3 Ekim 193ü — 5 4ı
TAHSİL KUPONU
S.Y^İ İKTİSADÎ, MÜSTAKİL
Yıl 1 — Soyı 307 — 10 kuruş
>
4

Beyoğlu - Miiclllf Caddesi fi - 8. Telefon : 447’>O- 11757 Rnntrnl
İç politika
Tehlikeli
Kıralı değin anhıt-değlr-
propagandalar
VAPRAKI-ARl çoktan solmuş eski ■ ahlâk kitapları, Öğüt dergileri dc-dikolıılarm, iftiraların, topluluk düzenini bulandıran uydurma «Özlrrin. Rira>ında, ııe büyük tehlikeler uyan-dı ra bileceklerini, bize. İstisnasız, sayıp dökmektedirler. Bu değişmez hakikatin kitaplara, dergilere geçmiş olması, başlıbaşına bir yenilik sayılmasa bile, sayısız çağların arasından Büzülüp geçmiş insanlığın yığın yığın tecrübelerini, hiç olmazsa, bütün n-cıklığı ile, dile getirmektedir. Dedikoduda-, iftirada, uydurma sözlerde insanlık dramının korkunç ve tiksindirici bir sonımhıluk payı vardır. Kültür dünyamız, bu görünmeyen yıkıcı kuvvetlerden henüz büsbütün kurtulamamıştır. Dün. faşistliğin, nasyonal sosyalistliğin barındığı ve yerleştiği ülkelerde iftinı. İyi bir vatandaş-. tan beklenen sosyal faziletlerden(??7) biri olarak İdare hayatına girmişti. Bugün İse kızıl adalet, hükümlerini dedikodu, İftira ve jurııalcıhkla l>es-lemektcdlr.
Demokrasi; insan benliğinin bütün zaaflarını, birdenbire değiştiren ülr İdare mtıelzesl değildir. Irısaıı, eşsiz bir masalı andıran büyük gelişiminin yollarında tehlikeli dııygularımıı, merhametsiz hırslarının ağır yüklerini az çok bırakmasını bilmiştir. Zaman, geriye kalan zaafları büsbütün yenecek inidir, yeneınlyecek inidir? Henüz tam bir İnanış aydınlığı ile bilmiyoruz. Fakat hu dinmeyen hayat güreşinde eriştiğimiz olgunluk biç de küçümsenemez. Kölelikten sultan kulluğuna, sultan kulluğundan hakları ve yetkileri belli vatandaşlığa seçmesini bilen insan, yarattığı yüksek adalet anlayışiyle dedikodunun, uydurma sözlerin cemiyet içindeki tehlikesini büyük bir ölçüde önlemiştir. Demokrasi. bu titiz adalet kaygısından başka bir şey değildir. Prusya Büyük Frederİk’in, o zamana görülmemiş adalet teşkilâtını mak için meşhur Sons Noucl
mencisinin sözleri sık sık İleri sürülür: “Yeldeğlrnıenlmi alamazsınız Kıralım. çünkü, Berlinde beni dinleyecek bir hak yeri var..,, İslâm dünyasında da adaletleriyle tanınmış tekttik kudret sahipleri bulunabilir. Fakat dikkat ederseniz, görürsünüz ki, tarihçilerin, çok kere, aşırı İdealleştirdikleri hu adalet tipi, ilkönce, tam mâna, siyle şahsi bir adalettir. Kudret sahibinin zayıf zamanlarında belirir, biraz sonra söner, hele ölüm ona, yüzyıllar boyunca süren bir boşluk açar, karanlık ve Ümitsiz bir boşluk. Bu. a-daletten çok, bir İhsandır. Çünkü, bizim anladığımız adalet ancak, durulmuş lıir hak görüşünden, hukuk sls-tcmiodfLD »l(»ğîihîlir. Röj İr bir hukuiı sisteminin kurulabilmesi İçin de, insan haklarının dünya zaruretleri çerçevesi içinde ayarlanmış vc düşünülmüş olması lâzımdır. Demek olııvor kİ, demokrasinin dile getirdiği adalet ne din kaynaklarından gelme bir a-dalettir, ne de bir fert otoritesi adaleti. Onun için din ve devletin birbirinden ayrılması hu adalet anlayışının normal bir neticesidir.
Yurdumuzda büyük Türk Devrim! jle başlayan kalkırımıı ve kültür hamlesi; adalet anlayışımızın da fetvalar hukukundan sıyrılarak yepyeni bir > olda gelişmesini kolaylaştırmıştır. Bizim demokrasi adaletimiz. Ormanlı cemiyetinde olduğu gibi, kâfir ve mümin, dinsiz ve sofu Ölçıısiıne göre kurulmamıştır. Vicdan hürriyeti çağında vicdan hürriyetsizliğinin adaleti, elbette, yaşayamaz. Fakat eski fetvalar hukuku İçinde yüzyıllarca yaşamış olmanın kotii alışkanlığı tek lüle vatandaşı eski hak ölçülerine bugün de bağlanmış gibi göstermektedir. Onlar, sevmediklerinlf Ortaçağın karanlık enginlerinde olduğu gibi, dedikodu I-le, iftira ile boğabllecekleruıl, şiındl de, sanmaktadırlar. Sosyal mücadele politikamızda yalnız komünistliğin u-dını anmış olmamız, kara-kuvveîi oldukça cesaretlendirmiş ve hoşa gitmeyenlere hemen bir komünistlik lekesi yapıştırılmasına fırsat vermiştir. Fakat Türk vatandaşının hakları ve yetkileri bellidir artık. Hiçbir İftira onu yıkarak bir kudrette değildir. Yalnız Ötede, beride beliren konusuz ve temelsiz dedikodulara, İftiralara, Oydurma sözlere karsı kayıtsızlık göstermek, her bakımdan, doğru değildir. Biz, burada, şıımın. bunun adı Üzerinde durmak istemiyoruz.. Cüıı-kÜ, bizim öne sürmek İstediğimiz dâva, bir kaç vatandaşı ilgilendiren bir dâva değil, doğrudan doğruya vatan dâvasıdır. Kötü dillerin, Atatürk'e kadar uzandığını düşünürsek konunun ehemmiyetini anlamakta güçlük çekilmez. Türk Dc\ rirnlııl yapanlar: komünistlikle suçbındırılırlursa, girişmek İstediğimiz büyük sosyal mücadele, onlara göre, devrime karşı bir mücadele olmalıdır! Bu iftiraların en tehlikeli tarafı da buradadır işte... Türk Devrimi, hepimiz biliyoruz, dört beş kişinin malı değildir ve bıııııı bütün vatan çocukları benimsemiştir. Demek oluyor kİ, bu İftiraların bir ııru, görünürde. Halk Partisine çevrilmişken, ötplii ucu da Demokrat Partinin tam kalbini aramaktadır. Çünkü, Türk topraklarının kurtuluşu konusunda olduğu gibi, devrim prcnsifi-lerlnln gelişmesinde de Demokrat Partide bulunanların büyük bir şeref payı vardır. Ortaçağ propagandası, sıı katılmamış bir iftira propagandasıdır. Şimdi biz. oklarını kültür benliğimize çeviren bu kirli propagandanın nereden gelebileceğini sezebiliriz. Devrim prensiplerinde lıcr Türk vatandaşının kılavuzu vatan sevgisidir ve bu sevgi, tehlikeli dakikalard ı, partilerin dışında dağılmaz bir birlik kurmayı emreder. Biz partilerimizi, yurdumuzu daha İyi hizmet edebilmek İçin, kurınuguzdur. Küstahlıklarını I-deallerlmlze kadar uzatmaktan çekinmeyenler, Türk Dcvrimlne yürekten bağlı olanların bükülmez İradelerini lıer zaman karşılarında bula(*aklardır. X atandaşlanı savrulan İftiraların tesirinden hiç kinişe fazla bir üzüntü dıı,\ rıuııııalıdır. Berlinde bir mnlıkenıe varsa, Türk İyede (lc bir demokrasi a-dıılrtl vardır. Bizim en büyük vazifemiz bu adalete bütün hayat kudretini vermek olmalıdır. M. NEHMİ
» A
A
71





Abone: Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleket 1er İki misildir.
K

Tosla eden: Hahlb Edih . TÖREM AN
Güvenlik Konseyi üyeliği
Lübnan olmayınca, Araplar
Pakistanı ileri sürüyorlar
Lâtin Amerika, Katolik olması hasebiyle Liibnanı desteklemeye devam edeceğini bildirdi
A
2 (YİRS)
olan çıkmaza girmiş, Türkiye
w
i
d
s-
*
p04fa KlltUSU :
İlânlar : 6 ncı sayfada (nntlmetreal
2 liradır. ilânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
447 - İstanbul. Telgraf Adrenl : Ifotlo. İstanbul.
V


.r'.-ç

I


•(


z
v

■ s



L sZa

: -İ:
İÜ


s


.



içindekiler



-M
3
f



*
IKÎNCÎ
Yeni öğretim yılı ve meseleleri
Fındıkoğlu Z, Fahri
SPOR
ÜÇÜNCÜ
Asayiş !..

Güvenlik Konseyinde yer için yapılan seçimler, bi-35 rey al-
Lake Succoss, Mısırdan açılacak lindıği üzere bir masına rağmen üçte iki ekseriyeti temin edemediğin-
den dolayı seçilmemişti. Meseleyi bir hal çaresine bağ-
İkisinin birden se-
i


4.
1*
Tl
y''

A P '
A



f
\ (
Âl



• >
I
i


hususunda konuş-
aynı za-
lamaya çalışan Arap devletleri, hafta sonunda yaptıkları görüşmelerde Lübnan yerine Pakistanı desteklemeyi ileri aUrAıÜşlerse de Lübnanı desteklemiş olan lAtin Amerika temsilcileri bunu kabul etmemişlerdir.
Araplar, TÛrkîyb ve Lühnanın
çimden çekilerek yerlerin) Pakista-na bırakmaları
muşlarsa da Lâtin Amerika temsilcileri buna da razı olmamışlardır. Bu çevrelere güıe, lAlln Amerika Devletleri, Lübnanı, ortadoğuyu Güvenlik Konseyinde temsil edebilecek yegâne katolik devlet olduğundan dolayı desteklediklerini belirtmişlerdir. Bu çevreler, Liibnanı desteklemeye devam edeceklerini de söylemişlerdir. NOT. — Geçen gün Güvenlik Konseyine seçilmek İçin Lübnan İle aramızda geçen müradrleyi bildiren haberlerin altına bir not İlâve ederek, Lübnanı tutan reylerden çoğunun Cenup Amerlkadaki işitin ve Katolik Cumhuriyetler tarafından verildiğini, diğerlerinin de Lübnan'ın
mamla bir \rnp devleti olması dola-yısiyle nıiislümaıı komşularımız tarafından kullanıldığını tebarüz ettimılş-tik.
Yukarıdaki telgraf, Cenııp Amerika Devletleri hakkında kayduğnııııız teşhisin doğruluğunu göstermektedir.
Diğer taraftan, aynı müslüııınn konışıılarıınızın Lübnan İle bizim yerimize Pakistanı teklif etmeleri İle Amerikalı Lâtin Cumhuriyetlerin hu teklifi reddederken İleri sürdükleri nıtıdp sebepler, ibret teşkil edecek mahiyettedir.
Bu xesile İle şunu da İlâve edelim kİ. 2/3 ekseriyeti alamayışımızın sebepleri arasında, Sovyet blokıınun da rolii olmuştur. Hulâsa edersek, "kainlik, mÜHİiırnan ve komünist blokları seçilmemizi Önlemişlerdir.,, diyebiliriz. Her türlü ırk, mezhep ve din farkını anayasasında reddeden Birleşmiş Milletlerde, böyle bir manevranın mevzuunu teşkil etmiş olmak, lâik, demokrat ve Kemalist Türkiye İçin şüphesiz kİ bir şereftir.
Birleşmiş Milletlerde
5
AT
. er**

Sİ •
W

e. . ı

T:
A •


4
Cuıııhıırhaşknnı E^khebirİ ziyareti sırasında
.*( JB
halk tarafından karşılanırken.
Bediî Faik DÖRDÜNCÜ
Rusya, 1951 de topyekun bir harbe girebilir
Nicholâs Nyaradi
Türk - İtalyan ticareti neden iyi işlemiyor ?
Mithat Perin
BEŞİNCİ
Hâmidi Divanı hakkında Ali Canip Yöntem Avrupa Federasyonu ve İngiltere
Bahadır Dülger
Kore’de aaneakiara aeîâın — Pusan’a gelen Amerikan askeri nakliye gemisi, muzaffer Birleşmiş Milletler, Kore ve Amerikan bayrakları tarafından Selâmlanın ıştır*
Korede askerî harekât
Güneyliler Kuzey Korede harekâta devam ediyor
Güney Korelilere, hududu geçmek emrinin kimin tarafından verildiği anlaşılamadı
Tokyo, 2 (YİRS) — 38 İnci arz dairesini aşmış olan Güney Kore kuvvetleri pek az bir mukavemetle karşılaşarak kuzeye doğru süratle ilerlemektedirler. Bugün sahil boyundaki kol, Yangj’ong’m 12 mil kuzeyindeki Şunjin’i işgal etmiştir. Bu kol huduttan 100 mil uzakta bulunan ve Kuzey Korenin en büyük sahi! şehri olan VVonsan üstüne ilerlemektedir. Son gelen haberlere göre* bir gün içinde 33 mil ilerleme kaydetmişlerdir. Hududu aşmış olan ikinci kol ise diğerinden 15 dakika sonra Yangvang’a girmiş ve ilerlemeye devam etmiştir. Bu kol diğerinin 15 mil garbından gitmektedir. Bu cephedeki bütün birliklere ne kadar İlerlemek mümkünse o kadar ilerlemeleri emredilmiştir. Hududu geçen üçüncü kol ise 25 mil şimaldeki Korjin kalabasını İşgal etmiş ve şimale doğru çarpışarak harekâta devanı etmiştir.
Süratle, bilhassa geceleri ricat etmekte olan kızılların Mançurya hududuna 156 mil mesafede bir hat. üstünde tutunmaya çalışacakları tahmin e-dllmektedir.
• Kuzey Kore kasabaları işgal edilirken halk önce şaşkın şaşkın gelenlere bakıp sonra Stalinln resimlerini yırtarak tezahürat yapmaktadır. Kızılların çok mühim olan VVonsan’ı her ne pahasına olursa olsun müdafaa e-deceklerl tahmin edilmektedir. Bu meyanda 25.000 kızılın bil cepheye toplanacağına dair haberler gelmeye başlamıştır.
Kore cephesindeki muhabirlerin hiç bin Güney Korelilere hududu geçmek İçin kimin emir verdiğini bir türlü Öğrenememişlerdir. Kuzeylileri İse Mac Arthur’ün teslim teklifine cevap vermemişlerdir. Bununla beraber kuzeye ilerleyen birliklere Mançurya hududuna 20-30 mil kala ilerlemelerini durdurmaları emredilecektir. Böylece Kızıl Çinin son günlerde takındığı tuhaf tavır izale edilmek istenmektedir.
Se.ulden kuzeye doğru İlerleyen A-merikan birlikleri bugün de düşmanın şiddetli mukavemetiyle karşılaşmışlardır. 38 İnci arz dairesinin 18 mil güneyindeki Uljogbu kasabası üstüne yapılan Amerikan hücumu pek yavaş tekâmül etmektedir. Seul • Pyong-
yang yolu üstünde çarpışan birlikler ise hududa 10 mil mesafedeki Mun-san’a girmişlerdir.
Hava kuvvetleri bugün 38 İnci arz dairesinin kuzeyindeki hedefleri bombalamışlardır. Harekâtta İki Amu-rikan uçağı düşmüştür.
tem i/Yenmekte seneye ait Ruh
açık denizlere
Kore sularında serseri mayınlar dolaşıyor
VVashington 2 (YİRSl — Amerikan donanma harekât şefi Amiral Fnrrest Sherman bugün Kore sularına gayrı kanuni olarak serseri mayın dökülmüş olduğunu açıklamıştır. Donarıma tarafından olan bu mayınlar son mamulatıdır.
Sherman, Rusların
mayın dökülmesini meneden bir anlaşmayı imzalamış olduklarını sözlerine ilâve etmiştir. Bahriye sözcüsü de sersen mayınlardan birine çarparak çarşamba günü tahrip olmuş o-lan Brtısh isimli Amerikan destroyerinden bahsetmiştir.
Sherman, bugün de bir Amerikan gemisinin bu mayınlardan birine çarparak battığını açıklamıştır.
Vişinski’nin şiddetli hücumu
Rus Dışişleri Bakanı, Korede Güneylilerin Amerikan plânına . göre ilerlediğini iddia ediyor

Lake Şuccess 2 (YÎRS) — Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna bağlı siyasi komitede söz «lan Vişinskl ezcümle şunları söylemiştir:
“Korenin birleştirilmesi ve taroi-ratiyle meşgul olacak bir komisyon kurulmasına hükümetim aleyhtardır, çünkü böyle bir teşkilât doğrudan doğruya Mac Arthur’ün emri altında olacaktır. Birleşmiş Milletler tarafından tasdik edilmiş olan Güney Kore seçimleri İse tehdit ve • baskı altında yapılmıştır. Cenupluların cumhurbaşkanları askerlerini şimale göndermekten bahsediyor, bunlar tamamen Amerikan plânlarına göre tatbik edilmektedir Bu hususu teyid edici malûmat Kuzey Koreliler tarafından ele geçirilmiş olan bir askeri haritada mevcuttur. Bunun birer kopyasını isteyen delegeye verebilirim. Bu harita mayıs başlarında Syngman Rhee Tokvoya gittiği vakit hazırlanmış olup, plâna göre Güney Koreliler İlkönce doğu sahiline bir çıkarma yapacaklar, Pyong-yang üstüne doğru İnkişaf edecek bir hücumla şehir alınırken diğer bir grup da Kuzey Kore sahillerine çıkarak münakaleyi kesecektir. Haritada üçgen ve dairelerle gösterilmiş bazı yığınak noktalarında 10 tümen asker bulunmakta ve her birinin hücum sahası gösterilmektedir, demiştir.,,
Bundan sonra Güney Kore Dışlş-. lerl Bakanı 38 inci arz dairesini geçişlerinin haklı sebeplerini anlatmıştır.
Öğleden sonraki celsenin ilk hatibi Polonya delegesi olmuştur. Rus İddialarını desteklemeye başlayınca Achcson yerinden kalkarak topla tiyi terketmiştır.

Yeni Genel Meclis dün toplandı
dlln naat 15 de aHıncı resimde, Meclisin yeni
İNİaııhııl Genel .Mrcllml yapmıştır. İnhandaki tcdlr. Müzakerelerin tafsilâtı ikinci sahlfemlzdedlr.
Cumhurbaşkanı
Erzuruma vardı
Devlet ve Hükümet Başkanlarını Erzurumda Doğu illeri valileri karşıladılar
Erzurum, 2 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar beraberinde Başbakan Adnan Menderes olduğu halde bugün buraya gelmiş ve hava, alanında; şehrimizde kanları ve kalabalık bir halk kütlesi doğru Vilâyete gelen Cumhurbaşkanı
Bulgaristanda yeni tethiş hareketleri
Notada ileri sürülen mühletin sona ermesi buna sebep olarak gösteriliyor
Edirne, 2 (ANKA) — Hususi muhabirimiz bildiriyor:
250 bin göçmenin nakil hususunda Bulgar Hükümeti tarafından verilen notada ileri sürülen müddet «ona ermektedir. Gelen haberlere göre, bu cihet, fırsat bilinerek Bulgaristanda yeni tethiş hareketleri başgöstermiştir. Bugünlerde muhuceretin artacağına muhakkak nazariyle bakılıyor. Şimdiye kadar ancak 25-30000 göçmen gelmiştir. En «on gelen bir habere göre, Bulgar Hükümeti zengin tabakaya mensup 50.000 Türke eylül ayı sonlarında 10 gün mühlet vererek bu müddet zarfında memleketi terket melerini tebliğ etmiş ve kendilerini mal ve mülklerini Bulgaristana terketmeye mecbur bırakmıştır.
bulunan doğu illeri valilen. parti baş-tarafından karşılanmışlardır. Alandan yine halkın tezahüratıyla karşılanmışlardır. Vilâyette Hükümet memurları, adliye memurları, ordu mensupları ve siyasi parti İdare heyetleriyle tanışmışlar ve bundan sonra belediyeye gelen Cumhurbaşkanı, belediye balkonundan halka hitaben kısa bir konuşma yaparak kendisine gösterilen tezahürata teşekkür etmişlerdir. Vali Konağında öğle yemeğini yedikten sonra* Ördü Müfettişliğini. Halk ve Millet Partisi merkezlerini ziyaret ederek partililerle şehir İhtiyacı ve bilhassa hayvancılık politikası ü-zerinde konuşmuşlardır. Başbakan, Sorulan muhtelif sualleri cevaplandırmış ve İktisadî vaziyetin kısa bir bilânçosunu yapmıştır.
Cumhurbaşkanı, Millet Partisinde izhar edilen istek Üzerine Millet Partisi 11 merkezi hâtıra defterini imzalamış ve bu deftere şu satırları yazmıştır:
"Erzurumda muhtelif partilere mensup idare heyetlerinin ve partili vatandaşların huzur, sükûn ve emniyet havası içinde bulunduklarını görmekle bahtiyarım. Bu müşahedeyi memleketin istikbali bakımından çok ferahlık veren bir hal saymaktayım. Millet Partisi Erzurum İdare Kuruluna, bize karşı İfade etmiş oldukları iyi duygularından dolayı teşekkür ederim.,,
Maliye Bakanının tekaütlüğe dair yaptığı son beyanat
A
Bursada fuar
hazırlıkları
Yağcılar Pınarından Çekirgeye kadar bütün emlâkin istimlâkine karar verildi
Bursa. 2 (A.A.) — Bugün Vali Vekili Hilmi İncesulu başkanlığında Ticaret Odasında büyük bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda Bursada açılacak fuar için bir daimî komite seçilmiş, Bursa Vali Vekili Ticaret kanlığının bu fuar için 50.000 tahsis eteğini bildirmiştir.
Bütün Bursa fabrikatörlerinin
zır bulunduğu bu toplantıda Yağcılar Pınarından Çekirgeye kadar olan bütün emlâkin istimlâkine karar verilmiş ve burasının bir kültürpark sahası haline getirilmesi karar altına alınmıştır.
Ba-iira
ha-
Merkez Bankasının yeni Umum Müdürü
Ankara, 2 (ANKA) — Merkez Bankası Umum Müdürü Sadi Bektesin Sümerbank idare Kurulu üyeliğine tâyini İle açılan Merkez Bankası Umum Müdürlüğüne bu bankanın İstanbul Şubesi Müdürü Fahred-din Ulaş’ın tâyin edileceği öğrenilmiştir^
Kanada doları rayici arz ve talebe gör tesbit edilecek
lL
Ottawa, 2 (A.P.) — Kanada Maliye Bakam Mr. Dougiaa Abbott, dün Kanada Hükümetinin on bir seneden beri ilk defa olarak, Kanada dolarının, dünya piyasalarında kendi kambiyo fiyatını kendisinin tesbit etmesine müsaade etmeye karar vermiş olduğunu bildirmiştir.
Mr. Abbott, "Şimdiki halde Kanada doları bir resmi memlştir. da ki arz
edecektir,, demiştir.
için bir kambiyo rayici ve kur tanzim ve tesbit edil* Bunlar, dünya piyasaların-ve talep’e göre takarrür
V •
30 senesini dolduran her memur tekaüt edilmiyeceği gibi terfie hak kazananların da kadrosuzluk yüzünden terfi ettirilmemeleri imkânsızdır”

Ankarada verilen mesken bedelleri kalkmıyacak
hak-şun-
zanmak İçin çıkarıldığını belirterek şöyle demiştir:
'‘Herhangi bir bakanlık t.erfie hak kazanmış memurunu kadrosuzluk sebebiyle terfi etmekten alakoyamt-yncnktır. Fakat bu hak da iki üst dereceye kadar kabil olacaktır.,.
Okuyucularımıza
İstanbul ve taşra okuyucularımızın vâki kesif müracaatları dolavısiyle kupon tebdili tarihini 10-10-1950 sah günü akşamına kadar uzatmak mecburiyetinde kaldık.
Savın okuyucularımızın kuponlarını o tarihe kadar behemehal tebdil etmeleri hususunu bilhassa belirtiriz.
ken-
Korede otuz sekizinci arz dairesi geçildi (Gazeteler)
Kuzey Koreli — Eyvah! Başıma gelen-
seçim devresinin ilk toplantımın üyelerinden bir grup gorulfııek-
Ankara, 2 (ANKA) — Maliye Bakanı Halil Ayan, memurların emeklilik durumu, Ankarada verilen mesken bedelleri ve kadrosuzluk yüzünden terfi edemeyen memurlar kında bugün verdiği beyanatta lan söylemiştir;
“30 hizmet yılını dolduran ve
dişinden bir fayda elde edilemeyen memurlar emekliye aevkediimektedir. Fakat hiçbir zaman kendisinden faydalandığımız memurları 30 senevi doldurduğu için İşinden ayıracak değiliz, Çünkü iş yapan ve işe yarayan memur, büyük emek ve zaman Harfiyle meydana gelmiş kalifiye memurdur. Herhalde hiçbir bakanlık böyle bir elemanı 30 seneyi doldurdu diye elinden kaçırmak İstemez. Bu seHeple her 30 seneyi dolduran memuru emekliye ayıracak değiliz..,
Bakan, burulan sonra Ankarada mesken darlığı meselesi halledilmedikçe memurlara verilen mesken bedellerinin kaldırılmayacağım söylemiş ve bu husustaki rivayetlerin de D P. yİ çekemivenler tarafından çıkarıldığını İleri sürmüştür. Halil Ayan, kadrosuzluk yüzünden terfi edemiyen ve iki üst derece maaş alan memurlar hakkında da şunları söylemiştir:
'‘Kadrosuzluk sebebi İle terfi edemeyip iki üst dereceden maaş alan memurlar hakkında bazı yanlış haberler çıkmaktadır, öteden beri terfte hak kazanan memurlar daireleri tarafından lüzum gösterildiği takdirde terfi ettirilmekte idi. Bizim bu usulü değiştirmekte bir menfaatimiz yoktur. Çalışan memur hiçbir zaman mağdur edilmiyecektir.,.
Bakan bu husustaki haberlerin de muhalefet tarafından memurları ka-

Sayfa 2
Y E N t İSTANBUL
3 Ekim 1950
MEMLEKET MESELELERİ
Yeni öğretim yılı ve meseleleri
Yazan j Fındıkoğlu Z. Fahri
Intanbul Üniversiteni Profesörlerinden I
Her sene üç öğretim yılı başka başka günlerde açılırken bu «ene İlk ve orta tedrisat ayru günde başlıyor. Yüksek öğretimde de İmtihan* lar başladığına göre bilfiil her üçünün kapısı açılmış demektir.
Bizde moktep, yirmi yedi senenin parti oyunlarına kurban gittiği için 1950-1951 senesinin hususi bir ehemmiyeti olsa gerektir. Eğer 27 sene İçinde mektep kitaplarına, mektepte konuşulan dile, hocanın ağzından çıkan kelimelere ve beyninde hazırlanan fikirlere mektepçillkten gayri olan haala kaygılarla karışdnmsay-dı. böyle bir ehemmiyetten bugün bahsetmeye lüzum yoktu. Binaenaleyh siyasi tesirler, 14 mayıs 1950 seçiminin mantıki bir neticesi olarak rolünü ifa edecek, yirmi yedi senenin menfi tesirlerini ortadan kaldıracaktır. Temenni edilecek şey, bu ameliyenin yalnız ve yalnız pedagojik ve ahlâki endişelerle yapılmasıdır. öyle ki artık Türklyede mektep, politika oyuncağı olmasın. Yalnız D.P. nin değil, aynı zamanda mevcut veya zuhuru muhtemel ve beklenen siyasi fırkaların dahi daha sonraları İstikrar kazanmış umumi bir maarif plânına dokunmak fan-taziler! önlesin. Böyle bir önleme kudretinin, bütün demokrat memleketlerde görüldüğü gibi daha ziyade resmi teşkilât karşısına gerektiği zaman çıkabilecek kuvvetli bir meslek teşkilâtında bulunabileceği şüphesizdir.
Hulâsa bu senenin öğretim yılı bir başkalık gösteriyor. Politikacılar bu başkalığı kendi zaviyelerinden izah ededuraunlar. İçtimai bir dâva ve pedagojik bir mesele olarak aynı başkalık, politikacı ohnıyan hakiki maaritçileri daha ziyade alâkalandırıyor. Geçen ay İstanbulda toplanan , “Terbiye Kongresi.,, bu alâkanın parlak, dikkati çeken bir belirtisi idi. Bu gibi belirtilerin birbiri peşinden gelmesi, idarecileri uyanık bulundurmaya yanyacaktır.
— n — |
1950-1951 ders yılının başkalıklarından biri, îstanbulun öğretim ve terbiye hayatı ile alâkalıdır. Genç ve enerjik Maarif Vekilinin bir beyanatı, aynca İstanbul Muallimler Ce- ' miyeti Reisi Ragıp Nureddin Ege’nin I izahatı. İstanbul maarifini inciten bir hareketin tashih edildiğini veya edilmek üzere olduğunu müjdeledi : îstanbulun kapatılan ilk ve yüksek muallim mekteplennbı açılması. Hayli zamandan beri maarifçl muharrirler. başta merhum İbrahim A-lâaddin Bey olduğu halde hoca yetiştiren müesseselenn kapanma sebepleri üzerinde duruyorlar, fikirler yürütüyorlar, tenkidler yapıyorlar, neticede bu yanlış hareketin düzeltilmesini temenni ediyorlardı. Bu» işin düşünce ve fikir tarafı. Bazıları Tür-kiyede maarif işlerinin düşünce işi değil, gelişigüzel, fantazi ve kapris mevzuu olduğunu İleri sürerek “iş„ in “düşünce,,, “hareket,, in “fikir,, ve “tatbikat,, ın “nazariye,, İle alâkasızlığı üzerinde duruyorlar, bu hareketin başka türlü olaınıy a cağını düşünüyorlardı. Yeni ders yılının başında adı geçen öğretim müesaesele-rinln açılması lıaben, bir düşünce uğrunda yapılan mücadelelerin zannedildiği gibi semeresiz kalmadığını gösteriyor ve kendi fildişi kulelerine, yahut kulübelerine çekilmiş cynlque-leri âdeta harekete ve aksiyonda bulunmaya dâvet ediyor!
— nj —
Kim ne derse desin: İstanbul. Türk tarihinin ve kaderinin bazı vazifelerle vazifelendirdiği büyük bir şehri-mizdir. Her şehir gibi bu şehrin de bir takım haklan vardır. Bu hakların başına, Berlin’in veya Paris'in yüksek almanca veya yüksek fran-sızcayı yaratmasına benzer yüksek küttür türkçesini vücuda getirme hakkını koymak lâzımdır. Bir takım sosyolojik sapıtmalarda bulunanların meselâ “Dil Kurultayı,, adını taşıyan aşırı siyasi toplantılarda bu I
hakka karşı vâki hücumlarının yersizliğini işarete bile lüzum yok. Aynı sebepten dolayı bu şehrin hoca yetiştirme müesseseler!ne her Türkiye şehrinden ziyado sahip olması, en açık bir zarurettir. Yüz sene evvel bu zaruret İstanbul kültür çevresinde karşılandı ve yüz sene sonunda başka vll Ayetle rdekinden başka olarak istanbulda ikisi llkmektep, biri yüksek mektep hocası yetiştiren Üç öğretim yurdu kuruldu. Bunlardan birisi, tik Erkek Muallim Mektebi, Fuat Bey isminde bir umum müdür zamanında çok iyi yerleştiği binasından atıldı. Orada burada ananesini heybede ede dolaştı, İkincisi, tik Kız Muallim Mektebi, daha mükemmel ve muhtelit bir hoca yetiştirme ınü-essesesine çevrileceği tddiasiyie İstihaleye uğratıldı. Nihayet üçüncllsü, bir taraftan muhtariyete kavuşan üniversitenin kurbanı oldu, öte taraftan “ucuz muallim,, siyasetini gü-denlercc baltalandı (1), Sözün kısası İstanbul, yani Türkiyenin kültürce Paris’i, yahut New-York’u olan İstanbul, yüz sene kadar geçmişi o-lan muallim mekteplerinden mahrum kaldı. Bu mahrumiyet üzerine bir çok şeyler yazıldı, çizildi ve söylendi. Fikirler ortaya atıldı ve yapılan işlere “fikir,, in istikamet vermesi iddia edildi. Bir aralık bu yazma ve çizmelerin, bu fikir ve dâvalann “çölde kaybolan sesler., den İbaret olacağı ve hiç bir fayda temin etnıi-yeceğl ileri sürüldü ve nihayet bu sesler de artık işitilmez oldu. Hukuk şuuruna sahip bazı kimseler, bir şehrin sakinlerinden çocuklarım hocalık mesleğine verecek olanların aynı şehirde hoca yetiştiren müessese bulmamalarını insan hukukuna engel gibi gösterdiler. Fakat faydası olmadı ve olnuyacağı zannedildi ve... susuldu!
— IV. —
Bir kaç seneden beri yapılan fikir mücadelesi şimdi semeresini veriyor, yani İstanbul. 1950-1951 ders yılında Kız Muallim Mektebi. Erkek Muallim Mektebi ve Yüksek Muallim Mektebine kavuşuyor. Bazı haberler kollej, enstitü, jtmnaz ve saire gibi bir isim değişikliği olacağından bahsetmektedirler. İstanbul* gelen hizmetçi kız Ayşenin ille isminin meselâ Figen veya Nıırten olmasını İstemesi gibi kötü ve bayağı bir ruh hali. müçsseselerimizin adına bir mık» rop gibi musallat olmasa ne iyi olacak! 14 mayıs 1950 den evvelki devrin şüphesiz çok derin hüsnü niyetler ile yapılan bu gibi çocukça müessese adı değiştirme bid’atlerine son verileceğini bundan aonra olsun ummak yerinde olur. Ne “eğitim,,, “öğretmen.. , “okul,, gibi zâhirde türkçe gibi görünen, hakikatte Tanzimat’tan beri muztarıp olduğumuz içtimai aşağılık ve taklit duygusunun haince tesiri altında bir takım kafadan sakat kimseler tarafından uydurulan ve devlet zoriyle bir ur gibi ortada bırakılan kelimelere, ne de garp medeniyetinin kültür müesseseler!ne ad olan ve her gibi ayn bir tarihe, ananeye sahip bulunan “kollej,,, “enstitü,. gibi kelimelerine ihtiyacımız olmadığım ve böyle yapmakla AvrupalIları güldürdüğümüzü idrak zamanı acaba daha gelmedi mi? Geçen hafta bir başmuharrir, “terbiye,, nin, ne mânaya geldiği hiç kimse tarafından billnmiyen “eğitim,,, “mektep,, in “okul,,, hoca ve muallimin “öğretmen,, yapıldığı günden beri hakiki terbiyeden ve hakiki mektep-çlllk ile gerçek hoca tipinden de u-zakl aş tığımızı İleri sürüyordu. Bir müddet evvel toplanan “Terbiye Kongresi,, nde mekteplerimizin türti-1 2 çe öğretimi hakkında bir rapor ve- | ren bir dil bilgisi profesörü de “eği- | tim,,, “öğretmen,., “okul,, denen | şeylerin ne kelime, ne de teşekkül I itibariyle türkçe olmadıklarını uzun uzadıya İlmî delilleıle İzah etmiş, zâhirde türkçe gibi görünen bu kelimelerin hakikatte İngilizce veya lâ-tince modeller üzerine uydurularak '
Şehir köşesi
5568 numaralı taksi
Tiyatro mevsimi açıldı. Bino-malar, mesimo daha evvel girdiler. Fakat pastırma yajst o şekilde hüküm sürüyor kk seyredilen filmin, oynanan piyesin sevkına varmak için (nsaıun pldj kıyafetinde olması Idtım. Halbuki uilk temsil,, lor dola-yısiyle giyiniliyor.
Sıcaklardan başka, daha da mühim bir dert var. Seyrüsefer, tiyatro ve sinema çıkışlarında. caddede taksilerin müşteri almalarına müsaade etmiyor . Etmediğine göre her halde bir hikmeti vardır. Amma, halk da, fevç fevç bir aşağu bir yukarı taksi peşinde dolaşıyor. Tramvay İdaresi dr, henüs gece servisini mevsime uygun bir şekilde takviye etmiş dcffildir.
SvvelM akşam, Şehir Tiyatroları kapılarım açtı. Oyundan sonra, Kadıköylülrr otomobil bulamadıkları için vapurlarına yetişemediler.
Bendeniz de Aşmahmesçlt taksi durağında bir taksiye sokuldum. Binecektim. Şoför, dudağında sigara, eli belinde, peltek bir dille sordu:
— Tereye T
Taksinıe gideceğimi söyle-vince, saatini indirdi, ^müşterim var», diyerek köşedeki bara girdi.
Kendimi harp senelerine dönmüş sandım, Bu şekilde müşteri, otomobil kıtlığında redde-diliyordu BtR ÎSTANB1H.LU
M. P. nin bugünkü toplantısı
Millet Partisi bugün saat 18 de Lâlelide Çiçek Palas salonunda parti Genel Gaşkanı Hikmet Bnyur’un iştirakiyle bir toplantı yapacaktır.
C.H.P. ocak kongreleri başladı
C H. P. ocak kongreleri başlamış bulunmaktadır. Cümhuriyet Halk Partisinin Eminönü tlçe Başkanlığından aldığımız bir mektupta:
“ilçemize bağlı ocakların kongreleri ekim ayı İçinde yapılacaktır.
ikametgâh adresleri değişen üyelerin ocak ve bucaklarına veya İlçemize müracaat ederek gün. saat ve mahallini öğrenecekleri kongrelerine teşrif etmeleri rica olunur.M denmektedir.
İnşa edildiğini anlatmış, durumu patolojik bir hal olarak vasıflandırmış İdi. Demokrasi Türkiyesi aynı zamanda ilim ve ahlâk Türkiyesi olduğuna göre îstanbulun, yani bütün Türklüğün edebiyat ve ilim lisanı o-lan Türkiye türkçesinl yoğuran büyük şehrimizin yeniden kavuşacağı müesseaelere tarihi, milli ve doğru adlarını vermek, aynı zamanda ılmt düşünceden başka bir rehber tanımadığımızı da gösterecektir.
— V —
Şimdilik yeni ders yılı başında çocuklarım hoca yetiştirmek iatiyen İstanbulluları, hoca yetiştiren müesseseler! ne yakında kavuracakları i-çin tebrik edelim ve memleket işleri hakkında düşüncelerini seferber edecek münevverleri, her şeye rağmen cemiyete küsmemeye, düşünce ile İş arasındaki mesafenin uzun, yorucu ve usandırıcı, fakat mutlaka hedefe ulaştıoa olduğunu, muallim mekteplerinin tekrar açılmasının buna bir misal teşkil eylediğini düşünmeye çağıralım (2).
(1) Bu noktayı, birinci “Terbiye Kongresi., ne Profesör Besim Dnrkot tarafından verilen bir rapor çok etraflı surette teşrih etmektedir. Bakınız: Birinci Terbiye Kongresi raporları, 7949, “Bilgi Mecmuası.,, sayı 36-39. sahife 28.
(2) Bu üç müenaesedon her birini, yakında ayn ayrı,gerek tarihçeleri ve gerek yeniden alacağı şekillerle bu sütunlarda bahis mevzuu edeceğiz.
İstanbul Genel Meclisi ilk toplantısını dün 15 te yaptı Demokrat Parti üyelerinden teşekkül eden
Meclisin toplantısı hararetli geçti
İstanbul Genel Meclisi dün saat 15 te altıncı seçim devresinin İlk toplantısını yapmıştır. Şehir Meclisinin yeni üyeleri daha saat 14 ten İtibaren meclis salonuna gelmeye başlamış bulunuyordu. Bu arada D. P. İatanbul Müfettişi ve bazı D. P. milletvekilleri de ilk toplantıda hazır bulundular.
Saat 16 te Vali ve Belediye Başkam Fahreddin Kerim Gökay yu hitabe ile toplantıyı açtı:
“Aziz arkadaşlarım; güzelliği nispetinde dertleri ve İhtiyaçları da düşündürücü olan hu şehirde benim de vazifeye başlayış tarihim henüz yılını doldurmamıştır, ömrümün otuz beş yılını geçirdiğim bu eehlr için her türlü politik mülâhazaların üstüne çıkarak ve sırf bir memleket hizmeti yönünden kabul ettiğim vazifede bugün yeni demokrasi rejimimizin hür havası içerisinde serbest bir seçimle teşekkül etmiş yeni Şehir Meclisi İle birlikte çalışmanın da bahtiyarlığını duymaktayım.
6u dakikada bütçe yılımızın yedi ayı geçmiş bulunmak!ftdır. Gelecek sene bütçesi için bugünden itibaren kıymetli İrşat ve direktifleriniz bizi aydınlatacaktır. Şehir ve vilâyetin sayısız ihtiyaçlarına IşAret etmiştim. Bunların en esaslıları başta bir belediye binası olmak Uzara yot su, ışık, kanalizasyon meselelerine inhisar etmektedir. Bir şehirde hemserlnln en temelli ve hayati olan İhtiyaçları giderilmedikçe belediye hizmetlerinin görüldüğüne i-nannwk güç olur. Bundan başka son yıl içerisinde sayısı birdenbire fazla art sn nakil vasıtalan karsısında şehrin maruz kaldığı seyrüsefer zorluklarını gidermek için kurduğumuz komisyonun çalışmaları neticesinde meydana çıkan ihtiyaçlarla aynca halkın mesken buhranı yüzünden uğradığı eı* kıntıh durumu gidermek İçin ucuz evler inşası yolunda giriştiğimiz ve bu güne kadar oldukça mesafe kntettiğl-mlz teşebbüslerin »ayın meclbrinlzce de İlk aafta dikkate alınacağına emin bulunuyorum. Yol ve mektep ihtiyaçları da esaslı tetkiklere tâbi tutularak üç seneye sari ödenekle karşılanma yoluha gidilmiştir. Köylülerimizin yol ihtiyaçlarını da ehemmiyetle gözönünde tutuyoruz. Aynca şehrin temizlik dâvası, yiyecek, İçecek meseleleri, iktisadi zaruretleri, temiz süt ve soğuk-hava depoları, haller gibi medenî bir şehrin aynlmaz ihtiyaçları da dikkate alınmış ve üzerinde çalışılmakta bulunulmuştur. Bundan başka halkın ve şehrin sağlık İhtiyaçlarını giderine yolunda sıhhî müesseseler İçin sarfedt-len ödenekler bir hayli yekun tutmaktadır. İstanbul tarafının su İşi bu sene sonunda halledilmiş olacaktır.
Fakat Anadolu yakasının ihtiyacı da günden güne kendini kuvvetle hissettirecek bir hal almıştır. Acil tedbirler almak zaruretindeylz. Bundan mâda şehirde sayası her gün artan bir inşa hareketi mevcuttur. Buna mukabil 1-nıar İşleri bir hayli girift durumdadır. Şehrin bugünkü ihtiyaçları karşısında umumi murakabe teşkilâtı, gerek fiyat kontrolü ve gerek belediye nizamlarının tatbiki bakımından zayıftır. Binaenaleyh bütün bu ihtiyaçları gözönün-de tutarak belediye mevzuat ve teşkilâtını yeniden esaslı bir şekilde revizyona tâbi tutmanın zaruri olduğu kanaatindeyim.,,
Mektepler dün sabah açıldı
Bütün yurtta olduğu gibi şehrimiz ilk. ortaokul ve liseleri dün sabahtan itibaren 1950 - 1951 yılı tedrisatına başlamışlardır.
Yeni ders yılı münasebetiyle şehrimizin' bütün ilkokullarında öğrenci velileri ve okul-aile birlikleri mensuplan açılış merasimlerinde bulunmuşlardır.
I.A.T.A. Milletlerarası Uçak Nakliyat Birliği Kongresi şehrimizde toplanıyor
Bu ay içinde şehrimizde İki Beynelmilel Havacılık Konferansı toplanacaktır. Biri 12 sinde toplanacak ve üç hafta devam edecek olan (1.C. A. O.) Milletlerarası Sivil Havacılık Konferansından başka 1. A. T. A. Milletlerarası Hava Nakliyat Birliğine dahil uçak kumpanyalarının tem-Hİlcilerl de 8 eylülde şehrimizde toplanacaklardır.
Ancak Devlet Havayollan tdaresl bu birliğe üye olmadığından toplantılara iştirak etmiyecektLr.
Bilâhare Vali, gündem gereğince Başkanlık Divanı seçimine geçileceğini, birinci ve ikinci başkan vekilleriyle dört kâtip seçileceğini bildirdi. Meclis hademeleri rey puHİnlannı da ğıtmaya başladılar. Bu arada bir üye söz alarak yeni şehir meclisinin eskiden olduğu gibi evvelden tanzim edilmiş rey puslaları İle hareket etmemesini. binaenaleyh üzerinde isimler yazılı bulunan bu puflaların İptal edilerek yerlerine hoş kâğıtların dağıtılma, sini İstedi. Bu teklif salonda derhal elektrikli bir hava yarattı. Azalardan bir kısmı eski dağıtılan kâğıtların muteber olmasını, diğer kısmı da başka kâğıtların dağıtılmasını İstiyorlardı. Münakaşalar esnasında verilen bir tekrirle, başta Ahit ürk olmak üzere, şehrin vefat etmiş büyüklerinin hâtırası İçin, üç dakika İhtiram duruşunda bulunuldu. Ayrı bir takrirle de â-zaların İçtima salonunda sigara Içme-melori prensip! kabul edildi. Rey puflalarının ne şekilde olması icap ettiği münakaşası devam ediyordu. Bir âza söz alarak kestirme yollardan hareket etmezse, belediye reisini protesto ederini dedi. Diğer bir üye de “Matbu listeleri kim hazırlatmıştır, kim bastırmıştır. onu anlayalım,, dedi. Vali, “Demokratik prensiplere uygun olarak siz kendi aranızda toplandınız ve bu listeleri tanzim ettiniz. Benim vazifem sizlerce tertiplenen hu listelerin seçimine riyaset etmektir., diye cevap verdi.
Bilâhare kifayeti müzakere takriri verildi ve âzalar İsterlerse matbu kâğıtlardaki İsimleri silmek ve yeni I-slmler yazmak şerliyle seçimlere geçildi.
Neticede, başkanlık divanına birinci başkan vekili olarak Alâeddln Na-suhloğlu, ikinci başkan vekilliğine de Ferzan Araş seçildiler. Kâtipliklere Recep Bilginer, Neclâ Akmaron. Ferdi Öner. Ertuğrul Adalı getirildiler.
Daimi Encümen Ağalıklarını da; Sa-lâhaddln Genç, Misbab Ur&z, Yekta Kazancıgll. Cahit Evrenos, Muzaffer Şahinoğlu ve Ali Çekiç kazandılar.
Daha sonra ihtisas komisyonlarının seçimine geçildi ve gündemdeki diğer maddeler görüşüldükten sonra toplantı son buldu.
Gandiyi anma töreni dün Eminönü halke vinde yapıldı
Dünkü tuplunUda bulunanlardan bir grup
Müstakil Hindlstanın kurucusu Gandi'nin doğumunun yıldönümü münasebetiyle dün Eminönü Halkevlnde bir anma töreni yapılmıştır.
Türk ve Hindistan bayraklarlyle süslü salonda Atatürk ve Gandi’nin karşılıklı resimleri sahnedeki kürsünün arkasmda göze çarpıyordu.
Türkiye Hindistan Kültür Cemiyetinin tertip ettiği toplantı saat 17.45 te başlamış, baştan sonuna kadar mümtaz bir dinleyici kütlesi tarafından alâka ile dinlcnilmiştir.
İlk olarak kürsüye gelen Başmuharririmiz Burhan Belge, yaptığı u-zun bir konuşmada Gandi’nin bir portresini çizdikten sonra Lider Gandi-nin felsefi görüşünü izah ederek ezcümle şunları söylemiştir;
“— Bence Gandl, dâvası İçin başlıca iki muhatap atmıştır. Bunlardan biri, inandığı akidenin yüksek felsefesi içinde değil de sadece taat ve ibadetleri içinde yaşayan ve Hint Ce-
Anadoluyu kuraklıktan kurtarmak mümkündür
Memleketimizde incelemeler yapan Norveçli mütehassı; bu hususta izahat veriyor
Bir müddetten beri Anadoluda İncelemeler yapmakta olan Norveçli maden mütehassısı Jertaon dün şehrimize dönmüştür.
Kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza, mütehassıs tetkiklerinin neticesinden memnun olduğunu söylemiş ve Şark! Anadoluda mebzul miktarda maden bulunduğunu ve Türkfyo-nln bu madenleri işletmediğini belirterek Norveçin Türfejyeden her sene «50 bin ton krom ithal etmek istediğini İfade etmiştir.
Bundan sonra Anadolu mı n bazı yerlerindeki kuraklığın tamamen önlenebilmesi için modem usuller mevcut olduğunu ve bunlann hâlen kıtlıkta tatbik edildiğini anlatan mütehassıs, kumların arasına dökülecek bir mayile bunlann betonlaşması temin ve bu suretle sulann kaybolmasının önüne geçilebileceğini ve yeraltı sulanndan İstifade edilebileceğini İzah etmiştir.
Dumlupınar ve Neccrt vapurları, terhis eratını taşıyacak
iki senelik askeri hizmetini İfa eden eratın terhisine başlandığı İçin bütün Devlet Denizyolları vapurlarında askeri nakliyat emrine kontenjanla/ ayrılmıştır.
Aynca Necat ve Dumlupınar vapurları da terhis edilecek erlerin nakliyatına tahsis edilmiştir.
Limandaki sis
Dün sabah Boğaziçi ve Umandaki kesif sis dolayısiyle vapur seferleri büyük geçikmelerle yapılabilmiştir.
Köprüden Kadı köyüne İlk vapur saat 7.30 da kalkmış, Haliç seferleri 9.30 da başlayabilmiş, Boğaz vapur-lan ancak 9.10 da köprüye gelebilmişlerdir.
mfyetlnln zaman içinde bir nevi tereddiye gitmesi yüzünden. İnandığı akide etrafında birikmiş bir yığın batıla hem aklını hem de ruhunu teslim etmiş olan Hintlidir; AvrupalIların “Sokaktaki adam., ma tekabül eden. “Tarladaki adam,, dır.
ikinci muhataba gelince, bu, Hln-dlatandaki Ingiliz idaresi ve bir adım daha İleride olmak üzere. Ingiliz imparatorluğunun İdare felsefesi, hikmeti hükümet esasları, bir kelime ile lngilizlere hâs olan idare mizacıdır.,,
“Gandinin muvaffakiyeti bu İkili muadeleyi güze! vazedip güzel tatbik etmesindedir.,.
Bundan «onya kürsüye gelen Hindistan Büyükelçisi Cah konuşmasında Gandinin kanlı bir İhtilâl veya herhangi bir şiddet tarikiyle değil, takat dürüstlük ve şiddet aleyhtarlığı İle 400 milyonluk bir kütleyi hürriyete kavuşturduğunu İzah ederek, İnsanlığa hizmetlerini övmüştür.
SPOR
Boksör Tâki nakavtla galip
Klagenfurt’to Fransız boksörünü yendi
Avusturyaya gitmiş bulunan en teknik boksörlerimizden Tâki evvelki gün Klagenfurt'ta yapılan İlk boks maçında rakibi Fransız boksörü Fal-lersch’l üçüncü ravndda nakavt etmiştir.
Milletlerarası boks müsabakasında Klagenfurt takımı, misafir Fransız takımına karşı büyük bir muvaffakiyet kazanmıştır. Bilhassa takıma yeni iltihak eden hafif sıklet Türk boksörü Takinin Fransız Fallersch’I daha üçüncü ravndda nakavt etmesi salonu yerinden oynatmıştır. Takinin bu güzel galibiyeti ve kusursuz bir stil ile dövüşmesi uzun uzun alkışlara sebep olmuştur. Gecenin nakavtla galibiyetini yalnız Tâki yapmış bulunmaktadır. Tâki ile Fallerschi majı 10 ravnd devam edecekti.
Güreş Millî Takımımız yarın gece seçilecek
önümüzdeki cumartesi ve pazar geceleri Alman Milli Gyreş Takımına çıkacak olan takımımızın seçmeleri yarın gece saat 20 de Spor ve Sergi Sarayında yapılacaktır.
Bu seçmelere iştirak edecek olan güreşçiler şunlardır:
îstanbuldan: Nureddin Zafer, Ralli Kaya. Mehmet Oktav, Fehmi Büyük mutlu. Ali Yücel, Mithat. Haydar Zafer, Hilmi Tafracı, Orhan Çakar, Bektaş Con, Servet Meriç,
Ankaradan: Yaşar Doğu, Celâl A-tlk. Adil Candemlr, Tevflk Yüce, Melih Eren, Cemil Sanbacak,
lzmirden: Ahmet Şenol. Muharrem Can d aş. Haşan.
Eskişehlrden: Nasuh Akar, Alt ö* demir, Süha Karaman.
Telaviv Takımı Ingiliz Yahudilerini 2-1 yendi
TeJ-Avivde Yahudller tarafından tertip edilen Makabiath Olimpiyatlarında Tel-Aviv takımı Ingiliz Yahudi lerinden müteşekkil bir takımı 2-1 yenmiştir.
Y. Denizcilik Okulu mezunlan armatör gemilerinde staj görebilecek
Yüksek Denizcilik Okulundan mezun olan ve kadrosuzluk yüzünden Devlet Denizyolları pavurlannda stajlarım tamamlayanuyan kaptan ve çarkçı namzetlerinin Armatör vapurlarında da staj görebilmeleri için bir kanun lâyihası hazırlanmasına başlanmıştır.
Sebze ve meyva nakliyatını kolaylaştırmak için bir toplantı yapılacak
Yurdumuzun her tarafmda yetişen sebzecilin istihlâk merkezlerine vaktinde ve kolaylıkla nakledilebilmele-rini temin için bu avın 16 sında müstahsil vilâyet mümessilleri ile Devlet Deniz ve Demiryolları temsilcilerinin iştirakiyle Ankarada bir toplantı yapılacaktır.
Bu toplantıda mahsullerin İskelelerde uzun müddet vasıta bekleyerek çürümelerine meydan verilmeden zamanında vamta tahsis İmkânları ve tenzilâtlı tarife tatbiki hususları görüşülecektir.
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ İKTİSADÎ_
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi I
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT Lİ3ÜTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı İğlerini fiilen İdare edan mesul müdür: Mithat PERİN
NesredUmlyen yanlar .iade edilme».
Basıldı gî yor >
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞÎRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 22 —
basma entarilerle dolaştırıyor. Zavallı Jan-netteün bir zengin kızı olduğunu kılığından, kıyafetinden kim anlar? Kâmuran Beyin kızı dersen Öyle. İki senedir bir bisiklet istiyor da milyoner babası almıyor. Ben aana bisiklet, sandal, pıng-pong masam, ne istedinse aldım. Fransız Mektebi dedin, gönderdim. Bir zamanlar “Paris,, diye tutturdun, ona bile razı oldum. O çiyan çıktı ortaya da sen istemedin gitmeği. Böyle bir ananın yüreğine indirecek şeyler yapıyorsun. Tüh sana, nankör! Şimdi görürsün sen.
Yataktan indi, terliklerini ve kimonosunu giydi. Aynaya baktı. Suçlan dağılmış ve kabarmıştı, Tarağım aldı, fakat hemen bıraktı. Beni böyle cadı gibi görsün de daha fazla korksun. Sabah sabah, tepeden inme bir tesir. Ondan İstifade edeyim. Mışıl mışıl uyurken bir sıçrayış sıçrasın da aklı başına gelsin.
Oda kapısına doğru yürüdü, durdu. Başı kazan gibiydi. Ya birdenbire sinirlenir de yine bayılırsa?.. Tuvalet masasına doğru gitti, gözünde Sedltol tüpünü aradı. Bulamadı. Aşağıda, ecza dolabıııdadır. Sinirlenir mİ acaba? Demin uyandığı zaman kalbi de hızlıca vuruyordu. Ne olacakmış? Giderim. Ne olursa olsun.
106
Sofaya çıktı. Karanlık. Çit yok. Yürüdü. Şetminin oda kapısı Önünde durdu. Kilitli mi acatya? Elini kulpun üstüne koydu, çekti, tçenye kulak verdi. Lüzumsuz. Ne duyacak? Cesareti yok. Niçin? Ben onun uğruna uykusuz kalıyorum ya. Patlasın, uyansın.
Kulpu çevirdi. Kapı kilitli değilmiş. Kanadı hızla iterek açtı. Durdu. Karanlık odada lake takımların beyazlığı ve gardrop aynasının parıltısı. Pencerelerde koyu bir mavilik. Hafif bir lâvanta kokusu. Ne münasebet! Yatağa baktı. Yorgan açıkmış ve altında kimse yokmuş gibi ona fazla bir beyazlık göründü. Yatağında değil mİ bu kız?
Hemen ışığı yaktı. A!.. Yok vallahi yok! Nereye gitti bu, sabaha karşı ? Etrafa göz gezdirdi Tuvalet masasının önündeki pufun üstünde kimonosu, yatağın ayakucunda pijamasının yalnız pantalonu, bir koltuğun üstünde dün giydiği basma entarisi vardı. Ne kadar çok sigara içmiş. Gece masasındaki tabla izmarit dolu. Uyumadı nn sabaha kadar? Nereye gitti şimdi? Gecelikle çıkmış. Ağabeyimin odasında olmasın? Ay. vallahi çıldırınm! Hem nedir bu lâvanta kokusu? Az buz değil. Adamakıllı sürmüş. Vallahi birinin odasına gitti bu kız. Aklımı bozacağım.
Sofaya çıktı. Durdu. Kalbi çarpıyordu. Karşı sıradaki odaların karanlıkta bile par-lıyan beyaz yağlı boya kapılarına baktı. Kulaklarının uğultusu artıyordu. Bir aralık “Sel-min!„ diye haykıracağı geldi. Kendini tuttu. Ağabeyslnin oda kapısına gitmeye cesareti yoktu. Şüphesinin bu kadar canlı ve yakın bir realiteye yerini vermesi ihtimali onu bayıltacak kadar korkutuyordu. Saıuim! Aman 107
Yarabbi! O lâvanta! Sabah karanlığı!
Hiç bir şey yapmamaya kuvveti yetmediği için yürüdü. Ayaklarının ucuna basıyor, arada bir duruyor ve kulak kabartıyordu. Köşkün içi yedi kat yerin dibi gibi sessizdi. Karanlık azalıyordu. Kapıların beyazlığından sonra tavandaki avize de parlıyordu. Duvarlardaki levhalar belirdi. Uzakta tren düdüğü ve çan sesleri vardı. Birdenbire ağlıyacak gibi oldu. Bu çan sesi onun şimdi içinde yaşadığı şüphenin çirkin vuzuhiyle rulı ve ahlâk temizliği arasındaki farkı dayanılmaz bir hale getiriyordu. Hemen bir camie koşup secdeye yatabilir, hüngür hüngür aglıyabilirdl. Yarabbi, bana kuvvet ver!
Yürüdü. Ağabeyslnin oda kapısına yaklaştıkça, kalbi zaptedilmez bir hale geliyordu. Göğsünden lâstik top gibi fırlıyacaktı. Ayaklan kendiliğinden sürükleniyordu. Oda kapısının önünde durdu ve kulağını kanada yapıştırdı. Orada da ses yoktu. Fakat kulağının uğultusu belki ince sesleri ve gürültüleri duymasına mâni oluyordu. Anahtar deliğinden bakmayı düşünürken, sıçradı. Karşı tarafta, fazlaca açılan bir musluktan boşalan su sesi geliyordu. Anladı. 8e İm in banyoda. Utancı şüpheden kurtuluşunun ferahlığını bulandırıyordu. Şaşırdı. Yürüdü ve durdu. Odasına kaçmayı düşünüyordu. Fakat niçin? Şüphesini saklıyabllirdl. Bir kaç adım daha yürüdü. Lâvanta! Şimdi de yalnız onun mânasını anlamıyordu, Hattâ banyo. Bu saatte ne işi var banyoda?
Gözlerin! kapıya dikti. Bilmiyordu ne yapacağını. Bekledi. Bir kaç adım daha sürüklendi. Şimdi banyonun kapısı biraz ötede idi.
108
Suyun azalıp çoğalan şırıltısı yorgun dikkatini uyuşturuyordu.
Selmin çıktı ve odasına doğru koşarak yürüdü. Onu görmemişti. Kapısını açtı ve hayretle durakladı. Elektriği kapadığını hatırlamış ve kimin açtığını düşünmeye başlamış olacaktı. Mefharet yürüdü. Ayak seslerini duyan Selmin, başını çevirip de annesin! görünce, bJr tereddüt geçirdi, sonra odasına girdi ve kapıyı kilitledi.
Mefharet de bir tereddüt geçirdi. Şüphe ve tecessüsten ziyade öfkeye benziyen bulanık bir hissin emri altında yürüdü, kapıyı vurdu. Bekledi. İçeride bir hareket olmayınca kapıyı tekrar vurdu.
Şetminin öfkeli sesi çıktı:
— Ne istiyorsun? ‘
— Aç!
— Soyunuyorum.
Kapı açılmadı. Mefharet bu saatte çamaşır değiştirmenin etrafını saran karışık mânaları eşelemekten de korkarak bekledi.
Geçen zaman ona çok uzun göründüğü İçin kapıyı tekrar vurdu.
Cevap yoktu. Mefharet bu sefer kapıyı yumrukladı ve bağırdı:
— Aç! Aç diyorum. Fena olur sonra!
Kapı açıldı. Selmin çıplak vücudunun üstüne kimonosunu geçirmiş, önünü ilikliyordu. Kaşlan çatıktı. Annesine öfkeli bir hayretle baktı:
— Ne İstiyorsun bu saatte?
Mefharet karyolanın ayakucunda kıvrılan iç çamaşırlarına bir göz attı, hâlâ kuvvetli bir lâvanta kokan havayı kızının gözüne çarpacak b!r iç çekişle kokladı ve sordu:
109
— Bu saatte sende bu tuvalet nedir?
— Ne tuvaleti?
— Bu ne lavantalar, banyolar, çamaşır değiştirmeler?
• Selmin annesinin yüzüne kin dolu bir dikkatin yapıştırdığı bakışlarını oradan zahmetle kopararak tuvalet masasına doğru çevirdi ve yerde parçalanmış bir lâvanta şişesinin kırıklarını gösterdi:
— Bir damla sürmedim, dedi, şişeyi gözden alıp gardroba kovacaktım. Elimden düştü, kırıldı. Zaten içinde pek az vardı, döküldü- Banyo filân da yapmadım. Yüzümü ve boynumu yıkadınu
Mefharet odaya girdi ve bir sandalyeye İlişti.
— öğle vakitlerine kadar uyuyan sen, neden böyle sabah sabah kaiktın?
• Selmin yatağın kenarına oturdu. Kimonosunun önünden çıkan dizlerini Örterek cevap verdi:
— Ona ıja mı karışacaksın? Ne olmuş sabah sabah kalkmışsam ? Dün gece uyumadım.
Annesi parmağiyle 6İgara tablasını göstererek:
— Belli, dedi, izmaritlerden.
— Belli İse ne soruyorsun?
— Sorarım.
Mefharet verdiği cevabın mânasızlığını anladığı için, hücumunu yeni delillerle tazelemek ihtiyacını duydu. Kaşlarını çatmış, düşünüyordu. Selmin gardroba gidip çamaşır bohçasını çıkardı. Annesinin ona arkası dönüktü. Kimonoyu üstünden attı ve bir avuçu-
(Devamı var) 110
Sayfa 3
2 Ekini 1950
V ‘E M I î S T A N B U L
Bu seneki mahsul ve
Kore mağlûbiyetinden sonra
Bedii FAİK
A
to*
t
zirai meselelerimiz


UCUZLUĞU, pahalılığı, partileri, politikayı, bir tarafa bırakın.
Türkjyc, bir “Asayiş meselesi,, ile burun buruna gelmiş bulunuyor! İmparatorluğun dağdaki eşklyası, yaylayı ovayı bir nefeste aşarak şehre ve şehirdeki kenar semti de bir çırpıda atlı yarak. raddeye yayıklı. Dün, ferman padişahın, fakat dağlar onıındu. Bugün ferıııaıı da oıtıııı, caddeler, şehirler (le... İşte ben değil, emniyet müdürümüz söylüyor: “Demokrasi tatbikatını, kendileri için bir nlz^ın dinlememek hürriyeti telâkki eden bir EÜınrenİn türediğini maalesef kabul etmek lazımdır. Bu türedilere karşı, mevzuat kâfi derecede süratli \e tedip edici değil.,, Meyvaiardan mıız İçin, ne niyete yenirse nnıın İndini ve kokusunu verir, derler. Denemedim. İnanmıyorum da ondan. Ama demokrasinin, muhtelif niyetlere yenip de, istenilen İndi ve IvoRııvn veren t>lr rejim olıı.ıımlıiîi sonrn. muzu du (lcnl>ece£İnı. Geçen £ece, karısı İle beraber sinemaya piden bir arkadaşım, filmin yarısında kalkmak zorunda kalmış. Öpüşme sahnelerinde yambarlarındaki koltuklardan çıkan acayip sayhalar kanısında, her İkisi de »aşırmışlar. Şakan dostum: “Sinema perdesine bakarak çoşan adam. ışıklar açılıp da, dillinde oturan canlı kadını sürünce ne yapmaz? diye düşündüm de kalktım., diyordu, tyi kİ kalkmış. Yoksa sinemada başı derde Rirmese bile, peç vakit dönerken, sokak İçinde bclAya uğrayabilirdi. Gazete salılrelerine pöz sezdiriniz. Sarkıntılık, şahsa ve meskene tecavüz, radyo programı. jalıut horsa haberi gibi, günün olayları arasına girdi!
Peki nereye gidiyoruz? Hürriyeti, müşterek bir tabakta ballandırdıktan sonra, herkese hak ettlfri kadarı tattıracak o canım rcjlın, ballandırdığı meyvanın yağma edilişine karşı, sadece gözlerini mi sulandıracak? Emniyet Müdürü, eldeki mevzuatı kfiıfl bulmuyor. Haklıdır. Bıınu, Büyük Millet Meclisi elbette düşünecek ve halledecek. Fakat meydanda görülenlerin, mevzuatı çok aşan tarafları ve saçakları var kİ, onları hep beraber düşünmeliyiz.
Jefferson. Amerlkayr yeni bir hamleye kaldırırken: “Analar çocuklarına. Amerikalı olmayı durmadan anlatsınlar,. demiş, şimdi ben de onun gibi “Bütün münevverler, demokrasiyi ve demokrat olmayı durmadan anlatsınlar,, diyeceğim aıııa, münevverin bir kısmından da korkuyorum. Ya maazallah bir ikisi çıkıp da, o pek sık rastladığımız “seçim hitabeti,, edasiyle: “Vatandaş! İşte hürriyet elinde. Onu sana biz verdik, dilediğin gibi kullan.,, derse, halimiz ne olur? Bir ziraat memleketi olduğumuz halde. Tarım bütçesinin on mislini. Jandarma ve polise veriyoruz. Daha fazlasını yapamayız. Yapacağımız, her aklı başında ve vicdanı yerinde olanın, kendi mAnevl bütçesinin vazife hanesindeki “medeni cesaret., ve “vatandaşlık duygusu.,nıı, arttırmasın-dan İbarettir.
Ve elbettekl, böylece bütün yük gene halis münevvere; politil^a.v ı binek, hırs’ı gözlük yapmamış münevvere düşer. Düşer ama, haydi bakalım ona da, hacı hlkAyelerlnl. şehvet romanlarını bir kenara bırakmış gazete gösterin de yazsın! Hey heyl ve sulu skeç! terketmiş radyo verin de konuşsun!
Tarım Bakanı, göçmenlerin iskân meselesine de temas eden beyanatta bulundu
Ankara, 2 (ANKA) — Tarım Bakanı Nihat Eğrihoz, bu seneki mahsul durumu ile diğer zirai meseleler ve göçmenlerin iskânına dair Ankara Ajansının bir muhabirine aşağıdaki beyanatta bulunmuştur;
“Bu seneki mahsul iyi değildir. Buna, havaların kurak gitmesinden ziyade toprağın gübresiz olması sebebiyet vermiştir. Son seyahatlerimde, köylünün umduğu neticeyi alamadığına şahit olduk, insan boyundaki saptar üzerimle dolgun gibi görünen başakların boş oldukları harmanda görülüyor ve ekiciler tana yerine saman elde ed yorlardı.,.
Eğriboz, nümıınn olarak berabe-
Öğretmenlerin Kayseri kongresi
Kongre, öğretmenliğin itibarını kaybettiren konular üzerinde durdu
Ankara, 2 (ANKA) — Kayserlde toplanan temsilcileri tarafından alınan mühim kararlar Milli Eğitim Bakanlığına Bunulmııgtur. 33 dernek namına 35 temsilcinin İştirak ettiği toplantıda müzakerelerin sıklet merkezini Öğretmenlerin kendi durumları teşkil etmiştir. Bu arada mesleği itibarsızlaştıran kanunlar ve kararlar üzerinde durulmuş, Maarif Teşkilât Kanunu ile tiler Kanununun değiştirilmesi istenmiştir. Maarif Teşkilât Ka-nunun ın öğretmeni İstediği yere hiç
öğretmenler Dernekleri
bir sebep göstermeden nakil salâhiyeti veren 22 nel maddesiyle İller Kanununun valilere tanıdığı yetkiler Üzerinde hararetli tartışmalar olmuştur. Bu gibi kanun ve kararların kaldırılması için alâkalılar nezdinde teşebbüste bulunmaya karar veren kongre, 80 maddelik bir rapor hazırlamıştır. Toplantıda hâlen mevcut 70 kadar derneğin birleştirilmesi ve bankası kurulması miştir.
tek
bir öğretmenler da
isim altında
kararlaştırıl-
Tarsusta toprağa kavuşturulan köylüler
Adana 2 (Hususî muhabirimiz bildiriyor I — Tarsusun Çöplüyaramış ağzı, Delik. Gülalımetali. Fakıh, Tıznık. Frengulııs ve Kefeli köylerinden topraksız 342 aileye 172,82 dönüm arazi tevzi edilmiştir. Bu münasebetle yapılan törende hazır bulunan İçe] Valisi Şakir Canap köylülerin tapularını bizzat vermiştir. Dağıtılan topraklar Tarsustakı devlet çiftliğine aittir. 3 ağustos 1950 tarihinde başlıyan bu tevzi işinin bu ka-; dar kısa zamanda ve muvaffakiyetle neticelendirilmiş olması köylüleri ziyadesiyle memnun etmiştir, raga kavuşan ca 64200 lira miştir.
önümüzdeki
tan mültecisine de 420 rak verilerek lüzumlu si de açılacaktır.
Dağıtılan arazilerin hipleri tarafından 20
çektir. Bu vatandaşlar bu 20 sene zarfında topraklarını satamıyacakla-n gibi kiraya da veremlyeceklerdir. Silifkedekl Tekir çiftliğinin de topraksız vatandaşlara dağıtılması için alâkadarlara emir verilmiş ve hazırlıklara başlanmıştır.
Top-vatandaşlar için ayn-kredl de
temin edil-
günlerde
21 Türkls-dönüm top-lşletme kredi-
bedeli mal sa-senede ödene-
MOLOTOF İTİBARDAN DÜŞMÜŞ
Emirerlerînin durumu tetkik ediliyor
Ankara 2 (ANKA) — Ora ı îç Hizmet Talimatnamesinin emir erlerine ait kısmında değişiklikler yapmak Üzere tetkiklere başlanmıştır. Talimatnamenin diğer fasıllarında da elde mevcut İşler İcap ettirdiği takdirde değişiklikler yapılacaktır.
Atıf Benderlioğlu Ankara Belediye Başkanlığına seçildi
Ankara 2 (ANKA) — Yeni seçilen Belediye Meclisi ilk toplantısını bugün saat 17 de yapmış ve Belediye Başkanlığına 41 üyenin ittifakı ile Avukat Atıf Benderlioğlunu seçmiştir.
Belediye Meclisi üyeleri Atatürkün ve Tandogan’ın mezarlarını ziyaret etmişlerdir.
Izmirin su derdi
Yeni Belediye Meclisi ilk İçtima ında meseleyi ele aldı
Yüksek askeri ehliyetnameliler
hu
2 (Hususî muhabirimiz
— Eeledlye Meclisi bugün da normal içtima devresine
bil-
Yedek Subay Okulunun Kış Devresinde okula kabul edilecekler
İzmir diriyor) saat 16 girmiş ve ilk toplantıda aralarında
Avnl Başman da bulunan İzmir milletvekilleri bulunmuştur.
Riyaset divanı seçimi yapıldıktan sonra Eshot İdaresinin 1951 yılı bütçesi M milyon üzerinden meclise verilmiştir.
Belediye Başkam Eshot. bütçesi hakkında İzahat vermiş, İzmir şehrinin yansının susuz olduğunu belirterek Belediye bütçesinden yapılacak yardımla 2 senede şehrin en uzak mahallelerine bile su verileceğini söylemiştir.
Ankara 2 (ANKA) — Bundan iki ay önpe Yedek Subay Kanununun değiştirileceği ve kış devresinde okula yeni talebe ahnmıyacağı bildirilmişti. M. S. Bakanlığının alâkalı askeri makamlarla yaptığı temaslardan sonra kış devresinde yalnız yüksek lerl
Okula iltihakın tarihi takriben aralık ayının ortalarında olarak tesbit edilmiştir.
ehliyetlilerin okula kabul edilme-kararlaştırılmış bulunmaktadır.
ŞEHRİMİZE GELECEK OLAN İNGİLİZ MEKTEP GEMİSİ
5 ve 9 ekini tarihleri nrıhında Heylıelladadaki Deniz Harp Okulumuzu ziyaret etmek üzere “Devonshlre,, İsmindeki Ingiliz mekhp gemisinin şehrimize leleceğinl yazmıştık. Yukarıdaki resimde, İngiltere Donanmasında şerefli vazifeler görmüş olan ve hâlen İngiliz Kırallyrt Donanması İçin müstakbel subaylar yetiştiren geminin profili görülmektedir.
İm-bu-bu İzde-ça-
Washlngton, 2 A. A. (AFP) — A. merikan radyo tefalrctal Drew Pear-son’a göre, Birleşik Amerikanın Moskova Büyükelçisi amiral Atan Kirk, Sovyet Dışişleri Bakanı Mo. lotof’un, Kore mağlûbiyetinden sonra İtibardan düştüğünü Waahington a bilidirmlştlr.
Pearson’a göre, Molotof. Kuzey Korelilerin hücum neticesi, Ameri, kan tepkisi hakkında yanlış tahminlerde bulunduğu için Kremlin gayrı memnundur.
öte yandan. Drew Pearson. Mn«-kovadaki Bulgaristan ve Ruman-ya Büyükelçilerinin, Sta linin, elli sene İçin de barışı temin etmek üzere İsviçre veya İsveç te Tnı-manla buluşmak arzusunda olduğunu ima ettiklerini söylemiştir.
Gene Drew Pearson’a göre, amiral Kirk bu hususta çok mütereddit ve şüpheli davranmaktadır.
rinde getirdiği bu cins bir başağı fili ile ufalıvarak:
"İşte gördünüz ya tane çıkmadı.,, demiş, bundan sonra da sözlerine şöyle devam etmiştir:
“Köylüye Hükümet ucuz fiyatla gübre dağıtmaya başlamıştır. Zirai
Donatım Kurumu da reklâm mahiyetinde olmak üzere ekicilere gübre vermektedir. Dağıtacağımız gübrelerden bir kısmını ithal edeceğiz, geri kalanım da Karabükteh temin e-divorıız. Mahsul kötü olmakla beraber ekilen arazi fazla olduğu için, tahminlere göre, rekolte geçen seneki miktarı geçecek ve 4 milyon nu bulacaktır.
Toprakultı sularından istifade kânlarını Bakanlıkça ele almış lunuyoruz. Hâlen bir komisyon konu ile ilgilenmekte ve Bursa, mir, Urfa ve Ankara civarında nemeler yapmaktadır. Bu teknik
hşmalara müvazi olarak Devlet Bakanlığı da açılacak arteziyen kuyuları için Marshali Plânından yardım sağlamak nıaksadiyie temaslarda bulunmaktadır. Kuyuların açılmasını hususî firmalara ihale edeceğiz. Her arteziyen kuyusu 50-60 dönümü sulamaya kâfi geleceğinden memlekette yer yer yeşillikler, bahçeler meydana gelecektir.
Arıcılık işine de büyük önem veriyoruz. Bu konu şimdiye kadar maalesef hiç ilgi görmemiştir. An-karada bir Arıcılık Enstitüsü kurduk. Memleketin Erzurum, Bursa, Balıkesir gibi arıcılığa müsait bölgelerinde kovan tiplerini tesbit ediyoruz. Buralarda ayrıca arıcılık kursları açacağız. Bugün Türkiyede her derde deva olduğu söylenen ve bir kilosu bir altına satılan ballar vardır. Arıcılığı geliştirip bal ihraç ederek memlekete senede 1-2 milyon liralık döviz sağlamaya çalışacağız.
Göçmenler meselesine gelince; bu iş için para bulmak imkânlarını a-raştırıyoruz. Marshali YTardımından da faydalanmamız ihtimal dahilindedir. Burada akrabası olan göçmenleri onların yanına gönderiyoruz. Diğerlerini de Akdeniz kıyılarına dağıtıyoruz.,,
Komünist Çinin takındığı tavır sükûnetle karşılandı
Harbin garip tarafları. Yanan bir Kore köyünde, Amerikan askeri bir tavşanı . kurtarıyor.
Yeni İstanbul'un KORE muhabiri bildiriyor
3 aylık komünist tethişinden
sonra Seul’da hayat
Margaret Higgins bildiriyor
Islâm Devletleri iktisat
Konferansı Tahranda toplandı
Konferansı Pakistan Maliye Nazırı açarak, Islâm âleminin kalkınması için alınması icap eden tedbirleri belirtti
Tahran, 2 (A.A.) — Milletlerarası İslâm Devletleri İktisat Konferansı bugün Tahranda toplanmıştır
Konferansı açan başkan, Pakistan Maliye Bakanı Ghulam Mohammed. konferansa katılan memleketlerin kalkınması için alınması gerekli tedbirlere de dikkati çekmiş ve bu tedbirleri şu şekilde sıralamıştır:
1 — İstihsali arttırmak, kooperatifler vaaıtasiyle müstahsilin modern vasıtalarla teçhiz edilmesi,
2 — Topraksız vatandaşların, topraklandırılması için hükümetlerce tedbirler alınması,
3 — Konferansa katılan memleketlerin ihtiyaçlarını Birleşmiş Milletlere anlatabilecek merkezi bir teşkilâtın kurulması,
4 — Millî gelir ve sanayi hakkında doğru malûmatı havi istatistiklerin hazırlanması,
5 — Kolektif çaJışma zarureti, müşterek sanayi ve kalkınma plânlarının yapılması,
6 — Dünya para bankasından Alalın fazla istifade yollarının aranması,
7 — Diğer beynelmilel teşekküllerle daha kolay temas temin edebilmek için Islâm memleketleri milletlerarası iktisadi konferansına hiç olmazsa yarı resmi bir mahiyet verilmesi gayesiyle bir komitenin teşkili.
Ghulam Mohammed bundan Ağa Han’ın, konferansa para mında bulunmayı vadettigini miştir..
Hatip sözlerini bitirirken,
ransa katılan memleketlerin kalkınması vo refahı için dileklerini bildirmiştir.
sonra, yardı-söyle-
konfe-
Ingiliz işçi Partisi Konferansı toplandı
Konferansın ilk mevzuunu çelik sanayiinin millileştirilmesi teşkil edecek
Londra 2 A.A. (Lpsi — İngiliz İşçi Partisi bugün Mnrgate’ta konferans akdetmektedir. 1500 den fazla murahhasın işllrâk ettiği bu konferansta incelenecek ilk konuyu demir ve çelik sanayiinin millileştirilmesi meselesi teşkil edecektir.
Yarın Başbakan Attlee İşçi Partisinin Parlâmento komisyonuna bir rapor sunacaktır. Çarşamba günü de İşçi Partisinin siyaseti müzakere e-dılecektir. Bu müzakereleri Başbakanlık Lordu Morrison açacak, kapanış nutkunu da Sağlık Bakanı Bevan okuyacaktır.
Dış siyaset perşembe günü incelenecektir.
Margöte 2 (YÎRS) — İşçi Partisinin Kongresinde haricî meselelere dair olan münakaşalar, kongre cenahlarının ayrı kanaatte bulunması dolayısıyla nezaket arzetmektedlr. Sanıldığına göre bilhassa Kore ve Almanya meselelerinde, mealleri itibariyle oldukça mühim elâstiki karar suretleri kaleme alınacaktır,
Malulen müstahdem subaylar
Bakanlar edilen bir malûlen
Ankara 2 (ANKA) — Kurulu tarafından kabul esasa göre bundan böyle müstahdem subaylar vatan hizmeti
yolunda sakat kaimi» olmaları rö-zönündc bulundurularak, bir şükran borcu olmak üzere 30 sonelerini dolduranlar dahi 65 yaşına kadar hizmette devam edeceklerdir.
(Seul’da bulunan muhabirimiz Margaret Higgins bildiriyor — 29 eylül Deniz piyadeleri Seul şehrini siperlerden kazımaya ve her türlü harp işaretinden temizlemeye başlamıştır. Şehir yedi günlük muhasaradan sersemlemiş ve yıpranmış olarak yavaş yavaş uyanıyor. Mahmurluktan geçer geçmez muharebenin hasarlanna kıymet biçmeye ve komünist taraftarlarının hesabını görmlye başlıyacaklar.
Komünistler şehri gayet aç bırakmışlar. Açlıktan gözleri dönen ufak çocuklar bütün grün Amerikahların peşini bırakmadı. Bunlann hallerine acıyan askerlerimizden bazılan kendi yiyecek vesikalarını onlarla paylaştılar: Çocuklar konserve kutusundan yemek yemeyi o kadar sevdiler ki, ertesi gün artık yemek seçmeye başladılar ve bilhassa şeker, pasta, bisküvi bulunan kutulan tercih ettiler.
Deniz piyadelerinin çoğu şehir haricinde yüksek tepeleri işgal ediyordu. Bazı karargâhlar, Duk Soo sarayı bahçesi, gibi tarihi yerlerde kurulmuştu.
Şehri aldıktan sonra ilk gün, askerler için, orayı burayı kolaçan edip yiyecek aramakta geçti. En çok bira aradılar. Bira ve yumurta bulduktan sonra kendi kendilerine şu suali sordular; “Seul'u aldık, eh. şimdi ne yapacağız?,. Hücum alayı komutanlarından Albay Chesty Puller gibi ateşli askerler, hemen 38 inci arz dairesine doğru zevk ve şevkle ilerlemek İstiyorlar.
Şafak söktüğü zaman harp seslerini duymayan Korelilerin bazıları aylardır saklandıktan yerlerden çıkarak sokaklara döküldüler. Hepsi komünistler gelmeden önceki hayatlarına avdet etmek İçin can atıyordu.

”SCHAUB” Fotojenik Kıraliçesi
•*
bugün Almanyadan dönüyor
lü« •
?*L •
Kırellçc, Almaııyaıhı Schaııh fabrikalarında
ilil İHI ıır n» m
Bil M mı IBBI
I

!:!
İM
99
■ I f f f
um ı?a
in ışı
Alman Schaub Radyoları Türkiye U. Mümessilliğinin tertip ettiği Fotojenik MiİRiibakasındn kırnliçrliğl kazanan büyük Tiirk Şıılrl AbdÜlhnk Hâmit’Ln torıınu İNCfrLAY ÇORA, Mümessillik tarafından Alnıanyayn gönderildi. Bchaub Fabrikalarında mtanflr kaldığı müddetçe muhtelif pozları çekildi. Bu rejimler. Schaiıb Radyoları reklâmla rını sÜRİlyrcektlr.
SrhHub Fotojenik Kırııllçesl, bildiği muhtelif İlhanlarla memleketimizi Alma uyurla çok l$i temalI etmiş ve bir çok Alman gazetelerinin mÜMibnkuchın te kendisinden hâlâ sitayişle bahnetmchlm» *rbep olmuştur. Büyük bir alâka toplıyaıı bu müsabakaya Kırnllçenln. Alnmnyadnkl seyahatine ve dönüşüne alt bir de filim tanzim edilmekle olup yakında hlrıemalnrımızrla gösterilecektir.
Kıraliçemlz. bugün bir İtalyan uçağiyle saat 15 de tahinimin (Schıuıb 931) modellerine ait orijinal kaluloğlarla birlikte avdet edecektir.
kiliseye, 28 ha-elbiseleri Thomas
giyip geldi.
Tepedeki Katolik zi randan beri işçi saklanan, papaz Li Kuzey Koreliler şehri zaptedlnce ya-
kalanmamak için kendini işçi olarak göstermek mecburiyetinde kalmıştı. Seul gazetelerine Lee Sung Poa a-dında bir muhabir gelmiştir. Lee Sung Poa Amerikalılarla çalıştığı için öldürülen diğer meslektaşlarının akıbetine tesadüfen uğramamıştır. Amerikalıların tarafında çalışan sadık memurlar Kuzey Korelilerin zamanında tevkif edilmekten korktuktan için hakiki hislerini gizlemişler ve şimdi yemden sevinç içinde Amerikan sefarethanesine akın etmeye başlamışlardır.
Henüz alevler İçinde olan şehirde komünistlerle münasebet kurmuş o-lanların aranması amansız ve süratli bir tarzda devam etmekteydi. Üç aylık komünist İstibdadından sonra halkın gözü kinden bir şey görmez olmuştu.
Sokaklar, Kerede âdet olduğu veçhile, elleri baştannm arkasına konmuş olarak yıkılmış kaldırımlar üzerinde diz çöken komünistlerle dolu idi. Diz çökenler arasında bağıran annelerin sırtında ağhyan çocuklar genç ve yaşlı erkekler, hattâ 17 yaşında genç kızlar vardı. Bazan deniz piyadeleri, Güney Kore polis teşkilâtından salâhiyet aldıkları için, bu siyasi mücrimlerin gardiyanlığını ettiler.
Komünist istihbaratından kaçan ki-llsemensuplan, iş adamları, ve gaze. fecilerle yapılan konuşmalardan anlaşıldığına göre, Korede kullanılan polis teknikleri diğer komünist işgali altında olan memleketlerinkin-den pek farklı değildi.
Şimdi kendinden yüksek rütbeli papazlar hapiste olduktan İçin Papaz Thomas Seul katedralinin en mühim mevkiini İşgal etmektedir. Li Thomns, komünistlerin şehre girer girmez bütün kiliseleri resmî İkametgâhtan haline soktuklannı söyledi. Komünistlerin İlk mühim tevkifi Koreye Roma tarafından tâyin edilen Amerikalı piskopos Pat-rick Byrne olmuştur. Peder Tho-mas’ın söylediğine göre, 3 ay zarfında dört katollk papazı tevkif edilmiş ve birinin öldürüldüğü öğrenilmiştir.
Komünistlerin hemen hemen İlk yaptıkları şeylerden biri Amerikan taraftarı otan Korelilerin mülklerini müsadere etmek oklu. Sonra bütün Seul gazetelerini Amerikan taraftarı kabul ederek hemen gazetelere sahip çıktılar. Fakat halk arasında on çok nefret kazandıkları şey gençleri Kuzey Kore ordusuna zorla yazdırmak İstemeleri olmuştur. Bazan geceleri evlere ve çiftliklere girerek gençlen uyandırdıkları ve süngü ile tehdit e-derek Kızılorduya İltihak etmeleri için zorladıkları anlaşılmaktadır. Pek çok kere zavallı gençlerin uyku sersemi yetiştirme kamplanna gittiği vâki olmuştur.
Çiftçiler de komünistlerden pek müşteki idiler. Çünkü komünistler hububat teslimi için çok yüksek bir miktar tesbit etmişlerdi. Çiftçinin biri bnna komünistlerin kendisinden bütün mahsulünden fazla miktarda mal teslim etmesini* İstediğini ve bu yüzden komşusundan pirinç satın almak mecburiyetinde kaldığını tattı.
Ziyaret ettiğimiz hapishane murlannın anlattıklarına göre,
mUnistler Seul’da esir ettikleri bütün siyasi mücrimleri Kuzeye sürgün yollamışlardır. Aynı zamanda küçük memurları soruya çekerek bazı ifşaata sebep olmuşlar ve sonra serbest bıraktıklarını da göz hapsinde bulundurmaya devam etmişlerdir.
Washington 2 A.A. (AFP) — Komünist Çinin komşularının hücuma uğramasına yabancı kalamıyacağına dair Dışişleri Bakanı Chou En Laf* ın beyanatı Amerikan resmî çevrelerini aşın bir heyecana sevketme-miştir.
Filhakika bu çevrelerdeki kanaate göre, Komünist Çin. Koredekl durumun inkişafını dikkat n&z&nna alarak, Kuzey Korelilerin kendi zararlarına yapmış olduktan gibi, Sovyet emperyalizminin ekmeğine yağ aür-rneyi bundan sonra kabul edemez. Amerikan resmî çevreleri Mao-Tse-Tung ve Dışişleri Bakanının yeni bir iç harp neticesi harap olan Çinin yeniden imariyle bu derece meşgul olurlarken, Kore macerasına müdahaleyi düşünmeyecekleri kanaatini İzhar etmektedirler.
Bu şartlar dahilinde Komünist Çin’in Birleşmiş Milletlere kabulü gayri mümkün değilse bile güç olacaktır.
Joe Louis, Ezzard Charles ile dövüşmek istiyor
New.York 2 (YÎRS) — Joe Louis çarşamba günü Ezzard Charles’* yenildiğinden beri ilk defa olarak meydana çıkmıştır. Kendisiyle görüşen muhabirlere belki ringe tekrar döneceğini ve bir ay içinde de Ezzard Charles ile bir ikinci karşılaşma yapıp yapmamaya karar vereceğini söylemiştir. Joe mağlûp olduğu vakit bir daha ringe çıkmıyacağmı söylemişti.
istihsalini
2 A.A. (LPS) — Bir-çelik sanayii gelecek
an-
me. ko-
Suriye Parlâmentosu toplandı
Şam. 2 (AP) — Suriye Parlâmentosu dün, Müessesan. Meclisi halinden parlâmentoya inkılâbından sonra Llk toplantısını yapmıştır.
Meclis, bir sene müddetle başkanlık makamına, Rüştü Klkya’yı seçmiştir.
Hoffman’ın demeci
Berlin. 2 A.A. (AFP) — Batı Berlin İle Almanyanın Sovyet kesimini ziyaret etmiş olan Marshali Plânı eski idarecisi Paul Hoffman*’, D. P. A. Ajansına şu demeci vermiştir:
”B«tı Berlinle Doğu Berlin arastn-dakl fark, ekonomik hayatla, ekonomik Ölüm arasındaki farktır. Eğg^r Sovyet kesiminin durumu gördüğüm gibi ise, başka Sovyet peyki devleş ler hakkında neticeler çıkarmaya mt^ saittlr. Bir gün bu devletler hall( kahramanca ayaklanıp, kendilerüf boğan boyunduruktan kurtulacakla* dır.,, .Amerika çelik arttırıyor
\Vashington, leşik Amerika
iki sene zarfında istihsalini onda bir nispetinde arttıracaktır.
Amerika Ticaret Bakanı demeçte bulunarak bu hususta çelik sanavil firmalarlyle görüşmeler yaptığını •-fade etmiştir. Bu firmaların şeflerine nazaran Amerikanın 1952 de çelik istihsali 110 milyon tonu bulacaktır. Vletnamda Fransızların ânl bir taarruzu
Saygon. 2 A.A. (United Press) — Bugün Fransız Genel Karargâhından bildirildiğine göre havadan indirilen piyade kuvvetleri, 36 saat süren âni bir taarruz neticesinde komünist â-silerın askeri merkezi Thainguyen’i işgal etmişlerdir. Bu şehir Hanoy’ıın 55 kilometre kuzeyinde bulunmaktadır.
Amerlkada kar ve sısnk
dalgası
New-York, 2 (AP) — Birleşik A-merlkanın batı bölgesinde Rock.v dağlarına kar düşmüş, beride New-York-ta ekim ayının en sıcak günü yaşanmıştır. Dağa flüşen kar, 16 inç kalm-lığındadır.
Yııgoslavyaya İltica eden A mavııt lar
Belgrad, 2 (AP) — Yugoslavya, geçen hafta içinde 84 Arnavudun, Arnavutluk dahili siyasetinin tesirinden kurtulmak maksadiyle, hududu geçerek Yugoslavysya iltica etmiş olduklarını bildirmiştir.
Sayfa 4
V E N t İSTANBUL
3 Ekim 1050
GÜNÜN
KONOMiK

Rus iktisadiyatına bakışlar
Kısa bir seyahatten notlar : 5
Rusya 1951 bir harbe
de topyekûn
girebilir
Yazan : Nicholas NyaradI
Macar Maliye Bakanı 1947 . 48
II
Rus ordusu motorize edilince tabii ki. akaryakıta olan ihtiyaç da arttı. Rus petrol kuyuları bunu karşılamaktan uzaktı. Peyk devletlerde açıİAn yeni kuyular da ihtiyacı karşılavama-dı. Kömürden petrol ve petroldan kauçuk yapma teşebbüsleri muvaffak olamadı. Rusya kauçuk ihtiyacını güneydoğu Asyadakl ajanları vasıtasıyla yüksek fiyatlar teklif ederek elde etti. Dış ticaret borçları ise makbul birer meta olan altın veya dolarla Ö-den inektedir.
Rus ordusu yıldırım harbi yapmak için yetiştirilmektedir, buna binaen motörlü vasıtalara olan ihtiyaç tabii kİ çoktur. Harp İçinde ödünç olarak verilmiş olan cip ve diğer kamyonlar artık eskimiştir. Rusların m edan İftiharı olan Zis 110 lar ise, her cihetten maksadı temin etmemektedir Bunlar 1947 pakardlarınm bir kopyamdir. Onlardan farklı olarak sürat ve dayanıklılıkları pek düşüktür.
Rus demiryollannın durumu
diğer endüstri branştan gibi feci bir durumdadır. Hatların çoğu tek hattır ve ktıllantlan lokomotifler Birinci Cihan Harbinden evvele aittir. Vagonlar ise ekseriya asırlıktır. Maamafih Av-rupadaki Rus kontrolündeki trenler daha süratli seyahati mümkün kılacak şekilde işletilmektedir. Buna da sebep herhangi bir harp vukuunda Rus kıtalarını Avrupa içlerine süratle aevketmek gayesidir.
Rus harp hazırlıklarının ne durumda olduklannı resmî bütçelerin tet-klkmdan anlamak imkânsızdır. Zira bir çok masraflar bütçede gösterilmez ve nereye gittiği de pek mahdut kinişe tarafından bilinir.
Rus harp istihsalinin verimsizliğine sebep bir çoklarının dediği gibi ham maddelerin kıtlığı değil, Rus iktisadi politikasının hatalı oluşudur.
da
Bürokrasi istihlâk mallarındaki nedretle birleşince durumun nezaketi ortaya çıkar. Vesika sistemi cari iken bile daha fazla mal veya bir kaç vesika birden satın almak mümkündü. Yapılan istatistikler de tam malûmat vermek bakımından kifayet edici mahiyette değildir. Bunun ne derece doğru olduğunu tarlada çürümeye terkedilmiş olan patates yığınlarının da istihsal edilmiş olarak listelerde gösterilmiş olduklarını öğrendikten sonra anladım. Bu köylüler bitap bir hale düştüklerinden dolayı mahsulü yerinden kaldıramamışlardı.
Hür devletlerden herhangi birinde, Rus yad a kİ düşük hayat seviyesi mevcut olsa, bu devlet hiçbir zaman istilâ emelleri beslemeyi düşünemez. Halbuki bu Rusya için bir mahzur değildir. Rus halkı bir cennet hayatı yaşadığına emindir. Zaten Stalinin gölgesi arkasından böyle bir şey görmelerini beklemek de abestir. 8u yüzden, imkânsızlıklar, malzeme kıtlığı Rus yayılma politikasını önliye-mez. Rus potansiyeli Amerikan potansiyeline erişemezse de Rusların diğer avantajları Amerikalılardan üstün duruma geçmelerini sağlamaktadır. Rusyantn en yüksek İktisadî potansiyele ulaşacağını tahmin ettiğimiz 1951 senesine kadar askeri kudretini kullanmıyacağı İleri sürülürse o halde Kore harbinin arkasında ne gizlidir?
Rus iktisatçılarına göre kapitalizm daimî surette askeri masrafları karşılayamaz. Amerika da kapilatlst bir memleket olduğuna ve harpten sonra işsizliği önlemek için harp sanayl-inden sulh sanayiine geçmediğine göre bir müddet sonra m as r afi an kar-şılamayıp çökmek zorunda kalacaktır. İşte Kore harbinin açılması bu çökmeyi hızlandırmak gayesini gütmektedir.
İSLETMELER BAKANLIĞINDAN:
Adapazarı şeker fabrikası hususî sermaye ile kurulacak
Türk - Italyan ticareti neden iyi işlemiyor?
İtalyan tacirlerinin iddialarına göre, Türk parasının değerini engelliyen unsurlar, mallarımızın Standard olmayışı ve Türk mallarının dünya fiyatlarına nazaran yüksek oluşudur
Yazan : Mithat Perin
Bütün bunlar, bana ItAİyada tacirler tarafından mallarımız hakkında söylenilenlerdir. Bu iddiaları gerek Türk tacirine ve gerekse, Türk ticaret makamlarına ulaştırmak başlıca vazifemizdir. Kim süren bir seyahat İçerisinde bu gibi İddiaların derecelorlnl elbette tevsika lamazdım. Yalnız bunları da geçemezdim.
Benlrn ltalyadakl ticaret görüp de gıpta etmekten kendimi a-lamadığım; huaUBİ tcşebbüaün kendi İşini dalma tekâmüle dofcru götüren bir tarzda çalışması ve hükümetin t-t&lyan mallarına pazar arayıp bulmalına İntizar etmektense, bunu bizzat yapmayı tercih etmesidir. Burada kimse oturduğu yerde para kazanmadığı gibi, bir işten büyük bir kâr da beklemiyor.
ltalyanın dış ticaretinden beklediği, ihracatçıların, memleketin muhtaç olduğu kadar malı ithale yarıyacak. dövizi temin etmeleridir. Galiba bun da muvaffak da olunuyor.
Mütereddit, herkesten şüphe eden, fakat, hakanlık sirkülerleri arasında muazzam İmtiyazların sıyrılıp geçebileceği ticaret rejimleri artık çoktan tarihe karışmış.
îtalya bilhassa bu hususta her şeyi basite Ircâ etmiş ve mağlûp bir devlet olmanın acı izlerini silip atmış. Avrupanın orta yerinde, yeniden basiretli bir tüccar memleket oluvermiş.
Ticaret hayatımıza yeni bir eekll verilmek vaatleriyle kualklarımızın dolduğu şu günlerde, ümit etmek isterdik ki, bütün milleti, devlet, müstahsil, müstehlik, tüccar ve mutavassıt olarak çok yakından alâkadar eden ve başka milletlerce asırlar sonunda eldo edilen büyük tecrübeleri "biz bize benzeriz,, gibi tekâmülü önliven ve bu milletlerle dostluk ve kardeşlik devrinde hiç de göğüs kabartıcı ol-mjyan sabit bir fikirle küçümseme yoluna gidilmesin.
BİLHASSA İktisadî bir gelişmenin seyrini müşahede için ltalyaya davet olunan bir gazetecinin, Türk-ltal-yaıı ticaret münasebetleriyle yakından İlgilenmesi, başta gelen tabiî vazifeleri nıeyanındadır. Bunu tetkike kalkar kalkmaz karşınıza dipdiri bir dış ticaret dâvası dikiliyor. Bunun ilmi sebeplerini bir yana bırakalım da. hemen omuz başımızdaki komşumuz İtalyanların dış ticaret meselelerine bir göz elalım. İtalya dış ticaretinde muhtelif milletlerle, muhtelif esaslar üzerinden nndiaşmalar yapmış ve bunlarla ticaretini yürütmek yolunu bulmuştur. Bu milletler şÖylece gruplara ayrılıyor:
A — Umumî kliring yollyle andlaş-malı memleketler:
Arjantin - Avusturya - Lüksemburg ve Belçika - Brezilya - Finlândlya -Fransa - Batı Almanya - Yunanistan-Yugoslavya - Norveç - Hollanda - Polonya - Portekiz - Rumanya - Ispanya - İsveç - Türkiye - Macaristan -Şosetler Birliği
B Karşılıklı satışlar: Bulgaristan - Danimarka - İsviçre. C — Hususî takas:
Çekoslovakya.
D — Sterllngle ödemeli andlaşma: Büyük Britanya - Pakistan - Birleşik Endonezya.
E — Kanada dolariyle ödemeli and-laşma:
Kanada.
İtalya, ticaret andlagnıası yapmamış olmasına rağmen ynkındoğu memleketleriyle devamlı alışveriş halindedir. Bütün bu andlaşmalar arasında bizi en çok alâkalandıran şüphesizdir ki kliring ve dolar esasına dayanan Türk-ltalyan ticaret andlaşmasının tatbikattaki durumdur. Mahallinde İtalyan ticaret âleminin ehemmiyetli kimseleriyle yaptığım temaslar bana burada belirtmek zorunda bulunduğum bazı Jddialan ortaya koydu.
Türk-îtalyan ticaret andlaşmasını baltalıyan en ehemmiyetli unsurlardan bir tanesi şüphesizdir kİ Italyan liretinin Türkiyedekl resini kuru İle. Türk lirasının İtalyan iş âlemindeki değeridir. Türk-ltalyan ticaret and-laşması dolar üzerinden hesaplandığı için bir doların resmî değeri 2 Türk lirası 85 kuruş olunca ve Türk lirası bu miktar üzerinden d ol arlaştırılıp mukabilinde liret ödenince, bir Türk lirasına 222,5 ilret tekabül ediyor.
Halbuki Türklyede dorların karaborsa fiyatı 3,80 veya 4 Türk lirası üzerinden hesaplanırsa bir Türk lirasının resmi kuru 150-160 liret oluyor. Zaten îtalyada da Türk lirasına verdikleri resmi fiyat 140-150 liret arasındadır.
Türkıyede mallarımızın fiyatlarını
dünya piyasalarının fiyatlarına uydurmak yolunda alman 7 eylül kararları, ticari teşebbüsün bazı şahısların elinde bulunması veya devlet müstahsil ve tacirin İşbirliği yapamamaları yüzünden beklenen fiyat azalmasını getirememiş vş Türk malının maliyet fiyatı vo satış fiyatı daha da yükselerek dalma dış piyasalardaki fiyatların üstünde kalmıştır.
Müşahedelerime nazaran AvrupalIlar bu işi müstahsil, devlet ve tacir elete verip bir memleket meseleni telâkki ederek halle muvaffak olmuşlardır. •
Avrupa, henüz İkinci Cihan Harbinin yıkıntılarından kurtulamamışken Iktlsaden bellerini doğrultmuş milletlerle doludur.
Bana öyle geliyor kİ; bu biraz da para ve imkân meselesinden ziyade, kafa İşidir vo henüz bizde İktisadi hayatımıza ferahlık getirecek inkılâbı yapacak kudrette bir devlet adamı tanıyabilmiş değiliz. İtalya ile ticaretimizde kambiyo farkı mühim bir rol o.vnamakln beraber, ttalyanlnr şu noktalar üzerinde ısrarla durmaktadırlar:
‘'Türk taciri malını daha az kârla satmalı ve kazancını bir fşde değil, çok işde elde etmelidir. İkincisi, Türk malları standart değildir. İtalya, gerek dokuma, gerek hububattan yapılacak gıda maddeleri sanayiini standart mal Işllyen makinelerle kurmuştur. Halbuki lar standart lerdekl fiyat büyük engel den daha da
Bir de, İtalyanın İthal ettiği Türk mallarının ekspertizi srin de, daima eşantiyona ve anlaşmaya uymadıkları görülmektedir. Bilhassa pamukların elyafı o kadar mütehalilftlr kİ. Türk pamuğunu satın almak mümkün olamamaktadır.-
Türklyeden siman mal-olmavınca. zaten dovlz-farkından ortaya çıkan malların fire vermesln-artm aktadır.
dok rulıı k İmkân bu-y azmadan
hayatında
İngilterede büyük endüstri meseleleri
Serbest ticarete
müteallik anlaşma
Pariste imzalanan anlaşmaya göre hazırlanan Serbest
İthal Listesinin yarın yürürlüğe girmesi icap etmektedir
Ankara 2 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Geçen ayın 19 unda Pariste imzalanmış bulunan ticaretin serbestleştirilmesine müteallik anlaş* maya bizim do katıldığımız malûmdur. Bu anlaşmaya göre âkit taraflar 15 gün içinde serbest ithal listesini tanzim,.neşir ve meriyete koymakla mükelleftirler. Hal böyle olduğuna göre bizim serbest listemizin de bu ayın 4 üncü çarşamba günü meriyete girmesi lâzım gelmektedir. Bu serbest liste hazırlanmış ve Bakanlar Kumlunun tasdi kına arze-dllmlştlr.
Serbest listemiz, merî dış ticaret rejiminin ithalâta müteallik listesinin (A) bölümü esas olarak alınmak ve bu listeye bazı İlâveler yapılmak csuretiyle hazırlanmıştır. Listeye yapılan ilâvelerin memlekette birleşmiş
sanayii ve bilhassa hususî sahayı müteessir etmemek düşüncesiyle mey-dana konduğu bildirilmektedir.
Amerikanın yardım plânı
Washlngt.on 2 (HuhubIj — Cumhuriyetçi »enatör Kenneth Whe-rry. Ru,yaya harp malzemesi ea-tan memleketlere yardım edilmemesi hususunda yaptığı teklifini değiştirmiştir. îlk teklifi Senato tarafından kabul edilmiş fakat Mümessiller Meclisi tarafından red edilmişti. Çünkü onlara göre senatörün teklifinde bahsedilen maddeler, geniş mânada alınabilirdi. Bunun üzerine senatör VVhc-rry İfadesini değiştirerek “Maden, harp silâhlan ve malzemesi" gönderen memleketlere yardım edilmemesini teklif etmiştir.
Üzüm satışları çok hararetlendi

Motor endüstrisi istihsalâtı rekor kırmıştır

Bu seneki şeker rekoltemiz 120 bin ton tahmin ediliyor
Ankara. 2 (ANKA) — Bu seneki geker İstihsali 120.000 ton olarak he-saplanmaktadır. Geçen yıla nazaran 10.000 ton noksandır. Buna havaların kurak gitmesi yüzünden Al-pullu şeker fabrikasının kâfi miktarda pancar bulmaması sebep olmuştur. Mevcut eksiklik eldeki 40.000 tonluk 8toktan kapatılacak ve şeker İthali yoluna gldilmiyecektlr.
Tarım Satış Kooperatifleri
_ _ •
Bu kooperatifler de Ziraat Bankasının kontrolüne tâbi tutulacak
UNUTMAYINIZ Kİ
AKSAMA KADAR

250 liralık yeni bir hesap açtıran veya mevcut hesabını bu miktara yükselten
BAYAN
HE
n
21 EKİM
Keşidesine girer
AKBANK
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, Tarım S^tış Kooperatiflerine yeni bi» şekil verecektir. Bilindiği gibi; br mirde, Glresunda, Adanada, geniş biy teşkilâtı olan bu kooperatifler, E-konoml ve Ticaret Bakanlığı tarafından idare edilmektedir. Bütçeleri Bakanlık tarafından kontrol edildiği gibi, satış İşleri do yine Bakanlık tarafından tanzim edilmektedir.
Kooperatiflerin doğrudan doğruya kendilerini İdare etmeleri hatıra gelmektedir. Böyle olmakla beraber, bu gibi kooperatiflere Ziraat Bankası kredi verdiği için, bu Bakanlığın kooperatifleri kontrol etmesi uygun görülmüştür. Esasen Kredi Kooperatif* leri de Ziraat Bankasının malî kontrolü altında bulunmaktadır. Buna ilâve olarak, Tarım Satış Kooperatiflerinin de Ziraat Bankasının kontrolüne tâbi tuutlmasmda fayda görülmektedir.
Toprak Ofis 135 bin çuval satıyor
İşletmeler Bakanlığı bir tebliğ Hususî Teşebbüs fonundan
Ankara, 2 (A.A.) — İşletmeler
Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
Ana sanayi ile âmme hizmetlerine alt tesisler dışındaki sınat teşebbüslere devlet eliyle girişmemek ve bundan böyle bu gibi tesislerin hususi müteşebbisler tarafından kurulmasını sağlamak yolundaki Hükümet programı uyannea. Adapaza-nnda tesisi derpiş olunan şeker fabrikasının hususi teşebbüs şeklinde kurdurulmasına karar verilmiştir.
Bu fabrikayı kuracakların Mar-ahall Yardımı içinde hususi teşebbüse ayrılan fondan faydalandırılması, aynca Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Ortaklığı tarafından da gerek sermaye tedarikinde kolaylıklar gösterilmesi, gerekse işletme bakımından teknik yardımlar yapılması düşünülmektedir.
Bu hususta Bakanlığımıza yapılmış ciddi bazı müracaatlar bulunmakla beraber, mesele hakkında kesin bir karara varmak üzere, bahse konu şeker fabrikası tesisim teknik ve ekonomik İcaplara uygun bir su-
yayınlıyarak, Marshall Yardımı yardım yapılacağını bildirdi
rette tahakkuk ettirecek diğer müteşebbislerin dahi mevcut olabileceği düşünülerek, bu gibilerin de en geç l-kasım-1950 tarihine kadar yazı He Bakanlığımıza müracaat etmeleri ve tesis projelerini, mali ve teknik kabiliyetleri hakkındaki muteber vesikaları bu müracaatlarına eklemeleri ve bu işe ne miktar sermaye koyabilecekleri ile Hükümetten bekledikleri yardımların mahiyet ve miktarlarını açıkça belirtmeleri rica olunur.
Ticaret Odaları Kanunu yeniden tetkik ediliyor
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, Ticaret Ortalan Kanunu üzerinde yeniden tetkiklere boşalmıştır. Bakanlık tarafından hazırlanan bir tasan-ya göre, Ticaret Odalarının Bakanlığa bağlı bir müessese olmaktan ziyade, hakiki mahiyette bir tüccar teşekkülü olması uygun görülmektedir Bu cümleden olmak üzere Odalann hükmî şahsiyetleri hakkındaki mevzuat daha ziyade genişletilecektir.
icmali-olarak
Diinkii satışlarda tngilizler 15 nıîlyon kilo iizüm aldı
İzmir, 2 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Dünkü haftalık mlzde kuvvetli bir ihtimal
kaydettiğimiz hal tamamen tahakkuk etmiş ve İngiliz İaşe Nezareti tzmlrde 12 firmanın yaptığı teklifi aynen kabul ederek fob İzmir teslimi olmak üzere 15 milyon kilo üzümü, kilosu 84 kuruş 88 santimden satın almıştır. İngiliz İaşe Nezaret! Temsilciliğine saat 11 de gelmiş olan muvafakat cevabı vürut etmeden önce, piyasada büyük bir hareket dikkati çekmekte ve ihracatçılar mütemadi .şekilde üzüm satın almaktaydılar. Nitekim Borsa açılınca fiyatlar süratle İnkişaf ederek 9 numara üzüm tahmin ettiğimiz rakama uygun surette 80 kuruşu bulmuştur. Akşama kadar 14 bin çuval üzüm satılmıştır ki bu satış Borsa tarihinde bir rekordur. Bu satışı Alman satışının takip etmesi ve belki de yarına kadar Almanlara 8 bin ton üzüm satılmasına intizar etmek lâzımdır. Yemiş çarşısı ve Kordonboyu üzüm çuvallarlyle doludur. Mahsul fazlalığından Kordondan geçilememektedir.
Londra 2 (Hususi)—1945 te îşçl Partisinin iktidara geçtiğinden beri Sosyalist politikası başlıca endüstrileri devletleştirmekti, önce sosyalist hükümet kömür endüstrisini sonra sıra ile hava yolu, kara ve demiryolu nakliyat endüstrilerini devletleştirdi ve demir ve çelik endüstrilerine de hâkim olmak için bir parlamento kararı çıkardı. Bu meseleler ve bilhassa den^r - çelik endüstrisi dâvası etrafında son haftalar zarfında şiddetli münakaşalar yapılmaktadır. Bilhassa nakliyat sisteminde bu sene 21 milyon sterllngllk bir açık olduğu öğrenildiği zaman herkes şaşırdı, çünkü sene başında tren biletleri pahalılaş-tınlmıştı. Fakat yolcu biletlerinin de arttığı halde, ücret ve masraf İlerde artmasa bile vaziyet pek bozuk görünmektedir.
Yapılan son tahminlere göre îngll-terenin kömür stoku 13.5 milyon ton kadardır. Geçen seneden azdır. Bunun İçin herkes duğu gibi masından tlhsalinin mektedir,
1949 un aynı devreye rastlayan mlk-
1.5 milyon 1947 de buhranı
Kömür
zannedilme-lstlhsali
ol-ol-is-
feci bir yakıt korkmaktadır, artacağı hiç geçen haftanın
tarından azdı. Maden amelelerinin sayıca durumu da pek parlak değildir. En son istatistiklere göre son 12 ay zarfında 23.000 işçi azaldığı anlaşılmıştır.
Motör endüstrisine gelince, temmuz ayı motör endüstrisi için bir tatil ayı olduğu halde İstihsal yeni bir rekor kırmıştır. Haftada 11.000 parça-oto-mobü imal ediliyordu. O ay zarfında ihracat 17.000.000 sterlingi bulmuştu ve bunların içinde 32.000 otomobil, 12.600 kamyon, otobüs ve 7.250 traktör vardı.
Yeni mevsim Londra yün satışlarına İştirak nispeti şayanı hayret derecede fazla İdi. Geçen mevsim fiyatlarına göre yün fiyatları yüzde 50 ilâ yüzde 85 fazla idi. Aşağı yukarı 2 milyon sterling değerindeki 15.000 balya satıldı. Bilhassa Yeni Zelanda yün tiplerinin fiyatlan pek yükseldi. Fakat Avustralya yünleri aynı seviyede idi. Umumî olarak fiyatların dominyon fiyat seviyesinden yüzde 5 ilâ 7.5 fazla olduğu anlaşılmıştır. Piyasada Amerikan ve Avrupa müşterileri o kadar çetin bir rekabette idiler kİ, lngllizler piyasanın hareketli gidişine ayak uyduramadılar.
Arjantinde kauçuk istihsali için bir program yapıldı
Ar-
Ba-
Buenos-Aires, 2 (Hususî) — jantln Ziraat, Sanayi ve Ticaret kanlıkları guayule bitkisinin yetiştirilmesi ve bundan kauçuk istihsal edilmesi hususunda bit plân hazırlı-yacaklardır. Ziraat Bakanlığı tecrübe istasyonlarının yerlerini hazırlı-yacak ve çiftçiye yetiştireceği fidanları satacaktır. Endüstri ve Ticaret Bakanlıkları da yetiştirilen bitkinin endüstriyel bakımdan kıymetlendirilmesi işini organize etmeye çalışacaklardır. Oldukça fazla miktarda kauçuk maddesine mâlik bulunan guayule bitkisinin ziraat ve sanayideki kıymetlendirilmesi işleri hususi işletmeler tarafından yapılacaktır. Devlet de bu işle uğraşanlara kazanç temin edecek şekilde fiyat sağlamaya çalışacaktır. Şayet bu işlerde hususi teşebbüsler kâfi gelmezse o zaman devlet, guayule yetiştirilmesi ve bundan kauçuk istihsal İşiyle de meşgul olabilecektir.
Adana 2 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Toprak Mahsulleri Ofisi kısmen hurda, kısmen kullanılabilecek durumda 134,900 çuvalı satmaya karar vermiştir.
EN GÜZEL EV DERGİSİ
SONBAHAR SAYISI fevkalâde bir şekilde çıktı
Yakup Kadri’nln nefis bîr Tahran mektubu - En tanınmış muharrirlerimizin yazılan - En güzel
Moda
re en dikkate değer tercümeler
şiirler - Çocuk, Sağlık* aahlfeleri - Karikatürler
100 sayfa 100 kuruş

ve
2/X/1950 Pazartesi
Devlet Tahvilleri
E M L E K E T
İzmir :
Borsalarda vaziyet
İstanbul :
Ticaret Borsasmda muhtelit kalitede ve menşelerdeki fındık fiyatlan 325 - 345 kumş arasında muamele görmüştür. Diğer maddele-rin durumunda ehemmiyetli bir lahavvül olmamıştır.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Borsacında yalnız %6 Faizli 1949 İstikrazı üzerine muamele cereyan etmiştir. Altın piyasası ise hafta sonuna nazaran daha düşüktür.
Bugün çekirdeksiz üzüm borsası açılınca hava çok canlı, alıcı istekli olduğundun 9 numara, evvelâ 77, sonra 78 kuruşa çıkmış ve kısa zamanda 10 numara üzüm 82 kuruşa vâsıl olmuştur. încir piyasası sıcaktır. İş malları *3 kumş yükselmiştir. Pamuk piyasası bir duraklama geçirmektedir. Ekim teslimi Birinci Akala 315 kuruştan satılmış, hazır mal 321 kuruşa çıkmışıtır.
DÜNYA
BORSA
ve
PİYASALARI
KAMBİYO
İstanbul Borsası
AÇLIK Kapanış
ı biurllng 7.84.50 7.84
ııjO Dolar 280.— 280.—
100 ht Frangı .. 0.80 > 0.80
100 Isviçre Fr ... »M.03 64.03
100 belç 6.60 6.60
lüü İsveç; Kr .... 54.12.50 64.12.60
»00 Florin 736840 73 68.40
100 Liret 0.44 0.44 128
100 Drahmi 0.01.670 001.876
IOO Kpcnıınne 9 73 90 9.73.90
*
Altınlar
Bugün Lak) kur
Lire Lire
Külçe TeıB Uı 4.62 4.76
Külçe Degueaa 4.66 —
Cun.burlyei — —
Keşat 37 30 37.60
Hamli — —
LztilncD «•••••»»«•* 28.84 29.15
İngin» 48.70 44.25
Frnneıa kok ... —*• —
NapolSon il)
İsviçre
Zürich Borsası (Serbest)
İsviçre Kranct
?9 Q 1950
Üurumo Ln aşağı Ln yuKtırı
l'ürk Lira» .... 1,05 1,15
Dolar 1 34 1/4 1 35 1/4
Sterline 10.75 10.90
Freneı» Frang» 1.15 1.17
ESHAM VE TAHVİLÂT
- ■ i ■ —
ikramıydı tahviller Kapanış
%6 1933 Ergani 22 65
lkinıydİ ••••••••••«« 22.50
%5 Milli Müdafaa i 21.20
%6 194) Demiryolu IV 97.65
%6 194) Demiryolu V 97.80
%4 1/2 1949 İkramiye!) - 95.50
Diğerleri
194) Demiryolu VI —... 96.10
%6 Kalkınma 1 96.65
%e w ıı — 96.25
ld 96.65
1949 tstlkrazj L 96.50
%6 UM8 istikrazı LL 96.50
%6 1949 istikrazı 1. 96.20
%7 1934 dlvas-Lnurum 1.. 20.20
%7 1934 M ” ll.-VLl. 21.30
%7 194) Demiryolu 1.. 21.40
%7 194) M U... 20.95
%7 194) * LU.... 20.45
%7 MIHI Müdafaa 1... 20.20
%7 M •* U... 20.70
%7 " ' Ol... 21.—
%7 - * IV... 21.15
Şirket Tahvilleri
i’.C. Ziraat Bankası .... 20.8ü
Anadolu D.î. Tertip A/B. 111.-
S» •> 46 —.
" - %60 112.50
n „ Mümee. 8onot 88.-
Şirket Hisse Senetleri
f C. Merkez Bankası . 123.60
Türkiye tş Bunltaaj 80.—
Türk Ticaret Bankası w... k—
Arılan Çimento 15.20
Sfirk UrCrlrmencIilIl - rırrıt 23.26
Milli Reasürans 16.-
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi Fonalye 1903 . | 172.—
MEMLEKET TİCARET BORSAIARI
YABANCI BORSALAR
İstanbul Ticore t Borsası
Hububatı Bugün Baki Kapanış
Buğday yumuşak (TÜo.) 29.— 29 —
Buğday Ofis - 29.— 29.—
Arpa yemlik (dökme) ** 18.10
Mısır ean (çuvalı) — 19.20
Fasulye tombul .. — 82.—
Fasulva Çalı sert 29.— •
K uşyeml 40.— 37.Oö
Mercimek kırmızı kabuk. —
Mercimek yeşil .. ... 60 —
Nobut natürei —
Tağh tu hamlar ı
Ayçiçeği tohumu — — 38.-
Keten tohumu 50.— 50.—
Kendir tohumu 34.-
Susam .»w 78- —
Yer fıstığı kabuklu »—( 85-
Kuru Meyvalav ı
Fındık (kabuklu etvrl) 130 — —
Fındık (iç tombul 1950) 325 '341 345.—
kat)iık 1 u 1 •• ••••••••••* 65.- 60.—
Ceviz (ÎÇ natürai) —
Dokuma Ham Maddeleri»
l lft-lk (&HS cn&l) •••«••*•«•••» — —
liftik (NfttUroi) ,•«•••••••••• — —
Yapak Trakya (Kırkım) 360.— 350.—
Ham derileri
Sığır salamura (kasap) EO 150.— 165-
Keçi tuzlu kuru kilosu ... 220.— 210.-
Koyun hava kuruau kilosu 250.— 210.—
Nebati Yağları 243.— 185 —
Zeytinyağı (İD.Ek tenekell» —
Su8amyağı (Raf. sıra) lOvı İM
Ayçiçeği (Rafine çıplak) • 150.—
Fındık yağı (Çürük)
İzmir Ticaret Borsası
üzüm çekirdeksiz No.9
tnclr A •erişi No. İL...
B serisi No. 108
Hamuk Akala i
Pamuk Akala £1 vaoeae
Pamuk Akala LU
Pamuk yerli . ••••••( »*«••••
Pamuk Pamuk
yağı (rafine) ... çekirdeği
Pamuk Pamuk
Pamuk
Pamuk
Pamuk Pnmıık
Bugün
77.—
44.—
35— 321.— 195.— 160.-172.Ş 109.—
16-
Adana Ticaret Borsası
Akala 1( Hatay) Akala
Akala
Akala
Veril veril
(Adana)
U ....
LU ...
I .....
II
29 L—
New-York Borsası
3on Kapanıp
80.—
34. —
35. -
320.—
İM)—
160—
180 — ııu—
17 -
291.—
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK
a) %60 randımanlı kabuklu tombul .. b) te «ıra kontrollü
145.—
810.—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak —• Buğday «ert
Arpa ....
28.—
27.—
140.—
300.—
29-
28.-
IlııgdcM (Buşelî=Sont) ..........
Serî Kış mahsulü No- 2 ..........
Kırmışı " ” No S-------------
l'ammı UlddUng ( Ubresi=bent)
Ekim .... . .........-...........
A rö. i ı İt M
M Art (••••••••••• ••• liftik (LJbresi = Sent)
Tek MÜH No. I o-«>*>*(«a*e*eeeeee*
tındık (Libresi = Sent)------------
Kabuklu yerli İri
•* •• orta
IthoJ mab ...... ....
İç ıthaJ malı (Libresi=Ben t) .....
çakirdeksıs seçme -
• •
••••••
Levant İç Ekatrs iri
Kuru llıttro
Thompson
Keten luhumo (B üşeli = Dolar) . Minnet* poil» ...................
Kalay (Libresin Sent) ..........
Levha-teneke (100 libre dolar)
Otlu Lak) kur
259.— 262.—
225.— 229.—
40.55 40.85
40.11 40.47
39.97 40.33
116.— 116.—
M

59.- 52.-
65.- 51.-
D D( U D4
8.86 S. 85
102.50 103.—
Î.3Û 7 30
Londra Borsası
Kelen lobuaıo (Tonu —Sterlin#)
Bombay .....................
Kalküta ....................
Yer Hindistan ......
73—
70.—
83—
73.-
73—
83—
Bradford Piyasası
Tiftik iyi cnaJ I Libresi = Fiyat) Sıra mab ânadoJu °
Irakva
• t
Tün
İskenderiye Porsası
I*Amıılı (Kfinmn=Tallttn) Aahmounl Kısa elyaJfb K/U. K&rnak Usun alyafb F/G. ...
105.—
115 —
IOO.—
112.—
8 İTklm 1050
TENİ İSTANBUL
Sayf« 8
Tito’nun
üç Hır-zorunda
Tito yakında Batı ile Doğudan birini seçmek zorunda mı kalacak?
Yugoslavyanın İktisadî vaziyeti günden güne daha ağırlaşıyor
Atina, (Hususî) — muhabirimizden 1 — Tito yine günün meselesi oldu. Batı gazetelerine akın halinde gelen ve ekseriyeti de endişe verici bulunan haberler. Paris ve Londra boranlarına kadar tesir İcra etmiş gibidir. Tito Yugoslavyasındakl vaziyetin ciddî olduğu inkâr edilemezse de iyice hesaplanmış ve ustalık-la kullanılmakta olan bir unsurun mevcudiyeti de kabul olunabilir: O unsur da hâdiseleri büyütmek, mübalâğalı bir şekilde göstermekten ibaret. Bu ah ve vahlann maksadı. anlaşılıyor kJ, Batı devletlerinin dikkatini Tito üzerine çekmektir. İşin mânalı bir ciheti de, bütün bu havadis ve makale yığınının ekseriyetinin, Tito’ya karşı alâka besledikleri inkâr edile m ivecek olan ve Bel-gradda bulunan Ingiliz muhabirlerinden gelmesidir. Daha açık konuşmak lâzımsa Ingiliz İşçi Partisi Tito dâvasını benimsemiştirler. Bu itibarla himaye ettikleri zat etrafında ilgi toplamaya çalışmaları tabii görülmeli.
Her halde, hakikati de inkâr etmek güç olacaktır. Tito’nun vaziyeti gittikçe nazikleşmektedir, çünkü İktisadî şartlar ağırlaştığı gibi Yugoslavya halkı, Tito’nun kendisine va-dettlği şeylerden, yan! işten ve ekmekten mahrumdur. Hayat •efalet derecesini bulmuş, basdöndürllcü bir şekilde mlş. Tito’nun müjdelediği bir hayalden İbaret kalmıştır. Kominform’un adanılan, Tito İdaresinin düştüğü çıkmaza işaret etmek fırsatını kaçırmıyorlar. Mnskovanın propagandası son aylarda çok şiddetlenmiş olup hükümetin en yüksek tabakaJanna kadar sızıntılar olduğu görülmüştür. Tito. sadık ve herhangi bir şüphe ve tereddüt u-
şartl&n fiyatlar yüksel’ cennet
yandırmaktan uzak sanılan vat Bakanım uzaklaştırmak kalmıştır.
Bütün bu alâmetler,
dostlan tarafından ileri sürülen ve Tito’nun içeriden kemirilmekte olduğu. esaslı ve acele bir yardım görmediği takdirde devrileceği yolundaki İddiaları teyld etmektedir. Fakat hakikatte Tito, bir çoklan m n korktuğu kadar sendelemiyor. O itibarla hakkında şimdiye kadar söylenenlere nispetle yeni bir vaziyet yoktur.
Tito’nun ve Kominform’un adam-lan arasında hudutta bazı temaslar vuku bulduğuna dair dolaşan şayialara gelince, bunlar ekseriyetle hayal mahsulüdür. Moskovadan ayrılmasına rağmen Tito. Kremlin İçinde bile sadık dostlara sahiptir. Unutmamalı ki. Moskova mektebinin parlak bir tilmizi olan Tito orada kendine sağlam ve tesirli dostluklar e-dlnmiştir. Diğer taraftan Tito’nun samimi bir komünist olup, komünist bir idare tarafından desteklendiğini de hesaba katmak lâzım. Bütün bunlar. Batıya doğru kati bir çevrilme ihtimalini bertaraf edecek unsurlardır. Aynı zamanda da Tito’nun Mos-kovaya dehalet edeceği de şüphelidir. Mesele böyle İken Batı âleminin, Tito tarafında ne aradığı sorulabilir.
Tito. ya Ortodoks MarkşJzmden sıyrılmağa ve Yugoslavya Komünist Partisinden başka İstinat noktalan aramaya kalkışacak, yahut da bu partinin tepkilerinden çekinmeye devam ederek Batının haklı olarak istediği teminatı veremiyecektlr. Ortodoks bir komünist rejimi nasıl tutulabilir ki, Tito ortadan kalktığı gün rejimi idare edenler Moskovaya derhal avdet eyliyecektlr. Tito. bizzat kendi partisinin tehdidi

püzel bir eseri:
karikatüristinin
komünizm, bir sakal meselesidir
Bir Fransız
Yugoslavya için
(Kari Marx t.ftn bağlıyarak sıra ile gelen komünist liderleri yavaş yavaş ••-— nı kırptırmışlar. Stalln de yalnız bıyık kalmış. Tltoya gelince tamamen
ı...)
kaiianr nıatrCş altında bulunuyor diye gösterildiğine göre manük, onun, kat! surette bir tarafı seçmesini icap ettirir. Fakat bunun şiddetli bir vaziyet alma şeklinde değil de Batı âlemine itimat telkin edecek olan mahir bir istihale şeklinde olması lâzımdır. Bir taraftan avuç açıp öte taraftan da bazı müsaadelerde bulunmak istemek zor olsa gerek. Tltonun o kadar ısrar la istediği İktisadî yardımın hususî teşebbüse ve eski cerbestllere avdet gibi bir tavize değdiğini takdir etmesi iktiza eyler. Tito bu suretle hareket ettiği takdirde Komünist Partisinin belki hlr kısmını kaybeder ama Yugoslavya halkının daha mühim bir kışınım kazanmış olmaz mı? Hulâsa eğer Tito yalnız Yugoslav Komünist Partisine dayanmak niyetinde İse bu tahtanın pek çürük olduğu yakında meydana çıkacak ve "İmdat., diye haykıranların haklı oldukları görülecektir, lyl ama. bütün bu patırtıda Batı âleminin işi ne?
Hulâsa, bazı gazetelerce Tito’nun uğradığı müşkülâtı dünya umıımî efkârına yaymak hususundaki gayret hiç şüphesiz pek mübalâğalıdır. Gerçekten, bu bakımdan yeni hiç bir şey yoktur. İktisadî vaziyet fevkalâde vahim! Komlnform tehdit ediyor! Bu nakaratlar da yeni değil. Tito. mademki İp cambazlığında ısrar ediyor, mahzurlarına da katlanması zarureti var. Marc Marceau
— ■ — 11 ■ —
M
• e
İstanbul Üniversitesi adına yayınlanan eser
Hâmidi Divanı hakkında
AZİZ dostum M. Nermi, bir baş-” makalesini İstanbul Fethinin Beşyüzüncü Yıldönümü münasebetiyle Üniversite namına yayınlanan Külliye t-ı Divan-ı Mevlânâ Hâmidi unvanlı esere hasretmişti. Türlü türlü aksaklıklarından dolayı bu yayıma t-tlraz eden Nermi, haklı olarak: "Üniversite muhtariyeti, hiçbir zaman, bilglzlzllk muhtariyeti şeklinde düşünülemez" diyor ve makalesini şöyle bağlıyor: "Türk îstanbu-lun 500 üncü dönüm yılına basarken, üniversitemizi, bilgide lâübaliUk gösterenlerden kurtarmak, en büyük millî vazifemiz olmalıdır."
Hâmidi Divanı üstünde uğraşmış
malûmat vermemi tavsi-îşte aşağıdaki satırları kaleme, aldım:
azert bir şairdir. Fatih
bir adam olduğumu bilen dostlarım, Yeni İstanbul'un aydın okuyucularına kısaca ye ettiler, bu sebeple
Hâmidi,
Sultan Mehmedln, şarklı-garplı ilim ve edebiyat adamlarına İltifat etmekte olduğunu duymuş, emsali misilli o da memleketimize gelmiştir. Nâşlrin haberdar olmadığı bazı eski •serlerde, onun hayatına dair hayli malûmat vardır. Erbabınca bilinen divanının da elimizde İki nüshası bulunuyor: Biri Istan bulda Arkeoloji Müzesi kütüphanesinde, öteki Mülga Tarih Encümeninden devren An-
Parlâmentolar Birliği Kongresinden notlar
Avrupa Federasyonu ve Ingiltere

Yazan s Ali Canip YÖNTEM
taşımak-devri e-aalr de-derecede
«KIZIL ALMANYA» NIN ÎÇ YÜZÜ
Doğu Almanya Cumhuriyetinde altı hafta
1
Yazan: Erle Waldmann
Çeviren: Behçet Cemal
8
Uranium madenlerinde işçilere bol gıda ve eğlence temin ediliyorsa
da, hürriyetleri elerinden alınıyor
Aynı şey, müşterek bir tabu ge-
bir federasyon mu kurulacak? tngil-teresiz bir Avrupa nru düşünülecek? Bunların ikisi de mümkün görünmüyor. O halde tek çare federasyon fikrinin terkcdllmesldlr. Bu ise büsbütün muhaldir. Çünkü, Avrupanın müstakbel hayatı, ancak bütün Avrupa devletlerinin bir fedarasyon halinde toplanmasına bağlıdır. Ve bu federasyon Marshall Plânının tatbikattan kaldırılacağı 1952 senesin, den evvel muhakkak kurulmuş bulunmalıdır.
Halledilmesi bu kadar müşkül bir mesele karşısında kalmış olan Avru-ya Parlâmentoları Birliği Dördüncü Kongresi, bir tariz federasyonu kurmak, öbür yandan İngiltere menfaatlerinin mln etmek düşünmeye
yet, kara Avrupa sı devletlerinin derhal bir federasyon halinde toplan-malarnıa karar vermiştir. Bu karara göre, kara Avrupası devletleri vaktiyle İmparator Charlemagne’ln tahakkuk ettirmiş olduğu birlik halinde toplanacaklardır. Ve îngüterenln bu federasyona iştiraki temenni olunacaktır.
Demek, Avrupa Federasyonunun çekirdeğini teşkil edecek olan ilk üstün Avrupa devleti, böylece tngil-teresiz kuruluyor.
Yazan i Bahadır Dülger Parl&mento)ar Birlljlnd» Türk deiegevl
Kanada federasyona lçtlrak etmemiş olmasına rağmen, Birleşik Ame-rlya dünya politikasının sıklet mer-I
kez! haline gelmiştir. Eğer, o zamanın Amerikalılan, Kanadanın rızasını beklemiş olsalardı, bugün mevcut olan varltğı bir türlü tahakkuk ettiremezlerdi.
tamamlyle
ler halinde federasyon
ve bunda tamamlyle muşlardır.
pirleri —muaz-şaheserlerl kartalmadığı gibi, bizim edebiyatı-
Bunun içindir ki, onlar, teşkilâtsız küçük devlet-kalmaktansa, nakıs bir kurmak yolunu tutmuş muvaffak ol-
haleldar olmamasını te-gibt ortalama bir tedbir mecbur kalmış ve niha-
Afi.şln üst kısmında, Sovyet bölgesinin hemen her tarafında görülen bir "Slogan" vardı:
"Cevherden çelik, çelikten de y ekmek çıkar!”
Afisin iki yanında, urantum ma-denlerinln mevkiini ve çalışma şartlarını gösteren ufak tablolar konulmuştu. Bölgenin en yüksek ücretleri ödenmekte, muazzam yiyecek vesikalarına İlâveten günde bir Övün bedava yemek verilmekte, bedava lojman. İş yerine bedava gidip gelme ve altı ayda bir. bir hafta izin hakkı tanınmakta idi. "Fazla tafsilât için. Devlet İş Bulma Bürosuna müracaat edilme»!!"
Tafsilât toplamak çok tehlikelidir
Fazla tafsilât almağa hiç yanaşmadım. çünkü aksi takdirde bir daha Amerikaya dönmemek tehlikesi vardı. Harpten önce kitap ticaretiyle meşgul bir kuzenim, tekrar eski iyine dönmek için. Devlet İş Bulma Bürosundan müsaade İstemişti. Bürodan söyle bir cevap aldı:
— Ya! Demek hasta değilsiniz? Bu halde kitap satacağınıza, sizi u-ranlum madenlerine gönderelim!
Kuzenim, hasta olduğuna dair güç belâ bir hasta raporu alabilmiş.
Devlet îş Bulma Bürosundan daha emin bir haber kaynağı bulmak için, fazla beklemeğe hacet kalmadı. İşçilerden birkaçı ile bizzat görüşebildim. Tahkimat ve kara maymlariyle çok •iki muhafaza altına alınmış olan maden bölgesine glremedlyzem de, İşçiler — hususî müsaade ile — İzne çıkarken bölgeyi terkedebülyorlardı.
Almanya ile Polonyanm yeni hudutları üzerindeki "Erzgebirge” bölgelinin doğu nihayetinde bulunan Cör-llt* şehrine gittim. Şerlindeki bir dostum, GÖrlitz’de oturan ve iyi haber a-lan İki arkadaşımın adreslerini vermişti.
Karşılıklı şüphelenme
tik aradığım zatı, yerinde bulamadım. İkincisi ise ben! şüphe İle karşıladı. Tavsiye mektubu taşımak benim için çok tehlikeli olabilirdi. Karşımdakine emniyet telkin edebilmek i-cin, ona İtimat ettiğimi göstermekten başka çarem yoktu. Bu gibi vaziyetlerde yapılması icap eden tek şeyi yaptım: A meri kadar geldiğimi kendisine söyledim. Bu flirnmı ele vermekle. kaderimi karşımdakine teslim etmiş oldum. İsterse beni Halk Polisine İhbar ederek tevkif ettirebilirdi.
Fakat karşımdakini bununla da ikna edemedim; hattâ korkusu ve şüphesi büsbütün arttı. Belki de Amerikalılara malûmat verip vermediğini tecrübe eden bir komünist haflyesi olduğumu bile düşünmüştür.
— Size hiçbir şey söyllyemem. Zaten buradan hemen çıkıp gitmeniz lazım.
Beni evinde tulmnğa cesaret edemediğinden. kir otel adresi verdi Bu zatla aynı şehirde kalmağa cer a relim olmadığından, hemen istasyona giderek ilk trenle yola çıktım. Boründeki dostumun da aldanması ve bu adamın hafiye olması ihtimali de mevcuttu. Her halde Goriliz, hem huri uda. hem de madenlere çok yakındı. Şehir, lehnlep Ruslar ve halk polisi ile dolu idi.
Yol arkadaşlıö»
Trende yerime yerleşir yerleşmez, knmpari imanımda. Aue Uranlum madenlerinde çalıdan bir erkek ve bir kadınla beraber seyahat ettiğimi anladım. GÖrlitz’de hafta tatilini beraberce geçirdikten sonra tekrar iş başına dönmekte idiler. Konuşmaların-1 dan anladığıma göre, kadın, erkeği, karınım boşamak hususunda ikna et-meğc çalış»yordu Her İkisi dr kırklarını asmışlardı. Kadın, erkekten daha ynşh görünüyordu; bir gözü lak-ma ve elleri sivilce içinde İdi
Kedin benimle konuşmağa başlıya-rnk. maden şehrinde yol yapan bir İşçi grupunda çalıştığını anlattı. Fakat
• »


Nazller zamanında
çalınarak cu-haftanın dl-İcap cdiyor-
kâfi miktarda kürek mevcut olmadığından, her sabah İş başı yapılırken, işçiler en lyl küreği kapmak için birbirine girerlermiş, tik gelen, en iyi âletleri alıp gidiyormuş, halbuki kadın, iyi göremediği gibi, aceleye do gelemiyormuş. Bu yüzden ya en kötü küreğe düşüyor, yahut da kürek-slz kalıyormuş. Fakat cumartesi günleri, dostu il* izne çıkabilmek i-çln, her gün daha fazla marteşlnih iş saatlerini, ğer günlerine j'edirmek muş.
Dostuna, madenlerde rastlamış, hattâ belki de bu sebeple madenlerde iş almıştır. Madenlerde.
dınlara nazaran çok daha fazla idi; bazan bu fazlalık, üçe yedi nispetine varıyordu. Bölgenin diğer taraflarında ise, kadınlar, erkeklerden kalabalıktı. Bazılarına göre. 10 kadına 6 erkek İsabet ediyormuş. Erkekler ya harpte ölmüş, esir olarak geri gelmemiş. yahut da kadınlarını terkederek batıya kaçmışlar.
Her memlekette İyi ve bol gıda, köyde bulunur veya bulunması lâzımdır. Eski Almanyada. çiftçilik makul
erkekler, ka-
ve kârlı bir işti:
ve ikinci harp sırasında, köylü, karaborsa satışlarlyle zengin oldu. Doğu Almanyada şimdi tesis edilen Sovyet rejimi altında, köylü, gıda alamayacak kadar fakirleşmiştir.
Berlin Üniversitesi Ziraat Fakültesine kaydolmak İçin bir çiftlikte staj yapan arkadaşlarımdan biriyle beraberdim. Dostumun niyeti, üniversiteye kaydolduktan sonra batıya kaçmaktı.
Dostum, çiftlik sahibinin kagir ve oldukça muntazam evinde kalıyordu. Geceyi arkadaşımın odasında ve İki kişilik büyük yatağında geçirdim. Yemeği, çiftçi, karısı, kızı ve diğer müstahdemlerle birlikte yedik. Gümüş sofra takımları, Rus İşgalinin İlk günlerinde toprağa gömüldüğünden, yer yer kararmıştı Sofra örtüleri, çoktan satılmıştı.
Akşam yemeği.; içinde et suyu bu-lunmıyan. yufka ve undan yapılmış bir çorba, şehirlerdeki çamur gibi simsiyah vesika ekmeğinden biraz daha lezzetli ekmek, çok tuzlu domuz yağından yapılmış sandviç ve "ersatz,, kabveli ve şekerli sütten İbaretti.
(Devamı var)
AVRUPA Federasyonu fikri karşı-** mnda, îngüterenln pek hususî bir durumu var. Çünkü Ingiltere Devleti. tarihi İtibariyle imparatorluk camiasına* dül İtibariyle Amerlkaya ve nihayet coğrafî bakımdan da, Avrupaya bağlı bulunuyor.
tngılla politikasının üç temeli işte bu üç bağdır ve Ingiltere bağlı bulunduğu bu üç camiadan hiç birini diğerine tercih etmek istemiyor. Hem Ingiliz kalmak, hem Anglosakson âleminden ayrılmamak, hem de Avrupa İle mevcut münasebetlerini devam ettirmek üçüzlü gayesini teşkil etmektedir.
Bu politikayı takip ederken, muvazeneyi bozmak ve herhangi bir tarafla samimiyeti fazlaca ilerletmek tngills menfaatlerine tamamlyle aykındır. Bir Avrupa Parlâmentosu teşekkül ederse, Ingiltere, 40 milyonluk nüfusivle bu parlâmentoda el-betde ekalliyete düşer. İmparatorluk camiasının
parlâmentosunun teşekkülü veya Ingiliz - Amerikan birleşmesinin hakkuku halinde de caridir, işte yüzden İngiltere gerek Avrupa,
rek Amerika ve gerek İmparatorluk camiaslyle samimi münasebetlerini devam ettirmekle beraber, bunlarla federal bir devlet halinde birleşmeyi asla arzu etmez.
îngüterenln Avrupa Federasyonuna taraftar olmamasının açık sebebi bundan ibarettir. Bu politika artık Ingiliz milletine mal olmuştur. Ve Ingiliz dış politikası, dalma parti mücadelelerinin fevkındadır.
Avrupada federal bir devlet kurmak isteyenler îngüterenln bu hususi durumunu anlamaya çalışmak mecburiyetindedirler. Çünkü bunu anlayamazlarsa, peşine düşmüş oldukları büyük idealin tahakkukuna imkân yoktur.
Yukarıda kısaca hulâsa etmiş öldüğümü* fikirler. Avrupa Parlâmentoları Birliği Dördüncü Kongresine iştirak edenlerin müşterek fikri halinde kendini göstermiş ve kongrenin daha İlk gününde birlik umumî kâtibi Kont Kalergi tarafından açıkça ortaya vurulmuştur.
Bunlardan ve Strasbourg’takî eon Avrupa Konseyine iştirak eden İngiliz delegerlcrlnln resmî ifadelerinden anlaşılıyor ki, Ingiltere, federal bir Avrupa devletinin kurulmasına millî menfaatleri ve politikası bakımından muarızdır. O halde ne olacak ? îngüterenln iştirak etmediği
Avrupa Federasyonu fikri böylece bir çıkmazdan kurtulmuş oluyor. Bununla beraber, büyük kuvveti, tesiri. nüfuzu, Alemşümul politikasiyle İngiltere yeni birliğin dışında kalmış oluyor. Ne olacak ? Ne yapacak? îngillzler İçin bir anane haline gelmiş olan üçüzlü muvazene politikası bozulacak mı T Yoksa İngiltere, coğrafi bağlılığına rağmen kıtada kurulmuş olan birlikten ebediyen ayrı kalmaya mı karar verecek? Bunu kestirmek hakikaten güç ve müşkül görünüyor. Konstanz’da düğümlenen bu tarthl durum, Avrupa Federal Devletinin kurulmasıyla belki de kendiliğinden çözülecek veya büyük bir ihtimal İle tnglltereyi Avrupa içinde bir ebedi İnzivaya mahkûm edecektir.
çarpıyor. Nâşirin*






Yazan :
Graham Greene
— öyle Ir^ ben hesapta yoğum. Sacher otelinde İdim.
— Fakat pek erken yatmış. Ziyaretiniz, başağrısının tekrar başlamasına sebep olmuş. Saat 9 dan az sonra kalkmış. Siz 8a eh er oteline ancak dokuzu otuz dakika geçe döndünüz. Arada no yaptınız, nerede İdiniz?
— Şurada burada dolaştım. Şu muammayı çözmeye uğraşıyordum.
— Söylediğinizi İspat edebilir misiniz? Şahidiniz var mı?
— Yok.
Mnk«uulım onu ürkütmekti. Bu İtibarla mütemadiyen takip edildiğini haber vermek budalalık olurda. Koch’u boğazlamadığını biliyordum ama dediği kadar da masum olduğuna emin değildim. Hakiki katil her zaman bıçağın sahibi değildir.
— Bir Nİgara içebilir miyim?
— Elbette.
— Koch’ıın evine gittiğimi nereden biliyorsunuz, diye sordu. Beni buraya onuıı İçin getirdiniz öyle mİ?
— Avusturya polisle.
— Hüviyetim onca meçhuldü.
— Siz Cooler’den ayrılır ayrılmaz bana telefon etti.
— Bıı dn onun suçsuz olduğunu gösterir. Meselede bir sııçu olsaydı »İze benden bahsetmek İhtiyacını duymazdı... Yani Koctı’dan demek İstiyorum.
— C’ooler, Kocb’un ölümünü Öğrenir öğrenmez gelip baıiM maceralarınızı ahlatacak kadar makul hareket edebileceğiniz yolunda İnce bir fikre düşmüş olabilir. Koch’ıın ölümünü nasıl duydunuz?
Nasıl durduğunu hiç tereddüt etmeksizin anlattı, ben de sözlerine inandım, işte o dakikadan İleridir kİ. bana anlattık larının hepsine knyı(*ı* ve şartsız İnanmaya boşladım. •
Martine: — Cooler’ln bu İşe karıştığına bir türlü ihtimal veremiyorum, dedi. Namuslu olduğuna dair İstediğiniz, kadar bahse girerim. O, vazife hissi taşıyan Amerikalılardandır.
— Evet, dedim. Buna telefon ederken söylediği de bııdur. Hattâ telefon ettiğinden dolayı özür bile diledi! Vatandaşlık icaplarına hürmet etmeye alıştırılmış olmanın neticesi bııdur dedi ve belld böyle hareket etmek ukalâlık saydır diye İlâve de etti. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse Coolcr sinirime dokunuyor. Otomobil lâstiği İşleri yaptığını bildiğimden tabii haberi yok.
— Demek o da bir kaçakçı çetesine mensup?
— Evet ama pek esaslı İşlere girişmemiş. Haydi haydi 25.Û00 dolardır bir kenara koyabildiğim Ben dn örnek hlr vatandaş değilim ya! Amerikalılar kendi vatandaşlarlyle bizzat meşgul olsunlar.
Martin*, düşünceli bir tavırla:
— Vay! dedi. Harry'nln de uğraştığı şeyler bunlar mı İdi?
— Hayır. Onun uğraştıkları çok daha zararlı idiler.
— İtiraf ederim ki Koch’un ölümü meselesi bent çok sars-
Avrupa Birliği toplantılarından birinde, Schuman, Lüksemburg delegesi İle Federasyon fikrini münakaşa ederken Bevin, lâkavt onları dinliyor.
ÜÇÜNCÜ ADAM
--------------------------------------- —17— ---------------
h. Harry belki de peşten kereni bir İşe karışmıştı, sıynlmnya kalktı da belki onun İçin öldürdüler.
Cevap verdim:
— Meğer kl, kendilerine daha büyük bir hisse İstemiş olalar. Hırsızların aralarında kavga ettikleri rüliir. . *
Martins bu sefer sözlerime kırmadı.
— Meselenin âmilleri ve sebepleri üzerinde mutabık değiliz. Fakat hâdiseyi doğru anlattığınızı zannediyorum. Geçen ^rünkü hareketimden dolayı üzgünüm.
— Bu bahsi kapatalım.
Bazı anlar vardır kl. yıldırım . karan adını vereceğim kararlar vermek zorunda kalını. İşte o dakika gelmişti. Bana getirdiği malûmatı karşılıksıs bırakmamak gerekiyordu.
— Size, Harry'nln vaziyetini kavramanıza yardım edecek bazı şeyler İfşa edeceğim. Fakat metanetinizi muhafaza ediniz, çünkü sahiden bir darbe yemiş gibi olacaksınız.
Gerçekten öyle olacaktı.
Muharebe- ve mııhan>bcden sonra barış dediğimiz o garip vaziyet bir çok kirli dolaplar çevrilmesine imkân verdi; lâkin en İğrenci, en utandınoısı şudur. Yiyecek karaborsacılığı yapan adanılanıı hiç olmazsa gıda maddeleri temin etmek glhl bir meziyeti vardı. Ama penisilin karaborsacılığı büsbütün başka bir şey. Avusturyada P(mlsilln yalnız askerî lıas-tahanrlero verilir; sivil tabipler, sivil hastahanelorde bile meşru vasıtalarla fMnİNİlin tedarik edemezler. Penisilin kaçakçılığı İlk şeklinde o Undur zararlı (h(lldl. Penisilini çalıp AvusturyalI doktorlara müthiş bir püre mukabilinde satıyordular. Tek bir ampulün fiyatı 70 Ingiliz lirasına kadar çıkardı. Bu dn bir nevi tevzi anıellyesl sayılırdı. Gerçi hıındnn yalnız zengin hastalar faydalandığı tevzi şekil İdi ama öteki yoktu.
Bu ticaret bir vakit
tutup cezalandırırlar, fakat tehlike olsa olsa penisilin fiyatım arttırırdı. Ondan sonra İşe hile ve fesat karıştı. Para avcıları bunun pek verimli olduğunu gördüler ve gizil ticarete atılan pcnİMİlIn hırsızları daha az. kazanmaya haşlamalarına karşılık nlıhl bir emniyete kavuştular.' Bunların başına hlr sıkıntı gelince, ötekiler kurtarmaya savuşırlnrdı. Beşer tabı da pek garip, pek dolambaçlı ve her halde vicdanla alâkası olmayan sebeplere tâbidir. Hırsızların hlr çoğu, bir patron hesabına çalıştıktan İçin vicdanlarını teskin ettiler, kendilerini hlr memur kadar İtibarlı ve şerefli kimseler saymaya başladılar. Onlar hlr zümreye mensuptu; ortada bir suç varsa suçlu olanlar ancak o zümrenin başındakilerin. Bu çeşit dolaplar, totaliter partilerde lıâklrn olan e rh.s ta ra göre İşler.
Meselenin o safhasına Iklnrl safha adını verdim, üçüncü safha, teşkilât rlebuşılan kazancın lenfi gelmediğine karar
Çeviren :

Reşat Nuri DARAGO

içinden
ayırmak çok gö-
İçin haksız diyebileceğimiz bir şekilde de adalet nuıııına bir şey
ftriTJMiız devam etti. Araşır* birini
ve ilaha çabuk kazanmak İnlediler, tik yaptıktan, pe-boyalı suda eritmek ve toz haline gelince ona kum oldu. Yazı masamın bir çekmecesinde sakladığım Ör-Martin»’© gösterdim. Sözlerim ona pek hoş gelmlyor-
telkin eden şahit ol-ulmışlnr-çoğu da
elleriyle
verdikleri saman açıldL Meşru vasıtalarla penisilin tedarik etme imkânsızlığı llûnihayc sürecek değildi. Fırsat varken daha çok nbıillnl katmak ncklerl
du ama henüz nıAtiliminı da pek sezmemlşti.
— Bıı suretle İlâç tesirini kaybediyordu lıer halde,, dedi.
— Onunla kalna üstihıe hu kadar düşmezdik, diye cevap verdim. Bahsettiğim halita penisilinin tesirini hiço indiriyor. Yalancı penisilinle tedavi edilen bazı hastalar ondan sonra sahici penisilinin tatbikindim faydıılnnamıyorlur. Penisilin tedavisi İcap ettiren bir yaraya kum katılması pek... Sıhhi olmasa gerek! Bu yüzden kolunu, bacağım, luıttâ hayatını kaybedenler bulundu. Fakat bana en derin nefret
manzaraya Viyana Çocuk Hastahaneslnl ziyaretimde d um. Menenjit tedavisi İçin o yalancı penisilinden Çocukların bir çoğu ölmekle iktifa etti, fakat pek çıldırdı. Onlara tımarhanelerde rast gelebilirsin İz.
Masamın öte tarafında otıının Mnrtlns, yüzünü örtmüş, somurtuyordu.
— İnsan düşünürse olamaz gibi geliyor değil mi? dedim.
— Harry hakkında delil göstermediniz...
— Şimdi oraya geliyoruz, diye cevap verdim, iyi dinleyin. Llmo'in dosyasını açıp okumaya haşladım, ilk sayfalarda ancak faraziye ve tahmine dayanan deliller sıralannııştı. Arızî hallerden, tesadüflerden bahsediliyor glhl İdi. Zubıta memurlarının raporları Linıe’in îllân yerde falan saatte görüldüğünü, elinde hlr çok İmkânlar bulunduğunu, filân ve falan kimselerle temas ettiğini blldirlyordular. Martlns atıldı:
— Fakat aynı haller şu dakikada benim aleyhimde de tefsir edilebilir.
— Biraz bekleyin, dedim.
Lime, her ne seheplense, İhtiyatlı davranmaz olmuştu. Belki bizim kendisinden şüphe et t İğimizi anlıyarak şaşkınlık geçirmekte İdi. itibarlı, şerefli bir vaziyeti vardı; en çabuk şaşkınlığa düşenlerde bu gibi kimselerdir. Adamlarımızdan birini Ingiliz, askeri hast-ah an esine posta sıfatiyle yerleştirdik. Mutavassıt rolünü gören şalısın adını biliyorduk ama İşin kaynağına kadar nüfuz edememiştik. Hulâsa. Harbin mini taşıyan mutavassıtın itimadını kazanmak için uzun mücadele devresi geçirdikten sonra onu hükmümüz altına maya muvaffak oldıık. Zabıta faaliyetinin bu şekil gizil
her ninni teşkilâtının kİ ne benzer. İler İki tarafa hizmet edecek bir adanı aranır ve gözaltında tutulur. İste Harbin, bize lâzım olan adamdı. Fakat o dahi bizi yalnız Kurtz’a kadar ulaştırabtldi, daha İleri götüremedi.
MartJns haykırdı:
le-blr al-1ın-
(Devamı var)

karada Türk Tarih Kurumu kitapları arasındadır. İstanbul fethini beş-yüzüncü yıldönümü münasebetiyle yayınlanan faksimile, Ankara nüshasına aittir. Halbuki bu nüshanın başı, sonu hayli eksik olmakla beraber içinde farşça, türkçe yüze yakın manzume noksandır.
Bir eser faksimile edilmek için Ijplli başlı iki şart aranır: 1 — Ese-rin büyük bir sanat veya İlim kıymetini taşıması. 2 — "Unique” yani "Yegâne" olması. Baz on uniqııe
olmayan da faksimile edilebilir, o zaman bu nüshanın fevkalâde bir hususiyeti haiz bulunması icap eder. Hâmidi Divanı bu iki şartı tadır: 1 — Hâmidi; Fatih debiyatını temsil eden bir ğlldir. O devrin birinci
şalisi ye ti Veliyeddlnoğlu Ahmet Paşadır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi beşyüzüncü yıl münasebetiyle onun divanını —hem de metin tenkidi usulüne riayet etmek şartlyle— yayınlamak vazifesin dedir. Hâmldi'nin faraça zam İran edebiyatı şıaında— bir değer türkçe şiirleri de
mız üzerine bir tesir yapmış, edebiyat adamlarının dikkatini çekmiş değildir. Hâmidi divanına, biz edebiyat noktasından değil, bazı hâdiselerin tarihini tesbit İçin başvururuz. Çünkü Hâmidi birçok vukuatı manzum tarihlerle tesbit etmiştir. Eğer mutlaka neşri istenirse, o zaman yukarıda bahsettiğimiz İki nüshanın karşılaştırılması icap eder, iki aya yakın bir uğraşma neticesinde, biz bunu şahsen yapmış bulunuyoruz. Vesile düşmüşken işaret edeyim ki, müze nüsham mtnyatürlü-dür. içinde şairin biri eski kıyafetiyle, öteki Istan bul a geldikten aon-rakl haliyle iki resmi vardır.
Millet kesesinden on binlerce Ura •örfiyle meydana konan bu ve em-•all eserlerin nâşlrt, bir İki yıl önce de hiç yoktan bir Beştr Çelebiye 1e-nat ederek •‘Tevarlh-i Al-î Osman” faksimilesi çıkarmıştır kİ, bu da 23 yıl evvel Prof. Giese tarafından neşredilen anonim Tevarih-1 ÂJ-i Oama-nın noksan bir nüshasından başka bir şey değildir.
Hâmidi Divanının Ankaradaki yasması İle ondan çıkarılan faksimilesi karşılaştırılınca bir hayli çinkogmfl hatası da göze
bunları olsun karşılaştırmağı düşünemediği anlaşılıyor.
Milletin en az onbln lirasına mal olan bu uygunsuz faksimileye ilâve edilen mukaddem ey e gelince; İmzasının üstüne •Mukayeseli Türk Edem biyatı Tarihi Profesörü" gibi kendiliğinde şaşaalı bir unvan koyan nâ-şlr, öyle akl-ü lz’anın kabul edemi-yeceğl hâtalara düşmüştür ki. bunu mütevazi bir ortaokul Türkçe öğreti meni irtikâp etse, Maarif Vekilliği belki meslekten atar. Günlük bir gazete, de bunlan sayıp dökmek imkânı olma dığı İçin, merak eden okuyucularıma Türk Tarih Kurumu Belleten’lnln 53 üncü sayısında değerli Doçent Ahmet Ateşin tenkidini tavsiye ederim. Tarihi çok yanlış bir cepheden gören nâşlr, bazan kendi karihasına dalarak tuhaf denecek yanlışlar da yapmıştır. Ahmet Ateşin bulduklarına İlâve olarak bir tanesini şuraya kay dedi vereyim: Fatihin, her şeyi anlftmak isteyen bir zekâsı vardı. Sırf bu sâlkle, meselâ Müslüman ve Hıristiyan din adamlariyle görüşmüş, nıUtalealarını almış, din ulularını münakaşa ettirmiş, bir taraftan da pozitif İlimlere dair etüdler yapmıştır. işte bu arada birkaç fakir huru-fî dervişinden, kendi mezheplerine dair malûmat edinmeğe başlamıştır. Bunu ( gören Sadrazam Mahmut Paşa, devrin meşhur din âlimlerinden Fahreddln-i Aceml’ye, bu zavallı dervişleri İmtihana çektirmiş, neticede öldürtmüştür. Hâmidi bu münasebetle Sadrazam Mahmut Paşaya takdim ettiği bir kasidede, bu biçere dervişlerden "Ehl-1 isyan" diye bahseder. Erbabınca malûm olduğu üzere "Ehl-i İsyan" burada "dine İsyan etmiş" yâni "dLnslz" mânasına gelir. Bunu takdir edemiyen nûşir, bu tabirden "Erbab-ı ihtilâl" mânası çıkarmış, "Dehşetli bazı vekayı-1 tç-timaiyenin zuhuru” ndan dem vurmuştur. Halbuki nâşlr, meselâ Şakayık tercümesinin birinci cildinin 83 net sayfasına bakabilscydi, bu basit hâdiseyi umumi bir ihtilâl şeklinde mübalâğalaştırmaktan kalemini korurdu. Münasebet gelmişken buraya şunu da ilâve edeyim: Hâmldi’nin Is-tanbuldakl saraylara, çarşılara, hamamlara, bahçelere dair bir kasidesi vardır ki.şehrin o devrindeki simasını belirtir, işte bu manzume yalnız Müze Kütüphanesindeki minyatürlü nüshada mevcuttur» "İstanbul fethinin beşyüzüncü yılı münasebetiyle" yayınlandığı ta başında ilân edilen takslmlylede bu enteresan kaside yoktur. Hâmldi’nin babası Munisi adında bir şairdir. Oğlunun doğduğu tarihi tesbit etmiştir. Nftşir bundan da gafil olduğu için mânasını anh-yamadığı farsça beyitlerden tuhaflıklar İcat etmiş, asl-ü esastan âri, son derece temelsiz ahkâm çıkarmıştır.
Hulâsa:
Biz de şu makalemizle muhtar ü-nivcrsltcnin dikkatini çekmek istiyoruz. Bu nâşlrln. şimdiye kadar ortaya koyduğu bütün yayınlar sayısız hatalarla doludur. Bu kadar İndi hareketler ve hükümler Avrupa üniversitelerinin değil, komşıı Balkan memleketlerinin de neşriyatında görülmez. Böyle bir şey görülürse, derhal tasfiyeye tâbi tutulıirim. Millete karşı üniversite, haysiyetini göstermek mecburiyetindedir»
Sayfa 6
TENİ î S T A N B U L
3 Ekim 1950
Şömizye bir yün blûz
LÂZIM OLAN ŞEYLER : Çok İnce eflâtun 350 gr. yün, 2 No. lu şl».
ÖRGÜ ŞEKLİ: Pirine örgü: Lâstik, 1 ters, 1 yüz. Nervürler: 1 ters, 5 yüz.
İZAHAT: Arka: 1 ters, 1 yüz olarak 171 İlmek örün. 6.5 cm. ördükten sonra, Jetse örgü olarak, her 4 «ırada 1 uçlarda 4 defa 1 ilmek arttırın. Umumi yüksekliğin 18.5 mı. sinde anıpiyeamanı meydana getirmek İçin her sıranın ortasında 3 ilmek ters örüıı. Ters İlmekler genişlemeğe banladıkça, ner-vürlerln yanına 5 İlinek ara ile bir yenisini ilâve eıliıı. örgü yüksekliğinin 20 cm. sinde her iki konardan, her iki sırada: 6 defa 1 ilmek, 6 defa 2 İlmek, 6 defa 8 İlmek olmak ürere arttırın. 32 cni. de soldun başlayarak 110 İlmek sayın ve yakayı ayırın. Soldakilerln sağına 4 ilmek ilâve edin ve örmeğe devam edin. 35 cm. de amplyesman meydana getirin. 44 cm. de Jerse örgü örmeğe başlayın. Hor iki sırada: 6 defa 3 İlmek, 5 defa 2 İlmek, 3 defa 1 İlmek, sonra da her 4 sırada: 2 defa İtilmek. 47.5 cm. de soldan sata olmak üzere her iki sırada: 10 İlmek, 5 defa 9 ilmek, 4 defa I İlmek, sonra beraber, soldan tekrar 10 defa 2 ilmek ve sağdan: 5 İlmek ve 9 defa 2 ilmek olmak üzere örgüyü kapatın. Bu arada sağdaki İlmekleri alın ve tersine olarak örgüyü bitirin*
ÖN: Pirinç örgü olarak 181 İlmek örün. 6.5 cm. de jorse örgü örerek uçlarda her 3 cm. de 5 defa 1 ilmek olmak üzere arttırın. 14.5 cm. de arka ta-rafta yaptığınız gibi ampiyesmana başlayın .26 cm. de her kenarda, her 2 sırada 6 defa 1 ilmek. 6 defa 2 İlmek, 6 defa 3 ilmek arttırın 32 cm. de her kenarda ampiyesmanın ilmeklerini her 2 sırada bir olmak üzere tahvil edin. 40 cm. de soldan İtibaren 116 ilmek sayın ve yakayı açın. Sağdaki İlmekleri bir kenara bırakarak soldakilerln sağına 2 ilmek ilâve edin ve sağdan sola doğru İlmekleri jorse örgüsüne tahvil edin: Oııce bütün sıraları, 42 defa 1 İlmek, her 2 sırada bir 6 defa 1 ilmek, her 1 sırada bir 3 defa 1 İlmek. 44 cm. do beraberce sağdaki sıradan her 3 sırada 10 defa ilmek arttırın, sonra her 2 sırada 17 defa 2 ilmek eksiltin. 48.5 cııı. de soldan sağa doğru 2 defa 10 İlmek. 4 defa 9 İlmek, 3 defa 4 ilmek, 13 defa 2 ilmek eksilterek Örgüyü kapayın. Sağdaki İlmekleri alarak tersine, olmak şartlyle bitirin.
KOLLAR : 40 İlmek alın ve jorse örgüden örmeğe başlayın, hor 2 sırada bir 2 defa 18 ilmek. 1 defa 17 İlniek-146 İlmek (şiş üzerinde) arttırın. Yüksekliğin İL İnci cm. sinde her 10 sırada her kenardan 22 defa 1 ilmek eksiltin, 48 cm. de de 3 defa 1 ilmek olmak üzere arttırın, 54 cm. de de 3 defa 1 ilmek eksiltin. 43.5 om. de beraberce, hor 16 ilmekte bir eksiltme yapın. 45.5 om. de de her 14 llmekli bir eksiltme yapın. 50.5 cm. de bütün 16 ilmekte arttırma yapın. 57 cm. de her 14 ilmekte 1 eksiltme yapın. 60.5 cm. de bütün İlmekleri kapatın ve örgüyü bitirin.
DİKİLİŞ t : Arka ve Önü bir araya getirerek dikin. Kollan kapatın ve yerlerine dikin. Uçlarım 7 om. kıvırarak kol kapaklarını yapın.
Yaka yarığının bir tarafındaki yükseklikten 78 İlmek alın Jerse örgüden her 2 sırada 1 ilmek çoğaltmak suretiyle oldukça ıızun bir şekilde örün kİ kıvrılarak yakayı teşkil edebilsin. Yakanın öteki tarafını da aynı şekilde örün.
Dekolte, elbisenin aekıaı kalınlıkta olan tfir bantla çevrilmiştir. Ceketin kolları truakar, yakası nal şeklindedir

Balcnclaga*nın hablye hıruakan
Çok
0
• • »
*
X
bir elbise, n tfir
bir tayyör üzerine vizondan seklinde bir kolye — tabii yerine parlak herhangi bir kürk kullanılabilir —
Faydan çok düz, siyah İle aynı
küçük elbise
PROVALAR
Ön kısmın orasında
elbiselerin
ENtNE ÇİZGİLİ GİYMEYİN
geniş ve elbise modelinde bol kısmının sıkıca oturmasına dikkat edin.
O’Rossen’in bej bir tayyörü. Önü, üçgen şeklinde konmuş altı düğme ile İliklenmektedir. Etek düzdür.
elbisenin provasını yaptırırken, onun,
Askılı tek bir mücevher
kısa hovlula-eşyalar arasındadır. • .karışık kup ve volan-
iklnol nev’l.
var.. Açık renkli uzun eldivenler,
TUZ seneden beri bütün terziler, koleksiyonlarında daima siyah küçük bir elbise bulunduruyorlar. Senenin modasına göre, bu elbise uzun veya kısa, takma veya kimono kollu, küçük veya büyük dekolteli, cepli veya cepsiz, dar veya bol belli olur. Fakat daima etekler istediği kadar bol olsun,çok sade, tek boydan (140 cm.) veya çift boydan (90 cm.) yapılmış siyh elbise her zaman her senenin modasında yer alır.
Plerro ÖAİmaln’in slynh bir yün blûzu. Kol ağızları ve otek kısmında panter kurku var.
göre bu düz kumaşı büyük düğmeler kaymak taraftan açık ve orijinal bir elbise şekline Yahut da tek tarafa bir pli yapmak suretiyle
Düz ve sade elbiseleri yapmanın çok kolay olduğunu her halde hepiniz tahmin edersiniz, zira kumaşı üzerinize koyup, vücudünüziin hatlarını takip etmek, elbiseyi meydana getirmek için kâfi.
Zevkinize suretiyle sağ sokabilirsiniz,
rahat yürümenizi temin edebilirsiniz. Korsaj, sivri dekolte olmalıdır. Bu dekolteyi büyük bir kadife yaka ile de süsli-yebilirsiniz. Yahut da boncuklarla işli bir şal yaka geçirin.
Şayet kumaşınız göğse kadar geliyor ve tekmil bir elbise yapmaya yetişmiyorsa, sadece iki geniş bant geçirin, işte size şık bir yemek veya dans elbisesi. Bu sayfada size kupları çok sade olan birkaç elbise modeli veriyoruz.
İstediğiniz takdirde korsajı etekten ayırarak, başkı canlı renkte bir etekle giyebilirsiniz. Siyah eteğe gelince, bütün korsaj ve bluzlarla giyilebildiği için, çeşitli kıyafetler elde ederek, şık giyinebilirsiniz.

dekolteli çok sade, kimono kollu siyah
Siyah yelek vizon



ınoe yünlüden.
bir elbise. Ceket mlliter yakalı olup yukarıdan aşağıya kadar düğmelidir.
Elbise seçmesini biliyor musunuz?
Şayet kısa veya uzun boylu iseniz:
Şayet kısa boylu İseniz belden kesik, enine çizgili elbiseler giymekten, enli kemerler takmaktan kaçınınız. Elbiseler için beli İnce ve uzun gösteren kesiksiz modelleri seçin; manto ve redingotlarda aynı hususlara dikkat etmenizi ayrıca tavsiye ederiz. Fazla geniş etekler, kürkten büyük eşarplnr boyu kısa gösterir. Büyük çanta ve m»ı(>‘> herut, nn kullanmıyarakları Göze batan her gejfdcn lardan kaçının.
ŞİŞMAN İSENİZ.
Kl MAŞLAR
Halbuki uzun boylu İseniz geniş etekli, modeller, bol mantolar, enli çizgili elbiseler, giymeğe İzniniz var.
Şayet bel kısmınız bacaklarınıza nispeten dnha uzun İse. ceketlerinizdeki bask ların kısa kol ağızlarının yüksek olmasına dikkat edin. Bel dikişini biraz yukarıdan yaparak belin u-Tunhığıınıı örtebilirsiniz. Büst kısmında ampl-yeanıanlar yapılmalıdır.
Uzıın boylu İseniz ve büst kısınınız dar İse kolajınızı bol saptırın, ceplerin ağızlarının enliliğine vücuda
Bir
fazla dar olursa sizi zayıf göstereceği zanııına kapılmayın; bilakis daha şişman gözükürsünüz. Bütün elbiselerinizin içinde serbestçe hareket edebilmelisiniz. Kemerlerinizi arka kısımda hafifçe aşağıya doğru uzunca yaparsanız, boyunuz. daha uzun gözükür.
Modanın eteklere verdiği uzunluk ne olursa olsun, dar bir etek genişten daha uzun olmalıdır.
3 Ekim 1950
YKNÎ İSTANBUL
Sayfa f

Fj
SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA
Çemberlitaş - Garanti Bankası üstü No. I • Tel. 27310
Florya - Altın Şehirdeki arsalarımıza 5-10-1950 tarihinde yapılacak *5-50 zam katidir, tki g^ünde 270 lira kazanmak istiyorsanız, acele ediniz.
Bir müddettenken piyasada bulunmıyan bazı
Peşin olarak şimdiki fiyatlar: 800 metrekarelik arsalar 300 lira 600 metrekarelik arsalar 540 liradır.
270 lira kazanmak istiyor musunuz?
FLORYA-ALTIN ŞEHİR'de iki gün sonra Arsa fiyatlarına yüzde elli zam vardır. Acele edinizl
300 metrekarelik arsalar 300 lira, 600 metrekarelik arsalar 540 liradır. Çemberlitaç - GARANTİ BANKASI üstü No. 1 ALTIN EVLER
TÜRK
LMAN MİLLÎ
VE
temsilî güreşleri
Sporcuları Koruma Derneği Güreş Maçları Tertip Komitesinden:
7. 8 ve 10 ekim 1950 tarihlerinde Spor ve Sergi Sarayında yapılacak güreş karşılaşmalarının numaralı biletleri: Ankara Caddesinde Türkiye Eczahan esinde. Sirkeci Vapur İskelesi karşısında Antalya Umum Nakliyat Şirketi Seyahat Bürosunda ve Taksimde Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğünde, duhuliye biletleri yalnız İnönü Stadı gişelerinde bugün saat 10 dan itibaren satışa çıkarılmıştır.
Biletler ilk müsabakanın yapılacağı güne kadar her Uç müsabaka İçin kombine olarak satılacaktır.
Sayın halka İlân olunur.
(13429)
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğünden: üniversitemizin inşaat, Mimarlık, Makine ve Elektrik Fakültelerine yazılan adayların tercih yoklamasına 9 ekim 1950 pazartesi günü başlanacaktır.
Adayların aşağıda bildirilen günlerde saat 9 da üniversitede hazır bulunmaları lüzumu ilân olunur.
(NOT: imtihanlar Teknik Üniversitenin Gtlmllşsuyundakl binasında yapılacaktır.) A ■. I
9 ekim 1950 pazartesi : (öğleden evvel) Matematik
(Bütün fakülteler İçin)
: (öğleden evvel) Fizik, (öğleden sonra) Kimya, (inşaat, Makine, Elektrik Fakülteleri için) çarşamba: (Öğleden evvel) Türkçe kompozisyon ve yabancı dİ!, (öğleden sonra) Resim (Bütün fakülteler için).
perşembe: Yalnız Mimarlık Fakültesi için (istidat) yoklaması (bu yoklama Mimarlık Fakültesi binasında yapıfacaktır).
Tafsilât için Rektörlükteki kayıt bürosuna müracaat (13279)
10
11
12
ekim
ekim
ekim
1950
1950
1950
e a lı
I
Hicri

ZUhlc-
20
1369

VAKİT
Güneş Oğla İkindi
Akşam Yatsı îms&k
I,
Okuyucularımızın DİKKATİNE!
Frankfurter
MESSE ZEİTUNG
Gazetecinden mahdut miktarda gelmiştir.
Alâkalılar, idarehanemize bizzat veya mektupla müracaat edip, parasız olarak temin edebileceklerdir
k
"Abbott,,

MÜSTAHZARLARI
i
Gelmiştir İTHAL EDİLEN MÜSTAHZARLAR
BEJECTAL 10 eo.
BEJECTAL Wlth LÎVER
10 cc.
BEVİTİN ve VİTAMİN
C 25 kapsül CECON 10 cc. CRUDE LÎVER EXTRACT
2 Ünite 10 cc, DESOXYN 2.5 mg 25 tablet GLUCÖPHYLLÎNE amp.
6x2 co.
NEMBUTAL 10-25 kapsül TRtDtONE 25 kapsül Vt-DAYLİN 90 cc.
PENÎCİLLtN PROCAtNE,
Şırıngalı 300.000 Ü.
ABBOCİLLİN, Şırıngalı sulu Süspansiyon 600.000 Ü.
ABBOCtLLÎN, 400.000 Ü.
ABBOTT
Hezaran
LABORATORİZ NÎR tST Ltd
TÜRKİYE ŞUBESİ
Han 17/20 Voyvoda Cad. Galata, İstanbul
P. K. 1655 — Telefon: 10296
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
Devlet Demiryolları 8. işletme
Komisyon Başkanlığından:
1 — İdaremiz ihtiyacı için İzmir - Bandırma hattı Kim. 174 4-000 da istif edilmek üzere idareye alt olmayan ocaklardan (8000) M3 balast ihzarı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 13 ekim 1950 tarihinde saat 15.30 da İzmir -Alsancakta S. İşletme binasında yapılacağından iştirak edeceklerin teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona makbuz mukabilinde vermeleri veya iadeli taahhütlü olarak posta İle göndermeleri lâzımdır.
3 — Eksiltmeye konulan 3000 M3 balastın muhammen bedeli 17400 on yedi bin dört yüz lira olup geçici inanca bedeli (1305) bin üç yüz beş liradır.
4 — Sözleşme ve şartlaşma projeleri İşletme komisyon kaleminde görülebJlir.
Kanunun tâyin ettiği mutad vesikalardan başka böyle bir iş) başardığına dair bonservis ile son ticaret odası vesikalarının teklif zarflariyle beraber bulunması lâzımdır. (13084)
HAÇET KJTA>EVÎ tarafından yayınlanmakta olan
BEYERS MODE FÜR ALLE
En meşhur patronlu Moda mecmuasının 6 ncı nüshası satışa çıkarılmıştır. Fiyatı 120 kuruştur. El işleri için de HANDARBE1T arayınız.
■■■■■■■■■■■• Fiyatı 100 kuruştur
Öğrenmek ilitîyacıııda ohlugumpz lıer.sey
19 5 0
EKİM
3
SaJı
VABATt
6,56 13.03 16,20 18.50
20.20
5.20

Rumi
Eylül
20
136#
ez ANİ
12-06
6.12
9.29 12.00
1.30
10.28
i
UÇAK. TREN-VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
9 45 D.H.Y. (Türk) Buraadan. — t.60 D.H.Y. (Türk) îzmirden. -14.10 LA-Î. (İtalya), Roma, AU-nadan. — 15.00 D.H.Y. (Türk) Van, D. Bakır. EPızığ, Sivas, Ankara-dan. — 15.15 Urfa. G. Antep. Adana, Konya. Afyondan. — 15.35 D.H. Y. (Türk) İskenderun, Adana. An-karıdan. — 15.50 B.E.A. (Ingiliz) Londra, Nîs, Roma. Ati nadan. — 16.00 D.H.Y. (Türk) îzmlrdcn. -16.15 D.H.Y. (Türk) İzmir, Bah-kealrden. — 18.25 D.H.Y, (Türk) Kahire, Beyrut, Ankaradan. — 18.35 D.H.Y. (Türk) Ankaradan. — P.A.A. (Amerikan) Horıg» Kong, Bangkok. Kalküta, Delhi. Karaşl, Basra. Şamdan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.80 D.H.Y, (Türk) Bursaya. — 8.30 B.E.A. (Ingiliz) AtJna, N1s. Londra'ya. — 9 00 D.H.Y. (Türk) Ankara. Kayseri. Malatya» ElAzığ, Erzurunıa. — 10 15 D.H.Y, (Türk) İzmirc. — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara. Adana, tskendşruna- — 16.00 D.H Y. (Türk) îzmlre. — 17.00 D. H.Y. (Türk) Anka raya,
D.H.Y, (Türk) Bureaya.
P.A.A- (Amerikan) Brüksel, Londra, Gander. Nev-York’a.
sineleri. 2 — Şlkago Kaplanı. BİZİM SİNEMA (Üsküdar) 1 -Balıkçının Yolu.
SevgülsL 2 — Hayal
ANKARA
(23432) Şeytanın Kızı,

17.00
21.35
GELECEK OLAN VAPURLAR
18 00 Tırhan, îneboludan. —- 18 00 Saadet, Çunakkaleden. — 20.00 Ma-rakaz, Mudanyadan. — 22,30 Sus, Bandırmadan.
C.ÎDECEK OLAN VAPl RLAR
8 00 fiua, Bandırmaya. — 9JX) Mnrakaz. Mudanyaya. — 17.00
Konya. Mudanyaya. — 18.00 Et-
riisk. lakenderuna. — 19.00 Sey-
yar. Krtrabigaya.
ı.EI.ECEK OLAN TRENLER
«.30 Ankaradan, (Eke.). — 9 15 Ankaradan. «Eke t. — 16 15 An-kurn tan ı Motörlüı.
(.İDFZEK OLAN TRENLER
H 20 Scmplon Elen >Avrupaya). — 18. JO Ankara ya lEksJ, — 23.20 An -,raya. (Ek«.).
sinemalar
BEVOGLU CİHETİ
ALKA7AR (42562) 1 - Gangatcr tar Pençesinde. 2 — Silâhların Sesi.
AR (44394) Çılgın Kalbler.
ATLAS (1O835) Ormanlar Kiralının İntikamı.
BEŞÎKTAb BAHÇESİ 1 — SÖH*D Rüya 2 — G&ngtılerler Cehennemi elha.mra Çexnb«d.
İNCİ (84595) Gölgeler.
İPEK (44289) Gönüllü (Türkçe).
(42235) Gangsterler
Raklbcier, Karanlık
NMİmaçI Kahraman
LÂLE (43BÛ5) Takip.
Kaplana Karşj.
Çingene hafta).
Kut!
CtHETÎ
1 — Kahraman
MELEK ,40868) içimizdeki Şejdan. SARAY (41656) New-York Limanı Kaçakçıları.
SUATPARK (83143) 1 — Rüyalar Prenses). 2 — Yılmaz Reis. SCMER (42851) Kumarbaz.
ŞARK (40380) Siyah Gözler. SIK (43726) 1 — Ormanlar Prensi Tarzan (Türkçe), 2 — Zehra, Herkesin Kadını.
TAKSİM (43191) Harman 8onu Dönüşü (ikinci hafta).
TAN (80740) 1 — Aaller Ülkesi. 2-Ki m3e« izler.
CNAL (Kışlık) 1 — Balıkçının 6evg)ilsL 2 — Hayatım Vatana Feda 3 — Aşktan da Üetlln. (İNAL (Yazlık) (49306) 1 — Balıkçının BevglllaL 2 — Sabrın Sonu. YENİ (84137) 1 — Siyah Gözler.
2 — Tarzan Kara YILDIZ ı(2847) Singoalla (Üçüncü
İSTANBU1 ALEMDAR (23863)
Yüzbaşı. 2 — Anne K&renina. AZAK (23542) 1 - Yalnız Gidenler. 2 — Macera Adası.
AYBU (21917) 1 deşler (Türkçe), susu.
ÇEMBERLİTA9 valh Kadın. 2 — EMRE 1 — Kaplan Fraksa (Türkçe). 2 — Şehzade Slnbad (Renkli). FERAH Aşk Melikesi (Türkçe). HALK (21901) J — Arsl&nlar Yolu (Türkçe), 2 — Cehennem Zindanı. İSTANBUL (22367) 1 - Zoronun işareti 2 — Beklediğim Sevgili. KISMET (266M) 1 - Leylâ llo Sel-ma. 2 — Senyorita.
MARMARA (23860) 1 — Zoronun ibareti. 2 — Anna Karenina. MİLLİ (22962) 1 - Hainler Geçidi. 2 — Aşksız Yıllar
SL NAR (21443) 1 — Haydutlar Kıra İlçesi. 2 — Kanlı Dövüş. TURAN (22127) 1 - Macera Ada, eı (Renkli). 2 — Öldüren Sır. 3 — Yalnız Gidenler.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Kazan ova Kahramanı. 2 — Lulu Bel KADIKÖY CİHETİ
HALE («0112) 1 - Gençlerin Sevgilisi. 2 - Tehlikeli Dostlar.
OPERA (68714) 1 — Haydutlar
Kırallçesl (Renkli). 2 - Öİrneyen Adam.
Ml’REVYA (50682) 1 - Altjn Ha-
— Düşman Kar-
2 — Tanca Ca^
(22513) 1 - Za-Abzet Yolcuları
R
A

PEŞİN ve TAKSİTLE en ucuz fiyat : Ayda 10 — 15 — 20 — 25 Lira Taksitte
INGİLİZ - AMERİKAN - ALMAN TRENÇKOT - PARDESÜLER
1000 Lira YILBAŞI Hediyesi — Bankoların İkramiye kur’alanna iştirak hakkı
Mahrnııtpaşa, Kapalıçarşı kapısı yanında 18 — 8ALAHADötN KARAKAŞLf


TÜRK ÇİMENTOSU VE ASLAN ESKİHİSAR ŞİRKETLERİNDEN :
2/EYTtNBURNU ve DA RİCA fabrikalarından çimento almak üzere sipariş kaydettirmiş olup.
1 — Tealim günleri geçmiş olduğu halde.
a. ) Çimentoların % 90 bedellerini ödememiş olanlar 14.10.1950 cumartesi gününe kadar öde-
yip yeni sıraların» almadıkları takdirde,
b. ) Çimentolarını muayyen gününde tesellümüne gitmemiş olanlar aynı tarihe kadar yeni sıra-
larını öğrenip vaktinde çekmek üzere girket merkezine müracaat etmedikleri takdirde.
2 — Teslim günleri henüz, gelmemiş olanlar.
a. ) Muayyen teslim gününden en az 20 gün evvel bakiyye bedellerini ödemedikleri takdirde,
b. ) Çimentolarını karadan muayyen tealim gününde ve denizden muayyen teslim gününden
en geç 10 gün zarfında tesellümüne gitmedikleri takdirde.
Siparişlerinin çekilmemiş kısmının iptal edilmiş olacağını saygılarımızla bildiririz.
F
SATILIK KÖŞK
Büyükadanın mutena bir yerinde senede 8.500 lira varidat getiren iki katlı bir KÖŞK satılıktır
Müracaat : Nizam mahallesi Adliye sokak No. 12 Telf. : 56.156
*
k
T. C.
ZİRAAT BANKASI
Vadesiz Tasarruf Hesapları
30 Eylül 1950 Çekilişinde :
Istanbulda Bakırköydeki Ev, Ankarada 37492 numaralı hesap sahibi Sabahattin’e
Ankarada Kavaklıderedeki Ev, Tarsusta 1272 numaralı hesap sahibi Nureddin'e
ÇIKMIŞTIR
1.000 er lira kazananlar:
Ankarada Çorumda
İğdır da M.Kemalpaşada Esklşehlrde Ayvalıkta Istanbulda Menemende Burhanlyede îzmirde Kayserlde Îzmirde Zonguldakta Istanbulda Istanbulda
39404 3425
944 1166 7122
198 29911
357
4
15759
3801 12746
3681
1293 43387
numaralı
»
hesap
M
M
sahibi
M




M
M
• F
M
II
II
II
II

Nureddin,
Mümtaz,
Fahri.
H. İbrahim. Tevfik, özkul, Suphi, Tahsin,
Ayşe,
Nesime,
Mustafa, Hatice,
Ali, Ruhi
Raife.
İTHALÂTÇILAR . İHRACATÇILAR - KOMİSYONCULAR Almanyadaki İşlerinizi İnkişaf ettirmek için
ÜBERSSE- POST
Alman ticari dergisine abone olunuz. Her ay muntazamsgı arzunuza göre fransızca, ingülzce veya almanca bir nüsha gönderilecektir, Aradığınız fabrikatör, müteahhit veya satın alıcıların adreslerini parasız olarak temin edersiniz. Bütün teklif veya talepleriniz, Almanyada pek çok satılan bu aylık dergide neşredilir.
“Mümessillik” servisi, temsil edilmesi istenilen firmalarla temas ve münasebatta bulunur. ÜBERSSE-POST, firmanız için gönderilecek yegâne ticari referansı teşkil edecektir. AJ-manyada iş seyahatlerinizde, mümessilleri vasıtasiyle her türlü mümkün kolaylıklar gösterilir. Alman firmalariyle İhtilâfta bulunduğunuz takdirde, teşkilâtı yardımınızda bulunacaktır.
Senelik abonesi 17 Türk Lirası. Türkiye için umumî mümessilliği: Galata, Ahen-MÜnih Han 5 inci kat, Telf.: 43410
9
AMERİKAN UN ÇUVALI SATILACAKTIR
ANKARA
BÜYÜK (15031ı Parisli Yıldız. CEBECİ (138-16) 1— Buffalo BİU’-1n intikamı. 2 — Ölümden Kuvvetli.
PARK (11131) ölüm Diyarı. SÜMER (14072) Deniz Kaptanı. SUS (14071) Sırmalı Kaptan. ULUS (22294) Rio Aşıklan. YENt (14040) İki KaJb.
GAR GAZİNOSUNDA Italyan Ispanyol Revüleri.
TİYATROLAR:
BÜYÜK (10370) Bu gece temsil yok.
KÜÇÜK (11169) Şakacı.
(Her akşam 20 30)
İZMİR
TAYYARE Aaılzade Silâhşör. BIELEK 1 — Tımarhane Müdürü 2 — Tatlı Yalan.
LALE 1 — MagrKlp E>1 II m İyen ler. (Türkçe). 2 — Karanlık Geçit. TAN 1
ve
Matlûp edllmlycalcr (Türkçe). 2 — Karanlık Geçit.. YENİ 1 - Hint Rüyası. 2 - ÇÖİ Devleri. 3 — Tarzan OıtAnnlar Arslanı,
ELHAMRA 1 - Kalpsiz Kadın 2 - Vahşî Gelin.
T I Y A
TROLAR
İSTANBUL
BELEDİYESİ
rtrhlr Tiyatroları
Dram Kılını
DON I U A N geee temMİl yok»
(Bu
Komedi kınnıı GELtK VERGİSİ Suare: 20.30 dn (Öğrenci geceni) YENİ SES
TİYATROSU
Her akşam saat 20.45 de
ÜÇ GÜVERCİN Operet 4 perde
töser : SZİG1LETİ Müzik: Kalman ve Brahma.
Tel.: I9.w
D




Y
0
L
Beyoğlu «4644 Ankara 00 latan hu) 24222 İzmir 2222
Üsküdar 60945 K köy 60tf72 Karşıvako 15055
SIHHÎ I M D AT
ta Lan bul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
e C Z A N
4499b 60536
91
2251
EMİNÖNÜ ı Eminönü (Eminönü) — Bensaaon (Küçükpar.ar) — Ali Rıza (Alemdar) — Süreyya (Kum kapı)
BELOÖLUt Cemal Atasoy (Merkez) —. Limoner (Taksim) — Cihangir (Taksim) — Sağlık (Galata» — Ziya Boy er (Galata) — Çark Merkez (Q|q1h — Kurtuluş (Şişli) Hasköy (Htudcöy) — Merkez ı Kasımpaşa)
FATİH: İsmail Hakkı (Şehzade-başı) — Sola had din Gürgen f Ak-«arayı Şamatva (Sama t ya) — Haseki (Şehremini) — Ahmet Su-’ at (Karagürnrük) — Orluın Avcı-oğlu (Fener)
EYt’P: Arif Beşer (Eyüp) BEŞİKTAŞ: S.Recep (Beşiktaş) — Yeni (OrtakÖy) — Arnavutköy — Merkez (Bebek)
KADIKÖY: Kadıköy (Kadıköy) — Kızıltoprak — G%4epe — Bostancı — Ömer Kon..n (Üsküdar)
BÜYÜ KABA: Halk
HEYBELİADA: Halk
ANKARA: Sakarya — Ege — Bn-yar
İZMİR: Halk (RıiNmahano) —
Yardım ' A İlanca,k } — Cumhuriyet (E.>rnfp«/jH» - Giteelyalı l Yalılar) Rlrlllc UComrrHİli)
A
R
MALİYE MÜFETTİŞ MUAVİNLİĞİ
MÜSABAKA İMTİHANI
Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığından
Toprak Mahsulleri Ofisi
İstanbul Bölge Müdürlüğünden:
1 — Bir kere kullanılmış takriben 120.000 yüz yirmi bin adet 45 kilo un istiap eden beyaz bez un çuvalı açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — 10.000 adetlik partiler halinde satılacak olan bu çuvalların her partisinin geçici teminatı 1050 liradır.
3 — Çuvallar Kuruçeşmedeki Arslan - Kaptan depomuzda görülebilir.
4 — Açık arttırma 10.10.1950 salı günü saat 14 te ofis binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
5 — Bu işe alt şartlaşma malzeme servisinde görülebilir.
6 — isteklilerin teminatları İle birlikte belirli gün ve saatte komisyona başvurmaları lâzımdır.
7 — Ofis ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
ANKARA:
7.26 Açıhş ev program. — 7.30 M. R Ayarı. — 7.31 Hafif uvertürler ipi.). «—7 45 H&berlar. _ 8,00
Şarkılar (pl ). — 8.15 Bando müzikleri ıplj. — #25 Günün programı ve hava raporu. — 8.30 Hafif pap. çalar fpJ.)r — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12.30 M. S. Ayım. — 12 30 Sarkılan — 13.00 Haberler. 13.15 Norman Cioutler Orkentrosı çnhvor ıpl.). — 13 30 öö-le gazetesi. — 13.45 Hafif şarkılar (pl.). — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M. 8. Ayan. — 18,00 Küme Bazlardan haz eterleri ve oyun havaları. — 18.30 Salon OrkcRtraaı (pl.ı. — W 00 M. 8. A-van ve haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak. — 19.20 Yurttan Betler. — 19 45 Radyo ile İngilizce. — 20.00 Uvertürler (pl I. — 2O.15 Radyo gazel eti. — 20.80 înessaz. — 21 00 Temel) — 21.45 Scrhett eaat — 22.00 Konuşma. — 22.15 Dana müatğl (pl ). — 22,45 M. 8. Avarı ve haberler — 23.00 Program ve kapanış. İ8TA Mil L:
12.67 Açıhş ve programlan — 13.00 Haberler — 13,15 Operalardan melodiler (pl). — 13.45 Sarkılan — 14.20 Serbest oaaL — 14.30 Safiye AvlAdan ıjnr-kılar (pl). — 14.45 Rllm Bryent ve arkadaşlarından melodiler (pl). — 15.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Dana müziği (pl). — 18 20 Şarkılar (Mustafa Çamlar). — Uı (» Haberler. — 19.15 Kı«n şehir haberleri — 19.20
Rose Avril’derı şarkılar (pl). — H.30 gadi Yaver A laman memleket bavulun ses ve biu birliği kon-Herl. — 20.00 Çlfl mnn(l(dlrı kuarteti kon«.-r1. —20.15 Radyo Gazeteni — 20.SU Şarkılar (Hamiyet Yüce-een). — 21 00 Şiir dünyamız. Konuşan: Behçet Kemal Çağlar. — 21 10 Misafir temi heyeti saati: Beşiktaş Musiki Birliği. — 21.40 Keman ve piyano soloları. — 22.00 Konçerto (pl). — 22 45 Haberler. — 23 00 Dans müziği (pl). — 23.30 Programlar ve kapanış.
LONDRA BADTO8U1
7.46 Keman soloları (19.85 m ). — 8 00 Caz Kulübü (19.85 mj, — 8.30 Dinleyici İstekleri (Hafif müzik) (19.85 m.). — 11.15 Büyük Otelden hHflf müzik (16.84 rn.J. — 13.30 Haftanın beetekAn (Dehussy) (pi.) (11.49 m.). — 11.15 B. B. C. Revü Orkestrasının geçmiş müzik programı (J6.M m ). — 16.15 B. B C. İRkoç Orkestralı (Beethoven) (16.84 m.). — 18.00 Semprihl plyonada (İd.84 m ). — 19 18 Büyük Otelden hafif müzik (16.84 m.). — 20 30 Geraldo Tlp-top-tunea Orkentrası (16.84 m,). — 23-455 B B. C, Senfoni OT-kestrnşı (16.84 m.). — 24.00 Soprano Emerents
Scheepars (16.81 m.).
1 — 35 Hra maaşlı maliye müfettiş muavinliği için 6 kasım 1950 pazartesi günü Ankara, İstanbul ve îzmirde Maliye Teftiş Kurulunca müaabaka imtihanı yapılacaktır.
2 — Taliplerde aranılan şartlar aşağıda gösterilmiştir.
a) Memurin Kanununun 4 üncü maddesinde »ayılı evsafı haiz olmak,
b) İmtihan açıldığı senenin ocak ayının başlangıcında 30 yaşını İkmal etmemiş bulunmak,
c) Siyasal Bilgiler, Hukuk ve İktisat fakülteleri ve Yüksek Ticaret mekteplerinden "veya bunlara muadil ecnebi okullarından,, mezun olmak,
d) Yapılacak tahkikat neticesinde karakter itibariyle müfettiş olabilecek vasıflan haiz olduğu anlaşılmak.
3 — İmtihana talip olanlar 18 ekim 1950 tarihine kadar Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına bir dilekçe ilş müracaat edeceklerdir. Dilekçeye talibin sarih adresi yazılacak ve aşağıdaki vesikalar eklenecektir.
a) Nüfus cüzdanının aslı veya tasdikli sureti.
b) Kendi el yazıstyle hal tercümesi,
c) Askerliğini yaptığına veya İmtihan tarihinden itibaren bir sene tecil edilmiş olduğunu gösterir resmi vesika, ‘bu vesikayı getlremiyenler İmtihana kabul edilirler ise de tâyinleri, fiilî askerlik hizmetini tamamladıktan sonra, kadro imkânlarına göre yapılır..,
d) Okul diploması veya tasdiknamesi,
e) Sağlam ve yolculuk zahmetlerine mütehammil olduğuna dair tam teşekküllü bir hastahaneden alınacak sıhhi heyet raporu,
4 — Taliplerden aranılan şartları haiz olanlar tahrirî ve şifahî olmak üzere iki İmtihana tâbi tutulacaklardır. Tahriri İmtihan Ankara, İstanbul vc îzmirde, bunda muvaffak olanların şifahi i m ti iıanı Ankarada yapılacaktır.
II — İmtihan programı aşağıda trösterilmlştir.
1 — Maliye,
a) ; ÇAtye,. j >
b) Vergi nazarlyelerl,
c) istikraz,
2 — İktisat,
a) istihsal, inklsam, tedavül ve istihlâk bahisleri,
b) İktisadî meslekler.
3 — Matematik, “Geometri ve aritmetik,,
4 — Ticarî ve sınaî muhasebe usulleriyle hakkında nazarî ve tatbikî malûmat,
8 — Hukuk,
a) idare hukuku.
b) Ceza Hukuk ve Ceza Muhakemeleri esasları ve tahkikata müteallik hükümleri.
c) Medenî Kanun, Borçlar Kanunu,
d) icra ve iflâs ve Ticaret kanunlarının eden hükümleri,
6 — Ecnebi lisanı,
Almanca, fransızca. İngilizce lisanlarından biri, devlet lisanı İmtihanı verenler ayrıca İmtihana tâbi tutulmazlar.
m — imtihan neticesinde müfettiş muavinliğine almanlar üç sene sonra yapılacak ehliyet imtihanında muvaffak olurlarsa maliye müfettişliğine tâyin edilecekler ve tetkîkat için bir sene müddetle ecnebi memleketlere gönderileceklerdir. (11965)
Devlet Muhasebe»!
UsuJÜ Kanununun
mâliyeyi alâkadar
BALIKÇILARA MUİDE
SKANDIYA
7/6. 0/10 «dr kuvvetinde deniz motörlerlmlz grlnılMir.
VAHKAM GESAB ve ORTAKLARI
Beyoğlu, Telefon: 44934
(13390)
Alırken (Resimli) kelimesine dikkat!.
RESİMLİ GÜREŞ MECMUASI
Tarihi glireş yazılariyle ekim sayısı çıktı
Yıllık aboneler 2000 liraya, bir nüsha alanlar 500 liraya (ayrıca ücret ödemeden) sigortalıdırlar. Kuponlarımızla da zengin hediyeler, VİLLÂ kazanabilirsiniz. Sigorta, ikramiyeler RESİMLİ Güreş Mecmuasındadır.
Soldan *n£a;
Fevkalâde Fırsat
Viyananın “Flşmeister,, ve emsali tanınmış büyük kuyumcuları tarafından İmal edilmiş, kıymetli olduğu ka-dar güze) ve kibar pıriantalı bir saatle, bordo renginde yakut ve pıriantalı bir yüzük ve gayet sanatkârane yapılmış zümrüt çizgili diğer bir pırlanta yüzük 5/10/1950 perşembe günü saat 14 te müzayede De satılacaktır.
Sandal Bedesteninde teşhir edilmektedir.
1 — Kalbi tan gibi (iki kelime) 2 — Sefaret kâtibi; Yunanlı. 3 — Uyku esnasında hayal Aleminde bulunan (İki kelime). 4 — Arapça har-ficor; Temadi. 6 — Tersi madeni ip; Fena; Su. 6 — Elinden fırlat; Dem; Rüzgâra hitap. 7 — Eskiler. 8 — Kesin hüküm (Ikj kelime). 9 — Ar-«u; Geçmiş. 10 — İtikadı kuvvetsiz (iki kelime).
T uknrıdan aşağı:
l — Ceriha al; 8oru eki. 3 — Bayrak; Siyah. 4 — Benzer ahzet mâ-nastna mürekkep kelime; Tersi gü-şe) ve kolay aöz nöylcyen 5 — U-muro«()enl terim); Sondaki harfelı eski. 6 — Tahalaat. 7 — Aslininki; Babegln gıda*!. 8 — Ateşin dili; Tersi ceriha. 9 — Tersi ariyeten veril sn; Bir dişimiz. 10 — Hayvan yuvası; Snrfedllenler (aynı kökten).
I 14
EVVELKİ Gt'NKC BULMACANIN HALLİ
İstanbul Asliye 12nd Hukuk Yargıçlığından : 1950/1432
Mllddel Belkis Refia tarafından Şişil, Bomontl Efe sokak No. 20 de oturan kocası Morlu Jan Badson aleyhine açtığı boşanma dâvasında : Müddet-aleyhin ikametgâhının bilinememesi üzerine ilAnen tebligat icrasına karar verilerek, duruşmasının 10 . 11 . 1950 günü saat 15.30 a bırakıldığı ve dâva arzuhaliyle davetiyenin bir parçası divanhaneye asılmış olduğundan »10ı gün içinde cevap vermek ve gününde gelmek ve gelmediği takdirde duruşmaya devam
malûm olmak üzere ilân olunur.
Soldnn »bOi
1 — Metaflsikt 2 — tlâh; Bakire. 3 — Tamir; Baba. 4 — Ama; Aş; Dam. ö — Simitî Bere. 6 — Anıran; Tat. 7 — Ke; İran; Ne. 8 — tna-det 9 — Nara; Avlxe. 10 — Kara «taban.
Yukarıdan a? atı:
1 — Mirana kon. 2 — Elimine: Ak. 3 — Tamamı; İra. 4 — Aha; İri nar. 5 — Tatar. 6 — tr-1: Nadas. T -Bla: Neva 8 — tkanırl: Bit. 9 — Kabaran; Az. 10 — İbadet eden.
gıyabında edileceği
ZAYİ — Erzurum, İspir 11. çesl Nüfus Memurluğundan aldığım içinde askerlik muamelem bulunan nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığını İlân ederim.
330 doğumlu Niyazi Bek taş
Sayfa 3
teni İstanbul
3 Ekim 1M0
TENİNİZİN
GÜZELLİĞİNİZİN
KORUYUCUSUDUR
KAUn VEGÜZHUK!
EAFFE
Tanınmış Alman Kürk Evi
4 saat ara ile günde 3 kaşe alınabilir
daima
YAPI İŞLERİ İLÂNI
Hradır
Eksiltme 13.10.1950
(12986)
Her kutunun içinde bulunan numaralı kuponu saklayınız. Keşide 31 ekim 1950 noter huzurunda çekilecektir.
DİKKAT! KAPAĞIN AVKASINM KtnATCLimfVAONl
ÎFKNtM t'KlAM IÜIO5U. T El :4,949i
bir güzellik - Seste hoisosiyeî . Istosyon
1 — Eksiltmeye konulan şaatı işidir.
Keşif tutan: (61.845.47)
Birinci sınıf elbise dikilir.
İngiliz astariyle
Parlsten mezun
V. TOPALOĞLU
Sııltanhamam Aşirefendl Cad.
Aşirefendİ han No. 35 Terzi
İSTANBUL ADANA
Bozkurt Jeneral Han I Şehir İstasyonu cad-
Bankalar Cad. Galata, I desi numara 9. 11, 17
MERSİN I ANKARA
Azakzade hanı P.K. 96 | S. Soysal han, Kızılay, karşısı
İZMİR Mas Plnkatrfel, Mimar Kemaleddin Cd. 1330 sok. No. 10/1
“ACELE SATILIK — AMERİKAN STİL
Möbleli apartman
Kaloriferli, sıcak sulu Amerikan stil döşeli, konforlu İki daireli apartman eşyası satılmak suretiyle devredilecektir. Görmek isteyenlerin Galatasaray Yeni Çarşı Gelir Apt. 9 No.ya 17 den 20 ye. kadar müracaatları.
Salonlarını yeniden açmıştır
Beyoğlu : İstiklâl Caddesi, Acara Sokak 1/2 İŞ Bankası yanında - Telefon : 41122
ENCHESTER Vapuru 3 ekimde beklenmekte, 4 ekimde
EXBROOK Vapuru 26 eylülde beklenmekte, 27 eylülde eşyayı ticariye alarak yukarıdaki limanlara hareket edecektir
Vapur kumpanyası PİRE - NAPOLİ ve CENOVA’dan NEW-YORK için LAGUARDlA EXOCHORDA. EXETER, EX-UAMBION, EXCALİBUR lüks transatlantik vapurlarına yolcu kabul eder. Fazla tafsilât İçin Galatada Tahir hanında 3 Üncü katta HAYRÎ ARABOĞLU ve Ş.sına müracaat ■■■■■■■■■■ olunması. Tel: 44993-2-1 ■■■■■■■■■
İNGİLİZCE Teknik Tercüman
25 sene Amerikada kalmış, mühendislik işlerinde, usta-başılıkta, Karabük De -mir Çelik - Fabrikaları İnşaatında teknik tercüman ve ustabaşı olarak çalışmış tecrübeli mükemmel bir tercüman İş arıyor.
Adres: Ali Onlkiler, Tepe-üstü Baruthane Caddesi, No. 94/3 Kurtuluş/Şehir.
4 — Bu İşe alt keşif, husus!, fennî ve eksütme şartnameleriyle vaziyet plânları - tatil günleri hariç - her gün Bölge Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin ihale gününden en az üç gün evvel — Tatil günleri hariç — asgari bu bedelde iş yaptıklarını gösterir vesikalarla bölge yeterlik komisyonuna müracaatla belge almaları lâzımdu*.
6 — 2490 sayılı kanunun ahkâmına uyularak müracaat edil-
mesi, para gibi umumun elinde bulunan işaretlerle mühürlenmiş zarfların ve postada vukua gelecek gecikmelerin kabul edilmlye-ceği ilân olunur. (13128)
AMERICAN EKPORT LtNES tnç. New-Tork
NEW-YORK — FtLÂDELFtYA - BALTİMOB
MEKTEPLER AÇILIRKEN
ÇOCUKLARINI!A KERRAT CETTEUİ Bİp" NMLON iockey
KALEM KUTUSU ALINIZ.. tafC*
t&f Htrjockey Narla lı halem kutusunda h} NURKALEM fedana akz rak bulacaksınız.
gelmiştir
İhtiyaç sahiplerinin aşağıdaki adreslere mtiracaatleri rica olunur
SfilD AKINCI ve SAİD DORMEN
Türkiye Umum MümeııiÜ ı
TİCARET T. A. Ş. • BÜRO LEVAZIMI ŞUBESİ
Galata, Rıhtım cad. Kozluca Han, Tel. 49337
Bulu» kırtasiyecilerde arayınız
Z/Deposu
V. N/VfOO
Ank. Yollar 4. Bölge
Müdürlüğünden:
1 — Kastanıonuda yapılacak şube tesisleri inşaatı işi kapalı zarf usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — işin muhammen bedeli 72.996.46 lira olup geçici teminatı 4.899,82 liradır.
3 — Eksiltme 12.10.1950 perşembe günü saat 15 te Etlik yolu Üzerindeki bölge müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır. Zarflar saat 14 e kadar komisyona verilmelidir.
5 lâmbolı ^*^**-**^^_ gn
ORION 330 Modeli , *
Aym fıotloki rodyolordo oslo roslıyomıyacoğınız müsfosno tabiîlik - Büyük oyorını kolayloşhron göl lambası
Bayındırlık Bakanlığından :
iş: Saraçoğlu Ortaokulu İkmal İn
'En ehven fioto, en yüksek kalite,» prensibine sadık kalarak, en cazip tediye şortları ile, harikulade yeni bir ORION modelini takdim ediyoruz. Madem ki bir radyo almayı düşünüyor -• sunuz, onu görmeden ve dinlemeden, asla karar vermeyiniz.
Son derece net sesi ve hakikaten cazip görünüşü ile temayüz eden bu ahize, tam aradığınız radyodur.
Yalnız 25 lira peşin ödeyerek bu radyoyu bugünden evinizde görmek ve dinlemek zevkine kavuşunuz.
— BELEDİYELERİN ve YOL İNŞAAT — MÜTEAHHİTLERİNİN NAZARI DİKKATİNE Mahdut miktarda meşhur Alman
KEMNA-DEUTZ
Baş, diş, adale, sinir, romatizma, ağrılarına karşı
tkramiyell bir
WARNER
RUJU ALAN
Hem yüksek kaliteden bir ruj almış olur, hem de GÜZEL BİR KÜRK MANTO, BtR BİLEZİKLİ ALTIN Kol SAATİ, BtR KADIN ROB-LUK AVRUPA KUMAŞI Lle 50 muhtelif hediyeden kazanabilir.
LİON Mağazası ve diğer parfümeri dükkânlarında satılmaktadır.
””“ ANKARALILAR DİKKAT ——
MA II İ D KADIN, ERKEK ELBİSE VE
AnlK TUHAFİYE MAGAZASI’nı
ZİYARET ETMELERİ MENFAATLERİ İCABIDIR
ADRES: Yeni Belediye, eski NikÂh Salonu altında No. 27
Telf. 16475 A n k n r a.
cuma günü saat 11 de Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliği Eksiltme Komisyonu Odasında kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartlaşması ve buna bağlı kâğıtlar Yapı ve İmar İşleri Reisliğinden (155) kuruş karşılığında alınabilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre (4342.28) liralık geçici teminat vermeleri ve eksiltme şartlaşması gereğince Ticaret Odası belgesi ibraz etmeleri lâzımdır.
5 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi İyi bir surette başardığını veya idare ve denetlediğini ispata yarar belgeleriyle birlikte ihale gününden en az (Tatil günleri hariç) üç gün önce Bayındırlık Bakanlığına başvurarak bu İşin eksiltmesine girebilmek için yeterlik belgesi almaları şarttır.
6 — İstekliler aldıkları eksiltme kâğıtlarının her parçasına 50 şer kuruşluk pul yapıştırıp imza ettikten sonra teklif mektupları ile birlikte zarfa koymaları ve zarfın arkasına yapıştırılacak mumun para ile olmamak şartlyle mühür veya imza ile iyice kapatılması ve eksiltme günü saat 10 a kadar Eksiltme Komisyonu Reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
BANKASI
FIABEL
EN İYİ ÇİKOLATA
,N(; vs AT
İş adamı Sheaffer's kullanır
r s • • -a i

-1




1 ‘ *



■F

Comments (0)