KURU*
SAYISI HER
YERDİ*
ABOMt
Türkiye (enetil* 2$(kj ® aylık teoo 3 aylık hh)
BEOELI
Ecnebi
ZıHK) Mı
(WO 1
•1000 *
1104) »
fdara2 Wumcanwılye Ne. 11 Tel adrteh «YENİ 6ABAH) ll T N B U İL
Telefon: 20106
(
'.I
• 4

I *1 _ A

Durum Sah günü C.H.P. gruputndla belli olacak


Ankarada ısrarla söylendiğine göre


9
X
r »■t’t ti
i 9
t



Korkvne scZ felaketine
uğrayan gilzel Amasyadan iki görünüş..
•2
Ankara, 3 (Hususî) — Haşan Saka kabinesinin istifa edeceği şayiaları bu gün de kuvvetle devanı etmiştir. Bilhassa Başbakan Yar-duacısı Faik Ahmed Barutçunun rahatsızlığı ve hattâ ameliyat için Javiçreye gideceği söylentileri Tekel ve Millî Savunma Bakanlıklarının münhal bulunması, Tarım Ba hanına Meclis grupunda yapılaD ağır hücumların bu söylentilere sebebiyet verdiği tahmin edilmekte dir.
önümüzdeki salı günü yapılacak olan Halk Partisi meclis grupu toplantısında Tanm Eakanma kar* çı açılan umumî konuşma neticelenecek ve hükümetin dırfOTııu bundan sonra belli olacaktır. Bu toplantıda Başbakanın da güven oyıı
istemesi muhtemeldir. Hâlen Millî Savunma Bakanlığının bir kaç gün için Vekâleten idare edileceği söylenmektedir.
Son çıkan rivayetlere göre yeni kabine Necmeddin Sadak veya Hilmi Uran tarafından kurulacaktır. Diğer bir rivayete göre ise ye-Dİ kabineyi yine Haşan Saka kura cak, fakat kabinede esaslı değişiklikler yapılacaktır.
Bütün bu söylentilerin ne dereceye kadar doğru olduğu önümüzdeki hafta belli olacaktır.
Başbakan Haşan Saka
r ” * -f *
.( Fedeat emin olabilirsiniz ki bütiin bu durumların ve hallerin 7 asıl mesuliyeti Halk Partisinin kötü zihniyetindedir. Çünkü ) Atıf İnan'ı bütün millet ve matbuat adeta meşhud cürüm j halinde yakalamış iken bir küsur yıldır onun kusurlarını •j son dakicaya kadar örtmeğe çalıştı. Atıf İnan da bu çoğun--j İuğa dayanarak kendisine hücum edenlere taarruz edecek j kadar cesareti ileri götürdü ve ikidebirde namus, haysiyet J ve şeref kelimelerini ağzında bir sakız gibi çiğnedi, durdu


Halk Partisinin çoğunluğu, şu Atif İnan ve arkadaşlarını korumak ve kurtar mak için neler yapmadı? Aylar ve aylarca Meclis tahkikatı açılması haklındaki ısrarlı neşriyatımız hiç bir akis bulmadı. Hattâ miifrit ter denilen zümre, herkesin itibar •/e şerefile oynamanın vahim olduğunu söyliyerek çok .y üksekten konuştular. Atıf İnan hakkında soruşturmalar yapılmaması için verilen bir takrire bizzat Bay Atıf el kaldırmak garabetini de gösterdi.
Sonra bu işler bir türlü uyumadı. Bahis döndü, dolaştı tekrar a-çıldı. Vaziyete derhal Meclisin el kayması gerekirken keyfiyet bir defa da maliye müfettişlerine havale olundu, öyle umuyorlardı kİ hepsi memur olan bu zevat çok İdareli ve ihtiyatlı bir dil kollanırlar ve öyle korkunç ifşaatta bulun mazlar. Halbuki alâkalıların bu tahminleri de boşa çıktı. Şerefli insan ve haysiyetli memurlar sıffitile, maliye müfettişleri gördüklerini, dosyalardan çıkardıklarını ol duğu gibi açıkladılar.
Bu manzara karşısında dehşete düşen Başbakan, bu husustaki görüşmelerin gizli bir celsede yapılmasını istedi. Halbuki partinin çoğunluğu buna hiç yanaşmak istemedi. Her şey düpedüz meydana dökülsün, rapor Mecliste açıkça o-kuDSun denildi. Şimdi raporun muhteviyatına bütün memleket vâkıf bulunuyor: Ne kadar milyonluk komisyonların, sebebsiz ve Bnıcibsiz yere verilmiş olduğu güney gibi görünüyor. Dişili, erkekli Bakan akraba ve dostlara bol bol komisyonlar verildiği bildiriliyor, milyonlar rahat rahat dans ediyor vo böylece İsviçreye müreffeh seyahatlerin hikmet ve sebebleri apaçık anlaşılıyor.
No kadar girift ve karışık bir dâva karyısındayiz ki müfettiş raporlarına göre, bir başka Bakanın da bu çirkin işe ismi karışıyor, o da Meclis huzurunda İstifa ediyor fakat çekilirken flo bu hakikatleri meydana çıkaran müfettişlere saldırmaktan hâli kalmıyor.
IDsld Bakanlardan Raif Knrazle-uh. do zamanında yapılan (100) bhı tonluk İhracattan dolayı hesab vermeğe hazır olduğunu söylüyor. Bdüfcttiyler raporlarında Receb Pekerln do İm karanlık ve karışık olaylanı-, faaî blı surette, krırjfimıy

olduğuna temas ederek onun da sorguya çekilmesini istiyorlar.
İr
Bu Atıf Jnan ıskandalının şimdiye kadar niçin örtülmek ve kapatılmak istendiği bugün çok va-IDevamı Sa., 3; Sil., 4 de,1
Truman
o----
Seçim nutuklarım söylemeye başladı
radiyo&tn tekrar A mer i kay» IrücHKU» geçdtâ
Omaha: (Nebraska): 5 (A. *A.) (Afp)
de Omahada 35 inci piyade tü meninin eski mensuplan karşj -sında seçim turnesinin çerçeve si içinde bir nutuk söyleyen Truman, Birleşik Amerikanın Birleşmiş Milletlerin muvaffakiyeti için çalışmak azminde bulunduğunu teyit etmiştir. Başkan, Amerikanın şimdiki refahı nı idame etmenin hattâ aittir -manın, diğer milletlerin iktisa -i Devamı Sa., 5; Sü., 6 da
Nebraska devletin
Amnsyadalü set faciasında &)2 vatandaşın fildüğü 40 vatandaşın da kaybolduğu tesbit edildi
Ceyhan, 5 (A.A.) — Dün saat ( dan başka hükümet valilikler^ ne
17.30 da sağanak halinde başlıyan yağmur yarım saatten fazla bir za man bütün şiddetile devam etmiştir. Her tarafı bas?" seller biçilmiş “kin yığınlarını . tiktiyerelı ■güvörtnttştür. On denberi sık sık yağan yağmuriarJı^züDden ha-6ad gecikmekte, pamiklar çapr.la-namamaktadır.
AMASYADA 92 ÖLÜ, J,0 KAYIL
VAR
Ankara, 5 (Hususi) — Şehrimize gelen malûmata göre Amasya-dcı sel felâketine uğnyarak ölenlerin sayısı 92 ye yükselmiştir. 200 kişi de muhtelif köyler de tamamen sular altında bulunmaktadır, ölenlerden başka 40 kişi kayıbdır. Bunların akıbetleri hâlen meçhul bulunmaktadır.
Diğer taraftan seller Çorumda da büyük tahribat yapmıştır. Çorumda insanca kayıb yoktur. Kızılay her iki vilâyete gerekli yardımı yapmaya devam etmektedir. Çoruma ilk yardım olarak 50 çadır ve beş bin lira gönderilmiştir. Bun
Geç vakit gelen haberlere göre, kadar para ve yiyecek ihtiyaçları Amasyada yollar açılmış ve elek-gHuğunu da sormuştur, ı trik temin edilmiştir.

a
&
TLJ

4,5 milyon üirahk Eroin kaçırmak istiyen şebeke nihayet nasıl ele geçti ?..
Amen’Blkftım Polis huiiyesi ım E a O yor
W
■ -?.-â
savaşı j
-----0----- !
Yahudilere karşı j umumî bir i taarruz başladı j
Kahire, 5 (AP.) — 'Ahbar El-yevm» gazetesinde bugün çıkan bil habere göre, Mısır kuvvetleri bu sabah erken bir saatte Yahudi kuv vetlerine karşı kara, deniz ve havadan umumî bir taarruza geçmişlerdir.
Gazete, dünkü nisbî durgunluk sırasında bu taarruzun hazırlandığını yazmaktadır. Ayni gazetede çıkan Nevyork menşeli bir habere göre, Kont Bernadotte Birleşmiş Milletler teşkilâtına bir telgraf gön dererek, 7 haziran pazartesi gününden itibaren bir ateş kes emri yayınlanmasını teklif etmiştir.
TUL-AV İV SULARINDAKİ SAV AS Tel - Aviv, 5 (A.A.) — Tel -Aviv önünde vukubulan deniz harekâtı hakkında yayınlanan tebliğde şöyle denilmektedir:
Dün saat 13.45 de bir korvet, E-(Devamı S a. 5. Sü. 1 de)
• )
A n
• -
i*
Yakalanan eroinciler bir
arada
Amerikan Mümessiller Meclisi %26,7 tutarındaki kesintiyi kabul etti. Tasan Senatoda da
Vaşington: 5 (AP.) — Yabancı memleketlere yardım kanununun ilk 15 aylık devresine aid 5.980.710.228 dolarlık tahsisat dün Mümessiller Meclisi tarafından kabul edilmiş ve tasan Âyan Meclisine gönderilmiştir.
Bu hususta Truman tarafından hazırlanan tasan da 12 aylık bir devre için 553.000.000 dolar fazla istenilmişti. Meclis %26,7 kesinti yaparak kabul etmiştir.
Tasan, Senatoda da görüşülecektir,
Vaşington: 5 (A.A.) — (L.P.S.)
Temsilciler Meclisi yabancı mem
görüşülecek
leketlere yardım programında yapılması teklif edilen indirmeleri tasvib etmiştir. Meclis bu suretle (Devamı') Sa., 5; Sü., 3 de



_ * t
*
V; &

r
Dört sene evveli bugün açılmışta
Londra, 5 (B.B.C.) — Yarın,
müttefik ordularının Avrupayı kur tarmağa başladıklarının dördüncü yıldönümüdür. Bu münasebetle, İransa ve lngiltcrede törenler yapılacaktır. Fransız Cumhurbaşkanı (Devamı Sa., 5 Sü., 5 de)
Neşet Omeri dün toprağa verdik
u,

Cenaze töreni pek hazin oldu
Komünist
Dünkü cenaze töreninde n bir görünüp
Nazilli Fabrikasında 3 kişi yakalandı Ankara: 5 (A.A.) — Haber aldığımıza göre, Nazilli balıJkası nın içinde iki kişinin haricinde de bir kişinin Komünistlik ve sabo taj hareketleri üzerinde zabıta tedbirlerini almış bulunuyor. Ve takip ediyordu. Bunlar fJillî bltf hareketleı ine mahal verilmeden alınan t( 1 birler ile suçüstü yaka lanmış ve keyfiyet adalete in ti * kal etmiştir. Hâdise önemle ta kip edilmektedir»

tıb âleminde büyük bir
Çlümü
boşluk yaratan Ordinaryüs profesör Neşet Ömer İrdelp’in cenazesi dün hazin bir törenle fcaldırıl-
mıştır.
Neşet ümerin Türk bayrağına sarılı tabutu dün saat 12 de Tak-(Ocvanu Sa. 6. Sil. 1 de)
Amerikaya 4,5 milyon Türk lirası kıymetinde eroin kaçırmak is-tiyen ve şimdiye kadar yapılan e-roin kaçakçılığının elebaşısı bulunan bir şebekenin ele geçtiğini dün kü nüshamızda bildirmiştik.
Amerikan Federal uyuşturucu maddeler bürosu hafiyelerinden George M. White taralından mey dana çıkarılan bu kaçakçılık hâdisesine el koyan kaçakçılık mahkemesi savcısı Reşad Saka dün bazı soruşturmalarda bulunmuştur. Sanıklar Güzel Adana bannın sahibi Vasıl ile Üsküdarda Şevket Dalgakıran, Bob ve Yasef tevkif e-dilmişlerdir.
Tiirkiyeden Anıerikaya eroin ııasıl kaçırılıyor
Maltım olduğu üzere bir müddet

mitingleri
-----o-----
Bugün Kanchrada miting yapılacak Kandıra, 5 (Hususî) -— D. P. ulu yurdun muhtelif yerlerinde yapılmakta olan seçimleri protesto mitingleri devanı etmektedir. Bu arada Kocaeli vilâyetinde ilk defa ter tib edilen îüiiing bugün Kaııdıra-da yapılacaktır.
Bugün Demokrat Parti kaza idare kurulu tarafından tertib edilen büyük pehlivan güreşleri münasebetle Adapazanndan, Karasudan,
Devo/ım Sa., 5; Sü., 2 de I

evvel Amerika Kars şilebile giden iki tayfa eroin kaçırırken yakalanarak Amerikan adlî makamlann-
(Devamı Sa. 5. Sü. 1 de)

*
Nerede gix!i
Mitlerin hayatta olduğuna dair şayanı dikkat delilleri ihtiva eden ve şimdiye kadar yapılanların en esaslısını teşkil eden ifşaat serîsine bu • gün de 4 üncü sayfamızda devam ediyoruz. Bugün A-miral Doenitz Hitlerin kaçmasına imkân vermek için sıılhli geciktirmekle ve plânları hazırlamakla itham edilmektedir...
HtTLER NEREDE?...
Budu dördüncü sayfamızda ki yazıyı takibetmekle siz de öğrenmiş olacaksınız...

Bir felâket karşısında

navatanın güzel bir köşesin-do yino bir matem rüzgârı ostl. Amasyada bir sol felâ-yüzden fazla [^7^7777 (777
keti,
yurddaşıınızın haya- | A
tına mal oldu.
Bıı facia nasıl olmuş?
Gazete hâvadlsine bakılırsa fazla yağan yağmurlardan husulo gelen seller, kocaman kaya parçalarını sürük-liyerek dağlardan İndirmiş, kayalar da evleri yıkarak Içlndckilorl czıniş öldür miiş. Kayaların İnsanları ezdıklerino biz İnanalım; bu kayaları sellorin sürüklediğine sbyliyenler İnansın.
Zira seller, nasıl olur da o muazzam kayaları daldan sürükler? Böylo şey olur mu?
Anadolu kasabaları eksoriya dağlar arasında kurulmuştur; Anadolu halkı bununla kendini daha mahfuz addediyor; manzaraya pek ehemmiyet verilmez; herkes o çukurda yaşamağı tercih oylor; Aıuasyayı görmedim ma gazotedo çıkan resimlerinden lıyorum kİ orası da bir çokları dağların tolâki noktasındadır.
Bu kasabalardan çoğunun yamaçlar
aman-fiibl

rında kocaman kayalar vardır; he banları öylo bir durumdadır ki ant»* an bir ufak sarsıntı ilo yerinden kopa* cak zannolunur.
iîSîi n ' Bu tchlikc,yi halM _______| hatırlatacak olsanıc, güterlor: «Öylo görünür amma... Onlar ayrılmaz!» derler; fakat son felâketle görülüyor ki yerlerinden ayrılı-yorlarmış; halk böylo düşünebilir; ya halkın rahatını, emniyetini düşünmek-
10 mükellef olan hükûmotler ne yaparlar? n
Zira bir sol hattâ Niyagara şelâlesi kadar muazzam dahi olsa bu kadar kocaman kayaları sürükliyemez; İşin doğrusu yağmurlar yağmış, seller taşların yamaçlarda islinad ottlgi noktaları oymuş; kayalar da bu suretio yuvarlanmıştır.
Amasyada bulunan valiler bunu evvel co düşünmeli idiler; bu tehlikeli kayaları kırdırarak ufalattırarak yok etmo-
11 İdiler.
Fakat bizdo bolâ vo felâket gelme* yipco ona karşı tedbir alınmak diye bir şoy yoktur.
(Lütfen Mhifeyi çeviriniz)
B





I

*

»i 1


I

I
I
?As
Ar.
BMMI ___... _ “1 -.22 -
Yazan: Profesör Kenan Önen
OKgJTSJOV
a i w on m~
*1 1
• •
l,
HAZİRAN
iaka muhalif parti aleyhinde mana ifade edenlerin lıüküın-
— 90 —
tstinad eylediğimiz vesikaların resmî seçim tutanaklarına müessir olabilecek bir vüsuku haiz olmadıkları telâkkisi de tâ seçim kânunu yapılırken itıdellıace ileri sürülmek kasdile olda tutulan gizli esbabı muaheden biri olmaktan ileri gidemez. Filhakika bu kurumun müzakere sırasında tutanakların temsilciler tarafından imza edilmesi hakkında Demokrat Milletvekillerinin taleb ve temennileri muallakta bırakılmış Bakonlığmdan bu istek tekrar edilmesine rağmen ancak intllınp gü-seçim strastnda da Demokrat Parti Genel İdare Kurulunca İçişleri nüne kirle sekiz saat kala bu da reddedilmiş olduğu cihetle faizlerin el sürmesine bile müsamaha edilmeyen bu tutanakların değiştirildiğini başka suretle İ9bata imkân kalacağı ve istinad ettiğimiz kâğıtlar bu ua kâı’t görülmezse hangi vesikanın seçim tutanaklarına müessir ola bileceği beşer havsalasına sığamaz.
Arzettıgim gibi ibraz ettiğimiz vesikaların bir çoğunda yalnız Demokrat parti temsilcilerinin değil, Halk partisi, müstakil aday mü şa lıülenle beraber rc-smî polislerin ve hattâ komisyonlar heyetinin de imzaları bulunmaktadır. Bir heyetin imza ile tevsik eylediği İlci varakadan mut
stiz addı için nasıl mantıki bir sebeb gösterilebilir ve bu vesikalar tutanaklar üzerinde tesirsiz kalırsa hangi deülln müessir olabilmesi mümkün görülür?...
Unutmamalıdır ki hukuk sahasında, hiç değilse, sahteliğinin işba tı caiz görülmeyen hiç bir vesika yoktur. Biz de tasfiyeye esas tutulan tutun Uctann sahteliğini sarih surette lajnlıamızla iddia etmiş ve bunu ajmt şahısların itnzasııu taşıyan vesikalar ve uuıumî efkârın nıu-hasalai kauaatile isbat etmek istemiştik.
Şurasını da hatırlamak icab eder ki İslam hukukunda icmal ümmet farz ile sünnetten sonra gelen en kuvvetli bir delil olduğu gibi tevatür hilâfına bevjane ikamesi de tecviz ediür bir şey değildi. Avrupa müdevvenatı adliyesindeıı aynen tercüme ettirerek kabul ettiğimiz Hukuk Muhakemeleri usuli kanununun 238 inci maddesine giren hukukî mütearife de bunun başka kelimelerle izahından başka bir şey değildir. Bu madde okunursa, maruf ve meşhur olan veya ikrar edilen hususların nıüııazaalı sayılmıyacağı vazıh ve sarih surette görülür ve bunun neticesi olarak ta Frenk hukukunda da maruf ve meşhur olan lıususatın delil ikamesinden müstağni olduğu anlaşılır, itiraz lâyihasında ileri sürdüğümüz butlan sebebleri kadar da maruf meşhur ve hattâ zımnen ikrar olunmuş bir hususun tevehhümü bile aklen mümkün değildir.
4 — İtiraz istidasında bahsedilmiyen ve dosyada mevcud bulunan dört şahıs imza ve mührünü hart yazı merkezimizce ilâve edilmiş olmasına göre benim için bu hususta kati bir ınütaleada bulunmak doğru olmasa da, mahiyet itlbarile bir evvelki fıkra buna da bir ce-vab teşkil ettiği için daha fazla didiklemeğe lüzum görmüyorum
5 — Yetkili komisyonca Büyük Millet Meclisine.sevkedilmiş olan seçim tutanaklarının şikâyet ve itiraz hanelerinde seçime itiraza dair bir kayıt bulunmaması itibarile yapılan şikâyet ve dermeyan olunan iddiaların varld görülmediğine taallûk eden görüş noktasına gelince:
... Sahifada okumuş olduğunuz vesikalar, seçim günü vilâyet kuruluna karşı serdolunan itirazların çokluğunu gösterdiği gibi seçimlere verilen istikamet karşısında müşahadeye devam imkân ve kudretini bulamıyan temsilcilerimizin seçim ilçe‘kurullarına ve sayın Mareşalin vilâyete verdiği protesto dilekçeleri meydanda durup dururken inceleme komisyonunun (tutanakların şikâyet hanesinde bu hususta bir kayıt bulunmadığı) zehabına kapılması bir zühul veya noksan tedkikin mahsulünden başka bir şey olamaz. Serdolunan itirazların şikâyetler hanesine kaydedilmemesi de bizim ihmalimiz neticesi olmamasına nazaran komisyon ve kurullardan başka hiç kimsenin hakkım iptale vesile teşkil edemez. Bu hal, olsa olsa her delil fevkmda kıymetli sanılan tutanakların hal ve hakikate tetabuk derecesini göstermek itibarile ibraz ettiğimiz vesikalar kadar da itibara layık bulunmadığını teyid eden yeni bir delâlet vücude getirmiş olur.
KANUN VE ZİHNİYET:
Herkes bilir ki bütün usul kanunları hakikat ve adalete vüsul için gidilecek en kısa ve sağlam yollan gösterir. Bu sağlamlık şübhe telkin edecek kadar çürür ve gevşerse bu yol zulüm ve tahakküme ulaştırır.
Büyük Millet Meclisi iç tüzüğünün seçime tealluk eden hükümleri okunursa bu hususta yâpılacak itirazların tedkild için şu usulün mevcud olduğu görülür:
• a
Belediye temizlik şoförlerinin şikâyeti
İstanbul belediyesi temizlik tyleriudc inşan 23 şoför iınzaMİe mektuptu deniliyor ki:
Dizler İstanbul belediye-si temizlik işleri şoförleriyiz. İş kanununun çalış ma müddetini tâyin eden hükümleri sarih iken biz lor sekiz saatten fazla çalıştırılmaktayız. Sabahın 6 sındım iş başı yapıyor ve akşamın 6 sına kadar ça -Iışnıağn mecbur kalıyoruz. Bu yoldaki baldı itiraz ve şikâyetlerimize de kulak a-san olmadı, iL’stelik 28.5. 918 günlii ve 1343 sayılı bir tamimle do iş bitinceye katlar sürekli surette çalış mağa mecbur olduğumuza dair bizlerden imza alınmıştır. İş ve işçi haklan ü zerinde hassasiyetle durul duğu bu sırada günde sürekli olarak 12 saat çalış mağa mecbur tutulmamış efterji israfından başka bir şey değildir. Bu suretle lıcm silikatımızdan ve hem de iş randımanımızdan kayıb ediyoruz. Bu mesai yükünün ağırlığı al tında eziliyoruz. Bizler me nuır veya işçi sayılsak sa sekiz saatten fazla çalışmamamız iş kanunim 18 in ci maddesi hükümleri ikti zasımlandır. Binaenaleyh lıer bakımdan haklı ve ye rinde olan bu şikâyetleıimi zin alâkalı mercie dayanıl masun ve haklarımızın ko runmasını sayın gazeteniz den saygı ile dileriz.
Kimsesiz çocuklar dâvası hallediliyor

•»
Şehir kenarında kurulacak yurdlarda kimsesiz ve fakir-çocukların eğnitûn ve terbiyeleri
Yıllardanberl ihmal cdileo kimsesiz ve fakir çocukların barındırılması, tahsil ve terbiye meselesi, geç de olsa artık ele alımnif ve bu hususta bir kanun tasarısı Meclise verilmiş bulunmaktadır.
Tasarı kat’iyot kesbettlkten sonra ilk hamlede, kimsesiz ve fakir çocukların barınması için 750 bin liralık tahsisatla yuvalar ve yıırd-lar kurulacaktır.
750 bin liralık tahsisat bütün llirkiye vilâyetlerine şamil bulunmasına rağmen, bu paranın müs-miı olması bakımından yalnız İstanbul vilayetine verilmesi kuvvetle muhtemel görülmektedir. Esasen 750 bin liranın 63 vilâyete tak
sağlanacak sim ile hiçbir iş bışarıfamıyacağı aşikârdır.
İlgililerden öğrendiğimize göre himaye altına almaç ak çocuklar üç grupta toplanacaktır.
Yeni doğan çocuklarla 3 ya ıııa.( kadar olan çocuklur için süt bakım evleri; 3 yaşından 7 yaşın» kadar olanlar için yuvalar 7 yaşından 18 yaşına kadar olanlar için de yurdlar tesis edilecek ve bu teşekküller şehir dışında kurulacaktır.
7 ile 18 yaş arasındaki çocuklardan normal olanlar Millî Eğitim Bakanlığına aid yatılı okullara yerleştirilecekler normal olanlar da yurdlarda meşgul-olunacak; sıhhî bakımdan bualnnn normal hale getirilmeleri sağlanacaktır.
dağıtılmağa
tevzii ancak tamamlanmış
müddettenbe-
I,
l

(Devamı var)
"AKVIMDEN BİR YAPRAK
, ( ) . -_. - — _a
Bîr felâket karşısında
(Baştarafı 1 incide)
3ir gün Haydarpaşa, Kadıköy vapu runun istfab hacminden bir kaç misti fazla yolcu alması dolayısile cAsım Us» a: «Allah saklasın dedim, bir kaza olsa birimiz kurtulamayız...» Asım o rindâne tebessümü ile: «Canım, dedi, san şitrrdîyo kadar hiç Kadıköy vapuru batmış diye bir şey işittin mi?) o zaman bu eski dosta Üsküdar kadısı ile kayıkçının hikâyesini anlatmıştım. Hemen hemen ayni cevabı a-İan kadı: «Aman oğlum, demiş. Ben de bundan sonra işitilir diye korkuyorum a...»
Amasyaya bu kadar kaymakam, mu tasarnf, vali gelmiş, Birisi de: «Ne olur no olmaz.., şu korkunç kayaları bir kazaya sobeb olabilecek vaziyetten çıkarayımh dememiş.
Golmfşler, dcrây-ı- hükümet» etmişler ve gitmişler.
Halbuki bir hükümet için ıslahattan, imardan velhasıl her şeyden ev-yel düşünülecek nokta, şehri muhtemel tehlikelerden korumaktır.
Amasya felâketinden bahseden tel-grafrsrın altında bir de Çorum şehrini su bastığına dair bir haber vardı. Ben Çorumu bUirim; geniş bir ova ü-zerindedir. Böyle olduğu halde altında kalması yine ihtiyati doksanlığından olsa gerek.
Felâketler bizde türkülere güfte o-llur. Vaktile de Çarşambada da böyle bir vak’a olmuş:
Çarşambayı sei aldı B*r yar sevdim el aldı
□iye türkü yapmışlar. Ben Amas-
şayi âb tedbir
Sanat Dostları emtyetlnin toplantısı
Yeni kurula» San’at Dostlan Cemiyeti, perşetab® glinll saat 15 da Topkapı Sarayı füzesinde büyük bir toplantı tertlb etmiştir.
Bu toplantıda cemiyet âzası üş Sza olmak istlyenlor ve san’at dojjt Lan bazır bulunacak, bilâhare md-•m ffezüecelrtir»
yanın haçına galen felâketten şimdiye kadar gelen idare âmirlerinin mes'ul tutuimaemı ileri sûrsan kimbtlir ne kadar hayret edenler olur!
Ve iste öyle olduğu içindir ki böyle olmuştur...
$ OnuQ romanlarının hep-I1 s n' almış, kaç kere devretmiş, pek çok yerlerini ezberlemişti.
Onun kadar beğendiği, zihninde büyüttüğü bir edib, bir erkek yoktu. Ona âdeta âşıktı.
w Meselâ Nesrin misafir gelmiş, 2 akşama gezmeğe çıkacaklar. Va-Ikit daha erken, öğle yemeğinden kalkmışlar. Biri karyolaya, öbürü şezlonga uzanmış.
Açardı lâfı:
— Nesro, dinle, Loti'den bir ik! pasaj okuyacağım!
— Allah aşkına, bırak şunun martavallarını!
— Affedersin, o öyle (profon), (spritüel), (jeniyal) ki dünyada üstüne yok. Bak, (piteresk stil).
(Les deux hanoums, voilics en noir, marchaient vite, suivies da Itur escorte negre, eunuques vetu de rouge et d’or, pistolets et gata-gans a la ceinture..» (1)
— Al işte kuyruklu yalanı.. Alinsen sus Melok, tahammül edemiyorum, elnn ayağım buz kesiliyor,
— Hele şurasını dinle:
c.. Ie jour funâbre ou elle avait prfs Ie teharehof, c’est â dire !• Jaur eû il avait fallu pour jameûs cacher son visage au meme, de-venir l’un des Innombralles fanto-mes de Constantinople..»
— Anladık, boyuna ısıtıp ısıtıp, ortaya koyduğu şeyler: (Fantomş, fantartlrçue, cimetiere, cyprls, ml-raret, caique).. Vallahi kabak ta( dı verdi.
MeMiIca, üç beş satır aşağısına athyvakr
— . par Ilıalbitude qu*elle a-

a
M A A R İFT E
ADLİY FDF .
İzci kampları deniz kıyısında açılacak
Kum kapı nahiye müdürünün eşi yaralandı
--O —
Kumkapı nahiye müdürünün eşi Bayan Seltna evvelki akşam evinde pencerenin önünde otururken karşıdan gelen meçhul bir kurşun sol gözüne isabet etmiştir.
Gözünden tehlikeli surette yaralanan gene kadın Cerrahpaşa has tahanesine kaldırılmıştır.
Vak’aya vaz’ıj'ed eden zabıta kurşunun seyir istikametini tâyin ederek tahkikata başlamış evin karş sında 44 numarada oturan ve ayni zamanda tüfek tamirciliği yapan Simon ile kardeşi Garbis nezaret altına alınmıştır.
--------o-------.
GalatasaraylIların p^.âv günü
GalatasaraylIlar, her yıl yapmak ta oldukları toplantılarım bugün yapacaklar ve meşhur pilâvlarını hep beraber yiyeceklerdir. Hazırlanan programa göre 1U.30 da inek teb bahçesinde ve 11 dc konferans salonunda toplanılacak, 11.40 da bir sürpriz vardır. 12 de mektebin ve Galatasaray spor klübünün müzesi ziyaret edilecektir. 12.15 de pilâv yenilecek ve 14 te Taksim âbidesine gidilerek çelenk konulacaktır.
V

Her yıl olduğu gibi bu yıl da şehrimizin muhtelif yerlerinde izci kampları açılacaktır.
Kampların açılış ve kapanış ta-rihlerini, yerlerini ve iştirâk edecek izci mikdarının tesbitı ijin 15 haziranda Millî Eğitim Müdürlüğünde izci oymak beylerinin iş-tirâkile bir toplantı yapılacaktır.
ilgililer, bu yıl kampların, deniz kıyılarında kurulacağını ve 600 kadar izcinin iştirâk edeceğini söy İçmektedirler.
Kamp masrafları, Okul Aile Birlikleri, izciler ve kısmen dc Millî Eğ’tim Bakanlığınca karşılanacak tır.
Diğer taraftan Millî Eğitim Bakanlığı Türkiye izcilerinin iştlrâ-kile bir oba kambı açmak tasa w u-rıındadır. i
Verilen mal bidayetinde aç ba kampına yeliniz Türkiye oymak beyleri iştirâk edebilecektir.
Teknik tedrisat müsteşarı Ankaraya dönüyor
Şehrimizde bulunan teknik tedrisat müsteşarı Rüşdü Uzel, dün Beyoğlu Akşam Kız San’at, Selçuk San’at okullarının yıllık sergilerini gezmiş, alâkadarlardan izahat almıştır.
Rüşdü Uzel, bu akşam Ankaar-ya hareket edecektir.
------------o------------
Meteor uçağı bugün İzmire gidiyor
a-
P v
iSmata göre temmuz cuması düşünülen O-
Hl
Birkaç gündenberi şehrimizde bulunan ve müteaddid akrobasi gösterileri yapan tepkili Meteor uçağı bugün îzmire gidecek, orada da birkaç gün gösteri uçuşları yap tıktan sonra Atina, Roma ve Paris tarikile Londraya dönecektir.
vstt Conservice de monger Ie ria tvec ses doigta comme les ancet-res..» (3)
— Şimdi beğendin mi yediği naneyi? Bizde avuciLe plâv yiyen ne-rede? Vaktile de görülmüş mü? Rica ederim kâfi; yazdıklarının hepsi uydurmasiyon. Yok kız lisesinde profesör agreje, hem de filozof! profesörü varmış; yok bâki« relerin oda kapısında kilid bulunmazmış. . Yok yatsı ezanı okunurken yataklarına girmek mecburiyetinde imişler..
Mehlikanfln müziğe fevkalâde istidadı vardı. Piyanosu mükemmeldi. 7 yaşında iken meşka başlamış, ilk metodlardaki egzersizleri çabucak bitirmiş: Clıopln’e, Roo« sini’ye, Bizet'e atlamıştı. (Macar Rapsodi) sini, Beethoven’in sonatlarını bir solukta, hiç falsosuz çalardı.
Dünyada baş arzusu Parise gitmek, senelerce orada yaşamak, hat tâ bütün hayatını orada geçirmekti. Türkceyl doğru dürüst sök-memişti. Yazmayı hiç beceremem iki satırda belki 20 tane imlâ yanlışı yapardı.
Nesrine gelelim:
21 indeydi. Uzunca boylu, kum-
K e n di si ne karnise r
süsü ve re a satıcı
-- o------
Tepebaşında oturan K&mıran Idında seyyar satıcı kendisiur
Iİb komiseri mIüü vererek ve rüşvet almaktan annık Hirak as- ’■-ı 1 İnci ceza m&hkenu'/erilmiş-tir.
Dünkü celbede şahid olarak dinlenen 16 yaşlannd.' Suzoa Başak hâdise hakkında şunları söylemiştir:
«— Hâdise akşam Tfepebaşın-da dolaşırken sanık karşımıza ç Z-tı. «Ben senin kimi beklediğini biliyorum, onu yakalayıp karakola götürdüm, bosuna bekleme. Haydi yürü, seni de pos'i edeyim; dedi. Korktum, b&i-anı duyarsa I beni ne yapardı? Kendisinin komiser olduğunu söyltyen bu zata yal vanp yakardım, cebimdeki 12 lira ite koiumaaırt altın "saati çıkarıp verdim. Biraz sorı . arkadaşım Halil geldi ve o zamıa dolandırıl-cığımı anladım.»
Mahkeme diğer şb i ı idleri de din ledikten sonra sanığı a tevkifine karar vermiştir.
-------—o-----------
DENİZDE

Mavnacılar Ibir cemiyet kurdular
---o--
İstanbul liman d ıt flt. yç haricinde çalışan mavmcılar bir a-raya gelerek şehrimizde (İstanbul Yelkenli ve Yeîkensiz Mavna ve Salapuryacıi tr Cemiyeti' adile bir cemiyet knt muşlardır. Mavnacılığı ihya ve asrın fenni icaplarına uygun bir hale getirmek amacile kuruiarı bu cemiyet başkanlığına Yunus Sevinç geti rilmiştir.
İH
------------- 37 -----------------
rai ve vücudluydu. Cildi duru beyaz, saçlan kestane, yüzü yuvarlak, gözleri gövelâ, ağa ufak, elleri ayaklan büyüktü. Göğsünün kabarıklığı, kalçalarının taşkınlığı göze çok çarpar, sokakta bütün erkekleri kendine baktınr; mağa-larda, vapur kamarasında, tren kompartımanında rastlıyan hanımlara:
— Allah için endamlı, helâvetll, teleme peyniri gibi taze! fıaıltıları nı ettirirdi.
Mehlika kadar zeki ve açıkgöz değildi; ona nisbetle safcaydı. Daha ağıt başlı, sâkin, uysaldı. O da enstitürisle büyümüş, sonra Yelde-ğirmenindekl Sörler mektebine git inişti. Fransızcası fena değilse de kuzinine göre iyice geriydi; türk-cesi kat kat üstündü.
Piyano meşketmjş, ilk egzersis-
lerl zorlukla atlayıp o zamanın temadiyen Fransızca sÖvler; Nesrin
• • • a « e • m A « •
adımlarını sayar gibi yürür, gülüm s(?meye çekinir, hep türkee cevab verirdi.
Mehlika yeni bir rob, çarşaf veya yeldirme yaptıran ığı vakit en evvel Beyoğluna kolaçana çıkar: AvrupalI kadınların kıyafetini, mevsimin renklerini biçimlerini gözden geçirir; Tepeb.ışındakt Gar denbann, Haleb çarşısındaki Fraa-
Nesrinin fazla durgunluğunda!!, tuvalete, şıklığa. ı Laf ra ağalığa düşkün olmayışına kızardı.
Mehlika (elegaut) lığma, (ben-gu) suna pek güvenir, kendisinden daha ince, daha hassas, daha zarif giyinişli bir İstanbul kadını bulunmadığına inanır en kibar lcü çük hanfendilerin hallerde, kıyafetlerde alay eder; en meşhur mo-distralırın diktiklerine türlü kusurlar bulurdu.
Kendini bir moda mübdii yerine kor; elbiseleri, çarşaflan, yeldirmeleri için yepyeni biçimler keşfine muvaffak olur; ayna karşısından ayrılmazdı
Nesrin ise gyim kvıamı ince e-leyip sık dokumaz, hazan bütün glln aynaya bile yaklaşraazdı.
Mehlika Beyoğlu. Boğaziçi, Moda piyasalarında zıpzıp seker, nıli-
mübtedilere mahsus (Bir Bâkire-nin duası). (Aşk Serzenişi), (Kuşların cıvıltısı) gibi basit havalar-dnn yukarı çıkamamıştı.
iki kuzin pek iyi uyuşmuş, çok iyi geçinirlerdi. Fakat Mehlika hazmı tek durmaz, Nesrine musallat olur, yoktan yere densizlik çıkarır; farfara tabiatlı olduğu için ar kasını kıırcalamayıp geçlştlrtrdi.
şler kaniden piii dağılılacak
-------o------
Yarın toptancılara şeker verilecek
—o—
Bcdediycce bir milyon iki yüz bin aded olarak bastırılan şeker karneleri, tanzim olunan bordrolara göre muhtarlara başlanmıştır.
Karnelerin halka yarın ve öbürgün olacaktır.
Diğer taraftan bir
ri durdurulan şeker satıştan, Şeker şirketi tarafından yann sabahtan itibaren toptancı bakkallara yeniden tevzie başlanacaktır.
Toptancı bakkallar da izdihamı önlemek maksadile aldıktan şekeri, perakendeci bakkallara dağıtacaklardır.
Halk karne başına bir buçuk kilo şeker alacaktır.
Haber verildiğine göre, gazozcular. kendilerine cemiyetleri tarafından verilen çekerin azlığını ve buna mukabil ihtiyaçlarını fahiş fiyata karaborsadan temin ettikV -ri iddiasile kasa basında gazoz fiyatlarına 20 kuruşluk bir zam yapmışlardır.
Seker fiyatlarına zam yanılma-cığı ve ilgili makamlarca şekerden mamul maddelere zam tanınmadığı halde, gazozcuların bu gayri meşru zamları karşısında ilgili ma kamlar faaliyete germişlerdir.
Sekerden mamul maddelere zam yapan imalâtçılar hakkında Millî korunma kanunu hükümleri tatbik olunacaktır.
Diğer taraftan gelmesi beklenen cak 2 haziranda r’lmis olacaktır.
tiklilerin verdiği malûmata göre şehrimizdeki şeker stokıı. yeni kamnanvadan bir av sonraya ka-darki ihtiyacı karsılıyacak bîr durumdadır.
avm on beşinde îdlıal şekeri, an-limanımıza geti-
Meleğin öldürdüğü pır çoyfcor*. x)r»x
Samatyada Güngörmez sokağında gecekonduda oturan Melek Hel vacı adında 23 yaşlarında bir İcadın evvelki akşam yalnız başına odasında otururken 80 - 85 yaşla-ıında aksaçlı bir ihtiyar kapıyı açıp içeri gelmiştir.
Bu manzara karşısında birdenbire ürken Melek çığlık atmağa başlamış ve eline gecen masa ık ihtiyarı bayıltmcaya kadar dövmüş ondan sonra da karakola giderek :
. «— Bir hırsız evime girdi, onu öldürdüm» demiştir.
Bekçiler hâdise yerine geldiklerinde kulübenin kapısını açık bulmuşlar ve ihti)-arın ortadan kaybolmuş olduğunu görmüşlerdir.
Gene kadın bu defa da:
_ O şeytandı galiba» diyerek orirmemiş ve karakolda sab.ıh-
Fıkracının uMeteorw uçağıle Ankara seyahati eki Tloarot Sakanı Atrf inan s nihayet sığaya çokiiccek. Moe Ii5 çoöuniuguniYJ verdimi hu kararı haber alınca soluğu Yeşllköydo aldım, ınermi kadar hızlı giden mahud (Motor) uçağının palabıyık pilotuna baş vurdum, beni bir nefesda Ankaraya götürüp bırakıvermesini rloa et-tim.
İngiliz pilot İsmimi nereden işitmiş, beni güler yüzle karşıladı ve sordu: — Viski kullanır mısın?
— Orrayhl... En sevdiğim içkidir.
— Ben do soni Ankaraya götürdüm gitti! dedi vo bonl kırmızı uçakta arkasına oturttuktan sonra ınikalı kapağı kapadı. Korkunç bir uğuKu, baş döndürücü bir hızla fezada yükseliş ve mtidhiş bir sür’at içinde llori alıldık. Aradan bir çeyrek geçti mi geçmedi mi bilmem birdenbire durduk. Kendi kendime:
— Galiba makinede bir bozukluk oldu!... diyo düşünmeğe vakit kalmadan neş eli pilot yerinden atladı ve:
— Haydi Fıkracı! dedi, geldik.
— Nereye geldik?
— Nereye olacak Ankaraya?
F/lofter tıpkı masallarda olduğu gdd, gözümüzü açıp kapayıncaya kadar, Ankaraya gelmişiz. Benim hayreilcn büyüyen gözlerim karşısında Almanya imparatoru bıyıklı pilot kahkahalarla gülüyordu.
Tayyareyi moydanda gereken zata testim ettikten sonra kolkola ur*»k □-lanmdan ayrıldık. Pilot yolda Mm:
— Tebrik ederim, Fıkracı de li, u-çarken zerre kadar telâş etmedin, enk cosurmuşsuıı doğrusu...
Ben lâkayd görünmece çalışarak: — Hayatımda çok uçuşlar yaptım, alışkınım! dedimse de içimden:
— O kadar çabuk geldik ki kor,(( 7/1-ya vakit bulamadım! itirafında maktan da kendimi alamadım.
★ .
Ankaraya varır varmaz hemen I ’ec liso koştum. Atıf İnan’ı sıcağı r na yakalayıp gazetecilerden asla I )?• lanmıyan bu zattan çiçeği burnunla muhayyel bir demeç koparayım di .ordum» Anlaşılan talihli bir günüm ot»* cak ki kendirini Meclisten çıkarken yakaladım. Bir koluna Toprak Oht umum müdürü Hâmid Koray, bfr kuluna da müdür muavini Atıf Gürav girmişti. Eski Bakan baygınlıklar ,ç(î*-çiriyor, adeta yüksek sesle;
— rtıznuar ursuıı Dizini ra, diye dövünüyordu, şu tahkikatın açılmasına mani olamadılar!...
Zavallı kan ter içinde idi. Oerv -a düşmüş yüzme bilmiycn bir adam iM Korayla Güraya sardmıs, pirünıuy^S adeta zorla sürükleniyordu Otis umum müdürü is& eski âııır * ni şöyle teselli ediyordu:
— Üzülmeyin devlelhm, kendiniz' yormayın velinimetim! 3endeniz: r r« ı file uğraşmayın, Atıf İnan mes’eiesin-den bir şey çıkmaz!» diye az mı çen ♦ yordum, nefes tükettim... Bütün gazeteler bu sözlerimi yazdılar. Fakat müfettişlere derd anlatamadım... Koray bunu söylerken yardımcım Güray da şu cevherleri yumurtluyor* du:
— Arkadaşlarımız Sa!d:ray. Ba*»-ray, Atılay, Yıidıray şahid olsunlar I*» biz vazifemizi yaptık, canımız yolunuza kurban olsun ,sonuna kadar yapacağız da...
Zavallı İnan Gürayın şahid tutuğu adaşların denizaitısı gemileri ısiınn^ı olduğunu bilmiyor olacak ki:
—. Kiın bunlar? diye sordu, nüfue sahibi müfettişler mi?...
Müşkül duruma düşen Toprak OL» ( genel müdür muavini ınünasib bir co vab bulup vermeden eski Bakanm gözleri bana ilişti ve bir çığlık kop» rarak:
— Parmaklarına kına yak Fıkrau(. diye gürledi, nihayet dediğin oldu te..»
• • •

(
eve --- - M
Isınıştır. Bu garib hâdisenin tahkikatına devam ol nmakta ve bu ihtiyarın bir dilenci olduğu tahmin (bilmektedir.
sız tiyatrosunun artist fotoğrafla-S iuh; Febüs, Sebatı. Apollon fotöğ rafhanclerînin vitrinlerindeki kol resimlerini tedkik eder; Haço-^ pulu pasajının kapısı yakınındaki^ Karataltyeli Hırvat gazetecinin da-| ı-acık dükkânında Parisin, Viya-$ nanm moda mecmualarından sontf gelenlerini alıp eve dönerdi. y*
O akşam, mecmualar önüne ya-^ ydı, gece yansına kadar modelleri mukayese eder, saatlerce düşünüX kendi gostosundan ilâveler de ka-J taj. karar verdiği şekil yepyeni ve pek zarif olurdu. ğ
Ertesi gün erkenden sokağa kar. sırasile (nuvate( mağazatan-j^ na girip çıkıp evvelâ (eşantiyon/** lan, eleo toplan tedkik eder; kıı-j} maşı kapının önüne getirtip aydm-A lıkta rengine bakar: en beğendik-lerinden küçük parçalar kestirip geceyi de bunlardan birini seçmek-v le geçirirdi. S
Daha ertesi gün yine Beyoğluna | vurur; seçtiği koması, ona uyguna (dvbllin) i, (sutaş) lan, (dantel)g 1er» alırdı. (Devamı var1 &
(1) ^Siyahlarla ÖrtiMİ iki ha-9 ♦ıtm, arkalarında muhafız zenciler^ kınntzı ve sırma işlemeli elbisem (jiymiş, kuşaklarına tabancalar yatağanlar takmış Haremağaları 4 hızlı h^lı yürüyo^CKdt.* g
rîj Çarş-.'a (.cçirdiği o tem (jünii, yâni yüzünü âlemden y hediyen saklamak lâzım geldiği. t s 8 tanbulun sayısız tagflarından bi?i8 olduğu gün. .) i
(S) . Cedeleri gibi, pilâvı par$
maklarfle yemek âdetini muhafaza^
(Arkası yarına) FIKRACI
Emniyet emeklilerinin dün toplantısı
Emekli emniyet memurları rar dım derneği üyeleri, dün saat t de Ferah Saz salonunda fevke l ) bir toplantı yapmışlardır.
Bu toplantıda yeni idare İv iı seçimi yapılmıştır.
1354
Rumi Mayıs
24
6
r(.
HiM»
Rec )
d i 28
Pazar !--------
Ruzı Hızır 32 - AY - 6 Gün 1 j
Vahitler
Güneş öğle İkindi
Akşam Yatsı Iınsâk
5
13
17
20
22
3
Vasati S. D-
28
12
13
37
38
14
s
8
4
8
12
2
6
n

35
3G
01
O *



H

e
4
B
Başbakanlık büdcesinde
ı.ükûmetj 'emin etti


Ugazete, yeni hükümetin ( "dinsizlerle anlaşma siyaseti ) güdeceği kanaatinde ı İretoria, Cenubî Afrika, 5 î (AT.) — Yeni Başbakan Dr. 1 Daıicl Malan dün gece rad- ) yo a millete hitaben verdiği I bi.-demeçte ezcümle şunları ( sö^emiştir: •
Cenubî Afrika ile Ingilte- ! e ve diğer Ingiliz camiası 4 menleketleri arasında miis- 1 tesıa derecede dostane bir ( müıasebat bulunduğunu ka- ) bul etmemiz lâzımdır. Hükû- ( meümiziıı başlıca gayelerin- J det biri de bu dostluğu mu- ( halaza etmek olacaktır. Şunu J da işaret etmek isterim ki, j bu dostane münasebatın ida- 1 mesi ancak, millî hakimiyet j ve hürriyet esasına dayan- ) makla kabildir.» - 1
Dr. Malan Birleşmiş Millet i ler kurumundan da bahsede- j rek şöyle demiştir: (
cMilletler camiası içindeki j vazifemizi de müdrik bulunu ? yoruz. Bunun için, ayrıcılık ) siyaseti güdecek değiliz.* ( YENt HÜKÜMET YEMİN 5 ETTİ {
Johannesburg, 5 (AP.) — ) Yeni Cenubî Afrika hükume- i ti umumî Vali Gideon Brand v van Zyl’in önünde yemin et- ) mistir. (
BİR GAZETENİN ÜMİDİ ) Johannesburg, 5 (A.P.) — C Dr. Malan'ın milliyetçi kabi- / nesi, iş başına ancak 5 rey ( farkla gelmiştir. Onun içitı, / «The Rend Daily Mail’in si- ı yasî muharriri, yeni hükûme- ? tijı. Mecliste bu kadar kii- J çük farkla ekseriyeti teşkil ? eden zümreye fazla güvene- S miyeceğini, ekseriyeti arttı- c nncaya kadar İngilizlerle an- S laşma siyaseti takib edeceği- ( ni yazmaktadır. ı
e

I
*
)

1
Mişel'le nişanlısı buluştular
-------o-------
Eski Rumen Kralı ne zaman evleneceğini söylemiyor
---o---
Cenevre, 5 (A.P.) — Bourbon’lu Prenses Anne dün tayyare ile buraya gelmiş ve eski Rumen Kralı Mıhail tarafından karşılanmıştır. Prensesin nişanlısı sayılan Mihai gazetecilerden birine verdiği demeç te «.Tasavvurlarımız henüz kat’i t»ir mahiyet almamıştır.» demiştir.
Eski Rumen Kralı nişanlısını kendi otomobiline alarak Lausau-ne'a götürmüştür.
Tayyare meydanına indiği zaman Prenses derhal ;ıkmamış, bir müddet içeride kalmıştır. Bu sırada Mihai gelmiş ve tayyareye binerek nişanlısı ile içerde buluşmuş tur. Halbuki fotoğrafçılar, makineleri ellerinde, dışarda bekliyor-laıdı. Bu suretle, iki nişanlının üç aylık ayrılıktan sonra buluşma an Un tesbit edilememiştir.
o--------
Bari hava meydanına '»en Yugoslav uçağı


Roma: 5 (A.A.)— Dün rövel verle tehdit edilmek suretile Ba ri hava alanına inmek mecburi yetinde kalan Yugoslav uçağı nin yolcu ve mürettebatının sor gularından anlaşıldığına göre bu iş, bazı siyasî sebepler dolayı sile memleketi terk etmek isteyen telsizci ile diğer bir Yugoslav yolcu ve birinin bir Amerikalıya ötekinin bir îtalyana nişanlı bulunan iki kadın tarafından yapılmıştır.
Pilotu korkutmak isteyen iki erkek üzerine silâhlarını boşalt mışlardır. Filhakika kurşunlar pilotun kalbinin cidarlarına saplanmış olarak bulunmuştur.
Dört kaçak Bari civarında bu Iunan bir mülteci kampına yerleştirilmiş, diğer v Hı ve mürettebat Yugoslavya' a dönmek istediklerinden bir otelde yerleş tirilmişlerdir.
Almanyanın istikbaline dair müzakerelere iştirak için Rusyaya yeni bir fırsat verildi
Berlin, 5 (A.A) — (Lps.): Al-manyadaki İngiliz BBİceri valisiııiu dün bildirdiğine göre, İngilizlerle Almanlar arasındaki içtimai müna sebetler hakkında konulmuş olan tahdidler şimdi kaldırılacaktır. As kerî vali İngilizlerle /Umanlara karşı artık kin beslemediklerini be lirtmiştir.
RUSYAYA VERİLEN YENİ FIRSAT
Paris, 5 (A.A.) — (Nafen): Al ' manyanın istikbali hakkında cereyan eden müzakerelere iştirak etmesi için Rusyaya yeni bir fırsat daha verilmiştir. Batı Almanya me selesi hakkıIla Londrada Ingiltere, Amerika, Fransa ve Benelııs memleketleri arasında varılmış o-lan anlaşmanın bir sureti neşrinden 24 saat evvel hükümetine tevdi edilecektir.
Cumhurbaşkanı, Cicent Auriol ve sosyalistlerin lideri Leon Blum, Fransız hükümetini Sovyetleri batı memleketlerile müzakerelere sürüklemek hususunda teşvik etmişlerdir.
RUSLARIN GİRİŞTİKLERİ MÜCADELE
Berlin, 5 (A.A.) — (Nafen):
Derlini batı müttefikleri için durul rnaz bir hale sokmak yolunda Rus lar tarafından girişilmiş bulunan mücadele bütün şiddetile devam etmektedir. Son gelişme Sovyet komutanı Kotikov’un Rus kesiminde bulunanların hayat şartlarının ıslâhını taleb eden bir kararname yayınlaması olmuştur.
Rus askerî idaresinin organı o-lan Taglischer Rundschau gazetesi bu kararnameyi (Berlin işçilerinin hayat şartlarının ıslâhı) başlı gı altında yayınlamaktadır. Bu vesikanın başlangıcından Berlini Rus işgal bölgesinde bulunduğu söy-lf rmektedir. 1 Temmuz tarihinden itibaren Rus kesiminde bulunan bütün fabrikalar ve âmme hizmeti gören bütün müesseseler kadın ve çocuklara, ayni işi yaptıkları tak-
dırde erkeklere verilen ayni ücreti vereceklerdir. Mayıs 1945 de ücretlere nazaran yevmiyelerde yüzde 10 ilâ 15 bir arttırma yapılması yolundaki tekliflerin 25 haziran tarihine kadar bildirilmesi icab et inektedir.
1 Kasım tarihinden itibaren, 3-remli sanayilerde çalışmakta olan ve her gün munzam bir kab sıcak yemeğe hakkı bulunan işçilerin sayısının 88 binden 150 bine çıkarılması gerekmektedir. Düşünülmekte olan diğer yenilikler arasında hâlâ harabelerde ve mahzenlerde yaşamakta olanlar için daha iyi evlerin temini ve fabrikalarla atel yelerle daha iyi sıhhî şartların sağ lenması da mevcud bulunmaktadır.
Ruslar tarafından girişilmiş olan bu tek taraflı hareketi tenkid eden İngiliz komutanı general Herbert, bu tedbirlerden pek çoğunun esasen komandatura tarafından tas-vib edilmiş bulunduğunu ve tatbiki için Sovyetler tarafından tek taraflı bir emir verilmesine katiyen ihtiyaç olmadığını söylemişti.-. General Herbert, ücretler hakkında yapılan teklifin tngilizler tarafından ileri sürülen tekliflerden çok daha aşağı olduğunu ve 1945 denberi ücretlerinde arttırma yapıl mış olan işçileri yevmiyelerinin ye* r.iden ıslâhından mahrum etmekte olduğunu söylemiştir.
Bundan başka Ruslar, demiryolu seyrüseferini felce uğratmak yolundaki tedbirlerine yeniden avdet etmişlerdir. Dün, batıya gitmekte olan üç tren bagajların etiketlerini incelemek gayesile Merl-euborn’da durdurulmuştur. Bu tren lcrde ikisi yollarına devam edebilmişler fakat üçüncü trende posta paketlerini ve mektublan ihtiva et mekte olan beş vagon Rusların bu paket ve mektubların etiketlerinin yolunda olmadığı şeklindeki mülâ-hazalarile trenden ayrılarak yollarına devama mâni olunmuştur.
Norveç, İsveç, Danimarka arasında askerî birlik
Norveç Dışişleri Bakanı, bu üç memleket arasında askeri 'işbirliği yapılacağı kanatinde
Malmo, 5 (A.A) — (Reuter): Norveç Dışişleri Bakanı Lange diin akşam Malmö’de verdiği bir nutukta Danimarka. Norveç ve İsveç arasında herhangi şekilde o-lursa olsun askeri bir işbirliği olacağı kanaatinde bulunduğunu söy lemiş ve ezcümle demiştir ki:
Doğrudan doğruya bir askerî ve siyasî anlaşma olacaktır, demiyorum. fakat amelî bir işbirliğinden bahsediyorum.
Birleşik bir Skandinav savunma sının temsil edeceği kuvvet bu üç memleket savunma vasıtalarının yekûnundan çok üstün olacaktır.
Memleketlerimizin hadb içinde edindikleri çeşitli tecrübelerin, dış siyasete müteallik ana meselelere
r
dair kuzey memleketleri arasında müşterek bir hareket hattının mev cud olmadığım açıkça söylemek doğru olur.
Bizler için bir işbirliği yapmak mümkündür, bu ümidden vazgeçme raeliyiz. Fakat buna erişmek için gereken zamanı beklemek lâzımdır.
Geçen ay yapılmış olan İsveç sos yal demokrat partisinin kongresin de İsveç, yalnız Norveç hükümetine askerî bir ittifak yapılmasını teklif etmiştir. Bu kongrede Norveç Başbakanı Einar Grıharden, Norveç Dışişleri l\akanı Lange ve Danimarka Dışişleri Bakanı Gus-1av Rasmuosen hazır bulunmuşlar dır
Nihayet Milletin istediği oldu..
^Başmakaleden devam,) zıh olarak görülmektedir. Rapora Şöre bir kaç Bakan ve Başbakanı dinesiue alan geniş bir yolsuzluk karşısında bulunuyoruz. Tasavvur edin ki bundun iki gün evvel Toprak Ofis müdürü Hâınid Koray ayni müfettiş raporlarının hazırlandığı ve hükümete tevdi olunduğu haberi üzerine gazetecilere demeçte bulunarak: «Atıf tnan işinin fazla büyütüldüğünü ve işin o kadar mühim olmadığını» söylemişti. Dün okunan müfettiş rapor larında bu muhterem Hâmld Koraya da dokunulmuştur. Onun da Atıf İn an* d an aldığı şifahi emirler üzerine sorumlu bir mevkide bulun duğu anlaşılmaktadır.
Kendisinin şahsen mesul mevkiinde olduğu bir mes’elede bir memurun hakanlara beraeti zimmet mazbatası vermeğe kalkışması ne kadar ibret ve hattâ hayretle görülecek bir cürettir.
Fakat emin olabilirsiniz ki bütün bu durumların ve hallerin a-sıl mesuliyeti Halk Partisinin kötü zihniyetindedir. Çünkü Atıf İna m bütün millet ve matbuat adeta meşhud cürüm halinde yakalamış iken bir küsur yıldır onun kusurlarını son dakikaya kadar örtmeğe çalıştı. Atıf İnan da bu çoğunluğa dayanarak kendisine hücum edenlere taarruz edecek kadar cesareti ileri götürdü ve ikideblrde namus, haysiyet ve şeref kelimelerini ağzında bir sakız gibi çiğnedi durdu. Hattâ son içtlmada bile bu kelimelerden kolay kolay ayrıla-madı.
Atıf İnan hakkında Meclis tahkikatının şu yaz aylarında açılması bu zatın acaba yeni bir İsviçre veya Avrupa seyahatine engel o-larak rahatını ihlâl eder mi dersiniz?
Atıf ref ve hiddin lanlar, lann sesleri dün hiç duyulmadı. Acaba neden?
A. Cemaleddin Saraçoğlu
Ankarada bir hırsız yakalandı
Ankara: 5 (Hususî) aydanberi şehrimişde güpe gün düz apt. lar, dükkânlar soyuluyor, fakat hırsızlıkların faili bir türlü yakalanamıyordu. Zabıtaca yapılan sıkı takipler neticesinde hırsızlıkların faili (gözlük İÜ yılan) namiie maruf meşhur Uygur yakalanmış ve hırsız şim diye kadar 15—20 yer soymuş olduğunu itiraf etmiştir. Meş -hur Uygur evvelce Ankara be lediyesinde çalışmış, bilâhare zi raî kombinalarda çalıştıktan son ra askerliğe gitmiş ve askerlikten dönüşte hırsızlığa başlamış iyi bir ailenin oğludur. Meşhur sorgusunda çaldığı eşyaları der hal satarak beraber yaşadıkları bir kadınla birlikte yediğini söy lemiştir .
t- - - - ” — ’
İııaıı’ı şiddetle koruyup şe namus diye kökreyen Mu-Baha Parslar, Fasih Kap-Ekremler ve Nâzına Poroy
Dört
il
Başbakan hakkınd a-ki şahsî dedikodular
Ankarada bu sefer de Sakanın şahsını alâkadar eden dedikadular dolaşıyor
Ankara: 5 (Hususî) — Bu -guııgü Kudret gazetesi, bir kaç gündenberi şehrimizde Başba -kan Haşan Sakanın şahsını alâ kalandıran bazı dedikoduların dolaşmakta olduğunu söylemekte ve mesul adamlarının peresdi şini kıracak mahiyette olan bu dedidoduların Başbakan tarafın dan tavzihini istemektedir. Gazeteye göre çıkarılan dedikodular şunlardır.
1
de bir arsası vardır. Bu mmta-kada yapılmakta olan işçi evleri için bu arsa 72 bin liraya satılmıştır ki, bu arsanın hakiki kıy meti 25 bin lira civarındadır.
2
caddesinde bir evi vardır. Kendisi eskiden beri mülkü olan bu evde oturmaktadır. Şimdi bu ev Başbakanlığa yükr.ek bir fiyatla kiralanmış bulunmaktadır.
Haşan Sakanın Keçiören
Haşan Sakanın İzmir
Bu hususu büdce komisyonunda Başbakanlık muhasebe müdürü de teyyit etmiş fakat Haşan Saka tarafından bu paranın alınmadığını söylemiştir.
3
mevcut iki milyon liralık tahsisatı mesdure Başbakan tarafından bir kalemde çekilerek C.H. P. ye verilmiştir.
« 4— Geçenlerde Başbakan 7 kişilik bir ecnebi heyete çektiği bir ziyafet hâzineye 2448 liraya malolmuş ve murakipler bu ziyafete ait masraf listesini tas-tik etmek istememişlerdir. Ayni gazetenin bugünkü sayısında çı kan Başbakanlık müsteşarına ait bir tavzih mektubunda ise, evvelce Hihmet Bayurun bir ma kalesinde mevzubahis edilmiş o lan ziyafet hikâyesinin asılsız ol duğu bildirilmektedir.
Profesör Cevad Abdurrahim
•• •• • • Gucun için
----o----
üyük bîr ilim adamımın daha kaybettik. Dün aldığım bu feoî haber, yalnız beni deftll,
kendini yakından tanıyanları, bir k^ lime ile, bütün hukuk âlemini de üzdü. Cevad Abdurrahim yüksek ahlâk, sağlam bilgi ve üstün karakter sahf-bi idi.
Gösterişten, malûmat firuşluktan hiç hoşlanmazdı. Arkadaşlığına, dostluğuna inanılırdı. Keskin zekâsı, derin bilgisi, kuvvetli görüşü hayatının her safhasında kendisine muvaffakiyetler temin etti.
Hocalığı, hâkimliği, avukatlığı, emsaline numune teşkil edecek mahıyot-to İdi.
Yorulmak bilmiyen bir azim vo irade ile meydana getirdiği iki oilt hukuk dâvaları eseri, hukuk tarihimin büyük bir hediyesidir, ölmiyecek otan bu şaheser, hocalarımıza, arkadaşlarımıza ve talebelerimize, hukuk âiemı» de rehberlik edecektir.
İnsanlık için, memleket için, arka~ daşları için büyük bir boşluk bıraktı.
Eşine ve çocuklarına, dost ve arkadaşlarına baş sağlığı dilerim.
İBRAHİM ÂLİ
Yılda 600 ton sunî yün imal edilecek
Ankara: 5 (Hususî) — Sü -merbank Gemlikteki sunî ipek fabrikasına ilâve olarak hazırlaman sunî yün, selofan ve karbon, sültfürü tesislerinden ilki ikmal edilmiştir. Temmuz başında işlet meye açılacaktır. Böylece yılda visikos esasına dayanın 600 ton sunî yün imal edilecektir. Bu su ni yünler fabrikadan imal edilmekte olan ikinci kalite visikosu değerlendirmekle elde edilecek -tir. Yünlü harmanların karıştırıl masile sunî yünlerin evsafı yükseltilecek ve Merinos fabrikasın ca hariçten getirilmekte olan ham maddelerden yılda 2.5 mil yon liralık bir tasarruf sağlanacaktır.
Mersin Genel Meclîs * seçimi bozuldu
-JLnkara: 5 (Hususî)
sin. Genel Meclisi seçimleri bo -zummuş ve 26 haziranda yeni se çim yapılması kararlaşmıştır. Ancak bu hususta hazırlanan se çim defterlerinde bir çok yanlış hklar yapılmış ve yanlışlıklaı yüzde 30 za baliğ olmuştur. Bun dan başka sanık yerleri tesbit e dilirken parti gayreti güdülerek seçmenleı 7—8 saat yürümek mecburiyetinde bırakılmıştır, il idare kurulu gerekli makamlar nezdinde teşebbüse geçmiştir.
Haber
Yeni harb nasıl başlıyacak
Mer -
Ukramiyeli Aile Cüzdanı
1949 yılı ikramiye plânı:
YAPl ve KREDİ BANKASI
S
3
A
Buğday ekmeği imaline hazırlık
----o----
Ankara: 5 (Hususî)
aldığımıza göre Ticaret Bakanlı ğı ekmek harmanındaki buğday nisbetinin yüzde 50 den yüzde 70 şe çıkarılmasını kararlaştırmış, Alınan bu karara göre un imalinde bugünden itibaren Ankara İstanbul ve İzmir bölgelerde diğer bazı bölgelerde başlanacak ve bu unun ekmeği de bir haftaya kadar piyasaya çıkanla çaktır. Yeni tip ekmeğin fivatin da hiç bir artırma yapılmayacak tır.
Vaşington ve Roma Büyük, Elçisi
Ankara: 5 (Hususî) — Evvel ce Dışişleri Bakanlığı tarafın -dan uekzip edilmesine rağmen Roma Büyük Elçimiz Feridun Cemal Erkoinin Vaşingon Bü-
• (Re
— Amerikan Hava Baka Symington Nev—Jedsey
Nev—Jersey: 5 (A.A.) üter) m ve, beyanatta bulunarak bir
harb olduğu takdirde bunun müthiş ve anî bir hava hücumu şeklinde başlayacağım söylemiş tir.
Bakan sözlerine şunladı ilâve et nıiştir:
Birleşik Amerika banş zama m için kendrisine muazzam bir hava kuvveti temin eden öyle bir program tesbit etmiştir ki, kim se bize hücum etmeğe cesaret e deıniyecektir.
borveç orduları Faş
(Gününenteresan haberleri]
____________________________________9
Türk artistinin kendisi de gayet hararatli bir sinema merak lısıdır. Şimdiye kadar 30 film seyremış olup önümüzdeki haf ta içinde de on filmi daha ted kik edecektir. Londra sanat çev relerinde kendisinden »Türkiye nin şimdiye kadar îngiltereye gönderdiği en güzel elçi olarak bahsedilen Cahide Sungu sinema yıldızı Vivian Keut ile ga yet iyi arkadaş olmuştur. Türk yıldızı, Vivian Kentin bir çok filmlerinde Ingiliz sanatkârını Türkçe olarak duble ettiğini. Karavan,, iki Ruklu Kadın gibi Kentin rol aldığı filmlerin Tiir kiyede çok muvaffakiyet ka -zandığını söylemiştir. Gelecek hafta Ingiltereden ayrılacak o-lan Cahide Songu .Stevart Graııger ve Speııcer Tracy lie de tanışmak arzusundadır. Ca? hide, haziran ayını Pariste isti î geçmecegını ve bundan İtalya, İsveç ve İsviçre y^iuğrayarak daha bir kaç
K____________________________
Amerikuda su baskınlarında 35 kişi öldü
Şimalî ve Ce
j * Nevyork: — Şimalî ve Ce / nubî Amerikadaki su taşmaların 7 da otuz beş kişinin öldüğü bil | dirilmektedir. Fakat, insan kay J bmın daha fazla olduğu tahmin J ediliyor. Bunlardan 9 u Kûbada I 500 evin yıkılmasına sebep olan ( baskınlardaki hayat kaybıdır.
( (AP)
k Dünyanın en büyük teleskopu ı kr Nevyork:
? büyük teleskopu Kaüforniyada î Palomar dağında çalışmıya baş ) lamıştır. Bu teleskopun menzili | Vilson dağındaki en ciddî raki ı bininkinden iki misil fazladır. J Teleskopun inşası 20 sene sür-| müştür. (A.A.)
I Prenses Ellzabetlı Ekimde i anne olacak
Z ★ Londra: — Prenses Eliza / bethin Haziran ayı sonundan
J sonra bir müddet için resmî me J rasim ve umumî toplantılara iş | tirak etmeyeceği bu gece Buc
ikngham sarayından tebliğ edil miştir. Saray adetleri mucibince bu gibi tebliğler. kral ailesi tarafından bir doğum beklenil mekte olduğu zamanlar yapıl -maktadır. Doğumun Ekim a-yında vukuu muhtemeldir.
(AP) Süveyş kanalı askerî bölgeye dahil
Neşredilen as
Dünyanın en
Associated
★ Kahire:
kerî bir beyannameye göre Sü veyş kanalı askerî bölgeye id-hal edilmiştir. A.A.)
Cahide Songu Londrada neler
söyledi?
★ Londra:
Presse beyanatta bulunan Türk tiyatro ve sinema yıldızı Cahide
Songu, Hükümetin yardtmı ile Türk sinema endüstrisinin ou yıl zarfında Holivud ve Ingiliz sinemacılığının seviyesine ulaşabileceğini söylemiştir. Türk şirketleri hesabına beş, altı film rahat ile geçireceğini ve bundan seçmek üzere 25 mayıstan beri sonra Ingilterede bulunan sarışın
film seçeceğini söylemiştir.
(AP)
Yapışık ikizler
★ Fort Smith (Amerika) — Booneville (Aı kansas) ta 25 ya şında bir kadın karın ve göğüs lerinden birbirine yapışık bir iki çocuk dünyaya getirmiştir, ikizler kızdır. Doğum ameliyatı ııı yapan doktor Adams, çocukların bu şekilde yaşama ihtima linin kuvvetli olduğunu; fakat ayrıldıkları takdirde yaşamala rina imkân olmadığını söylemiştir.
Yapışık kardeşlerin babası Mikles Jr. bir kereste fabrikasın da işçidir. (AP)
Anneleri de ikizdi
★ Coıınerville (Amerika) —
Mrs. Vayne Mııuüay adında bir kadın ikiz doğurmuştur. Fakat bu kimseyi hayrete düşürmemiş tir, çünki Mrs. Burray de, anne si de vaktile (dünyaya ikiz ola -rak gelmişlerdir. Yeni doğan i-kizlere ikiz sütnine bulunmuş -tur. (AP)
——----------------------J
Cemal Erkinin Vasingron Bü- komutam istifa etti yük Elçimiz Ragıp Bavdurun Ro ma Büyük Elçiliğine tâyin edil diği haberleri teeyyüt etmekte dir. Feridun Cemal Erkinin yarın uçakla Istanbula beklenmektedir.
Çekirge ve Farelerle
Ankara: 5 (Hususî)
Bakanlığı tarafından hububat mahsulüne karşı bü -yük zararlar iras eden çekirge, fare ve domuzlara karşı açılan savaşa hızla devam edilmekte -dir. Halen 36 ilçede 161.750 dekar arazi fareden temizlenmiş son bir hafta içinde 51 ilde 793 yabani domuz öldürülmüş ve 7 ilde de 48.363 klogram çekirge itlaf edilmiştir. Bundan başka muhtelif illerde 12.550 ağaç ilâç lanmıştır. Urfada çekirgeye karşı
”-«oılan savaş durdurulmuştur.
Damızlık hayvanlar
Ankara: 5 (Hususî )— Tarım Bakanlığı tarafından Merinos yetiştirme bölgesi olarak tahsis edilen Bursa ve Bâlıke -sir mıntakalarında bu yıl da yetiş tiricilere gayet cüzî fiyatlarla da nıızlık hayvan tahsis edilmiştir. Bundan başka her iki ile 105 baş koc da parasız olarak tahsis edilmiştir.
Sofça köyü halkı nereye yerleşecek x4.nkara: 5 (Hususî) —Kütah ya milletvekili Ihsan Şerif öz -gen Mecüs başkanlığına verdiği bir soru önergesinde inşaatı bir kaç aya kadar bitecek ve kapa tılacak olan Porsuk barajı sula rı altında kalacak olan Sofça kö yü halkının nereye yerleştirilece ği veya bu hususta ne gibi tedbir Ierin alınacağının hükümetçe açıklanmasını istemişdir.
gelmesi
Mücadele — Tarım bilhassa
• •
z
&






Yüksek Kaliteli
9 Ingiliz Kuponları
★ Avrupa Kumaşları ® Yazlık Ketenler
★ Yazlık yünlü beyaz kumaşlar.

)•
Avrııpa Moliııe iplikle- ■ rinden mamul Yerli ku ■ maşlar. ■
Her keseye uygun fi- H yatlarla Toplan - Pera- 9 kende satılmaktadır. H Kumaş İthalât T.A.Ş. | Bahçekapı, No. 28/32/34 |
Oslo: 5 (AP) duları Başkomutanı General Olav Heleseta Millî Müdafaa Ba kanını şiddetle tenkid ettikten sonra istifasını vermiştir.
istifa hükümet tarafından ka bul edilmiştir.
----------o----------
Derby At yarışlar* dün yapıldı
Norveç Or~
Epsonı Dovns: 5 (AP) — In gilterenin en büyük ve zengöı at yarışı meşhur Derby koşusunu bugün Ağa Han'la Fransız tiyat ro kralı Leon Volterranın ortak lama sahip oldukları My Love) adlı bir Fransızkan tay kazan -mıştır.
Geçen jul da Fransız atçılığı dünyaca meşhur bu yarışta bir zafer temin etmişti.
ZBir buçuk boy farkla ikinci gelen at, ( Royal Drake de Fraıısada yetiştirilen bir taydır. Üçüncülüğü Ağa Hanın renkleri ni taşıyan »Nuri' kazanmıştır. Bugün koşulan 169 uncu Derby ye 32 halis kan iştirak etmiştir. 84 yıldanberi bu kadar kalaba -lık yarış yapılmamıştı. Kral aile si de dahil olmak üzere İngiltere nin bu klasik koşusunu 100.000 den fazla seyirci takip etmiştir. Yarışın bire 4 favorisi «My Ba-bu»» dördüncü gelmiştir.
Lüleburgazda büyüklerin aleyhinde konuşan bir adam mahkûm oldu
Lüleburgaz: (Hususî) — An-asıl YugoslavyalI olup iki buçuk sene kadar evvel kazamızda LU leburgaz Eozanesinae kalfalık yapmış olan İstanbul Milli Kalkınma Partisi berkez üyeslndeli Süleyman Sofulu 946 — yılı Mi? letvekilleri seçimleri arlıesindö kasabamızda çalıştığı sıralarda büyüklerimize gıyaben tefevvu-hatta bulunduğu iddlasile o zaman mahkemeye verilmişti.
Gayri mevkuf olarak yargılan ması iki seneye yakın bir zaman dan beri devam etmekte bulunan Süleyman Sofulunuıı suçu sabit görüldüğünden Lüleburgaz asli; yö ecza yargıçlığınca bir sene • hapsine kırar verilmiştir*

TKNİ SABAH
ö HAZITiAN 948
BM?!
1 urk
verdi. Jltih
1
• •
I
gereğince edilmekte’
t
sıkıntısı artıyor
Denizlide
SAYFA» 4
I
ispMa O.P.nıa caymaları
------Q-----
Demokrat Parti memleket in her tarafında olduğa gibi vilâyetimizde de daima yapıcılık rolünü elden bırakmıyor, Parti namına alınan otomobil hizmetle kullanılıyor
»
İsparta: (Hususî) — tspaıla Deuivi rı'.ian iki yıldır dâvalarını dalıa .’-ı vvetle ve köylere ka dar giderek yürütmek maksa • dile parti işlerinde çalıştırılmak üzere bir otomobil veya kaptı • kaçtı almak istiyorlardı. Yal -nız mensuplarının yardım vo bağışları ile faaliyetini sağla -yan 11 idare kurulu ve İsparta merkez ocaklarının da istekleri ne uygun olarak aralarında bic otomobil teberru toplama korniş 3011u kurmuşlar ve neticede bu komisyon 8 bin lira toplıyarak isteği hakikat yapmıya muvaf lak olmuştur.
Otomobilin Aııtalyadaıı alınıp işportaya getirilmesi bazı göste ıilere yol açtığı gibi yeni teber-, rular toplama imkânım da ver -miştir. Alınan otomobil sadece parti işlerinde kullanılmıyacak doğum, hastalık gibi fevkalâde hallerde köylünün ve halkın hiz metine de tahsis edilecektir. O-tomobi'.in böylece köylünün ve halkın hizmetine de tahsis edil inesi muhitte iyi bir tesir bırak miştir. Zira yıllardanberi böyle bir vâsıtaya sahip olan iktidar partisi vasıtanın köylü ve halk hizmetine hasretmek şöyle dursun parti işlerinde dahi millet kesesinden tutulmuş vasıtaları kullanmakta ki elindeki jipi mu ayyen şahısların eline bırakmak ta idi.
Eğridir halkı ortaokul istiyor
----o-----
Bu dâva için memleket zenginleri yardıma davet ediliyor. Halk ortaokul için elinden gelen fedakârlığı yapacak
Eğridir, (Hususî) — Senelerden beri büyük bir maarif ve kültür dâvası peşinde koşan kazamız sesini bir türlü işittirememiştir. Şim di güzel ve şirin kasabamıza halk bir ortaokul yapılmasını sağlamak içir canla başla çalışmaktadır. Hanedeki Eğridirlilerle aklıselim aa h.ibi vatandaşlar ellerinden gelen yardımları esirgemiyeceklerini söy lemîşlerdir. Diğer taraftan memlekette ortaokul yapılması teşebbüslerine vakti minin cebhe
de edilmektedir. Ortaokul gibi bir memleketin ilim ve irfan kaynağı-

karşı zenginlerin ve hali yerinde olanlardan bir kıs-da bu yardım talebine karşı takındıkları ayrıca müşahe-
G
a
İslanbulun fethi dolayısile: eçenlerde tstanbulun OsmanlI imparatoru Fatih Sultan Mehmed tarafından fethinin yıldönümü idi. Ma
lûm olduğu üzere bu feth dünyada derir değiştiren bir hâdisedir. Fakat gel gelelim fetih hakkında gazetelerde, radyoda o kadar yanlış malûmat verildi ki hatâları tas hih etmekten fetih hakkında yazı yazmaklığımıza vakit ve imkân bu lamadık... Yanlışlar yalnız tarihî hâdiselere dair değildi. Esasında yazılmış olan eserler de bu hatâ tâûnundan kurtulamıyordu. Meselâ Akşam refikimizin birinci sayfasındaki fıkra sütununda bir yazı Abdülhkak Hâmidln Fatih hak-kındaki meşhur manzumesi ile baş lıyordu. Fakat bu girişte mısra’ şöyle idi:
Her kuşesinde dehrin nâm-ı- beka medarın
Malûm olduğu üzere «Bek medar* değil Beka nisar» dır. (Medar) vasıta, vesile, sebebtir. (Nisar) ise saçmak dağıtmak mânasına gelir. Şair «Senin beka saçıcı namuı dünyanın her kösesindedir-3iyor. «Beka medar, m mânası yoktur.
Yeni eserlerden vazgeçtik bari bu yolda yazılmış olan eski hayrata zarar etmeseler...

Buğday ihracı:
Gazetelerin yazdıklarına gö re buğdaydan maada bütün istihsal maddelerini ihraç ederek döviz temine çalışacakmışız. Bunun ne demek olduğunu izaha hacet yoktur. Eu «Her şey paha-hlaşacakl». demektir. Yalnız bûı

durum karşısında Vilâyet sı/u rakabe şiddetlvmlirildi. İki
Denizli, (Hususî) — Denizlide de bir şeker sıkıntısı vardır. 11 makamınca alınan tedbirler sayesinde bu sıkıntı hafifletilmiş, ilk tedbir olmak üzere mcvcud şeker hane başına birer kilo olmak üzere mu-temedler elile dağıtılmıştır.
Diğer taraftan tüccar, esnaf sıkı yoklamaya tâbi tutulmuş, bugüne kodar tüccnrdan Ali Mazıoğluııdan (27), İsmail Şerbetçiden (20), çuval şeker tutularak adliyeye tos lim edilmişlerdir.
Eunlardan Ali Mazıoğlıı müracaat ederek şeker yok dediği ve elindeki şekerleri susam çuvalları arasına sakladrığı için mcşlıud sııç

Giınler
şısında bayram günlerinde bü yük harflerle yazıp astığımız (imtiyazsız, Sınıfsız, Kaynaşmış bir Milletiz) vecizesi rengi solmuş. bezi yırtılmış bir halde gö zünıüzüıı önüne geliyor. Çünki fikirler lutbiküe kıymetlenirler. Balıkesii'de 5i)0 g’ anı Bandırma da 150 Manyasta ise 200 gram o lan şeker bizi ne kadar kötüm ser ediyor. Demokrasi Düsturu adalet, müsavat, hürriyet olduğu na göre Demokratik rejimimizle bu hal kabili telifmidir— Asla: Ne sizin benden fazla ne de benim sizden fazla hiç bir suretle, hiç bir şeyde hakkimiz olamıyacağj kanaati ile yanlışın düzeleceğine inanarak r'C-mkkel derdlerini a eıkhyoruz. r
Aydında da şeker'.-*: dağıtıhyormuş
Balıkesir şehrinde nüfus başına 500 gram, Bandırmaya 15 ton, buııa mukabil Manyas kazasına 6 ton ştl er verilmiştir. Kazamızda nüfus başına 200 - 2^0 gram arasında tevziat yapılmıştır.
Manyas: (Hususî)
dü' beklenen şeker nihayet gel -nıiş. jFakat bizi hiçte sevindir ■ menıiştir. Salahiyetli zatlardan yaptığımız tahkikat neticesinde il şeker tevzi komisyonunun mü savi bir şekilde tevzi yapmadığı Gürses Balıkesir Postası ve Türk Dili gazetelerinden de anlaşılmıştır. Gazetelerden öğren -diğimize göre Balıkesir merkezi ne nüfus başına 500 gram, Bandırma ilçesine 15 ton tahsic edilirken ne gariptir ki nüfusu Ban ebrmadan yalnız yedi bin az o lan zavallı Manyasa 6( *1 ton şe ker verilmiş, bununda 1 tonu şe kercilere kahvecilere verilerek nüfus başına 200 ilâ 240 gram arasında verilmiştir. Bu hal kar



Vilâyete ayrılan 725 ton şekerden nüfus başına ancak 300 gram düşüyor. Çünkü imalâtçılara 34 tun verildikten sonra nüfus başına tevziat yapılıyormuş
Aydın: (Hususî) — 286KJ00 Njfuslu elan v?âyetimize bir aylık ihtiyacına karşılık verilen 11)0 ton şekere 25 ton daha ilâve oeunarak 125 t.-raiblâğ olun muş, bu inil: ratın ctuz dört hu çuk toııu iı. aiaiç. .-r(?. ayrılarak 90.5 tonu da r.» /ıız başına 31 0
w
5 ııı teşkil edecek bir müessesenin kurulmasında Eğridir zenginlerinin müsabaka edeceklerini ümid e-deriz. Bu hususta memleketimizin bütün zenginlerini bu memleket hizmetine çağırırız.
'nokta var: Pahalılık ihracattan, dolayı değilmiş.
Meselâ zeytinyağı pahalılaştı; bunun ihraç ile hiç bir alâkası yok muş; ya ne ile var acaba? Orasını kimse bilmiyor. Yalnız alâkası yok deniliyor.
îş bu raddeye geldikten ve bütün istihsal maddeleri ihraç edilecek olduktan sonra elimiz değmişken buğdayı neden ihraç etmiye-lim? Nasıl olsa arpaya alıştık; bu işin mes’ulleri de yavaş yavaş mey dana çıkıyor; böyle olduktan sonra cehenneme giden Bektaşinin hikâyesi gibi ikinci bir ihraç hâdisesini de birinciye ilâve ederiz; o da o arada kaynar gider.
Hikâyeyi mi merak ettiniz? işte:
Adamın biri camide vâizin -»Yarın ahırette herkesin günahını kendine taşıtarak cehenneme öyle gönderilecek!» dediğini işitir. Ken dişi de o gün bir günah işlemiş bulunduğu için bu söz vehmine doku nur, bir hayli kurar; o gece rüya» sında kendini ahret sofrasında görür; hesab melekleri bunun da günahını tartarlar, yüke tahvil ederek eline verirler. Adamcağız yükü sırtında giderken arkadan bir tekerlek sesi duyar, döner bakar ki bir Bektaşi fukarası koca bir manda arabasına bütün günahlarını yükletmiş kendi de bir elinde Üvendire çubuğunu çekerek geliyor:
— Merhaba baba erenler...
— Merhaba evlâd! Nereye? Sen de cehenneme mi?
— Evet.» Musaallah! Siz vüklii Fünüt.
tedbirler almağa karar karaborsacı yakalandı.
lar halikındaki kanun rnevkufen muhakeme d ir.
Arama vo takibât devam etmektedir. Vilâyetin ve ilgili makamla-ıın yerinde ve süratli hareketi hal km memnuniyetini nıucib olmuştur.
-/e 30 mayıs 9-18 pazar giinü Ho-naı bucağı okul yapısı menfaatine Hnaz kiraz bahçelerinde bir kiraz bayramı tertib edilmiştir. Bu bayramda pehlivan güreşleri, oy tın lar ve eğlenceler yapılmıştır. Kiran bayramı birkaç yıldanbcri yapılmakta ve civar halkın alâkasını çekmektedir.
*

gram vlnruk ha’kp. «iağıtılmığa başlanmıştır.
Ankara, lstanonl, Lmirde nü fı;s tabına birer ki.'o şeker veri lirken, Ay ’n. ı ı.âyetinde 30d gram dağıtılması, her halde tah -içte ı.ir y )•... .ık olduğun da şiiphe bırakma. • aktadır.
Bu işin yeniden .eUikıle diğer yerlerle müsavi olarak Ay dında uı birer kil ş aer veri, mesi için ıkiı.sai bakanlığı re, dinde teşe.A üste bulunulmakla dır.
Tl
stanbulun fethi dolayısile-Buğday ihracı
Yine dilenciler
-- Öyle... Seninki topu topu bundan mı ibaret?
— Allah affetsin benimki ancak bu kadar.
Baba güler:
— Evlâd! der, onu da bizim a-rabaya koyuver ben ötekilerin yanında bunun da hesabını veririm.
Belediye sayyar sucu ve şerbetçileri mcnediyorınuş. Bu suretle lstanbulun bir hususiyeti daha kayboluyor demektir. Zira bu şehir, iyi suları ile meşhurdu. Bugün menba sularının en vasat derecesinde olan «Hamleliye suyu» zemzem gibi satılıyor.
Nerede o çıngıraklı, önü mermer li, üstü ıslak siyah çuhalı, pnıl pırıl bardaklı, musluğu tertemiz tül-behdli sucular?
Nerede? Halis meyva ile yapılmış nefis şerbetler? Şerbetçilerin seyyar esnafları arasında Direkler arasında bir şerbetçi Yaver Ağa vardı ki omuzdan atma şerbetliği günde kaç defa dolar dolar bosa-’ lirdi. *
Sucular da sırtlarında gezdirdik leri depolarını yapraklarla süslerler. içi yananlara bardağı beş paraya su veril lerdi.
Bunlardan mahrum idik. Meyva
Tireboludaki heyeiân hâdise si inceleniyor
---o--
Eğer kanalizasyon inşa cdllnıeziM ve tedbirler alınmazsa kasabanın yarıdan fazlasının kayarak yer de-ğ ittirdiği müşahede ediliyor
Tiı-ebofu: (Hususî) —İlçemiz de iki ay önce vukua gelen heye lânı bölgesinde tetkik etmek ü-zere bir jeolog gelmiş ve beş gün kadar kalarak gerekli inceleme lerini yaptıktan sonra dönmüşlerdir. Kasabamızın heyelan durumu hakkında jeologun muta-leasıııdan öğrendiğimize göre ka sabanın Cintaşı mahallesinin 165 metrelik sahasında yer yer yarılmalar, bu yüzden bazı binalar da meydana gelen çatlaklıkların ve kanalizasyon teşkilâtı olması yüzünden husule geldiği ve kay ma tehlikesinin yüzde doksan ol duğıı bu tehlikenin önlenmesi i-çin yegâne tetbir ise acele men fez ve kanalizasyon teşkilâtı yap makla mümkün olacağı, bu şe -kilde bir tetbir alınmadığı taktir de kasabanın yarıdan fazlası için kaymak tehlikesinin her an mu hakkak bulunduğu kanaatinda bulunmuşlardır.
-----------_o-------- Tireboluda E ekçi teşkilâtında aksaklık
bı-
Bazı beklilerin mahalleleri raJkarak evlerinde istirahat ettikleri görülüyornıuşl
Tirebolu: — (Hususî) — Ka sabamızda beş ay önce 6000 lira lık biı büdce ve müsait kadro ile bir bekçi teşkilâtı kurulmuş bu Ummaktadır, gece hallerinde ka sabanın intizamının temini ve jandarmanın işlerinin kolaylığı bakımmdan kurulmuş bulunan bu teşkilâtın jandarma ile müşterek mesai yapmaları ve jandar manın bulunmadtğı sıralarda yardımcısı bulunması içap eder ken maalesef jandarma devriye-sinin geceleri saat 12 den sonra iştirahat yerlerine çekilmelerini müteakip bekçilerinde vazifesini bırakarak istirahat hanelerine çe İrildikleri görülmektedir, kasa -bartTTZ^çiıı düşünülerek,
kurulan bu teşkilât için 6000 li ra ücret tahakkuk ettirilmiş bu lunduğuna ve bu surette 800 ha ne halkına büyük bir vergi yük letiîdiğine göre bekçilerin vazife sinde devamının temini lâzım -dır. Bu hususta ilgililerden alâka bekleriz.
O
Çoruhda pehlivan güreşleri yapıldı ---------------e------
Çoruh, 2 (Hususî) — Demokrat Parti il idare kurulu tarafından partinin hayrına tertib edilen büyük pehlivan güreşleri binlerce seyirci önünde yapılmıştır.
Başpehlivanlığı Ersiz nahiyesin den Hüseyin, başaltıyı da Keskin köyünden Nuri, Yusufelili Mustafa pehlivanlar kazanmışlardır.

pahalılığında hilesiz şerbet Zümrüdü Anğa kuşu oldu. Fakat işin kötüsü sudan da mahrumuz.
Bu seyyar esnafı kaldırmalı amma yerine halka bir bardak su ol-YAZAN '““ ) \ULUNAYi
sım vermeli.
Bu yasağın nereden geldiğini biliyoruz amma ne yapalım? Ayıp değil a... Bira benim hararetimi kesmiypr! Üstelik başımı da ağrıtıyor. ..
Bu bahsi de fıkrasız geeniiyelim.
Adamın biri bir şerbetçi güzeline âşık olüıuş. Nesi var nesi yoksa satın savıp şerbetçiye yedirmiş. Nihayet o hale gelmiş ki sokaklarda dilenip toplıyabildiği parayı götürür mahbubesine verir ve o-nun yüzüne baka baka bir bardak şerbet içermiş.
Bir gün bu yüreği yangın âşıka sormuşlar:
— Aşk nedir?
— Aşk; demiş. Bir hardak şerbet İçmektir!
nkarada hüküm süren ha yat tarzı ve Türkiyenin umumi vaziyeti hakkında «Basler Nachı ichten ■ gazetesi G. L. imzası altında bir makale neş-retmiştir. -Une semaine dans le
Adoîf Bitlerin Almanyadan firarında Amiral Doenitz’in büyük rolü
«Doenitz sulhii geciktirmekle Hitler ve arkadaşlarının denizaltı-turla kaçmalarına yardım etmiştir... a
— no
Müttefiklerin hava üstünlükleri ve ellerinde muazzam sayıda radar bulunması dolayısile Führerin uçakla kaçmasına imkân verilemezdi !
Manidar bir başka vak'a
Bütün bunlardan başka manidar bir vak’a daha vardı:
Bilhassa harbin ilk safhaları sırasında, 1916 senesi ortalarında anilin hamulesi ile Atlantik Okyanusunu geçmiş olan (Deutschland) denizaltısından çok daha büyült «muazzam ) Alman denizaltıların mevcudiyetinden çok bahsedilmişti.
Halbuki.. Harb sona erdikten sonra müttefikler tarafından yapılan çok sıkı araştırmalara rağmen bu muazzam» Alman denizal tılara rastgelindiği gibi bunlara a-id en küçük bir delil bile ortaya çıkarılmamıştır!
İki yeni faraziye ile karşılaşılmıştır :
1 — Almanlar muazzam- vasfını taşıyan d^nizaltılara malik mi idiler ?
2 — Yoksa bu denizaltılar Na-zıler tarariffdaır hatır ildi mı?...
Bu mesele halledilmeden kaldı. Fakat şunu söylemek icabeder ki Japonya müttefiklere teslim olduktan sonra bu muazzam Alman denizaltıları tipinde Japon denizal tıları bulunmuştur.
Binaenaleyh büyük modelde de-nizaltıların mevcud olduğu ve gerek Hitler ve gerekse refakatinde bulunan gurupun çok büyük rol* oynadıkları kuvvetle ve çok haklı olarak tahmin edilebilir.
Hattâ bu denizaltıların bu mak şada binaen inşa edilmiş olmaları da muhtemeldir.
Esrarengiz Amiral Doenitz!
Amiral seleri ile olmaması edilemez.
Bu çapta ve bu mahiyette bir vazifenin ifası için çok sayıda deniz birliklerinin kullanılması lâzım
Doenitz’in bu firar hâdi hazırlıklarından haberi hiç bir suretle tasavvur
Biz de (şûride dil) âşık gibi düşünüyoruz... Hele bu yaz başlangıcında...

Yine dilenciler:
Bu hafta gazetelerde bir haber okudum. Parkın ö-nündc bir dilenci karıyı yakalamış lav, üstünü aramışlar: Kâğıt ve altın olarak 1247 lira çıkmış. Gazete takibata devam ediliyor, diyor. Nenin takibatına? Dilenciliğin mi, dilencilerin mi? Bence bunların i-kisi de takibden masundur. Sokaklar boy boy, çeşit çeşit dilenci dolu. Hepsi tamamen lıüı' ve serbest olarak ticaretlerine devam ediyorlar.
Kimin ne demeğe hakkı var? Ticaret yapan adanı ya kâr eder, ya zarar. Bu kadın da mesleğinde muvaffak olmuş para kazanmış; Allah kârını arttırsın. Zamanımızda ne dilencilere rastladık.
Bir gün yazıhanesinde bir dostumu beklerken kapı vuruldu:
— Giriniz!
Kapı aralandı... îçeriyo süzük şimali, tatlı tebessümlü yüzünün hatları düşük bir baş uzandı.
— Beyefendi hazretleri burada mıdırlar ?
dergisi, bu
makalenin rnü-
mönde»
Jıirn kısımlarını hülâsa etmiştir.
Aşağıda okuyacağınız yazı, bu dergiden alınmıştır:
240000 kadar bir nufusa salıib olan Ankarada bir yabancının ha-
olmak-tasav-
şeyden.
gelirdi. Eundan dolayı bu işin Alman yüksek deniz kumandanlığının müsaadesi ve yardımı sızın başarılmasına imkân vur edilemez...
Amiral Doenitz’in her haberi vardı muhakkak...
■•943 senesi sonunda söylemişi olduğu tomtur.ıklı beyanatı onun bu işi teaküâtlandırdığı hakkında tahminler yaratabilir.
Bunu yapmadığı kabul edilse bile bu firar işinin en ince teferruatına vâkıf bulunduğu da bir hakikat olarak 'kabul edilebilir...
Amiral Doetinz’den bahsederken şu ııokta üzerinde durmamız ica-beder:
Bir çok kimseler Amiral Doe-nitz'in saf kalbli, lütufkâr bir a-dam olarak tanırlar ve onu böyle tanıtırlar. Halbuki... Aksine olarak Amiral Doenitz üçüncü Reich* in en müdhiş şahsiyetlerinden biri idi!
Son derece azimkâr, hırslı, çok rnaiûmarh ve fevkalâde faal bir adam olan Amiral Doenitz; Hitler Almanyasmm en koyu Nazi bahri ye şefi idi.
Amiral Doenitz muhakkak ki Nazi Ar.ılanyasmm en esrarengiz adamlarından biri idi. Şimdi ileri süreceğimiz nazariye belki bir çok okuyucularımız için garib görülür. Fakat mesele esasında doğrudur.
Almanyanm mağlûb olup olmaması, en son anda beklenilen bir askeri, hava veya siyasî müdahaleden ziyade bir bahrî müdahale» ye bağlı bulunmakta idi.
Bu nokta şimdiye kadar hiç kim senin dikkat nazarlarını çekmedi.
Hitler oratadan kaybolduğu vakit Almanyanın en büyük mevkii bir askere veya bir sivile bir Alman bahriye lisesine edildi.
Almanyanın teslim olma
ti Von Keitel yahud Von Ribbent-rop tarafından değil, fakat Alman deniz kuvvetleri baş kumandanı Amiral Doenitz tarafından müzakere edildi. (Arkası var)
değil, tevdi
şerai-
— Hangi beyefendiyi soruyorsunuz ?...
— Müessesenin sahibi beyefendi hazretlerini sual ediyorum efen dim.
— Hayır, burada değildirler. Bir emriniz mi var efendim?
— Estağfurullah! Hususî görecektim efendim...
— Buyurun... Bendenize söyleyin... Gelince anlatayım.
— Efendim... Çâkiriniz -Tcd-kik-i- Defnin» komisyonuna merbut kalemi mümeyyizlerinden Sun’ ”llah köleniz...
— Müşerref oldum.
Bir iç çekmesi... Ondan sonra ağlar gibi bh’ sesle:
— Kalemin lağvı üzerine teka-üd edildim. Bendenize ufak bir yardım istiyecektim.
— Peki... Kendisine söyliye-yinı...
— Bendeniz bir daha gelemem... Çünkü Anadolukavağında eski azadlılarımızdan Tarandilin erine sığındım. Allah inandırsın... Dönecek balur param yok... Gönlünüzden ne koparSa lütfedin.
Ben o gün 50 kuruş vuruldum. Sonra dostuma sordum; onu muntazaman haraca kesmiş...

Bir de kanbur vardır. Üstü başı eski, fakat temizcedir. Onun dilenme tarzı büsbütün ayrıdır. Bu adam ağzını açıp bir kolime söylemez; yüzüne ö kadar mânalı o kadar derin bir hüzün maskesi takar ki lâkayd kalmağa imkân yok tur; gözlerini vuracağı adamın göz lerine diker; eğer bu ipnotizma ile nazarını çekerse hemen nazar larmı biraz buğulandırır... Boynu uu büker. u Avucuna bir sey sıkış


yatı, dar bir muhit içiâe g1 çl». Onun hayat saMsı» aş^ı yuka-ıı iki otel, ü.ç lokanta u bardan ibarettir, işte Amerikalıhl Ingiliz ler, Franuızlar, hattâ tsadıif'-r. Ankara31 ziyarete gelmiş olan tir kaç İsviçreli veya lskanânavyah bu küçük â’cmde yasamaktadır. Her giin sefarethane en kapmağa muvaffak olduğu bir talim hâdiseler ve şayialar yabancı kolonisine kadar uzanmakta, vc onun e-saslı konuşma mevzuunu teşkil et mektedir. Ankarada bulınan ecne bilerin Türk siyasetinin iç yüzünü kavrıyamamalarma şaşmamak gerektir.
Ben, 10 yıllık bir .gaybubetten sonra, tekrar Ankarayo döndüğüm zaman, yeni olarak, sadece bir opera binası gördüm. Fakat a-sıl hayretimi mucib olan taraf: 19-17 denberi Atatıirkiin memleketinde ikamet eden askeri bir Amerikan heyetinin mevcudiyeti olmuş tur.
Ankarayı kaphyan Amerikan subayları
Amerikan ordusuna mensub yü: lerce sulıay Ankaraya gelmiş bulunmaktadır. Bunların ekserisi a-partman ve vidalarda ikamet etmektedir. Bu yüzden bugün Ankarada bir mesken buhranı baş güs teımiştir. Lokantalarda, sinema’n' da, otellerde, hülâsa her yerde ün formalı Amerikalılara rastlanmak tadır. Onların mevcudiyeti, insanı yakın bir savaş ihtimalini hatırlı tıyor. Türkiyenin dış siyasetind-hüküm süren gerginlik, —huşunetin fiilen bitiminden üç yıl sonra Türkiyenin harb sonrası 5 yılh kalkınma plânını akîm bırakmıştır.
Sınai kalkınma ve Tiirk' ordusunuıl ihtiyacı ■
1946 da Türk sanaviinin inkisa •
fı hakkında bir proje tesbıt edil miştir. 1947 ilkbaharında Türk h kûrneti, daha çok kimyevî sana’ karşı büyük bir ilgi gösterme? başlamıştır. Fakat bu muazza» plânı gerçekleştirmek için lüzun lu olan paraya nereden t»-min e. mek kabildi? Haşan Sakanın s lefi sabık Başbakan Receb Pek( Merkez Bankasııun ihtiyatında t lundurduğu altın ve dövizlere bt vurmak suretile meseleyi Lalletır ğe kalktı. Fakat Türk hükümeti nin orduyu silâh altında cuttuğ müddetçe, * memleketin sanayileş me hareketini mümkün kılacak ( lan yûiz milyonlara varan bir me) lâğı tedarik ed^miyeceği nıevda. da idi. Filhakika şurasını hatırla mak lâzımdır ki mevcudu bir m) yon ask»?rden ibaret bulunan Tir ordusu, her yıl büdcenin S. 50 si yani (800) milyon Türk lirası eritmektedir. Ziraatçı bir memk ket ve bir millet için bu ne ağı. bir yüktü!
fDeramı 6 *ıcıdı

titre tka b* Tcşe: fliü eı
tle’;ı aid. mutu.
tınlırken sanki başkaları tarafın dan görülmekten koıkuyornıuş ; bi bir saklanışı vardır... M olsun, kâğıt olsun psra ou elde, (Sirkaf) yapan bir hokk mehai’eti ile kayboluverin kür mü etti? Yoksa küfür ti? Belli değildir.

Hayat pahalılığı böyle ettikçe dilenciler hakkında duğu vecibelerden şiddetli 1 le edilmesini istiyeınijoı uz. Eu dişle:
Allah Cemi cümleyi mnhaff. buyursun. Amin!

Bir fıkra ve bir vak'a:.
dana belediyesi bir otel başlamış; hâlâ birirero miş. İki milyon lira yct'şmiyec» deniliyor. Gazeteci sormuş: «Ot-de 50 yatak vaımış. Bununla ma rafını nasıl çıkaracaksınız’• bel diye reisi •
«Gayet kolay! demiş. Yatak ( lidir. Fakat son derece k.ks ola» ğı için pek fazla fiybt :.o).ıcağ Amerikadan milyonerler, M.sırd prensler, Hlndistandaıı Mıhrâeeı gelecek; biz de hem masrafı çık ılıcağız, hem dc çok para kazan cağız.
Nasreddin Hocanın pamuk lı kftyesi na: «Hoca Adanııya gitti: kenarına diken tobunuı okecek lar büyüyecek; pamuk yüklü ae* ler geçerken sürünecekler, panı lar takılacak. Hoca bunları topl yıp getirecek ben de iplik e ğim, satıp senin paranı ğis!» demesine benzer.
işin tuhafı fikre ik Adananın sahne olmasıdır!


: Hocanın kar sı alacaklı, yolu
eğirce ver» e t
vak*aj




I .
1
0 HAZİRAN 943
I
stiın savaşı

i
SAYFA:4
Trumanın seçim nutukları
(Baştarafı 1 incide) mh^FeÂ-rive isimli 2500 tonluk si-lâT.landırıInuş bir taşıt ve İngiliz tipi iki çıkarma gemisi Tel-Avive yaklaşmak teşebbüsünde bulunmuş hırdır; Bu gemilere İsrail donatıma ve Tel-Avivin sahil batarynla-
/Sİ
/ n ateş açmıştır.
Mısır gemileri İsrail hava kuv-v'dlevi tarafından bombardıman e-dildikten ve en az bir isabet aldık tan sonra ortadan kaybolmuşlardı •• Müsademe öç saat kadar su*-müştür. Bir Yahudi vçat1 P dönmemiştir.
f

(
CENİN MUHAREBESİ.
. Londra, 5 (A.A.) — düşün yetmiş mil kuzeyinde lalı kimli bir Arab mevkii olein Cen.ni de ° Vrmok üzere cereyan edm savaşlar hakkında dün gece btn-
- d ra yu birbirini tutmıyan haberler gelmiştir.
Ya İmdiler şEhri işgal ettiklerin» iddia etmektedirler. Tel-AvivdJ J r şrediletı son bir tebliğde» Ceninde harekâtın evvelce hazırla unuş olan p!ân gereğince gelişmekte oldugıı bildirilmektedir.
Buna mukabil, Arablar ise. Yahudi kuvvetlerinin püskartüldûğü-beş yüz Yahudinin öldürüldü*
(tsaşmrufı 1 incide) eli kaLkınnıası ve dünya sulhu -ııun sağlanması bakımından el -zem oıttugunu söylemiştir. Tru man Amerikan ekonomisinin e-saalı dâvalarının halli için esas lı bir tedbir olmak üzere dört noktadan mürekkep bir tarım kanunu teklif etmiştir::
1 — Tarım mahsulleri fiyatla rmın istikrarı.
2 — Toprağın muhafazası.
3 — Piyasanın dahilde ve hariçte idamesi.
4 — Federal hükümetin çifçi lerin şalisi meselelerinin halline yardım etmesi.
Başkan Truman bundan sonra ilk dünya harbini takip eden «acıklı hâdiseleri” hatırlatmış, o zaman sulhun idamesi ümidinin yalnız milletler cemiyetinde olduğunu, fakat Amerikada kısa görüşlü adamların Amerikanın milletler cemiyetine girmesine mâni olduklarını söylemiş ve mil letler cemiyetinin bu darbeden sonra hiç bir zaman belini doğ-rultamadıgını ilâve etmiştir.
Bu acıklı hâdiseler tekerrür etmiyecektir. Çünkü Amerika Birleşik Milletler teşkilâtında I ilk plânda bir rol oynıyacaktır. Biz bu teşkilâtın muvaffakiyete ulaşmasına azmetmiş bulunuyoruz.
Amerikan Ekonomisinin ha len bir enflasyon tehdidi altın -da bulunduğunu itiraf eden Tru man Amerikanın ilk dünya harbini takip eden senelerde ziraat ekonomisinde görülen buhranın tekerrürüne mani olacağını ve genel bir İktisadî buhranın önüne geçeceğini söylemiştir. Tru -man Birleşik Amerikanın diğeı milletlerle ticareti yüksek güm rük tarifeleri ve başka ticaret engelleri ile boğulduğu takdirde Amerikalı çifçilerin refah içinde yaşamaları imkânsız olduğunu belirtmiştir. Bu sonuncu mesele nin halli için Truman mütekabili yet esasma dayanan ticaret an İaşmaları kanunu müddetinin üç seneye çıkarılmasını tavsiye etmiştir. Truman netice olarak şöyle demiştir:.
Truınana verilen nişan
Chicago: 5 (A.A) hüküm sürmüş olan İsveç kralı I
AtioJrhe nnnvnajhd.as Adilmiş olan altın madaTvâ^dun Başkan Tınmana verilmiştir. Başkan Truman bu madalvae ı alan ilk Amerikalıdır. Madalya bugünkü kralın torunu olan nrens Bertil’in şahsî hediyesi -dir. '
Prens Başkan Trumana ma -dalvavı Midvestteld îsveç anlaş masının yüzüncü yıldönümü mu nasebetile yapılan merasim sı-tasında vermiştir.
Moskova Radyosunun Amerikaya Hücumu
Londra: 5 (AP) — Moskova radyosu yorumcusu Yermaşov bugünkü konuşmasında ezcümle şunları söylemiştir:
«Geçenlerde Rusya ile Birle şik Amerika arasında yer alan görüş teatileri sırasında Amerika manevî bir siyasî maglûbiye te uğramıştır. Ümit verici gibi görünen jestlere rağmen. Birleşik Amerika Sovyetler Bırlıgıle iki taraflı müzakereler yanmak istememektedir. Bu memleket Sovvetler Birliğne karşı meşhur soğuk harbe devam etmevı ter cih etmektedir .
«Amerikanın silâhlanmak için yapmakta oldııgu muazzam mas rafları haklı gösterebilecek esas lı bir sebep mevcut değildir. Bir leşik Amerika Rusya ile olan münâsebetlerim islâh etmek istemediği için bu münosebetltr gergin kalmaktadır. Büyük trııst ler kendilerine muazzam kârlar temin eden silâhlanma yarışından vazgeçmek istemiyorlar.'’»
Yayın Londradaki Sovyet mo nitörü tarafından tespit edilmiş tir.
Moskova radyosunun Markos halikındaki yajrant
Londra: 5 (AP.) — Bugünkü bir yayınında, Markos tarafından teklif edüdiği söylenilen mütareke teklifini yorumlıyan Moskova radyosu şunları söylemiştir:
«Yunan hükümeti alelâcele Ati-nadaki Amerikan elçiliğine danışmış ve geçenlerde komünist çeteler lideri Markos' tarafından radyo vasıtasile yapılan barış yorumlarını reddetmiştir.
Sonradan hükümet Marko3İa ba ııs müzakeresine girişmek behis-mevzuu olamıyacağıııı ilân etmiş ve Yunan çetelerine teslim olmak veya imha edilmekten başka çıkar yol bırakılmamıştır. Yunanistanda ki Amerikan askerî yardım heyeti şefi de. Dışişleri Bakanı Çalda-rise Yunan ordusuna gerekli A-merikan malzemesi temin edileceğini ve çetelerin bu yıl içinde ta-m amil e imha edilebileceklerini temin etmiştir.
Yakalanan büyük kaçakçı şebekesi (Baytar uf i. L incide)
| ca tevkif edilmişlerdir.
Uyuşturucu madde kaçakçılığı. üzerinde hassasiyetle duran Ameri kan zabıtası bu kaçakçılığın merkezinin İstanbul olduğu kanaatine varmıştır. Bunun üzerine Federal Uyuşturucu Maddeler Bürosu memurlarından M. George White 15 gün evvel istanbula gelerek şebekenin elebaşılarını meydana çıkar inak için tahkilcata başlamıştır.
İlk ipucu
Amerikan polis hafiyesi G. Ge-orge daha memleketinde riken kaçakçıların İstaubulda Güzel Adi na» barında buluştuklarını öğrenmiştir.
M. U'hitc lslaııbuta gĞ®f gelme, barların krokisini almış ve bilha? sa «Güzel Adana barına gidorcir ■orana şubhcli şahıslarla tanışmağa koyulmuştur.
Nihayet iki gün evvel mezkûr bara giden Amerikalı polis hafiyesi şebekenin elebaşısı bar sahibi Vasil ile tanışmış eroin alıcısı imi gibi görünerek pazarlık etmiştir.
M. Wlıite'in anlattıkları hâdise nin buudatı sonrasını mumaileyh şöyle anlatmıştır:
«— Bir bar kızı Vasil ile konuş mamda tercümanlık ediyordu. Va sile arzumu söylediğim zaman ev velâ şaşkınlık gösterdi, sonra d) inkâr ile bu haberi nereden, aldığı mı sordu.
Kendisine: Amerikadan geldiği mi, sırf eroin tedarik edebilmek için Istanbulda kaldığımı, buramı adresini Amerikalı denizcilerinde! öğrendiğimi söj ledim.
Ertesi gün saat 11 de buluşma! üzere randevulaştık. O gün buluş tuk. Robert Kollejde okumuş olnx Yasefi de tercüman olarak getir di. Neticede hakikî Amerikalı duğuma kanaat getirerek beni
yoğlunda Avbastı sokağında 4 ul maralı apartmanına götürdü.
Evvelden emniyet ikinci şube müdürü ile anlaştığımız veçhile muhtelif kıyafetlere giren polisle» etraffmızı sarmışlardı.
Hükümetimizden aldığım numaraları tesbit edilmiş olan iki bin lirayı kendilerine verecektim. A-partmanda bir müddet bekledik. Bob isminde biri üç buçuk kilo ero in getirdi. Kendilerine iki bin lirayı verdüıı ve geri kalanını da Amerikan parası olarak verebileceğimi söyliyerek elimi cebime attım. Ve seri bir hareketle cebimden taban camı çıkararak kendilerine teslim olmağa davet ettim.
Bu esnada Türk polisleri de içe ri girerek onları yakaladılar.
Yapılan tahkikata göre Vasi! A-merikaya kaçmak irin sefarethane den pasaport bil. hmııriattığı anla şılmıştır.
Muazzam eroin imalâthanesi
Diğer taraftan emniyet müdürlüğünde sorgu «altına alman suçlular eroin imalâthanesinin Çengelköy ve Beylerbeyinde olduğunu söylemişlerdir. Dün sabah Üakü-darda Mekteb sokağında 7 numaradaki evin önünde bodrumunda yapılan baskında 13 kilo saf enoin ile imâl makineleri bulunmuştur.
Hâdise ile ilgili şebekenin diğer elemanları da birer birer yakalan mağa başlamıştır.
socîated Press’e beyanatta bıılu-Mn( Birleşmiş Milletler Filistin ct;( bulucusunun sekreteri Dr. JFÎalph Bıuıche, Kont Bernadotteun henüz Filistinde ateş kesilmesi bab sinde muayyen bir tarih tesbit etmediğini söylemiştir.
Bunche’nin açıkladığına göre, û:-, .'enlik konseyi başkanı Faris el Huri. Kont Bernadotte-un talebi i.zfrine. konseyin ateş kes teklifinin asıl gayesi hakkında şu noktaları belirtmiştir:
1 — Muhasamatın kesilmesini teman,
2 — Mütareke müduetiııce ta-mfi.ırdar. herhangi birinin askerî fasiiy fini arttırmamasını sağlamak.
S- kreler. Kont Bernadotte’un bu gür Bevrut. Lübnan ve Hsy'fnyi -sy ırat edeceğini ve yarın Bakireye döneceğini söylemiştir.
Ar ı bulucu bu sabah Fransız elçisi Gilbert Arvengas ile görüşmüş v sonradan Başbakan Nokraşi Ps saya ziyaret etmiştir. YAlFfüDl ^CHACİRLRt İŞt MÜTAREKEYE MANİ OLUYOR Lake Success. 5 (AP.) — Filetinde ara bulmak için Birleşmiş Milletler tarafından tâyin edilen Kont Bernadotte, Güvenlik kon-seyûnin -dün akşamki toplantıs'r.-dâ\ mütarlke devresinde Yahudi muhacirlerine müsaade edileceği kaydının, ateş kesilmesine mâni elcuğunu bildirmiştir.
Kontun talebi üzerine bu hususta karar vermek için konsey bugün tekrar bir toplantı yapmaya karar vermişti. Fakat konsey başkanı Faris el Huri (Suriye), evvelâ konseyi bugün için toplantıya çağırdığı halde sonradan vazgeçmiş ve sebebi sorulduğu zaman sadece şu cevabı vermiştir:
•Bunun için olağanüstü bir iopı I: ntıva lüzum vok. Pazartesi günü yapılacak olan toplarthda konuşulup E ER NA DOTTE'UN FA A Lİ YETİ
Kahire. 5 (A.A.) —.(Afp): Ber-nadotte. bugün uçakla Beyrut ve Şama gidecek ve bu şehirlerde Lüb r.an ve Suriye Cumhurbaşkanları ve Başbakanları ile görüşecektir.
Kont Bernadotte yarın Kah ire yo dönmüş olacaktır. Evvelce r gÜUÎT • -ınılnrıcı •
nf ur ----»Jüâkam NoktosI
Fasanm tavsiyesi üzerine ileri alın mistir. Kont Bernadotte, bu sabah Mısır Başbakanı île uzun bir r^ülâkat yapmıştır.
vaşacağını ) beyan etmişlerdir.
Bir İngiliz gazetesinin nıülalealaıı
News Chronicle gazetesi, Mars-hal plânı gereğince yapılacak yardımların azaltılması hakkında Tem silcilcr Meclisi tarafından yapılan teklifleri yorumlıyarak şunları yaz maktadır:
Gerek Marshall gerekse Amerikan milleti hiç bir zaman Avrupa ya yapılacak yardım miktarını tasarruf mülâhazalariyle azaltmıya veya bu işte bir takım siyasî mülâhazalara yer vermeyi düşünmemişlerdir.
M. Taberin Temsilciler Meclisi Maliye Komisyonunda yaptığı hücumları bahis mevzun eden gazete şunları yazmaktadır:
Bir çok arkadaşları gibi M. Taber de Amerikalılar tarafından milletlerarası sahada alınacak ba zı kararların ne derece ehemmiyetli olabileceğini ve Amerikanın münhasıran iç programlara bağlı kalmasının ne gibi tepkiler uyandırabileceğini kavrıyamamaktadır. Maliye komisyonu başkanı Taber, önümüzdeki seçimler için kendi partisinin hikmetinde çalışan bir cumhuriyetçidir.
Diğer taraftan başyazısında dün Avrupaya yardım
lacak eksiltmelerin vahim neticeler doğuracağı hakkında söylediği sözlere işaret ettikten sonra şunları yazmaktadır;
Amerika Dışişleri Bakanı bu söz teriyle böyle bir tenkilâtm Birleşik Amerikanın dış siyaseti bakımından zararlı olabileceğini kasT detmek istemiştir. Batı Avrupa İktisadî sıhhatini elde etmedikçe siyasî istikrara kavuşamaz. Marshall bundan bir sene evvel plânını teklif ettiği zaman gayesi, Çatı Avrupanin güvenliğini sağlamak ı ve bu suretle bizzat Birleşik Amerikanın güvenliğini temin etmekti.
Yazısına devam eden gazete, şun lan yazmaktadır:
Müzakerelerin bu \eni safhası i henüz başlamış bulunmaktadır.
Bundan evvelki müzakereler gös-termişifır ki, Amerika hükümeti, i Temsilciler Meclisinin tepkilerini ehemmiyetle nazan itibara almaktadır. Önümüzdeki seçimlerin yakınlığı münasebetiyle Temsilciler | Meclisinin bir çok iivejeri biidee-ı j rnn bütün lasıllannı son derece büyük bir ihtimam ile incelemekte olduklarını göstermek istiyorlar, onlar bu suretle Amerikalı vergi mükellefinin omuzuna yüklenen yükü hafifletmek için ellerinden geleni yaptıklarını isbata çalışıyorlar. Bu husustaki müzakere-• ler artık Âyaıı Meclisinde cereyan edecektir. Bu mecliste Vandenberg ve diğer âyan üyelerinin hükümetlerinin siyasetini şiddetle müdafaa edecekleri ve bütün nüfuzlarını kullanacakları meydandadır.
İkinci c?phe
( Bostur af ı 1. incide) bugünden çıkarmanın yapıldığı Normandiyaya gitmiştir. Cenub lngilterede yarın tören yapılacak ve bir anıt açılacaktır.
Londra, 5 (A.A.)
Yarın Avrupa, müttefik kıtalarının ✓
Avrupaya çıkışlarının dördüncü yıldönümünü kutlıyacaktır.
Müttefik kıtaları 6 haziran 1944 tarihinde askerî tarihin en büvük •) seferi için Iııgiltereden gemilere binmişlerdi.
(Baştarafı I incide) Avrupa ruemlefcetlerice ve diğer milletlere yapılacak vardım mik-darını bir buçuk milyar sterlingden biraz az bir mikdara indirmiştir. Meclis bu yardımın 12 ay verine 15 aylık bir müddet için muteber olmasını da kabul etmiştir.
Yapılan bu indirmeler başkan Trumanın ta leb ettiği meblâğa na zaran yüzde 2G dan fazla bir tenkis ifade etmektedir.
Temsilciler Meclisi dün bu indir melerin kabul edilmesi halinde batı Avrupa üzerinde çok ciddi bir takım siyasî tepkiler ııyandırabile ceğini söyliyen Marshallm itirazını nazarı kibara almıştır.
Temsilciler Meclisinde dün cereyan eden müzakereler sırasında bir grup cumhuriyetçi saylavlar tarafından 12 avlık bir devre için tahsisatın genişletilmesi yolunda büyük gayretler snrfedilmiştir. Fa kat meclis bu teklifi 113 e karşı 117 oyla reddetmiş v( Taber'iıı başkanlığındaki tahsisat komitesinin tekliflerini olduğu gibi muhafaza etmiştir.
Kanun tasarısı şimdi Ayan Meclisine sunulmuş bulunmaktadır. Tahmin edildiğine göre. Ajan Mec lisi kanun tasarısını kongrenin on beş güne kadar gireceği tatil devresinden evvel müzakere edecektir.
B. B. C. nin Vaşington muhabiri tarafından bildirildiğine göre, Ayan Meclisinin Avrupanin programının ilk şekli üzerinde ısrar e-deCeği hemen hemen muhakkak gibidir.
Ameriknda büyük ve nüfuzlu ga zeteler yapılan bu değişiklikleri tenkid etmektedirler. Meselâ, Nev york Herald Tribüne gazetesi bu hususta şunları yazmaktadır;
Hiç şühhesiz Ayan Meclisi bu değişikliğe itiraz edecektir. Ancak böyle de olsa AvrupalIların endişe lerini anlamak zor değildir. Kolay lıkla anlaşılabilir kı. yabancı meni leketlerdeki komünistler bu hâdise den mümkün olduğu kadar faydalanmışa çalışacaklardır.
IrıunaiHiı itirazı
Chicago yolunda, Trumanın trenin den: 5 (AP.) — Clıicagoya gitmek te olan başkan Trunıan dün Fort Wayne (îııdiaııa) daki bir kouuş-masında kongrenin Avrupaya yar değil, harfiyen tatbik edeceğini umduğunu söylemiştir.
Yardım programının ehemmiyetinden bahseden başkan demiştir ki:
«Amerikan Birleşik Devletleri Ceı\abı Hakkın 1920 de kendilerine verdiği vazifeyi verine getirecek olursa yeryüzünde ebedi sulh l?u-rulabilir. Bunu size kat’i şekilde söyliyebilirim.»
Tasanpın lehinde ve aleyhinde söylenen sözler Vaşington 5 (A.A.) — (Reuter) Temsilciler Meclisi tahsisat komisyonu başkanı Cumhuriyetçi John Taber dün mecliste beyanatta bulunarak, Marsholi plânının ilk 15 aylık tatbikatı için verilmesi kabul edilen 5980 milyon dolarla esaslı bütün ihtiyaçlara cevab verilebileceğine dair temsil ettiği grupun kanaatini izhar etmiş ve demiştir ki:
«İktisadî işbirliği idaresi şefi Hoffman belki de Avrupaya kitab ve degi sevkiyatmı durdurmak mec burîyetinde kalacaktır. -Fakat bu-1 na bir çare bulabileceğini ummaktayım.
Bu sözlerle 553 milj'on dolarlık bir kısıntı yapan komisyonun ha-
t
Times gazetesi
Marslıallın Batı plânında yapı-
i fiınü ve bin Yahudinin de yaralan dığını iddia etmektedirler.
Bağdadda yayınlanan bir tebliğ de bildirildiğine göre Irak uçakları Tel-Avivde sınai tesisler üzeri ne tam isabetler kaydetmişlerdir Diğer taraftan Suriye uçakları da Havfanın güney doğusunda Yahudi tahkimli mevkilerine hücum inektedirler.
YAHVDtLER GER? PÜSKÜRTÜLDÜ
B.’^dad,.5 (AP.) — Millî Müda f.aa Bakanlığı tebliğine göre. Irak tleri dün Cenine hücum eden SOBA lnsîlik b)r Yahudi ordusunu geri püskürtmüş ve takibine başlanıştır.. Yahudi kıtaları nihayet . bozguna u&rnrr»"’ ve 580 ölü. 1000 . yaralı ve külliy etli nıikdarda esir 1 vererek Jkacişmıştır. ^Muazzam ırûk 1 darda* silâh ve cebhane ele geçti-fi de tebliğde ayrıca bildirilmek-' todlr.
Yine aynı tebliğe göre. Irak top-c.ı kuvvetleri Kafr Yona kamp'm şiddetle bombardıman etmiştir. H.» I vn kuvvetleri de şimalî Cenin bol I* haaîno Knmlıörrlıman Akınlar! vap-
et-
f



tvn Kuvvetleri ve niuuii ^cuıu gesûne bombardıman akınlan ? F*F^^rfİT. r'W'Tt/*t T)


edecek
I ı ?
b
LS
roketini müdafaa etmiştir. Komisyonu bu indirmeyi yapmağa bilhas sa teşvik eden Taber, komitenin lıarbden zarar gören memleketlerin kalkınmasına yardım lüzumuna kani bulunduğunu fakat sırf para sarfetinek için mahiyeti belirsiz bir takını tasarıları finanse elnıek arzusunda bulunmadığını söylemiştir. Taber tahsisatın kısıl masını intaç eden olanlardan hasılamla temasla demiştir ki:
Avrupa iktisadı işbirliği İrlanda. Belçika, Danimarka ve İzlan-daya yardım teklif etmiştir, halbuki milletler her hangi bir banko ya müracaatla pek âlâ borçlanabilirler.
Tahsisat komisyonu Demokrat üyelerinden Chırcn Cannon bu indirmelere itirazla demiştir ki:
Biz bu paraları digergam maksatlarla harcamıyoruz. Bu işte ken di korunmamız bahis mevzuudur. Bugün önümüze çıkan bir mesele var: Harbi bertaraf edip edemiye-ceğinıiz meselesi... Harbi bertaraf etmeğe muvaffak olacağımızı gösteren kanaat yoktur, fakat yaban cıya yaptığımız bu- yardım herbi bertaraf etmek için bize verilen son imkândır.
Texas Demokratlarından. Geor-ge Marende bu kısıntılara şiddetle hücum ederek demiştir ki:
Amerikalılar yalnız kalmak mi rasyediliğini gösteremezler. Batı A\Tiıpada bulunan 260 milyon insan bizimle beraber olursa doğu i-le batı arasında cereyan
her hangi bir mücadelede milyonlarca Amerikalının halatı ve milyonlarca Amerikan doları tasarruf edilmiş olur.
Vaşington: 5 (A.A.) — (U. S. î. S.) — Şikago istikametinde seyahatine devam etmekte olan başkan Trumaıı. İndianada Fort VVay ne garında toplanmış olan beş bin kişi önünde bir nutuk söyliyerek devamlı bir barışın tahakkuk ettirilebilmesi için üç şartın elzem olduğunu söylemiştir:
1 — Birleşmiş Milletlerin San-fransiskoda hazırlanmış olan Anayasada derpiş edilmiş olduğu veç hile çalışmaları lâzımdır. Amerika bu teşkilâtın çalışabilmesi için gelinden geleni yapmışta*.
2 — Avrupanin kalkınması pöo-gramınm jhuv dır. Bu takdirde vrupa kalkı cak ve bu kıtada barış tahakkVnfc edecelctir. Başkan Trumaıı kongre7 nin bu oturumunda Avrupanin kal kınması programına iştirak etmiş olan memleketlerle aktedilmiş bulunan anlaşmalar üzerinde boş mü zakerelere girişmeyeceği ümidini izhar etmiştir.
3 — Amerikanın barışı sağlıya-cak kuvvete malik bulunması lâzımdır.
yranderberg’in kanaati
Vaşington: 5 (AP.) — Dün Tem dilciler Meclisi tarafından yabancı memleketlere yardım tahsisleri ü-zerinden yapılan 1 milyar dolarlık kesintiyi iade etthmek için savaşmağa karar veren Mişigan senatörü Arthur Vandenherg. Ayan Meclisi tahsisat komisyonundan şahsen şehadette bulunmak müsa adesi istemiştir.
Bugün bir basın muhabirine beyanatta bulunan Vandenbçrg keyfiyeti teyid etmiş ve:
«Komisyona bir an ewşl gerekli izahatı vermek istiyorum demiş tir.
Meclis arkadaşları da. Ayan Dıs Münasebetler Komisyonu balkanının «yabancı yardım programına indirilen darbeye karşı şahsen sa-
■ * ) — Reuter:
1611—1632 tarihleri arasında
î5io^rt/i\ ÇEKTÎ&t BE- i YAZ BAYBAK |
Amman, 5 (A.A.) — (United
Press): Yetkili kaynaklardan Öğrenildiğine göre Yahııdiler, Yahu dî üniversitesinin ve Hadassah hm tnhanesinin harabeleri üzerine beyaz bayrak çekmişlerdir.
Avnı kavnaidarın ilâve ettikle-
• •
t ne r»öre. Yahudi mevzilerinin ten Jünî inin müzakerelere girişilmesine hn^rlanılmaktadır.
ASKERÎ HAREKÂT^ LVKÎ8AF.’ MÜSAÎD
Sam. 5 (A.A.) — (Afb): Suri-. je Başbakanı Cemil Mardam’ın baş kanlığında yapılan bir askerî şefler tonlanhmndan sonra basına be\a-natta bulunan genelkurmay başkanı, askerî harekâtın müsaîd biı şekilde geliştiğini söylemiştir.
Diğer taraftan Al Nasr gazetesi Purive cebbesinîn kuzey kesimi hakkında yakında iyi haberler alv nae*»i)iTn bildirmektedir.
/TFS’ NE ZAMAN KERTECEK Kahire, 5 (AP.) — Bugün As-Neşet Ömeri dün toprağa verdik ' (Baştarafı 1 incide) , sim meydanında Kalmis apartmanındaki 1 numaralı dairesinden kaldırılarak Beyazıt camiine getirilmiştir. s
Beyazıt camiinde öğle namazınla dan .sonra cenaze namazı kılınarak Üniversite binasının giriş methaline getirilen Neşet Ömerin nâsı başında hazin bir merasim yapılmış, bu arada söz alan Rektör Sul dik »Sami Onar. Ankara Üniversitesini temsilen şehrimize gelen bir profesör ve î. Ü. T. B. başkanı birer konuşma yapmışlardır.
Bilâhare tabut, talebelerinin elleri üzerinde dışarıya çıkarılmış I ve önde matem marşı çalan şehir bandosu olduğu halde Sirkeciye getirilmiştir.
Merhumun cenaze merasiminde 100 e yakın çelenk bulunmaktaydı ve önde İsmet İnönü ve Haşan Sokanın gönderdikleri çelenkler yer almıştı. i
Eller üzerinde Sirkeciye götürülen tabut, Ülev vapuru ile Kadı-köyüne geçirilmiş ve buradan o-tomobile konularak Karacaahmed-deki aile kabristanlığına gidllmig-Er»
Hazin bir törenle ve göz yağları abında Neşet Ömer îrdelp, ebedî istnaiuitg&buıa tevdi edilmiş
! Meresimde Rektörler, vali, tini-I' ısite profesörleri, doktorlar ve uLuaversiLe talebeleri de hazır bu-uınmakta idi.




D
fi




D Pn n’n nutînçden
( Bas far af t 1 incide)
Şileden. îzmitten ve bütün c;var kaza ve bucaklardan binlerce köylü ve Demokrat Parti hasdcanlan da hazır olmak üzer? şehrimize gel rrjslerrJr Izmitteı alt» «lohiıs. Si-i'.rinn » (-q otobüs ve Adapazar.ıı-cl an da Leş otobüs beklenmektedir. Demokrat Parti kaza idare kurulu evvelâ mitingi yapmıva karar vermiştir. Civardan gelen D. P. li-ler. Kor/eli vilâyetinde ilk defa yapılacak olan bu mitingin lıeyeca-nile meşbû bulunmaktadır.
Mitinge iştirak edecek Demokrat Iar Parti önünde toplanacaklar çıradan kasabanın muhtelif caddelerinde bayraklar ve levhalarla dolaşacaklar ve bu arada gene hatib-ler tarafından demokrasi ve seçim emniyeti hakkında nutuklar verilecektir.
Mitingi kaza idare heyeti idare edecektin*.
r---------------------------------
I 7) Haşanın oğlu vardır, amma
) babasının vefatından sekiz ay son-t ra doğmuş ye ölmüştür.
) 8) Haşama öldüğü doğrudur,
r Amma onun oğlu olduğu sahih de-
) ğiLdir. Câriyenin gebeliği de doğ-ı ru değildir. Haşan da sonra İmam ) bulunmadığı sabittir, caiz ve ma-| küldür. Dünya halkının günahla
) nadan dolayı fetret devri başlamış
) tır. Dünya yüzünde İmam yoktur f ve arz hoccetsiz kalmıştır. Bu du-S rum: tıbkı Resulü Ekrem Efen li-\ mizin Peygamberliklerinden evvel r dünyanın cehalet ve fetret içinde
) hoccetsiz kalmış olmasına benzer.
| 9) Haşan ölmüştür, mevti sn-
S hihdir. Halk burada ayrılıklara dü(i ( müştür amma hakikati hal; mcc-
) hulümüzdür. Oğlu olduğunda güb
I» he etmiyoruz amma, kimdir bilemiyoruz, babasının ölümünden evvel mi sonra mı doğmuştur buraları dahi vakınen malûmumuz de-ğrldir. Ancak şurası muhakkakdır ki dünya hocetten hâli kalmaz vc bu haccet onun gaib halefidir. Ken dlsi meydana çıkıncaya kadar o-nun ismine temessük ve tevellî edl-; yoruz.
10) Nâs için îmarn elzemdir, dünya tmamsız ve hoccetsiz kola m az amma bu hoccet o/un oğlu mudur, yoksa başkası mıdır bile-■ mlyoruz.
İl), 12) Bunlar bu bahiste dur-
Moskova
(Lps.):
ol E«
r
T tazmıZ »?. Ra "I Ofpan
mağı tercih eyliyorlar da diyorlar ki: Hakikati hali katiyetle bilemiyoruz, amma îmam ve hoccete kar gı bağlılık ve hoşnudsuzlııktan (rizâ) dahi ayrılmıyoruz. Allahü-tealâ Hazretleri hoccetini izhar ve suretini göstertinceye (Vakıfiye) deniz. Gilnii gelince, Allahütealâ hoccetini mûcize ve kerametlerile meydana çıkartacak ve şimdi onu görmeden ona tâbi olanlarla bütün nâs dahi kendisini gözlerde göreceklerdir.
îşte böylece tmamiye bekleni. len Mehdi hakkında büyük ihtilâflara düşmüşlerdir.
Mehdi’nin çılana zamanı için de müddet tâyin eylemişler, fakat vakit geçip de neden çıkmadığı itirazına karsı (Hwr ile îlvas; yeme-ğe içmeğe muhtaç olmadan dünya üzerinde binlerce yıllardanberı ya şıyorlar da Ehlibeytten bir hoc-
Beklenilen Mehdi!
cet; neden sağ kalarnasın!) ceva-bile mukabele eylemişler, bekleni len Mehdi’nin varlığını. sağlığını ve çıkacağını da bazı nâssları tevil eylemek suretile ( Ahkâmı İlâhiye» den saymışlardır. Buraları malûm olduktan sonra, artık itmam Mehdi) hakkındaki riyavet-lerin ve cevablann tafsiline geçebiliriz;
İmamiyeı/e göre:
On ikinci Masum îmam — îmam Mııhammed B. Hasnn Askerî’dir. Annesi; (Nerces) adlı bir câriyedir. Bir başka rivayete göre İmara la evleneceğini ihsasında görerek çeşitli vak’alardan sonra câriye kılığında înıatna ırtıışarak evlenmeğe muvaffak olan Rum Padişahının kızıdır. 255 yahud 258 de
TeÎM«2kn RJ. i 44
(Mutesinı zamanı) Santrada dünya ya gelmiş, 281 de evlerindeki ser-uaba (mağara, mahzen) girib gaib olmuştur. Sahibi zaman, Allaluıı hocceti, kaim ve beklenilen Mch-di’dir. Doğuşunda dahi kerametler görülmüştür. Göbeği kesilmiş, sun netli olarak doğmuş, yanağında siyah bir ben’i, varmış ve sağ omuzu üzerinde de «Hak geldi, batıl gitti. Ve batıl artık bir daha geri dönmez» mefhumuna gelebilen â-vet yazılı imiş. Annesi ona gebe i-ken, karnı çıkmamış, gebe olduğu asla belli olmamış cüııkü belli c’JVdı, hükümet casusları farkına varırlar, Mehdî’ye suikasd eder leıdi. Allahâtealâ bu mu’cizeyi de gösteriyor ve onu koruyor. Doğur ı zamanı yaklaşınca, her taraf nurla doluyor, havada kanatları ışık saçan yeşil kuşlar uçuşuyor, buu-
-------------------------------- -ş lar dünyaya gelmek üzere olan? Hoccetüllahı kollamağa gelmiş o C lan rahmet melekleridir. Çocuk do-) ğunca, hemen secdeye varıyor!) Babası; yavruyu kucağına alıyor,j dilini ağzına koyarak:----------S
— Ey oğlum, Allahütealânın iz-S uile konuş! /
• Deyince, çocuk bülbül gibi söv-) İçmeğe başlıyor, Kelimei şahadet» getiriyor, annesi kucağına alınca» cııa da selâm veriyor, işte bu sıva-? da bir mu’cize daha oluyor, lıava-C da uçan yeşil kuşlar çocuğu kapıp? götürüyorlar, annesi telâş edip? ağlamağa başlayınca, babası, )
— Ağlama, sus, diyor, yine ge-î tiıirler! C
Tanı kırk gün sonra çocuk geli-5 yor. tıpış tıpış da yürüyor! amma,; çocuk saklıdır, kimse doğduğunu’ bilmiyor! )
Şia; İmamlarının çocuğu olma-5 masından dolayı, Hasaıı Askerîye) bir hal olursa îmamsız kalacakla-? rıııdan daima üzülmektedirler. î-) mamın yakınlarından biri onu zi t yarete geldiği sırada bu endişesin ç den l%hsediyor. (
(Devuniı var) f
--------------------------------y
Beşiktaşlılar Anka* rada «ahb (raldi o o
Ankara: 5 (Hususî) —■ latan buldan gelen Deşikti futbol u»k mı bugün Gençler Birliği ite karş lasın ış, muci 5-3 kazanmıştır.
«
►T
s
* n a w .
AAYFA: e
i
I
Vapur i Ulu lam
Beklenen vapurla.’
Şıklar köyü muhtarı *• D ■ •• • • 1 | ••
olduruldu
Katil Cumhuriyet savcılığına teslim edildi. Katil evvelce muhtelif suçlardan mevkuf bulunuyordu
TMNS««I«
İsveç vapur kumpanyam Helsinborg s / s U L L
6-7/6/1948
Londra, Anvere, dam, Bremen, ve burg için aktarmasu. mal kabul eder.
m/s GUNDA
12-15/Haziran/1048 İskenderiye, Londra, An-verş, Rotterdam, Bremen ve Hamburg için aktarma-sız mal kabul eder, s/s H E R A
6-9/Temmuz/1948
(

A


P ot erlinin-

f
j
V
{
Şimalî Amerilta muntazam hattı m / s Ellin Horn
20-22/ Haziran /1948 Napoli, Cenova ve bTew York için mal lıabul eder.
Giresun: (Hususî) — Yavuz Kemal bucağının Şıhlar köyü muhtarı Köşkoğlu Ahmed Ünal fece karısı ile evine giderken üllü mevkiinde Doğandüzü köp rürü yanında p usu kuran katil İsmail tarafından üç kurşun a tılmak suretile öldürülmüştür.
Katil nıerek yakmak, bal petekleri soymak ve adam öldürmeğe teşebbüs etmek suçların -dan dolayı bir seneden beri ha -pis bulunmakta iken bundan i-ki ay evvel tahliye edilmiş bir kimsedir.
Katil bu canavarlığı yaptık -tan sonra geceleyin bir kamyon te. Giresuna gelmek istemiş i'a -kat Kulakkaya karakolundan yapılan telefon üzerine, askeri kışlalar yanında merkez jandar ma komutanımız tarafından yakalanarak C. savcılığına teslim edilmiştir.
Maktul Ahmed Ünal köyünde bir fakir babası olarak tanın -rmş ve bütün köylünün ve bucak halkının sevgi ve muhabbetini kazanmış bir kimsedir.
O
Y ugolînîya
ı
I
']
Adriyatik limanlarına Yu n goslav muntazam hattı s/s Solin '
15-20/ Haziran /'1948 Triyeste v© Rijekaya mal J kabul eder. k
: i i İsveç kumpanyası Cenubî i Amerika hattı j m/s Ada Gorthoiî j | Haziran sonunda Cenubî 5 J Amer ikaya ra al lıahnl £-, der. 5
| Bütün tafsilât, için -Cateta § J Eski yolcu salonu karşısın 'J J da Frank Han 3. kata mü-t racaat Tel: 44. 707/8 %
J

I


Daktilo Tamirhanesi B' Her nevi yazı ve hesab makineleri alım, satım ve tamiratı.
Adres: Galata Karaköy Palas karşısı Alime han pasajı No. 3 İstanbul.
Tel: 43643
i
S


İLAN TASHİHİ ■■■! Dünkü nüshamızda neşre dilen İstanbul asliye 2. inci hukuk mahkemesinden ser levhalı ve 947/372 D. numaralı ilânda muhakeme günü (28.6.948 pazartesi günü) olduğunu yazılacak iken tertip sehvi olarak 25.6.948 şekilde yazıldı. Keyfiyet tavzih ve tashih olunur.

Yeni Sabah’m
İLAN FİYATLARI

B«^bk maktu olarak
I ı j s | 8
II 6
V
inci
»
p
»
»
tayfa,
)
)
»
»
aauthnj
»
»
)
»
Kr. 1000
000
400
300
200
ISO




A
imtiyaz sahibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU Yazı işlerini fiilen Idaro eden: FATİN FUAD
Dizildiği yer
«lYenl Sabaha ınüretilbhaııesl Kasıldığı yort «Gün Basımevi»
İstanbul Asliye Mahkemesi ikinci Hukuk Dairesi Yargıçlı -ğındaıı: Esas No: 1948 106
Osmah Atagiin taralından Be yoğlu Hüseyinağa mahallesi Hüseyinağa sokak 9 numarada mukim Ahmed ülger v.s. aleyh terine açılan tahliye dâvasında i lânen yapılan tebligata rağmen gelmeyen davalılardan Ahmed ülgerin yokluğunda yargılama yapılmasına ve bu kararın usulün 141 ve 401 inci maddeleri mu cibince 20 gün süre ile dâvâlı Ahmed ülgere ilânen tebliğine mahkemece karar verilmiştir.
E'âvalı Ahmed ülgere tebliği i cabeden ve usulün 401 inci mad desi mucibince gıyap kararı ile davetiyeyi muhtevi tebliğ zarfı mahkeme divanhanesine asılmış olduğundan dâvâlının yargılanmanın bırakıldığı 12 7/1948 pazartesi günü saat 10 da malike meye gelmesi ve gelmediği takdirde yargılamanın gıyabında bi tirileceği bu ilân ite tebliğ olu -
(• r
I üncüde)
' Bu çıkmazdan kurtulmak için İki çare vardı: Ya ordunun bir kısmını terhis etmek yahııd yaban cı memleketten yardım istemek. Bittabi ikinci şık tercih ‘»dildi. I-kinci Dünya Savaşı nihayetti erip mütareke aktedildikten az zaman sonra Amerika, Rus tazyikine kar şı koymak maksadile Türkiyedeki stratejik mevkiini tahldm etmek istiyordu. Türkler Amerikanın, kendi memleketlerinin iktisadi inkişafına, başka bir tâbirle 5 yıllık kalkınma plânının tahakkukuna yardım edeceğini zannettiler. 1917 ilkbaharında Vaşingtonda, bu hususta kat'i müzakerelere girişil di. Amerikan umumi efkârı Sov-yctlerin bazı Şark vilâyı ■ i- rini ve bilhassa Boğazlan ele geçirmeyi hedef tutmaları karşısında heyecana düşmüştü.
Geçen sonbaharın nihayetine doğru, general Mac Brid’in riyase tinde 300 subaydan müfekkeb bir Amerikan askerî heyeti, Türk ordusunu, harb tecrübelerinden müs tefid kılmak gayesile Ankaraya geldi. Ayrıca Vaşington, Türkiye —harb malzemesi satın almak i-çin— milyonlara varan nakdî yardımda bulunmaya vâdediyordu.
Bugün bir takım Amerikan gemileri Türkiyeye uçak, kamyon, top ve cebhane taşımaktadır. Ame rikanın yüzlerce askerî mütehassısı iş başındadır. Fakat Amerikan yardımına rağmen Türk büdcesi düzelmiş değildir. Ve muvakkat bir zaman için bile olsa Türkiye-nin 5 yıllık kalkınma plânı suya düşmüş bulunmaktadır.
Ankarada herkes meçhul bir hâ disenin vukuu ihtimalini beklemek te; herkes, had bir şekil alan siya sî gerginlik karşısında endişe duy maktadır. Bıınun neticesi olarak
Dün Ediırneden 130 göçmen geldi
----o----
Garbi Trakyadan yurdumuza 11-•fi.-a eden 190 ırkdaşımız, dün sabah Edirne trenile şehrimize gelmiş vo Sirkeci Misafirhanesine misafir edilmiştir.
Göçmenlerden biri ağır hasta olduğundan SuğJ'k Müdürlüğünce bastahaneye kaldırılması uygun gö rülmüştür.
Çocuk Esiryenıe Kuruntunun faaliyeti
Bakırköy Doğumevinde 948 mayıs ayı içinde 144 doğum ve kadın hastalıkları ve 34 çocuk ki 178 has ta muayene ve tedavi edilmiştir.
Diğer taraftan Kasımpaşa Çocuk dispanserinde de mayıs 948 a-yında 54 erkek ve 70 kadın ki 124 hasta muayene ve tedavi edilerek yardımda bulunulmuştur.
----------o-----------
Osmaniye ■ Zorkuın yo’u tamir ediliyor
Osmaniye' (Hususî) — Son günlerde ilçemizde sıcaklar bu -naltıcı bir şekilde devam edip gitmekte olduğundan halk şimdiden yayla hazırlıklarını yapmaktadır. Ceyhan, Kadirli, Os -maniye, hattâ Adanadan bazı va tandaşları sıcak yaz günlerin -den kurtaran en güzel yayla Zorkundur. Sürekli yağmurlar neticesi bu yayla yolunun bazı yerleri bozulduğundan, şimdi bu yol yayla güzelleştirme derneği tarafından onartılmaktadır.
memleket, garib bir harb kuşkusu içinde yaşamakta ve bir uçağa at layıp bu «daeretten» kurtulabilene gıpta ile bakılmaktadır.
Beyoğlu Harbiye mahallesinin Eytam caddesinde Karastronun 931 inci adasında 3 parselden müfrez 360.50 metre kare sahalı be İediye malı arsa pazarlık suretile satılacaktır.
Tahmin bedeli 63087.50 lirave ilk teminatı 4404.38 liradır. Şartnamesi 158 kuruş bedel mukabilinde belediye emlâk müdürlü günden satın alınacaktır.
Pazarlık 14 Haziran 948 pazzartesi günü saat 15 de daimî komisyonda yapılacaktır. t
İsteklilerin ilk teminat makbuz ve
mektubu ve imzalı şart
nur:

*■



5
b-L.
HAZİRAN 948
Esham
4
s
9
•/
RAOVO
Bakkallarınızdan tercihan aramanız menfaatiniz icabıdır.
Pirinç unu
ta, Harami
Yavrularınızın sıhhat j kaynağıdır llnİBubat onları Adres: Zindan Kapı, Çoban Çeşme sokak Kâınîl Beygo
İstanbul
Malzeme Alım Şubesinden
1 — Cibalide yedek parça ve tamir atelyesi müdürlüğü kereste an-barına denizden ve karadan gelecek ve ayni anbardan denizden ve karadan gidecek olan arlar eksilir, tahminen 4000 M3 kerestenin deniz ve kara nakil vasıtalarından indirilmesi, anbara nakil ve istifi ile anbardan kara ve deniz vasıtalarına nakil ve bindirme işi pazarlıkla eksiltmeye konulmuştur.
2 — Pazarlık 18.6.948 cuma günü saat 9,30 da Kabataş genel müdürlük malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnamesi her gün sözü geçen şubeden görülebilir.
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte 900 liralık güvenme parasile kanunî vesaikil© birlikte mezkur komisyona müracaatları ilân olıı-
(7808)
ve
ir.
Â

4 J

r* A t
t *

Ortaokul - Lise ve Teknik Okullar Talebesine
Tuna Dersevi’nde
MATEMATİK
FİZİK Dersleri Dereevi Talebesini en iyi hana Müracaat: Pazardan başka
TUNA DERSEVİ

— KİMYA — LİSAN verilir.
şekilde ve kısa zamanda inıti-hazırlar.
her gün saat (14-18) arasında
Atatürk Bulvarı No. 88 (Aksaray Postuhane karşısı) AKSARAY — İSTANBUL

-w

-
v

X
name ite birlikte ihale günü saatl4 de d^mîT.ymiHyuııua Dtmmmtt-o«ıu
9
-
___________________




7 Haziran 1948 Pazartesi gününden itibaren
Galata, Bankalar Cad. (Okçumusa), Kanık Kapı So. No. 1. 2. 3. de Yeni satış mağazamızın faaliyete bağlıyacağını
Telefon: 44622
Koç Ticaret T. A. Ş.
sayın müşterilerimize bildiririz.
- 44623
Telgraf: Kolgen — Beyoğlu Şubesi
KOÇ TİCARET T. A. Ş.

)

44624
îstanbvj



Istan ı.iu Koibustmu 5zu 0*8
Fiyatları
Londra Nevyork Paris Cenevre Amsterdam Brüksel Prag Stokhom Lizbon
11 3856
280.—
1.3060
65.7270
105.5468
6.3887
5.60 77.8860 11.2493
Ve Tahvilât
Tahvilât üzerine muamele ol mamıştır.
Bugünkü Program
PAZAR — 6/6/1348
8.29 Açılış ve program.
8.30 M. s. ayan.
830 Haberler.
8.45 Müzik: Çeçişli Hafif Müzik (Pl.)
9.15 Müzik: Dinletiyi istekleri.
10.00 Müzik: Operetlerin Seçme Parçalar (Pl.)
1030 Müzik: Karışık Şarkılar (Pl.)
11.00 Temsil.
11.25 Müzik: Çeşitli Sololar (Pl.) Müzik: ince Saz. Müzik: Yurddan Sesk M. s. ayarı. Haberler.
Müzik: Radyon Salon Orkestrası.
13.30 öğle Gazetesi.
14.00 Kapanış.
13.45 Müzik: Salon Orkestrasının Devaca
17.58 Açılış ve program. 18.00 M. s. ayarı.
18.00 Müzik: Radyo Salon Orkestrası.
18.45 Müzik: Şarkılar.
19.00 M. s. ayan.
19.45
19.15 Geçmişte Bugün.
19.20 Müzik: Şarkılar.
19.40 Müzik: Radyo Dans Orkestrası.
20.15 Pazar Gazetesi.
20.30 Müzik: Tarihî Türk Muzıgı.
--»T _ -X fS .
11.45
12.30
13.00
13.00
13.15
Tuzla - Çayır ova Teknik Bahçıvanlık Okulu Müdürlüğünden
Okulumuz döner sermaye saymanlığında ambar ve ayniyat işlerinde görevlendirilmek üzere barem kanunu gereğince müsaba ------------ «u... mezunu UU mcmuı (umıx(.unrrr.
Müsabaka imtihanı 11/6/948 cuma günü saat 11.00 ae rovadaki okul binasında yapılacaktır.
îstelılilerin askerliğini yapmış olması ve 788 sayılı memurin kanunun 4. üncü maddesindekivasıfları haiz bulunması şartile 10/6/948 günü akşamına kadar bir dilekçe ve kanunen gösterilmesi gereken vesikalarla birlikte okul müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. (7496)
F Türk iye' İş' Ba lîikasî" 1

9



»
Küçük Can Hesabiar 25 Ağustos 1948 Çekilişinin İkramiyeleri:
I
1 EV: iAnkarada Tasarruf Evleri Mahallesinde bahçe içinde iki katlı ve bodruml/u, 6 oda, 2 sofa, veranda, balkonlar, konforlu.)
1 ARSA: tfstanbulda Suadıyede)
1
1
2
5
x
X
X
W0
2000
1000
509
İLiiırfiJhfr
p
»
»
14
25
25
150
x
X
X
X
200
100
50
20
Liralık
»
D
»
tam
lirası olanlar bu çe-
s
V s} I
Bankamızdaki hesabında en az 100 '
• -*
kilişe katılacaklardır. Her 500 lira için ayrı bir kura numarası .
t]
• Henüz bankamızda hesab açtırmamış olanlar, sîzler de talihinizi deneyiniz!
v

Haberler.
-J1O
• f
Minör Senfoni
21.50 Müzik: Tangolar (Pl.) 22.00 Konuşma: B. T. G
Direktörlüğü.
Müzik: Dans Müziği (PL) M. s. ayan.
Haberler.
Program ve Kapanış.
22.20
22.45
22.45
23.00
B-LMACF
/
I c
( v
r A
e C
4
t
t
-----*--------
12 3 4 5 6 7 8 9
1 ı : ı ı Bi 1 1
1 1 ! i« 1 i
İM İ 1
1 i | ı B l ila
K | | Bı
I bi ;
1 1 « 1 1 1
IB | 1 1 i
1 i •.

SOLDAN SAĞA a
— Yâ Seyf-i Zülyezen! Sakın öldüreyim deme! Sonra cümlemiz helâk oluruz.
Saylıa, tesirini gösterdi. Seyf-i Zülyezen, aklını başına toplıyarak sekiz on adım geri çekildi. Muhtu-til’, ağzından çıkan bir alev sütu-nile yanıp bir kül yığını haline geldi
NÂHİDENİN BEDDUASI
— Gazanı tebrik ederim, ya Seyf-i Zülyezen!
Seyf-i Zülyezen, başını geri çevirdi. Akışa ile karşılaştı.
— Teşekkür ederim ya Akışa! Hani buraya gelmeğe mecalin yoktu.
Dü manim bana zarar veremiye-Cf»k hale getirildikten sonra benim bura' a gelmekliğim için bir mah-zı )■ 1 almamıştır. Artık ebediyen sı beştim.
--Ey Akışa! Een senin İşini gördiim. şimdi de sen benim işimi görmelisin ?
— Ne işin varsa derhal emret! Emrine itaatte kusur etmem.
— Çok teşekkür ederim.
— Hem de seni kendime kardeş ■ dîndim. Sana hizmetten geri kalmama imkân var mıdır7
Esir kızlar, Muhtatifi öldüren kahramanın etrafını kuşatmışlar, onu takdir ve minnetkâr bakışlarla süzüyorlar, hayranlıklarım gSs-
Muazzam Şark
Efsânesi
Tefrika No. 5&
t araçnt fr Bnharrem A. koB^faımaİj

I ı:
E

■ V
( J
w
teriyorlardı. Seyf-i Zülyezen, Akı-sa’ya kızları gösterdi:
— Vazifen, bu bedbaht bacıları memleketlerine taşımak, analarına. babalarına, kardeşlerine ve diğer hasretlilerine kavuşturmaktır. Dünyada hasret kavuşturmaktan daha sevablı bir iş tasavvur edebilir misin Akışa?
— Bana böyle sevablı ve zevkli bir vazife verdiğinden dolayı sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum, kardeşim.
Akışa, kızlan birer birer taşını ı.ğa başladı. Bu iş, tam üç ay devam etti. Yalnız Çinimaçın hükümdarının kızı Nâhide kalmıştı. Onu da memleketine götürdükten sonra Akısa’nın vazifesi sona ermiş olacaktı. Fakat Nâhide gitmeğe razı olmadı. Sçyf-i Zlllyezcne:
— Beni göndermeğe hakkın yok-tuı, dedi.
Seyf-i Zülyezen, hayretle kızın yüzüne haktıı
— Niçin T
— Çünkü benimle evleneceksin. — Buna rağmen beni almağa,
— Ben, böyle birşey düşünme- benimle evlenmeğe mecbursun. Sedire ve sana da seninle evleneceğime dair birşey söylemedim. Neye dayanarak benimle evleneceksin» diyorsun?
— Bana seninle evleneceğimi rüyamda söylediler. Gördüğüm rüya kâzib rüya değildir, sadık rüyadır. Senin sadık rüyaya İtikadın yok mu?
—. Var, fakat..
— Eakat ne demek? Yoksa beni sevmiyor musun;..
— Ben şimdiye kadar Şâmeden başka kimseyi sevmedim ve bundan sonra da sevemem.
— Kalbine hâkim olabilir misin;
— Bu sözleri dilim söylemiyor, kalbim söylüyor. Dilim, kalbimin tercümanıdır.
— Halbuki ben seni Bevlyonım.
— Olabilir.. Hattâ beni daha birçok güzeller sevebilirler. Sevgi kargılıldı olmayınca bir kıymet 1-faclc etmez.
ni çılgınca seven bir gene kızı bed baht etmeğe hakkın yoktur.
— ÎV kânı yok.. Boşuna ısrar etme. Ben Şâmeden başka kimse ile evlenemenı. Memleketine varınca elbette bir nasibin çıkar. Onunla evlenip mes’ud olursun. Çoluğa, çocuğa kavuşursun. Şimdiden sonsuz saadetler dilerim.
Gene kız ağlamağa başlamıştı. Akışa; ağlamasına, yalvarmasına kulak asmadan sırtına aldı ve hemen havalandı.
Nâhide, giderken feryad ediyor:
— Kuzum Akışa ablacığım, diyordu. Ne olur? Beni bir dakika yc-re İndir. Seyf-i Zülyezen’e son BÖziinıü söyleyemezsem ölünceye kadar rahat edemem,
Akışa, nihayet merhamete geldi. Çinimaçm hükümdarının kızını yere indirdi.
Nâlıide, yere inince:
Ev Seyf-i Zülyezen, dedi. Sen

benim gönlümü kırdın, ümidlerimî altüst ettin. Beni memleketime zor la gönderiyorsun. Ulu Tanrıdan dilerim ki seni yalın ayak, başı kabak, sırtı çıplak bir halde memleketime düşürsün; bana muhtaç etsin.
Seyf-i Zülyezen, kendisini tutamadı. Yüksek bir kahkaha salıverdi ve:
— Bir kadının duasile denizde fırtına kopmaz, tekneler devrilmez.
— Cenabı Hak masumların, maz , Ilımların beddualarını kabul eder.
— Bu sözün doğrudur. Fakat ben sana ne zaman zulmettim? Niçin zulnjetmiş olayım? Aramızda gecm^jbir hâdise, bir ma2i, bir ma cero yok kİ.. Bir defa düşün; be nim senin memleketinde ne işim var? öyle bir dilekte bulun ki Ulu Tanrı kabul etsin ve tez vakitte tahakkuk ettirsin.
— Buraalrda ne işin var. Bir gün memleketinden kalkın buralara geleceğini bir defa olsun hatır vc hayalinden geçirdin mi?
— Geçirmedim.
— Geçirmediğin halde buralara geldin mi?
— Geldim.
— O halde benim memleketime de gelirsin. Allah hıınıın için elbette bir sebeb halkeder.
(Devamı var)
1 — Mürekkep değil, Jhtiyar;
— Yüce, Başa gelen felânk; — Keçi tüyünden battaniye, Uyumak Tersi be-
7 — Çevre, Sonuna İN) gelince kanak; 7—Küçük, Rahatsız etme; 8 — Üye, Hazır, Eski Anadolu türkleriııden, Başına (E) gelince gaye.
YUKARIDAN AŞAĞI »
1
Düşkün; 3
4 kam; 5 şi, Beygir; 6 bir, Fecî; 7 -va.İşitmemizi temi eder; 8 — Tersi ebeveyn, Îçki9 — Bir mey va, Anadoluda çengi » tabiri.
EVVELKİ BULMACANIN
HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 2 3 4 5 6 7 8 9
2
3
Kenevirlere dahil; 4 tan emii', Konut; 5 yaz, Gaye; 6
Nahiye, Ay; 2 — Çok iyi.
May ili, Direnme; iplik örme âleti, Bir ıa-Şansın kâğıtla çekili-
— Orgoda bir ta-Arınııı ördüğü yu
]
r
4
*
4 b
C
f
(
i

A|D ÂİK


»



I