Perşembe 8 HAZİRAN 1950 Yıl: 2 —No. 403 Başmuharrirlı MOntaz Folk Fenik . D«nlsai*«r Caddesi: 1 Posta Kutusu: 193 — ANKARA i Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara 1 Başmuharrir tel: 10619 | Yazı işleri, idare: 10316 i Fiyatı her yerde 19 kuruştur. ZAFER S i m p i i c it y Haziran ayının patronlu modelleri ve diğer aylardan eksik numaralar tamamlanmıştır. 8000 numara da mevcuttur. Sayın müşterilerime arzederim; Tel: 22564 - Ankara. Adres: Aksoy Kitabevi, Atatürk Bulvarı No. 215
[DEMOKRASİNİNDİR]
Millî Savunma Bakanının dün verdiği beyanat
Askerlik Müddeti Kısaltılacak
Savunma Bakanı askerliğin 2 seneye tenzilinin kabil olduğunu ifade etti
Ordu hayatında askerin izzetinefsi üzerinde bilhassa durulacağı ve icabeden tedbirlerin alınacağı anlaşılıyor
Subayların tayın bedeli kesilmeyecek

ı Dün bir muharririmiz Millî Savunma Bakanı Refik Şevket İnceyi ziyaret ederek, Bakanlığı ilgilendiren muhtelif işler hakkında kendisiyle görüşüp izahat almıştır.
Muharririmizin sualleri ile Bakanın cevapları şunlardır:
____ M. S. B. lığı bütçesinde yapılacak tasarruflar hakkında muhtelif şayialar vardır. Efkârı umumiye üzerinde bu kabil şayialar, hakikate uymadıkları takdirde, nahoş te-
Mİ ~ ...................
skcl sirler yapabilir. Bu itibarla tenvir iaırJj edilmek rıcasındayız: Tasarruf ted-ra- birleri neler olacaktır. Şimdiye kaili- dar alınmış bir tedbir var mıdır? ve (— Milletin devlet idaresi için
• verdiği paranın santimine ka) se j hesabını görmek ve bu paranın
] la boşa gitmemesini sağlamak
C-i devlet hizmetine tahsis edilen pa-üzerinde azamî tasarruf kavmiyetini taşımak hükümetin baş "vazifelerinden olduğu programda
it (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de)

a!-
[ GENEL KURMAY BAŞKANLIĞINDAN BAŞKA jj
Orduda yapılan geniş değişiklik
Hükümetin aldığı kararbugünkü Resmî Gazetede intişar ediyor
Milli Savunma Rakam Refik Şevket ince dun be yanat
Büyük bir derd:
Verem âfeti
Mümtaz Faik ikNİK
Teni Sıhhat Bakanımız Sayın Nihat Roşat Belger'in veremle savaş dâvasını, esaslı bir surette ele aldığını görmekteyiz* Şüphesiz bu dâva, öyle bir günde bıçakla kesilir gibi halledilecek bir iş değildir. Bir taraftan sıhhî tedbirler alınacak, verem hastaha-neleri ve sanatoryumlardaki yatak miktarı arttırılacak, diğer taraftan hayat pahasında derece derece te-
hayal panasınaa oerece derece re-min edilecek olan ucuzluk, veremle „ J "tvasta büvük bir rol oynıyacaktır.
Cumhurbaşkanımızı Moskovanın tebriki
Orgeneral Salih Omurtak, Kâzım Orbay ve Hakkı Akoğuzunda tekaüde sevkedilmeleri muhtemel
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdurrah man Nafiz Gürman’ın istifa ettiğini, Genelkurmay başkanlığına Orgeneral Nuri Yamut'un tayin edil diğini ve görülen lüzum üzerine yüksek komuta heyetinde bazı değişiklikler yapıldığını yazmıştık Dün verdiğimiz bu haber resmen teyit etmiş bu. lunmaktadır.
Milli Savunma Bakanlığının 6 Haziran tarihinde yazı ile yapacağı teklif üzerine Bakanlar Kurulunun aynı günkü toplantısında karar verdiği bu değişiklikler bugün Resmî Gazete ile de yayınlanacaktır.
Bu husustaki Bakanlar Kurulu kararına göre Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Abdurrah man Nafiz Gürman ve Birinci Ordu Müfettişi ve eski Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Asım Ti-naztepe Askerî Şûra üyeliklerine; Millî Savunma Yüksek Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Kurt-
cebe Noyan, Orgeneral Nuri Yamut’tan boşalan Kara Kuvvetleri Komutanlığına, Üçüncü Ordu Müfettişi Orgeneral Mahmut Berköz Millî Savunma Yüksek Kurulu Genel Sekreterliğine tayin-edilmişlerdir.'
Bunlardan başka İkinci Ordu Müfettişi Orgeneral Muzaffer Tuğsavul, Deniz Kuvvetleri Ko mutanı Oramiral Mehmet Ali Ülgen, Hava Kuv vetleri Komutanı Orgeneral Zeki Doğan ve Genel kurmay İkinci Başkanı Orgeneral İzzet Aksalur aynı kararname ile tebdil edilmişlerdir.
Bu kararname ile tebdil edilen komuta mevkilerine kimlerin getirilecekleri henüz resmen bildirilmiş değildir. Duyduğumuza göre, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına Amiral Necati Özde-Feyzi Uçaner veya Hava Kuvvetleri Komutanlığı Feyzi Uçaner veya Hava uvvetleri Komutanlığı it (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de)
Adalet Bakanının mühim beyanatı
Antidemokratik kanun
hükümleri değişecek
’tvaşta büyük bir rol oynıyacaktır. .«lalûm bir hakikattir ki, bir memlekette idare mekanizması ne kadar mükemmel olursa olsun, eğer vatandaşların sağlık durumları bozulursa, fertler birbirlerine karşı içtimai yardım hislerinden mahrum kalırsa, orada hiç bir zaman mütekâmil bir cemiyet manzarası görülemez. İnsanları çalışma zevkinden mahrum edip âtıl ve hareketsiz bırakan en fecî şey sıhhatsizliktir.
Teessürle söyliyelim ki, modern Türk cemiyeti, onu kasıp kavuran verem âfeti yüzünden devamlı bir ıztırap içindedir. Verem yurdun her tarafında almış yürümüştür; bilhassa sahil şehirlerimiz, Karadeniz bölgesi, mütemadiyen bu korkunç tehlikenin baskısı altındadır.
Geçenlerde Veremle Savaş Derneği Başkanı, Türkiyede her on dakikada bir vatandaşın, veremden gözlerini dünyaya kapadığını söylemişti. Demek günde aşağı yukarı 144, senetle 53 bin vatandaş veremden ölmektedir. Bu muazzam bir yekûndur. Sayın Nihat Reşat Belger'in verdiği i-zahata göre, bilinen veremli sayısı 200 bindir. Bu rakama bilinmiyen, doktor kontrolünden geçmemiş o-lan vatandaşları da ilâve edecek o-lursak, nüfusumuzun aşağı yukarı onda birinin vereme musap olduğu neticesini çıkarabiliriz.
Eğer veremden, senede vasati ö-lüm miktarını 50 bin hesap edecek
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Devlet Relisliğine seçilmeleri dolayısı ile, Sovyetler Birliği yüksek şûrası başkanı M. Şvernig'den aldığı tebrik telgrafına teşekkürü mutazam-mın bir telgrafla cevap vermiştir.
B. M. M. Başkanının
kabulleri
Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koralten dün öğleden evvel ma. kamında İsveç elçisi M. Eric Von Post, Pakistan büyükelçisi Mian Be-şir Ahmet ile Norveç elçisi M. Er-nest Krogti - Hansen'in ziyaretlerini kabul etmiştir. ___
* )Aillî Piyango
dakazananlar
Dünkü çekili şin tam listesi altıncı sahifede
Tevkif sebepleri kanunda sayılacak, mesken hürriyeti sağlanacak, Ceza Kanunu tâdil edilecektir
Adalet Bakanı Halil Özyörük A ı — Hükümet beyannamesinin ı gerçek demokrasilerde olduğu gibi nadolu Ajansına aşağıdaki beyanat- memleket idaresinde gözetilecek a-ta bulunmuştur! I na prensipleri tesbit eden esasları,
Fotoğraf, afiş ve çocuk
sanatı sergisi
Marshall İdâresinin tertip ettiği sergi Meclis
Başkanı tarafından açıldı
Marshall yardım idarecisinin ter- I Ulusal Ekonomi ve Arttırma Ku-tiplediği fotoğraf, afiş ve çocuk re- rumunun yeni sergievi binasında simleri sergisi dün saat 16.30 da ‘ ★ (Devamı Sa. 6 Sü: 5 de)
yurtda kanunu üstün kılmağı, devleti bir kanun devleti haline getirmeyi zaruri kılmaktadır. Bu bakımdan, Cumhuriyet hükümetinin A-dalet Bakanlığı olarak, işlerinin yürütülmesi mes'uliyeti uhdeme tevdi edilen cihaza teveccüh eden ilk vazife, mühim kanunları bu gayeye uygun bir hale getirmek o-lacaktır.
Özel hukuk münasebetlerinin belkemiğini teşkil eden Türk Kanunu Medenisi, bünyesi itibariyle mükemmel bir demokratik vesikadır. Bu kanunun esaslarına kat’î zaruret olmadıkça dokunulması mavzuuba-his değildir.
★ )Devamı Sa. 6 Sür 2 de)
İtiraz edilen
tutanaklar
Dünkü sayımızda, Meclisteki tutananakları inceleme komisyonunun çalışmalarından bahseden yazımızda Yozgat Milletvekili Avni Doğan ile Zonguldak milletvekili Se-
★ (Devamı Sa. •) Sü: 4 de)
Dışişleri Bakanı yarın geliyor
Fuat Köprülü Paris'te çok mühim temaslar yaptı
Paris, ? (a.a.) — -Afp.: Türkiye
[ Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, bugün öğle üzeri uçakla Paris'ten Ce-nevreye hareket etmiştir.
Bakan, Paris hava meydanında Paris Büyükelçimiz Numan Mene-mencioğlu, elçilik mensupları ve Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilâtı Türkiye daimi delegasyonu üyeleri tarafından uğurlanmıştır. Bugünü
D. D. Yolları Genel
Müdürü istifa etti
Galip Güran’ın yerine kimin tayin edileceği henüz belli değil
Haber aldığımıza göre, Devlet De- I miryolları Genel Müdürü Galip Güran bugün vazifesinden istifa etmiş ve istifanamesini Ulaştırma Bakanlığına sunmuştur.
Devlet Demiryolları Umum Müdürlüğüne İkimin getirileceği henüz belli değildir.
Galip Güraıı İsviçreden döndü
Bir müddet evvel îsviçrenin Bern şehrinde toplanan yolcu ve marşandiz nakliyatı kongresine memleketimizi temsilen iştirak eden Devlet Demiryolları Genel Müdürü Galip Güran dün sabah şehrimize dön-i müştür.
Cenevrede geçirecek olan Bakan yarın sabah Atina yolu ile İstanbu-la gitmek üzere buradan hareket e-★ (Devamı Sa. G Sü: G da)
AKINTIYA---î
L ___KÜREK
Büyük ucuzluk
8% emokrat Parti iktidara geçince her şey ucuzlayacakmış!... Biz öyle propaganda yapmışız! .Şeker ucuzlayacak demişiz! Yiyecek ucuzlayacak demişi?.! Sigara, içki, giyecek, her şey her şey ucuzlayacak demişiz!...
Halk Partili gazeteler soruyorlar:
— Hani ucuzluk nerede?...
Çünkü ucuzluk denilen şey, olsun demekle bir anda olur iştir! Aına merak etmesinler; işe başlanmıştır. Görmüyor musunuz? Evvelâ eski iktidarın ipliği pazarda ucuzladı! —
YEDEKÇİ
Sayfa: X
1 A F 2 B
S. e ■ 1950
I
Ebedî meşale
Muhip OIRANA5
«Anıt Kahirin inşaatını bir an evvel bitirin. Bunu bir an evvel bitirmeyi bana tıahhüt eden. Bunun İçin daha 16 milyon liraya ihtiyaç olduğunu bildiriyorlar. Bu iş bir para meselesi olmaktan çıkmış, bir hissiyat meselesi haline gelmiştir.
Bu fakir millet kendisine bir vatın hediyee etmiş Atatürk’e her şeyini feda edebilir.»
Bu millete Atatürk inkılâplarının mihrakı olan halk hâkimiyetini, hem de alın terleriyle, hediye edenlerin ve bu vatana bin yıldır kanalı duran altın kapıyı açanların mübarek denebilecek ellerinde ancak ve ancak Atatürk'ün korkmayınız..
I
,-e
.Atatürk’ün mânevi varlığına ve inkılâplarına sadakat bu mu?» yaygarasını koparan hazin muhalefetin sesine bir an İçin aldanıp da İçlerinde bir burku ve kuşku duyan İyi niyetli vatandaşlar varsa eğer, onlara Ata’nın on iki yıldır yüzüstü bırakılmış kabrine İlk koşan vefalı Celâl Bayan takdim ederim.
Atatürk’ün hangi insanda ve inkılâplarının hangi partide devanı edeceğinde bir tereddüdü, bir şüphesi olanlar varsa onlara; Anıt Kabrin biran evvel inşa ve ikmalini birinci plânda ele alan Demokrat Partiyi ve Celâl Dayarın kabir temelleri üstünde aşk, muhabbet, inanç ve hüzünle ürperen sesini takdim ederim:

Porsuk Barajı * yolsuzluğu
İki sanık napse mahkûm oldu
Porsuk Barajı inşaatındaki yol- , suzluk dâvası dün sona ermiş ve Be- ■ rajın inşaat şefi mühends Faruk Ben ; ler müteahhit lehine hâzineden faz 1 la para aldığından lsene 2 ay. Bayındırlık Bakanlığı su işleri başkanı Şuayıp înal da hazine zararına görevini kötüye kullanmaktan 6 ay hapse mahkûrri edilmişlerdir. Her iki sanık devletin bu işten tahakkuk eden 200 bin lira zararını ödi-yeceklerdir.
Doğu Kalkınması
Hükûmet programında (Doğu Kalkınması) adıyla ayrı bir : plândan bahsedilmedi diye I hayli gürültü edenler olmuştur. Bu I gürültüden maksat, Doğulu vatan- | daşların yeni hükümete itimadını sarsmaktan ibarettir. Anlaşılıyor kİ .

Huy canın altındadır I
d
İktidar düşkünleri «ezan» meselesini, mal bulmuş mağribi gibi istismara devam etmekte ve | masa başında havadis uydurarak, 1 memleketi geri zihniyetti göstermeğe gayret sarfetmektedirler. ... »---- v-»-—-i - . - ı Bu arada on küsur sene süren lk-yon lira ayırmıştı. Orta çağ hayatı ı tidarlan sırasında yapamadıkları yaşıyan engin bir bölgeye ayrılan , iŞ]erin de, iki gün içinde başarıl-hu naranın denize atılmış bir dam- . masını «kendilerine mahsus şe'.cil. de. istemektedirler.
Lâkin, bu istismar işi o kadar, had bir hal almıştır ki, insan gay.( ri ihtiyari 1946 senesini düşün-' mekte ve o zamanki iktidar organlarının mütecavizane neşriyatını hatırlamaktadır.
Damga ellerinde idi. Önlerine gelene insafsızca bu damgayı vurmakta ve bu suretle iktidarlarını idameye imkân bulacaklarını zannetmekte idiler.
Her kemâlin bir zevâli varmış derler. İşte onlar da, nihayet pek; tabiî olarak sahneden çekilmeğe, mecbur kaldılar. Bu kadar senelik tecrübeden, görgüden bahsetmelerine rağmen, bu hasletlerden hiç birisinin kendilerinde mevcut olmadığını, zihniyetlerinin asla değişmediğini pek güzel isbat ettiler, iktidarı da yine bu şekildeki hareketlerinde ısrar etmeleri yüzünden kaybettiklerinin asla farkında olmıyacgk kadar basit görüşlü olanların muhalefet, iddia-aları gibi, örnek olarak yapamı-yacakları da aşikârdır. Evvelden de böyle idi: Başları sıkışınca besmele çeker gibi rahmetli Atatürk’ün ismini ortaya atarlar, ve bu büyük ismi de kendi nam ve hesaplarına istismara kalkarlar ve herkesin de buna inandığını zannederek. tekrar bildiklerini okumağa devam ederlerdi.
Dünyaları tutacak kadar israf-1 larda bulundukları halde, milletin gözbebeği gibi sevdiği Atatürk’ü hâlâ muvakkat bir kabirde tutmaları karşısında, bugün ona ve inkılâplarına gösterdikleri alâkayı, maalesef samimî olarak kabul etmiyeceğizî.
Bir kaç gündenberi koparılan feryatların ve yaratılmak istenilen havanın millet nazarında mevki edinmek endişesinden gayri bir tarafı yoktur.
Dünkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, ezanın eski tertip okunması hakkındaki memnuiyeti kaldırmanın, asla inkılâba hürmetsizlik olmadığını ve bu işin bu kadar istismara müsait bulunmadı ğuu kendilerine hatırlatmak iste-
_________palavraya Lnanmıyacak kadar gö-
!■■■»p ın i» m ... « zünün açıldığına delâlet eder. Yıkı-
f Ct r/ ıtri lan rejim, hemen bir Doğu Kalkın- '
I bey/l nUrlOeR t ma plânı yapmış ve buna on mil- t
Bir vatanın bütün parçaları bir-
ı hâlâ, Demokrat Partinin iktidara birine sıkıca bağlı bir bütün teşkil ' gelişindeki mânayı idrâk edemiyen ederler. Ve gene herkes bilir ki bü-
veya anlamamak işine gelen bir çok tün memleketlerde, sahil bölgele-1 politikacı mevcuttur. Bunların an- ; riyle, İleri memleketlere yakın kı-j lamak istemedikleri mâna şudur: 1 «-*«- -
j Türk milleti pek uzun süren keyfi
idareye, şef sistemine veya asıl adıyla bir diktatörlük rejimine son verip hürriyet ve hâkimiyeti kendi
bu paranın denize atılmış bir dam- . la su kadar tesiri olamıyacağı mey- I danda iken bu gibi gösterişlerle milletin faydalandıracağına inan- ■ mak, bu milletin sağduyusuna kar- I şı bir saygısızlıktan başka bir şey ;
Yorsn yopllrca( o1ıj
rnuso batıcısı
Ankara Bölgesi Başkanlığından:
9 Haziran Cuma ve 10 Haziran Cu , „u„,yal .e
martesi günleri Atış Poligonunda eline olma:ı lçin miui bir kıyam, çök vazıyette son eleme atış mûsa- - - ......
ebedî meş’alesi yanar, bakaifu-j yapılacaktır.
| Müsabakaya saat dokuzda başla-
1 nacaktır. Davetli atıcılar müsabakayı evvelâ yapacaklarından Cuma günü 8.30 da gelip kuralarını çekmelidirler. Kuraya gelmiyen ve a-, tış sırasında bulunmayanlar hakla-' rını kaybederler.
| Bu müsabakalarda 8 serilik onar mermi atılacak ve en iyi 4 seri tasnif edilecektir. Zaman 3 saattir. Di-rarası şartlarıdır, i ve Burhan U-
I
meden! ve kansız bir inkılâp yapmıştır. Bu, milletin, yıkılan rejime, onun temsilcilerine, metodlanna ve plânlarına karşı total bir vetosudur. Bu rejim millet iradesiyle tasfiye edilmiştir ve bir daha hortlamasına imkân bırakılmıyacaktır.
sımlar, milletlerarası iktisadi yollar „_________
üzer nde veya yakında bulunan mm- ' olamazdı.
takalar daha çobuk gelişirler. Bu I Tasfiye edilmiş olan rejimin bü-sebeple bütün dünyada umumî ola- tün programlarına, beyannameleri-rak bir devletin bir kısım halkı di- ne ve nutuklarına bakınız. Hepsin-ğer bazı kısımlara nisbetle daha1 de ‘ ’
İleri gidebilir. Coğrafya ve e cono- I mi şartları insan eliyle kolayca de-ğiştirilemiyecek faktörlerdir. İşte bu yüzdendir ki bizim yurdumuzun da sahil bölgeleri, yol üstü mınta-kalan ve umumiyetle Batı kısmı, Doğuya nisbetle daha ileridir. Doğuyu Batı ile eşit yapacağız diye, bütün gayreti Doğuya versek acaba Doğu hemen kalkınabilir mi?. Doğunun mahsulü Batının, Güneyin veya Kuzeyin limanlarına akacaktır. Bu limanlar yapılır ve Doğuya bağlanırsa Doğu faydalanır. Doğuya üniversiteler kurmakla, İktisadî lüzum ve şartlara bakmadan fabrikalar yerleştirmekle Doğunun kalkınması hızlandırılmış olmaz.
Yıkılan rejim, seçim yaklaşırken
___sonu gelmiyen plânlara ve vaid-I lere rastlarsınız. Ortaya birkaç sayfalık bir plân atıverme'tle millî bir dâvaya halledilmiş göziyle bakmak ' ve buna da milleti inandırmağa çalışmak yıkılan iktidarın başlıca idare metodu idi. Hiç bir hesaba ve mantığa dayanmıyan vaidlerde bulunmak, hayalî ve uydurma plânlar ilân etmek metodu ile bu memleket 26 yıldır yerinde saydı ve hattâ bir çok hususlarda hayli geriledi. Millete ve Cumhuriyete karşı işlen miş olan bu suç damgası yıkılan demagoji iktidarının tarihinde ebe. I diyen kalacaktır. Bu rejimin yalan ve palavralarına dair binlerce misal vardır. Bakınız eski bir başbakan 1944 de millete ne söylüyordu: «Harp sonunda hükümetin elinde 500 milyon lira kalacaktır. Bunun 300 milyonu mahsul vergisi almamak suretiyle çiftçiye, 200 milyonu belediyelere bağışlanacaktır.»
Düşününüz; bir harp devam ediyor, nasıl biteceğine, dünya ekonomisini ve millî ekonomiyi hangi şartlar altında bırakacağına dair en küçük bir emare bile yoktur. Paramızın durumu ve istikbali ta-mamiyle meçhuldür. Böyle iken millete karşı ölçüsüz ve uydurma konuşmakta hiç bir mahzur görmi-yen ve hattâ bunu usul tutmuş o-lan bir rejimin Başbakanı işte böy-lece mdlete hayalî milyonları va-dedip duruyordu.
kirdir. Bir an evvel kalkındınlmala-
Doğu illerimiz geridir ve çok farı lâzımdır. Fakat bundan, Batının veya Merkezin refah ve saadet ! içinde oldukları mânası çıkmaz. | Ankaranın —yâni Başkentin— için-i de bir çok Doğu kasabalarımızdan ı daha çok sefil ve perişan mahalle-( lerimiz yok mudur? Ankara vilâyeti içinde hâlâ aşiret halinde ya-! şıyan vatanaaş kütleleri yok mudur?
Türkiyede bir Doğu kalkınması dâvası yostur; Türkiyede tam mâ-nasiyle muazzam bir millî kalkınma dâvası vardır. Memleketin bü tün parçalan birbirine bağlı olarak bir bütün halinde kalkındırılabilir. Mîllî kalkınma dâvası ancak parçalanmaz bir bütün olarak ve politik ’ tesirlere, şahsî ve parti menfaatleri ' icaplarına kapılmadan ele alırsa ; muvaffak olur. Bu yapılmaz da, bazı bölgeler halkını avutmak için , umumî plân ve gayret parçalanırsa 1 yıkılan keyfî şef sisteminin dem3-. gojik metodlanna avdet edilmiş o-lur ki, yeni hükümetin programı devlet idaresinde böyle bir soysuzlaşmaya asla düşülmiyeceğine dair en kuvvetli teminattır.
I Seyfi KURTBEK
Doğu Kalkınması hikâyesi nereden çıkmıştır?
Yıkılan iktidar, bütün millî dâvalarda olduğu gibi millî kalkınma dâvasında da demagojiyi esas tut-I cakeıdır I tu®u ne zaman parti menfaati
1 Müsabakaya adlan aşağıda yazıl! I bahis k°nusu oluraa ° zaman ka)-atıcılar davetlidir. Bunlardan gayri çeauiû» ue cuuaujuaa. ^kmek isteyenlerin ilk 5 mermide
tandan tanıdığım '“yaşlT* bır^kadl 40 Puvan doldurmaları şarttır. I nın ev :af tahsildarı ile mükâleme- ' Z” e'—' sini kaydedeyim:
Bir gün kapı çalınır, arz-ı endâm eder.
— Evkaf vergisi için geldim.
Kadın başını cumbadan çıkarır: . lü.
— Bu da nedir? |
ıcu «Mb» •»•) ~ Hanım .. Senin anlayacağın,
lıkirlerinden camilerin, mescitlerin tamiri, nıu- , hafazası için herkese tahmil edilen
Atatürk'ün Ruhi
Milliyet gazetesinde Ali Naci Karatan bu başlık altında şunları yazmaktadır:
Arapça ezan meselesi hakkında- r ki şahsi anlayışını izah ederken, Sayın Menderees, Atatürk inkılaplarının her suretle korunacağını, e-sasen bu inkılâplav.n millete mal olduklarını söyleme.: suretiyle bir hakikati örten ipham perdesini kaldırmış oldu. Ezanın Arapça veya Türkçe okunması bugün için ayrıca bir ehemmiyet taşımadığına göre Sayın Başbakanın Atatürk inkılâpları hakkındaki sözleri elbet ki, lâiKlik hakkındâki fikirlerinden çok daha kıymetlidir ve bizce bugünün en «Arapça mı, Türkçe mi?* bilmecesi değil, fakat Atatürk inkılâplarının artık’ tamamen millete mal olduğu realitesi teşkil edebilir. Bu hakikat o deercee şüphesiz ve o derece maddileşmiştir ki, Demokrat Partinin seçim zaferi bile belki yalnız bu hakikatten, Atatürk’ün fikirlerine bağlılık zihniyetinden doğduğu için bu derece ezici ve kat’î olabilmiştir.
' lediler. Bu itibarla biz de lâiklik 8er şartlar nuUetlers hakkında düşüncelerimizi arzede- Hakem Halit Denli Um: 1
Lâiklik bizde buhtelif surette
tefsir edilmiştir. Bunu biraz mizah çesnisi ile anlatmak için pek ya-
I
îh^mmiyetli vakıasını da 1 para...
H
Evet, Atatürk’ün gerçekleştirdiği inkılâpların hepsi tamamen millete mal olduğu gibi Demokrat Partinin az zamanda geniş bir sevgi atmosferi ile sarılması da münnasıran bu partinin Atatül'K sevgisine dayanmasından, Atatürk idealini mahfuz tutacağına inanılmasından ileri gelmiştir. Eğer hâdiselerin menşelime Kadar çıkarsak şu hakikati de hayretle görürüz ki, gereK halktaki Atatürk bağlılığının coşkun bir siyasi tezahür haline gelmesinde, gerek bu hareketle muvazi o-larak memlekette muhalefet partisinin her tehlikeyi göze alarak teşekkül etmesinde, yüzde yüz bir klinik vak'ası olan Refik Saydam tarafından tatbik edilen Atatürk'ü kötüleme politikası bilhassa âıhil teşkil etmiştir
A
Hakikat şudur ki, Atatürk'ün ölümünden sonra başlayan reaksiyon devrinin manivelâsı olarak memlekette umumî bir Atatürk sevgisi yerleşmiş ve Demokrat Partiyi de en çok bu sevgidir ki, beş yıl içinde Halk Partisini ezecek hale getirmiştir. Denebilir ki, Atatürk ölmüş olmasına rağmen son beş yıl içindeki büyük Türk inkılâbının her safhasında, her merhalesinde, her yerde, memleketin her zerresi üzerinde hazırdı ve bu demokrasi hareketini muzaffer bir Kumandan tavriyle onun ruhu idare etti ve hayatında gerçekleştirdiği in.cılâplannı, ölümünden bile - 14 Mayıs günü - gene kendisi tamamladı.
Ali Şentürk, İbrahim Samiral, iaı,ıaxâ U3,„U4U. VB UItl
Hakkı Bolat, Haşan Kavun, Nuri rülmüştür. Bu sözde plân tahsildar Vural, Şükrü Bozkurt, Yaşar Tü- prcpagaî;js -k--------------- L
fekvuran, Tahsin Gürsoy, Mustafa . dan ibarettir. Turgut, Sait Tayla, Dr. Kâzım Köy* '
„ . -i, ne
bahis konusu olursa
kınına hareketlerini ele alır görünürdü. İşte üzerinde bu kadar durduğu meşhur Doğu Kalkınma plânı ) da ancak 1950 seçimleri yaklaştığı I _________,_________
zaman uydurulmuş ve ortaya sü- mütemadiyen halka kuru vaidleri seçim arttırmak, ümit verici hayali plân-propaganda plânının bir parpasın- lar yapmak, şuraya bu-ava acele dan ibarettir. 1 .
A ocakların isteyer
I
I
— y-t*...«r,, uu'aya aceıe
I fabrika, okul, yol yapılması teşeb-Memleket meseleleriyle az çok büslerinde bulunmakla, yaklaşan uğraşmış herkes bilir ki bir mille- büyük millet fırtınasından korun-I u j sav^nması mak istemiştir. Bu acele, insicanu
] ve bayındırlığı Doğu, Batı, Kuzey, sız ve mantıksız tedbirlerin hiç bir ' Güney diye ayrılmaz. I tesiri olmaması bu milletin artık
i tin ekonomisi, idaresi,
I ve bayındırlığı Doğu, :
• Güney diye ayrılmaz.
•İli işgi
Belediye tarafından tevzi edilen ( ucuz arsalar inşaatında çalışan 50 1 den fazla işçi ile Süleyman Üçer is-1 m.ndeki bir müteahhit arasında bir
Kadın:
— Ayol! der, ben lâik oldum. Ne parası verecekmişim? i
Bunu bana anlattıktan sonra:
: nunaeKi uu muit
— Böyle dedim ama dmleteme- ■ ihtil⣠ÇLİIml5tır.
dim... Yine paraları verdik! 1
İşte çoğumuz lâikliği böyle anlamsızdır. Münevver geçinenlerin, hatta bazi'tsersütun) lann dabi bü oQe„emlş ve ou va-ye.
bahiste bılg, dagarct darmda dişe £ mda bütün %çlkr çah5m3 dokunacak gıda yoktur. , Müdürlüğüne g.derek şikâyet
Lâiklik, din aleyhtarlığı değildi!; te bulunmuşlardır, taassupla mücadele de değildir. Bunlar büsbütün ayrı meselelerdir.
Lâik bir devlet demek, dini hü- nun ----
et”™eyen b,t , 'aah“din d*an ”k“ar sunu s... av oe sünnet «ugu,
bağırıp çağırmaya başlamışlardır. , püacakto. Kaylt muameİMİ Bir hâdise .............
bölge müdürlüğü vaziyeti polise bil ' dlrerek derhal bir memur gönderil, meşini istemiş ve böylelikle bir hâ-’ dlsenin önüne geçilmiştir.
I İddia edildiğine göre, müteahhit Süleyman Üçer bir müddettenberi yanında çalıştırdığı işçilere yevmiyelerini ödememiş ve bu vaziyet
Acele satılık tuhafiye dükkânı,
Kalabalık, igiek bir muhitte dön yol eğende bir cûkkâu malı !!• birlikte muazeret dolayıgiyle .-;av. ren satıl^çaktu
Müracaat: Abdumahınaa Ünûvar Doğanbey Çerkeş sc-kek No. « da Bakkal, Tel: 13»; (M83)
BİR KROM MADENİ DAHA İŞLETİLECEK
Elâzığın Hertepe mevkiinde bulunan krom madeninin işletilmesi imtiyazının Etibanka ihalesi Bakanlar Kurulunca kararlaştırılmıştır.
ZAFER’in Abone Şartlan Memleket içi
I
28
15
8
Sünnet Düğünü
Demokrat Parti 4 No. lu Bucak ve Ocakları yararına Samanpazarmde tnci Gazinosunda 11/6/950 Pazar' günü saat 20 de sünnet düğünü ya-
çıkacağını anlayan aşağıdaki adreslere müracaat edü-. s ı: 1. U.l meg£
Sünnet Düğünü Komite Başkanı
Muhittin Algın
ı 1 — Samanpazan Kurşunlu Cami yanında Aile Kola Evi Sahibi Nazım Koloğlu;
2 — Atpazarınds Manifaturacı Nazıra Sümter;
3 — Hamamöniinde Kartal Kundura mağazası Bekir ÖzkarteL
(2063)
İşçiler alacaklarını alamıyacakla-rmı anlayınca Bölge Müdürlüğü nün kapışma birikmişler ve mü-
idare demektir.
Lâik idare, Allah ile kulun arasına girmez ve kimsenin vicdan hürriyetine karışmaz. İsteyen inanır, isteyen inanmaz. «Sen neden inanıyorsun?» yahut «Sen ne için i-nanmıvorsun?. tarzında bir müda-
3
Lira
Memleket dışı
Lira
Hikmel YAZICIOĞIU
hale lâikliğin çerçevesine sığmaz, i İşçiler birkaç gün sonra paralarının Sırası geldikçe Demokrasi diyo- kendilerine ödeneceği vaadi üzerine
ruz ve onu tarif ederken, fikir hür- ; sükûnetle dağılmışlardır, rıyetı, söz hürriyeti, kalem hürriyeti ve vicdan hürriyeti diyoruz da vicdan hürriyetinin ihtiva eylediği mânayı incelemiyoruz.
Biz 1 ürkler asırlar boyunca res-
men değilse de ’ itibariyle lâik bir kavmız.
| BİR ÇOCUK GAZ İÇTİ
i Topraklık mevkiinde oturan Ke-________________________.._______ malin 2 yaşındaki oğlu Faruk or-hususiyetlerimiz tada bulunan gaz yağını içmiş, has-______, _______________ Mâne- tahaneye kaldırılarak tedavi altma viyat bakımından mütekâmil olan- ! alınmıştır, lar kendilerinde en keskin dinsiz- ! lerle mübahase etmek kudretini gö-1 rürlerdi ve iki taraf da birbirinin ’ kanaatine hürmet ederek münaza- j
I ra etmesini bilirlerdi. j . „
Nasreddin Hocanın şu fıiarası her ' mek adında biri, hayvanat bahçesi ----------------------------------
_ ... . s)ul Qİ_ • önünde dargın bulunduğu boşta ge- ri yazıhanesi ilerisinde, Yeşil Bursa zen Kemal Tandoğan’a rastlamış, oto tamirhanesine müracaat. Doğan münakaşaya tutuşmuşlar ve Kemal, sokak No. 6 (2219)
İsmeti tekme ile yaralamıştır,. 3a- ’ ' ’
nık yakalanarak adalete teslim edil • mişttr.
kesin kendi âmelinden- mes’ duğunu ne güzel remzeder.
Bir gün komşusu:
— Hocam! demiş... Bir baklava götürüyorlardı...
Hoca:
— Bana ne?
Demiş. Komşu:
— Evet ama baklava sizin eve gitti.
Hoca sükûnetle cevap vermiş:
Acele Sdıiık
Yolculuk dclayısiyle
41 model Pakard, 39 model Mer-■ v1ItnKe gezmeğe gıaen oanar. w- kilri, 39 model Kapıtan. Faal ve ! kulu öğrencilerinden İsmet Merci- hususiye elverişli.
. —i. iu-s uJ İtfaiye mey. Beypazarı otobüsle-
ÇİFTLİKTE BİR KAVGA
Çiftliğe gezmeğe giden Sanat O-
tepsi
ZAFER’in İlân Şartları
B«''k .................. 15 Llra
ve 3 üncü sayfada Sm.... 4 »
cü sayfada Sm........... 3 »
6. ve 6. cı sayfada Sm.... 225 Kr
Doğum, Nikâh, Nigan, ölüm ve Mevlût ilânları 5 santimi geçmemek sartlyle 15 lira.
2.
4.
Devamlı ilânlar için hususi tarife tatbik edilir.
Gazeteye gönderilen evrak ve yazılar neşredilsin edilmesin iade edilmez. îlftnlardan mesuliyet kabul edilmez.
Satıl.k bekçi Saati
i İyi ve sağlam işler vaziyette sekiz ! anahtarlı bekçi kontrol saati satı-■ lıktır. Fiyat ehvendir. Almak için
Çalışma Bakanı Haşan Polatkan Ulus meydanında Elektrik Ticaret ____________________________ „o_.
dün sabahki ekspresle îstanbuldan evi No. 4 de Bay Cemal Karagöze _ tiyle nakledileceklerdir, şehrimize gelmiştir. müracaat edihnesl. (2211) Sayın halka ilân olunur.
ÇALIŞMA BAKANI GELDİ
Elektrik Havagazı ve Otobüs İşletme Müessesesi Genel Müdürlüğünden 8/6/1950 tar.'jVinden ît/.baren, Kızılay - Bakanlık arasındaki es.
falt tamir edildiğinden tamirin hitamına kadar:
Ulus’dan Bakanlık’a giden trolleybüsler Kızılay’dan dönerek Kâzım Özalp ve îsmetpaşa caddesi üzerinden seyredeceklerdir.
Kızılay - Bakanlık ve Bakan lık - Kızılay arasında trolleybüs yolcuları otobüs idaresinin diğer vasi taleriyle trolleybüse aktarma sure-
Mufh'j ucuzluk
Halis Trabzon yağı 420 ve yağlı gıda maddeleri kalitesi üstün Fiyatı ucuz, /ncak Yozgat Pazarında bulabilirsiniz. Bir defa tefrifini» zevkiniz ve •nec.foatinit Lnhırfır
Merkezi Yeni Hal No. 13, şubezi Chşkap’, Uzun spartıınan altında TeJ • 127i» (S3))
İLÂN
Tıp AKademisi Müdürlüğündür»;
1 — Akademimizde muhtelif tarihlerde vefat eden sivil eşhasa ait eşyalar 9-Haziran-1950 günü. Akademide satılacaktır.
2 — İsteklilerin ayni günde Aka-
demi müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. (2209)
eamaa
LÜZUMLUTZLirONLA*
Yangın ........... M
Sıhhi İmdat ..... gj
Trenler ........... 1202»
Hava Yolları .. 14881
Yataklı Vagcoiaı . 11588
Elektrik ..... 24840
Su ânzi ..... 21571
Havs(a₺ ...... 24846
W
Binaenaleyh halk tabakaları içinden akıp gelen cereyanların hepsi bize göstermiştir öi, Türk milleti, A-tetürk inkılâbını kendisine temel kaide olarak kabul etmiştir. Beş yıldanberi seslerini duymağa başladığımız bütün politik orkestranın zemini budur. Diğer notlara gelince onlar yalnız motiflerdir.
Ve millet Celâl Bayata da, Celâl Bayarlığmdan evvel Atatürk’ün yakın akrabası, Atatürk’ün en çok itimat ettiği adam olduğu için inanmış ve en çok bu sebeple ®nu Devlet Reisliğine, başının üstüne çıkarmıştır. Binaenaleyh bütün tezahürler Atatürk inkılâbının millete Atatürk inkılâplarının kılma dokunmak, dokunabilmek devirleri, - son devirle beraber! - artık geç-
Laiklik nedir ?
lenf Sabahta Uiunay aynı mevzua temasla diyor ki:
Son günlerde ezanın Arapça o-kunması hakkındaki cereyan dola-yısiyle gazetelerde* ■ kocaman manşetler, fıkralar, hattâ başmakaleler görüldü. Bu mesele Büyük Millet Meclisinin tetkik ve» kanaatine ar-zolunmuştur. Oradan çıkacak isabetli bir karar meseleyi halledecektir. Bu mevzuu gerek lehte, gerek aleyhte olarak ele alanlar pek 1 labll alarak Lâikliğe dç temas ey-
Fernande bunlan söylerken, diğer çocuklarla oynamayı isteyen küçük bir çocuk tavrı takınıyordu. O da bu romantik maceraya iştirak etmek, hattâ bu macera facia İle bitse bile, mesuliyet hissesini yüklenmek istiyordu.
— Yüzünden hiç bir şey anlaşılmıyordu, dedi. Zaten bugün müşteri o kadar çoktu ki. Bir dakika boş kalmadı.
Ertesi akşam Fernande yine buna benzer haberler verdi. Benim için bir hediye de almıştı. Üzerinde penbe ve açık renk halka desenler bulunan koyu mavi bir kıravattı bu. Ne ise kİ bu kıravatı takmama Edith mâni oldu da kurtuldum. O akşam yine üçümüz birlikte yemeğe çıktık. Üçüncü gün Fernande İşten dönüşünde telâş ve can içinde idi.
— Nihayet, diyordu... yet beni sorguya çekti, bembeyaz olmuştu ama davranıyordu.
Edith ciddî bir tavırla:
— Nerede oldu? Nerede sorguya çekti seni? dedi.
— Beni küçük büroya çağırttı...
— Sırf sual sormak için mi?
— Hayır. Evvelâ, bir Paris mecmuasından çıkarttığı bazı modelleri verdi. Sonra sual sor-
heyc-
Nlha-
FERENO MOLNAI
mağa başladı. Ama ağzımdan hiç bir lâf alamadı, ikinizi de görmediğimi söyledim.
— İnandı mı?
— Hayır.
— Nereden biliyorsun inanmadığını?
— «Peki... Gidebilirsiniz...» derken gülüşünden...
Bir bardağa konyak doldurdum. Edith:
— Bu sana yasak değil mi? dedL
— Hayır. Haftalar var ki artık alkol yasak değil, diye yalan söyledim.
— Doktor Knapfler mİ müsaade etti?
Konyağı İçtikten sonra cevap verdim.
— Artık o adamdan bahsedilmesini İstemiyorum.
— Neden?
— Hoşuma gitmiyor.
Edith de bir kadeh konyak içti.
— Benim de hoşuma gitmiyor, dedi. Çirkin bir adam
Fernande’de içmeğe başlamış-ti. Bunun üzerine ben bir tane daha içtim. İki büyük kadehi Üs-tüste içişim ilk defa vaki olmuyordu. Son günlerde mütemadiyen İçiyordum. Fakat konyağı çaya karıştırdığım için Edith kokusundan ne kadar içtiğimi anlamıyordu. Bu hususta gayet ustalıklı hareket ediyordum. Meydanda çay vardı ama, ben ancak bir kadeh konyağa bir kaşık çay koyup içiyordum.
Vaktiyle Nice’de Negreseo o-telinin barmeni, viodanlan muz tarip olduğa zaman İugilizlerln cin, Fransızların konyak İçtiklerini söylemişti. Şimdi, bu barmeni bulup da ona, haklı olduğunu söylemek isterdim. .Yalnız onun reçetesine ilâve eedceğim bir şey daha var: Çok konyak... Rahatsız bir vicdanı susturmuk için alabildiğine konyak içmeli. Yahut ta, konyağın miktarı azabın derecesine bağlı. Hilda, Fer-nande’i sorguya çekmeğe başladığı güne kadar, Ur İW kadeh
kâfi geliyordu. Sonra, çok daha fazla içmek İhtiyacını duydum. Hele bir kaç akşam o kadar içtim ki, kadehlerin sayısını hatırlamıyorum. EdiU» de İçiyordu. Bir gece o kadar sarhoş olduk ki, yatakta, yanyana ikimiz de ağlamağa haşladık. Sonra bir gülmedir aldı. Kahkahalarla gülüyorduk. Nihayet bitişik komşumuz kanlamayı yumruklamağa başladı.
ilk defa, hayatımıza yeniden başlamak imkânına sahip bulun saydık neler yanacak olduğumuzu düşünmek bizi eğlendiriyor, kahkahalar! ar güldürüyordu. Meşhurı adamların vecizelerlni bir araya toplayan bir kitapta vaktiyle Carlyle’iu şöyle bir fikrini okumuştum: -Hiç bir şey blıim isin yeniden başlamaz*. Bütün oyunumuzu bu fikrin filerine kurmuştuk. Mümkün olsaydı, hayata yeniden başlamak elmizde olsaydı, ne yapardık) Nasıl insanlar olurduk?
Meselâ o da ben de genç.
mes’ut, birbirimize âşık, Kendimizi nikâh memuru önünde tasavvur ediyorduk. Ben yirmi altı yaşında oluyordum. Edith on altı. Annem her zaman söylerdi, kan ile koca arasında yedi yaş fark en iyisidir, diye..
Bir kadeh daha içtikten sonra oyunumuza devam ediyorudk: Edıth*in g-elinl k. elhisesni bütün teferrüatuu varıncaya kadar gözümüzün önünde canlandırmağa çalışıyorduk: Beyaz satenden. uzun etekli bir elbise o-lacaktı bu. Kızıl saçlarının üze-
rine limon çiçekleri takacaktık. Beyaz eldivenli elinde beyaz güllerden müteşekkil büyük bir demet bulunacaktı. Çorapları ve iskarpinleri de beyaz olacaktı.
Birer kadeh daha içtikten sonra sıra benim elbiseme geliyordu. Ben de hiç şüphesiz siyah elbiseler giyerdim. KimbUir, belki de tırnaklarımı ble cilâlatmış olurdum... Ve düğünümüz tabiî anavatanımızda, Macaristanda kutlanırdı, ama Budapeştenin gürültüsü içinde değil, çiftliğimizin bulunduğu bir dağ kasabasında.
Yarımşar kadeh daha içtikten sonra kilise çanlarım ve çalınan zifaf marşonı duyuyorduk. O zaman bir luçlonk tufanı başlıyordu.
W (Derauvtf)
Yeni
Pa»»
SÜmet
Sus

m B « A L A A VB »GLKNG J t KOLDU
k (15831): KmUn dllgroaıiı ra İ23438): sevey» yıldım (32894): -UK çifieBlari, boa— dlgjrn •errlll
114048): Kunun fener, «ılnuyaa »evguı
)11131): Marnn katli, kar,
r (14872). Uo» tapunior. «*u) İnk hafiye caniler yuvaauıda
114071): Denizler MkUu.
ı 13846): Trablus kshranuu.. Lorel Hardi ahcı
* »vaaüANKLB* İstanbul, Nümune, Sağlık
| TAKVİM |
Rumî: 1366 — Mayıs 26
Hicri: 1369 — Şaban 22 8 Haziran 1950 Perşembe
Sabah öğle İkindi
Vssatl
erkeklerin en namuslusudur.
sokak Kaynan npı.

8 - 6 -1958
1.1
Almanya olayları
?ADYO-TELEFDN-TELGRAF HABERLER
Yeni silâhların tesiri etrafında
ZAFER
Sayfa: 3

İ.J
W
4
Ja
TM
t
î
II

I

0 atılı müttefiklerin, son za-mantarda Almanya meselesini ciddiyetle ele almalarının ve bu konuda Sovyetlere gerek nota vermek suretiyle gerekse işgal bölgelerindeki yüksek komiserleri delâletiyle müracaat ve telkinde bulunma lar mm, son Londra konferansında hazırlanmış müşterek bir siyasetin tatbikatı cümlesinden olduğu anlaşılıyor.
Batılılann, Sovyet bölgesinde teşkil olunan ve bir rivayete göre 54» bin, diğer bir şayiaya göre 15# bin kişilik yarı askerî bir polis kuvvetini ihtiva eden teşkilâtı protesto ettikleri malûmdur. Sovyetlerin, ileride bu bölgede teşkil etmeği tasarladıkları komünist hükümeti desteklemek için teşkil ve ağır silahlarla, uçak ve tanklarla teçhiz ettikleri bu kuvvetin, Batılılar tarafından protesto edilmesi, Almanyanm Batı bölgelerinde de silâhlı kuvvetlerin vücude getirilmesine bir başlangıç sayılmakta idi. Batlılar bu protestoları ile evvelâ teşkil edecekleri bu kuvvetleri meşru kılmak ve nihayet kendi askerlerinin Almanyada mevcudiyetini haklı göstermek niyetinde idiler. Nitekim, son günlerde, resmî şahsiyetler tarafından yapılan beyanattan anlaşıldığına göre, Batılılar, kendi bölgelerinde 25.000 kişilik bir «polis, kuvveti teşkiline kar vermişlerdir. Batılı devletler, bir yandan bu teşebbüse girişirken, bir yandan da, gerek Alman milletine karşı, gerekse dünya umumî efkârı önünde her türlü mes'uliyetten âri kalabilmek ınaksadiyle, yüksek komiserleri va-sıtasiyle Sovyet Rusyaya Almanya-nın birleştirilmesi için son bir müracaat ve telkinde bulunmuşlardır. Geçen aym yirmi altısında Sovyet Komiserine bu konuda verilen notada serbest seçimlerle teşekkül e-decek bir teşrii meclis ve bu meclisin hazırlayacağı bir Anayasaya sahip müttehit ve demokratik bir Almanya tasarısı ortaya atılmıştır.
Herkesten çok Alman milletinin hoşuna giden bu birlik tasarısının tatbikinde Batılılarla Sovyetlerin en ehemmiyetsiz usul meselelerinde dahi anlaşamıyacaklan ve hürriyet, demokrasi, serbest seçim gibi mefhumların tarifi üzerinde kat’i-^en uyuşamıyacaklan muhakkaktır. Hal böyle olunca, Alman milletinin birlik hususunda bütün arzu ve temayüllerine rağmen, Almanya daha bir müddet ikiye bölünmüş bir halde ve fakat bundan böyle mütekabil bloklarda tam mânâsiyle yerilmiş olarak kalacaktır. İki taraf da, şimdilik himayesi altındaki hükümetle ayn sulh cihetine gitmemektedir. Bununla beraber, Batı Almanya, daha bugünden Batı blo-kunda, İktisadî olduğu kadar askeri yerini ve rolünü bulmuş gibidir. Batılılann Avrupa Konseyi, İktisadî işbirliği gibi bütün müşterek hareket ve faaliyetlerinden istifade eden Batı Almanyanm pek yakında bilvasıta da olsa, Atlantik Paktı silâh yardımından da faydalanacağı ve bu suretle tam mânâsiyle Batı blokuna katılacağı düşünülebilir Lâkin, bu durum Almanya mesele sini halletmiş olur mu? Gerek Satıhların, gerekse Sovyetlerin işgalleri altında bulundurdukları bölgelerde aldıktan ve İleride alacakla»! tedbirler bizatihi Almanya meselesini halle medar olmayıp, ~belki sadece ve münhasıran soğuk uarp tâbiyesinin icaplanndan ibarettir. Ruslann Doğu bölgesinde başvurdukları Sovyetleştirme kadar, Batılılann Bonn hükümetiyle işbirliği ederek canlandırmağa ça-lışt^klan demokras* de Almanyanm silinmiş gibi görünen hüviyeti üzerine çekilen cilâdan başka bir şey değildir. İlk sarsıntıda bu cilâ-nın kuru bir kabuk gibi dökülmesi ve i-şgal altında inler gibi görünen Ahnanyanın, iki tarafın yardım ve himmetiyle ölmemiş militarizmi ve ütecaviz zihniyeti ile meydana çıkması ihtimali vardır. Şüphesiz ki, muhtemel bir silâhlı ihtilâfın bugünkü ölçüsü dahilinde Alman militarizmine mübalâğalı bir kiymet atfetmek hatalı olur. Fakat Almanyanm ne sulh ne harp devresinde, kendisi de dahil olmak üzere, kimseye İyiliği dokunmamış olduğu tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin bugün değişmiş olduğunu iddiaya yeter delil ve vakıalar mevcut değildir. .Almanya, nihayet soğuk harpte de ihtilâfın düğüm noktalarından birini teşkil etmiş, kendisine nasıl muamele edilmesi lâzımgel-diği kestirilemiyen; ezilmesi hatalı olduğu kadar okşanması da tehlikeli, acaip bir varlık olarak meydana çıkmıştır. Birinci dünya harbinden sonra da sosyalist bir hamle İle işe başlayan Almanyda da bu acaip hal vardı. Sonradan nc kadar fecî surette acaipleştiği malûmdur.
Hidrojen bombası lüzumlu değildir
Mücahit Topalak
Milliyetçi Çinlilerin bir taarruz hareketi
Hong Kong, (Nafen) — Milliyetçi Çinlilerin Çin sahilleri açıklarında bir İngiliz gemisine ateş açtıkları ve gemideki yolculardan altısını öl-dürdükleri bildirilmektedir.
Dünya Basınından
Hulâsalar
'HER GÜN BİR HÂDİSE:
Alacağım Kraliçeden olsun
Tahtına haciz koydururum....
Hollanda Kraliçesi dünyanın en sade kadınlarından biridir
İngiliz basını:
■ İngiliz gazeteleri, Kral Leopold'ın memleketine dönmiye muvaffak olup olamıyacağı meselesi üzerinde durmaktadırlar.
Manchester Guardian gazetesi seçimin Belçika için nrzettiği tarihî önemi belirttikten sonra, seçim neti çelerinin memleketteki muvazeneyi değiştirmiyeceğini, bunun ancak küçük partiler üzerinde bir tesiri dokunabileceğini önemle kaydetmektedir.
Daily Telegraph gazetesi kör düğümün çözülmesi için Kral Leo-pold'un bir müddet için bütün selâ-hiyetlerini oğluna devretmesinin çok yerinde olabileceğini işaret ettikten sonra, Belçika’da devam eden siyasî istikrarsızlığın, Belçikalı’lan olduğu kadar bütün Avrupa memle-
Bilginler bu harpte Atom bombasının kâfi geleceği kanaatindeler
I Sir Goerge Thomson'nun fikrine ' göre, hidrojen bombası sulhü te-, min etmeğe kâfidir. Geçen harpte zehirli gazlan kullanmıya cesaret edemiyen her iki muharip taraflar hidrojen bombasını da kullanmıya UIUU(JU naudr Dutun Avrupa memJe_ cesaret edemiyeceklerdir. Bu müt- | ketlerini de hakkiyle üzdüğünü be-hiş bombayı kullanmak dünyanın lirtmektedir. sonunun geldiğine bir işaret olacak- | tır. Böyle bir hareket ne galip ve ne de mağlûp için bir fayda temin etmekten uzak bulunmaktadır.
Londra, (Nafen) — «Atomic Sci-entists News» mecmuasında intişar etmiş olan bir yazıda bazı ilim adamları hidrojen bombasının işe yarayıp yaramıyacağı hakkında fikirler serdederek, ezcümle şu tarzda mütalea yürütmektedirler:
«Hidrojen bombasının yapacağı tahribat o kadar geniş ve şümullü olacaktır ki bir harp içinde kullanılması pratik olmıyacaktır. Atom bombası askerî hedeflere kâfi gelmektedir.», __________
I
“Hakikat,, savaşı başlamak üzere
Batılılar bu konudo sıkı işbirliği yopaccklar
Voşington, (a.a.) — Amerikanın sesi radyo yayınlan direktörü, dışişleri bakan yardımcılarından Ed-ward Barrett, Avrupada yaptığı bir tetkik gezisinden sonra basına verdiği beyanatta demiştir ki:
Haber sahasında Sovyet Rusya bir paniğe yaklaşmaktadır. Barrett, Amerikalı temsilcilerle Batı Avrupa memleketleri yüksek memurları arasında görüşmeler yapıldığını bildirmiştir. Bu görüşmelerin, gayesi Sovyet propagandası ile mücadele etmek ve hakikat silâhını demir perde gerisine sokmak için sar-fedilecek gayretlerin ahenkleşti-rilmesinden ibarettir. Barrett, Sovyet Rusyanın haberler sahasında gösterdiği endişelerin, Rusya veya peyk memleketler için yapılan Amerikanın sesi radyosu yayınlarını karıştırmak için sarfettiği gayretlerin genişliği ile ölçülebileceğini belirtmiş, Batı Avrupadaki Amerikan istihbarat servislerinde yaptığı teftişten memnun olduğunu söylemekle beraber bilhassa aydın olmayan sınıflara hitap etmek için çok fazla gayret sarfedilmesi lâzım geldiğini açıklamıştır.
General Mac Arihur Japonyada kalacak
Vaşington, (a.a.) — Savunma bakanı Louis Johnson, general Mac Arthur’ün, Birleşik Amerikaya dönüp kongre huzuruna çıkmak hususunda karar vermekte serbest olduğunu beyan etmiştir. Johnson, Mac Arthur’e geri dönmesini emret miyeceğini bildirmiştir.
Müteaddit defalar Mac Arthur’ü Birleşik Amerikaya çağıran temsilciler meclisi dış münasebetler ko-mosyonu huzurunda verdiği ifadede Johnson bilhassa şöyle demiştir:
«Şayet general Mac Arthur, Uzak Doğu mevkii sarsılmadan ve Sovyet Rusyanın herhangi bir sui tefsirine meydan bırakmadan buraya gelip ifade verebileceğini düşünüyorsa, benim bu hususta yapılacak herhangi bir itirazım yoktur.»
General Mac Arthur’ün yalnız A-merikan kuvvetlerinin değil, fakat Japonyadaki bütün müttefik kuvvetlerinin komutanı olduğunu tasrih eden Johnson, dış münasebetler komisyonunun Tokyoya gidip general Mac Arthur’ü görmesi için lâzım ge len tertibatı almayı teklif etmiştir.
Louis Johnsojı, Mac Arthur’ü gör mek için 11 Haziranda Japonyaya hareket edecektir.
Serbest Fıkra
Atlantik ordusu
kuruluyor mu?
Meslekten yetinmeler den bir ordu teşkili düşünülüyor
Daily Graphic gazetesi demir per-( de arkasında kalan memleketlerin içinde bulundukları durumu ele almakta ve bu memleket halkının bırakılmaması gerektiğini yazmaktadır .Gazeteye göre, demir perde arkasında kalan memleketler için radyo ve her nevi propaganda vasıtalarından faydalanmak suretile neşriyat yapılmalıdır. Bu şekilde bu memleketlerde komünistlere karşı savaşmak azmi, daima ateşli olarak kalacaktır. Daily Graphic gazetesi gerekirse hükümetlerinin bile kul rulması lâzım geldiği fikrini de müdafaa etmektedir.
Geçenlerde Hollanda Kraliçesi Juliana ile zevci Prens Bernhard’ın Parisi ziyareti, Fransız başkentinde büyük bir alâka ile karşılandı. Av-ı upanın en demokratik hükümdarla rmdan biri olarak tanınan Hollanda Kraliçesini görmek için halk sokak tara döküldü. Hükümet mahallerinde de telâş ve faaliyet daha az değildi. Kraliçe ile zevcinin kalacakları Elyee Sarayının hususî dairesinin tanzimine bizzat Madam Auriol nezaret etti. Zira Kraliçe ile zevci Prens, Fransa Cumhurbaşkanının misafiri oluyorlardı.
Vaşington, (a^a.) — Birleşik A-merika askerî ve siyasî çevrelerinde, mesleği askerlik olanlardan müteşekkil bir Atlantik ordusunun ihdas| fikri lehinde terakkiler müşahede edilmektedir. Bu ordu klâsik kütle silâhlarından ziyade büyük bir ateş kudretine malik ve çok iyi talim görmüş küçük birliklerden mürekkep olacaktır. Filhakika Amerikan çevrelerindeki kanaata göre, mahdut birliklere şamil olan askerî yardım programından böylece daha müessir bir surette faydalanmak mümkün olacaktır.
Bununla beraber, resıfaî çevrelerde bu hususta ihtiyatlı davranıl-makta ve bu meselenin, kongrede askerî yardım programı lehinde bugünlerde cereyan edecek olan müzakereler sırasında bahis mevzuu edilemiyeceği sanılmaktadır. Mamafih, siyasî yazar Walter Lip-pman Avrupanın müdafaası için bu nevi bir hâl çaresi lehinde bulunmuştur. Vaşingtondaki kanaata göre, Atlantik ordusu fikri gelecek hafta ve aylar zarfında Amerikan başkentinde taraftarlar kazanacaktır.
Alman Sanayiinde kontrollar azaltılıyor
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Almanya’daki müttefik yüksek komiserliği, Batı Almanya kimyevî maddeler, radyo ve adese sanayii üzerindeki kontrolleri kaldırmıştır. Bonn'da yayınlanan yeni karara nazaran Batı Alman kimyevî maddeler sanayii tamamiyle serbest bırakılmıştır. Müttefikler sadece harpte kullanılabilecek kimyevî infilâk maddeleri, zehirli gazlar gibi şeyleri kontrolleri altında bulunduracaklardır.
Mcdam Roosevelf
T. Lie’yi destekliyor
Oslo, (a.a.) (Afp) — Mme. Roose velt dün öğleden sonra yaptığı bir basın toplantısında Birleşmiş Milletlerin çalışmaları, Alman ve Yunan çocuklarının vatana iadesi meselesi üzerinde durmuş ve Triygve Lie’yi desteklemek lâzım geldiğini söylemiştir.
Giriştiği işlerde insanı ekseriya ümitsizliğe düşüren bir yavaşlıkla ilerliyen Birleşmiş Milletlere olan itimadını bir kere daha belirten Mme. Roosevelt, Birleşmiş Milletle re yakında Demokrat Almanyanm da kabulünü kuvvetle ümit ettiğini söylemiştir.
Yunan çocuklarının vatana iadesi meselesine temas eden mme. Roosevelt, şimdilik Birleşmiş Milletlerin bu hususta mesul devletler üzerine manevi bir baskıdan başka hiç bir şey yapmıyacağını belirtmiştir.
12 YAŞINDA BİR MUCİT
Stokholm, (a.a.) — 12 yaşında bir mektep talebesi olan Staffan Alsson kenaı icadı olan bir tepkili uçak motörünün iHtira beratını Almıştır.
Alsson 6 yaşındanberi motor plân lan yapmaktadır.
Salâhiyetli memurlar Alsson’un plânlarının çok vazıh olduğunu söylemektedirler.
ingilterede yeni secimler ne zaman?
Vaşington, (a.a.) —İngiliz muhafazakâr partisi üyelerinden Lord Woolton dün Vaşingtonda verdiği bir nutukta İngilterede bir kaç ıay sonra yeni bir seçim yapılacağını tahmin ettiğini bildirmiştir.
Lord Woolton, işçi hükümetinin de hali hazırdaki zayıf ekseriyetini nazarı itibara alarak uygun bir zamanda yeni bir seçim yapılmasını istiyeceğini umduğunu söylemiştir.
Sessiz uçak motörleri
Londra, (Nafen) — Hava meydan larına yakın oturanlar uçakların çıkarmakta olduğu seslerden bizar olmaktadırlar. Bunu göz önünde bulunduran iki DanimarkalI uçak mo-türlerinin ses çıkartmamasını temin edecek yeni bir alet keşfetmişlerdir. Ayni zamanda da bu alet kamyon ve ziraî aletlerin de seslerini kesmeğe yaramaktadır. Danimarka hükümeti yeni keşfin faydalarını tesbit etmiş ve kullanılmak üzere İngiliz havacılık makamlarına göndermiştir. Bu alet uçak meydanlarında bilhassa talim uçaklarında kullanılmaktadır.
Amerikada ijsiz sayısı
Vaşington, (a.a.) — Ticaret Bakanlığı istihbarat bürosunun bildirdi ğine göre, Mayıs ayında Amerika-daki işsizlerin sayısı 3 milyon 16 bindir.
İstihbarat bürosunun ilâve ettiğine göre, bu rakam 1949 Nisan a-ymdanberi kaydedilen en aşağı rakamdır.
Lâdes mi (tutuşuyoruz?

Kraliçe Juliana, jki yıl evvel tahtından feragat eden Kraliçe Wilhel-mina’nın yerine tahta geçmişti. Sabık Kraliçe, Ana Kraliçe unvanını dahi muhafaza etmek istememiş, alelâde bir vatandaş sıfatile kızının tebaası olarak yaşamayı tercih etmiştir. Kraliçe Juliana'nın tahta çıkar çıkmaz ilk resmî vazifelerinden biri annesine nişan vermek olmuştur.
Juliana 937 de Prens Bemhard ile evlenerek şir 'iye kadar dört kız ev lât sahibi olmuştur. Kendisi felsefe doktoru ve birinci sınıf bir ev kadınıdır. O kadar ki, çocuklarına biz zat bakmak içiçn saray ananelerini alt üst etmiş ve yarım düzine süt nineyi uzaklaştırmıştır. Hükümdarlık vazifesini deruhte etmeden evvel, Juliana neşeli, cevval ve samimî bir kızdı. Üniversitede arkadaşları arasında sağlam muhakemeli ve sağlam vücutlu bir sporcu olarak tanınırdı. Harp yıllan, vatandan ayrı geçen yıllar, nihayet annesinin feragati üzerine tahta çıkarak bir milletin mukadderatını eline alması, kraliçeyi ihtiyarlatmış, fakat dillere destan olan sadeliğini, alçak gönüllülüğünü ve zarafetini yıprata mamıştı.
Kraliçe geliyor
Ve işte bu meşhur Kraliçe, ilk defa Paris sokaklarında arabasile göründüğü zaman, sadeliğini bütün zevkini ve güzelliğini bilen ve duyan Fransızlarda bile derin bir hay ranlık uyandırmıştır.
Ziyaret programı icabı, Kraliçenin bir dakika bile boş vakti yoktu. Kabul resimleri, ziyafetler, operalar, birbirini takip ediyordu. Gündüzleri yine protokol icabı, ziyaretler, gezmeler tertip edilmişti. Azami ihtişam içinde cereyan eden bu merasim yüzünden Kraliçe Paris halkım ancak otomobilden görebiliyordu. Servet ve lükse hudut yoktu. Fransızlar, şahane misafiri ağır lamak için bütün inceliklerini gösteriyorlardı. Balolara, yalnız Fran-sanın değil, bütün dünyanın en asil, en zengin insanları davet edilmişti. Kraliçeye her gün uçakla memleketinden Hollanda lâlesi getiriliyor, saray aşçıları hünerlerini göstermek için yarış ediyorlardı.
Bu arada, Fransız Başvekilinin karısı hakikaten şahane bir incelik gösterdi. Kraliçe ve zevci şerefine verilen yemekte kırk türlü şarabın kırkı da 1937 senesinindi. 1937 Kraliçenin evlenmiş olduğu senedir. Bu nezakete, Juliana sevimli ve mahcup bir genç kız gibi kızarmak süreçle teşekkür etti.
Küçük kaçamaklar
Kraliçenin, gece operada olsun, baloda olsun, muayyen bir saatte mutlaka bir müddet ortadan kaybolduğunu merak edenler bu sırrı keşfetmekte gecikmediler. Juliana, her gece, çocuklarının yatma saatin | de, telefonla La Haye’i bulup kız-I lanna «Allah rahatlık versin» di-
Kraliçe Juliana ve Prens Bernha rd şereflerine verilen bir temsilde...
Bir gün de, Sorbonne’un mevsim dolayısı ile tenhaleşan serbest ders lerinden birinde kara gözlüklü bir kadının Descartes hakkında verilen bir konferansı dikkatle dinlediği görüldü. Dersi ancak meraklılar takip ediyordu. Bir era, konferansçı nın teşviki ile, dinleyiciler arasında İlmî bir münakaşa başlayanca siyah gözlüklü kadının da hararetle bahse karıştığı görüldü.
Felsefe doktoru olan Kraliçe aynı zamanda kusursuz Fransızca konuş tuğu için münakaşada nazarı dikkati celbediyordu. Peşine düşmüş olan sivil polisler dershane kapısı
önüne sabırsızlanıyorlardı. Juliana
nihayet yeni arkadaşları ile müna-
kaşaya devam etmek üzere beraberlerine sakallı profesörü de alarak talebe kahvelerinden birine gitti. Fakat... Yazık ki heyecanla içmiş olduğu iki limonatayı ödiyecek parası yoktu. Kraliçenin gayet müşkül durumda kaldığını gören polis lerden biri derhal yaklaşarak limonataların parasını ödedi ve Kraliçeyi baposta saraya götürdüler.
Kraliçe, sonradan bu nazik polis memuruna olan borcunu ödemeğe kalktı ise de memur katiyen kabul etmedi;
«Kraliçeden alacağım olsun yoksa... diyordu... Şahidim var... İste-
diğim anda tahtına haciz koyduru-
Ne ise ki, polis müdürlüğü, memuru terfi ettirmek suretile, Hollanda tahtı üzerindeki dâvasından vazgeçirdi...
Descartes külliyatı
Aralarına girip ders dinleyen ve kendilerile münakaşa eden kadının Kraliçe Juliana olduğunu sonradan haber alan talebeler hükümdara bir Descarter külliyatı hediye ettiler. Kraliçe buna hakikaten şahane bir şekilde mukabele etti. ^Muktesit bir kadın olarak tanınan Kraliçe, Paris Üniversitesinde Descartes üzerine tez yapacak talebeler için tam 10 adet burs ihdas etti.
Kraliçe Juliana şimdi memleketine dönmüş bulunmaktadır.
Kendisine intihalarını soran bir gazeteciye mutat resmî beyanattan sonra şunları söylemiş:
«Beni yalnız bir kere Üniversite ye kaçtı zannediyorlar. Halbuki ben iki kere daha kaçtım. Kocamla bera ber bir talebe lokantasında yemek yedik...»
Bu beyanatı duyan Paris polis mü dürü kahkahalarla gülmüş... «Evet demiş... Ne ise ki bu sefer Prensin yanında para vardı da, civar masa larda oturan adamlarım masraftan kurtuldular. Yoksa yine bir tacü taht dâvası baş gösterecekti...»
akşam gazetesinde eski Dış-işleri Bakanımız Necmettin Sadak’in bir başmakalesi çıktı. Sayın sabık Bakan başmakalede Marshall yardımından bütçe açığını kapamak meselesini bahis mevzuu etmekte ve sonra şu 1-zahati vermektedir:
«Hükümet programında söyle deniliyor: «Amerika ile Türkiye arasında bu iş için mutabakat lâzımdı; halbuki mutabakat bütçenin tasdikinden önce temin e-dilmediği gibi, sabık iktidar, böyle çok mühim bir meseleyi zamanında halletmeden mes’uliyet mevkiinden ayrılmıştır.»
Bu işle alâkalı mes’ul zevat bu iddiaya her haldp cevap verirler. Benim bildiğim şudur ki, bu mutabakat bütçeden önce
Tını.
I Sarıçizmeli
başlamış, müzakereler uzamıştı. Kabahat yalnız Ankaranın değildi. Fakat sonradan Vaşington’da yapılan konuşmalar neticesinde Amerika çok anlayış göstermiş, aklımda kaldığına göre seçimlerden sonra tam mutabakata varılmıştır. Bu hususta Vaşington-dan gelen rapor hükümette hâlâ mevcut olmak gerektir. Ya hafızam beni aldatıyor, yahut Sayın Başbakan yanılmıştır..
Eski Dışişleri Bakanının, Mar-shall yardımı gibi mühim bir mesele hakkında .ya hafızam beni aldatıyor, yahut Sayın Başbakan yanılmıştır., .gelen rapor
hükümette mevcut olmak gerektir. gibi müphem cümleler sar-fetmesini hayretle karşıladık. Hele «aklımda kaldığına göre» diye bir ifade kullanmasına ne demeli? Amerika ile yardım plânı etrafında lâdes mi tutuştuk yoksa, siyasî ve İktisadî konuşmalar mı yaptık?...
İşin hazin tarafı şudur ki; bu iş lâdes te olsa, bunu sabık Dışişleri Bakanımız kazanamamıştır. Çünkü Dorr’un vekilinin de söylediği gibi bir mutabakat hasıl olmuş değildir. Ve dolayısiyle Necmettin Sadak'in aklında yanlış kalmıştır.
Acaba Sayın Sadak’in aklı hâlâ Pariste mi kaldı dersiniz? Sunu artık bir memlekete soksak
İngiliz - Alman müzakereleri başladı
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — İngiliz - Alman müzakerelerine Londra’da başlanmıştır. Bu müzakerelerde bu ay sonunda nihayete eren ticoret ve tediye anlaşmasının yenilenmesi incelenecektir. Fransız ve Amerikan müşahitleri müzakerelerde hazır bulunmaktadırlar.
AVRUPADA SICAK DALGASI
Londra, (a.a.) — Hemen hemen bütün Avrupada müthiş bir sıcak dalgası hüküm sürmektedir. Sühunet derecesi 33 dür ve tahmin edildi
ğine göre de bu hal devam tir.
edecek-
Fransız . Çek ticaret anlaşması
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — Dün Pragda Fransa ile Çekoslovakya arasında bir ticaret anlaşması imzalanmıştır.
İnşaat İiânı
Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Üzülmez v e Gelik nefeslik kuyuları için yaptıracağı Kret-Kocaosman tepesi, Kocaosman tepesi - Üzülmez ve Gelik Nefeslik kuyuları yolu ile Gelik’te D tipi evler inşaatı kapalı zarf usulü ve vahidi fiyat esasiyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu inşaat için İşletmemiz tarafından verilecek malzeme, eksiltme dosyasının hususî şartnamesinde yazılıdır.
3 — Bu işin tahmin edilen bedeli (537.200,—) liradır.
4 — Muvakkat teminat mik tarı (25.240,—). liradır.
5 — Eksiltme evrakı (30,—) lira mukabilinde:
Zonguldak’ta : Etüd-Tesis Grupu Müdürlüğümüzden, Ankara’da Etibank İnşaat Müdürlüğünden,
İstanbul’da : Etibank Şu besinden temin edilebilir. !
6 — Eksiltmeye iştirak edeceklerin, ihale gününden üç gün evveline kadar İşletmemiz Etüd ve Tesis Grupu Müdürlüğüne müracaat ederek ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
7 — Eksiltme 23 Haziran 1 950 Cuma günü saat 15 de, Zon-
guldak’ta Ereğli Kömürleri İşletmesi Etüd ve Tesis Grupu Müdürlüğü binasında yapılacaktır. ıc
8 — Teklif zarfları eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş
olarak ihale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde İşletme Genel Müdürlüğü Başkâtipliğine teslim edilmiş olacaktır. ’
Postada vaki olabilecek gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
9 _ İşletmemiz, ihaleyi yapmakta tamamen serbesttir. (3723)
— !
Kaloriferli, Möbleli Daire Aranıyor Çocuksuz Amerikalı aile Sağlık Bakanlığı _ Bakanlıklar civarında veya Kocatepede 2-3 odalı, kaloriferli ve möbleli kiralık daire arıyor. Kirada uyuşulur. Saat 9 ilâ 12 ve 14 ilâ 17 arasında 15434 No. ya telefon edilmesi. (2200) OTEL — GAZİNO ve LOKAN- TALARA TAKSİTLE Osman Şaplakoğlu Sandalya-larından almak isterseniz, FAHRETTİN YAKAR Ticaret evin den temin edebilirsiniz. Perakende satış da yapılmaktadır. Adres: Bankalar caddesi İnebolu sokak (Karpiç altında) No. 13 Telefon: 15715 (2162)
Satılık Değirmen Kayaşa yarım saat mesafede Gus-sunlar köyünde yanında bağı, bahçesi ve evi ile birlikte satılıktır. Ayni köyde Emin Testicloğluna müracaat (2197) Kiralık Dükkân Samanpazan Kurşunlu Cami karşısında kârgir dükkân. Müracaat Atpazan No. 213 Tiftikçi Ahmet Yazıcı. (2202)
ZAFER
8 - 6 -1950
-.4
Sizi görmekten büyük bir zevk duyacak Acada bu mümkün olur mu?
— 174 —
— Ne haber Lala?
Diye sordu. Halil Paşa: ı
— Şevketlû Efendimin sıhhat | ve muvaffakiyeti için duacıyım, i
Cevabını verdi. Genç Hüküm dar hırçın bir sesle:
— Sıhhatte olmuşuz, muvaffakiyete faydası yok Lala.
— Kulların emrine amadedir, Şevketlû.
Sultan Mehmet bir müddet sustu. Kaşları çatılmıştı. Çadırın kapışma yakın duran ve Halil Paşanın tanımadığı birisine dönerek:
— Sana bu mektubu bulman için yirmi dört saat müsaade.. An-ladin değil mi?
Kapı önündeki adam perişan bir halde idi. Cevap veremedi.
Halil Paşa vaziyeti kavramıştı. Derhal:
— Şevketlû Hünkârım.
Diye söze başlamak istedi. Fakat Hükümdar sözünü kesti:
— Dur Lala., diye haykırdı. Ben kaleler almak isterim. Sen ise hâlâ muhasaranın kaldırılmasından bahsedersin. Seni menediyorum. Bana asla muhasaranın tehlikesinden •bahsetmlyeceksin.
— Şevketmeab..
— Hayır.
— Lütfet Hünkârım.
— Artık bu bahsi dinlemek istemiyorum.
— Benim Şevketlû Hünkârım. Lütfet, ondan bahsetmiyeceğim.
Sultan - Mehmet dikkatle Paşanın yüzüne baktı:
— Acaib..
— Evet Şevketlû. Bilâkis bir mektuptan bahsedeceğim.
Sultan Mehmet şiddetle sarsıldı;
— Hangi mektuptan Lala.. Sizin bundan ne haberiniz olur?
— Bir tesadüf Şevketlû.
— Nedir görelim.
— Bizans sûrlarının..
Sultan Mehmet birdenbire eliyle işaret etti.
— Susunuz, dedi.
Ve sonra herkesin dışarıya çıkmasını emretti.
Sultan Mehmet ile Halil Paşa yalnız kalmışlardı. Halil Paşa mek tubu koynundan çıkardı, Padişaha sundu.
Sultan Mehmet büyük bir merak ve dikkatle okumağa başladı. Okudukça merakı artıyordu. Sona erdiği vakit bir müddet düşündü. Gözleri daldı. Halil Paşaya sordu:
— Ne anlıyorsun Lala?
— Birisi sûrlar hakkında Zatı Hümâyûnunuza malûmat veriyor.
— Bana olduğunu nereden an ladiniz?
— İfadedeki saygı onu gösteriyor.
— Ya?!..
Sustular. Sonra Padişah mektuptaki bir satın gösterdi:
— Peki Lala, ya şu satırın mânası nedir?
Halil Paşa eğilerek okudu. Bu satırda şöyle yazılı idi:
(Sizi görmekten büyük bir zevk duyacak. Acaba bu mümkün olur mu?)
Halil Paşa sâkin bir sesle cevap verdi:
(Kulunuz da bu satırın mânasını anlayamadım.)
Padişah dikkatle Halil Paşayı süzüyordu. Bu zeki ve tecrübeli adamın bir şey sezip sezmediğini anlamak istiyordu.
(Kim olabilir Lala?)
(Çok düşündüm, fakat anlayamadığımı itiraf ederim?)
(O halde bu mektubu kim göm derebilir?
(Bunu herhalde Zatı Hümâyûn lan bilir.
(Bilmiyorum Lala.. Onun için soruyorum.
Halil Paşa, Padişahın yüzüne hayretle baktı.
Sultan Mehmet tekrar etti:
— Bilmiyorum, fakat öğrenmek istiyorum.
Halil Paşa başını önüne eğdi İşin içinde gizli bir sırrın mevcut olduğunu tahmin ediyordu. Ve kendi malûmatı olmaksızın birşey ler döndüğünü anlamıştı.
Sadrazam artık konuşulacak bir şeyin kalmadığını anlıyarak müsaade istedi. Tam kapıdan çıkacağı sırada Sultan Mehmedin ciddi ve tarizli sözleriyle irkildi:
(Lala.. Fetih hakkında kimse-
Yeni neş iyot
YÜCEL
Memleketin en büyük fikir ve sanat mecmuası Yücel'in Haziran 1950 tarihli ve 6 sayılı nüshası da dolgun yazılarla çıkmıştır. 50 den fazla telif ve tercüme makaleyi bir araya toplayan Yücel’de Fazıl Hüsnü Dağ-laroa’nın ve Bedri Rahmi’nin çok güzel şiirleri de bulunmaktadır.
Birinci cildini bitiren Yücel'e mem leket hizmetinde yeni başarılar diler bütün okuyucularımıza bu zengin mecmuayı hararetle tavsiye e-deriz.
Açık adreslerini (Posta kutusu 2053 Beyoğlu, İstanbul) adresine bildiren aydınlara Yücel'in bu sayısı taahhütlü posta ile gönderilecek tir. Fiyatı 1 liradır.
nin tereddüde düşmesine iznim yoktur. Böylece bilesin..)
Halil Paşa sapsarı kesildi. Padişahın bu sözünde acaib bir itham vardı. Kekeledi:
(Şevketlû Hünkârım..)
Fakat Padişah dinlemek istemiyordu. Sözünü kesti:
(Mektup muhteviyatı bir sır olarak kalacaktır. Fethi çelil hakkında zerrece iştibaha mahal yoktur. Sadakatle hizmet beklerim. , Bizansın hilelerinden sakınmak gerek..) I
Halil Paşa, çevap vermemeyi muvafık buldu. Başını makamı ihtiramda önüne eğdi. Ve yavaş yavaş Otağı Hümâyûndan ayrıldı. Yolda giderken çok düşünceli ve üzgündü. i
(Sultanın bana itimadı yok. Biz , ki saltanatı Osmaniye için Eba an . ceddin sarfı mukadderat eylemiş 1 bir sülâleyiz. Sülâlei Osmaniye , ile, Çandarlı sülâlei necibesi ara- ' sında bu mülkü millete hizmet ' babında ne fark ola.. Amma talih : onları sultan, bizleri vezir eyledi. Padişahın bizden şüphe etmeğe hakkı olmamalıdır.) I
★ (Devamı var)
M AHİR
Hazır - Ismarlama Elbise ve tuhafiye
Anafartalar Cad. Alsancak sokak No. 27 (Yeni Belediye bi-nası altı) Tel: 16475
Ayaş içmece Kaplıcaları
Radyolu konforlu otobüsler ile gidiş - dönüş seferlerine başlanmıştır.
İtfaiye meydanı Karyağdı Türbesi yanında Beypazar otobüsleri yazıhanesi Telefon : 13458. (3606)
Satılık Ev
İller Kooperatifinde beş büyük, ikj küçük odalı iki katlı, aynca bodrumunda kömürlük ve çamaşırlığından maada bir oda ve deposu bulunan panjur-lu bir ev satılıktır. İsteyenler sabahleyin saat ona kadar 24296 numaraya, öğleden sonra 11674 numaraya telefon edebilirler.
(2613)
Ankara Belediyesi Başkanlığından
1 — Belediye hudutları dahilinde bulunan ve hafta tatili kanunu gereğince Pazar günleri açık bulundurulmasına müsaade edilen lokanta, otel, kahvehane, hamam, tütüncü, sebzeci vesair esnafın elinde mevcut hafta tatili ruhsat teskerelerinin müddeti 31/5/1950 günü akşamı sona ermektedir.
2 — Bu tarihten sonra işbu ruhsatlar hükümsüz kaldığından bu ka-
bil esnafın elinde mevcut hafta tatili ruhsat teskerelerini 1 Haziran 1950 gününden 30 Haziran 1950 akşamına kadar yenileri ile değiştirilmesini, değiştirmiyenler hakkında cezai işlemle birlikte kanunî kovuşturma yapılacağı ilân olunur. (3558)
dır. Sizin kendisini sevmediğinizi anlayınca bu sevdadan vazgeçti. Bundan daha basit, daha tabiî bir şey olamaz. Anlaşılıyor ki sizi canü gönülden sevmiyormuş. Bun dan başka, Rospinyak’la akrabalı- 1 ğımız da vardır. Emin olunuz, şimdi zevcem olacağınızı öğrendiği için size karşı beslediği bütün his ve arzularından vazgeçecektir.
Fiyorenda kadın idi ve bu itibarla sevdaya taallûk eden şeyleri daha iyi anlar ve hissederdi. Nişanlısına söylememişti ama, Ros pinyak’ın kendisini ne derece şid detli, hayvani bir aşkla sevdiğini pekâlâ bildiği gibi onun, hırsla göz diktiği bir şikârdan öyle kolay kolay vazgeçmiyeceğini de biliyordu.
Feriyer’in sükûneti, içini kemiren üzüntüyü büsbütün arttırdı.
— Beni hiç bir zaman aldatrpı-yan kablelvuku hislerime itimat ediniz: Rospinyak'dan kendinizi koruyunuz, ona emniyet etmeyiniz... Sakınınız, hem adamakıllı sakınınız... diye ısrarda bulundu.
Ve, bu andan itibaren, Ferriyer ne söylediyse, ne yaptıysa hiç bir tesiri olmadı; kızın kalbini kemiren o mthiş endişeyi oradan söküp atamadı. Onun seven kadın hissiyatı kendisini aldatmıyordu.
Katerin, kendini göstermeden konuşulan bütün şeyleri işitmişti. İki sevdalı gencin sözü, asalet ve şerefini lekeliyecek'böyle bir izdivaca muvafakat etmiyen Vidam’a intikal ettirmeleri üzerine, artık işine yarayacak fazla bir şey öğ-renemiyeceğini anlayan Ana Kraliçe odasına döndü ve tekrar çıktı.
Odasına gelmek için geçtiği yoldan başka bir yoldan giderek bek leme odasına benziyen bir odaya , girdi. Orada, bir zabitle sekiz asker bulunuyordu.
DİLEKLER
HaBtahenelerde kime yer var ?
«Yekbas köyünde kimsesi yardımsız ve çok hasta ol? Mehmet oğlu Ahmet Tök i mindeki bir vatandaşı, memleketimiz hastahanelerinde hastalarımıza karşı lüzumlu alâkanın gösterileceğine güvenerek işimi gücümü terk ve masraf ederek Ankaraya getir-
Nümüne hastahanesine, Vilâyete, Belediyeye ve Sağlık işlerine defalarca müracaat ettik. Oradan oraya dört gün gidip geldik. Nihayet yatakların dolu olduğu cevabını olabildik.
Her işte hakkına razı olmanın bir vazife ve bir fazilet olduğunu kabul ve takdir ediyorum. Fakat:
1 — Dolu olan yataklar hiç-mi boşalmaz?
2 — Bu dört gün içinde boşalan yataklar olduğuna göre, bu işte bir sıra nizam yok mudur?
Cevabını da ben vereyim:
Elinde ufak bir tezkeresi lana boş yataklar hazırdır v ya boş yatak yoksa dolu olan birisi boşaltılır.
Birkaç müracaat sahibine daha biz orada iken lüzumlu alâkanın gösterildiğine, dolu olan yatakların onlara boş olduğuna şahit olduk. Buna sebep ellerindeki kart ve orada bulunan iki satır yazı idi.
Bütün vatandaşlara aynı şekilde kapılan açık bulunması lâzım gelen bu tedavihanele-rin, bu kabil hallerden uzak kalmaları icap ettiğine inanmış bulunduğumdan, duyduğum teessürü ifadeden âciz kalıyorum.
O yalnız, kimsesiz, bakımsız ve tedaviye muhtaç vataridaşı büyük dert ve ızdınabile baş-başa bırakmak üzere köyüne geri götürmek mecburiyetinde kaldığımdan, bu halin’ alâkalı makamların dikkat nazarlarına sunulmasını faydalı buluyorum.»
Sunguriuda; Haşan Kırşehirli
NEFİS
L ZZET1
»;SK! GEMLİK ZEYTİN' Her yerden ucua
Toptan kilosu 95 kuru;
Perakende • : 115 kuruş
Ulucanlar No. 87 . Telefon: 16221
Gemlikli VEDAT ÇIRPAN

KİRALIK ARANIYOR
Ankaranın her semtinde, her evsafta kiralık evler aranmaktadır. Telefon 16424. (J018)
Yazan. MİSEL ZEVAKO
— 47 —
Katerin kısaca:
— Haydi-... dedi.
Ve başka bir kelime ilâve etmeksizin ağır ağır geçti, gitti.
Zabit de, askerlerine:
— Haydi! dedi ve mızraklı askerleriyle beraber odadan çıkıp gitti.
Ferriyer, gerek şimdiki durumuna ve gerek, babasının mümanaatına rağmen, pek yakında vu-kubulacak izdivaçlarına dair nişanlısını temin edecek mahiyette olduğunu sandığı sözleri söyledikten sonra, ondan izin aldı.
Fiyorenda, kendisi için hiç üzülmüyordu; çünkü, saraydaki durumunun fena olmadığından emin idi. Fakat, Ferriyer’i pek merak ediyor, onun için son derece üzülüyordu. Üzüntüsünün sebebini ve neden korktuğunu kendi de bilmiyordu; fakat, içini kemiren bir endişe vardı; Sevgilisinin başına bir felâket gelmesinden korkuyordu.
O da ayağa kalkmıştı ve onunla beraber kapıya doğru gidiyordu. Mustarip bir sesle:
— Yakında sizi görebilecek miyim? diye sordu.
— Yarın yine geleceğim. Bunu mit ediyorum. Madam Katerin benden bu lûtfu esirgemez sanırım. Demin size de söylemiştim, bizim için babamı ikna etmeyi kendiliğinden vaideylemişti bana
UNLARI
Bankamızda bir tasarruf hesabı açtırınız. Hem para biriktirir, hem faiz alır, hem de ikramiye kazanabilirsiniz!
ikramiye çekiliş tarihleri
25 Ağustos :
31 Ekim :
& Aralık ı
2 Ev
1 Ev
2 Dükkân 1 Dükkân 1 Dükkân
ve çeşitli para ikramiyeleri... EV ve DOKKÂNLAR’ın veraset ve intik vergisini bankamız öder.
TÜRKİYE 1$ BANKASI
f" Muhtelif cins müstamel bidon ve kamyon iç ve dış lâstiklerin satış ilânı Ereğli Kömürleri İşletmesinden
İşletmemiz Merkez ve Akaryakıt anbarlarında mevcut aşağıda yazılı müstamel ve hurda varillerle hurda kamyon lâstikleri kapalı zarfla satılacaktır.
949 adet saç bidon (Çok iyi durumda)
1185 adet saç bidon (İyi durumda)
764 adet saç bidon (Sakat durumda)
1495 adet saç bidon (Hurda durumda)
67 adet Tahta fıçı (Hurda durumda) { 30 adet boş damacana
431 adet dış kamyon lâstiği (Hurda)
1262 adet Iç kamyon lâstiği (Hurda)
Bu husustaki şartnameyi görmek istiyenlerin :
Zonguldak’da : Ereğli Kömürleri İşletmeleri Genel Md.ne Ankara’da : Eti Bank Genel Müdürlüğüne
İstanbul’da : Eti Bank İstanbul Şubesi Müdürlüğüne müracaatları icabeder.
Bahis mevzuu müstamel ve hurda eşyayı görmek istiyenlerin de Zonguldak’da İşletmemiz' Ticaret Grup Müdürlüğüne müracaatları lâzımdır.
Satış kapalı zarfla 21 Hazi ran 1950 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat 16 da Ticaret Müdürlüğünde yapılacaktır.
İşletmemiz ihaleyi dilediğine yapıp yapmamakta serbesttir.
(3724)

Çeviren. RAGIP RIFKI
1
Fiyorenda.’
— Madam Katerin pek iyit pek âlicenaptır, diye mırıldandı.
— İçinden de, istemiyerek ve sebebini bilmeksizin:
— Belki çok lûtufkârdır... dedi
Kapıya varmak üzere idiler. Fiyorenda, birdenbire, ânî surette içine doğmuş bir felâketin ilha-miyle Ferriyer'in elini tuttu ve aşikâr bir üzüntü ile bu eli tetkike başladı.
Ferriyer:
— Bana, elden anlamadığınızı ve bizzat uydurduğunuz şeyleri söylediğinizi söylemiştiniz, diye alay etti.
Kız, ciddî bir tavırla:
— Beni asla aldatmıyan bazı hususiyetleri pek iyi bildiğimi de söyledim. Ben, sizin hayat çizginizi tetkik ediyorum. Görüyorum... Görüyorum...
Ve sevinçle!
— Hele şükür! Şimdi artık müs terihim!... Ömrünüz çok uzun... Hem bu uzun seneleri mesut olarak geçireceksiniz, dedi.
Ferriyer, gayet ciddî bir tavırla:
— Ben, dedi, eğer mesut olacak sam ve bu da uzun seneler sürecekse... Siz benim yanımda bulunacaksınız demektir... Çünkü, kendim için sizsiz hiç bir saadet tasavvur edemem.
Kız, katı bir emniyetle:
Bellamy Cinayeti
ZAFERİN POLİS TEFRİKASI
Yazanı France* Noyeı Hart
— 49 —

— Yâni, cinayetten mi demek istiyorsunuz?
— Gayet tabiî.
Bulanık gözlerde şaşkıncasına bir ölüm azabına delâlet eden garip bir alev yeniden yandı.
— Pazar sabahı saat on ikiye doğru!.. Belki de on birdir, pek hatırlamıyorum. Her halde öğleye doğru olacak. George Dallas telefon etti. Ben uyuyordum.
— Ne yaptınız?
— Ne mİ yaptım? Ne yaptığımı bilmiyorum. Beynimden vurulmuşa döndüm.
Lambert sırıtkan suratını karşısındaki ebleh maskeye doğru uzattı.
— Ne kadar beyninizden vurulmuşa dönmüş olsanız, bu haberi duyduktan bir saat kadar sonra kütüphaneye kilitlenip beyninize kurşun sıkmağa kalkıştığınızı hatırlamıyor muydunuz?
— Bunu hatırlamıyorum.
— Maksadınıza muvaffak olamadınız, zira arkadaşınız Richard Burgoyne daha evvel şarjörü boşaltmış bulunuyordu.
— Doğru.
— Size öğle yemeğinin hazır olduğunu haber vermeğe gelen Filipinli uşağınız vaziyeti pencereden görüp ortalığı ayağa kaldırmadı mı?
— Her halde öyle olacak.
— Arkadaşınız Burgoyne zorla kütüphaneye girdiği zaman kendisine ne dediniz?
— Hatırlamıyorum.
— Bana el süreyim deme Dick, yaptığım iş ancak bu suretle temizlenir, demediniz mi?
— Hayır hatırlamıyorum; ama söylemiş olmam pek muhtemeldir. ne dediğimi hiç hatırlamıyo-
— Bu sözünüzü bize ne suretle izah edebilirsiniz, Bay Farwell?
— Hiç bir suretle izah etmiyorum. Söylemişsem, söylemişimdir. İzahın ne ehemmiyeti olabilir?
— Pek büyük bir ehemmiyeti olabilir, emin olun. Verecek hiç bir izahatınız yok mu?
— Yok.
— Bay Fanvell, size son defa olarak soruyorum; Haziranın on dokuzuncu gecesi Meyva Bahçelerinin bahçıvan köşküne gittiniz mi, gitmediniz mi?
— Gitmedim.
— Saat dokuz buçuğa doğru.
— Hayır.
Lambert’in kıpkırmızı ve tosto-
7.45
8.00
8.15
8.25
8.30 Müzik: Schubert - 5
Yukandan Aşağı:
1 — içinde patates olan 2 — Zurnanın arkadaşı, temel 3 — Bir nida, altın,^da-
ıııet 4 — Oyal, tersi: et satar 5 — Çift kuruş (iki kelime) tersi: Vilâyet 7 — Bir nida, tehlikeden uzaklaştıran 8 — Alına
doğru sarkıtılan saç. akıllı geçinen 9 — Yama, ced. ayının evi 10 — Bir isim, İlgiliye 11 — Onüç sofa (iki kelime).
18.30 Operalardan Tanınmış Aryalar (Pl.)
18.45 Saz Eserleri.
19.00 Haberler.
19.15 İstanbul Haberleri.
19.20 Sololar.
Joseph Haydn. îki keman İçin düo Çalanlar: Semih Argeşo, E-mine Erel
.t9 40 Hafif Ara Müziği (Pl.)
' ,..■■■ t ... i
(Şef Halil Onayman).
1. Albenlz: Palml
2. Denlsty: Dans:
ANKARA RADYOSU PERŞEMBE — 8/6/1950
Haberler.
Müzik: Saz Es
Müzik: Havai Müzikleri (Pl.) Günün Programı ve Hava Rapo inci mol Majör Senfoni (Pl.)
5. Paul Lincke: G
6. Sylv
13.30 ö&leG
13.45 Müzik: Rady
nın Devi
14.00 Aksam P ve Kapar
17.58 Açılış ve
18.00 M. S. Ay
18.00 Müzik: în
18.45 Müzik: Git ler (Pl.)
19.00 M. S. Ayarı ve Haberler.
19.15 Geçmişte Bugün.
19.20 Müzik: Yurttan Sesler.
19.45 Radyo ile İngilizce.
20.00 Müzik: Lie
20.15 Rady
— Mesut olmanız muhakkaktır; Evleneceğiz ve mesut olarak birlikte yaşıyacağız, sözlerini' söyledi.
Fiyorenda artık tamamiyle müs terih idi. Nişanlısına alnını uzattı ve o da kızı deraguş etti, o güzel alnı öptü.
Bu anda, önünde durdukları kapı yavaşça vuruldu.
Kız, nişanlısının kolları arasından sıyrılarak:
— Sizi çağırmağa geldiler, gi-gidiniz, dedi.
Bir harekette bulunacak vakit bulamadılar. Kapı açıldı.
Her ikisi de şaşırıp kaldılar: Göreceklerini sandıkları Ana Kra liçenin nedimesi yerine, Katerinin sadece: «Haydi!» emrini verdiği zabiti gördüler. Bu zabit iki adım ilerliyerek nazikâne bir tavırla başındaki kasketini çıkardı ve:
— Vikont hazretleri, müellim bir vazife ile tavzif edildiğimden dolayı pek müteessifim: Kılıcınızı lütfen bana veriniz... sözlerini söyledi.
Ve bel kemerine iliştirilmiş bir kâğıdı alarak açtı, gösterdi ve haşin sesiyle:
— Bizzat Kralın imzaladığı e-mirdir... sözlerini ilâve etti.
İki sevdalı, gayri ihtiyari geri çekildiler. Fiyorenda, nişanlısının mukavemet edeceğini anlamış gibi onun serbestçe hareket etmesini temin maksadiyle yana çekilerek meydanı genişletti. Sapsarı kesilmişti; burun delikleri titriyordu; yuvalarından fırlamış gibi büyüyen gözleriyle bakıyordu. Kenarda durarak, eli koynunda-ki küçük hançerinin kabzasını a-sabiyetle sıkarak bakıyordu.
Ferriyer, korkun bir ciddiyetle:
— Beni tevkif mi ediyorsunuz? Nedir sebebi? dedi. (Devamı var)
22.00 Müzik:
22.45 M. S. . 23.00 Progrt
İSTANBUL RADYOSU PERŞEMBE — 8/6/1950 Aoılıa vo prograı
Dans Müziği (Pl
Şarkı vo Türkülü
Caz Müziği (Pl.)
Çevireni S. Yazıcıoğlu
parlak yüzü birdenbire kötü biı mânayla parladı. Ve karşısındaki işkenceye maruz maskeye doğru şu suali fırlattı:
— Bay Tlıorne'in köşke doğru gelirken duyduğu kahkaha sizin değil miydi?
— Sız....
Şahit bölmesinden yükselen gazaplı bir kükreme, savcının mâdeni sesiyle feryadı, hâkim Car-ver'in asasından birdenbire patlayan bir gök gürültüsü, mübaşir Ben Pots’un İlâhi okur gibi uzayan ince sesi mahkeme salonunda bir anda birbirlerine karıştı.
«Sükût! Sükût!*
— Sayın Başkan, bir şey sormak istiyorum. Bay Fanvell burada bir idam maznunu mudur, yok sa mevzubahs olan dâva, Bellamy ve İves’e karşı açılmış bîir âmme dâvası mıdır?
— Bay Farr, bu mahkeme bir hitabet kürsüsü değildir. Bay Lambert, Bay Fanvell size Haziranın onu dokuzuncu ge -cesi Meyva Bahçelerinde bulunmadığını bir kaç defadır tekrar etmiş bulunuyor. Mahkememiz size kendisini sorguya çekmek bakımından pek müsamahakâr dav ranmıştır, fakat bu nokta üzerinde daha ziyade ısrar etmenize müsaade edemez. Soracak daha başka sualleriniz varsa, devam edebilirsiniz.
Lambert’in sesi hiç titremedi:
— Başka soracak sualim yok, dedi.
Savcı derhal:
— Bir dakika, Bay Fanvell, diye ileriye doğru atıldı.
Şahit bölmesindeki adam, Lambert’in feveranı karşısında ayağa kalkarak ateş gibi yanan gözlerle savcıya döndü. Şahit bölmesinin kenarına dayadığı elleri tir tir titriyordu. Bu eller, kalın, temiz bakılmış, zerre kadar hassasiyeti ol-mıyan ellerdi, parmaklarının birinde iri bir mühür yüzük vardı.
— Bayan İves’le konuşmazdan fazlaca içmiş olduğunuzu itiraf ediyorsunuz, değil mi?
— Evet, evet, evet.
— Akşam eve döndüğünüz zaman fazla konuşmuş olduğunuzdan dolayı pişman olmadınız mı?
— Evet.. Biraz fazlaca konuşmuş olduğumu biliyorum. /
— Ertesi sabah cinayetten iıie berdar olduğunuz zaman daha ziyade üzülmediniz mi?
★ (Devamı var)
Soldan Sağa:
1 — Saraç (2 kelime) 2 — Sondaki 6R) kaldırılırsa rütbe anlamına gelir, çikolata yapılır 3 — Ilayvan vurma, tersi: olmamış, ayının evi 4 — Fak, ateş bakiyesi İle karışık 6 — Bastan savma, dıs de&il 7 — Yama, donan 8 — Eğreti bakarak, inanışlar 9 — Olmamış, fasıla, doktor kelimesinin rumzu 10 ilerisi parlak. bir bayan adı 11 — Geçmişteki ba-
19.45 Şarkı ve Türküler.
20.15 Tomy Dorsey Orkestrasından Caz Müziği' (Pl )
20.30 Gelir Vergisi İzahları.
20.45 Piyano ile Caz Parçalan (Pl.)
21.00 Küçük Orkestradan Melodiler.
21.20 Fasıl Heyeti Konseri. (FERAHNAK" 1 — Peşrev 2 —
Günci gamda ruzu şeb 3 — Nevruza erdin 4 — Güzyaşlar’ınre
kllblme toplanmış 5 — Taksim 6 — Ruhumda bollar açtı 7 — Ben müptelâ olsam sana 8 — Sevdim bir goncayı rana 9 — Saz Se-
22.00 Konserto (Pl.)
22.45 Haberler.
23.00 Dans Müziği (Pl.)
23.30 Programlar ve Kapanış.
erkeklerin en namuslusudur.
sokak Kaynan npı.
Tual Keten Emprime Emprime Çamaşırlık ORTAÇ’ta
350 krş.
650 krş.
290. krş
350 krş.
büyük ucuzluk
f'
51
Ücretli Sanatkâr alınacak
f'
Her akşam
!■!
III
İdaresinde ATRAKSYON
Sevimli ARJANTİNLİ ŞantÖ2
iJ
Belediye başkanlığından
İLÂVETEN
Sayın Ankara Halkının Sevdiği
SES TOPLULUĞU
SAZ ve
4 — İsteklilere okulca yaptın lacak sınava göre ücret takdir edi-
Hillmen, Humber, Commst
i
Mevkiinde
Bafra Malmüdürlüğiinden
Dikkat
Görü medik Ucuzluk
TeL 21355
•ar.
875
12
Beyan isk. 7,5-10-12,5-14-16 T.L.
Erkek isk. şaplı 12,5-15 T.L.
Erkek isk. Mokasen 16-18-22 T-L-
200 Liraya Kadar
240 = =
260 = =
120 = =
Anafartalar Cad. Adliye karşı» Köşe Mağazası, No. 224.
Tel • 11135 4 tıkar*
Belediye Mezbahası için kesici alınacaktır. Kesicilikten anlayan ve kesiciliği meslek ittihaz ederek çalışmak istiyenlerin Belediye Mezbaha Müdürlüğüne başvurmaları ilân olunur. (3788)
ı« liralık elbise bizde U8 liradır. Bu fırsattan istifada etmeniz menfaatiniz icabıdır.
ADRES : Hacıbayram caddesi No: 5. (2000)
ORKESTRASI ve
İT AL YANIN CAZ KRALI MEŞHUR
MARİO BRUNi
Meşhur Alman Saba Radyoları
gelmiştir
S. Atatuğ, T. Eştaş
Analartalar caddesi, Adliye üstü No. 273 — Telefon; 14761
Kumaşlarda M“Mza EmPrimeJer Vistra »w™
Anver Saten
18 Renk hakiki İrlanda Keteni 900 krs. Gendi 340 krs

Muhabere Okulu K. lığından Mamak - Ankara (245)
2 — Sivil Şoför
1 — Modelci Marangoz
1 — Torna Tesviyeci
1 — Nakkaş Boyacı.
1 — îsteldilerden aranacak vasıflar:
a) Türk uygarlığında bulunmak;
b) Askerliğ.ni yapmış olmak
c) Sabıkası olmamak
d) Orta ve meslek okulu mezunları tercih edilir.
2 — İsteklilerin müracaatları sırasında yanlarında bulundurmaları gereken belgeler:
a) Dilekçe
b) Taahhüd senedi (Noterden üç sene için, sureti okul 1 Ş. den
c) Doğruluk kâğıdı (Mahalle muhtarından)
d) Sağlık kâğıdı (Okul tablbli ğlnden)
e) Dört adet fotoğraf
f) Nüfus kâğıdı sureti okulda tasdik ettirilebilir.
g) Künye f şi (Okulda ver.lir)
3 — Şoförlere, motörlü araçları tamir ve ikinci kademenin bakili yapabilecek kabiliyette olacaktır.
Şoförlere aynca senede bir kat elbise, kabut ve bir çift fotin veri-
isteklilerin 17/Haziran/1950 gününe kadar Muhabere Okulu 1. Ş. ye müracaatları ve fazla bilgi isteyeceklerin. 13550 ve 13552.den sorul-ilân olunur. (3777)
Ucuz ayakkabı satışı başladı. Mevcut malların tasfiyesi dola-yısıvle 15 gün devam edecek olan bu ucuzluktan istifade ediniz.
Çocuk isk. dolgu şaplı 750-900 Kr. Çocuk isk. sandalet şaplı 450-500-
550-600 Kr. Bayan dolgu terlikler 650-750 Kr.
Adrese dikkat»
ŞABAN KULAK — Güven Kundura Mağazası. Çıkrıkçılar Yokuşu, Saraçlar Çarşısı No. 107 — Telefon: 1191» (2214)
5639 saydı kanunun şümulü dı şında kalıp devletin hüküm
b. «^arrufu. altında bulunan Kızılırmak ağzının üç yıllık avlanma hakkı ,-^6/950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık arttırmaya konulmuştur.
1 — Muhammen bedel 21 bin lira olup geçici teminatı 1575 lira dır.-
A
2 — Arttırma 20.6.950 tarihine rastlayan Salı günü saat 15 te Bafra hükümet konağında ve mal müdürlüğü odasında teşekkül edecek heyet huzûriyle yapılacaktır.
3 — Avlanma mahallî Kızılırma k ağzının tamamı ile beraber ırmağın denizle birleştiği yerden itiba ren denize doğru sağ ve sol taraflara şamil olmak üzere birer millik mesafe dahilindedir.
4 — Arttırmaya iştirak edeceklerin arttırma saatinden bir saat evvel muvakkat teminatlarım yatırmış olmaları lâzımdır.
5 — Bu işe ait şartname Samsun, İzmir ve Ankara Defterdarhklariy-le İstanbul Defterdarlığında ve Baf ra Mal müdürlüğünde mevcut olup isteklilerin her zaman tetkikine- am ade bulundurulmaktadır.
Taliplerin muayyen giin ve saat te komisyonda hazır bulunmaları ilân olunur. (7Ö31) (3794)
■............... t
KHJMA VARCAS
MÜZİK - VARİYETE - JAZZ - DANS
J
Hakiki Avrupa esanslarından imal ettiğ m z
ANBER Losyonu
Kolonya meraklılarının kullandığı en nezih ve nadide bir kokudur. Bir tecrübe kâfidir. (Litresi 800 K.) diğer bütün çeşit (70 . 80 derece kolonyalarımızın fiyatı da (700) kuruştan (600) kuruşa indirilmiştir.
KOKULAR SABİT VE MUHAYYERDİR.
ADRES : Anafartalar Cad. No. 56. Zincirlicami karşısı RIZA ÖZKAY Parfümerisi. Tel: 14794


Kıymeti! sanatkâr» üstat Piyanist Sevimli set aan’stkâ’-ı
Feyzi Aslangıl
Temiz cam kaplarla menba-ğından gündelik taze olarak getirilen terkibinde Karbonat dolı YARIM derecelik ÜÇPI-NAR menba suyunu sağlık ve sıhhatiniz için mutlaka içiniz. ÜÇ PINAR suyu Türkiyede emsali olmayan bir sudur. ÜÇPINAR suyunu içen başka bir su içemez.
DEPOSU: YENİ HAL No. 6 Tel: 14161 (2228)
Servis istasyonu
açıldı
Her marka otomobil ve kamyon tam bir emniyet ve süratle garantili olarak tamir edilir.
Adres: Akköprü İstanbul Cad. Telefon 16409 - 15300. (2204)
Her Akşam Bahçemiz’de
Mükemmel Servis - Nefis Mezeler
Vakıflar Genel Müdürlüğünden
Mahallesi Mevki» Cinsi
Muhammen kıymeti
Yüz ölçümü Lira K.
Muvakkat teminatı Lira Kr.
Vakıf No.
Faal bir kahve devren kiralıktır. Müracaat: 11597. (2242)
LOUİSE SCHÜLER
ALMANCA ÖĞRENİNİZ LERNEN SİE DEUTSCH bei Louise Schüler
Yenişehir Marmara sokak 42 Tel: 24300. Hergün 9.30 a kadar. (2232)
Ders verilir
Ortaokullara İngilizce dahil bütün dersler, liseye edebiyat, Felsefe, Psikoloji, Kompozisyon dersleri ve. rilir. İmtihana yetiştirilir. Müracaat: Anafartalar cad. Çıkrıkçılar yo. Mersin so. No. 2/2 (2198)


Öztürk Hükümet civan Arsa
285,00
509
Nicely and completely furnished apartment in Atatürk Bulvar five rooms with centrel heating, hot wa-ter, otomat, phone, frigidaire. Ask T. 22261. (2244)
ZAYİ — Ankara Gazi Lisesinden aldığım otobüs pasomu kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
V. C. 402 Ercan Atatür (2238)
KİRALIK BODRUM KATI
3 eda, mutfak, banyo. İsmetpaş cad. Nq. 6 Üst kata müracaat
(2234)
120 Lira 155 Lira
1950 Model Radyolarımız gelmiştir
almakta acele ediniz.
168 Lira 270 Liradır
S Lâmbalı PUHİPS Marka
VIM Her şeyi
ve Kolay Temizler!
VİM Po»ta kalıplarının kolay buk tamirler. Bir veya İki defa bu kapları VİM ile ovalayınız derhal yağ ■terleri ve kara lekeler kayıp olur. VİM kullanımı tomizlemeleriniıdah
76 m» 3800,00
Yukarıda mevkii, numara, cinsi ve yüz ölçümü, muhammen bedeli ve muvakkat teminatı yazılı Vakıf arsanın mülkiyeti açık arttırma ile satılacaktır. Bu arsa üzerinde Ali Atalay tarafından fuzulen yaptırılmış bina bulunmaktadır. Bu binanın hedim ve kal’i hakkında alınmış hüküm mevcuttur. Müşteri bu ilâmı icraya koymakta veya bina sahibiyle uzlaşmakta muhtardır, ihalesi 21/6/1950 Çarşamba günü saat 15 de 2 nci Vakıf Apartmanda Vakıflar Emlâk ve Arazi Müdürlüğünde Komisyon huzurunda yapılacaktır. İsteklilerin bu Müdürlüğe müracaatları. (3813)
Kiralık
İstanbul caddesi Gümrük karşısında 38 No. asfalt üzerinde Ulusa 5 dakika 4 oda 1 mutfak banyo, elektrik, havagazı, suyu mevcut bir ev kiralıktır.
Bitişikteki sahibine müracaat. Telefon: 10119 (2218)
Dört Yol Sakarya Aile
bahçesinde her aksam
Kiralık ev
Yenişehirde 3 oda, 1 hol, mutfak, banyo, konforlu. Tuna caddesi Ataç sokak No. 29 Telefon 22692 ye müracaat (2236)
Sayın Müşterilerimize
HALK OTOBÜSLERİ
BOLU - ANKARA SEFERLERİNE BAŞLAMIŞTIR.
Salı ve. Cuma günleri, sabah leyin saat altıda Bolu’dan hareket ederek Perşembe ve. Cumartesi günleri Ankaradan yine aynı saatte Boiuya dönecektir.
Bir kişi için ücret (5) liradır. Sayın yolcularımıza her türlü yardım ve kolaylık gösterilir. (Halk Otoları) HALKIN OTO-LAIDIR.
ADRES : Bolu Sineması Bitişiğinde HALK OTOBÜSLERİ YAZIHANESİ
Ankaradan kalkış yeri ; Çankın Oteli Garajı Yazıhanesin, den biletler alınır.
Kiralık mobilyeli aparman
Atatürk Bulvarında kalorifer, s cak su, otomat, telefon, frijider ve her türlü konforu haiz mobilyeli 5 oda kiralıktır. Tel: 22261.
8U ÇEKİLİŞE 9.6.1950 AKŞAMINA KADAR EN AZ 100 LİRA YATIRANLAR DAHİL OLURLAR
Satılık otomobil
948 model dört kapılı, yeni du; rumda Studobacker marka. Göımek, görüşmek üzeıe Bankalar caddesi Yurd sokak No. 28 veya telefon: 13215 ve 13707 (2229)
Satılık Arsa'ar
Tasarruf Evleri, Maltepe ve Karanfil sokağında lstanbulda arsa ve emlâkla da değiştirilir. Müracaat: telefon 21517 , (2241)
KÜÇÜK Tanınmış o kuyuca
MelihaKarakoti; Kar aböcekter Nadire İşık
Ankara halkının yüksek semparaini kazanmış KARA BÖCEKLER her akşam Bahçemizde. I Saz sanatkârı MUCİP ARCIMAN ve büyük 12 kişilik saz topluluğu
DİKKAT- Bahçemiz içkisizdir Telefon: 14166
Satılık Ev
Tek kat bahçe içinde öç oda, mutfak, banyo, havagazı, elektrik, su bahçesinde çamaşırlığı ile şuyusuz olarak.
Adres: Köprübaşı (İsmetpa-şa) mahallesi Ekmekçi sokak No: 20. İçindekilere saat 14 den 17 ye kadar müracaat edilir. (2240)
İlân
Tahminen üç milyon kilo sebze 100 kilometre mesafeli Beypazar.n-dan Ankaraya naklettirileceğin-den, ehven fiatla çekecek müteahhide verilecektir.
Şerait Beypazarmda Bahçıvanlar Birliğinde öğrenilebilir. (2205)
Kasiyer aranıyor
Ecnebi bir lisan bilen bir bayan alınacak. Adliye Sarayı karşısı, FOTO AR. (2224)
Not: Miktarları mahduttur, Ort£iC
Aoiıfartelaı
.«.aafartalar Cad. Adliye tazsı»
Köşe No. 224

f

M
8 - 6 -1950
Sayfa: G
(Baştarafı 1 incide) ve bunun izahlarında ifade edilmiştir. Devlet bütçesinde büy ük bir yer alan ordu hizmetleri karşılığı paralar üzerinde de hassasiyet göstermek mecburiyeti tabiidir. Bu hassasiyet hiç bir zaman ordu me kanizmamızın en ufak bir amaya uğramamasını temin etmek ve onu tekâmül yolunda yürütmek prensibi etrafında gösterilecektir.
Bu ifadem ile tasarruf tedbirlerinin istikametini tespit etmiş olduğumu zannederim. Bütçenin her kalemi üzerinde durulacak, her paranın muhtaç olduğu hizmetin tam karşılığını teşkil etmesine çalışılacaktır.»
— Askerlik müddeti indirilecek midir?
«— Fevkalâde zaman icabı olarak üç seneye çıkarılmış olan askerlik müddetinin kısaltılması, bu müddetin iki seneye indirilmesi ve hatta bu müddet içinde bile askerlere daha başkaca kolaylıklar gösterilmesinin kabil olduğu görülmektedir. Bu hususa ait çalışmalara da . başlamak üzereyiz.»
— Emir erleri için ne düşünü-J yorsunuz? Kaldırılacağı haberleri doğru mudur?
.— Emir erleri üzerinde durulduğunu görüyorum. Ordu hayatında ve talim terbiyesinde her şeyden evvel izzetinefis üzerinde fazla mütehassis olmak ve binnetice ordu mensuplarını inzibat içinde yüksek duygulu ve karşılıklı sevgi ve saygıya dayanır bir camia halinde yetiştirmek ve yaşatmak İnsanî ve medenî hayatın tabiî icapların-dandır. Hizmet erleri hakkında kanun talimatname ve emirler vardır Şikâyet konusu ancak bu hizmet erle ri hakkındaki kanun ve talimatlara uygun hareket edilmesi teşkil etmektedir. Bu hususta bir karara varabilmek için evvelâ lüzum ve ihtiyacı gözetmek, sonra da bu lüzum ve ihtiyacın hududunu tesbit etmek lâzımdır. Bu lüzumu ve sahasını tesbit ettikten sonra Meclise bir kanun teklifi ile gelmek ilk j işlerimizden olacaktır.»
I — Bedelli askerlik ihdas edile-( cek midir?
| «— Asla. Hukukta ve vazifede
eşitlik dâvasını tahakkuk ettirmeği I üzerine almış bir hükümetin va-! tandaşı öz evlâdı, üvey evlâdı gibi ikiye ayıran bir zihniyete taraftar olmasına nasıl ihtimal verilebilir?
Hele kan ve can dâvasında (paralı, parasız askerlik) nasıl düşünülebilir?»
— Yedek subaylığın yeni kayıtlar altına alınacağı doğru mudur?
.— Yedek subaylığın yeni kayıtlar altına -alınacağından ne kasde-dildiğini anlıyamadım. Ordumuzun her şubesi, her cihazı gibi yedek subaylığı da zamanın icaplarına uydurmak borcundayız. Tekâmül yollarını takip edeceğiz. Yeni bir yedek subay tasarısı üzerinde tetkiklere ve hazırlıklara başlamış bulunuyoruz.
İlâve olarak ben de gazetelerde çıkan bazı yazılara cevap vereyim:
Subayların tayın bedelleri kesileceğine dair olan haberler yanlıştır. Böyle şeyin aslı yoktur. Yalnız her ay rayice göre her mıntakada muhtelif kıymetler ifade eden tayın bedelleri hesaplarının husule getirdiği kararsızlıktan kurtulmak için bunun her ay maktu olarak verilmesi üzerinde görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmeler tayın bedellerinin kesilmesi şeklinde ifade yersizdir.
Elbise kumaşlarının verilmiyece-ği yolundaki haberler de tamamen asılsızdır.»
t
Millî piyango dün çekildi
Komünizm tahrikatı yapanlar
t.
I
h
100,000 Lirayı 488,775
No. lu bilet kazandı
Millî Piyangonun 7 Haziran çekilişi dün saat 13 de Ankarada yapılmıştır. Bu çekilişte ikramiye kaza
488775
006829
157145
102151
124287
149765
212056
numaralar şunlardır: Numara 100.000 lira Numara Numara
Numara Numara Numara Numara
20.000 lira 20.000 lira 10.000 lira 10.000 lira 10.000 lira
10.000 lira
kazanan
rr
y

h
Beşer bin lira ikramiye numaralar: 039474 047392 229073 277516 341854 346527 395789 415760 452131 493905
n O
n
I
İkişer bin lira ikramiye kazanan numaralar:
005936 011128 015925 024913 030185 050928 052004 093031 103020 109256 140909 147581 161951 184533 184897 192150 192574 205497 209972 223894 248042 249436 257603 280827 28*9218 302914 335000 339084 347078 348916 354369 357838 362167 367784 370523 377022 415052 428512 470214 487456
a


3
ı
1
(
Biner lira ikramiye kazanan numaraları
003553 015522 017129 043405 050007 058560 070878 082421 083241 083977 084796 089519 094558 096069 105407 105824 114334 124743 127153 128842 139161 145123 164580 167773 196513 196564 210994 221066 230878 234771 240361 249494 252131'257349 262119 262491 271005 271871 276328 276725 280684 281199 289222 296381 296960 316072 321931 326859 336411 340595 340705 341984 346555 347020 355742 357356 359104 365094 370642 375758 377757 379529 286616 388844 394457 401463 423428 439489 441862 447862 448908 471702 472075 475298 476316 480065 483191 483555 484943 492190
i d n

I
1
L'
ti I iı d İT r
S y a.
(
»e
’e n-hl
U
in
Fi
Öğrencilerin tahliye
isteği reddeildi
Emniyet teşkilâtı, memleketin bir I imzalı bir de mektup bulunmuştur, çok bölgelerinde sistemli bir şekilde | Bu mektubun sahibi Gönen Köy En6 çalıştıkları iddia edilen bir komü- titüsünde resim öğretmeni iken ko-........................ tahkikatı münizm propagandası yapmak su-çiyle yakalanıp mahkemeye verilmiş ve İsparta Ağırceza Mahkemesinde suçu sabit görülerek hapse mahkûm edilmişti.
Halen nezaret atlında bulunan sanık, mektup sahibinin komünist resim öğretmeni Görgi olmadığını söy lemişse de, başka bir şahsı da gösterememiştir.
Diğer taraftan halen Ankara ceza evinde bulunan komünistlik sanığı talebeler savcılığa bir dilekçe ile müracaat ederek tahliye talebinde bulunmuş ve ayrıca tevkif kararına itiraz etmişlerse de üst mahkeme bu itirazı reddetmiş ve savcılık da tah liye talebinde ileri sürülen mütalea-ları yersiz bularak kendilerini tahliye etmemiştir.
Komünist şebekesine mensup olan
nist şebekesinin takip ve ile meşgul bulunmaktadır.
Haber verildiğine göre, 15 Nisandan 15 Mayıs gününe kadar İstanbul, Ankara, Adana, Mersin. Antep, Bolu, Bursa, Sivas ve Edirnede nezaret altına alınan komünistlerin sayısı otuzu geçmiştir. Yakalananların dördü memur, on biri talebedir. Bunların evlerinde yapılan araş tırmada bir çok vesika bulunmuş- I tur. I
Nezaret altına alınanların şebeke halinde ve sistemli olarak çalıştıkları, birbirleriyle ve bu arada komünist fikirli bazı tanınmış şahsi yetlerle mektuplaştıkları tesbit e-dilmiştir. Hattâ elebaşısı sayılan bir kaç kişinin, Ankana Sovyet büyükelçiliği ve konsolsluğu ile te maşta bulunup buralardan direktif ı aldıkları da iddia olunmaktadır. ______ _ ,.
İstanbulda yakalanıp Ankaraya , talebelerin duruşmasına önümüzde-gönderilen sanıklardan birinin evin- i ki günlerde Ağır Ceza Mahkemesin de ele geçen evrak arasında «Görgi» ■ de başlanacaktır.
Adalet Bakanının beyanatı
★ (Baştarafı 1 incide)
Beşer yüz lira ikramiye kazanan numaralar:
003316 007012 007260 008607 014165 028364 031424 031470 032538 046522 058083 058129 058320 059018 059110 063521 067849 068839 082840 084738 086857 089274 092394 095902 097629 102778 110558 113175 120022 122170 124355 129975 130840 140557 141283 141953 153110 156812 165271 167045 180409 183102 189246 190529 195608 196872 200497 212229 218820 219630 221962 222778 226272 227025 231670 233700 240631 242761 246654 247371 249150 249706 251500 252455 254320 255606 266989 270069 271977 272820 274702 277966 278644 282728 286254 288020 289747 296016 304701 316010 322990 332915 334169 340304 342118 347645 349443 351022 359848 359978 368582 373710 374787 377784 380766 382916 390072 404047 404806 406577 407524 413088 420924 426373 427738 435873 441809 452814 454940 458502 464589 465647 469188 476845 476944 479220 489202 494532 498242 499297
Kamu hukuku münasebetleri alanında yürüyen kanunlarımızın durumu ise bundan farklıdır. Bugüne kadar zaman zaman (Antidemokratik) diye tavsif edilen hükümler bu sahadaki kanunlarda yer almıştır. Demokratik siyasî faaliyetlerin, hürriyet havası içerisinde ve serbestçe icrasına mani olan, ferdin siyasî haklarım kullanmasına ceza tehditleri ile engel olacak durumlar yaratan hükümler, yürürlükten kaldırılacağı gibi, yeniden konulacak kaideler de siyasî hakların hürriyet anlayışının gerektirdiği tarzda ve ölçüde kullanılması imkânları sağlanacaktır. En başta Türk Ceza Kanununun bir kısım hükümleri bu zaviyeden incelenerek gözden geçirilecektir.
Yüzer lira ikramiye kazanan numaralar:
Son üç rakamı 115 veya 249 ile ni hayet bulan 1.000 numara yüzer lira,
Yirmişer lira ikramiye kazanan numaralar?
Son iki rakamı 15 ile nihayet bulan 5.000 numara yirmişer lira,
Onar lira ikramiye kazanan numaralar:
Son iki rakamı 94 veya 98 ile nihayet bulan 10.000 numara onar lira,
Beşer lira ikramiye kazanan numaralar:
Son rakamı 4 veya 8 ile nihayet bulan 100.000 nu/nara beşer lira ikramiye kazanmışlardır.
İkramiyeler nerelere çıktı: 100.000 lira İstanbul,
20.000 lira Eskişehir ve Erzurum,
10.000 lira ikisi İstanbul, diğerleri İzmir ve Ödemiş,
5.000 lira dördü İstanbul, diğerleri
Alman futbolcuları da Batıya kaçıyorlar
Berlin, (Nafen) — Sovyet bölgesinde son futbol maçlarına ştirak etmiş olan oyuncuların takım halinde Batıya sığınmakta oldukları biL dirilmektedir. Son bir hafta zarfında iki futbol takımı oyuncuları yanlarına kanlarını da alarak Batıya geçmeye muvaffak olmuşlardır.
Muhabirlerin bildirdiklerine göre, geçenlerde filleri, kaplanları ve arabaları ile demir perdeyi aşan sirkten sonra şimdi de futbol takımlarının kafile halinde Batıya iltica etmeleri demir perde muhafazasında zayıflama emareleri olduğunu hissetirmektedir.
Batı Almanyaya sığınmış olan Alman futbolcuları şöyle demişlerdir: -Doğu Almanyada sporu o şekilde komünistleştirdiler ki, artık buna spor denilemez. Bunun için de Batıya iltica etmeye karar verdik ve takım halinde geçtik. Burada maçlarımıza devam etmeyi umuyoruz.»
İngiliz savunma bakanı Hong - Koııg’da
Hong Kong, (Nafen) — İngiliz savunma bakanı Streachy Malezya-da komünistlere kargı yapılma,kta olan hazırlıkları teftiş ettikten sonra buraya gelmiştir. Mumaileyh Hong Kong'da iki gün kalacak ve İngiliz birliklerini görecektir.
İngiliz savunma bakanı ile müstemlekeler bakanı Griffith’in bura--1'" ?.’mnnv,qv« eidecekleri bildi-
sokak Kayhan apr.
Başmakaleden devam ‘
Büyük bir derd: Verem âfeti
da 53 idi! Biz, en kısa bir zamanda bu ölüm nisbetini en az miktara düşürmek mecburiyetindeyiz. Yoksa lıcr sene bir kolordudan fazla vatandaşı basillerin meydan muharebesinde kaybedersek, son büyük harbe girmemekle nasıl övünebiliriz?
Memlekette verem mücadelesini genişletmemiz gerektir. Bu hususta hem vatandaşlara hem de devlete düşen büyük vazifeler vardır. Zenginlerimiz, varlıklı vatandaşlarımız, Verem Savaş Dernek’lerine ellerinden gelen yardımı yapmalıdırlar. Esasen bu gibi İçtimaî yardımda biraz da kendi nefsimizi müdafaa mânâsı vardır. Verem böyle salgın bir halde devam eder, Koch basilleri sokaklarda sereserpe dolaşırlarsa, âfet, hiç bir zaman zengini, fakiri tanımaz, herkese kan tü-kürtür, ve rastgeldiğin! bir karantina sarısına boyayıp ateş içinde yatağa ve sonra teneşire serer.
Acı ile söyliyelim ki, veremle savaş şimdiye kadar çok zayıf tutulmuş ve eski iktidar bunun yalnız edebiyatı ile geçinmiştir. Halbuki veremle savaşı millî bir dâva halinde ele almamız, dispanserleri, sanatoryumlar, prevantoryumlar, hastahanelerdeki verem yatakları miktarını arttırmamız lâzımdır.
Böylelikle hem hastalan tecrit, hem de tedavi etmek imkânlan elde edilmiş olur...
Şahıs hürriyetinin kayıtlanması şekillerinden en ağırı olan ferdin tutulması hakkında, Ana Yasada mevcut prensibe uygun tatbikat hükümleri tesbit etmek de en mühim işlerimizden biridir. Kişi hürriyetinin tam ve geniş mânası ile temi nat altına sokulması için tevkif sebepleri açık olarak ve tek tek sayılmak suretiyle gösterilmelidir. Kanunlarımıza girmiş olan mecbu rî tevkif usulü yargıcın takdirine göre tatbik olunmak lâzımdır. Hak. sız tevkiflere karşı ferdin korunması zaruridir. Tevkifin tedbiı şeklinde tatbiki halinde bunun müddeti belirtilmeli ve bu müddet sonunda fert mecburen yargıç huzuruna çıkarılmış bulunmalıdır. Böylece, kişi hürriyetini teminat altına sokacak bir (Habeas Corpus) kanunu meydana getirilmelidir.
Yine kanunlarımızda, yargıç karan olmaksızın mesken aranabilmesi imkânını yaratan bir takım hükümlere rastlamaktayız ki, konut dokunulmazlığının teminatı yönünden ortadan kaldırılmaları zaruridir.
Ferdi evinde olsun, evinin dışında olsun maddî ve mânevî imkânlarını serbestçe inkişaf ettirmekten menedecek mahiyetteki engelleri kaldırmak başlıca vazifemizdir. Ana hak ve hürriyetlerin ancak bu yoldan müessir bir garantiye kavuşacağına kaniiz.
Cumhuriyet hükümeti, yeni girdiğimiz tarihî devrin milletimiz i-çin özlediğimiz mes’ut geleceği bugünden hazırlamak borcunda oldu-, ğuna inanmaktadır. Böyle bir istikbalin temel şartı düzenli bir hürriyet olmak zaruridir. Vatandaşı, hürriyetin yanlış ve sapık bir anlayışına düşürmeden, âdil kanunların himaygsi altında beşer tekâmülünün ve demokrasi icaplarının seyrine uygun bir hürriyette^, faydalandırmak; ona saadetini aramakta ve fikir serbestisini kullanmakta engel çıkarmamak ve zor bulundurmamak için düzenli bir hayat sağlamak başta gelen gayemizdir. Hürriyet namına hürriyeti ifnaya varabilecek her çeşit hareketin kanun teyidi altına kanulması millî varlığımızı tehdit edecek düşük bir takım fert ihtiraslarının sert kanun tedipleri ile karşılanması ve hürriyet âbidesinin bu suretle daima mâsun bulundurulması esastır. Kanunlarımız behemehal bunu sağlayacak bir ahenk ve birlik

Türkiye birinciliği maçları
Gençler Birliği İzmir'de galip
Kâğıtspor Gençler Birliğine 1-4, Beşiktaş Göztepe’ye 0 -1 yenildiler
İzmir, 7 (Telefonla) — Türkiye bi rincilıkleri maçlarına bugün de Al-sancak Stadyumunda devam edildi.
Günün ilk maçı hakem Bedri Kaya idaresinde Gençlerbirliği il© İzmit Kâğıtspor takımları arasında yapıldı. Bu maçın ilk devresinde Gençlerbirliği çok kötü bir oyun çıkardı ve 21 inci dakikada Kâğıtspor sağiçi vasıtasiyle ilk sayılarım yaptı. Gençlerbirliği buna 31 inci dakikada penaltıdan attığı gol ile mukabele etti. Devre böylece 1—1 berabere bitti.
İkinci devreye Gençlerbirliği çok hızlı başladı beş ve altıncı dakikalarda ilki İsmet, İkincisi de Musta-fanın güzel bir şütü ile olmak üzere iki gol kazanarak 3—1 galip duruma geçti. Bundan sonra Gençler-birliğinin tazyiki devam etti. 23 üncü dakikada Aliden derinlemesine
bir pas alan İsmet attığı fevkalâde bir şütle takımının dördüncü golünü katdetti ve maç da bu şekilde 4—1 Gençlerbirliğinin galibiyeti ile bitti.
İkinci maç AnkaralI hakem Muzaffer Ertuğ’un idaresinde Göztepe ile Beşiktaş arasında yapıldı ve bu maçı Göztepe son dakikada atmış olduğu bir gol ile 1—0 galip bitirdi.
Kocaeli - Ankara boks maçları
B. T. Ankara Bölgesi Boks Ajanlığından:
18 Haziran 1950 tarihinde yapılacak Kocaeli - Ankaar boks maçına hazırlanmak üzere aşağıda adları yazılı boksörlerin her akşam saat 18 de stadyum çalışma salonunda hazır bulunmaları rica oİunur.
Sevindik Erciş, Doğan Karaca, Te mel Yavuz, Mustafa İnci. Saim Saygılı, Ali Melek, Kâmil İçli.
Orduda yapılan değişiklik
★ (Baştarafı 1 incide) Kurmay Başkanı Muzaffer Gökse-nin, Birinci Ordu Müfettişliğine General Şükrü Kanatlı, İkinci Ordu Müfettişliğine de Korgeneral Haşan Atakan getirileceklerdir.
Yine bu meyanda 30 Ağustosta As kerî Şûradan Orgeneral Salih Omur tak, Orgeneral Kâzım Orbay ve Orgeneral Hakkı Akoğuzun da tekaüde sevkolunacaklanna dair rivayetler dolaşmaktadır. Aynı rivayetlere göre Levazım Generallerinden Sab. ri de tekaüt edilecekler arasında bulunmaktadır.

Ingiliz bale mütehassısı istanbula gitti
İstanbul, 7 (a.a.) — Eir müddet-tenberi Ankarada bulunan lngilte-renin Sadlers Welles Bale Kumpanyası Müdürü Miss Ninette de Valois, bu sabah uçakla Ankaradan şehrimize geltiştir. Ninette de Valois, yarın uçakla Londraya dönecektir.
Bizde hastahanelerde veremli yatağı çok azdır. Norveç’te 10 bin nüfusa 18.55 yatak isabet ederken Türkiyede on bin nüfusta veremli tabutu adedi 26,3 tür. Yatak miktarına gelince, on bin nüfusta bir veremliye ancak yarım yatak isabet etmekte, yani 10 bin nüfusta iki veremliyi bir tek yatakta yatırmak lcabetmektedir.
Halbuki komşumuz Yunanistan-da bile bu miktar, on bin kişide dört yatağa yakındır.
Diğer taraftan dikkat edilecek mühim bir nokta daha vardır: Veremliyi tedavi etmeğe ne kadar mecbursak, veremin sirayetini ve genişlemesini önlemek için de o kadar çalışmamız lâzımdır. Bunun için ilk iş, hayatı ucuzlatmaktır. Verem fakir hastalığıdır; veremli iyi gıda ister. Temiz hava ve istirahat ister. Veremi önlemek sıhhî meskenler bakımından ayrıca bir şehircilik işidir.
Basileri ancak kuvvetli vücutler öldürür. Yoksa tereyağının kilosu 800 e olan bir yerde veremle mücadele ne kadar geniş olûrsa olsun istenilen neticeyi elde edemeyiz. Her zaman tekrar ederiz: Verem mücadelesi sıhhî ve İçtimaî bir dâva olduğu kadar aynı zamanda İktisadî bir dâvadır. Gıdalar pahalıdır. İlâçlar pahalıdır. Bir Streptomisin tedavisi ıbir ailenin bütçesini harap etmeğe kâfidir. Sıhhî şartları haiz olmıyan güneşsiz apartmanlarda ve gecekondularda üstüste yatan insanlar arasında verem bir şimşek süratiyle genişlemektedir.
Hele bizzat şahidi olduğumuz i-çin söyliyelim ki, hapishaneler baştan başa verem üreme istasyonlarıdır. Bu bakımdan veremi İçtimaî bir dâva olarak da ele almalıyız.
Memleketteki umumî kazanç seviyesi malûmdur. Onun için, nice baba iar ve analar, evlâtlarının göz göre göre önlerinde yağı bitmiş bir kandil gibi söndüğünü görmektedirler. Çünkü veremli çocuklarına lâzım-gelen gıdayı ve ilâcı vermek imkânlarından mahrumdurlar.
Veremle mücadele denildiği zaman bütün bunlan gözönüne almalı ve sıhhî programla beraber iktisadi kalkınma plânı da birlikte mütalea edilmelidir.
Yeni iktidarın bu meseleyi lâyık olduğu ehemmiyetle ve bütün cephelerinden ele alacağına emin bulunuyoruz.
Mümtaz Faik FENİK itiraz edilen tutanaklar
* (Baştarafı 1 incide) bati Atamanın tutanaklarının kabul edilmediğine dair bir karara varıldığı bildirilmişti.
Öğrendiğimize göre, henüz tâli komisyonlarda tetkik edilmekte bulunan bu tutanaklar hakkında hiç bir karara varılmış değildir.
Diğer milletvekilleri
Diğer taraftan tutanakların inceleme komisyonunda, seçimlerine itiraz olan milletvekillerinden bir kısmı hakkında karara varıldığı da yazılmıştı. Öğrendiğimize göre Komisyonda isimleri yazılan milletvekilleri hakkında henüz bir karar verilmemiştir.
Kiralık Apartman aranıyor
Bir aile için 4—5 odalı, kaloriferli bir apartman dairesi a-ranıyor.
Posta kutusu 193 mektupla müracaat.
Fotoğraf, afiş ve çocuk sergisi
ir (Baştarafı 1 incide) I törenle açılmıştır.
Açılış töreninde Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan, | Millî Eğitim Bakanı Avni Başman, B. M. M. başkan vekillerinden Sıtkı Yırcalı, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Fadıl Hakkı Sur, Millî Eğitim Bakanlığı ileri gelenleri, iktisadi işbirliği idaresi Türkiye icra komitesi başkanı orta elçi Russel Dorr ve eşi şehrimizde bulunan Marshal plânı Türkiye icra komitesi üyeleri ile İsveç elçisi ve davetliler hazır bulunmuştur.
Millî Eğitim Bakanı Avni Başman 6erginin açılması münasebeti ile bir hitabede bulunarak ezcümle şunları söylemiştir:
— Muhterem Meclis Başkanı, büyükelçiler, elçiler ve ziyaretçiler, Son büyük harp insanlığı derin ıstıraplara uğrattı, fakat hayır kuv vetlerinin şer kuvvetlerine galebesi, çekilen cefalar için bir teselli kaynağı oldu. Geçirdiği büyük tecrübeden sonra insanlığın yeniden aynı maddî ve manevî ıstıraplara düşmemesi için tedbirler almayı lüzumlu gören hşyır kuvvetleri arasında Amerika Birleşik Devletlerinin pek mümtaz bir mevkii vardır. Orada sebepler tahlil olunmuş ve iktisadi buhranların büyük felâketler doğurduğu, insan kitlelerini ümitsiz bir halde akıbeti meçhul sergüzeştlere sürüklediği anlaşılmıştır. Huzurlu bir dünya vücuda getirmek için harpten zayıf düşmüş milletlerin iktisadı refahını temin zarurî görülerek bunun için tedbir lere tevessül edilmiştir. Marshall plânı, bu uzağı gören tedbirler silsilesi arasında en mühim olanlardan biridir. Bu plân sayesinde, bugün bizim de dahil bulunduğumuz 18 memleket sosyal refah, ticaret, madencilik, maliye, yollar, sağlık, en-düştri, havacılık, sulama ve saire bakımından geniş ölçüde yardımlar görüyor. Biraz sonra açacağımız sergi de, Marshall plânı idaresi tarafından Avrupa İktisadî işbirliğinin ve kültür münasebetlerinin değerini afiş, fotoğraf ve çocuk sanatı ile belirtmek ve dağıtmak üzere ter tiplenen müsabakaya memleketimiz den iştirak eden eserleri göreceğiz.
Mr. Dorr’un nutku
Mill) Eğitim Bakanından sonra İktisadî işbirliği idaresi Türkiye icra komitesi başkanı orta elçi Rus-sell Dorr şunları söylemiştir:
— Sayın Meclis Başkanı, Millî Eğitim Bakanı ve davetliler,
Bu güzel sergiyi gezmek ve sizinle birlikte Millî Eğitim Bakanlığı mensupları ve iştirak eden sanat kârlar tarafından sarfödilen muazzam gayreti müşahede etmek benim için büyük ve müstesna bir zevk olmuştur.
Bu müsabakada karşılaştığımız geniş alâka beni bilhassa memnun bırakmıştır. 15 bin okul çocuğunun müsabakaya alâka göstermesi ve iştirak etmesi hakikaten çok şayanı dikkattir. Bu beni hakikaten mütehassis etmiştir.
I Marshall plânı devam ettiği takdirde bu sadece bir kaç yüz hükümet memurunun işi değil, iştirak e-den memleketler halkının sulh, hür riyet ve daha müreffeh hayat arzularının ifadesi olmalıdır. Bu noktadan hararetle ifade etmek isterim ki, hepimiz kendi kendimizi ve müsabakaya katılan binlerce kişiyi teb rik etmeliyiz. Aldığımız netice aynı zamanda, Türkiyede Marshall programının muvaffakiyetine karşı gös terilen itimadın muhteşem bir tezahürüdür.
I Meclis Başkanınuı hitabesi
Russell Dorr’un konuşmasını müteakip Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan şu hitabede bulunmuştur:
— Bu serginin tertibi münasebe-
tile gerek Millî Eğitim Bakanının ve gerek Marshall plânının memleketimizde tatbikini takip ile görevli bulunan Mister Dorr’un ifade ettikleri duygularına iştirak ederim. İkinci Dünya Harbinin afetinden zaferle çıkan Birleşik Amerika bu a-fetin bir daha gelmemesi için hür ve demokratik memleketlere Marshall plânı ile yardımlarda bulunmaktadır. Memleketimizde her sahada feyizlerini gördüğümüz bu dost Amerikan milletinin yardımı muvaffakiyetle tatbik görmektedir.
Bu yardımın tatbikinde yardımı dokunanların burada bulunmaların
dan dolayı kendilerini tebrik eder ve teşekkürlerimi bildiririm.
Büyük Millet Meclisi Başkanının bu hitabesini müteakib Milli Eğitim Bakanı Meclis Başkanından sergiyi
açmaları ricasında bulunmuş ve
Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik
Koraltan:
«Bu sergi ile yine genç nesillere geniş ölçüde eser vermek fırsatı verilmiştir. Bu ve bunu müteakip açı. lacak sergilerin de faydalı olmasını temenni ederim. Hayırlı olsun.»
Diyerek kordelâyı kesmiş ve sergiyi açmıştır.
Daha sonra sergi davetliler tarafından gezilmiştir.
Dışişleri Bakanı yarın geliyor
ir (Baştarafı 1 incide) decek ve aynı günde İstanbula varacaktır.
Geçen 31 Mayıs Çarşamba günü Parise gelen Türkiyenin yeni Dışişleri Bakanı, Fransız başşehrinde, ileride fevkalâde semeresi görülecek ağır işlerle dolu bir hafta geçirmiştir.
Kumar yüzünden yaralama
Dün gece Yenişehir, Kızılay semtinde saat 22 sıralarında kumar yüzünden bir yaralama vakası olmuştur.
Yaptığımız tahkikata göre, eski Ankara milletvekillerinden Osman Talâtın oğlu Adil Ültekin isminde bir genç kendisinden daha yaşlı bir arkadaşiyle Sergen Kıraathanesine giderek kumar oynamaya baş lamıştır.
Bu sırada kumarda kaybeden Yıl maz, parası olmadığını söyleyince Adil kendisini kavgaya dave+ elmiş ve yumruk düellosuna başlamışlardır.
Diğerine nazaran daha güçlü kuv vetli olan Ail bir yumruk darbesiyle arkadaşı Yılmazı yere düşürerek başının parçalanmasına sebep olmuştur.
Yaralı bir müddet baygın vaziyette yerde yattıktan sonra derhal bir taksi ile Nümune hastahanesine kaldırılmış ve mütecaviz Adil yakalanarak tahkikata başlanmıştır.
Ihsan Hilmi Karaburçak'ın yeni resim sergisi
Arkadaşımız İhsan Hilmi Kara-burçak’ın bu yılki resim sergisini 15 Haziranda Dil, Tarih - Coğrafya Fakültesi salonunda açacağı öğrenilmiştir. Geçen yılki sergisi olağanüstü bir ilgi uyandıran Ihsan Cemal Karaburçak’ın yeni sergisi de büyük bir alâka ile beklenmektedir.

ÖLÜM
X

I

I

i"

Köprülü, evvelâ Avrupa İktisadî işbirliği konseyi ile Avrupa konseyi Bakanlar toplantılarına iştirak etmiştir. Bilindiği gibi Türkiye delegasyonu, Avrupa Konseyi ile Avrupa İktisadî İşbirliği arasındaki münasebetlere dair Numan Mene-mencioğlu’nun hazırladığı raporu vermek suretiyle bu toplantılara faal bir şekilde iştirak etmiştir.
Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, Batı Avrupa diplomatlarının bir çoğunun Paris’te bulunmalarından faydalanarak kendileriyle tanışmış ve mühim görüşmeler yapmış, bir yandan da sırasiyle Fransız Cumhurbaşkanı, Hükümet Başkanı ve Dışişleri Bakanı tarafından kabul edilmiş ve bu üç temasta da Türkiye ile Fransa arasındaki meselelerde tam bir görüş mutabakatı olduğu neticesine varılmış ve nihayet Köprülü, General Plastiras ile Türkiye ve Yunanistan Büyükelçilikleri tarafından dün yayınlanan tebliğde ehemmiyeti belirtilmiş bulunan uzun görüşmelerde bulunmuştur. İki hükümet Türkiye - Yunanistan münasebetlerinde yeni bir hamle yapmak tasavvurlarını resmen bildirmişlerdir.
Resmî Fransız çevreleri, Paris-te tanıştığı şahsiyetlerin sevgi ve takdirini kazanmış olan Türkiyenin Yeni Dışişleri Bakanı ile bu ilk .emastan memnundur.
Hindistan Başbakanı
Endonezvada
Londra Radyosu, (Basın - Yayın)
— Hindistan başbakanı Pandit Nehru Endonezya’nın idare merkezi Ja-kartaya varmıştır. Nehru cumhurbaşkanı Sokarnu’nun misafiri olarak Endonezya’da on gün kalacaktır. Nehru avdetinde Singapur’u * ve Rangoon’u ziyaret edecektir.
Altıncı devre Balıkesir Milletvekillerinden ve Hatib oğlu Bonmarşesi sahibi
BAY FEYZİ HATİBOĞLU 7/6/1950 günü saat 12,30 da Hakkın rahmetine kavuşmuş, tur. Cenazesi 8/6/1950 Perşembe günü öğle namazından sonra Hacı Bayram camiinden kaldırılarak ebedî istira-hatgâhına tevdi edilecektir. Kendisine Tanrıdan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz. (2239)
Ölüm
Emniyet Genel Müdürlüğü memurlarından Rıza Tüzüner’in annesi AYŞE TÜZÜNER 7/6/1950 Çarşamba günü saat 18.25 de müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak hayata gözlerini yummuştur. Cenazesi bugün Hacı Bayram Camiinden öğle namazını müteakip kaldırılacaktır. Kederli ailesine başsağlığı dileriz.
Satılık Ev
Hacettepe, Kurtuluş mahallesi Damar çıkmazında 8 No.lu iki katlı l ev satılıktır.
Müracaat: İstasyon Silo arkaşında Bakkal Ömer Satıcı. (2203)
Sahibi:
Adviye Fenik
Bu nüshada yazıişlerini fiilen idare eden: HİKMET ¥AZICIOĞLO
Basıldığı yer: GÜNEŞ MATBAASI



I ı
l
h
rkeklerin en namuslusudur.

Comments (0)