Cumartesi
6 MART 1948
idare: Nunıosmanîy* No. 17 Tel adresi: .YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: KHO_________
abone BEDELİ Ecnebi
MOO tooo
1000
AYIP
HER
TERDİ
10
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MüDAFiiYiZ
- - * - fc-J » ' - ( - -w - • . 1 Af ' - — İ «
Vorgunluk, Halsizlikten kurtulmak İçin hafif ve Jik • Perakende
Liraya
İNGİLİZ MALI - AMERİKAN RIPF
PARDESÜ
KURUŞ
Kr.
)
)
Onuncu TU
No. 3248
İBRAHİM İRGÖREN ALINIZ
Sultan Hamam Dikranyan Han 3 üncü kat No. 21
Kahve yolsuzluğu
Divan-ı Âlide dün Andriadis
•ı.r
• • •
M
j £7(LA(İIlj sek bir
M.
A.n7ı’//*
w. ı ı
-'f
Fuad Arna da D. P. müfettişliğinden istifa etti
ve Çakmurun sorgusu yapıldı
Andriadis 25 bin dolarltk mektubu Vakıf Çakmura J verdiğini, Çakmur da almadığını söyledi }
İyede kahve bul.» dedi. Ben en* müşkül zamanlarda akreditifsiz* Navlcert cinsi kahve getireceğim)' Bakanlığa söyledim. O zaman yük‘ ' ' ‘ ■ memur bana: (
— Sen bunu getir. Ticaret Ve-( kâletinde senin heykelini dikeriz* dedi. Yüzde dört gibi ufak bir ko-J misyonla bu malı getirdim. Bur.-* ;'S/’ dan. sonra kahve işi Tekel İdaresi-♦
Ankara: 5 ıHususi) — Yüce Diban dün, sabah da saat onda top iandı Evvelâ Andriyadis söze başladı. Başkan: — Acele etme! diye ihtar etti.
Andriyadis 1919 duııberi ticaret le uğraştığını o zanıandanberl kah ve işi yaptığını, kahve işin Celâl Bayar zamanında Brezilya şirketine verildiğini, inhisar haline kon duğunu, 939 dan sonra bunun yan-hş olduğu anlaşılarak serbest b» rakıidığını söyledi. — Ben Türkiye de ve Balkanlarda Kahve Şirketi Vivakonun Umumi Mümessiliyim. Çok büyük bir şirkettir. Hükümet bana: -Türklcr kahveyi millî bir İçki saydıklarından bize sureti kat*
Hürrem Şeren
S
KH
ne geçti- Benim getirdiğim bu gu-î j. zel kahve ile bütün harb yüiar/J 'V içerisinde İdare edildi. İngillzlerinf bize verdiği kahve süprüntü İdi l Brezilyadan kahve getirmek içini İngiliz Sefareti ve Brezilya Sefare-Î ti ile mütemadi temas hallndeydim.( (Devamı Sa„ 5; Sû.» 0 da) (
ne geçti. Benim getirdiğim bu gü-
I’ içerisinde İdare edildi. İnginlerin
Millî Birlik Anlayışı
Bizde Allaha şükür, komünist partisi yoktur. Böyle bir dalalete kapılmış tek tilk şahıslar bulunsa bile onlar da kanunun pençesine düşmektedir. Bu şartlar içinde Halk Partisinin tahakküm ve nüfuzunu idame ettirmek için ileri sürdüğü dış tehlike buhane ve vesilesini Demokrat Parti neden benimsiyor, anlı yamıyoruz. Gevşekliğimizi mazur göstermek için böyle bir silâha baş vurmıyalım
Halk Partili bir Saracoğluııuu dilini kullanır gibi bir edâ takın mış ve harici tehlikeden, Millî Birlikdcn, memlekette siikûıı lüzumundan bahsetmiştir. Fa -kat ayni zamanda, yine o nut -kunda, iktidara gelerek prog -ramını tatbik etmeyi dc, pek haklı olarak istemiştir.
Acaba bu sükûn tavsiyesile bu iktidara geliş ameliyesi nasıl olacaktır.? Kayara göre seçim kanunu değiştirilecek ve on dan sonra milletin reyine baş vurulacak ve böylece Demok -ratlar galebeyi sağlıyacaklar -dır. Amma bütün bunlar ne va kit yapılacaktır? Seçim kanunu tadili önümüzdeki mayısda o -
Rum Patrikhanesinin
MUİi Birlik telâkkisi Demokratlarda başka türlü, topdancı idarelerde başka türlüdür. 1
Topdancılığın birlik anlayışı- I m yurdumuz, çeyrek asırdır, doya doya tatmış, tek partili ve şefli sistemin içine boğazına ka dar batmıştır. Bu tarzı idarede hep bir taraflı konuşulur, olaylar tek zaviyeden görünür, bii -tün gazeteler ayni telden çalar, ayni fikirleri mütalâa ve müdafaa eder hattâ ayni fotoğrafları neşrederler. Bu usul yürürlük -te oldukç bütün kanuular o tür lii ayarlanmıştır ki aheııge aykı n en ufak bir şada çıkarmak derhal müthiş bir falso tesiri yapar. Hattâ kendimizi demok rasiye uydurduğumuzu teveh -hiim etmeğe başladığımız iic yıl evvelki deprenin başlangıcında zamanın Başbakanı ‘Saraçoğlu Şükrü, hükümeti tenkid yolu i le söylenen sözlere ve Demok -rat milletvekillerinin Meclisde-hı deyimleri hakkında «çatlak ses» tâbirini kullanmıştı. Haki-b,udu?danc,,,^,n' çefci,iK'n S)an ı ».id.e (le ^Nikeli ân
larda Millî Birlik olabilir ve o -ur. Fakat bu birlik topdancı -ligin, anladığı vahdet ve morar sükûtu ile köle itaati değildir Partiler yine iktidar sandalya sına ulaşarak programlarım ve ideallerini tahakkuk ettirmek i Cİn çetin carnKmolar _ I
çin çetin çarpışmalar yaparlar çeşldli liderler birbirine şiddetle hücum ederler.Milletin reyini el
de etmek İçin her çareye baş vururlar. Yalnız muayyen bir saha hu çatışmaların dışında
Demokrat Parti Genel Başkanı Celal Kayar Ankara kon-gresindekı nutkunda tamamile, (-|yarTn|
Hüseyin Siret’in nefîs bir şiiri
J
Hüseyin Avui’yeİj
Patriğin madıt tavizat mukabilinde bir takım mutale-batfa bulunduğa haberi yalanlanıyor
Son günlerde bir mesele halinde ele alınan ve İstanbul Rum patrikliği ve Patriği hakkında yapılan neşriyat ile ilgili olarak dün patrikhane tarafından aşağıdaki tebliğ neşredilmiştir:
1 Ekiimenik Patrikhane ve Muhte rem Patriğin şahsı hakkında son günlerde şehrimiz basınında vaki olan neşriyat üzerine Patrikhane Şen 81nod Meclisi, aldığı karara bi naen:
______(Detamı Şg,, j; sil., 5 de)
Şarlonun bir filmi Romada dönüşmelere sebeb olçju
Roma: 5 (AP.) — Benito Mus-eoliniye aid bir resmin dün gece Napolideki bir ainemeda beyaz perdeye aksettirilmesi döğüşlere vesile olmuştur.
Haberlere göre Charlie Chapli-nin (Şarlo) Mösyö Verdou* adlı filminin bir sahnesinde Mussoiinin resmi geçince bir çok kimseler alkışlamağa başlamış ve Beyirciler arasında kavga
kopmuştur. Bir kadınla İki erkek! tevkif edilmiştir.
Ağır ithamlar karşısında Meclis Grupunun gösterdiği asîlane sükût parti menfaatleri bakımından cidden şayanı takdirdir
Hk önce ben de fildanmiftım! —. Hayırla şer mücadelesi tahrikler — Fuad Köprülü, Nihad Erim gizli işin içyüzünü öğrenirse — Matbuatın tek
Dün. Demokrat Parti müfettişliğinden istifasını haber aldığımız meslek da şım ız Fuad Arnavı bir
Batı Birliği Konferansı
toplanamadı
5
lacak, dokuz münhal milleri e -killiğine yeııi hükümler daire -sinde, mebus seçilecek.
Buraya kadar güze), fakat bundan sonra ne olacak? 1950 yılı mı beklenecek ve şayed bek lenmiyecekse ve hemen bir u -nıumi seçim yapılacaksa bıı a-rada partiler arasında mücade le olınıyacak mı? Hattâ umumi seçim olmasa bile Halk Partisi
(Devamı Sa., 3; Sü., 4 de)
Berin
I ’ i
l‘
*
I
arkadaşımız ziyaret etmiş ve Demokrat Partideki bugünkü durum ve mevcud olduğu bilhassa parti kurucuları tarafından ısrarla ileri sürülen ihtilâf hakkında Ama ken dişine sorulan suallere karşı umumi olarak aşağıdaki izahatı vermiştir:
«— Mensubu bulunmakla iftihar ettiğim, partimin iç durumuna aid bir kısım husıısat hakkında bu gibi suallere maruz kalacağımızı yakın zamana kadar hatırımdan bile geçirmiş değildim.
Ben, altı ay süren uzun bir teftiş seyahatinden bir ay evvel avdet ettim. Doğu ve Karadeniz kıyılarında geçen bu seyahatim esnasında on beş kadar vilâyet mer kezini, kırkı mütecaviz ilçeyi ziya-
Yer yer yapılan münasebetleri — İzmir taraflı neşriyatı
lar elinde taşra teşkilâtımız hede fine doğru muvaffakiyetle ilerlemektedir.
Parti merkezimizde zuhur eden hâdiselerin, adedi milyonları geçen üyelerimizi de son derece mu-Deiûmt Sa., 5; Sü., 3 de)
«a
Fnad
MISIR MEKTUBLARI
Kabirdeki linçiFuad
. - Tet ettim, 'leşkilatımıza THçnsuır
arkadaşlarla temas ettim.
Dâvamızın ruhunu, ve kudsiye-tini kavramış vatanperver eleman
Kâğıt Hatlarına aid kararname çıkıyor
Kâ -
üniversitesini ziyaret
Mısır Yüksek Tahsil gençliği nasıl yetiştiriliyor, bu husustaki gayretler...
Yazan: Pail’C Hcrfort «Kahire muhabirimiz»
Brüksel: 5 (AP‘ — Belçikacla Dış işleri Bakanlığından yayınlanan resmi bir tebliğe göre, bugün öğle den sonra yeniden toplanması ka rarlaştırılmış bulunan beş devlet (Devamı Sa., 5; Sü., 5 de)
Ankara 5, (hususi) ğıd fiatları hakkında kararna -me hazırlanmış olup yarın çık -ması bekleniyor. Kâğıd fiatları aynı kalmakta yalnız gazete sa hifeleri ve iade mikdan hakkında gazetecilerin kabul ettikleri şekilde tahdidi hükümler bulun makta, bu işle eekisi gibi Basın Yayın idaresi vazifelendirilmek tedir.
Eyübde D. P. toplantısı
Dün Demokrat Parti milletvekilleri ile fikir teat isinde bulunuldu
.
Senlhi Yfirateu ve
hÂdİNelerle ilgili sualler üzerine İzahat verdiler
D. P. milletvekillerinin işti rakile dün Eyübde bii’ toplantı yapılmıştır. Toplantı, karşılıklı fıku’ teatisi ile geçmiş ve Evüb Demokratlarının birbirlerini’ da
I
ulûsl Demircili, son
ha yakından tanımalarına vesi le teşkil etmiştir.
Toplantıda ilk bahis mevzuu edilen cihet, Kenan önerin D. (Devamı Sa., 5; Sü., 5 de)
Futbol Değil.Kör Dögüşü
Çekler dün Galata
Sarayı 2-O yendi
Dünkü maçta Muzaffer ısrarlı
i
e
çalımlarından birinde (Yazısı 6 ncı sayfamızdadır)
• •
ı canlılığını yakından bildiğim ve
a w» • • • •) a ♦ *
Birinci Fuad Üniversite sinden güzel bir görünüş
-ı- i
Kahire 19 şubat (hususî mu tanıdığım üniversite gençliği na habirimiz meşhur fransız ga -zetecisi (Paule - Herfort” bil -diriyor)
Türkiyenin parlâk,
mına, Mısır üniversite gençliğini, bu gençliğin İlmî mabedi o-(Devamı Sa., 5; Sü., 1 det
KVIMDEN BİR YAPRAK
j Türkiye |ve Rusya l---------c-----
r‘Türkiye Rusya’yaî | karşı Doğu Ak - ı j denizi koruyan j | bir ka’edir..,, (
Vaşington: 5 (AP.) — Dışişleri Bakanlığı tarafından Kongrese verilen bir raporda, Türkiyenin Rusya karşısında Arab memleketlerini ve bütün Doğu Akdeniz! koruyan bir kale olduğu bildirilmektedir. Türkiye Yunanistana 275 milyon dolarlık munzam yardım tasarısı münasebetiyle verilen bu raporda şöyle denilmektedir:
’iRusyanın gittikçe artan tazyiki altında bulunan Türkiye, Rusya nın nüfuz dairesi civarında olup da tecavüz tehlikesine karşı koyabilmiş ender memleketlerden biridir. Türkiyenin siyasetine hâkim olan en büyük unsur, memleketini (Deva?m Sa., 5; Sü., 6 da)
Demokrasi musâvât demekdir
vvelkl gündenberi Ankara cinayeti, tekrar hakimlerin huzuruna getirildi. Uzun müddet efkârı umumiye-yi işgal eden bu va-kıâ yeniden gazeto^ sütunlarım dolduracak.
Bu cinayetin aydınlanmamış pek çok tarafları vardır. Meselâ idama mahkûm edllon Haşmot Orbayın doktor Noş'et Naclyı ne için öldürdüğünü bilmiyoruz. Fakat burada bu meçhul noktalar üzerinde duracak ckğiliz. Bizi meşgul eden cihet mahkûmlar hakkında yapılan istisnai muamelelerdir. Dün gazeteieroe hapishaneden mahkemeye götürülen Haşmet Ortayın resimlerim gördük, sallıya sallıya gidiyor. Arkasında iki jandarma... Fotoğrafın altında izahat olmasa hava almak için gezmece çıkmış bir adam dencook.
Kendi kabahati ile belaya girmiş bir bedbahda düşkün vaziyoıııuio yüklenmeği doğru bulmuyorum. Fakat Haşmot Orbayın yerindo başka bir mahpus olsaydı hapishaneden mahkemeye böyle mi sevkodilirdl.
• •
Kelepçe yalnız kimsesizlerin bileklerine vurulmak İçin mı yaptırılmış fır?
ULUNAY|
kelepçeyi kaldırırlar, müsavatsızlığa taham-Başkalarının daha m az
Elin» l olunu
Kanun, bu *HaŞ' met Orbaydır; aman kendisini üzmiyelinn
diye düşünür mü?
Va Haşmet Orbaya da koleı ç-eyı vururlar; yahud bütün mevkuflardan» maznunlardan
Bu derere mu! edilemez,
nun iken tdokleri demirlere sokuluyor da Haşmet Orbay mahkûm hem öe idâıua mahkûm olduğu halde emsali gibi muamele görmüyor.
Domokrasınin elifbası müsavattır; kımso için haseb, rncseb, movkb servet imtiyazı yoktur.
Biz de memlekette diyoruz ondan sonra muaı »ele yapıyoruz. Demokrasi? I Demek
oluyor, halayık kırarsa suç olu-Böylo şey akla havsalaya sığar
Demokrasi var adamına göre Bunun neresi hanım kırarsa
kaza yor. mı?
(Lütfen sayfayı çevirinin
SAYFA: S
Yazan: Profesör Kenan Öner
— e —
3 — Her türlü redaetleri önliyecek bir cereyan tevlidile memlekette fazileti hâkim kılmağa çabalamak;
4 — Hakikati millet® anlatmağa mâni olan herşeyi parçalıyarak talkı realiteye alıştırmak;
0 — Başkasının maruz kalacağı her teaddiden, kendi nefsimize tevcih edilmiş kadar müteessir olmağı şiar edinmek;
6 — Şahsî ihtiras ve menfaatlerini temin için hakikati tağlite uğraşanlarla daima mücadele ederek, ne kadar acı olursa olsun doğruluğun galebesini mümkün lçlmak; •
7 — İş yapmaktan ziyade yapar gibi görünen palavracılarla, her İdarenin mergubu olan mesleksiz ve şahsiyetsiz mahlûkları memleket tnukaddcratuıa müessir olacak devlet işlerinden uzaklaştırmak;
8 — İsraf ve alâyişin önüne geçerek bir taraftan ahlâkı bozan, bir altında ezen âmilleri or-
idrâk ederek —yobaz ve bırakmamak kaydı mut-
■IİYO ilki
Alpullu Şeker Fabrikasından ş kâyet
Babaeski köyünde bakkal Zeki' Başaran iınzaalln aldığımız mektubıla şöyle de nlllyor:
Babaeski kazasının Pehlivanköy bucağında bakkalım. Dükkânımın ihtiyarı olun şekeri almak için Alpullu !#e-ker fabrikasına mUracaat ot tim, toz çekeri hana vermek ten imtina' ettiler, yansım kesme alnıajanca hız, şeker verndyeoeklerini bildirdiler. Burası köydür, kesine şeker pek satılmaz. Ben avni za-inanda civardaki köy bakkal lanna da satış yaptığını için tablatilc o köyler do şekersiz kaldı. Bu ciheti katiyen fabrikaya satışı sadece iniştir,
na* kanunen suç değil nıidlr? Millî Korunma kanununun 32 inci maddesinde bir inalı saüııak için diğer malın satın alınmasını şart koşmak suç unsuru olarak kabul e-dilmiştlr. Böyle bir lıarcke-keti serbest ticaret ve İş a-damları yaptığı zurnan suç oluyor da bir ticaret miics-soseslnden başka bir şey ol-nııyan şeker fabrikası yaptı ğı zaman suç olmuyor muf Şeker, hükümetçe muntazam satışa tâbi tutulmadığı nıüd detee, parasını veren İstediği cinsten İstediği kndıır şeker alabilmeli değil midir?
Alâkodarlunn dikkat nazarını çekmenizi rica ederim.
anlntnmndırn. Şeker serbosttlr. Hükümet fiyatlarını tesblt et-Mııl sattHinılau imtl-
9
stanbul vapuru Marsilya’ya gitti
bir tarafa atarak
(Hikmet-i- hllkû-
türlü tahakküm
taraftan da milleti tahammül edilmez yükler tadan kaldırmak;
9 — Lâiklikle dinsizlik arasındaki farkı deniş tahakkümünün yenilenmesine meydan lakile— halkın dinî tedrisatım temin etmek;
10 — Her sahada milletin tabiî haklarını kullanmağa mâni olan engelleri parçalamak;
11 — Her çeşid seçimlerde milletin iradesini tecelli ettirecek bir usul tesisile (ben seni, sen beni) devril teselsülüne son vermek;
12 — Memleketin adlî kuvvetine üvey evlâd gözile bakmaktan vaz geçilerek İdarî kuvvetin her çeşit müdahalesinden vûreste kılacak tam bir adlî istiklâl vücude getirmek ve adalete ferd kadar, hattâ daha fazla cemiyet ve hükümetin hürmetini temin etmek;
13 — îstibdad ve mutlakıyet devrinden —meşrutiyet kıuıalile— Cumhuriyete intikal eden ( nef’i hazine) zihniyetini milleti mâliyenin tahakkümünden kurtarmak;
11 — Kanunlarımızın hiç bilinde yeri olmıyan met) i muamelâta hâkim kılmaktan vazgeçmek;
15 — Devlet teşkilâtı yanında yer bulan her tesisatını yok etmek;
16 — Millete hizmetten ziyade mensublnra iş bulmak için icade-dilen mevki ve memuriyetler daha fazla çığırından çıkmadan kadroları hakikî ihtiyaca göre daraltmak:
17 — Şu veya bu maksadla millet kesesinden yapılan israfları azaltarak, her para getiren faaliyete teşmil edilen inhisarı kaldırarak, halkın tahammül kabiliyetini çoğaltmak ve her şeyden evvel iş görmeğe mani olmaktan başka bir işe yaramıyan milletvekili ^ıdet ve tahsisatım ihtiyaca gtire azaltarak ve teşriî masuniyetleri haricinde kalan her çeşit imtiyazlarının önüne geçerek Meclisin büyük olmasına ve yalnız millet işini görecek insanların toplanmasına daha büyük imkân vermek;
18 — Milletvekilliğinin memurluktan başka bir şey olmadığı kanaatini millete telkin eden her türlü hareketten ve bu arada tahsisatın emeklilik müddet ve maaşına eklenmesinden vazgeçmek...
Bunlar uzun bir ömrün tecrübelerde vicdanıma yerleşen Amen-tüler olmakla beraber iyi şeylerin ufağı büyüğü olmıyacağını da bilir, arzu ile imkân arasındaki muvazeneyi bozmadan ve ortaya en ufak bir heras ve ihtiras tohumu ekmeden hiç olmazsa küçük işlerin olsun tahakkukuna imkân vermenin basiret icabı olacağına da inanıyorum. Milleti idare edenler için ancak mltinün bittiği anı takdir etmemek ne elim hüsran ve felâket ise idare edilenler için de en acı hâtıranın, güzel fırsatların öldürülmesi ve daha iyi kullanılması kabil iken fenası yapıldığının, fırsat elden gittikten sonra anlaşılması bana en doğru f’ikmet gibi görünüyordu.
1 M A R T 1945
HER SABAH
n
İLK ŞAŞKINLIK
İstanbul şubesinin kuruluşundan az sonra
Geç vakit Tasvir gazetesinin bir muhabirinin
Beni biraz gıcıkladıktan sonra suallere başladı
istediği şey de ne vakittenberi siyasetle iştigalim oldu. Bir iki hafta-
( | • ■ • t •
evimde dinleniyordum, ziyarctile karşılaştım, ve galiba ilk anlamak
çıkan hUMlS lüzum
ilkoku
...... ..............
Böyle bir kaç haftalık siyaset çocuğunun yeni ■ beliren bir partinin İstanbul gibi bir yerde mümessili olabileceği ona inanılır gibi görünmüyordu. Halbuki ben en büyük meriyetimi ihtiyar ve küflü bir siyaset mektebinde feyz almamaktan ibaret bulunuyordum. O benim ve partimin umde ve akidelerini, şalisi faaliyet programını birbirine karıştırarak âdeta bir soru sağnağının içine sokmuştu. Acemiliğim bunlara cevab vermek icab edip etmiyeccğini tayinde variyetimi oldukça güçleştiriyordu.
Samimiyet ve açık yürekliliğim bunda da imdadıma yetişti. Een gizlilikte mutlaka ahlâki bir nakisenin vücudünü de zaruri gördüğüm için ne sordu ise açık cevablar verdim. Hattâ yukarıya sıraladığım 18 Amentümün on ikisini seçerek kendirine söyledim. Bunlaı içinde riâiklikle dinsizlik arasındaki farkı idrâk ederek —yobaz ve derviş tahakkümünün yenilenmesine meydan bırakmamak kaydı mut-lakiyle— halkın dini tedrisatını temin etmek^ de vardı. Muhatabım bir takım notlar aldı, gitti. Bana da ancak uyuyacak bir zaman kalmıştı.
Bir gün sonra sözlerimin Tasvir gazetesinde akialerini buldum. Söylediklerim tam bir sadakatle sütunlara alınmış, yalnız şahsi mü-talealanmın ufak bir kısmı partiye mal edilmişti. Zaten parti programı ile şahsî kanaatlerim arasında esaslı bir fark olsn idi böyle bir teşekkülde benim yerim olamazdı.
Daha ertesi gün İstanbul, bilhassa Halk PartİBİ muhiti almış yürümüş, bu bir kaç satır samimî ve ahlâki ifşaatımla mevcudiyetim bu efendiler için tehlikeli görülmeğe başlamıştı. O gün eski Babıâli, yeni Ankara cadde3İ kaynaşıyor, başta Tiridoğlu olduğu halde hüviyetlerin sonradan daha iyi anladığım bazı gazeteciler aleyhimde müşterek ted bir arayıp bulmak için birbirlerile temas edip duruyorlardı.
FLAD KÖPRÜLÜNÜN SESİ TELEFONDA
Akşama doğru gazete idarehanelerinden birinde Fuad Köprülünün sesi telefonda işitildi. Telâşı sesinin ihtizazından anlaşılıyor, beyanatımın tasviblerine mazhar olmadığı sözlerinden hissediliyordu. Bu kadar telâş ve teessüre neden lüzum görüldüğünü anlamak da kolaj7 değildi.
4
★
Tarabyadaki 51 inci İlkokul hakkında
İhtuiı bul Milli Eğittin Müdürlüsünden şu mektubu aldık:
«Sayın gazetenizin 4.11. 1B4B tarilı ve S84G «ayılı nünhamııın Okuyucu şikayet leri sütununda «Milli Eğilim Müdürlüğünden yerinde bir dilek» hanlığı altında yazı üzerine aşağıdaki lamı açıklsnnuMUna hasıl olmuştur.
Tarabyadaki 51 nvi
lun durumu bu ders yalı başında müdüriUfcünıazee göz -1 m ııııur TTiruraraJz hır dimi bl ilasında yapılması lüzumlu görülen ufak tefek tamir işleri, mahalli yardımların da igtlrakile, tamamlatılmış ve 4 ve 5 inci sznıflar için açılan şubelerle okul beş sınıflı bir hale getirilerek bu şubelere öğretmen de verilmiş bulunmaktadır.»
J LNİZDE
Boğazda serseri Mayinler çoğalıyor
Diin sabah Boğazda bir ser seri mayın görülmüş ve bunun imhası için mayın tarama elcip leri faaliyete geçmiştir.
Bu mayınlardan korunmak maksadile Denizyolları umum müdürlüğünün,- hava karardık tan sonra vapur seferlerini bu mayinler imha edilinceye kadar tatil etmesi muhtemeldir.
f------------------------------
1
(Devamı var)
ViMDEN . TIYAPRAK j
v
Demokrasi müsâvât demekdir
(Başmakaleden devam)
Matbaaya girerken bazen tesadüf ederim: On beş yirmi kişi katar olmuş, ikişer ikişer kelepçeye vurmuşlar... Arkalarında iki süngülü jandarma Sultanahmed, Alemdar caddesi, Soğukceşmo, Ebüssuud efendi caddesi Babıûll tarlkiîe adliyeye getiriliyor.
Bu haain manzarayı kaç defa yazdım. insanları belki daha tahakkuk at memiş bir suç için tanıyan tanıınıyan karşısında teşhir etmenin doğru olma dıfeını kalemimin bütün kuvvotile anlatmağa çalıştım; hiç bir faydası olmadı. Şehrin bu en kalabalık caddelerinde elleri kelepçeli kafilelere her gün rastlıyoruz.
Bu adamların cürümleri Haşınot Orbayın işlediği bir kere sabit olan cinayetin yanında belki hiç mesabesinde kalır.
Sokakta bileklerini kelepçeden kurtarmak için taammüden bB adam öl-dürnuk ve idama mı mahkûm edik
mek lâzımdır? I
Sütunumuzda bu mevzua tema6 ot-| rnoklo bir mahkûm yahud bir maznunl hakkında «zobunküşoe» muamele yaptığımıza zahlb olunmasın. Haşmet Orbayın biz de horkes gibi anoak bu olnayet dolayıeiyle gazete sütunlarında ismini ve roemlnl gördük. ı
Haşmet Orbaya hüoum etmiyoruz; ondan daha az suçluların hakkını müdafaa ediyoruz.
Müsavat, Demokrasinin yürüyebilmek için dayandığı en kuvvetli istl-nadgâhlardan biridir. Onu bu kadar ehemmiyetsiz bir «hatıra gönüleı feda ödersek Demokrasiyi nusıl ayakta dur durabiliriz?
Buna ((piro İçin yorgan yakınanın» bir başka şekil derler. Tekrar ediyoruz: Ya bütün ınovkuflardan kelepçeyi kaldırmalı; yahud Haşmet Orba-ya da kelepçe vurmalı. Amma isterler se bu kelepçoyl altından yaptırabilir-^ niz midir? (ar. V ———
— Kara Kemal bey ile birlikte bulunmanız doiavıaile ta-mayülât ve teşebbüsatı hakkın da malumatınız ne idi?
— Hiç bir malûmatım yok, Kara Kemal bey sadece tica -ret işlerile meşgul olacağız, fir ka meseleleri ile alâkadar olmi-yacağız* diyordu.
— Terakkiperver fırka teşkilâtı için Kara Kemalin faaliyetine dair ne biliyorsunuz?
— Reifi bey bendeniz ticaret le meşgul olduğum için Kemal beyle bu hususatı görüşnıezdik. Evvelce sıkı temas ederdim. Sonraları Millî Mahsulâtın faa liyeti eskisi kadar olmadığından kendisine gitmezdim.
— Cavid beyin evindeki içti mada bulundunuz mu?
— Hayır efendim.
— Bu içtimada neler konu -şulduğuna dair tabii malûmatınız vardır?
— Neler müzakere edildiği -ne dair sarih malûmatım vok-tur. Yalnız Hüsnü bey intiha • batla iştigal edilmemesin® bu iç timada karar verildiğim söyle di.
— Dokuz maddelik program hakkında malûmatınızı söyleyi niz.
— Katiyen efendim, böyle bir programdan malûmatım yoktur.
— Said bey sizin muhasebeci
stanbulvapuru Marsilya’ya gitti
Eski Ticaret Bakanı İnan, hareketinden evvel gazetecilere “Çok rica ederim bunu da bir mes’ele yapmayın,, dedi.
Birinci Türk
Yapı Kongresi
Kongre, üç Mayısta An karada Bayındırlık Bakanı tarafından açılacak
Münir Birselin muhayyel mülakat
İstanbul yolcu vapuru dün saat 12 de Batı Akdeniz - Mar silya seferini yapmak üzere 11 inanımızdan hareket etmiştir.
Gemi bu defa 184 yolcu ve 200 ton yük götürmüştür.
Vapura binen yolcular güm riik memurları tarafından eaaş lı bir muayeneye tâbi tutulmuş bagaj, bavul ve çantaları bir bir gözden geçirilmiştir.
Giden yolcular arasında; Bern millî eğitim ataşeliği kâtibi Faik Dranoz, Romancı E-sad Mahmud Kara kurt, îngi -I liz ticaret ataşesi Thomson. B® şiktaj Hübündon Ethem, Yavuz, Vedii, Samı, Necdet, Çaçi, Süleyman, Hikmet, Kemal. Şe - i
ref, ŞührU, Feyzi. Vahit, Fa -ruk, Şe/ket ve eaki Ticaret Ba kam Atıf İnan bulunmaktadır ttıf İnan hareketinde.ı ev -en^islle görüşen gazete mle re:
— İHViçrode rahatsız bulu -nan oğlumu ziyarete gidivn -rum. Soyahatlnıd® fevkalâde -İlk yoKtur.’ Çok rica ederim bu nu da bir mesele yapmuyn ız. demişi ir;
Eski Ticaret Bakanı Atıf I-nam Gümrük v® Tokel Bakam Şevkst Adalan teşyi etn(iştir. diğer tarafdan i’apur kalkl’.ğı sırada rıhtıma gelen bazı yol -cular motor kirahyarak gemiye yetlşebilm işlerdir.
S AĞLI K:
Suriye’de kolera salgını önlendi
Son aylar içinde Suriyede gö rülen Veba ve kolera salgını do layısile gerek kara gerek hava yolu ile yapılan nakliyat bir müddet evvel durdurulmuştu.
Beynelmilel sağlık ofisinin neşrettiği tebliğlerden anlaşıl -dtğına göre. Suriyedeki veba v® kolera salgını önlenmiş bulun -maktadır.
Bu yüzden inkitaa uğrayan nakliyata yakında başlanacaktır.
Fakat her ihtimale karşı ge len ve giden yolcular bir müd -det daha aşılanmağa mecbıir tu tutacaklardır.
A Ol İSTE
Şehremininde kanlı b i f) vaka
Şehıenu^inde Necib bey so
ında 19 numaralı evde otu -
kağında ran sabi kaklardan Hidayet yi ne ayni semtte oturan Sultan Ahmed Ticaret lisesi talebesinden Kâmili; dün gece, Denizalp caddesinden geçerken, sevgilisi ile münasebette bulunduğu için tehdid etmiş ve bıçakla Üç ye -rinden yaralamıştır.
Hidayet kaçmış, Kâmil Cer rahpaşa hastahanesine kaldırıl niştir.
Bir çocuğun tramvay altında bacağı kesildi
Evvelki akşam üzeri Orta -köyde feci bir tramvay kazası olmuştur.
Ortaköyden hareket eden tramvayın arkasına asılan 12 yaşlarında Yılmaz Kartal adın daki bir talebe, muvazenesini kaybederek düşmüş ve baçağı j kesilmiştir.
Ceza evinden kaçan bir katil yakalandı
Bir müddet evvel Toptaşı ce za evinden firar eden Kemal Çamlı adında bir katil evvelki gün Edirnekapıda yakalanmış-
Demir fiatları yükselmeğe başlabı
Son günler içinde pik ve çubuk halindeki demir Hatlarında bftriz bir yükseliş göze çarp maktadır.
Demir Hatlarının yükselme sine sebeb dolar kıtlığı dolayı-sile Ticaret Bakanlığının dolar la demir ithaline müsaade et -memesidir.
Diğer tarafdan Belçika hü -kûraeti sterlin dövizi ile fin -dik almaktan vaz geçtiğinden fındık fiatlan günden güne düş mektedir.
Yurdun Bayındırlığım ve i-marım nazarı itibara alan Ba -yındırlık Bakanlığı, yüksek mimar ve yüksek mühendislerin ve diğer fen adamlarının işti-rakile birinci Türk Yapı Kongresini ilk olarak 3 mayısda top lanmağa davet etmiştir.
Ankarada toplanacak kon -grenin gerekli hazırlıkları Bayındırlık Bakanlığınca tamamlanmaktadır. Kongre 3 mayıs -dan 7 mayıs akşamına kadar çalışmalarına devam edecektir.
İncelenecek mevzular arasın da yer sarsıntısı işleri, mimarî esaslar, imar plânlan, mes -ken işleri, ücret tarifeleri, iş verme ve memur, yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis ve mimarlaujjn serbest çalış maları meselesi, devlet yapıları nın en uygun ve İktisadî şekil de onarılması için alman pren -sip kararlan da bulunmakta -dır.
Kongre Bayındırlık Bakanı Kasım Gülekin bir nutku ile a çılacaktır.
---------o-----_
rA A 8İFTS
Özel okullar teftiş
r
e d i 1 i y o
Ankara -
i
Et narhı topfa?cı kasapları memnun etmedi
----n---
Belediye daimi encümeni tarafından yeniden tesbit olunan narh fiatlarını dün bildirmiş -tik.
Evvelki narha nazaran iyi, fakat piyasa fiatlarnıa hiç de uygun olmayan fiatlar topdan cı kasablan memnun etmemiş tir.
Perakendeci kasablar, top -dancılann yeni narh fiatlarına bermutad riayet etmiyetekleri ni söylemekte, belediyenin mez bahada şiddetli bir murakabe tesis ettmesinl istemektedirler. Şimdiki halde perakendeci kasablar narh fiatı üstünde et sat nıamağa karar vermiş bulun -maktadırlar.
Diğer tarafdan belediye top dancı kasablar narha riayet et medikleri takdirde, 50- bin lira lık mütedavü sermaye ile müda hale alım ve satımları yapacak topdancı kasablara narhın üs -tünde et satmak imkânını ver-miyecektir.
tır.
Sorgusu yapılan firari, tek -rar ceza evine gönderilmiştir.
Bir müddet evvel dan şehrimize gelen özel okul -lar umum müdürü Ali Teoman, dün de ilgililerle temaslarına de vam etmiş ve bu arada; Sen Be nua Zapyon rum erkek lisesi, Esevan ermeni erkek orta oku lu, Haskul ve Sen Joı j liselerini teftiş etmiştir.
Temaslarından iyi intibalar edindiğini söyliyen Âli Teoman sah günü akşamı Aııkaraya av det edecektir.
Öğretmen vekillerinin tayinleri muntazam ytrpılYnıyor mu?
îstanbulda öğretmen vekilli ği almak için müracaat eden yüzlerce muallim mektebi me -zununun gayri muntazam tayin ler yüzünden aylarca bekletil -dikleri, buna mukabil kurs gö renlerin tercihan öne alındıkları iddia edilmektedir.
Diğer tarafdan alâkalılar bu iddialarrı reddetmekte ve ta -yinlerin müracaat sırasına göre yapıldığını söylemektedirler.
Bir tashih
Yeni Sabah Gazetesi Yazı İşlen Müdürlüğüne:
«Gazetenizin 5/3/948 tarihli sayı sında bana atfen bazı beyanat in tlşar etmiştir.
Gazeteniz muharrirlerinden kimseyi görmedim ve beyanatta bulun nıadım. Tashihin ayni sütunda neş rini kanunun verdiği hakka daya narak talep ederinu
Umum Müdür
İzmir İstiklal Mahkemesinde neler oördüm?
ıı
Atatürk’e suikasüm tafsilâtı ve içyüzü
Taran
tefrika fco.
— Evet efendim.
— Tabii yazısını tanırsınız? (Program kendisine göste -rildi)
Maznun — Zannederim o -nuıı yazısıdır.
— Size bir şeyden bahsetme diler mi?
— Siyasetle meşgul olmadığımdan, bahsetmezlerdi.
— Kara Kemalin firarım ne vakit haber aldın?
— Gazetelerde okudum.
— Kendisi ile son defa nere de görüştünüz?
— Millî Mahsulata çarsam -ba günleri geldiğimden o gün kendisine gitmiştim: bir daha görmedim; firarlarını da bayramın ilk günü gazetede oku -dum.
— Ne vakit tevkif edildiniz?
— 3 Temmuzda.
— Kemal beyin gaybubeti üzerine şirketle alâkadar olma diniz nu?
— Kemal beyin firarından sonra Said bey şirketin hükümetçe taharri edildiğini söyledi Ben o sırada şirkete uğramamıştım.
— Şirkete kimler gelir gi -derdi?
— Bazı zevat gelir) giderdi.
— Hilmi bey?
— Evet, gelirdi.
— Nail bey?
— Hutırlamıyuruı n.
— Terakkiperver tıkanın cüreti teşekkülü hakkında malûmatın var mı?
— Hayır yoktur.
— Şimdilik soru, .it' .ruz şey ler bu kadar.
Bunun üzerine muhakemeye son verildi.
Kara Kemalin Arkadaşları ı Masan Fehmi. Ilışan, Ali Kıza , Sadeddin Kiza, Bekir ve ( Melımed Ali beylerin ı Muhakemesi 1
17 Ağustos lf)26 çarşamba ı günü îstiklâl mahkemesi birin.' ci celsesinde Haşan Fehmi be-1 yin muhakemesini yapmıştır. | Maznun Millî Ticaret şirketin de muhasebeci olduğunu ifade eylemiştir. '
Reis I
— Şirketle kimler nıüeasis -dir?
— Ali İhsan bev ve diğer ze vat |
— Kemal beyin vazifesi ve i alâkası ne idi? ı
— Milessislerin vekili idi. ı
— Merkeziniz neresi idi? t — Galatada, Ömer Abid haı
t
nı.
— De^ek miiessisler namı na Kemal bey bulunuyordu öy le mi?
— Meclisi idareyi idare e -Jl deıdi. I
— Evvelki vazifeniz? L
— Ziraat banka.unda bulun dum. Hnıtdc de iaşe nezareti 1 teşekkül elliği zaman mulıase -r boci olarak tayin edildim. ’
(Devamı vur) 1
— II —
Park Otel» yollanmak ûzoro matbaadan çrktun. Hususi müesseseler© ald »«obüsler hıncahınç. Belediyeye ald olanla» İm meydanda yok. İster Istomez Türboya kadar yürüdüm. Sahiden talihli bir tünüm İmiş kİ anoak üç çeyrek kadar bokledikten sonra Boyoğluna gidon on yodinol tramvayın arka sahanlığına ovvolâ asılmak, sonra da muslihane bir sokuluşla bir köşoye sığınmak mümkün olabildi.
Eski Baro başkanı yeni Bakan çok boklotmeden beni kabul etti. Bu hare-ketilo bana fazlaoa kıymet verdlpinl RöMörmesi, beni iltifat ve muhal)oot-lo süzen M art kanın güzel Közlerini biraz daha parlattı ve ufacık afciirvn sağ vo solundaki sevimli ganrzelarıni hafifçe çukurlaştırdı. Sokan:
— Hoş geldin Fıkraoı, haki kat on sempatik adamdın, tanıştığımıza mam nun oldum diye iltifat elti.
Cevab vermiyorek ipekli rabdo-şambr vo pijamasilc meşgul olduğumun farkına varınca:
— Hor ne kadar şıındı asker sayn lırsak da, serbest meslek sahihi olduğum İçin kapalı yerlerde bu ktyMeff tercih ederim. Malum ya serbestlik insana ferahlık verir, Ömritaü uzjtır.
Had-Atlah Arka-
Hotn muhakkak ya, gürlemek öıle verir insana, bir partiya men
havalar da biraz düzelir
canım onu demek irtemlyo söyleyin, ben tetkik ettirir,
— Estağfurullah! BoyeferrlL diınizo mi düşmüş ta’holır.c' ? ömrü deviotiHizi uzun eylesin, daşın acıklı vazıyetim düşünü/ /jm da • • •
— Kimmiş arkadaşınız, hem çav lirimizi bir İçelim bakalım. Çok nu ı-cete işleriniz var yoksa?’
— Hayır efendim. ZatıUe^l^HS’ini fazla rahatsız etmemek ıcin...
— Ne münasebet memnun oKır^fn. Biz Halk Partisi hükümetiyiz. 3 me-mekten, gönül almaktan ve bu sı-rai-lo do şanlı partimize adam tan zovk duyarız, yağmak şart de£ı1 yağacakmış hissini
— Bendeniz hiç
sub değilim. Arkadaşım ise asker olduğu için...
— Arkadaşınız noden bu kau-.r gev kalmış? Bakaya veya nüfusu mektu-meılen falan mı yoksa?
— Hayır efendim. Muvazzaf subay. Binbaşı rütbesinde.
Çaylarımız gelmişti hem İçiyor hen. kormşuyorduk.
— Fıkracı, avukatt’ktan M. S. kaoı olmanın bu mahzurları var işte. Müsteşarlarım da bur-ıd* değil ki...
— O halde lazta ttsdi otmiyeyim beyefendi. İzmir seyahatinden avdet buyurduktan sonra makam hükümette ve makamı âlinizde tasdi ederim. O zaman inşallah.
— Yok rum. Siz
gazetenize yazdırırım.
— Bendenizin çok eski bir mekteb arkadaşım var. Halen muvazzaf binbaşıdır. Üçü kız ikisi erkek olmak ü-zero beş çocuğu ve çocuklarının anne* si ve kendi dul hemşiresi de yanında olmak üzere yedi nüfuslu bir aile reisidir. Çocuklarının ikisi yüksek, ikisi orta ve bir tanesi de ilk tahsilde. Şimdi şöyle böyle geçinip gidiyorlar. Yalnız e&er bu sene terfi etmiyeoek' olursa yaş haddi sebebile tekaüd edilecekmiş aksi halde yani terfi ederse bu müddet biraz daha uzayabilecek-1 miş. Ve bu suretle de hiç almazsa kendisine ve efradı ailesine bakabilmek üzere yüksek tahsildekiier birer meslek sahibi olabileceklermiş. Teka-) üd edileceğini öğrenirse hiç olmazsa şimdiden çocuk lan tahsilden çekip bir j Gocokondu evi falan tedarikine bakacakmış.
— Bu arkadaşınız kaç senelik binbaşı imiş?
— Bu sene bitiriyormuş.
— O halde cıf malûm ya
riya geçebilmek beklemesi lâzımdır. Kadere boyun ekmekten başka çare yok.
— Efendim onu kendisi de biliyor da, hani geçen sene haziranda çıkıp da son maddesinde do (Neşri tarihinden muteberdir) ibaresi yazılı alan kanunda bu müddet dört seneye inmişti ya, içte ona göre terfi etmesi lâzımmış. Bu kanun çıkarken bizim gazele de büyük puntolarla yazmış.
(Devamı Sa„ 5: Sû., 1 (L&
TAKVİM *
terfi zamanında dö düj
maalesef olmaz Fıkra-bu rütbeden b«r yuka-İçin en az beş sere
r
*
MART 1948
1363 Rumi Şubat
22
6
Cumartesi
1367
Hicri Reblu:
âinr
24
Kasım 120 — AY 3 — GÜN 6G
Vakitler
t Güneş
[ Öğle
| ikindi
I. Akşam
!' Yatsı
|1 tınsak
Vasati S.
6
12
15
18
19
4
D.
25
26
38
06
3G
EJ
Ezani &
12
6
9
12
1
10
D
23
22
34
30 B
47 I
TENİ SABAH
SAYFA: 3
ı
on Haberle
Beneş hasta değil!
İngiltere ve Amerika Filistini niye feda etmiş?
Millî Birlik
I Komüaist darbesinden (sonra Çek Parlâmentosu
) ilk defa dün toplandı
) Londra: 5 (B- B C.) — Ye ; l ni Çek hükümeti istihbarat ( f Bakanlığı Cumhurbaşkanı Be-*
) ııeşin hasta olduğuna dair çı ( r kan haberleri yalanlamıştır. ( C Çek parlamentosu Komünisti I hükümeti kurulduktan sonra |
) ilk defa bugün toplanmıştır- (
r Toplantıyı Komünist Başba- ; I kan açarak demiştir ki: |
{ — Biz şimdi havalandırıl- j
Iuiış bir odada toplanıyoruz. Va ( zlfemiz, halkın emniyetini ' suiistimal etmemektedir. 1
ÇEK DIŞBAKANININ ] DEMECİ !
Prağ; 5 (AA.) — Çekoslo ( vakya Dışişleri Bakanı Jan , Masaryk, Milli Savunma Ba ( kanlığı subaylarının toplantı ] sında milletlerarası vaziyeti i ( zah ederek ezcümle şunlan . söylemiştir: i
"Almanyaya karşı n^iidafa J amız, Sovyet]er Birliğlle îtti- ( faktır. ]
I Masaryk, sözlerine şunları 1 ilâve etmiştir: (
. Bizinı yerimiz. Sovyetler 1 Birliğinin yanıbaşmdadır. ] Sovyetler Birliği kendi yanın 1 da yer almamıza müsaade e- ( derse ona karşı minnettar ola 1 cağız» (
Masaryk, izahatının diğer ) Kısmında, tazminat meselele- j rinde Sovyet Rusyanın takip ) .ettiği siyasetin tamamlle doğ { ru bir siyaset olduğunu söyle ) miştir. |
TASFİYE HAREKETLERİ S
Prağ. 5. 'A A.» — Endüstri! nıüesseseleıHe umumî idare C ierde halen mevcut bulunan 5 hareket komiteleri ayın sonla J rina doğru tasfiye edilecekler ) dir. Bu karar, bu husust. Tab C mat neşreden Cgt icra k-.rate ? si tarafından dün akşam • :ı ) iniştir- Bazı sendika teşkil *;?. t da vücuda getirilen hareket ) komiteleri de bu tarihte ts fi ( ye edilmiş olacaktır J
k
Çeteciler
0
Yunan çocuklarını
Slav memleketlerine
kaçırıyorlannış
Selanik: 5 (AP) — Markos radyo' sunun verdiği bir haberde, Demok, rat Yunan ordusunda çarpışan ai lelere ait 4500 çocuğun Çekoslov; k ya, Yugoslavya ve Lehistana gönde rildlkleri ve bu kararm vergradda ki bir toplantıda verildiği bildirli miştir.
Selânik; 5 (AP) — Birleşmiş Mil letler Balkan komisyonu, Yunan ço cuklarmm bazı Slav memleketleri ne gönderilerek orada hususî bir gayeye göre yetiştirilmelerine çalışıldığı hakkındaki haberleri taliki ke karar vermiştir,
Mişel, Ameri kaya hareket etti
Londra: 5 (A,A,) —Queeu Ellza-beth vapurlle Amerikaya giden eski Romanya kralı ZvUşel hareketin den evvel blrgün memleketine dö neceğinl kuvvetle ümid ettiğini soy Yakında Prenses Anne De ■ourbon ile evleneceğini ve düğü nün Danimarkada yapı .na-.,,-. istc dlğiııi ilâve etmiştir.
Eski kral sözlerine şöyle deva ) »t miştir:
Amerikaya hiç gitmedin, fakat birgün bu seyahati yapmağı tasaı^j ordum, Amerikada bazı fabrtkalah gezmek İstiyorum. Orada W ' dorf Astoria otelinde oturacağım Eski hükümdar İngiliz milletinin göster difl İyi kabulden gerek valaesinin gerek kendisinin bilhassa mütehas «İs olduklarını belirtmiştir Fransız — İtalyan gümrük birliği Paris: 5 (A.A ) — Bit Fransız i-(lyan gümrük birliği protokolünün imzanı İÇln Fransız Dışişleri Baka m George Bldault ile Italyan Dışfş teri Bakam Kont Sforzanı., Torino
• da buluşacakları tarihin henüz kat lyetle tesbit edilmediği iyi haber a lan mahfillerde söylenmektedir
Yahudi Kongreşi Başkanı, ‘‘Ingiltere şimdi de Hitlerin arkadaşı olan Kudüs Müftüsünü yatıştırmak için fedakârlık yapıyor,, diyor
Nevyork: 5 (AP.) — Amerikan Yahudi kongresi başkanı Dr. Step hen Wise dün verdiği bir söylevde, Amerika ile lngilterenin, Yakındoğu petrollerinin hatırı için ve Russ adan duyduklan korku yü zünden Filistini feda ettiklerini söylemiş ve şöyle demiştir: «İngiltere vaktile Hitleri yatıştırmak için bir çok fedakârlıklar yapmıştı. Şimdi de Hitlerin arkadaşı olan Kudüs müftüsünü yatış tırmıya çalışıyor ve bu hususta yapılan fedakârlıkları Amerika da tasvib ediyor.
Birleşmiş Milletler tarafından kurulan beşler komisyonunun 1 mayıstan evvel Filistine girmeleri ne müsaade etmemek sadece bahaneden ibarettir. Bundaki maksad, bize karşı hazırlanan vetlere zaman bırakmaktır.
Rusyanın Filistine asker göndermesi ihtimali Vaşington: 5 (AP.) — Senatonun Cumhuriyetçi âzasından Cop-per. Fiüstinin taksimi lıakkmda-ki kararı tatbik ettirmek için Ame rikanın oraya asker göndereceğine veya Birleşmiş Milletlerin bu gayeyle teşkil edecekleri bir ordu ya asker vereceğine pek inanmadığını söylemiş ve şöyle demiştir: Mantık ve şuurla düşünecek olursak asker göndermenin doğru olduğunu görürüz; zira, Amerika
karışıklıktan kendi etmesi mümlcün-bu tarzdaki hare-sonuncusunu geçen
bir asıl kuv
asker gönderecek olursa Rusya da gönderir. Birleşmiş Milletler adına müşterek bir kuvvet gönderilecek olursa, o zaman da Rusya en aşağı Amerikanın gönderdiği asker miktarında bir kuvvet yollamak istiyecektir.
Bulanık suda balık avlamayı pek seven Rusyanın Filistinde vu kubulacale bir lehine istifade dür. Rusyanın ketlerinden en
hafta Çekoslovakyada gördük. Bu gün Korea’da da böyle bir tehlike var. Orada patlıyacak olan bir bombanın bütün Asyayı, hattâ bü tün dünyayı sarsması muhtemeldir.»
Filistin için hakikî harb
Şam: 5 (A.A.) — Filistin için hakikî bir harbin başlıyacağı anlaşılmaktadır. Yarmulc tugayı komutanı Nuri Kavukçu ve kurmay heyeti bu gece Filistin hududunu aşmışlardır. Bunlan 60 kadar kam yon takib etmekte idi.
Bundan başka son zalhanlarda Ürdün hudud kuvvetlerine men-sub-100 kadar asker ve subay A-rab kurtuluş kuvvetlerine iltihak ederek Kavukçunun emri altında harb edeceklerdir.
Bunlar bölgenin her köşesini iyi bildiklerinden Arab kuvvetlerine öncülük edeceklerdir.
Rusya
Parlâmentoda kuvvetli bir unsur oîan Sosyal Demokratlar, anlaşmaya
Helsinki: 5 (AP.) — Finlandi-| va bir dostluk ve karşılıklı vardım anlaşması yapmak üzere Rusya ta rafından vukubulan teklifi esas itibariyle kabul etmiş olmakla beraber, askerî bir anlaşma imzalamak arzusunda değildir. Mecliste 200 sandalyeden 85 ine sahib olan Sosyal* Demokratlar askeri bir an taşmaya katiyetle muarızdırlar ve Rııss’a ile yapılacak müzakerelerin neye dair olacağının kât’i şekilde tâyin edilmesini istemişlerdir.
Sosyal Demokratlar bu hususta ki görüşlerini bildirdikten az sonra Cumhurbaşkanı Paasikivi en yakın müşavirlerini derhal bir top lantıya davet etmiştir.
Fînlundiyadaki Rus elçisinin mektubu
Helsinki: 5 (AP.) — İnanılır
bir kaynaktan verilen habere göre: Rus büyük elçisi Fin İçişleri
Rusya ile a&kerîı muhalif
Finlandiya Stalinm fcoklibjıl reddetmiyeoek
Helsinki: 5 (A. A.) — l?hılaifdi’ ya radyosunda bildirdiğine göre, Dışişleri Bakanlığı aözoiisü bugün bey a notta bulu na rak Fin 1 and i yanın Stalin tarafından yapılan teklifleri reddetmeyeceğini fakat Rus ya ile Macaristan ve Kumanya a-rasında imzalanan andlaşmalara benzer bir paktın imzası habis mevzuu olamıyacağını belirtmiştir.
Irak hükümetinde
i s t i f a İl a )r
Bağdat: 5 (AP) — İçişleri Baka nı Cemil El—Medfaı ile Adalet Ba kanı Umre Nedimi istifa etmişler dir- İçişleri Bakanlığına Sandalye-siz Bakan Nuaret El—Parml, Ada let Bakanlığına da İçtimai işler Bakanı Necib El—Ravi tâyin edil-
Anlayışı
^Başmakaleden devam) hâlâ bir çok Demokratik hakla n tanımadığına göre onlan el -de etmek için çahşmıyacak mı yız?
Demokrat Parti dış tehlike vardır, aman Balkanlara bakın neler oluyor, diye iktidarı Halk Partisine bırakmıya mı taraf-dardır? Dış tehlike bugün hangi memlekette yoktur? Şunu se vinçle ve gururla kaydedelim İd bugün Türkiye eskisi ile kjvas-lanamıvacak kadar kuvvetli t dir. Nefsimize güvenimiz her zamandan fazladır. Ayrıca kud retli bir ittifakımız ve dostlukla rımız da vardır. Halbuki fara -zâ İtalva bııırün doğrudan do£ ruva Sovyetlerle hem hudııd -dar, hattâ işin a vır tarafı fazla olarak bn memleketin içinde dahi kuşetli bir komünist partisi vardır ki Millet Meclisin -de ücde bir nisbetindc bir aza sayısına malikdir. Millî Birlik ve sükûn, hükümet etrafında tonlanmak gibi Bavar formülü çok isabetli demokratik bir de -vâ olsa İtalyanların bn tarzı ta kih etmeleri icah eder. Ha’bu -ki ttalvada demokrasi gelişme halindedir ve bizim matbuat ka nunumıızun tercemesine esas o lan basın kanunu ilga edilmiştir ve yakında umumî seçime ge çilecektir.
★
Fransanm durumu da aşağı yukarı aynıdır. Meclîsde yarıya yakın komünist bir fırka vardır. Sovyetlerle de Alman -yadaki işgal bölgesi münasebe-tile hemen hemen hudud birliği mevcuddur. Fakat demokratik münakaşalara ara vermek için bütün bu haller kâfi bir sebeb telâkki edilmiyor.
Bizde Allaha şükür komü -nist partisi yoktur. Böyle bir dalâlete kapılmış tek tük şahıs Bar bulunsa bile onlar da kanunun pençesine düşmektedir. Bu şartlar içinde Halk Partisinin tahakkimı ve nüfuzunu idame ettirmek için ileri sürdüğü dış tehlike bahane ve vesilesini De mokrat Parti neden beninısi -yor, anlayamıyoruz. Gevşekliği mizi mazur göstermek için böy Be bir silâha baş vurmayahm.
★
Biz bunu söylemekle nıcmle ket irinde gırtlak gırtlağa gele Him deınivoruz. Hattâ dısanda-ki düşmanlara karşı birlik ve tek eenheniA yalnız zarnrî değil hattâ farzoMu^una da samî mivetle inananlardanız. Ancak ieeride Türk müiptlnin bütün boklarını elde-edinceye kadar didinmek, kanun çerçevesi için de fikir sahasında çatışmak lü zumuna da kaniiz.
Bizce muhalefetimizin değiş nıez parolası hu olacaktır.
A. Cemaleddin Saraçoğlu İngiltere yeni borç arayacak
Vaşington. 5 (AP) — Resmi kay Haklardan öğrenildiğine göre, İn. giltere yakında 85 milyon dolarlık borç almak üzere Milletlerarası Pa ra sandığına başvuracaktır.
Amerika’nın bize vereceği uçaklar
İskenderun, İzmir ve İstanbul hava meydanlarına inerek gösteriler yapacaklar
Ankara: 5 (Hususî) — Amerikan yardımı gereğince memleketimize verilecek uçaklar İskenderun, İzmir ve İstanbul hava meydanlarına ineceklerdir. Uçaklar şehir üstünde filo halinde gösteriler yapacaklardır. Gösteriler i-çin Genelkurmay başkanlığınca
bir program tesbit edilmiştir. Gös terllere basın mensubları da davet edilecektir. Uçaklar İstanbul, İzmir ve Iskenderunda bir kaç gün kalacaklar ve müteakiben hava birliklerimize iltihak etmek üzere Türk pilotlarına teslim edileceklerdir.
I
Bakanına biı mektub göndermiş-1 mistir. Yeni İçtimai İşler Baltanı
tir. Mektubflu muhteviyatı hakkın da hiç bir malûmat yoktur.
.Fiıı polis kuvvetleri ve hudut kıtaları içişleri Bakanlığına tâbidir.
r
Çiftçilere satılacak biçer düğer makineleri
Tütün karşılığı ithal edilecek olan kamyonlar
idareci =-^ gözile
aktüallteler
da Davud —El—Haydat! olmuştur Kabinedeki bu değişikliğin 40 gii ne kadar başlayacak olan seçimlere hazırlık olmak üzere yapıldığı anlaşılmaktadır»
Afyon kaymak şekeri gecesi
Afyonlu yüksek tahsil tarafından tertiplenen Afyon kaymaklı şekeri gecesi bu akşam Konak salonların da yapılacaktır,
Bu geceye Akile A r t u n Konservatuvar İcra heyeti zen giıı bir programla ve Afyondan hu susî surette getirtilen saz sanatkâr larıda katılacaklardır.
[Gününenteresan haberleri] K------------------------------------------------------------------_J
Rusya - Alışır ticaret anlaşması
imzalandı
Kahire — Rusya ile Mısır arasında imzalanan bir takas anlaşması mucibince Rusya önümüzdeki dört ay zarfında Mısıra 216 bin ton buğday ve 19 bin ton mısır gönderecektir. Buna mukabil Mısır ayni müddet varfında Rusyaya 38 bin ton pamuk vermeyi kabul etmiştir. f
iki memleket arasında şimdiye kadar İlk defa akdedilen bu anlaşma Mısır Dışişleri Bakanlle Sov yetler Blrlivi Dış Ticaret Bakan Muavini taralından İmza edilmlş-tlr- fAP.)
Amerikan burmalarında
★ Nevyork: — Hükümetin buğ day alımın» geniş mikyasta işti rak etmesi üzerine dün Chicago borsasjnda buğday 2.5—875 san tim arasında yükselmiştir,
Nevyork borsasmda bazı hi3se senetleri cüzi yükseklik kaydetmiştir. Pamuk fiyatları 0,24—0,45 sent yüksek olarak kapanmıştır.
(AP.)
Tabii yet değiştiren ! tul yanlar
■fa İnnsbruck: — İtalyan hükû met!, tabiiyet seçme hakkına dair
olan kanunu, tatbik etmekle vazl teli karma komisyon üyelerini tâyin etmiştir, Bolzanoda taplonan komisyon, 1939 da. Alman tabiiyeti ni kabul etmiş ve bu defa İtalyan tabiiyetine geçmek isteyen Güney tiroller tarafından sunulan talep-ler hakkında karar verecektir
Komisyon. 6 sı İtalyan, ve 6 3ı Alman olarak 12 üyeden mürekkep tir, (A./t)
Mişel bir filmele alması teklif edilecekmiş
Detrolt- — Defcroitteki Opera kurumu, «Çöl Şarklı,. temsLUnde ve diğer piyeslerde hoş rolleri ea ki Rumen kralı Mişel ile nişanımı. Bourboıı—Parme Prensesi Annay» teklif etmeye karar vermiştir MI-şele bir hafta için 100 dolar verile çektir. (AP)
Kömür istihsali
•fa Londra: — Avrupa iktisadi komitesinin bildirdiğine göre. Ocak ayı zarfında İngiltere Av-upaya 169,000 ton kömür ihraç etmiştir, Bu rakkam 1947 Aralık ayının lhra çatma nazaran G5 000 ton fazlalık göstermektedir. Komisyon, Ocak ayı zarfında Avrupa kömür bJtihBa linin Aralık ayına nazaran lld bu
çuk milyon tonluk bir satış kay detmiş olduğunu da bildirmektedir. Kömür istihsali harbden ev-vei kaydedilen vasati istihsalin yüzde 93 ünü bulmuştur, Fransa ve Polonyada harbden evvelki ls-tihsalât aşılmış bulunmaktadır. Şar kömür Havzasında harbden evvelki lstihsalâtm yüzde 97 sine ulaşmış bulunulmaktadır, (A A ı Apandisit ameliyatı geçiren Cumhurbaşkanı
Buenos—Ayres: — Arjantin Cumhurbaşkanı M. Juan Peron an apandisit ameliyatı yapıldığı ve sıhhî durumunun memnuniyet verici olduğu resmen tebliğ edilmiş tir. (AP)
Golden Bear Marsilyada Marsilya: — Fransava, İtalya ren Oolden Rear İsmirdeki Ameri ya ve Yunanistan» hediyeler götü kan mekteb gemisi Marsllyaya gel miştir Gemideki hediyeler arasın da bilhassa çocuklar için süt, tür lü riyecek maddeleri ve giyecek bulunmaktadır. (A.A)
Süveyş kanalı kumpanyası idare kurulu başkanı iildü ■fiç Parla: — Silveyş Kanalı Kum ı.jonyası idare kurulu başlfhnı Mar
Ziraî
Ankara: 5 (Hususî) — Tarım Bakanlığından öğrendiğimize göre, önümüzdeki mevsimde hasat ve harman işlerini kolaylaştırmak için Ziraî kombinaların elinde bulunan yüz parça biçer - döğer makinesinin bedeli mukabilinde istek li çiftçilere satılması kararlaştırıl mıştır. Esaslı bir tamir ve revizyondan geçirilen bu makineler müstahsillere mutedil bir fiyatla verilecektir.
Tarım Bakanlığında yapılan toplantı
Ankara: 5 (Hususî)
kombinalar çiftlik müdürleriyle grup âmirlerinin son toplantısında bu işletmelerin çevrelerindeki çiftliklerin kalkınmalarında oynı-yacaldan mühim hizmetler üzerin de kesin kararlar alınmıştır.
Bu teşkilâtın müstahsile yardım cı ve öğretici bir hizmet görmesi için hayvancılık, sütçülük, meyva ve sebzecilikle yağcılığa daha fazla önem vermeleri ve çiftçi mahsullerinin bu arada bilhassa sütlerinin kıymetlendirilmesi için sütçülük yağcılık ve peynircilik konularında çevrelerindeki çiftlikler le fiili olarak sıkı bir işbirliği ve beraberlikle çalışmaları kararlaştı almıştır.
Çiftçinin iyi vasıfta tohumluk ihtiyaçlarının karşılanması, imkân , dahi imde hasad ve harman işlerine yardımda bulunulması ve kom bina atölyelerinde çiftçi vasıtalarının ucuz bir maliyet masrafı kar şısmda tamirlerinin sağlanması i-çin gerekli tedbirler üzerinde emniyetle durulmuştur.
ve ahenk bu
göya maddi mutalebatta
RWiı F atrıkhanesinin
I tebliği fBaştarafı 1 incide)
Muhterem Patrik ve Metropolitlerin müşterek çalışmalarında kar şılıklı ve tam anlayış lundıığı.nu (
Muhterem Patriğin taviz&t mukabilinde
bulunduğu hakkındaki yazıların ef kân tmıumiyeyi irşat eden ciddi ba sına intikâl edemlyeçek derecede hakikata tamamlle aykırı, fena ni yetil re iftiradan ibaret olduğunu,
Eküıneııik Patrikhanenin umumi ve Hususi meselelerine teallük e-den. mesuliyetlerin tamamen ve yal mz Kilise ı-uhanî çerçevesi da İlilin de Muhterem Patrik ve ontn etrafındaki Metropolitler tarafından tedvir edildiğini, ve
M ılıterem Patrik ve Metropolitle rin mütalea ve hareketlerinin her hangi bir başka sürette gösterilme si mukaddes miiessesat ve şahısların yalnız tahkir dından başka bir tebliğ eder.n
İstanbul Rum
Mart 1948
« •
edilmesi maksa-şey olmadığını
Patrikhanesi 5
ki Louls de Vogue. geçirdiği bir a ■ meliyat neticesinde ölmüştür. /
(AP) | Verem aşısı tatbikatı J
Londra: Dünya Sağlık teşkl t lâtı veremle savaşmak üzere büyük i bir mücadele tasarlamaktadır. Ge l lecec. 18 ay içinde 200 kadar ekip ı hâTbden en ziyade zarar" görmüş J olan Avrupa memleketlerinde tet J kikler yapacak ve gençlere son za ] mantarda keşiiedilen verem aşısı | m tatbik edecektir. (A A ) (
ftelffrad başpiskoposu mahkum] oldu I
Belgrad: — Belgyad Başpisko J poşu Vajislav Nastic. tedhişçi teş I i tikâtı baltalamak suçundan dolayı i ) Bosnasarav mahkemesi tarafın- k i dan 11 sene hapis ve 3 yıl medeni £ haklardan mahrumiyet cezasına Z çarptırılpujtır, (AA) /
Trumtma hediye edilen oyma l kablı kitab J
Münih: — Almanyada Mulbacbz mekteb öğrencilerine Anıerlkadan } 10 bin libre yiyecek maddesi gön - ı dertlmeqinden duyulan büyük se I vinci ifade maksadlle kendisine i tahta üzerine çok sanatkârane oy | ma kaplı bir kitab hediye edilen t Başkan Truman. samimî teşekkür r Ierln Bavyeradn Mulbach belediye başkanlığı vasıtasile şehir halkına l bildirilmefllnt rica etmiştir, ı’A.A.) (
Malsilya ringi
arsilyaya kadar gidip, dönen
I vapurunun limanr-
— mızdan gidişini ve gelişini, k ki gün evvelinden, bazen küçük haberler sütununda, bazen iç haberler tarafında, irili ufaklı puntolarla bütün gazeteler Istanbula ve memlekete yayıyorlar.
Filhakika, Akdenizin Avrupa liman (arına muntazam sefer yapan tek lüks yolcu vapuru olmasına göre, Is-tanbulun, matbuatımızı bu kadar yakından alâkadar etmosl kadar tabiî bir şey olamaz.
Fakat, üç dört senedenberi fasılasız devam eden bu seferin bu nı bize diğer bazı şeyler yor.
Meselâ bu daha ziyade, muhafaza teşkilâtını İkaz luyor. (Sîzler, vazifelerinizi pek iyi bilirsiniz amma, yine ne olur ne olmaz, İstanbul vapuru geliyor, aman dikkat edin. Gidenlerin içinde x. y, z, gelenlerin arasında da dır.
Yolounun giderken anlaşması ihtimaline gidişindeki gümrük memurları gelişin de bulunmasın, mevcud yirmi otuz muayene memuru ve otuz kırk muhafaza memuru vapurun geliş şinden bir gün evvel kur’a sin.
Avdet seyahati esnasında olan kadınların yanındaki erkek eşyası, kadınsız olan erkeklerin yanındaki kadın eşyası ile, muvakkat bir zaman içfn değiştirilip, gümrük kapıl ı-rından çıkartılmasın.
Başkamarotun bazen on bazen on beş küçük çantası, seyahatte ikram gören yolcular tarafından, bir mukabele! nüvazişkârane olarak gümrük hududunu aşmasın.
Ancak yedi sekiz senode tanzim edilebilen ve Devlet Şûrasının tetkikine arzedilmlş bulunan yolcunun beraberinde getireceği şahsi eşya hakkında-Ur nizamname muhakkak tatbik edilebilsin.) diyorlar.
/olcunun beraberinde getirip uo birınetice gümrükten ınuafen geçirebileceği eşyanın nelerden ibaret olduğumu nizamname maatteessüf bir liste halinde tasrih etmemiş ve bu takdiri muayene memuruna bırakmıştır.
Hakikaten nizamnamenin bu ibare si pek elâst.kidir ve böyle olmasının da ınuhakkan bir hikmeti vardır. Geçen gün seyahat seven bir hanımefendi, beraberinde kaç kürk getırebi *
ffVj] ?:s
Ankara: 5 (Hususî) — 1946 ve 47 yıllarının olağanüstü bereketli ttitün mahsullerinden normal kıymetlendirme imkânlarını aşan mik tarlann satış ve ihracını sağlamak maksadiyle Ticaret Bakanlığı tarafından alınan ve dış ticaret işlerine dair 203 No. lu sirkülerle yayınlanan kolaylaştırıcı tedbirler arasında, «.Müstamel makine ve kamyon gibi istihsale yarar maddelerin de mutad usuller ve kayıd lar dairesinde tütün mukabilinde idhali kabul edildiği hatırlardadır.
Bazı gazeteler tütün mukabili getirtilecek kullanılmış kamyonlardan çoğunun çalışacak takatta ve sağlamlıkta olmalarının şübhe-li bulunduğunu, kullanılmış kamyon idhali işi üzerinde Ticaret Ba kanlığmca durulması gerektiğini ileri .sürmüşlerdir.
Yaptığımız incelemelere göre Ticaret Bakanlığı bu hususta endişeye mahal görmemektedir.
Çünkü getirilecek kamyonların işe yararlığının tayin ve tesbiti Bakanlıkça ithal ve takas için şart olarak kabul edilmiştir ve bu hususta aşağıdaki şekilde muamele yapılacaktır:
1 — Kamyonların az kullanılmış ve işe yarar bir vaziyette bulunduktan Robert Kunte, Verıtas veya Llyod müesseselerinden alınacak bir ekspertiz raporijle tevsik edilecektir. Bu rapor kamyonların mahallinde önce ilgili ithalât bürosuna verilecektir.
2 — ithal edilecek kamyonların işe yarar'ığmı ve eksiklik derecesini tayin maksadiyle ithalât büro su, Belediye Fen Heyeti ve İstanbul için Teknik üniversite mümes sillerinâen, İzmir ve Mersin için de Ticaret ve Sanayi Odalarının göstereceği» birer mütehassıs mihnes- _ silin İştirakiyle- knndacak hususî heyetler tarafından kontrol ve mu ayene edildikten sonra ekspertiz raporları ithalât Bürosunun bu hu3ustald mütaleasiyle birlikte Baka ılığa gönderilecektir.
3 — Fiili ithalât ancak bahis konusu raporların Bakanlıkça tet kikinden 3onra verilecek talimat dahilinde yapılacaktır.
Bakanlık müsaadeli verirken ithal edilmesi istenilen vasıtaların tipleri itibariyle memleketimizde yedek ve tecdit parçalarının tedariki imkânı olup olmadığını da itibara alacaktır.
948 üzmir fuarı
Ankara: 5 (Hususî) — 948 yalı İzmir Fuarı yüne milletlerarası o-larak açılacaktır. Fuara bir çok yabancı memleketlerin ve lirmala rın iştiraki temin edilecektir. Fu-için temaslarda bulunmak üze-tzmir Fuarı müdürü Ankara gelmiştir.
Pamuk çeşitleri
Ankara: 5 (Hususî) — Tarım Bakanlığı müesseselerinde selek-siyon mahsulü elde olunan yerli Y. 193 ve Akala S. 136 pamuk çeşitleri ile Orta Anadoluda Aksaray, Arapsun, İskilip, Kargı ve ayrıca Elâzığ ve İğdır merkezlerinde bu yıl mukayeseli denemeler yapılacaktır. Tarım Bakanlığınca bu denemeler için lüzumlu ödenek 1-rle, plân ve talimat mahallerine gönderilmiştir. Ayrıca Sakarya vadisinde Y. 193 çeşidinin daha büyük ölçüde ekimine yer verilecektir.
ar re ya
• •
i ®r zılik Konusu ve Belediye
Belediye iktisad işleri müdürlüğün den;
o Yeni Wbah Gazetesinin 26/2/948 tarihli nüshasında .idareci Gözile Aktüallteler- başlığile intişar eden yazı İncelenmiştir. Bu yazıda terzi lec bahis mevzuu olmaktadır- Bele diye kanununun 15 İnci maddesinin 43 üncü fıkrası lüzumu halinde eto. ekmeğe doğrudan doğruya, sarurî kavayice de mahallî idare heyetlerinden tasdik edilmek şar-tıle, azamî fiyat koyabilmek selâhl yetini vermiş bulunmaktadır. Bu İti barla ihtiyaç maddeleri, belediye ta rafından, önemlerine göre, ayırt e-dllmiş ve iktlsad müdürlüğünün fa allyetl, mevcut teşkilâtın verdiği imkânlar nisbetlnde, bu ehemmiyet ll maddeler üzerinde teksif olun-muştur.
Bilindiği üzer?, terzilik konusu, özel b'r nz:-. ■ alciLü taşımakta-
şekilde ilâ-düşündürü*
gümrük vs şeklinde O-
2x, 2y, 2i var-
her hangi bir yani vapurun
ve gidi-ile seçil-
erkeksi*
füOüfci TıâkHıncıa Gir razonman yapıyordu.
Biri arkamda, Diri kolumda »e pirini dö mantomun içine kapiattırabıie* ceğlın şeklide bavulumda getirebiiîrırr, diyordu.
Biçilmeden. Pariste teyelleteceğin ve burada söktürüp terzim Cemagarj* ya diktireceğim en aşağı beş rob getr rebilirîm.
Bıınlaraan birinin ipekli kadife w«t öirinin de dantel olması şarttır.
Adedini utancımdan soylıyernıyece-ftıın miktarda, çorab, mendil, saç yası ilo hiç olmazsa Bandi, Fam, Mi* çikuı Joklns we Viş kokularından üç beş tane getirebilirim. Ah doktordan daha büyük içtimai mevkii olan birinin oşl olsaydım diye hayıflanıyordu.
Bu mülâhaza ve buluşlar arasında gözümün önüne vazifeşinas, zeki vn çalışkan muhafaza başınüdünımüztet gümrük başmüdürümüz geldi.
Baş taraftaki kombinezonları Mar1 silya ringini birlnoi mevki yolcu-farın arasında seyahat edecek seyyar muhafaza memuru, ancak devuale o* debilocek ne bu suretle İstanbul da motörlü müfettiş yaverlerinden kur* Çulmuş oiaoaktı. İDARECİ
Horty’ye göre Macaristan bin seneden beri suç işlemedi Nürenberg: 5 (AA.) — Eski Ma carlatan Naibi Hortynin Nürenberg deki mühim, şahitliği dün sona er miştir. Amiral Nlcoîas de Horty mahkemede, 1222 de kurulmuş o-lan Macar parlamentosunun dünya nın en oskl parlamentolarından bl rl olduğunu ve Macar hükümetinin bin seneden beri tenkit edile-dek bir harekette bulunmadığını söylemiştir. Amiral Horty 1944 e-klm ayında Macaristanm müttefik lerl® ve Ruslarla bir mütareke atfederek harbden çekilmek arzusu nu izhar ettiği için sürgü» edildiği ni hatırlatmıştır, Horty hemen erte sİ gün Gc-stapo tarafından tevkif edilmiştir- Birkaç Alman avukatı a yağa kalkarak şahide bazı sualler sormuşlar ve Macaristanm Yahudf lere zülmetmek için Alınan ordusu nun memlekete girmesini bekleme diğinl söylemişlerdir- Bunun üzeri ne Horty tanınmış bir Yahudi şah siyetlnln kendisine «Budapeşte Ya hudilerinin müdafii» unvanım veı diğinl söylemiştir.
dır- Bu bakımdan bu mevzu, bugim kil şartlar )İt,ada ancak ön*bı s rosı geldik • ■ma ’ 'tkik ed'.lebıle. çektir j
r eni sabah
©MART 1948'
l ■
Tiirkiyeıle su işlen
Feyezan âfetleri - Mes’uller-50 milyonluk Feyezan mıntakaları
su programı
Ankara (hususî muhabirimiz den) ğunıın Meşrutiyete takaddüm eden devrelerinde su işleri halkın teşebbüsü ile yapıları ulak ve mevzii hareketlerden ibaret kalmıştır.
Aynca devlet eli ile yapılan ve devlet çerçevesi içerisine gi ren bir su siyasetine yer verilmemiş olup devlet teşkilâtı için de bu «Tüyenin tahkikini istih -dal’ edan bir teşekkül de vücu» de getirilmemiştir.
O zamanlar su meselesinin ne şekilde görüldüğünü ikinci -kânun 324 tarihinde Ticaret ve Nafia nezareti tarafından Sadarete verilen tezkere çok iyi göstermektedir. Bu raporda su işlerinin (Menıaliki ecnebiye -den dahil memaliki Osmaniye -ye sermaye celb eden şirketler canibinden icra ve işletilmesi pi §î nazarı mülâhazaya alınarak yapılması) tavsiye olunmaktadır,
Devlet idaresine hâkim olan bu zihniyetle İmparatorluk mer kezi olan îstanbulun içme su te sisatı dahi imtiyaz suretile yap tu ılmış ve memleketin imar ve ihyasından ziyade siyasî tesir -
Osmanlı imparatorlu-
— İtler hâkim olarak Konya sulama sı ile Irak stilleri ecnebi elile vii cüda getirilmiştir.
Meşrutiyet devrine gelince, müstakil bil’ su idaresinin tesisine lüzum hissedilmiyerek ancak imtiyazlı şirketlerle işti -gal eden Nafia müdüriyeti umu miyesi emrinde bir kaç mülıen disden mürekkeb bir iki posta Sakarya mansatnnda, Karaca -bey ovasında ve İzmir civarında su işleri ile yalhız ettid yapmak suretile meşgul olmuştur.
Cumhuriyetin ilânından son ra a su meselesinin ehemmiyeti üzerinde bilhassa durularak müstakil bir teşekküle esas olmak üzere 22 temmuz 341 ta -rihli Vekiller heveti karan ile Nafia müdüriyeti umumiyetine merbut su işleri müdürlükleri teşkil edilmiştir. Bu kararname ile on iki müdürlükden ibaret olarak teşkil edilen mıntakalar memleketin belli başlı nehirlerine aid havzaları ihtiva etmek üzere tahdid edilmiş bulunu -yordu. Bu nııntakalai'dan Bursa, Aydını Antalva, Ankara, A dana, Samsun, Malatya. Edirne faaliyette bulunmuş, geri ka -
Filmciliğimiz Hakkında
Ynzsnî
Srtrâim 5üJi;ı Vrsıl
19 Şubat 1948 tarihli Yeni Sabah gazetesinde sinema sana yiimizin bugüne kadar geçirmiş olduğu talihsizlikdeıı bahsetmiş tik. Şimdi de halkımızın bu sanata karşı olan sonsuz alâkasın dan bahsedeceğiz.
Malûm olduğu üzere, Avrupa ve Amerika sinemacılığı kar şısında rakib bulmadan evvel; Orta Şark, Asya ve Af likayı kendi ananelerine ve âdetlerine uvgun fîlimlerile ihya ediyor -laıdı. îş bilirlikleri sayesinde kazandıkları milyarlarla; de -ğil bir kaç muazzam stüdyo bi rer muazzam sinema şehri kur dalar. Bu sanayiciler, milliyet farkı gözetmeden doğrudan doğ rüya, memleket menfaati uğuru na dünyanın her tarafından gii zel ve becerikli insanları toplı-yarak, birer sinema âlemi kur dular. îşte bu âlemde, bütün ci haııı teshir etmeğe muvaffak oldu. Bu suretle de bir servet akını oralan üstün bir nefaha eriştirdi.
Bildiğimiz gibi insanları gün lük gaile ve faaliyetlerinden bir kaı: saat olsun uzak bulundura rak kendine bağlamak için: sinema- en ivi vasıtalardan biridir. Bununla beraber her insan top luhığu içindeki vaşavış ve âdet lere nazaran milletler arasında ki yaşayış ve âdetler daha çekici ve daha cazibelidir. Demen istiyoruz ki: Avrupa ve Anıevikû. lılar saha buldukları yerlere gönderdikleri filimlerin yüzde 96 i İtendi âdet ve ananelerine uvgun filimlerdir. Ancak ide -rinden pek az filim sanayicileri bir devri âlem seyahatine çıkar vevahud vabancı ülkelere aid kitnb okursa alacağı ilhamla o ti’’ "ve aid bir filim yapmağı düşünür. Bn nevi filimler de o-rada daha üstün bir rağbet ka tasıır. Bu yazıyı yazmaktaki maksadımız onlardan ziyada bu hususta kendimizle meşgul olmak; filimeiliğm kazancım ve iyiliğini alâkalılarımıza anlat -mağa çalışmaktır.
Fransada; sinema işlemde bir kac sene bulunduktan sonra 1935 sonlarında askerliğini için ana vatana avdet etmiştim. O zamanlar bizdeki çevrilen fi -lirnler münhasıran İpekçilerle Halil Kâmil firmalarından çıkı yordu.Bmal edilen filimler de, meselâ Avnaroz Kadısı, Bir Ka vuk Devrildi. Kıvu'cık paşa, Yıl maz Ali gibi yüzümüze kara sii ren ve âleme teşhir ettirilen fi-limlerdi. Sinemadan az çok anlı yan herkes için hemen işe koyulmak çok iyi ve yerinde bir te şebbüs olurdu. Bizde mevcud fi limcilik hakkındaki bu kötü zih niveti yıkarak verine Türk mil letinin asil varlığını, kahraman-
lığını, merdliği ve yiğitliği saye sinde tâ Viyana kapılarına ka dar dayanan haşmetli ve aza -metli jestlerini beyaz perdede göstererek bizi olmadığımız gibi Ceğil, olduğumuz gibi anlatmak lâzımdı. Milletimizin ve sos yal hayatımızın dünyaca 9evile bileceğine kanaat getirerek o zamandanberi âcizane bir çok teşebbüslere geçmiştim. Fakat yukarda da arzettiğimiz gibi bu neviden filimleri imal ederek sinemalarında Türk filimi diye oynatanlara ne maksadımızı ve ne de meramımızı anlatamadık.
Medeniyet ilerliyor, insanlar ilerliyor, fırsatı kaçırmak ka -festen kaçan kuşa benzer. Şimdiye kadar bu işin kıymeti tak dir edilmedi, bari şimdi takdir edelim. Orta Şarka mahsus, zengin ananelerimize lâyik bir filim sanayii kuralım derken bu güzel fırsatı Mısırlılar aldı. Şimdiye kadar Amerikalılardan ibret alamadık. Mısırlılardan i da almamak için inad etmiye -lim Bugün Mısırlıların eline mü mim bir fırsat geçmiş bulunuyor.
Film sanayilerinde yeni bir mücadele Bu mücadele onları filmcilikte daha çok İleri götürecektir. M fiır filmleri, üç kıtayı tes hire başlamıştır. Rağbet pazarlarının en mühim olanlarından biri de memleketimizdir Bugüne kadar Mt «ir filmleri gibi hiçbir yabancı filin sinemalarımızı aylarca İşgal etmemiştir. Medeni olmakla beraber a-sîl an'anelerine kalben ve ruhan bağlı olan milletimiz: lâyık olduğu alâka He daha ziyade hissi olan bu I nevi filmlere rağbet etmektedir.. İşte bu s)m, hemen öğrenmiş bulunan Amerikan filmcileri; rekabete! geçerek Mısır filmleri nevinden film çevirmeğe başlamışlar; henfc?n de sinemalarımıza yerleştirmişlerdir. Bu meyanda Ronald Kolmanm At-lasdakl (Kısmet) adlı filmi, Meri' Oberonun Sümer^e Taksim sinemalarındaki (Ehramlar altındaki) filmi, Joan Halin, Şark sinemasındaki (Aslan Ahmed) adlı filmlerini görürsek maksad koıayca anlaşılabilir. Amerikalılar, şübhesiz daha1 zengin dekor ve daha bol gene jön prömiye artistlere maliktirler- İşte bu üstünlükle mücadele Mısırlıları ikbale erlştlreblllr... -
•
Bu güzel endüstrinin, bir memlekete sağladığı faydalar malûm olduğuna göre daha dün tanıdığımız Mısır filmciliği sayesinde, aramız-da imişler gibi beyaz perdeden kendi âlemlerini ve sosyal hayatlarını öğrenerek onları sevmemeğe İmkân mı var? Bizim de sevilecek taraflarımız yok mu? Bizim de iftiharla teşhir edeceğimiz hâdiseler mevcud (Devamı fi ncıda)
*
lan Konya, Kırşehir, Kars, Elfı zığ ve Diyarbakır faaliyete geçememiştir. Bu suretle su işle ri bir devlet işi şekline girmiş ve bunun için vüeude getirilen teşkilât ile inkişafa doğru ilk a dun atılmıştır. Bilâhare ihtiyacın artması su mevzularının çokluğu teşkilâtın genişletilme si zaruretini doğurmuş ve su işleri teşkilâtının Nafia umum müdürlüğün bünyesinden ayrı bir umuuı müdürlüğe inkılâbına sebebiyet vermiş ve bu suretlo 1 eylül 929 farilimde Sular U-miim Müdürlüğü teşekkül et -iniştir. Bu idarenin teşekkülü -nü müteakib 1482 numarah ka nunla su işlerine 100 milyon li ralık tahsisat aynlmış ve ilk hamle olarak Çubukçayı üzerin de bir baraj inşaası, Bursa O-vasmda Nilüfer manzumesinin İslahı, Nazilli civarında sulama ve kurutma kanallarının kıişa-dı işleri taahhüde bağlanmak-suretile inşaata başlanmış ve ayni zamanda su işleri ile alâka lı etüdler yapılmasına da baş -lanmıştır.
O sıralarda zuhur eden umu mî buhran yüzünden program mabaadine devam olunamıya -rak ufak bir tevakkuf husule gelmiş ve bundan sonra memlo: ketin su ihtiyacı ile alâkalı me selelerin halli ancak mahdud ve münferid mahiyette muta -lâa edilebilmiştir.
İnönü, ziraî ve İktisadî kal-, kınmamıza lüzumlu olan esasla nn teşbiti için 1936 senesinde yurd içinde yaptıkları seyahat lerle, iatihRal ve ihracatımızın merkezi siklerini teşkil eden zi raî mahsullerimizin verimini bu günkü seviyenin bir kac misli üstüne çıkarmak ve emniyet al rina almak icab ettiği neticesine varmışlar ve bu idealin ta -hakkuku için de bütün yurd kö çelerini faaliyet Drogyamı içine alan bir su işleri siı^iRerina gi rişilmesi lâzım geldiğini işaret ve emir buyurmuşlardır. Zirai iktisadi ve sıhhî kalkınmamızın temelini teşkil eden bu faaliyet înönünün direktifleri dahilinde hazırlanan bir porgram dahilin de başlamıştır. Bes senede 50 milyon lira sarfedilmesi teklifi karşısında etüd noksanlığı, teknik personel azlığı dolayısile bu nun güçlükleri nazarı iribare a lınarak bu nara 31 milyon lira olarak kabul edilmiş ve aşağıda arzedilen esaslara göre iş prog ramlaştınlmışt ır.
1 — Memleket su mevzuları içinde bazıları üzerinde uzun se ııelerdenberi yakından yapılan tedkikler neticesinde elde edilmiş malûmat mevcud olduğu ci hetle su işleri programının ilk kısmında bu gibi işlere yer vermek.
2
yet derecelerine göre tasnif e -derek en mühimlerini tercih et mek ve bilhassa yapılacak işlerden elde edilecek menfaatler göz önünde bulundurulmak su retiyle bu tercihi yapmak.
3
zeden ve bilhassa İçtimaî züm renin hayat ve sıhhatini alâka-kadar eden işlere ehemmiyet vermek.
4
yade yakın bir zamanda netice verecek su işlerini ön safa koy mak. Eu esaslar dahilinde hazır lanan program o zaman Başvekil bulunan tnönüne arzedilmiş ve tasviblerine iktiran ettikden sonra Marmara havzasında Susurluk ve tabileri, Bakırçay. Ge dis, Büyük Menderes nehirleri, Adana havalisinde Seyhan Ceyhan, Berdan, Silifkede Gök su, Malatya havalisinde Horata Derme Karadeniz havalisinde Yeşilırmak ve tabileri Orta A-nadoluda Sakarya ve tâbi leri i le Erzincan ve İğdır ovalarında sulama yapılması, bataklıkların kurutulması ve hasarların meni gibi yapılacak bilûmum su işle ri için heş senede 31 milyon lira nın sarfına mezuniyet veren bü yük su işleri kanunu Büyük Mil let Meclisine takdim edilmiş ve bu kanun Meclisçe kabul edile rek bu naranın sarfına mezuni yet verilmiştir.
Meclisden bu mezuniyet alın diktan sonra Vekâletçe bu işle rin tedvirine muktazl teşkilât tamamlanırken memleket dahilinden lüzumlu teknik eleman -lar tenıin edildiği gibi tecrübe ve bilgilerinden istifade etmek ve genç Tllrk mühendislerinin bilgilerini arttırmak ve yetiştir
Bu su işlerini ehemmi -
Müstacel mahiyet ar -
Uzak bir istikbalden zi'
milyonlarca = BALİK = 1946 yıfinın kar ım ayında Florl dunın batı körfezinde avlanan balıkçılar takriben sahilden 10 mil açıkta kızıl renkteki Okyanus sularında milyonlarca balığın ölü olarak sürüklendiklerini bildirmişlerdir. Son asır zarfında dünyanın muhtelif kısımlnundn müşahedo e-dilmoğe başlanan bu kızıl akıntı mutedil bir zehirli gaz neşretmek suretile körfezde ve sahil sularında büyük ölçüde balığın ölümüne sebebiyet vermiştir Bu durum, 947 yılının eylül ayında husule gelen ve kızıl akıntıyı dağıtan lıürricane baş gösterinceye kadar devam etmiştir.
Floridanın kayıdlnnnda dokuzun cu defa olmak üzere böyle bir duruma tesadüf ediliyordu. Bn sefer Amerikalı fen adamlan Avustralya Hindistan, Japonya. Peru ve daha birçok yerlerde bilinen bu Okyanus faciasını esash bir şekilde araştırmağa karar vermişlerdir. Akıntının en fazla müşahede edildiği bir nok tada meseleye nüfuz ettiler. Araştırma esnasında fen adamlarının tesblt ettilüerl hakikatler. Okyanus hastalıklarını i|ph etmekle kalmayıp. ayni zamanda kızıl akıntıyı kontrol edecek veya en azından vukuundan çok daha evvel haber verebilecektir-
Fen adamları Floridada husule gelen kızıl akıntının Gymnodlnium ismi verilen mlkroskopik deniz yaradılışlarının büyük ölçüde toplanmasından İleri geldiğini tesblt etmişlerdir Umumiyet İtibarile aletsiz olarak tedklk edildiği vakit, bu durum kal'lyen göre çarpmamaktadır. Fakat, milyarlarca denilebilecek kadar çok olan ve gayet kesif bir manzara arzeden bu mlkrosko-plk yaradılışlar Okyanusun mavi sularını kızıla boyıyabiaiyorlardı.
Diğer taraftan bu cılız mahlûklar öldürücü bir gaz neşretmekten de geri kalmıyorlardı. Zehlrin kimyevi terkibi henüz katiyetle anlaşılmış bulunmamasına rağmen milyonlarca balığın ölümüne sebebiyet veren şmllln bundan başka bir şey olmadığına şübhe edilmemekte dir- Arada sırada esen rüzgâr kızıl akıntı tanelerini karaya serpiştiriyordu- Bu. geyet tehlikeli bir durumdu. Gaz aşikâr bir surette sü-mükmambranlarma tesir ettiği için bütün mıntakanın nezle sempton-lari geçirmesi İşten bile değildi.
Bu hayvanlar neden böyle birden bire toplan jverlyorlar? Kimyevi maddeleri ihtiva eden sularda yapılan tahliller neticesinde soruya cevah vermek imkânı elde edilebilmiştir. Kızıl akıntıdan alınan sularda normal Okvanus suyunun ihtiva ettiğinden beş lift on kere daha fazla fosfor mevcuddu- Gymno-dihlum ve diğer deniz hayvanlarının yaşıyabilmelerl İçin büyük ölçüde fosfora İhtiyaçları olduğu için %öyle bir durumda kolaylıkla çoğa-labilmektedirler-
Sorulacak ikinci sual! de körfezde görülmemiş bir şekilde biriken Gymnodlnlum'un hangi kaynaktan meydana geldiğidir. Fen adamiarv nm İnandıklarına göre bunlar ya Okyanusun derinliklerinden veyahut da Florldada pek mebzul olan fosfat depizltlerlnden ileri gelmektedir-
Bu alanda daha birçok araştır-malar yapılmaktadır- Zira kızıl a-kmtı sadece bir değil, muhtelif şekillerde başgöstormektedir- Yâni Gymnodlniumun sebebiyet vermediği kızıl akmiılar da vardır- Florldada hemen hemen bütün balıklar bu âfetin pençesine düşmektedirler- Fen adamlan şimdi kısmen çö zülmüş olan bu meseleyi tam mâ-nasile kontrol altına almaca çalışmaktadırlar.
• •
t
mek için de beynelmilel şöhreti haiz olan ve pek çok büyük işler vermiş bulunan İsviçreli Dr. Gruncr müşavir olarak a-lınmış, bundan başka yüksek tecrübeli ecnebi mütehassıslar da alınarak ger**k merkez ve ge rek taşra teşkilâtı takviye edil mek suretile bu büvük işin ta -hakkukuna girişilmiştir.
Bu teşkilâtı ile evvelâ on iki mmtakada su işleri şubeleri ku rulmuş ve bilâhare bunlara ilâ ve olarak Kocaeli. Antalya, Çorum, Konya, Hatay, Elâzığ'da birer şube açılmak suretile m m takaların adedi on sekize çıkarılmıştır.
Merkezleri: Bursa, Bergama Manisa, Avdın, Malatya, Adana, İçel. Niğde, Samauıı, Eskişehir, İğdır ve Erzincanda bulu nan ve ilk hamlede acılan bu şu belerde başlamış bulunan su iş leri hakkında sırası ile ilerde malûmat vereceğiz.
NOT:
Gelecek y mm takalarından sıraslk* bahsedeceğiz.
tir Piyes
ŞehirTiyatrosunda: Baykuş
r I
A
“Baykuş,, yazıldığı ve eski Dar iil-Bedayi’ tarafından oynandığı o geçmiş zamanda kendinden bahsettirmiş bir eserdir. Şehir Tiyatrosu artistleri piyesi orta bir muvaffakiyetle oynadılar. Zaten eser zamanın tesirinden kendisini
•
Dağlar aşdıın yağa» kar altında diyen bu ihtiyarın ne Bektaşi tacının üstüne sardığı yuvarlak yeşil sarığın üzerinde, ne de cübbesinde ufak bir kar eseri yoktur. Zaten bu yolcu mevsim bahsinde
değerli Ban’ut-
kurtaramam ıştır
Reji* Cevad ÛLUNAY^
n ki jübilenin biri Hal id İl Fuhri Ozanaoy’un «Baykuş» adlı manzum dramının otuzuncu yıldönümü dolayısi-le Şehir Tiyatrosunda tekrar oy-nanmusı, diğeri de kâr Raşid Rızanın kırkıncı sahne hayatının kut lanmasıdır. Bu i-ki jübile kibar
sünnet düğünlerinde konak sahibinin çocuğu ile beraber düğünü yapılan fukara mahalle.çocuklarını hatırlattı. Fakat hangisi zengin çocuğu, hangisi fakir?... Orasını tayin edemiyorum. Hnlid Fahriyi dinlersek (sığıntı) nın kendisi olduğunu zannediyor. Hattâ piyesin sahibi olmnsına rağmen namına bir koltuk büe tahsis edilmemesinden şikâyet eyliyor. Halid Fahri bunda yalnız değildir. Zira içimizde kalem kazancını hiçe sayarak halı ticaretini zinhar boşlamamak dirayet ve kiyasetini gösteren çok sevimli arkadaşım İbrahim Hoyiden başka paraya kıyacak kabadayı çıkmadığı için bu çifte jübilenin no suretlo kutlandığı hakkında okuyucularıma intihalarımı yazamıyacağun.
Hattâ değerli dostum Nilsret Safa Coşkunun Halid Fahriye:
— Adam ne üzülüyorsun? Hususî yer do ne imiş? Bir kenarda durur seyredersin!
Gibi teselli verecek sözleri zavallı şairi büsbütün çileden çıkarmıştı.
— Azizim, düşün bir kere... di-yordu; sahnede eserim oynanacak... Ben, kontrolün gafletinden İstifade ederek İçeriye sokulan beleşçiler gibi, kapının yanından yahud locaların koridorundan eserimi seyredeceğim. Böyle şey olur mu?
— Fena mı? Böyle seyircilere kırlangıç derler... O halde ne yapacaksın?
— Gltmiyeceğim.
— Ben do öyle...
Baykuşu bir akşam sonra gördük. Zaten beni alâkadar eden Şehir Tiyatrosu dram kısmı artistlerinin oynadıkları (Baykuş) du. Jübile baykuşu değil!
Halid Fahri, eserile mağrurdur. Hakikaten (Baykuş) yazıldığı ve Dariilbcdayi tarafından oynandığı o geçmiş zamanda kendinden bahsettirmiş bir eserdir. Hattâ ilk temsilinde o devrin sadrazâmı bulunan prens Said Halim paşa, Halid Fayriyi tebrik etmek kadirşinaslığında bile bulunmuştu.
Fakat ben bu piyesi sevmem; realite ile münasebeti olmıyan bir ölüm destanından başka bir şey değildir.
Bir kulübede ihtiyar bir köylü İki oğlu ile yaşar; büyük oğlu Mehmed veremdir; hastalığı artmış, krizler çoğalmıştır; köylü küçük oğlu Naili hekim getirmek ü-zere şehire yollar; onu da yolda kurdlar paralar; Baykuş öter ve bütün bu ölümleri haber verir; ihtiyar kar fırtınasının şiddetinden kulübeye sığınan yolcu ile Naili aramağa giderler. Yolda bir mezarlığa uğrarlar. Orada kış perilerine rastlarlar. Baykuş öter, öter, öter... Nailin cesedini de oraya getirirler. İhtiyar ağlar, dövünür kulübeye dönerler; baykuş ö-ter, Mehmed ölür, ihtiyar çıldırır, yolcu da yoluna gider, perde iner.
Eser, biraz feeriktir; manzum ve kafiye tarafı kuvvetlidir. Fakat Edebi yatı Cedide lisanı ile yazıldığı için bazı yerlerinde tadilât yapıldığı halde tashihat yapılmamış ve mezar ziyaretinde garbı tarzı olduğu gibi bırakılmıştır.
Ererin bütünlüğü hakkındaki düşüncelerimizi ilen sürelim:
Halid Fahri eserinin bütün lığını, felsefesini (Yolcu) ya mil eylemek istediği için bu
yaratmıştır. Fakat kendisi bu eseri yazdığı zaman Anadoluda kojr köy gezen seyyah dervişlerin hakikî hüviyetlerini bilecek yasta değildi» Bu flnnstle yolcu «dinde ufak teberü ftsâsile sadece arabanın be* şinci tekerleği olmuştur. Eğer bu yolcu, tekâmül için tabiat lc haşhaşa kalan bir seyyah derviş olsaydı (Dfludet) nin (Arleziyen) in deki çoban (Baltazar) gibi bütün piyesin (ana milini) teşkil eden kuvvetli bir şahsiyet olurdu; halbuki yolcu, eserde bir tufeyliden başka bir şey değildir. H i kem i yata, felsefuyo aid bir şey söylemez; eserde bütün rolü, mütemadiyen şeamet havası içinde yaşıyan köylünün teessürünü hafi i letmeğe çalışan bir Kordiyal vazifesini görmekten başka bir şey değildir. Bı-•akm ki:
ağır tah-tipi
herke»! en bagka tiirlii düşünür rneeelâ sergüzeştini anlatırken:
Sonhııhar öksüriidü her yanda Dolaşırdım büyük bir ormanda. Bakıyordum at*ş böceklerine.
dediğine bakılırca o dolaştığı yerlerde ateş böceklerinin sonbaharı yaza tercin eylediklerine inanmak icabediyor.
Naili aramak üzere dağlara, kır lara çıkan bu iki adam ormanda bir (yatır; m mezarında ne için bu kadar vakit kaybediyorlar? Burada türbe ıie mezarın ayni şey olmadığını da kaydetmek lâzımdır. Türbe etrafı çevrili ve üstü örtülü, yanında namaz kılınacak, Kurban okunacak gibi yapılan mezara denilir. Böyle etrafı parmaklıklı açık mezarlara -yatıra denilir.
Burada yine kardan, kıştan bah sedilirken uzaktan kış perilerinin türküleri geliyor. Ben söylenen sözlerden bir kelime anlanıadınu.. Fakat bunların Baykuş manzumesinin güzel parçalarından olduğunu bilirin.
Piyesin bilhassa bu sahnesini çok zayıf bulurum; evvelâ kış perileri fikri, sözü, edayı kafiyeye feda ediyorlar. Meselâ söyledikleri şarkıda:
Kimimiz bakiredir
Bilemez başka diyar
Kimimiz bakinedir
Kimimiz dul bir yar. parçasında kafiye hatın için
yet bftriz bir (cebr-i- tabiat) vardır.
İhtiyarın mezardaki duasında da: .
Görmedi biçare sefa
Naili gelsin pederim.
Mehmedi bulsun da şifâ; Zehri duktilsün kederhı.
kıtası da bana merhum Kemal
g&ZSdc Pafcb beyi» memurin intibah komisyonunda iken Halil Ri-fat paşaya:
Ey ped^T-i- pür keder-i- ıztırab Böyle mi me’nıûr edelim intihal»?.
Perilerin Melikesi rolünü yap»: Gülia’itn Denizin ise şiirle ve bil hassa vc-zinlc hiç alâkası olru.ıd»-ğını gördük. Biraz okuması yazmam olan bir udum çıkıp da br san’atltûra inşad hakkında bir fikir vermemiş mi? Somu, peril» rin MvLkeni u( demektir. Onların birer (Erâze)
halinde iemessül eylemeli ri lâzın dı. Bunıar peri değil, ku.-harın p. raladığ? Mailin cesedini karşıla mak ürere gelen haalab‘j.kıcı'an-na be uluyorlardı.
Dckerdrı köylü kulübesi bir A-nndoht köylüsünün kulilh-si d-**nl di; bun. rağmen dekor barîktıîâık güzeldi. EUhassa başlan: Hibenin dışını gösteren kollan düşük bir adama ağaç çok ı.enbolikti.
Bıı şanlar içinde Baykuş hâ’â seyredil emlin. Ff Kat piyesle» b- n beı- eskj (sükse) de devam mi? Orasını (tiyatroperver.tn) e-fendilerimıa bilirler.
tn kd-dekorda ben zı yen
Nişanlısına gözkoyan tabanca ile öldürdü
uA evi
sahsın f’Jdzev
ga-
pa-
beytini hatıriattı.
Orman perdesinin sonu şöyle biter: (Yolcu ve köylüler, mahzun, diz çöküp cenazenin başı ucunda duaya başlarlar ve perde kapanır).
Eğer kurdlann parçaladığı delikanlının adı Pol yahud Piyer olsaydı. Babası da Jan yahud Mat-yö olsayd’ köylüler de üstaş, Gas-par olsalardı o zaman hepsi diz çöküp öyle dua ederlerdi. Fakat Nailin ruhuna fatiha okumak için Müslümanlar diz çökmezler. Çünkü bizim dinimizde böyle şey yoktur.
★
Baykuş Şehir'Tiyatrosunda umduğum kadar iyi oynanmadı. Fakat inşad kusurlarına rağmen piyesin yüzünü ağartan Talâtla Nevin Akkaya oldu. Talktın söz edasındaki tereddüd, rolün hüviyetine pek uygun geliyordu. Hattâ ikinci perdenin sonunda:
Kar boy andıkça al kanınla senin öliiyorken bahan andın nuf Parçalandın mı? Parçalanılın mı? feryadında çok samimî idi.
Nevin Akknynya gelince: Şehir Tiyatrosunun münevver bir artisti olan bu sanatkâr, ağzının (elâ-ile tefâile) yakıştığını bize pek güzel isbat etti. Bilhassa «Masal» ı inşadda vezni lüssetlirmiyerek pek güzel ve pek tabii okudu. Akkuyaya hattâ nazmedilıuiş bir yetli kadm rolü tevdi edilebilir.
Suavi Tedü Mehmed bir köylü delikanlısı değildi. Yolda ânzaya uğramış bir şehirli gene, köylüye iyi oluncaya Kadar mimfir edilmiş aanıbrılı. Bunda kuıaır Süavinin değil piyesi sahneye koyauıııdır.
Yolcu rolünü Sami Ayanoğlu iyi oynıyamadı. lnştıdda bir kaç defa tökesledi. Son zamanlarda büyük bir terakki gösteren Sarni-ııin bu duraklamaları eseri prova I edemediğine atfediliyor. Provaları Raşid Rıza doldurduğu için Sariliye yer kalmamış olabilir. Fakat piyesi seyredenler bu mazeretle î u n edilemezler.
Kine rolünde Şaziyeyi pek beğendik.
Aruz piyesin kemali
Nevi a vezni ile ehemmi-itimadla
rolünde
5 da rs-rciş r *na dc ırası
’nnr -abane** z' bıta • '•anıl?
Det gama (hususi’ — Eer • gamanın Gaylan köyünden Pa kize adında birisine niş nlı Ar-maganb köyünden 134b doğurr. Ju Ali Hızb askerden ve ıi ter-his edilmiş ve fakat bu a Gaj lan kövünden Rıza Av-1 adın -da hali vakti iyi ve a: bulunan bir
kendisine almak isteru li dır muRtur. Bunun iize»' - Aii Hv lı meselevi halletmek o Ga\ lan kövüne giderken vı kibi Rıza Aveıva ra aralarında ba-;' ‘•a»ı tfcestnde, Ali H*zh v ■ le Rizaya /e*ı edeı- v mijş ve oıl?h-ıre e’in oldiıgu kaide "Her-teslim olmuştur. T5ât:l
sorensunu müteakib tevkif ed mistir.
8 kişiyi öldüren ka
ı Bergama lhususî) — Sam sv.nda iken bir kavgada ?»kiz I-şiyi öldüron ve 4 kişiri de ağv surette yaralıvan Ali Aslan ( avdanberi şevki irin gerekli mı amelelerin vanılması irin Ber gama cezaevinde bulunmakt. idi.
Bu kere bu muanıe’cier tk mal edilmiş ve adı g° en sn yeri Samsuna sevk i ’in jönda* maya teslim edilmiştir.
Biga - Çan ar ;sınch Kocabaş çay t ştı
Çanakkale (hususî) — Oz gün kadar* evvel Biga - Canara sı. Kocabaş çayının tasmosıle sularm istilâsına mâruz ka'mt-tı. Yirmi dört saat som .i su'aı çekilmeğe başlamış ve şimdi kc narlarda su birikint'.v. inder başka bir şey kalmamı star.
Kocabaş çavı Biga içindeı geçer. Akış istiknmetine görı sol tarafında şehir sağ tarnfu da da yapılmakta olan futbo' sahası vardır '’aym taşması * nasında v ı futbol saha çok haşan, uğranuştır. Saha nm bazı duvarları yıkılmış b kalesi tamamile vok olmuş v zemin üzerinde çav iki, üç ka rış kadar kum tabakası bırak nnştır.
öğrendiğime göre yeni fu bol sahası Riga - Karabiga y* lu başlangıcında yapılacak tu 107 kilometrelik yol boyunc. baymdırhâm devamlı çalışma ları görü İm -ktodir.
Çanakl a'“ 'c ’ems l!er
Çanakkale (hususî) — Kıv metli sahne ve renle sanatkâ lapımızdan Atıf Kaptan nıemle ket gençliğini bir araya topla • mak ve temsiller vermek için Çana’*kalemize gelmiş bulun -maktadır. Atıf Kaptan ovnayr cağı piyeslerdeki rolleri meni leketin genç hevesli ve amatö leri arasında taksim etmekt ve sanatın, sanat olnrak hal arasında dağılmasına büyiil gayret sarfrtmektedir.
Atıf Kantan şehrimizde bi halta kadar* temsiller verecek tir*.
yeni sabah
SAYFA: 5
6 M A R T 1948
d
Kahiredeki I inci Fuad ünivırsitesiui ziyaret ı "" 1 ■) f
nacağından şüphe bile etmiyorum. Bu kadar sebatlı çalışma, sonra rektörün şuurlu bilgisi ve vicdanî ferağatları bunun en parlak teminatını teşkil edi -yor.
ÜniverMİteyi Gezerken
Rektör idare ettiği müessse yi lâyikile gezip dolaşabilmeni i çin refakatime bir zat verdi.
Merkezî binanın tam ortasın da dört bin kişi alabilecek an fiteatr şeklinde bir konferans salonu var. Kongreler, öğretici sinema yayınları da bu salonda yapılıyormuş. Salonda koltuk -Iar, localar, galeriler var. Ve tepeden ışık veren cesim kubbe sile insanda, gerçek bir azamet ve ihtişam hissi yaratıyor. Sah nenin sağ tarafında hükümdara mahsus loca var. Bu locanın arkasındaki hükümdarın kebul resimlerine talısis edilmiş daire ler de pek muhteşem. Mobilyalar. halılar, vazolar ve dekor gözleri kamaştıran ve görülme miş bir zenginlikte ve büyük bir zevki selimin mahsulü. Ü-nivensitede insan kendisini hükümdarın sarayında hissediyor ve o havayı teneffüs ediyor.
Mustatil bir salonda dekanlar rektörün başkanlığı altında muayyen toplantılarını yapmak fadırlar. Duvarda asılı duran hanedanı kralinin ecdadı sessiz bakışlarla müzakereleri tasvib ediyor görünüyorlar. Döşemeye serili açık renkdeki halı, adımların gevezeliklerine meydan vermiyor.
Merkezî binaıun etrafında, ayn daire ve anekslere çeşidli fakülteler yerleştirilmiş: Ede -biyat, Fen, Hukuk. Kimya, Ti -caret, Güzel Sanatlar, Ziraat... Hepsi hepsi orada. Tıb fakülte si henüz Kasr-el-ayni deki es ki binasında amma kendisine ii niversite arsasında büyük bir bina inşa edilmektedir.
Mensub oldukları fakültele -rin anfilerinde erkek ve kız ü-niversiteliler dirsek dirseğe pro fesörleriniıı derslerini dinlemek le meşgul görünüyorlar. Kimya cılar atom meseleleri ile meş -guller, mühendisler çelikdeıı dem vuruyorlar, edebiyatçılar ise Fransız klâsik edebiyatı etrafında belâğat müsabakaları -na girişmişler. Fakültelerden çı kanlar uyuşmuş uzuvlarını can landırmak için itişip kakışıyorlar.
Hele Kütübhane
Üniversitenin gurur kütiib-hanesi başlı başına bir binayı işgal etmiş. Hem de binaların en güzellerinden birini. Kitab. kitab ve kitab Burada 200000 den fazla kitab misafir edilmişmiş ki bunların arasında bazı : fakültelerin özel kiitübhanele -rindekiler dahil değildir. Birçok koleksiyonlar hükümdarın ar -
t
(Baştarafı 1 incide) lan birinci Fuad ^”j.YerfltGf.1nin de ziyaret ettim. Filvaki tıpk insan vücudu gibi ™
memleket adı verilen buyuk var lığın bir gün başına geçecek seçlduler hep üıüversıtede yeti 6İrler. . . .
öyle sanıyorum ki, Türk yüksek tahsil gençliği. Mısırda ki arkadaşlarının nasıl çalıştık larını ve nasıl yaşadıklarını öğrenmek istiyecek ve bundan memnun kalacaktır.
Birinci Fuad Üniversitesi
Birinci Fuad Üniversitesi şehrin biraz dışında, (Nîl) sa -hillerinden uzak buluıınuyan »Gize de geniş bir sahanın ortağındadır. Palmiyelerle çeşidli pğaçlar binayı çevrelerler. Bu üniversite henüz gençdir, 22 yaşındadır. Vakıa 1906 yılında do ğnıuştur amma o zamanlar, hususî bir müessese, bugünkü azametli varlığın bir nüvesi ha Ünde idi. 1914 - 1948 harbi bu rüşeymi klorformlamış, daha doğmadan uyuşdurmuştu.
Müessesenin ancak 1925 yı -lında, birinci Fuadın teşebbüs ve himmetile isdar olunan bir kanunla varlığı resmen tanındı ve bugünkü hüviyetini almış ol dıı. Gizedeki mütevazi müesse se artık Kahirenin ilim mabe -di oluyor ve bu bilgi ocağından her yıl dişili, erkekli Mısırlı mü nevi erler yetişiyordu.
Gördüklerini...
Gfzeye varınca şunları gör -dilin:
Müstakbel binaların yüksele ceği alabildiğine vüsatti bir sa hada modem mimariye tevfikan yükselen azametli binalar. Daha uzakdan bakılınca kud -ret ve haşmet ifade eden merkezî bir bina umumî idareyi ba nndınyor. Bir nazır odasını an dıran kabinesinde rektör dok -tor İbrahim Şevki bey birinci sınıf binlginlere hâs bir neza -ket ve mahviyetle beni kabul ederek mesuliyeti! ve ağır vazi felerinden ve Birinci Fuad Üni versitesiııin dünyanın en ileri üniversiteleri arasında mevki a labilmesi için sarfettiği yılmak bilmez mesaisinden bahsetti. Bu^gayretlerin başarı ile taçla
Her Sabah :
Münir Birselle muhayyel m ü I â k a t
(Baştarafı 2 incide) Sizin gazete doğru yazar halbuki geçen sene tatbik edilmişti. Böyle aslı astarı olmıyan şeyleri para kazanmak için mi yazıyorsunuz? Sizi Ahmed E-min Yalmanın başı için her yerde rezil ederimi diye bir de bana çıkıştı vo tehdit etti.
— Anladım Fıkraoı, anladım. Buna cevab vermek için müsteşara falan hacet yok. O zaman ben Bakan değildim. Amma ilgili komisyonda sözcü idim. Mesleğim icabı beni sözeli seçmişlerdi. O zamanki Bakan General Toydemir. Bilirsiniz sert bir askerdir. Sert bir peksimetle insana Fizan yolculuğu bile yaptırır. İşte o bir gün bana:
— Mümrclgim, Başbakanımız Receb Pekcr Cahid paşa! Bizim kabıno gün den güne zayıflıyor. Belki de bir gün büım nıeslekdaşfara muhtaç olacağız, bak diğer Bakanlar nasıl meslokdaş-lar nın gözüne girmek için envai türlü formüller bulup terfih ettiriyorlar. Sen de subaylar için şöyle hafif ter-tlb oyalayıcı vo büdceye bâr olmadan bir şey dlişünüver. Hem ı»c do olsa, başta sayın Cumhurbaşkanımız dahil, yüksek meclisimizin dörtte üçünü oski askerler teşkil he bunun için Hem en şerefli yüze çıkarmak mek gerekirse!
de ahırı ömrümüzde Bakan olduk, fakat asker olduğum için Mec)ısle Ul||„ uzun konuşup kanun kabul ettirmek gücüme gidiyor. Fakat kabinede üç günlük ömrümüz kaldı. Dlfcer arka-dajhar kendi Bakanlık arkadaşlarının terfihleri için ellorıncten geleni yapıp lir.
Bizim asker evlâtlarımız bir tayın lıe öâhı Yemen çöllerine gidip kan döker ler. Fedakâr çocuklardır. Aneak, onların da arada, sırada gönüllerini al-mak gerek. Biz jöyle bir tasarı hazırlarız. Kabul de ettiririz. Bu surotlo de •rkudaiMra bir parmak bal kabilinden bir umid verelim de yine elimizde do^'i ni? Tatbik etmeyiveririz, no çıkar » Kanun da neşri tarihinden itibaren muteberdir diye İstediği kadar yazsın, dedi İdi.
bu hususta daha esaslı terfihler için bir çeyıer düşünmediniz mı?
— He yalan söyKyeyım? Aklıma bile fcelmedı Fıkracı!
Akan suları durduran hıı cevab kar-ymında arkadaşıma Gecekondu evini hazırtıy
A
ediyor. Her ıhı parti muhalefet etmezler • meslek bıınıı biraz da fazım, hakkını )oytediye emir verdi. Bon
adurnıafti için keyfiyeti bir an
evvel müu
rebhmek maksstfıte alelâcole la uUtllın ve ayrıldım.
FIKRAOI
Fuad Arna D. P. Müfet tîşliğinden istifa etti
koleksiyonlar hükümdarın ar -mağanı imiş. İngiliz. Fransız, Alman İtalyan, İspanyol matbualar- raflarda birinci derecede ehemmiyetli ve inkâr kabul etmez’derecede kıymetli arabca el yazısı eserlerle komşuluk et inektedirler.
Bu güzel ve modern ilim ma bodinde kaç Mısırlı genç oku -yor?
Bu sualinize ve merak ettiğinizde şüphe etmediğim, talebenin yaşayış tarzına biı nıükem mel üniversitenin model mııtba gına ve talebenin nasıl beslen -diğine aid niıbfahadelerinıi de müsaadenizle varın anlatayım.
Paııle . Hepfort
Batı birliği konferansıl toplanamadı
(Baştarafı 1 incide) kouferansı yarın sabah saat dokuza kadar tehir edilmiştir,
Oturumun geri bırakılmasına se bep Ingiliz delegesi G- Jebb ile Fran sa Dışişleri Bakanlığı genel sekı-ete ri Chauvelln toplantıya yetişeme-melerl olmuştur.
5 Batılı devlet arasında yapılacak anlaşmanın 50 senelik olacağı bildiriliyor,
Brüksel: 5 (AA.) — Büyük Britanya. Fransa Beneluks devletlerinin Iştlrâklle Batı Avrupa birliğinin kurulması için toplanacak o-lan konferans İngiliz delegesinin sis yüzünden Belçikaya gelememesi do lavisile yarın saat dokuza bırakılmıştır.
KONFERANSTA NOKTAİ NAZAR TEATİSİ
Brüksel: 5 (AA) — Sanıldığına göre, Fransız hükümeti Batı Birli ği anlaşmasının alması icabeden şe kil hak kındaki görüşünü değiştirmiştir. Dün Londrada İngiliz ve Fransız mütehassısları tarafından hazırlanan bir sıra yeni tekliflerin M. Spaaka bundan evvelki Fransız ve İngiliz tekliflerine yarşı yaptığı itirazları geri almak imkânını vere ceği muhakka gibidir- Filhakika M-Spaak geçen sene Dunderquede i*n zalanmış olan Fransız—İngiliz an laşması modelin üzerinden hazır laııan bu projenin umumi bir şumu lü bulunmamasını ileri sürerek iti razda bulunmuş ve projenin yalnız Almanya tarafından girişilecek jj’eni bir taarruza mâni olmayı İstihdaf ettiğini, halbuki kendi fikri ne göre şimdi müzakere rnevzuu-ııun genişletilmesi icap ettiğini söy demiştir. Yeni İngülz—Fransız tek lifleri bugünkü toplantıda murahhaslara tevdi
BİR İSVEÇ BAKANINA GÖRE
Stockholm: demeç veren Skoeld yeni bir harb halinde İsve-
çin durumunun ikinci dünya har bi durumundan çok daha iyi oldu ğunu. gelecekteki harbin Akdeniz le Orta Doğuda cereyan edeceğini söylemiş ve şunları eklemiştir:
• İsveç İttifaklardan kaçınacak o luısa. tarafsız kalmak İhtimali çok artacaktır.»
İsveç güvenliğinin Birleşik Ameri ka ile yapılacak daha sıkı bir işbir İlgine bağlı bulunduğunda ısrar et inekte olan Liberal Dagens Nlhe-ter gazetesi. eski Taiıuı Bakauınm bu demecini şiddetle tenkld etmek te ve şunları yazmaktadır:
Amerikan yardımına güvenmek te olan ve ayni zamanda böyle biı yardımı kabullenmek arzusunu izhardan kaçman bir Avrupa slyase ti Amerikan İnfiratçılığının en kuv vetll desteği olabilir »
Gamete bugünkü yazısında Ameri karın usanıp Avı-upayı kendi hali ne terki ianesinin arzetmekte oldu ğu ■ konrkunç tehlikeyi» de belirt inektedir.
Kahve yolsuzluğu
(Bas tarafı 1 incide) Bir aralık, IngUlzler müsaade ettiler; sonra vazgeçtiler.»
Andriyadis anlatmağa devam e-derkeıı: — Bizim Klübümüzde... deyince Reis sordu:
— Hangi klübünüz?.
— Yat klübü.
— Yat klübü sizin midir?
— Affedersiniz. Reis Bey. Bizim değildir. Bizim klübün başkanı Haşan Sakadır. Onun İçin böyle söyledim!.» dedi ve Andriyadis bundan sonra 3J7 dolarlık teklifin nasıl olup da 362 dolara çıktığı ve kendisinin bu fiyatı nasıl 350 ye in dirdiğlnl aratabilmek İçin heııp yapmak üzere bir siyah tahta İste, ın’ş, siya'u tahta olmadığından lza hatma Ö.vle devam etmiştir. Sanık ifadesinin bir yelinde Müfettişlerin kencLsinln çektiği telgrafları tamamen yanljz tercüme ettiklerini «öyjlyerek noterden musaddak suretlerini Başkanlığa sunmuştur. Bunun bir ianesinde Vivako Sirkeline ı ııamuskârane en son fiyatlarını bildiriniz... demektedir.
Andriyadis, İfadesi arasında • harb yılları içerisinde kan kusarak getirttiğim kauçuk olmasaydı bütün fabrikalar dururdu.» demiştir.
dolara yapmış olduğu teklift kabul etmiyerek 605 cidardan teklif eden Ömer Lütfinin tekli fini kabul ettiğini, Fakat Ömer Lütfinin yüzde 7 komisyon alması yüzünden bu mikdarm 612 dolara yükseldiğini, o zaman te kel bakam olan Coşkanın aradaki bu bir dolar farkdaıı kendi sini haberdar etmiyerek doğru dan doğruya Ömer Lütfinin tek lifini kabul ettiğini, Ömer Liit fiden alınan kahvelerin düşük kaliteli olması ve geç gelmesi dolayısile idarenin 600 bin lira zarar etmiş olduğunu, bu hususu sorguları yapan karma ko misyona da ifade ettiğini Komisyon Başkanınım bu husus • ta tahkikat yapacağını s(.»£İe -miş olduğunu bildirerek bu tah’ kikat neticesinin komisyor.daa sorulmasını istedi.
Vakıf Çakmurun Sorgusu
Bundan sonra Vakıf Çak mu ran sorgusu başladı.
Vakıf Çak m ur, 9-15 senesinde askere alındığını, izinle îs -tanbula geldiği bir güıı Andiria dişe rastladığını. Andıriadisin kahve işinden kendisine şikâyet ettiğini, bilâhare ayrıldıklarını fakat kendisinin Andiriadise 25 bin dolar mukabilinde yardım e deceği hakkında bir şey söyle -mediğjni. kendisinin hic bir za inan Suad Hayrının nüfuzun -dan istifade etmediğini, Bakanı çok eskiden tanıdığını, araların da normal dostluk münasebeti bulunduğunu. Andiriadiale da -ha evvel bazı işler yapmak istemişlerse de bunların muvaffak olmadığını söyledi ve Andiria -dişin kendisine 25 bin dolarlık bir mektub vermemiş olduğunu bildirdi.
Divan, pazartesi günn .saat 10 da tonlanmak üzere oturu -ma son verdi.
Pazartesi günü Tomruk isi -nin görüşülmesine başlanacaktır.
(Baştarafı 1 incide) tees9İr ettiği ve etmekte devam edeceği muhakkaktır. Fakat, partide bir çözülme, gevşeme ve dağılma katiyen nıevzuubalıis değildir.
Size şunu söyliyej’im ki. sorduğunuz suallere vereceğini cevablar tamamen şahsidir. Zira, ben seyahatten geldiğim zaman durumun vehametini öğrendikten ve rnes’ul zevatla temas ettikten sonra 5.2. 948 perşembe günü ilk toplanan genel idare heyetimize, parti müfettişliğinden istifa ettiğimi talıri ren bildirerek Ankaradan yirmi gün evvel ayrılmış bulunmaktayım.
Hâdisenin genel kurul ile grup arasında evvelce zannedildiği gibi. hukukî bir noktainazar ihtilâfından ibaret olmadığını Köprülü ve arkadaşları malûm şekilde İzmir konuşmalarında açıklamış bulunmaktadırlar.
İhtilâfın asıl »tebebleri
Ihtüâfın asıl sebebleri de, sanıldığı veya halka, ve Demokrat Par ti mensublarına telkin edilmek istenildiği gibi katiyen ödenekler meselesi değildir.
Teşkilâtın mahremiyetinde bulunmama rağmen doğudan avdetimde, vehleten ben de böyle zannetmiş, aldanmış ve'kısa bir zaman için bir hayli üzüntü geçirmiştim.
Sizi bütün samimiyetimle temin ederim ki Demokrat Parti genel idare heyeti ile, Meclis Grupu ara sında üıtilâflarm yegâne sebebi ihtirasa kapılan, bir kaç kişinin parti teşkilâtını, inhisarları altına almak ve bütün parti kademeleri üzerinde tahakküm yaratmak hırs ve emelinden doğmuştur.
«Fazlaca bir semahat» diyenler...
Esasen, ödeneklerin partiye ve ya hâzineye ve yahud da her hangi bir hayır müessesesine verilmesine dair genel idare kurulundan bir karar dahi çıkmamıştır.
Bilâkis bu gibi işleri konuşrtııya salahiyetli zevat arasında yapılan hususi görüşmeler esnasında bu paraların, kanun meclisten çıktıktan sonra, hâzineye iadesinin «fazlaca semahat olacağından bahsedenler bile olmuştur.
En hafif tâbirle, partimiz, teşki lâtının üst kademesinde, hayırla, şer mücadeleye baHİarm?trr. ~Şef" tarafdarlan maksadlarına râmet-mek istedikleri Demokrat Partili milletvekillerini halkın nazarında lekeliyerek gizli emellerinde muvaffak olacaklarım zannediyorlar.
sg niilietvekillerünize îtiınmiımız vardır...
Milletvekillerimizin fazilet ve fe dekarlıklarından şübhcknmek için hiç bir sebeb yoktur. Milletime, arzu edilen her türlü fedakârlığı ifa etmekten çekinmiyeçeklerinden eminiz.
Nitekim, genel idare kurulunca Meclisi terketnıiye karar verildiği takdirde, bir tek, milletvekilimizin biı karara itiraz etmiyeceğini müteaddit beyanatlarile izhar e-den genel başkanımız, milletvekil-lerimize olan haklı itimadımızı daha evvel teyid etmiş bulunmaktadır.
Yer .ver yapılan tahrikler...
Buna rağmen yer, yer yapılan toplantılarda partili üyelerimizin tahrik edilmesi ve hattâ kendilerini, müdafaa etmek istiyen mebusların susturulduğu maalesef doğrudur.
Bu gibi, marazî politika oyunlarının cemiyetimizi anarşiye sürük liyeeek kadar tehlikeli olduğu da muhakkaktır.
Dünyanın en iptidaî cemiyetlerinde dahi, en azılı kanlı katillerin müdafaası dinlenmeden lıakla nnda karar ve hüküm verilmesi görülmüş, işitilmiş hallerden değil dir.
Demokratik bir zihniyetle asla kabili telif olmıyan bu gibi hallere sebebiyet veren ve vasıta olan ların bilmiyerek veya bilerek Halk Partisine hizmet etmekte olduklarını umumi efkârın bilmesi lâzımdır.
M eelis Grııpıınun gösterdiği asilâne Hİikûi
Bu kadar ağır ve haysiyet şikı n ithamlar karşısında meclis grıtpu-muzun gösterdiği asilâne sükût partimizin genel menfaatleri bakı mından
Grup
M CVİIJKİ
Boğaziçi Yeııiköy Doıiıan reis ca mil şerifi imâmı Mehmed Salim Er doğ eşi tüccardan Selâlıaddln Er-doğ validesi Türk mudk ve tcvşlh hocalarından Hafız Cavlt Ongan halası Zekiye Erdoğan ruhuna ithaf olunmak üzere vefâtmm kırkın cı gününe mübâdlf (7 Mart 948) pa zar gtinu öğle ııaınazmı müteakip Yeniköy Mcülaçelebl caıııll şerifinde mevliıdu nebevi kıraat olunacak hr. Bu mvelûde memleketlinizin ta nınmtş melûdhanlanndan Hafız Cevdet Soyda nses, Necati Aktürk.
e .ı| Çoşkunses. Osman Alper Huse Z'?ki Alt,nses’ Mahmud Özturk. Seskırah Abdülkerlm Akşâ hin, ve duağı Ercüment Demirer l.ş tir&k edecektir. Bu dini merasjınde hazır bulunmak arzusunda olanların teşrifleri rica olunur.
Vapur: köprüden 11 45
Otobüs: Taksimden her 15 dakl-kada bir .
cidden gayanı takdirdir, balkan vekilliği meselesi ve Food Köprülü başka n vekilliği meselesi ne
öğretmen
Muallâ Sozer’te Avukat Abı’urrahman JBoyacıçiller Evlendiler
Grııp gelince, arkadaşlarını hakir gören, bilhassa genel idare kurulunda ko nugulan, partinin mahrem iş ve kararlarını, Nihad Erime ifşa etmekten çekiumiyen sayın Fuad Köprülünün grup azalan tarafından ittifakla tebdili kadar tabiî bir şey olamaz. Bu kadar, tabii ve meşru’ hakkını İstimal kabiliye tinden malınım bir gruptan ise, temsil ettiği millete izafeten teşrii vazifesini lâyıklle ifa edebilmesini beklemek veya taleb etmek şublıesiz ki bu takdirde mwzmıha-1 his bile olamaz.
İzmir toplantısı
İzmir toplantısı, kimimizin naza n dikkatini celbetmiş
ıcpırıı bu
dır. Kanaatime göre, bir parti li-1 derinin tarihe intikal edecek olan siyasi faaliyetlerinin kuvvet men-baı bir kaç kişi değil, memleketin her bölgesine mensub partili üyelerin cümlesi olmalıdır.
Eğede, genel kurul âzasından bir kaçının müstehcen mahiyetteki nutukları şübhesiz ki ıztırabımı zı bir kat daha arttırmış bulunmaktadır.
îzmirin sayın ve hıirriı --tperver halkını yakından tanırım. Çok hassastırlar. Bunun neticesi olarak bilhassa millî dâvalar mevzuu bahis olduğu zaman büyük bir heyecan ve alâka gösterirler.
Hakikatin iç yüzü öğrenilirse...
Fakat sizi temin ederim ki. mugalataya hiç mütehammil olmıyan İzmirliler hakikatin iç yüzünü öğ rendikleri zaman son derece müteessir olacaklardır.
Celâl Kayara bir sual
Arkadaşımız, Sadık Aldoğanın Halk Partisine karşı kullandığı lisanı sert ve şiddetli bulan sayın başkanımız Celâl Bayann. Köprülü ve arkadaşlarının Demokrat Partiye mensub mesai arkadaşlarına müteveccih hakaret dolu meş hur nutuklarını nasıl karşıladıkla rını takdir etmek hakikaten pek güçtür.
Münakaşa hürriyetine tahammül edemiyeıı bir kaç kişinin, bir taraftan Meclis Grupunu meflûç vaziyete sokmağa çalışırlarken, bir kısım partili arkadaşlarımızı .da müfritler namı altında vasıf-landıiTTiıya uğraştıkları görülüyor.
Haddizatında bizde müfrit, mu-tedil diye ayrılmış gruplar yoktur.
Bu suretle ulu orta, tasfiyelerden bahsetmeğe de kimsenin hakkı yoktur kanaatindeyim. Partinin bir nizamnamesi vardır. Hükümlerine aykırı hareket edenler olursa haysiyet divanları tarafından tecziye veya partiden ihraç edilirler.
Şunu derhal ilâve edeyim ki, ne savın Köprülünün ve ne de arkadaşlarının hatırlan için, değil arkadaşlarımızdan bir kısmını, hattâ bir tek üyemizin bir milim tırnağını dairi feda edemeyiz.
Demokrat Partiye mensubiyetten ve bu uğurda fedakarane çalışmalarından başka zerrece günahları ve suçları bulunnuyan bir İhtiyar, köy lir, kentli, vatandaşlarımız hapishane köşele rinde eürürlerken. 12 Temmuz be-
I
edilecektir.
5 (AP) — Bugün bir eski Tarını Bakam
vatandaşlarımız hapishane köşele rinde çürürlerken', 12 Temjnuz beyannamesinden devamlı sitayişle bahsedilmesinin. partinin bir muvazaaya doğru gittiğine hamledenlerin şübhesiz ki az çok haklan vardır.
En büyük fenalıklar...
Ben, partinin geçen yıl. Ankara-da toplanan ilk genel kongresinde de söylemiştim ve daima söylemek te devanı edeceğim, bu. vefakâr ve cefakâr millet, ekseriya, en bü yük fenalıkları, binbir türlü fedakârlıklar yapalak okutup yetiştir tiği ve hattâ omuzlarında taşıdığı evlâtlarından görmüştür.
Buna hakları yoktur .
Genel kongreden sonra, partinin en büyük mercii genel idare heyetidir. Bu kurul, genel kongre tarafından intihab edilmiş on beş kişiden mürekkebtir.
içlerinden hiç birinin kendisini imtiyazlı telâkki ederek bir diğerini tahkir eder mahiyette şurada burada konuşmağa hakkı yoktur.
Sayın Celâl Bayann tan ilmiş, sevilmiş, tecrübeli bir devlet adamı hasebile Demokrat Partinin ba şma geçmesi, daha doğrusu milletin müşterek ve maşeri arzusuna terceman olması şübhesiz ki. geniş halk tabakalarım Demokrat Partiye yaklaştıran kuvvetli âmil lerden biridir.
Kiiprülüuüıı Bııyarın yanında yer alması tamamen tesadüftür...
Sayın Bayara karşı üyelerimi zin gösterdiği büyük itimad yanın da, Köprülü ve arkadaşlarının yer almış bulunmaları bizim için olduğu kadar bu muhterem zevat için de tamamen tesadüften ibarettir. Halk, bu zevatın politika kabiliyet İtrini, siyasî karakterlerini yeni yeni tanımağa başlamışlardır.
Yegâne nıes’ul Bayarılır ...
Bu itibarla gerek millet - ve gerekse tarihe karşı Demokrat Par tinin âkibeliııden yegâne mes'ııl şahsiyet sayın Celâl Boyardır.
Millete karşı sonsuz mesuliyetler (1 rıılıte eden, Demokrat Partinin çökmesi vejn bir muvazaaya kurban gitmesi halinde bunun mesullerini millet vc tarih ilelebed affetmivecelrtir.
*
Milletin, sayın Boyardan münhasıran beklediği enerji, muayyen şahıslara değil, nûlletiııe olan itimadının sarsılmadan devanı etme sidir.
Demokrat Partinin bugilne kadar, millet menfaati lehin? İde et miş olduğu muvaffakiyetlerin büyük bir kısmına cidden ı-fak olan matbuatın, unutulmaz hizmetlerini her zaman anmak hepimiz için bi-
olarak
icdan bor( Mutbuutiîi tek
I ’ IH
partimizin on h iK)as biı rız olan illetin hakiki ı anlamadan bir kısım
(ı-blw*li ııcr.riyatl
1 Mnn aylor
icindo U2VTUUI â-îebeblerini
-arA f
1 ıl 1 A n lV Jt l Ali
İkinci Celse
Yüce Divan, ikinci oturumu nu saat 15 de yaparak Andiria-disin dorgusuna devam etmiştir. Andiriadis bu duruşmada bazı noktaların tavzihini ve ha tali yapıldığı iddia edilen tercümelerin tedkikini istemiştir.
Andiriadis Başkanın sorduğu bazı süallere cevab vererek Vakıf Çakmura vermiş olduğu 25 bin dolarlık mektubu Vaki -fin Tekelle büvük işler yapmış olması dolayısile verdiğini, fa • kat Vakıf Çakmurun bu işi için Bakan Suad Hayri ile görüştü -ğünü tahmin etmediğini söyledi. Andiriadis bundan sonra i-darenin kendisinin aldığı 613
I
Türk ive ve Rusya
Eyilbte D. P. top’a-tısı fBastarafl 1 înM/ln)
P. İstanbul il başkanlığından is tifası olmuştur. Bu arada Eyüb demokratlarından Yılmaz ismin de bir üve ile bir bayan üyenin seçime fesad karıştırdıkları ile ri sürülmüş, bundan maksadın yeni kurulacağı söylenen Ke -nan öner partisine Evüblü de otokratlardan mühim bir kısmı nııı iltihakına zemin hazırlamak olduğu iddia edilmiştir. İddialara konu olan üyeler kendilerini müdafaa ederek noktai na zarlarım belirtmişlerdir.
Bundan sonra D. P. Meclis Grupu ile Genel İdare Kurulu a rasuıdaki ihtilâf hakkında gurup Başkan Vekili Fuad Hulusi Demirelliye sualler tevcih edil iniştir.
Fuad Hulusi, Celâl Bavarın bu lıususda Beykoz ve Ankara konuşmasmda yaptığı açıklama lavdan başka bir şey bilmediğini söylemiştir.
Ödenekler meselesi de bahis mevzuu edilmiştir. İdare Heyetinden doktor Şenol, ödenekleri nini fazlasını D. P. Merkezine yatırmamış olanlara ağır itham İarda bulunmuştur. Kongrede hazır bulunan D P. milletvekil terbiden Senihi Yürüten söz almış ve:
— Bize böyle bir şey tebliğ
(Baştarafı 1 üıcide) istiklâline göz dikmiş olan Rus istilâ ve tecavüz emlileridir.
Raporda Yunan kıtalarının çetelere karşı ilkbahar ve yaz aylarında daha büyük galebeler ’ çalacakları, Yunanistanda Ingiliz kıtalarının bulunmasının bir kuvvet muvazenesi teşkil ettiği ve şimalden gelecek bir müstevlinin ilerlemesine mâni olabileceği de ayrıca işaret edilmiştir.
YUNANİSTAN VE
TÜRK İYEYE YARDIM
Şikago 5. (A. A.) — Dışişle ri Bakanlığı Yunanistan ve Tür kive programını tanzime me -mur büronun ticarî müşaviri Gardinev bu akşam beyanatta bulunarak Yunanistanın imar ve kalkınmasının Avrupa kal -kmmasile sıkı surettebağlı ol -duğunıı söylemiş ve şunları ilâ ve etmiştir:
— Avrupanın kalkınmasına intizaren Yunanlılar ekmekleri ni kazanmakta büyük güçlüklere uğrıyacaklavdır. Amerikan yardımı uzatılmazsa Yunanis -tan çöker ve bunu da diğer dev letlerin müdahalesi takib eder.
Gardiner, bu beyanatını. Şi kagoda kadın avukatlar derr.e ğinde ııad ettiği bir nutukta vermiştir. Hatib, Amerikanın Yunanislana yardımını nıalı -dud bir muvaffakiyet tâbiri i le vasıflandırmış ve Amerikan ve İngiliz subaylarının Yunan ordusuna yapılan yardıma rağmen Yunan hükümetinin he -niiz memleket endüstrisi, tarım ! ticaret ve mâliyesini kalkındır-edilmedi. Halen detebliğ edil -miş değildir. Yoksa ödenek faz lasını Partiye vermiyecek bir ( arkadaş nıevcud olacağına inanılmaz demiştir.
Daha sonra dileklere geçilmiştir İşçilerin dilekleri ara -sında. hususî fabrikalardaki iş çilerin resmî fabrikalardakiler-den daha az ücret aldıkları gibi çocuk zammı da görmediklerini, belirterek buna bir hal şekli bu Ilınmasını istemişlerdir.
tek cebheli neşriyatı, matbu u.mı zın Demokrasi uğrundaki hizmetlerini silecek ve hattâ memleketi felâkete sürükliyecek kadar tehlikeli bir istikamet almış bulunmaktadır.
Zaman bütün hâdiselerin iç yüzünü aydınlattığı gün nedamet duyacaklar çok olacaktır.
• •
Demokrat P iti ve onun galisin da büyük ümidler besliyen milletimizin muazzam ekseriyeti ve ku-ı-nası arzu edil: ı Demokrasi rejimi H?ik Partisinin korkunç vc iğrenç bir komplosu Karşısında bu lunmak tadır.
Partiyi bu tehlikeden kurtaracak yegâne den azade olarak ta genel kongrenin gölük olacaktır.»
kuvvet, türlü tesirler aplanuc ister
-
** a m. a
-1_________
ecek'i olurun
mağa muvaffak olamadığını» söylemiştir.
Gardiner sözlerine şöyle Ron vermiştir:
— Yunanistanda takib ettiği miz İktisadî gayelere varabilme iniz için bu memleketin diğer Avrupa memleketlerde ve Arn e rika ile. aylarca iş birliği etme si ve gayret sarfeylemesi lâzım dır.
15 MART KONFERANSI
Paris 5, (A. A.) -ber alan mahfillerde dün ak ■ sam söylendiğine göre, şimdiye kadar Marshall vardım plânına dahil bulunan on altı millet ten yedisi ikinci Avrupa ikt.isa di işbirliği konferansının on beş martta toplanmasını resmen ka bul etmişlerdir. Bu suret ’e în -giliz - Fransız davetini kabul et miş olan memleketler şunlardır Belçika. Norveç, Lüksemburg, İsveç, İtalya, Türkiye ve Yıına nistan.
Bu memleketlerin konfe»”»n« da dışişleri bakanlan tarafın -dan temsil edilmeleri beklen -inektedir.
iyi ha
Truman tatilini btrd?
KeyWest: 5 (A A.) — (Fiorida) —
Başkan Truman Caraibesleri tef t iş ve Keywest üssünde istirahat et mekle geçirdiği 15 günlük mezuniye ti hitam bulduğundan bu sabah ha va yolile Vaşlngiona hareket etmiş tir.
TEŞEKKÜR
SevgUl annemizin kaybı karşısın da duyduğumuz acıyı paylaşmak i-çin cenazesine gelen, çiçek gönde, ren. telgraf ve mektupla baş sağlı ğı dileyen bütün iyi yürekli büyük terimize ve yakın dostlarımıza çocuklarının ve damatlarının minnet duygulan İle sağlık ve saadet temennilerinin iblâğına değerli ga») tenlzln tasvaasııtunu saygı ile rj ca ederiz-
Vildan Âşir Savabil
DAMGA | | Büyük Türk Filmi J
İL BANDİTO |
Orijinal isimli M
HAYDUT IZTÎRABS |
unutaHuyacagmız büyük dram, ■
Pek t- ■■B0B000R^flll
Hiç bir zas
• V e
ATFA: 9
Galatasaray Spartaya 2-0 mağlûb oldu
Çamur dargatt ifinde bir kor dövüşü şeklinde cereyan eden maçta Çekler ilk devrede attıkları iki golle maçıkazandılar
Bir hatadır şehrimizde bulu nan Sparta tabimi 3 cü karşı -İaşniasını dün Galatasaray yaptı.
Dünkü maçın uzun boylu İstilacak bir tarafı yoktur.
★
Oyuna Çekler başladı. Fakat hemen topu kapan San - Kırmı zılılar, geçen hafta Beşiktaşın galebesinden aldıklan mânevi kuvvetle Sparta kalesini sardı -lar. Yer adetâ göl. Top bir tür lü gitmiyor. Bununla beraber ilk dakikalar Galatasaıayın hâkimiyeti altında geçti. Bu ara -da Nacinin uzakdan çektiği İri kiki Sparta kalecisi yumrukla kurtardı. Lâkin ileri fırlayan to pa yetişecek bir oyuncu çıkmadı.
Üst üste yapılan Galatasa -ray hücumla n bir netice verme den 10 dakika kadar devam et ti. San - Kırmızı for hattının ki fayetsizliği ve beceriksizliği bu müddet zarfında ele geçen fır -şatlann heba olmasına sebeb bidu.
Oyun Galatasaray baskısı al tında devam ederken sağdan yapılan âni bir Çek hücumunda top Galatasaray ceza çizgi -si içine kadar geldi. Naci sağ a çığın ayağından topu aldı, lâ -kin uzaklaştıramadı ve sağ içe pas vermiş oldu. Sağ iç de sıkı bir şutla ilk Sparta golünü Ga latasaray ağlarına taktı. : Hâkim oynadıkları bir sıra-
da yedikleri bu gol Galatasara ynı bozulmasına sebeb oldu ve hücum teşebbüsü Çeklere geçti.
Muzafferin şahsî oyunu, Ga-zanferin korkaklığı ile sol tara fı işlemez hale gelen San - Kır mızı for hattı hücumlarda bü -tün tesirini kaybetmiş ve bütün yük müdafaanın omuzlarına yüklenmişti. Naci ile Doğanın fedakâr ve Molleyin hakikaten bilgili oyunu üstün bir oyun çı karan Spartalılara gol fırsatı vermiyordu. Devrenin sonlan -na doğru Salimin hiç lüzumu yokken vaptığı bir favul neticesi Çekler ikinci gollerini de kazanıveıince Sarı - Kırmızılı-lar büsbütün bozuldular. Fakat Snartalılar bu dakikalardan istifade edemediler ve Galatasa-ravın tekrar kendini toplaması na imkân verdiler.
ilk devre, netice değişmeden 2-0 Çeklerin lehine bitti.
İkinci Devre: Gaiatasaravlı lar bu devreye 4 oyunculannı değiştirmiş oİarak çıktılar. Er doğan. Salim, Fazıl, Arif çıkmıştı. Lâkin yerlerine giren Necdet. Mehmed, Halis ve Meh med Alinin oyunun neticesine tesir yapacak bir oyun çıkara -bilmeleri çok şüpheli idi. Ni -tekim oyun Galatasaray lehine bir cereyan alamadı. Bütün
ile
aa
devre boyunca karşılıklı itişildi, kakışıldı. Zaman zaman tekme leşildi ve GalatasaraylIlar Halis ve Muzafferin ayağından iki muhakkak gol fırsatını, Çekler de şanlırforlarının vııranıanıa-sı yüzünden gollerini üçe çıkara cak fırsatı kaçırdılar. Böylece bu kör dövüşü 2— Sparta le -hine neticelendi.
Dünkü müsabakada Galata saray eksikti. For hattında biı* oyuncunun buiunmanıasile gol çıkarma kabiliyetinin sıfıra indi ğini ikinci defa isbat eden Sarı Kırmızdılar maçın neticesini evelden aleyhlerine tecelli ettir mişlerdi. 1
Sparta rakibine nazaran da ha şanslı ve fırsatlardan daha ziyade istifade etmesini bilir bir oyun çıkardı ve maçı hak -kile kazanmış oldu.
Hakem iyi idi. Lâkin Çekle rin bir çok. profesyonelce işlen miş hatalarını göremedi.
M. Nimet ÜYKEN
Cerrah paşada verem pavyonu çarşamba günü açılacak
Cerrahpaşa verem pavyonuna ait hazırlıkların sona erdiğini ve Pazar tesl gününden İtibaren hasta kabil lüne başlanacağım evvelce yaaniış tık.
Fakat dün yeniden öğrendiğimi ze göre açıklanmayan bazı sebebler yüzünden hasta kabulü çarşamba gününeb'iakdmı ştır.
I). P. Tophane semt ocağının ğlentisi güzel oldu
D. P. Tophane semt ocağı ev velki aksam Kristal gazinosun da bir eğlenti tertib etmiştir. I Tanınnvs ses sanatkârları -nin ve Tophane ocağı tarafın -dan yetiştirilen amatörlerin de iştirak ettiği bu toplantı sabaha kadar devam etmiştir.
Otuz uygunsuz kadın nezaret ullına alındı
Evvelki eece Emniyet mü -dürlüğü ahlâk zabıtası tara -fından yapılan tarama netice -sinde 30 uygunsuz kadın yaka lanmıştır.
Yapılan muayene neticesinde 25 nin hastalıklı olduğu anlaşılmıştır. |
Filimciliğimizde mİ- bir hareket bekliyoruz
(Baştaralı 4 üncüde1 değil mİ? Var sayın filmcilerimiz; hattâ o kadar çok var ki, dünyada hiçbir milletten geri kalnijyacak kadar bol mevcudiyetimiz var- Bu hâdiselerin verimi, sizin milli hareketinize bağlıdır. Görüyoruz ki; bir sinema salonu bulunan kimse, bir veya İki daha açıyor Bu sana yün; menbaım bulmamak sebeble-rl, nasıl izah edilebilir Ciddi düşünecek olursak, bu vatanın her birimizden ayrı ayrı beklediği pek çok fedakârlıklar bulunduğunu görürüz. Kanun çerçevesi İçinde; mükellef olduğumuz vazifeler hariç yurdumuzun yükselmesini İstiyorsak; nev'i şahsımıza münhasır: üstün gayret ve fedakârlık göstermemiz gerekir Ancak, bu suretle yurdumuzu yükseltir varlığımızı koruruz. içinde bulunduğumuz medeni dünya da; bizden bunu istiyor; çift el çift sürüyor; köyüne okul binu-sı yaptırsın diye telkin ediyoruz; neden? Çocuklarının tahsili İçin Sinemacılarımızdan milli hareket bekliyoruz; Neden? Vatan için; mi) let için; sinemaları için; kazanmaları İçin. Satın filmciler, sayın sinemacılar; İçinizden, bu milli dâvayı hnlle medar olacak bir hareket bekliyoruz!.
Hâlâ selsslz. hâlâ alâkasız ve ha reketslz kalırsanız; memleketimizin mahrum kaldığı bu endüstri kolunun kırıklık vebalı ebediyen sîzlerin omuzlarınızda kalacaktır.
Yazan: Salâhaddin URAL
İLAN
Devren satılık lâstik imalâthanesi İmal edilen mallar lâstik İskarpin Lâstik pençe ve ökçe taban levha lar umum otomobil ve traktür buz, dolap için vantilatör kayişler lâstik hortum ve saire lâstik eşya kam-yon ve tenezzüh lâstik tamir ve kap lamalar ve kauçuk hamur İmal edil mektedir.
Görmek ve görüşmek isteyenler hergün saat 2/4 arasında telefon 13746 ve mektubla posta kutusu No- 166 F. Manco. Ankara
Z Â Y İ : — Boğaziçi Lisesinden 940—941 senesinde ıHdıfum, dıpıu mamı Bakanlık yangınında zayi ol muştur. Yenisini alacağımdan eski sinin hükmü yoktur.
Uzma Şahlııbaş
İçkili yerler nizamnamesinin tatbik şekli
içişleri Bakanlığınca nazırla an içkili lokantalar hakkında nizamnamenin tatbikinin ba güçlüklere sebebiyet verece-sövlenmektedir.
Vilâyet, bu talimatnameyi, eki ile birlikte kaymakamlıkla ra tebliğ etmiş buluromaktadır.
ihtilâflara yol açacağı bildi rilen nokta, içkili lokantaların mabed. mescid, medrese, okul, karakol gibi yerlere olan uzak lık mesafesinin nizamnamede mübhem bir şekilde ifade edil mesidir.
İzmirli gençler bir «Ege Geceni» tertib ettiler îstanbulda bulunan Egeli yüksek öğretim gençleri ile İzmir, ve dolaylarından yetişen münevverlerin tertibledikleri E ge Gecesi, 26 mart 1948 tarihin de Taksim Belediye Gazinosu salonlarında verilecektir.
Gecenin mükemmel olması i çin gereken hazırlıklar tamam lanmıştır.
Ege Gecesinin, bu yıl muhit te daha büyük bir rağbetle kar şılanacağı ümid edilmektedir.
£ zı ğı
ÎYeni Sabah ın İLAN FİYATLARI ₺.
1506
500
400
30C
65C
ISO
bantlın)
)
)
)
)
İBCİ
»
»
)
»
Ballık 1
2
3
5
£
maktu o.nnüı sayfs,
»
)
)
)
133—
r
20,51
90—
20,30
% % T.
11*3350 •80.—
1.3000
86-31
108.6408 8.3887 6.60 77-8800 11.2491
7
6
7
C. Merkez Bankası
Hisse Senedi
tat, F .rsMiEin 5/3/948 Fîyatlarj
Londra Nevyork Paris
Cenevre
Ams terda m
Brüksel Madrid Stokholm Lizbon
ESHAM VE TAHVİLÂT
941 Demiryolu 1
Kalkınma 2
Millî Müdafaa 3
Hakîkî Ingiliz menşeli su geçmez TF.ENÇKOT P: HDESÜLER 35 Liradır Satışımız muhayyerdir
A BDURRAHMAN E AL YON Dikranyan Han 11 — 12 Sultan Hamam
î Önerve )Yücel dâvası
ÜÇÜNCÜ KİTAB
İddia ve Karar
Profesör Avukat Kenan tiner tarafından neşrolunan ve öner - Yücel d&vasının üçüncü kJ tabı d ı teşkil eden bu eser nefis bir şekilde basılıp satışa çıkarılmıştır. Mik darı pek mahdut olduğundan tükenmek üzeredir. Meni leket çapında bir dâvanın tamamlayıcı kitabı olan bu e-ser her Türk münevverinin kütübhanesinde yer alacak bir luymet ve ehemmiyettedir. Kitabcılardan arayın.
Fiyatı 173 kuruştur.
¥
«Yücel - öner» dâvasına aid Profesör Kenarı önerin eserlerinden birinci ve ikinci clldlerin mevcudlan tükenmek üzeredir. Biı kıymet li ve ibret verici kitablann her üçiinü de Ankara caddesindeki «Kanaat» ve «iııkı-lâb» Kitabetlerinden tedarik edebilirsiniz.
BORSA
Pirinç Alınacak Kars-Cilavuz Köy Enstitüsü Müdürlüğünden
Miktarı Muh. Bed. Tutan Muvak. teminat
Kilo_L. Krş. Lira Ki Lira Kr
20000 1 30 2600(7“"00 1950 00
Yukarıda mikdan, muhammen bedeli yazılı pirinç ka-
Cinsi
Pirinç (İğdır)
1 — ~ '
palı zarfla ihaleye çıkarılmıştır.
• 2
3
4
kat teminatları ve teklif mektublannı havi kapalı zarflarım 117/3/1948 çarşamba günü saat 14 e kadar komisyon başkanlığına vermeleri.
5
6
lüğünde görülebilir. Isteklilerebedelsiz gönderilebilir.
Pirinç İğdır pirinci veya bu kalitede pirinç olacaktır.
İhale günü 17/3/1948 çarşamba saat 15 dir.
Bu işe girmek istiyenlerin kanunî belgeleri, muvak
Pirinç Cilavuzda tealim alınacaktır.
Bu işe aid şartname ilmerkezinde Millî Eğitim Müdiir-2270
2
Yann çıkacak olan
(Yu dda K A L KIN M A Gazetesinin
4 üncü sayısını tüccarların, sanayicilerin ve yurdseverlerin muhakkak okumalarını bilhassa tavsiye ederiz.
RADYOI
m BujtaMl Provam »«I
CUMARTESİ — 6/3/1948
7.29 Açıhş ve program,
7 30 M, s, ayarı,
7.30 Müzik: Marşlar (Pl.)
7 45 Haberler.
8 00 Müzik: Hafii Müzik
Parçalar (Pl.)
8 50 Müzik: Film Müzikleri «Pl.)
8 4i Müzik. Operet Parçalan (Pl*) 9,00 Kapanış,
12.29 Açıhş vc program,
13.30
1230
13,00
13 15
13 40
14 15
F
Gayri menkul satış ilâm
İstanbul Defterdarlığından:
M, s. ayan.
Müzik: Çeşitli
Hafif Müzik: (Pl,) Haberler.
Müzik: Şarkılar, Türküler, Müzik Cumhurbaşkanlığı, Armoni Mozikası,
Müzik: ünlü Dans Orkestraları (Pl,)
Müzik: Hafif Sololar ıPi.) Kapanış,
Açılış ve program,
Radyo Çocuk Klübü,
14.45
15,00
16.58
17.00
18 00 M, s. ayan,
18.0G Müzik: Dans Müziği (Pl)
18.30 Konuşma,
18.45 Müzik: Şarkılar,
19,00 M s, ayan,
19,00 Haberler
19.15 Gerilişte Bugün,
19,20 Müzik: İnce Saz
20.15 Radyo Gazetes'
20.30
20.35
21.15
21.30
Cimi Blsseel Tamamının mukayyet kıy metl “ 81
Pey ak çesi
Mahallesi Sokağı Kapı No sı
eski yeni__________________
Kurşunlu 6 26/0 Mağaza 6/10
Han alt katta
Mahdumları Kol. Şt. nin Galata Maıiyp Şuberine olan ka-
Galata Yenlcami
Anavi
zanç vergisi borçlarından dolayı yukarıda yazılı G. Menkulün 6. 10 pa p tahsili emval kanunu hükümleri dairesinde satılacaktır,
İlk Arttırması 8/3/946 'pazaTteri günü saat 14 de ve ikinci arttırma ve kat’i İhalesi de 16/3/948 peışembe günü ayni saatte icra kalına çaktır. Talihlerin pey akçelerini malsancijklanna yatırarak bu hususta kİ makbuzlarlle birlikte belli gün ve saatlerde Beyoğlu kazası idare ku rulıına baş vurmaları İlân olunur. (2099)
%
Bir ev sahibi olmak her yurdda; için bir gayedir.
Türkiye İş Bankası
*
ve
getirilecek içme suyunun kemer sırtından boru kıyas esası üzerinden 2490 sayılı arttırma ve ek
Hayatın en buyuk piyangosu, bir
MİLLÎ PİYANGO Bileti almayı düşündüğünüz ANDIR.
Klmblllr bu an. size ne Sürprizler hazırlamıştır.
Yılda dört defa ikramiye çekilişi: Her çekilişte 1 EV, 1 ARSA ve dolgun para ikramiyeleri...
z
I Emir önü, E?ehçekapı ve
I Sultanhamamında
Cadde üzerinde asgari 180 metre karelik zemlnkat bir bina aranıyor 22491 No- ya telefonla müracaat
uyu Isalesi Boru ve Feışiyatı Yaptırılacak İpsala belediye Başkanlığından:
1 — Kasabamıza ile fer.şiyatı ve vahidi
siltnıe hükümlerine göre 3/3/948 tarihinden itibaren 15 gün müddetle
kapalı zarf usu.lle eks'ltmeye konulmuştur,
2 — Keşif bedeli «38886» lira «96» kuruştur.
3 — 100 milimlik 1500 metre boru belediyece temin edilmiştir,
4 — Eksiltme 17/3/948 Çarşamba günü saat 15 de İpsala beiedlye encümeni huzurunda yapılacak ve son İhale saati ayni gün saat 18 dir.
5 — İşe gelenlerin İhaleye girebilmeleri İçin bağlı oldukları vilâyetten ihale gürcünden en az üç gün evvel bu İşe taliplerin yeterlik vesikası almış olmaları lâzımdır.
6 — Bu işe ait mukavele, şartname ve buna ait müteferri evrak Edime ve İpsala belediyelerinden hergün blla bedel görülebilir,
7 — Teminat mektubu veya makbuzu iştirak vesikasını teklif mektubları eksiltme saatinden bir saat evveline kadar başlanlığına makbuz mukabilinde verilir.
8 _ postada vuku bulacak ged kmeler kabul edilemez.
muhtevi encümen
(2852)
FF
MARKA
0,08 I m/m m/m
TIRAŞ BIÇAKLARI Üstünlük timsalidir Türkiye Genel Mümessili İBRAHİM ÇAVT’ŞOGLU Bahçekapı, Celâl bey han No.39 İstanbul
İmtiy»» Sahibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU •
T oı l|l«rini fiilen idare eden; Taaı İlleri Müdürü: FATİN FUAD Dıaildifti Yer;
«yeni Sebah» mürettiphanen
Ramldıüı yer: «GÜn Basımevi»
[ Bu arzunuza ulaşmanız için size imkân sağlamıştır. Bundan faydalanınız.
Türkiye İŞ Bankasında tasarruf hesabınız yoksa
! derhal bir hesap açtırınız.
İkinci Çekiliş:! Haziran!
Serbest Saat,
Müzik: Tarihi Türk Müziği. Konuşma: Kitab Saati, Müzik. Radyo Salon Orkestrası.
Müzik,
Müzik: Dans Müziği (Pl.)
22,00
22,35
22,45 M, s, ayarj,
se.-ffe Hntaeiler,
23 00 Müzik: Dans Müziği
23.30 Program ve Kapanış.
■
BULMACA
----tfc--
1 2 34567 89
J
2
j
4
b
t
/
i
1 — Yüce Divan; 2 — Yeni/Edebi yatın bir kolu; 3 — Kokulu bir ot, Tersi fakir; 4 - Üçleme; 5 - Tersi be yaz, Fulbolda bir terim; 6 — Tersi, zor tatbik ettirilebilecek emir. Bir emir: 7 — Politik, Bir rabit edatı mn kısaltılması; 8 — Rüzgâra veri lebilecek bir emir. Hem içinde hem dahi mânâsına gelir; Ona fincanda da bakılır baklada da; 9 — Se fer vaziyeti (gemilerde).
YUKARIDAN AŞAĞI 1
i 1 ■
1 l ■ 1 1 ; T’
1 1 1 M
a 1 B 1
a ıB B
• 1 1 1 MI
9 1 B[ B| i
i m. 5
BOLDAN SAĞA
— Bizden korkmana sebeb nedir?
— Beni öldürürsünüz!
— Seni niçin öldürelim?
— Zira beni öldürmek hakkınızdır ve ben buna lâyikim.
— Söz veriyoruz ki senin bir kılına dokunmayız.
— O halde size bir sual sorayım. Meselâ kendisinden çok zulüm gördüğünüzü söylediği -niz Hüşşam yaptıklarına pişman olarak gelip sizden af dile se ve sizi buradan kurtaracağını vaad etse onu affeder misi -niz?
— Müthiş bir sual.
— Bu suali müthiş olduğu i-çin sordum .Evet veya hayır di ye cevab vermenizi bekliyorum.
— Arkadaşların ne düşün -düklerini bilmem. Fakat ben, kendi hesabıma Hişamm yaptık lanna pişman olacağına, hele gelip bizden af dileyeceğine zer re kadar ihtimal «tmem. Sonra
I
I
Gişelerimizden broşür isteyiniz!
J
Aşk - Macera - Tarih - Cinayet
Yataııt Mnfcwırreıııı 1. koı»|juna8 Tefrika No. 137
senin anlatacağın macera ile o melûn herifin ne alâkası var?
— Çünkü ben, en büyük düş manınız Hişam kadar zalim, ca ni ve alçak bir mahlûkum. Siz Hişamı affedebilirseniz, benim zulmüme uğrayanlar da beni affedebilirler.
Mahkûmlar çok meraklan -mışlardı. Muhtar, iki arkadaşına sordu:
— Benim hükmüme razı mı
siniz arkadaşlar?
— Razıyız.
— O halde, ya Ammıu^ K -
En büyük düşmanımız Hi şam ölmüştiîr. Artık onun dirilmesine. mahkûmlara zulüm1 yapmasına imkân yoktur ve se nin adın Ammardu-, Bizim dostumuz ve zindan arkadaşımız -! sın. Uç kişi iken dört olduk. Bir 1 de
ra
şamdan daha müthiş bir cani olsan ve ondan gördüğümüz zü lumleri kat kat fazlasile sen -den görsek bile seni affedirz.
Hişam, elini koynuna soktu. Bir hançer çıkarıp Muhtara u-zattı:
— Bunu al ve betıi öldür. Çünkü benim ismim Ammar ol mayıp Hişamdır hem de size bunca zulümde bulunan Hişam.
Mahkûmlar afallayıp kalmış laıdı. Şaşkın şaşkın birbirleri -nin yüzüne bakıyorlardı. Muhtar hançeri Osmana uzattı(
— Ben bu işi yapamam Osman nasıl dilersen öyle yap!
— Osman da hançeri Cebele uzattı:
— Ben do yapamam Cebel! İşi sana havale ediyorum.
Cebel, hançeri bir müddet e virip çevirdi. Sonra Hişama u-zatarak;
— Bu hançeri iyi sakla, dedi. Bir giin gelip ondan istifade edeceğiz. Ne demek istediğimi anladın mı Ammar?
—ilenim adım Ammar değil ki...
hançerimiz var. Bundan son istikbale ilmidle bakabiliriz. Artık ismini hep Ammar di yazacağımız Hişam, bu iyi nasıl teşekkür bilemedi. Ayrı ayrı
ye l arkadaşlara edeceğini ellerine sarılıp öpmek istedi. Buna müsaade etmediler.
Sabık işkence memuru, onlara kaynar su macerasını an -laftı. Neticede iki kişinin öldüğünü üçlincünün de biraz sonra can verdiğini, bu yüzden Haccacın gazaba gelip zindancı-başıvı kaynar suya attırdığını söyledi ve sözlerine şöyle de -vam etti:
jfPevaw) var)
1 — Divlna komedyanın müellifi meşhur Italyan şairi. Sadâ: 2 — Gelir. Bir tahsil devresi; 3 — Boğazda Bir yer; 4 — Kapkacak paı latılan bir toprak. Bayağı:5 — Mi ellilin verdiği; 6 — İş beceren kin selere bu ad verilir; 7 — Tersi biı kadın adı. Bir nota; 8 — Birleşim? Milletler kurulu genel sekreterinin soyadı (yazılışı'. Munis; 9 — Amş le, Yüce.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 234 567 89
A|R î S ;T!O F O:N K) I İR'A AİTİHIMJ RAİK! 1 ■ Ç.'AiR'K OIYİU'KIBÎUİL'MİA
J i b
4 b i î
9
S
r (