II
Perşembe 7
ARALIK 1950
! Yıl: 2 — No. 583
Başmuharriri:
Mümtaz Faik FENİK
Denizciler Caddesi: 3 Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir............ 16882
Yazı İşleri............15315
İdare ve İlân..........15619
Fiyatı Her Yerde 10 Kuruştur.
Ankara’nın tanınmış möble
mağazası
Bursa Mobilya Pazarı
(DEMOKRASİNİ N Di
C- ; ; 1
Yeni çeşit tül masa ve yer muşambalarımızı bir defa
görmeniz menfaatiniz icabıdır. Anafartalar cad. No. 198
Tel: 14091
Mecliste dünkü gürültülü celse
Cumhuriyet Halk Partisi dünkü toplantıda Kore birliğimize tahsisat verilmesi hakkındaki kanun tasarısının aleyhinde bulundu ve mezkûr tasarının kabulünede taraftar olmadığını resmen ifade etti
Kore kararına
Dünkü
yersizhücumlar
Meclisten
Başbakan ve Dışbakanı muhalefetin tecavüz ve tenkitlerini cevaplandırdılar
intibalar
Büyük Millet Meclisinin diinkü celsesi, umulmadık gelişmelerle dokuzuncu dönemin en hararetli müzakerelerine sahne olmuş, Kore’ye, Birleşmiş Milletler emrine verilen tugay mensuplarına ödenecek aylık ve tazminatla, birlik masraflarına dair kanun tasarısı, Millet Partili bir milletvekili thıafından verilen ve görüşülmesi kabul edilen gensoru mevzuunun C.H.P. muhalefeti tarafın-
Kore’de
bulunan subaylar
Politikada
sürüklendikleri yer!
Mümtaz Faik FENİK
ferdir; Kore'de kızıl Çinlilerin büyük taarruzu başladığı ve kahraman askerlerimizin canlarını dişlerine takarak bilfiil savaşa katıldıkları günden beri bu sütunlarda mütemadiyen Kore hâdiseleri ve dış meseleler üzerine yazı yazmaktayım. Kore'de askerlerimiz, dünya medeniyeti ve müşterek emniyet ülküsü adına kanlarını döküp tarihe şeref veren hamaset destanları yaratırken, insanın kalemi nasıl varır da başka mevzulara yanaşabilir?
Millet her gün Kore'den haber bekliyor; umumî efkâr Kore'de çarpışan yiğitlerimizi adım adım takip ediyor. Bu vaziyette iç politika meselelerini elbette bir tarafa bırakıp, müşterek hislerimizi ve müşterek heyecanlarımızı belirtmek vazifemdir.
Ailelerinin hâlâ maaş almadıkları haberi yalandır
Türkiye İş Bankasından bildirilmiştir:
«6 Aralık 1950 tarihli Kudret gazetesinde (Kore Birliğimize mensup subay aileleri ha la maaş bekliyor) başlığı ile neşrolunan havadis münasebetiyle bu neşriyat etrafında aşağıdaki açıklamayı yapmayı fay dali görmekteyiz.
Kore Birliğimize mensup 585 subay ve gediklinin maaşları Bankamız vasıtasiyie ödenmek tedir. İlgililerin 92 si Ankara’da
Müzakerelerin umumî ' seyrinden, C.H.P. -nin, ma- ' lûm olan gündemin, işaret ■ edilen maddesi için hazırlandığı ve Kore mevzuun- , daki itirazlarını bu vesile- ' den faydalanarak, tekrar- ; lamağa karar vermiş oldu- ■ ğu ve gensoru için önümüz- ■ deki pazartesi gününe ka- . dar hazırlanacağını açıkla- ; mı-; buhınap l)ükûmefi iıaı.-.' zırlıksız yakalamak gayesi ■ ile harekete geçtiği derhal ; anlaşılmıştır.
Filhakika, aynı mevzuda . dört saat devam eden tar- î tışmalar ve müzakerelerle, ' pazartesi görüşülmesi mu- ' karıcı- bulunan «Gensoru. ■ nun ihtiva ettiği başlıca ( hususlar hakkında C.H.P. ) muhalefetinin esasen ma- ) lûm olan görüş ve iddiala- 1
(Sonu Sa. 3 Sü. 5 te) ■
Korede yaralanan subay ve erlerimiz
Millî Savunma
Onun için, günlerdir, sağdan soldan yapılan tarizlere. Halk Partisi saflarından yükselen kışkırtıcı seslere bile kulak asmadan kendi çizdiğim yolda, kendi heyecanlarımla, hislerim-le ve düşüncelerimle yürüdüm ve daha da yürümek kararında idim. Fakat dün Büyük Millet Meclisinde Halk Partisi muhalefetinin, Kore'deki savaş birliğimize ve ailelerine maaş tahsisi için hazırlanan bir kanun projesi dolayısiyle çıkardığı gürültü, bu sükûtta fazla ısrar etmenin doğru olmadığını maalesef bana isbai etmiş bulunuyor. Hele böyle bir mevzuda susmak, bir gazeteci olarak vazifemi yapmamak değil, aynı za-
Bir Kore
^bürosu
’ Savunma Bakanlığında (1
• kurulan büro subay ve )1
• er ailelerinin her, türlü ) ) . işleriyle meşgul olacak
6 Aralık 1950.
Millî Savunma Bakanlığından (Sonu Sa 3 Sü. 4 te)
Bakanlığı ilk listeyi neşretti
6 Aralık 1950; 12 numaralı res-1 1 — Korodeki Türk savaş bir-
mi tebliğ: liğinden yaralanarak Japonya-
Millî Savunma Bakanlığından daki hastahanelere nakledilenler bildirilmiştir. | (Sonu Sa. 5 Sü. 1 de)
Kızıllar Seul’e 90 kilometre mesafede
Çinlilerin 38inci arz dairesini geçmeyecekleri, bu takdirde sulh ğörüşmeleri yapılacağı söyleniyor
Ticaret
odaları
tüzüğü
Bir doktorumuzun muvaffakiyeti
Doç. Dr. Cahid Özen İngiltere Adlî Tıp ve Sosyal Tıp Cemiyetine aslî üye seçildi
D. Parti Misakımillî ocak kongresi yapıldı
bulunan milletvekilleri izahlarda bulundular
Demokrat Parti Misakı
Kore’den
‘Vaşingfon müzakereleri
3 cü gün İktisadî işler görüşüldü
Çinliler hududu geçerlerse Korenin tahliyesi kararlaşmış
Vaşington, 6 a.a. — (AFP); Tıuman - Attlee müzakerelerinin üçüncü günü İngiltere’nin’ si lâlılanma şartlarına ve bütün dünyada hanı maddeler fiyatının (Sonu Sa. 5 Sü. 1 de))
D. P. Meclis Grupu İdare Kurulu içtimai
Demokrat Parti Meclis Grupu İdare Kurulu Başkanlığından:
D. P. Meclis Grupu İdare Kurulu 7 12 1950 Perşembe günü saat 15 de toplanacaktır.
Sayın üy'elerfn teşrifleri rica olunur.
Ocağının yıllık kongresi evvelki gün saat 19 da iki numaralı bucak binasında kalabalık bir davetli huzurunda yapılmıştır.
Ocak Başkam İsmail Ozcamn kısa ve veciz hitabesiyle açılan kongre, büyük Atanın ve aziz Kore şahitlerimizin hatıralarına üç dakikalık bir saygı duruşundan sonra 1950 yılı idare kurulu raporu okunmuş, idari ve mali ça«ışmalqr hakkında hararetH müzakereler cereyan etmiş dilekler dinlenmiştir.
Kongrede hazır bulunan millet vekillerinden Abdullah Gedikoğ-lu, Osma» $evki Çiçekdağ, Dr. Talât Vasfi Oz uzun ve heye-(Sonu Sa. 3 Sü. 8. de)
röportajlar
ZAFER’in harp muhabiri Poy-razoğlu’ndan yeni mektuplar almış bulunuyoruz. Muhabirimiz bunlarda cepheye hareketten evvel ve cephede tugayımızın hayatını bütün tafsilâtiyle anlatmaktadır. Bu mektupları sırasiy-le neşre devam edeceğiz. Zafer’de okuyunuz
Toprak M. Ofisindeki buğday suiistimali
Savcılık suçu Af Kanununun şümulü dahilinde buldu, dosyayı inzibatî muamel c yapılmak üzere Ticaret Bakanlığına iade etti.
Toprak Mahsulleri Ofisinde I mal yapıldığı hakkındaki savcı-
AKINTIYA-------------1
I_________KÜREK
Geçmişe mazi, yenmişe kuzi
Hele sevsinler. Halk Partisi Meclis dışı işlerin aleyhinde imiş! Bunu da Büyük Millet Meclisinde Faik Ahmet Barutçu söylüyor...
Şaştım doğrusul Acaba ne zamandan beri Meclis dışı işlerin aleyhindedirler?
1946 dan itibaren 1950 ye kadar yaptıkları işler Meclis içi işler mi idi?
Öyle ise, hangi Meclis?
Evvelâ Meclis içini tanzim ettiler: ondan sonra işlerine koyuldular!...
YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
7/12/1950

LtS
Göçmenlere
Mes’eleler - Tetkikler
Mantık zelzelesi
İnsanlığın bu kanlı, ateşli trajedi içinde son derece komik bir hali de var. İnsanın, şöyle bir düşününce, kimlerin eline kaldık, diyesi geliyor. Muazzam, muhteşem Avrupa medeniyeti, moral bakımdan bugün tam bir iflâs halinde görünüyor. Yeni dünyanın temposunu ve çeşnisini kavramaktan âciz birtakım politikacılar ve devlet adamları, sadece akla dayanmış garp medeniyetinin mukadder can çekişmesi üzerinde, iptidaî ve ahmakça bir savsama politi-kasiyle her şeyi yoluna koyabileceklerini sanmakta devam ediyorlar. Onlarda sıfırdan aşağı düşmüş bir mistisizm, ö-bür tarafta 400 milyon Çinliyi, ruhun, kuru akla ergeç üstün geleceğini isbat zımnında, kütleler halindeki ölüme bile tebessümle gönderiyor. Bu bakımdan bizim Kore'de, akıllara hayret veren muharebelerimiz de, kuru aklın değil mistisizmin bir zaferi sayılmalıdır.
Akılsız bir hürriyet ve barış politikası, Amerika'yı, Çin gibi korkunç bir kütlenin karşısına siyasetle değil, harple çık maya mahkûm etti. Kendilerini külle halinde, hattâ şuursuzca ölüme atan insanları, ne makineli tüfekler durdurur, ne atom bombası tüketir. Onlarla Konfüçyüs'ün beşeri diliyle konuşmak lâzımdı.
Attlee, tükenmiş garp man-tığiyle, Truman'a dünyanın selâmetine hiç bir faydası do-kunmıyacak olan itidal tavsiyeleriyle Vaşington'a gidiyor. İtidal, zamanında gerekti. Komünist Çin'i tanıyıp tanınış: makta Amerika'ya dirsek çevirecek kadar, dünya siyase- ,
Muhip Dıranas tinden bihaber hale gelmiş İngiltere'nin devrini çoktan doldurmuş olduğu, zavallı Chut;-chill'in, iki parmağını yukarı doğru açtığı zaman Victory kelimesinin (zafer'in) baş harfi «V» yi gösteren işaretinin, aşağı doğru çevrildiği zaman da bir darağacı manzarası gösterdiğini anlamamasiyle zaten belliydi. İkinci dünya harbi, bu gibi maskaralıkları akla getirecek bir hafiflikte iş değildi.
Her ne pahasına olursa olsun muzaffer olmak veya oldu görünmekl Yarın çıkacak üçüncü dünya harbinin mo-sulleri aranırken, Stalin kadar Churchill ve Rooseveli üzerinde de durmak gerekir. Bunlar: Almanya'yı ve Japonya-yı teslim alırlarken ve Çin'i adam yerine bile koymazlarken. kendi kendilerini teslim aldıklarının ve kendi kendilerini adam yerine koymadıklarının farkında olmıyacak kadar hazin devlet adamlarıdır. Ve Birleşmiş Milletler, dünyayı ele geçirmeği kafasına koymuş ve bunun için bütün imkânları ve zaafları âdeta bedavadan bulmuş görünen Rusya’nın, en büyük ve can düşmanının, komünist adını taşımasına rağmen, Çin olduğunu anlamıyacakları güne kadar da bu feci hazinlik devam edecek, ve belki de, bir merhalede, iş işten geçmiş olacaktır.
Bugün dünya, uyanmış 400 milyon Çinli'yi Rusya'nın karşısına dikecek mantığı kavramış bir lidere muhtaçtır. Çin'e atılacak atom bombasından en .sevinecek olan Rusya'dır, bunu unutmamalı.
yardım
Amerika, göçmen çocukları için 21 sandık kutu sütü gönderdi
Türk - Bulgar hududunun tekrar açılmasını müteakip, Bulgaris ■andan göçmenler gelmeğe başla m-ştır.
Kızılay Genel Merkezi, yurdumuza kavuşan göçmen ırkdaşlarımıza yardım için; muhtelif vilâyetlere bağış makbuzları göndermiştir. 150 bin lira kıymetinde olan bu makbuzların 60 bin liralık bir kısmı Ankara yardım komitesine gönderilmiştir.
Bundan başka, göçmen çocukları için, Amerika hayırseverlerinin gönderdiği 21 sandık kutu sütü dağıtılmıştır.
Her Bakanlık kendi mevzuatı dahilinde bir komite kurarak, göçmenlerin sandt ayrılıklarına göre yardım yapacaktır.
Göçmenlere-, eehebî devlet Kızılhaç teşekkülleri de yardım yapmaktadırlar. Bu arada. Hol -landadan 115 ade)‘ battaniye, Isviçredeki Belçika yardım teşkilâtından 200 battaniye ve çeşitli giyim eşyası gönderilmiştir.
Diğer taraftan, Edirnede bir seyyar hastahane kurulması için Kızılay Genel Merkezi hükümetle temaslara başlamıştır.
C. H. P. nin gensorusu
Barışseverlerin dünkü duruşması
Bundan bir müddet önce, .hükümetin Koreye asker gönderme kararım, dağıttıkları bir beyanname ile millî menfaatlere zarar verici ve millî mukavemeti kine» şekilde tenkid eden Banşse^arle-r‘n yargılanmasına dün öğleden sonra saat 14 de Ankara Garnizon 2 numaralı askerî siyasî mah kemesinde devam edilmiştir. Geçen celsede, İstanbul basın savcılığına beyannamenin verilip verilmediği, Behice Boran’ın öğretim görevini kötüye kullandığı iddiasiyle açılan dâvanın neiice-
.siye, Koreye asker gönderme jççırarının gün ve tarihi hakkında islenilen cevaplar gelmiş ve sanıklara tefhim edilmiştir. Bundan şçyıra Muvakkar Güran'ın avu-k.atı Salâhattin Gürcan müvekkilinin tahliyesini istemiş ve diğer ıbütün Barışseverler bu talebe iştirak etmişlerdir. Mahkeme, Be-hice Boran'ın evinde bulunan bazı kitap ve gazetelerin tetkik edilip edilmemesi ve tahliye talebi hakkında karar vermek için bir başka güne bırakılmıştır.
Gazi Osman Paşa ve Plevne kahramanlarını ?nraa töreni
Türk Kültür Derneği tarafından bir aydanberi büyük bir ihtimam la hazırlanan ve Dil - Tarih ve Coğrafya Fakültesi büyük konfe rans salonunda 9 12 1950 Cu martesi günü saat 15 de yapılacak olan anma töreninde Dernek adına Mehmet Ateşoğlunun açış konuşmasından sonra En -ver Behnan Sapolyö «Gazi Os-’man Paşa Hâyah ve Şahsiyeti»; değerli kurmay yarbaylarınızdan Yahya Okçu «Askeri bakım don Plevne» mevzularında konuşma yapacaklar, bu arada bando millî marşlar çalacak, genç şairler bugün için yazdıkları şiirleri okuyacaklar ve âşık Dursun Cevlâni, Ali İzzet tarafından kahramanlık havaları çalınacaktır.
Bu muazzam anmaya bandonun çaldığı Plevne Marşiyle son verilecektir.
Giriş serbesttir.
DanimarkalI Verem
mütehassısının tetkikleri
Bundan bir kaç gün önce, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığında yapılan Verem İstişare Kongresinde getirtilmesi kararlaştırılan Dünya Sağlık Teşkilâtı Tüberküloz uzmanı Danimar kalı Dr. Lind, şehrimizde yaptığı tetkikler hakkında basına bir demeçte bulunmuş ve demiştir ki:
hadaki karar ve programlarını 'memleketinizdeki verem dâvasının halli bakımından çok istifadeli buldum.
Ben şahsan bu faaliyetin aklamadan inkişafı için Dünya Sağlık Teşkilâtından elimden gelen yardımları sağlamayı vazife biliyorum. Burada bu aşının hazırlanması bakımından
Dâvei
İl Genel Meclisi D. P. Grupu üyelerinin 8 Aralık Cuma günü saat 14 de D. P. il idare kurulunda yapılacak iÇtimada hazır bulunmaları rica olunur.
Grup Başkanlığı
her şey yapılmıştır. Ancak bunun çok kısa zamanda bütün yurda teşmili lâzım geldiğine de kanaat getirdim.
Dr. Lind, bu sabah saat 10 da uçakla Beyrıft'a müteveccihen hareket edecektir.
Malatya Milletvekili sayın İsmet İnönü’nün, Gensoru açılması hakkında verdiği önergenin usulden dolayı sahibine iadesine mütedair Büyük Millet Meclisince ittihaz edilen karar üzerine C. H. Partisi Genel Sekreteri Bay Kasını Gülek bazı beyanatta bulunmuş ve muhalefet gazetelerinde bu kararı tenkid eden yazılar çıkmıştır.
Malûm olduğu üzere mezkûr gensoru takriri usulden dolayı sahibine iade edilmiştir. Takrir sahibi iç tüzüğün 157 inci maddesinde gösterilen şartları camî yeni bir önerge verdiği takdirde, diğer bir istizah meselesinde yapıldığı gibi B. M. M. sinin sayın İnönü’nün teklifini dahi kabul edeceğine şüphemiz yoktur. Bu itibarla B. M. M. sinin takririn iadesi hakkında verdiği kartım bir red mahiyetini haiz olduğu yolunda Genel Sekreterin ileri sürdüğü noktainazar, yerinde değildir. Sayın Nihat Erim, Ulus gazetesinin 3 aralık 1950 tarihli nüshasında .Bir yanlış adım daha, başlığı altında bir yazı yazmış ve bu yazıda bilhassa önergenin içtüzüğün 157 inci maddesinde işaret edilen tarzda yazıldığını, dış politikada ve memleketin siyasî ve askerî eıjjniyeti meseleleri hakkında müzakere istiyen bir ö-neı-genin vazıh olmadığı nasıl söylenebileceğini, Tüzükte tashih için takririn sahibine iadesi hakkında bir karar alınabileceğine dair bir kayıt mevcut olmadığını ve hükümetin bir usul bahanesi icadederek umumî bir dış politika ve askerî emniyet müzakeresinden kaçınmış olduğunun hiçbir şekilde tevil edilemiyeceğini ifade etmiştir.
İçtüzüğün 157 inci maddesinir birinci fıkrasına göre bir sele hakkında Başbakana kanlara gensoru açılmasını teklif eden bir milletvekili, genso-ıuyu gerektirecek işi açıkça gös-‘ teren bir önerge verir.
Bir devletin bütün faaliyetine şamil bir şekilde sayın ismet İnönü’nün Meclise verdiği üç sa-t'riıkl önerge şu tarzda yazılmıştır:
.Türkiye Büyük Millet Meclisi Yüksek Başkanlığına:
Dış politika ve memleketin siyasî ve askerî meseleleri hakkında Büyük Millet Meclisinde umumî bir müzakere açılmasını temin etmek üzere bu meselelere dair içtüzük hükümlerine göre Başbakandan gensoru açılmasını arz ve teklif ederim.»
Önergede gensoruyu gerektirecek iş izah edilmediği gibi gensoruya mesned teşkil eden herhangi bir sebep de gösterilme-
Gensoru, hükümeti murakabe için Büyük Millet Meclisinin kullandığı bir vasıtadır.
Gensoru müesseseSi, hükümetin geçmiş bir faaliyetini tahlile tâbi tutmak veyahut hükümeti .Meclisçe arzu edilen bir istikamete sevketmek için istimal edilir.
Bir gensoru neticesinde hükümetin faaliyeti ya tasvip veya tevbih edilir. Tevbih halinde hükümet çekilmek zarureti karşısında bulunabilir. Bazı hallerde, gensoru müzakereleri Meclis tahkikatının açılması kararı
Muhalefet yazarlarını zor bir duruma sokmamak için İsmet İnönü önergesini tecdit ettiği takdirde kimin kimden kaçtığını Türk efkârı umumiyesi isabetle tayin edebilecektir Yazan
SALAMON ADATTO
«İstanbul Milletvekili»
ile nihayet bulur. Bu sebeplerden dolayıdır ki gensoru, nisbe-ten daha nazik bir mahiyeti ha-
Diğer taraftan aynı maddenin 2 inci fıkrasına göre, önerge Mecliste okunduktan sonra Meclis, okunan önergenin kabul veya reddini müzakeıesiz karar altına alır. Meclis, kabul veya red kararını vermek için önergenin muhteviyatına ıttılâ peyda etmekle iktifa eder. Yukarıda aızettiğimiz neticeleri bakımından ciddî ve nazik bir mahiyeti haiz olan gensorunun açılması halikındaki teklifin red veya ka-
Yüksek Tahsil Gençliği miting yapacak
Ankara Yüksek Tahsil Talebe Birliği, Ankara’du bulunan bütün talebe derneklerinin iştirakiyle 9 Aralık 1950 cumartesi günü saat 11 de Zafer meydanında başlamak üzere büyük bir miting tertip etmiştir. Ayrıca, Ankara Yüksek Tahsil Talebe Birliği, Kore’de ^ehit düşen aziz Türk kahramanlarının ruhuna ithaf edilmek üzere 10 Aralık 1950 pazar günü, öğle namazını müteakip, Hacıbayıam c okutturacaktır.
bugün çekiliyor
Millî Piyangonun 7 Aralık kilişi bugün saat 13.30 da Ankara Atatürk Lisesi yanındaki Sarar İlkokulunda yapılacaktır.
İkramiye kdkanan numaralar Ankara Radyosiyle bu gece 23 de yayınlanacaktır.
çe-
Bugün saat 13.30 dan sonra yurdumuzun hiç bir tarafında bu çekilişe ait bilet satışı yapıl-
■ — Türkiyedeki B.C.G. verem aşısı faaliyetiyle bu aşının hazırlandığı lâboratuvarı tetkik et-1 mek üzere bir kaç günden beri burada bulunuyorum. Dünya Sağlık Teşkilâtına bağlı Tüberküloz servisi vereme karşı koruyucu olarak kullanılan B.C.G. ve rem aşısının bütün dünyada gerek istihsal ve gerekse tatbiki ile çok yakından alâkadardır.
Ankara'daki Refik Saydam Enstitüsünün yeni B.C.G. lahora-tuvannı gördüm. Şunu memnuniyetle ifade edeyim ki, bu la-boratuvar, Enstitü Direktörü Dr. Niyazi Erzin’in himmeti sayesinde; kuruluş itibariyle bütün dünya laboratuvarlarından daha üstün ve mükemmel durumdadır.
Aşının hazırlanmasını bizzat gördüm. Ve ayrıca da Ankara köylerinde yapılmakta olan aşı tatbikatını Ayaş köylerine giderek mahallinde inceledim. Aşının hazırlanmasında olduğu gibi tatbikinden elde edilen neticeler de müspet ve memnunluk vericidir.
Sayın Sağlık Bakanı Prof. Dr. Ekrem Hayri Üstündağ ile de bu bakımdan muhtelif konularda konuştum ve kendisinin bak teriyolog ve hijiyenist bir ilim adamı olması hasebiyle bu sa-
bulü hakkında isabetle bir karar verebilmek için B.M.M. tam bir kanaat sahibi olmalıdır. Bu kanaat ancak önergenin okunması üzerine hasıl olabileceğinden ö-nergede böyle bir kanaatin husulüne medar olacak vuzuhu aramak elbette ki B. M. M. sinin hakkıdır.
Surpriseş d’audience’ları, yâni taraflardan herhangi birinin müdafaa hakkı bakımından evvelden bilmediği veya tahmin edemediği bir vaziyet karşısında bulunmasını önlemek maksadiy-le vazıı kanun, sarih hükümler vazetmiştir. Bu hükümler,
Emekliler Derneği faaliyete geçti
Haber aldığımıza göre, sivil emekliler İstanbul'da bir dernek kurmuşlardır Maksatları emeklilerin, yetim ve dullarının her türlü muavenetlerine koşmak, çocuklarının tahsilleriyle meşgul olmak ve saire gibi hayır işleriyle uğraşmaktır.
Derneğin tüzüğü icabınca siyasetle hiç bir ilgisi olmıyacaktır. Sadece bir hayır müessesesidir.
Derneık bir çok vilâyetlerde şubeler açmış ve bugün memleket şumül bir hale gelmek üzere bulunmuştur.
Bu hayırlı derneğe başarılar dileriz.
Bir taksi 6 koyun çiğnedi
Dün sabah saat 5 sıralarında Sankısla önünde bir taksi kazası olmuştur. Hâdise şöyledir:
Mezbahaya Götürülmekte olan 50 kadar koyun, arkadan süratle oelen meçhul bir taksinin klakson sesiyle ürkmüş ve birden yolun üzerinde dağılmıştır. Taksi bunlardan 6 smı çiğnemiş ve oradan yine süratle uzaklaşmıştır. Jandarma kaçan taksiyi şiddetle aramaktadır.
Demokrat Parti Ankara İl İdare Kurulunun
Büyük balosu 16/12/1950 Cumartesi günü akşamı ANKARA PALAS salonlarında verilecektir.
Bu balonun her cihetle mükemmel ve eğlenceli olması için şehrimizin yüksek sosyetesine mensup bir çok bayanlar ve komiteler geniş ölçüdeki hazırlıklarını, bitirmişlerdir.
Demokrat Partinin bu büyük balosuna muhakkak iştirak ediniz.
Bilet Satış yerleri:
Bankalar caddesinde: ipek İş mağazaları. Bankalar caddesi: Tüccar Terzi Kemal Milâslu Anfarialar caddesi: No. 137 Yalım TicareihanesL Anafartalaf caddesi: No. 237 Allan kundura ticaretevL Zincirli Cami sırasında: Bulgurlu Hamdi ticarethanesi. Yenişehir: Rıza Sevinç Billûriye mağazası.
GENÇ IKII7Z IKAVILIB»
Tefrika No.
taraflardan her biri elinde bulunan bütün delillerini ve müdafaa sebeplerini muhakemeden evvel diğer tarafa bildirmeğe mecburdur.
İçtüzüğümüzün 157 inci maddesi de aynı emniyeti sağlamak ınaksadiyle gensoru önergesinde yukarıda işaret ettiğimiz kayıt ve şartları aramaktadır.
Sayın Nihat Erim, tüzükte tavzih için önergenin sahibine iadesi hakkında bir karar alınabileceğine dair bir kayıt mevcut olmadığını beyan etmiştir. Ne-vakısı ikmal için Meclis riyaset divanlarının takrirleri sahiplerine iade etmeleri bir teamül ha ündedir. Bu usul diğer demokrat memleketlerde dahi tatbik olun
Meclis Riyaset Divanının yapabileceği bir muamelenin icrası hakkında B. M. M. sinin bir karar veıemiyeceğini iddia etmek caiz olmadığı kanaatindeyiz. B. M. M. si önergeyi esastan red edebileceğine göre sayın Nihat Eıım’in mânâsını iyi bildiğine şüphe etmediğimiz (qui pcut le plus peut le moins) kaidesi mucibince B. M. M. nin tavzih veya tashih edilmek üzere takririn sahibine iadesine evleviyetle karar verebileceğini kabul etmek mantıkî bir zarurettir.
Yukarıda arzettiğimiz üzere sayın Nihat Erim, bahis mevzuu olan makalesinde hükümetin bir usul bahanesi icat ederek umumî bir dış politika ve askerî emniyet müzakeresinden kaçınmış olduğunun hiçbir şekilde tevil edilemiyeceğini beyan etmiştir.
Sayın Cemil Barlas da Son Telgraf gazetesinin 3 aralık 950 tarihü nüshasında aynı gensoru hakkındaki makalesinin sonunda iktidarın muhalefet lideri ile yüz yüze gelmekten çekindiğini yazmıştır.
Kore meselesi gibi dış siyasete taallûk eden çok mühim bir konu hakkında milletvekili arkadaşlarımızdan Osman Bölükbaşı ve Kemal Türkoğlu’nun verdikleri gensoru takririni kabul etmekle Büyük Millet Meclisi, hükümeti vaki olan istizaha cevap vermeğe dâvet etmiş ve hükümet de bilâ tereddüt takrirde vuzuh ile gösterilen mesele hakkında izahat veı'mek için istim-hal etmiştir. Muhalefet Partisi Başkanı sayın İsmet İnönü .Kore. meselesi hakkında kabul edilen takrirde riayet edildiği müşahede edilen usul kaidelerine uygun bir surette bir önerge takdim ettikleri takdirde sayın Nihat Erim ve Cemil Barlas iktidar hakkında ileri sürdükleri bu yanlış mütalâayı tashih etmek zorunda kalacaklardır.
Muhalefet yazarlarını zor bir dürüma sokmamak için sayın ismet İnönü önergesini tecdit ettiği takdirde kimin kimden kaçtığını Türk efkârlı umumiyesi İsabetle tayin edebilecektir.
Bütçe sırrı var mı, yok mu?
enim, bilhassa koyu muhaliflerden eski ve samimî dostlarım vardır. Fakat iki taraf da dostluğun başka, fikir ve politika ayrılığının başka olduğunu biliriz. Yerlerini de biliriz usûl ve erkânını da.. Eğer bunu tesis e-dip geliştirirsek memleketin çok faydasına olur. Bu vesile ile eski «Millî Şef» lerine tavsiye ederim: Biteviye yurtta nifak, şikak tohumu ektireceğine; kin, inat, öç, bozgunculuk duyguları aşılatacağına, partisine emr-i yevmî yerine bir ferman ı yevmî çıkarsın da karşılıklı dostluğun, sevgi ve saygının -hiç olmazsa bizimkinin binde biri kadar olsun- lüzumunu telkin etsin..
Durup dururken ne diye bu biberli başlamı yaptım? Hâââ evet, aklıma geldi. Böyle bir muhalif, fakat temiz duygulu muhalif dostum, dün alaylı bir tarizde bulundu. Bütçe bir sır mı imiş? Bir bütçe sırrı var mı imiş yok mu? Biz iktidarcılar bunu bir sırmış gibi saklıyormuşuz da bütçeden hâlâ haber, maber yokmuş. O muhalif dostuma bu muvafık cevabı verdim:
— Kardeşim, devlet bütçesi en sırsız bir konudur. Bu yüzden değil midir ki bütçe müzakerelerinde herşey ve her-şey serbestçe konuşulur. Gerçi bunu sen pek bilmezsin, daha doğrusu alışık değilsin. Çünkü her yıl bütçe konuşulurken kimseye açık birşey konuşturulmazdı. Olsa olsa bir kaç temennici kürsüye çıkar inerdi. Yahut meşhur, komik (Müstakil Grup) başkanı çok muhterem ve bütün ömrü bir damla, mukattar su gibi geçmiş Ali Rana Tarhan kalkardı. Sakosunun göğsünü düğmeler ve diz çöküp istirham edercesine gûya bazı ten kidlerde bulunurdu!
Her yıl bütçe müzakerelerinde bu komik, komik olduğu nisbeitç hazin durum hep böyle gelir geçerdi.
İşte bu çirkin şartlar içinde bile bütçe bir (Sır) değildi.
Bütçe kanun iasarısı_hiç bir memlekette sır değildir. Bilâkis çok açıktır.
Bütçede bir buçuk sır olsa gerek sanıyorum. Bunun buçuğu: Hazırlanırken şu, bu, ö-teki, beriki müdahalelerden kuriulıpak ve Meclise ister i-yi, ister kötü bir bütçe sunmak. Son söz Meclisindir, senin benim değiL Hattâ sayın Şefinin bile değil. Onun da bir tek oyu vardır. Verirse verir, vermezse, bile bilirse bileceği şeydir bu, bize ne?
Eski dostumun yakın akrabası ve benim aziz dostum! Devlet bütçesini bir «Sır» imiş gibi saklayan biz D.P. değiliz! Onu saklayan siz idiniz. Vo maazallah yine iktidara (Sonu 5 inci sayfada)
•Aka GÜNDÜZ
«Çok derli toplu kız... diyordu.. Çöpsüz üzüm doğrusu.. Bir kere hali vakti yerinde bir aileye mensup.. Ayrıca kendi cep harçlığı da var... Güzelliğine güzel... ve ayni zamanda da zeki... Osmanın Kadir gc-muş olmasından şüp-doğrusu.. Bu z
hiş tutkunmuş.. O viyornıuş ki, sevgisini her vesile ile göstermekten de zevk duyuyormuş.. Yakında evleneceklermiş...
A( mı Gülşenin bu kadar göklere Acaba kardeşinin şeni sevdiğinden ve lenmek istediğinden vardı da, genç kıza: kardeşim seni düşünmi le.. Seni çoktan unuttu...» demek istiyordu?..
Gülşeıı bunun böyle olmasını can ve gönülden istediği halde, yine de Osmanın başka bir kızı sevdiğini ve onunla evleneceğini duyduğu zaman bir tuhaf olmaktan kendini alamamıştı. Zahiren çocukluk arkadaşının saadetine iştirak ediyormuş gibi, görünüyor, sözleriyle ve gülüşiyle sevinci-
caba Afife hanım bilhassa yanında gelinini çıkarıyordu? vaktiyle Gül-haberi «Artık lüyor bi-
belli etmeğe çalışıyordu, saran sızıyı kendisinden başkasının bilmemesi lâzımdı.. Evet, şu anda kalbine öyle derin bir sızı saplanmıştı ki.. Hayat sukutundan doğan sonsuz bir keder yavaş yavaş bütün varlığına yayılıyordu.
Yarabbi insan demek unutıP-biliyordu?.. Demek buna imkân vardı?.. Hem de böyle gayetle çabuk unutabiliyor, tesellisini buluyor ve hattâ başka yolda saadete kavuşabiliyordu?..
Demek aşk bu kadar geçici bir şeydi?..
Gülşen karşısında Osmanı görür gibi oluyordu. Bakışları alev alev yanarak kendisine şiir okuyor:
•Zülfünün yay gibi çelik ince tellerine, Takılan gönlüm asırlarca peşinden gidecek;
Sen bir ahu gibi dağdan
Nakleden: Ş. TAYLAN
dfağa kaçsan da yine
Seni aşkım canavarlar gibi
takip edecek..»
Diyordu.
Şimdi de muhakkak nişanlısına doğru eğilmiş, gözleri buğulanarak ve sesi kısılarak: «Seni., yalnız seni sevdim.. 1
Yalnız seni seviyorum.. Sevgi- !
lim..» diyordu. Ve belki de ona ■ da ayni şiiri okuyor.. Ona da: 1 «Zülfünün yay gibi çelik ince tellerine, takılan gönlüm asır- i larca! peşinden gidecek..» diye teminat veriyordu. ı
Gülşen burada bir pot kır- 1
maktan, düşüncesini ele vermekten korkuyordu. f
Allahtan misafirler ev sahi- (
besiliden piyano çnltnasını ri- ı
ca ettiler de, bu konuşma o ka- (
darla kaldı. j
Eve döndükleri zaman Gül-şeıt hâlâ Afife Hanımın sözlerinin tesirinden kurtulnma-
mıştı. Dikiş kutusundan el işini alarak biraz işlemeğe çalıştı.. Kendi kendine: «Osmanın nişanlısına münasip bir hediye bulmam lâzım..» diye düşünüyordu. Ona da bir şey işlemeği kurdu. Meselâ şu model hiç fena olmazdı. Uğur getirdiği söylenen dört yapraklı yoncalarla süslü ince ve güzel bir örtü idi bu..
Fakat Gülşenin şu aııdıı iş işliyecek de, düşünecek de hali yoktu. Elindeki iş yavaş yavaş kayarak yere düştü. Düşünceleri de dağıldı.
Son haddine kadar gerilen sinirleri, içinde garip bir endişe yaratıyordu.. Vücudunda müthiş bir ağırlık vardı. Yorgun yorgun gerindi ve oturduğu koltuğa biraz dııhıı gömüldü.. Üzerine tatlı bir rehavet çökmüştü. Ve bu rehavet içinde bir şey bekler gibi idi.
Fakat neyi bckliycbilirdi ki?
46
GUlşeııin beklediği bir şey yoktu.. Bekliyeceği bir şey olamazdı.
Yengesinden sabahleyin bir mektup almıştı. İçinde Selimin bahsi bile yoktu.
Selim de elbet unutacaktı.. Belki de Osman gibi unutmuştu bile.. Ve böylece her şey de yoluna girmiş sayılırdı.
Elbet»günün birinde Gülşen de unuturdu.
Herkes unutuyordu.
Fakat sevildiğini unutmak mümkün mü idi?
Nasıl unutulabilirdi bıı?..
Aşkın hayaliyle o kadar u-zuıı zaman yaşamış, onu öyle iştiyakla arzulnmiştr ki.. Ve birdenbire onunla karşıJnŞıver-mlşti.
Masallardaki zavallı, fakir, mustarip insanlar nasıl Hızır'ı sayıklarlarsa O da aşkı sayık-lıımıştı. Ve yine, masallardaki o biçare insanlar nihayet ,11ı-
r’la karşılaştıkları zaman ısıl onu birden tanıyamazlar-, Gülşen de aşkı, onun aslında ne olduğunu bilmeden öyle tabiî bir şekilde kabul etmişti.
Sonra, onu her gün görmeğe alışmış, onun huzurunun verdiği rahatlığa kendini kaptırarak yaşamağa alışmıştı.
Kendisi için seçilerek alınan çiçekleri koklamağa, birer yarım itiraf sayılan bakışları üzerinde hissetmeğe alışmıştı.
Onunla konuşmağa, onun gözünün önünde bulunmak, onun nefesini duymak kendisi için ihtiyaç haline gelmişti. Onun havasiyle sarılı olmak ne harikulade bir saadetti.
Bu saadete kendini kaptırarak yaşamıştı. Şimdi o zamanı hatırladıkça onun kıymetini daha iyi idrâk ediyordu.
Bütün kalbiyle arzuladığı, umulmadık bir şeye nihayet kavuşmuş; fakat kavuştuğu anda da onu kaybetmiş vaziyette idi.
Sevilmişti.. Ve bir buse dudaklarını kavurmııştu. O buse sade dudaklarını değil, bütün vücudunu da dağlayarak ta içine kadar işlemişti. O kadar derinlere işleyen bir yanık ko-lny kolay iyi edilir mi idi?
(Sonu var)
*
Hava Kurıımunun bir tavzihi
Dün Hava Kurumu Başkanı Celâl Maral'dan su mektubu aldık: «4 Kasım 1950 tarihli gazetenizin ikinci sayfasında (Aka Gündüz) imzalı fıky cen yanlış bir rakamı, T va Kurumu’nun biricik a olan halk efkârını ayJ kaygısiyle düzeltmek t»ı Milletlerarası Hava Federasyonu üyesi bulunan Türk Hava Kurumu, her yıl yapılan toplantılara birer temsilci gönderir. 948 yılında 'Pariste ve 949 senesinde Arr*îrikada toplantılarda Kurumu, Havacıhk Dairesi Özel Müdürü temsil etmiştir. 948 de yapılan federasyon masrafı, (4.274) lira (66) kuruş, 949 senesinde yapılan masraf da (8.644) lira (69) kuruştur. Harcandığı bildirilen (50.000) liranın aslı olmadığının aynı sütunda açıklanmasını say-01 ile rica ederim.
Türk Hava Kurumu Başkanı
ıkrada ge-türk Ha-dpyanağı /anlatmak istiyoruz.
• TAKVİM
7 Aralık 1950 — Perşembe Rumî:1366 — Kasım 24
Hicri: 1370 — Safer 25
Nöbetçi Eczaneler Kurtuluş, Yenişehir, İstanbul
9
7/12/1950
FER
Sayfa: 3
DışPolitika
Tavassut
teşebbüsleri
İngiliz Başbakanı Attlee’niıı Vaşington'da teşebbüs ettiği müzakerelerden bahsederken, tavassut zımnında Hindistan Başbakanı 1‘andit Nehru'dan yeniden sık sık zikredilmeye başlandığını dün yazmıştık. Bugün gelen haberlerden anlaşıldığına göre, bu vadide ilk teşebbüs olarak, Hindistan'ın Vaşington Büyükelçisi ile Başbakan Attlee a-lasında gizli bir görüşme kararlaştırılmış bulunmaktadır.
İngiliz Başbakanının, Kore'deki nazik durum karşısında, komünist Çinlilerle Birleşmiş -Milletler kuvvetlerinin ve daha kısa bir tâbirle Amerika’nın a-rasını bulmağa ve bu suret'* ihtilâfı beynelmilel bir ölçüy» çıkmaktan kurtarmağa çulış' it malûmdur.
Attlec bu yolda, yalnız A «ıw-palı müttefiklerine ve Kauada’yt müracaat etmiş değildir. İng)tt) Başbakanı bu meselenin halli i-çin bütün İngiliz İmparatorlnk camiası bakanların! da toplantıya davet etmiş bulunmaktadır. Bununla beraber, bu müzakere ve temaslar, Başkan Truman ilo Attlee arasında cereyan eden müzakereler son buluncaya kadar açıklanmıyacak ve herhangi bir karar abnmayacaktır.
Son haberlere göre, komünist Çinlilerle Amerika arasında tavassuta en çok ehil görünen memleket, şimdilik Hindistan-dır. Zira, diğer İngiliz dominyonları umumiyetle komünist Çin’e karşı hasmane bir durum takınmış bulunmaktadırlar. Buna mukabil, Hindistan komünist Çin rejimini evvelâ tanımış bir memlekettir.
Şu kadar var ki, Hiııd - Çin münasebetlerinde muvaffakiyetli bir tavassut teklifini boşa çıkaracak hâdiseler de cereyan etmiş bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, Hindistan'ın akim kalan ilk tavassut teklifidir. İkincisi de, belki, Tibet'in komünist Çinliler tarafından istilâsı ve Hind hükümetinin bu konuda Pekin nezdinde vuku bulan ve kim kalan protestolarıdır.
Şartların ve hâdiselerin talihsiz tesadüfiyle ortaya çıkan bu durum, artık Hindistan’ı müessir bir tarzda araya girebilecek bir halden de çıkarmıştır, denebilir. Binaenaleyh, etrafında fazla gürültü edilen Hindistan tavassutunun aslı esası varsa bile neticesi yoktur, kanaatındayız.
Buna mukabil, Kanada'nm. Vaşington müzakerelerine faal bir surette iştirak ettiği ve herkesin sustuğu bir sırada, Dışişleri Bakanının ağzından görüşünü ifade ettiği müşahede o-lunmaktadır. Filhakika dün, müzakereler etrafında tam bir esrar muhafaza edildiği sırada Kanada Dışişleri Bakanı Pcar-son, Kore’ye atom bombası atmanın asla bahis mevzuu olamı-yacağmı ve komünist Çinlilerle müzakereye girmek lâzım geldiğini ifade etmiştir.
Başbakan Attleo'nin Kanada Dışişleri Bakanı ile sıkı surette temasta bulunduğu ve Kanada-nın atom bombasına veya en azdan bu bombanın sırlarına ve iptidai maddelerine sahip bulunan üçüncü devlet olduğu düşünülürse, hâdisenin ehemmiyeti anlaşılır. Hususiyle ki, bir atom harbi olursa bunun kutuplardan ve iki kıta arasından yapılacağı şüphesizdir. Kanada bu yol üzerindedir.
Başkan Truman'ln dünkü nutkunda, Kore'yi hiç bir zaman terketmiyeceğini bildirmesi, şüphesiz ki bütün hürriyet seven milletlerin yüreğini ferahlatmıştır. Bununla beraber. Amerikan siyasetinin, hâdiselerin zoriyle, üç kıtadan vazgeçip şimdilik iki kıta üzerine büzülmekte olduğu da aşikârdır. İşin kötüsü, kıtalar da sayılı.
Mücahit TOPALAK
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir.
MOMTAZ FAİK FENİK
Bu Nüshada Yazı İşlerini
Fiilen İdare Eden
Fatin Fuad
Basıldığı Yer:
Güneş Matbaası — Ankara
Kanada Dışişleri Bakanına göre
Komünist Çinlilerle müzakere lâzımdır
Bakan cephede istikrarı bu konuda şart koşuyor
İngiliz Kralı Dominyon
Sağdan ikinci, Kanada Dış işleri Bakanı Pearson'dur
Lake Success, a.a. — Dün ak-ş; nı Kanada radyosu tarafından Lake Success'de yayınlanan bir demecinde Kanada Dışişleri Bakanı Lester fearson demiştir al.
Kore’de cephe istikrar Resmettiği takdirde Birleşmiş Milletler komünist Çin’le müzakerelerde bulunmalıdrlar.
Bakan, bir defa cephe istikrar kesbedince, bu müzakereleri tahakkuk ettirmek için Birleşmiş Milletlerin mümkün bütün vası-
taları kullanmaları icabedeceğini söylemiş ve aşağıdaki usulü ileri sürmüştür:
Bradley izahat veriyor
Kurmay Başkanı yine tahliyeden bahsediyor
Vaşington, a.a. — General Omar Bradley, bazı âyan üyesine göre, salı günü, âyan meclisi Dışişleri Komisyonunda yapmış olduğu beyanat hakkında izahat vermiştir. Birleşik Amerika müşterek Genel Kurmaylar Başkanı şu beyanatta bulunmuştur:
«Ayan Meclisi Dışişleri Komisyonunun gizli oturumunda yaptığım beyanat etrafında birbirini nakzeden bazı haberler dolaşmaktadır. Mezkûr oturumda millî güvenlik meseleleri bahis konusu olduğu için steno ile hiç bir not tutulmamıştır. Bu haberleri, bir «Dunkerque» plânının hazırlandığı ve Kore’de bir savunma hattı tutulama-dığı takdirde Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin geri çekilmeleri keyfiyetinin, mezkûr kuvvetlerin tahliyesini mümkün kıldığını söylediğim yolundadır. Tahliyeye ait tarafımdan yapılan her türlü ima hâlen humsaldaki bir tahşidat noktasına doğru ilerliyen Kuzey - Ba tı cephesinin üç kesiminde müş kül durumda kalan kuvvetlere aitti.
Diğer her türlü haber yanlış ve tamamiyle farazidir.»
General de Lattre de
Tassigny Hindiçini'de
Paris, a.a çevrelerden
— İyi haber alan dün öğrenildiğine
göre batı birliği kuvvetleri komutanı general Jean de Lattre
de Tassigny çok yakında Çinhin-dindeki askerî kuvvetler komu
tanlığı ve sivil valiliğine tayin edile ektir.
General Jean de Lattre de
1 — Cephoye istikrhr Vermek,
2 — Ateşi kesmek,
3 — Komünistlerle yanlız Kore meselesinin değil, diğer bütün mevzuların mtuakere edilebileceği müzakereler* haşlamak.
Pearson bu usul tahakkuk ettiği takdirde bir anlaşmaya var
nıak ümidinin olacağını teyid etmiş ve sözlerine şöyle son vermiştir:
Bahis mevzuu olan bir Muııich değil fakat diplomasi yoliyle, komünist Çinlilerle bir hal çaresine varmaktır.
Papalık tavassut fikrinde
Tavassut haberi şimdilik teyidedilmiyor
Vatikan, (a.a.) Yabancı gazetelerde çıkan, fakat dini çevrelerde şüphe ile karşılanan haberlere göre, bugünkü Milletlerarası buhrana bir çare bulmak için Papanın arabuluculuk yapması istenecektir.
Filhakika dini çevreler Papalık makamının hiç bir zaman yardımlarını esirgemediğini fakat Vatikan’ın hâlen mevcut şartlar altında bilâvasıta bir müdahalede bulunması imkânını pek şüpheli gördüdünü bildirmektedirler. Ayni çevrelerde be lıı-tildiğine göre, Papalık makamı Mao - Tse - Toung hükümeti ile münasebette olmadığı gibi, Başkan Truman'ln özel temsilcisi Myron Taylor’un hareketin-denberi Birleşik Amerika ile diplomatik münasebetler idame ettirmemektedir.
Tassigny hem general Maıcel Caıpantier ve hem de yüksek
komiser Leon Pignon’un işgal et tikleri mevkie getirilecektir.
General Alphonse Juin’in de
general Jean de Lattre de Tas-signy’nin eski vazifesine tayin e-dileceği söylenmektedir.
Habeşistan ve İtalya arasında
Lake Success, 6 a.a. — (United Press) — Habeşistan ve t-talya arasında siyasî ve İktisadî münasebetler tesisinde dün bir anlaşmaya varılmıştır.
Her iki memleket temsilcileri maziyi unutmaya ve dostça yeni bir işbirliğine başlamıya hazır olduklarını bildirmişlerdir.
Politikada sürüklendikleri yer!
Mağdur meslek
M üyük feragat isteyen mcsleklcı^en birisinin de, polis- ; lik olduğunda hiç kimsenin şüphesi yoktur. Bu mes
’ leğe girmek hevesine kapılmış olanların her şeyi bir kena- 1
- ’ ra bırakarak çalıştıkları hepimizin malûmudur.
Bir kore, mesai saati diye bir şey yoktur. Bir çokları- I
’ nın kadrosuzluk mazeretiyle ierfilerine meydan verilme- I
■ miştir. Gece vakti yorgun argın işinden çıkıp, nöbet devre- J , den memur muhakkak çok uzak olan evine yayan gitmek- 1
■ ; te ve ertesi sabah da erkenden vazifesi başında bulunmak ■
( ' mecburiyetindedir. Mezuniyet diye bir şey düşünülmemiş - i ' hasılı bunlara hiç bir hak tanınmamıştır. Buna mukabil I
' • kendilerinden büyük hizmetler istenmekte, onlar da her I ; ! şeye rağmen bunu başarmaktadırlar. ;
1 Bütün bu ağır şartlara rağmen, ekserisi Enstitünün or- '
; ta kısmından mezun oldukları için 15-17 senedir çalışmala 1 ; ’ rina rağmen, komiser muavinliğine dahi terfi ettirilmemiş- ■ ; 1 lerdir. '
' Bugün bu vaziyet o kadar garip bir şekil almıştır ki, !
' sonradan polis mesleğine intisap ederek terfi eden ve komi- ) '
- ser olan, polis çocukları meydana çıkmış ve babaları oğul- ' i
- ’ larına selâm verir olmuşlardır.
' Bu vaziyetin ne kadar izzeti nefis kırıcı ve ne kadar va- ! ’
J - zife aşkını baltalayıcı olduğunu anlatmağı zait buluyoruz. !
■ Eski tek parti devrinin, totaliter zihniyetin bir mirası olan ;
- , bu anormal hali düzeltmek ve feragatle çalışan bu gibi va- ; !
- ; tandaşları lâyık oldukları iorfie kavuşturmak bizim birinci ■ '
. ’ vazifemiz olmalıdır. ( '
Demokratik idaremizin bunu ilk plânda başarılacak ‘
i işler meyanına alacağında asla şüphemiz yoktur. )
Hikmet YAZICIOĞLU ’
Pakistan'ın Tippu Sultan destro yerinin memleketimize geldiğini yazmıştık. Resimde Pakistan Se firi Mian Beşir Ahmet gemiyi ziyareti esnasında kıtayı tef tiş ederken görülmektedir.
Korede bulunan subaylar
(Bası 1 inci sayfada) 493’ü de yurdun türlü bölgelerinde sâkindirler.
Aralık 195Ö maaşlarına ait tediye emirleri Kasım ayının 20 - 25 i arasında mahallerine gönderilmiş ve Aralık ayı başında ilgililerin emrine amâde bulundurulmuştur.
Ankara'da ödenmekte olan 92 havaleden bugüne kadar 75 i ödenmiş, geri kalan 17 si ise lehdarların gişelerimize henüz müracaat etmemiş olmaları hasebiyle ödenmemiş bulunmaktadır.
Kore birliğimize mensup su bay ve erbaşların istihkaklarının zamanında ödenmesi i-çin gerek Millî Savunma Bakanlığı ve gerek Bankamızca en ciddî takip ve ihtimam gös telirmekte ve bu da ilgililerin memnuniyetlerine vesile te?İ kil eylemektedir.»
Bir Kore bürosu
ANAYASA KOMİSYONJJ: Bugün saat 10 da, Tokat milletvekili Halûk Ökercn’ln, Türk Ocaklarının feshi üzorinc C.H.P. ye devir ve teslim edilen malların yeniden kurulan Türk Ocaklarına iadesi hakkında kanun teklifini görüşmek üzere.
GEÇİCİ KOMİSYON: Bugün saat 10 da Kastamonu milletvekili Şükrü Kcrimzaüenln, şaraptan alınacak müdafaa vergisi hakkındakl 2-160 sayılı kanuna ck kanun teklifini görüşmek üzere,
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU: 8/12/1950 Cuma günü saat 10 da.
1 — 6176 sayılı kanunla dört sınıfa indirilen hastabakıcı hemşirelerin besinci sınıfta gecen sürelerinin dördüncü sınıfta geçmiş sayı'ıp sa-yılmıyacagıııın yorumlanmasına dair Başbakanlık tezkeresi,
2 — Konya milletvekilleri Himmet ölçmen, Muammer Obuz ile Niğde milletvekili Halil Nuri Yur-dukul un Hürriyet Madalyası hakkında kanun teklifini görügmek ü-
TUTANAKLARI İNCELEME KOMİSYONU: Bugün saat 10 da Kl-tuplıkta toplanacaklardır
Para bulundu
İçinde bir miktar para bulunan bir cüzdan bulunmuştur.
Sahibinin Yeni Halde Erzak Pazarı No: 57. Telefon: 12660 a müracaatı.
(Baş tarafı 1 inci sayfada) tebliğ edilmiştir:
Kore'de bulunan birliğimize mensup subay ve) erlerimizle ailelerin her türlü isleriyle meşgul olmak üzere Millî Savunma Bakanlığı merkez dairesinde bir Kore bürosu açılmıştır. Vatandaşların islerinin çabuk görülmesinin temini maksadiyle açılan bu büroya alâkalıların doğrudan doğruya müracaat eıtme-leri tebliğ olunur.
SAVUNMA BAKANLIĞINA GELEN TELGRAFLAR
Millî Savunma Bakanlığından bildirilmiştir:
Korede Türk şeref ve bahadırlığım gösteren birliğimizin tebcil ve takdiri hakkında Bakanlığımıza bir çok telgraflar gel mektedir. Ezcümle, milletin duygularına tam bir tercüman olan, Kırklareli İl Genel Meclisinden çekilen telgrafın sureti aynen a-şağıya dercedilmiştir.
Sayın Refik Şevket İnce:
Millî Savunma Bakanı - Ankara, Korede hangi düşmanla sava-Sildığım .. biliyoruz. Bu düşmana karsı hür milletler safında yer olmak lüzumundaki ileri görüsü ve bu savasa katılmak yolun daki hükümet kararının isabetini takdirle müdrikiz.
Arslanlanmızın bu savaşta san lı tarihimize yeniden yazdırdığı kahramanlıklar göğsümüzü kabartıyor. Gazaları mübarek olsun. Tanrıdan gazilerimize kuvvet, şehitlerimize rahmet diliyoruz. İlk toplantımızın ilk anında
(Bası 1 inci sayfada) Dün Büyük Millet Meclisinde, bu kanunun müzakeresi
açıldığı sırada. Halk Partisi muhalefeti, politika yapmak için günlerden beri peşinde koştuğu fırsatı yakaladım vehmine kapılarak, garip ve garip olduğu kadar da hazin bir münkaşa kapısı açmaktan çekinmemiştir.
Halbuki, dâvanın esası. Birleşmiş Milletler omrine verilmek üzere, askeri birlikler halinde yabancı ülkelere gönderilecek ordu mensuplarının aylık ücretleriyle çeşitli istihkakları ve birliğin sair masrafları hak-kındaki kanun lâyihasını bir an evvel konuşup bitirmekti.
Bu böyle olduğu halde, C.H. P. Meclis Grupu adına söz alan Faik Ahmet Barutçu’nun Koreye gönderilen askerlerin meşru bir karara dayanmadığını iddia edecek derecede işi tereddiye sürüklemek istediğini gördük.
Askerlerimiz, orada, kanlarını akıtıp, savaşırken, hukukî mesnetlere dayanan bir kararı âdeta modreseye düşürürcesine münakaşaya kalkmak ve işin esası kanunî değildir ki, bu ödeneklere ait kanun çıkarılsın diye garip bir mütalâa İleri sürmek, hakikaten acı, hem de çok ecı bir şeydir.
Faik Ahmet Barutçu’nun mantığına göre, eski Mecelle tâbiri ile «feri» «asi» a tâbi imişl Asıl doğru olmayınca, feri doğru olmazmışl.. Asıl dediği askerin gitmesi, feri dediği onlara verilecek tahsisattır.
Peki ne yapalım? Halk Partisi Grup sözcüsünün fikirlerine iştirak edelim de Kore'de kah-
ramanca savaşan birliğimizin
ve ailelerinin istihkaklarını ka-
bul eimiyelim mi?.. Bunu mu demek istiyorlar?..
Evet, çok garip, çok acı görünür ama, maalesef bunu diyorlar ve böyle dediklerini dün bu
kanun müzakere edilirken ayrı-
Dünkü Meclisten intibalar
ca rey vermemekle isbat etmiş bulunuyorlar...
(Başı 1 inci sayfada) ıı yeniden ve bir kere daha tekrarlanmıştır.
Gensoru sahiplerinden Millet Partisinin Meclisteki tek mümessili Osman Bölükbaşı da, celse ye geç gelmemiş olsa idi, mesele kalmıyacak ve hükümetin sorgu ve sigaya çekilmesi için ileri sürülen mütaleaların ne dereceye kadar kuvvetli olduğu, Pazar tesiye kalmadan belirmiş olacaktı.
Bununla beraber, Koreye dair hükümet karan hakkında, muhalefetin görüş, düşünüş ve müta-lea tarzı, gensoru sahiplerinden Kemal Tülnkoğlunun sözleri ile de açıklanmış ve tebellür etmiş bulunuyor.
Korede çarpışan kahramanların düşmanla süngü süngüye, boğaz boğaza çarpıştığı ve Türk adım bütün dünyaya hürmetle, hayranlıkla yadettirdiği, temiz komm cömertçe harcadığı bir sırada, kendilerine verilecek ekmek parası, yol masrafı mevzu-unun C.H.P. muhalefeti tarafından âdeta bir ganimet bilinerek, hükümete hücum için vesile ittihaz edilmesi, elbette parlâmento tarihimizin daima teessürle okunacak bir sayfası olacak; ve aynı safın, kanunun kabulüne oleyhte kalışı muhakkak ki unutulması kolayca mümkün olmıya-cak hazin bir vakıa olarak mü-tolea edilecekti!.
Bu hattı hareketin bir nevi esbabı mucibesi olarak ileri sürülen iddia ise C.H.P. muhalefetinin nasıl bir tezat içinde bulunduğunu sarahatle belirtmiştir.
Filhakika, bu mevzuda konuşmağa memur edilen Avni Doğan «İKanunun kabulüne partisinin iştirak etmemesinin uyandıracağı tepkiyi kolayca sezmis olacak ki, ağır kararlarım tahfif etmek sadedinde bir izah tarzı bulmuş ve muhalif kalışlarının bu mevzu daki görüşlerinin hukukî icabı olduğunu söylemek zorunda kalmıştır.
Dünkü Meclis müzakerelerinde beliren ve derhal nazarı dikkati celbeden bir nokta da, hükümetin Meclisin tam ve katî güvenine sahip bulunduğunun bir daha anlaşılmasıdır.
Şurasını söylemek lâzımdır kı, eğer Halk Partisinin noktai nazarı kabul edilse idi, bugün Kore'ye gidenlere ve ailelerine
tahsisat vermemek gibi bir du-
rum meydana gelmiş olurdu.
Şimdi gelin
de bu mevzuda
susunuz ve iç politika meselelerini münakaşa etmekten fariğ olunuzl
Kore'deki askerlerimize tah-
sisat vermeği kabul etmezken.
kendi hasis politikaları uğruna
sömürmek istedikleri şey şu-
Birlcşmiş Milletler Anayasası gereğince hareket edilmemiştir. Kore'ye asker göndermek
için Büyük Millet Meclisinin kararı alınmamıştırl
Cevabı bir çok hukukçular tarafından kırk kere verilen bu mevzuu burada tekrar diriltecek ve üzerinde tekrar tartışma açacak değiliz. Ancak kendilerine burada şu noktayı sormak
Kore'de harikalar ve destanlar yaratan askerlerimiz. Türkün asıl şöhretine lâyık birer evlât olduklarını kanlarını dö-
kerek isbat ederken. Halk Par-
tisi muhalefeti neyi iddia etmek arzusundadır. Bu birlik meşru ve hukuki bir karara da-
yanılarak gönderilmediği

orada yaptıkları savaş da meş-
ru değildir; döktükleri kan he-
derdir. Yaptıkları savaş alelâde
bir çeteciliktir. Bunu mu söylemek istiyor?
Fakat efendiler, eğer dilinizin altındaki bakla bu ise, biraz utanmak, biraz kendinize gel-
mek lâzımdır. Türkiye'nin bütünlüğünü müşterek emniyet
sistemi içinde müdafaa ederken
şehit düşenlerin aziz hâtıralarına
niz! Gazilerimize
kanlarına ve hürmet edi-
saygı gösteri-
4500 askerimiz, Kore’de Türkün kudret ve kuvvetini bütün
dünyaya tanıtırken, Türkiye'nin büyük devletler camiası
içinde hesap edilecek, güvenile-
bu hissiyat ve takdirlerimizi yük sek şahıslarınıza olan güven ve bağlılık histerimizle birlikte isal-den kendimizi alamadık. Ellerinizden öperiz.
cek bir varlık olduğunu isbat ederken, hâlâ bu askerlerin gayri meşru bir kararla oraya gönderildiğini iddia etmek en hafif tâbiriyle vatanseverlikle
Kırklareli İl Genel Meclisi Üyeleri
asla telif olunamaz. Hele onla rın aylık ve tahsisatları ile alâkalı bir kanun münasebetiyle böyle bir mevzuun ortaya atılması ve bu kanuna rey veril-
memesi çok hicabavor sefil bir politikadır.
Milletin saflarına geliniz!
Mümtaz Faik FENİK
Bir izah
Parti mücadelesini bırakmış değilim!
Arkada m ve dostum Saba-haddin Sönmez, evvelki gün bana telefon ederek Hüseyin Cahit Yalçın’ın «Evvelâ Vatan» başlıklı makalesini okuyup okumadığımı sordu. Okuduğumu söyledim. Fikirlerimi öğrenmek istedi:
— Yeni bir nümayiş dedim!
Gerçi bu makalede Hüseyin Cahit Yalçın, Kore’de askerlerimiz harp ederken iç politika mevzuu üzerinde münakaşa edilmesinin doğru olmadığını söylüyor vc kendi kendisine â-deta bir mütareke ilân ettiğini yazıyordu.
Dosiım Sabahattin Sönmez, bu mütareke etrafında bana ait fikirleri sordu. Kendisine aşağı aynen aldığım sözleri söyledim. Ve bu sözler Vatan ve Son Posta gazetelerinde aynen çıktı.
Vatan refikimizin yazı işleri müdürü, bu yazıya «Yalçın, Erim, Fenilc parti mücadelelerini bırakıyorlar» diye bir serlevha koymuş. Halbuki, benim söylediklerimle bu serlevha ara sında bir münasebet yoktur. Her halde bir yanlışlığa gelmiş olacak. Arkadaşım Sabahattin Sönmez’e söylediğim sözleri Vatan gazetesinden keserek aynen aşağı alıyorum: Karilerim de pek iyi fark edeceklerdir ki, bu sözlerden parti mücadelelerini bıraktığım gibi bir mâna çıkarılamaz.
Sözlerim şudur:
(— Ben bu mütarekeyi bilfiil çoktan yapmış bulunuyorum. Kore savaşlarına askerlerimiz iştirak ettiği ve büyük hamaset destanları yaratmağa başladığı gündenberi bütün yazılarımı mütemadiyen Kore hâdiselerine ve bununla alâkalı dış meselelere tahsis ettim. Aşağı yukarı on gündenberi yazılarım bu mevzular etrafındadîr. Türk askerleri Korede canlarını dişlerine takarak, hayatlarını istihkar ederek kan dökerken insanın kalemi nasıl olur da parti münakaşalarına dair yazı yazabilir. Her gün gözlerimiz iftihar yaşlariyle dolu olarak Kore kahramanlarını dakika dakika takip ediyoruz. Bugün memleketin tek düşüncesi bu-dur.
Yalnız şurasını hususî olarak söyliyeyim ki, Hüseyin Cahide bu meseleyi Zafer ve Vatan gazeteleri hatırlatmış bulunmakta dır. Geçen günkü Ulus hemen
bütün baş sayfasını gensoru ile alâkalı parti münakaşasına tahsis etmiş ve bu arada Kore birliğimize ait bir haberi tek sütun üzerine küçücük bir tarafa sıkıştırmıştı. Bu haber askerlerimizin silâhlarını ve yaralılarını dahi sırtlarında taşı-d klarma dair olan hamaset des tnnı idi. Ulusun bu şekilde hareketini teessürle gazetelerimiz dc kaydettik. Ve onun üzerinedir ki Hüseyin Cahit Yalçın Mehmetçiğe dair bir makale yazdı. Bugün de bir mütareke ilânına lüzum gördü. Fakat buna rağmen bir noktaya işaret etmek lâzımdır. Hüseyin Cahit Yalçın bu mütarekeyi ilân ettiği gün Nihat Erim yine en aşırı partizanlık yaparak Demokrat Parti iktidarına karşı ağır kelimelerle hücum etmektedir. Bu müthiş tezada sert bir yazı ile işaret etmek bir gazeteci olarak vazifemdi. Buna rağmen bu vazifeyi dahi ihmal edeceğim ve bu mevzuda bugün gazetecilik yapmıyacağım.»
M. F. F.
Misakımillî Ocağı yıllık kongresi
(Başı 1 inci sayfada) canlı birer konuşma yaparak dileklere cevap vermişler, parü teşkilâtına azim ve şevkli çalışma temennilerinde bulunmuşlar /e sık sık alkışlanmışlardır.
Hür insan topluluğunun alkışlı arzulan ile kürsüye gelen Osman Şevki Ciçekdağ, partili kar deşler arasındaki bağlılığın kud siyetini ve böyîece her gün daha azametli bir varlık olmaktan duyulan hazzı tebarüz ettirmiş ve sözlerine şöylece devam etmiştir:
«Kardeşlerim...
27 yıllık iktidar mevkiinde bulunmuş olan Halk Partisi hükümetlerinin bu cennet vatanî bir yangın yerine çevirdiğini hepimiz biliyoruz. Dertleriniz, dertlerimiz dir. Dilekleriniz, başımızın tacıdır. Müsaade ediniz şu yangın yerindeki molozları temizliyelm. Durmadan, dinlenmeden her günden daha çok çalışalım.
Bundan sonra, gündeme göre idare kurulu seçimine geçilmiştir. Yapılan seçimde: Başkanlığa İsmail Ozcan, ikinci başkanlığa Ulvi Canor, asil üyeliklere Süleyman Şafak, Murat Tabak ve Agop Işık, yedek üyeliklere İbrahim Hakkı Hancı, Halit Altıok, Necip Çetinay, Abdurrahman Ba kır, Suat Saraç seçilmişlerdir.
Kongre başkanlığına verilen bir önerge ile Korade savaşan kahraman kardeşlerimize bir sevgi telgrafı çekilmesi talep edilmiş ve bu kutsal istek umumun tasvibine mazhar olarak kabul e-dilmiş ve kongre derin bir samimiyet içinde sona ermiştir.

Sayfa: 4
Z A F E
7/12/1950


Mecliste Dünkü
Gürültülü Celse
(Bas tarafı*! incide) söz almıştır. Avni Doğan, kararnamenin 10 Ağustosta Millî Savunmadan Bakanlar Buruluna geldiğini, 29 Eylülde Bakanlar Kurulundan çıkıp 4 Kasımda yayınlandığım ve bugün Meclise getirildiğini söylemiş ve bu gecikmenin sebebi hakkında hükümetin izahat vermesini rica et-
Başkan, bu dileklerin bir soru mevzuu olduğunu, bildirerek hükümetin ancak o takdirde cevap vereceğini bilbdirmistir.
Yabancı ülkelere gidecek askerî birliklerimizin ücretleri «Birleşmiş Milletler emrine verilmek üzere askeri birlik • ler halinde yabancı ülkelere gönderilecek ordu mensuplarının aylık ve ücretleriyle çeşitli istihkakları ve birliğin sair masrafları» hakkındaki kanun tasarısının öncelikle ve ivedilikle görüşülmesine dair bir takririn kabulü üzerine ilk sözü Mardin milletvekili Kemal Türkoğlu almıştır. Hatib, Koreya dair alman kararın sekline muhalif kalışım izahtan önce, savaş birliğimizin masraflarının ne şekilde karşılandığını, bugüne kadar yapılan masraf miktarının ne olduğunu, hükümetin cevaplandırmasını istediğini söylemiş ve tasarının u-mumî bir karakter arzettiğini, bu itibarla Koreye münhasır olması kaydının ilâvesini teklif e»-miştir.
Mürettep taarruz başlıyor
Müteakiben kürsüye gelen C.H. P. Trabzon milletvekili Faik Ahmet Barutçu, Meclisin tasvibi ve karan alınmadan Koreye asker göndermenin Anayasamızın 26 ■ncı maddesine aykırı olduğunu söylemiş Birleşmiş Milletler Anayasasının 443 üncü maddesinde zikredilen hususî antlaşmaların yapılmamış olmasını da aynı iddianın doğruluğuna delil teşkil ettiğini ilâve etmiş ve salâhiyet kanunları hakkında hüküme te mutlak yetki tanınması aleyhinde bulunmuştur.
Köprülü'nün demeci
Bunun üzerine söz alan Dışişleri Bakam Prof. Fuat Köprülü, sık sık ve sürekli alkışlarla kesilen $u beyanatta bulunmuştur.
«— Muhterem arkadaşlar, iki , arkadaşımızın benden evvel burada ileri sürdükleri mütalâ- ' alan dikkatle dinledik. Arkadaşlardan birisi bir iki mesele ‘ hakkında hükümetten malûmat . istiyor, ondan sonra muhalefetinin sebebini anlatacağını ifade ediyordu. Diğer arkadaşımız ' muhalefet namına Kore’ye as- ' ker gönderme hareketinin, ge- ‘ rek Birleşmiş Milletler Anayasasına, gerek bizim Anayasa- ’ miza aykırı bir hareket olduğunu iddia etti. Ve o hususta da birtakım mülâhazalarda bulûn-du. Bu mütalâalardan sonra ne- 1 tice olarak bu istenilen tahsi- ' satın reddi talebinde bulunma- 1 smı bekliyorduk ve mantıkî o- . lan talep de bu idi. Fakat bu- 1 nun reddi neticesine varmakla beraber ve mantıkî olan bir 1 nıukaddemeden sonra bunun 1 yalnız bu hâdiseye tahsisini ve kanunun ismindeki umumiye- 1 tin kaldırılmasını istedi. Bundaki sarih tezadı anlıyamadığı- 1 mızı açıkça itiraf etmek mecbu- ' riyetindeyim.
Aziz Uras (Madrin) — Ora- 1 dakiler çocuklarımızdır.
Dışişleri Bakanı Fuat Köprü- ' lü (devamla) — Muhalefet, ka- ' nunun bütün inceliklerini bu 1 kadar dikkatle gözönünde bu- ' lundurmalarını ve bundan te- 1 vellüt edecek neticelerden dola- 1 yı hükümetin, hattâ daha şid- ! detli mesul ve muhatap tutmalarını tabiî buluruz.
Biz, muhalefetin de daima en 1 geniş bir kanun anlayışı ile hareket etmesini pek tabii bulanlardanız. Yalnız arzettiğim gibi, deminki mutalâatın mukadde-mesiyle neticesinin birbirini tutmamasındaki mantıksızlığı tebarüz ettirmeden kendimizi alamadım. Ve bunun esbabını izah etmelerini arkadaşımızdan rica ediyoruz. (Bravo sesleri).
Arkadaşımın mütalâalarını dinlerken, biraz hayrette kaldığımı itiraf edeyim. Çünkü arkadaşımızın hukukî malumatı çok kuvvetlidir, geniştir. Sonra bilhassa kendileri iktidarda i-ken yapılmış olan, tasdik edilmiş olan Birleşmiş Milletler A-nayasasını muhalefetin heyeti umumiyesinin arkadaşımızın an ladığı tarzda anlıyabileceğini tahmin etmiyorum. Bilhassa onun müzakeresinde bulunmuş olan, onun mesaisine iştirak etmiş olan arkadaşlar, Barutçu arkadaşımızdan başka suretle düşünmüş olmaları icabeder.
) I Barutçu arkadaşımızın izanı-■ I na göre, 43 üncü maddeye na-î zaran herhangi bir yardım ya-] pılması için, iptida anlaşmalar r yapılmalıdır. Anlaşma kimle . yapılacak? 47 nci maddedeki Birleşmiş Milletler kumanda he . yeti teşekkül edecek ondan . sonra o heyete imza koymuş o-lan devletler arasında anlaşma yapılacak. Yani bu anlaşmalar ı daima zabıta kuvveti tesisi hak , kında emniyeti, sulhu muhfa-, za ve herhangi bir yerde sulh bozulduğu takdirde onu iade etmek maksadiyle Birleşmiş Milletlerin eski Cemiyeti Akvam gibi alelade bir söz ebeliğinden ibaret kalmaması, fiilî neticeler elde edebilmesi için’ düşünülen bir tedbirdir.
Barutçu arkadaşımızın izahr hükûmette bulunanlar ve şimdi muhalefette kalan arkadaşlar ve bizlerle beraber o vakit bu anlaşmayı bu şekilde anlı-yacak olurlarsa, o halde kendilerine sormak icabeder, eğer vaziyet böyle ise o vakit ortada hiçbir anlaşma yoktur. Çünkü onlar öyle diyor. Bu takdirde hükümetin oraya bir şey göndermesi alelâde, keyfî, kanunsuz ve hattâ Birleşmiş Milletler Anayasasına uymıyan bir nevi ihdas yapılmıştır. Eğer kendileri buna inanıyorsa, böyle konuşmak, hükümeti itham eder şekilde konuşmak icabederdi. (Soldan: bravo sesleri, alkışlar).
İnsanlar eğer inandıkları şeye hakikaten inanıyorlarsa bütün kuvvetleriyle ve onun tevlit edeceği bütün avakibi isti-, yerek, o şekilde istemeli ve o şekilde konuşmalıdır. O şekilde talep etmelidir. (Bravo sesleri alkışlar). 43 üncü maddeye göre ve bizim Anayasamıza göre, asla hakkı salâhiyeti olmadığı halde, hiç mecburiyet olmadığı halde bir hükümet kalkıyor buradan 4000 - 5000 kişiyi karakuşî ve keyfî bir kararla uzak n-.emleketlere gönderiyor. Bunu arkadaşımız bu şekilde anlıyor, bunu, çinayetle'vasıflan-dırmalıdır ve hükümeti doğrudan doğruya Divanı Âliye şevkini talep etmeli idi. (Bravo ses leri.)
Şimdi mantıksızlığı böyle tebarüz ettirdikten sonra müsaadenizle zatî meseleye geçeyim:
43 üncü madde eğer kendi anladıkları gibi anlaşılması ica-bederse yani önce Birleşmiş Milletlerin müşterek kumanda heyeti erkânı harbiyesi teessüs edecek ve diğer her vazıülimza devletle müzakere edecek, bu daima polis kuvveti hakkında anlaşmalar yapacak, ve ondan sonra bu anlaşmlar, Millet Meclislerine, her memleketin kendi konstitüsyonlanna göre, kanu-n:yet kesbetmek üzere gidecek, teşriî meclislerden, makamlardan geçecek. Bunun üç senedir neden geçmediğini Barutçu arkadaşımız bilmese bile, kendisi ile beraber bugün muhalefette ve eskiden Dışişlerini idare mevkiinde bulunan arkadaşları çok iyi bilirler. Ve kendisine bu nun neye tatbik edilmediğini uzun uzun izah edebilirlerdi.
Arkadaşlar, bu, bildiğimiz sebeplerden dolayı, muayyen bir kuvvetin vetosundan dolayı iş-liyememiştir. Ve bütün Birleşmiş Milletlerin maddî kuvveti, maddî müeyyidesi bu suretle sıfıra indirilmek gayesi hasıT olmuştur. Bizden evvelki hükümet, yani kendilerinin de içiri-de bulunduğu hükümet daima müşterek emniyet meselesinin, müşterek zabıta meselesinin bir an evvel tahakkuku için çalışmışlardır. Bunun zaruretini ileri sürmüşlerdir. Biz de aynı noktai nazarı ileri sürüyoruz. İleri sürdük. Bu defa Birleşmiş Milletlere iştirak eden delegasyon heyetimize, hükümetimiz nıüşterek zabıta tesisinin ve Birleşmiş Milletler şartının işler hale gelmesi için teşebbüste bulunması talimatını verdi.
Amerika ve diğer bazı hükümetler aynı noktai nazarda olduğu için bugün Genel Kurula İntikal etmiştir. Yani Güvenlik Konseyinin veto yüzünden işlemediği hallerde Genel Kurulun işlemesi temin edilmiştir. Bu netice fena bir netice midir?
Arkadaşımız diyor ki, bu maddeler, bugün 43 üncü madde tatbik edilmediği için hiç • bir kuvvet, bu anlaşmaları yap madiğimiz için bizi, hükümeti kuvvet göndermeğe mecbur e-demez. Göndermemeli idi.
Soruyorum. Güvenlik Konseyinin yardım teklifini kabul eıien 52 devlet, biz de dahil, onlarla beraber 53 devlet, Rus-
ya’nın bulunmadığı ve vetosu-1 konuşmaları, birbirimize bu Sunu kullanamadığından istifade I retle, hele tarizleri, nasihat ver-- • meleri bir tal-âfa •bırakalım.
(Bravo sesleri şiddetli alkışlar) Bu meseleler üzerinde memleket ve Türk milleti hükmünü vermiş bulunuyor. Kanaatimce artık bunların maziye maledilmesi zamanı gelmiştir. (Şiddetli alkışlar) Bu ciheti bilhassa ıızun zamanlar memleketi idare etmek mesuliyetini üzerlerinde taşımış olanların bilmesi icabeder. Asıl muhalefet bu hakikatleri görmemekten gelemez.
Arkadaşlar,
Şimdi meselenin esasına geliyorum. Barutçu arkadaşımız konuşulmakta olan meselenin iki esas ve çerçeve içinde mütalâa edilmesi lâzım geldiğini ileri sürdüler. Birleşik Milletler Anayasası ve Türkiye Anayasası. Filhakika bu görüşleri tamamen doğrudur. Biz de kendilerine iltihak ediyoruz. Ancak, hâdisemizin bahis mevzuu olan meselemizin tahlili ve Birleşik Milletler Anayasası ve bizim Anayasamız muvacehesipde vaziyeti Barutçu’nun görüşüne uymamak
Evvelâ arzedeyim ki, Faik Ahmet Barutçu’nun mütalâasına kıymet vermek lâzım gelseydi, Kore’ye asker göndermemek icabederdi ve Kore’ye asker göndermemiz bizim Anayasamıza olduğu kadar Birleşmiş Milletler A-nayasası hükümlerine de aykırı olmuştur. Şayet Birleşmiş Milletler Anayasası veya bizim A-nayasamıza aykırı olarak Koreye asker gönderilmişse, orada vatan çocuklarının kanunsuz o-larak şehit olmalarına sebebiyet verilmiş ise, Anayasamız hüküm leri ayaklar altına alınmış ise bu kadar ağır ve vahim bir vaziyet karşısında C.H.P. muhalefetinin Meclisin açılmasından 45 gün geçtiği halde bu meselede hâlâ sükût etmekte olması sebebini sormak yerinde olur. (Bra vo sesleri, alkışlar) Hattâ Meclisin açılmasını beklemeden önce bu hususta muhalefetin girişebileceği teşebbüsler vardır.
Arkadaşlar,
Barutçu mütemadiyen Birleşik Milletler Anayasasının 43 üncü maddesinden bahsediyor. Bu (lâtakrebüsselâte) hikâyesine çok üyğun düşüyor. Muhalefete göre memleket dışına silâhlı kuvvetler gönderilmesi ancak ve ancak 43 üncü maddenin tatbike konulmasiyle kaimdir.
Biz vaziyeti böyle mütalâa etmiyoruz. 43 üncü maddenin yanında, hattâ 43 üncü maddeden evvel bir de 42 nci madde vardır. Biraz izah edeyim, Birleşik Milletler Anayasası sulhun korunması için silâhlı müdahaleler yapılmasını iki safhada mütalâa etmektedir. Birisi; bahsettikleri 43 üncü madde mucibince hususî anlaşmalarla Birleşik Amerika emrinde bir zabıta kuvveti kuruluncaya kadar olan devre, diğeri de 43 üncü maddenin tatbikinden sonraki devredir.
Şimdi içinde bulunduğumuz devre 48 üncü maddenin tatbikin den evvelki devre olduğu için tatbik edilmesi lâzım gelen madde 42 nci maddedir. Bahis mevzuu olan 42 nci madde ise, silâhlı kuvvetlerin, gönderilmesinin mütecavize karşı harekete geçilmesinin sulh bozulmuşsa onun i-ade ve tesisinin ne suretle mümkün olacağını tesbit eden maddedir.
Binaenaleyh hükümetiniz 42 inci maddenin hükümlerine dayanarak harekete geçmiştir. 43 üncü madde tatbik edildikten sonra yani müşterek kumandanlık kurulduktan ve milletlerarası müşterek zabıta kuvvetleri tesis olunduktan sonradır ki, bunlara osas olan anlaşmalar Büyük Mil let Meclisine getirilir. Halbuki bunlar malûm sebeplerle henüz yapılamamış ve 43 üncü madde tatbike konulamamıştır. Faik Ahmet Barutçu arkadaşımız A-nayasanın 26 ncı maddesinden bahsederek muahedelerin B.M.M. getirilmesinin zarurî olduğunu ileri sürüyor. Anayasanın 26 ncı maddesi hakikaten söyledikleri gibidir. Fakat vakıa ve mesele buyurdukları gibi değildir. (Bravo sesleri, şiddetli alkışlar).
Arkadaşlar,
Anayasamızın 26 ncı maddesi mucibince anlaşma ve muahede yani Birleşmiş Milletler Anayasası, bu kürsüye getirilmiş ve Büyük Millet Meclisinin tasdikinden geçmiştir. O halde Meclisten istedikleri hangi tasdiktir Eğer 43 üncü maddede derpiş edilmekte olan mahsus anlaşmaların, hususî muahedelerin tasdikini istiyorlarsa, mevcut olmı-yan bu muahedelerin tasdikini istemek çok garip ve abes duruma düşmektir. (Şiddetli alkışlar,
ederek emniyet konseyinde bir karar verdi ve o karar yeni bir esas teşkil etti ve onun üzerine bu hukukî esası, bu mesnedi yani Charlet’in bu anlayış tarzını tesbitle beraber 53 demokrat, hür devlet kabul etti. Demirperde arkasındaki memleketler, onlar bunu kabul etmediler ve bunun gayri hukukî olduğunu ve hukukî anlayışın şimdi Barutçu’nun anladığı şekilde olduğunu iddia ettiler. (Soldan bravo sesleri, çok şiddetli alkışlar) (kâfi sesleri) biz, bizimle beraber 52 memleket hukukçularının anlayış şeklini kabul ettik. Eğer hükümetiniz bunda hata etti ise, eğer hükümetiniz 52 hür, demokrat ve sulhsever milletlerle beraber hareket etti ise, onların hukukî anlayışına iştirak ederek hareket etti ise, eğer demirperde memleketleri arkasındaki hukukçuların anlayışlarına iştirak etmedi ise, hükümetiniz bundan dolayı mesut ve bahtiyardır. Bununla vazifesini lâyıkiy-lc yaptığına kanidir.
Sözlerim bu kadardır, arkadaşlar. (Sürekli ve şiddetli alkışlar.)
Prof, Köprülü’den sonra yeniden kürsüye gelen Faik Ahmet Barutçu iddialarını tekrarlıya-rak, eski mütalâalarında ısrar etmiştir.
Başbakan kürsüde
Bunun üzerine kürsüye gelen Başbakan Adnan Menderes, tenli idlere şu cevabı vermiştir:
Muhterem arkadaşlar,
Söz istedikten sonra benden evvel burada konuşan Faik Ahmet Barutçu arkadaşım konuşmalarını bir hayli uzattı ve söz istediğim anda söz istememiş olsaydım sonradan konuşmalarının düştüğü seviyeyi gördükten sonra söz istemekten vaz geçerdim. Meselenin şakaya tahammülü olsaydı ben de kendileri gibi konuşmak ve bir takım nasihatler vermek mevkiinde olabilirdim. Sayın Barutçu’nun konuşmasının sadece bir iki cümlesini hatırlatmakla iktifa edece-ğiu. Sonra da meselenin esasına geçelim. Sayın Barutçu bir çok lâflar arasında Meclissiz iş gör nıe zihniyetinin aleyhideyiz de diyor ve Yüksek Meclisinize bir takım nasihatlerde bulunuyorlar. Nasihatlerde bulunmak icap etseydi ve yeri olsaydı ben de a-sıl muhalefetten, Halk Partisi muhalefetinden ve onun grupun-dan, particilik gayret ve ihtiraslarını, hele şimdi konuşulan mev zu gibi çok ağır ve ciddî mevzularda, bir tarafa bırakarak işin hakikatini ve aslını konuşmak icabettiğini kendilerine nasihat olarak söylemem icabederdi. (Soldan alkışlar, bravo sesleri). Uzun yıllar memleketi Meclissiz idare etmek gibi bir vaziyette o-lanların şimdi bir anda rüyet zaviyelerinin değişmesi, yani Halk Partisinin iktidardan muhalefete geçmesi üzerine birdenbire, Meclissiz iş görme zihniyetinin a-leyhindeyiz, tarzında konuşmağa başlamaları ibret verici bir vakıa olarak temaşa edilmek icabeder. (Bu sırada Bitlis Milletvekili Muhtar Ertan Başbakana: «Siz de o Meclisin içinde idiniz, demiş ve Başbakan sözlerine devamla) Şimdi Muhtar bey onun da cevabını vereceğim. Fırsat verdiğiniz için teşekkür ederim. Biz de o Meclisin içinde idik. Hattâ bu vatanın içinde yirmi milyon Türk yaşamakta idi ve onlar da tatbik edilmekte olan idare tarzına boyun eğmekte i-diler, fakat arkadaşlar o devirlerin, iradeyi cüz’iyenin asla tesir göstermediği devirler olduğunu, Muhtar arkadaşımızın benim kadar bilmesi icabederdi. Eğer o devrin mesulünü aramak lâzım gelirse, mesuller, ne Muhtarlar ne Menderesler değil, asıl küllî iradeyi elinde tutan şahsın mesul tutulması icabederdi (Bravo sesleri şiddetli alkışlar) Çünkü bir Muhtar, beş Muhtar veya on Menderes, yüz Menderes o zamanlarda memleketin kaderini değiştirmek imkânına, o gidişe küçücük bir inhiraf vermek imkânına sahip değillerdi. (Bravo sesleri şiddetli alkışlar) Ancak, Bir İrade ve arzusu ile bu memleketin idaresini yüzde yüz değiş tirebilmek kudretinde olan bir insan vardı. Mesul aramak lâzım gelirse onun meBul olması lâzım gelir. (Şiddetli alkışlar, bravo sesleri).
Yine sayın Barutçu, burası fikirlerin konuşulduğu yerdir, diyor. Biz burasının dövüş yeri olduğunu da gördük. (Soldan bravo sesleri şiddetli alkışlar).
Şimdi arkadaşlar,
Müsaade buyurursanız bu tarz
bravo sesleri).
Son olarak aızedeceğim cihet şundan ibarettir. Barutçu sözlerine başlarken demişti ki, meselemiz ya Birleşmiş Milletler A-■nayasası yahut da kendi Anayasamız hükümleri dahilinde mütalâa edilir.
Şimdi — kendi fikirlerine göre — 43 üncü madde henüz tatbik edilmediği için meseleyi Birleşmiş Milletler Anayasasına göre değil kendi Anayasamızın i-çinde mütalâa etmek lâzımdır O halde meseleyi kendilerine u-yarak, Türk Anayasasına göıo ele alalını: Anayasamızın 26 ncı, maddesinin, biraz evvel aızetti-ğim gibi bu mevzu ile alâkası yoktur. Bu takdirde ise geriyo Anayasanın B.M.M. nin salâhiyetlerine taallûk eden maddesi nin tetkiki kalıyor. O madde iso harp ilânı hususunun B.M.M. nin salâhiyetleri dahilinde olduğuna dair olan maddedir.
îşte kendisinin meseleyi kanunsuzluk bakımından bizim A-nayasanın bu maddesine dayatmak istediği anlaşılıyor. Fakat ortada harp ilânı mevcut olmadığına göre Birleşmiş Milletler Anayasasının 42 nci maddesine göre Kore’ye silâhlı kuvvetler göndermemizin Anayasamıza mu halöfetini nereden çıkarıyorlar?
Arkadaşlarım,
Uzun sözler arasında mevzu ile hiç alâkası olmıyan bir takım iyvicaçlı, birtakım düşen kalkan ifadelerle zihinleri karıştırmak ve'bu suretle hak kazandım zannetmek doğru değildir. Efkârı ıımumiyeyi hakikatlerin sarahati karşısında, böyle birtakım ithamlar ve karmakarışık sözlerle bulandırmağa çalışmak ciddî bir muhalefetin kârı olamaz.
Nasihat etmek mevkiinde bulunacak olsaydım, tekrar kürsüye geldikleri zaman meseleyi ve fikirlerini açıkça ortaya atabilecek bir durumda olmaları lâ-zımgeldiğini söylemek isterdim. Bunun için de meseleyi iyice tetkik ive tesbit etmenin zarurî olduğunu bir kere daha ifade etmek zaruretini hissediyorum.
Müzakere mevzuu muhalefet tarafından bir hayli dağıtılmış oldıf. Konuşulmakta olan kanuna gelince: Kanunun gerek umumi heyeti gerekse maddeleri hakkında takdir hiç şüphesiz Yüksek Heyetinizin olacaktır.»
Başbakan kürsüden inerken demokrat milletvekilleri kendisine büyük tezahürat yapmışlar ve şiddetle alkışlamışlardır.
Başbakandan sonra Faik Ahmet üçüncü defa olarak iddialarım tekrarlamış, bu bayanlara Dışişleri Bakam Prof. Fuat Köprülü yeniden cevab vermiştir.
Dış Bakam, Faik Ahmet Barutçunun sözlerine işaretle, ik-tidorin asgari kendileri kadar millî iradeye hürmetkâr ve riayet kâr olduğunu, muhalefetin hiç olmazsa haricî meseleleri siyaset mevzuu yapmaması gerektiğini söylemiş, Koreye asker göndermek kararının «Harp ilân» demek olmadığım, esasen Birleşmiş Milletlerle olan münasebet ve muhaberelerden Meclisin tamamen haberdar olduğunu bir daha hatırlatarak, muhalefeti, (a-çık, sarih ve vuzuhla» konuşmağa davetle şunları ilâve etmiştir: «Kendileri açık olsunlar, sarih olsunlar. Böyle büyük meselelerde açıkça hareket etsinler. Altlan alla, sinsi sinsi, gizli propaganda yapmak, yahut fikirleri saklamak doğru bir hareket değildir.»
Profesör Köprülü, C.H.P. lilerin pek iyi bildikleri ve sık sık tekrarladıkları kapak gürültüleri, a-yak patırdılan arasında beyanatına devam ederek sözlerini söyle tamamlanmıştır:
«Efendiler sîzleri memleketin hayatî menfaatleri ile alâkalı meselelerde olsun vicdanlarınızla bir dakika ba$ba$a kalmağa davet ediyorum.»
Seyhan milletvekili Cezmi Türk D.P. Meclis Grupu adına, hükümetin aldığı kararın doğruluğunu, istinad ettiği hukuk kaidelerini belirterek geniş bir suretle izah etmiş, muhalefetin bu mevzuu, nasıl istismara çalıştığım belirtmiştir.
İkinci oturum
On bes dakikalık bir fasıladan sonra açılan ikinci oturumda ilk sözü Ağrı milletvekili Celâl Yardımcı almış ve bu mevzuda-ki münakaşaların, bahis mevzuu mesele ile ilgili olmadığım, «Gen soru» görüşülürken fikirlerin açık lanmosım istemiştir.
Yeniden söz alan Faik Ahmet Barutçu, C.H.P'. nin dış politika mevzuunun esaslarında hükü metle aynı kanaatte olduğunu, aradaki farkın metod ve tatbikattan ibaret olduğunu söyle-1
I mistir.
Salumon Adnto’nun sözleri
İstanbul milletvekili Salamon Adato, muhalefet partisi sözcüleri tarafından ileri sürülen tenkillerin hukukî müstenidattan mahrum olduğunu. Birleşmiş Mil letler Anayasası hükümlerinin, hükümet kararım bütün mânası ile destekler karakterde bulunduğunu, mezkûr müessesenin bir hükmî şahsiyet olduğunu, üye devletlerin fert fert mütaleasına imkân görülmediğini izah etmiş ve demiştir ki:
«Anayasanın 26 ncı maddesinde yazılı olan harp ilâm hali hükümetin bu kararında bahis mevzuu olamaz. Çünkü bizzal muhalefetin kendisine hareket noktası olarak ele almış olduğu Birleşmiş Milletler Anayasasının 43 üncü maddesinin fasıl baslığı sö.yledir:
«Dünya barısının temini ve anî baskınların önlenmesi» görülüyor ki burada hükümetimiz dünya ba nşım temin için bu karan almıştır. Her hangi bir devlete kar$ı harp ilân etmemiştir. Du -rum böyle olunca, vaki her hangi bir taarruz önünde hükümetin ellorini bağlayıp oturması mı i-cabedecdkti? Tabiî ki hayır. İste hükümetin yaptığı da budur.»
Yeniden söz alan Kemal Türk oğlu, hükümetin aldığı kararın esasım değil, Meclisten geçiril-memek suretiyle beliren sekle muhalif olduğunu söylemiş, Seyhan milletvekili Sinan Tekelioğ-lu kararın yterjnde olduğunu beyanla, bu gibi mühim mevzuların Mecliste müzakeresine imkân hazırladığı için Menderes hükümetine teşekkür etmiştir.
Tasarının tümü hakkındaki ö-nergenin kabulünü müteakip mad delerin müzakeresine geçilmiştir.
Tasarının başlığı hakkında • Yalnız Koreye mahsus» kaydının konulmasına dair Faik Ahmet Barutçu ve Kemal Türkoğlu tarajndan yapılan tadıl teklifi üzerine Millî Savunma Bakam Refik Şevket İnce söz almıştır. Refik Şevket İnce’nin beyanatı
Refik Şevket, savas birliği masraflarının, Birleşmiş Milletlere ait olduğunu, müteakiben yekûnun üye( devletler arasında taksim edilerek tediye olunacağım, şimdilik masrafın Amerika tarafından yapıldığım, zamanı gelin ce hesabımıza düşen paranın ödeneceğini söylemiş ve Koredeki kahramanların millet yolundaki hizmetlerinin millet kesesin den de mükâfatlandırması gerektiğine işaretle sözlerine şöyle devam etmiştir:
Akıllı milletlere terettüp eden vazife
«Simdi bu kanun hükümleri mutlak mı olmalıdır yoksa yalnız Koreye mi ait olmalıdır mev zuuna geçiyorum:
Arkadaşlar, yasadığımız devreyi yakından takip edenler bilirler ve hepimiz biliyoruz ki, hattâ harp hali mevcut değilken ve harp ilânına lüzum görmeksizin yıldınmâsa harpleri ve hâdiseleri gördükten sonra, akıllı milletlere terettüp eden vazife hâdiselere tekaddüm etmektir. Hâdiselere tekaddüm etmesini bilenler şayet vazn kanun o-lursa onlar aynca takdire sayandır.
Bir an için bugün Korede der vam eden vaziyetin aynının, As-yanın diğer bir mmtakasmda, Avrupanm bir mmtakasmda, Af-rikanın bir mmtdkasmda tahad-düs ettiğini farzedersek ve bize bunlar arasında bir vazife terettüp edersev veyahut, memleketimize yardım vaziyeti tahassül e-derse, bütün bunların istilzam ettiği külfetlerin ve mütenevvî masrafların heyeti mecmuası i-
cin karar almak keyfiyeti, Meclislerin salâhiyetini âdeta tahdit etmek gibi olur. Yani demek istiyoruz ki. Meclis fazla yere meşgul olur. Bir defa icra kuvvetine, Kore için, Birleşmiş Milletler mensubu olmak dolayısiyLe, verilen salâhiyetin emsali hâdiselere teşmil edilmemiş olması, bence, fazla meşguliyeti istilzam etmekten maada bir şey ifade
İcra kuvvetinin istinat ettiği esaslar
Hâdiselere tekaddüm etmek siyasetimiz, bizim bu kanunu, gön dermememize saik ve âmil ol -muştur. Dikkat buyurulacak olursa istediğimiz salâhiyetler, «bir defa birliğe mensup olanlara tazminat Yermek, birliğin yiyecek, yakacak ve tedavi gibi, çeşitli masraflar miktarı • ile her türlü satın alma ve ödeme tarzı Bakanlar Kurulunca tesbit olunur» seklinde ifade edilmiştir. Biz bu şekilde teklif etmekte isabet olduğuna kani bulunuyoruz.
Salâhiyet istiyorlar, yani, muhalif arkadaşların endişesi yine asker gönderecek misiniz? Her zaman için Bakanlar Kurulu bu askeri göndermek salâhiyetini haiz olacak mıdır? dediler.
Biliyorsunuz ki, icra kuvvetlerine mensup olan hükümet bu salâhiyeti, Birleşmiş Milletler statüsünde, anayasasında, ve kendi anayasasında görmektedir. Muhalif arkadaşlar iştirak etmemiş olabilirler. Bizim görüş ve anlayışımız budur. Bu icra kuvvetlerine taallûk etmektedir. M. Meclisine, icra kuvvetlerine ait bir salâhiyeti karıştırmak zihniyeti bizim görüşümüz ve anlayışımızdan uzaktır.»
.T.tfik Şevket İnci?, Korede
Türk kahramanlarının düşmanla çarpıştığı bir sırada, meselenin bu şekilde vazedilmesinden duyduğu teessürü beyanla sözlerini tamamlamıştır.
Tasarıda yapılan tadilât
Müteakiben tasarmıp madde madde müzakeresine geçilmiş, üçüncü madde, Cezmi Türk ve Se dat Ban’nın tadil teklifleri kabul edilerek, «tedavi için köyle rine giden erlere aylıklarının nakden ödenmesi» hakkı tanınmıştır.
Türk askerinin haysiyet
C.H.P. Yozgat milletvekili Av-ni Doğanın Koredeki erlere verilecek tahsisat meselesi hakkın-daki sözlerini cevaplandırmak ü-zere yeniden kürsüye gelen Millî Savunma Bakam Refik Şevket İnce bu mevzuda hükümetin a-zamî titizlik ve taassupla hareket ettiğini söylemiş ve demiştir:
«Huzuru millette ve bütün vatandaşlar önünde tekrar edeceğim ki yüksek tarihimizde sabil olduğu veçhile ve son günlerde de aynca sabit olan Türk’ün kahramanlık ve şerefine uygun olacak bir şekilde tazminat miktarı tâyin edilecektir.»
C.H.P,, kahunun kabulüne iştirak etmedi
Müteakiben oya sunulan kanunun kabulüne C.H.P. iştirak etmemiştir.
Kore’deki şehitler için saygı duruşu
Tekirdağ milletvekili S&vket Mocan’ın bir takriri üzerine Korede şehid düşen karamanların hatırasını taziz için 'bir dakikalık saygı duruşu yapılarak cel şeye son verilmiştir.
Büyük Millet Meclisi yarın saat 15 de toplanacaktır.

Muşamba parke ve mobilya -I a r ı n ı z ı temizler parlatır ve muhafaza eder
Ayaş Kültür
Derneğinden
Olağanüstü Toplantı:
Satılık mükemmel bir matbaa
İ0 Aralık 1950 Pazar günü saat 1i de Ankara Halkevinde Derneğimizin olağanüstü Genel Kurul toplantısı yapılacaktır. Sayın üyelerin teşrifi rica olunur.'
Gündem:
Yeniden yönetim kurulu, denet çiler kurulu ve haysiyet divanı seçilmesi. (6204)
Büyük boy otomatik iki baskı makinesile, întertipe yazı dizme makinesinden ve otomatik pedalla yazı ve çizgi takımlarından mürekkep, mükemmel ve işler bir vaziyette satılıktır. Talip o-lanlann Zafer Gazetesi Müdürlüğüne müracaatları.
American family returning to the United States
Everything must be sold saturday morning, saturday afternoon and sunday morning. Ladies fur coat, suits, topcoat, kitchen utensils, chi-navvare. Mens suits, topcoats, ironing board.
58 Ismetpasa Cad. Tele-phone: 22273.
Amerikaya dönecek Amerikalı bir aile Aşağıda yazılı eşyayı 9 12 1950 bütün gün ve 10/12,1950 öğleye kadar tamamen satmak zaruretindedir:
Kadın kürk mantosu ve elbiseler, ve pardösüsü, mutfak levazımı, porselen takımları, erkek elbiseleri ve pardösüleri, ütü masası.
Adres: 58 Ismetpasa caddesi, telefon: 22273. (6194)
Kiralık
Sıhhiye civarında 2 oda, bir sandık odası ve müştemilâtı. Tel: 22699.
DEVLET TİYATROSU Büyük Tiyatro'da
Bu akşam saat 20.30 da F. Schiller’in
HİLE ve SEVGİ
Dram 5 perde
10 Aralık Pazar günü saat 15 de G. Verdi’nin RİGOLETTO Opera 4 perde (Yatılı okul öğrencilerile, A5emurlara ve Halka)
9 Aralık Cumartesi saat 16 da Cumhurbaşkanlığı F.Orkestrası
3 üncü Filârmoni Konseri
KÜÇÜK TİYATRO'da Bu aksam saat 20.30 da Nâzım Kurşunlu'nun Melekler ve Şeytanlar Piyes 3 Perde HALK GECESİ
10 Aralık Pazar günü saat 11 de
KARA BONCUK
Müzikli çocuk komedisi 5
Tablo
Yazan: Mümtaz Zeki Taşkın Müzikler: Nâzım Ülgen
Sahneye koyan: Agâh Hün (Öu Pazar ile 17 Aralık Pazar Çocuk biletleri satılmaktadır.)
CİLASI
Az sarfiyat büyük netice
DİKKAT Her nevi kıymetli mobilya vc deriden yapılmış eşyalarınızı Polifior ile muhafaza ediniz. Polifior antiseptik olduğundan daima evinizin sıhhatini korur.
7/12/1950 _______________________________________________________________________________
Kore’de
yaralananlar
(Bası 1 inci sayfada hakkında gelen birinci liste a-:.c cıdadır;
Subaylar:
Yüzbaşı Beşir Günay) Cevat Olhon, Ramazan Akıncı; üsteğmen Basri Ünal; Teğmen Bahaet-ıin Alhnok.
Gedikliler:
Başgedikli İbrahim Erdoğan, Başçavuş Mehmet Şahin.
Çavuşlar:
Halil Dağ, Halil Yıldırış, Kenan E(Je, Mahmut Kandolanlı, Mehmet Iğit, Nuri Yüntem, Osman
Erler:
Kore savaşı
(Başı 1 inci sayfada Düşman öncü kuvvetleri geri çekilen müttefik kıtalarını yakın bir mesefeden takip etmektedir. Nitekim Amerika keşif uçakları, komünist kuvvetlerinin Seul'un 90 kilometre kuzeyinde hareket halinde olduğunu tesbit etmiştir.
Cephenin Kuzey - Doğusunda Amerikan deniz piyadelerinin durumu henüz düzelmiş değildir. Japon denizindeki limanlara ulaşmak maksadiyle düşman çemberini yarmak için yaptıklar teşebbüslere mukabil komünist Çinliler 80.000 kişilik bir kuvvetle karşı taarruza geçmiş-
Abo'ülhamit Gülşen, Abdullah Arık, Abdurrahınan Sena, Ali Rıza Yurttaş, Ali Zararsız, Ali Al-kan, Ali öztürk, Ali Sönmez, Ahmet Nazlı. Ahmet Güçlü, Ab-durrahman Akgündüz, Ahmet Önlü, Bekir Ozon, Bayram Ka-rakök. Cemc-I Azman, Cemal Bedir, Celâl Yiğit, Cemal Oktay, Cezmi Olcay, umin Kaya, Faruk Başaran, Halit Arslan, Halil Yoldaş, Halit Gündağ, Haşan Fidan, Haşan Gün, Haşan Yağcı, Haşan Gücer, Haşan Göklü, Haşan Oscan, Haşan Asınn, Hıdır Devediş, Hüseyin Çatal, İsmail Niaşlı, ismali Türkmen, Isa Gül-gc-r, idris Oztürk, İbrahim Tepe, Kadir Gönül, Kaair Erhan, Kâzım Özbek, Kadir Güney, Mehmet Çakmak, Mustafa Uğurlu El. Mus tcfa Arsın, Mehmet Pınar, Mehmet Türkmen, Mehmet Genişgel, Mehmet Korkmaz, Mehmet Parmaksız, Mehmet Gündüz, Muharrem Karabayır, Mehmet Ilhan, Mehmet Soykan, Musa Aşık, Mus lafa Çelik, Mevlût Altın, Mustafa Balcı, Mehmet Karabacak, Mehmet örder, Mustafa Avcı, Mustafa Metin, Necdet Peri, Necat Ozbülor, Nuri Dizdar, Nevzat Vardar. Osman Ingeç, Osman Alay, Ömer Cobaner, O-mer Yeşiloğlu. Recep Horoz, Recep Ozdemir, Ruhi Kızmaz, Recep Alkan, Sefer Döngel, Sait Mersin, Salih Çetin, Salih Boz-ı'uıt, Tanaş Papadopulos, Tahir Yılmaz, Veli Karataş, Veli Çolak, Veli Par, Yahya Sah - Karahacı, Yusuf Kara, Yusuf Gündüz, Oz-
2 — Yaralılar ağır değildir.
3 — Yeni isimler alındıkça u-mumî efkâra arzedilecektir.
Toprak Ofisi
(Başı 1 inci sayfada) lık tahkikatı neticelenmiştir.
Maliye müfettişleri tarafından yapılan tahkikatta hâdiseye ismi karışanların vazifelerini suiistimal ettikleri noktası üzerinde durulmuş ve bu yolda hazırlanan tahkikat dosyası savcılığa verilmişti.
Savcılık da tahkikat sonunda aynı neticeye varmış, fakat islenen suçun Af Kanununun birinci maddesi şümulüne dahil bulunduğunu görmüştür. Dosya inzibati muamele yapılması için Ticaret ve Ekonomi Bakanlığına gönderilmiştir.
Aka'dan fıkralar
(Baş tarafı 2 ncide) geçerseniz yine siz saklayâ-
Büiçede asıl sır bir tanedir, o da şudur: Millî Savunma Bakanlığı bütçesi bir küldür. Saklısı yoktur. Fakat geliri; gideri, hele giderinin fasılları tamamiyle ve tamamiyle sır'dır. Bunun açıklanmıya-cağını istemeyeceğine adım
Tahliye ihtimali
Paris Radyosu, 6 (Basın - Yayın) — Amerika Ayan Meclisi Dışişleri Komisyonu, Genel Kurmay Başkanı General Brad ley’in bir açıklamasını dinle-
General Bradley bu izahatında Kore’nin tamamiyle tahliyesi meselesinin bahis konusu e-dildiğine dair çıkan haberleri yalanlamıştır. Genel Kurmay Başkanı, bu tahliye tasarısının sadece, Kuzey Doğu bölgesinde münferit bir şekilde kalmış o-lan kuvvçtler için bahis konuâu olduğunu tasrih etmiştir. Bu a-ıada Amerikan Bahriye Bakanlığının bir sözcüsü, Kore'deki kuvvetleri tahliye etmek gerek tiği takdirde Amerikan donanmasının bu harekâtı başaracak imkânlara malik bulunduğunu beyan etmiştir.
Amerikan diplomatik çevrelerinde ise, Çinliler ilerlemelerine 38 inci arz dairesinin Güneyinde de devam ettikleri tak dirde Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin gemilere binip çekilecekleri ima edilmektedir. Daha şimdiden bu muazzam harekât için Sarı deniz ve Japon de nizindeki bütün limanlarda gerekli hazırlıkların yapılmış olduğuna işaret edilmektedir.
Hudutla duracaklar mı?
Vaşington, 6 a.a. (United Press) — Siyasî mahfillerden alman haberler komünist Çinlilerin kuvvetlerini 38 inci arz dairesinde durdurmağa taraftar oldukları yolundadır.
Birleşmiş Milletlerde
Nevyork Radyosu, 6 (Basın --Yayın) — Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, komünist Çin'in Kore’ye müdahalesinin bir teca vüz hareketi olarak ilân edilme si hakkında sunulan takriri gün deme almaya karar vermiştir. Takririn gündeme alınması için 51 delege lehte oy vermiş ve 5 delege aleyhte, 3 delege de çekimser kalmıştır.
Esirlerden alınan malûmat
Tokyo, G a.a. — (Reuter): Ricat eden Birleşmiş Milletler Sekizinci Ordusu kendisini yakından takibeden Çin komünistleri ile Pyongyang’ın güneyinde teşkil edilen yeni müdafaa hattında henüz çarpışmaya başla-
Askerî mahfiller müdafaa mev zilerinin daha güneye 38 inci arz dairesinin tam altında (inin) nehrinde kurulmasının lüzumlu olduğunu belirtmektedirler.
General Mac Arthur’ün istihbarat servisi şefi General Wil-taughyy’nin bugün bildirdiğine göre, esirlerden alınan malûmattan komünist Çinlilerin 38 inci aız dairesine gelince duracakları ve yeniden teşkil ettikleri kuzey Kore ordusunu Birleşmiş Milletlerin üzerine saldırtacakla-ıı anlaşılmaktadır.
Dünkü maç
İstanbul: 2 Telâviv : 0
İstanbul, 6 (Arkadaşımız Süleyman Tekil bildiriyor) — Bugün Dolmabahçe stadında İstanbul - Telâviv karma takımları kalabalık bir seyirci önünde karşılaştılar. Ve maçı İstanbul karmasf 2-0 kazandı.
İstanbul karması sahada şu kadro ile yer aldı.
Cihat, Salâhattin, Vedii, Eşref, Kâmil, Muammer, Zekeri-ya, Galip, Şevket, İbrahim, Bülent.
Telâviv karması ise İsrail mil lî takımı kadrosunu aynen muhafaza ediyordu. Yalnız soliç mevkiinde Moşe Varon yer al-
İtalyan hakeminin idaresinde başlanan oyunun ilk dakikalarından itibaren hâhimiyeti ele alan İstanbul karması bütün devre müddetınce Telâviv kalesini sıkıştırdı.
İsrail takımında ise, bugün nedense bir durgunluk göze çarpıyordu. Pazar günkü güzel oyunlarının eserine tesadüf e-dilmiyordu. Seri bir tempo içerisinde güzel anlaşat-ak çalışan İstanbul karması üstün oyunu ile rakiplerine göz açtırmadı. 17 nci dakikada soldqn yapılan bir akındii Bülend'in ortasını güzel bir vuruşla Zekeriya gole tahvil etti. Fakat bu golü ofsayt kabul eden İtalyan hakem bariz bir hâta yapmış oldu. Hemen iki dakika sonra, Zekeriya’nın ileri pasını Şevket G pastan sıkı bir şütle kaleye attı. Kaleciye çarparak ö-nüne düşen topu Bülent sol bir şütle kaleye soktu. Bu golden sonra daha süratli bir oyuna ko yulan İstanbul karması devre sonlarına kadar rakip khleyi tehdit etti. Deyre sonlarına doğ ru Salâhattin’in çektiği firikik-ten gelen topa güzel bir kafa koyan Şevket 2 ii^ıi golü de çıkardı. Ve devre 2-0 İstanbul karmasının lehine bitti.
İkinci devre İbrahim’in yerine Recep girdi. Bu devrede İstanbul karması rakibine nispetle çok üstün bir oyun çıkardı. Fakat maalesef neticeyi değiştirecek gol yapılamadığı için o-yun ilk devredeki netice ile 2-0 İstanbul karmasının lehine sona erdi.
Süleyman Tekil
Millî Boks takımımız döndü
İtalya ve Avusturya’da 2 millî karşılaşma yapan millî boks takımımız dün sabah İstanbul-dan şehrimize gelmiştir.
Vaşington konuşmaları (Baş tarafı 1 inci sayfada) kontrolü meselesine hasredilmiştir.
Beyaz Saraydan bildirildiğine göre, Truman ve Attlee ham mad de ve mamûl mal istihsalinin bir an evvel arttırılması üzeriıî-de anlaşmışlardır. İstihsalin arttırılması meselesinde bilhassa millî savunma ihtiyaçları göz ö-nünde tutulacaktır.
Truman ve Attlee Çinlilerin 38 inci aız dairesinde durmalarını taolebeden ve Hindistanın da katıldığı Birleşmiş Milletlere mensup 15 üyenin yaptığı müracaata Pekin’in bir cevap vermesine intizaren Kore meselesinin müzakeresine perşembe günü do vaına karar vermişlerdik.
Williamsburg yatında cereyan eden müzakerelerin Kore'de askerî harekâta son vermek çareleri üzerinde cereyan ettiği vo Çinliler meşhur arz dairesini geçtikleri takdirde, elde bulunan bütün limanlardan Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin tahliye edilmesine karar verildiği teey-yüt etmektedir. Bu tahliye, Ama-likadaki bir ve Almanyadaki üç tümen hariç, Amerikan ordusunun kurtulması için yegâne çare olarak telâkki edilmektedir.
Kore meselesi perşembe günü yeniden gündeme alınacaktır vo beklenmedik bir halin vukuu müstesna Attlee, Kaııada'ya hareketinden evvel Tı-ygve Lie ile görüşmek üzere cuma günü Lake Success’e hareket edecektir.
Attleo'nin nutku
Vaşington, 6 (a.a.) — (United Pıess) — Millî basın kulübünde yayınlanmak üzere hazırladığı basın beyanatında Başbakan Attlee şöyle demektedir:
«— Korede bu nazik vaziyetin devamı müddetınce Britanya A-merika ile tam bir işbirliği yapacaktır. Bildiğiniz gibi Korede askerlerimiz, Amerikan askerleri ile birlikte muharebe ediyorlar. Orada Amerikan bayrağının yanında Ingiliz bayrağı da dalgalanmaktadır. Orada vazifelerimi-
zi yerine getirmek için de dostlarımız için çarpışıyoruz. Geçir diğimiz günler çok naziktir. Birleş miş Milletler kuvvetlerinin ciddi alarak geri çekilme zorunda kaldıklarım inkâr etmek mânasızlık
olur. Simdi tenkidin sırası değildir. Asıl mesele, müşkül durumda
bulunan
kuvvetlerimize
yardım edeceğimiz meselesidir.»
Ticaret odaları
Attlee bu konuşmasında Ingiliz basınında general Mac Art-hur hakkında ileri sürülen ten-
kidlere iştirak etmemiş ve «Bana itimad edin, Mac Arthur’ün ve kumandasındaki kuvvetlerin Ko-
(Başı 1 inci sayfada) bir zihniyetle hazırlanmış ve evvelce geniş mikyasta bakanlık
müdahalesini tanıyan şekil orta-
dan kaldırılmıştır. Bu tüzük ka-
rede kazandıkları muvaffakiyetler en şerefli sahifeler olarak dünya larih'ne geçecektir.
Sunu teslim etmeliyiz ki, vaziyet son bir kaç gün içinde Çin'in müdahalesi neticesinde bozul -
bul edilerek tatbikine başlandığı takdirde, Ticaret-Sanayi Oda-
muştur» demiştir. .
ları ve
Borsalar muhtar bir ida-
reye sahip olacaktır. Eski tüzük gereğince bakanlık tarafından tâyin edilen genel sekreterler bu tüzüğe göre, kendi idare heyet-
Sonra bütçemizde iddia e-deceğin bir perişanlık varsa, bu da iamamiyle^iizin mirası-nızdır dostum. Hattâ sizin değil, hatta şimdi yalandan taptığınız Şefimizin keyfi ve emri yüzündendir.
Sana yarın burun üstüne bir de hatıramı anlatacağım.
Aka GÜNDÜZ
Bir doktorumuzun muvaffakiyeti
(Baş tarafı 1 inci sayfada) bu kıymetli ve genç ilim adamımız Londra ve Edinburg profesörlerinin teklif ve tavsiyeleri ü-zerine Ingiltere Adlî Tıp ve Sosyal Tıp Cemiyetine aslî üye seçilmiştir. Bu cemiyete ancak meş hur tanınmış tıp ve hukuk bilginlerinin alındığı nazara alınırsa Dr. Cahid’in bu intihabının I lymeti anlaşılır.
Ankara Tıp Fakültesini ve Doçent Dr. özeni tebrik ederiz.
leri tarafından seçilecektir. Bütçe, aidat tarifeleri, üyelerin sınıflandırılması işleri de idare meclislerinin tasdiki ve tespiti i-le teşekkül edecektir.
Danıştay 1 inci dairesi bugünlerde bu tüzüğün kabulü meselesini görüşecektir.
Doktor Abdullah Faik Baran
Birinci Sınıf
ÇOCUK HASTALIKLARI VE BAKIMI MÜTEHASSISI
Hastalarım saat 15-19 arası Adliye karşısı Sakarya Apt. No. 7 dairesinde kabul eder.
Salı ve Cumartesi günleri parasız muayene. (6203)
r—-
Ankara Yüksek Tahsil Talebe Birliği yararına
Operada
Büyük müsamere
ÇALANLAR:
Ferhunde Erkin — Necdet Remzi Atak — Hüsnü Özbayazıi
— Erdoğan Çaplı — Antonio Sardarelli
16 Aralık 1950 Cumartesi saat 15.30 da
' Davetiyeler: OPERA Gişesinden temin edilebilir.
Watherprooî
Bay ve Bayan trençkotlan en ucuz fiyatlarla
Ortaçta
bulabilirsiniz.
38 liradan 100 liraya kadar
Çocuklar için zengin
Telefon: 111»
r
Satılık Matbaa makineleri
Bir adet İşler vaziyette Duplex tabı makinesiyle yeni vaziyette bir adet otomatik 57X 82 ve bir adet 70X100 König - Bauer diiz baskı makinesi ile komple mücellithane satılıktır.
Zafer gazetesi İdare Müdürlüğüne müracaat
■ ---------------------------------*
Şişe Alınacak
Devlet Demiryolları Ankara İkinci İşletme Komisyonundan:
10 gramdan 500 grama kadar'muhtelif boyda 9000 adet boş ilâç şişesi nazarlıkla satın alınacaktır. İhaleden itibaren on gün içinde Ankara mağazamıza teslim şartiyle isteklilerin şişe cinslerini öğrenmek ve tekliflerini vermek- üzere 12 Aralık 1950 saat 15 e kadar komisyonumuza müracaatları. (9002) 2655
“YENİ İSTANBUL,, Mükâfatı
Yeni İstanbul Gazetesi okuyucularına
1000 adet Saat hediye ediyor
Tafsilât Yeni İstanbul Gazetesinde
Geçmiş kuponları Yeni İstanbul’un Ankara bürosundan alabilirsiniz.
Adres: Kâzım Özalp cad. No. 1/9 Ulus sineması yanında
Amasya Teknik Ziraat Müdürlüğünden
1 — Çekirge mücadelesinde kullanılmak üzere açık eksiltme ile (201 ton kepek satın alınacaktır. (Şartname mezkûr Müdürlüktedir).
2 — Eksiltme 21 Aralık 1950 perşembe günü saat 14 te Teknik Ziraat Müdürlüğünde satın alma komisyonu önünde yapılacaktır.
3 — İhaleye iştirak etmek istiyenler aşağıda yazılı muvakkat teminat bedelini Maliye veznesine yatırmaları ve belirli gün ve saatte Teknik Ziraat Müdürlüğünde bulunmaları ilân
olu.. „
Cinsi: Kepek, miktarı: 20000 kilo, Muhammen fiyatı: 15 ku-11', Tutarı: 3000 lira, Geçici teminat: 225 liradır.
‘ to 3 sulh Hukuk Mahkemesinden 949/37 T.
Mahkememizce terekesine el konulmuş olan eski Trabzon Milletvekili Halil Nihat Boztepeye ait eşyaları îcra ve İflas kanunun 112 ve müteakip maddeleri hükmüne göre 1/1/951 Pazartesi günü saat 12,30 da açık artırma ile Belediye satış salonun da satılacaktır.
2 — Muhammen kiymeti (1447) Hra 50 kuruştur.
3 — Birinci satış muhammen değerin yüzde yetmiş bişini bulmadığı takdirde satış yapılmayacak ve ikinci satış 5/1/951 Cuma saat 12,30 da aynı yerde icra edilecektir.
4 — Birinci ^atışda artırma değeri muhammen kıymetin vüzde yetmiş beşini bulmadığı takdirde talipler taahhütlerinden kurtulacaklardır.
5 — Fazla malumat almak istiyenlerin yargıçlığa müracaatları lâzımdır. 6/12/950 (6202)
Tesviyeci Alınacak
Sümc-bank Nazilli Basma Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden :
Müessesemiz atölyesine aşağıdaki şartları hai? 10 tesviyeci alınacaktır. Bu vasıfları haiz olanların 15/12/1950 tarihine kadar müessesemiz© müracaatın.
1 — Sanat Enstitüsü mezunu olmak. «İzmir, Ankara ve İstanbul mezunları tercih edilir.»
2 — Birinci veya ikinci sınıf tesviyeci olmak,
3 — İmtihan neticesinde gösterilecek ehliyete göre 100 kuruşa kadar saat ücreti verilecektir. İkinci sınıf tesviyeciye 68 ■ 75 kuruş, ikinci sınıftan aşağı ise alınmaz.
4 _ Piyasada yetişmiş, sanat okulu mezunu olmıyan istek-
liler de, birinci sınıf tesviyeci imiihanında muvaffak oldukları takdirde işe alınacaktır. (9005) — 2657
Develi Tereke Yargıçlığından Esas No. 1950/1
Develi İlçesi. Fenese Muhacir mahallesi, 15 hanede, ölü Mustafa oğlu, Asiyeden doğma, 1310 D; lu, müteahhit, Ahmet-’ıan Zengin, 25/12/1949 tarihinde, Siirt ilinde, Yolda, Otodan ’ukut neticesi ölmüştür;
482/213 savı 14/8/950 günlü veraset ilâmına nazaran miras-"ları Saim Zengin, Hasibe Uluşoy, Zekiye Oral, ve Güler Zen-"inden ibarettir; A
Ölü Ahmethan Zengin’in Develi’de, Adana'da gayri menkulleri ile Ankara Emlâk Kredi Bankası 1/211 hesabı carisinde tahvilât ve nakdi mevcuttur.
Müteveffanın alacağı ve miktarı, borç ve miktarı ve kimlere borçlu olduğu bilinememektedir.
Binaenaleyh: Adı geçen mirasçılar ile alacaklı ve borçlula--ın alacak ve bore miktarlarını gösterir bütün belgeleriyle bizzat veya tevkil edecekleri vekilleriyle veya posta ile taahhütlü olarak. Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti Resmî gazetesinde, An-’"'ra’dn Zafer gazetesinde, .İstanbulda Cumhuriyet gazetesinde Kavseri’de Hâkimiyet gazetesinde ilândan itibaren bir ay "i'f'nda Develi Tereke Yargıçlığına müracaat etmedikleri takdirde muçis ve mirasçılardan ve terekeden bir hak takip ede--«çekleri ve vesaik ibrazında makbuz istemeleri ve ilânın bir defa .vapılacağı ve tekerrür etmeyeceği Medenî Kanunun 560, '■ri vn 2/220 savı 27/2/1934 günlü karamamenin-43 - 59 un-«ıı maddeleri gereğince ve defter tutmanın nihayetinde bir ay-tetkik için defter açık bulundurulacağı ve ayrıca bir ilân ya-ı-ln-ı vacağı da Medenî Kah'ünpn 563 üncü maddesi gereğince • ilgililere tebliğ makam'4 n kaim olmak üzere ilân olunur. 2997
' Devlet Orman İşletmesi
Küre Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğünden:
719 adet, 150 M3. 482 Dm3. köknar tomruğu. Muhammen bedeli 40 lira 45 kuruş, yüzde 7,5 teminatı 456 lira 52 kuruş, bulunduğu yer: Uzunöz istif yeri.
474 adet, 46 M3. 957 Dm3. köknar ambalâjlık tomr,uk. Mu hammen bedeli: 20 lira 65 kuruş, yüzde ^7,5 teminatı: 72 lira 7? kuruş, bulunduğu yer: Uzunöz istif yeri.
50 adet 3 M3. 966 Dm3. çam ambalâjlık tomruk. Muhammen bedeli: 24 lira 53 kuruş, yüzde 7,5 teminatı 7 lira 30 kuruş bulunduğu yer: İkizciler istif yeri.
İşletmemizin Şenlik bölgesinde »mevcut yukarda cins ve miktarı ve bulunduğu yer yazılı emvaller açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır.
2 — Beher metre küpünün muhammen bedeli ve yüzde 7.5 muvakkat teminatı yukarıda hizalarında gösterilmiştir.
3 _ Arttırma 15 Aralık 1950 cuma günü saat 15 te Küre İşletme Md. lüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — Şartname Orman Genel Müdürlüğünde Küre ve Kastamonu, Daday, İstanbul ve Ankara İşletme Müdürlüklerinde inebolu ve Abana Şenlik Bölge Şefliklerinde görülebilir.
5 _ İsteklilerin muayyen gün ve saatte satış komisyonuna müracaatları ilân olunur. (8903)—2620
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden ÇOCUK KARYOLASI YAPTIRILACAK
Dünya sinema ve film âleminin iki büyük yıldızı
1 — Aç)k eksiltme suretiyle, altlı üstlü (30) çift çocuit karyolası yaptırılacaktır.
2 — Ölçü ve evsaf ser.namesi her gün Kurum Levazım Müdürlüğünde görülebilir.
3 — (30) çift karyolanın mu-1 hammen bedeli (2400), muyal$-kal teminatı (180) liradır.
4 — Aç k eksiltme 15 Aratıp 1950 cuma günü saat (15-30) da Çocuk Sarayında yapılacaktır.
r
İNGRİD BERGMAN -GREGORY PECK
ÖLDÜREN HATIRALAR
(Spellbound)
Gibi hatıras» y.Harca unu-, tulmıyacak yeni bir dünya
Şaheseri yarattılar
Seanslar: 14-16.15-18.30-21 de
15 Aralık Cuma gecesi saat 21 de
Ankara Halkevi salonunda
MİTHAT FENMEN
Pjyano Resitali
Programda: Bach, Beethoven, Chopin ve Schumann.

Biletler: saat 9 dan itibaren Ulus Meydanı, Bankalar caddesi, Millî Piyango Gişesinde satılmaktadır. Tel. 11048
Fiyatlar: 300, 200, 150 ve öğrenci 50 kuruştur.
Nüvii Beriker Konserleri
r-
Mevlût

Adana Orman İşletmesi Müdürlüğünden:
1 _ İşletmemizin Hizar ve Egner bölgesi depolarında 2,00 ilâ 2,60 metre boylarındaki lo-
kum ve lata şeklinde POS çam keresteleri istif istif ve yüzde 5 nisbetinde çürük ve kırıklarından seçilmek hakkı da alıcıya verilmek kaydiyle arttırmalı satışa çıkarılmıştır.
0epo9u Menşei Adet M 3 Muhammen Lira istif adedi Teminat Lira
Egner Erikli mnlı ^036 453,802 75 82 Adet istifte 2553
Egner Şamadan malı 921 81,611 80 11 » 459
Egner Tırak malı 798 72,423 77 20 . 420
Kumbükü Tıı-ak malı 2181 189,831 67 43 . 954
Kumbükü Yapraklı malı 1656 162,981 67 31 . 820
9862 960,648 187 502G
2 — Satış 12/12/1950 tarihiı ne rastlıyan salı günü saat 10 da Adana’da işletme Müdürlü-
ğü binasında kurulacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 __Buna ait şartnameler Orman Genel Müdürlüğünde, Ankara, İstanbul ve Mersin Or-
man İşletmesi Müdürlüklerinde ve Egner Bölge Şefliğinde görülür.
4 __ İsteklilerin belirli günde komisyona müracaatları. (8937) — 2627
Borsalino
Şapka çeşitleri ve en zengin renkleri ile yeni modelleri gelmiştir.
Ankaradaki şekerci Hacı Bekir mağazası sahiplerinden sevgili babamız Ömer Nazım Oskay ile sevgili annemiz Sa-liha Müfide Oskayın ruhu için 7 Aralık Perşembe günü öğle namazından sonra Hacı Bayram Camiinde mevlûdü şerif okunacağından, kendisini tanıyan ve sevenlerin ve isteyen din kardeşlerimizin teşriflerini rica ederiz.
Çucukları: Müşkat Başkut-Muallâ Doğan - Melek Ko-sal - Ali Refik Oskay. (6195)
ORTAÇ
daima sizin kesenizin
dostudur.
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kravat, Eşarp, Kazak, Çorap Eldiven ve yünlü çeşitlerimiz gelmiştir.
ORTAÇ
Sîzleri bekliyor.
Anafartalar Caddesi No. 224 Adliye karşısı, köşe mağaza
Sayfa: 6
ZAFER
7712/1950
BÜYÜK Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Subay ve Memurlara Kolaylık
BÜYÜK Mağazanın
ZENGİN Kadın, Erkek, Çocuk, Bebe Tekmil GıYıM EŞYA Çeşitlerini _____ . _ _____________ -j ~ Mutlaka görünüz
Adres: Anafartalar Adliyo Sarayı, yeni mağazalar karşısı No. 300 — Tel: 15149 — Hikmet Ünal vo Ortağı Kollekiif Şirkoii Ankara Şubosi
[ BÜYÜK Mağazanın ;
i İthal Ettiği Avrupa Kumaş
[ve yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır ( ’ Garantili olbiso diklir (
\ BÜYÜK Mağazanın
İ Zengin Avrupa ve yerli kürk çeşitleri j gelmiştir. Kürkçü Abdulkadir usta sipariş 'f kabul etmektedir
^Mz^rzt^rDOŞELI YALI
HESAPLARINDA EN AZ 200 LİRASI BULUNANLAR 28-1-1951 TARİHİNE KADAR ÇEKMEYENLER İŞTİR EDERLER. TESELLÎ İKRAMİYELERİNDEN DE AYRIÇ. . FAYDALANIRLAR.
HESAPLARINDA DAHA ÇOK PAHASI OLANLARA FAZLA KUPA NUMARASI VERİLİR
r
10 ARALIK 1950 PAZAR GÜNÜ SAAT 21.15 ic

Her Cins Konkasör ve Elek Makinesi ALLIS - CHALMERS
( Mılv/aııkee I, Wisconsin U. S. A.)
Sanayi Makineleri Kısmı Türkiye Umum Mümessili
TETİCO TEKNİK TİCARET LİMİTED ORTAKLIĞI
Ulus Meydanı Ulus Hanı - ANKARA
Açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — Pendik Bakteriyoloji Enstitüsünde yapılacak çeşitli tesisat işleri açık eksiltmeye çıkarılmıştır:
Keşif bedeli (24590) liradır.
Eksiltme 21/12/1950 tarihinde perşembe günü saat 15 te İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri genel hususi ve fennî şartnameleri, proje keşif hu-lâsalariyle buna müteferri diğer evrak dairesinde görülebilir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin 1844 lira 35
kuruşulk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 1950 yılında ticaret odasında kayıtlı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması vc yukarda ikinci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır. (8877) 2621
Satılık deve eti
Tabakhane caddesi 85 numarada Zekeriya Gözütok.
Koyun Pazarında Enen Apr. altında No. 16 Haşan Çelik.
Bu ayın 8 i cuma gününde yukarki adreslerde satışı yapılacaktır. 6188
BUYUK SİNEMADA
HİSAR KULÜBÜ YARARINA
Mevsimin en büyük müsameresi
Halk türkülerinin sevimli
ZEHRA BİLİR
ve Saz Heyeti
Üstad Münir Nurettin Selçuk (Yeni ve zengin programiyle) REFAKAT
Taklit Kıralı
Cevat Kurtuluş
tarafından
İmiiasyon Müzikal EbENLER
Sadi Işılay - İzzettin Ökte - Feyzi Aslangil
Biletleri Büyük Sinema gişesinde ve Ulus Meydanı Elektrofen mağazasında satılmaktadır Localar: 30, 37.5 liradır. Fiyatlar: 10, 7.5, 5, 2.5 liradır. 6157
V

Ankara Tekel Başmüdürlüğünden
1 — Ankara şehri ile civarında bulunan depo, istasyon ve tesisler arasında 1952 yılı şubat ayının sonuna kadar yapılacak tahminen 6700 ton miktarında çeşitli tekel maddeleri ile her türlü malzeme, eşya ve boş kaplar nakliyatı açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 25.12.1950 pazartesi saat 15 te Ankara Tekel Başmüdürlüğü satın alma komisyonunda yapılacaktır.
3 — İsteklilerin eksiltmeye iştirak için nakliyatın muhammen bedelinin yüzde yedi buçuğu olan 2444 lirayı Ankara Tekel Başmüdürlüğüne yatırmaları lâzımdır.
4 — Bu d.şe ait şartname, Ankara ve İstanbul Tekel Başmüdürlükleri Satış Müdürlüklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte komisyonda hazır bulunmaları ilân olunur.
Geçici teminat miktarı Lira Taşınacak
tahmini Ton Nakliyatı yapılacak mahaller
892 2821 Transit deposundan — Başmüdürlük ambarı
456 1125 » » — Bira Fabrikası
206 610 — Samanpazarına
298 636 Gazhaneden — Satış ambarlarına
219 688 Transit deposundan — İstasyona
54 168 İstasyondan — Transit deposuna
62 132 İstasyon transit deposundan - Barut deposuna
203 434 Barut deposundan — tsyasyona
6 10 Fişek fabrikasından — Barut deposuna
13 24 Kayaştan — ) ) ,
21 43 Mamaklan — » » (8986)—2651
Avcıların ve av eti satanların dikkat nazarına Ankara Valiliğinden
Çil ve Kınalı keklik avı 15/12/1950 tarihinden itibaren yasak edilmiştir.
Avlayanlar ve etini satanlar 3167 sayılı kara avcılığı kanunu gereğince 25 liradan 500 liraya kadar para cezasile cezalandırılacakları ilân olunur. (8992) — 2650
Birinci sınıf ustalar alınacak
Murgul bakır işletmesinde istihdam edilmek üzere birinci sınıf buhar türbin makinisti, hubar kazancısı ve makine balcım ve tamir ustalarile birinci sınıf birer tornacı ve elektrik kaynakçısı alınacaktır. İsteklilerin bonservislerile bizzat veya yazı ile Eti Bank Genel Müdürlüğüne müracaatları. (8952) — 2652
Ankara Belediyesinden
1 — Belediye Meclisi 12 Aralık 1950 salı günü saat 10 da Ticaret ve Sanayi Odası salonunda olağanüstü toplanacaktır.
Sayın üyelerin teşrifleri rica olunur.
Belediye Başkanı Avukat
Atıf Benderlioğlu
GÜNDEM:
1 — Ankara Elektrik, Havagazı ve Otobüs İşletme Mües-sesesi 1951 yılı bütçesi.
2 — Belediyenin 1950 yılı bütçesinde yapılacak aktarma hakkında Belediye Komisyonu kararı.
3 — Çınçın bağlarına çeşme verilmesi hakkında Belediye Komisyonu kararı.
4 — Sular İdaresi İnşaat Kontrolörleri için yevmiye ile mühendis ve sürveyan istihdamı hakkında Belediye Komisyonu karan.
5 — Simitçiler hakkında Sağlık Komisyonu raporu.
6 — Petrol istihlâk resmi hakkında Belediye Komisyonu karan.
7 — Belediye Meclisi üyesi Muammer Kıraner’in istifası H.
8 — Tepebaşı, Çoraklık Cemiyeti İdare Heyetinin Belediye Meclisine teşekkür mektubu.
9 — Ankara Sular İdaresi 1Ö50 yılı bütçesi bölümleri arasında yapılacak aktarma hakkında Belediye Komisyonu kararı.
10 — Belediyenin 1950 yılı bütçesi bölümleri arasında yapılacak aktarma ahkkında Belediye Komisyonu kararı.
11 — Belediye Meclisi üyesi Muhittin Algın’m Kore Savaş Birliğimize Başkent Belediyesi ve hemşehriler adına Başkanlık-;a şükran ve sevgi duygularının bildirilmesi H. Önergesi.
12 — Belediyenin 1950 yılı bütçesinde yapılacak aktarma Hk. Belediye Komisyonu kararı.
13 — Ankara’nın imarı hakkında Belediye Komisyonu ka-
14 — Ankara Elektrik, Havagazı ve Otobüs İşletme Müesse-sesi 1950 yılı bütçesine yapılacak aktarma hakkında.
Gözlü Devlet Üretme Çiftliği Müdürlüğünden
1 — Çiftliğimizde mevcut 17891,25 lira muhammen bedelli 118 baş ana tiftik keçi ile 37 baş tiftik teke. 949 doğumlu 44 baş dişi, 40 baş erkek tiftik keçi, 6 baş burma tiftik keçi; 54 baş erkek, 66 baş dişi tiftik oğlak, 200 baş Akkaraman ana koyun ve 100 baş Akkaraman koç kapalı zarf usulü ile satışa çıkarılmıştır.
2 — İhale 15/12/1950 cuma günü saat 15 te Sarayönü bucağına bağlı Gözlü Devlet Üretme Çiftliği idare binasında müteşekkil Alım - Satım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — İşin icap ettirdiği geçici teminat akçesi 1341,84 liradan ibaret olup resmî tatil günleri hariç ihaleden bir gün evveline kadar Konya İli Ziraat Bankasındaki 459 numaralı cari hesabımıza veya Çiftliğimiz veznesine yatırılması lâzımdır.
4 — Taliplerin kapalı zarflarını ihaleden bir saat evveline cadar komisyona vermeleri ve teklif mektuplarında idari şartnameyi okuyup münderecatım tamamen kabul eylediklerini belirtmeleri meşruttur.
5 — Buna dair olan idari şartname Ankara’da Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü Levazım İşleri şubesinde. Konya’da İl Ziraat Müdürlüğünde, Sarayönü bucağında Yollama memurluğumuzda ve çiftliğimiz hayvancılık şubesinde görülebilir.
6 — Arzu eden talipler davarları çiftliğimizde görebilirler.
7 — İdare ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (8893) 2632
Kadastro Müdürlüğünden
Araplar ve Üreğil ile Çeççi deresinde yeni mahallenin kadastro komisyonunca tahakkuk eden parsellerin sahipleri tayin ve harçları hesap edilen gayri menkul mallardan Araplar’a ait cetvelin mahallenin camisine yeni mahallenin cetveli dahi 4 üncü durakta polis noktasına talik edilmiştir.
Parsellerin şekillerini görmek isteyenlerin Anafartalar Konya sokak Tarko Hanın 3 üncü katında Kadastro Müdürlüğündeki paftalarını görebilir.
Keyfiyet alâkalı gayri menkul sahiplerince bilinmek üzere ilân olunur. (8961)—2641
Kiralık daire
Yenişchirdc, 5 odalı, kaloriferden başka her türlü konforu haiz bir daire kiral ktır. (22373 — 21234) e telefonla müracaat.
A FLAT TO LET
At Yenişehir, a flat with 5 ali ils comfort escepf cen-Iral heatino is to bo lot. Ple-ase phone: 22373 — 21234-(6178)
r 1
Mevlût
8/Aralık 1950 Cuma günü Samanpazarı Kurşunlu Camide aziz Kore Şehitlerimiz ruhuna mevlût okutturacağımdan dindaşlarımın teşriflerini dilerim.
Abduırahman Yıldız Samanpazarında G. Anlcp Tatlıcısı No: 452 (6200) W

Comments (0)