İ
Saatli Uğur Takvimi
Satışta büyük rağbet gören, Müslüman ve Hıristiyan herkes İçin İdeal bir hükümdar olan (HAZRETİ ÖMER) müellifi: Muallim Fuad Gü-cüyener'ln yazdığı bu takvim, zarafet, üslûp ve fikir üstünlüğünden başka evinize (Uğur) da
AKŞ/f
Sene 28 — No. 9740 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 1 Aralık 1945
Biledi' nioıln
Kntnphan-aı
Sahibi: Necmeddin Sadak - Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es - AKŞAM Matbaası
Dünya işlerinin nasıl düzele
ceğini gösteren ilk aydınlık
M. Truman’ın beyanatı
tkinci dünya harbi biteli aylar geçtiği halde sulhun olmaması, pattâ ufuklarda bir sulh yolu bile görünmemesi, bilâkis pürüzlü işlerin gitgide çoğalması her memlekette derin ümitsizlikler doğurmıya başladı. Geçen eylülde. Mfhvercilerle sulh şartlarını hazırlamak için Londrada toplanan Dışişleri Bakanları konferansı acayip şekilde dağıldıktan sonra, bazen üçlerin, bazen beşlerin, zaman devletlerin toplanıp sulh meselesini konuşmaları hakkmdakl dilek ve söylentiler, dünya siyasetinin kapalı odalarda başbaşa gizil konuşmalarla mı. yoksa lıeıkes önünde açık tartışmalarla mı düzeleceği hususunda yazı ve nutuklar arasında sulh, kayıplara karıştı. Batı ve Doğıı blokları kavgası, yansı hâlâ işgal altında bulunan Avrupada açlık ve sefaletin artması, tam demokrasi ve serbes seçim usulleri etrafında hiç bir netice verniyen çekişmeler bütün dünya milletleri için tek ideal olan sulhu unuttufur göründü.
Dünyaya, hak ve adalete dayanan bir düzen vermek, kuvvet ve tahakküm siyasetini ortadan kaldırmak için altı yıl savaşmış, parlak bir. zafer elde etmiş olan Büvük Demokrasilerin, harbden ve zaferden doğan bu büyük kar-1 gasalığa sevirci gibi durarak geç-1 Diisj hasretle anmaları ve çaresizlik içinde ellerini oluşturmalar). onların insanlık prensipleri-} ne bel barlamış milletleri ümit-sİF’işe götiirmiye başladı.
Bu ruhî halet en sonunda Amerika ve îngilterede de kendini gösterdi. Parlâmentolarda acı sn-'ler sövlenmiye, «Nereye gidi-ycnız?» denmeye başlandı.
üçler arasındaki konuşmalar. Beşler arasındaki konferanslar suya düşerek anlaşmazlık arttıkça sulhun, kimden gelecek bir teşebbüsle nasıl gerçekleşeceği kestirilemez olmuştu, îngiliz ve Amerikan efkârı Üçler arasında gizil politikanın açıkça aleyhinde İdi. Sovyet Rusya daha «demokratik» toplanma ve konuşmalara taraftar görünmedi. Atom bombası havayı büsbütün zehirledi. Hem Sovvetlerin alınganlığını ve çekingenliğini arttırdı, hem de de — önüne geçilmez en kuvvetli silâhı elinde tutan medenî devlet. sıfatile — Amerikanın hareket serbesliğîne engel oldu.
Yeni bir toplanma ve konuşma imkânı kalmadığı için «Sulh, nasıl ve ne zaman?» suali en üzücü bir bilmece hâlini aldı.
Bu suali, burada kendi kendimize çok sorduk. İngiliz ve Amerikan devlet adamlarının son haftalarda söyledikleri azim ve kudret İfade eden, ümit ve cesaret verici, dünyaya parlak idealler adayan nutuklarında, Dünya Devletleri Birliği gibi İnsanî dilekler arasında — bütün bunların başı olan — «Sulhun imzası ne zaman?» sualine cevap bulamadığımızı yazdık. Bu düşüncelerle vardığımız netice su olmuştu: İngiltere ve Amerika sulh işini Birleşmiş Milletler Kuruluna bırakmak kararındadırlar. îngilterede M, Bevinin nutku, Amerika Senatosundan istenen askerî salâhiyetler, nihayet Londrada toplanan hazırlık komisyonunun Birleşmiş Milletler genel meclisini yeni yıl başlarında ilk toplantıya çağırmak istemesi böyle bir İhtimale yol açıyordu. Tahminimizde aldanmadığımızı M. Tru-manın son demecinden anlıyoruz.
Amerika Devlet Başkanı evvelki gün basın toplantısında. Üçler arasında yeni bir buluşmıya ta-' raftar olmadığını ve bütün an-; kurnazlıkların Birleşmiş Millet-1 1er Kurulunda önümüzdeki aylar İçinde çözümleneceğini söylemiştir. Hattâ M. Truman daha ileri giderek. Birleşmiş Milletleri eski Milletler Cemiyetine benzetme-m"k İçin devletler arasında ayrı 8”rı konuşmaların kaldırılması gçrektlğitıj de ileri sürmüştür. Üçler arasında hallediicmfven m 'selelerin Birleşmiş MiUet'«r! toplantısında konuşulacağını bil-1
zaman da bütün
diren M. Truman Büyüklere verilen «Veto» hakkının da İlk konuşulacak meseleler arasında bulunduğunu söylemekten çekinmemiştir. Sovyet Rusya hakkında ileri sürülen kaygılara cevap veren M. Truman, Rusyanın işbirliğinden kaçınarak bir harbe sebebiyet vereceğini sanmadığım da bildirmiştir.
Anlaşılıyor ki sulh meselesi artık gizil kapalı, küçük toplantılarda değil, ocak ayı başında Birleşmiş Milletler umumî heyetinde apaçık konuşulacaktır,
îşi bu safhaya götüren sebepler meydandadır.
Üçlü, beşli konuşmalardan hiç bir iyi netice çıkmamıştır. Bilâkis, verilen kararlara rağmen yeni yeni nalıoş hâdiseler çıkıyor. İngiltere ve Amerika, dünya sulhu dâvasını tek başlarına yük-lenmektense bunu, bütün milletler dâvası şekline sokmayı tercih etmişlerdir.
Vaşlngtonda Truman - Attlee atom konuşmaları esnasında verildiği anlaşılan bu karar dünya Necmeddin Sadak (Arkası sahife 2; sütun 4 te)
Londra’da büyük hayret uyandırdı
Londra 30 (AA.) — Başkan Tru-man'ın yeni bir Üçler konferansından vazgeçtiğine dair beyanatı, Londra-dakl diplomatik müşahitler arasında büyük bir hayret uyandırmıştır.
Observer gazetesi, bu beyanatı «hayret verici» olarak vasıflandırmaktadır.
Daily Herald gazetesi da şunları yazıyor:
«Eğer üç büyükler bir daha toplan-mıyacaklarsa. bunun mânası Dışişleri Bakanlan konferansının sona ermiş olduğudur.»
New-York Times* in bir
yazısı
Nevyork 30 (AA.) — New-York Times gazetesi başyazısında şunları yazıyor:
«Birleşmiş milletler teşkilâtının bugüne kadar üç büyüklerin toplantılarında münakaşa edilmiş meseleleri üç ay İçinde halledeceğini tahmin eden Başkan Truman’ın temennisi iyi bir haberdir. Üç büyüklerin nüfuzuna harb zamanında ihtiyaç vardı, faknt bunun sulh zamanında devamına lüzum yoktur.»
Seçim hazırlığı
Teitiş heyetine daha

iki âza seçildi
En kuvvetli aday Hakkı Tarık Us Hakkı Tarık Us’un namzetliği hakkında 400 imzalı bir mazbata verildi
Kocaeli, İstanbul, İzmir, Des-zll, Muğla'da açık bulunan Milletvekillikleri İçin yarın seçim yapılacaktır. Bu münasebetle devam eden hazır lıklar tamamlanmıştır. Evvelki akşam umumi meclisin toplantısından sonra meclis başkanlık divanı Vali v» Belediye reisinin başkanlığı altında toplanmış ve teftiş heyetinin takviye edilmesini kararlaştırmıştır. Tefti» heyeti üye sayısını çoğaltmak salâhiyeti umum! meclise âlt olduğundan dün umum! meclis bir toplantı yapmış. âzadan Cevdet flkray İle Hikmet Balkan'ın teftiş heyetine İltihaklarına karar vermiştir.
İstanbul'da evvelce yaziıklarımı»-dan başka Parti Beşiktaş kazası başkanı ve umumi meclis «abıt ve muamelât müdürü Zühtû çubukçuoğlu, avukat Mustafa Sıtkı Tekeli, Baro reisi Mekkl Hikmet Gelenbek, Necml Güneş, 8aim Sertkolluer, Rlfat Köprülü, avukat Triyandafiloı 8ünbül-oğlu İstida İle müracaat ederek adaylıklarını koymuşlardır.
İstanbul Basın Birliği başkanı B. Hakla Tank Us'un adaylığı da şehrimizin her tabakasına mensup bir çok güzide şahsiyetlerin hazırladıkları döt yüze yakın İmzalı bir mazbata İle teftiş heyet! başkanlığına verilmiştir.
Bu defa adaylıkları konulanlar arasında* seçilmesi en muhtemel olan İstanbul mıntaknsı Basın Birliği başkanı B. Hakkı Tarık Us'tur. Hakkı Tarık Us kendisini memleket hizmeti
(Arkası sahife 2; sütun 5 te)
B Tank Us
Zıt fitil Çubukçuoğlu
Yeni partinin önümüzdeki hafta beyan namesini vermesi muhtemeldir. Partinin Mecliste 3 mümessili bulunacak
Ankara 1 (Telefonla) — Yeni parti, B. CelâJ Bayar ve arkadaşları B. Fuat Köprülü, B. Adnan Menderes vo B. Refik Korallan tarafından kurulacaktır. Partinin kurulması İçin bu âna kadar hükümete yapılmış resmi bir müracaat yoksa da önümüzdeki hafta İçinde böyle bir müracaatın yapılması büyük bir İhtimal dahilindedir.
Kurulacak yeni parti programının esasları şimdiden hazırlanmıştır. Fakat bunların nelerden İbaret olduğu heııiiz İfşa edilmemiştir. Yeni partinin Büyük Millet Meclisinde üç mü-
messili olacaktır.Bunlar da şimdilik B. Adnan Menderes, B. Fuat Köprülü ve B. Refik Koraitan’dır. Bunların Mecliste daha faal muhalefete geçecekleri ve bütçe münasebetile geniş mikyasta tenkldlere hazırlandıkları söylenmektedir. Yeni partinin merkez teşkilâtı İçin İstanbuldan mı, yoksa Aııkaradan mı müracaat edileceği de henüz malûm değildir. Her halde önümüzdeki günlerde geniş bir siyasi faaliyete şahldolacağımız, yapılan' hazırlıklardan anlaşılmaktadır.
(Arkası sahlfe 2 sütun 8 da) I
Rusya’nın İran'a cevabı neşrolundu
Sovyetler, Iranın iddialarını ret ve iç işlerine karışmadıklarını bildirdiler
Londra 1 (R.) — İran'ın Rusya'ya vermiş olduğu notaya Rus ««vabının metni dün Tahran'da neşredilmiştir. Rus elçisi bu cevabı. İran hükümetine bir nota şeklinde vermiştir. Nota, İran hükümetinin İleri sürdüğü İddiaları tamamlle yalanlamaktadır. Rusya, İran kuvvetleri Azerbaycan'a gönderildiği takdirde orada çarpışmalar vukubulaeağını ve Azerbaycan'da bulunan az miktardaki Rus kuvvetlerini korumak İçin daha fazla asker göndermek mecburiyeti hasıl olacağını İler! sürmekte, İran'ın işlerine karışmak niyeti, Irak'ta İsyan etmiş olan kttrtlerin şefi Mustafa Elbnrzont'ntn Irak’tan İran'a geçişinde hiç bir alâkası bulunmadığını İddin etmekte ve İran hükümetinin hareket hattını beğenmediğini İlâve etmektedir.
Moskova, notasında Sovyet hükümetinin Türkiye - İran hudut muhafızları meselesinde Tahran hükümetine aşılmaz güçlükler çıkardığı hak-kmdaki Tahran hükümetinin şikâyetlerini yalanlamakta ve Tahran hükümetini, hâdiseler çıkaran İran memurlarını himaye etmekle itham eylemektedir.
Rus cevabının, İran hükümetine tevdiinden az bir müddet sonra Tahrandaki Rus kuvvetleri şehri tamamlle boşaltmışlar ve İran başken tta-dep 7 kilometre uzakta kamp kurmuşlardır.
Sovyet Rusya'nın bu cevabı, Tah-ran’da hayret uyandırmıştır. Gelen haberlere göre, Moskova'da B. Mo'o-tofla İtan sefiri arasında müzakereler cereyan etmektedir.
Amerika Azerbaycan’a resmî müşahitler gönderdi
Londra 1 (R.) — Amerika hükümeti. Azerbaycan’a vaziyeti taklb İçin resmi müşahitler göndermiştir, çünkü Tahron’dak! Amerikan elçisi Tebriz’deki Amerikan başkonsoloslle mu-bera edememekte ve oradaki vaziyetten haberdar olamamaktadır.
İran kabinesinin değişeceği söyleniyor
Tahran 30 (A.A.) — Dündenberl kabinede değlşlkllkerl yapılacağı hattâ Hakimi hükümetinin değişeceği hakkında söylentiler dolaşmaktadır. Kabineye hem solcular hem sağcılar hücum etmektedir. Bilhassa sağcılar karışıklık çıkaranlara karşı kuvvetli tedbirler alınmasını İstemektedir. Hakimi kabinesi İstifa ettiği takdirde. solcuların Başbakanlığa göstereceği aday Ruslar'a mütemayil bulunan Ghnvam sağcıların adayı İse General Ahmadi'dlr.
Hava üsleri
Vaşlngton 30 (AA.) — Dışişleri
Bakanlığı sözcüsü Moskova'dan gelen ve Amerika'nın İran'dan hava üsleri tesis etmek için İmtiyaz İstemiş olduğunu İleri süren haberleri bugün yalanlamştır.
Sözcü Amerika'nın İran'daki hava üssünü terkettlğlnl, fakat daha sonra bu üsten ticari uçaklar İçin faydalanmak hususunda müsaade almak maksadlyle görüşmelere başlı-yablleceğinl beyan etmiştir.
Bu Rus lddlalarnıdan bahseden Moskova haberlerinde İlâve edildiğine göre, İyi malûmat alan bir diplomat. Şimal İran'da Amerikalıların İstediği gibi ocakta ve İngiliz - Rus -Iran andlaşnıası gereğince do martta
Rtı» kuvvetleri tarafından tahliyesini bu meselenin geclktlreblleceğl mûtattasın da bulunmuştur.
Tahran garnizonu takviye ediliyor
Tahran 30 (A.A.) — Dün akşam başkente yeni Iran kuvvetlerinin gelmiş olduğu haber verilmektedir. Bu
kuvvetler şimdiki halde, İki plyad* V» bir süvari tümeniyle bir ınotörl® tugay, tank ve zırhlı otomobillerle teçhiz edilmiş münferit teşkiller ra topçu Jandarma takviyelerinden mürekkep bulunmaktadır. Tahran’a gelen bütün yollar bu kıtaların nezareti’ altındadır. İstasyon muhafız kıtaları takviye edilmiştir.
Bulgarislanda da cumhuriyet ilân edilmesi muhtemel
Ingiltere hükümeti, Yugoslav rejiminde yapılan değişikliği tanıyor
Londra 30 (A.A)— Reuter ajansının yorumcusu, Yugoslavyada Cumhuriyet İlân edilmesinden sonra, Bulga-rlstanın da Cumhuriyet İlân etmesinin muhtemel olduğunu yazmaktadır. Bulgar hükümeti, federal bir birliğin kurulmasını dlma İstemiş olan parti ve gruplardan müteşekkildir.
Birçok müşahitler, Kıral Blmon'un S yaşında olması ve kiralın iktidarının halkçı cephe tarafından seçilmiş Üç naip elinde bulunması yüzünden değil, fakat hanedan, üstün bir milli birlik kurulmasına mâni teşkil ettiği içindir ki Bulgarlstanda kırallığın kaldırılmasının arzu edildiği fikrindedirler.
Yugoslav Cumhuriyeti hakkında bir Fransız tefsiri
Londra 30 IA.A.) — Yugoslav Mü-esslsan meclisinin Cumhuriyet İlân etmeğe karar vermesinden sonra Yugoslav hükümetinin yeniden tanınması meselesinin bahis mevzuu ola-mıyacağı Londrada resmen beyan edilmiştir.
Anayasada yapılan değişikliğe rağmen, Mareşal Tito hükümetinin tanınması keyfiyeti dalma mevcuttur.
Paris 1 (A.A.) — Volx de Paris gazetesi, ( Cumhuriyetçi bir Yugoslavya-nın doğuşu» başlığı altında şunları yakmaktadır:
«Karayorgller hanedanı Yugoslavyada tarihi hâtıralara dayanan bir nüfuz ve itibar edinmiş olmakla beraber, bugün hakikatte bir hâtıradan başka bir şey değildir. Ne kanuni te-
minatın Alexander tarafından İlgası, ne de naibin Almanyaya hoş görünmek İçin başvurduğu hareketler, bu hanedanın yıldızını parlatmamıştır. şimdi bilinmesi gereken şey. Cumhuriyetin neler İhtiva edeceği meselesidir. Yeni Yugoslavya devlet! federal bir devlet olacaktır. Sırpların İktidarı ellerinde bulundurmalarından uzun zamandır bıkmış olan Hır-vatlar hudutlardan dışarı bakmak sevdasından kendilerini alamadılar. Şimdi yeni Yugoslavya, milletini ter-klbeden muhtelif unsurlara eşit bir muhtariyet vererek, birliğini tahakkuk ettirmesini bilecek midir? Yeni devletin mukadderatı bu dirilişe ve bu demokrasiye varışa bağlı bulunmaktadır.»
Mareşal Stalin’in Titoya tebrik mesajı
Londra 1 (AA.) — Yugoslavyada Cumhuriyetin ilânı üzerine Mareşal Stalln, Mareşal Titoya bir tebrik telgrafı göndermiştir. Fransız Meclisi de Yugoslav Meclisine tebrik mesajı göndermiştir.
Gündelik komedyalardan ÜLTİMATOM LİSTE
---■I—
Yazan: Halide Edib _ Adıvar Beşinci sahlfemizde okuyunuz
(____________________________I
Birleşmiş Milletler ihzari komisyonu
Londr 1 (R) — Birleşmiş Milletler ihzatî komisyonu, emniyet meclisi hakkmdaki görüşmelerine dün devam etmiştir. Dünkü görüşmeler gizli tutulmuştur. Bu görüşmeler atom enerjisine alt bulunmakta idi. Gizli görüşmelerden sonra birer tebliğ çıkarılması kararlaştırılmıştır, fj HAFTA KONUŞMASI B Bizim Türkçemizde 1 tat ve ahenk
g Yazan: Refik Halid Karay ; Yarinki Akşanı'da
Günler Geçerken
Cezaya müstahak servet
Diinkli yazunda zamane zenginlerinin sanatkârlara karşı kayıtsızlığını nıisallerile anlatırken böylelerinde çocıık kayırma duygu ve ihtiyacının da körleştiğine işaret etmiştim. Halbuki varlıklı dedelerimiz sıkıntıya düşen değerli adamları baş köşeye oturtup hürmetle kayırdıkları gibi fakir çocukları da sefaletten çekip yanlarına alırlar, kayırırlar ve yetiştirmekten, adam etmekten zevk duyarlardı. Kaç kere yazdığım gibi hiç bir konak yoktu İd orada bir kaç muhtaç aile çocuğu yer bulmasın ve tahsil miidde-tince himayeye uğramasın. Ayrıca mahallede anasız babasız kalmış emzikte bir yavruyu da yüzüstü bırakmazlar, çok defa evlât edinivcrirlcrdi. Darülacezedeki çocuk paviyonu kurulmadan hangi bebek sokakta kaindi? Muhakkak bir hayır sahibi çıkar, onu bağrına basardı. İçtimaî muavenet mekanizması milletteki merhamet ve hayır yapmak hislerine dayanarak kendiliğinden işlerdi.
Yeni devir zengininin, Karun olsa, arası çocukla iyi değildir; hele adam yetiştirme zevkinden hiç nasibi yoktur: sofrasında ve damı altında dalkavuktan başkasına tahammül edemiyor. Dariilâcezeyc emek verenlerden bir zatın dediklerine bakınız: -Zenginlerin yardımlarım esirgemelerinden müteessir ve şikâyetçiyiz. Piyango biletleri satışı beklenen neticeyi vermemiştir. Eskiden buradaki çocukları evlât edinenler vardı. Şimdi evlât alanlar azaldı, sokaklara bırakanlar çoğaldı. Hiç olmazsa her zengin aile, gene müessesede kalmak şartile bir yavrunun bakımını üzerine alsa bize çok yardim etmiş olur.» Vah vah! Onuru ile para yapmış bildiğimiz iki üç vatandaştan başka sayısı günden giine artan yeni milyonerlerden tek kişi çıkıp da bir, birkaç, hattâ birkaç düzüne minimini vatandaşın ancak gündelik, garson bahşişi kadar tutacak masrafını ödemeğe yanaşmıyor muT Altında hileli otomobili, eğlence yerlerinde mekik dokuyan milyonerlerden ve milyoner kanlarından bir tanesi, bir gün Maslak sosesinc sapmadan arabasını sola çevirterek Büyükderedekl lokantada vereceği ıstakoz parasım öksüz yavrular müessesesine feda edemiyor mu?
Servet, bütün asırlar boyunda memleketimizde bu derece faziletsiz, iğrenç ve cezayH müstahak hale düşmemiştir
Refik Halici Karay
A a 9 A M
1 Aiouk
(-HAFTA SONU ÜTLâlH-j
Çöpçülere kütüphane
AT evyorkta seferden kaldırılan ■* ’ tramvaylar modern evler haline konmuş, bu evlerde oturan çöpçüler dinlenme haftalarını pek rahat gcçlrlyorlarmış. hattâ bizim gazetede görmüşsünüzdür: Bu evlerin merkezinde çöpçülere mahsus p’k zengin bir de kütüphane varmış.
Biz, tramvaylarımızı ne yaparsak yapalım ev haline getirtmeyiz. Çünkü beş bir tramvay bulmak boş bir ev bulmaktan çok daha güçtür. Zaten bu ev buhranı biraz daha devam edersr kalabalıktan evlerimiz tramvay hBİine gelecektir ki maazallah!
Fakat çöpçülerimize bir kütüphane indiye etmeli, bilhassa raflarında be? on sıhhati 'koruma kitabı bulundurmalıyız. Böyle bir kütüphane olmadığı içindir kİ cöpçüelrl-ır.iz, mikropların sokakta havava savrulan tozlarla İnsanların ağzından burnundan girdiklerini bir türlü öğrenemiyorlar.
Ü
Nasreddin Hocanın türbesi
D lllrsinlz: Nasreddln hocanın ° tur-esi pek acayiptir. Kocaman bir kapı, kapının üzerinde de koca bir kilit olduğu halde duvarı yoktur. O kapıya ve kilide rağmen hoc^n’i mezarına her taraftan girilebilir.
Bütün ömrü boyunca şakacı olan Nasreddın hocanın mezarı da bir şaka neticesi böyle olmuştur derler ama ben inanmıyorum. İmar mtlcesl olabilir.
Netekim Taksim Belediye bahçesi de İmar netleeri Nasreddin hocanın türbesine benzedi. İki tarafı kuleli, üstü yazılı koca bir kapısı olduğu halde her tarafından bahçeye girebilirsiniz.
Yalnız hocanın kemikleri eksik. Onları da Akşehir'den getirisek Türk mizahının üstadına olan borçlarımızdan birini, bu fırsatla ödemiş oluruz sanıyorum.
Manzum fıkradaki Aksaray
[“] stad Mithat Cemal Kuntay’ dan başka hiç bir muharrir gazetedeki köşesinde manzum fıkra yazmıyor. Neden? ömürlerinde hiç şairlik etmedikleri İçin mİ? Hayır, aralarında şair olanlar vardır, Vezin ve kafiye zarureti günün mevzularında bir mantık hatası yapmaların» veya İltibasa malıal vermelerine sebep olur diye korktukları İçin yazmıyorlar. Yani bir nevi kurnazlık!
Netekim Mithat Cemal Kuntay* ın verdiği manzum fıkra örneklerinde mantık hatası bolcadır. Geçenlerde, şairane bir coşkunluk İçinde «Bizim üstadlanmız nc erkek, ne de dişi idi. hepsinin sakalları göbeklerine kadardı» demek zorunda kalmıştı. Yeni yazdığı manzum fıkrada da böyle bir hata vardır.
Üstad dört «mefailün» İle yazdığı «Fakat» isimli son manzum fıkrasında diyor kİ:
Yabancı memleket değil, bizimdir Aksaray, Fakat...
Bizim ışık elektrik, onun zıyast Ay fakat...
Bu beyitten çıkardığımız mâna şudur: u Aksaray yabancı memleket değildir. Bizimdir. Fakat İstanbul'un başka tarafları elektrikle aydınlandığı halde Aksaray ay ziyaslle aydınlanır.»
Bu beyit, elektrik, tramvay, tünel İdaresinin sayın nıiıdiirü B. Hulkl Erem'ln gözüne çarparsa haklı olarak derhal bir tekzip gönderebilir. Çünkü Aksaray yıllardan beri elektrikle aydınlanır.
Fakat üstad her halde Konya Aksarayındaşı bahsediyor. Fıkrası nesir halinde olsaydı şüphesiz «Konya» yı İlâve etmek glte değildi. Fıkra manzum olunca «Konya» vezni bozar, Konmazsa İltibas olur. Ne yapmalı?
— Manzum fıkra yazmamak!
Dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ama bu kurnazlık, manzum fıkra yazmamak kurnazlığı muharrirler tarafından yeni keşfedilmiş değildir.
ŞEVKET RAİN)
Amerika'nın Ingiltere’ye yapacağı malî yardım
Vaşington hükümeti, son tekliflerini yakında Londra9ya bildirecek
Vaşington 1 (A.A.) — Amerika'nın İngiltere’ye yapacağı mal! yardım hekkmdakl son teklifi hazırlanmak-tadır. Anahatları Başkan Truman tarafından kabul edilerek yakında Londraya gönderilecektir.
Burada sanıldığına göre. Amerikan tekliflerinin, görüşmeleri müspet bir neticeye vardırması İhtimali kuvvetlidir. Bu görüşmelerin başarı İle biteceğin! Başkan Truman'ın da tahmin etmekte olduğu söylenmektedir.
Bu son teklifler. Dışişleri Bakanı B.vrnes İle Maliye Bakanı Vlnson tarafından dün akşam Truman'a tevdi edilmiştir. Byrpes'ln projenin laf-ı llâtını Lord Hallfax'a tebliğ ettiği tahmin olunmaktadır.
Ingiliz komünistleri
19500 ton üzüm
Paris hekimleri
Dil kurultayı dün çalışmalarını bitirdi
Cumhurbaşkanı ismet İnönü kurultayın müzakerelerini takibetti
îngilizlere satmak için anlaşma yapılacak
İzmir 1 (Telefonla)— tnelr ve üzüm İhracatçıları bugün bir toplantı yaparak İnglUzlere yeniden satılacak üzümlerle bu yıl rekoltesi ve harb sonrası ticaretinin rekabet şartlan etrafında görüşmüşlerdir. Toplantıya Bakanlık Standardizasyon umum müdürü B. Faruk başkanlık etmiştir.
Başka memleketler üzümlerine rekabet için standarda önem verilmesi ve alıcıların tatmin edilmesi kararlaştırılmıştır.
Öğrendiğime göre, İnglUzlere yeniden 19.500 ton üzüm satılması hakkında anlaşma yapılacaktır. Bu hususta teşebbüslere girişilmek üzeredir. Geçen yıl satılan üzümlerin kalitesinden İnglllzlerln şikâyet ettikleri öğrenilmiştir.
lzmıre Aydın valisinin tâyin edileceği söyleniyor
İzmir 1 (Telefonla) — İzmir volisi B. Şefik Soyer, bugün Ankaraya hareket etmiştir, tçlşüeri Bakanlığının daveti üzerine Ankaraya giden vali B. Şefik Soyer, vilâyete ait işler ve bütçe hakkında Bakanlığa İzahat verecektir.
İmlr valisinin değiştirilerek y«-rlr.c Aydın valisi B. Salim Gündoğdu-nun getirileceği hakkında bazı rivayetler varsa da ne dereceye kadar hakikat olduğu belli değildir.
Ticaret ve Sanayi Odası dün toplandı
Ticaret ve sanayi odası umumi meclisi dün saat 1540 da Ahmet Ka-ra'nın riyasetinde toplanmıştır. Toplantı gündemine göre evvelâ yeni damga resmi kanununa alt ticaret odasınca hazırlanan raporun müzakeresine geçilmiş ve daha evvel âza-lara dağıtılmış olan rapor aynen kabul edilerek Ankaraya gönderilmesi karar altına alınmıştır
Müteakiben boa meslek erbabı İçin tâyin edilmiş olan kazanç vergisi nispetleri üzerinde konuşmalar yapılmış ve bu nispetler de kabul edilmiştir.
Bunlardan başka gündemde buluşan ticaret ve sanayi odası komisyonlarından münhal fizalıklar ecçl-tnl yapılmış ve bazı İdari kararlar verilmiştir.
Sekteden ölüm
Kendilerine verilen benzinin kifayetsizliğinden bahisle nümayiş yaptılar
Paris 1 (A.A.) — Fransız doktorları otomobilleri İçin daha fazla benzin İstemektedirler.
300 doktor halkın sıhhati için umt-lak surette zaruri olduğundan, kendilerine daha fazla benzin verilmesini İstemek üzere Emniyet müdürlüğünde toplanmışlardır. Doktorlar «Benzin isteriz» diye bağırarak polis umumi karargâhının önünden geçmişlerdir.
Neticede memurlar S doktordan mürekkep bir heyetin Emniyet müdürlüğüne girmesine müsaade etmiştir. Fakat bu doktor kalabalığının dağılmayı reddetmesi üzerine, aralarından birçoklan tevkif edilmiştir. Doktorlar cemiyeti, üyelerine verilen benzin ve otomobil dış lâstiğinin yetersizliğini protesto etmiştir. Şimdilik her doktor İki litre benzin alıyorsa da cemiyet gündelik tahminen 5 litrelik bir miktar İstemektedir.
Tıp talebe cemiyeti kongresi
Tıp fakültesi Talebe cemiyeti kongresi dün 18 da Üniversite merkez binasında toplanmıştır. Kongre başkanlığına doçent B. Hallt Ziya Ko-nuralp seçildikten sonra İdare heyeti raporu okunmuştur. Rapor hakkında uzun tartışmalar olmuş ve bilhassa cemiyetin pahalı kitap satması, fakir talebeye yapılan yardımların uhğı ve nihayet kantinde kus talebenin sigara İçmeleri tenkldedllmiştir. Sınıflar henüz mümessillerini seçmemiş bulunduklarından, yeni İdare heyeti seçllememlş ve toplantıya aon verilmiştir.___________
B. Süleyman Kani İrtem ve Mehmet Ali Ayni’nın cenaze merasimleri
Ölümlerini dünkü nüshamızda kaydettiğimiz (Akşam) m tarihi mevzular muharriri eski İstanbul valisi ve şehremini B. 8ÜIeyman Kânl İrtem İle eski Trabzon valisi ve mülga Darülfünun profesörlerinden B. Mehmet Ali Aynl’nln cenazeleri bugün öğle namazını müteakip Teşvikiye camisinden kaldırılacaktır
Memleketimizin kültür sahasında büyük hizmetleri görülen bn İki kıymetli zatın bir günde gaybubeti, yurdumuzda telâfi edilmez bir boşluk bililerine aabır-
Büyükada'da Cevizlik sokağında
Oturan Yordan dün akşam Köprüye' takmıştır. Bu vesile İle !:■ gelmekte olan Suvat vaprunda kalb, rflhmet ve kederli ailelerine Mkteslnden ölmüştür. | dileriz.
Attlee’nin siyasetini şiddetle tenkidettiler
Paris 1 (R.) — Londra'dan bildiriliyor: İngiliz komünist partisi şefi Harry Politt dün yapmış olduğu bir demeçte M. Attlee’nin siyasetin! şiddetli bir lisanla tenkldetmlştlr.
M. Politt, Truman - Attlce - Staün arasında bir görüşmenin acele olarak yapılm\ mı İstemiştir.
M. Truman bu toplantıya şimdi gilemiyecek olduğu takdirde M. Attlee ile M. Stalln arasında bir görüşme yapılmasının zaruri olduğunu ehemmiyetle belirtmiştir.
İngiliz komünist şefi, M. Truman'ın taklbetmekte olduğu siyasete muhalif bulunduğunu bildirmiş ve M. Tru-man'ın takibettiği siyasetin Almanya' nuı İktisadi kalkınmamla yardırç ettiğini İddia etmiştir.
Alman parast yüzde 30 indirilecek
Londra 30 (A.A.) — Bazı haberlere göre, Müttefikler 'Alman parasını yüzde 30 nispetinde kıymetten düşüreceklerdir. Almanya’nın borçlan ödeme İmkânlarından daha fazla olduğu lçntoir kİ, Mı karar alınmıştır
Memleketi mali müşküllerden kurtarmak maksadlyle, vergiler İngiltere’den daha yüksek bir seviyeye çı-kanlacrhtır.
Mersin limanında şiddetli fırtına
Mersin 30 (A.A.) - Mersin'de ilç gündenbcrl devam eden şiddeti yağmurlardan sonra bugün limanda şiddetli bir fırtına çıkmış ve Konya va-Euru boşaltma Işlııl yarıda bırakarak skenderun'a gitmiştir. Limanda yük almakta olan İsveç bandıralı Llkintl-land vapuru da fırtınanın şiddetinden karaya oturmamak için Umandan 1 nıll açılmıştır. 3 motör limanda demirliyken batmıştır. Bir motör de karaya oturmuştur. Uman şirketinin bir mavnası batmıştır.
B. Haşan Ali Yücel geliyor
Londra 1 (R.) — Türkiye Ml'li
Eğitim r/ıkanı B. Haşan - Ali Yücel buradan Türkiye’ye hareket etmiştir
■»...«.».»«»»»■»»»»;»»»»»»..
DİKKATLER:
Bedbaht Beyoğlu
Eskiden Galata yabancılığın timsaliydi: Bu milleti ecnebiler lehine soyanlar kastedilince remiz diye «Galata bankerleri» denirdi. Şimdi, Galatanın o vasfı kalmadı. Gerçi parlak hayatiyeti de kalmadı. Galata sönükleşti nmma, tarihte birinci sınıf ehemmiyeti olan bu nşehmin ilcriki İstânbulda da bir semt olarak revnak bulacağını, gündüzleri öyle abus, akşamlan öyle vesait-sil, geceleri öyle karanlık kalmı-yacağmı umanı,
Son senelerde de «■Beyoğlu», siyasî edebiyatta yabancılığın timsali olmakta devam ediyor. Acaba? öyle midir? Biz, Bcyağ-lıında artık Türk karakterinin hâkim olduğunu, mütareke Be-yoğlusile şimdikinin münasebeti kalmadığını sanıyoruz.
Parlak, beynelmilel, kozmopolit çehreli Paris, İçinde kaynaşan bunca ecnebiye rağmen ne kadar Fransızsa sokaklanndaki on muhaverede dokuzunun Türkçe olduğu kulağa çarpan Beyoğlunun da Türklük dışında bir vasfı olmadığını sanıyoruz.
İngiltere'nin geçen pazartesi günü İstikrazı İlgilendiren tekliflere verdiği cevapta, yüzde 2 faizin ödenmesinin İngiliz ticaret muvazenelinin durgun olduğu zamanlara iadece geri bırakılması ve iyi gitmeye başladığı İlk senede tekrar ödenmeye başlanması hakkındakl Amerikan teklifine bilhassa İtiraz etmekte olduğu tılldlrll-mektfdlr. Bu teklif, tngllizler tarafın dan büyük bir hoşnutsuzlukla karşılanmaktadır. Bununla beraber Amerikan müzakerecileri faizin ödenmesinin taliki hakkındakl tekliflerini muvakkaten geri çekerek, bu faizlerin silinmesini derpiş eden bir formülün kaleme alınması hususunda hazır bulunduklarını belirtmişlerdir.
Nürnberg’de bir sürpriz
Rodolf Hess, yalancıktan deli rolü oynadığını itiraf etti
Ankara 30 — Beşinci Tür Dil kurultay», genel kurul halinde bugün de çalışmalarına devam etmiş, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü İle Başbakan B. Şükrü Saraçoğlu da mürazekelcrlerl yakından taklbetmlşlerdlr.
Komisyon raporlarının okunmasından sonra Kurum başkanı B. Reşit Tankut, dil devrimi aleyhindeki yayınlan cevaplandırması ve devrimin her türlü yayın araçları İle, radyo ve dergilerle yayınlanmasını lstlyen bir dileğe cevap vermiştir.
Prof. B. Hikmet Bayur, dil devrlml-nln kökleştirilmesi İçin yeni kelimelerin halk arasında yayımının lcabet-tlğlnl anlatmış, her gün sistematik şekilde beş on kelime eskilerin yerine konursa halkın bunu kolaylıkla be-nimslyeblleceğlnl söylemiştir.
öğleden sonraki toplantıda Kurum Genel mbrkez kurulu seçimine geçilmiş, Genel yazmanlığa Maraş milletvekili Hasın Reşit Tankut, saymanlığa Kütahya milletvekili Besim Ata-lay seçilmişlerdir.
Bunun üzerine Genel yazman bir söylevle kurultayın gösterdiği güvenliğe teşekkür etmiştir.
Genel yazmanın söylevinden sonra Kurultay Başkanı Çankın milletvekili Abdülhallk Renda aşağıdaki söylevlle I kurultayın kapandığını bildirmiştir:
(— Kurultayın çeşitli komisyonla-
rında ve genel kurulda geçen beş günlük sıkı çalışmaları, bugün beklenen başarı ve umulan verimle sona ermiş bulunuyor. Btzlerl candan kutlarım. *
Arkadaşlar;
İnsanlığın hiçbir büyük dâvası gelişirken hiçbir yerde, kendine dikensiz bir alan bulabilmiş değildir. Bizim yolumuzda da dikenler olabilir. Fakat yolunu İsabetle bulabilmiş hiçbir davacının dikenden pervası olamaz. Sizin verdiğiniz komrlzr da büyük Türk dil dâvası için çizilmiş İsabetli yollardır.
Sayın üyeleri saygı İle ve sevgi İle selamlıyarak beşinci Türk Dil kurultayını kapatır ve Genel merkez kuruluna başarılar dilerim.'
Bunun üzerine beşinci Türk Dil kurultayının kapanış törenine İstiklâl maştyle son eritmiştir. Cumhurbaskan» üyeleri kabul etti
Ankara 30 (AA.) — Bugün, beşinci Türk Dil kurultayının kapanmasından sonra bütün kurultay üyeleri sayın Cumhurbaşkanı tarafından Can-kayadaki köşk'erlnde kabul edilmişlerdir. Milli Şefimiz, bütün üyelere avn ayn İltifatta bulunmuşlardır. Kabul töreni, samimi bir hava İrinde pec vakte kader devam etmiştir.
Nürnberg 30 (AA.) — Mahkemenin I bugünkü oturumunda, bomba Bibi patlıyan bir hâdise olmuştur.
Hess'ln avukatı, mailken» üyeleri ve savcılarla uzun bir münakaşaya girişmiş bulunuyordu. Bu jeknesak hukuki münakaşa, 20 daklkadanbcrl devam etmekte İken, o ana kadar muhafızların arasmda bitkin bir halde sessiz ve hareketsiz duran Hess birdenbire ayağa kalkarak şunları söylemiştir:
Şimdiden sonra hafızam y(rlnde-dir. Kendimi taktik sebeplerle hafızamı kaybetmiş gibi gösterdim. Fikir
Seçim hazırlığı Celâl Bayar ve
(Baş tarafı 1 inci sahifede) | ne vakletmlş çok temiz ve çok kıymetli bir şahsiyettir. Hayata hocalık ve gazetecilikle atıimış, sonra uzun müddet Milletvekilliği yapmış, bulunduğu her İşte temiz karakteri, yurd-scverılğl ve bilgisi ile temayüz etmiştir. Hakkı Tarik Us her İşte umum! 'menraatl göz önünde bulunduran, v?

arkadaşları
lamak kuvvetim zayıflamıştır. Fakat muhakemeyi taklbetmeye müdafaada bulunmaya, sualler sormağa, bunlara cevap vermeye muktedirim.
Yaptıklarımdan ve imzaladıklarımdan tamamlyle mesuldüm. Bu mahkemenin bfnl yargılamaya yetkisi bulunmadığı esas durumumu da muhafaza etmekteyim.
Hemen bu hâdiseyi müteakip, saat
22,20 de oturuma son ._Z_2.11
Mahkeme, yarın saat 10 da yeniden mayıstaki seçimin lehimde biteceğini toplnnacakt-r. | o kadar muhakkak görüyorlardı ki
—— - _ l daha netice alınmadan beni kulla-
' yanlar olmuştu. Ortaya çıkan sürprizin bir sebebi de onların oylarını kullannıasaıar dahi benim seçilmemi muhakkak görmeleri oldu; sandık başına gelmeyi lüzumsuz sandılar. Aradaki sayı farkının azüğını gördükten sonra tendi namzetlerinin İkinci derecede kalmasında da teessür duydular.
Yarınki pazar günü seçim yapılacaktır. Sayın ikinci seçmenlerimiz gelirler ve oylarını bana bu defa da
(Baş taralı 1 inci sahifede)
Kurulacak olan yeni partiye yukarıda İsimleri geçenlerden'başka ür.ha bazı şahsiyetlerin de girecekleri söylenmekte İse dc bunların İsimlen henüz kati olarak bilinmemektedir. Bs arada B. Refik İnee'nin de yeni ı. ırü-ye gireceği söylenmektedir.
Ankara 30 — Eski Başbakan B Celâl Bayar vc arkadaşlar, tarafından bir parti kurulacağı epey zamandau-bgrl bahis mevzuu olmaktadır, şimdiye kadar teyidedilmemi.ş olan bu kabil haberler, bugün Celâl Bayar tarafından teyldedtlmistlr. Partinin programı • yakında neşredHecote ve esasları anlatılacaktır f’urthıin ne zanıa nkuıulacağı henüz kati olarak belli değilse de teşekkülünün yekin olduğu hakinrdr. alâmei'er . vaniır. Partinin ne İsim altında teşekkül edeceği de henüz belli (*'-'u1dIr.
Celâl Bayar’ın tekzibi
Ankara 30 — İsîar.buldn çıkan »e sol cu ftkirler neşreden «Görüşler» adındaki mecmu-" ■ •‘•-’r rte.ri arn-ın-
da B. Celâl Bayann ismi de, yar Jan İlânların en basında yazılı İdi. Bu mecmua, ilânlarında bildirilen tarihten bir gün evvel Ankarada görülmüştür.
B. Celâl Dayar, kenoislie gorü-şın bir gazeteciye İsmini n bu şekilde bir neşriyata kanşsınlmı? elmasından ____________._____ ____ çok müteessir olduğunu söylemiş va lâylk görirek verirlerse benden bek- ] demiştir kİ:
ledlklcrl hizmeti görmeme imkân | (_ size sunu kesin olarak siıvle-
vermlş, vermezlerse muhtemel raslbl rim: Kemallzme, onun İstihdaf ettiği min temsil kabiliyetini büyülterek t--“- —•••« n- -nı.Sım ha-
Türk gençliğine büjük hizmetleri vardır.
AKŞAM, ikinci semenlere Hakkı Tarık Us’u seçmelerini harar? tle tavsiye eder.
Hakkı Tarık Us’un bir ricası
____„ _____ Benim Milet Meclisindeki çahşma-verUmlştlr. I ma dönmemi taliyi n dostlarım geçen
Lahey daimî hakem azalı ğı
Ankara 30 — Lahey daimî hakem âzalığına, Türk hükümeti namına, Kocaeli Milletvekili B. Nihat Erim tâyin edilmiştir. B. Nihat Erim yakında Milletvekilliğinden çekilerek Lahey’e gidecektir. _
Çocuk sayımı neticeleri
Ankara 1 (Telefonla) — 22 kasımda bütün yurtta yapılan 7 - İB yaşları arasındaki okul çağındaki çocukların sayım neticeleri toplanmağa başla-

sayım neticeleri toplanmağa başla- ı
mistir. İstatistik genel müdürlüğü. | onun Milletvekilliği vazlfeslpl görme-. .. . ... > L*»»4lrln( btıa-v nnlrvT*.ta F» lif-
bütün vilâyetlerin sayım neticeleri geldikten sonra tasnife başlı yacaktır. Ankara vilâyetinin birkaç İlçesi dışında bütün İlçelerin çocuk sayıları tes-bit edilmiştir. Önümüzdeki hafta İçinde Ankarada okuma çağında bulunan çocukların sayısı belli olacaktır. Ankara şehrinin çocuk sayısı 14491 1 kız, 18207 sİ erkek olmak üzere 30.788 dlr.
sinde kendisini kuvvetlendirmiş nurlar.
Bu düşünce He seçim zamanını bir de ben hatırlatmaya cesaret ediyorum.
HAKKI TARIK US
Kok kömürü tevziatı bitti
Halka yapılmakta olan maden kömürü tevziatına dünden İtibaren son verilmiştir.
Dünya işlerinin nasıl düzeleceğini gösteren ilk aydınlık
hür milli hâkimiyete b: :1ılığım, başında olduğu kadar sal ve samimidir. Kemaltamdnn başka her hangi bir İdeoloji İle hiçbir alâkanı yoktur. Zaten Kemalizm denince, bunun demokrat mefhumunun tam ifadesi olduğunu biliyorsunuz. İlk gündenberf İçinde bulunduğum ve zamar. zurnan mesuliyetini üzerime aldığım lutulâ-t.ımızır. esaslarından avr.'.ablta-ık benim İçin mümkün deel'd'r Siyasi hayata devam etmek içir. bana hâkim olan fikirleri ortaya koytmağ!’’. Herkes görecektir
Şimdiye kadar -mharririlkı iddiasında bulunmadım. Bu yola girmelr ’ niyetinde de de'rlllm. Bu mecmuada olduğu gibi, her hangi başka bir ınec-| mu anın tahrir heyetine dahil ol.”.ca-I ğım da bahis mevzuu değildir
(Baş tarafı 1 inci sahlfede) sulhunun dünya dünya milletlerinin mesuliyeti altına koymaktadır.
Bugünkü kötü şartlara göre bundan isabetli bir şekil bulunamazdı. Güvenlik konseyinde her türlü hareket imkânını yok eden «Veton hakkını kaldırmak, tecavüz ve harb tehlikesine karşı Birleşmiş Milletler teşkilâtını hemen harekete geçirmek. Eğer bu imkân elde edilirse, ücüncü dünya harbine doğru gidildiği korkusunun buvüdüğü hu kötü dönemde sulhu koruyacak en ly! çare bııhmmus olur.
övle anlaşılıyor ki M, Truman bu karara varmak İçin Amerika kuvvetlerin! Birleşmiş M'llctler
I
Adaylığını koyanlardan B. Mekkl Hikmet Gelenbek aslen tslanbui'lu-dur. Yüksek ekonomi ve ticaret mektebinde 30 seneyi aşan bir zamandan beri ticaret hukuku ve yüksek deniz ticareti mektebinde 15 rened'n beri ticaret hukuku dersleri vermektedir. Partinin Beyoğlu kazası başkanlığında 18 sene bulunduktan sonra devlet memurlarının Faril faal heyetlerinden ayrılması hakkındakl Parti karan üzerine bu vazifesinden çekilmiştir B. Mekkl Hikmet senelerden beri İstanbul Baro başkanlığını de İfa etmektedir.
İzmît’te seçim faaliyeti hararetlendi
İzmit 1 (Telefonla) — Vilâyetimizde açık iki Milletvekilliği seçimine bir gün kalması doiayısile faaliyet hızlanmıştır. Resmen müracaat eden adaylar sayısı 13 tür. Be, aday üzerinde seçimin hararetli olacağına muhakk.-S nazar de bakılmaktadır. Bunlar B. İsmail Rüştü Aksal. Amiral | Şükrü Okan, B. Enver Balkan. B.' Htunza Erkan ve £' '
tr. Propagandaların her çeşidine bnr vurulmaktadır. Baz: adaylar yarın} propaganda nutukları da verrcekter- 30/11'1945 fiaUeri
dir. .c-ondra üzerine t sterlin
t • r» • l* U«..»l(»w. iNevyor# «erine Mortolar
İzmir ve Denız.’ı adayları !c,ne>Te l00 L„lçrw R
İzmir 1 (Telefonla- — Dlklö Halk Madrid Ü2ertn» 100 Dczeta
Hakkâri valiliği
Ankara 30 — Hakkâri Talisi 'B. Abidin Erener emekliye cynl-mıştır. Yerine müü (ye müf -’tîş-İtrinden B. Ihsan Olgun tâyin edilmiştir.
Küçük sanatlar bankası
Ankara 30 — Küçük sanatlara Bit işlerin idare ve teşviki İçin bir -Kilçük sanatlar bankası» Kurulması etrafında hazırlıklar yapılmaktadır
s r borsa”
ın her çeşidine bnr j
Partisi ocak başkanı F Kâzım Es d* S’okholtn Özerine UM «uron emrine verebilmek salahiyetini nnasa oisinim
Senatodan almayı beklemiştir.
Amerika Devlet Başkanı. İsle-
Izmir Milletvekilliği için adaylığını« koymuştur. îzrnlr adaylarının s ayısı
I Ona yükselmiştir. Denizli adayîan- Reşadive rln bir İki ay içinde düzeleceğini1 nın CTyu;ı b!, n dır. ahhat mü-'auioen umuyor. İnanalım ve hcMiyelirn. dartt B vö(.t s«,r jh da D»*,.- ı Ingliia
BORSA DIŞINDA ALTIN FİATLLR1
Neemeddin Sadak j den adaylığını koyanlar arumCaıLr [h.İçe Bir g:«na)
920
132.—
5O32M
1284
.1320
31.18
33J8
42.16
S.!1
5 a • ’n45
AKSAM
AKŞAMDAN AKŞAMA , eBano nikbin bir şey '] söyleyin»
ŞEHİR HABERLERİ
Bir çırpıda
Boş tramvay!..
Kimi insan yaradılışta mavi gözlü, kimi siyah gözlü olduğu gibi, kimimiz fıtratça iyimser kimimiz kötümseriz.
Daimi bedbinlerin acaba bir taraflarında ârıza mı var? Kara ciğerleri mi bozuk?
— Olmaz efendim, olmaz... -diye söze başlarlar.
Hattâ karşılarındaki ağzını açmadan, elini işe sürmeden körü körüne ifraza hazırdırlar.
Daimi nikbinlerinse acaba hangi esrarlı guddeleri vücudla-rıııa rahat, ferah akıtıyor? Gözlerine pırıl pırıl bir fer veriyor?
Ben keııdi hesabıma hayatta — if.ata kaçtığımı sanmamakla b( ,öer — iyimserler kısmında-nı.a. Seneler bovuııca insan meşrebini nasıl gizler? Bu sütunu bin dokuz yüz yirmi küsûr yılından beri okuyanlar «Bu millet yapamaz! Bu memlekette olmaz!» direnmesini değil; «elbette yapabiliriz. Başarmanın çaresini arıvalım!» düşüncesini sermişlerdir.
Bu mizaçta yaratıldığım için kendimi bahtiyar sayarım. Zira menfî rulıtakilerin herhangi bir sahada bir şey yapabileceklerine kail değilim
Bununla beraber...
Bununla beraber dünyanın ve diinya ile bağlı olarak kendi uzak ve yakın muhitinin türlü meselelerine bakıyor, bakıyordum da içime kasvet çöküyordu:
— Bütün iimitleri sulha bağlamıştık. ■ İşle harlı bitti; fakat önümüzde revnaklı bir sulhun açık ufukları görünmüyor. Ufuklar dar. hava kurşun gibi ağır. Ne ferdî hayatta, ne meslekî hayatta, ne şehrimizin hayat nda, — en geniş çembere kadar çıkalım — ne dünyanın hayatında sadra şifa verir bir hoşluk dikkate çarpıyor. Beklediğimiz ufak tefek ıslahatın hiç biri olmadıktan başka yevmün beter...
Birdenbire yüreğimde bir şüphe hasıl oluyordu:
o— Acaba ben mi kara görüyorum? Sıhhatim mi bozuldu?»
Aklına inandığım dostlarıma ve yeni tanıştığım meşhur münevverlerimize, yan şaka, yarı ciddi soruyorum:
— Bana nikbin bir şey söyleyin. İleriki senelerin iç açıcı bir levhasını çizin.
Beynelmilel durumun buna müsait olmadığından kapı açıyorlardı. Şakamı daha ileri götürerek diyordum kî:
— Bir ipotez yapın, beni kandırın! Zira cidden buna ihtiyacım var! Fa’-aziyeye bile razıyım.
Yine esaslı cevap yok:
— Sen, ille aldanmak mı istiyorsun?
Bu son seyahatimde A rik arada bazı pınar başı şahsiyetlere aynı suali sordum:
— Zaten bedbin bir levha çizmemizi istesen nafile... - diye ciddiyetle cevap verdiler. - Nikbiniz.
Ve anlattılar: «Şunları, şunları.. yapacağız!»
Gazetelerimize şöyle geçer ayak dercedilip ertesi gün bahis mevzuu dahi olmıyan imar ve sanayileşme projeleri, büyük beynelmilel krediler bulmak ümitleri; bunların yapılması tasavvur edilen bir broşür büyüklüğünde pespembe hayaller ki, şayet tahakkuk ederlerse münte-halan bu memleketin kalkınması. beynelmilel camiada mübadeleye girişebilmesi.
Fakat biz bunu milletçe bilmiyoruz. Onun için idealimiz yok. Onun için muvafıklar gibi muhalifler de hâlâ demokrasinin şerli ve izahı etrafında kılı kırk yar vorlar. Halbuki böyle dâvaların ideali harcıâlem bir hale soktılsa, muhalefet de ona zıt bir ceııhe alır; hakikaten Tudehçl, hakikaten Beyoğlu liberali midir? Meydana çıkar. Bu memlekete hakikaten hayrı dokunacak kimseler anlaşılır... Nazariyeci-ler bövle mevzular etrafında boy ölçüşür, fikir yarıştırır.
Milyarlık »ilânlar, hangi Türk’ü ilgilendirmez.
«Sesimizi duyurmak, fikirleri-1 mizi anlatmak» için bunca resmî ve varı resmî teşkilâtımıza rağmen. hâlâ sesimizi duyuramiyan. fikrimizi anlatamayan bir zarftayız, hâlâ harfi çerden bahsedenlere benziyoruz.
Nikbinlik yaratacak manzaralar. arama »a, bu bunaltıcı havadan çıkmağa, o tahayyül ve tasavvurları, hatta alılan ilk adımlar; bulunca miî’ete ferah verici manzaralar diye bihUmneğe. |
Cyrano, Sabri Esat Siyavuşgil’ln sthirkâr kalemiyle 1942 de güzel Türk-çemlze çevrilir çevrilmez en memnun olanların başında Şehir Tiyatrosunu göremeyince İlk hüsranı duymuş ve bundan acı acı bahsetmiştim. Onun «derhal ele alınacak» eserlerden olduğuna tiyatromuzun şüphesi olabilir miydi? Cyrano da derhal ele alınmazsa hangi eser ele alınır?
Galiba o zaman Şehir Tlyatrezu bunun dekor ve kostümlerinin pek pahalı çıakacağı lddlasmı öne sürmüştü. Mevsim geçti.
Ertesi sene «Fransız Hayır Cemiyeti» nin bizim Şehir Tiyatrosundan aldığı esvaplarla bu piyesi oynadığını öğrenince hüsranım yenilendi. Şehir Tiyatrosunun esvapları, piyesin devrine tamamiyle uygun olmasa bile, takribi olarak uyuyordu M Fransızlar .vv.....i.—
bu manzaraları muhalefetin nıi-hekkinden geçirmeğe, sıhhatli ve mantıki oldukları anlaşılınca millî gayreti bu dâvalar etrafında teksif etmeğe mecbur değil miyiz?
— Aman nikbin bir söz söyle!
— Yok ki., ne söytevoyim? Bu hal böyle yürür mü?
Ni! , ;->i aramak, hulı-ıak, yokta yaratmak zortmday-
'(Vâ - Xh) j
Ispanya ile ticaret
İspanyaya yeniden arpa ve çavdar ihracedilecek
İspanya ile memleketimiz arasında yapılan ticari görüşmeler sonunda anlaşmaya varılmıştır. Anlaşmaya göre İspanyaya şimdiye kadar verilmiş olan arpa, çavdar ve nohuttan gayri yeni parti arpa ve çavdar gönderilecektir.
Şimdiye kadar İspanyaya satılmış olan hububat ve zahire 1 milyon 170 bin liralıktır.
İspanya memleketimizden yumurta da İstemekte İse de bugünlerde nıev-, sim dolayısiyle bu maddenin İhracı kabil olamamaktadır.
İlk okulların öğretim malzemesi tamamlanacak
Milli Eğitim müdürü B. Murat Uraz, ilk okulları teftiş etmektedir. Müdür bilhassa okulların öğretim malzemesi bakımından olan noksan-lariyle meşgul olmakta ve bunları tesbft ettirmektedir. 1946 vilâyet bütçesinde millî eğitime ayrılacak tahsisattan bu noksanlıklar tamamlanacaktır. __________
Meyvacılık
Karadeniz sahilinde tetkikler yapan heyet döndü
MAHKEME KORİDORLARINDA:
Üzme kendini, biraz da kodeste yatsan ne çıkar?
Tarım Bakanlığının gösterdiği lüzum üzerine Karadeniz ve havalisinin meyveciliğim tetkik etmek için geçenlerde seyahate çıkan heyet şehrimize dönmüştür.
Heyet, Büyükdere meyva fidanlığı müdürü B. İbrahim Tezcan. Tarım' Bakanlığı bağcılık ve meyvacılık şu-1 besi müdürü B. Necati Gönençer ve. Bakanlık müşavirlerinden B. Zihni' Derlm'den ibarettir.
Heyet şehrimizden hareket ettik-' ten sonra Giresımdan başlıyarak! Hopaya kadar gitmiş, dönüşte İne-’ bolu, Kastamonuya uğramış, bu ara-l da Samsun ve Slnapta meyvacılık) etrafında bazı bilgiler edinmiştir.
Bu tetkiklerde heyetin belllbaşlı İki maksadı vardı: Biri Karadeniz sahilinin fidan ihtiyacının nereden temin edileceğini, diğeri de bu ha-) valinin meyveciliğim tanzim etmek: üzere ne gibi tedbirler alınacağını kararlaştırmak.
Heyet, yaptığı tetkikler sonunda Karadeniz sahil havalisinin meyvacı-hğı İçin lâzım gelen fidanların Kastamonu ve Samsundaki Gelemen devlet çlfliğinden temin edilmesine karar vermiştir.
Bu havalide yapılan etütler neticesinde şimdi mevcut meyva çeşitlerine İlâve edilerek, elma, kurumağa' elverişli erik, fındık, zeytin ve Rlzel havlllslnde de Narenciye fidanlıkları tesis edilmesi kararlaştırılmıştır.
Bundan başka bilhassa Şilede fındıkçılık zlraatlnln gelişmesine büyük bir ehemmiyet verilecektir.
Heyet, tetkiklerinin neticesini bir raporla Tarım Bakanlığına bildirecektir. Tarım Bakam B. Şevket Ra-şlt Hatipoğlu, memleketimizde mey-vacılığm bilhassa ıslah ve İnkişafına büyük bir ehemmiyet verdiğinden bütün bu havalide meyva yetiştirmek işine 1947 bütçesiyle başlanacağı muhakkak görülüyor.
Sokakta bayan Nazmlyeyl döğmek ve tehdldetmek suçlarından yakalanarak mahkemeye getirlhnlş Koridorda dâva sırasını bekliyor. Adı Mustafa İmiş. Arkadaşları, dostları ırasında Garip Öğlen adiyle anılırmış. Uzun boylu, iri kemikli. çarpık omuzlu, beli hafif kamburca, otuz yaşlarında bir adam. Kanapede -bacak bacak üstüne atmış, kasketini dizine geçilmiş, elindeki kibrit! kulağına sokup karıştırdıktan sonra dişleriyle parçalayıp tükürüyor. Karşımdakilerin ç-:klngen, hürmetkar tavırlarından belli ki Gaı-ip Oğ aıı azılı kopuklardan... Cebinden paketini çıkardı, ötekilere de sigara İkram etti. Dört kibrit birden parlayıp Mustafanın sigarasına uzandı.1 Sigaralar tellendirildikten sonra bl-1 rl sordu:
— Nasıl oldu bu İş abi?.. Sen böyle mandepsiye basmazdın amma, bu se-' fer şeytana mı uydun?..
Azarlar gibi cevap verdi:
— Ulan. Garip Oğlan şeytana uyar mı? Bilirsin kİ ben attığım adımı öl-i çer de ayağımı öyle basarım. Beııl | mandepsiye bastıracak adam daha' anasının kamından çıkmamıştır an-' ladin mı?..
— Estağfirullah abiciml. Şu dün-' ya yüzünde Garip Oğlanı tanımıyan) bllnriyen varmt kİ?.. Ben şey demek) istedim. Hani, nasıl oldu da seni bu-i ıslara getirdiler?..
— Eibette getirirler oğlum! Kanun dediğni her şeyin üstündedir. Gel derse gelirsin, git derse gidersin. Kanunlara karşı gelinir mİ?. Şimdi kanun senin karşına çıksa da «kendini şu pencereden aşağıya at» dese atmaz mısın?
Karşısındaki, atlıyacağı yeri tet-| kik etmek ister gibi döndü, dikkatle > pencereye baktı ve sustu. Garip Oğlan yerinde doğruldu:
— Söylesene ulan? Atmaz mısın kendini?..
— Dur abicim! öfkelenme Sen emredersin de ben atmazmıyım kendim!?..
— Aferin! İşte böyle olmalı. Gene gözüme girdin ltoğlu İti..
İltifat derhal tesir etti! öteki yılışarak biraz daha sokuldu. Yanındakiler de bu fırsatı kaçırmadılar, Garip Oğlana yaklaştılar.
— Senin canın sağ olsun abi! Bi-1 zim gibi kırk kişi feda olsun sana.1 Ve lâkin biz şu senin İşi m-rak cdl- ( yoruz. Karı seni ne diye polise verdi?..
— Avrat milletinden hayır gelir mİ insana? Düşündükçe efkârlanıyorumJ Şimdi şurada kırk karıyı elime ver-! seler, kırkını da gırtlaklarından çengellere takıp duvarlara assam gene öfkem geçmiyecek. Biliyorsunuz ya, akşam h: pimiz de matiz olmuştuk. Hele o Kurbağa Hayrtnln zorla ağzıma dayadığı son kadeh beni zıvanadan çıkardı. Ve lâkin gene hepinizden fazla benim aklım başımda) İdL Sizden ayrıldım, eve gidiyordum. Kaltak önüme çıktı.
— Hangisi?..
— Hangisi olaca? Nazmiye.
— Eeee?..
— İyisi ben. kötüsü sen. Karıyı görünce yanma yaklaştım. Yaklaşırım ya, tanımadığım, bilmediğim matah değil ya. Neyse efendim, uzat-mı yalım, karıya yaklaştım, uğurlar ola bayan! dedim. Kan dönüp yü-, züme bile bakmadı. Nazmiye hanım, I beni tanımadın galiba. Garip Oğlanı) unuttun mu? diye Aşinalık ettim.
»Ben oğlan moğlan tanımıyorum. Doğru yoluna git, bana sataşma!» diye kafa tutmağa kalktı. Ben gene aşağıdan aldım. Malûm ya. erkekliğin zagonu böyle emreder. Karı milletine evvelâ tatlılıkla muamele edeceksin. Senin iyiliğinin tnekadirlnl bilir de o da kedi gibi yumuşarsa ne âlâ. Yooook. eğer zennelik damarı tutar da numara yapmağa kalkarsa o zaman iş değişir. Kaltağı alırsın ele. girersin yola. Vururken bunu da Allah yarattı d miyeceksin. Kan dediğin arasıra kaşmir, tımarlanmak İster. O zaman eline açmamalısın.! Bu da erkekliğin şanındandır.
Anıma ve lâkin, deminden söylediğim lâfı da unutma. Karıya vvelâ tatlılık göstereceksin. Ben de Nazml-] yeye öyle yaptım. Bana kafa tutunca, Nazmiye hanım, bana pollm yapma. Bakıyorum, sen bu gece efkârlısın Hadi, biz; gidelim de İki satır lâf edelim. Galiba bugünlerde aylaksın. Ben de yalnız oturuyorum. Gel, bir Cyyam beraber oturalım da gönül hoşluğlyle ömür geçirtllm. Bu dünya ne sana kalır, ne de bana. Ne kadar vaşasak yanımıza Kâr kalır, diye nasihat verdim, kolunu girip eve götürmke istedim. Vay anam vay! . O sümpe Nazmiye birdenbire horozlanmasın mı? «Senlp kaç paran var kı beni dost tutuyorsun?» diye pis pis numaralara başladı. Ulan Bodur Nazmiye! İnsan dediğin para İle mİ ölçülür? Para dolu kasalarım yoksa çok şükür erkekliğim var. Akşam sabah senin ağzına İki lokma ekmek tıkacak kadar kazancım yok mu? Seni dost tutayım dedimde bilmem nereye sultan yaparım demedim ya. Elim ayağım tutuyor, be? on kuruş kazanıyorum. Ben ne yarsem, sen de onu yersin, gece gündüz sokaklarda dolaşacağına, kuyruğunu altına kivim- rahatça evde oturursun, dedim.
Gelgeldim, kan lâf anlamıyor kİ... Ağzmı bozmağa başladı. İşte o zaman öfkelendim, haaa. demek k! senin canın mariz istiyor. İyilikle gelmezsen ben adamı zorla götürmesini de blilrlıu diye kolundan tuttum, sağın asoluna birkaç tokat salladım.
■- Ooooh! Elerine sağlık Garip Oğlan!..
— Ellerime sağlık amma, işin sonu kötüye vardı. Kan yaygarayı bastı. Ulan, sesini krsl Yoksa şurava leşini sererim derken omuzuma biri yapıştı. Bir de başımı çevirdim kİ polisler, bekçiler sarmışlar bizi. Palas pandıras karakola götürdüler, sabahleyin de buraya geldik. Bakalım muhakemenin sonu ne olacak?-.
— Üzme kendini abiciml Yiğitlik sene kalsın. Erkek adamsın sen. Biraz da kodeste yatsan ne çıkar? Şanın, şerefin eksilmez ya. Merak etme, içeriye atarlarsa, seni boş bırak-mayzt, sık sık yoklarız.
Hep bir ağızdan Garip Oğlanı teselliye çalışırlarken ben ayrıldım.
Ce. Re.
Sağlık müdür muavinliği
Münhal bulunan vilâyet ve belediye sağlık ve sosyal yardım müdür muavinliğine Niğde sağlık müdürü doktor B. Kâmil tâyin edilmiş, »e dünden İtibaren vazifesine başlamıştır. Bu vazifeyi vekâleten yapmakta oaln doktor B. Bedii, sari hastalıklar mücadelesi müdür muavinliğine tâyin edilmiştir.
Şehir tiyatrosu dram kısmında
CYRANO DE BER6EBAC
Tercümenin telif hakkı — Cyrano’nun iki mümessili
onlarla bu piyesi temsilde bir mahzur görmediler. Biz de bundan cesaret alabilir, itiraz edenler çıkarsa, Fran-stzlan misal olarak göstererek pek âlâ bu işe girişebilirdik. Yine bir yazı yaddım. Cyrano’nun bir an evvel oynanmam lüzumunu öne sürdüm.
Bir başka vesileyle de şu- sözleri söyledim: «Bilmem hakiki tiyatro manzum olabilir mİ? Neteklm tiyatro âleminde klâsik trajedilerden maada muvaffak olmuş pek az manzum eser var. Misal olarak İlâve edeyim, bunlardan biri cıe Edmond Rostand’ın «Cyrano de Bergerac» ıdır. Şu, Sabri Esat Siyavuşgil’ln aslı kadar güzel bir lisanla tercüme ettiği. Şehir Tiyatrosunun çekmesinde nöbet bekli-yen «Cyrano de Bergerac». Onun temsili bizde manzum tiyatro yazacaklara ı. ı ’.--l bir örnek olurdu. Belki bu sayede bir manzum tiyatro müellifi kazanırdık. Hattâ belki Faruk Nafiz bile yine heyecana kapılır, bize
şiirle ifade edildiği mrwn daha cazip olabilecek mevzulu piyesler yazardı. Eminini, blzler gibi butun gençlik de
bundan şikâyet etmezdi.»
Aradan bir sene daha geçti. Yine Cyrano’nun oynanmamasına hayıflandım. Nihayet bu sene piyesin temsil edileceğin! duyunca sevindim. «Koryolanus» tan ve Shakespeare’ta çok şahıslı ve sayılı eserlerinden sonra oynanmayıp, arasına az şahıslı bir eser konmasını, Cyrano’ya bu suretle İyi hazırlanmasını diledim.
Zaruret dileğimi destekledi. Vedat Nedim Tör’ftn «Sanatkâr aşki» «Kor-yolanus» la «Cyrano» arasına sıkıştırıldı. Cyrano nihayet bu ayın yirmi yedinci salı akşamı oynandı. Vazifelen İstanbuldan uzak olduğum İçin İlk temsilinde bulunmak zevknlden mahrum kaldım. Avdette do birinci vazifm tablatiyle onu alkışlamak olacak.
Bugün yalnız «Türkçe Cyrano »dan biraz bahsetmek ve zihnimi kurcalayan bir mesele tinerinde biran durmak i.itlyorum. Cyrano’nun Seteri Esat Slyavuşgil tarafından ynpıl .n ııaz-men tercümesi, o zaman da söylediğim gibi, Mr «şeiul mmııtenb dır.
İpekli kadın çorapları
İhraç kararı üzerine fiatlar çok yükseldi
Ticaret Bakanlığı harice 80,000 çift ipekli kadın çorabı İhracına müsaade etti. Bu ihracatın memlekette İpekli kadın çorapları flütlerini yükselteceğinden bahseden gazetelerin neşriyatı karşırındn Ticaret Bakanlığı:
«İhracatın flatlerl yükselteceği sa-nılamaz. Zaten bu tecrübe mahiyetinde olan ihracattan aleyhe bir netice doğarsa ihraç müsaadesi geri alınabilir» dedi.
Gazeteler/ gene yazdılar, çizdiler: Çorap fiatleri yükseliyor I diye bağırdılar. Bu arada Anakaradan gazetelere bir haber daha geldi: «Ticaret Bakanlığı 40,000 çift çorabın daha ihracına izin verdi»!
Bu ikinci haber gelinceye kadar da çorap flatlerl dizginsiz at süratiyle yürüdü, fiatler yükseldi. Hem de bir günün içinde 2, 3 lira gibi bir fark gösterdi. 4 liraya alınan ipekli çoraplar beşe, boş liralıklar 7 ye, hattâ 875, 950 kuruşa kadar fırladılar.
Diğer taraftan iyi çorapların İhraç edilmek üzere ayrıldığı, memlekette çürük malların kalacağı söyleniyor. Memlekette pamuk çorap olsa ipekli çorabın ihracına itlraa etmek kimsenin aklından geçmez. Pamuk çorap yokken ipekli çorabın ihracına müsaade ederek fiatkrln yükselmesine İmkân vermek doğru görülmüyor ve bu kararın geri alınması bekleniyor.
ithalât malları
Dün bir İsveç şilebi geldi, bir kaç şilep daha gelecek
İsveçten «Samelând» adında 6000 tonluk bir şilep limanımıza gelmiştir. Gelen şilepte fazla miktarda elektrik malzemesi, çelik eşya, traş bıçağı, radyo malzemesi, makine akşamı vardır.
Diğer taraftan yine İsveç bandralı «Viklııgland» vapurunun pazartesi veya salı günü limanımıza gelmesi beklenmektedir. Bundan başka Amerikan bandralı 8000 tonluk «Grauvil-le» vapuru 6 aralık perşembe günü Nevyorktan limanımıza gelecektir.
Bu vapurda memleketimiz için 5-6 bin ton ithal malı vardır. Yine Amerikan bandralı Executor» şilebi bugün limanımıza gelecektir. Bu şilep 3-4 günde boşalacak ve tekrar ticari eşya alarak Nevyorka hareket edecektir.
12 aralıkta da «Ezchester» şilebi yine Nevyorktan limanımıza gelecektir. _____________
Çocuk sayımı neticeleri henüz bildirilmedi
Şehrimizde ilk tahsil çağında bulunan çocukların sayısını tesbit ederek okullara devam etmlyenlerln okullara devamlarını sağlamak İçin yapılan sayım neticesi henüz tamam olarak Milli Eğitim müdürlüğüne bildirilmemiştir. Netice bildirilince müdürlük, okullara devam etmlyen 7-16 yaş arasındaki çocuklardan çalışanlar akşam kurslarına, çalışmıyanlar normal okullara devam ettirilecektir. Çalışan çocukların sayısı fazla olduğu takdirde her gün 17 - 19 arasında örğetim yapan akşam kurslarına yeni dershaneler İlâve edilecektir.
Düşününüz bir kere... Dağlar gibi müşkülleri yenerek yapılan bu tercümeye, bir şaheserin şaheser olarak tercümesine, Şehir Tiyatrosu telif hakkı olarak yüzde beş verecek. Tıpkı Labiche’ln bir «komedi» sini «satir» yapan mütercime verdiği gibi. İşte zihnimi kurcalayan nokta.
Bu mümkün mü? Evet, mevzuat* göre belki mümkün. Fakat edebiyatı, tiyatroyu teşvik böyle mİ olur? «Söylemeli mİ» nin telif hakkı «Cyrano de Bergerac» ın telif hakkının aynı olabilir mİ? Bunu havsala »lir mı?
Hazır tiyatronun talimtnamest yapılmaktayken buna bir çare bulmalı ve derhal bir karar vererek Sabri Esat Slyavuşgll’in eserini, CelAleddln Ezine’nin dediği gibi, telif eser sayarak ona göre lâyık olduğu telif hakkı verilmeli.
İşte Celâleddin Ezine’nin sözleri: «Artık biz bu tercümeye bizim edebiyatımıza mal olmuş nazariyle bakabilir ve hiç çekinmeden, Edmond Rostand ve Sabri Esat’ın müşterek telifleri Cyrano de Bergerac diyebiliriz.»
Buna da imkân yoksa hususi bir kararla meziyetleri aşikâr olan bu esere . ıusıui bir muamele yapılmalıdır .
Selim NİTaAef Gerçek
(Arka® t uicj sayfada;
Geçen gün Istanbulda pek görü nmiy en bir salıııe ile karşılattık. Depodan mı çıkmıştı, yoksa hususi talebe arabası idi de yoi-culannı henüz mü boşaltmıştı, pek anlıyamadık. Karaköyc bom boş bir tramvay geldi!.. İstanbul halkı tramvay denildiği zaman binilemiyecek kadar tıktım tıklım dolu arabalara alışık. Durakta büyük bir kalabalık olduğu halde hiç kimse bu tamamlie boş arabaya koşmadı. Nihayet iki üç kişi seğirttik. İçimizden biri sa hanlıktaki biletçiye sordu:
— Bozuk mu bu araba?..
— Yooo...
Başka biri atıldı:
— Hususi araba mı yoksa*.. Depoya mı gidiyorsunuz?
— Değil efendim... Hususi araba filân değil... Depoya da gitmiyoruz...
— Allah Allah., öyleyse niçin yolcu almıyorsunuz?..
Bunu soranların içinde ben de vanm. Boş arabaya alışmadığımız için kimse içeriye adım atmağa cesaret etmiyor. Bu işte her halde bir şey olacak!.. Herkes şüphe ile bakıyor.
Biletçi:
— Yolcu almadığımızı soyliyen kim?.. Binsenize...
Diyince daha büyük bir hayret!.. Ve içeri atıldık. Ötekiler, kaldırımdaki kalabalık, bu nimeti anlıyamadılar. Onlar farkına varıncaya kadar da biz kalktık. Arkamızdan bakakaldılar Hattâ bazıları da her halde yanlış bir arabaya bindiğimizi, biraz sonra indirileceğimizi düşünerek arkamızdan güldüler. Biz de onlara güldük.
Gel keyfim gel!.. İstediğiniz yere oturunuz. Her taraf boş. Bankaları da geçtikten sonra bu rahatlığımız büsbütün garanti altına girdi. AkiuSa böyle hoş. rahat sulh tramvayları geldi. Nerede kaldı o saltanat?..
Fakat ne dersiniz? . Biz dolu tramvayda alışmışız da bom boş tramvayda o soğuk günde donduk. Ben de, arkadaşım da tifre-d’h Çenelerimiz birbirine vurdu.
Meğer o kalabalık tramvaylarda birbirine sokulunca ve nefesle ne kadar ısınırmışız. Hattâ ıhlamuru içip yorgan altına girmiş, tere yatmış gibi buram buram terlediğimiz de olurdu
Sonra biz kalabalık tramvaylara o kadar al'şmısn da tenhasında insanın bavağı canı sıkılıyor. Halbuki kalabalık arabalarda ona bak. buna bak. o kavgayı sevret, vakit geçiyor Bu sefer bos tramvayda esnedik durduk. Gideceğimiz yer uzadıkça uzadı.. Meğer, insan nelere alışmıyor-jnuş!...
Hikmet Feridun F«
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal. Tünel cad. 48 de Mlhran Ge-sara galvanizli boru. İst. Tomruk sokak 28 de Mehmet Tarık Anafartaya plâstik levha, Gal. Tersane cad. 19 da K. Malhasa muhtelif testere ve fırça, Kazlıçeşme Demirhane caddesinde mensucat santral’e dokuma tezgâhı, dokuma tezgâhı parçaları, İst, Sabnsefa handa Hayrullah Tilrkkana muhtelif el aletleri, İst. Marpuççular 30 da Benhalm Palaçlye el tulumbası, Gal. Fermeneciler 143 de Kemal Sünnetçloğluna alüminyum levha, Gal. Hakkı bey handa Suphi Evegü-ye kösele makine kayışı, Tahtakale Başarı düğme fab. İsmail Akmana laktolt levha. İst. Prevuayyans handa Blllurlş Edgar’a fitilli gaz ocağı, İst. Rahvancılar 18 de Pandcli Vore-opulosa mantar tıpa, Gal. Hakkı bey handa Behçet Oğıızoğiuna miicerrlt bakır tel, Gal. Kemeraltı cad. 92 de Artln Horenyana demir boru, İst. Ka-tırcıoğlu S. Pazarbaşı handa Mustafa Güçere çengelli İğne, İst. Dllslzzsftie handa Osman Demircre lâstik eldiven İstiklâl cad. 239 da Ottaşa oto tekerlek zinciri, İst. Kurukahvecl handa Mecdettln Şerbetçiye kurşun levha, Ankara Yeni Hal 34 de Abdullah Başarana demir testere, İst. Rk-.osş» yokuşunda Kula mensucat fabrikasına kösele hortum ve sırım, anilin boya, İst. Alacahamamda Rifat Keriba-ra cam ve porselen sofra eşyası, İst. Şirin handa Salamon Benbasata tıbbi enjeksiyon şırıngası. İst, Katırcı-oğlu handa .Tozef Yaffe'ye Bikarbonat İst. 1 İnci vnkıf handa Sun ttd. e boraks. İst. Uzunçarşıda şark Çikolata fabrikasına kakao çekirdeği. İst. Kayseri handa Abdülkadlr Debbağa Gomgut, Marpuççular 36 cTh Benhalm Palaçlye zımpara kâğıdı. İst. Fincancılarda Mehmet Hüseyin Tatarlye ham bez, İst. Cermanya handa Osman Edip Seydlye sofra muşambası. Fincancılar Akasya handa Şavul Me-naheme arlşl yün pamuk mensucat. İst. Yeni valde handa Mür.lr Et^Hye pamuk basma, İst. Kattrcıoğlu handa M»mer!ş manifaturaya hara nstar. Balıkpmr Maksudi’- handa Trıık -X.A.Ş. ne manda derisi.
Sabite 4
AKSAM
Bestekâr bir sinema artisti: lionel Barrymore
'İSTANBUL HAYATI :
İşlerimiz niçin böyle oluyor?
Artistin son bestesini Philadelphia senfonisinin orkestrası çaldı
Lionel Barrymore
Son zamanlarda HolUvutta yeni bir bestekâr şöhret kazanmıştır. Bu bestekâr tanınmış sinema artisti Lionel Bnrrymore’dur. Barrymore ailesi öte-der.beri sanatkârlar yuvası addedilir. Üoııel Barrymore. Johne Barrymore, Et.ıel Barrymore sessiz ve sözlü filim tumanında Holllvut'un en muktedir »rüştleri olarak şöhret kazanmışlardır. Bunlardan Lionel, eskldenberl musiki ile meşgul olur, arasıra besteler d» yapardı. Fakat bestekâr olarak dikkati çekmesi Ikl senedenberldlr. Artistin «tn Memorlam» adiyle, geçen sene ölen kardeşi John’a İthaf ettiği beste Philadelphia senfonik orkestrası tarafından çalındıktan ve radyo ile dünyaya neşredildikten sonra Llo-nel'in mükemmel bir musikişinas olduğuna kimsenin şüphesi kalmamıştır.
Lionel on senedenberl birçok parçalar bestelemiştir. Artist bunu sırf kendisi, kendi zevki İçin■ yapıyordu, iki sene evvel bestelerini dlnliyen musikişinaslar kendisinin musiki kıymetini farketmlşler ve bestelerinin umuma çalınmasını İstemişlerdir. İlk olarak «Rus tablosu» adındaki beste-61 Los Anceles Senfonik orkestrası tarafından çalınmış ve beğenilmiştir. Bunu İndlanapolis senfonik orkfcstra-ttnın çaldığı Partitatls parçası takl-betmiştlr.
İn Memoriam'ın İlk defa Pblladel-phia senfonik orketrası tarafından çalınması güzel bir hareket olmuştur. Çünkü Lionel. Johne ve Ethel çocukluklarım bu şehirde geçirmişlerdir. Üç kardeş bu şehrin Müzik akademi- | sinde unutulmaz zevkli saatler geçirmişlerdi. Llonel’in bestesinde çocukken burada dinlediği Bach, Beetho-' ven. Schumann’ın ve diğer büyük' bestekârların eserlerinin tesiri hafif1 surette hlsedilmektedlr.
Lionel, senfonik orkestra bestesini' çalmağa başlamazdan evvel kısa bir nutuk söylemiş, hangi hislerin tesiri altında bu eseri bestelediğini anlat* mistir. Artist demiştir kİ:
«İnsanlara yalnız saadet değil, ıs-' tırap da ilham veriyor. İşte ben de bu parçayı böyle bir teessür zamanında meydana getirdim. Parçanın herki s tarafından çalınacağı hiçbir za-«nan düşünülmemiştir. Aziz dostum C.mandy (orkestranın şefi) nln yardımı olmasaydı, dimağımın naçiz çocuğu. bu gibi şeylerde ekseriya olduğu gibi, çekmecelerimden birinde ebedi bir ıstlrahate mahkûm olacaktı. Bana gösterilen bu büyük lütuf içimde âdeta bir korku uyandırıyor.
John'un kalbinde ne büyük bir musiki aşkı yaşadığını pek az kimse bilir. O hayâtta her şeyden çok musiki- i severdi. Yerlisi olduğumuz Phlla-deiphla'da üç kardeş mesut bir ömür •ürmüştük. On İkinci caddedeki evimizden çıkarak Musiki akademisinin 1
galerisine koştuğumuz zamanlar duyduğumuz saadeti hiçbir zaman unut-mıyacağım. O sıralarda ben 14 yaşlarında idim. John ancak on yaşında idi. Akademiye nadiren John'suz giderdim. Onu ekseriya meydanda kızak kayarken bulur ve yanıma alırdım. Ethel bizi kapıda beklerdi. Üçümüz içeri girerek büyük ruhların İlâhi nağmelerlle gaşyol urduk.
Bugün artık ebediyet âleminde bulunan John, ne olurdu ebediyetin boşluklarından Phlladelplıla’lılann sırf onun ruhu İçin nasıl bir vecit İçinde çaldıklarını duyabllseydl
John'un mutantan hayatını musiki 11e canlandırabllmck İçin hiç şüphe yok kİ. İnsanın hârlkulâde bir sanatkâr olması lâzım. Bunu İfade edebilmek ümidini zaten hiçbir zaman beslemedim. Fakat muhakkak olan bir şey varsa, o da bu husustaki hünsü-nlyetlmdir. Mamafih, şüphe yok kl benim bu basit bestem, dünyanın musiki âleminde çok yüksek bir mevkii olmuş olan, Eugene Ormandy İle o mükellef orkestrayı vücuda getiren musikişinasların sanatkârlıkları sayesinde hayli kıymetlenecektlr.
Buna rağmen, içimde hâlâ hakikî ve kuvvetli bir korku duymaktayım. Eğer bu mukaddes duvarların, bir zamanlar İçinde yaşamış olan büyük kimseler gene yaşıyor olsalardı, Phl-ladelphia'da değil ya, Scranton’da (civarda bir maden kömürü şehri) bile bulunmağa cesaret edemezdim. Fakat. şayet dinliyorlarsa, kl dinlediklerine İnanmak çok İsterdim, onların müsamaha İle gülümseyip, gayretlerimle meydana getirdiğim parçadan ziyade, onu meydana getirirken duyduğum hüsnüniyeti göz önünde tutacaklarından eminim. Zaten her saman olduğu gibi, kıymetleri fazla olduğu nispette müsamaha ve şefkatlerinin de ziyade olacağından hiç şüphem yok.»
Bugüne kadar yapılan yerli Alimlerin şaheseridir.
Acele işe şeytan karışır derler. İdare işlerimize şöyle bir göz atalım: Hem halkın faydasını sağlayacak hem İdare mekanizmasının intizamla işlemesini kolaylaştıracak binler ve binlerce teşebbüslerimizin hangisine baksak; tasavvurlar, tasanlar, komisyonlar, incelemeler, raporlar, sualler, cevaplar vesaire vesaire gibi bir siirii çıkmazlar arasında aylarca, yıllarca masadan masaya, elden ele, ağızdan ağıza sürüklenip sürüncemede kaldığını görüyoruz.
Şeytana gelince: Harb villan içinde kendi aramızdan insan kılıklı öyle şeytanlar türedi ve o kadar çabuk üredi ki; sahici şeytanın işlerimize karışması şövle dursun, köşeden kafasını uzatmaya kalk-ssn kiilâhını ters giydiririz
Açıkça görülüyor ki işlerimiz acele değil, hattâ lüzumundan çek dalın ağır aksak fıstıkî makam yüriivor O fitne fücur, kal-les. ahlâksız hakikî sevtana karşı da, ona ta’s çıkartan kendi şeytanlarımız var.
O halde islerimiz niçin tersine gidiver?.. Meselâ:
Niçin, dışardan getirilen ithalât eşyası iic beş e! arasında, devlet yasa Tına ve hazine vergisine karsı düşük rakamlı fatura maskelerine bürünüp dalavere girdaplarında zavallı halkı soyanların oltalarına yem oluyor?..
Niçin, zeytinyağı yiyemiyoruz? Niçin, ismini kulaklarımızın dahi yadırgadığı pamuk yağı, devlete etekler dolusu memur maaşı, kontrolör ücreti, kırtasiye masrafı vüklett!ei elvermlyor-mııs gibi, litresine 220 kunıs verdiğimiz halde türlü sahtekârlıklara. karışıklıklara uğradıktan sonra avda ancak varmşar litre tavalarımıza damlıyor?
Niçin; ipekli kadın çoraplarının dışarıya satılması müsaadesini veren karar, memlekette çorap fiatlerinin yükselmesine ve bu müsaadenin ancak elinde stok bulunan fabrikalara verilmesi hususunda yeniden tetkiklere, tahkiklere sebeboluyor?..
Niçin, odun, kömür fiatlerinin tesbiti üzerinde Belediye daimî encümeniie vilâyet idare heyeti arasındaki aykırılık düzelecek diye İstanbul halkının soğuktan tir tir titrediği az gelmiş gibi, günün birinde Çerkesköyü orman İşletme idaresi pazarlıkla odun ve kömür satışına kalkışıp fiat işini tekrar bozabiliyor?..
Niçin, İstanbul halkının et İhtiyacını karşılamak gayretilc devletten nakil vasıtası ve Doğu vilâyetlerinden hayvan şevkinin temini uğrunda çırpınır görünen İstanbul Belediyesi; Erzurıımda kesilip mezbaha resmi verildik ten sonra kendisine hiç bir külfet yükletmeden buz dolaplı vagonlarda istanbula getirilen etlerden tekrar mezbaha resmi al-! mak suret ile bir koyundan iki pösteki çıkarmağa ve btr koyundan çıkmayan ikinci pöstekisi halkın derisinden yüzmeğe kalkışıyor?...
Niçin. Anadoludan İstanbula j tâyin olunan bir memur otura-1 etik ev bulmak meselesini hatır-| layınca sacını başını yoluyor?..
Niçin, aylığı otuz liradan kon-1 turat yaptığınız bir eve. üç bin lira hava parasını ve her ay İçin! elli lira kira farkının bir senelik! tutarını peşin olarak ödemedikçe] eşikten içeriye adım atamıyor- [ sunul?,.
Niçin, bir ton kok kömürü alıp evinize götürebilmek İçin | bir sürü zorluklarla pençeleşl-1 yorsunuz da, fazln para verince I karaborsada İstediğin te kadar kömür bulabiliyorsunuz?..
Hatıra gelen «niçin» leri sıralamaya kalkışsak ciltler dolar.
Cemal Refik
Bu akşam saat S0.30 da Dram kısmında OYRANOdeBEROFRAK (Blrano dö Berjerak)
Komedi kısmında ZARARSIZ YALAN

İPEK
SİNEMASINDA
GiZLi
a«n«nln en heyecanlı, hareketli büyük harp filmi TÜRKÇE SÖZLÜ
VAZİFE
BM rollerdet JEAN PÎERR3 AUMONT — 0U8AN PTTERB
Sayın halkımızdan gördüğü emsalria rağbet Sürün ttlnd haftan davam etmektedir.
Enosis bugiin Beyoğlosporla
Şeref stadımla karşılaşıyor
Yunanlı misafirlerimiz ikinci maçlarını yarın Beşiktaşla yapacak
Bugiin Yunanlılarla ilk maçı yap acak olan Beyoğluspor takımı
Lig lideri Beşiktaş'ın daveti üzerine Yunanistan'ın kuvvetli kulüplerinden Enosis takımı hafta içinde şehrimize gelmiştir.
İlk maçını bugün Şeref stadında saat 14.16 te Beyoğlu ile, İkinci maçını yarın ayni sahada Beşiktaş'la yapacaktır.
Enosis; Türkiye’den Yunanistan'a hicret edenlerin kurduğu bir kulüp olup hâlen Yunanistan'ın en kuvvetli takımlarmdandır. üzün seneler Yunanistan şampiyonluğunu kazanan bu takım daha fazla tekniğe ehemmiyet verdiğinden Yunanistan’da en fazla sevilen ve taraftarları çok oran bir kulüptür. Eskiden de şehrimize gelmiş olan Enosis bu seyahatlerinde şehrimizde çok İyi İntibalar bırakmış ve muvaffakiyetli neticeler almıştır. Enosis takımında Yunan milli takımında oynıyan futbolcuların da bulunduğu bilhassa kalecil'ri, sağ müdafllerl ve solacıklannın Yunanistan’ın en beğenilen oyuncuları olduğu bildirilmektedir..
Futbol federasyonu tarafından organize edilmeğe çalışan Yunan -Türk milli maçının arifesinde Yunan milli takımında oynıyan futbolcuları sahalarınızda görmek bulunmaz b!r fırsattır. Bilhassa Yunanlı rutbolcu-Jarla karşılaşacak takımlarda oynı-
yan futboculanmız İlerde milli takım kadrosunda da yer alacaklarından bu karşılaşmanın kıymeti artmaktadır.
Enosis takımı aon maçlarını gelecek hafta Fenerbahçe ve Galatasaray'la yapacaktır. Cumartesi ve pazar günleri hangi takımın oynıyacağı henüz kararlaştırılmamş İsi de cumartesi günü Galatasarayın, pazar günü Fenerbahçenln oynıyacağı tahmin edilmektedir. Yunanlı futbolcularla karşılaşacak takunlarmıız ılg maçları dolayıslle formunda bulundukları cihetle müsabakaların çok heyecanlı olacağını şimdiden Heri sürebiliriz. Yalnız Yunanlı futbolcuların son durumları hakkında kati bir malûmatımız olmadığından bu husustaki mütalâamızı bugünkü maçtan sonra bildireceğiz.__________ŞAZİ Tezcan
Atına - İstanbul güreş müsabakaları
Yeniden güreş ajanlığına tâyin e-dllen eski federasyon ftzalarından B Sadullah Çifçloğlu güreş tporunun kalkınması için ecnebi temasına birinci derecede ehemmiyet vererek Atina - İstanbul gürşçlierl arasında müsabaka yapmak üzfre teşebbüslere girişmiştir.
---1
M A R M AR A’da
Görülmemiş hayranlıklar veren bu senenin en büyük aşk romanı
TUZAK
PARLAK ZAFER!
Harlkasında
NORMA 8HBARER — ROBERT TAYLOR Coşkun kalaba’ıkla alkışlanıyor.
Ayrıca: CAZ YILDIZI
LUPE VELKZ’ln gözler kamaştırıcı zaferini mutlaka görünüz.
MİLLÎ — ALEMDAR’da
Dünyanın en aehhar erkeği GARRY COOPER
MIZRAKLI FEDAİLER ALAYI
Kadın erkek bütün İstanbula göı yaşlan döktürüyor. Aynca: Seyredenlere dehşetler veren
ÇİN GANGSTERLERİ
| Spor oyunları faaliyeti
Her sene sessiz sac asız in un t uzam bir şekilde çalışan spor oyunları ajan lığı bu sene de geniş bir programla faaliyete geçmiş ve çok cazip bir şekilde tertiplenen müsabakalar meraklılar tarafından 3 midin fevkinde bir alâka ile karşılanmıştır..
Ajanlık bu sene aşağıda gösterilen program dahilinde çalışmalarına baş lam ıştır
İlk olarak 27 erimde bsşhyan Basketbol teşvik kupası müsabakalarına on dört takım Utlrâk etmiş geniş bir alâka toplıyan bu turnuvaca Oalata-saray - Beyoğlusı»r takımları finale kalmışlardır. Büyük bir kalabalığın taklbıttlğl final maçı çok heyecanlı olmuş, neticede GalatasaraylIlar güzel bir oyundan sonra 29-28 Beyoğlu-sporu yener> k ’eşvık kupasını kazan mağa muvaffak olmıışıardtr. Yine İlk defa olarak bu eıt“ t’rrip edilen Üçler turnuvası müsabakalarına da on dört takım iştlrâk etmiş, çok cazip geçen bu müsabakalarda Galatasaray ve Bevoğluspor takımları rakiplerini yenerek Hna.’( kalmışlardır. Geçen hafta oynanan final maçı çok heyecanlı olmuş ve neticede sarı - kırmızdılar hakikaten çok güzel bir oyun oynıyarak kuvvetli rakiplerini İkinci defa olarag mağlûp ederek Üçler kupasını (*a kazanmağa muvaffak olmuşlardır (20-14> Snn kır-mızılıları bu baştır id”" do'ayı tebrik vazifemizdir.
16 yaşını gcçnı.y-n gen- ‘lemuılar arasında 10 takımın iştı-akile yapılan Yıldızlar turnuvasında Ga aıasa-ray - Kurtuluş takımları-muvaffakiyetli maçlar yaparak finale kalmışlardır. Çifte c-llmlnasyon ueulııyle yapılan bu turnuvanın final maçı bu gün Galatasaray kulübu solan unda oynanacaktır. Bu müsabakam Işttâk edecek olan genç Galatasaray takımı hakikaten çok güzel oynıyor çalışmış bir takımdır. İçlerinde Erdoğan İstikbal için bize çok şevler a-deden enfes bir oyun oynamaktadır.
Basketbol müsabakalarının en mühimini olan İstanbul I İnci ve II ııcl kategori şampiyonası müsabakalarına yılbaşında başlanacak ve müsabakaların yapılacağı yer ayrıca •’.in edilecektir.
İstanbul bölgesi n nci Mt’gorl voleybol şampiyonan müsabakalarına geçen hafta Galatasaray kulübü salonunda başlanmıştır. İlk hafta alınan neticeler şunlardır: Fenerbahçe - Topkapıya. Galata Gençler -İstanbulspora, Vefa - Boğazlçlne, Galatasaray - Tekele. Beykoz - B*-şlktaşa, Kasımpaşa - İstiklâle ga ip | gelmişlerdir.
1 Çifte elimlnasyon usulü Ue yapılan |bu müsabakalara bugün ve yarın davam edilecektir.
Diğer taraftan lig usulü ile yapı-| lan İstanbul I İnci kategori voleybol t şampiyonasına da önümüzdeki haf-| ta başlanacaktır. Her sene daha ge-ı niş bir alâka Ue karşılanan hendbol ' şampiyona maçları da önümüzdeki I baharda her üç sahada birden yapl-I lac aktır.
i Bütün bu müsabakaların şaınpl-I yonları 18 mayısta Ankarada yapılacak basketbol .voleybol ve hendbol I Türkiye şampiyonluğu müsabakala-i rında İstanbulu temsil edeceklerdir. I Yukarıda 945 - 946 senesi faaliyet programını kısaca İzah ettiğim spor
1 oyunları ajanlığına tuttuğu yolda ba-' şanlar dilerim.
HAYRETTİN BABTOÖLU
Kadı köy ünde
HALE’de
Bütün dünyanın ibretle seyrettiği
Beşinci Kol
Ayrıca:
JEANETTE MAC DON AL D
Kahire Yolcuları
filminde harikalar saçıyor.
günlerini kaçirmayinizi
O P E R A’da
Elmastan bir güneş gibi gönülleri kamaştıran
CAZ ÇİÇEKLERİ
Bu senenin rağbet rakorunu kırdı.
Sokonl-Vakum Oyl Kompani, tnk. şirketi genel direktörlüğü ve personeli Türkiye şubesi sabık direktörü
Mr. HAROLD C. OREEN’ln
Ş—naili Davetkâr gözlerin alevlerine yanan..
Ateşli dudakların buselerile zehirlenen
Aşkın ihtirastle etnayetler işleyen günahkârlar filmi Bugün A R Sinemasında ÇİFTE TAZMİNAT «The double İndemnlty» BARBARA STANWYCK — FRED Mac MÜRRAY — EDWARD G. ROBİNSON’un kudretleri!» yaratılan bir hayat faciası.
KflHl Şimdiye kadar benzeri görülmlyen bir filim harikasıdır.
Boks birincilikleri
Boks ajanlığı taratmam tanzim edilen programa g*re İstanbul boks birincilikleri var'n akşam saat 18 de | Galatasaray kulübü salonunda yapı-| iacaktır. 6on zamanlırca geniş faa-' Uyetine şahldoiduğumuz boksörleri-ı mü. gün geçtikçe» t-knlk bir duruma ■ ■riralklerind-n bu karşuaşrrakrln çek | çetin geçeceği, bilhassa Elektrik İle Oalatasaray kulübü boksörleri arasında silo ç'klşmeler 'la cağı Beri sürülmektedir.
ölüm
New - Yorkl* TT kasım günü uzun ve elim btr hastalık ne’içerinde vefa» etmiş olduğunu teessüfle bUdlrir er.
SEN GiDEL
Süper filminin uzunluğu hasebüe «esnalar: Gündüz iki matine 2.45 ve 5,45, auvare 8,45 de mMMaasamsnB Yarın saat 11,30 da İlâve matinesi vardır. k
SARAY ve SUME
Sinemalarında birden gösterilmekte olan

I
Güncelik komedyalardan II.
Ültimatom - Liste
(Bir talebe defterinden)
Yazan: Halide Edib - ADIVAR
“Kınar Gecesi,, münasebetle: 4 Bir zamanın güzel kadın tipi nasıldı ?
Şeker bayramının İkinci günü — eğer hatırınızda ise — hava yağmurlu ve bozuktu. Ta Kavaklara kadar her iskeleye uğn-yarak gidip dönen vapura sırf bay ram gezintisi veyahut kafa dinlendirmek için binenlerin sayısı azdı. Fakat dönüşte. Sanyeıden binen yolcular arasında gözleri cımbız gibi gördüğünü sımsıkı yakalıyan bir lise talbesi vardı. Cerrahpaşalı fakirce bir memur kızıydı. Sene sonunda olgunluğunu yapar yapmaz, yüksek öğretimin ehliyet imtihanlarına girip kazanmağı ve hemen türkoloji şubesine girmeği kafasma koymuştu. Babası ve anası Ayşe Bal-kara lise tahsilinden ötesini vermeği düşünmüyorlardı. Çünkü bu kadarcığmı bile midelerine taş basacak kadar yan aç yaşama mukabilinde başarmışlardı. Kız ondan sonra ya evlenir ve yahut da herhangi bir müessescde daktilo olabilirdi. Belki daktiloluk açık gözlü kızlar için koca bulmağa en çok vesile veren bir meslektir. Çünkü yüksek tahsil müesseselerinde kız ve erkek talebe arasında hakikî bir arkadaşlık teessüs etmiştir, iki taraf da hariçten kendilerine eş ararlar. Fakat İster koca bulmak, ister daktilo olmak bugünlerde yalnız bir lise tahsiline değil aynı zamanda düzgün bir kıyafete bağlıdır. Düzgün Jnyafet de zamanımızda mutlak İpek çorap ister. Bundan dolayı bu fedakâr ana ve babanın kıza ayda bir çift İpek çorap alabilmek için haftada bir gün oruç tuttukları mahallece malûm olduğu gibi, gençler arasında da bu ihtiyar çift model olarak anılırdı.
Mamafih Ayşe Balkar’ın zihni evvelâ edebiyat fakültesi, sonra da muharrirliğe saplanmıştır. Muharrir bir hocanın tavsiyesile kızcağızın sokakta gördüklerini ve işittiklerini —ileride kendisini meşhur yapacak bir romanda kullanmak üzere — defterine not etmek âdetidir. Onun için 6an kâğıtlı bir defterle kalem çantasının daimî muhteviyatı arasındadır. îşte genç Sertman müstakbel kaynanasına sunduğu ültimatom - listeyi ve aralarında gecen izdivaç kara borsası pazarlığını bu notlardan öğreniyoruz.
«Büyük balamın elini öpmek İçin yaptığım bayram ziyaretinden sonra Sanyerden vapura bin-dmı. Karşıma şişman bir herifle yaslıca bir bayan oturdular. Surat tostoparlak, gözler fıldır fıldır, kafa beş on sene sonra cascavlak olacak. Fakat şıklık ve kurum yerinde. Hlc gözüm tutmadı. Evvelâ müteahhit falan sandım, fakat sonraki sözlerinden ve biraz da kıyafetinden hariciyeci olduğunu anladım. Sırtında koyu bir pardesü. boynunda yumuşak ipekli bir fular, dizinin üstündeki şapka yepyeni, birbirinin üstüne atarak birini mütemadiyen yanındaki havanın burnuna sokarcasma salladığı ayaklarında da pırıl pırıl ipek çoraplar, henüz boyanmış ayakkabılar. İlk önce kendi kendime (bu yaşlı bayan kendini satacak galiba" sonra da belki anası, dedim. Çünkü evdeki ihtiyarları sızdırmak zamanı gelince biz gençler hep bu tavrı takınırız. Kavde değmez günlük bir hâdise dlve Reşat Nuri’nin «Yamak dökümü» nü çıkardım. Okumağa başladım. Fakat gene de not defterimi dizlerim in üstüne koymağı ihmal etmedim. Bazan en umulmavan tipler övle romanvari acaiplikler yumurtluyorlar ki,,,.
«Herifin sesi viikseldikçe yükseldi. bavan büzüldükçe büzüldü, ben nasılsa romana dalmışım, bir az sonra etrafımda herkesin susmuş olduğunu hissettim, herif de. etrafındakllerln ilgisini anlar anlamaz daha üst perdeden atmaca hattâ bağım- gibi konuşmağa başladı... (Burada birçok lise talebesi tefeİ6Üfü olduğu için geclvonız) hemen defteri yakaladım. gûva kttantan not alıyor-musum rribl konuşmalarım zapta has’ndım:
Herif —,Blr Refaret kâtibinin es'nl beraber götürebilmesi için bazı kondlsvonlar vardır. Onun kin yalnız Avnıoada zengin ve kibar aloipr kızlarım hariciyecilere verebiliyorlar. Bilhassa be-
nlm gibi gençlere kız verenler bu | yası Pakizeye kalacak. Bunlar-kondisyonların (şartlar) terfi •*“ ’-----------
için elzem olduğunu bilirler. Bilseniz burada da... ne İse geçelim. Karısı güzel, tahsilli olanlar diplomasi âleminde göz yummadan elçi oluverirler. Bazı bakımlardan Pakize sefaret muhitlerine pek uygun değilse de... (öksürdü, etrafına bakındı, bayan biraz daha pencereye yaklaştı. Fakat o çekildikçe herif yaklaşıyordu. Âdeta bayancık bir aralık pencere İle herif arasında kapana tutulmuş bir fareye döndü.)
Herif — (Devamla) Pakize İle hareketimden evvel evlenip onu götürebilmek İçin lâzım olan şeyleri sistemli blı- liste halinde hazırladım. Size okuyacağım.
Bayan — Ne haceti
Herif — İhtiyar bunları size söylememi istedi. Ben metot ve sistem adamıyım. Liste üç kısma ayrılmıştır. —hemen götüremi-yeceğimiz, fakat vapur postalan sıklaşınca aldıracağımız bir apartıman eşyası. O zamana kadar lüks bir otelde yasarız. Bunlar lüks bir yatak odası, yemek odası ve salon takımı. Bunlar şimdilik burada kalır, fakat hareket etmeden alınmış olmalı, herhangi dakika lstiyebiliriz. Fakat Kristal tam bir takım, sofra örtüleri, ketenden yatak takımlarını beraber götürürüz. Listeye koymadığım mutfak, tabak takımları gibileri için tabiî bize kredi açarsınız. Ben terfi edinceye kadar bir şey almama imkân yok.
Bavan —.......
Hcı-if — B faslı bana aittir. Smoking, frak takımı, bir düzine iç çamaşırı, yarım düzine ipek pijama, iki rop döşambr. iki çift terlik, iki düzine mendil, çorap, tam bir temizlenme takımı... Şurasını söylivevîm ki ben daima ■rivdiğim şeylerin kalitesinde çc’ titizim.
Bayan —....
Herif — C faslı Pakizeye aittir. Biı- düzine ipek İç çamaşırı, yarım düzine pijama. İki rob dö şambr, üç çift terlik, bir temizlenme takımı, altı kat emprime rop — tabii bütün bu eşya birinci derecede terzide dikilmeli. Dört palto, (muhtelif mevsimler İçin) bir kürk, altı şapka, İki düzine ipek çorap, 2 tayyör, altı bulüz. üc akşam esvabı, bir kürk kap. sekiz çift İskarpin. Oraları hayli soğuktur, bir çift çizme de lâzım. Altı adet lüks el çantası, altı çift eldiven, sekiz çift ayakkabı ve İskarpin — İki çiftinin ökçeleri blllûrden olması lâzım. Tayyörle kullanılacak mal tilki boa, tabii bunların asorti olmaları lâzım gelenleri var. Tekrar eşyaya devam etmeden sövllyeylm, altı lâmbalı bir radyo da lâzım...
Bayan — (Doğrularak) bunların bazıları...
Herif — Henüz bitirmedim.
Bayan — Yorulmayın, tahmin ediyorum. Kolye, küpe, bilezik, saat, plâk...
Herif — (Gözleri parlıyarak) bunlar tabii kado (hediye) faslı. Benim listenin birçok yerlerini bakın sildim. Yalnız «strlet ne-cessair» olanları...
Bayan — Evet ama...
Herif — Müsaade edin, ben Pakize ile anlaştım, sakın bunları benim....
Bayan — Müsaade idin. Şimdiye kadar okuduğunuz listenin bir kısmı esasen tedarik edilecek, Fakat ben İhtiyarı İyi bilirim bazıları,,.. . .
Herif — (Listeyi dizlerinin üs-tüne bıraktı, ayağını, kızmış biri köpek kuyruğu gibi şiddetle sal-1 lamağa başladı) meselâ?
Bayan — Ev eşyası faslında I uyuşulur Yalının bütün stil eş-> 1
dan bir kısmını verebilir.
Herif — Avrupayı bllmlyenler bu köhne şeylerin yalnız müzelerde veya şark odası denilen,,.
Bayan — Affedersiniz. Buradaki ecnebi sefaretleri bunlara bedestende avuç dolusu para veriyor. Hem...
Herif — Bilirim, tuhaflık olsun veya şark souvenlr’i diye yoksa modem eşya.,..
Kadın — Yani kübik... Herif — (İstihfafla) evet.
Bayan — Bu hususta bir şey yapılabilir. Fakat Pakizeye ait kısımlarda ihtiyarın kabul etmi-yeceği,...
Herif — Elması mı?
Bayan — Keşke öyle olsa. Hayır. ihtiyarın kasasında Avrupa-da bulunmıyan nadide elmas vardır. Hepsi Pakizeye kalacak. (Bayan herifi yıldırmak isterse onun tek varisliğinden, herif kendini satmak isteme izdivacı talikten bahsediyordu).
Herif — Öyle ise neye itiraz edecekler?
Bayan — Ben huyunu bilirim. Evvelâ katiyen dört manto almaz...
Herif — Mevsimlere göre..
Bayan — Pabuç, çanta, şap-Ica. çamaşır gibi, şeylere en çok itiraz edecektir.
Herif — (Put gibi) bunlar olmazsa Paklzeyi almam demek istemiyorum amma, ister İstemez giderken alamam, terfiime kadar talik...
Kadın — (Panik içinde doğruldu. Anladım kİ bu izdivaç hemen olmazsa bir Iskanda! olacak) yanlış anlamayın. Almağa iktidarı yok değil. Yeııl gençlerin kıyafet İsrafına çok kızıyor. Bir mantar pabuç aldırıncaya kadar neler çektim bilseniz. Hele pabuç. çanta gibi eşyadan âzami ’.k! tane alır. Fakat .emin olun, bunlar eskidikçe derhal temin edecek paran bankaya koyacaktır.
Herif — Başkalarının emrine bankaya konmuş parayı is temek haysiyetime dokunur. Tek concesslon (fedakârlık) yapacağım şey çamaşır ve çarşafların kumaş halinde alınmasına, muvafakat etmektir Yoksa talik...
«Vapur yanaşmak üzereydi. Herkesten evvel bayan yerinden fırladı. Elektrikler yanmıştı, yü-' zü kıpkırmızı olmuştu. Şimdi yüzündeki korkuya bir de heriften âdeta İğrenen bir mâna ilâve edilmişti. Herif simdi tamamen yumuşamıştı. Hemen kadının koluna girdi ve «listeyi hele ı bir çantanıza koyun, akşam Pakize İle konuşun, biz anlaştık»... Derken yanımdaki yaşlı bir adamcağızın «ne günlere kaldık?» diye kendi kendine söylendiğini ı duydum. Ben kalabalığı yararak , peşlerine düşün konuşmalarını işitmek İstiyordum. Gene bir erkek sesi ve evlenmenin karaborsası ne yamanmış, bel diyordu.»

\.
B. Halil Vedat Fıratlı
Şehrimiz MIHI Eğitim mttdttrlüftü vekâletinden Bakanlık umumi müfettişlik vazifesine dönen B. Halil Vedat Fıratlı pazar günü Ankaraya hareket edecektir.
Ğörûşler
0 HAİUIIK SIVASI Htenva
Bugün Çıktı


İHSAN-HAYAT
23 îiııcü Fasihti! Çıktı
Çıkaran
Ankara Cad. 86


“ Emin olunuz, tiyatronun en çirkin kadını bendim... „
hangisidir?.
Çiçek, böcek — İnsanın her istediğini söyliyebileceği yaş j Genç kadın rolleri — Sabahleyin erkenden çalınan kapı — Çobanyan’ın telâşı — Vahide kadın — Minare ile kürdan — Güzel artist nasıl tarif edilirdi?. — Sahneleri dolduran dalyanlar gibi kadın!.. — Mınakyan ile artistler arasında tutuşulan bahis — Suflör deliğine göz ilişince.. — Mınakyan bahsi kazanıyor
'Kınar hanım anlatıyor:
♦Siz [Çiçek, Böcek] piyesini seyrettiniz m;?.. Orada bir sahnede. büyük rollerden birini oynayan kadın sanatkâr şöyle der:
— Artık her istediğimi eöyll-yebiiecek bir yaştayım!..
Hakikaten insan hayatında öyle bir yaşa gelir kİ artık hiç bir sansüre tâbi olmadan konuşabilirsiniz. «Çiçek, Böcek» teki sanatkâr'o sözleri aşk ve gönül vâdisinde serbesçe konuşabilmek için söyler. Ben İse yalnız sahne hayatımdan bahsedeceğim. Evet, artık istediğimi söyliyebilecek bir yaştayım... Hiç bir maksada takılmadan istediğim gibi konuşabilirim. Sahne garip bir yerdir.
Orada genç kızlar, genç kadınlar, gene erkekler, hattâ bu iki cinsin yaşlıları da «güzel kadın», '.güzel erkek» rolüne çıkmak İsterler. Ben hayatımda hiç bir rolü sırf güzel İnsanı temsil ediyor diye istemiş değilimdir. Hattâ «güzel kadın» rollerinden da'ma kaçmışımdır.
— Sebep?..
— Size artık İstediğim gibi konuşabilecek bir yaşta olduğumu söylemiştim değil mı?.. Sorduğunuz sebebi de söyliyeyim... Zira ben çirkin bir kadındım!..
Sahneye bütün bir hayat vermiş bu sevimli ve şöhretli sanatkâra hayretle baktığımı görünce:
— Evet... Buna emin olunuz... Sahnenin en çirkin kadını bendim. Bir çök kimseler çirkin olurlar, fakat bu çirkinliklerini hlc bilmezler Ben İse kendi çirkinliğimi biliyorum. Bu hakikate imanım vardı. Bütün dünya aynalarını kendime şahit tutuyordum. tçlm sanat dalgalar! I e kabarıyordu. Fakat madde darlığım beni ’ üzüyordu. Etrafım güze; kadınlarla doluydu. Hayret etmeyiniz O zamanki sahnede de çok güzel kadınlar vardı. Madam HckimyanHar. madam Binemeclyan’lar, Aleksanyan’ lar... Hattâ Aznif hanımın gençlik ve parlaklık zamanlarıydı. Etrafımdaki güzel kadınlara baktıkça ben bile onlara hayran oluyordum. Bu İtibarla öyle ahım şahım güze] kadın rollerine pek heves etmezdim. îvi oynandıktan sonra fena rol yoktur. Her rolün kendisine mahsus blı- güzelliği vardır. Sahnede güzel olmadığımı telâfi etmek İçin mümkün olduğu kadar çalıştım. Bunu sanatımla doldurmağa gayret ettim. Ve tevazua aykırı olsa bile şunu da söyliyeyim ki galiba da muvaffak oldum.
Evet, muhakkak k! sahnenin en çirkin kadmivdım. Fakat emin olunuz o çirkinliğimle güzelleri de kıskandırdığım zamanlar cok olmuştur. îşte benim bir çokları tarafından asm derecede bulunan sahne askımın fazlalığı buradan geliyordu. Güzelliğim olmadığı İçin her şeyi ondan İstiyordum. Ve her şevimi vlne ona yani sahneye veriyordum.
Lâdam O Kamelyadaki Mar-gerlt Gotve rolünü öteden beri güzel kadınlar oynar. Bazan sahnede kuvvetli bir rol İstesem bana:
— Galiba Lâdam O Kamelyayı oynamak istiyorsun... derlerdi.
Hemen cevap verirdim!
— Katiyen!..
Hakikaten de kendimi hiç bir raman Lâdam O Kamelyayı kusursuz ovnıvacak derecede güzel bulmuş değilimdir.

Kınar, Elixa Blnemcclyan,
Kınar hanım Bcsa piyesinde i
Vahide kadın!..
«Kınar hanım», bütün dünyada açılacak bir hafıza şampiyonluğu müsabakasına girse eminim k! birinciliği kazanırdı. Onun, defterler dolusu muazzam rolleri ne kadar kısa bir zamanda tamamlle ezberlediğini görüp şaşmamak kabil değildir. Bugün bile — ne kadar uzun senelerden sonra — hafızasında yüzlerce piyes, bütün teferrüatı ve tekmil cümlelerile mevcuttur. Ve Kınar konuşurken daima bu rollerden İstifade eder. Meselâ söz arasında:
____Şu eseri biliyor musunuz?.. Orada bir genç kadınla bir filozof vardır. Filozof der ki... cömleslle başlar ve size filozofun sözlerini kelime kelime tekrar eder. Halbuki bu piyes 30 sene önce oynanmıştır. Filozof da Kı-nar’ın rolü değildir. Karşısındakinin rolüdür. Fakat o unutmaz...
Bu rol ezberlemek hususundaki kuvvetinin pek dikkate değer bazı sahneleri de görülmüştür Biri şudur:
Hürriyet yeni üftn edilmiş. Semseddin Sami'nin meşhur «Besa» eseri oynanmakta., piyesi çok sükse yapıyor. Buradaki Vahide kadın rolünü de Mınak-yan kumpanyasında Aznif hanım oynuyor. Vahide rolü uzun ve mühimdir.
îşte bu sıralarda bir sabah Kınar’ın evinin kapısı yıkıhrca-sma çalınıyor. Meşhur aktör Çobanyan telâş içinde, kapıya koşan Krnar banıma bir defter uzatıyor:
Raşlt Rıza Hortlak piyesin.’
— Aznif hastalandı. Akşama Vahide kadın rolüne sen çıkacaksın!,,
Amanl,. Öyle böyle rol değil kİ i.. Vakıa Mmakyanm daha tiyatrosunun başlangıcında her rol için ona çıkabilecek ihtiyat artist hazırlamak âdetiydi. Fakat nasılsa «Vahide hanım» için böyle bir şey düşünülememişti. Saat 11 den 6 ya kadar rolüne çalışan Kınar akşam sahneye çıktı. Ve çıtır çıtır oynadı. Fakat bunca sene sonra:
— Oynıyamadım ki... Vahide hanım minare gibi bir kadın... Ben ise kürdan gibi!., diyor.
Minareye karşı kürdan!.. Kınar hanım • bu yaşında da espriyi sever.
— Ben ufak tefekliğimin tesi-rlle de mücadele ettim. Simdi olsa, bugünün zevkine göre bu belki bir kusur değildi!'. Fakat bizim zamanımızda tiyatro artisti «sahneleri dolduran, c ıl-yanlar gibi kadın» diye tarlfedi-İlrdi kİ bu da bend» yoktu.
Mmakyanm bir muzipliği..
Kınar hanımın ne kadar kolaylıkla rolünü ezberled'ğini gören Mınakyan ona bir de güzel muziplik yapmıştır.
Kendisine meşhur «Bilezik» piyesini baştanbaşa ovnatmış-ır.
Kınardân habersiz tiyatronun öteki sanatkârları ile bir bahse tutuşmuştur. Bunda Mınakyan, Kınar’ın hiç süflörsüz bıı piyesi oynıyabileceğini iddia etmiştir. Suflörün kaldırılacağı Kmar'a söyienttmemiştir. Sanatkâr sahneye çıkmış ve bileziği oynamağa başlamıştır. Fakat bir an gözü süflor deliğine ilişmlştir kİ oıası bomboş!..
Mamafih hiç renk vermeden rolünü başından sonuna kadar, katiyen aksatmaksızın, mükemmel surette oynamıştır. Bu suretle Mınakyan bahsi kazanmıştır. O devrin sanatkârları da Kı-nar'a hâfıza şampiyonluğunu seve seve vermişlerdir.
Hikmet Feridun Es
Belediye iktisat müdürlüğü
Yedi aydan fazla bir zamandaııberl vekâletle idare edilen belediye iktisat İşleri müdürlüğüne asaleten bir zatın tâyini lcâbetmektedlr. Borsa komiseri B. Kadri Boyman’ın bu vazifeye tâyin edileceği söyleniyor.
Sf.hlfe O
ARSAM
1 Araîılf 1fi4S
iYi KİRACI
Polis köpekleri
Dostumun derdi büyüktük. Şehirde bir çok kimseler kiralık cv ararken bizim Memduh boş apartımanına kiracı arıyordu. «Bu zamanda ondan bol ne var?..» demeyiniz. Arkadaşım kiracı hususunda kılı kırk yarmakta tdl. Doğrusu namuslu çocuktu. Yanında hava parasının lâkırdısı edilmiyordu. Fazla kira da İstemiyordu, ğam yapmak vesaire gibi şeyler aklından bile geçmiyordu. Ancak apar-tımaninın katiyen harap edilmemesini, gayet iyi bir kiracılım eline geçmesini arzu etmekte İdi. Blf takım şartları da vardı. Meselâ apartımanı tutacak aile 3 kişiden fazla olmıya-caktı.
Ayıp değil ya, Memduh apartıma-nının üstüne mübalâğalı bir derecede düşkündü. Onu bir sevgili gibi İncitmek bile İstemiyordu. Hattâ üç kişilik bir aile apartımanı tutmak İçin çok ısrar ettiler. Fakat vermedi. Sebebini sordum:
— Erkeklerin ikisi de sporcu. Kapılan hızla çarparlar, duvarları harap •derler. Böyle fazla güçlü kuvvetli kimseler İyi kiracı olamazlar... dedi.
Başka bir aile çıktı. Onlar da tenha İdi. Bir karı, bir koca.. Dostum yine apartımanı vermedi. Tıpkı kızını itimse ile evlendirmeğe kıyamıyan evlâdına çok düşkün bir baba gibi İdi. Apartımanı hiç bir kiracıya veremiyordu. Gönlü buna razı olmuyordu. En son çıkan karı kocaya apârtıma-nı niçin vermediğini sorduğum man şu acayip cevabi aldım:
— Kadın çok kıskanç!..
— Bundan ne çıkar?..
— Ne mİ çıkar?.. Erkek dte : huysuz... Velhasıl ikisi de sinirli İnsanlar. Böyle evden hayır kalır mı birader?.. Hergün kavga... Hattâ belki de dövüş!.. Birbirlerine blrşeyler fırlatacak]:/. Kapıları çarpacaklar. Kadın sinirinden tepinmeğe kalkacak. Neme lâzım?.. Evimi lıarabede-eekier!.. Bana dalha sakin bir kiracı lâzım!..
Nihayet muradına erdi, öyle bir kiracı çıktı kİ mumla arasa belki de bulamazdı.
Blrgün kendisiyle beraber otururken kapı açıldı İçeriye yerden yapılı, kocaman gözlüklü, İki nokta halinde bıyık’’, süzgün bakışlı bir. adam.. k --'ni durmadan kırpıştıryor, ac acele konuşuyordu. Maksadını çok çabuk anlattı. Memduhun apar-tımanmı tutmak istiydrdu. 'Yer yüzünde tek candı.
Arkadaşım akima mühim gelmiş gibi sordu:
— Yeni mesleğiniz ne: r?„ Küçük boylu adam çabuk cevap verdi:
— Ben fikir adamıyım efendim... İlimle meşgulüm!..
Memduhun yüzündeki hatlar yumuşadı. Aldığı cevaptan memnun olmuştu.
— Efendim, benim maksadım apartmanın İyi bakılmasıdır. Hakikaten orayı evlâdımmış gibi severim... Ve öylece bakılmasını da isterim!..
Yerden yapılı adam hemen buna il cevap verdi: I
— Tabii efendim.. Tabii!,. Meşhur I sözdür. Bakılırsa bağ olur, bakılmaz-] sa dağ olur!.. Bendeniz oturduğum yere son derecede meraklıyımdır. Bu] söylediklerimin emaresini de göre- ' çeksiniz ya.. Çok meraklıyım!..
Arkadaşım bu tek başına ve hayatında ilimden başka birşey düşünmeyen ve oturduğu eve pek meraklı olan adama kafası yatmıştı. Hemen o günü kontratlar hazırlandı. Ve apartıman kiraya verildi.
Bu meseleden bahsederken,, Mem-dulr
— Hakikaten «İdeal kiracı» diyordu. Tek başına... Kitaptan başka bir şeyle meşgul olmıyan bir adam!.. Üstelik oturduğu yere de meraklı İmiş. bRksana.
za-
zaten
blrşey
çabuk

— Ne dersin?.. Acaba blrşey bahana edip yukarıya çıkalım da, etrafı şöyle bir tetkik edelim mİ?..
Kendisini teskin etmeğe çalışıyor:
— Canım. Böyle şey olur mu?.. Yukarıya çıkıp da ne göreceksin.. Bütün dünya, bütün ev sahipleri evlerini kiraya veriyorlar. Sentlerco bir daha o semte uğramıyorlar hilesen hastasın galiba... Dün bir, bugün İki... Tık tık kapı. Merhaba... «Affedersiniz. etrafa bakmağa geldim. Acaba bir tahribat yaptım» mı?..» diyeceksiniz ha.. Blrşey değil, hava parası almadan, ucuza da .verdin amma, herif senden bıkıp çıkıverecek!.. Madem apartımanına bu kadar meraklı İdin. Ne diye kiraya verdin?..
— Doğru...
Arkadaşımı yola getiriyordum. Fakat ertesi günü yeni kiracının katından müthiş keser sesleri, destere gıcırtıları, sarsıntılar gelince İş değişti. Memduh adeta dehşet İçinde kalmıştı.
Bütün o gürültülere üç güıı dayandı. Fazla zaptedemcdlm. Berabere» yukarı çıktık.
Minimini fikir adamı kocaman gözlüklerinin altında süzgün bakışları ve fırça gibi saçları İle blıe kapıyı açtı. Kolları sıvalı İdi. Omuzlarında kesilmiş tahtaların kepekleri vardı.
Eve İlk adımıma: atınca şaşkınlıktan bayılacak raddelere gelmiştik. Bütün duvarlara tahtalar çaklmıştı. Sayısız raflar... Her rafta kitap, kitap... En üst raflara ulaşmak İçin uzun merdivenler... Kiracı:
— Efendim, arzetmlştim. Meraklı olduğumu söylemiştim. Eve bakmasını çok İyi bilirim. Ve hergün tadilât, evin tertibatında değişiklik yapmazsam yüreğim de rahat erimez. Bu bende bir hastalıktır... Meslâ bakınız... Şu bulunduğumuz odanın bitişiğindeki oda da kitaplarla doludur. Fakat ben buradan oday3 hiç geçmeden lçerlkl odadan elimi uzatınca kitap alabilirim...
Yeni kiracı böyle söyleyerek, o zamana kadar duvarda görmediğimiz bir deliğe konulu uzattı Ve biraz sonra elini çektiği zaman parmakları arasında bir kitap vardı. Ufacık böy-lu fikir adamı duvarları delmiş, kitap raflar arasında pencereler yapmıştı. Bunu görüp de dehşet İçinde kalmış olan arkadaşım Memduha şöyle diyordu :
— Efendim, ben bu bir odadan öteki odaya geçmeden kolunu uzatınca kitap alma usulünü kendi kendime keşfettim!.. Amerikada kütüphanelerde gördüğüm bazı tadilâtı da öteki odalarda tatbik ettim. Buyurunuz gezelim. Çok hayret verici şeyler göreceksiniz. Size diyorum ya, oturdu-duğum eve çok meraklıyım. Her dakika blrşey yapmasam rahat edemem efendim...
(BİR ŞİLDİZ.)
K AKŞAM S
Abone bedeli
Türkiye
Ecnebi
Kuruş 5400 kuru;
* 2900 •
1800 •
Senelik
6 Aylın
3 Aylık
Adres tebdili için elli kuruşluk
pul gönderilmelidir Aksı takdirde r(-s değiştirilmez.

Telefonlarımız Başmuharrir: 2U5B5
Yan tşlerl- 20785 - telare: 20881 Müdür: 20497
Aradan bir hafta geçti. Kıanı evlendirmiş de, bir türlü onun yeni vaziyetinden haber alamamış bir baba merakiyi’ bana soruyordu:
Zilhicce 28 — Kasım 24 İmsak Güne? öğle İkindi Ak yatsı E. 12.39 2.24 7.21 9.48 12.00 1.37 V. 8.21 7.05 12.03 14.28 16.41 18.19
tdarehane BabIâli civan
İngılizlerin Mısırda yetiştirdikleri köpekler mühim işler görüyorlar
Bir polis köpeği yere devirdiği
İngiliz askeri polis İdaresi, Mısırda Hellopolis şehrinde polis köpekleri yetiştirmektedir. İmages dergisinin bir muharriri bu polis köpeği tâlim ve terbiye merkezini ziyaret ederek İntihalarını şöyle anlatıyor:
Karargâhta bana Roy namında 10 aylık bir Alman köpeği gösterdiler. Kulakları dik duruyor. Royun antrenörü İngiliz askeri polis çavuşlarından Kelly'dir. Köpek, mürebblslnln «Haydi bakalım, elini uzat» demesi üzerine ön ayaklarından birini sanki elimi sıkacak İmiş gibi bana uzattL Sonra başka bir emri İfa etmek İçin hendeklerden atlamağa, tel maniaları dlşlerile koparıp atmağa, duvarlara İnip çıkmağa başladı. Roy. efendisinin en küçük İşaretlerine dikkat ediyor ve onları derhal yerine getiriyor.
Roy’dan sonra bana Bllam namında kocaman diğer bir polis köpeği gösterdiler. Bu. İki yaşında bir mahlûktur. Yüzü, çok halimdir. Müreb-bisl çavuş Jock, talebesinden çok memnundur. Bllam, Roy'a nazaran daha az çeviktir. Fakat o da aynı ek-zerslzlerl yapıyor.
Roy ile BUan savaş köpeğidirler. Bunlara jandarma vazifeler! mükemmelen öğretiliyor. Hırsızların peşinden koşmak, onu yakalayıp yere devirmek ve nöbetçiler yetlşlnceye kadar hareketsiz tutmak. Çırpınmak ve köpeğin pençesinden kurtulmağa çalışmak bazan vahim ısırmaları İntaç eder.
Esasen karargâhta, bize köpeklerin yaptığı işlerin bir nümuneslnl fiiliyatla gösterdiler. Köpek dişlerinin ge-çemlyeceğl kalın pamuklarla astarlanmış bir elbise giymiş ve yüzüne maske takmış bir adam, kaçacak gibi
Anadan doğma sağırlar telefonla konuşabiliyorlar
Amerika’da tecerübe ve tatbik edilen usul çok iyi neticeler verdi
ka 1ın pamuklu giymiş adamı ısırıyor oluyor, köpek derhal arkasından koşarak onu yakalayıp deviriyor ve mürebblslnln emri üzerine onu istemeye İstemeye bırakıyor. Bu işi gören Roy, kaçan adamın omuzlarına atlamış ve bir darbe İle yere sermiştir. Başka köpekler de aynı İşi yapmışlardır. Bu gösteriler devam ettiği müddetçe beril, «köpek aldanmasın» diye bir demir kafes İçine koymuşlardı.
Orta Şark'ta Hellopolls’dek! İngiliz asker! polis İdaresi tarafından yetiştirilmiş 300 polis köpeği vardır. Bu talim ve terbiyede taklbedllen prensip, hayvanı yalnız bir mürebbiye alıştırmaktır.. Mürebbl, köpeği altı ilâ sekiz haftalık bir talim ve terbiyeye tâbi tutar. Köpekler, dalma iyi muamele görmekte ve hiç bir zaman dövülmemektedfr. Köpek talim ve terbiye gördükten sonra mürebblsiyle, | beraber aynı birliğe verilmektedir. İngiliz ordusunun terhisi, ortaya mühim bir mesele atmaktadır: Köpekleri salıvermekslzln mürebbllerl nasıl terhis edilecek?
Her köpeğin kendisine mahsus biıf hücresi vardır. Hücre çok temiz ve hayvanın rahat rahat uyumasına ve oturmasına müsaittir. Her hücreye köpeğin İsmi yazılıdır.
Hayvanların yiyeceklerine çok dikkat edilmektedir. Köpekler, günde bir defa yemekte ve a» su İçmektedir. Bir veteriner onların sıhhati İle meşgul olmakta ve lüzumu halinde ameliyat yapmaktadır. Veteriner bulun-mıyan yerlerden birinde köpeklerden birinin başına bir kaza gelir, ve hayvanın tehlikesi» nakline İmkân görülmezse veteriner derhal köpeğin ayağına gider ve onu tedavi eder.
Geçenlerde, Birleşik Amerikada Belle Telefon lftboratuvarlarında gayet acayip bir muhabere usulünün tecrübeleri yapılmış ve mükemmel bir netice alınmıştır.
Sağırlar, ötedenberl telefon muhaberelerinden İstifade edemiyorlardı. Fakat şimdi tekemmül ettirilen bu yeni usul sayesinde, anadan doğma sağır olan 2 adam, konuşup anlaşa-bllmektedlr.
Bu yeni telefon usulü daha ziyade İşitme esasına dayanmaktadır. Şöyle kİ, telefonda her hangi bir lisanda birkaç kelime telâffuz edllllr edilmez, sesU ve sessiz harfler, hattın öte ucundaki telefon ahizesinin üzerindeki küçük perdede bir takım grafikler husule getirmektedir
Bir sene evvel, blrlblrlyle anlaşamı-yan anadan dogma sağırlar, şimdi bu yeni usul sayesinde blrlblrlyle konuşmağa muvaffak olmuşlardır. İşitme esasına dayanan bu yeni muhabere sayesinde İlk defa olarak sağırlar, dudaktan okııma külfetinden kurtulmuş bulunuyorlar. Çünkü, telâffuz edilen her kelime, telefonun üzerindeki perdede derhal grafik halin! almaktadır.
Grafikleri deşifre etmek hususunda kısa bir müddet İçin talim ve terbi-
yeye tabi tutulan kulağı işitir birkaç kişi de, hattın öbür ucundaki »ağır bir adamla konuşmak hususunda hiçbir müşkülâtla karşılanmamıştır.
Belle Telefon kumpanyası tarafından İnkişaf ettirilen bu telefon şebekesinde katiyen ses lşltllmemektedir Ancak, ses yerine sadece perde üzerinde sesli ve sessiz harnerln telâffuzundan İleri gelen bazı grafikler belirmektedir
Bu yeni usulü inkişaf ettirmek İçin ses tahlil eden âletlere ve katod şualı lâmbalara başvurmak İhtiyacı hası) olmuştur. Böylece, sesin İnceliği, yüksekliği ve kelimeler amamdaki sükût devresine göre, hattın öbür ucundaki telefonun üzerindeki perdede, alışkın bir gözün kolayca okuyabileceği bir takım grafikler husule gelmektedir.
Belle lâboratuvarlanna mensup bulunan Ralph K. Potter, bu telefonun bütün lisanlara elverişli olduğunu ve bilhassa sağır bir adamın okuduklarını herkesin anlıyabilmesl İçin yüksek sesle tekrar edebileceği keyfiyetin gayet ehemmiyetli olduğunu açığa vurmaktan geri kalmamıştır.
Bu telefon usulünden faydalanmak istiyen bütün sağırlar, kısa bir müddet zarfında grafikleri çözmesini öğrenebileceklerdir.
Şehir Tiyatrosu dram kısmında
Oksijen maskeleri
Birleşik Amerika'nın orta mmta-kasında bulunan bir uçak fabrikasında tazyikli bir oda vardır. Yüksek İrtifada bir askeri uçağı deneyecek olan her hangi bir pilot, bu uçuşuna hazırlık olmak üzere tazyikli odada havacılık cerrahının
murakabesi altında oldukça çelin bir tecrübe devresi geçiriyor.
Yukarıkl klişede ayakta duran havacılık cerrahı, bir askeri uçağı tecrübe edecek olan pilot* oksijen maskesini takmağa başlıyor.
(Baştarafı 3 üncü sayfada)
Bu tercümenin lehinde bütün edib-lerlmlzln şahadetleri var. Birkaç tanesini buraya sıralıyayım ki meselenin ehemmiyeti kolayca meydana çıksın.
Halld Ziya UşaklıgU'den: «Mütercim, en zor parçaların İçinden harika nevinden bir beyan suhuleti, bir nazım ahengi, bir tercüme maharetiyle çıkmıştır. Bu marifet eserine karşı hayran olmaktan başka yapılacak bir İş yoktur.»
Halide Edlb Adıvar’dan: «... Ve derhal anladım kİ, Sabrl Esat, (Cyra-no) ya bir tarafından değil, içinden, dışından, her zaviyesinden bakmış vö Rostand’ın «Cyrano» sile İçinde yaşadığı dünyayı, şairin kafasının İçindeymiş glb! görmüş, yüreğindeymiş gibi duymuştu.»
Refik Halld Karay'dan: «Cyrano terettmest .bizde haşmetli bir eserin, İlk defa olarak aşkla, şevkle, sadakatle, İman, bilgi ve zevkle, hepsinden ehemmiyetlisi telife beıızlyen pek güzel bir üstat Türkçeslyle yapıldığı, hiç aksamadığı, gönül ve fikir doyurduğu İçin öğmeğe değer.»
Cyrano hakkında kim ne yazdı ise bu kanaati izhar etti. Her yazının böyle cümelelerl var. Artık hareket Belediyemize düşer. Şehrimizde bir tiyatro kuran, ona yüz elli bin lira veren Belediyemiz tiyatrosunu olgunlaştırmak, seviyesini yükseltmek istiyorsa müellfi de himaye etmek imkânını bulsun.
Son söz olarak biraz da piyesin ilk temsilinden bahsedeyim.
«Cyrano de Bergerac» m ilk oyan-dığı 28 aralık 1897 sayılı tiyatro tarihlerinden biridir. O gece piyesin prova jeneralinde heyecan o kadar umumi olmuştu kİ herkes eserin muvaffakiyeti hakkında söylenebilecek sözlerin hakikati İfadeden âciz kalacağında İttihat etti.
«Cyrano» rolünü oynıyan büyük Coquelin bu rolle kendine ayrı bir şöhret temin etmlştl.Öyle kİ o dalma Cyrano’nun mübdll olarak kaldı. Rolünü arka arkaya üç yüz defa oynadıktan sonra bir başkasına terke razı oldu.
Coquelln Cyrano'yu hakiki bir İn-
san olmaktan ziyade bir Tanrı edıuı. le oynardı. Meselâ oyunun İlk perdesindeki burun tiradını ve baladı gür sesiyle öyle muvaffakiyetle okuyordu ki hayran olmamak kabil değildi. Piyesin bu âyarda. bütün güçlüklerini bu eda He ve büyük bir kolaylıkla yeniyordu.
Le Bergy de Conıâdle Fraııçalsc'den ayrıldıktan sonra bu folü büsbütün başka bir tarzda oynadı. Hem de Le Bergy Cyrano rolüne, bu. rolün fevkalâdeliklerine Coqueiin gibi bir tann edası vermedi. Bilâkis Cyrano’nun bütün hususiyetlerinin fazla hassas bir insan olmasıdan ileri geldiğin! belirtti. Yan! Coquelln gibi ulu orta İnsanların fevkinde bir İnsan gibi değil, mümtazlyetl fazla hassasiyet olan bir İnsan gibi oynadı. Bu oynanış tarzı da hislerimize yakınlık gösterdiğinden çok beğenildi şimdi sır» bizim sanatkârlarda.
Selim Nüzhet Gerçek
RADYO
ANKARA RADYOSU Bu akşamki program 18.00 M. S. ayarı. Radyo çocuk ku lübü, 18.45 Şarkılar, 19.00 M. S. aya rı. Haberler. 19.20 Geçmişte buğur. 19.25 Radyo dans orkestrası, 20 !:■ Radyo Gazetesi, 20.15 İnce saz, 21.30 Konuşma. 21.45 Radyo salon orkestrası. 22.30 Müflk (pl.ı. 22.45 M S ayarı, Haberler.
Sıtma mücadele teşkilâtımız hakkında tetkikler
Kıbrıs sağlık müfettişi B. Aziz İsminde bir zat. memleketimizde girişilen ve mühim başarılar elde edilen olağanüstü sıtma savaşını yakından görüp tetkik etmek İçin Türklyeye gelmiştir. Birkaç gün Ankarada kalan Aziz bey İstsnbula gelmiştir. Şehrimizde sıtma mücadelesi ve mücadele teşkilâtı hakkında tetkikler yapmaktadır Mücadele başkanı doktor B Mithat Süyev. misafiri mücadele böl gelerlnl gezdirmiş! İr. B. Aziz, dün de Defterdardaki D DT fabrikasını ger mistir.
MUKADDES YALAN
Yazan: Leon Malîcet Çeviren: (Vfi _ Nû)
■Tefrika No. 44
Bu fundalıkta, otlardan yapılmış yalağı üstünde, La Route, gözlerini açtı. Evvelâ İleriye doğru sabit bir noktaya baktı. Yan baygındı. Gözleri Jacques’a çevrildi. Büyük bir gayret sarfederek dudakları kımıldadı. Göğsü hızlı hızlı İndi kalktı.
Jacçues, yaralının fazla kuvvet kaybetmesinden korkuyordu.
— Rahat yat, konuşmağa kalkışma, La Route, kımıldanma. Hekim gelecek. sana yardım edecektir. -
Fakat, başçavuş, sükûn bulmuyordu. Yavaş yavaş daha canlanıyor, daha heyecanlanıyordu.
Güçlükle:
— Kimsin? - diye sordu
Jacques, cevap vermedi. La Route ısrnr etti. Bunun üzerine Jacques:
— Senin dostunum B.ışucûndn nöbet bekliyorum. - dedi.
— Peki, benim seni gözüm ısırıyor da seni niçin tanıyamıyorum?
Yanakları kızarmıştı. Gözleri ışıldıyordu. Bir buhrana vakalandığı belliydi.
Jaco.ucs bunu anladı. Endişesi arttı. Bilhassa, kendini kurtarmak mak
sadıyla buralara kadar gelen, bu yüzden de ölecek derecede yaralanan bu civanmert genel kurtarmak İstiyordu.
— Fazla arama! Zihnini fazla yorma! Sen beni tanımazsın. Fakat ben senin dostunum. Öbür arkadaşların, sağ* sol* yayıldılar. Gözcülük ediyorlar.
Yaralının buhranı glttlkç* artıyordu.
— Tehlike mİ var? Gelecekler mİ var? Beni öldürecekler mİ? Gelseler de korkmam. Müdafaa ederim. Seni de arkadaşlarımı da müdafaa ederim. Ben korkak değilim. Suboy olacağım.
— La Route I La Route I
— Niçin beni alıkoyuyorsun? Şimdi çağırırım. Bütün maiyetim gelir. Ta burla asker bana emanet. İşte kulağıma sesler çalınıyor. Tehlike var. atlı geliyor. Fakat ben İlk safta dövüşeceğim. Onu kurtaracağım. Jaoque« Dan-devülel kurtaracağım.
Dellkalnı hayretle:
«— İsmimi biliyor!» dedi. Sonra, eğilip hastanın alnını okşadı.
— Kurtardın, dostum, kurtardın.
Şimdi artık sakin sakin uyuyabilirsin.
— Sakin mİ? Asla! Ona yaptığım fenalık bana vicdan azabıdır. Bana İyilik edenin zararına sebebolmak İçin onu senelerce zindanlarda çürüttüm, çürüttüm. Sırrı faşetmedlm.
Jacques. dehşet İçinde:
« — Bu ne söylüyor? — diye düşündü. — Bu ne sayıklıyor? Benim zindandan çıktığımı buralarda kimse bilmez.»
Hasta devamla:
— Marföe şatosu! Marfie şatosu! Eşek arabalı dilenci! Berllngotl Berllngotl
Birdenbire bir çığlık kopardı:
— Bu Zenci de kim? Mızrağıyle üstüme doğru geliyor. Askerler yakalayın şunu kurşuna dizin! Marföe şatosunun sahibi Jacques Dandevllle'l rehine diye yakaladılar. Adalet bir gün yerini bulmalıdır. Hakiki kaatll İdam edilmelidir.
Takati kesilip bir müddet öylece yattı. Hiçbir şey konuşmadı. Jacques Dandeville, bir sırrın tâ yanıbaşına kadar geldiğinin farkına varmıştı. Acaba hakikat! öğrenmesi mukadder miydi? Bir taraftan hastayı yormaktan korkuyor, fakat gene de kendine sahlb olamıyordu. La Route’un alnını okşıyarak, munis bir sesle sordu:
— Bilip de sakladığın nedir? Söyle bakayım, çocuğum, söyle bakayım oğlum! Senin hakiki İsmin La Route değil, değil mİ? Sea Berilngot’aun öy
lemi?
— Ne diyorsun sen? Berlingot öldü. Ağacın arkasında öldürüldü. Sıranın yanında. Onu Marföe şatosunun koruluğundaki göle attılar.
Muğlâk bir şeyler mİ biliyor, yoksa adamakıllı mı sayıklıyor?
— Demek sen Martta şatosunu biliyorsun, evlâdım?
— Defol oradanI Benimle alay mı ediyorsun? Demek, dilenci çocuğu olduğum için beni tahkire kalktın? Haydi, Berlingot, gel kardeşim, otur şuraya karşıma, karnımızı doyuralım. O kadın bize mutfağında yemekler verecek. Çok İyi kadın o. Fakat Mösyö Jacques asla knatll olamaz. Değil mİ? Sen görmüşsün. Gözlerinle görmüşsün. Çünkü şatoda, kanapelerin, İskemlelerin konulduğu pavlyondaydın. O gece oradaydın.
Jacques:
— Ya Rabbl! Ya Rabbll — dedi. — Nasıl olup da hâtıraları anıyor?
— Sen gözlerinle gördün, Berllngotl O herif yaklaştı. Yerlere sürünerek sokuldu, sokuldu ve ayağa kalkıp ateş etti. Amma gördün, sen gördün. O adam Mösyö Dandeville değildi.
Jacques, bir adım gerilemişti. Şimdi o da bayılacak gibi oluyordu, öğrenmek İstiyordu. Acaba Berlingot ne görmüştü? La Route ne biliyor? İnsan takatinin fevkinde bir gayretle İstintakında devam etti.
— Sen na diyorsun La Route? Sen
ne diyorsun La Route? Kaatll olan Jacques Dandovllle’dir. - diye hastayı kışkırttı.
La Route, mariz bir şekilde güldü;
— Ha, anlıyorum, Berllngot’cuğum. Bana korulukta anlattığın sırn İyice hatırlayıp hatırlamadığımı öğrenmek İçin böyle diyorsun. O sim nasıl unutmuş olabilirim? Ben Jacque» Dande-ville'in kaatll olduğuna nasıl İnanırım? İşle bak, her şeyi tekrarlıyayım: Babanla sen, pavlyonun penceresinden görmüşsünüz.
Jacques’ın dişleri btriblrlne çarpıyordu:
— Annem! Annem öldürmüş! Kilitli ol
— Dell misin sen. Berlingot? Beni aptal yerine mİ koyuyorsun? Lamblne ne diye öldürsün?
— Hayır, Madam Dandevlll öldürmüş.
— Yok, yokl Zavallı kadın, kastilin kendi arkasında saklı bulunduğunu bilmiyordu bile Kaatll o değil, kaatll başkası Benim himaye ettiğim biri. Fakat, ah ne vicdan azabil Bütün ömrüm azap içinde geçti. O kadın yüzünden.
Jacques, dehşetle haykırdı. Aynı zamanda bir sevinç çığlığıydı bu. Bir ümit çığlığı.
La Route:
— Ne oluyorsun? - diye sordu.
Marf£e şatosunun sahibi bir müddet oevap vermedi. Hayretinden n»
diyeceğini bilemiyordu.
— Kastilin Madam Dandeville olmadığından eminsin, demek?
— Canım. Berlingot, sen beni bunadım mı sanıyorsun? KaatUln sırtında frak vardı. Ateş etU v» kaçtı Onu kimse görmedi. Ancak, baban ve sen gördünüz.
Jacques, hastayı tetkik ettL Biç de kendine gelceğe benzemiyordu. Birkaç dakika içinde yanaldan şökmfi»-Jaoques, büsbütün yaklaştı, hastanın kulağına doğru mırıldandı:
— Kaatllln İsmi? Kaatllln İsmi nedir?
— Kaatll mi? Deli misin sen? Şim dİ böyle lâflar konuşmanın sırası mı? Herif geliyor, Berlingot. Sen buralar da durma. Demek onunla konuşacr.; sın, ha? Dikkat et, gene »eni göl " dibine atar. Onun için haydi benlrv beraber mutfağa. Gene annen! »61'. tacaksın.
Jacgues, nefes nefese:
— ismini söyle, ismini söyle' dcdL
Fakat La Route bir mevzudan 1 mevzua sıçrıyordu:
— Bu mateme bürünmüş insanı kim? Tanıdım. Bu beyaz saçlı k.v Madam Dandevlll. Bu hazin halli k Anle. Gölün kıyısında da M. Pl ' Mösyö Jacques'ı kurtarmak Itom dediler de_ Onun İçin ben cn atıldım. Dandeville İsmini ta-mıyım? Gölden cesedi çıkar-(Arkası var1
7
1 Aralık 1945
AKŞAM
Konya'da imar işi
Vali Izzeddin Çağ par gazetecilere izahat verdi
Konya’da bîr cadde
Konya (Akşam) — Vali İzzettin Çağpar, gazeteciler toplantısında, şehrin bayındırlık işleri ve eksikleri hakkında aşağıdaki izahatlarda bulunmuştur.
Konya şelıri için başlı başına bir mevzu olan tarilıî Alâaddin tepesinin yeni imar plânına göre tanzimi ele aldığımız başlıca konulardan birdir. Tepenin tanzimi işi işi için yakında Ankara’ya gideceğim. Tepeye çok güzel bir şekil vereceğiz.
Hükümet meydanından müzeye doğru açılacak yeni caddenin bu vıl inşasına başlanacaktır.
Âkşehirdeki belediye binasında. büyük zaferin taarruz plânı hazırlandığı için burası İstiklâl savaşının hatıra ve heyecanını yaşatan bir (inkilâp müzesi) haline getirilecektir.
Konyada ilkokul binası sıkıntısını önlemek için, şehir ve köylülerimize yeni okul binaları yaptırılacaktır,
(Hğm ve Akşehir) ilçeleri müstesna olmak üzere Konya ilinin- deprem bölgesi olmaktan
çıkışı, yapı işlerimizi kolaylaştıracaktır Yeni teşekkül eden yapı kooperatifimiz, ilkokul öğretmenlerine arsa verecek, bu arsalar, şehrin kenar semtleri olacaktır. Meramın imar işinde henüz verilmiş bir karar yoktur. Yalnız yaptırılacak büyük şehir otelinin Meramda inşası düşünülmektedir. Fakir halkın daima Meramı gezmek ve hava almak ihtiyacını temin etmek için belediyece ucuz vasıtalar bulmağı düşünülüyor.
Meramın bir bucak merkezi olması, ilgili Bakanlıkça sıraya konmuştur.
Su işleri için evvelce yapılan etüdler tekrar gözden geçirilecek tir.
Şehrin kısmen olsun tozdan kurtulması için, ana caddelerin parkeler arasına çimento yapılması karar altına alınmıştır.
Yangın muslukları, şehrin ilı-tiyacına kâfi gelmediğinden çoğaltılması önemle takibedilmek-tedir.
BULMACA
123458188 10
zt ±PJ.Z ■i-—1 — E
. & — El
E 1 B _ıj Lı ■ 1 1 1
■ - 1 1 I 1
f Halkev’er; ve Kurumlar !|
* Sarıyer Halkevinden: 1 Aralık 1045 cumartesi günü saat 16 da Temsil kolumuz tarafından (Makasçı) piyesi ve (Mazlumlar serisi) komedisi temsil edilecektir. Giriş kartı alınması.

Bulana mükâfat
25/11/945 tarihine rastlayan pazar günü pırlanta küpemin birini kaybettim. Hediye olması bakımından bence büyük kıymeti olan küpemi Kadıköy Yoğurtçu Park yokuşu 35 numarada bay Dilâvere teslim eden memnun bırakılacaktır.
Iskarta pamuk ve ustiibü satılacak
Aşağıda yanlı mallar 17/12/915 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 14 de Adana’da Malatya Şirketinin Adana Mensucat Fabrikasında açık arttırma ile satılacaktır.
Mikdorı Muhammen Geçici teminat
Malın cinsi Kg. bedeal akçesi % 7.5
Yağlı kiril meydan 30816 3543.84 265.78 3 partide
Şapka telefi 3554 1438.48 107.88 ■
Çubuk telefi 15S7 2620.96 196.57
Emme telefi 8919 3077.05 230.77
Tarak Davul telefi 10596 4236.71 317.75 2 »
Kiril Bıçkı telefi 42982 7414.39 556.07 4 >
Temiz bıçkı telefi 20042 6914.49 518.58 2 • S
Mahzen telefi 11783 677.81 50.83
Harman Haüaç tüyü 10974 1893.01 14197
Temiz ûstübü 51019 31060.36 2329.52 5 •
Kiril Bstübü 559 75.57 5.66
Temiz Levent son 1106 247.7.16 182.03
Hrtşıllı fıstübfi 13717 7422.26 556.66 2 »
Arttırma şartnamesi, Adana ve Malatya Mensucat Fabrika arımız-
da, Malatya Bez ve İplik Fabrikaları TAŞ Ankara Merkezi Atatürk
Bulvarı No. 177 de, İstanbul Galata eski Şarap iskelesi sokağı 10 No. lı Muradiye Hanında Malatya Biz ve İplik Fabrikaları Türk Anonim şirketi Satmalma Bürosunda görülebilir.
Fabrika ihaleyi yapıp yapmamakla serbesttir. (15817)
Serbest jîit ipliği satışı
Ticaret Ofisi umum müdürlüğünden
Ofisimizce bu defa, bir. miktar (2) ve (3) katlı :üt ipliği satışa çıkarılmıştır, İhtiyâç sahiplerinin, Ofis satış servisine müracaatları. (15740)
Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi İlânları [I
Meşe telgraf direği başlığı alınacak
Merkez 9 uncu Komisyon Başkanlığından:
1 — Müteahhit nam ve hesabına 28/11/945 tarihinde yapılan açık eksiltmeye talip çıkmadığından, 228 metreküp 80 desimetrekûp meşe telgraf direği başlığı, açık eksiltme usulü ile tekrar eksiltmeye konulmuştur.
2 — Malz menin muhammen bedeli 47896 lira 80 kuruş ve muvakkat teminat» 3532 lira 26 kuruştur
3 — Şartııame'er (200) kuruş mukabilinde Ankara ve Haydarpaşa veznelerinde satılmaktadır.
4 — Eksiltme Ankara’da İdare binasında Gsreç Dairesinde topla-
nan Merkez 9 uncu Satmalma Komisyonunca 6/12/1945 günii saat 15 de yapılacağından isteklilerin muvakkat teminat İle kanunun tâyin ett’gi vesikaları ile birlikte aynı günde saat 15 de adı geçen Komisyonda hazır bulunmaları lâzımdır. (15790)
Tomruk kesim ve nakil işi
Bolu orman işletme müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Aladağ Bölgesi dahilindeki Aladağsuyu ormanından 9764 metreküp çam vc 3507 metreküp köknar ağacının kesim ve tomruklara taksimile Değlrmenözü arad-posuna nakil ve İstif işi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Acık eksiltme 6/12 945 tarihine rastlayan perşembe saat 5 de Boludakl İşletme binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher metreküp ağacın kesin:, nakil ve İstif İşinin muhammen bedeli 800 kuruştur.
4 — Muvakkat teminat % 7.5 hesablle 7932 lira 60 kuruştur
5 — Açıl: eksiltme rnrtvanıesi Ankorada Orman Umum Müdürlüğünde, İstanbul. Düzce. Mudurnu Gerede ve Bolu İşletme Müdür üklerin-de görülebilir.
6 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte komisyona müracaatları.
(15545)
Gayrı menkul satış ilânı
İstanbul Emniyet Sandığı müdürlüğünden:
Zehra Macide Serez Kadıköy ünde Suadiyede Bağdat caddesinde kâin bahçeli ahşap ev vc bağ yerini A.838 hesap No. sile Sandığımızdan aldığı (1500) liraya karşı birinci ve V. 75 hesap No. sile aldığı (800) liraya karşı da İkinci derecede İpotek etmiş İdL
A.838 hesap NoJı dosyada mevcut tapu kaydı suretinde İşbu iki gayri menkulün birinin Kadıköyünde Suadlye mahallesinin Bağdat caddesinde eski 374, 374/3, 374/2 yeni: 372 kapı ve 0 parsel NoJj bahçeli bir ev ve diğerinin aynı mahalle ve caddede eski 374, 374/3, 374/2 yeni 372/2 kapı ve 7 parsel No. lı müfrez bağ oîduğu beyan edilmiştir.
Mezkûr tapu kaydı mucibince 6 parsel No. 1» gayri menkulün hududu şarkan müfrez 7 parsel No. lı mahal şlmalen Bağdat caddesi garban Liman sokağı cenuben müfrez 4 parsel No. lı mahal ne ve 7 parsel No. h müfrez bağın hududu şarkan Bahmane köşk ve bahçesi şlmalen Bağdat caddesi garben müfrez 6 parsel No. lı mahal cenuben 4 parsel No. lı mahal ile mahduttur.
İkraza esas olan muhammin raporu mucibince 6 parsel No. lı mahallin umum mesahası 786 metre murabbaı olup bunun 48 metre murabba» lusmı üzerine üç katlı ahşap boyalı ev yapılmıştır. Birinci katında bir oda bir sofa, bir mutfak, bir hamam. İkinci katında iki oda, bir sofa, bir helâ, üçüncü katında İki oda, bir sofa, bir helâ elektrik ve sn tesisatı vardır.
7 parsel No. lı müfrez bağ yerinin umum mesahası 646 metre murab-baı olup arsadır.
Vadesinde borcun verilmemesinden dolayı yapılan takip üzerine 3202 No. lı kanunun 46 inci maddesinin matufu 40 ınc» maddesine göre İki şartname ile ve ayn ayn satılması lcabeden İşbu bahçeli ev ve müfrez bağ yerinin tamamları bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek lstlyen 6 parsel için (2225) Hra ve 7 parsel İçin (1200) Hra pey akçesi verecektir. MIHI bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle belediye resimleri, ve tellâliye rüsumu borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 3. 12. 9-15 tarihinden İtibaren tetkik etmek üşüyenlere Sandık Hukuk İşleri servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lüzumlu izahat da şartnamede ve takip dosyasında vardır. Arttırmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ederek satılığa çıkarılan gayri menkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki olunur. Birinci arttırma 21. 1. £16 tarihine tesadüf eden pazartesi günü Cağaloğlunda kâin Sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılması lçtn teklif edilecek bedelin tercihan alınması lcabeden gavrl menkul mükellef lyetilc Sandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartilc 5. 2. 946 tarihine müsadif salı günü aynı mahalde ve aynı saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayri menimi en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Hakları tapu sicHlerile sabit olmayan alâkadarlar ve İrtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususiyle faiz ve masarife dair i'-r-ı—-• ıı?n tarihinden İtibaren yirmi gün İçinde evrakı müsbltclcrlle beraber Sandığımıza bildirmeleri lâzımdır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakları tapu slclllerlle sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla malûmat almak lstlyealerin 44/21 ve 43'396 dosya No. sile Sandığımız Hukuk İşleri servisine mü racaat etmeleri lüzumu İlân olunur.
— DİKKAT —
Emniyet Sandığı: Sandıktan alınan gayri menkulü ipotek göstermek Istlyenlere Fen Heyetimizin koymuş olduğu kıymetin % 40 nı tecavüz etmemek üzere İhale bedelinin yarısına kadar borç vermek suretlle kolaylık göstermektedir. (15868)
İstanbul Memurlar istihlâk Kooperatifi Ortaklarına
Koop.ratLfimiz ortakları için zamanında İstihsal bölgeicrinaen getirtmiş olduğu ve piyasa tlatierlnden daha ucuza satışa arzettlği belli başlı birinci halita gıda maddelerinin adlan ve fia’lerl aşağıda gösterilmiştir. Sayın ortaklarımızın mağazalarımıza baş vurma'^rı r’.ca olunur. Kg. Fiat
K’TUŞ
İstanbul üniversitesi t>n fakültesinden:
Fakültemiz Göz Haıtalıklurı Kliniğinde bir asistanlık açıktır ls'e'.:ll-lerin Dekanlığa başvurmaları. (15635)
Birinci Urfa yağı
Birinci Diyarbakır yağı
Kal marka iki senelik Kuru mal sabun
Yeşil iki senelik kuru mal sabun Diyarbakır pirinci yeni mahsul Beyaz Edime peyniri tam yağlı
Beyaz Edime peyniri tam yağlı 7 kiloluk tenekeJeMe
6 0
570
746
1'0
116
216
?;6
-1-365)
Kereste satışının teairi
Scldan sağa ve vukardun aşağı:
1 — E! çabukluglyle yapılan İş.
2 — Aydınlık - Eski zpnıau karyolası.
3 — Bir kış sebzesi - Eski Türk büyüklerinden.
4 — Başına .Y» gelirse sı; İle temizleme demektir - Bir meyva.
5 — Saflık.
6 — Bir peygamber ismi - Yiyecekle beraber lâzım olan şey.
7 — Bir harln okunuşu - Dimlr töıpüsü - Tersi birdenbire.
3 — Yiinetgen - Bir âzamıa.
9 — Sakanın bir aönûmde taşıdığı su miktarı.
I.
B GösnleMş M,
BİRİNCİ SINIF GÖMLEKÇl
Sirkeci Hamldlye cad 27
Tel: 200981
Zayi — Trabzon nüfus memurluğundan aldığım nüfus hüviyet vesikamı zayi ettim, hükmü yoktur.
336 doğumlu Ahmet Güzelbulut Süleyman!ye Ağızlıkçı sokak 28
Kaçırılmıyacak bir fırsa* Essmantc Satniık vj arsa
Sultan Hamamı en önemli mağazalarından birini 1/3 hisse-sile Fatih trmavay durağında 170 metre murabbaı arsa acele satılıktır Müracaat: Galata Eski Gümrük sokak Cecevan han ■ ■■MIH Fiilili ıw(ıırn No> 24.
Toprok Mahsulleri Ofisi genel müdiirlv^ünck-:
3/12 945 pazartesi günü yapılacağı gazetelerle 11*3 edilen Gür-sufetteki 1400 metre küp cam ve köknar kerestenin satışı görülen lüzum üzerine 14 (12/945 cuma gününe bırakılmıştır.
İsteklilerin -belirli günde İstanbul şubemizde tonianacak komisyona başvurmaları ilân olunur. (15913)
10 — Kısa saplı tırpan - Yan âleti. GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukardan aşağı: 1 — Haydarabad, 2 — Alâlm, File, S — Yazmakitap, 4 — Dimi, Ata, 5 — Ama, Üsare, 6 — Kasabalı. 7 — AfltP.b. Fes, 8 — Bitaraf. Ma, 8 — Ala, Eleman. 10 — Depo. Tsana.
mütehassısı aloğlu Halkevi karşısında ■ No. 64. Tel: 22566 (■“
İstanbul milli korunma savcılığından: İlâm: 945/106
Yüksek fiatla ekmek satmak sure-tUc milli korunma kanununa muhalefettin suçlu Büyûkada Altmordu Balıkçı cad. Süreyyanın fırınında tezgâhtar İspfro oğlu 1883 doğumlu İlya Çevl hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (21 No. lu milli ko-
ÖKSÜRÜK
BÜTÜN
ECZANELERDE
ARAYINIZ
ve BRONŞİTE KARŞI
kotnprİHialâri
,.■■■■• ~ i
ranma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K. nun muaddel 31. 57-5, 63 efi maddelerine tevfikan 50 Hra ağır para cezaslle tecziyesine, 20 gün müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu kadar müddet ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 18. 11. 944 tarih ve 944/1354 sayılı karar katlleşnıekle İlân olunur. Akşam gaz-u-siyle neşrolunacaktır.
(15364)
Zavl — Beşiktaş nüfua memurluğundan almış olduğum İçerisinde askeri muamelem kayıtlı nüfus cüzdanımla Devlet Denizyolları şehir hatları işletme iaşesinden almış olduğum ana karnemi zayi ettim. Ye-| nUc-rlnl çıkartacağımdan eskilerinin I hükmü yoktur.
Devlet Denizyolları şehir ballan kamarotlarından 951 sicilli Necati Bcmek
Millî Eğitim Bakanlığından
1 — Gezici köy demirciliği ve marangozluğu kursları için An-karada Bakanlık genel deposunda teslim şartlle muhtelif pafta ve klavuz kapalı zarfla satın alınacaktır,
2 — Muhammen bedeli 9.71S.40 lira olup muvakkat teminatı 728 lira 51 kuruştur.
3 — Şartname, evsaf ve miktarını gösterir listeler tatil günleri hariç, her gün Biivük Evkaf Aparlımanı 4 üncü katta Bakanlık Teknik Büro müdürlüğünde görülebilir.
4 — Eksiltme 18 'Kn/1945 tarihine rastlıyan salı günü saat 15 de Büyük Evkaf Apartımanı 4 üncü katta Bakanlık Teknik büro müdürlüğü dairesinde toplanacak olan arttırma, eksiltme ve ihale komisyonunca yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye gireceklerin kanunun icap ettirdiği vesaikle birlikte muayyen gün ve saatte komisyona müracaatları.
G — Zarfların ihale saatinden bir saat evvel komisyona verilmiş veya gelmiş olması şarttır. (15879)
İstanbul Milletvekilliği seçimi teftiş kurulu Başkanlığından:
2/12/1945 pazar günü Üniversite konferans salonunda yanılacak olan Milletvekili seçiminde ikinci seçmenlerin kaza itibari-le oy kullanma saatleri aşağıda gösterilmiştir.
Seçimin intizamla cereyanını teminen savın İkinci seçmenlerin mezkûr saatlerde Üniversite konferans salonunu teşrifleri rica o-lunur.
9.30 Ov sandığının açılışı
9,30 — 10,30 Fatih - Eyüp
10.30 — 11,30 Eminönü
11.30 — 12,30 Beyoğlu - Beşiktaş
14.30 — 15,00 Kadıköv - Üsküdar - Beykoz
15.00 — 16,00 Bakırköy - Sarıyer - Adalar 16,00 — 16.30 Muayyen saatte oylarını kullanamıyanlar.
16.30 Oysandığnun kapanışı. (15914)
Sarıyer MalmüdürlüğünJen:
Kapı No.
Mahallesi Sokağı Eski Yeni Cinsi____Kıymeti His esi
Yenlköy Güzelce AHpaşr. 117 2~ Tarla 1000 lira ınukatıa-i m
Bağlar mevkii Koruluk Mahallinin 180 - 375 - 3/1
İcarcUnyU mahallinin 96-74
Ankara Defterdarlığı Ki2i> Bsy Maliye şubesine kazsnç vergisine olan borçtan dolayı yukarıda evsafı yazılı gayrimenkul ta»î."l emval kanunu hükümlerine tevfikan bllmuzayede 18/12/945 salı gıinü saat 15 de ilk müzayedesi on gün sonra 28/12/945 cuma günii saat 15 de kati ihalesi icra kılınacağından taliplerin mezkûr günlerde fmin.it mak'mz Pril? Sa rıyer kaymakamlığında müteşekkil İdare Şeyettne müracaatları ilâ» olunur. (15859)
Millî Eğitim Bakanlığından:
1 — Gezici köy demirciliği ve marangozluğu kurslar» için An-karada Bakanlık genel deposunda teslim şartiyle muhtelif eğe ve makap uçları kanalı zarfla satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 11.870.62 lira olup muvakkat teminatı 890 lira 30 kuruştur.
3 — Şartname, evsaf ve miktarını gösterir listeler tatil günleri hariç, her gün Büyük Evkaf Apartmanı 4 üncü katta Bakanlık Teknik büro müdürlüğünde görülebilir.
4 — Eksiltme 17/XII 1945 tarihine rastlıyan pazartesi günö saat 15 de Büyük Evkaf Apartmanı 4 üncü katta Bakanlık Teknik büro müdürlüğü dairesinde toplanacak olan arttırma, eksiltme ve ihale komisyonunca yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye gireceklerin kanunun fcan ettirdiği vesaikle birlikte muayyen gün ve saatte komisyona müracaatları.
6 — Zarfların ihale saatinden bir saat evvel komisyona verilmiş veya gelmiş olması şarttır. (15830)
Maliye .Bakanlığından:
Kâğıdı depodan verilmek üzere 12.5X16 eb’admda 10 milyon' adet zarf imal ettüilecektir. İsteklilerin fiat ve müddet hakkında-' kİ tekliflerini bir mektupla 5 aralık 1945 akşamına kadar Beşik-taşta Hayrettin İskelesi sokağındaki maliye kırtasiye denosuna bildirmeleri. (15854)
iT/Baca»;! NADir • sırarv
İRAM HALILARI
Naln. Kirman ve Buhura Sultan abat halıları Sandal B: ■ desteninde teşhir edilmektedir 3 Aralık 945 pazartesi gıinü ır.iı r.avede i'e satılacaktır
İdrar, Kan ve sair tahliller. Eminönü Enılâl: Eytam bankası hininmiş Rpv han No 6
A K Ş A M
1 Aralık 1®43
z*
Radyo Tekniğinin Açtığı

Kimyanın, medeniyet v* insanlığımın İlgilendiren «»bahalardaki en önemli durumu ve zamanın İhtiyaçların* göre meydana getirdiği yeni buluşlarlle insanlık âlemine her hususta yapmış olduğu yardım her gün birer eanlı misal olarak kendisini göstermektedir.
Bu son harb yıllan içinde kimya sanayiinin har alanında akla hayret veren verimle, dünyanın hayranlığını kazanmış olan
E- I. Du Pont de Nemourı Co. Inc.
Firması
Bilûmum mensucat boyalan Kâğıd boyalan Lâstik boyalan Mürekkeb vesalr lâk boyatan Kimyevi maddeler
Yepyeni Ufuklar
Bir İnsanın-ve bilvesile vatanının-en değerli varlığı sağlığıdır. Bu yüzden her devlette tıp bilgisine çok büyük önem verilmektedir. Bugün tıp bilginleri RCA elektronik mikroskop’unu kullanarak binlerce İnsanın hayalını kurtarıyorlar. RCA laboratuvarlarında İmâl edilmij olan elektronik mikroskop, yeni ufuklar açarak, şimdiye kadar keşfedilmemiş olan mikropların tesbitine yaramıştır. Bugüne kadar meçhul kalmış olan grip mikrobu elektronik mikroskop sayesinde teşhis edilebildi.
RCA elektronik mikroskobu bir tek tüberküloz mikrobunu bir tabak kadar ve bir insan saçını da bir kocaman ağaç kutrunda göstermek iktidarındadır.
20 inci asır ilminin âleti olan RCA elek-tronik mikroskobu ile henüz çözülmemiş ilmî meselelerin halline varılabilecektir.
Tıp ilminden maada, elektronik mikros: kop, ham madde bünyesinin tetkiki,
RADIO CORPORATION OF AMERICA
1CA INTERNATIONAL DIV1SION, CAMDEN, N. J.
RADYO... TELEVİZYON... RADYO LAMBALARI... GRAMOFON... ELEKTRONİKTE RCA DAİMA BAŞTA
TÜRKİYE UMUM VEKİLİ: TEKNİK A T. A. Ş.
SATILIK VİLLÂ
Nişantaşında
5 oda bir hol, kalorifer, parke boş olarak teslim. Fiat (50) ■ bin lira. Telefon: 80545
Hağ Sümerbank H
YERLİ MALLAR PAZARLARI
Mûessesesi İstanbul toptan satış mağazası müdürlüğünden:
Hindistan mallan bezlerin Dağıtımına başlandı
Ekmek karnelerinin (H) harfleri le yapılmakta olan basma ve kaput bezi tevziatına İlâveten bu kere evvelce İsimleri ve adresleri İlân edilmiş olan bayllerlmize aşağıda metre flatı ve cinsleri yazılı Hindistan menşeli mensucat da verilmiştir.
Arzu edenlerin (H) kuponları mukabilinde bu malların herhangi birinden beşer metre alabileceklerini bildiririz.
Cinsi Flatı
Mermerşahi 113
Patiska ııı
Poplin m
Hambez 130
Tekel U. Müdürlüğü ilânları
23/11/045 cuma günü yapılacak olan 58,502,000 adet av malzemesi alım İşinin 14/12/045 cuma giinü saat 10 a bırakıldığı ilân olunur. (16710)
Siyasal Bigiler okulu müdürlüğünden
35 - 40 lira asi! maaşlı kadroya Fakülte veya yüksek okul mezunu olup büyük kûltilr ünlerinden birini bUenKrden imtihanla bir maliye asistanı altnacaktır.
İsteklilerin btr dilekçe ile 25 Aralık 045 tarihine kadar Müdürlüğümüze başvurmalar: lâzımdır
İmtihan günleri ve gerekli dlft r şartlar okulumuz idaresinden öğrenilebileceği ;;ibl dilekçe] rine karşılık o'arek isteklilere de bildirilebilir.
(16840)
toprak, boya ve madenlerin teşhisi hakkında geniş malûmat verebilecek vaziyettedir.
Hükümet dairelerinde, üniversitelerde, laboratuvarlarda ve sanayi'de RCA elek* tronik mikroskobu beşerî bilgi’nin siniri Jarını genişletir, sıhhatin inkişafına ve çmniyetin artmasına yardım eder.
RCA elektronik teshini ilim ve sanayie hizmet eder.
Maddeyi içinden ısıtan ve bir nevi görünmeyen ateş kaynağı olan elektronik şualar, RCA’nın yarattığı diğer bir ilim yardımcısıdır. RCA laboratuvarlarında tekemmül ettirilmiş olan radyo şuaları jeneratörleri, maden ve plastik maddeleri sanayiine ve daha başka istihsal şubelerine büyük yardımlarda bulunmuştur.
Elektronik teshin, imâl müddetlerini kısaltır, mamulâtın evsafını yükseltir ve istihsalat imkânlarını arttırır.
Aile Doktoru
Bekâr ve evli herkesi alâkalandıran bahisleri, meselâ: Sıhhi bakımdan 24 saatimizi nasıl geçirmeliyiz? Yllm her 12 avmda nasıl yemeli, nasıl giyinmeliyiz? Karşılaştığımız bir çok rahatsızlıkları ve hastalıkları, ezcümle: Ağrılar, apandisit, arpacık, aşılar, bulantı, ateş, bademcik iltihabı, bayılmak, boğmaca, burun kanaması, elektrik çarpması, cerahat, çatlaklar, çiçek aşısı, çıban, çıkıklar, deniz tutması, diş bakımı, dalama, fare ısırması, fıtıklar, gSzlilk, göz nezlesi, hacamat, havalandırma, İshal, İnkıbaz, peklik, iştahsızlık, ıslak sarmlar, kabakulak, kan kusma, kan tükürmek, kara sinek, karın ağrısı, kepekler, kızamık, kızıl, köpek ısırması, kurdeşen, kuş palazı, lftvman, mantarlar, nezle, oturma banyosu, öksürük, pansuman, pişikler, rll-tubet, sivrisinekler, su çiçeği, şlşmanlk, terleme, uyuz, üzüm tedavisi, vitaminler, vuruklar, yılancık, zayıflık, zatürrle... gibi hastalıkları bilmek, korunmak ve yakalanmamak İçin neler yapmalıyız?
Evlenmenin sıhhi şartlarını, sağlam, terbiyeli ve faydalı çocuk yetiştirmenin 40 esasını nasıl bilmeliyiz?
Bu satırları okuyanlar, Aile Doktoru adile bir eser neşredilmiş ve bu yazılar onun muhteviyatıdır, sanacaklardır. Böyle değildir. Bütün bu yazılar YILIN ANSİKLOPEDİSİ adile neşredilen kıymetli eserin muhteviyatından bir kısmıdır. YILIN ANSİKLOPEDİSİ'nde mütehassıslar tarafından yazılan bu yazılardan başka binlere* kıymetli yazılar vardır.
Biliyorsunuz kİ. YILIN ANSİKLOPEDİSİ. BÜYÜK SAATLİ MMA-RİF DUVAR TAKVİMİ’dlr. BÜYÜK SAATLİ MAARİF DUVAR TAKVİMİ yurdumuzun ve dünyanın en doğru takvimi olduğu gibi mütehassıslar tarafından yazılmış binlerce kıymetli yazıyı İhtiva ettiği içindir İd yılın yegâne anlskiopedlsldlr Yakında çıkacaktır. Merkezi: İstanbul Maarif Kitaphan’sidir.
Türk Yüksek Mühendisleri Birliğinden
20 nel yıllık genel toplantı 2 aralık 1843 pazar günü «»et 10 da An-karada Atatürk Bulvarındaki Birlik merkezinde yapılacaktır. Azanın
ı • r
Zirai ve Veteriner
Sahalarda kullanılan kimyevi ve müstahzar maddelerini memleketimize göndermeğe başlamıştır.
Mümessili:
A S T A Ş
Beyoğlu İstiklâl Caddesi No. 320.
Telefon: 40298
»............................................ —4
Taşraya azimet dolay isile hakikî büyük satış Açık arttırma ile fevkalâde satış
2 Aralık 1945 pazar günü saat 10 da, Nlşantaş Vali Konağı caddesinde ve Vali Konağı tam karşısında Eytam caddesinde 9 numaralı Villâda bulunan, şehrimizde maruf bir aileye alt hakikaten Avrupa malı zengin eşyalar, tabak ve kristal takımları, azimet dolayısiyie müzayede yolu İle mecburi satılacaktır. Macarlstanın en büyük fabrikasında husus! surette yaptırılmış en son model biçme mavun kaplama ve İçi iconstrukslyon üstleri kristal 1 büfe, dresuar, 1 masa, 1 vitrin ve 6 san-dalyadan ibaret hakikaten zengin komple yemek oda takımı, parla malı ağaç oyma üstleri Lyon İpek kumaş kaplı yaldızlı Louls XV zarif salon takımı, yaldızlı Louls XV masa ve gerldonlar, hususi surette Ma-caristarun büyük bir fabrikasında yapılmış gül ve Rio kaplama ültra-Modern komple muhteşem bir yatak oda takımı, 200 parça Avrupa malı masif gümüş Grandine komple çatal bıçak talnmı. nadide çift Arjante ekstra bir kap, Onlks kolonlar, gerldonlar, saks Jârdlnyer, rozantal biblolar, lıaklk! St. Louls ve bakara bon'oonyer ve tabaklar, Japon vazoları beynelmilel şöhret kazanmış KP.M. Ro.val 120 parçadan ibaret kahve ve çay takımlarlle beraber altın oranımlı bulunmaz komple tabak takımı, hakiki sablno meşhur bir avize, çok zarif St. Louls kristal komple su takımı, mavun yemek sandalyalan, ağaç oyma ayaklı lâmbalar, elektrik avizeleri, gümüş tabaklar, son model fotoğraf makineleri, 8 11 bir adet görz, dürbün Avrupa malı şık bir Bar ve Louls XV kadın yazıhanesi, 57 parçadan ibaret İkinci bir tabak takımı, İşleme keten çay takımları, sırmalı yatak takımı, porselen renkli sofra çiçekleri. Avrupa malı çay arabası, seçilmiş orijinal tablolar, aynalı dolaplar. Bohem kâseler, VI-enna duvar tabaklan vs.. Fazla tafsilât almak İçin Portakal mobilya Evine müracaat. Tel: 42738,
Ankarada devren satılık
Lüks bir aile pansiyonu
Ankarada Yenişehlrln en mutena, havadar ve manzaralı bir yerinde, koşa başı, ve otobüs durağına bir dakikalık mesafede ve hâlen faaliyette bulunan 5 eenedenberl nezalıat ve dürüstlüğü ile tanınmış, kış ve yaz İyi ve kibar müşterllerile dolu, telefonlu, kaloriferli ve lüks mobilyalı istikbali parlak bir aile pansiyonu tekmil diğer eşyalarlyle birlikte toptan vo devren sıhhi mazeret dolayısiyie satılıktır. Devredilecek bu yerin 17 odası, 3 banyosu, 4 mutfağı ve bir çamaşırlığı vardır Tafsilât için her gün saat 10 - 12 ve 14-16 arasında Tepebaşmda Londra oteli kapıcısına müracaat olunması
Açık arttırma ile satış lâiiyiik Fıi’sat
2 Aralık 1945 pazar günü saat 10 da Beyoğlunda, Taiulm Sıra-selvllc-rda Meşelik sokak Zapyon mektebi karşısında 36 No. lı Hriso-vergi apartımanın 2 nel kat 6 numaralı dairede Boğazlçlnden nakledilen gayet nadide ve zengin eşya tablo halı ve biblo açık arttırma İle satılacaktır. Hakiki Louls XVI(oymaIı 2 berjer İle 7 parçadan mürekkep zengin salon takımı İngiliz mamulâtt masif mavun ağacı kütüphane İle yazıhanesi, 10 parçadan İbaret pelesenk ağacından klâsik yemek oda takımı, hakiki Fransız mavun masif v* bronzlu gayet iyi hald* kadın yazıhanesi, emsaline nadir rastlanır fevkalâde gtızel mar-kıtırl orta masası, Fransız mavun salon vitrini, gayet iyi hald* 3 parça deri takımı, 2 adet oymalı kadife koltuk, yaldızlı oymalı s an dalyalar ve etajerler, Fransız mamulâtı oymalı tek dolap, aynea I parçadan İbaret yatak oda takımı, İngiliz tuvalet ve komodlar, 6 parçadan İbaret iki karyolalı modern yatak oda takımı, elektrik avizeler, gayet yeni halde Kristofl marka çay takımı, metal tepsiler, semaver, yemişlikler ve Port-kartlar, Viyana marka çay takınılan, ParUklz, Kanton Viyana. Saçuma bllyük duvar tabaklan ve vazolar, bir çok yağlı boya ve Akuarel tablolar, yağlı boya Sultan Selimin büyük bir tablosu, 114 parça komple ve gayet yeni halde LlmoJ tabak takımı, bir çok çatal bıçaklar, heykeller, Aplikler, bonbonyer ve tabaklar. Fransız Llon ve İtalya perdeler ve kumaşlar, 7 parçadan ibaret Hayfort sistemi salon takımı, Louls XV oymalı Jardinye, oymalı yaldızlı Fransız ve paravan ve masalar, büyük Çin salon masası, sandalyalar, dolaplar, keten masa örtüleri, ve keten yatak yorgan çarşaflan, etajerler ve bir çok lüzumlu eşyalar, orta boyda Vlenna iki anahtarlı para kasası, seyahat İçin Amerikan malı gardırop valizler, fevkalâde yeni halde 3 pedallı büyük forma Alman marka konser piyanosu, meşhur İzett'ln yazılan R, O. A. marka 10 lâmbalı yeni halde bir radyo İpekli Kayseri vo İspari» seccadeleri, ve Sivas kilimi, diş macunu imal eden Botot marka makineler ve kazanlar, tekmil teferruatlle. Tel: 4342!
__________

Comments (0)