1 Ağustos
1950 — Sah
YENİ
YENİ İSTANBUL
Ura damıtıyor
KlMtffli;
Ura dağıtıyor
Hra dağıtıyor
İKTİSADÎ, MÜSTAKİL
SİYAS
Yıl 1—Sayı 244 — 10 kuru}
Abone: Türkiye için seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
İlânlar : fi ncı sayfada santimetresi 2 liradır. Hânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 — Posta Kutusu : 447 - İstanbul
TmIb eden j Hablb Edlb . TÖREHAN
Telefon : 44756 - 44757 Santral — Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul

îç politika
Millî birliğimiz
tehlikede mi ?
sırf parti dağılarak hayalimiz-
l/ORE’ye bir tuğay göndermek ka-rarım, partiler kendi anlayışlarına göre değerlendir ve bundan taktik faydalar umabilirler. Parti, nihayet, seçim zamanlarında halktan oy toplayan bir teşkilâttır. Halk bir partiyi isterse tutar, isterse 14 mayıs 1950 de yaptığı gibi, nutuklara, programlara ve projelere boşçevir-nıeden devirir. Türk Milleti, tarih yaratmış her büyük millet gibi yaygaracı değildir ve no yaptığını bilir. Tektiik politikacının taşkın ve sabırsız oluşu. Türk geleneklerin© sığmayan bir şeydir. Biz, basınımızda Kore’ye asker göndermenin tepkilerini, daha ziyade, partüer bakımından incelemiş bulunuyoruz. Halbuki: halkın da elbette bir düşündüğü vardır ve milli hayatımızda asıl bunun en başta gelen bir ehemmiyeti olması lâzımdır.
Uzun vc kahramanlıklarla dolu bir tarih, Türk Milletine eşsiz bir ruh mirası bırakmıştır ve o, bununla tehlLke karşısında no yapacağını, nasıl harekete geçeceğini her zaman tanı bir isabetle anlamak imkânlarını bulmuştur. Milli birlikleri bozmak veya perçinlemek birkaç politikacının gelişigüzel becerebileceği bir İş değildir. Tarihin açmadığı ve hazırlamadığı yolu, birkaç kişi nasıl değiştirebilir? Onun İçin Türk Milletini olduğu gibi, milli birlik dâvamızı da yalnız bu bakımdan düşünmek daha doğrudur.
Biz, milli birliğimizin, formaliteleri yüzünden, kadar temelsiz olduğunu
den bile geçiremeyiz. Tehlike karşısında dün volkanından yeni dökülmüş bir kaya parçası gibiydik. Mukadderat bizi her zaman böyle bulacaktır. Millet, kendi adına hareket edenlerden formalite kırgınlıkları değil, çok başka şeyler İster. Bunun başında kararın, millet anlayışına, kahramanlık değerlerine göre doğru olup olmadığı dâvası gelir. Birleşmiş Milletler teşkilâtına giren, bütün taahhütleri Büyük Millet Meclisinden geçiren, Halk Partisi Hükümetidir. Bu taahhütlerin İçinde Kore’nin adı yoktur, ama, ondan çok daha büyük sorumluluklar vardır. Anayasamızı birkaç kere değiştiren CHF. Hükümeti, böyle taahhütlere giriştikten sonra, hâdiselerin muhtemel gelişmelerini düşünerek, neden. Anayasaya aydınlatıcı bir madde eklemedi? Bunun sebepleri şunlar o-lablllr: 1 — Halk Partisi Hükümeti, zaman kazanmak ve tehlikeyi atlatmak İçin Birleşmiş Milletler teşkilâtına girmiş ve taahhütleri yerine getirmeyi düşünmemiştir. Halk Partisinin. bu kırı yolda y etmek, bizim için mm böyle olunca, / tirilirken C.H.P. propagandaya şeylerden değildir. Formaliteler for- I mal i te çerçevesi İçinde, prensipler de prensip çerçevesi için -de münakaşa olunur. Halbunki Halk Partisi, formaliteden doğrudan doğruya prensi pe geçiyor, bizzat kabul ettiği ve bir zamanlar alkışladığı prensipten... Formalitelere karşı dikkatli bulunmak lâzımdır. çünkü: partiler, genel olarak, bugün örneklerini gördüğümüz gibi, formaliteden prensiplere sık sık geçebilirler. Bunun önlenmesi, herhalde, fena bir şey değildir. Fakat formalite İsterken formalite sarahat s izi İğini yaratmış olan da gene Halk Partisinin kendisidir. 2 — Halk Partisi, belki, İş başında kalacağını sanmış ve o-nun İçin Anayasayı değiştirmek lüzumunu duymamıştır. Halbuki; Birleşik Milletlere karşı girişilen taahhütlerin, güııün birinde, yerine getirileceğini Halk Partisi de, herkes gibi, bilmiştir. O halde böyle durumlarda Meclisin mİ, yoksa kabinenin mi yetkili olacağını mutlaka belirtmek icap ederdi. Bu kadar ehemmiyetli ve Türk mukadderatıyla ilgili bir noktada durulmamış olması sorumluluğu Halk Partisin© düşer. Demek oluyor kİ: Halk Partisinin şikâyetleri, iktidarda bulunduğu zamanlarda giriştiği taahhütlerin bütün neticelerini iyi hesaplamamış olmasından ileri gelmektedir. Biz bu hükmü kendi başımıza değil, fakat propaganda vesilesiyle öne sürülen delillere göre veriyoruz.
Türk Milleti, her zaman olduğu gibi, şimdi de büyük bir şiddetle güdülen propagandanın sebeplerini anlamakta gecikmemiştir. Son günlerde dünya barışı (???) adına yapıları bir teşebbüs ona, Lçten-doğma bir anlayışla hâdiseleri incelemek fırsatını vermiştir. Milli birlik tezini yedinci ok haline getiren Halk Partisinin propagandanı, ne acı bir tesadüftür, Barışseverlerin beyannameler dağıttıkları zamanlara Taslamaktadır. Muhalefet Partisinden dilediğimiz şey, böyle hlr tesadüften doğabilecek tefsirleri tam zamanında önlemlye çalışmaktır. Biz buııu, milli birliğimiz için son derece lüzumlu görmekteyiz.
Türk Mlllellnln. Kore’ye gönderilecek tuğay yüzünden, boşanan propagandaya karşı aldığı durum, ana çizgileriyle şöyledir:
1 — Milli birliğimizi bozulur gibi gösteren her propaganda» düşmanlarımızın yellengcnllğlnl artırdığı gibi dostlarımızın bize karşı güvenini de bu yüzden sarsabilir. Bıı ise, düşmanlarımızı daha büyük ümitlere düşürebilir. Türkler bu kadar yanlış bir görüşü benimseyemezler.
2 —Demokrat Parti, Halk Partisinin giriştiği taahhütleri, o da çok ufak bir ölçüde, yerine getirmekle Türk dış politikasının değişmezliği prenalplne saygı göstermiştir. Bu bakımdan ortada bir parti dâvası değil, bir millet ve millet taahhüdü dâvası vardır. Onun için Türk Milleti; şimdi olduğu gibi ilerde de politika geleneklerini, partilerin üstünde tutmak kararını vermiştir. Purtiler dışında kalan her birleştirici kudret İse, milli birliğin dipdiriliğini gösteren birer delildir.
M. NERMİ
grimize çok ay-ş olduğunu kabul imkânsızdır. Du-taahhütler yerine nin iktidara karşı girişmesi, anlaşılır
Leopold tahttan
feragat ettirildi
Sosyalistlerin. Brüksel’e yürüyüşe geçmeleri üzerine, ihtilâl tehlikesi, ancak böylece önlendi
Brüksel 31 (YÎRS) — Belçika Kıralı Leopold, pazartesi gecesi, tahtından ayrılmayı ve salâhiyetlerini, mu. I vakkaten 19 yaşındaki oğlu Bau-douin’o devretmeyi nihayet kabul etmiştir.
VVallon’lann salı günü yapmayı düşündükleri Brüksel üzerine yürüyüş bahsi geçen karar üzerine geri bı. nıkılmıştır. Yürüyüşe 100.000 grevci iştirak edecekti.
Leopold kararını bizzat İlân edecek
Brüksel 31 (YÎRS) — Kıral Leo- I pold radyoda konuşacak ve haklarını oğlu Baudouln’e devrettiğini bizzat ilân edecektir.
Brüksel 31 (YİRS) — Başbakan Jan Duvieusart, Kıral Leopold’un kararını gazetecilere bildirirken benzi sararmış ve traşı uzamıştı.
Brüksel 31 A.A. (AFP) — Sosyalist Partisinden bir heyetle, Başbakan Duvieusart, Kiralın hususi kâtibi Vikont Berryer ve Adalet Bakanı Car-ton de Wyart’m dün yaptıkları top. lantıdan sonra Sosyalist Partisi Başkanı Max Buset “Kati bir şekilde müdahale edilemezse, yarın sabah dahili harp çıkabilir” demiştir.
Sosyalistler Başbakanın odasından çıktıkları zaman oldukça heyecanlı görünüyorlardı.
Sabah yapılan tekzip
Brüksel, 31 A.A. (AFP) — Başbakan Duvieusart, Kiralın tahttan feragat etmek tasavvurunda bulunduğunun doğru olmadığını bildirmiştir. 3 kişinin ölümü
Brüksel. 31 (AP) — Kabine ekseriyetinin kiralın tahttan feragat etmesi taraftan olduğu anlaşılmaktadır. Bununla beraber Hükümet, Leopold’dnn tahtını terketmeslni resmen istemi-yecektir.
Brüksel, 31 (YÎRS) — İhtilâl kelimesi fısıltı halinde ve bütün şehirde dolaşıyor.
Sosyalist Lideri Henry Spaak verdiği bir beyanatta ezcümle şöyle demiştir: “Kıral kararında acele etmelidir. Yoksa hâdiselere hâki molmak imkânı kalmıyacaktır.
Mans ve Louvicre’don hareket eden sosyalist grupları Brüksel istikametine yürümeye şimdiden başladılar. 100.000 kişinin Brüksel üzerine harekete geçeceği hesap ediliyor. Bunlar Brükselo varmak İçin Napolyonun mağlûp edildiği tarihî Waterloo sahrasından geçeceklerdir. Leopold ve oğlu Baudouln geceyi silâhlı askerlerin ve demir kapıların himayesinde geçirmişlerdir.
kar ıra çalarda polis kuvvetleri halkı


Belçlkada vukua gelen
dağıtmağa çalışıyorlar.
Bugün toplanacak olan
Güvenlik Konseyinde
siyasî manevralar
Bilindiği gibi bugün Güvenlik Konseyinin gayet ehemmiyetli bir toplantısı olacak ve buna Sovyet delegesi Malik riyaset edecektir.
Şosetlerin birden bire Konseye avdet etmesi, dört günden beri çeşitli tefsirlere yol açmış bulunmaktadır. Sovyetlerln Konseye avdet edeceklerini o gün yalnız YENİ İSTANBUL gazetesi bildirmişti. Aşağıdaki haber, o gün verdiğimiz kadar mühimdir. Çünkü Amerikanın son dakikada ortaya koyduğu siyasî bir manevra hakkındadır.
Bugün herkes “acaba Sovyet Rusya bugün ne yapacaktır?,, diye düşünecek yerde “acaba Sovyet Rusva adına Malik. Amerikanın yeni teklifini nasıl karşıiıyacaktır?,, diye soracaktır.
Bundan başka, aşağıdaki haberin muhtevası olan siyasî manevra sayesinde. Sovyet delegesi, riyasetini de-ruhde ettiği celseyi derhal Sovyet propagandası namına istismar edecek yerde evvelâ Amerikanın teklifini bir hal şekline bağlamak zorundadır.
Bu ise, iki yoldan kabildir:
Sovyet delegesi, ya Amerikanın teklifini müzakereye koyacak ve bu takdirde Konseyin mesaisi bu ietikamet-
te İnkişaf edecektir. Yahut. Amerikan teklifini derhal kendi vetosu İle kar-şılıyacakUr. Bunu yaptı mı, dünya Sovyet Rusyayı, bir kere daha cll veto çantasında olarak yakalıyacak-tır. Yani; herhangi bir iş Sovyet Rus-yanın menfaatine elvermedi mi, Sov-yetlcrin bunu veto giyotinine havale ettiklerini, bir kere daha müşahede edecektir.
Şunu da İlâve edelim kİ, 3 üncü sayfamızdaki haber dikkatle okunacak olursa. Amerikanın Şimali Koreye, ilk defa olarak zatı zaman verdiği ve onu bir siyasi muhatap olarak kabul edeceği anlaşılır. Fakat bunun iki göze çarpan şartından biri. Şimali Korenin hareket Milletler yetil bir
öyle sanıyoruz kİ, bu Amerikan siyasî manevrasının netice vermesi de le ki. eğer Sovyet teklifini anlayışla
laşma noktası kendiliğinden bulunmuş olacaktır. Zaten teklif metninin 24 saat kadar önce neşredilmesindeki sebep ve hikmet Bay Mallk'e Moskova ile temas ederek yeni talimat almasına İmkân vermek olsa gerektir.
Sovyet tavassutu olmadan etmeni, diğeri de Birleşmiş Emniyet Konseyini salâhl-makam olarak tanımasıdır.
daha başka türlü mümkündür. ŞÖy-delegesl Amerikan karşılarsa, bir uz-
Tahrikâtçı dört kişi daha tevkif edildi
Hükümetin. Koreye silâhlı kuvvetler gönderilmesi hakkındakl kararı üzerine bir beyanname yayınlayarak halkı millî menfaatler aleyhine teşvik eden Barış Severler Derneği mensupları hakkında savcılıkça yapılan tahkikat dün aksam sona ermiştir.
Bu beyannameyi hazırlayan sanıklardan Behice Boran, Adnan Cemgll, Vahdeddln Barut ve Matbaacı Cemal Anıldan sonra Muvakkar Güran, Osman Fuat Toprakoğlu, Reşat Sevinç-soy, Nevzat Kemal Özmoriç de dün Asliye Ceza Mahkemesi kararlyle tevkif edilmiştir.
2. amerikan tümeni
ZAMANINDA YETİŞTİ
İstanbul ve izmire geldi
tzmire gelen Filo Komutam Amiral W. G. Switzer: uAmerikamn askere en çok muhtaç olduğu zamanda Türkiyenin hareketini, bir jestten ziyade, yerinde bir karar telâkki ediyoruz,, dedi
Misafir Amerikan gemilerinden Salem
Amerikanın Akdeniz filosuna bağlı harp gemileri dün İzmir ve İstanbul limanlarına misafir olmuşlardır. Is-tanbula gelen filo Amiral Ballentine komutasındadır. Filonun istanbula gelişi hakkındakl haberimiz ikinci say-famızdadır.
İzmir© gelen filonun komutanının «Özleri
İzmir, 31 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Amerikan Leyte uçak gemisinde saat 14,30 da bir basın toplantısı tertip eden Amiral W. G. Switzer basın temsilcilerini Leytede kabul etmenin zevkli bir fırsat olduğunu belirterek şunları söylemiştir:
“6 inci filonun Akdenizdeki müstakbel vazifesi tabiîdir ki, tahmin edilemez, Ben ve emrimdeki aubay ve erler Türkiyenin son siyasi cereyan karşısında gösterdiği sabit kanaat ve cesaretin hayranıyız. Coğrafî vaziyetini çok iyi bildiğimiz dost Türkiyenin bu hareket tarzını hayranlıkla takdir e-diyor ve Korede dünya sulhü İçin savaşan Amerikanın en çok askere muhtaç bulunduğu bir zamanda Türk iyenin bu hareketini bir jest olmaktan ziyade yerinde bir karar olarak telâkki ediyoruz. Bu vesile ile misafirperver halkınıza dostana selâmlarımın iblâğını rica ediyorum.”
r--------------------\
C.H.P. Genel Sekreteri Dışişleri Bakanına cevap veriyor
Misafir Amerikan filosu komutanı Amiral Ballentine Valiyi ziyaretinden çıkarken
Kasım Gülek: “Dışişleri Bakanının dünkü beyanatında muhalefete yaptığı imayı şiddetle reddederiz” diyor
Ankara, 31 (Hubusî muhabiri-miz bildiriyor) — C.H.P. Genel Sekreteri Kasım Gülek, Dışişleri Bakanının dünkü beyanatına cevap vermiş ve şunları söylemiştir:
“Dışişleri Bakanının dünkü beyanatında muhalefete yaptığı imayı şiddetle reddederiz. Bunu, Başbakanın yaptığı isnatlarla aynı mahiyette görüyoruz.
İşin esası şudur: Bu işde hatalara düşen İktidar, muhalefetten yalnız hoşuna gidecek soz istemektedir. Hoşuna gitmlyen, hattâ aklına gclmiyen memleket hayrına mütalâaları bile haksız olarak kötülemek İstiyor. Birleşmiş Milletlerde müşterek sulh cephesinin kurulması için bir genelkurmay teşkili tezini ortaya atan ve bu suretle memleket emniyetini sağlamlaştırmayı a-rayan biz mi, yoksa böyle vatan menfaatIno uygun bir teklife iltifat etmiyen iktidar mı, memleket hayrına hareket ediyor? Bunda bizim ne kadar haklı olduğumuzu milletin sağ duyusu takdir etmektedir. Biz bu meselenin vathnın yüksek menfaatleri bakımından Büyük Millet Meclisine getirilecek kadar önemli olduğuna kaniiz, herhalde Birleşmiş Milletlerle müşterek cephe ve onun icabı müşterek genelkurmay teşkili hakkında Birleşmiş Milletler Anayasasının da âmir hükümleri gereğince müzakere açmak lüzumu üzerinde Hükümeti tekrar ujTindırmnk İsteriz.”
_________________________J
İki milletvekili, bu hususta görüşmek üzere Meclisin içtimai için davetname hazırladılar
de Meclis Başkanı tarafından toplantıya çağırılır.
Bu karar dolayıslyle gerek Cumhurbaşkanı gerekse Meclis Başkanı bugüne kadar kanunî salâhiyetlerini kullanmadıklarına göre son çare olarak üyelerden beşte birinin istemesi üzerine Meclisin toplantıya çağırılması yoluna müracaat şekli açık kalmaktadır. İşte biz de bir çok milletvekili arkadaşların bizimle aynı kanaatte olabileceklerini düşündük ve arzu edeceklerin İmza ve iltihaklarına açık bulunmak üzere bir davet teklifi hazırladık.
Bu mesele hakkında şimdiden fazla beyanatta bulunmayı doğru görmüyoruz. Çünkü hâdiseyi bir polemik sebebi ve mevzuu olarak değil ancak yüksek Meclisin halledeceği hukukî bir mesele olarak ele alıyoruz.
1 ■ II »II ■ ■ ■ I —
Clâude Farrere bugün geliyor
Türk dostu fanınmış Fransız muharriri memleketimizde bir ay kalacak
Tanınmış Fransız muharriri va Türk dostu Claude Farrdre bugün saat 15 de Ankara vapurlylc şehrimize gelecektir. Türk - Fransız Dostluk Cemiyetinin daveti üzerino memleketimizi ziyaret edecek olan muharrir memleketimizde bir ay kalacaktır.
Kandillide Kont Jean Ostrolog'un evindo misafir kalacak olan Clauda Farrfcre Belediye, Basın, Fransız kolonisi, Turlng Klüp, ve Türk - Fransız Dostluk Cemiyeti nomına vapurda karşılanacaktır. Türk Dostu Fransız muharriri Ankaraya da gidecek, devlet adamlarımızla tanışacaktır.
Claudo Farrdre'in bu ziyaretine alt bir röportajı 4 Üucü sayfamızda bulacaksınız.
Amerikalılar, komünist hücumlarına dayanıyor
hcsl gayet ufak değişikliklere uğramış ve umumiyetle muhafaza edilmiştir.
2. Tümen, Şinju'ya “boh dakika” da yetiştirildi
Tokyo, 31 (YİRS) — 2. Amerikan Tümeni, Amerika-dan ayrıldıktan 10 gün sonra Koreye ayak basmış ve alelâcele Şinju cephesine scvkedllmlştir.
Bir Amerikan BÖzcüaiıne göre 2. Tümen cepheye *‘en son dakika“da yetişmiştir. Şinju, esas Amerikan ikmal limanı Puson’ın Ö3 mil batınındadır.
Cephe hattı nerelerden geçiyor?
Tokyo. 31 (YİRS) — Komünist Korelilerin hücumları sıklet merkezini cephenin merkezinden batıya ve cenuba kaydırmıştır.
Cephe, şimdi, batıdan doğuya doğru şu şehirlerden geçmektedir: Şinju, Hanıyang, Koşang, Kumşon, Ham-şang, Yeşong, Yongdok.
Amerikan deniz birlikleri Yondok’u bombardıman ediyor
VVashington, 31 (YÎRS) — Birleşik Amerikan donanması Korenin doğu sahillerinde faaliyette bulunmuş ve Yongdok limanını gece bombardımanına tâbi tutmuştur.
Deniz birlikleri 7 nel Donanmaya mensuptu. Koşang için kanlı çarpışma
Tokyo, 31 (YİRS) — Koşong’ın doğusunda mevzi alnn 1 inci Amerikan Süvari Tümeni düşmanın baskısına maruz bulunmaktadır. Koşang, Kumşon un güneybatısında ve Tnegu nun 65 mil batısına düşmektedir.
Kızıllarla Amerikalılar arasındaki kanlı çarpışmalar Şlnan civarında olmaktadır.
B-29 ların ozicl akını
Tokyo, 31 (YİRS) — Konan’da depo edilen komünist Kore cephane depoları Amerikan hava kuvvetlerinin taarruzu neticesinde berhava edilmiştir. Zarnr yüzde 85 olarak tarif edilmektedir. Akına B-29 üstÜnknlelerl iştirak etmişti.
Puıon’da alınAn tedbirler
Tokyo, 31 A A, (AFP) — Kore cephesinden gelen haberlere göre Güney Kore limanlarına hâlen Amcrlkadan gelen mühim takviye kuvvetleri ve İaşe maddolorl çıkartılmaktadır.
Öteyandan Puson da batıdan düşman tarafından tehdit edilmektedir. Filhakika düşman Puson’a 90 kilometre mesafede bulunan bir noktaya varmıştır. Komünist çeteler bu limanla Taegu arasındaki muvasalayı kesmek üzeredirler.
Dün gece Pusan ile Taegu arasında mevcudiyeti kaydedilen çeteler bu iki şehri birbirine bağlayan demiryolunu kesmişlerdir.
Pıısnn şehrinin mülteciler tarafından İşgalini önlemek Üzere polis şehir etrafında bir kordun tesis etmiştir.
Washlngton. 31 (YÎRS) — Amerikan Genelkurmayının bir sözcüsü Kore harekâtı hakkında aşağıdaki beyanatta bulunmuştur;
“General Mac Arthur’ün Tokyo’daki Genel Karargâ-hiylo ve telsiz vasıtasiyle görüştük. Elde ettiğimiz sarih malûmata göre sabahın saat 7 sinde Amerikan birlikleri hâlâ Şinju şehrindeydller. Şinju’nun düştüğü yolundaki haberlerin aslı olmadığı böyle anlaşılmıştır.
“Ancak Şinju’nun dış mahallelerine komünist Kore birliklerinin girmiş olmaları varittir.
"Taebcck dağlarından geçen Birleşmiş
’T
Milletler
cep-
Küredeki Müttefik Cephesi Komutanı General Ualkcr

Tevfîk Rüştü Araş Filistin Komisyonuna âza tâyin edildi
Ankara, 31 «HubusÎ muhabirimiz bildiriyor) — Hüseyin Cahit Yalçından açılan Filistin Uzlaştırma Komisyonundaki Türk delegeliğine eski Dışişleri Bakanlarından Tevfik Rüştü Arasın tayin edildiği öğrenilmiştir.
Ankara 31 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Birleşmiş Milletler Genel Srkrctoriliğlnln talebi üzerine 4500 mevcutlu bir savaş birliğinin Korede hizmet etmek üzere Birleşmiş Milletler emrine verilmesi hakkındakl Hükümet karnrının B. M. M. de görüşülmesini temin maksadiyle Mardin Bağımsız Milletvekili Dr. Kemal Türk-oğlu ile Niğde D. P. Milletvekili Necip Bilgo tarafından Büyük Millet Meclisinin olağanüstü toplantıya çağırılması hususunda Meclis Başkanlığına hitaben bir yazı hazırlanmıştır. Bu davet talebi aynı fikirde olan ve arzu eden mlHetvoklIlerlnin imzalarına nçık bulunmaktadır.
Müteşebbis milletvekilleri hareketlerinin mucip seboplorini şöyle izah etmektedirler:
“4500 kişilik silâhlı bir Türk savaş birliğinin Korede hizmet etmek üzere Birleşmiş Milletler emrine verilmesi hakkındakl Hükümet kararının memleket umumî efkârı üzerinde doğurduğu akisleri gozonünde tutarak biz iki arkadaş sırf hukukçu olarak her türlü politik düşünceden uzak vo sadece birer milletvekili sıfatlyio meseleyi Devletler Hukuku ve Anayasa yönünden inceledik. Neticede devletler hukuku bakımından Türkiye Cumhuriyetinin bütün tarihinde yaptığı gibi bugün dahi beynelmilel ta-ahhütlorine bağlı kalması ve bu İtibarla Birleşmiş Milletler talebine karşı herhangi bir şekilde fiilen yardımda bulunmasının doğru ve zarurî olduğu; Anayasa bakımından ise bu yardımın mahiyet ve miktarını ancak B M M. sinin tesblt edebileceği kanaatine vardık. Bahis movzuu olan kararın verilmesi sırasında Meclisin toplantı halinde bulunmadığı malûmdur. Anayasanın 10 uncu maddesine göro B.M M. nin ara verme sırasında Cumhurbaşkanı veya Meclis Başkanı tarafından davet olunacağı gibi üyelerden be s,o birinin İstemesi üzerine
1 Ağustos 1950
Bayfa 2
Bugün şehrimize gelecek olan büyük Türk dostu: CLAUDE FARRERE
MarshaU »Yardımlyle
Yeniden gemiler satın alacağız
Fransa İle harp halinde bulunduğumuz sırada o, Parisin en büyük konferans salonunda, göğsünde Mecidiye Nişanı olduğu halde Türkler lehinde nutuk vermiş ve coşkun alkışlarla karşılanmıştı
Geçen sene sipariş edllemlyen 2 biiyÜk gemi, bu »ene yaptırılacak
Devlet Denizyolları Genel MİL dürlüğü 1950 - 1951 yılı Marshall Yardımlarından elde edilecek para İle alınacak olan gemi ve malzemeye alt bir program hazırlamaktadır. Çalışmalarına devam eden komisyon çalışmalarını 10 güne kadar tamam-Uyacaktır.
Geçen yıl tahsisatın kifayetsizliği yüzünden natın alınamıyan 2 büyük geminin bu yıl verilen paralarla temin edilebileceği ümit edilmektedir.
Sergi köşesi t
Temdit haftası
Vis Amiral Ballentine kumandasındaki
Amerikan filosu
Muhtar seçimleri hazırlığı ilerliyor
Denizyollarının vapur fiyatlarını pahalı buldu
Türk dostu ve Fransız Akademisi âzasından Claude Farrâre bugtln Ankara vapurlyle şehrimize geliyor. En kara günlerimizde bizi dünyaya karşı sözle ve kalemiyle müdafaa e-den bu Fransız edibi şehrimize İlk defa bundan 48 sene Önce gelmiş ve Milli Mücadele senelerinde Atatürkle cephede konuşmuştu. Bu defakt ziyaretinde şehrimizdeki Fransız Kolonisine mensup tanınmış bir Fransız kontunun Kandillideki evinde m İsa. lir kalacaktır. Claude Farrâre’l çok eskiden tanıyan bu zatı, hatıralarını öğrenmek ve Fransız romancısının bundan önceki gelişlerine ait intihalarını tesbit etmek üzere evinde ziyaret ettim.
Adının açıklanmamasını ısrarla rica ettikten sonra:
“Claude Farrâre’i salı günü Ankara vapurlyle bekliyorum” diye sö. ze başladı ve ilâve etti:
“Bu seyhaatin hikâyesi biraz hazindir. Türklyenln çok eski dostu olan Farrâre bugün 74 yaşındadır. O, 1.84 boyunda olmasına rağmen eski heybetinden eser kalmamıştır ve iki büklüm bir vaziyette, âdeta güçlükle yürüyebilmektedir. Farrâre çoktan beri buraya gelmek istiyordu. Fakat kendisinden biraz daha yaşlı olan karısı çok hastajdi. Bu yüzden bir yere kımıldanamıyordu. Bilmezsiniz Farrâre’le karısı ne kadar birbirlerine bağlıdırlar..
Comedle Française’in tanınmış artistlerinden olan Henriette de Rogersle 30 seneUk evliydilft-. Çocukları olma, dışından birbirlerine âdeta bir evlât muhabbeti beslerlerdi. Fakat o geçen şubatta karısını kaybetti. Ben de o zamanlar îrlandada Fransa Elçisi bulunan kardeşimin yanında İdim, Bize yazdığı bir mektupta:
“Dostlarım, yalnız ve ıstırap içindeyim. Yanınıza gelirsem belki biraz kederimi unutacağım” diyordu. Bekliyoruz, diye cevap verdik.. Geldi ve bizimle beraber 15 gün kaldı, İrlanda kıyılarında bir gün beraber dolaşıyorduk:
“ölmeden evvel behemehal. Tür. kiyeyi ziyaret etmek istiyorum, dedi. Fakat sizinle beraber olmayı arzu ederdim.. Acaba bu tarihte orada mısınız? Kardeşim, vazifesi dola-yısiyle bulunamıyacagını söyledi. Fa. kat ben, kendisini misafir etmekten zevk duyacağımı bildirdim.
İşte seyahat bu şekilde kararlaştı.
O, daha erken gelecekti. Fransız edibi Jean Louls Vaudoyer’nm Akademiye kabulünü tavsiye edenlerden biri olduğu için, yapılacak merasimde hazır bulunmak üzere hareketini tehir etti.
— Kendisini ilk defa nasıl tanıdınız?..
— 1902 yılında idi sanıyorum, k(L çük çocuktum. Farrâre o zamanlar Julien Viaud adını taşıyan Piyer Lo-tinln kumandan olduğu Fransız gambotunda aon derece yakışıklı genç bir bahriye zâbitiydt. Sık sık bizim eve gelip gidiyordu, Rusların îstanbulu almak istedikleri 1877 yılından sonra, o zamanlar daima boğazlarda Müttefiklerin küçük harp gemileri devriye gezerdi. Bundan sonra 1922 de İstiklâl Mücadelesi sırasında ve îstanbulun tahliyesinde tekrar geldi.. Son olarak 1936 da bir gemi ile seyyah sıfatlyle karisiyle birlikte lstanbula uğramış, o tarihten beri bir daha gelmemişti., ‘‘ölmeden
evvel bir daha Türklyeyi ve Türkleri yakından görmek istiyorum” demesi bana çok dokundu.. Ümit ederim daha çok seneler yaşayacak...,
— Farrâre’e alt en kuvvetli hatıranız..»
Kont, gözlerini Türk stiline göre döşenmiş loş salonda gezdirerek, kısa bir müddet düşündükten sonra:
— En kuvvetli hatıramı değil, fakat Farrâre’in Türkiye lehindeki en büyük jestini ve cesurane hareketini anlatacağım.. Birinci Dünya Harbi senelerinde, yanılmıyorsam 1916 -1917 yılında idi. Parisin en büyük konferans salonuna göğsünün Üzerinde Legion d'Honneur ve Mecidiye nişanlarını yanyana taşıyan Claude Farrâre bahriye zâbitl üniformosiyle geldi ve tarihte ilk defa olarak mu-hasım aıfatiyle karşılaştığımızı belirterek Türkleri son derece övdü. Kanunî Sultan Süleyman devrinden beri devam eden temiz Türk - Fransız dostluğunu o kadar kuvvetle müdafaa etti ki, bütün salon kendisini ayakta alkışladı ve Türkiye hakkında muazzam tezahürat yaptı. O zamanlar bir bahriye subayının düşman o-larak çarpıştığı bir memleket hakkında bu sözleri sorfetmesinln ne kadar cüretli bir jest olduğunu herhal. de takdir edersiniz.
— Farrâre’ln îstanbuldakl hayatına alt hatıralardan bahseder misiniz?
— O zamanlar çok küçüktüm, hatırlayamıyorum...
Kandilli yokuşundaki yeşil ağaçların gölgelediği evinin dışına kadar beni teşyi eden nazik muhatabıma “YENİ İSTANBUL” namına teşekkür ederek ayrıldım.
Mehmet A teker
şlmdl-tekllf-blrka-
Ay Miti, hafta başlıyor.
Rcrgi idaresi, uzatılan hafta için, sergiye iştirak eden mÜr essese, tüccar ve esnaftan mun-tam bir kira almıyor. Böylrce temdit kira bakımından da lehlerine olacak,
Dün, Bergiye, Amerikalılar ilk olarak inzibatlarını gönderdiler. Sonradan denizciler akım başladı. Bir çokları Amerika-da görmede alıştıkları standlan burada da görünce sevindiler, fakat bir çokları da onların semtine bile uğramadan Türki-yeye ve tstanbula ait hususiyetler arzeden kısımlara bayıldılar. Tarihî köşeler en fazla alâkayı çekiyor, rağbet görüyordu.
Bir aydan beri îstanbulda muvaffakiyetli temsiller vermiş olan Montemar rövüsil dün akşam son temsilini veriyordu. O-nun ikametinin temdidi bir mesele halinde ortaya çıkmıştı, daha evvel alınmış taahhütleri vardı, Açıkhava Tiyatrosunun da öyle.
Temdit haftası, sergi için hararetli olacaka benziyor.
BİR İSTANBULLU
dün sabah geldi
Limanımızda bir hafta kalacak olan gemileri halk 5 ve 6 ağustos
Visamiral John J« Ballentine komutasında bulunan Birleşik Amerikanın Akdeniz filosuna mensup Salem kruvazörü ile Benner, Fox, Buckle, Hawkins muhripleri ve Montague yardımcı gemisi dün sabah saat. 8.30 da limanımıza gelmişlerdir.
Dost Amerikan filosu başta Salem kruvazörü olduğu halde limana girerken Sellmiyenin 1,5 mil açığında 21 atım topla şehri selâmlamış ve Selimiye kışlasından aynı atım top. la mukabele edilmiştir.
“Ordu” vapuru, Hac seferine
6 eylülde kalkacak
EN
GÜZEL
Demokrat Partide aday yoklamalarına başlandı
Demokrat Parti 13 ağustosta ya-
Daha ucuz teklif yapan armatör gemilerini tercih edecek Hacca gidecek Suriye hacıları için bir vapur kiralamak üzere şehrimize gelmiş bulunan Suriye heyeti, temaslarına devam etmektedir, öğrendiğimize göre heyete ye kadar 10 kadar vapur için lerde bulunulmuştur. Bunların
çı Devlet Denizyolları tarafından diğerleri de husus! armatörler tarafından yapılmıştır.
Suriyeliler, I^azklyeden gidiş geliş seferi yapacak ve 100 Ü yataklı, yemekli olmak üzere 900 yolcu taşıyacak bir gemi istemektedirler. Gemi bir buçuk ay için personeli ile beraber kiralanacaktır.
Heyete teklif edilen fiyatlar 400.000 Hâ 250.000 Hra arasında değişmektedir. Anlaşıldığına göre Suriyeliler Devlet Denizyollarının İstediği yüksek fiyatlardan vazgeçip armatörlerin teklifini kabul etmek ü-zeredlrler.
Yangın felâketine uğrayan Ambarlı Köyü halkına yardım devam ediyor
Bir yangın neticesinde mahsulü yanmış olan Bakırköyün Anbarlı köyü halkına Kızılay aşocağı tarafından bugün de yardıma devam edilmiş ve halk, kendilerine karşı gösterilen yardım ve aJâka dolayısiyle Valiye ve Kızılay* teşekkürlerini bildirmişlerdir. Ayrıca köylüler, yangın dola-yısiyle Sayın Cumhurbaşkanımızın gösterdiği yakın alâkadan duyduktan şükran hislerinin kendisine iblâğım rica etmişlerdir.
Misafir filo saat 8.40 ta Dolmabah-çe önünde demirledikten sonra, Salem kruvazörü 15 atım topla Türk Donanma Komutanı Tümamiral Rıdvan Koral’ı selâmlamış, Yavuz da aynı atım topla mukabele etmiştir.
Saat 8.50 de Deniz Komutanlığı a-dına müteakiben Donanma Komutan, ligi adına iki vlzlta subayı Salem kruvazörüne giderek misafir filo komutanı Visamiral Ballentlne'a “Hoş geldiniz” demişlerdir.
günleri gezebilecek miral: "Vali Beyin içkisinin ne olduğunu gayet iyi biliyorum” demiş, tir.
Amiral Vilâyete geliş ve gidişinde bir polis İhtiram müfrezesi tarafından selâmlanmıştır.
Vali ve Belediye Reisi Fahreddin Kerim Gökay saat 16 da Salem kruvazörüne giderek Amirale ziyaretini İade etmiştir. Gemide samimi konuşmalar yapan Vali geliş ve gidişinde mûtat törenle karşılanmış ve uğur, lanmıştır.
Bu sabah saat 10.30 da Amiral Ballentine, Salem kruvazöründe bir basın toplantısı yapacaktır. Limanımızda bir halta kalacak olan Amerikan filosu 5-6 ağustos günleri halk tarafından gezilebilecektir.
Visamiral Ballentine 3 ağustos perşembe günü Ankaraya gidecek ve ertesi günü şehrimize dönecektir.
pılacak olan Muhtar Seçimlerine alt hazırlıklara devam etmektedir. Muhtar namzetlerinin tesbiti aona ermek Üzeredir. Seçim kampanyası bilfiil başlamış olup 11 ağustosta sona er. mlş olacaktır.
Namzetlerin muhitte tanınmış, durumları çalışmaya müsait ve sevilen şahsiyetlerden olmasına bilhassa dikkat edilmektedir.
D.P. 11 teşkilâtında dünden itibaren yoklamalara başlanmıştır. Yoklamalar ocaklarda üyeler tarafından yapılmakta ve üçeler adına birer müşahit. bulunmaktadır.
Diğer taraftan C.H.P. Î1 merkezinde de muhtar ve mahalli seçimler hakkında toplantılar yapılmaktadır. Bu arada aalı günü ilçe başkanlan ve C.H.P milletvekillerinin Iştlrakiy, le bu mevzuda büyük bir toplantı ter. tip edilecektir.
Bu çalışmalann neticesi hafta sonuna kadar tamamlandıktan sonra seçim propagandasına başlanacaktır.
Mevlidi Şerif
Aziz babamız
Afitap Mağazası Sahibi
MEHMET SADIK
KAĞITÇI
nın vefatının kırkıncı gününe tesadüf eyliyen 4 ağustos cuma günü merhumun ruhuna ithafen Beyazıt Camiinde öğle namazını müteakip Mevlidi Şerif okunacağından kendisini seven dostlarının ve arzu edenlerin teşrifleri rica olunur.
W. A. Y. Teşkilâtının Genel Sekreter Yardımcısı bugün geliyor
DUnya Gençlik Birliği (WAY) Teş-kilâtının Genel Sekreter Muavini Bayan Helen Dale bugün saat 18.40 ta u-çakla yurdumuza gelecektir. Kendisi Yeşilköyde Türkiye Milli Talebe Federasyonu mümessilleri tarafından karşılanacaktır.
Helen Dale 7 ağustosta Ankara kısa dalgada WAY hakkında dünya gençliğine hitaben bir konuşma yapacaktır.
Saat 9 da misafir filo komutanı adına bir subay Yavuzu ziyaret etmiştir.
Müteakiben İstanbul Deniz Komutanı Tuğamiral Fuat Uzgören Salem sancak gemisine gitmiş ve Visamiral Ballentlne’a “Hoş geldiniz” demiştir. Ayrılırken 13 topla selâmlanmıştır. Saat 9.30 da Visamiral Ballentine Yavuzda Donanma Komutanı Tüm. amiral Rıdvan Koral’ı ziyaret etmiştir. Misafir Amiral Yavuzdan ayrılırken 15 atım topla selâmlanmış-tır.
Amiral Ballentine saat 11 de VI. lâyete giderek Vali ve Belediye Reisi Fahreddin Kerim Gökayı ziyaret etmiştir. Vali ile uzun ve samimî bir görüşme yapan Amiral, Türkiyeye ikinci defa gelmekten çok memnun olduğunu, ilk ziyaretinde edindiği dostlan tekrar görmekten büyük zevk duyduğunu belirtmiştir.
Vali de Amerikan denizcilerinin ziyaretlerinin şehrimizde daima sempati ile karşılandığında^ bahsetmiş ve İstanbul Sergisinin onların şerefine bir hafta temdit deildiğinl bil. d i mı İştir. Müteakiben filonun şehrimizi ziyaretini Amiral Ballentine şampanya. Vali de limonata içmekle tesit etmişlerdir. İçkiler İçilirken A-

Hindistan Ataşesinin kokteyli
Millî Piyangonun dünkü keşidesinde kazanan numaralar
Mîllî Piyangonun 31 temmuz 1050 çekilişi dün Ankarada saat 13 te yapılmıştır. Kazanan numaralan veriyoruz:
300.000
Hra kazanan numara: 291073
lira kazanan numara: 352040
20.000 Hra kazanan numaralar:
179944 497521
10.000 lira kazanan
019112 054526 160071
5.000 lira kazanan
024793 063448 067724'
150722 338899 350110
2.000 Hra kazanan
018728
035961
095005
174706
205011
239606
208695
336609
370334
399606
100.000
022049 058694 123191 188212 221008 253982 321067 347329 383877 446186
033369 092470 148411 192361 234979 291044 333748 353155 397562 455066
8on iki rakamı (06, 09, 10, 50) He nihayet bulan 20.000 numara onar lira,
5 Hm İkramiye kazanan nnmarslar:
Son rakamı (3. 4. 7) İle nihayet bulan 150.000 numara beşer lira İkramiye alırlar.
8000 lira teselU mükâfatı kazanan numaralar:
291072 291078 291033 291093 291573 290073 296073 211073 261073
391073 491073
291071 291077 291023 291083 29X473 291973 295073 201073 251073 191073
291074
291079
291043
291173
291673
292073
297073 221073 271073
291078 291008 291053 291273 291773 293073 398073 231073 281073
TÜRK BEBEKÇİLİĞİNİN ÜSTATLARINDAN : Zehra Müfit’in 3, Nimet Demirbağ’ın 1, Esin Germen'in 3, Azize Ayral’ın 1 ve Elenl Potessurir’in 2 şer adet bebeklerini, 1 temmuz tarihinden 7 ağustos tarihine kadar olan nüshalarımızdan 5 tanesinin başlığını, Sergide beğendiği bebek veya bebek paviyonunun numara veya ismiyle bize getiren okuyucularımız arasında tertipliycceğimlz kıır’ada dağıtacağız.
BEBEK SERGİSİNDEKİ
YENİ İSTANBUL
HEDİYE edecek
11 eylülde Ordu vapurunun yapacağı hac seferi yapılan müracaat ü-zerine 6 eylüle alınmıştır.
BEBEKLERİ

A

En güzel bebeği seçmek ve en güzel bebeği almak için müsabakamıza siz de giriniz.
Hindistan Basın Ataşesi dün Türkiye Milli Talebe Federasyonu mensuplarına bir kokteylpartl vermiştir. Bu toplantıda TÜrkiyedeki gençlik ve Federasyon çalışmaları ve yakında şehrimizde toplanacak dünya Gençlik Birliği konseyine Hindistan gençliği-
nin iştiraki keyfiyeti görüşülmüştür. Hindistan basın ataşesi Mr. Kİ-duvay, Federasyon mensuplarına:
— Size yapabileceğim her türlü yardımı yapmaya hazırım. Hint gençliği ile Türk gençliği arasında yakın bir münasebet kurmak d baüyük arzumdur.,, demiştir.
021059
049412
097299
187999
208923
247912
312151
346702
380179
421229
1.000 lira kazanan
000020
020265
026820
036778
076120
105558
140476
180028
224582
239607
278441
296165
316197
343274
355119
378896
398226
438957
452085
469903
400
rai ar:
Son
bulan I
100 lira İkramiye kazanan numaralar:
Son üç rakamı (271 325) ile nihayet bulan 1000 numara yüzer Ura,
40 Hra İkramiye kazanan numaralar:
Son iki rakamı (70) İle nihayet bulan 5000 numara kırkar Ura,
20 Hra ikramiye kazanan numaralar: j
Son iki rakamı (63, 81) İle nihayet bulan 10.000 numara yirmişer lira.
10 Hra İkramiye kazanan numaralar:
006870
020289
027022
048420
078112
108757
141517
183299
226778
257418
281220
299975
319995
346999
367667
381435
424827
439319
457322
488324
lira ikramiye kazanan
007588 020964 027411 054691 079337 109410 144072 193490 236475 257670 283340 301724 326571 347599 370774 383132 436359 441626 460853 488708
numaralar 193311 463479 numaralar: 078645 108673 360005 485055 numaralar: 022737 075893 144710 188316 230840 282073 325271 352171 384466 452649
numaralar 012131 023075 028036 055995 080060 127125 154630 205348 236621 258519 285652 306956 335242 347648 371163 393081 436524 444912 467130 491702
018959 023119 032929 075398 102464 127605 157475 218751 239109 277410 290443 311826 337310 354253 371511 397882 438456 448267 468512 497913 numa-
üç rakamı (235) tle nihayet
500 numara dörder yüz lira,
291070
291076
291013
291063
291373
291873
294073
299073
241073
091073
1000 Ura teselli mükâfatı kazanan numaralar:
352043
352048
352030
352090
352540
350040
356040
312040
372040
252040
352042 352047 352020 352080 352440 352940 355040 302040 362040 152040
352044 352049 352050 352140 352640 351040 357040 322040 382040 452040
352045 352000 352060 352240 ’ 352740 353040 358040 332040 392040
yerler:
352041 352046 352010 352070 352340 352840 354040 359040 342040 052040
İkramiye biletlerinin satıldığı
300.000 lira kazanan bilet Denizliye, 100.000 lira Ankaraya, 20.000 lira ikramiye kazanan biletlerden her ikisi de tstanbula, 10.000 lira ikramiye kazanan büetler İstanbul, İzmir, Antakya, Edremit, Ssfranboluya, 5 bin Ura İkramiye kazanan biletlerin üçü tstanbula, diğerleri Ankara, Eskişehir. Malatya, Muş, Şebinkarahisar ve Eflâniye sevkedilmiştlr.
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ İKTİSADÎ
müstakil günlük, gazete
Sahibi: ven’I İstanbul neşriyat LtMİTED etRKJETİ Müdürü: Kemal H. 8ARLICA Bu «ayıda yazı İllerini fiilen İdare eden : Mithat PERİN
Neşredilmiyen yazılar iade edilme*.
Basıldığı yer t
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LtMÎTED ŞİRKETİ MATBAASI
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
— 60 —
Karisiyle anlaşamamasındaki sebep bu mudur? Tam çalışıp çabalayacağı sırada etrafını alan, eline ayağına dolaşan bir alay çocuk mudur? Yoksa anlaşmazlık mı o talihsizliğe sebep olmuştur? Hâsılı bu mesele benim İçin hiç bir zaman karanlıktan kurtulmamıştır. Emin | Hulûsi 11e arkadaşlığımızda dalma benim söyle. ; mlş ve şikâyet etmiş olmamın sebebi belki de beni küçük ve basit görmesi olmuştur. Fakat ben umulmaz bir süratle çulu düzeltmeğe başlayınca aynı gurur onu bana karşı daha çekingen yaptı. Bununla beraber çektiği sıkıntıyı ve evindeki rahatsızlığı benden gizlemiyor, ara sıra üstü örtülü ve alaylı şikâyetler yapıyordu. Son harbin sıkıntıları esnasında ben ona sık sık öteberi göndermeğe başlayınca yine aynı gurur o. nu bana âdeta, sırf kendi talihine karşı zayıf alaylarla karışık cer hocası düşleriyle teşekkür etmeğe şevketti. Fakat buna mukabil de bana tamamiyle kapandı ve son senelerde yazdığı mektuplarda halinden hemen hiç bahsetmedi.
Vapurda rastladığım İhtiyar Ermeni He ma-daması Emin Hulûslyi ancak ara sıra Heybelide görmeğe gittikleri kızlan vasıtasiyle çok uzaktan tanımakta idiler. Buna rağmen kadının ona ve ailesine dair bazı sözlerini kocasının ya-I nm bıraktırması sefaletin bir sokak hikâyesi 296
haline girecek derecede büyüdüğüne şüphe bı. ranmıyordu.
Yeni ahbaplarım bana arkadaşımın araba çıkmayan sokağına kadar arkadaşlık etmeyi teklif ettiler. Tahirin arabasını bana hüzünle hatırlatan dolambaçlı ve dik bir yokuşu beraber çıktık. Sonra bir evin önünde durarak bana yokuşun daha yukarısında ve hemen hemen üst başında önünde bir sokak feneri yanan bir evi göstererek veda ettiler.

Benden çok daha yaşlı olan kan kocadan geri kalmamış fakat solumuştum. Beş on a-dım daha yürüdükten sonra bir köşe başına gelince dayanamadım ve yeni yapılmakta olan bir evin önüne bırakılmış kalasların kenarına oturdum. Emin Hulûsinln acaba beni misafir edebilecek bir odası var mıydı? Bunu ancak şimdi düşünebiliyor ve buna hayret ediyorum. Ancak düşünseydim de yine böyle yapacaktım, lstanbula döndüğüm İlk geceyi başka türlü tasavvur etmek benim için Adeta maddeten imkânsızdı. Daha olmazsa ona otele indiğimi söyliyerek biraz sonra geri dönerdim.
Oturduğum yerde başımı yokuşun aşağı tarafına doğru çeviriyor, daha şimdiden bir kısmı sönmeğe başlamış fener aydınlıklarında îstan-buldaki ilk gecemi seyrediyorum.
Biraz sonra kalkmağa niyetlendiğim bir su rada sokağın yukarı başından karmakarışık bir takım sesler gelmeğe başlıyor. Bunları evvelâ i gülüşüp haykırtarak sokakta birbirini kovalayan gençlerin sesi acınıyorum. Sonra Emin Hu-lûsinlrı kapısındaki fenerin etrafında bir takım insanların hareket ettiğini, telâşla girip çıktıklarını ve pencerelerin hepsinde aydınlıklar yandı-297
gını görüyorum. Yirmi beş senelik hekim tec. rübem bana derhal bunların neye delâlet ettiğini anlatıyor. Koşacak gibi oluyorum. Dizlerim tekrar kesiliyor. Yanımdaki yarı meczup hamalın elinden çantaları alarak:
— Koş git... Şu evde kim öldü? diyorum.
Bu tahkikat lüzumsuzdur. Ölenin Emin Hulûs! olması âdeta bir kader zaruretidir. Yirmi beş sene onu göreceğim günü bekledim. Fakat aynı zamanda da derece derece ve hattâ kendim de farkında olmadan ondan ümidimi kesmiş bulunduğumu şimdi anlıyorum. Bu kadar beklenmiş ve istenmiş bir şeyin bu sefil gecede, kırk elli adım ilerimdeki şu sefil evde ele geçirilme, sine imkân olur mu? Bunun için hamal çocuk geri geldiği zaman da fazla telâşlanmıyorum. E-min Hulûsinln uzun yıllar ağrıyıp sızladıktan sonra günün birinde kendi kendine ağzımızın içine düşen bir çürük diş gibi düştüğünü görüyorum.
Lâzımdı kİ tiyatro dramlarında olduğu gibi onun belki henüz göz kapaklarının bile kapanmamış olduğu bu dakikada yanına koşayım; harap vücudunu kollarıma alarak okşayıp öpe. yim. Bir doktor için bu sahnenin pek fazla vahşi bir tarafı da yoktu. Fakat bunu yapmadım. Çantalanmı tekrar hamal çocuğun eline vererek aşağıda kendime bir otel aramağa indim.
•'Yarın düşünürüm. Hele vücudumu bir külçe haline getiren şu yol perişanlığından kurtulayım; bir parça aklımı başıma topla>rım.” diyordum.
Ertesi sabah aklımı başıma topladıktan sonra yorgunluk kadar da bir nevi korunma sevkı 298
tabiîsinin o gece bana yaptırdığı yakışıksız hru rekote pişman olmadım.
Oteldeki penceremden görünen ve bir gün evvelkine hiç benzemeyen güneşli ve rüzgârlı deniz parçalariyle insana nikbinlik veren serin ve hafit bir sabahtı. Uzak Anadoluya işleyen lAçka yapmış bir Vagonllde tekerlek üstüne düşmüş yatağımda, demir gürültüleri İçinde, sallanıp sarsılmakla geçmiş bir kaç geceden sonra ağır bir hamal uykusuna düşmüş ve adam a-kıllı dinlenmiştim. Emin Hulûni bu sabah yoktu. Fakat onun ölümü bana, şimdi yirmi beş sene evvel ondan ayrıldığım sabahtaki hüznün devamı kadar eski görünüyordu. Aklıma ilk gelen şeylerden biri dün akşam ona karşı yapmış olduğum vefasızlığın on sene evvel zavallı Celile-ye yaptığımın aynı olduğunu düşünmek oldu. Fakat on yaş daha İhtiyarladığım için bunu artık mesele yapmıyordum. Hakikati olduğu gibi gabili etmek lâzımdı. Her halde aşk gibi arkadaşlık da muayyen devrini yaptıktan sonra geçiyordu. Zavallı Emin Hulûsl ile yirmi beş seneden beri ayrılmış hayatlarımız içinde müşterek bir iki gençlik hatırasından başka nemiz kalmıştı?
Emin Hulûsinln ailesine karşı alacağım vaziyeti henüz tayin edememiştim. Otelden çıktıktan sonra eczahaneye uğradım. Heybelinin yer. Hsl oldıığü için oradan bir şeyler Ögrenebilece. ğimi hissediyordum. Fakat bir akşam evvel bent onun evine yaklaşmaktan menetmiş olan aynı korunma sevkı tabiîsi beni eczahanede de ihtiyatlı konuşmağa şevketti Bununla beraber eczacı tle konuşan bir kaç kişiden ölüm sebebini ve öğleyin Heybeli mezarlığına gömüleceğini öğrendim Fakat asıl tnfsllfttı, ummadığım halde, sırf vakit geçirmek için oturduğum bir iskele kahve-299
sinde tamamladım. Emin Hulûsl Adanın yerlisi olduğu için kahvenin temelli müşterileri onu yakından tanıyorlardı. Bunlar küçük mülk sahi, bi. emekli memur, ev tellâlı gibi İşsizlerdi. Ara sıra yanlarına balıkçı, sandalcı kılıklı adamlar, karşı dükkânlardan esnaflar da geliyor, bir aam-dalye çekip oturarak yahut ayakta durarak lâkırdıya karışıyorlardı. Emin Hulûsl sevildiği kadar da acınan bir adamdı. Bir akşam evvel va. purda rastladığım kan kocanın konuşmalarından anlamış olduğum gibi onun sefaleti hlkAve olmuştu. Herkes çekinmeden bildiğini anlatıyordu. Bunlardan öğrendiğime göre. Emin Hulûsi t-vinde, çok rahatsızmış. Karısı idaresiz ve geçimsiz bir kadınmış; üstelik kız ve erkek çocuklan da birbirinden hayırsız ve hayta çıkmışlar. Ka. dınn ve çocuklara dair anlatılan şeyler gerçekten korkunçtu. Bir ihtiyar kinle: “Hiç merak etmeyin. Aradan çıktıktan sonra hepsi mum gibi olur. O biçare onların yüzünden kendini öldürdü” diyordu,
Yine sözü birbirlerinin ağzından alarak an. tattıklarına göre Emin Hulûsinln sıhhati Öteden beri bozukmuş. Sık sık hasta yatarmış... Fakat son senelerde devamsızlıkları yüzünden kendisini İstanbul Belediyesindeki işinden atmalarından korkmuş ve hastalıklarını saklamağa başlamış. Geçen kışın sonuna doğru pnömoniye yakalanmış; çok zayıf görerek altı ay İzin vermişler. Fakat o bunun ancak bir buçuk ayını kullanarak yine vazifesine devama başlamış. Efendiden bir emekli memur olduğu anlaşılan kıranta bir adanı "O hale düşmüş bir İnsanda vazife hissi filân kalmaz tabiî, diyordu, korkudan biçare... Belki öteye beriye giderek bir kaç kuruş da vizite alıyordu Îstanbulda”.
(Devam\ var)
300
1 Ağustos 1950
YEN! İSTANBUL
Savfa 8
Devlet bezirgânlığı
— İZMİR, 31 (llıiMiısı Büromuzdan) — Dost ve Müttefik Birleşik Amerikanın Akdeniz donanmasına mensup bir filo «ahahın ilk saatlerinde Umanımıza gelmiş ve hazırlanan program mucibince törenle karşılanmıştır.
Leyte uçak gemisinin liderliği altında seyreden filo, saat 7 «ularında limanda demirlemiş bulunuyordu. Leyteden Imşka YelloMstone. O’hara, Dyesa ve PIpimt denizaltı ve muhripleri limana girince Amiral W. G. Suitz.er Akdeniz üsler ve Garnizon komutanımızın ziyaretlerini Leyte’de kabul etmiş vc saat 1015 te karaya çıkarak Valiyi, Belediye Buşkımını ve komutanları makamlarında ziyaret etmiştir. Vali ve Belediye Başkanı hu ziyaretleri gemide İnde etmiştir.
tzmire gelen Amerikan filosu
AJANSIN TEBLİĞİ
Bediî FAİK
Hegefln “Devlet en IIAM varlıktır,, sözü, devletin organIzıuıyon bakımından mükemmelliğini ifadeden öteye geçemez. Ama a$ın nasyonalistler bu “HAhî varlık”ı, tuzdan at nalına kadar her ihtiyaç metnından kâr gözeten, maddeci bir çarşı bezirgAnı haline Kokmuşlardır.
Bu beztrgAnın en tipik örneği hâlen Sovyet Kimyada hüküm sürüyor. Bugün, insafın aydınlığı İçinde, hangi göz hu koca memlekete bakacak olsa, göreceği manzara, sömürücülükten İbarettir. “Parlse bir sokak feneri diksek, devletçilik yolunda gidiyor dernektir,, diye haykıran en hararetli şahsi teşebbüs düşmanlarının hile, Rusyayı görür görmez ters yüzü, kaçışlarının elbette sebebi var!.. Nasıl, bir sömürücünün kazancından ancak yakınları faydalanıyorsa, bugün Rusyadakİ devlet bezirgânlığının kazancından da sadece mnhdııt bir zümre faydalanıyor. Denebilir kİ, aşırı sermayeci nizamın, sınırları dışı sömürgeler araması gibi, Rusyadaki İktisadi devletçilik de, sömüreceği kütleleri, dışarıya çıkmak zahmetine katlanmadan, kendi sınırları İçinde bulabilmiştir.
Bizim ekonomik nizamımızla Rusynda her şeyi yutan devlet sermayeciliği arasında hiç şüphesiz fark vardır. Fakat, hukuki nizam ayrılığını bir tarafa bırakırsak, devletçilik, netice bakımından dün>anın her yerinde aynı kapıya çıkar: Şahsiyetin ölmesi... Fertten ve onun temsil ettiği cemiyette yekûnlaşan teşebbüs gücünden eser kalmaması...
İşte bu İki acı neticedir kİ bizi, bu memleket çocuklarının şahsiyeti adına, yirmi yıldan beri yürütülen devletçilik politikasından şikâyete zorluyor. Ve çeyrek asra varan tecrübelerden sonra diyoruz ki, Hegel'in “İlâhi varlık,, dediği devleti, kana susamış bir ilk çuğ tanrısı sanarak, uğruna bütün cemiyet kadrolarımızı kurban etmenin artık sonu gelmelidir.
Son teşebbüsleri böyle bir hedefe yöneltilmiş gördüğümüz İçin ümitliyiz. Ve eminiz kİ, yeni İktidar partisi bu hedefe ne katlar çabuk varabilirse, milli serveti o derece süratle ihya edecektir.
Aman davranalım. Zira, can çekişen şahsi teşebbüs gücünün imdat işaretleri, yüreğimizi kanatmaya başladı!..
SPOR
e
Transfer ayının bilançosu
Kulüp değiştiren futbolcuların
tam
listesini
1 temmuzdan beri devam eden oyuncu alış verişi dün akkanı sona ermiş ve bir çok tanınmış futbolcular kulüplerinden istifa ederek başka kulübe transfer etmişlerdir. Dün sabahtan akşama kadar Bölge binasının içi mahşerî bir kalabalık halinde İdi.
Bütün kulüplerin İdarecileriyle futbolcular aracındaki açık pazarlık, Bölge binasını kapalı çarşı dükkânlarındaki alış veriş yerine çevirmişti. Hattâ bazı kulüp idarecileri küçük valizlerinde getirdikleri paralarla kulüplerine birçok futbolcu temin etmişlerdir. Bir aydan beri devam eden dedikodu nihayet dün saat 17 de sona ermiş ve kati liste belli olmuştur.
BE§Î KTAŞ’
Girenler: Kemal Ünlü (Altay), Hik-metullah Kaynaş (Selimiye), Şevket Yorulmaz (Adalet). Regjo^Acyynj «Ankaragücü), Yahya Yenıkesen »Se-limiye), Kenan Yıldırım (Ortaköy), Kâmil Üzülme (îstanbulspor), Bekir Sazım Duruöz (Selimiye), Cihat Yetiş (Altay). Musa Demirci «Sarıyer), Mehmet (Galata).
Çıkanlar: Bülent Eşel (Adalet). S Aksoy (Anadolu), Mehmet Orhan Yü-cer «Anadolu), Ulvi Durbak (Beylerbeyi). Suat Günenç (Beykoz). Nureddln Güllopoğlu (Beykoz). Nuri Utku (Beykoz). Tekin Bilge «Beykoz), Haşan Kazankaya (Beykoz), Nihat Özpınar «Emniyet), Vedat «ÎBtanbulspor) ve Marull (Beyoğluspor).
FENERBAHÇE:
Girenler: Misbah Onkon (Diyarbakır), Hüsnü Terzioğlu «Vefa), Zekeri-ya Bali «Demlrspor), İsmet Berberoğ-lu (Demirspor), İbrahim Canbazgll (Süleymaniye), Salâhaddin üstün (Vefa), Sevim Kâmuran Ayaş (İzmir Al-tay). Suphi Ural (Vefa), Hâmit Pişkin (Anadolulular), Metin İlkin (Boğaziçi), er Boncuk (îstanbulspor), A-laeddln “«îzmlt Kâğıtspor),
Yükse) Doğanay (İzmir Göztepe).
Çıkanlar: 1. H. Mengi (Anadolu), Necip Ocaklı (Emniyet), Fehmi Alin-çe (İstanbulspor), Günaydın Ozyurt (îstanbulsporı, Bülent tIstanbulspor). Nİko Klazovlç (Taksim), Nebila (Vefa), Nüsret özmengü (Vefa), Refet A-tamer (Beykoz), Turan (Beykoz).
GALATASARAY:
Girenler: Hikmet özlş «Beykoz), Torgo Vafindis (Beyoğlu), R. Tonbay (Beyoğlu). M. Dobruca «Hilâli. S. Gü-
Yeni askerî
doktorlarımız
Dün yapılan parlak bir merasimle diplomalarını aldılar
Ankara, 31 «A.A.) — Gülhane Askeri Tıp Akademisinin 1949-1950 mezunlarına bugün saat 10 da Akademi konferans salonunda yapılan bir törenle diplomaları verilmiştir. 1
Törende Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, Genelkurmay Başkanlığı Sağlık Dairesi Reisi Tümgeneral ur. Kâzım Damlacı, Okul Müdürü Tuğgrenoral Profesör Doktor Ekrem Şadl Kavur, profesörler, doktorlar, davetliler ve basın mensupları hazır bulunmuşlardır. I
Törene İstiklâl marşlyle başlanmış, müteakiben Akademi Müdürü General Dr. Ekrem Şadi Kavur kısa veciz bir hitabede bulunarak her biri, yarının kıymetli birer elemanı olan bu I gençlere meslekî hayatlarında muvaffakiyetler dilemiştir. Daha sonra Akademi mezunlarından biri arkadaşları adına konuaşarak askerlik ve doktorluk gibi iki ulvi vazifenin mesuliyeti altında bulunmaktan haz duyduklarını, hayatta kendilerini yetiştirenlere lâyık olmnğa çalışacaklarını ifade etmiştir. Müteakiben hep bir a-ğızdan and İçerek karada, havada ve denizde vatan ve millet hizmetlerini ifaya koşacaklarına yemin etmişlerdir.
Bu genç askeri doktorlarımıza Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut tarafından diplomaları verilmiş ve Orgeneral Nuri Yamut kısa bir hitabede bulunarak kendilerine başarılar dilemiştir.
Daha sonra gençlerimize kendi elleriyle kur'aları çektirilerek ordu hlz-m t tin e kpş arakları yerler tesbit edilmiş vc böylelikle törene son verilmiştir.
Gülhane Askerî Tıp Akademisinden bu öğretim yılında 44 tabip üsteğmen. 4 diş tabibi üatoğmrn ve 6 eczası teğmen mezun olmuşlardır.
bildiriyoruz mertem (Ortaköy), Bülent Varol (Vefa), Galip Haktanır (VefaJ, Mustafa Ozman ( T rm bzon ı.
Çıkanlar: Hikmet Demlrcioğlu (Galata). Markuça «Kurtuluş), Ruhi Erman (Sarıyer), Fikret Tenanç «Süleymanlye), Gültekin Gürel (Vefa). îs-f endi var Açık söz (Vefa). Fethi Çevf ker (Veya), Mehmet Ali Gültekin (Kasımpaşa). Metin Dobra (Kasımpaşa), Koçiş Kondlsls «Beyoğluspor). Vanı-jan Arslnnyan (Beyoğluspor), Donan Baruh (Vefa).
• t
VEFA:
Girenler: E. K. Güner (Anadolu). Bobila «F B ). Nüsret özmengü (F.B.), Gültekin Gürel (G.S.), îsfendiyar «G. S.), Fethi Çeviker (G.tr.i, Âltmçekiç (Haliç), Yılmaz Tuğbay (İstiklâl). Ahmet Anboğan «İst.spor), A. Burhan Çakmak «Kasımpaşa), S. Likoyadis ( Karagümrük), Cavit Akçay (Süley-manive), Halûk Karaca «Süleymanlye), 1. Müstecaboğlu (Süleymanlye). Burhaneddin özgen (Süleymanlye), Garbi* Istanbulyan (Taksim), Çifapu-los «Tarabya), İsmet Artun (Ankara Gençlerblrllği), İsmet Sözen (Uşak), Cemal Kaşarcıoğlu «Balıkesir), Necati Ersan (îzmirspör), Tarık Çahşel (Samsun». Celâl (Istanbulspor), Donan Baruh (G.S ), Salâhaddin (Kasımpaşa).
Çıkanları Karnlk «Beyoğluspor), Nüsret Fırat (Alemdar). Muammer Tokgöz (Emniyet), Talha Aktaymen «Emniyet), Hüsnü Terzioğlu (F.B.), Salâhaddin üstün «F.B ), Suphi Ur^ı (F.B.), Bülent Varol (G.S.). Galip Haktanır (G.S.), Yusuf Kurtulmuş (Karagücü), Erol Beydağ (Süleymanlye), ört Köse (Unkapanı), A. Rıza Şenkaya (Unkapanı), Hikmet (Kasımpaşa).
İSTANBULSPOR:
Girenler: Eyüp Teoman (Alemdar), Fehmi AHnçe (F.B.). Temel (Süley-maniye), Halûk (Süleymanlye), Günaydın (F.B.), Bülent (F.B), Gökalp (İzmir), Ponani Andonyadis (B.spor), Ragıp (Eskişehir), Vedat (Beşiktaş).
Çıkanları Celâl (Vefa), Erdoğan Özgece (Adalet). Turhan Alsaç (Beykoz), Ömer Boncuk (F.B.), Abram Mendiyan «Taksim), Ş. Koşucu (Taksim), Ahmet Anboğan (Vefa), Şaban (Kasımpaşa ı.
BEYKOZ:
Girenler: Suat Günenç (Beşiktaş), Nureddln Güllapoğlu «Beşiktaş), Nuri Utku (Beşiktaş), Hüseyin Sever (SÜ-merspor). Tekin Bilge «Beşiktaş), Osman Çelin ( Anadoluhisar), Abdi Semih (A. Hisar), Haşan Kazankaya (B.J K.), Turan Alnaç (istanbulspor), Racl Ulusu (Barutgücü), Mehmet E-U er biçer «Mersin). Refet Aİamer (F. B.r, Turan Akro (FB),
Çıkanlar: Server Kaver (Anadolu). Solman Beylem (Anadolu), Mehmet , Gülümser (Büyukdere), Hikmet «G. S.), Çölkeson (Unkapanı). Bülent (Kasımpaşa), Hayreddin (Kasımpaşa).
KASIMPAŞA:
Girenlor: Hikmet Sandıkçı (Vefa), Cebbar (Süleymanlye), M. Ali Gülte-kln (G.S.). Metin Dobra (G.S.), Necdet (İzmir Karşıyaka), Doğan «İzmir Karşıyaka), Şaban «İstanbulspor), Recep (Eyüp), Bülent (Beykoz), Hayred-dln (Beykoz). Niyazi (Kurtuluş).
Çıkanlar: Necmeddln Onnncı (Adn-let), Mustafa Kurç (Adalet), Fethi Kurç (A.Hisar), İbrahim Coşkundeniz (Hasköy), A H Kıvırcıkoğlu (Kara-gucü). Burhan Çakmak (Vefa), Sa-bahaddİA (Vefa).
EMNİYET:
Girenler: Nihat özpınar (Beşiktaş), Hüseyin Yüzer «Galaln), Mukbll Yosa «Elektrik), Muammer Tokgöz (Vefa). Tulha Aktaymen «Vefa), 1. H. Akçakn-ya (Ankara), Mehmet Yavuz «Ankara), İlhan Naymanlı (Ankara), Orhan «Beykoz), İlhan özbaycı (Adalet), Vehbi Kızıltuğ «Büyükdrre), Mustafa Giınay «Adana), Necip Ocaklı (F.B.), Ahmet Sesgör (Unkapanı).
1 aralık 1950
Tafsilâtını her pazar günkü (YENİ İSTANBUL) da arayı-nız.
de çekilerek büyük kuramıza İştirak İçin a-şağıdakl kuponlardan 90 tane getirerek bir kura numarası &-lııbllecckslnlz.
Bu kupondan 90 adet biriktirirseniz, Avrupada ve Türkiyede tahsil veya 10 bin veya 5 bin lira almak imkânını kazanırsınız
) eni İstanbul'un KUPONU
*
PARİS HUSUSÎ BÜROMUZ TELGRAFLA BİLDİRİYOR
Güvenlik Konseyinin bugünkü
bu teklifleri
toplantısında Rusya, yem manevralara hazırlanıyor
Komünist Kore’nin işgal ettikleri yerlerden geri çekilmemeleri şartiyle Rusya, harbi durdurmak üzere müdahale edeceğini bildirecek. Buna karşılık, Kore’de Birleşmiş Milletler nezareti altında serbest seçimler yapılmasını kabul ettiğini söyleyecek. Amerika ise vetosunu kullanarak reddedecek
F
r
L
Truman, savunma sistemini yeniliyor
Yabancı memleketlere askerî yardım için
4 milyar dolar munzam tahsisat isteniliyor
New-York. 31 A A. (AFP) — New-York Times gazetesinin Washlngton-dakl diplomatik muhabirinin bu sabah bildirdiğine göre, Başkan Truman Birleşik Amerikanın Güvenliğini sağlayacak başlıca teşekkülleri yeniden teşkilâtlandırmakla meşgul bulunmaktadır. Aynı muhabire göre, Başkan Truman A vereli Harriınan'a Millî Güvenlik Konseyinin Kore meselesi karşısındaki durumunu daha yakından incelemesini bildirmiş ve bu yolda talimat da vermiştir.
Yabancı memleketlere munzam yardım
VVaahington, 31 A.A. (United Press) — Başkan Truman, batılı devletlerin komünizme karşı savunma imkânlarını tezyıd İçin yabancı memleketlere yapılan silâh yardımının takriben 4 milyar dolar nispetinde arttırılmasını Kongreden İsteyecektir
2.668.691.473 dolar tutarındaki Avru-panın kalkınması için Marshall programı üçüncü yıllık tahsisatı bugün A-yan Meclisince kabul edilecektir.
Amerika, Endonezya’dan askerî üsler talep ediyor
FORMOZAYA GİTTİ
Çan Kay Şek ile görüşmenin teferruatı gizli tutuluyor
(AP) — General öğleden Gras» da-görüşme-

Taypey, Formoza, 31 General Mac Arthur İle Çnn-Kay-Şek. bugün sonra, Çan-Kay-Şek'ln ğındakl karargâhında lere başlamışlardır.
İyi haber ulan yetkili bir kaynak. Çan-Kay-§ek’in 33.0LK) Çinli askerin Koreye gönderilmesi hususunda evvelce yapmış olduğu teklifi tekrar edeceğini söylemektedir.
Yabancı ve Çinli diplomatlar, Rıısyanın Güvenlik Konseyine dönmek üzere olduğu bir zamanda, Mac Arthur’ün General Çan-Kay-Şek İle görüşmesini manidar bulmakladırlar.
General Mac Arthur'e refakat eden subaylar arasında, Uzakdoğu Amerikan Donanma Komutanı Amiral Turner Joy, Yedinci FHotila Komutanı Amiral Arthur Strble ve Amerikan Uzakdoğu Hava Kuvvetleri Komutanı General George Stratcmeyer bulunmaktadır.
Görüfjmo mevzuu
Taypey 31 A.A. «United Press) — General Mac Arthur ile Çan-Kay-Şek bugün Çin, Kore ve dünya barışı meselelerini müzakere etmişlerdir.
Görüşülen mevzular henüz te-ferruntlyle bilinmemektedir.
İzmirde beklenen
iki Amerikan muhribi
Pire’ye gitti
İzmir, 31 (A.A.) — Bugün şehrimize gelmesi beklenen diğer İki Amerikan muhribi Pireye gitmiştir.


Başkan Truman Atlantik Paktı devletleriyle diğer hür dünya devletlerinin silâhlanmasını hızlandırmak İmkânlarını görüşmek maksadlyle bu sabah Beyaz Sarayda dış münasebetler, silâhlı kuvvetler vc tahsisat komisyonları liderleriyle bir toplantı yapmıştır.
Kongre mahfillerinde hâkim olan kanaat, Başkan Truman'ın şimdiki silâh masrafları programında takriben 4 lH)0.000.000 dolar nispetinde bir artış İsteyeceği yolundadır.
Ayan üyeleri muhtemel bir komünist tecavüzüne karşı milleti silâhlandırmak için daha fazla para temin edilmesi maksadiyle Marshall Plânı tahsisatında kesinti yapılması yolundaki tekliflere muhaliftirler.
Ayandan Demokrat VVoltor George, bu hususta gazetecilere aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
“İktisadî İşbirliği Teşkilâtı tahsisatında kesinti yapılması aleyhindeyim.
Kesinti yapmaya devam ettiğimiz takdirde yardım programından vaz-geçsek de olur. KKongre İse buna asla razı olamaz,,.
Tokyo. 31 (YtRS) — Birleşik Amerika mehafillnin bildirdiğine göre A-merika Hükümeti Endonczynnın şl-mal-doğu kısmında askerî üsler kurmak arzusundadır.
Birleşik Amerika elçisi Cachran İle Başkan Ahmet Sockarno ve Dışbaka-nı Mohammet Hatta bu mevzu üzerinde görüşmelerde bulunmuşlardır.
Dışarı sızan haberlere göre EndonezyalIlar. Yeni Gine'nin hâlâ Holan-dalılar elinde bulunması keyfiyetini ileri sürerek Amerikan tekliflerini kabul etmemişlerdir.
Prenses Elizabeth, bu hafta doğuruyor (AP) — Kırallık Sa.
Londra 31
rayı mahfillerinin bugün yaptıkları tahminlere göre Prenses Elizabeth’ln ikinci çocuğunun önünmüzdeki hafta-nın sonuna doğru dünyaya gelmesi muhtemeldir.
Ekseri tefslrciler, yeni prens veya prensesin 12 ağustos tarihleri civarında doğacağında hemfikir bulunmaktadır.
Prenses Ellzabeth, geçen haftA Maltadan dönen kocası Prens Fhillppe İle birlikte Londradaki evinde Asude bir hayat geçirmektedir.
(AP) — Bugün tn-
a-
Burma petrollerini Çinliler koruyacak Rarıgoon 31
galizlerin idaresinde bulunan Burma Petrol Şirketinin bildirdiğine göre, merkezi Burma petrol kuyuları savunma bölgesinin müdafaası Çin kıtaları tarafından deruhte edilmeye başlanmıştır.
Şirket, geçen hafta zarfında kızıl bayrak taşıyan komünist kıtaların Chatık’un 390 mil kuzeyinde bulunan petrol kuyularına yapmış oldukları taarruzu müteakiben bu kararın lındığını açıklamıştır.
Ingilterede Sovyet Elçiliğinin camını kıranlar
Londra 31 (AP) — Sir O»wnld Mosley’ln Faşist Partisine mensup iki kişi bugün, Londradaki Sovyet Sefareti binasına taş atmak suçundan 3 er İngiliz lirası cezaya çarpılmışlardır.
Mahkeme, 28 gün İçinde bu paranın ödenmesini talep etmiştir.


Marmarada yabancı bir denizaltı mevcut değildir
Ankara, 31 «A. A.) — 24 temmuz 1950 tarihinden bert Marmara Denizinde yabancı bir denizaltı gemisinin bulunduğu ve sözü edilen denizaltı gemisinin İzmit körfezi ağzında yakalandığına dair basında çıkan yazıların asıl ve esası olmadığını ve Marmara Denizinde de yabancı bir denizaltı gemisi bulunmadığını bildirmeye Anadolu Ajansı mezundur.
Gemlik suni ipek fabrikas nda infilâk
İki amele öldü, ikisi de zehirlenerek hastahaneye kaldırıldı
Bursa, 31 (A A.) — Gemlikteki Suni İpek fabrikasında dün vuku bulan infilâk neticesinde iki amele oksijen cihazının neşrettiği gazlarla zehirlenerek feci bir şekilde ölmüştür. Hâdiseyi görüp arkadaşlarını kurtarmaya çalışan İki İşçi de aynı surette zehirlenerek hastahaneye kaldırılmışlardır.
edecekler
(Hususî muhabirimiz
Ankara ve İstanbul radyoları hususi ilân kabul
Ankara 31 bildiriyor) — İstanbul ve Ankara Radyoları bundan sonra hususî ilân kabulüne bağlıyacaklardır. Ancak bu Hânların politik mahiyette olmaması şart olacaktır. Bu hususta Basın, Yayın Genel Müdürlüğünce bir talimatname hazırlanmaktadır. Radyolardaki ilânlarla büyük bir paranın temin edileceği sanılmaktadır.
Yeni İstanbul'un KORE muhabiri bildiriyor
Çekilmeler devam edecek
Yeni müdafaa hattının
Naktong Nehri boyunca kurulması bekleniyor
hazırlandıklarına vardır.
Amerikan kuvvetlerinin düşman tümeni buluıı-derece falkiyete malık
Kore. 28 (Gecikmiştir), (Koredeki Amerikan kuvvetleri nezdlndeki hususi muhabirimiz Homer Bignrt bildiriyor).
Devam eden komünist baskısı Amerikan kuvvetlerini, dün öğleden sonra, cephenin merkez kesimindeki Hvaug-gnn etrafını şuran tepelerde, yeni mevzilere çekilmek mecburiyetinde bırakmıştır. Yeni mevzilerin bu güne kadar muhafazasına İmkân elvermlş-so de. komünistlerin belki de bu gün yeniden taarruzu dair emareler
Bu kutsimde, karşısında Üç muktadır. Bu
olan komünistlerin, Amerikan >cenah» hırını sararak bizi. kuşatılmaktan kurtulmak İçin yeniden toprak vermeye icbar edecekleri aşikârdır.
Amerikalıların, düşmanı tutabilecek bir cephe kuruncaya katlar, çok daha fazla arazi terkodncckleri muhakkaktır. Hvanggan ile Nnktong nehri arasındaki sarp arazinin, elde mevcut Amerikan kuvvetleriyle tutulnmıyacu-ğı apaçıktır. Komünistler, sarp kayalıklar ve derin vâdllerden müteşekkil bu arazide, Amerikan hatları içerisinde vc gerisinde rahat rahat harekât yapabilmektedirler.
Bazı hallerde, Amerikalılar, derinliğine bir müdafaa kurarak, ön hatlardan sızan komünist kuvvetlerini, ikinci ve üçüncü hatlarda durdurup İmha etmeye muvaffak olabilmişlerdir. Fakat, bu sistem, eldeki mevcudu çok aşan İhtiyatları İstilzam ettiren pahalı bir müdafaa tâbiyosldlr.
• « ••

Paris, 31 (Hususî Büromuzdan) — Sovyet Rusyanın muazzam bir gösterişle ve hiç beklenmedik bir anda Güvenlik Konseyi içtımalarına katılmağa karar vermesi, on bedbininden en nikbinine kadar bir sürü ihtimallere yol açmış bulunuyor.
İşte ynrın sabah «bugün) bütün dünya, Rusyanın bu hareketindeki maksadını öğrenebilecektir. Rus delegesi Mallk'ln hazırladığından şüphe e-dllmlyen gündemde neler bulunduğu henüz bilinmedikten başka, Sovyetle-rln hakiki niyetlerini de ancak en son dakikada öğrenmek kabil olacaktır. Huşlar, bu heyecanlı sahneye girişleriyle, ya Batı devletlerinin müşterek hareketlerini baltalamak üzere ustaca manevralar tertibini düşünmekle, yahut da muvakkat bir sulh temini İçin bazı teklifler yapmak gayesini gütmektedir. Üç günden beri bunlara dair muhtelif tefsirler yapılıyor.
Resmi çevrelerin son derece tedbirli vo ketum davranmalarına rağmen, Parlsteki en salâhlyetli şahsiyetlerin fikrine göre. Güvenlik Konseyinin yarınki toplantısında Yakob Malik, Pan-dit Nehru tarafından teşebbüs edilen arabulucu gayretler üzerinde durarak Kore harbine son vermek İçin Rusya-nın müdahale etmeğe hazır olduğunu bildirecektir. Fakat, Amerikalıların tutundukları küçük arazi parçası haricinde bütün Koro toprakları Şimal kuvvetlerinin ellndo bulunduğundan, bunların tekrar 38 incJ arz dairesinin ötesine çekilmelerinin bahis mevzuu olamıyacağını iddia edecektir. Buna mukabil Rus Hükümeti, bütün Koredo Birleşmiş Milletlerin nezareti altında serbest seçimler yapılmasını kabul ettiğini açıklıyacaktır.
Bu teklif Güvenlik Konseyinin ekseriyeti tarafından ister tasvip, isterse reddedilsin, derhal Amerikanın vetosu İle karşılanıp gündemden çıkarılacağı muhakkak gibidir. Fakat, bu arada Sovyet Rusya, kendi propagandası için lüzumlu jesti mükemmelen yapmış o-larak, Kore harbinin başka taraflara yayılmasından korkan ve endişe İçinde olan dünya halkına, sözde aulhçu gayelerle hareket ettiğini isbat edecektir.
Bundan sonra da Malik, havayı ve vaziyeti uygun bulursa, komünist Çinin Güvenlik Konseyine kabulü meselesini tekrar ortaya atacaktır. Bu hususta Birleşmiş Milletlerin alâkalı şahsiyetleri şöyle düşünüyorlar:
Şimdi Malik, Konsey Başkanlığı sıfatından İstifade ederek usulde bir değişiklik yapacaktır. Ve Milliyetçi Çinin Güvenlik Konseyinden İhracını talep etmeden evvel, doğrudan doğruya Komünist Çinin Konseye kabulünü İs-tlyecektlr. Çünkü Milliyetçi Çinin ihracına karar vermek için bir sürü ihtilâfları, münakaşaları, uzun müzakereleri göze almak zarureti vardır. Halbuki eğer Konseyde 7 rey temin edilebilirse, Komünist Çin kabul edilmiş olur. Bunun halli daha kolay olduğu gibi, Rusya bu hususta kendisine taraftar da bulmakta güçlük çekmiyecek-tlr. Başta İngiltere olmnk üzere. Yugoslavya ve Hlndİstanm, bu meselede Rusyayı destekllyeceklerl kuvvetle ümit ediliyor.
Fakat buna karşı da Amerika veto
• •
Bundan sonraki İlk müdafaa hattının, oldukça geniş Naktang nehrinde kurulması çok muhtemeldir. Naktang nehri, Pusan'dan Seul'a giden demiryolu İle ana şos«.’nin köprü ile nehri aştığı Waeg VVan şehrini kuzeyden güneye doğru katetmektedir. Hat’â bu nehir. Amerikan mukabil taarruzunun hazırlanabileceği, kaim zaviye-11 koprübaşının batı konarını dahi teşkil edebilir.
Bu arada, şimdiki durumun ümitsizliği devam edip gitmektedir. Yang-Dong'dan Hvvanggan kesimine ricat etmek mecburiyetinde kalan Amerikan birlikleri, elân büyük tehlikelere maruzdurlar. İkmal nakliyatı, ancak kamyon genişliğinde ve yor yor pirinç tarlalarından göçen, çok tehlikeli bir yoklan yapılmaktadır. Sıcak ve hareketsiz havada teşekkül eden alçak ve kesif bulutlar, kamyon şoförlerini. gündüz bile lâmbalarını kullanmaya mecbur etmektedir. Şoförlerin ekserisi genç, yorgun vc sinirlidir. Yolu saran tepelerde akseden bir kaç tüfek sesi bile şoförleri, bozan paniğe uğratmaya kâfi gelmektedir ve o zaman şose, devrilmiş ve aykırılanmış kamyonlarla mahşeri bir manzara Brzetmektedlr. Bu yol üzerinde seyahat etmek cepheden pek az tehlikelidir.
Cephede nlsbî sükûnet
İkmal yoluna nispetle cephe Adetâ sükûnet içinde İdi. Dün, kuşatmadan kurtulmak İçin, süratle çekilmek zorunda kalan Amerikan birlikleri, H\vnnggnn’ın kuzeydoğusundan geçen

kullanabilir. Ancak, bu takdirde Güvenlik Konseyi manen sarsılmış, dağılmış ve zayıflamış olacaktır. Amerika^ lılar da bunu bildikleri için şimdiden tedbir almaktan geri kalmıyorlar. A-merika. son zamanlarda FormozA’ya bir siyasi mümessil göndererek, tereddüt içinde bulunan Milliyetçilere, bilhassa şu sırada yalnız başlarına kal-mıyacaklarını bildirmiştir.
Aşağı yukarı kati olarak bilinen bir nokta; Mallk’ln Şimal Korenin yapacağı iddia ve müdafaayı, Güvenlik Konseyinin dinlemesini Istlyeceğidtr. “Bir hâkim, her İki tarafı da dinletmekle mükelleftir” diyeceği sanılıyor.
Parlsteki bütün müşahitler, Rusya-nın tekrar sahneye çıkması ile. Milletlerarası vaziyetin belki daha vahim bir hale gelmiyeceğini. fakat Güvenlik Konseyinin yeniden felca uğrayacağını söylemektedirler.
Teşebbüs, gene Amerikada!
Amerika Maiik’in riyaset edeceği Konsey toplantısına beklenmedik bir teklif ile geliyor
Lake Succcss 31 (YlRS) — Ameri-kanın Birleşmiş Milletlerdeki murahhası Warren Austin, Konseyin bugünkü toplantısında beklenmedik bir teklif yapmıştır.
Teklife göre Birleşmiş Milletlerin bütün âzası Şimal Kore idaresine müracaat ederek ihtilâfa nihayet vermesini ve Kore ihtilâfının başka noktalara da sirayet ederek dünya barış ve emniyetini ihlâl etmesine mâni olmasını. yani mevcut İhtilâfın mahallî kalmasına imkân vermesini bu İdareden Istiyecektlr. Austin yapmakta olduğu teklif hakkında şu izahatı vermiştir:
“Birleşmiş Milletlere karşı düşmanlık gösteren bir Şimal Koreye böyle bir müracaatte bulunmak mânevi değilse bile maddi bir şekilde onu desteklemek mânasına da gelebilir. Bu sebeple muhterem Konsey âzasının bir kısmı benim teklifimi belki de münasip görmiyeceklcrdir. Fakat maksadımız her ne pahasına olursa olsun mevcut ihtilâfı tecrit etmektir. Vakit geç olduğundan bunu bugün münakaşa edemeyiz. Binaenaleyh önümüzdeki celsenin ilk ruzname maddesi o-larak ele alınmasını istiyorum.”
Amerikanın bu beklenmedik hareketindeki maksadın Sovyet delegesi Malik’l kendi ruznamesinl tatbika geçmeden önce Konsey ezasının bir maddelik ruznamesiyle karşı karşıya bırakmak ve bu suretle ruznameye hâkim olmaktır.
Nitekim Warren Austin, gazetecilere içtimadan çıkarken bunun böyle olduğunu ima etmiş, riyaset mevkiinde olan zatın yani Maiik’in böyle makul bir teşebbüsü ceffelkalem ret ve iptal edemiyeccğini beyan etmiştir.
• •
tâli yol üzerinde, günlerden beri ilk defa istirahat edebilmişlerdir. Birlikler. parlak bir mehtap altında, bütün ağırlıklarlyle, muntazam bir çekilme yapabilmişlerdir.
Çekilmeden evvel, yüzb&Şi Willlam D. Nalru kumandasındaki birlikler, Amerikan cephesinde açılan bir gediği kapatmağa çalıştıktan sonra kuşatılmış ve muhasara kordonunu ancak muharebe ederek yarabilmlşler-dlr. Yüzbaşı Nalru, solcenahındakt bir Amerikan birliğine taarruz etmeden evvel, komünistlerin, üniformalarını çıkararak sivil kılığa girdiklerini gözü İle gördüğünü bildirmiştir.
Güney Koreli bir tümen nezdlnde vazife gören bir Amerikan yarbayı, bana, sıkılarak şunları anlattı: “Tepkili uçaklarımız tekrar taarruza geçerken, yanlışlıkla bizim birliğe mensup bir askeri Öldürmüşler vc bir cephane kolunu ateşe vermişlerdi. Bunun üzerine bir kaç Güney Koreli bana hücum etmeğe yeltendi. Kendimi ancak. tabancaya davranarak kurtarabildim.
Ve Yarbay, kusurlu gibi İlâve etti: ”Bize hücum eden uçakların, Avustralya kuvvetlerine mensup idiler.” Yarbayın bu sözleri, ynnımızdakl A-vustralynh bir gazeteciyi, oldukça şaşırtmıştır.
TAHSİL KUPONU
Sayfa 4
YEN! İSTANBUL
1 AfhJRton 1050
Üniversite ve gençlerimiz
Cemiyet hayatı
Avrupa ve Amerika üniversitelerinde yetişen gençlerin hayata intibak imkânları temin olunmasına mukabil, bizdeki gençlerin büyük bir kısmı nazarî malûmat ile teçhiz olunmakta ve hayat için hazırlanmamaktadır
Yazan : ★★★
Yıldızlar konuşuyor
Ana ve babalara nasihat
II
İLİM ve İrfan aahaaında uzun seneklerin mahrumiyetini hisseden Türk Milleti, bütün bu noksanlıkların a-cısını çıkarmak istiyormuş gibi, Cumhuriyet Devrinde yüksek tahsile büyük bir ehemmiyet verdi, dalma a-çık gösteren bütçesine rağmen muazzam fedakArlıklan kabul etti ve gençliğe, en büyük hediyesi olan üniversitelerimizi verdi. •
Eskiden öğrenmek İçin bütün vasıtalar çok noksan olduğundan herhangi bir sahada bilgi edinebilmek için binbir çareye başvurulurdu. Şimdi üniversitemiz muazzam binaları, a-detleri çok profesörleriyle gençliğin hizmetine amade bulunuyor.
Biz burada üniversite gibi muazzam dâvamız hakkında fikir dermeyen edecek, tenkıdler yapacak değiliz, zaten bu çok ilmi ve hayati meselenin ilim adamlarımız arasında tetkik ve münakaşasını ve verilecek kararların ona göre olmasını münasip görürüz.
Bizim şimdi mevzuubahis etmek istediğimiz nokta, üniversite teşkilâtımızın bu kadar büyük olmasının bizim bünyemize ne dereceye kadar tevafuk ettiğini bilmek ve bir de üniversite gençlerinin yetiştirilme tarzlarıyla bunların hayata girdikleri zaman muvaffak olma şartlarını gözden geçirmektedir.
Tekrarından hiç bir vakit vazgeçemediğimiz üzere, memleketimizde bir çok şevlerin istidat ve kudretimizin çok fevkında olduğunun bir misalini de üniversitemizde ve onun muhtelif akşamında görüldüğünü Türk ve ecnebi âlimlerimizden İşitmekteyiz. Her şeyin güzel ve İyi olmasını çok arzu etmekliğimize rağmen bünyemize ve kudretimize müsait olmamasını da kabul edemeyiz. Demokrat memleketler alayişten hoşlanmazlar, onun İçindir ki onların ilim fen ve idare teşkilâtı daima kendi bünyelerine müsait bir tarzda o-lur. Asırlarca maziye malik olan Avrupa ve Amerika üniversiteleriyle bizim boy ölçmekliğimize imkân yoktur. Çünkü biri asırlar süren bir maziye maliktir, diğeri de büyük servet ve kazançların bulunduğu bir yerdir. Bizim üniversitelerimizin henüz bir mazisi yoktur. Bizdeki üniversite, ne eski medreselerin zamanla üniversiteye istihale etmiş şeklidir, ne de darülfünundan munkalip bir tarzdır. Bu teşkilât doğrudan doğruya Avrupa üniversitelerinden alınmıştır. Bunun evvelâ memlekete en lâzım irfan şubelerinden başhya-rak. yavaş yavaş bir tekâmül geçirmesi, öyle zannediyoruz ki daha muvafık olurdu. O vakit büyük mas-
raflar yapılmasına ihtiyaç kalmıya-cağı gibi, profesör aramak derdinden de kurtulur ve üniversite gençlerini barındırmak müşkülâtına maruz kalmazdık.
Her halde bugünkü vaziyetimizin sayın profesör ve ilim adamlariylc aalâhiyattar kimseler tarafından tetkiki ve burada ciddî bazı kararlara varılması, Öyle zannediyoruz ki bugün ve yarınki ilim hayatımız için çok faydalı olaçaktır.
Talebelerin yetiştirilme tarzları da başlıbaşına bir mesele teşkil etmektedir. Avrupa ve Amerika üniversitelerinde yetişen gençlerin hayata, intibak imkânları temin olunmasına mukabil bizdeki gençlerin büyük bir kısmı nazari malûmat ile teçhiz o-lunmşkta ve hayat için hnzırlanma-maktadır. Halbuki bizim gibi hayatı ancak memuriyette aramış ve bulduğunu sanmış olan bir memlekette gençlerin bundan sonra yarının hayat mücadelesinde muvaffak olacak bir unsur halinde yetiştirilmesi zarureti vardır. Biz, üniversite gençlerimizin hangi fakülte olursa olsun, kafalarının mütemadi surette nazariyeler içinde doldurulmasının hiç de müspet netice verebileceğini zannetmiyoruz.
Gençlerimize ilk vereceğimiz ameli ders, onların lisan bilmeleridir. Dünyanın hiç bir köşesinde ecnebi bir lisan, o memleketin okulunda iyi öğrenüemez. Bu dert çok umumidir. Almanyada, liselerde senelerce fran-sızca okumuş Alman okul arkadaşlarımıza tesadüf ettik; bunların hiç birisi ufak bir Fransızca cümleyi derleyip toparlıyamıyorlardı. Fakat üniversiteye girdiğinden itibaren bunların ilk İşleri, bu kusurlarını İzale etmek olmuştur. Ya üniversite tahsilleri esnasında muhtelif gece lisan derslerini takibetmlşler yahut da tahsillerinin meselA bir sömestrini Fransa ve İsviçrede yapmışlardır.
Biz, Avrupada tahsili, baştan niha? yete kadar orada yapılacak bir şey telâkki etmekteyiz Avrupada tahsil dediğimiz zaman da hatırımıza ale-lekser, hükümetin verdiği yüksek ücret gelmektedir. Bu yüksek ücreti alan ve üç yahut dört sene için bir yere gönderilen genç, o tarihten itibaren kendisini memur addetmiş ve aylıklarını bekliyerek çok defa kendini fazla çalışmaktan müstağni görmüştür.
Harice giden bir üniversite genci öğrenci olmıyarak bulunduğu memlekette bir sene amelelik etse dahi . bir şey kaybetmiş olmıvacaktır. Hayatım ecnebi bir memlekette kazan-
İnsanın talih vs mukadderatı Üzerinde yıldızların büyük bir rol oynamakta olduğunu iddia edenler ve buna inananlar çoktur. Bu telâkki ve bilgiye QÖro her insan muayyen bir yıldız altında doğar, dünyaya geldiği yerde ve anda başı üstünde bulunan bu yıldızın bütün hayatı boyunca derin tesirleri altında bu* lunur. Bir kimsenin kendi yıldızına göre bir haftalık, İki haftalık, bir aylık veya bütün ömrü İçin mukadderatını tâyin ve tesbit etmeğe, oroskopunu yap* oıak, eski tabirle, "zayiçesini tanzim ötmek,, denir.

Gazetemiz karilerine muayyen zamanlarda bu hizmeti yapacaktır. Doğduğu* nuz ayı ilk sütunda arayınız, aşağıdaki işaretlere bakınız, onların Ifado ettiği mânayı altta bulacaksınız. Yıldızınızın söylediği umumi hüküm son sütundadır.
Dolduğunu» tarihe göre nldızınıa. M o ( Cı □ S u 3 31 3 IH -Y-T u ö 53 s 1 Aftımtostan 15 Atustomı lcndnr
Hamel (Koç) 21 Mart • 19 NIb&d Her zamandan çok daha mesut bîr on beş gtln. Fakat başkalarına İçinizi dökmekten kaçının.
O O 0
Sevir (Boğa) 20 NIbad - 20 Mayıs 1 o r a o o Ü . Fikirleriniz gittikçe gelişiyor Şansınız gayet İyi.
& îklaler 21 Mayıs - 20 Hatıran o O t! O o ö Sakin bir on beş gün geçlre-(j çeksiniz. Fakat biraz Isllra-J hat etmeye bakın.
Seratan (Yengeç) 21 Haziran • 21 Tommtjs o O u Fevkalade bir on beş gün al* ze çok zevk verecek, kıea bir seyahat yapacaksınız.
Arsl&n 22 Temmuz 22 Ağustos 0 © O o 0 işinizde sizi memnun ederek hâdiseler var. Fakat aşkta şansınız daha nx. sıkıntılarınız gelip geçicidir.
Sünbüle 23 Ağustos - 22 Ehdûl w o >7 Sıhhatim* ve İşini* çok İyi ** değil.
■M Mizan 23 Eylül • 22 Ekim Akrep 23 Ekim • 21 Kasım O o 0 Seviliyorsunuz; blIhnHRa bu on beş gün İçinde bir gün çok mesut olacaksınız.
o S o t Yaptığınız işten daha İyilerine (Ayıksınız, hem de alma mz lAzım gelen paradan daha az alıyorsunuz.
$ Kava (Yay) 22 Kasım • 22 Aralık o O Saadet yakınlarınızda dolaşıyor. istifadeye bakın.
o w • o o' d
Cedi (Yaban-keçlsl) 23 Aralık - Arkadaşlarınız size fena nasihatler veriyorlar. Daha ziyade kendi kalbinizi dînleseniz sıkıntılarınız azalacak.
19 Ocak o © O
A Deliv (Saka) 20 Ocak - 18 Şubat o Mektupla aldığını* bir haber, becerikli davranacak oluraa--' mı lehinize olacaktır.
o © ©
W Hut (Balık) 19 Şubat • 20 Mart İşiniz canınızı sıkıyor Yakında İşinizi veya işçilerinizi değiştirmeniz çok muhtemel.

(y = Îjans SUrprD Q • Hiç fevkaladelik yo) * Müşkülat = Sıkıntı = ümit Değişiklik O* z Muvaffakiyet
mak. ona ilk hayat yolunu gösterecek ve aynı zamanda lisan öğrenmesine vesile olacaktır. Gençliğimizin bunu çok iyi düşünerek yapması da şarttır. Çünkü hiç bir ciddi tetkike istinat etmiyerek harice çıkan gençlerimizin çok defa sefil ve bedbaht olduklarını gördük. Onun için bu nüansta ihtiyatlı davranmak ve ufak şehirlerdeki üniversiteleri tercih e-derek ucuz yaşamak yolunu bulmak w
lâzımdır. Her halde yarının hayat a-damı olacak gençlerin kabil olduğu kadar kuvvetli ve emin olarak yetişmesi bu memleketin beklediğimiz saadete varmasının tek yoludur ve biz bu yolu hükümetin göstermesinden ziyade gençlerimizin zekâlarını kullanarak kendi yollarım kendilerinin bulmalarını ve hayatta muvaffak olmak için kendilerinin çareler düşünmelerini daha doğru buluruz.
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
Hicrî 19 5 0 Rumi
ÇevvAl Ağustos Tem.
17 i 19
1369 ■ 1366
Salı
VAKİT VASATİ EZANI
Güneş 5.54 9.27
Öğle 13,20 4.53
ikindi 17.15 8 (3
Ak«am 20.26 12.00
Yatsı 22.15 1 19
îmnrtk 3.54 7.27
SİNEMALAR
BEYUÛLU CİHETİ
ARIN 1 — Şehrazadın Doğuşu. 2 - ölmlycn Rüyalar. 3-öldüren Keman.
ALKAZAR (42562) 1 — Kılıçların Gölgesinde. 2 — Kabadayılar Kıralı.
AR (44394) 1 — Vatan Kurtaran Aslan (Renkli). 2 — Marta-nın Aşkı.
ATLAS (40835) 1 — Monte
Kriato’nun Mirası. 2 — Sinemacılar Kıralı.
BEŞİKTAŞ BAHÇESİ 1 — Casuslar Çarpışıyor. 2 — Büyük Vşİih
İNCİ 1 — Üç Ahbap Çavuşlar 2 — Bağdat Perisi.
İPEK ı44289) 1 — Kslbsiz Kadın. Vahşî İntikam.
MELEK (44b68/ Tabancalar Patlarken. 2 — FIcfU.
LÂLE (43595) 1 — Casuslar Savaşı. 2 —- Karanlık Geçit SARAY (41656) 1 — Baaübadel-mevt (Türkçe). 2 — Kadın Cel-lad.
SVATPARK (83143) 1 — Yu-\am. 2 — Tulsa.
St'MER (42851) 1 — Atlantld 2 — Monte Krieto’nun Elmasları.
ŞARK (40380) Gençlik Ateşi. 2 — Ana İstırabı (Türkçe).
ŞIK 1 — Sevimli Haydut 2 — Sevimli He yu ut un İntikamı (Türkçe).
TAKSİM (43191) 1 — Zehra. 2 — Tarzan.
TAN 1 — Her zaman Kalbimdesin. 2 — Ateş Bekçileri.
t* NAL (49306) 1 — Namus Mücadelesi. 2 — Robînson Adası.
t NAL YAZLIK 1 — Hayat Fırtınası. 2 — Tomaon Caniler Çetesi.
YENİ 1 — Aşk Dansı. 2 — Hacı Murat. 3 — Çanlar Çalarken. YILDIZ (42847) 1 — Yedi Çiçek. 2 — ölüm Bestesi,
İSTANBUL CİHETİ
ALJSMDAR (23863) 1 — Vatan Fedaileri- 2 — İşkence Diyarı*
AYSTT 1 — Tarzan Ormanlar Hakimi. 2 — Bir Yenmenin Ahi.
AZAK 1 — Yeşil Yunus Sokağı. 2 — Kalbim Şenindir. 3 — Loreî Hardi Dans öğretmeni. ÇEMBERLİTAS 1 — Kantoma 2 — Korkusuz Reis. 3 — Tekrar Edilen Sahne.
HALK 1 — Gangster Hafiye. 2 — Sarı Gül.
İSTANBUL (22367) 1 — ölüm Akıncıları. 2 — Fedakâr Doktor.
KISMET (26654) 1 — SeylAnın Kaderi. 2 — Altın Peşinde. 3 — Hafiycler Kıralı.
MARMARA I2S860) 1 — Unutulmaz $arkı (Renkli). 2 — Kanunsuz Sokak.
MİLLİ (22982) 1 — İşkence Diyarı. 2 — Vatan Kahramanı.
TURAN (22127) 1 - Gönüllü
Kahraman. 2 — Şehrazadın Doğuşu. 3 — Kahramanın İntikamı »Türkçe).
YENİ »Bakırköy 160-126) 1 —
Mayerllng Esrarı. 2 — F/ınto-maiar Pençesinde.
KADIKÖY CİHETİ
HALE 160112) 1 — Yılan Kadın. 2 — Tarzanın İntikamı.
OPERA (60821) I - Harov Kumarbazı. 2 — Ormanlar Hâkimi.
SÜREYYA ((^862) 1 — Hint
Kaplanı 2 — En Güzel Hayalim.
ANKARA
AM‘ A (23432) 1 — Harman ku.va. 2 — Baba Katili.
BIYIK (15031) 1 — Sokak Kızı, Kitty 2 — Tatlı Belâlar. CEBECİ (138-16) 1 — Lorel Herdi. 2 — Keşif Alayı 3 — Paşanın Kızı.
PARK (11131) Uçuruma Doğru SUS (14071) Düşman yumruğu altında Parla.
St'MER (14072) 1 — Bataan’e Dönüş, 2 — Kovboy Şarkıcısı ULUS (22249) I — Yeşil Yunus sokağı. 2 — İki Cingöz Kız Kollcjinde.
YENİ (14040) 1 — Çam Sakızı Kâşif. 2 — Büyüklük Delisi.
GAR (GAZİNOSUNDA İtalyan Akrobatları.
İZMİR
ELHAMRA 1 — Brodtvay’a 8e-lâtrı. 2 — Kanunsuz Sokak. 3— Zafer Âbidesi
LALE 1 — Sayılı Kahramanlar. 2 — Altın Küpeler. 8 — Büyük Macera.
TAYYARE 1 — Vicdansız Kadın. 2 — Hortlnk Zambi.
TAN 1 — Sayılı Kahramanlar.
2 - Altın Küpeler. 3 — Büyük Macera .
YENİ SİNEMA 1 - Kanh Döşek 2 — Hacı Murat Geliyor
3 — Zoronun İşareti.
MELEK: 1 — Esir kız. 2 — Maymun kadın.
UÇAK . TREN - VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
9.45 D.H.Y. (Türk) Bıırsa-dan. __ p,5o d.H Y. (Türk) 1z-mhrden. — 14 in L.A.Î. (italva) Roma, Atinadan. — 15.00 D.
Çocuklarda herhangi bir ruhî hastalık, vücudundaki bir hastalık kadar, hattâ ondan daha büyük bir tehlike teşkil eder
H.Y. (Tür’-) Van. D. Bak.r, Elazığ. S» Ankaradan.—15.15
Urfa, G.A p, Adana, Konya. Afyondan.—15.35 D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adana, Ankara-dan. — 15.50 B.E.A. (Ingiliz) Londra, Nis. Roma. Atinadan.
— 16.00 D.H.Y (Türk) tzmlr-dcn. — 16.45 D.H.Y. (Türk) İzmir, Bahkcsirden. — 18.25 D.H.Y. (Türk) Kahire, Beyrut. Ankaradan. — 18.35 D.H.Y. (Türk) Ankaradan. — P.A.A. (Amerikan) Hong-Kong, Ban-kok, Kalküta, Delhi, Karaşl. Basra. Şamdan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 D.H.Y. (Türk) Bursava.
— 8.30 B.E.A. (İngiliz) Atina, Nla. Londra. — 9.00 D.H.Y. (Türk) Ankara, Kayseri; Malatya. Elâzığ, Erzurum — 10.15 D.H.Y, (Türk) izmirc —
10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara. Adana, lskenderuna. — 16.00 D.H.Y. (Türk) lzmire. — 17 00 D.H.Y. 'Türk) Ankaraya. — 17.05 D.H Y. (Türk) Bursava.
— 21.35 P.A.A. (Amerikan) Brüksel. Londra, Gander, Ne'v-York‘a.
GELECEK OLAN VAPURLAR
14.00 Ankara, B, Akdcnlzden.
— 18.00 Necat, îneboludan
— 18.00 Ülgen, Çanakkaîeden.
— 22 00 Sus. Mudanyadan. —
22.30 Uludağ. Bandırmadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
8.00 Uludağ, Bandırmaya. — 9.00 Sus, Mudanynya. — 17.00 Maraknz, Mudanyaya. — 18.00 Erzurum, İskenderun». — 19.00 Antalya, Karabigaj'a.
GİDECEK OLAN TRENLER
22.00 Konuşma. — 22 15 Dans parçaları (PL). — 22.45 M. S. Ayarı ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL RADYOSÜt
12.57 Açılış ve programlar. — 13 00 Haberler. — 1315 Dan*
müziği (PL). — 13.45 Şarkı ve türküler. — 14.20 Serbest saat.
— 14.30 Türküler ve oyun havaları (PL). — 14.50 Novatıme Trlo’dnn dans müziği (PL). — 15 00 Programlar ve kapanış — 17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Tango ve Rumbalar (PL).
— 18.30 Sadi Yaver Ataman memleket havaları ses ve saz birliği konseri. — 19.00 Haberler. __ 19.15 İstanbul haberleri.
— 19.20 Radyo senfoni orkestrası. —20.00 Serbest saat. — 20.10 Viyola soloları. — 20.30 Verdi opernlnrındnn sahneler (TL)» — 21 00 Asırlar boyunca Türk mu-şlkîal. — 21.30 Fasıl heyeti konseri, — 22.10 Asrımızın müziğinden örnekler (PL). — 22.30 Caz müziği (PL). — 22.45 Haberler. — 23.00 Karışık hafif gece müziği (PL). — 2380 Programlar ve kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN
SEÇME YAYINLAR
LONDRA:
7 40 Hassa Askerleri Bandosu
— 8 00 Dinleyici İstekleri (Hafif müzik). — 9.30 Caz Kulübü.
— 10.30 “Grand Hotel,. müzik.
— 11.10 B B.C. Opera Orkestra ve korosu. — 13.30 Oscar Rabln ve Orkestrası. — 15.30 B.B.C. •‘Northern.. Orkestrası. — 18 15 Colln Horalcv (Plsno). — 23.15 BBC. “Symphony,, Orkestrası.
1 — Ahlâki durumu rasln (İki kelime). 2 — Tersi bir erkek İsmi; Gözleme. 3 — Av; Nısıf. 4 — Avuç içi; Vazife; Tersi bir ölçü. 5 — Tersi çöl seyyahını aldatır; Ses. 6 — Hububat tozu ahzeden; Çeşnisine bak. 7 — Bir harfin okunuşu; Mahkemeden çıkar; Eski harf-den birinin okunuşu. 8 — Ya-rab bu °... ne tükenmez ha-
zinedir. 9 — Sur;Blr pamuk cinsi. 10 — Para mahfazası tek (İki kelime).
Yukarıdan ayağı ı
1 — Alaturka bir makam. 2 — Bayağıca; Bir renk. 3 — İplik sarılır; Tersi bir göz rengi. 4 — Amerikanın remzi; Abdülhak HA midin bir eseri. 5 — Mecmua. 6 — Şişkinlik; Tersi dolayan. 7 — îstlfrn; Dlsncy’ln çocukları. 8 — Kibarlık; Tersi parmağını hatır. 9 — Gelir; Sıfat takısı. 10 — Güveni mevcut (iki kelime).
8.20 Sernplon Eks. (Avrupa).
— İS 10 Ankaraya (Eks.) — 23.20 Ankaraya (Eks.).
ANKARA RADYONU:
7.28 Açılış ve program. — 7 30 M. 8. Ayarı. — 7.31 Neşeli müzik (PL). — 7.15 Haborler. — 8.00 Saz eserleri (Pl.). — 8.15 Hafif sololar (Pl.). — 88.25 Günün programı ve hava raporu.
— 8.30 Hafif orkestra parçala-
rı (PL). — 9.00 Kapanış. — 12.28 Açılış ve program. — 12.30 M. S. Ayan. — 12.30 Şarkılar. —
13.00 Haberler. — 13 15 Melodiler (Pl.). — 13.30 öğle gazotCHİ.
— 13.45 Tango, Rumba ve Sambalar. — 14.00 Hava raporu akşam programı ve kapanış. — 17.58 Açılış ve program. — 18.00 M. S. Ayarı. — 18.00 Şarkılar.
— 18 30 Salon orkestrası (PL).
— 19.00 M. S. Ayan ve haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak. — 19.20 Yurtlan sesler. — 19.45 Radyo İle İngilizce. — 20.00 Koman .loloları (PL). — 20.15 Radyo Gazeteni. — 20.30 İncesaz (Acemaşiran Faalli. — 2L00 Temull. — 21.45 Serbest saat. —
EMİNÖNÜ: Ankara (Eminönü) Sırrı Başdoğan (KÜçükpazar). Esat Divanyolu (Haydar Yeni (Laleli).
BEYOĞLU: Güneş (Merkez) Barunak (Taksim) Batist Tülbentçi (Taksim) Bankalar (Galata) Necdet Ekrem (Şişil) Çubukçu (Şişil) Hahcıoğlu (Has-köy) Yeni Turan (Kasımpaşa), f ATİlf: Üniversite (Şehr.ade-başı) Ethem Pertev (Aksaray) Snmatve - Hamdl Emgen (Şehremini) Edlrnakapı (Karagünv rük) H. Gökengln (Fener).
EYCr: Arif Beşer.
BEŞİKTAŞ: S. Recep (Beşiktaş) Yeni (Ortaköy) Arnavut-köy Merkez (Bebek).
KADIKÖY: Soğütlüçeşme, Kı-zıltoprak - Göztepe - Bostancı. CskCdAR İttifak.
HEYBELİADA: Heybeliada. BU YUKADA: Merkez.
İZMİR
Alsanetık - Ege (Basmahane). Hilâl (Kemernltr) Aşri (Eşref-paşa) Güzelvalı (Yalılar) ANKARA; Halk, Hayat, Güray.
Dt-NKÜ BULMACANIN
HALLİ
Soldan sağa.
1 — Yeni kabine. 2 — Elada; man; Kol. 3 — Natamam; Ye. 4 — Idnmî Zaman. 5 — Koma; Na. 6 — Eseri tam. 7 —Bilâkis; Ll. 8 — İşit; Hatay. 9 — Na; AsA; Eına. 10 — Erişcml-yen.
Yuk}irı(rnn uşağı:
1 — Yeni kabine. 2 — Eledo; İşar. 3 — Netameli. 4 — İmam; Sataş. 5 — Şam; Tek; Se. 6 — Ennz; MAhlr. 7 — Manisa. 8 — Ek; Mat; Toy. 9 — Maya; A-lâmet. 10 — Elenemlyrn.
Beyoğlu 44044 Kadıköy «0872
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00, İzmir 2222 Knrşıvalcn 15055
SIHHİ İMDAT
lötanbııl Beyoğlu 4499*
Anadolu yakası 60536
Ankara ül
İzmir 2251
Çocuğun ruh! hayatını ihmal etmek istenılyen akıllı ana babaların yapması gereken şey, İlk emareleri anhyabilmcktlr. Bunu anlamak için doktor yahut ruhiyatçı olmak gerekmez, yahut herhangi bir ruh doktorunun kullandığı metod ve testler lâzım değildir. Sadece bir anamıj veya babanın aklını, zekâsını kullanması yeter. Ana babalara yardım olmak üzere, burada, en büyük psi-kiatrist ve pcdiatristlerln, ilk emareler hakkında gösterdikleri bir kaç ip ucunu veriyoruz:
1 — Aşın hırçınlık ve I iimi f sizi ıh.
Dört yaşmda bir erkek çocuk, yeni kardeşi doğana kadar gayet sakin tabiatlı ve usluydu. Fakat kardeşi dünyaya gelir gelmez, birdenbire hırçınlaşıp, vahşileşti. Sade babasını itip kalkmakla kalmadı, aynı zamanda, annesinin kollarından, küçük kardeşini çekip almıya kalktı. Ruhiyatçıların söylediğine göre, yeni bir çocuk doğunca, büyük çocuğun böyle hareket etmesi çok görülmüş hâdiselerdendir. Büyük çocuk gene bütün alâkanın kendi üzerinde toplanmasını ister ve bunu, küçük kardeşine hücum etmekle temine çalışır.
Gene ruhiyatçıların söylediğine göre, bu gibi hırçınlıklar 18 ay ilâ 4 yaş arasındaki çocuklarda çok görülmektedir. Onun İçin bu devredeki çocuklar, arkadaşlarına kızıp, döv-miye, hırçınlık göstermlye kalkarlarsa, telâşa düşmeyin.
Fakat eğer çocuk bu haline bir kaç sene daha devam edecek olursa, o zarnan telâşlanmanız lâzımdır.
2 — Aşırı sıkılganlık ve pısırıklık.
Daima Annesine sarılıp oturan, o-kulda yalnız bırakılmaktan korkan, arkadaşı olmıyan ve normal bir çocuğun bütün oyun ve eğlencelerinden uzak, kendi İç âleminde yaşayan çocuğa çok dikkat edin. Okulda, arkadaş muhitinde olmasına rağmen, hâlâ ailesinin himayesine gizlenerek tek başına yaşamak lstiyen bir çocuk, ciddi bir ruhi hastalık geçiriyor demektir.
Dr. Lovrey şöyle diyor: “Aşırı sıkılgan ve pısırık olan bir çocuk, aşırı hırçın ve vahşî olan bir çocuktan daha tehlikelidir. Aşırı hırçınlık yavaş yavaş işe yarıyacak faal bir harekete çevrilebilir. Fakat aşın pısırıklık ve çekingenlik neticesinde, dı? âdemle temas kaybedilir ve neticede çocuk cemiyete kendini uydurmak kabiliyetini kaybeder.”
3 — Parmak emmek ve
tırnak yemek.
Hemen hemen her ana baba bu problemlerle karşılaşmıştır. Bir çokları, çocuğa eldiven giydirmek yahut eline acı bir şey sürmek gibi çarelere başvurmuşlardır.
Hoş bir hareket olmasa dahi, parmak emmek ve tırnak yemek, Uç yaşlarına kadar hiç de anormal bir hal değildir. Fakat, eğer daha büyük bir çocuk parmağını emmek ve tırnağını yemekten zevk alırsa, o zaman bu hal, bir ruhî hastalığın e-nıâresi olarak kabul edilebilir.
4 — Yalan söylemek.
Sekiz yaşında bir kız çocuğu, mütemadiyen uydurma şeyler söylüyordu. Sınıf arkadaşları atlardan bahsedince, kendinin de bir atı olduğunu söylüyor, tavuklardan bahsettikleri vakit kendi tavuk kümesini anlatıyordu. Bir gün babasının, bir pilot olduğunu söylüyor, ertesi gün de, polis olduğunu iddia ediyordu, öğretmeni, şayet bu huyundan vazgeçmezse, ceza alacağını söyledi. Fakat, küçük kız yalanlarına devam etti.
Fakat okul Öğretmeni, küçük kızın cezadan çok sevgiye ihtiyacı olduğunu anlamış. İçinde yaşadığı dünya, kendi arzusuna uygun olmadığı İçin, o da kendi kendine, bambaşka bir dünya yaratmış.
Öğretmeni, kızın ana babasına, çocuklarına daha fazla sevgi ve alâka göstermelerini ve hattâ bir köpek hediye etmelerini söyledi. Okulda, piyes ve oyunlarla, çocuğun muhayyilesini işletnılye ve müze, hayvanat bahçesi ziyaretleriyle de küçük kızın hayatına yeni heyecanlar sokmıya gayret etti. Bir kaç Ay sonra çocuk, yalancılığından vazgeçti.
5 — Yatağı ıslatmak.
Bir ana baba için, çocuğun yatağını ıslatmasının ne zaman normal, ne zaman da bir hastalık olduğunu anlamak güç bir meseledir. Çocukların hangi yaşta bu huydan vaz geçecekleri katiyetle tesbit edilmiş değildir. Ekseri çocuklar dört yaşından sonra yataklarını ıslatmazlar. Dört yaşında yatağını ıslatmak âdetini bırakıp, sonradan ara sıra yataklarım ıslatrnıya devam eden çocuklar da bir endişe mevzuu teşkil etmezler. Fakat üç yaşında yatağım hiç ıslatmıyan bir çocuk, sonradan tekrar devamlı bir şekilde ıslatrnıya haşlarsa, o zaman bu, gayrı tabii bir vaziyet teşkil eder. Çocukların bu vaziyeti kontrol edebilmesini öğrenmeleri seneler sürer ve sonradan herhangi bir ruhî sebep dolayısiyle bu, tekrar unutulabilir.
Dört yaşından büyük bir çocuğun devamlı bir şekilde yatağını ıslatması, Anormal bir hâdisedir ve bunun gene muhakkak ruhî bir sebebi vardır. Bunun sebebi, meselâ yeni bir kardeş olabilir. Eğer böyle bir «eben mevcut değilse, ana babanın, bunun sebebini araştırması gerektir. Çocuğu cezalandırmak, yahut utandırmak saçma bir tedbirdir. Yegâne müessir çare, asıl sebebi tamamiyle ortadan kaldırmak ve düzeltmektir.
6 — Yemekte uygunsuzluk.
Dr. Despert’in muayenehanesine getirilen yedi yaşında bir çocuk, ye-
mek olarak sadece tereyağı ve bal ile yapılmış sandviçten başka bir şev yemiyordu. îkl yıl önce, annesi bir seyahate çıkmış ve çocuğu teyzesine bırakmıştı. Teyzesi de yemekte, mütemadiyen çocukların fena yemek yediklerinden, doğru dürüst yemek yemesini bilmediklerinden şikâyet e-derdl. Çocuk da. zaten, annesinin kendisini İhmal ettiği zehabına kapılmıştı. Annesi de teyzesinin disiplin fikrine İştirak edince, çocuğun, epey bir zamandır içinde biriken hırçınlık ve kırıklık bahsi büsbütün ortaya çıktı.
Böyle, sofra başında meydana çıkan binlerce huysuzluklar, daha doğrusu "ruhî hastalıklar” mevcuttur. Tabii hemen hemen bütün çocuklar, bilhassa Üç yaşlarında, yemek nevilerini değiştirirken güçlük çekerler ve huysuzluk yaparlar. Fakat üç yaşından sonra bu hallerin sebebi daha derin ve daha karışık bazı ruhî meselelerdir ve bunlara dikkat edilmesi gerekir.
T — Korku ve endişe.
Mary adında, üç yaşında bir çocuk, daha üç yaşındayken, haftada en s-«ağı iki gece kâbus görürdü. Altı yaşına gelip de okula gittiği ilk gün, annesinin eteğine korku ile sarılara* kendisini yalnız bırakmamasını söyledi. Annesi ile babası, gece bir ye* re gidip onu hizmetçi ile beraber bırakacakları vakit ağlar ve onu yalnız bırakmamaları için yalvarırdı.
Ruhiyatçılar bu durumun bilhassa "istenmemek hissi” nden doğduğuna inanırlar. Dr. MU ton, “istenmemek hissi, çocukluk devresinin en büyüle problemlerinden biridir,” der. “Bir çocuk için, kendisinin sevilmediğini ve İstenmediğini hissetmekten daha korkunç bir şey olamaz.” Bu histen doğan endişeler, halli en güç olanlarıdır.
Ana babalar, çocuklarındaki anormal hallerin sebeplerini anlattıktan sonra ne yapabilirler? Her şeyden önce oturup, beraberce bu işi münakaşa etmelidirler. Kendi kendinize şu yedi suali sorabilirsiniz:
1 — Çocuğunuza karşı çok müsamahakâr mı davranıyorsunuz?
2 — Çok sert misiniz?
3 — Kendi ruhî ihtiyaçlarınızı kAr. şılamak için çocuğunuzu bir oyuncak gibi kullanıyor musunuz?
4 — Çocuğunuzdan lüzumundan fazla şeyler bekliyor musunuz?
5 — Çocuklarınızdan birine, diğerlerinden fazla alâka gösteriyor musunuz?
6 — Çocuğunuzun üstüne lüzumundan /azla düşüyor musunuz?
7 — Çocuğunuzun, kendi kendini yetiştirme ve müstakil olabilme hissini kırıyor musunuz?
Eğer bu hataları düzeltebilirseniz, vaki olan problemleri de kendi kendinize halledebilirsiniz. Fakat, ortada mevcut olan problem eğer çok karışık ve mühimse, o zaman salâhiyet sahibi bir kimsenin yardımına müracaat etmeniz gerekir. Bir çocuk ruhiyatçısı veya pedlatristlnin yardımını aramak lâzımdır.
Her ana baba bilmelidir kİ, bu gibi meselelerde alcıl danışıp yardım 16-temek. bir hata veya küçüklük do-ğildir. Bilakis, böyle yapan Ana baha çok mühim bir noktayı İdrak etmiş demektir: Herhangi bir ruhî hastalık, bedeni bir hastalık kadar, hattâ ondan daha büyük bir tehlike teşkil e-der. Bu problemlerin vaktinde farkına vararak ve bir an ewe! çaresine bakarak, ilerde vuku bulacak herhangi bir üzüntü ve ıstırabın önüne geçebilirsiniz.
(•) Bu makalenin başı 21 temmuB tarihli sayımızda çıkmıştır.
HİKÂYE
Körler
memleketi
Yazan : II. G. Wells
QHlMBORAZO’dan 300 mil me-safede, Ekvator Ant’lannın vahşi yamaçları arasında, insanların yaşadığı dünyadan uzak, esrarengiz bir vadi vardı: Körler
Memleketi. Senelerce evvel bu vadi, uzak olmakla beraber İnsanlara açıktı, yarlar ve korkunç uçurumlar aşarak oraya gitmek mümkündü. Nitekim, zalim bir İspanyol hükümdarının hışmından kaçan bir aile bu vadiye sığınmıştı. Sonra meşhur Mindobamba Zelzelesi oldu. Quito’da 17 gün hava karardı, gündüzler gece oldu. Sular kaynadı, denizlerde balıklar hAş-landı. Seller aktı ve sahillerde bir çok yer kaymaları oldu. Bu arada Arauca’nm da bir tarafı kayarak, Körler Memleketini insanların dünyasından tamamiyle a-yırdı. Fakat oranın İlk sakinlerinden birisi, tesadüfen o dehşetli sarsıntı esnasında, yar’m beri tarafında kaldığından, oradaki bütün malını mülkünü, karisiyle çocuğunu unutup, bu dünyada hayatını yeniden tanzime mecbur oldu. Fakat hastaydı, gözleri görmüyordu, kör olarnk öldü. Bize anlattığı hikâye İse, Ant'ların boyunca söylenilen bir efsane olarak kaldı.
Hikâyesine, o vadiye henüz bir çocukken nasıl ve niye gittiğini anlatmakla başladı. Söylediğine göre, vadide bir İnsanın arzu edebileceği her şey vardı: Tatlı sular, meralar, mülâylm bir iklim, mükemmel meyveler yetiştiren, kahverengi münbit bir toprak, bir yanda bol çam ağaçlariyle muazzam bir orman. Yukarıdan ise vadi, üç taraftan yalçın tepeleri karlarla örtülü kayalıklarla çevriliydi. Arada sırada dağlardaki bir glasyeden büyük buz kütleleri vadiye düşerdi. Buraya ne yağmur ne de kar yağardı. Tarlalar. ırmaklar vasıtasiyle sulanırdı. Burada yaşıyan insanların bir tek üzüntüsü vnıüi. hem de pek büyük bir üzüntü: Kendilerine garip bir illet Arız olmuştu. Bütün çocuklar kör doğuyor, hattâ büyükler bile zamanla görme kabiliyetlerini kaybediyorlardı. Bütün vadiyi saran bu Afete karşı çnre bulmıva çalıştılar* O devirde insanlar mikrop nedir bilmezlerdi. Onun için bu derdi, bir günahın neticesi sandılar. Mülteciler beraberlerinde bir rahip getirmemişlerdi. Şimdi deva olarak muskalara, dualara ihtiyaçları vardı. Bütün para ve ziynetlerini bir araya topladılar, içlerin»len birisini seçtiler. Onu, uzaklara İlâhî yardımı temine, gönderdiler. İşte bize hikâyeyi anlatan da bu Adamdı. Bizim dünyamızın bütün Adetlerine bigâne idi. Bu zavallı avareyi kör yurt-daşlarının derdine çare ararken tanıdım. Anlattığı hikâye, bize, bilmediğimiz bir yerde yaşıyan kör bir ırkın mevcudiyetini öğ-^ retti.
4
Şimdi unutulmuş ve terkedilmiş olan bu ücra vadideki küçük topluluk arasında hastalık, bütün hükmünü İcra etti. Büyükler pek az görür oldular. Gençler ve çocuklar tamamiyle körleştiler. Fakat gayet gariptir ki, hayat onlar için hiç de güç değildi. Zararlı hayvanların bulunmadığı, yalnız lâmalann otladığı bu güzel vadide, gözleri görüyormuş gibi herkes çalışabiliyordu. Körlüğe a-lışmışlar, yavaş yavaş kayıplarını unutmuşlardı. Küçükleri de vadiyi, kendileri gibi, iyice tanıymcı-
Çeviren : S. Yahya bey oğlu
ya kadar rel *>erllk etmek suretiyle yetiştirdiler. Zaman geçtikçe, tamamiyle körlüğün esiri oldular. Buna rağmen, taş sobalarda ateşlerini bile korkusuzca yakabiliyorlardı.
İspanyol kültürünün izlerini taşıyan bir medeniyetleri vardı. Fakat zamanla bir çok şeyleri u-nuttular. Geldikleri harici dünyanın anane ve âdetleri gittikçe efsaneleşti ve muğlaklaştı. Bu küçük topluluk gitgide çoğaldı, görüş kabiliyetleri hariç, her şeyde geliştiler. Anlayışları arttı, kendilerine göre iktisadi ve içtimai esaslar kurdular. Vadiden Allahın yardımını aramak için çıkan atalarının nesli üstünden 15 nesil gelip geçti.
İşte bu sıralarda, hariçteki dünyadan. Körler Memleketine garip bir tesadüf eseri olarak bir adam geldi. îşte bu. o adamın macerasıdır:
Kendisi. Quito civarından bir dağcıydı. Okumuş, bilgili ve dünyayı gezmiş bir adamdı. Bir gün Ekvatör’e gelen bir İngiliz kafilesine rehberlik ederek dağlara tırmandı. Bir ara arkadaşları, onu kaybettiler. Kaza hakkında bir çok şeyler yazıldı. Fakat en iyisini Pointer yazdı. Kafile en korkunç ve büyük uçuruma tırmanmış, küçük bir kayanın üzerinde, geceyi geçirmek için bir sığmak kurmuştu.
Tam o sırada Nunez’in kaybolduğunu farkettiler. Bağırdılar, seslendiler, cevap alamadılar. O gece uyumadılar; sabah olunca düştüğü yerde izlerini gördüler. Hiç ses çıkarmamış olması imkânsızdı. Dağın meçhul tarafına doğru, kayarak düşmüştü. Aşağıda kalın bir kar tabakası vardı, o-radan yuvarlanmış olacaktı. İzini, korkunç bir uçurumun başına kadar takibettiler. Oradan öteye her şey bir meçhuller perdesinin Arkasına saklanmıştı. Çok uzaklarda. derin bir vadide yeşil a-ğaçlar görebildiler, körlerin kaybolmuş memleketi. Fakat oranın Körler Memleketi olduğunu bilmiyorlardı. öğleye doğru teşebbüsleri akim kaldı. Felâkete boyun eğdiler. Pointer tekrar teşebbüse geçmeden harp patladı.
Düşen adama gelince: ölmedi. Kaydıktan sonra, uçurumdan a-şağı bin kadem kadar düştü. Yu-kardakinden daha kalın bir kar tabakasının içine gömüldü. Başı dönmüş, hisleri uyuşmuştu. fakAt vücudunda kırık filân yoktu. Nihayet kendisiyle beraber yuvarlanıp hayatını kurtarmış olan beyaz yığınlar arasında sakin kaldı. Kendine geldiği zaman, bir yatakta hasta yatıyormuş hissine kapıldı. Sonra bir dağcı zekâsiy-le vaziyetini kavramıya çalıştı. Gökte, yıldızlar parlıyana kadar İstirahat etti. Nerede olduğunu merek ediyordu.
Ötesini berisini yokladı. Düğmeleri kopmuş. ceketi başına geçmişti. Çenesinin altından sıkı sıkı bağlı olmasına rağmen şapkası. bıçağı ve baltası kaybolmuştu. Vakayı hatırlamıya çalıştı. Sığmağın kendisinin yapmakta olduğu duvarı için taş topluyordu. O zaman ayağı kayşp düşmüş olacaktı. Düştüğü yeri görmek i-çln başını kaldırdı. Mehtabın hafif aydınlığında, boş yere karanlıkları araştırdı. Hançeresinden, feryadı andıran bir kahkaha yükseldi.
fDevamı uarj
T Ağustos 1950
Y E N î İSTANBUL
Sayfa # '
GÜNÜN
KONOMiK
* fi i
Politikasız ziraatimiz
ZîrMtlmlzIn kalkınması İçin Tarım Bakanlığınca yeni ve esaslı tedbirlerin alınacağını sevinçle öğren. mİ? bulunuyoruz. Bu tedbirlerin balında İç İskân nıevzuunun da yer alması memnuniyetle karşılanabilir. Hakikaten memleketimizin Karadeniz sahilleri gibi bazı bölgelerinde büyük bir nüfus kesafetine ve arazi darlığına karşılık, doğusunda ve güneyinde boş topraklara rastlanır.
Yurt içindeki bir nüfus hareketi, nln zirai gelişmemize yardım edeceğine İnananlardanım. Ancak böyle büyük dâvalara girişilirken» şimdiye kadar mevcudiyetini tesblt edemediğimiz ziraat politikamızın, hiç olmazsa ana hatlan ile belirtilmesinin faydalı olacağını da kabul etmeliyiz.

Bugün Türkiye nüfusunun yüzde sekseninden fazlasının ziraatle uğ. raştığı ve bu nispetin büyük bir kısmını köylülerimizin teşkil ettiği bir hakikattir. Türkiye ziraatlnde en mühim veri işgal eden bu köylü işletmeleri ise oldukça ufaktır.
Memleket arazisinin bütününü, on beş milyonu aşAn köylü nüfusa bolsek. beş kişilik bir aileye ancak iki yüz elli dönüm kadar toprak düşer. Bu hesabı, ne kadar olduğunu pek bilemediğimiz ziraate elverişli arazi Üzerinden yapacak olursak, rakamın bir havli daha küçüleceği tabiidir.
Yukardaki şu çok küçük hesap, atlamış yetmiş milyon nüfusa ziraat İçin toprak temin edebileceğini, şöyle tahmin ederek söyleyiverdiğimiz bu memleketin, bugünkü hali ile on beş milyon çiftçi nüfus İçin bile sı. kıntıva düştüğünü göstermektedir Zlraatlmizin günlük meseleleri ile beraber artık büyük dâvaları üzerinde de görüşmemiz ve dertleşmemiz zamanı gelmiştir.
İşletmelerimizin büyüklüklerinin böylece devamını, ziraî nüfusumuzun İlerde de ayni nispeti muhafaza etmesini İstiyor muyuz? Köylümüzün üstü başı gibi lime İlme hale gelmiş olan topraklarımızın daha da parçalanmasına müsaade edecek miyiz? Sık sık ortaya sürülen ziraatin makineleşmesi bugünkü şekli ile mi devam edecektir? Gerek iç ihtiyaç ve gerekse dış ticaretimiz bakı, mından ziraî mahsullerimizin çeşitliliği ile kapasiteleri ve bu mahsullerin ziraî bölgelerimize dağılışları ne olmalıdır? Hayvancılığımız hangi yönlerde geliştiği takdirde memleketimize faydalı olacaktır? Ziraî mahsul flatlerinin korunması hakkında neler düşünüyoruz?
îşte bütün bu noktalar ve daha başkaları üzerinde hesaplı - kitaplı bir karara vâsıl olduktan sonradır ki her çeşit ziraî çalışmamız için alınacak tedbirler, yapılacak programlar ve teşkilât memleketimiz için verimli olabilir. Fakat bugün bu mevzular üzerinde esaslı münakaşalar yapmak istersek, bize lâzım olan ana bilgilere bile sahip olmadığımızı görürüz.
Memleketin her tarafının iklimini
tam olarak biliyor muyuz? Topraklarımızın vasıflan ve verimleri ne. dir? Çeşitli bölgelerimizdeki ziraî işletmelerimizin durumlan ve imkân-lan hakkında ne gibi bilgilere sahibiz? Çayır ve meralarımızın kapasiteleri, hayvanlarımızın verimleri hakkında neler biliyoruz? Her halde çok değil.
1936 . 1940 seneleri arasında Tarım Bakanlığının yaptırdığı köy e-tüdleri muhakkak ki bize bir çok a-cı hakikatleri Öğretecek kıymetli bilgileri ihtiva etmekte idi. O zamanlar bu etüdler üzerindeki çalışmalar; bir kaç ilçe işlendikten sonra, her nedense. birdenbire durdurulmuştu. Memleketimiz ziraatlnde son sene, lerde esaslı bir değişiklik olmadığına göre, bu etüdlerden İstediğimiz bilgileri kısmen olsun yine çıkartabiliriz. Bu sene yapılacak olan ziraî
Yazan ; Dr. Vamık Tayşı sayımın da bu bakımdan çok büyük yardımları dokunacağı muhakkaktır.

Bir taraftan günlük meselelerimizle uğraşırken diğer taraftan, hiç olmazsa İç iskân bölgelerimizin ziraî hürriyetini, isteklerini ve verimlerini, mümkün olduğu kadar kesin rakamlarla gösterecek esaslı incelemelere hemen başlamamız lâzımdır. Bu çalışmalar iskân politikamızın temellerini hazırlayacak ve genel ziraat politikamız üzerine de büyük tesirler icra edecektir.
Şimdiye kadar göçmenlerin yerleştirilmesinde işlenen feci yanlışlıklar, dan ve gösterişlerden uzak kalarak iç iskân işinin başarılacağını kuvvetle ümit ederken ziraî faaliyetimizin de nihayet bir politika çerçevesi içinde gelişmesini temenni edelim.
Dr. Vamık Tayşı
ALMANYA BULGARİSTAN
TİCARETİ
Batı Almanya, Bulgarisfanla
11 milyon dolarlık
bir anlaşma imzaladı
Bonn, (YÎRS) — Batı Almanya E-konomi Bakanının bildirdiğine göre, 11 milyon dolar değerinde mal mübadelesi İçin Batı Almanya İle Bulgaristan arasında 9 ay devam edecek olan bir mukavele imzalanmıştır. Buna göre, Almanya başlıca demir, çelik. elektrik teçhizatı, optik âletler, mensucat maddeleri, kâğıt hamuru, sunî yün verecek ve BulgaHatandan tarıma alt maddeler alacaktır.
kauçuk
ithali
Kauçuk İthalâtçıları, ham kauçuk ithalâtında yeni zorluklara tesadüf etmektedirler. İthalâtçılar sentetik kauçuk İçin de ithal teşebbüslerine girişmişlerdir. Bilindiği gibi, Ameri-kada kauçuk İstihlâki arttığı İçin, sentetik kauçuk imalâtına da ehemmiyet verilmektedir. Son defa olarak alman tedbirler sayesinde Amerikada sentetik kauçuk istihsalâtı 670 bin ton daha artacaktır.
Yurdumuzdaki fabrikalar, harp senelerinde sentetik kauçuktan İmalât yapmışlardı. Bu itibarla sentetik kauçuk ithalâtından sonra İmalât programlarında bir değişiklik olmıyacak-tır.
Alman gümrük tarifeleri nizamnamesi
Bonn, (Hususî) — Bir müttefik resmî memurunun söylediğine göre, müttefikler îngilterede Torquay’da eylülde toplanacak olan Milletlerarası Tarife Konferansından evvel Batı Almanya Hükümetini sıkıştırarak doğru dürüst bir gümrük tarifesi kanunu çıkarmalarını söylüyorlar. Yük-sek Komisyon Almanyanm milletlerarası tarife müzakerelerine girmeden önce “cebinde kanunî kuvveti olan bir kâğıt parçası,, bulunması icap ettiğine inanmaktadır. Fakat şimdiye kadar Alman Hükümeti, gayri resmî bir kanun lâyihası yapmışsa da. bunu tetkik ve üzerinde müzakere etmekten ileri gitmediği aşikârdır.
Kısa Haberler
Hindistan buğday
Mahaıılü
* Yeni Delhi (Hususî) — 1949.50 senesi İçin yapılan üçüncü ve son tahmine göre, geçen sene 5.815,000 ton İstihsal olduğu halde, bu sene buğday mahsulü 5,919,000 ton kadardır.
İsveç - Yunan ticareti
Stockholm (Hususî) — İsveç ve Yunanistan aralarında mevcut o-lan tediye ve ticaret anlaşmalarını 1 eylüle kadar temdit etme, yi kararlaştırmışlardır. Bu haberi veren Dışişleri Bakanlığı anlaşmanın haziran ayında sona erdiğini bildirmiştir.
Avrupa Tediye Birliğinin yürürlüğe geçmesini beklerken, îsveç, Yunanlstanın 6 milyon kron tediye hesabından çekmesine müsaade etmiştir.
Yeni Yunan bütçesi
* Atina (Hususî) — Yunanlstanın yeni bütçesi parlâmentoya sunulmuştur. Masraf kısmı 5,245,000 drahmidir. Bu mlktann % 30 u askeri masraflara gitmektedir.
Batı Almanya mensucat lstihlâld
A Stuttgart (Uçaklıa — Batı ticaret mahfillerine göre, şimdiki ham mensucat maddelerinin flitlerine bakınca, bilhassa pamuk ve yün, mensucat fiatlerinin daha düşeceği tahmin edilmektedir. Fakat Tekstil Verbrand Sued West Birliğinin söylediğine göre bu tahmin yanlıştır. Ham pamuk fiatlerinde görülen fazlalık yakında iplik fiatlerine de sirayet edebilir. Şu halde bu Birliğe göre flatler düşmiyecek. bilâkis yükselecektir. Onun İçin perakendeciler siparişleri kabul etmeliler ve fiatler düşecek diye mallan pi. yasadan çekmemelidirler.
Italyan İpek piyasası
* Milâno (Uçakla) — Madrasa 15,000 kilogram ipek İpliği sevkıyatından sonra, İtalyan ipek piyasası gittikçe zayıflamaktadır. Hele şimdi yeni koruyucu ithal tarifeleri yüzünden piyasanın büsbütün durgunlaşacağı tahmin e-dilmektedir.
Batı Almanya •*r
Tekel meselesi
A Bonn (Hususi) — Bir kaç gün İçinde neşredilecek olan kanunu tetkik için toplanan Müttefik Yüksek Komisyon âzalan tekeli kaldıracak olan bu kanunu tas. vtp etmişlerdir. Diğer bir çok firmaların işini bozacağı gibi, bu kanun UFA film kumpanyasının da, kİ elân bir çok film İstihsalini idare etmektedir, dağılmasına sebep olacaktır.
Amerikan pamuk Ist1h%a)lnl kontrol
-ğ \Vashlngton (Hususî) — Talebin fazla ve mahsulün az olması yüzünden 1951 senesinde mahsul II-zerinde hiç bir İstihsal kontrolü konmıyacağı Aşikârdır. Bu habe. ri Senatonun Ziraat Komitesinden Senatör Elmer Thomas bildirmiştir.
Japon İpeklilerinin flatlcri yükseliyor
* Tokyo (Husus!) — Kyodo haberler ajansının bildirdiğine göre, yükselen fiatleri durdurmak İçin hükümet 30,000 balya ham ipek ve 3,000 yarda ipek kumaşı piyasaya sürmüştür. Bu fiat artmasının Kore harbi dolayıslylo ya. pılan spekülâsyonlar neticesinde olduğu zannedilmektedir. Harp başhyalıdan beri ham İpek flatl %50 yükselmiştir.
îstanbulda yeni bir ampul fabrikası
Yatırın mumundan
Tnpkapıdnn çıkıp Florya yolunda biraz İlerleyince, sağ tarafınızda, servilerin üzerinden bir su deposunun yükseldiğini görürsünüz. Yollar kazılmakta, kanalizasyon yapılmaktadır. Merak edip soracak olursanız, size burada ampul fabrikası yapılmak-ta olduğunu söylerler.
Evvelce, burada bir “Baba erenlerin türbesi vardı, ziyaretgâh İdi. Bir çok kimse kararmış talihlerine ondan ışık ararlardı. Demek şimdi de buradan ışık dağıtılacak.
Girip sordum ve gördüm. Burada Amerikanvari bir fabrika yapılmaktadır. Amerikanvarî demekle alelftde bir teşbih yapmış olmuyorum. Fabrikayı General Elektrik firması kurmaktadır. Şu farkla kİ, buraya gelince, Amerikan şirketi "General Elektrik Türk Anonim Ortaklığı” şeklini almış, böylece memleketimize gelerek Türk sermayesi İle işbirliği yapan ilk ciddi Amerika sermayesi olmak şerefini kazanmıştır.
Fabrika, hâlen 70 dönümlük bir sahayı İşgal ediyor, ve sene sonunda faaliyete geçmiş bulunacak, yani, artık Türklyede İmal edilmiş ampuller kullanabileceğiz, aynı zamanda memleketimizde bir elektrik sanayii kurulması yolunda ilk adım atılmış olacak.
Bu hususta yaptığım küçük bir tetkik neticesinde, memleketimiz İhtiyacının senede dört milyon kadar ampul olduğunu öğrendim. Harp yıllarında bulunmıyan, bulunduğu takdirde pek pahalıya satılan ampuller, son zamanlarda oldukça ucuzlamış bulunuyor. Bunun sebebi, ampul İmal e-den memleketlerin mümkün olduğu kadar fazla döviz temini maksadlyle ihraç mallarını asgarî fiyatla satmasından olduğu kadar, kurulmakta o-lan bu yeni fabrikaya şimdiden rekabet endişeleridir. Görülüyor ki. hâdise, şimdiden müstehlikin lehine inkişaf ediyor.
Kurulan ampul fabrikası, Amerika tekniği ile Türk işçiliğini birleştirerek İşe başlıyacak, memleketin bütün İhtiyacını karşılayacak miktarda 1-malât yapacak kabiliyettedir. Bunun faydası, harice gidecek dövizi tahdit
Mısırda ecnebî sermayesine ihtiyaç var
İskenderiye (Uçakla) — Milli Ekonomi Bakanının reisliği altında toplanan komitede memlekete ecnebi sermayesinin girmesi icap ettiği hakkında konuşmalar olmuştur. Komite âzalan yeni endüstrilerde ecnebi sermaye envestlsmanlannı teşvik etmenin veyahut da hâlen mevcut olanları kuvvetlendirmenin elzem olduğunu kabul etmişlerdir. Yerli endüstrilerin artık kendine yeter bir hale gelmiş olduktan ve ecnebi malların rekabetine dayanabileceği anlaşılmıştır. Hükümetin yaptığı tekliflere rüçhan hakkı verilmesi karar altına alınmıştır.
Aynı zamanda aşağıdaki kararlar da bu arada alınmış bulunmaktadır:
1) Memlekette büyük bir ihtiyaç duyulan ziraî makinelerin İmaline gayret edilecektir. Bu arada lüzumu halinde vâki taleplere karşılık olmak üzere ziraat makineleri stoku da yapılmaya çalışılacaktır.
2) Zlraatte kullanılan arazinin sulama işlerini geliştirmek maksadlyle kanallar derinleştirilecek ve çoğaltılacaktır.
3) Ziraate elverişli arazi genişletilmeğe çalışılacak ve böylece Nü Nehrinden elde edilen suların kullanılma İmkânları en müsmir bir hale getirilmek yoluna yapılacaktır.
ışığına
olacak, Türk İşçisi çalışacak ve vergi bakımından hazine faydalanacaktır. Bu. teşebbüsün ilk safhasıdır, t-kinci safha, İmalâtta kullanılacak iptidaî maddelerin memleket dahilinden temini ve elektrik sanayiinin inkişafı olacaktır ki. sınaî kajkınma-mızda bunun mühim dahli vardır.
Fabrikayı gezerken, İki hususiyet müşahede ettim. Birincisi şahsî mü-şahedemdir, İkincisini müdürün verdiği malûmat sayesinde edindim.
Müdlriyet binasının bulunduğu muhtelif odalarda, bugüne kadar hiç bir yerde rastlamadığım tarzzla ve muhtelif şekillerde pluoresan ampullü avizeler vardı. Bunlar, müdlriyet. muhasebe, laboratuvar gibi muhtelif çalışma yerlerinin en müsait ve fenni şekilde nasıl tenvir edileceklerini göstermek maksadlyle yapılmış, fabrika İmalâta başladığı vakit, bir nevi meşher halinde istifade edilecekmiş. İkinci vaziyet, fabrika binasındaki kadın ve erkek işçilere tahsis edilen yıkanma yerlerinin genişliği, güzelliği oldu. Müdür “Amerikada biz, kendi işçilerimize bu kadar bol yer vermiyoruz, fakat sizin iş talimatnamesi böyle istiyor, biz de ona uyduk” diye I-znh etti. Demek biz, talimatname bakımından Amerikalılardan üstünmüşüz diye gülümsedim, fakat soifra işçimizi düşünmek bakımından gösterdiğimiz itinaya sevindim. Yalnız, a-caba kaç fabrika bu hükümlere riayet ediyor? Orası meçhul.
BİR İSTANBULLU
Sanayi Kalkınma Bankası toplantısı
Türkiye Sanayi Kalkınma Bankası Gnlatada Anadolu Şirketi Hanında bir dairede hazırlıklarına devam etmektedir. Dün bu dairede bankanın umumî heyeti bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda bankanın faaliyete geçmesi etrafında görüşmeler olmuştur.
Verilen malûmata göre. Sanayi Kalkınma Bankası hazırlıklarını bu binada yapacak, İleride kadrosunu genişlettikten sonra daha geniş bir binaya naklolunacaktır.
Avustralya üzüm rekoltesi iyi değil
İzmir, 31 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Londra Ticaret Ataşeliğimizden gelen bir raporda Avustralya üzüm rekoltesinin geçen yılın 36 bin short tonuna mukabil bu yıl 25 bin short ton olduğu bildirilmiştir.
Japonyaya ecnebî parası akacak
Tokyo, (Hususî) — .Taponyanm Maliye Bakanı Hayato tkeda, Yüksek Maliye Komitesine şöyle demiştir: “Kore harbi yüzünden vukubulan a-cele İhracat memlekete ve milli hâzineye bir hayli dolar akımına sebep olacaktır.” Bu ekstra gelir ve uygun bir seviyede oları ticaret muvazenesi, bakana göre, Japonyamn ecnebi para vaziyetini düzeltecektir.
Bakanın ilâve ettiğine göre, ecnebi para stoklarını muhafaza edebilmek için hükümet bu soneki ithal programını genişletmeyi düşünmüştür. 70.000.000 dolar kıymetinde pek lüzumlu maddeler, meselâ, ham pamuk. gıda maddeleri gibi malzeme satın alınacaktır.
AMERİKA MEKTUBU
SON TEDBİRLER
Amerikan iş adamları, hükümetin Kore cephesinde zaferi kazanmak i-çln ne tedbirler aldığını ve yeni bir tecavüz karşısında nasıl hareket e-deceğinl artık öğrenmiş bükmüyor. Başkan Truman şunları talep etmiştir: Memleketin askeri masrafına alt 100 milyon doların peşinden gitmek, nadir maddeler üzerinde rüçhan haklan ve tahsisat, İstihlâk kredisini kontrol, esaslı maddelerin ihracatını teşvik için kredi açmak ve zırhlı birlikleri genişletmek içLn hudutsuz müsaade.
Başkan, fertler gibi şirketlerin de fazta vergi beklemesini söylemiştir. Vergi programının daha sonra Kongreye arzedileceğini de bildirmiştir. Vesika usulü İle fiyat kontrolü meseleleri İçin henüz bir karara varılmamıştır. Şimdiki duruma göre, Kongre. Başkan Trumanın bir çok tekliflerini tasvip edecektir. Belki bazı sivil halkın haklarını tahdit eden meseleler muhalefetle karşılaşacaktır.
Bu mühim haberin Kongreye ulaşacağı bir zamanda, Başkan hükümet tarafından uzatılan mesken kolaylıklarını kaldırmıştır. Bu karar yüzünden harp malûllerinin hükümetten aldıkları maaş da azalacaktır. Aynı şeklide modernleştirme ve tamir işleri de durdurulmuştur.
Ekonominin bazı sahalarında İstihsal kesilmişse de endüstride faaliyet hummalı bir tarzda devam etmektedir. Toptan mal talebi canlı İdi. Bu arada perakende mallar da fazla satılmaktadır, çünkü herkes kredinin a-zalacağını duyar duymaz acele etmektedir. Enflasyon konuşmaları malların fiyatını yükseltirken borsa fiyatları Kore haberleri yüzünden düşmektedir.
Sterling devalüasyonu
Aukland, (Husus!) — Aukland Belediye Reisi Sir John Allum, sterlln-gin % 10 devalüe edilmesini beklediğini söylemiştir. Belediye Reisi Yeni Zelanda domuz piyasası birliğinde yapılan bir toplantıda şöyle demiştir: “Bu vaziyet karşısında İngiliz endüstrisi için ham maddelerin maliyet fiyatı artacaktır.,, Bahsi geçen durumun dünya piyasasına da aksedeceği ve yeni bir mania ilâve edeceği aşikârdır.
Sir John Allum sözlerine devam e. derek, “îngilterenln kaynaklan harp yüzünden ve ondan sonraki ticaretteki soğukharp yüzünden kunımuş-tur. Yeni Zelânda mümkün oldukça İngiliz endüstri mâmullerini satın almalıdır. Bu karşılıklı ticaret kanalı her İki memleketin de menfaatine, dir” demiştir.
İtalyan peynir ihracatı
Roma, (Hususî) — Bu senenin İlk altı ayında, İtalya geçen seneye nazaran iki misil peynir ihraç etmiştir.
5.000 ton İtalyan katı peyniri tekrar piyasaya sürülmüş ve Amerikan. İngiliz ve Malta peynirleri ile rekabete girişmiştir. Amerika ve Îngiltereye yapılan yumuşak peynir İhracatı pek değişmemiştir. Fakat 4.000 tondan fazlası Fransaya ve tsviçreye sevkedilmiştlr.
İtalyan peynirlerinin tekrardan ih-lacn çıkarılması kuvvetli İsviçre ve Güney Amerika peynirleri rekabeti karşısında mühim bir mesele arzet-mektedir. İtalyan peynir ihracatının artması ile dahilde peynir fontları süratle yükselmektedir.
Başkan Trumanın teklifleri İş a-damları ve ticaret mahfillerinde İyi karşılanmıştır. Çünkü bir çok ban-kerlerce, müstehlike verilen kredinin uzun zamandır tehlikeli bir dönemece saptığı kabul ediliyordu. Resmi bir kontrola tâbi tutulmatan bu ânl karardan önce lâzımdı. Başkan bu kredi İşinin tahdidi ile yükselen fiyatlara bir darbe indirileceği kanaatindedir. Bu sayede bazı malzemenin ordu için kullanılabilmesi mümkün olacaktır.
Diğer taraftan Amerikan ekonomisi, Birleşmiş Milletlerin prensiplerini askeri gayretlerle takviye etmeye karar verdiğinden beri, daha kuvvetli olmıya mecburdur. Kaldı ki, A-merlka aynı zamanda diğer sahalarda vuku bulacak hücumlara da kArşı koymaya karar vermiş bulunuyor. A-ğır silâh İstihsalinde geç kalındığı i-çln. gelecek sene yalnız 100 milyon doların cephane ve silâhlarda kullanılacağı ihtimali vardır. Sivil halk, bu arada, gelir ve masraflarını daha iyi bir tarzda Ayarlamaya kalkışacak ve yeni İhtiyaçlarını daha İlerde belli edecektir.
Türk İktisadî Heyeti Başkanı Amerikada
Hoyreddln Ozansoy Türkiyenin Rusyadan hiçbir korkusu olmadığını söyledi
New-York, 31 A A. (United Press) — VVashlngtondakl Türk İktisadî Heyeti Başkanı Hayreddin Ozansoy dün Amerikaya varmıştır.
Başkanın beraberinde karısı ve kızı da bulunmaktadır.
Hayreddin Ozansoy dün yaptığı bir konuşmada Türkiyenin, Amerika Birleşik Devletleri ve Büyük Britanya İ-le beraber olduğu İçin Rusyadan hiç bir korkusu olmadığını belirtmiş ve Türkiyenin 1939 o an beri bütçesinin yüzde kırkını millî savunmaya harcandığını ve bir milyona yakın askeri silâh altında bulundurduğunu da ayrıca ilâve etmiştir.
Hayreddin Ozansoy komünizmin Türkiyede mevcut olmadığına da işaret etmiştir.
Amerikada vesika usûlü mü?
Washington, 31 (YÎRS) — Başkan Truman bugün İşçi ücretlerinin dondurulması ve vesika usulünün yeniden ihdası üzerine bir beyanat vermiştir. Başkan, bu beyanatında, e-ğer Kongre, ücretlerin dondurulması ile vesika usulünün tatbikini seferberlik programına Ithırf etmek isterse, bunda şahsan bir mahzur görml-yeceğini beyan etmiştir.
Kalay fiyatları yükseliyor
Piyasada kalay fiyattan 950 kuruştan 10 liraya kadar yükselmiştir, tn-giltereden mahdut miktarda yapılan siparişler henüz yolda bulunmaktadır. Bundan başka bir ithalâtçı da Bey-ruttan 30 ton kadar kalay siparişinde bulunmuştur. Hollandadan yeni sipariş yoktur. Hollanda Hükümetinin şimdiki halde siparişleri durdurduğu
31/VII/1950 Pazartesi
Borsalarda vaziyet
İzmir Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
New-York Borsası
Kapanış
Bugün
İstanbul
Londra Borsası
İskenderiye Borsası
Pıımuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
8oo Kapanış
M İHt1kraxj
Int İkrazı
üzüm çeklrdeksî* No.o
tnclr A Berisi No. 8.... ” 8 serisi No. 108
Akaln ı ........
A kain II Akrtİn lU yeril .........
yağı (rafine) çekirdeği
Ticaret Borsacında üzerine
11 ton muamele olmuş, fiyatlar ilerleme kaydetmiştir. Natürel tip tiftik üzerine de 4000 tonluk iş olmuştur Fiyatlar hararetlidir. Fnuhk fiyatları biraz gerilemiştir.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bordasında, her günküne nispetle muhtelif ter tipteki devlet tahvilleri üzerine hararetli muameleler cereyan etmiştir. Altın piyasası İse hareketsizdir.
Usvant iç
Ekstra İri
Kıırn (Ullm
Thompson
Kelen tohumu (Buşeil Mlnnsapolla Kalay (Llbrssİ=rSont) Lavba-tcneka (100 libre dolar)
Müdafaa
99
Bradford Piyasası
îkramlyell tahviller 1933 Ergani ......
1938 Ikramlyeli ... Milli Müdafaa I 1941
1941
1/2
taayyün adun takribi piyasa dozeri erk
Butday (Bu«sll=Sent)
Şort Kış mahsulü No. 2
Kırının ” ” No. 2
i'amulı Mlddilng (Llbrasi=8ent)
Ekim ...........................
Ara tık «•««.,,«•«.,.*•••«•* Mart ...........................
Tiftik (Llbresl=8ent) —__________
Teksas No. 1 ..........
Kındık (Ltbresl=:Sent) Kabuklu yeril İri orta ..... İthal mali İç İthal malı -(Libresi—Hent) ..................
çaklrdeksia saçma ...
Dolar)
• •• ••• ••• «••••evM #•••
••• ••••••••(
Demiryolu IV ....
Demiryolu V • • • ewn 1949 Ikramlyeii «•* Diterleri
Demiryolu VI .....
Kalkınma I .....r.
l’omıık (Kantan=Tsllan) Aahmouui Kısa eiyafb F/G, Karmak Uzun elvaflı F'G.
11 ••••••. III «••••• l.
I I.M.*»* I ••••••• 1
Slvaa-Erzurum I... •* ” Ll.-VU...
Demiryolu 1...
• * rı
Hafta başında bazı soruşturmalara rağmen piyasa gevşen geçmşitlr. Pamuk alivre satışları gevşemiştir. Hazır mal kalmamış gibidir. Pamuk çekirdeği pi. yasası sağlam ve İsteklidir.
. KAMBİYO
Istanbu 1 Borsası
Açılış Kapanış
1 Sterling 7.65,— 7-84.50
100 Doisr 2MT.50 282.25
100 Ft Frangı 0-80 64.03
100 İsviçre Fr.,.. 64.03 M.03
100 öelç. kT....^. 5.60 6.60
100 îsveç Kr..,^ M. 1250 54 1250
100 Florin T3.6840 73.6840
100 Liret 0.44128 0.4412>’
100 Drahmi 0.01876 0.01M7»i
100 Escoudoo 9 7390 9 7300
Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külçe Ve.r Gr. 6.22 6.23
Külçe Drguftia — —
Cumhuriyet — —
Reşat 38 «0 38 80
flfl fiil t •M»eeoeea»« — o»
35 50 34.50
înKillz 46.80 46.60
Fransız kok ... W M
Nttpoifcon 111 „ İsviçre — —

New-Tork‘tn ı onsu: $ 35
Gümüş, Platin
En aşağı En yukarı
Gr. •(•••••• —
PlAtin M 10.- 11.-
Zürich Borsası (Serbest)
23.0.1950 İsviçre Frangı
Duruma En aşağı En yukarı
l’Urk Lirası 1.— r l. 10
Dolar 4.33 4.34
10 70 10,9(1
Frapaız Frangı 1 16 1 10
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankası 20.60 112.60 22.30 63.— 20 20 LLL- 50- 67.50
Anadolu D.Y. Tertip A/B.
O M
" ° (r.6O
•• ,, Mümes Senet.
Şirket Hisse Senetleri
T.C. Merkez Bankası 123.- 120.23
Türkiye îş Bankası 30.— •k
Türk Ticaret Bankası ö.- 6.-
Arştan Çimento 15 20 15.25
Sark Değirmencilik 23.20 23.60
Millî Reasürans 16 — 16.23
Ecnebi Tahviller
i9) GÜnUndo Borsadu muuınvioı
İstanbul Ticare t Borsası
Hububatı Bugün Eski Kapanış

Bufcdây yumuşak (Tüc.) 28.— 30.-
Buğday Ofis 29.30 29.30
Arpa yemlik (dökme) i» 18.10
Mısır san (çuvalı) 24.— —
Fasuiyn tombul — —
Fasuiya Çalı sert —
Kuşycmi 35.— 31.20
Mercimek kırmızı kabuk. 32.— —
Mercimek yeşil — •w
Nohut natürel —
Tıığlı tohumlar ı
Ayçiçeği tohumu 33.— 82.—
IKctcn tohumu 46.— 46.—
Kendir tohumu 87.—
75.—
Var fıstığı kabuklu 85.—
Kuru ftleyvnlnr ı
Fındık (ktfbulclu eîvrl) 91.60
Fındık (îç tombul) 233.—
Ceviz (kabuklu) — 22.—
Ceviz (îç natürel) —
Dokuma Ham Maddeleriı
1 iftik (ftntı mcıl) 860,— 350.—
Tiftik (Natürel) 370.— 340.—
Yapuk Trakya (Kırkım) 250.— 220.—
Ham derileri
Sığır salamura (kasap) Kİ. 143.— 140.—
Keçi tuzlu kuru kilosu ... 170 —
Koynın hava kurusu kilosu 175.—
Nebati Yağları 235 — 180.—
Zeytinyağı (E.E. tenekell) 235 —
8usamyağı (Raf. sıra) 190.—
140.— 130 —
Ayçiçeği (Rafine çıplak) 135.—
Fındık yağı (Çürük)
Buftday yumuşak
Buğday sert Arpa
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala 1 Pamuk A kain fi ...— Pamuk Akala IU Pamuk yeri! t Pamuk yeril LL 226 — 187.— 180.— 160— 143.—
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK a) ®ö60 randımanla kabuklu tombul b) tç eıra kontrollü 81.-17K,—
Eskişehir Ticaret Borsası
Ketrn tohumu (Tonu=Storiing)
Bombay
KalkÜU .................
Ter batığı Hlndintan ........
Dün Efekt kur
2 W.— 2S0 —
234.— 235 —
88 84
— 38 W»
— 38.80
— —

— —

44.— 40.-
U 1/4 11 1/4
B.» 3.8Ö
06.— 06.—
7.30 7.30
Tiftik İyi mal (LibresinFiyat) —
14 8ıra mab •• ••
Tün Anadolu M 20/71
99 Trakya M •• ... 18/21
$4.—Nom
30.- ••
20 >21 18/21
Sayfa 6
YENİ İSTANBUL
1 Ağustos 1950
(r
HAKİKÎ
ERZAK FİYATLARI YAĞLAR x
Kurt yağımız 460 Kr.
Huıuıl UrfamiM 540 ”
Piyata Urfatı 500 *
Trabzon Vakfıkblr 380 *
Ek®. Ek®, zeytin yağı 220 ”
Yemeklik zeytin yağı 200 ”
Kokulu kuru sabun :
Birinci Ayvalık 140 ”
Alemdar Birinci 160 ”
lıt. Ömer Muharrem 155 ”
Alemdar yeşili 110 "
PİRİNÇLER :
Lük® kulaklı 160 "
Pilavlık Birinci 140 "
Pilavlık İkinci 130 "
YAftLI PEYNİRLER :
Beyaz kaynamış 180 "
Kaıer Trakya 340 ”
Kaser Anadolu 280 "
DİKKAT: Pirine fiyatları maalesef elimizde olmayarak yük* «etmiştir.
KARS ÇİFTLİĞİ,
Mıaır Çarşısı No. 16, Tel: 25126
V J
GÜZEL İLÂNLAR
YENİ ISTANBUL’da
ÇIKAR
SAİD ÇELEBİ İdaresinde
Profesör Doktor NİİZHET ŞAK ÎR DÎRÎSU tedavilerinde
Zümrüt YALOVA Kaplıcaları
Sayın doktorlarımızla bilumum hastahanelerimizin Nazarı Dikkatine:
En son teknik evsafı ve malzeme üstünlüğünü haiz, aynı zamanda rakipleri arasında en ucuz
Mevsimin en müsait ve neşeli günlerini yaşamaktadır. İtinalı ve teknik tedavi, nefis yemekler, çeşitli eğlenceler ve her keseye elverişli yerler ve flatler. Gelenlere mutlaka yer temin edilmek üzere tertibat alınmıştır.
ÇEKOSLOVAK MAMULATI Ünit, Fotöy, Diş Röntgeni
ve diğer bilumum Diş Apareyleri
15 mlllamperden 800 miliampere kadar muhtelif Röntgenler (radyoskopi ve ‘radyografi İçin) Dlatermi, Elektroşok, Ultra-viyole, Enfraruj, Metabolimetre, Galvanofaradlk, Steıilizatör Termostat, ameliyat masası, Kuvöz, Narkoz, ameliyat lâmbası, İnhalatör, Pnömotoraks vesalr cihazlar...
Alâkadarların firmamızı ziyaretleri menfaatleri icabıdır.
Türkiye Genel Mümessili :
MEHMET KAVALA
Tahlr Han Galata Tel: 40430 - 42673
Telgraf: LAmet İst
Teşhir ve Satış Mahalli :
Tepebaşı ALP Oteli altında
İstanbul Jandarma Satmalına Komisyonu Başkanlığından :
Cinsi Miktarı Pazarlık tarihi Saati
Nalça M Sf 20.000 Çift 40.000 Çift 17.750 Çift 4.8.1950 10 da
ökçe demiri İskarpin bağı Burun demiri Cilâ mumu Cllâ 3.000 Adet 3.000 Çift 3.000 Adet 400 Adet 30 Kutu 4.8.1950 11 de
İbrişim Beyaz makara ipll& 5 Kilo 60 Adet 4.8.1950 14 te
Kırmızı çuha Makara ipliği Büyük kopça Mat düğme 50 Metre 400.000 Metre 10.000 Çift 3.000 Adet 5.81950 10 da
Keçi derisi 250 Adet 7.8.1950 11 de
ökçe kapak çlvis 5 No. ağaç çivi Zımpara kâğıdı 25 Kilo 700 Kilo 200 Metre 7.8.1950 15 te
Çiriş Parafin Çam sakızı Balmumu 230 Kilo 250 Kilo 200 Kilo 600 Kilo 8.8.1950 • 11 de
Yukarıda cinsleri ve miktarları yazılı giyim malzemelerinin hizalarında gösterilen tarih ve saatlerde Taksim Ayazpaşadakl kurulumuzda pazarlıkla İhaleleri yapılacaktır. İsteklilerin belli günleri ve saatlerinde kurulumuzda bulunmaları (10259)
ARNAVUTKÖYÜNDE
SATILIK ARSALAR
Vapur, tramvay, otobüs duraklarına bir dakika. Her türlü inşaata elverişlidir. Müracaat: Arnavutköy Ab-dülhak Molla sokak No. 21 Ali AY.
AĞUSTOS
KARNELERİMİZ
BU REKLÂM KULESİ TAKSİMDE KURULMUŞ VE EN GÜZEL İLÂNLARI İSTANBUL HALKINA TAKDİM ETMEYE
A
ÇIKARILMIŞTIR
Gazete satan tütüncü dükkânlariyle gazete müvezzilerinden iste-
yiniz. Bulamazsanız . .
İdarehanemizden Dünyâ haberleri fedorik edebilirsiniz. Ecnebi muhabİrleTİn
BAŞLAMIŞTIR.
. GAZETEMİZDEN
TAFSİLÂT İSTEYİNİZ.
.■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■
ARANIYOR
Müessesemlzln büro işlerinde çalışacak bir bayana ihtiyaç vardır. İsteklilerin Galata, Perşembepazar, Aslan Han 6 ncı kat 6, 7, 8, 9 No. dakl Walter Kldde acenteliğine müracaatierl. Telf.: 41356
mektuptan
En güzel yazılar
YENİ İSTANBUL'da
ÇIKAR
MÜSLÜMAN VATANDAŞI ARA MÜJDE o DEVLET DENİZYOLLARI Hacciilekber münasebetiyle HİCAZ’a en güzel ve süratli vapurlariyle seferler tertip etti

>
III
En emniyetli, en rahat, tertemiz kamaralarla seyahat etmek mümkündür
Hususî banyolu, telefonlu kamaraları, tertemiz ibadet yerleri, bol ve çeşitli yemekleri, istenildiği kadar soğuk ve sıcak su, serin istirahat ve yemek salonları, ucuz kantini, hususî doktor, sağlık ekipi, reviri ve her türlü ilâçları bulunan tamamen kamaralı ve yataklı yolcu vapurları
DENİZYOLLARI gemileridir.
Yerlerinizi bir an evvel ayırtınız
EN UCUZ SEYAHAT
390 LİRAYA HACCA GİDİP GELEBİLİRSİNİZ
4
6
9
kalkarak MERSİN, U N’dan edecektir.
11
13
İLK VAPUR:
Eylülde ISTANBUL’dan
Eylülde İZMİR, 8 Eylülde
Eylülde İSKENDER hareket
İKİNCİ VA P U Rı
Eylülde ISTANBUL’dan hareketle Eylülde İZMİR’den kalkacak ve doğru C I D D E ’ye gidecektir.
DENİZYOLLARI gemileri, muhterem yolculannı, Arafat’tan bir hafta evvel HtCAZ’a götürecek ve MEDÎNE’yi ziyaretten avdetlerine kadar CİDDE limanında bekliyecektir. uAcentelerden tafsilât alınız.,,
TARİH
MECMUASI
8 inci sayı çıktı
“Resimli Tarih Mecmuası” yurdumuzda tarih mevzuu etrafında yepyeni bir çığır açmış ve tarih zevkini yaratmıştır. Elli bine yakın bir baskıya ulaşmasının sırrı da buradadır.
Türkiycnin bütün üstat tarih muharrirleri yalnıs bu mecmuada bir araya toplanmıştır. “Resimli Tarih Mecmuası” mn taklit edilemi-yen hususiyeti, etrafında toplanan tarih üstatlarının büyük tecrübe ve ihtisaslarından dolmaktadır.
Yanlış bir mecmua almamak için İsmine ve “İskit Yayınevi,, nln kapak İçindeki damgasına dikkat etmelidir.
Mecmuaya ilâve olarak verilen "Tarih Kılavuzu,, kısmı tarih meraklılariyle öğrencilerin elden düşürmlyecegl bir büyük kıymettir.
e
Eski sayıları pek azalmıştır.
P. K. 18 - İSTANBUL, İSKİT YAYINEVİ
GARAJ SAHtPLERİNİN NAZARI DİKKATİNE
Dünyanın en mütekâmil otomobil yıkama tesisatı
Çift hortumlu
” S 0 U T H W E L L”
V




7
• i • &
Müracaat yeri : [), AKGÜNllL
MERTEBANI SOKAK No. 15 - GALATA (Tünelin yanı başında) Telefon : 49525
Ankara Şubesi : Yenişehir, Yayla Apt. Kat 4 (Ankara Sineması yanında) Telefon : 25852
Ankara ve İzmir
Okuyucularımıza
Gazetemiz hergün İlk uçakla Ankara ve tzmlre gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütün gayretlerimize rağmen "YENİ lĞTANBUL"un ellerine geç veya intizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzularım Ankara ve İzmir bürolarımıza bildirmelerini rica ederiz.
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve ilân kabul etmektedir. Acele ilânlar telefonla îstanbula bildirilmektedir. Ankara Büromuzun adresi:
KAzırn Özalp Cad. No. 1/9 ücar Apt.
Telefon: 16112 YENİŞEHİR
İzmir Büromuzun adresi:
2 ncı Kordon, Anadolu Han, kat lf Telefon: 6066.
IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIN
HERKESİ İLGİLENDİREN
BİNLERCE KİMSE
BİLİYOR ve BEKLİYORI..
halde niçin siz de kolayca elde edilmlyecek olan büyük bir fırsattan İstifade etmlyeceksl-siniz. Mam afi bu fırsat henüz elinizin tahakkümü altındadır.
Yerlerine gelecek mevsim eşyasını ikame etmek üzere mallarımızı elden çıkarıyoruz. Bunun İçin bütün Hatlarımızda son haddine kadar İndirmeler
yapmış bulunuyoruz. Bu hususta Mağazamızın ciddiyeti kâfi
bir emniyet teşkil etmektedir. İşini bilenler, yüksek kalite malların mevsim dan İstifade satın alırlar.
u satışın

I fa M II
Erzurum Valiliği Beden Terbiyesi
Bölge Başkanlığından:
1 — Erzurum Palandöken’in (Abuhodaklar) Aşagıbogaz mevkiinde yaptırılacak Kayakevi İnşaatı 6 temmuz 1950 tarihinden itibaren (30) gün müddetle kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — îşin keşif bedeli (44086) kırk dört bin seksen altı lira (45) kuruş olup geçici teminatı (3.306) üç bin üç yüz altı lira (48) kuruştur.
3 — İhale 10 ağustos 1950 perşembe günü saat 16 da valilik makamında yapılacaktır.
4 — Bu İşe alt keşif, şartname, plân vesalr evrakı Erzurum Beden Terbiyesi Bölge Muhasipliğinde (Halkevlnde),
5 — Arzu edenlerin eksiltmeye girebilmeleri İçin ihale gününden 3 gün evveline kadar Erzurum Bayındırlık Müdürlüğünden bu İşi yapabileceklerine dair ehliyet almalan,
6 — İsteklilerin geçici teminat makbuz veya banka mektupları, 1950 Ticaret Odası vesikası ile 5 inci maddede yazılı ehliyet vesikasını havi hazırlıyacaklan teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat evveline kadar Erzurum Beden Terbiyesi Bölge Başkanlığına makbuz mukabilinde verilecektir.
7 — Postada vâki gecikmeler kabul edilmez.
Sümerbank Sellüloz Sanayii
Müessesesi Müdürlüğünden:
İZMÎT
1.8.1950 tarihinden itibaren lstihsalâtımızdan südkostigin
aşağıdaki yeni fiyatlarla satışına başlanmıştır. (10358).
Sipariş miktarı İzmit tealimi
Ton Ton fiyatı TL.
1 - 20 "dahil" 250.—
21 - 50 "dahil” 230.—
51 ton ve daha yukarısı 210.—
NOT: Fiyat tatbikmda üç ay zarfında çekilen mal miktarı esas alınır»

Comments (0)