idare; Nuruosmanlye No 11 Tel adresi : «YENİ SABAH»
Î8TANBVL
Telefon: )0799
A B O N 1 BBDBLÎ
ebl
Kr
)
»
)
Pazartesi
8
■ ART
1948
Onuncu Yü
No. 3250

w I

f»’
Yorgunluk, Halsiıllkten kurtulmak İçin hafif ve çık
Perakende
Liraya
10
KURUŞ
Türkiye Senelik 8800 ®r • aylık 1500 » 1 ayhk 500 » 1 aylık 500 »
)400
8900
1000
500
«w
)
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MüDAFiiYiZ
Demokrat


İNGİLİZ MALI - AMERİKAN KÜPÜ
İBRAHİM İRGÖREN ALİNİZ
Sultan Hamaıc Dikranyan Han 3 .llncü kat No. 21
———— lifi ı
merkezînde
lüyük bir faaliyet var
Cumhurbaşkanı felâkete duçar olan Çukurova köylüsü ile uzun bir konuşma yaptı
Âni ve mühim kararlar alınması bugün için bir emri vâki telâkki ediliyor
İnönü Tarsuslulara hitaben- Ankaraya gittiğim zaman sîzlerin avukatı gibi çalışacağım ve isteklerinizi yerine getirmeğe gayret edeceğim dedi...
bubatın son sel felâketinde mahvolduğunu söylemiştir.
İnönü, sel felâketinden zarar gören köylüye parasız tohum verilmesine işaret etmiş, kaymakam bunun imkânsız olduğunu, fakat tâvizen verilmiş olsa dahi Devamı 5 ncido
*
r
i
Tarsus, 7 (Hususî Muhabirimiz Roşad Akı bildiriyor) — Cumhur Başkam ismet İnönü, refakatinde Bayan İnönü. Bayındırlık Bakanı, Demokrat milletvekillerinden Nuri özsan ve C. H. P. den Nihad Erim olduğu halde 16.30 da trenle şehrimize gelmiş, istas-
yonda tezahüratla karşılanmıştır. İnönü, doğruca kaymakamlık binasına gitmiş, alâkadarlardan izahat almış; ve halkı dinlemiştir.
Kaymakam, sular altında kalan köylerle henüz irtibat temin edilmediğini, 65 bin dönümlük hu
Tanrı Kurucuları Yalmandan Korusun L.
Bzc öyle yeliyor Ki memleket çapındaki bir ihtilâfı hal ve tesviye etmek, bizzat o ihtilâfın dpiU bulunan mahciud bir zümreye değil, bütün illerden yelecek ve olağanüstü bir toplantıya çaitrılacak murahhasların iştirk edeceği büyük kongreye düşer. İşte «Vatan» başyazarının ateş ten kaçar gibi korktuğu re çekindiği de bu tesviye şeklidir.
emokrat Partideki «iti lâf ve çatışma, artık bütün çıplaklığı ile, ortaya döiâlnıüş bulunuyor. Osman Nui Koninin istifanamesi dünkü ıüshamızda aynen ve tanı o tarik yayınlandı. Temyiz Mahkemesi gibi, en yüksek adalet • • _ * a. I »
İP *) I •_!»«—mw) IIJIKMMIIT-, per İne nail olmuş bir zatın közfri, öyle kolayca omuz silki !ip geçiliverecek lâkırdılardan f »aylamaz. Bin bir devirde, bin kir renk ve boyaya girmiş, ka »arlmmış politikacılarla böyle bütln hayatı müddctince saf -fethi muhafaza etmiş simaları kıyıslamak bile doğru olmaz. Bir Fuad Köprülü düşünülsün, | bir de Osman Nuri Köni göş ö nün» getirilsin, bu iki zattan bi rinia sözlerinin samimiyetine i-nanmak hususunda, her hangi i)ir yurtdaş, bir ân tereddüd e- | İebUir mi?
I x I
Şimdi iyice anlaşıkmya baş- , lıyor ki Demokrat Partinin batı ileri gelenleri hakikaten par tide bir tahakküm havası es -dirmişler ve bütiin teşkilâtı a vucları içine almak istemişler -dir. Ayrıca bu zevat politika o-vunlarında usta oklukları için hu tahakküme boyuıı eğmek is tenıiyen zevatı bertaraf etmek ve onlan umumî efkâr nazarında düşürmek için zemin ve za -mana münasib vasıta ve çareler arayıp bulmuşlardır.
Meselâ Kenan öneri «Vatan» başyazarı Yalmanın kalemile, bitnıiyerek komünistlik ağına ılüşıniiş bir gafil gibi tasvir etli er. Demokrat vekillerinden tahakkümlerine seriürû etmek isfenıincyler için (le en zayıf bir noktadan hücum vesilesi icad ettiler. Bunları ödenek zamlan-, ru, karara rağmen vermiyen kimseler gibi gösterdiler.
Halbuki Osman Nuri Koninin ifşaatından öğrenmiş bıılu-nnyoruz ki ödenek zamlarının Ummaması veya alınırsa belli bîr yere verilmesi hakkında parti ge nel Kurulunca ittihaz olunmuş bir karar mevcut! değildir. Bilâkis Parti erkânından bazıları ruu ödenek zamlarını almamak hususunda Heri sürdükleri tek -liflere bizzat sayıu Cehil Bayar itiraz etmiş ve: «1in katlan'(la fazla semahat olur. * demiştir.
Bu şartlar altında ödenek mo Melesi etrafında, koparılan fırtınanın bir tuzak, masum ve poli iika oyunlarında kaşarlanma -iniş zevah gözden düşürmek 1-cin bir oyun olduğu vazıhan an-hışılıyor. Maamafih bu husus -dalı! fikir vo kanaatimizin yan-hî anlaşılmaması için hemen I-I Jâve edelim ki bizce Demokrat 5miHctvcklHerinden kırmızı oy '«erenlerin hepsi ödenek zamları nı behemehal almamalı veya -hvd ' münaslb gördükleri her hangi Mr âmme veya havır İsine h^r ve teberrii etmeli idi -ler. Vahud daha İyisi bütün bu üdcuftk zamları Meclisde müza kere edilirken o eelaevo hic işti rak efnmmdi İtliler. Belki bu su refle Halk Partisi çoğunluğu d»
bu durum karşısında zam kamı nunu kabulde tereddüd eder, zayıf millet hazînesini de iki milyonluk yeni bir yük altına girmekden korumuş olurdu.

Bütün bu dedikodular ve ta , hakkiim sevdaları arasında «Va olmak 1—. - . —_____________________
I

I

(
I



r
--------
Pars’ın Tavzihi
vs cevabımız

Mnhiddin Baha Pars
Dün Bursa Milletvekili Mubiddin Baha Parsdan bir mektub aldık. Sayın Pars bir başmakalemizde isminin, diğer bir kaç İBİm arasında, zikredilmiş bu lunmasından faydalanarak kendisinden tekrar bah -settirmek hevesine kapıl -mış olacak ki istikbalini ha zırlamak kaygusu ile seçim kabiliyetinden uzun uzadı -ya bahsetmektedir.
Devamı Sa. D Sü., 6 da __________________________)


tan» yazarına yine gün doğdu; Ahmed Emin Yalman mutad garib neşriyatına başbyarak fe sad kazanını kaynatmağa ko -yuldu.
Yalmana göre kuruculara muhalefet eden, Demokrat milletvekilleri şu üç kategoriye ay nla bilir:
“ 'T — Halk Partisinden bir namzedlik koparnuya çak şıp buna muvaffak olamadıkdan sonra Demokrat Partiye kapı -lanmış olanlar.
2 — Totaliter Halkçılar tara tından bozguncu sıfatile muhalif partiye sokulmuş adamlar.
8 — İçleri kin ve ihtirasla tutuşan müfritler ki asıl gayete ri memlekete ve Partiye hizmet değil, sadece şahsî ihtirasları -nm yürümesi İçin partiyi basa -mak yapmak Istiyenler.
İşte şimdi Bayar ve Köprülü ye muhalefete kalkışmak cüre-(Devamı Sa.t J. Sü. 4 del
İçleri kin ve ihtirasla
Umumî arzu Büyük Kongrenin derhal toplanması lâzım geldiği merkezinde, bazı Milletvekilleri ihti âfın halli yolunda Bayara hakemlik teklif etmişler..
Ankara, 7 (Hubusî) — Güniüı pazar olmasına rağmen Demokrat Partide faaliyet bütün hızile devam etmektedir. Bilindiği gibi par ti bugünlerde mühim kararlara varmak mecburiyetinde bulunuyor, ihtilâfın milletvekilleri tarafından tamamile açığa vurulması zihinlerdeki teşevvüşü arttırmıştır. İhtilâfın yalnız ödenek meselesinden ibaret olmadığı bahsinde ısrar edenlere mukabil anlaşmazlığın hâdisenin malıza Köprülünün şahsından çıkmış olduğunu ileri sürenler de vardır. Merkez idare kurulu ekseriyetin, ihtilâfın ödenek meselesinden çıktığı hususundaki noktai nazarında ısrar göster diği anlaşılıyor. Bu fikre göre, e-ğer hâdise Köprülünün şahsına müteveccih olsaydı, ödenek meselesinden önce ortaya atılmak icab ederdi. Buna karşı da grup fezaları ekseriyeti ödenek meselesinin tâli bir iş olduğunu ileri sürmektedirler.
Beyanat ve yazılarile Parti tü- T züğüne aykırılık gösterdikleri id- | diasile bazı milletvekillerinin müdafaalarının alınması da ayrıca’ Genel kurulca kararlaştırılmıştır.
^aksüİâcnEileı karşjjpnde- ”
dare Kurulunun müdafaa alınması keyfiyetini bir nevi uzlaştırıcı yol olarak seçeceği de söylentiler arasındadır. Umumî kanaat şu merkezdedir: Celâl Bayardan tam tarafsızlıkla hareket ederek ihtilâfı en uygun şekilde halledeceği tahmin edilebilir. Bir kısım millet vekillerinin, Celâl Bayarın hakem olmasını* istedikleri ve fakat Bayana henüz müsbet veya menfi bir cevab vermediği sızan haberler arasında mühim bir yer işgal et mektedir. Maahaza faaliyet hak-(Deramı Sa,. 5; Sü., b de)
Orman yüzünden çekilen acılar

Blıe bir mektub gönderen İsmail Toprak İçin vakitle Tasvirde neler yazılmıştı?
Gazetemizin 5/3/948 tarihli sayısında (Ne günlere kaldık Yâ-rabbi) başlığı altında intişar eden yazıya karşılık İsmail Toprak imzalı bir mektub aldık. «Yeni Sabah m devamlı okuyucuları, mek tub sahibinin hüviyeti hakkında elbette birşeyler hatırlıyacaklar-dır. Gazetemizde orman ve kömür
idaresizliği hakkında çıkan yazılarda, mektub sahibine temas e-den hususları tekrarlıyacak değiliz. Yalnız, şimdi kendisine sütunlarını açan (Tasvir) refikimizin çok eski değil, 945 senesi kasım ayında, çıkan yazılan acaba mektub sahibi unutmuş mudur? lama-(Devamı Sa, S; Sü., 3 de)

Demokrat Partinin ilk biiyük kurultayındım bir görünüp
Demokrat Partide İstifalar
5. P. Eyüb İlçe idare hey eti de istifa etti
İstifanamede kurucuların tahakkümünden çok acı ve şiddetli bir lisanla
Demokrat Parti Eyüb ilçe idare kunıhı dün toptan istifâ etmiştir. Bu hususta 11 idare kumlu başkanlığına gönderilen istifanamenin sureti aşağıdadır:
Demokrat Parti tl İdare Kumlu
Başkanlığına:
I
I
S Yeni Seçim kanunu hazır

• Q - ■■■ ■
Tasarıda gizil oy ve açık tasnif esas tutuldu
İçişleri
Ankara, 7 (Hususî)
Bakanı Münir Hüsrev Göle, muhtelif işler hakkında şu beyanatta bulunmuştur:
— Yeni seçim kanunu hazırlanmıştır; birkaç gün içinde Bakanlar Kurulunda görüşülecektir. Tasarının esasları hakkında henüı birşey söyliyemem. Yalnız şunu bildirebilirim ki tasarı, gizli oy v« açık tasnif prensibinin icablan v« seçimlerin verdiği tecrübeler göl (inüııde tutularak hazırlanmıştır.
Devamı 5 tiride
bahsediliyor
İstanbul
11 İdare Kurulu tarafından bir maksadı mahsusla verilen direktifle ilçemiz lokalinde 5 Mart 943 tarihinde yapılan toplantıda kendini gösteren zihniyet ve tatbik olunan usul karşısında gerek milletin ve gerek Demokrat Partinin birer ferdi olarak derin bir ıztırab ha-(Devamı Sa., 3; Sü., 4 de)
Tüyler ürpertici
ir ba h çi v an, 14 senelik karısını, başını keserek, öldürdü
Dün sabah Kadıköyde bir cinayet işlenmiş, bir bahçıvan, başını kesmek suretile karısını öldürmüştür.
Kadıköyde Kıışdilinde Ağustos sokağında 20 numarada oturan ve Kadıköy Belediyesi bahçıvanı 40 yaşlarında Mehmed Yonca 14 se-(JDeıamı 6 incide)

Sterlingle balık ihraç edilecek
B
• 1
)•»
T f
I
Millî Piyango
f
i
numaraları a-
4i;
A. *
7 Mart 948 çe
saat 13.30 da i
'.‘I ,- •
'*(■











ı '* - ZV'rı
Dikilili maçta Meret Çek müdafllerl De
mUcadele fitilinde
(yazısı 4 üncü sayfada)
100 bin lirayı 55236 numaralı bilet kaz.au ı
Millî Poyangonun kllişl dün Ankaradn yapılmıştır-
İkramiye kazanan şağıya yazıyoruz: 'n «vaizi ı 5 incide!
Eyüb ilçe Başkanı Hüseyin Pekdoğru
Ankara, 7 (Hususî) — Haber aldığımıza göre önümüzdeki ay i-çinde İngilizlerle yeııi bir ticaret ve tediye anlaşması imzası için mil zakerelere başlanacaktır.
Devamı 5 incide)
İki vak’a, bîr netice
İM
[ULUNAY (

rino değnek sokanlar var. Bunlar nıâküs tarafta hürriyeti ken di kanaatlerine uydurmak isliye» a-
daınlardır; demokrasiden pek hoşlanmıyorlar. Çünkü bu Idaro muarız tarafa, kelâm vo faaliyet hakkı veriyor. Bunlar sadeco partizan olsalar ehemmiyeti yok; nihayet durumları kendi ietihad ve kanaatlerino şiddet-lo tarafdar olmaktan ibarettir; fakat bunlar hükümet mokanizmasmın cüz-Icrlndon birini teşkil ederlerse o zaman partizanlıkta hükümet kuvveti kullanılmış oluyor, işte Razetolerin: «Baskı... Baskı...» diye fcryadları bu-dur.
Böylo baskıcılıkta nam vermiş idare âmirleri herkesçe malûmdur. Bunlar demokrasinin icabı ofan hürriyetlere muarız olduklarını yalnız kalen değil fiilen do göslordlklerl halde kat-
t
• |
EMLE KET, hürriyet ve de- iyen rahatsız edilmemişlerdir, mokrasi arabasını yürütmeğe Bu muafiyet domokratik rojimln fe-çalışırken arabanın tekerlekle- essüsü bakımından herkeste pek haklı olarak bir şübho v( toreddüd uyandın yor.
Tarihî bir vak’a anlatayım:*
A
İkinci Abdülhamid zamanında ley-tunda Ermeni kıyamı oldu; Abdülha mid bir kıta asker gönderdi; bu kıyamı bastırdı... Tenkil kuvvotinin ku mandanı binbaşı Haşan Bey isminde çok şodld bir adamdı; Zcytunda taş taş üstündo bırakmadı; orayı terte mlz otti. O dovirdo kapitülâsyonla vardı; Avrupa her vcsilo İle Işleriml-zo burnunu sokuyordu; bu hâdise üzerine garb matbuatında kıyametler koı tu; Avrupa devletleri tenkil harekâtından dolayı hükümeti mes’çl etmek beis i do devletin siyaseti üzerinde bir kontrol koymak İstediler. Abdütha-mld, binbaşı Haşan Boyo haber gön-dererek bu harekâtı kendi kanaatin (Lütfan tayfayı gevirftt».

SAYFA; Z _______
' -Ş—i—MIH ■■ I L-nn-ŞT' —t
SİYASΑhfl IRALARIH






OkUYLCU


«İ1O Hkl
Yazan
Profesör Kenan Öner

—a —
Parti teşekkül etmeden on bin lira gibi o zaman
Parti teşekkül etmeden on bin Hra gibi o zaman bü-yiik sayılır atıfet ve yardımda bulunan arkadaşlarımız da içinde olduğu halde Anka iti nın tavsiyesile gelenler arasında bir hareket görülmüyor, I onların bu lâkaydlıkları karşısında ben ve Cevad da lâkayd davranıyorduk.
| İşe esaslı bir surette bağlıyabilmek için mutlaka para lâzımdı. Tüccar arkadaşlardan da «arar tedarik ederiz» den başka ümid verici bir pes çıkmıyor, hattâ teklifimi tekrarladıkça bir uzaklaşmak emeli de sezilir gibi oluyordu.
| Başka bir toplantıda tekrar bu bahse girerek «Arayıp bulmak Vaidi bâki kalmak şartile bunu beklemeden az da olsa iptidaî sermayenin tarafımızdan derhal temininden başka çare olmadığını kat'î bir lisanla ortaya attım. Herkesin yüzünde ıztırab ifade eden bir kırmızılık kendini göstermişti, işi buraya getirdikten sonra devam ve ısrar icabe-'diyordu. Böyle yaptım ve herkes ne vermek istiyorsa miktarının tes-bit edilmesini istedim, Aııkaranın milyoner gözdesi nasılsa bin lira, memleketlisi de üç yüz lira miktarında bir teberdi vaidinde bulunabildiler. tlyas paşa hesabına itizarda bulundular. Hakikaten bu muhterem asker de zengin olmıyacak kadar namuslu bir insandı. Cevad bey onların mikyasına göre çok sayılacağını ileri sürerek yüz lira çıkarıp Verdi. Ben de ona müvazi bir yardımda bulundum. Bu suretle 1500 liralık. ilk sermaye meydana gelmiş oldu. Halbuki ihtiyacımıza göre bu meblâğ bir lıiç demekti.
Bununla kâğıt aldık, defterler aldık. Evrak bastırdık, faaliyete giriştik. Fakat bu en iptidaî işlerden sonra sermayemiz lıiç artmamış, yanya düşmüştü.
Memlekette böyle işler için faydalı arkadaş bulmak da para kadar güçlük ihsas ediyordu. Hiç birimizin siyasî faaliyette yeri olmadığı için kendilerine müracaat edecek tanıdıklarımız da pek az bulunuyor, onların en namuslu ve en faziletlileri de bizimle beraber çalışmaktan çekiniyor, meydana çıkmaktan korkuyordu. Para ve insan hususunda karşılaştığımız güçlükler, hakikaten ümid kırıcı bir mahiyetin de üstüne çıkıyordu. Hele hissetmeğe başladığımız gizli murakabeler de vaziyeti daha çok güçleştiriyordu.
Tanıdığımız ve inandığımız herkese müracaat ederek lıiç olmazsa ilçeler teşkilâtını kurabilmek için bize insan tavsiye etmesini rica ediyorduk. Bazıları temennilerimizi kabul ederek isim veriyor, bir kısmı buna bile cesaret edemiyordu.
Alabildiğimiz isimler üzerinde münakaşa ederek, kendi vasıtalarımızla tahkikat yaptırarak arkadaş seçiyor, bunları birer eleman olarak bir deftere kaydediyor, bulduklarımız nisaba erdikçe oralarda teşkilâtı kurmağa çalışıyorduk.
İlk zamanlarda tabiî gibi görülen bir zihniyet kendini göstermeğe başladı. Her isim okundukça alâkasızlık gösteren Ankara gözdesi üç arkadaş, faraza Temel ismi okununca evet tanırım, iyi adamdır şehadetinde bulunuyor sebeb olarak da «Karadenizlidir diye kanaatinin temelini gösteriyordu.
Ben ve arkadaşım Cevad fazilet ve liyakati mmtaka, hattâ ırkla da tahdid edenlerden olmadığımız için önceleri bu tasnifi tabii görüyor ve tanışmanın menşeine atfederek mahzurlu bulmuyor, onların tezkiye eylediklerini deftere kaydedip geçiyorduk.
Arkadaşların bu tercih sebebi, gün geçtikçe sabit bir fikir şeklini almağa başladı. -Onlara göre her Karadenizli mahz-ı Akdenizliler de şübheli birer mahlûk telâkki edildiğini mahiyet alıyordu. Vaziyeti Cevad beye açtığım zaman nazarını çektiğini öğrendim. Fakat bu ne demekti?...
Bu üç arkadaşın hüviyetlerini, haklarında tam bir yecek kadar bilmediğimiz için bir namus inhisarı mânasını ifade eden zihniyetin sebebi ve menşeini hakikate yakın bir şekilde tesbite imkân bulamıyorduk. Fakat her üçünün partiye mensubiyeti, hareketlerine göre mebusluk gibi bir külâh kapmak emeline müstenit olduğunu ihsas etmiyor değildi. Bunlardan îlyas paşa, bugün de itirafa mecburum ki, faziletkâr ve babacan bir insandı, Karadenizle de bir münasebeti bulunmuyordu. Fakat buna mukabil namuslu olmanm cezasını Çehrelinin Nuh Kuyusundaki evinde parasız oturmakla çektiğini bildiğim için onun da ötekilere zahir olmasını pek tabiî görmemek mümkün olamıyordu.
Çehrelinin Vatan matbaacılık şirketinde hissedar olduğunu bilmediğim için on bin liralık fedakârlığın Ahmed Emin Yalmanın maksadına âlet olmak için vukubulup bulmadığı hakkında bir fikre de sahib değildim. Fakat bu zihniyet, ister iyi, ister kötü bir maksadın mevlûdu olsun, üzerime aldığım millet hizmeti hesabına bana ihtiyatlı ve basiretli bulunmak lüzumunu ihtar edip duruyordu. Hele bunun İstanbul teşkilâtını bir Karadeniz çenberi içine almak ihtimali, bu ihtiyatı bir zaruret haline getiriyordu. Cevad bey de bu fikirde idi. ilk müteşebbis heyette daha emniyet verici bir vaziyet ihdası için ikimiz de tüzük hükümlerinden istifade ederek kurulu teşkil eden üyelere iki âza daha ilâvesini faydalı gördük ve temini çaresine baş vurduk. Haklarında itimad beslediğimiz bazı zevata müracaatımız türlü bahanelerle menfi neticeler verdi. Nihayet îstanbulda âdeta merkezin, bilhassa Celâl Bayarın bir ajanı vazifesini gördüğüne emin bulunduğum Yusuf Ziya Onişle temasa geçerek onun tavsiyesile Selanik Bankasının ikinci müdürü Salâhaddin Güvendiren ile eski valilerden Muhtar Akmanı kurulumuza ilâve ederek yedi kişilik bir heyetle çalışmağa başladık.
Faaliyet daha emniyet verici bir hale gelmiş, yavaş da olsa bir kaç ilçe ile bir iki bucakta teşkiTât kurmak imkânı hasıl olmuştu. Fakat lokal ve para meselesi vehametini muhafazada devanı ediyordu. Bu hususta çekilen müşkülâtı da sırası geldikçe anlatacağını.
(Devamı var)
• a
fazilet, âdeta gösterir bir onun dikkat
kanaat besli-
AKVihy
’a, bir netice
fBastarafı 1 incide) şaptığını ve hiçbir yerden emir almadığını bu suretle bütün mesuliyeti tahammül etmesini İrade etti. Bu hamiyetli adam da tahkik heyetine: «Kimsenin haberi yoktur; herşeyi ben yaptım!» dedi; Divanıharbe verildi. Muhakemenin neticesinde askerlikten tardilo idama mahkûm edildi. Padişah, idam kararını müebbed kalabend liğe tahvil eyledi; Haşan Bey kalesi olan bir şehre gönderildi; iki sene kadar orada kaldı; bu müddot zarfında maaşı bir misli fazJasile hükümdarın hazînesinden verildi; iki oğlu leyli mekteblcre alındı; Muharremde, 8ay-ramda, Ramazanda (Cîb-i-hümâyûn) dan ihsanlar gönderildi... Haşan Bey İki sene sonra Abdülhamidden yeni bir irade aldı: «İsmini değiştirsin;» san Bey istida ite müracaat etti; fus kâğıdında ismini değiştirdi: san Bey, Mazhar Bey oldu. Bir
sonra Mazhar Bey Miralaylığa terfi etti ve bilmem hangi mühim şehirde alay kumandanlığına tâyin edildi. Fakat kabadayı bir asker olduğu için hüviyet tebdiline rağmen sinirlerine haklın olamıyor ve ınahkûmiyotimfe en İleri gidon Fransızlar olduğunu bildiği cihette ne zaman sokakta Fransız konsolosuna rastgetso on kaba tâbirle: tUlân! Ne nane yiyetnidlniz sanki?..» Çiyor vo yumruğunu uzatarak aoaıb
Ha-nü-Ha-ay
Bandırmanın K rezli köyU muhtarı gazya-ğını 5 kuruş fazlaya satıyormuş
Vaslkayla Bandınnnda stresi 23,5 kuruşa satılmakta olan gazyağı, Çoınlıı buca» ğında nakliye iicretl ilavesi-le 25 kumsa perakende o-larak satılmaktadır. Bucağın eıı yakın Kirezll köyü halkı bucaktan ihtiyaçlarına ayrılan gazyağlarını kendi vasıtaları ile taşıdıkları ve bunun için de kira almadıkları halde köyün Halk Partili olaıı muhtarı hükmü karakuşi ile kilosunu beş kuruş zam yaparak 30 kuruşa satmaktadır. Aylardanken toplanan bu fazla beşer kuruşların nereye sarfedildiği muhtardan sorulduğu zaman da müshet bir ccvah alınamamaktadır.
Köylümüze kendisini sevdirmeğe ve memmın etmeğe çalışan sayın bucak müdürümüz Nazmi İlkeriıı bu köylü vatandaşlardan haksız olarak alınan bu paralara müdahale edeceğinden emin bulunuyoruz.
Bu mümısebetle köylünüh bilhassa kış gecelerindeki çok zaruri bir ihtiyacı olan gazyağı fiyatındaki fuzuli yükseliş önlenmiş ve Icöylü-miiz memnun edilmiş olacaktır.
Bandırma Atatürk Cad. No 31 Mustafa Evyapan
Okuyucularımıza
Okuyucularımızdan, gazetemize karşı besledikleri güven,- sevgi ve ilgiye tercüman olan yüzlerce ınektııb al maktayız.
Okuyucu diyor ki sütununun nıahdud olduğundan ınektubiarın ekserisi maalesef sıraya tâbi tutulmakta, bu ise lıeın mektub sahihlerinin lıeın gazetemizin üzüntüsünü mucib olmaktadır. Bu cihetle badema gönderilecek ınektubiarın kısa ve özlü, yazı makinesi veya mat laka okunaklı el yazısilc ve mürekkeble yazılmasını ve sarih adresli olmasıfıı rica e-deriz. Bu şartlara riayet et-miyen ınektubiarın ııcşredil-miyeceğini saym okuyucularımızın ıttıla* kesbetnıelcrini de ayrıca rica ederiz.
Yeni et narhı bugün tatbik edilecek
• w
Bir müddet evvel, belediye daimi encümeni tarafından tesbit olunan yeni et narkı, bu sabahtan İtibaren yürürlüğe girmiştir.
Yeni nark fiyatlarına göre, Dağlıç ve kıvırcık 253.karaman 243, ke çi 188. sığır 193, inanda 168. dana eti de 183 kuruştan satılacaktır.
Belediyenin kararile kuzu eti sa tışları serbest bırakılmıştır.
Nark fiyatı, üstünde satış yapan perakendeci kasapların ruhsatiyeleri alınacak ve dükkânları kapatı lacaktjr.
Diğer taraftan belediye muraklp leri, mezbahadaki kesim veya satışla rı kontrol altında bulunduracaklar dır.

işaretler yapıyordu. Konsolos o zaman Hariciye Nazırı olan Gabriyel Hanoto’ya şu yolda bir telgrat çekiyordu: e Haşan Beyin tecziyesi şöyle dursun rütbesi miralaylığa terli edilmiştir. Vo nerede bana rastlarsa herkesin içinde ayıb işaretler yapıyor!» Hanoto, bu telgrafı Fransız Mebu-san meclisinde okumuş, nutuklar Irad1 edilmiş; fakat iş ilk tavını kaybettiği! için bir tosırl haiz olamamıştır, işte! bir aralık Medine Muhafızlığında bu-| lunan Haşan Mazhar Paşa İmparator-, luk tarihinde çok ehemmiyetli bir vâk.a nın kahramanı olan binbaşı Haşatı Beydir.
Zamanımızda bunun kötü bir benzerini görüyoruz. 1
Meselâ Lalapaşa kaymakamı Ocmok rat Parti reisini öyle dövüyor ki ga-l zetelerdo resmini gördüğümüz zaman acaba bir yüz bu hale nasıl konulur diye insana hayret ve dehşet geliyor. Bir müddet kaymakam azlediliyor; iş yatıştıktan sonra - galiba Gınnıyol müdürlüğünde - bir vazifeye tâyin e* diliyor. Bir vatandaş ve dindaşına hu kadar fena muamelo ypparı bir adamı hiçbir zaman Haşan Mazhar Paşanın fedakarlıgile mukayeso etmek istemeyiz fakat kaymakam Demokrat reisi-no rastgelso do ayni sözleri tekrar e-derek ımhud işaretle yumruğunu sallara no olur?

( — Açık hesabı vardı, aydan
? aya alırdı.
7 — Peki bu paraları nereye
) verirdi?
| — Beş yüz liraya yakın bir
| parayı Hüsnü beye verdik, o da t zannedersem, bir kaç kişiye tev ( zi edermiş.
7 — İzmit mebusu Şükrü beye
| hiç bir para verdiniz mi?
y — Hayır.
I — Hüsnü bey bu parayı top
ı lu olarak mı alırdı?
I — Evet, evvelce beşer yüz li ? ra alırdı. Sonra bu para 240 Ji J raya indirilmişti. Seııedleri Ke-) mal bev namına idi.
| — Kemal beyle ne vakitten
I beri tanışırsınız ?
t — 334 senesindenberi.
ı — Daha evvel?
/ — Eskiden Şehzadebaşında
) klübde verdiği konferanslarda ) şahsen tanırım.
\ — Siz îttihad ve Terakkiye
t ne zaman intisab ettiniz?
l — 326 senesinde.
/ — Teı akkiperver fırkaya in
) tisab ettiniz mi?
J — Hayır .
— Kemal beyin intisab edtp etmediği...
— «Etmedi» diyorlardı ve in tisabma dair de bir emmare gö remedim.
— Kemal beyin yanına kim Ter gelir giderdi?
— Mesadet Hanında bulunmadığım cihetle bilmem.
HER SABAH]
Muallimler Birliği, «Federasyon» olacak
d


A
Kıbnshların kongresi

Bakanlık, muallimlere yardım maksadile Galata Mevlevihanesini Birliğe veriyor
Muallimler Birliğinin bir fedaras yon halline getirilmesi hususunda kİ çalışmalar hjzla devam etmekte dlr.
Muallimler Birliğinin bu yoldaki müracaatları Milli Eğitim Bakanlı!
* ğı tarafından müsait bir şekilde karşılanmış bulunmaktadır.
Yakında teşekkülü beklenen derasyona. bütün muallimlerin nıcside sağlanacaktır.
Muallimler Federasyonunun
yesl, muhtelif tedrisat kısımlarında ki muallimler arasında bir tesanüt meydana getirmek ve tedrisat ola
F. gir
ea-
temlerinde yapılacak reformlarda müessir rol oynamaktır.
Diğer taraftan öğrendiğimize göre gerek vali Lûtfl Kırdarın, gerek M- E. Müdürü Murad Urazm alâka lan neticesinde tarihî binalardan Galata Mevlevlhaneslnln, Muallim ler Birliğine verilmesi de kararlaş tırılmıştır,
Bu bina restore edildikten sonra, Muallimler Birliği toplantı ve eğ lentilerini orada yapacak, hattâ kİ raya vermek suretlle bir gelir de temin edebilecektir. Mevlevihan,ede mükemmel bir raks mahalli vardır.
ff A A ÜİfTE
Fakülteler arasında satranç müsabakası
Üniversite Talebe Birliği aldığı yeni bir Kanala, fakülteler arasın da biç Satruar, müsabakası tertipli y etektir.
Musa oa kay ı kazanan Fakülte, Teknik Üıuverjıte 1le karşılaşacak tır-
Yiikuck okulların nskerlik dersleri
Yüksek okulların askerlik dersle rl ve kampları hakkında geçen se ne kabul edilen talimatname, bu se ne de aynen, tatbik olunacaktır.
Erkek öğrenciler için talim müd deti İki aydır Evvelce kamp gören lerlü kupmlarda geçirdikleri günler, bu müddetten tenzil edilecektir,
Talim görecek öğrencilerin İsimle rl .şimdiden ilâıı edilmiş bulunmak tadır.
Kampm 15 temmuzda başlayaca ğı söylenmektedir.
Avrırpaya gönderilecek akademi mezunları
Milli Eğitim Bakanlığı hesabına Avr^ııa.'* ihtlaaa yapmak içtn gön derilecek Güzel Sanatlar Akademi sinin muhtelif branşlarından mezun gençler arasında açılan müsa baka imtihanı neticelenmiştir,
Müsabaka imtihanında ancak dört sanatkarımız muvaffak olabil miştlr, ve yakında İstanbul vapuru ile İtalya ve Fransaya gidecekler dlr,
HO- n——
Lir vatmana tecavüz eden sarhoşlar
Evvelki akşam 22,15 de Te peba^mda Şehir Tiyatrosu kar şişindi bir yaralama vakası olmuştur. Hâdise şudur:
Hikmet ve Rahmi adında i-ki sarhoş arkadaş Tepebaşı du rağmda yolcu alan 155 numara lı Şişli - Eeyazıd tramvayı vat manı 53“ numaralı Abdullah Sakıllıya hücum etmişlerdiı Mü dafaa mevkiinde kalan vatmau o sırada eline geçirdiği makas deniiriie iki mütecaviz arkadaşı başlarından ağır surette yarala iniştir. Yaralılar ilk tedavileri yapılmak üzere Beyoğlu hasta-,

Bayan Kelly’nın bugünkü konferansı
Ingiliz Büyük Elçisinin eşi Lady Kelly, bugün saat 16,30 da Güzel Sanatlar Akademisinde, Büyük Brltanyada Güzel Sanatlar konu 6unda bir konferans verecektir. Teşviki sanayi ve sanayi kanunlarının tasarıları hazırlanıyor
Teşviki sanayi ve sanayi kanunla rınm tasarları hazırlanmak üzere dlr.
Tasarılar Meclise sevkedılmeden evvel tanınmış sanayicilerin de fikirleri alınacaktır.
Bölge sanayi birliği tarafından teşkil olunacak bir heyet yakında Ankaraya hareket edecektir.
C. H. P. kongreleri
C, H, P, Bucak kongreleri devam etmektedir,
Bu arada dün de Orta köy. İstik lâl, Hadjmköy, Kumkapı. Sarıyer, Kılıç, Yeşilköy bucakların m kong releri yayılmış üst kurula gidecek delegeler seçilmiştir,
Necib Fazıhn mahkûmiyet kararım temyiz tasdik etti
Büyükdoğu mecmuasında İd bazı neşriyat dolâyısile asliye 7 inci ceza mahkemesinde yargılanan Necib Fazıl Kısakü rek hakkındaki 6 ay hapis cezasını Temyiz tasdik etmiş, dosva Cumhuriyet savcılığına tevdi edilmiştir.
Yine Büvükdoğu mecmua -sında, filozof Riza Tevfik tara fmdan 25 sene evvel yazılmış b”* şiiri neşreden Necib Fazıl Kısaklirek 1 inci ağır ceza m ah kemesinde yapılan duruşma so nunda beraat etmişti. Temyiz bu karan da bozmuştur.
Necib Fazıl tasdik edilen 6 av hapis cezasını çekmek üzere bir hafta sonra ceza eviııe gön derilecek ve diğer dâvadan do layı da yeniden muhakeme e-diîecektir.
/I
y ■■■■■■ ■■■■■■ ■■ I. ■■ Ş—
hanesine kaldırılmış, hâdisejre Taksim nöbetçi savcısı £1 koy -muştur.
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler dördüm?
.î'
9
Karan % s F


M
4


II ıı
Tefrika Be. 193
——---o--
Cemiyetin şubeler açması kararlaştı
Türk Kıbrıs okullarından yetişen ler cemiyeti yıllık kongresi dün sa at 13,30 da Eminönü Halkevinde yapılmıştır,
Adedi 80 1 bulan üyelerin hazır bulunduğu toplantıda İlk önce yıllık İdare heyeti raporu okunmuş ve üzerinde bazı münâkaşalar ya pılmıştır. Cemiyet âzalarmdan, bil hassa yüksek tahsile devam eden bazı talebelere yardım yapıldığı ra porda zikredilmiştir,
Bundan sonra cemiyet tüzüğündeki «şimdilik şubesi yoktur, fıkrası «idare heyetinin kararı ile as gari 30 üyesi bulunan ydlerde ce miyet şube açabilir» şeklinde değiş tirillmiş, bilhassa Ankarada bir şu be açılması etrafında görüşülmüştür.
Gene umumi heyetin reyi ile ta lebelerln cemiyete verecekleri aidat asgari 25 kuruş ve duhuliye de 50 kuruş olarak kabul edilmiştir, Cemiyetin yıllık kongresinin de Mart ayı içinde yapılması kararlaş tınlmıştır.
Bundan sonra dileklerin tesbltl-ne geçilmiş, üyelerden bazıları, Kıb rıs Turklcrl İle yakından temasa geçilebilmesi İçin orada bulunan Muallimler Birliği ile işbirliği yapıl masun, orada Türk kültürünü kuv vetlendirebilmek İçin Kıbrısta liseyi bitirenlerin İstanbul Üniversitesine celbedilmtsl lâzımgeldiğini ve oraya Türkiyeli öğretmenlerin gön derilmesinl İstemişlerdir,
Gene bazı üyelerde Kıbrıs Türk lerinln bugün müşkül durumda bu lunduklarpıdan acı acı bahsetmiş lerdir,
Bundan sonra seçim yapılmış ve iSkre heyeti âzalığına şunlar seçilmiştir.:
Fevzi Cin. Hilmi ileri. Teki Yül, Necmeddin Gültekin, Celâl Ziver Uras, Nevzad Kara.
•uM» ara-dolmuşa binerek Galataya geç-çalışmalarını ne yalan söylıye-rüyada görsem hayra yormaz* Fakat gördüğüm rüya değil bıı
Adol.
Şehrimizde bulunan D, P, Istan bul milletvekillerinden Senlhi Yürü ten, bugün Kuzguncuk D. P. ocağı na giderek son siyasi hâdiseler hakkında seçmenlerle bir konuşma yapacaktır,

Demokrat Parti Alemdar Bucağı na bağlı 1 Nolıı ocağın yıllık kongre si. bu akşam 20 30 da Alemdar D, P, Bucak merkezinde yapılacaktır
z %
Tasarruf hesabınızdaki 50 J lira 27 3 948 tarihli ■ keşidemizde ■
1500 Lira I
Olabilir. I
ACELE EDİNİZ I Türkiye Garanti | Bankası
Galata Bankalar cad. No:27

I
A. O
— îttihad ve Terakkiyi ihya için bir teşebbüs olmuş maluma
• • ' tın var nıı?
____ Hayır, esasen beı.J^r--. siyasetle iştigal etmem. îttihad ve Terakkiye intisabım da mah za hizmet içindi. Klıibde hesab ve .ticaret dersleri verirdim.
— îsleri karış:’-, maksadı menli Kara Kemalin idaresinde ki şirketlerde çalışmak -^-aset le iştigal demektir. Suikasdı ter tib eden baytar Rasiın, Şükni-ler değildir. Kemal de hayır i -cin bunları tesis etmemiştir. Si zi de başka bir maksadla tut -manı ıştır.
— Efendim bendenizi ihti -sas ve enini lundurdu.
— Deme
etini dolâyısile bu
) kadar siyaset
yapmıyordunuz?
— Bendeniz hakkında tah -kikat yapabilirsiniz. Kahveye bile çıkmazdım.
— Ne maaş alırdınız?
— Evvelce yüz idi. Son zamanda yüz yirmi beş lira alırdım. İsrar ettim, «başka yere gideceğim* dedim, arttırdılar.
(Bunun üzerine reis maznu nun isticvabına nihayet verdi. Haşan Fehmi bey dışarı çıkarıl dı. Ihsan bey getirildi.)
— İsminiz?
— İhsan.
— Babanum adı?
— Hacı Nuri.
— Nerede oturursunuz?
— Besiktaşda.
— Halen Millî Ticaret şirke tinin İzmit mümessilisiniz?
— Hayır memuruyum.
— Tahsiliniz?
Bakanlarımızın Demokratlıkları
ALO en İN canı balık istemimi bu yüzüm don sonra Balıkhaneye kadar v*Mnıp biraz
taze uskumru alayım dodim. ğln mevsimidir de.
Alık alık otrafıma bakınarak sahilden Yemiş Iskofesino doğru Horilerken karşıdan karşıya müştori taşıyan muş kayık iskelesinde üç Bakanımızı bir arada gördüm. Maliye Bakanı Ha-ild Nazmi Keşmir, Çalışma Bakanı Tahsin Bekir Balta vo Adalet Bakanı Şinasl Devrin, İskele üzerinde birikmiş halkla itişe kakışa dolmuşa binmeğe çabalıyorlardı.
Bu manzara karşısında şaşkına döndüm ve hemen yanlarına seğirttim:
—. Hayırola devletliler?
Maliye Bakanı arkadaşları adına cır vab verdi: ■ . H
—Sorma Fıkracı, dolmuşa bine ceglz. Fakat îstanbulda, Ankarada olduğu gibi, henüz kuyruk yapmak (sıraya girmek) âdeti heniiz lâyıkiLe öğrenilmemiş olacak ki, yarım saat-tenberi bir türlü kayığa binemiyoruz. Rica ederim bızo yardım et!..
Şuradan şuraya olomobilsiz atmıyan bu zatların böyle halk sında ineğe yim, dıın.
hakikatti ve çiseleyen yağmur altında üç Bakanın ıslana ıslana açık kayıkta Eıninönünden Galataya geçmek isto* ınelori do bir hakikatti.
Kondi kendime:
— Bunda bir hikmet olsa gerek! dt yo düşündüm, galiba saym Maliye Qa kanımız* îstanbulda salıtâalcı esnafının günde ne kazandıklarını yakından tedkik etmek için böyle bir seyahati göze almış olacak... Yandılar bizim sandalcılar...
Maaınafih bir İstanbullu sıfatile kendilerini yardımsız da bırakamazdım. Halkı aralıyarak nöbetçi kayığa atladım ve elimi uzatarak üç Bakanın binmesine yardım ettim.
Adalot Bakanı üzerine oturacağı ka yığın oturağını yağmurdan sırsıklam ıslanmış görünce somurttu ve arkadaşlarına*:
— Yahu, dedi, kayığa binoceğimi» keşki tramvaya asılsaydık, hem dara gösterişli bir harekette bulunmuş olur duk, hem de ü9tünıüz, başımız bu ka* dar ıslanmazdı.
Fakat Maliye Bakanı ısrar etti:
— Olmaz, olmaz! Mutlaka bincoe* bak Tulıtn d»»----— -
cak kadar nezle olmaklığıma rağmen bindim.
Bu sözler merakımı büsbütün G*c:k-tadı. Bu sırada kayıkçı avuçlarına tükürdükten sandalımız inişti.
Nihayet dum: •
— Affedersiniz beyler, böyle bir havada kayık safası nereden niza esti?
(Devamı Sa., 5; SU., I de»
sonra küreklere yapış*--'-, sahilden bir hayli uzalık^-
fazla dayanamıyarak
y O LİSTE
ser-
çi?ir ak!)-
Mısırçarşısı bekçile-
• 1 1 _ •• ı ••
nnden biri olu
bulundu
Evvelki assam 21 sularında M sır çarşında garib bir hâdise cen yan etmiştir,
Öğrendiğimize göre nöbet değiş tlrmek üzere saat 21 de Mısır Çaı şişinin Tahnıiş sokağı tarafındaki kapısını çalan belediye bekçisi, ka pıyı müdeoddit defa çaldığı halde açılmayınca zabıtaya müracaat el miştlr.
Eminönü başkomlseri Safa Sevinç yanında memurlar olduğu halde kapıyı kırmak zorunda kalmışlar ve bu suretle içeriye girmişlerdir.
İçeride nöbetçi bekçi Mehmedir ' yüzükoyun bir halde yattığı görü.
— îzmitde ne yapıyordunuz ? \
— Şirketin uu vesaire işleri ( ni takib ediyordum.
— Ne vakittenberi?
— Üç senedenberi.
— Siz îzmitden para ile ka çarken tevkif edildiniz!
— Hayır îstanbula geliyor | müştür. dum; Haydarpaşada tevkif eti Netice de bekçi Mehmedln yanır tiler; yirmi üçüncü Arkadan iJ da bulunan mangaldaki ^ürleı kı bm lirayı almış, îstanbula ge ’ t iriyordum, her zaman böyle) den zehirlendiği anlaşılmış ve der yapardım. I hal Beyoğlu hostahaueslne kaldırıl
— Ne üzerine yola çıktınız ? i mistir.
— Efendim ,o gün o mel’unk heriflerin gazetede isimlerini o ? kudum; başıma belâ geleceğini / hissettim. Tedehhüş ettim .
— Siz ifadenizde gazeteyi o kur okumaz firar ettiğinizi söy lemişsiniz ?
— Hayır Bey efendi, yanlış anlaşılmış. Firar etmedim efen dim.
— Evvelâ sekiz yiiz lirayı re fikana göndermişsin şirkete ya tırmak için.
— Evet efendim. Bendeniz tedehhüş ettim, zaten evvelce işsizlikden. güçsüzli'ıkden ne ne yok satmıştm.
—. Yoksa sana: İNe var yok ise al çek' mi dediler?
— Yok efendim Vallahi
ğil. Ben tuz gönderilmesi için bir telgraf göndermiştim.
(Devamı var)
-X TAFVİM ★
MART 1948
vaı*
ne
de-
1363
Rumi Şubat
24
8
1367
Hicri Bebiül
âhır
26
' Pazartesi
Kasım 122 — AY 3 — GÜN 68
Vakitli
(1
Güneş Öğle İkindi
Akşaıu Yatsı lııısâk
Vasati
D.
24
25
39
07
38
58
e.
6
12
15
18
19
4
Ezani S.
12
6
9
12
1
10
D.
17
18
38
38
41

î S W 2 8 Â B A ti
SAYFA: 3
Tanrı kurucuları
Yalmandan
| Günün Dâvaları I
l

Amerikanın
Almanya
Öç «»aslı hedef Bxe rinde toplanıyor.»»
t
Hür Avrupa ileşkiâlma
Fransa önayak olmalı,,
) Nevyork: 7 (AA) — Bir I toplantı münâsebeti’.e beyanat
) ta bulunan İktisadi İşler Ba-K kan muavini Throp Amerika
) nm Almaııyaya karşı takib et I tiği siyaseti şu üç hedefte top I la iniştir:
) 1 — Aln.an militarizminin t tahribi.
I 2 — Avrupanın kalkınması l na yardım edebilecek ve kendi
) ne kâfi gelecek bir Alman E ! konoınisinln kurulması.
) 3 — Almanyada Demokratik J bir siyasî hayatın gelişmesi.
z Thorp askerlikten tecrid ve \ güvenlik halisinde hedefe he
) men temanıen ulaşıldığım
( kaydetmiş ve Rusyamn 40 se t nelik anlaşma teklifini red C etmesi üzerine Birleşik Ameri t kanın Batı Avrupa devletleri
) tarafından Alman militariz l minin dirilmesine kaı-şı alına ’ 5 cak yapıcı tedbirleri müsaid '
( karşılamağa hazır olduğunu ,
) söylemiştir 1
s Bundan sonra Tkorp Al- , z manyanın iktisaden sura.ı' s kalkınmasının Avıupaya yar- , f dım programile ilgili olarak '
) mümkün olduğunu bildirmiş ı ( tir-
) Bakan yardımcısı Ruhr Kon
( trblünden bahisle Birleşik A-r merikanın Ruhim sınai kud
) retini ve istihsalini kontrol etmenin lüzumunu kabule de vam ettiğini veRuhr istihsalinin Almanyada tevziini de netlemek, bunun bütün Avrıı paya adilâne bir tarzda taksi mini sağlamak ve Almanya ta
ı rafından harb gııcüııü kalkın I dırmak üzere kullanılmadığını anlamak üzere mllktleraıası kontrolü şart koşan bir plânı kabul etin - ğc amade bu lunduğunu söylemiştir.
Thorp Almanyamn siyasi sa İrada teşkilâtını ele alarak
) Birleşik Amerikanın federal c [ saslar üzerine ve hiçbir devle
) tin diğer devlet üzerine nüfuz ( edenıiyeceğj şekilde kurulu
) cak milli biı; Alman devletine
) taraftar olduğunu ilâve etini.
[ ve demiştir ki:
) -Alman devletinin mukadei
[ ratma ald mesuliyetin Alma .
) milleti ıe dayanması Birleşi,; „ Amerika için esastır. Biz sad(
) cc bazı hududlar çizmeyi ve u \ muini prensibler koymayı ter r cilı ederiz..
S Londra: 6 (AA.ı — Re-z üter — Almanya meselesi hak | kında Londrada yapılan nıüza | kereler sırasında Amerikan ( murahhas heyeti, aşağı yuka | rı Batı Almanya tarafından S tazminat ödenmesinin kaldırjl | ması ve Almanyamn bu kıs -mmda fabrikaları sökülmesi ne nihayet verilmesi hususlarına ınıır il bulunan bir tekli (iç kabtı edilmesini talen et. miştlr.
Sokak ortasında uçurulan kelleler


i
I
Rangun: 7 (APı _ Burmam. Plnmana şehrinde Komünisti Komünistlerin kurdukları —(.Müs‘ takil hükümet,- idaresine vergi vermek istemeyen üç kişinin k-Aİk ünl, sokak ortasında uçurmuşlar, dır.
Resmen bildirilen bu haberi ■). miinlstjcr tenkide yeltclenmiwlcrs de, sözü güvenilir kaynaklar. Komünistlerin memleket, dahlhucb tedhiş hareketi yaratarak idari mekanizmayı başarı ile yıktıklar., m eklemektedirler.
3u haber, yüksek bir resmi ma kam tarafından Associated Pıeses bildirilmiştir.
Avusturya Dışbakanı Londraya gidiyor
Viyana: 7 (AP) — Pazaı günü resmen bildirildiğine göre Avustuı da Dışişleri Bakanı doktor Kari □ruber pazar günü Londraya hare ket edecektir.
w
General Dögol, Rusya ve Komünistliğe karşı koyacak Hür Avrupa teşkilâtını 250 milyon insanın destekliyeceğini söylüyor Compiegne; 7 (AP) — General Charles De Gaulle, pazar günü Fransaya hitaben bir beyanatta bu lunarak, Rusya ve Komünistliğe karşı koyacak bir «Hür Avrupa Devletleri» teşkilâtına Fransanm ö nayak olmasını İstemiştir. Bu teşkilât ayni zamanda Avrupanın yeniden kalkınmasını sağlayacaktır.
General, bu teşkilâtın 250 milyon insan tarafından destekleneceğini söylemiştir. De Gaulle, ilk defa ve kesin olarak Alman milletinin bu «Batı Grupuııda) yer almasının ge rektiğlni beyan etmiştir,
Mensub olduğu . Halk Partisinin» kalabalık bir toplantısında konuşan General De. Gaulle, memlekette müzmin bir zaaf ve daimî bir kriz yaratan sistemin değiştirilme sİ İçin yeni seçimlerin yapılmasının lüzumunu ileriye sürmüştür.
General. ( şartlar gereken sorum luluğu icab ettirir ettirmez,., mem lekelin idaresini ele almağa hazır olduğunu söylemiştir.
General De Gaulle. binlerce taraf tarmın coşkun tezahüratı ve sevinç avazeleri karşısında, bu muaz
zam İmparatorluğun Sovyet Rus yâ olduğunu, geniş kaynakları o-lan bu memlekette yaşayan muti, sabırlı ve mağrur 150 milyon inşa nın mutlak bir diktatörlüğün çlin de oyuncak olduğunu açıklamıştır. General devam ederek: Ierci Avrupanın yıkılması, perişan olan milletlerin ıztırabı, kıt’anuzın büyük bir kısmında bulunan muzaffer Rus askerî toplulukları, Sov yet ihtiraslarına yol açmıştır.)— de miştlr.
— « Sovyet delegeleri, bütün mu lâhlannı kullanmakta ve Doğu Av hasırcılarım tasfiye etmekte siyasî ve idari çevrelerde bütün dehşet si rupada diktatörlük: knıvvetinl tat bik ettirmektedirler. Flnlanda,, A-vusturya, Yunanistan, .Türkiye ve İran bir dert pençesi altında bulu nuyorlar. İtalya korku ve tehjlke 1-çerislndedlr. Dünyanın diğer her bir tarafında. Avrupanın Batısında, Afrikada, Amerikada, Asyada, Okyanus adalarında (Avustralya), çe şitll fakat bir elden idare edilen fa aliyet hep bu hâkimiyet tasavvuru nun tatbiki için yollar hazırlıyor,
■ Hit-

Londradaki Bulgar sefiri dün istifa etti
Bulgaristanda hürıiyet ve demokrasinin yeniden kurulmasına çalışacağını söylüyor’
Londra: 7 — (AP) — Bulgarista
nın Londradâki sefiri olan Nikolasj siyaset takib edileceğini kendisine Dolapçiet —«memleketimde hürri yet ve Demokrasinin yeniden kurul rrasına çalışmak için»— vazifesinden pazar günü istifa etmiştir.
tı devletleri ile iyi ve dostane bir
1 temin edince, bu vazifeyi kabul et inişti. —ı Halbuki hareketimden • sonra vukua gelen olaylar bunun Ki aksini isbat etti ve Doğu, ile Ort^
Kendisi. Ingilterede kalmayı ümid • Avrupada husule gelen, hâdiseler, ettiğini söylemiştir. Sefir, Bulgar v lim akademisinin başkan yard.mcı sı ve Sofya üniversitesinde ceza ka nunu profesörü iken geçen temmuz Londraya memleketini temsil etmek için gönderilmişti. Ayni zaman da Cumhuriyetçi iberal partisinin bir’ üyesiydi.
Bulgar hükümeti Ingiltere ve Ba
Çekoslovakya ve Finlar.da Lonrada ki vazifemi imkânsız bir şekle sokuyor — diyen sefir şunları eklemiştir:
— Bulgaristanda müstakil siyasî haıvketlerin tasfiyesi ve tek para sisteminin kurulmuş olması Bulgaristandaki bütün hürriyetle ri ortadan kaldırımı? oluyor.


Manastırlarında mühimmat imal eden Rah beler
-----o----
B l)ıad 7 (AP) — Manastırların da mühimmat imâl etmekten suçlu beş rahip, pazar günü Trieste serbest bölgesinde yapılan muhakeme leri sonunda altı aydan dört yıla kadar olmak üzere çeşitli cezalara çarptırılmıştır.
Raiipler. Ingiliz—Ameri kan bölgesine ve İtalyaya gıda maddelerile para kaçırmak suçuyle de töhmet lendiı llmlştir.


12 adalar dün resmen Yunan hâkimiyetine geçti
-----o----
Atina: 7 (AP) — On iki adalan altı asırlık bir yabancı hâkimiyetin den sonra tekrar Yunan idaresine geçmiştir.
1912 yılında İtalyanların Türkler den aldıkları bu adalar, pazar günü. Rodos adasına giden Yunan kralı Pol ve kraliçe Frederlkanjn hazip bulundukları merasimde res men Yunan hükümetine İlhak edil miştir

»
t
1
t
4
I
y

korusun
fBaşmakaîeden devam) tinde bulunan Demokrat millet vekilleri bu üç kategoriden birine dahildirler. Yani ya Halk Partisinin casusudurlar, ya sön ınez şahsi bir ihtiras ve kin vol kanı halindedirler, yahud Halk Partisinin yiiz vermediği kiınse terdir.
Bu kabahat ve kusurlar hep Eayar ve Köprülüye muhalefet edenlerde ınevcud da acaba ku rucular safında bu kıbalde ve bu tıynette adanı yok mu? Bu kadar tuhaf ve bir taraflı tesa diife acaba «Vatan»» başyaza -nndan başka ba memlekette kim inanabilir?
Alımed Emin Yalman bir de fa Demokrat Parti erkânı arasında böyle cibilliyetini belli e-den, bozguncu ruhlu, macera iş tihalı, menfaat düşkünü kimse lerin mevcudiyetini uluorta kabul ettikden sonra neden ınu -lıakemesiııî daracık bir sahaya inhisar ettiriyor da Genel Ku -rul erkânını bu şaibelerden mü nezzeh görüyor?

Bütün fenalıklar Genel Kurulun muarızlarında olduğuna göre mantık icabıdır ki ciddî ve hakikî bir tasfiye ameliyesi Demokrat Parti için artık farz ol muştur. Bu ciheti «Vatan» baş yazarı da hararetle müdafaa e diyor amma tasfiyeyi Genel Ku rula yaptırmak istiyor. Halbuki bu tasfiye hakkel-insaf kimin tarafından yapılmalıdır ve kira yapabilir? Kurucular denilen üç, beş kişi veyalıud mahdud âzall Genel Kurul mu? Yalmana göre bu mahdud ziinıre par tiyi kurmuş olmanın verdiği hak ve salâhiyetle bunu yapma hdırlar. Halbuki ve bize öyle ge İliyor ki memleket çapındaki bir ihtilâfı hal ve tesviye etmek, bizzat o ihtilâfın âmili bulunan mahdud bir zümreye değil, bütün illerden gelecek ve olağan üstü bir toplantıya çağırılacak murahhasların iştirak edeceği büyük kongreye düşer. îşte«Va tan » başyazarının ateşden ka -çar gibi korkduğu ve çekindiği de bu tesviye şeklidir. Bunu Yalmanın şu sözlerinden anlıvo ruz; «Fevkalâde bir kongre top lanacak, iş gürültüye getirile -cek, cebir ve şiddet yolu ile ne tice almak istivenler partiye hâ-kim olacaklar ilâh...»
Bu ne garib telâkki, ne aca ib muhakeme tarzı!
Büyük kongreyi toplantıya çağırmakla mı iş gürültüye geti rilir. yoksa bir kaç kişi, Ahmed Enıiıı Yalmanı da aralarına a-larak. kapalı odalarda karar -lar vererek ve şunu bunu afo -roz ederek ini?
«Vatan» başyazarının kale -mini ve gözünü ihtiras o kadar bürümüş ki dostlarının aleyhin de bulunduğunun bile farkında değil Bize öyle geliyor ki kuruculara daha akıllı, dalın sâmi mi dostlar lâzım...
A. Cemaleddin Saraçoğlu
Yeşilay menfaatine verilen konser
Dün Kadıköy Halkeviııcte
şilay menfaatine seçkin bir din leyici grupu huzurunda Orhan Kadan - Günseli Yener - Semra Kamer tarafından keman ve pia no konseri verilmiştir. Konser çok beğenilmiş ve alkışlanmış -tır.

re
T'
Şu meşhur 18 inci ___madde______
18 inci maddenin kaldırılmasıyla seçim emniyeti elde edilememiştir. Demokrat Partinin Antıemok-ratik kanunlara karşı çok hassas davranması lâzımdır
Hep okuduk: Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun, valilere vatandaşı yalnız (şüphe üzeri -ne) ve bir hâkimin kararı ve tevkif müzekkeresi olmaksızın, hem de müddetsiz tevkif ve ha pis etmek hak ve salâhiyetini veren bir 18 inci maddesi var -dı. Son günlerde tamamen kal dirildi... Bizler sevindik.
Bu derece suiistimale çok nu 21 temmuz partada gördüğümüz, bir ka -nun maddesinin kaldırılması el bette ki iyi ve sevindirici bir şeydir. Demokrasi yolundaki bu hareketinden dolayı C. H. P. ye ve tahsisen muhterem reisine teşekkür yerindedir.
Fakat bu hükmün kaldırıl -masını yalnız vatandaş hakkı -na ve şahıs emniyetine aykırı olduğu için değil, bilhassa se -çim zamanlarında iktidar parti si tarafından, kendilerince tehlikeli görülenleri tevkif ederek seçimlerde kuvetli rakiblerin te sir ve faaliyetini ortadan kaldır mak ve bir yandan da böylece tevkif ile vatandaşlar üzerinde baskı yanabilmek imkânını ver diği içindir ki kaldırılmasını is tiyorduk.
Cok yazık ki, iktidarın elindeki bu salâhiyet kaldırılmakla da, istenilen secim emniveti elde edilememiştir. Hep biJivo -ruz ki, polis ve jandarmanın, bir meselenin tahkiki, ifadesine müracaat gibi sebeblerle vatan daşı karakollara celbetmek. gel mezse zorla götürmek hakkı vardır. Karakola aldıktan sonra da muhtelif bahanelerle, saatlerce bekletmek de imkân da hilindedir. Bu husus, bilhassa köylerde cok mühimdir. Hem bir baskı olarak kullanılmıştır ve yine de kullanılabilir; hem de secim gününde, iktidar partisi istemediği, kendisince tehlikeli ve zararlı gördüğü kimseleri tanı zamanında karakola götürmek suretile secim faali -yetinden de uzak tutabilir. Me - • selâ: Bir köyden beş altı saat uzakdaki jandarma karakoluna yaya götürmek ve meselâ beş on saat alakovduktan sonra ge rij’e göndermek kâfi bir tedbir ve müessir bir baskıdır. Nite -kim geçen 21 temmuz seçimle -rinde yer yer bu gibi baskıların kullanıldığını hep hatırlarız. ,
Görülüyor ki. 18 inci maddenin kaldırılmasile seçim bakı -mmdan istenilen emniyet elde e dikmemiştir. Böylece, C. H. P., Hürriyet Misakı ile istedikleri -mizden birini, yapmış gibi görü nüyor; fakat asıl maksadımızı temin imkânını asla vermiyor.
Bundan dolayı sevinmemiz tam olamaz... Hürriyet Misaki le istediklerimizi birer birer el -de etmekteyiz diye de böbür -lenmemeliyiz... C. H. P. nin bu gibi oyunlarına da gelmemeli -yiz... Malûm ya o parti böyle oyunlar oynamakda hakikaten pek ustadır. Seçim kanunundu gizli tasnif imkânını, sezdirme-
• • •
de hep beraber
*
antidemokratik, müsaid olduğu-seçimîerinde Is-






idareci = gözile
Y
beher ko-
den, elinde tutmakla, seçim em niyetinin ne kadar tehlikeye gir diği bugün artık herkesçe ka -bul edilmiş bir hakikattir.
Peki amma, polis ve jandarmanın vatandaşı tahkik ve ifa de almak için karakola celb ve götürme hakkını tanımamaz -lık da edemeyiz denecek... Doğ rudur... Böyle bir hak bütün memleketlerde tanınmaktadır. Yalnız oralarda bu gibi zarurî haklar, alâkadarlar tarafından asla fenaya kullanılamaz. Memurin Muhakemat kanunları, o ralarda bu gibileri muhakeme ve cezadan hiç bir veçhile koruyamaz ve kurtaramaz. Biz de ise maalesef, bu gibi şeyler ola bilmektedir.
O halde. 18 inci madde kaldı nlırken, işi tam yapmak, bu gi bi zarurî hakların otoriteler tarafından fena kullanılabilmesini önlivecek mütemmim tedbir ler de almak lâzımdır. Meselâ; Memurin Muhakemat kanunun da derhal tadiller yaparak -ve yahud daha iyisi bu kanunu ta mamen kaldırarak- salâhiyetle rin bu gibi fena kullanılması hallerinde meînuru ve ona emir verenleri, idare heyetlerinin ted kikine ve lüzumu muhakeme kararlarına asla müracaat edilmeksizin ve hemen mahkeme -lere verebilmek; ceza kanununda da değişiklikler yaparak böy le bir salâhiyeti seçimlerde fe na kullananlar hakkında daha ağır ve meselâ: Kanunda yazılı hapis cezasından başka, bir da ha hic bir suretle devlet nıenııı riyetlerinde (maaşlı, ücretli, yevmiveli) ve iktisadi devlet te şekküllerinde dahi kullanma -mak gibi çok kuvvetli müeyyi -deler kovmak, katil gibi meş -hud cürümler müstesna olmak üzere hiç bir vatandaşı hiç bir sebeb ve suretle karakollar ve sair yerlere celbedememek. gö-türememek gibi hükümler kova rak bir nevi Secim ve Seçmen Masuniyeti) tesis etmek cok lâ zım ve zarurî diye düşünülebilir
Bu aktüel mesele düşünülür ken şunlar da dikkati çekmek tedir:
D. P. nin. anti demokratik kanunların değiştirilmesi işinde çok esaslı çalışması, şöyle sathî bazı değişikliklerle iktifa etmemesi. çok derin tedkikler, ha zırlıklar ve teklifler yapması ve bunun için de metodla çalış maları mümkün kılacak teşki -lât kurması lâzımdır. '
Bu bakımdan, D. P. Genel Ku rulunun gerek teklif hazırlama da, gerek bu kanunu Meclisde takib etmede kusurlu ve kabahatli olduğuna ve 18 inci maddenin kaldırılması ile sevinip böbürlenmiye hak kazanamamış olduğuna da dikkati çekmek ye rinde olur.
18 inci maddenin şekli de çok dikkat değmektedir:
Biliyoruz ki bu hakkında B. M. M. nde yapıl -mış kanun teklifleri vardı. Bun lar Adalet ve içişleri komisyon larında müzakere edildi ve ka -rarlar verildi...
Yine biliyoruz ki her iki komisyon da, uzun müzakere ve‘ münakaşalardan sonra, valile -rin vatandaşı (şüphe üzerine) tevkif hak ve salâhiyetini, bazı farklarla, muhafaza ediyordu. Kanun bu şekilde Meclis umu -mî heyetinin müzakeresine arze dilmek üzere iken, rivayete göre. D. P. Meclis Grupu Celâl Ba yarı devlet reisile konuşmağa ve teşebbüse ve şayed bu madde komisyonlarda varılan şekil de çıkarsa D. P. Grpunun Mec lisi terkedeceğiııi de devlet rei -sine arzetmeğe memur ediyor. Celâl Bayann bu hususda Devlet Reisile konuştuğunu, Adnan Menderese telefon ettiğini, tz -mirde bir ocak konuşmasında îz mir kaza idare heyeti reisi Osman Kibar tebşir ediyor. İzmir (Demokrat) gazetesinde de intişar ediyor. Velhasıl, Celâl Ba yar Devlet Reisile ne konuşu • yorsa konuşuyor, Devlet Reisi -nin bir işaretile, bir kaç saat i-çersinde, hükümet 18 inci mad deyi tamamen kaldıran yeni bir teklif yapıyor veya bu arzuyu sözle ifade ediyor ve Meclisin yine ayni komisyonları, bu defa evvelki kararlarının aksine, kal dırma kararını kabul ediyor ve mesele müstaceliyet kararı ile müzakere ve bir iki C. H. P. M milletvekilinin itirazlarına uğra diktan sonra maddenin kaldırıl ması kabul ediliyor.
Görülüyor ki kanun vaz’ııı -
kaldırılış ve ibrete
değişiklik
vak’ayı geldim, beş ko getirir.
aktfiallfeler
=1
Doktor komisyoncuları
EDİ sekiz doktor levhası olan bir apartmanın önünden çerken, giyinil çekllnl pek
ğenomediğim birisinin arkasında, halde İstanbullu olmıyan bir karı oa yürüyordu»
Kadıncağız, aradığı doktor İsminin apartman kapısındaki levhalarda oh madiğim ısrarla söylerken, öndeki sim sar, ya dellâl veya komisyoncu olduğunu sonradan öğrendiğim adam; c0 büyük doktordur, levhası olmaz. Beraber çalıştığı ortağının ismi var, buyurun içeri girelim» diyordu.
Tecessüsümü tahrik eden bu muhavereye kapılarak ben de içeriye siizO lüverdim. Bir yabancının içeri dalmasından şübhelenen komisyoncu efendi, siz burada bir dakika bekleyin, şimdi geliyorum diyerek birinci katın merdivenlerini ikişer ikişer atlıyarak göı den kayboluverdi.
Bu kadar tetik davranaınıyacağım , emin olarak neticeyi antrede bekliye-çektim, fakat bu esnada küçük odasının küçücük penceresinden seyreden kapıcı ile göz göze «Her gün, bu böyledir. Dört misyoncu, doktorlara hasta
Yalnız haftada bir gün geç vakit hastasız gelir dedi.»
Kapıcının zekâsına ve ifade tarzına hayran oldum. Az kelime ile çok şey ifade ediyordu. Neticeyi aldığım için, başını sallıyan kapıcıya başka bir şey ilâve etmeğe lüzum görmeden u-zakiaştım. Vaziyeti tedkik edip alâkalıları bir kere daha haberdar etmeğe bir vicdan borcu telâkki ediyorum.
Hâdise, herkesin bildiği gibi- basit. 8ir takını komisyoncular, Anadolu hastalarının istanbula teşhis ve teda* viye gelme sezonunda ya doğrudan doğruya otellerden, veyahud, evvelce hazırladıkları doktorların apartmanları kapılarından ızlâl ettikleri daha doğrusu avladıkları safdil hastaları, bunların ellerindeki sarih adreslere rağmen, binbir yalanla istedikleri ve mukabilinde muayyen bir menfaat temin edebilecekleri doktora sevkediyor lar. 4
Zavallı gurbetzede hastayı aldatmak bahsinde de, elde adresi bulunan doktorun ya, öldüğü, ya. hasta oldu* ğu, ya, mektebden yeni çıkmış tecrübesiz bulunduğu, ya, Avrupada lunduğu veyahud da liyakatsiz 1 sizlikten Anadoluya hicret (!) ileri sürülmektedir.
Ahlâk kaidelerine hiç uygun yan bu vaziyette vasıta île hastayı da hafâlıdır.
Ve binnetice bu na sebebiyet veıen Sağlık ve Sosyal Yardım Direktörlüğü ile İstanbul zabıtamız da bu işi önliycmedıklerınden sorumludur.
Filhakika, yaptığım esaslı tedkikab (an, bu komisyoncuların zabitamtzca bilindiğini, doktorların da dasınca malûm olduğunu. Oda tarafından bunlardan Itrinin davet edilip, hafi lâzım gelen ahlâki nasihatlerin verildi ğıni anladım.
Şu halde, zabıta ile Etıbba Odasınır kâfi gelmiyen müdahalelerini takviye edip, hastaların sıhhatini ve devletin otoritesini korumak ve anlatmak İçir bu beş alâkalılar (komisyoncu İle ko* ımsyonculu doktorun oürctlni kırmak, Etıbba Odasile Sağlık ve Sosyal Yar dım Oirektörlüfti ve zabıtanın müdahale ve nüfuzunu arttırmak suretils tesir ve neticesini çoğaltmak) etblrll ğl yapmalıdırlar.
Bu türlü komisyoncular da, diğet zevk komisyoncuları gibi meşguliyet nevileri ahlâk harici telâkki edilip, Ce za kanunu hükümlerine tevfikan (kanunda sarahat yoksa ilâve edilmeli) mahkemeye sevkedilmeli doktor hakkında Etıbba Odası harekete gelip, derhal malı.
Haysiyet divanının bundan daha ehemmiyetli bir mevzu* var mıdır? Nizamnameleri bu huşu» da kâfi sarahat ihtiva etmiyorsa der hal İlâve edilmeli.
Sağlık ve Sosyal Yardım Direktörlüğüne gelince, âmme sıhhatilo alâkalı olan bu aldatma İşini kökünden halletmek için, bu doktorlar hakkında meslek disiplini cezası değil, umumi ceza hukuku cezaları verilmek üzer* 1 mahkemelere şevklerini temin etmeli-; dir.
Herhangi bir makam için» bunlarla başa çıkamıyoruz, ne yapalım nazarı bir idari zaaftan başka değildir ve üzerinde taşıdıkları otoritesilo kabili telif değildir.
İDARECİ
komisyoncu kabul eden
bu-vc işettiği
otmt-kadar, doktor
enırivâkıın devamı-
Etıbba O ve hattâ ilen gelen-bir celsedv
ûlni Arnavutluğa yollamaktır. Ayni haberlere göre partizanlar bu I bölgelerde oturanlardan çocukla- ı nm bizzat teslim etmelerini iste z inekte, aksi takdirde bu çocukları J zorla alacaklarını bildirmektedir- ı İd Ayni kaynaklara göre bu te- I şebbüsten maksat Komünist öğret | menler yetiştirmek İçin bir mektep l açmaktu (AA.) ı
Milletlerarası cinayetle savuş ı demir perdeyi aştı ?
Londra: — Cinayete karşı ya 1 pılan milletlerarası savaş, demir 1 perdeyi aşmıştır. Scotland Yardı- 1 dan bildirildiğine göre, Çekoslovak I ya ve Polonyadaki yeni hâdiselere l rağmen yirmi iki milletin polis ı komisyonu terakkiler kaydetmek ? .te ve daima İşbirliği yapmakta de / vaın etmektedir. Avrupa kıtası üze ! rindekl haberleşme o kadar seri ol J maktadır ki, Londraca aranan bir y adam Scotland Yardın radyo He l haber vermesinden bir kaç saat ( sonra herhangi blp Avrupa uçak a ı lanında tevkif edilebilmektedir. z (A,A,) | Açlık yreviııe dayanamıyan ko-[ miinist liderler J
Uevyork: — Nevyork lima- ( nmda .Ellis tsland» adası muhace t ret deposunda mevkuf bulunan i Gjrhardt Çiseler ile üç Komünist | lideri geçen haftadan beri açlık ı gfevi yaptıktan sonra lıastahane Z ye nakledilmişlerdir, (A A ) I
^Gününenteresan haberleri|
---------------------------------------------
lar dikerine kadar inen deri panta lon ve kolları dirseklerinde biten ceketler giymişlerdir. 55 santim bo yunda ve 12 santim eninde olan ayakları çıplak ve yassıdır. (A A.) 1000 metreden atlayış ■fa Vannuys: — (Amerika) — Robert Strand adında 28 yaşşmda bir gehç, tayyarede seyahat ederken kendini aşağıya atmak istemiş ve kendisini tutmaya çalışan pilotla boşuğıııağa başlamıştır. Bif aralık adamın, kontrol aletine el attığım gören pl lot, onu bırakıp tayyareyi kurtar mağa çalışmış, adam da bundan İstifade ederek, 1000 metre yüksekten kendini aşağı bırakmıştır. Sonradan tayyarede «Pilota kabahat bulmayın, suç tamamen be nlm» yazılı bir kâğıt bulunmuştur.
(AP) Siyasi çocuk hırsızlığı fa Atina: — Hükümet mahfille rlne gelen haberlere göre Partizan lar Kuzey Yunanlstanda bir çocuk sayınu yapmaktadırlar. Partizanla nn maksadı 80 bin çocuk topla mak ve bunların yirmi bini Rmnan yaya, yirmi binini Bulgarlstana, yirmi binini Yugoslavyaya ve onbl
Leibziy Fuarı
fa B-rJin: — Alınırı haberler a-jaıısj ilkbaharda açılacak olan L»apzig milletlerarası fuarının ha .uk t,n milletlerarası bir mahiyet •uğun ve Rusya, Yugoslavya, B ugaritaan, İtalya. Avusturya. Çe ı.o lovakya ve muhtemel olarak A meri kanın fuara ıştlrâk edenler a i.-unda bulunacaklarım bildirmiş lir.
Fuarda, istihbarat büroları bulu nacak memleket ip) şanlardır:
Fransa Hollanda. Norveç, İsveç. Ram vu. Belçika, Danimarka ve İtalya, (A,A.)
Misisipi nehrindi batan yemi fa Greenvllle: — (MlssiBİpl) — Natchbz isimli gemııün Missisi pl nehrinde batmasile onaltı kişi boğulmuş veya kaybolmuştur. Ge ri kalan onüç kişi kurtarılmıştır. Rüyel şahldlerlnin bildirdiklerine göre, Saınt—Louls'ye doğru pertol yükîıi mavnaları çekmekte olan Natchez römorkörü Greenvllle ya-klrllnde Mendireğe çarparak batmıştır. • (AA.)
1 aşinylon zamatıındanberi meveud olan teamül
fa Vaşington: — Ziraat Bakanı
ne aykırı hareketleri tahkik korniş Harriman, Amerikan menfaatleri yonuna verdiği cevapta. Bakanlığın, istandart Dairesi Başkanı Condonun dosyasını teslim edeml-yeceğini, Vaşington zamanından beri böyle bir teamül olduğunu bil dlrmiştir. Komisyon, Condonu, Rus casuslarının faaliyetine imkân vermiş olmakla itham etmek tedir. (AP)
80 bin sene evvelki medeniyet fa Londra: — Eski Asya tetkik leri Ingiliz cemiyeti üyelerinden o lup halen Loş Angelesde bulunan doktor Petitt yeni bir nazariye İle rl sürmüştür. Bu nazarlyeye göre bundan 80.000 6ene evvel Kallfornl ya-r-Nevada çölünde çok İleri bir medeniyet mevcuttu.
Bilgin, kayalar İçine oyulmuş mağaralarda yaptığı İncelemeler neticesinde gayet alâka çekici ke şiflerde bulunmuştur Bu mağara lar içinde kat kat yapılmış taştan sıralar üzerinde yüz kadar dev cüs seli insan vüpudünün bakiyeleri bulunmuştur. Bunların boyları 2 metre 32 santimi bulmaktadır. 8iyah ve kaim saçları HollandalI usulnce kısa kesilmiştir- Bu adanı


haysiyet divanı bir neticeye vat
meşgul olacağı
nokta! birşeır devlet
daki bu usul, eski tek parti ve şef usulüdür... Bu anti demok ratik maddenin kaldırılması C. H. P. başkanı tarafından bir Jûtf ve ihsanda bulunuluyor gibi yapılmaktadır.
istediğimiz, maksadımız olsun da ne şekil ve suretle olursa olsun denilemez... Bu usulle rin devamı halinde demokrasinin teessüsü emniyet altına al*, namaz. Ayni usullerle günün birinde veııi bir İS inci madde-(Devana i ıiaide:
Hâlâ mı baskı?
H. Uran seçim turnesine çıktı!
8 MART 1943
A
X
Trabzonda


yakalanan kalpazanlar ------o-----•
Sahte paraların Rizede basıldığını sö/lüyorlar.
tnegö’iin Akhisar köyünde bir D. P. li muhtarın nasıl atlatıldığını açıklıyan bir yazı
O- -
Trabzon (hususî) — Sehfi" m izde «ahte para süren iki kişi zabıta tarafından yakalanmış -tır. Bunlar Rizeli Maksud ve ls-piıli Razımdir. İki kafadar, sigara bayii Osman Uzundan iki Yenice sigarası almak istemiş, bozması için bir 10 liralık ver mişlerdir. Bayi, paradan şüphe lenmiş, ufaklığı olmadığını söy liverek parayı iade etmiştir. Os mandan hâdiseyi öğrenen tacir Ahmed Yarımbıyık keyfiyetten derhal zabıtayı haberdar et -miştir. Sahte para sürenler iki saat içinde yakalanmışlardır.
Bunlar, kalp paraları Rizede basılmakta olduğunu, 10 luk ve 50 liralıklardan şimdiye ka dar 2 bin aded sürüldüğünü söy lemislerdir.
Yapılan araştırmada bu iki şahıs üzerinde 16 aded ellilik ve 10 aded de 10 luk sahte bank -not bulunmuştur. Bu adamların şimdiye kadar sürdükleri sahte Dara tutan 100 bin hra kadardır.
KALP PARA BASARKEN VUKUA GELEN İNFİLAK
Mustafa Kemalpaşa (A. A) ilçemizde bulunan uır eskici dükkânında vuku bulan bir pat lama üzerine zabıtaca bu dük -kânda yapılan araştırmalarda kalp para basmaya mahsus ka Iid ve bir kaç tane kalp gümüş lira bulunmuştur. İnfilâkın kalp para basarken vukua geldiği an laşılmaktadır.
Kalpazanlar yakalanmış ve adliyeye teslim edilmiştir.

«Kim ne derse desin, siyasî kanaatlerinden ve bilhassa Demokrat Partiye iutisab etmiş olmalarından dolayı vatandaşlara hâlâ sinsi ve sistemli bir baskı yapılmaktadır. 12 Temmuz reçetesinden tedavi btldiyenler, biraz daha bekliyeccğe benziyor. Zira, C. H. P. ecza ha nelerine müracaat edip de bu ilâçtan istendiği zaman, şu müstehziyane cevab alınıyor:
— Bizde yok, Anıerikaya sipariş ettik. Geldiğinde size haber veririz!
Hasılı, 12 Temmuz beyannamesi ruhi ve müzmin hastalığımıza çim diiik deva olamadığı anlaşılıyor.
Şıı sırada Demokrat Parti kongreleri müuasebetile söylenen nutuklar ve yapılan feryadlardan başka ortada elle tutulur, gözle gii rülür ne varsa hepsi yine Demok rat vatandaşların aleyhindedir. Artık C. Ii. P. ve hiikumctkrınin kolay kolay millî iradenin arzu e-dildiği veçhile tecellisine razı ola-mıyaealdarı tahakkuk ediyor. Bu vadide neşir ve ilân edilmek üzere canlı bir vesika da gönderiyorum. İbretle okuyacağınız bu vesikadan C. M. P. nin yerleşmiş ve kolayca sökülüp atılmasına imkân olmıyan bir zihıuyeti meydana çıkar.
Köyümüz muhtarı, bir kaç C. H. P. liden başka halkın ekserisinin D. P. den olduğunu gördüğün den ve halkın hoşnudsuzluğunu da idrâk ettiğinden muhtarlık vazife sine devamdan vazgeçmiş, istifa , etmişti. İstidası kaymakamlıkça1
da kabul edilmiş, keyfiyet yeni seçim yapılmak üzere kaza jandarma dairesine bildirilmişti. Kanunî formalitenin ikmalinden sonra tek rar seçim yapılmış, D. P. başkanı sıfatile ve ekseriyetle muhtar ee-çibniştinı. Tunzim edilen mazbataların tasdik iğin kaymaJcamhğa ve rildiğini haber alan ve ötedenberi D. P. aleyhinde bulunmakla maruf olan köy öğretmeni hemen faaJlye te geçti, 21 temmuz seçimlerinde zaten şikâyet edilen kaymakama müracaat etti, (Aman beyefendi, şimdi muhtar seçilen adam köyün D. -P. bucak başkamdir, bu adam muhtar olursa caki hesabları karıştırır) mı dedi, de dediyse dedi, tekrar seçim yapılmasına zemin hazırladı. Bir müddet sonra seçim, den de vazgeçildi. Buna sebeb olarak da güya muhtarın istifadan vazgeçtiği gösterildi.
Bu hâdiseyi realist bir zaviyeden tetkik ve mütalea ettiğimiz zaman varılacak netice şu olmak icabeder. Bir devlet memurunun kabul edilen istifasından ve yerine bir diğeri tâyin olunduktan sonra sabık memurun müktesep hak iddia ederek istifadan vazgeçmesi kanunen ne ifade ederse bizim bu anlattığımız muhtarlık işinde .de ayni şeyi ifade eder. Başka türlü düşünmek yumurtaya sap uydurmak kadar gülünç olmaz mı?* (Tasdikli mazbata sur^i ektedir.)
Akhisar köyü if. P. bucak balkanı Kâmil Gazioglu İnegöl

Karaağaçta afyon mahsulü tehlikede
Bir muhtara tevz ettirilen pamuklular

Kastamoni (hususî)'—Halk Partisi Genel Başkan vekili Hilmi Uran. Tosyadan buraya gelmiştir. Kastamoni milletvekilleri Hamili Çelen ve Baki Tümtiîrk de kendisine refaket etmektedir.
Hilmi Uran doğruca Halke-vine indi. Yarın Taşköprü, Dev rekâni ve Dadaya gidecektir. Bu gezinin önümüzdeki ara se çimlerle ilgili olduğu söyleni -yor.
--—o------
Balıkesir otomatik telefon santrali faaliyete geçemedi,
Balıkeslr: (Hususi) — Şehrimizde kurulan otomatik telefon santra lı tesisatı 6 aydan beri maalesef fa allyete geçememiştir. Bu 7 Eylül kararlarından evvel sipariş edilen santral tesisat bedelinin 7 Eylülden sonraki fiyatlara göre malzeme si parlşinl üzerine alan Macar şirketi ne ödenmeylşlnden ileri gelmektedir. |
P- T- T. idaresi ile şirket arasın da bu yüzden Çıkan ihtilâf dolayl «Ue şebeke tesisatı kurulduğu halde santral tesisatı şirket tarafından gönderilmemiştir,
Bir seneden beri üzerinde durulan otomatik telefon iş bu yüzden yarım kalmıştır.
İhtilâf danıştaya arzedilmlştir. 1
Vecih! .Bıçakçıoğlu
Yeni Balıkesir Valisi
Balıkesir: (Hususi) — Yeni vali mlz Ziya Tekeli dün buraya gelmiş ve vezifeslne vaşlamıştır.
ÇifteHüviyetliler

L

“Yüksek sanatkârlar cemiyeti,, ve Sadeddin Arel — “Ben Allah gibi tapıyorum!,, — “O ayrılırsa hepimiz felâkete düşe») musikimiz mahvolur!,, — Şaşılacak tezadlar “Çoluk çocuk„lar! — 44 riyetindeyi
II
4
Saçlı sak₺’^« Birazda kendimden bahsetmek mechn ,,, — Gençler konserlere iştirak etmelimi etmemek
YazunjTnınburi Laika Karabay
Konscrvatuvar dedikoduları iıak kında aldığımız bir mektubu, taraf sizliğimıza binaen, aynen neşrediyoruz. Hiç şübhc yok ki bu mevzu etrafında, şahsiyata girlşlimekslzln 6es ve saz musiki sanatkarlarımız taralından ileri sürülecek ilmi ve mesleki gorug ve mütalaaları, ayni tarafsızlıkla, sütunlarımıza geçirmekte tereddüt etmıyeceğiz.
«Son günlerde bazı muayyen kim seler bir kaç gazete vasıtaslle İstanbul Konsertatuvannın aleyhin de yazılar neşrediyorlar. Hem de dâima ayni şeyleri tekrarlamak su retile...
Bunlara yetkili makam tarafından «Son Telgraf , gazetesinin 22 O cak 1948 tarihli nüshasında kesin bir cevap verildi. Fakat tabii mak şada müstenit dedikodu durmadı.
Çeşitli İfade kıyafetlerine bürünen şikâyetler, hülâsa edilince, Türk Musikisi Nazariyatı Dersleri ne aleyhtarlıktan ibaret bir merkez etrafında toplandığı görülür. Bu mahiyette bir şikâyetin değeri ni ve haklılık derecesini elbet te a kıl ve izan erbabı takdir edecektir.
Gazetelere hararetli demeçler verenlerin, kendi şikâyet mevzuları hak kında, evvelce nasıl bambaşka ka naatler beslediklerine yakından şahit olduğum için bu çifte hüviyet
llUklerlni sonsuz bir hayretle ve de rln bir ibretle'seyrediyorum-
Bir kaç misal vereceğim.. Fakat, şahsiyata gJrmok İstemediğimden, isini zlkretmlyeceğlnı. Illgllller be nim kimlerden bahsettiğimi, tjpkj fotoğraflarına hakıyorlarmı^, gibi tanıyacaklar ve —umarım -kİ— ha roketlerine karşı yüı eklerinden ko pan muahaze serini duyacaklardır.
«Yüksek Sanatkârlar Cemiyetin diye gayet mütevazı bir ünvanla or taya ç«kan dernek teşekkül eder et nıez. kurucularından en salâhiyeti! bir zat , müteaddit kimselerin hu zurunda, Konservatuvar ilmi Ku rul Başkanma müracaat ederek sa notça ilerlemek ancak musikinin 1-Ilın ve nazariyatına vukufla mum Jdiın İken cemiyette bunun tama-mile mefk ut olduğundan bahsetti ve Reisin. Cemiyet mensuplarına na zariyat derci vermesi için ricada budundu.
Reis:
— Konservatuvardaki nazariyat dersinden kaçan arkadaşları bir de Cemiyetten kaçıracaksınız galiba
Dediği zaman, muhatabı:
— Hayır zannettiğiniz gibi değil. Bütün Cemiyet üyeleri noksanlarını müdriktirler Buna emin olabillrsi niz. Eğer İlim ve nazariyat: İstemi yen bir arkadaş 2uhur ederse biz


s
(
3
V r
« ır
v;
di
Cî m b;
al
m

1
Karaağaç (A.A.) — Bir hafta ev-rel banlayan şiddetli kuru soğuklar neticesi vukua gelen don yüzünden ilçenin ballıca geliri olan Afyon mahsulü tehlikeye düşmüş ve bu vaziyet çiftçimizi korkutmuştur. Dün gecedenberi soğuğun biraz ha fitlemesi bu endişeyi bertarat etmiş gibidir. Vaziyet müsait gittiği takdirde Afyon mahsulü rekoltesinin bu yıl geçen yıllara nisbetje iki üç misli fazla olacağı tahmin edilmektedir.
L)ütüa Nazilli yakanda elektriğe kavuşıc ık
Aydın. ıAA.) — Nazilli Basma fftbrüKiınnın on yıl arasız çalıştırıl ması neticesi yıpranan buhar tür binterintleı^lkinclsl de dokuz aylık bir çalışmadan sonra Türk teKnle yen ve işçileri tarafından onarıl-mış ve on beş günlük denemeden sonra çalıştırılmağa başlan m iştir. ı Diğer yandan kasabamızın aydın latılması için Nazilli Basına fabrika sınclan alınan elektrik cereyanı yu kan Nazilli kısmına veıllmlştlr.
Tesisler yapılmakta olııp aşağı Naznl'ye de yakında cereyan verile cok ve böylece bütün Nazilli devana lı bir surette eleklfiğe »kavuşmuş o (acaktır,
Yen’’ Aydı Valisi
Aydın (AA ) — İlimiz valiliğine tâyin edilen Rüknettin Nasubioğlu, dün buraya gelmiş ve vazederine başlamıştır- •
Bir kamyon katası ide
5 kişi öldü
Ceyhan: (A.A.) — Bir otobüs, Aİlsis civarında taş yüklü bir kam yonla çarpışmıştır. 'Bu kazada beş kişi ölmüş, altı kişi de yaralanmjş br.
Ceyhan ç ftç’lerine açılan kredi
Ceyhan: (A A.) — çiftçi kredilerine 400 000 liralık bir zam yapılma sına dalı- Ziraat Bankasına talimat verilmiştir.
Karamanda inşa edilen köy okulları
Karaman: (AA.) — Yeniden yapılmakta olan 14 köy okulunun İnşası bitmek üzeredir. Bu okullarda da öğretime başlandıkdan sonra, il çemizin öğretim yapan köy okulla n sayısı 34 ü bulmuş olacaktır.
Balıkesir C.H.P. Merkez İlçesinden bir mani-fatu ^cı ile muhtar, tevziatta müşterekmiş Balıkesir (hususî) Burada çıkan (Balıkesir Postası) gaze -tesi 27 şubat tarhili sayısında şunları yazmaktadır:
«Manifaturacılıkla ilgili bulunalı yan bir şahsa köylere tevzi edilecek bazı manifaturaların satışa verildi
ğini ve 48 manifaturacının bu hu [ susta vilâyete müracaat ettiğini bil dirmlştlk.
Dün bu hususta daha da fazla tafsilât almış bulunuyoruz. Bundan evvelki tevziatta da merkez köyleri ne ait bu gibi manifaturalar usul süz qlarak köy sandıklarından bir kısım paralar verilmek suretile yİ ne ayni -Yeniköy» muhtarına mu teıuet tâyin edilmek suretile verilmiştir ve sattırılmıştjr. . .
Halbuki bu muhtar bu işlerden an iamadığı gibi ilgisi de yoktur. Fakat Balıkesir C. H- P. merkez ilçe si üyelerinden ve bir milletvekilinin biraderi olan manifaturacı Sıtkı Şe remetll ile mezkûr köy muhtarı bu işi müşterek yanmışlardır, Bu tüccarın kanunen bu işi yap mağa bazı sebeplerden ötürü hak kıda yokmuş! Buna rağmen o tevziattan da geri kalan 8 bin met renin hattâ depo olarak yine ay pi manifaturasının evine konduğu na bildirilmekte ve bu tevziatın mer kez köylerine tamamen o tüccarın manifatura ticarethanesinden yapıldığı ve kalan 8 bin metrenin köy Afiler tarafından alınmadığı baha-nesile kendilerine bırakıldığı ve tevziatın usulü dairesinde de yapıl madiği iddia edilmektedir.
Hattâ son defa ayni muhtara ve
• •
rllen bu iş İçin yine muhtarla bera ber İstanbula gittiği ve halen de o rada bulunduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bütün manifaturacıların bu yapılan usulsüz ve mağduriyet lerine sebep olan hâdiseden dolayı 48 İmza ile yaptıkları şikâyet ve müracaatta da yalnız Sıtkı Şeremet linin İştirak etmediği göz önüne alı mrsa yuki.rıdaki iddiaların tamamen doğru olduğu meydana çıkmakta ve bir kere daha idarenin C- 1 H. P, li bazılarım nasıl açıktan açı ğa himaye ettiği görülmektedir,
Manifaturacıların ayrıca Ankara ya da şlkâvet ve müracaatta bulun mak üzere bulundukları ve sadece bu İşin hakikâtin ve mesullerinin çıkması için Ankaraya bile bir (he yet göndermeği düşündükleri söylenmektedir. i
Manifaturacıların dün yazdığı mız şikâyetleri vilâyetin 24—2 —948 tarih 1—223 numaraslle verdi ği bir cevapta 17 köye ait 14233 met re pamuklu mensucatın muhtar .Mehmed Ercana ve geri kalan 15733 metrenin de 47 manlfaturasıya ver), leceğinl bildirmiştir,
Manifaturacılıkla ilgisi bulunmı-yan fakat kendisine bir O. H, P, 11 çe heyetinden birini arkadaş edinen bir kimseye yarısına yakın bir mik tar verildikten sonra geri kalan 48 manifaturacıya da yarısının verilmesinin bir kerre daha açık manâ Sini anlamamağa imkân yoktur. BJ na^naleyh bu resmî yazı da mani faturacılann çok haklı iddialarını açık bir şekilde resmen teyit etmek tedir^)
• •


Kandıra - İzmit yolu yirmi gündür k apalı
İzmît Valisiyle, Kandıra Kaymakamının faaliyeti bekleniyor!
Kandııa (Hususî) — Yirmi gün denberi kapalı bulunan İzmit -Kandıra posta yolu henüz kar yüzünden açılmanuştır. Şosenin tam orta kanılarında, yani 20 - 25 İri-lomgtre mesafede karın derinliğinin bazı çukur noktalarda üç metreyi geçtiği öğrenilmiştir.
Kandıraldar İstanbul ve diğer memleketlere olan yolculukîannı Adapazarı - Kandıra yolu ile yapmaktadırlar. İzmit - Kandıra arasındaki posta seferleri Adapazann dan yapılmaktadır.
Köylüler ve halk bu yolun uzun zamandan beri karla kapalı kalması ve açılamamasını hayretle karşılamaktadırlar.
Çilnku günlerden beri kapalı o-lan İzmit - Kandıra yolunun bir an evvel açılması için de biç bir hareket ve faaliyet göze çarpmamaktadır.
Acaba yolun açılması için lodos rkzgâıının esmesini mi bekliyece-
• •
L
Sarı Lâciverdliler bu galibiyetlerini for hatlarının bilhassa Lefterle, Eroliin şahane oyunlarır.a borçludurlar

ğiz? Bu hususta İzmit valisile Kandıra kaymakamının faaliyete geçmeleri ve yolu bir an evvel açtırmak için teşebbüsleri beklenmektedir.
Nebil Uygur
-------o------
Balıkesir Cezaevi »»kı kontrol edlmelidir
Sparta takımı son karşılaş-. masını, dün, Fenerbahçe ile Şe ref stadında yapta. |
Günün erken saatlerinden i-tibaren stadı doldurmağa başlı yan halk, maç saati geldiği vakit taç çizgisine kadar pisti istilâ etmiş bulunuyordu. 1
Çekleri takiben, hakem Mus tafa Güventürkün dâvetiie Fenerliler de sahaya çıktı. Mutad seremoniden sonra oyuna Fe -ner başladı. Hemen topu kapıp hücuma geçen Çeklerin ilk daki kalarda netice ı lmak istedikleri belli oluyordu. Sahanın, geçen maçlara nisbeten kuru oluşu paslaşın ıya imkân veriyor. Çek lerin nisbî üstünlüğü ancak bir kaç dakika devam etti. !
Ondan sonra San - Lâciveı-d lilerin birbirini takib eden hü -cumları başladı.
4. cü dakikada Fikretin aşır ma bir pasını yakalıyan Halid karşısındaki beki atlattıkdan sonra topu Fikrete geçirdi. Lâkin Fenerin santrforu önü boş olduğu halde topa vuramadı. Böylece ilk fıi’sat kaçmış oldu Hemen âk ahinde. İSpart ahların soldan inkişaf eden hücumların 1 da sol içleri avcı şekilde bir fır, sat kaçırdı.
Oyun çök eeıâ oluyor ve Çek ler bu tempoya Fenerliler ka -1 dar uyamıyoıiar.
6. cı dakikada Hafidin ortası m uzaklaştırmak ıstiyen Sparta bekinin hareketine hakem, eli -ne değdi dıj7e, Derialtı cezası ver di. Çeklerin tırazma rağmen Muradın -çektiği nenalbn kaleci kurtardı. Ve Fenerbahçe muhakkak bir goi-len mahrum ol -du.
Fener foı haltı, Alime 1in a ğır oyununa teğmen, cok ivi iş livor. Bilhassa ü(i iç; Lef ter ve Erol Çek kalesi için daimî tehlî ke oluyorlar.
8. ci dakikada Fikretin ileri pasına yetişen Lcfter karşısındaki iki oyuncuyu çalımla ge -çip sıkı bir vur uşla köşeden ilk Fener golünü attı
Bu gol Fenerlilerin büsbii -tün açılmalarına vesile teşkil I etti. Ve çîmdiye kadar bir türlü | düzgün bir oyun çıkaramıyan
ıı



17. ci dakikada Kâmilin ge rilerden havale ettiği derinleme bir pasa tam vaktinde yetişen Halid Sparta sağ bekini peşine takarak ceza çizgisine kadar geldi, tam şut atacağı sarada çelme ile düşürüldü. Fikretin çektiği frikik kalenin üstünden avuta gitti.
22. ci dakikada Ahmedden al dığı pası iyi kullanan Erol Çek müdafaasını üzerine çekip to -pu tam zamanmda Leftere geçirdi. Fener sol içi de sağdan mükemmel bir şutla takımına i kinci golü kazandırdı.
Oyun 2-0 olunca Fenerliler i si gevşek tutmağa başladılar. Böylece hâkimiyet ıSpartalıla-ra geçti. Birbirini takib etmeğe başlıyan Çek hücumlarının birinde Rihanın Müzdadı atlatıp , sol açığa geçirdiği topu Çek a-çığı Cihadın çıkış yapmamasın dan istifade ederek ortaladı ve önü bos vaziyette ele geçirdiği fırsatı kacırmıvan Sparta sağ a çığı “ilk golü kaydetti. !
Çekler bu gol üzerine tazvik lerini arttırdılar. Bilhassa sağ-, dan yaptıkları hücumlar tehlikeli oluyor, çünkü Kâmil ve Hil mi sağ a cipi daima demarke bı-rakıyorlar.Bu sırada halkın bir kısmı taç çizgisi ve kornerlerden sahavn taşmış bulunuyor. Korner olduğu vakit oyuncuların topa vuımasını temin için polisin halkı geri itmesi ve yol aç -ması icab edivor.
netice
Balıkesir (hususî) — Şehri m iz cezaevinde yatan mahkûm ların sübyan koğuşu müstesna diğer koğuşlarda yatan mah -kumların, bilhassa ağır cezalıların hepsinde bıçak vesaire hattâ tabanca dahi mevcuddur. Son kanlı hâdise dolayısile alâ kadarların daha sıkı kontrol yapmaları için nazari dikkatle! haf battı da takım oyununa uv rini celbederiı. du.


I
I
Devre, netice değişmeden 2-1 Sarı - Lâciverdlilerin lehine bitti. ,
Fenerhah^e birinci devreyi şu 1 kadro, ile olmamıştı: !
Cihad: kj’ı.ırnd, T-Iilmi; Müj - I dad, Samım. Kâmil: Fikret, E-ril, Ahmed. Defter, Halid.
tlıincî Devre:
Fenerliler bu devreye Hilmi ve Kâmilin yerine Melih ve K. Halili almış olarak çıktılar. Ah med sol beke geçmiş, Melih santrfor mevkiini almıştı.
Oyun çok h’zlı başladı. To -pun gözle takibi âdeta güç. Fe-1 nerliler, ilk devrede olduğu gibi rakiblerine nazaran daha düzgün oynuyorlar.
5. d dakikada Fikret'in sağ-
dan çektiği sıkı bh şut Sparta bekinin ayağına çarparak kale ye girmekten kurtuldu. Müteakiben yapılan yeni bir Fener hü cumunda Çek kalecisi muhakkak bil' gole mani oldu.
12. ci dakikada Müjdadın ge riden şanıieilediği topa yetişen Fikret sürati sayesinde, Spar -ta sol bekini peşine takıp ceza çizgisi içersine kadar topu sür dü ve bomba gibi bir şutla günün en güzel golünü yaptı.
Vaziyet 3-1 olunca Sparta-lılar işin vehamet kesbettiğini görerek işi daha sıkı tutmak lâ zim geldiğini anladılar ve Fener yan sahasına yerleştiler.
26. cı dakikada top taca çıkacağı sırada Ahmed hiç lüzumu yokken Cek sağ açığına tek me atarak Fener aleyhine fa -vul verilmesine sebebiyet ver -di. Frikikden gelen top Fener müdafaası tarafından hiç bir müdahaleye maruz kalmadı ve Riha güzel bir kafa vuruşu ile ikinci Sparta golünü attı.
Aradaki gol farkı bire inince çekler beraberliği temin için | bütün gayretlerini sarfetmeğe ( başladılar. Bu arada top bir ke re de daha Fener kalesine girdi ise de hakem düdük çalmış bulunduğundan Çeklerin itirafla -rina rağmen Sparta aleyhine fa vul atıldı.
30 ve 33 üncü dakikalarda Cihad iki mükemmel kurtarışla Feneri iki muhakkak golden kurtardı. Ve maç. böylece baş -ka gol olmadan 3-2 Fenerbah -çeııin galibıvetile neticelendi.
Dün Fenerbahçeliler haki -katen güzel ve galibiyeti hak e den bir oyuıı çıkardılar. İlk dev rede Ahmed ikinci devrede de Fikret boş kaleye topu sokabil seJerdi- netice daha çok farkla lehlerine tecelli ederdi.
Dünkü müsabaka zaman za man sertleşmesine rağmen dört Soarta maçının en temizi en az favullüsü oldu.
Sarı - Lâciverdlileri kazan -dıklai’i bu galebeden dolaya teb rik ederiz.
M. Nimet ÜYKEN

hiç tereddüt etmeden derho) • kaydım sileriz... Cevabını ven reisin teklife muvafakat etraes rlne. cemiyet İçin bir bina btrt bulunmaz hemen nazariyat deı ne başlanacağım söybyer^k küllerle ayrıklı.
Şimdi ayni zat gezetele/; )_• yat dersinin de. reisin de a’.e* sütun sütun beyanat verin işte bir kjsjm sanatkârı,» sil çifte hüviyet taşıdıkla» ı kemmel bir örnek-
Bir başka yüksek sana:kar çok kimselerin huzurunda *) defalar reise hitaben:
— Ben size Allah gibi tao»y« Dedi, ve Haşa, Hâşa» söz'zı lı kabele eden reisin ellerin! ' ( r önünde ısrarla çekip hüı .•'( • müştür.
Şimdi ayni sanat.cir, ;
yetslzllğinden dolayı artu. . £ vatuvara devam etmiyecet v ( telerle İlân ediyor.
İşte çifte hüviyetliliğe _ misal!
Diğer bir yüksek 3anatkâr
aylık verildiği takdirde sJj)r akşama kadar hergün Kor.sr varda memnunij etle çalışma , tâ istemişse piyasadan da z çekilmek üzere taahhütnauie Uyacağını teinin etmişti. Şhr reisin Konservatuvara geh beri şikâyetçi olduğu hakkı zetelere bol bol yazılar yaz?
işte çifte hüviyetliliğe üc misal!
Daha daşlara sederek gölgesini başımızdan eksik O ayrılırsa hepimiz telâ' riz, musikimiz de mahvol ti. Reise hediye ettiği bir kenarına â^nvı» .;u ıo. mıştı:
Çok muhterem üstadın, tâc—ı ibtilıâc mı; Jiûseylr. Un beyefendi hazretlerine eserimi maa—1—huab tak( yorum d
Şimdi ise o zat, evvelce ) terem üstat ve ser—tâc—ı ı dediği reisin aleyhinde söyl* söz bırakmıyor-
işte çifte »üviyetliliğin cim. bir misâli!
Şikâyetçilerin arasında şc tezatlar var: Meselâ biri r-otoriterdir, totaliterdir deı ki bütün idareyi evvelâ bir tu sonra da bir bayana bırpktjğ bu bayanm Koıservatuv Türk ve Batı musikisi k]S»u parmağında oynattığ nı idi. yor. Biri reisin eşsiz bir bi£. duğunu söylerken diğeri mus fabesinhı «A» harfi demek ( fiyan usulünü bilmediği iddia Bu kakofonik curcu-ia Türk musikisinin çoluk çocu.» düştüğü sözü de İşitiliyor B1.. llyenler 20—25 sene evvel D elhan’daki konserlere fştirâk rint ilave etmekten çeldu.T... . Acaua düşünmek lazım g^... ki Zo sene evvel Daim- _ konserlerine ışuras tucu K.ı iken konserıere gırener oe o zaman saç ya.,...da imler leri içoiuk çocım acuıa.tı ki gençıen ne naıuu is«aıu)-ler?
Biraz ua senu.ıııden bah? mecburiyetinde kalıyorum cahil ıııuşim; niç ıımşım... ş. siki cemiyetinin verniği T Cemil Konserinde hocamı lık bu- laleoe grupu ıçiuuen Hüseyin Danış merhumun Kemani Tâbnâk ile beni sı-, marul sanatkârlar ayni ııoc» mürekkep konser heyetine iştirak etin inişlerdi; hem d taksim gibi sololar vermek ş-O konserde benlinle beral lunmuş olanlar şimdi câlıi hiçliğimi İddia ediyorlar kİ onların bugün «konseri çocuk elinde kalıyor» dly( kid ettikleri hatayı kendi) ıestiş ettikleri zatlar val ııılş oluyorlar,
Lâkin hakikat şudur ri»ı konsere İştirak ettir hatâ değil, bilâkis san. mutlaka yapılması gerekı fedir, Üstatların ayril!j sonraki konserler İse, ta i anlayışlı bütün musiki j • tasdik ettikleri veçhile J ) çok daha güzel oluybr «Atarlar seng—i tarizi meyvedâr tizro*
Oiika b. ı’
Z. L
bir başkı.sı, bir ç ve bizzat bana rei ı mükerrereu: Allur
LiJ
ı
t

(•



b
aı b:
ki
kî al ri m m
H la

da rin
k.ı
rai ler
iv
yır
rel karne
raj aç
/
Ç ta .
bak susi tas: soy; dun
lld t se b
pek haciı
Iram Bunu nun ı karşı; yın £ flUİIIU
Hem
Imkâr lerimi Bakaı geçtik ıın dı
na
ta^nd bulayı Biz
* Mosıı ra ctı gııştık
İşte emir i
numara
numara
numara
CUıad Güven
100 altın piyangosuna
Ikramiyeli Aile Cüzdanı
sahipleri için yalnız 2 liradır
FIKRACI
025852
117644 162544 236333 294904 346811
124800
150549 173219 186442 209418 230975 267625 298310
047330
041125
219944
246916
311248
375209
lira
021919
097422
151028
223793
292779
336509
girmek hakkım kazanırlar yıllık abone bedeli 4 liradır. Yapı ve Kredi Bankası'nın
029090 095944 134164 155039 177015 201768 212755 245986 274615 310528
isnadlara ve fuzuli herhangi bir lüzu-
ma nevrası
Nitekim yapama-
sabaiıa
— • • • t • •
gozunu
uvan-
zihniyct ve sezmiş bulu kısmı Parti-bulunan ku-tüzüğümüzün
teşkilâta tnmimen mezkûr parti ile kesmiş bulunuyo-
AİLE dergisine İki yıllık abone olanlar Mayısta çekilecek
polis yakalıyarak karakola teslim etmiştir.
Katil ilk sorgusunda:
«— Ben karımı öldürmekle günah işlemediğime eminim, hak yerini buldu? demiştir.
Hâdisenin tahkikatına nöbetçi savcı muavini el koymuş ve Adalet doktoru cesedin defnine ruhsat vermiştir.
Mehmed Yonca bugün cürmü mı-shud kanunu gereğince ağırce-za mahkemesine verilecektir.
015282 018314 38726 051980 120919
144718
164826
185063
202291
229349
027990 121709 206652 245267 298791 370979 numaralar
022345 089742 132537 152318 173804 195936 211507 243455 273441 304640
Aile dergisinin çok aranılan eski sayılan yalnız aboneler için ayrılmıştır-
P. K. 2217 — Beyoğlu
cevabımın matbuat
48 inci maddesi gere-sayfa. ayni sütun ve ile neşrini isterim: yaptığım neşriyatla ga Hatiboğlu - Battır or-
Yazman
Şaban Yıldız
D. P. Eyüb ilçe
Başkanı
Hüseyin Pekdoğru
Üye
Hal i il Altıuışık
meşhur 18 inci madde
Bat tarafı 3 üncüde konulabilmesi pek âlâ ve
Sterlingle balık ihraç edilecek
(Baştarafı 1 incide)
Diğer taraftan Ticaret Bakanlığı yapılan müracaatları nazara a-larak sterlingle ihracat için yeni bazı kararlar alacaktır. Bu kararların daha ziyade memleket içerisindeki istihlâk sahası dar veya olmıyan maddelere aid olması mümkündür. Bu maddelerin arasında balığın da bulunması ihtimali vardır. Bu konu ile ilgili olarak çıkarılan söylentilerde Bakan lığın bu ihracattan prim alacağı ileri sürülmektedir. Bu hususta öğrendiğimize göre bahis mevzuu ihracat Adalara, İtalya ve Yuna-nistana yapılacaktır. Bu memleketler esasen dolarla idlıalât yapmamaktadırlar.
Sus capurundaki infilâk ve yangın
Galata rıhtımında demirli bulunan Denizyolları idaresinin Sus vapurunda dün sabah hareketinden evvel 8.30 da yolcuları telâca düşüren bfr infilâk olmuştur.
İstim borularından birinin fazla tazyik yüzünden infilâk etmesile tayfalardan Mehmed Yüksel muhtelif yerlerinden yaralanmış ve Be yoğlu hastahaneslne kaldırılmıştır.
Iııfilâk neticesinde zuhur eden yangın, zarar vermeden söndürülmüş patlayan boru hemen tamir e. dilmek süretile vapur hareket et mJştlr.
Melımed İdil
Üye
Dr. Bekir özkııl
10.000
030995 180212 302284 327262.
5 000 lira kazanan numaralar. 011873 150692 154256 191290 256553 258264 324244 337760 343131 393985
2 000 lira kazanan, nulııaralar 002675 l 053496 125729 222939 256966 335590 „„
1 000 lira kazanan
004483
035434
108719
141669
164204
181634
201916
224177 256902*265931 281102 288209 ai9S4fl 3241511 326S&&
VEFAT
Merhum Haşan Salâlıaddin Kurukahvefii eşi. Ankara belediye evlenme memuru merhum Sadeddin Şayiamın kızı ve An -kara birinci noteri Ekrem Şayiamın yeğeni ve Ahmed Kuru-kahvecinin yengesi, Suna ve Er cin Kurukahveciııin anneleri Rcflıan Kurukahveci heniiz genç yasında iken kısa bir hastalığı müceakib vefat etmiştir.
Cenazeci 3 mart Ç 48 pazarte si günü Kadıköy Bahariye caddesi G9 numaralı evinden kaldırılarak Osman Ağa camiinde öğle namazını muteakib Mecidi yeköyündeki asrı mezarlığa def nolunacaktır. Mevlâ rahmet ey-live»
D. P. Eyüp İlçe idare heyeti istifa etti (Baştarafı 1 incide) hâdisele-
almivonız.
re «•arfedflmlş en a ihti,Tn nd^rı kı«tm neşrettiğimize naza sözlo^mizln samimi olacağını ummak is
Muaviye hakkında çcşidli malûmat — Muaviyenin doğuşuna aid bir kehanet — Muaviyenin müşavirleri — İsla nida ilk rüşvet kapısı nasıl açıldı?
- T3 ____________________________
narsın
(Baştarafı 1 incide)
Şu noktayı hemen tebarüz ettirmek lâzım gelir ki biz Par sın bu mektubunu, hattâ hülâ -sa olarak dahi, neşretmiyebilir dik. Zira Bursa Milletvekili sö ziine, makalemizin mevzuu olan rivavet ve haberleri bize mal etmekle başlamaktadır. Halbu -ki o yazımızda havadisin kay -naklarım sarahaten göstermiş bulunuyorduk. Buna reğmen Parsın bu mektubunu -kendi le hinde reklâm ve propaganda kı sıraları haı-ic- karilerimize sunmak zevkinden kendimizi ala -madik. Bakın bay Baha yazısına nasıl bir girizgâhla başlıyor:
«Bay Cemaleddin Saraçoğlu.
27 şubat tarihli «Yeni Sa -bah ) da ki başmakalenizi oku -dum, «Ey hâne-harâb! Hangi hatanı tashih edeyim?1 diyen a cem şairini hatırladım. Bu kadar valan ve yanlışı bir araya getirin hakikate hizmet ettiği -ni iddia eden bir gazeteye, baş makale vazmak hususundaki maharetinize d em iyeyim, cüre -tin’’"' havret ettim.
iddianıza göre bir daha mil-Fetvekiliî olamıvacakla»-/’’ anlı yanlardan bîr kısmı kendilerine ve bütün Millet Meclisi âza.lan-na 350 lira tekaüd avlığı temini irin bîr tasarı hazırlıyorlarmış. Bunların içinde ben de varmı -şım...
Buna inanıvor. delil olarak da şunları vazıvorsunuz: «Nazım Porovlar. Cemil Barlariar, Parslar, Kaplanlar acaba seri ffelmevi umabilirler mi? Cev -rek asırlık tecrübelerden sonra bu halk kitleleri onlara tekrar rev verirler mi ? Bıı hakikati on lar da en vatan bir iman ile biliyorlar. O derecedeki Muhid -din Baha Pars bunu bir Meri’»*? Orununda açıkça itiraf etmedi mi? Serbest secim lâkırdısı or tava atılınca -ne yanalım, övle ise biz de udimizi, pırtımızı topla rız- dive havkırmadı mı?»
Yalan sövlüvorsunuz Cema leddîn Saraçoğlu! Haykırmadı ve böyle bir sev söylemedi. Mu biddin Baha Parsı famsavdımz bunların ihtimali olmadığını bilindiniz. Secim kanunu gnıpda konuşulurken, aşağı yukarı, söylediklerim şunlardır:
— Secim kanununun değişti rilmesine alevhdar değilim. Ka nunu tadil etmek, evvelki seklinin secim emnîvptini sarlama-d)(bıu zımnen kabul etmek olacağı için, venî serim yanılacağı zamana bırakılmasına tarafda rım. Tadili simdi vanansanız se çimi de vemVşmelisiniz. ,
Sizin iddianızla bu sözlerin arasındaki tezadın vicdanınıza aksedeceğini bilseydim mütesel li olurdum.
Gizli bir toplantının curnal -cıhğını yaparak size yalan yan lış haberler getirenlere maddi bir mükâfat veriyorsanız, onla rın tahsisatlarını hemen keşi -niz. Eğer bunu bedava yapıvor larsa yalancı ve iftiracı oldukla rı için yüzlerine tükürünüz. Si zi bövle mahcub vaziyete sokan curnalcılara terbiyelerini ve ce zalarını vermeniz Dazımdır.
350 liralık tekaiid aylığı me selesine ve benim bundan sonra milletvekili olamıyacağım hak-kındaki fıkranıza gelince...
Türkive Büvük Millet Meclisinde bövle bir teklifi yannuva cesaret edebilecek tek bir ada mm dahi eıkamıvacağını da dü şünemedikten sonra neden bir gazete çıkarıp herkese akıl ver meğe kalkışıyorsunuz? Bu av hk isinde ismimin veri olmadığı çizin Sözlerinizle sabittir. Cönkü ben eski kanunla teka-üdb’k hakkına sahibim. Sunu de bilin ki malî vaziyetim bu ev ljğı da. daha fazlasını da dü-şimdürmiveeek kadar ividir. ve ııiden milletvekili olamıvacağı-mı bildiğim hakkındnki kehane tinize çelelim: Bunda da yanılıyorsunuz...»
miş bir adam ve siyaseti şer’i-yeye bağlı bir Islâm cumhuriye tinin Şam valisi iken kırk sene içinde Islâm hududlarım Mave raünnelırden Kayrvan”a, Aksa jn Yemenden Bizans surlarına kadar hükmünü uzatacak geniş likte büyüle ve kuvvetli bir îs -lâm imparatorluğunun kurucu su olmuştur.
(Devaı)ıı var)
tur. Varsa hesabımı her zaman vermeğe hazırım.
Bir an için, dediklerinin varid olduğunu kabul etsek, bu, benim isbata muktedir olduğum yolsuzluk, İcabahnt ve keyfî hareketleri ve memleket zararını nıucib icraatı söylememem için mâni midir.’
Yazılarım iyice okunursa görülür ki tevatiri ve başkalarından duyulmuş zan ve hikâyeleri değil, tarih, nuraarasile açıkladığım resmî muamelâtı, vakıa, gün, mekân ve şahıs tâyin ederek yapılmış yol suz hareket, satış ve Devlet aleyhine sağlanmış menfaatleri ilân ediyorum. Ya sözlerim doğrudur, ya yalancıyım. Sözlerimin doğru luğunu her zaman vcsikalarile isbata muktedir olduğum için, aksi şekildeki iddiaların menfaatleri haleldar olanlar tarafından ileri sürüldüğü muhakkaktır.
Hakikatleri inkâr edenlerin söy lcdiğiğimiz vakıalar üzerinde he-sablaşmağa cesaretleri olup olmadığını sormaktayım. Saygılarımla.
Y. Orman Mühendisi İsmail Toprak
kazanan
255236 kazanan
100668 kazanan
072435
lira kazanan numaralar
I uyler ürpertici bir cinayet (Baştarafı 1 incide) nelik evli bulunduğu karısı Fatma yı kıskanmaktadır.
Sevim ve Mulıiddin adında iki çocuk sahibi bulunan Mehmed bundan iki sene evvel karısını kiracısı Veli ile ayni sedir üzerinde otururken görmüş ve bu haıcketi fenalığa çekmiştir.
Bu hâdiseden sonra karısından şübhe etmeğe başlıyan Mehmed ile Fatma arasında geçensizlik baş lamıştır.
Nihayet evvelki gün, başka bir yere çamaşır yıkamağa gittiği için Fatma eve akşam geç vakit gelmiş ve Mriınıed bundan şübhelen-miştir. Bu yüzden, aralarında yeniden münakaşa çıkmış ve Fatma Kur'aıııkerim üzerine yemin, ettikten sonra barışmışlardır.
Fakat dindar bir adam olmasına rağmen karısının yeminlerile dahi tamamen ikna edilmiyeıı Mehmed (anlattığına göre) rüyasında bir pirifâni kendisine:
«— Senin karın sana ihanet e-diyor, sen oııa inanma.. Başkala-»ile gayrimeşru münasebetlerde bulunuyor!» demiştir.
îşte bu rüya üzerine karşı saat 4 sıralarında açan Mehmed, karısını da dırnuş ve sandalyenin üzerine otur tarak:
«- Artık sen beni aldatamazsın! Rüyamda bile bana söylediler» demiştir.
Kıskanç adam hemen abdest almış ve iki rik’at namaz kıldıktan sonra 30 ‘ aııtinılik bıçağını çekerek iskemlede oturan karısının ü-zerine hücum etmiştir. Evvelâ bıçağın kabzesil • Futınanm göğsih.e birkaç darbe indirmiş ve sonra da boğazından kesmiştir.
Mehmed de kanlı bıçağı elinde olduğu halde Kadıköy iskelesine yollanmıştır. Kendisini gören bir
Miliî Fiyango dün çc kildi (Baştarafı 1 incide) 100.000 lira
(Baştarafı 1 incide) il Toprak, şayed bu yazıları unutmuşsa. biz bazılarını hatırlatabiliriz. Şöyle ki:
23 Kasım 1945 tarihli «.Tasvir de 3 sütunluk bir başlık: (Kömür fiyatları ucuzlıyabilir. Fakat Devle' Orman İşletmesi bazı hatâları düzeltmelidir). Ve bir de fotoğraf: Devlet Orman İşletmeleri Çerkeş köy Müdürü İsmail Toprak.
Yazıda şöyle deniliyor: (işletme nin « mes ul bir şahsın mevcudiyeti ve teminat görmesi ■ için yap tığı iş büyük bir hatâdır. Bu karan veren zat. kesin bir salâhiyete sahib bulunan Devlet Orman İşletmeleri Çerkesköy Müdürü İsmail Topraktır. İsmail Toprağın vazifesine son derece bağlı, çalışkan ve dürüst bir ormancı olduğu muhakkaktır. Fakat bu meyanda öyle yanlış işler yapmış ve yapmakta devam etmektedir ki, bugün gibi açık bir hakikattir.)
Bundan .başka (Vatan) gazetesinin 28 11 945 tarihli nüshasının 3 üncü sayfasında da (Kömür dra minin en acıklı sahnesi) başlığı altında neşredilmiş bir yazıda da şöyle deniliyordu: ...
(Köylülerle biz böylece konuşur ken Muhtar Hasaıı Barış, ve Mehmed Kahveci atıldılar ve dediler ki:
— Şurada yanıbaşımızda Stran-ca köyü var. İşletme Stranca köyüne makta’ verdi. Onlardan 9 kuruşa makta* alıyorlar da bize: illaki nıüteahhid hesabına çalışacak ve 7 kuruştan kömür teslim edeceksiniz diyorlar.
3 9 945.tarih, 124 kayıd numaralı bir istida ile müracaat ettik ve dedik ki:
— Köyümüzün vanıbaşında (D) serili 22 ve 23 numaralı makta’lar var. Bunları bize verin çalışalım.
Revir âmiri İsmail Toprak, buna cevab olarak:
«Orman bizim. İster veririm, ister vermem. Müteahhide çalışın! dedi.
Rutubet, yağmur, kantar, her-şev, hepsi müteahhidin lehinde çalışır. Biz istihsal edenler bir tarafta. istihlâk edenler öbür tarafta. bu ağır yükün altında ezilmek ten başka hiçbir rolümüz yoktur.)
E'er Sabah :
B kanlarımızın Demokratlıkları
(Başta -a/ı 2 incide)
Çalama Bakanı Tahsin Bekir Balta ağlar gibi bir sesle:
— Sorma Fıkracı, dedi, sayın Baş-bakanrmrzın evvelki gün Ankarada hususi otomobiline binmeyîp Kızılay Is* tasyonunda sıraya girip troleybüsle seyahat ettiğini tabii gazetelerde okudun.
— Evet, saym Saka, Büyük Britanya Başvekilinin otobüste çekilmiş resmini basan gazeteleri okumuş ve İngiliz meslckdaşını taklid etmek istemiş olacak.
— Tamam, biz de Başvekilimizi tak lid etmek istedik. O Troleybüse binerse bizîerirr neye bmmemiz lâzım?
— Vallahi, böyle resmi teşrifata pek aklım ermez amma, meselâ muhacir arabasına pekâlâ binebilirdiniz.
— Hatırtmtza gelmedi değil anutta butun araştırmalarımıza rağmen yaylısını bulamadık. Bunun üzerine fayton aradık, unu da bulamadık, talika ıradık'-..
— Tabii onu hiç bulamadınız?
— Evet bulamadık. Biz de evvelâ tramvaya binelim dedik amma doğrusunu istersen cesaret edemedik. Bunun üzerine dolmuşla Eminönunden karşıya geçelim ve bu suretle de sayın Başbakanımıza layık Bakanlar olduğumuzu ısbat e dol İmi dedik!,,
— İsabet buyurmuşsunuz.
— Ancak senden bir ricamız var. Hem bu haberi gazetene yaz, hem de İmkanı varsa kayıkta çekilmiş resimlerimizi neşret. Millet yağmur altında Bakanlarının nasıl dolmuşla karşıya geçtiklerini görsün de demokratlığımızın derecesini anlasın!.,
— Emriniz başım üstüne, yazmasına yazayım, fakat böyle denizin ortacında seyyar fotoğrafçıyı noreden bulayım da resimlerinizi çektireyim?.
Biz konuşurken kayık Mumhano is-' deşme yına;ımş brz de çeyrekleri to-na ettikten sonra karaya ayak basılıştık.
İşte bu satırları yOkeekten gelen o emir üzerine karladım.
Matuhun Ron bes spfjrı ni. mnhp^r’rinin aaHM rekl^^u nn HnorAfüJnıiş olduğu ve «Ve-ni Sn hah» da savın Parsa tek -rar Rıır^nJılan temsil huRisun da. kiiH’V de oha bir yardımda İMiinnmolr mıretUe her hangi bîr vehnl altına ^irmekten ka-cınd1"1 lan pvnen ran Pr rem verine kani teriz.
Muaviyenin ölümünde, halk Yezide biatlaruii tekrar ve te -yid eylediler. Burada bir garıb rivayet vardır: .
Bilindiği üzere Nlenan, U -meyve ailesinin yaşlısı ıdı. ne emirliğinde iken emrile halka Yezidi velıahd ola rak kabul ettirmeğe de, çalış -misti. Yezid banası ölünce Mer vandan kuşkulandı muhalefet durumu takınarak kendine karşı çıkmasından uik tü. Hemen biat ettirmek üzere şöyle bir tedbire baş vurdu.
Muaviyenin cenazesi mezara indirilirken, Yezid ona:
______ Babamın bana vesiyeti var. Cesedimi kabre Mervan in dirsin demişti.
Deyince, Mervan ölüyü ku -caklavıp çukura iniyor, o za -man Yezid kılıcını çekip onun başı üzerinde tutarak:
______Ya.hemen şimdi bana biat edersin, vahud seni soluk al madan öldürürüm!
Mervan tuzağa tutulduğunu anlayınca, ayağile Muaviyenin başım dürtüyor ve:
— öldükten sonra bile hile-kârlıkdan vaz geçmezsin!
Deyip. Yezide biat eyliyor.
Gerçek dahi olmasa, vaka kahramanlarmdan üçünün de ahlakî vasıflan göz önüne geti rilince, hakikat değilse bile, ol ması da istib’ad olunmaz de -meleten insan kendini alamıyor.
Büyük Islâm âlimlerinden Haşan Basri Muaviyenin kusur lannı dört asla irca’ eyliyor:
Muavıyede dört kötülük bir leşmiştir:
1) Eshabdan ileri gelenlere
danışmayarak ve muvafakatle rini almayarak kendi kuvvetile pıpkama. gecpnesi )
kılıç çekmesi
2) Fena ahlâkım bilmesine rağmen oğlu Yezidi Veliahd eylemesi.
3' Ser’î vollara uygunsuz o-lgrak nic Zeyyadı kardeş tanı -yıp nesebine ilhak etmesi,
4) Pek muhterem ve müba rek bir adam olan Hucr ile arkadaşlarını işkence ile öldürt -mesf
Buna mukabil de, tarihin ta rafsız görüşü Muaviyeyi şöyle açıklatıyor:
Bedavet hayatından yetiş -
nl
her vakit müuıkiin olabilir. Bu nu düşününce, Sadık Aldoğamn (D. P. nin esas maksad ve ga -yesi ilkin diktatörlüğü yıkmak ve onu bir daha hortlıyamıyacak tarzda kaldırmak olduğu) hak-kındaki görüşünü kabul etmemek mümkün olamaz.
Bu vesile ile de. D. P. Genel Kurulunun tahakküm zümresinin ötede beride dolaşıp yarâıı tedarikine çalışacaklarına, bir takını demagojik lâflar ederek şahsiyat yapacaklw*ua. sanki samimî ve iyi niyet sahibi ol -nıak yalnız bu efendilere mahsus bir ALlalı vergisi imiş gibi j kendilerinden başka türlü düşü nenlere:, yetişmiş oldukları C. ' H. P. mektebinin damga vur -mak metodlanna baş vurarak kendilerinden gayrilerine, DWP. ye mensub olsalar dahi, tertib yapan fena niyet sahibi, ka ra ruhlu bozguncu, kızd komü nist âleti ve hattâ alçak, ramus suz dive küfürler edeceklerine, bu yolda kongrenin kendilerini memur ettiği. Hürriyet Misaki | le foımüilencE-ilen, totaliter rejimin kaldırılırım ma ve hakikî detnü’”.a..inin kurul -masına u’r.)ı.naîar’ cok ’aha ij'! ve lâzım olduğunu bilhassa Demokratların dikkat ve düşüncelerine arzetmek isterim.
yatı yaşamaktayız. Son rin Partiyi keyfemayeşâ idare et-u.n. Ra l\LWİa.rj-na bütün mukaddesat fevkinde
• « •
kıymet veren kurucuların idrâk ve kabiliyetlerini elden kaçırarak dolaştıkları yerde hakikatleri tahrif ve memlekete, Partiye ve bunun zımnında demokrasiye bağlı insanları tahkir ve tehdid ile tahakkümlerini artırmaktan başka bir maksad takib etmediklerini son içtima bize göstermiş bulunmaktadır. Esasen bu ruh haletini evvelden nan arkadaşların bir deki tezebzübün âmili rucular aleyhine kendilerine verdiği şikâyet hakkını kullanmışlar, fakat partinin her teşkilâtını emirleri altında bulundurmaktan başka bir maksad takib etmiyen kurucuların genel haysiyet divanı üzerinde de tahak kümlerini kullanarak bir şikâyetin icab ettirdiği adaleti tatbika imkân bırakmıyacağı da tabiî görülmektedir. Asniardanheri şahıs ve zümre tahakkümleri altında inli-yen millete biraz olsun nefes aldırmak maksadile birleşen bizler bugünkü ahvalin hodbine ne tezahürleri karşısında şunun bunun emri altına girerek gün geçtikçe maksad İtilâfına tecelli eden kurucuların gittikçe artan tahakkümlerine âlet olacak bir yaradılışa sahib .olmadığımızdan gerek partinin ilçe kurulundaki vazifemizden ve gerek maksad ve yolunu kaybeden partiden bugün istilaya karar vermiş ve keyfiyetin ilçeye mensııb bütün tebliği suretile bütün alâkamızı
ruz.
Sayman Melııned Topa İkinci Başkan
372072 373701 390956 394995 397452
500 lira ikramiye kazanan numaralar:
Son dört rakkaım ı2360 7602 9674) ile nihayet bulan 120 bilet be şer yüz liıa M raalr:
200 lira İkramiye kazanan numa-
Son dört rakkamı (0676 6538
7533 9536 9585) ile nihayet bulan I-ki viiz numara iki yüzer lira,
100 lira ikramiye kazanan numaralar.
Son üç rakkann (500 893’ ile ni hayet bulan sekiz yüz numara yü jer llrtı.
40 lira ikramiye kazanan nunıa ralar:
Son üç rakkamı '200 524 731 369 882 ı ile nihayet bulan iki bin ııu-' mara kırkar lira.
20 lira ikramiye kazana numara ralar:
Son iki raykamı (52’ ile nihayet bulan dörtbin numara yirmişer lira.
ravzını
Para söze, bizi hâne - haraplıkla tavsif etmekle başlıyor.
Hakikaten haklıdır. Zira ken dişinin de hararetle destekledi ği Halk Partisi hükümetlerinin himmetile «Yeni Sabaln iki yıl« da tam dokuz buçuk ay kapaU kalmak gibi seri halinde bâdire lere uğradığından elbette ki hâ nesi mamur olamaz. Kaldı ki «hâne - harâb« olan yalnız biz değiliz. Yirmi beş yıldır iktidarı elinde bulunduran C. H. P. nin azmile on sekiz milvondan on yedi bucuk milyonu bugün ayni durumdadır.
Bizim ne Bıırsada vüzme ha vuzlarımız var. ne de Ankarada işliven sinemalarımız. Bu itibar la hâne - harâb olduğumuz mu hakkakdır. Parsın ki gribi ma * mur olacak değiliz ya!..
Yalan yanlış meselesine telince vnriivoruz ki Bursa Mi! -Ietvekilj. bahis mevzuu vazım’-zı va ivi okumamış, va ivî an’a mamış vevahud iltizamı olar-k bövle anlamak istemiştir kü biraz aşağıda valan dediği savinnm bizim tar^fmuzdani uudurulmadığmı bizzat kendisi de itiraf ntmekte vp arlmdmflîfll rı arasında gizli ( ee'he’eri if^a eden curnatalardan bstaevle -melrtedir. Hattâ Pars Nzi fen curnataların yüzlerin** »tükür -meve bil** dâvet edivo*. Bursa milletvekilinin sarih ithamına ve bu curnatalar, şayed vnr«^, kendi ariradaslan m^mmuda' bulunacağına nöre ari’k bn n. -gır vazifenin terettiib nfmi Yeceği kendiliğinden anh.mbv,
Kaldı ki Pzmn kendi ifadd sîne göre sarahaten pdnn pırtt* vı tonlayalım demiş olmamakK b^rnbnr geçim korununun « getirilmemesine ve bu olmndı -ğı takdirde hîc olmazsa iki yıl daha geciktirilmesine çatamış olduğu anlaşılıvor ki bu da dolambaçlı bir yoldan, secüme • mek korkusunun tevilli bir ifat desi değil de nedir?
Hele Parsın, serim kanunun da. değişiklik yanılacak olursa bunun zımnen 21 temmuz intî -(habatının •voTsuzluğnna kabul ve itiraf etmiş olmak hususundaki zımnen iddiasının letafetini, o seçimleri vaşamış olan ka Tilerimiz ve bütün bir memleket halkı pek güzel takdir eder ler sanırız. Tecahiilün bu dere cesî, ârifâne de olsa, çekilmi -yor.
Bize övle gelivor ki sayın Mııhiddin Baha Pars bövle malili tavzihler göndereceğine sükûtu idamede devam etmiş olsaydı, hiç olmazsa böyle kırk eJ li satırlık bir mektııbda bile, bir kaç defa tezada düşmüş olmah tan kendini korumuş olurdu. Kendilerine bahis mevzuu vazı-vı tekrar fakat bu sefer biraz daha dikkatle, okumalarım tav şive edeceğiz.
Yeni şeçim kmvnu
(Baştarafı 1 incide)
özel idarelerle Belediyelerin ma lı durumlarını ıslah etmek için ne gibi tedbirler düşünüldüğü sualine de Bakan, belediye gelirleri kanununun Mecliste olduğunu’ özel :-darelere gelince, bunların da hisse sistemine dayanmak üzere, gelirlerinin inkişafı sağlanabileceği cevabını vermiştir.
Sovyet Vapurları üçüncü defa olarak ağlan hasara uğrattı
Ankara, 7 (Hususî) — Birkaç gün evvel Sovyet bandıralı bir şilebin Karadeniz Boğazı önlerinde manevra yaparken çelik ağları hasara uğrattığı malûmdur. İlgili maklamların bildirdiğine göre bu hâdise, Sovyet şilepleri tarafından yapılan üçüncü vak’adır. Zararın 50 bin lira etrafında olduğu bildirilmektedir. Hâdise şöyle cereyan etmiştir:
Sovyet .şileplerinin daha İstanbul Boğazına yaklaşmadan önce kılavuz kaptan alması gerektiği halde şilep bunu yapmamış, Boğa za ancak 100 metre kala kılavuz kaptan almıştır. Fakat bu mevkide akıntı fazla olduğu için bütün gayretlerine rağmen muvaffak olamamıştır. Sovyet şilepi tornistan mış ve sağa sola yalpaladıktan I sonra 5 millik bir süratle ağlara bindiımiştir. Acenteden tazminat taleb edilmiştir.
Diğer taraftan kazaya sebebiyet veren bu Sovyet şilebinde yalnız ticarî eşya bulunmadığı, Yunan çetecilerine ulaştırılmak üzere bir takım malzeme de mevcııd olduğu ileri sürülmektedir. Bu söylentilerin doğruluğu kesin olarak tesbit edilememiştir. Esasen Mont rö anlaşması hükümleri Boğazlardan geçen bu kabil ticaret gemilerinin tarafımızdan muayenesine imkân vermemektedir.____________
Demokrat P. merkezinde büyük bir faaliyet var (Baştarafı 1 incide) kında sıkı bir ketümiyet muhafaza edilmeğe çalışılmaktadır.
Diğer taraftan büyük bir partili kitlesinin de kanaati, umumî kongrenin derhal toplantıya çağırılması lâzım geldiği merkezindedir.
ÇANAKKALEDE YATILAN TOPLANTI
____Çanakkale, 7 (Hususî) — Bugün Çanakkale D. P. Î1 kongresi toplanmıştır. Toplantının maksadı, genel kongreye delege seçmekti. Kongre, (Demokrat Parti Başkanlığından üç defa istifa etmek suretile rekor kıran ve istifası kabul olunduğu halde nasıl başkanlık yaptığı hayretle karşılanan) doktor Süreyya Endik tarafından açılmıştır. Süreyya, umumî heyete karşı şöyle konuşmuştur:
— Eğer beni kongre delegesi olarak seçerseniz büyük kongrede: (Ödenek fazlasını vermiyen millet vekillerini partiden tardediyoıuz) diye haykıracağım.»
Arzusuna rağmen umumî heyet’ Süreyyayı büyük kongreye delege seçmemiştir.
İSMAİL TOPRAĞIN MEKTEBE
_________________________Sflin ve 3247 sayılı nüshasının birinci sayfasında ve ikinci sütununda, Tasvir gazetesindeki yaptığım neşriyata karşı Ne günlere kaldık Yâ-rabbi başlığı altında ve Orman mühendisi M. Üstünova imzalı yazıyı okudum.
Aşağıdaki kanununun ğince ayni ı ayni punto
Tasvirde : zetenizin inancılığı devrine dair çıkan yazılar mukayese edilirse, memleket meselesi olarak hangilerinin daha kuvvetli, şumilllü ve hakikat olduğu anlaşılacak kadar farkı, her okuyan ve gören göz derhal anlar.
Şahsım hakkındaki cevab vermeği lüzumsuz sayarım. Şimdiye kadar bir idare heyetinden ne mu muhakeme kararı ve ne de her hangi bir mahkemeden mahkûmiyetime dair hiçbir karar verilmiş değildir.
Meslekte çatıştığım zamanlarda yüz kızartacak hiçbir halim yok-
İnönü Tarsusta
(Baştarafı 1 incide) yine köylüye büyük bir yardım ya pilmiş olacağını söylemiştir.
Çiftçiye gönderileceği bildirilen tohumlukların lıenüz gelmediği, her ne kadar 300 tonluk bir parti gelmişse de bunun daha önceki isteklere aid olduğu da Cumhurbaşkanına izah edilmiştir. İnönü, Hj-dırlı şeddinin vaziyetile de alakadar olmuş, Bayındırlık Bakanının verdiği izahat dinlenilmiştir. Cumhurbaşkanı, dilek ve derdlerle alâkadar olduktan sonra Tarsuslulara şöyle demiştir:
- Ankaraya gittiğim zaman sîzlerin avukatı gibi çalışacağım ve isteklerinizi yerirçe getirmeg? gayret edeceğim.
İnönü, Tarstıstan Yeniceye hare ket etmiştir.
İNÖNÜ HADIRLIYI GEZDİ
Adana: 7 (AA.) — Dün gece şeh rlmlzi şereflendiren Cunıhurbaşka n'ı İnönü, bu sabah, Kadjrbya gide rek oradaki set inşaatını yakından İnçelemlş ve bu inşaatın kısa bir zamanda hızla gelişmiş otaıacıtu dan dolayı memnunluklarım belirt mişlerdir.
Daha sonra hava meydanına g len Cumhurba.şkannr.’z sele maruz kalan bölgelerle Hadırlı vt Konan üzerinde uçakla bir İnceleme geziş! yapmışlardır.
Bundan sonra İnönü, Aühoealı-dakl perto! arama sahasında tetkik lerde bulunmuşla, aır,
Cumhurbaşkanımız saat 15 de binlerce halkın coşkun .vvzi göste rileri arasında şehrimizden Tam sa hareket etmişlerdir.

»SAYFA: O
8 MART
1 e ♦ (
k:::
w
w
w
• • •
î
I
Devlet Denizyolları İlânları
İNEBOLU HATTI;
MUDANYA HATTI:
BANDIRMA HATTI:
w Provan
PAZARTESİ — 8/3/1048
9jatıkes(rin derdle'i, eksikleri, hayvavatstz hayvanat bahçesi ki msesiz park, yarıda kalmış
21.50
22 15
23.45
22.45
2300
İZMİT HATn
Toza Ruso
ulodibi-Calaıa



Şaban Turan
Cibali-tstanbut

Karesi kulübü kaptanı Şevket Kntbay
Balıkesir, (Ahmed Ateş bildiri-yor) — Dünkü sayımızda, gazetemi 2İn gene ve faal muhabiri Vecihi B çakcıoğluna misafir olduğumda kalmıştım.
Kendisile karşılıklı içtiğimiz kah veleri müteaklb yorgunluğu gidermiş ve güzel Bahkesirln sokaklarını dolaşmağa koyulmuştuk.
Bir bahçenin önünde durduk- Bu ras» hayvanat bahçesi idi.
Dünya kadar para sarfolunmuş, içerisinde tahmin ettiğim birçok hayvanları gezerlerken ne görsem beğenirsiniz?.
O canım hayvanat bahçesinin (!) içinde bin beş yüz liraya satın alınmış olan bir tavus kuşu İle bir papağan. Başka hayvan olup olmadı-1 ğmı sordum,
Muhabirimiz bana, ben kendisine bakarken memur, olmadığını ezile büzüle söyledikten sonra ters yüzü dönmeye mecbur olduk.
Devam eden hafif kar, fakat ısırıcı soğuğun altında soluğu parkta aldık.
Belediye tarafından altı bin liraya yaptırılmış olan bu parka geldik.
Nc in, ne de cin vardı-
Daha sonra şehrin baş tarafında bir milyon lira sarfcdlllp temelleri üzerine kurulduğu halde yarıda bı rakılan hastahanenin yapı iskeletini görmeye gittik
Bir milyon liranın üstüne yuva yapmış olan baykuşların korkunç sadalarile ötüştüğünü görünce binanın neden yarım kaldığını tahkik ettim. Bu arada şunları d# öğrendim:
1 — Koca vilâyette 94 yataklı bir hastahaneden başka hastahane yok tur.
2 — Bu hastahane bile blnbir yok Bulluk içindedir.
3 — Belediye, öteye beriye hc-sab uz ve programsız para sarfetmesi neticesi çok kere memurlarına bile maaş veremiyecek duruma düşmektedir. ,
4 - Bahkesirde ayda elli ölüm vak ası olursa bunun kırkı veremden-1 dir-
5 — Vali beye, yedi bin liralık o tomobll lâyık görülmemiş ve Belediyece dokuz bin Ura verilip bir yenisi alınmıştır.
6 — İşrizlik günden güne artmaktadır.
7 — Şehri tenvir eden elektrik rno törü stop etnıek üzeredir.
8 — İçme suyu hususunda hiçbir teşebbüste bulunulmamaktadır.
BALIKESİRDE SPOR
Karşıma tanıdığım bir sporcu çık Biraz da şehri dolaşmak istedim miştı- Kendisile Baljkeslrdeki 6por hareketleri üzerinde bir görüşme
hastüha.e, Laik esirde spor yaptım.
Merhum Ali Hikmet Paşanın eser ve yadigârı olan Ealıkeslrdekl gene İlk spor ve hareketleri o zamandan beri tamanıile ihmal edilmiş bulunmaktadır.
Vâsi ovalara malik, ziimrüd çayır ve çimenlerle mesttir vilâyetleri miz her nedense her taraf tabii bir stadyomken milyonlar lıarcıyarak yeni stadyomlar inşasına çalış yor ve bunları da bitlremiyerek ekseriya yarıda bırakıyor-
Her ne hal ise gelelim mevzuuınu za... Balıkesiıe de bir buçuk milyon lira sarfolunarak bir stadvoma baş lanmış, fakat; daha bir milyona lü zum hasıl olduğundan bu da Bandırmadaki biraderi gibi yarıda kalmıştır-
Bandırmalılar stadlarını ikmal i-çin Balıkesiıdeıı meded umarken, BalIkesirliler acaba kimden umacaklar bir hayli düşünülecek işdlr-
1. bler. maçlarım Ali Hikmetpa-şa stadyomunda yapmaktadırlar. Beş spor klübü vardır. Karasi, Altı Eylül enılrspor. Havagücü ve Ege-spor.
En faal ve eski Karasi ile Altı Eylül klübüdür- Şehirde ve civarda şampiyonluk kazanmış olan klüb Karasi klübüdür.
Reis Ferid Tüzel, ikinci reis Ra-sim, kâtibi Hilmi Kaptanları da Fenerbahçe klübüniin eski beki Şevket Kutbaydır-
Güreş, atıcıl'k vc atletizm şubeleri de vardır- Ve faaliyettedir.
Diğer klübler d? oldukça kuvvet-) 11 ve eleman oyunculara maliktir.
Faaliyet durmadan ilerlemede vc ı gençlik harekettedir
Her radyonun yanında Dır isim görüyorsunuz. Bunlar 6 Mart 1948 de Noter huzurunda çekilen kur'ada birer General Electric radyosu kazanan talihlilerin isimleridir. Kendilerini ayrı ayrı tebrik eder ve radyolarını almaları için Galata, Rıhtım caddesinde Kozluca hanın 2. net katına müracaat etmelerini rica ederiz. Ayrıca müsabakaya doğru cevap vermiş olanlara burada teşekkürle rimizi arzetmeyi bir borç biliriz.
«»w
• • • •
a
a
1
A
Vehbi Sabuncuoftlu
Çorııın
KOÇ Ticaret T. A $
1
X* •


7.20 Açılış ve program,
7,30 M. s. ayan,
7,30 Müzik: Hafif ParçsJaj (PL)
7.45 Haberler,
8.00 Müzik: Çeçltlf.
Hafif Müzik (P1.)
8.40 Müzik: Operetlerden Seçme Parçalar (PİJ 9,00 Kapanış,
12.29 Açılış ve program
12.30 M. s, ayarı,
12,30 Müzik,
13,00 Haberler,
1315 Müzik: KanşıR Şarkılaş
14,00 Kapanış,
17,58 Açılış ve pregram, 18,00 1800
18.20
Yeni Neşri yat
İs âm - Türk mecmuası
Bu yüksek ve ciddî mecmuanın 6 inci nüshası çıkmıştır.
Müııderecatı: 1. Dünyada İs lâm kongresi (Eşref Edib), 2. Din beşerin fitrî ihtiyacıdır (Şemseddin Günaltay), 3. Din namına yanlış fetvalar veren Hakka DogTU gazetesine (Diya net İşleri âzasından Yusuf Zi -ya, profesör), 4. Mekteblerde din dersleri hakkında Meclis Grup Komisyonunun raporu. 5. Haik Partisi müfritlerinin di nin inkişafına karşı gelmelerine cevab 'Mustafa Ak*. 6. Asıl ka ra irtica dinsizlikdir (Mümtaz Faik Fenik), 7. Türkiyede döıı melik tarihçesi (Eşref Edib), 8. Farmasonluk hortluyor (Ce/ det Rifath 9. Tiirkiyedeki farmasonluk teşkilâtı ve tstanbul-daki mason mahfilleri.
MUŞTA
SİYASİ MİZAH GAZETESİ
Akagündtiz tarafından çıkarılan bu dikkate şayan gazetenin (11; inci sayısı da çıktı. Gittikçe mühimleşen bu gazeteyi tavsiye ederiz-
NEREYE GİDİYORUZ?
»Partiler ve İdelojiler karşında hakikat» İkinci başlığını taşıyan bu kitabında Yaşar Nabi Cumhuriyetten bugüne kadar sıvası hayatımı, zuı bir plânçosunu yaparak diktatörlükten Demokrasiye geçiş hare ketimizde iki yılanberi uğradığı mız sarsıntıları tahlil ederek bu-nun sebeplerini İnceliyor, her iki parti müfritlerinin düştükleri hataları anlatarak şeriatçillk, ırkcj lık, Komünizm gibi türlü İfrat ha reketleri karşısında doğru yolun İti dal ve bir ablak tasfiyesi olduğunu gösteriyor. Varlık yayınlraı arasında çıkan bu kltab 150 kuruş fiyatla satılmaktadır.
YAŞAMAK İÇİN
Genç ve kıymetli hikâyecilerimiz den Ümran Nazifin en güzel en gü zel hikâyelerini bir araya getiren bu cilt Varlık yayuıları arasında çıkmıştır. Kuvvetli bir müşahedeye dayanan bu hikâyelerdeki canlılık ve gerçeklik çok beğenilecektir Fi yatı 100 kuruş,
Hakiki İngiliz menşeli su geçmez T ENÇLOT PARDESÜLER
35 Liradır
Satışımız muhayyerdir
ABDURRAHMAN KALYON
Dikranyan Han 11 — 12 Sultan Hamam
FF
MARKA
0,06 0,08 m m m/'m
TIRAŞ BIÇAKLARI
Üstünlük timsalidir
Türkiye Genel Mümessili
İBRAHİM ÇAVUŞOGLU
Bahçekapı, Celâl bey han No.39
İstanbul
0,10 m/m
l

İmtiyaz Sahibi
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU -
Yaaı lfl.rini fiil.a id*Yb *d(a: Yaaı Iflori Müdürü: FATİN FUAD
Dirildiği Yer:
«Yeni Sabah» nüretlipbanaıi
, Baaıldığı yar: «Gün Basımav)»
• •
M, s, ayarı, Müzik: Türküler, Müzik: Saz Eserleri v( Oyun Havaları, Karışık Solo Şarkılar M, s, ayan.
Haberler,
Geçmişte Bugün.
Müzik: Çeşitli Sololar (Pl.l
9 Mnrt 918 — 15 Mnrt 948 («lalıil) tarihleri zarfında a-iuğnlu iaîmle ri yazılı hatlanmıza kalkacak vapurların isimlcrile Jtalluş gün ve — saatleri ve yanaşacakları rıhtımlar
KARADENİZ HATTI Salı 5,00 de (Cumhuriyet.) ve Cuma 5,00 de (Karadeniz) Galata rıhtımından kalkar.
— Çarşamba 5,00 de (Tırhan). Sirkeci rıhtımından kalkar.
— l':ız;tri»‘si 9.0ü da (Tayyar), Tophane rıhtımından kalkar.
— Salı .Terşembe, Cumartesi ve Pazar 9.00 da ıSus). Galata rıhtımından kalkar.
— Cuma ve Pazartesi 8,15 de (Sus). Galata rıhtımından kalkar. Çarşamba, cumar-tesi ve Pazartesi 20.00 de (Ç. Kale) Tophane
KARABİGA HATTI:
ÇANAKKALE HATTI;
İMROZ HATTI:
AYVALIK HATTI;
İZMİR HATTI:
alı ve hane
Pazar
rıhtımından, kalkar.
(’umartcHİ 19,00 da (Seyyar), Top-rıhtımından kalkar.
19.00 da (Antalya), Sirkeci rıhtı-
tımından kalkar.
— Çarşamba 19,00 da (Kemal). Tophane rıh tınımdan kalkar.
— Çarşamba
17.00 de
kaili ar.
— Çarşamba
11.00
kalkar.
17.00 de (Bursa) ve Cuma (Saadet), sirkeci rıhtımından
11,00 de (Etrük) ve Cunıar-
• lo (Saadat), Galata rıhlıınnidan
TELEFONLAR:
Deniz Hatları imletme Müdürillğ-ü: (44678) Santıraldan (81) İstanbul Baş acenteliği: )42362) (2919)
4
I
Kırpıntı Kâğıt Satışı
Millî Eğitim Basımevi
Müdürlüğünden:
Basımevimizde bir sene zarfında birikeceği tahmin olunan 150000 kilo kırpıntı kâğıdının beher kilosu 3 3/1948 günü yapılan pazarlık so nunda 9 kuruşta talibi uhdesindedir- Bu fiyattan fazlasına talip olanların ka'l teminatları ile birlikte 12/3/1948 cuma günü saat 11 de komüs yona başvurmaları, (2822)
içme Suyu Isa leşi Boru ve
Ferşiyatı Yaptırılacak
İpsala Belediye Başkanlı ğından:

I


1840
19,00
19,00
19.15
19,20
19,45 Konuşma,
20.00 Müzik; Şarkılar
20 15 Radyo Gazetesi,
20,30 Serbest Saat, 2035
21.15
Müzik: İnce Saz.
Müzik: Radyo Senfom Orkestrası.
Müzik: Opera Sahneleri (Pl.j Müzik: Dans Müziği (Pl.» M, s, ayarı,
Haberler.
Program ve Kapanış,
BULMACA
-----*----
12 3 4567 89
1
4
4


4
â
t
4
c

l 1 i | t Mİ l 1
B 1 i Mı 1
1 3! 1 İM)
I i :■ I i 1 1
İMİ I 1 i 1
1 fi 1 i a
I l a ı İM
1 I 1 1 M ! 1 |

•OLDAN SAĞA :
vasıtası, Tersi su; 3 - içki, Su taşma smı tarif İçin kullanırız; 4 — Şeh Timizin dertlerinden biri, FarenlD küçüğü; 5 — Kokun cinsi; 6 — Ter si, Çok değil. Petrol kaynaklanma dan biri; 7 — Fasıla, lezzet; 8 --Bir erkek ismi; 9 — Atfetmek, bir emir.
I YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Yeşilliği: 2 — Edevat’dan, Sc nuna (A) ilâve edilirse bozukluk; 3 — İyi. Üye; 4 — Tersi. Edat, Bir emip bağışlama; 5 — Bir nehir is mi. Bir sesli harf; 6 — Kaşlagö2 arasında; 7 — Plânla gösterilmiş; 7 — Su, Sonuna (E) gelirse, yenir, Tersi san’at; 9— Bir tatlı, Mera
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 23456789
l
A
l
4
i
C
s AİL A H 1 Y E|T
E K A B 11 R B.K C
R 'A H 1 B E!» O R
V İ İT T E N .'K.N' î
A D S H n * KİO Ç
N 8 l A 'N E'K M E
T 1 N N E t n r l
DE M B i R te» L
iE Y R S'E R:’
1 — Kasabamıza ile ferşiyatı ve vahidi siltıne hükümlerine göıe 3 3/948 tarihinden itibaren 15 gün müddetle ve kapalı zarf usuliie eksiltmeye konulmuştur,
2 — Keşif bedeli .3888R lira 96» kuruştur.
3 — 100 milimlik 1500 metre boru belediyece temin edilmiştir,
4 — Eksiltme 17/3/948 Çarşamba günü saat 15 de İpsala belediye encümeni huzurunda yapık. ..u ve son ihale saati ayni gün saat 18 dir.
5 — işe gelenlerin İhaleye girebilmeleri için bağlı oldukları vilâyetten ihale gününden en az üç gün evvel bu İşe taliplerin yeterlik vesikası almış olmaları lâzımdır.
6 — Bu işe alt mukavele, şartname ve buna ait müteferrî evrak Edirne ve İpsala belediyelerinden hergiin bıla bedel görülebilir.
7 — Teminat mektubu veya makbuzu İştirak vesikasını teklif mektubları eksiltme saatinden bir saat evveline kadar başlanlığma makbuz mukabilinde verilir.
8 — Postada vuku bulacak geçi kraeler kabul edilemez.
geılr jecel: İçme suyunun kemer sırtından boru kıya; esas» üzerinden 2490 sayılı arttırma ve ek
i
ı
(2852)
ara
eli
neşrolunan dâvasının teşkil eden şekilde ba-
— Nc var? diye cevab verdi. Höcercden duyulan ses:
Dostun Hişam seninle ko red
muhtevi encümen
Grip - Baş - Diş ve Romatizma
AĞRILARINA KARŞI____




nuşrnak istiyor, dedi. Bunu dcılebilir misin?
— Hayır, reddedenıem-
— O halde aç kapıyı. .
İhtiyar gardiyan, kapıyı lık yaptı, içeriden uzanan
sıktı ve elin sahibi olan Hişamı çekip dışarı çıkardı:
— Zindan arkadaşlarından memnun musun Hişam?
— Melek gibi insanlar... On lara basma gelenleri olduğu gibi anlattım. Gizli bir nokta bırakmadım. Onlar da kendileri ne yaptığım zulüm ve işkence lerden dolayı beni affettiler.
— Çok ivi etmişsin.
Kapının az ilerisinde ağır a -gır konuşuyorlardı. Hişam devanı etti:
— Biz çok bedbaht insanlarız. Zâlimlerin hâkim ve refah içinde yaşamaları uğurunda •her vicdansızlığı yaptık. Vur


KaccâcM: Zâlim i
............... Aşk - h'lacera - 1 arİh - Cinayet
İman: F • Tefrika No.
dediler vurduk, öldür dediler, öldürdük. Sonumuz ne olacak Mahşer gününde Allahın huzu runa nasıl çıkacağız? Haccacın zindancı başıya verdiği son mü kâfat meydanda... Beni kaçıp gitti biliyor ve mutlaka her ta rafda aratıyor. Bir gün eline ge çersem alev alev yandığımın resmidir. Nihayet sen de ayni şekilde mükâfat göreceksin, a ziz dostum .
— Ne demen istiyorsun Hi-gam?Senin ağzında bir bakla var, Su baklayı çıkar da merak dan kurtulayım?
— Hep beraber kaçalım buradan .
— Kaçalım mı? Aman Alla hım nasıl söz bu?
— îyi düşünürsen kaçmak •». tan başka kurtuluş çaremiz ol madığma kanaat getirirsin.
— Farzet ki kaçtık, nereye gidebiliriz? Herkes bizim düşmanımız.
— Biz, gideceğimiz yeri ka rarlaştırdık?
— Nereye ?
— Horasana. Orada bizi kim se tanımaz.
— Haccacın her tarafda a -
damları vardır. Bunların hepsi kaçıp izlerini kaybettirmeğe mu vaffak olanlarla da karşılaşa -biliriz. Daha fenası, Haccacın en büyük düşmanı olan Talha, bizim de düşmanınuzdır. Talha ııın Horasanda olduğunu unu -tuyor musun, Bizi göriınce her halde «hoş geldiniz» demez.
— Halbuki biz Horasanda Talhaya sığınacağız.
— Sen delirdin Hişam. Bi -zinı derimizi yüzmek için can a tan bir adama nasıl sığınırız
— Zindan arkadaşlarım Tal hanın adamlarıdır. Talha gibi
meıd bir insan; bizi elbette af ve fazla oîarak himaye eder. Ben buna eminim.
lhtivar gardiyan, peki, deme ğe bir türlü cesaret edemiyor-1 du. Fakat Hişam, onu kandırmağa azmetmişti. Kandıramadı gı takdirde başka bir çareye baş vuracaktı. Yarım saatten fazla konuşdu. Bin bir dereden su getirdi. Onun hâlâ; hayır! demekte ısrarı üzerine:
— Son sözün bu mu? diye sordu. Yalvarsam, ellerine, a -yaklanna kapansam yine, ha -yır mı. diyeceksin?
— Evet yine hayır diyece -
W • gıra.
— - O halde başka türlü konuşalım. Allah razı olsun, sana iltica ettiğini zaman beni geri çevirmedin; mahkûmmuşum gi bi bir hücreye tıkarak muhafa za ve himaye ettin. Haccac bu nu öğrenirse halin nice olur?
r Devamı var)
| Onerve (Yücel dâvası
ÜÇÜN’Ct) KİTAB İddia ve Karar Profesör Avukat Kenan Ö-ner tarafından ve öner - Yücel üçüncü kitabını bu eser nefis bir
silip satışa çıkarılmıştır. Mik dan pek mahdut olduğundan tüllenmek üzeredir. Meni leket çapında bir dâvanın tamamlayıcı kitabı olan bu e-ser her Türk münevverinin kütübhanesinde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kitabcılardan arayın.
Fiyatı 175 kuruştur.
*
«Yücel - Öner» dâvasına aid Profesör Kenan önerin eserlerinden birinci ve ikinci cildlerin mevcudlan tükenmek üzeredir. Bu kıymet li ve ibret verici kitabların her üçünü de Ankara caddesindeki «Kanaat» ve «İnkılâba Kitubevlerinden tedarik edebilirsiniz.