Kr.
)
»
)
ABONE
Türkiye Senelik 28CO 6 aylık 1500
3 aylık eoo 1 aylık 300
Perşembe
6
MAYIS w?
birinci Yıl
Ne. 3309
İdare: Nuruosmaniye No. 17 Tel adresli «YENİ 9ABAH»
İSTANBUL
Telefon: 50795
SAYISI heR I yehtf
BEDELİ
Ecnebi 8400 8000
1000
600
Kr.
)
)
w
KURUŞ
e •
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MüDAFiiYiZ I
Üçüncü Partiye Kurulmuş Nazarile Bakılabilir
Her Gün —
) • •
ı Dün sabah Ankara’dan şehrimize dönmüş olan ı Demokrat Parti sabık İl İdare Başkanı ve faaliyete i geçmesi artık bir gün mes elesi haline gelmiş bulu-l nan üçüncü partinin kumcuJanndan Profesör Ke-Z nan öner, kendisiie görüşen bir arkadaşımıza şn / beyanatta bulunmuştur:
| — Yeni partiyi kurulmuş telakki edebilirsiniz.
J Filvaki siyasî faaliyetimize başlamak İçin bâzı for-l mahfelerin ikmalinden başka yapılacak birşcy kal-
Yeni partiye girmesi muhtemel olan re memleketin en temh si-malarından Rauf Orbay Londra elçisi iken
den sonra bolü olacaktır. Baym Mareşal’in yakında İstanbul* gideceğini, Erenköyündekî köşküne yerleşeceğini de haber aldım. Mareşal Fevzi Çakmak’in Atanbul «eyyahat.'ne hueueî
bir ehemmiyet atfoluninaktadır.
Ankara 5 (Hususî 6uretto giden arkadaşımız bildiriyor) — Üçüncü par tinin yakında kurulacağı haberi burada Halk Partisi mahfillerinden ziya-
ve mülkî tamamiyetin dünya devlet ve luğunu söylüyor
Yeni partinin kurucularından ve muhtemel lider Mareşal Fev ti Çakmak. Genelkurmay Başkanı bulunduğu sıralarda
da kendisine teklif olunan memleket hizmetinden kaçınmayacağı tahmin o-dilebilir. M ah aza Rauf Ortayın yeni partiye girip girmeyeceği, Mareşal Fevzi Çakmak ın îetanbula gelişin -
manuşbr. Yeni partinin, beşer kudreti dahilinde,? her bakımdan pürüzsüz ve noksansız doğması için 7 pek titiz davranıldı gına eınin olabilirsiniz. 1
— Partinin programı hazır mı, efendim? I — Hazır, üzerinde uzun uzadıya çalışılarak biri metin hazırfamdı* fakat dediğim gibi, gayemiz yurd k menfaati ve memleket selâmeti namına ber ihtimali ? gö/önünde hu bundu ran bir programla işe başlamak ? (Devamı Sa., 5; Sü., 5 de) 1
hor bir kurucuları arasın* al-ak olmasını temenni o-tur. Sayın Orbay bu tekli-ati Surette kabul etmiş ol-latraUır^-jodcUe^ı^ ^tn&dığı k kaktır.
Mhreşal Fevzi Çakmak'm yapılan teklifi kabul ettiği ak d irde, yeni 6İya₺i teşriisini daiu deruîıde bnyur-nmiyeoeği gözünü ne ah-l, Bayın Rauf Orbay’ın
surette belli olacağı haber veriliyor
Öner partinin dış siyasetinin istiklâl muhafazası esasına dayandığını ve milletlerile dostluğun baş hedef ol
de Demokrat Parti kurucuları arasın da dikkat ve alâka uyandırmıştır.
Zalurî bir alâkasızlık gösterilmek istenmesine rağmen D. P.) Genel i-dare merkezi, yeni partinin teşekkülü çıralındaki faaliyetleri bariz bir endişe ile takip eti» ektedirler.
Demokrat Partinin hakikî Demokrat mtnsublan i*e yeni partiyi bir kardeş teşkili saydıklarını gizleme— inektedirler Pek yakında vaziyetin büsbütün inkişaf edip üçüncü partinin faaliyete başlamadı artık bir zaman me c ele t* id ir.
Nitekim Demokrat Parti Genel İdare Kurulu bugün Celâl Bayar’-ın başkanlığında toplanmış ve u-zun süren bir içtima yapmıştır.
Bu toplantıda her nekadar De-moki'at Parti Genel Başkanı Celâl Bayar’ın son Karadeniz seyyaha ti hakkında izahatta bulunduğu ve intibalarmi etraflı bir şekilde anlattığı, müteakiben bildirilmişse de bu İzahat ve beyanata ilâve o-larak yeni partinin kuruluşu ve ö-rıürrtizdeki günlerde meydana gelecek siyasî gelişmelerle ilgisi üzerinde de durulduğu ve Demokrat Pr.ilinin halk üzerindeki prestijini bu yeni partiye kaptırmamak -1 çır ne .gibi çan ler alınması gerektiği hususu » traimda da konuşulduğuna muhakkak nazarile bakılmaktadır.
’Ankûra 6 (Hususî surette giden ar-kadaşıırû£ bildiriyor) — Üçüncü partinin kurulması artık burada bir oldu bitti sayılmaktadır. Bilhassa Mareşal Fevzi Çaknıak’ın doğmak üzere olan bu yeni partiye iltihakı, hattâ Geçildiği takdirde -ki, buna şimdiden muhakkak nazarile bakılmaktadır- bu siyasî te çe M kül ün liderliğini kabul edeceği yolundaki haberler, halkta daha şimdiden geniş ölçüde bir alâka uyan dırmıştır.
Diğer taraftan inanılır kayuu.k1 ardan öğrendiğime göre, yeni kurulacak partiye eski Londra elçimiz ve esbak Başbakan Rauf Orbayın da iltihakı kendi bine teklif edilmiştir. Mom leketin en ternifi, en saf ve üzerlerinde en küçük pil amı ya** ağı lc?tirn yeni partinin baktmd dev let maya n.uva denler ç*»k fi henü» n i' DiaicUt. da muhai
Sayın kendisine ve seçilûiğ mlın hd uıaktan çoki nacak aHTtsî
Ma reşalin bugünler de İstanbul a gelişinden sonra
bir tenkid ve itirazın dahi ya evi âdi arını sinesinde bir gayesini güttüğü anlaşılan Rauf Orbay gibi lekesiz ve pek tecrübeli amini ff
İnönü C. H. P
Başkanı Kaldıkça
r
Bizce biitiin bu tekzibler pek boş ve beyhude gayretlerdir. Esasen bu memlekette yaşayanlardan, nefes alanlardan hiç bir ferd Haşan Saka ile Cumhurbaşkanı arasında ilıti-
J)
lâf çıkmasına ve Saka’nın ismet İnönü'nden başka türlii düşünmesine imkân ve ihtimal vermez.
İli}
4
Tel-Aviv linin»reefav bir görüniiş...
Avrupaya Yürüyen Rus Ayısı"
Batı Avrupa Birliği
“Trenimizde hususî bir vagonda seyahat eden Sovyet Kafiyeleri biz trenden inince onlar da indiler; biz içki içtik onlar da içtiler; biz dolaşmağa çıktık onlarda peşimizde dolaşmağa başladılar..,, ---------------------------------- 8 ----------------
ca ile hasta olup olmadığımı sordu. Sihhatimin yerinde olduğu cevabını verdim.
r
ünka gazetelerde. Ankara'dan verilen bir yalanlama haberi var ki, ilze -rinde durulmağa değer..
«Kudret» gazetecinde Barbakan Haşan Saka ile Cumhurbaşkanı İnönü aracında bir ihtilâf olduğu ve bu yüzden kabinenin çekileceği yazılmış İdi. Güya ihtilâfa sebeb de İsmet İnönü'nün; seçimlerde, adlî teminat hakkında Dayar ın istediklerini desteklemesi, Başbakanın ise ba hal şekline yanaşmağı bir türlü kabul edememesi ınıiş..
Bütün bu söylentilerin yalan ve oydurma olduğu yetkili bir devlet idamı tarafından açıklanmış.. Bizce, bütün bu tekzibler pek boş ve beyhude gayretlerdir. Esasen bu memlekette yaşayanlardan, nefes alanlardan hiç bir ferd Haşan Saka ile ( umhurbaşkanı arasında ihtilâf çıkmasına ve Sakanın İs-met İnönü’nden ba^ka tiirlü dü -günmesine imkân ve ihtimal ver-m ez.
Receb Peker gibi, huşûnıet ve dü rüştlüğü ile kendisini tanıtmağa çalışmış bir adam bile, parti top -iantılannda, Meclis huzurundaki Aleni demeçlerinde saatlerce nefes tüketerek, şunu isbat etmeğe ca. lışmış İdi ki, İsmet İnönü ile kendi arasında hiçbir ihtilâf yoktur; hattâ olması bile mutasavver de • ğîldir. Farzı muhal böyle bir uzlaş-mamazlıh hissettiği dakikada derhal çekilmeği, bir vatan borcu bilecektir.
Receb Peker, alenen böyle dil İflökerek Gumhurreİsİnden başka türlü düşünmek imkânını bile kökünden selbetmiş olduğuna göre, Haşan Saka için bu hâlin -eski bir tabii ile- evleviyetle varid olduğun da zerre kadar şüphe edilemez.. Filhakika Receb Peker’in partide Ve Meclisteki bu sözlerinin haki-fDevnmı Sg_, j; sü„ 4 dt)
Ingiltere Arablara ihtaratta bulundu
Filistindeki Ingiliz kuvvetleri Spitfire uçakları da kullanıyor
Londra 5 ( AP) — Dışişleri Ba-1 kanı Emest Berin, Büyük BnUn-yanın Arab Birliğine dahil memleketlere gayet ciddî ihtaratta bulunduğunu ve Filistindeki İngiliz kuvvetleriyle çarpışmalardan doğa bilecek neticeler hakkında bu m( m leketleri ikaz ettiğini beyan etmiş tir.
Avam Kamarasının bugünkü toplantısında yine Filistin konuşuna dair sorulan diğer bazı sualleri cevaplandıran havacılık Bakanı Arthur Henderson da, Filistindeki Ingiliz kuvvetlerinin 28 Nisanda Spitfire uçakları kullandıklarını bildirmiş ve şunları ilâve etmiştir:
•Mezkûr tarihte Yafa bölgesin-
deki bir müstahkem mevkie karşı 4 Spitfire uçağı kullanılmıştır. Bu müstahkem mevki, Arab şehrine karşı taarruz eden Yahudi kuvvet leri tarafından üs olarak kullanılmakta idi. Uçaklar;» müdahalesi (Devamı Sa , b; Su. 3 de)
• F
Karadeniz’in
yeni derdi
Tütün ön yüzde yetmişdem fazla bir kısmı mfistah» sil elinde kaldı.,
Abhara 5 (Hiisuhİ) — KaradebİB havaisinden gelen haberler buğday tuhıntiB) yanında ayni derecede ehem miyette yeni bir hâdisenin patlak vermeli ımre olduğunu göstermektedrr.
(Devamı Sa., 6; sü., i
Yeni Sabah
kaldıran
İjıturist’ daima Inturist..
Fransız gazetecisi «Pado müşahedelerini anlatmakta devam ediyor:
«Geceleri yatağımızı pek acaip bir şekilde yapan ve yattıktan on dakika sonra başarımızı aşağıya, ayaklarımızı da havaya
yataklı vagon garsonunu mu soru yorsunuz? O da înturist mahlûku Lokanta vagonunda bizi iki üç hat tâ bazan dört saat bekletmek su -retile yemeklerimizi temin eden gene înturist. Bizlere uzun mukavvalı kalıp sigaraları temin den de hep înturist, daima înturist
Şarka doğru ileriledikçe Rusya denilen muazzam dişlileri bizleri yakalıyor.
Vagcfnun pençeresinden
ra rastlayıp rastlayamıyacağımı-zı bir arkadaşla tahmine çalışıyorduk, birdenbire omuzuma dokunan bir el beni sıçrattı ve bir zat hemen hemen pürüzsüz bir Fransız-
11 yaşında
— Heyetiniz r.raeında bir hekim var mı?
Kendisine hakikati söyledim. Yâ ni aramızda bir doktor bulunmadığını... Ve diyesîm geldi ki, bu kadar kalabalık Fransız heyeti, bilhassa dayısı olan kişilerle pek cö-merd Fransa Cumhuriyetinin vergi mükelleflerinin sırtından küçük (Devamı Saa 5; Sii., 1 de)
((•
Sovyet teşkilin
kurdla-
Almanya ’ ya tütün ihraç edemiyoruz
Tütüncüler Birliği Toplantısında
_ » ■„ ... m-..
Amerika’ya şiddetle lıiicum edildi, bir batim Amerika bizi Iktiaadî cebbedea baltalıyor diye leryad elti
Almanyanm Müttefik İçgal bölgesine satılacak olan Türk tütünle rinın. Amerikan işgal makamları ta rafından tahdidi ve gayet cüzi o lan bir miktara da, emsa]l ecnebi . tütünlerine nazaran gayet düşük bir fiyat tesbltl üzerine )Türklyo Tütüncüler Blrllfel ) derhal teşebbüse geçmiş ve bunun neticesi olarak, İşgal makamlarından, eskisine nls betle oldukça mutedil bh tekjjf gel mlştl.
Fakat bunun da Almanyanakl A
merikan İşgal komutanı General Clay tarafından kabul edilmesi, pi yasamızda gayet derin teessür uyan djrmış, Birlik tekrar teşebbüse geç mlş ve derhal şehrimizde bulunan tütün İhracatçılarının lştirakile Bir İlk merkezinde bir toplantı yapılmış tır,
Toplantıyı açan birlik reisi Zeki Hâklmoğlu ezcümle demiştir ki:
() — 17 Mart tarihinde yaptığıma «on taplantıda, maksadımız Alman yDevamı Sa., S; Sti.. t ûu)
Bugün bu sayısile «Yeni Sabah» 10 yaşını bitirip 11 yaşma basmış bulunuyor.
Bu başarıyı evvelâ Tan rıpın Kstfu inayetine, son ra da münhasıran karilerimizin hakkımızda gösterdikleri teveccüh ve alâkaya borçlu bulunuyo-
İLBoinin Mezarında
Eden dün bu hususta konuşurken Rusyaya şiddetle hücum etti
Londra, 5 (A.A.) — Bugün Avam Kamarasında İngiltere-rin, dış siyaseti lıakkındaki müzakereler siyasında söz aîan muhafazakâr saylavlardan Ant hony Eden batı birliği meselesi hakkında müzakerelerde bulun-rnr k. üzere îngiliz İmparatorluğu devlet adamlarının bir «İmparatorluk konferansına» çağı-nlmalarını ısrarla istemiştir.
Eden milletlerarası vaziyetten bahsetmiş ve demiştir ki:
«Milletlerarası vaziyet çok vahim olmakla beraber ümidsiz değildir.»
Avrupanın birleştirilmesi hak kında fikrini bildiren M. Eden Ingiltere hükümetini, La Haye (Devamı Sa., 5; Su., i de
ruz.
Arkamıza dönüp 10 yılık müddete ğımız vajtit gurur değil, iftihar duyuyoruz, müddetin devamınca daima hakka, adalete ve demokrasiye inandık. Çünkü hakkın kuvvete, adaletin zulme galebe çalacağına derin bir imanla inanıyo-duk. Bugün dahi bu ima nımız sarsılmış değildir, yine demokrasiye inanıyoruz. Keyfî idarenin tahakküm ve tecebbiir politikasının memleketimizde son saatlerini yaşamakta ve ean çekişmekte olduğuna imanımız her zamankinden kuvvetlidir.
Tarafsızız. Halk hürriyeti, âmme hâkimiyeti taraftarıyız. Ne bu tarafın ne de şu tarafın ne hizmetkârı ne de meddahıyız. Sadece halk menfaatlerinin yılmaz hâdimiyiz. Ve nin yılmaz hadimiyiz. Ve bu miltevazi. fakat şerefli mevkiinıizde de sonuna ka dar kalmak azmindeyiz.
Başarı Ulu Tanrıdandır. •Yeni Sabah*
geçen baktı-
— w • ı
Uzun
KVIMDEN BİR YAPRAK
Kasım la Hıdır
asını dün yüz sekseninci günü nü tamamladı. Yerini uHıdır» a terkettj. Asırlardanborl birbirlerini takip e- ****
don bu iki ahbap . (;, 0 3.
gene asırlardanbe ,
ri bir türlü yüzyüze gelip «yârenlik» etmek fırsatını elde edememişlerdir., Biri gitmeyince ttekinin gelmesine imkân yoktur.
ikisi de isimlerini insanlara ver -inişler. Fakat Kasım, bu ihsanda çiçeği de unutmamış; olmuş gümüş turraları zantomlere
Hıdır Iso yalnız ismi ilo bir bayramı uyandırdığı haldo «Adın Hıdır, ellinden gelon budur.» büyük bir tevazû göstermiş.
Takvimlerin «Foryâd-ı-Andelip»
yo mimledikleri bülbüllerin şakımalarını, kırlangıç fırtınasını, lâlo mev -simini, Sitte-l-Sovlr’I geçirdik; çiçek fırtınasını da aşdık; nihayet «Hıdırel-lezû o kavuştuk. Hıdırellez, garoteki Sen Jor)'dur... Hani İngiliz liraları -nın üzerlndo ejderhayı öldüren mızraklı Zât.r.
birbirine girift andıran krı -(Kasımpatı» dedirmiş... bahar ne? diye
di -
*
Bizde ise bu isim bahar safasına a-lem olmuştur. Hıdırellez diyince, sarı mor çiçeklerle, kırmızı gelinciklerle bezenmiş zümrüd ; gibi çayırların üze-
___________ _l rine hasırları yaya rak, erkân mlnderlerino kurularak, tatlı bir meltemle kokusu etrafa dağılan kuzu çovirmesl hâtıra gelir. Eskiden bugün bilhassa Kâğıdhane a-dam almazdı. Şişli yolu ile giden arabalar dik yokuşta sonsuz bir kafile teşkil eder, Haliçten gelen tek, çift, hanım İğnesi piyadeler, sandallar, kikler, ateş kayıkları, salapuryalar, balık kayıkları, barkalar, hattâ pa -zar kayıkları, dereye doğru Mahmud Cclâleddın Paşanın şarkısında
P&iûaeınİ ten, yâ günıiiş
akarlar;
«Üşşakı
gerdeı eylediği âhû £02-
Diye tasvir ve terennüm puf yaşmaklı, samur kaşlı, lü güzeller bir Hüsnü Kehkeşan: ı gibi İzler bırakarak geçerler ve ber taraftan zevk, neş'o nâftraları yükselirdi.
(Lütfen sayfayı çeviriniz)
SAYFA l 1
OkUYUCU
»a yo
ki
i
Yazan: Profesör Kenan Öner
Kasablar ihtikâ
- G5
İntizarla geçen Temmuzun 23 üncü günü Taaviro yeni bir beyanatta bulunmak lüzumunu hissettim. 24 Temmuz tarihli nüshasında çıkan bu sözlerimle su mülâhazaları yürütmüştüm:
«Belediye âzası seçiminde hükûuıet ve iktidar partisinin tatbik ettiği hattı harekete ve vp MillctveklLi seçiminin emniyet altında bulundurulması yolunda uıesbuk taleplerin, tutulacak zabıtlara parti temsilcilerinin imza etmeleri halikındaki temenniyata kadar, reddedilmesi gibi ihsas edilen «aşıtlara bakarak Milletvekili seçiminin ne elim şartlar altında yapılacağını hissetmiş bulunuyorduk. Bu kanaatimize rağmen millet iradesini felce uğratmamak için seçime iştirak kararını \ermek ıztırarında bulunduk.
Efkân uınuıııiyeye arzetliğim vesika ile de tahakkuk eylediği .gibi hiikûmet, iktidar partisine devredilmiş ve memleketin her tarafında halk ezici bir tazyikin mütemadi tesirleri altında bırakıldığı gibi, kâh atiyeler, kâh tehditlerle bu parti lehine oy kazanmak için memleket cehennemi bir azap içinde aylarca inletildikten sonra seçimler yapılmağa başlamıştır. İstanbnlda yapılan bu seçim» hükümet ve Hnlk Partisinin taın bir miirakabesi altında geçtiği için safahatı da dakikası dakikasına takip edildiğinden haberdar bulunuyorduk. Akşam üstü netice billurlaşmağa başlayınca, evvelden karar verdikleri veçhile, son tedbirleri olan komisyon zabıtlarını tahrif çaresini temine başladılar. Ve bunun için kazalardaki lusnifi ferdaya talik ederek doğru zabıtları komisyon başkaularıoın evinde bir gece misafir ettikten sonra evvelden tevzi ettikleri boş ve matbu kâğıtları istedikleri gibi doldurarak yerlerine ikame ettikten sonra ertesi günü birleştirme tasnifine başladılar. Şurasını da itiraf zarııretindeylm ki, komisyonlar içinde verilen emirlere riayet edenler kadar olmasa bile, bundan uzak kalarak vicdan ve hamiyetlerinin beyaz rengini klrletmiyenler de bulunmuştur.
Bu ikinci tasnif strasında tashihler ve tağyirler meydana çıkınca böyle bir hailede rol almak bizim için yapılır bir şey olmadığını düşünerek vilâyeti vazifesine davet ettikten sonra, kurullardaki parti mümessillerimize derhal oradan çekilmelerini bildirdik.
Haber aldığımıza göre iktidar partisi ve hükümet, gördüğü tazyikler karşısında biraz aküm başına toplayarak ifrattan çeki um eğe başlamış, Ancak Halk Partisi adaylarından Receb Peker, Cemil Ca-hid, Kâzım Karabekir ve Hüseyin Cahid ile Hamdullah Subhinin kazanmış gösterilmesi temin olunabilirse, bunu da şükranla kabul ede -çekleri anlaşılmakta bulunmuştur. Eğer bu haber doğrıı ise İstanbul vilayetinde yapılan tazyikler ve taltifler Cumhuriyet Halk Partisiuin şahsiyeti maneriyesine izale edilmemiş, kullanılan bütün hiylelerie beraber bu dört beş şahsın muvaffakiyetine sarfedilerck halkın iradesi tasavvur edilmemiş tazyikler altında inletihniştir.
Bu çirkin hareketlerle Cumhuriyet Halk Partisinin ne gibi ak-sülameller iıakettiğini şimdiden kestirmek mümkün değildir. Ancak bu ezici tedhiş ve tazyiklere rağmen muhterem balkımızın kendi iradesini kullanmakta gösterdiği cesura ne serbesti, kendileri için şükrana değer bir mahiyet arzettiği gibi, en medenî bir millete yakışır bir olgunluğun da zahir delilidir. Kaza ve vilayette yapılan hiyleli tasniflerin neticesi ne olursa olsun, muhterem milletimizin hakkımızda gösterdiği itimadı sarsacak değildir. Bu sözlerimi kendilerine teşekkürle bitirmeği en ınesud ve en şerefli bir vazife bilirim.»
★
Gazeteler, bu beyanname ile birlikte seçim neticesini de ilân etmiş bulunuyorlardı. Bu şartlar altında Demokrat Parti listesine dahil 23 adaydan 18 inin Milletvekili seçilebilmesi parti kadar, ve belki de daha fazla İstanbul halkı için de şüphesiz kahir bir muvaffakiyetti. Bu netice Demokrat Partij'e 5 Milletvekili kaybettirmiş olmakla beraber bu o kadar miilıimsenir bir mâna ifade etmekten çok uzak bulunuyordu. Bütün yurtdaki seçimlerin ayni metodla yapılması Demokrat Partiyi mühim elemanlardan mahrum bırakmış olsa da aylarca süren mücadele Halk Partisinin istiare ettiği Demokrat maskesini düşürerek hakikî çehrenin milletçe anlaşılmasına yardım etmiş olmasına göre bu neticeyi herhalde bir iki yüz Milletvekili kazanmaktan çok daha fazla, müstakbel mücadelelerde, tam bir muvaffakiyet teminine yol açar hij'ette anlamamak kabil değildir.
MÜHİM BİR AÇIK MEKTLB
Bence işin en can alacak noktası, nasıl seçildiklerini bizlerden la bilen ve bilmesi icabeden bu beş fuzulî Milletvekilinin hakikaten
letin itimadına mazlıar olduklarına inanmış görünerek, bu vazifeyi kabul edip etmiyecekleri idi. Kendilerine mebusluktan şerefli yolu göstererek ikaz etmiş olmak için atideki açık mektubu yazarak gazetelere gönderdim:
zna-
faz-mîl-
(Devamı var)
Kasımla Hıdır
(Baştarafi 1» incide )
Kâğıdhanede araba satası biraz kibarca olurdu. Gümüş oyma fenerli bender kupalarından, çeki kayışı yerine çamaşır ipi ı bağlanmış paraşol'a varıncaya kadar bütün araba çeşidle-ri bir kere piyasa denilen o mahdud dairode dönmek hevesine kapıldı mı? içindekiler mümkün olduğu kadar ciddiyetlerini korurlar, arabadan arabaya işmar oldukça üstü kapalı geçerdi. Fakat denizden gelenler hiç öyle değildi. Keyf erbabı büyüoek bir balık kayığının kıç üstüne halı sererler, bağdaş kurar otururlar; baş tarafa da zurna ile çifte narayı alırlar;
çiroz salatası, taze turp, beyaz peynir, binlik de «kayık dü -yahu d kıranalacı kıv-ile kayık halkını otur-Yahud dere-
yanaşarak o zamanın olan Ayvansa -Safûreye mevsim ve oynatırlardı, sanatkârlar, ırk-
*
fıçı sardalyesi, 6oğan, kırmızı bol ekmek, bir zü»).. Zurnacı, rak bir iki telli
dukları yerde hoplatır... nin kıyısına namlı kadınlarından raylı Gülüstana, Çil türküleri söyletirler Bu Hüdâyi nâbit
larına hâs bir istıdad ile neşvelerıne dünyayı hayran ederlerdi.
(★ 11 Bugün Kâgıdhaneye gıtmıyeceğim.»!
Çünkü geçen .sene bir dostum bir sandal gezintisi yapmış;.. Bunu şöyle anlatmıştı;
1""" ■'■■■»■■ ■ ■ ■■■■■ ■ ■■
Talih şelıidliğinde ihtifal yapılacak • )
Türk‘Hava Kurumu tarafından
15 mayısta Hava şehidlerlmizl anmak maksadile Fatih şehidliğinde bir ihtilâl yapılacaktır,
Askeri kıtalarında iştirak ede bevaz peynir, bir salkım da ya ceğl bu ihtlf&l merasimini, Fatih, Eminönü, Eyüb kazaları organize e decektlr,
—• Mezbahayı geçince leş kokan (deri fabrikası) var, biraz ileride kömür depoları, tuğla harmanları, daha ileride (kan kurutma) fabrikası görünüyor. Zaten dere tlolmuş.. pek ileri gidilmiyor!
Fatihte Boyacı kapısındaki Numune Rüşdij’esini bitirmemiş; okuymp yazması o kadarak, Babası gibi palavracı, gayet zampara. İşi gücü ha nımlara sarkıntılık.
Melâhat kız ağabeyisinden i-ki yaş küçük. Onda da boy bos hak getire, fakat yüzü babasının ajmi. Kaş göz, ağız burun, ten beyazlığı yerinde. 1b-tidaiye mektebinde Ebeedi sök tüğü için elifi görse direk san-mayor. Biraz bönce, annesi gibi çaçaron değil.
★
Odada, Yahya beyin içi içine sığmıyordu. Gâh geziniyor, gâh yazı masasının başına otu rnp evrakları karıştırıyor, gâh büfeye gidip içinden bir dosya çekerken vaz geçerek yine yerine kojnıyor, hasılı ne yapacağını bilmiyodu.
Bitişik odaya gitti. Kıranta, kanburu çıkmış, muhasebeci Ta hir efendi, masasına soluk bir îkdam gazetesi yajmaış, kebap çıdan getirttiği dört köfteyi hakladıktan sonra fasulye pij’a zina tırpan atıyor; beride burma bıyıklı, aynagöz kâtip Rid-van efendi mendilini sermiş, illerine koca bir dilim ekmekle
î pmeak i|zümü koymuş, kamını I doyuruyor; karşı masadaki
E, T. T. idaresi fakir halkla alay mı ediyor
Edirnekapı, Yedikule ve Topkapıda oturan okuyucularımızdan aldığımız muhtelif mektublarda, bu hatlara tahsis edilen tramvay arabalarından şikûyetlo ezcümle deniliyor ki:
«— Edimekapı, Ycdikule ve Topkapı hatlarında çalışan çift tramvayların ön a-rabalıın ekseriyetle, hattâ tamamen birinci mevkidir.
E. T. T. idaresi, bu semtlerde oturan halkın, İstanbU-lun en fakir insanları olduğunu biliniyor mu acaba?.. Muhakkak kİ, bilmek İşine gelmiyor.
Biz şuna kaniiz İd; E. T. T. idarecileri bu mektubumuzu okuyunca esasen pek soyrek geçen ikinci mevki arabaları da kaldırıp yerine birinci mevkileri koyacaktır.
Ne yapalım hiç olmazsa zam arzularını tatmin etsinler de, fakir halkla alaydan vazgeçsinler.
Açık Muhabere: Okuyucularunızdan Receb Tarlıan’u:
— Mektubunuzun neşrine imkân görülememiştir.
I
BELEDİYE DE
İstanbul şehri bol suya kavuşuyor
İstanbul şehrini bol suya kavuşturmak için yapılan çalışmalar so na ermiş bulunmaktadır,
Terkos gölünden şehre kadar bü yük ana borunun hendek hafriya-tile, döşenme amellyeslne yarın başlanacaktır ,
Bu münâsebetle, bir merasim ter tib edilmiştir ,
Tesisat tamamlandıktan sonra şehre , Terkos gölünden günde 140 bin metre küp su getirmek mümkün olacaktır,
--------o
FOTİSTE
Beyaz gül „ meyha nesinde cinayet işlendi
A^sarayda oturan Recal, Hayati ve Orhan adında üç aricadaş evvel ki akşam sarhoş halde Galatadş . Beyaz BüL) meyhanesine giderek içki istemişlerdir. Fazla sarhoş oldukları için kendilerine içki verilme miş ve buna içerllyen üç kafadar bı gaklarını çekerek garson Ahmed ile mehyane sahibi Mustafayı ağır su rette yaralamışlardır.
Yaralılar hastahaneye kaldırılmış ve suçlular yakalanmıştır,
--------o-------
19 Mayıt Gençlik Bayramt hazırlıkları ilerligor
19 Mayıs Spor ve Gençlik bay ramı için ilgililerce yapılan hazırlıklara devam edilmektedir.
Bu münasebetle, diin saat 15 de, Vefa İstanbul erkek ortaokul öğrencileri ikinci provalarını yapmışlardır. Liseli kız öğrenciler de pazartesi günü Şe ref stadında bir prova yapacak lardır.
Şeref stadındaki gösterilere £200. jfnönü stadındakilerine de 3000 lise talebesi katılacaktır.
fl
A
Fransızca kâtibi Müsü îzak da önünde bir fincan çay, tek si -mit, iki tane çiy çiroz, tıkınmağa hazırlanıyordu..
Patron bey, ayağa kalkmağa davrandıklarını görünce;
— Yerinizden kımıldamayın, tıkıştırmanıza bakın, dedi. Biz bizeyiz. Aramızda yabancılar, hatırlı kimseler bulunursa o başka. Meselâ biraz evvel bu -yuran tazeyle delikanlı. Allah İçin, tam okka dört yliz dirhem kişi zâdeler. Boru değil, eski Sadrazamlardan Sezai Paşanın mı, Recai Paşanın mı, torunla rı imiş.
Aklı fikri hep Mehlikada. Hiç deeilse lâkırdısile geçinecek. Burma bıyıklıya sokuldu:
— Küçük hanfendi yamandı değil mi? Zamane açık saçıkla nndan, çantada kekliklerden sanma sakın. Güzellik, nâmus, hİrnb, terbiye hepsi mükemmel, Kâtib tasdikte:
— Hay hay efendim. Asî!, kibar hadımlarımız içinde ne if-
yapmağa başladı
Belediye bilhassa kuzu eti satışlarında yapılan ihtikârı önlemek için f tatlara narh koymayı kararlaştırdt
Belediye koyun ve sığır etine narh koyduktan sonra s atıf ı «er. best bırakman kuzu eti fiyatların dairi İhtikâr, 3on günlerde İlgililerin dlkkdt nazarını çekmektedir.
Bugün mezbahada kuau tU toptan olarak perakendeci kasaplara, 210—220 kuruştan satılmakta ve be ledtyece kendilerine kilo başında (25) kuruş kâr haddi taranmakta dır,
Fakat, bugün şehrin btr çok sem tinde kuzu eti 285—800 kuruş gl bı fahiş bir fiyatla müate’a|ika lntâ k&l ettirilmektedir,
Belediyenin bu vaziyet karşısında pasif kalması, kasapların itıti-kâr yapmalarına sebeb olmaktadır,
Diğer taraftan, Trakya bölgesin den ve Bandırmadan şehrimize her gün kesilmiş olarak binlerce kuza
D EN İ ZD E
“İstanbul,, vapuru sefere çıkıyor
İMİ
Son seferini müteakib, İstinyede umumi revizyona tabi tutulan «İstanbul» vapurunun muayene tamiri dün bitmiştir,
Gemi yarın saat 12 de mutad Marsilya seferine çıkacaktır, aÇoruh* şilebi yarın lakende -runa geliyor
5695 ton yardım malzemesi yükile memleketimize gelmekte olan «Ço ruh» şilebi yarın, tahliye limanı o-lan İskenderana gelmiş olacaktır.
Gemi tahliyeyi müteakib tekrar Amerikaya gidecektir,
ADLİYEDE
Betül Aytun hakaret den mahkûm oldu
Erenköyde, kocası Alâeddin Aytu nu tabanca ile vurarak öldürdüğü İddiasile 1 inci ağır ceza mahkemesinde yargılanmakta olan Betül Aytun hakkında yeni bir dâva ikame edilmiştir,
Kocasının ölümü sırasında evlâtlıkları Rukiyeye hakaret ettiği id-dixsile Kadıköy sulh ceza mahkeme sine verilen Betül Aytun 3 gün hapse, 1 lira para cezasına ve 20 11 ra manevi tazminata mahkûm edilmiş, cezası tecil olunmuftur.
Bir otomobil dükkâna girdi
Şoför Mehmed Ali Andişmlşln ida resindeki (Bursa 77) plâkalı otomo bil dün sabah Şelızadebaşından geçerken aksi istikametten gelen E-dirnekapı tramvayından »thyan bir çocuğu çiğnememek için direksiyonu sağa kırmış ve 155 numara U dükkâna girmiştir,
Kaza neticesnde dükkânın cema-kânlan kırılmış ve otomobld» bulu nan Emin. Alâeddin ve Saniye adm da üç yolcu yaralanmıştır,
Yazan : SERMED MUHTAR ALUS
---------- G ---------------
fetliler, edebliler mevcud. îzaka yaklaştı: — Tuu!.. Keşki hatırıma geleydi de seni yanlarına çağirşy dûn, fan fin fan fin konuşaydı nız. İkisi de frenkçeyi yutmuş, her lâkırdıya karıştırıyorlar.
— Pek güzel olurttu, paşa bej. Yazik yazik, ben de (kone-sans) yapardim, yorurlardi, ne •Yorrekt) ne (ala Pariziyen) Fransızça konusduğıunu. Size söylerlerdi; (favör) inizi kaza-nirdim...
— îstoper, derinlere gitme be zirgân!
Gene odasına çekilirken koridorda ayak sesleri, ökçe tıkırtıları duyuldu. Herhalde bir kadın, kim acaba? deminki huri birşej’ unuttu da tekrar çıka gelmesin..
Kapı şarkadak açılıp Ziba hanımın sapsarı benizle, soluk soluğa, kahve rengi ipekli çarşafını ucura uçura içeri girdiğini görünce, kocasında şafak attı, renk uçtu:
gelmekte ve bunlar toptan olarak 140 koraşa kasaplara Tophane mez bahasında satılmaktadır,
Fakat kasaplar Topluna mezba-hammn kurucularilc ı) birliği yapmak «üretil» şahte faturalar tanzim ettirerek eti, en aşağı 220 den aldıklarım lebat edebilmektedir,
Şehrin uous kuzu eti satan kasaptan, bu mezbaha İle ışbtrltği yap nn şiardır,
Diğer taraftan Hıdı; jllezdçn son ra fahrimizde mutadı veçhile kuzu eti, haşşiz ve Giğetaiz olarak satıla cağından fiyatlarda yeniden bir ar - tı* olacağı söylenmektedir,.
Belediye, bu vaziyet karşısında lâ tim gelen tedbirleri almış ve kuzu etine 15 mayıstan itibaren narh koymağa karar verm.; öul’tam ak. tadır.
4 »
ŞAĞLIKf
Süleymaniye sağlık merkezinin çalım alari
Büleymaniyedeki Sağı t Merkezinin çalışmaları genişlemiş, oı bakımdan faaliyeti, kendi auntakası haricine de teşmil edilmiştir.
Öğrendiğimiz» göre, Galebelerin muayeneleri va filmleri ahnarak sıh hl durumları gözden g^ırilmekte-dlr.
Dün vali Lûtfi Kırda: Sağlık Mer kgrini teftiş etmiş, diğer taraftan doğum evi inşaatının biran evvel ik mali İçin emirler vernuştir
Va]i, öğledan sonra da Kartala gitml, teftişlerde bulunmuştur.
•JMİS
Fransız âliminin dünkü konferansı
Şehrimizde buluma Fransız Alimi Prof. Lucien Febvre, düıı saat 17 de, Hukuk Fakültesinde, Fransadaki eon ılım ve fikir cereyanları etrafında bir konferans daha vermiştir.
Konferans^ gençlik tarafından ilgi ile takıb edilmiştir.
dan ilgi
Hukukçular bugün irticali bir münazara yapacaklar
Hukuk Fakültesi ralefaesi, bu gür saat 14.80 da. Marmara Lokalinde, irticali bir münazara yapacaklardır.
Münazaranın mevzuu, Galebelere, münazara baglarıgıctnda ve rilecek ve hemen münakaşasına geçilecektir. Ekiplenn uzun ko nuçmamalan esas tutulmuştur. Kızılay Derneği Beyoğlu ilçe kurulunun intihabını yenile -mek istiyor
29 Nisan 1948 Perşembe günü saat 10.30 da Türkiye Kızılay Derneği Beyoğlu îlçe şube merkezinde yapılan kongrede şube kurulu İntihabı 61 inci madde hükümlerini ihlâl ettiğinden, seçimin yenilenmesi i-cin Ankarada Genel Merkeze ve İstanbul Cumhuriyet savcılığına müracaat edilmiştir.
— Hayırdır igallah!
— O ne? prtalık keskin kes kin, leş gibi lâvanta kokuyor. Yoksa o, düttürü Leylâ karile ispir kılıklı züppe burada mıydılar?
— Kimler yahu?
— Saklama. Denıııı bu hanın kaDiaından çıkarlarken karşı kaldırımdan gözlerimle gördüm.
— Elin şıllığından, itinden bi ze ne; belki üst kattaki komisyoncuya gelmişlerdir,
— Îîavır, mutlaka buradaydılar. İnkâra kalkışma, doğru -sunu sövle bakayım.
— Doodoğrusu vallahi bu;
— Bilirim, vemine şerbetlisin. IKan koca arasında caizmiş: vebali yokmuş dive valan yere yeminleri kıvırmak âdetin dir: arslan gibi evlâtlarının Ö-liirrnîi bile önmek baş huyun -dur. Bu gidişle günün birinde camilin cezanı bulacaksın; tronnhqvlorm, otobı.fillerin al— tında kalıp param paı (;a olaeak-
Gemi mubayaa dedikoduları
Dün Ankaradan dönen Yusuf Aıya Erzin, Aziz Deryayı kabul ederek mütemmim malûmat aldı
Bir müddet evvel, nıübiyaa dedikoduları hakkında, Bakanlık^ temaslarda bulunmak üzere Ankara ya gitmiş olan Denizyolları Umum Müdürü Yusuf Ziya Erzin dun şeh rimize dönmüştür,
Öğleden evvel dairesinde meşgfı] olan Umum Müdür, birkaç gün ev-ve] Amerlkadan donen mlbaaya he yeti reisi Aziz Derya ile uzun uea-dıya görüşmüş, münakaşası yapılan 4 Victory tipi-geminin tamir ve tadilinin ihale, şartları hakkında İzahat almıştır,
Bu defa Yusuf Ziya Erzin yalnız Aziz Deryayı kabul etmiş diğer ge nel müdür yardımcıları gorüşmele re katılmamıştır. Bundun da anla şılacağı üzere Erzin Aziz Deryadan hayli malûmat almış, kendisine ba zı lüzumlu direktifler vermiştir,
Umum Müdürün bugün veya ya rın Ankaradaki temasları hakkında. gazetecilere izaha: vereceği tali min edilmektedir,
M ÜT E E ERRİK
Muhtekir esnafa göz açdırılmıyacak
Belediye iktisat I)ler. M-.ırakabe teşkilâtı, ihtikâr yapan esnafı takip nıaksadile. geceli güud^clü la aliyetine devam etmektedir
Son on gün içinde • anılan ınura kabe neticesinde 1922 esnaf kontrol edilmiş 500 silmiştir.
Dün gece baka kadar
dilmiş, 40 esnaf cezalandırılmıştır,
Diğer taraftan vali Lûtfi Kadarın lhtîkâr yapan esnafın şiddetle takibi hususunda yaptıg. son tamimi müsbet neticelerin; gösterme ğe başlamıştır,
e vakm eeza zabtı ke
ve gece yarısından sa murakabeye devam e
I
İktisud Fakültesi mezunlarının tophantaı
iktisat Fakültesi mâsunları cemiyetinin Ticaret ve Sanayi Odasında her ayın ilk cuma gun j saat 17 den sonra yapmakta oldukları top lantıiara yarın iktisat Fakültesi profesörlerinin de iştirak edecekle ri bildirilmiştir.
Nişanlısını öldüren bir katil 15 yıl hapse mahkûm edildi
Bir müddet evvei Samat; ada kıs kançhk yüzünden nişanlısı Faunayı .bıçaklıyarak öldüren Mustafa Erol dün 2, inci ağır eeza mahkemesin de yapılan duruşma sonunda 15 se ne 14 gün ağır hapse, 2 btu lira taz minata mahkum edilmiştir
Hamdullah Subhi Tanröver diin bir konferans verdi
Hamdullah Suphi Tanrıömer, dün saat 17 de Eminönü Halkevin de «Tarihî Şuurumuz mevzuunda bir konferans vermiştir.
Hamdullah Suphi, konıeraıısın-da tarihimizi bütün şuuru ile can landırmış ve kalabalık bir dinleyi ,cl kitlesi tarafından aiâka ile din lenilmlştir,
sm:
Yahya bey, bitik halde san-£ dalyeye çöktü. Yelek cebinden ** paketi çıkarıp bir aspirin yut-i» tu. Ş
— Hele bak, güya başı tut-S muş. Dara gelince asiprin yut-K r.ıak baş marifetin. Foyan nıeyg cana çıktı da başına kan mı hü-ğ cum etti? Kendi elinle yaka--i{ landın işte. ç
Kavaf zade, ciddî bir surata takınmış, kaşları çatık, kesiktf kesik cevab verdi: |
— Buraya kadın madın, züp^ pe müppe ayak basmadı, Ziba-fc mm. Mühim işlerim var, rica» ederim, boşuna yere nefes tü-| ketme, beni de oyalama. Şabah-£ danberi dakika dinlenmeden uğ'| Taşıyorum. Şakaklaanm zonkî^ zonk zonkluyor. Aspirin imdadı? ma yetişmese kafam çatlıya-*' cak. $
Hızla sandalyeden kalkıp yak zıhanenin önüne geldi; eline? birkaç kâğıd aldı: $
— Bak, aldığım yeni sipariş-$ lere. Şehremanetiııin Çubuklu^| gaz depolarına malzeme verece-^ ğim.. Evkafa salâtiıı camiler i-S cin kurşun vereceğim... îtilâfRİ kıtalarına kereste vereceğim... Hilâliahmere yapı harcı vere-8 ceğim, vereceğim oğlu verece-ğim... |ı
{Devauı\ var)
mu-
|h£/( ŞABAli | Gülistan,, muharririni tie lınkid ediyor
Ben eski Rüıtiiy» tahsili gör «h'öüm için Arabc.dan, F»r. Cadan az («k çakarım. F«rt«l hatam gem i alandl merhum, beni pek severdi, çünkü Sâdl’nln eGülls* tan» ını hemen hemen ezber bilirdim, Oün akyam iyim erken bitti, ev» 8ün kararmadan döndüm. Can* sıkın* tısı ile kütüphanemi karıştırırken «ı İbne «Gülistan» geçti. 8ırf vakit geçirmek, talebelik hayatımı yeniden ya-yamak *çln, şöyle bir karıştırayım dedim. Çocuklukta öğretilen, bilhassa i* yi öğretilen şey kolay kolay unutul-muyor. Ben de evvelâ biraz durakla4 tüm amma, yavaş yavaş açıldım, açıl-d|kça, merakım arttı, merakım arttık(( CŞ Sâdı’nln ne yaman bir münekkit olduğunu anladım. -Hattâ kendi kendime:
- Galiba dedim, Cüürtaa» muharririnin, zamanında tia ikt.dar mevkiine suluk gibi yapışmış parmer mev cud imiş ki, bu emsalsiz üslao, meşhur hikayelerini yazmak mecburiye-tında kalmfş,..
C^rcckten Gülistanda öyle hıkjyel** re9 nusralara rastlanıyor ki, (taha dun güzü açık ve kulağı delik bir «a-zeteûı tarafından kaleme alınmış, mi-fıkralar sanılır. Ancak Sadrım de yanı/dığr oibetier yok değil. Meselâ $u hikâyeyi birlikte okuyalım:
Derıer ki, tekmil hayvanların reisi arslan, canlıların en aşağısı da merkepdir. Maamafih akıllılar; «Yük çeken e»ekfJadaîn yaralayan arslan-dan hayırlıdır.* derler.
Zavallı eşeğin her nekadar idrâki da, yuk çektiği için deleri vardır. Yük tabyan öküzler, erkler, a-dam inciten insanlardan daha iyidir. Kolunun kuvvetine ve mansıbına (yeni Türkçesi verevine) güvenen her knriia halkın malını sebebsiz yere a-i*P saltanatla yiyemez, iri kemiği boğazdan geçirip yutmak kabadır; fakat o kemik #)fceğe ininoe insanın karnını de^er.b
★
3u hikâyeler gösteriyor ki, ediliş -tan* muharririnin zamanında de#4et konseryatuarku-ında eşeklere, gecede •n lira yövmiye verilmiyormuş, ve biçare uzun kulaklar sâdece yük çek-ma işlerinde kullanıyormus. Yoksa i-rili ufaklı bütün hayvanları dUe getiren Şirazh Sadi, bâzı memleketlerde pek geçer akçe haline gelen bu hayvancıkları bu kadar zomınetmezdi.
Kolunun kuvvetine ve memuriyetini: güvenerek, halkın nuhm 9ûcho-öenlerın bu malları saltanatla yiyemi-yecekieri yolundaki iddiayı da \Gü-•lıstan muharririne yakıştıramadık. Hele boğazdan kolayca gecen, karın deşeceği hakkındaki iddia büsbütün gülünç. Misal mi, istiyorsunuz? Evveli işte karaborsacılar... Herife! o-gulları deveyi, hannıdu ile yutuyor-Ur da, banamısın demiyorlar. Son -ra (2S) liralık dövizle Avrupaya gidip, üzerlerinde kat kat mantolarla avdet eden seyyahlar, acaba Sadi'nin zamanında yok mu idiler dersiniz?
Qaha sayayım mı? istisnai muameleye tâbi tutularak başkalarına ya • sak olan ticaret muamelelerini vızır, cayır yapanlara ne oluyor sanki? Hangisinin karnı delindi? vur patlasın, çal oynasın, bakıyorlar.
Lâfın kısası, şayed Sadi
nunda asri mizah yapmıyorsa, hakkak ki, iki adım ilerisini görmekten âciz ve benim kadar saf ve rnâ-sum bir biçareden başka birşey de &ildir.
Hepsi de zevklerine
çiçeği bıır-
hiu -
FIKRACI
Fransız âlimi Lucion muallimlerle konuşacak Şehrimizde bulunan Fransız âlimi Prof. Lucien Febvre, bugün saat 14 de. Muallimler Birliği üyeleri ile bir konuşma yaparak; temsilcisi bulunduğu (Unesco) maksadını tebarüz et tireeektir.
MES.UD BİR DOĞUM
Millet Mecmuası sahibi Cemal Ku tayın evvelki gün bir oğlu olmuştur, Bayan Kutayı ve arkadaşımızı tebrik, eder, Ömer Kutaya rnes’ud bir hayat temenni ederiz.
MAYIS 1948
1364 Rumi Nisan
23
13ü.
JB (• ' Cem Ahır
26
Perşembe
Ruzı Hızır 1 — AY — 5 Gün 127
------
Vahitler Vasati Ezani
S- D. S. D,
Güne? 5 52 9 43
Öğle 13 11 5 02
Itrindi 17 04 8 55
Akş;ı ir. 20 10 12
Yatsı 21 56 1 46
Luısâls 3 57 7 48
6
t
ö MAYW
A
Yunanistandaki
• ■ •
Ekonomik
f
Konferans
toplu idamlar
kütlere u.vm görüş aytıiıtl mev sonraları Nltiad
an ı v& aOi artlli bir
İnönü "C. H. P Başkanı Kaldıkç fBaşınakaledşn devam) uymaıİİg’ı Çankaya ile duğu da «tnua» ı idi ya..
V hikâyedir.. Bakan veya Vekil, kabineden atılır; bunun değilmez şebebi
Törk Delegesi, Türkiye ■in bütün enternasyp' nalis birliklerine iftirâk arzusunda olduğunu bildirdi
Cenevre: 5 (A,A,) y- Çüono mlk konferansında Türk ^1« gasyonu başkanı Karaostnân oğlu, umumi k&tlblİk taıafu). dan hazırlanmış ojaıı iktisap rapor münftsebotlle söz alaı'âk 1 Türkiye Cumhuriyeti hüküm» ] tinin milletleri birbirine yak- i laştjracak ve milletlerarası yardımları kolaylaştıracak büı tün enternasyonal İş birlikleri ] ne daima gücünün yettiği de- ( recede iştirak arzusunda bu ! lunduğunu ve bunu her vesile * ile izhar ve isbata çalıştığını söylemiş ve Türkiye hükümeti 1 dünyanın nıaddl ve manevi | kalkjnması, umumi refahın ge j llşmesl yolundaki teşebbüslere ı yalnız Birleşik Milletler ana yasasının 53 inci maddesi 1 hükmüne riayet etmek gayesi j İle değil bu umdeler bilhas j sa kendi Ekonomik temellerini J teşkil eden prensip olduğu i-ı çin candan alâka göstermek-1 tedir demiştir I
Türk delegasyonu başkanı., 5 bundan sonra, çok düşük olan hayat seviyesinin yükseltilme-1 si İçin lâzım gelen tedbirleri 1 gözden geçirmiş ve Avrupa j memleketleri arasında bir an 1 e7vel ticari münâsebetin geliş j nesi ve genişlemesi lüzumu- 3 ns. işarette bulunmuş ve beya j natınm bu noktasına gelince i Ekonomik komisyonun bir j çdk fırtınalı münâkaşalarına | sebebiyet veren Almanya ile ] ticari münâsebet bahsine te- ] mas etmekten çekinmemiş ve 1 bunun bir çok memleketler ije j beraber hassaten Türkiye için 4 büyük bir ehemmiyeti olduğu! nu tebarüz ettirmiştir. Bunu ! müteakip komisyonun şimdiye q yişle bahsederek, gelecek me| saisl için hayat pahalılığı Ue ) ve ticaret münasebetlerine ma ( ni olan engellerle milcadelej lüzumu üzerine umumi dikka S tl celb için bir çok deliller ile « ri sürmüştür, i
Rusya dahilî istikraza baş vuruyor
Londra, 5 (A.A.) — (Nafen) Sovyet hükümeti 20 milyon rub le yâni nominal kıymeti 2 mil-1 yaı 105 milyon dolar olan bir dahilî istikrazda bulnmaya karar verdiğini bildirmiştir. Bu istikraz millî iktısad ve kalkın-1 ma işlerinde kullanılacaktır. Yapılan istikrazın faizi yüzde 4 olacaktır. Ve 20 sene de amor tı edilecektir.
Maliye Bakanı Kosygin Moskova radyosunda bu istikrazın yapılacağını bildirirken Stalin parafından hazırlanmış olan harb sonrası beş senelik plânın kat’î mahiyette olan üçüncü senesi masraflarını karşılamak ve muayyen damandan evvel tahakkukunu sağlamak gayesini güttüğünü söylemiştir.
Milletlerarası turistik sergide Türk pavyonu
--—----
Nevvork: 5 (A,A,ı — Millellerara sı Turistik sergi Nevyorkta açıjmış tır
Sergiye İştirak eden Türkiye pav yonunu Türk haberler bürosu ter tip etmiştir, Basın Yaym Genel Mu dürlüğünce buraya gönderilen ne fls Türk sanat eserleri ve memleketimizin muhtelif sahalardaki ba şarjlarını gösteren fotoğraflar bü. yük bir rağbet görmektedir. Sergi i çin bastıılan yenir broşür kapışılmaktadır, Türk pavyonunu gezen lerin sayjsı günde on binleri aşmaktadır, Kiralandığı halde son gelişmeler yüzünden aç-Jamayan Çekoslovakya pavyonu siyah bir tahta perde ile iptal edilmiştir Türk pavyonuna bitişik olan bu di ğer perdenin yanında Türkiyenln canlı eserleri manalı bir tezat teş «11 etmektedir.
Sergi liufta sonuna kadar timm ıdeceklk
İngiltere hareketi iyi karşılamadığını bildirdi, Yunan kabinesi değişiyor etmediğini söylemi» ve şunları ilâve etmiştir:
- Fakat şayet pu gibi toplu idam larjı vuku bulduğu doğru iâe, keyfiyet pıgijiz unjuıty eftânnda gayet ciddi bir tejbki husule getireöek tir,»
Atina: 5 (A,A,) — Başbakan 3oı fulis ile Başbakân yardımcısı Ve t)ı şişleri Bakam Çald^rls, Yapan ka bineninde değişiklik yapılmasına karar verinişlerdir,
Atina raçiyosu, M, Çaldarlsle Spfu lisin müştereken 6 Bakan tarafından Yunan, seçim sistendi ve İla çalışmacı hakkında bir rapor hazırlanmasına karar verdiklerini bildirmiştir,
OcıdA. t (Af*) -şr İncili? hük(k-Vvua/nHAııçiakl KopUlfrlstlç. rth V)ptu Mamı ûıeselâsî hakkında dımhaktşı oldutu endi?# vo hu-zUfauzluftu btjgun İzhar ^tmlştir, biŞişlori Baîçanlığ} Û___________
ffUft aoıkiaaıtına, ,
fînftdaki Iılöllia diplomatla temgl
ı sözoUatinün bu illa, göre hükümet A . -------------temsil
çı’.atittdop durum hakkında derhal etrtçfiı bir rapor istemiştir,
£lr basın toplantısında bu konu da sorulan muhtelif suallere cevap veren sözcü, dün 152 Komünistin 1-dam edildiklerine ve 900 kişinin da ha 3 yıl evvel Yunanistan iç harbi sırasında işledikleri cinayetler se oebilele idam edileceklerine dair haberlerin henüz resmen teeyyüd
I
1
Fransız Dışişleri Bakanının demeci
»
Fransız
fflliiıleault dünya duruiMunnn ümit görmediğini^ aksinıi iddianın caniyane bir şey olacakımı bildi reh
Paris, 5 (A.A.)
siyasî muharrirlerinin- vermiş oldukları öğle ziyafetinde söz alan Fransız Dışişleri Bakanı M. Georges Bidault ezcümle şun lan söylemiştir:
— Bizi daimî surette meşgul eden ve faaliyete sevkeden mesele, emniyet meselesi olmuştur.
Fransanın daima Avrupanın kalkanı olduğunu belirten Dışişleri Bakanı, bu vaziyetin Fran savı müdafaa tedbirleri almağa sevkettiğini, fakat infirad-da emniyet aranmaması gerektiğini. aksine olarak infiradın emniyetin zıddı olduğunu belirt m iştir. -----------------------
s’ıall plânından bahsetmiştir.
Marshall plânı hakkında izahatta bulunan M. Bidault, bu plânın Avrupanın esas hayatı-ı elzem olduğunu söylemiştir.
Sözlerini bitirirken Fransız Dışişleri Bakanı istikbale olan ümidini belirtmiştir. Bu sırada U'Lhaissş) gazetecilere lıitab e-den M. Bidault durumun ümid-siz olmadığını, bunu söyliyen-lerin doğruyu bildirmediklerini, bu hareketin caniyane bir şey olduğunu söylemiştir.
Attmanyada kapatılan komünist gazetesi
Bundan sonra M. Bidault, iş birliği sahasında elde edilen mu vaffakiyetleri hatırlatmış, Fran sa - İtalya arasında gümrük bı ligi, 16 1ar birliği ve Mar-
İngilterede siyasî mülteci muamelesi gören Rus Albayı
-----o-----
Londra; 5 (APı — . Daily Heraldu m siyasi muharriri Ewerin yazdığına göre, Rusların Almanyadan A-merikalıjar tarafından .kaçırıldığı nı iddia ettikleri Rus subayı Taso I yev «siyasi bir mülteci» olarak İngilterede bulunmaktadır,
werin verdiği izahata göre; Rus albayı geçen ay Bremen’deyken, İn giltereye iltica İçin müracaatta bulunmuş bu talebi İngiltere tarafın ' dan tetkik edildiği müddetçe Bre-menden kaçarak saklanmaya muvaffak olmuştur, (
| ederseniz iki şey yazarım, et-k mezseniz yazmam!» demiş ve l sonra nedense yazmaktan vaz ? geçmiştir.
} Cavid bey müdürün odasın -! dan çıkarken benzi sapsarı idi. i Kendisi dışarı çıktığı ve hapis l hanenin Yenişcfrire nazır cephe k sinin sağındaki sehpaya götü-( rüldüğü esnada hiç mütelâşi / davranmamıştır. Fakat alınan ‘ malûmata göre, koğuşunda bii l tün günü bir tehevyüç içinde k geçirmiştir.
? Cavid bey kürsüye geldiği za J man orada vazifeten hazır bu-J lunan tabib adliye demiştir ki: V — Cahid bey buradadır. Seli lânı söyleyiniz, çocuklarımın i ve refikamın gözlerinden öp-( sün. -
IBunu müteakip Gaziye ve heveti hâkimeye de selâm söylemelerini ve yapılan işin A-rabca bir âyet ve Tjirkçe bir be-yit söyleyerek zulm olduğunu ifade etmek istemiatlr.
Daha sonra hükmü çeklere:
— Hadi vazifenizi
Demiş ve masaya
«masanın üzerinde sandalyeye oturayım mı » diye sormuştur. Kendisine ayakta kalması söy -tenmiş ve boğazına ip geçirilerek Jıükijm infaz olunmuştur.. Cavid bey horuz gibi bağırarak ölmüştür.
infaz ede-
körünüz
çıkacak
Düsseldorf, 5 (A.A.) -
«Vol koseho» adındaki komünist ga-zi'iesi Ingiliz resmî tebliği ahkamınca Alman gazetelerinin müttefikler arasındaki anlaşma yı ıfsad eder mahiyette haberler yayınlamasını meneden müt tefik emirlerine karşı gelmiş ol mak suçile Renanya ve Vesta-falya eyaleti Ingiliz valisi tarafından üç ay müddetle kapatılmıştır.
Volkescho» gazetesi 24 nisanda, Italyan seçimlerine dair yorumlar ve komünist partisinin, bir beyannamesini neşretmiş ve bunlar Amerikalıları tahkir eden mahiyette görülmüştür. Kapatılma kararı bugün yürürlüğe girecektir. Bu surette Renanya ve Vestafalya eyaletinde bundan böyle hiçbir komünist gazetesi çıkmıyacak-tır. Çünkü Volkescho bu bölgede çıkmakta olan komünist gazetelerinin sonuncusu idi.
tden afal
‘ i hastâlık ve yorgunluktur. Başbakan çekilir, illeti mâ-. razdır. Ba palavralara ve yalaklara çeyrek asırdır kadar ı ve kaııaliie yapıiaiı hiçbir zaman ııa o hangi onun doğruluğuna inanmak gibi bir ruh hâli içine daldı. İşte buna rağmen ve lıer tekzibin behemehal doğruyu yalahlapıa olduğuna inanmaya mütemayil bıılıınmâ-tMiıa rağmen, ömrli boyuuca, bir defa bu son tâk/.lbe inanacaktır. Ve Kasan Saka !)• İsmet İnönü arasında bir ihtilâf olmadığına ve olaınıyacağına iman edecektir.
İsmet İnönü, Halk Partisinin
Genel Başkanı kaldıkça ve Dlec -listeki çoğunluk en mühim dâva -larda yüksek direktif ve işaretleri gene ayni Başkandan almakta devam ottikçe, Kabine Şefi ile, Devlet Şefi arasında bir ibtlluf nasıl düşünülebilir? Çankaya’dan Halk Partisi Liderlerine hiç İlham ve telkin yapılmadığı iddiasına da kimse inanmaz. Çünkü son misâl ve delil, bu hallerin vukuuna kâfidir. Polis salâhiyet kanunu konuşulurken ve encümenlerde Celâl Bayar’-ın çok mttlâyim ve mutedil olan istekleri kabul ediluıiyorek reddo-luııurken, birdenbire bir sabah öğrendik ki, Demokratların bile istemeği akıllarından geçirmedikleri kadar Liberal bir metin encümende ve hattâ Mec|latelfi Halk Partisi çoğunluğunca kpbul edilmiş -tir. Bu neticenin çok yüksekten gelen bir işarete uyularak yapıl -dığı da kimse için bir sır olarak kalmış değildir.
Bu şartlar altında, Haşan Saka - İnönü ihtilâf) bir vahime hududunu aşamaz, hiç bir tekzib olmasa bile...
Maamatih bu münasebetle bir noktaya işaret etmek lâzımdır. Bir gün Başbakanlığa 25 yıllık Şef rejiminde hizmet etmiş ve itaate ve boyun eğmeye alışmış olmayan bir zât getirilir de, onunla Devlet Reisi arasında bir İhtilâf çıkarsa, bizim eldeki Anayasa böyle bir kör düğümü çözecek kudrette değildir. Meclis, hükümeti tuttukça, Kabi -ne Şefi Cumhurbaşkanının işaretlerine uymaz ve aymayabilir. Cunı-hurreisi de hoşuna gitmeyen böy -le bir kabineden kurtulmak için hiç bir imkâna mâlik ve MeclİBİ feshetmek salâhiyetim haiz değildir. Yalnız kabinenin sunacağı kararnameleri ve kanunları imza etmemek gibi menfî bir tavır takınabilir, amma bu da kaç gün sürebilir? Haşan Saka ile bahis mevzuu olmasına imkân olmayan böyle bir hâli nazari bakımdan derpiş etmek ve ona göre Anayasamız üzerine biraz eğilmek yerinde olur.
A. Cemaleddin Saraçoğlu
lara v« yaja&ia-rek asırdır nü memleket o alıştı, hiikûınetlp ağzı j)e lalile yapılah tek/ıblerln hakikate uymadığı -kadar şanid pldu ki, şimlli hâdiseyi hükümet yalanlama doğruluğuna inanmak gl
iller Penkes nın İstanbul s u b e s i
Ankara, 5 (Hususî) — iller Bankası Genel kurulu tarafından bankanın îstanbulda da bir şube açması kararlaşmıştır. Ancak hâlen banka için münasib bir bina aranmaktadır.
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
4
1
Yazan C*« E
Tefrika !Ko. 254
İkinci olarak doktor Nâzım beyin sözü beni idâm ettirmiş-asılmıştır. Doktor Nâzım içeri- tir» demektedir. Nail müteaki -de vasiyetini söylemiş ve dı -şarıya çıkarken biraz çırpınmış tır. Sehpada ip boynuna geçirildiği zaman;
— Efendiler
bu mes'elede kativen alâkam ve sun’u taksirim yoktur, demiştir.
Üçüncü olarak asılan Nail içeride hükmün tebliğini müteakip
«— Karar âdilânediı.» demiş. Ve hâtıra defterine bir şeyler not etmiştir. Nail bu yazısile, oğluna, hitap etmekte ve «an -nenin ve kardeşlerinin gözlerin den öperim. Amcanız size baba olacaktır. Bu mes’ele ile katiy-yen hiç bir alâkam yoktur. Yalnız Reis Ali beyi katiyven tev-Lih etmeyiniz. Doktor Fikret
ben hükmün tebliğinde hazır bulunanlara:
«— Reis ve Kılınç Ali bey-L-r.e mahsus selâm söyleyin hük mü adaleti ifa ediyorlar, kendilerine hiç bir yoktur- demiştir.
Dışarıda sehpa irilerek masanın ğ’ zaman ayni sözleri etmiş ve: «Milet sağ olsun, vatan payidar clsun, yalnız dü -ğömü arkaya getirin* demiştir.
Müteakiben masanın üstün -deki sandalyeye oturmuştur. ^Kendisine ayağa kalkması ftı -tar edilince, gülerek «daha evvel aşılmadığım için bilmiyorum, yalnız düğümü arkaya ge tirin» demiştir. Bundan sonra
dargınlığım
üzerine ge-iizerine çıktı-tekrar
-w
af
Komünist tahrikâtı yapan Agob ve Piyer Mahkeme dâvayı yetkisi haricinde bularak dosyayı askerî mahkemeye veriyor Ankara, 5 (Hususî) — Fransız kilisesi ve Kançilarya binalarına orak çekiç işareti yaparken yakalanan Piyer Gazeryan ve suç ortağı Agob Tarakçı hak iarında yapılan duruşmaya bugün devam edilmiş ve Agobun avukatı söz alarak Agobun komünist olmadığına dair bazı şja-hidJerln bulunduğunu bildirmiş ve bunların da dinlenilmesini istemiştir. Mahkeme şalıidlcrln âmme şah idleri olarak dinlenilmesine lüzum olmadığına karar verdikten sonra Savcı esas hak kında mütaleasını lb İldirerek her İki sanığın hareketlerinin millî hisleri sarsıcı mahiyette komünistlik propagandası oldu-
ğunu söylemiş ve cezalandırılmalarım istemiştir. Bundan son ı a sanıklardan Pivor avukat! olmadığı için müdafaasını hazır lamak üzere mehil istemiş ve diğer sanık Agobun avukatı mü dııfaasını yaparak Agobun bilmeden yabancı propagandalara kapılarak kendisini komünist zannettiğini, komünistliğin ne olduğunu bilmediğini bu bakım dan millî hissiyata aykırı herhangi bir harekette bulunmadığını söylemiştir. Mahkeme danışma safahatına nazaran dâvaya bakmaya yetkisi olmadığından dosyanın Askerî mahkemeye şevkine narar vermiştir.
Ticaret heyetimiz Alman-yadan dönüyor
Al-
Ankara, 5 (Hususî’ manyada Anglo Sakson işgal bölgesile yapılan ticaret müzakerelerinin kesilmesinden sonra heyetimiz geri çağrılmıştır. Heyet başkanı bulunan Dış Ticaret dairesi başkanı Mahmur Sevda dönsşte Yunanistana uğ-rıyacak ve Yunanlılarla yapılacak ticaret anlaşması için temaslarda bulunacaktır.
C.H.P. Meclis Grupunun tu günkü toplantısı
Ankara, 5 (Hususî) — Halk Fartisi Meclis Grupu yarın yapacağı toplantıda din tedrisatı hakkıpdaki raporun ikinci kısmîni müzakere edecektir. Raporun bu kısmı bilindiği gibi İmam Hatib mektebleri açılması ve üniversiteye bağlı bir ilâ-hiyat fakültesinin kurulmasına dairdir.
Alnıanva ’le ticaret
Ankara, 5 (Hususî) — Aııglo Sakson işgali altında bulunan Almanya ile yapılacak ticaret anlaşması için Ticaret Bakanlığında ilgililerin iştirâkile yapılan toylantı sona ermiş ve hâlen Almanyada bulunan heyetimizin temaslarından müsbet bir }ıetice çıkmıyacağj sonucuna varılarak heyetimizin geri çağırılmasına karaj verilmiştir. Al manyaya satılacak olan tütünlerimizin mikdarı işgal makam ları tarafından 5 milyon kilodan bir buçuk milyon kiloya indirilmiştir.
Fi’istine gitmek istiyen gönüllüler
Ankara, 5 (Hususî)
tin savaşları için Türkiyeden gönüllü kullanmak üzere teşeh biisler vâki olduğuna dair haberler tazelenmişfir. Daha ziyade eski subaylar nezdinde bir takım müracaatlar olduğu bazı kimselerin ticaret veya seyahat gibi sebeblerle Şama hareket ettiği söylenmektedir, çevrelerde bu hususta malûmat olmamakla beraber resmî istihbarat müessenelerine bazı raporlar gelmiş olduğu iteri sürül inektedir.
Filis-
Yetkili
I
hüküm infaz edilmiştir.
Dördüncü olarak sabık Ardahan. mebusu Hilmi bey asılmıştır. Hilmi bey dışarıya sü -kûnetle ve etrafına bakınarak gelmiş, masaya çıkmış ve «müsaade eder misiniz, bir iki söz söyleyeyim? fakat meııfî söyle-nıiveceğim» demiştir.
Kendisine söyleyip ne yapacağı sorulunca, hükmü infaz e-deceklere:
«Vazifenizi yapınız, beni asan lava hakkımı h.e^l ediyorum. Allaha ısmarladık» demiştir. Ip çekildiği zaman uzun bırakıl -mis olduğundan, sehpa ayakları açılmak suretile devrilmiş, Hilmi bey yüzüstü düşmüş ve1 vüzündeıı biraz yaralanmıştır..1 Yüzündeki başka bir ten sonra muştur.
Yeni ceza kanunu idâm hükümlerinin eyyamı resmiyede infazını menetmesi lıasebile hü kiimler saat yirmi dörtten evvel infaz edildiğinden cesedler öğleye kadar teşhir edilmeye-lek saat yedi ile sekiz arasında kaldırılmışlardır.
kanlar yıkanarak! gömlek geydirildik- ) hüküm infaz olun-J
t
Som
idareci ? ----- gözile
aktOaliteler
---
yok., yok., diyor, mukabil, vilByat, büdçeslrufen lira ayırıp bir spor salonu istiyormuş, Beden Terbiyesi anoak, 260 söylemi», harıl
I
Bıın-
19
An-
Caka illeti ve Belediye ile Vilâyet büdceleri
umhuriyetin bir dakika mu harrirl sayın D. N. Bolu vilayetinde yşl yok» su yok, r-
lektrik yok, temizlik yok, kanalizasyon yok, oturacak ev yok, otel yok velhasıl
Buna 160 bin yapmak
Müdürlüğü bu salonun bin liraya yapılabileceğini şimdi vilayet bunu temin İçin hem ao bin lira arıyormuş-
İşte, mahalli idareler, büdçeierının muvazenesini imkânsız bırakan sebeplerin biri de budur.
Bolu'da şimdi kimin vâli olduğunu bilmiyorum. Eğer bilseydim, bunun sebebini derhal izah edebilir idim. Vâ-linin norede tahsil ettiğini, vâli ol -mazdan evvel nerelerde bulunduğunu, genç iken spor işlerile ne dereceye kadar ilgili olduğunu araştırır, ve 250 bin liralık spor salonunun inşasındaki, sebeb ve âmilleri teker, teker sayardım. (Froyd nazariyesine istinaden) Meşrûtiyet devrindeki vâliler de böyle idi. ?
Ooktor olan vali, hastahanelere mü hendis olan vâlı, yollara ehemmiyet verir idi. Ziraat mektebi mezunu vali, numune bahçeleri yapdırtır idi.-Polisten yetişen vâli, vilâyetin asayişine, jandarmadan yetişen vâli, vilâyet jandarmasına, askerden yetişme vâli, askerlik işlerine ve nihayet muallimlikten yetişen vali, mekteplere o-hemmiyet verir, idi.
Kendisinden evvel, herhangi bir işe başlanmış ve oldukça mühim, bir kısmı başarılmış işler, olduğu gibi bırakılır. milyonlar heba olur ve yeni valinin yetişmesino ve hevesine uygun işlere yeni yeni varidatlar tahsis o-lunur idi.
Ne mutlu o vilâyete ki, yeni başlanılan işin bitmesine kadar, dirayetsiz vâli, mevkiini muhafaza edebilmiştir.
Vâlilerin bu şekildeki keyfi hareket leri, vilâyetlerde iş programı hiç olmamaktan ve yahud mevcud ise, vekâletin, vilâyetleri bu programa riayet etmelerini temin etmemesinden I-leri gelmektedir.
'Bükünlerde Büyük Millet Meclisine takdim edilen mahalli idareler kanunu tasarısı münasebetile yukarıdaki misâli, vilâyetler büdçesı noktasından canlandırmak çok yorınde olur.
Memleketimizde, vilâyet ve belediye büdceierini maatteessüf, bu gidiş ile, bugünkü mantalite ile. tevzin etmek imkânı olmayacaktır.
Vilâyet ve belediyenin, spor salo-nundan evvel yapılacak hayati ce işleri dururken, spor salonu maları, mevsimsizdir, israfdır, (Devamı Sa„ 5; Sü.t
yüzler-yaptır* halkın
1 def
I
Meclis kürsüsünde göste rilen ekmek hakl ında
Ankara, 5 (Hususî)
dan bir müddet evvel, buğday meselesi hakkında bir soru vermiş olan Burdur milletvekili Ahmed Çınar, sorusu münasebetle yaptığı konuşmada Yeşilova mıntakasından getirmiş olduğu bir ekmek numunesini mil letvekillerine göstermiş ve millete mısır koçanından ekmek ye direnlerin cezalandırılmasını istemişti. Bugünkü Ulus gazetesi ı esilovadan aldığı malûmata gö re. Ahmed Çınarın bu ekmeği bizzat kendisinin imal ettirdiğini iddna etmektedir. Ve işin bir propaganda gayreti olduğunu yazmaktadır.
19 M^yıs kosu’u başladı
Ankara, 5 iHpsusî)
Mayıs Gençlik bayramı günü Ankarada son bulacak olan bay rak koşusu dün Gümrü sınırından başlamıştık. Sınırdan alınan toprak bir muhafaza içinde Çoruh, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu üzerinden 12 Mayısla Samsuna getirilmiş olacaktır.
Ankara cinayetinin şahitleri dün de dinlenildi
Ankara, 5 (Hususî'
kara cinayeti şalıidlerinden iki tanesi daha bugün Bolu ağırce-za mahkemesinden gelen istinabe gereğince şehrimiz birinci asliye ceza mahkemesinde dinlenmiştir, ilk olarak dinlenilen avukat Melâhat Aktan Sultanın kendisine katilin Re-rid olduğunu söylediğini bildirmiştir. Diğer şahid Aliye Esirgemez Celâdeti tanıdığım, Ce-Igdetin kız kardeşinin katil Haş mettir diye söyle işin içinden cık dediğini duymadığını söyledi.
MECLİSİN DÜNKÜ TOPLANTISI
Ankara, 5 (Hususî) — Meclis bugün 15 te Ali Fuad Cebe-soyıuı başkanlığında toplandı. Gündeme geçilmeden evvel söz alan Millî Eğilim Bakanı kdy okullarının ııışası için hazırlanan tasarının Meclise verildiğini bildirerek bir an evvel ka-nuniyet kesbetmesi için geçici bir komisyona havale edilmesini istedi. Teklif kabul edildikten sonra söz alan Ticaret Balkanı Mani4a (Milletvekili Muammer Alakantın bziraî sigorta ve Ege bağcılarının borçla-
rı lıakkında,ki surulariinı önü-. müzdeki pazartesi günü cevab vereceğini söyledi ve gündemde görüşülecek bir şey bulunmadı I ğ-ndan oturuma son verildi. _ Meclisin dünkü toplantısı . isan ayında yurtda sari hastalıklar
Ankara, 5 (Hususî’ — Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından tebliğ edilmiştir;
Nisan 1948 ayı içerisinde bütün yurdda 35 lekelihummd, 130 tifo, 5 dizanteri, 30 sarisa-lıava, 91 difteri, 28 kızıl, 35 şarbon vak ası tesbit edilmiştir.
Çeşidlı bölgelerde yapılan de vaıulı çalışmalar sonunda bulaşır..1 hastalık vak’aları geçen yı) lın nisan ayına nazaran az olduğu gibi geçen aya nazaran da tifüs vak’alarında yüzde 16,6 tifo vakalarında yüzde 8,4 i-zalma görülmüştür.
Bu ay difteri vak’alarında yüzde 15,1, sarisahaya iltihabı vak’alarında yüzde 66,6 artnia miışahede edilmiş olup gerekli tedbirler alınmıştır.
Kızamık nikahları sayaısı azalmakta devam etmekle beraber hastalık tamamen sönmemi'? bulunduğundan halkımızın haftalıktan korunmak için has lalarla temastan çekinmeleri ta vat ve olunur.
Sağ-
Santralda abonelere ça-
Telefon derdi hakkında açıklama
Gazetenizin 12-3-948 günlü nüshasında yayınlanıl! (Telefon derdi) başlıklı yazı görüldü.
1
Iışan cihazların her 24 saatte b’r sistematik muayeneleri ve her altı ayda bir de otomatik devrelerin tekmil irtibatlarının muayeneleri yapılmakla beraber, ayrıca her 24 saatte bir defa da lokal ve jonksiyona 300 kadar çağırma yapılarak kontrol muayeneleri de yapılmaktadır.
Mart 948 içinde yapılan muayenede normalin üstünde bir arıza görülemediği gibi, kontrol muayenesi neticesinde de 6760 çağırma içinde ancak 13 ünün yalnız numara olduğu ve buna göre de hatâ nisbetinin ylizde 20 yî geçmediği tesbit edilmiştir ki, bu da normali aş-mıyan bir hatâdır.
; Abone telefon postaları ve kadran muayeneleri neticesinde, santralla abone postası ara-(sındaki şebeke bağlarında da zafiyet tesbit edildikçe gerekli yenilemeler yapılmakta olup, mart 948 ayı içinde 10.000 metrelik abone hattı yenilenmiş bulunmaktadır. Yine ayni ay i-ç'nde abone ihbarları üzerine yapılan muayeneler neticesinde 40 abone kadranı değiştirilmiş olup, bu da kadi'An hatâsının normalin üstünde olmadığını gösterir.
2 — Küçük santrallara bağlı ?bonelerle yapılmak istenen konuşmalara gelince:
Mezkûr santrallar vasıtasile yapılacak konuşmalarda santral memuru tarafından aranılan abonenin meşgul bulundu ğıı cevabı verilmekle kontöı. çağıran abone namına mükâle-me yazmadığı gibi, santr^ldar vol verilse bile istenen abone telefonunu açmadıkça kont “i konuşma kaydetmemektedir.
Bilgi alııırçiasını rica riırı.
u m, T. îşletn'.e
üdüıii
1
t
I
A
ede
t
I
r
V
'A
(
*
I
—w
)1
4
TENİB4B1H
0 MAYIS 15)48
f
----
Borçka bucağınd gıda maddeleri fiatları
Tütün satirlerinin üç yüzden iki yüz kuruşa düş-tnesif müstahsili fena duruma düşürdü
------u------
Artvin merkezinde hayat gün geç tikçe pahalılaşmaktadır, Bu arada p-da maddelerinde hayli yükseldik »ardır. Soğan altmış kuruşa oda bulunmuyor, Mısır kırk kuruşa ve buna göre her yiyecek fiyatlıdır, Rençberler ekseriyetle tütün ekmiş satamadıklarından parasız bir hal de yiyecekleri hariçten temin i-çın müşkül bir vaziyette kalmışlar dır Son günlerde Borçka da tütün, piyasası üçyüz kuruştan açılmış i ken iki gündenberi Tekel idaresi nin iki yüz kuruşa düşürmesi de. tütün müstahsillerini müşkül durumda bırakmıştır, Zaten yiyecek ekmeyen rençberler bu hal karşısında tütünlerini satamamaları ve
• gıdalarının dışardan teinin suretile
çcfc bahahya mal olması yüzün den çektikleri sıkjntı yetmiyormuş gibi yiyecek mısır bulmak müşkü I lâtile karşılaşan vatandaşların du rumile yüksek makamların alâka I lanmasmı dileriz, I
Bolu ve Düzce gençleri arasında samimî temaslar
Düzce: (Hususi) — Aralarında sa mimi bir hava yaratmak ve mevcut dostluğu arttırmak maksatlarile Bolu Gençlik klübü Sanat Okulu «porculen, Ortaokul izcileri 18 nisan 1948 pazar günü saat 11.00 de Düzceye geldiler, İzciler Düzce or vaokulunu gezdiler saat 15 te sanat okulu voleybolcüleri Düzce Gençlik klübü voleybolcüjeri İle kar I şılaşmjşlardır. Birinci seti 15—2 gi bi büyük farkla takım almış, ikinci seti ve Düzce Gençük klübü 3—11 i ken üst üste 12 sayı olarak 15—11 al nuşt-ır, Son set te Düzce Gençlikten Sami Bozkurtun güzel oyunu île D. G, K, tarafından alınmıştır
Bunu müteakip saat 16,15 te Bo lu Gençli—Düzce Gençlik futbol ta kimi maçı başladı. Hakem Adapa-2arlı Sulu Emin maçı iyi idare et ti30 cü dakikada güzel bir şüt ile Düzce ilk gölü kaydetti. Oyun çok güzel ve heyecanlı geçti, ikinci dev rede de hiçbir gol olmadı, oyun 1—0 D. K, K nün galibiyeti ile so na erdi. Misafirlerimiz saat 20 00 Boluya hareket ettiler,
Uiucak-Kızıliizüm köyleri arasında ihtilâf
Kemalpaşa: . (Hususî) — Öteden beri Kızılüzüm ile Ulucak köyü a-rasmda şuur yüzünden açılan geçimsizlik bir türlü hal edilememek tedir, Bu İş ptk müzmin bir hal al nuştır, Köylüler adilâne bir kararın tecellisini beklemektedir,
Evvelce verilen birbirlerine zıd iki karardan bahsediliyor, Kararın bi risl bîr köyü, diğeri öteki köyü memnun etmiştir, deniliyor,
II idare heyetinden mürekkeo bir heyet huzurile , tetkik ettirip köylüleri bu azaptan kurtarmaları beklenmektedir,
Düzce belediye doktorluğu
Düzce (Hususî) — Bir ay önce istifa suretile ayrılan belediye hekimimizin yerine tâyin edi ten belediye doktoru gelerek vazifesine bağlamıştır. Yeni dok torumuz esnaf iş mahallerile satış yerlerinin temiz olması hususlarında çok titiz davranmak tadır. Bilhassa yiyecek maddelerinin kapalı yerlerde bulunma ti, seyyar satıcıların camlı do-1 Joblar kullanmasını temin etmiş' tiı-. Aynca belediyenin maddî yardımına tâbi tutulan fakirleri de parasız muayene etmektedir.
Bir açıklama
P. T, T, Genel Müdürlüğünaer: fağıdaikl mektubu aldık:
Yeni Sabah Gazetesi Yazı İşleri
• Müdürlüğüne:
a
EVKAFIN KULAKLARI ÇINLASIN!
Bandırmada Haydar çavuş camii harab Evkaf idaresi bu tarihî mâbed alâkalanmadığı için yağmurlarda kûbbe sıvaları dökülmekte kubbe direklerinden oluk gibi sular akmaktadır Bandırma: (Hususî) — Evvelce bu sütunlarda bahsettiğimiz gibi bugünde Bandırma Haydarçavuş oamllnin evkaf idaresince tamir e dilmediğlden kubbenin akmakta ve sıvalarının dökülmekte olduğunu bildirmiştim. Son günlerde yağan yağmurlardan kemerlerindeki sıvalar da yelpaze gibi dökülmekte, kubbeyi tutan uzun sütun direkle rinden oluk gibi' sular akmaktadır. Suların bu tahribatı karşısında ca mlinin ikiye bölünerek dağılması ve yıkılma tehlikesini yalnız evkaf i-dareslnden başka görmeyen anlamayan kalmamıştır, Evkaf idaresi hâlâ vurdum duymazlık yapar ta
ISuriyeye kaçırılan 19 hayvan yüklü buğday .........o----
Nusaybine 17 kilometre mesafede snriye hududunda gümrük muhafaza memurlarıyla kırk dakika müsademeden sonra yakalanan hay-vanlerdu Suriyeye geçmeğe muvaffak oldular
miri için gereken tedbirleri bir ân evvel almazsa bu tarihî mabedin yıkılmasına bu günden oldu bitti nazarile bakabiliriz,
Azametli Türk tarihinde kahramanlık destanlarının kıymetli hâtı rajarını taşıyan, Atatürkün arzu ve emirlerde Bandırmaya ve Bandırmaklara hediyesi ve hâtırası o larak kalan Hahdarçavyş camiine karşı evkafın göstermekte olduğu bu ilgisizliğe nasıl mânâ verebil!-— riz, Yoksa büyük Atanın ebedileşen bu İlâhî eserini imhamı etmek tiyorlar?
Mustafa Evyapan
İs
S
Gaziantep: (Hususi) — perşembe günü Nusaybine metre mesafede Suriyeye kaçıran bir kafile ile gümrük mu hafaza memurları arasında 45 da klka süren uzun bir müdademe ol muştur, Müsademe neticesinde ka çakçılardan bir kişi buğday yüklü dört beygir öldürülmüş bir beygir de yaralanmıştır, Aynca 18 buğday yüklü hayvan yakalanmışsa da ka çakçılar hududun yakın ve müsade menin gece olmasından istifade e derek Suriyeye kaçabişmlşlerdlr,
-------o-------—
Zonguldak’da bir istihlâk kooperatifi kuruluyor
Geçen
17 ’kilo buğday
Tarlhden bir yaprak |
Islâmiyette mezheb ihtilafı
r* •• *
öunnı
Demirci orman bölge şefi Sadri Şenol kendi namı hesabına müsaade almadan Bardakçı köğünde kat'iyat yaptırıp kereste biçtirmiş. İhbar üzerine keresteler cilrnıünıeşhud halinde yakalanmıştır.
Şenol vaka mahalline giderek jan damlalara bu keresteleri bırakın Bakliyeleri vardır demişse de bırak mannşlardır,
28,3,948 pazar günü Sadri Şenol Nevzat Türkoğlu ve vaka İle alâka bların ifadelerini alan C, Savcısına Nevzat Türkoğlu: Keresteler Sadri Şenolundur ben ondan satın aldım içinde damgasız kereste oldu ğunu bilmiyordum Demiştir,
Bunu müteakip Gördes İşletme müdürü kazamıza gelmiş lâzım gelen tahkikatı yapmışsada hâdi se üzerineden tam bir ay geçtiği halde Sadri Şenol ne vekâlet emri ne ahnmış ne işine ne de başka yere Bu hâdise Demirci yasindeki havayı Ziraat vekâletinin
man genel müdürü sayın Mashar Dikerin dikkât nazarlarını çekerek alâka göstermesini beklemekteyiz, Hüseyin Balcı
Demirci: Hususi) — Orman bölge şefi Sadri Şenol kendi namı he I sabına müsaade almadan Bardakçı köyünde kat’iyat yaptırıp ve ayni köyde kereste biçtirmiş, kazamıza bir saat mesafedeki caddeğirmeni-ne taşınmıştır, Bu kerestelere nak üye kesmiş ve Salihli kereste tüccarlarından Nevzat Türkoğluna satmıştır, Bunu haber alan kazamız geçirlerinden Kasım. Özağar ve Şerif Kazak hâdiseyi C, Savcılı ğrna ihbar etmişlerdir, Hâdiseye derhal el koyan C, Savıcı Nusret İ ren 27/3/948 i 28/3/948 e bağlıyan gece vaka mahalline jandarma göndermiş Nevzat Türkoğlıınu kaçak kereste ve ehil olmıyan eller tarafından damgalanmış kerestele ri yüklerken suç üstü yakalatmış--tır, Kereste yüklü kamyonlar ka zamıza getirilmişlerdir. Bu kereste yi yükllyen kamyonlardan biri böl ee
şefi Sadi Şenola aittir. Sadri
son verilmiş nakledilmiştir, efkârı umumi-bulandırmıştır,
ve bilhassa or
Kemalpaşa Bağcıları mağdur bırakılıyor
Devlet, 19'f7 de don ve soğuktan zarar gören müstahsilin borç larıntn bir kısmını kaldırmış, banka ve miiesseselere olan borçları tecil edilmişti. Bu sene de tahsilatın istihsal ayı sonu olan Eylüle bırakılması isteniyor.
İstanbul
Gazetenizin 5/4/948 günlü nüs-kasnida yayınlanan (Osmanlyeliler telefondan şikşyetçi) başlıklı yazı görüldü,
Devre durumu müsait olmadığın dan Osmaniyeye konuşfa seansı ve r’Jemediği gibi İstanbul ile konuş-Bûa’arma da imkân elvermemekte dir İmkân husulünde Osmaniyenln hu isteği de göz önünde tutulacak far»
Kemalpaşa; (Hususi) — Geçen yıl don hâdisesinden uğradığı yüzde yüz zarar dolayısile 948 senesinde mai şet darlığına ve işletme sermayesi bulmağa büyük müşkülâta uğrayan müstahsil, yeni endişe ile karşı kar şıya bulunmaktadır.
Bunun hakikate mutabık olup ol madiği bilinmemekle beraber, şayet mutasavver İse müstahsilin şu ezgin devresinde bunu tatbik etmek çok acıklı olacaktır. Esasen, devlet bu emsali görülmemiş don felâketi üzerine arazi borçlarını kaldırmış, diğer banka ve müesseselere olan borçlaı tecil edilmiştir. Bunun mânâ ve medlulü, müstahsilin bir sene müddetle acz içinde kaldığının ifadesidir, Bu itibarla tahsilatı istihsâl devresi sonu olan Eylül nl hayetlne bırakmak hem idari, hem de İçtimaî adalet bakanından bir tedbir olur kanaatındayız, GÜBRE İHTİYACI
ilçemizin en mühim dertlerinden birisi de gübre ihtiyacıdır. Burada meralar olmadığından çiftlik gübresi hemen yok gibidir, Onun için kimyevi gübre baş rollerde gelir,
947 istihsâl yılında tabii ânzalar sebeblle büyük bir kriz vücut buldu ğundan bağçdarın heyeti umumiye al gübrelerden faydalanmamışlar-I dır,
Ziraî donatım mUessesesi süper tos I fat ve amonyom nitrat gübreleri ge I tlrmiş ise de miktarları pek az oldu Sundan bu da bir kaç varlıklı müs tahsil tarafından istihlâk edilmiştir,
Amonyom nitrat gübresinin gerek kirazlar ve gerek bağlar üzerindeki tesiri fevkalâde olmuştur.
Maalesef bu gübre bitmiş ve gele ceği hakkında da müesseseden katı bir şey öğrenilememiştir, Zebzecller de bu gübrelerden faydalanmak is tediklennden bu mübrem ihtiyacın âcilen temin edilmesi gerekmektedir,
HAŞERATLA MÜCADELE
Meyva ağaçlarına musallat olan haşerelerin imhası İçin ziraat daire since gerekli tedbirlerin alınmakta olduğu görülmektedir, Bilhassa bu işler için Amerikadan yeni getirilen son sistem büverizatör tulumbalarının on İki adedi faaliyete geçmiştir,
Bağcıları çok sevindiren ikinci bil l]kç daha gelmiştir. Bu İlâç D, T, T. ve göztaşı ile kükürt cevherle ri mürekkebatından yapılmış bir toz olup bağlarda pronos, külleme ve diğer mantarlı hastalıkları kökün den imha edecek vasıfta olup olma dığı denenecektir, Şimdilik ilçemize bu İlâçtan yüz kilo gönderilmiştir, Ziraat fen memuru İlâcı bu hastalılara en çok maruz olan bağ mın takalarına sile tevzie tecrübeleri
Emetin Afşar köyünde muhtar seçimi
Emet: muhtarının istifası hasebile boş ka
lan muhtarlığa geçen pazartesi gü nü yapılan seçimde sıfıra karşı 179 rey İle Demokrat Parti adayı İsmail Öztürk muhtarlığa seçilmiş bütün ilçemiz çevresinde bu seçim memnuniyet uyandırmıştır. Osmaniye kaymakam lığ,
Osmaniye: (Hususi) — Osmaniye kaymakalığına tâyin edilen İzmir ilinin Çeşme kaymakamı Edip Elgin ilçemize gelerek görevine başla miştiT
atılmak .üzere müstah-başlamıştjr, ve bizzat yakından takip edecek
(Hususi) — Afşar köyü
Zonguldak (Hususî) — Kö-müı havzası memur ve işçileri, merkezi Zgnguldakta olmak üzere bir istihlâk Kooperatifi kurulmasına girişmişler ve bu kooperatifin (Mahdud mes’uliyet lı Kömür Havzası istihlâk Kooperatifi) adı altında teşekkülü, Bakanlar Kurulunun 13-3-948 gün ve 3-7212 sayılı kararile ka bul edilmiştir. Zonguldak Kömür Havzası memur ve işçilerin den maada, havza dahilindeki Devlet dairelerde Bankalar ve müesseselerden maaş, ücret veya yeymiye alanlar da bu Kooperatif ortaklığına girebileceklerdir.
Kömür havzasının belli başlı ihtiyaçlarından birine cevab verecek olan bu kooperatifin kuru luşu muhitte memnuniyetle kar şılanmıştır.
Karadeniz cahillerinde ki serseri I
mayinler
Zonguldak (Hususî) •— Son günlerde Zonguldak ile İstanbul arasında seyreden vapurlar bir çok serseri mayına rastlamışlar ve vapurların kaptanları keyfiydi ilgili makamlara haber verin işlerdir*.
Bu defa Zonguldak - İstanbul arasında daimî surette mayın, araması yapmak üzere Bartın adındaki Mayın Tarama gemisi tahsis edilmiştir.
Bu geminin arama ve taramaya devam ettiği öğrenilmiştir.
Osmaniye adliyesı için b-na bu’unanryor mu?
Osmaniye, (Hususî) dan bir müddet evvel ilçemize gelen salâhiyetli mühendisler, şimdiki adliye binasının çürüklü ğü hakkında bir rapor vermişler di. Bunun üzerine vekâletten bu binanın değiştirilmesi hakkında bir talimat gelmiştir. Ad liye binasına en müsaid yer o-lan, Tekeler oteli müsteciri ile konuşulmuş, fakat mal sahibi otel mefruşatını daha yeni aldı ğmdan bu teklifi kabul etmemiştir.
Söylentilere göre bu bina, adliye için verilmezse Osmaniye ağırcezası Ceyhan ilçesine kaldı nlacakmış. Şehrimizde adliye-nin oturmasına müsaid bir çok binalar varken, yalnız bir bina üzerinde duçuması, dikkati çek mekte ve binasızlık vüzünden n-ğırcezanın başka yere nakli memleket hesabına hakikaten bir kayıb olacağı kanaati ileri sürülmektedir.
ZongulHakda yo’cu iskelesi in$a ediHyor
Bonguldak (Hususî» kiyemizin en önemli sınaî merkezlerinden biri olan Zonguldak (a bir yolcu salonunun almayışı ve mevcud iskelenin bir kısmı da, Devlet Denizyolları tarafından bir eşya konulması türlü açmıştır.
Şehrimizin bu
• •
Bun-
Tiir-
deposu haline şikâyetlere yol
Bilgi alınmasını saygılarımla rica ederim P, T) T) i9ıetıne
Ottiel-Müdürü
Şehrimizin bu mühim ihtiya cini göz önüne alan Hüüûmet, burada bir yolcu salonu inşasını kararlaştırmış ve inşaata başlanmıştır.
, Çayda kar
Çay: (Hususî) — Dün saat (21)’ de başlıyan kar bugün sabah seki ze kadar devam etti Sokaklar tar lalar bembeyaz kapandı, Çarşamba ya müsadif pazar kur olduğu İçin kurulamadı. Halk kaldırmış olduğu sobalarım yeniden kurdu, atyaz olmamasına rağmen şiddetli soğuk devam etmektedir»
ON günlerde îstanbulda ki din uleması arasında şiddetli bir münakaşa çıkmış, bunlardan bir kısmı diğerlerini Şiî propagandası yapmakla itham etmişlerdir. Bu münakaşaların ne kadar ciddî olduğunu bilmiyorum. Dünyanın milliyetçilik cereyanile yo-ğurulduğu, bilhassa bir takım siyasî mezheblerin hâkim bulunduğu bir devirde din propagandalarının ne dereceye kadar muvaffak olacağı meşkûktür. Islâm dünyasındaki mezheb mü cadeleleri daha doğrusu Islâmi-yette siyasî ve dinî ihtilâflar Hazreti Muhammedin ölümünden sonra meydana gelmiştir.
Halk arasında din işlerinde şiddet gösterenlere, «Zehad» namını verdiler. Bunlar halk arasında müstesna bir içtimai mev. muhavere geçti: Beşir: ki sahibi oldular, Kur’antn müb hem remizleri, Hadislerin noksanlı rivayetleri ulema arasında şiddetli münakaşalara sebeb oldu. Bu suretle beynennas ihti-lcflar vâki olunca din mertebeleri de tehalüf etti. Müteaddid ınezheb fırkaları kendi havasında «Zahid» ve (Âbid» namını verdiler.
Fırkai Naciyeden olan Ehli-sünnet kalblerini dünya gafletinden koruyup ve nefislerini İAUahın rızası İd a hasfedenlere «Sofi» denilerek bu namla te-meyyüz ettiler.
Bu isimler, Hicretin ikinci asrının sonuna |doğru kullanıldı. Sofi ünvanı ilk defa olarak Küfeli (Ebû Haşim) isminde bir zata verildi.
Islâm istilâsı genişledikçe, bil hassa İslâmiyet doğuya doğry uzadıkça karşısında asırlardan-beri kendi hars ve an’aneleri i-çinde yaşıyan muhtelif milletlerin mukavemetile karşılaştı I-ran gibi çok eski ve zengin bir medeniyet, çölden gelen mukavemetsiz kuvvete karşı hiç ol-m azsa manevî istilâlini koru-yacaktı.
Islâm dininin süratle yayıl-masile Iranda başka medeniyet ve dinlerle de karşı karşıya geb di. Doğrudan doğruya olmasa bile Hind medeniyeti, Musevilik tesiratı Suriyeyi baştan başa kaplamış olan hıristivanlık nii fuzuı eski Yunan filozoflarının mütercem eserlerde doğan fikir cereyanları bütün tekâmül üzerinde tesir icra ediyordu.
Vâsi Islâm memlaketlerinin her tarafında birçok mozheb ve meslekler vücuda gelerek biri-birile şiddetle çarpışıyordu.
Bilhassa Arablar arasında hilâfet münazaalarından çok istifade eden baniler, Hazreti Hü-şeyinin evlâdını Sâsanilerin vârisi ve muakkibi addederek «Eh libeytin hukukunu müdafaa» perdesi altında Arab milletine ve Islâm diniue dehşetli darbeler vurdular.
Zaman zaman şiddetlenen Şiî ve Sünnî mücadelesi Halife Os-manın öldürülmesile yerine geçen Hazreti Alî zamanında başlamıştır. Gerek Hazreti Ayşe ve gerekse Şam valisi Muaviye Hazreti Alinin Halifeliğini kabul etmemişler, çıkan «Deve vak’ası» nda, Hazreti Ali'ye yenilmişlerdi. Bu suretle başlıyşn rekabet hafifiiyeceği yerde gittikçe alevlenmiş ve nihayet mu azzam kuvvetlerin çarpışmasına dolayısile İslâm dünyasının ikiye ayrılmasına sebeb olmuştur.
Kûfedo bulunan Hazreti Ali îslâmiyette herhangi bir ihtilâfın çıkmasını arzu etmediği içiıı Cerir adında bir zatı Şanı-da bulunan Muaviyeye göndermişti. Muaviye biat teklifine cevab vermek let istemişti: kazanıp harb mal etmekti.
Ansaldan sir) Hazreti Osmnnın kanlı göm leğini getirmişti. Gömlek Mua-vivenin eline geçti. Muaviye, halkı mescide dâvet. ve yaptığı büvük bir ietimada kanlı gömie-ği ahaliye göstererek Hazreti Osmnnın intikamını almağa a-halivi dâvet eyledi. Halk Mua-viyenin müessir sözleri karşısında ağlamağa başladı. Muaviye, Cerire hitaben: ,
— Ahalinin galeyanını gör 1 dün mii? Git Aliye söyle.dedi, | Cerir Medin^ve avdetle vaziyeti Hazreti Aliye anlattı. O da j büyük bir ordu hazn'lıvarak Şam üzerine yürüdü. Bunu ha- j alan Mıım’iye de, derhal as-
Şiî mücadelesinin menşei kerî tedarikâta girişti. Yakın adamlarından olan Amr ibni Aa Muaviyeyi harbe teşvik mak-eadile:
— Korkma Alinin askeri azdır. Hem de Basra maktulleri-
azan*
Cemal
hin ciğerleri yanmış alcrabası-dıılar. Çoklan Alinin aleyhinde dir, dedi.
iki İslâm ordusu SvEfin ovasında karşılaştılar. Harbe tutuşmadan evvel Hazreti Ali Muaviyeyi itaate davet etmek i-çın (Beşir bin Amr) ile birkaç zatı tekrar kendisine gönderdi. Beşir ile Muaviye görüşmeleri esnasında aralarmda şöyle bir
Os-için için hep
için dört ay müh Maksadı zaman hazırlıklarım ik-
('Numan bin Be
— Ya Muaviyı ’ Müslümanları tefrikaya düşürme, Emîrel-mü'minîne itaat et. Ehli İslâm arasından bu fitneyi kaldır.
Muaviye:
— Sahibiniz size böyle söylemeği mi tavsiye eyledi.
— Evet, sen Hazreti Peygam bere karabet ve dini îslâmda sahibimizden daha haklı değilsin.
— Reyin nedir?
— Davet olunduğun emri
Hakka itaat etmektir.
— Osmarun kan dâvasını terk mi edelim, öyle mi? Mua-viyenin bu, sözü üzerine bh sırada Beşirin arkadaşı Şiyt de söze karıştı:
— Ya Muaviye sen Osman in kanını mı taleb ediyorsun? man muhasarada iken ne asker göndermedin? Ne onu kurtarmadın? Bunlar senin fesadındır.
Muaviye bunun üzerine fena halde hiddetlendi:
— Haydi gidiniz. Sizinle bizim aramızda kılıçtan başka birşey yoktur.
— Bizi kılıçla mı korkutuyorsun. Acele etme, kılıç meydanda nasıl oynanacağını göreceksin.
I-Teyet geri dönüp vaziyeti angınca bu ihtilâfın harbsiz hfdledilemiyfeceği anlaşıldı. Nitekim bir müddet sonra harb başladı ve Zilhicce ayının sonuna kadar sürdü. Muharrem a-ymda kan dökülmemesi için Hazreti Ali yine anlaşma zen.1-ni aradı ve Muaviyeye bir heyet gönderdi. Fakat Muavivc Hazreti Aliye biat etmemekte ısrar ettiğinden bir anlaşmaya varılamadı. Muharebe şiddetlendi. Her gün sel gibi kan akı-(Penamı 6 acıda
Nll
I ARADA SIRADA |
Bu Milletin teveccühü nasıl kazanılır?..
o ■ alk Partisinin hemen he-men her kongresinde âza
■ ■ lardan bir kaçı kalkıp; milletin kendilerinden nefret ettiğini ve Halk Partisini bugünkü duruma getirenlerin mesu-1 olduğu nu söv 1 üyorla r.
-Evet, Ol'tada Lir
o da milletin artık eski teranelere kulak aşmadığıdır. Çünkü hâdiseler eskisi gibi gizli kapaklı kalmıyor, en ufak noktasına kadar milletin gözleri önüne seriliyor. Şüb-hesiz bunda muhalefet partisinin büyük rolü vardır.
Gerek Halk Partisinin ve gerek se Demokrat Partinin bugünkü güttüğü siyaset birbirlerini kötüle mekten ibarettir. Demokrat Parti Mecliste mürakabe vazifesini gördüğünden iktidar partisinin hareketlerini tenkid etmek salâhiyetini kendinde bulur. Zaten milletin istediği de budur. Çünkü hükümetin alacağı kararlar, sadece milletin menfaatlerile mukayyettir. Binae-naJeyh millet Demokrat Partiden hükümeti daima kontrolü altında bulundurmasını ister.
Halk Partisine gelince:
Halk Partisi iktidar partisi olduğu için yaptığı işlerden dolayı Meclis huzurunda her zaman hesab vermiye mecburdur,
muhalifleri incitmemek şartile. Muhalefet; kendilerinden sorduğu vakit bir mecburiyet tahtında değil, seve seve, bir vazife telâkki oderek hâdiseleri bütün çıp laklığile ortaya koymalıdırlar. Yoksa benim şu kadar senelik bir mazim var, halbuki sen daha dün kü çocuksun sen benden nasıl hesab sorarsın şeklinde değil. Meselâ; Denizyolları meselesini ele alalım:
Denizyolları; ihtiyacını karşılamak üzere Amerikadan gemi satın alıyor. Bu gemilerin lüzumlu tadilâtı için buradan heyet gidiyor. Derken heyet komisyon aldı diyor lar bir ikinci heyet gidiyor. O da kifayet etmiyor bu sefer umum müdür gidiyor. Hepsi de işi sağlam bir kazığa bağlamadan teşrif ediyorlar.
Mecliste bir iki milletvekili tarafından birinci heyetin komisyon alıp almadğma pıldığına dair takrir
iaştırma Bakanı Mçclita kâfi evde tenvir eCumadiğinden, kında Meclis sonışı umlmasj niyor. Derken iş katlanıyor, panıynr amma
kenara, not alıyor.
Memlekette döviz kıtiığı var diyorlar. İhraç edecek bir şey bulamadıklarından buğdaya çullanıyor lar. Bu sefer kıtlık baş gösteriyor. Köyler açlıktan bü\ilk şehirler de arpa yemekten kırılıyor. Amma ça resi? Yeni mahfiffllo kadar Amorf-kadan buğday almalı. Mesullerinden lıeaab somluvor. Biri kalka-
Ancak
hesab
gibi işler ya-veriliyor. U-dore-hnk-iste-Ka-
..t-nnda millet bir
Yazan: Ali Z. Çobanoğlu
rak:
— Tezvirat. hep tezvirat diyor, öteki kalkarak:
— Millet daha De istiyor? diyor.
işte bütün bunlardan ve bunla ra mümasil mazide vukubulmı vftJiyİAp. do UHaizıv
lerden sonra Halk Partisi milletten sevgi bekliyor.
Millet için Halk Partisinin Df m ok ra t Partinin veya başka bir partinin iktidara gelmesi mavzuu-bahis değildir. Hepsi memleket evlâdıdır, hepsi bizdendir. Ancak iktidara geldikten sonra millet unutmamak şartile.
Ben Halk Partisinin yerinde olsam millet nazarında iadei itibaı etmek için, milletin en çok neye ihtiyacı varsa evvelâ onu ele alı nm. Bugün milletin sıkıntı çektiği ve her şeyin başı olan pahalı lık denilen belâyı ortadan kaldırmalıdır. Bunun için de müteaddi defalar yazılarımda zikrettiğim g bi hükümetin cezri tedbirler alması icab etmektedir. Yoksa bu işler derhal komisyonlara havale ediliyor, parlak vaidler yapılıyor fakat hiç bir netice alındığı yok.
Başbakan yurd gezisine çıic ırak şarka gidiyor, köylülerin derdleri-ni dinliyor, alâkadar olacağını, -a-adediyor Ankaraya döndükt -n ı )n ra unutuyor. Yoksa hükümet hakikaten geniş mikyasta : nl-, et gösteriyor da acaba bizim mi haberimiz olmuyor? Ziyanı yok -a-pılan işleri en ııfak teferriatına kadar izah etsinler. Millete lu , ur sunlar. Zannetmesinler ki t? rd çıkar da:
— Siz de amma tuhaf aduı irsiniz. Ne yaptınızsa başımıza ( kıyorsunıız, der. Bilâkis goş ui miz iftiharla kabarır.
İşte sel âfetleri. İşte ta)- » ı ’ ’ bir avuç buğdayı o da mahvolan, barakası yıkılan köylüler: Ne yapılmıştır? Ne yapılmaktadır jı-kurovayı sel bastığı zaman bil lalla vukubıılmaması için derhal lâzım gelen tedbirlerin, inşaatın ı-pılacağına dair olan vaidl ?nlen hangisi kuvveden fiile geçti? C- -rişan bir vaziyette kalan köyü', itin acısını unutturacak ne gibi dunlarda bnlupujdıı? Hepsi meçhul. Sonra (Millet daha tiyor?). Demek lar, fbryadlar, nıareleri.
Yapılan işler
kaldıkça, milletin kafasındaki istifham asla silinmez. Seçim z.am 1 nı geldikten sonra sandık başları da halktan rey rica etmek pa etmez. Milletin topyekûn sıkıntıl ’ rıııa çare bulup, refaha kavuştuı lursa propagandaya dahi ihtiya yoktur. Çünkü millet kendisini . reni bilir. Hiç bir vaidin tesiri a tıııda kalmadan elini vicdanın ı U yarak sandığa reyini atar.
.Lli Z. Çubııı.-'ig'
yar-j'nça e işbu kadar y.ı_jıia .
ikâyetlor keVıt ■-
milletçe meçhul
î MAYIS
r
fBaştarati 1 incide) dişi dtetlâra bol keseden İkram ettiği bir Rusya seyahatine işti -râk ctirllmiş zevattan mürekkeptin Rı ciheti geçeliıp...
Mtskof doktoru bizim Paristeû har^etimizdenberi katettiğiıniz binerce kilometrelik mesafeyi hekimsiz yaptığımızı işidince hayretinden gözleri fal taş1 gibi açıl-d ve göğsünü kabartarak:
— Bizim burada- doktorlaTimız var, hem de üç tane... Dedi ve kom Sularımdan biriue bir asiprin kaşesi isteyip istemediğini sorduktan sonra, mağrur ve uıüftehir uzaklaştı...
İşte bu üç doktor saatlerce va-goı un kulvarlarında dolaşıp hasta aralılar, durdular ve bu da gene (tn turist» idi...
î i tek im (Smolensk) istasyonuna yavaş? yavaş girerken arka vagonda beni traş eden dazlak kafalı berber de «înturist» idi.
Sınolensk’de
(rSm(riensk) e gelince trenden indik.
Bizim trende, hususî bir vagonda bizimle seyahat eden kara polis de indi.
İstasyonun holüne girdik. Polis de girdi.
îçki içtik. O da içti.
Gezmeğe, doşlasmağa çıktık. Po lis de peşimizden gezmeğe, dolaş -mağa çıktı.
Komünist propagandası
Smolensk harbde Alman gurur, ce berutunun baş eğdiği ve., güya hür rivetin muzaffer olduğu Smolensk şehri.
İstasyon pisti, çünkü tren* burada ancak on dakika duracağından gösterişe, alâyişe ve propa -gandaya lüzum görülmemişti.
Oparlörler bir Rus havası ulu -yoriardı. istasyonun her tarafında yerlere uzanmış gruplar göze çarpıyordu. Meğerse Ruslar ara-sıra bir seyahat cezbesine tutulurlar, başlarını alıp yola çıkaTİar ve bu sar’a sona erinceye kadar seyahat ederlermiş-
Bunlar arka salonda çadır kurmuşlardı. Yiyorlar, içiyorlar, sigara dumanlıyorlar ve yerlere tükürüyorlardı. Kapılana önüne bile yığılmışlardı. Dışarı çıkabilmek i-çin üzerlerinden atlamam icap etin-------------------------
Harb esnasında şiddetli boğuş -maların ceryan ettiği çamurlu mey daniıkta küçük, yüksek ve dar tekerlekli, çeşidli arabalar duru -yordu ve bu arabaların üzerinden birkaç batindan arta kalma kir ve yâğ tabakaları vardı.
Moskof murdarlığı
Sonra paçavra, meşin ve derinin acaip bir şekilde birbirine karış -masından husule gelmiş, tuhaf elbiseleri üst üste giymiş bir sürü kalabalık göze çarpıj'ordu. Pat - I rikler gibi göbeklerine kadar
kaili ve omuzlarına kadar murdar ve müstekreh bir sürü... Ve bun-ların arasında şaşılacak dcreccd» güzel, sarı saçlı ve kömür gözlü gpnç bir kız, sokaktaki bir su birikintisinde çamaşır yıkıyordu.
Bizim Fransa da şömendöfer rne murları kırmızı işaret, flamaları kullanırlar. Burada ise kızıl rengin hususî bir mânâ ve ehemmiyeti olduğu iem Moskof sömendöfer çileri san flamalar laıUanıvorlar.
Ertesi sabah bu sarı flamalar
birdenbire dikkat nazarını çekecek dereced» çoğaldı. Bunları siyah kaputlu kadınlar, ellerinde tutu -yoriardı. Gösteri ve alâyişin baş -ladığına göre, Moskovaya yaklaştığımız anlaşılıyor.
(Lenin) in resmini taşıyan lokomotifleri barındıran makine deposunun nihayet görünmesi, bizim lokomotifin hüzünlü hüzünlü herbi ri 3 defa düdük çalması ayni red i şaretinden sonra verilen (menfur-bahşişi cebine atan ganili lokanta memurunun telâşlı gidip gelmele -ri ve nihayet (Stalin in dört insan boyundaki resimleriue sık sık rastlanması da isbat ediyordu ki, Moskova garına gtnnek üzereyiz.
Moskova, bütün Sovyetler Birliği Cumhuriyetlerinin başşehri ve milletlerarası komünizmin musad-de9’ Kâbesi olan Moskova, işte nihayet karşımda duruyor.
Moskova güzel ini? bilmem, . . Bana dedilerdi — Göreceksin» bir şehirdir!..
Belki ilkbahar
yıs ba-yraını için her şey elden geçirilip donatıldığı vakit Moskova güzel olabilir. Fakat ben kış Mos-kovasını gördüm ve anladım ki, şarkta bulunmaktayım.
Moskova ilk bakjşta insaaıa büyük bir şehir gibf değil de koca- -man, alabildiğine yayılmış bir ka-, saba hissini vermektedir.
cGorgi • caddesinde son süratle ilerleyen otomobilden tenbel yüriiyüşlü, halkı, kocaman kılıçlı polig memurlarını ve kaldırımlar üzerinde kaynaşan insan ğını seyrediyorum.
Elleri arkasında sağa laşmaktan başka birşey
yan bir erkeğin nezareti altında karlan, buzlan Idireven kazınalı, kürekli kadınları da görüyorum..
Sonra üzeri altın harflerle he -zenıniş şu kızıl bandrollerin ne- de mek istediklerini anlamaya çalısı -yorum.
On dakikada (Stalin) in İliç olmazsa yüz resmile karşılaştım ki. bu da bana başka bir memleketi ve başka bir rejimi hatırlattı.
Fakat bu manzaralar İnç şüphe yok ki, gözlerimden pek kayıp geçiyor.
Otele gelip formaliteleri den1 sonra - Aman Allahını
d&r da kanşı-k ve mebzuldü formaliteler - zarif odamı tesellüm ettim ve dışarıya çıktım.
Ve işsiz güçsüz herkes gibi kızıl meydanın yolunu tuttum. Günlerden de bir pazar günü idi...
j------- yarın ---------------
İLeninin Mezarında
ki:
Moskova giizel
geldiği ve 1 Ma-
kalabah
sola do-yapma -
süratle
ikmal-ue ka-bu
sa-
• • •
AAAA/A /* AAZ'^/VVZ'
İdareci %öz !e al tüaliteler
Caka iCeti ve Belediye ile Vilâyet tiidceleri
Ba; taralı 3 ünciide İhtiyacını görmemek tir, sezmemektir..
250 bin liralık spor salonu İçin büd-çe açıftı vcrnıck, mıntaka halkı ile efelenmektir ve günâhtır.
*
İşte bu sebeblerden dolayıdır ki, bu günkü şartlar altında mahalli idarelo-re, merkezin Velâyet salâhiyetini kaldı rıp tam hır ademi merkeziyet prensibinin tatbikini temin etmek ve bin-netice, büdçelerı üzerinde keyfi ta- ı sarruflarda bulundurmak yersizdir.
Almış küsur vilâyet olduğuna na -X zaran, bu yerinde olmayan, tesislerin / meydana getirilmesi İçin lüzumu ola-J sak tahsisat mıkdarı belki, milyonla-? ra varacaktır. Merkez, mevzuu bahs ? tahsisatı noreden bulup, bu vilâyet ? veya belediyelerin büdçe açıfeım kapa- j tacaklır. ?
Veyahud, yeni tasarı, yeni varidat J kaynaklan bulduğu takdirde, mahalli) mıntaka halkının dişinden, tırnağın • j dan artıraoagı ve vilâyet voya bele- i diye vergisi diye verecekleri beş on j para, vâli ve belediye roislerınin key- ( fi heves ve kaprelerine mı harcedlle- 5 çektir? J
8tı lüzumsuz vaziyetlere mahal bı- 5 rakmamak için, yoni tasarının bir ( maddesi, mahalli ınıntaku ihtiyaçları, j ehemmiyetlerine göre, sıraya konula- ( rak, umumi hır program halinde tat-J bikini vfılıiere eınretınetldlr. (
Bir kelime ııe, vi|öyet voya be|ed|. ( ye hlorintle mahalli te.|«ere boç v0. j , ya ou senelik, programlar ; bunların haricino
4 eüılınclidlr.
Olimpiyat binicilik ekini seçimleri
Ankara: 5 (AA.ı — Olimpiyat ol nicilik ekip seçmenlerinde (Milli Savunma Bakanlığı Kupası, çift parkuru yarın stadyomda saat 15,30 da yapılacaktır. 3u mtisaba kaya ( 15» at kayıtlıdır ve iki par kur üzerine yapılacaktır,
Tasnif her iki parkurun puvan yekûnlarına göre hesap edilecektir,
Yârm ayrıca stadyomda .fGenel Kurmay Başkanlığı Kupası» komple binicilik müsabakalarına katılan at ların üçüncü inanı atlama günüdür. iki kategori halinde iştirak e decek müsabıkların parkurları da ayrı ayrı olacaktır. Değişik dört parkura )31) at katılacaktır,
Mukavemet müsabakaları bugün bahçeli evleri Güneyinde saat 9.00 da başlamış ve saat 13.00 e kadar devam etmiştir,
Saat 11 de sayın Cumhurbaşkanı malyetlerile (kros, arazi koşusunu görmek üzere teşrif buyurmuşlar ve müsabakaları yakuı ilgi ile takip buyurmuşlardır.
Dünkü (resajı at terbiyesi ve bu günkü mukavemet' ınüsabakabı rı sonuçlarına göre yapılan tasnifte tekrrik ve muvakkat dereceler şöyle
yapılırtıp
Çikılınaınası, temin
İOARECİ
TENİ 8ÂBII
Ingiltere Araklara ihtaratda bulundu
e ■ •
fBaştarafı 1 incide) neticesinde bu bölgede bir muta -reke tahakkuku kolaylaşmıştır.» Londra 5 (AP) — Bugün A-vam Kamarasında beyanatta bu kınan Sömürgeler Bakanlığı müs teşarı David Recs Williams, 4 E-kimle 24 Nisan tarihleri arasında Filistin çarpışmalarında 2300 Yahudi ve Arabla 201 İngilizin öldüğünü söylemiştir.
ötenlerden 1300 ünün Arab ve 1000 inin Yahudi olduğu tahmin edilmektedir.
Ayrıca müsteşara göre, 2500 A rablâ 2000 kadar Yahudi de yaralanmışlardın.
Birleşmiş Milletlerin mütareke komisyonu
Kudüs 5 (A.A.) — Reuter A-jansı muhabirinin bugün resmî bir İngiliz kaynağından öğrendiğine göre, birleşmiş milletlerin 3 kişilik Filistin mütareke komisyonu, mukaddes topraklara sulhun avdeti meselesini Arab devletlerinin temsilcileri ile görüşmek üzere Şe ria’ya hareket etmiştir.
Ayni kaynağa göre, bu görüşmelere Suriye, Lübnan ve Ürdün iştirak edecektir.
Birleşmiş milletler mütareke ko misyonu Fransa, Amerika ve Bel-çikanııı Kudüsteki başkonsolosla -rındaıı mürekkebdir.
Kııdüsün himayesi
Lake Succeşs, 5 (A.A.) — Vasilik konseyi, dün Kudüs şehrinin himayesine matuf tedbirleri ihtiva eden raporun tcdklkini bitirmiştir. Bu vesika aşağıdaki üç neticeye varmaktadır:.
1 — Arablar ve Yahudiler Ku-düsün eski mahallesinde ateş kes emri verilmesi hususunda muta -bık kalmışlardır.
Son Dakika
-T -w ■■ V
2 — Konsey, manda hükümetine 15 Mayıstan evvel Kudüs için tarafsız bir belediye komitesi kur masını teklif etmektedir.
3 — Konsey, mukaddes yerlerin emniyetini sağlamak için yüksek Arab komitesi vo Yahudi ajansı tarafından sarfedilen gayretler ü-zeriııe genelkuruhın dikkatini çek inektedir.
Müşahidler, evvelki gün siyasi komisyonda ve vasilik konsoyin-de yapılan müzakerelerin ışığı al tında Amerika tarafından sunulan muvakkat vasilik plânının tatbik imkânları pek az olduğu kanaatine varmışlardın.
Tifo
Londra 5 (A.A.) — Filistinds ' tifo hastalığının başgöstermiş olduğu Akkâ şehrinde bu hastalığa tutulanlar arasında 46 İngiliz ıs keri ve polisi de mevcud bulun -maktadır.
Bundan başka 26 Arab mültecisi de tifoya tutulmuştur. Dün diğer Ingiliz polis ve askerî birlik leıine şehri terketmeleri için e-mir verilmiştir.
ARAB KURTULUŞ ORDU3U TEBLİĞİ
Şam: 5 (A.A,) — Arab kurtuluş ordlıjan komudanlığı tebliği:
Mühhn Haganalı kuvvetleri dun gece Safad'deki mevzllerimize hücum etmişlerdir. Düşman büyük za yiata uğramış ve tord edilmiştir Muharebe devanı etmektedir,
Kudiiste Ingiliz askeri makamla rı topçumuzun ateş kesmesini iste mlşler, aksi takdirde bataryalarımı zı imha etmek üzere uçak kuvvet lerini kullanmak zorunda kalacakla rım bildirmişlerdir.
Diğer cebhelerde- kayda değer bir şey yuttur,
Toprak ve Orman kanunlarının tâdili
Hususî Orman sahihleri istimlâk bedellerini geri vererek yeniden ormanlarına sahıb olacaklar
Ankara: 5 (Telefonla) — Meclis Tarım Komisyonu toprak ve orman kanunlarındaki değişiklikler tasarı sının müzakeresini ikmal etmiştir, ı Bilindiği gibi toprak kanununun en büyük şikâyetlere yol açan 1.7 İn ci maddesi, arazi sahiplerine 50 dö nüme-Jwı4ar hak tanıyor, ve bundan sonrasını kanuulaştırmak hak kjnı hükümete bırakmış bulunuyor du, Kanunda bugünkü tadilât ile bu 17 inci madde 15 inci madde o-larak şöyle tâdil edilmiştir:
Düzenli ve donatımlı .arazi olup da işletilmesi bizzat sahipleri tara fındaıı yapılan topraklardan 5000 dönüme kadar olanlara dokunulma maktadır, Şayet bu gibi arazi 5 bin dönümden fazla ise ve hükümet ev kaf, hususi İdare ve belediyelere ait toprak kâfi gelmezse 5 bin dönüm, den sonraki kısım İstimlâk edile, çektir.
Orman kanununda yapılan tadilâtta ise, hususi orman sahiplerinin istimlâk bedellerini hükümeto geri vererek yeniden ormanlarına sahip olabilmeleri en mühim değ! •Şikliğl teşkil etmektedir.
Vatandaşları, diledikleri yerlerde orman yapabilmeleri ve bu orman lan serbestçe İdare etmeleri de ye ni tasarının mümeyyiz vasıflarından biridir,
1939' tahririne göre. koruluklar için 3 misil, bataklıklar için 2 misli tazminat verilmesi de yeni tasa n İle kabul edilmiştir, Bu suretle ödenecek olan paranın biidcede 6 milyon Hra kadar tutacağı hesap taranıştır,
Maliye Bakam büdce ve mali im kânları ileri sürerek bu hükme iti raz etmişse de komisyon çoğunluğu bu tazminatların lüzumuna karar vermiştir, Her İki tasan yakında* di ger komisyonlarda görüşülerek Meclis umumi heyetine sunulacak tır,.
Kenan Öner yeni parti için ne diyor
/Başta rafı 1 incide) olduğundan, hemen heıncn son şeklini almış olaıı program üzerinde Ankara’nın en salâlılyetli Iıu -ktık adamları son bir inceleme daha yapmaktadırlar.
— Program hakkında biraz izahat lütfeder misiniz?
— Seyyalıut yorgunluğunu kentiz gideremedim. Bu itibarla si -zitıbr uzun uzadrya konuşamıya -cağım. Mıuunafilı size programımızdan birkaç maddenin bâzı kı--unlarını okuyayım: Milliyetçilik samimi prensibimizdir Madde 9 — Devletin ana vasıf-laı-ıııdan lıiri olan milliyetçilik bizim samimi prensibimizdir. Partimiz hususi hayatında Türkçe ko-ınısıuı. Türküm diyen her vatandaşı Türk sayar. Bütiin vatandaşlar din ve ırk farkı gösterilmeden Itak ve vazife bakımından eşit muameleye tâbi olmatı, kendisini Türk l lüic ve vatandaşlık
avrı görenler, siyasî haklardan , kendilerini tızak tuttnaildkr. 1
DIŞ SİYASET
Madde 137 — Dış siyasetimiz isükîâl ve mülkî tamamiyetimi-zin muhafazası esasına dayanır. Mer’î ittifak ahede luikümleri kalmak şartile bütün devlet ve milletlerde ve barış içinde yaşamak dış siyasetimizin hedefidir.
Madde 138 — Partimiz millet Ier anayasası hükümleri dahilin de bütün Müslüman devlet ve milletlere karşı tarihî ve mânevi alâka ve irtibatımızı kuvvetlendirerek mütekabil tesanüd te min edecek bir siyaset takib et meği tarihî bir bore ve dünya, barışını sağjıyacak en esaslı bir âmil telâkki eder.
DEVLET VE HÜKÜMET
i İŞLERİ
Madde: 32 — Cumhurreisleri Büyük Millet Meclisi tarafından bir devre için seçilmeli, ayni za tın aradan bir seçim devresi geçmeden tekrar intihabı caiz olmamalıdır.
Madde: 33 kabine reisi ve âzalarının meclis lıarieinde de seçilmesine imkân verilmelidir.
i Madde: 34
partiler dışında bağımsız kal mak ve intihabından itibaren parti ve zümre cereyanlarile alâkasını keserek kendisini bütün millete mal etmek mecburiyetinde kalmalıdır.
camiasından haklardan
SAYFA: 5
Almanyaya tütün ihraç edemiyoruz
Dünyayı bekliyen hercümerç
dir:
a) KatagoıLsinde:
Üsteğmen Kemal Özçellk Alco İle
139.1 puvan kaybı İle ikinci Üsteğ-başı Mennan Pasinli Güzel l]e
139.2 puvan kaybı i|e ikinci Üsteü-men Calıld Conker Acar ile 157,5 pu van İcayb! İle üçüncü.
c) Kâtagorlsinde:
Yüzbaşı kudret Kasar Avşar ile İI3.6 puvan kaybı ile birinci Yüzbaşı Tevfili Yücel Rürgârla 70,5 puvan kaybı İle ikinci Yüzbaşı Saji Koç Oztuna i|e 87,9 puvan kaybı ile üçüncü durumdadırlar,
Yarın öğleden evvel saat 9,00 ilâ 12 arasında yine ayni yerde İkinci atlorm mukavemet yarışmaları ya pılacafctır,
Southampton; 5 (AP» — Birleşmiş1 Milletler Yiyecek ve Ziraat Ku ruınu başkanlığından İstifa etmiş olan Sir John Boy ürr dün Queen Elizabeth- vapıırile buraya gelnıı; ve gazetecilere verdiği demeçte şöy le demiştir:
«Dünyada yiyecek kıtlığı daha ye ni başlıyor, insanlık büyük bir ha rabiye doğru koşaktadır, diyebiliriz; zira, bu yiyecek kıtlığına karşı çare bulması ihtimali ancak yüzde 50 nisbetindedir. Bu tehlikeye kar şı şiddetli ve makul tedbirlerle ha rekete geçilmezse önümüzdeki elli sene içinde dünya büyük bir lıercü nıerç içine düşecektir,
.'Bu buhranın başlıca sebebi şudur: Dünyanın istihsal kaynaklan tükenmek üzeredir, Taprağm lnbat kuvvetini kaybetmesi bütün dünya yı tehdit eder mahiyette bir afet. tlr,).
■ İçlerinde «Ebfı Müslim
ı sani ııin ölmediğine ve ölmez-
■ ligine inanan, Allahlığnn iddia | eden, daha sair türlü haltlar ka-! rıştiranları çoktur. Hele; Mıı-[ karma’ adlı bir tanesi vardır,
) ki hokkabazlık/büyücülük, göz J boyacılığı, hepsi onda tamam-
) lanmıştı. Mukanna’ın adı (Atâ)
) (M. 780 - H. 163' (Merv)
! Kısa boylu, şaşı, yüzüne » b'il'.ılamıyacak derecede çirkin f o.an bu herif; suratına altııı-[ daH yapılma bir maske takar, ı ^lnseVe göstermezdi,
k «Allah; Ademi yarattı ve onun , suretine tahavvül etti. Sonra,
) Nuh a geçli ve böylece belli baş
| 11 peygamberleri ;llktan
J sonra Ebu Müslim Horasânî'yi1
; ondan da Hâşirne ve kendisine [ geçtiğini» ve Ebû Müslimin Re-,• sulü Ekremden afdal ok1 ı?unu söyler ve tenasüh tarik ile kendisinin «Allah olduğunu ,) iddia
W 9
it
Tt» ttjıaaı
fBoştarafı 1 İncido) yadaki Anglo—Amerikan İşgal ma. kamlarlle hükümetimiz orasında ya pılması mutasavver ticaret anlaşmasında, AJmanya'ya ilıraç edece gimlz tütünlerin kilosuna 42—45 sens fiyat verdikleri ve bu fiyatın çok dûn ve gayri kabili kabul oldu ğunu müzakere ve karar ittihazı i. di,
Bu tarihten sonra. Frankfurt'taki delegelerimiz ile işgal mıntakasm-dakl iktisadi ve ticari teşekkül o-lan Jeia arasında yapılan müza. kereler muhtelif safhalar geçirmiş ve bir aralık Tela tarafından Alman ya için beş milyon kilo Türk tütünü (bir milyon kilosu parasız ve dört milyon kilosu bir dolardan) mü bayaa edilebileceği delegelerimize bildirmiş ve Bir Hunrizce bu teky tin kabul edilmesi hükümetimizden rce ve iltimas edilmişti,
Bıı fijTit. istedikleri orta ve aşa ğı kalitede tütünler için münasip görüldüğünden kabul edilmesi; A! manitada Türk tütününden sigara i malini temin edecek ve Almanya kapılarını bizim için açacakdı Frankfıırttaki müzakereler bu şekil de inkişaf edip bu miktar ve fiyat kararlaşmış İken Amerikan Generali Clav bu karan fed ve kabul et memlştir
Bilâhare tekrar yapılan miizake-rllerde Je|a bir buçuk milyon kilo luk bir miktar esası üzerine konuş maya başlamak istemiş ise de bu teklif ne tütüncülerimiz, ne hükümet ve ne de diğer ithacâtcı ve ihra catçı teşekküller tarafından kabul edilmemiş ve hükümetimiz Frank, furttakl resmi delegesine —Mahmut Şeyda beye— müzakereye de vam etmeden avdet etmesi emrini vermiştir. Bu suretle oylardanberi bütün mesai ve gayretlerimiz Ame rikan Generali Slaynı keyfi bir em ri ile neticesiz ve semeresiz kalıyor demektedir,
Jela evvelce beş bilyonjuk mik tarı kendisi teklif etmiş İken Ge neral Claym bunu red ve iptal etme sİ ve sonradan Jeianm birbuçuk milyon kilo teklifindeki sır ve mak sat zahiren anlaşılamamıştır.
Amerikanın Ankara sefiri Ekselans Wilsoıı bütün gayret, hüsnüm yet ve sempati ile yaptığı mesai ve müracaatları da musbet netice ver mcnıiştlr. Hâdlsat bu neticeyi gösterdikten sonra verilecek hüküm A merikanın her türlü'Türk tütün ve mahsullerine çok senelerden beri büyük-ıhüşterl ve pazar otan Alman yayı ihracatımıza ebediyen kapamak ve yalnız münhasıran kendi tütün ve mahsullerini satmak gaye shıl istihdaf etmektedir.
Amerika bu hareketlle büyük pa zarımızı. Almanya plyasalannuzı. elimizden almakla ve bu kapılan bi re kazanmakla uğrayacağımız-lktisa di afet ve felâketlerin ne olacağım İliç bir suretle düşünmek istemiyo. ruz, Bunun en bariz bir misali: Vir jlııya tütünleri Alnıanyayı istilâya başlamıştır,»
Bilşhare. söa alan Celâl Umur 17 marttaki ilk toplantıdan sonra yapılan teşebbüs ve temaslardan ba« •liste, toplantı neticesinde ahntn ka rar mucibince-, keyfiyetin alâkalı , Bakanlara bildirildiğini ve Ankara
ve mu-ınahfuz. dünya dostluk
Cumhurreisile
Cumhurreisi
Karaeenizin yeni derdi flîaştarafı 1 incide) ç-n seneler© nazaran fazla ekil -bulunan tütiiu, yüzde yotıııişden
I-
_G miş Lızlu bir kısmı lınhuı ıntistahfii) elinde kalmış vo alıcı bulınmam ıştır. Bir t»-raiırnlnn bortılinüA'a* malık um olan tiı tiınhır. ekimin ve hatların ayarlını -ıniHiıası sobobiyle müstahsilin elinde kalmış ve tütünlerim pııraya tahvil
dil ıneıthş olması ekicileri çok giiç bir duruma sokmuştur.
Diğer taraftan dış piyasalarda son seneler içinde Virjin.va tipi t ut im Türk tüt imlerine en büyük rakip ol-ıııu? \e bu tip tütünlerin alıcıları piyasamızdan çekilmiştir. Netice şudur ki. hükümet bu »hususta âcil ve kut’i tedbirler ulmudıgı takdirde Karadeniz havalisinde ikinci bir buhran bav RÖa t erecektir
KISASI EMBİYA==
PEYGAMBERLER TARİHİ
Eski Maarif Nazırı ve meşhur Türk âlimi Ahmed Cevdet paşanın yazdığı bıı şaheser neşredildi. Eser: Ademden başlıyarak Hasreti Mııhammede kadar bütün gelen peygamberlerin tarihini yazdıktan sonra Hnzreti Mtıhammedin hayatını, Peygamberliğini, I bütün muharebelerini. Resulü Elcremin vefatını, lıulafayı raşidiıı: Ebtıhekir, Ömer, Osman, Ali devirlerini aliyel Mürtazanın şahadetini, Kerbelâ faciasını, Emcvileri, Abbasîleri çok mufassal vb selis bir uslûbla en sahih ve mevsuk mehazlere dayanarak yazmıştır. İslâm tarihine aid bundan mükemmel hiç bir eser bulunamaz. Her kütüphanede mutlak bulunması şart olan bir eserdir. 10 kitab 2 cilt içinde fiyatı 12 liradır..
Yeni Şark Kitabevine müracaat ediniz. (Ankara caddesi -İstanbul.) ___ ________________
z
Ticaret Bakanlığında, muhtelif tün bölgelerinden. Çîten mümessil, lerln iştirakile-yapıları toplatıda zlyetirı etrafhca görüşüldüğüne işj retle sözlerini şöyle bitirmiştir,
« •— J, E, I, A, mn takib. etti^J mübayaa tarzı Almanyaya varsa A m er İkadan yoksa eu ucuz olan memleketten mal İthalidir; B’.tnda İcapte-asla düşünülmemektedir,
Bundan başka, Türk tütün tacir lerfle. Alman adcıları karşflikli temaslarına yine ayni teşekkül mani omaktatfır-
AMERİKA BİZİ IKTİSADL CEBHEDEN BALTALIYOR
Amerika bize ststert etlıerten yar dun ediyor fakat İktisadî cebh«deq baltalamaktadır. Bugünkü Bağ ll( Sol aracındaki siyaat zıddiyetin künü bizden az çeken İtalya v« Yunanistan, Amerikanlardan, biz. den kat kat fazla itfflLsadi müzahe ret görmektedir,.,
Dalıa sonra konuşan Taloa Sabuncu ise, tütün gibi ihracatımızın yüzde 40 un teşkil eden, bir raay-solümüzün satılmasında karşılaştığımız bu güçlükte, hükümetin be cerikslzliğlnin de âmil olduğuna i şaretle Amerikalıların, kalitece kendi tütünlerinden kat kat yüksele* olan tütünlerimize 43 çent ver masi (Türk tütününü Almanyaya sokmak istemiyoruz^ demek oldu ğunu belirtmiş, MarshalI plânına temasen de şunlan söylemiştir: 100 MİLYON DOLAR BİR HİÇTİR
« — Bize tahsis- edilen. 100 nnl-yon dolar, iktisadi kalkıamgumr i-çln bir hiçtir, Almanvaya Türk tü tünü İhraeımM menü ise iktisadi bir katildir,.
B. Kavaicıoğlu-lse bir milletvekili nin çılnpta Meclis kür süsünde, Marslıall piânınm bize ait olan kıs mındaki tütüne taallûk eden nr.ese leler hakkında tek bir ketime dahi söylemediğim, gerek C, H. P; va ga rekse D P l’lerin parti derdinden başka bir şey düşünmediklerini soy lemiştir,
Bundan sonra, bu sene Almanya ya tütün satılmadığı taktirde ge lecek sene hiç satılanuyacağı, zira gelecek sene için Almanyaya 70 mil yon kilo Amerikan Vlrgtnfa tütünl tahsis edildiği beltrtilmş ve Vaşng. tondaki sefaret ve ticaret ataşelik lerimkm vızivetle zerre kadar âla kadar olmadıklarından şikâyet edi* mistir,
W1LSONA TEŞEKKÜR
TELGRAFI
Neticede, içinde bulundüğumuj müşkül durumun. Amerikan gazetelerine makaleler gönderilmek: sv retlle, Amerika efkârı umumiye v( alâkalı makamlarına arzına, bu f( na durumun izalesi için mümkün g ]an her şeyi yapmaktan geri kal-rruyan Amerikan Büyük Elçlci W*b sona teşekkür telgrafı çekilmesi ve son vaziyetin bildirilmesine, toplantı neticesinin hükümet, İlgili oa kanlıklar ve tekmil tütün mıntaka larma bildirilmesine ve içinde bulu nan feci durumun aynyeten bir telgrafla da Inönüye bildirilmesine karar verilmiştir,
1
Tef triton N. I
E' usan ve Muhtar — Şchrcshmi ne diuor? ____
İslâm tarihinin karanlık ve liarkunç bir siması kârlar — Kerbelânın intikamı -
Yalancının yalanları! — Güvercin melekler ! — Koysam ye'nı.ı garib inançları Ahi ret — öldükten sonra ruhun hayvanlara geçişi — ■
(Din, racüle ilaattiı) den çıkan — Anıca ile yeyen
- Mehdiliğin, alâmetleri
ercin melekler !
ederdi.
Türlü marifetler, hünerler va paı semada, iki ay var gibi gös terir, doğmuş görünen bu ayları bi' leştrir ve böyle gbzbo-yncılıkları ile halkı kandırır, kendine bağlardı. Ora inanınla;- çoğalınca müstahkem bir kaleye kapanarak hükümet ey-
mânalar! —
Yine Mehdi! — Tövbe-
— Alt)n tepside kesik kelleler! — ı — Dünya ve Bir devleti batıran ve yeni bir devlet kuram, $ira fırkaları
lemcğe ve nüfuzunu etrafa yay mağa başladı. Abbasî Halifesi Mehdi’nin orduları; NTukanııa’ın l alesini muhasara ettiler ve kalenin dış hendeğini de geverek fena halde sıkıştırdılar. Mukanna’ daha fazla dayanamı yacağım anlâvmea, bir rivave-te göre ailesi efrasını, kadınlıyı
nı zehirledi, en sonunda kendisini zehirledi.
Diğer bir rivayete göre de şehrin meydanımda bir büyük ateş yaktırdı. Elbise, eşya, hay van ne varsa hepsini ateşe atıp yaktırdı en sonunda:
— Gten semalara çıkıyorum. Beni seven benimle göklere
yükselsin! diye kendini kaldırıp) ateşin içine attı, ailesi ve kadın) ları sadık adamları hepsi de o-) ııu takib edip ateşe atıldılar; S ve '/andılar! «
Devlet kuvvetleri kaleye gi-l riııce, her tarafı yanmış ve şeh-j ri boşalmış buldular! I
★ I
Kevsaniye’niıı çıkışı ve müşj t erek usullerde - mezheb fırka-5 ları olinafc haysiyet ile - meyda-5 na getirdikleri inkılâblar; icabJ eylediği kadar incelennmiştir. S Tarihî hâdiselerin mezheb balı-f sile ilgili olmıyan safhaları ü-5 zerinde sözü uzatmak mevzuun, dışında kaldığı gibi hep birbir-S lerini andıran inanç çeşnilerini; ? fırka isimlerine göre sıralamak- ? ta da faide görülememiştir. S
(Devamı var) • c
____________________________«J
Batı A\rupa birliği
(Baş tarafı 1 iucidoj deki kongreye taraftarlarının gitmelerini casvib eylememe* .e ithum etmiştir.
Sözlerini ouvyet Rusyaya intikal ettiren Al. Eden ezcüıuu Şunları söylemiştir: '
«Kremim i idare edenler tk-u Avrupa yaşayış tarzının inkıraza, mahkum olduğunu sanıyorlar? Şayed bovyet hükümeti ou fikri besliyor ise büyük bir riske girişmektedir demektir.
Sovyet Rusya dış siyasetini bu çok yanlış muhakemeye ıs-tinad ettirmeğe devam edecek midir? Sovyet hükümeti harb fikri sabitinden kendisini /7ı r-tarınağa muvaffak olamıyacak n^cu- ?’ Harbin kaçınılmaz tur olay olduğunu kimsenin söylemeğe hakkı yoktur.
Sovyet Rusya ile ancak kuvvete dayanan esas üzerine ı semereli müzakereler yapılnuı-lir.
Sovyetler batı Avrupa memleketlerinin yaşayış tarzlarını ne sabotajlarla ve ne de herhangi diğer bir suretle değişû-remiyeceklerme şimdi kanı bu lunmaktadırlar.»
Batı Avrupa devletlerinin Sovyet Rusyanın iktisadi kalkr.ı masına mânı olacakları nakkın-da ileri sürülen fikri reddeden Eden şunları söylemiştir:
«Biz batı memleketlerini tak viye etmek gayesini güdüyoruz, ııe harbe kışkırtmak ne d" harb tehdidi bat L». mevzuu değildir.
Biz Sovyet R s, a jle ola müBasebetlerimia in (luzelmesi-nı istiyoruz. Kak ıt Sovyetler kullanmakta, oldukları usullerde ısrar ederlerse g “rek kendilerinin gerekse dünyamı; felâkete uğramasına sebeb olacaklardır.
• V
SAYFAT e
6 MAYIS
Vapur Seferleri
5
6
6
7
% % % %
x.,W
281 —
H060 ( 5 7170
105 54»
6 3»’’
580
77 885
11 249
Dabkoviç
Vapur ilânları
Beklenen vapurlar STfiUBO LİNE Oslo, Norveç vapur kumpanyası Nevyork ile Türkiye arasında muntazam vapur seferleri m/s HAV 20/Mayıa/948 s/s SÖN N A VIND
20/Hazlran/948 Yukarıdaki vapur Nevyorktan Umanımıza mal getirecek ve Umanımızdan LATAKE — BEYRUT —
HAYFA — İSKENDERİYE Ye NEVYORK İçin yük ve yolcu kabul eder.
Vapurun ismi
FORS VAK MÜ1DERKERK Concordia
ORESTES ORtON OPEROSİTA
FERNEBO TİTUS
Ad ret
L /I ■pbbI
De im. Acentası
Seyahat Bürosu
Hareket tarihi
Liman imadadır. Umanımızdadır.
7 Mayısta beklenmektedir.
Mayısta
Mayısta
Mayısta
Mayısta Mayısta
12 14 İÖ
24
25
beklenmektedir, beklenmektedir, beklenmektedir, beklenmektedir, beklenmektedir.
rRATELM SPERCO
Tarihdem bir yaprak
ıBaitaraJt 4 üncüde!
fakfct henüz kat’î bir netice alınamıyordu. Muharebenin yedinci gününün sabfihı Hazreti Ali askerlerine şu hitabda bulundu:
— ölüm bir talibdir ki vakti geldikte matlûbu her ne kadar kaçsa kurtulamaz. Vakti gelme-, m işse insan her ne mevkide bulunsa Ölüm kendisine yanaşmaz. Muharebeden çekilmekte ayıb ve ârdan başka netice yoktıır Vallahi îbni Ebi Talibe kılıç yaı asile ölmek yatakta blrnek-ien ehvendir. Mağlûbiyet yüz gösterirse kaçmağa meyJaıı kalmaksızın düşmar.»n kılıçlan yüzlerinize, kargıları göğüslerinize dokunur. Ok( uları yüzlerinize dokundhiTnamağa gayret ediniz. Galebe Cenabı Hakkın üusretine tâbidir.
Hu'reti Alinin bu müessir sözkri üzerine mücadele dah3 kızıştı, iki taraf da m^rhaırzt-eizce birbirlerine kıyıyorlardı, Fakat günler geçtikçe Muaviye fena vaziyete düşüyor, harbi ka zar.mak ihtimalleri gittikçe a-zaiıyı.rdu. Muaviye büyük bir ümitsizlik içinde idi. Bu sırada Amr ibni Âs imdadına yetişti ve onun tavsiyesile Muaviye ordusu mızrakların uçlarına Kur'an.kerimin yapraklarını ge çirdiler ve hep bir ağızdan:
— işte Allahın kitabı. Muslinimin artık kanlanılın dökülme ğe raz; değiliz., diye bağnştı-lar.
Hazreti Ali düşman askerinin '■nlainna giderek Muaviyeye hi taben:
— Ya ibni Hind! Bu kadar ehli Islâm telef oluyor, gel ikimiz birbirimizle mübareze edebili; decL Bu teklif Muaviyenin hiç.üine gelmezdi... Adamlann dan Amr ibni Âs, Muaviyeye:
— Vallahi amcazaden doğru soviüyor. Eüziîlüp durmamak. [ Sana meydan okuduğunu herkes görüyor. Senin gitmeyisin namus mudur?
— Kasab oğlu. Sen namus Pır ar.yorsun? Aradığın o de-' ğ)l Beni ortadan kaldırmak, hilâfeti kapmaktır. Cesaretin var s'- ser. mübarezeye buyur. dediJ Mhaye- iki taraf da bu işij İHEcir. ■( asıtasile halle karar verdiler Hazreti Ali'nin hakemi Ebûmusei Eş’ari’nin Ali’yi H; lîfelıktct çıkarması üzerine Ann ibni Âs Halifeliği Muaviyeye verdi.
Sıffin ovasındaki bu hakem rak’ası işte bundan sonra Islâm oiinvasm;n Sünni ve Şiî diye asıı larca mücadelesine sebeb oldu. Hakem vak’asma itiraz e-cen Ali taraftarlarından bir 1 ismi Ali'den ayrıldılar ki -buıı-lat Haricileri meydana getirdiler. Hazreti Ali ve çocuklarına bağlı kalanlara da Şiiler dediler. Irak, Iran halkı Şiîliği kabul ettiler. Haricilerin Hazreti Aliyi, Yezidin de Hazreti Haşanı zehirletmesi ve Hazreti Hü-Ecyini de Kerbelâda şehid etmesi üzerine iki Islâm mezhebi arasındaki ayrılık çok şiddetlen nı. Osmanlı imparatorluğu dev rinde İranda bir hükümet kuran Sah Jsmailin Şiîliği âlet yaparak doğu Anadoluda propaganda yapması Yavuz Selim zamanında Çaldıran savaşına (1514) ve dolayısile yüz binler-cc insanın ölümüne sebeb ol-du. Panislamizm siyasetini ta-kib eden Yavuz Selim Şiflerle amansız bir mücadeleye girişti. Müteahib asırlarda da bu mücadele devam etti. Bütün çalışmalara rağmen Şiilik Turkiyede hiçbir zaman yerleşemedi.
Feni Nejft iyatl
millet
B.ı sıyası mecmuanın )î€ inci ee yır. çıkmjşkr.
Uğrayacağı Limanlar
Triyeste
Marsilya
Fire, Malta, Napoli, Cenova Aın er*, Roterdam, Anvers, Rotterdaııı, Napoli, Cenova Triyeste
Anvers, Rotterdanı,
Amsterdanı, Amsterdara,
A m ster d anı,
Hudaveodigâr han Galata Telefon: 40919
Hamburg Hanıbourg
Hambourg,
Holland Australie Lijn Rotterdım
MiUDERKERK Vapuru
Limanımızdadır doğru MARSİLYA ıçit eşyayı ticariye tahmil edecektir
rruo||l CnârnA^am^racaa^ Galata Hüda-i luıBilI upBı COvenc|igâr Han Telefon 40919
150.000
1.750000
30.000
Metre Metre Metre
Tekel Genel Müdürlüğünden
Tek Kordelâlı lâğım fitili Üç katlı katranlı lâğım fitili Lastikli fitil
1 — Yukarıda miktarı yazdı maddeler pazarlıkla satın alınacaktır,
2 — Pazarlık 14 Mayıs 948 cuma günü saat 15 de Kabataşta Genel Müdürlük Tekel Maddeleri şubesi alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartname her gün adı geçen şubeden alınabilir,
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte teklif edecekleri fiyat üzerin den yüzde 7,5 güvenme paralarije birlikte mezkûr komisyona ge]me]e ri»
5 — İdare kısmen veya tameznen ihalede serbesttir,
4483)
»M « ı
2
I «
~VV /- 7
etuta d
.ER
• •
.(
r
STEVENSON LINE şimali Amerika muntazam hattı
s/s Noah Brovn
80 - 25/M»yıg/948
Şimalî Ajnerikadan, İskenderun, İzmir, İstanbul limanlarına yük getirip, buralardan Amerika için mal ve yolcu kabul eder.
Bir tütün şirketi
Ankara, 5 (Hususî) — Tütün elıp satmak işlemek, ihraç etmek gibi muamelâtla^ fcneğgul clmak üzere merkezi Ankarada Austro Türk anonim şirketinin kurulmasına Bakanlar Kurulunca müsaade edilmiştir.
Ödemiş
Ödemiş stadında kavga
-----o----
Fudbol pahasında zuhur eden kavgayı jandarmalar güçlükle önleyebildi
Ödemiş; (H’asusi)
Halkevinin tertip ettiği kupa maç lannın İkincisi A 1 t ı n o r d u spor klübiie Sanat Enstitüsü arasında yapılırken devrenin son lanna doğru çıkan bir kavga ile yanm kalmıştır,
Kavga oyuncuların ve her İki ta kimin taraftarlarının da kanşma-sile büyümüş, saha âdeta cenk meydanına dönmüştür. Hazır bulunmakta olan bir müfreze jandarma nın müdahalesile güçlükle kavganın önü alınmıştır, Bu müessif hâ disede bir kaç genç hafif surette ya ralanmışfkrdır,
ilçede inkişaf halinde olan spor ru bu çeşit hâdiselerle baltalama ğa kalkışanların cezalandırılması muhitte beklenmektedir.
a
| Öner ve IYücel dâvası
İLAN FİYATLAR
Kr. 1500
500
400
300
250
İM
İnci
»
)
»
maktu «'.arak aayf»,
)
)
»
)
ban timi
»
)
)
)
I ÜÇÜNCÜ KİTAB
İddia ve Karar Profesör Avukat Kenan tiner tarafından ve öner - Yücel üçüncü kitabını bu eser nefis bir sıiıp satışa çıkarılmıştır. Mil ' darı pek mahdut olduğun- ( dan tükenmek üzeredir. Mem j leket çapında bir dâvanın ta- i mamlayıcı kitabı olan bu e- ■ ser her Türk münevverinin I kütübhanesinde yer alacak j bir kıymet ve ehemmiyette- i |x dir. Kitabcılardan arayın. I / Fiyatı 175 kuruştur.
( * | «Yücel - Öner» d&vasına ( aid Profesör Kenan önerin ] eserlerinden birinci ve ikin- ( ci cildlerin mevcudlan tü- ( kenmek üzeredir. Bu kıymet ı li ve ibret verici kitablann J her üçünü de Ankara cadde- ( sindeki «Kanaat» ve «İnbı- I lâb» Kitabetlerinden tedarik edebilirsiniz.
neşrolunan dâvasının teşkil eden şekilde ba~
-/
4
I
H. PAYKURİC
a
Yugoslav muntazam hattı Adriyatik limanları İçin
Yugolinya - Riyaka
Adriyatik limanlarından getirilecek mallar için ve bu limanlara sevkedılecek yükler için acentemize müracaat e-dilmesi.
ÎTALIKO
s/s Fides
Mayıs 948 sonunda Buenos-Ayres için yolcu kabul eder.
Bütün tafsilât için Galata Tophane Eski Yolcu Salonu karşısında Frank Han 3. Kata müracaat Tl: 44707/8
Satılık Kereste
Her nevi çam ve köknar kerestesi piyasadan daha ucuz fiyatla temin olunur. Müracaat: Ihsan Biçkin ve Lûtfi Keser. İstanbul Yeni Keresteciler caddesi 110 No., Telefon: 24085.
Zayi
Briçin Ticaret Lisesinden almış olduğum pasomu kaybettim. Yeni sini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur,
Refik Yıldırım.
1, İnci Ticaret Lisesi 4—A
No. 142
TRANSMARİN
İsveç Vapur Kumpanyası Helslnborg s/s ULLA
25-29/ Haziran/948 /s GUNDA
12-ve-15/Haziran/948 Yukardaki gemiler Hamburg Bremen, Roterdam ve Anvers ten mal getirip bu limanlar için İstanbul ve Izmirden mal yükleyecektir.
Kamyc İstanbul Defterdarlığı!
Muhammen Bedeli Lira Teminatı Lira
1500 113
1000 75
750 67
i
1500 113
S50 19
750 B7
SOO 83
1000 75
S50
19
Hurda Satılacak)
Maltepede bulunan O,M,T,T,40 motor No. )u Stüdebeker marka bur. da kamyon .
ıDosya No. 51065—124/30) Usküdarcia Toptaşuıda bulunan B, R, 39/6055—11959 motor No. lu O-pel marka hurda kamyon.
(51065—124/31)
Üsküdarda Toptasında bulunan B, R, 39/11811 motor No. lu Öper marka hurda kamyon. (51065—124/32) Üsküdarda Toptaşında bulunan 1545732—64832 motö No. lu Şev-role marka hurda kamyon-(51065—124/33)
Üsküdarda Toptanında T, 1094984 motor No. Iu marka hurda kamyon , (51065—124/34)
Üsküdarda Toptaşında
314—6714/6150103 motor No. Iu Ka. nada Fort marka hurda kamyon. (51065—124/35)
Büyükdere Kibrit fabrikasında bu lunan 212363 motor No lu Enter marka hurda kamyon,
- (51065—124/361
Bomonti bira fabrikasında bulunan 1144 motor No. lu Stüdebekker mar ka hurda kamyon. (51065—124,37) Ciball garajında bulunan 5558960 motor No Fort marka hurda kamyon. (51065—124/38)
Cibali merkez garajında bulunan 6145801 motor No. lu Kanada Fort marka hurda kamyon, (51065—124/39)
bulunan
Çevrele
bulunan
250
19
Yukarıda yazılı hurda kamyonların 17/5/948 pazartesi günü saat 15 de Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda pazarlıkla ayrı ayn ihale lerl yapılacaktır,
İsteklilerin kimlik belgeleri ve teminat makbıızlarile birlikte lhah gün ve saatinde komisyonda, fazja bilgi İçin de hergtin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları, (60^6;
4
BAHÇELİ EV
•(**»*•• *
v
İmtiyaz sabibi: A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU - Yazı İşi erini fiilen idare eden: FATİN Fl AD — Dizildiği yer: «Yeni Sabah» miirettib-hanesi — Basıldığı yer: «Gün» Basımevi
I I -L4-
•• M T- *
*
I V*' -
İst Bor.sasının 0/5.248 PJyarian Londra Nevyork Paris Cenevre Amsterdan» Brükse] Prağ Stok hol m
Lizbon
ESHAM VE TAHVİLAT 941Demiryolu o Kalkınma 1 Kalkınma 3 MİJliMüdafaa 3
j RADYOj ®ugaBkü Program rtf perşembe — 6/5/1948
7.29 Açıhş ve Program.
7.30 --
7,30
7,45
8,00
M, s, ayan,
Miizik: Hafif Müzik pı j Haberler,
Müzik: Müzik;
Müzik: Müzik: Kapanış,
Açılış ve program ,
Çeşitli Hafif
(Pl,)
Film Müzikleri »pj. Tangolar (Pl,)
Müzik: Çeşitli Müzik; j-.j Haberler,
Müzik: Şarkılar,
Müzik; saz Eserleri Müzik; Şarkılar, Kapanış,
8.30
8,45
9,00
12.29
12.30 M, s, ayan,
12.30
13,00
13,15
13.30
13,45
14,00
17,58 Açıjış ve program,
18,00 M, s, ayan,
18.00 Müzik: Radyo Da;.. Orkestrası, Konuşma, Müzik: Şarkılar M, s, ayarı, Haberler, Geçmişte Bugün. Müzik; Yurddan Sesler,
—4*
Radyo Geztesi, Serbest Saat, Temsil, Serbest Saat.
Müzik: ViolonseJ Sololar; (Pl,) Konuşma,
Müzik: Varyete Müzikleri (P],) Müzik: Dans Müziği P2‘ M. s, ayan,
18.30
18.45
19.00
19.00
19.15
19.20
19.45 Müzik: ince Saz
20.15
20.30
20,35
21.20
21.30
21.35
22.00
22,20
22.45
22.45-Haberrer; —~ 23.00 Program ve Kapanış,
***
BUL M ACM
L----*-----1
r
12345 6 7 8 9 j
2
d
4
6
t
*
4
l b
SOLDAN SAĞA l
1 — Trakyada bir nehir, Süprün tü; 2 — Kanuni mânâda doğru. Bir ev hayvanı;3 — Karadeniz bölgesinde mukim bir Türk ırkı. Erkek şapkası; 4 — Dini merasim; 5 — Bir ek. Gurur; 6 — Siyaset oyunu; 7 — Büyük ced; 8 — Bir hastalık, Argoda hitap; 9 — Bir rer.k. Çocuk ların zamanın; alır.
YUKARIDAN AŞAĞI I
1 — Sahip, Başına (T( ilâ vesile motor; 2 — Tavır, Hükümsüz kj. mak ıbattal»; 3 — Muvafakat, O zaman; 4 — Vilâyet, Üzerinde yürünür, Nota; 5 — Portakalı meşhurdur; 6 — Misafirlik. Tersi aske rı bir rütbe; 7 — Sonuna (E) gelince Yunanistanda çoktur. Tersi kralın vasfı; 8 — Borç, işaret zami. ri; 9 — İhtiyar, Meşe palamudundan çıkarılan madde,
muvaffak olmak suretile menhus muradına nail olmuştu. Şimdi de Şame’yi uzaklaştırmak istiyordu. Fakat Melik Ef-rahın öz kızı olduğu için onu uzaklaştırmak pek kolay olma yacaktı.
Vezir Sakardis, meşhûr bil sihiıbız tanıyordu. O zaman bu sihirbaz kadar sihir ilmine kim se vâkıf değildi.
Vezir, sihirbaza gitti. Vah-gülfelâ hikâyesini başından sonuna kadar anlattıktan sonra:
— işte, dedi, o veledi zinanın şerrinden memleketi kurtardım. Şimdi ise, Şame’den korkuyorum. Melik Efrahın öz kızı olduğu halde ondan da emin değilim.
Sihirbaz ruştu varak göstererek
— O kızdan niçin emin değilsiniz, vezir hazretleri?..
— Ciinkü o kızın yanağında ti «beıı ) uğursuzluk alâmetidir.
Muazzam Şark E/tünesi ••
çirkin suratını bu-ve paslı dişlerini sırıttı:
i ı
8
8
8
8 k
ft.
Tefrika No. 27
■cLA
I
8 !
VatF.sant lııharretn ’A» k(»rf|anal|
7
— Aciz bir kız memlekete nasıl fenalık yapabilir?
— O kız ile Vahşülfelâ’mn i-lcride birleşerek memlekete büyük fenalıklar yapacaklarım galimin etmek kolaydır.
— Anladım, anladım...
— Madem ki, anladın, bana yardım edeceksin!.
— Size nasıl yardım edebilirim?
— Şame’yi sihir kuvvetile babasının elinden alıp başka bir diyara atabilir misin?
— Biraz güç...
— Hiç de güç değil... Ben de sana elimden gelen yardımı ya panm. Mal ve para cihetinden
ne muradın varsa tahakkuk ettirirdim. Seyfürraad’ın yanında da itibarın olur.
— Demek Şame’nin buradan uzaklaştuılmsını Seyfürrad da istiyor.
— Tabiî... elbette...
— Teklifinizi emir telâkki ederim, vezir hazretleri...
Sihirbaz, vezirin vâdettiği bol paradan ziyade Seyfürrad’-ın iltifatına nail olmak, hüsnü teveccühünü kazanmak istiyordu. Veziri selâmetledikten^Son ra hemen işe başladı. Sihir man galinin barma oturup içine bir avuç tütsü attı. Kahn ve sarkık dudaklarını oynatarak bir
şeyler okudu. Aradan beş dakika geçince gökyüzünde siyah bulût parçası gibi bir cisim peyda oldu; yavaş yavaş yere inmeğe başladı.
Sihirbaz, önündeki mangalın içine başka bir tütsü attı. Yere inmekte olan bulût birdenbire dağıldı. Bulûtun içinden kolları, bacakları direk gibi düz, ağzı kapı kadar büyük bir ifrit çıktı. Gözleri alev alev yanan bu ifritin adı Muhtatif’di.
Muhtatif, güzel kızların â-mansız düşmanı idi. Onları kaçırıp Kamer dağıntn tepesindeki sarayına götürür, hizmetinde kullanırdı.
Ifrid. aLhirbazın önünde hür metle eğilerek sordu:
— Bir emriniz mi, var sulta-Dim?
Sihirbaz, vezir Sakardisin müıacaabrii ve şikâyetini anlat tıktan sonra dedi ki:
— Ey Muhtatif! vazifen memleketi bu kızdan kurtarmak tır. Derhal gidip Melik Efra-hın sarayını taş ve ateş yağmuruna tutacaksın. Şayed sana benden ne istiyorsun? mak şadın nedir?» diye sorarsa şu cevabı vereceksin: «Yedi gün sonra şehrin dışında bir yere bir çadır kurdurmalısın. Kızın Şameyi bu çadıra bırakıp geri dönmelisin. Ben, istediğim zaman gelip oııu alırım. Eğer sözüm C tutmazsan, şehrinizi ha-rap, cümlenizi kebab ederim.»
Muhtatif, sihirbazdan aldığı talimat mucibince, Melik Efrallin sarayı üzerine gitti. Taş ve ateş yağmuru yağdırmağa başladı. (Dcvwm var) 1
J
i.
(3
4
6
6
/
4 b
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1234S6789
■ ■■1 | ı —W . I ■ ■ M ■'■Jt
Silikat dö sud ithali için
Ankara, 5 (Hususî) — İptidaî maddeler, indirim cetdeli-nin Silikat dö sudun ambalajsız olarak teslimatının kaydedilme sine ve bu maddeden yüzde 1' ilk indirimi yapılmasına Bakanlar Kurulunra karar veribdş-tir.