Numara: 169
Abone
Tirk iye için
I ııoeMI»»
t ajl* MC
) ,-----JT5
1 . ’«
Nereeseenige Şeref Seiefu TELEFON: 2f5-V
Kr.
Şeraiti
Hariç için --ISO» Kr. ‘
•— ı.w .
J Rıtı Her Trrde 5 Ksruştor
Sabahları Çıkar Siyasi Gazete
6 Kânunuevvel Perşembe 1934
Kaptan için e» büyük vazife, gemitini adamının da en büyük vazifeli devletini
batırmamaktır. Devlet
harbe siirüklememektir. Guy de Maupatsant CŞertü 3 öneli sahifede)
Türk-Yunan dostluğu uçup gitmek üzere imiş!
Günün Yazın
Çıban bâşı
Bulgarlarla iyi geçinmek için «Ünden gelen berşeyi yapanların başında Türkiye «ardır. Bunun şimdiye kadar pek çok örneğini gösterdik. Tatlı dil kullandık. Seran geldiği vakit gazetelerimiz «üzmeği, göz yummağı beldi. Bûtvn bu yaptıklarımız. Balkanlarda artık ıulh yerleşvie, uzun yıllar savaştan yorulmuş olan Balkanlılar dinlensinler, yaralarım eamolar, biraz da gölıünler diye yapıldı. Son aylarda biz önayak olarak bir de Balkan ulualarım birleştirecek “ıniaak,, yaptık. Bulgarları da bu birliğe lokmak için elimizden geldiği kadar çalıştık. Bulgar-lar ive bir lû-lû töz anlamak iate-mediler. “ Misak .. tan kaçtılar. Fakat kaçmakla beraber, yine kendilerinin dr mı hu i-tediklcrını, bunu bozmaktao çekineceklerini, istedikleri »eyleri ancak diğer korneaların gSnû! rızaıüe alacaklarım tekrar tekrar söylediler. Biz buna az çok inanmıştık. Çünkü Bulgarların sakar olduklarım bilmekle beraber, yine büıbûtûn deliliğe kadar i,i azıtacaklarına inanmak güç idi. Şimdi görüyoruz, ki bu düşündüklerimizde yaoılıyormuşuz(Görgiyef| kabinesinin verdiği sözlere de İnanmak blraz|Bönlük imi». (Görgiyefjio de kendisinden evvel gelen Bu'gar-lardan biç ayırdı yokmu». Hem de son günlerde, Yunaıı sınırında geçen kanlı vak'a bize gösteriyor, ki Bulgarlar bunu ancak biz TOrklerl kızdırmak için yapıyorlar. Çünkü bu i» (Makedonya! komitesi, veya başka bir komite tarafından yapıl-mı» değildir. Öyle olsaydı, belki (Görgiyef), "Ne yapayım komitvler-l« daha iyice bn»a çıkamıyorum,, git kendine bir kaçamak yolu bulabilirdi. Halbuki bu çok barbarca, çok canavarca kanlı işi yapanlar doğrudan doğruya Bulgar askeridir, yani Görgiyef kabinesinin kendisidir.
Bulgarlar eğer bizimle uğraşmağı tasarlamamı» ve ne yapıp yapıp Balkanlarda doğrudan doğruya bizimde karıjmamızı (icap ) ettirecek bir I» çıkarmağa aadey-İrmemi» olsalardı. Yunan sınırlarından geçen Türklere göz yumarlardı. Bulgarlar zaten Bulgaristan-daki Türklvri kaçırtmak istediklerine göre kendi kendine kaçanlara büsbütün sevinmelidirler. Halbuki öyle yapmıyorlar, kaçanların arkacından koşuyorlar ve zavallıları canavarca parçalıyorlar.
Bu'.garistandaki ırktaşlarımızın çektiklerinin derecesine de bakın, k zavallılar Bulgar toprağında yaşa-«aaktan ise parçalanıp öimegi daba İyi görüyorlar. Bulgarların bu sanır işinde yaptıklarım bizim için unutmak, buna göz yummak çok güçtür. Çünkü kaçanların erkeklerim ö dürdükten sonra zavallı kadınlarını ve yavrularım sürüp tek-rar keodi ülkelerine götürdükleri göz önüne geldikçe adam çok çileden çıkıyor, Bu işlere bir son vermek çağı artık gelmiş, batta geçmekte bile bulunma,tur. Bulgarlar bu işleri işkilsiz (şüphesiz) k-ııdı başlarına yapmıyorlar, oola-rı bir kışkırtan olmalıdır. Yalnız Bulgarlar şaraeauı biç unutmana. lar.ki berhangı bir deliliğe kalkışacak olurlarsa karşılarında yalnız bizi bu'.auyacaklar, kendilerini yola grtirmek içio birleşmiş dört devlet vardır. Bu dört devlctio hepsi de Balkaolarda sulhun ber ne oluna olsun bozul mauna sev çı-karmımazlık edemezler. Çünkü bu onlar için de bir yaşamak men İrsidir. Bununla beraber biz yalnızda kaltak bu ğurlarla korumuzu çokiyi ray ctanSMoi biliriz. Bulgarlar Batanlarda bir çıban başa gibi, bir diken gibi katmakta inat edecek olurlarsa o çıtam koparmak,o dikeni kökünden sökmek ışını p«k iyi üstümüze alabiliriz. Yalnız buna mecbur edilecek olursak şimdiye kadar unutmak iıtedıgimir, sormadığımız bütün hmıpları da birden soracağımızdan da Bulgarlar biç işkil (şüphe) etmesinler. Böyle bir türlü iyi olmıyao, durup durup için için Iflıyen bir yarayı deşmek, o yarayı kökünden temizlemek Törkiyeninde işine gelir. Bunlar, sınır faciası özerine yürek aeuiylc gelişi güzel Söylenmiş sözler değildir. Bugün hangi Tûrke sorsanız hepsinin düşündüğü kudur. Bütün bir millette Böyle düşününce ondan mutlaka korkmak gerektir.
Ebûzziya Zade
Kadınlar da mebus olacak
Meclis dün teşkilâtı esasiye ve intihap kanunlarını değiştirdi
---------a-----——■
Mebus intihabının yenilenmesi
Dön ssbalı teplanarak teşkJStı esasiye tuTdatıoı aıtluk'z. vs kabul eden
teşkilâtı c.Mİys sAcOmenl
Fuat Yu saf
Ankara S (Telefonla) — Büyük Millet Meclisi salonu bugün yine tarihi bir karara ve bunııu yüksek tezahürlerine sahne oldu. Büyük Millet Meclisi, kabul ettiği bir kanunla Türk kadının ı mebus eçmek ve seçilmek hakkım verdi.
Meclis içtimainden evvel, sabahleyin teşkilâtı esasiye encümeni toplanmış ve teşkilâtı esasiye kanununda yapılman istenen tadilât hakkındaki kanun trklifini müzakere ve kabul ederek teklifi heyeti ıımumiyeye sevketmiştir.
Mecliste dün cereyan eden mü-zakereli «ironiyle bildiriyorum:
Meclis. General Kazım Öznlpın
üyrtrri Kemal Necip Ali
Teşkilâta esasiye encümeni OyelarlndM Mahmut Esat Emin
Mm. “Lüpesko,, nun maceraları
Romanya Kralının sabık sevgilisi ile geçirdiği hayat
bışkan'ığı altında iki toplantı yapmıştır. Saat 15,45 te ilk toplantı yapılır yapılmaz, menkul ve gayri menkul emvol ile bunların intifa haklarının ve daimi vergilerin mırk-tumlarını haber verenlere verilecek ikramiyelere dair kanunun birinci maddesinin tefsiri hakkındaki tezkerenin geri verilmesine dair Başvekâlet tezkeresi okunmuş, askeri ve mülki tekaüt kanununun bazı maddeleri mucibince yapılan tediyelerin tlııat asm veya ikramiye o-lup olmadığı hakkındaki tefsir fıkrası ve intikal edecek istiklâl madalyaları için milli müdafaa vekâletince bakılacağı hakkındaki ıtlMHIUlNIMIIIMlUltlUlUlHlSlialHlSIISIIIIIIIISIIIISI
kararı verildi r------------------------“---
Başvekilin mühim nutku
Ankara 5 ( A. A. ) — 8. M.
i Meclisinin bu günkü toplantı-tında teşkilâtı teatiye kanunu-
I nun 10 ce 1I inci maddelerinin değiştirilmesi hakkındaki kanun müzahereti dolayısiyle Başvekil İsmet İnönü şu nutku söylemiştir r
* — Yüce Saylavlar, kadınların Saylav seçmek ve Saylav seçilmek hakkına rahip olmaları için yüce katınıza teklif sunuyoruz. Kadınlarımızın Türh tarihindeki haklı yerleri, erkeklerle beraber, daima, memleketin ve milletin mukadderatı üzerinde töz o* tetir rahibi almalarıdır . Türk kadını tarihte ne vakit haklı ve itibarlı yerini bulmuşsa, budun mukadderatı üzerinde kendini tetirini gösterebilmişse, erkeklerle beraber karışık ve güç yurt işlerinde etele çaltşabilmişse, işte o zaman. Büyük Türk Ulum, kudretiyle, medeniyetiyle bütün dünyayı kaplamıştır. ( Okay sesleri, alkışlar)
Devamı 7 inci sahifedo kanun lâyihası üzerinde görüşülmüş ve onay görülmüştür. İntihabın yenilenmesi karan
Bunun ardınca General lımet İnönü (Malatya) ile Cemil (Tekir-adğ) Büyük Millet meclisinin intiha-batın yenilenmesine karar vermesini istiyen takriri okunmuş ve İttifakla tasvib olunmuştur. Bu karardan sonra ilk toplantıya beş dakika aralık verilmiştir, ikinci celse ve kadınların mebusluğu
Meclisin ikinci toplaçtın yapıldığı nmıu Teşkilâtı esasiye kano-
Devamı 2 inci sahifede
“Marsilya,, suikastı meselesi
Yine tehlike ihtimalle-
rinden bahsediliyor!
Dinî kisveler ve Yunanistan
Türk-Yunan dostluğu tehlikeye girmiş imiş! Yunan gazeteleri dinî kisveler kanununun Türk-Yunan dostluğuna yumruk indirdiğini yazıyor
Eğer hüsnüniyet göstermezsek, dostluk uçup gidecekmiş!
Halbuki Patrikhanede ba neşriyat fuzu.lt gayretkeşlik addediliyor t
Atina 5 ( A. A. ) — Fırka farkı olmaksızın bütün gazeteler, baş makalelerinde Tlirki-yede dıot elbisenin giyilmesi yatağından dolayı duymakta oldukları gücenildikten bahsediyorlar.
"Katvimerini,, gazetesi “tehlike,, başlığı taşıyan baş makalesinde diyor ki:
“Dün patriğin bundan istisna edilmesiyle hasıl olan ilk müsait intibaı daha hafifletecek, daha sarih haberler gc.-miştir. Bu yatak için olan altı Drvamt 7 inci sahifede
Mebus seçip, seçilebildikten
Yem kanuna büyük bir sevinçle karşılıyan F.rmenilerin patriği Naroyan
—....m,m,«m................... -
sonra..
Kadınların da asker olmaları isteniyor
Son zamanların modasından: Aerapadaki kadın amberlerden bir numune
Madam Lüpeshn „ Bu günden itibaren "Zuman„ da okuyunuz
Madam ‘ Lupesko,, ismini kim tanımaz, Kumanyanın siyasi hayatında bu kadının şahsı değil, fakat İsmi çok büyük tesirler yapmış, bu kadın yüzünden - kendisinin doğrudan doğruya müdahalesi olmadığı halde - hükümdarlar oğul-Inriyle bozuşmuş, yine barıymış, taht ve tacı özerindeki hukukundan vaz geçenler olmuş, sonra tekrar vaz geçilen hukuku istimal e-der ek tahta çıkılmış, bir küçük çocuk kral oluıuş, yine krallık elinden alınmış, velhasıl hakikaten zamanın en canlı, en meraklı hadi-•atı cereyan etmiştir. Bu hâdiaat hayali bir romandan çok heyecanlı hakiki bir romandır ve bugün Balkanlarda en yüksek makamlarda olan şahsiyetlere taallûku itibariyle eh.mraiyet ve cazibesi de o kadar büyüktür.
Madam "LOpcako,, nun bu hayatını makamı hükümdariye men-»up " Barbu Janc.ko „ isminde bir katip zaptettiği notlardan yazmış ve ahiren pek meşhur bir Ingiliz gazetesinde neşre bağlamıştır.
Avrupa yüksek mehafilinin aşk' maceralarını, fakat bayağı tafsilât »• lüzumsuz teeavüzlerdeo sakına-
Cenevre 5 (A. A. I — Uluslar Derneği konseyi bugün öğleden sonra toplanacaktır. Konsey, önce Yugoslev-yatıın müracaatını müzakere i-çia tatbik edilecek usulü kararlaştırmak üzere gizli bir celse aktedecek, sonra da aleni bir celse aktederek “Sar„ Öçler komitesinin raporunu tetkik edecekti-.
Suikast hakkında ne karar verilecek
'Marsilya» suikastından doloyt "itham edilen Macaistamn Milletler cemiyetindeki murahhası M. "Ekhart,.
Yagoslav ve Macır murahhaslarının konseye bir müracaatta rak, gösteren bu hatıratı karilerimiz için hem eğlence, hem fayda temin edeceği mülâhazasiyle bu günden itibaren neşre başlıyoruz.
6 inci sahifemizde okuyunuz.
Ankara 5 (Telefonla)—Kadınlara mebus seçmek ve seçilmek hakkının verilmesinden sonra, bilhassa mebuslar ara. stnda, yeni bir cereyan başla-
mıştır. Bu cereyana göre kadınlar asker de olmalıdırlar.
Meclisin bugünkü "dünkü,, içtimainden sonra koridorlar-Lûtjen sahifeyi çeviriniz
“ Attilâ „ nın mezarı
Maruf kumandanın Macaristandn mezarı aranıyor
Meseleyi küçültmeğe çalışan /n-gilterenin ma-rahhatı “Eden.,
bulunmalarına ve büyük devletler müuMaaillerlııln beyanatlarına cevap vermelerine İntizar edilmektedir.
Ingiltere ve İtalya gibi bazı memleketlerin İki tarafı dinledikten aonra tethiş usullerine karşı umumi bir mukavclay* müaait bulundukları anlaşılmaktadır.
Devamı 2 inci zahifede
Budapeşte 5 )A. A.) — Yüzlerce yıldanberi aranmakta olan “Attilâ,, nın mezarını kaplıyan esrar yeniden Macar va yabancı bilginlerini ve bilgin ocaklarını şiddetle alâkadar etmeğe başlamıştır.
En yeni nazariyelere göre, "Attilâ,, nın mezarının “Cson-grad., 'eyaletinde, “Tisza , ile “Csanytelek,, köyü arazında bulunması kuvvetle varittir. Bu husustaki eski yazıları ve asarı araştıran Macar remzini “Joseph torbagyi novak,, ın da fikri bu yoldadır. “Torbagyi-Nova., bir Bizans imparatorluğu murahhas heyeti üyelerinin bahsettiği "Attilâ,. nın şaton: ve karargâhının “FelegyhM*., şehri yakininde “Yakabs Zal-lao„ nahiyesine bağlı bir tepe üstünde bulunduğunu iddin etmektedir.
Attild
{Attilânın hayatı ve tarihteki rolü hakkında bugünkü "ansiklopedi,, sütunumuzda malûmat verilmiştir.J
ZAMAN
Kânunuevel 6
||H^A3ÖEC=îr=H-A=B-E=R=L=E=R | ^SONİ^HABERLER^ 1
Rusyadaki suikastın kurbanı
| “Kirof,, un cesedi “Moskova,, da karşılandı Moskova 5 (A.Al — “Kirof,, uo cenazesi dün Moakovaya gelmiş ve siyahlarla örtülmüş olan istasyonda Sovyet Rusya merkezî icra komiten âzariyle. hükümet Azası, arkadaşları ve dostlan tarafından karşılanmıştır. Muzika cenaze havan çalarken askeri bir müfreze tazim merasimi yapmış ve bir hava filosu istasyon üzerinde uçmuştur.
Tabut, "Stahn, Kalenin, Mo-lotof,. ve diğer büro âzası tarafından bir top arabası üzerine nakledildikten sonra ce-cenaze alâvı sendikalar evine gelmiş ve ceset oraya bırakılmıştır. Yüzbinlercc işçi bu eski-Bolşeviğin cesedi önünden geçmektedir.
Tûrkiyenin taziyetleri Moskova 5 (A. A.) Türkiye büyük elçisi ile diğer bütün sefirler. M. “Kirof,, un öldürülmesinden ötürü haricivc komiserliğine taziyeilerini bildirmişlerdir. Hariciye kamiserliğine Türkiye hariciye Bakanı vekili Şükrü Kayadan da bir tazi-yel telgrafı gelmiştir.
Çocuk yüzlünün karısı da tutuldu Vaşinglon 5 A. A.)—Adliye Bakanlığı, haydut “çocuk yüzlü Nelsoo„ un dul karısı Madam “Gillis,, in 29-11 de yakalanmış olduğunu bildiriyor.
da mebuslar arasında, bu hususta hareretli mûbabase ve münakaşalar cereyan etmiştir.
Buna taraftar olanlara göre. mebus seçilmek hakkının da verilmesinden sonra, Türkiyede kıdınla erkeğin arasında siyasi ve içtimai haklara malikiyct noktasından hemen hiç bir fark kalmamıştır. Binaenaleyh kadınlar da, erkek vatandaşlar gibi, vatan müdafaa» hizmeti ile mükellef tutulmalı, asker ve zabit olabilmelidirler.
Bu takdirde kadınlar cephe gerilerindeki hizmetlerde kullanılabilir. Hatta cepbc gerisi hizmetlerinde kadınlar, erkeklerden fazla muvaffak olabilirler.
Ali Cenani öldü
Sabık "Guzı Ayıntap,, mebusu ve Ticaret vekili Ali Cenani irtihal etmiştir.
Cenazesi dün öğle vakti, Teş-
vıkiy edeki evinden kaldırılarak cenaze namazı Teşvikiye camisinde kılınmış ve na
şı Yahya efendideki aile kabristanına defnolunmuştur.
Cezalandırılan dükkâncılar
Gıda nnddeai satmışsa muı-ve dükkanların İŞ (j*
e
1
rı
z
i' ! kapanmak mecburiyetinde olduk-• I tan amlAnıdur.
Belediyesin emri hilafın* saat ( İ9 dan sonra kepenkleri indirip de içeride işlerine devam eden kırk l1 müessese ve dükkana ceza kesil, ■’mfştir. Bu, teşrinisani ayı urhnda ^yapılan kontrolden alınan neticedir, j Esnafa yeni cüzdan 5 Bütün esnafa yeni hüviyet ^cüzdanları verilmektedir. Cüz-. dan tevziatı bu ay sonunda nihayet bulmuş olacaktır.
! Hindistan meselesi Ingiliz muhafa- i Paris te bir Türk zakârları ikiye böldü doktor soyuldu
Proje aleyhinde bulunan “Morning Post*, Ingiliz aklı seliminin galebesini bekliyor
Londra 5 (A. A. ) — M "Baldadn. muhafazakâr fırkanın 1700 murahhası öcünde muhafazakârlardan bir kısım ekalliyetin hücumlarına karşı Hindistan siyasasını müdafaa etmiştir.
I.ort “Salisbur,, ve arkadaşları " Koruma maddeleri „ oin bereketilmesini istiyccek yerde kanunu esasi projesinin esaslı noktalarına hücum etme tedbirsizliğini göstermiş olduklarından bu maddelerin kaldırılmasına dair olarak vermiş olduklar takrir 290 reye karşı 1,102 reyle □ başlanmıştır.
Şu hale göre Hindistan kanunu esasisi projesi, muhafazakârlar kongre sinde mühim bir ekseriyetin onayını kazanmıştır.
Londra 5 (A. A.) — Lord Salis Bıırinin değişiklik teklifi, el kaldırma suretiyle, büyük bir ekseriyet tarafından geri çevrilmiştir. Bununla beraber, bir daha reye konulacaktır. Lord "Salisburi. nln fikirleri
Londra 5 (A. A.) — Değişiklik teklifini ileriye sürerken, Lord "Salisuri. kendi bakımından çok güzel, ancak nrf nazari bir kıymeti haiz buluuau Hindistan komitesi kararlarını şöyle tavsip etmiştir:
“— Bu karar, deli gömleği
Kadınlarda mebus olacak
Birinci lahifcdcn dcaam auova 10 ve 11 inci madöelerİMn degiştirilıneuae dair olan kanunun her şeyden Sece ve aaOstaeelca mâ- | takereviai ietlyeı» tahrir okunmuş ve kabul edilmiştir.
Takririn kabülö (İlerise hâreüye gelen Başvekil Lanet laBeB bu tadili göıaten maksadı ea gürel ifa-deleele anlatan nutkunu söylemiştir.
Lanet loöniln'deaı sonra kûraO-de birbirini takip eden eeylavlar Türk kadıobgına verilen bu hakkın ınkılâSımırıa ea yüksek bir eseri olduğunu aöyliyavek kutlamışlardır.
Bunun Aaeriae teşkilatı esasiye vs İntihabı meb'oeaa kanunlarında yapılacak tadilâtı teıbit edan kanunlar rsys konularak İttifakla kabul edilmiştir. Teşkilâtı esasiyede yapılan tadilât
Buna göre teşkilâtı esasiye kanununun onuncu ve onblrinei maddeleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir
Yirmi iki yaşını bitiren kadın erkek ber Türk mebus seçmek hakkını haildir.
Otuz yaşını bitiren kadro, erkek ber Türk mebus seçilebilir. Mebus intihabı kanununun değişen maddeleri
İntihabı mebusa o kanununda da lu değişiklikler yapılmıştır:
lotihabs m e busen kanununun muaddel ikinci maddesi aşağıda olduğu gibi değiştirilmiştir:
Türkiye Büyük Millet meclisinin üyeleri Türkiye devleti balkından her kırk bin nüfusta bir kişi olmak Caere seçilir. Bir Inllhab dairesinin nfifoıu kırk binden aşağı olsa dahi herhalde bir mebus seçmeye hakkı olacağı gibi nüfuıuu kırk binden yuk arısı İçin aşağıdaki gibi_muamele yapılır:
Elli beş bine kadar bir, «İR bey hin birden 95 bine kadar iki, 95 bin birden 155 bine kadar üç, 135 bin b.rden 175 bina kadar dört mabua seplecek ve bu mikdardao ziyadesi bu volda arttırılacaktır.
İntihabı Mehuıan kanununun 5,11,16.23, 58 Inel maddelerindeki 18 yaşını biteneler kaydı 21 yaşını bitirenler şeklinde değiştirilmiş ve bu maddelerdeki "lükûr,, kaydı kaldırılarak yerine (kadın, erkek) konulmuştur.
Rey verenlerden, rey verirken hüviyet ve şahsiyetleri belli olmayanların reyi kabul olunmaz.
Meclis yarın "bugün,, saat on beşle toplanacaktır.
ve kâğıttan bir yelek giyeu bir idare muhtariyeti tazammun ediyor. .
Lord “Salisburi,, arkasından şu sözleri ilâve etmiştir:
Biz, mahalli muhtariyetin teessüsüne taraftarız. Zira bu, bizatihi çok geniş bir şeydir. Lâkin 350 milyonluk bir camia mevzuu bahsolunca, merkezi bir hükümete esas olarak teklif edilen sistem içinden çıkılır gibi görünmemektedir. Bir kere otoritemizden vaz geçip te bu merkezi şekli kabul ettiğimiz gibi, bir daha geriye dönemeyiz.,,
“Ingiliz tedbiri galebe çalmalıl.
Londra 5 (A. A.) — Muhalefetin fikirlerini neşreden "Morning Post,, gazetesi, şunları yazıyor
“Hindistan,ı bu delicesine ve yıkıcı projeden kurtarmak İçin mücadelemiz henüz başlamıştır. Ingiliz milletinin hareketlerinde itiyat haline girmiş olan tedbir ve makulluğu hükümet projesinin meclis tarafından kabul edilmeden evvel, kendini göstereceğini ümit ediyoruz. ,,
Öteki gazeteler, dünkü neticeyi memnuniyetle kaydetmekte müttefiktirler.
“Marsilya „ suikasti meselesi
7 inci sahifeden devam
Fakat bu usul, konsey İrasının ekseriyetini ve bilhassa Yugoeiav-yayı tatmin edemlyccektir. Buna binaen kouacyin “Marsilya,, cinayetini ve tetitiş usulünü takbih ederek, Belgradı tatmin edecek bir karar sureti kabülüoe mütemayil olacağı aanoedilmektedir. Ingiltere ne yapmak istiyor?
Parla 4 — Milletler cemiyeti konseyi tarafından yapılacak fevkalâde toplantıda görüşülecek baş- l Lca meselelerden biri ‘'Marsilya,, I ciauy etidir. Ga set eler, bu meseleye 1 ehemmiyet veriyorlar.
"Journal gateteai diyor kiı Milletler cemiyetinde konuşulacak meseleler aramada Marsilya cinayeti birinci safta gelir. Ateşe yağ dökmemek İçin faal* bir maharete ve soğukkanlılığa ihtiyaş vardır.,,
“Lövr„ gazetem ,u mütalaada bulunuyor:
"Macar . Yugoslav ihtilâfı, Ingilterenin istediği şekli alacaktır. Bu hususta Lort "Eden.,e şu sıkı talimat verilmiştir.
1 — Marsilya cinayetinin münakaşasını kânunusaniye bırakmak
2 — Yugoalavyeyı, Macarietsa aleyhindeki itt.hamlarını umumiyetle çeteciliği fena gösterecek bir şekle çevirmeğe eevketmek.
3 — Cuma günü Macar ve Yugoslav nokta! nazarları izah edildikten sonra konseye, meseleyi büyük devletlerden mürekkep bir komiteye havale ettirmek. Bu suretle Ingiltere, sulbün ihlâl edilmi-yeceğiadea emin olacaktır.
Mesele çok naziktir
"Eko de Pari„ do meseleyi bu şekilde nsdulea ediyor ve diyor ki;
"Ingiltere Hariciye Nezareti, hatta Milletler Cemiyeti umumi kâtipliği, Ingiltere Fraaee, I alya vo diğer bir devleti muaıumı mümessilinden mürekkep bir komite kurutmasını latlyeeaklerdir.
Fakat aml mesele şudur ı Yugoslavya, Fransanııı şiddetli iaren üzerine muhtırasında İtalya dan bab-Mtmemış lae de şimdi italyaoın hâkim olmasını kabul edecek midir?
Bu, şüphelidir. Fakat İtalya da bu komiteden ihraç edilmesine muvafakat edecek mi ?
Binaenaleyh bu meeeleda ısrar etmemek ve racsaleyl-lkinci plânda gelen üç devlete bavaie etmek icaba der. Aksi takdirde Yugoılavya-nın ithamnameni tehlikeli bir surette genlşliyecektir.,,
frmaHilar tara-Ftndasv Kfulda-fu aonntdilm Dahtar Hvıal BM
Doktor Nevzat Refikin 76000 frangını çaldılar Uzun sen Icrdenberi Farille icrayi tababet edeo Nevzat Refik muayene hanesinde bir to-cavüze marur kalarak soyulmuş ve şimdiye kadar bi
riktirdiği 76000 frangı çalınmıştır.
Nevzat Refik 1894 den-
beri Psristo yerleşmiş bir Türk Doktorudur. Nehir üzerindeki Senpiyer adannda yerleşmiş olan mumaileyh kendisini muhitine çok sevdirmiş ve Par isteki şarklılar arasında bir hayli rağbet kazanmıştır,
Soygunculuğu yapanların milliyeti anlaşılamamıştır. Pa-riste yerleşmiş crmcnilerin bir çoğu o civarda oturduğu cihetle bunlardan şüphe edilmektedir.
Tecavüzü yapanlar iki kişidir. Gayet iyi Fransızca bilen bunlardan biri soygunculuktan sekiz gün evvel oralara gelerek "Türkçe konuşan doktor var mı? . Diye soruşturmuştur.
Bilabara doktoru muayenehanesinde aramış, kendisini bulamayınca çıkıp gitmiştir.
2 Kânunuevvel saat. 15 de, hasla bulunmadığı bir sırada iki kişi doktorun odasına «İlerinde tabanca ve kafaya vurucu sersem edici tokmaklarla girmişler, doktorun 76000 frangını alarak çıkıp gitmişlerdir.
Şimdi Paris zabıtası, bu hırsızları aramaktadır.
Tayyareci Ulm kazaya uğradı
Bir çok tayyare, tahtelbahir ve gemi kazazedeyi arıyor
Honolulu 5 (A. A.) — Tayyareci “ Ulm „ gönderdiği bir telsizde, kendisinin Honolulu-nun cenubunda denize indiğini ve iki saat kadar yüzebileceğini bildirmiştir.
“Ulm,. u araştırmak için altı deniz tayyaresi yola çıkmışlardı. Son dakikada, bulunduğu yerin keşfedildiği haber verilmektedir.
Honolulu 5 (A. A.)—18 De-niz Tayyaresi, 18 denizaltı gemisi, 3 torpil gemisi, bir yapur ve iki sahil muhafızı "Ulm., un Tayyaresini aramaktadır.
Paris 5 (A. A.) — Londra'dan Jurnal gazetesine bildirildiğine göre, President Coolid-ge vapuru. Avusturalyah tayyareci Ulm’u Honolulu'ya 347 mil uzakta bulup almıştır.
Honolulu 5 (A. A.) — Tay-yareci Uim'un bir tarafta görüldüğü hakkındski haber te-«yyüt etmemiştir.
Sinema memleketinde bir yangın
Burbank-Kalifornia S (A. A) —-Pirst National Piclurea film şirketine ait Varner kardeşlerin stüdyosunda çıkan yangın yüz binlerce dolar zararı ve 15 kişinin yaralanmasını mucip olmuştur. Yangın şimdi bastırılmıştır
Başvekil bugün geliyor
Ankara 5 (Telefonla) — Başvekil General ismet İnönü beraberinde Sıhhat bakanı Refik ve Başvekâlet Hususi Kalem Müdürü Vedit ve Trakya Saylavları olduğu halde Edimeyo gitmek üzere bu akşamki treni* Istanbula hareket etmiştir.
Başvekil istasyonda Meclis Reisi, Vekiller, Mebuslar ve dostlan tarafından hararetle ugurlanmıştır.
Başvekil Trakyada iki, üç gün kalacaktır.
Meclis ne zaman dağılacak ?
Ankara 5 (Telefonla) — İntihabın ycnilenoıcsme karar vermiş olan Büyük Millet Meclisinin iki üç hafta kadar içtimalarına devam edeceği ve bundan sonra tatil yapacağı tahmin edilmektedir
------------m
Yenileme kararı tamim edildi
Ankara 5 ( Telefonla) — Dahiliye Vekâleti, Büyük Millet Meclisinin rneb'us seçiminin yenilenmesi hakkındaki kararını bu akşam “dün akşam,, telgrafla bütün vilâyetlere tamim etmiştir. Tamimde intihabın Şubatın onbeşine kadar bitmesi arzu edildiği ilâve olunmaktadır.
Bulvarlardan tarziye bekleniyor
Atine 5 (Hususi)— Yunan arazisinde Bulgar askerleri tarafından öldürülen beş Türk hâdisesi hakkında müşterek komisyon tarafından yapılan tahkikat neticesinde mesuliyetin tamamen Bulgurlara ait olduğu tahakkuk etmiştir, Bu hudut tecavüzü meşelerinden dolayı Bulgar hükümetinin tarziye vermesi beklenmektedir.
----------a
Arif Oruç Bulgar tebaası oldu
Sofya 5 (Hususi ) — Pariate bulunmakta olan Arif Oruç son umanlarda tekrar buraya gelmiş ve Bulgar hükümeti tarafından Bulgar tabiiyetine kabul edilmiştir. Alınan haberlere göre, Arif Oruç Bulgar mekteplerinde bir muallimliğe tayin edilecektir -----------------------o---------
Küçük kasabalarda Buğday vergisi
Ankara 5 (Telefonla) — Nüfusu on bine kadar olan kasabalarda buğday vergisinin kaldırılması için Maliye Vekâletinin Meclise bir kanun lâyihası teklif edeceği söylenmektedir.
----------a---------
Almanlarla İktisadî müzakere
Ankara 5 (A. A.) — Alman sefiri M. Von Roaanberg cenap! arı beraberlerinde sefaret müşteşan M. Fa briç yüz ve Beriinden gelmiş bulunan Berlin hariciye nezareti müdürlerinden M. Raf bulunduğu halde dün iktisat vekili Celâl Bayan ziyaret etmiş ve hariciye vekâletinden ticaret işleri umum müdürü Bedi Ar bel de
İki Maarif müdürü tayin edildi
Ankara 5 (Telefonla) — İzmir Maarif müdürlüğüne Maarif Vekâleti müfettişlerinden Hikmet ve Balıkesir Maarif müdürü Vasıf almakta olduğu ma aşla Yozgat Maarif müdürlüğüne tayin edilmişlerdir.
Bir matbuat kralı öldü
Londra 5 (A. A.) — Matbuat krallarından Lord "Rıddel„ ölmüştür.
— Zaman —
Lort "Riddel,, 1865 senasın de doğdu. Tabs.liui tamamla-yup sonra bir müddet avukatlık yaptıktan sonra matbuat alemine gircaek bir çok İngilizce gazeteleri idare etti. Umum! harpten sonra Versay konferansında Ingiltere hükümeti ile matbuat arazindeki irtibatı temine m^mur edildi. Elindeki en mühim gazete "Neus of dic Vorld,, idi. Kendisi bu gazetenin başlıca sahibi idi,
Londra gazete sahipleri cemiyetinin reisi idi.
Lord “Riddel. matbuatın irtibat cucmuru sıfatiyle Avrupadı bir çok konferanslar vermişti.
Lord ‘Riddel,, son günlerde şayanı dikkat olan hatıratını neşretmiş ve hatirat basılâtıui
hazır bulunmuştur. Geç vekte kadar süren müzakerelerin 24 eylül 1934 tarihli Alman döviz kararnamesinin doğurduğu vaziyetle alâkardır.
İki taraf mevcut Türk-Alman Klering itilâfnamesi büküm ica-plannın tamamen mahfuz kalacağı noktasını teyit ederek dostane ayrılmışlardır. M. Raf-bugüo Berime dönmek üzere şehrimizden hareket etmiştir.
ı
Mecliste bugünkü müzakereler
Ankara 5 (Telefonla)—Yarin '"bugün,, Mecliste Türkiye, Almanya ve Türkiye, İtalya ticaret mukavelelerindeki tadilâtın tasdiki, askerlik mükellefiyeti kanununun 36 inci maddesine bir fıkra eklenmeri ve diğer bari münakale lâyihaları müzakere edilecektir.
Âa/# a ve deniz silâhları
Roma 4 (A. A.) — Italyan Hükümeti “Vaşington,, anlap-masını bozmak hususunda Japon! ar tarafından yapılan teklifi kabul etmemeğe karar vermiştir.
Tokyo 5 (A A.) — İtalyan sefiri, Japon hariciye Bakanına hulaseleu demiştir ki:
"İtalya, Vaş ngton anlaşma sini Japonya ile aynı zamanda feshetmeğe hazır olmakla bera ber, Japonya şayet bunu feshedecek olursa, İtalya başka bir deniz antlaşmasına girmeğe taraftardır.
matbuat hayır işlerino bur akın işti.
Bir lord daha öldü
Londra 5 ( A. A. ) — Larû "Bukmaster. 73 yaşında ölmüştür. Umumi harp içinde lord. adliye nezaretinde bulunmuştu.
Kâounucvel 6 _=_. „
f SÜTUNLAR ARASINDA
l______________________
Büyük ruhlar
Birkaç arkada, konuşuyorduk. Söz serseri bir dönüp dolaşmadan sonra büyük ruhlu inaanlar üzerin-ds müspet ra canlı iıtıkamut aldı.
Arkadaşların biri şu fıkrayı anlattı:
— Meşhur Fransız muharriri Alfooe l)od; 1887de müthiş bir ha»-ts.'ığ» uğramış. onun acılarından. Martlarından ancak 1895 te, can vererek kurtulabilmişti. Zavallının on dört »enelık hayatı bir lâhza dinmiyro, bir lâhza aman vormiyen hırıltılar ve buhranlar içinde geçti. Buna rağmen bu adam, bütün bunlara ü»tün geldi.
Çünkü hayatta birkaç endişen vardı. Banların birincim, koru nı mâm kün mertebe rabalaır etmemık. İkincisi, bütün ııtıraplarına rağmen kafalının hareketini durdurmamak ve her şeye rağmen çalışmakta devam etmek.
Dade der kû “Ey ırtırap çekenler! Ruhenuıu yükseltmek için ■(-tırabınııı bir vesile olarak kullanın! Duyduğunu» acılar, iyiliğinizi arttırmağa yardım ettin. Beni hatırlayın.
Ben şan ve şeref içinde yüzû-yorken ölüme mahkûm oldum. Fakat o andan itibaren, duyduğum ıstırabı tahlil ederek onu benim gibi mustarip olanlara vaılyet etmek istedim. Ben bugünden ta sona kader, ortalığa bahtiyarlık dağıtmak İçin uğraşacağıınl,,
Dode sözüaün eri çıktı ve eserlerinin en büyüğünü bu acı, sırı içinde kıvrandığı sırada yardı. Halbuki »avalimin çektiği ıstırap çekilir, dayanılır soydan değildi I
Nanl, büyük ve çok büyük ruhlu bir adam değil mi ?
* •
Arkadaşımız haklı idi. Büyük şada mların iradeleri Serçeyi yeniyor 1
R.
İnkılâp dersi
Üniversite de inkılâp derslerine bugün saat 5 ten itibaren üniversite konferans saloaunda başlanacaktır.
Bugünkü İlk ders Fırka kâtibi umumisi Recep tarafıadao verilecektir. Bu münasebetle, bir mûd-dettenberl Ankarade bulunsa Recep bugün şehrimize gelecektir. Hukuk fakülte» doçentlerinden Hıfzı Velidede oğlu Recep doçeat tayin edilmiştir. Üniversite doçentlerinden Yavu» da inkılâp derslerini vereceklerden Mahmut Esadın «bıçenti olacaktır.
Ramazan hazırlıkları
Önümüzdeki cumartesi güoü ramazanın ilki olması hasebile evkaf müdürlüğü ve İstanbul müftülüğü ic a beden hazırlıklara b&f! a m Afi ) r dı r.
Camilerin temizliği bitirilmiş olduğu gibi ooksan'an da bitirilmek üzeredir. Mutat üzere camilerde mahyalar kurulacak ve vaazlar verilecektir.
Ancak vaazlar mümkün olduğu kadar 3» Türkçe ile verilecektir.
Rıhtım şirketinin alacakları
Yeni sene başındao itibaren hükümete geçecek olan Rıhtım şirketi müdürü M. Kanonj Ankaraya gitmiştir.
Verilen malğmaia göre, şirket müdürü hükümetten yü» bin lira avans istemiştir. Bu pıra, şirket hükümet idaresin* geçtikten sonra açıkla kalaeak memurlara İkramiye olarak verilecektir.
Şirketin iki yüz bin lira mevcudu. altmış bin lira alacağı bulunmaktadır. Şirket bütün hvssp arını imtiyazla birlikte Hükümete devredecek ve ay ununa kadar tahsil edemlyeceğl alacaktan hükümet tarafından tahsil edilecektir.
Her Müller ve tütünlerimiz
Alman fabrikatörlerinden Her Müller şehrimize gelerek birkaç ğün kalmış ve tütün mahsullerimiz üzerinde tetkikat yapmıştır.
Her Müller tütünlerimizi çok beğenmiş ve külliyetli bir mik-dar almağa karar vermiştir.
Bu fabrikanın nam ve hesabına Istanbulda bulunan tütün firmalarından birinin müdürü ve eksperleri Izmiro gidip tütün mubayaasına başlamışlardır.
— Z A MAN —
=3
Operatörlerimizin toplantısı — » ■ md
Hançereden çıkarılmış Kanserler ve faideli müşahedeler
Cerrahlar ccmiyetıoden : Türk Cerrahi cem.yeti aylık toplantıaıoı paıar günü saat beşte Cerrahpaşa tuutaneriode operatör Kâzım Isma-iîin Başkanlığında yapmıştır. Prof. Salâhiddinj kalça mafsalı yanında gayet büyük bir sarkomu gösteren radyografiyi göstermiş, Zirer, ameliyat ile çıkarılmış iki hançere kanseri ve yias ameliyat ile tedavi edilmiş bir ur'a vakası göatse-caiş. Hazım ameliyat yapılmış bir mide kanseri vakası, Kemal bir genç çocukta hasıl olmuş büyük bir yüz tümörü ve bir sadır ccrha-sı vakası göstermiş ve bu ikinci vakada ameliyat esnasında kendi kendice kan naklinin faldrsine işaret etmiştir.
Kâzım İsmail, nadir görülen ve yaptığı ameliyat ile iyi olan ntsa-rika uru vak'aaı göstererek bunlarda teşhisin gûç.ûğüne işaret etmiştir.
Prof. Nltsen bir fuad karhası vak’» göstererek bunda teşhisin güçlüğünü bildirmiştir. Vak'ayı Fikret münakaşa etmiştir.
Bürlıancddin kalça mafsalı bozukluklarında ameliyatın nstiesai hakkında malûmat vererek pro-jokriyonla ameliyat yaptığı vak'a-lan göstermiş. Fahri Bazdov hastalığı tedaviaindo yeni fikirleri ve yedi vak'anm müşahedesini bildirerek bu hastalıkta röntgenin faıde-rizliği ve hastayı ameliyata hazırlamanın lüzumu üzerinde ısrar etmiş, bu husustaki münakaşaya Avni, Kâz.» İsmail, Nisaen iştirak etmişlerdir.
Prof. Nişten ciğer huracı vak'a-larıoda iki zamanda ameliyat ve plompajın faidesi hakkında malûmat vererek ameliyat yaptığı Cç vak’ayı göstermiştir. Gelecek ay toplantı Gureba hastanesinde yapılacaktır.
— Zaman —
Cerrahi cemiyetinin toplantısında maruf operatörlerimizin tecrübe ve nıüşahcdslermo alt müzakereler hakkında verilen bu maiûmat mucibi memnuniyet ve istifadedir, fakat meselâ Bay Ziverln ameliyat ila iki kanser çıkarması gibi çok mühim muvaffakiyetler hakkında daha vasi malûmat verilse okuyucularımı» ve memleket için daha faideli olurdu. Bunu da car* raht cemiyetinin erkânından te-meoni ederiz.
Garip bir haber
İran transit tariki değişiyor mu?
Frenindi çıkan Merkür Doryan gazetesine göze İngiliz ve Fransız hükümetleri tarafından yapılan tek-If üzerine Iran hükümeti Hıyfa »• Barut Umanlarını Iranın transit limanları olarak kullanmıya karar vermiştir. Ayni gazeteye göro, Iran hükümeti önümüzdeki 3 ssoe zarfında ithalât ve ihracatını bu II-msolar vasıta »ile yapacak va 3 senelik teerüce devresinden sonra elde edecrği neticeye göre Hsyfa vo Berut limanını Iranın transit limanı olarak kafi surette kabul edecektir.
Bu garip haber Üzerine dün şehrimizdeki Iran mehafi.'inde tet. kikatta bulunduk, fakat roûıpet veya menli hiçbir malûmat almak kabil olanındı.
Tekrar imtihan
Yüksek Ticaret ve İktisat mektebinin eski "ulumu Aliye, kısmında okuyupta diploma almamış olan talebenin imtihan edilmesi ökonomi Bakanlığınca kararlaştırılmış ve keyfiyet mektep müdürlüğüne bildirilmiştir.
Bu imtihanlarda muvaffak olan talebeye birer diploma verilecektir. Alt» ay zarfında mektep idaresine müracaat ederek imtihan olmayan talebo bundan sonra diploma alamı-yacaktir.
Kayzerin yatı buraya geliyor
ı İngilizler yatı bir Norveç şirketine sattılar
Umumî harpten sonra Ingiliz hükümeti tarafındau zaptedi-lerek şimdiye kadar Londra limanında bulunan sabık Alman Kayseri Vilheîmin hususî yatı geçen hafta Ingiliz hükümeti tarafından Norveç millî vapur kumpanyasına satılmıştır.
Norveç kumpanyası Kayserin yatım seyyah vapuru olarak Şark hattında kullanmıya karar vermiştir. Bu vapurla Şubat zarfında İstanbul» 500 seyyah getirilecektir. Seyyahların bir kısmı Kayserin yatak odasında yatacaklardır. Eski yatta büyük değişiklikler yapılmamış yalnız dans salonu yiyecek salonuna çevrilmiştir. Hohcnzollcr namını taşıyan eski yat limanımıza seyyah taşımakta olan Stella Polaris vapurunun benzeri olup Akdeniz seyabatlarına tahsis edilmiştir.
İngiliz limanlarından bu sene bütün dünyaya ayrılacak seyyah vapurlarının adedi 150 dir.
Muallimler
Yeni mezunlar için yer aranıyor
Münhal bulunmaması dolayı-sile şimdiye kadar tayin edile-miyen muallim mektebi mezunlarının tercihan ecnebi ve aka!-liyet mekteplerine tayinine devam edilmektedir.
Fakat, haber aldığımıza göre muallim mektebinden ancak iyi ve pek iyi derece ile mezun olanlar tayin edilmekte, orta dereceliler ikinci partiye bırakılmaktadır. Boş yer bulunduğu takdirde bunlar da yerleştirileceklerdir.
Mekteplerde Trahom ilk mektep çocuklarının gözlerinde trahom hastalığı görüldüğünü yazmıştık. Gerea Sıhhiye ve gerekse Maarif müdürlüğü bu ciheti ehemmiyetle nazarı dikkat» almıştır. Mekteplere mütehassıs doktorlar gönderilecek ve çoçukların gözleri ayrı ayrı muayene ettirilecektir.
I saMs»«ssı»«(at«asMiMia«»aı»Miıaıı)Ma»«*«iMiM»as*«iMi«**«Mil«ıa«iMseı*M*«*a(*aıs««*(tMS4iMâ»MaısMMM«NlMS»aı
Şerhler
Kaptan için en büyük vazife, gemisini ba-tırmamaktır. Devlet adamının da en büyük vazifesi devletini harbe sürüklememektir.
Guy de Maupassant
bahseden Avrupa devletlerinin başında bulunanlar hatırlamalı ve vazifeper-irer ilkler ini, dünyanın başına yeni bir muharebe açmamakla göstermelidirler. Bir devletin harbe girmesi, bir geminin fırtınaya uğramasına benzer. Gemi bu fırtınadan ya kurtulur, ya batar, yahut fırtınanın yıkıcı darbeleri yüzünden, bir daha tor kımıldıyacak hale gelir.
Onun için harpten sakınmak ve harbe son derece muztar olmadıkça girmemek, devlet adamlarının en büyük vazifesidir.
Avrupa siyasileri bunu anlasalar da, henüz unul-nııyan yaranın üstüne bir yara daha açrıtasalar...
ZAMAN
sefineye sebebi, onun fırtınalarla, karşılaşması if başında bu-
Şerh ve izah:
Eskidenberi devleti, bir gemiye benzetmek âdettir. Onun için bizim eski edebiyatta da “Sefinei devlet„ tabirine sık sık tesadüf edilir. Devleti, benzetmenin da aratıra buhranlarla ve o zaman
lunanların dirayeti, liyakati sayesinde kurtulması ve selâmete kavuşmasıdır.
Yukarıya naklettiğimiz söz gerçi bir siyasinin sözü değildir. Maupassant, bir ediptir, bir hikâyecidir. fakat onun bu sözü vakıa çok mutabık olduğu için buraya naklettik.
Maupassant'ın bu sözünü herkesten evvel, bugün iki de birde, harpten, darpten
Bir Fransız heyeti gelecek
Heyette Meb'us ve Ayan azalan var
Musul petrollerini Berut limanına nakil eden demir boru yollarının (Pipe Line) açılış me-rasiınine iştirak etmek üzere Fransız nazırlarından Müsyü Herriol nın reisliği altında bulunan bir heyet ikinci Kânunun ilk haftasında Beruta gidecektir.
Açılış merasiminden sonra Müsyü Herriol nın memleketimizi ziyaret edeceği haber verilmektedir. Diğer bir rivayete nazaran, Müsyü Herriot doğru Fransaya dönecek, fakat heyet Istanbula gelecektir. Bu heyete Meclis Ayan Hariciye encümeni reisi Müsyü Henri Bcren-ger Ayan azasından ve petrol ofisi direktörü Müsyü Henri roy ile meclis mebusun Hariciye encümeni reisi Müsyü Baslid iştirak edeceklerdir.
Heyet azalarının ikinci Kânunun onuna doğru İstaobula gelmiş bulunacakları anlaşılmış, tir. _________________
I Şehitler abidesi
Bugünden itibaren eserler kabul edilecek
Şehzadcbaşında yapılacak olan konservatuvar binasile 16 Mart şehitleri abidesi için açılan müsabaka dün nihayet bulmuştur. Bugünden itibaren ayın onbeşinci gününe kadar müsabakaya dahil olmak isteyenlerin verecekleri eserler kabul edilecektir.
Ayın onbeşinde teşekkül edecek olan bir jüri heyeti bu
I eserleri birer birer tetkik ede-I cck ve bu heyet de en çok ' on gün zarfında katî kararını verecektir.
Jüri heyeti verilen eserlerden hangisini birinci olarak kabul ederse inşaat buna göre yapılacaktır. Binaenaleyh katî vaziyet ancak bu ay nihayeti belli olacaktır.
Mülkiye mektebinin yeni ismi
Atatürk Mülkiye mektebine Siyasal bilgiler okutası ismini vermiştir.
Bir Eroinci şebekesi yakalandı
Eroinciler Merkez memuruna rüşvet teklif ettiler, fakat..
Üsküdar zabıta» »on hafta zarfında mühim bir muvaffakiyet elde etmiş ve Eroin gibi memlrketin kuvvetini içlndea kemiren bir zahiri intifaı vasıta edinen bir şebe-keyi kanunun pençesine teslim eylemiştir. Vaka şu sureti» olmuştur:
Üsküdarda, Ayazmada kasap sokağında •'24., numaralı erin alt katında şoför Danış oturmaktadır. Danış ötedeoberi içki, sarar ve Eroinr müptelâ ve batta gizli esrar va Eroin kaçakçılığı yapan bir sabıkalıdır. Üsküdar zabıta» Danışın ton zamanlarda oturduğa odayı bir esrar re (eroin deposu haline getirdiğini re hatta bu katil zeblrio müptelâlarından bir kaçının bu odada toplanarak eroin çektiklerini haber re eri tarassut altına alıyor.
Karanlık bastıktan sonra, iki kişinin ürkek birer gölge halinde şoför Danışın odaııua girdikleri teabit edildikten aonra oda banlıyor ve Nuıret ve Kemal teinlerinde olan bu iki bedbaht cürmûmeşut halinde yakalanıyorlar. Şoför Danış cürmünü İnkâra mahal bulamıyor çünkü odada kİ konsolun gözünde nakli paket paket sroin meydana çıkıyor.
Şoförün odasını tarassut altına almış olan Üsküdar merkez taharri memuru Müslim re Kemal üç kafadarı tuhıp merkeze getiriyorlar.
Ancak Üsküdar zabıtası bu eroin kaçakçısı şebekelinin bundan vûı’atli re şumullü olduğunu bildiğinden tahkikatı genişletiyor v» bu sureti» bir ay evvel metresi Makbule He tslanbuldan Üsküdar dn. Toptaşı roshalltsine nakli hane etmiş olan yine eroin re esrar kaçakçılığı İte maruf sabıkalılardan Hskkıda tutuluyor. Hakkının erinde yapılan araştırmada torba ile esrar meydana çıkıyor re tabii bu adamda yakalanarak merkeze getiriliyor.
Zabıtanın gizil eroin re »ırar kaçakçılığında pek amamız davrandığını ve kendilerinin hak etmiş oldukları şiddetli bir cszay» çarptırılacağını yakından bileo Daniş re Hakkı bu işten ucuzca kurtulmayı tasarlıyorlar r« bu suretle İkinci bir kebahat daha İşli-yerek cürümlerini katmerleştiriyorlar.
İki kafadar kaçakçısın buldukları çare Üsküdar rorrkez memuru Eşrefe rflşret teklif etmektir.
Bu cüretli adamlar filrakl merkez memuruna 100 lira rflşret te teklif ediyorlar. Merkez memuru eürmfl meşhudun tamamen yapılabilmesi için rüşveti kabul edecekmiş gib: davranıyor ve o sırada merkeze gelen kaçakçılık büroıu şefi Bay Mazharla müştereken tertibat alarak kaçakçılar merkez memuruna 48 lira verdik, leri sırada cürmü meşhut halinde tekrar yakalanıyorlar.
Bu katmerli suç sahibi kaçakçılar haklarında yapılsa evrakla mahkemeye verilmişlerdir.
Taksimden Tophaneye Tramvay
Onbeş sene evvel yanan Cihangirle Tophane arasındaki yangın yerinde bulunan uranlardan bir kısmı Belediyece istimlâk edilecektir. Belediye Taksimden sıra servilerden ve Ci-hacıhirdeıı geçirmek üzere Tophaneye bir tramvay hatlı indi-reccktir.
İstimlâk 130 bin liraya mal olacak ve gelecek sene yapılacaktır. _______
Hiyleli turşular
Sokaklarda seyyar satıcdar tarafından satılan tur;u rda ekserisinin hiyleli vebuyiuuctı bazı kimselerin hastalandığı görülmüştür. Belediye bu gibiler hakkında tak'bat yapmağa hiyleli turşu satanları cezalandırmağa karar vermiştir.
3
öylesem tesiri yok assam gönül razı değil
Haklı bir feryat!
Dflnkâ gazetelerden birinde taammış bir yazıcımız aeı acı şikâyet ediyordu .-
ArkadapmiT bir akşına dikkat etmiş, çocuklarındın biri edebiyat dersini roilrskera ediyorken Fuzuli-nin şiirlerini okuyor. Dsrs kitabına alınsa bu şiirler arasında “ Servil kad .. den, " Zülfü perişan „ dan sıktık bahaolunuyor.
Muharrir arkadaşımız, mektepte çocuklara böyle şeylerin öğretilmesine hiddet ederek edebiyat kitabını çocuğunun elinden almış eserin ashlfelerlnl çevirmeğe başlamış, bir d* bakmış ki bu drrsten sonraki derslerde “Nedim, den alınan seçme beyitlere sıra geliyormuş. Nedimin ise Fuzutiyi göiğede bırakacak derecede açık saçık yazdığı malûm.
Muharrir arkadaşımız, bunları gördükten sonra çocuğuna em-rcdlyor:
— Bu İriubı bir daha elios al-mıyacakaıcı I
Ve bunun üzerine yazısını yazıyor, çocuklarımıza bu çeşit şiirleri Öğreteceğimize “onların ruh ve kal-bine, udılik, samimiyet, ciddiyet, doğruluk, fedakârlık gibi yüksek ve Cümhurlyct vatondsşlanna lâyık hususiyetler telkinine çalışılmazı, lâzım giidiğini anlatıyor ve aocalc “bu sayede ülküyü tahakkuk etti-rebilcceğlm'.al,, ilâva ediyor.
Muharrir arkadaşımızın; çocuklara böyle Fuzuliden, Nedimden kıt’alar ezberletilmesine karşı kopardığı (»eyadı biz pek haklı baluyo-ruz.
Oaua İçio biz do bu şikâyete birkaç söz ilâve etmek isteriz.
Çocuklarımıza böyle şiirlerin öğretilmeli vakitlerinin, dimağlarının bunları ezberlsmvkla yıpratılma», hiç şüphe yokki, h’ddetie, asabiyetle, karşılanmağa değer.
Ya çocuklarımızın İçinde bu yüzden nnıfta kalan. Nedimin bilmem hangi kasidesini sökemediği için koskoca bir seneyi kaybrdea-l«r bulunduğunu da döşünüreek buna karşı ne yapmak no söylemek lâzım geldiğini düşünmek gerektir.
Biz Fuzulioin, Bakinin, Nedimin bütün İrfan möesseselerimizden çıkarılıp atılmalarını İleri eürmlyoruz.
Bunları edebiyatta ihtisas sahibi olacaklara bırakmanın daha doğra olacağına kani bulunuyoruz. Çünkü o zaman bunların tesiri altında kılmak ihtimalini hesap itmeğe mahal olmaz.
L.
Madenlerimiz
Dün iki Belçikalı mütehassıs geldi
M. Leon Devez ile M. Cho-bot oamında iki Bolçikalı maden mütehassısı dün İstaobula gelmiştir. M. Devez dün Pcr»-palâs otelinde kendisile görüşen bîr muharririmize şunları söylemiştir:
“ — Antalya vilâyetinde Tc-kirova da butunun madenler hakkında tetkikatta bulunmak için geldik. Yarın (bugün) An-talya'ya gideceğiz. Dönüşto Ankaraya da uğrayacağız.
Tekirova madenlerinin çok zengin olduğunu tahmin ediyoruz. Tetkikatımız onbeş gün kadar devam edecektir „
‘‘Tanca,, da veba
(Tanca) şehrinin veba ile bulaşık olduğu haber alınmış bu-luuduğundan müvaredatı tedbir» tabi tutulacaktır.
Bugün bir Japon heyeti geliyor
Bir enüddetlenberi Avrupada iktisadi tetkiklerde bulunmakta olan üç kişilik bir Japon heyeti bugün şehrimize gelecektir. Heyet bir kaç gün ktanbu'.da kaldıktan sonra Ankaraya. !zmir« ve diğer büyük şehirlcritnizo gideceklerdir.
Himayeietfal kollan
Himayeietfal cemiyetinin Beyoğlu kaza koluna bağlı Şişil ve Kasımpaşa kolları teşekkül etmiş ve çalışmıya başlamıştır.
4
'Zaman Ansiklopedisi
Attilâ
Din gelen telgraflar, bııyâk Türk hâkü mdarı Attilânın mrrarını keşf-için vuku bulan sen teşebbüslerden kahrediyor. Bu fırsattan istifade ederek Attilânın kısa bir ter-
cümei halini kaydediyoruz :
Atlila 454 senevinde i* başına geçti. Yani bu badire söyle böyle 1500 yıl evvel vuku bulmuştu. O uman Attilâ, Tuna şimalindeki Şarki Avrupaya hikimd.. Fakat nüfuzu garpte ta Ren nehrinin kıyılarına kadar yayıldıktan başka Garbi Aayayı kaplamıştı. Attilâ 4)7 de Tunayı geçerek Balkan yarımadasına sarktı ve Bisanr İmparatorunu kendisine arası ve vergi vermeğe mecbur etti.
♦SI de Gar be doğru akın edeu Alttiânın orduları Cirmin kabilelerin iltihakıyle bir kat deha kabardı. Roma Generali "Aetiuı_ ile Garp Gotları hükümdarı Tokıllu "Tenderi k. elele| vererek ona kargı durmak istediler. Attilâ, «Orleans,. Şehrini abluka altına aldı, muhasara uıadıgı için bu i ki müttefik buraya yetişebildiler ve muhasara altındaki şehre yardım ettiler.
Bunun illerine Attilâ * Marn „ vadisinden geriye çekildi ve süvari kuvvetlerinden İstifade etmek
ISIIIMMSIIIIIIIIUSIIHIIIIIIII IHIaHtteflHlllamNMIâ|*UIIIHI)W)l«((IIIHHIl
Günde
Mülkiye
İçtimai ilimler mecmuanı Sayı 44 - Teşrinisani 934
Çok değerli ve fakat mahdut iki' üç irfan mücMeıelerimiıden birijolan mfilkiyemiıin dün 58 inci yıl dönümünün kutlulanmak tafsilâtını yazmıştık. Bu gtln de aynı müease-seoin Oç dört senedir neşrettiği kıymetli mecmuanın bu günlerde çıkmıg olan son nüshasınla ufak bir tahlilini yaparak karilerimize hizmet etmeğe çalışacağız.
Mecmua serapa özlü, faideli makaleler ve tetkikler Ue dolu o-lup (sosyoloji). (hukuk) , (ökonomi) ve (politik) nemleriyle dört kısm* ayrılmış »e her kısma da üç dört ' faideli yanlar yerleştirilmiş.
Birinci yazıyl yukarıdaki kısımlardan müstakil olarak Bay Mustafa Şsklb'in (kitap yaktırmak) ünvanlı bir makalesi teşkil ediyor. Vaktiyle Çinde (milâttan 215 yıl önce) bir fmpratorun (Kon(ûçyGs) taraftarlarının âsarını ne sebep vc M suretle yaktırdığını anlatan tu makale, galiba, (Hitfer) ia batı kitaplarını yaktırmış olması münasebetiyle yazılmıştır.
Halbuki içinde bulunduğumu! asmanda kitaplar yalnız bilfiil yakılmıyor, bazı yerlerde, meselâ Italyada olduğu gibi, aforoı edilmek «uretile de ortadan kaldırılıyor. Profesör Bay Mustafa Şe-ktp, ki mûtefekkirlerimizdendir. Bite aaraalle ber devirde yakılan kitapların tarihini parça parça yazsa t ihret ve lezzetle okurduk.
(Sosyoloji) kısmında Profesör Bay Mahmut Sıdl nin zekâ ve '
1 istedi. Nihayet 4S1 de Katalonya ovalarında ve " Çaloııe „ cıvalında Attilânın kuvvetleri ile müttefik-
terin kuıvetleri çarpıştı
Müthiş Ur muharebe iki tarafı da sarstı, iki tarafıde yıprandırdı.
Attilâ, bu mûthig muharebeden “ Pannemia „ ya çekildi. Ertesi sene (452), Attilâ ordularını yeniden tanzim ederek Italyaya indi, hülyanın Şimalini istilâ ettikten sonra “Roma) nın kapılarına ka. dar vardı. "Roma, kendini müdafaa ederek bir halde değildi. Fakat Attilâ, buraya girmedi. Hıristiyan muharrirler, onun Papa bi-rineı' Leo^nunihtigaroı yüsûndeo geri dönmeği tercih ettiğini söylerler.
Çünkü papa, bütün resmi elbiselerini giyerek Attilânıo "Roma,, ya dokunmamasını ricaya çıkmıştı. Attilâ daha sonra bugünkü Ma candanda olan asıl karargâhına döndü.
Attilâ. Koma imparatorunun hemşiresi "Mönüne,, yı almak istemiş ’* hu kıı kendisine vadolun-muştu.
Fakat nikâh kıyılmadan evvel, Attilâ 4S3 do öldü. Rivayete göre Attilânın kıskanç bir karısı onu . öldürmüştür.
deha meselesinin hailine ait bir makalesi var ve bunda zekânın ve] dehanın 11 bi oltn ıhtan ziyade İrsi ve fıtrî olduğu nazariyesi iltizam olunmaktadır, ki bu doğru bir noktal nazardır.
Yine aynı kuunda doktor Kilisli Rıfatın (Çocuktuk ve ergenlik) mskaleal ds bütün çocuk babalanma ve alelumum çocuk terbiyesiyle meşgul olanların okuması lâ-zımgelen ehemmiyetli bir makaledir.
Hukuk kısmında doktor Menemenli Etem in (İdarenin takdire bağlı iktidarı) unvanlı özlü bir tetkiki vardır. Meoemenli Etem İrfanı gibi vicdanı da aağlam erbabı tefekkürümüzden olduğu ve yazılarını modanın icabiyle deği', ilmin muktczasiyle yaranlarımızdan bulunduğu cihetle ber yazısı istifade ile okunur.
Esası Fransızeadan alınmış olan bu tetkiki de mübim bir nzeselei idarlyenln halli | noktai nazarından şayanı mütalâadır. Ayni kısamda mecmuanın galiba naşiri olan Bay Haşan Şükrünün (Duguit)in devlet naıariyesi hakkında mûtsreem makalesi. Avusturya şûralar devlet makalesi, iktisadi kısımda (kredi işinin artan ehemmiyeti), (Di-rije iktisat tecrübeleri), (Ruz-velt) in tecrübesi) gibi zamsnımı-zın en ehemmiyetli ve en bayatı meselelerine ait tetkikler ve nihayet ( politik ) kısmında da ( devlet fırkan) ve muharrem Feyzi arka-
I POLİSTE
Bir adam tramvayda öldü
Kâragüoırûkte Salmatotnrıık-ta oturan tütün amelesinden Ahmet dûn sabah tramvayla Fatihe geldiği bir sırada birdenbire fenalaşarak bayılmış tramvaya gelen zabıta memurlar kendisini alarak belediye doktoruna götürmekte oldukları bir sırada vefat etmiştir.
Ahmedin ölümünün sebebi araştırılmaktadır.
Sokakta esrar içiyormuş!
Kasıtnpaşada oturan Edip isminde biri, dün Galatada lüle ci hendekten geçerken, içmek, te olduğu sigara ateşinin pek fazla harlı olması bir zabita memurunun nazarı dikkatini celbettniş, kendisi çevrilmiş, içtiği sigara elinden alınınca filhakika esrarlı olduğu görülerek müsadere edilmiştir. Edip hakkında tahkikat yapılmaktadır.
Bir üfürükçünün marifeti!
Dün Kadıköyde bir üfürükçülük ve dolandırıcılık vakası olmuştur.
Mühirdarda yağ sokağında oturan arabacı Yakup hastalanmış ve hoca Mehemet isminde biri kendini okumak üzere getirilmiştir.
Hoca Mehmet arabacı Yaku-bun 160 kuruş parasile gömleğini almış gitmiştir. Bir daha gözükmemiş tir.
Yakup bu şekilde dolandırıldığını anlayınca polis' müracaat etmiştir. Polia, hocayı yakalamış. Üsküdar adliycsina vermiştir.
Makasçıdan ne istedi?
Dün yine bir hutusi otomobil kazası oldu. Herşeyden bihaber vazifesini yapmkta olan bir tramvay makasçısı otomobil aa-demesine maruz kalarak yaralandı.
Eminönöndeki makasta çalışmakta olnn Hüseyin, dün sabah bir aralık yine makas açmakta olduğu bir sırada 616 numaralı hususi otomobil birdenbire kendisine çarpmış ve yaralamıştır.
Otomobili idare eden Yorgi yakalanmış, tahkikata başlanmıştır.
daşıaıız.n d» (ayın siy.si hareketleri) unvanlı makalesi vardır,kİ bunların heyeti umumiyeti, zamanımızın ilmi, siyasi ve iktisadi hareketleri hakkında esaslı yazılar okumak istiyenter için hakikaten kıymetli birer tetebbû ve tefekkür vesilesi addolunabilir.
Mecmuayı neşredenleri tebrik ederiz.
Sayıaı 2$ kuruştur.
7. A M A W
Klnunoevel 6
Tosyanın bir derdi
uKâfurdağı» Belediyeye verilmelidir Sular azalıyor
en hayati ve sıhhi teşkil eden bu huda-ağaçiarın, bu tabii bulunmaz servetin
belediyenin yeniden ağar diktirmekte olduğu Totyada rıhtım civarı Tosya 1 (Hususi)—Bağı bah çesi çok geniş bir saha işgal eden Tosyanın kasaba merkezi de vaktiyle yeşil ağaçlarla, çanı ve ormınlarla muhat iken bıı gün etrafındaki tepeler, tepecikler kıraç ve çıplak bir toprak yığını halini a’mış; cehalet ve ihmal bir varlık yi nabit ziynet ve
kökünü kurutmuştur.
İtiyadın bu kör ve hain baltası kasaba etrafındaki ağaçlıkları kesip doğradıktan, kasıp kavurduktan sonra yıllardın beri de biraz daha uzaklarda, kasaba su menbalarındeki ağaçları doğramağa başlamıştır.
Belediye sınrı içinde olup kasaba merkez'.nde dört beş kilometre mesafede bir ormaniık vardır ki adına " Kâvurdağı., derler. Kasabanın içme suları umumiyetle bu dağın eteklerinden fışkırmaktadır.
Tosya'ya daha uzak köy ormanlarından getirilen odunun yiikü on oniki kuruş olduğu, en pahalı zamanlarda yirmi kuruşu geçmediği halde bir kısım kasaba halkı ile civar köyler ahalisi kasabanın âdeta can damarını teşkil eden bu ormana tecavüzden ne yazık-ki, geri durmaktadır!. Bu dağ, bir taraftan odun, kereste gibi hasis menfaatlar kurban edilirken bir taraftan da civarındaki Ermelık ve Borçin köyleri ahalisi tarafından yeni yeni tarlalar açılmakta olduğu görülüyor. Bu hal kasabanın sularını yıldan yıla azaltmakta olduğu gibi kasabayı da bu dağdan inecek sellerin tahdidi altına yaklaştırmaktadır.
Beş altı yıl evveline kadar
“Kâfur dağı., belediye tarafından mümkün olduğu kadar korunmakta; buradan odun ve ağaç kesenler cezalandırılmaktaydı. Fakat beş yıl önce dağ. nedenıe, belediyeden alınarak muhafaza ormanı ilân edildiğinden büsbütün muhafazasız, himayesiz bir hale düşmüştür. Kazanın orman muhafaza teşkilâtı ormancılık noktai nazarın-dsn pek de ehemmiyeti haiz o mayan bu gibi küçük ormanlarla alâkaianmağa bittabi müsait değildir. Amma bu alâkalanmanın doğurduğu netice şehircilik ve şehir halkının ha-yati ihtiyaçları bakımından büyük bir felâket teşkil eylemektedir.
Bu ay içinde toplanan Belediye meclisi burasının korunması için yeni bazı tedbirler kararlaştırmıştır. Fakat korunacak sahanın Be'ediycye ait olmama» tabiidir ki, tedbirlerin tatbikinde bir takım müşküller çıkmasına ve rouvaffak.yetsiz-likle neticelenmesine sebep olabilecektir.
Esasen belediyemizin sınırı içinde bulunan ve kasaba Ur,
Aynı biletle birikirinden muhteşem - tiiribirinden kuvvetli görülmemiş derecede müthiş ve heyecanlı 2 Eüyük film birden görmek için bugün
Sinemasına KOŞULM ALIDIR 7 - SİYAH GÖLGELER
Ingiliz Antil adalarında yayanmış, hakıkt muazzam ve müthiş film (Fransızca sözlüdür)
2 - ORMANL ARIN HAKİMİ Hindıs-.aaıo ve balta girmemiş korkunç ormanları arasında $ avcının hayatı pahasına ve pek çok fedakârbklsrla çevrilmiş Büyük Süper film.
Fiyatlarda zam yoktur (Fransızca sözlü FOK filmi) Fiyatlarda zam yoktur.
Kubilây günü ve abide
İzmir 4 ( A. A. ) — Birinci Kânunun 23 üncü günü Kubilây ile arkadaşlarının Menemende öldürüldüklerinin yıl dönümü olduğundan C. H. Fırkası vilâyet idare heyeti tarafından Kubilây merasimi için bir program hazırlatmaktadır. Menemenin Ayyıldız tepesinde yapılmakta olan inkılâp abidesinin kuruluşu biterse Kubilây merasimi günü bunnn da açılması yapılacaktır.
“Namık Kemal,, günü
Adana 4 AA) — Biiyiik yurt sever Namık Kemalin ölümü yıl dönümüne rasthyan 2. Birinci Kânunda şehrimizin ayni adla anılan ilk mektebinde talebeler bir toplantı yapmışlar ve yurt sever büyüğümüze saygılarını açıklanmışlardır, inhisarlar idaresi üzüm alıyor
İzmir 4 (A. A.) — İnhisarlar idaresi buradan üzüm almağa başlamıştır. Alınan üzüm 512 çuvaldır. Alış bu ayın nihayetine kadar devam edecektir.
Bu sene mmtakamızın tütün rekoltesi olan on iki buçuk milyon kilonun hepsi satılmıştır. Çankırıda alınan zahire Çankırı 4 (A. A.) — Ziraat Bankası tarafından alınmakta olan zahire bugüne kadar 1500 ton olmuşur. Bundan 1400 tonu İstanbul* gönderilmiştir.
2
kasaba halkının en roübrem ve hayati ihtiyaçları ile bu derece alakası bulunan dağın muhafazasını yine belediyeye devir ve teslim etmekle yalnız bir hata tashih edilmiş olmakla kalmıyacak, on bin nufuslu bir kasabanın atisi için kararmağa başlayan ümitler tekrar parlamış olacaktır.
— 57 —
f • evvel Madam (Dovre) Ue (Seli) I I gazinoda mûtatları veçhile yemek-, 1 terini yemekte idiler.
Yemeği bitirdikleri vakit (Ver-|( i trmil) gelip kendilerini buldu. Be-I raber kalkıp gazinonun içinde bir n müddet gezindiler. Oradan kumar ’■ salonuna geçtiler. Salon çok kala-ı y balık idi. Ûçü bir arada dolaşmak-’ ta iken ( Vertrmil) ile (Seli) Ma-• dam (Dovre) yi gözden kaybetti-‘ 1er. Genç kız, Madamını bulmak 5 istiyordu. Fakat (Vertemil) kendi.
sine dedi, ki:
» , — Madam çocuk değil ya, ne
t ' vakit olsa kendisini buluruz.
Bl — Tabii buluruz, fakat ayrıl-maaa idik daha İyi olurdu.
— Ne ziyanı var. Zaten madam (Dovre)] nin kendisi de bizi yalnız bırakmaktan belki memnun olur.
(Seli) telli tatlı tebessüm etti ve dedi, ki:
—- Evet, madam (Dovre) baoa karşı hakikaten çok muhabbetle muamele ediyor.
— Tabii değil mi? sizin gibi güzel ve tatlı bir kızı kim tanır da derhal sevmez.
(Vertemil) bu iltifatkârane sözü üzerine (Seli) memnuniyetinden kızardı.
Bu sırada uzaktan madam (Dovre) nin bir masanıo yanında oyuo- | cuları seyretmekte olduğunu gör. I düler. Biraz ötesinde de (Ade I I
durmakta idi. (Adel)in yavaş yavaş madam (Dovrs) ye yaklaşmağa çalıştığını (Vertemil) gördü. Delikanlı bunun üzerine kendi kendine bir tebessüm etti. Genç kız bu tebes-aümün farkına vararak onun baktığı tarafa baktı ve:
— Kime güldünüz?
Diye tordu.
Vertemil - kimseye gülmedim. Sizin bu akşamki elbisenizi çok beğendim de oodan dolayı kendi kendime tebessüm ediyorum.
Cevabını verdi. Bir genç kıza elbiselinin güzelliğinden bahsetmek, onun başka şey düşünmesine mani olmak için en iyi çaredir zavallı (Seli)de elbisesinin begenlldiğinden pek memnun oldu, gözlerini (Adel) in olduğu taraftan kendi üstüne çevirüp, elbisesini muayene etti ve sevinçle detf, ki:
— Sahi mı? Elbisemi hakikaten güzel mi buldunuz? Diye sordu.
(Vertemil) ondan sonra (Seli) yi hiç yalnız bırakmadı. Kızı müte-mıdiyen İşgal ediyor, gönlünü alacak sözlerle başka birşey düşün, meşine, Madam (Dovre) yi arayıp
bul(uaıına mani oluyordu. Bu suratla bir aaat kadar geçti.
Bu müddet zarfında ise (Adel) bir çaresini bulup Madam (Dovre) ile tanışıp konuşmağa başlamıştı. (Vertemil) ile (Seli) salonlun dolaşırken Madam (Dovre) nin bir kadınla konuştuğunu gördüler. (Seli), velinimeti olan kadını nihayet tekrar bulunca sevindi ve:
— Bizim Madam İşte burada, gidip kendisine bir görüneyim, belki bana ihtiyacı vardır.
Dedi.
Fakat (Vertemil) kendilini derhal durdurdu ve dedi, ki:
— Kendisini rahatsız «tmiyelim, (Seli) 1 Karşısındaki kadın Ue pek tatlı tatlı görüşüyor. Her halde bize ihtiyacı olmasa gerek.
Filhakika madam (Dovre) nio. (Adel) ile gayet heyecanlı heyecanlı konuşmakta olduğu görülmekte idi. Mütemadiyen hareket ettiği için de göğsündeki pırlanta gerdanlık, kulaklarındaki büyük küpeler, parmaklarındaki yüzükler
elektrik ziyalarının altında parıl parıl parlamakta idi.
Bu sırada Madam (Dovre)oin göz kendisine bakmakta olan (Se i) ye tesadüf etti, ona derhal tatlı tatlı tebessüm etti ve genç kızı pa m)-ğıyte karşısındaki kadına gösterdi. (Adel) de (Seli) ye baktı ve onunda tebessüm ettiği görülüyordu. Anlaşılıyorduk! bu kadın, ( Seli ) nin masum halini bir bakışta keşf etmiş ve onun kendileri İçin kor. kulacak bir insan olmadığına hüküm etmişti.
(Vertemil) dedi,ki:
— Görüyorsunuz ya, Madam ( Dovre ) nin bize ihtiyacı yok. O kendisine iyi bir arkadaş bulmuş. Bizde isterseniz şu salon* geçip oyuncuları seyredelim.
Genç kız yine (Vertemil) e tabi olarak sa'onda dolaşmağa başladı. Bu suretle bir saat daba geçti. Nihayet (Seli) tekrar Msdam (Dovre) yİ arayıp buldu. Yaşlı kadın elan (Adel) İle konuşmakta İdi. Hatta halinden gayat meraklı vn denir
bir sohbete dalmış oldu)d anlaş» iıyordu. Genç kırı görünce yerinden kalktı ve dedi.ki:
— Nasıl, kızım, eğlenmenizi bitirdin r n», artık kö^ğe avdet ede-bılırmiyiz ?
Diye sordu ve karşılındaki kadına dönerek:
— Madam ( Rosinyol ), demin-denberı size bahsettiğim Matmazel ( Seli) yi takdim «diyorum. Dedi.
Madam lDovre)nio sesinde oka-dar heyecan, okadar teessür vardı, ki bu sesi pek iyi tanıyan |Seiı), (Adel) ile cereyan ed.n hararetli musahabenin neye dair olduğuna derhal intikal etmişti. Filhakika Madam (Dovre) ispiritızma tecrübelerinden bahsetmeğe başlayınca böyle fevkalade beyccana düşer ve bilhassa (Seli)nin bu tecrübe er için eşi bu unmaz k'ymetiar bir ınun olcogunu önüne geldiğine söyler ve böyle ruhları celbetnı k g.bi büyük bir iktidar sahibi olan bir kızı kendine bendetmış bulunmasından do.ayı iftihar eder dururdu.
Devamı var
— ZAMAN —
Oyun
Oyun
Çocuklara faydalı
Resimli
6/717/*"
__Jb»*'
BvKle'no»rdt»He» hayvan' memnu» ve yd Ktdeeti otd»
Bu hafta küçük okuyucularımıza bir köprü modeli] veriyoruz. Amma bu köprü ne demirden ve nede betondan. Köprümüz kibrit çöplerind.-n yapılacaktır, ilk bakışta kolay ran edeceksiniz. Fakat okadar kolay değildir. Naııl yapılacağını utun uzun tarif etmeğe lüzum görmüyoruz. Çünkü ttım» dikkat etmeniz kâfi gelecektir.
“Kibar dilenci,,
Küçük Demirle annesi bahçede idiler. Parmaklıklı kapının önüne üstübaşı etki ve yırtık bir dilenci geldi. İki elleri pantolonunun cebinde ve şapkan başında olduğu halde durdu. Herhalde biraz ekmek iıtiyeçektl. Bunu gören küçük Demir:
— İnsan birşey isterken, şap-kaimin başından, ellerini cebinden çıkarır. Dedi fakir adam, hiç biçimini bozmadan :
— Ben ekmek değil, eski askı istemeğe geldim. Ellerimi bimden çıkarırsam pantolonum şccek I
bir
ce-dö-
Şaşırtıcı bir sual
Küçük özcan y-.
arkadaşına sor-var. Birisinin be- )fl şı şimale, birisi-nin cenuba doğru dönmüş, birikirlerini de görüyorlar. Bunlar ne biçim duruyorlar, bil bakayım?
— Canım niçin düşünüyorsun. Karşı karşıya duruyorlar.
Dolabın üzerindeki tozlar
Hanım hiddetli hiddetli hizmetçisine :
— Bana baksana Ayşe, bu dolabın üzerindeki tozlar tam üç haftadır silinmemiş. Utan-m yor mısıo?
— Benim bunda ne kabahatim var.
— Kabahat ne demek. Sen bu evin hizmetçisi değil misin?
— Evet amma, bu tozlar üç haftalık. Halbuki ben bu eve geleli iki hafta oldu!
SMisiHiıiMiiıışiliiıılâisiıııubıiiitımı ışosaaıataşsa
Bilmece - 2
Inti/ar ve tuhai tabia ıı b«r ka. d ııın ayakkabı şekil ve biçiminde bir ev yaptırd ğını işiten çocuklar bûvûk meraka düşerle». Mektebin atıl gününü fırsat bilerek ormanın kenarında bu unan bu evi görmeğe giderler. İhtiyar kadın onları alinden tutarak evi gezdirir. Eğer sizde bu evi görmek isterseniz, alinize bir kurşun kalem alarak resimdeki bir numaradan iki numaraya, iki numaradan üç numaraya üç numaradan dört numaraya ve böylelikle kırk iki numa-
■e:' ' lperu)da “T
(RFKA), fail HJb-ltl-Ve ■
tuhaf £d-1 (?’ (Ulri rar. "S^ (/).’. Cüıler-n ■'• de» Ayrılma t iîtfrr.ecf'Mler.. de» olulfr'»- t oto'duKUrt / rralfnm Htnej 1
. .................................................... Hinn-ınntnınmnıtiHiMi-ı-ıı ..................................................
Küçük Turanın babası hapishanede müdür idi. Turan aratıra babasının yanına gider ve bu fırsattan İstifade ederek mahpusların çalıştıkları büyük imalâthaneyi de gezerdi. Herkese kibar ve nazik muamele eden Turanı mahpuslar çok severlerdi. Onun geldiğini gördükleri vakit:
— Gel bakalım küçük dostumuz, diye, sevinçle karşılarlardı. Turan mahpusların hepsini teker teker tanır. Hatta ne gibi kabahatleri olduğunu ve kaç aeneye mahkûm olduklarını da bilirdi. Yine bir cuma sabahı babasının yanına gittiği zaman, koğuşun köşesinde büzülerek ağlıysa y»ni bir mahpus gördü. Halinden fenalık yapacak bir|adama benzemiyen bu ihtiyarın yanına sokulan Turan:
— üzülme babacığım, bayatta insanın başına herşay gelebilir.
Diye teselli etmek istedi. İhtiyar üzüntülü üzüntülü içini çekti.
— Haklı olarak bir adam öl dürdüm yavrum. Ben kend.mi hak lı buluyorum ama, bunu naşı itbat ederim. Diye inledi. Turan çok müteessir olmuştu. Bu adam öyle fena ruhlu katillere hiç benzemiyordu. Fakat elinden ne gelebilirdi. Koğuştan çıkar çıkmaz doğru babasının yanına gitti. Endişeli bir sesle:
— Babacığım bugün gelen ihtl-
l«IW«M«M aıesaasıasPaselıosaasaısaınoiMsaışcıaıssieııaitsısş
raya kadar sıra ile çiz mz. Otaman f ayakkabı evi ) görürsünüz.
Dikkat:
Bu Uııncı bilmecemizdir. Birinci bilmece geçen Perşembe günkü nüshamızda çıkmıştır. Önümüzdeki Perşembeye 3 ve daha öteki perşembeye de 4 numaralı bilmecelerimiz çıkacaktır. Birden dörde kadar bu bilmeceleri doğru hal ettikten sonra gazeteden keserek dördünü bir zarf içinde idaremize gönderenlere derecelerine göre muhtelif hediyeler verilecekti-’.
h i Kıy
yar kaç sena hapis yatacak.
— Daha belli değil yavrum. Henüz mahkemesi olay ir. Haklı ise ya az bir cezaya mahkûm otur veya kurtulur.
Bu cevaba Turanın canı sıkıldı. Zavallı ihtiyarın uzun seneler haniz
yalmıya mahkûm olmasından korkuyordu.
Böylelikle on beş gün geçti. Ni-hayat bir perşembe günü mektepten çıkan Turan ihtiyarı ziyaret ederek hatırını almak için doğru hapishane yolunu tuttu. Büyük Demir kaptan avlıya girince. Kolunun altında bir paket olduğu halde ihtiyarı bahçede görünce eavln-cinden kalbi hızlı hızlı çarpmağa başladı. Demek artık serbestti. Daha fazla emin olmak için :
— Kurtuldunuz mu.
Diyerek ihtiyara doğru koştu. Çocuğun bu halini gören zavallı adamın gözleri yaşardı ve kollarını açarak :
— Kurtuldum yavrum. Gel »Cni kucaklayayım.
Sevinçlerinden ikisi de ağlıyorlardı. Turanın bu alâkasını gören ihtiyar. Kendisini hapse sûrbk.i-yen hikâyesini çocuğa anlatmağa karar verdi. Oradaki sıralardan biri Üzerine ilişti. Turanı dizlerine oturtarak anlatmağa bış'adı.
— Beo Baıkan harbi muhacır-larındanım. Oradaki zulümden kaçlıktan sonra Tekirdağ civarında yerleşerek durmadan çalıştım tanrı bol mahsul verdi. Kısa bir zamanda ev, tarla, koyun ve sığır satın aldım. Ij.mi düzelttim. Hattâ biraz şanı yük köye rında geçerken, bu yabancı bana.
— Uğurlar olsun Haşan ağa, eski dostunu artık tanımıyorsun, böyle vefasızlık olur mu ? Dediğini duydum. Bıı ses bana hiç te
da para biriktirdim. Bir ak-kuvvetli atlarımı koştuğum arabama binmiş tarlomoan dönüyordum. Yolun kena-duraıı bir adamın yanından
TK9d‘ bey»()Z)t/
r
yabancı değil idi, dikkatli bakınca tanıdım. Atları durdurarak derhal arabadan atladım.
—Ooenmizin Veli efendi. Kusura bakma, birdenbire tanıyamadım. Biraz İhtiyarlamışsın. Şöyle böyle iki sene varki görüşemadik.
Diyerek kucaklaştık. Veli benim memleketten hemşehrim idi. Muhacir olduktan sonra bir daha onu görmemiştim. Bana lıtanbula yerle eceğini söyledi. Evinse götürdüm. En kıymetli bir
olmuştu. Tam iki buçok ay beadn misafir kaldı. Ona elimden gelen
ikramı yapıyor, yere göge koymı-yordum. Veli ara sıra latanbula gideceğini söyliyereh evden çıkıyor, bir hafta kadar sonra tekrar geliyordu. Halinde şüphe edecek hiçbir bal yoktu. Bir sabah onu yine evde bırakarak tarlama gittim. İki saat kadar sonra büyük oğlum koşa koşa yanıma geldi, soluk soluğa ve kesik bir sesle:
— Baba, baba beni annem gön derdi. Misafir Veli efendi senin o-dadaki çekmeceyi kırmış, Içindekı-puaları almış, ahırdaki beyaz ata binerek bududa doğru kaçmış.
isoıasıesııesnoıtııaiMinaıeıı tuiMlMlMMiıtııiMiMKiuıı
Haftalık
Sinema ve Tiyatro
Programlan
TÜRK Okronya
İPEK Ben bir cajulaaı ( İki Bİeta kn )
MELEK Ziyafet mİ 8 da
SARAY Bir aşlc bıkâgeıl
SÜMER İlkbahar farkın
YILOİZ Ketlin Alla Unatmae
ALKAZAR VabfUer A£c«M di/or
SARK ı Cranl otel -Mlkinın fon mlM
FI.HAMRA Knl Tana - Dûfkbn katlın
ALEMDAR İlkbahar retmlgaçidiViyana kerrat!
FERAH Ana ıdırabı. OyeraJa yangın
HİLÂL Daklito evleniyor-Kagak
ŞEHİR Tt . YATKOSU Madam San Jen
ŞEHİR OPERETİ . R. bir rHyadır KADIKÖY ı
SÜREYYA ı Libnan meHfcof HÂLE ı Ciıtl »»uda - Ben bir y/aııye âofâınıpıvs
aıpsiaiıaiısıssstlisiııısitıis* '»şsiMtsttett tıeııeıssıaasası simi
Çocuğum yalan söylemezdi şaşırıp kalmıştım. Biraz tereddütten aonrs, hemen fark kenarında bağlı olan atıma atladım Veli ağanın önüuo çıkmak İçin kestirme bir yoldan hayvanı sürmeğe başladım. İki saat sonra bir derenin konarında birdenbire önüne çıktım. Beni görünce rengi sapsarı kesildi. Koltuğunun altında büyükçe bir torba vardı. Demek oğlum haklı idi. Atamı ona doğru sürmek üzere mahmuzlamak istedim. Fakat o birdenbire tabancasını çekerek üzerime ateş elti kurşun vızıldayarak kola-ğınzın dibinden geçti- Kurşunun bana değmediğini görünce, ikinci defa ateş etmek istedi fakat ben da-
ha atik dayraodım, Tabancamı çekerek ateşledim. Kurşunum beynini parçalamıştı attan cansız olarak yere düştü.
İhtiyar susmuştu. Derin derin içini çekti, sonra Turanın yanağını okşayarak.
— Meğer Voliağa casus imiş. Üzerinde bszı vesikalar bulunmuş. Mahkeme bu sebepten beni affetti, işte yavrum tanrı doğrunun yardımcısıdır. Dedi.
/Faruk TahiabaftJ
15 Düz çizgi, 2 yuvarlat
& CieKtvıiç IJFlbJİ*
Z~—
^-rzr.rurrr^.
01
■O t o bu S _
Geçen Porjcobc günkü «ahifemızdc onbeş düz çizgi ve yuv. laktan yapılmış bir kaç res m modeii bas iştik, ugiin size yı onbeş çizgi ve iki yuvarlaktan yap mıy altı güzel resim mod yaptık. Sizde çalışın.
Bu hafta küçük okuyucularımıza çok gürel bir eğlence hediye »diyoruz.
İşte size bir kadın ve bîr de erkek resmi. Bu resim il« şimdi biz sizi aldatacağız. Siz de arkadaşınızı aldatmayı unutmayınız. Bu yazdıklarımızı] okuduktan sossa. İçinizden bazıları:
— Biz kanmayız- Diyeceklerdir, öyle ise hazır olunuz. İşte sualimiz.
— Yukarıdaki iki resimden hangisi daha büyüktür?
Siz bu suale cevap olarak tabiidir ki;
— Erkek resmi büyüktür.
Diyccskainlz. tşte aldandınız. İyice dikkat ederseniz yukarıdaki resimler genişlik ve boy Stltbarrylo biribirinin aynıdır. Birikirinden hiç farkı yoktur. Bu bir (göz aldanışı) meselesidir. Kime sorarsanız aynı cevabı alacaksınız. İşte aize güzel bir oyun. Bununla arkadaşınız-kandınrsıoız.
Şaşırtıcı bir sual
Küçük Alp A kız kardeşine tS/tT'İl sordu.
— Davadan kaç ördek getir-
diniz.
Yıldız kardeşini şaşırtmak için:
— Bir ördeğin arkasında iki tane, bir ördeğin önünde iki Una ve ortada da bir ördek vardı bil bakaylm? Dedi.
— Bildim beş tane getirmişsin.
— İşte bilemedin. Dereden üç ördek getirdim.
Herkesi kendi gibi sanmış
Meşhur Amirsl NeUonun içinde öldüğü zırhlıyı ahalinin gezmeeioe müsaade edilmişti. Birkaç bahriye neferi gelen ziyaretçileri gezdirerek izahat veriyordu.
Bu ziyaretçilerden bir gurup yarden 160 aantim kadar yükseklikte tahta bir lâvha önünde durdular. Bu esnada dalgın bir ziyaretçi dalgınlığı yüzünden tahta lâvhaya çarptı ve burnu kanamağı başladı.
Nefer anlatıyordu:
— İşte Amiral Nelaon tam bu rada öldü.
Dalgın yolcu birdenbire Aml raim harpte yaralanarak öldüğün unutarak.
— Zavallı Amiral donsak b tahtaya çarpıp ölmüş. Az kain bemmda suratım parçalanacak id I Demiş. !
Şamda
6
ZAMAN
Kânunuevd 6
3X
————-
Tarihi Tefrika
Abdülâziz damarlarını kesiyordu
[Madam “Lüpesko„nun maceraları
İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan RomanyalI meşhur kadının aşk maceraları
Çanakkalede t-" İNasıl Durdurduk?
Tefrika namarasu 10
“İrresistiblw ve “Oşin„ zırhlıları su lar arasında kaybolmuştu...
Yazan: Ahmet Cemalettin
Na. 1
Kadınlar ve harem ağaları bağıra çağıra merdivene koşuyorlardı, bir kaç taneri aU P*rtevniyal kadına haber vermişlerdi..
— JD —
| vapmeya yeltezıcb. Fakat keaik bilek kuvvetten düytöğü için bu azmini tamamen yerine, getiremedi, bir iki küçük damarı keserek büyük damarları koparamadı.
Bu i; için en arından yirmi dakika kadar uğraşmıştı, çok kan zayi etmifti. Artık gücü kuvveti tükenmiş gibiydi, bulunduğu yerde duramıyordu. Nitekim biraz sonra yere yuvarlandı, inlemeğe koyuldu. O iri vücudun yüksekçe sedirden yere yuvarlanması, dışarıdan duyulacak kadar gürültü vukua getirmişti. Hele onun oturduğu odanın altındaki odada oturanlar, Hünkârın yuvarlandığını tereddüde mahal, kaimi-yacak surette duymuşlardı ve vaveylayı koparmışlardı.
Şimdi kadınlar ve barem ağalan bağırajçağtra merdivene koşuyorlardı, içlerinden aklı başında olan bir kaç tanesi Valde Sultana haber vermişlerdi. Pertevniyal kadın, yıl-dırmla vurulmuş gibi perişandı, fırtına önüne düşen bir yaprak gibi düşe kalka koşuyordu. Abdüliziziu bulunduğu kapı önünde toplandığı vakit ağızlar kapanmıştı, gözler konuşuyor ve ağlıyordu. Valde Sultan kapının kilitli olduğunu görünce gözlerini bir aralığa koydu, içeriyi görmeğe çalıştı ve... İnledi: Aralanım ölüyor I Filhakika Abdülâziz ölüyor-du, o küçük aralıktan bile onun kanlar içinde çırpına çırpına can vermekte olduğu görülüyordu. Halayıklar ve köleler efendilerini kucaklamak üzere bulunan ölümü o.-adaa uzaklaştırabilmek ümidile bep birden oda kaptana çullanmışlardı, kırmaya savaşıyorlardı. Neden sonra bunu yapabildiler ve içeri doldular. Lâkin geç, bem pek geç kalmışlardı, Abdülâziz gözlerini kapamak üzere idi, üzerine yığılan anasını güçlük'e tanıdı ve mınldaodı: ölüyorum L Birkaç daldka sonra ÖL müftü L.
O urada sarayda bulunan Doktor Milityadi ile Kara To-dori, işten haber alıp da odaya geldikleri vakit her şeyin bittiğini ve tahtı kaybeden Ab-dölâzizin hayata da veda ettiğin gördüler. Hakikati doktorların ağzından işiden kadınlar, beş on dakikadanberi baygın zannettikleri efendilerinin asla a-yılmıyacağiDi anlıyarak vaveylayı kopardılar, camlan kırdılar, eşyaları parçaladılar.
Gürültü okadar çoktu ki Dolmabohçeden bile işidiliyor-du. Bir iş için o saraya gelmiş olan Hüseyin Avni paşa, Çıra-ğanda bir şeyler cereyan ettiğini sezdi, hemen arabaya atlayıp oraya gitti. Hâdiseyi öğrenince ne telâş, ne teessür göllerdi, amir verdi:
— Cesedi aşağıya, alt kata indirin.
Biraz soora Abdülâzizin kanla bulaşık cesedi, mermer taşlar üzerinde yatıyordu, Hüseyin Avni Paşa, ölüye saygı gösterilmesine ya lüzum görmiyor-du, yahut tahkikat ile pek fazla meşgul olduğundan cesedi düşünmeğe vakit bulamıyordu. Her halde Abdülâziz, bir uşak ölümünden daha talihsiz bir va-riyette kalmıştı!
Devamı var
Bir ksç saat sonra gözlerini açmca biraz sakin görünüyordu, ilkin baş musahibini çağırttı, o günün gazetelerini getirterek okuttu, dinledi. Artık neşelenmiş gibi görünüyordu. Bir aralık mabeyinci Fahriyi çağırdı:
— Bana, dedi bir küçük ayna ile bir makas getiriniz, sakalımı keseceğim.
Fahri, sabık hünkârın bu emrini Valde Sultana bildirdi, oda hiçbir şeyden şüphelenmi-yarak ayna ile makası verdi, o dakikadan itibaren tarihi bir kıymet almış olan bu makasın uzunluğu on santimetre olup uçları gayet sivri idi.
Abdülâziz istediklerini ele geçirdikten sonra, ‘beni yalnız bırakınız, dedi, her vakit yaptığı gibi sakalını düzeltmek üzere odaya kapandı.
Bir kaç dakika sonra halayıklardan bir kaçı, meraka kapılarak, ufak tir delikten oda-tııo içerisine bakmaya kalkışmışlardı. Bu merak, saray kadınlarında illet halini alan bir Şeydi. Onlar fırsat buldukça birbirlerini gözetlerlerdi. Hale valide Su tanla Hünkârın hayatlarındaki gizlilikleri mümkün mertebe anlaya bilmek için bazen kendilerini tehlikeye düşürecek kadar ileri giderlerdi, akla sığmaz şekillerde tecessüslere girişirlerdi. Şimdi efendilerine bağlı oldukları için onunla birlikte bir felâket devri ve çok aa günler geçiriyorlardı, öğle iken o illetten kurt ulamıyorlardı, İkisi üçü dil birliği kapandığı yerde Abdülâzizin ■a yapbğını anlamaya savaşıyorlardı. Kızlar, onun sakalını düzeltmekle meşgul olduğunu gördüler ve çekildiler.
işte Otmanlı tarihinde uzun yıllar bir mesele, siyasi ve adli bir mesele halini alan, müverrih geçinen kimMleri de çeşit çeşit hükümler vermeğe sevk eden “Abdülâzizin ölümü, hâdisesinde hakikat burada biter. Dodan sonrası için söylenenler ıcp dedikodudur, uydurmadır, curuntudan ibarettir.
Bu noktayı böylecc izah et-ikten sonra Kont Döger ese-inin sözlerine geçelim s Ab-lûlsziz sakalını düzeltmekle nğ-aşırken sabit btr fikrin tasyi-3 altında bu'unuyordu. Tahtan düşmek zilletini bir türlü avaalasına sığdtramıyordu. He-5 bahçeye çıkmaktan men olu-uyu, silâhının alınması, malsın ve parasının müsadere edil-ıcsi gibi halleri hazmetmek I ünden gelmiyordu. Aynı za-) ianda keudınden evvel tahttan ı idmiş olanların sonunu düşü-trek kendinin de mutlaka öl-irüleccğine inanıyordu. Bu»e-:plc zihninde bir yolunu bu-p dünyadan göçmek tasav-ırlan dolaşıyordu.
Sakalını düzeltmek işi bitin-' pre kadar hep bu düşünce-' -İe uğraştı ve kararını ver-: Ölecekti. Bu karar, onun ’'«e enikonu bir ferahlık ver-ıj» aynaya gözlerini d.kcrek ’ aın uzun seyretti, sonra kalk. ıjj Denize bakan bir pencere / . ama gitti, oradaki sedire ırdu, makasla ilkin sol ko-' ıun siyah kan damarlariyle ' kırmızı kan damarını kesti, »Heakiben makası kanla bula-I el BOİ eline aldı, ayni ame-”!yi sağ bileği üzerinde dc
I
e
1
rı
hakkınızda
Onun için
dostluk id
»öıleci Öterine Onun beni dcxt bru de Inantnış-blr ;ûkran »ey
I
ı
Amiral “Keyes„ gayretlerimizin meyvalarını toplamak için yalnız mayinleri taramak kâfidi, diyor!
Çanakhaltye hitam tdtn hattıharp kmraıörlrrilt hafif hragatirlt (X l»u-.lH (,ml (IS) *.,( McoMunSa •laCrV.IM, «, J
bir kuvvet bir kuvvet-Yalnız Ka-adatn oido-
otelinin Karolua
Yazan: Barba Jonazka
Paine gidiyordum. Bani taşıyan tren ortalık knrarıyorken Amejana fahrin» vardı. Saatte yû» yirmi, ,0ı otua kilometre ıdratle gidiyorduk. Tren, »anki uçuyordu, l-'akot. bu aOrat bile, bnaa pek yava; geliyordu. Ömrümde bu kadar ağır bir trene binmemi; gibi altlanıyordum.
Neden mi?
Çünkü pek mühim bir I; için Pariıe gidiyordum. Londrada iken aldığım bir telgraf, beni derhal Parlae davet ediyordu. Telgrafı heyecan ve merak içi od» okudum. Onun taşıdığı ima» yu idi: Karol.
O teman Karol, Roananyanın aOrgün veliahü idi. Ban de ona yafanı ladakat hicriyle dejil, daha başka bağlarla da batlı idim. Hele onun aeciyerine kargı derin bir hayranlık duyuyordum.
Aldığım telgrafoamenin meali guydv!
“Beni Klariç otelinde bul. Seni, ş ahuma va davama aadakati çok kuvvetli olan bir kedinin tanıştıracağım. Denenmiş bîr arkadaşta »ıfatiyle »enin buna Uyık olduğuna cininim.,,
Herkes gibi bende, bu kadının Madam Lrpeıko olduğunu biliyordum. Fakat bü ün bilgim bundan ibaretti. O laman bu eararengiı, füıunkâr Romen kadını hakkındaki malûmatım, bugün onu bllmıyenle-rln bilgici kadardı.
Tren Parlae doğru yol alarak çeihk raylar öterinde bomurdaoa homurdana; kûkriye, kOkriye iler» liyorl.cn kafamın içinden biobir fikir geçiyor ve bu meçhul kadının Prene üzerinde ne tacir yapmış olduğuna, onun hayatında naili bir rol oynıyacağına dair tahminler yürüterek kredimi oyalıyordum.
Muhteşem bir güzellik
Bu kadın hayırlı miydi ? Yokaa fana miydi 1 Bilmiyordum. rolün çok namuslu Mr
ğuna kanidlan. Herşeyden fazla »evdijl mem'eketiain menfaatlerini, ne kadar gûtel ve ne kadar catip olurca olcun, maceracı bir kadının uğrunda feda edeceğine inanmıyordum.
Bir aaat roara klariç dana aalonuna girerek,
parlak ve aort götleri önünde bir kadıma karşıcında iğıldim. Ona bakar bakmaz, dedikoducuların »özlerine inanmadığıma şükrettim.
Çünkü madam Lüpeako yal-ou gûtel değildi. Onda İyiliği ifade edeo bir kuvvet te vardı. Va be ruhi kuvvet onun maddi güzelliğine bambaşka bir revnak veriyordu.
Onun henüı çıktığım ve dudaklarıma götürdüğüm eli bir genç kıı elinden farkındı. Kendl») t. e eli bana hem tereddûtaüı, hem de »ok canlı b.r neıaketle ot» t «nişti. Maceracı çbir kadın, elini böyle uzatmazdı.
Daha sonra Madam Lâpeeko'ya dikkatle baktım.
Kadınlar İçinde güldükleri sü-•* muhtaç olanları vardır. Madam Löprtko bunlardan değildi. Kendi-af. çok vade »iyab bir elblae İçinde mağrur alnını yükselterek yürüyordu. Madamın flıeriade bir tek mücevher parçaaı bile yoktu.
Onun gûtclliği, kem renk, bem biçim bakımından o kadar şaşaalı; vücudunun tenaailp ve ahengi o kadar göt alıcı idi ki hiçbir mücevher paçan bu güzelliğe bir şey katamaıdı.
Omurlarının ortasından yükte-lan baş altın renkli, gür taçlarla donanmıştı. Bo aaçlara altın reoklL. diyorum. Doğrucun laterıeoiı bu »açların rengi tarife aığmaz. Çünkü kâh bakır renginde görünüyor, l(5b kırmızı çazap rengini alıyor, ve böyle dalga dalga renk içinde kaynaşıyordu.
Bu zaçlar, hakikaten çok mub-te;em bir taçtı. Onun bu aaçlarite, tarif, beyaz va kamelya yapraklarını hatırlatan teni Adeta birtaıadı flrl teşkil ediyordu.
Maçamıza doğru İUrliyorken onun d)k ve gûtel endamıuı gölden geçirdim. Madam, bir atlet g.bl yürüyordu. Fakat yürüyüşünde kendine mahsus bir zarafet vardı.
Oturduk. Madamın bütün hare-
ketleri mevrundn. Onun elini, kotunu çeviricinde, elhasıl b»r ha roketinde ahenk vardı.
İlk önce bana bir at Arke ürk» bakmışb.
Masama üzerindeki ışıklar onun yjtünû bülbülün aydınlatınca mr ve cazibe (la dolu yeşilin»! mavi gözlere baktığımı gördüm. Fakat bu gözlerde ki derio girdapların eonu gelmiyor ve bunlara dalan nazar, kendini çekemiyordu.
Madam, ihtizazları çok tatlı Mr acile »öre başladı :
— Sizi görmeden birçok yeyler duydum, »iri tanıyorum.
Sözlerinde ılık bir
vardı. Halbuki onun beojın şüphe etmeğe hakkı vardı. Benim ne olduğum belli değildi. Dört mu] idim, duyman mı idim, yardım etmeğe mİ gelmiştim, yokaa ara bozmağa mı ?
Madamın ilk variyet değişti, telâkki ettiğine tim. O kadar kİ
yaleal beni tepeden tırnağa kadar sardı.
Bir lâhza geçmeden Madam Lû-poako, doatluğuou anlatmak İçin yani bir yenile buldu:
— Sizin, dedi, Karole dost olduğunuzu biliyorum. Kendi»! bunu bep eöyllyordı». Ben de bundan emin oldum.
Samimiyetin en canlı delili, Karoldan bahsederken hiçbir mfat kullanmağa lüzum görmemeli idi. Çünkü daha aonradan Madam Lü-peskonuo ancak pek iyi. taoıdığ birkaç zattan başka kirmenin yanında Karoldan ııfatzız ve Onvan-az bahıatmndiğini gördüm.
Madam Lüpeakoyu tanıdıktan •unra Karol ile ona bütün kuvve-timle sadakat göstermeğe and İçtim. Tabii o zaman, bu yüzden, nelerle karşılaşacağımı. mukadderatın ne biçim darbelerinr, kahırlarına uğnyaeağımı bilmiyordum. Bütün Mldiğim bu İki İşıkta her emrini yarin» getirmeğe hacir oldvğumdu.
Bu iki âyıkın dottluğunn kazandığım] gün Öterimde bıraktıkları İntiba bu mahiyette idL Bugün de ayni intibaı muhafaza ediyorum. Onun için bugün de bana ne emir ederlere» onu yapmağa hazınm.
Devamı var
İstanbul Borsası kapanış iiatleri 5 -12- 1934 ÇEKLER
Londra Açılış 621, Kapanış 624.
Nev-Yorl» 0,795011 0,792920
Paris 12,06 12.03
Iıtilâno 9,3225 9,295
Brüksel 3,3990 3,385
AHoa 43.77 83.S62S
Cenevre 2^S14 2.4461 |
Sofya 65,79*8 65,3634
Anuterdon 1.1756 1,1723
Prag 19.M40 18,9770
Stokholoa 3,11 3.875
Viyana 4.325 4315
Msdrit 54156 S,8075 |
Berlin 1.9787 1.9737
Varşova 4.20.5 4.19
Budapeşte 4.205 4,195
Bukrrf 79.46 79.2636
Balgret 35,0043 34.975
Yokohama 2.6888 2.6725 1
Mcukova 1C84.75 1087,25
j Altın Nükut Alı; 930 Safı; »31
ı Mecidiye 40 41
Banknot 239 240
Tahvil ve Senetler
Açılı;
Kapanı;
»V » faltll 19U İkramıydı (Ergani) Cvn 74 (aidi TOrk borcu tabiili I
Anadetıa D.yolu | || . „ mllmraail
OıM 7,5 Türk B l|
0/0 S Hadaa Ergani B
Merka. Bank
[ RıMıaa
l| bank nama Arılan (İmanla
|| A».d, P. Y. ö ç. «0
91
97
27,70
45.45
•
26.45
27.64
45.45
26.45
58
58
95
95
»AM
n.ts
15.15
77M
Ben derhal ” Kuin EUzabet. zırhlı» oı dönerek [vaziyeti bildirmek istedim. Ben amiral gemicine vardığım zaman * Irreeivtibl , v» “Oyln. zırhlılarının süvarileri amiral gemicine gelmiş bulunuyorlardı. Amiral vaziyeti anlattıktan sonra tekrar Boğaza avdet etmekliğime ve gayet i İrrerirtıb)) in kurtulmanı ihtimali kalmadı iae bu zırhlıya bir torpido atarak batırmaklığıma muinde etmezini söyledim. Aynı zamanda bir zırblınmda L’oğaun ağzında durarak icabında iki yaralı zırhlıyı yedeğe almağa hazır bulundurul-mazını teklif ettim.
Amiralin b'uaiyatını pek iyi anlıyorum. Lâkin kendial hissiyatını mükemmelen gizliyor ve kendisin» çok hâkim görünüyordu. Bana boğazlara dönmeden evvel gidip biraz bir şey yemekliğimi tavsiye etti. Sonrada İleride mesul olmamaklığım için (Irreaiatlbl) I torpitolamak huıuaunda tahriri bir emir vereceğini söyledi. Bu eon tedbir measaıt idi. kendirine bunu da açıkça cöyledim. Çünkü ben bundan daha İki aaat evvel yarab zırhlın torpltofamaya kendi bayıma karar vermlçtim. Maabaza bu gibi İçlerde bahriye nezaretinin çok mûçkülpeMat davrandığını cöyliyerek ı arar etti. Beo alelacele birkaç lokma yemek yerken kâtibi de çu emri hazırla-mıçtı.
“Erkânıharbiye reizine : Algıdaki »eyleri talep ederim.»
** 1 — Mümküoce "Oçia»i kurta-rınız.*Vencco». zırhlıaı boğaz methalin» yakın bir yerde icabıoda *O;zn.i yedeğe almak üzere hazır duracaktır. Mayıni tarayıcı gemi-lee“Oçia.l boğazdan d»»arıya akan akıntı »ularında buluodurmıya ve yedvğ» aleniye çaliHcaklarıhr.
2 — Irrecictibl. aahlle karaya oturduğu takdirde tahrip edite-e 11 r. 8u geminin »ayet cahile doğru cürüklendiği görülecek olurla ya torpidolanacak veyahutta berhava edilecektir,.
Ş.faben •|rre«i»tıbl.i kurtarmak için, ıçıldakların ıjığı altında harp gemilerinin iatihkâmlara soku.ma-I irini arzu etızıediğ.oi İlâve etti. Derhal Amiral gemicinden bir ia-tinıbota binerek ayrıldım. Lâkin karanlıkta *Vujr„ muhribini bulamadım ve *Ced. muhribine atladım. “Ced, muhribinin aü varili “Mulok. o günkü ruüçabedatıoı an-Ictt» :
*Ced. muhribi kendi fırkacına roeoıup olan diğer mubr.plerle boğazın d lorumda bekliyormuç. *Bw-ve, batınca muhripler Fransız anfaliMnın mürettebatını kurtarmak için içeriye koçoıuçlar, lâkin vaktinde yetiçip kimceyl kurtarama-BUÇİar. Biraz sonra bir tarafaın fazla yatmıç bir halde yine Fransızların *Colva, zırhlının görmüçlev ve bu zırhlıyı da batıyor zannctmiçler. Binaenaleyh bu zırhlıya yaklay-miflar.
“ Golva „ nın mürettebatından bir kaçı, “Buve„ dahi arkadaçları. ma bağlarına geleni görmüç olduklarından, emir beklemeden kendi, leşini kaldırıp denize atmışlarmış Muhripler bunları kurtarmışlar bir a» sonra “Inflekcibl» maylne çarpmış bu eeferde muhripler bu hattı harp kruvazörümüze refakate ba;-laznıçlar ve onun Bozcaadya kadar salimen varmasına vardım atmiç-l«r.
*O)in. nhlıa aayioe çarpıp ta muhripleri imdada çağırdığı samca *Ced, muhribi de bu zırhlıya yaaaş-mış ve zıhlının »uvariaiyle (12) zabit ve (48) nefer (Cedi muhribin» geçmişler. Muhrip bogazdao çıkmak Üzer» "Ojin. den uzaktaşırkoo zırhlının auvarlai gemiye tekrar avdete karar vermiş va bu avdette aynı İcabet olmuş çünkü zırhlıda mürettebattan üç nefer llenrhlımn yakınında yüzmekte olan bir dör-dûncüıüoü görmüşler ve bu dört Irişiyl kurtarmışlar.
Bunun üzerine ”C«dH kurtardığı mürettebatı v» zabitleri Amiral gemlaîoe çıkarmış ve emir beklf-yervk ya'makta iken b-n çıka gel-mlşlm. "Ced» muhribiyle boğazda kaldım ve bu müddet zarfında »a kanaati hami ettim kİ »yet m.yln t» rapcı gemiler vazifelerini müeeair bir cürette yapmış olanlardı donanmam n muhakkak boğaz, rorlıya-rak Marmar.ya girerdi, bte ba dört aaat sarfında buna cüreti kat-iyede İman etimlştim fal bu car-n’mes kanaatimi bugün de muba-ediyorum.
• Ced . ne * Irrcmatibl . I »ou defa görmüş oldefumvs noktaya eeyrettik aratıra methali ve cchiL lerl yalayan ışıldakların ışığı »ey», ■inde bu sırhlınıu artık mevcut ol-madıŞmı gördük. Aradık, taradık; meydanda yoktu. Hiç şüphe yokki i frreeletib!) derin »ulara batmıştı, bir müddet Arropa aahili boyunca »eyrettik ve “Oşio. i aramafa beşledik ve nihayet onunda batmış oldujona kanaat getirdim. Aratıra duruyor şüpbetend (imiş bir noktanın düşman ı yıldıktan tarafından tenvir edllmeaiui bekliyorduk. Bu cüretle taharriyatımıs bir bayM gecikti dönüş gece yananı bir hayli geçmiştiki avdet yoluau tuttuk.
Ccee yansına doğru (De Ro-bek) iki yaralı zırhlının »Ovarileri-al (Kolit) muhribi ile boğaza göndermiş ve gemilerinin akibetlnl tahkike memur etmiş. Bunlar bo-gazdan girerken benim Amirale iki zırh mm batmış olduklanna dair göuderdigira telaiz raporunu alarak Bozcaadaya döomüş’er.
BoŞaz dahilinde ışıldak ziyalarından maada biç Mr bayat eseri gurûnmiyordu ve ben maglüp edilmiş. rsilmiş Mr dışmınla karşı karşıya bulunduğumu kati olarak hissettim. Ben dû|mının Ogün öğleden so.ıra saat ikide mağlûp cdiâ) mi; olduğunu zannetmiş, aaat dörtte mağlûp edildiğini görmil; va geco yarısı onun sureti kstiyede mağlup edilmiş olduğuna iman etmiştim. Bizim içm gayreticrimizıo meyvalarını toplamak için akıntıya tabi olarak serseri dolaşan mayınları mûeaıir bir tarzda taramaktan başka yapılacak M-ş.y yoktu. HJ» ediyorum ki istihkâm ve bataryels-S.o topları, giı.ı savan lopları arlık bizim için bir lehtik» olmaktan çıkmışlarda Ben bu kanaatimi herıamau ve heryerde, 'Çanakkale tahkik komiayonı.., huzurunda da tekrar ettim.,
Buodao soora Amiral “Keyea. 19 martta hücum tekrar olunacak yerde boş yer» vakit kayedildiği, Amiral (De Robek) in hücumu yr-nllemeğe bir türlü karar veremediğini, halbuki keodlainin mütemadiyen 'hücumda İsrar ederek behemehal muvaffak oluruz, nazarlye-aioi gütmüş olduğunu usun utadıya anlatarak »amama Bahriye nazırı olan Misler ( Vınaton Çorçiljio do ayni kaosatts olduğunu tüyüyor.
Devamı var
Kânunoevei 6
— ZAMAN —
7
Başvekilin Meclisteki mühim nutku
‘•Birinci sahifeden devam
Arkadaşlar. Türk kadınının, haklı olduğu yerden ayrılıp, bir süs gibi, memleket işine karışmaz bir varlık gibi, bir köşeye konman Türk ananesi değildir. (Okay «etleri) Türk ananesinin ve Türk anlayışının addı olan bir usuldür ki, onun, Türk memleketlerinde yerleşmesi, ahırlarca - elemlerinizi ve acılarınızı tekrar uyandırmıyayms - geçirdiğimiz felâketlerin başlıca-larından ve esaslılarından birini teşkil eder. (A'kışlar ve okay sesleri)
Arkadaşlar, eski atışılmış darbımeselleri tekrar edecek değilim. Ulusumuzun bütün ihtiyaçlarını, içinden ve yakından gürmüş ve yetişmiş adamlar olarak, inançla söyliyebiliriz ki, Türk kadınının geniş alanda ulus işlerino karışmasından istifade etmekteyiz. Ve istifade edeceğiz.
Yakın geleceklerde Türk devletinin ve Türk ulusunun geniş kudretlerinin sırrı anlaşıldığı zaman, bunun başında ilk günden beri Türk inkılâbının Türk kadınına verdiği haklar esaslı bir delil olarak ileri sürülecektir. (Okay »ederi ak ktşlar)
Bizim bugün yaptığımız bu teşebbüs B. M. Meclislerinin ve Türk inkılâbının yıllardan beri güttüğü siyasanın tam bir varanıdır.
İnkılâpçılar yüce heyetiniz, bunu yurdun v» ulusun menfaati ve iyiliği namına anlayışlarımızın yeni bir belgesi ola rak gösterip övünebiliriz.
Ancak arkadaşlar, yeni teklifimizle, Türk kadınına bu hakkı bir lutuf olarak veriyoruz kanaatinde ada değiliz ve kimse bu kanaatte olamaz. Bizim kanaatimiz, bizim ananemiz, Türk kadını için böyle vazifelere girmek esasen hakkı olduğu, ve yanlış olarak, zulüm olarak çoktanberi geri bırakıldığı merkezindedir.
Diğer bir çok memleketlerde nasıl olduğunu şimdi izah et-mek istemem. Fakat bir memleketteki, yurdun her tarafı istilaya uğradığı zaman, kadınlar ateş altında erkeklerle beraber omuz omuza çalışırlar, memleketin geri kalan kısmını korumak va beslemek için tartanın kara toprağından yiyecek çıkarmaya çalışırlar, elbette bu mevcudiyetlerin yurdun her köşesinde 've her tabakasında söz söylemeye hakları vardır. (Sürekli alkışlar)
Herhangi bir ülkede kadınlar bu kadar ağır imtihanlar geçirmişse, orada da kadınlar elbette bizim kanunen verdiğimiz haklara kavuşacaktır. Şart, evvelâ kadınların bizim kadınlığımız gibi çetin imtihanlardan geçmiş ve daha çok çetin imtihanları göğüslemek için bileklerinde, akıllarında ve yüreklerinde kuvvet olduğunu ispat etmiş olmalarıdır. lOkay •esleri)
Yüce arkadaşlar. Türk inkılâbını tarih anlatırken bunun bir kurtuluşun olduğunu en başta söyiiyccektir.
Bu kurtuluş muhtelif safhaları içinde de bilhassa kadın ların kurtulmasını anacaktır. Bizim inkılâbımızın bu memlekette görülen bir çolc ıslahat teşebbüslerinden en baş ayrım larından biri, kadınlığa verdiğimiz mevki ve kadın haklarını tanımakta gösterdiğimiz isabettir.
Türk inkılâbı denildiği vakit bunun, kadının kurtuluş inkılâbı olduğu beraber söylenecektir. Şimdi almakta olduğu-
karşıladığınızın bir delili olarak
fevkalâde iyi
muz teşebbüs, bu kurtuluş m tikame tinin tamamlanması, neticelenmesi ve en verimli bir hale getirilmesidir. Gelecek B. M. Meclisinde kadın saylavlarla beraber çalışmak, Büyük Millet Meclisinin, kuruluşundan!» ri bu memlekete getirdiği feyizlerin daha çok genişlemesini daha ileri verimlerde bulunmasını temin edecektir, kanaatindeyiz. Temiz, duru kanaatimiz, bodur. (Okay sesleri)
Arkadaşlar, bizim inkılâbımız, gerek ona önderlik etmekte, gerek onu feyizli ve verimli kılmakta, Atatürk, en anlatıcı bir surette temsil etmektedir. Kadınlar hakkından mahrum edilmekle, yarı yarıya kötürüm bir hale gelen ulusumuzun üstünden bu baskıyı kaldırması Atatürkün başlıca hizmetleri arasında sayılacaktır. ( Sürekli alkışlar)
Yüksek heyetinizin şimdi gösterdiği tezahürü, Türk Ulusunun ilerlemesi ve yükselmesi için çalışan yüce Önderimiz Atatürkün gayretlerini, sevgi, ve saygılarla esaslı vc yeni alıyoruz.
Arkadaşlar, işler başaran büyük Meclis bütün umutlarına erişmiş bulunuyor. memlekete ettiğiniz hizmetlerin en parlaklarından birini, bugün, teşkilâtı esasiye kanununun tadilde yapmış olacakımız. Gelecek nesil, dördüocö Büyük Millet Mediıinio büyük işlerim anarken, Türk kadınına bütün hakları vermek, kötü bir sistemin kendilerini karanlıkta bırakan usullerinden onları kurtarmak için gösterdiğiniz gayretleri daima şükranla, minnetle tekrar edecektir.
Türk kadınının memlekete hizmetlerini, onun kurtuluşunu tamamlamakla tsçlamış oluyorsunuz.
Arkadaşlar, heyeti umumiyetini yüksek onayınıza lâyık görürseniz, Türk ulusu için de yeni bir devre açacak olan kanunun müzakeresine geçilecektir. Bu kanunun müzakeresile Türk kadınına, memleketin şurasında, burasında lâyık olduğu mevkii vermek için gösterilen tereddütleri zihinlerden silmiş olacaksınız.
Türk kadınnın da, Büyük Millet Meclisinde, memleketin mukadderatı hakkında söz söylemek, kanunların ve alınan tedbirlerin aile ve yurt için amelî vc faydalı olması hakkında kıymetli fikirlerini millete karşı ifade etmek fırsatını haklı olarak bulmuş olacaklardır, (sürekli alkışlar ve okay sesleri)
Yeni soyadı alanlar
Bize bildirilen yeni soyadlarını her gün neşrediyoruz
Dün soy adlarını bize bildiren okuyucularımız şunlardır :
Gökay — Eskişehirde tüccardan Kadir oğlu Abdülkerim ile oğullan Tıp fakültesi profesörlerinden Fahrettin Kerim, tüccardan Nurettin vc Ankara Hukukundan Sadettin de aile-leri. “Gökay,, adı, içki düşmanlığının uluslar arası remzinin karşılığıdır.
Onur — Ortaköy şifa yurdu sahip ve müdürü doktor Ahmet Asım, biraderi eczacı Ali Rıza, hemşiresi Fazilet Naim ve yeğeni doktor İffet Naim.
Erden — Cerrahpaşa hasta-hanesi bakteriyoloğu doktor Fethi.
Sayın Bugrul — Haydarpaşa
Türk Yuna dostluğu tehlikeye girmiş imiş!
Birinci sahifeden devam
edilmemesi karşı-gibi mutat gayret* devam edecektir.
dolayı
aylık istunailiğin yenikştirilms-ai, İstanbul emniyet müdürünün elinde olacaktır.
Bu 48 aaatin Türk - Yunan doıtlaga için pek nazik olmaeın-dan korkuyoruz. Türkiye Büyük Millet Met liri tarafından bu dostluğun aıaıtarma indiıilmif olan yumruk okadar beklenilmez te okadar ağırdır ki bandan doğan Mraıntı yalnız »lan dünyasının Malarına münhasır kalmamakta rerml nıtha fi İde da ahiatar uyandırmaktadır.
Bu mchafil, dostane bir ittifak hülyasına kapıldıktan sonra, buudan böyle dost milletin kendisinin en samimi kanaat-larinc karşı bu kadar az riayet göstermesini affetmiyecek olan Yunan milletinin umumi hislerinin tasvip sınd* eskisi Ic çalışmışa
İşte bu sebepten Türk • Yunan dostluğuna, onuu ehemmiyetine ve bu dostluğun Akdenizde komşu iki devlet için zaruri olduğuna iman eden bizler, “Ankara,, daki taraftarlarından bu dostluğu kuvvetten düşürmemelerini rica ediyoruz.
Yunaniatanda bu hâdisenin intibaı o kadar acı olmuytısr ki Türk - Yunan dor’lııguna, ba dost-lagün uçup gitmek üzere bulunan ruhunu ancak 7ürk devlet adamlarının hüsnü niyeti iade edebilecektir, Biz, bu hüsnü niyeti iman ile bekliyoruz, Çünkü Türkiyeyi idare edenleri tonıyaruz..
Bütün diğer gazeteler, ayni mealde makaleler yazmışlardır;
Anadolu sjan*ınıu notu ı Ruhanî kirve laşınmsu için verilen müsaade «elahlyetini kullanmak hükümete aittir. Kanun «ariht r. Kanunun hu aer aba İndin tscahut ederek mûtalea , Örülmek dürüst bir hareket değildir.
Bütün fırka reisleri toplanıyor
Atina 5 (A. A,' — Hariciye Nazırı M. “Maksimos,, hükümet koalisiyonuna iştirak elmiş olan siyasi liderlerin toplantısında ruhani elbiseler meselesi hakkında Ankara hükümeti nezdinde yapılmış olan teşebbüslerle Türk hükümetinin cevabı hakkında izahat vermiştir.
Perşembe günü, muhalefet fırkaları da dahil olduğu halde bütüıı siyasî fırkaları reisleri bir toplantı yapacaklardır.
A'ioa 5 (Hususi) — Başvekil M. "Çaldaris,, hükümetle birlikte çalışan fırka reisleri M. "Kondilis,,, "Hacı Kiryakos,,, ve "Mctaksas-, ı davet ederek kendilerde variyeti hazıra ve muhtelif uıesail hakkında uzun müddet görüştükten son-a bütün fırka reislerinin fevkalâde olarak lopla umasın» ve mevcut mülıim meseleleri müzakere etmelerine karar vermiştir.
Bu toplantının yarınki Perşembe günü saat 10,30 da olması kararlaştırılmış ve diğer muhalif fırka reislerde birlikte M. "Venizeios,, da davet edilmiştir.
"Venizelos., eğer bizzat bu
Ns*sıs«ssı»sisıs«(SS)MilsH(is«saistisas«ı»ssss«is»ıass»(wı*
Devlet Demiryolları hareket demirbaş memuru Haşan Basri.
Özkan — Erenköy merkezinde polis memuru İrfan.
Erhan — Beyazıtta Tavşan Taşında oturan Samsun aske-inden
AV
▼a-
rt hastanesi baş hekimliği) mütekait doktor Mustafa.
Kandemir — Kumkapı vergileri kâtibi Mehmet.
rayzın — Eski Ankara lisi Mazhar.
Çakar -— Gümrükler baş müdürlüğü memurlarından Hamit.
Tosun — Muhafaza memurlarından Çengclköylü Mustafa.
Doğan — Muhafaza başmüdürlüğü emrinde İbrahim.
Erton — Muhafaza başmüdürlüğü merkez mıntıka şafi Mehmet Ali.
ı
toplantıda bulunmak isterse G)-ritten gelmesi beklenecektir.
*
• •
Rum Patrikhanesinde ne deniliyor?
Dün bir muharririmiz Rom, Ermeni patrikhaneleriyle Hahamhanede v» diğer dini me-bafilde alâkadar kimselerle temaslarda bulunmuştur.
Aldığımız malûmata göre bilhassa Rum patrikhane*!, dinî kisveler halikındaki kanunu hiç yadırgamamışlır. Çüuki 1923 ' de patrik olan şimdiki Iskcnde- I riye Metropo'.idi "MelclyoB, un riyasetinde tütün Ortodoks kilise-' leri murahhaslarından mürekkep bir kongre toplanmış ve bir ay devam eden meşkûr kongrede verilen kararlar arasında esasen kıyafet meseleside halledilmiş buunmaktadır.
O zamanki kongre; cübbe Î'iyme usulünün ve papas kü-âhlarımn kaldırılmasını putperestlik zamanından kal-na uzun saçlarla gezilmesinin doğru \ olmadığını ruhani kıyafetin yalnız mabedle-dc giyilmesini ittifakla kabul eylemiştir.
Binaenaleyh ortada mesele yoktur ve "Atina, gazetelerinde görülen aleyhteki neşriyat fiizuli hir gayretkeşlik telâkki edilmektedir.
Ermeni ve Müsavilere gelince...
Ermeni p.ıtrikancs ise yrnı kanunu büyük bir sevinç ile karşılamakta hattâ kanunimilh-let dan altı ayı bile kekelemeden kanuna ittiba edilmesi hakkında Patrikhaneden alâkadarlara emir verildiği anlaşılmaktadır.
Musevilere gelince , bunlar esasen senelerden beri ruhanî kisveleri hariçte giymemekte olduklarını yalnız mabetlerinde dini kıyafeti lâbıs olduklarını, şimdi ne bu usullerin kanunen teyit edilmiş olduğunu söylemekte Ve memnuniyetlerini ilâve eylemektedirler.
Şehrimizde bulunan ecnebi tabiiyetindeki diğer dinler mensuplarına gelince, bunlardan Sentantuvaıı kilisesi baş rahibi misafirperverliğini gördüğü bu memleketin kanunlarına da it-tiba edeceklerini söylemektedir.
Ermeni katolikleri de. diğer cemaatler gibi bu kanunu memnuniyet ile karşılamışlar ve altı ayı beklemeden kanunu tatbik edebilmek içio tertibat almağa başlamışlardır.
Türk Ortodoksları reisi Papa Ettim de kıyafet kanunundan mütevellit sevinci izhardan âciz olduğunu beyan eylemiştir. Ermeniler arasında içtima Ermeni patriği “Mesrop Na-royan,. meclisi ruhaniyi önümüzdeki Cumartesi günü için Kumkapıdakı Ermeni patrikhanesinde fevkalâde bir toplantıya davet etmiştir.
Bu toplantıya ruhani mec-lis reisi, kâtibi umumisi ve kilise vaizlerinden piskopos Kevork Arslanyan, Ser rahip Babtiyaryan, Ser rahip Bnbayan, rahip Hosrov, rahip Zsrmavr devt edilmişlerdir.
Ruhani meclisi mehafilinden aldığımız malûmata göre bu toplantıda kıyafet kanunu ahkâmına göre ruhanilerin giye ceği yeni elbise şekilleri tes’ bit edilecek, icap ederse bu işle meşgul olmak üzere birde hususi bir komisyon teşkil edilecektir.
Cumartesi günkü toplantıya Patrik "Naroyan,, şahsen riyaset edecektir.
Evkafta ve Müftülükte Diğer taraftan haber aldığımıza göre Evkaf idaresi ve Müftülükte kanun kendilerine tebliğ edilir edilmez tatbik edebilmek ve altı aylık mühleti beklememek için icap eden tedbirleri alınmaya başlamışlardır
Beyoğlu Birinci banş hâkimliğinden:
İstanbul Haziae Mubakemat müdürlüğünün Kasunpaşada Pehlivan 34 No. lu hanede Abdullah aleyhin* açtığı 14 lira 2 kuruşun tahsiline dair olan davanın 29-11-934 tarihli celsesinde: möddei vekili gelmiş ve müddeialeyb namına gönderilmiş olan davetiye arkasında yazılı meşrubatta ikametgâhının meçhul olduğu bildirilmiş ve talep üzerine yirmi gön müddetle ilânen tebligat 'terasına ve muhakemenin 29-12-34 saat 10 a bırakılmasına karar verilmiş olmakla ismi geçen gün ve saatte mûddeialeyhin mahkemeye gelmesi ve aksi takdirde hakkında gıyaben muamele icra olunacağı ilân olunur.
fjsküdar Hukuk Hâkimliğinden:
Kadtköyûnde Kurbalıdere Sa. rayarkası sokağında 35 No. lu hanede sakine Bedriye H. tarafından korası ayni hanede mukim iken halen ikametgâhı meçhul Nuri efendi aleyhine açtığı boşanma davasının gıyaben cari tahkikatında medenî kanunun 134 üncü maddesi mu cibince davacı ile dava olunan Nuri efendi arasındaki evliliğin boşanmaya inkılâbına ve mahkeme masrafı olan 740 kuruşun Nuri efendiden alınmasına dair verilen kararın bir sureti oturduğu yerin mesuliyetine binaen mahkeme divanhanesine asıldığı gibi keyfiyet tebliğ mikamın» kaim olmak üzere gazete ile de ilân olunur.
zamanın takvimi
Bugünkü hava
Yeşilköy hava rasat merkezinden aldığımız malûmata göre. dünkü hava tazyiki 762 milimetre, en fazla sıcaklık 15. en az 9 dereceydi.
Bugün hava fazla bulutlu olacak, rüzgâr umumiyetle Şi- j malden esecektir. Yağmur yağ- j ması ihtimali de vardır.
r İnhisarlar U. Müdürlüğünden^J
"40,000,, metre Amerikan bezi satın alınacaktır. Taliplerin numune i® şartnameyi gördükten sonra pazarlığa iştirak edebilmek için "% 7,5„ teminatlarıyla beraber 8/12/934 Cumartesi günü saat 15„ te Cibalide Levazım ve Mubayaa t şubesine müracaat etmeleri. “8135,,
Sirkeci Gümrüğü Müdürlüğünden
Adet Cinsi Eşya
1 — Demir ile mürettep cam reklâm
2 — Çocuk Arabası
1 — Kılla mürettep lâstik sünger
2 — Müstamel portatif ağaç sandalye
17 Kilo Yün ve ipek halı
220 Gram İpek mensucat
200 „ Makine akşamı bir kilodan as
600 „ Resimli matbu ilân
3 Kilo Makine yağı iki teneke
6 » Kurşun Kilişe
3 Adet Beş numaralı lâmba şişesi
4 „ Ijtmba Şişesi
7 . „
6 Parça Cam laboratuvar eşya «e
Yukarda müfredatı gösterilen 14 parça sahipsiz eşyalar 11 Kânunuevvel 934 salı gününe müsadif saat 10 da Müdüriyetimi-de satış komisyonunca harice transit suretiyle bihnûzayede satılacağından talip olanların yevmü mezkûrda pey akçeleriyle birlikte müracaat etmrleri ilân olunur. “8322»
Vitamin, kalori, gıda, sıhhat
Haşan
Özlü unlarında bol mikdarda vardır. Yulaf, pirinç, mercimek, irmik, nişasta, patates, türlü ve sair özlü anlarla beslenen çocuklar gürbüz, sıhhatli. neşeli olur. Haşan markasına dikkat. Taklit-lerinden sakınınız.II
zayi — Beyoğlu maliye şubelinden almakta olduğum tekaüt maaşımda kullandığım tatbik mührümü zayi ettim yenisini hâk ettireceğimden çekisinin hükmü yoktur.
Mehmet Şemsettin
Konkordato Komiserliğinden:
Pangaltıda Şehit Muhtar B caddesinde garaj ticaretilc müş-tagillstapan Haçikyana alacaklıları ife konkordato ekletmek üzere İstanbul icra da-iresi tetkik merciinden mühlet verilmiş olduğundan borçlu Is-tapın Haçikyan dan alacakları olan eshabı matlubun alacaklarını bilcümle vesaikile beraber tarihi ilândan itibaren yirmi gün zarfında İstanbul da Bahçckapısın da birinci vakıf hanında 50 numaralı yazıhanede mukim Konser ve avukat Fahrettin e bildirerek kaydettirmeleri ve hilâfına hareket edenlerin konkordato müzakeresinden hariç bırakılacakları ilân olunur.
Adalar Sulh Mahkemesinden:
Büyilkada da Mehmetçik sokak 7.9- 11 numaralı hanede sakin iken ikametgâhı meçhul kalan Evangelidiye. Osman ef. nin aleyhinize açtığı 75 lira ecri misil davası Üzerin* tebliğ için mübaş:re verilip iade kılınan davetiye arkasında verilen şerhto ikametgâhınız belli olmadığı beyan edilmiş olduğu ilânen tebligat yapılmasına ve duruşmanın 16- 12-934 tarihine tesadüf eden pazar günü saat 14 de bırakılmasına karar verilmiş olmakla bu tarihte g.-lmediğiniz ve bir vekil de göndermediğiniz takdirde gıyabınızda muhakemeye bakılacağı tebliğ yerine geçmek üzere ilân olunur.
Türkiye Cumhuriyeti İstanbul Möddei umumiliğinden ;
latanbulda bulunduğu anlaşılan tlaıiı Ağırceza mahkemesi azasından Suphimn memuriyetimize müracaatının lüzumu ilân olunur.
s
— ZAMAN—
Kânuoucvel 6
TDA$ BIÇAĞI
0,10% İNCELİĞİNDE DİD
HALİS İSVEÇ ÇELİGİLE KAPILMIŞTIR
HEP YEPDE
arayiniz
=Tann Buyruğu =
Kur'anı Kerimin Tercüme ve Tefsiri
Fazılı Muhterem Ömer Rıza Bey tarafından tercüme ve tefsir edilen bu muazzam eserin basımı bitmiştir. 1000 büyük sayıfa teşkil eden bu eser, açık ve hür bir lisanla Kur’anın ilk tercüme ve tefsiridir.
Metin kısmı Arap harflerde ilâve edilmiştir.
Bez ciltlisi 4. meşin ciltlisi 5 liradır. Taşradan posta parası alınmaz
1935 Halît Takvimi
En doğru takvim. Bir çok malûmat. I0 kuruştur.
Satış yeri: Muallim Ahmet Halit Kitaphanesidir.
RADIUM
TİCARETHANESİ
felefon: 42878 - Telgraf: İstanbul Ra di um . P. K. 1313
Far Buğdayı
Farelerin bulunduğu mahalle ( Far ) Haşan fare tehirinden buğday nevileri serpilerek bütün fareler öldürülür. Buğday nevilerinin beher adedi bir adet fareyi muhakkak tarette öldürür. Ve bu ölen fareler kokmaz ve kaskatı bir hale gelir. Ve istimali gayet basittir.
Far Macunu
Far macununun ince bir ekmek parçası üzerinde sürülerek ve ufak ufak kesilerek veya hamur, pastırma, ve her nevi yiyeceklere hafif surette sürülerek farelerin bulunduğu mahaltebırakılır. Fareler bunu kemali'ıştiha ile yerler. Vederhal ölürler. Ve bir daha kokmazlar
Far macuniyle far buğday daneleri bir arada istimal edilirse farelerin ana baba ve ecdattan külliyen mahvu perişan olacaktan muhakkatır.
Buğday nevileriyle macunlarının beher.kutusu 25 ve büyükleri kırk kuruştur. İkisi bir arada 40 kura;tur. Deposu Haşan Ecza Deposudur.
Deri hastalıklarından her nevi ekzema, yara. bere, yanık, çatlak, ustura yaraları ve saireyc karşı mücerrep en iyi ilâçtır.
■
VAPURCULUK
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
İstanbul Accntahğı
Liman han. Telefon: 22925
Trabzon yolu Sakarya vapuru I
9 Kâavoucvv.l Pazar göaO saat V ie Galata rıhtımından kalkacak. Gidişte Zonguldak, İnebolu, Ayan-eıKSaouun. Ünye, Ordu, Glmuın, Tirebolu, Gürele, Trabzon ve Ri-zeye. Dönüşte bunlara ilâveten Of v» Sürmcnryv uğrayacaktır.
İmroz yolu
Her Perşembe günü Tophane rıhtımından saat 18 de bir vapur kalkar. Gidiş ve dönüşte Gelibolu, Lapseki, Çanakkale iskelelerine uğrar.
Baş. Diş ağrıları
Her yemekten evvel bir çorba kaşığı APERİTİN kullanan iştahla yemek yer, yediğini sindi-2rir. Mide ve barsaklart kuvvetlenir. Aperitin her ev için cl-
E M O R R O N
Basura karşı en iyi ilâçtır. Kanı keser, ağnyı gide- fi rir, memele- /j
rir, memele- A? A ri söndürür.
Elektrik radyatörü
TAM SICAKLIK
FİYATLARDA TENZİLÂT
SATİE’de
VERESİYE SATIŞ
BELSOĞUKLUĞU
VE FRENGİYE Y AKA U NMAM AK
İÇİN EN İYİ Ü.AÇ.
PROTEJİN dir
50 KUŞ. HER ECZANEDE BULUNUR.
Rus ve Antrasit - Alman Kok
Ev sobaları ve salamandralarına mahsus
EN EHVEN FIAT - EN İYİ MAL Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde teslim ediyor uz. Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat evlini. “ATLAS,, ^MAHRUKAT tS. - S. KORHANtDİS veŞKl.
Galata Rıhtım caddesi N. 25. Telefon 43019
Deniz yolları
İŞLETMESİ
Acaateleri: KarakSy - Köprübaşı TeL 42362-Sirkeci MOhOrdarzad. MM H.s Tali 22740 mm
Karadeniz yolu
GÜLCEMAL vapuru 6 Birinci kânun PERŞEMBE günü saat 20 do Hopaya kadar.
___ _____ (8296)
■M—^s—ma»
İstanbul ithalât Gümrüğü Müdürlüğünden
Müdürlüğümüz yazı işleri kalemi için yaptırılacak 240 lira bedel keşifli altı dosya dolabı münakaşa ve ihılât kanununun 18 nci maddesinin A fıkrasına müsteniden pazarlıkla münakaşaya konulduğundan talip olanların 16 Birinci Kânun 934 Pazar günü Saat 14 de İstanbul İthalât Gümrüğünde müteşekkil komisyonu mahsur.» müracaatları ilân olunur. (8038)
İmtiyaz sahibi: Âli. Umumi neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü: C. Hikmet. Matbaai Ebüzziva
Asipirol
Necati;
baş ve diş ağrılarının Deposu: Bahçekapıda
Salih Necati eczanesi