SALI
9 MART 1948
Onuncu TU
No. 3251
İdare: Nnnıoamanlye No. 11 Tel adresi: «YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon! 20705
ABONE
Türkiye
USenelik 3800 Kr. a aybk 1800 * 3 *yhk «00 » 1 aylık 300 »
BJDİLİ
Ecnebi
MOO
W00
1000 000
Kr.
)
)
)
19
AY1B-
HER -"ERDE

KURUŞ

HURRıYET VE HAKKIN YILMAZ MuDAFiiYiZ
E - A-, . A. • • X
vorguntulb Halsizlikten kurtulmak İçin hafif ve şık
Pera-
kende
tNGlLU MAIJ - AMERİKAN KUPU
PARDESU
İBRAHİM 1RG4)REN ALINIZ
Sultan Hamam Dikronyan Han 3 üncü kat No. 21
Yurdda ihtiyacı fazlasile karşılayacak petrol mevcuttur
Demokrat Partideki
Yurddaki Parti Faaliyetleri Hakkında
Buhran hâd safhada
D. P. Genel idare Kurulu ve
Cumhurbaşkanının basına beyanatı
“Parti çalışmaları normaldir, düşmanlık yoktur, bütün memleket huzur içindedir

inönfi, Tdrk ve AKOiIkaa, tûtfln mütehassıslarla yor ila petrolfla mevcadiyetinde ittifak ettihlertai haber veriyor
Fl
*
â


(1
Haysiyet Divanına verildiği söylenen Kemal Stlivrîİi
4
Ankara: 8 (Hususî) —.Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bugün 12.45 de Ankaraya dönmüştür. Cumhurbaşkanını Başbakan ve bazı Bakanlar Tayasta karşılamıştır.
Cumhurbaşkanı garda kendisiyle konuşan gazetecilere şunları söylemiştir:
«— Seyahatim on beş on altı gün devam etti. Çukurova hakikaten büyük bir felâkete uğ-..r ramıştır. Uçakla gezdiğim zaman gördüm. Bio
tün bölge bir göl manzarası arzedıyordu. Fakat dönüşte suların çekilmiş olduğunu memnuniyetle gördüm. Çukurovalılar eski neşelerini bulmuş lardır. Hükümet her türlü yardımı yapmaktadır.»
İnönü, bundan sonra, petrol meselesine temasla şöyle demiştir:
. , , - — Türk, Amerikan bütün mütehassıslara
(Devamı Sa., 5; Sû., 6 aa)
Divân-ı Âli de
dünkü
münakaşalar
Aman el çabukluğuna getirilmesin!.
Zümre hâkimiyeti ne Karşı memlekette büyiik bir istikrah ve nefret duyulmaktadır. Esasen De- I mokrat Partinin, kısa bir vamanda, yurdda derin kökler salarak çeyrek asırlık zengin ve I müesses bir partiyi yere sermesinin sebebi Halk Partisinin pek mahdud bir zümre ve kliğin I eline düşmesi karsısında duyulan umumi tiksinti idi. Halkın bu güzel duygusundan bidayet- I te faydalanmış olan Demokrat Parti kurucuları şimdi Halk Partisinin düştüğü çukura, hiç I tekrar düşmek gafletini", göstermemelidirler. t .4 f
reket tarzı sayılamaz. İdare Ka rulu. dün de işaret ettiğimiz gi bi, büyük kongreyi olağanüstü ' bir toplantıya çağırmak ve o sa lâhi^etü meclis huzurunda ih -tilâfın saiklerini, seyrini anlat-
bir veçhile
enıokrat Ptırei İçindeki' büyük ve şunıullü ihti -tilâf bütün memleketin dikkat ve ilgisini çekmektedir. Bir tarafdan da idare kurulu, di ğer tarafdan Meclis Grııpu ayrı ayrı toplanmışlardır.
İdare Kurulunun maksadı -neşir vasıtaları ve organları cilan Yalmanın «Vatan» ına göre- derhal ve acele bir tasfiye anıeüyesi yapmak, hoşlarına gitmiyen ve kendi nüfuz ve ta hakkümlerine engel olmak isteyenleri Partiden çıkarıp atmak tır. Sadık Aldoğauhır, Emin Sa zaklar vesaire Ikiytece kapı dışarı edilecek zevat arasındadır. Sonra -hep Yalmanın »Vatandın « anlattığına göre- vilâyette? den ikişer, üçer kişilik delegeler merkeze davet edilecek \e onla ra vaziyet izalı olunarak yapılan işler hakkında malûmat ve Tite(-«*ktir.
Bu hareket tarzının kökünden sakat olduğu apaçıktır. Genel İdare Kurulu evvelâ tasfiye dediği ameliyeyî dilediği gibi yapacak, sonra davet edeceği mahdud murahhaslara, hu hareketini ve icraatını tasrih ettirecek. . Böyle yapacağına, yani sapanı Öküzün önüne koşacağına evvelâ vilâyet detegelirini ça ğırarak vaziyeti onlara tafsili tile anlatsa ve onların verecekleri direktiflere göre şu veya hu İstikamette karar alsa daha demokratik bir hareket olmaz mı? Fakat bu hal şeklî bile biz en uygun olanı değildir. Doğ f08® Demokratlar arasındaki bu buhranı böyle ufak çapta va sılalarla ve el çabukluğu ite halletmek ve bir oldu bitti ya-ratmak tasrih olunacak bir ha
malı ve heyetten alınacak yük sek direktife göre bir rota tes bit edilmelidir.
Böyle bir kongre demokra -tik gelişmemiz tein çok güzel (Devamı Sa., 3; Sü. ( de)
Suat Hayri, teftiş heyeti relalae hficnm ediyor
Ankara 8, (hususi) — Geçen hafta kahve işindeki sanık lann sorgularını bitiren Yüce Divan bu sabah saat 10 da top lanarak ayni hâdisenin şabidle rinî dinlemeğe »ajîaH'jştıry
Oturum açıldığı zaman baş kanlığa gelen telgraf okunmuş tur. Telgıafda hâdise hakkında Tekele kahve, teklif teri yapmış olan Muhtar Demokamn da şahid olarak dinlenmesinin fay (Devamı Sa., S; Sil., 6 da)
■■■ — ■ — ^ ■ ■ ■ ■» »w , -ı ——a
O. Nuri Köni’nin İstifası Ve Kenan Öner
• •
r-l VARIN|
( Necati Tokjray |
1 Lâlka Karabay’a | ( cevab veriyor i
1 Son günlerde Türk musikisi ü-c jcrınde bir hayli dedikoduya se-
7 bebıyet veren Areicllerlo mua-z rıziarı arasındaki mticadeleyo J sırf hakikatin tavazzuhu için ga-J zolcnuz, sütunlarını açmış bu-I lunmaktadır.
v Memleket musikisinin ınkışa-1 fı ve inkırazdan kurtarılması i-ı Çin girişliğimiz bu teşebbüsü / desteklemek şariılı, bundan 1 beyi© her iki tarafın mutatça ve / kanaatleri de sütunlarımızda yer / bulacaktır.
C—__________________________

haysiyet divanı dün toplandı Önümüzdeki hafta alınacak kararlar ya ihtilâfı tamamen kaldıracak yahut partiden yeni ayrılmalara sebeb olacak
Ankara 8, (hususî) — Demokrat Parti Genel İdare Kuru lu ve Haysiyet Divanı bugün Parti Merkezinde toplanmıştır. Genel İdare Kurulunda perşeni be günü toplanacak olan Meclis Grupunda takib e'dilecek hat tı hareketin görüşüldüğü ve Haysiyet Divanhmda da KenAl Silivrilinin durumunun ine den diği talimin edilmektedir. Hay -siyet Divanının bu hususda ala cağı kararın bir tebliğ ite bildi riımesi muhtemeldir.
(Devamı Sa., 5; Sû., 2 del
■P—M■■ ■ — ,, — ■■■■ M,
fl. Münih Bekanın Yeni Sabah a beyanatı
k I
O
%
D. r. Rami Bucağı idare heyeti de dün istifa etti
Öner, istifada rolü olduğuna dair şayiaları tekzib ediyor
Kenan Öner eyer rivayetler doğru l»e, Genel Kurul un, tasfiye işinde Yalmanın fikrine müracaatı, kendisinin ne kadar acınacak bir h&le geldiğini gösterir... diyor ------------o---
O. N ri Köni’nin istifa mektubuna dair Başbakanlık tebliği
Dün Demokrat Parti eski il baş kanı Kenan Öneri ziyaret eden bir arkadaşımız kendisine şu suali sormuştur:
— Gazetelerin Ankara muhabir terinden aldıkları malûmat İstanbul milletvekillerinden Osman Nuri Könik’in istifası sizinle vâki o-laıı anlaşınanuı bir neticesi olduğunu ilısas eden dedikoduların bil hassa, parti muhitinde yol aldığını anlatıyor. Bu doğru mudur?...
Kenan önerin cevabı aşağıdadır:
— Paslanmış bir zihniyetin devamından başka bir şey olmıyan bu dedikodular ancak gülüp geçmeğe değer. Kurucuların kanaatine bakılırsa partide vukua gelen bütün hâdiseleri bana bağlamakla bu keşmekeş içinde bir teselli ve sevinç vesilesi bulduklarına i-nanmak lâz»m geliyor. Onlara göre bütün olaylar benim eserimdir. Parti teşkilâtında kendini gösteren çözüntüler, Meclis Grupunda yer alan sarsıntılar, hattâ savın


/
bayan Çakmak ve kerimelerinin partiden istifaları, basılı her şey benim telkinimin mahsulüdür. Bu telâkkiler, kurucu ve onlara merbut gazetelerin tevcih bujaırduğu Hitlerlık ve Führerlik vasfına pek yakışsa da, başkalarını ufaltarak büyümek hayat prensiplerimde dahil olmadığı için benden fazla başkalarını küçülten ve irade ve idrâk kabiliyetlerinden uzaklaştıran bu çirkin ve hakir isnadları
yapanların kafasına vurmak bana düşmez. Efkârı uınumiyeye, şe ref ve mukaddesatımın teminatı altında söylîyebilirim ki bana atfe dilen hâdiselerin hiç değilse yüzde doksanından vukuu ânına kadar haberdar bile değildim. Mareşal ailesinin Demokrat Partiye intisabı bence meçhul bulunduğu gibi şahsen tanımadığım milletvekillerinin bir coğile temasını yoktur.
(Devamı Sa., 5; Sil., 3 de)
Katil, hâdisenin bütün tüyler teferruatını anlattıktan sonra, enirini yerine getirmiş old
um,
ürpertici Allahın dedi..
Tunusta dün sun’î yağmur yağdırıldı
Londra 8, (B. B. C.) — Tu, nusdaki Royter muhabirinin bil dildiğine göre bugün Tunusda sun’î yağmur yağdırılmıştır. Yağmur, uçaklar tarafından bu lutİaı üzerine kimyevî madde -ter serpildikten 20 dakika sonra yağmağa başlamıştır. Tunusda ’ çok ciddî kuraklık vardır.
Katil
Metimed Tura dünkü duru şnıada fyazısızı 3. cU sayfada)

De mokrat Parti fiç beş kişisini değil, parti anları milyonlara baliğ o’an bir kitlenin partilidir?..
Son ihtilâf dolayısile, D. P. Genel Merkezinin topyekûn ha-patî kararlara varmak mecburi jetinde bulunduğu bugünlerdi jT|ırtinin İstanbul teşkilatında da yenidcD istifalar ve kaynaşmalar görülmektedir.
D. P. İstanbul il idare kurulu 'başkanı Abdurrahmanı İMiinib* Berkaıı, muhtelif parti mesele teri etrafında, bir muharririmi zin sorduğu suallere şu cevab-lan vermiştir:
— Demokrat Parti içinde, (Devamı Sa , 5; Sü , 1 del
Yunanlı çeteciler
D. P. iJı Bakkam A. M. Berkan
IEyüp İlçe idare ( kurulnnufi isti- j fasının âklsleri | ve Unzguncukda) yapıian toplantı]
Demokrat Parti Eyüb ilçe idare kurulunun topdan istifasını müteakib dün de Eyüb il -çesine bağlı Rami bucağı idare heyeti bütün aslî ve yedek âza larile birlikte istifa etmiş ve isti faname il idare merkezine tevdi olunmuştur.
EYL B İLÇE İDARE KURULUNUN İSTİFASININ AKİSLERİ
D. P, Eyiib İlçe idare kurulunun evvelki akşam, birdenbire İstifa et mlş olması, parti çevresinde pek hoş karşılanmamıştır.
Dün akşam parti merkezinde ya (Devamı Sa., 5; Sü.. 7 de)
Fenike civarında bir Türk motörüne ateş ettiler
Ankara: 8 (Hususi) — Ankaraya gelen malûmata göre Yunan çeteci lerlnln Türk kara sularında motor terimize tecavüzleri devanı etmek tedir. Evvelki gün Fenike civarında bir nıotörünıüze çeteciler ateş açmışlar motörümilz de ateşle niuka bele etmiştir. Motörümüzün borda sı hafif bir hasara uğramıştır.
Diğer taraftan çeteciler Trakya-da Yunan topluklarından geçen de nıiryplıında bazı taarruzlar yap-(Devamı Sa., 5; Sil., 4 de)

MİMDEN BİR YAPRAK
Evvela can,sonra cânân
Finlandiya, Moskova-ya heyet gönderecek
Atma 8, (A. A.) — Finlandiya hükümeti, Rusya ite bir dostluk ve karşılıklı yardım andlaşmasnnn akdi için görüş melerde bulunmak üzere Mosko vaya bir heyet gönd( rmeğe bu gün karar vermiştir.
Bilindiği gibi böyle bir and-laşmanfn imzası, mareşal Sta •in tarafından Fin eumhurbaş kanı Paasikiviye gönderilen bir mektubla tavsiye edilmişti.
»rai* a bin ton buğday satıyor-I muşuz. Gazetelerin rivayetine bakılırsa İrak, bize buğday bedelini dolar o-■ ■ larak vermemi?; ben- | B Ç.J
zin alaton demiyiz, o-) _ _
nu da vermemi?; alı? veri? olmamı?. PazarMk neden uymadı? Orasını bilmem. Fakat beni meşgul eden nokta büsbütün başkadır»
Biz btAgctoyMlıktan çavdar ekmeğine yanarken başka memleketlere nasıl buğday satıyoruz?
Hal İtmediler bu İtigazın sırrını kimse..»
Havâdlsi veren gazeteler bıınu çatır patır yazıyorlar da hiç birisi bu Kovar dalıgın esbabım İzah etmiyor.
Çukurova seyldb felâketinin acısını unutturmak İçin Cenab-ı- Hak gökyüzünden mâıde gibi çuval çuval buğday mı yağdırdı?
Yoksa Nasreddin Hocanın komşunun ahırının duvarını göçertjp karısına: vDakyanos zamanından katına bir ahır dolusu sığır buldumb doınosi gibi biı de byle bîr mirasa mı konduk?
Fakat böyle bir şey olsa çavdar yemekten karınları balon gibi şişen halka da bu maideden biraz tattırmak loabetmez ini idi? Bu
(yapılmadığına gör» eldo harice sevkedile-cek buğday olmaması lâzımdır. Yok ise, İraka ne satacağız?
Velhasıl şu işin doğrusunu bir tür* lü anlıyanıadık.
Bir ihtimal do şudur: Çavdar yiyeceğiz, süpürge tohumu yiyeceğiz, hattâ hiç yeıniycceğlz. Buğdayı hariç» satıp memlekete Döviz sokacağız. Bu da bir fikirdir. O zaman Allah: «Ben sizin rızkınıza kefilim» demiyor mu? Bütün hububatı, hatlâ iptidai maddeleri ılo ihraç edelim. Ondan sonra elbetto büyiik Tanrı kutundan vazgeçmez; nasıl olsa bir lokma bir hırka buluruz. Öyle mi?
Hayır, öyle değil. Yaşadığımız asırda milletlerin umumi gidişinde müşterek menfaatler mevcud olabilir. Fakat bu müşterek menfaatler evvela (milli egoizm) in tamamilo tatmininden sonra gelir.
'»avamı Sa., 3; Sü., 1 de)


SAYFA:X




Yazan; Profesör Kenan Öner
9
Seçimler arifesinde
21 Temmuz intihabı memleketi o kadar elim teşevvüşler içinde bırakmıştır ki dünya parlâmento tarihinde bunun misalini kimse gösteremez.
Belediye intihabının iyi niyet nikahı altında tesri ile başlayan hu teşevvüşün hakikî ve hukukî bünyesini tahlil edebilmek için geçirdiği Safhaları biraz gözden geçirmek faydalı olacaktır.
askerimizi uzaklara demi, bir bucuk sene evveline çevirirsek şu
Gözlerimizi uzaklara değil, bir buçuk sene evveline çevirirsek şu hakikatleri kabul ıztırannda kalırız;
; GEÇMİŞE BİR BAKI3
Senelerce dünyayı kasıp kavuran faşizmin tam bir reaksiyonu olarak demokrasi cereyanı alıp yürüdüğü ve nihayet zımnî ve sarili ihtar ve tehdidlerle bizlere de sirayet ettiği, sırada iş başındakiler paslanmış ve kölıne bir zihniyetle cihanın siyasî manzumesine katılmak imkânı kaimi eliğini anlayabildiler. Ve bunun tesiri altında demokrasinin belli başlı unsurlarını, hiç olmazsa şeklen olsun, kabul etmiş görünmek için tek dereceli bir intibahla vücuda gelecek çok paıtili bir idare sistemi kabul edilmedikçe yaşamak imkânı olmadığını sezer gibi oldular.
Demokrat milletler içine girebilmek, memleketin iç ve dışında samimi bir güven doğurabilmek için, Anayolsa hükümlerini, hattâ olduğu gibi, tatbik mevkiine koyarak bu yasa hükümlerine aykırı kanunlara demokratik şekil vermek bile millette bir memnuniyet hissi doğurabilirken zahiri ve cebrî demokrasi temayülünün dolambaçlı yollarında tahakkümü biraz gevşeterek, halkta kin ve infial uyandıran âmilleri azaltıyormuş gibi görünerek memlekette siyasî partilerin tesisine müsamaha ihsas olununca en evvel (Milli Kalkınma) namında bir fırkanın teşkiline müsaade alındı. Bu parti, akideleri malûm ve muayyen siyasi asıllardan birine ircâ kabiliyeti olnnyan bir aktar dükkânı hiivi-yetile meydana çıktı. Zaten Anayasanın ikinci maddesile devletin ana vasıflan Cumhuriyet Halk Partisinin altı oku haline getirildiği ve Türk Ceza kanununda yapılan tadilâtla bu vasılların hepsine tekabül etmi-yen bir programla cemiyet teşkil etmek şö\ le dursun, bunu İBtihsan bile ağır cezalan miistelzim birer suç haline sokulduğu için başka türlüsüne de hukuki imkân bulunamazdı. Tecrübesiz ve daha fazla şahsi maksadlar taşıyan insanlar elinde bulunan her teşekkül gibi bu parti de ya içinden patlak vermek, yahud dirayetsizce yapılacak işler yrü-zünden kapatılmak istidadile doğmuş bulunuyordu. Bu ihtimallerin ikisi de, memleket halkının siyasi rüşde malik olmadığına yalancı bir delâlet vücuda getireceği için, iktidar partisi gözile hayırlı bir mâna ifade edecek ve bu müsamaha ıhiçbir tehlike tevlıd etmiyecekti.
ÇEŞİDLİ PARTİLERİN DOĞUŞU
Millî Kalkınmanın mütereddid ve iptidaî adımlarını Demokrat Parti, daha sonra Liberal Demokrat, Sosyal Demokrat ve nihayet Çiftçi Partisi gibi teşekküller takib etti. *
Bunlar arasında en göze batanı ve millete az çok emniyet ve ümid telkin edeni, Demokrat Parti gibi görünüyordu. Filhakika Celâl Baya-nn zahirde parti işlerinde, iş başındakilerin hepsinden fazla uzun tecrübesi, memleket iktisadiyatında ve bilhassa bankacılıkla vücuda getirdiği eserler bugünkü devlet ve parti başkanile halef selef olacak kapı yoldaşlığı ve nihayet malûm olan itidali, evliyayı umura az çok cesaret verecek bir mahiyet arzettiği gibi refakatine aldığı arkadaşların hüviyeti sebebile Demokrat Partinin teessüsüne mümanaatten ziyade teşrikin bile esirgenmediğini burada itiraf zorundayım.
Bana kalırsa. Halk Partisi ile onun desteklediği hükümetin tek dereceli ve çok partili bir sisteme temayülü hissedilmekle beraber bıı meylin samimiyetini kabul ettirecek ortada hiçbir sebeb bulunmuyor, bilâkis cihan; kaplıyan demokrasi rüzgârının siyasi- bünyemizin yalnız kabuğunu yalıyarak içeriye nüfuz etmemesi esbabının temininden başka birşey düşünülmediğini teyid eden deliller her gün artıp duruyordu.
NASIL BİR DEMOKRASİ İSTENİYORDU?
Mengenlilerin İçişleri Bakanlığından ricası
Bolunun Mengen halkından Yunuf Sadî Tiirker ve diğer dört imzalı bir mok-tub aldık. Bunda, 15 bucağın ilçeliğe yükseltileceği sırada Bolu ilinin vermiş ola cağı yanlış malûmat neticesinde Tûrkbeşlinin do ilçeliğe yükseltildiği halbuki ilçeliğe yükselmesi icabeden yerin Pazarköy olduğu belirtilerek şöyle deniliyor:
Bu suretle en büyük haksızlığa nğrıyan Mengen bucak merkezi Pazarköy tarihî bir bucak merkezidir. Burasının tarihte ne dcreco şanlı şerefli bir yer olduğu büyüklerimizce de malûm olsa gerektir. Burada, yeni ilçe teşkilâtını fevkalâde karşılıya-cak kudur devlete aid muntazam ikişer katlı knrgir ve nlışap olmak üzere bir C. H. P.» Müdüriyet, jandarma karakol komutanlığı, ilkokul sağlık müdürlüğü ve P. T. T. müdürlüğü de mevcuddur.
ISaasen 31 mııhtarlıklı, 127 mahalleli, 14000 nüfuslu tarihi Mengen bucağı 130 sene evvel de ilçe idi. İsteklerimizi yüksek makamlara arzet-mek için Mengen halkının tanzim ve 21 muhtarının im za ve mühürlediği dilekçeleri 21.1.947 tarihinde 3/418 numara ile Başbakanlık ka-nalile İçişlerine 6.947 tarih ve maralı dilekçe tarih ve 3 4332 le Başbakanlık
çişlerine ve 19.6.M7 tarih ve 3 2804 numara ile Cumhurbaşkanlığından Başbakanlık kauaNle İçişleri ne/.dinde istekte bulunduk. 19.12.947 günii müfettiş Abdülkadlr tahkikat nıaksadile Mengene gönderilmişse de Bolu ili, müfettişini Geredede alıkoyarak İçişlerine çektiği bir %te1lc geriye çağırtmak imkânını buldu, deniliyor.
Neticede sayın kendirdin bekllyen Mengenelinia den 13.12.947 nü Anka raya
Hükümetin
m çekerek hiç olmazsa yeni teşkilâtta tnutııinıamamiM rica ederiz.»
ve yine 16. 3 4265 nu-ile 19.6.947 numaralı tel kanalı ile t-
müfettiş binlerce yüzünü görme cumartesi güdümlü, dikkat nazar.
ADLİ YE D E

TENf 3 ABIH

*41

ro
«»
ta

*v
9 M A R T 1948
Sus vapurunun istim burusu neden patladı?..
Altı sene garantili görülen borunun, dört ay sonra patlaması ilgilil iri şüpheye düşürdü
Pazar günü, Mudanya seferine çıkacak olan Sus vapurunda, harcketüıden yirmi dakika evvel, istim borularından birinin .patlamasından mütevellidi bir infilâk vuku bulmuştu.
infilâkın neden ileri geldiği ne dair dün malumatına müra caat ettiğimiz Denizyollarında ilgili bir zat bize aşağıdaki ma lûmatı vermiştir:
— Sus 1947 de îstinye dok larına alınmış su boruları, tamamen değiştirilerek aynı za -manda fennen lüzumu kadar
su tazyik tecrübesine tâbi tutul dukdan sonra tam emniyetli bir şekilde sefere başlamıştır. Değiştirilen boruların garanti müddetinin 6 sene olmasına rağmen, hâdisenin 4 ay gibi pek kısa bir zaman sonra meydana gelmesi üzerine, emniyet 5 inci şube ve liman başkanlığı tahkikatla başlamıjştır. Memurlar, huzurunda yapılan teknik mim yenede boru kalınlığının pek in ce olduğu görülmüştür. Bu va-kiada işçilik hatâlarına rastlan nıamıştır.
MÜTEFERRİK
DENİZDE
Çocuk Esirgeme Kurum unun faaliyeti
Kurumun, Çarşıkapı ve Kadıköy dispanserlerinde 325 vatandaşa muayene suretile yardım yapıldı öğrendiğimize göre, Çocuk Esirgeme Kurumu İstanbul il merkezinin idare etmekte olduğu Çarşıkapı dispanserinde 161 erkek ve 141 kadına, v® Kadı -köy dispanserinde 7 erkek ve 16 kadına şubat ayı sonuna ka dar muayene veya tedavi sure tile yardım yapılmıştır.
Diğer tarafdan, Kurumun Bakır köy dek i doğum evi ve ço cuk polikliniğinde de şubat a ymda 149 u kadın ve 14 ü çocuk olmak üzere 163 hasta mu ayene ve tedavi edilmiştir.
Atalürkün hâtırası
Erzincan Milletvekili Behçet Kemal Çağlar tarafından çarşamba günü saat 18 de E. Halkevinde (Atatürkden hatı -ralar mevzulu bir konferans ve rilecektir.
Giriş serbesttir.

“Kars,, şilebi Amerika yolunda

Evet, memlekette tek dereceli bir intibah yapılmalı, mecliste muhtelif gruplar teşekkül etmeli, fakat milletvekilleri iktidar partisi erkânının tasvib edeceği zümrelere ayrılmalı, mecliste görülecek muhalefet de Rana Bey grupunun aldatıcı faaliyetinden daha ileri gitmemeli idi. Onlar tek dereceli ve çok partili bir sistemin vücuduna, halin icab vc zarureti olarak, katlanıyor, fakat gösterebildikleri fedakârlık, istediklerini seçtirmek ve sonra muhtelif kıyafetteki kuklalar gibi, ipleri daima ellerinde bulunacak bir teşekküle razı olmaktan ileri gidemiyordu. Zaten o günkü şartlar altında başka türlüsü de pek beklenemezdi.
Fırsat düştükçe izahına çalıştığım gibi, memleket idaresi, millet lehine faaliyetini arttırmadıkça demokrasinin inkişafına imkân olmadığı gibi bu faaliyet bir zümrenin sefine masruf oldukça, idare şekli, ne yapılırsa yapılsın, demokrasi maskesine sığınmış oligarşiden başka birşey olamaz.
Millî tarihimizi biraz karıştırırsak, çok az istisnalarla, - bilhassa dirijan sınıfının - tahakküm ve istibdadı altında ezildiğimizi görür, bu monarşi veya oligarşinin izlerini meşrutiyet ve hattâ cumhuriyet devirlerinde bile bulabiliriz.
Nec b Fazıl hakkındakl hlküm tecillidir
lSTtBDkD TERBİYESİ VE DAJ.R \l l KJ.UK
Unutmamalıyız ki herşeyden evvel asırlar süren bir istibdadın ter-biyesile alül'te olmuş ecdadın çocuklarıyız. Eu uzun devir, hürmeti ubudiyet derekesine indirmiş, dalkavukluğu millete tek meziyet haline sokmuştu. Daha düne kadar hükümdarı Allahın yer yüzündeki gölgesi sanmak lüzumuna ailevî, lıattâ milli bir terbiye ile iman etmiş bulunuyorduk. O bir ülilemirdi, kanunlar onun iradesinin tezahür şeklinden ibaret bulunuyor, bu iradelere kör körün.- itaat milletin en kut. vazifelerinden biri farzedilivordu. Irz padişahın, can ve mat padişahı trerşey padişahındı. O, bir irade ile en zelili ilâ eder, en fakiri yesarın) : son haddine çıkarır, istediğini istediği vazifeye çırağ buyurur, isteme I d iğin i istediği şekilde harab eder, öldürebilirdi. En zalimâne tahak-A kümlerine isyan değil, şikâyet bile Allaha karşı yapılacak günahların! en kötüsü, hürmetsizliklerin en büyüğü bilinirdi... (
. ( Devamı var)
Dünkü sayımızda Büyük Do ğu mecmuasında çıkan bazı ya zılar dolavıaile yargılanan Ne-cıb Fazıl Kısakürek hakkında asliye 7 inci ceza mahkemesin ce verilen hapis cezasının Temyiz tarafından tasdik edildiğine dair çıkan haberin aslı şu -dur: Mahkeme karan esasen te çilli olduğundan, karar Temyiz tarafından tasdik edilmiş olsa dahi bu. değerli şairin mahkû miyet cezasını cezaevinde çekeceği mânasına gelmez. Bu ci -hetle Necib Fazıl yine şimdiki gibi serbest çalışma hayatında kalacak ve Büyük Doğu da in tişar edecektir.
Değerli şairimizden özür di leriz.
POEî ST E
Bir işçi dikkatsizlik yüzünden yaralandı
Ramide, Topçular mahallesinde Said Aktunaya alt lâstik fabrikasın da çalışan Haşan Konyalı evvelki akşam sigarasını yaktığı kibriti söndürmeden yere atmış ve «otüs-yon tenekesi İçine düşen kibrit ilâcı parlamıştır.
Birdenbire infilâk husule gelmiş ve alevler etrafı sarmıştır. Hâdise yerine yetişen İtfaiye yangını sön dürmüşse de hasar 3000 lirayı bul muştur.
Muhtelif yerlerinden yaralanan Haşan Guraba hastahaneslne kaldırılmıştır.
Asabi şoför müşterisini yaraladı
Tarlabaşmda oturan Melâhat a. dında bir kadın evvelki gün bindiği 1554 plâkalı taksinin şoförü İle İİo ret yüzünden münâkaşaya tutuşmuştur.
Bu esnada sinirlenen şoför kol demirile Malâhatı başından yarala mıştır, Yaralı tedavi altına alınmış ve suçlu yakalanmıştır.
Lady Kelly’nin konferansı
-------o-------
Sefir, Ingilterede ve Türkiyede san'at hareketlerini belirten güzel bir konuşma yaptı Ingiltere büyük elçisinin refikası Ladv Kelly (lngilterede sanat ve Ingiliz hükümetinin sanat hareketlerini himayesi» mevzuunda^ Ankarada verdiği konferansı; dün saat 16,30 da, Güzel Sanatlar Akademisi salonunda tekrarlamıştır.
Kendisine verilen bu fırsatı memnuniyetle karşılıyan ve sa natkârm ferdî hüriyetine mâni ni olmak kaygusu ile İngiltere hükümetlerinin uzun bir devre zarfında sanat gelişmesine işti rak etmekten âzami ihtiyatla kaçındıklarını söyliyen Lady Kelly, hükümetin ancak harb denberi sanatkârları mânevi ve maddî bakımlardai himaye ye başladığını ve zekâ oyunla -rından halkın azamî nisbette fay Yalanması için çalıştığını ilâve etmiştir.
Bilhassa Ingiltere balesi üze rinde durmuş ve Ankarada ye
.ni inşa olunan pembe duvarlı 4000 ton krom yüküyle Iskende- ’ muhtesem tiyatroda pek yakın rundan, Amcrlkaya müteveccihen da bir TUrk balesini alkışİıva -hareket eden Kars şilepınln, bu a- “ ........... ■ ’
yın 16 smda Filedelfiyaya müvasa-latı meklenmektedlr
Şilep, dönüşte yardı n malzemesi getirecektir.
Diğer taraftan Çoruh şilebi de alacağı 8500 kromun 4302 tonunu yüklemiş bulunmaktadır. Tahmllâ-tı müteakip gemi Amerikaya hare-1 »Hayatımda bu kadar güzel ve ket edecek ve avdetinde yardım malzemesi getirecektir.
nödcmiş* şilebi 4124 ton kömür getirdi
Karadenizdekl fırtına sebebile, hareketini bir müdde‘ tehir eden Ödemiş şilebi, dûn 4124 ton kömür Şlleb bugünlerde Ceveiitarıka gele, mlş tahliyeye başlanmıştır.
(72lzc» şilebi Amerikadan yardım malzemesi getiriyor Nevyorktan Türkiyeye müteveccihen hareket eden Rize şilebi At-lantikte yoluna devam etmektedir. Şilep bugünlerde Cebelıiajıkka gele çektir.
Rize şilebi Amerikadan yardım
S
malzemesi getirmektedir
cağımızı" ümidini izhar etmiş -tir.
Şarkı bahsine seçen ’sefirei .geçenlerde Anadoluvu gezdiği .sıralarda Gavur kalesi önünde kendi şerefine heveeanlı bir tiir kü sbyliven bir Türk köylüsünü i 'hazla dinlediğini söylemiştir.
ta ue
I Kenan Önerin Siyasî Hatıratı

I Dolayısiyte Aldığımız Mektııblar
______ . , ___________________
Kâzım Kap; Kenan Önsre soruyor...
I

yazınızın son
karmakarışık cahil ve par-
bir fazilçLtir, fakat kabahatiniz dc*l şayanı af değildir. I
Zira siyasî olgunluğunuz yok, 1 particilik vasıfları da mevcud de-i ğil ve bir organizatör olmadığını-1 zı da görüyoruz; Şû halde ihti-1 sas, liyakat ve iktidarınızın lıari-l cinde bulunan bu mühim vazifeyi( üzerinize nasıl aldınız? J
Saygılarımla. ?
D. P. üyelerinden ’ Kâzım Kap i
siyasî lıatı-l ve düşünce-i karar ver-i
(her hangi/ tasvib ettikleri veya) neşredilmek üzere bize I
«3.3.948 tarih ve 3215 sayılı Yeni Sabah gazetesinin 2 inci sayfasında 3 numaralı fıkrasında,
(Siyaset denilen âleminden tamamen
tk’ilik hakkında da tamamen yabancı olduğunuzu vc İstanbul gibi büyük bir vilâyette bir partinin başkanlığını deruhte edip muvaffak olamıyacaguuz hakkındaki yazınızı okudum.)
Sayın profesör. Bu ikrarmızda
Not: «Yeni Sabah» bugünden itibaren, Kenan Önerin atı ile ilgili olarak okuyucuların ve ilgililerin fikirlerini erini hatıratın altına tesadüf eden bu köşede tesrctnıiye niştir...
Savın okajııcıılarınıız sırf şahsî fikir ve kanaatlerini bir harici teşvike âlet olmamak şartile) hatıratın lleylnude bulundukları kısımlar mı bu köşede föudcrebilirler.
O günde şirket müdüründen bir mektub aldım; Sadullah bey -den: «Parayı vermedikten son ra mal göndermem» diyordu.
— Harbi umumîde şirketin ne gibi işlerinde bulundun?
— Şirketin vazifesinde bu -lunmadın.
— Harbi umumîdeki vazifen?
— iaşe Nezareti ııamna Hay darpaşa istasyonunda sevk ve tesellüm memuru idim.
— Millî Ticaret şirketinden maada nerede vazifen var?
— Hiç bir yerde alâkam yok tur.
— Hangi şirkette hisse sene din var?
— Hiç bir şirektte hisse senedim voktur.
— ifadende söylüyorsun?
— Vallahi değil, olsa neden sakbyayun?
— Kemal beyin yanına girmezden evvel ne hizmette idin?
— - Mektebde idim.
— Mektebden ne vakit çık? tın?..
— Hatırlamıyorum.
— Ittihad ve Terakkiye ne vakit intisab ettin?
— Her halde Ma?mud Sev ket Paşa vak’asmdan sonra.
— Başka fırkaya?
— Katiyen.
— Terakkiperverlere intisab etmedin mi?
— Hayır efendim derd-i ma işet ile ...
tstanbul öğretmenleri yapı kooperatifi kuruyorlar
İstanbul öğretmenleri Mual limler Birliği idare heyeti âzasından Sabri Kolçak ve arkadaş lannın delâleti ve Üniversite kooperatifçilik profesörlerinin rehberliği ile bir yapı koopera tifi kurmağa teşebbüs etmiş -lerdir. Bu hafta kooperatifçi -lik profesörü Keşler tarafından Jconu hakkında bir konferans verilecektir.
Bir araba kamyonla çarpıştı
Dün öğleden sonra Ihsan A-tayın idaresi altında 3550 sa -yılı kamyon yüklü olarak Kara köy Fermeneciler sokavmda dururken Osman Kurat idaresi altındaki at arabası hayvanı -nın gemi azıya almış idare ede memiş kamyona çarpmış, at a rabası parçalanmış atlardan bir tanesi de yaralanmıştır. Başka ca sayıat yoktur.

İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
Atatürk’e suikasdın âtı ve içyüzü
?
İt
L

,'fânalı bir şarkı işitmiş deği | linp demiştir. Harbin en feci 1 devresinde îııgi) tereci eki erkek solo şarkılarile Tiiık torlaklarının vekarlı türküleri arasında yanılan hıı mukavese dinlevici-ler üzerinde cok derin bir tesir bırakmıştır.
— --o
Filistin ve Ürdün steriing sahasından ayrıldılar
Filistin ve Ürdün hükümetleri, Ticaret Bakanlığına yaptıkları mü racaatta steriing sahasından ayrıldıklarım bildirmişlerdir.
Bu iki hükümetle, bundan böyle ithalât ve ihracat ticaret anlaşma ]arı hükümleri dairesinde serbest-döviz ve takas yolule yapılacaktır Tuzlu ve konserve balığın ihracına müsaade (dilecek Steriing mukabili balık ihracına müsaade edildikten sonra yılda üç milyonluk bir döviz temin edileceği söylenmektedir.
Diğer taraftan öğrendiğimize gö re tuzlu ve konserve balığın da İh racjna müsaade edilecektir- 4
Bu suretle steriing dövizi ile İtal ya, Yunanistan ve Filistinin balık ven konservelerimizi alacakları u. anılmaktadır.
Ekonomi Bakanı perşembe günii Ankaradan şehrimize gelecek
Ekonomi Bakam Cavid Ekinin perşembe günü şehrimize gelmesi beklenmektedir.
Bakan istanbulda kaldığı müddet zarfında hazırlıkları yapılan I Iktisâd Şûrası, Teşviki sanayi konul nu hakkında tetkiklerde bulunacak sanayicilerin dertlerini dinleyecektir.
HER SABAH]
- 1 Bakanlarımızın demokratlığı ve bir mektub
«te otobüsle gidip gelen İn-
I giltero Başvekili Mmter «At*
■ leo) yİ taklld için Başbakan Haşan Sakanın Ankarada troleybüse binmosi üzerine İstanbulda bulunan üç Bakanın da Emlnönünden Galataya dolmuş İİo muhayyel bir seyahat yapmaları Ankarada bir hayli alâka uyan dırmış olacak ki dün akşam geç vakit tayyaro postasite gelmiş şu mektubu aldım:
«Noş’o kaynağım ve kahkana sag-nağım biricik Fıkracı.
Domokrat MikûmoUmizin Demokrasinin Demokrat Başbakanı sayın Ha( san Sakanın troleybüsde bir karecik görünmesi üzerine İstanbulda bulunan üç Bakamınızı dolmuşla Eminörün-den karşıya geçirmen, ne yalan soy' Üyeyim, beni İki defa güldürdü.
Evvelâ o çiseliyen yağmur akında bahis mevzuu üç bakanımızın halml göz önüne getirerek güldüm. Sonra de senin bu troleybüs ve dolmuş tefenüo lerinl bir nevi Demokratlaşma alâmet vo tezahürü saymana güldüm.
İlâhi Fıkraoı, sen sahiden çocuk muşsun! Ayol, öyle b(r def acık tro’ey büs veya dolmuşa binmekle Demokrat laşmak mümkün olsaydı işleri olmadığı halde bedava olduğu için troıey* büsdon Inmlyen bazı Halk Partili müfrit kişiler Demokrat olurlardı.
Dolmuşla teferrüce çıkan Sakanla* ra gelince, onlar burada üç dört adımlık yere gitmek için bile hususi otemo bil kullanırlar. Hattâ evvelki gün Raman dağında zengin bir. .petrol damarı keşfedildiği haberi mirada »ayı o* lunca tanıdık şoför benden;
— Acaba bu zengin akar - yakıt damarı resmî otomobillerin beıızm sarfl» yatını önliyebilir mi? Şayet onîıyebi* lirse zenginliğine ben de inanırım! di-yo bir sual sormasın mı? İnan kı makul bir cevab bulup veremedim.
Aziz Fıkracı,
Ben müsaadenle, Başbakanımızın vo bakanlarımızın Demokratlaştıklarına senin kadar kolay karar veremiyeco-ğinı. Çünkü onlar troleybüslerde, dolmuşlarda teferrüeler yaparlarken emir lorinde bulunan çeşit çeşit, renk r*»nk ve pırıl pırıl hususi otomobiller mekik dokumakta devam ediyor mu etmiyor nuı? Son bana ondan haber vor.
Hani bir fıkra vardır: ZJhd-u- fehva taslıyan bir zaman zengini b;r Ra* mazan günü, devrin Şeyhülislâmının ziyaretini haber--alınca mabeyin odasında hemen namaza durur da, 3ina*_ ra masasının üzerinde yanar bıraktığı sigaranın dumanlan, hazretin oruçlu olmadığını, misafirlere anlatmış olur, işte tıpkı o fıkrada olduğu gibi düzinelerle hususi otomobiller Ankara cad delerinde tozu dumana katarlarken, ben kendi hesabıma troleybüs seyahat terine, dolmuş teferrüçlerine sadree dudak büker ve geçerim.
Hoşça kal benim zemaneye göre lit zumundan fazla saf Fıkracım.
FIKRACI
BELEDİYEFF
Yazan f*


______ Dokumacılar şirketinde de hissen var mı?
__ Hayır efendim.
______ Fincancılar yokuşundaki han kimin, hangi şirketin?
— Bilmiyorum efendim.
— ifadende var.
— Efendim bu ifade bendenizin olmasa gerek.
— Zeytinyağı işlerinde çalış tınız?
______ Çalışdım sevk ve teslim memuru olarak.
— Kemal beyi iyi tanır misi nız?
— taseden bilirim.
— Hüsnü beyi filân?
— Eskiden tanışırım.
— Onlarla fırkacılık yapmaz mı idin?
— Efendim maişet derdi ile meşguldüm, fırkacılık ile nasıl
filân
II II
Tefrika Wa.
uğraşının.
Burada müddeiumuminin mütalâasına müracaat edildi. Necib Ali bey mazıuuıun ifadelerinde tenakuz olduğunu, eğer bu işle meşgul olsaydı îzmitte düçan heyecan olmıyacağını ve cürümle alâka ve münasebeti ol mıyanlan istiklâl mahkemeleri nin hemen derdest etmediğini ondan dolaya maznunun onların faaliyeti ile behemehal alâkası ve malûmatı olduğunu söyliye -rek doğruyu itiraf etmesini* beyan etti.
Reis
— İzmite geldi
Rasimi tanır mısuı9 , gördüm. Şir kette çalışıyormuş. Ağapınar -dan vagonla un gelmişti, tesel -lüm edemedim. Şirkete yazdım Rasim bey geldi. Şeraitte yüzde beş tenizlât vardı. O meseleyi
halletti gitti. Ben tekrar çalış! mağa başladım. Heyecanım şun ‘ dan hasıl oldu. Ben zaten sefil I ve fakir bir adamını. Tam beş| on kuruş alacakken bu adam-i ların husule getirdikleri felâket ten tedehhüş ettim. !
— İzmit mebusu Şükrüyü ta ) nır mısın ? I
— Şahsen tanırım. |
— îzmitte kimler ile görü -1
Pamuklu tevziatı ve yeni tedbirler -------------—c--------
Tevziat, suiistimalleri önlemek için belediyelerin kontrolü altında yapılacak Sümerbaıık İplik ve Doku ma müessesesi tarafından ha. ka tevzi edilen pamuklu nıeıısr catuı, görülen lüzum üzerine belediyelerin kontrolü alundal dağıtılacağım evvelce yazmış • tık.
Öğrendiğimize göre. İstanbul özel idaresile belediyesinle birleşik olduğu nazarı itibara s lınaıak Bakanlıktan vilâyeti yeni bir tamim gönderilmiş -tir.
Bu tamimde tevziatın vilâ -yet Jıududları dahilinde Beledi ye başkan nıuavinlerinin, kaza larda ise belediye başkâtıbleri-nin kontrolü altında yapılacağı bildirilmekte; belediye başkam
şiirsün? • ı mn da bu murakabede nazım
— Hoca Rifat efendiyi tam- J rolü oynaması, şimdiye kadar rım. Halk fırkasnıdan Sabri be? ortaya çıkan suiistimalleri od yi tanu'im. Hep bunlarla düşer' lemek gayesine matuf dur. kalkardım.
(Bunun üzerine maznun çı -karıldı ve celse on dakika tatil edildi)
İkinci celsede Ali Riza bey muhakeme edilmiştir. Maznun 93 tevellüdlü, pederinin ismi Abdi ve kendisinin müteehhil olduğunu söyledi.
— Vazifeniz nedir?
— Millî îktisadda vezneda-
rım.
— Ne vakittenberi Kemal beyle tanışırsınız.
— Yirmi senedenberi.
— Şirkette hisseniz var mı?
______Elendim vakıf olarak ben deniz de bulunuyordum.
— O halde ilk harbi umumî de iaşe işlerinde siz de bulunu yordunuz ?
(Devamı var)
Vakitler
1363
Rumi Şubat
25
7AFV1IH
MART 1948
9
*
13C3
Hicri Reblül âhır
27
SALI
Kasım 123 — AY 3 — GÜN 69
Güneı Öğle İkindi
Akşan Yatsı flms&h
Vasati
S.
6
12
15
18
19
4
D. oo
25
40
09
39
48
Ezani a 12
6
9
12
1
10
D
14
17
32
YENİ S A a A «
SAYFA:3
n Haberle
4

Trumamn
vaziyeti biraz sarsılmış...
Satı Birliği anlaşması yarın imza edilebilecek
Brl-
lYeai Cumhurbaşkanlığı | seçiminde Truman — [ VValiace rekabeti t Vaşlngton: 8 (AA.)
) taııovaı — Tatilini goçirmek-[ te olduğu Floridadnn dün dd r nen Başkan Truman, Vaşlhg | tunda vaziyetinin biraz sar-r silini? okluğunu göı-müştür.
* Bir taç zamaadanbert Denıok » rat Partide iktidar mevkii yü ı zünden çıkan İhtilâf Başkanın | gaybubeti sırasında artmış
| t ulunmak! tidir. Önümüzdeki 1 seçimlerde Eisenlıower âcil ve I mühim bir sebep olmadığı tak | dirde adaylığını koymayacağı | m bildirmiş olmasına rağmen | parti mahfillerinde Trunıanın I çekilmesi ve yerini Eisenhower | e bırakması fikrinin genişle-I inekte olduğu hususi bir şekil | de Başkana izah edilmiştir. Fa [ kat ikinci bir devre için Tru | man adaylığını koymadığı tak | dirde Demokrat Liderler hiç şüphesiz bunu Demokrat Parti uıin bir muvaffakiyetsizliği ad dedeceklerdir. TTunıaıı İç ve dış meselelerde hayati ehemmiyetteki dâvalarda, tereddüt göstermekle ittiham olunmak tadır. Solcuları kazanmak i-çin Başkan yardımcısı Henry Wallace bir taraftan iiçüncü bir parti kurarken Kuzey eya letleri Demokratları Truma nm linç âdeti ve ırklar arasındaki farkları kaldırma yo luııdakl ısrarlı mücadelesine karşı isyan etmektedirler. Ku zey Demokratlar tubii olarak bu usullere hücum etmekte ve [ bunların devanı etmesini hü-
* cumlannın esası gibi göster-ı inektedirler. Fakat asıl hedef r fm bu bölgede dahili bir me ) sele telâkki edilen bu işe fe ı deral hükümetin miidahalesi-) dir.
[ Truman. Wallacenin namzet ? liğiııi koyması ile meselâ Nev-[ yoık gibi Güney Eyaletlerde ı esasen zayıflamış olan seçime
) şansı ve durumu büsbütün 1 tehlikeye düşürmeden Kuzey ) eyaletlerini teskin edemez. L» ı hine alacağı yegâne karar ke.
) dişine muavin olarak seçece
t kimseyi bu bölgede oturanla | arasından intihap etmektedi. ı Nevyork; 8 (APı — Henr.\ ? Wallace. Başkan Truman yeni
) den aday gösterilmek istemez , se kendisinin tekrar D(-nıokrai ) Partiye döneceği hakkındaki
haberleri yalanlayarak şöyle f demiştir:
) .Mesele Trunıanın Başkanlı t ğa tekrar adaylığım koyup
) koymaması değildir. Mesele bu ) adı taşıyan doktrindir; daha ? Truman iş başına gelmeden ı evvel de tatbik edilmekte olan r siyasettir- Bu plânlar ve onla
) Tı kuranların zihniyeti, adam c değişmekle ortadan kalkacak ) bir şey değildir.,,



J
TAKVİMDEN ÎIYAPRAK
Evve'a can, sonra cânân fBaştarafı 1 incide) Bugün memlekette hastası, sıhhatlisi hıı muzır ekmeği yemeğe mecburdur. öyle aileler biliyoruz ki un alıp kendi evlerinde buğday ekmeği yapıyorlar; zira çavdar ekmeğini mideleri kabul etmiyor.
Ziraat Bakanı bu sene mahsulün müstesna zamanlarda olduğu gibi bir feyiz ve bereket arzedeceğıni söylüyor.
Şu mübarek vatan mahsul bakımın dan ne zaman yüzümüzü güldürmedi ki? Fakat ya silolarda kıırtfandırdık; ya istasyonlarda çürüttük, yahud da denize döktük.
Mahsulün bol olduğu seneler, darlık çektiğimiz senelerden farklı olmadığı için Tartın Bakanının bu tebşiri bizde alışkın olduğumuz bir teselli tesirini uyandırdı.
Acaba bize harice ioûo ton buğday sattıran Tarım Bakanının bu kehaneti olmasın...
Fakat ne olursa olsun hükümet evvelâ bizi doyurmalı ondan sonra kom-fulğrı düşünmeli.
Evvelâ can. sonra oAnânl
ı
e •
• •
Hukuk müşavirlerinden mürekkeb bir heyet, anlaşmaya varılan 7 maddelik metni kaleme alıyor
Londra: 8 tBBO ) — Brükselde ki müşahitler. Batı Birliği anlaşnı^ sının çarşamba günü imzalanablle-ceğini bildiriyorlar.
Londra â, (A. A.) — Brükselde toplanan beş devlet konferansında yarın veya en ge^ Çarşamba günü, Ingiltere, Fratl sa, Belçika, Hıillanda va Lük-semburğ arasında bir ittifak ândlaşraasi tasarısının kabulü muhtemeldir.
Brüksel 8, fA. A.) — Saat 11.5 de işe başlıyan Beşler tem silcileri 12,50 de ayrılmışlar -dır. Öğleden sonra delegasyonların hukuk müşavirler ııden mürekkeb bir tahrir komitesi toplanarak üzerinde anlaşma husule gelen 7 maddelik metni lıazıı layacaklard’r. .
Umumî heyet yarın saat 10,30 da toplanacaktır.
Toplantı sonunda mümer-'-ıl ler büyük terakkiler kaydedildiğini söylemişlerdir.
Brüksel 8, (A. Ad — Batı '(memleketleri aracında yapılacak ittifak andlaşnıası met -nînîn yazılmasına bugün Bıük selde, bes devletin delegeleri ta rafından devam edileceKtir.
Çarşambaya kadar delegele
rin İktisadî ve siyasî bir ittifak meselesinde anlaşmaya vara • fiakları tahmin edilmektedir. Askerlikle ilgili maddeler umumî bir inceleme konusu teşkil e decektir. Muhtemel bir taarru zu karşılama yolunda alınacak tedbirler, daha dikkatli bir inceleme konusu teşkil edecek ve ilgili memleketler kurmaydan bu husustaki konferansa işti -rak edeceklerdir.
Brüksel 8, (A. P.) — Bir Ba tı Avrupa Birliği kurmak üze re burada toplanmakta olan beş devlet mümessilleri dün hususî surette görüşmelerde bu • lunmuşlar ve aralarndaki me • saiye devam etmişlerdir.
Ingiliz, Fransz, Belçika, Hol landa ve Lüksemburg arasında yapılacak olan 50 senelik anlaş manın hukukî, siyasî ve askerî esaslar) tesbit olunmuştur.
Brüksel 8. (A. A.)
da Ingiliz- Fransız, Belçika. Hol landa ve Lüksemburg temsilcileri tarafından hazırlanmış olan batı birliği andlaşmasının varın sabah murahhaslar Belçika Dışişleri Bakanlığının yeşil salonunda tekrar çalışmağa, baş ladıkları zaman süratle kati şeklini alması beklenmektedir.
Bura
Bazı şahsî ihtiras,
idareci
■W ı I T«
Amerikan yardımı ve u y dur ma haberler
Yeni yardımın sırf İktisadî işlere hasredil-mesini istiyeceğimiz haberleri yalanlanıyor
Yeni Amerikan yardımını ni|ün hasıraıı olması için Anıerlkaya ba Zı teklifler yapmak üzere Bakanlar dan müteşekkil bir komisyon kurul duğu, bu komisyonun her sahadaki vaziyetimizi yakından görmek İçin memlekete bir Amerikan heyetini dâvete karar verdiği hakkında ba zı gazetelerde çıkan haberler lama men asılsızdır. Filhakika bundan e peyce zaman evvel Dışişleri Bakanı nm başkanlığında Maliye. Ekonomi ve Bayındırlık Bakanlarından mü teşckkil bir heyet kurulmuştur. Ev velcede bildirildiği gibi bıı heyetin vazifesi Amerikan yardımı İşlerile
meşgul olmaktır- Marsal plânıda da hll olmak üzere bir çok meselelerle meşgul olacak olan komitenin mesaisi Amerikalılarla temaslarımız devam ettiği müddetçe sürecektir. Bu komite de Amerikadan bir heyetin davete karar vermiş değildir, ilgililerde hayretle karşılanan bu neşriyat dolayısile Başbakan yardımcısı Alııned Barutçu bu husus ta şunları söylemiştir:
— Mevzuu bahis haberi bir çok yerlerden sordular, mezkûr yaz iyi okudum. Yazı hiç bir esasa dayan ma maktadır

z

aktOallteîer
H
Rusya Batı Almanya ittifakına girebilecek
Uçakla
Nevyorka giden Amerikanın Londra büyük elçisi böyle diyor
Ameri
Nevyork 8, (A. PJ kanın Londra büyük elçisi Le-, vis Douglas dün buraya dönü- [ şünde verdiği"demeçte. Dalı Al manya hakkında Londradaki konferansta varılan esaslara is terse Rıısyanrn da iştirak edebi leceğini söylemiştir.
Douglas Londra konferansı hakkında Marshall ile ve kabil olursa Truman ile görüşeceğini de ayrıca bildirmiştir.
Nevyork 8, (A. A.) — Ame rikanın İngilteredeki büyük el-1
miştir.
Elçi şunları ilâve etmiştir:
— Londrada yapılan tavşiye ler gelecekte Şosetlerin iştirakini de mümkün kılmaktadır.
Yunanistandaki A-merikan generaline suikasd
Atina 8, (A. P.) — Ameri kan yardım heyeti askerî şefi çişi Levis Douglas dün öğle -I.general Van Fleet dün mühim İeden sonra uçakla Nevyorka gelmiştir. Büyük elçi Amerika da üç hafta kalacak, bu müddet içinde Marshall ile Londra konferansının neticeleri hakkın da ve parlâmento üyeleri ile Avrupaya yapılacak İktisadî ı yardım hakkında görüşecek -) tir. Londra konferansı ile Ruh-ıa dair verilen karar ve bu kararı takib eden Sovyetler Birli ğinin Amerika. Fransa ve İngil tere nezdiııdeki protestosu hak kında Douglas, Sovyetler Birliği Rulırun kontrolüne iştirak etmek istediği takdirde 'bunu Dışişleri Bakanları konseyi va sıtasile yapabileceğini söyle -
bir kaza atlatmıştır. Generalin bulunduğu trenin geçeceği yolun üzerine 50 kiloluk bir dina mid bulunmuştur. Nilkisin 15 kilometre cenubunda olan bu noktadan tren, dinamitin bulun masından üç saat sonra geçmiş' tir.
Yunan hükümet kuvvetlerini teftiş etmekte olan general Fleet bu seyahatinde Yunan ge nel kurmay Başkam Yacis ve ü çüncü ordu komutanı ile bera -ber çıkmıştı.
Suikasdin çeteler tarafından hazırlanmış olduğu anlaşılmış tır.
Aman el çabukluğuna getirilmesin!..
fBaşıııakalrden devanO bir gelenek teşkil eder. Çiinkü kurucular da- Genel Kurul âzası da, Moelis Grupa ttyeleri de burada içlerini dökmek fırsatını bulmuş olurlar. Şimdiye kadar memleket yalnız kurucuların ve bıı arada köprülünün, Mende -resin ve Fevzi Liitfinin demeçle rinden başka ses dinlememiş -tir. Millet Meclisindeki Demokrat âza soğukkanlılıklarını va sükûtu muhafaza etmişler ve hiç bir tartışmaya girişmemiş -terdir. Halbuki kurucular şehir şehir, kasaba kasaba gezerek Telkinler ve ithamlarda bulun muşlar hâdiseleri, işlerine ve ke yiflerlne geldiği gibi, tasvir et inişlerdir.
Kıırşı tarafın sükûtu aleyhlerinde bir netice vermemelidir. Meclis Grupunun düşüncelerinden ancak Osman Ntırl Koninin istifananıesile ar çok haberdar olmuş bulunduk... İstifaname • deki ithamlar, hele Kenan Öne rin evvelce yaptığı İfşaatla desteklenince, durumun öyle sanıl dığı ve «Vatan» başyazarının göstermek istediği kadar, basit olmadığı anlaşıldı. Binaenaleyh İdare Kurulu dört duvar arasın da. gizli kapaklı ve salâhiyeti cümlesinden olduğu da pek ıııeş kûk bulunan ihraç kararları vermekle çok hatalı bir yola sapmış ve Demokrat Parti için vâlıim âkibetiler lıazırlanıış »o labilir.
kin ve hiddetin bir partiyi böy leee parçalayacak kadar şalı -lannıası, umumi efkâr ııarazında hiç de iyi telâkki olunmıyacak tır. Yalmanın bir tiirlii toplanmasını görmek istemediği Bii -yiik Kongre toplanmalı ve herkes derdini ve şikâyetini açıkça ortaya dökmeli ve ancak bu yüksek heyetin vereceği karar muteber olmalıdır.
Esasen «Vatan» ceridesinin verdiği habere göre İdare Kuru lıı. icraattan sonra, malıdud bir aded de merkeze çağırılacak il delegelerine izahatta bulunacağını kabul ettiğine göre bu danışmayı, tasfiye ve İhraçlar yapılmadan evvel tahakkuk et -tirnıek ve onu da mahdııd delegelere değil, bütün Biiyiik Kongreye teşmil daha akla yakın ve mantıki olur. Kaklı ki başka türlü hnTcfccf lr*.vfî düşüncelerin hâkim okluğu hissini ve el çabukluğuna getirilmek isten -diği kanaatini uyandırır.

Zümre hâkimiyetine karşı memlekette büyük bir istikrah ve nefret duyulmaktadır. Esasen Demokrat Partinin, kısa bir zamanda, yurdda derin kökler salarak çeyrek asırlık zengin ve müesses bir partiyi yere ser nıesiııiıı sebebi Halk Partisinin pek ntahdud bir zümre ve kliğin eline düşmesi karşısında duyu lan umumî tiksinti idi. Halkın bıı güzel duygusundan bidayette faydalanmış olan Demokrat Parti kurucuları şimdi Halk Partisinin düştüğü çukura, hiç bir veçhile tekrar düşmek gaf letiııı göstermemelidirler.'Her; şey açık güneş altında cereyan etmeli. Büyük Kongre ve delegeler kimi haklı görtir. hangi ta rafı tutarsa o üstün katmalı ve idareyi yürütınelidir.
Böyle bünyeye aid bir buhranda büyük Kongrenin hakem liğine başvurulmak ihtiyacı du yulmazsa acaba ne vakit bıı
Tarım Bakanının Ankarada verdiği demeç
----(» - -
Ankara 8, (hususî* — Sey-lâb bölgesinde tedkiklerde bu -lunarak Ankaraya dönmüş dan Tarım Bakanı Tahsin Coşkan kendisile görüşen gazetecilere şu beyanatı vermiştir.
Su baskınına uğrayan sahaların kışlık hububatından ha yır kalmamış hepsi n ahvolmuş tur. Sular tamamen çekildik -ten sonra ekim olarak bu sahalara birinci derecede pamuk, i-kinci derecede susam, üçüncü derecede akdarı ekeceğiz. Köy lünün tohumlum ihtiyacı şimdi den temin edilmişi ir. Pamuk to hurnu meselesi diye bir şey kal ma mis bu mesele tamamen hal loluıımuştur. Ancak tevzi meşe leşi ayrı bir iştir. Zira valilerin başkanlığında su baskınına uğrayan yerlerde komisycular kurulmuştur. Komisyonlar zarar -ların hakikî mikdarlarını teş -bit edecekler ve hükümete bil -diremeklerdir. Diğer tarafdan evleri yıkılmış oluo da açıkda kalanların ihtiyacı için kereste temin etmek yolundaki bütün tedbirler alınmıştır. Çiftçiler hükümetten zirai kredi açılma sini istiyorlardı. Hükümet bunu da sağlamış ve İstenen krediyi açmıştır. Avrıea hayvan yemi ihtiyacının karşılanması için de tedbirler alınmıştır. Şu huşunu bilhassa belirtmek isterim ki su istilâsına uğramamış olan yerlerde mahsul çok iyidir. Nı san ayı içinde havalar iyi gider se yeni mahsulün kaybıımz-i te edeceğini ümid ederim. Me Çukurovada ekilmiş bulu-Arjantin keteni 30 milyon değerindedir Gezdiğim di-yerleden fevkalâde meni -kaldım. Meselâ Ceylaııpı_ -ziraî sahada 1ı0
_______ — -
san ayı içinde havalar iyi gider
lâfi sela nan lira ger nun nar denilen w
bin dekar kışlık buğday ekil -miştir. Gezdiğim bölgelerde narenciye bahçelerinin de mahsulü fevkalâdedir. Diğer gezdiğim bölgelerde Bakanlığa aid ziraat istasvonları ile diğer kurulla 11 gördüm. Her biri tam faalıvet halindedir. Hükümetimiz Çu -kurovaıuıı bir daha böyle tela kete uğramaması için gereken sıkı tedbirleri almak yolunda dır.__________________________—
kongreyi toplamak liizıınuı hissedilir?
A. Cemaleddin Saraçoğlu

r _
I|Gününenteresan haberleri| k______________
Elmas kralının oğlu den düştü
Londra: — Güney Afrika el
mas kralmın oğlu Sir
Wember kızile birlikte oturduğu apartmanın kapısı önünde bu sabah ölü olarak bulunmuştur. Der rickin İkamet etmekte olduğu yendi cl kat pencerelerinden birinden boşluğa atladığı sanılmaktadır.
(AA.)
Amerikan donunmasında yeni
bir roket
Vaşington: — Amerikan or du ve donanmasından bugün res men bildirildiğine göre, deniz kuv vetlejynin kullanacağı yeni bir ro i ketin yapılan tecrübelerinde, mer £ mİ saatte 4,800 kilometre bir sürat ( kaydetmiş ve dikine olarak 123 kl J lometre yükselmiştir, 1 Yeni Meksiko çölünde. Whlte-J sanda mevkiinde, yapılan tecrübe ı lerde ise, Almanların —V—2tlp ro l ketleri 182 kilometre dikine yüksel | mlş ve takriben saatte 5 600 kilo t metre sürat kaydetmiştir, (AP) £ Rotası radarla idare edilen l yük gemisi
Dünyada ilk defa

* Londra:
pencere-
Derrlck
olarak küçük bir İngiliz yük gemi si rotasını mütemadi olarak radar vasıtaslle tâyin etmiştir. Dün Os tende limanından İngilterede Til-bury’ye hareket eden bu geminin yolu üzerinde sis o kadar kalınlaş mıştır ki gemi süvarisi seyahati yeni radar teçhizatından faydalan mak suretile etrafını görmeden yap mağa karar vermiştir- Yük gemisi* yolda sis yüzünden demlrllyerek hareketsiz kalmış olan düzünelerle geminin önünden geçmiştir. Gemi yükünü süratle boşaltıp yeni bir ha mûle aldıktan sonra, sis İçinde dİ ger gemiler hâlâ hareketsiz bulunurken tekrar yola çıkarak Anvers limanında sis yüzünden hareket siz bulunan bir gemiye yük getirmiştir- Gemi herhangi bir gecikmeye uğramamıştır- (AA.)
Yeni bir Atom kaynağı
* Nevyork: — Amerikan kimya cemiyetinin toplantısında demeç te bulunan Dr- Gleum Sarb.»; f • ye nl bir Atom enerjisi kaynağının keşfedilmiş olduğunu bildirmiştir. Keşfedilen madde ^irotopo urani um 233- tür- Bu madde t horl umden istihsal edilmiştir. (AA)
Bir AvusturyalI futbolciinün
• • f •• •• 1
•• f •• ••
J olumu
★ Viyana: — Uluslararası 26 __________ futbol maçında Avusturya milli ta
J kınlında oynamış olan Eddl Bauer
Birinci Ç.k Cumhurbaşkanının geçirdiği bir ameliyat neticesinde doğum yıldönümü
* prağ: — Dİin Çekoslovakyada Çek Cumhururiyetinbı İlk başkam Thomas Mazarykln 98 inci doğum yılı kutlanmıştır. (A A )
Amerika Siyamı tanıdı Vaşlngton: — Amerika yeni Slam hükOmetlnl tanımıştır.
(A. A)
Modern Türkiye Broşürü Vaşlngton: — Nevyorktaki Türk haberler bürosu yayınlamış -olduğu bir broşürde modern Tür-klyeden bahsetmektedir, Bu yayın 12 sayfalıktır. Modem bir zevkle tertip edilmiştir. Kapağında sürü sünü bekliyen bir çoban ve gökte uçan bir tayyare görülmektedir. Mancari Çubuk civarında nehlrli ve dağlık bir bölgeyi gösterir. Bu küçük kitabın adı Yakın Şarkın Anahtarı Türkiye» dir. * riitteflk Türkiye tarihinin bir hülâsasını ihtiva etmekte ve son fasılda açık ve kısa bir ifade He İkinci dü'r-'i harbinden sonra Tiirklyede askeri masrafların harbden evvelkine nazaran büdcenln daha büyük kıs niını çekmekte olduğu belirtilmek tedlr. . (AA-)
ölmüştür. |
53 yaşında ölen futbolcu harb- t den beri Avusturya milli takımı t nm seçlclltğlnı yapmıştır. Bu haf z ta oynanacak bütün maçlarda A- / vusturya futboluna hizmet etmiş Z olan Bauerin hatırasuıa hürme- Z ten bir dakika oyun durdurulup İh? tlram sükûtu yapılacaktır- (A.P-) ?
İngiltere Falkland adaları t üzerindeki taleblerinden t
vazgeçmiyor i
-A- Londra: — Dışişleri Bakanlı t ğı sözcüsü, Arjantlnln Falkland £ adaları ’ üzerindeki taleplerinin ( Uluslararası adalet divanına ak- ? settlrl’mesi halinde dahi. Büyük ? Britanyamn stratejik önemi haiz / bu adalar üzerindeki kontrolünü ? muhafaza tasavvurunda bulundu J ğıınu söylemiştir- 1
Arjantin. Kap burnunun 300 mil | doğusundaki Falkland adaları üze J rinde hak iddia etmekte ve şili | Faikla ndlara bağlı daha küçük ve ı Güneydeki adalarım istemektedir. | (APt I

Hilmi Uran Kasta monud«

Ankara 8, (hususi) — Kasta monuda bir konuşma yapan Halk Partisi Genel Başkan vekili Hilmi Uran Seçimlerde ka nunun sağlıvacağı güvenlik yanında siyasî partilerin iyi niyet le hareket etmeleri de ayrı bir emniyet şarttır. Biz seçimlerde iğbirar havasına katiyen taraf dar değiliz. Muhaliflerimizin bir ân evvel ödenek buhranını hallederek muhalefet mesailerine döneceklerini umuyoruz. de -miştir.
Avrııpada t.tkik sey; haline çıkacak f mer kalı Üniversiteler
Nevyork 8. (A. A.* — Ame rikaıı muallim ve talebesinden mürekkeb 3— kişilik bir kafile bıı yaz Avrupanm muhtelif memleketlerinde bir sevahata çıkacak Marshall plânını fiilen redkik edecektir. Bu seyahat Vennont ve Nevyork t niver -sitesi tarafından tertib edilmiş tir.
Ye ni bir denizaltı icad edild’
Lecco, İtalya 8, A. P.) — I-falyan mühendislerinden Piet -ro Vassenaııin icad ettiği Vas -sena C-2 denizaltı gemisi dün yanılan resmî denemede 57 met re derinliğe kadar inmeye mu -vaffak olmuştur. Vassena gele cek hafta yapılacak ikinci tec -rübede 200 metreye, ondan son ra da 400metreye kadar inebile ceğini söylem iştir. Mühendis şimdiye kadar denizaltı reko -runun 140 metreyi geçmediğini işaret etmiştir.



fazlasını verdirt-
sinema-
Sinema karaborsası
er şeyde olsun da niçin sine* mada olmasın? Yalnız htimin bir farkı var?...
Tahminimize ve hüsnü zannıınızsı göre bunu yapan ve yaptıranlar sinema sahihleri değilmiş.
Her hangi bir küçük kapitalist ka* raborsaoı, etrafına topladığı on, on beş Darlilâcoze kaçkını veya köprü altı çapkını ile bu tloaret işini beceri-yormuş. Karaborsa mikdarı ve hisselerin nısbeti, sinemaların ve filmlerin ehemmiyetino göre değişiyormuş.
Bu cümleden olarak 85 kuruşluk bir koltuk bazen karaborsada 250 kuruşa kadar müşteri buluyormuş.
Sinema gişelerinde, ancak 6 gün son raya, bilet alabilirsiniz, cevabile karşı laşan bir seyirci, her hangi bir sebeb-den, bu farkı, hattâ, bazen da verebiliyor. Fakat bunu mek doğru mudur?...
8u yanlış hareket, evvelâ
dan başlıyor. Zira bu karaborsayı yaratan ve yayanlar, her halde sahsen gişeden bir bilet alınıyorlar. Zira bu şekilde, kapı önıindo yüzlercesı satıldığına göre, bu kadar çapulcunun da sinemadan teker, teker bilot almaları lâzımdır.
8u şekle imkan olamayınca, şübhe yok ki bu biletler toptan satın alınmaktadır. 8u takdirde ise, gişedeki ıneınur, hali ve tavrı ve şekli itibari-le lüks yerde oturamıyacağına hükmedilecek adamların veya çocukların toplan yüzlerce bilet almalarına nasıl göz yumabilir.
İşle bundan dolayıdır kı, lüzumsuz belki de haksız yere, sinema sahihleri de, şıibhc altında kalmaktadırlar.
Diğer taraftan bu vazıyete, belediye zabıtası ve yahud umumi zabıta polisi (hangisi vazıfedar kılınmış ise) müsaade etmeyip derhal müdahale etmelidir.
Zira, meydanda gözle görülıır el ile tutulur bir karaborsacılık ve birincilce kanuna uygun olmıynn bir zabıta vak'ası mevcutdıır.
Bunun önüne geçmek zabıtanın baş lıca vazifesidir. Zabıta merkezine gidip, anlatmağa, şikâyet etmeğe tahkikat açtırmağa lüzum yoktur. Herkesin gözü önünde ve zabıtanın pen muhtemel bilgisi ve duygusu altında cereyan etmektedir.
Her sinemada, yangın memuru bulunduğu gibi, yangın için de, bir polis
ıcın itfaiye bu şekilde*. ı nvunuru bu-hıııdurulmahdır. Memurların kifayetsizliğinden bahsedenlere, resmi polis ıneınııru yerine, yardımcısı olan ve her karakola kifayet edecek adette verilmiş olan jandarma da hu işi mükemmel surette görebilir.
Yeni polis müdürümüzden, hiç olmazsa, bu karaborsayı bir zabıta işi telâkki ederek önlemesini rica ederiz. Şehirlillrın hakikî kıymeti üzerinden bilet tedarik edip zahmetsizce sinema lara girmeği, sayın müdürün muvaffakiyetlerinden telâkki edeceklerine e-miniz. İDARECİ
Karısını koyun keser gibi boğazlıyan katilin muhakemesi
Pazar günü sabaha karşı Kadı-köyde, Kuşdilinde 31 Ağustos sokağında işlenen cinayetin faili Melımed Yuva dün sabah 3 üncü ağır ceza mahkemesine sevkedil-miştir.
Adliyeye Mehmedin 10 yaşındaki kızı Sevim ile 5 yaşındaki oğlu Muhiddin de getirilmişlerdir. Meh med: Babacığım diye kucağına atılan çocuklarına sarılarak hıçkı-ra hıçkıra ağlamış ve elindeki kelepçelere bakarak:
Ben ne yaptım, bunlar ne?...
Ben ne yaptım, bunlar ne?-) Bu da
diye söylenmeğe başlamıştır, manzara orada bulunanların gözlerini yaşartmıştır.
Yan deli bir halde bulunan
til sorgusunda her şeyi itiraf ederek :
Korkunç manzara...
Yeni bilettirdiğim ekmek bıçağını alıp Fatma um üzerine hücum ettim. Göğsüne bıçağın kabzasihe bir kaç defa vurduktan sonra saç larından sıkıca tutup boğazından kestim. Evvelce kurban kesmekle meşgul olduğum için hiç güçlük çekıtıedeıı Fatnıanm başını gövdesinden ayırdım. Sonra da elimde kanlı bıçak olduğu halde Kadıköy iskelesine indim, polise teslim oldum.
Beu A Hal i ııı enirini yerine getirdim, namusumu demiştir.
Bundan sonra 10 dinlenmiş ve Fatma
bet peyda ettiği söylenen Veli de: Katil de maktul de frengili mi?
«— Mehmed yanılıyor, benim Fatma ile hiç alâkanı yoktu. Nite kim her ikisinin de frengili olduğunu biliyordum. Frengili bir kadınla düşüp kalkamazdım demiştir.
Katil Mehmedin komşularından bazıları da mahkemedeki şahadetlerinde Fatnıanm namuslu bir kadın olduğunu, onun bunun çama-şırmı yıkıyarak iki tığını ve hastalıklı söylemişlerdir.
Zavallı yavrular
Yetim kalan
vim de şahid olarak dinlenmiş ve:
«— Sabah uyandığım zauıac babamın elinde bir bıçakla annemi kestiğini gördüm, korktum ve yorganın altına saklandım demiştir.
Bir rüya üzerim I I senelik karısını öldüren ve frengili okluğu için akli melekelerinin de bozulduğuna dair raporlun bulunan Mehmedin anormal halin tutan mahkeme zet îşcanırı Ja
altına
temizledim*
kadar şahin ile müııase-
ka-
İlk şiibheler
Henüz 31 yağında olan karımın bana ihanet ettiğiue emindim. Nitekim bundan iki sene evvel evimdeki kiracı Veli ile kendisini öpüşürken yakalamıştım. Fat ma bir kaç defa Kur’anı Kerim ü-zerine yemin etmişse de ben gene kani olamamıştım. Nihayet evvelki akşam da eve geç gelince büsbütün şiibhelendim. O akşam da yemin edip yattı. Fakat sabaha yakın gördüğüm bir rüyada bir pîrifâni bana:
«lııtLkaıuını al...»
«— Düşmanın yanında yatıyor, o sana ihanet ediyor, intikamını al!» dedi. Kâbus içinde idim, uyan dım. Karımı da uyandırıp sandalyenin üzerine oturttum:
«— Artık beni kandıramazsın, rüyamda bile söylediler dedim. Gene Kur’anı Kerim üzerine yemin etmiye kalkıştı. «Sus o kitab oyuncak değil- diyerek Kelâmı Ka dimi elinden aldım. Sonra abdest alıp 1 rek'at namaz kıldım kusurumu bağışlaması için Allaha dua ettim

çocuğuna L:ık-
bulunduğunu
ııe diyor?... çocuklardan Se
ŞC
nnlsahade rar vermiştir
____il ı
ad»ı ve izaha
U l i H
Melı-göz önünde doktoru İz iti üzerine


f ENÎ SABAH
» MART 1948

Denemeler ve Düşünceleri
San’atkârla okuyucu arasındaki uçurum
4
| İdarî Bahisler^
İdarede
Rasyonalizasyon
— III —
I
Bugün san’atkârla okuyucu arasındaki uçurum kolaylıkla dolmayacak derinliktedir\ Her halde bu uçurumu doldurmak f san’atkânn olduğu kadar, Türkün ruhî bünyesini aydın bir şuura kavuşturub ona ailini iade edecek olan idealist mütefekkirimizin işi olsa gerektir.
Yüz yıllar boyunca gelişen Türk düşünce dünyasının dağıl masile açılan tefekkür uğuru -mu, pivasayı tıkayan ve maalesef çoğunluğu teşkil eden ba zı sözde sanatkârlar yüzünden gün geçtikçe daha çok derinle şiyor. Okuyucunun bu gibi sa natkâıîara şüphe ile baktığı mu hakkaktir. Gerçek sanatı temsil ettiklerini sanan bu kimsele ıe gelince, onlar okuyucunun kendilerini anlamadığını, kur -mağa çabaladıkları âleme gir -mek istemediğini iddia ediyor -lar.
Halbuki soydan sanatkârla nn bütün hünerleri zaten anar içinde yuvarlanan dilimizi ta mamile bozmaktan ibaret kal -miştir. Yeniliği şekilde veya da ha cok deyişde vakalıyabildik-leriııi zanneden bu kimselerin ortaya attığı eserler, -geniş bir okuyucu kitlesi bulmak endişe sile- sanatı mahiyetinden sıyırıp bayağının ve alelâdeııin vasıtası vapan lâübali eserlerdir.
Sanat dünyamızı tehdid e -den ve çığlıkları ile okuyucu -nun dikkatini -muvakkat bir za man için olsun- üzerlerine çeke bilen bu sahte sanatkârların za ran bizi korkutacak kadar bü yüktür. iZra onlar, münekkid -siz kalmış edebiyatımızda, şu veya bu vasıtalarla bize kendile rini zorla kabul ettirerek okuyu cuvu bir emri vaki karşısında bulunduruyor ve onu çaresizliği içinde avlamak istiyorlar.
Esefle söylemek lâzımdır ki bu salıte sanatkârlar emellerin de kısmen muvaffak olmuş ve Türk okuyucusunu ağlarına dü Sürmüşlerdir. Bu sebebden do layı bugün, gerçek sanatkârla okuyucu arasında yıkıcı bir şüp he peidesi gerilmiş bulunuyor. Artık Yakub Kadri ve Halide Edib gibi romancılar dünün sanat galerisine asılmağa yüz tütl muş iki tablodur. Şair Ahmed J Muhib Dranas ve Cahid Sıdkı 1 Tarancı bile modası geçmiş şair 1 ter savılıyölrar.
Filhakika okuvucuyu kendin j den şüpheye düşüren bu sanat kârlar hazmedemedikleri batıdan devşirilmiş bazı gülünç yeniliklerin peşinden koşuyor; şı marık bir görüşe ve topal bir estetiğe yapışmakla seçkin bir hüviyet kazandıklarını sanıyor lar. Okuyucuyu, âdi mistifikas yonlarla dolu bir sahaya sürüklediklerinin farkına varamıyor lar. Onlar, artık edebiyat tari ilimizin -sönük de olsa- bize u-zattığı sadık hayaller ve düşün çeler aynasına lâkayıd, asırlık hayalımızı durgun bir avuç suda aksettirmeğe çalışıyorlar.
Bugün Türk okuyucusu, don muş bir sanat alışkanlığı yü -zünden değil, fakat hiç -bir heyecan vaad etmiyen bu faydasız macera karşısında gururu releııdiği için öfkeye kapılmış onlara olduğu kadar bütün ı hakikî sanat değerlerine de küs ı müştiîr.
Kaybımız gerçekten tamir e dilemiyecek kadar büyüktür. Zi ra Türk edebiyatı, okuyucusu -nu kaybetmiştir. Ve okuyucu» .ehresini seyredecek bir ayna dan mahnfın kaldfğı vehmile ^enA\’. kedinden uzaklaşmıştır ... k’ sanatkârın bü-
tlm mehareti, kâinat ik- dil ara sında duygulu ve gergin bir tel üzerinde gezinmesini bilmesidir I Bütün dünva edebiyatı, okuvu c-u’.m hayret ve heyecana düşü bini almıştır. Sanatkâr, halkın
• •
onu terketmiştir. Sanatkâra: •Senin benden ne farkın var. Beni heyecana düşüren marifet terine şâhiıl olamıyorum. Sen, benim dilime yaratıcı büyüklü-i
— Y azan: ■ ■
| Nâzım Kemâl
ğünü kazandırmaktan âcizsin » diyor.
itiraf etmek lâzımdır ki sanatkârın hünerini hiçe indiren, onu okuyucunun ifade cüceliğin de birleştiren, alelâdeliklerin soysuz heyecanını vasikah yarim ) veya «pabuçlarıma teşekkür etmeliyim ' gibi tiksindirici sözlerin zilletine düşüren biraz da dilimizin son günlerdeki bulanık ve şaşkm halidir. Fakat her halde gerçek sanatkârın, böyle bîr dil anarşisi karşısındaki durumu, bir aşağılık duygusunda karar kılmak değil -dir.
Halbuki sanat piyasasını ken dişine esir etmeğe muvaffak o-lan sözde sanatkârın, dilimizin karışık m miza r asm a uygun bir anarşi içinde garabetlerin avına çıktığım, nesirin ve nazmın ka-lıblarmı yıkmağa gayret ettiğini görüyoruz. O bu suretle, düz yoldan giderek temin edemedi ği heyecanı, aşırı bir şekil hürriyeti çıkmazında sağhyabilece ğini zamtediyor.
Buna karşılık, rehbersiz kal dığı için h«r türlü yerli sanat e serleri karşısında şüpheye dü -şen okuyucu, kendi düşünce ve duygusunu duvurmak kaygusu ile, terceme kitabîai’dan şifa ve teselli umuyor. Fakat, o millî E ğitim Bakarihğımn yayınladığı klâsik terceme eserler de bile a caip bir keimneter panayırının gerisinde mânayı anlamağa de



Maraş Belediyesi ^ağduriyetinden bahsedilen Eski Belediye Reisi
.'!)■ I—1 II 1^-
Dün Yüksek Tahsil gören iki gençdCn aşağıdaki mektubu aldık:
■ Hak ve hakikâtin yılmaz muda filerinden olduğuna inandığımız gazetenizin 29. 21—2—948 tarihli! nüshalarında Maraş belediye baş kanlığı hâkk.nda bîr sıra yazı ya yınlandı.
Bu yazıda bir taraftan C- H. P. nin seçimleri hakkında ki mahut si yasetl şiddetle hırpalanırken, diğer taraftan Maraş belediye reisinin şe hir Meclisinin itimadına mazhar olarmyarak riyasetten düşmesi mes kOr taktiğin bir tezahürü olarak gösterilmektedir. Bu meseleyi iki bakımdan ele alarak efkân umumi yeyl biraz olsun aydınlatmak istiyo ruz.
Fakat burada değerli gazeteniz den ibr istirhamımız vajdır: Buda, Maraşın gerçek evlâtlarından olmaklığımız icabı memleketimiz na ınma olan söz hakkmmızın teslimi d İr.
Bir kerre hiç bir partiyebağh olmamakla beraber sistemli tenkid lerile hakikî vazifesini yaparak halka hizmet! şiar edinen her saml mî gazeteden Devlet Gemisine doğ ru yolu göstermekten başka bir şey beklenemez. Bühafisa muhalif ve bağımsız gazetelerden İsrarla bek ledlğlmfz bu İsteğin teceflisldlr.
Mesefeyf birde hadisenin gidişi ba kımmdan ele alırsak belediye reis! hakkmdakl möskfır yazının tam İsa beti! olmadığı neticesini çıkarırız.
Yazının müdafaasına çalıştığı meselenin mahiyeti bakımından: Belediye başkanlığı için yazı, doğrudan doğru sandalyssımn eleten (■ haksızlığım gadre uğramış bir masum olarak gösteriyor «Reisin, gadre uğradığı (!)») hakkmdakl iddia, «yollara dö kölen halkın (!)• başkan lehinde tezahüratta bulunduğunu (!) ileri sürerek lsbata çahşıyor. O reis ki, bu gün kendisi için tezahüratta bn lunduğu söylenen halkın, hakiki derticrlle dün alay etmekten zevk alıyordu.
Burada yanhş brr riyasetin ma
L
Butun dünva edebiyatı, okuvu tfuyu hayret ve heyecana düşü ren bu fevkalâde oyundan nasi bini almıştır. Sanatkâr, halkın kullandığı alelade sözlerin delâ let ettiği mânaları zorlayarak her hangi bir vaka veya ruh ha letini titiz bir estetiğe daima ko nu vaj,mağa gayret etmiştir.
Yine şüphe yok ki okuyucu, kendi dilinin üstün imkâ/ıİannı sanatkârın yaratıcı giiciine bağ larniıkta hakirdir .O ,sahib oldu ğu dilin elastikiyetini, ses ve ren Itrin kaynaşmasından do-1 gnn oyununu, kendisinden baş kasında vani sanatkârda arar. Zira sanatkâr, vücudünii çileli bir alışkanlıkla türlü oyunlara sahne vanan o sihirbazdan fark sızdır, işte Türk okuyucusu, bize ihanet eden sahte sanatkârda kendi dilinin bu tecelli im -kânlarını bulamadığı içindir kİ
yazılan btı 'a ba.şkanljk karılması

belirtirken başkanı
ğil, daha çok sezmeğe savaş -mak zorunda kalmış; iğreti ve bir denemeyi aşmıyan cümle ya pıları yüzünden yarın tozlu kü tüphane raflarında uyuklaması mukadder olan bu kitabları hü zünle seyretmekten başka bir şey yapmıyor.
Okuvucuyu bu bedbin hale sokan ve en değerli sanatkârı bile lüzumsuz bir varlık merte besine düşüren kimdir? Türk o kuyucusu ite sanatkâr arasında ki uçurumu açan kimdir? Kabahat: Türk edebiyat cumhuri yetini teşkil eden bu iki varlık dan hangisine aiddir?
Bu sorulara kesin bir cevab vermek hayli güç. olmakla be-rebar her halde kabahatin bii-yüğünü okuyucuya değil, sanat ı kâra yüklemek lâzımdır. Zira orta yerde okuyucu ile sanat a rasındaki münasebeti sağlıyan l hiç bir mutavassıt kuvvet yok tur. Tarihimizin oluşu, ruhumu zun saflığını ve zindeliğini açık ça göstermektedir.
Bütün hatâ; bu ruha kalıp seçmekteki isabetsizliğimizde, ve sanatkârlarımızın bir aşağılık duygusu ile» kendilerini beğenmeyip başka milletlerin düşünce tarihlerinin son basa -magma atlamak iştiyakında, un lart taklid etmek kaygusunda dır.
Bugün Türk okuyucusu, ken di sanat adamını yadırgıyor, ve ona haklı olarak bii’ yabancı gözü ile bakıyor. Artık sanat -kârla okuyucu arasındaki u-çurum kolaylıkla dolmıyacak de rinliktedir. Her halde bu uçurumu doldurmak, sanatkârın ol duğu kadar Türkün ruhî bünye sini aydm bir şuura kavuşturup ona dilini iade edecek olan idea list mütefekkirimizin işi olsa ge rektir.


itham ediliyo)
küs neticesini ifşadan ziyrd «gadre uğramak (!).» maskesi altın da, sadece şahsi ve ailevi olan bir mesele, memleketşumul bir dâva haline sokularak hususi ınemfaat lerin temini gayesi gizlenmektedir.
Biz başkanın yetkisini makamının mevcudiyetim uygun olarak kullanmadığı ve öu sebeple riyaset tten Iskat edildiğini isbat ediyoruz:
İşte şehir Meclisi tarafından ha zırlanan ve reisi cevaba dâvet eden istizah takriri:
1 — Rijaset makamının ihmali yüzünden. İller bankasından yapı Iaeak 800.000 liralık istikraz yapıl mamıştır. İhmal vetekessül sebebi nln izahı ,
2 — Maraş elektrik fabrikasının düşük takati sebetnîle fazla abone kaydedilmemesi için hem belediye encümeninin ve hem de mühendis raporunun olmasına rağmen bu ka ' rar ve raporu dlnlemlyerek yeniden 30 abone kaydederek bu arada şah sjnıza alt matbaaya elektrik te mln ettiniz, sebebi.
3 — Akrabanız Veysı KadıOğluna (5) beygirlik elektrik verilmesi karara alınmışken, bilahare (25) bey gire çıkarılmıştır izah,
4 — Encümen kararı ve miihen dls rapoylle, tatili faaliyet eden a bonelerin elektriklerinin tasarruf edilmesi İcap ederken, akrabanız Veyzi Kadıoğlu tatili faaliyet ettiği halde kendi ceryamnı Paşaoğlan^ 3150 Jtraya çatmasını tarafınızdan tasslbinin izahı.
5 — Hâl yapılmak gayesile — bir kısım hazîneye, bir kısmı da akra balarınıza ait olan - yukanbedes ten encümence istimlâkine karar verildiği halde, siz akrabalarınızı korumak hususundaki gayenizi te min için, belediye hukuk müşavlrll ğlne akrabanızdan İrfan Duyarı ge tlrerek bu husustaki dâvayı durdur dunuz. İzahı..
0 — Şehir elektriğini takviye makıadife bir dizel alınması için toplanan paralar yerlerine sarfedll mlyerek, bu gaye temin edilememiş tir. izahı.
7 — Evvelki encümen kararlarile saatsiz sulardan ayda (2) lira ahn
Milletlerin İçtimaî ve İktisadî vaziyetlerini ıslah eden rasyonalizas yon olduğu gibi bu vaziyetlere zarar veren rasyonalizasyon da vardır. Bıınun iyi veya fena netice vermesi veyahud rasyonaliasyo-nun iyiliklerini neşir ve tamim e-dip etmemek yollarını arayıp bulmak bizim elimizdedir. Bu muvaffakiyet ancak, raeyonalizasyo-nıın menşe ve esasının ahlâk ve maneviyat olduğunu hatırlamak ve bilmekle mümkündür.)
Mösyö Henc için rasyonalizasyon aklî ve ruhî bir vaziyetin mu-hassalasıdır. Tefekkürden ve hâdiseleri metodik bir şekilde tahlil ve tenkid his ve arzusundan doğar. Bu hâdiseler kendi menfaatlerini temin ettikçe ayni zamanda da cemiyete hizmet ettiğine vicdanen kail olan her iş adamının başladığı teşebbüsün hüsnü muvaffakiyetle neticelenmesini arzu ettiği hâdiselerden başka birşey değildir.
İsviçre katoliklerinin ahiren neş rolunan İçtimaî ve İktisadî programlarında rasyonalizasyon halikındaki fikirleri yukarıdaki tarifin hemen hemen aynidir.
Rasyonalizasyon, bütün meslek daşların faaliyetlerile, İktisadî hayatta, metodik bir teşkilât, istihsalin muhtelif âmillerinden mantıkî surette âzami istifade, istihsalin müdebbirane bir surette tesbit ve takriri, ıneslekdeki insanın himayesi ve kıymetinin daha âdil bir surette tenmihi esaslarını yaratmalıdır. RasyonaJizasyonun bu tarifteki muhtelif şekilde, istihsali daha ziyade ahlâkî bir vaziyete irca, mesleklerdeki ihsan unsurunda tesanüdü himaye, teşriki mesaiyi teyid, meslekî kıymetlerin inkişafını temin, haysiyet ve şahsî vakarlarını takrir, spekülâsyonun gayrimeşru şekillerinden vikaye ve nihayet haklı ve âdil bir meslekî nizam ve intizamı hükümran e-decektir.
Hakikatte rasyonalizasyon bir icad ve bir ibda' değildir. Belki birçok zamandanberi mevcud bir ıktısad prensipinin mevkii tat-bika vazoln m asıdır. Şimdiye kadar mevcud olan prensip en az vo asgari bir masrafla mümkün olabilen en iyi bir neticeyi istihsal etmekten ibaretti. Esasen teşebbüslerdeki muvaffakiyet sim da bu idi. ötedenberi, israf bertaraf edilerek, masrafı varidata tâbi kılmak suretile İktisadî faaliyet makul ve’ mantıkî kanunlara inkıyad ettirmeğe çalışılmıştır. îşte bu şekildeki rasyonalizasyonun evsafı yalnız şahsi olması idi, zira ancak şahsî mülâhazalar neticesinde tatbik mevkiine konulurdu. Rasyonalizasyon ancak muayyen hâdiselerle mukayyed ve meşruttu. Ve ancak rasyonalizasyon bugün fennî taharrilerini müstenidiileyhi olmuştur. Bu itibarla bazı muhitlerde bu ibdam bugünün bir din, ve mezhebi olarak telâkki edilmesi hakikati tahrif etmekten başka birşey değildir.
C — Herkes kolayca anlıyabilir ki rasyonalizasyon sadece iktisadi bir mesele gibi telâkki edilemez. Rasyonalizasyon iktisadı olmaktan ziyade belki içtimai ve ahlâkî bir meselesdir. îster sınaî veya ticarî faaliyet ister müşterek ha

ması icap ederken, zamanınızda (3 lira alınmıştır. Sebebinin İzahı.
8 _ Maili İnhidam olması seb bile yıktırılan değirmen sahiple) damştaydan belediye aleyhine k; rar almışlardır. Değirmenlerin a Tabalarınıza ait olan hesabile m
danıştay nezdinde İcap ettiği şek i de belediye haklarını takip etmed niz, bu sebeple belediyeyi 20000f liralık zarara soktunuz sebeblr İzah.
Bu takrire dikkât edilirse bas kanlık selâhlyetini İyiye kullanıl madiği» hattâ tarafgirane İstimal! mevzubahistir!.
Reis gerçekten iyi niyetin hâmili olsaydı Meclisin bu takririne zarca nında cevap verir ve «çünkü sual lere) vermeği «Çelik gibi cevab» (!) im ayni gazete de yayınlardı. Mâ kül ve etraflı düşünüldüğü taktirde bu, hem âmmenin şüphesini çek mek ve henıdekendlnl töhmetten kurtarmak bakımından elzemdi.
Fakat re»s bey, bunu yapmamak la hem )C. H P. nln oyuna» zemin hazırladı ve hem de halkın gerçek dileğinin tecellisini biraz daha ça buklaştırmış oldu » 2.6/2/948
Yazanlar :
Mustafa Kuşçuoğlu Mehmed Taşkesep
Yazan: İdareci
yatın tertib ve nizamı mevzuu bahis olsun. Bütün İktisadî hayatın sıklet merkezi insandır. Ve maddi servet değildir. Bu bir prensip bütün diğerlerinin fevkindedir ve diğerlerine müreccahtır.
İstihsal hiçbir vakit imkân ve kabil olacak mikdarda eşyanın delice bir surette teraküm ettirilmesi demek değildir. Belki insanın maddi ve fikrî ihtiyaçlarının tatmin edilmesi demektir.
Şu halde rasydnalizasyonun, meşum neticelerden endişesiz bir diktatör gibi, metodlarınm sıkı, merhametsiz, ve haşin bir şekil ve surette tatbikini icbar edeceği kabul edilemez.
Yine kabul edilemez ki rasyonalizasyon, içtimaiyat ve iktisadiyatın rabıta ve insicamlarına gösterilmesi lâzım gelen ihtiyatkâr hareketleri ve yine tabiî kanunlara istinad eden ahlâkiyat icablannı ihmal etsin.
İşte bunlardan dolayı rasyonalizasyon evvelâ iktisadı, içtimai ve manevî neticeleri nazan dikkate almak mecburiyetindedir. Zira bu neticeler, mevzuu bahis olan hizmet ve teşebbüsle meşgul olan memurların heyeti umumiyesine şahsan tesiri olduğu gibi muhitine ve hattâ onun sâyile geçinen ailesine bir kelime ile bütün cemiyete tesjri vardır. Bu insanı olan nok-tai nazarlar, velev rasyonalizas-yondan beklenilen maddî muhas-senatm bir kısmını giderse ve iktisadı neticeler üzerinde gayri mü said tesirler bile yapmış olsa yine pek mühimdir. Zira netice itibari-le insan, eşyanın esiri değildir. Belki eşya üzerine tahakküm ede cek ve kendi ihtiyaçlarını onunla tatmin edecek insandır.
Yalnız bir zamandanberi bu hakikatin unutulduğuna şahid olunmaktadır. îşte bugünkü kriz de bundan tevellüd etmiştir. Esasen bugünkü kriz iktisadi olmaktan zi yade İçtimaî bir krizdir. Medeniye tin bir krizidir. Zira, insan JtaJnjZ açlığın acısını duymuyor değil ayni zamanda da ruhundaki ihtilâl feveranlarının dalgalarından bizar olmaktadır.
Binaenaleyh bugünkü şuursuz istihsal sistemi, eşyadan büyük stoklar teşkili, hiçbir ihtiyaca tekabül etmiyen insafsızca yapılan avcılık vahim ve tehlikeli let tevlid etmesi muhtemel iistimal değil midir?..
Henüz istihsali ihtiyaçla
ve tahdid etmek sisteminin tatbiki zamanı gelmedi mi?.. Ruhsuz ve cansıb olan eşyadan evvel hilkatin müntehayı meratibi olan insanın nazarı dikkate alınması zamanı gelmedi mi?..
Servet yığınları yaratmaktan ziyade insanların mevcud olabilmeleri için lâzım gelen şartlan yaratmalıdır. îşte ancak bu şartlar İçtimaî, fikrî sahada insanlara hakiki saadet ve sulhıı temin edebiliyor.
îşte bunun içindir ki iyi anlaşılmış rasyonalizasyon istihsali kolaylaştırmak ve fazlalaştırmak-tan ibaret değildir. Belki ayni zamanda da bu istihsali ihtiyaca göre tanzim etmektir. Rasyonalizas-yonun gayesi idarede ve istihsalde sâvin mânevi ve kudretini ilâ etmektir, aleyh rasyonalizasyon
ktısadî telâkkisine, ve insan sâyi-ırasmda rabıtalar temin eden bir ktısadî faaliyet teşkilâtına rücuu ı-shil etmelidir.
insanın yalnız istihsal ve istih-.ik için yaratılmadığı esasına is-‘inad eden bir hayat felsefesine ve bir içtimai nizama müncer olun. Bu insanın yegâne veyahut n esaslı gayesi lüzumlu ve lüzum-’.uz şşya ve servet idhar etmek ve toplamak değildir. Bilâkis insan bis ve mantıkla muttasıf medeni-itabı bir mahlûktur. Bu itibarla sây, onun için hem bir vazife ve hem de bir şereftir. Meslekî faaliyeti kendi mevcudiyetini idame etmek için bir vasıta değil, ayni zamanda da maneviyat ve ahlâkını İnkişaf ve tekemmül ettirici bir oıgandır.
Bunun için rasyonalozasyon, yalnız maddi ihtiyâç meselesini hal ve fasletmez. Belki en mühim ve en çetin meselelerden birini hal eden müessir bir vasıtadır. Asrımızın en ziyade ihtiyacı olduğu mühim mesele: Hayatın yüksek ve iyi yapıcı iman ve kanaatlerine riicu etmesindedir. Bu suretle ancak âmme sulhu ve insanın hakikî saadeti temin edilmiş olıır.
Bu büyük ve yüksek gayelere erişmek iern rasyonalizasyon kendine t» reftllb eden mlihim vazife-ı Devamı 6 ncıda
netice-bir su-
takyid
iktisadi kıymet Binaen-içtimaî

Batı Birliğinin Teşekkülü
w—T t l, j_| “BizUemokrat Milletler şunu iyice bilelimkı bugün Yunanistan, Komünizmi hür memleketlerin karşısına diken anlaşmazlığın düğüm noktasını tenkil etmekted r. Sür’atle yap ılması gere'«.en şey, bir Batı Birliğinin teşekkülüdür, Eu soydan bir birlik yalnız siyasî değil fakat aynı zamanda İktisadî
▼e Kültürel bir mahiyet arzedecektir*
Ortadoğu ve Avrupanın Güney memleketlerini dolaştık -dan sonra yurduma dönmüş bulunuyorum. Daha önce tes -bii ettiğim seyahat programına göre bu memleketlerin ileri gelen hükümet adamlarile ve halkın çeşidli tabakasına mensub kadın ve erkeklerle konuştum. Bu zavallıların hep sini, günden güne kötü ve vahim bir mahiyet kazanan dün ya durumu karşısında derin bir ümidsizliğe düşmüş gör -düm. Bunlardan bazıları ba • na şunları soruyorlardı:
— Acaba menfaat ihtilâfla n, son aylarda halkın korktuğu kadar gerçekten hâd bir şe kü almış mıdır? Devletler ara anıdaki karşılıklı husumetle -rin silâhli bir çatışmaya mün -cer olması tehlikesi var mıdır7
Doğrusu ben, bana sual soran kimseleri teselli etmeği bir vazife bilmiştim. Fakat iti -raf etmeliyim ki dış işlerine bağlı kaldığım uzun meslek (hayatımda^ hâdiselerin kazanacağı şekli daha önceden tahmin etmek hususunda bu kadar müşkülâta uğramamış -tim .
Bana öyle geliyor ki 1948 yılı,) dünya manzarasının taayyün edeceği bir vıl olacaktır. Ve milletler, arası münasebetler, son derece fenalaş -makta devam ettiği takdirde bir felâketle karşalaşmamız mukadderdir. Soğuk harb ,sn ratle kızışmakta ve muazzam bir musibet yolumuzu bekle -mektedir.
Geçen aralık ayında, Dış -işleri Bakanlan Konferansı a kamete uğradığı zaman, hür memleketlerin haricîye vekilleri, «Edmund Burke nin şu sözlerini her halde hatırlamış laıdır-
«Bugün hayalimiz gücünü kaybetmiş, aklımız yorgun düşmüştür. Tecrübe, son hükmünü vermiştir, amma lüzumsuz inad henüz maglûb edilmiş değildir.
Umumiyetle)
Miıı
Umumiyetle} Birleşmiş ‘ Milletler arasındaki konfe -ranslar1^ ruznameye alınmış gündelik bazı görüş farkları (yüzünden âkamete ısğramak-tadır. Fakat son konferans hiç de bu sebebden dolayı bir çıkmaza girmemiştir. O, hakikatte zaten asla başlamış şa yılmazdı. Zira ortada, hiç bir itimad havası, hiç bir anlaş -ma imkânı mevcud değildi.
Muhtelif memleketlerin Dış işleri Bakanları konferansdan aynlır ayrılmaz Sovyet hükümeti ve onun doğu Avrupada-ki peykleri: kominform saye -sinde ve elde bulundurdukları bütün vasıtalarla, gayretleri -ni şiddetlendirmeğe başladı -lar; batı demokrasilerine ve onların her türlü hayat şekil -ferine, bütün kıymet hüküm.-terine saldırdılar. Çok müm -kündür ki -benim şahsî görüşüm de budar- bu propagan -danın failleri, kendi propagan dalarının açık husumetlere se-beb olmasını istemesinler. Fakat derin bir sefalet ve boğu -cu bir istikbal endişesi içinde yuvarlanan bugünün Avrupa -aında, her türlü barış ümidini tehlike ve düşünmeden böy-. le bir dil kullanmağa kalkmak için gerçekten essiz bir nikbinliğe sahib olmak lâzımdır.
Şu var ki komünizm, boş lâ kırdılarla vaktini kaybetmiş de ğildir. Ve komünist faali -Mveti Avrupanııı geniş bir mın takasında, ihtilâlci bir safha ya geçmiş bulunmaktadır. îtal ya ve Fransaya karşı savrulan tehdid: Yunanistanda general Markob uı siyaset sahnesinde görünmesi ve RvJır havzası için ileri sürülen «M plâ -ni» bunu, açıkça göstermekte dir. Ve bütün bu hâdiseler, Sovyetlerin «dünyada mevcud bütün ittihadı kırmak» hususundaki çok kesin arzularının en yeni belirtileri sayılmalı -dır.
Siyaset Alanındaki Aniaşıııazlığın Düğüm Noktası Yunanistan
Şurası muhakkak ki hür dünyaya meydan okuyan komünizm Yunanistanda en mü •

leeaviz ve en tehdid edici bir almıştır Meşhur Markörün vYeni bir hükümet ' kurmak istediğini gördük. Onun kuzey komşvtarmın fiilî yar güvennreksizin bu su-
I ÂntiiVM! EDEN » ng. İter en in es \ i dışb;! an

1 retle hareket edebileceğini hiç kimse bir ân bile olsun farze-demez. Şüphe yok ki bu teşebbüs; Yugoslav. Amavud, Bulgar ve -bilhassa MoskovalI-propagandacılar tariaım lan hararetle karşılanmıştır, işte bu suretledir ki Matkos sözde hükümetinin meşruiyetini dun yaya kabul ettirmeğe cesaret edebilmiş ve hareket üsleri va jjfeshıi göı ebilecek bir kaç kü çük Yunan şehrini efe geçir -mek için askeri bir taarruza girişmişti.
Hiç kimse bu hâdiselerin, Yunanistamn iktisadi ve mtl’î hayatındaki ehemmiyetini in -kâr edemez. Bu fakir fakat kahraman memleket, bn yta-den hâlâ bazı acı mah’”imi -yettere katlanmak zorunda jrnimıştır.
P-ırkaç hafta önce Yitirtnistan-la bulunduğum, bir sırada Kontradaki Yunan ordusunun, kahramanca müdafaası hakkında heye anlı hikâyeler dinlemiş* îm. Fakat, muhakkak olan şu ki bu çete sawaşı) insanca zaviat bakımın-dan değilse bile halkın çektiği ız-Lrafr bakımından Yunanistan i-jğn çek babalıya mal olmuştur.
Bu çete savaşında. Yunan köy-Juleri ev ve barklarını terketme-ğ* mecbur kalmışlardır. Ve bu-guil orta yerle. memleketinin i-——Oflda ha biı ı(»l aîarrnyart.-hattâ günlük elemin yaralarını k? -anmaktan âciz 1.5 milyon işsiz 'vardır.
Bu vazıyet daha ne kadar za-. ı an devam edecektir? Şiibhes i ufca,n ordnsn İn yaza kadar, htr türlü fec: viiae karşı koyafei-lec-ek bir durtana yükselecektir. Fak.it Ytuiar.c ^.nm şimal hudu-c gerçekten k;ıı»amfimhğı takdirde bu tefro.d mütemadiyen ta-rel. «çektir. Eğer Rusya. O N.U, nıu tavsiyeli rıi m tahakkuk ma jştiiâk etseydi, »u . oktan yapıl-3û)ş olacaktı. Eiz demokrat milief er, şunu iyi.. bitelim ki bııg m 'S un; niâtan. kon ün iz mi hür mem tekellerin kaiMtsuca diken anlaşmazlığın düğüm noktasını teşkil etmektedir. Bizz .1 Yuuanhk.r 'A le, bu husustaki endişelerini giz-temîyorîar.
H't'R MİLLETLERİN BİEİCIİB VAZİFESİ
Böyle bir variyet karşısında, Avmpauın hür milletlerinin \azi-resi yeter derecede açıktır: Sür» atfe yapılmaeı gereken şey. tota.1 ve* sıkı bir batı ittihadının teşak-külüdür. Bu soj.dan bir iltihad, y(Jnız siyasî değil fakat ayni zamanda iktisadi v( kültürel bir ma niyet arzedecegrir.
Bundan 20 yıî.% yakın bir zarun nec, 1930 da Briând Avrupa birliği fikrini onaya atmıştı. Ben bu devirde bu fikri nasıl miîd.t-aa etmiş idisem bugün de onu ayni şiddetle desteklemek azıur--dt yim. Briand m teklifi, ileriyi rören dâhiyane bir- görüştü. Bugün ise, o, kpeınüraaz bir zaruret halini almıştır.
Biz demokratlar, bizimle iştıir-yapmak isrlyeıı milletlerle Avrupa ittihadını gerçekleştir mek için acele etmeliyiz. Bunda, Sovyet Rusyayı tehdid eden hiç bir nokta yoktur. Bn teş^hbüş, sadece demokrasiye uygun hayat tarzımızı nTohafaza etmekliğimize yardım eden yegâne vasıtadır. Kaldı ki, milleti, »arası ticaret ve her soydan düşünce ve gayrı t i -jin kaynaşmasını sağlıvrm 1 «r andlaşnıa, hayırlı bir istilrune .e atılan yeni bir adımdır.
RÎJS HÜKÜMET ADAMLARI REALtST KİMSFTEKDİR
Bugün Rıısyayi idare edenb r herşevden önce realist kimselerdir, Onlara ra1ı*s»ir olmanın Ve bizimle işbirliği yapmalarını temin etmenin eıı iyi çaresi; mas-ud bir batı Avrupa blokıı vücudu getirerek saygıya link kazanmak tır. Atlantiğın her iki tarafın ı dlişen batının ve toprakları üstünde feyi 4lî b’r antlaşma yaratabilmeğe muktedir olduğumuzu i: {Det nnu t incide A

TENİ SABAH
SAYFA: 5
9 M A R T 1948
Ri
A. Münib Berkan’m Yeni Sabah’a beyanatı
(Baştarafı 1 incide) son günlerde müşahede edilen hareketlerin ve istifaların, rivayet edildiği ve dedikodu halın de şayi olduğu gibi, Partiyi zayıflattığına veya zayıflatma ıs tidadı gösterebileceğine kani misiniz?
— D. P. asla: üç beş kişinin malı değildir. Rivayet edildiği gibi, o üç beş kişinin ayrılması ile partinin zayıflayacağına ve ya zayıflama istidadı gösterece ğine kani değilim.
D. P., yine o üç beş kişinin malı olmadığı gibi onlardan da ibaret değildir; partizanları mil yonlara baliğdir. Partinin bu te sanüdü ve kuvveti yanında, şa yiaların hiç bir mânası olamaz.
— Maaş zammı farklarını, D. P. Genel İdare Kuruluna tes linı etmiyenler ve bunu açıkça söyliyenler hakkında ne düşü nüyorsunuz? Parti disiplini na mına bunların tecziye edilip e -dilmemesi hususunda şahsî ka naatınız nedir?
— Umumiyet itibarile. Grup ça verilen karara göre kırmızı rev verdikten sonra, artık D. P. milletvekillerinden hiç birisi -nin bu maaş zammı farkını, kendi şahsına hasretmek ve on lan cebine atmakla iktifa et -mek gibi bir harekette bulunma sının doğru olmadığı kanaatin -devim.
Partinin haber alabildiği bü tün teşkilâtta izhar edilen emel hep bu merkezdedir. Yalnız bu hususta, va Grupça veya Genel Kurulca bir karar verilmiş ve o kararın teffizi milletvekillerine sarahaten teklif edilmiş olup olmadığını bilmiyorum.


Partice verilmiş bir karar vardır. Buna her muhalefet e -den için, tüzük hükümleri dai -resinde muamele yapmayı tabii bulurum. Şahsî kanaatim bundan ibarettir.
Hattâ, şahsen temenni ederdim ki; kırmızı reyin verildiği veya ertesi gün; D. P. milletve killeri, bu farkların alınmaması lüzumuna dair bir karar ver miş olsunlar. ?
işte böyle bir karar verilse idi; kırmızı reye uygun hareket edilmiş ve Partice memleket ve millet için en doğru yol tutulmuş olurdu.
______Henüz geçmiş bulunduğu nuz il idare teşkilâtı başkan -lığında, ne gibi faaliyet göster mek tasavvurundasınız?
— Yeni faaliyetleri organize etmek için, muhtelif komisyon lar teşkil etmiş bulunuyoruz. Bunlar faaliyet haline sevkedil mek üzeredir ve fiilen yapacak lan hizmet zamanında matbuata bildirilecektir. 1
Rizim bilhassa üzerinde ti -tizlikle durduğumuz nokta Par ti içinde tüzük hükümlerini, bi taraf bir zihniyetle eksiksiz tat bik etmektir.
D. P. il başkanı Abdürralı -man Berkan; Eyüb ilçe idare heyetinin tondan istifası etrafında ne düşündüğü sualine şu cevabı vermiştir:
— istifa, il merkezine gel -miş bulunmuyor. Bunu tabii karşıladığımızı söylivebilirim.
Ayrıca; biraz önce söylediklerimin bu hâdiseye, yeter dere cede cevab teşkil edeceğine ina nıyorum.
0. Nuri Koninin istifası
r


wK
Divânı Âlide diinkii münakaşalar

Türkiyede halen faal üç


bütün şıdde-'
yasasından
Millî Kalkınma partisinin bir mektubu
Millî Kalkınma Partisinden aşağıdaki mektubu aldık
Gazetenizin 29 Şubat 948 pa zar günkü nüshasının 5 inci sa-hife 5 inci sütununda üçüncü bir parti teşkili başlığı altında yazılan yazıda şu satırlar gö -riilmüştür; (Yeni partinin, siya sî hayatınuxxio. faal bir rol oyna , mamış olan Kalkınma rnvtui. gibi kuzu ziyafetlerinden ziyade politika hayatımızda siyasî bir partiye düşen vazifeleri.. ) Bilâ lüzum partimizin karıştırıldığı bu yazıya cevaben aşağıdaki açıklamanın avni sütun -da neşredilmesini dilerim:
1
siyasî Darti vardır. Bunu bilme mek veya bilmiyoru görünmek realiteyi değiştirmez.
2 — Millî Kalkınma Partisi mâruz bırakıldığı çeşidli güçlük lere ve sabotajlara rağmen memleketin siyas) hayatında faal bir rol ovnamıştır. Tek Par ti tahakkümünün
t ile devam ettiği bir devrede Sanfransisko ana çok evvel ilk defa partimiz (Ye ter Artık» diye ortaya çıkmış bu celâdetli hamle uzun süren tahakküm devrinin dönüm nok tası olmuştur.
Partimizin ortava attığı pren sikler hidavette korku ve isyan la karşılandı?) halde zaman geç tikçe birer birer ele alınmış ve tatbik sahasına bile götürül -miiştür. Meselâ hâkimlerin em nivet ve istiklâle kavuşmaları nr«*hıi3tın hür neşriyat vana -cak hale gelmesi, antidemokra tik kanunların değiştirilmesine temayül gösterilmesi vesaire vesaire uibi. En son olarak ele alınan Millet Meclisi üyelerinin azaltılması. ayan meclisi kurul ması konuları da partimizin a na prensiplerinden olup üç sene evvel ortaya atılmıştır.
3 — Partimizin şimdi moda olan kokteyl parti yerine kuzu ziyafeti vermesi, bunu istihza mevzuu oLarak seçip gazetenize koyan muharririn, en hafif tâbirle dirayetten mahrum oldu -ğunu gösterir.
Partimiz memleketin dört bu cağından gelen misafirlerine ku zu ziyafeti vermekle hem millî ananeye riayet edilmiş hem de yerinde bir misafirperverlik yapılmıştır. Bu ziyafetlerin mas rafları da millet kesesinden çık mamıştır. Buna mukabil Anka reda milletten toplanan paralar dan çekilen hududsuz masraflar hol bol verilmekte olan ve Amerikada bile alaya alınan gardenpartiler kokteyl partileri havyarlı rakı ziyafetleri var -dıı Keza İstanbul halkından milyonlarca lira topladığı halde şehir halkına faydalı bir bir hizmet, yapnııyan İstanbul Bele diyeslnin senede elliyi geçen ve beheri On bin liravı asan sulu




I

Demokrat Partideki Buhran had safhada ^Baştarafı 1 incide) berinde her edil
Demokrat Parti çevre. „ bu toplantılar hakkın ta hangi bir tefsirden iç'i.ıab inektedir.
UMUMİ DURUM
Ankara: 8 (Hususi ı — Demokrat Partide çıkan ihtilâf umumi hir a-lâka uyandırmış olup bu İşin cezıi veya mutedil bir hal şekline bağlan ması zamanının gelip geçtiği kana ati umumidir: Politik ahvalin bulanık olduğu bir zamanda partilerin uyanık veTc^ndi islerinde müte sânid bulunmaları lüzumu bilhassa? belirtilecektir-
Demokrat Parti miîletevekilleri penrşcmbe günü grup toplantısına davet edilmişlerdir. Genel idare ku rulunun ise çıkan haberlere rağmen grup kararı alındıktan sonra toplanması daha muhtemeldir.
Osman Nuri Koninin istifasına gelince kendisi son hâdiselerde fa al bir rol oynaniı-Ş olduğu için hay retle karşılanmıştır-
Önümüzdeki hafta Demokrat Par tinin tarihinde çok önemli bir haf ta olacak ve alınacak kararlar ya ihtilâfı kaldıracak veya partiden yeni bazı ayırmalara sebebp olacaktır-
FUAD HU LU SININ DEMECİ
Dün şehrimize gelen grup başkan vekili Fuad Hulusi Demircili kendisile görüşen gazetecilere şun lan söylemiştir:.
— Toplantıda partinin umumi menfaatine ve Meclis grupu işlerine dair müzakereler yapılacaktır. Bu hususta daha fazla açıklamada bulunamıyacağımdan beni mazur görünüz.
Bundan sonra ödeneklere temas eden Fuad Hulâsi bu hususta da şunları söylemiştir:
— Ödenekler İşi evvelce tecrübe edilmediği İçin bir takını anlaşma mazlık yaratması mümkün olabilir-Fakat şuna da eminim ki bunlar geçici şeylerdir. Ve İlle bir arkadaş bu tahsisi kendi nefsine hasretini yecektir.
KUDRET GAZETESİ NE DIYAOR!
Mevcut ihtilâflara temas eden bu günkü Kudret gazetesinde ihlâlin bu gün en had devresinde olduğu. I bir çok grup üyelerinin İhtilâfı şah si olarak gördüklerini. Celâl Baya rın grup başkanlığından istifasını ve mevcut ihtilâf sureti katiyede hal edileceği yolundaki parti için bir tasfiyeye yolunda yoıurr.landığmı dır.
sözlerinin gidileceği yazmakta
muhbirlerin ver-
(Baştarafı 1 incide) dalı olacağı bildiriliyordu. Bun dan sonra şahidlerin dinlenme sine geçilmiş ve ilk olarak o za man Tekel mürakibi olan Esad Sibay dinlenmiştir. Şahid işin pürüzlü olduğunu söyliyerek Andiryadisin dürüst hareket et mediğini Andiryadis hakkında iyi ranseymanlar olmadığını Ba kana doğrudan doğruya (Vica-ka) finnasile temasa geçmeyi teklif ettiğini bildirmiş ve An -diryadisin 350 dolarlık teklifinin kabulünde bazı usule aykırı muamelelerin yapıldığını Ulvi Yenalin komisyonda (bu en u-cuz fiat mıdır) diyenlere (E - I vet' dediğini açıklamıştır. Şahi din ifadesine karşı söz alan An diryadis ise şahidin ithamlarını isbat etmesini istemiş ve asıl kendisinin şahid halikında fena ranseymanları olduğunu söyliyerek şahidin yapılan teklifleri rakibi Mustafa Lütfive ifşa et I tiğini iddia etmişti^ Bundan sonra söz alan avukatlar da şahidin işin nereden pürüzlü oldu ğunu izah etmesini istemişler Şahid_ bunu kanaati olarak bildirdiğini söylemiştir. j
Saat 1 de devam etmek üzere oturuma son verildi.
İkinci Celse
_ Ankara 8, (hususî) — Saat 15 de başlıyan öğleden sonraki oturumda Andiryadis ve Muzaf fer Sakıcının duruşmadan va -reste tutulmalarını istemelerini müleakib şahidlerin sorgusuna geçildi. Safi Suner ve Mustafa Lütfi Gök dinlendi.
Müteakiben dinlenen maliye teftiş komisyonu başkanı Feik Ökde bu işin safhalarını anlat mış ve Miinir Karacık, Ulvi Ye nal ile eski Bakan Şuad Hayrı Urgüblünün kahve işini Andir yadise vermek için uğraştıkları nı, Hürrem Serenin buna şiddet le muhalefet ettiğini bildirdik ten sonra sözlerine şöyle devam etmiştir:
— Andiryadisin teklif ettiği 317 dolarlık fiata inhisarlar idaresinin fit olduğu komisyon cu tarafından anlaşılmış ve bu yüzden kendisi fiatı 362 dolara çıkarmıştır. Bu hususda bir mu habere ele geçiremedik, fakat
İnönü s yahat intihalarını anhttı..
(Baştarafı 1 incide) sordum: Petrol var mı, yok mu?
bir işte karar vermek şöyle dursun, hazırlık tahkikatı yapmağa da hiç bir salâhiyeti yoktur.
Bu işler, partinin teşrii kuvvetini alâkalandıran bir azemet ifade etmektedir. Sayın kurucular i-çiıı yapılacak şey, yangın daha fazla bacayı sarmadan büyük kon grevi davet ederek hâdiseyi bütün çıplaklığile kendilerine arzetmek ve onların bulacağı tesviye ve hal çaresine boyun eğmektir. Bu kongrenin de İstanbul kongresinin maruz kaldığı şartlar ve tehditler altında bırakılmcaya kadar sürün cemede bırakılmasına vaziyetin ta hammülü olmadığı gibi kurucular ayni âmillerin hâkimiyetini genel kongreye da temin edebilirlerse elde edile.cek neticenin mevcud te-zebzühü arttırmaktan başka bir i-şe yaramıyacağını tahmin etmek, kehanet sanılmıyacak kadar bugünkü şartlara uymaktadır. Fikrimce cezri hareket, parti içindeki şeref ve -şahsiyet -sahihlerini kulak larından tutup atarak kendilerine, kendi maksad ve zihniyetlerine i-taatkâr insanlardan medet umma ğa çalışmak değil, sayın kurucular hakikaten millet ve memleketini seviyor ve partilerine acıyorlarsa derhal çekilerek tesirlerinden irade bir kongrenin vereceği karara şimdiden tahammül göster mektir. Fakat kendilerini yüksek birer devlet adamı sanan kuruculardan bu kadar esaslı bir fedakârlık beklemek de hayal hududu nu aşmıyan bir tavsiyeden ibaret kalmağa mahkûmdur.
Kenan ÖNER
O. Nuri Koninin İstifa Mektubuna Dair Başbakanlık Tebliği
Ankara: 8 (AA ) — Başbakan-
lıktan:
İStanbulda çıkan Yeni Sabah ga zetesinin 7 Mart 1948 tarihli sayfiın da, İstanbul milletvekillerinden Bay Osman Nuni Koninin Demokrat Partiden istifa ettiğine dair ya ymlanan mektubunda adı parti kurucularından Bay Köprülünün
İsmet İnönü tekrar Halk Partisi Genel başkanlığına seçilmezse Halk Partisinin dağılacağını ileri sürmüş ve yeniden Genel Başkan lığa seçilmesini kendisinden rica etmiştir) denilmektedir,
Bay Fuad Köprülünün Cumhur-j balkanımıza, hic bir zaman bu yn? I da bir beyançla bulunmamış olduğu tebliğ olunur.
Tahakküm ifade eden vak’alar
Genel idare kurulu, istediği kadar fikir istiklâline salıib olduğunu iddiada ısrar etsin, hakikati gören gözler kılavuzu muhtaç değildir.
İki üç avdanberi birbirini takib ve tahakküm ifade eden vakıalarda kuruculardan başkasının müdahalesi olmadığını isbata çalışmak gün geçtikçe genel kurul için bir şeref halini almaktadır. Bu telıdidler, bıı tazyikler genel kurul âzalarının haber vc malûma tı altında yapılıyorsa millete ü-mid kesmekten başka bir şey olamaz. Celâl Bayarın son istifasını merkezde iken vermiyerek kötü hâdiselerin müsebbibi olanların Iz-mirde tehdidini beklemesi de- bir zümre tahakkümünün vücudünil isbata yarar o kadar kuvvetli bir delâlettir ki parti mensub ve mebuslarının itimadını kaybeden bu azılı kurucuları himaye etmek i-çin de olsa bütün teşkilâtı rencide etmekteki zihniyet, benim man Ilkımla çözülür şeylerden değildir.
Ahıned Emin Yalmanın Ankaradaki temasları
Demokrat Partinin, mulıasımla-rile birlikte müdafii olmak gibi tezadı nefsinde toplıyan, bu suretle de muvazaayı teyidden başka biı şey yapmıyan Ahmed Emin Yalmanın faaliyet tarzını methede durduğu Demokrat Partinin ferdi olmıya tenezzül etmiyerek maskeli faaliyetine açıktan devam etme si de çok şayanı dikkatir. Gazeteni zin dünkü nüshasında okuduğum bir kaç satırda dikkat ve intibahı arttıracak bir mâna taşımaktadır. Bu hâvadis »Demokrat Partinin banisi Ahnıed Emin Yalman, Celâl Bayar tarafından bazı hususları istismar etmek üzere Ankara ya dâvet edilmiştir, hükmünü a-cıklamaktadır. Bu malûmat sahih ise, genel kurulun tasarladığı tas fiye işinde ( Vatan* başyazarının yardımına muhtaç olacak kadar acınacak bir hele geldiğini anlatmaktadır.
Eyiibliilerin intifası
Eyüblülerin istifanamesinde de açıklandığı veçhile kurucuların hepsi aleyhinde genel haysiyet divanında açılmış bir dâva durup dururken bu adamların iştirâkile dâvayı ilgilendiren bir hâdisenin müzakere edilerek karara bağlan-rnası müsamaha fevkinde bir lâka yd i ile ku iş ilansa bTO gehel a!â-nuıı bu kadar muazzam
mensubları
Saat

(Baştarafı 1 incide) Konuştuklarımla da kanaatleri ü-zerinde müessir olacak hiç bir telkinde de bulunmadım.
Partiyi bu hale getirenler
Partinin genel haysiyet divanı* da da bir âza olan Osman Nuri Könik’i de benim kadar tanıma-mazlıktnn gelen sayın kurucular, meydana getirdikleri tezebzübün kendilerini lıarab edici tesirleri altında o kadar akıl ve mantıklarını kaybetmişlerdir ki millet ve memlekete selâmet vadeder gibi görünen bir partiyi bu hale getirenlerden bir salâh ve ıslah kabiliyeti bulanların zihniyetine acırım.
Filhakika Osman Nuri ile ilk Umumi Harbin ilk günlerinden beri tanışırım. 34 seneden beri hafiflemeden devam eden dostluk, itimad ve saygılarım bana bir gün kanaat ve düşüncelerine müdahale cesaretini vermemiş, dostluğunu is •tismar fikri aklımdan geçmemiştir. Şahsi fikir ve menfaatlerinden ziyade kendi iman ve kanaat lerine bağlı olan bu sağlam seciyeli adamın, ne benden ne de sayın kuruculardan fazilet veya if-sad dersi alacak bir kabiliyette ol madiğini kendisini tanıyanlar ben den fazla bilirler.
Sual — Yine
dikleri malûmata göre parti genel idare kurulunun âsi tasfiye etmek içm toplantı ve görüşmelere devam etlikleri, dinlen meden buna çalıştıkları anlaşılıyor. Bu faaliyetin neticesi hakkın da bir tahminde bulunabilir misiniz?...
— Makulât haricinde kalan faaliyetin vereceği neticeleri mantıkla halletmek kimsenin haddi değildir. Fikrimce bu faaliyetin neticesinden ziyade saikini anlamak memleket bakımından çok daha faydalıdır.
Kuvvetlerin tefriki esası
Hükümetler teşkilâtının bir çoğunda olduğu gibi Demokrat Par tide kuvvetlerin tefriki esasına da yanmış bir teşekküldür. Teşrii kuvvetini büyük kongre, icra kuv veti genel kurul ve kaza kuvvetini de genel haysiyet divanı teşkil eder. Hattâ diğer kongre, idare kurulları ve haysiyet divanlarına da bu kuvvetlerden hisse «ayırmak mümkündür ve bu kuvvetlerde istiklâl kabul edilmpdikca ve birbi-rile ihtilâf halinde bulundukça böyle bir idarede Demokratik gelişme Verine tUlUkkUin ııade eden bir zümre saltanatından başka hiç bir şey kendini gösteremez.
Birinci kongrenin de tasvib ve tâdiline mazhar-olduğu düşünülür se partinin Anayasasını vücudn getiren tüzük, istisnasız parti mensubları için ruhuna ve mânasına kayıtsız şartsız itaat vücuhunıı emreder. Halbuki bu tüzük hüküm lerine göre parti idare kurullarına değil, kurucu ve hattâ liderlerine bile kazaî faaliyete, yani haysiyet divanına, müdahale salâ hiyeti verilmemiş, hattâ bunların her hangi birinden inzibati kararlar kurula bir itiraz mamıştır.
«Kulaklarından
Bu mülâhaza partinin ana temdi terinden biridir, bu yıkıldığı anda ortada partiden de eser kalmaz. Buna rağmen kurucu ve liderin son günlerde dolaştıkları yerlerde parti mensublannı tehdid ve itaat altında bulundurmak, emir ve arzularına râmetmek için dcabeder-se kulaklarından tutar atanz4, cOnlar kendilerini tasfiye etmezse biz ederiz) gibi savurdukları mütehakkimaııc sözleri tüzüğün hangi maddesinden olduklarını göstermedikçe herkesi itham edin durdukları zümre tahakkümünün mevcudiyetini itiraf etmekten bafi ka bir şey yapmış olmazlar. Demokrat Parti, bilhaesa genel kongrenin faaliyet tarihindenberi, ku rucuların tasarruflarımian çıkmış, kendilerinin de itiraf lûtlunda bulundukları gibi, millete mal olmuş tur. Hürriyet, şeref ve haklarını müdafaa için ancak Demokrasi mücadelesine atılmış bir milleti dört kurucunun saltanatını idame için istismar etmeğe, onları birer saray uşağı gibi kulağından tutup kapı dışarı atmağa hakları değil, böyle bir kudreti kendilerinde tahayyül etmeğe bile salâhiyetleri olarnnz. Partiden adam çıkarmak kararını vermek münhasıran hay-I si yet divanlarının yetkisi dahilinde bulunmasına göre bu divanların haricinde kalan insanlardan her haugi bilinin böyle bir hakkı kendilerinde bulması kaza ve icra kuvvetlerinin tedahülü ile de kalmaz, bir taraftan da haysiyet divanları üzerinde bir tasarruf ifade ederek bu divan heyetlerini şeref vc İn’ ” n m um bir mo _ tirir ki bunun ettiği mâna karşısında bu lıc alarnun çok dikkat ve pek eri kendi şeref lerimn muktâMU o u hatır-ÜLtırınv

ziyafetleri vardır. o
Gönül isterdi ki Yeni Sabah gibi mücadelesile mâruf bir ga zetemiz Millî Kalkınma Parti- | sinin masum ve mütevazı ziyafetleri yerine, kel başa şimşir tarak nevinden olan yoksul ve mustanb insanların kesesinden zorla alınan paralarla verilen bu seflıat partilerini tenkid ve takbih etsin. Bilvesile saygıları mı sunan m.
Nuri Denıirağ



olanla
sâdir olacak üzerinde genel hakkı bile tanın-
tutup atarız .»
loz yığını haline g* ifade vet öz

taassubbı düaünmel
geçen
Fuad
(Cumhurreisl Sayın
Arab E’aşkomutanı Filistin topraklarınd ı
— n__
Londra 8, B. B. C.) — Diin Filistin topraklarına geçmiş o-lan Aı-ab lideri Fevzi El Ka - j vukçu. neşrettiği bir tebliğde kendisine bütün Arab birlikleri nin komutanlığı verildiği için şe ref duyduğunu söylemiştir. Ka-vukçu. kendisile birlikte Suriye den Filistine geçmiş olan kuvvetler arasında; Suriyeli, Lübnanlı, Suudî ArabistanlI, ^lave rai Ürdünlü, Iraklı, Mısırlı ve Şimal Afrikalı kimseler bulun -duğunu açıklamıştır.
Küdus 8. (A. P.) — Tecrübeli Arab muharibi Fevzi Ka-vukçu, Filistinin şimalinde A-rab ordularının komutanlığını fiilen ele almıştır,
Y^lffl KERVANI
Kudüs 8. (A. P.)
Dün

I
Gaza ! civarında bir yahudi kervanı tarafından arablaıa ateş edil -iniştir. 5 Arab ölmüş, 1 Aarab da yaralanmıştır.
I
(
Y imanlı çeteler (Bitarafı 1 incide) maktadır. Bunun önüne geçmek i-çin yolcular bu kısımda otobüslerle taşınarak Uzun köprüye getirilmek tc ve buradan trenle yollarına devam etmektedirler, İlgili Türk ma önlemek İçin bundan böyle daha kanıları tevali eden bu hâdiseleri enerjik davranmaya karar vermiş lerdir. •___________
Resmî daireler n alışab kısımları yanmaz boya ile boyanacak
Şimdiye kadar şehrimizde, lz-mirdo ve Anlcarada tecrübeleri yapılan yanmaz boyayı İstanbul belediyesi \ ni bir tecrübeye daha bâbi tutmuştur. Bıı tecrübe yanmaz boyanın elektrik kontakt-larma karşı koruyucu tesirini denemek için bcd. ya anaz volta kadar
bütün elektrik
apılmıstır. Bu tecrli-boyp.nın 1000 1500
tahammül ettiği ve cereyanına karşı
taht -darı koruduğu anlaşılmıştır. Elektrik mühendisleri bu vaziyeti bü* raporla belediye başkanlığına
Tedavüldeki para • m ’ k ları
——
Ankara 8, (hususî) hafta içinde emisyon mikdarı 884.356.383 liraya düşmüştür ki bu mikdar geçen sene ayni haftadaki mikdara göre 86 mil yon 596.394 lira noksandır.
Son
Avrupaya yardım konferansına iştirak edecek delegeler
kon
gün
-" 'Cevab verdîter: Vardır memleketin ihtiyacı beş misli artmış dahi olsa bu petrol bunu da karşılıyabi-lir, dediler.»
Bundan sonra parti faaliyetlerine temas eden Cumhurbaşkanı bu hususta da şunları söylemiştir: «— Umumî durum çok iyidir. Parti çalışmaları normaldir. Düşmanlık voktur. Parti mensubları memleket işleri üzerinde samimî olarak çalışmaktadır. V miz çok iyidir. Yurtda huzur var-.dır.»
ÎNÖNO
M t LÂK ATI
Ankara 8, (hususî) — Curu hurbaşkanı İnönü Adana bölgesindeki petrol araştırmaları sa hasını gezmiş ve bu arada ken dişine petrol arama işlerde uğraşan Amerikalı mühendis Mr. Claytoıı takdim edilmiştir. An-karaya gelen haberlere göre İnönü ile Mr. Clayton arasında şöyle bir muhavere cereyan et miştir.
— Türkiyede petrol bulun -muş olduğundan ekselanslarını tebrik
azi ye ti-
- CLAYTON
Paris: 8 (AA.) — Marshall plö nile ilgili bulunan 16 devletin Dı.ştş leri Bakanları gelecek pazartesi gü nü Priste bulunacaklar ve Dışişleri Bakanlığında toplanacak olan icransa istlrâk edeceklerdir.
Konferans pazartesi ve sah leri toplanacaktır.
Konfej-Jista hazır bulunacak D,' şişleri Bakanları şunlardır: .
Fransız Dışişleri Bakanı Georges ' Bidaut, İngiltere Dışişleri bakanı Rrnest Bcvın. Avusturya Dışişleri Bakanı Kari Grııber, Danimarka Dışişleri Bakanı Gııstav Rasmus-son. İrlanda Dışişleri Bakanı Se-an Mc Bride. İtalya Dışişleri Baka ıi] Comto Carlo Sforza. Lülesem burg Dışişleri Bakam Joscph Bech, Hollanda Dışişleri Bakanı Baron Van Oesterbout, İsveç-Dışişleri Bakanı imden, Norveç Dışişleri Ba- ( kam Halward Laııgl, Türkiye D siş leri Bakam Necmeddin Sadak. Bel cika D şişler! Bakam Henri Spaak.
rrÜRKÎYE DAVETİ KABUL ETTİ
Paris 8. (A. P.) — Fransa Dışişleri Bakanlığından bu gece bildirildiğine göre, gelecek hafta Parisde yapılacak olan Mar-slıall plânı konferansına iştirak hususundaki davete Finlandiya hariç, diğer 15 ilgili memleket ten müsbct cevab gelmiştir.
15 devletten çoğu Dışişleri Bakanların tarafından temsil e dileceklerdir.
I
bildirmişlerdir. Mesele Şehir Mee-sımlarının bu boya ile boyanmasını teklif edeceklerdir.
lisi üyeleri tarafından önümüzdeki toplantılarda bahis mevzuu edilecek ve resmî dairelerin ahşah ki-

ederim, bahtiyarsınız. Size ben müteşekkirim, bilmukabele ben de sizi ederim.
Bu bizim için bir zevkdir. Artık bulunmuş sayılır değil mi?
“— Bulunduğu kati ve mu -lıakkakdır.
— Petrol çıkınca ihtiyaç ar tacak ve beş misli olacak. O za man ne yapacağız?
— Petrol istihsaliniz de art mış olacak ve beş misli olacak.
— Burada da petrol var mı dır?
- Bulunduğu kati ve mu-hakkakdır.
M.T.A. (uuıel mUdüviinün demeci
Ankara: 8 (Hususî) — Raman dağındaki petrol mıntakasından bu gün şehrimize avdet eden M. T. A. g).nnl müdürü hısun Ruhi Bereni bu hususta kendisiyle görüşen gazetecilere şunları söylemiştir:
Doku’, numaralı kuyuda bu lunnn petrolün ehemmiyeti büyük tür. Bu hususta bir taraftan yeni malzeme teminine çalışılırken diğer taraftan elektrikle yeni kuyu ların açılmasına devam edilecektir. Şübhesiz Raman dağınuı bir petrol mıntakası haline getirilmesi zaman ve paraya bağlı ve bir knç aylık bir iş değildir. Bu gün çıkmakta olan petrol asgarî 50 tondur. Bıı petrolü tasviye için halen elimizde tesisat yoktur. Halen mevctıd olan 10 tonluk rafil-leri tesisatının kapasitesinin 200 tona çıkarılması diişünülmektc-diı demiştir.
Hem tebrik
bu oyunun oynandığına ka • niim.
Tanık bundan sonra Baka » nin «lâyüsel amma yefhaL Mr telâkki ile Hürrem Şereni nok-tai nazarına göre hareket etme ğe icbar ettiğini, umum müdüre karşı (ya bu deveyi güder -sin, ya bu diyardan gidei'sin)1 der gibi vaziyet aldığını belirt: miştir.
(Bu arada elektrik tellerine: bir ânza olmuş ortalık karar -miştir.) Netice olarak teftiş he yeti başkanı şu kanaati beyan etmiştir: Bakan Vakıfla görüa m üş ye Andiryadis! himaye et mek için uğraşmıştır. Tanık' Başkanın yüzük ve kürk me3e leşi hakkında ne bildiğini soı* ması üzerine:
— Bize Vakıfın eski zevcesi tarafından kardeşi Muzaffer va sıtasile Bakanın karısına verilmek üzere Vakıf tarafından bir yüzük ve kürk alındığı bildir il miştir. Fakat ben bunu tahkik etmedim, demiştir.
Bundan sonra Başkan Su^d Hayi’i Ürgüplüden bir diyeceği olup olmadığım sormuş Ürgüp' lü de şöyle demiştir:
— Başmüfettişin beyanla -rı kanunun tenkidine mütedair dh’. Her vatandaşın hürmet et mesi lâzım gelen kanunî forma litelere ben ancak hürmet ve riayet ettim.
Sözlerine devamla yüzük, kürk manto ve diğer isnadlan reddederek demiştir ki:
— Kendilerine ben desem Vaıılık Vergisinin tatbikatıüf memur olduğu sırada bu vergj ile mükellef bir vatandaşın gay ti menkulünü kendi veya yakıq larından biri namına iktisab et' miş midir. Bu ağır olur. Ben bü tün varımı yoğumu onun var lığının yarısı ile ve karımın üs tünde ve parmaklarında
rı onun karısında olanın yansı ile değişmeye hazınm. Böyle şevler söylemesinler. Bu altında haya ve haysiyeti vicdanlar» mn rehberi bilseıleıl.
Vaktin gecikmiş olması dola yısile nıevçud daha üç şahidin dinlenmesi varına bırakılarak _duruşmaya son verilmiştir.
D P. Etmi lucajı icara lı y’eiide dün isl;fa elti (Baştarafı 1 incide) pılan. ruutad il İdare kurulu toplan tısında, bu topyekûn İstila hâdisenin bâhls mevzuu olduğu ve uzun müze kerelere yol açtığı söylenmek Diğer taraftan il başkam Abdür tedir.
rahman Münllin, bir müddettenbe ri muhtelif parti meseleleri hakkın da ihtiyar ettiği sükût bazı partili ler tarafından tenkid edilmektedir.
II idare kurulunun, önümüzdeki günler içinde, fevkalâde bir toplar tı yaparak bazı prensip kararlar' alması muhtemeldir.
EYUB D P. MENSUPLARININ TELGRAFI
Diğer tarafdan Eyüb ilçe idare kurulunun istifası üzerine dün ge j ce toplanan Eyüb Demokratlan D P. Genel idare Kurulu Başkanlığı na şu telgrafı çekmişlerdir:
D- P. Genel İdare Kurulu D.. ’ kanlığı Ankara
i İl İdare kurulu başkanl ğı (1 iar bul)
Eyüb ilçe idare kurulunun evvr. denberl beklenen istifalarım gaze telerdeıı öğrenmiş bulunuyorıi' Son zamanlarda faaliyetlerini br.ın bar^a sahalara intikal ettirmiş bu lunaıı ve dedikodusu umumi el kat ca da malûm bulunan bu şahsiyet lerin istifalarına sebep olarak gös terdlklerl vakıalar biz Eyüb D P, mensuplan nefretle karşılar, a-sil ve temiz dâvamızla kabili tali! bu detle reddeder, mukaddes dâvâmı-lunmıyan bu çirkin isnadlan Şİü-za ve şerefli partimize candan bağ lılıklanmızı arzederlz.
Eyüb Demokratlan namına temsili heyet başkam Hayrl Öze an
Meclisi tatili dolayısile bir mw dettenberi şehrimizde bulunan D mokrat Parti milletvekilleri halk i le temaslarına devem etmektediı ler Bu ıatla D. P. İstanbul milletve kili Senüıi Yürüten d(in sant 18 de Kuzguncuk D, P. Lokalinde Üskü dar ilçesi D, P, ftıcnsublarile görü müştiir.
Hüşnü Başaranın toplantı başka nıllıi Yürüten, arkadaşı fialamo.ı nı seçilmesinden sonra söz alar. Se Adalonun. kardeşinin vefatı do’a yısile tojılantıya gelemiyccegir.i bil dirmlş ve son günlerde D. P. de *
meydana gelen anlaşmazlıklar hak kında izahat vererek. C, P. nin D P, araşma, geçici de olsa, bir nifak sokmuş olduğunu fakat 3—5 kişinin parti tüzüğüne aykırı hareket etmesile D. P. nin asla sarsılmıva-cağmı söylemiş ve sözlerine «Eu-pnrtl Saraçoğlu kabinesini devir mis, Peker kabinesi mensupların: ecnebi diynrlııra kaçmaya mecbııı etmiştir» ciimleslle bitirmiştir.
kubbe



SAYFA:
▼INI SABAH
5 —
o
7
7
% %
9 MART 1948
BORSA]
İst Borsasmm 8/3 948 Fiyatları
RADYO
•I
729
7.30
7.30
7.45
8 00
darî Bahisler
(Baştarafı 4 üncüde) leri ifa etmekle yalnız eanayi ve buBueî iktıead sabasında değil fakat devletin umumî idaresi sahalında da faydalı ve kıymetli olacak tır.
D — Kelimenin dar mânasile rasyonalizasyon, sftyin basit bir teşkilâtı değildir. Noktai nazarımızın en yükEfk sebeblerine çıkacak olursak, ve meellenin menşe r avamilini iyice tedkik edip tarifi caizi dökümante eden prensiplere kadar uzıyacak olursak bizim tarifimizde, rasyonalizasyonu tam ve tnükemmel bir surette izah edemez, Bunun için rasyonalizasyon tarifini daha ziyade şumüllcndir-tnelidir. Bu takdirde rasyonalizas-yonun tatbikat sahasını nazan i-tibara alarak bütün teşkilâtı tarife idhal etmelidir.
Şu halde rasyonalizasyon, yalnız teknik ve İktisadî şartlan yaratmaktan ibaret değildir. Belki
• insanlaım vazîfedar kıldığı hukuk ve vecibelerin istimal ve ifasını teshil eden diğer siyasî, ahlâkî ve manevî şartlan da rasyonalizasyon yaratır. Bu hukuk ve vecibeler bütün dünyayı tedvir eden lâ-yetegayyer kanunlarla insanda va zifelerinin ifasını, mevcudiyetinin tanzimini, arzu ve iradesinin izharını temin eder.
Nihayet iyi tanzim edilmiş müş terek bir hayat, muhakkak surette şahıslann İçtimaî ve iktisadi faaliyetinin teşkil ve tanzimini â-mirdir. Keyfiyet tabiî mantıka, müsavat ve adalete istinad etmelidir. Zira anarşi, devlet müesse-
Beleri ve ilerilemiş bir medeniyetle imtizaç etmez.
Bundan dolayıdır ki, kelimenin en vâsi mânaslle, rasyonalizasyo-nun ilk esaslarına sn eski zamanlarda tesadüf etmekteyiz. Tarihin muhtelif devirlerindeki Bâyin ve İçtimaî ve İktisadî ve siyasî hayatın teşkilâtını yakından tcdkik ötmek çok faydalı olacaktır. Bu ted-kik neticesinde o günkü telâkki ile rasyonalizasyon kelimesnin bugün kü ikinci tarifi arasında ne dereceye kadar münasebet olduğu ve tarifte isabet edilmiş bulunduğu tezahür eder.
* Fakat maalesef bunun tedkikı mevzulunuz haricindedir.
Biz rasyonalizasyonu, insanın faaliyeti iktisadiye ve idariyesinin tanzimi, ıstılahının müteradifi bulunması itibarile tedkik edeceğiz. Ve diğer taraftan da devletin bıı sahadaki rolünden ve idarede ras-yonalizasyonun ne suretle temiıı edildiğinden bahsedeceğiz.
ikinci parti 15 bin ton şeker için tesbit edilen açık f iat indir me günü uzatıldı Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketinden
Satm alınacak ikinci parti 15 bin ton metrik İthal malı yaz granüle rafine şeker İçin İlân edilen açık fiyat indirme nü, 16 Mart 1948 salı saat 15 yerine 29 Mart 1948 pazartesi at *5 olarak değiştirilmiş ve şartnamenin 5 inci maddesindeki iim müddetler! de on gün uzatılmıştır.
isteklilerin yeniden tesbit edil en 29 Mart 1948 pazartesi günü saat 15 te tam zamanında Şirket Merkezinde bulunmaları ilân olunur. 3010
em»»"0de° _ H, (»*•*

Londra Nevj oı k Paris Cenevre Amsterdmn Brüksel Prag Stkohol/i Lizbon
be-gü-sa-tes-
" k nV «a

ıı,*8tı 280—
1.3080
65 7270
106.5468
8.3887
600 77 8860 11,2495
ESHAM VE TAHVİLÂT
7 934 Sivas Erzurum 2—7 Kalkınma 3 Mini Müdafaa 1 Milli Müdafaa 2 Türk Ticar»t Bankası Hisse Senedi

Rue-değil Ve Mark
Batı birliğinin teşekkülü
(Baştarafı 4 üncüde) bat etmek sayesindedir ki ancak Sovyetleri kendimize daha çok yaklaştırmamız mümkündür.
Hatırlamamız lâzımdır ki lar, Komünizmi bir akide bir (din) saymaktadırlar Kremlin'in meratib silsilesi,
sist ve Leninist nazariyeye dinî bir mahiyet ekliyerek inkıyad göstermektedir, Komünist partinin resmî propaganda kitablan, batı hayat tarzının sakınılmaz bir yıkılışa doğru gittiğini ve bunun bir zaman meselesi olduğunu iddia etmektedirler. Fakat yıllardanberi tekrarlanan Marks cı vaizlere rağmen kapitalist dün ya yaşamakta devam ediyor.
Biz demokratlar, bu yerriz id-dıayı ortadan kaldırmalıyız, matı kfım olmadığımızı göstermeliyiz. Hürriyet ve İktisadî müsavatın ayni zamanda mevcud olabileceğini vakıalarla isbat ederek bunu bütün dünyaya ilân etmeliyiz. Bu suretle komünist manev-ral; ’-ın dayandığı ülkücü maksadı iyiden iyiye kavnyablldiğimiz takdirdedir ki batı Avmpanm sıh katli bir iktisada kavuşması yalnız temenni edilen bir gaye değil fakat ayni zamanda barışın teessüsünü mümkün kılacak yegân yol olduğu meydana çıkacaktır.

Hakiki Ingiliz menşeli su geçmez Tı EHÇKOT PARDESÜLER
35 Liradır
Satışımız muhayyerdir
ABDURRAHMAN KALYON
Dikranyan Han 11 — 12 Sultan Hamam
w
si A R K A
0,08 I m/m m/m
TIRAŞ BIÇAKLARI Üstünlük timsalidir Türkive Genel Mümessili İBRAHİM CAVÜŞOGLU Bahçekapı, Celâl bey han No.39 İstanbul
İstanbul Belediyesinden: 946 ve daha evvelki yı'.lar damgasını taşıyan ve 948 yılında damgalanması gereken ölçü ve ö!çü a'et i sahibi resmi daire ve esnafın dikkat nazarına
uncu maddesi gereğince grup merkezi senelik muayenelerine 15.3.948 günün-gün ve yerlerde devam edilecektir.
1 — ölçüler tüzüğünün 19 ayar memurluklarınca ölçülerin de başlanacak ve aşağıda yazılı
2 — ölçü sahiplerinin verilen muayene günlerinde ölçülerini te-
mizlenmiş olarak muayeneye getirmeleri. (Cumartesi günleri hariç)
I — Eminönü Grup merkezi ayar memurluğu:
15.3.948 gününden 31,12.948 gününe kadar Beyazıt bucak müdürlüğü binasında.
II — Fatih Grup merkezi ayar memurluğu:
15.
21.
5.
19.
9.
16.
III
15. 3.948
16.
2.
13.
25.
IV
15.
3.
10.
17.
21.
28.
13.
21.
86.
2.
den den den den den den
18. 6.948 e kadar Fatih grup merkezinde
2. 7.948 e kadar Eyüp kaymakamlığında
16. 7.948 e kadar Bakırköy kaymakamlığında
6. 8.948 e kadar Silivri belediyesinde
14. 8.948 e kadar Çatalca belediyesinden 31.12.948 e kadar Fatih grup merkezinde
3.948
6.948
7.948
7.948
8.948
8.948
— Beyoğlu Grup merkezi ayar memurluğu.

830
8.45
900
12,20
12,30 12 30 1300 13.15
Erbem Ticaret ve Sanayi
Türk
Ticaret kanunu ve miz hissedarlar umumi Talıir hanı 4 üncü kat olunur.
RUZNAME:
1 — 1947 senesi muamelâtına dair
İzmir at yarışları 21 Mart pazar günü başlıyor
Anonim Şirketinden :
esas mukavelemiz hükümleri mucibince şirketi-heyetl 26 Mart 20/2 numaralı
1948 günü saat salonda adiyen
idare meclisi ve
11 de Galfttadn içtimaa dâvel
müıakip raporları ile bilanço ve kâr ve zarar hesaplarının okunması ve temettüüıı dağıtılması hakkmdaki teklifin tasdik ve kabulü, idare mcclİBİ ve mürakibin ibrası,
Yeni idare meclisi âzası seçimi ile huzur haklarının tesbiti, MUrakiplerin intihabı ile ücretlerinin tesbiti,
Heyeti umumiye zaptının hissedarlar namına heyeti umumi-ile meclisi idare reisi tarafından imzalanmasına salâhiyet
Tarım Bakanlığından
İzmir İlkbahar at yarışlarına iştirak edecek olan saf kan Arab atlarının ırk SRfiyeti bakımından muayeneleri 948 yılı Mart ayının on baş, on yedi, yirmi İki, yirmi üçüncü günleri yapılacağından saf kan A-rab atları ile İzmir koşularına iştirak edecek olan yarış atı sahiplerinin me2kûr tarihlerde İzmir vilâyetinde Tarım Bakanlıkça teşkil edilen mutahassıs muayene heyetine müracaat etmeleri icap etmektedir.
Keyfiyet alâkadarlarına ilan olunur. (2979)
18.30
18 45
2 —
3 —
4 —
5 —
ye kâtibi
verilmesi,
NOT: Şirketimiz esas mukavelesi hükümlerine tevfikan cn aşağı
20 hisse senedine malik olan hissedarların mezkûr içtimada bulunabil-)1 -oklukları
hisse senetlerini şirket veznesine tevdi ile mukabilinde duhuliye kRit almaları lâzımdır.
Bütün hissedarlar 15 Mart 1948 gününden itibaren şirketin mev cudat defteri ile bilanço ve kâr ve zarar hesabını, meclisi idare ve mü-rakip raporlarını şirket merkezinde tetkik edebilirler.
Yeni Neşriyat:

Erzururııun Birinci Diinua Harbinde işgal ve istirdadı
Tanınmış askeri muharrirlerimiz den Emenli General Kemal Koçer tarafından önümüzdeki 12 Martta Eminönü Halkevinde Erzurum hak kında askeri ve fenni bir konferans verilecektir. Askerlikle ilgili muhit lerde Generalin bu İlmî konuşma sı ehenunlyetle beklenmektedir.
UZAY GEOMETRİ
ve PROBLEMLERİ
Ankara Atatürk lisesi mate.natik öğretmeni Fethi Yücel lise II öğren çilerinin okudukları Geometriyi iyi anlamaları ve Problemleri kolayca çözmeleri için örnek çözülmüş problemler veren bu eseri haaula-lenıler ders kitabının sırasına uyu larak dizilmiştir. Tamamen yardım mıştır. Bu kltabta bulunan prob-cı ve öğretici mahiyette olan bu ki tabı lise II öğrencilerine tavsiye e deriz,.
Eser, Inkilâb Kitabevi tarafından kuruş fiyatla satışa çıkarılmış
150 tır.
VETO
inci sayısı «Coğrafyayı güldü-hudutlarımız ), «İstanbuluıı ev
4
Z 4 F i : — Hüviyet cüzdanım, kayıb ettim yenisini çıkaracağım-dan eskisinin hükmü yoktur.
Melik Yolaç
2 A Y I : — 1947—48 ders yıl. İçinde Hukuk Fakültesinden aldı ğım şebekemi kaybettim. Yenisin alacağımdan eskisinin hükmü yok tur- • Hukuk Fakültesi 291ı
Zeki Şen
2 Â Y'I ; — I. E. T. Tünel İşlet aldığım hüviyetimi zayi ettim, yen sini alacağımdan esr.Islnin hükmi yoktur.
Haşan Ahlatcıoğlu No. 3027
2 A Y İ : — Kemaliye nüfus me murlugundan aldığım nüfus kâğıdımı 27/2/948 de kaybet tim. Yenisini alacağımdan esklsinir. hükmü kalmamıştır.
Kemaliye Başvartenlk—Dralor Köyünden Ali oğlu Abdullah 1326

(
ner ve Yücel dâvası
(Pazarlıkla Kamyon ve Eşya Satılacak) İstanbul Defterdarlığından ;

Muhammen bedeli Lira Kr.
ıroo ıa
Teminatı Lira ar
(
7UU
500
471
63
30
00
00
03
00
00
1900 19 00
19.15 19 20
19.45 2000 2015 20.30 2035 21,00
21.15 2200 22.20
22.45
22.45 23 ec
Buuttaki Program
SALI — 9/3/1948
Açılış ve program.
M, s. ayarj, Müzik: Hatif
Uvertürler (P1) Haberler.
Müzik: Çeşitli Hafif Müzik (P1-)
Müzik: Film Müzikleri (Pi ) Müzik: Şarkılar »Pl.ı Kapanış,
Açılış ve program. M, s. ayarı,
Müzik: Karışık Şarkılar Haberler,
Müzik: Radyo Salon Orkestrası.
Kapanış,
Açılış ve program. M. s, ayan.
Müzik: Raı’yo Dana Orkestrası, Konuşma.
Müzik: Ha fil Melodiler «Pl.ı M. s, avan, Haberler.
Geçmişte Bugün, Müzik: M&ndollıı Birliği, Konuşma,
Müzik: Karışık Şarkılar, Radyo Gazetesi, Serbest Saat,
Müzik: Şarkılar, Konuşma,
Müzik: Tarihî Türk Muzıgı-Müzik: Opera Aryaları ıP13 Müzik: Dans Müziği (P1-) M, s, ayan.
Haberler, —~ ' r
rx uğram ve Kapanış,
Defterdarlık ambarında bulunan. 466 metre zoralımh yatak yüzü, pa zen, saten ve bRsma-ıDosya 51300—464)
Yassıvlran köyünde bulunan 937 model T. 5834652 motor sayılı Şev-role marka kullanılmış kamyon. ıDosya 51065—90)
Kandilli Kız lisesinde bulunan tahminen (10ı ton hurda demir (kilo su 5 kuruş hesabile)
« Dosya 51190—428)
Salıpazarında 422—424 sayılı Süley man Sırrı Ballının ardiyesinde bulunan (5728 800) kilogram hurda sa rı, saç, köşebent ve demir parçaları. ıDosya 51196—68)
Galatada Dapey Biraderler ardiyesinde bulunan 530 kilo ağırlığında bir tırnağı kırık müstamel çapa ve zincir.
«Dosya 51191—7)
Veteriner Başmüdürlüğünde bulunan tahminen 90 kilo eski gftzete kâğıdı.
(Dosya 51190—493)
me .xûl malların 15/3/948 pazartesi günü saat 15

L3

î€
4
3
Yukarıda
Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda pazarlıkla ayrı ayrı İhale
yazılı
de :
leri yapılacaktır.
isteklilerin kimlik belgeleri ve teminat makbuzlarile ihale gün ve saatinde komisyona, fâzla bilgi için hergiin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları,
•OLDAN 8AÖA l
1— Çobanın çalgısı, Meyvası kır mızı bir meyva; 2 — Tersi titreme, Şehri müdafaa eden askeri binalar; 3 — Nal çivisi, Erkek ismi; 4 — Ö-demek; 6 — Nota, Sallanmış taba jür mânâsına); 6 — Şarki Asyada bir ırk, Ters! birinci; 7 — Kızıl de recede ateş, Bolluk; 8 — Münâsebet, Iııu (aynen); 5 — Ciddi değil Çoğalır.
YUKARIDAN AŞAĞI 1
1 — Kuşak, Göze güzellik verir
2 — Bağışıklık temin eder, Baştn-daki harf kalkarsa kıt'anın dinlen mesl olur; 3 — Peygamberimize ge-len, Ekin biçen alet: 4 — Fransız, ca san’at, Tersi falso, Ters! Beyaz; 5 — Sonuna (Na) gelirse Relsicum hur yatı olur; 6
bit edatı; 7 — Müslümanın tapma usulü, Fırıldağın dönüşü; 8 — Yül sek (isim de olur), Künye; 9 — A gır cezaya verilen futbolcu, H»v-van evi.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 2 3 4 5 6 7 8 n
Makinist ve Teknisyen Alınacak
Toprak Mahsulleri Ofisinden
neşrolunan dâvasının teşkil eden şekilde ba-
Tersi ilâve, Rt
Pnömatik. boşaltma cihazları işletilmesi basküllerin ayar ve tamir leri, elektrik, tesisat ve kazan «lokomobil) bakım işleri İçin makinist ve teknisyen alınacaktır.
Bunlardan baskül tamir ve aya r memullarına 225— ve teknisyen lere 400— liraya kadar ücret verilecektir,
Aşağıdaki şartlara haiz olan isteklilerin İstanbul da Bölge Müdür lüğümüze Ankarada Zatişieri Müdü Düğümüze 20/3/948 tarihinde sınav lan yapılmak üzere 15 3/1948 tarihine kadar baş vurmaları rica oluntir.
1 — Teknisyen:
San,at mektebi veya muadili birmektebden mezun olmakla beraber Devlet Daire ve Müesseselerlnde veya hususi teşekküllerde uzun müddet çalışmış muamelât ve tahrirat işlerinde tecrübe ve bilgisi olması şarttır. ' / ' ■
2 — Kazan (Lokomobil) teknisyeni:
San at veya muadili mekte-bden mezun olmakla beraber lokomobil yeya lokomatlf kazanlar» tamirat işlerine^ bilfiil çalışmış ve sahibi olmuş bulunması iâzımdır.
3 — İşletme ve kontrol teknisyeni:
San’at mektebi veya muadili bir mekteb mezunu olmakla fabrika İşletmesinde teknisyen olarak çalışmış olması şarttır.
4 — Elektrik Teknisyen:
San’at mektebinin elektrik kısmı veya muadili bir mekteb
olmakla beraber ayrıca ikinci sınjf elektrikçilik ehliyeti bulunması şart tır.
5 — Basket '.amJr ve ayar memuru:
San’at mektebi tesviyecilik kısmından mezun veya ölçü ve tartı al-ileri imal veya tamirinde uzun müddet çalışmış ölçü ve ayarlar ,/! mevzuatına vakıf olmak şarttır (2806ı
5 ren derdinin iç yüzü» gençlikle milliyet çlllk bahsinde yapılan, röportaj gibi şayan dikkât yazılar, zengin sinema, tiyatro, moda sayfalan ve sİ yası karikatürlerle çıktı.
14.
8.948
30. 8.948
10. 9.948
$3. 9.94Ş
31.12.948
den den den den den
kadar Beyoğlu grup merkezinde kadar Beşiktaş kazasında kadar Yeniköy bucak mei'Kczindf kadar Sarıyer kazasında kadar Beyoğlu grup merkezinde
e
e
e
e e
— Kadıköy Grup merkezi ayar memurluğu
3.948
5.948
5.948
5.948
6.948
6.948
7.948
7.948
7.948
8.948
9. 8.948
16. 8.948
23. 8.948
7. 9.948
36 9942
8.048
9.948
9.948
9.948
den den den den den den den den den den den den den den den
30.
7.
14.
18.
25.
10.
20.
24.
80.
6.
13.
20.
4.
14.
81.
6.948
6.948
7.948
7.948
7.948
7.948
8.948
8.948
8.948
9.948
9.948
12.948
kadar Kadıköy grup merkezinde kadar Kızıltoprak bucağında kadar Erenköy bucağında kadar kadar kadar kadar kadar Hcybeliada bucağında
Üsküdar kazasında Beylerbeyi bucağında Beykoz kazaaında Büyükada kazasında
İBTANBÜL BELKDlY K81 ŞEHİR TİYATROLARI Saat 20 de Dran
Kıanu:
BAYKUŞ Yazan : Halid Fahri Özansoy Telefon : 42157
4.948 e
6.948 e 5.9*8 e
e
e
e
e
e
e kadar Burgaz - Kınahada bucağında e kadar Maltepe belediyesinde e kadar Kartal belediyesinde e kadar Pendik belediyesinde e kadar Yalova belediyesinde e kadar Şile belediyesinde
6 kadar Kadıköy grup merkezinde (2987)
Komedi Kısmı:
KAŞ YAPAYIM
DERKEN
Yazan : N- Nancey H. De Gorsse
Türkçesi : Vasfi R. Zobu, R. Baran Telefon : 40409
Pazar günleri 15 de matine; Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tiyatrosu.
ÜÇÜNCÜ KİTAB iddia ve Karar Profesdr Avukat Kenan tiner tarafından ve tintr - Yücel üçüncü kitabını bu eser nefis bir
silip satıma çıhanlını^fır. Mlk darı pek mahdut olduğundan tükenmek üzeredir. Mem leket çapında bir dâvanın tamamlayıcı kitabı olan bu e-ser her Türk münevverinin kütübhancsinde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kıtabeıln rda.n arayın.
Ftjatı 175 kuruttur.
¥
«Yücel - öner» dâvasına aid Profesör Kenan önerin eserlerinden birinci ve İkinci ciidlcrin nıcvcudları tii-ÎAenıuek üzeredir. Bu kıymet li ve* ibret verici kitablann her üçünü de Ankara caddesindeki (■ Kanaat» ve «inkı-lâb» Kitabe» ferinden tedarik edebilirsiniz.
tecrübe
beraber
mezunu
i

J
2 i
4
6 t r
£
İmtiyas bahibı
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU -
Yaaı İğlerini fiilen idare adaa:
Yası lfleri Müdürü: FATİN FUAD Durîidiği Yer:
e Yeni Sabaha mürettiphane^ Baaıldıâı yar; «Gün •Mırnavla