10
KURUŞ
Onuncu Yıl
No. 321
^AYTBı
HER
YERDE
a
Perşembe
5 ŞUBAT İM
îdare: Nunıoanumly* 17
Tel adresi: «TENİ 8 AB AH» ÎBTANBVL Telefon: 20795
>
İCr.
>
ABONE
Türkiye
Senelik 0 aylık 1500 » 3 aybk 000 » 1 aylık 300 >
BEDELİ Ecnebi •400 1900 1000
•00
Hazine Umum MüdUrli Amerikada
Londra: zol muhabiri
Son bir hazine aenol nesinin ilgili
i ’AA.) — Anadolu Ajansının 6-bildlriyor:
k&v tf&tdenteri Ingüterede bulunan müdürü Bald Ergin, Amerikan hazi-makumlarile temaslarda bulunmak û-
zere dün, Ameriksye müteveccihen hareket etmiştir.
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MÜDAFİİYİZ
_ A . ■ ' . . •' * _ -9 *
Hükümetten Yanlış Bir Kararın Tashihini Bekliyoruz

9 >9

külü

1

Binlerce ücretli memur ihtiyaç içinde kıvranır ken, nasıl olurda primler yalnız bir avuç baremliye hasredilebilir ?..
Bu Adaletsizlik şaheseri karar karşısında bir yığın memur boynu bükük, kendi mukadderatına terkediiemez
iktisadı devlet
Çalışan ve prim almaları hükümet çe lüzumlu görülen memurlar tespit edilmiş, bakanlıklararası ku-
teşekküllerinde rulun sekiz ayı mütecaviz bir za-
mandanberi üzerinde hassasiyetle çalıştığı bu mühim mevzu, nihayet bir karara bağlanmıştır.
Evet Dışişleri Bakanlığı
Ciddî bir tasfiyeye muhtaçtır
--------- + > > -——------------
Halbuki harıl Itarıl yüksek tahsil müesseselerimizden, Siyasal Bilgiler okulunun siyasi kısmından. Hukuktan, Yüksek iktisad re Ticaret mektebinin konsolosluk şubelerinden yençler yetişir durur, bunlar bakanlığın alt kademelerinde kalmaya mahkûm ve dosyalar karıştırmaya memurdurlar.
c
-V

emokrat P. yeni hamleler arefesinde
D. MarslınU
Albay Edtoarâ

Grup Başkan Vekili yerine F. HulûSi Demircili getirildi
Bir hatib, Sadık Aldoğanın İdare Kurulundaki izahatının Nihad Erime telefonla haber verildiğinden ve haberin bu suretle “Ulusu,,
Ankara: 4 (Hususî muhabiri-(
miz telefonla bildiriyor) Demokrat Parti Meclis Grupu bir toplantı yapmış ve bu toplantıda partinin iç meselelerine a-id mevzular üzerinde müzakereler cereyan etmiştir.
Bu arada Demokrat Paıti îstan bul il kongresinde Demokrat milletvekillerinden Kemal Silivrilinin aylık ve yolluk zamları etrafında bilhassa Fuad Köprülüyü istihdaf eden ifşaatı ve yine Fuad Köprülüye aid deveran eden dedikodular da balıis mevzuu edilmiştir.
Diğer taraftan Demokrat Parti ■ Meclis Grupu üyeleri tarafından ■ bu mevzular üzerinde parti grup -5 başkanlığına bir takrir de veril-
Dün
••

Köprülünün
a intikal ettirildiğinden şikâyet etti !
? iriş bulunmakta idi. (
Dünkü grup müzakerelerinde’ gündeme alınmış olan bu takrir! hararetli tartışmalara vesile teş- ] kil etmiş ve söz alan bir çok ha-' tip toplantıda hazır bulunmıyam Fuad Köprülüyü şiddetli bir lisan-] la tenkid ve itham etmişlerdir. Bu’ meyanda bir hatib Afyon miUetve-I kili emekli general Sadık Aldoğa-] mn Demokrat Parti idare kurulun' da izahat vermeğe dâvet edilişinin! ve mumaileyhin verdiği izahatın ] Fuad Köprültl tarafından derhal; Halk Partili milletvekili profesör Nıhad Erime bildirilmek suretile] Ulus da neşrine meydan veril-' re.ş elmasından şikâyet etmiştir.' Devamı Sa., 5; Sû., 2 de)
f
T-a o d EMÛsi Demircili
4
Dünkü Yeni Sabahda da görüleceği üzere primler, İktisadî devlet teşekküllerindeki bilumum hiz metlilere lıitab etmiyecek doğrudan doğruya stajiyerler, evrak mukayyidleri, evrak muhafaza memurları, iş muakkıbları, daire â-mirleri ve bunlar gibi, (Bakanlar Kurulu tâbirince) gördükleri vazife itibarile her çeşid işlemin yürütülmesinde ve işlerin denetlenmesinde müessir olmıyan memurlar hariç geriye kalan diğer barem dahili kimselere verilecektir.
Şurası da bedihidir ki, her insaflı düşünen vatandaş: prim veri lecek memurların ne kadar az bir yekûna sızdırıldıklarım acı ile sez miş, ve bugün binbir ihtiyaç içerisinde kıvranan ve prim harici bırakılan memurlar namına elem duymuştur.
Biz, prim meselesiui daha etraf (Devamı Sa. 5; SÜ„ 3 de)
Acele
davet
edilen iki
Amerikalı






ecmedd in Şada k ı n i demeci ve itirafları üzerine
Mca1-elînı Halk PartİMDİD Meclis Grupu yine gi/Aî bir tnpkantı yapmıştır. Ayni mesele üzerinde tekrar tartışmalar yapıldığı anlatılan bu oturııındH Dı-fkçlerimlzin inleyiş tarzı ve haristeki temsil suretimiz çok acı (cu-kidkre mâruz katmıştır.
Vunanîbtan ve A meri kaya yabat eden Halk Partili bir mî’ letvekili Atinadaki sefaretimi/î vürekler acısı manzarasından lıa’ «etmiştir. Memleketimizin talBu üzerinde hayati ehemmiyette lıâ-dlnelere *ahııe olan bıı memlekette şn dakikada bir sefirimiz bulunmadığı gibi, pazar günleri sefaret binasına bir Türk bayrağı çekecek bir müstahdemimiz l»île 3 okmuş.
Atinada bıı kadar uykuda olur-MLk artık Mars hail plânı gereğince yapılacak yardım için ne kadar uyanık bulunduğumuz kendiliğinden anlaşılır. Paris toplantısı sıralarında Paris sefirimiz Biivüka-dazla istirahatta imiş \e oıı altı milletin temsilcileri toplanıp konuştukları günlerde rahatını bozarak Parise kadar gitmeğe bile lüzum görmemiş. Marsball plânı konuşulur ve Türkiyeııin istekleri açıklanırken Parise kadar zahmet ihtiyar etmek istemiyen seTlr ıır kadar da Istanbulda adliye binası yanarken bu yangını rahat rahat seyrede ede Sirkeciden trenle Avrupaya seyahate çıkan o zamanın Adalet Bakam Şükrü Sorâcoğ-luya benziyor.
Zannedersiniz ki bıı lar ikiz kardeşlerdir. Hattâ, bunlara üçüzler de diyebilirsiniz, çünkü Marsball plânındaki mevkiimiz anlaşıldıktan sonra Amerikalıları ikaz ve onlara görüşümüzü İzah için bula bula kimi bulup yolluyoruz? Bir fevkalâde murahhas mı, bir Bakan mı, Başbakan mı, eski bir Başbakan mı? Hayır, hayır... Hiç biri değil. Sadece bir umum müdür. Bu işlere ne kadar ehemmiyet verdiğimiz bu hareket tarzımızdan anlaşılır.
Dışişlerimizin akışı tenkid edil-diği vakit Necmeddin Sadak tenkidleri pek âlâ kabullenmiş Hariciye Bakanlığında tasfiye bir kısım memurları emekliye jırmak için yakında Bir projesinin Meclise sevkedileceğini | vâdetmiştir. Bu da Halk Partili bakanların 3 ıHanmış geleneklerine ve usullerine ne kadar ııygun... Her hangi bir mes'ele hakkında umumi efkâr fazla ve yüklü bir zorlama yaptı mı, derhal ilgili bakan veya Başbakan kürsüye gelir ve yapılmış hatâları, kusurları, hattâ kabahatleri kabul?eder, mesullerinin şiddetle teeziyre olunacağını ve ileride bıı gibi hallerin tekerrürüne mâni olmak için tedbirler alınacağını ve bu hususta yakında bir kanun projesinin Meclise sonuİHcağmı vâdeder. O günlük fırtına atlatılmıştır. Artık bîr daha 11e o lâkırdı konuşulur, ne de o proje bakanlığın dosya dolabla-nndan çıkarak Meclise kadar gelebilir. Her gün yeni idaresizlik, birbirini bastıran yolsuzluklar se*

zat-

ri halinde ortaya çıktığından, esa-sen o bozuk işe bir daha avdet etmeğe ne vakit; ne de imkân kalır.
(Devamı Sa., 3; Sil., 4 de)
Dün Vaşingtona hareket ettiler
uAkdeniz Amerikan 3loku„ ve Ispanya Amiral Sherman’ın Ispanya'yı ziyareti tahminlere yol açtı Marshaîl, lürkiyeye yapı'aca : yen", askerî yardım p ân arının tetkik edildiğ* m söylcd ♦ Lirhabere göre Truna mu 3 davetini de reddetti
•t
Stalin,
T rıımanla Stalin Pot s dam mülâka.lt esnasında
Meclisdei
bıı
ve 1 ve | a-
kanuıı
— -- u------
Ankara Belediyesinin vilâyetten ayrılmasına a i d tasarı üzerinde tartışmalar..
Ankara, 4 (Husus!) — Meclis bugün saat 15 le Cevdet Kerim înceda-yının başkanlığında toplandı. Mısır Meclisi, Hollanda Elçiliği ve Erzu-rumdan Kâzım Karabekirin ölümü do-layısile gelen tâziyet telgrafları okun duktan sonra hâlen Meclise gelmiş bul dilekçelerin bir an evvpl in-celerirtffBİ İçin geçici bir komisyona havalesine karar verilerek gündeme geçildi.
(Devamı Sa., 6; Sii., 1 de)
Kandıra C, H. P.
Başkanı aleyhindeki dâvaya devam edildi
Kandıra, 4 (Telefonla) — CHP; Kandıra kaza idare heyeti başkanı (Devam* S«, 6; S6„ 1 d(
Madıit: 4 (APı — Amerikanın Akdeniz filosunun yeni komutam Amiral Forrest Shermanm gayri-resmi surette Madrid! ziyareti burada, Amerika İle Ispanya arasında daha yakın bir münâaebat kuru lacağına dair olan söylentilerin ye nlden canlanmasına sebep olmuş tur.
Amiral Sherman ve eşi Madride. Amerikanın Madrid Büyük Elçiliği Deniz Ataşesinin eşi olan kızlarım görmeğe gelmişlerdir.
Ziyaret tamamile şalisi mahiyette olmakla beraber, buradaki siyasi mahfilde. Amiral Shermanm haıb (Devamı 6 incide)
------o------
Üç kişiden miirekkeb diğer heyet de yarın gidiyor
Amerikan yardım heyeti kara kuvvetleri başkafıı general M; L. Mac Bride ile hava kuvvetleri şefi albay E. S. Marsball evveki gün tayyare ile Ankaradan şehrimize gelmişlerdi.
General W. L. Mac Brid kendisi ile görüşen gazetecilere şunları söylemiştir:
«— Amerikada kalacağım iki üç haftalık bir zaman zarfında, Türkiyeye. yapılacak vardım programı hakkında görüşmelerde bulunacağım. Şahsen, Türkiyeye süratle yardım yapılmasına taraftarım.
Seyahatimin, başka türlü tefsir lere yol açmış bulunmasını hayret (Devamı Sa., 5; Sil., 1 de)
bir
• - - I
Kömür Fiatların^ Yapılan Zam
Sanayi miiesseseleri ton başına 5 lira fazla ödeyecek Ankaradaki ilgililer, zamma aid tefsirlerde bulunmanın henüz mevsimsiz olduğunun, l ununla beraber zamların müstehlike aksettirilmigeceğini söylüyorlar
Dun geç vakit şehrimizdeki alâkadarlara Ankaradan gelen haber lerden anlaşıldığına göre hükümetin kömür fiyatları üzerinde yaptı ğı incelemeler sona ermiştir. Halkın ihtiyacı için aldığı taş ve kok kömürlerine hiç bir zam. yoktur. Yalnız ticaret sanayi mües&eseleri zam kararma dahildir. Linyit fi-^'ıt]arı şimdilik sabit tutulmuştur

Diğer taraftan kömür almak i- • çin sa-ış ve tevzi nıiiessesesi mü (iürmtüne 1 şubattan evvel para yatırarak ordino alan, fiyat kö- ’ mürîerinl henüz depolardan çekme yen
• •
sar.aji müesseselerlnden 2am
(Devamı Sa., 5; Sil., 4 de/
Hademei hayrat
Jr —
t \
Aslanköy dâvası
Dünkü duruşmada bir şahid, Yüzbaşı kadınlara ateş açmışdı, tabancasındaki boşalttı, dedi.
ni işittim ve hemen oraya gittim. Yüzbaşı kadınlara ateş açmıştı. Kadınlar, kaçıyorlardı. Sonra yüzbaşı çamaşırhanenin orada sakla-(Devamı Sa., 5, Si/., 6 da)
• T •
Aslan saat 10 da
bütün kurşunlan
Konya: 4 (Hususî) köy dâvasına bugün devam edilmiştir. Ağır ceza heye-
ti yerini aldıktan sonra suçlu Ce- j mal Kurt içeri alındı. Müdafi avukatlarından Mehmed Emin Bolay I ve Muammer Oğuz bulunuyordu.’ Tanığın hüviyetinin tesbitinden Bonra Şahid Kadir özgür çağrıldı. Hüviyeti tesbit edilip yemin ettirildi ve bu hâdise hakkında ne bil diği soruldu. Tanık vben olay günü köye evrakları tevzi için gelmiştim. Tellâl seçim yapılacağını bildirdi. Halk toplanmıştı. Sıdkı Dağgcçen oy sandığını istedi. Fakat halk eğer bizden de bir kaç inanılır kişi bulunursa olur dediler. Bunun üzerine yüzbaşı siz kim oluyorsunuz, diye sandığı aldı. Hilmi Levent de bir yöre gitti. Halk bir kavga çıkacağını anlamış ve bazısı dağılmışlardı. Ben evinin arkasında idim. Silâh
Ticaret Bakam







sjjğ.
ir

*1 * * '
•V *'
i



/*' * >
■Al.




* 1
Bakam Cavid Ekin

Halk sesi-
uArtık te.»(ip ekmek mevzuu diye bir şey kal madı!„ diyor I
Bir müddettenberi şehrimizde ted-Bakanı 1 dün ak-
kendisi-
kiklerde bulunan Ticaret Alahmud Nedim Güııdüzalp, şanı Ankaraya dönmüştür.
Bakan, hareketinden evvel
le görüşen bir niuharrirtnıizo, tek tip ekmek meselesine ve Toprak Ofis c-lindekl stokların erimeğe yüz tuttuğu takdirde Bakanlıkça alınacak karar* (Devamı Sa.f 5; Sü.t 2 de)

•Lr«lanWuJ(i tanklar tophı Mr hak’4


F
Hâlâ za a Le iliyorlar!
İkinci Dünya Harbinin daha i)k yıllarında başlıyan ve C. H. P. hükümetlerinin mütevali be. cerfksizlikleri bugün en hâd şeklini bulan hayat bahalılıgı karşısında, yine ayni hükümetlerin muhtelif zamanlarda maaşlara zamlar yaptıkları malûm dur. Her ne kadar bu cüz’î zamlar, değişmez gelirli vatandaşların bütün ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaksa da hayat bahalılıgı ile mücadelede maaşlı vatandaşlara ufak mikyasta medar olabileceği ileri sürülüyordu. Böyle olduğu halde, bugün maaş zamlarını alamıyan (Devamt Sa., 5; Sû.. 4 de)
_______________/
\z\z\z
KVIMDEN BİR YAPRAK
Vur Abalıya
iı genrliğiınıde çok gülerdik. Günlük hayatta bizo bol bol kahkahalar attıran bin $ey vardı. Olgunlaştığı- r-------------------
nuz zaman da ıstan- r bul nütcdanları ile j__________ __
düşer kalkardık; öyle mazmunlar sar (edilirdi kİ; o muhitte göçen noş'olı saatler bir ömre bedeldi. Abûs adamlar herkesçe malûmdu... Onların haricinde kaş çatanlar —sabah evden çıkınca ve akşam eve dönerken güneş karşrlarınoa olduğu için— ancak Ak-sarayiHardt.
Sonra sonra artık gülmez olduk. Yalnız biz değil halk da çokluk gülmüyor. Bunun osbabını yino günlük hayatının devamlı sıkıntılarında buluyoruz. Tramvayın tesir tülyor; haydi çatıyoruz:
— Yahu! Bu ne hacmi) diye bir şey yojı mu? yok! üeyip kapıları kapasanıza
Bu ufak memurlar bazan pişkin olu yortar; niriıliği vorlar.
[ULUN A Y']
İzdihamı sinirlere vatmana, biletçiye
hal? Sizde (istiâb «yer
• • •
fakat bazan da onların da sl-tutuyor. Ters bir covab vorl-Haydi bir ınifrınkaşa... Son*
sin... Şensin! Derken insan tramvaya bindiğine bineceğine pişman oluyor.
Onların no kabahati var? Bunu ön-liyecek idaredir. O da yapınıyor... Bütün düşündüğü çantaya
para düşsün... Umurunda ıııı? Altta kalanın canı çıksın!
Trenlerde do öyle... Kompartımanlar pis, camlar sakat, kapılar tutmuyor... Hele bir çeşit kapılar var ki a-çılırsa kapanmıyor, kapanırsa açılmıyor; akşaın tronlerinde oturacak yor do yok. Tam bu sırada biletçinin kontrolünden sonra bir de tren şefi kontrole gelirse tabii şikâyet supapı ta* payı atar:
—Yolcuyu oturtacak yer bulun... Şu camları çorçeveleri tamir* ettirin cic ondan sonra adamı bilet diye sıkboğaz edin... Bıktık yahu! N er o de h sc pasoları camlatıp boynumuza asa** cağız...
Bunlara biletçi nasıl çâresâz olur?
Fakat vur abalıya... Zavallı memur pek cüz’î bir para ile hom çoluk çocuk ^indirecek hem dünyanın en ınes’u-(Lütfen sav tam c^viHn^ı _
SAYFA: t
Y E
N I
SABAH

5 ŞUBAT s:*’’
zmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
9
Atatürk’e suikasdın tafsilâtı ve içyüzü
ıı sı
azan Rı
Tefrika No. I««
OkUYUCU
»i YO
4

E
*

D
Belediyeye ithaf
— -o----
Acaba bu esrarengiz adam kim ola!..
* »
I
Fıkracıdan ilk haber
HER SABAH]
— Hayır efendim, hepsi birinci grup dahilinde, heyeti umumiye»» pir blok.
, — Sîz bunun içinde ne oluyor-
dunuz?
\ — Ferd efendim, ı (Burada Cahid beyi» makalesi-pin bir fıkrası okundu.)
Reis — Demek birinci grup dahilinde bir blok halinde çalışmak fikri idi?
— Hayır efendim, Gazi paşa haz retlerile birlikte çalışmak ıuevzuu-oalıis olsaydı, niçin müracaat e-dilsin.
I —Siz var olan bir lttilıad ve Terakki üzerinde söylüyorsunuz, bunu da diğer muhakemenize benzetmeyiniz! Biz bundan bu mâna yı çıkarıyoruz. Niçin toplandığını zı da makalenizde sarahaten söylemektesiniz.
(Reis bey burada makaleden bir fıkra okuttu. Bıı fıkrada sulh-den sonra fırkanın mukadderatı hakkında bir kongre akdi mevzuu bahisti.)
Cahid bey — Kongre ile lttilıad ve Terakki «Teceddüd fırkasına inkıiâb etmişti efendim. Esasen ÎTevfik paşa bu kongreyi kapamıştı.
Reşid Galib bey — lttihad ve Terakki namına her şeyi yazıyor, «Teceddüde fırkasından balısetmi forsunuz bu kongrenizin kararını kabul etmiyorsunuz. Bu kongrenin kapanması mukarreratın nazarınızda iptalini mi intaç ederdi?
— Paşa hazretlerine bir fikir arzedilecek, bu muntazam şekilde tesbit edildi ve arzolundu.
— Bu lttihad ve Terakki namı na yapılmış bir program.
— Efendim bu. miicadelei siyasiyeye girişildiği takdirde ortaya konacak bir programdı.
— Şu halde İttihad ve Terakki fırkası namına toplandınız. Bunu böyle kabul etmek lâzmHır?
— Efendim paşa h jretlerine arzedilmek ve tasvib olunduğu tak dirde meydana çıkaı/mak iizere tertib olunmuştur.
— Bu hafî ve siyasî bir program dır ve bunun üzerinde makaleler yazarak tertibler hazırlıyarak çalışmaktır. Arkadaşlarınız da sistem dahilinde muhalefet yapmış ve nihayetülnihaye meseleyi sui-kasdle hallenmeğe çalışmışlardır.
— Bu gazete, fikir gazetesidir. Bittabi naşiri olduğu fikri ifade eder. Siz Halk Fırkasına mensub-sunuz. Parlak sözlerden ziyade fırkanızın esaslı prensipleri vardır. Cumhuriyet ve Hâkimiyeti Milliye... Bendenizin bu noktalarda sizden ne farkım vardır.
— öyle olabilir bunu biz de takdir etmek isteriz. Yalnız kendi faaliyetinizle komiteci rııhile harekete geçtiniz ve maslub arkadaşla nnızın âkibeti malûmdur?
— Efendim siz beni tanırsınız. Bendeniz komiteci ruhlu bir adam mıyım? Bir parça ilim ve irfan bulaşığı olan benim gibi bir adam
Vur Abalıy
(Bojtarafı 1 in(Me) lîyetli ve güç işlerinden birini yapacak hem de halkın hoşnudsuzluğuna, sinirlerine parMonerlık edeoektir.
Geçen gün Köprünün Haydarpaşa iskelesinde kulak misafiri olduğum bir vak'a bunun bir başka misalidir:
Biri bilet alırken vapuru sordu; bilet memuru dalgınlıkla yanlış bir saat Söyledi; yolcu gitti biraz sonra geldi.
— Siz bana yanlış söylediniz. Vapur fu saatte imiş...
— Haklısınız. Hatâ ettim. Para he-satılıyordum... Şaşırmışım.
Bu mazeret adamı teskin etınedi. Parladı:
— Ne demek efendim? Denizyolları şaşırımyacek, hatâ yapmıyaoak, memur kullanmalıdır. Ya ben vapuru ve i treni kaçırırsam...
— Efendim, İnsan beşer, bazan şa-| şar... Affedersiniz... I
— Affedersem bir daha yaparsın...
Memur sustu ve onun sükûtu benim sinirlerimi bozdu. Meselâ o memurun yerinde ben olsaydım:
— Efendimi Ben burada «Vapur saati söylome» bürosunun şefi değilim, feenim vazifem para alıp bilet vermektir. Holdo tarifeler asılı... Gldor, bakarsın, sağlamını öğrenirsin... Haydi çek arabanı... Yallah!
Derdim. Ondan sonra da galiba karakolluk olurduk.
Suç no memurda... Hattâ ne de ' müşteride... Bütün kabahat zemâne-de.
Fakat vur abalıya diye küçük memura yüklenmeğe hakkımız yok. Hole Çarşımızda böylo hazlmkârları ve nazikleri olursa..»
böyle geylerle hoşlanabilir mi?
— Evet amma Maarif Nezaretine kadar irtika ettirdiğiniz Şükrü bey de suikasd yapmak isledi. Onun da ilim ve irfanı vardı ?
— İşte efendim tTcceddüd fır kaaının kongresi toplanarak karar verecek.
—Başka bir makaleniz okunacak. Bu daha açık gösterecek ki bir blok halindesiniz.
— Hangi tarihli gazetede efendim?
— Evvelki makalenizden bir kaç gün sonra.
— Peki efendim.
(Burada «Taninin* bir başmakalesi okundu.)
—İşte anlaşılıyor ki bir blok halinde faaliyete girmek istiyorsunuz?
—Efendim arzettim. Biz yalnız Müdafaai Hukukun idare tarzına dair görüştük, tevzini kuvvadaıı bahsettik.
— Yine anlaşılıyor ki kendi keıı dinizc ve lttilıad ve Terakki namı na toplandınız?
— Efendim teklif üzerine arkadaşlar toplandık.
— Kimler toplandınız? Hamdi Baba sizin emsaliniz midir. Vehbi, Nail ile ne dereceye kadar arkadaşsınız. Bütün lttihadcılar top laııdınız. Arkadaşlarınız da ltti-lıad ve Terakki namına münakaşa ettik diyorlar. Bir de dokuz maddelik bir programırüız var. (Okun du) şimdi görüyorsunuz, neden bu programdan bahsetmediniz?
— Arzedeyim efendim. Şimdiye kadar söylediklerimde bunlar dahildir.
— Nasıl dahildir, söylemiyorsunuz veya ben yalancı değilim diye doğru söylediğinizden bahsederek anlatıyorsunuz?
— Efendim tevzini kuvvadan bahsettim. Bu programda dahildir.
— İşte efendim lttihad ve Terakki namına program yapıyorsunuz.
— Aızedeyim beyefendi bu paşa hazretlerine arzedilecek ve kabul buyrulduğu takdirde faaliyeti siyasiyeye geçilmek üzere tatbik edilecek.
— Şu halde lttihad ve Terakki namına toplandınız?
s
— Beyefendi paşa hazretleri ta rafından kabul buyrulduğu takdir de çalışacaktık. Sonra yalnız netice ne oldu?» diye sordum Mustafa Kemal paşa hazretlerinden cevab geldi, muvafakat buyurma-mıştır» dediler. Bunun üzerine her türlü faaliyet durdu.
Reşid Galib bey — «Yalnız sor dum ve bu cevabı verdiler dediğinize göre başka bir içtimada daha bulundunuz.
— Efendim, bilmiyorum, sokakta mı sordum, yoksa üçüncü bir içtimaa gittim mi, iyi hatırlamıyorum.
—Efendim siz Cavid beyin ifadesine itimad edersiniz değil mi? Kendisinden Borduk Biz lttihad ve Terakki namına program yapmadık, mebus intihab edilirsek bu maddeler üzerinde çalışacaktık, yeni bir zümrei siyasiye için değildir: dedi.
— Efendim, bendeniz arzettim. Paşa hazretleri tarafından kabul buyrulduğu takdirde bu maddeler
Dışarıda sonbaharın habercileri, iri sarı yapraklar, rüzgârla uçuşarak yere düşüyorlar, kurşuni bir renk or talığa yayılıyor, kapalı pencerelerden odalara loş, mcytls bir renksizlik gi-rlyordu.
Gene kız yorgun adımlarla sofayı geçti, yukarı kata, Kadriye Hanımın odasına girdi.
Ancak orada rahatça düşünebiliyor, onun hâüralarile dolu olan eşyadan vc havadan ilhanı alıyor ve büyük kararlarını bu ilhamların te-6irile verebiliyordu.
Bu akşam çok güç bir geçitten geçecekti. Turhan Yılmazla konuşması, kararını ona kabul ettirmesi gerekti. Işto bu kuvveti Kadriye Hanımın hâtıralarından toplamağa gelmişti.
Turhan Yılmazın kapısına hafifçe vurdu. Yorgun bir ses, içeriden:
— Gel! dedi.
Verda kapıyı yavaşça aralıkladı. Bu odaya o, seneler boyunca, bîr rüzgâr gibi girip çıkmağa alışmıştı. Buradaki eşyaların hepsi, en ufak zerrelerine kadar, onun İçin en yakın dostlardılar. Halbuki şimdi, bunların arasına karışmak için bir adım atmaktan korkuyor, en büyük dostile karşılaşacağı saniyeyi geciktirmek istiyordu.
— Kim var orada? Gclsene...
Gene kız bu sese itaat etmeğe de pek alışıktı. Kapıyı lıomen aılgısınâ kadar açarak içeri girdi.
ekmek kimse bıı fıkırtını bildiği
Kudıkö-
Erenköy Kaz.\atağı D. P. başkanı Farıık Durukaldan şu mektubu aldık:
Bir kuç gün evvel sabah gazetelerinin birinde Kadıköy Hâl biııaMinın açılmak ürere olduğunu» fakat buna kabzımal Süleyman ilamında bir zatın engeller çıkardığını ve açılacak dükkânlara ken di adamlarını yerleştireceğini okuduk.
Mııhiııı olduğu üzere Kadıköy Hal binası senelerce evvel inşa edilmiş» ancak bir kaç a> arık kalmış» sonra toptan kapanarak belediyenin garajı haline konulmuştu. Şimdi ise yeniden açılacağı rivayetleri ortaya çıkmış bulunuyor, fakat bıına da mâni olunuyor. Bu rivayetler doğru ise sebebi hikmetini anlamak da müşkülleşir.
Erenköy ve civar halkı se-nelerdenberi bozuk yemeğe malıkûmdu r, ses çıkaramaz. Çünkü rını işleten vatandaş bir zata dayamıştır, gibi hareket eder,
yünde bir simitçi fırını varılır, her ne lıatû işlese örtbas edilir. Çünkü o zatın orası 1-le de alıbablığı vardır derler. Dediğim gibi bunlar İmik arasında dolaşan söylentilerdir. Sıhhati kestirilemez.
Şimdi bir de bu Hâl derdi ortaya çıktı. Bay Süleyman güya buraya keııdi adamlarını yerleştirecekmiş ve yine o muhterem zatin bunun da alıbablığı varmış.
işin iç yüzünü öğrenmek istiyoruz.

BİR ŞİKÂYETE VERİLEN CEVAB
Gazetemiz de çıkan bir şikâyet mektubuna Kadıköy kaymakamlığı B. Ş. aşağıdaki cevabı göndermiştir:
«Yeni Sabah» gazetesinin 25.1.948 tarihli nüshasında «Bostancıda Sanataryoın cad desi tenvire muhtaç» başlı-ğile intişar eden yazı incelen iniştir.
Bu caddelere takılması nıuktazi lâmbaların takılmalarında vukua gelen tehir, lâmba takına işlerinde sıra gözetilmekte olmasından ileri gelmektedir. Sırası gelince bahis mevzuu caddeye gereken lâmbalar takılacaktır.»

Bir polisimiz kazaen öldü
Hasköyde oturan 48 yaşlarında Niyazi Götealp isminde bir polis memuru evvelki akşam o civarda bir yangın yerinden geçerken a-yağı taşa takılmış yere yuvarlan-, mış ve belindeki tabanca patlıya-rak çıkan kurşun başına isabet etmiştir. Aldığı yaranın tesiriyle derhal ölen Niyazının cesedi Adalet doktoru tarafından muayene edilerek gömülmesine ruhsat verilmiştir.
Ölümü, kendisini tanıyanlar a-rasında büyük bir teessür uyandıran Niyazi Gökalp 5 çocuk babasıdır.
için çalışacaktık.
— İşte tezadian siz de görüyor sunuz ve anlaşılıyor ki lttilıad ve Terakki için gizli bir içtima yaptınız, komplo yaptınız!
fDdvsmı var)
İstanbul vapuru dün Marsilyadan geldi
Hasta bulunan Atina Büyük Elçimiz de gelen yolcular arasındadır; elçinin beyanatı
Şimdilik istirahat etmek iizere latanbula gelmi® bulunuyorum. Tamamile iyileştikten sonra yine Atinaya döneceğim.»
(— Yerinize kim vekâlet ediyor?
«— Kimin vokAlet ettiğini bilmiyorum amma, sefirlik makamının boş olmadığını duydum.»
(— Meclia müzakereleri esnasın da, Marshall plânına dahil olabilmeniz için Paris konferansında iyi malûmat verilmediğinden şikâyet edildi. Bu hususta ne dersiniz ?» ı
« —Bu hususta hiç bir şey söy-liyemem. Parti Grupunda sual tev clh edilecekler, elbette cevabını vereceklerdir.»
Devlet Denizyolları idaresinin. İstanbul yolcu gemisi, 156 yolcu | ve 155 ton idlıal eşyasile dün saat 11.30 da Marsilyadan limanımıza gelmiştir.
İstanbul vapuru ile gelen yolcu lar arasında Atina büyük, elçimizin Ruşen Eşref Onaydın ve Yu-nanistaıun yeni Ankara sefaret müsteşarı bulunmakta idi.
Ruşen Eşref, kendisile konuşan bir muharririmize şunlan söylemiştir.
« Altı aydanberi hasta idim ve tedavi için Pııristc bulunuyordum. Yapılan teşhisler neticesinde hastalığımın Flibit olduğu anlaşıldı.
ADLİ YEDE
Bir katil 6 yıl hapse mahkûm oldu
Bir müddet önce Galatada kadın yüzünden çıkan münakaşa sonunda arkadaşı Bayram Eskeni tabanca ile öldüren Seyfeddin hak kında 2 inci ağır ceza mahkemesinde yapılan duruşma dün sona ermiştir. Mahkeme sanığa 6 sene 1 ay ağır hapse ve maktulün aile' sine verilmek üzere bin lira tazmi nat cezasına mahkûm etmiştir.
Bir katil on sene Itapis yatacak
Geçen sene Taksimde Yenişehir mahallesinde Mersinli Alımed peh livanı bıçaklıyarak yaralamak ve yine vak’a esnasında yaralıyı saklamak istiyen fırıncı Melımedi öldüren Melımed Çalkala ile suç ortağı Habibe ve Hanife öğüt hak-kındaki dâvanın duruşması dün karara bağlanmıştır. 2 inci ağır ceza mahkemesi sanık Mehmedin 15 sene, Habibe ile Hanifenin de 6 şar sene ağır lıabse mahkûmiyetlerine karar vermiştir. Ayrıca suçlu Melımed Mersinli Ahmede 500 İma.'tazminat ödbmeğe mahkûm edilmiştii'.
Azılı bir katil kaçmağa muvaffak oldu
Ka3tamonudan Aııkaraya götürülmekte olan Sadık isminde bir katil jandarmanın elinden kaçmağa muvaffak olmuştur.
Azılı katil bir müddet önce İşkili pde karısını öldürmekten 30 se ne ağır hapse malıkûnı edilmiş ve Kastamonuya kaçarak orada da Kezban adında bir kızı dağa götürmüştür. Kezbanın ırzına geçtik ten sonra cesedini diri diri yakan katil jandarmalar tarafından yakalanıp Ankaraya götürülürken firar etmiştir. Katilin eşkâli İstanbul emniyet müdürlüğüne de bildirilmiş ve yakalanması için ter tibat alınmıştır.
Bir katil yakalandı
Zabıta dün şelırinıiz-de Haşan Kaplan adında bir katil firarisini yakalamıştır.
Afvonun Bolvadin kazasının Ka raca ören köyünden olan Haşan Kaplan, bir müddet evvel, ayni köyden Zeynebin ırzına tecavüz etmiş ve kendisini yakalamak istiyen muhtarı da bıçaklıyarak öldürmüştür. Hâdiseden sonra jan-
H

Y o k s u 1
öğrenciler
Tektip ekmeğin ıslahına çalışılıyor
Tek tip ekmeğin ıslahı yolundaki çalışmalar devam etmektedir.
Bu arada, dün belediye daimî encümeninde bir müddet evvel mü tehaBsıs bir heyetin nezareti altın da imal olunan 850, 855. 860 gram lık ekmekler hakkında mütehassıs heyetin hazırladığı raporlar tetkik edilmiştir.
Bugün ekmek üzerinde son ve kat’î bir kararın verilmesi muhtemeldir.
Fahiş fiyatla satış yapan esnaf takib edilecek
Bir çok esnafın belediyece tes-blt edilen fiyatların üstünde satış yaptıkları anlaşılmış, bu gibi şikâyetleri nazan itibara alan belediye: iktisad müdürlüğü gereken tedbirleri almıştır.
Dün belediyede, bütün mürakıb ların hazır bulunduğu bir toplantıya başkanlık eden belediye reis muavini Nazım Arda, mürakıbla-nn mesai saatleri haricinde de çalışmalarını teklif et
Bundan böyle murakıbiar. bilhassa alış verişin arttığı saatlerde yani 17 ile 20 arasında da kontrollerine devam edeceklerdir, polannda muhafazasına karar ve-
Sinema filmleri belediye depolarında saklanacak

Yabancı memleketlerden getirilen sinema filmlerinin Saravbur-nundaki film anborlanna konulun yarak, Çubukludaki belediye de-rllmiştir.
-o-------
Eminönü Halkevinde Türk musikisi
Eminönü Halkevinin bu sene kurmuş olduğu Türk Musikisi Kolu, çalışmalarım ilerletmiş bulunmaktadır. îlk konser 15 Şubat 948 pazar günü saat (2030) da Sami Tokerin idaresinde koro, solo, saz ve Halk türkülerinden müteşekkil bir program altında verilecektir.
darmalar tarafından Yakalanan
*
Haşan, kaldırıldığı Afyon hasta-hanesinden dc firar etmiş, îstan-bula gelmiştir. Dün üçüncü sorgu hakikiliğince tevkif edilen katil Afyona sevkolunmuştur.
Tefrika: 60
Aşk ve his romanı
Muazzez Tahsin BERKANO

Turhan masası başında oturmuştu. önünde açık bir kitab, etrafında yığınlarla kitab ve kâğıd vardı. Lâmbadan inen ışık altında saçları büsbütün beyaz görünüyordu.
Verdanın ilk düşüncesi şu oldu:
— Birkaç senede nasıl ihtiyarladı YArabbl!
Fakat, daha başlamadan evvel maglûb olmamağa, bilâkis-bu duygu-larilc mücadele etmeğe karar ver-mîşti. Bu telkinle kamçılanarak )o-muzlarını dikleştirdi, başını kaldırdı, serbest adımlarla yürüdü.
— Verda!
Turhan heyecanla yerinden fırladı. Ayni saniyede bu telâşından utanarak tekrar yerine oturdu. Geno kız bunu farketmemtf göründü. Güç lükle sâlclnleştirdiği bir sesle:
— Hocam, dedi. Sizinle çok ciddî bîr mesele hakkında konuşmağa geldim. •»
Turnanın yüzünden bir endişe geldi geçti: Bu küçült kız ona ne gibi
bir işkence hazırlamıştı acaba? Bu çektikleri elvermiyor muydu?
_____ Hayrolsun Verda? Otur bakalım.
Bu koskocaman adam, ufak tefek bir gene kızın sözlerlle tepeden tırnağa kadar sarsıldığını belli etmemek için büyük bir gayret sarfetmek zorunda İdi.
— îzin verirseniz ortadaki lâmbayı da yakayım hocam. Odanız çalışmak için iyi amma konuşmak için çok karanlık.
Cevab beklemedon duvardaki düğmeyi çevirdi. Şimdi birbirlerini daha iyi görüyorlardı. Gene kız masanın yanındaki koltuğa oturdu, ötedenbe-rl bu koltuğa yerleşir, lıocasile ıızuh uzun müzikten konuşurlar, güzel hül yalara dalnrlar, projeler yaparlardı. Ne tatlı bir zamanmış o ..
Söze nereden bağlıyacağını bilemeden etrafına baktı. Bu odayı çok seviyordu. Gözleri,’ kapalı piyanoda, bir saniye durdu, hemen kaçtı. Bîr
zamanlar dünyama ortası saydığı şeyler bugün no hale gelmişti! Ne yazık!
Turhan ona bakıyordu^ Geniş koltukta küçük bir çocuk kadar zayıf görünüyordu, bu felâket onu nıüdhiş surette sarsmıştı. Zavallı yavrucak!
— Çok zayıfladın Verda. Şehre inince seni adamakıllı düşünmek i-cab edecek. Ferdiye aüjliy-elLm de sana bir kuvvet ilâcı versin.
Bu sesteki derin $efk( gene kızı altüst etmişti. Bütün sövllyeceklerini unuttu.
— Hocam, bu gece anneme ne kadar benziyorsunuz! diye bağırdı. Saç larınız, yüzünüz, hele sesiniz tıbkı onunki gibi
Turhan acı acı gülümsedi, başını salladı:
— Hakkın var yavrum. Ben de bozan bunu farkcdlyorum. Tlıtiyarladık ca büsbütün ona benziyorum. San ne İstediğini söyle bakalım çinvlt.
Geno kız düşüncelerin! t »planıak,
• • •

Fakültelere verilen ve verilecek olan fakrühal ilmühaberleri muteber sayılacak --------------4-------
İstanbul Üniversitesinin bütün fakültelerinde kabul edilen, sömestr usulü gereğince alınmakta olan fakülte ve imtihan harçları meselesi; nihayet bir esasa bağlanabilmiş tir.
öğrendiğimize göre, Tıb Fakültesi Yönetim Kurulu, aldığı son bir kararla; birinci sınıfta okuyan lar hariç olmak üzere, ilk sınıftan İtibaren fakrühal vermiş olan bütün talebelerin, yeniden verecekle ri fakrühal ilmühaberlerini muteber saymaktadır. Sene başında fakrühal vermemiş olanlar için de kabul müddeti 1 Marta kadar u-zatılmıştır.
Diğer taraftan; Hukuk, İktisad ve Edebiyat Fakültelerinde de fak rühal kabul edildiği bildirilmiştir, ı Buna mukabil; Hukuk Fakültesi nin birinci ve ikinci; İktisad ve Tıb Fakültelerinin birinci sınıflarının bu karardan muaf tutulmuş olması, talebeler arasında teessür uyandırmıştır.
1 Marta kadar fakrühal vermi-• yen veya imtihan harcını ödemi-yen talebelerin kayıtlan derhal silinecektir.
--------------o--------- MAARİFTE
İlkokullardaki dayak hâdiseleri
Son günlerde ilk okullardaki da yak hâdiselerinin çoğalması üzerine dün vilâyette vali muavini Rüştü Ülken in başkanlığında bir top lantı yapılmış, bu toplantıda dayak attıkları iddia edilen muallim ler ve disiplin kurulu üyeleri de hazır bulunmuşlardır.
Toplantıda, bu gibi muallimlere müdafaalarını hazırlamaları için 15 günlük mühlet verilmiştir.
öğretmenler müdafaalarını fia-zırlıyarak disiplin kuruluna verecekler ve müdafaalarının tetkikin den sonra yine öğretmenlerin de haaır bulunacağı bir toplantı daha yapılacaktır.
Müteakib içtimada öğretmenler hakkında disiplin cezalan verilecektir.
Okul - Aile birlikleri yıldönümü töreni
Okul - Aile birliklerinin kuruluşunun birinci yıldönümü; 14 şubat cumartesi günü, bütün okullarda yapılacak tören ve toplantılarla kutlanacaktır.
üniversitede yabancı imtihanları bitti
İstanbul Üniversitesinin Fakültelerinin, dün sabah
yan yabancı dil imtihanları, akşama kadar bitirilmiştir.
Elde edilen randımanın, ancak yüzde 20 nisbetinde olduğu tahmin edilmektedir.
Okullar için seyyar röntgen cihazı alınacak
Bir röntgen cihazı satın sı için belediye büdccsine lira tahsisat konmuştur, tasdik edildiği takdirde, röntgen cihazı derhal alınacak; ilk, orta o-kul ve liselerdeki talebelerin akciğer muayeneleri yapılacaktır.
dil
bütün
başlı-
alınma-50 bin
Büdce
• •
muvazenesini bulmak için gözlerini kapadı, bir saniye öylece durdu. Sö ze başlarken sesi şikâyet dolu idL
— Son zamanlarda iyi çalışamıyorum, kendimden memnun değilim lıo cam, âsabım pek bozuldu. Böyle giderse bu sene hiç verimli olanuvaca-gım.
— Kabahat biraz da bendedir Ver da. Seni ihmal ettim.
— Hayır... Hayır...
Turhan ona sükûnet vermek için İçendi zâafını ve aczini unutmağa çalışarak azimkâr bir sesle cevab verdi:
— öyle deme. Ben bunu görmüyor muyum sanki? Fakat artık vaziyet değişecek. Buna emin olabilirsin. Bu kış iyi çalışacağız. Sen de., ben de—
Verda, denize atılmağa karar vermiş bir adam hamlesiio:
— Benim başka bir tasavvurum var hocam, dedi Siz izin verirseniz ve bana yardım ederseniz Viyana; gitmek istiyorum.
O dakikada odanın ortası çökse, yahud tavanı açılsa Turhan bundan fazla şaşırmazdı.
— Viyanaya mı?
Bu sual dudaklarından ancak çıkabilmişti. Birdenbire bunun ehemmiyetini ve ciddiyetini kavradı, yü. zliıılln çizgileri gevşedi, bazı önüne düştü, derin bir düşünceye daldı
vur
r;
Fırdöndü Çelebi yeni
inceleınelcr yapmak, bulunmak için yola çıktı-hattâ seyahatnameler ya* brncc bütün bu gezilerin ticari kombinezon gizlidir.
atin boyoiğim, «Yeni Sabah» a bu moktubif mu A rinadan gönderiyorum. İstanbul postasını götürcoek uçağıe harekotine yarım saat kaldığı jçl| acclo yazmak mecburiyetindeyim; bu itibarla bazı lüzumsuz tafsilatı geçF yorum, kusura bakmayın.
Hepiniz beni istanbulda sanırkcı böyle damdan düşer gibi Atinadan mektub göndermeme şaşacaksınız. An latayım: Pazartesi günü matbaaya gelmek iizero evden çıktım. Tam Nır ruosmaniye caddesinin köşesindeki fp rını geçerken «Vatan» gazetesinin siyahi tahsildarı Sünûsi ile karşılaştım, Elleri paket dolu idi ve bir taksi şo* förlle pazarlık cd’yortlu: Şoför ayak diriyor:
— Sen Yeşilköy tayyare meydanı na kadar gidemem, benzinim yok! di* yor, Sunusı ise:
— Ayo, Emin bey Avnıpaya gide-ce!... Pakatiarı ^oturamazsam naşı o-lu? diye torter tepiniyordu.
Anladım ki
bir Avrupa seyahatine çıkacak. Her nedense ben eskidonberi (Vatan) baş yazarının bu seyahatlerinden kuşkulanırım. Cuya tcdkıkierde kını söyler zar amma altında bir
Hazret dönüşle beraberinde ya bir o-lonıobıl idhali projesi yahud da filân memlekete yiyecek ihracı plânı getirir-Kendi kendime:
— Aç gözlerini Fıkracı, dedim, karşına çıkan şu fırsatı kaçırma! Vc pal toınıın yakasını kaldırıp şapkamı gözlerime kadar indirdikten sonra şoförün usulcacık kolunu dürttüm vc telâşından terter tepinen Sunusiye ara banın kapısını açarak:
— Buyurun beyim, dedim, biz in. usta bu sabah öfkeli, parasını verdikten sonra nedon gitmiyelim?
Şoför küçük bir tereddüt ânı geçir di, fakat usulcacık avucuna sıkıştırdığım beş papeli görünce direksiyonun başına geçti, Yeşil köye doğru uçar gibi hareket ettik.
Ben şoför çırağı iınişim gibi öndı oturuyor; fakat aynadan da arkada oturan Sünûhinin taşıdığı paketleri, dosyalan gözden geçiriyordum. Üzerlerindeki etiketlerde «kamyon lastiği işi», ( portatif buğday siloları teklifi»! «Biraderin otomobil acenlaıığı dosyası» yazılı iri paketler göze çarpıyordu. Sunusı diğerleri gibi yanına bırakmayıp ihtimamla dizlerinin üstünde tuttuğu daha se «tezvirat», kumkuması» gibi rica kolluğunun bir defterin hattı ile a den faydalanarak inak san'ati? oüınlesi göze du.
Nihayet Yeşilköye geldik, seyahat edeceği tayyarenin ne yarını saatten fazla vakit varmış. Hemen hangar müdürüne baş vurdum, hüviyetimi açıkladım vc Yalman la birlikte seyahat etmek istediğimi söyledim. Talihim varmış ki uçakta Atinaya kadar bir yer boşmuş. Ancuk bu boş yer Atinadan binecek bir sey yah tarafından evvelce tutulmuş olduğu için ancak (Vatan) başyazarı île Athıaya kadar seyahat edebilirmişim.
Alelacele tartıldım, pasaportumu her ihtimale karşı daima hazır bulun* durduğum için fazla zorlukla karşılaş inadını. Bir de sigorta yaptılar ve oir çeyrek saat sonra ben de Fırıldakçıba-şı ile harekete hazırdım, işte bunları başardıktan sonradır ki size beni merak etmeınonize dair kısa bir pusula yazıp gönderebildim.
8u mektubumu size getirecek posta uçağının hareket saati geldi çatlı. Yazılarımı burada kesiyorum. Yalman la birlikte Atinaya kadar seyahatimi de bundan sonraki mektubumda anlatacağım. Burada yiyecek için sıkıntı çekiliyor aınnıa sıkıntıyı büyüğünden küçüğüne kadar lıerkes çektiği b çin elle gelen düğün bayram kabilinden kimse goouınnuyor. Arkadaşlara selâmlar...» FIKRACI
Üniversite Rektörü Ankaraya gidecek
İstanbul Üniversitesi Rektörü Sıddık Sami Onar, cuma akşamı Ankaraya gidecektir.
Rektörün; Ankarada, Ünivcrsi te inşaatı, gazetecilik enstitüsü, ve diğer muhtelif talebe ve Üniversite meselelerini görüşmek üze re. ilgililerle temaslarda bulunaca ğı söylenmektedir.
küçük paketlerde e .mugalata, «fesaa e G ketler vardı. Ayanında * tuttuğu iri
üzerinde de nefis ta*İlk milletin mukaddes hisler İnfazla sürüm yap-çarpıyor
Yalman»» hareketi-
I
1363 Rumi K. sâni
23
5
I

Perşembe
1367
Hicrî
Rebiiil-evvel
24
Kasını 90 — AY 2 — OUN 36
Güneş Öğle ikindi Akşam Yatsı İmsak
ValdUM
Vasati &
7
12
15
17
18
5
D.
06
28
12
30
03
28
S.
1
6
9
12
1
11
33
57


b
SAYFA: 3
*
I.

memleketleri

t f • ’

—------------
İsveç, bezi memleketlerin Marshall yardımını red etmelerini teeasüfle karşıladığını bildirdi.»
Stokholm, 4 (AP.) — İsveç
Dışişleri Bakanı Östen ünden, bu sabah parlâmentodaki müzakereleri açarken söylediği nutukta, Marshall plânı lehinde konuşmuş, birçok Avrupa memleketlerinin bu plânı reddetmiş olmalarını esefle karşılamış ve ■gözleri arasında, İsveçiu herhan gi bir «blok a girmemek husu-sındaki karfijrını tekrar belirtmiştir.
Bakan. İskandinav memleketle: nin (İsveç. Norveç ve Dani-n arka), harbden evvelki işbir* ligini aralarında tekrar tesise J çalışırken, yalnız Birleşmiş Mil-? iotter camiasının menfaatlerine J hizmet edecek gaye güttükleri-) ni, halbuki iki bloka ayrılmış o-J lan diğer milletlerin Birleşmiş ? Milletler Kurumunun gayesin-( d-’h uzaklaşmış olduklar m söy-r lemîş ve demiştir ki!
1 Komînfornı beyan anmesî. t dünyayı tarifi bakamından, bir
> Rarlkâtttrddr ve dünyay:. birbl-? rl..e zıd !ki bloka ayr:!;: ş ola-j ra’c kabul etmektedir.
f Batı devletleri de. bir Doğu
> Plokunıır daha şimdiden kıırul-l muş olduğunu kabul etmekte ve
> prndfleri (3e buna mukabil bir ( 1>I ık kurmaya çalışmaktadırlar. / Bu ise. dünya milletleri arasın-l da işbirliğ. kurulmasına engel
> olmaktadır.
[ Dünkü İsveç hükümeti (Sos-
> yal Demokrat) programına esas k olarak demokrasiyi almış bir F partinin hükümetidir. 3u parti | uzun zamandanberi komünizmle [ mücadele etmiştir, çünkü ko-b münizm diktatörlük taraftan-f dır.>
Avrupaya yardımdan maksad..
------o------
Amerikan Ticaret Bakanı «Gayemizin ne olduğunu milletlere sarahatle anlat-rra ıgız» diyor.


Nevyork, 4 (AP.) — Amerikan Ticaret Bakanı Averell Harriman dün gece burada verdiği bir söylevde, ezcümle drmiştir ki:
(Avrupa memleketlerine yaptığı yardıma mukabil Amerika hiçbir şekilde bu memleketlerin dahilî işlerine karışmak niyetinde değildir; onlar hürriyet müesseselerinin çerçeveleri dahilinde yine eski hayatlarına istedikleri gibi devam edebileceklerdir. Amerikanın bunu Avrupa memleketlerine sarahaten anlatması lâzımdır. Zira: mütemadiyen. Amerikanın emperyalist gayeler güttüğüne dair iddialar ileri sürülmektedir. Bunların ! karşısında, hakikatin anlaşılması için I gayemizin ne olduğunu açıkça ve etraflıca izah etmemiz lâzımdır. Bu suretle. Avrupa milletlerine bizim ha reket tarzımızla Sovyetler Birliğinin hareket tarzı arasındaki fark anlatılmış olacaktır.»
Polis Vazife Kanu nunun
18 net maddesi
Ankara: 4 «Hususi) — Adalet Ko milyonu bu sabahta Başbakan Bm bakan yardımcısı ve İçişleri Baka n>nın lştlraklle toplanarak polis va Elle Ve selâhi.vet kanunun 18 inci maddesinin müzakeresine devam eî miştlr. Bugünkü toplantıda bazı hatipler İdare amirlerinin nezaret altına alma yetkisinin 24 saat ola rak tesbltlni bazıian ise bunun t» «namen adlî makamlara bırakıma »ı tezini müdafaa etmişlerdir gö İtişmelere yarın da devam olanak çaktır.
Yahya Kemal 9 şubat ?âk ıstana hareket ediyor I
Ankara: 4 (Hususi) — Pakistan Büyük Elçiliğine tâyin edilen Yah-fa Kemal Beyatiı 9 Şubatta Pakis-tana hareket edecektir.
Zabıtama tevhidi
Ankara: 4 (Hususî; — Bir şenelen beri üzerinde çalışılmakta olan Obıtanm tevhidi hakkındaki ka |ÎUn tasarısı bugünlerde İçişleri Ba Kanm başkanlığında toplanacak o-lan bir komisyonda görüşülerek 4on şeklini alacaktır. Tasarımn.Mec tatilini müteakip Meclis» »evkJ hekleumekt.dir.
ayrılmak istemiyormuş
Lübnanda silâhlı bir isyan hareketi meydana çıkarıldı. Kudüs Müftüsü de Filistinde çarpışacak gönülEülerin tek komuta altında birleştirilmesini istiyor Berut, 4 (Au.) — Lübnan hüküme-
ti tarafından resmen bildirildiğine göre, memlekette silâhlı bir isyan çıkarmak üzere hazırlanan bir sul-kasd ortaya çıkarılmıştır. Tebliğde, bu hareketin Emîr Nehad Arslan tarafından tertib edildiği ve bu adamın evinde yapılan araştırmada «Yahudi tedhişçilerinin kullandıkları silâhlara benzer silâh ve patlayıcı maddelerle, halkı isyana teşvik eder mahiyette risaleler» bulunduğu da bildirilmektedir.
Tebliğde verilen izahata göre, tedhişçiler Suriye bankasından altın nakleden bir kamyona ateş etmişlerdir. Pazar günü de mühim bir bankaya karşı taarruz hazırlamışlarsa da «hükümetin vaktinde aldığı tedbirler le. bu teşebbüs akim bırakılmıştır.»
Rusyanın atom bombası var mı?
Türk ataşemiliteri de dahi! muhtelif memleket askerî ataşelerinin cevabları
Shild Kampı,. Kanada, 4 (AP.) — Buradaki topçu talim kampını ziya-[ ret etmekte olan, muhtelif 7 menıle-' kete mensub askeri ataşelere bir ga-zeteci: ( Rusyanın elinde acaba atom bombası var mı?> şeklinde bir sual sormuştur. Ataşelerin verdikleri ce-vablar şunlardır:
Ingiliz ataşesi — Ben eski zaman adamıyım isminin gazetelere geçmesini istemem.
Türk, ataşesi — Ben kendi hesabı-
ma demokrasi taraftarıyım.
Çin ataşesi — Cevab vermesi güç.
Çek ataşesi —• Ben ne bileyim- Ot-tavva’da bulunuyorum.
TEŞKİLİNE TARAFDAR
II
Hîtlerle karısı “gıyaben„ yargılanacak
General, Amerika hükümetinin memnuniyetle Icarşılıyacağı hükümet şeklinin Alman milletinin çoğunluğu tarafından arzu edilen şekil olacağını da ilâve etmiş ve ekonomi konseyinin muhtemel olarak gelecek hafta içinde tâyin edileceğini bildirmiştir. Naziîerden temizleme hareketlerinin ne kadar süratle yürütüldüğünü gözönünde tutan general, bunlann 1 haziran 1948 tarihine kadar sona e-recegi ümidinde olduğunu da belirtmiştir.
HİTLEK YARGILANACAK!
Berlin, 4 (A.A.) — Burada öğrenildiğine göre, Hitler ile karısı Eva Braun Münıhteki Naziîerden temizle
Stuttgıat, 4 (A.A.) — Almanyada-ki Amerikan askerî valisi General Lucius Clay, yaptığı basın toplantısı sırasında «hükümetinin bir Alman federal hükümeti teşekkülünü müsaid bir şekilde karşı Uyacağını* beyan et mi.ş. ve demiştir ki: !
Federal bir devlet tesisi meselesini mânakaşa ederken devletlere ve fe-' dcral hükümete bahşedilecek haklar üzerinde yıllarca delil serdedilcbilir.
Ayni fikir çerçevesi dahilinde Ame r!ka Birleşik Devletleri tarihine te-1 mas eden general Clay, Alman hükümetinin sert olmıyan munis bir şekil kabul etmesi lcab ettiğini söylemiştir.
p — - ---- _
|Gününenteresan haberleri
(----------------------J
İ Irakta sansür kaldırıldı
Bağdad: — Yeni İrak kabine si milli basın ve yabancı muhabir lerden sansürü kaldrmıştır.
Basına tam bir hürriyet verilmiş ve bundan evvelki kabine tarafın dan kapatılmış olan 15 gazetenin neşri serbest bırakılmıştır. (A.A.)
Süveyş bölgesindeki Alman esirleri
-fa Kahire: — Mısır hükümeti Ingıltereye müracaatla henüz Süveyş kanalı civarında İngiliz İşgal bölgesinde bulunan Alman harb esirlerinin memleketlerine avdetle rinl İstemiştir. Esirlerin zaman za man kamptan kaçarak suç işleme leri, Mısır makamlarını bu karara sevketmlştlr. (A.A)
Atom enerjisi daimi istihsal merkezi teşkil edilecek
★ Oakrldge: (Tennessee) — A- ı mertkan Atom enerjisi komisyonu başkanı Diviti Lilienthal, dün radyo İle yayınlanan bir nutkunda yakın da Oakrldge rniili laburatuarı ismi İni alacak olan Oakrldge Atom ener Jlsl istihsal merkezinin çalışmalarının bilhassa Atom enerjisinin endüstriye tatbikin» inhisar ettir! leceğinl söylemiştir.
V_____________________________________
MÜFTÜNÜN FAALİYETİ ı
Şam, 4 (A.A. ) — Hâlen Şamda bu lunan Kudüs Müftüsüne yalan çevrelerden öğrenildiğine göre, Kudüs müf tisinin Arab başkentlerine -yaptığı ziyaretin maksadı, göönüllü kuvvetleri tek bir komuta altında birleştirmeği istemektir.
Bu tek komuta yülesek bir Arab komitesi ola-aktır.
BİR RUS İODİASI
Londra, 4 (A.P.) — Tosa Ajansının Pragdan bildirdiğine göre, «Miada Fronta- adındaki Çek gazetesi, Fllis-tinden Ingiliz askerlerin in tahliyesi hakkındaki Birleşmiş Milletler kararını akim bırakmak için Amerika ile Ingiltere arasında gizli bir anlaşma bulunduğunu iddia etmektedir.
B
Fransız ataşe3l — Ben. Rus değilim.
İsviçre ataşesi — Benim bildiğim birşey varsa o da şu ki bizim atom bombamız yok.
Amerika ataşesi — Rusya ya gitme dim ki bileyim.
UCUZ ATOM!
Torino, 4 (AP.) — Lorenzo Şatta adında ve 23 yaşında bir gene, uranyum ve plütonyumdan daha ucuz bir atom kaynağı bulduğunu iddia etmiş tir. Bu Italyan, gencinin yaptığı müracaat Italyan askerî makamları tarafından telkilr. edilmektedir. v
ir
* a

Amerikan hükümeti, Oakridgel bir merkez haline getirmek tasav vurundadır Bu merkezin İşçileri, komisyonun hazırlamış olduğu ye nl program ve çerçevesi dahilinde Atom enerjisinin nüvesi üzerine ya pılan araştırmalarda elde edilmiş olan son terakkilerden BioloJİ, Fi zlk, ve Tıb sahalarmm istifade et meşine gayret edeceklerdir. (A.A.)
Amer ikada gelir vergisi
★ Vaşington: — Temsilciler Mec Ilsi bugün gelir vergisi tutarından altı buçuk milyon indirilmesi hak kında Cumhuriyetçiler tarafından teklif edilen kanun tasarısını kabul etmiştir- (A.A.)
Kutup heueti «Küçük Amerika» ga vardı
Jç Vaşington: — Bahriye Bakan lığının dün bildirdiğine göre Ame rikanın Güney Kutba gönderdiği sefori heyet, «Küçük Amerika-, ya ulaşmıştır.
Bakanlık, Amiral Byrd'ln kampının 31 Ocakta heyet tarafından ve geçen yıl Amiralin hareketi sırasında olduğu gibi ayni Vaziyette bulunduğunu ilâ'/o etmiştir.
Galles körfezini ©■».«ineğe muvaffak olan seferi heyet, daktilo
Evet msîşlsri Bakanlığı ciddî bir test iyeye muhtaçtır devam)
Faraza Wfaden Arama Enstitüsü için bir fiktisad Bakanı, Fııad Sinııen, şahken ve Meclis huzurun da bu daire tefessüh etmiştir, kökündün temizlenmek lâzımdır demedi cni üdt? IBu sözler üzerinden en az üç yıl geçmiş bulunuyor. Bu müddet içinde (M. T. A.) da ne yapıldı? Hiç...
Dışişleri bakanlığındaki tasfiyede temenni edelim ki ayni âkibete umruz kalmasın. Esasen bizim hâriciyemizin manzarası bir letafettir. Sefirlerin hepsi, amma hepsi ya Hr emekli general yahud bir şair, bir odlbdlr. İşte Ruşen Eşref, Yakub İKadri ve son örnek Yahya Kemal. Ölülerden emeldi general ve asker nihııuneleri Kemaleddin Samiler, Saffet Arıkanlar ve saire... Halbuki harıl harıl yüksek tahsil uıüesseselerimlzden, Siyasal Bilgiler Okulunun siyasî kısmından, Hukuktan, Yüksek İktisad ve Ticaret mektebinin konsolosluk şubelerinden gençler yetişir durur, bunlar bakanlığın alt kademelerinde kaimi ya mahkûm ve dosyalar karıştırmaya memurdurlar. Bü tün sistem çeyrek asırdır hep dostluk, ahbablık, kayırma, akraba ve taailûkata yer verme gayeleri île işlemiştir. Ehliyet, liyakat, hele doğra sözlü ve özlü olma hiç bir ferde en ufak bir yükselme im kâm bağışlamamıştır. Dışişleri Ba kanlığı ciddi bir tasfiyeye, temizlemeğe, hattâ siipürmeğe ihtiyaç göstermektedir. Fakat Nccıneddin Sadak gibi ciddiyetile maruf bir meslekdaş da olsa, Halk Partili bir bakan olduğu için, bunu yapabilir mi?
Dışişleri Bakanı Meclis huzurun da bu memleket Nazi istilâ ve çizmesi altında inlemiş, yağma ve tahrib görmüş, Batı memleketleri seviyesine gelebilmek için yıllar ve yıllara muhtaçtır dedikten sonra yurdumuzu bu hale getiren Halk Partili hükümetlerden, ciddî ve hayırlı bir şey nasıl beklenebilir?
Halk Partisinden beklenebilecek tek nimet dürüst bir seçim kanunu yapıp milletin reyine baş vurmak ve onun emrile mevkileri daha ehillere bırakmaktır. Fakat görünüşe göre galiba Halk Partisinin, yapamıyaeağı şey de bu olsa gerektir.
A. Oemaleddin Saraçoğlu
İstanbul yeni bir Müsabaka
Adalet sarayı için yeni bir müsabaka
Ankara: 4 (Hususî) — Adalet Sarayı inşaatı için müsabaka açılmıştır.
5/7/948 günü sona erecektir.
AnkaraJa et buhranı
Ankara: 4 (Hususî) — Bugün şeh rimizde yeniden bir et buhranı ba? lamış ve üç liraya olan kuzu etin den başka et bulunmamıştır.
me mahkemesi tarafından «gıyaben» yargılanacaklardır. Hitlerle karısının 29 nisan 1945 te Reich binasının sığınağında intihar ettikleri bildirilmiş olmakla beraber cesedlerl bulunamamıştır.
Amerikan askerî hükümetinin adalet uzmanlarından birisinin söylediğine göre, Hitlerle karısına aid emlâkin durumunu tesbit etmek üzere ted birler alınmıştır. Kendilerine karşı ileri sürülen ithamlar haklı görüldüğü takdirde, hükümet bunların haciz edilmelerini emredebilecek ve bu em lâk tazminat olarak hükümete dev-rolunacaktır.
makineslle yazılmış ve 1917 de baş larıiıda Emest Hackletonun bulun duğu İngiliz kâşifleri tarafından bırakılmış bir not bulunduğunu Bahriye Bakanlığına bildirmiştir.
(AA)
Kolonyadaki Ford fabrikalarında hırsızlık
+ Kolonya: — Kolonyadaki Ford fabrikalarının memurlarından 11 kişi, hırsızlıktan ve 35 ton bllyalı rulman Ihtllâsından dolayı Salı günü poll6 tarafından tevkif edilmişlerdir.
İhtilas miktarı harbden evvelki
mark hesablle 1 milyona yükselmek salın, umumiyetle uçaklarda bittedir, Daha başka kimselerin de tevkif olunacağı zannolunuyor.
Polis, 20 ton bllyalı rulman He âlât ve edevat bulmuştur. Geriye kalan 15 tonun yabancı memleket lerc sevkolunduğu tahmin edilmek tedir. (A.A.)
Pek enteresan!
Vaşington: — Amerikada Nl-caragua hükümeti temsilcisi Sevi lâ Sacaza, Kübanm Baılşkertl Ca racası bombalamak üzere kanuna aykırı olarak Amerikadan ayrılmış olan İki bomba uçağının Quertoca
Ayaşda bîr Yargıca atılan dayak..
Oç ay hapis yattıktan sonra Iberaet eden bir adamın hıncı ...
gıca nakledilmiş ve Mehmed yapılan duruşma sonunda beraet otmlş-tir. Boraot ilâmını alan Mehmed bir gün yargıç Haşan Tarmanı yolda bek lemlş ve beraet ilâmını göstererek okumasını istemiştir. Yargıç ilâmı okumuş ve kızarak yırtıp atmıştır. Bu vaziyetten müteessir olan Mehmed Kepekci, sen bana üç gün ceza verdiğin halde üç ay vermiş gibi gös tererek fazla olarak hapis yatırdın. Şimdi de ilâmı ytriıyorsun. Sana kalsaydı halim ne oiurdu- diyerek yargıç Haşan Tarmanı cadde ortasında dövmüştür. Mehmed Kepekci hakkın da hazırlanan evrak asliye ceza mah kemesine verilmiştir ,
Ankara, 4 (Hususî) — Ayaş ilçesinde müessif bir hâdise olmuş ve Mehmed Kepekci isminde birisi Ayaş yargıçlarından Haşan Tarmanı dövmüştür. Haber aldığımıza göre hâdise şöyle olmuştur:
Bundan bir müddet evvel Mehmed Kepekci üzerinde hırsızlık âleti a-nahtar taşıdığından mahkemeye ve* rllmiş ve üç ay hapse mahkûm olmuştur. Yargıtay mahkemenin bu kararını bozmuş, fakat mahkeme kararında ısrar ederek Mehmed Kepek-clyl yine üç aya mahkûm etmiş ve Mehmed cezasını çekmiştir. Mehmed bu defa yine itiraz etmiş ve dâva A-dalet Bakanlığı em r ile başka bir yar-
Bir umum müdürlükte toplanacak ziraî teşekküller
Ankara, 4 (Hususb — Tarım Bakanlığına bağlı iktisadi mahiyetteki teşekküllerin birleştirilmesi için gerekli hazırlıklar yapılmıştır. Bu teşekküller ziraate yardım edecek ve öğretici bir hüviyet taşıyacak olan yeni bir umum müdürlükte toplanacaktır. İktisadi mahiyeti olan bu teşekküllerin başlıca gayesi kâr ve kazanç değil, halka hizmet etmektir. Bir umum müdürlükte toplanacak o-lanlar Ziraî Donatım. Zirai Kombinalar, ve Devlet Ziraat işletmeleri İle buna benzer teşekküllerdir.
Bey’iye ücretlerinin yüzde 6 artırılması için teşebbüs
Ankara, 4 (Hususi) — Tekel mad deleri satan bayiler, bey’iye ücretleri nin yüzde altı arttırılması için teşebbüste bulunmuşlardır Teklif Tekel Bakanlığınca incelenmiş ve bayilerin bu istekleri uygun görülmemişitr.
Eeçim kanunu üzerinde çnhşmaiar
Ankara, 4 (Hususî) — İçişleri Bakanlığında kurulmuş olan Bakanlık-lararası komisyon seçim kanununda yapılacak değişiklikler hakkında çalışmalarına devam etmektedir. ilgili Bakanlıkların mütaleaları alındıktan sonra tasan Bakanlar Kuruluna verilecektir.
Traktörler geliyor
Ankara, 4 (Hususî) — Ziraî.Donatım Kurumu memleketin ihtiyacı o-lan traktörlerin getirtilmesine devam etmektedir. Kurum traktörlerin yüzde 90 nını îngiltereden, yüzde 10 unu Amerikadan getirtmekte ve bu traktörleri 4300 liraya satmaktadır. Şim-diye'kadar 715 traktör getirtilmiş ve bunlann satışları yapılmıştır. Firmalarla yapılan mukavele gereğince her ay 100 traktör gelecektir. Ayrıca bu sene içinde 500 traktör getirtilmesi için gerekli hazırlıklara geçilmiştir.
Et işinin halli için . kurulacak kombina
Ankara, 4 (Hususî) — Yapılan incelemelerden sonra et işinin halli için kurulacak olan Erzurum kombinasının etüdlerine başlanılmıştır, öğrenildiğine göre kombinaya İktisadî Devlet Teşekküllerinden birisi ve kuvvetli bir ihtimalle Sümerbank ve ya belediyelerin müştereken kuracak lan bir ortaklıkla kısa bir zamanda yapılacaktır. Kombina dahilî ihtiyaçlarımızdan başka dış satışlarımızı da ayarlıyacaktır.
-----------
blzasda yakalandığım dün akşam açıklamıştır. i
Elçi, uçağı kullanan Amerikan ( mürettebatı ile uçakta bulunan k Venezuellah ihtilâlcilerin tevkif e ı dilerek Nlcaraguanın başkenti J Managuaya nakledildiklerini tas- | rlh etetnıjştlr. (A.A.) j
Bulunaımyan gaib uçak (
★ Haanllton: (Bermuda) — Ge- 4 çen Cuma günü Asor adalarlle Ber 4 muda adaları arasında kaybolmuş ( olan (Startlger« adndakl İngiliz J uçağım aramakta olan Amerikan } Sahil Muhafaza teşkilâtına men- 1 sup dört uçakla iki gemi bu sabah, 1 araştırmalarına Atlantik denizi a i çıklarında devam etmişlerdir. ı
Bermuda adalarının 300 mil Ku l zey Doğusunda dün görülmüş olan l
lunan sallardan başka bir tipte 7 olduğu anlaşılmıştır. Bundan baş ) ka salda Kimue bulunmamıştır. !
(A.A.) | Arjuntin Cumhurbaşkanının ) eşine tomates atanlar ı
★ Berne: — Geçen sene İsviçre J yİ ziyaret esnasında Arjantin ( Cumhurbaşkanının eşi Şanoya E- ( va Peroıı’nın otomobiline domates L atnuş olan bay ve bayan Hofer— £ Feil, uygunsuz hareketten dolayı / 5Û şer frank para cezasına mah 5 kûm edilmişlerdir (A A ) ı

Gü mrük muhafaza teşkilâtı Bakanlıkça gözden geçiriliyor
Ankara, 4 (Hususî) — Gümrük ve Tekel Bakanlığı muhafaza teşkilâtını yeniden gözden geçirmektedir. Bilindiği gibi Gümrük muhafaza teşkilâtı memleketin bazı bölgelerinde askerî bazı bölgelerinde ise sivildir Bilhassa güney bölgesindeki teşkilât tama-mile askeri birliklerin elindedir. Yeniden gözden geçirilen teşkilâtta bazı yerlere sivil birliklerin verilmesi buna mukabil bir kısım yerlerde de askerî birliklerin kuwetlendlrilmesi yo luna gidilecektir. Bu arada güney böl gelerinde sivil teşekküllerin kullanılmaması da kesin olarak kararlaştırıL. mıştır.
Ip :k t “iziatı m
Ankara. 4 (Hususi) — Küçük sanat kooperatiflerine dağıtılacak iplik meselesi yeniden giiniln konusu olmağa başlamıştır. Nitekim İstanbul Dokumacılar Birliğinden bir heyet bugün şehrimize gelerek Bakanlıkla iplik kontenjanlarına dair temaslarda bulunacaktır. Bundan başka istihlâk kooperatifleri için Sümerbank tarafından ayrılan kontenjanın idazd bir hatâ yüzünden kesildiği şimdi a-çıklanmaktadır. Bu sebebden kontenjanın verilmesine eskisi gibi devam edilecektir.
Karsta toprak tevz atı
Ankara, 4 (Hususi ı — Kars ilinin bütün ilçelerinde çiftçiyi topraklandır rna kanununa göre arazi dağıtımının ve bu ilde vakfa özel ide^e ve belediyelere aid topraklardan Tanm Bakanlığınca belirtilecek olanları dağıtma için kamulaştırma işlerinin ve arazi dağıtımın yapılması Bakanlar Kurulunca kararlaştırılmıştır.
Muayene memuru yetiştirmek iç n kurs
Ankara, 4 (Hususi) — Toprak O-fiste muayene memuru yetiştirmek üzere bir kurs açılmıştır. Kurs bir ay devam edecektir.
Ankara Hu uk Fakültesinde imtihan şekilleri değişiyor
Ankara, 4 (Hususi)
Hukuk Fakültesi imtihan yönetmeliğinde değişiklikler yapılması hakkında yeni bir yönetmelik tasarısı hazırlanmıştır. Bunda bilhassa İmtihan şa killerinde büyük değişiklikler yapılmaktadır. Yeni yönetmeliğe göre sınavlar jüri usulile yapılacaktır. Bir grupa dahil olan öğrenci ayni günde girmsl gereken bütün sınavlara birden girecek ve sınavlarını bir günde bitirmiş olacaktır. Elemeler eskisi gibi muhafaza edilmektedir. Yalnız her eleme dersinden asgarî beş almak zaruridir. Diğer taraftan yarım notlar kaldırılmıştır, öğrenci harcını vermek şartlle her sınıfta süresiz o-larak kalabilecek ve kaydı sillnmî-yecektlr. Rapor mazeret bütünleme sınavları kaldırılmıştır. Öğronol hâzır olduğu zaman sınava girecektir. Sınavlar ekimde ve şubatta olmak U-zere iki defa yapılacaktır. Üssüm izan ytdiye çıkarılmıştır. Yönetmelik gelecek yıldan itibaren tatbik edilecektir.
Hikmet
Bakanın
Ankara
Bayur’un Dış söylevine aid kalesi
(Hususî) — Bugünkü
m •
Ankara, 4
Kudrette Amerikan yardımı ve Dışişleri Bakanımızın söylevi başlıklı ma-kalesinde Hikmet Bayur, Dışişleri Bakanının Meclîste verdiği izahatı tahlil etmekte ve hükümetimizin bizden ne sorulduğunu dikkatle okuyup ona göre cevab vermek ve rapor hazırlamak zahmetine bile katlanmak lüzumunu duymadığını sövllyerek Ba kanın izahatının «Yine pek önemli bir konuda da hükümetimizin en çok kendi kifayetsizlikleri yüzünden vıl-lardanberi ekonomik durumumuzun kötüleşe durduğunu örtmek ve aksini Isbat etmek için ortaya attıkları »d-dialardır, öyle anlaşılıyor ki bunlar dünyaya karsı da tekrarlarmış ve bu yHzdep Je yurdumu* cı raah
rom kalmıst'Tı» dmihktrrilv

idareci gözile
aktüallteler

Kabahat kimde ?
Betanbul o(Medlyu! büdcesfr üç aydanberi Içlşlarl Bakan tınoa ıtasdlk edilmediğindi matbuat bile şikâyet etmektedir.
İstanbul belediye meolltl âzatınd hlr zat da çöllerinin ermediği ve gl lerinln yetmediği bu İşten dolayı eğ kusur vargg kendilerine yüklenmen slnl> şehirliden istiyor. j
Aziz hemşerim. Ben belediye mec si âzasından değilim. Yalnız, bir İ tanbul homşerisiyim. Ben de müştel . yim. Fakat Birin gibi İçişleri Baka tığından değil, sîzlerden, yani beleı ye umumi meclisinden. Çünkü, taı zlm edip İçişleri Bakanlığının tası -kinoe gönderdiğiniz büdeayi, bu hus îa riayet edilmesi lâzım gelen kanır şekilleri, bllmiyerek yapıyorsunuz.
3'imefislniz ki, memleketimizin dari nehoi yani memieketlmizdel idari rejim, ne İdari muhtarlyott ve ne de ademi merkeziyettendir.
Teşkilâtı Esasiye ve vilâyetler id resi kanununda memleketimizin id resinde tevsı'i mezuniyet usulü tatb olunur. Tevsi'i mezuniyette ise, Ida velayet, ademi merkeziyetten, hükC met lehine we mahalli idareler aloyt ne olarak, daha kuvvetlidir. Yani b ka tâbirle mahalli idarelerin ittiha ettikleri tasarruflar üzerinde, merk zi hükümet, murakabe ve kontrolör daha fazla ve daha sıkı istimal ede Ve binnetice tasdike ihtiyaç olan t sarruflar daha çok olur. j
Mahalli idarelerin büdceleri de b tasdikin en basında gelir.
Bilirsiniz ki, kanunun emretti masraflar mecburî ve sarahaten err retmediği masraflar ihtiyarî masraflı dır. Ve İçişleri Bakanlığı bilhassa t noktayı tedkik ve kontrol eder ve id ri velâyetini burada istimal eder.
Mecburî masrafların taınamile kor lup konulmadığını, ve bu masrafla konulmadan, sırf şahsi düşünce t kaprisler ile ihtiyarı masrafların ç ğaltılıp, çogaltılmadığını tedkik edo Ve şayed mecburi masraflar konu madan ihtiyari masraflar ilâve edi lirse, bunların çıkartılması için, biiı ceyi vilâyete veya belediyeye iade ( der.
Bunun sebebi, mahalli idarelerin v. rıdatı, mecburi masrafları kapatmıyc 8a bu takdirde, merkezi idare patılmayn kısmı, subvention şeklinde temin mecburiyetinde masından dır.
Çünkü mecburi hizmet tesis
ken vazıı kanun, mahallî idarenin n noktai nazarını sormuş ve ne de v lâyet veya belediye varidatının bu ân mo hizmotini işletmiye varidatı olup olmadığını tir.
Bu izahat verildikten
ri Bakanlığının tedkikatının yerind ve kanunî olduğu anlaşılıyor.
Şu halde tasdik keyfiyetinin derh( yapılmasını ıstiyen mahallî idarele ve belediyeler, gönderecekleri büdet yi riayet edilmesi lâzım gelen kanuni şekillerde tanzim etmelidirler.
Usulsüz, nizamsız ve bazı kaprisle ve fantazllerle yaldızlanmış her büo cenin kanuni âkibeti hiç şübht jok k red ve teehhürdür.
Şurasını da hatırlatmak isterim kİ son dünya İdare hareketleri, hükûme ti merkeziyenin mahalli idareler üze rindekl velâyet hakkını şumüllendl^ moktedir.
Kanunların ihdas ettikleri hizmetle re lüzumu olan varidatı temin ödemi yen mahalli İdarelerin bu açıkları me kezi hükümet tarafından kapatılmak tadır. Devlet büdcesinden temin edl len bu yardım, hükümeti merkeziye-nin bu İdareler üzerindeki müdahatı lerinl hakkile genişletmektedir. Bu g yet doğru bir noktai nazardır.
Zira, bu yardımı, vergisi ile vatan daş ödemektedir. Bunun da hesabıp birinci dereoede İçişleri Bakanı vi binnetice Büyük Millet Meclisi sora çaktır.
Netice: Mahalli idarelerin tanzin ettikleri büdcelerin, merkezi hükûme tarafından tasdiki keyfiyetinde, toeh hür vâki İse, bu teehhür de büdoey usulsüz hazırlamaktan ileri geliyorsa kabahat içişleri Bakanlığında değil mahalli idareler meolislorlndcdir.
İDARECİ
bu kı yardıi bulun
edilir
kâfi dereced tedkik etmi(
sonra, İçişh
(1
A. Menderes’le Sadık Aldoğan’ın masuniyetleri
Ankara: 4 (Hususî) — Adalet v( anayasa karma komisyonu toplanı rak Adnan Menderesin ınuhtell yerlerdeki nutuklarından maaitf yetinin rcf’ine dair tezkereler oka muş, bu beyanat evvelce Meclist vaki beyanatının tekrarı mahiyetlj de olduğundan syç teşkil etmivec ğlne karar \t finiştir. Beyanatı, sı gibi bulunduğu Demokrasi gazete :nde neşrinden dolayı Sadfk Aklı ■an hakkında takH?ırtm ctpvır er . una bırakılması kcrarluşımsUr,



S * Y v A: 4
——
=
09


(


TEN! sabah
Fra nsa Mektubları
!■


A 5 U B A T 1948
a
K4Y
K
Y


e
r. L
V


*
> I
i

1
T
U i' K •Wı
ve sıkı bir
kontrol
Üniversite kendi sitesinde her şahrin ihtiyacını karşılıyamaz, bunu her şehrin ayrıca üzerine alması lâzımdır
YıtK'in ’ Tııc’Siian itaynın
Bu Dağ Başları
Muhli» Nafiz Giinay
Oenç kadın bakılarını takvim-don ayırnuyarak titrek, yavaş bir sesle mırıldandı: Oh!., ne çabuk geçmiş y,llar Cemilden ayrılan bu gün demek tam beş yıl ohıyordu.
19 Kasım 19... de, galiba yine böy le yağmurlu bir gündü.. Onun bütün ısrarlarına rağmen kalmak is tememlş. yeni bir maceranın, baş ka bir âlemin hayalile o uzak, mün zevi yuvadan, Cemilin dediği gibi «Âşlyammızo dan bir rüzgâr, bir parça duman gibi uçup gitmişti. Co mil, giderken ona «seni tamamüe kaybedeceğime hiç bir zaman İnan madım Neval... Ben, bütün hayatım da bunun kadar hiç bir duyguma, hiç bir düşünceme iman etmemi çimdir.. Biıgiin yine bana dönecek misin.. Belki biraz, yorgun. Bel ki biraz nevmid v» k,rgın.. ve İhtimal saçında birkaç ak tel, ile amma mutlaka bir gün 'âşiyanımıza avdet edeceksin!..) dunişti.
Başım karşısında çevirerek hüsünle kaklarına karışan hak vermesi, lâzm:
mek ister gibi ka manalarla pa gidiyorlardı . Bir an bakışlarım ay nadan tekrar lakvume götürdü. Ve düşünmeğe başladı.
Cemilden aynld.Ktan sonra bir ke 1 ebek gibi sevda ve aşk bahçelerin de uçup durmuş Ç/igınca eğlenmiş, ve her geçen yj. onun dediği gibi kendisini biraz yorgun torakmış, bl raz daha mant iijj müştü.
Ve işte bir seneden beri de artık tamamile o ha'attan el çekmişçe sine bu uzak yerde yalnız yaşıyor, yalnızlığın verdiği huzurla avunuyordu..' Bazaıı çılgın, oazan fırtınalı, basan sakin geçen bu neş yıllık ömür devammca Cemili pek seyrek hatırlamış,' bu zamanlarında da a-lâkadar olmağı aklından geçlrme-miştl...
Bu gün bu takvim yaprağı gözle rinİn önünde harab bir kapı gibi a-ğır ağır açılıyor ve arkasından yem yeşil bir yol görünüyordu *Bu yolu ümitler ışıklıyor, saaaet rüzgârları yelpazeliyordu... Pembe ufkunda bir hayatın, yeni bir ömrün müjde sİ saklı gibiydi Ve o. bir zamanlar bu ışıklı yoldan avdet etmiş, bu köhne ve harap kapıyı bir daha hiç açılmamak üzere arkasından
•kip kapamıştı,
belki en mesut bir etmişti-
İçinde kabaran sonsuz bir arzu, derip bir saadet, msstle yeniden bu yeşil, yemyeşil yola oaktı- Baktı. Avdet etmek için çok geç kalmamış mıydı?
Belli bir istical ne yennden don rularak kapıya doğru yürüdü Biraz sonra şık bir momooii yağmurun ıslattığı yoHardan hızla geçerek meçhul bir Isrik.-JTırte doğru İlerleyip gidiyordu.
Beş yıl sor.ra Evet oeş yıl sonra, bu yağmurlu günne Neval. saçında
bir kaç ak tel, fakat İçinde yepyen. bir ümit, ve 6aadet duygusu İle, bir daha hiç dönmemek üzere ayrıldığı (âşlyanı a avdet ediyordu. Cemi le,ona (blrgün mutlaka bana dön* çeksin!) diyen Cemil’e dönüyordu Hem de müebbeden. Bir daha hiç avdet etmemek üzere gidiyordu.
Bu hla, bu arzu içini öyle doldur muş,’ bütün benliğini öyle sarmıştı kİ, mesafeleri bir anda geçmek, bir rıizgâr gibi uçarak ona kavuşmak İstiyordu. Ne kadar mesuttu Yarat, bi.. Neden bunu şimdiye kadar diı sünememlş, akp edememişti., Beikı biraz geç kalmıştı amma, nihayet dönüyordu ya işte, ona bu beş yıiın beş uzun senenin tahassürü, derin sevgisi ile dönüyordu Bu onu affet Üremez miydi?.
Cemil bu dönüşe kimbilır nasıl sevinecek, nasıl mesut olacaktı. A caba onu nasıl bulacaktı?. Her hal de biraz daha yaşlanmış, gözlerine daha mânâb gölgeler düşmüş, yüzü ne daha derin çizgiler yerleşmiş o-larak.
Otomobil hafif meyilli bir yolu t r mamyordu. Yağmurdan ancak far kedcbildiği. bu yerleri aşina yüzl?r gibi, kendisine dost kimseler seyrediyor, yolun iki tarafını muı tazam bir sıra hâlinde takip ed>. ağaçları bir hayli ihtiyarlamış^ r. sıra tesadüf ettiği toprak damlı eı leri biraz daha yıpranmış buiuyoı du. Seneler bunları bile eskitme değiştirmişti. Cemllle kimbillr kı-( sefer, bazan şehire. hazan da âşlya na gitmek İçin bu yollardan geçnı lerdi- içinde o günlere ait bir süı hatıralar uyanıyor, tamamen un,. muş zannettiği hayaller caniamyı du. Ne mesut günler yaşamıştı. B ııa rağmen bir hayli üzüntü anla da olmamış değildi.
Küçük bir kıvrmn. döndükten sora karşısında birden bire âşlya:. gördü. Otomobili durdurarak sür? le aşağı İndiği zaman acele ile ya fundahklar çevrili âşlyae..n hara murluk bile almadığını farketti.
Etrafı tamamile otlar dikenle ve vahşi görünüşü bir an onda kokuya benzer bir his uyand'rmrs. 2 rip bir çekinme vermişti.
Pencerelerinde kalın renk perdeler asılı, büyük oah(-; kap-kapalı, ve İçinde müMsfc nlr sük nun hüküm sürdüğü anlamıyordu O adar-derin bir ses-izhk •'a-.dı
Genç kadın korkak, a; iteredd. adımlarla, yağmurdan lanüığııı aldırmayarak yavaş yavaş yürüdü tam-kapının önüne geldi, deminder beri içini dolduran, ümit sevinç, ss adet hisleri ani esen air endiş* rüzgârı ile dağılıp gitıruş gibiydi Bir müddet hiç bir hareket yapmr dan durdu. Cesareti mİ kırılmıştı' Neden zili çalamıvorcu. Yağmur d; şiddetini arttırmıştı sanki.. Rüzgâı niçin böyle, bir şeyler Işıldar gib esiyordu . Bu garip, bu muğlak, se ler. bu müphem feryatlar aereder geliyordu.'Köşkten mi ac^ wı?
Kulağımın dibinde bir ses:
— Kimi istiyorsun k zım -decü. zaman- büyük bir korku :> «i md| Bütün vücudu ürpermişti açık duran bahçe kapısında ihtiysı bir kadın yağmurdan korunma^., çalışarak, hayretle.-belki le kızgır lıkla kendisine bakıyordu
Derinden gelen, boğak ı'ıtiu di bir seda ile:
— Otomobil i nizi n sesin, a uy d' :»ı Biraz da korkmadım de)' >3u c ■ • başlan yıllar oldu ki. bu s^üere bancıdır kızım. Burak,. ı.> bizd*. başka kimseler olmadığı .; u r. be.kayım dedim. Memd -ih iç- r, -meşguldü de- Islanıyorsun uz kr t İçeri girelim, sana sıcak bı yeyk
Neval artık onun Sesi- ■ duyu ;-yor, söylediklerini an rauyord Beyninde uğultularla şu seUmeu r dolaşıyordu. (Bıı duğba aii yd’.s: oldu ki. bu seslere -yaba dır k zjnı.) ihtiyar kadın ne demek ısr mlştl- bu sözlerile. Niçin hnyie sö_* e mişti? Acaba sorsa mı. n acr? ondan öğrense miydi. Hayır bu da. cesareti yoktu. Kork' uç bit sikabilevuk’u beynini ö .ıduruj .. hislerini, uyuşturuyordu Görl ui-nln önünden rakseden bir tak hayaletler, ağh.van, havkfran. twgı ran hayaller gelip geçlınrdu. B> --den ellerini dehşetle yüzüm»' k dı- Onu görmüştü. Onıııı ^siyanın merdivenlerine yerek kendisine b₺ltryt-’--
. Hıçkınklı vlr sesle:
— Hayır! . Hayır!. Diye rak bir deli gibi otomobiline doğru rıı koştu.
ihtiyar kadında bu ılıayır) lann kendisine söylendiğini zannederek söylene söylene bahçe kapısını kapa dı, kim olduğunu, niçin gelmiş olduğunu öğrenomediğl bu garip tavırlı genç kadını düşünerek inerdi venlere doğru yürürken, hareket î-den bir otomobilin sonra hızla uzaklaşıp gittiğini duy du.
SON g&zote haberleri arasında Türkiyedo/ı üniversite »İtelerini kurma kurumıınıın kurulduğu-un; siteleri meydana getirmek İçin, bir faaliyetin başladığını öğreniyoruz. Bu, ötedenberi nlflsedilen en mühim İhtiyaçlarımızdan birinin ele alınması demektir. Bir memlekete, ünlver-Rlteler ne kadar lâzımsa, üniversitelerin yaşıyabilmesf için de, «Site» ler o kadar lâzımdır. Bir Üniversite »itesi, üniversite talebesini ve mümkün olduğu takdirde, diğer yüksek tnhBİl talebesini barındıracak, onlârın tahsillerini mümkün olan en iyi şart lar altında yapabilmelerini Bağlıyacak tocisleıüen teşekkül eder.
Burada, talebe için yurdlar; yatacak yerler, lokanta, kütübhane, sağ. hk tesisleri v.8. bulunur. Her şehirde bir üniversite bulunamıyaeağı için her şehirden, muayyen bir şehre gelen talebelerin bannabiîmeleri bu gibi yerlerle mümkün olmaktadır. Tabiî, bor site, büyüklüğü, mükemmelliği nisbetinde İhtiyaca cevab vere-r bilir. Ne oluma olsun, bir üniversitenin tam olabilmesi için, bu şekil bir eiteal olmalı; hiç olmazsa, bir takı.n yurdlan olmak lâzımdır. Çünkü, bir üniversiteden talebelerin istifade edebilmeleri için, herşeyden önce, o şehirde barınacak bir yerleri olmalıdır. Bunun için, siteler, veya daha basit şekille talebe yurdlan, üniversitelerin ilk plânda düşünce-kierl şey dlı
Üniversite sitelerinin en güze’ örneklerinden biri olan; ve en mühim ta3ebo merkezlerinden birinde kurulan Paris Üniversite sitesi, bize bir örnek olabilir. Şübheslz biz, şimdilik bu kadarını düşünebilecek durumda değiliz. Esasen o, Beynelmilel bir sitedir; yâni her milfetin pavyonu ve hor milletin emeği vardır. Ancak, onu tanımak, gene de bize bir çok şey öğretebilir.
Parîe Üniversite Sitesi, oldukça büyük bir mahalle teşkil etmektedir. Bursun, şehrin hakikaten enteresan yerlerinden bîridir. Gerek binaları, gerek talebelerde tam bir beynelmilel bir şekil arzetmektedir. Fransız ve «cnebl talebeler İçin yapılan bu Sitede, her milletten talebeyi görmek kabil olduğu gibi; gene her milletin mimari tarzile yapılmış olan binalar, birbirinden farklı, hoş bir manzara meydana getirmektedir. Burada, on binlerce talebesi olan Paris Üniversitesinin ve yüksek okullarının talebesinin/ şübheslz ki hepsi bannanıaz. Fakat,'mümkün olduğu nisbette,' bura ki herkese açıktır ve bilhassa lokanta, kütübhane, sinema v.s. gibi • umumî tesislerden herkes İstifade e-debilİT
Site* Snrbon’a on dakika mesafede kurulmuştur. Birkaç umumî pavyondan başka, her memleket ayrı ayrı, kefldi pavyonunu meydana getirmiştir Böylece, her memleket, Pariste tahsilde bulunan kendi talebesini, bir çatı altmda toplamaya çalışmıştır. B ı pavyonların sayısı 19 dur.-Bütün site 40 hektardan fazla yer işgal eder ki. ouradaki talebe; daha doğrusu o-dn Mıyısı da 2.400 dür. Yâni her talebenin ayrı bir odası vardır. «Citö VnTverfaîtaire* bütün Paris içinde, ta îehaleıin en rahat ve en ucuz şekilde baunabildiği yerdir.
Site, 39 ayrı pavyondan meydana gelmiştir. Bu 19 pavyondan, her millet n kendi pavyonu verdir. Bunlar aı asında en n>ühlmleri; 260 odalı Birli k Amerika; 220 odalı Belçika; 252 omn-Britanya; 140 odalı îspanya; v.9 tesisleridir. Her memleket kendi pavyonunda, kendi talebeleri için, birçok tesisler meydana getirmiştir. Bunlardan başka, bütün siteye şamil olan? umumî tesisler vardır ki, bunlardan en mühimi Beynelmilel Ev> dîr Bu ev meşhur Rockcfelter Fr. tarafından, bütün talebelerin istifade si Çin yakılmıştır. İçinde bir lokan-t»«D, bir sinema ve tiyatrosu, toplanıl «Rİonlnn, kütübhaneleri v.s. sı vardır. Banlardan bilhassa lokantası, ünlver stte talebelerinin» en çok İstifade ettikleri yerdir. Hakikaten takdir edilecek uir intizamla çalışan bu lokantada, yüzlerce talebe, gerek fiyat ha kamından, gerek kalite bakımından, Fraueamn hiçbir yerinde bularnryG-çoklan ye nıeklorl, burada yemekte-} dlıie/ Tiyatro ve sineması ise, haftanın muayyen günlerini, gene u* | cvz bir fiyatla talebeler açıktır. Sn-' lordarda İse, konferanslar, toplantılar balo v.s. ler verilmektedir. |
Beynelmilel Ev'clen sonra, Sitenin umumî tesisleri arasında, «Umumi KüHıbhane> yi görüyoruz. Burada talebeler, çalışmaları için her türlil şeyi bulabilmektedirler. Sitede, sağlık meselesi de mühim bir mesele o-tarak ele alınmıştır. Esasen, sıhhî kontrol mecburidir. Bunun için mey dana getirilen tesiste, ayrıca 2.3 odalı bir de hastalıane mevcuddur. Bu hO8tahaneg tam teşekküllüdür dene-
her
bilir. Küçük olmasına rağmen, türlü sağlık muayenesi burada yapılabilmektedir.
TaJebelorin en çok sevdikleri şeylerden birinin spor olduğuna şübhe yoktur. Bu göz önünde tutularak, ge rnk sitenin içinde, gerek civarında, birçok spor tesisleri meydana getirilmiştir. Esasen, «algık meselesi olarak ta ele alınmıştır. Bunun İçin de, her talebenin durumunu gösteren ayrı ayrı fişler tanzim edilmiştir. Site? do, plngpöngr salonlarından, yüzme havuzuna kadar her türlü Rpprte&V si mevcuddur.
Görüldüğü gibi, burada talebenin her türlü İhtiyacı göz önüne alınmıştır. Bununla beraber, site ancak 2.400 kişi alabilmektedir. Diğer far lebeler İse, ancak umumi yerlerden istifade edebilirler. Bu İki binden faz la talebe içinde de, her memleket^ kendi meydana getirdiği nisbetinde, talebesine kolaylık sağlamış olmakta, dır. Dediğimiz gibi, bütün talebelerin buradan istifadeleri imkânsızdır. Bunun İçin de. yer bulmak için bir hayli beklemek icab etmektedir.
Paris Üniversite Sitesi, birçok mil letîerin müştereken meydana getirdikleri bir şeydir. Çünkü Paris Üniversitesinde. her milletten talebe o-kumaktadır. Fransanın diğer şehirlerinde de. bu çeşit sitelere rastlan-maktadır. Tabiî bunlar da. üniversitenin büyüklüğüne, küçüklüğüne göre; büyük, veya küçük olmaktadırlar. Onlar, artık beynelmilel bir vaziyet arzetmezler. Sadece bunlardan ecnebi talebe de İstifade edebilir.
Bizim, Parlstekl gibi, beynelmilel bir tatebe sitesinin tesisi, şimdilik hem imkânsız, hem de lüzumsuzdur. Biz herşeyden önce, kendi talebemi-2i barındırmak zorundayız. Bu bakımdan, yapılacak olan sitelerde, bu İhtiyaca eevab vermeye çalışacağız. Ancak, şunu da söyliyelinı ki, Parls-teki gibi meydana getirilmiş olan sitelerde. bütün emek o memlekete aid değildir; yâni, her masrafı, meselâ Fransız hükümeti veya Paris Üniversitesi yapmış değildir. Onlar, sadece işe başlamışlardır; ondan sonra da. ayrı ayrı milletler, sırf kendi talebeleri için masrafa girişmişlerdir. BÖy lece, Fransız hükümeti, masrafsız işi halletmiştir. Biz, ayni vaziyeti, bir başka bakımdan ele alabiliriz. Yâni, buradan alacağımız dersi, kendimiz için bir başka bakımdan tatbik edebiliriz. Bizde çimdi ancak iki U-nlversite mevcuddur; Ankarâda ve tstanbukla. Şimdilik te. sadece bu iki şehir için Üniversite Sitesi meydana getirilmesi düşünükblür. Bilindiği gibi, Türkiyenin her yerinden buralara talebe gelmektedir. Bu talebeler. bu şehirlerde barınacak yerleri çok güç buluyorlar. Bunlar İçin, Üniversite Sitesine başlandığı zaman, her şehir, buralarda, kendisi için bir pavyon meydana getirebilir. Yâni, bir İstanbul Üniversite Sitesinde, doğ rudan doğruya» bir Adana, bir Bursa şehirleri, meselâ bu şehrin belediyeleri, sadece o şehrin talebeleri î-ç1n birer pavyon meydana getirebilirler. Bizde, her şehirde bir üniversite meydana getirmeye imkân yoktur. Halbuki, her şehrin üniversitede okuması lcab eden talebesi vardır. İşte bu, o şehirlerin, üniversite merkezlerinde, böylece bir pavyon meydana getirmelerile halledilmiş o-lacaktır.- Üniversite, kendi sitesinde, her şehrin ihtiyacını karşıbyamaz: bunu, her şehrin kendi üzerine alması, İşi kolaylaştıracak; hem de o şehir, kendi talebesini okutmuş olacaktır. Parlste ise bu, beynelmilel çapta ele alınmıştır. Bu basit şekille bize örnek olabilir.
nüfuz edomlyeceği bir bale koymalıdır. Bunun için de:
1 — Bugünkü mevcud teftiş, kontrol, mürakabc namlarile mevcud olan bütün teşekkül ve memurları bulundukları yerdon ayırmalı.
2 — Doğrudan doğruya Büyük Millet Medlrinc bağlı olacak ve o-raya' hesab verecek bir teşkilâtın içihe koymalı.
3 ’ Bu teşkilâtın halktan gelecek her lütfü ihbar ve şikâyetler için bir Merci’» olacağını kabul etmeli.
4 — İdarî mekanizma da işlere doğrudan doğruya müdahalesini tecviz etmemekle beraber bu teşkilâtın kolaylıkla çalışacağı bit BİBtemi-kabul etmeli.
5 — icabında haklarında tahki kat yapılan memurlar için bu teşkilâtın —kendisi de ayni samanda mes'ul olmadığı takdirde— o memurun tabi' olduğu şef ve- âmirle birlikte müeyyide tedbirleri almak salâhiyeti olmalıdır.
Tabiî böyle bir teşkilât yapıldığı takdirde oraya alınacak eleman lann seçimi ve yetiştirilmesi gayet ehemmiyetli bir meseledir. Çünkü herkes müfettiş olamaz ve bilhassa işi iyf bilmiyen hiç de mü fettiş olamaz. Esasen müfettişlik ayrıca ve dikkatle aranılacak bir de «karakter» meselesidir.
Fakat memleketin hayrı namına büyük bir gayret ve fedakârlıkla böyle bir teşkilât kurulması imkânı hasıl olduğu takdirde, halkın ezelî bir derdi olan »şikâyet mercii.» olmaması mes’eleei de esaslı bir surette halledilmiş ve memleke te büyük bir hizmet yapılmış o-lur.
insanları çalışmıya( teşvik eden birinci derecede hiç şübheslz menfaattir. Söz konusu ettiğimiz teftiş teşkilâtının maaş ve ikramiye sini icabettiği şekilde tanzim ede-.bilirsek Bay Barutçunun söylediği adette müfettiş Türkiyeye yeter de artar da. Münhallere de hiç lüzum kalmaz.
O. K. Görener
me-
B— izde devlet daireleri murları —bilhafsa bir 1-§i reddetmek istedikleri vakit— her vakit mesuliyetten bahsedip dururlar. Hakikati halde İse bu mes uliyet meselesi bir hayalden ibarettir. Daimî ve mkı bir kontrol olmadığından ve âmirlerin çoğu «Aman 1da re i maslahat MtMn» felsefesine tara fite r bu-innduğundan halkın işlerinin gecikmesinden ve yanlış yollara götürülerek zamanlarca sürüncemede bırakılmasından dolayı mes’u-Mvet yoktur. Devlet ve müessese* ye karşı yapılan suçlardan ve suiistimallerden ise mes'ultyet sı bir piyango meselesidir 12.12.947 tarihinde Meclis beratı sırasında Çanakkale vekilinin demiş olduğu gibi «Mi-nareyi çalan kılıfını hazırlamışı tır.
Bjzcıe cıeı murları si rrdd
çıkma çünkü müea-miliet
Tne-eder
bazı emir

İdari teşkilâtımızda bir çok teftiş heyetleri vc bir çok müfettiş-vardır. Faik Ahmed Barutçunun resmî beyanatına göre bu teftiş kurullarının sayısı 29 ve bunların içinde 170 i münhal olmak üzere 670 müfettiş vardır.
Hakikati halde işi ciddi*surette teftiş ve miirakabe edecek hemen hiç bir müfettiş yok denilebilir. Çünkü buıllar:
1 — Mensub oldukları dairenin kadroeuna dahildirler ve o daire şefinin maiyetini teşkil ederler.
2 — Ancak o şef tarafından kendilerine bir mesele havale e-diHrse o işle meşgul olurlar ve tabiî şeften direktif aldıktan sonra.
3 — Ariİ daire şefinin işlerinin kontrolü ve o şefin havale etmediği işlerle meşgul olmak ise onların dairei salâhiyetinde değildir. Böyle bir iş düşünceye kadar müfettişler de —dairenin diğer murlan gibi— kaleme devam ler. Bu kadar.
Filvaki Maliye. Tekel gibi müesseselerde —yine alman
üzerine— resen de teftiş yapılır amma bu teftişler ancak «hazine menfaati noktai nazanndan yapılır. Halkın işi cihetinden yapıl; maz. Yapılan teftiş de aile erkânı arasında cereyan eder ki bu tarz teftişin tabii bir çok aksaklıklarının olmaması kabil değildir.
Faik Ahmed Barutçunun Meclisteki resmî beyanatına göre teftiş kadrosu mevcud işlere kâfi gelmivörmuş. Teftiş edilecek 70-80 bin servis olduğu halde —bu daha zij^de memur adedi olmak •F gerektir —lâ2ttn gelen kontrol ya pılamamakta imiş.
Bilhas’a 31 Aralık S46 da en az beş Mİdnnbtri teftiş edilememiş birlik seyiBi 3317 İmiş. Halbnki bunlar hakkındeki ihbar ve şikâyeti» rin adedi o ört bini mütecaviz imiş.
Bu 3317 ade(îi birhk sayısından pek bir şey anlaşılemıyorsa da bu’ -hakkında dört bin şikâyet alınan-^ hlrhku-r İkinci Dlirya Harbinde iktififtdiyatımızı bozguna döndÜr-jniiF olan o meşhur ve« ır.alıud ticari birlikler ise ve haklarındaki dört hin ihbar ve şikâyet tahkik edilememiş iee yandık demektir. Günai ou birliklerin dedikoduları bir l.syb müddet meınlc'kc-t efkârı1
uBMimiyesinde çalkandı durdu ve I tahkikat yapjlrnamı.ş-olmafii da bü tün (■ yolsuzlukları öribas edip gio. cek demek. Çünkü üzerindim ne kader uzun müddet geçerse gerek tahkikat ve gerekse mes’uli-yetlerin tesbiti o kadar güçleşecek i tir.
kat ederseniz görürsünüz ki mürn kabeyi yapan memurların kabiliyeti bil’ çok defa mürakabc edilen lerdeu pek fazla değildir. Hattâ
-4-
Yatan
Osman Kemal Görener
- - . -- - -
bazı ofislerde fen! metdebcîen çıkan gençleri alıp da vîrml otuz se pelik memurların kontrolüne *sev-ketmek gibi, garabetleri de görebilirsiniz. Halbuki ciddî bir surette kontrol etmek icabediyorsa yirmi otuz sene iyi hiamet odip de tecrübe edilmiş olanları diğerlerinin kontrolüne memur eımek daha mantıkî olmaz mı?

İdare mckanizma&ında teftiş ve kontrolün nasıl yürümesi ve nasıl teşkilâtlandırılması lâzım geldiğini sayın Çanakkale milletvekili Mecliste pek güzelce ifade etti fakat maalesef bu teklifin üzerinde kâfi derecede durulmadı.
Nureddin Önenin bu' fikri bizim noktai nazarımıza* tamamen uygun olduğu «için «idare mekanizmasını nasıl düzeltebiliriz başlığı altında yazmış olduğumuz- bir kaç makaleyi bu teklifi nasıl anlamış olduğumuzu izah etmek suretile bitire ceğiz.
Nureddin önen Mecliste teftiş işlerinin Millet Meclisine bağlanması lüzumundan bahşetmiş ve bu sistem değiştirilmedikçe hiç bir parti ve* hükümetin hâlkın sızlanmalarından kurtulamıyacağmı ilâve etmiştir.
Hakikaten» gidilecek j*ol da bundan başka bir gev-değildir.' Ciddi olmak istiyorsak, memleketin u-zun öenelerdenbcri keşmekeş bir hale gelmiş olon ve halkın her gün her saat şikâyetlerini mucib olan idaresizlikleri bertaraf etmek istersek. idari mekanizmanın teftiş ve kontrolünü tamamen başka bir sistem haline getirmeli ve4 bu sinemi değil alelâde şef ve âmirle icrai

9
*
Halim Yapcıoğlu
• - - _ - ~ - . - - _
w
20 asrın gerç.k şairi avunmayan, acı da olsa I hakikati haykıran adamd r.. I




duran aynaya «ulümsedL Şa-
IHler, Cemile geldiğini söyle-
olmağa götür-
çe-
B'ırada nayatmm safhasına vedâ

Ehar/n teftiş ve murakabenin bizde olduğu şekilde yüıümesi fay dalı b‘r netice de vermemektedir. Yukarıda müfettişlerin ne kilde «alışmakta olduklarını yazdık. Cazı sureti Hakdan. görünen dairelerde miirakabe heyetleri vardır. Bunların vazifesi dairede görülen ve hesaba, taalluk, eden her işi kontrol ve viz^ etmektir. Tabiî bütün bu sistemin esasj, aşıl işi ya pan ■memura itimAdsızhk ve, onun her vakit bir suiistimal yapması' fareziyesidir. öyle ki ayni iş he-mf n her defasında iki kere yapılır: O halde —te eğer birinci kısım memurlara itimadımız yoksa Ve ikinci kısmın yani murakabecilerin bunu daha aağlarn yapacaklarını zannediyorsak— neden birinci kıaım memurları lâğvetmeyip de boşuna besliyoruz? Bırakın işi ikinci kısım memurlar yapsın ve tbes’ele bitaln.
Fakat iş bir dostlar alış verişte görelinden ibarettir. Çünkü dik
Çocukluğumda bir mkızlı hanım! tanımıştım- üzün kış gecelerinde anlattığı sayısız masallarla bütün mahallemiz deki çocukların kalbini kazan mıştı. Sonra bir çoenklara kar şı çok nıiısabahakâr, çbk cö mertti. Adetâ mahallenin an ne?l Olmuştu- Bana mı öyle geliyordu bilmem?! 6»kızlı ha nımın gizli bir d mil olduğunu çocuk kalbimle ■sezinliyor gibiydim. Büyüklerimden duy duguma göre Allah Sakızlı ha nıma.o kadar yalvarıp yakar masına rağmen bir evl&tcık vermemişti. Karı koca, evlât hası etile yatıp tutuşuyorlardı. Sanızlı hanımın yaptığı bez
den bebeklere ninniler söyledi . ğlnl, bayramlık entariler dlkdi ğinl, kucağında uzun uzun sal lacTiğınf g’zllce görenler blıblr İcrine üzüntüyle anlatırlardı. Hayatın şiirini tadamamış, bezden bebeklerle kendini avut mağa çalışmış olan Şakuli ha mmı, bugün rahmetle anarken onun avuntusuyla,, bağzı kişi lerimizin siit yazıyorum sana rak sadece '.mısra dizmek ve kâfiye bulmak./ için gösterdle kiri gücü ayni avuntu olarak görüyorum. Evet onlar da avu nuyorlar. Oysa ki şiir hiç bir zaman avuntu olmamalıdır. 8ak]Zİı hanım, cahil, nihayet bir kadın olduğu İçin hasreti ni bezden bebeklerle giderme ye çalışmıştır- Fakat mürek kep yalamışların kupkuru rrus ralanna ne diyelim, kendileri ne poz veren, sanatçı, şair de sinler diye ihtiyacı olmadan

gözüne altın kenarlıı gözlük, boynuna plâsturan takanlara ne ad verelim?. Kusur sadece bu glşüerde değil, Onları, ha kiki, dostça tenkitten ouzak bı rakanlar da, bu ziyan olmuş heveskârlar kadar suç ortağı dır. İyi kötü Ortaokulda, Lise de biraz bir çeyîtr öğrenen ve sanata karşı sevgisi olan toy delikanlıya her şeyden evvel hakiki sanat için lâzım olan güzeli arma ve çabuk beyen-meıne değerleri verilmediğin den genç, her hangi bir mecmuada bir yazı neşretti mİ şair olup çıkıverlyor.Ve hiç ak lına getirmiyor ki yazjsmj ya ymlayan organ, o yazıda bir kıymet bulduğu İçin değil, kendi sürümü İçin, gafil kaya balığının ağzına bir parçacık yem atıvermlştlr, o kadar. Şl İr adı verdiğimiz milyonda bir veya iki adamın güçlükle ola şablldlklerl sanat, sadece mis ra, sadec kâfiye veya yersiz olmasa gerek, Dairenin çevre sinden merkezine ulaşnnyan ları ilk avutan bu üç nokta oluyor. Postacının getirdiği içi boş bir mektup gibi, bu pahalı zarfa boş yere harcanhğından acıyoruz. Heveskânn hele bir az parası varsa, asıl felâket İş te o zaman başlıyor. Arka ar kaya bastırılan kitaplar!.. Niçin? Kimin İçin?. Bunların da cevabı avuntu. Heveskâr ken dİ kendini avutuyor. Para har canmış, memleketin top top kâğıdı boşa gitmiş kimin um runda. Heveskâr avundu ya, f Devamı 6 incide)
Berga ra ceee yargıcı Adalet müfettişi o’du
-------o------
Bergama, (Yer. £abah) — Bergama ceza V8rgıeı bulunan Fikret Ba-, ran Adalet BakanAğınca adalet müfettişliğine tâyin emüniştir. Kıymetli yargıç pek kısa bir samanda kendisini meslektaşlarına ve halka sevdirmiş olup buradan ayrılışı âdeta teessürü mucib olmuştur. Kendisini meslektaşları ve kalabalık bir halk kitlesi uğurlamışt.:.
Bergâmada Dcnockfat parti ocağı

*


Düzcede “Veremle Savaş Derneği „
---o---
Düzce (Yeni Sabah) — Şehrimizde veremle savaş için ileri gelenler tarafından bir cemiyet kurulması için faaliyete geçilmiştir. ^Veremle Sava§ Derneği > âdını alacak bu kurum fiilen kurulup veremle savaşa başlıya-caktır. Doktorlar tarafından bu mak şadla konferanslar verilecektir. Şehrimiz halkının büyük, alâka göstere-c»jğl ıhı derneğin bir* an evvel faali* yete geçmesini teıûeDrtl ederiz.
yaptlnCak
---o—-
Düzce (Yeni aBbah) — SalâhiysV 11 kaynaklarımızın göre şehrimizin ihtiyacım göz önünde bulunduran Bo-lu valiliği bir ilkokul yapılması için yeter mikdarda 3948 hususî muhasebe büdcesinden ta.ısiRût ayırrrcjtîT. Yeni inşa edilecek İlkokul beş dershaneli olacak ve modern tesisatı ihtiva edecektir. T.kolnıîun yapılmasına .nisanda başlanacak ve 948 - 049 ders yılında tedrisata başlanacaktır.
Bergama. (Yeni SaiırJı) — Demokrat Parti bu hafta (Barbaros - Ulv-cami) mahallesi semt orağı pek ka-j labahk bir hafit kitlesi onilnde açılış töreni yapılmıştır. Birçok vatandaş-, lann konuşmasına ve-riie olan bu törende bilhassa Hürriyet misakının tahakkuku Jateımriş ve Hşklnıiyet bilil kaycMşart n netindir veclzeslı Uç defa tekrarlanmış olup diğer bir ocağın açılış tör-.r.i de yakında yapılacaktır.
*
İSTANBUL BELEDİYESİ ŞIlIIİR TİYATRÖrjtRl Saut 20 dg- Dron Kısım:
KÖŞEBAŞ1
Yazan: Ahmt.
Kudsl Tcceı;
Telefon: (2157.
Komedi Kısmı:
BÜYÜK CE-M A AT
Yazan: ŞinasJ İmre; Telefon: 40409
Salı Talebe temsili saat 10 da; Pa zar günleri 15 de matine; Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk npiyatrosu.
• »

• 4
«4
onüncıl
ıe
yi
d
3
y aletini.
TÜI ■
bağıra


SAYFA : 6
«
I
0
5 Ş Ü 8 a f 194İ
YENİ sabah


Gaizanteb Milletveküi Comil Said Barlasın üniversiteler kimya şubelerinden mezun olanlar haklındaki Mil U Eğitim vc Ekonomi Bakanlı >darından sözlü sorusu okundu. Söz alan Milli Eğitim Bakanı soruya gelecek hafta cevab vereceğini bildirdi. Kürsüye gelen Ekonomi Bakanı Bakanlığına taallûk eden kısımlara cevab vererek şunları söyledi:
(__Bugün Ekonomi Bakanlığında
görevlendirilmiş kimyager ve kimya mühndislarinin adedi 16o tür. Hâlen mevcud kadrolar dolmuştur Memleket sanayiinin inldçafile mütenasib olarak bu kadrolara gereken ilâvelo-rin yapılacağı tabiîdir. Kimyagerlerin meslekî haklarının korunması için Bakanlıkça evvelce bir tasarı hazırlanmış fakat seçimler araya girdiği için tasarının Meclis komisyonlarında incelenmesi geri kalmıştır. Bu tasarı yakında Ekonomi komisyonunda incelenecektir.»
Bundan sonra söz alan soru sahibi Cemil Earlas da kimyagerlerin güç duıumlarımn bir realite olduğunu, bunun bir an evvel hal çaresine bağlanması lüzumuna işaret etmiştir.
Bundan sonra Posta Telgraf, Telefon Genel Müdürlüğünün ihtiyaçları için gelecek yıllara geçici yüldenme* lere girişilmesi hakkındaki tasarı, Türk İspanyol kloring lıesablannm tasfiyesi, eski yüz liralıkların nıüru-ı ru zaman müddetinin kısaltılması hakkındaki tasarıların ikinci müzakereleri yapılarak kabul edildi.
ANKAEA BELEDİYESİNİN VİLÂYETTEN AYRILMASI Ankara Belediyesinin vilâyetten ayrılması hakkındaki tasarının içiş- * leri komisyonunun ivedilikle görüşülmedi teklifi kabul edilerek müzakeresine geçildi. Söz alan Salamon Ada-to tasarının gerekçesinin mahalli ihtiyaçlara değil prensiplere dayandığını söyliyerek Ankara için kabul edilen sistemin Istanbula da ayni zaman da tatbikinin zaruri olduğunu belirtmiş ve şimdiye kadar İstanbul belediye başkanlığile vilâyetinin ayrılma sı için ne yapıldığını sorarak Istan- • • bul hakkındaki tasarı gelinceye kadar bu tasarının da görüşülmesinin geri bırakılmasını teklif etmiştir.
Söz alan Ahmet Tahtakılıc da hediye kanununun tâdili zaruretine İşa
I

ret ederek bu yola gidilmeksizin yal- ( nız Ankara belediyesinin ele alınmasının hatalı bir hareket olacağını söv !emiş ve yeni zihniyeti kabul eden bir hükümetin bu işin mali bir takım zaruretleri sebeb göstererek talikinin doğru olmıyacağını belirtmiştir. H&-tib bundan sonra belodiye reislerinin belediye meclislerince seçilmek gibi yeni bir prensibin kabulü halinde- es-! ki zihniyetle seçilmiş olan belodive esseselerinin seçimlerinin de yenilen-
ha-
Acele davet edilen iki Amerikalı (Eaştarafı 1 incide) le karşıladım. e
Marshall plânı; mevzuumuz
rici bulunduğu için, temaslarımda I ona yer vcrmiyeceğim. |
Türkiyeye verilmesi mukarrer j yardım malzemesinin; nihayet bu ay sonuna kadar tamamen gelece ; ğini umuyorum. . ’
Dönüşümde, sîzlere daha iyi havadisler verebilmem muhtemel- j diri > |
Üç kişiden mürekkeb, diğer bir ] Amerikan yardım heyeti de yarın • akşam Amerikaya gidecektir. Heyet başkanı albay Bendler şöyle demektedir:
«— Çalışmalarımızı daha sistemleştirmek için Amerikaya bir raporla gidiyoruz.»
Diğer taraftan general M. L. Mac Bride ve albay E. S. D. Marshall, dün saat 13.30 da, bir Pan Amerikan tayyaresi ile Amerikaya hareket etmişlerdir.
Kandıra C. H. P?
Başkanı aleyhindeki dâvaya devam olundu f^iara/ı ı incide) tüccardan İsmet Yelkenctoğlu aleyhine, Demukfûl 1 artinin şahsiyeti mâ-neviyesine hakaret iddia^Ue D.P. Kan (hra idare kurulu adına balkan Re-jad Uygur tarafından açılan davavu bugün Kandıra asliye ceza nıahkeme-sindc devam olunmuştur.
Celse açılmadan önce sanık avukatı tarafından gönderilen bir telgrafta mahkemeye vaktinde yetişemiyeceği beyan olunarak celsenin öğleden son-bırakılması İstendiği anlaşılmış, 'Öâvact avukatları tarafmdan vâki iti raz neticesinde dilek kabul edilmiye-rek celse açılmıştır.
D.P; Genel Başkanı adına Refik Koraltan tarafından vekâleten verl-l len salâhiyet evrakı numarasız oldu, fundan tarih ve numaranın D. P. Ge nel merkezinden sorulmasına mahke-karar verilmiş ve celse şuba-ton 21 fne talik edilmiştir.
Nedret Dursan ile
Gazi Kül ur evlendiler
rriesi Zaruretine işaret eaercK aksi halde kanunun maksadının tahakkuk' edemiyeceğinl bildirmiştir.
Halk Partisi Milletvekillerinden Hikmet Fırat ta belediye kanunu hükümlerinin ihtiyaca uygun olmadığını, halk idaresine lâyık olan bu mü-cssesclerden idare makinesinin vilâyet ve vesayet haklarının kaldırılması lâzım geldiğini söylemiş ve belediye kanunu hükümlerinden bazı misaller vererek meselâ demiştir ki; Bir ilçede seçilen belediye başkanı seçimini vilâyet veya İçişleri Bakanlığı tasdik etmiyecek olursa seçim tamamlamış olmaz. Bu ise anayasamızın esaslarına muhalif bir hükümdür. Biz ki anayasadaki vatandaşlık haklarına riayet edeceğimize ve bunlara muhalif kanunlar çıkar mı yatağımıza yemin etmişizdir. Benim temennim hükümetin belediye kanununun bir an evvel tadil edileceği vâ dinde bulunmasıdır.*
Hatibin sözleri Demokrat Parti milletvekilleri tarafından alkışlanmış tır. Bundan sonra söz alan Akif tyi-doğan da komisyonun görüşlerini belirtmiş ve hatiblere cevablar vermiştir.
Hkıad Hulûsi Demircili de tasarının demokratik şekle doğru atılmış bir adım olmakla beraber kifayetsiz olduğunu bu bakımdan belediyeler kanununun yeni baştan gözden geçirilme sinin bir zaruret olduğuna işaret etmiştir.
İÇİŞLERİ BAKANI KONUŞUYOR
Nihayet İçişleri Bakanı hatiblere cevab vererek şunları söylemiştir:
— \ İçişleri Bakalnığı büdcesinin müzakeresi sırasında mahalli idarelere yeni bir istikamet verilmek üzere yeni bir belediye kanununun hazır lanmakta olduğunu bildirmiştim ki bu tasarı hâlen hazırlanmaktadır. Başbakanımız da muhtelif konuşmalarında belediye kanununda değişiklik yapılacağını vilâyetle belediyelerin ayrılacağını bildirmiştir. Huzurunuzdaki tasan da bunun bir delilidir İstanbul haklımdaki tasarının da birlikte getirilmesini biz de arzu ederdik. Fakat buna bazı sebeblerden imkân olmamıştır. Belediye ve vilâyetin îstanbulda müstakil çalışabilecek birer müessese haline gelm esile bu tasarı da Meclise getirilecektir Bunun yakın bir tarihte olacağını tali min ediyorum. Demokrat arkadaşları mm tehir hakkındaki taleblerini böy le ileri bir adını teşkil eden meselelerde ileri sürmelerini doğru bulmadım.*
Bundan sonra Salamon tasarısının görüşülmesinin kılması hakkmdaki takriri rek Ankara Belediyesinin
avrılması hakkmdaki tasan kabul e-
-
edilmiş ve oturuma son verilmiştir.
Adatonun geri bıra-reddedlle-vilâyetten
Demokrat P. yeni hamleler arefesind?
(Baftarafı l incide)
Ayrıca Fuad Köprülünün partide bir tahakküm zihniyeti yaratmak temayülünde olduğundan da acı bir lisanla bahsedilmiştir.
Son olarak Demokrat Parti genel başkam Celâl Bayar da söz al mış ve toplantıda hazır buiunmı-van Fuad Köprülüyü de dinlemek lüzumunu iteri sürmüş fakat grup üyeleri görüşlerinde ve yeni bir grup idare meclisi seçimi yapılmasında ısrar etmişler ve bu suretle yapılan seçim neticesinde Fuad Köprülü yerine İstanbul Demokrat milletvekili Fuad Hulûsi Demi-reHi grup ikinci reisliğine intibah olunmuştur.
Yine bu seçim sonunda grupun eski idare kurulu üyelerinden ancak üç dördü mevkilerini muhafaza edebilmişler, mütebakisinin yerine yeni üyeler getirilmiş, Celâl Bayar da grup başkanlığında ibka olunmuştur.
D. P. idare kurulunun yarınki toplantısı
Ankara: 4 (Hususî) — Demokrat Parti idare kurulu yann saat 15 de toplanacaktır. Toplantıda konuşulacak meseleler açıklanmamışsa da Kemal Sllivrili meselesinin ve Marshall plânı dolayısiyle Dışişleri Bakanının yapmış olduğu beyanat ve bu husustaki neşriyatın gözden geçirilmesi muhtemeldir.

Ticaret Bakanı
(Bitarafı 1 incide)
lara temasla şunları söylemiştir:
*— İBtanbulda artık tek tip ekmek mevzuu diye birşey kalmamıştır. Ek-rnegin pişirilmesinden ve kalitesinin J bozuk oluşundan dolayı halk arasında bir şikâyete tesadüf etmedim. Değirmen ve fırınlarda kontrol arttırıl-mıştır. Esasen bu teşkilâtın çalışmağa başladığmdanborl francala satanlar bir hayli azalmış bulunmaktadır, Fazla çavdar karıştırdığı iddia o-lunan değirmenlerde alman numuneler, bize ekmeklik una mutad çavdarın daha az mikdarda karıştırıldığı, nı göstermiştir, «
İleride buğday istihlâkini arttırmak icab ederse Toprak Ofis stoklarını zarar vermeden bu fazla buğdayı karşılamak üzere tedbirler almış bulunuyoruz.j
İktisadî “ D. „
memurlarının durumu
va-

(Bitarafı 1 incide) lı izah için bu yolda bir buçuk senedir yapılan tedkllderi gözden ge çirmeyi faydalı buluyoruz.
Receb Peker hükümetinin iktidara getirilişinden bu yana her iki hükümetin memleket çapında aldıkları kararları tetkik haddesinden geçiren âmme vicdanı, $prim tediyesi lûtfu altında ortaya lan bu acaip ve acaip olduğu bette adaletsiz şahbseri asla karşılamıyacak ve:
«— Böyle prensip kararına ulamaz ya hep, ya hiç! diye haykıracaktır.
Şöyle ki:
Receb Peker hükümeti iktidara geldiği günün ferdasında meşhur 7 Eylül kararlarını almış, kararların esasını teşkil eyliyen para operasyonunun memleket iktisadiyatında mühim inkişaflar husule getireceği parlak nutuk ve beyanatlarla teyid edilmek istenmişti.
Esasen o günden bu güne kadar nazarî olmaktan, iç ve clış ticaretimizi baltalamaktan ileri gi-demiyTen 7 Eylül kararlarını her türlü acı tecrübeler hilâfına ayakta tutabilmek için önce memur maaşlarına barem dereceleri nis-betinde zamlar yapılmış, bundan ücretliler yani baremin (D) ced-telinde bulunanlar —ki bu memur lar İktisadî devlet teşekküllerinde çalışmaktadır— faydalanamamışlardı* - J
îşte bu ilk büyük hatânın tashihi yolunda faali.vete geçen hükümet, Denizyolları, Demiryolları Tekel, Sümer Bank, Toprak Ofis, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü gibi iktisadi devlet teşekkülleri temsilcilerinin de katıldıkları bir bakanhklararası kurul vücude getirmiş, zamlardan istifade ede-miyen barem dışı ücretlileri, primle taltif cihetini ihtivar etmişti.
* -•
Halbuki ne gariptir ki, bundan yine baremin gediklileri yani az bir memur topluluğu fayda görecektir.
Beri tarafta devlet müesseseleri ve fabrikalarında bir lokma ekmek pahasına alın teri döken çoluk çocuğunun nafakasını temin için binbir meşakkate katlanan binlerce zavallı memurun ıstırabını arttırmakta nasıl bir maksat güdülebilir aıılamıy’oruz.
Haşan Saka hükümeti bu kararı kuvveden fiile çıkarmakla büyük bir hatâ işlemektedir. Bugün bir adaletsizlik şaheseri olan bu hazin hattâ elim karar karşısında bir yığın memur boynu bükük, kendi haline terkedilemez.
Hükümetten vaziyeti derhal dü zeltmesini istiyor ve bekliyoruz.
atı-1 nis-hoş

Dün bir okuyucumuzdan bu mevzu ile ilgili olarak aşağıdaki mektubu aldık:
«— Biz Sümer Bank mensucat fabrikalarından birinde barem harici daktiloyuz. Şu 947 senesinin gelmek bilmiyen ve nihayet 14 ay gibi uzun bir zaman sonra arzı endam eden ve o canım ve güze! yüzünü bize (yani barem hariçlerine) göstermekten çekinen ras* yönel çalışma primlerinin kimlere verilip, kimlere verilmiyeceğini sa yın gazetenizde okuduğumuz zaman hiç şaşmadık, şaşmadık çünkü biliyorduk ki her şeyde olduğu gibi bundan da bizi mahrum bira kacaklardı. 947 başından btı güne kadar tam 400 gün geçti bu müddet zarfında biz bin iki yüz defa dedikodu mahiyetinde primin çeşitli haberlerini dinledik ve inandık ki barem harici memurlar bun dan faydalanamıyacaktır.
I
Aşağıda
Meclîse sevkedilen yeni ka nun tasarıları
Ankara: (Hususi) ki kanun tasarıları Bakanlar Kuru lunca Meclise sevk edilerek alâkalı komisyonlara havale edilmiştir. Atatürkün Kız kardeşi Makbule. Boysana vatanî hizmet tertibinden aylık bağlanması tasarısı, Türkiye Emlâk Kredi kanununa ek deniz kredisi hakkındaki kanun tasarısı, yabancı memleketlerden taksitle sa tın alınacak gemilerin taksite bağ lanacak .bedelleri için Maliye Bakanlığınsa rehin veya teminat kar şılığmda kefalet verllm.031 hakkın dakl tasan, uyuşturucu maddeler hakkmdaki anlaşmanın onanmasına dair kanun tasarısı, danıştay. da açık bulunan altı üyelik için se çim yapılmasına dair Başbakanlık teskeresi.
Meclis gündemine alınan iki tasarı '
Ankara: 4 (Hususî) — Meclis gündemine alınan bir tasarıya gö re askeri hastabakıcıların maaşları sivil hastabakıcılar gibi 15 lira asli maaş yerine 20 liradan başlıya cak ve azamî 35 liraya kRdar çıkacaktır.
Diğer taraftan Pakistan ve Hin dlslan da iki Büyüle Elçilik İhdasına karar verilmiş olduğundan D:ş lşierl Bakanlığı karlrbsuna iki Bıi yük Elçilik İlâvesi İçin hazırlanan tasarı Meclis gündemine alınmıştır-
! 3 1 • • ı • •
ieşekkalu
Sebeb?... Sebebi meçhul, prim tahsisatı 3 milyon lira tutuyormuş, bu mikdar sayın Başbakan I-Iasan Sakaya çok görünmüş, yarısı diye emir vermiş, bir buçuk milyon lira ile ya bütün Sümer Bank mensublarına yüzde 15 üzerinden verilecek ve yahut Bakanlar Kurulunca kabul edilen esaslar üzerinden yani yüzde 25 den sınıf tefriki suretile bir kısmına verilip diğerlerine verilmiyecek... Nitekim de öyle oluyor, ayni camiada ayni işleri gören, rasyonel ça lışmada, randımanda hissesi bulu nan barem hariçleri almıyacak eski avans alanlar ve barem dahilleri alacak...
Şimdi aşağıda madde halinde a-cı hakikatleri hep birlikte gözden geçirelim:
1 — 75 liralık barem dahili bir memur bugün 175 tinden eline temiz alıt.
2 ’— Bu barem
lira olan ücre-olarak 123 lira
dahilleri* varsa çocukları bu paradan ayrıca bir vergi vermez ve 10 lira çocuk parasını tam alır,
3 _ Ve nihayet bu zümre rasyonel çalışma primi de alır.
Biraz insaflı olalım bir de şunları okuyalım.
1 — iki derece aşağı düşürülmek suretiyle 75 liralık barem harici bir memur 125 lira olan ücre tinden eline 83 lira alır, (arada 40 lira fark var.)
2 — Yiııc bu barem harici memur varsa çocuğu 10 lira olan çocuk parasından iki buçuk lira ver gi verir ve eline yedi buçuk lira alır.
3 — Ve nihayet bu zavallı barem harici-mamurlar rasvenel çalışma priminden mahrum kalır.
Sonra ikide birde «sınıfsız ve imtiyazsız bir milletiz* der dururuz, anlamadık ve aıılıyamıyoruz bu işleri. Bizi de bir anlıyan, halden ve ahvalden ajılıvan bir kimse ye de tesadüf edemiyoruz, üzüldüğümüz nokta da burası İşte.»
Kömür Hatlarına yapılan zam (Battarafy l incide) ma mahsuben ayrıca beşçı* lira alın makta'dıü. , • . — • . ■
Kömüre ton başına dört lira-zam edildiği anlaşılmıştır. Bu fiyat artışının x:ararnamede alınan diğer tedbirlerle müstehlike aksettirilmi yeccğl söylenmektedir. Kararname de mecburi tasarruf miktarı yüzde beş olaraK tesbit edilmiştir.
Mamafih ilgililer, kararın tatbiki ne dair bugün tefsirde bulunmanın mevsimsiz Olacağını beyan etmektedirler.

Hademei hayrat
(Ba^tarafı 1 incide) maaşlı vatandaşlarımızın mev-cud olduğunu teessürle haber aldık. Bunlar, Hadeıuei Hayrat ismilo anılan İmam, Müezzin, Kayyum vesaire gibi kimselerdir.
Hademei Hayrat tan bir okuyucumuz bize şöyle derd yanmıştır:
— Biz Hademei Hayrat aylık larına, 50 liradan başlamak tize re 20 şer lira zam yapılması hakkında Sinan Tekelıoğlu’nun verdiği takrir 20 kasım 947 tarihinde Mecliste kabul edildiğini gazetelerde okuduğumuz zaman sevinmişti)!. Yaramıza mer hem olur ümidile iki aydır zam bekliyoruz. Yeni aldığımız aylıkta dahi bir santim bile fark görmeyince hayretimiz büsbütün arttı. Acaba ne oldu, merak ediyoruz?
Hademei Hayrat ın maaş fark ları, şayed formalitelerden dolayı hentiz ödenememişse bu noksanı süratle halledip zamların ödenmesi cihetine gidilmesini temenni ederiz..
O ! ü ın
Muğlanın en eslci vc tanınmış ailelerinden birine nıensub olan merhum Süleyman Beyin kerimesi, Köycegizli Haşan Çavugzadc merhum Tahir A-ganm oğlu Osman Ağanın refikası, Ulus gazetesi Bagj'azan Feridun Mento^coglu ve Saray kaymakamı Haldun Mcnteşeoglunun anneleri Bed-riye Menteşeoğlunnn valdesl:
BAKÎYE MENTEŞBOÖLU

cva'elld gece Hakkın rahmetine intl* kal etmiştir. Cenazesi bugün saati 11.30 ön Cagalogiunda Keçiören apartmanından kaldırılarak namazı ö*le namazından sonra Boyazıd camiinde kılınarak Merkezvfeııdldeki allo makberesine defnedilecektir. ı
Arkadaşımız Feridun Osmana tâ-' ziyetleriınizi bildirir, Bakiyo Mento» şeogluna Allahtan rahmet dileriz.
Akdeniz Amerikan bloku ve Ispanya (Ba^taraff l tncidt) den beri ispanyaya gelen yüksek rüdbeli İlk Amerikan subayı olduğu, İspanyanın Akdenlzin girişindeki mühim mevkiinin, günün mesele leıilc ilgili bir mahiyet taşıdığı işa ret olunmaktadır.
Amiral Sherman Cuma günü ha va yoluyla Napoliye gidecek ve erte si gün liloyu idaresi altına alacaktır.
Vaşington: 4 (A.A.) — Ameri
ka Bahriye Bakanlığının bugün bil dirdiğine göre, önümüzdeki Cumar tesi gününden itibaren Akdenizdeki Amerikar; donanmasının komu tanlığını Amiral Foreıs Aherman, Amiral Bieıidcn devralacaktır.
Londra: 4 (B.B.C.) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Mar-shall bu akşam Vaşingt.ondaki bir basın kongresinde Türkiye ile Yu naııistana yeni askerî yardımlar yapmak ihtimali karşısında hazırlanan programın tetkik edilmekte olduğunu söylemiştir. Türkiyeye yapılacak yeni askerî yardım hak-kındaki teklifleri, Türkiyedrtci Amerikan askerî heyeti başkam-nın Vaşingtona bildirdiğini de Marshall beyan etmiştir.
Avrupaya yardım programının 1 Nisana kadar yürürlüğe girmiş olmasını istiyen Marshall: (ayrıca bir plân hazırlanmamış olduğundan bunun aksi Amerikanın sıkıntısını arttıracaktır) demiştir.
Rusyanın son zamanlarda muta-vassıtkâr hareket edip etmediğine dair sorulan bir suale de Marshall, uzun uzun düşündükten sonra böy le bir şeyi müşahade etmediği cevabını vermiştir.
Marshall, Rusyanın Amerikanın faaliyetlerine karşı yaptığı protes tolar> hakkında bir şey söylememiştir.
Mellalıa üssüne aid Rus notası reddedildi
Vaşington: 4 (A.A.) — Dün
Birleşik Amerika, şekil itibarile uzlaştırıcı ve fakat metin itibarile kafi notasında Trablus yakının da Mellalıa hava üssünün tesisi hakkmdaki Sovyet protestosunu nazarı itibara almıvarak reddetmiştir.
Amerika Asor adalarındaki üslerden de faydalanacak Vaşington: 4 (AP.) — Dışişleri Bakanlığından bildirildiğine göre, Portekiz hükümeti Asor abalarındaki Lagens hava üssünün Amerikan tayyareleri tarafından 3-5 sene daha kullanılabilmesine müsaade etmiştir.
Amerikanın, Avrupa ile münase betlerinde mühim bir yer işgal e-den bu üssün kıymeti, Amerikanın halen Akdenizdeki mevkii bakımından bir kat daha artînlş bulunmaktadır.
Trumanın davetleri
Vaşington: 4 (A.A.) — «Deliver Post» gazetesinin Vaşington muhabiri Bârnett Nover şunları yazmaktadır:
Truman, şahsen karşılaşmak ü-zere Staliııi üç defa' davet etmiş ve üç defasında da Stalin: «hayır» demiştir.
Nover’in, Trumanın şahsî dostlarından biri olması siyasî mahfil lerde bu haberin doğruluğuna bir garanti olarak telâkki edilmektedir.
İlk davet, eski Dışişleri Bakanı Jamrs Bvrnes’üıı hatırat kitabında teyid ettiği gibi Tınman tara fından Potsdam konferansı esnasında yapılmıştır. Başkanın kendi el yazısıyla yazılan ikinci dâvet 5.4.946 tarihinde Birleşik Amerikanın Moskova büyük elçisi Be^ deli Smith tarafmdan bizzat Sta-linin kendi eline tevdi edilmiştir.
M. Tınman, mektubunda meşhur Amerikan kruvazörü Missou-riyi başkomutanı almak ve büyük bir ihtiramla Birleşik Amerikaya getirmek üzere Avrupa limanların dan birine ve yahut Karadeııize göndermeği teklif etmekte idi. Bu hâdise, M. Çörçilin Fultonda Sovyet Rusyayı şiddetle protesto etti ği* meşhur nutkunu söylediği sıra da cereyan etmiştir.
M. Truman. Staline gönderdiği mektubda Missouri Üniversitesi ö-nilnde ayni yerde Çörçile cevab vermiş ve İngiliz Muhafazakar liderine refakat ettiği gibi bizzat kendisini de bu nutuk esnasında refakat edeceğini yazmakta idiı Bu mektubda verilen cevab: « Hayır» dır.
Trumanın Staline yaptığı üçüncü şahsî daveti de bundan bir müd ddt sonra olmuştur. Fakat Ameri kan gazetecisi bunun tafsilâtını if şa etmemiştir.
STALİN, RUMEN HEYETİNİ KABUL ETTİ

Paris: 4 (A.A.) — Moskova radyo su bildiriyor:
I-Ialen Moskovada bulunan Rumen hükümetinin murahhas hcıye tl, dün Mareşal Stallıı tarafından kabul edilmiştir.
İTÎTAR
Yazımızın çokh-ğl”} lan «İslâm Tarihinin cn meraklı bahisleri. tefrikamızı koyamadık okuyucularımızdan özür dileriz.
San’af Bahisleri:
Şiir avuntu
(Ba.$Lara1ı 4 üncüde) heveskâr tatmin olundu ya, işte bütün mesele bunda. A-vunnıak, sadece kuru kuruya avunmak. Halbuki bu kişiler hiç akıllarına getirmiyorlar ki sanatçının asıl yaşıyacak olan eseridir. Daha şairi göçüp gitmeden kitabının sayfalan nı kese kâğıdı olarak görmek onu dostça tenkld etmlyenler için bir yüz karası olsa gerek. Genç aldanmış, heves etmiş o labilir. Fakat pıünekkid deni len kişi ona acı da olsa hata smı göstermezse mecmuaları mızın sayfalan pek haklı ola rak boş lâflarla dolar, dolar da taşar bile. Sanatçı, şair değil, manzumeci kazanırız. Manzu meciden se hiç bir zaman şair çıkmaz. O, işe yaramaz bir süs eşşası gibi bırakıldığı köşede, tozlar içinde unutulmaya mah kûmdur.
Gerçek şiire varacak olan yolları, kültür yetersizliğinden aramamış ve aramamak ta ayak diriyeh heveskâr, bir az da şlşrillmlşse İş çığırından çıktı demektir. Ken dini şiirin kurucusu, basma kalıp öğrendiği, fak^t bir tür lü manâsını anlamadığı (yenilik) in öncüsü farz eder. Dünya kurulalıdan beri binlerce defa çeşit çeşit kişiler tarafından söylenmiş, adetâ insana tiksinti veren bayat konu ve duygulan ilk o söyliyormuş gibi, kitaplar dan ve dünyadan habersiz ortaya sürüverir. Düşünmez ki şiir artık bireylikten çık mış toplumun sesi olmuştur, içinde asırlar eskitebilecek ölümsüz duygu ve fikirler bu lunmayan manzumeler daha mürekkebi kurumadan ölmüş denmektir. Ve hiç düşünmez ki içinde bulunduğu muz XX ci asırda buluta, kuşa. sevgilinin gözlerine, süngüye, grup ve karlı dağlara bakıp ta manzume kalkmak en hafif cahilliktir.
Çekememezlik
nun esiri olan heveskâr şöy le bir parça yaptığını bilir sa nat mecmualarının sayfalarını ç e v i r s e çok geri kaldığım yiîzü kızararak anlar amma, ah o içinde çörek lenen haset isimli canavar, ( bırakmaz ki zavallıyı, iyisi Z mi, mâdeni gücü şiire yetmi ) yor öyleyse avunmaya bak-/ malıdır. Etrarında kafasına J denk elbette bir kaç budala 1 daha iş birliği .yapacaktır, i Vezin biliyor, kâfiye biliyor i bundan geniş sanat kültürü l mü olur? XX ci asrın insan / lığı hürriyet için kan dökü-» yormuş, bu gök kubbenin al-k--------------------------
• »
düzmeye tabiriyle
duygusıı-
Arslanköy dâvası
ettiler.
Başkan, deyince,
(Baftarafı 1 incide: narak tabancasındaki bütün şar-jurtınu boşalttı. Sonra bir daha taktı. Yine ateş etti. Kaçarken hej'ecandan hendeğe düştü. Ben kaldırdım. Yüzü gözü kan içinde idi. Jandarmalar da ateş dedi.
Eski ifadesi okundu, şimdiki ifadene uymuyor
şahid ifadem aynidir. Yalnız cümleler değişebilir, dedi. Silâhın ne şekilde atıldığının sorulmasından sonra Muammer Oğuz tanığa şunu sordu:
«— Sen yüzbaşıya bu olaydan sonra ilk görensin. Yarası düşmesinden mi yoksa halkın attığı taştan mı olmuştu? Ve ayni zamanda sarhoş muydu?»
Şahid yüzbaşının önce yaralanmış olduğunu söyledi. Sarhoş mu idi değil mi idi bilmiyorum, dedi ve fakat olay gecesi eski muhtarla evinde içtiklerini duyduğunu bildirdi.
Bundan sonra diğer sanık ve şa lıidlerin istinabe suretile alınan


r

ALMANCA -
TÜRKÇE
Teknik Lügat
TAŞPINAR ikinci tabı Senııet hanı No. 1 sırasında)
ADNAN HALET
Genişletilmiş
Tevzi merkezi - Galata, (Haşan deposu
İstanbul Belediyesinden
11/12/947 günü Sirkeci lstasyoıuıönünde başı boş olarak dolaşmakta iken yakalanan Kulaklı kesik san renkli Buldok cinsinden köpeğin ya. pılan mahalli ilânata rağmen saiıibizuhur etmemiş ve teşkilâtında mahfuz bulunan bu köpeğin bir kerre de tensip edilmiştir.
Tarih ilânından İtibaren bulunuş şekil ve sureti len köpeğlu yine sahibi çıkmadığı takdirde bunların satışn bedelinin İrat kavıt edileceği ilân olunur
t
1
i
değildir, yazacak hürriye-taklidiıı (dıştan
trnda aç insanlar, çile çeken insanlar, gıdasızlıktan kada/ ra gibi dolaşan çocuklar, savaşa gidip de dönmeyen de]l-kanlılar, bir vatan parçası içinde birbirini yiyen insan lar, sel altında kalan şehirler, Koleranın insan biçtiği memleketler; esir milletler varmış ona ne!.. Hem bu ce şit konularla da uğraşmak teklikeli değil midir?.. Son ra, ya o ölçüsüzlük içinde bo calıyanlara ne demeli?. Boz guncu, bunlara bozguncudan başka bir şey denemez. Ca mm (6+5), canım koşmalar, türküler, varsağılar, gii zelltmeler.
İşte heveskârın şiir anla yışı ve dipsiz kültürü, Gelin de bu tip j'aratıktan sanat eseri bekleyin. Toplumun özünü veren gerçek, beton gibi şiirler bekleymi Ne boşuna bir gayret. Burnunun dibindeki ba.şlıbaşma bir kâi nat olan insanı, o insanın evrenle, en; basit ilgisini göre miyen ve kavrayar.uyan, sa natçıyım. diyen kişi, bir kör den başka bir şev XX ci asrın şiirini olan şair insan ve tin sevdalısı, süs ve düşmanı olmalıdır,
içe) şekilden şiire değii, evvelâ içi müşahedeyle beşliye rek icabederse şekilden de faydalanmalıdır. XX ci asrın şairi, mısralarını düzenlerken en uçucu, en hafif ve en çok halktan olan deyim lcri mısraların musikisinde uçururken insan için yazdığını bir an bile unutmamalıdır. Aksi halde o da avunmaktan bir adım bile ileri geçemez. Oysa ki XX cl as r avuntu asn değildir. Avunan milletlerin kapısını ölü mün beklediğini bilmiyen kak yan kültürlü ve zevkli şairi ne yaptığım, ne dediğini bilen a-damdır. Milletin aynası o’du-ğuııu çok iyi bilir. XX ci as rın şairi, para, sanda’.ya vc şöhret hastalıklarından dar ma uzak kalmış, öz varlığı m hiç bir suretle satmamış adamdır. Bu fikirlerine inan dığı içindir ki şiiri de avuntu olmaktan kurtarma savasına geçmiştir. Kuş için basma enntarinin gülleri için, ay, için, yıldız için, iğde çiçeği, badem çiçeği, erik çiçeği için, heykel için, mermi İçin, tasavvur etmeği asırlarca geride bırakmış, içinde yaşadığı as rın olaylarına uyarak özledi ği bolluk, hürriyet ve insan aşkmı şiirlerine tem olarak inamıştır. XX cl asrın avunma-şairi avunmayan, acı da ol sa hakikati haykıran adamdır.
e
c



ifadelerinin okunmasına geçildi:
Bir kısmı olay zamanı Askın köyde bnhmmuyormuş. Bir kısmı ise çiftlikte, tarlasında meşgul olduğundan olayla ilgileri olmadığını bildiriyorlardı. En ehemmiyetli ifadeler şunlardır:
Celâl Eren adındaki şahid, halkın HaFkevindcki toplantıdan rıîü şıııda böyle bir hâdisenin çıkacağını anladığını biraz sonra da halkın isyankâr bir*vaziyette toplandığını gördüğünü, Bekçi Mehmcd-din de halkın da silâh kullandığım öğrendiğini ve yüzbaşının tabancamda otuz kurşun var yüzünüzü öldürürdüm amma yazıktır, akacak kan Türk kanıdır, dediğini i şittîğini bildiriyordu.
Bundan sonra mahkemece ölü Mehmed özgürün ifadesinin okun masına, yüzbaşının raporunun çabuk yollanması için Adlî Tıbhn. bildirilmesine yalancı şahidler hak kında savcılıkça takibat yapılmasına ve duruşmanın 3 marta tali kine karar verildi.
[•
I


hâlen temizlik gazete île ilftns
yukarıda belirt;
.mm yapılara *

5» A YFA r ♦
ö ŞUBAT 1948
*
â.
• -
Bunların içinde en büyükleri
BugİBbt ProjT
Cinsi
Eksiltmenin
PERŞEMBE — 5.2/1948
ııii'l.l ubhir-
T

PERTEV ta olduğu kabaya t ver-
*•8- *• *
» .(/( ‘t-
»•».
M.
Mı.
»ı.
•i,
M.
•»i,
AMERİKA
Muazzam Fabrikaların Merkezidir
AMERİKA'da 2000 ni mütecaviz radyo«fabrikası.vârdlA



h

•••

İstanbul Sıhhî Kurumlar Artırma ve Eksiltme Komisyonundan:
Azı Çoğu Beher kilosunun fiyatı ilk teminatı
RADIO CORPORATION fabrikalarıdır.


Radyo meraklıları artık sevinebilirler. Çünkü pek yakında en son yeniliklerle teçhiz edilmiş olan Zenith radyoları satısa arzedilecektir
Türkiye umum MÜMESSİLİĞİ Ubert
KARDEŞLER ŞU
İstanbul İstiklâl cad 28-Tel: 43844

kilo kilo Lira Kuruş Santim Ura Tarihi Saati
.^»ıginar bRş» 8 100 13.400 35 325
Kereviz 21 480 30.700 25 576
Lahana 61.100 78.150 15 857
Kaınıbahar 2.150 3.550 adet 40 107
Pancar 3.200 4.500 15 51 e
Havuç 15.950 34.500 20 518
Pırasa 78.500 98.100 20 1.441
Ispanak 46.780 86.150 25 1.241
Semiz otu 25.260 33.050 20 496
Beyaz trup 10.900 16.600 adet 10 125
Kırmi2ı trup 6.300 8.900 demet 4 27
Yeşil salata 77.100 99.S00 adet 5 375
raze soğan 45.350 57.700 demet 5 217 13 2 K8 11
Maydanoz 28.200 39.900 4 120
Dereotu 3.660 6.000 4 18
T. Yeşil Barbunya fasulyası 2.400 4.000 £5 165
T. Kırmızı Barbunya fasulya 1.600 3.100 55 128
Ayşe kadın fasulya 77.700 102.350 55 4.222
Çalı fasulya 2.100 3.350 55 139
Taze bamya 18.750 25.800 50 968
Yer domatesi • 27500 43.000 • 20 659
Sırık domatesi 1 7.500 12.100 30 273
Sakız kabağı • 41.850 56.050 25 1.051
Dolmalık biber 5.350 8J50 25 155
Sivri biber 750 1.510 35 40
Patlıcan 91.350 110.6.50 baş 30 2.490
Taze bakla 25.400 33800 25 634
Ekmek 951.200 1.093.600 100 gram 28.7 3 20.609 13/2 948 11,15
Patates 141.460 188.600 32 4.527 13 2 948 11.30
Kuru soğan 70.350 87.500 18 1.182
Limon 87.800 122.500 adet . 8 735
Portakal 28500 46.00 o Yafa D. Yol 13 449 13 2/948 11.45
Elma 10.350 17.300 Amasya kilosu 100 1.298
Sade yağı 69.200 • 78 450 550 28.205 13/2 948 12
Tere yağı 5.550 7.700 • 700 4 043 13/2. 948 d 14
Zeytin yağı 20İ675 30 680 260 5.983 13/2. 948 14.15
Zeytin tanesi 21.830 27.900 130 2,721 •
Beyaz peynir 9.000 13.250 200 1,988 13,2/948 14.30
Kaşar peyniri 6.900 10.350 330 2.562
Pirinç 112.300 144.300 140 14.302 . 13/2/ 948 14 45
Bulgur 50.750 61.000 60 2,745
Yeşil sabun 15.750 22.500 150 2.532 •
Beyaz sabun 25 300 32.850 170 4,189 13/2 948 15
Soda 16.400 22.800 30 513
Reçel 6.4)5 10.675 190 1,522 13/2 948 15.15
Günlük yumurta 113.000 212.000 adet 15 * 2,363 13 2,948 15.30
Mutfak yumurtası 357.500 468.000 * Jl 10 1 3,510
Süt 159.500 209.700 G0 9,437
Kilo yoğurdu 17.400 24.500 90 1,654 14 2/948 11
Kâse yoğurdu 500 600 adet 25 12 •
Makarna • 20.000 28.350 70 1.489
Şehriye 5.900 9.550 gk 7C 502
irmik 1.100 1 1.600 80 96 14/2/948 1115
Pirinç unu 3.650 4.600 % 100 345
Nişasta 3.650 5.050 100 379 •
Un 16.500 23800 55 982
Yeşil mercimek 21.150 31.750 70 1,667 14/ 2, 948 11.30
Kırmızı mercimek 725 1.130 80 68
Nohut 24.600 36.000 75 2,025
Kuru fasulya 64.400 82.150 85 5.000 14/2/948 11,45
Kuru bamya 500 850 650 415
Kuru barbunya Fasulyası 21.650 32.550 65 1.587
28.850
9.100
100
300
2,164
2,048
Kuru üzüm
Kuru kaysı
21.300
6.250
14,2/048 12.00
1
| ’ KIV
w • r-
frlkm »
oiiiry
•' 9 I I
• t
F •
» •• •
’ •
• a
• > (
i ;•
G-E ampulu gözlerinizin
dostudur.
.. Sı(ııniıi>T(-ı)c itiraf edebini I ki pek çoğunu tecrübe ettiğini kremlerde KREM PERTEVin mümtaz hıısuBÎyetleriıü bulamadım. Çünkn KREM kftlliifiatı ferahlatıcı dar cilde tazo bir nükte ve...
Müebseşejta gelen dan bir kaç satır:
... Terkibine ne gibi bir tıl-Sini’ koydunuz? Ondan etlendiğim istifade o kadar biiytik ki...
»
Bütün mij^kihıtfl rağmen bir kaç tüp dnha göndermek Ifılfnııda bulunmakhı neni minnettar et-
I men izi...
( Eon( bi memli'ketlerindcıı KREM PERTEV h fin müoFsesc-mizo geli n mektublardan) :
Acıları fnijesseseıniiMİe bulunan ve luiciin düuya *fergilerin-ı den aldığımız madalya ve tak-' dirnumcler KREM PERTEVin ı.ie/j'v(uh rı 1 ı kkınd.ı kİ'/.»» kaı 'il bir fikir \( ı« bilir
9
İLAN
Bakırköy Sulh Hukuk Yargıçlığından. 947/521 Hukuk.
Şizofreni Teşhisi ile Bakırköy A-kıl hastahanesinde tedavi altında bulunan 944/1870 rapor sayılı Habi be ileriye (annesi olup Bakırköy Sakız Ağacı Hür Adam sokağında 30 numarada oturmakta iken halen İstanbul Sultanahmcd Nakil Bent Mustafa Paşa sokağında 54 numarada oturan annesi davacı Ayşe Me diha Erg iiaiin) medeni kanunun 355 inci maddesine tevfikan hacir altına alınarak 3b9 ucu madde gereğince umur ve hnsusatını temin etmesine 360 ncı madde gereğince Veli sı fatı ile kendisine tam sclâhlyet ve rildigi usulen ilân olunur
=LT-t- ---
Liraya —
Hakikî su geçirmez gabardin İngiliz Trençkot pardetiileri
Ayrıca: Bayanlar için 25 lira
* satış muhayyerdir
Sultan Hamam Dikranyan han No. 11-12 Abdurrabman Kalvon
Sayın Halkımızın Nazarı Dikkatine
Atölyelerimizde, ucuz ve temiz, son model, her çeşit bronz ve nikelden,avizeler, heykelli ve sade masa lâmbaları, sigara küllükleri, bahçeli ve bahçesiz camiler, biblolar, ve her boy fantazi resim çerçeveleri, her yefe serian sipariş ve model gönderilir.
Adres: K. Salgın, İst. Nunıosmaniye Kılıççılar No; 11
eşit anbalajda bol miktarda
İnia getirilmiş tir
İstediğiniz kadar ve reçetesiz olarak her eczaneden tedarik edilebileceğini sayın halkımıza arzederiz.
.1

Teknik Üniversitesi Satınalma Komisyonundan
Üniversitemiz matbaasında tabettirilecek olan kitabların kılişeleri ı açık eksiltmeye konulmuştur.
Kılişelerin beher santimi 5.50 ve beher parçası "(5 kuruştur, ilk te minat 750 lira olup eksiltme 17/2,948 tarihinde ve saat 10.30 da yapıla çaktır. Fazla malûmat almak için komisyona müracaat. (1256»
4 EV, 4 ARSA |
Şen bir yuvaya sahip olmak isterseniz, TÜRKİYE İŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.


ı



Yukarıda yazılı mevad sıhhi müesseselerin 1948 yılı ihtiyacı olup hizalarında yazılı gun ve saatlerde ayrı ayrı kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme Oağaloğlundaki Sağlık ve S. Y. D. lüğü binasında toplanan sıhhi kurumlar komisyonunca yapılacaktır.
2 — İstekliler bu İşlere alt ayrı ayrı hazırlanmış şartnameleri çalışma günlerindi komisyonda görebilirler.
3 — İsteklilerin cari senece ait ticaret odası vesikası ile 2490 sayılı’ kanunda yazılı belgeler ve bu işlere yeter ilk teminat makbgz veya banka mektupları olduğu halde belli günlerde teklifi havi kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir s^at evveline kadar makbuz mukabilinde komisyona vermeleri.
4 __Postada vukua gelecek gecikmeler kabul olunmaz. H008)
------- =— -------- ■ . --------- -■ 1 J-------- . T' ' ~ --1
Telefon Aranıyor —%
İstanbul tarafında Beyazıt civarında telefonu olup devret- ■ mek istiyenler (Telefon) rUmuzu ile 176 posta kutusu adresine I mektubla müracaatları. |
h y f
Şişli Terakki Lisesinden a İmiş olduğum tramvay pasomu kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
#36 Ziiher Kabbanl
Z Â Y t : - P. T. T. okulundan
aldığım 39491 Numaralı Kimlik kav timi kaybettim. Yenisini çıkaracn ğnndan eskisinin hükmü yoktur.
18 Muammer Yetilmez
Elektrik Teknisyenleri Derneği, İstanbul
Ekseriyet olmadığından yapıla-mıyan yıllık toplantımızı 14.2.948 tarihine tesadüf eden cumartesi günü saat 13.30 da Eminönü Halk etinin küciilc salonunda yapacağımızdan mezl rifinizi ric> •
fıı gün ve saatte teö-ederiz.
İdare Haved»

TÜRKİYE İŞ BANKASI
1948 PLANI
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Yıldu dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, 1 ARSA ve dolgun par» ikramiyeleri...

Birinci Çekiliş: 1MART
*■
Hesaplarında altı yüz Liradan fazla parası bulunanlar her |»eş yüz liraları için çekilişlerde asrı bir Lur’a numarası alacaklardır. *
Ayrıca, 21 Nisan 1948 (le ÇOCTK SAPLARI için . ?.ıgin ikranıîyeli çekiliş.
ı

7.29
7.30
730
7-45
8 00
8.15
8.45
900
12.29
12.30
12.30 13.00 13 15
Açılış ve program
M. s. ayarı,
Mıkflk: Hafif Müzik iPLy Haberler.
Müzik: Şarkılar (PI.) Müzik.
Miüdk: Dans Parçalan (Pl.) Hapantş.
Açıhf ve program.
M. 8. ayarı-
Müzik: Kanşık Sarkriaj Haberler,
Müzik: Raciyo Salon
Orkestrası-
Müzik: Film Müzikleri (Pl.) Kapanış.
Açjlış ve program
M. s. ayar/ Müzik-
Konuşma,
13.45
14.00
17.58
1800
18.00
18.30
18.45 Müzik: P(
19.00
19 00
19.15
19.20
20.00
20.15
20.30
20.35 Müzik: Raciyo Salon Orkestrası-
2115 Müzik: Karışık Şarkılar ve Türküler. Konuşma.
Müzik.
Müzik.
M. s. ayar»,
M. s. ayan.
Program ve Kapanış
M. s. ayarı.
Haberler.
Geçmişte Bugün.
Müzik: Tarihi Türk Müziği Müzik: Türküler.
Radyo Gazetesi.
Serbest Saat.
2145
22-00
22,15
21.45
22 45
23 00

İst. Boısasının 4 2 948 Fiyatları
Londra Nevyork Paris Cenevre Amsterciam Brüksel Prag Stokholm Lizbon
11.3851
282.—
1 3069 6540
105 5469
6.3281 5.60
77.8860
11.2495
ESHAM VE TAHVİLÂT
% %
%
6
6
7
941 Demiryolu 6
Kalkınma 1 JUlli Müdafaa 1
9540
95.43
20.25
Yeni Sabah'ın
İLÂN FİYATLARI
Başlık
1
2
3
5
6
inci
»
»
maktu olarak sayfa,
»
santimi
»
»
»
Kr. 1500
500
400
300
250
150
Z Â Y I : — Rize Nüfus dairesin, den almış olduğum içerisinde askex lık durumum kayıtlı nüfus cüzdanı mı zayi ettim. Yenisini çıkaraca* ğımdan eskisinin hükmü yoktur.
339 Doğumlu Şükrü Yılmaz
Lntı.vaz Sahibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU * \ azı İplerini fiilen idarv edonı Yan İpleri Müdürü: FATİN FUAO Dizildiği Yor: • , ' (Yenl Sabah» mürettiphanen' Raııldıiı yer: (Gün Basımevi»
9