1 Ekim 1950
Pazar
KöMJpÜBne^
Snyfn
S.Y^J İKTİSADİ, MÜSTAKİL
Yıl 1
Sayı 305 — 10 kuruş
fa
1 eni İstanbul'un
KUPONU
a A
A
Abone: Türkiye İçin seneliği 82, alt» aylığı 17, üç aylığı 9 hradır. Hariç memleketler İki millidir
TAHSİL KUPONU
Beyoğlu . Müellif ( nd(P*l « - 8. Telefon : 44756-44757 Santral
Tesis eden: Habib Edih - TÖREHAN
İlânlar :
2 Hradır, ilânlardan hiçbir loıbul edilmez.
Pnafa Kutusu : 447 - İstanbul. Telgraf Adresi : Hetlo-
6 ncı sayfad.ı nan 11 metreci mesuliyet
İstanbul.
İç politika
Devlet ideallerimiz
ve mücadelelerimiz
GLRtSTlâtMÎZ her nıütadeledeıı, elbette, hlr soııuç beldir ve onun, umduğumuza uygun düşmesini İsteriz. Demek oluyor kİ: Böyle bir İşe başlarken, Ikönee, mücadele konusunun, kıınııındaıı ve tozundan »ilkinmiş. İÇİ işıklayaı bir kaynak sOu gibi durulmuş olması lâzımdır. Anlaşılmamış vn bulanık bir başlangıç noktası, insan emeğinin hoş yere tarcanmasın-daıı bıvşka hlr şeye yaramaz. Biz, l»el-ki onııu için, dİnlemcdel akan yılların nihayetsiz yolunda, başarı İle çok seyrek karşılaşmışızdr.
Başarısızlıklarımızı gürlükçe, gerçekten üzühır ve İlk sebep olarak irademizin gevşekliğini suçtandı rırız. Herhalde, onun da, büyütçe bir sorumluluk payı vardır, ama, asıl sebep bu değil, komıınuzıın knrtnlığı. karışıklığı ve şekilsizliğidir. Anlnşılnuı-yanı, bilinmeyeni, kavraııılnuıyanı, biz, nasıl .vnpahiilnz? Kendi işkrimiz aksak giderse, sonsuz bir acı duyar ve Uyanlarımızla başbaşa kalüiz. Hayal yıkılışlarının İçimizde belirin hu kıvrandırma tepkilerine, biz. Öteden l»rri tecrübe ndrnı vermişizdir. Üzüntüler İçinde Iniıunrır. ama, yeııl bir tecrübe edinmiş olmanın tesetlklyle de kendimizi, hiç olmazsa avutabiliriz. Hnlbııki: Sosyal hayat, çok başka bir Beydir ve tecrübelerle İşlenmiş, sımamda. didik dlılik olmuş insin ömrüne benzemez. Topluluğun tecrübeleri, bütün insan ömürlerini için# alan ve geniş hayat düzenini lıeklenllmez bir mukadderat jıınırıığu gibi ezen buhranlar, hıuEiırsazlnklar ve g?niş sarsıntılar şeklinde belirir. Biyiik üslûpta mücadeleler, her zumun. dile getirdiği konuya göre hiiküjnlendiri-lir. Nerde böyle bir mücadele ihtiyacı duyuhııuşsa, orada, hiç şüphesiz, yeni bir hayat hamlesinin doğmasını bekleyen ehlili bir buhran ve>a tasfiyesi İstenen bir durum vardır. Her duman, mutlaka, bir yangın başlangıcı değildir. Fakat biliyoruz kİ: Tesadüfü rı kucağına düşen hlr kıvılcım: dizginsiz bir yangının kaynağı da o-tabillr, Onıııı hjn topluluk hayatımızın eteklerinde beliren, hıdkl. ebenı-nıiyetslz duman ve kıvıieıın uçuşlarını geniş bir yürekle seyretmek sorumluluk duygumuza aykırı bir şeydir. Devlet-adaıııı. huyııt gerçekliğinin zaman yaman bulanan ve yaman zaman dıırıılaıı ufuklarından, bir hava bilgini gibi, mânalar çıkarmasını ve ona göre tedbirler düşünmesini hilen insandır. Her tedbir, yoklunun lıâdi-oelerüı nabzına, gelişim imkânlarına, temayüllerine göre alınır. Böyle olmayan tedbîrler ise hemen menfi tepkilerini gösterirler. Mücadele, İyice incelersek görürüz ki. rnıispet bir tedbir örgüsünden, siteminden başka bir şey değildir. Bıında da. her mücadelenin. dinamik bir şekle önce, nııya riz.
ği niteden dp kadar aydııı ve brlli bir ko-lhtiyaç gösterdiğini unlnynhili-
Bir ;
n ç4e
landığım öğrendiğimiz knnıın tasarılarımızı hntırtanuık. sosyal toplulu, ğıırmızda Uınflyrsinl bekleyen durumların flli/lenmeye başladığını Kozme-mek mümkün değildir. Çiınkii: Bir ihtiyacın kanunlaşması, onun cemiyet çerçeveli içindeki ehemmiyetine bir ölçü sayılabilir. E*kf kamınları-mıza ve yeni kanun (asanlarımıza göre sosyal emniyetimizi ığlamlashr-mak için tehirli bir nıüradelcy e girişmek zorundayız. Demokrasilerde sosyal h.ihk»-lın en basta gelen desteği devlet kudretidir. Bıı bakımdan sosyal emniyetimizi *arsubilrc«‘k bareketh*-rln, propagandaların ne olabileceğini anlamak kolaydır.
Demokrasi hayatında her devlet, yaşayan topluluk değerlerinin, cemiyet düzeni adını verdiğimiz anlayışların ve görüşlerin bayrağıdır. Demek oluyor ki: Devlet yalnız topluluğun bir İdare teşkilâtı değil, aynı zaman, da topluluğu diri bir sistem, dağılmaz bir birlik İLulhıe getiren yaratıcı kuvvetlerin. açık bir sözle, ideallerin de yayıldığı bir kurumdur, (imııı için bütiin sosyal hasletlerimizin devlet faaliyetinde dr belirmesini isteriz. Bu bakımdan cemiyetin düzenini pususu altına de. hiç bilir.
rauırujlar Biirdv İHIM JjLerlj-g»*emt* iGfnnnîıırtmfirr’Tm^rr-
alan bir tehlike, devlet İçin şüphesiz, rııınlyrtaizllk mıyıla-
Cumhuriyetinin emniyet dû-çok yakın dan ilgili başlıca üç vardır: I. Kara - kuvvet.
Güney Koreliler 38 inci arz dairesini aşacak
Başkan S. Ree: "Birleşmiş Milletler yardım etse de etmese de Kızılları takip edeceğiz” dedi
dfıvct e d euek
ol *n aya
Yarın bir radyo
olan Korodcki Birleşmiş .Milletler Komutanı General Mac Arthur. Amerikan Donanmasının önemli elemanlarından biri olaıı Amiral Arthıır Radford'la be ra bor
konıışnıasiylr Kuzey Korelileri leşlin»
Dün 38 inci
Komünist Çin sert konuşuyor
Formozayı Amerikanın elinden alacaklarmış
Tokyo 30 (YİRS) — Bugün Çln-de Komünist idaresinin kuruluşunun birinci yıldönümü münasebetiyle radyoda bir konuşma yapan Kızıl Çinin Dışişleri Bakam Çinin Formozayı Amerikanın elinden kurtarmaya karar vermiş olduğunu açıklamıştır.
Chou En i al Amerikanın Kore işine karışmasını, Formozaya yedinci donanma filosunu göndermesini ve Mançnryayı bombalamasından şikâyet etmiştir.
Amerikanın Çinde hükümeti
kurulduğundan beri buna daimi surette muhalefet ettiğinden bahseden Bakan, Çinin Birleşmiş Milletler ve diğer organizasyonlarda temsil edilmesine, Japonyayla yapılacak olan sulh muahedesinin hazırlanmasına da iştiraklerine mâni olduğunu belirtmiştir. Koredekl durumla Çinin çok yakından alâkadar olduğunu ve Kore halkının zafer kazanmak İçin bir harbi göze alabileceğine inandıklarını söylemiştir.
Atlantik devletleriyle askeri görüşme teklifi Ankarada memnuniyetle karşılandı
Görüşmelerin askerî bir ittifaka müncer olabileceği kuvvetle tahmin ediliyor
Türk Hükümeti, temasların Ankarada yapılması hususunda ısrar edecek
Ankara. 30 (Hususi muhabirimizden) — Tiirkiycnin Atlantik devletleriyle askerî görüşmelerde bulunması için yapılan teklif hükümet mehaflljnl bugün de meşgul etmiş bulunmaktadır. Mesele önce Dışişleri Bakanlığında enine ve boyuna görüşüldükten sonra mevcut kAn Adnan Menderesin başkanlığında yapılan zuu olmuştur.
Verilen malûmata göre dost ve müttefik
teklif hükümetçe müsait karşılanmıştır. Hattâ öteden beri Türklycnin güvenliğini sağlam temellere istinat ettirmek isteyen Demokrat Parti Hükümeti bu görüşmelerin askeri bir ittifaka müncer olabileceğini düşünerek teklifi derin bir memnuniyetle telâkki etmiştir.
bakanların iştirakiyle Bagba-toplantıda da müzakere mev-
elçiler vasıtaslyle yapılan bu
Birleşmiş Milletler Kurulunda
Araplar mütemadiyen Rus yayı destekliyor
bc
m
al
Çü
ıal
»I ik ir
te
•a U ı k ıl £ r
içindekiler
Türk vasiyle tehlike 2. .Mutlak atorHe devleti Fikri. 8, Ko-münfatlllc Tarih suraidyle »aydığımız hıı üç tehlike »ırfuunda. yıkıcılık bakımından, en ufak bir aynlık yoktur. Her üçünün de rn kaüakterlştîk tarafı knyıteu ve tartsız vahin düşmanıdır. Biz vatan düşmanlığı Közünü bıırnda tehlikenin ciddiliğini belirtmek İçin kullanmıyoruz. Karn-kuvvet, sözüm yabana. Ümmet İdealine hağh Olduğu için, vatan da tanı-niA/. vatandaşlık da. Mutlak otorite devleti İse yıi/yılhırca luıra-kuvvetlo hlr arada yalamış ve tıpkı onun k1-bi vatan kavramına yabancı kalmıştır. Bu devlet tipinin ağırlık noktanı vatan değil, müstebitlin, despotun n-torİteMİdir ve bütan devlet İdeolojisi de ona göre kurulhıuıftur. Komünistlik, bugünkü »ekliyle, yıkıcı kın tellerin ^n ceııcüHr. Bllijoruz kİ: Onun Ümmeti ckonnnılk Idr linıınrftir. Hattâ ilk ümmet teşekkül!»rl, hayret edll-flhemtdldİr. tarihin bize hatırlattığı İlk komünist teşekküllerdir. Komünist devletinin bir ümmet devleti çibl muttali hlr otorite telskkİHİne dayan-Olası, elbette, kör bir İPAndilfle lluiü bir tey değildir. C-mnut vn ekonomik Ümmet anlayışı mutlak otorite devletinin. bütüncül devletim ann direği. (llr. iyice dikkat p(IIÜne görülür kİ: Dış renkleri ayrı ayrı bıı üç tehlike; Hıristiyanlığın üçüz bitliğine, (trinl-tr)Hİno benzer ve bunları birbirinden ııyırmaya da imkân yeki ur.
Tokyo. 30 (YİRS)
arz dairesine gelmiş olan Güney Koy? birlikleri yavaş yavaş toplanmaya başlamışlardır. Bu birlikler yeni bir emir gelinceye kadAr hududu geçmeyeceklerdir. Güney Kore Başbakanı dün verdiği bir demeçte güneylilerin Birleşmiş Milletler yardım etse de ct-edeceklerini söylemiştir. Hudut boyunca 4 Güney Kore tümeninin toplandığı bildirilmektedir.
Seul’dan kuzeye doğru ilerlemekte olan birlikler ise düşmanın mukavemetiyle karşılaşmaktadırlar. En İleri gitmiş olan kol 38 inci arz dairesine 15 mil mesafededir. Uijungbu üstüne yaptıkları hücumları arttıran müttefikler burasını bir türlü işgal edememektedirler. Kızılların mukavemeti burada çok şiddetlidir. Bugün Amerikan topçusu ve hava kuvvetleri daimî hücumlarla kasabayı yerle bir etmişlerdir. Kısa bir müddet İçinde bu cephede de kızıl mukavemetinin kırı-. lucağı zannedilmektedir.
Bütün cephelerde panik halinde kaçmakla veya teslim almakta olan! Kuzey Korelilerden dün 4190 kişi teslim olmuştur. Bu, bütün hareket müd-detince teslim olmuş olanların sayısını 15.517 ye çıkartmıştır.
Tokyo. 30 (A.P.) — Slyaal müşahitler, Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin 38 Jncl arz dairesini geçeceklerini kuvvetle tahmin etmekte ve bunun için şu sebepleri göstermektedirler:
1 — Bunun aksine hareket, 38 İnci arz dairesini, tanınmış iki devlet a-rasındakl hudut olarak mütalâa mânasına gelir.
Zaten fiilen, 38 İnci arz dairesinin şimalinde bulunan askeri tesisleri, fabrikaları ve münakale merkezlerini bombardıman etmek. Şimal Kore-ye “girmek,, demekti.
2 — Kuzey ve Güney Kore, ekseriyetinin ve Birleşmiş Milletlerin asıl arzuları, tek ve müstakil bir millet meydana getirmektir.
Bu, teşkil
Bu sıtası
sinden İbaretti.
Hattâ ordunun ademi mevcudiyetine rağmen. Kuzey Korenln ortada bulunması. zaferin kıymetini Hç mesabesine İndirmektedir.
3 — Harp, büyüklü küçlklü harp mücrimlen husule getirmiştir.
Büyük bir ihtimalle. Birlemiş Milletler Kuzey Kore liderlerini mütecavizlikle itham ederek, Alm*n ve .Japon devlet adamları için yaşılmış olduğu veçhile onları »nahkeneye sev-kedeceklerdir.
Bu arada, şahsan, bazı Kuzey Kore ordusu subayları ve askeri birliklere bAğlı siyasi komiserler, Amerikan Askerleri üzerinde feci işkenceler yapmışlardır.
General Mac Arthur, Kuzey Korelilere çok evvelden, kendilerini şahsan ve müçtemtan bu hareketlerinden dolayı mesul tutacağım Açıklamıştı.
Pek İhtimal verilmemekle heraher, Kuzey Korelilerin bu gibi kimseleri, Amerikan ordularına teslim etmeleri de mümkündür.
4 — Muharebeler esnaainda do geçirilmiş olan Amerikan erleri Kuzey Koreye götürülmüşlerdir.
5 — Komünist ordusunun saı! kısmı İmha edilmiş olmakla beraber,
kaçabilmiş olan kısım yeni bir ordunun nüvesini teşkil edebilir.
6 — Cenup Korenin 38 inci arz dairesini geçmesine mâni olmak da bir hayli güç olacaktır.
Askeri bakımdan, Cenup Kore birlikleri» Kuzey Korenin işgalini yardım görmeden kendi kendilerine bAşa-
* -igbtXUler»a(*>fr/-^■ş-c Umumi kanaat, General thur'ün şahsi kanaatinin, Milletlerin kararı şeklinde deneğidir.
Mac Ar-Birleşmiş tecelli er
Kore harbinin asıl hedefini etmiştir.
neticeye varmanın yegâne va~ da Kızılordıınun tahrip edilme-
Biz, simdi, gene haya| düzenimizi, devlet İdeallerimizi, demokrasimizi koruma k İçin, bıı tchîlkc|prden yalnız biriyle mücadele edersek, öteki tehlikeler, kendi haline bırakılan bütün tehlikeler gibi, rahat rahat serpilnu«k vn gürbüzleşmek lnıkânİBrını bıılnbl-llrler. Mücadele ta.surıhifiımrı hazırlarken bıı konuyu, parti hesaplarının dışurılarında, İncelemek ve düşünmek daha doğrıı değil midir? Konuap anlaşılmadan hiçbir mücadeleye girişilmez. Bizim mücadelemiz büyük devrimden doğmuş Türk
Türk devleti uğrunda bir mücadele olncnksn. bıınıın tam bir mücadele olması vc butun tehlikeler* çevrilmesi lâzımdır.
bir cemiyeti,
M. NEEMt
IKÎNCÎ
Korerle söz, Inından böyle Birleşmiş Milletlerindir Selim Sabit ÜÇÜNCÜ
“Çat ! Pat I” meselesi Refik Halid Karay Pazar saatleri
Bediî Faik DÖRDÜNCÜ Bütçemizde aranan muvazene
Dr. A. Memduh Yaşa BEŞİNCİ
Fasl-ı hazan
Baki Süha Ediboğlu
Mehmetler gidiyor Zeyvat Sellmoğlu Avnıpada bir federal devletin doğuşu
Bahadır Dülger
Hükümet bu hususta müspet, kararını Londra ve Washington elçiliklerimiz vasıtasiyle derhal müttefik ve dost devletlere bildirecektir. Sızan haberler hâriciyemizin bize teklif edilen bu temasların Ankarada yapılması hususunda ısrar edeceği noktasında toplanmaktadır.
Gayri resmî siyasî çevreler teferruata taallûk eden bu arzunun isaf edileceğinden şüphe etmemektedirler. Bu takdirde Atlantik Paktı Teşkilâtının Ingiltere, Fransa ve Italvndan müteşekkil olan Akdeniz Askeri Komitesiyle Türk Genelkurmayı arasında ilk temaslar ekim ayının ortalarına doğru Ankarada yapılacaktır. Bazı kaynaklar Fransa ve İtalya büyükelçilerinin bugün bu mesele İle İlgili olarak Dışişleri Bakam Fuat Köprülü ile temas tesis etmek İstediklerini bildirmektedirler. Filhakika Dışişleri Bakanımızın bir fevkalâdelik olmadığı takdirde pazartesi günü iki memleket büyükelçilerini kabul edeceği zannedilmektedir.
Diğer taraftan bu mevzuda hâriciyemizdeki çalışmalara muvazi olarak Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmayımız arasında müşterek bir faaliyet müşahede edilmektedir. Genelkurmay Heyetimizin kimlerden müL^elcku otarağ. henüz tevhit edilmiş olmamakla beraber askeri heyetimize Orgeneral Nuri Yamutun başkanlık edeceği muhakkak sayılmaktadır.
Kuvvetle söylendiğine nazaran ordu vc dışişleri mensuplarından teşekkül edecek Türk heyetine Dışişleri Bakanlığı Umumi Kâtibi başkanlık edecektir.
Selim Sarper, Suriye Delegesinin tezada düştüğünü sert bir şekilde belirtti meselesinin görüşülmesinde ısrar etmiştir. Diğer delegelerin itirazı üstüne tekrar söz alan Vişinski. Kore meselesi görüşülürken Kuzey ve Güney Korenln görüşmelere davet edilmesini teklif etmiştir. Milliyetçi Çin buna muhalefet etmiştir. Teklif aleyhinde konuşan Amerikan delegesi ise. “Güney Koreyl istilâya teşebbüs eden müstevliyi hâlâ desteklemekle olan Birleşmiş Milletlere mensup devletlerin bulunduğunu ve aynı devletlerin Kore meselesi çıktığı vakit Birleşmiş Milletlerin buna müdahale etmesine mâni olmaya vahimmiş (MdUl:lr*'mt be^( lirtmlştlr. Suriye delegesi Sovyet teklifini desteklemiş ve Kuzey Korelilerin toplantılara dâvet edilmelerinin gerektiğini söylemiştir. Türk delegesi Selim Sarper, Suriye delegesine sert bir şekilde cevap vererek düşüncelerinin hatalı olduğunu ve tezat-1 lara düşmekte olduğunu ileri sür-j müştür.
Lake Success, 30 (YİRS) — Birleşmiş Milletlerin siyasî komitesi bugün ilk toplantısını yapmıştır. Rusya Yunanistanda 18 komünist için verilmiş olan ölüm cezasının görüşülmesinde ısrar etmiştir. Türk delegesinin de dahil olduğu grup İlkönce Kore meselesinin görüşülmesini ta. lep etmiştir. Sovyet blokuna dahil devletlerin şiddetli itirazları, komitenin çalışmalarına devamını imkânsız kıldığından, başkan celseyi tatil etmiştir. Kore meselesinin derhal görüşülmesi hakkında verilen takriri S'flta .karşı 4â reyle kabul etmiştir. Rusya blokıf reye İştirak etmemiştir. Söz atan Vişinski, kendilerine söz verilmediği için reye iştirak etmediklerini söylemiş ve Yunan
Istanbulun
kurtuluşu
6 ekimde yapılacak kutlama töreni tesbit edildi
Gerilla kursunu bitiren
talebelerin gösterisi
Mezun olan kırk beş havacı, Ankarada muvaffakiyetli gösteriler yaptılar
Bu sabahki toplantıda Küba delegesi Bulgaristan, Macaristan ve Ru-manyadakt insan haklarının ihlâl e-dilmesl hakkındakl takririn ruzna-menln başına alınmasını teklif etmiş ve reye müracaat edildiği vakit 30 lehte, 15 aleyhte ve 10 müstenkif reyle takrir kabul edilmiştir. Rusya teklif aleyhinde bulunmuş ve Arap devletleri de Paklatan da dahil olmak üzere aleyhte reyleriyle Rusya-vı desteklemişlerdir.
Kore meselesi görüşülürken Amerikan delegesi 38 inci arz dairesi ma. nllnln kaldırılmasını» aksi takdirde düşmanın Kore hattâ dünya sulhunu tehdit edebileceğini söylemiştir.
yayınlayacak
Gerilla kursu* töreninde hile neler paraşütle) atlıyorlar
1928 doğumlu erlerin terhisine başlandı
Ankara, 30 (Ankara Ajansı) — Büyük Millet Meclisinin tatilinden evvel askerliğin İki seneye indirilmesi hususunda kabul ettiği kanunun tatbikına yarından itibaren başlanacak ve İki senelik hizmete tabi 1928 doğumlu erler terhis olunacaktır. Bu hususta bütün Askerlik şubelerine ve birliklere malûmat verilmiştir. Terhise tâbi olan erlerin memleketlerine kolayca dönebilmeleri İçin Devlet Demiryolları da lüzumu kadar vagon tahsis etmiş bulunacaktır.
Istanbulun Kurtuluş yıldönümü 6 ekim cuma günü Taksim Meydanında törenle kutlanacaktır. Bu münasebetle bütün resmi ve hususi binalar, vapurlar, tramvaylar gündüz bayraklarla donatılacak, gece de ışıklan, dırılacaktır.
Törene askeri birlikler, okullar, ce-miyetler ve halk iştirak edecektir.
Saat 10 da İstanbul’u kurtuluşa kavuşturan şehit kahramanlar için bir dakika saygı duruşu yapacaktır.
Geçit resmine iştirak eden birlikler, Köprüden geçerken vapurlar düdükleriyle geçişi selâmlıvacaklardır.
Törene İstiklâl Marşı ve bayrak çekme ile başlanacak, müteakiben söylevler verilecek ve geçit resmi yapılacaktır.
Bir dersten sınıfta kalanlar üst sınıfa devam edebilecek
V
l
21
ilk fa ir. ya ir.
Mac Arthur bir
Merkez Bankası Umum Müdürü değiştirildi
Ankara, 30 (ANKA) — Bugünkü Resmi Gazetede çıkan bir kararname ile T. C. Merkez Bankası Genel Müdürü Sadi Bekler, Sümerbank Yönetim Kurulunda açık bulunan Maliye Bakanlığı üyeliğine tâyin edilmiştir. Bu üyeliğin aylık ücreti 875 liradır. Merkez Bankası Genel Müdürlüğün» kimin getirileceği henüz bilinmemektedir.
Ankara 30 (ANKA) — Millî Eğitim Bakanlığından tebliğ edilmiştir: Ortaokullar ve liselerin birinci ve İkinci sınıflarında sadece birer ders ten sınıfta kalanların bir sonelerini boş geçirmemeleri maksadiyle bir Üst sınıfa devam etmeleri ve bu sınıfın İmtihanları meyamnda döndükleri alt sınıf dersinden de imtihanlarını vermek mecburiyetine tâbi tutul, maları kararlaştınlmış, buna alt yönetmelik hazırlanarak bugün İmza edilmiştir.
Ankara Ajansının notu: Bu yönetmelik pazartesi günü okullara telgrafla tamim edilecektir. Talim ve Terbiye Heyetinin Ticaret ve Sanat okullarında da aynı usulün tatbiki İçin bir kaç güne kadar karar vermesi beklenmektedir.
îSl i
30' riı D in üq ıB5 as
Generalin» teslim teklifi yalnız askeri hususları ihtiva edecek
Ankara 30 (AA.) — 11 İnci dönem gerilla kursunu bitiren aııbny. la ra bugün saat 10 da Türk Hava Kurumu Plânör alanında törenle diplomaları verilmiştir.
Bakanların, yüksek rütbeli subayların, mülki âmirlerin İştirak ettikleri törene kursu bitiren subayların bir tatbikat gösterisi ile başlanmıştır.
Tatbikatın mevzuunu, İşgal altında bulunan Ankara ve havalisinde yerleşen düşmanın bilhassa Etlmcs-ğuttnkl iki hava altını İle plânör meydanı içerisine ve civarına son günlerde fazla miktarda malzeme, cephane toplandığı ve benzin depo-ları kurduğu, aynı zamanda alanlara bir çok uçak ve plânörler getirdi, ğl ajan raporlarından anlaşılması ü-zerine umumî karargâhın hu malzeme ve lahşidatı İş görmeden tahrip etmek mnksadıyle hususî surette hazırlanmış gerilla gruplarını bu böl-geye paraşütle İndirmesi teşkil ediyordu. Bu gruplar, hava meydanlarının muhtelif noktalarına İnerek baskınlarını yapmışlar ve müteakı. ben aynı meydanlara İnen kendi ıı-çaklarlyle bu bölgeyi tcrketmişlcrdir.
Tatbikatın muvaffakiyetle neticelenmesini müteakip kursu bitiren subaylara gerilla kursu öğretmeni Yarbay D’EIIbcu bir hitabede bulunarak ezcümle şöyle demiştir:
'Dünyada hiç bir yer. hiç bir memleket ve hiç bir ordunun muhtelif sınıf mensuplarını bir araya toplayarak hazırlavamadığı bu kursa Türk ordusu yer vermiş olmakla beraber istenen kabiliyet ve vasıfları çok cld-dl dar ve sıkı bir ölçü ile lutınuş ve böylece 116 subaydan ancak 45 I kalabilmiştir.
Bu arkadaşlarımız bütün konularda eğitim görmüş ve tecrübe edinmişlerdir. Bugün muharebenin bilfiil cereyan ettiği Kore veya diğer bir yere havadan atılarak, yollar, demiryolları, Ikına! merkezleri ve malzeme, İnsan sabotajı gibi ânl görevleri başarı ile yapabilecek yegâne Türk bir-ligidir.
Bundan sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut da bir hitabede bulunmuştur. Bilâhare kursu haşan ile bitiren 45 gerilla subayına MÜH Savunma Bakanı Refik Şevket İnce tarafından diploma ve bröveleri verilmiş ve mlsatirler hazırlanan büfede agırlanmışlardır.
WHflhlngtnn. 30 (YİRS) — Bugün gelen haberlere göre Mac Arthur Tokyo Radyosundan yayınlanacak olan 200 kelimelik bir sulh teklifi yapacaktır. Neşriyatın Mac Arthur’Ün bizzat kendisi tarafından önce İngilizce ve ondan sonra da tercümanlar vasıtaslyle Kore II-sanlyle yapılacağı bildirilmektedir. Mesajın rnülâyım bir lisanla hazırlanmış olduğu söylenmekteyse de Kuzeylilere kayıtsız şartsız teslim olmalarının teklif edileceği hakkında bir haber çıkmamıştır. Teslim mesajının basit bir lisanla sadece askeri hususları ihtiva e-deceği, Korenln istikbaline alt siyasî meselelere temas etmeyeceği bildirilmektedir. Başlangıçta Amerikan resmi makamları böyle bir teslim teklif edileceğinden haberleri olmadığını söylemişlerse de son gelen resmi bir haber bu makamların haberi teyld ettiklerine ve neşriyatın yarın Grlnviç saat âyariyle birde yapılacağını bildirmektedir.
usu ( t( eşk 'ila r ıl
— 4 azgeç, fiililenmezPek sudan konuşuyor.
— Anıma yaptır, ynlıu... Sudan konuşur da dlnkıııııez olu
•) ckl m vol Icu net
G um adı m r.
'def ta ıştu yıu *. V IH t
Sayfa 2
Kore meselesinin tarihteki inkişafı
Korede söz bundan böyle
Birleşmiş Milletlerindir
|/ ÖRENİN askeri safhası sona erdi.
Birleşmiş Milletler kuvvetleri 38 inci arz dairesini geçsin veya geçmesin. Bundan böyle vazifesi inzibat tedbirleriyle "sakin sabahlar memleketinin,, işgalini sağlamaktan ibaret kalacak ve bu da ancak bu zavallı memlekete nihayet kati rejimini kurmak İmkânını verecek serbest seçimlerin yapılacağı güne kadar devam edecektir. Bir an üçüncü bir ciharı harbine vesile vereceğinden korku, lan bu facianın siyasi ve diplomatik safhası şimdi açılmıştır.
Emin olmalıyız kİ, bu siyasî ve diplomatik safha yalnız Güvenlik Konseyinde veya Birleşmiş Milletler Asamblesinde yapılacak resmi müzakerelere inhisar etmiyecektir.
Çok acıklı neticelere sebebiyet verdiği muhakkak olmakla beraber, İn. kâr edilemez ki, Kore harbi Vzalc-şnrkta büyük devletleri birbirine düşüren muazzam İhtilâfın ancak ufak bir kısmını teşkil etmektedir. Ve bu ihtilâf yeni bir şey de değildir. Bu hususta bir Hklr edinmek için aşağıdaki satırları okumak kâfidir:
“Sulh idame edilsin veya edilmesin. Korede ve Çinde nüfuz mücadeleleri bütün hızını muhafaza edecektir. Amerikanın aldığı vaziyet istikbal hakkında beslediği emellerle izah edilebilir. Birleşik Amerika Pasifik-te de Monroe doktrininin tatbikim islemektedir. Filipin! işgalleri altında tutuyor ve Asya sahillerinde hâkimiyet tesis etmek istiyor. Çin, A-merikanın mahrecidir. Japonya da ergeç hükmü altına girmelidir.
Japonya hiç düşünmüyor ki, bu devler kavgasında, kendisinin Küreden bir parça toprak koparıp kopa-ramıyacağı meselesi değil de, asıl balda mevzuu olan dâvanın Batan Güneş İmparatorluğunun Amerika veya Rusyadan hangisinin eline geçeceğidir. Elli yıl sonra Rusya İle Amerika arasında Uzakşarkta oynanacak büyük kumarın hedefini Ja-poıılar teşkil edecektir.,,
Bu satırların ne zaman yazıldığını tahmin edebilir misiniz. Dün, geçen hafta veya iki sene evvel değil. Tam 19 ocak 1904 tarihinde Fransanın — ve dünyanın — tanıdığı en büyük diplomatlardan biri olan Paul Cam-bon tarafından kaleme alınmıştır.
Daha o devirde Japonlar (arkalarında Amerika ve İngiltere olduğu halde) Kore ve Mançurya meselesinde Rusya ile ihtilâf haline düşmüş bulunuyordu.
Paul Cambon bu mevzuda şunları not etmişti:
“Bütün kabahat Kuşlarda,. Biriz bir kötü niyetleri var. Mançuryayı tahliye etmeyi taahhüt ettiler; taahhütlerini yerine getirmiyorlar.”
Vakaa, Fransız Büyükelçisinin kehaneti tamamiyle tahakkuk etmiş değildir.
Bugün, Kore ihtilâfı, Pyongyang’ın iplerini elinde tutan Sovyetlerle Birleşik Devletler arasında değil de, Sovyetlerle Birleşmiş Milletler arasındadır.
Bu doğru olmakla beraber. Birleşmiş Milletlerin lideri ve mümessili olarak Birleşik Devletlerin hareket ettiği de aynı derecede doğrudur. Buna sebep de, bu işde diğerlerinden faz la Birleşik Amerika menfaatlerinin, müteessir olmasıdır. Aksini iddia kötü niyetle hareket etmek olur. Kaldı kİ. Amerikanın menfaatleri bu meselede bütün hür dünya menfaatleriyle bağdaştığına göre sahte delillere is-tlnad etmeye lüzum da yoktur.
Lâzım olan, Kore meselesinin bugün açılan diplomatik safhasında, bu menfaat birliğinin mümkünse daha kuvvetle tezahür etmesidir ve öyle görülüyor ki, bunun gerçekleşmesi pek güç olmıyacaktır.
Amerikan Hükümeti Kore meselesinin askeri safhası sona erince yerini Birleşmiş Milletlere terkedeceğini dalma açıklamış ve daha ilk günden İtibaren İyi niyetini ispat etmiştir. Mac Arthur askerlerini 38 inci arz dairesinde durdurmuş olduğu gibi Şimal Koreyi işgal vazifesi de şüphe yok kİ, Türkiyenin de dahil olduğu muhtelif demokratik milletler tura-
Yazan : .Selini Sabit
fımlaıı Amerikan kumandanlığının emrine verilmiş olan askeri birliklere tevdi edilecektir. Diğer taraftan Başkan Trumnn, Kareye demokratik hüviyetler sağlamaktan başka bir gayesi olmadığını belirtmiştir: Birleşmiş Milletlerin arzusu da bundan ibarettir. Şu halde, bu noclb ve güzel teşebbüse karşı Sovyetler yine sinsi tahriklerini ve gizli yayılma siyasetlerini devam ettirmek isterler-se karşılarında bulacakları Birleşmiş Milletler Kumludur.
Paul Cambon 1904 te şöyle yazıyordu :
“Birleşik Amerikanın ve Ingiltere-nln Japonları desteklemeleri Rusyayı bir hayli düşündürmektedir. Bu şartlar altında yapılacak bir harp büyük İhtilâflar doğurabilir. Bu itibarla Ko-redo tarafsız bir bölgenin tesbitl için Rusların tavizlerde bulunması lâzım gelecektir.,,
Bu görüşü bugün şu şekilde değiştirebiliriz:
Birleşmiş Milletlerin hareketi Rııs-yavı düşünmeye sevketm iştir. Bugün bir haıp büyük ihtilâflar doğurabilir. Bu itibarla Korede tarafsız bir bölgenin tesbitl için Sovyetlerin tavizlerde bulunması lâzımdır.
Hür dünyanın ve Korelilerin istedikleri de bundan başka bir şey değildir.
Pakistan B. Elçisi dün şehrimize geldi
Edirnede bir tetkik seyahati yapan Mian Beşir Ahmet intihalarını anlatıyor
Bir müddetten beri Edirnede blı tetkik seyahatinde bulunan Pakistan Büyükelçisi Mian Beşir Ahmet şehrimize gelmiştir. Bugün Ankaraya hareket edecek olan Büyükelçi kendisi ile konuşan bir arkadaşımıza Edime seyahati hakkında demiştir ki:
“Edirnede Bulgaristandan gelen mu hacirlerin durumunu yakından müşahede ettim. Edirne Valisinin refakatinde kendilerini iskân için hazırlanan yerleri gezdim. Muhacirler için iyi teşkilât yapılmış. Yatakları temiz, yedikleri yemekten tattım, çok beğendim. Hepsi cesur ve metanetli İnsanlar. Geldiklerinden çok memnun ve mesut oldukları belli.,,
B.B.C. Radyosunun televizyon mütehassısı Ankaraya gitti
Bir müddetten beri şehrimizde bulunan B.B.C. televizyon servisinden Mr. G. Rottner dün Ankaraya gitmiştir.
Mr. Rottner, BBC. televizyonlarında gösterilmek Üzere memleketimizin muhtelif yerlerinin filmlerini almaktadır. Kendisi ile konuşan bir arkadaşımıza Mr. Rottner. bu filmlerde bilhassa TÜrkivede eski ile yeninin nasıl imtizaç ettirildiğini tesbit etmeye çalıştığını söylemiştir.
Yugosîavyado alınan bir borç yüzünden açılan dâva
Drdüncü Ticaret Mahkemesinde şayanı dikkat bir dâva görülmüştür. Duruşmanın konusu şudur:
9 sene evvel Yugoslavyaya at mubayaasına giden şehrimizdeki bir müteahhit. Belgradda Malik Pehlivan adında Türk vatandaşlarına daima büyük yardımlarda bulunmakla maruf bir mebustan 75 bin dinar borç almıştır,
1942 yılında harp sırasında bütün servetini bırakarak Türklyeye iltica etmiş olan Malik Pehlivan bu parayı hâlâ ödememekte ısrar eden müteahhidi mahkemeye vermiştir.
Mahkeme, yapılan duruşmada borca zemin teşkil eden altın paranın bugünkü kıymetinin takdirine karar vererek duruşmayı 27 ekime bırakmıştır.
Y E N î İSTANBUL
Şehir köşesi
Gümrük memurları
öylr zannediyorum ki, İstanbul limanı, tam mânasıyla ve lâyık olduğu şekilde faaliyete sahne olursa, Gümrük İdaresi mrmıursuzluktan dolayı kapılarını kapatmak mecburiyetinde kalır.
Belki de iyi olur ama, mesele o değil, 5u.‘
Bir, İki yündür, huftusi bir İg için İstanbul yihnrüklerlnin halini yılkından görmek fırsatım elde ettim. Bu kısa müddet zarfında, limana iki vapur geldi ve iki vapur kalktı. Ortalama bir hesapla bin yolcu geldi ve yedi, sekti yaz ki^i yola çıktı. Pek tabii, bunların eşyalarını muayene etmek icap e-diyordu. Golenler, dostlarına hediyeler, kendilerine eşya almışlardı. Ne miktarı şahsî ve zati idi T Ne kadar gümrüğe fâbiydi veya ithali mcnnuuiuf Her yolcu bir hak İddia ediyor, İzahat istiyordu.
Gidenler, parmaklarındaki nişan yitillklerlnden sandıklarındaki mendillere kadar hesap vermek vazıyet iadeydiler. Bir tanesi yarım kilo kahve götürecekti. Hayır. Olamaz. Filân maddenin filân fıkrası buna mdııl. Kambiyodan müsaade almak lâzım ve saire.
Bütün bıı gürültü, luığrlşma içinde, gümrük memurları, istisnasız, sonsuz bir sabır ve nezaketle, herkese, her yolcuya — yeni rejim dolayısıyla bir çok kere kendilerinin de henüz tamamiyle kavrıyamadıkları — usul ve nizamları anlatmaya çalışıyorlar. Hem de kan ve ter içinde, nu’itai saati diye bir şey tatbik etmedin, yemek yemeye vakit bulmadan. Bütün bunlardan başka gümrük memurları n t n m esull yeti n i gözün il ne getirirsek onları takdir etmekten kendimizi alamayız.
Allah kolaylık versin.
BtR İSTANBULLU
Eski Mısır Başbakanı, bugün iskenderiyeye dönüyor
Bir müddetten beri şehrimizde bulunan Mısırın tanınmış siyasi şahsi, yetlerinden 5 defa başbakanlık yap-mış olan Ali Mahir Paşa bugün Adana vapuriyle iskenderiyeye dönecektir. \ (
Mdıyeti erkâniyle beraber şehri, mlzdekl âbideleri gezen AH Mahir Paşa gazetecilerle temas etmek iste-memlştlr.
Mısır Büyükelçisi Emin Fuat Bey Elmanastırlı tarafından, kendisi şerefine dün verilen öğle ziyafetinde Vali ve Belediye Reisi Fahreddin Kerim GÖkay da hazı» • ı
Suriye Me^is Reisi Ankarayo gidiyoı
Bir müddet e\^e! Btir^fida’-l Âbidelerini ziyarete git mİ;- omn Sariye Maclls Başkanı RU/ tü Kâhya dün şehrimize dönmüştür.
Memleketimizi t husu-
si bir mahiyette ziyaret rlrr- l ta o lan Suriye Parlâmento :.nun Relr bugünlerde Suriye Elclri IU birlikte Ankaraya giderek TÜı e Büyük Millet Meclisi Başl:anını ziya re' ilecektir.
Bir Ingiliz krv -azcfü geliyor
Son harp içerisinde çok kıymetli işler başarmış olan bv (rr. Ih Alma-Atlantis harp gen •..-im hal ran tngı-llz Devonshire I i » i • ünde şehrimize i riev-. t • uVtı-
zör harpten sonra r;ı /J genimi haline getirildiğinden. H- _.fi (ı: daJ Deniz Mektebinin tftdlndc demiri iyice k ve talebeler i.arn.H' i «ezilecektir. Ayrıca gemvH blı ba3»n ’ »p lantısı da yapılacaktır
Meriç Nehrinin ıslahı için verilen kararlar
Bu iş için lüzumlu para, Marshall Yardım Plânından ayrı olarak verilecek
Türk - Yunan müşterek hududunu teşkil eden Meriç Nehrinin ıslâhı e-flaalannı tcsblt etmek, projelerini hazırlatmak ve İnşaatını tertiplemek üzere kurulmuş bulunan beynelmilel komite İstanbul Bayındırlık Müdürlüğü binaamda 28, 29 eylül 1950 günlerinde toplanmış Ve şu esasları kararlaştırmışlardır.
1 — Meriç Nehri mecrasının ıslâhının Türkiye - Yunanistan toprakları İçinden geçen kollarlyle birlikte yapılması,
2 — Bu işin ele alınabilmesi İçin İstanbul - Edirne demiryolu köprüsünden itibaren mansaba kadar olan Meriç vâdlsi parçasının fotoğramet-rlk plânlarının müstacelen alınması
3 — Projelerin Amerikan firmalarına yaptırılabilmesi içtn gerekil teknik yardımın yapılmadım sağlamak ü-zere her iki hükümet tarafından W®, shlngton ve Parlat eki E. C. A. ya müracaatta bulunulması,
4 — Daimî kornişonun tstanbulda çalışması ve gerektikçe toplanarak
Şehir Meclisi yarm toplanıyor Yeni Şehir Meclisi İlk toplantısını yarm yapacaktır. Yeni Meclisin ele alacağı muhtelif konuların başında eski meclisin gelecek yıllar için kabul ettiği tahsisat meselesi gelmektedir.
1950 senesinde fesholunacağını bilen meclisin ilerisi İçin kabul ettiği tahsisat ve taahhütler meselesi bir karara bağlanacaktır. Bu tahsisat teker teker ele alınarak şehir işleri İçin zarurî olmıyanlar yeni bir kararla iptal edileceklerdir.
Diğer taraftan seneden seneye çoğalan memur kadrosunun da bütçenin mühim bir kısmını sömürdüğü dikkat nazara alınarak kadrolarda esaslı bir tasarruf yapılması ve arttırılan tahsisatın şehir işlerine sar. fedilmesl hususu üzerinde de ehemmiyetle durulacaktır.
Türkiye Millî Talebe Federasyonu Milli Oyunlar Ekipi Avrupaya gitti
Talebeler, muhtelif Batı Avrupa memleketlerine millî oyunlarımızı tanıtacaklar
Türkiye Müh Tabthe FMerasfo* * nundş.*i 10 kUİHk hir talebo dŞıAhkarâ vapuriylr luiyays gitmiştir. Aratırında Nedim Atya un İdarenhıdrkk Türk Folklor ve Milli Oyunlar Ekipüdn de bulunduğu otı kafile muhtelif Avrupa memleketle rina milli oyunlarımızı lanıtncak gbetîrHer yapacaktır.
Talût^leı, BfUhn . Yayın ve Turizm tMum Müdüı lüğünün hazırla
işlerin yürümesi hususunda lüzumlu esasları tesbit eylemesi karar altına alınmıştır.
Meriç Nehrinin ıslahı için lâzım o-lncttk para Amerikanın bize yaptığı Marshall Yardımı faslına dahil olma yacaktır.
Çalışmalara devam eden heyet süitleri Fon Kurulu Müdürü Selâhi De-mirblleğln başkanlığında. Yunan delegesi inşaat mühendisi Kalpakas ve bir Fransız üyesinden müteşekkildir.
Maliye şubelerinden dün
200 küsur memur açığa çıkarıldı
İstanbul Defterdarlık kadrosunda muhtelif maliye şubelerinde çalışmakta olan 200 küsur memur dünden itibaren açığa çıkarılmıştır.
Ücretlilere hiç bir tazminat veril, memlş. kadrodan maaş alanlar ikişer ayhk ve bilâhare de senelerine göre 3 de I veya 3 de iki nispetinde açık maaş verilecektir.
Bu vaziyet kurçısıııda önceden hiç bir haber verilmeden ânide yapılan bir tebliğ neticesinde açıkta bırakılan memurlar, çok müşkül bir durumda kalmışlar ve bu yüzden maliye şubelerinde teessür verici şahneler görülmüştür.
Jstanbulda bir penicilline fabrikası kuruldu
Hükümetimize müracaat eden bir Amerikan firmanı tstanbulda peni-ciHine ve streptomysin fabrikası kurmak üzere müsaade istemiştir.
Ankarada yapılan müzakerelerde fabrikanın Ortaşarkta başka bir fabrika kurmaması ve çıkaracağı ilâç patentlerinin muayyen senelere münhasır kalmaması hususunda hlr anlaşmaya varıldığı takdirde tesisat derhal kurulacaktır.
I
1
dığı Türklyeye dair fotoğraflım da ber«kberierinde götürmektedirler
KuMıklan memleketli rde bu toto-grallrtrln sergiler açarak yurdumuzu tanıtmaya çalj^ccaklardır. Federasyonun Londra uıüıneeAİli dlta gitti
Türkiye Milli Talebe r^deraaytmu-nun Tzmdtr. mttplBsslli Doktor Ahmet Ihsan Kırımlı dün Ank^.n va* purtjde vazifesi haamr dönmüştür.
İslâm Devletleri İktisat Kongresi
Tahranda yapılacak Kongreye iştirak edecek delegelerimiz dün gitti
12 devletin iştirakiyle 5-18 ekim arasında Tahranda toplanacak olan taiAm Devletleri İktisat Kongresinde memleketimizi temsil edecek olun Kocaeli Milletvekili Mümtaz Kaval-cıo^lıı ile Sanayi Birliği umumi kâtibi Halit Güleryüz dün sabah hava yoliyle Tahrana gitmişlerdir.
Kendisiyle görilyr-n gazetecilere heyet başkanı MümtRz Kavalctogiu ou izahatı vermiştir:
— Kongrenin gayesi geri kalmış o-lan İslâm devletleri arasında. Btrleş-mlş Milletler İktisadi anlaşması çerçevesi dahilinde, ticari, mail anlaşmalar akdetmek ve gümrük mevzulun Üzerinde çalışmaktır. Malûm olduğu üzere bu memleketlerde sanayi çok geridir. Türkiye sanayii ise daha gelişmiş bir vaziyet arzetnıek-tedlr. Bir Türk delegesi olarak, bazı sanayi mamullerimizle Islâm devletlerinin ihtiyacını temin etmek ve dolayısiyie Türkiyenin iktisadi münasebetlerini geliştirmek İçin çalışacağız.”
I. Galip Arcana madalya veriliyor
Türk sahnesine kırk yıldan beri gerek sanatkâr, gerekirejisor ve gerek muharrir sıfatıyla hizmet eden Şehir Tiyatrosunun kıdemli sınıf samı t kftrlanndan I. Galip Arcan’a Fransa Maarif Nezareti, elli tane Fransız piyesini tercüme ve adapte edip sahneye koyduğundan dolayı bu emeğini Palm Akademik madalyası vermek suretiyle mükâfatlandırma’ ya karar vermiştir. Bu münasebetle bu akşam sanatkârın tercüme e-dip sahneye koyacağı ve baş rollerinden birini temsil edeceği Mollâre’ln Don Juan pfyaslnin temsilinden evvel sahnede Fransa Başkonsolosu ve Kültür Ataşesi tarafından bir tören yapılacaktır. Kıymetli aktörilrnilz 1, Galip Arcan’ı bu vesile ile de tebrik etmekten zevk duyuyoruz.
Şapka Kanununa muhalif hareket edenler
Son zamanlarda şehrimizde bazı kimselerin Şapka Kanununa muhalif olarak dolaştıkları tesbit edilmiştir.
Emniyet memurları tarafından dün yapılan sıkı bir kontrol neticesinde takke veya şekil belirsiz serpuş giyen î? kişi yakalanarak adliyeye ve’* rümlştir.
Milletlerarası Demiryolcular Kongresine iştirak ediyoruz
Amsterdam’da toplanacak Milletlerarası Demiryolcular Kongresinde Devlet Demiryollarını temsil edecek ** r(ket Dairesi Şube Müdürü Zü* kçadoğan ve Ticaret ve HA-
adnl Di; -»sinden Cemal Devrimer dün An»( /a vapuriyle Avrupaya gitmişlerdir,
rfönso Hükümetinin davet ettlp bir. bayan asistanımız
Tch lc Üniversite Elektrik Fakültesi uıiHtAnlarından Dr. Seîma Soy-«ri Fnanna Hükümetinin daveti üzerine» Scrbonne Üniversitesinde bir se-ı>« ıtnj görmek üzere dün Ankara vapuriyle Morsilyaya gitmiştir.
’ Ankara” Vapuru İle gidenler
Ankara vapuru dün saat 12 de 434 yr lcu, 130 ton yükle Batı Akdeniz sererine çıkmıştır.
4 14 ekim arasında Avrupada top-
İV;F-olan Milletlerarası Halk Bank ı Konferansına iştirak ederek ol «n Halk Bankası Umum Müdürü Nugret Özgören, ve Yunanlı hol " - ı * de giden yolcular meya-nıiHiF. rıjJunmaktadır.
1 Ek: m 1950
»
dünkü beyanatı
Bakan, şehrin umumî emniyeti bakımından endişeyi mucip bir şey olmadığını söyledi
İçişleri Bakam Rüknedclin Nasuhl-oğlu, dün saat 11 de Vilâyete gelerek Vali ve Belediye Başkanı Prof. Fahreddin Kerim Gökay’ı makamında ziyaret etmiştir.
içişleri Bakanı, müteakiben gazetecileri kabul etmiş ve muhtelif mevzular hakkında kendilerine aşağıdaki I-zahatta bulunmuştur:
“Son günlerde gazetelerde çıkan zabıta vakaları hakkında Vali ve Belediye Boşkanındaıı nıaiûmal İstedim ve kendisinden tafsilât aldım.
Size de memleketimizin umumi iç emniyeti hakkında malûmat vermek isterim. Elimizdeki doğru İstatistiklere göre Türklyede 1918-1949 senelerinde işlenen cürümlere nazaran 1950 senesinin 8 ayhk cürüm nispeti, bakiye 4 aylık nispet de takribi hesap e-dilmek suretiyle evvelki senelerden azdır. Yalnız iki nevi cürüm biraz kabarmıştır. Bu çeşit cürümlerden biri sarkıntılık, diğeri de zabıtaya muhalefettir. Bu da yayıldığı ve söylendiği kadar artmış değildir.
İstanbui Vilâyeti, emniyet ve Jandarma teşkilâtının müştereken aldığı tedbirler sayesinde şehrin umum! emniyeti bakımından endişeye mucip hlg bir şey yoktur. Zabıtamızın çok dikkatli çalıştığını, vazife ve mesuliyetini tamamen müdrik olduğunu söyll-y e bilirim.
Bu vesileyle benim de basından rt* cam. bu gibi zabıta vaJtaJan mevzuunda yalnız duyulanı değil, alâkalı makamlarla temas etmek suretiyle hakiki vaziyeti lâyıkiyle öğrendikten sonra haberlerin yayıl m asıdır. Durumu sansasyonel bir hale koymak doğru değildir.
Trakyada yaptığım seyahat umumiyetle şahsımda iyi intibalar bıral> tı. Bugünkü tempo ile gelen göçmenleri Edirne Göçmenevi istiaba ve bir müddet İbateye kâfidir. Mahallinde kurmuş olduğumuz bir komisyon, göçmenlerin sağlık, emniyet ve nakil işleriyle meşgul olmaktadır.
Göçmenler arasında bazı tifüs vakalarına rastgellndlğlne. göçmenlerin 80 kilometre yürütüldüğüne d&lr ba* zı gazetelerde çıkan haberler asılsızdır. Bunu sarahatle ifade edebilirim. Bu gibi haberlerin gazetelerde yayınlanması umumi efkâra üzüntü verebilir. ümit ederim İd. bu İzahatım, u-mumî efkârın üzüntüsünü gidermeye yeter.,,
İçişleri Bakanı bu akşam ekspresle Ankaraya hareket edecektir.
Estetik cerrahî mütehassısı bvgün gidiyor
Bir müddetten beri memleketimizde bulunmakta olan Amerikalı tanınmış cerrahi Profesör Dr. Mar-ton Ber3on dün aabah Üniversitede estetik cerrah! hakkında bir konferans vermiştir.
Bugün uçakla Atlnava dönecek o-îan profesör, şehrimizde bulunduğu müddet zarfında bu şekilde bîr kaç operasyonu muvaffakiyetle yapmıştır.
Profesörün gerek şehrimizde, gerekse Ankaradakl Nllmune ve Gülha-ne Hastahanelerinde verdiği projek-slyonlu konferanslar ve yaptığı ameliyatlar alâka ile takip edilmiştir.
YENİ İSTANBUL
8ÎYASÎ ÎKTÎSADÎ_____
MÜSTAKİL GÜNLÜK G^VZETE
Sahibi t
YENİ tSTANBCL NEŞRİYAT iJhÜTED StRKETÎ Müdürü: Kemal H. SARLIOA Yazı iğlerini fiilen İdare eden mesul müdür t Sacld ÖGET
NetredRmlyen yanlar lada edUme».
Basıldığı yer ı
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LÎMİTED ŞİRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 20 —
Mefharet karanlık basamaklardan ağır ağır indi. İyi akletmişti. Trenin gürültüleri arasında basamakların çıtırtılarını kendisi bile zor duydu.
Taşlık da karanlıktı. Mutfağa giden aralığın lâmbası yanıyordu. Orada Haaibe yatardı. Mefharet yarı açık duran kapıdan baktı. Aralıktan mutfağa giden kapı ardına kadar açıktı. Fakat kadın ela, herif de görünmüyordu. Mefharet kulak kabarttı ve bekledi. Konuşmuyorlardı. Epey zaman geçti. Birdenbire buraya geliverirlerse» Mefharet bir şey arıyormuş gibi görünmek için, elini sağ tarafındaki komütatöre yakın tutuyordu. Nihayet Hasibenin sesini duydu:
— Güzel olmuş mu revani?
Cevap veremiyen idam, ağzının dolu olduğunu belli eden homurtulu bir takdir sesi çıkardı. Yine uzun zaman konuşmadılar. Sonra adam sordu:
— Senin dolabının anahtarı yok mu?
— Yok. Şimdi karyolanın altına koyalım da ben sabahleyin onu saklıyacak yer bulurum.
' Herif yalvardı:
— Anıan Haaibe, şakaya gelmez, bilir miBİn?
96
— Merak etme sen. tik defa yaptığım '• mi?
Sustular. Kısa bir zaman geçti. Kann)u yarlardı. Fakat bitişik köşkün kurt dpetı havlamaya başladığı için, Mefharet na ko nuştuklanru duyamadı Havlama devam ediyordu. Köpek sustuktan sonra da Mefharet epeyce bekledi. Hasibe sordu:
— Şekerli mi İstersin?
— Yok, istemem, ben hemen gideyim. Saat on birde kamyon gelecek. On iki İle bir arasında, Sirkecide Muratla garın Önünde buluşacağız.
Mefharet adamın bahçede ayak seslerini duydu. Yine bekledi. Hasibe iki eliyle zor kaldırdığı ağır bir paketi aralığa taşıdı. Karyolası görünmüyordu, O tarafa doğru yürüdü. Aklı pakette olduğu için Mefharetin bulunduğu tarafa bakmamıştı. Sonra tekrar mutfağa döndü. Yukarıdan Besimin kahkahaları geliyordu. Aç adam hakkında İlk şüphesinin boşa çıktığını gören Mefharet hemen geri dönmeyi düşündü. Bir fenalık yokmuş aralarında. Fakat pek içli dışlı konuştular. Hem neydi o paket? Ne var İçinde? “Aman Hasibe, şakaya gelmez,,, Kadının cevabı da Mefharetin midesini bulandırdı: •'Merak etme aen, ilk defa yaptığım iş değil kİ benim,,. Ne İşi bu?
İlk şüphesinin boşa çıkmasından utanan Mefharet İkincisinin üdtüne yürümekten çekiniyordu. Vukondukilere danışmayı düşündü. Besim alay edecek, paketin içinde bomba olduğunu söyliyecek.
Mefharet çok yorgun. Artık burada kalsın bu. Ne varsa var paketin içinde. Merdive-97
nr doğru yürüdü. Paşamın adımın! atmadan evvel durdu. Fek İÇÜ dışh konuştular. İid ay Oftır ya. Halk köyledir Çabucak blrbirlerJylû teklif» teleşlricr.
îki basamak çıktı ve yine durdu. Niçin saklamak İstiyor paketi? Asıl karının sözü mide bulandırıcı: “İlk defa yaptığım İş değil ki,„ Ne işi? Sormak? Çirkin. Ya basit, münasebetsiz bir şeyse?
İki basamak daha çıktı, “Merak etme, tik defa yaptığım iş değil kl„. Herifin ıld ay evvel mutfak kapısında düşüp bayılışı hep yalan mıydı? Sonra o kamyon, Murat filân nedir? Demek kİ Hasibe biliyor bunları. Ne olur sorarsa? Kapı arkasından onları dinlediği meydana çıkacak. Olmaz. Çirkin. Çirkin de değil, şu sırada Hasibeyi kaybetmek fena Bir de hizmetçi derdi çıkmasın. Yarın onun ağzını ararını, Şimdi bir güzel uyuyayım. Çok yoruldum bugün. Fakat uyuyabilir miyim?
Uyuyamazdı. Zihni bir kere buna takıldı ya, uyuyamazdı. Her şeyi öğrenmeliydi.
Durdu. Yakındaki evlerden birinde el çırparak bir oyun havası söylüyorlardı. Elâleın keyfinde. Ne fena huyum var, Yarabbi! Niçin kendimi bu şüphelerden, kuruntulardan bir türlü kurtaramıyorum 7 Annem de böyle idi, rahmetli.
Arkasında bir ayak sesi vardı. Döndü. Haaibe taşlığın ışığını yakmış, dolaba tabaklan yerleştiriyordu. Şimdi onu görecekti. Artık çare yok. Easamaklan indi. Mutfak tarafına doğru giden hizmetçi geriye döndü, hanımı görünce durdu.
Bakıştılar. Haslbenln yukan kalkan al-
98
yab V.»üııı karin-1 alim iıı ivyc1! bir h&yret otu *,eçi*'çn «oIa doğrtî kı»ydı. Sezmiş-
ti Bir trhhkfiMer « açmak ı.-Hyo muş gibi mutfağa doğru oöyk bir ealR nr. fakat yü-rüy-mıedl. Mefharet ona yaklaş, 'unlu. Hizmetçi korkmuş gibi ürperdt ve bavım yukan aldı. Gözlerini, İçine bir şey kaçmış gibi kırpıp açıyordu.
Mefharet biraz daha yaklaştı ve sordu: — GitU mi?
Hasibe, hanımın bıı suali niçin sorduğunu anlamak arzusunun sertleştlrdlğl bir dikkatle ona baktı:
— Gitti.
— Ne söyledi sana?
Hizmetçi önüne baktı. Biraz düşündükten sonra omuzlarını yukarı kaldırdı:
— Hiç.
• Mefharet aralığa doğru yürüdü, eşikte durdu. Hasibeye dönerek kaşlarını çattı:
— Ne var o pakette?
• Hizmetçi şaşırmadı.
— Bilmeni ki. dedi, evrak varmış. Ha-dımköyüne götürecek. Sormadım. Beş on kuruş kazanmak için ayak işi yapıyor böyle, öteberi taşıyor.
Mefharet bir tereddüt geçirdi. Soracağı şey kalmış mıydı? Düşündü, bulamadı. Aşağıya onları dinlemek için indiğini gizlemeye yarıyacak bir yalan aradı ve birden hatırladı.
— Siyah kemerim gözüne ilişti mi? Ben galiba sabahleyin bu robumu ütülerken onu şuralarda bir yere çıkarıp koymuştum.
Hasibe tekrar şüphe verici bir heyecanla bağırdı:
— Evet, burada, burada!
99
Ve odasına koşup kemeri getirdi. Lüzumundan fazla sevinmişti gibi geldi Mefharete. Sorgudan kurtulduğuna mı memnundu?
— Pencerenin İçine koymuşsunuz, dedi, gördüm, kaldırdım ben.
Mefharet bir şey söylemedi ve kemeri alıp yukan çıktı. Bakalım onlar ne diyecekler? Fakat Besim çok heyecanlıydı; agabey-sinin önünde, ayakta, ellerini sallıyarak bir şeyler anlatıyordu.
— ... den de gelse ne faydası var? Bunların hepsi nazariyedir. Ben şimdiye kadar hayata uyan bir tek ekonomi nazariyesi görmedim. Devletçilik yapmıyan liberal bir rejim, az çok serbestlik vermlyen devletçi bir rejim, mülkiyeti kökünden kazımış bir komünist idare, programını harfi harfine tatbik e-den bir sosyalist hükümet görmedim. Evdeki pazar çarşıya uymuyor. Hem efendim, anlamadığım bir şey var. Neden cemiyet, devlet ferdin İhmallerinden, tembelliklerinden, beceriksizliklerinden, kabiliyetsizliklerinden mesul olsun? Bizim mutlağa yanaşma kedi gibi dadanan aç adam, kendi hatalarının mı, içtimai nizamın mı kurbanıdır? işsiz kalmak çok defa tembelliğin, ahlâksızlığın, beceriksizliğin cezası değil teldir? Sendikalar veya sosyalist devlet bu cezayı mükâfata çeviriyor ve işsizi besliyor, işte bunu anlamıyorum.
— Çünkü işsizlik kapitalist cemiyetin problemlerinden biridir; kütle halinde bile olsa, ekonomiden başka cepheleri göze görünmez. Aç adam iyi bir misal değil. Çünkü tek.
(Devamı var)
100
1 Ekim 1950
yeni İstanbul
Günler geçerken
zaman hava ka-
parlak mehtabın siperler kazarak.
zapteden deniz piyadelerıy-geceyi, düşmanın kuşatma
doymazlığımıza hııkarnk lüzumsuz der, geçer.
7 de Seul’u terkeder-yerinden alevler içln-Yongsun demiryolu is-ambarlar» bütün gece Şafak sökerken
duyuyordu. Sol merisindeki iki günden nna demlryol tepeleri tutan yere yoketme-
dü-
rakınılı tepeyi elde tutmuş-
i
h
"Çat! Pat!,, meselesi
Refik Halid KARAY
ANAYASAMIZDAN size bir madde okuyacağını: "Mantar tabancası yapımı, satımı, yayımı ve kullanılması ulusun dokunulmaz haklarından biridir.,, Vaktiyle nasılsa Anayasada yer bulmuş olan bıı madde hetıiiz dcğiştlrilcmrdlğl İçin hükümetler o münasebetsiz, lüzumsuz, mânanız» ayrıca zararlı» hattâ facialar müsebbibi imalâtı kökünden yanak edici bir kanını çıkaramamışlardır. VokBa ilk .ıkla «elen, Türldyede mantar ve mantarlı tabanca yapan, satan, kullanan kimseleri eroin ve esrar kaçakçıları gibi kovalamak ve ccznlndırmaktır.
Tabiidir ki A mı yasamızda ytıkarıkl muhayyel maddeye rastlım amaz-nınız. Fulcat gidişimize bakınca mevcudiyetine İnanacağınız gelir. Nasıl gelmesin kİ Çorum vapııru facianı mantarlar yüzünden vuku bulmuştur; Balıkesir yangınına sebep yine mantarlar olduğu söylendi. Gün geçmez kİ şurada, burada gizil İmalâthaneler pullama neticeni yıkılıp yanmanın. cankurtaran otomobilleri İtfaiye arabaları arasından yol açıp bir veya l»ir kaç yaralıyı hnstahnnolrrc götürmenin!
Zaten kifayetsiz kadro İle çalıştığı anlaşılan polisimiz — eroin, esrar, fıılıuş ve saire yetmiyormuş gibi — hlr de gizil yapılan tabanca mantarları peşinde koşmaktadır. Hu külfetler niçin? Mantarlı tabancanın çocuk terbiyesine no faydası vardır? Aksine terbiyesizliğe ve küstahlığa. bilhassa silâh taşımaya alıştıracağından, hole nişancılık gibi bir meziyeti do olmadığından iline hiç almaması, başımızı şişirip ödümüzü koparmaması kendisinin do. bizim de lehimizedir.
Yaşı kıvamına gelince o çocuk gerçek silâh kullanmasını öğrenecek, askerliğini yapacak değil midir? Palavrasına, cakasına alışması ruhi terhiye bakımından sııkat netice verir. Hulusa mantarlı tabancanın büsbütün kaldırılması için hazırlanacak mucip sebepler mazbatasını yazmaktan ve Mecliste müdafaa etmekten kolay hiç hlr şey yoktur. Şu İnsafsızlığa bakınıst kİ Çorum vapuru fnclasında maznun olarak bulunan mantarlı tabunca fabrikatörü yine gizil İmalâthane İşletirken yakalanmış. O faciada tam altmış iki vatandaşımız ateşler, alevler, boğucu gazlar İçinde ölmüştü. Mechli.% eköyıinde (le üç çııval dohısıı mantarla başka hlr kaçak İmalâtçı vakakınmış. Mantar tabancaları memleketimizde her sone zehirli mantar yiyerek «ilenlerden her halde hlr kaç yüz misli vefeyata sebep olmaktadır. Mal. miilk ve maddi zararı da ayrı. Zehirlenenler hiç değilse yangın ve patlama çıkarmadan, başkalarına zarar vermeden sadece kendi ihtiyatsızlıklarını kendi canlariylo öderler.
Mantarlı tabanca — eroin ve esrar gibi — gizlice kullanılacak şevlerden olmadığına, sesi muhakkak «lujnılacağına ve daha ziyade çocuklar tarafından sokakta taşınacağına göre yasağın tatbikin» evvelâ buradan başlamalıdır. Talibi olmıyan bir malın İmali de İmkânsızlaşır. Mesele gizil mantar fabrikası arayıp kaçakçılarını cezalandırmakla halledilemez; bu tabancayı memnu silâh haline sokmakla, yani mesuliyeti alıcılara ve kullananlara da teşmil ederek vicdan azabını o kaçakçılardan daha İnsaflı ve namııslu vatandaşlara yüklemekle sağlanabilir.
Belki kanunda mantarlı tabanca kullanma yasağı da vardır; yasağa rağmen çocuklarımız bunları kullanmaktadır. Bizim haberimiz yok ama olabilir. Zira bazı bâzı öyle devreler geçiriyoruz kİ takibe uğramaması cihetiyle yasak İle yasak olmıyam birbirinden tefrikte giiçliik çekiyoruz. Çorum faciası İle Balıkesir yangınından sonra iz’an gözünü açıp hlr yatak mevcutsa bunu tatbik etnılyotılere. mevcut değilse yasağı derhal ka-nunlnstırmayunlnra Allah İdle daha büyük, dnlıa korkunç İbret dersi veremez. Verebilir; fakat vurdum
görür, kendi halimize bırakır, "no cezaları varsa çeksinler!
Amerikan bayrağının çekildiği 79 rakımli tepeyi, kuzeyliler, bütün gayretlerine rağmen zaptedemedi
Amerikan deniz piyadesi, bu tepeyi muvaffakiyetle müdafaa elti
Münakaşalı tarih kitabı hakkında
Milli Eğitim Bakanının beyanatı
Bakan :
işi yapmanın yersiz olduğuna
“Bu hâdiseyi bir parti propagandası ve bir politika işaret etmek islerim” diyor
Ankara, 30 (ANKA) — Ortaokul 3 Üncü sınıf öğrencileri için Bolu Milletvekili Zuhuri Danışman tarafından yazılan tarih kitabından lnö-nünün Cumhurbaşkanlığına ait 12 senelik bir devrenin çıkarılmış olması türlü tartışmalara sebebiyet vermişti. MÜH Eğitim Bakanı Tev-fık îleri, bugün bu mesele hakkında Ankara /Vjansı muhabirine şu beyanatta bulunmuştur:
"Talim ve Terbiye Heyetince bu sene ortaokulların 3 üncü sfoıfındft okutulmak ve tamamen öğretmenlerin terfihine terkedilmek şartiyle ve İlk defa olarak 3 tarih kitabı tetkik ve tesbit edilmiştir. Bu kitaplardan Faik Reşit Onat İle Kâmil Su’nıın müştereken yazdıkları kitapla Emin Oktay’ın yazmış olduğu kitap İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün biyografisini, İstiklâl Mücadelesindeki vazifelerini objektif bir şekilde tes-bit etmiş bulunmaktadır. Sadece bu hâdise dahi gösterir ki, Milli Eğitim
Lübnan basınında
yersiz neşriyat
Gazeteler, Güvenlik Konseyinde, adaylığımız lehinde feragat edilmesi talebimizi bir iltica addediyorlar
Adana 30 (Husus! muhabirimizden) — Bugün geç vakte kadar ve ancak birkaç seansta Şam ve Bey-ruttan telefonla aldığım haberlere göre Güvenlik Konseyinde üyeliğimizin neticeye baglanamıyarak ballota-ja kalmış olmamız gazetelerde bir hezimet şeklinde gösterilmektedir. A-daylıktan lehimize feragat etmesi hususunda Konseyde Lübntna vaki müracaatımızı İltica nazariyle gören bu gazeteler komşuluk ve dostluk hislerini rencide eder mahiyette ballıklar açarak Lübnamn durumunun bugün biraz daha kuvvetlenmiş olduğunu belirtmekte ve varılan neticeyi Arap Birliğinin şahane haşan-aı olaraş göstermektedirler. Arap Birliğinin hummalı gayreti neticesinde Sovyet Peyki memleketlerle Güney Amerika memleketlerinden bazısının ve Arap blokunun bütün çatışmalarına rağmen Konseyde Lübnanı mağlûp ettiğimizi itiraf eden diğer Arapça gazeteler Mısırın Lübnan lehine enerjik hareketini parlak sözlerle övmektedirler.
A
>4
sgari işçi ücreti tesbit ediliyor
Ankara. 30 (ANKA) — 5518 sayılı kanunla tâdil edilen 1| Kanununun 32 nrl maddesine gör>, iktisadi ve içtimai zaruretler dolayıaiyle Çalışma Bakanlığınca lüzum görülecek yerlerde vc işlerde, işin mahiyeti de gözönünde bulundurularak işçi ücretlerinin asgari miktarı tesbit edilecektir.
Çalışma Bakanlığı, kanunun bu maddesinin verdiği yetkiye dayanarak bir yönetmelik t asarı 11 hazırlamıştır, Tasan, ilgili Bakanlıkların mütalâam alındıktan sonra yürürlüğe girecektir-
y
bahis mevzuu kitabın Talim verilen ve bu
Bakanlığı Talim ve Terbiye Heyeti kararını alırken her hangi bir hissin zebunu olmamıştır.
Zuhuri Danışmanın kitabına gelince, bu ve Terbiye Heyetine
heyetçe tetkik edilerek neşrine müsaade olunan müsveddelerinde İsmet İnönü hakkındakl malûmat, diğer kitaplarda olduğu gibi, mevcut bulunmakta idi. Baskı sırasında kitaba gırmıyen bu kısımlar müellif ve kitapçı tarafından ek bir forma halinde basılıp. Talim ve Terbiye Heyetinin tetkikine arzolunan müsveddelerdeki aslına İrca edildiği takdirde, bu kitap da diğer iki tarih kitabı gibi öğretmenlerin tetkik ve tercihine arzolunacaktır. Aksi takdirde bu eksikliği yüzünden Talim ve Terbiye Heyetinin müsaadesine ait sayılmı-yacaktır Hâdise bundan ibarettir. Ve bu hâdiseyi bir parti propagandası ve bir politika işi yapmanın yersiz olduğuna bilhassa işaret etmek isterim.,.
Amerikanın sesi
Amerikanın sesi - İdeal seyirci - Sarıklı rüfeka
I
çıkııı: mev-blzler-yoksa
İstasyonu-
glDECEKLER, gidiyorlar, tnyya-re İle, yok vapurla... Derken, nihayet — Allah selâmet versin — gittiler. Artık bundan sonrası. Küreden gelecek kahramanlık haberlerine intizardan ibarettir. Dua bizden, inayet Allahtan ve gayret onlardan...
Yalnız, bu arada tuhaf bir nokta var kİ, üzerinde konuşmadan geçemlycceğiz: Savaş birliğimiz, günlerdir bir limanımızda yatıp kalkıyor ve bütün şehir yerinden oynuyor, hattâ o limanda yakalanan hir iki komüniste dair yazılan haberlerde: "Koreye gidecek birliğimizin hareket üssünde dolaşmaları. şüpheyi caliptir,, şeklinde malûmat veriliyor da. hareket gününü Türk gazeteleri gene de yabancı radyo -lardan öğreniyor! Buna ne dersiniz? Haydi bakalım, şimdi gelin de içinden Askeri zular, den mİ.
yabancılardan V© aiaıılardan mı saklanacak?
"Amerikanın
nun, yahut Paris R ad yoğunun öğrendiği bir ftir(!)ın, Türk gazdclc-rlnden saklanmalına, Basın-Yayın Umum Müdürlüğümüz, bu bilmeceyi çözmeden cevap veremez sanırım. Anlaşılan, bundan böyle telefonlarımıza yapışıp; "Kızım, bana Ankaravı bııl., diyeceğimize, radyolarımızın düğmesine dokunup, Aınerlkayı, Fransayı, îsvlç-reyl, dlnley i vermek duba kestirme olacak! SİZ "Amerikanın Seal,, denmesine ne bakıyorsunuz. "Türkl.ve-nln sesi,, do. bütün netliği İle oradan çıkıyor!
Maanınflh biz bir zamanlar. Cumhurbaşkanlarının se.v ahatlerl-nl de, tam böyle, gizil tutardık. Harp içinde, Büyükderede Sovyet Sefaretinin gözleri önünde küçük hlr yangın olmuştu. Bütün Büyük-dere. hattâ bütün İstanbul bıı yangını gördü ve konuştu da. yalnız gazefellrlmlzln yazmaları yasak e-dlldl. Hele on yedi, on sekiz sene evvelki Trakya manevralarına da-
Tokyo, 25 (Hususi muhabirimiz Homer Bıgart bildiriyor) — Deniz piyadeleri pazar günü akşamüstü Seul'a Amerikan bayrağını çektikten sonra, bayrağın bulunduğu mevkii tekrar ele geçirmek için mezbuhane gayretler sarf eden Kuzey Korelilerin taarruzlarına bütün gece karşı rarnk 79 1 ardır.
Tepeyi le bütün çemberi içinde geçirdikten sonra, bugün ilk keşif kolu İle geri geldim ve yazımı yetiştirmek için uçakla Tok-yoya gittim.
Sabah saat ken, şehir üç de yanıyordu, tasyonundaki
çatır çatır yandı, bütün şehir, kesif dumanlarla örtülü idi. Duman perdesi arasında güneş, şehrin doğusundaki yüksek dağların üstünden şehrin tepesine düşecek olgun bir portakal gibi görünüyordu. 79 rakımlı tepe üzerindeki kerpiç kulübenin damından, Amerikan bayrağı dalgalanmaya devam ediyordu.
Bayrağı, Güney Kore payitahtının Batı banliyösünde 3.5 kilometrelik cebri bir muharebe yürüyüşü yapan 1 inci deniz piyade tümeni. 1 inci a-layına mensup A bölüğü denizcileri çekmiştir. Alay Komutanı Albay LewiB B. Pulter, bayrağı, Yüzbaşı Robert Barrov'a teslim ederken, "iyi görülebilecek bir yere çekilmesini ve herkesin, deniz piyadelerinin geldiğinden haberdar edilmesini,, tenbih etmişti.
Tepenin zirvesindeki kerpiç kulübeleri arayan Onbaşı Richard A. De Cario, 1 metre boyunda, bambudan bir gönder buldu. Onbaşı, dört arkadaşiyle birlikte en yüksek kulübenin damına fırladı, bayrağı göndere çekti ve sağlamca tcsblt etti.
Bayrak çekildikten sonra. Yüzbaşı Barrovv’ıın efradı, siper kazarak gece muharebesine hazırlandılar. A-layın üç kilometre kadar ilerisinde bulunan 3 üncü taburun en ileri birliği bu bölüktü. Alayla tabur arasında, Changmaksang bölgesinin mü-levvea kulübeleriyle dolu, kimseye ait olmıyan, geniş bir "cephe arası., mevcuttu.
Yarbay Jack Hawkins, 1 inci taburu ancak dün, geç vakit Changmak-sang'ın dar sokaklarından geçirerek cepheye yetişebildi. Düşman avcılarım tenüzliyerek, bölgeyi emniyete almaya hiç vakit yoktu. Harap kulübeler arasında gece muharebesine mecbur olmamak için Yarbay Haw-
vet edilen gazetecilere sorunuz da, anlatsınlar. Yabancı ataşelerin gözleri önünde cereyan eden harekâtın ve geçit töreninin foloğraflurina, ancak lıinhir kırpıntıyı müteakip müsaade verilmişti, dersem I-nanınız!
Celâl Bayarın Cumhurbaşkanı seçilip de, Yalovaya henüz geldiği günlerde, aralarında benim de bulunduğum beş kişilik bir gazeteciler heyeti, basın bayramı münasebetiyle kendisini davete gitmiştik. Akşama Moda Kulübündeki baloya gidecek olun Cumhurbaşkanı, bizi de alakoymak ve Acar Motoru İle şehre getirmek nezaketinde bulundu. Yolda, her memleket meselesine girip çıkan konuşma mevzuu, bittabi dönüp dolaşıp "askeri sırlar., halisine do geldi saplandı. Arkadaşlar, Boğazın yasnk bölgelerine vc harp İçindeki neşriyat güçlüklerine dair misaller veriyorlardı kİ, Celâl Ba.var Başbakanlık devrinin bir hâtırası İle hepimizi bastırmasın mı:
Deııiz meraklısı olan Kayar, bir gün arkadaşlarlyle beraber, ipar kotrası İle bir av gezintisine çıkacak. istikamet Tuzla. Hareketten evvel o civardaki müstahkem mevki komutanına haber verilir ve yola revan olunur. Tanı karaya yaklaşıyorlar, ay o ne? Bir muııga asker mevzi alarak bağırıyor: "Yasak çıkamazsınız.„ Ne yapsın Başbakan, bu defa Yalova İstikametine düınrn kırdırır. Lâkin orada da ayııı hal: "Yasak! çıkamazsınız.,, Başbakan ve mlsaflrclrl çaresiz geri dönerler.
Fakat akşam Atatürkürı sofrasında toplunıldığı zaman, Büyük Ata da bu mevzuda Bayan bastırıyor; Arkadaşlarının günlerini nasıl geçirdiklerini öğrenmeye meraklı Atatürk, Bayarın macerasını gülerek dinledikten sonra, ne cevap verse beğenirsiniz: "Sorma der. SöğlitlÜ yatı İle dolaşırken hlr gün
kins, bütün efradını, ileriye. 79 rakımlı tepeye şevketti. Taburun artçıları mevzie girdiği rarmıştı.
Deniz piyadeleri ışığı altında, öderin
muhakkak bekledikleri karşı taarruzu defetmeye hazırlandılar Yarbay Hawklns, oldukça uzun vo mesnetsiz olan sol cenalundan dolayı haklı endişeler
deniz piyade birlikleri, beri, Seul-Pyongyang hattının kuzeyindeki komünistleri beyhude ye çalışıyorlardı.
Kızıl Koerliler, mütemadi topçu ve uçak baskısına rağmen mevzilerinden çekilmiyorlardı. Yarbay, bunların, gece karanlığından bilistifade, mevzilerinin gerisine sızacaklarını biliyordu. Bu itibarla 79 rakımlı tepede kendi kendini tecrit ederek, sıhhiye kollarının bile geriye gitmesini menetti. Yaralıların bütün geceyi tabur sargı mahallinde geçirmeleri icap etti.
A Halitan, Yarbay Hawkins’in cüretkâr ilerleyişi kızıllan o kadar şaşırttı kİ, gece bir hayli İlerledikten sonra ancak karşı taarruza geçebildiler. Bu sayede kazanılan zaman zarfında, tabur mevzilerini tam mâ-nasiyle takviye etti. Artık, bu mevzileri alabilmek için komünistlerin,
tam teçhizattı bir tümenle taarruz etmeleri lâzımdı.
Gece saat dokuzdan biraz sonra, tepenin batı yamacında patlayan iki el bombası, taarruzun başladığını haber verdi. Düşmanın ilk taarruz dalgası, yamacı tırmanan ikmal kolunun artçılarına ulaşamadan, makineli tüfekle tardedlldi. Bunu müteakip, düşman taarruzu hafifçe kuzeye kayarak. yüzbaşı Barrnvv’un mevzilerine çarptı. Bftrrow’un, bir gün evvelki muvaffakiyetle maneviyatı çok yüksek fakat yorgunluktan bitap bir haJ-de olan bölüğü. düşman piyadesini, çetin bir mücadeleden sonra defetti. (A) bölüğü takriben 12 ölü vererek mevzilerinde tutundu.
Buna rağmen, şafak sökerken, nefes aldık. Benim için, daha, alay karargâhına dönmek gibi, çetin bir yol
vardı. Gece, düşman keşif kolları yolları tutmuştu. Şoseye mayın koymuş ve geriye avcı bırakmış ol malan çok muhtemeldi.
Fakat, kötü geçen bir geceden sonra, şafak, insana dalma taze ümit ve cesaret verir. Bu cesaretle geriye giden İlk cipe atladım. Cipi tekmen John W. Hutehlson kullanıyordu, A-rabanın makinelisi başında bir deniz piyadesi etrafı gözlüyor ve bir diğeri ise otomatik tüfekle ateşe hazır bekliyordu. Arkamızdan, geriye getirilen İlk yaralıları taşıyan bir sıhhiye cipi geliyordu.
Kore harbinin mâsıını kurbanlarından biri, lnşon alınırken top seslerinden korkan Koreli bir yavru, yıkılan yuvasının önünde ağlıyor.
KANADA DOLARI KIYMETİNİN YÜKSELTİLECEĞİ TAHMİN EDİLİYOR
Kısa dış haberler
Amerikan Kurtuluş bayramı münasebetiyle dâvet edilmişti. Mareşalin sağında Amerikan Dünya Harbinden beri İlk defa olarak Batıklar tarafından verilen
Belgrat Amerikan Sefarethanesinde verilen ziyafete Mareşal Tlto da Sefirinin karısı, solunda İngiliz Sefiri ve karım bulunmaktadır. İkinci bir dâvete Tlto da gelmeyi kabul etmiştir.
ç
Bediî FAİK
Y azan:
benim başıma da aynı hal geldi!,, Evet, Ful Ih Rıfkı Atayın "Mareşal yasağı,, tâbiri, halk diline boşuna geçmedi. Limana gelen Amerikan zırhlılarını gezmeye giden halkın, Dolmnbahçc Önünde motör-İcre dolarken, hlrblrlerlyle: "Amerikanın askeri Hırlarını öğrenmeye gidiyoruz,, diye lâtife ettiklerini az ını duyduk? Lisede bir askerlik hocam vardı. Hepimize anlatırdı kİ, tramvayda askerlik hocamızın rütbesini soran adamı, yahut, askerlik kitabımıza yan gözle bakanı, derhal yakalatacağız, Çünkü casustur. O bize bıııııı anlatırdı ama, biz ona, askerlik kitaplarının Bıı-bıâllde ibadullah otuz kıırıışa Katıldığını ve kendi rütbesinin omuz başında pırıl pırıl parladığını, bir türlü nıılatamazdılc!
İstaııbıılda örfi İdare varken, Allah selâmet versin, o zamanın sıkıyönetim kumandanlarından biri. bıı mevzuda bir şaheser vermiştir kİ, dünya mizah edebiyatında yer alacak değerdedir: Bir askeri meselenin gazetelerde yazılmasına sinirlenen kumandan, sabah sahalı gazete müıııesslllerlııl bürosuna toplar vc çıkışır:
— Ren size tembih etmedim nıl kİ, hu yazılnıı.vaeak!
Arkadaşlar birbirlerine bakışırlar vc bir tanesi cesaret bulup:
— Ama savın komutanım der, Ankara Radyosu ila aynı haberi verdi.
Komııtnmn cevabı:
—- Onlara da tembih ettim. Baderna benim mıntnkamn bu gibi havadisleri okıımıyacnklnr!
Birim Zıd Kardeşlerin güzel bir numarası varılır: Tren olup, bütün
dünyavı dolaşarak, her memleketi düdük sesiyle tarif ederler. Meselâ tren Yugoslavyada Tifo! Tifo! diye bağırır; Rrnıısada Grev! Grev! diye öter; Yunanlslanda Seçim! Seçim! diye çığlık atar. Ve sıra bize geldiği zaman da. bu iki sevimli sanatkâr, sadece kollarını kımıldatıp hiç ses çıkaramazlar.
Bilmiyorum, gene hu numarayı yapıyorlar mı? Hâlâ pek aktütel de!..
kİ, y*-
Kareye
Ifarbln J özet İn M a jrl -
İdeal seyirci
FAKAT yonk... Sanmayınız ■ havadis filmlerinde, yahut
hancı gazetelerde gördüğünüz; cepheye giden kocayı veya babayı uğurlama kabilinden merasimler biz de yoktur. Savaş birliğimiz bize haber vermeden gitti ama. bakın İşte, arkasından Şehir Tiyatrosu sanatkârlarından pek çoğu gideceklerini bildiriyorlar.
İkinci başında, Baker,
not’ya, Maurlee Chovaller Afrl-kaya giderler; hattâ Amerikan sinema artistleri uzak şarka yollanırlar da . bizimkiler dururlar mı? A-ma, Mehmet Ir-
rlmiz, erkek davulun gümbürtüsünü ve cilveli zurnanın sesini bırakıp dıı, alışık olmadıkları tiyatroyu zor seyrederlermiş! Olsun. Memlekete hrnı demokrasiyi getirip, hem de hu emaneti aldıklarımızdan geri mİ kalacağız?
Maamafih Şehir Tiyatrosu sanatkârlarımızın gene de yerden göğe katlar haklı oldukları bir nokta var: İstanbulluların dramda kahkaha nhp, komedide fıstık çatırdatmalarından »nura, hiç de
(
ğilse zaptürapt İçindeki bir seyircinin karşıcında oynamağa hangi sanatkâr heves etmez?
Sarıklı rüfeka
VE İşte boylere sevgili dostlar, elbettekj sîzler artık, gazetelerimizin hacı olmaya bu yıl da devanı edişlerine sinirlenmezsiniz! Ne yapsın biçareler? Halâsı Allaha sığınmakta buluyorlar. Çünkü Ko-re.vl korkarak yazarsınız ama. harcı İsterseniz, lııısıısî nüshalarla anlatınız. Birincisi, büyüklerimizi ne kadar sinirlendirip orsa, İkincisi de aksine o nispette ferahlatıyor! Ve gazetelerimiz de böylece, ne kadar muhabir, fotoğrafçı varsa, vekâlet verip Hicaza sevkederek İşin İçinden çıkıyorlar, iler İşimiz Allaha bırakılır da, neşriyatı nıı kendimize snklıyacağız ?
Hikâyeyi bilirsiniz değil Haktaalâva melekler haber mişler:
— Pafagonya ile Çatagonyn be tutuştular.
Hazret! AJlah omuzlarını silkmiş:
— Aldırmayın, kozlarını paylaşsınlar.
lilr müddet sonra, melekler tekrar huzuru Rabhllâ-leınlne varıp:
— Yarabbi demişler. For-tugalya İle Tor-tııgalya da İşe karıştı.
Yaradandaıı
gene aynı cevap :
— Bırakın, koz paylaşsınlar. Ama biraz sonra: "Ynrab. işe Türkler do karıştı., dedikleri mnıı. Allah gürleyerek:
— ilah! demiş, İşte şimdi İş bize düştü!
Hikâyeyi, bırakalım da Hacı refiklerimiz tefsir etsinler. Biz hu arada kendilerinden şunu öğrenmeye çalışalım: Neşriyatlarını Allahtık eden muhterem arkadaşlarımız, hâlâ "Fiyatı...,, yerine, "Hediyesi on kuruştur., demekten niye çekiniyorlar? Bir kaç sene evvel görmüştüm. Bir Cenubi Amerika gazetesinin başlık yazısının üzerinde küçücük hlr 1nç var. Bizimkiler de acaba ufak birer sarık oturt umarlar mı?
e
mi: ver-
har-
Zft-
lulU
■
Kararın, 48 saat zarfında resmen ilânı beklenmektedir
Ottawa, 30 (AP) — Kanada, Iş’an ahire kadar her türlü kambiyo hareketini durdurmuştur ve hükümetin neşretmiş olduğu bir tebliğ, "Bakanlar Kurulunun, cumartesi günü toplanarak, kambiyo rayiçleri ile alâkalı meseleleri görüşeceğini,, bildir-miştir.
Hükümetin iştira kabiliyeti zayıflamış olan dolan revaüle etmesi mümkün görünmektedir.
Tebliğ, bu hususun Milletlerarası para fonu İle de görüşülmüş olduğu-ğunu belirtmekte ve halkın, resmi bir karar alınıp ilâjn edllinciyc kadar tahmin! kararlarla hareket etmemesini temenni etmektedir.
Sanıldığına göre. Kanada dolan Amerikan dolarının paritesine yükseltilecek ve bu karar 48 saat zarfında İttihaz ve ilân edilecektir.
I
I
I
I
*
Iiolnnda Kırallçesi tnglltereyi ziyaret edecek
Londra 30 (AP) — Holânda Kıra-liçesi Juliarıa ve Prens Bernhard. 21-24 kasım arasında Londrada İngiliz Kıral ve Kıraliçesİni ziyaret için yapılmış olan daveti kabul etmişlerdir.
Buckinghnm Sarayı bu .ziyaretin ya^ pılacağını dün aksam. İlân etmiştir.
Bob Hepe
K o reye gidiyor
VVashington 30 A A. (United Press) — Meşhur komedlycn Bob Hope ite birlikte 40 tanınmış sanatkâr Japonya ve Korcdeki Amerikan askerlerine temsiller vermek üzere 4 ekimde Los Angşlea'ten ayrılacaklardır. Bu turne 12 gün sürecek ve artistler dönüşte Hawai, Jöhnston. Quam ve Ekinawa adalarına uğradıktan sonra Alaska yolu He Amerikaya geleceklerdir,
Almanyada yeni polis kuvvetlerinin teşkili
Bonn 30 A A. «LPS) — Federal Almanya Başbakanı Dr. Adenauer bugün Devlet Başkanı İle Batı Almanyada teşkili mutasavver yeni sll&bh polis birlikleri hakkında görüşecekti* Bu görüşme, yeni polis kuvvetleri teşkili ve bunların teçhiz edilmesi için yapılacak görüşmelerin ilki olacaktır.
Burmadaki komünistler köylüleri öldürüyor
Rangoon 30 (AP) — Orta Burmada faaliyette bulunan komünist çetecil»v rin, â3İ ordularına iltihak etmek İstemeyen köylüleri öldürmeğe koyuldukları bugün resmen bildirilmiştir.
Isveçtvki toprak
kayması
Stockholm 30 AA. (Router) — Toprak kayması yüzünden Stockholm He Golenborg Umanı arasında münakalât kesilmiştir Surte demin’olu İstasyonu kaybolmuştur, tkl yolcu treninin göçmesinden sonra 600 metre u-zunluğundakl hat çökmüştür. Goten-borg İle Vaonern Gölü arasındaki şeddin yıkılmasına çalışılmaktadır. İhracat malı İle yüklü 50 gemi hu gölde mahsur vazlyotte kalmışlardır.
Alnınnynda karışıklıklar çıkarılması bekleniyor.
Kolonya, 30 (A.P.) — F* yanın en az 12 büyük şelPC hassa Rtıhr hölgcsindc.m "sulhun dostları.» dini v(* teşekküllerin karışık' çalışmaları beklcnihsuaiyetl de, '-r1* ,k‘
Kolnnva'da mal teşkil ediyoı şüpheli şahışlanı-ıyrılan ekipler^ lar yapmıştır. B5ırn Ue oynıVa-bin nüîualu bir Dorlmundt’ta k(»ı Gençlik., leekilâh . . . .
kif edilmiştir. ’^’^sini matı-
Batı Almnnynd1 ^,r ^ rarv’ tedbirler. »UŞtur. Btı L.
Dortnıundl 30 le yazdı&ı “Ge-knrı Rhcn ve \j|r. Vasfı Rızâ İS. glliz Emniyet c*‘r* hazır ol vazıyv
. gerek "Getir zıı lan i ti har ıy-etmektedir-
neye perme-baş-
w *WJ
K ON O M i K HAREKETLERİ
Bütçemizde aranan muvazene
Yazan :
Bugünün maliye teorisi, klâsik bütçe muvazenesinden çok onu konjonktür politikasının icaplarına göre mânalandıran düşüncelere yer vermektedir. Hattâ daha ileri giderek, ekonomiyi tam iştigal (Plein Emplol-Full Employement) derecesinde tutmak yahut o vaziyete getirmek İçin bütçe muvazenesi fikrinden büsbütün vazgeçilmesi lüzumunu ileri süren görüşler gittikçe yayılmaktadır.
Muayyen seviyedeki ekonomiler I-çln bu düşünceler teorik bakımdan doğru telâkki edilse bile, tatbikatta beniız tam olarak tecrübe edilmemiştir. Yıllık bütçe muvazenesi fikri bugünün hâkim maliye politikasına da esas teşkil etmek vasfını muhafaza etmiş ve bilhassa son İki sene zarfında hemen bütün dünyada, devlet varidatı ile masrafları arasında eskisinden daha iyi bir muvazene kurmak hususunda sarfedilen gayretler büyük muvaffakiyetlerle neticelenmiştir (1 i. Memleketimizde de, devlet bütçesi hemen dalma açıkla kapanmış olduğu halde klâsik muvazene fikri - fikir olarak - her zaman muhafaza edilmiş. böyle bir muvazene kurulması malt politikamızın gayesi gibi gösterilmiştir, Bu gaye bugün daha belirli ve 1951 bütçesini Meclise mütevazin olarak sevketme kararında hükümet oldukça azimli görünmektedir. Bakanlıklarda bütçe hazırlıkları yapıldığı şu günlerde, muvazene endişesinin ön plânda tutulduğunu gösteren belirtiler vardır.
Yeni iktidara üç ayı İşlemiş halde devredilen İçinde bulunduğumuz yıl bütçesi, 210 milyon liraya varan bir açıkla kabul edilmişti. Açıcın Mar-ahali Plânı yardımından kapanacak cilan 165 milyon liradan maadası, kanunlarına göre kısmen iç istikraz, kısmen emisyonla karşılanacaktır. Muamele vergisiyle şeker istihlâk vergisinde yapılan tahfifler gibi u-mumiyetle vergi hasılatında görülen ve memleket konjonktürünün bugünkü durumunu çok Ivl bir şekilde aksettiren düşüklük de açık mesafesini genişletecek unsurlardır. Masraf fasıllarında bazı kısmalar yapmak için büyük gayretler sarfedildlgi görülmekle beraber. 1950 bütçesini yıl sonunda mütevazin olarak kapamaya İmkân olmadığa düşüncesindeyiz. Yıl sonuna kadar hem para tedavül hacminde, hem âmme borçlan yükünde, hiç değilse bütçe kanunlarında derpiş edilen miktarlarda, bir yükselme ka-çınılamaz bir akıbet gibi görünmektedir. Bununla beraber, 1950 bütçesini bir emrivaki telâkki etmek mümkündür. Fakat acaba 1951 bütçesinde hakiki bir muvazene temin edilebilecek midir?
Bütçe iki sütunlu bir cetvel olduğuna göre, muvazene iki sütun yekûnunun birbirini tutması mânasında anlaşıldığı takdirde nazari olarak böyle bir muvazeneye muhtelif yollardan gidilebilir. Bununla beraber memle-
Memduh Yâşâ muvazenesini varl-zorlanmk suretiyle
Türkiye - Almanya ticarî münasebetlerinin gelişmesi
Kısa Haberler
★
FEVKALÂDE ÇEKİLİŞE İŞTİRAK İÇİN
*
t
GÜN KALDI
Adana pamuk piyasası
Adana 30 (Hususi) — Hafta sonu Ticaret Borsasmda birinci akala Hatay malı 295 kuruşa, hazır mallar 300 kuruşa, Adana malı hazır malların fiyatı ise 287 . 291 kuruş arasında, vadeli mallar 289 kuruştan muamele görmüştür.
Dr. A.
ketimizde, bütçe dat menbalarmı temin etmeye çalışmanın bugün için I
terviç edilebilir bir gidiş olacağını zannetmiyoruz. Gerçekten, masrafları aşağı yukarı sabit tutmak, buna mukabil normal varidatı artırmak suretiyle bir muvazene aramak hem güç hem tehlikeli bir faaliyet olur. Sekiz milyar Türk lirasını bulmayan Türkiye nakdi milli gelirinin takriben yüzde 25 I çeşitli yollardan zaten devlet hâzinesine ve diğer âmine hükmi şahsiyetlerinin kasalarına akmaktadır. Bugünkü seviye ve terkipte bir milli gelirden dohn fazla, Adil bir vergi sistemi İle hattâ şimdiki kadar, pay almak kabil değildir. Muvazene bütçenin henüz milli ekonomiye büyük bir yük olmadığı, bilhnsa ferdi tasarrufun teşekkülünü tehlikeye koyacak ve şahsi teşebbüs fikrini zayıflatacak bir seviyeye ulaşmadığı bir noktada kurulabildiği takdirde faydalıdır. Başka bir İfade ile; mütevazin de olsa bütçenin, ekonominin daimî İnkişafına zarar verebilecek bir cesamete çıkmasından sakınılma-lıdır. Bu itibarla, bütçe masraflarım milli ekonominin hakiki kapasitesine İntibak ettirmek ve muvazeneyi burada aramak zarureti vardır. Başka türlü bir bütçe muvazenesi tam&miyle şeklidir ve çok daha mühim olan e-konomik muvazeneyi bozmaktan başka bir şeye varamamaktadır. Görülüyor kİ, tatbikatta yıllık bütçe muvazenesi esasına sadık kalınsa bile, bu muvazeneyi yalnız şeklî mânada anlamak ve onu ekonomik muvazene fikrinden büsbütün ayrı mütalâa etmek İmkânı kalmamıştır.
1951 bütçesinde İstenilen muvazenenin kurulabilmesi İçin âmme masraflarında geniş mikyasta tasarruflar sağlamak bu sebeple mutlak bir zaruret olarak karşımıza çıkmaktadır. Marsholl Plânı yardımından elde edilecek meblâğların, buna zıt bir politika İcrasında kullanılmaması lâzımdır. Normal bütçe masraflarının dış yardımlarla karşılanması İtiyadı daha yardım varken bertaraf edilmediği takdirde üerde daha büyük sıkıntılara katlanmak icap edecektir.
Mal ve hizmet satın alınması demek olan âmme masraflarının, haddi zatında aynen karşılandığı gözönün-de tutulmalıdır. Filhakika, bu masraflara karşılık toplanan âmme varidatı fertlerin nakdî gelirlerinden tahsil edilmektedir kİ, bu ferdî gelirler İstihsal edilen mal ve hizmetlerin bedeline, yanı ekonomik faaliyetin hasılâsına tekabül etmektedirler. Böylece, millî gelir tâbir edilen bu hasılâyı ve dolayıslyle istihsal kabiliyetini İnkişaf ettirmeden, âmme masraflarını mütemadiyen artırmaya zaten fiilen de imkân olmadığı anlaşılmaktadır. Türklyede 1938 den bu yana mütemadiyen şişirilen tahsisat yekûunlannm İştira kabiliyeti İtibariyle 1938 deki seviyenin dûnunda kalması bu düşünce tarzını teyit etmektedir.
Nihayet, ekonomide liberalizmi kabul etmiş bir idarenin gerek ferdî tasarrufu kolaylaştırmak, gerek şahsî teşebbüsü teşvik bakımından hususî ekonominin nıalî menbalarına daha az el atmaya mecbur bulunduğunu İlâve etmek lâzımdır. Liberal doktrinin âmme hizmeti mefhumunu daha dar anlaması buna ayn bir sebep teşkil etmektedir. Gerçekten, İleri devlet müdahaleciliğinin bütçeyi geniş tutmak hususundaki sistemi ile telif edilebilir sebepler öne sürmesi mümkün olduğu halde liberal prensiplere sadık bir e-konoml politikasının kendi kendini İnkâr etmeden buna benzer düşüncelerle ortaya çıkası beklenemez. Bu 1-tlbarla, yalnız mütevazin değil, fakat nominal kıymet İtibariyle de oldukça küçülmüş bir bütçedir kİ, bugünkü İktidarın siyasî görüşlerine uygun bir mail fonksiyon telâkki edilebilir.
(1) Banque des Rftglementa tnter-nattonaus, Vlngtlâme rapport annııel. .Bâle 1950.
30/IX/1950 Cumartesi
Borsalarda vaziyet
İstanbul :
Ticaret Borsasmda fındık piyasası muhtelif menşelere, teslim şartlarına göre fiyat görmektedir. Borsa sü. tunumuzda bu fiyatları en aşağı, en yukarı göstermek suretiyle okuyucularımıza bir fikir vermeye çalışıyoruz. ♦
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Borsacında muhtelif tertipte Devlet Tahvilleri üzerine her günküne nifl-’C daha çok muamele olmuştur, nupiyasasında bir tahavvül
| I' bura^ yorm. fındak. yet Hasîb
— Gü&jimizda haber Cevap vıtonluk üzüm
yok-
ver-satı-duğunu belli t şayi olunca üzüm çıkardı. Yine bir hareket başlara adam soref içinde hararetli sa-— Senin
— Yok. kuruş. 10 numara da ben saba^at tçlnde 5 bin çu-rum. ası bir rekordur.
Herif yal bulunmadığından — Anıan(r| nıânada bir faa-mlsin? Pamuk satışları ka-
illi olmakla bera-______________Jttir.
'Mıruştan kapanmış-
Frankfurt Sergisindeki Türk Paviyonu büyük bir rağbet gördü
fllmanyadaki ticarî müşavirimiz, her iki memleket arasındaki münasebetlerin gelişmesi imkânlarını izah ediyor
Bonn (Hususi) — Almanyadaki Ticari Müşavirimiz Mahmut Şeyda Türkiye - Almanya ticari münasebetlerinin gelişmesi imkânları hakkında Alman gazetelerine şu izahatı vermiştir:
“İkinci Cihan Harbinden önce Türkiye Almanvanın önemli bir ticaret partneri idi. Almanya sanayi mamullerini salıyor, Türk ham maddelerini. gıda ve sair İstihlâk maddelerini alıyordu. İthalât ve ihracat ihtiyaçları birbirini Ahenkli şekilde karşılayan İki memleket, harpten sonra da münasebetlerini aynı yolda İnkişaf ettirmeye başlamışlardır- Geçen yılın ikinci yarısından itibaren Almanya Türkiycnin baş müşterisi olmaya başlamış ve Türkiye de bu yılın başından beri Alman ihracat sanayiinin sayılı müşterileri meya-mna girmiştir.
Türk - Alman ticaret mübadelelerinin tekrar tesisine bağlanan ümitlerin, geçen yıl zarfında tahakkuk eylediğini söylemek mümkündür. 1949-50 devresinin muvakkat bir muhasebesi yapılırsa, Batı Almanyarun. başta pamuk, tütün, kuru meyvalar olmak üzere takriben 60 milyon dolarlık Türk mahsulleri almış ve buna mukabil 85 milyon dolarlık çeşitli mamullerini satmış veya siparişe bağlamış olduğu görülür.
Karşılıklı olarak sergilere katılmanın memleketler arasındaki iktisadi münasebetlerin gelişmesine yardımı olacağına her iki taraf da kani bulunuyorlar. Bu İtibarla bir yandan Türkiye 1950 Frankfurt Milletlerarası Sonbahar Sergisinde kendisini harpten sonra İlk defa müstakil bir pavlyonda temsil ettirirken, öte yandan da Alman sanayii İzmir Milletlerarası Fuarında mftmullerinl geniş çapta teşhir eylemektedir.
tzmirde Alman mamullerinin gördüğü rağbet dolayıslyle, bunlar İçin ayrılmış olan 500.000 dolarlık sergi kontenjanının yetmiyeceğini beklemek lâzımdır. Frankfurt Sergisinde Türk mahsulleri İçin de aynı şey
doların ta-muhakkak-
mllletlera-olan
vâriltlr. Türk haklan ve mahsulleri Alınan pazarlarında dalma aranan maddeler olduğundan, halılara ayrılan 50.000 ve İçki, likör ve kuru meyvalar İçin ayrılan 50.000 leplerl karşılayamaması tır.
Frankfurt Sergisinde
rası yolun başında kurulmuş Türkiye paviyonu, Türk ihracat ekonomisinin müşterek bir tezahürü o-larak tertiplenmiştir. Türkiye llo Almanya arasındaki mübadelelere mevzu olan başlıca mal zümrelerini İhtiva edecektir. Paviyonda kuru-meyvalar. tütün mâmulleri, halı, dokuma ve ham msddeleriyle beraber kimya ve sanayie mahsus ilâ maddeler, maden cevherleri v.s. gösterilecektir.
Türk paviyonunu ziyaret edenler bu meyanda Türkiye hakkında da lüzumlu malûmatı elde edebileceklerdir. Bunun için hazırlanan bir köşeden, ticaret veya turizm maksa-diyle seyahat edecek yabancılara gerekli malûmat ve adresler verilebilecektir.,,
Frankfurt Sergisine iştirakin tertiplenmesi işi Bonn nezdindekl Türk Misyonu Ticaret Müşaviri Mahmut Şeyda’nın elindedir. Sergi ile İlgili hususlarda Ticaret Müşavirliğinin Rrankfurt/Maln Tlrolerstrasse 31 No. dakl bürosuna (Telefon:6 34 64) veya sergideki Türkiye paviyonuna (Telefon: 7 28 14) müracaat edilebileceği gibi, sergiden sonra da Türkiye İle ilgili ticari ve İktisadî mevzularda Tirolerstrasse’dekl daimî bürodan malûmat alınabilir.
Türkiye Tütüncüler Federasyonu kuruluyor Yurdumuzun muhtelif bölgelerinde bulunan tütün tacirleri arasındaki birliklerin bir federasyon halinde birleşmesine karar verilmiştir, önümüzdeki hafta içinde İstanbul Tütüncüler Birliği bir toplantı yaparak, Türkiye Tütüncüler Federasyonunun teşekkülüne alt hazırlıkları tamamlayacaktır.
1951 yılının 12 çekilişinden birincisi
Ocak ayının ilk haftasında
■
25 talihliye
Hesaplarındaki para kadar
para İkramiyesi
(1 Rur’a numaracına an çok 2500 lira)
Bu hafta sonuna kadar
Hesabınızı arttırınız
Cüzdanınız yoksa
t
Bu hafta sonuna kadar
Cüzdan alınız
YAPI ve KREDİ BANKASI
MEMLEKET ve
KAMBİYO
İstanbul Borsası
ı Steriing ....
100 Dula: .......
100 8T. Frangı ..
100 İsviçre Fr ...
100 Beiç. Fr.....
İÜU İsveç Kr.....
100 Florin
100 Liret .......
100 Drahmi ......
100 tOftCüljno»
Açmş
Kapıırnş
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
★
7.84 280— 0.80 64.03
0.60
64.12.50
73.68.40
0.44,12a
0.01.876
9 73 Pö
Altınlar
Külçe YeıB Or Külçe Deguaıa
Cumhuriyet
Rt.'.'jiıt ••• •
Hamli .........
Gulden ........
tnKlU» .......
Frannıı kok ... Napoieon LU .. tsvlçre .......
4.76
4.76
37.60
29.15
44.25
7.84 280— 0.80 64.03
6.60
54.12.50
73.68.40
0.44 128
0.01876
0.73.00
İkf-Miniyelı UihVlilCJ 1933 (firnam
^c5 1938 İkranrıiyell
%5 Mili) Müdafaa I ....... 1941 Demiryolu IV ..........
%5 1941 Demiryolu V ........
D2 1949 ikramlyoli —
Kapanış
22.65
22.50
21.20
97.65
07.80
95.50
£sld kur
Lira
4.70
32.25
37.60
29.25
44.40
Zürich Borsası (Serbest)
29.9.1950
Durumu
Türk Linuıı ... Dolar .........
Steriing .....
Frunm» Frangı
İsviçre
Frangı
£n aştığı
1,05
4,34 1/4
10,75
1.15
hîn yukarı
1,15
4,35 1/4
10.00
1.17
İngiltere A ineri kuyu keten
İhraç ediyor
Belfast (Hususî) — Geçen seneye nispetle Amerikanın İngiliz keten ithalâtı yüzde 80 artmıştır. Bu senenin ilk yarısında Amerlkaya yapılan keten İhracatı 3.000.000 sterlirıg kıymetinde İdi. Geçen se-nekl ihracat 700.000 sterlingdi. Kanadaya yapılan İhracatta geçen seneye nispetle yüzde 50 nispetinde bir Artma mevcuttur.
Yunanlstanın hldro-eîektrik projeni
Atina 27 (Hususi) — Yunanistan Koordinasyon Bakanlığının bildirdiğine göre, Amerikanın E-BASCO firması Yunanlstanın hidro elektrik projeleri ile alâkadar olan ve bir kontrat imzalamak isteyen İtalyan firmasını muvafık bulmuştur.
Bildirildiğine göre, te te rruatl ı hazı rlad ı gı
bu firmalara yollamış ve bir hafta İçinde cevap almak istediğini söylemiştir. Firmalar cevaplarını Yunan Hükümetine bildireceklerdir. Bunun üzerine Hükümet bu projelerin tatbiki için hangi firmayı davet edeceğine karar verecektir.
EBASCO suallerini
İstanbul Limanından ithalât
Haziran ayına nispetle temmuzda daha çok mal geldi
Vapur acentalan tarafından Tlca-ret Odasına verilen beyanname kayıtlarına göre, temmuz ayı içinde limanımıza gelen 98 vapurla 90.616 ton mal ithal edilmiştir. Haziran ayında 91 vapurla gelen malın yekûnu 81.792 tondan ibaretti.
Temmuz ayında ithal edilen malların başında inşaat malzemesi, demir borular, makine ve yedek Aletleri bulunmaktadır. Ve bu malların çoğu da Almanya, Fransa, tnglltereden getirilmiştir.
Tekelin dış piyasalarda faaliyeti
Küvit’te, Almanyada sigara fabrikaları açılıyor
Tekel İdaresi, Türk tütünlerinin dış memleketlerde sürümünü temin etmek için yeni teşebbüslere girmiştir. Verilen malûmata göre Kü. vit’te sigara fabrikası işletmek için bir şirket kurulmuştur. Buna ait formaliteler İkmal edilmiştir. Bu fabrika yılbaşından itibaren faaliyete geçecektir.
Bundan başka Almanyada da Alman firmalarlyle beraber sigara imali için bir şirket kurulmaktadır.
Ispanya, zeytinyağı ihracına tekrar müsaade etti
Milâno 30 (Hususî) — İtalyan ekonomik basınının Madrldden öğrendiğine göre temmuzun 26 sından beri durdurulan İspanya zeytin yağı ihracatına 14 eylülden İtibaren kentali 65 dolar, fob İspanya limanlan asgarî fiyatı üzerinden tekrar başlanmıştır. İspanyadaki İhracata yardım tedbirinden beri bu memleketin zeytin yağının ihracat fiyatı kental başına 19 dolar bahalılanmıştır.
Amerikada çelik sanayii ameleleri ücretlerin arttırılmasını istîyecekler
Plttaburgh 30 (Hususi) — C. I. O. Sendika Reisi Phllipp Murray’ın bildirdiğine göre mezkûr sendikaya bağlı çelik sanayii ameleleri 9 ekimde ücretlerin arttırılmasını talep e-deceklerdlr.
DÜNYA BORSA
MEMLEKET
İstanbul Ticaret Borsası
Bugün
Sterling kıymetinin düşürülmesinden sonra İngiliz iktisadının durumu
I
Diğerleri
1941 Demiryolu VI
(%6 Kalkınma 1 aaeeee
(Te6 M U »••••••
99 LU ...^.
%6 1949 lBt1krax) L
%6 1948 istikrazı LL
%6 1949 İstikrası I.
%7 ı934 ttlvaa-Lraurum 1..
%7 1934 • e •• * s U.-VLL..
%7 1941 Demiryolu L.
%7 1941 tlı U...
%7 194) * LU...
%7 Milli Müdafaa 1...
%7 ee LL...
%7 •• m...
*7 •• IV...
Şirket Tahvilleri
f.C. Ziraat B&nkaeı ....
Anadolu D.X. Tertip A/B.
99 tf Z>
- *• ...............
” „ Mümeı 6enet
96.10
96.65
96.25
96.65
06.50
96.50
95.90
20.20
21.30
21.40
20.05
20.45
20.20
20.70
21—
21.15
20.80
111—
112.50
83—
Şirket Hisse Senetleri
T.C Merke» Bankası .......
Türkiye îş Bankası ......
Türk Ticaret Bankası M...
Aralan Çimento ..........
.'Sark Değirmencilik ....
Mili) fcatıürune
Ecnebi Tahviller
123.50 30—
5—
15.20
23.26
16—
Mısır Kredi Fonsl.ve 1903 1 172. —
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüe.)
Buğday Ofla Arpa yemlik (dökme) Mısır san (çuvalı) Fasulya tombul .. Fasulye Çal) »art ......
K uşyemJ ..............
Mercimek kırmışı kabuk. Mercimek yeşil Nohut natüreJ —.
Tatlı tohumlar ı
Ayçiçeği tohumu Keten tohumu
Kendir tohumu
Susam eee>>•eeeeeeeee»eee«ev*(aa« Yer fıstığı kabuklu e«
Knru Meyvalar ı [Cindik (kabuklu sfvrl) .. Fındık (îç tombul 1950).. Cevl» (kabuklu) ........-
Ceviz (îç natürei)
Dolrııcna Ham Maddeleril
Hftlk (ana maJ)
Tiftik (Natürei) ......
Yapak Trakya (Kırkım)
Hakd derileri
Sığır salamura (kasap) Kİ Keçi tuşlu kuru kilosu w. Koyun hava kurusu kilosu
Nebati Yağları
Zeytinyağı (İfl.fD. tenekem Susamyağı (Raf. sıra) Ayçiçeği (Rafine çıplak) Fındık yağı (Çürük)
29—
29—
45—
87—
50—
130— 345—
600—
350—
150—
220—
250—
Londra (Hilhubî) — İngiliz param kıymetinin düşürülmesinden sonra bir senelik bir müddet geçmiş bulunuyor. Bilindiği gibi İngiltere Hükümeti aterllng kıymetini düşürmek İçin uzun hesap ve plânlara lüzum görmeden İkinci Dünya Harbinde yapılan İktisadî ve malî fedakârlıkların neticelerini düzeltmek için acele olarak bu işe karar verivermiştl. Steriing kıymeti düşürüleceği sırada sterling mıntakası dolar va altın stoku 1.34 milyar dolar kalmıştı kİ bu harp sonundaki stok miktarından biraz fazla İdi. Stok miktarının daha fazla azalması steriing istikrarını tehlikeye koyacaktı. İngiliz Hükümetinin steriing kıymetini düşürmekten asıl maksadı da İngiltere iktisadının ve parasının maruz kalacağı bu tehlikeyi önlemek ve bunların yeniden İstikrarını sağlamak İçin yeni bir saJıa elde etmeğe çalışmaktı. Geçen on İki aylık zaman zarfında vaziyet o kadar müsait İnkişaf etti kİ alınan neticeler steriing kıymetinin düşürülmesine en çok taraftar olanların ümit ettiklerinden daha mükemmel oldu.
tklncl Dünya Harbi sona ereliden beri İngiliz iktisadının dahil vaziyeti ve harici ödeme kabiliyeti hiç bir zaman bugünkü kadar iyi olmamıştır. İngiltere stok vaziyeti geçende 2,42 milyar dolar îdi. Bu steriing kıymeti düşürülmezden evvelki stok miktarına nazaran 1,08 milyar dolar daha fazladır. Haricî ö-deme kabiliyetindeki bu kuvvetli duruma muvazi olarak dahilî Ingiliz iktisadında da konjonktür yükselmesi mevcuttur. Bugün İngiliz İktisadının hiçbir şubesi yoktur kİ ster-llngin kıymeti düşürüldükten sonra İşlerinin bozulduğundan şikâyet edebilsin.
İngiltere iktisadi durumunun kaydettiği bu terakkilerde steriing kıymeti düşürülmesinin rolü çok değildir. Bu malî tedbir sterlinge karşı olan spekülâsyon hareketlerine mâni oldu, îngilterenln hariçten alacaklarının ödenmesini tâcll etti, steriing mıntakasının dolar mıntakasmdan yapmakta olduğu ithalâtı azaltmak suretiyle döviz tasarrufu sağladı. Fakat steriing kıymeti düşürülmesinin ‘bazı mahzurları da mevcuttu ki bunlar da şimdiden sonra kendilerini hissettirmeğe başlayacaklardır. Steriing kıymetinin düşürülmesiyle başlayan Amerikan konjonktür inkişafı ve son zamanlardaki askeri hazırlıkların steriing mıntakası İktisadî ve malî durumuna yaptığı tesirler İngiliz Hükümetine geniş mikyasta yardım etti. Bu İki hâdise Ingiliz İktisadının İnkişafına steriing kıymeti indiriminden müstakil olarak tesirde bir müddet daha devam edeceklerdir.
Amerikadakl konjonktür hareketi ve harp korkuslyle alman tedbirler bugüne kadar İngiltere iktisadı üzerinde çok iyi tesirler yaptılar. Bir kere steriing mıntakasının kauçuk, kalay, yün, kakao, çay. jüt mücevherat ve bazı maden sanayiine mükemmel bir İnkişaf sağlanmış oldu. Steriing kıymetinin düşürülmesi bu malların dolarla İfade edilen fiyatlarını düşüreceği yerde son hâdiseler bunlann fiyatlarının dalma yükselmesine sebep oldu.
Bu vaziyetler olmasa idi Ingiltere sene ortasına kadar steriing kıymetinin düşürülmesinden mütevellit dolar kazancı noksanını kapayamazdı. Kore harbi başlamazdan önce tngil-terenin Amerika ve Kanadaya olan ihracatı ayda vasati olarak 48.9 milyon dolar tutuyordu ki bu miktar 1948 senesinin aylık vasatisinden 1,4 milyon dolar daha azdı. Fakat Kore harbi başladıktan sonra vaziyet bir hayli değişti. Ingilterenin bu memleketlere ihracatı temmuzda 61 milyon ve ağustosta da 64,8 milyon dolara yükseldi. Amerikanın harp
ihtiyatı için ithalâtı günden güne artmakta olduğundan Ingilterenin Güney Amerlkaya olan ihracatının daha da artacağı muhakkaktır. A-merikn askeri hazırlıklarının Ingiltere malî durumuna yapacağı yardım çok büyüktür. Amerikan askerî hazırlıklarındaki konjonktür Ingiliz sanayi maddelerine olan talebi arttırmış ve milletlerarası ticaretteki rekabeti azaltmıştır.
Steriing kıymetinin düşürimesln-den bir sene geçtikten sonra bugün İngiltere iktisadı, yüksek konjonktür mâliyesi de gittikçe kuvvetlenme vaziyetinde bulunmaktadır.
Fakat bu iyi durum elbette llâ-nihaye devam edemez. Bir zaman gelecektir ki Ingiltere yalnız kendi iktisadının rekabet kabiliyetine İstinat etmeğe mecbur kalacaktır. O-nun için bugünkü hususi konjonktür vaziyetinin, Ingiliz Hükümeti nazarı dikkatini geçen sene eylülünde yapılan steriing kıymeti düşürülmesinin neticeleri üzerinden ayırmaması lâzımdır. Hükümetin şimdiye kadar almış olduğu tedbirler bazı noksan tasarruf hareketleriyle steriing kıymetinin düşürülmesinden evvel plânlanmış kapital yatırımlarında cüz’î azaltma vo ücretle kâr tesbitf hareketleri lehine yapılmış bazı hareketler olarak sayılabilir. Para kıymeti düşürülmesinden hemen sonra alınmış bu tedbirlerin atılmış İlk adımlar olduğu, mevcut program dahilinde daha başka tedbirlerin abna-cağını Hükümetin salâhiyetll mamurlan ilk zamanlar bildirmişlerdi fakat şimdiye kadar bunlardan başka hiç bir tedbir alınamamıştır.
Bugün do devlet masrafları ster-ling kıymeti indirilmezden evvel olduğu gibi Ingiltere millî gelirinin beşte ikisini tutmakta ve memleket İktisadının teşebbüs kabiliyetini kör-letecek bir hazine politikasını icap ettirmektedir.
Mevcut müteaddit kontrol sistemine rağmen memlekette enflâsyon hareketleri artmakta ve Ingiliz endüstrisini maliyet indirimleri yaparak kuvvetli para sahibi memleketler pazanna sokulmaktan geri koymaktadır. Ingiliz İktisadının âtıl durumu eskiden olduğu gibi bugün de tehlikeli btr şekilde devam etmektedir. Hükümetin ve sendikaların müteaddit İkazına rağmen ücret artb-rımlan hâlâ durdurulmamakta ve bu "«elyrajer înglltare İhracatını da tehlikeye koymaktadır.
Steriing kıymeti düşürülmesinden İçinde bulunduğumuz senenin temmuz ayına kadar Ingiltere lhrao maddeleri fiyatları % 7,5 yükselmiştir.
Cüzi gibi görülen bu artış miktarı Ingiltere için çok tehlikelidir. Çünkü para kıymeti indiriminden sonra memlekette mevcut bütün iptidaî madde stoklan tükenmiş ve bir kaç aydan beri yüksek fiyatla İptidaî maddeler memlekete sokulmağa başlamıştır. Ingiltere dış ticaret bllânçosu gittikçe aleyhe inkişaf etmektedir. Geçen «enenin ilk üç ayındaki passlf nUktan 20,97 milyon steriing iken bu senenin aynı aylarında 23,33 milyon steriing olmuştur.
tngilteredeki askerî hazırlıklar da memleketteki bu enflâsyon hareketlerini şiddetlendlrecektir. Hükümet yeni İktisadî ve malî tedbirler almazsa steriing kıymeti indiriminin memleket iktisadına sağladığı rekabet İmkânı vakm zamanda ortadan kaybolacaktır.
Ingüterede İkinci bir para kıymeti indirimi, memleketin iktisadını ve mâliyesini tehlikeye koyacağı İçin mevzuu bahsoîamaz. Amerikadakl konjonktür ve askerî hazırlıkların îngil-tereye sağladığı bu nefes alma devresinden Hükümetin geniş mikyasta istifade ederek vaziyeti düzeltecek tedbirler alması lâzımdır.
TİCARET BORSALARI
Es İd
Kapanış
20.—
29.—
18.10 19.20
32.—
S7.0Ö
Pİ Y A S A L
R I
YABANCI BORSALAR
Iımir Ticaret Borsost
Üzüm çekirdek»!» No.9 tncir A «erişi No. a...
M B serisi No. 108
Akala i A kala II
OU yerli yağı (rafine) ... ceklrdoğl
Hnmuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
BugUn
76.—
43.—
35— 315— 195— 160— 172.6 109—
16—
Adana Tîcaref Borsası
NevV’York Borsası
SOD Kapanıp
73—
36—
35— 320— 190.-160— 180— 110—
17—
••••••■«•••«••■«er^seeee
t••••••e
Dün
259.—
225—
40.85
40.47
40.28
115—
IGald kuı
283—
239—
40.98
40.85
40.87
116.
38.-
50—
34—
Pamuk Akala 1(Halay) 287.291 286—
85.— Pamuk Akala (Adana) —
Pamuk Akala 11 w»
Pamuk Akala (U * —
Pamuk yerli 1
320/245 Pamuk veril ti- — ■R
Hutda? (Buşell=Scnt)
Sert Kış mahsulü No. )_______
Kırmız •• M No. |
Cam ok Mlddllng (LibresiSent) Ekim Aralık
Mart
liftik (Llbres!=Sent)
TekacLS No. 1
tandık I Libresi =Sent) Kabuklu yerli iri ......
orta
Levan t iç ithal malı £ kutra İri İç ithal malı
Kuro üzllm (LibresinSent) .....
Thompson çekirdek»!» seçme ...
Keten tohumu (Buşell=Doıar) MlnneapoH» ..................
Kalav (Libreni—Sent) Lovha*tencke (100 libre dolar)
59 - ’
65—
u
3.85
108—
1 30
Londra Borsası
360
İM.— 210.— 210.—
243.
185.—
155.—
150.—
Trabzon Ticaret Borsası
Keten tabumu (Tonu=SttrllnKf
Bom bay ... ...».••» •••• •••«..
Kallcüta • •••••»«•e ••••***• •*
Yer fıstığı Hindistan ........... .
73—
70—
83—
52—
51—
U V4
S.»
102—
7 30
Fi İMDİK
a) %50 randımanlı kabuldu tombul ......
b) tc •ita kontrollü
Hö.—
310.—
140.-
300—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşaJı Bufjday şort
Afj.ih ..
28.—
27.-
29.-
28.-
RrrtrHhrd Piyosası
73—
73—
83—
Tiftik İyi mıd (Ubrejil = n.v«t) — —
• • Sıra malı •t eee
Tün Anadolu M • 9 9 —> —
At Trakva •t —
l'amuk (Kanlan ='lalları! Ashmounl Kısa ely&Th ff/U. Karnak Uzun slyaflı F/U.
p*rsası
100—
112—
1 Ekim 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa B
insanlar ve milletler
Parlâmentolar Birliği Kongresinden notlar
Edebi sohbet
Cennet korkusu
BÎR kaç gün evvel» Fransız polisi, memleketi yabanet tebaası komünist ajanlarından temizlemek için geniş bir harekete girişti.
Neticede 200 şüpheli şahıs tevkif edildi ve bunlardan iki yüzünün, yabancı bir devlet hesabına, kendilerini bağrına basan memleket aleyhine çatıştıkları sabit oldu. Suçlan sabit olan bu iki yüz casus hakkında “hudut dışına atmak,, kararını veren Fransız Hükümeti, çok müsamahakâr davranarak komünist ajanlarına, yerleşmek istedikleri yeni memleketi seçmek hakkını tanıdı. Bunlar, masrafı Fransa-ya ait olmak üzere. Sovyet Rusya veya Doğu Avnıpadakl peyklerinden birinin hududuna kadar sevkedilecekler veyahut da, Fransanın Kuzey Âf-rikada açacağı hususî bir kampta gözaltı edileceklerdir. Netice çok garip tecelli etmiştir!.. Tevkif edilen İki yüz komünistten ancak yirmisi, Ko-minfortn alemine dönmeyi göze alabilmişler ve geri kalanı, Afrika çöllerinde gözaltı ediL meyi tercih etmişlerdir.
Fransada tecelli eden bu hakikati, memleketimizde cereyan etmesi itibariyle bizi da-ha yakından alâkadar eden benzeri bir vakıa ile mukayese edelim.
Hükümetimiz, ideolojilerini Türkiyede serbestçe yürütemediklerinden şikâyet eden yerli komünistlerle taraftarlarının memleketten melerine müsaade ne oldu dersiniz? lonlariyle Beyazıt de ateşli nutuklar geri durmayan bu
tllâlcileri,, vakıa vize istediler ama ya Paris yahut da Roma için!..,
. Şimdi bu iki kıssadan, hissemizi çıkaralım! Yabancı memleketlerde çalışan sözde “ajanların,, % 90 ı ya ücretli uşak, yahut da alçaklardır. Hür memleketler halkının »Afiyet ve bügisizliğlni istismar edebildikleri müddetçe, Sovyet cennetinin güzelliklerini methetmekten katiyen geri durmazlar. Fakat, bu cennetin tadmı bizzat tatmak için sıkıştırılınca, dehşete düşerler ve cennetten gayn neresi olursa olsun tercih etmektedirler.
Kremlin’ln de istihkarla baktığına hiç şüphemiz olmayan bu komünist uşakları, şüphe yok ki, bizim de nefretimize lâyıktırlar. Hakiki ihtilâlciler, 8ovyet cennetini yakında tanımak cesaretini gösterenlerdir. Fakat bunlar az oldukları kadar da tehlikesizdir. — S.S.
Avrupada bir federal devletin doğuşu
Yazan : Bahadır Dülger
Erzurum Milletvekili ve Parlâmentolar Birliğinde Türk delegesi
çıkıp git-ettl. Netice Beyoğlu sa-kahvelerin-vermekten “tatlı su ih-
Avrupada. bütün devletlerin fevkın-da salâhiyetlere sahip bir üstün Avrupa Federal Devleti kurmak fikri. Avrupa Parlâmentoları Birliğinin dördüncü kongresine iştirak eden bütün delegeleri yakından işgal ediyor. Kongrenin toplantısından daha bir gün evvel lnsel Hotel'in salonların-da delegeler arasında gayrı resmî temaslar yapılırken, bizim heyetimize bu meseleyi uzun uzun anlatan. Avrupa Parlâmentolar Birliği Başka, nı vc Belçika delegesi Georges Bohy oldu.
Bohy. Strasbourg toplantısında da mevzuu bahsoldıığu gibi, Avrupanın kurtuluşu için, bütün Avrupa milletlerinin bir federasyon halinde toplanmasının lüzumlu olduğuna kani bulunuyor. Ve bu federasyonun teşekkülü için derhal bir Avrupa Parlâmentosunun toplanması lüzumunu büyük bir heyecanla İleri sürüyor. Bu parlâmento nasıl teşekkül edecektir? Bu parlâmentoya girecek milletvekilleri nasıl seçilecektir? Belçika delegesi, büyük bir ekseriyetin üzerinde ittifak etmekte olduğu bu meseleyi bize ctrafiyle izah etti.
Ona bakılırsa, Avrupa Federal Parlâmentosuna seçilecek milletvekilleri, tek dereceli bir intihapla, seçilmeme-İldir. Çünkü bu halde, Avrupa Parlâmentosuna, komünistlerin girmesi ihtimali vardır. Ve bu komünist grup kurulacak parlâmento içinde bir sabotaj grupu halinde çalışacaktır. Çünkü, komünistler komünizmin büyüle bir muvaffakiyet elde etmesi ve bütün siyasî kudreti eline geçirebilmesi için, Avrupada münferit, zayıf ve küçük devletlerin temadisini menfaatlerine daha uygun buluyor ve bu itibarla federal Avrupa fikrini asla desteklemiyorlar. Kongreye iştirak eden delegeler arasında sağdan sola doğru bütün fikirlere sahip ve partilere mensup milletvekilleri mevcut bulunduğu halde bu harekete bir tek komünistin iştirak etmemiş olmasının sebebi de bundan İbarettir Fakat, bir Avrupa Parlâmentosu kurulması mevzuu bahsolduğu zaman, bu hareketi zaafa düşürmek emeliyle, komünistlerin de harekete geçecekleri ve bu parlâmentoda az çok bir yere sahip olmak Istiyecekleri
Avrupa Birliğinin bundan evvel yaptığı toplantılardan birinin açılış töreni muhakkak sayılıyor. îşte bu ihtimal! önlemek İçin Bohy, Avrupa Parlâmentosuna gönderilecek milletvekillerinin, milli meclisler tarafından seçilmesini uygun buluyor. Çünkü bu halde kurulacak mecliste, hiç bir komünist milletvekilinin yer almasına ihtimal olmadığını haklı olarak düşünüyor.
de çalışacak olan parlâmentonun teşekkülünden daha mühim olan bir cihetin mevzuu bahsolacağını, nedense bu parlak diplomat düşünmemiş görünüyordu.
Birkaç gün oluyor; şehrin dışındu çalgılı bir gazinonun önünden geçiyordum: Gazinonun bir arşınlık, üstü hanımelleri, yasemin dallarlylc örtük dtıvaıından aşarak denize doğru perde perde yayılan hayati faslının romantik nağmeleri, mı birdenbire durdurdu:
kuru dallar üatündc ötüşen aç serçeler, güneşin dünyamıza Igri ışıklar yollamağa başladığı günlerde vücut bulan o büyük tekevvünün küçük, ehemmiyetsiz İşaretleridir
Yozgb : Baki Süha Ediboğlu
Toprağın umut yüklü tesellisi,
adımlan-
Kalbim yine üzyiln seni
andım da derinden,
Geçtim yine diin eski hazan bafı-çelerinden.., •
Akşamın alaca lcaıanlığında kadınlı erkekli söylenen bu güzel şarkı, Boğazdan esen serin, hattâ biraz üşütücü rüzgârla birlikte içimde garip bir ürperti yarattı; kendi kendime: Sonbahar geldi çattı; ne yazık! diye mırıldanmağa başladım. Ve arkasından, kafamdaki şiir repertu-vannda mevcut, sonbahara dair olan parçalar, birer ikişer «uyun sathına çıkan hava kabarcıkları gibi dudaklarımdan dökülmeye başladı...
Ne güzeldir bizim Muhip Dranasın şu mısraları:
Yeni şairler, bahçelerimizde garip, hüzünlü konserler veren sonbahar yapraklarının hışırtılarına, acı ıslıklarla pencerelerimizi sarsan teşrin rüzgârlarının melâline kendilerini kaptırmayıp, bu mevsimi daha re-el, daha insancıl bir görüşle ele almışlardır. İşte size dumanı üstünde bir sonbahar şiiri;
Leman Gürce adında bir şaire belki hiç rafitlamamışsımzdır; Henüz on altı yaşında olan bu küçük kızcağız. sonbaharı işte böyle görüyor. Büyük şairimiz Yahya Kemalin:
Temrinlerin hiiznü geçerken tû iliklere,
Anlar ki yolcu yol görünür servi-
Uklere,..
Ah,„ Uçtuğunu sanırım yazın Virane olacak gihıeff sarayım,,. Ya a^klannij ümitlerim nc olacak?
Sütlerin tadı geldi, yağmurlar kıv-rak ve cömert
Uykulara doyum olmuyor, riiyasız, yalın*., Çeç>nenin sesi değişti, durmadan çarkı söylüğor.
Üzümler, üzümler, üzümler,.. Bozkırlara dökülen çer bet... Sonbahar: Sen ana kucağı, sen kardeş sevgisi
gibi derin ve ölümsüz meralarının tadım almış olan zevk sahipleri, hiç şüphesiz Leman Gürcenln bu şiirini ilk mektep kıraat kitaplarındaki basit manzumelere benzeteceklerdir. Fakat dikkat edilecek olursa, bu genç şair, sırf mısra işçiliğini bilemediği, kelimelere henüz iyi tasarruf edemediği İçin basit ve şiİrsiz görünüyor. Yoksa fikirleri yepyeni ve sonbaharı başka bir gözle görüyor.
Bu görünen manzara artık “fas-ı hazan*’ değildir.
Parlâmentolar Birliği Konferansına iştirak edenlerden pek büyük bir ekseriyetin fikrine tercüman olan Bohy’nln sözlerine bakılacak olursa, Avrupa Parlâmentosu, insana hemen teşekkül edeoek gibi görünüyor. Çünkü o, »anki en büyük siyasi ve hukukî mâniler aşılmış, flkirJer olgunlaşmış ve milletler böyle devletin teşekkülüne razı gibi konuşuyor.
üstün bir
olmuşlar
merkezde
Halbuki hakikat asla, bu değildir. Avrupa Parlâmentoları Birliğinin bu en faal şahsiyetine kurulacak devletin hukuki ve siyasi temellerinin neden ibaret olduğunu sor. duğumuz anda duraklayıp kaldı. Avrupada yeni ve üstün bir devlet kurmak meselesi mevzuu bahsolduğu zaman. bu devletin teşrif organı halln-
«KIZIL ALMANYA,, NIN ÎÇ YÜZÜ
Doğu Almanya Cumhuriyetinde altı hafta
Yazan: Eric Waldmann
Çeviren: Behçet Cemal
Sovyet bölgesinin neresine gittiysem, trenlerde Rus askerlerine rastladım
daima
Korkumu yendim ve yüzümdeki İfadelerin, hislerimi açıâa vurmadığını uuıurak, subaya tefekkür ettin» ve çekilip gittim. Aklama kadar vakit geçirebilmek için, tramvaya binerek son durak için bilet kestirdim. İSTASYONDAKİ BAYRAKLAR
Tramvay sarsıla sarsıla caddelerden geçiyordV. Demiryolu istasyonunun illerinde, on üç yıl evvel tıpkı Hitlerin. Mussolinlyi karşılamak için Berllne ait irdiği bayraklara benzer, muazzam Propaganda afişleri dalgalanıyordu. Kocaman bir direğe iki afiş asılmıştı. Birisinde Amerikan menşeli patatesleri muhtevi bir sepet görülüyor ve altında ise “Amerika bunları gönderiyor,, deniliyordu. ötekinde ise bir traktör resmi vardı; altında “SovyeL ler Birliği ise bunları gönderiyor,, yazısı okunuyordu» Bir dükkânın cama-kanında, yanyana üç fotoğraf vardı. Birisi uçaktan patates atıldığını. İkincisi yüzüstü bırakılmış bir patates tarlasını, üçüncü ise harap bir şehri gösr teriyor ve altında “Kore” ibaresini tutıyordu. Tramvay ilerliyor, şimdi halk polisine karargâh olan eski tophaneyi, topçu kışlasını, saray bahçesini geçerek Zlppendorf banliyösüne yaklaşıyordu.
Yola çıktığımız sırada» tramvay mütemadiyen yolcu alıp veriyordu. Fakat sonraları, İnenlerin binenlerden fazla olduğunu farketmeye başladım. Zip-pendorf’a girerken, arabada, bir kaç halk polisi ile sivil Almandan başkasının kalmadığını gördüm. İneyim mi. inmeyeyim mİ diye düşünürken, geç kaldığımı anladım. Tramvay, tahta bir kapı önümle durmuştu. Kapının her İki İRt.ikfljnetinde, demir kazıklar ve dikenli teklen bir mânla, uzanıp gidiyordu.
Kapının içinde, silâhlı iki Rus nöbetçisi oturuyordu. Ellerinde otomatik silâhlar vardı. Nöbetçiler kapıyı açtılar ve tramvay içeri girdi. Kapı arkamızdan kapandı.
BİR RUS KÖYÜ
Bir banliyö kasabasının ana caddesinden geçiyorduk. Her iki taraftaki evlere bakimi. Yalnız Ruslar oturuyordu. Kapı önlerinde Ruslur oturuyor, sokaklarda Rualur dolaşıyordu. Hepsi erkekti. Ekserisi yeşllimtrak »arı renkte üniforma giymişlerdi. Gömlek Ipri. enseden düğmeli ve etekleri pantolonların üstünde, kemer hizasının 15 santim aşağısına kadar İniyordu. Pantolon paçaları çizmelerinin konçlarına sokulmuştu. Hepsinin kasketlerinde kızıl yıldız İşareti vardı ve «ilbaylarla erler arasındaki yegâne üniforma farkı, subayların haddinden büyük apu-letierl idl.
Hepsi, yirmi He otuz arasında, aslan g bl gençlerdi. Bİhhntlerl yerinde, kuvvetli, yakışıklı görünüyorlar ve İyi beklendikleri anlaşılıyordu. Sivil giysiler bile Rusları, Almanlarla karıştır-ırtv a İmkân yoktu. Bazılarında Mo-güliarn has kıvraklık, yüz yuvarlaklı.». çekik gözler, yıımuşuk v® kılsız im nazara çarpıyordu.
'I ramvay. Zippendorfun Ruh bölgesinden, durmadan, tam beş dakikada »içti. Sonra ikinci bir kapıya geldik. Silâhlı iki nöbetçi kapıyı açtı, tramvay dışarı çıktı, kapılar kapandı, b®n de derin bir “oh" çektim.
Rusların nerede bulunduklarını ve kendilerini — görünmeden — nasıl hissettirdiklerim bu suretle anlamış
Hemen bütün bir şehre el etrafını telle çevirmişler
oldum, mışlar, halka karışmudan, yaşamak İmkânım bulmuşlardı.
SCHWERİN’E AVDET
Zlppendorf’un Ötesinde. tramvay hattı, Schwerin Radyo istasyonunda nihayete erdi. Ruslar. “Amerikanın Sesi,, programlarını nakleden Berllndekl Amerikan İstasyonunun neşriyatını bozmak için, bu İstasyondan da İstifa dc etmektedirler. İlk tramvayla tekrar geriye dönerek, Rus kampından, bu sefer aksi istikamette geçtik ve Schwerin'de nispeten emniyete kavuştuk. Yolda tramvaya bazı Ruslar
at-ve
içinde durak olmadığın kamp dışından tramva-
Eberswalde. Naumburg
A-
bindi. Kamp dan, Ruslar, ya girdiler.
Potadam.
gibi başka Rus garnizonlarında,
merikan tiplerini taklitlen Rusyada i-rnal edildikleri aşikâr olun cipler ve kamyonlar İçeririnde bir sürü Rus gördüm. Naumburg civarındaki Bad Koson’de. Suale Nehri üzerine bir köprü kuruyorlardı. Kore harbi başladıktan az sonra, Ebersvvalde demiryolu istasyonunda Rus toplan ve askeri kamyonları yüklenmiş bir tren gördüm. Katar. Rua askerlerinin muhafazası altında idl.
(Dovanıı var!
öyle ya, yeni ve üstün bir devlet demek, iradesini federasyona iltihak etmesi lâzımgelen hâlen mevcut bütün devletlere kabul ettirecek bir devlet demektir. Böyle bir devletin ku-• rulması demek şimdiye kadar bölünmez ve başka bir iradeye tâbi tutulmaz sayılan mili! hâkimiyetlerin tahdidi demektir. Bu tahdidin derecesi nedir? Federasyona iltihak edecek devletlerden milli hâkimiyet bakımın, dan istenecek fedakârlık ne olacaktır? Bu hususlar tesbit edilmeden, elbette Avrupada bir federal devletin kurulması mümkün olmıyaçak-tır.
tik konuşmada, heyetimiz böylece, günün en mühim ve federasyonun en hayati meselesini yakalamış oldu. Bundan sonra, bu mesele üzerinde ısrarla çalıştık. Heyet reiBi Ordinaryüs Profesör Sadri Maksudi Arsal’ın bu münasebetle hazırladığı bir teklif umumi politika komitesinde heyecanla konuşuldu. Ve parlâmentolar arası bir komisyonun toplanarak gelecek kongreye kadar, Avrupa federal devletinin siyasî. hukuki temellerini hazırlaması ittifakla kabul edildi.
Kongre mehafillnde hâsıl olan ve bize açıkça İfade olunan kanaatlere göre. Federal Avrupa Devletinin kurulması için, millî hâkimiyetlerden yapılacak fedakârlıkların tesblti yoluna gidilmesi, federasyonun tahakkuku yolunda atılmış en kuvvetli a-dımdır. Ancak bundan sonradır kİ, her devlet, federasyona girmenin kendisine yükleyeceği hukuki ve siyasi fedakârlıklarla elde edeceği menfaatleri mukayese etmek İmkânını bulacak ve federasyona iltihak edip etmemek kararını verecektir.
Bu konuda, 1leri sürülecek Türk tezinin ne olacağını henüz bilmiyoruz. Gelecek kongreye kadar önü-müzde bir sene var. Bu bir senede, Türk hukukçularının bu orijinal mevzuda müşterek ve güzel bir teklif hazırlamalarını ve kongreye sunmalarını hararetle temenni etmeliyiz.
Arkası nasıldı bir türlü aklıma gelmiyor... Artık dünyamıza iğri ışıklar yollamağa başlayan eylül güneşlerinin olanca hüznü İçinde denize, ağaca, kuşa ve sevgiliye veda için söylenen acı bir ağıttı bu,..
HAfızamın esrarlı oyunu, esen rüzgârdan mıdır, söylenen şarkıdan mı, devam edip durdu... Başka bir şiirin ilk mısralarını okumağa başlıyorum:
Sonbahar... Bahçeler yaprak mahşeri...
Başlıyor denizin sihirli raksı.
Avare kuşların peşine düşüp
Nereye yolculuk bıı akşam vakti?
Bu şiir kimindi diye düşünürken, birden bire İkinci kıtasını hatırlıyorum:
Dinle! Bir ceylân ağlıyor ormanda:
Kara gözlerinde eski bahçeler... Gel, sen beni dinle, gitme ne olur, Örtsün üstümüzü ıslak geceler...
Neden sonra, bütün romantik şiir unsurlarını sekiz mısra içine hapseden bu manzumenin kendime alt olduğunu hatırlıyorum.,. Fikirleri o kadar anonim, eda ve Ahengi o derece gözü yaşlı ki, bu mısraları benim neslimden olan veyahut benim şiir anlayışıma yakın herhangi bir arkadaşa hiç düşünmeden, rahat rahat izafe edebilirim.
Bizim nesil —hemen her nesilde olduğu gibi— ilk manzumelerimizde birbirimize çok benziyorduk. Hele sonbahar gibi hemen bütün şairlerin ele aldıklar beylik bir mevzudaki benzeyişlerimiz pek Aşikârdı.. Soçra, zamanla yollar uzadı, ayrıldı ve ^çok kıaa bir zamanda — ki bu pek az sanat nesillerine nasip olmuştur — romantizmin bulantk, puslu ve hüzünlü havasından kurtulduk.
Geçenlerde, Yaşar Nabinin tertip ettiği 1949 tarihli “Yeni Şiirler” antolojisini tetkik ediyordum. Başından sonuna kadar bütün manzumeleri birer birer okudum: sonbahar için yazılmış bir tek parçaya bile rastlayamadım. Yalnız, Nunıllah Atacın bir vesile ile bana methettiği Zeki Kuruca adlı genç bir şairin güzel bir mıgraını buldum:
Üsküdar sonbahar içinde, ben aşk içinde...
Şiirin gerisi, hem sonbahardan bahsetmiyor, hem de güzel değil: o-nun için buraya aktarmıyorum. Fakat yalnız bu mıara Zeki Kurucanın iyi bir şair olduğuna insanı İnandırıyor.
Genç şairlerimiz sonbahardan hiç mi bahsetmiyorlar. Onlara göre eski şiirin “fasl-ı hazan“ı melAJ, keder, zeval ve bitiş mevsimi değil, bilakis her şeyin olgunlaştığı, tabiatın sükûn İçinde kemal bulduğu bir çağdır. Sararmış yapraklar, kuru dallar.
Mehmetler gidiyor
Yazan : Zeyyat Selimoğlu
(IflEHMETLEK gidiyor.. Arkalarında ıslak gözler, renkli çevreler hı-rakarak, analar, babalar, kanlar, çocuklar bırakarak Mehmetler gidiyor.. iklimler ötesinde bir şeyler, bir rahatsızlık, bir çıbanhaşı.. Aylardan beri yatışmayan hlr huzursuzluk, durulmak İçin Mehmedin ile katışmasını İsteyen bir kaynama.. Ve İşte, Mehmetler de gidiyor Yeııi baştan taze bir diinya. yedi uçuşacak bir dünya kurmak idinde ön gidiyor.
Şimdi sîzler adanı öldüreceksiniz;
nlz olmayan çekik gözlü adamları, ölmemek İçin öldüreceksiniz. Onların da sizden zoru yok; sizin onlardan olmadığı kadar.. Ama bu işler hep böyle oldu, böyle olacak. Dünya dönmeye başlı.vali birbirine fiske vurmamış insanlar birbirini öldürdüler. Her defasında bir İnsan maskeli hayvan sebep olagelmiştir hu İşlere.» Bu sefer de bir şimal ayısı, ininden dışarı adım atmaya cesareti olmayan bir a.n, kardeşleri birbirine vurdurtııvor. Fakat, »İz vurmak istemezsiniz; biz biliriz Mehmetler.. Siz, sîzler.. Nasipsiz, katı toprağını boynu bükük İşlemekten başka düşüncesi olmayan »izler.. Sulhu öven, harbe söven »izler.. Emir çıktı, saat çaldı. Günah gitti sizden gayrık. Gayri sizden savaşçısı yoktur Mehmetler..
Dünyanın camım tak dedi artık.. Sinirler kıtalararası gerilmiş, ha koptu ha kopacak, ha koptu ha kopacak.. Bu nesil biraz nefe» almak İstiyor, harp kokusu vermeyen derin bir sulh nefesi.. Şuradan şuraya emniyet içinde gidebilmek, adımını düşünmeden atabilmek istiyor. Kulaklarını atomdan, hidrojenden, tanktan, toptan başka şeyler doldıır-ınalt, altmış yıllık ömrünü yaşamalı bu nesil.. Ve gariptir.. Bunu belki herkes özlüyor da hu yeryüzünde, yine insanlara insanca yollar kapalı, yine ^ırıl.şrnalar kardeşlerarası ve yine hlr hayvanın dünya için hırsı uğruna..
Bu dünyayı döndüren sulh olmalı Mehmetler.. Ve sulh ancak silâh-la kuruluyor. Konferanslar, konseyler, dörtler, beşler, bilmem kaçlar harbe diş geçiremedi asırlar boyunca ve geçirenıiyecek. Lâf etmeler, konuşmalar düşünen insanların işi.. Vre onların hiçbir zaman iş gördüğü görülmemiştir, yine görülmez.. Ve gayret dalma size düşer Mehmetler, size düşer, Hans’a düşer, Johnny’ye düşer..
Mehmetler gidiyor. Dilini bilmedikleri, adını duymadıkları, taşını, toprağını tanımadıkları bir yerlere, karalar boyunca, denizler boyunca, goklrr boyunca Mehmetler gidiyor..
Gidiyorsunuz Mehmetler., Hürriyet İçin, insanlık için, dünya için gidiyorsunuz. Ve aydınlık günler evvelinden, çok evvelinden hazırlanan günlerdir. Bu günleri kotarmak İşinde size pay düştü Mehmetler, bir şeref payı..
Oralarda savaş ve kan. Mehmetler.. Ve »izin göğsünüzde hürriyet için, yedi deniz İnsanlarının hürriyeti için çarpan dört bin beş yüz yürek..
• • ikliminde bembeyaz güvercinler safta yer almak İçin Mehmetler
tanımadığınız, hiçbir alış verlşİ-
Tiyatro kronikleri
Şehir Tiyatrosunda bu
mevsimin
hususiyetleri
Bugün, I cicim pazar. Şehir Tiya- | troları matinelerden itibaren perdelerini yeni mevsime açıyorlar. Akşamüzeri de suarede oynıyacaklar. Bunun sebebi şudur; Şehir Tiyatroları pazar günleri matine verirler. 1 ekim
(Devamı vur)
Yazan
Çeviren
Graham Greene
Kesat Nuri DARAGO
fjnir Gray'den bahsetmek nnhihl olıııı GrııyMen... A-
— 15— -----------------------------
— Zan o (»rey. bilmeni.
Uıklıı ormfıı bulunan tnglllrlprln helIrMz gülüşmeleri oııu şaşırttı. Ivusturyalıların Imdadııın yetişen Crahbln derhal:
— Mr. I)extar şaka ediyor. dedi İNtadl; (atlı, İnce ve Hakin bir dehâ rnlannda buz,t benzerlikler vur da...
— Adı Zhiio Gray midir?
— iste Mr. Doxter*lıı lâtifeNİ C Gray gayet âdi eşkıya
— Dernek
Crubbln:
— Hayır, muharrir bllo
Martin®
noktaya dokunur. Zııııe ve kovboy roıımnltırı yazmıştır, büyük bir muharrir değil?
— Konferanstan nonra bir kitabınıza İmza ntnr mininiz Mr. Dextar? diye fısıldadı.
Siyah İpek elbiseli şişnınıı bir hanım hücum edercesine yaklaşarak:
— Kontes duyarsa duysun, dedi. Mr. Dexter. ben kitaplarınızı sevme tu. Hoşuma gitmiyorlar. Batıca bir roman, güzel bir hâdiseyi anlatmalı.
Takati kalmamış olan Martin*:
— Ben dr. cevabında bulundu.
— Mrs. Banoock. bekleyin do sıra suallere geİNİıı.
— Pek açık konuştuğumu biliyorum anının Mr. Dex(er'hı samimî tenkidlerl takdir ettiğine eminim.
Mıırtlns'ln Kontes olduğunu tahmin ettiği ihtiyar bir kadın söz aldı:
— lngillz.ee kitap pek okumanı. Mr. Det tor. Fakat diyorlar ki sizin yazdığınız eserler...
Mr. Crubbln: »
— (.ayınızı içini/,, dedi ve fincanını boşaltan Martin**!, efkarlı ve sabırlı bir kaç yaşlıca kimsenin beklettiği bir salona HÜruklrdl.
Martlna o toplantıyı bana tafsilâtı İle anlatamadı. Aklı hep ölîım fikrine saplanıp kalmış, gözlerini oynattıkça küçük Hurısci iıı “Baba, baba” nakaratını söylerken gördüğünü sanmış. Anlaşılan ( rabbiıı celseyi açıp birkaç söz söylemiş. Benim tanıdığım Crabldn hiç şüphesiz îııgllteronlıı bugünkü roman edebiyatı hakkında güzel. temiz, afaki bir konuşma yapmıştır. Bu konuşmasını çok dinledim; ondu tak değişiklik, misafir bulunan romancının enerine mühim bir yer vermekten ileri gelirdi. Crubbln. bir iki edebi meseleye dokunduktan sonra müzakerenin açıldığını İlân edip Mr. Drzler'c sııul »o ruhi bileceğini bildirmiştir.
ilk sınıl Martin* tarafından hiç anlaşılnınmış ve Crahbln-In marifetiyle cevaplandırılarak herkesi memnun etmiş Kahverengi şapkalı bir kadın büyük bir alaka İle sormuş:
— Mr. Deatar yeni bir eser yazıyor mu acaba?
— Evet! Elbette!
— Adı nedir acaba?
Bir engelden kurtulduğu için nefsine karşı tekrar yalancı bir itimat bulan Martirıs:
— Adı “Üçüncü Adam” dedi.
no gezer, dedi. Kelimenin mânasına bakılırsa demem.
bu sözü İşitince isyan elliğini bana unlattı. O-güııe kadar kendini muharrir saymış değildi; fakat Crabblıfin ukalâlığı sinirine dokundu. Öteki şöyle devam etti:
— O, halkı nğlcndirıııeküm başka bir şey yapamazdı.
Martlns hiddet ve şiddet İfade eden bir tavırla sordu:
— Ilnlkı eğlendirmek de kabahat mİ? Niçin eğlendiro» mezmlş sanki?
— Eh... Demek İstiyordum kİ...
— Sanki KhakcHpcare ne İmiş?
Osuretll bir dinleyici:
— Sair, diye cevap verdi.
— Zane Grey’i okudunuz mu hiç?
— Hayır.,, Okudum diyemem...
— öyle Iso neden bahsettiğinizi Idlmlyorsıınuz.
Dcllkanlıhırdatı biri Crabblıı'ln İmdadımı yetişmeğe yol-loıull:
— Ya Joyce? Joyce’a ıınsıl bir yor verirsiniz. Mr. Drıtrr?
— Yer vermektim maksadınız ne? Hiç kimseyi |»|ç hlr yere koymak niyetinde değilim.
Murtimt yorucu bir gün geçirmişti; C'oofcr’to pek fazla İçki İçmiş, aşık (ilnııitf, birisi katledilmiş vo şimdi dc herkesin krıı-dlsiım düşman kesildiği gibi yanlış bir fikre kapılmıştı. Zıuıe (»rey, gevdiği bir kalıramaııdı: Şu abuk sahuğıı dlııJiyecck değildi ya!
— öteki devam etti;
— Demek İstiyorum ki, Joyae’ıı en büyük muharrirler arıt-
Martlns'e hep birden bazı isimler soruldu: Stern, \Voolf gibi kimi sivri, kimi yuvarlak isimler. Alnını siyah ve ıtzurı bir saç lülesinin örttüğü bir genç Avsııturynlı: “Daphnc dıı Maurior” diye haykırınca Crabbiıı dudak buruşturarak Mar-tins'e bakıp:
— Hoş görünüz! dedi.
Yüzünde İyilik ve şefkat beliren bir kadın, bezgin bir sesle sordu:
— Hislerimizi Vlrglnla Woolf kadar şairane ifade etmiş kimse yoktur; siz de benim fikrimde değil misiniz Mr. Dcxtcr? Gerçi nesir yazmıştır nıııııuı..,
Crabhln Martlns'ln kulağına fısıldadı:
— Ahlâk şuurunun İstikameti hakkında birkaç kelime söyleseniz...
— Neyin istikameti?
Crabbİn meyus bir hal alarak devam etti:
— Çok rica ederim. Mr, Deater. Bütün bu kimseler si/.e hayrandırlar. Fikirlerinizi söylemenizi bekliyorlar. Sizi görmek İçin neler yaptıklarını bilseniz!
İhtiyar hlr AvusturyalInın sesi yükseldi:
— Bugün Ingilterede John (îalsworihy ayarımla muharrir var mıdır?
Hor tarafta birden hiddetli bir cıvıltı koptu; Dıı Maıırlor* ıılıı, Prloaley'iıı ve Morgun isminde birinin İsimleri işitildi. Koltuğunun içine durgun bir hal İle gömülmüş olun Martlns kar döşeli sokağı, üstünde bir adam taşınan teskereyi ve Frııu lioch’un kederli çehresini Közünün önünde görüyor ve kendi kendine: “Oraya tekrar gitmedeydim, sual sormadaydım bu zavallı adamcağız «illimden kurtulur mıı İdi acaba?*' diyordu. Yeni bir kurban vermekle llarry’yc hizmet etmiş mİ İdl? Kurtz’un, yahut da Cooler’ln (İşte bunu İnanmak güçtü) korku ve kuruntusuna feda edilmiş bir kurban... YokMi doktor Wifikler*in mİ? Fakat şu üç adamdan hiç biri do, bir bodrumda işlenmiş İğrenç hlr cinayetle müııasehoti olacağa benzemiyordu. Çocuğun “Kömürün üzerinde kıın gördüm" demelini hâlâ hatırlamakta, ve çizgislz, boş, yumurta gibi çıplak bir çchr(»nln —üçüncü Adamın— kendisine baktığını hissediyor gibi idl.
Martlns, toplantıdaki münakaşalardan nasıl .sıyrıldığını anlatamazdı. Bütün yükü Crubbln mi üzerine aldı? Yoksa
r
r. nı
—K.mil IBIlIVKIrS hangİMİ oenha?
Martin* düşünmeden söyledi:
— Grcy.
O, tabii olarak. ‘'Kızıl Adaçayı Atlılun”ı>ı lıatırlıuııı* közünün hoşa gittiğini görerek sevinmişti. Fakat Ihtlyu Ivuhturyalı haykırdı:
— Grey nıl? Hangi Grey” Böyle birini tıınıııııy(ıruııı Tehlikeden kurtulduğunu zmuıe(lcn Martin» atıldı:
— Sizden hlr şey saklamayım. Joyce’tın adını dahi duymadım. Neler yazmış?
Mıırtlns'ln haberi yoktıı amma sözleri müthiş bir tesir yapıyordu. Bıı Icadar azamet göstermek yalnız büyük bir muharrire vergi olabilirdi. Birçok kimseler, Zano Grey'ln adım kaydederken Kontes, kısık bir sesle Cnıbblıı’e şortlu:
— Zaııe ııasıl yazılır?
— Ben do pek bilmiyorum.
ııırşhıır hlr Amerikan romanının filme çekilmesini hararetle münakaşa etlen bir kısım dinleyicilerden ummadığı bir yardım mı görmüş oldu? Cruhbln’lıı, toplantı sonunu doğru misafir şerefine söylediği nutukla önoa olup bitenlerden aklında pek HZ kalmış hlr şey kalmıştı. Nutuk bittiği vakit, delikanlılardan hirl .Mıırtlıısi. kltuphır yığılmış bir masaya götürüp imzHİnmMsım rica etti.
pazara tesadüf ediyor, binaenaleyh oynanacaktır. Şayet ay bağı pazartesi veya salıya tesadüf etseydi, Dram Kısım ve Komedi Kısmı o günler tatil ettikleri için, mevsime birer gün sonra bağlıyacaklardı. Usul ve kaide budur. Tatbik edilir.
Bu mevsim, en göze çarpan hâdise, Dram Kısmında Shakespeare İle mevsime başlamak ananesine son verilişidir. Buna mukabil, Dram Kısmında Molifcre-in bir komedisi iJe temsillere başlanıyor. Moli^ı-ede, klâsik bir muharrirdir. Yalnız bu, Don Ju&n’in “klâsik piyes” olarak afişlerde ilân edilmesine bir sebep teşkil etmez sanıyoruz. Her halde aceleye gelmiş olacak. Bereket versin, Tiyatro mecmuasında Don Juan'm komedi olduğu tasrih edilmiş.
Fakat asıl mühim hâdise bu değil. Hadise, I. Galip Arcan’ın Fransa Maarif Nezareti tarafından **Palmes Acad^nıiMues,, madalyası ile taltif e-dilmesidir.
t. Galip Arcan, bugüne gelene kadar, elliye yalcın Fransız piyesini tercüme veya nakletmiş bir muharrirdir. Bu itibarla, aktör ve rejisör sıfatından daha galip olan bu şahsiyeti, Fransız Hükümetince takdir e-dllmiş bulunuyor.
t. Galip Arcaıı, en «on olarak, bugün temsil edilecek Don Jııan ı tercüme etmiş bulunuyor. Onu sahneye koyan da kendisidir. Bu aksam, perde açılınca, madalyası kendisine merasimle verilecek, sonra oyuna başlanacaktır.
Mevsimin üçüncü hususiyeti de, Dram Kısmındaki bu İlk temsile iki ekip ayrılmış olması “A,, ve “B., olarak muhtelif akşamlarda caklardır.
teşkil ediyor, ayrılan ekipler,^ sıra 1le oynıya-
Konıedi Kısmı da nede açacaktır. Orada da bir Fransız eseri sahneye konmuştur. Bu L. VerneuH’ün G. Bcrr ile yazdığı MGc-lir Vergisi Mektebi., dlr. Vasfı Ri«a tarafından sahneye konan eserin mütercimi Lamii Yener*dlr.
perdesini malt-
Gerek Don Juan„ gerek “Geril* Vergisi Mektebi,, mevzuları itibariyle birer aktüalile teşkil etmektedir-
KURASINDA
TALÎHLÎ
1 OKUYUCUMUZ
Ahmet Veli M. enger
PORSELEN TAKIMLARI SATIŞA ÇIKARILMIŞTIR
TEKLİF ALMA İLÂNI
MONTAJ VE İNŞAATI
Etibank Genel Müdürlüğünden
Marka 1 Otomobil
Demiryolu malzemesi satın alınacak
2 talihli okuyucu
KAZANACAKTIR
alma yolu İle satın alınacaktır:
>
V
f
9
o
V
Safı? Yeri : Sual Erdener PORSELEN MAĞAZASI
İstanbul Mümessili : A K T A$ T, A, Ş, Kendros-Han No. 6 Telefon : 23838
İstiklâl Caddesi No. 326 — Tel. : 44213
BÜYÜK EŞYA KUR’ASINDA
SON HARPTENBERİ MEMLEKETE
YENİ İSTANBlIL’un
İLK OLARAK İTHAL EDİLEN MEŞHUR
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden :
Aşağıda cins ve miktarı yazılı demiryolu malzemesi teklif
Cinsi
Travers (ahşap)
x İç cebire
Dış cebire Cebire bulonu Rondelâ
Tirfon
Miktan
adet
12650
1506
1586
6360
6360
80000
M
M
İsteklilerin. Ankarada Genel Müdürlük Malzeme Müdürlüsünden, Istajıbulda Ofisin Beşikta$taki Afyon ve Malzeme İşletmesinden 10 lira karşılığında temin edecekleri şartlaşmalara göre hasırlayacakları tekliflerden Travers için olanlarını en geç 15,10.1950 ve diğer malzeme için olanlarını da 31.10.1950 tarihlerine kadar Genel Müdürlük Malzeme Müdürlüğüne tevdi etmeleri veya bu tarihe kadar ele geçecek şekilde postalamaları İlân olunur.
Ofis 2490 sanlı kanuna tâbi olmadığından İhaleyi kısmen veya tamamen dilediğine yapıp yapmamakta serbesttir. (13296)
BÜYÜK EŞYA KUR’ASIND
A
Talihli bir
okuyucumuz
BAYAS
MOBİLYA MAĞAZASINDAN
YENİ
BÜYÜK
STANRUL’un
MUESSESESINDEN
□ w O £t D CO
S
-J * U) a
X
Z
11)
Mehmet Kavala
MİİESSESESİNDEN
2 adet
El ve ayak D t Kî Ş
Makinelerine
sahip olacaktır
Son model koltuk v sahip olacaktır
masalara
ENERJİ NAKİL HATTI
1 _ Çatalnğzı (Kandilli) İle İstanbul (Vanlköy) arasında enerji nakil hattı montajı, tel çekme ve müteferrik İşler kapalı zarf usulü İle ve sabit vahidi fiyat esasına göre eksiltmeye konulmuştur. Bu iş için lüzumlu malzeme ve yardımcı vesait banka tarafından verLlecektlr.
2 — işin keşif bedeli 2.416.349.39 TL. (tkl milyon dört ytlz on altı bin üç yüz kırk dokuz lira % 39)
3 — Bu İşin muvakkat teminatı (86.240.48) TL. (Seksen altı bin İki yüz kırk lira % 48)
4 — Eksiltme evrakım görmek isteyen istekliler bankamız inşaat şubesinde Ve îzmltteki Montaj Müdürlüğünde görebilirler ve (100) yüz lira bedel mukabilinde aynı yerlerden tedarik edebilirler.
5 — Eksiltmeye İştirak etmek İsteyenlerin ihale gününden 10 gün evvel eksiltme şartnamesinin 8 inci maddesinde gösterilmiş olan vesaiki, bankamıza İbraz etmeleri şarttır.
6 — Eksiltme 14.10.1950 tarihli cumartesi günü saat 11 de Ankarada Genel Müdürlük binasındaki eksütme komisyonunda yapılacaktır.
7 — Teklif zarfları, eksiltme şartnamesine uykun olarak tanzim edilmiş ve İhale günü saat 10 a kadar makbuz mukabilinde Genel Müdürlüğümüz inşaat Şubesi Müdürlüğüne verilmiş olmalıdır.
8 — Bankamız, ehliyet vesikası verip vermemekte ve İhaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (12927)
YENİ İSTANRIIL'un
BEATTY
Çamaşır Makinesine
BÜYÜK EŞYA KUR’ASINDA
Halil Naci Mıhçıoğlu
MAĞAZASINDAN
SAHİP OLACAKTIR
EN İYi E N NEFİS ÇİKOLATA
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
İstanbul Teknik Üniversitesi
YENİ İSTANBlIL’un
J
Rektörlüğünden
BUYUK EŞYA KUR’ASIND
A
Hicrî
ZUhlo.
18
1369
VAKİT
Güneş Öğle İkindi
Akşam Yatsı tmsAk
19 5 0
EKİM
1
Pazar
VASATI
6.53 1304
16.24 18.55
20.25
5.17
Rumî
Eylül
18
1366
EZANİ
11.57
6.08
P.27 12.00
1.30
10.20
UÇAK-TREN-VAPUR
MELEK ( 10868) içimizdeki Şeytan. SARAY (41656) New-York Limanı Kaçakçıları.
SVATPARK (83143) 1 — Bırakıaln Çocuk. 2 — Silik Çehreler.
SÜMER (42851) Aşk Melikesi (Renkli).
SARK (4O3SO) Siyah Gözler.
sik (43726) 1 — Ormanlar Prensi Tarzan (Türkçe). 2 — Zehra Herkesin Kadını.
TAKSİM (43191) Harman Sonu Dönüşü (îkinel hafta).
TAN (80740) 1 — Asiler Ülkesi. 2— Kimsesizler.
ÜNAL (Kışlık) 1 — Demirhane Müdürü. 2 — Kaptan Kid.
ÜNAL (Yazlık) (49306) 1 — Kanlı Meyhane. 2 — Demirhane MüdüriL YENİ (84137)
2 — Tarzan Kara YILDIZ (42847) Slngoalla (Üçüncü
SÜREYYA (60862) 1 — Altın Hazîneleri. 2 — Şlkago Kapl/mı.
BÎZtM SÎNEMA (Üsküdar) 1 — Balıkçının Sevgilisi. 2 — Hayal Yolu.
UÇAKLAR Bursadan. — lzmirden. — Balı kesirden.
1 — Siyah Gözler. Kaplana Karşı. Çingene hafta).
Kızı
CÎHETf
1 — Kahraman
8.30 D.H.Y,
■ 10.00 D.H.Y.
- 10 15 D.H.Y.
10.30 D.H.Y.
Balıkesir. (Türk) (Türk) (Türk) (Türk)
Adana, îakenderuna. — Roma.
15.30 P.A.A. (A-
GELECEK OLAN 9.45 D H.Y. (Türk)
9.50 D.H.Y. (Türk) 10.00 D.H.Y. (Türk)
— 12.50 K.L.M. (HolAnda) Tahrandan. — 14,30 P.A.A. (Amerikanı Ba^ra, Şam, Beyruttan. — 15.35 D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adana. Ankaradan. — 15.45 A.F. (Fransız ı Parla. Roma ve Atinadan. —
15.50 B.E A (İngiliz) Londra. Ro-
ma ve Atlnadan. — 15.55 S.A.S. (İskandinav) OhIo, Kopenhag, Hamburg, Frankfurt. Münlch. Ro-ma, Atln&dan. — 16.00 D.H.Y’’.
(Türk) lzmirden. — 18.15 D.H Y (Türk) Bursadnn. — 18.35 D.H.Y. (Türk) Ankaradan.
(ıll)ECEK OLAN UÇAKLAR
8 00 D.H.Y (Türk) lzmlre. — Bursa ya.
Balıkeslre.
İzm ire, Anaara.
13,00 K.L.M. (HolArıda) Amsterdnma.
merlkan» Brüksel. Londra, Boston, Now-York a. — 1«.(M) D.H.Y. (Türk) îzmıre. — İT.00 D.H.Y. (Türk) Ankaraya. — 17.05 D.H.Y. (Türk) Bursa ya. — 17.25 S A S. (İskandinav) Atina, Roma, Münlch, Frankfurt. Hamburg, Kopenhag, Oslova.
GELECEK OLAN VAPURLAR
11,00 GÜneysu, Karadenizdrn. —
12.30 Ma ra İcaz, Mudnnyadan. —
16.00 Kadeş, lzmirden. — 22.00
Konya, Mudanyodan
gidecek olan vapurlar
9 00 Marakaz, Mudanyaya. — 14.00 Adana. B. Akdrnize. — 18.00 Saadet, Çanakkaleye.
GELECEK OLAN TRENLER 8.30 Ankara. — 9.15 Ankara. — 22.20 Semplon.
GİDECEK OLAN
8.20 SempJon. — (Molörlü). — 18.10
20.30 Ankara.
ÎSTANBUl
ALEMDAR (23863) Yüzbaşı. 2 — Anna Karenina. AZAK (23512) 1 — Yalnız Gidenler. 2 — Macera Adası.
AYSU (21917) 1 — Rüyalar Kırall-çesi (Türkçe). 2 — Şimal Kanunu (Renkli).
ÇEMBERLÎTAŞ (22513) 1 — Za-
vallı Kadın. 2 — Ahret Yolcuları. EMRE 1 — Kapfar» FrakAs (Türkçe). 2 — Şehzade Sinbad (Renkli). EERAH Aşk Melikesi (Türkçe).
HALK (21901) 1 — Kazanovanm Aşk Maceraları. 2 — Yaratılan Zafer.
İSTANBUL (22367) 1 — Zoronun İşareti 2 — Beklediğim Sevgili.
KISMET (26651) 1 — Leylâ İle Sel-ma. 2 — Senyorita.
MARMARA (23860) 1 — Zoronun İşareti. 2 — Anna Karenina.
MİLLİ (22962) 1 — Hainler Geçidi, 2 — A.şksız Yıllar.
SUNAR (21143) 1 - Haydutlar Kı-rallç-sl. 2 — Kanlı Dövüş.
TURAN (22127) 1 — Macera Adası (Renkli). 2 — öldüren Sır. 3 — Yalnız
YENİ
Adası.
ANKARA
ANKARA; Aşktan da Üstün. BÜYÜK. Büyük întermezzo. CEBECİ 1 — San Antonyo Ars-lanı. 2 — Gangsterler Pençesinde PARK t Vahşi Kuş.
SUS; Dümbüllü Macera Peşinde SÜ5UER 1 — Pompeylnln Son Günleri. 2 — Çaylak Hafiye. ULUS? ölüm Gemisi.
YENİ Aşk ve Cürüm.
GAR GAZİNOSUNDA Italyan Ispanyol Revüleri.
TİYATROLAR: BÜYÜK Hamlet. KÜÇÜK Saklıcı.
(Her akşam 20.30)
İZMİR TAYYARE Asilzade SIlAhşör. MELEK 1 — Tımarhane Müdürü. 2 — Tatlı Yalan.
LÂLE 1 — Mağlûp Edllmiyenler. (Türkçe). 2 — Karanlık Geçit.
TAN’ 1 — Mağlûp edllmiyenler (Türkçe). 2 — Karanlık Geçit. YENt 1 — Hint Rüyası. 2 — Çöl Devleri. 3 — Tarzan Ormanlar Arslanı.
ELHAM R A
2
ve
1 — Kalpsiz Kadın. — Vahşi Gelin.
TİYATROLAR
Şehir Tiyatroları
15.30 da
Dram Kısmı DON J U A N
Komedi kı*mı
G E L I >t V ERGİSİ
Suare: 20.30 da
Istanbul
BELEDÎ YESÎ
TRENLER
10.00 Ankara Ankara. —
BEYOĞLU CİHETİ
AI.KA7AR (42562) 1 — Gangsterler Pençesinde. 2 — Sllflhların Sesi.
AR (44394) Çılgın Kalhler. ATLAS (40835) Kanun Karşısında BEŞİKTAŞ BAHÇESİ 1 - Sönen Rüya. 2 — GangMterirr Cehennemi
Îemberl.
NCİ (84595)
Gölgeler.
İT EK (44289)
Gönüllü (Türkçe).
LÂLE Vİ3595; Takip (Suare).
142230) Gangeterler
Rahibeler, Karanlık
Nrsimaçl Kahraman
Beyoğiu 44644 Ankara 00 îatanbul 24222 İzmir 2222
Üsküdar 60945 K. köy 60872
Karşıyaka 15055
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Beyoğlu
Anadolu yakası Ankara
tzmir
44998
60536
91
2251
ECZANELER
EMİNÖNÜ: İstanbul (Eminönü) — Haşan HulOsl (Küçükpazar) — Abdıilkadir (Alemdar) — Haydar Bekdoğan (Yeni LAlell).
BEYOĞLU: Matkovlç (Merkez)— Galatasaray (Merkez) — Ertugrul (Taksim) — İsmet (Taksim) — Karaköy (Galata) — Maçka (Şiş. II) — Feriköy (Şişli) — Haskoy (Hanköy) — Merkez (Kasımpaşa). FATİH: İbrahim Balmumcu (Şeh-zadebaşı) — Sarım Çltçl (Aksaray) — Emin Rıdvan (Samatya)— NUzhet Onat (Şehremini) — Gün-io^du (Karagümrük) — Gülseren Sipnhloglu (Fener).
üniversitemizin İnşaat. Mimarlık. Makine ve Elektrik Fakültelerine yazılan adayların tercih yoklamasına 9 ekim 1950 pazartesi günü başlanacaktır.
Adayların aşağıda bildirilen günlerde saat 9 da Üniversitede hazır bulunmaları lüzumu ilân olunur.
(NOT: imtihanlar Teknik Üniversitenin GUmüşsuyundakl
binnsında yapılacaktır.)
9 ekim 1950 pazartesi : (öğleden evvel) Matematik
(Bütün fakülteler için)
10
11
12
ekim
ekim
ekim
1950
1950
1950
sah
: (öğleden evvel) Fizik, (öğleden sonra) Kimya, (inşaat. Makine, Elektrik Fakülteleri için)
çarşamba: (öğleden evvel) Türkçe kompozisyon ve yabancı dil, (öğleden sonra) Resim (Bütün fakülteler için).
perşembe : Yalnız Mimarlık Fakültesi için (istidat) yoklaması (bu yoklama Mimarlık Fakültesi binasında yapılacaktır).
Tafsilât için Rektörlükteki kayıt bürosuna müracaat. (13279)
4
Talihli 100 okuyucumuz
KÜTAHYA ÎŞÎ
ı
Gidenler.
( Bakırköy 16 - 126) 1 — Aşk 2 — Haydutlar Kırallçesl.
KADIKÖY CİHETt
(60112) 1 — Gençlerin Sev-
HÂLE
glliel 2 — Tehlikeli Dostlar.
OPERA (68714) T — Haydutlar Kıraliçesl (Renkli), 2 — Ölmeyen Adam.
- 1 ■■■ — ■
R
A
ÇİNİ FABRİKASININ
I
VAZOSUNU
KAZANACAKTIR
i
ı
Her akşam saat 20.45 de
ÜÇ GÜVERCtN
Operet 4 perde . Matine 15 de
Eser: SZh;lLF:Tl
Müzik: Kalman ve Brahma.
Tel.: 49369
YENİ SES TİYATROSU
0
D
Y
0
L
EYÜP: Avvnnsa rav (Şifa).
BEŞİKTAŞ: Nail Hallt (Beşiktaş) KADIKÖY’; Yeldeğlrmenl (Kadıköy) — Kızıitoprak — Göztepe — Bostancı — Ahmetliye (Üsküdar). IIEYBELİADA: Halk.
BÜYÜKADA: Halk.
ANKARA: İsmet paşa — Derman — Sağlık.
s
İZMİR: Ali Hayrcddin (Basmahane) — Sağlık (Alaancak) — Ikl-çeşmelik (Eşrefpaşn) — Karntaş (Yalılar) — Sıhhat (Kemernltı).
A
R
YENİ İSTANRIIL'un
BÜYÜK EŞYA KUR’ASINDA
İki talihli okuyucu
YENİ İSTANRUL’un
ANKARA:
8.2R Açılış ve program. — 8.30 Memleket S. Ayarı ve haberler. — 8.45 Günaydın (pl). — 9.10 Günün programı. — 9.15 Radyo ile İngilizce. — 9.30
Sevilmiş caz parçaları (pl). — 10 25 Makamlardan bir demet. — 11 05 Temsil: Pazartesi. — 11.30 Salon pirkeatr&sı (pl). — 12.00 Hep beraber RöyliyeBm.
— 12.30 Telden tele. — 12 50 Oyun havaİArı: lama takımı. — 13 15 Dans müziği (pl). — Ö21o Gazetesi. — 13.45 Dnns müziği (pl). — öğle Gazetesi. — 13 45 Dana müziği (pl). — Hava raporu, akşam programı ve kapanış,
17.58 Açılış ve program. — 18,00 M. S. Ayarı. — 18.0*) İncosnz. — 19 00 M. S. Ayarı ve haberler. —
19.15 Tarihten bir yaprak. — 19.20 Dans müziği
(pl). — 19.50 Akşamın karma müziği. — 20.15 Radyo Gazetesi. — 20.30 Şarkılar. — 20.45 ÇeşHli hafif melodiler. — 21 15 Müzikle gezi. — 22 00 Spor aantl.
— 22.15 Dans müziği (pl). — 22 45 M.S.A. vo haberler. — 23,00 Program ve kapanış.
| TANBI L:
12,57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. —
13.15 Plâkalrla hafif şarkılar. — 13.45 Saz ederleri
ve oyun havaları. — 14.00 Serbest saat. — 1-1.10
Bafc-
13.30
13.30 14.00
Dans müziği (pl) — 14.30 Şarkılar. — 15.15 Dinleyici istekleri (klAsIk batı müziği). — 16.00 Şarkı ve türküler (pl), — 16,30 Konçerto (pl). — 17.15 Napoli şarkıları (pl). — 17 3U Dnım müziği (müteakiben maçlar bildirilecektirt, — 18.00 Mtıurbe Rnvel (pl). — 18.20 Fasıl neyrtİ konseri (Suzinak) — 19,00 Haberler. — 10 15 Kısa şehir haberleri. — 19.20 Şarkılar (Safiye Ayla). — 20.00 Serbest saat, — 20.10 Hafif ara müziği (pl). — 20 15 Radyo Gazetesi. — 20.30 Saz eserleri. — 20.45 Fillrnlrrdeıı müzik (pl). — 21.(M) Aşk mektubu (Temsil). — 21.25 Seçme tangolar (pl). — 21.45 Şarkıair. — 22.15 Sonat (pl). — 22.45 Haberler. — 23 00 Haftanın spor haberleri. — 23.10 Dans müziği (pl). — 23 45 Hafif gece müziği (pl). — 24 00 Programlar ve kapanış.
LONDRA RADYOSU:
7 10 (19.85) Dinleyici İstekleri (hafif müzik). — 8,00 (19.85) Konçerto ıMnx Bruch keman konçertosu). — 9.30 (16 84) Dinleyici İstekleri (hafif müzik) — 13 00 (19.85) Srmprinl piyanoda. — 14 15
(11.49) Jnhnny Paradise orkostraaı. — 17.15 (16.84) Beethoven'in 3 No. lu piyano konçertosu. — 18 15 (16.841 Frcd Hart ley orkestrası. — 23.15 (16 84) Müzik Magazin. — 21.00 (16.84) Monla Liter Quartot’L
Soldan antn:
1 — Mahadüttnbia ilmine alt
2 — Tanrı; El değmemiş. 3 — Tersi onarma; Sebebi havalımız. 4 — Şart edatı; Yemek; Tersi »akf. 5 — Çaya batırdıklarımızdan; Giydiklerimizden. 6 — Uzun kulaklı gibi Avaz eden; Lezzetine bak. 7 — Bir harfin okunuşu; Komşu bir devlet; Bir soru. 8 — Ayak dirç. 9 — Avaz ıt-vaz bngırma; Süslü abajur. 10 — O kövlünün her şoyldır.
1 ııkarıdun ıiftıgı:
1 —Hazır servetin Üzerine yat (İki l(ellmo). 2 — Müsabaka harici edilmek; Beyaz. 3 — Hepsi; Karakter. 4 — Kaim adam her hangt bir şevi öyle goaterlr; Büyük bir meyva (taneli) - ilil kelime - 5 — Sondaki harf okunmazsa lezzetine bahar. 6 — Büyüğün dörtte ÜÇÜ; Sürülmüş toprak. 7 — Tersi bir zamir; Musikide bir makam. 8 — Oturma; Terzi sözde yiğitte genişleyip Dini
M ATAŞ T. A.Ş
Miiessesesinden
BUYUK
Talihli
10 -
■ ilme).
bulunurmuş. 9 — Hacmi yükselen; Tersi cüz'l. vazifesini yapan (İki ke-
Bil..MAÇANIN HAI.I.t
2 adet
E
Marka
LEKTRİK
SUPURGESI’ne
EŞYA KUR’ASIND
1
n
100 okuyucumuz
DÜNKÜ
Soldan »ağa:
1 — izini yoket. 2 — Zil; Rami. 3 — İki hane; Cl. 4 — Ynnan; Lu-na. 5 — Aya; Efor. 6 — Batıl; Sa. 7 — Ah; Kat, 8 — Malı; Akar. 9 — Atina; Azim. 10 — Ar; Sabahı.
YııknrHİnn aşağı:
1 — iyi yaşama. 2 — Kav; Hata. 3 — İzin nl; Lir. 4 — Nlhan; Işın. 5 — lifin et: As. 6 — Aaaf. 7 — Bolero; Kah. A — Kav; Ur; Kaza. 9— Emin; Sarih. 10
sahip olacaktır
Ç O RAPLAR!
Ticaret; Mı.
E A
1 L
YENİ
Y D A L I
ANLAR
İSTANBUL’DA
ÇIKAR
l
KAZANACAKTIR
1 Ekim 1950
8*yf« T
1W.V1 1'1 RTA
V
1
TUVALET SABUNLARI
BOL KÖPÜKLÜ - NEFİS KOKULUDUR.
\ *• \ V B * -r( 7^ 4 . ‘ _J ’ * A
DÜNYACA MARUF
4
Fiyatlara dikkat :
T.L. 10-12,5 -15-20-25
Türkiye Umumî Mümessilleri :
MAHİR
su,
gramdan 1.000 gramlığa kadar
Yuvrlak,
Su
I
VAPURCULARA
Başmüdürlüğünden
UMUMÎ ADRES KİTABI
ler kabul edilmez.
w
• • '
• •
• • ’
1
M
i
Ekim nüshası çok zengin münderecatla piyasaya arzedilmlştlr. Şehrimizdeki büttln mecmua bayileri ve kitapçılarında, aynı zamanda Türkiyenin bütün şehirlerinde »atılmaktadır.
Vilayetlerimizin ayn ayrı umumi adres kitapları hazır-(anmaktadır.
İzmir Umum! Adres Kitabı çıktı. Fiyatı 8 lira. KekJAmcılık ve hususi İlânlar Bürosu. İZMİR İkinci kordon No. 60 üstkal TEL. 6515.
«II [î
• • f
şarap ve parfümeri şişeleri, krem kavanozları
ANKARALILAR DİKKAT — KADIN, ERKEK ELBİSE VE TUHAFİYE MAGAZASI’m
ZİYARET ETMELERİ MENFAATLERİ tCABIDIR ADRES: Yeni Belediye, eski Nikâh Salonu altında No. 27 Telf. 1M75 Ankara.
J İL İ.
Km
•4*, • •
galonları — Damacanalar
•»X*
I • * • ' t •
W 4 » •
İstanbul Telefon
•lil.lSIVG
Gazoz, süt,
7 EN İYİ ÇİKOLATA
hubvbol unlan
14 gün zarfında
GÜZELLİĞİNİZİ ARTTIRMAK
ŞANSI .
Amerikan sabunlarından daha üstün ve daha ucuz olan PURO TUVALET SABUNU ile yıkanın Cildinizi besler, yüzünüzü kadifeleştirir _
ve güzelliğinizi arttırrr.
puro
kİ ‘
f
B r
H tıfes Oudakfartn Arkasında
DENTOL
un
w TÜRKİYE UMUMÎ MÜMESSİLİ
EGE PETROL T.A.O.
Taksim, Cumhuriyet Caddesi No 31. Telefon 82007
€ 1
BELEDİYELERİN ve YOL İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİNİN NAZARI DİKKATİNE Mahdut miktarda meşhur Alman
KEMNA-DEUTZ
5, 7 TONLUK DIESSEL MOTÖRLÜ
YOL SİLİNDİRLERİMİZ
gelmiştir
îhtlvaç sahiplerinin aşağıdaki adreslere müracaatleri rica olunur
SAÎD AKINCI ve SAtD DORMEN
İSTANBUL
Bozkurt Jeneral Han
Bankalar Cad. Galata,
MERSİN
Azakzade hanı P.K. 96
İZMİR Mas Plnkasfeî. Mimar Kemaleddln Cd. 1330 sok. No. 10/1
ADANA
Şehir İstasyonu caddesi numara 9, 11, 17 ANKARA
S. Soysal han, Kızılay, karşısı
Çocugunuiu
hububat unlan
ll« bt»tlem«M«nt»
Yarattığı Harikalar Ratıyor
KAWECO
ALMAN yapısı Altın ve Platin uçlu
DOLMA KALEMLERİNİ
a
ISRARLA ARAYINIZ
CAM Ltd. Ştl. İzmir - Posta kutusu 293
İstanbul Deposu : Tahtakale No. 5
Ank. Yollar 4. Bölge Müdürlüğünden
1 — Kastamonuda vapdacak şube tesisleri inşaatı İşi kapalı zarf uauUyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
be(,'“ 72 M6 ,•
* Eksiltme 12.10.1950 perşembe günü saat 15 t# vtııiz nwJaU^lnidCWtJ’ö,S(T "^dürlü^ünde toplanacak komisyon huzu-y pı aca^lr Zarflar saat 14 e kadar komisyona verilme-
Hvî/vZıBll husuM‘ fennt eksiltme şartnamele-
““ h‘rt5 ' her
^te,dUerln ‘hale gününden en az üç gün evvel — Tatil kaHria hhî1’ ~ ?U ,b€d('Ide ” yaptıklarını gösterir vesl-
l£>mdır komisyonuna müracaatla belge almaları
meel6 ®?’’’ kanun“n ^kâmına uyularak müracaat edil-ve f bU'Unan ‘»“«tlerie mühürlenmiş
ce?SS olu^r ge,CCek ®eclkmel^n kabul edilmlye-
s wunur. (13128)
FABRİKALARI A. Ş
İSTANBUL — PAŞABAHÇE — KURULUŞ YILI : 1935 MEMLEKETİN HER TÜRLÜ ŞİŞE VE CAM EŞYA İHTİYACINI KARSILIYACAK ŞEKİLDE HAZIRLADIĞI 1950-1951
ÇEŞİTLERİNİ SATIŞA ARZETMİŞTİR
Lâmba, fener ve Her boy ve şekilde
lüks şişeleri kavanozlar
Elektrik Gloplârı
Bol çeşitli ev ve sofra eşyası
5
yassı, sekiz köşeli beyaz ve kahverengi camdan mayi ve ecza şişeleri
çocuğunuıu
ile btul*mel(l«ns«
Ço(uk Mû'-oii ih
bosloyiniK.
5 VİTAMİN
Çocuk Maması ıh
boshyiniv
5 VİTAMİN
SATILIK İPLİK BÜKÜM AT E L Y E S I
TERZİ . ŞAPKACI
ESVET
Sonbahar Parts şapka model ve elbise mulâjlarını getirmiştir. Sayın müşterilerine arzeder. Telefon: 40883
HİLESİZ HAKİKÎ U R FA YAĞI
alablkmek İçin, perakende kilosuna 550 kuruş vermeniz lâzım-(i,r* Anlayanları bekleriz — En birinci kahvaltılık husus! İnek tereyağı 600 kuruş.
Eminönü otobüs daracında BÜYÜK BAKLACTOÖLU
1 İdaremiz İçin şartnamesine uygun olarak kapalı zarf u-«UlU İle on ton kurşun levha satın alınacaktır.
2 Muhammen bedeli 15.000 onbeş bin Hra olup, geçici teminat 1.125 blnyüz yirmi beş liradır.
8 — Ekaillme 3-10-950 «ah günü aaat 15 de, Tahtakale Telefon Başmüdürlüğü Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnamesi bedelalz olarak mesai saatlerinde levAzım A-mirllgınden alınabilir.
5 — İsteklilerin kanun! veslkalarlyle usulüne uygun teklif mektuplarını muhtevi kapalı zarflarını, münakaşa saatinden bir saat evvel komisyona vermeleri. Postada vukubulacak gecikme-
. . (12758)
ŞEFFAF BEYAZ, OPAL ve RENKLİ İMALÂT 1950 İSTANBUL ve ÎZMtR Fuarlarında büyük rağbet gören altın yaldızlı, kesme dekorlu boyalı, serpme (Krinkle) tezyinatlı su, çay, limonata bardaklâriyle, sürahi ve kanalarla bol ve zengin çeşitler Büyük bağlantılarda özel şartlar tatbik olunur -Hususi sipariş üzerine İmalât kabul edilir — Miktar farkı gözetmeksizin posta ile gelen
Anadolu siparişleri süratle İfa edilir
ANKARA — İSTANBUL — İZMİR ve ADAN A’da Özel. satış depoları ve diğer başlıca şehirlerde bayilikleri vardır
Fevkalade Fırsat
Viyananın “Fişmcister,, ve emsali tanınmış büyük kuyumcuları tarafından imal edilmiş, kıymetli olduğu kadar güzel ve kibar pırlanta!) bir saatle, bordo renginde yakut ve pırlantalı bir yüzük ve gayet sanatk&rane yapılmış zümrüt çizgili diğer bir pırlanta yüzük 5/10/1050 perşembe günü saat 14 te müzayede İle satılacaktır. Sandal Bedesteninde teşhir edilmektedir.
hububat unlan
İla b«tl*m«kf»niA
Çocuk Maman Ih
bffthyiniı.
5 VİTAMİN
AMERİKAN LİSAN ve TİCARET DERSHANESİ
Kış devreni, İNGİLİZCE, FRANSIZCA, MUHASEBE. SPOR ve okuyup yazma bilmeyenler için TÜRKÇE derslerine 2.10. 1950 pazartesi günü başlanacaktır. Dersler bilgi seviyesine göre, küçük gruplar halinde tecrübeli öğretmenler tarafından yapılır. Kayıtlar devam etmektedir.
Alemdar Caddesi No. 23 İstanbul. Telefon: 21737
♦
h askı sa göre
f
d
360 igli tngillz büküm makinesi,
2 adet tngillz makara bobi-nuan,
2 adet Bobinuar Alexandr,
2 adet otomatik çllellk.
Telefon her gün saat 11.00 - 16.00. 23710 numaraya.
EN SON PARİS MODASI Kadın Kumaşlarımızı görmeden Sonbahar ve Kışlık yünlülerinizi almayınız
Tecrübeli Alınan mllrebblye Diploma ve bonservlsll türkçe bilen tecrübeli bir Alman mürebbiye İstanbul veya civarında iş arıyor. 2,5 yaştan yukan çocuklar tercih edilir.
L/L rumuzu ile gazetemiz adresine yazılması.
_ DOKTOR ——
PAKİZE İZZET TARZI
Seyahatten dönmüş ve hastalarını kabule başlamıştır.
Çocuklar ve bayanlara mahsus, piyano ile ritmik dans ve jimnastik hususi kurslarına 1 ekimden itibaren başlandığı bildirdir.
Pangaltı Saksı Sokak 19-1, Telefon: 81970
GÖZ DOKTORUNUZA S O R U N U Z I
Yüzünüze uygun bir çerçeve seçmek bir gözlükçü için güç bir i« değildir. Bugün için her şey kolaylatan ıştır.
ASTİGMAT camlara zaviye, en sas Aletlerle konulur. Siparişler en zamanda fennin en eon İcaplarına
hazırlanır. Taşra siparişleri kabul olunur ve acele ödemeli gönderilir. EM-GENj fiyatlarının piyasa İle kontrolünü rica eder.
EMGEN ı (Eca Salih Necati) Beyoğlu, İstiklâl Cad. Lâle Sinemam üst sırası No. 67 lstanbuL
Ağaçlarımız gelmiştir
M/HRAN GESAR OĞULLARI HALEFİ
VAHRAM GESAR ve Ort
Galata — Telefon : 40308
Seyahatten Avdet
TAHSİN GÜRPINAR
Kadın terzisi Parla seyahatinden çok zengin bir koleksiyonla dönmüştür. Sayın müşterilerinin görmek üzere teşriflerini rica eder.
tstlklfll Cad. tmaın Sokak, Lûtflyan Ap. 1-1 Telefon: 43539
ASRI DANSLAR
Hususi ve münferid olarak iâyıkı veçhile Öğrenmek Istiyenlere: Galatasaray Yenlçarşı No. 25. Müracaat saatleri pazardan maada her gün 12 ilâ 20 arası. A. PANOSYAN
İstanbul lik maçları başladı
Galatasaray Kasımpaşayı 2-0
I
I
Yeni mevsim açılırken, transferler dolayısiyle takımların nasıl bir durum arzedecekleri merak uyandırdığından müsabakalar alâka ile takip edildi
HÇ ayı geçen bir fasıladan sonra dün tstanbulda 1950-1951 yılı Bölge birinciliği futbol mıi^abnkatarmn başlanmıştır. V Yeni futbol mevsimi açılırken, bir takını transferler dolayuıl.vle. takımların nasıl bir durum arzedecekleri merak uyandırdığından müsabakalar alâka İle takip edilmiştir.
Birinci küme takımlarının ilk karşılaşmaları Vefa İta Beykoz, Gnlntasaray ile do Kasımpaşa arasında İnönü Stadında yapılmıştır.
Bölge lik maçlarına hazırlık mahiyetinde olarak yapılan müsabakalarda bilhassa Vefanın Fenerbahçeye karşı iist üste elde ettiği iki galibiyet Vefanın Beykozla yapacağı maçta hiitün dikkat nazarları bu takını üzerine toplamış. geçen sene aralarında zııbur eden bir ihtilâf da Kasımpaşa İle Galatasaray arasındaki yan almasına sebebiyet vermiş olduğundan, karşılaşmanın önemini arttırmış bulunuyordu.
Şimdi sıraslylo bu maçların tafsilâtını verelim:
Şimdi sırasiylo bu mnçtarın tafsilâtını
VEFA 1 — BEYKOZ 0
Hakem Selâm i Akalın idaresinde yapılan Vefa ita Beykoz arasındaki maçta takımlar şu şekilde sahaya Çıktılar:
« •
Şükrü-lâhnddin. Garbis. L
VEFA
Mustafa. Rahmi-Molih. Sa-Nuâret - tsfendiyar. Galip, enıet. Tarık.
BEYKOZ:
Turan - Mehmet, Haşan - Şükrü. Mehmet Haşan - Haşan. Tekin. Enver. Fikri, Gazanfer.
Oyuna hızla başhyan Vefalılar derhal Beykoz kalesine sarkarak tehlikeli surette sağdan soldan kalevi sıkıştırdılar. Top bir kaç defa kaleye girmek üzere iken mûcize kabilinden kurtuldu. Beş dakika kadar devam e-den bu tazyikten kurtulan Boykozlu-lar yavaş yavaş açılarak oyunda biraz beraberlik temin etmeye muvaffak oldular. Üst üste kazandıkları iki serbest vuruştan bir netice alamadılar. Dakikalar İlerledikçe Vefanın ağır basan kombine oyununa Beykozlula-rın enerjileriyle karşı koydukları görülüyor. 18 i net dakikada Vefa merkez muhacimi ortadan sıyrıldı. Müda-fıleri geçerek kaleye sarktı. Fakat topa (|aha evvel yetişen kaleci, bu büyük tehlikeyi Önledi. Bir dakika sonra da snğiçin çektiği kuvvetli bir şütü ustalıkla kurtardı. Oyun, Vefanın baskısı altındA cereyan ediyor. Yeşil-Be-yazlıların üstün oynamalarına rağmen bir netice alamadıklarından oyun biraz sertliğe yüz tutar gibi oluyor. Nitekim 29 uncu dakikada tsfendiyar yediği bir dizle oyunu kısa bir müddet terketmeye mecbur kaldı. Müteakiben Vefa kalecisi do hafif bir baygınlık geçirdi. Devrenin bundan sonraki kısmı. Vefanın bir sayı çıkarmak gayreti ve Beykozun da gol yememek azmiyle geçti. Devre beraberlikle neticelenmek üzere ikon Galip sağdan kaptığı bir topla Vefaya bir sayı kazandırdı. Akabinde de kaleci ile karşı karsıya kaldığı halde muhakkak bir golü kaçırdı ve bu suretle oyunun birinci kısmı 1-0 Vefanın galibiyeti ile sona erdi. Bu devrede bilhassa Beykozun kalecisi Turan, güzel kurtarışları ile temayüz etti.
İkinci devrede Vefa, rüzgârı arkasına alarak oynuyor. Oyun yine Vefanın baskısı altında. Müsabakanın cereyan tarzında bir ahenk ve insicam yok. Paslar ve vuruşlar gelişigüzel oluyor Bu yüzden, oyun, oyuncular birbirine girift olmuş bir vaziyette devam ediyor. Her iki tarafın da muhacimlerinin dağınık oynaması bir çok gol fırsatlarının kaçmasına sebebiyet veriyor. İki takımın da müdafaaları hücum hatlarına nazaran daha başarılı oyun çıkarıyor Oyun bir didişme şeklinde cereyan ederken 25 inci dakikada Beykoz solaçığımn kale ağzından çektiği kuvvetli bir şütii Şükrü güçlükle çetahildi. 26 ncı dakikada Garbise tekme atıp bayılmasına sebebiyet veren Boykozdan Mehmedi hakem sahadan çıkardı Oyunun sonlarına doğru rüzgâra karşı ve on kişi oynamasına rağmen Beykoz Vefayı sıkıştırıyor, fakat oyuncuların şahsî oynamaları ve kale önünde beceriksizlikleri beraberliği temin etmelerine mâni oluyor, devrenin bitmesine beş dakika kala
Birinci Küme
BtRÎNCİ HAFTA Cumartesi:
Vefa — Beykoz Galatasaray — Kasımpaşa Pazar:
Beşiktaş — Emniyet Fenerbahçe — Îstanbulspor
İKİNCİ HAFTA Cumartesi:
Galatasaray — Emniyet Beşiktaş — Îstanbulspor Pazar:
Beykoz — Kasım paşa
Fenerbahçe — Vefa
ÜCÜNCÜ HAFTA Cumartesi:
Galatasaray — Îstanbulspor Fenerbahçe — Beykoz Pazar:
Emniyet — Kasımpaşa Beşiktaş — Vefa
DÖRDÜNCÜ HAFTA Cumartesi:
Beşiktaş — Beykoz Fenerbahçe — Kasımpaşa Pazar;
Îstanbulspor — Emniyet Galatasaray — Vefa
♦ BEŞİNCİ HAFTA Cumartesi:
Beşiktaş — Kasımpaşa Vefa — Îstanbulspor Pazar:
Fenerbahçe — Galatasaray Emniyet — Beykoz
ALTINCI HAFTA Cumartesi:
Fenerbahçe — Emniyet Vefa — Kasımpaşa
Pazar:
Beşiktaş — Galatasaray Beykoz — Îstanbulspor YEDLNCt HAFTA
Cumartesi:
Galatasaray — Beykoz Vefa — Emniyet
Pazar:
Istnnbutapor — Kasımpaşa Beşiktaş — Fenerbahçe
*
maçın İddialı hir
cero-
4
ı.ı
Galatasaray hücumunu güzel bir
plonjonla kurtarıyor,
Amatörlük, profesyonellik
mevzuu
\ oralıların bir hücumunda kaleci Turan topu
yum rukla
> >$(■
x -
M
' (
uzaklaştırıyor
. _____________ * *
■
-
t» •
2» ■
solaçığı eline geçen müstesna
Beykoz
hir fırsattan da istifade edemedi. O-yun da bu hengame içinde ve mütemadiyen Beykozun hücumlarını arttırdığı bir sırada Vefanın 1-0 galibiyetiyle nihayet buldu.
GALATASARAY 2 — K. PAŞA O
Günün İkinci İddialı karşılaşmasını teşkil eden Galatasaray ile Kasımpaşa arasındaki maça saat 17 de hakem Feridun Kılıcın idaresinde başlandı Takımlar şu şekilde sahada yer aldılar:
GALATASARAY:
Turgay - Naci. Nocml - Musa, Muzaffer. Özcan - Hikmet. Muhtar. Reha. Gündüz. Biitant.
KASEMPAŞA;
Abdullah - Ali, Mıırtaza - Osman. Cebbar. Doğan - Zafer, İsmail, Niyazi. Hüseyin. Niyazi,
Oyuna haşlanmadan evvel Kasımpaşa oyuncularının teker teker GalatasaraylI oyunculara birer buket vermek suretiyle yaptıkları sportmence jest çok takdir edildi ve alkışlandı.
İlk vuruşu GalatasaraylIlar yaptı. Oyun, başlangıçta mütevazln ve ağır bir tempo ita oynanıyor. Top bir müddet ortalarda dolaştıktan aonra sola* çık Btitande geçti. Biitandin zaviyeyi bulan hesaplı bir vuruşunu kaleci iyi yer tutmas» sayesinde müşkülâtla . kurtarabildi. Hemen arkasından hücuma geçen Kasımpaşanın solaçığının kuvvetli bir şütü de kale direklerini sıyırarak avuta çıktı. Karşılıklı savuşturulan bu gol tehlikeleri oyuna biraz hız verdi. Onuncu dakikada Bü-lendin çektiği korneri Muhtar çok güzel âni bir vole ita kaleye havale etti. Top tesadüfen müdafie çarparak kurtuldu. Sarı-Kırmızıiılarda tngiltere seyahatinin yorgunluğu sezilir gibi. Takım, Kasımpaşanın da şuurlu müdafaasının tesiriyle bir türlü açılamıyor ve oyun âdeta ralântl bir tarzda cereyan ediyor. Oyuncularda sanki bir isteksizlik var. Paslaşmalar, sürüşler. topa vuruşlar zoraki imiş gibi.. Oyun bu minval üzere devam ederken
• t
Bugünkü Lik Maçları
Lik maçlarının birinci hafta pazar karşılaşmalarına bugün İnönü Stadyo-munda saat 15 te Beşiktaş - Emniyet, saat 17 de Fenerbahçe - îstanbulspor maçlariyta devam edilecektir.
Beyoğluspor Taksimle oynuyor
Bugün Şeref Stadında Beyofelu-sporla Taksim takımları husııs! bir maç yapacaktır. Saat 15 te Beyoğ’u-apor - Taksim (Bı, aaat 17 de Taksim . Beyogluaporla (A) takımları oynıyacaktır.
Boğazı Geçme Müsabakası bugün yapılıyor
Yüzme İhtisas Kulübü tarafından tertip edilen Boğazı geçme müsaba-kaaı bugün aaat 9 da Kanlıca ila Or-taköy arasında yapılacaktır.
-V-
.*«*.*•
f
s
> w »
penaltı-
sebebi iyice antagılaıruyan bir
dan Galatasaray Naci vasıtasiyle ilk golünü vnptı. Bir dakika sonra da yine Naci 25 metreden çektiği bomba gibi bir frikikle Galatasarayın ikinci golünü çıkardı. Üstüste yapılan bu İki gol Sarı-Kırmızılıları biraz harekete getirdi Şimdi daha kombine bir oyun çıkarıyor ve Kasımpaşayı sıkıştırıyorlar, Soldan İnkişaf eden güzel bir kombinezon netlcealnde top Gündüze geldi. Çektiği SÜt. müdafie çarparak kurtuldu. Galatasaray hiicum hattının yer değiştirmeli oyun tarzı, marke etmek hususunda Kasımpaşa geri hatlarını şaşırtıyor. 43 üncü dakikada Naci kendisini geçen Niyaziye çelme taktığı için hakem penaltı verdi. Fena çekilen penaltıyı Turgay kurtardı. Devre de bu suretle 2-0 Galatasarayın lehine bitti.
tkinci devre başlar başlamaz Rrha-mn aşırtmaca olarak ileriye verdiği bir pası, kaleye kadar sokulmuş bir ıziyotte kapan Bübnt, kuvvetli bir şutta kaleye havale ettiyse de kaleci mükemmel bir plonjonla çeldi. Bunu takiben Kasımpaşa sağiçi de boş metre mesafeden topu kalenin üstünden aşırtarak muhakkak bir gol fırsatım heba etti. Kasımpaşa hiç değilse bir
Şükrü, Palermo Kulübüne 4 milyon lirete satıldı
Şükrü Palermo Kulübüne ait mukavoleyi
Beşiktaşlı Şükrü Gülesin, Lazio Kulübü tarafındım Palermo Kulübüne 4 milyon lirete satılmış bulunmaktadır.
Lazio Kulübünün Şükrüyü Palertnoya satmasındaki sebep, kadrosunda bulunan ecnebi futbolcuların üçü geçmiş bulunmasıdır. Şükrü Italyaya gittiğinde Lazio Kulübü tarafından 7 milyon lirete alınmıştı. Bıı defa 3.000.000 liret eksiğine satılmıştır. Şükrü bu paranın ancak yüzde onıınıı alabilecektir, şükrünün antrenmalarını yakından takip eden eski Beşiktaş takımının antrenörü Meazza şunları söylemiştir:
Şükrü italyaya u» Idiul giıııden beri futbolunu bir hayli İlerletmiştir. İyi bir çalışma Şukrüyü dünya çapında bir futbolcu yapacaktır.
d
.1’
i
Lazio
idarecileri önünde imzalarken
gol çıkarmak için büyük bir azimle oynuyor. Galatasaray kalesi birbirini takip eden gol tehlikeleri geçiriyor. Bu arada Turgayın bir İki fevkalâde kurtarışına şahit oluyoruz. Sarı-Kır-mızılılarda henüz daha kaleye kadar uzanan muntazam bir paslaşma göremedik. Daha ziyade bir kaç oyuncunun şahsi gayretleri göze çarpıyor. Gündüzün gerilerden kapıp İleriye kadar sürerek verdiği pası Bülent kalenin üstünden aşırttı, biraz sonra Muhtarın nıükcnımc! bir kafa vuruşunda da top kaleyi yahyarak dışarı çıktı. Oyunun sonları yaklaştıkça Galatasaray sağdan soldan yaptığı «kınlarla Kasımpaşa müdafaasını müşkül durumlara sokuyor 25 inci dakikarla Kasımpnşalılar anî hır hücumla Galatasaray kalesine indiler. Soliçin çektiği kuvvetli bir şut Turgayın ellerine ve oradan da direklere çaıpnrıık kurtuldu. Kusımpaşamn bunu takiben yaptığı bir kaç tehlikeli akını da Galatasaray müdafaası giiçliikta kesebildi. Oyun şimdi karşılıklı hücumlarla cereyan ediyor ve zevkli safhalar arzediyor. Son dakikalar, maça heyecan verdiği bir sırada oyun 2-0 Galatasarayın galibiyeti ile sona erdi.
S. K.
Kasımpaşa kalecisi Abdullah bir
PROFESYONELLİK, amatörlük meselesi hugiin futbolda ana dâvalarımızın başında gelmektedir. Böyle hir mevzuun artık kaçınılması mümkün otamıyan hir İhtiyaç halinde ortaya atılması, futbolumuz namına memnunluk verici bir hâdisedir. Çünkü profesyonellik meselesi. fut bahta ancak İleri gitmiş memleketlerde bahis konusu olabilir. Amatörlük devrini geçip profesyonellik devrine ulaşmış olmamız, vâsıl olduğumuz terakki merhalesinin bir miyarıdır. Esasen son seneler içimle futbolumuzun geçirdiği İstihale bıııııı açıkça İhsas etmekteydi. Bu İtibarla, artık bütün kanaatler tebellür etmiş olduğundan profesyonellik ve amatörlük ıııevzuunun münakaşasına bile bence mahal kalmamıştır. Hâdisııt bir çığ gibi böyle bir mecburiyeti sürükleyip oııumüze sermiştir.
Daha bundan dört sene evvel 1916 da Ankanıda yapılan biiyiık spor şurasında da bu mülıiııı konunun ele alınmasına zaruret hâsıl olmuştu. Keyfiyet o zaıııaıı etraflıca İncelenmiş. yapılan tetkikat sonunda profesyonelliğin memleketlinizde de tatbiki İcap edeceği neticesine varılmıştı.Mukavele tiplerine varıncaya kadar bütün hazırlıklar ikmal edilmiş ve bu teşebbüsün tatbikilin geçilmek üzere bulunulduğu bir sırada Londra Olimpiyatlarına iştirak edilmesi dolayısİy-le mevzuun nihaî karara bağlanması Olimpiyatlar dönüşüne tâllk edilmişti. Araduıı iki seneden fıızla bir zaman geçtiği halde futbolumuz İçin hayatî bir mesele teşkil eden bu konunun ne gibi sebeplerdim dolayı askıda bırakıldığının mânası anlaşılamanınk-tadır.
Bugiiıı tstanbıılda, birinci plânda gelen kulüplerimiz oytıncularııiiiı profesyonel oklukları inkâr kabul rtıııl-yeıı bir hakikattir. Esasen bunun artık hiç bir gizli tarafı da kalmamıştır. O> uncular da. kulüp İdarecileri de bıııııı açıkça boyarı ve ifade ettikleri gibi transfer ayında tanınmış kulüplerimizin oyııncıı satın almak için birbirlyta arttırmaya giriştikleri malûm bir keyfiyettir. Vnzİyet böyle o-luııca profesyonellik mevzuunu başıboş bırakmaktanım zaptıı rabt altına almak, talimntlandırnınk şüphe yok ki hor iki tarrfın da menfaati icabı olacaktır. Bu suretle kulüpler İle o-
W
Yazan : Sadi KARSAN
ynncular arasındaki mlinasebat tanzim edilmiş olacağı gibi, teşkilât da meselenin intizam altına girmiş olmasından ötürü büyük bir feruhlık duyacaktır.
Son iki büyiik harpten sonra hayat ve geçinme şurtkırıııda vııkııhıılan mıiMMuuıl değişiklikler mıivHcelırsinde bizim zamanımızdaki amatörlüğün artık belki de dünyada niimunesi kalmamıştır denilse yeri vardır. Belki ötede beride parmakla gösterilebilecek tek tük niimuneler bulunsa dahi bir kırlangıçla bahar nlmıyacağı gibi bunları da nazarı dikkate atarak amatör meselesini bahis mevzuu etmek doğru değildir. Pıır anıateıırisme bugün artık tarihe karışmıştır. Hemen her tarafla karınca kaderince oyuncular kabiliyet ve iktidarlarına göre bor ne suretle olursa olsun bir ııırııfaat bağlıyabilmek tarafını iltizam elnıektt*-dİrler. Profesyonelliği resıneıı kaimi etmekle İçinde bulunduğumuz karışık vaziyetten kıırtıılnııiş ve hakiki aıtıa-törlerle profesyonelleri ayırdedvbllmek İmkânını elde etmiş oluruz.
Yalnız burada mühim bir mesele o-tarak amatörlerle profesyonel ter İn bir-birleriyte karşılaşmaları ıııeMdrshılıı ııe şekilde halledilebileceği ortaya atılabilir. Filhakika profesyonelliği kabili etmiş memleketlerde her iki zümrenin aynı likte mücadelesine mesağ verilmemekte, bunlar İki ayrı lik halinde karşılaştırılmaktadır. Profesyonellik bizde kabul edilecek olursa, profesyonel takımların adedinin ayrı bir lik teşkil edilebilecek bir adede baliğ olması lâzımdır. Buıııııı İçin de hiç d(-ğllse dört takını teşkil etmek icap (*• der ki iki devreli lik maçları tertip e-debilmek Imâknı hâsıl olabilsin. Böyle lılr imkân yalnız İstanbul için ta-hassıil edebilir. Diğer bölgelerimizde zaten profesyonellik meselesi lstaıı-buldııkl ıııÜNtaceiiyet ve ehemmiyetini arzetıııckteıı çok uzaktır. Böyle olunca da Federasyonun yapacağı profesyonellik talimatnamesinin bidayette bazı muvakkat bükümlerle tedrici bir surette ve atılan İlk adımın icap ettireceği şartlar ve zaruretler gözönün-de tutularak tatbik edilmesi maslahata daha uygun düşecektir. Esasen hemen hemen bütün meııılokctde de tatbikat bu yolda tecelli etmiştir.
• •
Ingilterede yeni yıl futbol müsabakaları
Ingilterede yeni yıl futbol şampiyonası maçlarına geçen hafta başlanmıştır. Bilindiği gibi futbol vüsat ve şümulü itibariyle İngiltere sanayiinde birinci mevkii işgal etmektedir. Halk arasında uyandırdığı alâka dikkat nazarına alınacak olursa birinci mevkii ihraz edeceğine hiç şüphe yoktur. 1950-51 şampiyonasının ilk günü bir milyon iki yüz bin seyirci toplamıştır.
İngiltere Hükümet! futbol maçlarının neticelerini tahmin müsabakasını ne doğrudan doğruya ve ne de monopol mahiyetinde olarak kendisi organize etmemektedir. Yalnız ufak bir hisse almak üzere bunu hususi teşebbüslere terketmiş bulunmaktadır. Ortalama olarak bu müsabakalara on milyon kişi iştirak etliğinden geçen sene bir varidat temin etmiştir.
n kişi iştirak etıiğ hazine 69 milyon Ingiliz liralık
Milyonlar değerinde bir antrenör
Brezilya Millî Takımının tek seçicisi ve antrenörü Flavio Coata Brezil-j'a şampiyonu Va«co de Gama Kulübünü terkedorek on İki milyon frank mukabilinde Bnngu takımının antrenörlüğüne geçmiştir. Bu para şimdiye kadar bir antrenör için verilmiş olan en yüksek transfer ücretidir. Brezilyanın dünya kupası şampiyonluğunu kaybetmiş olması dolayısiyle gözden düştüğü zannedilen bu kıymetli futbol mütehassısının ne olursa olsu nitibarını muhafaza ettiğini bu hâdise bir kere daha ispat etmiş bulunmaktadır.
Futbol teknlslyenta-ri Brezilyanın mağlûbiyetini. Uruguayın miida/aa sisteminin iyice etüd edilememiş ve buna kargı da gerekli tedbirin alınamamış olduğuna atfetmektedirler.
Mehmet Canbolat Pariste dövüşecek
Boks meraklılarımızın yakından tanıdığı GalatasaraylI boksör Mehmet Canbolat, Fransadan aldığı bir davet üzerine bir müddetten beri Pariste bulunmaktadır. Canbolat’ın ma-najerliğinl eski Avrupa şampiyonu ve Fransanm en iyi boks menajerlerinden Pierre Gandon yapmaktadır.
Mehmet Canbolat’ın Pariste çalışmalarını seyredenler, boksörümüzü çok beğenmişler ve kendisine "Türk Gerdan ı Canbolat". “Korkunç kuvvetli adam., isimlerini takmışlardır.
Boksörümüz Paristeki ilk maçını önümüzdeki ay yapacaktır. Bu maç, Paris boks çevrelerinde merakla beklenmektedir.
Yunan boksörleri dün döndüler
Elektrik Kulübü tarafından davet edilen 3 Elen boksötü dün Ankara Vapuru ile memleketlerine avdet etmişlerdir.
Almanlara karşı
çıkarılacak olan
Millî Güreş Takımı seçmeleri
Yaşar Doğu, Celâl Atik de seçmelere davet edildi
4 •
Alman Milli Güreş Takımı ile T, 8 ve 10 ekimde yapılacak milli ve temsilî güreş müsabakalarına girecek güreşçileri seçmek üzere 4 ekim çarşamba günü saat 20 de Spor ve Sergi Sarayında müsabaka yapılacaktır. Bu müsabakaya girmek üzere İstanbul Bölgesinden Nııreddin Zafer, Halil Kikva, Mehmet Oktav. Fehmi Büyük-mutlu. Ali Yücel. Mithat, Haydar Zafer. Hilmi Tafracı. Orhan Çakar. Bek-taş Can, Servet Meriç.
İzmir Bölgesinden: Ahmet Şenol, Muharrem Candaş, Haşan.
Eskişehir Bölgesinden: Nasuh A-kar, Ali özdenılr, Süha Karaman.
Ankara Bölgesinden: Celâl Atik, Yaşar Doğu. Adil Candemlr. Tevfik Yüce, Melih Eren. Cemil Sarıbacak davet edilmiştir.
Tartı aynı gün saat 16 da Spor ve Sergi Saray'ında yapılacaktır.
Tolerans İki kilo olarak teshil edilmiştir.
Comments (0)