2 Ağustos 1950 — Çarşamba
SİYASÎ İKTİSADÎ, MÜSTAKİL
Yıl 1—Sayı 245 — 10 kuruş
* A A
Abone: Türkiye İçin seneliği 3”, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki misildir.
LL
TANBUL TfcOOO
Tö.000
75 000 •.000
Hânlar : 6 ncı sayfada santimetresi
2 liradır, İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
tıyor jot lor iyor lıyor
r or
STAK’BUL 7Ö.000 lira dağıtıyor
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 — Posta Kutusu : 447 - İstanbul
Tesis eden: Hablb Edib . TÖRERAN
^Telefon : 44756 - 44757 Santral — Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
îç politika
Yeni ticaret
sistemimiz
DİZ. yeni Halk Hükümetinin mü-® hirn memleket mevzuları üzerine kararlar vermezden evvel, hükümet merkezinde toplantılar yapmasına ve İlgili nıüesscselerlc, hususi teşebbüs sahiplerini bu toplantılara çağırmasına çok büyük bir ehemmiyet vermekteyiz. Bir halk hükümetinden bundan başkası da bcklenemiyece-ğinden, bu toplantıların memlekete fayda getireceğini ümit ediyoruz.
Dış ticaret rejimimizin yeni veçhesini tanzim için, Ankarada yapılmış olan toplantıyı da bu cihetten sevgi ve sevinçle karşılamayı bir vazife biliriz. Filhakika bu gibi toplantılar, eskiden de yapılırdı. Fakat bize öyle geliyor ki bunların çok defa gayeleri, sırf başka demokrat memleketlere bir benzerlik vücuda getirmek idi. Verilmiş olan karar ve birçok raporlara rağmen yine hükümetin kendiliğinden vermiş olduğu kararlar hâkim olurdu. Çünkü o zamanın zihniyetine göre hükümeti I-dare edenler her şeyi daha İyi bildiklerini zanneder ve hususi teşebbüs sahiplerinin düşünceleri altında gûya memleket menfaatine ay kın şeyler bulurlardı.
Biz bu mühim toplantıda Ticaret Bakanının sözlerini, çok dikkate değer bulduk. Hükümetin, ticaret ve hususi teşebbüs sahiplerine vereceği teminatın en İyi ifade edilmiş olan bu halinden memleket hesabına büyük bir sevinç duyduk, öteden beri İddia ettiğimize göre, memleketimizde en çok arzu ettiğimiz şey, ticaret hayatında ve hususi teşbbüste himaye adı altında vücude getirilmiş olan engellerin kalkması, memleketimizin iktisadiyatında büyük İnkişaflar temin edebilir. Zararlı devlet müdahalelerinin ve bürokrasinin memlekete yaptığı zararlar, hakikaten çok olmuştur. Bilhassa istikrarsız bir iktisadi siyaset, teşebbüs sahiplerine çalışmak ve yarın İçin işe girişmek imkânım vermemiştir. Filhakika harp zamanlyle, onu takip eden senelerin bazı fevkalâde kararlara lüzumu vardı. Fakat biz, gerek bu zamanda ve gerekse harpten evvel ve son üç sene içinde, ticaret sistemimizi hep geçici ve şahsi kararlara İstinat ettirmiş ve netice o-larak memlekette büyük bir kararsızlık husule getirmiştik. Halbuki en çok istikrara muhtaç olan şey, İktisadi ve ticari konulardır.
Bakanın, en demokrat bir hükümete yakışacak olan sözlerinden sonra, şimdi onunla beraber çalışmak ve ona memleketin ticaret ve hususi teşebbüs hayatından doğan İhtiyaçlarım olduğu gibi ve hiçbir şahsî emele kapılmıyarak anlatmak, artık hususi teşebüs sahiplerine düşmektedir. Bu kadar büyük bir İyi niyet ve alâkadan sonra düşüncelerini izhar etml.venlerin herhalde ne şahıs ve ne de memleketleri için iyi hareket etmemiş olacağına hüküm vermek lâzımdır.
Artık memleketimize alıcı gelmesini beklemek ve fırsatlardan İstifade etmek zamanı geçmiştir. Bunun avdetine intizar ve tatlı hatıraJarlyle vakit geçirmektense, mallarımızı İhraç edeceğimiz memleketler ile daimi münasebette bulunmak, oradaki vaziyetlere İntibak etmek yollarını a-ramak ve bilhassa mallarımıza rakip olan memleketlerin yaptıklarını, mahallelerinde tetkik etmek İktiza e-der. Bu gibi şeylerin ciddi ve bizzat yapılmış olan tetkiklere İstinat etmemesi, büyük zararlar verecektir ve nitekim çok defa da böyle olmuştur. Hükümetin de, hu müteşebbis tüccara döviz vermek ve onların teşebbüslerine engel olan şeyleri kaldırması İcap eder. Kendi teşebbüsünün netice ve semeresini İdrak edecek olan tüccarın vereceği kararlarda da serlıest olması ve yapacağı ticari muameleleri ayrıca bir müsaadeye tâbi görmemesi lâzımdır. Fiat, tüccarın kendi hesabına yapacağı bir İştir. Zira bazı ticari muamelelerde zararla kapanan bir iş bile o-nu yapan tüccar İçin İyi bir netice telâkki olunur. Depo masraflariyle faizden kurtulmak ve yeni İş İmkânlarını a ramak, herhalde sa t ilam ly an bir mal üzerinde oturmaktan dalla İyidir. Tüccarımızı, İhracat yapabilmek İçin, muayyen bir para mukabilinde mallarını satrnıya mecbur kılmak da, büyük bir engel teşkil etmektedir. Zaten şimdi Birleşik Memleketler arasındaki tediye anlaşması da buna mâni olacaktır. Bilhassa İhracatçılarımızın elde edecek lerl dövizlerin meselâ, nısfı kadar bir miktarını, Merkez Bankasına serbest kur üzerinden vermeleri, rekabet İmkânımızı kaldıracak ve hâlâ pahalı olduğu İddia olunan mallarırnı-z n rekabet İmkânını temin edecektir Başka memleketlerin birkaç seneden beri muvaffakiyetle tatbik etti \elrl im usulün memleketimizde de aw>k tatblkına çalışmak ve başlamak z i ianı geldiğine kaniiz.
Herhalde hlr taraftan, sistematik bir gayretle Ticaret Bakanlığı, ticaretimize engel olan şeyleri şimdi kalıt rmıya çalışırken, diğer taraftan da istihsal ve İhracatımız İçin hususi teşebbüs sahiplerinin sarfedecekleri gayret sayesinde, memleketimizin İktisat hayatında Öteden beri beklediğimiz refah eserlerinin bellrmiye başlıyacağını kuvvetle ümit ediyoruz. Bıı durum, ilk demokrat hükümet za manında basıl olursa, biz bunu onun kuvvetlenmesi İçin İyi bir başlangıç telâkki ederiz.
ilabib Edib - Törehan
Dün toplanan Güvenlik Konseyinde Sovyet Rusya tam bir hezimete uğramıştır. Rusyayı yalnız Hindistanla Yugoslav’a desteklemiştir. Gece geç saatlerde aldığımız malûmata göre Konseyde Kore meselesi de görüşülmüş, Malik Amerikaya şiddetle hücum etmiştir. Yukardakl resimde Sovyet delegesi Mallk’i bir toplantıda diğer delegelerle konuşurken görüyorsunuz. Malik dünkü toplantıda soğukkanlılığını muhafaza etmiş ve baştan sona kadar heyecanlanmam ıştır.
Rus teklifi^ üçe karşı sekiz reyle reddedildi
Rusyayı Hindistanla Yugoslavya destekledi. Milliyetçi Çin, Konseyde kalıyor
Dün akşam Lake Success’de toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin içtimai bütün dünyanın dikkatini üzerine çekmişti. Çünkü, uzun zamandır Birleşmiş Milletler teşkilâtını Çin meselesi yüzünden ve sistematik bir şekilde boykot eden Rusya fikrini birden bire değiştirmişti. Sovyet delegesi Malik, kendi sırası o-
hazırlıklarını yapıyor
Savunma Bakanının beyanatı
"Türk askeri, kendine düşen vazifeyi lıakkiyle yapacak"
Ankara, 1 (Hususî muhabirimizden) — Koreye gönderilecek Türk askerî birliği hakkında gazetelerde çıkan yazılar ve tefsirler üzerine Milli Savunma Bakanı Refik Şevket ince, şu beyanatta bulunmuştur:
— Koreye Türk silâhlı yardımı o_ larak takviye edümiş bir alay gönderilecektir. Gidecek alayın hangi a-lay olduğu henüz kati olarak tesbit edilememiştir Sevkiyat esaslan üzerinde müzakereler başlamıştır. Bir
★★★
Koreye gidecek Türk askeri
Erlere ayda doksan dolar maaş verilecek
Ankara 1 (Hususî muhabirimizden telefonla) — Birleşmiş Milletler em. rlne Korede savaşmak üzere verdiğimiz 4500 kişilik tam mevcutlu alayımızın yol hazırlığı süratle ikmal e-dilmektedir. Aldığım malûmata göre bu savaş birliği C. 47 nakliye uçak-lariyle Basra . Bombay - Filipin -Japonya üzerinden Koreye gönderilecektir.
Bu alayımızın mensupları Birleşmiş Milletler Başkomutanı Mac Arthur’ün emri altına girdiği andan itibaren Birleşmiş Milletler ordusundan sayılacağından diğer efrat gibi ayda 90 dolar maaş alacaklardır. Ayrıca alayın Japonyada Amerikan malzemesi ile geniş ölçüde takviye edileceği de söylenmektedir.
çok hususların cevabını bekliyoruz. Mamafih biz de boş durmuyoruz. Birliğimizin takviyesi, teknik kısımlardaki eksikliğin tamamlanması için çalışıyor, kadroları gözden geçiriyoruz. Askeri birliğimiz tam teç-hizatiyle mtlcehhez olarak gidecektir. Silâhların nev'i ve adetleri tesbit e-dilmektedir. Yardım, çok yerinde yapılmıştır. Hiç şüphesiz ki, Türk askeri kendisine düşen vazifeyi hak-kiyle yapacaktır. Koreye yapılacak askeri yardımımız hakkında, şayanı takdirdir kİ, gerek vazifede bulunmayan yedek subaylar, muvazzaflar ve gerekse sivil vatandaşlar, gönüllü gitmek istemektedirler. Bizce müracaat edenlere ihtiyaç yoktur. Gidecek birliğin kadrosunun tesbiti, yüksek askerî makamlara aittir. Arzu eden gazete ve ajans muhabirlerinin de birliğimizle beraber Koreye gitmelerine taraftarım,”
Gazetelerde Barışseverler Demeği hakkında yapılan neşriyatı takdirle karşıladığını söyleyen Bakan, son olarak 30 ağustosta çıkacak olan or. du mensupları arasındaki tekaütlük ve terfi listesinin de hazırlanmakta bulunduğunu sözlerine ilâve etmiştir.
Pariste
Türkiye Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü Parise varmıştır.
Köprülü, Pariste Türk Sefiri Nu-man Menemencioğlu İle de uzun bir görüşme yapmış ve perşembe günü Strasbourg’a hareket etmek üzere karar almıştır.
Türkiye bu konferansta Avrupa Konseyine katılmayı istiyecektir.
Türk Dışişleri Bakanı Paris Radyosuna da bir beyanat vermiş ve Koreye asker göndermemizin sebeplerini izah etmiştir. Köprülünün konuşması üçüncü sayfamızdadır.
I
Trıınıarı, dtln Kongreye bir teklifle bııluııanik TÜrklycye yapılacak yardımın genişletileceğini hlldlmıiştlr. Rralnule Başkanı, nutuklarından birini söylerken görüyorsunuz
r— .
Kore harbi dolayısile
Meclisin içtimaa çağırılması
İki milletvekili tarafından hazırlanan teklif, münakaşalara yol açtı
Ankara, 1 (Hususî muhabiri-mlz bildiriyor) — Koreye asker gönderilmesi hakkında Hükümetçe alınan kararı müzakere etmek üzere B.M.M. nin içtimaa davet edilmesi yolunda iki milletvekili tarafından hazırlanan teklif münakaşa mevzuu olmakta devam ediyor. Bugünkü Zafer gazetesinde Ali Fuat Buşgil Birleşmiş Milletler Anayasasını imza etmekle milletlerarası bir taahhüde girdiğimizi ileri sürerek Meclisin tasvibini almaksızın Hükümetin Koreye asker sevkı hakkında karar verebileceğini belirtmektedir. Buna mukabil Kemal Türkoğlu ile Necip Bilge, Meclisin içtimaa davetini sağlayacak nlsbette milletvekilinin iştirakini temin için teşebbüslerine devam ediyorlar.
Millet Partisi Genel Başkanı Hikmet Bayur, pek zarurî gördüğü böyle bir teşebbüsün partisi tarafından destekleneceğini söylemiştir.
Diğer taraftan C.H.P. milletvekillerinin bir çoğu da yukarıda sözü geçen teklife imza koyacakları anlaşılmaktadır. Bununla beraber fevkalâde toplantı İçin lüzumlu nisabın temini şüpheli görülmektedir.
Başbakan Adnan Menderes bugün teklif sahiplerinden bağımsız Kemal Türkoğlunu Başbakanlığa davet ederek kendisi ile uzun boylu görüşmüştür. Adnan Menderesin Hükümet tezini kendisine etraflı şekilde izah ettiği ve bu tezin doğruluğu hususunda iknna çalıştığı zannedilmektedir.
Türkiyeye yapılacak yardım genişletilecek
Başkan Truman, Kongreden 4 milyar dolar tahsisat istedi
Washington 1 (AP) — Başkan Truman bugün Kongreye, Kore buhraniyle dünya sulhunun tehlikeye girdiğini ve derhal komünist aleyhtan müttefiklerin silâhlanması için 4 milyar dolarlık tahsisatın kabul edilmesini istemiştir.
Başkan Truman şunları ilâve etmiştir:
“Askeri teçhizatın derhal hazırlanması için sürat elzemdir. Milletlerin kendi güvenliklerini kuvvetlendirmek İçin sarfettikleri gayretleri hızlandırmaları icap ettiği artık bir hakikattir. Milletlerarası kanun ve adalet prensiplerini dolayısıyla Birleşmiş Milletlerin uğrunda savaşmakta olduğu prensiplerin korunması için, milletlerin hazırlıklarını tacil etmekten başka yapacakları bir şey yoktur. Dünya sulhuna karşı İlerde yapılacak tecavüzleri durdurabilmek İçin başka bir ümit yoktur.,,
Başkan Truman tarafından istenilen 4 milyar dolar, ikinci sene için kabul edilen 1.222.500 dolara ilâveten istenilmektedir.
Truman, Meclis Başkanı Sam Rayburn’e yazdığı mesajda. 3.504 milyon doların Kuzey Atlantik bölgesinin savunma kudretinin arttırılmasını istemiş, ve bu bölgenin güvenliğinin dünya sulhu ve güvenliği üzerinde büyük tealri olduğunu yazmıştır.
Başkan Truman, Türkiye, Yunanistan ve İran’ın askeri yardim programının tevsii için 193 milyon tahsı-aat istemektedir.
lan başkanlık hakkını kullanacağını açıklamıştı. Böyleco herkes Rusların ne yapmak niyetinde olduklarım gayet merak ediyordu.
Dünkü celsede Malik, Milliyetçi Çin delegesinin Içtimadan çıkarılmasını istemiş ve neticede 3 e karşı 8 reyle mağlûp olmuştur. Asıl ilgili cihet Yugoslavya ile Hlndlstanın Rus tezini desteklemeleridir. (Malik’in başkanlık ettiği Güvenlik Konseyinin içtimai ile ilgili ve saati saatine radyo servisimiz (YÎRS) den aldığımız haberleri üçüncü sayfamızda bulacaksınız.)
Leopold hakkında partiler anlaştı
Veliaht Baudouin 7 martta devlet başkanlığını alacak
Brüksel, 1 AA. (AFP) — Siyasi çev-relerden Öğrenildiğine göre, kıralhk yetkilerinin Prens Baudouin’e devri keyfiyetinin Parlâmento ve Ayan Meclisi tarafından tasdlkmdan birkaç gün sonra Kıral Leopold Belçikadan ayrılacaktır.
Kiralın bir müddet ecnebi memleketlerde kalacağı, fakat çok gecikmeden Belçikaya avdet edeceği sanılmaktadır.
Brüksel, 1 A.A. (Reuter) — Parti üyelerinin bildirdiğine göre Kıral Le-opoldun 7 eylül 1951 de Prens Baudouin 21 yasına girdiği vakit tahttan feragat etmesi hususunda üç parti bu akşam
Güvenlik Konseyinde dün
Kore meselesi de görüşüldü
Malik, Amerikaya hücum etti
Rusyaya göre “Amerika harp sahasını genişletmek istiyor!,,
Lhke Success 2 (YİRS) — Ruznamedekl ikinci mevzu olarak Rus delegesi malik’in teklif ettiği Kore meselesi Amerikan delegesi Austin'in itirazını davet etmiştir.
Austin ezcümle şöyle demiştir:
Güvenlik Konseyi 5 haftadan beri Kore meselesiyle uğraşmaktadır. Bundan dolayı bu kadar geç bir tarihte ruznamenin başlığını değiştirip yeni bir başlık koyarak Sovyetlerin Koredeki sulhla alâkadar olan yegâne memleket Şifasını iktisap etmelerini doğru bulmuyorum. Bundan dolayı propaganda kıymetini taşıyan Sovyet teklifinin reddini istiyorum.
Malik’in cevabı:
Amerikan delegesinin teklifine cevap veren Sovyet delegesi Malik, muvakkat ruznamede Amerikan teklifinin üçüncü mevzu olarak yer almasını istemiş ve demiştir ki:
Mademki Kore meselesi en büyük ehemmiyeti haiz mevzudur, o halde buna rüçhan hakkı tanımalı ve Amerikanın itirazlarını nazarı itibara almamalıdır. ’ >
Çünkü Amerikan teklifi Kore muharebesinin devamını istilzam et-mektedir.
Birleşik Amerika elinden gelen her gayreti sarfederek harp sahasını genişletmeye çalışıyor, memleketlrini “Vietnam ve Çin,, gibi memleketleri diğer Asya memleketlerine karşı kullanmak istiyor.
anlaşmıştır.
Claude Farrere İstanbulda
Meşhur Fransız edibi Claude Farrere dün Ankara vapuriyle şehrimize gelmiştir.
Uzun bir ayrılıktan sonra tekrar Tiirklyryo geh n Fransız edibi burada gördüğü İyi karşılanmadan çok mütehassis olmuştur.
Ytıkardaki resimde Claude Farrârc’i YENİ İSTANBUL gazetesini tetkik eder ve dostlan tarafından kucaklanırken görüyorsunuz. Edibin îstanbu-la gelişine dair tafsilât bugün İkinci sayfamızdadır.
Kore’ye yeni Amerikan takviyeleri geldi
Gl. Mac Arthur dün Formoza’dan Tokyo’ya döndü
Tokyo. 1 (YÎRS) — General Mac Arthur Formozadan Tokyoya dönmüştür.
Bahriye sllâhendazları Koroya vâsıl oldu
Tokyo, 1 (YİRS) — Amerikan bahriye sllâhendnzları bir Kore limanına gelmişler ve cepheye gitmek için lüzumlu hazırlıklara başlamışlardır.
Takviye kuvvetlerini teşkil eden binlerce Amerikan askeri en son model gizli silâhlarla mücehhez olarak Kore harbine katılmak üzeredirler.
5 İnci Piyade Alayı da cephodo
Tokyo 1 (YÎRS) 2 nci Piyade Tümenini takiben 5 İnci Piyade Alayı da Hawai'den Koreyo varmıştır^
Kızılların hedefi Pusan ve
Taogu
Tokyo, 1 (YÎRS) — General Mac Arthur'ün bildirdiğine göre Amerikan askerleri 5 mühim şehri tahliye etmişlerdir. Düşman şimdi Pusan genel istikametinde taarruza geçmiş bulunuyor. Taegu şehri de komünist Korelilerin hedefleri meyanındadır. Gizli Amerikan silâhlan
Tokyo, 1 ı YÎRS) — Amerikalılar a-lev makineleri, bazookalar ve şimdiye kadar mahrem tutulan silâhlarla teçhiz edilmektedir.
Amerikalılar geri çekiliyorlar
Tokyo, 1 (YÎRS) — General Mac Arthur’e göre, Amerikalılar muntazam bir şekilde evvelce tcsblt olunan hatlara çekilmeye başlamışlardın Güney Kore 15 yaşındakileri askere alıyor
Menderesin beyanatı
Başbakan, Kore harbine asker gönderişimizin sebeplerini izah ediyor
irleşmiş Milletler arasında dayanışma mevcut oldukça, hakkın ve barışın, tecavüze galebe çalacağına emin olmalıyız”

Ankara 1 «Hususi muhabirimizden telefonla) — Amerikan Milletlerarası Haberler Ajansı “International News Service,, Avrupa Müdürü Smith Parislen Başbakan Adnan Menderes’e bir telgraf çekmiş ve bu telgrafla Başbakana Kore harbine Türkiyenln iştiraki hususunda 5 sual sormuş ve 5 suale de yine telgrafla cevap almıştır.
Adnan Menderes, verdiği cevapta Türkiyenln ne için böyle bir karar aldığım, Türkiyenln barışa ulaşmak için yaptığı fedakârlıklar, aynı zamanda. alınan kararın dünya barışım korumak ve tecavüzleri durdurmak maksadlyle alındığını belirtmiştir.
Telgrafların sual ve cevap kısımlarını tam metin olarak bugün 3 üncü sayfamızda bulacaksınız.
Şehrimizde bulunan Amerikan filosunun komutanı Vis-Amiral Jolın Ballentlne dün sabah .Amiral gemisi Salenı’de İstanbul basın temsilcilerini kabul etmiştir. ...
Vls-Arniral gazetecilere verdiği beyanatta istanbulda bulunmakta olduğundan duyduğu memnuniyeti belirtmiş. Amerikan denizcilerinin halkın kendilerine göstermekte olduğu misafirperverlikten mütehassis olduklarını bildirmiş ve Amerikan gemilerinin Tiirklyeyc yaptıkları ziyaretlerin Ikl memleket arasındaki dostane münasebeti sağlamlaştırmakta olduğunu söylemiştir.
Yukarıdaki resini Via-Amirali gazeteciler Arasında göstermektedir. (Via-Amiral Ballentlno'ln beyanatının tam metnini İkinci sayfamızda bulacaksınız).
Saj^a 2
YEN! İSTANBUL
2 Ağustos 1950
-

askerlik bahisleri
Koreye yardımımız ve harp
A
Güvenlik Konseyinin vlki müra-catl üzerine ve Birleşmiş Milletler Paktına uyularak Hükümetin 4500 mevcutlu bir savaş birliğini Koreye göndermeğe karar vermesi partiler arasında hayli münakaşayı mucip ol. du ve Hükümet tarafından icap eden cevap verildi. Rusya tarafından gelecek taarruza en fazla mâruz bir millet sıfatlyle ve Birleşmiş Milletlerin yardımına mazhar olmadan Av-rupada hiç bir devletin kendisini tam olarak müdafaa edemiyeceği arlık bir sır teşkil etmez. Lâkin bu yardımın hangi düşünceler altında yapıl, dığını İnsaf sahipleri takdir ederler. Bu hususta teferruat ve formalite ü-zerinde haddinden fazla münakaşayı da lüzumsuz ve faydasız buluruz, Ancak bu yardımın derhal bir harp ihtimali doğuracağına dair ortaya atılan ve yayılmak istenen fikir üzerinde durarak bunun siyaset ve askerlik bakımından ne dereceye kadar vftrit olduğunu arattırmak faydalı olacaktır.
Koreye kuvvet göndermemiz iki sebepten harbe sebep olabilir:
1 — Ordumuzu ve müdafaa kuvvetimizi zayıflatmış ve Rusyamn malûm saldırganlık hislerini tahrik etmiş olabilir.
2 — Sükûn içinde bulunan bir di. yarda harp meydana getirerek dünyayı ateşe vermeğe vesile yaratmış oluruz.
Birinci sebep aslâ vftrit değildir. Kolaylıkla bir buçuk, hattâ iki milyon İnsanı seferber edeceği malûm bulunan bir memleketin müdafaa kuvvetinden 4500 muharibin ayrılarak başka bir cepheye gitmesi o memleketin müdafaa kuvvetini zayıflatanı az.
ikinci sebebe gelince: Korede harp bizim göndereceğimiz birlikle alevle, necek değildir. Orada Türk ordusunun göndereceği birliğin vâsıl olmasından aylarca evvel harp başlamıştır. Olsa olsa biz bu tecavüzün hakka ve adalete uygun olarak Güvenlik Konseyi kararınca sona erdirilmesi t. çtn kuvvet gönderiyoruz. Kaldı ki bu kuvvet gönderilmesi dolayıslyle bize karşı harekete geçeceği söylenen Rusya da zâhiren bu harple alâkasız görünmekte ve hâlâ Güvenlik Konseyinin bir uzvu olarak New-Yorkta bulunmaktadır, işin heyecan ve propaganda tarafına böylece dokunduktan sonra hakikate dönelim:
Koreye asker gönderiyoruz diye Rusya bize veya umumiyetle Garbî Avrupa devletlerine taarruza geçer mi?
Bunun cevabı basittir: Eğer Rus. ya böyle bir taarruza karar vermişse ve zamanı müsait görüyorsa biz kuvvet gönderelim veya göndcrml-yelim, taarruza geçer. Aksi takdirde pişkin süratiyle soldan geri bir çark yaparak işine nasıl geliyorsa sulhçu veya harpçl maskesini takarak oturur.
Amma şimdiye kadar edindiğimiz tecrübeye ve Rusyamn artık malûm olmuş hareket tarzlarına bakarak diyebiliriz ki Rusya bugün de bizim anladığımız mftnada bir taarruza geçmek niyetinde değildir. Daha doğrusu böyle bir taarruzu menfaatine uygun bulmamaktadır.
Zira Rusyamn kuvvet ve kudreti, iktisadi ve sınai teşkilâtı Nazi usulünden bir taarruza geçmeğe ve bunu senelerin senesi idame ettirmeğe müsait değildir. Filhakika yukarıda da bahsettiğimiz gibi Avrupada hiç bir devlet —Ingiltere ve Fransa d8 dahil— tek başına Rusyaya karşı kendisini müdafaa edip istilâdan kurtulamaz. Hattâ belki Churchlll’ln anlattığı gibi bütün Atlantik Pak. tı devletleri de müştereken bu işi başaramazlar. Fakat bereket versin kl Rusyayı böyle bir taarruzda yola getirebilecek bir Amerika devleti ve o-nun elindeki atom bombası vardır. Yine Churchill'in dediği gibi garp medeniyetiyle Sovyet barbarlığı arasında ancak ve ancak bomba muva. zeneyl temin etmektedir .
Bir zamanlar rakipsiz görünen Hlt-
Ancak o beşinci kollar barış kahramanlan çı-
günlerde teşekkül eden
Yazan ı M. Şevki Yazman
ler ordusu haklk! menabl ve müdafaa kudretiyle karşılaşınca nasıl yıkıldı İse, hiç bir güzel şey yaratmaya muvaffak olmadan yalnız beşinci kolların gayrı memnun kütleler arasında yarattığı kin salkiyle geri kalmış diyarları demirperdesinin I-çine alabilen Rusyada böylece tam ve hakiki bir karşılaşmanın sonunda Hltlerin Akıbetine uğrıyacağım pekâlâ biliyor. Bu sebepten onun umum! bir harp çıkaracağını bugün zannetmiyoruz, ve uydurma karıyor.
Bizde son
“Barışseverler Cemiyeti'' de Rusya-nın ters ad altında ortaya çıkardığı “Harp mâmuüerlnden” biridir. Bun. lar barışı sever olduğuna göre bu memlekette ve hattâ bütün dünyada barışı sevmlyenlcr de var mı diye insanın soracağı geliyor. Bugünkü cehennem harpleri malûm bulunduğuna göre insanın barışı sevmemesi için aklından zoru olması lâzım gelir. Şu bir kaç sene zarfında Kırımdaki Tatarları, Azerbaycandakl Türklerl, hattâ Baltıktaki Lltvanyahları ortadan kaldıran, Yunanistandn, Iranda ve nihayet Korede harbi tahrik eden Sovyetler bile bir bakıma barışı se. verler. Amma bugün demirperde arkasında hüküm »üren şekilde bir barış, bu itibarla bizde de kurulduğunu duyduğumuz “Barışseverler” Cemi, yetinden sormamız icap eder:
— Ne biçim bir barış seviyorsunuz bayanlar, baylar?
Eğer bu barış bizim tahayyül ettiğimiz gibi “Alarus” bir barışsa, hiç zahmet etmeyin bu milletin aklı selimi, hissi selimi ve nihayet yaşamak insiyakı sizin bu banş tavsiyenizi reddeder, yok bizim mânada yani hürriyet içinde bir barış istiyorsanız, ayrı ve husus! bir cemiyet kurmaya lüzum yok, bütün millet böyle bir arzuya teşnedir. Hepimiz Mehmetçikle beraber bunun bekçislyiz.
Netice olarak dur: Bizim ufak göndermemiz ne ve ne de düşmanı
harbe sebep olamaz. Fakat bize olan dostlukları ve yardımı arttırabilir, ittifaklar arasına sokabilir
söyliyeceğlmlz şıı-blr savaş birliği bizi zayıf düşürür tahrik bakımından
MİSAFİRLERİMİZİN KARŞILAŞTIĞI BİR GÜÇLÜK
Yersizlik yüzünden güneş altında çalışan te Mı İstasyonu
Bugüne kadar limanımızı ziyaret etmiş olan Amerikan harp gemilerine İdari makamlar tarafından lâzım gelen bütün kolaylıklar gösterilmekte Lken bu sefer gelen filo bazı güçlüklerle karşılaşmıştır.
Şimdiye kadar gelen gemilerle sahil arasında İrtibat tesisi için Dol-mabahçede kurulan telsize Dolma-bahçe Sarayının bahçedeki bir pavl-yonu tahsis edilmekte idi. Bu defa bu paviyon yangın tehlikesi iddiası ile Amerikalılara ve Türk irtibat subaylarına verilmemiş ve denizciler telsizi sahilde açık bir yerde kurmak mecburiyetinde kalmışlardır. Bu vaziyet ise kendileri İçin çok gllç bir durum ihras etmiştir.

şehir haberler
Sergi köşesi :
Mehmetçikler
Serginin Sijuıhiocafüı ve Radyoevi tarafındaki kapıeı civar nııda iki Mehmetçik içeri yi-rr nlrrc, Amerikalılara bakıyordu. Yanık yüzlerinin ifade zinden hinlerini anlamak kabil değildi. Statik bir kuı>vct intibaı veren vürutlcri, yeni Ame-rikanvari üniformaları, kendilerine haz bir çekil vermişti. Gözleri on beş adun ilerideki kapıya dikili, birer heykel gibi duruyorlardı»
Amerika denizcilerinden nıü-rekkrp bir grup daha göründü. Yaklaştılar. Mchmcçiklerc şöyle bir baktılar. Aralarında bir şeyler konuştular. Tekrar baktılar. Bu bakışlarda bayramda koç zeçer gibi birer alıcı götü vardı. Neticeden memnun olmuş oltalar garek ki. kolundaki işaretlerden birkaç rütbe sahibi bulunduğu anlaşılan bir tanesi ilerledi, güler yüzle Mehmetçiklere bir “hcllo!” çekti, Mehmetçikler döndüler, öteki Amerikalılar da yaklaşmış, sevimli sözler olduğu haUcrlnden belli, bir şeyler söylüyorlardı. Bizimkilerin kavruk yüzlerinde hafif birer tebessüm belirdi,''Eyvallah.. Eyvallah” dediler. Sonra, başçavuş kendilerini sergiye davet etti. Mehmetçikler, vakur birer baş işaretiyle reddettiler, ötekiler ısrar etmedi. Elleriyle selâmlar vererek yürüdüler. Yalnız Mehmetçiklerden biri, sanki anlarlarmış gibi ^Burası yasak, dedi, amma Korenda görüşürüz.”
BİR İSTANBULLU
Adalet Bakanı dün şehrimize geldi
Adalet Bakanı Halil Özyörük dün sabahki ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiş. Vilâyet temsilcileri, partililer ve dostlan tarafından karşılanmıştır.
Bakan kendisiyle konuşan bir ar. kadaşımıza, Londradan gelen oğlunu karşılamak için geldiğini ve bu akşam Ankaraya döneceğini söylemiştir.
Denizeller oturacak yer bulamamakta, bütün gün güneş altında beklemektedirler. içecek sulan yoktur. Ap-teahane ise Dolmabahçe stadının karaşındadır ve saat 18 den sonra kapanmaktadır.
Halbuki yangın tehlikesi olduğu İddia olunan paviyonun asd İstifade e-dilecek büyük avlusu kârgirdlr.
Diğer taraftan, erlerin karaya çıkması için sahile yanaştırılmış olan mavna, sarayın güzelliğini bozmak İddiası ile kaldırılmak istenmektedir. Bu ise müthiş bir izdihama sebebiyet verecektir.
Bütün bu vaziyetler gerek Amerikalı misafirler, gerek vazifeli Türk subayları arasında büyük bir memnuniyetsizlik uyandırmıştır.
Misafir filo komutam dün
bir basın toplantısı yaptı
Vis-Amiral John Ballentlne, Amerikan gemilerinin Türkiyeye yaptıkları ziyaretlerin, dostane münasebeti sağlamlaştırmakta olduğunu söylemiştir
9
Şehrimizde bulunan Amerikan filosunun kumandanı Vis, Amiral John Balletine dün sabah saat 10.30 da İstanbul basın temsilcilerini amiral gemisi Salem’de kabul etmiştir.
Vis. Amiral Balfentijje gazetecilere aşağıdaki demeci vermiştir:
“— Amerika Birleşik Devletleri 6
Hacca gideceklerin sayısı 15 bin kişiye yükseliyor
Yapılan hesaplara nazaran 30 milyon liralık bir dövize ihtiyaç görülüyor mevsiminin yaklaşması dola-şehrlmlzde gerek husus!, ge-Denizyolları seyahat acentele-
Hac yısiyle rek D. rinde hummalı bir faaliyet başlamıştır.
Öğrendiğimize göre bu yıl memleketimizden Hacca gitmek isteyenlerin miktarı 15.000 e yükselmektedir.
Her bir yolcu için gidip gelme ve İaşe masrafları mukabili 2.000 Türk lirası lâzım geldiğine göre bu sene Hacca gidecekler için 30 milyon liralık döviz tahsisi lâzım gelmektedir.
Saraylardaki eşyaların kontrolü ne esasa göre yapılacak ?
Aynı zamanda milli sarayları da İhtiva eden bir tetkik vazifesi bulu, nan Meclis Hesaplan Tetkik Encümeni dün sabahtan itibaren Dolmabahçe Sarayında toplanarak İstan-buldaki saraylann eşya ve mevcutlarını tâdat ve tesbite başlamıştır.
Haber aldığımıza göre Encümen hilâfetin ilgası tarihinde Hükümetçe ve Maliye Vekâleti kanallyle teslim alınan ve bir deftere tesbit olunan eşyaları ve diğer mevcutları bu tarih esas olmak üzere tetkik edecektir.
2 büyük, 1 Marmara, 1 şehir hattı gemisi alıyoruz
Devlet Denizyolları İdaresi bu sene tahsis edilecek Marshall yardımından yaptıracağı gemileri ve alınacak vasıtaları tesbit etmektedir. Hazırlanan programa göre 2 açık deniz hattı, bir Marmara tipi, bir şehir hattı vapuru ve bir de tarama gemisi ve muhtelif liman malzemesi satın alınacaktır. Bunların hangi memle. ketlere sipariş edileceği mevzuu ü-zerinde bilhassa durulmaktadır. Çünkü evvelki siparişlerden edinilen tecrübeye göre bazı memleketlerin kullandıkları malzemeler zayıf görüldü, ğünden aynı hataların tekerrür etmemesine bilhassa dikkat edilecektir.
ton yükle limanımıza dön-
yolcular meyanında, Mlllet-Çalışma Konferansına işti.
Ankara vapuru ile gelenler
Batı Akdeniz postasını yapan Ankara vapuru dün saat 14 te 447 yolcu, 168 müştilr.
Gelen lerarası
rak eden delegemiz Hilmi Naili Bar-lo. Profesör doktor Behçet Sabit Er-duran, Avrupa İktisadi İşbirliği Türkiye delegelerinden Kemal Özyürek ve Mazlûm Olana, Birleşmiş Milletler Kadın Haklan Konıma Kurulundaki delegemiz Mihri Pektaş, Fransanın ikinci Bölge Polis Müdürü Jean Pay-ret, Matın gazetesi muharrirlerinden Carret ve Bayan Lucle Michel de bu. lunmaktadır.
ncı filosu gemileri ile İstanbul a. V/r kere daha gelmiş olduğumdan dolayı çok mesudum. Bu ziyaret bana, filom martta latanbulda İken Türk bahriyelinin subayları arasında kazanmış olduğum dostlarımı tekrar görmek İmkânını verdi.
O zamanki gibi bugün de halkınızın fevkalâde misafirperverliği ile karşılanmış bulunuyoruz. Bu şehre karşı dalma hayranım ve müteessirim kl, burada uzun müddet kahp İstediğim her şeyi göremiyorum.
Istanbulu yılın bu mevsiminde çok güzel buldum. Hatırladığınız gibi geçen ziyaretimde hava çok yağmurlu İdi. Halbuki bu sefer her şeyi en cazip bir şekilde görmek zevkin! tadıyorum. Bilhassa çarşılarda bulduğum kavunların ve meyvaların lezzetine bayıldım.
Filomuzda bulunan mürettebatın büyük bir kısmı şehrinizi ilk defa ziyaret etmektedirler. Onlar, kendilerinden evvel binlerce Amerikan bahriyelisinin gördüğü gibi sizin milletinizle bizim milletimiz arasında kopması mümkün olmıyan samimi dostluk bağını göreceklerdir.
Bu çeşit ziyaretler iki büyük memleketimiz arasındaki dostluk münasebetini daha yakın yapmaya hizmet etmektedir.
Burada olmaktan dolayı duyduğumuz memnuniyet büyüktür ve halkınıza, bize karşı göstermekte oldukları misafirperverlikten dolayı minnettarız.,,
Bundan şonra Vis. Amiral, Salem hakkında izahat vermiş, geminin henüz bir sene evvel denize İndirildiğini, bütün silâhların en son tekâmüle uygun bir şekilde olduğunu söylemiştir. Müteakiben gemi, basın temsilcilerine gezdlrllmiştir.
Vis. Amiral, Türk ve Amerikan gemilerinin müşterek manevralar yapacaklarına dair çıkan şayiayı tekzip etmiştir.
Türk dostu Claude
Farrere şehrimizde
Tanınmış Fransız romancısı, "Ankara" vapurunda şekilde karşılandı
çok samimî bir
Fransız Akademisi âzasından, tanınmış Fransız romancısı ve Türk dostu Claude Farrftre, Türk - Fransız Dostluk Cemiyetinin davetiyle dün saat 14 te Ankara vapuriyle Marsilyadan şehrimize gelmiştir. Kıymetli misafirimiz vapurda Hükümet namına Milli Eğitim Bakanını temsilen Yüksek Ticaret Mektebi Profesörlerinden Saffet Şav, Türk - Fransız Dostluk Cemiyetinden Nureddin Onur ve General Sarraut, Fransız Sefareti ataşeleri, Vilâyet namına Hususi Kalem Müdürü Nahl Up ve kendisini misafir edecek olan Kont Jean Osbrolog, Türkiye Turing ve O-tomobll Kulübü delegeleri, üniversite talebeleri ve basın mensupları tarafından çok samimî bir şekilde karşılanmış ve kendisine müteaddit buketler verilmiştir.
Seyahat İntihalarını soran gazetecilere Claude Farrere şunları söylemiştir:
“— Dostlarım, bu sı&ak hüsnükabul-den son derece mütehassisim, TÜrklye-ye gelmekten dolayı çok mesudum, seyahatim esnasında bir çok gazetecilerle konuştum. Atinalı gazeteciler bana hâlâ YunanİMtnndan nefret eder misiniz? diye sordular. Hiç bir zaman etmedim. Ben sadece Türk dostuyum, dedim. Bugün öyle bir devirde, insanların dostlarına muhtaç oldukları zamanlarda yaşıyoruz. Ben kendimi Türkiyeye vakfetmiş bulunuyorum. 34 yaşında aldığım Mecidiye nişanını hâlâ büyük Akademi toplantılarında taşıyorum.”
Türkçe olarak: “Yraşasın Türkiye” dedikten sonra, demokrasi İnkılâbımız hakkında Farröre şunları söylemiştir:


C.H.P. 11 Merkezinde yapılan toplantı
İlham) Sancar, Kore meselesi hakkında İktidara cevap veriyor
C.H.P. 11 Merkebinde dün yapılan büyük toplantıda Kore harbi dolayı-siyle gerek Başbakanın ve gerekse Dışişleri Bakanının C. H. P. ye vaki hücumları dolayıslyle cevap veren 11 Başkanı Avukat Uhami Sançar demiştir kİ:
“Koreye silâhlı kuvvetler gönderilmesi mevzuunda partimizle hükümet arasında bazı noktalara münhasır görüş farkları münasebetiyle Başbakan İle Dışişleri Bakanının umumi efkârı partimiz aleyhine tahrik edici haksız ve ağır sözlerinden teşkilâtımızın duyduğu ve türlü yollardan bize u-laştırdığı infiali bugün ihtiyar heyetleri seçimleri dolayıslyle teşkilâtımızın yaptığı toplantıda belirttim.
Bilindiği gibi partimiz bu mevzuu Devletler Hukuku ile Anayasa bakımından mütalâa ederken Başbakan ile Dışişleri Bakanı söylentileri tahrif ederek hukuk sahası dışına çekmiş ve partimize yeni bir hücum vesilesi ittihaz eylemiştir.
Bu meselenin Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi gerektiğini, muhalif partiler İle istişarenin lüzumlu olduğunu söylemek ve Birleşik Milletlerin müşterek savunma sistemini daha müessir kılmaya matuf telkinlerde bulunmak partimizin tabii bir hakkı ve vazifesidir.
Bunu vasfına sözlerle önünde
mek isterim, hele Dışişleri Bakanının beyanatından, mili! meselelerde büyük tecrübe kazanmış partimizi Barışseverler Cemiyeti ile yanyana getirmeye çabalaması görüşlerimizi iktidar adamına verilen cevapların mahiyetini açıkça ortaya koymaktadır.
hiddetle ve devlet adamlığı yakışmayan haksız ve ağır karşılayanlara umumî efkâr esefle teessürlerimizi blldlr-
Pendik istasyonunda dün bir kaza oldu
Dün sabah Pendik istasyonunda hafif atlatılan bir kaza olmuş ve manevra yapmakta olan iki marşandiz çarpışmışlardır. İnsanca zayiat olmamışsa da trenler bir saat rötar yapmışlardır.
”— Bunun önüne geçmek mümkün değildi. Fakat acaba erken değil mi diyo sorulabilir? Yeni hükümette kâfi derecede tecrübeli, bilgili kafalar var mı? 1914 den sonra Fransâda da böyle oldu. Eskileri ekarte ettiler, ilk defa olarak ben Daladier’yi İtham ettim, Fransoyı hazırlıksız harbe soktunuz dedim, Yeni devlet ricalinizi tanımıyorum. Onun İçin bir şey söyli-yemiyeceğim..”
Kore harbinin insanlık için çok fena bir netice olduğunu söyüyen Farröre, karnrımızı övmüş, ve Birleşmiş Milletlerin tesanüdii bakımından çok büyük kıymeti olduğunu ifade ettikten sonra:
1917 de Koreyi karış karış gezdim. Burası bir çöldü. Japonlar mavnalar, gemilerle toprak getirip ormaı\ yaptılar ve imar ettiler. O zamanlar Seul çarşısında yalnız kibrit ve vahşi hayvan derileri satılırdı. Amerikalılar Fouşang’ı elden kaçırdıkları takdirde Dunkerktekl vaziyete düşebilirler. Burası bütün komünist Çine muntazam demiryollariylo bağlıdır. O zamanki Mukden ekspresi Avrupa sürat katarlarından daha konforluydu.”
Claude Farrere, Istanbulda bir ay istirahat edeceğini, yorgunluğu doln-yıslylo Ankaraya gldemlyeceğini söylemiş ve Türkiye hakkında her türlü hizmete amade olduğunu ifade etmiştir.
Bundan sonra kıymetli misafirimiz, gemi süvarisinin ve dostlarının refakatinde gümrük muayenesi yapılmadan Devlet Denizyollarının emrine tahsis ettiği motörle doğruca Kandilliye Kont Osbrolog’un evine gitmiştir.
Ka-üncü dele-
An-
Birleşmiş Milletler Kadın Hakları Komisyonundaki delegemiz döndü
Birleşmiş Milletler Teşkilâtı din Haklan Komisyonunun 4 toplantısına iştirak eden Türk ges! Bayan Mihrl Pektaş dün
kara vapuriyle şehrimize dönmüştür.
Delegemiz kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza komisyon çalışmaları hakkında şu izahatı vermiştir.
”— Dördüncü defa olarak Lake Succesa’te toplanan ^irleşmlş Milletler Kadın Hakları Komisyonuna Türkiye namına katıldım, iki hafta devam eden çalışmalar bilhassa şu konulan İhtiva etmekteydi.
Kadınların siya»! haklan, ekono. mik haklan, yani aynı işleri gören muhtelif memleketlerdeki kadınların aynı ücret! almalan, — Teknik ve aair tahsil imkânlan. — Bilhassa evli kadınların vatandaşlık haklan meseleleri üzerinde çalışıldı, çünkü bazı memleketlerde yabancılarla evlenen kadınlar kocasının tabiiyetine ge. çemedikleri gibi üfltelik kendi tabii-yctlerinl kaybediyorlar ve çeşitli kanunlara tâbi bulunuyorlar... Bütün bu mevzular hakkında bir konvansiyon teklifi hazırladık ve bir rapor halinde Ekonomik ve Sosyal Konseye gönderdik Konsey ilk toplantıda bu mevzu hakkında kat! karannı İlgili milletlere bildirerek tatbikim temerv-ni edecektir,”
Haydarpaşa Lisesini Bitirenler Cemiyetinin gecesi
Haydarpaşa Lisesinden Yetişenler Cemiyeti, 5 ağustos 1950 cumartesi gtintl akşamı saat 21 den sabaha ka, dar olrruk üzere Kadıköy Halkevinde bir danslı gece tertip etmişlerdir.
Gecekonduların su ihtiyacı
Başbakan Adnan Menderesin şehri» nılzl son ziyareti sırasında Vilâyette şehrin muhtelif İhtiyaçları arasında Kazlıçeşmedeki geniş gecekondu bölgesinin su ihtiyacı da bahis konusu olmuş ve bu bölgeye arteziyen suyu sağlanması için tahsisat istenmişti. Bu iş için gerekli tahsisatın temin e-dildiği dün Vilâyete bildirilmiştir.
W.A.Y. Genel Sekreter Yardımcısı dun geldi
Dünya Gençlik Birliği WAY Teş-kllâtının Genel Sekreter Yardımcısı Mrs. Helen Dale dün uçakla eşhrlmk ze gelmiş ve hava alanında Türkiye Mili! Talebe Federasyonu mümessilleri tarafından karşılanmıştır.
Millî Türk Talebe Birliğindeki dünkü basın toplantısı
MÜH Türk Talebe Birliği dün sa-at 16 da Birlik merkezinde Mili! Talebe Federasyonu ile uzayıp gelen anlaşmazlık etrafında bir basın top. lantısı yapmıştır.
Toplantıda Birlik sözcüsü uzun bir konuşma yaparak memleketimizde henüz mili! komite kurulmamış olduğundan Türkiye Millî Talebe Federasyonunun W AY Teşkilâtına önce muhabir ve sonra da vazifeli âza o-larak girdiğini, 13 ağustosta toplanacak kongrede Türk gençliğin! tem. sil edecek delegeyi seçecek komitenin hâlâ kurulmamış olduğundan acı bir lisanla bahsetmiştir.
YENİ İSTANBUL
siyasî iktisadi müstakil günlük gazete
Sahibi:
YENİ tSTANBLX NEŞRİYAT LÎMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal EL SAKLICA Bu sayıda yazı İslerini fiilen İdare eden : Salih Zeki Akdnmar
Neşredilmiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer ı
YENÎ İSTANBUL. MATBAACILIK LtMİTED ŞİRKETİ MATBAASI
5
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
— 61 —
Emin Hulûsinin komşusu olan aynı yaşta bir balıkçı: “öyle deme beybaba, dedi, doktorun o hergele ahırı içinde yattığı kalktığı yeri görsen şaşarsın... Karının, çocukların takazaları da caba...”
Bir üçüncüsü Emin Hulûsinin iznin! kullan, mayarak vazifesine devam ettiği bir kaç ay içinde akşamlan son vapurla Adaya döndüğünü ve vapurun ön kamarasında paltosuna sanlarak yatıp uyuduğunu anlattı.
Benim bu bedbahtlıktaki mesuliyet payım â-şlkârdı. Fakat biçarenin bütün yakınları gibi, karısı ve çocukları gibi ben de onun üstüne çullanıyor: “Bu kadar yakın arkadaş olduğumuz halde neden bunlan bana haber vermedi? El uzatmak benim İçin güç bir şey miydi?” diye darılıyordum. Halbuki doğrusu aranırsa onun bilhassa son senelerdeki mektuplarından bu sefalet âdeta sel gibi akıyordu. Daha ne diyebilirdi biçare? Bir Emin Hulûsinin, bizim kasabanın İmam Haşanı gibi bana karşıdan haykırmasını mı beklemeliydim. Son mektuplarının bazı satırları hatırımdan geçiyordu: “Bugün mecburen evdeyim. Büyük oğlum bana haber vermeden kunduralarımı giyip gitmiş. Daha fenası ak. şama gelip gelmiyeceğl de belli değil”, “Ortanca oğlum çok büyüdü. Soğuk havalarda ortaklaşa giydiğimiz benim emektar palto vü-301
cuduna. dar gelmeğe başladı. Ne de olsa o genç çocuk... Ben genç sporcularla beraber paltosuz da sokağa yürüyüverlyorum.”, “Kızlara yeni şapka almak lâzım geldiği İçin evin damı bu sene de açık kaldf, “Saatim kırıldıktan sonra saatsiz nabız saymanın usulünü keşfettim”, “Sokakta bir vertige stomacal geçirdim. Eczahaneye filân götürüp iç gömleğimi, çoraplarımı açmalarından korkmasam bayılacaktım”.
Sırf Emin Hulûsinin kendine has bir çeşni, de şakaları olarak hatırımda tuttuğum bu cümlelerde ben yalnız oğullariyle ortaklaşa giyilen paltodaki, kızların şapkası yüzünden kiremltsiz kalan damdaki, gömlek ve çoraplarını göstermemek için bayılmaktan vazgeçen İnsandaki tuhaflıklara gülmüştüm.

Cenazede bulunmak benim için kaçınılmaz bir vazife idi. Fakat bunu açıktan açığa yapmayacaktım. Emin Hulûsinin Öldüğü saatte beni onun yanına koşmaktan alıkoymuş olan o müphem korunma sevkı tabiisini o zaman büyük yorgunluğumla İzah etmiştim. Fakat şimdi kâh arkadaşım için söylenen şeyleri uzaktan dinleyip kâh düşünürken bunu gayet sağlam mantıklara bağlıyordun^ Emin Hulûsi gittikten sonra onun evindeki insanlarla ne alâkam kalı. yordu? Onu öldürenler, ne cins bir mahlûk olduğunu zaten öteden beri bildiğim bu kadınla balıkçının hayırsız ve hayta diye tarif ettiği çocuklar değil miydi? O biçarenin artık kemirile-cek eti ve kemiği kalmayınca bu haşerat ta-kımlyle bana tlşüşecektl.
Kahvede konuşanlara karışmamak için ken. dimi nasıl tuttumsa biçarenin cenazesinde de öyle yaptım. Emin Hulûsi gömülürken ben 302
başka bir ölünün mezarını arayan bir yabancı gibi uzakta, taşların arasında dolaştım; kitabeleri okudum. Cenazede epeyce İnsan var ve kılık kıyafetlerine göre Kaymakam filân gibi bir kaç resmi memur da vardı. Mezar kazılırken onlar da benim gibi etrafa dağılıyorlar, elleriyle birbirlerini gösteriyorlar, hart hail akçe armudu yiyorlardı. O arada karısını ve çocuklarını da uzaktan gördüm. Mezarlıktan çıkılacağı zaman cemaat etraflarını aldı, içimdeki nefret bana hepsini uydurma bir takım teessür hareketi yapan oyuncular gibi gösteriyordu. Yalnız biraz sonra kolundan sürüklenmek suretiyle mezardan uzaklaştırılan on on İki yaşında bir erkek ço. cuğa acımaktan kendimi alamadım. O yaş, çocukların en haylazının bile baba ölümüne en fazla yanmağa müsait oldukları yaştır.
Kalabalığın içine karışmamak İçin herkesten evvel mezarlıktan çıktım ve ayn bir yol tuttum, önümde iki çantamla yine oldukça tenha bir ikindi vapurunun güvertesinde Istanbuia İnerken Emin Hulûsinin ölümü bana çoktan be. rl tasfiye edilmiş bir eski matem gibi görünüyordu. Aradan bir çok yıllar geçtikten sonra kendi memleketlerinin mezarlığına gömülmeğe getirilen eski ölülerin cenaze alayı gibi hiç yırtıcı tarafı kalmamış bir tören. Evet. Emin Hulûsinin ölümünden sonra bu aile bana tamamiyle yabancı olmuştu. Zaten kin ve nefret duymadan yüzlerine bakmak mümkün olmayacak bu insan, ları başıma musallat etmek açık bir ahmaklık olurdu. Yalnız kolundan tutularak zorla mezarın başından uzaklaştırılan oğlan gözümün ö-nünden gitmiyordu. Onun yüzünü daha yakından görmek isterdim. Sonra Emin Hulûsinin kendisinin, soğuk havalarda kendi paltosunu verdiği çocuğa, hattâ ötekilere de, ölümün yaklaş.
303
tığı günlerde, her şeye rağmen yüreğinin yanmış olacağını düşündüm. Onun bu zâfa karşı hiç değilse o on, on iki yaşındaki oğlancığı, kim olduğumu bildirmeden arayıp görmeğe ve kendi hesabıma bir yatılı mektebe koymağa karar verdim.
m
müzeler! ziyaret
îstanbulda dördüncü sabaJı... Otelin holünde artık benim olmağa başlamış köşede yabancı birinin oturduğunu görünce birdenbire huysuz, tanıyorum. Her zaman gibi bu sabah da bomboş olan bu holde insan nasıl olur da benim dip pencere İle bir ufak sütun arasına sıkışmış daracık köşeden başka oturacak yer bulamaz? Adeta gerisin geriye yukardakl odama çıkmayı düşündüğüm bir sırada yabancı adam, kalkıp gidiyor. Gazete ve mecmualarımla beraber yerime yerleşirken huysuzluğuma hüzünle gülüm, süyorum.
Her sabahki gibi ortalık yine yağmur içinde... Penceremden Halice, Kasımpaşanın evlerine ve karşıyakanın minarelerine baktıktan sonra gazetelerimi açıyorum. Dışarı taşlıktaki masasında hesaplarını yapan otel kâtibi bir aralık yerinden kalkarak bana İrili ufaklı bir alay mektup getiriyor. Demek bugün bizim kasabanın posta günü.., Fakat bizim kasaba artık benim kasbaa değildir... Mektupları, âdeta dokunmaktan tiksinerek yanımdaki masanın üstüne atıyorum.
Kolumun ağrısı dün akşam geçer gibi olduğu halde bu sabah tekrar başlamıştır. Gazeteleri gözden geçirirken bir yandan da bunu düşünüyorum. Buğün de devam ederse yarın iyi 304
bir dahiüyeci arayarak etraflı bir surette görüşmek lâzım gelecektir.
ilk gece Heybelideki otelde, o yorgunluk ve sersemlikle denize karşı açık pencerede yatmış, tim. Ertesi gün sağ omuzumda hafif bir tutuklukla başlayan ve akşama doğru bütün koluma yayılan ve şiddetlenen ağrıyı, başkasında olsa, rutubetle izah edecektim. Yine de doğrusu bu idi. Yirmi beş seneden beri hasretini çektiğim ve dönüşte “Bir avuç suyunu İçmek, kucağında bir gece geçirmek istediğim mavi gözlü sevgilinin bir oj'unu idi. Emin Hulûsininktnden sonra ikinci oyun! Fakat hasta kendim olduğum için bu teşhis bana kâfi görünmüyordu. Her halde da-hiliyeci pek- lüzum görmese de, bütün tahlilleri vesaircsiyle etraflı bir examen physiologique*den geçmeliydim. Yirmi beş yıldan beri neremde ne olduğunu bilmiyordum.
Otelin ihtiyur garsonu Koço bir aralık masamın yanına geldi durdu, Îstanbulda bir çok akraba ve ahbabım olması lâzım geldiği halde şimdilik en yalcın dostum odur. Koço politika meraklısı geveze ve cana yakın bir Runıdu. Benden daima yeni politika havadislerniı sqrar. Yine öyle yaptı. Fakat gazetenin sinema sahife. sindeki çıplak kadın resimlerine baktığımı görünce:
— Bravo Doktor Bey,,. Ne yapacağız her zaman Truman, Staliıı.. Asıl Truman. S talin bunlar, diye gülmeğe başladı.
Koçoya su getirterek bir veramon aldım. Ben bunu yaparken o sinema yıldızlarına bakıyordu. Bir tanesini göstererek yine şaka etti:
— İlâç budur!.. Bunu yutmak lâzım... O za. man rıe ağrı kalacak, ne bir şey... O ki vitamin diyorlar budur...
(Devamı var)
305

2 Ağustos 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa 8
Senatör Knowland, Malik in durumunu tarif ediyor
> ■
"Rusyanın başkanlığı Al Kapone'un
emniyet müdürlüğüne benzer
Birleşik Amerika, Kore için yalnız Acyalı devletlerin tavassutunu reddediyor
Washlngton 1 (AP) - Senatör Wil-liam Knouland, Ayanda, Malikin Konseye başkanlık etmesinin, “Al Kapo-ne çetesinden birinin, Federal Polis Teşkilâtının bir oturumuna başkanlık etmesine benzediğini,, söylemiştir. Amerikanın görüşü
VVashington. 1 ı AP) — Resmi çevrelerden dün gece bildirildiğine göre, Birleşik Amerika, yalnız Asya devletleri arasında vuku bulacak bir tavassut neticesinde Kore ihtilâfının sona ermesine dair her türlü teklifi reddedecektir.
Resmi bir şahsiyet, ne tngiltereye ne de Amerikaya resmi bir teklif yapılmamış olduğunu bildirmiştir. Malik'İn uysallığı hayret uyandırdı
Sovyet delegesi Malik mağlûbiyeti
FORMOZA’D
Milletler Başkomutanının bir ile gördürebileceğl bu iş İçin bir seyahate katlanmayacağı verilmektedir. Bundan dolayı
• •
çevrelerde Amerika Birleşik arasında
• w
VAZIYET
Washlngton, 1 A.A. (AFP) — General Mac Arthur'iin Taypeh’e gidişi, Birleşik Amerika başkentindeki çevrelerde derin bir alâka uyandırmıştır.
Bu seyahatin şümulünü tahfif etmek yollarını arayan resmi çevrelerdeki kanaate göre, General, Koreye Milliyetçi Çin kuvvetleri gönderilmesi için Formoza müdafaasının azaltılmasının münasip olup olmayacağını Milliyetçi şahsiyetlerle görüşmek üzere Formozaya gitmiştir. Bu yolda verilen İzahata bir çok çevrelerde. Birleşmiş yaveri şahsan cevabı
başka faraziyeler ileri sürülmektedir.
Filhakika bazı diplomatların kanaatine göre, komünistler tarafından İşgal edilmiş olan topraklara karşı Milliyetçi Çinlilerin her türlü harekâttan istinkâf etmeleri için Başkan Truma-nın Milliyetçi Çinlilerle yaptığı tavsiyenin. Amoy limanında bulunan gemiler üzerine Milliyetçi uçaklar tarafından yapılan tecavüzlerle ihlâl edildiğini Çan-Kay-Şek Hükümetine ihtar etmek için Mac Arthur çapında bir şahsiyet olması lâzımdır. Bu faraziye-yi teyld etmek üzere aynı belirtildiğine göre, Birleşik Hükümeti Kore ihtilâfının Amerika ile Komünist Çin bir ihtilâf mahiyetini almasını önlemek azminde olduğunu bir çok delillerle İspat etmiştir.
Nihayet VVashington’daki diplomatik çevrelerde müşahede edildiğine göre, Mac Arthur'ün Formozaya seyahati, Tokyo ve Hongkong'dan gelen haberlerin Komünist Çinliler tarafından Formozaya bir tecavüz yapılacağını gösterdiği bir zamanda vaki olmuştur. Bu, takdirde, Birleşmiş Milletler Başkomutanı, Milliyetçi kuvvetlerin silâh ve malzeme İhtiyacını ve hattâ adanın Birleşmiş Milletler himayesi altıda muhtemel müdafaa şartlarını Çan-Kav-Şek’le görüşmek üzere Formoza-ya gitmiş bulunmaktadır.
Taipei (Formoza) 1 (AP) — General Mac Arthur bugün. General Çan-Kay-Şek tarafından, Koreye 33,000 Milliyetçi Çin askeri gönderilmesine dair yapılmış olan bir teklifi reddetmiştir.
Mac Arthur, “Böyle bir zamanda bu şekilde bir hareket, Formozanın müdafaasını müthiş surette sarsacağından kabili tavsiye değildir" demiştir.
lzmirde miting
Gençlik, Barışseverler
Derneğinin son hareketini protesto mahiyetinde bir miting yapacak
İzmir, 1 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İzmir Yüksek Tahsil Gençliği, bu hafta içinde yapılmak üzere vilâyetten bir miting müsaadesi almıştır. Gençler Barışseverler Derneğinin Hükümetin Koreye askeri birlik göndermek bahsinde aldığı kararı karikatüristi etmesini protesto ederek hükümet kararını destekliyeceklir. Mitingde 11 hatip konuşacaktır.
Vefalı Galibin
Galatasaraya
geçişi
ul
Vefalılar, îstanb Bölge Müdürünü mahkemeye veriyorlar
Vefalı Galibin kulübünden IstLfa e-derek Galatasaraya Bölge nezdinde İmza etmesinden sonra tekrar İstifasını geri istemesi ve Bölge Müdürünün de buna muvafakat etmemesi ortaya yeni bir hâdise çıkarmış bulunmaktadır. Bölge Müdürü Vahi Okta-ym, geçen hafta Ayazağada yapılan konkuripik yarışlarında spor muharririmizin sorduğu bir suali “Kulübünden istifa ederek Bölge nezdinde yeni kulübü için lisans imzalıyan futbolcunun tekrar istifasını geri istemesine müsaade etmiycceğim, bunu prensip olarak kabul ettim,, dediğini yazmıştık. Vefalı idareciler. Bölge Müdürünün bu sözlerini senet İttihaz e-derek salâhiyeti haricine çıktığını söylemişler ve haklarını mahkemede arıyacaklarını İlâve etmişlerdir. Bu hususta malûmatına müracaat ettiğimiz Bölge Müdürü Vııhl Oktay dün akşam şunları söylemiştir:
— Ben elimde mevcut transfer talimatnamesinin 21 İnci madde 3 üncü fıkrası mucibince hareket ettim, yine size verdiğim beyanatta ısrar ediyorum, fakat Vefalıların isteği üzerine bir kere de Ankaraya sordum, henüz cevap alamadım. Transfer ayı evvelsi akşam kapanmıştır. Elimizde mevcut lisanslara göre Galip Galatasaray Kulübünde gözükmektedir,, demiştir.
bütün metle Milletler binasından çıkarken Milliyetçi Çin delegesini sclâmlamıştır.
Yeni İstanbul’un KORE muhabiri bildiriyor
tahminlerin hilâfına mülAye-karşılnmıştır. Hattâ Birlenmiş
Adnan Menderesin
Ankara, 1 (A.A.) — Amerikan Milletlerarası Haberler Ajansı “International News Servlce’Un Avrupa Genel Müdürü Kingsbury Smith, Parls-ten Başbakan Adnan Menderes’e şu telgrafı göndermiştir:
“Ekselans,
Kore’deki tecavüze karsı konulmasına yardım için Türk kıtalarının Birleşmiş Milletler emrine verileceği haberi ile İlgili olarak aşağıdaki sualleri zatıâlllerlne arzetmek cüretinde bulunuyorum;
1 — Hangi âmiller, Türk Hükümetini, Korede sulhun yeniden teessüsüne yardım gayesiyle BlrleşmU Milletler tarafındnn vuku bulan silâhlı kuvvetler gönderilmesi talebine İcabet etmeye sevketmiştir?
2 — Birleşmiş Milletlerin Koredekl tecavüze karşı koymak kararının sair bölgelerde tecavüze girişme cesaretini kırabileceğine inanıyor musunuz?
3 — Kanaatinızce Birleşmiş Milletler Korede fiilen harekete geçmemiş olsalardı, netice ne olurdu?
4 — Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin Korede ergeç muzaffer olacaklarından emin misiniz?
5 — Birleşmiş Milletlerin Korede kazanacağı bir zaferin dünya sulhunun korunması bahsinde büyük doğu ve batı devletleri arasında müstakbel bir anlaşmayı kolaylaştıracağına İnanıyor musunuz?,.
Başbakan Adnan Menderes, telgrafla bu suallere aşağıdaki cevapları vermiştir:
Sayın Kingsbury Smith,
Amerikan International Newe
Servİce’ln
Avrupa Genel Müdürü
1 — Türkiye, Birleşmiş Milletler şarjına bağlılığını her zaman ilân etmiştir. Hükümetimizin kAnaatince, bir bütün teşkil eden barışın korunmasının en kuvvetli teminatı, mezkur şartın sadakatle yerine getirilmesinde mündemiçtir. Bunun içindir kİ. Birleşmiş Milletlere üye her devletin vecibelerini tereddütsüz İcra mevkiine koymasını zarurî sayarız.
2 — Nereden gelirse gelsin tecavüze uğramış herhangi bir memleketin yardım talebine icabet, bütün üye devletlerin vazifesidir. Şart mucibince ilk defa vuku bulan bu yardım talebi karşısında, üyelerin büyük ekseriyetinin müspet cevap vermiş olmalarının u-mumi barışı korumak ve yeni tecavüzleri önlemek bakımlarından ehemmiyetli ve ümit verici olduğu aşikârdır. Diğer yandan şartın derpiş ettiği veçhile, dünya emniyetini ve barışını korumakla mükellef bir milletlerarası askeri teşkilâtın biran evvel kurulmasındaki zaruret bu hâdise ile de belirmiş bulunduğundan, bu konunun ciddiyetle ele alınması hususunun daha fazla geciktirilmesi caiz olmıyacağı düşüncesindeyiz.
3 — Birleşmiş Milletlerin, nerede vuku bulursa bulsun bir tecavüz karşısında harekete geçmemesi yeni tecavüzlere yol açar ve nevama tecavüze prim teşkil ederdi.
4 — Birleşmiş Milletler arasında dayanışma mevcut oldukça, hakkın ve barışın tecavüze galebe çalacağından şüphe edilmemelidir.
5 — Türkiye, her barışsever memleket gibi, bundan böyle karşılıklı anlayış zihniyetinin hâkim olmasını ve barışa ulaşılmasını samimiyetle arzu ve ümit etmektedir.
Saygılarımla.
Türkiye Başbakanı Adnan Menderes
Mustafa Muğlalının dosyası Genelkurmayda
Ankara 1 (Hususi muhabirimizden telefonla) — Bundan bir müddet evvel Özalp kazasında 33 vatandasın kurguna dizdlrilmcsinde Askeri Mahkemece methaldar görülerek mahkûm edilen Emekli Orgeneral Mustafa Muğlalı hakkındakl kararın Askeri Yargıtayca bozulduğu hatırlardadır. öğrendiğimize göre Mustafa Muğlalıya ait dosya Genelkurmay Başkanlığına gelmiş olup 10 ağustosta teşkil edilecek yeni bir mahkeme tarafından yargılanmasına başlanacaktır.
Türk Hava Kurumu
uçaklarının yurt gezisi
Ankara 1 (A.A.) — Türk Hava Kurumunun sekiz uçaklı bir filosu. 7 ağustosta bir yurt gezisine çıkacak, tır. Filo Merzifon, Samsun, Sivas, Erzincan, Erzurum, Van, Diyarbakır, Urfa, Gaziantep, İskenderun ve Kay-serlye uğradıktan sonra dönecektir.
Filonun indiği yerlerde terllerl, paraşütle atlama
yapılacak ve şehir İle kasabalara beyannameler atılarak halkımıza Türk Hava Kurumunun şükran duygulan ulaştırılacaktır.
Filoya, uçak fabrikasının yapmış olduğu Öğretim uçaklarlyle iki mo. törlü bir “Türk Hava Kurumu 5”, turizm uçağı da katılacaktır.
An karaya
hava gös-tecrllbeleri
a
Bu kupondan 90 adet biriktirirseniz, Avrupada ve Tiirkiyede
. /• F •
tahsil veya 10 bin veya 5 bin lira almak imkânını kazanırsınız
! r( >*£■■'
S
Ulaştırma Bakanının
gazetemize beyanatı
Süvari Okulunun tertip ettiği koukurlplkler İçin Gazetemizin koyduğu kupa dcdayınlyle Konkuripik Organizasyonu Başkanı Tümgeneral Seyfeddin Çalbatue ve Albay İsmail Hakkı Sokulhı ile Bay Sami diin gazetemize kadar gelerek teşekkür etmişlerdir. Resimde misafirleri “YENİ İSTANBUL», ailesi İle bir arada görüyorsunuz
Tevfik îleri, Telefon İşletmeleri ve Denizyolları hakkında gazetemize geniş izahat verdi
Ulaştırma Bakanı Tevfik İleri, dün akşam saat 17 de motorlu trenle An-karadan şehrimize gelmiştir. İstasyonda Teknik Üniversitedeki talebeleri, profesörler. Devlet Denizyolları U-mum Müdürü. Liman Dairesi Başkanı ve basın mensupları tarafından karşılanan Bakan gazetecilere şu beyanatta bulunmuştur:
••— 15 gün kadar kalmak üzere şehrinize geldim. Bu müddet zarfında da Devlet Denizyolları İdaresi ve îstan-bulun telefon mevzuu İle meşgul olacağım. Bundan sonra vâsıl olduğum kararları ve alınacak tedbirleri yine sizler vasıtaslylo efkârı umum iyeye arzodvceğlm. Biz ve bilhassa ben şahsen gazetecileri hizmet bakımından en kıymetli yardımcı olarak görmekteyiz. İşe başladığımız zaman niyetlerimizi bildirmiştik. Şimdi artık sözden İşe geçmek zamanı gelmiştir. Yapılacak İşleri değil fiiliyata geçilenleri bildirmek isterim."
Bundan sonra Bakan. Devlet Denizyollarının iktisadi devlet teşekkülü haline getirilmesi mevzuu hakkındakl suale cevben:
*•— Evvelce bu hususta’ hazırlanmış bir tasarı mevcuttu. Şimdilik kati bir şey söylemenin imkânı yoktur. Fakat hu nıücssescnin daha verimli bir şekilde çalışmasını temin edeceğiz ve bu bizi iktisadi devlet teşekkülüne götürecekse tereddütsüz yapacağız. Tetki-kat esnasında memlekette denizcilikle ilgili gerek işletme gerekse inşaiye-cillk sahasındaki salâhiyeti! arkadaşların iştirakiyle bir heyet toplamak ve deniz problemlerini bu heyetten geçirerek faydalı neticeler alacağımıza İnanıyoruz.
— Bu memlekette gemi yapmak İmkânlarını ne şekilde temin edebiliriz?
“— Dış ticaret meselesi. İç hatlarının daha randımanlı çalışması meselesi. deniz ticareti bizim için çok ö-nemli bir mevzudur. Bu sahadaki müşkülât nasıl giderilebilir? Salâhiyeti! İdare adamlarından ziyade bilgili arkadaşların fikirlerinden de istifade etmeğe çalışacağız."
— Armatörlerle temas edecek misiniz?
H— Denizcilik tabiriyle miçosundan cn yüksek kademesine, mühendisine kadar hepsiyle temas edeceğim.”
Müteakiben Bakan, telefon meselesine temas ederek:
lzmirde kurulan Aile Hekimliği Derneği
bil-
hekimliğini geliştirmek Tıbbi,
İzmir 1 (Hususi muhabirimiz diriyor) — îzmirde bazı genç ve müteşebbis doktorlar aile Türk cemiyeti içinde
maksadiyle “Aile Hekimliği Müdavi ve Konsültasyon Birliği,, adlı bir dernek kurmuşlardır.
Derneğin gayesi vatandaş sağlığını devamlı surette kontrol altında bulundurmak, cerrahi ve doğum müdahaleleri de dahil olmak üzere her branşın mütehassıslarını Aile Birliğinin İçine sokarak vatandaşların muayyen bir ücretle bütün aile efradını sıhhi kontrol altında bulundurmaktır. Bir kişiden senede 25, iki kişiden 40, üç kişiden 50 daha kalabalık ailelerden senede 60 lira ücret alınacaktır. Aile Birliğine dahil olacak abonelerden herhangi biri hastalanınca günün ve gecenin hangi saatinde olursa olsun evine mütehassıs doktor isteyecek ve haber verdiği zamandan en fazla 2 saat içinde mütehassısı evinde bulacaktır. Dernek îzmirde İlgi İle karşılanmıştır.
(


telefon İşini beheme-Fakat bu bir zaman
“— îstanbvlun ha) halledeceğiz, işidir. Telefonların devri işine müsaade ettik. Telefon iatlyen bir çok vatandaşların arzularını yerine getiremediğimiz için bu şekilde faydalı olacağımızı ümit ediyoruz. Kanun esasen müsaittir. Tesis masraflarının 4 taksitte ödenmesi ve telefon tesis ücretlerinin ucuzlatılması mevzularını da bütün İmkânları kullanarak cn kısa bir zamanda halledeceğiz.'*
Talebeleri tarafından çok samimi bir şekilde karşılanan Bakan, bugün Denizyollarında meşgul olacak ve akşamüstü Teknik Üniversite Talebe Federasyonunu ziyaret edecektir.
Takma dişini balığın karnında bulan adam
Carrick-On-Suir (İngiltere) 1 (Ap) — Bili Cololough isminde bir merak, lı bir hafta evvel balığa gitmiş ve balık tutarken aksırmıştır. Aksırınca, takma dişleri nehre düşmüştür.
Dün, tekrar balığa çıkan Bili, sekiz kiloluk büyük bir turna yakalamış ve karnında dişlerini bulmuştur.
Lake Success, 1 (YİRS) — Türkiye saatiyle 22.00 de Rus delegesi Jacob Malik Birleşmişilletlere gelmiştir. Malikin muavinleri
Malik'İn muavinleri bir çok evrakı ihtiva eden çantaları ellerinde taşıyorlardı.
Açılış saati
Mullk, Güvenlik Konseyini Türkiye saatiyle 22.15 dr açmıştır.
Mııllk Milliyetçi Çini çıkarmak İstiyor
Malik riyaset kürsüsünden, Milliyetçi Çin delegelerinin Çini temsil etmedikleri kararını vermiştir. Münakaşanın uzaması bekleniyor
Malik, birinci oturumun uzamamasını arzctmiştlr. Bilindiği gibi Sovyet delegesi Güvenlik müddetle maliktir.
Malikin nin Kore
talep edilmektedir.
Usulü alâkadar eden saatlerce HÜrmesi beklenilmektedir. SamlIn çok değil
Güvenlik Konseyinin bugünkü toplantısını dinlemeye gelenlerin adedi tahmin hilâfına çok değildi.
Amerikanın Malike
İtirazı
Milliyetçi Çin hakkındakl diasına Amerikan dologcai Auatin derhal İtiraz etmiş ve
şöyle konuşmuştur: "Güvenlik Konseyinin herhangi bir başkanı İndi kararlarla âzalardan birini oturumdun çıkaramaz.”
İngiltere Anıerlknyı flestekllyor
İngiliz, delegesi, Austin'i desteklemiş vo ezcümle şöyle demiştir: **Güvenllk Konseyi aksine karar vcrinciye kadar âzalardan biri başkanın İndi emriyle oturumdan çıkarılamaz."
Malik'İn esbabı mııcltıcftl
Malik, söz alarak Milliyetçi Çinin
Konseyine bir ay başkanlık etmek hakkına
Cin meselesi-önce tetkiki
ruznnmealnde meselesinden
bu İhtilâfın
Rus Id-Warren ezcümle

Mısır kraliçesinin emvaline haciz kondu
Kahire, 1 (AP) — Valde Kıraliçe Nazlı’nın bütün emvaline el konmuş ve Kıraliyet Meclisinin karariyle, Prenses, Fethiyenln velâyetl kendisinden nez edilmiştir.
Meclis aynı zamanda, Fethiyenln Hıristiyan Road Ghall ile vâki İzdivacım da bâtıl saymıştır.
Kırallyet Meclisi Prenses Faika’mn izdivacını tasvip etmiştir. Faika’mn kocası bir diplomattır ve Müslüman, dır.
Mısırda Kıraliyet ailesi hakkında
yazı yazmak yasak
Kahire 1 (AP) — Mısır Parlâmentosunun Mebusan ve Ayan Meclis, leri, yazılı bir müsaade olmadan Kıraliyet ailesi hakkında yazı yazan gerek mahalli gerekse yabancı basın temsilcilerinin hapis cezasiyle tecziye edilmesi hakkındakl karan tasvip etmişlerdir.
İçişleri Bakanı Fuat Serageldin Paşa, şahsan kanun tasarısının tasvip edilmesine önayak olmuştur.
Tasvip edilir edilmez kanun haline gelen takrire nazaran, İçişleri Bakanlığının yazılı müsaadesi olmadan her hangi bir vasıtayla Kıraliyet al. leşinin şahsi durumu hakkında bir haber neşreden herhangi yabancı veya mahalli bir muhabir 6 ay hapis ve 100 Mısır lirasiyle tecziye edilebilecektir.
hiç bir şahsiyeti olmadığını ve A-merikan idarecilerinin kuklalığını ettiğini iddia etmiş ve şöyle demiştir: “Kısa bir zaman önce Amerika Cumhurbaşkanı Formozadaki Çinlilere e-mir göndermekle durumu açığa vurmuştur. Bundan ötürü 17 İnci maddenin tatbikına imkân yoktur. Mesele mümessillerin temsil hakkı olup olmadığı değil, fakat hiç kimseyi temsil etmlyen kimselerin burada bulunup bulunmamasıdır.
Milliyetçi Çin delegesinin konuşması
Malik’i müteakip Milliyetçi Çin delegesi konuşmuş vo Birleşmiş Milletlerin mevcudiyetini tehlikeye sokmak-tansa, çekilmeyi tercih edeceğini belirtmiş ve ilâve etmiştir; “Bay başkan, usul, iyi bir hizmetçidir. fakAt kötü bir efendidir. Bunu hatırlamanızı rica edeceğim.”
Anıerlknyı ılestekllyrııler
Mısır, Küba, Ekvator, delegeleri de Amerikan tezini desteklemişlerdir.
Yugoslavya ve Hindistan Kimyayı destekliyorlar
Güvenlik Konseyi 7 reye karşı 3 reylo Malik'İn Milliyetçi Çin hakkın-dakl Itekllfini reddetmiştir.
Rusya, Yugoslavya ve Hindistan lebde rey verenler arasındadırlar.
Malik, Milliyetçi Çinin oyunu hesaba katmamıştır.
Malik oturumu terketnıedl
Malik, Rusyanın Güvenlik Konseyinin kararını gayrlknnunl addettiğini bildirmiş, fakat oturumu terketmemiş-tir.
Malik, Milliyetçi Çinin reyini kabul ediyor
Amerikan delegesi Austin’in ısrarı Üzerine Mnllk, Milliyetçi Çinin reyini nazarı İtibara almış ve neticede 8 e karşı 3 reyle Rus teklifi reddedilmiş-
Yüzbaşı Ford'ıın bir kahramanlık destanı
Nehri yüzerek geçen yüzbaşı, karşı kıyıda kalan beş yaralıyı kurtardı
Kore cephesi — (Güney Kore kuvvetleri nezdindeki hususi muhabirimiz Homer Bigart bildiriyor):
Güney Kore kuvvetleri, herkesin Adeta unuttuğu bir avuç Amerikalı askeri müşavirle birlikte, 12 günlük bir muharebe sırasında bir adım bile çekilmeden cepheyi tutmaya muvaffak olmuşlardır.
Umumi efkâr, batı cephesinde ricat eden Amerikan kuvvetleri üzerinde toplanırken, Amerikan Askeri İstişare Heyetine mensup, 30 yaşındaki Yüzbaşı Bobbie Ford gibi kimseler, doğu cephesinde masal kahramanı mertebesine yükselmişlerdir.
Buradaki Kore kuvvetleri, bugün, yeniden altı tankın hücumuna uğramışlardır. Topçu ve hava kuvvetleriyle desteklenen 6 ncı Güney Kore Tümeni, taarruzu püskürttü. Bugün öğleden sonra, Hamchang kuzeyindeki cephe hatı elan mukavemet ediyor ve komünistlerin, mühim yolların kavşağında kilit noktası teşkil eden Taegu yolunu açmalarına mâni oluyordu.
Kuzey Korelilerin buraya yaptıkları hücumlar, Amerikan cephesine teveccüh edenlerden çok daha hafif olmakla beraber, Koreliler hiç çekilmeden 12 gün dayanabildikleri İçin, İftihar etmektedirler. Güney Korelilerin, maneviyattan yerinde olunca, neler başarabildlklerini, Güney Kore birliklerinden birinin bugün kazandığı bir muvaffakiyet göstermiştir.
Çok sevdikleri komutanlarının ö-lümünden çok müteessir olan Güney Koreli bir tabur, düşmanın tuttuğu 870 rakımlı tepeye delicesine ve başarılı bir taarruz yaparak 532 düşman öldürmüş ve birçok ganimetlerden başka 5 havan, 80 Rus tüfeği ve 20.000 atım cephane elde etmiştir.
Amerikan Askeri Heyetine mensup subaylar, alaylara taksim edilmiştir. Müşavirler tâbiye öğretmekte, Amerikan birlikleriyle irtibat yapmakta ve sık sık ateş hattına dahi girmektedirler.
Bazı Güney Kore birliklerinin e-lan muharebe edebilmeleri, bu Amerikan çocuklarının muvaffakiyet e-seridlr. Çok büyük lisan müşkllle-rlyle mücadele eden müşavirler, her hususta ve —Amerikan birliklerinin ikmali tercih edildiği için— bittabi iaşe bakımından da Korelilerin durumunda bulunmaktadırlar.
Bu subayların başlıca vazifelerinden birisi. Güney Korelilerin, kendilerine verilen teçhizatı verimli o-larak kullanmalarını temin etmektir. Bunun ne demek olduğunu bugün cephede bilfiil gördük. Amerikalı müşavirler, bir tanksavar topunu doğru olarak mevzie sokmak için, Korelilerin başında tam bir saat uğraştılar.
Amerikan tepkili uçakları bugün. Güney Kore hatlarına ikinci defa yanlışlıkla hücum ettikleri zaman. Amerikalı müşavirlerin başına yeni bir dert açıldı ve kendilerine karşı ayaklanan Güney Korelileri müşki-lâtla teskin edebildiler.
tkl gün evvel. Yüzbaşı Ford, kabaran nehri yüzerek geçmiş ve karşı kıyıda kalan beş yaralıyı kurtararak. kendi cephemize getirmiştir. Başlı başına bir kahramanlık teşkil eden bu hareket, cephenin bu kesiminde büyük bir tesir uyandırmıştır. Elbiseleri, nehrin taşkın sulariyle sürüklenip giden Yüzbaşı Ford, düşman ateşi altında, üç saat nehirle boğuşarak, yaralı arkadaşlarım kurtarmıştır. Hâdisenin evveliyatı şöyle olmuştur:
Bir Güney Kore taburu yanlışlıkla, mühim bir tepeyi terketmlş, A-merikan birliklerin cenahını, komünist kuşatmasına maruz bırakmıştır. Vaziyeti düzeltmek için hemen oraya koşan Yüzbaşı Ford, mevsim yağmurlariyle kabarmış bir nehrin öbür yakasında, birçok yaralıları da ihtiva eden bazı Amerikan birliklerinin takılıp kaldığını görmüşlerdir.
Fuar sezonunda İstanbul basketbol takımı Izmire gidiyor
İzmir 1 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İçlerinde milli oyuncular da bulunan İstanbul basketbol karma takımı Fuar sezonunda 4 karşılaşma yapmak Üzere tzmlre gelecektir. Futbol transfer avında civar Kulüplerden İzmir kulüplerine 104 yeni oyuncu iltihak etmiş, buna mukabil 32 oyuncu Istanbula ve diğer kulüplere geçmiştir.
Yüzbaşı Ford, durumu şöyle anlattı:
— “Yaralı bir çavuş nehri geçml-ye çalışırken boğulmuştu ve yaralıların, kendi başlarına bu İşi başa-ramıyacakları aşikârdı. Hemen elbiselerimi çıkararak karşıya geçtim. Akıntı fazla olduğundan, bir hayli müşkilât çektim. Karşıya geçince, sağ omuzundan aldığı kurşun yara-slyle felce uğramış olan bir askerin, en ağır yaralı Yaralıyı bu rebileceğimi kıyıdaki iki uğraştılarsa aa düştü.”
olduğunu gördüm, vaziyette karşıya geçi-tahmln etmedim. Karşı subay, bana ip atmıya da, ip her seferinde kı-
Fuat Köprülü Parist
SI
Dışişleri Bakanının Paris Radyosunda verliğl demeç
Paris 1 A A. (özel muhabirimizden) — öğleden sonra Parise gelen Türkiye Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü 3 ağustos perşembe günü Strasbourga vardıktan sonra dış sL yaset ile ilgili muhtelif meseleleri Batılı meslekdaşlariyle Avrupa Konseyinin toplantısından evvel görüşe, çektir.
Batı devletleri Dışişleri Bakanları, Brüksel Paktı İstişare Komitesinin bugün toplantılara başlayacağı La Haye şehrinde bulunmaktadırlar.
Fuat Köprülü, bu iki günlük mühletten İstifade ederek Strasbourg konferansı çalışmalarına ait hazır, lıklan tamamlayacaktır.
Fuat Köprülü Paris istasyonunda Türkiye Büyük Elçisi Numan Mene-mencioğlu ile Büyük Elçilik erkAnı ve Başkonsolosluk mensuplan tarafından karşılanmıştır.
Paris 1 A.A. (özel muhabirimizden) — Büyükelçimiz Numan Menemencl-oğlu refakatinde Müsteşar Ortaelçi Nureddln Vergin olduğu halde, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Strasbourg’da yapacağı toplantıda bulunmak üzere bu akşam Paristen hareket edecek ve perşembe günü Strasbourg’da Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü ile buluşacaklardır.
Fuat Köprülü, Fransız, İngiliz ve İtalyan meslekdaşlariyle yaptığı mühim görüşmelerden sonra. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin gündeminde yazılı meselelerin tetkikini sona erdirmiştir.
Dışişleri Bakanımız bu gece Parla radyosunda yayınlanmak üzere Fransız radyosuna kısa bir demeç vermiştir.
Bakan, ezcümle şunları söylemiştir: “Türk Hükümeti Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin ilk talebine verdiği cevapta. Birleşmiş Milletler Anayasasından doğan bütün vecibeleri verine getirmeye hazır olduğunu bildirmiştir. Hükümetimiz bu cevapla Kore hakkında alınan karan manen desteklemekle iktifa edecek bir harekette bulunmamıştır.
Bundan dolayıdır kİ. Trygve Lle’den daha vazıh bir talep alınca, Türk Hükümeti ve memleketimizin umumi efkârı Birleşmiş Milletler emrine bir savaş birliği tahsisinden çekinmemişlerdir.
Türkiye, Birleşmiş Milletler Anayasası hiçe sayılarak tecavüze uğrayan bir memleketin bütünlüğünü ve hükümranlık haklarını korumak İçin Birleşmiş Milletler tarafından kArar altına alınAn «Avunma teşkilâtına fiilen İştiraki vazifesi cümlesinden telâkki etmektedir."
Bakan, Strasbourg Konferansının mesaisine temasla demecine son vermiş ve demiştir kİ:
“Bakanlar Komitesinin ve Avrupa İstişare Konseyi Asamblesinin gelecek toplantıları fevkalâde ehemmiyetli o-lacaktır. Strasbourg Teşkilâtı kısa zamanda gelişmeler kaydetmiş ve kendine mal olması gereken bir Avrupa karakterini gitgide daha fazla benimsemiştir. Bn konferansta ele alınacak meselelerin hepsi enteresandır. Bunu bir formül İle ifade etmek lâzım gelirse diyeceğim kl:
Birleşik Avrupanın vücut bulması mevzuunda snrfedllccek her gayreti desteklemek fikrindeyim."
Uçak kazasında 9 kişi öldü
Otta\va, 1 (AP) — Kanada hava kuvvetlerinden bildirildiğine göre, Kanadımın kuzey alanlarından birinden kalkmış olan bir askeri uçak dün düşmüş ve dokuz kişi ölmüştür.
Kaza Şimal Kutbunun 600 mil cenubunda vuku bulmuştur.
Düşen uçak bir Lancaster İdi.
I aralık 1950 de çekilecek büyük kuramıza iştirak İçin a-şağıdaki kuponlardan 90 tane getirerek bir kııra numarası a-lahiloccksinlz.
Tafsilâtını ber pazar günkü (YENİ İSTANBUL) da arayınız.
} eni İstanbul'un
KIPO>'l

Sayfa 4
YENİ İSTANBUL
2 Ağustos 1950
Kanununa kavuşan bir kültür miiessesesi
Millî Kütüphane
Yazan : S. N. ÖZERDİM
03 mart 1950 günü Türkiye Büyük "Millet Meclisinde, Ankara'daki Millî Kütüphane’nin teşkilât kanunu kabul edildi.
Milli Kütüphane’nin hazırlıklarına 1946 yılında başlanmış ve müessese, halka, 16 ağustos 1948 tarihinde a-çılmış olmasına rağmen kanunlaşması, tabir caizse, doğan ve gelişen çocuğun nüfus tezkeresinin çıkarılması bugüne kadar gecikmiştir. Başka ülkelerdeki devlet kütüphanelerinin tarihleri hayli eskidir ve meselâ Bulgar Milli Kütüphanesi bundan 70 yıl önce kurulmuştur. Türk Milli Kütüphanesinin kurulmasında ne kadar geciktiğini bu tek örnekle anlamak mümkündür. Halbuki, kültür hayatımızda bir inkılâp yapacak o-lan böyle bir müessesenin kurulması ve hele kanunlaşması İçin bunca yıl geçirilmemiş olması gerekirdi.
İbrahim Müteferrikadan beri memleketimizde a rap harfleriyle yayımlanmış eserlerin bir bibllyograıyasını tesblt etmek bugün imkânsızdır. Böy-lece kültür servetimizin bu ilk safhası henüz tam bir aydınlığa kavuşmuş değildir. 1931 yılında çıkarılan “Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu", matbaacıları, Türkiyede yayımlanan bütün kitap, gazete, dergi ve broşürlerden beş nüshayı, belli başlı kütüphanelere dağıtılmak üzere, yine o zaman kurulan “Basma Yazı ve Resimleri Derleme Direktörlüğü" ne teslimle mükellef kılmıştı. Bu beş kütüphaneden bir tanesi, ileride kurulması düşünülmüş olan Türk Milli Kütüphanesiydi. İşte, harf dev-riminden bugüne kadar yayımlanan 40.000 eser Milli Kütüphanemizin çekirdeğini teşkil etmiştir.
Milli Kütüphane’nin dört yıllık tarihini şöylece özetliyebilirlz:
Almanyada kütüphanecilik öğrenimi yapmış ve altı yıl Milli Eğitim Bakanlığı Yayım Müdürlüğünde bulunmuş olan Adnan ötüken, 1946 yılında Yayım Müdürlüğü görevinden ayrılarak, bu müdürlüğün bulunduğu binanın alt katındaki bir odada, bir dolaba yerleştirilen bir kaç kitapla “Milli Kütüphane Hazırlık Bürosu”nu kurdu. Aynı yıl içinde, bir aydın grupun teşebbüsiyle meydana gelen “Milli Kütüphaneye Yardım Derneği". yeni doğan müesseseyi desteklemek üzere geniş bir faaliyete girişti. Kısa bir zamanda tek bir odaya sığamıyacak kadar gelişen büro, Ye-nişehirde müstakil bir binaya taşındı. Ancak, orada da sekiz ay kalabildi. Çünkü, bir yandan Derneğin, öte yandan mütevazı ödeneğinin mevcuda kattığı eserlerle bu binaya da sığamıyacak derecede gelişti ve serpildi. Bir kütüphaneye elverişli bina bulmak güç bir meseleydi. O sırada Saraçoğlu Mahallesinde tamamlanan Şehir Kulübü binası, zamanın başbakanı Recep Peker'le, Maliye Bakanı Halit Nazmi Keşmir’in himmetiyle Milli Kütüphane’ye verildi. îç tertibatı — özel bir mimariyi gerektiren bir kütüphane binası kuruluncaya kadar kullanılmak üzere— bir kütüphaneye uyacak şekilde hazırlanan bu binada Milli Kütüphane 16 ağustos 1948 günü Milli Eğitim Bakanının bir söyleviyle halka açlıldı. Kütüphanenin kodrosunu, Adnan ötü-ken’in Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesine bağlı olarak 1941 den beri çalıştırdığı (ve şimdi aynı fakültede kütüphanecilik dersi adiyle devam eden) Kütüphanecilik Kursu’ndan yetişmiş gençler teşkil etti.
Milli Kütüphane her gün biraz daha gelişmektedir. Raf tertibatı yeni tamamlanan bu bina bile şimdiden dar gelmekte, binaya bir kanat İlâvesi düşünülmektedir. Demeğin satın alarak veya halktan bağış suretiyle derliyerek kütüphaneye devrettiği e-serlerle müessesenin ödeneğiyle satın alınan ve aynca yabancı ülkelerden bağışlanan kitaplara, 40.000 ciltlik
yeni harfli yayımlar eklenince bugünkü mevcut 130.000 i açar. Yabancı dillerdeki eserlerle eski harfli klthplnr tamamlyle kataloga geçirilmiş, raf-flizlık yüzünden ancak son günlerde sandıklardan çıkarılmaya başlanılan yeni harfli yayımların yokluğunu İse, İstanbul ve Ankara kitapçılarının cömertçe bağışları ve eser sahiplerinin değerli yardımları sayesinde toplanan ikinci nüshalar telâfi etmiştir. 250 okuyucuyu İçine akın Kütüphanenin Periyodik Eserler Salonunda, dergi ve gazetelerin en son sayıları okuyucunun istifadesine sunulmaktadır. Bu salonun zenginleşmesinde, kendilerine yapılan müracaatları canla başla kar-şılıyarak dergi veya gazetelerini —bazan çift ve daha fazla sayı olarak— muntazam bir surette gönderen müessese ve şahısların yardımları unutulmıyacaktır.
Millî Kütüphaneden İstifade İçin giriş kartı alanların sayısı 5.000 I aşmıştır. 1948 ağustosundan 1949 a-ğustosuna kadar kütüphaneden faydalanan okuyucu sayısı 80.000 dir. Okuyucuların çoğunluğunu üniversite gençliği teşkil ediyor.
Millî Kütüphanede ayrıca konserler, konferanslar tertip edilmekte, toplantılar yapılmakta, kültür filmleri gösterilmekte, okullara film İare edilmektedir. Fotokopi Servisi de faaliyete geçmiş bulunuyor. İleride körlerin okumasını Bağlıyacak bir bölüm meydana getirecektir. Şimdiden hazırlıklarına girişilmiştir.
Milli Kütüphanenin yurt içinde ve dışında gördüğü ilgi sonsuzdur. Her gün içerden ve dışardan kitap ve dergi bağışlan gelmekte, Tüıkiyede-kl yabancı devletler temsilcileri, ilmi eserler ve dergilerle yardıma katılmaktadırlar. Fakat en tesirli yardım, hiç şüphesiz Dernekten gelmektedir. Dernek bugüne kadar 150.000 lira sağlamış ve kütüphaneye yalnız kitap bağışlamakla kalmıyarak masa, sandalye, etajer gibi eşya yaptırmış, kitap fişlenmesi için ödenek ayırmış, kitap ciltletmiş, hattâ kütüpnonenin İhtiyacı olan temizlik malzemesi ile temizliği yapacak personel masrafını bile üzerine almaktan çekinmiyerek müessesenin aksamadan İşlemesinde âmil olmuştur. Son günlerde devletin yaptığı 208.000 liralık bağış, Derneğe yeni çalışma imkânlan hazırlamış bulunuyor. Nitekim, Dernek, ilk iş olarak Milli Kütüphanenin emrine modern makinelerle teçhiz edilmiş bir cilt atölyesi ve bir pedal makinesi vermiştir.
Milli Kütüphanenin günkü durumu kısaca lât Kanunu Üe atılan
müessesenin normal şekilde çalışmasını Bağlıyacaktır. Bu küçük kanunun zamanla genişletileceği ve kütüphaneye batıdaki örneklerine yaklaşmak için daha büyük imkânlar bağışlanacağı tabiidir.
tarihl ve bu-budur. Teşki-hayırlı adım.
Yeni neşriyat
M E L A M E T
Ömer Rıza Doğrul
îslân tarihinin geliştirdiği bu irfan ve ahlâk mesleği bir çok fazilet ve ahlâk kahramanlan yetiştirmiştir. Bu eser, melâmiliğin tarihini bilhassa ikbal devrini anlatan bir ilmi, tarihî araştırmadır. Bin seneden fazla bir zaman evvel melâmet halikında “Su-leml”nin yazdığı tarihi bir risale de aslından tercüme edilmiş ve esere katılmıştır. Bu kıymetli eser, İnkılâp Kltabevi tarafından yayınlanmış ve 250 kuruş fiyatla satışa arzedllmlş-tir.
İstanbul Sergisinin diın kapanması İcap ederken, gördüğü rağbet üzerine bir hafta daha açık knlmasıııa resmen karar verilmiştir. Resimlerden yuknrı-daklnde «ergiden bir gece manzarası, ıılttakiııde Cumhurbaşkanı Celâl Bayar »ergiyi ziyaret ederken görülüyor
Mrs. Gladys Burk\vood ve kızı, (loğumdan sonra Surrey’deki evlerinde istirahat ederken. Çocuk, annesi İpnotize edilmiş İken doğmuştur. Doğumu yapan Dr. Alrx Hammol, İlk defa olarak doğumda ipnotizma kullanmıştır. Bu hâdise, Ingllterede ipnotizma İle yapılan ikinci sancısız doğumdur. Bütün doğum boyunca ipnotize edilmiş olan anne: “Fevkalâdeydi,, herkese tavsiye ederlrn,, demiştir.
Milletlerarası Kadın Hukukçular Kongresi yolculuğundan notlar
Konferanstan evvel yapılan bir merasim ve Vatikan'ı ziyaret
Türk delegesi şu hitabede bulundu: „ erkeklerle müsavi haklara sahip olduğu bir memleketten geliyoruz,,
Yazan: Sabiha Erülgen
Biz, kadınların her sahada
JlÜNDENBERt Romadnyım. Bugün konferansa İştirak etfecek diğer delegemiz Süreyya Ağaoğlu da buraya gelecekmiş. Burada konferansa İştirak edecek delege miktarının daha çok ve zamanın da daha uzun oluşu bu konferansın Ispanya konferansından daha mühim olacağını gösteriyor. Esasen Roma, her zaman ve her yerde hukukun menbaı addedilmekle de bu ehemmiyeti ister İstemez kendisine verdiriyor.

hazırlanmış... Ano Santo, şehir âdeta bir bayram arzediyor. Yollarda akın kalender haci kafileleri.
İtalya, biz hukukçuları karşılamak İçin Adeta dolayısiyle manzarası akın giden
diğer yandan süslü İtalyan kahvelerini dolduran muhteşem Italyan kadınları... kakkaha, dolup taşan velhasıl doludizgin bir
zarif, şık, güzel ve
Neşe, bir kalabalık yaşayış..
bir pansiyona
Sefarete yakın güzel yerleştim. Fakat insanın rahat edebilmesi mümkün değil. Madrit sıcağını gölgede bırakan bir cehennemi sıcak... Düşüp bayılanların haddü hesabı yok...

Kampadoglio’da mimari harikası görülmeğe değer Roma Belediye binasının açılış merasimi yapıldı. Duvarlarında pencere yok... Sütunlu heykeller ve goblenlerle süslü İçtima salonunu bir çok milletten rengârenk giyinmiş şık ve neşeli bir kadın grupu doldurmuştu. Hitabelerin yapılacağı masanın etrafında üç kadına mukabil beş de erkek vardı. Ortada Belediye Reisi, sağında Beynelmilel Kadın Federasyonu Reisi Doktor Rozalit Ba-tes, solunda Italyan Temyiz Mahkemesi mümessili, onun yanında Federasyonumuzun ikinci Şefi Kübalı bir hanım, daha sonra Adliye Vekâleti mümessili. Roma Barosuna mensup yaşlı bir avukat, İtalyan kadın hukukçular mümessili, Roma Üniversitesi rektörü, tercümanlar ve nihayet gazeteciler...
Bir müddet foto muhabirlerinin flâşları gözlerimizi kamaştırdı durdu. Belediye Reisi höparlöre yaklaştı. Pek şık ve sevimli bir zat. Bizi büyük bir ciddiyetle selâmladı. Uzun süren hitabesini bize iyi ve verimli çalışmalar temennisiyle bitirdi. Sonra yerini Mis Doktor Rozalit Bates'e terket-
• A-1** 1 ■* ‘ W ar * »
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
II Hicri 19 5 0 Ağustos 2 Çarşamba Rumi
Şevval 18 1369 Tem. 20 1366
VAKİT VASAT! EZANI
ı i Güneş 5.55 9 29
Öftle 13.20 4 54
| İkindi 17.15 8.49
Akşam 20.25 12.00
, Yatsı 22.13 1.18
tmsâk 3.56 7 29
BEYOĞLU CİHETİ
Kurta-Marta-
Monte
HALK 1 — Gangster Hafiye. 2 — San Gül.
İSTANBUL (22367) 1 — Kan Kalesi. 2 — Şöhret ve Para.
KISMET (26654) 1 — Seylânın Kaderi. 2 — Altın Peşinde. 3 — Hnfiyeler Kıralı.
MARMARA (23860) 1 — Harrosv Kumarbazlan. 2 — îkl Cingöz Haremde,
.MÎLLÎ (22962) 1 — ölüm Seferi. 2 — Kılıçların Gölgesinde.
TURAN (22127) 1 - Gönüllü
Kahraman. 2 — Şehrazadın Doğuşu. 3 — Kahramanın lntlua-mı (Türkçe).
YENİ (Bakırköy 166-126) l — Mayerllng Esrarı. 2 — Fanto-malar Pençesinde.
18.15 D.H.Y. (Türk) Bursadan. — 18.30 C.G.D.T. Kahire, Beyni t tan, — 18.35 D.H.Y. (Türk) Ankaradan. — 21.10 P.A.A
(Amerikan) New-York, Boston, Londra, Brüksel, MÜnlhten.
KADIKÖY CİHETİ
hAle
(60112) 1 — Beni Nasıl Unuttun. 2 — Sırmalı Kaftan OPERA (60821) 1— Harrow Kumarbazı. 2 — Ormanlar Hâkimi.
SÜREYYA U’0862) 1 — Hint
Kaplanı 2 — En Güzel Hayalim.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.00 D.H.Y. (Türk) Balıkesir. îzmire. — 8.30 B E.A. (İngiliz) Atina. Roma, NIs. Lon-draya. — 8.30 D.H.Y. (Türk) Bursnya. — 9.00 L.A.I. (Italyan) Atina, Komaya. — 9.00
D.H.Y. (Türk) Ankara, Sivas. Elâzığ. D. Bakır. Vana. — 10.05 D.H.Y. (Türk) Afyon, Antalya. Konya, Adana, Gaziantep. Urfaya. — 10.15 D.H.Y (Türk) îzmire. — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara. Samsun. Adana. lakonderuna, — 16.00 D.H. Y. (Türk) Îzmire. — 17.00 D. H Y. (Türk) Ankaraya. — 17 05 D.H.Y. (Türk) Bursaya. — — 22.10 P. A. A. (Amerikanı Şam, Knraşl, Delhi, Kalküta. Bangkok, Hongkong’a.
liyor (pl.). — 22.00 Konuşma.
— 22.15 Varyete müzikleri (pl.).
— 22.30 Klâsik »az eserleri.
— 22.45 M.S Ayarı ve haberler.
— 23.00 Program ve kapanış.
Soldan anğa:
1 — Meramı kötü (İki kell-me(. 2 — Cet; öğrenci. 3 — Düşünce sistemi vazetmiş hâkim; Sıfat takısı. 4 — Müheyya; Tersi kuruluş. 5 — İnanır; Titreyiş. 6 — Bir hayvan; Sondaki harfsiz boş. 7 — Kalın saç; Su. 8 — Bir muharririmizin soy adı; Yılan. 9 — Yolcu uğrak mahalli. Hükümdara lâyık surette. 10 — Vazifesini İhmal eden (İki kelime). K
•S
ANKARA
tl. Pek enerjik ve «evimi! olan bu A-merikalı kadın nefis bir açış nutku verdi. Sıraaiyle bütün milletlere mensup delegeler konuştular Sıra bize gelince şu hitabede bulunuldu:
“Biz her sahada erkeklerle müsavi haklara sahip olduğumuz bir memleketten geliyoruz. Bunu hepinize de temenni ederek memleketimiz Türki-yenin kadın hukukçuları namına «izleri selâmlarız.” dedi. Müthiş surette alâka gördük. Sözleri İlk kadın hukukçumuz avukat Süreyya Ağaoğlu sakin ve güzel bir sesle İngilizce o-larak söyledi. Diyebilirim kİ. İngilizceyi bu kadar iyi konuşan yegâne kadın mümessil bizimki idi.
En son olarak İtalya Hukuk Fakültesinden bir genç de bir hitabede bulundu. Cidden alâka değer bulduğum bu konuşmayı müstakbel hukukçu şu sözlerle bitirdi:
“Bu kadar şık ve bu kadar güzel hukukçu kadınların mevcudiyeti insana istikbal için büyük ümitler veriyor1’ diyerek kürsüden indi.

mata uyabilmek İçin Süreyya Hanımla ben mümkün mertebe kapalı ve u-zun kollu birer bluz giyiyor ve eldivenlerimizi almayı unutmuyoruz. Grand otelin avlusuna girdiğimiz zaman gördüğümüz manzara ikimizi de şaşırttı. Bütün delegeler yerlere kadar uzun ve siyah elbiseler giymişler ve başlarına da siyah dantel başörtüleri almışlardı. Süreyya Hanımla benden başka bir de Şimali Amerika mümessillerinden ve dünyanın en meşhur kadın hâkimi olan Florance Dulles gri elbiseli idi. Sabahleyin kongrenin açılış merasiminde siyah giymişken bu defakl değişikliği bizi o kadar şaşırttı kİ. derhal kendimizde girip sormak cesaretini bulduk. O cevaben: “Ben protestanım. Elbisemi değiştirmek istedim ve değiştirdim. Kısa kollu değil ya" diye güldü.
Otokarlarla hareket ettik. Vatikan yolundayız. Burası tam mânasiyle ayrı bir âlem. Meşhur kolonlu avlusu, muazzam heykelleri, oymalı mozayi-kiyle haşmetli bir yer.
Otokarlara binerek İtalyan kadın hukukçularının davetlisi sıfatlyle bir kır lokantasına gidiyoruz. Yolumuz tarihi Via Apla'dan geçiyor. Çardaklar altında küçük küçük masalarda zevkle tanzim edilmiş nefis bir öğle yemeği yedik. Romanın müthiş sıcağı burada iştihamızı kesmeğe muktedir olamıyordu.
Saat 5 de bizi Papa kabul edecek, Otellerimize dönüyoruz. Verilen tall-
Sarayın yan avlularından birine alındık. Süreyya Hanımla ben birbirimizden katiyen ayrılmamağa söz verdik. Çünkü bu grup içinde yalnız Müslüman olan bizlz. Üçüncü bir Müslüman arkadaşımız vardı. Musul delegesi olan bu arkadaşımız Öğleden evvel biraz ateşi olduğunu söylüyordu. Esasen memleketinde de İki aylık yavrusunu bırakarak gelmişti. Üç lisan konuşan bu güzel gözlü Musul avukatının yanımızda olmadığına ikimiz de üzüldük.
HİKÂYE
Körler memleketi
Yazan : H. G. Wells
Çeviren : S. Yahyabeyoğlu
— 2 —
İMAM ŞAMİL
- (IV. cüt)
En muazzam Rus ordularına, en meşhur Rus generallerine Dağistan ve Çeçenlstanı tam 35 yıl dar getiren (imam Şamillin Kabartay ve Gürcistan akmlarlyle esaret ve ölümünü e-serin bu dördüncü cildinde okuyacaksınız. Ayrıca dört cildi bir arada ciltlenerek piyasaya arzedllmlştlr. Tarık Mümtaz Göztepe tarafından yazılan bu fevkalâde tarihi eser, İnkılâp Ki-tabevi tarafından yayınlanmıştır.
T. C. EMEKLİ SANDIĞI KURUMU
(İzah ve misallerle)
Cemiyet hizmetlerinde hayatlarını yıpratan memur, asker, işçi., her sınıf emeklileri içine alan ve yardımlar yapan bu kanunu, İzah ve misallerle D. Denizyolları Emekli Sandığı Müdürü Ali Kemali Aksüt İle Tahsis Amiri Salih Sarengel, yardımın ne yolda ve kimlere yapılacağını, yardıma müstahak mirasçıların ne şekilde himaye edileceklerini madde madde açıklamışlar, dağınık hükümleri bir «raya getirerek bu çok lüzumlu eseri hazırlamışlardır. Eser İnkılâp Ki-tabevl tarafından yayınlanmış ve 200 kuruş fiyatla satışa arzedllmlştlr.
ALKAZAR (42562) 1 — Tarlanın Zaferi (Türkçe). 2 — Zaloğ-lu RÜstem (Türkçe). 3 — ölüm Divan.
AR (44394) 1 — VaUn ran Aslan (Renkli). 2 — nın Aşkı.
ATLAS (40835) 1 —
Kriato’nun Mirası. 2 — Sinemacılar Kıralı,
BEŞİKTAŞ BAHÇESİ 1 — Casuslar Çarpışıyor. 2 — Büyük Vals.
İNCİ 1 — Cennet Yuvası. 2 — Korsanlar Kıralı (Renkli).
İPEK (-14289) 1 — Kalbsiz Kadın 2 — Vahşi İntikam.
MELEK (41868) 1 — Balalayka. 2 — Vazife Bnşına.
LALE (43595) 1 — Casuslar Savaşı. 2 — Karanlık GcçIL SARAY (41656) 1 — Baaübadcl-mevt (Türkçe). 2 — Kadın Ccl-lad.
SUATPARK (83143) 1 — Yuvam. 2 — Tulsa.
SÜMER (42851) 1 — Atlantld 2 — Monte Kriato’nun Elmasları,
ŞARK (40380) 1 — Kanlı Saltanat (Türkçe). 2 — Çalınan Taç (Türkçe).
SIK: 1 — Merhamet. 2 — Kanlı Kervan.
TAKSİM (43191) 1 — Zehra. 2 — Tarzan.
TAN 1 — Her zaman Kalbimdesin. 2 — Ateş Bekçileri.
ÜNAL (49306ı 1 — Namus Mücadelesi. 2 — Robinaon Adası.
(NAL YAZLIK 1 — Hayat Fırtınası. 2 — Tomaton Caniler Çetesi.
YENİ 1 — Aşk Dansı. 2 — Hacı Murat. 3 — Çanlar Çalarken. YILDIZ (42847) l — Günahtan Sonra. 2 — Siyah Gölgeler.
ANKARA (23132) 1 — Harman kaya, 2 — Baba Katili.
BÜYÜK (15031) 1 — Sokak Kızı, Kittv 2 — Tatlı Belâlar.
CEBECİ (13846) 1 - Lorcl Har-di. 2 — Keşif Alayı 3 — Paşanın Kızı.
PARK (11131) Uçuruma Doğru. SUS (14071) Düşman altında Paris.
SÜMER (14072) 1 —
Dönüş. 2 — Kovboy
ULUS (22219) 1 — Yeşil Yunua sokağı. 2 — İki Cingöz Kız Kollejlndo.
YENİ (14040) 1 — Çam Sakızı Kâşif. 2 — Büyüklük Delisi.
GAR GAZİNOSUNDA İtalyan Akrobatları.
GELECEK OLAN EKSPRESLER
8.30 Ankaradan. — V.15 karadan (Elen.).
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
10.00 Aniıarayn (MotörlÜ). — 18.10 Ankara Ekspresi. — 22.20 Sonıplon Eks. (Avrupa).
An-
İSTANBUL RADYOSU:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. — 13.15 öğle konseri (pl.). — 13.45 Şarkı ve türküler. — 14.20 Türk Kadınlar Birliği adına konuşma. — 14.30 Şarkı ve türküler (pk). — 14.50 Lovis Carlyle’dcn şarkılar (pl.).
— 15.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Karışık hafif müzik (pl.).
— 18 20 Serbest saat. — 18 30 Türküler Geçidi. — 19.00 Haberler — 19.15 İstanbul haberleri.— 19.20 İstanbul Konscrvatuvırı Türk Musikisi İcra Heyeti Konseri “Muhayyer”. — 20.00 Radyo Salon Orkestrası Konseri. — 20.30 Konser solalOMndan büyük İsimler (pU). — 21.00 Şarkı ve türküler. — 21.30 Son Adam: Radyofonik temsil. Scrpuhl Yay Yatağı Radyofonik komedi. — 22.25 Sevilmiş seslerden sevilmiş melodiler (pl.). — 22.45 Haberler. — 23 00 Dans müziği (pl ). — 23.30 Programlar ve kapanış.
yumrulu
Bntaan'a
Şarkıcım*
GELECEK OLAN VAPURLAR 7.00 Dumlupınar, İskenderun^ dan. — 12.00 Ordu, Izrnlrdcn. —
12.30 Marakaz. Mudanyadun. — 15.00 Çorum, Karadenlzden. —
22.30 Uludaft, Bandırmadan.
İZMİR
GİDECEK OLAN VATURLAR 9.00 Mersin, Ayvalığa. — 11.00 Kndrıj, izmlro .— 17.00 Sus. Mu-danyaya. — 18.00 Saadet, îmro-za.
ANKARA RADYOSU:
YABANCI RADYOLARDAN
SEÇ.M E YA YIN LA R
LONDRA:
7.40 Nat Ailen ve Orkestrası (19.76 ın.). — 8.00 Dinleyici istekleri (Konser nıüzlk) (16.84 m.). — 14.15 B. B. C. “Scottiah,, Orkestrası (16.84 m.) 15.15 Bale Müziği (PL). (16.81 m.) —
— 15.30 B.B.C. Balı İngiltere Hafif Orkestrası (16.84).
— 19.15 Dans müziği (13 97 m.).
— 21.30 B.B.C. “Symphony” Orkestrası (10.84 m.). — 23.15 Grand Hotel'den Müzik (25.38 m ). — 24 00 Akordeonla Ara müziği (25.38 m.).
Yukıırı(hın ii*>ağı:
1 — Geçinmek İçin lâzım olan şey; Ankaranın eski sakinlerinden. 2 — Güven; Kayanın küçüğü. 3 — Gayri sahih; İnanan. 4 — Cariye. 5 — Ab-dulhak Hâmldln bir eseri; Kadavrası. 6 — İbrahlmin küçüğü; Habeş beyi. 7 — Tersi hüner; Bir harfin okunuşu. 8 — Yed; Kalın halat. 9 — Habeş Kıralı; Bağdntta bir yar. 10 — Hediye ita eden (iki kolime).
DÜNKÜ BULMACANIN
HALLİ
İSTANBUL CÎHETÎ
ALEMDAR (23863) 1 — ölüm Seferi. 2 — Kılıçların Gölgesinde.
AYSU 1 — Yeni Güneş. 2 — ölüm Diyarı.
AZAK 1 — Yaşasın Aşk. 2 — Cennet Perisi. 3 — İki Açıkgöz iş Adamı.
ÇE.MBERLİTAŞ 1 — Sehrazad.
2 — Gönçler Evleniyor, 3 — Cinayet Avcıları.
ELHAMRA; 1 — Aşk Yarışı.
2 — îkl Cingöz Holihvootta.
3 — Büyük Günah.
LALE 1 — Sayılı Kahramanlar. 2 — Altın Küpeler. 3 — Büyük Macera.
TAYYARE: 1 — Para Cinayeti. 2 — Anaların Gümıhı,
TAN 1 — Sayılı Knhramanlar.
2 — Altın Küpeler. 8 — Büyük Macera .
TEN’t SİNEMA 1 — Kanlı Döşek 2 — Hacı Murat Geliyor
3 — Zorunun işareti.
MELEK: 1 — Esir kız. 2 — Mnymun kadın.
UÇAK - TREN - VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
0.45 D.H.Y. (Türk) Burmadan. — 9.50 D.H.Y. (Türk) tamirden. — 15.00 D.H.Y, (Türk) Erzurum - Elâzığ - Malatya -Kayseri - Anlcaradan, — 15.35 D.H.Y (Türk) Islcenderun, A-dana. Samsun, Anknradan. — 15.50 B E A. (Ingiliz) Londra, Nis, Roma. Almadan. — 16.00 DH.Y, (Türk) Jzmlrdcn. —
melodiler (pl.). —
7.28 Açılış vo program. — 7.30 M.S.Ayarı. — 7.31 Hafif Uvertürler (pl.). — 7.45 Haberler. — 8.00 Hafif
8.25 Günün programı ve hnvn
raporu. — 8.30 Balo müzikleri (pl.). — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12.30 M.S.Avarı. — 12.30 Şarkılar. — 13.00 Haberler. — 13.16 Piyano soloları (pl ). — 13.30 Öğle gazetesi, — 13.45 Karen Krmplo söylüyor (pl.). — 14.(M» Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18 00 M.S.Ayarı. — 18.00 Şarkılar. — 18.30 Çiftçilerle başbaşa
— 18 45 Caz Orkestralarından Glcn Miller (pl.). — 19.00 M.S. Ayan vo haberler. — 19 15 Tarihten bir yaprak. — 19.20 Müzik: Mozart-Re Majör Senfoni (pL). — 19.45 Opera Aryaları (pl ). — 20.00 Halk türküleri. -20.15 Rndvo gazetesi. — 20.30 Serbest saat. — 20.35 Tarihi Türk müziği. — 21 15 Konuşma.
— 21.30 Dans Orkestraları ca-
G C Z A N un 3
Soldan Huftn:
1 — Namusu kavi. 2 — Sami; Rasat. 3 — Şikâr; Yarı. 4 — Ava; İş; Mil. 5 — Serab; Seda. 6 — Un alan; Tad. 7 — Re; İlân: Te. 8 — Aferin. 9 — Kale; Akala. 10 — Kesesi bir.
EMİNÖNÜ: İstanbul (Eminönü) — HiLsan Hulûs! (Küçük-pazar) — AbdÜlkadir (Alemdar) — Cemil (Beyazıt)
BEYOĞLU: Güneş (Merkez) — Barunck (Taksim) — Batlst Tülbentçi (Taksim) — Bnnknlar (Galnlaı — Necdet Ekrem (Şişil) — Çubukçu (Şişli) — H.ls-köy — Merkez (Kasımpaşa) FATİH: İbrahim Balmumcu
(Şehzadebftşı) — Sarım Çitçl (Aksaray) — Emin Rıdvan (Sa-mntyn) — Nüzhet Onat (Şehremini) — GÜndo^du (Kara-gümrük) — G. Sipuhloğlu (Fener)
EYÜP Auvansnray — Şifa BEŞİKTAŞ: Nail Halit (Beşiktaş) — OrtnkÖy — G. Divanlı-oğlu (Arnavutköy) — Merkez (Bebek)
KADIKÖY: Kadıköy — Fener-yolu — Erenköy — A. Cafer Çufiatay
CsKt'DAR: Ahmediye 11E Y B E L t A D A; H oy bel lada HtYt’KADA: Merkez
İZMİR: Sağlık (Aleancak) —
Yukarıdan n^n£ı:
1 — Nişaburek. 2 — Amiyane; Ak. 3 — Makara; Elâ. 4 — USA; Sefile. 5 — Rlaale. 6 — Ur; Saran. 7 — Kay; Mlkl. 8 — Asalet; Na. 9 — Varidat. 10 — İtimadı var.
Beyoğlu 44644 Kadıköy 6087?
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00, İzmir 2222 Karşıyaka 15055
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Boyoğiu Anadolu yakası Ankara
İzmir
440tfb
60636
9)
2251
Ali Hayreddln (Basmahane) — Sıhhat (Komeraltı) — İkiçeş-melik (Eşref paşa) — Kar&laş (Yalılar)
ANKARA Sağlık, Ulus, Merkez.
Bir müddet daha yattı, sonra kalkmıya çalıştı. Bütün mafsalları ağrıyordu. Yeniden yattı ve derin bir uykuya daldı. Uzak ağaçlıklardaki kuşların şarkılariy-le uyandı. Muazzam bir uçurumun dibinde, küçük bir tepe u-zerinde olduğunu gördü. Sağında ve solunda yalçın kayalıklar yükseliyordu. Bunların arasına sıkışmış olan vadi, güneşin ışıklariyle dolmuştu. Üstünde bulunduğu kayalık tepe gibi bir iki tanesini daha aşınca, kendisini aşağıda buldu. Başını kaldırdığı zaman, yeşil çayırlıklı tarlalar gördü. Bu çayırların boyunca sıralanmış, garip taş kulübeler vardı. Uzun müddet manzarayı seyretti. Yavaş yavaş kuşların sesleri sustu, güneş yükseldi. Kazazede, kayaların arasında yetişen bir nevi tanımadığı otu kopardı, açlığını gidermek için köklerini kemirdi. Hiç de fena değildi, öğleye doğru Boğazdan vadiye girdi. Yorgun ve bezgindi. Bir kayanın gölgesine oturdu, yanındaki membadan kana kana su İçti. Evlere gitmeden evvel biraz daha dinlendi. Bütün bunlar ona, gittikçe daha garip görünüyordu. Bu vadi, kendisine çok yabancı geliyordu. Arazinin çoğunu, gördüğü çayırlıklar kaplıyordu. Buralarda sistemli bir şekilde yer yer çiçekler ve ekLnler ekilmişti. İlerde, vadiyi geniş bir duvar kuşatıyor ve oradan ayrılan arklar, ırmakların yardımiyle araziyi suluyordu. Daha yükseklerdeki meralarda lâmalar otluyordu. F.vlere gelince ? Bunlar bildiği dağ evlerinin hiç birine benzemiyordu. Hepsinin birer kapısı vardı ama, pencereleri yoktu. Çok garip bir şekilde, muhtelif donuk renklerle boyanmışlardı. Bu boyalar o kadar gaynmuntazam bir tarzda vurulmuştu kİ, ilk akla gelen şey, bunları yapanın kör olabileceği idi. Nitekim Nunez de böyle düşündü, “Bunları yapan bir yarasa kadar kör olmalı” dedi. Bulunduğu yerden indi, biraz ilerledi. Uzakta ekin yığınları üzerinde dinlenen bir sürü kadın ve erkek gördü. Köy yolunda üç kişi vardı. O-muzlannda tenekelerle evlere su taşıyorlardı. Bunlar, lâma derisinden elbise ve çizmeler giymişler. bellerine deri kemerler takmışlardı. Başlarında kulaklıktı kalpaklar vardı. Tek sıra halinde yavaş yavaş yürüyerek birbirlerini takibediyorlar. bütün gece uykusuz kalmış İnsanlar gibi de mütemadiyen esniyorlardı. Nunez daha fazla sabredemedi, ellerini ağzına götürerek seslendi. Her üç köylü de durup sese kulak verdiler. Nunez’i görmemişlerdi. Bilmukabele onlar da dağların istikametinde bağırdılar. Nunez. el. kol hareketleriyle kendisini gös-’ternıek istedi, nafile. Bunun üzerine aklına ”körlük” geldi. “Bu adamlar kör olmalılar", diye düşündü. Bir hayli bağırdıktan sonra, küçük bir köprüden ırmağı geçerek adamlara yaklaştı. Artık kör olduklarına emindi, çünkü sakalar, ona bakmıyorlar yalnız kendilerine yabancı gelen ayak seslerine kulak veriyorlardı. Nunez, efsanenin anlattığı Körler Memleketinin burası olduğuna kanaat getirdi. Karşısındakiler, korkarak birbirlerine sokulmuşlardı. Yüzlerine bakınca, göz kapaklarının kapalı ve çukura kaçmış olduğunu gördü.
İçlerinden birisi, güç anlaşılır bir İspanyolca ile:
— Bir adam veya bir ruhî Kayalıklardan indi, dedi.
Nunez, Körler Memleketi hakkında söylenen bütün efsane ve hikâyeleri birden hatırladı. Aklına “Körler Memleketinde tek gözü olan adam kıraldır," sözü geldi.
Birisi:
— Acaba bu adam nereden geliyor Pedro? diye sordu.
— Kayalıklardan.
Nunez:
— Hayır. dağların ardından, Bogotadan geliyorum, dedi, insanların görebildiği memleketlerden.
— Görebilmek mi? Bu kelime onlara yabancı geliyordu. Ellerini uzatarak, Nunez’e doğru vürü-mlye başladılar. Nunez. gayrıih-tiyarl bu ellerin temasından kaçmak istedl.fakat yakalandı. Her tarafını yoklamıya başladılar. İçlerinden birinin parmağı gözüne girdi. Nunez:
— Dikkat edin, diye bağırdı. Bu yuvarlak ve müteharrik uzvu pek garip bulmuşlardı. Saçlarını, sakalını lâmaların kıllarına benzettiler. Pedro:
— Ne garip yaratılmış, tıpkı, geldiği kayalıklar gibi sert bir mahlûk, diye söylendi. Nihayet:
— Konuştuğuna göre
kak İnsandır, hükmüne vardılar.
— Haydi onu büyüklerimize götürelim.
Correa:
— tik önce bağırıp haber verelim, yoksa çocukları korkuturuz, dedi. Pedro, Nunez’i elinden tutup evlere doğru götürmek istiyordu. Nunez bunun lüzumsuz olduğunu. gözleri gördüğü için yalnız başına yürüyebileceğini söyledi.
— Görmek mlT
Genç adam bunu İspat etmek için Pedro’nun kovasına dokundu.
Üçüncü kör:
— Bakın, bakın, diye bağırdı. Muhakkak ki hisleri inkişaf etmemiş. Yoksa böyle kovalara çarpar. mânâsız sözler sarfeder miydi! Haydi rehberlik edin de şunu götürelim.
Nunez, çaresiz İtaat etti. Anlaşılan “görme” hakkında hiç bir bilgileri yoktu. Bunu onlara zamanla izah etmeyi düşündü. Yaklaştıkça. zannettiğinden daha büyük olan meydanda, halkın toplanmış olduğunu gördü. Kadın, erkek, çoluk çocuk hepsi oradaydı. Genç kızların kör olmalarına rağmen güzel olduklarını memnuniyetle gördü. Kendisine yaklaşıyorlar, hassas ve yumuşak elleriyle her yerini yüklüyorlardı. Bazıları korkudan yanına hiç sokulmuyordu. Fakat hepsi de büyük bir dikkatle söylediği her sözü dinliyorlardı. Onların tatlı ve ahenktar «esleri yanında. Nunez’-in sesi pek kaba ve kalın çıkıyordu. Üç saka, mütemadiyen o-nun kayalıklardan gelen vahşi bir insan olduğunu tekrarlıyorlardı.
O da:
— Bogotadan. dağların ötesinden. diye tashih ediyordu.
Pedro:
— Vahşî bir adam, vahşî kelimeler kullanıyor, dedi. “Bogota" da ne demek? Zekâsı daha yeni inkişaf ediyor.
Bir çocuk gülerek:
— Bogota, diye alay etti.
— Evet, geldiğim şehrin İsmi Ben bu vadinin dışındaki büyük dünyadan geliyorum, insanların gözleri olup, gördüğü yerlerden.
• •
muhak-
/Davamı var/
î ASuBtos 1950
Y E Nî İSTANBUL
Savfa 8
I
GÜNÜN EKONOMİK HAREKETLERİ
BÜTÇELERİMİZDE YATIRIMLARIN PAYI
Deşer! İhtiyaçların hudutsuz olması-” na mukabil bunları tatmin için elde mevcut vasıtaların mahdut bulunması, İktisadî faaliyetlerin izahında umumiyetle bir hareket noktası teşkil etmektedir. İhtiyaçlar mübremi-yet derecelerine göre bir sıraya konulduğuna göre, muhtelif fert ve milletlerin de. servet ve gelirlerinin ölçüsü İle mütenasip olarak, bu mahdu-dıveti farklı bir şiddette hissetmeleri pek tabiîdir» Memleketimizin bu bakımdan arzettlği gerilik o kadar barizdir kİ, bunu tesblt için uzun uzadıya millî gelir mukayeselerine dahi lüzum olmadığı söylenebilir. Buna mukabü, Cumhuriyet Devrinde şimdiye kadar iktisadi kalkınmamız için devlet bütçeleri kanalı ile gösterilmiş olan faaliyetlerin bazı cephelerine temas etmek faydalı olabilir.
Memleketimizde İktisadî kalkınmanın baş dâvası hiç şüphesiz istihsal dâvasıdır. İş hacmi genişleyip gelirler artmadıkça ve bu artan gelirlerle yeni, yeni sürüm imkânları temin e-dllemedikçe nisbî bir İktisadî ferahlığa ve muvazeneli bir İktisadî bünyeye kavuşabilmemiz mümkün değildir. Bizim gibi geri kalmış memleketlerde İse istihsal dâvası çok çetin ve şümullü bir dâvadır. Bunu belki bir binanın inşasına benzetmek mümkündür. Nasıl ki, bir binanın önce temellerini, sonra da üst kısmını yapmak icap e-derse. iktisaden geri memleketlerde de ilkin istihsalin temeli mesabesinde olan münakale, enerji kaynaklan, kredi organizasyonu gibi ana dâvaları halletmek ve müteakiben — aradaki karşılıklı münasebetleri gözden uzak tutmamak şartiyle — asıl İktisadî faaliyetleri geliştirmek icap e-der. Ana dâvalar İse ancak devlet e-llyle halledilebileceğine göre, en akla yakın gelen yol, devletin elindeki İmkânları bu sahalara teksif etmesi ve asıl İktisadi fâaliyet sahasında hususî teşebbüsleri himaye ve teşvikle iktifa etmesidir. Bizde şimdiye kadarkl tatbikata bakılırsa, devletin âdeta binanın hem temelini ve hem de Üst kısımlarını aynı zamanda İnşaya kalkıştığı söylenebilir. Şüphesiz bu şekilde hareketin makûl sayılabilecek sebepleri yok değildir. Diğer taraftan, yapılmış olan her şeyi kötülemek ve yapılan şeylerin bazı faydalarını da inkâr etmek doğru olmaz. Ancak, meseleye eldeki imkânların İhtiyaçlara tahsisi zaviyesinden bakılacak o-lursa, devletin, faaliyetlerini her İki sahaya da dağıtmasının esaslı bazı mahzurlar doğurduğu söylenebilir. Şöyle kİ:
1) Bu yüzden, eldeki imkânlardan ana dâvaların halline ayrılması icap eden pay gerek mutlak ve gerekse nisbî olarak azalmıştır. Bununla muvazi olarak, devletin asıl istihsal sahasına yaptığı yatırımlar, türlü sebepler yüzünden, istendiği kadar verimli olamamıştır.
2) Devletin bu şekilde hareket etmesinin asıl istihsal sahasında faaliyet göstermeleri icap eden hususi teşebbüsler üzerinde de muhtelif bakımlardan menfi tesirleri olmuştur.
a) İstihsalin temeli süratle sağlamlaş tınlamadığından, hususî teşebbüslerin faaliyetleri gerek mekân ve gerekse mevzu İtibariyle kâfi derecede gelişemmlştir.
b) Devletin asıl iktisadi sahaya da elatması hususî teşebbüsleri ürkütmüştür. •
c) Devlet faaliyetlerinin aşın derecede genişlemesi hususî teşebbüslerin vergi yüklerini — bilhassa muamele vergisi ve beyannamen mükelleflerin kazanç vergisi — ağırlaştırın ıştır*
d) Gene bu son nokta ile alâkalı o-larak, müstehliklerin de vergi yükleri ağırlaşmış, satın alma kudretleri daralmış ve dolayıslyle hususî teşebbüslerin sürüm imkânlan da azalmıştır.
Yazan : Nasuhi Bursal
Bu umumî mütalâalardan sonra, devlet bütçelerinden iktisadi kalkınmamız İçin ayrılan paylara kısaca temas edelim. Büyük bir itina ile hazırlanmış olan son bütçe tasarımızda devlet yatırımları, yapılar, makine ve teçhizat satın alınması, sermaye teşkili ve kamulaştırma adları altında dört grupta toplanmaktadır. Varılan neticeleri basit bir tabloda toplayalım:
Devre Gene) bütçeler Yatırını- Tatırım-yekûnu lar yekO ların nin-
T.L. nu beti %
1929-38 2 222.314.306 371.925.269 16.73
1939-49 10.415.361.019 1 690.995.021 16.23
Görülüyor ki, genel bütçeden istihsale matuf giderlere ayrılan pay her iki devrede de oldukça müstakar kalmıştır. Bunlara ayrıca katma bütçelerden yapılan yatırımlarla iktisadi devlet teşekküllerinin zati finansman yolu ile yaptıkları yatırımları ilâve etmek icap eder. Devlet bütçelerinden yapılan yatırımlar içerisinde inşaata düşen hisse takriben % 65 e baliğ olmaktadır. Bittabi sırf bu nls-betlerin yardımı ile yatırımların mü-esslrlyeti hakkında kati hükümlere varabilmek mümkün değildir. Ancak, muazzam kalkınma ihtiyaçlarımızla kıyaslandığı takdirde, bu nispetlerin bir hayli cüzî olduğu söylenebilir. Bununla beraber, böyle bir hükme varırken, bütçelerimizde yatırımlardan gayri ne gibi giderlerin ne kadar hisseye sahip olduklarını da gözden uzak tutmamak İcap eder. Filhakika, bütçelerimizde en büyük hisse 1929-38 devresinde % 32.1 İle ve 1939-19 devresinde İse % 45.2 Ue milli müdafaa masraflarına aittir. Bunu takiben 1939-49 devresi için takriben % 25 ile personel giderleri f milli savunma hariç) gelmektedir. Bütçelerimizde yatırımların hissesini artırabilmek için başvurulabilecek iki yol vardır. Birincisi, gelirleri arttırmak. İkincisi ise mevcut gelirlerin tahsis cihetinde değişiklikler yapmaktır. Birinci noktayı bugünlük mevzuumuz haricinde bırakalım, tklncl nokta, bütçede bazı sarfiyatı kısıp elde edilecek tasarrufları yatırımlara tahsis etmek demektir. Kültür, sıhhat ve tarım sahalarının mübrem ihtiyaçları gözönünde tutulduğu takdirde, bu gibi tasarrufların ancak milli müdafaa. personel ve idare masraflarında yapılabileceğini kabul etmek zarurîdir. Bu sütunlarda geçenlerde bir arkadaşımızın da pek haklı olarak belirtmiş olduğu veçhile, gerek rasyona-llzasyon tedbirleri ve gerekse geniş . haricî yardımlar vasıtasiyle millî müdafaa masraflarımızı mümkün olabildiği kadar hafifletmek memleketimizin iktisadi ve netice itibariyle askerî kudreti bakımından son derece mühim bir meseledir. Personel ve l-dare giderlerine gelince, rasyonel bir memur ve işletme politikası sayesinde bu sahada hissedilir tasarruflar temini herhalde İmkânsız sayılamaz. Yapılan hesaplara nazaran, memleketimizde 100 nüfus başına 1.15 memur, halbuki meselâ İsviçrede aynı miktar nüfusa 1.89 memur isabet etmektedir. Ancak, bu gibi mukayeselerde muhtelif memleketlerin idari teşkilâtının vaziyetini, memurların verimini ve memleketlerin milli gelirlerini de gözden uzak tutmamak İcap eder.
Bütçelerden yatırıma ayrılacak hisseleri arttırmak kadar mühim bir nokta da ayrılan hisselerin tam yerine ve âzami bir tasarruf zihniyetiyle sarfını temin edebilmektedir. Bu sahadaki faaliyetleri muayyen ana dâvalar üzerine teksif ederek plân-laştırmak ve tatbikatta gösterişten uzak ve en İktisadî hal suretlerini seçmek lâzımdır. Yen! iktidarın da bu noktalara âzami ehemmiyet atfetmeyi vadetmesi istikbal için ümit vericidir.
Kısa Haberler
Pakistan ve Hindlstanın yün satışları
★ Liverpool (Hususî) — Hindistan ve Pakistan yün serileri satışları geçen hafta yapılmıştır. Arzedi-len 9.959 balya yünün 5,521 balyası Hindistan ve 4,438 i ise Pakistan yünleridir.
Hem yerli tacirlerin hem de AvrupalI tacirlerin İştirak ettiği bu satışlarda rekabet canlı idi. Haziran ayı fiat seviyesine göre temmuz satışlarında iyi te. mizlenmiş yünler %5 daha pahalı idi.
Amerlkadaki ticaret imkânları
★ Washington, (Hususî) — 30 haziranda biten malî sene zarfında 52.697.000 balya) ık pamuk ticareti oldu; 1948/49 senesine nazaran % 17 daha az.
Bütün piyasalardaki hububat satışı geçen seneye kıyasla % 4 daha fazladır.
Ticaret hacım bakımından değişik bir grafik çizgisi gösteriyorsa da, buğday, mısır, yulaf ve pamuk 1-çin yapılan açık kontratlar geçen seneden farklı değildi.
Fransanm el işi ve mensucat ihracatı artıyor
★ Paris, (Uçakla) — Fransanın dantel, el işi. tül, kipur danteli, İhracatı geçen seneye nazaran İki misline çıkmıştır ve satışın mühim bir kısmı dolar memleketlerine yapılmaktadır.
194S de ihracat 3 milyon 300 bin frank iken 1949 da 4 milyon *636 bine ve bu senenin martında da 8 milyona çıktı.
Dantel yapanlar yeni siparişleri reddetmek mecburiyetinde kalmıştır. Çünkü ecnebi talebi çoktur; kâfi miktarda tezgâhlar ve usta işçiler yoktur. Kurdele ihracatı her gün artmaktadır. Bütün bu hummalı faaliyete rağmen bütün istihsal harpten önceki seviyeye e-rişememiştlr.
örme yün ihracatı 1948 de 1 milyon 100 bin frank iken geçen sene 1 milyon 560 bin ve bu sene de 3 milyon 100 bin frank oldu. Diğer taraftHn 1949 da istihsal azaldı, çünkü yerli müstehliklerin satın almak kabiliyeti mahduttu.
İZMİR FUARINA YARDIM
Ticaret Bakanlığı 200 bin liralık bir tahsisat gönderdi
İzmir, 1 (Hususî) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı İzmir Enternasyonal Fuarının âcil ihtiyaçlarını nazara alarak gönderdiği 50 bin liraya ilâveten daha 200 bin lira tahsisat göndermiştir. Bakanlık 19 uncu İzmir Enternasyonal Fuarının Türkiyenin ekonomik ve sosyal çehresinin en kuvvetli hatlariyle belirtecek bir şekilde hazulanmasını bildirmiştir, öğrendiğime göre Fuarın açılma programını tesbıt etmek üzere Başbakanın Fuarı açıp açamıyacağı istimzaç edilmiştir. Başbakan mühim bir iş çıkmadığı takdirde Fuan açmak arzusunda olduğunu İzmir Milletvekillerine vâdetmiştlr. Eğer Başbakan açılışta bulunmazsa ayın sonuna doğru tzmire gelerek mutlaka Fuarı ziyarette bulunacaktır. Cumhurbaşkanı da ay sonunda tzmire gelerek Fuan ziyaret ettikten sonra Çeşmedeki e-vinde 4 gün istirahat edecektir.
Amerikada tütün
Amerika Birleşik Devletlerinin tütün istihsal ve ihracatındaki azalma, Amerikada sigara ve püro sarfiyatı, her Amerikalının tütün için sarfettiği para miktarı ve istihlâk vergisi olarak devlet hâzinesine intikal eden kısım
Washington, (Hususî) — Birleşik Amerika Devletlerinde 1919 senesinde istihsal olunan tütün miktarı 985 milyon kilo olup geçen sene-kinden 5,5 milyon kilo daha azdır. İki sene mahsulünü kıymeti itibariyle ifade edecek olursak 1948 tütün mahsulü 955 milyon ve 1949 senesi mahsulü ise 913 milyon dolar tutmaktadır. Tütünün vasati fiyatı 1948 senesinde her yarım kilo için 48,2 çent olduğu halde 1949 da 46,3 çenttir. Birleşik Amerikanın 1949 . 1950 senesi ham tütün ihracatında evvelki senelere nazaran bir miktar azalma mevcuttur. Bunun sebepleri ithalâtçı devletlerin koydukları zorluklarda, bazılarının memleketlerinde tütün istihsaline ehemmiyet vermiş olmalarında ve en mühim olarak da bir çoklarının ithalâtlarını dolar memleketlerinden değil zayıf paralı memleketlerden yapmağa çalışmalarında aramak lâzımdır.
Amerikanın 1950 senesi ilk üç ayı zarfında yaptığı tütün ihracatı ye. kûnu geçen senenin aynı aylannda yapılan ihracattan daha azdır. Yalnız İngiltere geçen sene Birleşik A-merlka Devletlerinden 82,5 milyon kilo tütün İthal etmişti. Avrupa devletleri 1950 senesinde de Birleşik A-merlka tütünlerinin en başta gelen alıcısı vaziyetlndedlr. Senenin İlk üç ayında Avrupaya ithal edilen Amerikan tütün miktarı 16,79 milyon kilo olup bu miktar Birleşik Amerikanın tütün ihracatının #53 ünü teşkil etmektedir. Gün geçtikçe tütün istihlâkleri artan Avrupa memleketlerin, de tiryakilerin umumiyetle Amerikan tütünlerine alışmış bulunmaları ve bu memleketlerde İktisadî vaziyetin düzelmekte oluşu Amerikan tütünlerinin Avrupaya ihracının azal, mıyacağını gösteren emarelerdir.
Birleşik Amerika Devletlerindeki tütün istihlâki 19 uncu asırdan beri mütemadiyen artmakta olup mühim bir yekûn tutmaktadır.
Bütün Amerika tiryakilerinin 1949 senesi zarfında tütün için sarfettik-leri paralar yekûnu 4.3 milyar dolar olarak hesap edilmiştir. Amerika Ziraat Bakanlığı önümüzdeki senelerde dahilî istihlâkin daha da artacağını tahmin etmektedir. Hükümetin tütün istihlâkinden aldığı vergi miktarı çok fazladır; 1949 senesinde tütün ve tütünden yapılmış maddelerin satışının %40 ından fazlasını vergi teşkil etmektedir. Şu halde Amerikada müstehlikin tütün için sarfettiği paranın mühim bir kısmı devlet hâzinesine intikal etmektedir. Fakat Amerikada tütünden alınan istihlâk vergisi İkinci Dünya Harbinden evvel bu derece yüksek değildi. 1939 senesinde tiryakilerin tütün İçin verdikleri paraların %35 1. 1920 senesinde de ancak %25 i vergi olarak yordu.
Amerikada fazla miktarda aarfedilir, 1949 senesinde 352
sigara içilmişti. Bu seneki istihlâkin 3 milyar daha artacağı ve adam başına 120 paket fazla sigara «atfedileceği hesaplanmıştır. Bu vaziyette Amerikanın sigara İhracatı azalsa bile bu, istihsale büyük bir tesir yapmayacaktır.
Amerikada 1940 senesinde 5,7 milyar adet püro sarfedilmişti. Bu se. neki sarfiyat 5.6 milyar olarak tahmin edilmektedir. 1950 senesinin ilk
ayrılı-
slgara milyar

üç ayında ucuz fiatll sigaraların İstihlâkinde geçen seneye nazaran %8 bir artma ve fiatl 8 ceııtten fazla olan sigaraların istihlâkinde de %9 nispetinde bir azalma mevcuttur.
Birleşik Amerika Devletlerinde her sene 54 milyon kilo tütün içilerek 45 milyon kilo tütün de çiğnenerek İstihlâk edilir. Enfiye olarak istihlâk daha azdır.
Yapılan resmî istatistiklere göre, Amerikanın günde tütün için aarfet. tiğl para günlük umumî sarfiyatının muayyen bir yüzdesi olup ve hemen hemen sabit bir vaziyettedir.
İkinci Dünya Harbinden evvel bir şahsin günlük sarfiyatının yüzde 2,6 sini tütün masrafı teşkil ederken bugün bu miktar 2,3 e düşmüştür.
Amerlkadaki bütün tiryakilerin tütün için yaptıkları masraflar gözö-nüne getirilecek olursa bu azalmanın hiç de ehemmiyetsiz olmadığı görülür. Neteklm yukardaki hesaba göre 1938 senesinde Amerikalı tiryakile. rln tütün İçin «atfettikleri para ceman 1677,23 milyon dolar olduğu halde 1948 de 4112,12 milyon dolar tutmaktadır.
Truman’ın iktisadi
programı kabul edildi
Washington, 1 A.A. (United Press)
— Ayan Meclisi İktisadi Komisyonu, Truman’ın iktisadi programım esas İtibariyle kabul etmiştir. Fakat fiyat ve ücretlerin kontrolü İle. bazı maddelerin tahdide tâbi tutulması hususunda Kongrenin ısrar edeceği yolunda bazı emareler mevcuttur.
Amerikanın aldığı yeni bir karar
Washington, 1 (AP) — Birleşik Amerika Ayan Meclisi dün. 29 muhalife karşı 43 reyle, Amerika ile olan ahdî taahhütlerine riayet etmiyen devletlerin Marshall Plânı yardımından temin edilmiş olan meballğden istifade edememesi esasını kabul etmiştir.
Bu karar Fransa ve Fransız Fasını istihdaf etmektedir; çünkü, Ayan Meclisine bu memleketlerdeki Amerikan iş adamlarının farklı bir muameleye tâbi tutulmakta oldukları hakkında malûmat verilmiştir.
resmî göre, ilerle-şlmdl,
Ingilterenin mensucat istihsali artıyor Londra, (Hususî) — İngiliz makamlarından öğrenildiğine harpten beri endüstri bir hayli iniştir. Sunî İpek endüstrisi
ayda 30 milyon iplik istihsal etmektedir. Bu miktar 1947 ye kıyasla İki mislidir; hele harpten öncesine nazaran iki buçuk mislidir. Sunî İpeklilerin ihracatı 1947 de 28 milyon ster-llng iken 1949 da 10 milyon sterling olmuştur.
Nylon imalâtı da çok artmıştır. Şimdiki İstihsal 1949 başlarına nispetle altı misli fazladır. Hâlen 55 milyon çift nylon çorabın 22 milyonu İngiltere dahilinde kullanılacaktır. Geri kalanı lngilteye senede 9 milyon sterling kâr getirmektedir.
Hilmi Nailî Barlonun beyanatı
“Türk mallarının
fiyatları çok yüksek,,
Milletlerarası Çalışma Konferansına iştirak eden delegemizin beyanatı
Cenevrede toplanan Çalışma Kongresine Türkiye namına İştirak eden Hilmi Nailî Barlo dün Ankara va-purlyle şehrimize gelmiştir.
Hilmi Nailî Barlo kendisi ile görüşen bir arkadaşımıza demiştir ki:
“— Cenevrede toplanan Milletlerarası Çalışma Konferansına Türkiye namına işverenlerin delegesi olarak iştirak ettim. Görüşülen mühim mevzular arasında, asgari yevmiyelerin tesblti, İşverenle İşçi arasındaki işbir-
ydında bir çırçır
fabrikası kuruluyor
Aydın, (Hususî) — İlde pamuk satış kooperatifi tarafından pamuk çlr-çir fabrikasının kurulması kararlaştırılmıştır.
Bunun için gerekli hazırlıklar tamamlanmış, faaliyete geçilmiştir. Fabrika 30 çıkrıklı olacaktır.
Aydın pamuk satış kooperatifinin geçen yıllarda 2,5 milyon kiloyu bulan İstihsali civar bölgelerde çırçır-lanmakta ve dolayısiyle maliyeti yüksek olmakta idi. Fabrikada, bu yılki ihtlhsa» olunan 3-4 milyon kilo pamuk mahsulünün çırçırlanmasmın kabil olacağını alâkadarlar teyid etmektedirler.
Türkiye - İsrail ticareti
İzmir, 1 (Hususî) — İsrail tâcir-leri ihracatçılarımıza yazdıkları mektuplarda, Türkiye - İsrail ticaretinin başlamasının mesut bir hâdise olduğunu belirtmekte, tsrailden ne gibi mallar almak arzusunda olduğumuzu sormaktadırlar.
1950 fındık mahsulü
Trabzon (Hususî) — Önümüzdeki hafta İçinde 1950 mahsulü fındık, Ticaret Borsasında muamele görecektir.
DEŞTieARET
0
Ticaret Bakanı, yeni listelerin hazırlandığını tekzip ediyor
Ankara 1 (Hususî muhabirimizden telefonla) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanan dış ticaret rejimimiz hakkındaki listeler Bakanlar Kuruluna verilmiştir. Bu listelerde değişiklik yapıldığı ve Bakanlar Kurulunda müzakere edildiğine dair intişar eden ha. berler üzerine malûmatına müracaat edilen Ticaret ve Ekonomi Bakanı Zühtü Vellbeşe bu haberlerin aslı olmadığını, meselenin Bakanlar Kurulunda henüz müzakere edilmediğini, Bakanlar Kurulunun Önümüzdeki lçtimaında görüşülmesinin muhtemel olduğunu söylemiştir.
liğl mevzuları çok muğlâk olduğu için bu konferansta karara varılamadı ve her memleketin bu konular hakkında, kendi mahalli şartlarına göre bir rapor hazırlamasına ve gelecek senek! konferansta tekrar görüşülmesine karar verildi.
Konferans esnasında. Milliyetçi Çinin yerine Komünist Çin delegesinin alınmasını istiyen peyk devletlerin temsilcileri teklifleri kabul edilmeyince, peyk devletler temsilcileri toplantıyı terkettiler.
’ I
Kore harbinin Garbî Avrupadaki tesirleri büyük olmuştur. Bütün Avrupa piyasası durmuş vaziyettedir. Bilhassa ttalyada mallar, işçi ücretlerinin yüksekliği yüzünden çok pahalıdır. Bir çok dükkânlar sabahtan Akşama kadar hiç bir iş yapmadan durmaktadırlar. Gittiğimiz yerlerdeki ithalât tacirleri Türk mallarının fiyatlarını çok yüksek bulduklarını ve bu sebeple ithalât yapamadıklarını söylediler.”
KAUÇUK FİYATLARI
Bölge Sanayi Birliği Umumî Kâtibinin gazetemize beyanatı
Kauçuk fiyatlarının dünya ve yurt piyasalarında yükseldiği yazılmıştı. Piyasamızda bîr kilo kauçuk son bir kaç gün içinde 290 kuruştan 330 kuruşa kadar yükselmiştir. Kauçuk iş-liyen fabrikalar Bölge Sanayi Birliğinde bir toplantı yaparak, kauçuk tedanki hakkında görüşmeler yapmışlardır.
Bu hususta Bölge Sanayi Birliği Umumî Kâtibi Halit Güleryüz, bir muharririmize şu İzahatı vermiştir:
— Piyasada kauçuk tedarikinde zorluklar başlamıştır. Halbuki yurdumuzda ihtiyaç nisbetinde kauçuk bulunmaktadır. Kauçuk ithali İçin de fabrikatörler bir iki defa toplantı yaptılar. Teşebbüslere geçmeden evvel, yeni serbest ithal rejimi kararnamesinin tatbikmı bekliyoruz. Kararnamenin tatbikmdan sonra ne şekilde teşebbüslere girişeceğimizi tes-bit edeceğiz.
Kırmızı mercimek
mahsulü
Birkaç günden beri Ticaret Borsa, smda yeni sene mahsulü kırmızı mercimek satışa arzedilmektedir. Fiyat 32-35 kuruş arasındadır. Alâkadar tâ-clrlerln tahminlerine göre bu senek! kırmızı mercimek mahsulü 12 bin ton olarak tahmin edilmektedir.
Kahve ucuzluyor
Hafta içinde muhtelif memleketlerden 2000 çuval kadar kahve gelmiştir. Toptan 3 numaralı kahve fiyatı 750 kuruştan 730 kuruşa kadar düşmüştür.
Borsalarda vaziyet
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
İstanbul Borsası
Devlet Tahvilleri
New-York Borsası
Kapanış
Bugün
Gümüş, Plâtin
Mısır Krfdl Fnnutve 1003
tenekeü) sıra) çıplak)
Ham derileri
Sığır aalamuru (kaeap) Kİ. Keçi tuzlu kuru kilosu ... Koyun hava kurunu kilosu
Nebatî Yağları
Zeytinyağı (E.E). SuHumyağı (Raf
Ayçiçeği (Rafine Fındık yağı (Çllriıkı
İstikrazı İstikrası MUdafaa et
İstanbul t
Bu sabah Borsa açıldığı zaman ü. /Üm üzerine bazı hararetli muamelelerin boşladığı görülmüş ve bu olay yeniden yapıldığı anlaşılan bir dış satışla ilgili farzedilmlçtir. Fiat ufak bir yükseliş kaydetmiştir. Alivre Üzüm konuşmaları olmuşsa da Borsaca hiç bir muamele tesçli edilmemiştir. Alivre pamıık piyasası gevşekliğini muhafaza etmektedir. Pamuk çekirdeği piyasası sağlamdır.
Ç*) Gunundo Borsada muaınelcsi tescil odiimcmış tahvilat vo çabamın ura ve lalcpicro ^oro taayyün eden takribi piyasa değerleri.
Ticaret Borsasında keten tohumu, kuş yemi gibi maddeler üzerinde hara, retli işler olmuş, flatler ilerleme kaydetmiştir. Tiftik, yapağı durumu sağlamdır.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bordasında muhtelif tertipte devlet tahvilleri üzerine mahdut miktarda muamele olmuştur. Altın piyasası ise kararsızlık içindedir.
Buğday (Buşeil=Scnt)
Sert Kış mahsulü No. 3
Kırmızı •• “ No. 2_________
PBnuıU Middling (Llbreal—Sant)
Ekim ........................
Aralık ......................
Mart ..................
Tiftik (L.ibrest=8ent)_________
Teksaa No. î ..............-
Fındık (Llbresl=Sent)
Kabuklu yeril İri
” orta .....
İthal malı
İç İthal malı M
(Llbresl=8ent) .
çekirdeksiz seçme M Dolar)
ikramiyen tahviller 1933 Ergaoi ....
193b ikramiyen ...—m*
Milli 1941 1941
V2
I ...
Sivas-Erzurum I... •• '• u.-vıı...
Demiryolu !.»•
Yağlı tohumlar ı Ayçiçeği tohumu
Keten tohumu ...m............. Kendir tohumu
Susam M...«
Yer fıstığı kabuklu •»•••«—
1941 Kalkınma
••
Kuru Meyvaiar ı
Fındık (kabuklu sivri) ... Hndık (tç tombul) ••••••••s Ceviz (kabuklu) ............
Ceviz (İç natllrel)
Levant İç
Ekstra İri
Kıırn üaüm
Thompson
Krtrn tohumu (Buşell
M1 n n eapol la ....•■•••... m
Kalay (Llbresl=Sent) ..........
Levha-teneke (100 libre dolar)
Dukııvna Ham Maddeleri!
Tiftik (ana mal) .......
Tiftik (Natürel) .........
Yapak Trakya (Kırkım)
Kabahati
Buğday yumuşak (Tûc.)
Buğday Ofla ................
Arpa yemlik (dökme) Mısır san (çuvalı) Faaulya tombul Fasulya Çalı sert ............
Kuşyeml •♦•••••••oee««ese*••«•••
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil ..........
Nohut natllrel
Mndafaa I
Demiryolu IV •eeeeee Demiryolu V .....
1949 ikramiyen
Diğerleri
Demiryolu VI
Açılış Kapanışll
1 Sterling 7.84.50 7.81
100 Ooi&r 282.26 282.52 j
100 Fr. Frangı 0.80 64.03 ı
100 taviçre Fr...» 64.03 64.03
100 BeJç. Er ...... 6.60 5.60
100 îavce Kr...w 64 1250 64 1250 ı
100 F lorlo »Meeeeee* 73.6840 73.6840
100 L^lrot 0.44128 0.4112>
100 Drahmi 0.01H76 0.0187H
100 Escoudos .... 9.7390 0.7390 |
|| Altınlar ||
Bugün Eski Kur||
Lira Lira
Külçe Teıf Gr. 5.25 5.22
Külçe DeKUiıa — * —
Cumhuriyet 35.10 — J
RıCflllt eeeoeeeeavM» 38.60 38.80 ,
Hnifllt »eeeeeeeaee^ — * II
GrUİGCn ••eeseaseee 36.25 35.50
İnırlllz 46 00 46.80
Fransız kok ... e* w
Napoieon İLİ », — — ■ 1
tavlçre * * i
Gümüş Gr Plâtin ° En aşağı En yukan
10.- İL— ||
Zürich Borsası (Serbest)
23.6 J9Ö0
Durumu
i'ürk Lirası M.M..
DoiiLr
Sterling
Fransız Frangı
İsviçre F rungı
En aşağı En yuksn||
1.— 1.10
4.33 4 34
10.70 10.90
1.16 1.19
MUdofaa
• ■
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankası 20 60 20 20
Anadolu D.î. Tertip A/B. 112 60 L1_L-
c — —
M •• %60 22.30 69—
” .. Mümes. Senet 63.— 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T.C. Merkez Bankası *...** 123— 120,26
Türkiye tş Bankası 30— —
Türk Ticarot Bankası ö— 6—
Aralan Çimento 15.20 16.26
Şnrk Değirmencilik 23.26 23 60
Millî Reasürans 16— 16.26
Ecnebi Tahviller
Eski Kapanış
üzüm çoklrdokslz No.9 İncir A serini No. E... •• B serisi No. 10* Pamuk Akala i Pamuk Akala 11 ....^ Pamuk Akala İLİ Pamuk yeril Pamuk yağı (rafine) ... Pamuk çokirdcğl Bugün Son Kapanıt|
52— 55— 12— 250— 196— 160.— 172.6 109— 16— 1 I 1 1 1 1 1 1 I
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala 1 Pamuk Akala II ^.... Pamuk Akala LU Pamuk yeril 1 Pamuk yeril LL -.*•« 225— 187— 180— 160— 145—
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK a) %60 randımanlı kabuklu tombul b) tç sıra kontrollü ...M. — 81 — 178—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak Buğday sert •••»•«••«m*••• Arpn ------- — 1 1 1 30— 31—

Londra Borsası
Kotcn tubumo (Tonu=SterlLn$) Sombsy 65.-
Kal küle — 63 50
Yer fıstığı Hindistan — 64.—
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (Libreal=Fiyat) * 34.—Nom
•• Sıra malı •• •• 30.— ”
Tün Anadolu ° 99 20/2) 20'21
" Trakya 99 •• 18/21 18/21
İskenderiye Borsası
i'amıık (Kan(an=Tallan) Aahmounl Kısa elyarb F/G Karnak Uzun olvaflı F/G
Sayfa 6
T E N t Î8TANBUL
2 Ağustos 1950
t *
T^iVat
•. '“..s?
Âlemşümul bir şöhrete malik olan ARGO taksimetrelerinin yeni partileri de gelmiştir. Sayın müşterilerimize, ihtiyaçlarını derhal karşılıyabilecek vaziyette bulunduğumuzu memnuniyetle bildiririz.
EDGAR KONSOLİ
UARGO„ Taksimetreleri Türkiye Umumî Vekili
GALATA, BANKALAR CADDESİ
ADALET ve HEZAREN HAN 2 nci KATTA - Telefon : 42773
[ RUMANYA KERES® 1
Keresteciler, İnşaat Müteahhitleri I ve Sahiplerinin Nazarı Dikkatine I RUMANYADAN gelen İyi cins Köknar, İnşaat ve Dogramalık I keresteleriyle Çıralı Çam Kerestelerimiz çok EHVEN FÎATLA I DEPOMUZDA satışa çıkarılmıştır. I
Müracaat yeri: Yenikapı Kumsal sokak No. 155 karşısı I
Devlet Üretme Çiftlikleri Merkez Atelyesi Müdürlüğünden
1 — Aşağıda miktarları gösterilen keresteler yeniden ayrı ayn açık eksiltme suretiyle satın alınacaktır.
■ • CİMSİ Miktarı Muhammen bedeli Lira Teminatı
Çam kereste 100 M3 18.000 1350.—
Gürgen 75 „ 16.500 1237.—
Dişbudak 30 , 7.050 528.70
2 — thale 4-8-1950 cuma günü saat 14 de Gazideki merkez atelyesi Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Fenni ve İdari şartnameler Komisyonda görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli günde teminatları ile birlikte Komisyona müracaatları. (10014)
BAYA S biraderler
Şehrimizin en eski Mobilya Mağazası Sağlam ve zarif en son model MOBİLYALAR
Adres: Daire tramvay durağında No. 239 Beyoğlu: Tel: 41768
İstanbul Tekel Başmüdürlüğünden:
Tekel Yalova Müdürlüsüne, bir sene zarfında îstanbuldan gidecek ve Yalovadan gelecek bilumum İdare mamulâtı ve boş zurufu ile yaprak tütünlerin deniz nakliyesi 15 gün müddetle eksiltmeye konmuştur.
îhale 14-8-1950 pazartesi günü saat 15 de Tekel İstanbul Başmüdürlüğünde icra edilecektir. Muvakkat teminat akçesi 302 liradır. Şartname her gün mesai saatlerinde İstanbul Başmüdürlüğü Muhasebe Şubesinde ve Yalova Müdürlüğünde görülebilir.
(10248)
Erkekler niçin traş olurl
Cevabı gayet basittir : (emiz ve yakışıklı görünmek için...
Fakat bundan maada, ekseri erkekler için, her gün traş olmak adetâ bir itiyat olmuştur, ,o derece ki traşsız geçen bir gün, onlara aksi bir gün gibi görünür.»
Traş olmanın; insanın maneviyatı üzerine de tesir etliğine şüphe yoktur. Mamaalih iyi Iraş olmanın bahşettiği tazelik ve rahatlık hissi, bilhassa kullanılan bıçağın kalitesine bağlıdır.
| En iyisi, oyulmuş, yeni
r STAR
ı bıçaklarım kullanmaktır.
Bu fevkalâde bıçagı'kul-lanmakla traş olmanın tam zevkine .kavuşacaksınız.
Oyulmuş STAR bıçaklarını ısrarla isteyiniz!
SENEDE 10,000 li ra kazancı olan bir mağaza hava parasız devren acele satılıktır. 20397 ye müracaat
Taşra tacirlerine
Herkes tarafından tanınan Alman mamulâtı meşhur
ELEKTR
Marka
Elektrik ütüleri geldi
Toptan satış yeri: TÜRK SVENSK ŞÎRKETt Galatasaray Yeni çarşı No. 20/3-4
NOT: İstanbul Sergisi müddetine® LUXOR paviyonunda T. L. 15.25 den perakende «atış yapılacaktır.
Dünya haberleri Ecnebi muhabirlerin mektuptan
En güzel yazılar
YENİ İSTANBUL’da
ÇIKAR
DEUTSCHE ORÎENT LİNE
HAMBURG
HAMBURG. BREMEN, A N V E R S ’ten
YAKINDA GELECEK VAPURLAR
EENDRACHT Vapuru 3 Afrustos'a doğru beklenmektedir.
BERND LEONHARDT S t» ti ti
HENRV BOEGE 5 II li
STETTİNER GREtF t* 15 il tt - w İi
BLİDUM W 20 W « r M
FAZLA T A F S I L A T I Ç I N ”:
Galata, Veü Alemdar Hanında 202 - 204 No. da
K. TRABİCH ve Co.
Umumî Ancenteliğine müracaat - Telefon : 42221
FERN - LÎNE - NEW-Y0RK
12 Ağustosa doğru limanımızda beklenen FERNCAPE
NE1V-YORK -
limanlan için
27 Ağustosa doğru limanımızda
FERNLAND
vapuru, doğru BOSTON ve FİLADELFİYA eşyayi ticariye yükliyecektir beklenen
vapuru aynı limanlar için eşyayi ticariye kabul edecektir
FAZLA TAFSİLÂT İÇİN: Galatada, Veli Alemdar Hanında 203 No. da
SCANDSHİP
Acenteliğine müracaat
Telefon : 4 2 2 2 1
Ankara ve İzmir
Okuyucularımıza
Gazetemiz hergün ilk uçakla Ankara ve îzmlre gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütün gayretlerimize rağmen “YENİ İSTANBUL“un ellerine geç veya intizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzularını Ankara ve İzmir bürolarımıza bildirmelerini rica ederiz.
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve ilân kabul etmektedir. Acele ilânlar telefonla Istanbula bildirilmektedir. Ankara Büromuzun adresi:
Kâzım Özalp Cad. No. 1/9 Ilgar Apt.
Telefon: 16112 YENİŞEHİR
İzmir Büromuzun adresi:
2 nc| Kordon, Anadolu Han, kat 1,
Telefon: 6066.
MARİO GABAY
Tüfek, Radyo, Kupalar ve her türlü SPOR LEVAZIMATI
İSTANBUL, BAHÇEKAPI No. 85
JAWA
350 ccm
EN
EN MÜTEKÂMİL
E
z'
*50 ccm
ÜSTÜN EVSAFLI
N UCUZ
ÇEKOSLOVAK
MOTOSİKLETLERİ
Dünyada, kendi sınıflarında daima birinciliği muhafaza etmektedir. Türkiyenin büyük vilâyetlerindeki acentelerimizden izahat isteyiniz. BOL YEDEK AKSAM TESLİMAT HEMEN YAPILIR TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ :
MEHMET KAVALA
Galata Tahlr Han Telefon: 40430 — 42673
Telgraf: Lamet İstanbul
Teşhir ve Satış Yeri t
Tepebaşı ALP Oteli altında
1950 modeli ve hakikî 7 tonluk
K R I P P
KAMYONLARININ
Tevziatına başlanmıştır
SATIŞ YERİ:
ŞÜKRÜ doğan
Sirkeci, Ankara Cad. Vezir İskelesi
No. 162
Telefon: 20887 - Posta kutusu: 1765
Telgraf
D 0 OTO M - İstanbul
GÜZEL VE FAYDALI İLÂNLAR
YENİ İSTANBUL’da çıkar
BU REKLÂM KULESİ TAKSİMDE KURULMUŞ VE EN GÜZEL İLÂNLARI İSTANBUL HALKINA TAKDİM ETMEYE BAŞLAMIŞTIR.
GAZETEMİZDEN
TAFSİLÂT İSTEYİNİZ.

Comments (0)