Sene: I
Numara: 170
Abone Şeraiti
Türkiye için Hariç için
I rrarVk-----1230 K»........Ka.
r (,t)k------,-------------- ı»n .
? , — «» .------------------»• .
ı , ..... rn -------- ■■■ -
A’tp o e Tl'lEFON: 30579
7 Kânunuevvel Cuma 1934
İnsanların en zengini ta-arrufkâr olanı, en fakiri lasis olanıdır.
Chamfort
(Şevki 3 üncü sahifede)
Öz Türkçe
Meğer ne değerli nesneler imiş!
Evet, çok değerli neınrier imiş de blı hiç bilmiyor muşuı. Şrıudi öz Tilrkçs yızabshısek için onlardan vaz geçrark yolana girince değerlerini anladık ve şaşa kaldık. Meğer iki raya 0ç (harf) lik bn neeneler, elma», Ind kadar değerli imişler, ben daha ileri do gideceğim »o diyeceğim, ki bayır onlardan da değerli, gerekli imişler, yalnız biz bir t Dr İÜ anlamıyor muşuz.
Bı-lki (canım bukadar değerli olan nedir, çabuk »öyle, bîri merakta bıraktın) dersiniz.
Öyle ise »öyliyeyiıh. Şu eski Tûrkçede (edat) denilen küçûlc küçük bir takım (kelime) ler »ardır, bunları (ber) gün sabahtan akşama kadar kullanıp dururuz, her sözün ya başıod», ya ortasında bir tanesi dile gelir, sözleri ancak bunlar.a bağlayabiliriz. İçte bu küçük nesnelerin (hemen) hepsi ya Arapça, ya Acemce imi,. Bu sözümün doğruluğunu göstermek için alsa birkaç örnek vereyim : "Her, hattâ, amma, yahut, madem kİ, her halde, meğer, şu balde, halbuki, fakat, hemrn.... Ben bu ananelerin Arapça veya Acemce olduğunu «iradiye kadar bir kez düşünmemiştim bile. Boaları kullana kul-lana türkçe sanıp duruyordum. Mct.r •Ğörü yortunuz ya, yine banlardan biri cıva gibi kalemimden kayıp araya girdi, çünkü (meğer) de farilidir,, bunların her birinin »oyu »opu başka imi*. Kimi Arap ülkesinden, kimi Acem dikerinden bir kolayım bulup Tûr-klyeye girmişler, dilimize karışmışlar, biz» kendilerini o kadar alıştırmışlar, o kadar lundır-miflar kİ biz bunların soylarını filan unutup kendilerini öz çocuklarımız »anmağa başişmişiz. Eh— çimdi bütün sözlerin soyunu arayıp içlerinden ancak öz olasılarını seçmek yoluna girdiğimiz için bu bir sürü yabancıları çıkarıp yerlerine öz ttrkçelerlnl bulmak gerek. Onları bulmak Iso epi gflç. Bulamayınca sözleri birbirine bağlamakta çok sıkıntı çekiyoruz. Uzun bir çey yazmağa üzendik mi sözün-arkan gelmiyor. Biz de yazmaktan vaz geçiyoruz.
Onun için bizim anlı sanlı ve bu işlevin ziyadesi!* alışkanı ve çalışkanı Itırahım Necmi uıUdaıı (yanlış anlaşılmasın ustayı üstat yerine kullanıyoruz) dileriz, ki şu (edevat) denilen nesnelerin öz Türkçelerini bulsun, bulsun (amma) şöyle dile kolay, kulağa tatlı soyundan bulsun, da bizi çeşit çeşit güçlüklerden ve üç «öz yazacağız diye buram buram terlemekten kurtarsın!..
Günün Yazısı
Yunanlıların lüzumsuz telâşı
Ruhanilerin kıyafeti kanunu münasebetiyle, Yunan gazetelerinin bazı şiddetli neşriyatı hakkında ajansın verdiği telgraflar dünkü nüshamızda çıkmıştı. Bu telgraflardan luşka elimize gelen Alin» gazetelerinin bacılarının hakikaten lüzumundan fazla (asabiyet ve şiddet göstermekte olduklarını hayretle görüyoruz. Geçen gün de söylediğimiz veçhile bir kere bu kanunun hükümleri yalnız Ortodoks papaklarına münhasır değildir. Bütün diğer din ve mezheplerin aplikleri dc aynı kanunun bükmüşe tabidirler. Meselâ bundan sonra memleketimizde Fransız papaaları, rahibeleri de sokaklarda ruhanî kisve ile gezemiyeccklcr, herkes gibi âdı elbiseler giyecekler -dır. Böyle olduğu halde me seli Katolik mehafıliode bu kanun münasebelile bir telâş ve asabiyet »seri görülmiyor, hele şiddet» deli.et eder bir tek söz vs alâmet bils mevcut değil. Keza Fransız gazetelerinin de bu kanun ıe berile lurkiyeye atıp tuttuklarına ve bu yüzden aradaki dostluğun bvzula-bileceğinden bahsettiklerine dair bir teigraf gelmedi. Vakıa böyle bir kanundan dolayı (lâik) Fransız cumhuriyeti gazetelerinin fazla bir şey yazmaları da beklenemez. Yunanistan da Fransa gibi bir eüm-huriyettir ve ber ne kadar bu cüm-hurıyatin (lâiklik) ilân edip etmediğini bilmiyorsak ta her halde Yunan eümhuriyetiol vs Yunan al-yaseti hâriciyesini de papazların İdare etmediğinden eminiz. Şu halde ba kanundan dolayı Katolıkler kızıp itiraz etmezler, Ermeni vatandaş, larıtnız ses çıkarmazlar, keza Musevî vatandaşlarımız da birşey söylemeğe lüzum görmezler de neden
Ebüzziga Zada Davamt 2 inci sahifede
Türk kadını heyecan içinde!
-------®----—--
Bu sabah kadınlar Beyazıtta toplanıp büyük tezahüratta bulunacaklar ----------------a----—
• 11
Kadınlarımızın Atatürke ve diğer büyüklere şükranları — Ankaralı kadınlar dün Millet Meclisine gittiler ve tezahüratta bulundular —Her
yıl “Kadınlık bayramı,, yapılacak — Bayan Lâtife Bekir ne diyor ?
Kadınlarımız asker olmıya da hazır..
İstanbul kadınlığı, Türk kadınına meb’n» seçimine iştirak etmek ve meb’ua verilmesini lamışbr.
İstanbul kadın âza ile hayır cemiyetlerinde ki kadınların murahhasları dün sabah Başbakanı Pendikto karşılı-yarak, İstanbul kadınlığı oaı teşekkür etmişler; kendirine buket vermişlerdir.
Busabahkl toplantı İstanbul kadınları bugün bahloyio saat on buçukta Beyazıt meydanında toplanacaklar, bu haklarının tanınmasından dolayı duydukları sevinci ortaya koyacaklardır.
Toplantının istenildiği gibi kalabalık olmazı için hususi davetler de yapılmış, kapı kapı dolaşılarak mümkün mertebe çok kadın bu toplantıdan haberdar edilmiştir. Kadın hocaların toplantıya tama-
seçilebilmek hakkının büyük aevinçl» karşı*
bir
Türk Kadın Birliği raisi Bayan Lâtife Bekir meo iştirâki de temin olunmuştur. Bu sabahki toplantıda halk hatiplerinden Bayan Saadet Rafet »öı söyliyeeek, İstanbul kadınlarının duyduğu büyük heyecanı, sevinci ve büyüklerimize karşı olan saygıyı anlatacaktır. Ondan svnra Atatürk», Büyük Millet Meelisi Başkanlığına, Başbakana ve C. H.
Kadın Birliğinin beyannamesi
Türk kadını
Büyük Atatürk, yuca önder Türk kadınının hakkını verdi. Saylâv seçmek v» seçilmek büyük ulus kurultayınea kabul edildi.
Türk kadını unutma kİ Türk içtimai hayatının temelinin. Buna İstiklâl savaşının kara günlerinde sırtında cephen» taşıyarak kara sapanla toprak kazıyarak eriştin.
Hız alan inkılâpta aldığın yerle kendi mevkiini kendin kurdun. Lâyık olduğun riya»! hak sana verilmiştir. Bu mesut günü bugün hep beraber kutlulıyaeağız.
Saat 10 da Beyazıt Cumhuriyet meydanına gel.
Türk Kadın Birliği
İstanbul Utnuuıî Meclisindeki kadın aza da bütün kadınlarımızın bu sabahki topluluklara gelmelerini rica ediyorlar.
F. Genel Yazganına tel yazıları çekilmesi kararlaştırılacaktır.
Devamı 7 inci sahifede
Suikast ve Milletler Cemiyeti
Meselenin hemen mü
zakeresine başlanıyor
Yugoslavyadaki Macarlar çıkarılıyor — Macaristan, “Belgrad,, hükümetini protesto etti
Cenevre f) (A.A) — Uiuriar ku-rumunun dünkü hususî ve gizli toplantııında, Yugoslavyao-.ıı Macaristan'a karşı vaki ittıbamlarınıo ruznameye alınması kararlaşmış-tır. Bu mesele, Macaristaıun dileği veçhile hemen müzakere edilecektir
Macar Hariciye nazırı ‘‘Cenevre., de
Budapeşte 6 lA.Al — Hariciye bakanı M."Knny»„ Cenevreye gitmiştir.
Cenevre 6 (A. A.) — Dûn sa-
bahleyin M. “LavaL il» M. "Eden„ yeniden görüşmüşlerdir. Bu görüşmenin esaslı mevzuu, hiç şüphesiz Yııgoriavyanın • ötedenberi Uluslar Cemiyeti dışında yapılan görüşmelerde başlıca mevki tutmuş olan - müracaatıdır.
Konsey huzurunda teğhtgçHik meşelerinde maıbata muharrirliğine kuvvetli namzet olarak M. •Eden, in ismi ileri söriÜmektodir.
Devamı 7 inci sahifede
■ ^•■savsaaeavvsvasaavvaass savsa ssasıvaı sis »«»»'• il ■lasıosıaısaıesaaaa *ai|aai aş t IİIIUIMIM
İnkılâb dersleri
Bu senenin ilk inkılâb dersi dün verildi — “Türk inkılâbı tam bir inkılâptır,,
Dfm Üniversite kon fer anı talanımda ilk inkılâb derlini dinliyenlere bir bak if
Bu seneni a İlk inkılâb dersini Halk Fırkası umumi kâtibi Recep vermiştir.
2000 kişi kadar tahmin edilebilen bir talebe kütlesi salonu doldurmuştu.
Saat 17.5 ta merasimle Recep kürsüye geldi ve şu suretle derse başladı :
“ — Arkadaşlar,
Yer yüzünde ber bakımdan üstün ulus olan Türkleri yokluktan varlığa götüreo büyük averetıu! hâdiseler İçinde Türk inkılâbım
gözden geçireceğiz.
Arkadrşlar, bizim dersimizin mevzuu olan büyük v«k'eları anlama yolundaki hızımızın İfadelerinden biriıi de dil drğlşmeridır.,. Bundan sonra dil inkılâbı hakkın-daki fikirlerini beyan eden Recep, bu işte en önde gençlerin bulunman lüzumuna işaret ettikten son-ra dedi, ki s
•' — Dünyanın en üstün ulusu olun Türkleri düşkün bir halden, şerefsizlikten kurtaran halleri ders Devamı 2 inci sahifede
Iran - Irak
Irak, hudut ihtilâfının
halli için Milletler cemiyetine müracaat etti
Cenevre 6 (A.A) — Irak Hariciye bakanı, uluslar derneği genel kâtipliğine gönderdiği bir mektupta, Irak ile İran »asındaki sınırın İran yönünden sürekli bir surette bozulmasından ötürü frakın »«seleyi gelecek uluslar derneği konseyinin mâzaker»-sine konulmasını istemeğe mecbur kaldığını bildirmektedir.
Ruhanî kisvelerin değişimi için
Ermeni Patriği: esasen bunu düşünüyorduk „
Yeni kıyu kanununun altı aylık müddeti beklemeden tatbiki için Ermeni
Rum »e sair dini mıhfitlerde büyük ve haroretli hazırlıklar göeOl-mektcdir.Bıı.hsf-tn içinde ekalliyetlerin ruhani meclisleri birer birer toptaoacak Meclisin kabul ettiği kanuna gö-ro i ca be den tedbirleri alacaktır.
Dün de bir muharririmiz bu mesel* elrıfıada Rum, Ermeni ve Musevi reisi ruhanileri nezdindc
“ Biz
diyor
•ir Aıırm ruA-
tahkikata deva
etmiştir. „1/er(„ Aarıffl.
Rumlarm dün üz,,..
Aya ni kola yor- hahul laları olduğu ci- teri tüylenen pa-hetle Rum patrik pat elbitaleri hanesinde za'âhiyettar kimseye tesadüf ctınegc imkân hırıl olamamıştır. Ermeni patriği Mearop Na-zoyaıı İm bir muharririmize demiştir ki:
Devamı 7 inci sahifede
Başbakan ve Sağlık bakanı dün geldiler
Başbakan General ismet İnönü dün akşam ki ekspresle Edirneye hareket etti
Baçbahan General /»met İnini ve Sattık bakanımn dünkü kar. filanmalarmdan bir görûnûf
Din ak fam Edirneye giden Ba bakan General lımet İnönü Başvekil General İsmet İnönü, beraberinde Sshhiye vekili Refik.
.^ozok mebusa Salih v» cumhuriyet Halk fırkası kâtibi umumili Recep olduğu halde dün sabah Ankara-dan şehrimiz» gelmiştir.
Kadınlar birliği âzasından mürekkep bir heyet dön sabah »r. kendası Psndlğ» gitmiş ve treni oradan karşılayarak Başvekil» bir buket vermişler ve kendilerin» an büyük hakkın verilmesi dolayı* sile teşekkür etmişlerdir.
Dün sabah Vali va Bclediy» reiai Muhittin, İstanbul kumandanı General Hali», Fırka rrisi Cemal, Belediye reis muavini Hanrit, Polis Müdürü Fehmi, Ûu i varsıl» rektörü Cemil gelenleri istikbal etmişlerdir.
General İsmet İnönü dün tren* den çıktıktan sonra Sakarya mo)
torll» doğruca Heybeli adaya, biraderi Hazan Ferldin evin» gitmiştir.
Devamı 7 inci sahifede
Kıyafet kanunu ve Yunanlılar
Yunanistanda şayanı likkat istifalar!
Dün hükümet fırkatan rüesası toplandılar, M. “Maksimos„un istifasından bahsolunuyor
Dün "Atina,, da atası : M.
Atina 6 ( A. A.) — Hükümet blokuoa dahil fırka reisleri bugün toplanarak ruhani kisvelerin giyilmesini yaaık eden Türk kanunu etrafında görüşmüşlerdir.
Bütün fırkaların toplantısını yapmadan ev-
vel mütemmim -M. Maiısimot malûmatın gelmesi beklenecektir.
Atina 6 (A.A) — Hükümet leo- !
içtima eden hükümet blokuna mensup fırkalar rû-"Kondilit,,, M. "Melakıae.. ve M. "Çaldariı,,
vallsyoauoa Jşti.ak eden liderleriz, dûn akşamki konferansında, Tür-kiyedo dinî kıyafet meselesi esas itibarile dini bir mesele olduğu için, bu hususta daha geniş bilge bek-lem:ğe karar verilmiştir. Biilün fırkalar lidrrleri konferansının tep-lanrnıva çağırılması icap edip etmediği bundan sonra anlaşılacaktır.
Atina 6{Husuıl) — Başvekil M. •Çaldaris,, ın riyavetiııdı- bugün lıükûıpet b'okun» mensup fırkalar rüe.maı tvplanmış- bu içtimada M. "Mnksimos,, da bulunmuştur.
İçtimada Tdriılycde kıyafe t konurunun kabulünden dolayı tabad-
Oeı)amı 7 inci sahifede
Yeni ve çok meraklı tefrikamız
İşten el çekmiş bir Türk polisinin hatırat*
Tarihi tefrikamız bittiği cihetle bir iki güne kadar yukarıdıki ünvoD altında çok meraklı ve ehemmiyetli bir tefrik» neşrine baş-lıyacuğıı. Meşrutiyetten bîri ereyan eden bir çok vukuatı yakından takip etmiş ve pek mühim vukuata karışmış olan »abık bir polisimi, zin hu prk canlı ve hakiki hatıratı karilerimizi cidden alâkadar edecektir.
i_________________________________________________
2
— ZAMAN —
Kinunuevel 7
İngilizler Hindistan meselesinde ga- I liba bir manevre çeviriyorlar!
E§er teklif edilen ıslahat ta reddedilirse Ingı-lizlerin Hindistanda yaşaması zorlaşacak
Geçenlerde ingiltsredv Hindistan ifân hazırlanan yeni kanunu eaaai-den bahsetmiş, bunun Hintlilere muhtariyet namına bir »ey »ermedikten bayka Ingiltacedeo Hiodiatana gönderilen umumi »alilere »• »alilere büyük salâhiyetler temin ettiğini, Hindibanın askeri, harici, mail lyle-rini doğrudan doğruya umumi »alinin aline verdiğini »e nihayet Hindia-tanm bu yaoi ıtlaklarla ileriye doğru hiçbir adım atmadığını anlatmıştık.
Dünkü telgraflar Ingiltere muhafazakârlarından bir ekalliyetin bu ıslahata bile taraftar olmadığını, bunları bile pek faile gördüğünü bildiriyor. Bu muhafazakâr ekalliyetin bayında bulunan Lort "Salıebury., yeni ulakları Hindiatanı zayi etmek derecerind» mu ur »e tehlikeli görmekte, bu sebeple bu ulakların yapı.mamaaı İçin bütün kuvvetils çalışmakladır.
Galiba bu hareket. Hindibanı, bulduğuoa şükretmeğe etek içil» çevriieo bir »iyesi manerre olaeahl Hintliler kendilerine »erilen cılız bir kaç hakkı kabul etmediklerini bağıra bağıra aöyledikteriki »ırada, bunlardan da mahrum olmak tehlikeline uğradıklarını görerek olurlar»*, belki de ata çoğa bakmıyarak ela geçene kanaat ederler »e bu auretle mea’ele de kapanmıy olur.
lagilterede Hintlilere nekadar hak »ermek Itzımgeldiği ürerinde baylanan münakaşanın »erdiği İlham budar.
Acaba bu »ariyet Hintliler Örerinde ne t erir yaparak ?
Bunu heoüı anlayamadık. Fakat yayet bu ıtlaklar da reddedilecek olura» Hindistan meaeleainio ton derece buhranlı bir mahiyet alacağım »e orada yalnız kurvcte dayanarak yaşamalı mümkün olacağını »*ı ta-nınmıy ingilıı muharrirleri de kabul ediyorlar. Bir memlekolto yoluz kuvvete dayanarak yayanı*k, mütemadi bir buhran »e cidal kapın aç. mak demektir ki bunun da akıbeti çok vahimdir.
Ö. K.
Japonyada bir suikast teşebbüsü
Tokyo fi. (A. A.) — Elinde bir hançer tüten 17 yayında bir delikanlı, Japonya devlet »demlerinin en kıdemli*! olan prrna. Salonjı’yi
öldürmek maknadile, evine girmiştir. Prensin hizmetçileri, bu delikanlıyı polise tealim etmişlerdi'. Öterinde, Prens Salonjı’yi itkao, eder mahiyette evrak buluamuytur.
“Sar,, havzasına üç devlet tarafından polis kuvveti gönderiliyor
Almanya, Milletler Cemiyeti tarafından Beynelmilel polis hakkında verilen kararı kabul etti
Cenevre 6 (A.A) — Uluriar cemiyeti konseyi. üçkr komitecinin Sar hakkındnki raporunu ittifakla kabul etmiştir. Celsenin başlangıcında M. "La-val„ beyanatta bulunarak M. "Aloizi.yi rapordan dolayı teh rik ettikten sonra Fransa hü-hükümetinin bu raporun bütün neticelerim kabul etmekte olduğunu söylemiştir.
Fransa hükümeti hiç bir gizli düşünce beslemediğini ve uluslar arası çerçevesi içinde kalmaktan bsşka bir kaygusu bu luomadığını isbat etmiştir.
Eğer ümit edildiği gibi Almanya hükümeti de Fransa hü-kûmetiniu beslemekte olduğu niyetin aynini beslemekte ise Sar meselesi Sar ahalisinin serbestçe seçeceği bir hal suretiyle neticelenecektir
"Sara, a kuvvet gönderilecek mi?
Cenevre 6 f A. A. ) — M. 'Eden. Uluslar Cemiyeti konseyinin toplantısında şöyle demiştir :
Konsey karar verdiği tak-
dirde *S*r. da bir miktar manas p uluslar arası kuuvet gön dermeye haurız. İkinci Kânun rey isini esnasında. Sûrda intizam ve asayişi muhafaza mak-sadile orada böyle uluslar arası bir kuvvet bulundurulması arsu edilir.
Eğer Büyük Biritanya bu hususta teşr.ki mesaiye davet e-dılecek olursa, diğer memleketlerde bu maksatla raporlara kuvvetlerini yerleştirmeye re teşriki mesaiye hazır bulundukları ve Fransa i!e Almanya lıuoa muvafakat eyledikleri takdirde, bu daveti kabul edecektir...
Cenevre 6 (Hususi) — "Sar,, havzasına İngiliz. İtalya ve Ho-landanın kuvvet göoderaceği anlaşılmaktadır.
Almanya kabul ediyor
Berlin 6 (A. A.J—Cenevrcde Sar Beynelmilel polis kuvveti için yapılan anlaşmayı Alman-yaoın kabul ettiğine dair bu akşam Cenevreye hükümet tarafından bir nota gönderilecektir.
Arnavutluk Ulusal Bayramı ve Atatürk
Ankara 6 (A.A) — Arnavutluk ulusal bayramı müoaaebetile Atatürk ile Arnavutluk kralı Zogo Hazretleri arannda aşağıdaki telgraflar teati edilmiştir:
Arnavutluk Kralı Zogo Hazretlerine
Tiran Arnavutluk Milli bayramı münasebetiyle Zatı Haşmet »nelerinden hararetli tebriklerimi ve memleketinin büyüklüğü ve refahı için olan temennilerimi kabul etmelerini rica ederim.
TArhiyt Roiticbmharu K. Atatürk
Türkiye Reisfcümhuru Atatürk Hazretlerino
Ankara Göndermek Kıtfunda bulundukları tebrik ve temennilerden dolayı Zatı Devletlerinden teşekkürlerimin ve değişmez dostluğumun teminatını kabul etmelerini rica ederim.
Zogo
Afyon - Antalya
Yeni hattın inşası hakkmdaki lâyiha Meclise verildi
Ankara 6 (Telefonla) — Af-yonkarahiur - Antalya demir yolunun inşasına dair olan ve 2134 numaralı kanuna ilişik bulunan kanun l&yihası Meclisa gelmiştir.
Bu lâyihaya göre, hparta-dan başlanarak Aydın demir yolunun "Kuleönü,, ile ''Baladız,, istasyonları arasında münasip görülecek bir mevkide Aydın battı ile birleşmek ve
inşasına başlandığı tarihten en çok iki seee zarfında ikmal edilmek ve 2134 numaralı kanunla verilen 25 milyon liralık tahsisattan mahsup olunmak üzere normal genişlikte bir demir yolu mşas) için (360) bin liraya kadar gelecek senelere de şamil taahütlerde bulunmağa Nafıa Vekâletine izin verilmektedir.
Cânün gazisi
Yunanlıların lüzumsuz telâşı Birinci sahifeden devam yalın» YoaanMar bükedir asabi, yet vv hattâ hu hodar şematet yaparlar, doğruıu buna »aşmamak aide değildir. Ortada kimıenin dinin*, mezhebine. hürriyeti vicdanına karıyan yok. Herkes istediği mabede gitmekte hür olduğu gibi her dinin mabedinde o dinin ahkâmı mucibince ibadet ve merasim de serbestçe yapılıyor. Mabet haricinde ruhanilerin kendilerine mahıue kıyafetle gelmelerine gelince bu. nihayet her devletin, memleketi» idareli nokta» nazarından Velayeti .«merine ait be.it bir meaeledir. Yunanlı dosllanmır darılmasınlar .mm., gazetelerinde yaptıktan müfritane gürültüleri bi» birat aun’i ve ca’.l görüyoeuı. Meselâ bu kanunun dovtiuğ. bir (yumruk) indirmek mahiyetinde olduğu, dostluğun tehlikeyv düştüğü j o’.uodaki •özler bite politika oyunları gibi görünüyoc. Hak bu günkü nosbamısda görüleceği üzere Yu. ıun hariciye bakanı Mütyö I Mak-simoe) ut» veaair kimselerin |T6rk-Yunan) dostluğu cemiyet’erlnden istifaları Büsbütün lütumıuz ve ntnindı nümayişlerdir. Papasla-nn mabet hanende kıyafetlerine bukadar ehemmiyet vermek, nihayet Ortodoksluğu". dört arşın siyah belden ibaret olduğunu lifin ve iddia etmek gibi mantıken bir hareket olur. Ne oluyor, hark elli papaz. siyah aateo kumaştan mamu entari gi, «ellerse Ortodok» dıol ortadan mı kalkacak veya Tllrki-yedeki Rum v.tand*»l*rımırın el-Itrinden dinleri mi alınacak l Dini», akidenin, imanın kıyafet i e. elbise ile ve nihayet dört arşın siyah besle ne alâkası olabilir ?
Metale hu ooktai »atardan muhakeme edilince Yunan gazetelerinde görülen neşriyata cidden 10. (umundan falla ehemmiyet vermemek iktiza edeceği anlsşılıyur. Zaten yeni çıkan kanunun hakiki mahiyeti Atinada anlaşıl. diktan sonra bu neşriyatın durman veya hiç olmuşa hafifleme-al kuvveti» beklenebilir. Doğrucu Türkiyenio sırf umuru dahiliye, ■ine ait bir mes’ele ve bir kanundan dolayı Yunanlılar İrisi rencide edecek neşriyatta devam ederler»., buna hem kendi hesabımıza, hem de Yunanlıların hsaabıııa teessüf »derli. Çünkü yine tekrar »diyoruz, siyasi dostlukların, hele kat*i zaruretler altında tce»»Ü» elmiş riyazi dostlukların mukadderatını, dört beş arşın siyah beze muallâk addetmek pek te akıl kfirı değildir.
Lbûzziga Zade
Valinin Soyadı
Ban gazetelerde İstanbul Valisi Bay Muhııtinin Soyadının “Kültür,, olduğu yrc'mıştır. Halbuki Bay Muh ttin (0(ûndxğ) Soy adıoı ainuştır.
İnkılâb dersleri başladı
Birinci sahifeden devam mevzun olarak mütalaa edeceğiz, bunu ben yaparken »irinle beraber Türk inkılâbının İç hayatına ait olan taraflarını re siyasal kısım Iştını re bundaki politika cecyau-lannın karşılıklı mokayeeerinl gözden geçireceğiz.
Her milletin kendine gfi»e bü yük Mr inanışı va ana bir fikri vardır. Tc»iri itibarile cihanşümul olan her inkılâbın nna fikirleri olması tabiidir. Bu ana fikirler bir insanın değil, milletlerin hayatının ialikametinl tebdil eder..
Bundan sonra Recep tarihe nazarlarını çevirerek Istanbulun alındığı limanlara re o zamanın med.-tıiyetine, OtmanG devletinin ilerlediği devirlere işaret ederek dûoyanuı ovakitki gidişini anlatmış, Osmanlılık devrinde “Avrupa ilerliyor, bû geriliyorduk,, dedikten sonra şunları ilâve etmiştir :
"Dünya savaşı geldi, çattı. Dört imparatorluk çöktü ve dünyanın Hkli değişti. Bu çöküş vanasın-da o zamanki Ounaulı imparatorluğunun gençleri hudutlarda üç yıl çarpıştı. Düşmanlar biri mahvoldu zannettiler.. Ortalık yıkık ve çöküntü haline geldi. İşte arkadaşlar, bu enkazın külleri arasından büyük bir güne, doğdu, bu güneş Türk İnkılâbını yaptı.
Biz bu derai geri kalmış bir kütlenin dirilişini ve doğuşunu ıf ade için okuyacağ.z.
inkılâbın tarifine gelince; Inkı-lâb geriyi, fenayı, etkiyi, hakim re zararlıyı lorla yerinden söküp onun yerine doğruyu, faydalıyı, yeniyi koymaktır.
Tabiidir ki bu meseleler bir j insan yığını arannda vkuu bulan bir k .reket olduğundan bütün bun-larıo aksi bi» esmiyet içinde olmalıdır kİ bun inkılâb densin.
Türk inkılâbı inkılâpların en gücü »e en zorlusudur. Bu kadar kısa bir zamanda başarılan işler buna delildir.
Türk inkılâbı bağlamadan evvel bizim bu hale gelmiyeeeğlmiz AvrupalIlarda bir kanaat halinde İdi.
Arkadayiar, inkılâbı siyasi teşkilâtın değişikliği diye tarif »derler. Krallıklar yerine Cumuriyetin ikameti gibi. Bu bir siyasi inkılâp-tır. Türk inkılâbı her cihetten tam inkılâptır. Siyasaldır, Sosyal ve Okonomıkd-r-,
İnkılâp derslerine cumartesi günü devam edilecektir.
Yarın ramazan
İstanbul müftülüğünden: Kanunuevvelin sekizine müsadif cumartesi günü (yarın) ramazanın ilk günü olduğu ilân olunur.
________________________J
Suikastten sonra
Rusyada yetmiş bir kişi kurşuna dizildi
Bol ficik Rutyada ilk laikatl. kurban fiden " Kirofyoldaf
Moskova 6 ( A. A.) — letıio-graddn yüksek mahkeme, Sovyet memurlarına karşı suikastta bulunmak üıere Letonyadan ve kısmen Feolandîya ve Lehistandnn gelen 39 kişinin muhskemeslni dün yapmış ve bunları ölüme mahkûm etmiştir. Mahkûmlar bu sabah kur. şuna dizilmişlerdir. Diğer taraftan Moskova mahkemesi de yine Le-bistandan ve kıımen Letonyadan gelen 32 tsthişçlyl muhakeme et-
Mühendisler Birliği
Nafıa Bakanı Ankaradaki yeni binanın açılma merasiminde mühim sözler söyledi
Ankara fi (A.A.) — Nafıa bakanı bay Ali, Türk mühendisler birliği meekezinio Yeoişehirde yaptırdığı bioasıoıo bugünkü açılma merasiminde şu sözleri söylemiştir.
Baylar,
Türk mfihendıs birliğinin bu güzel yapsıııu açmak için toplanmış Ibulunuyoeuz- Çatısı altında seçme blbği adamlarımızı toplayacak olan bu yapının kurulma*-aında emeği geçenleri örerim. Arkadaşlar, her şeyden önce şunu söylemek isterim kİ, nafiaoın yasau yurdun bayındırlık işleri ni ve bunların başarılsnasıoa yararlı bilgi adamlarını yretiştir-mesint bakanlığımıza yüklemiştir. Bu yüzden birlik üyelerinin mesleki hayalleriyle ilişikli olmamızı pek yer bulurum. Bilirsiniz ki Türklük demek, soysal bir düzen kurmak ve ülkemizi bezemek demektir.
Bu düzeni kuracak, yurdu bezeyecek kafalar rv rilerto sahibi
miş ve bunlar da bu sabah kurşuna dizilmişlerdir.
Cenaze kaldırıldı
Moskova 6 ( A. A. ) — Kır of un eensıeti bugün kaldırılmıştır. Sovyet merkez icra komitesi s ıs el ile memleketin her tarafından gelen Sovyet mümessilleri ve çok kalabalık bir ifçi kille», cenazeyi •ekip etmiştir.
Sendikalar evinde Kırofun cesedi önünden bir milyon iki yüz bin İrişi geçmiştir.
" Kirof „ yoldaş kimdi ?
Geçen Cumartç» günü komünist düşmanları tarafından öldürülen “ Kirof „ , komünist merkez komitesinin kâtiplerinden ve geçen Şubattan beri siyasi büro âtaların-daodı. ’* Leningrad „ ta Fırka merkezinin nW olarak usun svaelsr-denberi iş görüyordu.
•’Kirof... “ Lenla ., in ve bilhassa “ Stalln „ in en sadık ve İyi dostu idi. Utun »cneler Çarlığa karşı beraher mücadele etmişler ve 1917 ihtilâlini beraber haıırlsmış-lardı,
Kirofun ölümü, sosyallal âlem için büyük bir gaip olmuştur, tipograf amelellğindm iş» başlıya-rak büyük bir devlet adamı mevkiin» kadar yükselebilen “Kirof. kırk aekiz yaşında id(.
Bolşcr.k Rusyacın bududları dahilinde ş»flerd-n birine karşı yapılan bu süikest ilk defa raki olmaktadır.
de airleratnız ve bu işte payınız büyüktür, ağırdır.
Şuran da var ki, sayıma henüz £ urdun gerekli işlerini karşılıyacak ertede değildir.
Memlekette sivil mühendislerin yetişmesi 1ÖM tarıh.nde başlar. Büyük dünya aaraştna kadar 26 yılda »ayıları 301 olup 219 u sağdır. Büyük savaş sürdüğü müddetçe mühendis yetiştirilmekte durgunluk vardı. Beş yılda sayılan ancak 31 dir.
Mühendislerin sayısı çamurluk kanununda ve onan feyrlte artmı. ya başlamıştır.
Dünya savaşı sonundan bu yıla değin 16 yıl İçinde 29» mühendis yetişmiştir. Bugün resmi ve huıusl İşlerde bulunanların top yekûn sa-ysaı 575 kadardır. Bu yüzden yurdumuzun genişliğine, ulusumuzun çokluğuna göre her birimize düşen çalı,mak payı bu sayı ile tersine olarak niabet edilir. Mesleğiniz müsbet vs belli esaslara dayanır. Yarım bilgi Us kurulan işkilli iş-
Ergani - Diyarbekir hattı
Ankara 6 (Telefonla)— Malatya, Ergani, Diyarbekir şimen-düfer hattuun demir kısımlarının inşaatı müteahhitlere ihale edilmiştir. Demiryolu 935 Ağustosunda Erganiyi geçerek Diyarbe-kire ulaşacaktır.
Gelen malûmata göre. Diyarb«kirde şimdiden istasyon binalarının inaşaıına başlanmıştır.
Mecliste müzakere edilen lâyihalar
Ankara 6 (Telefonla) — Büyük Millet Meclisi bugün saat 16 da General Kânın Ozalpın başkanlığında toplanmıştır, ismet (Çorum) un askeri ve mülkî tekaüt kanununun 66 inci maddesindeki "hususî bütçeler, tabirinin tefriri, evkaf umum müdürlüğü ve hudut sahiller sıhhat umum müdürlüğü 934 bütçelerinde münakaleler yapılması. Türkiye - Almanya ticaret muahedesine bağlı (B.) listesinin Nisan nihayetine kadar tatbiki, askerlik mükellefiyeti kanununun 36 ma maddasme bir fıkra ilâvesi hakkmdaki kanun lâyihaları müzakere ve kabul edilmiştir.
Meclis Cumartesi günü toplanacaktır.
Ankarada silâh atış yeri
Ankara 6 (Telefonla) — İnhisarlar baş müdürlüğü tarafından istasyon civarında yaptırılan atış yerinin silâh ve malzemesi la-Îillere, Fransa ve Isviçreyc sipariş edilmiştir. Bu malzemenin bir aç güne kadar gelmesi beklenmektedir.
Vatandaşların silâhla abcılık talimi yapacakları bu poligonun idaresine eski inhisar memurlarından Ali Riza tayin edilmiştir.
Kefalete bağlı memurlar
Ankara 6 (Telefonla) — Kefalete bağlı memurların kefalete bağlı otmıyan işlerde kullanıldıkları zamanda kefalet parası kesileceği Maliye vekâletince alâkadarlara tamim edilmiştir.
Vatandaşlıktan çıkarılan bir adam
Ankara 6 (Telefonla)—Sam-sunuD Beypazar köyünden Cevahir oğlu Raşit isminde birr nin yabancı bir devletin asker* mahiyeti haiz teşkilâtına girdiği anlaşıldığından Türk vatandaşlığından çıkarılmasına Bakanlar heyetince karar verilmiştir.
Isrin sonu sakatlıktır, utançtır.
Bunun içla dileklerim her mühendisin payına dû,en uluıa bozcu bütün olarak karşılayabilmesi İçin mesleki bilgilerle silâhlanan, olmak, yapacağı her I,t» denemeler ve iyi örnekler edinmek ve buoları gerekli yerlerde Um bir inan ile kullanmak ve bayarmaktır. Her mühendis için ayrı ayrı edioilmeai gerekil olan İmi hassalar birlik arkadaştan arasında da fikir ve emek birliğini peyda etmelidir. B.rlik, bu yüce amaca varılmak için kurunun göz uslan şaşırtan ilerleyiş ve atılışlarında feo adamlarımıza ışıkh b.r kılaruz hizmetin) görmelidir.
Birliğin ülküsü kurtarıcı Ata-türkün açtığı yoldan ,a,maksilin
Demir sanayiimiz ve Krup
Ankara 6 (A.Aı — Maliye Vekâleti ile krup konsersiyo-mıı arasındaki konuşmalardan sonra Sümer Bank ile bu kon-sersiyoraun mümessili arasındaki müzakereler de neticelenmiş ve bir protokola bağlanmıştır.
Pratokola göre Konsorsiyom demir sanayii için Sümcrbanka 9 milyon liralık bir kredi mektubu açmıştır. Bu anlaşma tesisatın krup konsosijromunJan alınması kaydına tabi değildir. Kredi, krup konsorsiyomuau Banka tarafından kabul ve tatbik edilecek tesisat projelerine en müsait fiat teklif ettiği tak-dirde kullanılacaktır. Banka, zamanında alâkadar diğer mü-esscsclcrden de fiat teklifi b-tiyecektir. Aldığımız malumata göre mütahasaıs bir heyet demir sanayiinin kurulma yeri etrafında tetkikatiarına devam etmektedir.
Yaz başlarında inşaata başlanacağı kuvvetle umulacaktır. ilerleyerek ülküsüne ermektir.
özdıleklerim buJur. Ksmunuza teşekkür eder vc erinizi, mutlu olmasını dileyerek açarım..
Açılış »ciminden annra çağrılılar binayı gezmişler zengin büfede ağırlnnnnslardır.
fûlnanuevel 7
i
SÜTUNLAR ARASINDA
Kadınlarımızın meb’usluğu!
Kadınlarımızla ıneb'u» seçme ve seçilme hakkı kazanmalarını »o •vvd biz bu sütunda kutluladık. Bugün ayoi mevzua dönüşümüz. bu vasıf »yi ikine» defa yapmak için değildir, bu münasebeti» »5ylea»n bir Icaç »özü tesbit etmek ve bir kaç mütalâadan istifade edvrvk kendi mütalâalarımızı d» yürütmek istiyoruz.
Kedıalarımıza Mebus seçmek ve seçilmek hakkını vermek doğru-m» idi ?
Bu suale en kati v» en gürel cevabı Başbakanımız verdi.
Onun çok 6110, çok »gır başlı, »ynı zamanda çok samimi ve çok içli nutkundaki şu solleri okumak Türk kadınının bu hakkı nasıl ve neden kazandığını anlatmağa elverir.
Başbakanımız diyor ki:
“ — Bir memlekette ki yurdun bertaraf] istilâlara uğradığı tınan kadınlar ateş altında, erkeklerle beraber omuz omuz» çalışıriar, memleketin geri kalan kısmını korumak dişlemek için tarlanın kara toprağından yiyecek çıkarmağa çalışırlar, elbet bu mevcudiyetler.o. yurdun hır köşesinde ve h«r tabakasında »6t söylemeğe hakları vardır..
Başbakanın bu çok jûıel sözleri Türk kadınına mebus seçmek ve seçilmek hakkını vermek için cn mükemmel " esbabı mucibe „ dir.
Târk kadınlarına mebus »eçmek v» eeçîlmeh hakkının verilmesi, bütün Türk yurnunda ancak sevinçle karşılaumıştır.
Acaba Türk kadını kendirine verilen bu hakkı iyi kullanabilecek mi?
Bu suali, hak sahibi olmnnm ayrı, bir hakka sahip olup o haktan istifade etmenin. istifadeyi bilmiyvnin »yn bir şey olmasından iteri geliyor
Bunun üzerine şimdiden »erilen hüküm de kadınlarımızın İrilin dedir. Hatta bu mevru üsavluds yazı yazan muharrirlerimizi» biri, bir arkadaşımızda şu sSzlari söylüyor:
“Türk kadınının verile» hukuku kullanmasına gelince, behemehal erkekten iyi kullanacağına kaniiml.
Biz bu »6z karşıcında tereddüt ««••erip:
— Acaba
Demiyeccğit. bilâkis, erkeklerimiz aleyhinde de olsa, kanaate iştirak etmeyi tercih edeceğiz.
Bunun sebebi basittir. Kadınlarımız siyasi hayata yeni atıldıkları için şüphe yok ki liyakatlerini göstermek istiyeceklee ve bu liyakat yarışı sos misk et için çok faydalı olacaktır.
R.
tM'M'i’MaMiSM»»os»ı)«»OMi'Si»(MS»mıı IWwu Adliye Sarayı Haziranda yeni binanın inşasına başlanacak Yani yapılacak olan Adliye Sarayı arsası ve bina ile müştemilâtı hakkında mütehassısça yapılan tetkikat ikmal edilmiş gibidir.
Bu hususta tanzim ohıoan plânlar Adliye vekâletinde bir komisyon tarafından tetkik edilecek ve yeni mali sene başı olan Haziran ortalarına doğru inşaata başlanacaktır. İnşaat iki sene kadar sürecektir.
Difteri
Sıhhat müdürlüğü hadiseyi izah ediyor
Nişantijınd», Wr Difteri v»kıu( nshvr »nişini. Bdedlyre» hu vakama geç haber alındıfıaı yasmış, Sıbbıy» m&düriyetiae» icap cö»o tedbirler» tevessül edildişial |.Uv« etmiştik. Bu hususta Istaabul S«b-hat mMûriyctiadan aldığımız bir tavzibotaıeyi »»ağıya aynen y»n-yorun
**Nişaata|i Kodaman caddesinde oturup Şişli Tarakki Uacalnde okuysa ve 26 iklaci teşrlod» hastalanan çocaakt» Difteri şOpeaiyîe kendi hekimlari tarafında» iki kes yaptırılan Mboratnvar muayasa-i»ri menfi çıktığı için hastalık ancak 29 teşrinde bildirilmiş va hemen ertesi gOn Tephirhanece mektep deırnfrkte edilmiştir. Evin desaafsksiyonu 2 birinci kânunda yapılmıştır ki bu da Tephirhane işinin çokluğundan va İşlerin sıraya konmasından ileri gelmiştir..
Basın Kongresi dün bitti
Ue
*c-
Dün İdare heyeti ve Genel yazıcı seçildi
Türk basın kongresi dûn de Burhan Cahit Köroğlunun Başkanlığında toplandı, geç e a toplantının zabıt hulâsasının okunması yeni bir münakaşa kapısı açtı, azadan bazıları geçen celsede Enis Tahsinin istifası üzerine yapılan yeni Genel yazıcı seçiminde yolsuzluk olduğunu reylerin iyi toplonmadı-ğını ileri sürdüler.
Bunun üzerine kongredeki aza seçimin yenilenmesi lâzım olup olmadığı hakkında ikiye ayrıldılar. Bu sırada Genel yazıcıEthem İzzet bu vazifeden istifa ettiğini beyan etti. Mesele bu şekilde halledilerek yeniden Genel yazıcı seçimine başlanıldı. Mevcut namzetlerden Refik Ahmet 18 reyle ekalliyette kaldığından 20 rey Ethem İzzet tekrar bu işe
çildi. Bundan sonra idare heyeti seçimine başlanıldı.
Geçen celselerde yapılan seçimler bir kişi nisabı ekseriyeti temin eylemiş olduğu cihetle dün mütebaki beş âzalık için seçim tekrarlandı ve neticede Halil Lûtfi, Enis Tahsio, Zeki Cemal. Mümtaz Faik ve Saidin ekseriyeti temin ettikleri anlaşıldı.
Haysiyet divanı için yapılan seçimde de Acım Us, Necmettin Sadık Refik Ahmet Neş’et Halil ve Selim Ragıbın kazandıkları anlaşıldı. Dahiliye Bakanı Şükrü Kayadan gelen aşağıdaki telgraf alkışlarla okundu:
Türk basın kurultayı Baş-knnhğtna: Basın kuruntunun yıllık toplantısı dolayısde toplantı üyelerinin özüm için besledikleri iyi duyguları taşıyan te) yazınızı aldım.
Çok teşekkür ederim ve Türk basınının şimdiye kadar olduğu gibi şimdiden aonra da ulusu aydınlatmak yolundaki çalışmalarında muvaffakiyetler dilerim.
Şükrü Kaya
Bundan sonra yeni idare heyetinin çalışması hakkında bazı temennilerde bulunuldu ve bu meyanda cemiyete âza olmayan gazete erkân ve mensuplarının da âzalıklannm teminile bir vahdet tesis edilmesi arza o-lundu. Müteakiben geç vakit içtimaa nihayet verildi.
Esrarı yutmuş!
Memurların gözü önünde tuhaf bir hâdise
Kahveci Mano) isminde birinin esrar antmakta olduğu muhafaza Baş müdürlüğüne ihbar edilmiş muhafaza ve polis memurları müştereken yaptıktan takibat neticesinde esrarcı Manolu cürmü meşhut halinde yakalamağa muvaffak olmuşlardır.
Manol tutulr'uğu sırada elinde bulunao esrar alınııken oradan geçmekte olan Ingiliz tebaandan Hanri isminde biri hemen atılarak Manolun elinden earan kapmış ve derhal ağzına atarak yutmuştur.
Bu hâdise karşısında bir lahza şaşırmış olan memurlar hemen Hanriyidc yakalamışlardır.
Manol isticvabında esrarları yorgancı Apustol isminde birinden aldığını itiraf etmiştir. Bunun üzerine Apuıtolan evinde araştırma yapılmış ve bir miktar esrar ile 25 adette esrarlı sigara bulunmuştur. Suç-lular ihtisas mahkemeriou verilmişlerdir.
• •
mütehassısı geldi
İzmir, Uşak, vo Manisa şehirlerinin imar plânlarını yapmak üzere bu şehirlerin belediyeleri tarafından memleketimize davet edilmiş olan şehircilik mütehassısı Mösyö Rene Danger dün Ankaradan İstanbul gelmiştir.
Müsyü Danger dûn bir muharririmize şunları söylemiştir:
“İzmir, Uşak vc Manisaoın plânlarını yapmak üzere memleketinize geid.m. Bu iiç şehirde ibtiaai tetkiklerde bulundum. Bu tetkikat neticesinde ber şehrin asrı bir şekilde imar edilebileceğine inanmış bulunuyorum.
Hazırladığım ibtidai projeleri Fransada tamamlayarak l-k baharda tekrar Tûrkiyeye geleceğim. Kat’i plânlar ozaman tesbit edilmiş bulunacaktır. Şunuda ilâve edeyim, ki her üç şehrin tabii güzellikleri plânlann tesbitioi çok kolaylaştırmaktadır. „
ız- •• 1 •• ••
Krup muduru
9 Milyon liralık şimendöfer malzemesi vermek üzere hükümetimizle yeni bir mukavele imzalayan Krup fabrikası direktörü M. Botnberger dün sabah Ankaradan Istanbula gelmiş ve akşamki ekiapresle Almanyaya gitimiştir-
Dün akşamki konferans
Dün akşam Halkcvindc “Fey. ziati., lisesi müdürü Hıfzı Terfik tarafından “Tfirkçenin başından bugüne kadar ilerleyişi., mevzulu bir konferans verilmiştir.
--------9-------
Yine bir aile faciası
Bir adam sokak ortasında karısını bir kaç yerinden bıçakladı!
■■
Dün Eyüp - Defterdar cadde-üzerinde yine bir aile facia-oldu ve bir kadın kocası tarafından tehlikeli surette ya
ralandı ve hastahsneye kaldırıldı.
Vak'a şöyle olmuştur:
Eyipte Eski Yenide Bakkal sokağında 4 numaralı evde D.dar isminde bir kadın oturmaktadır. Didann Aziz isminde bir de kocası var ise de bir müddettenberi araları açık bulunmaktadır.
Bu vaziyet karşısında Di-dar Ayvansarayda bulunan bir lâstik fabrikasına muayyen bir yevmiye ile girmiş vo çalışmağa başlam-ştır.
Aziz, karısının işe girip çalıştığını haber alınca, buna kız*
Şerhler
İnsanların en zengini tasarrufkâr olanı, fakiri hasis olanıdır.
en
Şerh te izah:
Tasarrufkâr, tutumlu o-lan insandır. Tutumluluk, hesabını bilmek, ayağını yorganına göre azalmak, gelirini giderini kontrol etmek, bugün kadar yarınını düşünerek yarının payını bugünden ayırmaktır. Böyle hareket eden bir insan, şüphe yok ki zengindir. Çünkü kimseye muhtaç olmaz. Kimsenin lût-funu dilenmez. Kimseye minnet etmez.
/asanların en zengini bu olmasına mukabil en fakiri de hasis olanıdır. Hasis. kendini de, başkalarını da mahrum edendir. Parası vardır. Fakat bu parayı bir he tap dairesinde sarf e-
Seyyar esnaf için yeni teşkilât
Belediye zabıtası, seyyar esnafın muayyen yerler haricinde cadde ve sokakları işgal etmelerine bir türlü mani olamamaktadır. Memurları uzaktan gören seyyar satıcılar derhal kaçmakta memurlar uzaklaştıktan bir müddet sonra yine aynı yerlere gelip mürur vc ubura mani olmaktadırlar.
Bunu nazarı dikkate alan belediye yeni zabıtai belediye talimatnamesini tatbik sahasına koyduktan sonra sivil Belediye zabıtası teşkilâtı yapmaya karar vermiştir.
Bu sivil memurlar seyyar esnafının daima bulunduktan yerlerde vazife alacaklar, bu suretle esnafla esaslı surette mücadele ederek talimatnameyi tamamen tatbik edeceklerdir.
Talebe ve Saç
Kültür bakanlığı kültür işleri etrafında yeni bir teşkilât kanunu hazırlamıştır. Bu teşkilâta göre. Güzel Sanatlar umum müdürlüğü. Beden terbiyem umum müdürlüğü, yemek umum müdürlüğü ve özel mektepler umum müdürlüğü isimlerinde yeni dört müdürlük ihdas edilmiştir. Bundan başka Maarif Vekâletinin mekteplero gönderdiği bir tamimde bütün erkek talebenin saçlarının iki numaralı makine ile kesilmesi emredilmektedir.
mış ve dün fabrika yolunda onun gelmesini beklemiştir.
Azizin beklediği saatte Di-darda fabrikaya doğra gıtazck-tedir.
Didar Defterdarda fırka semt ocağı binaaı yanına geldiği bir sarada Aziz, birdenbire kadının üzerine atılmış vo elindeki bıçağı kadının muhtelif yerlerine sokup çıkarmıştır*
Didar kadar içinde yöre yıkılınca Aziz kaçmak istemişao de vakayı görenler tarafından haberdar edilen polis memura delâletilo tutulmuştur.
Didann sıhhî vaziyeti tehlikeli görülmüş ve derhal en yakın olan Balat Musevî basta-hanesine kaldırılmıştır.
Tahkikat derinleştirilmcktedir-
et-
ar-
Chamfort derek şahsan istifade mez. Yahut ihtiyacının tığını ayırarak başkalarını
müstefit etmez. Onun derdi, para yığmaktır. Onun doymak bilmez ihtirası bodur. Böylesi fakirlerin en fakiridir. Çünkü varlık ve bolluk içinde sıkıntı çeker ve sıkıntı çektirir.
Hisset, israftan farksız bir nakisadır. İsraf, nasıl parayı hesapsızca saçmaksa, hisset parayı yine hesapsızca sakınmaktır.
Tasarruf, orta yoldur: İsrafın sonu da, hissetin sonu da birdir. O da pişmanlıktır. Fakat tasarrufun başı da, sonu da saadettir.
ZAMAN
Ur mektep bina sı ve bir iddia
47 inci Mektep binası tahliye edilmelidir
Bcyoğlunda ilkmektep ihtiyacı pek fazla olduğunun şimdilik iki sınıfı olan 47 iori ilkmrktsbln genişletilmesi döşüoûlm-ktedi. Ancak bu mektebin Sıt katları bir papaz tarafından işgal cdimekte olduğundan bu katlarıo da tahliyesi için teşebbOsala girişilmiştir.
Bu teşebbüsler üzerine mezkûr papa s bazı gazetelere gönderdiği bir mektupla mevzuubahs mektebin Ermeni Icatolik patrikhanesin» ait ve papıalara tahsis edilmiş bir bina olduğunu iddia etmiştir.
Bu met»l» hakkında malumat almak özere kendisine müracaat eden bir muharririmize katolik Idar» meclisi reisi Doktor Kasap-jrno şunları söylemiştir :
•— Evvelâ şurasını «rzedeyim ki TOrkiyede Ermeni katoüklerini temsil eden Ur patrikhane yoktur. Bu patrikhane 1927 tarikinde lâik teşkilâtımız tarafından resmen lâğ-rçdllss iştir.
Yanma içinde sSylsoils» mektep hikâyesin» gelince: Beyoğlu Ağaca mil civarında Yeşil sokakla doksan küsur »enndenberi mektep olarak cemaatimizin kabul ettiği ve açtığı bir müessese vardır.
Bu müessese azledilen eaki patrik Nazhyan tarafından ber ne sebepten»» kapatılmıştı. Daha sonraları Ermeni katolıkleri heyeti idaresi bu binayı Türk çocukları için 47 inci ilkmektep namı altında yeniden açmaya muvaffak oldu ve Türk kültür bakanlığına kirasız olarak tahsis etti. Bugün yavrularımız burada der» okumaktadırlar. Bu binaya şsbsl istirahat ve huzuru İçin sahip olmak 1 itişenlere karşı vereceğimiz cevap bu binada hiçbir hak ve salâhiyet-l«ri olmadığını bir k»r» daha IUu etmek olacaktır.
Sırf millete ait otao mektep binasında papadarın yerleşmesine vo hakkı mülkiyet iddiasına cevaz veremeyiz.
istinat ettikleri ferman ve vesaike gelince, bu vesikalar »ırf mektep ve hastane açmak için verite ruhsat mabiyetiadedirler. Şu halde hiçbir papa» »»ki devirlerde veril-iniş olsu böyle bir rubutaamayi »ilâh diye kullanarak milletin malı olan bir binayı işgal »demez.
Bahusus ki bu bina 190) sene-d»ob«ri m ek tep olarak knllaadmış-tır. Şimdi ia» Beyoğlu msrksriode 29 ncu ve 47 nei ilkmekteplerden başka mektep olmadığı için birçok çocuklar Cihangire, Bomoutiye vs yahut Şişhau» karakoluna kadar gitmek m-cburiyelind« kalıyorlar. Halbuki 47 oel mektebimizin iki kah da papaklardan tahliye edilirse orada tam mevcutla bir ilkmektep tesis etmek kabil olaeak'ır..,
Vereme ilâç!
Şifalı suya rağbet gittikçe fazlalaşıyor
Karamürsclde bulunan vc şifa verdiği etrafa yayılan abıhayat suyu günden güne ehemmiyet kazanmaktadır. Soğuklar başlamadan ev »el bu auyun etrafında kurulan 303 çadırda 800 ki,! buluouyord- Bundan başka Karamürselden Yemişe gelen motörler ber ğün yitzkr-ce damacana su getirmektedir. Bunlar Adalardan Eyübe kadar şehrin mnhteiif yerlerine dağıtılmaktadır.
Veremin aon devresinde olup hayatından ümit kesilen Gürcü Ak pınarlı Mehmet bu sudan içerek eyileşmiş olduğundan KaramOrselde hamallık yapmaktadır. Mehmet bu tu için canlı bir reklâm olmuş vc bu suyun ilk hassasını ortaya atmış. ondan sonra bu suyun şifalı olduğuna inananlar birer birer çoğalmağa başlamıştır. Çünkü Adapazarında bir veremli de yedi gün su başıuda kalmış, sonra sap sağlam köyüne dönmüştür.
Çöylesem tesiri yok ussam gönül razı değil
Bir tren yolculuğu
Dun trenle Haydarpaşaya lal— yordum. [Göstepede durduğumuz zsmao büyük bir kalabalık vagonlara bücum etti. Fakat bu kalaba-lık. yolcuları rahatsız eden, yüzleri ekşiten bir kalabalık değildi. Bunlar bir hafta çalıştıktan, bir hafta mektebin dört duvarı arenada kitaplarınla Özerine kapandıktan sonra hafta sonunu evlerinde geçirmeğe giden Erenköy kıs lisesi talebeni idiler.
Sevgili ve aziz yavrularımız kuş gibi cıvıldıya czvıldıya vagonları doldurmakla, bütün tren halkına »eşe ve eevinç dağıttılar. Hele benim gibi bu aziz yavruların arkadaşı olan çocuk babalan, irfan rdumusun bu sevimli, bu şen, bu rski ve çalışkan unsurlarını gördükçe derin bir bahtiyarlık duyarlar Bense içimde cşmz bir ferah duyarım.
Fakat bu sevgiti evlâtlarımız», hemen her perşembe rast geldihçe onların tren yolculuğunu rahat ge-çiremediklrrini görerek eza duyuyorum.
Demiryolları idareci biliyor ki bu mektep talebesi her perşembe günü Göztepcden on iki elli treni-le inerler. Hiç şüphe yok ki bütün idare memurları, bu yavruların kenar lora ilişerek, sahanlıklarda durarak, geçitlere dolarak bu yolculuğu gvçirdikierioide görüyorlar. Galiba bunların biri de bu çocukların çektikleri rahatsszhğı idareye bildirmek zahmetini ihtiyar etmediği için idare tarafından buna karşı hiç bir tedbir ahnmıyor.
Ocun için bu vazifeyi biz üzerimize alarak tren idaresinin bu çocuklara da yolculuklarını rahat rahat geçirtmesi içim par-şrnbr günleri bir tedbir almasını rica ediyoruz.
Kış mevrimindeyıs. Kızlarımı» yağmurda, karda, tabanlıklara sağlamağa mecbur etmek doğru o-iur mu?
Demiryolları idarenin bu cihetleri düşünerek hemen önümüzdeki haftadan itibaren mekteplilere mahsus bir vagon ilâve etmesin* bekleriz.
L.
Tramvay tarifesi
Şikâyetler hakkında Başmüfettiş ne diyor?
934 senesi »on üç aylık tramvay tarifesini tesbit edecek o-lan imtiyazlı şirketler Başmüfettişi İbrahim in riyasetindeki komisyon, bu husustaki bazı hazırlıkların henüz ikmal edilememesi dolayırile dün de toplanamamıştır.
Aldığıma malûmata göre, tarife komisyonu önümüzdeki Pazartesi günü kal'l olarak bir içtima yapacak ve ayni giln zarfında yeni tramvay tarifesini tesbit edecektir.
Dûn bir muharririmizin bu hususta malûmatına müracaat ettiği şirketler Başmüfettişi İbrahim; tarife komisyonu toplanmadan evvel ücretler hakkında hiç bir şey düşunüleoıi-yeceğini söylemiştir. Başmüfettiş bundan sonra, bazı abonelerin şikâyetlerinden bahsetmiş ve bilhassa bu vadide demiştir ki:
“— Hemen her şirkete ait birçok şikâyet mektupları alıyorum. Fakat bunların bir kamı imzasız ve adreaaizdır. Mektup gönderenlerin kendilerini niçin gizlediklerini anlamıyorum.
Kuru bir iddiayı ortaya atmak kolaysa da isbat etmek göçtür. Bu sebeple şikâyet hakkını kullananlar'» hüviyetlerini «»kısmamaları lâzımdır. Yoksa, bu yoldaki mektupları kıymetsiz saymakta mazurum.
Ölçü saatleri meşelerine gelince elektrik, havagazı, su I saatlerinin aboneler tarafından ne yolda okunarak bata ve zarardan korunuabileccğini yakında resimleriyle beraberi gösterip izah edeceğiz. Bu sayede umarım ki memurlara ku-l sur bulmağa meydan kaimi-1 yacaklır.»
— 7. AMAN
Kinunuevel 7
- - -4
Zaman A n s i l(jopedişi
Maya medeniyeti
İki üç gün evvel " kablettarih „ k«llme«lni izah «derken " Maya I*rd«n bahsetmiştik.
Okuyucularımızın biri merak ed«r*k birden bunun »ahıaı «oru-yar.
Cevap veriyoruz:
Mayalar, orta Amerikada şaşa-yan yirmi kadar kabileye »«rilen Mimdir. Bunlardan «lO.OCO kadarı Mekaikada ikamet ederler.
Amerikanın diğer parçalarında da bunlara teıadöf edilir, renkleri, koyu bronıdir. Bugün akaeriyatlr çiftçilikle meşgul oluyorlar. Bunların yüksek batflı »e 16 asırlık bir medeniyetleri vardı. Kaşfiten evvelki Amerikanın en ileri medeniyeti bunlarındı. Bu medeniyetin birçok abideleri, heykelleri, mimari ««erleri, ta» yontmakla vücuda getirilen heykelleri, resimleri, heyet rsaatlarile yapılan takvimleri, dini ayinleri, Amerikadaki
Yeni neşriyat
Tıb dünyan - Yeniadam - Fikir hareketleri-Kültür - (İzmir)
Tıb dünyası
Doktor Fahrettin Kerimin çıkarmakta olduğu bu tıb mecmuasının 79 numaralı ve 15 teşrinisani 9M tarihli nüthau neşrolunmuştur. Bl haıta tabiplerimiz için mûodere-cali mühim elan mecmuanın bu «ayıunda değerli ve meşhur operatörüm?» Bay Mim. Kemalin (apandiıitlerde hâd peritonit) lerin tedavisi hakknda bir mekalesi, Doktor Şedidin (anemiler) in tasnifi, Doktor O«man Şevkinin şarap ve içki ünvanî meka'.eai (bu makale yaloıı doktorları detil bütün okuyucuları alakadar eder). Doktor Fahrettin Kerim Gökaym, Sadi Nazımın, Profesör (Fraag)ın konferanslarını ve »engin şuunu havid.r. Nüthau 15 kuruş, •atıldığı yer Doktor Fahrettin Kerimin muayenehooeıîdir.
Yeni Adam
Mûnderecalınıu fikri sahadaki ehemmiyetini her vakit yazdığımı» Yeni Adamın 49 numaralı nûahası çıkmıştır. Başlıca mündereeatı İsmail Hakkının (Dil Türkçülüğü) unvanlı makalesi, haftanın aiyaai şüsınu, (sanayileştiren devlet), (konuşan hayvanlar), (tayyarelerde) (cinsiyet terbiyeli) makaleleridir. Karilerimi»» tavsiye «deri».
Fikir Hareketleri
Bay Hüseyin Cahit Yalçının mecmuasının 6 Kanunuevvel 934 tarihli ve 59 numaralı nüshası çıkmıştır.
Başlıca münderecatı iKarl Mart*)ın tercüme) hali hakkında mühim bir makale, (otorite nasıl teessüs eder, nasıl yıkılır?) unvanlı makale ve Bay Hüseyin Cahidin yepyeni bir
aaıl yerlilerin medenî inkişafına yabancı idi. Onun İçin buraya, Büyük Okyanos yolile Şarktan bir medeniyetin geldiği talimin olunuyor.
Maya medeniyetinin başlangıçları henüz tayin olunmamıştır. Fakat bunların ihramlar yapmayı At-yalılardan, belki de Mısırlılardan öğrendikleri ianoolunuyor. Mayaların medeniyeti tetkik olundukça onlar bakkındaki bilgim» artmaktadır.
Mayalar bilhaaaa riyaziyede ileri gitmişlerdi. Onlar «ayıları bîrim gibi onar onar değil, yirmişer yirmişer «ayarlardı. Seneleri on «eki» aydı »e her ay yirmi gündü, Sene lamam oldu mu, onu ad«ır bırakılan beş gün tokibederdi ve bu günler dini ay.ıılere hasredilirdi. Mayaların birde, zûhrenin hareketine göre yapılmış lakv mleri vardı.
• şşıobaı»ş»uş|iıa«aiM»«iM»ı»aa«»(«««»«»««d«»*»dM»»H'
muharrir: (Halil Ziya) ünvantı gürel bir makalesi ve ulr yanları vardır.
Kültür
I»mirde bu unvan altında İntişar eden ve okumoğa şayan mfin-dereeatı bulunan mecmuanın 27ncl «ayısı çıkmıştır. (Yaratan varlık: muallim), (enerji profesörü), (Al-manyada maarif), (Çocuk ve muallim) , (musiki nedir?) Onvanlı makaleleri kıymetli ve faydalıdır. Bu genç ve ciddi mecmuayı okuyucularımıza tavsiye ederi». Fiat» 10 kuruştur.
tdsrshanesi, Iımir Ragıp Paşı. otelidir.
Moda Albümü
Memleketimizde birinci defa olarak kadını çok yakından alâkadar eden bu eter, içi dışı renkli o'arak 40 zengin sayfa ile çıkmıştır. İdeal Türk kadınına yeni modanın çizgilerini [sulatacak olan bu eserde. Fegara, Emilila, Cemal, M anne t gibi büyük terzilerimizin mankenleriyle çekilmiş fotoğrafları, Bey-oğlunun büyük moda mûessete-lerinin şapka kumaş eldiven modelleri Tokatlıyan salonlarında terzilerin sergisinde görülen elbiseler. Saç modelleri. Biçkileri hazırlanmış elbise , manto, ve tuvaletlerin patronları ve daha bir çok zengin münderecatia çıkmıştır. Okurlarımıza tavsiye ederiz.
POLİSTE
Pastahanede bir adam bayıldı
Bcyoğlunda Moskova pasta- • hanesinde oturmakla olan Hak- | kı isminde biri, birdenbire fe- . nalaşmış ve bayılmıştır.
Orada bulunanlar Hakkıyi ' ayıltmak istemişlersede muvaf- : fak olamamışlar, polisi haberdar etmişlerdir.
Gelen polis memurları da Hakkının vaziyetini tehlikeli görmüşler ve bir doktora muayene ettirmişlerdir. Dorktorda vaziyeti şüpheli gördüğü cihetle hastahaneye nakline lüzum göstermiş ve Beyoğlu hastahanc-sinc kaldırılmıştır.
Kayıkta müşteri döv ülür mü ?
Kandillide oturan Teofan isminde biri dun sabah Namık isminde birinin sandalına binerek istanbula gelmek üzere yola çıkmışlardır.
Yolda kayıkçı ile müşterisi arasında para meselesinden münakaşa çıkmış, az sonra da iş büyüyerek yumruklarla birbirlerine girmiş terdir.
Namık, müşteri ile yumrukla başa çıkamayacağını anlayınca. kayığın içinden eline bir sopa geçirmiş ve bu [sopa ile Teofanı yaralamıştır. Sandal İstanbula gelince, Teofan polise müracaat etmiş, polis te Namıkı yakalıyarak hakkında tahkikata başlamıştır.
Bir ateşçinin eli kırıldı
Balatta bir fabrikada çatışmakta olan makinist Ihsan, dün çalıştığı bir sırada bir aralık elini makineye kaptırmış ve eli kırılmıştır.
Vakaya polis vazıyet etmiş ve Ihsan hastahaneye kaldırılmıştır.
Bir hiç için
iki adam birbirlerini parçaladı!
Şehremininde Saray meydanı denilen yer, evvelki gece yine bir kanlı vakaya sahne oldu
İki kişinin hastahaneye kaldırılacak derece de yaralanma-sile neticelenen bu vakanın sebebi yine sarhoşluk ve yine bir hiçten ibarettir.
Hâdisenin şekli ceryanı şeyledir:
Saray meydanında köfecilik eden Hamdi ile. Melek hatun makalesinde oturan ameleden Faik ve nakkaş Yakup, son derece sarhoş bir halde Saray meydanından geçmckledirler.Bu sırada Faikla Yakup aralarında bir işrakabeti yüzünden mevcut küçük bir ihtilâfın raüakaşasma girişmişler ve az bir zaman içinde bu münakaşayı büyütmüşlerdir. Nihayet doğuş başlamış. biraz sonra da iş birbirini bıçaklamıya kadar varmıştır.
Kanlı boğuşma bir müddet sürmüş, nihayet her ikisi de kanlar içinde birer tarafa yuvarlanmışlardır.
Bu vaziyete seyirci ka«an köfteci Hamdi olanı biteni polise anlatmaktan başka bir iş yapamamış, gelen memurlar, her iki yaralıyı da Gureba haıtabanesine kaldırmışlardır.
Tahkikat devam etmektedir.
Tasarruf haftası
Bu sene daha parlak kutlulamak için her yerde
hazırlık yapıldı
Muğla 6 (A. A.) — Ayın 12 «inde bavlıyacak ökonomi ve yerli mallar haftan programını yapmak için kurumlar Balkanları Belediye evinde toplandı. Çeşit iş'er hakkında söz kestiler. Bu söz kesimine göre ökonomi ve biriktirme günleri içinde gösteriş yapılacak, süslü otomobillerle gezilecek, vitrin yarışı yapılacaktır. Evlerde kah-»elerde üzüm incir yenilerek kahve çay içilmiyecektir. Kalabalık yerlere radyo konarak Ankara ve Istanbulda söylenecek deyimler dinlenecektir. Bundan başka mekteplerde mü-samere verilecek sözenler, haftanın anlamını söyliyeceklerdir. Hazırlıklar ilerlemektedir.
Kara Hisarda
Ş. Karahisar 6 ( A. A.) — Ökonomi ve yerli mallar haftası programı haftanın başlangıcı olan 12/12/934 çarşamba akşamı saat 18 de bir söylev ile açılacak ve Ökonomi kurumu Başkanı geçen 11 yıl içinde Türk sanayiinin gençliğini ve ülkülerimizi anlatacak-
Baladiz buğday istas- I yonu merasimle açıldı | İsparta 5 (A.A) — Şehrimize yirmi kilometre uzaklıkta olan ve Aydın Demiryolu üzerinde bulnan Baladız istasyonunda Ziraat Bankası tarafından açılması kararlaştırılan buğday alım istasyonunun dün vali ve banka müdürlerile kalabalık bir köylü hazır olduğu halde açılma resmi yapılmış ve ilk buğday alınmıştır. Burada açılan bu anbar bu mıutaka köylüsünü çok sevindirmiştir. Hükümet ve Ziraat Bankasının köylüye otan her sahadaki yardımları büyük sevinçlerle karşılanmaktadır.
Kavakta resmî kurumlar
Samsun 6 (A. A.) — Samsun vilâyetine bağlı bir nahiye iken bir kaç ay önce ka2a olan Ka-vak’da resmi kurumlar tamamlanmaktadır. Hükümet konağı için 2500 liraya büyük bir ev satın alınmıştır.
İzmir'in bir senelik ithalâtı İzmir 5 (A.A) — 933 sene-iç dış memleketlerden tzmire 10.559.293 liralık mal girmiştir.
tır. Bundan sonra haftanın , kullulanmasına geleceklere hal-kevinde meyve ve yemişler sunulacaktır. Cuma günü orta ve ilk mektep talebeleri ökonomi ve yerli mallar afişleriyle şehir içinde dolaşacaklardır. Ayrıca çarşınıo bir çok yarlerinde
| ehemmiyet ihtiyaçlarını giderilmesi söyliyeceklerdir. Yine hafta içerisinde yerli malı satan ticaret evleri arasında vitrin yarışı yapılacaktır.
Kastamonuda
Kastamonu 5 (A. A.) — Beşinci ulusal ökonomi ve biriktirme haftası için şimdiden çalışılmaya başlanmıştır. Dûn vilâyette Valinin Başkanlığı altında büyük bir toplantı yapılmış ve haftanın candan kutlanması yolunda söz kesimi yapılmıştır. Hafta içinde Ticaret odasında bir yerli malı sergisi ı açılacak mekteplerde ve Halterinde müsamereler verile-I çektir.
■e-
I
ekonomiye artık verilmesi ve bütün yerli mallariyle için «özenler söz
Türk ofisinin Mersin şubesi
Mersin 6 (A. A.) — Türkofi-sinin Mersin şubesi açıldı. Ofisin müdür ve memurları Anka-radan gelerek işe başlamışlardır. Sayılı ihracat iskelelerinden birisi olan Mersinde Türkofısin açılması sevinçle karşılanmıştır.
Mersinde nüfus arttı
Mersin 6 (A. A.) — Vilâye-timizde saylav seçimi için hazırlıklar bitti yapılan yoklamıya göre 104.126 erkek nüfus olduğu ve nüfus sayısının geçen seçimden sonra mühim miktarda arttığı anlaşılmıştır.
Muğla da Nüfus deneme sayımı
Muğla 6 (A. A.) — İstatistik Umum Müdürü B. Celâl bugün yapılacak olan nüfus deneme sayımı için şehrimizden Marmaris'e gitmiştir.
Kıyafet kanunu ve Samsun İmamları
Samsun 6 (A. A.) — Havza kazasında ve köylerinde bulunan bütün imam ve hatipler kıyafet kanununa göre elbise giymeğe başlamışlardır.
İzmirde fakir talebeye yardım
İzmir 6 (A.A; — Hayır kurumlan tarafından yoksul çocuklara yardım olmak üzere verilen para 30.000 lirayı bulmuştur. Şimdiye kadar orta ve liseden 750 ve ilk mekteplerden de 1000 den fazla yoksul talebenin yiyecekleri ve bir kısmının da giyecekleri temin edilmiş ve ayrıca orta ve lise yoksulları için de kitap parası olarak 1500 lira verilmiştir. Bu yardımlar her mektepteki ku-rumların yaptıkları yardımlardan başkadır.
Adananın pamuk ihracatı
Adana 5 (A. A.) — Çukur-ovuanın bu yılki pamuk verimi ve satış değeri geçen yıllardan çok üstün ve sevindiricidir. Tutulan hesaplara göre 1934 Ağustosundan ilk Teşrin ayının sonuna kadar yalnız Adanadan dışa çıkarılan pamuk 42140 balyadır. Bu lutur 1933 yılının ayni aylarında ancak 9211 balya idi. İki yıl arasındaki ayni aylar pamuk çıkıntında 32929 balyalık bir fark vardır. Çoklukta olduğu gibi değerlerdc-de üstünlük göze batacak kadar büyüktür. Geçen yıl yerli pamuğun kilosu 23 - 25 kuruşken bu yıl 42 - 44 kuruştur. Bu çıkış Adana çifçisiyle birlikte bütün yurttaşlaşları çok sevindirmiştir.
Adana da atlı sporlar
Adana 6 (A. A.) — Şehri-, mizde at ve atçılık isteği gittikçe artıyor. Bir atlı spor kulübü kurulacak ve atlı gezintiler ve cirit oyunları canlandırılacaktır. Cirit için de bir türe bazırlanmaktadır.
Adanada yoksul çocuklara yardım
Adana 5 (A. A.) — Şehrimiz Halkevi çocuk esirgeme ve Ma arif kurumlarının geçen yıl açtığı bakım evi çok çahşıyor. Geçen 33 gönde yemek verilen yoksul çocukların sayısı 17583 dür. Bunlardan başka 30 yoksul da yatım evindedir. Bunların da geyim ve kuşanmaları verilmektedir. Son günlerde şehrimiz zenginleri bu yuvaya çok yardıma başladılar. Fabrikacılar 600 lira, başka iki fabrikacımız da 200 çuval un verdiler.
Misiiaıssıaıs(ısı«aısuaısasaiMsaMiıaıaıssiaıasiaaMia«ı
Kutlu bir evlenme
Taksim Maliye tahakkuk memurlarından ve sabık Galata saray lisesi müdür muavinlerinden Bay Rakım Ziyanın hemşiresi Bayan Cavide ile Bay Ethcmin nikâh ve düğünleri dün aile dostlarının buzuriyle yapılmıştır. Tarafeyne saadetler ve kutlu bir hayat dileriz.
Üç kadın birbirile gelişi güzel birkaç «Öz teati ettikten sonra (Dovre) be (Seli) ayrılıp gazinonun kapışımı doğru ilerlediler. Ma-amafib (Seli) yi bir endişe almıştı. Çünkü madamın halinden ve aöz-Jeriodun bayıoa yine bir (ıplrtlımc) tecrübeli mırakı çlkaraeağım anlamıştı. Otomobilde köşke avdet «derken sordu ;
— Madam, eski bir muhibbenize mi tesadüf ettiniz?
— Hayır, konuştuğum kadın •«ki bir tanıdığım değildir. Bu akşam kendislle tanıştık. Ben malanın etrafında oyuncuları seyreder-k«o Madam (Roslnbol)üa bileziği
açılıp yere düştü. Kendisine bileziği akmak için yardım ettim. O suretle ahbap olduk. Ondan sonra bir hayli konuştuk. Kendi halinde, iyi yürekli bir kadına benziyor. (Ceoevrc)de oturuyormuş. Madam (Dovre) bir müddet sustu. Nihayet heyecanlı bir hale gelmişti, mütereddit mütereddit dedi:
—(Sels) bizim madam iRoıinbol) ile öyle şeylerden bahsettik ki...
(Seli) bu adali işldlnca derhal asabileşti. Çüokü madem (Dore) nin neden bahsettiğini va «ölü nereye getirmek istediğini pek iyi anlamıştı ihtiyar kadın ise sözüne devamla :
— İnanır nıınnız, ben kendiline (îıpirt.une) tecrübelerinden bahsettiğim ve altla gösterdiğiniz harikaları anlattığım vakit Madam (Roainbol) güldü, omuzlarını silkti ve beni fena halde kıldırdı.
(Seli) bu «özlere cevap vermedi. Çünkü o kadar canı »kılmıştı ki cevap verae ağzından mutlak madam (Dovre) yİ gücendirecek bir «öz kaçırmak İhtimali vardı. Yaşlı kadın «ölüne devam ile ı
— Ben kendieiae (Ispirtizme) tecrübelerinde geçenleri bütün te-fervuatlle anlattım.
Ortalığı karanlık kaplayıp ta ben (Elen) le beraber beklemeğe başladığımı» lanın odada nasıl garip gürültüler haaıl olduğunu, naaıl görünmez bir takım tüy gibi hafif ellerin ensemize, «Inımıza tema* ettiğini ve hele ruhların gelip Uendilerile natıl urun uıadıya| konuştuğumuzu naklettim. Bunların hiç birine katiyen İnanmak istemedi. Hele madam (Kaıtinliyon) un macerasını anlattığım vakit bülbülün güldü. Halbuki madam ( Kaıtinliyon ) un bize ihtiyarla
mış halindeki heyula» görünmüş, gençliğinde pek güzel iken herkesin etrafında pervane gibi dönüp dolaştığını, sonra ihtiyarlayınca herkesin kendirinden kaçtığını, yapayalnız kaldığını ve yalnızlıktan pek ziyade canı çıkılarak, etki günlerini hatırlamak İçin geceleri karanlıklarda rokalılarda dolaştığını ve kalabalık bir ev gördümü. pencereden içeride gülüp oynıyan-ları seyrederek bununla müteselli olduğunu »öylemişti.
Ben, (Kattinliyoo)ın heyulâsından bu tözleri dinledikten sonra onun vekille neşretmiş olduğu hatıratı bularak okuduğumu ve bize iapiritiz* ne tecrübesinde söylediği »özlerin tamamlle doğru olduğunu bu hatıratta okuduklarımla kontrol ettiğimi do Madam (Rcuinbol)a söyledim. Bana ne cevap verse beğenininiz ?... Evvelâ kahkaha ile gül-dü va sîzinde bu bntıratı okuduktan «onra on* göre oyun oya*-makta olmanızın pek muhtemel bulunduğunu söylemesin mi ?
(Seli) bu «özler üzerine bir hayii
»kıldı, gayri ihtiyari bir «««biyel gösterdi:
Madam (Dovre) ite genç kızın bu harekrtinm farkına varmayarak «özüne devam etti t
— Sizin upirtizmedeki iktidarınıza, ruhları celbetmekteki fevkalâde kuvvetimse bu kadının inanman brni çok kızdırdı. Bana mütemadiyen yaptığınız şeylerin hep uydurma olma» lârımgeldi-ğini, bu şeyleri bir çocuğa b.le yapabileceğini atıl yetişmiş ve tecrübeli bir kızın büsbütün herkesi aldata-Oıleceiğiei söyleyip durdu. Hatta «izin Sk mahir olmanız lâzım geleceğin kat gözü açık ve böyle şeylerin İç yüzünü bilen bir yabancının «izin kurnazlıklarını derhal keşf edeceğimde ilâve etti. Bende bunun hiç bir vakit kabil olamıyacoğıoı iddia ettim, hakkım yok mu, (Seli)?
Madam (Dovre) bu «on »uali öy e niyazkâran* bir surette »Öyleni.ş idi ki, haline şaşmamak ve acımamak kabil doğ.idi.
(S h) ise omurlarını «ilkti ve hakkında »öyleııeıı «özlere »hem-miyet vermediğini anlatan bir «eda .le:
— Demek benim yaptıklarım hep kurnazlık imiş öyle mi?
Dedi.
Madam (Dovre) genç kızın kendinden emin olarak verdiği bu cevaplardan pek memnun oldu, ümidi tekrar arttı, dedi ki l
— Sizin böyle cevap vereceğinizden emindim (Seli), o emniyetledir ki gelrcek «alı akşamı iç n._
Fakat Madam (Dovre) «özünü bitiremedi, çünkü (Sek) otomobilin içinde derhal irkildi ve a«rt bir •urette:
— Yo... Bu artık olamaz, olamaz...
Diye bağırdı.
Bu kati cevap karşıtında Ma-dam (Dovre) bir müddet suıtu, sonra mûldylm ve yine niyazuâ-rana bir rurette:
— (S-li ), doğru«u alz benim hatırımı kırmaktan hiç çeki inliyorsunuz.
Bu «öt zavallı kızı mütrr.ıir etti, her vakitki gibi müşfik»™» •adaliyle dedi, ki:
Devamı var
Kânunuevel 7 m-*'»'- ■ f
Bunu da görecek miyiz ?
İnsanlar “Zühre„ye nasıl gidecek?
Bir Almanca mecmua, 20 sene sonra “Merih,, ve “Züh-re„ yıldızlarına yapılacak seyahatleri tasvir ediyor
‘Elektronll.irimli gemi''Zûhre.,yıldığına doğru havada uçup gidiyordu
Bu satırları okurken karilerimiz 1934 senesinde değil, 1954 senesinde olduğumuzu hatırlarından çıkar-maıınlar!
Dünya arlık insanlara dar geliyordu, göklerde müsait iklimli ve münbit topraklı yeni âlemler bulunacağı ümit ediliyordu. Areba nereye gidilsin?
İlk akla gelen yer Merih ile Zûhre oldu. Merih için 60 ve Züh-r* için de 40 milyon kilometre gitmek lâzımgeliyordo... Bukadar nzun mesafelere kazaya uğramadın nasıl seyahat edilebilirdi?
Kürenin cazibesinden kurtuln ak İçin saniyede bir iki yüz kilometre sür'atle gitmek îcabediyordu. Halbuki böyie bir sür'atle giderken fezada akan bir madde parçasına çarpmak, seyyareler arası gemisinin derhal mahvolmasına sebep olurdu. Malûmdur ki yıldızlardan kopan böyle maddeler fezada eksik olmaz. 20 inci asırda gemiciliğin buz dağları tehlikesine katlanması gibi bu tehlikeyi de kabul etmek lâzımdır.
Aal mühim tehlikede komşu iki seyyarenin insan şeklindeki muhterem sakinlerinden gelebilirdi.
Buca rağmen kaptan ** Leh-maonn nisanda Merihin arza yaklaşmış olmasından istifade ederek *FJekroo„ isimli gemi ile bu seyyareye müteveccihen yola çıktı.
işte defterine geçirdiği en mühim kayıtlar:
12 Nisanda çıkış ;
Grinvlçe göre saat 23.25 15 nisanda 2 gün ve e on bir saatlik bir uçuştan sonra *Merihe, vardık ve yıldızın şimali şarki köşesinde indik.
Gemiden ancak Supaplar yolule ve dalgıç elbiselerde mücehhez olarak çıkmak mümkün Barometre 108 milimetre tazyik gösteriyor, (yani dünyadaki hava tazyikinin ancak yedide biri) gündüz hararet güneşte 8 derece, geceleyin sıfırdan aşağı 40 derece...
Arz teşekkülâtı kırmızımtırak tamamile kuru kayalık, hararet farkından dolayı heryerde çatlaklar var nebatat mevcudiyetine dair hiçbir iz yok...
Tekrar sefinemize binip merihin etrafında uçmağa başladık fevkalâde biç birşey yok. Supaplardan biraz fazla kar içeriye akıyor . Karda epey miktarda denmuş hamızı karbon mevcut Merihin «sekizinci arz dairesinden itibaren altımızda yerler karla kaplı. Gemi dışında sıfırdan aşağı 200 derece soğuk var.
Hattı ûstüva özerinde yere iniyoruz. Burada yerler biraz ratıp ve kısmen yeşil otlar ve çalılarla kaplı. Bunlardan numuneler alıyoruz..
16 Nisanda arza dömek için hareket ediyoruz. „
Bunlar İlk Merih uçuşuna dair kaptanın kayıtuırıdır. Seyahate iştirak eden alimler Merıhte İnsan yerleştirilemiyeeeği hususunda kati raporlarını hükümete veriyorlar.
Anlaşılıyor ki Kamer gibi M», rlh te iktiaadi plânlar ve yerleşme için mevzubahs o'amazdı.
• ♦
•
Kaptan "jSchröder„ in Zûhre dünyanın yakininde iken “Eleksen II .adlı gemi ile j apliği seyahat tamamile başka tarzda cer-yan etti.
Zührenin dünyaya daha yakın
bulunması itibari!* oraya 40 saatte gidilebilirdi.
Gemi mesafenin mühim bir kısmını saniyede 300 Km. luk süratle geçti. Aşağıda yine kaptanın defterinden alınan rotları gösterelim:
"15 temmuz {Grioviç. e göre saat 6,30 da zührenin hattı üatü-vası üzerinde bulunuyoruz.
Bulunduğumuz irtifa malûm değil... Gemiyi yavaş yavaş Indlri-yoruuz. Kesif bulutlara daldık. İrtifa ölçme aleti kat'î neticeler vermiyor.
"Merih,, yıldııtnda ancak dalgıç elbieelerile gezmek mümkündü
Altı ile on kilometre arası yükseklikte bulunuyoruz. Gittikçe iniyoruz. Altımızda ağaçlar göründü.
(|asnsaıı(sı*sassası*snıasiasıossıı*ıısıeı)siı«ıvts*ç*ı««»»»«»(ssese*ts«ıt*tsır»ııwietıaas*saeıaşş*şs*ta(tpçt*n vşpşmn |
RADYO PROGRAMI ıj Avcılar Cemiyeti
_____________________________________________J İstanbul Avcılar Cemiyet'ın-
liiat»MM4»0H
7 Kânunuevvel Cuma
825 Khr. BÜKREŞ, 364 m.
13 : Plâk. 13.45: Borsa haberleri. 14,15: Haberler. 14,45: Plâk. Hafif musiki. 18: Radyo orkeatra-aı. 19: Haberler. 19,15: Radyo or-kestreaı. 20: Konferans. 20,20: Opera korosu- 21: Seofonik konsere dsir. 21,10: Seofonik konser. 22: Senfonik için sözler. 22,12; Konserin devamı. 23,30: Plâk.
223 Khz. VARŞOVA. 1545 m.
18,15: Oda musikisi. — 18,50: Sözler, 19,15. Plâk. (Solist musiki).
— Sözler, 20: Kahvehane musikisi
— Haberler. 30,30: Konserin de-varır. — Spor haberleri. 21,15: Senionik konser ( Varşova filhar-monisi). 25.30: Şiirler. 23:40: Reklamlı konser. 24: Sözler. 24.05: Dına musikisi, “Plâk..
Khz. LEİPZİG, 382 m.
18.20: Şarkılar, 18.50: Okono-mik neşriyat. 19: Amele grevi hakkında. 19.20: Neşeli musiki. 20.45: Haftanın sporu. 21: Haberler. 21.10: Plâk İle kabare neşriyatı. 21.40: "Bernard von Veimar,, isimli dram. 13: Son haberler, spor. 23.20: Gece musikisi.
545 Khz. BUDAPEŞTE, S50 m.
18.15: Çingene orkestrası. 19: Spor. 19,55: Sözler. 20,25: Bertha salon takımı. 21,35: Radyo üstüne radyo. 21.50: Şarkılı Kalman konseri. 22,35: Haberler. 22,50: Rajter idarelinde opera orkestrası. 24,20: Hafif salon musikisi.
1195 Khz. FRANKFURT, 251 m.
19,45: Opera uvertürleri. 21: Haberler. 21,10 Meksika neşriyatı-(Musiki ve sözlü.) 22: Hafif kon-
Gemi haricindeki hararet 30 derece,.. Afaçlarıo yukardan görOnOyü dünyanın eski samanlarındaki şekilleri andırıyor. Şimdi şimale dof-ru uçuyoruz.
İnebilecek bir boşluk bvlamıyo-roz. Onuncu arz dairesi altında birkaç mil genişlikte büyük bir nehrin öterinden geçerken istikameti değiştirip nehrin akışsoı takip ediyoruz- Çünkü denize varacağımıza kaniiz. Üç saat uçtuktan sonra nihayet denize varıyoruz. ' Dışarıda hararet evvelki gibi 30 | derece, hava tazyiki 710 milimetre yani dünya üzerinkinden az eksik. 1 Supaplardan aldığımız hava kabili teneffüs. 11 Elektron II „ yüz metre İrtifada deniz ürerinden Şimale doğru gidiyor. Suda balıklar atlıyor. Bundan başka tebeşir devrinde dünya yüzünde yaşamış olanlara müşabih muazzam hayvanlar görünüyor. Her mahlûku film üze-
rinde zaptetsnek için makinelerimiz mütemadiyen çalışıyor... Bir yağmur atlattıktan sonra “ Pampa» „ ovalarını andıran bir boşluğa çıkıyoruz.
Profesör " Scheffer „ muhafaza elbiaeu giymeden supap yoliyte dışarı çıkıyor, ona uyarak bizjde dışarı çıkıyoruz, yüksek otlar arasında bulunuyoruz. Hava çok güzel hraret 20 derece.
Âlimler birkaç gün tetkikat il* uğraşıyorlar. Seyahatin teferruatına girişmeğe yer müsait dcğiL Burada en mühim noktaları tesbit edeceğiz.
Zöhrenin 60 mcı arz dairelerin-den yukarı doğru kısımlarında beyaz ırka mensup insanlar yaşıya-MHrler. Zûbrenio, arzdaki mutedil iklimli mıntakalara tetabuk eden yerlerinde, güneşin yakın olmasından dolayı, tropik bir yağmur iklimi mevcuttur.,,
işte buauretle muazzam müobtt topraklar keşfolunmuştu...
Güneşimiz bütün aeyyareleril» beraber nihayetsiz kâinat içerisinde ancak ufacık bir kum tanesi mv-sabes indedir.
Acaba uzaklarda başka güneşler ve daha mesut seyyareler bulmak, binlerce sene sonra gelecek iman nesillerine hudutsuz birleşme imkânları temin etmek mümkün değil midir?
Beşeriyet kolabalıktan biç ııev-mit olmasın. Dünya dar gelince taşacak, zaptedecek başka diyarlar bulacaktır.
“Die IFohe„den çeviren: Bülent Cemil
den : İstanbul Avcılar Cemiyeti, âzası ile daha yakından temas 'etmek için Beyoğlu Lüksenburg apartmanındaki merkezini Şişli Bomonti caddesindeki ideal lokantasına nakil etmiştir. Bütün Avcıların buraya yani Avcdar lokantasına müracaatları.
«*r. 23; Haberler. — Sair veoair*. 23.45 Einbruehia Saray isimli tabii* »kafi. 1; Gece konseri. 20r Pıâk:
17$ Khr. MOSKOVA, 1715 m.
IMOı Mizah— 19,30: Sözler. 19,50; Kolkozlar içinde konser (şarkılı.) 22: Ecnebi dillerle neşriyat.
«32 Khr. MOSKOVA, (Stilin) 361 m.
17 : Bizetnin "KARNEN., operasını Moskova operasından nakil.
6S6 Khr. BELGRAT, 43 8 m.
20 : Konferans — Plâk. 20,40 : Reklâm. 20,50: Haberler. 2]: M.lll neşriyat 21,34: Zağrcptcn nakil. 23: Haberler. 23,15: Radyo orkestrası.
ROMA - NAPOLİ - BARI
18 Neşeli musiki - Sözler re plâklar. 21,45 Les Failin " La belle Risatte „ operet tenuiliyle. Sonra haberler.
841 Khz. BERLİN. 737 m.
18 Hafif orkestra konseri. 19,5 Sözler. 19.30 Plak. 21 Haberler. 21,10 Ksilofon re mandolin konseri 22 Radyo temsili. 23 Haberler. 23,20 Maka Regerin eserlerinden piyano neman konseri.
Haftanm filmlerinden
Anna Stenon şaheseri ’ “Nana,, filmi başladı
Anna Sten ce Filip Holmeı “Nana,, filminin bir eahneeind» refakat ediyor. Miralayın genç, kardeşi ( Jor j) dahi (Kana) yı
“Saray,, sinemasında dün akşamdan itibaren meşhur Fransız edibi (Emil Zola) nın eserinden mııktcbas (Nana) isimli Fransızca büyük film gösterilmeğe başlanmıştır.
Baş rollerde Anna Sten ve Filip Holmes vardır.
Filmin mevzuu: Nananın annesi ölmüştür. Mezarlıkta ölüyü gömüyorlar. Yetim kalan Nana bu fakir hayattan kurtulmağa and içiyor. Bulvarın bir kahvesinde bir nefer onu takibediyor. (Nana) bu adamdan sarhoşluğundan istifade suya iterek kurtuluyor. (Apolo) tiyatrosunun müdürü (Grener) Nanayı çılgınca seviyor ve onu bir yılda yapmağı istediğini söylüyor. Filhakika, (Nana) büyük bir muvaffakiyet kazanıyor. Bir Rus grandükü bile onu teşyi eyliyor.
Miralay Müfa da ona bazen
Fedora,, filmi
Mari Bel “Prenses Fedora», rolünde
" Sümer „ sinemasında dı akşamdan itibaren "Fedıra,. isimli ve (Viktoryen Sardu) n n meşhur eserinden alınmış Fransızca sözlü bir film gösterilmeğe başlanmıştır.
Baş rolleri oynayanlar: Mari Bel, Jan Tu u, Anri Bosk, Fran-sua Garondur.
Filmin mevzuu şudur:
Vaka 1911 senesinde (Pet-resburg) da ceryan ediyor.
Prenses (Fedora) Polis müdürü Jeneral (Yarıştan) in oğlu Prens Vladimir Yarişkin ile nişanlıdır. Vladimir esrarengiz bir surette öldürülür. Yapılan tahkikata göre, katlin Vladi-rnirin arkadaşı olan Ipanof olduğu şüphesini uyandırıyor. Fakat bu adam Parise kaçmıştır.
Nişanlısının katilini bulmağa ahteden (Fedora) Parişe gider ve bir dostu vasıtasile İpanof a takdim ettiler. Her ikisi yek-diğerinden hoşlanırlar, günün birinde (İpanof), Fedora nın daveti üzerine eve gelir. Bahçede, geceliyen onu RusyAya kaçıracak olan adamlar hazır durmaktadır.
ipanof cinayetini Fcdoraya itiraf ediyor. Fakat bunu ancak karısını aldattığından dolayı yaptığını söylüyor. Fedora nişanhsınıo kendisini parası için
seviyor ve ondan randevü alıyor. (Grener) in ( Nana ) için satın aldığı şatoda görüşüyorlar iki kardeş (Nana) nın odasında karşı karşıya geliyorlar. Miralay kardeşini Cezaire yollamak istemkle beraber bir • daha bunu görmemesi için (Nana) ya para vermek istiyor. (Nana) kızıyor ve Miralayı baştan çıkarıyor.
Harp ilân ediliyor. (Jorj) harbe gitmek üzere Parise geliyor. (Nana) yı ziyarete gidiyor. Orada ağabeysioi görüyor. İki kardeş rakip vaziyettedirler. Bu arada (Nana) bir kaza neticesinde ölüyor. (Andra) ile (Jorj) etrafını alıyorlar. (Nana) nın son sözleri: “Böyle daha iyi d ir.
almak istediğini anlayınca, Ipanofu kurtarır ve birlikte kaçarlar.
Bu arada, oğlunun intikamını almak gayenle. Yar şk.n. İpanof un kardeşini ö.dürtür ve annesini menfaya gönderir. Çar bu haberi alınca polis müdürünü azleder ve İpanof un hukukunu iade eder, ipanof annesin n ve kardeşin n katillerini bu up intik m almak ve Yorişkin m kendi-ine adavetini celbeden kim olduğunu unlamak istemektedir.
“Bir günlük kibar kadın,,
Türk sineması dün akşamdan itibaren "Bir günlük kibar kadın,, isimli Fransızca sözlü bir film göstermektedir.
Oynıyanlar: Varen Vilyam. Jan rarker. Beri Norton, Glen-da Fanreldir.
Filmin mevzuu şudur:
(Ncur-York) ta ne kadar hovarda. ayyaş, serseri innan varsa, hepsi de; clmaa (Annie) yi tanırlar. Bu ihtiyar kadın adeta herkesin bir uğur muskasıdır.
Meşhur zengin hovardalardan (Dave Ic Duc), (Annie)den bir elma satın almadan ne kumar oynar ne babsa girer.
Fakat hiç kimse ihtiyar elmacı kadmtn mühim sırrını bilmemektedir. Annie'nin ispanyada, bir ruhban mektebinde tahsil etmekte olan güzel bir kızı vardır. Anoie, kızı ile mektuplaşmaktadır. Bütün mektuplarını Nevyork'un mükellef otellerinden birinin mektupluk kâaüart üzerine yazmakta ve cevaplarını da o otel vasıtasile almaktadır, ihtiyar kadın bu suretle kamı aldatmakta ve kendisinin pek zengin ve yüksek mahafile mensup bir kadın olduğuna inandırmaktadır.
Birgün Annie, hem mes'ut hem de meş’um bir haber alır. Kuıcı 1 ıpanyanm en asil ailelerinden birinin oğlu istemektedir.
Bir günlük kibar kadın filminden bir eahne
Bu genç kon un babası, kızın desti izdavacını, talep etmek üzere ve onun aile seviyesi hakktnda tahkikatta bulunmak üzere, oğlu ve müstakbel gelini ile birlikte Neif-Yorka gelmektedir.
Ümitsizlik içinde çırp nan, Annie, bu sırrını nihayet. (Dave le Duc) ismindeki en sevdiği müjtcrisinc açar.
(Dave), ihtiyar kaditlin imdadına yetişir. Onu yüksek tabakadan bir kadın olarak
göstermek için ne lâzımsa hepsini temin eder. Mükeilef bir apartmana yerleştirir. En güzıl clbiscle-i temin eder. Ar-kadaşarndın bi in n de göya onunu kocası imiş gibi görünmesini t mm eder.
Böy el ’ . elmacı Annie, ve z —M dam IFortbinğlon o'ur.
Fakat bu sahtekârlık hazırlığı ç b iK uuyu.ur, zabıta bu-un mı yetini araştırmağa bı,ıa .
Ispanyalı kont bu esnıdai mııvısalet eder kendisinin şerefine verilecek baloya m m-leketin eşrafı davet olun nalıdır. (Dne) hir kopuk alav nal frak giydirerek ve hepsi sel sahte bir lakap vererek b. oyal gitmek üzere iken, polis tar«-l fından tevkif edilir.
Müthiş'bir fe.âketin vukuuJ
na anc ( ave nın, vali ııez* d e y p‘ teşebbüsler manı o. ur. e o ak)am balo ve n kâh ıucr) ininde hazır bu u-nur.
i
— Z AMAN —
Kânunuevel 7
vs] 33 SENEİmttX
Abdülhamid padişah olmuştu ‘'Çerkeş Haşan vakası» Sultan Muradın deliliğini büsbütün arttırmış, artık tahtan indirilmesinden başka çare kalmamıştı...
— 37 —
^Madam “Lüpesko„nıın maceraları
Yaza»: Barbu Jontıko No. 2
İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan Romanyâlı meyhur kadının aşk maceraları
Çanakkaiede Nasıl Durdurduk?
Bir az sonra, Hüseyin Avni Paşama gönderdiği haber do-layuiyle, Ingiltere ve Amerika elçileri hekimleriyle doktor Mar-ko paşa geldi, tstanbulun en ünlü doktorlarından da on yedisi getirttirildi, ölü muayene ettirildi ve Abdülâzizin kendi kendini öldürdüğüne dair bir rapor alındı.
Abdölbarait. hâdiseyi işittiği zaman şöyle bir irkildi, sonra kendi kendine mırıldandı:
— Fallar doğru çıkıyor. Amcam nasıl öldüyse kardeşim de ölebilir. O halde tahtın yolu bana açılıyor demektir I
Hele Sultan Muradın bu hadise özerine müthiş bir heyecana kapıldığını duyunca neşesi çoğaldı. Mabut balmumu heykele efsunlanmış üç beş iğne daha soktu. Büyük bir iman içinde tahttın ınablül kalmasını beklemeğe koyuldu.
Onun ümidini kuvvetlendiren yeni Hünkârın tam akıllı olmadığı hakkında kulaktan kulağa fısıldanan rivayetlerdi. Baazn dişinin ağndığmdsn ba-zan arkasında bir çıban çık-dığından dolayı kimseyi huzuruna kabul edemediği söylenen Hünkâr ile bizzat Abdülhamid de görüşemiyordu. Fakat onun aklından zoru olduğuna dair dönüp dolaşan rivayetleri günü gününe işitiyordu ve bunu kendinin yaptığı, yaptırdığı büyülere hamlediyordu.
Culûs hadisesinden kırk gün kadar geçmişti, bir Perşembe gecesiydi. Ansızın bir hadise daha vukua geldi. Osmanlı tarihinin son sahifekri arasında “Çerkeş Haşan vakası, diye yer tutan bu cinai hadise, Ab-dülhamidin hayatında ve hissi-yatında yarattığı değişiklikler itibarile bilhassa mühimdi. Vakayı, içinde ccryan etmiş olduğu sahneyi tarif ederek anlatalım; Mithat paşa, Beyazıtta Tavşantaşı mahallesinde otururdu. Onun evi, o devirdeki zenginlerin, devlet adamlarının konaklan gibi hapishane veya kale gibi yüksek diyarlarla çevrili değildi. Geniş ve güzel bir bahçe ortasında kurulu iki katlı bir konak yavrusu idi, alt katta ve geniş bir sofa ü-zerinde hizmetçi odaları vardı. Selâmlık merdiveninden iki misafir salonuna çıkılırdı. Bu salonların biri deniz, öbürü Beyazıt tarafında idi. Bir kapı, Balonları birbirine bağlıyordu.
O sırada devlet işleri karışıktı, bir çok gaileler vardı.
I Vükelâ geceleri de birer konakta toplanarak bu işleri görüşürlerdi ve uzun uzun çalışır-ardı, yine böyle bir gece ve sir Perşeı be gecesi Mithat Paşanın konağında, selâmlıktaki ki salondan birinde toplaomış-ardı. Tavanda kırk mumlu bir ıvize yanıyordu, avizenin altio-iki yumurta biçimli masa üzerin ıdegüzel ciltli bir çok Fransız-a kitaplar duruyordu. Salonun nobilyası köşe minderlerinden e geniş koltuklardan ibaretti
ı ) bir salon boştu ve oradan ir kapı ile harem dairesine I: geçilirdi
1 Salonda Sadrâzam Rüştü,
II -erasker Hüseyin Avbi, Babri-ı( e nazırı Kayserili Ahmet, Ha-, ıciye nazırı Kaşit, Maarif na-
* trı Cevdet, Defteri hakanı na-
* ırı Yusuf, Tophane müşiri Rı-ı ve ev sahibi Mithat Paşa-
fiarla Sadaret müsteşarı Sait efendi ve Sadaret mektupçusu Memduh, Amedi hülefaMn-dan Mahmut’Celâleddin beyler vardı.
Müzakere, hararetle devam ederken bir aralık kapunun perdesi hızla açıldı, içeriye kolağası girdi, doğruca Hllseyin Avni Paşanın üzerine yürüdü ve bağırdı:
— Serasker, davranm^
Herkes korku içinde titrerken bu kolağası ruvelverini çıkardı, Hüseyin Avni Paşanın üzerine ateş etti; ilk kurşun onun göğsüne isabet etmiş ve kendini yere yuvarlamıştı. Paşalar ve beyler, evin bir takım ihtilâlciler tarafından muhasara edildiği zehabına kapıldıklarından hemen sofaya kaçmışlardı, Mithat Paşâ ise soluğu hareme bitişik odada almıştı. Salonda yalnız Hariciye ve Bahriye Nazırları kalmışlardı. Bunlardan biri, Bahriye Nazırı Kayserili Ahmet Paşa, katilin arkasına geçmi ıti, kollarını tutmaya savaşıyordu. Katil, iki üç kama darbesile onu bu teşebbüsünden vaz geçmeğe icbar etmiş ve yaralamış olduğundan o da Mithat Paşanın yanına kaçıp saklanmak mecburiyetinde kaldı, Hariciye nazırı ise alnından yediği bir kurşunla ölü olarak yere serildi
Katil, Bahriye ve Hariciye Nazırlariyle uğraşırken Hüseyin Avni Paşa, sürüne sürüne sofaya çıkabilmişti, katil, serbest kalır kalmaz onun arkasından yetişti, kama ile yaralı Seraskerin vücudünü delik deşik et-ti, tekme ile başını ezmeğe koyuldu. O sırada asker yetişmiş ve katili tutmaya teşebbüs etmişti. O, bir neferi ve Se-daret yaverlerinden Kolağası Şükrü Beyidc öldürdükten sonra perdelere ateş vermeğe vc bu suretle çıkacak yaogından istifade ederek kurtulmaya çalıştı, fakat sûngûlenerek kaçmasına meydan verilmedi, yaralı olarak yakalandı.
Katil, Kafkasyadan kız getirip sarayave zenginlere satmakla geçinen İsmail adlı bir esircinin oğiu idi. Yakın akrabasından bir kızın Abdü'fiziz tarafından gözdelige seçilmesi dolayuiyle yüz bulmuş takımdandı. Hüseyin Avni paşa tarafından Bağdada gönderilmek istenildiği ve Abdülâzizin hal'ile intiharından da içlendiği için öc almıya kalkışmış ve bu cinayeti işlemişti
Sultan Murat, culûs gecesi ansızın yataktan uyandırılmış olmak hasebile akil muvazenesini kaybetmiş gibiydi. Amcasının ölümü üzerine ondaki muvazenesizlik çoğaldı. Şu vakıa üzerine ise bir kat daha ziyadeleşti, kendini havuza atmak ve köşelere saklanıp ağlamak gibi haller göstermeğe başladı.
Vükelâ ve bilhassa Mithat paşa telâş içinde idi. Bugün yarın iyi olnbilcceği mülâhaza-siyle sakladıkları büyük sır, artık örtünmez bir şekil alıyordu. Çünkü ecnebi devletler elçileri benüz yeni padişaha itimatnamelerini verememişlerdi. Anane icabından olan kılıç alayı yapılamamıştı, üstelik mühim işler de yüz üstü kalıp duruyordu.
Bu vaziyette Avrupadan bir
Bugün bu yaulon yazarken göz- I terimin önünde bir yığın heyecanlı maceralar toplanıyor vo bu ma- I eeralann içinde memleketler ve milletler yarış ediyor. Bu yığın yitin mansaralar İçinde sürü «örü müthiş Mdleelar, ihtiraslar entrikalar koynayıyor.
Paris otelinin dans «alonunda karşımda oturan w basa mutlak itimat veren bu çift, zorla birbirinden ayrıldılar, ikiside |şûphenin, yesin bütün acılarına uğradılar, bununla beraber, bunların aşkı İçlerinde mütemadiyen tutuştu.
Bu yüzden bölün dünyayı dedikodular sardı. B.r taht çatırdadı, bu yüzden iki İşık adım adım ta. kip olunarak aıŞınteak bir yer aradılar, bir msmlekelten kaçarak bir memlekete iltica ettiler, fakat yine rahtt edemediler, çünkü yarleri keşfedilince yine bir entrika ağı kuruldu.
Karol Parlate vukubutan bu mülakatımızdan iki yıl önce Ro-manyadan «örülmüş bulunuyordu. Fakat polisler, hafiyeler, peşioi bırakmamakta idi. Kendisi arada bir parasız kalıyor, türlü türlü iftiralara ogroyoe, Franrada, italyada, yer yer kaçıyordu.
Arada bir çıkan şayialara göre Karoluo kendisi, bütün bunları başına getirmişti. Fakat sonradan da göreceğimiz gibi bu çeşit uydurmalar, entrikacılıktan ayrılık kabul etmıyen şeylerdir.
Karol ve madam Helen Lüpeeko ile perisin bu muhteşem otelinde karşı karşıya oturuyorken onların tuhaf merakı ve hayret veriri maceralarının yalnız bir kıımmı biliyordum. B.rbirlrrine aşk bağ.le ne kadar bağlı olduklarına dair hiç bir fJcr.nt yoktu. Bu değerli dakika dalsa sonra açılacaktı.
Bu aşk ile ialibza edenler, onu hor görenler çoktu. Bazılarına göre bu çeşit bağ .ılık bir hükümdarın mevkiine yaraşmaz. Fakat hükmü, bütün macerayı anladıktan sonra vermek, herhalde daha çok doğru olur.
Çönkil bir aralık bende bu münasebeti, der» saymıyordum. Sonraları ire bu aşkın mahiyetini ve İç yüzünü anlam ığa, onun oe-kadar canlı ve kuvvetli olduğunu görmeğe muvaffak oldum ve göz-profcJÖr getirildi, hünkârın tedavisine çalışıldı, lâk.o müsbet bir netice elde edilemedi. Artık soo tedbire baş turmak lâzım geliyordu, su.tan Muradı da tahtından indirip yerine Abdûihamidi geçirmek »tabediyordu. Ssdrazını ve şeyhu-lislâmia görüştükten sonra hu işi Mithat paşa üstüne aldı, veliaht ile temaca girişti. Vükelânın maksadı, Abdülhamide kanunu esasiyi kabul ettirmek vc ondan sonra sultan Muradın deliliğini ilân etmekti.
Abdülhamit, Mithat paşadan da hür fikirli göründü, kanunu esasiyi kayıtsız ve şartsız kabul ettiğini söylemekten çekinmedi ve bunun üzerine sultan Murat bir fetva ile hal’edile-rek Abdülhamit tahta çıkarıldı.
Fallar doğru çıkmış, büyüler tesirini göstermişti. Lâkin Ab-dülmecidindo vaktile hamamda verdiği hüküm doğru çıkmakta gecikmedi, Abdülhamidin saltanatı millet ve memleket için otuz üç yıl süren bir felâket devri oldu.
İşte tarihte ayrı bir fasıl tutan 33 sene, bu dekor içinde başladı. Tefrikamız 33 Senenin nasıl başladığını göstermek için yazılıyordu.
Bu güne kadar tablo halinde teşrih ettiğimiz hadiseler ve vakıalar bu başlangıcın gülünç ve iğrenç safhalarını lüzumu kadar canlandırmış olsa gerek.
İlk fırsatta aziz okuyucularımıza "33. senenin göz önüne alınmaya değer safhalarını da hikâye edeceğimizi arz ile tefrikamıza nihayet varıyoruz.
-SON -
terini parıl parıl psrhyan güneşe
karşı çeviren adam gibi oldum.
Madam Lüpeeko ile Pariele mâla katı takip adan senenin n i »a tunda bir gece IngiHereoiu Surrey tarafındaki avlarda oturuyordum. Bu gece Karol ile sevgilisinin evime gelmelerini beklemekte idine.
Gece fırtınalı idi. Ortalık inim inim inliyordu. Yağmur pencerelerini döğüyorken rüzgâr ağaçlan tartıyordu , İçim «ikiliyordu . Çtlnkü Romauyada cereyan edeo hâdiseler Karolu kati bir karar vermeğe eerkelınekte idi
Çok geçmeden bahçenin çakılları illerinde bir hışırtı duydum. B.r otomobil kornasını çalarak evin kapısı önünde durdu. Salona koştum.
Hizmetçim Madam Lüpeskoya otomobilden inmek için yardım ediyordu. Karol, Madamı takip attl. ikisi de yorgun, bitkin Mr halde idiler.
Hepimiz, Ateşin önünde oturduk.
Karol aöır başladı:
— Fen» haldeyiz I
— Niçin?
— Sığınacak yarimiz kalmamıştı. Onun için rana geldik,
— Boratı kendi erinir sayılır.
— Zaten sen de bilim biricik dostumuzsan ?
Karol ite Madamın bana misafir gelmelerinden nrksdsr sevindiğimi anatmaga hacet yoktu. Çünkü ikiside bana ait olan berşeyin onlara ait olduğunu biliyorlardı.
Romanyada vuku bulao hldı-aelerden bahsettik.
Karolun davalını Romen milletine anlatmak için bir şeyler yapmak, bir takım tedbirleri kararlaştırmak lâzımdı. Bunları biraz minilere ettikten sonra sözü onların son maceralarına naklettik. Sör açıldıkça meclisin samimiyeti artıyor. muhabbet kaynıyordu.
Karol ila madam LCpesko bir. birlerine kendi aile kerimlerinde kullandıkları isimlerle hitap ediyordu. Karol, madama;
— Duduıal Diyor.
Lüpeckoda Kar ola :
- Çul
Diye hitabediyordu.
Galiba son günlerde uğradıkları taryıkler yûtöoden, bu gece birbirlerine pek farla yaklaştılar. Karol, şükran vo minneti ifade eden bir tavırla Mndamın elini alarak dudaklarına yükseltti.
İkisin.n başından geçmekte olan macerayı derin derin düşünerek aşklarının ao’.up sararacağına gittikçe ragiamlaştıgına ve bu yüzden dünyanın dedikodusundan, ba- ı karetinden kuvvet oldıjıoa dikkat ettim.
Bunları bir araya getiren neydi? Sonra bunların sonu ne olacaktı ? Bilmiyordum. Fakat ooatarı ne olursa olsun, felekten kâm almışlardı. Te mit bir istiğrak içinde t»m maoaıiyle mesut yaşamışlardı, öte taraftan bütün dünyanın korkunç, müthiş hücumu, bir lâhza d ur ma yordu. Acaba İki insan bütün bu gürültüye dayanabilir miydi? Bir aşk nekadar kuvvetli ve hararetli olursa olsun bütün bir hum-met elemine ksrşı gelebilir miydi ?
Fakat ikisi bu dakikads benim varlığımda unutmuş gibi İdiler, Iki-aido elete verdiler, vo gözleri karşılaştı- Kendimi tutamadım:
— Fahametpenah, dedim, mukavemetinize hayret ediyorum. Romanya balkıda aizi bu halinizle görürse, muhakkak ki, hakikati anlar.
Karol cavap verdi:
— Birlikte bulundukça ve bir dostun çatısı altıuda yanyana geldikçe, bahtiyar oluyoruz, öyle de-g 1 ml ? Dudıcla t
Madam, cevap verdi:
— Evet I dedi vo ilâve etti:
— Bazı tozanlar ıstırap sayesinde kendilerini bulurlar.
Çu ile bende öyleyiz I Yahut şimdiye kadar öyle oldu. Kendi hesabıma şunu söylemek loterlm kİ tamimiyle bahtiyarım. Çünkü ıstırap çekmekte bahtiyarlık vardır.
Devamı var
Tefrika numarası: Yazan: Ahmet Cemaletlin
İngiliz ve Fransızlar “Çanakkale„ye yeniden zırhlı gönderiyorlardı
‘‘Kuin Elizabet» in aşırma endaht yapması için mühim miktarda mermi de geliyordu...
Komotlar "Ktjtı. amiral “De Robeh.., Central "Hamilton.. oe ee-
neral “Breytveyt,, amiral
Filvaki Mister “Çorçit. de tıpkı Amiral “Keycs,, gibi düşünenler-deudir. O da “Sebat etseydik, hücumu yeoilvmiş olsaydık Marma-raya girerdik,, nazariyeılni gütmüştür. "Dünya buhranı,, unvanlı meşhur eaerinde bu zat Bahriye nazın «faille. Amiral “De Robek,. in ton dakikada p'ân vo fikir değiştirmiş olmasını anlıyamadığmı söylüyor ve diyor kil
“Ben 18 mart gününü, Belçika kumsallarındaki Fransız siperlerinde geçirmiştim. O gün Çanakka-lede geçmiş olan vekayiia neticesini an'amsk üzere o gece iogilte-reye döndüm. Ertesi sabah erkenden rapora bir göz gezdirdiğim zaman memnuniyet bahş hiçbir netice elde edemediğimizi anladım. Rapor aynen şu idi:
•■Via Amiral “Do Robek„ deo Bahriye nezaretine ı 18-Marv. 1915 (saat IJJ da almm)|tır|
“253—Çanak geçidinin müdafaa tertibatına (10.45) de hücuma başlandı. “Kuin Ellzabet., “Inflekaibl. , " Agaroemnon , , * Lord Nelson . (15). (16) , (19) ve (20) numaralı istihkâmları topa tottular.
“Trayörf. , “Prens Corc. “7„ , “8„ ve ”8 e„ bataryalarım bombardıman ettiler. Havan ve sahra topları gemiler üzerine şiddetli bir ateş açtılar. (12,22) de dört Fransız zırhlısı boğazda ilerlediler ve yekin mesafeden harbe başladılar. “8.,, “7„ , “19„ ve “13,. numaralı istihkâmlar şiddetle mukabele ettilerse de boğazın içindeki on zırhlı bu ateşi körlettiler. Harbin bu safhasında gemilerin hepsi de müteaddit isabetler aldılar. Saat (13,25) te iatihkâmlar ateş kesmişlerdi. Boğazın içiude bulunan attı eeki zırhlıyı drgıştirmek Özere "Ven-eeasH . “ Irrsaistibl „ , “Albion,., “Oşin„, Sviftşur,, ve “Meceatık_ zırhlılarına emir verdim.
Fransız fi osu çekilirken “Buve. saat “13,54. de hasara ogradı, zırhlının eancak bordasında büyük bir duman sütunu yükseldi ve kendisine her hangi bir yard ma vakit kalmadan Üç dakika zarfında (“) “36.kulaç suda alabura olarak battı. İnfilâk “Buve. nln dahilinde vaki olmuş gibi idi. Arkadaşlarını değiştirecek olsu zırhlılar saat * 14,35 . de mevkilerini alarak yeoidvo ateşe başlamış otan istib-kâmlaria harbe tutuştular, iıtlh-kâmlara hücum devam ediyor vc mayın tarayıcılar boğaza g.rmek emrini almış bulunuyorlar.
Saat (16,9) — “ loflekribl „ «ancak bordasına meyletti.
Suat (16,14) — “infleksibl., batlı harbi terk ediyor : Sancak bordasından bir meyine çarpmış. Bu grini Çaoakkaleden çıkmış olup elyevm “ Bozcaada „ dadır.
Saat ( 16.30 ) — “ IrreaılotiH „ adamakıllı bir tarafına meyletti “ Vujr ,. muhribi bu zıhlıya yanaşarak mürettebatını *' Kuin Eliza-bet „ e getirdi ve saat (17,50) de bu zırblı terk olundu ve şiddetli bir ateşe maruz kalarak battı. AŞlebl ihtimal (8) numaralı istihkâmla harp ederken kıç tasa-fından bir torpile çarpmış olacak.
Saat ( 18,5 ) ta * İrresıstibl . İn
zırhlmnuı gûoerlttinje imdadına şişirtmiş olan “Oşia. do bir meyine çarptı ve so özerinde kalamıyecagına kanaat basıl edildikten sonra zırhla terk edildi.
Hor iki zırhlı da derin suda battılar. Liva Amiral “Gcprat. saat “17,15, da “Golva, zırhlısınla su ettiğini vo batmak tehlikesinde b» lundugunu rapor etti. Bu zırhlı baş tarafı top ateşinden ciddi surettr basara uğramış bir balde'Drepono. adasına beşten kara etmeğe nıeo bur oldu. Bütün bu gemiler mevcudiyeti haber verilen mayia tarlasının pek altında manevra ediyorlardı.
Mayin tarayıcın sefain bu mın-takayı müteaddit defalar taramış oldakları gibi deniz tayyarelerimiz do bu havalide meyin müşahede etmemi şUrdL.
Bilâhare şa mütemmim raporda geldi:
“Batan vo baaarzede olan gemilerden maada donanma derhal harbe hazır bir beldedir. Lâkla hücum plânının muvasalât! ve'sabib mayialoria taranmam ço-reıioe bakılması Uumdır.. .
Ben be bsberlere harbin ilk gününün bir neticesi aazarile bakıyordum ve hiç bir zaman batar ve hayalime gelmemişti ki biz feda etmeğe karar verdiğimiz miktara daha varmadaa yarıyolda işleri durduracağız. “l.ord Fişor. ile Sir “Viloou. de eynı baleti ruhiye içinde İdiler. Vo her ikiai de o ee-bek sonuna kadar harbe ve tazyike devam edeceklerini söylediler.
Bahriye birinci lordu (yani FF şer) Amiral “De Robek. filosunun “Londou,, “Prens of Veyls. zırhlıla-riyle takviye olunması hususunda rmir verdi. Bu iki zırhlıdan maada “Kuin. vo “İmplekeybl. zırhlıları da yolda bulunuyorlardı. Fransız Bahriye nazın batmış olan “Buve. nln yerine “dördüncü Hanri, zırh-lıaını göndermekte olduğunu telgrafla bildirdi. Hepimiz, aaat (11) de toplanacak olan “Harp encümeni. no gittik. Encümen de tama» miyle sebatkâr ve azimli davraaA ve raporlan tetkik ettikteo sonra» “muvafık görüldüğü takdirde Ça-aakkaleyv karşı harekâta devam edebileceğini Amiral dö “Robek. e bildirmesi hususunda bahriye birinci lorduna müsaade verdi. Bunun üzerine şu emirnameyi leh grafladık ı
“Bahriye nezaretinden Via Amiral “De Robek..e „
20 Mart 191%
“Azimkârane hücumunuz oeti-eezlndo duçar olduğunuz zayiata müteeaaifiz. Gemilerin ceınr bahriyelilere yakışan meharet ve ihtiyatla sevk ve idarelerinden dolayı bilümum madunlarınıza bahriye lortları hazeratının takdlrat va tebri-kâtanı iMâg ediniz. Fransız filosuna da Ingiltere bahriye nezaretinin civaıımerdane ve tesirli yardımından dolayı müteşekkir kaldığını vo zayiatından dolayı teessürler duyduğunu bildiriniz.
Devamı var
f| Bir Uşilis kulacı “1,42. luetredır.
— /aman —
Kâaanoevvrt 7
— ZAMAN
7
Kadınlar bugün tezahüratta bulunacaklar
I
Birinci sahifeden devam
letanbul Umumi Mectialnia ka-An azaail» bOtfin teşckkûlk», birlikler, zümreler namın* aynimi» kadınlar, Bayaııttaki topluluk»* •nura Takati* meydanına gidip Cümhuriyet abtderiaa çelenk kayacıklardır. Burada Bayan İffet Halım adı aöyliyceek, kadınların yüksek duygularına dil olacak». Kadınlarımız heyecan içinde
Dün bir muharririmi*, kendilerine racbua aoçnıek »e acçilmek hakkı Terilen kadmlarunıuo bunu •asıl bir sevinçle karaladıklarını öğrenmek İçin, kadın birliği reisi Bayan Lâtife Bekirle bir nûlâkat yapmıyfar.
Bayan Lâtife Bekir ne diyor?
Mutat Caere kadın birliğinde çarşamba günlerinden başka laman bir kadana teaadüf etmek miamkûn değilken, dün birliğin merkerinde mebus saçmok re seçilmek beye-«solle toplanmış birçok Bayanlar »ardı. Bunların buaurile, muharririmizle Bayan Lâtife Bekir arasında geçen cnûlâkatı a »ağıya yaıı-yorut:
Türk kadınlan bu kanunun çıkığını n*«l telâkki etmiştir ?
— Memnun iyet imisin der teenni i*ah etmekte müfkildt çeki-yom*. Barı duygular vardır ki onları kelim* il* ifade etmek gayri mümkündür, öyle tahmin ediyor a* ki yeni bir inkılâb geçiren Utanımı* iflenirte meram: mı* daha g&ıel ifade edilecektir. Yalnı* fu kadar tbyliyelim ki ftekalâde heyecanlı ve fevkalâde memnunu*.
Belediye intihababnn kadınların iştiraki karar altına alındığı naman Kadın birliği büyük merasim yapmıştı.
Şimdide kadınlarımızı* kıvançlarını izhar edecek bir bayram yapmaları muhtemel değil mi 7
— Bu işi çoktan dûşübdıik. Yarın (bugün) Beyazıt» bağlayıp Taksimde nihayet bulacak bir toplantı tertibediyoruz. Gerek Basın (Matbuat) ve gerek radyo vasıtasıyla fikirlerimizi neşredecek, halka işin büyüklüğünü izaha çalışacağız. »e herhalde hiç sönoılyscek heyecanımızı lxl hassa şu birkaç gün zarfında büyük kuvvetle yaşatacağız.
Kadınbirtiğinin rolü yok
— Bu neticenin istihsalinde Ka-dmbırliğınin rolü var mıdır 7
— KadınlarUrliği bu hnsoıta bir şey yapmamıştır. Yalnız Türk kadını Ulusuna karşı har anın vazifesini yapmış, hiç bir şey istemeden Budunu uğrunda sessiz sedanı fedakârsan çalışmıştır.
Türk kadını meb’ua seçmeğe ve seçilmeğe lâyık olmuş, bu tabii hakkı da kendisine istemeden verilmiştir.
Hangi kadınlar meb'us olacak
— Yeni intihabatla kadınlarımızdan kimlerin meb'us namzedi ola-bilebeğıni tahmin ediyorsanız?
— Bunu hiçbir zaman düşünmedik, düşünmeğe vakit bile bulamadık O kadar sevinçli ve heyecanlıyız ki aklımızı bu teferruat işlerde meşgul bile etmedik. Bizim için Türk kadını teşrii heyete girdikten sanra hepsi birdir.
İster Ayşe olsun, isler Fatma olsun...
Askerde Olacaklar
Siyasal hukukunun kâffvsioe malık olan kadınlarımız acaba asker olmak hususunda ne düşünüyorlar 7
— Türk kadını ber inkılâpta ve her ileri harekette erkekle el ele omuz omuza gitmiştir.
Vatan müdafaam mea'eieslnde de geri kalmıyacağı tabiidir.
Zaten bu ağır yükü başarabil, meşini Türk kadını pekâlâ bilmiştir, Sırtlarında cephane taşıyanlarımız, harbe İştirak edenler, te iz yok mudur 7.
Kadını askerliğe sevk İçin çıkarılacak bir kaoun bizi her halde sevindirecektir.
Kız mekteplerinde konferanslar
Don şehrinuz kız mekteplerinde konferanslar verilerek Türk kadınına meb'us seçmek ve seçilmek hakkının verilmesindeki ehemmiyet anlatılmıştır.
Ankaradaki kadınların heyecan ve içtimaları
Ankara 6 (A.A) — Saylav scçimin.n Türk kadınlarına verilmesi dolayısiyle Ankara kız lisesi muallimlerinin daveti üzerine Ankara kadınları bugün saat 13 te Halkevindo toplan-
mışlardır. Kadınlar arasında Bayan General İsmet İnönü ile Bayan Müveddet Özalp, Bayan Afet bulunuyorlardı.
Necip Ali (Denizli) bu toplantının maksadını ve kadınların aldıkları siyasal hakkın büyüklüğünü kısa bir ifade ile söyledikten »onra Bayan Afetin reisliğini teklif etmiş ve onaylanmıştır. Bayan Afet kürsüye gelerek maksat hakkında gayet güzel bir başlangıç yapmış ve birçok Bayanlar nutuk söylemişlerdir.
“ Kadınlık bayramı „ Ondan sonra Atatûrke telyazısı yazılması ve büyük millet meclisine toplu olarak gidilmesi ve kadınların almış oldukları siyasal hakların yıl dönümünün her yıl kutlulanmasına ve bunun adına "kadınlık bayramı,, denilmesi hakkındakı teklif onaylanmıştır. Kadınlar bundan sonra Büyük Millet Meclisine gitmişlerdir.
Kadınlar Büyük Millet Meclisinde
Ankara 6 (A. A.) - Büyük Millet Meclisinin bugünkü toplantısı, kadınlara saylav seçmek ve saylav seçilmek hakkının verilmesinden dolayı Türk kadınlarının Büyük Meclise karşı duydukları güzel duyguların tezahürüne vesile oldu.
Millet Meclisinin dünkü toplantısında verilen karar üzerine Türk kadınlığının yalnız kendi budunu içinde değil, bütün acun kadınlığına karşı örnek olmak yolundaki inanını bir kat daha artırmak için Ankara kız lisesi muallimlerinin da-
vetiyle Halkcvinde toplanan kadınlanma saat 15 de kız
mektebi talebelerde birlikte Büyük Miüet meclisine gelmişler ve Baş kan Kâzım Özalp* meclise karşı duygularının ifadeleri olan bir bitik sunmuşlardır.
Meclise gelen kadınlarımızla kız mekteplilere meclis görüşmelerini takibetmek için bütün din-leyicilcr localan ile toplantı salonunun bir kısmı da kendile-
rine ayrılmıştı.
Meclis Kâzım Özalpın Başkanlığında toplandığı zaman ruznameye geçilmeden önce halkevinde toplanan kadınlar namına Başkanlığa verilen bitik okunmuştur.
Tirktge atjak lttU»t Mertli, rshlei Serknnl./ına
Dün Büyük Millet Meclisi Türk kadınlarının saylav seçil" mek kanununa onay verdi. Biz Türk kadınları bundan giinenç duyduk. Gerekli olan iş yapıldı. Türk kadını bundan sonra daha iyi anlaşılacaktır. Bu hakikati anlayan, ortaya koyan, kanunla teyit eden büyük Türk Ulusunun mümessillerine minnet. .
Necip Alinin sözleri
Meclisin sürekli alkışlarla karşıladığı bitiğin okunmasından sonra söz alan Necib Ali • Denizli- şu sözleri söylemiştir:
"— Arkadaşlar, kadınlarımızın büyük »edişe karşı gösterdikleri candan ve derinden bağlılığa karşı teşekkürlerimizi sunarız. Zaten Cumu-riyet bükumeti kadınlarımızın haklarını ötedonberi tanımağa başlamıştır.
'Başka yerde kadın hakim yoktur,,
Malumunuzdurki Büyük meclis kanunu medeni ile kadınla-
rın medeni haklar sabasındaki haklarını iptida tanımış ve ondan sonra dünyanın hiç bir yerinde kadınlara hakimlik sıfatı şimdiye kadar henüz verilmemişken Cumuriyet hükümeti büyük bir cesaret ve büyük bir güvençle kadınlara hakimlik sıfatım vermiştir. Bu vazifeyi muvaffakiyetle başarmaktadırlar.
Arkadaşlar, üç Mnedcnberi
Yeni Soyadı alanlar
Okuyucuların bize bildirdikleri yeni adları neşrediyoruz
Aka)m — Eski Bursa Valisi Azmi Ömer ve kardeşleri Prf. Doktor ~ Ömer.
Oran kemesi kardeşi düzlüğü lüsi.
Adanır — Birinci ceza mahkemesi mamurlarından Makbule ile zevci gümrük hukuk bürosu memurlarından Hüseyin.
Tüzün — Birinci ceza mahkemesi zabıt kâtiplerinden Tahsin.
Tekin — Haliç vapur şirketi müfettişlerinden Haşan Sait.
Gökmen — Haliç şirketi müfettişlerinden Nazmi.
Sarp — Haliç şirket müfettişlerinden Mustafa Babaddio.
Güngör — Hıliç şirketi ser memurlarından lımail
Tuzcu — Belediye kum ve
Kıyafet kanunu ve Yunanlılar
l inci sahifeden devam düa eden vaziyeti görüşmek üzere muhalif fırkalar reislerinin davetinden şimdilik vaz geçilmeline karar verilmiştir.
Sefarethanemizin bir
teması
Atina 6 (Hususi) — Türkiye»» Atina sefaretbari başkâtibi Hariciye Nezaretine giderek siyasi işler müdürü M. • Roseti . Ut uzun bir mülakatta bulunmuştur. Mösyö "Roseti-, mumaileyhle görüştüğü busuıatı bati içtimada bulunan muvafık fırkalar liderlerine arzet-miştir.
TOrk-Yunan dostluk cemiyetleri reisleri istifa etmiş Atina 5 (Taneotcra) — Dün Yunan hariciye nazırı M. "Maksi-mo»„ bütün gün nezarete gelmemiştir. istifa ettiği söyleniyor.
Başvekil, hariciye nazırının istifasına sebep olmadığını söylenoek-le beraber, hususi sebepler mevcut olduğunu tekzip etmemiştir.
Törk-Yuoan doıtluk cemiyetleri Sclânik ve Atina merkezleri reisleri istifa etmişlerdir.
M. "Maksimos,. da istifa ediyor
Atina 6 (Hususi) — Hükümete tzmsup "Katimerini,, gazetesinde intişar eden bir habere göre, Hariciye Nazırı M. " Maksimos „ un istifa edip etmiyeceğı henüz teayyün etmemiştir. M. " Maksimos „ un bugün Hariciye dairesine gelmesi meşkûktür. Siyesi mehafilde hasıl olan kanaa'e göre, M. "Maksimos., evvele* hükümetten çekilmesi için izhar eylemiş olduğu arzuyu bu defa mevkii icraya koyacaktır.
Türk kadını adaletin yüksek sandalyesinde tevzii adalet etmekte bulunmaktadır. Hayatın ve soysal yaşayışımızın her cephesinde almış olduğu vazifeyi büyük tir alâka ile yapan ve erkeklerden hiç geri kalmıyan Türk kadınının siyasî haklarını kullanmasında da büyük bir alâka ve dirayet göstereceğine hiç şüphe yoktur, ona eminiz. Kendilerine hayatın bu sahasında da muvaffakiyetler oıenoi ederiz...
"Okay„ sesleri
Necib Ali’nin alkışlarla " Okay „ tenleriyle karşılanan bu sözleri bittikten sonra ruz-namede bulunan maddelerin görüşülmesine geçilmiştir.
Besim Ömer ve Agâh
— Birinci ceza mah-zabıt kâtibi Enverle Tayyare Piyango mü’ kontrol memuru Hu-
çakıl müteahhitlerinden Cemal. Bengi — Müskirat inhisar memurlarından Hilmi, Erkânı harp kaymakamı Fehim. Muallim Suphi ve Remzi.
Çıg — M. M. vekâleti deniz müsteşarlığı donanma şubesi birinci kısım amiri deniz başı Saim Nihat.
Karilerimize Karilerimiz tarafından mektupla bildirilen yeni
bit»-
bize *)! adlarını ber gün memnuniyetle dereceliyoruz.
Ancak gelen mektuplardan bir çoğunda gerek soy adları gerek diğer isimler güçlükle okunabilmekte ve bu yüzden bir çok yanlışlıklar olmaktadır. Okuyucularımızın bundan sonra gönderecekleri mektupları gayet okunaklı bir şekilde veya kabilse, daktilo ile yazılmış | olarak göndermelerini rica ederiz. I
I
I
Başbakan Edir-neye gitti
7 inci sahifeden devanı Sıhhiye vekili Refik le hususi motöcle İstanbul* gelmiş ve doğru Tokatlıya» otvllnr gitmiştir.
Başvekil General Lmet İnönü Heybetiadad* birkaç saat istirahat ettikten sonra saat bire doğru Sakarya motörilr Dolmabshçeye gelmiş ve burada da bir müddet istirahat «ttikten sonra Tokatlıyan oteline giderek Sıhhiye vekili Refika mülâki olmuştur.
Gerek Başvekil ve gerekse Sıhhiye Vekili dün geç vakte kadar Tokatlıyan otelinde kalarak bazı ziyaretleri kabul ettikten «onra Baş vekil akşam ekrpresle Eoir-n«y» hareket etmiştir.Grnral İsmet İnönü Ediroede iki gün kalacak ve bu müddet zarfında o civardaki fabrikalarımızı gerecektir.
Başvekil Pazar gûnii tekrar şefimize gelecek ve ayni gün An-karaya dönecektir.
Suikast ve Milletler Cemiyeti linçi sahifeden devanı
te-
re
Huzur ve
rahat içinde
100
defa traş olmak ancak bir adet
HAŞAN
7raj btçağilc mümkündür
Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar mükemmel bir traş bıçağı yoktur. Haşan markasına dikkat taklitlerinden sakınınız.
Belgrad 6 (A.A) Yabancı Şikelerde çıkan şayialar hilâfına olarak. Yugoslavya. Yugoslav.Macar sınır mukavelesini bozmamış ve fok.it sınırın en mücaıir bir surette gözetilmesini tem n için bu mukavelenin tatbikatını daraltmışhr.
Yugoslavyadaki Macarlar çıkarılıyor Belgrad 6 (A.A) — Yugoelav-Kda oturma vizeleri uzu biten ve nların ycoıleştirilmeu abaylaoan birçok Macarlar -1» saat içinde Yugoslav topraklarından çıkmağa çağırılmışlardır.
Budapeşte 6 (A. A.) — Macar telgraf ajansı, Yugoelayyadan yeniden hudut harici çıkarılmış olan 700 kişinin dün akşam "Azgetıe geldiklerini bildirmektedir.
Şimdiye kadar Yugoalavyadau harice çıkarılmış olan Macarların mıkdart iki bini bulmuştur. Bunlar hemen *Budapeştenye gideceklerdir. Macaristan, Yugoslavyayt protesto ediyor Budapeşte 6 ( A. A. ) — Macar hükümeti, Yugoalavyadau Macar tebaasının sorgu suale çekilmeden çıkarılmasına karşı, Cenevre de protestoda bulunmuştur.
Ruhanî kisvelerin değişimi için l inci sahifeden devam — Biz, evvelce de söylediğim eki bu kanuau sevinçle karşıladık, issen bemea Avrupsnın birçok yarlerinde da ruhanll.-r dini kisvelerini yalnız kiliselerde ayin eaoa-aında giyerler. Sah- zamanlarda ise herkes gibi giyinirler. Biz de zaten bu şekli düşünüyor idik. Fakat Büyük MeeUain kararı bu düşüncemizi tesri vs toyit etmiştir. Bu hafta içinde ruhani meclis toplanarak bu hususta kati bir karar verecektir.
Henüz bir elbise ve şerpuş şekli kabul edilmemiştir, belki de doğrudan doğruya halk gibi giyinllo-cektir. Fakat her ne olursa olsun en yakın samanda tatbikata geçmek için çalışıyoruz..
Alınan haberlere göre, blrkısım ■Ruhaniler Kilerjimen elbisesi denilen elbiseyi kabul edeceklerd.r. Bu elbise sivil elbiseden hemen hemen farksızdır. Yalnız ceket az uınn re gömlek siyahtır.
Spor •
Şilt ve lik maçları
Geçen hafta yapıLaa anaçlarla lik maçlarının ilk devresi nüıa-yetlendl. Yalnız birinci devreden gariy» bırakılan maçlar fıkiatür mucibince ayın 21 vs 28 iade yapılacaktır.
Bu hafta ve gelccvk hafta şilt müsabakalarının üçüncü tasfiyelerine tahsis edilince ve ikinci K4-ouDnn ilk haftanoda şildin d&ml flaşlı yapılacaktır.
Lilk maçlarının ikinci devresine 11/12/334 cuma gününden itibaren başlanacaktır. Bu gün Taksim va FeneJ «tadlannda şflt maçları Şeref stadında üçüncü küme lik ve şilt rnaçl arı vardır.
Asliye Mabhemeleri ikinci yenileme Büroıunden:
Maliye Muhakemat Müdüriyeti tarafından Taksimde sıra servilerde Yakomopolo apartmanı 1 numarada Yani Kro-naki ve ayni adreste oturan Madam Kalipso aleyhine açılan davanın yenilenmesi esnasında: Mliddeaalcyhlerin ikmetgâhlar-nın meçhuliyeli ha te bile ilânen tebligat icrasın* karar verilmiş olduğundan tetkikatın »cra kt-l tınacağı 31-1-935 tarihine müsadif Perşenbe saat 14 te Büroda hazır bulunmaları lüzumu tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur.
Zamanın takvimi
I
KÂNUNUEVVEL
fcciBİ BON 1*54 Kuzu kâbım 50 I— 1 H.oi 1353 Kvmt )(n( ■ HS8 2 .«o Taarin 24.
CUMA 1
Sabah | Şöbı* İMSAK 1
S. l). S. O.
2 7 3ı) 11 29 12 S 45 26-
İIKU TMS»
î». D. )- ı».|n. |ı). S. |D.
7 2S ) r(7112 . 1 138 a ane.V
12 14 281)6 fîT İB119 .’.raJI
Bugünkü hava
Yeşilköy Rasat merkezinden aldığımn malûmıt* nazaran, dünkü hava tazyiki 764 milimetre en fazla sıcaktık 14, en az 12 derece idi. Rutgâr «ikin esmiştir.
BugUn hav* bulutlu olacaktır, hafif ve fasılalı yağmur yağman ihtimali vardır.
Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda Gündüz Matine 14,30 da Akşam suvare saat 20 de
HAMLET
5 perde Yazan : IF. Şeksper Tercüme eden:
Ertuğrul
Muhsin
Pek
Cemal ve Ekrem Reşitlerin
Deli Dolu
Büyük opereti
Deniz yollan
İŞLETMESİ
Acantalaıl: Karaköy- Köprübap Tat. 42362 -Sirkeci Möhârdsrzada ■MM Han Tel: 22740 BM
Kîersın yolu İNEBOLU vapuru 9 birinci kânun PAZAR günü saat 10 ds Mersine kadar. (8352)
Ayvalık yolu
MERSİN vapuru 8 Birinci kânun CUMARTESİ günü saat 18 de tzmire kadar.
(8353)
Karadeniz yolu VATAN vapuru 8 Birinci kânun CUMARTESİ günü saat 18 de Hopa ya kadar. (8354)
Dişleri Kurtarır!
Diş etlerini Kuvvetlen -dirir!
Ağız kokusunu defeder!
Ağızdaki bütün muzir mikropları
Öldürür!
'••lAİu' tıfıtfıç?ı(
5?hirTujaîroju
yakında
3
*1
o/o 100
Asliye mahkemeleri ikinci yenileme bürosundan: İktisat Vekâleti tarafından Unkapa-nında Atlama taşanda hoca Halil Aktar Mahallesinde 4 numaralı hanede oturan Ab-durrahman aleyhine açılan davanın yenilenmesi esnasında : Müddeaaleyhin ikametgâhının meçhuliyeli basebile ilânen tebligat icrasına karar verilm'ş olduğundan tetkikatın icra kılınacağı 10-2-935 tarihine müsadif pazar saat 14 te büroda hazır bulunmaları lüzumu tebliğ makamına kaim olmak ûzo re Üân olunur.
Süreyya Opereti Sanatkâr Fahri Gû Gnç iştirakile Bugün 15 de metine Beyağ'u Mulenrujda Akşım saat 20 30 da Beşiktaş Sûm«r Tiyatroıunda TELEFONCU KIZ
OPERET 3 Perde
Tercümanlara
İstanbul Belediyesinden:
Seyyah gezdirmeyi kendisine iş edinen tercümanlar iç-n dersler açılmıştır. Bu derslerin sonunda yapılacak imtihanı kazananlara yeniden vesika verilecektir. Eski vesikalar gcçmiyecek, ye-niden vesika almayanlar tercümanlık cdcmiyecektir. Derslere girmek isteyenler 10-12-934 Pazartesi gününe kadar Belediye Turizm Müdürlüğüne gelip adlarını yazdırmalıdır. "8323»
İstanbul Gümrükleri
Baş Müdürlüğünden:
Baş Müdürlüğümüze bağlı İstanbul Gümrüklerinde açık 12 lira aylıklı kâtiplikler için 13-12 934 Perşenbe günü saat on üç buçukta müsabaka imtihanı açılacaktır. İmtihana girmek is-tiyenlerin memurin kanununun 4 üncü maddesindeki şartları hail olmaları ve en aşağı orta mektepten mezun bulunmaları lâzımdır. Müsabakaya gireceklerin nüfus hüviyet cüzdanı. Mektep şahadetnamesi Askerlik vesikası, aşı kâğıdı sıhhat raporu hüsnühal kâğıdı ve evvelce bir vazifede çalışmışlarsa oradan aldıkları bon servislerle yukarıda yazılı perşenbe gününden evvel İstanbul Gümrükleri Baş Müdürlüğüne dilek kâğıtlariyle müracaat etmeleri vc bu vesaiki ibraz etmedikçe imtihana kabul edilmi-yeccklcri ilân olunur. "8342.
S
ZAMAN
Kânuntıev«4 7
Milyonlarca insan
kazanmış olan
Tıbbî Müstahzarat
HaSan Zeytinyağı
Haşan kuvvet şurubu küçük büyük 1 Kg
Küçük şişe
acı
ve
)
Tenekesile
POKER
P L A Y tıraş bıçaklarını tercih ediyorsa elbette bunun bir sebep ve hikmeti vardır.
Deposı: İstanbul, Tahtakale No. 10
Avrupada Diplomalarla Musaddak Birinciliği Büyük Mükâfatı ve Zafer Nişanını Kazanan
Bütün dünyada fevkalâde rağbet
DAİMON
Pilleri ve
CEP FENERLERİ
Gıyet pratik. ıstıranlı kolay, teoıınst.'ı »e son derece istifadelidirler. Bilhassa karanlıkta garanti 100 metre mesafedeki tiaOoftıO aydınlatarak yolunura kemali huturla devam edebl-lirainiz. Pillerin muhtelif boyları va fenerlerin uh’.vlif cimleri vardır.
Taklitlerinden sakınınız
Baş, Diş ağrıları
HAŞAN MÜSTAHZARATI
60
1)0
15ı) Öksürük Pastilleri 30
Kolonya ve Losyonlar
90 Derece bana ıımon çiçekleri kolonyasıle yasemin, leylâk, menekşe, nerkis çiçeklerinden ve rubnuvaz esanslardan ihzar edilmiştir.
Diş Müstahzaratı
D'şleri inci gibi yapan vc diş etlerine ebedi hayat veren ve kaıı-ımasını meneden vc diş ağrısını dakikasında durduran, dişlerin çürümesine mani olan:
Haşan Diş Macunu Dantos . - Suyu
Orta „ „ „ Büyük
Gayet sağlam vc sert vc sıhhi diş fırçalan Kuvvet, sıhhat, nefaset ve lezzet ifade eder.
Haşan kolonya ve losyonları
Küçük cep şişesi Cep şişesi Küçük Orta
Düz büyük şişelerde Büyük
Cam kapaklı şişeler 1/8
Haun Nesrin
kvantaları kolonyası
• 1/4 . 6)
• 1/2 . 100
• 1 » 200
* Açık . ik 250
M Cam kapaktı şişeler 1/8 „ 80
a* . . . 1/4 . 130
1/2 . 200
an Hüil dö Parafin fıstık özü yağı Hıntyağı halis bademyağı babkyağı
Kokulu Sabunlar tuvalet sabunlan küçük „ „ büyük
tuvalet aabunu 220 Gr.
. „ 140 .. Lüks
- 250 . .
Haşan gliserin sabunu
Haşan Gilscrin sabunu gül Haşan Tıbbi Sabunlar
Krem ve Biryantinler
Haşan Kremi Vazo yağsız Haşan Kremi tüp içinde Haşan Bü-yaotini
H Likid
. „ Yağsız Arjantiya
■ „ Yağsız büyük
» . Yağsız Likid
■ a Yağsız -büyük
Şampuan Saç suya ve sabunları
Saçları uzatır, kepekleri ve mikroplan izale eder sak tutar.
Hatan
Haşan
fiL.
Haşan Haşan
TC
Haşaratı
Fayda Haun
25 Gr.
50 ,. şişe
1-4 Kg.
1-2 .
1
2
Fareleri Öldüren
1/4 Litre 1/2 .
1
6 .
safi kilosu
LVRCZİN KULLANANLAR DAİMA BÖYLE SIHHATLİ ve ne/el'i Olurlar.
şampuanı saç nabuou Trihofil saç suyu
Tıraş Levazımatı
tıraş sabunu
■■ „ Kremi
tıraş bıçakları 10 adet tıraş bıçakları 1 adet
! yuran-
10
25
125
Haşan
Haşan
Haşan
ÇıçeÂr, Gülsuyu
Haşan Çiçek suyu
ve
Haşan Gülsuyu
Haşan Gülyağı halis uf
Haşan Neroli Esansı
Haun Nane Ruhu Haşan Melisa Ruhu
5
10
1
1
5
10
Gramlık
*
3ü
50
80 4^H)
70 100
bO
25
25
■10
40
Büyük ambalajda
Pompa „ ........II
Far Haşan Fare Zehir Macun „ » ■) Buğday
„ ,• „ Büvüklen
Haşan fare zehirleri ikisi bir arada
Glüten Mamulatı
Şeker hastalığına ve zayıflamağa mahsus olup şeker hastalıklarında son ettibba kongresinin kabul eylediği formül üzere tertip edilmiş çok dakik ve ayarlıdır. Lezzeti güzel vc çok tazedir.
Rus Antrasit ve Alman Koku Ev sobaları ve salamandralarına mahsus EN EHVEN FIAT-EN İYİ MAL Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde teslim ediyoruz. Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS,, MAHRUKAT İS. - S. KORHANtDİS veŞKİ Galata Rıhtım caddesi N. 25. Telefon 43019
Haşan Glüten ekmeği 35
t» „ Gevreği 55
Bademli Glüten ekmeği 55
Glüten Makarnası 1/2 Kg. 55
,, Unu 1/2 55
H .. Şehriyesi 1/2 55
liasan Diyabctik Çikolatası 25
M •) Kg. 450
„ Şekeri 50 Gr. 40
•• M 100 u 70
» •ı n 250 105
Zayi: Konya idadisinden aldığım şahadetnamemi kaybettim. Yenisini alacağımdan hiik-mû yoktur: limitte Maliye tahsil şubesi karşısında Konyatı Nuri
Dr. Hafız Cemal
Dahiliye mütehassıs
Cuma ve pazardan başka günlerde öğleden sonra saat (2,5 dan 6) ya kadar Istaobulda Dtvaoyolunda ( 1181 numaralı hususi kabinesinde hastalarını kabul eder. Muayenehane ve ev telefonu: 22393. Yaslık İkametgâh trlefonu Kandilli 3S Byel.rbeyi -13.
2$
30
45 5 yağları 1/4 „ 40
1/2 . 50
1 . 60 1/4 „ 40
1/2 „ S0
1 .. 60
Özlü Hububat
Unları
Çocuklara ebedi bir hayat ve sıhhat bah.ş ve en nefis ma-
hallcbî, tatlı, çorba vc pürelerin imaline yardım eden: _K_ _j
Buğday özü nişastası
»zü unu
unu
Haşan Pirinç özlü unu
u
h
t»
öu^day
İrmik Öl-----
Patates özü
Arpa Türlü
Mercimek,, Bezelye ., B. Mısır „ Kebene „ Fasulye „ Nohut „ Çavdar „ Yulaf M
özlü unları c Brekfast bisküvitlcri
250
f'-
n
»
11
11
500
Kilosu
(Ararot)
(orafl
avur)
Gr.
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
35
60
40
30 250
Hatan
Pudra ve sürmeler
çocuk pudrası teneke kutu
» .. „ Paket
Talk pudrası 500 gram kutu Sürmesi sürmedanlıkla Sürme lüks sürmedanlıkla büyük
Setliç tozları gazoz tozu
büyük şişe 4 misli
Haun
Haun
„ „ , büyi
Hatan karbonatı İÛÜ gram
250 ■ 500 ..
Haşan demirhindi hulâsası ı, n Orta
.. .. Büyük
Muhtelif Müstahzarat
Granto Pcrzervatif 6 adet kutu •• ■( 6 „ ipekli
Maimukattarı o distilc 1 Kg. şişesile ... .. .. 2 Kg.
Haşan
11
25
10
40
25
40
30
50
100
10
20
35
40
60
100
50 75 25 40
................VHAısstıntıııımiMismMMiMiıiMisiUiaiUlIHMMmMINNİNIMNMiNmıı İmtiyaz sahibn Ali. Umumi neşriyatı idare eden yazı işlin
müdürü: C. Hikmet. Matbaai Ebüzziya