SAYFA
r
>
Yeni mebus zamiarı
7
OCAK
1948
— ,, fc
Onuncu Yıl
No. 3189
îdar«: Nunxwnuüy* No. 17 Tel adresi: «YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 90785
abone
Türkiye Senelik fl aylık 3 aylık 1 aylık
2800 Kr.
9
>
9
1600
800
900
BEDELİ
Ecnebi 6400 3900 1000 000
Kr
>
*
>
HER
YERDE

KURUŞ
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MÜDAFİİYİZ
_ ■ *ı * C - r— t





-

Halkın ekseriyete itimadı büsbütün kaybolmuştur
Muhalefet ise aleyhte oy vermek ve artan ödeneklere
el sürmemekle Türk Milletinin takdirini kazanmıştır
Ankara: 6 (Hususî) — Yarınki Kudret gazetesinde Samed Ağaoğlunun «Bu mesele üzerinde biraz daha duralım» başlıklı şu makalesi çıkacaktır:
«Milletvekilleri ödeneklerinin arttırılması hâdisesinin umumî efkâr üzerinde husule getirdiği
şiddetli tesirin âkisleri devam edip gitmektedir. 1 Millet Meclisinde memleket mukadderatına ve devlet hâzinesine vazıülyed olan bir ekseriyetin, . bu kudret ve salâhiyetlerini kendi menfaatleri le- Z hine kullanmalarının ne hukuken ve ne de akıl ve 7 (Devamı Sa., 5; Sû., 3 de) j
Sükûn havası
Bozuluyor mu?
------ * ı Haşan Saka kabinesi şinı- ' di hakikaten bir dönüm noktasına gelmiştir. Bugüne kadar biidce ile uğraştı. Artık bu meşgale de kalmadığına göre bir kaç gün sonra Meclis açılınca antidemokratik kanunları kaldıracak projeleri Meclise sunmalıdır
_____ ★
j
1
Ankaradan:
2 Temmuz beyannamesi ile memlekette esmeğe başlıyan sükûn havasının
az çok, bozulmağa yüz tuttuğunu gösteren hetirtikM- peyda olmağa, başladı.
Demokrat Parti vilâyet kongrelerinin hemen hepsinde antidemokratik kanunların behemehal ortadan kaldırılması hususunda ısrarlar şiddetlendi. Diğer taraftan Genelkurmay başkanının Cunıhurbaş kanına gönderdiği yılbaşı tebriki mektubunda kullandığı dil ve eda her tarafta haklı ve yerinde ten-kidlere uğradı. Cumhurbaşkanı dört yıl için Meclisçe seçilmiş olduğuna göre hayat müddetince şefe bağlılık gibi ifadeler, içine girmeğe çalıştığımızı iddia ettiğimiz. Demokrasi anlamîle telifi kabil oi-mıyacak düşüncelerdir. Genelkurmay başkanının bu hareketinin a-ğırlık ve mes’uliyet jükü de kabine şefinin omuzlarına yüklenmektedir. Bu hâdisenin Meclis toplanmağa başlanınca, derin ve ciddi tepkiler uyandırması ve kabineyi zor bir duruma düşürmesi büyük bir ihtimal dahilindedir.
Bu tatsız tezahürlere müvazi o-larak baskı iddiası hâlâ Demokrat lar tarafından ileri sürülmekte devam etmektedir. Nitekim son günlerde gazete sütunları bu feryad-lara yeniden ınâkes olmuştur.
Bütün bu şartlar normal ve Demokrasi gelişmesinin tahakkuk etmesine engel olacak âmillerden sayılsa yerindedir. Dünkü Uiıısda çıkan bir yazıda seçim kanununun tâdil edilmesi düşüncesi ortaya a-tılmaktadır. Halbuki hiikûmet şimdiye kadar bıı babda bir tadarı ha-zırhyarak Meclise sunmuş olmalı idi. Halk Partili gazetenin iddiasına göre şimdiki kanun değiştirilirken yalnız reylerin gizliliği ve tasnifin aleniliği temin olunmak yetmez. Daha ileri gidilmeli ve ayrıca nisbi temsil uhulü de kabul edilmelidir. Antidemokratik kanun lann tâdili bahis mevzuu oldukça, her defasında, böyle daha iyi ve daha mükemmel yapılmak, iddia ve (Devamı Sa„ 3: Sü. 4 ao
Akdenizdeki yeni Amer ikan stratejisi
İstifaya Kenan Öner-Fuad Köprülü ihtilâfının sebeb olduğu söyleniyor
Öner bir sualimize,
değilim.,, cevabını verdi ve, "Celâl beyin konuşmasından sonra Başkanlıktan istifam bir emri vakîdir» dedi
"Demokrat Partiden şimdilik ayrılmış
D. P. Beşiktaş İlçe teşkilâtının Genel Başkanlığa telgrafı
w
a
lanrıöver
ziyaretinde bir
ı
filosunun tzmiri çıkarken
Amiral Bieri, Amerikan Akdeniz törenden
H. Subh
i
Ham-Halk
Akdeniz filosu komutanı Amiral Bieri değiştirildi
Amerikan kongresi dün toplandı Truman mesajını bugün okuyacak
Müstakbel harb hakkında Amiral Nimiçin raporu
Vaşington: 6 (AP.) — Bahriye Bakanlığından bildirildiğine göre, Amerikanın Akdeniz filosu komutanlığına, şubatın ilk haftasından itibaren, Visamiral Bierinin yerine Deniz Harekâtı başkan vekili Visamiral Forrest Sherman geçecektir.
Vaşington: 6 (A.A.) — Bahriye Bakanlığından bildirildiğine göre, şubat avının başında deniz harekâtı başkan muavini Visamiral Sherman’ın yerine Akdeniz Amerikan kuvvetleri kumandanı sıfati le Visamiral Benhard Bieri getirilecektir.
Takviye kıtaları geliyor Morehead City: 6 (A.A.) — Ak-
Mişel
İstifasının sebeblerini bir demeçle açıkladı
Kurnan
M.. ı. r
O'
Tahtından feragat eden eski kralı Mişel
Türkiye Eczacılar Cemiyetinin yıllık kongresi, dün saat 14.30 da Etıbba Odasında Sağlık Bakanı Dr.* Behçet Uz ve Sağlık Müdürü Dr. Faik Yargıcının IştirAkile yapılmif-I t». ;
(Devamı Sa., 5; Sü.. 6 da)
Eczacıların
Yaba ncı sermaye ve âbmin yurda sokulmaması üzerinde duruldu.

Londra: 6 (A.Aj — Eski ya kralı MiçeJ, bugün, yayınladığı (Devcmt i»., i; SÛ-, t da)
Celâl Bayar
Bundan bir kaç gün evvel bazı gazetelerde Demokrat Parti 11 baş-• kanı profesör Kenan öner, vazifesinden istila ettiğine dair haber ler çıkmıştır. Bu haberleri nıvte-akib yine ayni gazetelerde, Kenan Önere atfen mezkûr istifa haberini kat’î bir lisanla yalanhyan bir konuşma neşredilmiştir. Fakat Kenan öner evvelki gün iki latan bul gazetesine noter vasıtasile bir tekzib göndermiş ve Demokrat Parti İstanbul 11 başkanlığından istifa ettiği haberini ne tekzib ne de teyiu edeceğini bildirmiştir.
Ayni günde Ankarada Demokrat Parti başkanı Celâl Bayar ken dişile görüşen gazetecilere Ktnân önerin istifasının bir hakikat oldu ğunu açıkça ifade etmesi vaziyeti tamamile tavzih etmiş ve bu suretle istifa keyfiyetini teyid etmiştir.
Bu suretle Demokrat Parti 11
Kenan
teşkilâtı başkanlığından fiilen ayrılmış olması lâzım gelen profesör Kenan öner bu hususda dün kendisine müracaat eden bir arkadaşımıza şunlan söylemiştir:
«— Vaziyet Celâl beyin yaptığı konuşmadan sonra aydınlanmıştır. İstifam bir emrivâkidir.»
Kenan öner, Demokrat Parti- ‘j den de ayrılıp aynlmıyacağı hak- j kında kendisine sorulan bir suale 3 şu cevabı vermiştir:
«— Şimdilik partiden ayrılmış
değilim...»
Kenan Önerin «şimdilik^ tâbirini kullanması ve bu tâbir üzerinde bilhassa durması da ayrıca dikkati çekecek mahiyettedir.
Diğer taraftan İstanbul Demokrat Parti 11 teşkilâtı . mensublan arasında da başkanın bu istifası bomba tesiri yapmıştır. Nitekim dün acele olarak toplanan Beşik-
(Devamı Sa., 5; Süa/ 3 de) Fuad Köprülü
Belediyeye bağlı bütün daireler birleştiriliyor
-

4
r*
hizmete girecek
deniz bölgesinde
olan bin kişilik bir kuvveti taşıyan Amerikan bahriyesine ait iki nak-
(Devamı Sa., 5; Sü., 5 de)
| --- o---------
I Bir muvazaa partisi kurmağı kabul edeceğine ihtimal
[ verilmiyor
Ankara: 6 (Hususî) — dullah Subhı Tanrıöverin
Partisinden istifası etrafında yapılan dedikodular devam etmektedir. Hamdullah Subhinin kuracağı yeni partinin bir muvazaa partisi olacağı ve Demokrat Partinin (Devamı Sa., 5; Sü., 3 de)
Karısını,görücülüğe gönderen yaşlı âşık

Bir seyyar esansçı plan 60 yaşındaki âşık, 20 yaşındaki Üniversiteliyi naşı sevdi, nasıl cürı lümeşhud edildi?
Dun adliyeye enterasan bir hadi
öe intikal etmiş, 58 yaşlarında bir , adam genç bir Üniversiteli kıza sar kıntılık ve ölümle tehdit etmek su çundan cürmümeşhut mahkemesh

ne verilmiştir.
Bu garip hâdiseinin tafsilâtı şu dur:
Fatihte Sarıgüzel mahallesine^
(Dehamı Sa., 5; Sii., 4 de > j


•*
Bir Umum Müdürlük altında toplanacak tesislerin büdcesi 100 milyonlirayıbulacak
Tevhid edilecek tesisler arasında Elektrik, Su, Havagazı, Tramvay, Otobüs, Mezbaha müdürlükleri de var...
Şehir Meclisi ekim devresi toplantılarında belediye büdcesi müzakere edilirken âzadan M. Teki-naip tarafından hem belediye büd cesini arttırmak hem de müesseseler randmanını çoğaltmak mak-sadile mühim bir takrir verılmiş-
A
gibi oldu.
bir israf remin c-say’lır-
çık Hava Tiyatrosu numunesi dilomiyon ihtiyaçlar mânalı bir du-bükme ile: ^Şu ı bu yok; amma [ Hava Tiyatromuz var.» deniliyor, burada tereddüd ediyorum; Açık
T. T. Vmum Miidürll, yeni
It.skiiâtta da acaba şimdiki sıfatını muhafaza edebilecek nıit


Kukla Markos hükümeti Gamrnos’ta imiş
Atina: 9 (A.A.) — (Lpa.)
Amerika ile Yunanistan, Yunan ordusu ve millî muhafızlarının çoğaltılmasını derpiş eden bir anlaşma imzalamışlardır.
Yunan ordusu 12.000 kişi ile tak viye edilecektir.
Basın haberlerine göre bu kuv-
vetlerin katılması ile ordu muvcu du 130 ila 140 bin kişiye yükselecektir.
20 bin kişi olan millî muhitiızla-nn adedi ise 60 tabur yani 50 bin kişi olacaktır.
Bu takviye işi dün akşam M. So-fulis ile Amerikanın Yunaniatana
yardım heyeti şefi M. Griswold arasında yapılan bir konferans ne tıcesi açıklanmıştır.
.Atina: 6 (A.A.) — Britanuva:
Ordu kuvvetleri mevcudunun 113*000 dm 132.000 e ve millî mu balız taburlarının sayısının 50000 (Devamı Sut, 5, Sü., d d.a>

Daha o zaman heyeti umumiyi üzerinde müsaid bir tesir bırakan bu takrirde her biri ayrı ayrı bir teşkilât halinde idare edilmekte olan belediye tesislerinin tevhid edilmesi ileri sürülmüş ve su, e-lektrik, havagazı, tramvay, oto-(Devamı Sa., 5; Sü., 2 de)
AKVIMDEN BİR YAPRAK)
Fantaziyye ve Hakikat
■ İMB--

gelecek yıl büyük bir sergi açmak du kabil olacaktır.»
1949 yılı yazında yapılması mukar-rer milletlerarası Av-I rupa şampiyonası bu-_ J rada yapılmasa ne la zııngolir sanki? Bu sarayda ve otraiında geleoek sene büyük bir sergi de açıl-mayıverse yine ne lâzım gelir suıkl?
Momleketten büyük bir şey mİ silir?
Unutmamalı ki bu (fantazlyye) runa iki buçuk milyon veriyoruz, para değildir yahu!
Olsa da versek ne ise... Bu halimizle bizimki biraz «fantazıyye kıtir, futuz mâflş) e benziyor.
Türk pehlivanları cıharıı titrettikleri zaman spor sarayında mı yetişirlerdi? Büyük Yusııfların, Aliçoların, Kara Ahmedlerın, Horgelooilerin yetiştikleri ve yetiştirdikleri yerler köy düğünleri ıdl. Huzur güroşierlnde meselâ Çağlayan kasrında güreş olurdu anımı İçeride dogil dışarıda, çayırda yapılırdı.
Bir yağmurda Eminönü moydanı suya g^rkohırken, balıkhanenin ya-( Lütfen savlayı çevtrinvu
jULUNAYj
ken dak yok ;
Açık Ben,
Hava Tiyatrosunun bir kazanç olduğu nu kabul ediyorum ve bundan dolayı valiye mütoşekkirim...
Şohrin bir Açık Hava Tiyatrosuna belki ihtiyacı vardı; yalnız bu, o kadar mübrem bit ihtiyaç değildi; İkinci safa alınabilirdi. Eski tâbirle ehem-mi mühimine takdim edeoeginıizo mühimim eneınme takdim ettik.
Dünkü gazetelerde de kapalı spor ve Sergi Sarayının ihalesi yapıldığını oku duk. Vali, bu mes'elo hakkında gazetecilere şöyle beyanatta bulunmuş:
«Sarayın keşif bedeli iki buçuk milyondur. Spor - Sergi Sarayı gelecek yıl bu günlordc bitmiş olacak ve 1949 yılı yazmda yapılması mukarrer milletlerarası Avrupa güroş şampiyonası burada yapılacaktır. Ayni zamanda Spor • Sergi Sarayında ve etrafında
ek-
uj-Az
SAYFA:1
Y E N T S A RAB
/OCAK 1948
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüra?|
OkllYUCU
I
Atatürk’e sııikasdın tafsilâtı ve içyüzü
»i YORki

tefrika ko. 137
Reisin sualine öeVabcn tıbbiye-de talebe iken Îttihad VB Terakki-hin teşekkül ettiğini ve yine suale çevaben Kafkasyadan avdetinde müderris muavini olarak fakültece girdiğini, Talât paşanın teklifi üzerine merkezi umumî âzası olduğunu söyledi ve reİ6İn o zaman lar merkezi umumî olmadığını soy lemesi üzerine Selânlğe de gittiğini Istanbula avdet ederek meclisi umumî âzası olduğunu ve harb a-refesinde buradan çıktığını, Harbi Umumî mes’uliyetine iştirâk etmediğini ve meclisi umumîde ekseriyetin harb aleyhinde olduğunu ve bunun için meclisi umumî lâğvedilerek merkezi umumî ihdas edildiğini anlattı ve bir aralık İstanbul heyeti merkeziyesine girdiğini söy ledi.
Reis — îaşe işini anlatınız?
Maznun — İaşe işini deruhde etmedim.
— Kara Kemal heyetinde dahil idiniz ?
— îaşe mes’elesile meşgul olmadım.
— Bu iş nasıl oldu?
— İaşe mes’elesile iştigal etme diğim için bu işlere agâh değdim. Arkadaşlar iştigal ediyorlardı. İtiraf edeıdm: Ara sıra müteneffi oluyordum. Bana o sıkıntılı zamanlarda yağ, şeker falan gönderiyorlardı.
— Kara Kemalin yakasını onun için bir türlü bırakmadınız, onu mezara kadar götürdünüz. O da sizi buraya getirdi.
— Bu meseleler başkadır efendim.
— Kara Kemal ile ne zaman tanıştınız, ne zaman karini oldunuz?
— Karini olmadım. Maltadan sonra Kara Kemal ile sırf ayr, bir mes ele ile temas ettim. Ağaoğlu Ahmed beyle bir kitab terceme ediyoruz. Bu kitab iki nüsha olsun diye Kara Kemalin kâtibine tebyiz ettirdim.
— Ağaoğlu Ahmed beyle terceme ettiğiniz kitabı mı?
— Evet (Serveti Millî) namında Adam Smiht’in bir kitabıdır. Kâtib Sadettin namında bir gençtir.
— Bu kitabı telif ve tercem* heyeti mi verdi? Yoksa Kara Kemal mi?
— Telif ve terceme heyeti.
— Şirketlerdeki alâkanızı söyleyiniz?
— Millî îktisad Bankasında idare heyeti âzası} ım.
— Kara Kemalin bankası mı?
— Kara Kemalin olduğunu bilmiyorum. Müessifleri arasında Kemal de vardır, fakat tamamen onun değildir. Ayni zevat bankayı idare edeı Ayni zevat olmasını arzedeyim: Bunlar Hamdi, Tanta-vizade îzzet, Küçük Mithad, İsmail Cebbare idi. Çekildi, yerine Hüseyin bey geldi. Muhasebeci Meh-

far


1 tncidt) ile yıkanır-
bahçeler, gölgeli parklar, binalar, güzel âbidelerle
hakkı var... Fakat tîzoe
Fantaziyye ve Hakikat
(Baştarafı nında balıklar lâğım suyu
ken, gıdasızlıktan, ilâçsızlıktan, yatak sızlıktan verem tahribatı tüyler ürpertici bir hale varırkan bizim pehlivan güreştirmek için saray yaptırmamız biraz başımıza fesliyen takmağa benziyor.
Biliyoruz. Vali Lûtfi Kırdarın hususiyeti l’mardır. Ne yapalım? Bu adam bu işi seviyor; istiyor ki şehir düzgün caddeler, geniş meydanlar, asfalt yollar, yeşil muhteşem süslensin.
Belki de
bîr kâğıdın üzerine evvelâ elzem olan İşleri, yanına da lâzımları koymalı. On elzeme bir lâzım ilâve etmeli... O zaman kimsenin bir şey söylemeğe hakkı olmaz. Amma memleket bin türlü mübrem ihtiyaç ile kıvranırken iki milyon lirayı spor sarayına sokmak biraz hesabsız bir hovardalık gibic geliyor.
Bu iki milyon lira ile no delikler tıkanır, ne canlar kurtulurdu.
Öyle zannediyorum kİ bir spor sarayının manzara vereoeği zevkten, ö-lüm kervanına katılmış veremlileri hayata iade imkânlarını temin eylemek lezzetine doyulmıyan büsbütün başka türlü manevî bir zovktir.
Bu ikinci zevkin ruhlara hâkim olmasını «önlüm isterdi t

ediyorlardı, edemem de-muvakkaten
med Ali bej».
—Bunlarla Kara Kemal arasın da bir fark j'oktur... İaşede bir vazife almadınız mı?
— Almadım.
— Şirketlerde?
— Birine ıntihab Bu ticaretle iştigal dün. Münhal âzalığa
intibah ettiler. Yalnız bir kaç evrakı muvakkaten imzaladım.
— Merkezi umumîdeki vazifeniz nedir ?
— Evvelce meclisi umumîde bu-lundum. Onu lâğvettiler, merkezi-umumîde bulunmadım.
— Küçük Talât bey sizi merkezi umumîde de âza olarak gösteriyor.
— Hayır merkezi umumî Cahid bejin iddia ve teklifi ile aktedildi. O Ingilterede kabinenin küçültül-mesini sebeb göstererek meclisi u-mumînin akdine gidildi.
— Siz Cahid beji harbe taraf-dar gösteriyordunuz, halbuki o a-leyhinde bulunmuş? . •
— «Tanin» gazetesinin neşriyatı şahid. Bir au evvel getirelim diye makale yazdı.
— Harb kabinesinin son istifası mes’elenin meclisi umumide müzakeresine dair arkadaşlarınızın ifadesi var?
— Bilmiyorum meclisi umumî lâğvedılmişti.
— Kongrede bulundunuz mu?
— Hayır bulunmadım. Başka arkadaşlar bu işle meşgul oluyorlardı.
— cTeceddüd > fırkasına intisab ettiniz mi?
— Etmedim.
— îttihad ve. Terakkiye?
— Evet.
— El’an öyle misiniz?
Maznun:
— Ha vır müsaade ederseniz anlatayım! dedi. Ve Maltadan avdetinde lstanbulun istilâsından sonra Cavid bejin dostlarına bir çay ziyafeti verdiğini orada içtima’ e-dildiğini bu içtimada Cavid, Cahid, Kara Kemal, ve Canbulat beylerin bulunduğunu, zaman geçtiği için isimleri ijd hatırlayamadığını beyan ve eski îttihad ve Terakkinin murahhası ve Ziraat Vekili Sabri bej-in içtimada olup olmadığı sualine de hatırhyamadığını ve ikinci içtimain ehemmiyetli olduğu nu ilâve etti. Reisin, bu içtimada nelere karar verildiği hakkında su aline cevaben orada karar verilme diğini, tekrar Mesadet hanında içtima’ edilmek üzere ayrıldıklarını ve Mesadet hanında îttihad ve Terakkinin infisahı lehinde karar verildiğini söyledi.
— Ahmed Nesimî bey var mıydı?
— Bilmij'orum.
— Artık saklıyacak bir şeyiniz kalmadı. Âleme kâinata rezil oldunuz. Kara Kemalin ocağı da artık söndü. Öyle meclisi idare âzalığı falan da kalmadı. Artık ne biliyor san söyle saklama?
Sümeıbanktan haklarım alamayan işçileı
İmzalan mahfuz Herckelİ okuyucularımızdan aşağıdaki mektubu aldık:
946 yaz aylarında başlayıp halâ devam eden Sümerbank Hereke işçi evleri inşaatını yapmak için teahhüt eden müteahhit Sun Büyük Yaralı, taahhüdünü vaktinde ikmal edemediğinden mukavelesi feshedilerek 18 Nisan 947 tarihinde işi elinden alın inişti.
Bunun üzerine; yüz kişiye yakın işçi istihkakımızı alamadık. Hakkımızı aramak U-zere İzmit tş Bürosuna, Ankara tş Bakanlığına ve Sü-ıııerbank umum müdürlüğüne kırka yakın imza taşıyan birer dilekçe gönderdik. İş Bakanlığı hakkımızı aratacağı yerde Adllyeyi gösterdi.
Nihayet mayıs ve haziran aylarında İşin tasfiyesi yapılıp yeni müteahhide devredil di. Sümcrbank tarafından Jş kanununa göre bedenen çalışan işçilerin paraları verilecek diye bildirildi. Bir müddet de böyle avutulduk ve ihmal edildik. Neticede Eylül 947 tarihinde alacağımız olan 5664 lira 04. kuruşun ve rilmesi hakkında Hereke fab rika müdürlüğüne bir emir geldi. Bu sefer de fabrika müdürü hakkımız olan paraların verilmesini her halde lüzumsuz ve manasız gördüler. Biz de hftlâ neticeyi beklemekteyiz. Bu halin bir de gazeteniz vasıtasile duyurulmasını dileriz.
(Eski müteahhidin işçileri) BİLECİK MÂLİYESİNDEN BİR ŞİKAYET
Bilecik Gazi paşa mahallesinde Temizel adlı okuyucumuz bildiriyor:
Bütün büyüklerimiz ve kıy metli gazetelerimiz memurların halka iyi muamele etmelerini ve işlerini uzatmamalarını isteyip dursunlar, beri tarafta bazı memurlar istedikleri gibi hareket etmektedirler. Nitekim Bilecik maliye varidat dairesinde o-lan küçük bir işim on dört aydır sebebsiz olarak varidat müdürü B. Haşan Yılmaz tarafından uzatılmakta ve müş kilât çıkarılmaktadır. İtenim gibi diğer vatandaşlar da ayni zorluğa mâruz kalmakta ve yine varidat müdürü tara fından kovulmakta ve hakarete uğramaktadırlar.
İlgili makamların nazarı dikkatini çekmenizi rica e-der, saygılarımı sunarım.

için Gazhane tesislerinin yere nakli lcab »tmek-
bu hususta Gazhane İle

i
I HER SAB A il |
(Devamı var)
oyun gege-
arka-
ya
Verda bir yükten kurtulmuş gibi, birdenbire, çok neşdfenmi®t^. Durmadan birşeyler anlatıyor, bir mev-zudan ötekine geçiyordu, Bülendin yüzündeki karışık mânanın gittikçe arttığının farkında değildi. Çocuk-luktanberi beraber büyüdüğü bir arkadaşının kendisine çirkin bir oynıyabileceği aklından bile mezdi.
Gazinoya girdikleri zaman
dağlarının orada olmadıklarını ancak birkaç masanın boş olduğunu görünce de ükin Bülendin manevrasını keşfetmedi. Hakikî bir teessürle:
— A... yoklarmış! diye bağırdı ve arkadaşının yüzüne baktı. İşte o zaman herşoyi anladı.
— Beni niçin aldattın Bülend?
Verdanm halindeki sertlik bir saniye için Bülendl şaşırtır gibi oldu amma yol boyunca, bütün endişesine rağmen, hücum plânını hazırlamıştı.
— Seni aldatmadım Verda! Seninle yalnız kalmak istiyordum.
Gene kız öfkeden titreyen bir sesle sordu:
— Niçin? Ne münasebet?
Yaşlı bir garson onlara yaklaşmış, yer göstermişti. Fena bir duruma düşmemek ve kendilerine bakanlara karşı ıııahcub olmamak 1-çln bir masaya oturdu. Bülend garsona iki çay ısmarladı.
Yalnız kaldıkları zaman Verda biraz evvelki sualini tekrarladı:
• • •
Adalet temsilcileri
adalet istiyor!
Millî Korunma
k

ahkemeleri mensubları
hâlâ maaş alamadılar
M
Bugün aym 7 si olduğu halde Milli Korunma mahkemeleri ve teş kilâtı mensuplarının maaşları henüz vedilmedlğl gibi tahsisat İçin Ziraat Bankasına da emir gelmemiştir. Bu haber adalet temsilcilerini zor durumda bıraktığı muhak katır.
Hattâ dün kendlsile görüşen mu harrlrimlze bir adliyeci:
«— Adalet temcilcllerl adalet İs tlyor! Bizi bu kadar müşkül vaziyet te bırakmaları elbettekl İyi bir şey değildir. Bu noktayı Adalet Bakan lığının nazarı dikkatine sunmak lâ zımdır» demiştir.
Bu gecikmeye Milli Korunma teş kilâtının İlgası sebep olarak İleri sü rülmektedlr.
Malûm olduğu üzere, Milî Korun ma kanununun 43 üncü maddesine göre her sene 100 milyon lira ka dar rak
M
• •
bir para «fon tahsisatı» ola-Tlcaret Bakanlığı tarafından
AAÜİFTE
Bale okulu açıldı ----------------o Yeşilke ydeki okulda bu münasebetle bir merasim ya^dı -o- -
İleride bir «milli rakslar akademisi» haline getirilmek gayoaile şilköy pansiyonlu ilkokulunda bale sınıfı ihdas edilmiştir.
Bu münasebetle, ilk sınıfında şim dillk 26 talebesi bulunan bale okulu, dün saat 15 de merasimle açılmıştır.
Merasimde Vali Dr. Lûtfi Kırdar, M. Eegitim Müdürü ve bir çok mu allimler de hazır bulunmuştur.
Söz alan Murad Uraz, :
«— Tleride kurma# tasarladığımız millî rakslar akademisinin bu gün ilk kısmım açmış bulunuyoruz. Bu bale okulu, ve sonradan bu teş kilâta lîâve edilecek olan ı ' sahnesinin temeli, Ingiliz bale okulu esaslarına göre fakat bunlara milletimizin ristik tarafları da ilâve
yepyeni ve milli bir ruh katılacaktın» demiştir.
Müteakiben, bale okulunun Ingü-tereden getirilen öğretmeni, Miss Newton; «Bale» ve «Balerin» kelimeleri üzerinde durarak, bunun ko lay öğrenilir bir sanat olmadığını ve uzun zamana ve kuvvetli bir zekâya mütevakkıf bulunduğunu te barüz ettirmiştir.
Bundan sonra, ziyaretçilere yeni ilâve edilen bale sınıfı gezdirilmiş ve ayrıca İzaz ve ikram edilmişlerdir.
Ye bir
tatbikat klâsik atılacak, karakte cdflorek

Ziraat Bankası vasıtasile tevzi e-dilmekte İdi. Bu, B M. Meclisinin büdce kanununa yazılmıyor diye 1947 yılı büdcesinin müzakeresi es nasmda muhalefet partisi tarafın dan tenkit edilmişti. Filhakika 100 milyon lira gibi bir paranın büdce kanununda bulunmaması muhalefetçe hoş görülmüyordu. Bu bakım dan hükümet bu tahsisatı kaldırmış, Milli Korunmanın lâğvlle bu teşkilâta mensub memurların umu mî muvazeneye alınması kararlaş tırılmıştı.
Ankara, İstanbul, İzmir ve Zon-guldakta bulunan Milli Korunma teşkilâtı mensuplarının umumî mu vazeneye alınması için yeni bir kad ro yol ihtiyaç hasıl olmuştur. Bu kadro da henüz tanzim ve tasdif edilmiş değildir. Fon tahsisatı kesil mlş olduğu İçin de maaşlar Ziraat Bankası vasıtasile verilememektedir.
AD L İ Y E D E
Kadm yüzünden
-----O------
Bir adamın kafasını tasla parçaladılar

Komünizmle
mücadele
Millî Türk Talebe Birliği bir kara liste hazırladı
Milll Türk Talebe Birliği, KomiL nizmle yapacağı fikri mücadelenin esaslan üzerinde, çalışmalara devam etmekte, bu arada, elde edilen muhtelif delillere dayanarak tanın mış Komünistleri İhtiva eden bir c-Kara Liste» yapılmaktadır.
Diğer taraftan. Komisyon; bundan bir müddet evvel gazeteciler ce mlyeti tarafından vaki olan soruya da cevap hazırlamaktadır. Bu vesi le ile matbuata kadar sokulmuş bu lunan Komünist elemanların da a-çıklanacagı ve hazırlanacak «Kara Liste» nln yüze -yakın Komünisti Lh tiva edeceği ileri sürülmektedir.
Milli Türk Talebe Birliği Komisyonu, bu yoldaki çalışmalarını, önü müzdeki hafta içinde sona erdirecektir. Elde edilen hakiki delillerle dolu «Kara Liste» ntn, bir çok yeni Komünistleri ve bunlarm çalışan şekillerini meydana koyacağı bildi-rllmektedir.
Nakliyeciler dün toplandı
Bir üye bütün kamyonların nakliyecilere verilmesini inledi
Doktor Fahreddin Kerimle muhayyel m ü l â k a t
_ 2 —
İnönü stadyomu ve Gazhane
İnönü stadyomu inşaatının sona erdirilmesi başka bir tedir.
Belediye
temasa geçmiş ve gazhanenin Halice naklolunmam hakkında evvelki kararlar üzerinde mutabık kalınmıştır.
Ancak Gazhanenin nakil masraflarını belediye ödeyecektir, önümüz deki şehir meclisi ietimalannda bir hayli tartışma doğuracağı anlaşılan nakil masrafı meselesinden son , ra sahanın inşa işleri bitirilecektir
Atati rkiin büstünü çalanlar
Fenerbahçe stadyomunda evvelki gün bir hırsızlık vakası olmuş ve Atatürkün şeref tribününde her gün bulunan büsttü çalınmışta
Hırsızların yakalanması hakkın -da şiddetle araştırmalara başlanmıştır.
Aşk ve his romanı

Muazzez Tahsin BERKANO
— Beni niçin aldattın Billend ? Arkadaşların burada olmadıklarını bildiğin halde beni niçin buraya getirdin?
Gûya bu sorunun cevabını biraz evvel vermemiş gibi Bülend:
— Seninle yalnız kalmak istiyordum Verda, dedi. Sana söyliyecekle-rim var.
Gene kızın öfkesi, yerini şimdi korku ile karışık bir heyecana bırakmıştı. Bülend ne İstiyordu? Ne söyliyecekti?
Verdanm sararan yüzünde titrlycn heyecan, tecrübeli ve kurnaz erkeğin gözünden kaçamazdı. Sandalyesini biraz daha onunkine yaklaştır-; dı ve sesine en tatlı ahengini mağa muvaffak olarak:
— Verda. dedi. Beni niçin mak istemiyorsun? Senin gibi gulu bir sanatkâr, benim kalbim yanan ateşi nasıl anlamaz? Nı— görmez? Sent seviyorum Verda.., Senelerdenbert,. çılgınca, sşvlyorum.
koy-
anla-duy-ndç asû
••
Gene kız cevob vermedi. Birdenbire büyülenmiş gibi şaşkın gözlerle ona bakıyordu. Bülend, sözlerinin yaptığı, tesiri kaybetmemek için devam etti 5
—Beni anlamak istemiyorsun, benden kaçıyorsun Verda; bense ömrümün her saniyesini, her nefesini sana hasretmekten büyük bir saadet duyuyorum. Bllsen ne emellerim, ne ümidlerlm var! Yıllarca bek ledikten sonra artık önümdeki ayları bir hamlede aşıp sana koşmak istiyorum Verda.. seni istiyorum Ver da! Ah, seni nasıl sevdiğimi ve nasıl acı çektiğimi bllsen! Bu kayıdsız hallerin beni öldürüyor.
Verdanm parmaklurı arasındaki çay*- bardağı titriyordu. Gözleri bardağın çiçeklerine takılmış kalmıştı. Bu minimini san ve penbe çiçekler ne güzeldi! Zaten burada her»*” güzeldi şimdi. Yalnız ağaç dallarının arasında ftsıldıyan rüzgâr değil, birbirine karışan ve birbirini tamamlı-
Evvelki gece Küçükpazarda ağır yaralı bir şahıs bulunmuş ve kaldı rıldığı Cerrahpaşa hastahaneslnde ölmüştür. Unkapanmda bir kahvehanede çalışan Bedri adında biri olduğu anlaşılan bu şahsın ölüm hâdisesi hakkında tahkikat yapılmış ve Bedrinin bir cinayete kurban gittiği anlaşılmıştır. Yapılan soruşturmalara göre, evvelki akşam Küçükpazar kahvesine giden İbra hlm ve arkadaşı İsmail bir kadın maselesinden Bedriyle münâkaşaya tutuşmuşlardır. Münâkaşadan son ra kahveden çıkıp giden iki arkadaş gece Bedrinin yolunu beklemiş ler ve pusuya düşürerek taşla kafasını ezmişlerdir.
Suçlular yakalanmış ve cesed morga kaldırılmıştır.
----------o-----------
Azılı bir hırsız yakalan 1ı
Emniyet ikinci Şube memurları Muzaffer Bağ adında azdı bir hırsız yakalamışlardır. Muzaffer Bağ şehrin muhtelif semtlerinde bir çok apartman ve evlere girerek binlerce liralık eşya çalmıştır. Sabıkalı kendisine tüccar süsü vermek sure-tlle ayrıca üç tacirin beş bin lirası nı dolandışmıştır.
Yaş haddini dolduran Deniz yollan nıemurlan
Haber verildiğine göre Sayıştay, bütün umum müdürlüklere olduğu gibi Devlet Denizyolları Genel Müdürlüğüne gönderdiği bir tamimde, idarenin muhtelif servislerinde çalışan 65 yaşını doldurmuş memur-lann listesini İstemiştir.
Önümüzdeki ay başından itibaren yaş haddini doldurmuş memur lar kadro harici edilecektir:
İstanbul Nakliyeciler Birliği, yıllık kongresini, dün saat 14 de Tica ret ve Sanayi odasında yapmıştır.
Kongre başkanlığına Hulusi E-mek seçilmiş, bundan sonra Birliğin yıllık faaliyet raporu okunmuş tur.
Rapor, üyelerce tatminkâr bulun muş ve ittifakla ka'oul edilmiştir:
Bundan sonra dilekler ileri sürül müş, bu arada söz alan bir uye. kamyon nakliyatının, nakliyat am barları ile rekabete geçtiğinden, nakliyat ambarlarının kötü bir du ruma girdiğini şikâyet etmiş ve bu hususta tedbirler alınmasını istemiştir.
Ferit Küçük:
u— Ufacık Bulgarıstauda 45 bin kamyon nakliyat işerile uğraşmakta iken, bizdeki kamyonların sayısı halen 10 bini geçememektedir..
Ferid Küçük, bundan sonra, reka bet işine temasla, bütün kamyonla nn Nakliyeciler Birliği emrine veril meşini teklif etmiştir.
Teklif, üyeler arasında makul karşılanmakla beraber, btr nevi inhisarcılık mahiyeti arzettiğinden ve hususi teşebbüsleri baltalayacağından kabul edilmemiştir.
Bundan 3onra üyeler, nakliye ta rifesinin tanzimi üzerinde İsrarla durmuşlar ve kongre bu işi hallet mek İçin bir komisyonun kurulma sim karar altına almış; İlk önce komisyon ve sonra da yeni idare heyeti seçimleri yapılarak kongreye son verilmiştir.
*•
Büyük memurlara ikramiye veriliyor
Devlet Denizyolları idaresinde ik ramiye tevziine başlanmıştır.
Bu yıl ikramiye, ancak büyük me murlara verilmektedir.
Tsfrika: 31
• •
yan gök ve deniz mnvisile dağ yeşili değil, hattâ şu alel&de çay kaşığı, şu paslı masa, hattâ şu eline yüzüne toprak bulaşmış çocuk bile.
Fakat içinde bir korku vardı. Her şeyin üstüne kanad geren, onu konuşmaktan meneden garib bir korku!
— Biliyorum Verda. Beni kendine lâyık görmüyorsun. Beni sevmiyorsun. Fakat niçin?
Bülendin sesindeki acılık genç k»ri altüst etti. Daha fazla tahammül e-dcmezdl. Yerinden fırladı. Bir tehlikeden kaçmak istiyormuş gibi telâşlı idi.
— Gidelim artık Bülend!
—Niçin yavrum?
Fakat Verda artık onu dinliyecek halde değildi. Bütün varlığı üstünden kuvvetli bir siklon geçmiş, onu karmakarışık etmişti. Ne düşünebiliyor, ne de hissedebiliyordu. Yolda da bir kelime söyliyemcdi. Eillendin yan çılgın, yan ciddi sözlerini işit-
miyornuış, rüya içinde yürüyormuş gibi, acele adımlarla ilerliyor, bir saniye evvel evine, odasına ulaşmak istiyordu. O zaman Bülendin sözlerini daha iyi anlıyacak. daha derinden derine hissedecekti. Belki de ondan uzakta bunları unutabilecekti. Şimdi nefes alamıyordu.
— Verda, beni reddetmiyorsun değil mi yavrum? Artık bundan sonra seninle daha sık görüşeceğiz, daha iyi anlaşacağız, ne mes’udum Yarabbi! Şimdi bana bir şey söyleme: ne kadar heyecanlı olduğunu anlıyorum ve sana hak veriyorum. Ben seni tekrar bulurum. O zaman daha uzun uzun konuşuruz. Sen de bana hislerini söylersin olmaz mı sevgilim? Şimdi senden ayrılacağım. Bizi beraber görmesinler. Bunu istemediğini biliyorum. Allaha ısmarladık Verda!
Gene kız yolun son kısmını yalnız ca yürürken hep onun sesini kulaklarında duyuyor, Bülend yanında 1-miş ve ayni tatlı kelimeleri söylemeğe devam ediyormuş gibi, kalbinin kuvvetle çarptığını hissediyordu. Bu tatlı aldanış o akşam ve bütün gece onu yarı sarhoş bir uyuşukluk | içinde oyaladı. Okadar kendi içinde yaşıyordu ki yemekten sonra Tur hanın:
— Ha} di Verda, bize Şopenin bir noktürnünü çal! Biliyorsun ya, benim en çok sevdiğim «opus 48» i.
(Devamı var)

nündeki koskocaman yazı masasının üstünden yalnız başı ila omuz başları görünen sa( yın Fahreddin Kerim:
— Fıkracı, diye söze başladı, belediye reisimizle yaptığın görüşmeyi kıskanmadım dersem yalan söylemiş o-
lurum. Kendine has dofru sözlü'üglin ’ * ve açıkka Ibliliğı nla, İstanbullunun
derdlerlni, hicranlarını o doktora anlattın. Şimdide bu doktora, yani bana, hemşerilerimizln Halk Partisinden beklediklerini anlatmanı rica edeceğim.
Oikkat buyuruluyor ya! Mahir politikacı, daha ilk ağızda, beni İstanbullu Halk Partililer ile kendisi arasında bir nevi sözcü mevkiine geıırıyor ve bu suretle de Fıkracıyı Halk Partisine mal edip çıkmak istiyordu.
Hemen nazik durumlardaki diplomatik edamı takındım ve Meolıs kürsüsünde Demokrat Partinin bütün memleketçe haklı fakat kendi görüşüne göre de haksız bir tenkidine uğramış Halk Partili bir bakanın mazlum tavrile boynumu bükerek:
— Aman beyefendiciğinı, dedim, şanlı altı okun şerefli veledleri arasında bulunmadığım için istanbuldaki Halk Partililerin sizden neler istedik* terini nereden bileyim?
Güldü, gözlerini gözlenme dikerek:
— Fıkraoı, dedi, sualime ya dil ka! etmodin, yahud bunu yanlış anladın; ben sana İstanbullu Halk Partilileri* değil sadece İstanbulluların (C. H. P.) den reler beklediklerini sordum.
Yine kendi kendime:
— Gördün mü ince pûhtikaoıyıı diye göğüs geçirdim, doktor gerçekten yaman adammış. Suallerini o tarzda soruyor kı yanlış anlayıp da yaş tahtaya bastım mı, sırt üstü yuvarlandığımın resmidir. Gözünü dört aç Fıkracı!... Ve yüksek sesle:
— Özür dilerim efendim, dedim, yanlış anlamışım. Benim fikrimce İstanbulluların (C H. P.) den istediği şeyler pek o kadar uzun, anlatılması müşkül şeyler olmasa gerek...
— Nedir bu umumi arzu?
— Sadece yakalarını bırakmanız.
Bir de...
— Evet, devanı et! Bir de dedin?
— Bir de seçmılerde müdahalelere kalmamaları için seçim Kanu-dünyanın hiç bir yerinde ar-kalmamış olan basın ve zabıta değiştirdmosî
r
JLtlari
11 3860
V/52
12.3508
5.7270 ■5 5468
Ü.3886
Vgo
^7 8860
> 2495
f 20.1Ö
"U0.5Ö
Y1Ş
1
mâruz nunun, tık eşi salâhiyet kanunlarının veya büsbütün ilgası...
— Bu cihetler büyüklerimizce düşünülüyor Fıkracı...
— Evet amma iki senedenberi düşünülüyor beyefendi. İstanbullular da artık şu düşünme faslına bir son vorilse de azıcık olsun fiiliyat sahasına geçitse temonnisindedırler.
Karşımdaki, üzeri camlı, masanın üstüne konmuş gibi duran parlak gözlü başın yanakları hafifçe kızardı. Demek ki sayın doktor imâlarımı ta-mamile anlamış ve ilk darbe de hedefine isabet etmişti. Maamafih belli etmedi ve anlamaınazlıktan gelerek:
— Dünyada, dedi, her şey, bir tekâmül kanununun çerçevesi içinde, tedrici surette gelişir. Sen de itiraf edersin Fıkracı kı, bir memlekette, tek parti ve şef sisteminden çeşitli parti ve Demokrasi usulüne yirmi dört saat içinde geçilmez. Zaman lâzım, tekâmül lâzım, olgunlaşmak lâzım...
— Kimlerin tekâmül etmesi ve olgunlaşması lâzım beyefendi, halkın (Devamı Sat, 5; Sü., 1 de)
w
OCAK 1948
I
V
1383
Rumi
K. evvel
25
1367
Hicri
S af er
25
TAFVIIC
F
»

Fecî bir otomobil kazası
Şoför Necati İdaresindeki 2314 plâka sayılı otomobil evvelki gün Samatya caddesinden geçerken 8 yaşında Adem adında bir çocuğa çarpmıştır. Ağır yaralanan Adem hastahaneye götürülürken yolda olmuştur.
Cesedin defnine ruhsat verilmiş ve şoför yakalanarak tahkikata baş« laumıştır.
Kasım
t
7
Çarş mba
61 — AY 1 — GÜN 7
• *
Vakitler
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam Yatsı
Imsâk
Vuatl S.
7
12
14
16
18
5
D.
24
20
43
57
34
40
Ezani S.
2
7
9
12
1
12
D.
29
25
48


*
4
7 OCAK 1943
aktüallteler
İdarede reform-
W
ile sulh
Belediye gelir kanunu
B
maddesinin
t
ve-
ısrar
Rusyaya, ihracat yoliyle a -
olabil*"
Amerikanın
göre, Iz-
A. Cemaleddin Saraçoğlu
m ar-
• •
(A.A.)
I
(A.A.)
(A.A.)
4
• *
f
bil^-ûlun
başlıklı son A-cderelc
\ |
W
tan-kı-
Dışişleri göre,
e t al-bir
l
demok -
hâlâ
onun da masraf* etindi
tasvib e-hakkm-etmiş-
gelir temi.) cb nüfusunun dı şehirli haşini
ies>r
nıem-
Fdite-
avrı
neticeye
de. iki
(E) tip motörUl 10 u 425 bin do-satılmıştır. Amerikan hükû-yardım progra-
memurlar, ge -teşekkülleri mc-bir çok barem
Komünistlik fikrine karşı
dev-bu maaş | ederek bu hadler j bazı serbestiler I
ve ma -civarına
*
9

Ingiltere, Sovyetlerin yeni teklifini de reddetti
Londra, 6 (AP.) — Japonya ile sulh anlaşması yapmak üzere dört Dışişleri Bakanı a-rasında bir toplantı teklif eden yeni bir Rus talebi İngiltere tarafından reddedilmiştir.
İngiltere, bu hususta verdiği cevabda, sulh anlaşması tasarısının evvelâ, on bir devletten mürekkeb Uzak Doğu komisyonu tarafından dilmesi lâzım geldiği daki görüşünde tir.
Diğer taraftan, tarafın arasını
Çin
bulmak için, î tasarının evvelâ komisyon ta-Ş rafından kabulünü, fakat bu-/ nun üzerinde son kararı ver-5 mek hakkının yine Dörtlere S aid olmasını ileri sürmüştür ( ki, İngiltere bunu kabul et-} memiştir.


sattığı mayın târamagemileri --------------û----
Türkiye, geçen Şubat ayında bunlardan 7 tane satın almış --------------o--
Vaşington; 6 (AP.)
Bakanlığından bildirildiğine Amerikan hükümeti tarafından Türkiye, Yunanistan ve Mısıra 27 ma-yintarama gemisi satılmıştır. Amerikan donanmasının ihtiyacından fazla olduğu için satılan bu gemiler den yedisini geçen Şubatta Türkiye almıştır. Mayintarama gemilerinden on biri; Eylülde; 660 milyon dolara Yunanistana, dokuzu da yine Eylül de Mısıra satılmıştır.
Aynı haberde, harb tazminatı ola rak Amerikanın hissesine düşen Al man gemilerinden torpidobotlarından lara Danimarkaya
Diğer taraftan, meti Yunanistaııa
mı cümlesinden olarak, îngiltereye ödünç verme ve kira anlaşması mu cibince sevkedilip orada kalmış bulunan harb malzemesinden muhtelif çeşid mermi ve fişeklerin Yunanis -tana devrine müsaade etmiştir.
Yugoslavyanın Amerikadaki bloke paraları

56‘ milyonu altın olmak ii:ere lanı 70 milyon dolardır
Vaşington: 6 (A.A.) — Vaşing-tondaki Yugoslavya büyük elçisi Sava Konanovic basına beyanatta bulunarak, hükümetinin Amerıka-daki Yugoslav mevduatının bloke edilmesini protesto eden bir notasını geçen cuma günü Dışişleri bakan vekili Pvobert Lovette tevdi ettiğini teyid eylemiştir. Yugoslav yanın Amerikadaki parası 56 milyonu altın dolar olmak üzere, 70 milyon dolardır.
Konanovic, Anıerikada alıkonulan bu paranın geri alınması için hükümetinin Birleşmiş Milletlere, milletlerarası La Haye Adalet Di-vanma ve Amerikan mahkemelerine müracaat edeceğini ilâve etmiştir.
Tojo’nun yargı!nnması
Toicyo, 6 (A.A.) Milletlerarası lahkcmodc bu sabah eski balkan ?ojo; Japon imparatorunun Pe8rı Haıbour taarruzu lıazırlıklarıpdan haberdar edilmediğini söylemiştir.
'J’njo, 1 ile 8 atalık 1941 arasında İmparator İle yaptığı görüşme -l*r esnasında bu hazırl’kîsrdnn bah setmekten kaçınthgtnı, çünkü Pearl Haıbour meselesinin o zaman harb plânının heyeti umumîyesl içinde bir tcferrüattan ibaret kaldığını i-l lâva etmiştir»

General Mac Arthur, Cumhuriyetçi Parti tarafından aday gösterilirse reddetmiyece-ğini bildirmiş - Diğer aday Stassen’in plânı

Madison, 6 (AP.) — Wisconsin
eyaletinin Dışişleri müsteşarı Frcd Zimmermanın bildirdiğine göre, general Mac Arthur, cumhuriyetçi par ti tarafından cumhurbaşkanlığına aday olarak gösterilecek olursa red detmiyeceğinl, bir tebrik telgrafın -da imâ yoliyle anlatmıştır.
STASSENİN PLÂNI
Nevyork, 6 (AP.) — Cumhuriyet çilerin başkanlık namzedi Harold Stâssen, «Kremlinin ihtilâlci hedeflerine 1950 ye kadar sed çekebile -cek ve başka memleketlerde komünistliğin kuvvetlenmesine mâni olacak» bir plânın ana hatlarını çiz miştir.
Stasseno göre, bunun için şu 3

Stalingrad mağlûbu Paulos’un mektubu


Plensburg: 6 (A.A.) — Bugün neşredilen bir mektubda Feld Mareşal Von Paulos şunları yazmaktadır:
' Moskovada stözde faaliyette bulunduğum hakkında bana filen haberler ya hasta bir dimağın mah sulü veya harb istiyenler tarafından yapılan kötü ve iftiracı söylentilerdir.»
Stalingradda Ruslar tarafından esir edilen Von Paulos bu m?ktu-bu eski bir silâh arkadaşına göndermişti. Bu mektub bugün «Flens
------ LTS---
Rusyadaki meçhul hasta
Moskova: 6 (A.A.) — (Reuter) — Rusyada («meçhul bir hasta» yı tedavi edecek olan Kanser hastalı I ğı uzmanı isveçli Profesör Ells Ber. ven için dün akşam Moskovamn merkezinde iki ayrı .otelde iki oda ayrılmıştır.
Sovyet radyosunun bildirdiğine göre, Kanser mütehassısı İsveçli Profesör Elis Berven bugün Mosko vaya gelmiş ve Sovyet doktor ve Profesörlerinden mürekkep bir heyet tarafından karşılanmıştır.
PROFESÖR,’«MEÇHUL HASTAoNIN İSMİNİ SÖYLEMEMEKTE ISRAR EDİYOR
Moskova: 6 (A.P.) — Meşhur İsveçli Kanser mütehassısı Profesör
j ç----------------------..-------------------------
[Gününenteresan haberleri| (-------------------------------------------------->
l Lfir sinemanın tavanı çö/./ü
J Londra: — Dün Swansende
ı bir sinemanın tavanı yıkılması ii> j zerine on iki kişi yaralanmıştır.
(AA.)
Churchill Londraya dönüyor
-fa Rabat: Churchill sıhhî duru mu hakkında sorulun bir suale eski Başbakanın hususi doktoru Lord Meran, yeni bir Ihtllattan korkmadığını ve Churchililn ay sonunda Londraya giderek Parla mentonun açılışında hazır buluna cağını söylemiştir.
i . Fransız tüccarlarının
[ protestosu
/ Paris: — Tüccarlar yeni Ma
) üye kanunlarını protesto etmek ı üzere bugün öğleden sonra saat ı 13 de (Gtnt/> ve 17 de marazaları I nı ^Sayacaklardır. Parlste ve ı laşranın büyük şehirlerinde mfi-7 > -iın mitingler tertip edilecektir, a parıste kış ve Lodromunda tertip edilecek mitinge tüccarlardan baş







noktayı ihtiva eden bir program ta klb etmek lâzımdır:
1 — Dünya iktisadiyatının enflâs yona sürüklenmesine mâni olmak vp bu hususta yapılacak yardımlarla, Amerikan sisteminin muvaffakiyetini göstermek:
2 — Marshall plânını müsmir ha lo getirecek şekilde tatbik etmek;
3 — Amerikanın ordusunu tak -viye ederek askeri mevkiini muhafazaya çalışmak,
4
gır sanayi malzemesi, makine, elek trik cihazı v. s. gibi şeylerin sev -kini durdurmak;
5
radyolardan daha şumüllü bir ya -yım yoliyle mücadele etmek •

Elis Beıven bugün beyanatta bulunarak, Moskovaya bir Kanser vak asma dair Konsüstasyon için davet edildiğini fakat henüz hastanın kim olduğunu bilmediğini söylemiş tir. Profesör, fena hava şartları yüzünden uçakla seyahat edemeyip trenle geldiğini ilâve etmiştir.
Bulgaristanın Moskova Büyük Elçiliği
Sofya, 6 (A.A.) —• Sovyet ve Bulgar hükümetleri Moskova vo Sof yadakl elçiliklerini büyük elçiliğe tahvil etmeğe ve diplomatik temsil çilerine büyük elçilik pâyesl verme ğe karar vermişlerdir.
ka serbest meslek erbabı da işti râk edecektir. (A.A.)
İngiliz işgal birlikleri için hususî para
ir Londra: — Ingiliz makamları Almanya, Avusturya ve Trleste de bulunan Ingiliz birlikleri için tedavüle çıkarılmış olan ve işgal sahalarda geçen Ingiliz liralının tedavülden kuldırarak yerlerine yenisini çıkarmağa karar vermişlerdir.
Bu tedbirlerden maksat Almanların eline kanunsuz olarak geçen paraları lbtal etmek ve İngiliz işgal birlikleri tarafından yapılan karaborsa muamelelerinin önüne geçmektir.


/îi'r Imcç gemisi mayna çarptı
Kopenhag: — 800 tonluk ((A-lan ■ İsimli İsveç vapuru Svincmun de açıklarında mayına çarparak batımıstır.
f
Dört kişi ölmüştür. Kurtulanları Polonya bandralt bir gemi Stettin
Sük ûn havası
Bozuluyor mu?
(Başmakaleden devam)
Iıevesi açıklanarak yapılacak acil tadilât seri bırakılmak gibi bir si-. yaset tâkib ediliyor, Iıissi uyunmaktadır. Savsaklama ve oyalamanın bir yolu da arzu edilen tâdillerin daha âlâsını ve en müstesnasını yapmak kayıd ve iddiasile işi esaslı inceleme, eleme \e tara-malara tâlik etmektir.
Polis salâhiyet kanununda yapılacak tadilât için Peker kabinesinin İçişleri Bakanı bütün dünyadaki kanunları tedkik ettireceğini söylememiş ini idi? Bütün cihan memleketlerinin mevzuatını muayene ve tedkik yıllar ve yıllar işidir. Halbuki bizzat Peker matbuat kanununu ağırlaştırıcı hükmü Mcc lise bir hafta içinde sürmüş ve hır oturumda kabul ettirmişti. Bu husus için hiç de cihan matbuat kanunlarının incelenmesi bekleııme-mişti. Yapacağı işi bilen ve yapmak istiyen böyle hareket eder. İpe un sürmek istiyen ise böylece bin bir dereden su getirir.
Haşan Saka kabinesi şimdi hakikaten bir dönüm noktasına gelmiştir. Bugüne kadar biidce ile uğraştı. Artık bu meşgale de kalmadığına göre bir kaç gün sonra Meclis acılınca antidemokratik kanunları kaldıracak projeleri ıMec* lise sunmalıdır. Bunu yapmıyacak olursa geniş bir savsaklama politikası karşısında bulunduğuna dair memlekette esaslı bir kanaat hasıl olacaktır. Bunun kadar siyası havayı bulandıracak kötü bir âmil tasavvur edemiyoruz.
İkide birde kabinenin değişeceği ve yahut bazı bakanların değiştirileceği hakkında
çıkması ve gazetelere bu mühim vo bulanık tabiî fakat memleket çok zararlı bir neticesidir. Mıisbet
hareket vakti çoktan geldi, çattı...
söylentilerin aksetmesi durumun hesabına
ilkokul öğretmenlerinin maaşları hakkındaki kauun tasarısı
Ankara: 6 (Hususî) — İklokul öğretmenlerinin maaşlarının mu-vazenel umumiyeye alınması hakkın daki tasarının hazırlıkları tamamlanmıştır. Tasarı önümüzdeki günlerde Meclise verilecek ve Milli Eği tim komisyonunun ayin 12 sinden sonra yapacağı toplantıda* konuşulacaktır. Tasarının ay sonuna kadar Meclis heyeti umumiyesine sevk edilmesi beklenmektedir. Tasarı esaslarına göre halen özel ida re büdceleri ile yürürlüğü kabul e-dllmiş bulunan mllûmum ilkokul öğretmenleri kadroları olduğu gibi Millî Eğitim Bakanlığı teşkilâtına eklenecektir. Kanunun neşrinden itibaren İlkokul öğretmenlerinin aylıkları çocuk zammı, yollukları, emeklilik haklan tamamie umumî büdceye dahil olacaktır.
Tasanda mevcut muvakkat bir maddeye göre ilkokul öğretmenleri nln geçmiş hizmet müddetleri naza ra alınarak bundan sonra geçecek hizmet müddetlerine eklenecektir. Kanun bir Şubattan itibaren yürür lüğe girecektir. 948 büdceslnde özel İdarelere yardım İşine ayrılan 34 milyon liraya 16 milyon daha ekle nerok bu fasıl elli milyona çıkanla çaktır.
limanına çıkarmıştır.
* ı

Amerikanın kömiir ihracatı
* Vaşlııgton: — Amerika kö mür komitesi dün Şubat aynıda İh raç edilecek kömür miktarını 3.825.000 ton olarak tesbit etmiştir. Bu rakam Ocak ayında istih sal edilen kömür miktarını 325 bin ton aşmaktadır. (A A.)
Amerikadaki Avuulıırya konsolosluğu açıldı Nevyork: — 1938 de Avustu-yanm Almanya İle birleşmesi tize ılne kapatılan Avusturya Başkon solosluğu dün yeniden Nevyorkda açılmıştır. (AA.)
Ifaijdad Hukuk Koleji kapatıldı
Bağdat: — Dün Bağdat Hu kuk Kolejinde vukua gelen gösteri lor üzerine Ifalç Eğitim Bakanlığı, bu okulu müddetslz olarak kapat rıuştır. Talebelerden oazıları tevkif edilmiştir. ıA P)
Sol temayüllü bocalar hakkında
Senatonun talebi hâlen Meclis Komisyonunda inceleniyor..

Ankara, 6 (Hususî) — Ankara Üniversitesi senatosunun Üniversiteler Kanununun 46 inci tefsiri hakkmdaki talebi geçenlerde
millî eğitim komisyonunda görüşülmüş ve komisyon maddenin sarih olduğunu, tefsire lüzum bulunmadığını vo senatonun sol temayüllü hocalar hakkında ihraç kararı rebilecegini bildirmişti.
Senatonun bu tefsir talebi hare büdce encümenine havale
muş ve büdce komisyonunda müza-
Devlet demiryolları 948 yılı çalışma programı
Ankara, 6 (Hususî) — D. D. Y. Genel Müdürlüğü 948 yılı için yeni bir çalışma programı hazırlamıştır.
Programa göre 948 yılı içinde Sirkeci - Küçükçekmece de dahil olmak üzere 130 kilometrelik kıs -mın rayları değiştirilecek, Ankara kavşak hattının inşasına başlanacaktır.
Bu sayede Gazi istasyonundan başlayan hat Etlik sırtlarını tâki -ben Sayımakadına çıkacak ve bu suretle, marşandiz garının kine deposunun Akköprü nakli mümkün olacaktır.
Yine 948 programına
mitte modern bir gar binası yapı -lacak, Ankara demiryolları hasta -hanesi bir misli büyütülerek 200 yatağa çıkarılacak, Sıvasda elektrik santıralı binası ve Tender a-tölycsi inşaatına başlanacak, bir çok tesislerde ıslahat yapılacak ve bilhassa İşletme mekanizması yeniden gözden geçirilerek âmme hiz -metlerine daha fazla yarar bir ha le getirilecek, yolcu ve marşandiz katarları orcleri yeni baştan zim edilerek müddetlerde yeni saltmalar temin edilecek.
Yine .bu yıl içinde direkt
şandiz katarları arttırılacak ve yc ni yolcu vagonları satın alınması imkânları araştırılacaktır.
Genel müdürlük bu arada memlo ketimiz için büyük önem taşıyan Erzurum transit yolu için 50 otov büs ve kamyon tedariki için im -kânlar aranacak ve Konyada inşa edilecek olan lokomotif fabrikasının da tesisleri ısmarlaııacaktır.
Toprak Ofisten 1,5 milyon liralık alacağı o'an müteahhıd
Ankara, 6 (Hususi) — Fahri Du rai adında bir inşaat müteahhidi Toprak Ofise emanet suretile bir buçuk milyon liralık inşaat yapmış ve bu parasını alamadığından Ofis aleyhine ticaret mahkemesinde bir dâva açmıştır.
Müteahhid dâva için aynı zamanda adil müzaheret istemektedir.
Mahkeme önümüzdeki günlerde adi! müzaherete ihtiyaç olup olmadığı hakkında bir karar verecek tir.
İı landada feyezan
Dublin: — Cumartesi ve Pa zar günleri yağan yağmurlar İrlanda nehrinin büyük bir kısmının taşmasına sebep olmuştur Yol lar kesilmiş, mahsuller. Su altın da kamış ve bir çok evler tecrit edilmiştir. Hasar miktarı mühim dir. (AA.)
Nevyork borsasında
* Nevyork: — Dünkü borşada başta demiryolları tahvilâtı olmak üzere bir çok hisse senetleri 2 dolara kadar düşüklük kaydetmiş. pamuk fiyatları da düşük ola rak kapanmıştır iAP.)
İrtg Iterede Skorbüt salgını başlı yaccı kmış
* Londra: — Londra hastaha-nesl Tıb Koleji Profesörlerinden Gtoifrey Bourne bugün cMedteal Press» dergisine gönderdiği bir mektupta, patatesin (C-» vitamini kaynaklarından başlıcasını teşkil etmekte okluğunu ve bu gıda mad desi IslihlfıKİnhı haftada bir bu çuk kilo olarak tahdit edilmesi ne ilçesinde önümüzdeki ilkbaharda İngllterede bir Skorbüt salgını baş gösterebilyazmaktadır
keresi sırasında maddenin hakikaten sarih olup olmadığı noktasında adalet komisyonunun mütalâasının a-lınmasına karar verilerek, taleb a -dalet komisyonuna gönderilmiştir.
Büdce komisyonu bu husustaki kararını adalet komisyonundan gelen cevaba göre verilecektir.
Esasen bir komisyonun d i ğ bir komisyonun mütalaasını ması evvelce de mevcud olan temayüldür.
Seçim emniyetine aid Kudretin makalesi


----0---- x
Ankara, 6 (Hususî) — Bugünkü Kudrette «seçim emniyeti ancak ye ni kanunlarla temin olunabilire yok sa İdarî tedbirlerle- değil» makalesinde Fuad Köprülü masya seçimlerine temas şöyle demektedir:
- Demokrasiyi tek partili
rasi zannetmek gafletinden kurtulamıyan bazı zavallılar ne der lerse desinler; Hassn Saka hiikûme tinin ve iktidar partisi başındaki -lerin artık anlamaları icab eden â-cil bir hakikat vardır. Bugünkü be lediye ve milletvekili seçim kanunları. demokratik mahiyetten tama-mile mahrum oldukları acı tecrü -belekle bütün millet tarafından anlaşılmış ve modası geçmiş kanun -lardır. Eir takım İdarî tedbirlerle bunların eskiden daha ivi bir şekil de tatbik olunabileceğine milleti i-nandıı-mak istiyorlarsa, bıına im -kân yoktur. Bu itibarla böyle mu -vakkat ve oyalayıcı tedbirlerden vaz geçerek süratle bunları demokratik bir şekle soksunlar ve Millet Metli! sine yollasınlar. Bu yapılmadıkça, Türk milletini seçim emniyeti hakkında tatmin etmek a$la kabil ol -mıyacaktir» demektedir.
Kabinenin İst fa edeceği şav’aları
Ankara, 6 (Hususî) — Bugünkü Kudret gazetesi, kabinenin genel î-dare lturuliyle arasında çıkan ihtilâf yüzünden ve şimdiye kadar hiç bir iş görememiş olmasından isti -fasının her an beklenmekte olduğunu yazmaktadır.»
Hususî sermayeli bankaların Barem haricî tutulması
Ankara, 6 (Hususi) — Hususî sermaye ile teşekkül eden bankala-, rın sermayeleri ne olursa olsun barom harici kalmaları hakkındaki Muammer Erişin teklifi ticaret komisyonunca kabul edilmiştir.
•*
Bu teklif yakında büdce korniş -yonunda görüşülecektir.
Muammer Eriş, teklifinde şu veya bu bankanın barem haricinde kalınasım değil, hiçbir mucib se -beb olmaksızın konan 2 milyon lira sermaye kaydının kaldırılarak, bazı bankaların barem dahili, ba -zılarının barem harici kalmaları meselesini halletmek ve bütün hususî bankaları bu kayıddan kurtarmak payesini istihdaf etmektedir.
Devlet bankaları olan Ziraat. Em lâk. Merkez bankaları ve diğer ban baların durumuna gelince, hükümet bu sene hazıılıyacağı iktisadi let teşekkülleri bareminde do cihetleri nazara alarak azami haillerini tesbit ( içinde bankalara tanınacaktır.
Ta «arı ile gerek rok İktisadî devlet murisrt arasındaki karışıldıkları önlenmiş olacaktır.


Arıtebin yol sıkıntısı -----------------r ■ -Cumhnrlaşl anına bir telgraf çektiler
Gıızianteb, (Hususi) — İskenderun körfezini kuzeye bağlıyacak o-lan asfalt şosenin güzergâhı tâyin edilmiş bulunmaktadır.
Ancak, güzergâhın tâyininde lıa -tâlara düşülmüş ve yol Antebdcn geçirilmemiştir.
Bu hatânın; esasen büyük mik -yasta yol sıkıntısı çeken Anlebiıj sosyal, ekonomik ve kültürel faaliyetlerini sekteye uğratması muhtemeldir.
Bu vesile ile ismet İnöniiye An -teb gençliği tarafından çekilen bir telgrafta Anteblılerıu yol sıkıntısı e» kmenıçlt ( »n • tavassut lan
r !C l »” l( I ' İ t’


idareci =? gözile

ilmiyoruz neden?... Köylüden şehirliye kadar herkes vergiden, resim vo haredan korkar.
Çekinmesinde belki de haklıdır.
Zira, memleketimizdeki vergiler daha ziyade vasıtasızdır. Halbuki bunlar vasıtalı olacak olsalar, vergi veren ler, baz9iı bunun ağırlığını bu derece hissetmiyeceklerdir.
Belediye vergi resimlerinin en mühimleri de vasıtasız vergilerdir. Meselâ bina, buhran, erazi, teıp’/hk, ay( dınlatnıa, yol parası, taş ocakları, IO bıyat vesaire vesaire... gibi.
Medeniyet terakki ettikçe, medeni ihtiyaçlar çoğalır. Madomki belediye de hemşerinin medenî ihtiyacını tap min etmekle mükelleftir, ı masrafı çoğalacaktır. İşte bu kapatmak için varidat temin lâzım.
Bu varidatın ne gibi şeyler ccgı mes elesi seneterdenberi alâkalıları pek yakından n.eçgul etmektedir.
Fakat, ınünasib ve şehirliye bâr ob mıyacak bir şeklini do bulamıvcrlar* galiba.
Mevcud vergi ve resimlere birci misli i'âvesile ışirı içinden çıkmak ve büdceyi tevzin etmek kolay, evet am ma, bakayasız tahsili güç.
Sayın iç Bakanıpın beyanatında! belediye gelir kanunu projesinin zırlandığını öğreniyoruz.
Esaslarını bilmediğimiz bu proje b çin maatteessüf noktai nazarımızı bil-dıremiy eceğiz.
Yalnız bu vergi, resim ve harçların nelerden ibaret olabileceği düşüncesine :
Modern belediyelerin gelirleri az rok birbirine benzerler, şübhesiz bazı ftii-mai farklar bunlar üzerinde yaparlar. Esasen her kanun her lekette veya her şehirde tatbik bilse, bıı kadar mütehassısların ayrı düşünmelerine ve bir varmalarına lüzum yoktur. Beynelmilel kanun ve nizamlar yapılır.
Şu halde (i) en müterakki memleketlerden (2) içtimai bünyeleri bize yakın olan memleketlerden belediye gelir kanunlarını getirtmek ve bunlardan tatbik kabiliyeti olanlar ile verimi fazla tahmin edilenleri ayırmak vo bunlar üzerinde esaslı tedkıkier yapıp kabul etmek lâznndır. Aksi takairde şehirlerdi aksülâmel yapabilecek mev-. zuat meydana gelebilir.
Bu tedkikler yapılırken, tahsil masrafını önlemiyen ve çok fantaziye kaçan vergilerden ihtiraz edilmesi gerektir.
Bu suretle elde edilecek vergi ve resim masraflarının nısbetleri de, nen» şerinin mali vazıyeti ile mütenasip olmalıdır.
Bu vesile ile belediyemizin 918 reno si büdccsinden bir kelime ile bahsetmek isterim. Bu büdccnin yalnız bela-diye için 24938000 lira tiğine ve İstanbul 800000 olmasına göre, otuz b;r lira belediye vergisi isabet et* inektedir.
Nüfus yarısının kadın ve dörtte Pirinin çocuk yanı gayrı mükellef olmasına göre, belediye vergisi ile mükellef şehir erkeklerinin aşağı yukarı senede 125 lira belediye vergi ve e esim ödemiş olması lâzıın gelmektedir.
Bu ınlkdar Avrupa belediyeleri mükelleflerinin verdiklerine nazaran katiyen çok değildir. Yalnız ls(.( ıbul hemşerısi. zayıf büdeosinden ucaba ayda on lira ödıycbilacek durumda mıdır? Burasını tâyin triidceyi tanzim vo tasdik edenlere aıddir.
Diğer taraftan şurasını da iyice tekrar tebarüz ettirmek lâzımdır ki her memlekette olduğu gibi memleketimizde de gelirler vasıtalı olmalıdır.
Vasıtalı gelirin yükünü miikellel hafif hisseder ve âmme hukuku şahsı hükmisi de kolaylıkla cıbayet eacr.
8u kanun projosıni lıazırlıyan yüksek makamlara biraz eskimiş olmasına rağmen bir kere de okturuva resifinin tekrar tatbik edilip edilememesinin yemden tedkik ettirilmesini tavsiye e* deriz. Eski İçişleri Bakanı sayın Şükrü Kayanın müsaadelerde şehirlerimizde bu resmin büyük varidat temle edeceğine kanaatimiz vardır.
'İDARECİ
Krankın kıymeti düşürülüyor
» Paris — Bu gece beyanatta bulunan hükümete mensub y« tkill bir şahsiyet, iki haftaya kadar, ihracatı arttırmak gayesile, tedavüle düşük kıymetli ikinci bir fran kın ç'karılacaguu (Ap.)




SAYFA: 4
TEN! sabah
7 O C A K 1948
Harb sonrası Fransız filmciliği harbden evvelkini fersah fersah geçmiştir...
Edirne, vatan haritasında bir
işaret olmaktan çıkarılmalıdır


I
û
4




Bugün, Fransız Sinemacılığı, A-merikalılardan hemen sonra gelmektedir. Fransa için, .sinemanın vatanı diye biliriz. Bilindiği gibi, sİ nema bu memlekette keşfedilmiş ve bütün dünyaya buradan yayılmış tır. 28 Aralık 1895 te, Paris'in bir kahvesinde verilen ilk temsille, un «i ma başlamış oluyordu. Aradan geçen 52 senede, muazzam gelişme sa yesinde sinema bugünkü haline gelmiş,arkasında kısa bir tarih bırak mıştır. Bu arada, Amerikan filim ciliğnln öne geçtiğini, ve bu kısa tarih İçinde, uzun bir zamandır da Jma en önde bulunduğunu görüyo-dığı san’at değeri bakımından İliç ruz. Fakat, Fransız fillmciliği, taşı te ondan aşağı değildir. Bu vaziyet, harb sırasında bir hayli sarsılmış ve hattâ Fransız fillmciliği tehlike dahi geçirmişse de, harbden sonra gene eski halini aldığım görüyoruz. Bu fillmciliği, harb öncesiyle muka ye6e edersek, arada büyük bir far kın olduğunu da görürüz. Hoıb son rasmda, Fransız san atının hor şu besinde görülen yeni hareketler-, sİ nemada da tesirini göstermiş; bil hassa tiyatro san atının yanında, yeni bir slname, veya başka türlü söyleyelim/-yeni bir Fransız fillmci ilgi meydana gelmiştir.
Harb sonrasında, sinema daha çok sevilen, daha çok aranılan bir şey olmuştur. Fransızlar, halk m bu ihtiyacına, her şeyden önce Fransız filmleriyle cevap vermeyi düşün inektedirler. Bu bakımdan, daima daha çok ve daha İyi fimler meydana getirmek, sadece «Fransız Filmciliği ■ bakımından; yani Fransız sanatının perestiji bakımından değil, Fransız ekonomisi ha kımından da en mühim meselelerden birini teşkil etmektedir. Butun bunları göz önünde tutarak, son zamanlarda, san’atçılaı* kendi - aralarında bir çok sözleşmeler yap mışlardır. Bu, Fransız filmciliğini, daima İleriye götürmeyi hedef tut maktadır.
Bizde, harb sonrası Fransız, film leri pek gelmedi zannediyorum.. Ga zetelerde, ilânlarda buna dair gö züme bir şey çarpmıyor. Gösterilenler oldukça eskidir. Eğer yeni film Jer gelmeye başlarsa, bu hususta daha iyi bir kanaatin elde edileceği muhakkaktır. Biz, bu filimcili-ğin durumunu, son Bnixeiles, Venedik ve Canııes film festivallerin-, de anlamış olduk. Bu üç festivalde de, daima en iyi derecelerin alınmış olması, hakikaten Fransızların son zamanlarda gayet güzel fimler meydana getirmiş olduklaruu göstermektedir..
Harb sonrasmm muazzam pahalı lığı karşısında, sinemalar da şüphe siz ki pahalıdır. Bununla beraber, sinemacılar, herşeyde yapılan zam lann nisbetini göstererek, kendileri uzun zaraandanberi, herşeye rağmen fiyatlarını arttırmadıkları m iddia etmektedirler. Buna rağmen sinema fiyatları, 40 frank ■ İle 200 frank arasında değişir k|, bul da bizim paramızla 100 kr. ve 500 kuruş arası demektir. Bı.ı, gene de hinemalardan seyirciyi stall-tmemek tedlr.
Son günlerde, büyük sinemaların toplandığı birçok sokaklardan geçerken, insanın nazarı dikkatini celbeden en mühim şey, şu veya bu filmin festivallerinde kazanılmış o-Jan derecelerin ilânıdır. Butun bu ilânlarda, sinemaları okullar kala-balık bir hale sokmaktadır kİ, hele Cumartesi ve Pazar günleri, sinema' kapılarında, sıra olan halk, hazan saatlerce beklemektedir. Gene bu iada enterasan olan bir .şey, tlyat roda da, sinemada da oynayan bir çok artistlerin, tiyatroda normal bir aeyırcl bu^malâMina karşılık, sinemada adetâ izdihamla seyredilme İtridir. Buna sebep nedir? Bunun üzerinde fazlaca durmak, na^eieyj lam olarak ele almğkripap eder. Çünkü bu, mühim bir meseledir. Bizim mevzuunıuz bu olmadığı İçin burada geçiyoruz.
Fransız filmciliği, bugünkü Heri durumunu, sinemanın herşeyden Ünce bir san’at# llarak ele alınma
sma borçludur. Bu arada, büyük tiyatro şahsiyetlerinin, tiyatro artistlerinin sinemaya olan yardımla rı da ayn. bir kazanç olmaktadır. Buna misal olarak Charles Dullln, Louis Jouvet, J. L. Barraut v. s. yİ zikredebiliriz: Ayrıca, zengin Fran
. ■— Yazan: —
Turhan Doyran
« Yeni Sabahın Paris muhabiri»
■... — • -------------
sız Edebiyatı sayesinde, iyi fimlerin meydana gelebilmesi için gerekli o-lan eserler de bulunmaktadır. Bu nu söylerken, daha çok modern E-debiyat zikrediyorum. Andıeö Gide, Jean Coctean, Jean Paul Sartre v. s. gibi soü asır Edebiyatının en mühim şahsiyetleri, sadece yazdıkları roman v. s. nin filme alınmasıyla değil, bizzat senaryolar yazarak ta Fransız filmciliğine yardım etmişlerdir.
Bir film için en evvel lâzım olan artist ve rejisör bakımından da Fransa zengindir. Bu arada, Holly "oodda bulunan ve buradaki film sanayii üzerinde mühim rolleri olan Fransızlarda mühim bir yekûn tut maktadır. Julien Duvivier, Marcel CarnA, Jen Renoir v. s. gibi reji sörler, her iki tarafta da, daima mü him eserler meynada getirmişlerdir. Bununla beraber, nisbeten yeni o-lan veya daha tanınan bir çok rejisörler, son günlerin bu çok sevilen eserlerini meydana getirmişler; Fransız filmciliğinin mühim şahsiyetleri araşma girmişlerdir.
Bunlar arasında da Rene6 element, Jeacgue Becker, Autant— Lara v. s. yi zikredebiliriz. Autant —Lara nın son çevirmiş olduğu Le Dlalile Au Corps», muhakkak ki, bu sene Fransa’da en çok sevilen filmdir. Ondan sonra Becker’-ın Antoi'ne ve Antoinette» ini zikredebiliriz. Bu film de son Cannes film festivalinde en mühim derece yİ almıştır. Senenin en mühim filmleri arasında Louis Jouvet'nin oynadığı, ve Venedik’te mükâfat ka zanan -Guaides Orjâvres», ve Mau-rice Chevalİeier’nln oynadığı (.Le Silence Est D’or» vardır. Aylardan beri Paris sinemalarında oynayan bu filmlerin, Türkiye’de de sevilece ğine şüphe- yoktur.
Bu arada, Fransızların artık eski artistlerden az çok usanmış olduk lan; hiç olmazsa onları eskisi kadar sevmedikleri görülmektedir.

John Mills'in oynadığı yeni ve güzel bir İngiliz filmi
Bu yerü İngiliz, filminde baş rolüı ettiğinden Molly reddeder. Molly Büyük Ümitler filminde şöhret ka I sempatik bir kızdır, ve diğer kiracı zanah Ingiliz artisti John. Mills oyi Hamaktadır, Mezvu şudur:
Genbir kimya mühendisi olan Jim Ackiand, bazı ahbaplarının kü çük krzmı yakındaki şehre bir oyun cak satıh almağa götürür. Dönüşte otobüs bir kazaya uğrar ve kız ö-lür, bu hâdise Jim’in beynini sarstığından. bir sene hastanede kalır. Ayrılırken, kendisine, çok sayln olması ve ânı değişikliklere maruz kal maması tavsiye edilir.
ı Jım Londrada bir kimyevi madde
fabrikasında bir işe girer be banli| Molly’ye bir çek verir. Ertesi gec.e yöde bir otele yerleşir. Bu otelde ihtiyar kadınlar, her İşe burnunu sokan insanlar, işten, çekilmiş iş a-damlan oturmaktadır. İlk gece çok yorgun oian Jim, diğer kiracıların teklif ettikleri bir briç oyununu red detmekle, hasetli, bedbaht ve koca sı tarafından, terk edilmiş bir kadın olan Miaifi Vinton’un nefretini kuşanır. Mr. Peaohey adında bdr a-darn yine otelde oturan Molly İsminde bir Manken kızla ilgilenmek te ve onu ıatahsız etmektedir. Molly kirayı veremediğinden, kendisi para teklif eder, fakat buna mukabil Molly'den bazı fedakârlıklar talep
ay
Şüphesiz ki bütün artistler için ni şeyi söylemiyoruz. Fakat yeni yeni parlayan yıldızların, bir çok eski yıldızları söndürdükleri görülmektedir. Bununla beraber, mesc lâ Maurice Chevalller gibi hayli es ki olan artistlerin, bir ara unutulur gibi olduktan sonra yeniden sevilmeye başladıklarını dâ görüyoruz. Bunlar, diyebiliriz ki «sinema» san atının, hemen,her zaman ve her yerde görülen cilveleridir. Sözü bu konuya getirmişken, son günlerin gözdelerinden olan iki antikten balı sedeyim. Bunlar, biraz önce bahsetmiş olduğum «Le Dlablle-Au Corps» filminin artistleri, Mlohellne Presle ve Görard Phlllpe dlr. Bütün Fran sa’da sevilen filmlerinden sonra, herkes onların yeni filmlerini bek lemektedir. Her iki artistin de, ilerisi İçin bir çok şey vaddettikleri-muhakkaktır. Micheline Presle, son olarak Exlstensiallsme’ln kurucusu olan Sartre’in, doğrudan doğruya sinema için yazdığı orijinal bir eserde oynamaktadır.
Bahsetmiş olduğumuz Fransız filmleri yanında, daim* yabancı filmleri görmek mümkün oluyor. Bu şüphesiz lâzımdır. Çünkü halkın, sinemaya olan, bir kelime ile «muazzam» ihtiyacım, sadece Fran sız filmleri karşılayamamaktadır. Yabancı filmler arasında en mühim yekûnu, şüphesiz Amerikan, filmleri teşkil etmektedir. İngiliz filmlerine gelince, bunlar arasında bilhassa İki tanesi bu sene büyük hlr alâka çekti. Bunlardan birincisi Chartes Dikens’ln romanından çevrilen «Büyük Ümitler», diğeri Shakespe-are’in «Beşinci Heuri > adlı eserler-are’in «Beşinci Nenrl» adlı eserler-Laurence Ollvier, yepyeni bir tarzda tiyatro oynamaktadır. O, bize bu eserle, Elizabeth devri tiyatrosu hak kında da bir hayli malûmat vermek tedlr. İngiliz filmlerinin yanında İtalyanların bu sahadaki hakikaten mühim olan terakkilerini, son günlerde Paris’te oynayan filmlerde görmek mümkündür.
Harb sonrasının türlü dertleri a-rasında, bütün Fransa’da olduğu gibi, Parisliler de» sinemalara dolmaktadırlar. Bu, belki bir bakıma dertleri unutturmakta veya bir de rece azaltmaktadır. Fransızlar, hiç olmazsa bir kaç saat sinameda, her günkü düşüncelerinden kurtulmak istemektedirler. Fakat bizzat sinemaların pahalı oluşu, bunu da bir hayli güçleştirmiştir.-
• •
lardan farklıdır. Jim onun odasında bozulan elektriği düzeltir ve ah pab olurlar. Jim Molly'yl pek şen bu lur fakat ayrılırken Molly kendisini öpünce hayret eder.
Bu arada İlm fabrikada Harry Carden’le tanışır ve Harry'nln karı sı ve kızkardeşile birlikte bir baloya giderler. Jim ile Harry’mn kızkaıde şl Jenny birbirlerinden hoşlanırlar ve sjk sık beraber gezerler. Bir ge ce Jim otele dönünce Molly kendisinden 30 Sterlin borç ister, Jiın
Molly katledilmiş olarak bulunur, yanıbaşında da Jim’in çeki bulunur. Bunun üzerine gerek polis, ge rekse Mlsls Vinton’un teşvlkile otel deki bütün kiracılar Jlmden şüphe lenirler. Evvlece aklen muztarip olduğu anlaşılınca bir kriz anında cinayeti işlediği kanaati hasıl olur. Mr. Peachey de Jim ile Molly’nin zannedildiğinden daha samimi oldukları rivayetini yayınca bu kana at daha fazla kuvvetlenir.
Molly’nin busesinin mânâsını Jim ârtık anlıyordu...
Molly’nin erkek arkadaşlarından biri olan Wllcox Molly İle her hat-
Edirneyi, mâaals, canlı, yaşayan ve hayatiyeti İle Türk milletisin istifadesini sağlıyacak bir vatan parçası balina koymak İçin aklın, vicdanın kabul edeceği çareleri batma, yeni bir revlzyo
ir
yanaşma yola
artık çıkmalıyız!..
I

• -

UM
getirmiş
emleket derdleri ve millet dilekleri İqîji Bütunla-nnı bir açık kürsü haline bulunan «Yeni Sabah»
benim Edirne movzuundaki niabeti
mi göı önünde tutarak bana bu kö şeyi vermiş bulunuyor. Edirne ilgi sinin, Edirne sevgisinin, Edirne fedakârlığının bir milletin kalbindeki yerini gören ve bilen Yeni Sabalı’a bu dâvada açtığı çığırdan .ötürü ne kadar teşekkür edilse az
dır. *
Meşhur bir sualin meşhur bir cevabı vardır:. Hâkimi olan, gazetesi bulunmıyan bir şehirde mi; yoksa gazetesi olan, hâkimi bulunmıyan şehirde mi oturursunuz? sualine hürriyetin tadını almış, matbuatın kuvvetini kavramış mıiyonlaroa insanın yüzde doksanından fazlasının verdiği ce-vab: Gazetesi -olan yeri, köyü, kenti, şehiri tercih ederim* den i-barettir.
Matbuatımız şimdiye kadar her nedense Edirne ve Trakya konusu etrafında medeni insanların kendisinden beklediği kuvvetle mütena-sib olarak bir gayret göstermemiş, bu sahada sadece kurtuluş bayramları ile Balkan, matbuatının Edirne ve Trakyaya temas ettiği anlarda mukabil nöbetçi ateşi açmak sayesinde seslenişler yapmıştır. Bu durumun Edirneyi yıkan sebeblerin inkişafına yol açt’ğını söylemekle duyduğumuz acı büyük tür.
Bugün, Edımenin tarihi, siyasî coğrafya değeri ve bu alanlardaki mevkii ile mütenaaib bir durumda bulunmadığı yaşıyan bir hakikattir. \
Edirneyi coğrafya kitablarile ta rihlerden ve bunlardan daha çok da ana, baba dilinden, aile mektebinden tanımış, öğrenmiş olanlar Türk ailesinin bir manevî cihazı gibi hafıza ve hatırada yaşıyan E-dirnesi yanında bugün mevcud Ğ-dirneyi gördükleri zaman yilıekten yaralanmaktadırlar. Keşke babamın, anamın hatıralarında yaşı-yan hafızanın Ediriıesini coğrafyanın ve tarihin muhayyilemize hâk ettiği Edirneyi bugünkü halile gör meşeydik • diye hayıflandıklarını kaç defa, kaç vatandaştan dinledik.
İçerde bizi yakan, dışarıda habis emellerle meşbu’ olanları sevindiren Edirne yarasının tedavisine yanaşmadık. Bu yarayı taçan harbler bitti. F.ıkat onun derinleşmesine sebeb olan mikropları Önleyici tedbirleri düşünmedik..
Bu satırlarımızı okuyanlar içinde her şeyi gül penbe görme ve gösterme suretilo geçim yolunu tutmuş bulunanlar elbette öfkele-
ta buluşuyordu. Bu adam otele gelir ve Molly’nin odasında gizli bir yerden bazı bektuplannı alırken Peachey onu yakalar ve katilin Jim olduğunu söyler. .Wilcox Jim’l bekler ve yüzüne bir yumruk vurarak onu yere düşürür. Jim, Wilcax’un peşinden koşarak, Molly’nin ölmeden önce yazdığı ve postaya attığı mektubu alırsa polise vermesini söyler.
Jim oteldeki kiracılarla görüşerek, kendisini polise ihbar edenin Peachey olduğunu öğrenir. Polise gi derek yeniden beyanatta bulunur.. Fakat onları ikna edemez. Bu. nun üzerine Peachey’i sorguya çe keı: Peachey katil olduğunu İtiraf edor fakat Jim’in kendisini açığa çıkaramayacağına İşaret eder. Ora dan ayrılacağını Jim’e söyler. Jim ile Jenny polise giderler fakat söyle dlğl şeyler akl) muvazenesizliğinin yeni bir delili olarak addedilir. Jlrn ümitsizliğe düşer vo hastaneye aV-dot etmek ister, fakat Jemny mâni olur. Peachey’i kendileri - yakalama , ğa karar verirler.
Otele döndükleri zaman Peachey nin gitmiş olduğunu anlarlar, fakat odasında pasaport talebi müsveddeleri bulurlar. Jim istasyonda Peachey’ln nereye gittiğini öğren
necekler pişmiş aşa su katıyor gibi yersizi ve zamansız» yazdığımın söylemeğe yeltenecekler. Fakat on lann hayalleri yıkılan Edirueye
hare olmayacak son kalanlardan
bir kısmını daha yıkmak için yıkıcı
r--------YAZAN---------
| Şaban Taşkın Şehidoğlu |
esnafı ile girişilen pazarlıkları durdurınıyacaktır. Bunun için mik robu göstereceğiz, illeti belirt»»-
GÜNLÜK iç ve dış politika meseleleri yüzünden vatan ve yurd a köşelerinin gerçek dordlcri vatandaş ve yurddaş dilekleri lâyık;- L le ele alınmaz olmuştur. Yeni Sabah mevsimlik plânların fev- / kinde, geniş ölçüde ihtiyaçları karşılayıcı, istihsali arttırıcı bir görüş ’’ zaviyesinden memleket ve millet işlorinin incelenmesini daima göz v önündo tutmaktadır. Nitekim hu defa gazetemiz, Trakyanın tanın- t mış münevverlerinden ve Edimeninyetiştirdiği gaban Taşkın şehidoğlu | nun, bir bakımdan latan bul umusun bahçesi sayılan Edirne ve Trak- 2 yanın tabii, tarihî, siyasî, iktisadi bünyesini incel iyen müşahidleı ine i müstenid bir söri makalesini yaymbyacaktrr. T
Her sınıf Türk vatandaşıma bilhassa Türk gençliğinin ibretle y üzerinde duracağından şübheml» ohmyan bu yazı serisi aşagıdf»kJ . mevzular üzerinde işlenmiş bulunmaktadır: a
I — Edime ve Trakya: a
a — Türk matbuatının Trakya ve Edirne dâvası karşın.cdaki du- / rar.tu..( 7
b — Edirncnin tarihî bünyesi» harblerin Edirneden kopardığı par-/ çalar, £ ozanın çizdiği sınırın Edime vilâyetinin İktisadî bünyesinde y açtığı yara. v
c — Edirneyi vatan haritasmda bir işaret olmaktan kurtarmanın 1 çareleri. 4
ç — Bütün Türklerin vicdanlarına, hâtıralarına, menkıbelerine / karışmış olan Edime. 5
d — Edimenin bir boş konak halini alması ve bir muhacirhanc 7 vazifesi görmesi.
e — İlimden, ihtiyacdan uzak hesabsız bir İskân plânının Edime- y ye verdiği zarar ve KaracaovahJar, i
f — Yıkıcılığın, bir iş bölümü halinde doğduğu ve beşerî hayatta & . faaliyette bulunduğu yer, Edirne. Çj
' II
ay w \aiip
köşelerinin gerçek le ele alınmaz olr

Devletin hudud anlayışındaki mantıksızlık bu yüzden Edir-( ne ve Tr ak yanın zararları, Atatflukün tarif ettiği ve bu milletin bernm Z seûiğl hudud anlayışı.
Z III — Trakya ve Edirne yabanoı emelleri besliyen gıda olamaz,
7 çünkü Edime ve Trakya millî heyecan J IV — Neden-Trakya ve Edlrnede y rastlamıyoruz?
I V • — Devletçilik prensibinin yüzde
L Edirne ve Trakyadır.
Z VI — Eğitim, Tarım, Tekel» Ekonomi, Bayındırlık ve Ulaştırma \ 7 Bakanlıklarına Trakya ve Edirnede düşen vazifeler. t
J VU — Sırtını müstahsil ve mâmur bir Trakyaya ve Edirneye ( j dayamış olan Istanbulun refahı...
k
giz. Kim ne söylerse söylesin E-dirneyi vatan topraklan üzerinde
M*
bir mazlûnı şehir kılığından kurtarmak için gereken ve kaçınılmaz ameliyatı yapacağız.
Düşünmek lâzımdır ki hakikatin gölgesi olan bu satırlardan mü teessir olunursa onlara vücut ve-
ren varlığın acısı elbette tahammü lün fevkindedir. İşte bu satırlar böyle bir acının jnalûlü olan on
meğe çalışırken polisler onu tevkif etmeğe gelirler. Jim Paddlngton’a kaçarak Peachey’nin peşine düşer ve onun Lisbon’a bir tayyare bileti aldığını öğrenir. Bu haberi telefonla polise bildirir fakat onlar yine 1-nanmazlar. Fakat bu arada Wllcox Molly’nin ölmeden evvel yazdığı mektubu alır: Bu mektup Jiml be raet ettirir ve Peachey’nin cünnü-nü isbat eder. Polis, Peachey’nin ha va alanında tevkifini emreder.
Bu esnada Jim, bu hâdiselerden habersiz olduğundan ümitsizlik 1-çlnde bir tren hattı köprüsüne gider. İntihar etmeğe teşebbüs ederken Jenny onu bulur ve kurtarır. Artık Jim, hayata karşı olan korku funu. yenmiştir.
Kış Mevsiminin ilk Balosu
Çocuk Esirgeme Kurumu İstanbul İl Merkezinin Anneler Birliği tarafından 23 Ocak 948 Cuma akşamı Park Otel salonlarında muhl tlıı varunmı$ Sayın Bayanlarından mürekkep tertip heyeti tarafından sürprizleri» dolu kış mevsiminin ilk balosu verilecektir. Dâvetiyeler İl Merkezinden, Park, Konak otellerinden, Markls, Lion mağazalarından tedarik olunabilir.
t
1
I

r


binlerle vatandaştan birisinin yük selttiği.düşündüren, harekete dâr Vet eden, İhmalin izalesini istıyen hakikat dolu sedasını ata-
dırlar.
★ 5
1827, 1876, 1917, 1920 gibi son yüzyıl içinde dört defa istilâ gören, Türk milletinin başına indini
kalemizin burçlarıdır, ferdî teşebbüsün eserlerine
yüz randıman vereceği yer
J
mek istenilen belâların karşıcına bir fedaî olarak göğüs- geren Edir ne şehiri, Edirne ili, Trakya bölgesi Edirneliler ve TrakyalIlar hiç bir savaştan son kurtuluşundaki kadar yaralı çıkmadı, hasta düşmedi. Her harbden sonra hastalık tan kalkan insanlar gibi hayata daha çok sarıldı, daha çok bağlan di. Bu sebeble bahçeleri genişledi, yapılan çoğaldı, fabrikaları, tez-
Bugünkü maç .
■----o----
Bratislava son müsabakasını yapacak
İki haftadır şchıinıizdo bulunan Çek Bratislava takımı, bugün Şe -ref stadında üç klüp muhteliti ile son maçını yapacaktır.
Pazar günü çağırılan oyuncuların gelmemesi yüzünden sahaya derme çatma bir muhtelit çıkarılmış Ve Çeklere bir galibiyet hediye - edilmişti. Bugün herhalde idarecilerin nüfuzlarını (!) kullanarak tam bir muhtelit takını çıkaracaklarım ve Bratislavaya bir mağlûbiyet daha tattıracaklarını umuyoruz.
B. T. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDEN
10/1/947 CUMARTESİ MAÇLARI Fenerbahçe sdatı:
12.30 Fenerbahçe — İst. Spor (B) 14:30 Fenerbahçe — İst. Spor (A) Vefa stadı;,
12.30 Süleymaplyp — Ve(u (Bi
14.30 Süleymaniyc — Vefa ;A)
11/1/948 PAZAR
Galatasaray stadı:
10.30 Unkapanı — Cihangir
12.30 Büyükdere — Adalar
14.30 Boğaziçi — Kurtuluş Şeref stadı;

gâhları arttı değil Trakyaum yalnız şehirin nüfusu, asker hariç, (130) birfe ulaştı,
1912 den sonra topraklarının bîr kısmını vticudünden parçalar gibi Bırlgaristana, Yunanistına vermekle yaralanan Edime soıı sa vaşın yani İstiklâl Harbinin sonunda Lozanm çizdiği sınırlarla Koldan, aj’aktan mahrum kalb ve dimağdan ibaret Gazi bir vilâyet olarak kaldı. Bu suretle bir ucu Filibe ye diğer ucu Selânik vi’âye-n hududuna uzanan ve dünyanın e/ı bereketli yerlerinden birer parça olan topraklarından öksüz bırakılan Edime şehri ayrıca Uzurköp rü ile Karaağaç arasında 33 kilometrelik bir demiryoluntnm iki tarafındaki cennet misali topraklarından ve yiizde yüz halis t ı'ürk olan köylerinden de mahrum edilerek kemiğine kadir işliyen bir bıçakla yaralanmış oldu.
Dünyanın hiç bir noktas.nda, hiç bir devlette görülmiyen bu tip bir hastalık, bu türlü anormal bir sınır çizgisi, Edirncnin aziz ’dicu-düne enjekte edilmiş öldürücü bîr zehir tesiri yapmıştır, yapmaktadır. Bugünkü halile Edirneyi te-rneHeri yabancı illerde kalmış bir yapıya benzetebiliriz.
Kaybettiği topraklarda istiLsal «dilen mahsulâtın an ban v? bu topraklan yeşerten, bu topraklarda yaşıyan yüz binlerce insan,n pa zan olan Edime bunlarsız ka'ınca boşalmış azametli bir konak halini almıştır. Hele bugün Lalapaşa hariç, Uzunköprü, Meriç, Keşan, İpsala gibi beş ilçeden dördünün iktisadi takımdan kendi bünveleri .«.inde ve kendi muhitlerinde müstakil kalmaları kendi- ihtiya darı-nı karşıhyamadıkları zamanda-doğ nidan doğruya îstanbuHa ten.asa geçmeleri Edime şehrini ayrıca döndüren karartan bir mühim se-belj sayabiliriz
bozandan evvelki yaralarına, Lozanda zanıri olarak kabul edilen şe ilinin meydana, gerindiği derdler katılınca Edimenin 1 ayat damarları işleırez olmuştur. Bu durum karşısında Edirneyi ^utan nanfasında bir işaret olmakt ın çı kanarak mânalı. canlı, yaşıyan ve hayatiyetle Türk milletinin istifadesini Bağlıyacak bir vatan p ırça-sı haline koymak için aklın, vicdanın, kabul edeceği çareleri bu-ma, yeni bir revizyona yanaşma .' oluna çıkmalıyız...
Ayrıca kalkındıracak yerd? biraz da öldüren yanlış iskân puliti-nasjnı düzeltmeli, sınır telâkkimizde hudut anlayışımızda iler’ bir hamle yapmalı, Edirncnin millî heyecan kalemizin bir burcu olduğunu kabul etmeliyiz...
!*ftban Taşkın Şehidoğlu
Yeni Sabah ın
İLAN FİYATLARI
• Kr.
Başlık maktu olarak 1500
1 inci *»ayfa, santimi 500
2 » ». » 400
3 * » . 390
5 » » 250
6 150
*
12.39 Beşiktaş — Galatasaray CB) 14 30 Beşiktaş — Galatasaray A) Fenerbahçe stadı;
10.30 Ortaköy — Haliç
12.30 Adalar— Galata
Vefa stadı:
10.30 Alemdar — Karagümruk
12.30 Kasımpaşa — Beykoz tBi
14.30 Kasımpaşa — Beykoz ıA>
B. T. G. M. ATLETİZM FEDERASYONUNDAN
İstanbul Bölgesi atletleri vö atla tizin sevenleri 8/Ocak/1948 Perçem be günü tam saat 17.30 da Eminönü Halkevinde gösterilecek İsveç çalışma flTmini görmek üzere dâ-vetlldlrler.
| İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisleri J
-------———— ★ ★ * ——————
Şeriat adına cinayetler! — Yine Ali ile tartışma — Hezimetler ve inad! — (Abdülmelik) in (Hac) daki hutbesi —
Ömer Bin Abdiilâziz ve Hariciler — Adalet ve lanet
-----------------21------------------
YazanıM. W A. i F OĞAN
■ »«■■■ ■■•Û.OB» OBBB»
Abdal sesleri
(Hac) kasdoderek
yürümek bunu tek -tutmuş de-edertm, kİ






Ali, şehid edildikten sonra da rahat durmadılar. Ve hayatında onu (Kâfir) olmakla suçlandırmaları yet nıezmiş gibi, ölümünden sonra da onu şehid eden herifi «haklı ve isabetli bir iş> becerdi diye tevkir ey liyecek kadar sapıttılar.
Yazılarımıza devam ettikçe, inanç larındaki dalalet ve yanlışlıklar daha iyi anlaşılacağından burada hep sini sıralamağa uğraşılmamıştır.
Haricîlerin isyanı hiç bir devirde durmuş değildir. Aliden sonra, kud ret ve vüs’ati artan Elmeviye dev -■eti devirlerinde de, Abdullah bin Zübeyre karşı da baş kaldırmaktan tferi kalmadılar.
Zaman zaman ve taraf taraf ha-ıcket ve huruç eylemekten vazgeçmemişler ve devlet kuvvetlerini dal ma uğraştırmışlardır. tik devirden itibaren Emeviye saltanatına mua -nz bulunuyorlardı. Muaviye zamanın da Basrada isyan çıkardılar, melik zamanında yine itiraz ni yükseltmeğe koyuldular.
Abdalmelik, 75 senesinde yaptığı sırada bunları
azametli bir hutbe irad eyledi:
— Görüyorum, ki içinizde yolunu şaşırmışlar var. Bu ümmet, salâha yönelinceye kadar, bu hastalıklarına kılıç ile ilâç ederim. Bana, ilk Müs Ilımanların tuttuğu yolda teklif olunuyor. Halbuki: lif edenler, sizler o yolu ğilsiniz. Allaha yemin
bundan sonra her kim bana o çeşid teklifte bulunursa, hemen boynunu vurdururum.»
Deyip menberden indi ve Haricî -lerin ihtilâl çıkarmağa hazırlandıklarını haber alınca, meşhur zâlimlerden Haccâcı onların üzerine gönderdi.
îlk savaşlarda Hariciler muvaffakiyet kazanır gibi oldular, amma sonunda Haccâc onları ezdi ve yendi.
Haricîler, yine de mağlûbiyetten yılmadılar, Emeviye saltanatının en ( şerefli ve faziletli hükümdarı Ömer j ibnal Abdalaziz zamanında yine baş kaldırdılar. Bilindiği üzere, Ömer: kendilerinden öncekilere benzemez: yüksek karakterli, büyük bir insandı. O derece hak tanır ve o kadar adatele bağlı idi, ki babalan tara -fından konulmuş olan, kendisine ge-linceve kadar devam eden cuma hutbelerinde (Ali) ye sövülmek u-suiünü kaldırtmakla kalmadı, aîle -s;nin servetini devlet hazînesine ter keyledi; devlet mâliyesinden alelâ -de bir adamm maişetine yetebilecek kadar az bir mikdarla kanaat eyledi.
Haricilerin yine ayaklanmak llze-
Her Sabah
Dok.ok Fahred lin Kerimle muhayyel mülakat
(Baştarafı 2 incide) mı, yoksa (C. H. F.) kodamanlarının mı?...
— 0en, objektif k şu yorum Fıkracı, hepimizin olgunlaşmamız LUzıın gibi geliyor baııa.
— Müsaade buyurun etendim, Halk zan vc tahmin buyurduğunuzdan ziyade olgunour. Bunun misali de önünde oturduğunuz şu masadan daha iki sene evwei verilen omtrlerle mücıdole meydanına sürülen kiralık kalemşor-
larla tahmaatlı gazetelerden hiç biri- | nın bugün ayakta kalmamış olmasıdır. Nerede şu Yalçınlar, Poyamılcr, Nâzım Poroylar ve nerede o «Tanın» 4er, «MetuUket»
a Habpr» taLU4ûn Cunku
Pekorlerın yaptıkları gibi iktidarın demir pençesi muvakkaten değil umumi et' der.ıien o korkunç kuvvetin İstin ı( ve temyiz kabul etmıyen kararı kapat u. Binaenaleyh olgunlaşması gereken halk değil, idare dizginlerim ellerinde bulunduran zevattır sasırım.
FIKRACI
(Arkası yarına)
ler... yeller onları
,er« «Vakit» 1ar, Hepsıtun yermde esiyor baydandı,
$i7 Harb ye Mezunla inin (1 â v - t i
Harbiye Mektebinin 317 mezunla ne> • ti» il olan 9 Ocak Cuma gii-pü saat 14.5 tan 17.5 a kadar Istan bul Orducvinde geçen sene olduğu gibi Lir toplantı yapacaklardır. Bu snnfa mensub bilumum subay ar-teşrifleri rica olunur.
Küfe
re olduklarını haber alınca, valisine emir yolladı, emirde:
4 Haricîler, kan dökmeğe ve fiilen halkı kendilerine uymağa zorlama -yınca» Üzerlerine varılmamasını ve şu kadar ki her türlü ihtimale karşı iktiza eyliyen tedbirlerin de Ön -ceden alınması isteniyordu; aynı zamanda vali vasıtasile onların baş -buğuna bir mektub göndermişti, ki bunda:
«Sizin ayaklandığınızı duydum. Hal buki; sen; bu makama geçmeğe ben den daha lâyık ve haklı değilsin. Gel buraya, seninle konuşalım: E-ger hak, bende ise, sen de herkesin tuttuğu yolu tut. Yok böyle değil de ben haksız, sen haklı isen, o zaman icabına bakalım diyordu. Haricilerin lideri bu fikre karşı duramadı. Halife ile tartışmak için kendi adına olarak Şama iki murahhas yolladı. Bunlar, merkeze gelince, halife tara fından kabul edildiler.
Ömer bin Abdalaziz
*
nızın sebebini söyleyin. ICötü ve çir kin gördüğünüz nedir?
Murahhaslardan biri — Senin tuttuğun yola ve gidişine diyeceğimiz yok. Sen: adalet gösteriyorsun. Ancak bize söyle, ki senin bu makama geçmekliğin halkın meşveretle seni seçmeleri ve istemeleri ile mi oldu? Yoksa tegallüben mi vukû’ buldu?
Ömer — Ben: halktan emirlik istemedim ve kuvvet ile gelip zorla makama oturmadım Benden evvel bu makamda bir başka hükümdar vardı, o; beni veliahd eyledi, vefa -tında ben de işe başladım. Hiç se bu durumu kötü görüp de ve inkâr eylemedi. Sizler; halk andan; adalet ve insaf sahibi
kim olursa olsun onun emirliğinin kabul olunabileceği re'y ve içtihadın da bulunurorsunuz. Şu takdirde, e -ger ben bıkka knrşı gelir ve hak tan ayrılır la kötü yola saparsam, işte o vakit sizler de bana itaat etmeyiniz.
Murahhaslar bu doğru sözlere verecek karşılık bulamadılar. Ve:
— Senin ile aramızda bir mes'ele kaldı!
Deyince; halife bunun ne olduğunu sordu:
— Sen. dediler: hanedanının senden evvel gelmiş ve geçmiş büyüklerinin yürüdükleri yolu tutmadın. On JLarın yaptıklarına muhalif kaldın. Ve yapılmış olan haksızlıkları ve yol suzlukları; (zulüm) olarak dırdm Şu halde, eğer sen luk; onlar sanıklık Üzerinde onlara avrıl !

İsyanı-
kim red ara her
vasıflan doğru-İseler. (lâ’net) et de. o gûruhdan
(Arkası var)
Ee’ediyeye bağlı bütün daireler birleştiriliyor (Bitarafı t incide)
büs. mezbaha ve kabil olduğu takdirde Denizyolları şehir harlan tesislerinin büyük bir umum müdürlüğe bağlanması istenmişti.
O zamandantoeri bir komisyon tarafından tttkik edilmekte olan bu mevzu etrafında kararlara var mak üzere dün belediyede geç va-kite kadar devam eden bir toplan tı yapılmıştır.
Belediyeye bağlı bütün tesisler müdürleri, ve mümessille rinin hazır bulunduğu bu toplantıda teklif etrafında bir çok mütalaalar belirtilmiştir.
Verilen haberlere göre belediyeye bağlı dairelerin tevhidi ıl(> büyük bir memıır kadrosu tasarruf edilmiş olacak, ve blihasea lazla müdürler, müdür muavinleri. teknisyenler, şoförler ve tahsildarlar istihdam efmek hıztunu kahrnya-f arktır.
Bir umum müdürlüğün idaresinde çalışacak olan bu tesislerden bu suretle daha fazla randam n a-lınacağt ve müşterek büdceleri de 100 milyon lirayı bulacağı Iv'sab-lamnak’adır.
Düızkü toplantıda teklife uive olan daha bir çok tasarruf eeaula-n görüşülmüş diğer bakanı ıklar teşkilâtını alakadar eden bir aımm dairelerin de bu teşkilât içerene alınması ileri sürülmüştür.
Dünkü toplantıda heyetçe Üni-vctraite işletme profesörlerinırı bu konuda fikirlerinin alınmasına ve bu işle alâkalı teknik uzmanların istirâkile önümüzdeki günlerde



ı
Yeni mebus zammı
(Baytara f t 1 incide) iz’an ile izahı mümkün değildir ve bunun içindir ki halkın ekseriyete karşı esasen çok sarsılmış bulunan itimadı bu suretle büsbütün kaybolmuştur denilebilir.
Neticesinin böyle olacağı evvelden aşikâr bulunan bu teşebbüs ve hareketin gerçek sebebleri acaba nelendir?
İşte bu yazımızda bu gerçek sebebleri meydana çıkarmak istiyoruz.
Tek şahıs ve zümre iktidarı, dünyanın hez yerinde ve her zaman kendisini kabul ve devam ettirmek için değişik yollar aramış ve kullanmıştır.
Parlak nutuklar ve resmigecit-lerden büyük binalar inşasına kadar, tahdid ve ihafelerden nişanlar ve unvanlar ihsanına kadar, kendilerinden şu veya bu sebeble çekinilen vatandaşları bir anda aç bırakmadan bir anda zengin ve müreffeh yapmağa kadar değişen bu yollar tarihte zümre tahaKkü-mü ve istibdad sistemlerinin en belli başlı idare vasıtalarıdır.
Bu vasıtaların cemiyetlerde açtığı rahnelerin misallerini Yunan. Roma, Bizans, İran ve Osmanlı İmparatorlukları tarihlerinde, bütün Ortaçağa hâkim bulunan Katolik kilisesinin tarihinde ibretle okuyoruz.
İki senedenberi kendisine Karşı uyanmış bulunan aksülâmelieri, kâh cebir, kâh t>hdid vasıtasile susturmağa ve söndürmeğe çalışan inhisarcı, totaliter zihniyet, bu yollarla bir neticeye varamadığını görünce, saf farkı gözetmek-
Kenan öner n D. P, İl Fa kanlığından istifası (Baştarajı 1 incide)
taş ilçesi Demokrat Parti genel başkanlığına aşağıdaki telgrafı çekmiştir:
Demokrat Parti genel başkanlığına:
ANKARA
Partimizin inkişafında yüksek kabiliyet ve faaliyetile temayüz et miş ve bütün delegelerin sevgi ve muhabbetini kazanmış bulunan Kenan Önerin istifa haberi ilçemiz de derin teessürlere yol açmıştır.
Partimizin temçl taşlarından biri olan ve mevcudiyeti partimiz i-çin elzem bulunan başkanın istifasının kabul edilmemesi ve keyıiye-tin önlenmesi neye mütevakkıf İ6e esirgenmemesi ilçemizce verilen karara istinaden arz ve rica olunur.
Beşiktaş Demokrat Parti ilçe balkanı Misbah Münip Uras Kenan öner, Demokrat Parti genel başkanlığına çekilen bu telgraf hakkında da dün demiştir ki:
«— Bu husustaki teşebbüsleri lüzumsuz bir gösteriş mahiyetinde telâkki ediyor ve katiyen memnun olmuyorum. Şunu da ilâve edeyim ben vazifemden istifa ettirilmedim. Kendim istifa ettim. Ve istifamı geri almak niyetinde değilim.»
İstifanın sebebleri...
Ankara: 6 (Hususî) — İstanbul Demokrat Parti Başkanı Kenan önerin vazifesinden istifası haberi şehrimiz siyasî mahfillerin de büyük bir heyecan uyandırmış ve muhtelif tefsirlere yol açmıştır.
Bu arada bilhassa istifamı sebebleri üzerinde durulmakta ve söylendiği gibi görünürde istilaya Kenan Öner tarafından gönderilen bir raporun genel merKeuce kabul edilmeyişi sebeb gösterilmekte ise de Demokrat Partiye mensub bazı sözüne inanılır Hahsi yetler bu sebebin sadece ağzına kadar dolmuş bir bardağı tafran son bir damla mahiyetinde olduğunu ileri sürmektedirler. Bu zevatın sözüne bakılacak olursa Kenan Önerin istifası, parti merkez kurulu ile ve bilhassa Fuad Köprülü ile partinin henüz ilk İçsek-kül günlerine dayanmaktadır. Ve istifa bir öner - Köprülü ihtilâfı neticesidir.
-■o----------
H. Subhi Tannöver
(Bitarafı 1 incide)
Meclisten çekilmesi halinde muhalefeti temsil edeceği j olundaki söy lentiler son dedikodular meyanın-dadır.
Hamdullah Subhi Tanrıöveri ya kuıdan tanıyanlar kendisinin böyle bir muvazaa partisi kurmayacağına kanidirler. Diğer taraftan Hamdullah Subhi kendisile görüşenlere şimdilik her hangi bir parti kurmak tasavvurunda olmadığını katiyetle ifade etmiştir. Hum-dullah Subhi Tanrıöveri son zamanlarda Celâl Bayarla uzun bir görüşme yapmış olduğu da söylen mektedir.
yeniden bir toplantı yapıtarak Şehir Meclisine bir teklif yapılmasına karar verilmiştir.
sizin, bütün muhalefet temayüllerini, bu sefer de memleketin içinde bulunduğu müşkül şartlara rağ men maddî refah temini ile önlemek istedi.
O bu suretle bir taşla iki kuş vu racağını düşünüyordu:
Bir yandan kendisini yasatan kadroda belirmiye başlıyan çözün-tüyü bu maddî refah ağının içine alarak durdurmak veya geciktirmek, diğer taraftan karşı portiyi ayni ağa çekerek manevî prestijini kırmak1
Bu öyle bir plândı ki eğer muvaffak olsaydı, artiK muhalefete mensub olan veya olmıyan bvtün milletvekilleri büdcede, her çeşit suiistimallere kadar tenkid haklarını kaybetmiş olacaklardı. Çünkü, bu takdirde onlara, bir yardan istiraftan, suiistimalden. İktisadî sı kıntıdan, milletin iztırabından bah sediyorsunuz fakat diğer yandan kendi ödeneklerinizi arttırmaktan çekinmiyorsunuz, denilebilecek, muhalefet ise, kahramanlığı nefsinin tatminine kadar süren bir rol sahibi olarak teşhir olunacaktı.
Fakat bu memleketin iztırabla-rının hakiki mümessili olan muhalefet bu oyuna gelmedi ve totaliter zihniyet bir kere daha kendi kazdığı kuyuya kendisi düştü.
Muhalefet milletvekilleri, totaliter zihniyetin bu ağına girmemek ve ödeneklerin arttırılması aleyhinde oy vermek ve şimdi ie esasen vicdanlarının reddettiği bu artan ödeneklere el sürmemek sure-tilc Türk milletinin takdir ve iltifatına hak kazanmışlardır.»
Karısını görücülüğe gönderen yaşlı aşık
(Ba4ta1a.fi l incide)
Vatandaş sokağında 10 numarada oturan ve seyyar satıcılık yapan 58 yaşlarında Yahya Akkaya bir müd det önce Beyazıtta esans satarken o sırada yanından geçen Üniversiteli genç ve güzel bir kız beraberin de giden arkadaşına:
«—Ooh.. Ne güzel kokuyor!» demiştir.
Bu sözü kendisine iltifat bilen yaşlı adam Üniversiteli kızın peşine takılıp evine kadar takip etmiştir. Bununla da iktifa etmiyerek her sabah evin kapısında bckliye-rek genç kızı Üniversiteye kadar ta kibe koyulmuştur. Onun İsminin (A...) olduğunu Trb Fakültesinin üçüncü sınıfında okuduğunu tahkik edip öğrenmiştir.
Torunu yerinde, 20 yaşında Dulu nanıA..) ya çılgın gibi aşık olan Yahya Akkaya nihayet bu aşkından kendisine bahsetmiş ve evlenme teklifinde bulunmuştur. Tabi aile red cevabı alınca da büsbütün alevlenerek karışım, çocuğunu ihmal edip sevdiği kızı adım adım ta kibe başlamıştır. Onun yanında gördüğü genç erkekleri kenara çe kip:
«— Ben onu çılgın gibi seviyorum. (A..) ile alâkam kes, yoksa leşini sererim!» diyerek tehdit etmiştir. Hattâ, asil bir aileye men sup olan kızın annesine 80 yaşında kİ karısı Fatmayı göndererek kızı lstetmiştlr. Bunda da muvaffak ola mayınca (A..) nin ağabeysin! yakalayıp:
«— Ben kızkardeşin için çıldırıyorum. O zorla benimle evlensin. Yoksa İkinizi de yaşatmam . diyerek tehditler savurmuştur. Bu vaziyette (A...) mn ailesi telâşa düşerek kızlarını sokağa çıkaramaz olmuşlardır
Nihayet dün sabah (A...) ağabey sinin nezareti altında Üniversiteye giderken gene Yahya Akkaya karşısına çıkmış ve her ikisini de ölüm le tehdit etmiştir. Hâdise tespit ettirilmek İçin polis çoğırılnuş ve âşık yakalanarak mahkemeye sevk edilmiştir. Dün yapılan duruşmada sanık tohdid hâdiseni inkâr, kızı sevdiğini itiraf etmiştir.
Diğer taraftan sanığın karısı hâ dişe hakkında şunları söylemiştir:
«— Kocam bu genç kızı tam dört aydanberl takip ediyor, onu deli gl bi seviyor. Kendisine o kadar nasihat ettim, yalvarıp yakardım, fakat gözü ne beni ne de çocuğunu ğörüyor. Sabahlara kadar içki içip ağlıyor ve:
•— O da beni sevtyor. Ben onu ya alacağım, va öle(X’6inı Çünkü o bana «ne güzel lAıkuyor» dinli Ben ne yapacağımı şaşırdım, hattâ gidip kızı anasından istedim Tabii bu teklifim karşısında kahkahalar la güldüler. Bu bunak âşığın bir ci nayet lşliyeceğinden korkuyorum. Zaten (A.t mn ailesi ne de gidip tenblh ettim:
«— Bu evden taşının, İzinizi kay bedln Son pişmanlık fayda vermez. Yoksa Buhara tekkesi cinayetine döner bu i* dMim. Allah böyle bu dalacak ftş k kims»v-mlştlr.
n

Amerika.ı stratejisi
(Baftarafı l incide) Hye gemisi dün akşam tâyin edilen müddetten evvel yola çıkmışlardır. Programda yapılan bu değişikliğin sebebi beldirilmemckte-dir.
Morehead City: 6 (A.A.) — Ak deniz bölgesine bin deniz piyadesi nakleden iki gemiye tanklar, toplar, alev makineleri, jeep otomobil leri ve kamyonlar da dahil olmak üzere tam bir muharebe teçhizatı yüklenmiştir.
Deniz piyadeleri Midway uçak gemisinde ve biri şimdi Pirede bulunan diğeı üç kruvazör de vazife alacaklardır. AMİRAL NÎMÎÇİN MÜSTAKBEL HARB HAKKlNDAKÎ RAPORU
Vaşington; 6 (AP.) — Bugün a-miral Chester Nlmiçin; geçen ay. emekliye ayrılmadan önce hazırladı gı bir raporu yayınlanmıştır.
Eski donanma komutanı, Birleşik Amerika donanmasının rakib -siz bir şekilde, denizler kontrolünü elde tutmakta olduğunu ve herhangi bir sahil açığında, kara bölgelerine taarruz için, sabih hava üsleri kurabileceğini beyan etmiştir.
Amiral Nimiç, gelecekteki donanmaların, taşıt gemilerinden hareket edecek uçaklarını atom bombalarl-le silâhlandıracaklarını da belirtmektedir. |
Raporda, Birleşik Amerikanın, insan kaynağı bakımından merkezî Asya ve batı Avrupaya kıyasen da ha zayıf olduğu yazılmakta, fakat üstün silâhlarla deniz ve hava kud retile bir harbi kazanabileceği belir tilmektedir. ı
Amiral Nimiç, raporuna şu şekil de devam etmektedir; «önümüzdeki birkaç yıl zarfında harb birdenbire patlak verecek olursa, herhangi bir düşmana süratle mukabele etmek i-çin yegâne vasıta hava ve deniz kuvvetidir. Herhangi bir şekilde istilâ da lüzumlu ise de böyle bir harbi kazanmak için bütün düşman arazisini veya başkentini iş - ‘ gal lâzım gelmiyecektir.
«Gelecekteki muharebelerin en önemli iki faktörü vâsi insan kaynağı ve muazzam endüstri kabili -yetidir. Bugün bu şartlar merkezî Asya, doğu Asya ve Batı Avrupa-da m^vcuddur. Bu son iki bölge, | totaliterci. bir kontrol altında birleş mezse; daha nesillerce Birleşik A-merikayı tehlikoye düşürecek bir duruma girmiyeceklerdir. Bu üç böl geden herhangi birile harbe giriş - ■ memlz halinde, insan kaynağı bakımından nisbeten dunuz. Bu itibar la düşüncelerimizi realist ve teknik harekâta doğru çevirmeliyiz.» KONGRE TOPLANDI
Londra. 6 (B. B. C.) — Amerikan kongresi; bugün mutad toplan tılarına tekrar başlamıştır.
Truman» mesajını yarın bizzat o-kuyacaktır. Mesajı tetkik etmek ü-zere bu akşam kabineyi fevkalâde bir toplantıya çağırmıştır.
Kongrede Marshall plânı ve Av rupaya yardım mevzuu görüşülecek I tir.
TRUMAN. MUHALEFETTEN ENDÎŞE EDİYOR
Vaşington; 6 (AA.) — Britano-va:
Başkanlık sekreteri Rossun bildir diğine göre; başkan Trumanın yarın kongrede mesajını bizzat oku -maya karar vermesindeki sebeb, htî kûmetin, kongrenin Avrupanın kalkınması programının bir çok veç helerine muhalefet etmesi hususun- > da hissettiği endişedir. |
Başkan, bu mesajı «son dereoo büyük bir önemi» haiz addetmekte-1 dir. Programın bilhassa tenkidlere sebebiyet veren noktaları kredinin
•r
yekûnu ve idarenin şekli meseleleridir.
Dışişleri komitesinde hazır bulu -nan demokrat âyan üyelerinden Co nally, plânın, dış siyasete temas e-den bütün veçhelerinin idaresini dış işleri balkanına devreden Truman ta sarısı terkedildiği takdirde «Rus borazanları çalmaya başlıyacağını» söylemiştir. |
Temsilciler meclisinin cumhuriyet ci liderleri; geçen yaz Avrupanın I İhtiyaçlarını mahallinde incelemiş olan Horteri ve komitesini destek -temektedirler. Bu komite, her iki partiyi de temailen 8 üyeden müteşekkil bir büronun kurulmasını ile ri sürmektedir.
Bu teklife göre, Marshall iatisar! ı büronun ancak bir üyesinden ibaret kalacaktır.
Ayan meclisinde, başlarında Broo keaun bulunduğu nüfuzlu bir grııp; kalkınma programının amel* bilgile rl olan iş ve sanayi adamları tarafından idare edilmesini teklif etmek tedirler. Ayan meclisi dışişleri ko - , misyonunun başkanı olan Ayan üyesi, Vandcnbcrg: görüş aynl lcları -nın baskısı altında kalkınma pro -grammm tenkidi bir tahlilinin ya -pılması için bir komitenin teşkil e-dllmcslni teklif etmiş ve bu tahlilin orak ayının ortalarına doğru hükümete sunulmasını lîrrl sflrmüs | tür
Eczacıların Kongresi
(BaştaraB 1 incide)
Kongre başkanlığına seçilen Sırrı Enver Batur, bakana ve sağlık müdürüne teşekkür etmiş ve kon • groyi açmıştır.
Haşan Derman tarafından oku • nan idare heyetinin bir yıllık faaliyet raporu, bir hayli tartışmalara sebebiyet vermiş, bu arada söz a-lan Hamdi Sanol, şunları söylemiş tir:
«— 35 senelik meslek hayatımda bu kadar zayıf ve tatminkâr olmı yan bir rapora tesadüf etmedim.
Lâboratuvar ve ecza depolarına kömür temini yolundaki çalışmaların semeresiz kalması, şanssızlığa atfediliyor. Sömikok ve Karabük depolarında kâfi miktarda stok bulunmadığı için bu hakkımızın su -kut ettiğinden dem vuruluyor.
Yabancı müstahzarın yurdumuza1 sokulmaması için hiç bir çareye el uzatılmamıştır. Raporda bu husus için de (hasta, ilâcın fiyatını tak- ? dir edemiyecek bir durumdadır; pa halısını tercih etmesi bir psikolo -jik haldir) deniliyor. Eski idare ' heyeti vazifesini yapamadığını zım nen olsun itiraf etmekle isabetli bir iş yapmıştır.»
Bundan sonra Ankara delegesi E-sad Koryak, şunlan söylemiştir: i
(— Senlerdenberi ilâç fiyat bir -liğinde, eczahanelerin kapanma saat ( lerinde ve pazar tatillerinde henüz bir anlaşmaya varılamamıştır. Hor arkadaş, kendi menfaatlerini ön plânda tutarak hareket etmekte; halkın ihtiyaçlarını düşünmemekte -dir. Bu hususta inzibatî tedbilrer alınmalıdır.
Mişel’in istifası
(Baştarafi uıcidd)
bir beyannamede Rıımaııya’yı sade ce hür olmak, eğlenmek ve evlen-lenmek için terketmiş oLduğu şeklindeki iddiaları yalanlamaktadır. Kral, bundan başka beyannamesin de, kendisini Rumanyadan getirmiş olan trenin kıymetli eşyalarla dolu bulunduğu, kendisile beraber büyük bir servet getirmiş oduğu, ve trende ayrıca siyasi mültecilerin bu lunduğu yolundaki şayiaları da ya lanlamaktadır. Tebliğde ilâve edi diğine göre, kralın refakatinde ancak 14 kişi vardır. ’
PRENSESLE TELEFON MÜKÂLEMESI
Kopenhag: 6 (A.P.) — Bourbon— • Parme Prensesi, Anne, günlerce bekledikten sonra nihayet dün, es ki Rumen kralı Mişel ile telefonla on dakika konuşabilmiştir.
Prensesin babası Prens Rene nin verdiği malûmata göre. Mişel Prensesi amcası Prens Axelln evine te lefon ederek bulmuş ve kendisine, seyyahatt?n yorgun bulunduğunu, bir müddet Iviçrede istirahat edece ğlni söylemiş ve yarın tekrar telefon edeceğini bildirmiştir. Prens Rene, Prensesle annesinin yakında Mişel ile buluşmak üzere İsviçreye gideceklerini de söylemiştir.
SOKAKLARDAKİ HANEDAN İSİMLERİ DEĞİŞTİRİLİYOR Bükreş: (AP) — Hükümet, hane dan adı taşıyan sokak ve caddelere yeni isim konulmasına karar vermiştir,
- " " - ■------------— —
Yunanistanda bütün ihtiyatlar çağırılacak (Baftaratı 1 tncıde) kişiden müteşekkil olmak üzere, 50 den 100 e çıkarılması derpiş olunan Amerikan anlaşması yaban cı devletlerin desteklediği isyana karşı süratle cevab teşkil etmektedir.
15 milyonu .Amerika ödiyecek
Vaşington: 6 (A.A.) — Dışişleri Bakanlığı tarafından bildirildiğine göre, ordusunu takviye efmek üzere Yunanistana 15 milyon dolarlık bir kredi verilecektir. |
İhtiyatlar silâh altıua çağırılıyor
Atina: 6 (A.A.) — Esasen mev cud 40 tabur millî muhafaza yeniden 12 tabur ilâve edilecektir. Bu taburlar ihtiyat sınıflarının silâh altına alınmalarile meydana gelecektir. ••
MarknMun hükümet merkezi Atina: 6 (A.A.) — «Embroks» gazetesinin verdiği bir haberj gel re general Markos, hükümetini Granunoa dağında Likorraghia kö yünde kurmuştur.
Sonra, idare heyetinden sora rım:
Bakanlığın şartlarına ayKırı hare ket eden eczahaneter 'hakkında n* gibi muameleler yapılmıştır?
Cemiyetin bazı dilekleri siyasi b₺ parti yolu ile Bakanlığa ulaştırıl ( mıştır; bu hangi partidir? D. P mi, Millî Kalkınma partini mi, yok sa İşçi ve Çiftçi partini mi/Mr-?
Biz bir oemlyet kurduk, fakat iş lernnizi halletmek için etyaMÎ par -tilerden istifade etmeye karar vct mecltk.*
Bundan sonra, üyeler kalfa Vv tarife meselelerini halletıhedıği içir eski idare heyetini itham ettiler, ac rulan sualler; Haşan Derman ve Hulkl Gökmen tarafından cevaMarı dmldı, ve rapor bir muhalif rey? mukabil aynen kabul edildi.
Ruzname gereğince yeni idare be yeti seçimine geçilmesi lâzım gel -mekteydi. Fakat seçim geç vakte kadar devam edeceğinden kongre başkanının teklifi üzerine, faslına geçildi ve üyeler. Soğ’ k ?ı kanma dileklerini bildirdiler.
t)*ri sürülen dilekler arasında yerli müstahzarat ve ilâç sanayi isin Takınması için hükümetin yardur yapması; şurup, komprime, ampul gibi ispençiyari maddelerin İncillin -de yabancı sermayeye ve âHrne memleketimizde yer veriJ r
Fransa. İtalya ve tsviçr®de hiçbir yn bancı müstahzaratın tutunam^ma?'-na sebeb olan psikolojinin ha’kımıza telkin olunması vardı.
Bu arada söz alan Hamdi Sanol. şunlan söyledi;
(— Kalfa ve tarife meselesi halledilmedikten sonra, eczacı, itham lardan kurtulamıyacaktrr. Eczacı O-dası kurulmalı ve lüzumaua ecnebi müstahzaratın idhali tahdid olunma lıdır.»
Diğer bir eczacı da şunlan söy -ledi:
(— On sen^rlenberi Avrupada bu lunuvordıım. Döndüğüm zaman eczanelerimizin tütüncü dükkânlar na döndüğünü. eczacıb!hmızm zavallı -lastiğini acı acı müşahede ettim >
Üyelerin ve kongre başkanının ricası üzerine kürsü ve gelen Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. B?h cet Uz: s’Tnianı sörtemiştir:
(— Güzel bir tesadüf eseri ola -rak kongrenizde hazır buluna-ak dertlerinizi yakından dinledim.
Eczacılığı müşkül: fakat m^^ül olduğu kadar şerefli bir meslek telâkki ederim.
Son yıllar içinde baş döndürücü bir süratle ilerliyen tıb ilmi ve he kimliğimizin yanında eczacılığ'mu da bir gerileme kaydettik. Bu ba -kim dan eczacılığımızın üzerinde ısrarla durmak lâzımdır.
Her şeyden evvel, imkânsızlıklar dış nda olsa bile bir milletin, ken -dine yeter olması şarttır. Bunun 1-çtn meslekdaşların müştereken çalışmaları icab etmektedir.
Memleketin ve vatandaşlann hiz-
metini temin eden işler üzerinde a-
henkli
rektlr. Bu tahakkuk ederse ve mal
di pıenfaat göze ti Imezse, bütün dâ
valar kendiliğinden
halledilmiş o-
lur.»
Bakan, bundan sonra; gelecek vı.
lar İçinde nahiyelere kadar doktor gönderileceğini; bu halde eczacın*n da buralara kadar gitmesi lâzım
geleceğini belirtmiş; bu bakımdan
ecza
cıhğm istikbalini pnriak gömdü-
ğünü aöyliyerek yerli ilâç vo müstahzarat meselesine şöyle temas et
iniştir;
«— Yerli ilâç sanavıimizin kal-kın ması İçin, her şeyden evvel, Tıc fakültesindeki ve vatandaşların ha -leti ruhi yeleri üzerinde hüküm süren psikolojiyi felce uğratmak lâ • zımchr.
Geçen gün yurdlan gezerken biı Tıb talebesi bana şöyle bir şikâyet te bulundu:
«Hasta olduğumuz zamanlarda bize yerli müstahzarat veriyorlar, ni çin Avrupa ilâcı vermiyorlar? »
Bu zihniyetin değişmesi uzun yıl lara muhtaçtır; fakat her şeyden •wal sîzlerin aranızdaki bağlan vu yekdiğeriniae olan itimadınızı kuv' votlendirmenlz icab etmektedir.
Yabancı müstahzarların lüzumsuz olanlarının > memlekete girmemesi i-çln 8 kişilik bir komisyon kurdum, çalışmalarınıza güveniyor ve sîzlerden yepyeni basarlar bekliyorum.»
Bundan sonra yeni idare heyeti seçimine geçilmiştir.
*
/“
1 Y eni
Tijatrcsunda


î üyük Revii Opereti 3 perde
| Hazırlıyan: YUSUF SÜRURl BREUÇ nıilzik KARLO Bale Kompozisyonu ve İdaresi: BAYAN S E S K A
HER AKŞAM 20.30 da SUARE ve CUMARTESİ, PAZAR, ÇAŞAMBA Saat 15 te MATÎNELER; Tolofon: 49389
KAPOÇEL.1
Ete yine zam mı ?
Zayi
saat 19 da; Pa
LGINLIKLARINA KARŞI HULLANILIIR
k
Tefrika No. t>O
*
b
gelen ka-gilnden gü-
kasablar, et için Bele -müracaatta
«70 baş
dedi Onu kaçırrmyalım sordu:
yanımıza gelmesini h«'W-
Kigi nüfus memurluğundan aldığım nüfus cüzdanımı kaybettim. Yo nişini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
338 doğumlu Aziz Balkan Lâleli Fethibey cadt No. 4
İSTANBUL BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI
I
Belediye fiyat tesbit etmekten başka bir şey yapamıyor
İstanbul Asliye Birinci Ticaret Mahkemesinden: 948/3
Saat 20 de Dram Kısmı:
KÖŞEBAŞI Yazan: Ahmed Kudsi Tecer: Telefon. 42157.
fınn
ı
Ahmed Nuri;
Komedi Kısmı: İPEKÇİ MEK-HUM
Yazan; îbnir refik Telefon: 40409.
Salı Talebe temsili zar günleri 15 de matine; Cumartesi
ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tiyatrosu.
ceza-verilmesi istenmiştir, başka Belediye reis mua Koçak, Beyoğlu kayma -giderek bu bölgede
1 ti V İ

4EV, 4ARSA
Şen bir yuvaya sahip olmak isterseniz, TÜRKİYE ÎŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
1948 PLANI
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Yılda dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, I ARSA ve dolgun para ikramiyeleri...
Birinci Çekiliş: 1 MART
Hesaplarında altı yüz liradan fazla parası bulunanlar her beş yüz liraları İçin çekilişlerde ayrı bir kur’a numarası alacaklardır.
Ayrıca, 21 Nisan 1948 de ÇOCUK HESAPLARI için rengin ikramiyeli çekiliş.
İstihsal bölgelerinden sablık hayvan mikdarı ne azalmaktadır.
Bundan istifade eden fiyatlarının arttırılması diyeye devamlı olarak bulunmaktadırlar.
Dün, toptancı kasabların iştirâ -kile Belediyede bu mevzuda yeni -den bir toplantı yapılmış ve toptan cı tüccarlar şehre davarın fazla ge lebilmesi için fiyatların serbest bırakılmasını istemişlerdir.
Diğer taraftan Belediye narhın kaldırılmasına tarafdar bulunmamaktadır. Ancak fiyatların bir mlk dar daha arttırılması mevsim do • layısile zarurî görülmektedir.
önümüzdeki hafta et fiyatlarına 10 — 15 kuruş bir zam yapılması düşünülmektedir.
Kontrol edilecek ekmekler
Belediye, ekmeğin kontrolü etrafında da bazı tedbirler almak üze re harekete geçmiştir.,
Bu münasebetle dün Belediye rei muavini, il sağlık müdürü, ve ikti-sad müdürile fırıncılar mümessillerinden müteşekkil komisyon dün bazı kararlara varmıştır.
Verilen haberlere göre, ekmeğin kontrolü bugünden itibaren hızlandırılacak ve hamur ekmekler bütün belediye doktorlarının kontrolü ile toplatılarak imha edilecektir.
Diğer taraftan belediyenin dün bütün kaymakamlıklara yayınladı -ğı oir tamimde şimdiye kadar bozuk ekmek imal edenlerle ekmek karaborsası yapanlar hakkında tat bik edilmekte olan cezaların hafifliği göze alınarak şiddetlendirilme-si ve en azami haddin para sı olarak
Bundan vini Said kamlığına
ların durumunu incelemiştir.
Ekmek bugünden itibaren gram üzerinden imal edilmeğe lanmıştır.
Karadeniz Ereylisi limanına bağ lı ve Mehmed Ege kaptanın idaresinde bulunan Taşkıran motörü-nün İzmir limanından aldığı ha. mule ile İstanbul limanına seyreder ken 14/12/947 günü saat 2 raddelerinde Silivri açıklarında geçirdi ği deniz kazasına ait raporun alın ması motor kaptanı tarafından verilen dilekçe ile istenmekle motor ve yükle ilgili ve bu kazadan zarar lı bulunanların raporun alınacağı 8/1/948 Perşembe saat 10 da mahkemede hazır bulunabilecekleri 1-lân olunur.
Fatih nüfus memurluğundan al dığım ve içinde askeri durumum ya zili nüfus cüzdanımı zayi ettim, ye nişini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1315 Doğumlu
Yordaııoğlu Nikoli Kalenderoğlu
TECRÜBE EDİLEN HER ŞEYİ TEKRAR TECRÜBEYE KALKIŞMAK HÜSRANLA KARŞILAŞMAKTIR PERTEV MÜSTAHZARATI LABORATUARI
50 yılı pek çok geçen başarılarını mübalâğalı vaitlerle değil, vakur sözlerile temin etmiştir.
Sizi güzelleştireceğim vadinde bulunan her tualet müstahzarına hemen el uzatmayınız.
TIBBÎ MÜSTAHZARLAR - TUALET LEVAZIMAT1
BAYILANLAR,ÇARPINTIvrSİNİR BUHRANI ÇEKENLER
NEVROL CEMAL
DEN 20 DAMLA.AIINCA SİNİRLERİ VATISIN.OERNAI. FCRANL0RL4P
İhale edilecek işin mahiyeti ve cinsi
Tasarlanmış Güvenme Eksiltme değeri
Lira Krş.
parası şekli Lira K.

GRİP
VE SOĞUK
|| BOh&i'
İst. Bordasının 6/1/948 FlyaJan
Londrft Nevyork Paris
Cenevre Amsterdaır Brüksel Prağ Stokholm Lizbon
Tarihi Saati
250 M3. çıralı çam kütüğü alımı Boyları 600 ve daha yukarı En ve kalınlıkları 25x25 ve daha yukarı
4 kalem dinamo Kolektör mikası alımı
1 — Yukarıda
58750.00
3000.00 mahiyetlerile
8812.50 Pazarlık
450.00 Pazarlık
13/1/1948 15
13/1/1948 10 cinsleri gösterilen, işler hizalarında yazılı gün ve saatlerde Genel Müdürlük Alım Satım Komisyonun da pazarlıkla alınacaktır. - /
2 — Çıralı çam kütüğü şartnamesi 294 kuruş mukabilinde vezneden a-lmabilir. Kolektör mikası şartnamesi de Alım Satım Komisyonunda görülebilir.
3 — isteklilerin pazarlıktan önce Komisyondan alacakları bir
yazı ile güvenme paralarını vezneye yatırmaları ve şartnameye göre belgelerle ve makbuzlarile birlikte belirli gün ve saatlerde komisyonda hazır bulunmaları. (18091)
İmtiyaz sahibi: A. CEMALEDDtN SARAÇOĞLU - Yazı işlerini fiilen idare eden: Yazı işleri müdürü: FATİN FUAD — Dizildiği
Yer: (Yeni Sabah» mürettiphanesi - Basıldığı yer: «Gün Basımevi»
9R
Bir eve çarpan otomobil
Dün gece saat 3 sıralarında Ziya adında bir şoför, 1895 plâka sayılı taksi ile Lângada Musala caddesin den son sür’atle geçerken 36 numa rah Dimltrinln evine çarpış, evin duvarını ve kapısını yıkarak içeri girmiştir.
Ev halkı gürültü üzerine uyanarak aşağı inmişler ve eve bir taksinin girmiş olduğunu görünce hayret et mişlerdir.
Sarhoş olduğu anlaşılan şoföre bir şey olmamış, ancak otomobilin öh kısmı parçalanmıştır.
----------o----------
Hava paranı aldığı iddiasile yargılanun emekli
Heybelladada oturan İzzet Melih Çakım adında bir emekli deniz su bayı 1700 lira hava parası aldığı id diaslle 5 numaralı Milli Korunma mahkemesine verilmiştir ,
Dün yapılan duruşmada sanık ha va parası almadığım, kiracılardan 900 lira senelik kira bedeli istediği nl ileri sürmüş, celse şahitlerin cel bj İçin talik edilmiştir.
Hattâ onları zindandan çıkaran, hürriyete kavuşturan, birer at ve kılıç sahibi yapan da o idi.
Onların ardısıra o da bir ata binip Küfeden kaçmış ve en kestirme en kısa yollardan gelerek kayalık arazide karşılayıp kendilerine giyecek ve yiyecek bohçalarını gösterip geri dönmüştü. Bu, zahirî bir dönüştü. Halbuki hakikatte geri dönmemiş, geri dönmüş gibi görünerek bir yere gizlenmiş, sonra onları takibe başlamıştı.
Acaba meçhul atlı, zindandan kurtardığı at ve kılıç sahibi ettiği Üç kah ramanı niçin takib ediyordu? Onların ardısıra, yahut daha evvel Küfeyi neden terketmişti? Bu takib se-bebaiz olamazdı; pek mânalı bir ta-klbdi.
Gerçi oııun, Üç z'mdaıı mahkumunu kurtarmakla İşlediği büyük suçtan dolayı, yakayı ele vermeyi arzu etmiyecegı mubakkakh. Fakat niçin onlarla birlikte kaçmamıştı da yalnız kaçmak lüzumunu hissetmişti?
Haccâc-1
— Aşk - Macera -1 arih - Cinayet
Fagıcu imiıara-e**» Z. koitfonal


Hürriyetlerine kavuşturduğu üç kişi ile beraber kaçmak cihetini neden ihtivar etmemişti?
Dümdüz bir ovaya g«rr* içlerdi. Çoktanberi yağmur yüzü göımiyen, bundan dolayı sararıp solan otlan eze eze ilerliyorlardı.
Arkadaki atlı ile öndeki üç atlı arasında oldukça uaun bir mesafe vardı. Meçhul atlı, bu mesafenin daha çok uzamasını temin etmek için, hayvanım dörtnala sürmüyor, ağıt sürüyoıdu Fakat atının kişniyccuğl-ni asla düşünmemişti, Hayvan, ananın kişnedi.
Öndekiler, bir al kişnemesi (hı-
yunca, birdenbire başlarını geri çevirdiler. Talha, kendini tutamıyarak bağırdı:
— Bizi yolda karşıhyan yüzü örtülü adam!..
Abdullah, atının başını çekti:
— Bekliyelim Belki hayırlı veya şerîl bir haber alırız.
Abduı ı ahınan, hayretle ilâve "ttj» — Biz durunca o durdu. Galiba bizden kaçmak istiyor. Kaçırnoı-yalım onu-..
Talha:
— Evet.
Ablullah
— Onur
Üyelim mi bvıada?
— Hayır!.. Bizden kaçmak istiyen insan, elbette yanımıza gelmez. O-nun yanına biz gidelim, biz!.. Önümüzden kaçtığı takdirde, takib edip yakalıya!) m onu!..
Üç arkadaş, atlarını geri çevir -diler. Dörtnala kaçmağa başlayan kurtarıcılarım, biı suçlu takib eder gibi, kovalamağa başladılar. Yarım saat sonra arkacından yetiştiler. O -nu aralarına aldılar. Talha, sordu:
- Bizden niçin kaçıyorsun? Biz, kendisinden iyilik gördüğümüz in -sana fenalık yanacak kişiler değiliz.
O. ince sesi ile cevab verdi;
— Sizden fenalık göreceğimi zan nederek kaçmıyorum.
— Ya neden kaçıyorsun?
— Kendimi tanıtmak istiyorum da ondan...
— inanmayız. Mutlaka bizden kor kuyorsun.
— Korkmuyorum. Fakat korkmuş olsam ne lâzım gelir ? Çünkü ben Haccâcın bendelerindenim. Sizin düş manınız sayılırım.
— Madem ki bizim düşmanımız sayılırsın, kaçmamıza neden yardım ettin?
— Yiğitsiniz; kahramansınız, zu -lüm ve işkence altında inlemenize zindanda çürümenize gönlüm razı olmadı.
— Vay!... demek bizi zindandan çıkaran da, yol üzerinde karşılayan da sensin?!
— Evet, benim... sizden sonra Kû feden çıktım ve kestirme bir yol -dan giderek önünüze çıktım.
— Yüzünü göstermek istemezsen, bari ismini söyle.
(Devamı var)
11.3854
280.—
2.3508
65.7270 105.5468 6.3887 5.60
77 886ü 11.2495 ESHAM VE TAHVİLÂT Kalkınma 2
Milli Müdafaa 2
Millî Müdafaa 3
6
7
7
Anonim Şark Sanayii
Hisse senedi. SARRAFLARDA
% % %
9
95.-^
20 80
20.90
Reşad Al. Hamid Al.
Aziz Al.
Cumhuriyet
İngiliz Lirası: Gülden
Külçe
ZAHİRE
Al
ALTIN
Evvelki
39.25
36.90
35.50
3660
57 00
33.80
5.42
290 VAZIYETİ Dünkü 39.30 ‘ 36.85 35.45 36.65 57.10 33.80
5.43
Buğday
Çavdar
Keten tohurnu
Susam
Un: (74/76 Randımanlı 72 Ki. çuval)
Afyon (ince)

t
9
BORSASI
Kuruş
27
18
78
88
Para
20


2315
3890
x Bııginkl Progra ÇARŞAMBA — 7/1/1948 Açılış ve program M. s, ayar^
Müzik. Haberler,
7.28
7.30
7.30
7,45
8.00 Müzik,
9.00
12.28
12.30
12.30
13.00
13.15
14.00
17.58
18.00
18.00
18.15
18.30
19.00
19.00
19.15
19.20
19.45
20,00 Müzik,
20.15
20.30
20.35
21.20
21.30
Kapanış.
Açılış ve program.
M, s, ayarı,
Müzik: Radyo Saloı Orkestrası,
Haberler,
Müzik: Karışık Şarkılar-
Kapanış,
Açılış ve prograrrie
M. s. ayan,
Müzik,
Konuşma,
Müzik; İnce aa»
M. s. ayan,
Haberler,
Geçmişte Bugün. Müzik: Yurddan Sesler Konuşma: (Kitap Saati
22.00
22,15
22.45
22.45
23.00
Radyo Gazeteû Serbest Saat Temsil.
Serbest Saat.
Müzik: Cumhurbaşkanlığa Armoni Muzikası.
Konuşma: B. M. M. Saati Müzik: Dans Müziği (PU M. s. ayarı,
Haberler.
Program ve Kapanış.
BULMACA
---*
boldan Sağ*
1 — Mezopotamyanın eski adı;
— Halk, Sonuna (N) ilâvesile se-
vimli olur; 3 — İplik, Bir harfin okunuşu; 4 — Miktar, Bir parça, 5 — Halkın en mübrem ihtiyaçlarından, Tersi bir sinema ismi, Bir Fransızca harfin okunuşu; 6 — Rikre (aynen); 7 — İsim, Ek; 8 — Namazda kılınır, Sezdirme; 9 -Fikir, İzci beyi ;
\ ukarıdau Aşağıya:
1 — Mal, eskiden alman bir araa vergisi; 2 — Alıcı, Parlak; 3 — Met cut. Solungaç; 4 — Yunan milleti. Tersi yüksek; 5 — Bir harfin oku nuşu, Vazife, Nota; 6 — Cümle; 7
— Mesai, Fiil; 8 — Korkak, Fakat; 9 — Sonuna (N) Jlâvesile niyet o-lur, Genze açılan boru,
BVVELKt BULMACANIN HXLUDDÎLMTŞ ŞKKU
1 234567 89
J
2
3
4
5 t
9
9