çıkacaktır.
Üç arkadaş, merak ve dinliyorlardı.
— O, size çamaşır ve elbise vermeğe memur edilmiştir. Hiç korkmadan, şüblıelenmeden ve bir şey sormadan kendisini takib edin. Sizi kayalık bir yere götürecek; veril -inesi lâzım gelen şeyleri orada verecektir. . ‘ >
Üç arkadaş, tekrar tekrar teşekkür ettiler. Uzatılan kılıçlan alıp bellerine taktılar. Emre hazır bu -liman atlara bindiler. Ve şehrin Basrayolu kapısından dışarı çıktılar.
İmtiyaz Sahibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU -
Ya*ı İllerini fiilen idare edeni Yazı îtleri Müdürü: FATİH FUAD
Dizildiği Yer:
«Yeni Sabah» mürettiphane*! Baaddığı yer: «Gün Basımevi»
Kr. 1000
500
400
300
260
100
inci
»
>
»
>
santimi
»
>
>
>
Başlık
1
2
3 a
6
maktu olarak sayfa,
»
>
>

• • •
namına cevab
kılıç ve birer Şehrin kapılan
(Devamt var)