Sene: I
Numara: 171
d Kânunuevvel Cumartesi 1934
J Fiab Ha- Yerde 5 Kanrçtur
Hariç için ssm Kr.
Ali Afyon
3 ûoei aahifed.)
.Hatthuıi Ebüzriya, ktambtrf f Sabahları Çıkar Siyasi Gazete
Abone
Türkiye için
t ıvorllk
t aylık
) ,------
l .......
A'rraozrran^ye,^(rtf Sakalı, TflEFOPt: 3OSJO
Yarım bilgi ile kurulan işkilli işlerin sonu sakatlıktır, utançdır.
Günün Kazısı
Kadınların mebusluğu
Türk kadınlarına mebus olznok v* mebus seçmek hakkının verilmesine dair kanunnn çıkması kadınlarımızı çok sevindirmiş gibi görünüyor. Halbuki bu kanunda v» kadınlarımıza bu balıkla verilmesinde bir fevkalâdelik yoktur. Eğer böyle bir kanun meselâ bundan on beş **ne evvel yapılmış olsaydı, O vakit kadınların, biç beklemedikleri bir nimete konmuş gibi sevinmeleri ve bayram yapmaları doğru olurdu. Halbuki kadınlarımız cemiyet ve devlet bayatına karışalı bir hayli seneler oluyor. Hatta buna o kadar »alışıldı,ki hiç ktmıcain dönüp te hu İşe dikkatle baktığı bite görülmemektedir. Bugün hangi devlet dairesine gitıc-oiz orada mutlak bir veya birkaç kadın memur görürsünüz. Kadından doktor, dişçi ve avukat gibi bir çok serbest meslek erbabı yetişdlği gibi bir hayli büyük memur, birkaç tane hâkim de vardır. Hele resmi ve gayrı resmi her yer genç daktilo kadınlarla doludur. Belediye meclisinde beş altı »enedir kadın âza var. Yani bizim cemiyet hayatımızda kadının her hususta erkekte mûıavatı kabul edilmiş ve hemen hemen bu, gayet tabit bir hal almıştır. İşte bugün kadınlara mebusluk hakkının da verilmesi. Cumhuriyet idaresinin şimdiye kadar yapmış olduğu ve muntazaman da yürütmekte bulunduğu kadın inkılâbının en tabii yeni bir merhalesidir. Beş altı »enedenberi Belediye, meclisinde âzolık yapan kadının, Büyük Millet Meclisine de girmesinin daha ziyade gecikmesi gayri tabiî olurdu. Zaten bizden evvci başka memleketlerde de kadından mebus ç karmak usulü ihdas edil-CİŞti. Bu mayanda bilhassa giderenin gösterdiği misal şayan, dikkattir. Her İşinde son dertçe mubafaaalcöe rda* LyiU
bile bundan beş seue evvelki intihapta kadınlara İsem intihap etmek, hem de olunmak hakkım vermişti. Bu suretle Ingilterenin meşhur Avam Kamarasında ekserisi ihtiyarca olmak şartiyle sekiz on kadın mebus görüldü. Fakat (sırasını d* itiraf etmek gerek, ki bu kadın mebusların fazla mevcudiyet gösterdikleri, her hangi bir surette nazarı dikkati eelbedecek bir iş gördüler! henüz vaki olmamıştır. Nitekim bizim Şehir Meclisindeki Bayanlar da ekseriyetle gayet sc.siz, sadesiz oturuyorlar. Bunun sebebi de pek tabridir. Çünkü bizde dc, başka memleketlerde dc kadınlar siyasî ve umumi hayata yeni atıldıkları cihetle nereye gitıcler büyük bir erkek ekseriyeti içme düşüyorlar. Tabii bu kadar çok erkek arasında ister istemez yabancılık ve oeemilik hissediyorlar, ondan dolayı ekseriyetle hiç bir işe karışmayarak seyirci durmağı tercih ediyorlar.
Bizde Türk kadınının başka cihetten de milletin umumi hayatına karışmağa hakkı vardır. Vı-bu hakkı. Başbakan İsmet İnönü, M:diste geçen gün şu sözlerle pek güzel anlatmıştır :
"Bir memlekette,ki yurdun her tarafı istilâya uğradığı zaman, kadınlar ateş altındaki erkeklerle beraber omuz omaza çalışırlar, memleketin geri kalan kısmını korumak ve beslemek için tarlanın kora toprağından yiyecek çıkarmağa çalışırlar, elbet bunların yurdun her köşesinde ve her tabakasında söz söylemeğe hakları vardır.„
Türk kadınının İstiklâl harbinde yaptığı hizmetlerin, başba reli, lettcrin yakın tarih'erde emsalim tesadüf olunamaz. Türk kadını, yolsuz, vesaiti mıkliycsiz yalçın topraklar üzerinde çok defa, koca mermileri kucağında veya sırtında bir evlât taşır gibi Ilıt.mamla, şef. katle taşımak sürelik- İstiklâl harbinin kazanılmasında âmil olmuf-tur. Bu hizmeti yapan Türk kadı, nının huzurunda hürmetle iğilmek
Ebüzziya Zade Devamı 2 inci sahifede
Kadınlarımızın bayramı
■&
Dün İstanbulda ve her yerde Türk kadını büyük tezahüratta bulundu ----------------a
Beyazıtta ve Taksimde yapılan tezahürat —Bayan Saadet Rafet, Nakiye ve İffet Halimin heyecanlı hitâbeleri — Kadın mebus olarak ileriye sürülen iki namzet var: Bay~n Nakiye ve Bayan Safiye Ali
Bayan İffet Hatim Taksimdeki heyecanlı natkana tüylerken Türk kadınına mebus olmak ve mebus intihap ötmek gibi en büyük hakların bahşsdilmesi münasebetiyle dûn sabah Beyazıt ve Taksim meydanlarında Kadın Birliği tarafından büyük tezahürat yapıldı.
Tezahüratın intibaları
Kaydetmek lazım ki Bayanlarımız çok heyecanlı idiler. F.lde edilen bu Siyasal Hukuk Türk kadınlığına bir çok milletlerin esirgedikleri salâhiyetleri veriyordu.
Havanın kapalı olm ısına rağmen gerek Beyazıt ve gerek Taksim meydanları alâkadarları cel-betmişti. Ortalıkta cinsi rakabeûn »TLU.lMMuü^e rasgelmek mümkün oluyordu. Meselâ taksimde kadınlar için ayrılan ve alâkadarlardan başkasının girmesine müsaade diimiyen bir yere koeariyl* beraber gelen bir Bayan:
— Sen buradan öteye gidemez-
Bayan Saadet Rafet Beyazıtta kitabetini irat ediyor sin, oradan öteri bizim yarimiz I diyordu.
Dûn Bcyazıttaki tezahürata iştirak eden ve nutuifarı dintiyen ferden bir kurmı
Ingilizler kuşkulanıyor!
Fransız - Rus münase betlerinin hedefi ne?
Londra 7 (A.A) — Şark antlaşması müzakereleri sırasında alacakları vaziyete dair Paris'te M. "l.aval,, ile M. "Lilvinof., un birbirlerine verdikleri teminat Londra da büyük bir memnuniyette karşılanmıştır. Çünkü bu teminattaki, Fransız harbiye bütçesi raportörü M. “Arşembo,, nun mecliste vuku-bulan beyanatı üzerine ortaya çıkan askeri ittifak rivayetlerinin ve Londrayı ara sıra kuşkulandıran Franırz - Rus münasebetlerinin b.r tavzihi görülmektedir.
Londradaki kanaate göre Fransız ve Ruı hükümetleri şark lokar-noıunu gerçekleştirmeğe azmetmiş bu unuyorlar. Esasen bu lokıırnoya Ingi.tere do öledeııbsri baroretle taraftardır.
— Zaman —
Hatırlarda olsa gerektir ki M. ■'Arş -mbo„ Franaız Meclisi mrbu-unında, Rusya ile Fransa arasında aakr'i bir ittifak mevcut olduğunu
Fransa ile Rusya araaında askeri ittifak olduğunu söyliyerek ortalığı telâşa veren Fransız mebusu M, "Arfembo„
söylemiş ve bu İfşaat Avrupada derin bir tesir hasıl e t mi} ti. Hatta Alman propaganda natırı "Gobe's,, İn “Almanların hrrkeai şaşırtacak Devamı 2 inci sahifede
“Marsilya,, faciası meselesi
Büyüklere çekilen telgraflar ve Atatürkün tel yazısı Dün kadınlarımız tarafından yapılan tezahürat »analında verilen kararlara tevfikan Atatûrke, General ismet tnönûnc, General Kâzım Özalp? tazim ve şükran telgrafları çekilmiştir.
Relalcumur Atatürktea Kadın Birliğine şu telgraf gelmiştir: Latife Bctctr Ilık. Türk Kadınlı/ Blrilğt, İstanbul
Erdemli Türk kadınlığının yeni çatışma yolunda kendine düşen büyük işi güvenle başaracağın* kuşku yoktur.
Vaziyet naziktir, Maca-ristanda heyecan var
Milletler Cemiyeti yalnız suikast meselesile meşgul—Macar-Yugoslav münasebetleri kesilmedi
Cenevre 7 (A.A.) — Alman hükümetinin muvafakati elde edilmiş ve inzibat tedbirlerle meşgul oU manın artık uluslar oemlyeti konseyin* ait bir iş olarak kalması do-layuiyl* "Sar. meselesi bilkuvv* halledilmiş addedtldiğınden şimdi M.car-Yugoslav me*«tesiyl* iştigal edilmektedir.
Bu ise gayet nazik bir mesela olub M. “ Eden „ meseleyi Uluslar Cemiyeti konseyi huzurun* sevke-dilmedeıı evvel bu işta mutavassıttık rolünü yapmayı kabııl etmiştir. Söylenildiğin* göre Macaristan tarafından Yugoslavyanın muhtırasına verilecek cevapta, Bclgradın ithamlarının itsıâfcvyans red ve eerbadllmesine gayret edilecektir.
Devamı 7 inci sahifede
Milletler Cemiyeti mâzaheralına giden Macar Hariciye nazırı M. “Kanya„
Relaleumur
Atatürk
Şaka ve nükteler
Şaka ve nükteler bilhassa yaş meselelerine temas ediyordu.
Bayan iffet Halimin hitabesini dinlerken heyecandan dudaklarını ıtıra «ıra boyalarını bozan bir Bayana yanındaki Bay :
— Biliyor muıun 7 Kadıoları mebus yapıyorlar ama mebuıluk yaşını otuzdan kırka çıkarmışlar dedi.
Nutkun akışına kendini kaptırmış olan bayan birdenbire irkildi:
— Gyİc ive kimse namzet oF
' Oylc a»c kfmac
mu !
Devamı 7 inci sahifede
Ne olduysa ölen Türklere oldu!
Bulgar - Yunan hududundaki feci hâdise kapandı gitti...
Sofya 6 (Hususi) — Bulgar zulmünden dolayı Yunan aratisior kaçan ve Yunan arazisi dahilinde Bulgar nekeri tarafından öldürülen zavallı Törklcr, ‘Utro,, gazetesine göre, Bulgar toprağı dahilinde gömülmüşler, çünkü bulgar askeri makamına teslim edilmiştir.
Devamı 2 inci sahifede
Viyanada casusluk ve tevkifat
Viyana 7 (A.A.) — Almanyaya gizli belgi ler (vesikalar) veren geniş bir nazi casus teşkilatı meydana çıkarılmış ve birçok kimseler tevkif edilmiştir.
Yeni bir Türk Fransız komitesi
Harpten evvelki komite tekrar teessüs etti Paris 7 (A.Al
Geçenlerde M.
* Heryo „ nun kurduğu Türk -Fransız Parle-mrnto komitesi ile harpten evvel turalan ve şimdi tekrar yenilenen Türk . Fransız komi • t-H dûn bir toplantı yaparak iki memleket aralındaki mı. nasebetlerin iyi-
leştirilmesin* da vam için d birliğiyle çalıymıy* karar vermiş bunun İçin da muvakkat bir büro kurmuştur. Büronun Başkanlığına paylar "Etyen Fujer,, seçilmiştir.
M. "Horyo.
»e
Tramvay Şirketini
Cürmü meşhut halinde yakaladık!
Tramvayın, Sirkecide gümrükler* dönülen yerdeki "kavla, d* raylar resmimizde görüldüğü üzere çatlamış, âdeta iki re ayrılmıştır. Orada sabaha akşama
Gazetemizin fotoğraf muhabiri Bay Kenan Tramvay yolunun Sirkeciyi sahile doğru geçtikten sonra gümrük dairelerine döndüğü yerden iki gün evvel tesadüfen geçerken, battın tam kavis teşkil ettiği noktada rayın ortasından boyu-lllllllimMIfMIlllMMUNlllllllMIHlillilMMIlIMIMIII
bir kaza muhakkaktır
na çatlamış olduğunu hayretle görmüş ve bu hole bir müddet ba-kakalınışlır. Fakat Kenan arkadaşımız yalaz hayret etmekle kalmamış, bu çatlak rayın resmini de derhal almıştır.
Devamı 2 inci sahifede
Dünkü şild ve lik maçları
I ı
8-0 Sarı - kırmızılıların gafebeıile neticelen dünkü Galatasaray ■ Haliç maçından bir intiba
Dûn Galatasaray 8-0 Halici, Beykoz 3-1 KaragümruğıJ, istanbu'spor 4-2 Anadotuyu, Sûley maniyi' S-3 Hilâli, Fenerbahçe 3-1 Ateş-Güneş.. Vefa S-l Topkapıyı yenmiştir.
Bu maçların ve diğer spor hareketlerinin tafsilâtı
5 inci sahifernizdedir.
r
Yeni ve çok meraklı tefrikamız
t
e
ri i-) t»
X-
İşten el çekmiş bir Türk polisinin hatırat»
Tarihî tefrikamız bittiği cihetle bir ılıi güne kadar yukarıdaki unvan altında çok meraklı ve ehemmiyetli bir tefrika neşrine bı;-lıyacağu. Meşrutiyetten beri creyaıı cdcııbır çok vukuatı yakından takip elmiş ve pek muuım vukuata karışmış olan «bık bir polisimizin bu dek cani ve hakiki hatırat, karilerimizi cidden ııiâkad-ı.-pekektir.
•ilik-
sil.
tıa-lat ne-.fil ha-
ır.
2
ı
- ZAMAN -
İran - Irak sınırları
İki komşu memleketin hudut ihtilâfını aralarında halletmeleri bekleniyordu, halbuki...
Dünkü ajana haberleri a/Muıda biri İrak Hariciye Bakaaımo Uloalar Derneği gaoel yalgınına Hr mektup göndererek Irakla Ira. arasındaki amirin Iran yönünden (Örekli bir surette boıulmsundan dolayı Irak hü-kâmatinla meeeleyi gelecek Uluslar Derneği konseyini, mto.kera ruı-namaaloe konmasını biçmeğe mecbur kaldığını bildirmiştir.
Irak İle Iran komşularımız arazında sınır işleri yüıilndeo bir ayrılık bulunduğunu biliyorduk. Fakat ayrılığın dostça konuşmalarla giderilmesi de umuluyordu. O kadar ki bir aralık Mısır gazeteleri bu ayrılıktan bahsettikleri zaman Iran gazeteleri do, bak gazeteleri do aradaki ayrıktın hiç bir değeri olmadığını iki doal ve kardeş memleketin herhalde bu ayrılığı kolayca gidereceklerini yazmış, iki taraf gazetelerinin bu yazılan, çok geçmeden bu meseleyi halledeceklerine daJr kuvvetli Amitler vermişti
Irak hükümetinin Uluslar Derneği Genel yalgınına gönderdiği mektup ire iki hükümet arasında uzun zamaudanberi davamedsn müzakerelerin bir neticeye bağlanamadığını gösteriyor ve onu. Içla Uluslar Derneği Konseyinin bu meseleyi temizlemek yolunda yardımı isteniyor.
Karşılıklı kouuşmslar netice vermeyince Uluslar derneğine baş vurmak zanıaııımızdr adet oldu. Uluslar derneği konseyinin bu meseleyi haliçle tutacağı yo! bitaraf bir komisyon vautuiyle nnır meşelerini tetkik ettirerek bir karar vermektir.
iki komşu ve dost memleket, be ihtilâfı aralarında halle muvaffak olsalardı. Şüphe yok ki daha çok iyi olurdu. Karşılıklı anlaşma on sağlam, en sürekli ve dostluğu tenırileştirmağa on çok yarayan anlaşmadır. Onun için komşulannıızıo yine bu yolu tutmalarını dilemekle beraber daha fazla, aralarındaki ihtilâfın biran evvel giderilmesini Özleriz.
Ö. R.
Gönün yazısı
Kadınların Mebusluğu
Birinci sahifeden devam (e ismini haşre kadar şükranla ya-datmek Türk milletinin bir mukadder borcudur. Bundan dolayıdır, ki bugün kendisine varilmiş olan (On riyaıi hakkı, hem takip edilmekte olan İnkılâbın yeni bir merhaba! olmak itiberlle, bem de Türk kadınının ateş altında da vatanı müdafaaya muktedir bir şanlı uzuv bulunman noktal nazarından, tabii addetmek lâzımgellr.
Yalnız her nimetin bir külfeti olduğu gibi her bakka mukabil de bir varife vardır. Bu vazifenin ee olduğunu iae Kadınlar Birliği dünkü beyannanzrrinde şu vecize ile pek güzel ifade ediyor:
“ Türk kadını anırtma. ki Türk içtimai hayatının temelisin/ „
Her millet'o istioadettiğı en büyük maddi kuvvet ailelerdir. Aileler nek.dar yüksek olursa, milletler ok a dar yüksek olur. Ailenin temeli ize kadındır. Aile yuvasını kadın kurar. Hirgün bir vatanın başına geçerek onu şahikadan şahikaya yükseltecek erkeği b.r anne yetiştirir. Türk kadını icabında ateşe koşan bir kahraman, icabında kara toprağı kazan bir fedakâr olduğu gibi düoyaoın en fızilotkâr kadını olmak varife«ile de mükel-'«ftir ve Çaaten öyledir. Dünya milletlerinin, bugünkü maddi medeniyetin adi zevk ihtiyaçla-ile alçaldığı bu devirde Türk kodlat fa-rilel ve feragatiyle, Türk milletini ahlâk birinciliği mertebesine de yükseltecek kudreti haizdir.
O e betle. Türk kadınına, “me-bun oluyorum, diye aevlodiği bugünlerde kendi hemşirelerinden mürekkep Birliğin «özünü bir daha tekrarlıyoruz:
•'Türk kadını unutma, ki Türk içtimai hayatının temelisin!,,
Ebâzziya Zade
Ingilizler kuşkulanıyorlar !
/ inci sahifeden devam P*k cûr'etkârana bir iş,,banrladıklar bıkkındaki beyanatı da M."Arşembo„ »un ifşaatına karşı savrulan bir tehdit olsa gerektir. Maasnafih hem "Arşembo» san ifşaatı, ben de "Alnaayanıo harici bir macera aradığı» hakimdeki haberler resmi ağızlardın tolcrip adilmiş bulunuyor.
Be tekziplerin hakiki kıymeti 6eeri.de durulmak enlidir. Yukarıdaki telgraf, tngillzlerin de aynı fikirde oldukların, ve Frnosu - Rus münasebetlerinden kuşkohnd.kla. nnı gösteriyor.
Şimdi •Londra.yı risbl bir en dişeriıllğ. savkeden mütekabil Fransız ve Rua teminatına gelince, o da şudur ı
Şark miaakı kati olarak yape-hacıya kadar ne Fransa, ne da Rua-ya Önceden birbirlerine sormadan iki taraflı anlaşmalar yapmıra-caklardır.
I
Ne olduysa ölen Türklere oldu!
Birinci sahifeden devam
Bu hadûcy» tamauzen kap«ıı-rnıj nazariyle bakılıyor. N«oldaysa, ölen zavallı Türklere o!mu|tuı.
Evvelki akşam Yunan Elçisi M. «Kolıı, Bulgar BaşvtkiU Gos-»odin “Kimoo Görgly«f„ şerefin, bir ziyafet vermiştir.
__Ziyafeti. Hariciye lutn M.
" ' î- ve ha-
•T. ır.
I
,’|4 ; it lif lı
b . _______ ______
-Batalof. Genci -Z’ateL ,e i
I rieıye Msaretio.o başkatibi -
* Hristof„da hazır bulunmuşlardır, ş Bun'ardan maada ziyafete Frae-I sa ve Ingiltere elçileri de iştirak etmişlerdir.
1 Yunan-Bulgar hudunda vaziyet
Atina 7 (Huıuıl| Son hadise 0 Yunan - Bulgar hududunun
p arım olduğu kadar muhafaza ed(-5, îolduİu gazetelerde ya-*. _ )W'ğ' ğıbl evvelki gün içtima •--------akya mebusları ve Ayan
r.;i da ayın mevıubabs
Bunun üzerine Yunan , I bugünkü gazeteler.
J «t • bir tebliğ neşrederek huduttaki 1, ( aıbafır kıtaatının kuvvetli oldu-« ,ı luu. ışn hâdise üzerine de dalı. *(:'
k
I
e
1'
, 1 «M.ğ. gi
Tl l i den Tra ‘ ,, ------- — _z,„ (
J I • tatialerdir. Bu. « rkânıharbiyeri İ'lt , her teblio
ala takviye .dildiğini Mfdlrmlştir.
Kâoooucvel 8
“Sar„ hakkında verilen karar
Almanya MSar„ havzasına gönderilecek Beynelmilel kuvvetin az olması şartını ileriye sürdü
Almanyaya gelince, o da Sırda ulnalar arası bir kuvvetin bulunmağının büyük bir yardım olacağı mütalmsındn bulunmuştur.
Sir «Con Simon» netice olarak, flç taraftan yapılan bu beyanatın Avam kamarasını her halde tatmin edeceğini beyan etmiştir.
Avam kamarası kabul etti Londra 7 (A. A.)—Avam kamarası, mtıbafazak&rlann müfrit ₺ağ cenahı mfistesn» olmak üzere, hükümetin Sarda asayişi tutmak için yaptığı teşebbüsü tasvip etmiştir.
Bir Ingiliz cenerali ‘Cenevre,, de Londra 7 (A. A.) — Uluslar derneği daimi latişarc komisyonu nezdindeki İngiliz askeri mû-mcMİli Ceneral «Temperley» Sar meselesi ile iştigal etmek üıcro Cenevreye gitmiştir. Almanya, az kuvvet getirilmesini istiyor
Cenevre 7 (A. A.) — Altıınn hükümeti, Sar üçler komitası reisi M. Aloiziye şu cevab: gön dermiştir:
«Alman hükümeti plebait sırasında Sarda sulh ve asayişin muhafazası için Milletler Cemiyetinde yapılan beyanata muttali olmuştur.
•Alman hükümeti Sarda sulh ve asayişin muhafazası için dışardan kuvvet getirilmesinin zaruri olmadığı mutalessmda bulunmakla beraber, Milletler Cemiyeti kararlaştırdığı takdirde, »s meventln Uluslararası bir kuvvetin Sar topraklarına gön. deri İm esini kabul etmeğe amadedir.»
Ix)ndrn 7 (A.A.)—Avam ko-marasıddr M. «Lfttısburi» tarafından somlan bir Mitle cevap veren Sir «Con Slıuon» Sar reyiamına müteallik uzlaşmalar hakkında beyan at l* bulunmuş ve alkışlanmıştır.
Hariciye nazın, M. «Aloiii» nin reisliği altındaki üçler komitası tncaaisinin tıoil oldnğn muvaffakiyeti medhettikten sonra bn komisyonun Frang» ve Almanya tarafından kabule şa-yan görülmüş vesayada bulun* mrş ve bn hususun her ke»i memnun etmiş olduğunu söylemiştir.'
Sir «Con Siınon» Sarın i» (ikbali ile en ziyade alâkadar olan iki memleketin göstcımiş oldukları teşriki nıesai zihniyetini de metheylenıiştir.
Sir «Con Sinıon» , koıniayo-bu reyiaıudan evvel, reyiam ya-pılirken ve ondan »onra intizam ve aaayişin muhafazalına müteallik bir g&na veaayada bu Inntuanıtş olduğunu chemuıiyetlc kaydettikten sonra intizamın muhafazası için bir zamanlar en tesirli harici yardımın Fransa-dan geleceğini düşünmüş ve in-gilterenin ise hiç bir znınan böyle bir yardımın arzuya şayan şayan olmadığı mutalca-aında bulunduğunu söylemiştir. Bundan »onra evvelki gün uluslar derneğinde .yapılmış olan müzakereler hakkında tafsilât veren Sir • Con Simon » , M. «Eden» in bu müzakereler esnasında mûlafaaaının çok iyi te»ir yapmış olduğunu ve bu müdafaadan »onra M. «])ava|vinde mumaileyhi taavip etmiş bulunduğunu söylemiştir.
ı
Başbakan Kırklarelinde
General ismet İnönü büyük coşkunlukla karşılandı, bugün “Edirne„ ye gidiyor
KuktareH 7 |A.A) — Bagbakan Lmet İnönü uat 17 da Kırklsrellnv geldi. Havanın yağmurlu ve soğuk olsunsa rağmen binlerce halk, mekteptiler, memurlar tarafından yürekten gelen coşkunlukla karşılandı. General lımet İnönü ayrı ayn halka mekteplilere İltifatta balunstuçlnr.
Bu akşam Belediyece şerefine bir ziyafet verllecaktir.
Edirne 7 (A. A.) — Boşbakaa laneet İnönü yarın (bugün) öğleden sonra KırkisreUnden ayrılarak Babaeski yoluyla Edirneya geUeekıl». Eıflrne büyük Başbakanı hasretle beklemektedir.
Ankaralı Bayanlar hemşirelerine sevinçlerini bildiriyorlar
Ankara 7 (A.A) — Ankara Halkevindeki toplantı başkanlığı divanından şu bildiriği aldık:
Türk kadınının »yasal haklan tûkelleyen büyük kurultaya unutmaılığını bildirmek, »aygılarıru sunmak için Halkevinde toplanan Ankara kadınlarının başkanlık divanı, yurdun her yanından sayısız teller almıştır.
Başkanlık divanı bütün Türkiye kadınlığın ın Ankaradaki arkadaşları ile özden birliği gösteren bu coşkun tellerden duyduğu sonsuz sevinci ülkenin her yanına yaymasını Anadolu ajansından diler.
Çiftçilerin borcu taksite bağlanıyor
Ankara 7 (Htaosl) — Haber alındığına göre, çiftçilerin Ziraat bankasına mevcut borçlarının on beş sene zarfında ve tak-aitle ödenmesi için Millet Meclisine bir lâyiha verilecektir.
Bunun için ayrıca yüzde iki nisbotinde faiz alınacağı söylenmektedir.
--------------o-------------
Yeni Silolar yapılacak
Annkara 7 (Tefonla) - Ziraat Vekâleti Ankara, Konya. Eskişehir ve SivaaU ki »dolardan başka Pulatlz, Afyon ve Adana da dörder bin tonluk ve diğer bazı ufak istasyonlarda da ikişer bin tonluk silolar yaptırmağı düşünmektedir.
Deniz silâhları yarışından kim mesul olacak ?
Amerika, müzakerattan çekilmeğe hazırlanıyor ve mesuliyeti Japonyanm sırtına yüklüyor
Tokyo 7 (A. A.) Hususi kunaey Vaşington muahedesinin feshi notasını yazacak dokez aznlık bir komite teşkil etmiştir.
Amerika müzakerattan çekiliyor
Vaşington 7 (A. A) — Amerikan hükümetine göre, Japonenin L'rıdra konuşmaları yapılırken Vaşîngton muahedesini feshetmesi Japonyanın bu konuşmalardan çekilmesi demektir. Başlıca alâkadarlardan birinin çekilmekte de bu konuşma. Jarın hikmeti vücudu kalmaz ve bnnnıı bütün mesuliyeti çekilene [aittir. Muahede şimdi fcshedilse bile ancak 1936 sonunda hükümden düşecektir.
Amerika hükümeti, alâkadar diğer devletlerin bu müddet içinde siyasal istikran ve deniz. silâhlarının tahdidini teinin edecek elbirliği imkânlarını bulabilecekleri ümidindedir. Bundan da anlaşılıyor ki Amerikan hükümetinin hattı hareketi M. •Morinan Dzvis» in görüşlerine tamimiyle uygundur. Amerika şimdiye kadar resmen bildirmemiş ise de deniz silâhlarının esaslı bir tarzda azaltılmasını istemektedir. Bahriye Bakanı M. «Svanaan» Amerikanın, ir. giltere ve Japonya da aynen ha-rekel ettikleri takdirde deniz silâhlarının yüzde yirmi azaltılma, sına muvafakat etliğini bildin-«niştir.
Japon murahhasının beyanatı
Londra 7 (A. A.) — Tapon
amirali M. «Ysmamoto» Amerikan murahhası M. «Norman Davın in söyleri hakkında Roy-ter ajansına şıt beyanata bulnn-muştur:
• - Amerikan ve Japon planlan bir birinden ta temelden ayrılmaktadır. Bu ayrılığın en mühim noktası şudur I
Birisi denia siiihlanoda bu. günkil nisbctin muhafazasını, diğeri ise bıı nisbetten tama-raiyle uzaklaşmayı istemektedir.
Büyük zırhlıların tecavüz si-l&ht oldııgıı mutaleaaındayız ve bunların azaltılmasını istiyoruz. Biz «azaltılmama* usulünün konulmasını değil, takat bugünkü vaziyete daha uygun bir muahede yapılmasını istemekteyiz.
Vaşington muahedesinin feshi de benim buradaki vazifemden ayrılmak için bir sebep tenkil etmez. Çünkü bu muahedenin feshi ile hükümden dilşme-ai arısında iki det geçecektir içinde yeni bir lanabilir. •
«endik bir nüd-ve bu iki sene cınahcde batır*
Bulgar kralının baş mabeyinciliği
Sofya 7 (A.A) — Bulgarin, tanın eski ‘Belgrat, mümessili M. "Kicascivanef,, kralın baş-mabcyinciliğino tayin edilmiştir. Selefi M. ‘Drandar. tekaüt olmuş tor.
Silâh satışları
Çine silâh ve zabit gönderilmesine Amerika ticaret nezareti vasıta olmuf!
Vaşingtoo 7 (AA) — Ayandan M. "Klark. silâh tahkikat kontifiyonunda 1929 da bir A-merikun firmastnıu mevcut ambargoya rağmen Çin'e gönderilmek üzere Hollandaya barut gönderdiğini ve bundan başka Çin hava kuvvetlerinde 14 eski Amerikan zabitinin muallimlik yapmakta ve Amcrikada kullanılan usulii öğretmekte olduğu söylemiş ve demiştir ki:
" — Bu muallimler ticaret bakanlığının tavassutu ile gön-derilmiştirir. Çinliler şimdi de Amerikadan harp levazımı al-maktadadırlar..,
M. “Klark,, 1933 ve 1934 de Bolivya/» da yirmi milyon fişek (atıldığını söylemiştir.
Gaip tayyareciden ümit yok Hoooluhı 7 (A A) — Tayyareci “Ulm» ile arkadaşlarını bulmak için bütün limitler kaybolmuş gibidir.
Bununla beraber araştırmalardan vaz geçilmiş değildir.
Şimali yeni Gal ile Avus-turalya hükümetleri masrafları kendileri tarafından verilmek üzere otuz yelkenli kiralamışlar ve tayyarecileri bulana 1250 İngiliz lirası mükâfat va-•tmiylerdir. .
Nasturiler nereye yerleşecek?
Urfa 7 ( A. A. ) — iyi kaynaklardan alınan habere nazaran, Dirzor mıntakannda Aneze aşireti nezdinc «ivil olarak gelen İngiliz memurlan, Lakı terkeden Nasturilerin yerlerine iskân «dilmesi için Aneze aşireti reisi Muckimiyi kandırmışlardır.
a ur -----—---------- - -
İzmirde incir ve üzüm satışları
İzmir 7 (A.A) — Ayın birinci gününden altıncı günü akşamına kadar boraada alb kuruştan 22 koraşa kadar 7679 çuval üzüm ve dört buçuk kuruştan alb buçuk kuruşa kadar 966 çuval incir satılmıştır.
“Adananda amele himaye ediliyor
Adana 7 (A A.) — Şehrimiz Belediyesi »on günlerde iyi çalışmalara başlamıştır.
Dün Belediye encümeni toplanarak ulus ve işçi sağlığını bozacak durumda olduğu söylenen fabrikalar üzerindeki belediye baş hekimliğinin raporunu gözden geçirerek bundan böyle fabrikalarda en az dört ayakyolu ve içlerinde akar su bulundurulmasına içme sularının düzeltilmesine fabrikalara giren ve çıkan hayvanların yemlenmesi ve sulanması için betondan musluklar yaptınlmasoa ve bütün boaların en son bir ay içinde tamamlanmasına söz kesti.
Tramvay şirketine cürmümeşhut
. Birinci sahifeden devam
Reımi yukarıya banyorvt. Daha bundan bir hafta evvri böyle bir çatlak yüıünden tramvay arabalarının köprü başında üstlerce kaldığı malûmdur. Halbuki resmini koyduğumul çatlak, köprünün dût yolundaki çatlağa bentemez. Çünkü bu çatlak dar bir kavi* üıerinde-dir. Orada bir kata vukua gelirse araba m allak devrilecektir. Araba devrilince lâaknl birkaç kişinin ö.o-crği, onun birkaç mlaliuin dr kafası veya bacağı kırılacağı da muhakkaktır. Buuua geçen tendere ait fed bir iki nümuoeri vardır.
Bir defa Sultan Ahmette kav» yerinde böyle ray bozukluğundan bir araba devrilmiş. Bir hayli Tılzk bu yüzden kohur. bacaksız kalmıştı. Tramvay şirketi yalnız halktan milyonlarla fazla para çekmelini, bir de Nafla Vekâletini bu yoiıudoğa ır.üıaade etmiyor diye dava •tmraini biliyor. Halbuki ası! vaıifeai bu tehlikeli yerlerde yolları mûbrudûlcrine daim! surette teftiş ettirerek bozuklukları düzrilnıek değil midir?
Ve Kumpauya bunu yapmadığından dolayı m ağır, eo şedit cezalara çarptırılmamalı mı ? Yııkn-rıdaki reemi evvelâ brlrdiyenin. eonro N«f,« komiseri Ibvnfıtmln na-
zarı d.kkatioe koyuyoruz. Bugün ilenmezlerse bizzat gidip teftiş ıtrinler ve oradaki bozukluğu görüp hayretler İçinde kalsınlar. Bakalım bu çatlamış rayı kumpanya kaçgüade değiştirecektir ? Fakat biz tekrar ediyor ve İddia eyliyoruz, tramvay şirketi bu raydan dolayı mutlak şiddetle cezalandırılmalıdır. Şirkete ceza vermek içim behemehal feci bir kazıyı beklemek iktiza etmez.
Bir de şurasını aöyllyellm, ki tramvay hatlarının bozukluklarını (Zamaa) gazetesinin muharrirleri teftiş etmek mecburiyetinde değildirler. Eğer bu işi bize bırakacak iteler bari resoMu haber verseler de ıdarehancmlıde bir teftiş heyeti teşkil etsek. Bizden evvel bu işleri tetkik vo tabkin ve ieabını icra ile mükellef başka kimseler oha gerek...
“İzmir,, deki maçlar
Itoir 7 (A A.) — Bugün yapılan futbol maçlarında Tûrk-spor Aitayı 3-2 Izıuirspor K. S. K.ı 2-1 yenmişlerdir.
Kântmuevcl 8 _____
— ZA MAN —
3
f
SÜTUNLAR ARASINDA
Evrensel bakımdan kadın hakları
Şlaadly* kadar kadınlara aayiav aeçma va aefUaae hakkının verilmesini, yalaır uluıal bakımdan tetkik etmljMk.
Bugün bu meseleyi evrensel bir bakımdan tetkik ederek ron temanda kadınlara aiyaaal hakların varileaeaina saik olan sebepleri re ba eebeblerin birde M» tekevvün edlb etmedijini göstermek isti-yomu.
Umumi harbdın öaee galiba ancak dört memlekette kadınların slyati baklan tanınmıştı. Umumi barbdea sonra bu eeryan kuvvetli bir Kıtla İlerledi. Onun İçin bugün kadınları siyaıl haklardan istifade eden ve erkeklarila eiele vererek çahçan memleketlerin yekûnu çok kabardı.
Ba devletler :
Ingiltere, Kanada, Avuaturalya, Niyutelinda, Ingiliz çark! Afrikası, Rodiıya, Jamayka, Danimarka, Norveç, İsveç, Feniindiya, İzlinde, Fekmeok.Rooıanya, Sırbistan, Luk-ecmburg, Almanya, Avoatnrya, Macaristan, Amerika, Lehistan, L-tooya, Liıonya, Çekotlovakya, Ok-ranya, Filistin, Sovyet Rusya ve nihayet Türkiye.
Milletler Cemiyeti misakı kn-diaların bu cemiyete ait bütiin işlerde. batta umumi kâtiplikte istihdam ve tayin olunabileceklerini gösteren bir maddeyi muhtevidir.
Kadınlara mebus seçme ve seçilme hakkının verilmesi, ulun! fuornn teklmOlünO ifade eder. Milletler, bir buhran ile karşılaştıkça sınıf farkları âdeta unutulur, erkek kadın bütün millet fertleri, o buhran, atlatmak için çalışılır ve’fertleri ayıran bütün şerait, azami derecede küçülür. Büyük savaş sıralarında bu şuur bütün milletleri sarsmış, ber milletin erkek • kadın efradı el alo vererek meoıirket İçin çahş-tıkları görülmüştü. Kadınların millî buhranı atlatmak için gösterdikleri fedakârlık, cesaret ve kabiliyet erkrk tarafından gösterilenden geri dejıidi.
Kadınların b.lhssea bu sırada göster dikleri yararlık, onlara intihap hakkının verilmesi hakkındaki muhalefeti kökünden sarstı ve yıktı.
Fakat İç bn kadarla kalmadı. Değerli bir muharririn dedifti gibi erkekler, ortalımı altüst ettiler, dünya içlerini aarpa sardırdılar. Onun için yardımcılara ihtiyaçtan vardı. Erkeğin en tabii yardımcısı ise kadındır. Kadın ile erkek elete verince daha fazla muvaffak oluyorlardı. Onun için bu eeryan bütün dünyayı sardı.
Kadınlarımızla vaziyetini aynı bakımdan tetkik edersek onların da aynı şeraiti kemaliyle haiz olduklar mı görürüz.
Çünkü eveiki gün Baçbakaaı-maı tarafından söylendiği gibi ka-dıalarıauz, bel- İstiklâl savaşında, erkeklerle birlikte ateş altında, o-muz omuza çalışblar, memleketin geri kalan kıımını korumak ve kurtarmak için tarlaların kara toprağından yiyecek çıkarmağa uğraktılar, ellerinden gelen her fedakârlığa sere nere katlandılar. Kadınlarımız, memleketin ber i| re ber tabakasında söz söylemek hakkını daha o zaman kasaMnıçlardı. Onun için Türk inkılâbı Türk kadınının vaziyetini yükselte yükselle onu bayatın ber şubesinde İlerinle ilerleteo tarakki ve tekâmülün şahikan sayf rnsgs d»Jee son hakkına kavuşturdu.
Erkeği, kadını el nlv veren Türkiye Cümnriyetinin daha çok hisli bir yürüyüşte meramına varacağı şüphe götürmez.
Ö. R.
Şoförlerin bir talebi
Şoförler cemiyeti, otomobillerden allamakta olan belediye reaminio ziyadeliğinden şikâyet ederek bunun indirilmeni için belediyeye müracaate karar vermiştir.
Cemiyetin iddiasına göre belediye kanununun tavın ettiği azami mikdar üzerinden resim almakta ve buda beş lira tutmaktadır.
Fakat buna ilâveten Gazi köprüsü resmi ve müiga köprü parası da alınmaktadır ki ceman yekun bu resimler 12, S liraya baliğ olmaktadır.
Şimdi şoförler, kendilerinden alman resim tutarının yedi ba-çuk lirayı geçmemesini talep edeceklerdir.
ÖKONOMt
Zeytin yağı fırlıyor
Son gönler içine zeytin yağ fiyatları yükselmeğe başlamıştır.
Dış memleketlerden taleplerin artması üzerine fıatlar toptan 21 kuruştan 23 kuruşa fırlamıştır.
lngilizler meyva alacak
Bir Ingiliz firması memleketimizden kuru meyva. bilhassa kuru uzum almak için Türkofi-se müracaat etmiştir.
Türkofıs alâkadarlara istedikleri fazla malumatı talep vukuunda verecektir.
Almanyaya portakal ihracatı
" Münih „ te Hans Bremmcl firması Tür kof ise müracaat ederek memleketimizden portakal almak istediğini bildirmiştir.
Bu firma bilhassa Mersin ve Dörtyol portakallarından iste-mektektedir.
Bir günlük mahsul satışları
Evvelki gün İstanbulda 45 ton biralık arpa, 677 ton muhtelif cins buğday, 3680 kilo tombul iç fındık, 22925 kilo kepek ve 1100 kilo da kuş yemi satılmıştır.
Tütün satışları
Eksport tabakos şirketi Edirne havalisinde mühim miktarda tütün mubayaasına başlamıştır. Mezkûr şirket yeni mahsulden ve kara tohumdan olmak partiyle Edirne köylerinden s 5000 kilo, Kırka İşretinden 35000 kilo, Uzunköprü ve köylerinden 25000 lolo tütün peylemiştir.
Mısıra gönderdiğimiz tütünler
Mısır hükümeti istatistik dairesi tarafından neşredilen harici ticaret cetveline nazaran 1934 senesinin ilk alta ayı zarfında Mısıra yaprak tütünü ithalâtı 2,585,218 kiloyu bulmuştur.
Bu miktarın 550,418 kilosu Türkiysden, 602,875 kilosu Yu-nanistaodan, mütebakisi de Japonya, Bulgaristan. Çin, Amerika, Rusya ve diğer ülkelerden alınmıştır.
Ticaret Odası memurlarının tekaütlüğü Ticaret odası memurlarının maaşlarından yüzde beş n.sbc-tinde kat'iyat yapılarak buna aynı nisbette oda bütçesinden ilâve icrasiyle mezkûr memurların tekaütlük haklarını temin için tanzim edilmiş bulunan proje eksik görülmüştür.
Şimdi, Avrupa ticaret odalarının bu huıusta tatbik ettikleri usul tetkik olunmaktadır.
Binaenaleyh ticaret odası memurlarınm tekaütlüğü için odanın bu seneki bütçesine de tahsisat konulmasına imkân görülmemektedir. Mesele ancak gelecek seneye kesbi katiyet edebilecektir.
Nakil vasıtalarının muayenesi Yapılmakta olan canlı ve raotönüz kara nakil vasıtaları sayım müddeti 9-12-934 Pazar akşamına kadar uzatılmıştır. Vesaitini Icayit cttirmiyenlerinin bu müddet zarfında Fatih Askerlik şubesinde bulunacak olan sayım heyetine ber hatde müracaatları lâzımdır.
Dilsizlerin kongresi
İzmir Dilsizler mektebinde talebeye eziyet mi ediliyormuş?
Sağır, Dikiz ve Körler Cemiyeti dün öğleden sonra Şehzade bcşında Letafet apartmanında senelik kongresini akt I etmiştir.
Kongreyi cemiyet reisi Süleyman Gök açarak arkadaşlarına teşekkür etmiştir. Buu-dan sonra cemiyetin senelik raporu okunmuş ve mevcut âzaya bu raporun muhteviyata el işaretlerde anlatılmıştır.
Rapor âza tarafından münakaşayı mucip olmuş, her taraftan parmaklar kalkarak el işaretlerde itirazlar başlamıştır.
Neticede cemiyete muhalif olan 15 âzanın cemiyetten çıkarılmalına karar verilmiştir.
Bundan başka, cemiyete mensup kimsesiz kızlarla erkeklerin ÜÇ ay sonra evlendirilmesi de karar altına alınmıştı
Kongrede. İzmir dilszler mektebinde talebeye eziyet edil-
Amasyalı gençler toplandı
Dün Amasyalılar cemiyeti âzası Halkcvinde hususi mahiyette bir içtima yapmışlardır.
Bu toplantıda Amasya da intişar etmekte olan cemiyet gazetesinin mecmua haline getirilmesi ve bu suretle memleketin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde büyültülmesi etrafında konuşulmuş, bu hususta Amasya Halkevi ile muhabere edilerek işin neticelendirilmesine karar verilmiştir.
Bundan başka konferans ve müsamereler verilmesi muvafık görülmüş ve Amasya mahsulünün ihraç ve inkişafı hakkında ticaret odasiyle muhabere teminine, müze ve kütüphanelere yardım etmeğe karar verilmiş vc bütün bu işlerle meşgul o'mak üzere Mühendis mektebinden Macit, Yüksek İktisattan Hadi, Tıbbiyeden Isa, Vefa lisesinden Celâl intihap edilerek toplan-t-ya nihayet verilmiştir.
Şerhler —
Yarım bilgi ile kurulan işkilli işlerin sonu . sakatlıktır, utançtır.
A/t Afyon
Şerh ve izah:
Bugünkü veçhemizi Nafıa Bakanı Bay Alinin An-karada mühendisler birliğinin yaptırdığı yeni binasının açılma merasiminde söylediği nutuktan seçiyoruz.
Bay Ali, bu sözü öz dilimizle ne güzel anlatmıştır :
Yarım bilgi ile kurulan ve işkilli (şüpheli) işlerin sonu sakatlıktır, utançtır! Ba güzel sözün değerini anlamak için ilk önce "yarım bilgi„ nin ne demek olduğuna bir az anlatmalıyız.
I Yarım bilgi, derme çatma bilgidir, temelsiz bilgidir. Yarım bilgi, gösteriş, çalım bilgisidir. Yarım bilgi, tehlikelidir. Çünkü bilmediği halde bildiğini iddia eder. Bu kadarla da
diği haber alındığı da mevzubahs olmuş, bu hususta lâzım gelen makamata müracaat edilmesine. ve hstta protesto çekilmesine; sağır, dilsiz ve körlere yapılan eziyetin bununla da önüne geçilmediği takdirde daba yüksek makamlara müracaata karar verilerek yeni idare heyeti intihabına geçilmiştir.
İntihap oldukça sükûnetli olmuş, riyasete eski reis Süleyman Gök, kâtibi umumiliğe Mehmet, muhasebeciliğe Turhan. veznedarlığa Avni ve idare müdürlüğüne de Sabri seçilmişlerdir.
Dünkü dilsizler kongresi heyeti umumiyesi itibarile çok münakaşalı vc dohyısile gürültülü olmuştur. Bunların münakaşaları konuşularak değil, el işaretlerde yapıldığ'nı ilâveye hacet olmasa gerektir.
Soy adından çıkacak ihtilâflar
Soy adlarının iki Kânunusaniden sonra tesçil edilebileceği bundan evvel nüfus idarelerine vaki olacak müracaatların reddi lüzumu cmro'.unmuştur.
Soy adları kanun vc nizamnamesinin tatbikini kontrol etmek ve soy adları alacak olanlar arasında bu yüzden çıkabilecek ihtilâfları halley'ctnek Üzere, Belediye reis muavini Hâmidm riyaseti altında bir komisyon teşekkül etmiştir.
Bu komisyonda Belediye şirketleri komiseri İsmail Hakkı ve istatistik şubesi mümeyyizi Mehmet Halit vardır.
Vilâyetten de komisyona âza iltihak edecektir.
Komisyon kanunun tatbikine başlandığı günden itibaren çalışmağa boşayacaktır.
Ayni soyadları alanlar ara-unda çıkan ihtilâfları komisyon halledemezse mesele mahkemeye sevkedilcccktür.
Komisyon emrinde bütün so-
kalmaz, bilmediği halde, öz bilgiye dayanacak ya- r pıları kurmağa kalkar. Fakat onun kurduğu yapı, öz bilgiye dayanmadığı için çabuk yıkılır. Onan için yarım bilgi, tehlikelidir, ve her tehlikeli şey gibi zararlıdır.
Belki yarım bilgi, bilgisizlikten, cehaletten daha tehlikeli, daha zararlıdır. Çünkü cehalet, kolay seçilir, kolay anlaşılır. Yarım bilgi ise oyalar ve al- l' datır.
Bizim en çok saktnma- I mız lâzım gelen şey, yarım ' bilgidir. Bilgisizlikle ne kadar savaşıyorsak yarım bilgi ile de o kadar, hatla â daha fazla savaşmalıyız. ' Çünkü yarım bilgi, şüpheli ' işler yapar, şüpheli işler | kurar ve banların sona sakatlıktır, utançtır.
____ZAMAN
POLİSTE
Garip bir hırsızlık
Ortaköyde vatman sokağında oturan Moiz isiminde biri polise müracaat ederek, tramvayla Ortaköye giderken Beşik-taşla Çırağan Sarayı arasında sabıkalı Şakır ve arkadaşı İrfan tarafından 5 liretinin çalındığını, bilâhara bu beş liradan 3 lirasını geri aldığını söylemiştir.
Bu garip hırsızlığa polis do hayret etmiştir.
Acaba Moiz beş lirasının çalındığını fark eder etmez sabıkalılarla sulh mu oldu da 3 lirayi geri aldı ?
Hacı mı çalmış ?
Fatihte Refahiye sokağında oturan Nadir polise müracaatla kızı Mûkerreme ait elbisenin Atpazarında İhsanın ahırında çalışan seyis Hacı tarafından çalındığını iddia etmiş. Hacı yakalanmıştır.
Otelde bir hâdise
Dün sabah saat beş raddelerinde, Sirkecide Halep otelinde oturan Eşref uyurken yastığı altında bulunan yeleği cebinden 8 lirası çalınmış, aynı otelde oturan Asım kısa bir müdJet sonra bu hırsızlıktan dolayı suçlu olarak yakalanmıştır.
Saltığı kömürü nereden alıyor muş?
Fındıklıda oturan seyyar kömürcü Süleyman, geceleyin kömür tüccarlarından “Loka„ nın deposundan kömür çalarken görülerek yakalanmıştır.
Dünkü yangın
Dün, Beyoğlunda Elmadağ mahallesinde Çayır sokağında bir baca tutuşmuş, itfaiyenin yctişmesilc etrafa sirayete mey. dan bırakmadan söndürülmüştür, yadlarının yazılacağı bir ana defter bulunacak, yazılan no-yadlarının kanuna uygun olup oitnadığı komisyonca tetkik o-tunacaktır
Komisyon, birbirine benziyen bazı soyadıaruıda. harf vc kJi-mc ilâvesiyle değişiklik yapmak salâhiyetine malık olacaktır. Bu suretle ayni ismi alanların isimleri kısmen değiştirilecektir, istanbulda yeni vc asri balıkhane
Kerestecilerde yapılmakta o-lan yeni Hâl binası ittisalinde asri bir balıkhane inşası tasavvuru durmuştur. Bunun sebebi şudur:
İstanbul Belediyesi, balıkhane inşası için s ırfedilccck parayı temin eylemek maks idile balıkçılardan yen. bir roa.m alınması lüzumunu ileri sürmüş, fakat nv vergileri kanunu buna n)aa( görülmüştür.
Şimdi bizzat Maliye Vekâleti kendi hesabına istanbulda asri bir balıkhane yaptırmayı düşünmektedir.
Tahminlere göre yeni balıkhane ber türlü tes'sat vc tertibatı ile beraber 500.000 liraya çıkacaktır.
Kız Sanat mektebi şubesi açılamıyor
Biri Beyoğlu, diğeri Istan-bulda olmak üzere iki şubesi bulunan akşam kız mektebinin üçüncü bir şubesi açılması maarif vekâletince kararlaştırılmış ise de münasip bina bulunamamıştır.
Önümüzdeki haziranda bıı mektep dahilinde bir sergi açılacak, talebenin vücude getirdiği eserler teşhir edilecektir.
KADINLARIMIZIN ŞÜKRAN!
Kadın saylav hakkı
Türkün büyük inkılâbını düşünürken her yeni günün dünden daha artımlı, daha kudretli bir doğuşla Türk tarihine can kanığını görüyoruz Dün bir zafer, bngün bir iokılâb..
Eski tarihlerde bize inkılâplar göstermişti. Fakat onlarda ne Türkün son harikası Dtım-lupinzr zaferi, ne de Kemal Ato-’.ûrkûn son inkılâbı görüldü. Bu efsane gibi, hayal gibi, ina-‘ nihnaz bir şey oldu. Yalnız Türk değil, belki bütün dünya her günün sabahını Türkün veni bir haberile açıyor, yeni bir ûlkûsile kapatıyordu.
Bugün bunlar bir tek dehanın ve bu dâhinin yetiştirdiği milletin escridl Bugün bu eser de tumandandı derken bir yo-nûi doğuyor. Btı da bitli demeden bir başkası başlıyor. İşte son olgu da bu hayranlığımız içinde bir yalaz gibi ışıldadı-Yeni saylav seçimine Türk kadınını da çağırdı.
Türkün önderi biliyordu kİ her savaşta kendisine güvenç olan anası, kızı, kadını bu siyasal yürüyüşte de işine yarıya-yscnfc, dünya ileriliğt arasında bütün temkinli olgunluğuyla yer alacaktır.
Türk kadını bugün büyük heyecanını yaşıyor. Dünya üzerinde pek ar, millet kadınına nasip olan şu yüce hak kendisine varildi.
• Kadın, varlığı ulusun temelidir» diyen Atatürk kadın için ulusa son dersini de verdi.
Kadını yurduna temel kuran büyük önder Mutlu anana biz. den bin oaky. ulu başına bizden bin saygı..
Uhısa yardıma girecek Türk kadınının temiz elleri kirîcn-nıiyecek, dik başı iğilmeyecek, deriu görüşü kararutıyaçak. Senin ülküne değer, sana lâyık Türk kızı olduğunu gösterecektir.
Ulu .Atatürk' Bu örneksiz inkılâbın karşısında Türk kadı nının borcunu ne saygı sunar-lığı, ne sevgi ölçüsü tamamlar-Bu o kadar sonsuz. o kadar öl mez bir borç ki—
Aliye Esat
Yeni gümüş paralar
Yeni gümüş paralardan şimdiye kadar piyasaya bir milyon liralık çıkarılmıştır.
■ Alman haberlere göre üç milyon liralık daha gümüş para basılmasına devam edilmektedir.
Bunlar da önümüzdeki Pazartesi gününden itibaren piyasaya çıkarılacaktır.
Ecnebi gazete muhabirlerine
Matbuat Umum Müdû.-Iüğ2o-
den lebi ğ edilmiştir :
Yabancı gazete muhabirlerine verilmiş olan vesikalar 1935 yılının ilk gününe kadar yenileriyle değiştirilecektir. Elinde vesikası olan yabana ınuh ıbırleria yeniden vesika alabilmeleri için temsil ettikle-
ri gazetelerin, en geç bir ay eski tarihli salâhiyet mektubunu Matbuat Umum Müdürlüğüne gönderilmek üzere istanbulda Vilâyet Matbuat Bürosuna. vilâyetlerde valiliklere Ankarada Matbuat Umum Müdürlüğüne tesam etmeleri ve ellerindeki vesika suretlerini 16 kuruşluk pul ve üç fotoğraflarıyla birlikte bu mektuplara iliştirmeleri gerekmektedir. Salâhiyet mektupları iş bitioce geri verilecektir.
Halk Fırkası kongreler
Cumuriyct Halk Fırkası Fa lih kaza merkezi nahiyesi dün öğleden sonra Letafet apartı-manında senelik kongresini akdetmiştir.
Ocaklardan gelen mümessillerin de bulunduğu kongre na biye reisi Celâl tarafından açılmıştır. Kongrede bir senelik rapor okunmuş ve muvafıi görülerek idare heyeti intihabına geçilmiştir. Batıdan sonrı kongreye nihayet verilmiştir.
ZAMAN
Ktmımscvd 8
Lâhey daimî hakemlik mahkemesi
Karilerimizden biri, herifin Mıllrlier Cemiyetine havai» «dil. diği bu tirada,l.âlıey daimi bakam İlk naahkemrıindrn hiç bzhıedil-■Kdiğini farketmiş, mamafi bu anahkemanin de mahiyetini bilme-diffl cihetle bizden malûmat istiyor.
Cevap veriyoruz:
Lihey daimi hakemlik mahkeme-aioin teşekkülü, beynelmilel hukuk tarihinin bir dönüm noktasını teşkil eder, çtlnkü beynelmilel ih-tilâfları halletmek için vüeud» getirilen ilk teşekküldür.
Bu mahkemenin teşekkülü yolunda haçlıca üç yahaiyetio bCvOk rolü olmuştur.
1889 da Lahey konferansını açan Rus Çarı ile Birleşik Amerika hükümetinin o tamanki erkânından David Gayne II.İd ve yıoe o raman
Samimî saadet Leon Tolstoy
Mütercimi : Allşaozad» İsmail Hakkı I
Leon Tolstoy, dünya edebiyat v» fikriyat âleminde şüphesiz daha urun müddetler yapyack. Vefat edeli yirmi dört sene oluyor, fakat hayatının aon samanlarında cihan efkârını ne kadar meçgul ettiyse hâ’â bugün de ona yakın meşgul ediyor, denilse mübalâğa ol-maı. El’an Tolstoy» alt hatıralar, tetkikler, tercümcihaller çıkıyor ve isminden daima alâka ile bahsediliyor.
Halbuki edebi nüfusu ve İktidarı ondan çok fasla olmak lâzım gelen meselâ ( Anatol Frana), (Tolstoy) a nisbollc unutulmuş gibidir. Geçenlerde vefatının onuncu yıldönümü müoasebetila Anatol Franıtan yemden biras bahsedildi, fakat asarı artık hayatında ol-dyğu gibi, okunmuyor, alâka uyandır iniyor. Ona mukabil (Tolstoyla bugün Frensizler kendi ös edipleri ve mütefekkirleri olan ve hatta bir cihetten (Volter) le biie mukayese edilen (Anatol Frans)taa ziyade ehemmiyet veriyorlar ve onunla daha ti-yade meşgul oluyorlar.
Niçin ? Yine buna, hiçbir kıy-meti olmamakla beraber kendi çahıi tecrübemizle eevap vereceğiz. Çünkü (Tolstoy) un evvelâ gayet basit, gayet kolay okunan bir us-lûbu var. Hatta (Tolstoy) un üslûbu «kadar sadedir ki Fransız Edebiyat kitapları (Tolstoy) dan bahsederken (uslûbu yoktur, üslûbunda sanata hiç ehemmiyet verme») derler.
Halbuki (Tolstoy)un eserlerini •kutan da. Içt» kendisine bir kusur gibi bulunan, bu uslûbıuzluğu, yani yasarken (sanat göstereceğim) diye herhangi bir tekellüfe halkı ş-• mamasıdır. (Tolstoy) un ikinci meziyeti de, hiçbir ağır felsefe ukalâlığına kalkıçnsaksısıo, daima mustarip olao ve daima kendi
eliyle, kendi hataalyl» kendi
Inçılie.-ruin Vaşington aefirl ola» l-ord Pauoceforte.
İçte bunların teşebbüsü it» 1899 da on altı devlet bir mukavele imralamıçlar, bu mahkemey» hukuku düvele açına dört nıurahhaı göndermeği kabul eylemişlerdir.
Lâhey daimi hakemlik mahkemeli arası altı seae için intihap olunur. Maamafıh tekrar intihap edilmek caitdir.
Aralarında zuhur eden bir ihtilâfı halletmesi için mahkemeye müracaat eden devletler, buraya dahil diğer hükümetleri d» ktyfi-yatteu haberdar etmek mecburiyetindedirler.
Mahkemen.n daimi mirken Lâheydir ve a bal ne karar verilmedikçe daim orada toplanması usu'. İcabıdır.
ıstırabını arttırmağa çalışan beşeriyet», bu yer yüıiinde mea'ut olabilmek imkântarıaı göstermek istemesi, intanların mümkün mertebe at ıstırap çekerek yaşamaları çarelerini bulmak için çırpınıp dur-mut olmasıdır.
Hemen bütün yardığı »»erlerde ya doğrudan doğruya, ya dolayı-siyi» bu gaye etrafında dolaşır. Maamafıh bu gaye, kendisine elli yaçlorınn doğru bir fikri sabit o-larak gelmiştir.
O yağlarda bir buhran geçirmiş- kendi kendine (Hikmeti hilkat ve sebebi hayat nedir?) Diye sormuş. Yani bilim eski edebiyatın şu malûm (Çunu çıra) meselesine saplan-mittir. İçte bu tarihten sonra yazdığı eserler, hep bu gay» etrafında döndüğü ve kendisi de bayatını, saadeti be)er için tavsiye ettiği sadeliğe götürmeğe çalıştığı İçindir,ki dünyanın h«r tarafında pekçok alâka uyandırmış, hâlâ bugün de fikirlerinin sadeliğine, üslûbunun sadeliğine ve felsefesinin de, hemen yok denecek kadar zayıflığına rağmen eserleri okunmakta bulunmuştur.
Alışan zade İsmail Hakkının bu defa tercüme ettiği (Samimi Saadet) te Tote’.oyun bu kabil alarmdandır. Romanda bir fevkalâdelik yok. Heyecanlı, gürültülü sahneler yok. Güzelliğinden emin bir kıs seviyor, evleniyor, ko-casile çok mesut yayıyor, bir aralık kocasının biraz ilımalioe uğruyor, hlyaoat ediyor, kocan bunun farkına varıyor veya varmıyor. Fakat nihayet erkek. yaçlı-lığın tesiriyle, saadetin ancak sükûnette olduğunu anlıyor ve nihayetle kadın da samimi saadetin ( yalnız çocuklarına bakıp onları yetiştirmekten ve çocuklarının ba-basını dn hürmetle sevmekten) ibaret olduğunu anlıyor. Mevzu
“Tuna,, üstünde yeni köprüler
Romanya ile Yugoslavya yakında birbirlerine bağlanıyor
Romanya ve Yugoslavya hükümetleri. Tuna üzerinde yeni köprüler yaptırmak suretile iki memleketin şimendiferle birbirine birleştirilmesi için görüşmelere başlamışlardır.
İlk önce Romanyada Turnu-Severin ile Yugoslavyada Kla-dova arasında bir körü yapılması işi gelmektedir. Bu köprü 400 milyon Leye mal olacak ve masrafların yarısı Romanya, yarısı da Yugoslavya tarafından verilecektir.
Yine Yugoslavya ile Romanya arasında ikinci bir köprü de Pazncvo yakınında kurulacak ve gazetelerin yazdıklarına göre bunun yapılmasına 1935 mayısında başlanabaktır.
Bulgaristan ile Romanyayı birbirine birleştirecek Rusçuk Yerköy feribot nakliyatı İçin de Bükreştede görüşmelere devam olunmaktadır.
Almanya da Adliye Na-zaretleri lâğvedildi Berlio 7 (A. A.) — Prusya Adliye bakanlığı hariç olmak üzere bütün Alman hükümetlerinin adliye bakanları bir emirname ile kaldırılmıştır. Bundan böyle bütün Almanyanın adli hâkimiyeti Rayh hükümetinin elinde birlcştirilmş olmaktadır, bu kadar iade. Fakat çok mvrakla okunuyor.
Bu da (Tolstoy) un kendi bayatı İçin üzenmiş olduğu nasiplerden biridir. Romanın tercümelinde, acibe mütercim ( Tolstoy ) un üslûbundaki sadeliği eda edebilmiş midir? Diya dikkat ettik. İsmail Hakkı bunda çok muvaffak otmuşlar. Hem tercüme, şüphesiz aslı o-lan Rnıçadaa değil, Fcanuzcadan nakledilmiş, yani tercümeden tercüme edılmlş.olaeak. Öğle iken ifade, tercüme olduğu hİMedilm’yecek kadar akıcı bir utiûp'a sonuna kadar gidiyor. Kitabı okutanda saten tnevıuundsn sijadebu üslûbudur. Onun için mütercimi tebrik ederiz. Yalnız kitabın ufak bir noksanı var. (Tolatoy)un İtenini bizde herkes belir, kim olduğunu ise, frenkçe bil-miyenlerimiz biç bitmezler. Çüoku adamakıllı henüz bir te.-cümei bali neşredilmedi. Binaenaleyh romanın başında, romanın kısa bir tercü-mei hali, yani ncvakıt ve niçin yazıldığı, (çünkü Tolatoyun her «serinin d» bir tvrcümai hali vardır) v» Totetoyun muhtasar bir hayatı konulmalı idi.
Çünkü memleketimizde bugün okumağa v« öernmeğe muhtaç ve müştak büyük bir gençlik kütlesi var, bu kütle ekıeriyetle frenkçe bilmediği için, dünya fikir bayatına yabaocı kalıyor. Bunlara ber yazdığımız k.tapta ne kadar kolaylık gösterirsek, memlekete o kadar hizmet etmiş oluruz.
Eser (Vakit kütüphaneal) tarafından neşredilmiştir. Fiyatı $0 kuruştur.
“Tosya,, nın bir ihtiyacı “Delidevrez,, çayı mutlaka islâh edilmelidir!
Pirinç zeriyatını ve millî serveti arttırmak için...
“Toıya.da tular
Tosya 2 (Hususi) — Tosya, nın en hayati, fakat çok müşkül; en kazançlı, fakat o nis-bette de masraflı bir işi vardır ki yıllardanberi bunun yapılmasını, bu mühim işe el uzatılmasını herkes arzu ettiği halde kat'î bir hamleye, ciddi bir teşebbüse mazhar olmamıştır. Bu, Devret çayının ıslahı işidir.
Devret, batıdan gelerek Tosya çeltik ovalarını baştan başa katettikten sonra Kızdırmağa dökülen ve kendi bildiğine akan bir çaydır.
Taşkın zamanlarında çeltik tarlalarını harebetara çevirdiği için ona (Delidevrez) dahi derler..
Çeltik ziraati daha tohum toprağa serpilmeden evvel baş-lıyarak biçim zamanına kadar eoya ihtiyaç gösteren bir ekenektir. Daima su içinde yaşjr ve büyür. Bunun içindir kı Devret çayına çeltik ovalarının can daman, çeltik mahsulünün abıhayatı denilse yeridir.
Ehemmiyeti bu suretle kendini gösteren Devresin suyu aon beş, altı senedenberi zeri-yata kâfi gelmektedir.
Bunun başlıca sebebi, pirinç mahsulünün d ğer hububata nazaran gördüğü rağbet dolayı-sile bir kaç senedenberi Tos-yanın garbındaki İlgaz kazası köylerinde de vasi mikyasta çeltik ziraati ihdas edilerek Tos-yaya gelecek suyun oralara çevrilmesi ve eskisine nazaran bol yağmur ve kar yağmamakta olması hasebiyle suların esasen azalmış bulunmasıdır.
Jufu Ctllık tarlalarından bir gûrûnûf
Bıı vaziyet. Devret çayının gayri muntızam ve geniş sahası içinde yayılıp dağılan suyun muntazam bir kanala alınması ve israfa meydan bırakılmaması ihtiyacını göstermektedir. Fakat, yetmiş, yetmiş beş kilometre iıntidat eden Dev-rez mecrasına bu suyu zapte-dccclt nisbetle inşaat yapmak buradaki arazi ashabının muktedir olnuyacağı bir keyfiyettir. Daha doğrusu hükümetin I tavassutuua muhtaç olan bir meseledir.
Çünkü Devrez vadisi, arzu edildiği şekilde, ıslâh edildiği ve su büyük kanal dahiline alındığı zaman çayın her iki tarafında da çok geniş ve kıymetli çeltik sahası meydana çıkacaktır ki sahipsiz olan bu arazi şüphesiz hâzineye ait kalacaktır.
Bununla beraber Devrczio vakit vakit yatağını değiştirmesinden şimdi işgal altında bulunan bir kısım sahipli arazide meydana çıkacak ve bunlara mukabil kanala istikamet vermek noktasından bir kısım arazinin de mecraya kalbolun-ması iktiza eyleyecektir.
Bu karışık ve çok külfetli noktalar ıslâha ait emelleri tahakkuk ettirmemekte, buna mukabil zeriyatin ve sulama işlerinin tahdide ve münavebeye tabi tutulmasına, bu da istihsalin arzu edildiği dereceyi bulmamasına âmil olmaktadır.
Devrczin ıslahı için yeo:den umumî bir arzu ve ceryan vardır. Bu ceryan, geçenlerde • buraya gelen Kastamonu vali
Kadın kıyafetinde bir hırsız!
Tokatta ustaca hırsızlıklardan sonra müşkülâtla ele geçirildi
Tokat 3 (Httsıat) - Geçen-terde kadın kıhgına girmiş bir hırsız bir evden yedi beşibirlik bir çok mücevherat çaluıışhr Bir gün çarşıda yine kadın kılığına girmiş olarak alış ve* riş yaparken yakayı ele vereceğini sezen ini hırsız kendisini tutmak isteyenlerin elin’en kaç. maya luııvafiak olmuştu.
Şiddetli takibe rağmen ya». lan a mı ran usta hırsız Yeniban köylerine gittiği anlaşılınca ber tarafa fotoğraf gönderilmiş, haberler salınmış, ve nihayet bir köy muhtarının göz açıklığı sayesinde ve yine kadın kılığında kaçarken yeni banın çırçır köyü civarında yakalanmıştır.
Bu hırsızın çaldığı mücevher-ler tamamen elJe etilmiş, yalnız . beşibirliğin birisi eksik çıkmıştır. Tokada getiriler. Tevfik ismin* deki bn hırsızın diğer bazı hırsızlıkların suçlusu olduğu ve Sıvasta da synı suçlardan arandığı anlaşılmıştır.
Birbirini takip eden hırsızlıklar yüzünden endişelenen To-katlılar şiıudi rahattırlar.
Bir haftalık kaçakçılık vakaları
Ankara 6 (A. A.) — Bize verilen malûmata göJe, geçen bir hafta içerisinde gümrük muhafaza teşkilâtı tarafından birisi yaralı 92 kaçakçı vakası ve 48 kaçakçı hayvanı yakalanmış ve 1465 kilo gümrük ve bin yedi yüz yirmi kilo inhisar kaçağıyle bin altmış yedi defter sigara kâğıdı, yedi yüz elh yedi mecidiye ve dört tüfek ele geçirilmiştir.
Samsunda çocuklara yardım
Samsun 6 (A. A.)— Samsun “çocuktan esirgeme kurumu,, devamlı olarak 220 çocuğun yiyeceğini ve giyeceğini vermektedir. Bu tarafta bıraktığı iyi ün yüzünden halk, kurumu candan benimsemektedir. Bundan dolayı şehrin ileri gelen hanımları kurum için eşsiz bir yılbaşı balosu hazırlıyorlar.
vekili Fazılın bu mesele ile çok alâkalanmasından kuvvet almıştır.
Memleketin serveti, köylünün refahı namına çok temenni e-deriz ki bu yeni teşebbüs, beklenilen müsbet ve iyi neticeyi meydana getirmekte bir müşküle uğramasın.
— 59 —
ı
• —• Oh- Madam bunu söyleme-
ylalr, ben ahin nasıl batırmışı kı-s rabiiirim, sis ki ban» bukadar iyi-
• lllctav «itiniz ve ediyorsunuz...
ti —Mademki batırın» kırmıyacağ.-'nızı söylüyorsunuz, bunun ban»
■ 'yeni bir delilini götleriniz. Ben
• madam (Roainbol)u salı akşamı eve , davet ettim ve—
Burada madam iDovre) nin mu titremeğe başladı v» mütereddide.
" ine »ölüne devamla;
« ı — Kimbl ir, büyük kadının h«-. lyulâıı, nihayet o akşam bite g«. , rünmeğe belki karar »erir— Diye 1( düşündüm.
Bu (büyük kadın) dan makisi Madam (Dovre) nln nicn rsmsodı,
ruhunu celb ile kendisiyle görülmek İstediği Madam (De Montea-pan ) İdi.
(Seli) bunu işitince yine gayrı ihtiyari bir surette :
— Hayır, hayır... burada (Elu) de böyle büyük kadınların ruhunu celb edebilecek halde değiliz...
Diyerek bu İşten kaçmak İstedi.
Bu cevep üzerine, madam (Dovre) nln biraz evvel aiyaskâran» olan sedası birdenbire değişil, bu defa biraz sertçe »e ayni zamanda endişeli bir surette dedi ki:
— O halde Madem ( Rosiobol) un sözlerine inanmak lâtımgelecek öyle mi, (Seli) ?
Bu söz (Seli) ye çok ağır geldi.
yine yerinden irkildi, fakat cevap vermedi. Madam (Dovre) ise sözünün hasıl ettiği tetiri görerek devem etti t
— Madam Bu kadının sözleri doğru iee ve sizin de benimle şimdiye kadar eğ.enmrkte olduğunuz tahakkuk edere», (Seli), Emin olunuz ki ben bundan fevkalâde mü-teeMİr olurum.
(Seli) bu son söz üzerin» »İleriyi» yüzünü örttü. Madam (Dovre) nin böyle bir oyuna maruz kal-dığından dolayı kendisini asla affetmiyeceğini, bukadar, budalaca aldatmış olmasından dolayı da izzeti neftinin çok kıralacajı anlaşılıyordu.
Zavallı kadının adeta bu yüzden yaşamak zevkini bile kaybetmesi tehlikesi vardı. Çünkü onun naza, rında (iapirtizme) artık bir eğlence olmaktan çıkmış, adeta bir iman, bir mezhep halini almıştı. Buna rağmen (Seli), itplrtizme tecrübelerinde devam etmekten artık hakikaten İstikrah ediyordu. Çünkü (Vertemll) gibi kibar ve münevver bir adama lâyık olmak için böyl» tiyatro oyuncularına mahsus şar
latanlıklarda devam «demezdi, rölen kendiri de bundan sonra, her cihetten iyi terbiyeli ve hûtnü ahlâk tahibi bir aile kızı olmağa karar vermişti. Esasen annesinden İlk aldığı terbiye do böyle değil mı idi? Ne yazık, ki zavallı kız annesini pek erken kaybetmiş ve sefih babasının »tinde yolunu şaşırmış idi, şimdi yine aslına rücu etmek, annesinin vrrdiği terbiye dairesinde kibar bir aile kızı olmak itti-yordu.
Fakat Madam “Devren., in yanında nasıl küçllk düşebilirdi? Bu kadın kendiline hiç yoktan çok büyük iylikler etmiş, hakiki bir valde gibi felâket çukurundan çıkarıp kredisini yilkıek bir mertebe sahibi etmişti. Böyle bir kadına kabahati itiraf etmek, onun hayatını tonuna kadar zehirlemek olurdu, binaenaleyh kendilini fedadan başka çare yoktu.
Madam (Dovre) toe büyük bir «edişe içinde yalvarmasında devan» ilet
— (Seli), söyleyiniz bana. Madam (Rosinbol) on dedikleri doğru
olamaz, siz beni hiçbir türelin aldatmadınız değil mi?
(Seli) oaçar kalmıştı, nihayet yu cevabı vermeğe mecbur oldu.
— Madam (Roıinbol) salı akşamı gelsin, kcndislle görüşürüz.
Zavallı kız yüzünü sakladığı ellerini mrcalıiz bir surette y-ne dizlerinin üzerine bırakmıştı- Madam (Dovre) bu elleri tutup kemali muhabbet ve şefkatle okşadı, sıktı, büyük bir sevinçle dedi, ki:
— Teşekkür ederim (Seli), teşekkür »derim. Beni çok meıut ettiniz. Madam ( Roıinyol ) bu akşam gülüp benimle eğlendi. Fakat Salı akşamı hakikat, görüp itiraf etmeğe mecbur olacaktır. S-z « akşam ona (Alemi Ervahın) cidden mevcut olduğunu ve bazı mûıteana yaradılış sahiplerinin ruh'arı pek âlâ cslbrdip konuşturabildiğini ispat etmiş olacaktınız.
Mamafif yeni bir teerûbe mecburiyeti Seli ye hakikaten çok ağır geliyordu. Hele eskidenberi ezberleyip tecrübe esnasında söylediği batma kalıp aösleri bir daha tekrarlamak mecburiyeti büsbütün ca
nım sıkıyordu. Kendi kendine "Fa-kat bu tecrübe sonunculu o'.doğu İçin tahammül ederim., diyordu. Arlık genç kız, hayatını tamamen d.ğişt irmeğe karar vermişti. I!u kararında devam edecekti her veçhile (V»rt»mıl) e lâyık bir (kadın oınak yegâne emel ıdı. Vakıa şVertemil) ile arasında henüz kati bir söz ke-lilzuemiş, İngiliz mühendisi Iceadi-aiy.e evlenip evlenmiyeceği hakkında biryey ıöylrm-m şti. Fakat delikanlının göstermekte olduğu temayüıüo, ergeç izdivaç ite neticeleneceğini ( Seli ) kuvvette üm t «diyor, onun için kendine bülbülün yeni bir yol tutmağa çalışıyordu. Diğer taraftan ite Madam (Dovr.) nin hatırını kırmakta damardı. Hele zevallı kadında şimdiye kadar aldatıldığı hissini bırakmak çvc fena olacaktı. Binaenaleyh (Penbe köşk) te son bir tecrübe yapı.ak yaşlı kadını mrııınun etmeğe karar verdi.
Köşge avdet eder etmez Madam iDovre) sevincinden h men oda hizmetçin Vokiyejyc bu müjdeli teberi verdi ve dedi,ki ■
Devamı var
Kânunuevd 8
Nasıl korunmalı?
Tayyare hücumlarına karşı sulh zamanında düşünülecek işler...
Halk müdafaa komisyonu ile koruma cemiyeti beraber çalışır
- 9 - l*|
Vilâyet belediyelerince gerek vilâyet mıntakasında ve gerek merkez şehirde «ivil halk müdafaa hazırlıkları yapılman demek; çok salâhiyettar ve hakikaten bütün manasile bugünkü harp icaplarını müdrik bulunan elemanlara malik olman ve liyakatli bir reisin etrafında ketum ve her suretle derin itimatlara şayan mütehassıs kım-eelerin çalışma yolunda birleşmesi demektir.
Bu- vilâyet mın takasının ve bir şehir merkezinin halk müdafaası bakımından tertip edilecek plânları, elbette harp ile alâkadar kıymetli vesikalardandır, bu sebeple onların ana batlarını teşkil eden mühim kısımlarıoıo düşman kulaklarına gitmekten ve düşman güzlerine çarpmaktan sıkı bir itina ile masun bulundurulması lâzım geldiğine şüphe yoktur.
Bütün bir vilâyetin hayatına taallûk eden böyle bir mesele ile uğraşacak olanların gelişi güzel bu sandalyalara oturtul-mamaları, oturanların da "dostlar alış verişte görsün,, ifadesine lâyık olacak bir halde bu vazifeleri kabul etmemeleri ve behemehal bu işleri başarmak kabiliyetini kendinde görmedikçe o sandalyalara yaklaşmamaları; milli varlık bakımından en mukaddes bir borç addolunmağa bihakkın şayandır.
Hassaten bizim gibi vesaiti az, parası az bir memleket için umumu alâkadar eden böyle hayati çalışmalarda bulunacak ve bütün yurda sulh sırasında azamî sefer kabiliyetlerini verecek, düşman karşısında bütün milleti dayanma yollarında bükülemez bir hale koyacak kimselerin maddi ve manevî ne ağır mesuliyetlerle karşı karşıya bulundukları meydandadır.
Bu vazifeleri deruhte edecek olan büyük Türk birliğinin beklediği; hakiki bir bilgi, mütemadi bir yaratıcılık, mutlak, gevşemiz bir azim ve hiç dinmez ve bitmez bir çalışmadır.
işte bu vasıflarda âzasının bu tarzda birleşmesinden doğan belediye teşekkülüne “ Halk Müdafaa Komisyonları,, denir ki. bu komisyonun bir tarafında devlet, diğer tarafında halk vardır.
Devletten gelecek kanunlar, talimatlar, nizamnameler ve emirler dahilinde halkı aynı gayeye doğru sevk ve idare edecek olan bu belediye şubesi bütün halk tabakalarından mütemadiyen yardımlar görmek mecburiyeti kat’iyesindedir ve ancak umumun el beraberliği ile bu işlerin başarılması mümkün olacağından müdafaa komisyonu; diğer memleketlerde olduğu gibi, bu vadideki halk teşekküllerine yüksek bir ehemmiyetle sarılır. Bu hizmetler için halk varlığından doğan ve merkezî şehirde, şubeleri kasaba ve köylerde bulunan hava hücumlarından koruma cemiyetleriyle çok sıkı çalışma beraberliği yaparak evvelce hazırlanmış bulunan müdafaa plânlarının tatbikatına geçer.
Binaenaleyh, her vilâyet belediyesindeki “ Halk müdafaa
(• ) Butlan (vv»lkl ssslısl.Ur 21. îr. ty ûl; 3. 7, )0 Tc|rlnl«vvefc II. 21 T«frinU.nl s KSnuaucvvcJ tarlMI aüshslarımısds çıka»,tır.
Ruryada takirti gat matktlarina aliftınlan kadınlar dikif dikiyorlar
komisyonu reisi,, aynı zamanda halktan teşekkül etmiş bulunan * Hava hücumlarından koruma cemiyeti . nin de reisi bulunursa müdafaa komisyonunun hem mahremiyeti muhafaza edilir ve bem de cemiyetin ikinci reisi; müdafaa komisyonu reisinin muavini olduğu için lüzumlar daha süratle, daha kolaylıklarla ikmal ve intaç olununur. Sırası geldiği zaman bu noktayı daha etraflı izah etmek üzere tatbikat plânına geçelim:
Harp ilânile beraber, sulh zamanının bütün hizmetleri de devam ettiği halde, birçok fevkalâde vazifeler kendiliğinden hasıl olacağından bu vazifelerin icap ettirdiği ve müdafaa plânında gösterildiği veçhile emniyet hidematını ikmal eden gönüllü memurlar; hava hücumlarından koruma cemiyetinin âzalarından ve hassaten askerlikle alâkası butunmıyan, müsait ahval ve kabiliyetli erkeklerden ve kadınlardan seçilir. Bunlar; vakti hazardaki polis kadrosunu vakti harpteki ihtiyaca göre ikmal edeceklerinden; harp zamanındaki fevkalâde ahval karşısında alınması icabeden tedbirleri, salâhiyetleri, hizmetleri bu hususta hazırlanmış vazife talimatlarından öğrenirler.
Tertip edilecek ve münasip zamunlarda yapılacak tatbikat dereleriyle ameli talim ve terbiyeleri ikmal olunarak ergeç birgün kendilerinden talep edi lecek olan bu mühim vatani vazifelere daha sulh umanlarında alıştırılırlar.
Harp ilânile bozulan umumî emoiyet ve selâmeti; yeni icaplara göre baştan temine memur olan polis; çok ağır vazifelerle ve büyük fedakârlıklarla karşılaşacağı için bunların gerek emniyet noktasından ve gerekse vukuat mevzuunda iptidai yardımları yapabilmek hususunda yetiştirilmiş bulunmaları iktiza eyliyecektir.
Hava hücumları zamanında vazifeleri başından hiç bir suretle uzaklaşmayacak ve mütemadiyen saldıran düşmanın vü-cudc getireceği fenalıklara karşı tedbirler almağa çalışacak bulunan bu kahramanlarla, hazardaki polis silâhından maadc birçok yerlerde daha başka silâhlarla ve gizli elektrik fenerlerde mücehhez olmaları, süratle vukuat mahalline yetişebilmeleri için de seri vasıtalara malik bulunmaları, muhakkak mükemmel ve münasip maskeleri olmakla beraber ayrıca vukuat esnasında karşılaşacakları zehirli gaz musaplarına ve yahut maskesiz sağlamlara yar
- 2 A M A R -
dım için hususi ihtiyat maskelere malik bulunmaları elzemdir.
Şehrin havalarından düşecek yangın, tahrip, zehirli gaz bombalarına rağmen vazife başında iş görmekle vatan müdafaası yapan ve aslan denilmeğe elyak olan bu emniyet memur* larının mütemadiyen açıkta kalacakları şüphesizdir. Ayrıca düşmanın nasıl bir gaz kullanacağı da kestirilemiyeceğinden bütün bu icapların etraflı ihtiyat tedbirleriyle alın mtş bulunması kati bir zarurettir.
Düşünülmelidir ki şehrin bau mıntakaları insandan tecrid edilmiş, bomboştur.
Meskûn kalan şehir akşamı ise, şehirle her türlü alâkam kesilmiş, meskenlerinde münferit kalm'ş halk ile doludur. Hckesin malı, hayatı emniyet memurlarına teslim edilmiştir. Soygunculukta fırsat bekliyenler en karışık saatlerde bile faaliyet göstermeğe ve çsbulculukta bulunmağa çalışacaklardır. İşte böyle bir zamaada umumi menfaatler namına emniyet ve selâmet yolunda bckliyen ve her an ölümle pençeleşmek için ayakta hazır ve nazır duran bu insanlar elbette hakkiki kahramanlardır. Bu ne büyük bir şeref, bu ne yüksek bir vatan vazifesidir.
Şehrin hangi mıntakalarında hizmet görecekleri evvelden kendilerine bildirilmiş bulunan bu emniyet memurlarının şehir belediyesinde, emniyet müdürlüğünde ve ayrıca hizmet mın-takasında mükemmel sicilleri bulunur.
Ancak askerlikle alâkası bulunan mütehassıs kimselerin bu işlerde kullanılması zaruri olmuş ise, bu gibilerin de sicilleri makamafa aidesine verilerek bunların harp zamanında askerlik şubeleri tarafından alınmaması ve kurulan emniyet düzeninin sakatlanmaması temin olunur.
A. Naci
......
Vitamin, kalori, gıda, sıhhat
Haşan
Özlü unlarında bol mikdarda vardır.
Yulaf, pirinç, mercimek, irmik, nişasta, patates, türlü ve sair özlü unlarla herlenen çocuklar gürbüz, sıhhatli, neşeli olur. Haşan markasına dikkat. Taklitlerinden sakınınız.
5
Dünkü şilt ve açuncu küme lik maçları
Geçse hafta lik maçlarının birinci devreai bitti. Fikittürde ikinci devre için beş haftalık bir ara bırakılmıştı. Bu beş hafta zarfında »üt maç! arının üçüncü t s «f i ye «i ve dömi finali ile birioci devreden geri bırakılan lik maçları yapılacaktı. Fikstür mucibince her uç •abada da şilt maçlarına devam edilmiştir.
Karagûmrûk • Beykoz
Dün Taksim sitadında İlk maç Karagümrük- Beykoz araaında yapıldı. Hakem Galataaaraydan liret Muhittin di. Karagiimrûk akını ile başlıyan ve golle neticelenen oyun ilk devre sonuna kadar Karagüm-rögün hakimiyetinde geçti. Beykoz halisine ehemmiyet vermemek yö-züadon kendini bir türlü toplıya-iniyordu. Nihayet Baykozlılar drr-renin neticesine bir kaç dakika kala merkez muhacimlerinin ayaliyle beraberlik «aynını yaptılar, İkinci davrrde de bir de penaltıdan olmak ezere iki gol daha atarak oyunu 3-1 kazandılar.
Galatasaray - Haliç
Taksimdeki ikinci maç Galatasaray İle Haliç arazında idi. Hakem Hilâlden Halltti.
Kuvvetler arasında görilen muvazenesizliğin bariz neticesi olarak GalatasaraylIlar birinci devre sonundan 6-0 galibiyetle çıktılar. Bu devre esnasında GalatasaraylIlar adeta tek kale ojmıyarak bu altı golü çıkardılar,
ikinci devrede GalatasaraylIlar hafif bir oyunla iki gol daha ya* parak maçı 8-0 bitirdiler.
Sûleymaniye - Hilâl
Dun Fener stadındı ilk maş Sûleymaniye - Hilâl takımları ara* unda yapıldı. Hilallilerin ba sene İkinci küme maçlarında çok muvaffakiyetli oyunlarını grömûştûk. Dünkü maçta çok güzel oynamalarına rağmen 3-5 kaybettiler, Hi-lâllllar bu maçı iyice bir kaleci ite oynamış olsalardı daha muvaffak!* yelli bir netice alabilirlerdi.
Istanbulspor — Anadolu
Fener stadında ikinci maç la-tanbuUpor - Anadolu takımları arasında idi. Oyun çok heyecanlı oldu. Istanbulsporluiar bir penaltı kaçırarak ilk devreyi 1-1 beraberlikle bitirdiler.
İkinci devrenin ilk dakikalarında Anadolulular bir gol atarak galip bir vaziyete çıktılar. Bu gol lıtaobulsporlularda tesirini gösterdi.
Iıtanbvlaporlular mağlûbiyetten kurtulmak için sıkı bir oyun oynamağa başladılar. Ve bu sıla oyunun neticesi olarak evvelâ Se-lâhattinin güzel bir goliyla beraberliği temin ettiler ve sonra Terfik ve Salshattinin ayağıyla iki gol daha yaparak 2-4 galip geldiler.
Fenerbahçe-Ateş Güneş
Bundan sonra Fenerbahçe, Ateş günış birinci takmaları ar sunda nuıusı bir maç yapıldı. MOtevazin bir şekilde ceryan eden bu alp 3-1 kazandı. Fenerin gollerinin ikisini Namık birini Muzaffer atmıştır. Güneşin golünü Refiî yaptı. Üçüncü küme lik maçları
Üçüncü küme lik roaçUrınada dûn Şeref stadında başlanmıştır, lik müsabaka Anadolubıssr - Sümer spor takımları arasında idi. Fakat Anadolubisarlılar takım çıkaramo-dıkiarından Sümerspor hûkmea galip addedildi.
İkinci maç Feneryılmaz - Orta-köy takımları arasında yapıldı. Feueryılmsz güzel bir oyundan sonra 3-1 galip geldi.
Vefa - TopKapı
Üçüncü küme lik maçlarından ■on yapılan Vefa - Topkapı arasındaki şilt maçında Vefa takımı, baştan nihayete kadar hâkim bir o-yun eyoıyarak 5-1 ga.ip geldi.
»
Ankarada dünkü maçlar
Dün Ankarada futbol şampiyonası maçlarına devam edilmiştir. B. takımları maçlarında Ankara Gücü, Ittifakspor gelmediğinden bükmen galip addedilmiştir. Çankaya da Altınorduyu 2-1 yenmiştir.
Birinci takımlar maçında An-karagûcü Ittlfakıpora baştan nihayete kadar hâkim bir oyun oynı-yarak 10-0 galip gelmiştir. Çankaya da Altınorduyu 0 a karşı 2 ile mağlûp etmiştir.
Japonlar spor sahasında da en öne geçiyorlar
Sporda Amerikan tekniğinin faydaları.-
Amerikanın dünya sporlarında başta olduğunu biliyoruz. Bundan, çok az zaman içinde en çok istifade eden Japonlar olmuşlardır. Japonlar spora kabiliyeti fazla olan bir millettir.
Geriye kalan hüsnü niyetle tekniğin de kendilerinde eksik olmaması, Jspunsrın terakkisinde büyük amil o muştur.
1924 Oiimpyatlarıoa Japonya 4 atlet e iştirak etmiştir.
1932 O.impyadıns 60 atlet, 26 yüzücü ve diğer müsabakalara da 45 sporcu iştirak etmiştir. Bunların ekserisi drrecs aimış, bir kısmı dünya şampiyonu, bir kısmı Finalist ve Dömi Finalist olmuşlardır.
Bir Amerikan gazetesi bütün bunları Jsponyada 3$ Amerikan antrenör bulunmasına atfediyor.
Amerikan antrenörlerin kıymetlerini inkâr etmemekle beraber bönda idarecilerin salâhiyetlerinin pek vaad olmasının büyük dahil el-dugunuda zan ediyoruz.
ATûfûâ yampeyon re Rikordtaman Hollandalı Madtmoiralla Villi Dan Audcn
Küçük spor haberleri
Fransada yarım amatörleri meydana çıkarmak için bir komite tsjkll edilmiş ve faaliyete başlamıştır.
♦ •
Fransa - Lgiltere ping - pong maçını Frensizler güçlükle bu sene de kazanabilmişlerdir.
Ingiliz ağır sıklet boks şampiyonu *Len Harta-sy. , Alman şampiyonu "Neusel, ile karşılaşmış vs maç Nul ilân edilmiştir. Bu karar logilizln lehine olarak balkı tatmin etmemiştir.
•
• e
Paris'te yapılan bir yürüyüş müsabakasını "Gadaud, isminde bir Franaız üç saat 50 dakikada ka-zanuMştır. Mesafe 41 kilometre idi.
•
• •
Pariste kadınlar arasında yapılan Ping poog turnovasına 100 dîn fazla müsabık iştirak etmiştir.
I Gelecek Cumartesi Galatasara-yın Muslihine üç sual:
1 — Galatasaray birinci takımının bu «ene alacağı neti-
ceyi ne talimin ediyorsunuz ?
2 — Galatasaray genç, ikinci, üçüncü takımlara mütemadi-
yen kazanıyorlar ve futboldan anlayanların görüşüne göre içlerinde çok miistait ve enerjik olanlar var. Bu itibarla müstakbel Galatasaray birinci takımlarının vaziyetini söyliyebilir misiniz ?
: 3 — Ateş - Güneşle birleşmek meşeleri hakkında sizin nok-
İ tai nazarınız nedir ?
İ •
• s
Yine gelecek Cumartesi
I Beşiktaşm meşhur Şerefile küçük bir mülakat
Avrupads ra Amerikada slH-tizm mevsimi çoktan kapanmış vs kapalı pist yarışlarına başlanmış olduğu halde Jsponyada şimdi mevsim sonudur. Bu münasebetle son müsabakalarda yapılan bası dereceleri dercediyoruz:
Tanlguchi 100 vs 204 metro 10 7/10. 21 8/10.
Murekonie 110 manialı: 14 7/10. İtcbihara 430 manialı: 54 6/10.
Iıehihara 400 manialı 54 6/10.
Oschima ûçadım 15 m. 35.
Nuh.do Strek 4 mi 25 Hinatojava uzun atlama 7 metre 28.
Mevsim sonu olmak vs bu atletlerin bir kırmmın Japon birinci sınıf sporcuları olmamaları dolayı-siyi* bu dereceler fevkalâdedir.
İki ay evvel Jsponyayı ziyaret edip bir ma; yapan Amerikan milli takımlarından berinin de pu-van hesabiyle mağlûp olması, Japonların hocalarını bile mağlûp edecek vaziyete geldiklerini ispat etmiştir.
»«"^inmiesıMUlllllllNIIIUIIUINtMIMIIIMŞlIMS
“Vines,, in bir galebesi daha
• Vince , , Fransa profesyonel şampiyonasında da Alman *N us «için, ı pek kahirana, 6-1 6-3, 6-2 ile yendi.
“Vinea. Ugiltereden sonra Fransa şampiyonasını da ^kazanmak suretiyle dünyama en iyi tenisçisi olduğunu isbat etmiştir. Vatandaşı eski şampiyon meşhur Tıldeole Fransızların ümidi “Piaâ, yı çok rahat yendikten sonra Alman şampiyonu "Nusalehı. i iki defa daha mağlup etti. Sûplee ve Eoerejisin-deu bütün gazstsler hayret vs takdirle bahsediyorlar.
Toloen Antrenör oldu
1932 dünya 100 ve 200 metro şampiyonu v dünya 100 metre rekortmen) Zenci Toloen Antrenör olmuştur.
Esasen Amerikan federasyonu tarafından Profesyonel addedilmiş vs fakat kendi isteği ile sporu terketmişti.
10 S. 1/5 de Koştular
Cenubi Amerikada bu sene nazarı dikkati celbeden dereceler yapılmıştır.
Sûr'atçi Zavie Almeids, 100 metreyi 10. 1/5 de koşmuştur. Bu yeni dünya Rekorudur. Fakat arkadan çok kuvvetli bir rüzgar olması doyayuile kabul edılmıyacsği tabiidir.
Amerikaya yeni davetler
Kapak Pist şampiyonasına İştirak etnssk üzere Japonyalı Yozbio-ka, DanimarkalI N.elsen. İsveçli Ny ve İtalyan Beecall Amerikaya davet edilmişlerdir.
Amerikalılar memnun
Geçen seneye nazaran Amerikan ragbisinde ölenler azalmıştır.
Bu sene ölenler 17 olduğundan geçen ueceklndca 6 kişi az dlmüş ıtemric oluyor.
rar
Çanakkalede 'Nasıl Durdurduk?
Tefrika numarası: 12 Yazan: Ahmet Cemalettin
Birdenbire, bahrî harekâtın tatili emri gelmişti...
“Çanakkale„ye asker ihraç etmekden başka çare görülmediği bildiriliyordu
" Kuia „ ve "laplekeyM,, «ırh-Iıları yakında size iltihak edecek-İtri jiti “ Lendoo „ ve " Praasof Vayla „ ııhlıları da eariniı altını girmek Otar» bu ak,aaı hareket eyliyeceklerdir.
Düşman* iatihkâoıları tamire vakit bırakmamak ra harekâta İnalla vererek kendiaioi teşei etmemek Ilımdır. •• Kuin Ellıabet .. İn ıpru endabatı için mühim miktarda “38,santimetrelik top mühimmatı emrlalae amadedir,
Martın yirmilinde Amiral “ De Robek „ bahriye oeıaretlna şu talgrafnameyi çekiyordu.
"Mapa tarama pilisini a tenlimi Uerileınektedlr. Harekâta öç, dört gön aarfıada yeniden bcşlıyacağını lannediyorum. Ancak bana bira» mühlet verini». Zira yeni muhriplerle bunların acemi mürettebatı mayın tarama ameli-yeulae alı,inak için bira» tecrübe görmeleri İklimdir. Her vr devamlı bir hücum* haeırlanmadan hiç bir harp gemlal boğ*«« gir-miyecektir. Buna İti iaren dû.}m»-nın rahra toplarım o noktalara çekebilmek İçin müteaddit noktalara sahte ihraç nümayişleri yapacağım..
Ve o gün Şileden aoura da şu telgrafname geldi:
" Diğer gemilerin kıymeti hır-biyeleri noksanındır. Zisa Kasarları bacalara, fevkani kmmlara ve göjertelere inhisar etmektedir..
Bütün mıyinler saat dörtten sonra görü'müş imi, ki bu da ma-ylnlerln gemilerimi» bogaıa girdikten sonra da çanaktan |satıveril-mi, olmaları İhtimal nl canlandırıyor. Saat dörtte bütün istihkâmlar snaturoîmu,, mayın tarlalarını müdafaa eden bataryalar haçın!-mı, olduğundan vasiyet meyin tarama ame.'iyeıine pek müsait İdi. Demek ki o zamaoa kadar herkes sonuna kadar harekâta devam hususunda asimkâr idi. Bahriye birinci Lorda Amiral *Fişorn, bahriye nezaretindeki harp encümeni Ba,vekil, harp komitesi, Freoaıt bahriye netareti. Amiral * Le Robek » ve Çanakkaledekl Franaıt kumandanı tek bir fikir etrafında toplannı, idiler kl bu da verilen karar mucibince ‘sonuna kadar ae-batvtmek . cümlesiyle hülâsa olu nabilir.
Fakat Martın yirmi üçüncü günü tsmamıleba,ka bir mahiyette olan ,( telgrafname amıaın gelip çattı :
*Vis Amiral De Robek. den Bahriye şetaretine:
2î Mart 191$ - {Saat 6,30 da alındı)
‘818 — Bugün “Hamilton, vr ‘Bdrdruta. ile yaptığım bir müzakere esnasında Central *Hamilton„ ordunun 14 Nisandan evvel harekâta bağlayamayacağını bildirdi. Donanma Marmaraya girdiği saman münakalâtımın himaye etmek İçin Boğau muhafau eden bütün topların imbatı lâtımgcliyur. Düş-manın bu toplan fazla miktarda olup bir çoğu da yalnı» topçu âte-,1le imha edilecek gibi değildir.
Şubatın yirmi altıcında karaya çıkarmış olduğumu! tahrip müfrezesi şüpheli» Türklere bir baskın yapraıyu. Halbuki martın dördündeki tecrübem z bite badema karnen çıkaracağımı» tahrip müfrc-»elerinin şiddetli bir mukavemetle karalanacakları kanaatini vermektedir. Bu vazifeyi yapabilecek derecede kifayetli bir kuvveti boğar dahilinde karaya çıkarabileceğimi Maoetmiyoruuı. Central ‘Hamıl-too„ da bu fikirdedir. Dü,m *a»u topları »mlıa edümedıkça dooaama. nıo elde edeceği bütün muvaffakiyet, gemiler geçtikten sonra, boğalar.o kapanmanı suretiyle sıfıra müncer olabilir. Diğer taraftan gemi tayinlimi» fasla olabileceğinden elımisdc boğazlan daima açık bulunduracak gemi kalma».
Mermer denizine girinceye kadar Mayin teh.ikeai mevcuttur. Ve bu tehlike zan ve tahminimizden fazladır. Bınacnaleyk gerek sabit, gerek yüzen mayn tehlikesini kar. aı amak vs taramak icabediyor ki bu da uıua bir zamana mütevakkıftır. Fakat ordu harekete hazır bulunduğu »amaa bizde bütün tedbirleri almış bulunacağız. Anlam-
lan Nisan Oıerleein» doğru kati bir tc,ebböst« buluşmak, niıbl bir sureti tesviye elde etmek için fasla tehlikeye girmekte daha muvafık olacak.,,
Bu telgrafnameyi nevmidi ile okudum. Uzun bir teehhürün tehlikelerinden ürküyor, geni, mikyasta askeri bir te,ebbösdn alacağı lâyv-at ve la yuhıa vüsatimden korkuyorum. Düşmana asgari üç hsfta bir mühlet verdıkt.-n sonra karaya bir ordu ihracı keyfiyeti bana bir kumar i,i gibi geliyordu.
Hiç ,ûpbe yok ki bu tejebbU». her nokta! çalardan bahrt bir hücumdan daha mühim bir şeydi. Bundan maada o »amana kadar bütün kararlarımızın muhakemelerimizin istinat ettiği bahriye hücum fikrinden neden vs» geçiliyordu? 18 Mart hücumu esnasında insanca zayiatımız pek cüıi idi. Bütün harekât esnasında ehemmiyeti halt bir tek gemi. 'Iafleksibln muharebe kuruvazörü hasar görmemi,ti. Ve bu gemi Maltada bir nihayet altı Lafla tersane de kalınca her şeyi düzelmiş olacaktı. Batan eski zıhlılara geline* bunlar esasen demir fiatına satılmaya makkûm eski ,eylerdi. Ve batan her eski geminin yerine bir diğerini göndermek güç bir şey olmıyacaktı.
Martın yirmisinde Amiral " De Robek. in çekmiş olduğu telgrafname elan hatırımda idi ı *18 mart hücumunda edindiğim tecrübeye göre mayin tarlalarını müdafaa eden topların birkaç günlük hücum neticcalode sustorulabileceği va bu suretle Kefe» mayla tarlala-lannın taranabileceği, deniliyordu. Eğer vaziyet şayet ba iee neden böyle hareket edilmeyordn ? Zaten daima yapmıya karar verdiğimi» de bundan başka bir,ey değildi ki-Acaba neden dolayı son saatte fikir değiştiriliyor ve orduya pek güç bir vazife tahmil olunuyordu? Askeri bir hücum ademi muvaffakiyetle neticelenecek olarsa bir bahri burumdan daha fazla bili bu teşebbüsü başarmaya mecbur kılacaktı. Beo Amiral'De Robek.e ne yolda bir telgrafname çekilmesi lâzım geldiğini pek âlâ biliyordum. Bahriye Nezaretinde derhal bir harp encümeni ictioaaına karar verdim ve encümene Amirali şu telgrafın çekilmesini teklif eyledim :
(Bahriye Nssvsttaüen Via A^rsf -Da Robak. s)
H18 numaranıza cevaptır: Bir teahbiırün bizi denizaltı gemisi tehlikesine maru» bırakacağından maada bir kara harekâtının pahalıya mal olması ve muvaffakıyetaiılıkle neticelenmesi ve bu harekâtın boğazları açsa biis mayin tehlikesini ortadan kaldırsmıyacağı varidi hatırdır. Bu itibarla Bahriye Nezaretinin talimatının va (109) numarlı tslgrafnameslnüı muhtevi o.doğu plânı muttarıden ve asim ve himmetle tatbik etmeniz ve 18 martta başlamış olduğunuz hücuma ilk fırsattan istifade ile tekrar devam eylemeniz fikrindeyiz. Çanak geçidindeki istihkâmlara hâkim olmanız. mayin tarlalarını taramanı» -tabediyor.
Csçitteki istihkâmların imhaaı yeni bir ileri harekeline mukaddeme olabilir. Marmaraya, Türk filo, sunu mağlup edecek bir derecede kuvvetli bir kuvvetin girmesi vazıyetin heyeti umumiyesi büyük tir tesir hasıl edeceği e.hetle bilâhare boğaz kapanırsa hariçle mûanaka-lenlz kesilmesi noktan hakkında endişeye dü,meniıe mahal kalmaz, latihkâmlarda mühimmat noksanı olduğunu ve mayn miktarının mahdut idiğioi haber aldık. Çanakka-leyi münhasıran bir deniz harekâ-tile zorlamak teşebbüsünden vazgeçmek zamanının henüz gelmemi, olduğunu zannediyoruz.
Bugün hareket edecek olan Komodor “Bartolome. aize teferruat hakkındaki noktal Hararımızı bildirecektir. Buna intizaren siziı hücuma yeniden başlamak hususunda hazırlıkta bulunmıya davet ediyoruz...
Devamı var
__ — Z A MANj- __ ~
İktisat işleri
Suriyede vaziyet
Suriye İktisadî buhranı ancak 1931 de hissetti Lübııana geçen yaz çok seyyah geldi
Dünyayı kasıp kavuran buhran Suriyede ancak 1931 senesinde hissedilmeğe başlanma,tır. Sahil mıutakasında: (Ce-beUübnan) m başlıca geliri turizmdir. (Bnaurut) limanı ve civarının memuriyetini ise te-ran,it ticareti temin etmekledir. Halbuki gerek turizm gerek tiransit ticareti, .en çabuk va en çok buhrandan mütedair otan kısımlardır.
Frar.sanın mandasına tabi dahil memleketler, tanıamile ziraî mınlakalardır. Mezruat ise, 1931 va 1932 senelerinde hüküm silren müthiş kuraklık ve fazla soğuktan pek çok zarar görmüştür. Bu seneleri takip eden 1933 va 1934 seneleri zarfında vaziyet düzelneğe yüz tutmuştur.
Zirai vaziyet 1931-1932 sentlerindeki müthiş kurakbğa inzimam eden 1932 - 1933 şiddetli kış» ziraata pek büyük bir darbe vurmuştur, öyle mıntakalar olmuştur ki, hayvanat zayiatı umum miktarın ?J4O nispetine varmıştır. Gerek suyun azlığından ve gerek ekimlerin binne-tice azaltılmasından, mahsulât yarıdan yarıya azalmıştır.
1933 senesinde yağan yağmurlar sayesinde hatırı sayılır derecede mahsulât elde edildi. Bu yüzden mer'alar pek iyi bir hale geldi. Hayvanatın sayısı eski tutan buldu. Telefat dahi tabii bir şekle girdi.
Bu sene, mahsulâtın hali pek iyi idi. Tamamı memleket dahilinde sarf edildi. Buna binaen zır s i mahsulât ithalâtı tahdit edilebildi, memleketin iştira kabiliyeti arttı ve piyasa hararetlendi
Bundan böylede, kuraklığa karşı durabilmek için bir sürü tedbirler alınmış ve alınmakta bulunmuştur.
Bunlar me ya tun da: Irva ve ameliyatının icrası ve müteadit kuyular açılması başta gelmektedir.
(Humus) gölü barajının yükseltmesine karar verilmiştir. Bu sayede, (14.030) hektar tarla münbit bir bale gelecektir. Bu ameliyata başlanmak üzeredir.
(Tulşebab) şelâlelerinden istifade ederek (Cebeli havran) mıntakası irva ve İska ameliyatı yapılacaktır.
Ticaret ve ziraat
Suriye tamamile bir ziraat memleketidir. Başlıca mahsulâtı şunlardır:
Zahireler, sebzeler, yemişler, tütün, ipek, pamuk, hayvan yetiştirilmesi (koyun ve keçi)
Suriye sanayii ise doğrudan doğruya mahsulâta tabidir. Mensucat, deri ve konserve sanayii gibi
1933 senesinde Suryeye ithalâtta bu'tınan memleketler meyanında Fransa, Türkiye. Japonya ve Almanya hükümetleri ithalâtlarını hayliden hayliye arttırmışlardır.
1932 senesinde Japonya ikinci sırayı muhafaza etmiş iken 1933 senesinde bu ikinciliği Türkiye kazanmıştır.
Buna mukabil, isimleri aşağıda yazılı devletlerin ithalâtları şu nisbette azalmıştır :
Romanya % 32, Belçika 29, Amerika % 21, tngiltero % 17, Japon malları doğrudao doğruya Ingiliz mallarına rekabet etmektedir"
Tûrkiyenin Suriyeyo ithalâtı Suriyeye ithalâtımız, 1932 senesinde: 41,560,000 Suriye li-
rası tutarken, 1933 senesinde: 64,869,000 Suriye lirasına varmıştır.
Berut limanındaki faaliyet 1932 senesinde Berut limanına 1,880,733 tonilâto hacminde 793 gemi girmiş. 1933 tanesindeyse bu gemilerin miktarı 2.319.582 tonilâto hacminde 920 adede baliğ olmuştur.
Fiiûtinde ( Hayfa ) limanının bu müddete ait faaliyeti ber ne kadar fazlalaştiyse de bu fazlalık, şimdiye kadar Berut limanına bir sekte vermedi.
1934 senesi Kânunusanisinde Berut limanında vücude getirilmiş olan serbest mıntaka; ve bu Ağustos ayında başl»m)Ş olan limanın büyütülmesi ameliyata ber halde Berut limanının faaliyetini iyiden iyiye artıracağı muhakkak addedilmek-tadir. Limanın büyütülmesi masarifi 47 milyon Frank tahmin edilmektedir.
Berut limanının inkişafı için yapılan şeylerden maada, yeni şimendifer batları inşası ve mevcut olan batlann yenileştirilmesi teemmül edilmektedir.
( Halep • Nusaybin ) hattının (Musul) istikametinde olarak Irak hududuna kadar uzatıl-ması amcliyesi 1934 Martında başlamıştır*
80 Kilometroluk kısım 1935 Nisanında işletmeye açılacaktır. Irak hükümetinin bu hattı (Musul) a bağlayacağı ümit edilmektedir.
( Beyrut - Kayak ) hattının normal bala ifrağı projesi hasırlanmaktadır.
Musul petrollerinin deniz kenarına akıtılmasını teminen (Musul - Trablusşam) arasındaki boru ferşiyatı Temmuz da bitmiştir. Petrol, şimdi sahile kadar gelmektedir.
Turizm
1928 Senesinde Suriyede ikamet eden ecnebilerin miktarı 8,000 ni aşarken buhran vs Surye lirasının yüksek rayici yüzünden bu miktar, 1933 senesinde (1,000) ne indi.
Cebelllübnan) hükümeti, bu hale bir çare bulmak gayesile yaz mevsiminin CebclHübnan-dn geçirilmesi hakkında gayet vasi probaganda programı hazırladı ve derhal tatbik etti. Hükümetin bu husustaki »ayine otelciler ve nakliyatçılar var kuvvetlerde iştirak ettilor. Bu teşebbüsün hüsnü neticeleri hemen görülmeğe başlandı. Geçen yaz, Cebellübnan ve civarına pek mühim miktarda ecnebi ziyaretçileri gelmiştir. Bunların büyük bir kısmı İraklılar, Mısırlılar, Yunanlılar, Filistinlilerdir.
N.
Zamanın takvimi
KANUNUEVVEL
'Remil »ene 19M Ruxv koaıoı 30 OO i)ul K.,m( 1353 | Ruaıl wa« 1350 ' Zlnet fevrin 24
CUMAR1ES
Sabah Ramazan 1 İMSAK
S. D. S. D. 1
i 31 12 4b
1 1» 5 27
öih ‘kindi Yatsı İssal Zevali
s. D. a. u.|s. |d. S. D.
u IS s 9 47 12 1- 14 28|16gî ı 18 ÎB î?
Bugünkü hava
Yeşilköy rasat mcrkeıinden aldığımı» m. ûmıl» göre dûn bava tazyiki 765.9 milimetre, aıaml au-bunat 14, aagari 9 dereer va rutubet mikdarı da yüıde 87 idi.
Bugün hava elcıeriyatle kapalı geçecek, fanlalı yağmurla beraber rüıgâr şimal istikametinden mutedil esecektir.
Kânunuevel 8 •
adam “Lüpesko„nun maceraları
Yazan: Bar bu Jonesko No. 3
l*mi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan
Romanyalı meşhur kadının aşk maceraları
Madamın söz söyleyişinde ihtiras vardı, ateş vardı. Söz söylerken gözleri yanıyordu.
Buna karşı cüret göstererek dedim ki:
— Maceranızı başından bilmiyorum. Şimdiye kadar da sormağa cesaret etmedim.
Gülümsediler.
Fırsattan istifade ederek ilâve ett.m:
— Sizin maceranızda birşey seziyorum!
Madam Lupesko hemen cevap verdi
— Hayır, dedi, hiç bir sır yok I Bununla beraber maceramızın hayrat verici olduğunda şüphe yoktur. Rüyaların sahi çıkması da insana hayret vermez mi?Bu macerada tıbkı öyle! Çünkü tahakkuk etmiş bir rüyadan farksızdır. Belki tahakkuk etmiş rüyaoın kendisidir.
Karol, Madama bakarak:
—- Söylet dedi, ve ilâve etti:
— Arkadaşımızla bu hikâyeyi dinlemeyi merak ettiğini gör-nıiyor tnusuuuz?
Karol bir lâhze durakladıktan socra:
— Ben de, dedi, bu hikâyeyi, bir daha dinlemek istiyorum.
Bir aşk macerasını dinlemek için sandalyemde doğruldum. Bunların ikisini, bir prensle genç ve güzel bir kadını bir araya getiren ve iki yıldızın çarpışması gibi bütün dünyaya meraka salan hikâyeyi dinlemeğe hazırlandım.
Madara Lupesko hikâyesini anlatmağa başladı. Karol, arada bir söze karışıyor, daha sonra Madam söze devam ediyordu. Onlar anlatıyor, ben dinliyordum. Onların bütün anlattıkları kalbime nakşolnnu-yordu.
Macera başladığı zaman Ro-manyanın mukadderatı tehlike içinde idi. Transilvanyada vu-kubulan birtakım hâdiseler Romanyanın askeri müdahalesini istilzam ediyordu. Romanya askerleri. Transüvanyada vukubolan bir bolşevik ihtilâlini yatıştırmak için hareket etmişti. Mesele mühimdi Ya Transilvanya kıpkızıl olacak, yahut Romanya ile birlik ya-şamakta devam edecekti.
Karol bir alayın başına kumandan tayin olundu ve trene binerek hareket etti. Tren, Transilvanyanın beyabanlarında yol alıyordu.
Birgün Karol, gök yüzüne bakarak tcfe’Ol etti Zaten kendisi fala inanırdı. Hclo gök yüzünde «İtin renkli -bir şafak görürse bunu mutlaka hayra yorardı. Karolun adeti idi, bir işe başladı mı, yahut bir karar vermek istedi mi mutlaka gök yazüne bakar, güneşin tulûu veya gurubu ona tnuhakak iyi bir netice vadeder.
Fakak o akşam ufuk, kurşuni idi. Güneş, karanlıklar içindo battı, Karol zabitlerinden birine dönerek:
— Guruba bak, dedi, ufukta bir tekrengin şaşaası yok. Altın renginde bir şey görseydim daha fazla baz duyacaktım I
Karol, o geceyi fena geçirdi. Rahatsızdı. Uykusuz kalmıştı. Yapacağı işten hiç to hayır ummuyordu. Fakat sabaha d ğru henüz g(in, gece ile mücadele ederken yeni günün hayırlı bir işaret verip vermediğini anlamak için, penceresinin perdesini kaldırdı. Bir saat kadar etrafa bakındı, gün yavaş yavaş doğarken yine bü. tün ufukta bir tek demet renk görünmiyordu.
Karol bir iki dakika sonra yerinden kalktı, ufukta yine bir hayırlı alâmet görmek (imi* diyle vagonun bir tarafından Öbür tarafına geçti ve perdeyi açarak baktı. Tiren bu sırada durmuştu.
Karol. tam bu sırada bir kucak altın şaşaası ile karşılaştı. Bir lâhza bunun no olduğunu. nereden doğduğunu anlamadı. Fakat bu altın şaşaası gittikçe yaklaşıyordu. Meğer bu altın şaşaası, asker üniforması giyen bir kadının saçtan im:ş! Kadın saçlarını, acele va telâşla taradıktan sonra başına başlığını geçirdi. Karol. manzarayı hayretle temaşa ediyordu. Bu ne olabilirdi? Bu kadın da onun treninde miydi? öyleyse, kimdi? Ve buraya no için gelmişti?
Aklına birdenbire bunun bir casna olması ihtimali esti. Fakat buna imkân yoktu- Bununla beraber, onun treninde kim olduğu malûm olmıyan bir kadın bolunuyordu. Onun b« trende bulunmaması gerekti Talimat, bunu kat’! surette menediyordu. Karol bir zabitini çağırdı ve anlattc
— Trende bir kadın var. Tahkikat yapıntı ve neticeyi hemen bana bildiriniz!
Zabit birkaç dakika sonra geri dönerek kadınm bulunduğ» nu söyledi ve Karol emretti:
— Buraya getirin 1
Kadın getirilmeden evvel Karol zabitlerinden birine sordu:
— Bu kadının trende bulunduğunu biliyor muydunuz?
— Biliyorduk.
— Kadının bu trende işi ne?
— Gönüllü yazıldı. Ata çok iyi biniyor ve asker! yarışlara iştirak ediyor. O kadar mükemmel ve korkusuz bir binci ki en mükemmel süvarimize meydan okuyor.
Çok geçmeden Madam Lupesko Karolun karşısına getirildi. Askerî üniforma kadınlığını o kadar gizliyordu ki erkekten kolay kolay ayırt edilemezdi. Yalnız boyunun inceliği yüzünün güzelliği birdenbire güze çarpıyordu.
Karol sordu:
— Burada işiniz ne madam? Madam derhal cevap verdi:
— Romanyaya hizmet edi-yorum, Fehametpcnah I
Karol durakladı. Verilen cevabı »(İsliyeo tebessüm, onun kuvvetini arttırmış, belki ona sil ir katmıştı. Karol, bir şey diyemedi Kendisi, hâlâ, sabahleyin gördüğü, ve hayra yorduğu, o altın demetinin tesiri altındaydı. Sonra Romanyalı bir kadının, hiç bir tehlikeden yılmıyarak bir erkek gibi hareket etmesi boşuna gitmişti. Onun için sert davranmakla beraber gülümsedi
Tam bu sırada kahvaltının hazır olduğu bildirildi ve vaziyet bu sayede kurtuldu. Karol Madam Lupeskoya dönerek:
— Bizimle beraber buyurun! Dedi
Ve hep birlikte sofranın başına geçtiler.
Madam “Lupesko,, bu sofra başında, Kerola biraz daha izahat verdi Karol onu dikkatle dinliyordu. Madam rica ediyordu:
— Lütfen beni memleketime hizmetten alakoycr-ayınızl Gerçi ben bir kadınım. Fakat bu işte u geri dönmek istemiyorum.
Devamı var
KâNMtvd •
-i 1AM AN —
7
Yeni Soyadı listesi
Türk dili araştırma kurumunun tesbit ettiği yeni adlar
Kadınlarımızın bayramı
Ankara ( A. A. ) — Türk Dili Araştırma Kurumunun soy adları hakkında bulduğu listeler şunlardır:
- K -
Kabak, Aban, Ksbay, Kabul, Kaculu, Kaçan köke. Kaçar -Kaçar-, AçımerkAn, Kaç-mas, Kaçulu, Kadak, Kadan, Kadaşman -tu/gzı- Kadıncık. Kadırhan, Kadırla omur, Ka-gar - Kaar, Kapçık - Kıyçak, Kaplan, Kaplangiray Karaars-lan. Karabet. Kağır, Akça açkı. Kal. Alalduruk, Alç.k, Kaiden, Kalhan, Kalı, Kalım, Kalımkarj Kalam.tn, Kalkan, Kalmacı, Kamacı, Kımarı, Kaman, Kamay, Karaar, Karaçık, K*r adoğan, Karağlı-Kara Ali, Karagöz. Kamböre, Kanak, Kanar -ka-, Kanarığ -ka-. Kan-bay, Ancura, Kandemtr, And-çi, Kangtı oca, Kansu-Kansuva Kanun, Kantoyun, Kanturmuş, Anza, Kapağau, Kapan, Kapçak, Karatein, Karatoğma, Kara tün, Karayaas, Karayoluk. Karabcy, Karaboğa, Karabörk, Arabuğa, Karabulut, Karaca, Karşıt, Karacak, Karacanuyan, Karacar, Karacı!, Karacıgay, Karaça, Karagözbigüm, Karatan, Karahulâgû, Kara, Karakolu, Karakuş, Karaman, Karancı, Kara-karaas, Kara-sungur, Araşar, Kara tay Kara-teke, Karayutu, Karayuluk, Karabboğa, Karçığa, Kardaş, Kargın, Karhan, Kan, Karımış, Arluğaç-ka - Karna, Karsak -Karsağ.
Iktu. (lan, Ddıx, Ilı, (nalbura, Inalçuk-inal, Inalkaç, inanç, inançu çur. İr git, Irpıl ata, İr ■ak, ifbara, Itab. Ilter, lbck, llanku, İbiş, tlbars, tein, içen, Ideko, ider. îdgü, Idikurt. Igan. Idikut, Ltiraur, Ikizck, Itü eren, ilarzLan, İtmiş, liban, inandug-çar, libasmış, libeği, tlbey, İlkeyi, llbeyl, llbilgi - ka -, llbo-fa, tlbuğa. tlci, llçi, llçiktay, fvak, fideniz, tldokuz, hengiz, beru, tlctmiş, İlgaz!, İlhan, İli. İletmiş, llikban, flingi, t)khan, bkılıç, liutlu. llkut’uğ, llpars, ba, litüzer, Imer, tmişçi tunatar, Imrc-Emre, Inac, Inab, İnak, İnal, İnançu, İnalcık, İnalöz, »alpulad, inalteyin, İnan, İnanç tik, llçim, Incu, Inçld, ineçi, neçük. İni, ini, Ireç, treoçin, rkey, işet, lttcmi. Işbuga, Işıtman, İşim, Itab-ltak, It-baila. Itmcç.
-E-
Ece, Ezcndemir, Edcbali, E* debalı, Edemin, Edgütoğgu!, Efrasiyap, Eftekin, Egebigi, İta- Ekinci, Eksik, Elaldı, E-lalmty, Elarslan, Elban, Elbuga, Elçi, Elçibo^a, Elçiçek-AJçiçek, Erk, Eaindekaam, Erkuş, Ele», -ka- Elgay, El. Ekin, Eliş, Eli-laş, Elkatmış, Elkırraış, Doca. Eltımûr, Ekman, Elüçüntnûş, Emlü, Emon. Engudarogul. E-rengürünelçi, Eınanç, EniçGk, Esenbuğa, Ete tekin, Erkem -ka-Esöntimur-YesOntimur, Enücür Enik. Enliştengarçr. Er bek. Er-buğa, Ercazp, Erdemi nar, Erdeme». Erdem, Erdim, Erdog-mış. Erdogmuy, Ercmkara, E-rensayın, Erenuluğ, Ergene-ka-Enuştekin, Ezeobuğa, Erke-ka-Etrocray
Er Sançtnış, Eşim Ertem. Er-tana-, Ertaş, Eybek - Aybek. Ey t e m iş, Ey imiş. Ervüz, Esin - Ka, Eşk - Ersek, Ete, Ercnüz, Ertoğan, Ey Anboğa - Eaaen-boğa, Ertonga, Ezgütekin Er-•arı. Efkara, Erlargıo, Ertem, Ertokuş. Ertuğrul, Eyııp Bcğcik — F —
Frengi» -'ka- Frcgar, Furan -Boran.
— G —
Galı Tekin. Gargılı, Galgnr, Gatfar Cava - ka • .Cayır, Gökçe, Gökhan, Gathan- Ka-
kaan.
zaobao, Gökmen Göktaş • Gög-laş GölçOr Göndük, Gönültaş, Görçüm ,Görgen, Gülccbrebcr-güm - ka - Giçık bigim, Göçül-cü, Gök, Gök alp, Gökbörü, Gökçe, Gıırsançtı . Guruhan, Guyıldar, Guyuk, Guzban, Gücü, Güç. Güçin, Güç tekin. Göçtimur, Gülbede n b e g ü m, Günsili - ka - Göyük, Görlıan, Guda, Gunabeyüm • ka • Gürhan, Gayırinal, Gök, kıyas Ger boğa, Gereban, Gergöy, Gergöz. Gergüy, Gerksar Ger-oiyuz. Göçüm, GOnban Gültekin Gür, Gümüş arıg -ka-, Gür-degi r, Gümûştekin Çandar, Gurû. Günce oğlan, Güocü-ka-Güodii, Gümnş-ka-, Gürdap, Gümûftekin, Gürtekin, Güna-na, Güzel-ka-, Gütnçe, Gündüz, Gürboga, Gümüşboğa, Gürsul, Gün-ka - Güysii • ka-, Güncü, Gündoğdu, Günerhan.
- H -
Hakan llçi, Hazar, Hıta-K)-tay, Hülalcü, Hanay, Hansu-an-su. Hatı s&ru-atı saru, Homan, Babadır, Hasar, Hıçan Hulin süni’
— L -
Laçın, Lama, LaveaL — M -
Madsar, Maçarlay. Mahcıçck Begüm (Kal, Mahim Ana, Msbim Brgûm, Makaraç, Maibatun -Ka-, Malak, Malkar. Malkoç, Malay, Ma. mak, Mama. Mamay, Mamuk, Manas, Msncak. Manga, Mankao, Manla», -Ka-, Manyak, Maral -Ka-, Marhan, Maskan, Maryan, Meçû, Mencik, Mengeur, Meneut Ekin • Mengüt Ekin, Mençuk, Mcnge. Mrngrcin -Ka-, Meogeli Boğa, Manglav, - Mengell Giray, Mcnge.ş, Mengüberti-Mengüverdi. Mengûcek. Mrngûç, Mtagükaan, Mengünoğul, Mengütay, Mengüt Eznür, Menljo -Mebje, Menteş - M olaş. Merkit, Mete, Mıhrekuta/ Mihyaz, Minga», Mioluar • Biksar, Mlnain, Mintaf, Makara, Mintemür, Mecu. Moğ, Mogu'gancı. Mogul Hacip, Mogul-tay, Mobul, Mon’ul, Monul Oga Motvgan. Moyunçur, Mucuk, Muçin, Muglu, Mııkan, Mukren, Munduv, Munyaa, Mulalu - Mutlu. Mvsaçı •Ka-.
- N -
Naçı Tarhan, Nagaalu, Nagaş, Manto, Nama, Narlnç -Ka, Nayan -Nuyan, Naykı, Naynsao. Ncoeut, Nergis -Ka-, Naşvat, Nıkbaybigi, Nıkû, Nogay, Nobuz, Nokay, Nom-kulu, Notuz, Nurbige.
— O —
Oghan, Oğuday - Oktay, Oğul, Ogulaganuuş -Ka-, Ogulgaymış. -Ka-, Kogulkanmış, Oğulmuş, Oğul muş, Ogulta Ogultekin, Oğurlu, Oğuz, Okay Mirza, Okta, Oktar, Oktaykaan, Okutulmuş, Okyay, Olcaytnbordi, Olcaytu, Olcay TSr-kâo, Oizıngan, Omur, Omurca, Amurtag, Omput Opak, Optur, Opuş, Orak, Uraz - Uraz, Ordu, Ordukaya, Orhan. Orhangazi, Oruç, Oruç, Truk -Ka-, Orus, Of uz, Orayşan, Oşun-koca. Otamış, giray, Otmar* Otae-kin. Otsekı-otçaliin, Otz, Ozar. Ozmış.
- ö —
ödügrt, Ögeçök, ödrgey. öğ-rüoçgöçkün, örgün, öküşkara, ölmez, öner, Önk, ötüçtemür, Özbey, öşbeytimu, Özbilge büyn. öıdvmir, Özker.
- P —
Paigu, Paşaylgit, Peşkai P)r-budak, Psmak, Payço, Pılum, Polat Parmaobek. Pvkbey, Piradvıae. Pobu Porsuk. Pusa, Poliça, Putuaaba-ka Purçu, Pûtiiş tutum.
— R —
Roa-aogola, Rublndüz, Runyun, Kona, Rütbil.
— S —
-Ka-.
Roila»,
Sabak, Sadak, Sağanda, Sakar, Sa kur, Salancı, Selçuk-selçuk, Selçuk, Salduz, Salık, Saltık, Sansar, Sam-lısrgam, • Zambirgam, Samsa, San. çar, Sanga, Sarıboğa, Sarık katur, Sarkus, Satı. Sar tık barlar, Sabk böğre. Savcı, Savtekio, Sabluoğa, Sadav, Sağnak, Sakın, Salam, Salar, Salçukbegılm, Saigar, Salıkut-lu, Salur, Şamarsa, Sahur, Semavi». Sançarbarlaa, Santslu, Sanca - ka, Sarık boğa, Sarkutnabik - ka -, Sata, Satıbik, Satık buğra. Sütun, Savtak, Say, Saçu, Sadi, Sağanak, tekin, Sakman, Salamış, Salçan, Saldık - Saltık, Salguz-salar, Saltan, Salurkazan, Samançı, Saırgar, Ssmuk, Saodayuk, Sarak. Serıgimü-Sarıgea. San saltık. Sarman, Sauboğa. Satık, Soblmış. Sava Saftak, Sayan, Sayhan, Sayım, Sayın, Sayın, Batur Sıyır, Sazan, Şebek, Gül Irkız,
SebCk Tekia, Srkln, Sdçuk-Selçdt, Seldüı, Senren Semetey, Sence» Sanear, Seagd, Sercao-Sarcaa, See-gut«*l-ka-, Sevim,Bige - ka- Sevin-tik, Sevinç, Sevindik, Sevindik, Se-vOltnûş-Scrilmiş. Sevilk, Sevindiik, Sigak, Sılana», Sıema-ka-, Sılacı, Sıvgartmış, Sıvgurtmuj, Sıvurau, Sınaruık, SiyillgO-ka- Soku, Solmat, ka- , Somay, Sungur, Songurtekin, Soptar, Sönlş, Sudun, Sugurtin, Su* ka. Tutun, Suktu, Baaa, Sulak, Su-luban, Sümer, Suna -ka- , Sunça Suncalc, Sungun, Sungun Apaa, Suagnr Tekin, Sun kak, Sunkar, Suntay oğlu. Surba, Sari, Suaan, Sutay, Sutmak, Sutay Aktacı, Su-vao, Saray, Suyla^Suyurgamıç, Su-yungutmuç, Sükyen, Salimen. Sü-■enb»k-kjı- SûaOnbige-ka-
- ş -
Şahaba t, Şabbudak, Şen». Şe-tnaaaa. Şancı, şanda-da- , Şapu’u-aüpul. Şapulo, Şan, Şavraa, Şay-bak, Şeyban-yeybu, Şayi», Şebü, Sele, Şeliaacn, Şelupuçln, Şcmlo, Şengel, Şeyben, Şeyken, Şeyde, Şaybun, Şeyromta-şıramua.
da- , Şapu’u-
((
Marsilya,, faciası meselesi
Birinci sahifeden deaaur
M. *'BencaM , M. “TîtiJleako,, ve M. "Yzvtiç., dün kooaeyia içtima-ındaa aonra toplanmışlar ve bugün öğleden aonra yapılacak müzakereleri hatırlamışlardır.
Yugoslavya asker mi göndermiş?
Bolgrad 7 (A. A.) — Arala ajanu Macar buducuaa Yugoılav anketlerinin tahşit dedildlği rivayetlerini rrrnten tekzip etmekte ve bilâklı huduttaki kuvvetlerin noel yortulan delayıalylt verilen meıuniyetler yüzünden yüzde 50 azaltılmış olduğunu bıldirmektadir.
Müzakereler hararetli olacak
Cenevre 6 — Milletler Cem i fotinde "Marsilya,, auikaati boklundaki Yugoelav muhtıram mOukerc edilirken Macar laurahhaM da bir muhtıra verecektir.
Macar Hariciye Nazırı M. “Katiya,, buraya muvasalat etmiştir.
Suikast müıakerab «anasında İngiliz murahhası lord "Eden, raportörlük vazifesini yapacak. Yugoslavya, Romanya, Çekoslovakya hariciye nazırları ıöx alacaktır. Macar murahhaaı boalara revap verecektir.
Müzakerenle hararetli olacağı anlaşılıyor.
Bu hususta murahhaslar arasında hususî konuşmalar oluyor. Bugün Terfik Rüştü Araş, TitiBesko, baron Aloiri, lord Edro, M. Lavsl İle birlikte yemek yemişler ve vaziyeti görüşmüşlerdir. M. Laval yemekten sonra nikbin görünmüştür. Macar - Yugoslavya mûna-sebatı kesilmedi
Budapeşte 7 (A. A.) — Macar • Yugoslav diplomasi mOesscbetlr-rinin kesilmiş olduğuna dair olsu re ecnebi membalardan sızan biber resmi surette tekzip edilmektedir.
Macaristanda heyecan var Budapeşte 17 ( A. A. ) — Bir takım Macarların Yugoslavyadan budud harici edilmelerinin uyandırmış olduğu heyecana rağmen eaıdihi halde her hangi bir ted-re müracaat edilmesi düşünülmemektedir. Fakat bu meselenin Yugoslaryanın şikâyetine rapt ve Uluslar Cemiyeti tarafından tetkik edilmesi mütalkaaı İleri sürülmektedir.
Macaristanın teşebbüsleri Budapeşte 7 (A. A.) — Salâbi-yettar bir membadan bildirildiğine göre Macar hükümeti, Macarların kütle halinde Yugoslavyadan şıka-ninni maaeleslnda zaruri gördüğü diplomatik teşebbüslerde bulunmuştur.
Yugoslavya sulh istiyor
Cenevre 7 (A. A.) — Yugoslavya Dış işleri bakanı M. ''Yevtiç,, hükümetinin Ceoevrede yapmış olduğu teşebbüsün Yugoslavya ile Macaristan orasında bir dava olmadığını, ancak sulh ve sükûna olan inanı tekrar canlandırmak lâ-zımgeldiğioi tasrih etmiş ve demiştir ki:
" — Zorbalık hareketlerinde Macaristanın mca’uliyetlal Isbat o-den belgeler (vesikalar) gösterret-ğim ve Milletler Cemiyetini, sulhun muhataran olan vazifesini yapmağa davet edeceğim.»
linçi sahifeden devam
Bayazılta nutuk aöyllyvn beyan Saadet, genç ruhtu harvkatlarila takdir kazandı.
Bayan Nakiyeden hiç bahset-■ılyeceğiz. Kadınlık hareketleri* nin alemdar lığını senelerden beri Bayan Nahiyeyi herkes tanır. Taksimde bir hitabe iradeden Bayan İffet Halim sesinin ahengi ile d reli yenleri sürükledi, götürdü.
Tanınmış bir yana ve Türk kadınlığının ıllkücülöğüaü te maileden bu Bayanın (özleri, "okay. sesleriyle karitiyordu.
Tezahüratın tafsilâtı
Dünkü ilk toplanma Beyaıtt meydanında oldu. Yapılacak mitingin saat 10 da başbyueağı ilân edilmerioe rağmen lıtınbul kadınları dün sabah rrkendeo Beyazıt meydanını doldurmuştu.
Ûnlveraitanlu iç kapısı ününe etrafı kırmızı bvzlerle sarılı ve iki tarafı çelenklerle sûılü Ur hitabet kürsüsü konmuştu. Büyük meydanın dört köşe“"d« intibalı temin için polisler yer atmışlardı. Saat dokuzbuçuğa doğru kalabalık fazlalaşmış va nihayet saat 10 da meydan geçilmez bir hale gelmişti. Bilhassa hitabet kürsüsünün etrafını dolduran sayısız kadınlarda sabırsızlık ve heyecan alâmetleri görülüyordu.
Bayan Saadet Rafet’in hitabesi
Nibayal naat onbırs doğru meydanlıkta bir hareket görüldü ve biraz aonra da Bayan Nakiya'nin küçük bir işarelila kitabet kürsü-■ü*ıAn tam karşısında yer atmış olan şehir bandosu tarafından istiklâl nurşa çalındı ve hürmetin dinlenen marşı an sonra kalabalığı yırtarak küraûya doğru llarilyan Kadınlar Birliği âzasından BayanSa-adet Rafet’in yüksek sesi duyuldu.
"Ey tarihin en mutlu Türk kadını,, hitabıyla söze başbyan Bayan Saadet, Türk kadınına tarihi sevinci haykırarak anlatıyor, yüksek heyecanını etrafındaki hemcinslerine aşılıyordu. Bayan Saadet Ra. fel hitabesine şöyle devam etti:
" — Ey on bin yıka kahnna geren tarihteki hatun I Bu toprağa evlâdını, erini veren ak saçlı oğuz kadın. San İd, bağrında kanayan yaralann İçin o kara günlerde bile ağlamadın. Gözlevt-nia ısı. ışığı, dudaklarıma büklümü yalnız erdemine yakışan ünlü, utku düşündüğünü anlatıyordu. Bugün arlık İçinde* geldiği gibi kara gönlerinin karşılığı olan bu günenç içinde öğüat duyarak göğsünü kabartırken eeei bugüne İleten güneş başlı, tan yüzlü öz evlâdına duygularını göatrrmek İçin sevinç yaşları döküyorsun.
Onun göz kamsştıraa ışıkla gözlerine bütün bir insnçln bakan Tük kadını ouda erdemini görürken onartıyorduk, bu ışıklı gözlerle nurları yine kendi toprağına, yine kendi anasına bakmak için yanıyordu.
Arkadaşları
Bugün sevin; içinde yaşarken, kara günleri yine onuk angılars-mız içinde saklıyacağız. Bugün talihli olmakla duyduğumuz sarsıntıyı hepi mis biliyoruz ki, yine her zamanki gibi yurt için, ulus İçin duyuyoruz. Türk kadım nankör değildir, Türk kadını duymaz,görmvr de değildir. Senelerdenberl bağrından kopan leşlerine, gözlerinden taşan ulusal ışıkların karşılığı olan anrak İmparatorluk devrinin kanlı tokatlarıydı. Bu elleri kıran Türk oğlu, anasına lâyık yeri neon medeniyetinin en üstünde ayırdı.
Türk kadınlığı, cihan tarihinde Atatürkün anası olmakla bugün de, gelecekte de en büyük öğüncü duyacaktır.
Harpte yara saran Türk kadınının şifalı «11, ulus İşlerinde de kendine yakışen, içinde her saman kaynıyan, taşan öı doyguları olusu içle yüce bir cömertlikle bugün do ve gelecekte de severeve vereceğine yüreğinden kopan en sonnır. en temiz duyguUrlylo endeder.
Arkadaşlar ;
Biz Türk kadınlarına verilen bu ulusal hakkın pek büyük değeri vardır. Bunu almak değil, kullanabilmek davasını kazanmak ani işimizdir. Dünya kadınlığının pek ■una verilea bu işin başarılması yüzümüzü nğartacak işlerimizin öncesi olacaktır.
Türk kadını yüce Ulus Kurul, tayında da her yerde olduğu gibi Türk medeniyetine yakışan asil bir temkinliliklo geleceğe kadar götürecektir.
Hayat yolunda bütün mefakkat-leri paylaşan bu İşte de erkeğiyle
enu omuza, başbaşa, yanyane yürümesini bilecektir..
Bayan Nakiye’nin «özleri
Bayan Saadetin nutku etrafta derin bir heyecan uyandırdı ve birkaç dakika sonra Şehir Meclisi âzasından Bayan Naklyo kürsüde göründü ve şunları söyledi :
“— Bugünü gördüğümden do-layı ne kadar sevinç içinde olduğumu bir defa daha tekrar etmek İçin bureye geldim.
Beo bu meydamo çok kara günlerini gördüm. Düşman tayyarelerinin şu semalarda dolaştığı o acı günleri hatırladıkça, sevin; günlerinin şükran borcunu nasıl ilde, yereğimisi bilmiyorum.
N: yapsak azdır..
Büyüklere telgraflar
Bayan Nakiye, şiddetle alkışlanan bu sözlerine. Atatürke, General İsmet Inönüne ve General Kâzım Özalpa telgraf çekilmesi teklifini ilâve etti ve bu da sürekli alkışlarla kabul edildi. Bundan aonra evvelce hazırlanan otomobillere binilerek Talerime gidildi-Taksimde
Taksim mrydaomda da ekseriyeti kadınların teşkil ettiği bir kalabalık göze çarpıyordu. Saet 12ye yaklaşınca burada da İstiklâl marşı çalındı, abideye çeleknler konuldu. Bayan İffet Halimin nutku Bunu müteakip Kedıobîrligı âzasından Bayan İffet Halimin kürsüye çıktığı görüldü.
Bayan İffet de •'Türk kadını,, hitabik nutkuna başladı ve dinleyici hemcinslerinin gözlerini yaşartan sözlerine şöyle devam etti:
• -“Bugün Inr yüce ûilen dnba kafan t.:; bulunııyorsnn. Senin erdemin onhin yıllık tarihin boynundan kopararak kurtuluş savaşında en üttün erginliğini bulmuş, ve Türk dönenmesinin her adımında o tarih öncesine karışan varilim, gün gibi ken* dini göttererek işte ta bugüne erişmiştir.
Aıkadaşlar, seriuÇ günümtis-dür, bayram gûnûmnzzlûr bu gün. Biz bn günlere neler karşılığı uiuştık arkadaşlar, imparatorluğun, bize yabancı düşüncelerden yorulmuş kafaaiyle, kafesler altında m: ahlamadık, çarşaflar içinde m( inlemedik. Yurdun üstünde baykuşlar gibi ötenlerin »on alçaklıkları!* ellere açılan bu topraklarda Türk kadını yad kaçn)ışîar:n altında da kalmıştır.
Arkadaşlar; İstanbul kadınlı-ğı bn acılan çcık yakından çeken ve od» karşı gelen ulus kadınlığı içinde köylü analarımızdan sonra büyük bir parça ve büyük bir topluluk olan varlıktır.
Boğun aramızda, kurtuluş diye Anadoluya yürüyerek geçen pek çoktur. Ve ana, h»b«, koca, kardeş çocuk gönderen ve arkasında oyulmuş kay ulur gibi dimdik göğüs geren ise hepimi» arkadaşlar.
Türk kadını kendine yakışır ağır başlîlıkla önce omuzda gül- | te bağrında ynrt sarsıntısı ta- I şmi'.ş ve böyleoe Ulu önder Ata- I türkün bu Ulusu götürdüğü [ ışıklı yola doğru her adımda bir başka benlik gûatererek Türk adını sonsııalıığa çıkmak isteyen o büyük düşüncenin en istekli bir koruyucusu olmuştur.
Arkadaşlar bugün attığımız 8jiıa henüz yeryüzü kadınlığının bir çok toplulukları için de ulaşılmayan bir basamaktır. Türk kadını onnn değerini bilen, tanıyan ve ona bu basamağı değer gören Ulu Başbuğu Atatürk,İsmet lnönüne veCumnrlnk Halkftrkasına sonsuz duygu ve saygılarını sunar-
Arkadaşlar bugüne dek ne analık işimizi, ne de yurt gücümüzü unutmadık- Türk soy-•ah Türk anasının bu değenle ta tarih öncesinden ber! bütün topluluklar arasında başı dik gezen bir varlıktır.
Bngûn iae işle evde, iş başında yurtta Liriz,, birliğiz, var. lığız, bn değeri sonsuzluğa çakmak için bir kere daha andi-çclim
Türk kadını düşün ki, bağ-tınla bastığın Türk yavrusu gibi yurdunun bütün işleri bugün »enin kucağına birikilmiş-tır.
O kucağın Ata Tûrkler ye
tiştiren »ıcak dnygnsa Ynrt filerini her yönden «ardıkca, ver yüzü kadın erkek varlığını tek benlik içinde toplayan ve bn gücü acuna tanıtan tıluann neler yapabileceğini bir kere da-La görecektir.
Türk kadını sevin, Türk U-dını çalış.
Bugün aevinç gûnfidSr. Çalışmak ise sana tarladan başl». yarak ulus knraltayına kadar açıktır.
Ey AH Türkün, anası: Ço. cuğtın senden aldığı değeri gene sana bıraktı. Böylece bia kadın erkek bir tek varlığı», bn varlık yüce Türk varlığıdır.» Rayan İffetin şiddetle alkış" lanan bn sözlerini müteakip Cumuriyetin onnncu yılı marşı çalındı. Ve hep bir ağızdan marşa iştirak edilerek merasime nihayet veritdi.
Bayan Nezihe Muhittinln fikirleri
Merasime iştirak edenier arasında bulunan Türk kadınlar birliği sabık reisi Rayan Neti-hc Muhittin kendinle görüşen bir muharririmize demiştir ki:
« — Bu neticeden çok memnunum- Btı suretle en büyük gayem tahakkuk elmiş bulunu-yor.
— Kaıuatinizce Miilet Meclisinde Türk kadınlığım en iyi temsil elecek, mebus olması Hnro bayanlar kimlerdir ’•
— Benct »tçiltcch saylavlar ifinde buna en laydı olanlar bayan Nahiye ve bayan Safiye Hâ-reyindir. „
• •
•
Memleketin her tarafında sevinç
Ankara 7 (A. A.) Türk kadınına saylav seçmek ve seçil-u)e hakkının Büyük Millet Meclisince kabulü memleketin her tarafında büyük aevinç doğurmuştur.
Dün bütün şehirlerimizde kadınlar toplanarak bayram yapmış, Atatüke, Büyflk Millet Meclisine, Cunıuriyet Halk hr* kasına, büyüklerimize teşekkür
ve bağlılık ierdir. telgrafları çekmiş-
İstanbul Borsası kapanış
liatleri 6-12-1934
ÇEKLER
Aplu Kapanı,
Lör.dra 423,25 625
Nev-Yoek 0.7T4375. 0,795.066
P«rû 12.06 12,M
Milano 9.3225 9,3175
Brüksel 33990 3,3990
Atina »3.905 83 905
Ceavvrv 23517 2.4525
Sofya 66.2141 64.2141
Anuterdam 1,1755 1.1755
19,0255 19.OÎ65
btokbolm 3,1125 3.1125
Viyana 4.30 53175 4.30
Maddi 5.8190 1
Berlin 1.9771 1,9779
Vur şova 4.20.81 4.12081
Budapeşte 4,1792 4,1792
Bükreş 79,555 79,565
Belgrat 34.96 34.96
Yokohama 2,6975 16975 [
Moakova K86 1086
Nükut
Ah, Sat),
Altın 930 931
Mecidiye 40 41
Biâiıkoot 239 240
Tahvil ve Senetler
Açılış Kapanış
O/O J fri)l) İM) IlırııntycU (Erge ri) ” 97
4» 7.5 bottu IfcbtH! 1 Türfc 27,60 27,625
Anadelv ü.,»l »IU 45.4Ö 45,35
. „ nOoıcM*' t o,n »3 tua b n • ;
0;^ .1 H»«ia« 1 Crgtnl B » •
1 Merkc* B»nh
R.tm. 9( 95
1, b«ak a*m»
Ar»Ua çime ot. ıj.70 »MS l
An.d. D. Y. 0'4 *0 JT.75 .'..«3 |
1
Elektrik radyatörü
FİYATLARDA TENZİLAT
Dr. Hafız Cemal
Muşam balar
Kadın ve
Çocuklara mûtenuvvi ve mûntehap çeşitler
Mantolar
Deremojen
Akftm uat 20,30 d* Brşiklt, SCm.r Tiyatroaunda
TELEFONCU KIZ
OPERET 3 Perde
6(itf w
ıthırTûjarrosu
Süreyya Opereti Sanatkâr Fahri CüOnç iştirakti* Bugün 1$ de matine Beyoğlu Mul.nrujda
İstanbul Millî Emlâk Müdürlüğünden: Muhammen Bedel' Lira
Karadeniz yolu VATAN vapuru 8 Birinci kânun CUMARTESİ günü saat 18 de Hopaya kadar. (8354)
^İnhisarlar U. Müdürlüğünden: J
Feriköy: Birinci kısım mahallesinin Baruthane caddesinde 36 ve 36/1 No. lu hanenin yarı hissesi 1230 mübadil bo-
nosu ile
Yukardaki hanenin nısıf hissesi h;zasındaki kıymet üzerinden 6-1-935 T. de saat on dörde kadar pazarlıkla satılacaktır. İsteklilerin muhammen bedelin yüzde yedi buçuk nisbetindeki pey akçeleriyle müracaatları. "B.„ "8351,,
İmtiyaz sahibi: Âli. Umumi neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü: C. Hikmet. Matbaai EMzziya
Tcpebaşı Şehir Tiyatrosunda kk«sn) tuvare
Mat 20 (‘e
HAMLET
Deri hastalıklarından her nevi ekzema, yara, bere, yanık, çatak, ustura yaraları ve saireyc |karş mücerrep en iyi i'Avt-r.
Dahiliye mütehassısı
Cuma ve pazardan başka günlerde öyleden sonra saat (2,5 dan 6) ya kadar İstanbul-da Divanyolıında (118) nunıa--alı hususî kabinesinde hastalını kabul eder. Muayenehane ve ev telefonu: 22398. Yazlık ikametgâh te'efonu Kandilli 38 Beylerbeyi 48.
Ozan Opereti
( Eski Süreyya Opereti | Şehzadebaşı Ferah tiyatrosunda Ramazanda her gece Muhlis Sabahattin
Fahri Gülünç İsmail Dümbüllü
Bu gece
Telefoncu Kız
Operet 3 Perde
idaremiz için şeraiti veçhile sekiz bin kilo gazın pazarlığı 17-12-934 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 15 te icra kılınacaktır. Talip olanların şartnameyi almak üzere hergön ve pazarlık için da tayin olunan gün ve saatte Cibaiide Levazım ve Mübayaat şubesine müracaatları. “8336„
dikkate değer bir fıkrasıdır. -Medincyi nasıl verdik?.- Lâkapların kaldırılması. - Gaz ve Kimya muharebesi. - 81 Yıl önceki bir deniz harbinde kahramanlığımız. - İstanbul Sanatlar mektebinde bir saat.
Bütün bunlar ayrı birer tetkik mahsulü, hem faydalı, hem eğlenceli yazılardır.
Kıyamet nasıl kopacak? yazısı büyük bir filimin en yeni tetkiklerinden alınmıştır. Haf-
Mütenevvi ve mûntehap çeşitler En mükemmel cinsler En dun fiyatlar...
İşte; saba alırken naran dikkate alacağınız başlıca vasıflar Empermeabilhe "Mandleberg.
ve su geçmiyen
“Burberry.,
Parde-süleri En-mükemmel kumaşlarla imal »dilmiş
Palto1 lar
Rus Antrasit ve Alman Koku
Ev sobaları ve salamandralarına mansus
EN EHVEN FIAT-EN İYİ MAL
Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde teslim ediyoruz. Slparişleriv'ri yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS,, MAHRUKAT İS. - S. KORHANİDİS ve ŞKL Galata Rıhtım caddesi N. 25. Telefon 43019
ALGOPAN
m II !■■■■ CEVAT ——
Madeni kutular içinde, baş ve diş ağrıları oez'e ve Romatizma sancılan için çok faydalı ve pek müsekkin olan ( ALGOPAN CEVAT) vardır.
1 lik 7.5 6 l.k 40. 12 lik 75 kuruştur.
Borsa yıllığı
Yazıcı arkadaşlarımızdan Bay
Sedat tarafından toplanıp ya-
zılan vo dö^t renk üzerine de kaplğı bastırılalı büyük ve resimli Borsa yıiJığıoın bugünlerde çıkmak üzere olduğu haber __________________________ alınmıştır
Asipirol Necati; Salih Necati
YENİ NEŞRİYAT
Yeni Adam
Yeni Adamın 49 uncu sayısı ressam A. Dino'nun bir eserini taşıyan kapakla çıkmıştır. İçindeki değerli yazılardan ba ılıcalarını aşağıya geçiriyoruz. İsmail Hakkı dil Türkçülüğü, sanayileştiren devlet Abdül-cebbar ulusal edebiyat Cemal Sait Chagall. İffet Ömer Mar-marada bir batı. Siyasa acununda olanlar. Düşünen vo konuşan hayvanlar. Tayyarelerde emniyet artıyor. Gövdemizin biçimsizliğini düzeltmek için. Cinsiyet terbiyesi bundan başka Aldüs Huxiey ve Michel Corday’dan tercüme iki hikâye vo birçok canlı resimler mecmuayı doldurmaktadır. Yeni Adamın kullandığı öz türkçe de göze çarpmaktadır.
Hafta
Yazıları arasında "Gecikmiş bir cevap,, Peyami Safanın çok
Mersin yolu
İNEBOLU vapuru 9 birinci kânun PAZAR günü saat 10da Mersine kadar.(8352)
Ayvalık yolu MERSİN vapuru 8 Birinci kânun CUMARTESİ günü saat 18 de İzmirc kadar.
(8353)
ve4rengiye YAKALANMAMAK İÇİN EN »Yf İLAÇ
PROTEİİN dir
50 KRS HEA ECZANEOE BULUNUR*