Muallim Fuad Gücüyener'Ln (Âdll Hükümdarlar) »erişinden numara: I
HAZRET!ÖMER
Feragatsu adalet olamaz l Ferd, cemiyet ve millet hayatının İstikbal yolunu n uçlandıracak olan bu en mühim meseleyi bir çok misal n ör-neklertla İyice anlayabilmek İçin (Haıreti Ömerli okumak elzemdir. Yann yayınlanıyor. Flatt: İM ■ kurna Büyük kitapçılarda bulunur. .
Sena 28 — No, 8713 — Flatl her yarde 10 kuruştur.
demokrasi
Bu yıl Millet Meclisi Başkanlık Divanı ile Parti Meclis grupu Başkan Vekilleri için Parti Genel Başkanhk Divanınca aday gösterilmemiştir.
Bilindiği gibi. Millet Meclisi her yıl toplantısı başında kendine bir Başkan, üç Başkan Vekili seçer. Partinin Meclis grupu da, ayrıca, kendine iki Başkan Vekili seçer.
Bunlardan başka. Millet Meclisinin kâtipleri ve kestörlerl ile, Parti grupunca bir İdare Kumlu seçilir.
Gecen yıla kadar Millet Meclisi Başkanlığı ile üç Başkan Vekilliğine ve Parti grupu Başkan Vekilliklerine Genel Parti divanınca. önceden adaylar gösterilir, İlkin Meclis Parti grupu bunları seçer, ve Parti disiplini gereğince Millet Meclisinde aynı oylar tekrarlanırdı.
İlk defadır kİ Parti Genel Başkan Vekili Parti grupunu Meclis açılmadan önce toplantıya çağırırken yukarıda saydığımız varitlere aday gösterilmeyeceğini bildiriyor, bu suretle, gene ilk Olarak. Parti grupunun nlçn toplantıya çağırıldığı da açıkça ilân ediFyor.
Meclis ve Partinin İç İşleri me-kanizmasile çok ilgili olmayan halk efkârı bakımından bu yenilik. ilk görüşte, ehemmiyetli sayılmayabilir. Fakat gerçekte, M'llet Meclisinin bu oturum yılı, dikkate değer yeni bir çığırla acrlmış oluyor. Bu hâdiseyi Parti içinde Demokrasi şeklinin gelişmesi diye kabul etmek yerinde olur.
Memlekette halk ve halkçılık İdaresinin daha geniş ve ileri şekillerde tatbiki için adımlar atıhrken. bu hareketin, bugiin devlet iktidarına sahip bulunan tek parti içinde başlaması, aklın ve mantığın gerektirdiği ana tedbîrlerdendir.
Memlekette başka partilerin kurulması, kurulabilmesi 1cîn lüzumlu görülen kanunî şartlar ne kadar tam ve acele olarak hazırlansa. C. H. Partisi ile mücadeleye girişecek çapta bir muhalefet partisinin doğması, yerleşmesi ve nüfuz kazanması için uzun zamana ihtiyaç vardır. Ciddî, güvenilir, arkasından gidilir partilerin doğmasını mümkün kılacak şartlar, bazı kanunların değişmesinden dalıa derin, gerçekleşmesi daha güç unsurlara bağlıdır.
Bunun içindir kİ basın hürriyetinde, seçimlerde, yeni partiler kurulmasına imkân vermekte atılacak adımlar ne olursa olsun. hükümet iktidarının daha uzun zaman Halk Partisi elinde kalacağını ve bilhassa demokraside İlerleyişin Halk Partisi el ile yapılacağını hiç hatırdan çıkarmamak lâzımdır.
Böyle olunca da Halk Partisinin, talrhî yolu üstündeki bu yeni dönemi basan ile geçmesi İçin îlkin kendi bünyesini tam anlamında demokratlaştırması millete tanıdığı haklan kendi çalışma tarzında da. daha geniş ve serbes şekillerde tatbik etmesi gerektir.
Halk Partisi İçinde başlayan bu hareketi lüzumlu kılan düşünceler arasında, daha esaslı olanlar da vardır.
Yann memlekette başka partiler çıkabilir. Bunların doğmasını, vatanın yüksek menfaatleri bakımından, bizzat Halk Partisi Özlüyor, Başka bir parti yarın İş başına da geçebilir. Buna lılç bir engel kalmamalıdır.
Fakat, Halk Partisi uzun zaman İş başında kalsa da, karşısında ciddî ve kuvvetti bir muhalefet partisi görse de, iktidarı başkalarına bırakmak zorunda kalsa da asla unutulmaması lâzım olan değişmez bir nokta ______________fR...________
vardır: Kurtuluş Savaşından do-,de edilir. Ancak bu suretledir kİ ğan, yeni devleti kuran, inkılâo-1parti prensiplerine ve particilik lan başaran Halk Partisi, bugün mesuliyetine tam ortaklık doğar. Olduğu gibi yann da, herhangi1 Parti İçinde demokrasi usu1-ihtimaller karsısında Cumhur!- 1 erinin gelişmesi, demokrasinin yetin ve İnkılâbın devamlı ve cn sarsılmaz temelidir.
uyanık bekçisi kalacaktır. Halk Necmeddln Sadak
PERŞEMBE 1 Kasım 194Ö
Sahibi: Necmtddbı Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Ea — AKŞAM Matbaan

“Refah içinde kuvvetli bir Türkiye Britanya
için elzemdir»
Londr» 31 (Vatanj — Cumhurlye-Umlzln 23 ncl yıldönümü ıntlnaseb*. tiyle Büyük ElçUlğlmlzd» yapılan re«-mİ kabulde bulunan İngiltere Hariciye Nazırı Mr. Berin, Türkiye hakkında gayet mühim ve dostane bir nutuk vererek İki memleket arasında mevcut olan menfaatleri tebarüz ettirmiş ve hülâsa olarak şunları söylemiştir :
«— Türkiye dünya medeniyetinin beşiğidir. Eski bir medeniyetin âahlbl olan Türklerln her sahada gelişmesi ve kuvvetli bulunması îngllterenln en büyük arzusudur. Raf ah İçin d a olan kuvvetli bir TilrUya, Britanya İmparatorluğu İçin, elzemdir. Akde-nlzde ve Yakın Şarkta Türldyenln ve başka devletlerin kalkınmasına mâni olacak her hangi bir hareket* İngiltere müsaade etmlyecektlr.
İngilterenin Türklyeyt her hangi bir tehlike karşısında koruma» ve himaye etmesi hayati menfaatleri İcabıdır’ Türkiye, Büyük Brttanyadan tam ve esaslı müzaheret göreceğine güvenmelidir.
Milletlerin selâmeti kendi hayat
fn gitti Dışişleri Bakanı M. Beırfn «eviyelerini yükselterek, aralarında müşterek emniyet bağlan kurmakla temin edilebilir.
Kuvvetli ve müreffeh görmek arzusunda olduğum Türklyeyt İlk fırsatta ziyaret etmek en büyük emelimdir.»
Meclis bugün saat on beşte açılıyor
Cumhurbaşkanı İsmet Inönünün nutku bir saat kadar sürecek
Ankara 1 (Telefonla) — Büyük Millet Meclisinin yedinci «eçlm dönemi, üçüncü toplantı yılı bugün saat 15 d» Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün nutku ile açılacaktır. Nutuk bir saat kadar sürecektir.
Radyo ile yayılacak olan bu meta hususi bir önem verilmektedir. Cumhurbaşkanının nutkunun dış politikaya alt kısımları tercüme edilmiştir. Nutuk söylendiği «ırada yabancı davetlilere dağıtılacaktır.
Meclis, Cumhurbaşkanının nutkundan sonra Başkan, Başkan vekilleri, İdare âmirleri ve katiplikler seçimini yapacaktır.
Parti grupunun dünkü toplantısı
Ankara 3l (AA.) — O. H. P, Meclis Gurupu Başkanlığından:
C. H. p. Meclis Gurupu aenel kurulu bugün (31.10.1945) saat 10 da Başbakan ve Parti Genel Başkan vekili Şükrü Saraçoğlu'nun başkanlığında toplanmıştır.
Gündemde Biiyük Millet Meclisi başkanlık divanı Parti adaylarlle C.H.P. Meclis Gurupu başkan vekillerinden ve Gurup İdare kurulu üyelerinin seçimi vardı. Bu seçimler, parti başkanlık divanınca aday gösterilmeksizin yapılmıştır.
Partisi, kendine düşen tarihî vazifeyi, bir Parti olarak, tek başına başaracak bu kudret ve kuvveti, hem kendi İç bünyesi, hem millet içindeki emniyet ve İtibarı bakımından, şimdiden tam olarak edinmek görevindedir, Halk Partisi, bunu yapmak yolundadır.
Bir milletin eksiksiz ahlâk ve fazilet hedefine doğru İlerleyişi ancak bütün fertlerinin kontrol hakkına bağlı olması ve bu kontrolün sadece demokrasi ile mümkün görülmesi gibi, bir partinin de en iyi tekâmül şekil bütün üyelerinin, kendilerinde bu kontrol yetkisini dıiymalarile el-
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İçin çoğunlukla Çankırı milletvekili Mustafa Abdülhallk Renda, Meclis başkan vekillikleri İçin çoğunlukla Sivas milletvekili Şemseddln Gün al tay. Konya mlletvekill Fikret Sil ay, Sinop milletvekili Cevdet Kerim tncedayı. Meclis İdareci üyelikleri için çoğunlukla Ağrı milletvekili Halld Bayrak. Malatya mlletvekill Muttallp Öker ve Mardin milletvekili İrfan Ferit Alpa-ya ve Meclis Başkanlık divanı kâtiplikleri İçin gene çoğunlukla Bamsun milletvekili Naşlt Fırat. Kütahya milletvekili Vedlt üzgören, Tunceli milletvekili Necmeddln Sahtr Sılan, Kocaeli milletvekili Sedat Pek, İçel milletvekili Dr. Muhtar Berker Parti adayı seçilmişlerdir.
C. H. P. Meclis Gurupu başkan vekillikleri için yapılan seçimler sonunda Ankara milletvekili Mümtaz Ök-men, Kütahya milletvekili Recep pe-ker çoğunlukla seçilmişlerdir.
Oturuma yeni seçilen başkan veklU Mümtaz ökmenln başkanlığında devam olunarak Parti Gurupu İdare kurulu üyeleri İçin de seçim yapılmış, neticede çoğunlukla Rize milletvekili Tahsin Bekir Balta. İzmir milletvekili Dr. Kâmran örs, Çankırı milletvekili Atıf İnan, Sivas milletvekili Reşat Şemseddln SIrer. Seyhan milletvekili Carit- Oral, Eskişehir milletvekili Yavuz Abadan, Antalya milletvekili Dr. Galip Kahraman. İçel mlletvekill şefik Tugay ve Maraş milletvekili Raslh Kaplan seçilmişlerdir.
Bu seçimlerin her birinde ayrıca bir çok mlleltvekllleri de oy almışlardır. Gündemde başka konu olmadığından oturuma saat 17.1b te «on verilmiştir.
Nafi Atuf Kansu Parti gene] sekreteri oldu
Ankara 31 (AA.) — Cumhuriyet Halk Partisi değişmez Genel başkanı yüce Milli Scf İsmet İnönü, Parti Gene .sekreterliğine, şimdiye kadar bu görevi vekillikle yapmakta olan KIrklareli milletvekili Nafl Atuf Kansu'yu seçmişlerdir.
Japonya’nın verecpği tazminat
Londra 1 (R> — Japon yanın vereceği tazminatı kararlaştıracak heyet bugünlerde Amerika-dan hareket edecektir
Amerika Boğazlar hakkında düşüncesini bildirdi
Boğazlarda üsler elde etmek hakkındaki Sovyet talebini kabul etmiyor
Amerika, Boğazların askerî maksatlarla kullanıl-^ masının birleşmiş milletler güvenlik konseyine *5 verilmesini ileri sürüyor
Washlngton 31 (A.A-) — (Reuter) Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Mr. Byrnes, Boğazların beynelmilelleştirilmesi mevzuu üzerinde hükümetlerin Türkiye Ue ayrı ayn temas etmeleri hakkında Pota dam anlaşmasından bahsetmiş ve Amerikan görüşünün Ankaraya bildirilmiş olduğunu söylemiştir.
Mr. Byrens Rus t« İngiliz tekliflerinin muhteviyatını bilmediğini İlâve etmiş ve İngiltere ile Birleşik Amerikanın bu mevzuda Rusyaya karşı muhalefette birleştikleri hususunda gazetelerde çıkan haberleri yorumlamaktan İmtina etmiştir.
Vaşlngton 1 CU8İS) — Associated Pressin bildirdiğine göre Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığı, Türk hükümetine bir nota vererek Boğazların İstikbaldeki kontrolü hakkında
Amerikan durumunu tasrih etmiştir.
Her ne kadar bu notanın muhteviyatı açığa vurulmamışsa d* Vaşing-ton'da hüküm süren kanaate göre Birleşik Amerika, Boğazların askeri maksatlarla kullanılması hususundaki başlıca mesuliyetin Birleşmiş Milletler teşkilâtı güvenlik konseyine verilmesini Uerl sürmekte ve diğer taraftan Boğazlarda üsler elde etmek hususundaki Sovyet talebine muhalefet etmektedir.
Sovyetlerin orta ve cenup Avrupa işlerile alâkası Londra 1 (R) —. Dün akşamki basın toplantısında Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı memleketinin Sovyet Rusyanın merkzel ve cenubi Avrupa-da daha yakından alâkadar oluşunu haldi bulmuştur. Bunun Birleşik
O 2 (D
Amerika tarafından İyi bir surette^ anlaşıldığını ve bu bölgelerde bulunan devletlerin Sovyet Rusyanın em-® niyeti ve yaşayışı aleyhine bir siyaset® taklbetmemClerl Icabettlğlnl bildir*)— mlş ve şunları söylemiştir: Ya herkes^» İçin bir dünya kurmalı ve yahut h!çQ bir dünya mevcut olmamalıdır.
Balkanlardaki gelişmeler (D
Londra 1 (R) — Londra siyasi çe-v-çjj releri Balkanlardaki gelişmeleri lt1-(|) mat İle taldbetmektedlrler. Belirtll-L-dlğine göre, İiıglltere hükümet! Ma-O cari stajı dakl seçimleri hararetle karşılamıştır. Macar hükümetinin yalanda tanınması ümldedllmektedlr. Romanya hakkında kati bir şey söy-lenmemektedir. Bulgaristan hakkında bir karar verilmek İçin tnglltere-nln düşünmek sorunda alduğu belirtilmiştir..
İstanbul Üniversitesi bu sabah açıldı R ekt ör bu mtinas eb e t (e s öyle diği nutukta birçok meselelere temas etti
Rektör: “ Yurdda Üniversite say.sının arttırılması için şimdiden tedbir alınmalıdır „ dedi
İstanbul üniversitesi, bu sabah saat 9 da konferans «alonunda yapılan bir törenle yeni der» yılı çalışmalarına başlamıştır.
Rektör Tevflk Bağlam, salonu dolduran üniversiteliler, profesörler, doçent ve asistanlar karşısında geçen yılın faaliyetini anlatmış, bundan sonra da yeni ders yılı hakkında geniş izahat vermiştir.
Rektör, dilimizin kısa zamanda çok hızlı bir gelişme gösterdiğini, terimlerin buna ayak uydurmak zorunda olduğuna işaret ederek:
«— Bilim dilimizde disipline kesin bir İhtiyaç vardır. BLr anlam İçin herkes İstediği bir terimi kullanırsa bunun adı hürriyet değil, anarşidir. Bir Türk üniversitesinde, bir Türk çocuğuna bütün İlk ve orta öğretim boyunca bellediği ve «indirdiği bir dilden başka bir dille okutmak hürriyetine kimse s ahi bol am as.» demiştir.
Yeni enstitüler
Rektör, bundan sonra bu yıl üniversite teşkilâtına iki enstitü daha eklendlnlğinl, bunlardan birinin Van bölgesinde Ahlat'ta kurulan araştırma enstitüsü, diğerinin de Tıp fakültesinin Çapadaki klinikleri İçin İkinci kadın ve doğum kliniğinin alttnda kurulan küçük bir «Deneysel araştırma» enstitüsü olduğunu söylemiştir.
Yeni imkânlar
Rektör Tevflk 8ağlam. İkinci cihan harbinin «ona ertneslle önümüzde yeni imkânlar belirmeğe başladığını, bundan faydalanılarak bütün yurtta olduğu gibi, üniversitemizde de bir kalkınma ve düzelme İşine girilmek İstendiğini belirttikten sonra:
«— Üniversitemiz, kökleri derinde olmakla beraber, henüı pek gençtir. Büyük devrim azminin ifadesi olmak tlzere Darülfünun kaldırılarak onun yerine oturtulmuş bir müessesedir. Şimdiye kadorkf 12 yıllık ömrünün altı yılı olağanüstü bir durum içinde geçmiş ve olağanüstü şartların tesiri altında yaşamıştır.» demiştir.
istekler - şikâyetler
Bugün üniversitemizin mükemmel, kusursuz, bir müeseae olduğunu kimsenin İddia edemlyeceğlnl, hattâ hatırından geçlremlyeceğlnl söyllyen rektör Profesör Tevflk Sağlam, milletin, hükümetin. Üniversite İdaresinin, öğretim kurulunun ve öğrencilerinin birçok istekleri ve şikâyetleri olduğuna işaret ettikten sonra sözlerine şöyle devam etmiştir:
« — Bunların en baştakilerini kısaca gözden geçirmek İsterim: Bugün üniversitemizde 12500 öğrenci vardır. Bu sayı pek çoktur. İyi verimli bir üniversite İçin en uygun öğrenci sayısı beş bindir, Buna göre üniversitemiz İki buçuk üniversitenin lşlnt üzerine almış demektir ki. bunu hakkty-le başarması mümkün değildir. Ve yetişenlerin niteliğinden fedakârlık yapması zaruridir. Bunun çaresi yurdumuzda üniversite sayısını arttıracak tedbirler! şimdiden ve önemli bir surette almaktır
Üniversitemiz öğrencilerinin sayısı azalmış olsa bile bina, teşkilât ve öğretim kurulu İtibarlle öğretim araçlarını arttırmak zorundadır.»
Rektör, üniversite inşaatından, bu suretle bir kısım eksikliklerin tamamlanacağından bahsettikten sonra da biitün eksikliklerin tamamlanması için 70 - 60 milyon liraya lhtlyacol-duğunu belirtmiş ve üniversite bütçesi hakkında da İzahat vermiştir.
Yüksek değer taşımayan gençler
Prof. Tevflk Sağlam, masraftan bahsederken şunları da söylemiştir:
«— Yüksek bir değer taşımıyan gençlerin bütün masraflarını memleketin sırtına yüklemeleri de doğru bir İş değildir. Bunların daha kısa bir zamanda ve daha kestirme yoldan müstahsil haline geçmeleri hem kendileri ve hem de yurdumu» için daha faydalıdır. Memleketimizde her yükü devletin sırtına yükletmek Istlyen bedavacılık zihniyetinin ortadan kalkması ve gençlerimizin kimden olursa oİsud. karşılıksız bir yardım istemenin izzetinefis sahibi bir İnsan için çok ağır bir şey olduğunu küçük yaştan sindirmeleri lâzımdır.
Fikrimce üniversitemizin bütün giderini Devlet ödemeğe devam eder ve buna öğrencilerin aileleri büyük ölçüde iştlrâk etmlyecek olursa, üniversite uzun seneler muhtacolduğu parayı elde edemiyecek olursa hızlı bir gelişim imkânından mahrum kalacaktır.»
Üniversitede hürriyet
Rektör, Üniversiteden tam verim alabilmek İçin düşündüklerini anlatmış. bu arada öğretim kurulunun daha yüksek bir seviyeye çıkması lâzım geldiğinden, öğertim ve öğrenim sisteminin bünyemize uygun hale getl-(Arkası sabite 2; sütun 6 da)
Gelir vergisi
Sene başından itibaren tatbikına başlanacak
Ankara 1 (Telefonla) — Gelir vergisi kanunu tasarısı son şeklini almıştır. Tasan bir kaç güne kadar Büyük Millet Meclisine sunulacaktır. Tasarının ve beklenen neticelerinin ehemmiyetleri itibarlle gelir vergisinin bütçeden evvel müzakere ve kabul edilmesi büyük bir İhtimal dahilindedir. Tasan 946 senesinin başından İtibaren yürürlüğe girecektir.
Yeni bir banka
Kredi Fonsiye bankası hakkındaki tasarı Başbakanlığa geldi
Ankara 1 (Telefonla) — Tür-kiyede büyük bir Kredi Fonsiye bankasının kurulması hakkında-kl tasan Başbakanlığa gelmiştir. Bankanın sermayesi 100 milyon lira olacak ve bunun 60 milyon Ura kadarını devlet, 40 milyon lira kadarını da hususî eşhas temin edeceklerdir.
Tasavvura göre husus., eşhasın iştlrâk ettiği sermaye Merkeı bankasının hisse senetlerinde olduğu gibi A, B' C gruplan şeklinde olacaktır.
Hususî sermayeler faslına ecnebi sermayedarların da İştlrâk ettirilmesi düşünülüyor.
luıtrıı.
DİKKATLERİ
Grev kimlere yasak, kimlere yasak değil?
Kanunlarımıza göre. Tür ki yede grev yapılamıyor. Fakat bu, yalnız çalışanlar aleyhine konulmuş bir yasak halinde mİ kal-malıdızT işte, gönülleri istedi, kasaplar, bir kaç kuruş fazla kâr çekişmesi yüzünden îstanbulu etsiz bıraktılar. Evvelce zeytin-yağcılar, beyaz peynirciler, hattâ müstahzarattılar da aynı şeyi yapmıştı. Kasapların ise grevde sabıkaları vardır.
Grev yasağı bizde yalnız çalışanlara mı mahsusturT Halbuki bu kuvvetten demokrat memleketlerde yalnız çalışanlar istifade eder: bizde yalnız çalışanlar İstifade edemiyor, yukankl misallerde görüldüğü gibi, sermaye sahipleri ediyor.
AKŞAM
Sahile î
fuüSJJl ıbtS



SOZUR GELİŞİ
İstanbul hastaları
Yüksek tahsilini Ankarada yaptıktan sonra bir buçuk sene Antalyada memurluk etmiş genç bir arkadaşını var. Şimdi İşi İsatanbuldadır, Götü, ilk fırsatta Anadoluya kaçmakta, İki senedir bu şehirde can sıkıntılar! İçinde oturuyor, tstanbıılu sevmiyor; düne kadar: «Torba ile altın verseler tstanbıılda oturmam!» demesi onun bu şehirden ne kadar hnzetnıediğıni göstermeye kâfidir. Fakat son samanlarda yavaş yavaş İstanbulini terkine vardığı anlattığı hikâyelerden serilmeye başladı. Bana öyle geliyor ki memuriyeti onu bir sene daha tstanbıılda tutarsa dün • torba ile altın verseler bu şehirde oturmam» diven adam yann • torba ile altın verseler Anadoltıya gitmem» demeye başlıyacak, o da, yurdun İstanbuldan başka bir köşesine tâyin edildiği saman istifa eden memurlarımı» araşma karışacaktır.
İstanbul böyledir. Ömründe İlk defa bu şehre gelen adamın derhal İstanbul askına tutulması kabil değildir. İhtiyar şehir yavaş yavaş insana işler vc iki üç sene geçince ömrü boyunca çıkmamak ötere hafızaya yerleşir kalır. Artık o bir İstanbul hastasıdır, Canlı örnekler bu hastalığın tedavisi mümkün olmadığını gösteriyor.
Bütün münevverlerde, bazısında az da olsa, İstanbul hastalığı izlerine raslanması, İstanbul’un en canlı üniversite şehirlerimizden biri olmasdır. Liseyi Anadolu’da bitirip gelen İçin bile burada tabs’I beş altı sene devam eder Yirmi yaşının ateşli gençliği, insana bu ihtiyar şehri bıraktırıp Anadolu’nun münevver bek-liyen kasabalarına koşturabilir. Fakat otuz yasına yaklaşmış, gençliğinin en tatlı yıllarım tstanbıılda geçirmiş adamın her şeyi bırakıp bir feragat diinyasma atılması giiçleşmiştir. Hepsi değilse bile yansı burada kalmanın çaresine bakarak, hele hnyata yeni atılmış münevver gençliğin dörtte birini İstanbul’dan ayrmak mümkün olamıyaeakftr. Halbuki Anadolu'nun münevverden başka hlc bir şeye ihtiyacı yoktur.
öyleyse münevveri Anadolu'ya göndermenin çaresi? En başta gelen gayemiz yurdun her köşesinde hayat seviyesini yükseltmek olmalıdır: İstanbul'un tabii evsafını Anadolu’ya götürmezsek medeni evsafını büyük şehirlerimizde gerçeklestirahHiriv, Bu ÎerçeMeslnceva kadar da Anadoluda daha iki üniversite açarak stanbul'a uğramadan münevver olmayı mümkün kılmak lâzımdır sanıyorum.
' Atom bombası yme günün meselesi oldu
Başlı an Truman Ingiltere’nin bu bomba hakkında Amerika kadar malûmatı olduğunu söyledi
Amerika’da yapılan tecrübede ve Japonya’da patlıyan bombalar bütUn dünyada tesirim hissettirmiş
ŞEVKET RADO
İzmir’deki
otomobil kazası
Otomobili kullanan Isfendiyar tevkif edildi
İzmir 1 (Telefonla) — Balo dönüşü üç kişinin ölümü 3 kişinin de yaralanmasile neticelenen feci otomobil kazası hakkındaki tahkikat ehemmiyetli bir safhaya girmiştir.
Yaralılar arasında bulunan İş bankası memurlarından tsfen-diyar o gece otomobili idare ettiğini söylememişti. Dün yapılan sorguda bir taraftan Isfen-d.yar, diğer taraftan da yine yaradılar arasında bulunan karısı doktor Perihan otomobilin şoför Havri tarafından idare edilmediğini söylemişler ve nihayet Is-fendiyar:
— Ben kullanmıştım.
Kan sı Perihan da:
— Kocam Iskendiyar kullanmıştı.
Demişlerdir. Bunun üzerine savcılık îsfendiya r’m tevkifine karar vermiştir, Üc kişinin ölümüne, iki kişinin de yaralanmasına sebeb vet verdiğinden dolayı bugün ağır ce2a mahkemesinde tsfendivar’m yargılanmasına bağlanacaktır.
ölüler arasında bulunan şoför Hayrlnln katisı dün savcılığa müracaat ederek îsfendlyardan tazminat istemfştir.
Yine ölenler arasında bulunan ve doktor Perihanın üvey annesi olan Meleğin kocası doktor Süleyman, dün Aydından gelmiş ve kansı için yapılan cenaze töreninde bulunmuştur.
Büyük bir yol
programı
Bir çok şoseler inşa edilecek
Londra 1 (R.) — İngiliz Başbakanı M. At tice, Londra Belediyesi tarafından 9 kasımda verilecek ziyafetten sonra hemen Vaşlngtona hareket edecektir. Amerikada Başkan Tru-manTa yapacağı görüşmenin esasini atom enerjisinin sanayie tatbiki teşkil edecektir. İngiliz Başbakanının yanındn müşavirler, fen mütehassısları bulunacaktır. Dışişleri Bakanlığından hiç kimse kendisine refakat etmiyecektfr.
Vaşlngton 1 — İngiliz Başbakanı kasım ayının ortalarında buraya gelecektir. Stilinin görüşmelere iştlrâk edeceği hakkında hiçbir belirti yoktur.
Vaşlngton 1 (A.A.' — Başkan Truman, M. Attlee^nln Vaşlngtona atom bombası meselesini görüşmek üzere Releceğlni. fakat bu arada arzu ettiği diğer her hangi meseleyi de müzakere mevzuu edebileceğini söylemiştir. Truman, İngiltere ve Kana-da'nın atom bombası İmalinde Birleşik Amerika kadar malûmat sahibi bulunduklarını bildirmiştir.
Truman. Attlee İle yapılması mutasavver görütunelerln yeni btr Üç büyükler toplantısına yol açıp açmı-yacağı hususunda sorulan bir ııale cevap vcremlyeceğinl söylemiş ve bugünkü plânlara göre, atom enerjisi hakkındaki görüşmelerin İngiltere, Amerika ve Kanada arasında yapılacak görüş teatilerini taklbedeeeğlnl İlâve etmiştir.
Truman, atom bombası hakkında tVinston ChurcMU He Başkan Roose-velt'ln gizli bir anlaşma yapmış oldukları hakkında evvelki gün Avam kamarasında İleri sürülen iddiaların doğru olduğunu zannetmediğini söy-
lemİştir. Başkan Truman sözlerini şöyle bitirmiştir:
(Atom bombasının geliştirilmesinde İngiltere, Kanada t* Birleşik Amerikanın eşit hisseleri vardır ve bu bomba hakkında her biri aynı derecede malûmat sahibidirler.»
Atom bombasının tesiri bütün dünyada hissedilmiş
Vaşlngton 31 (A. A.) — General Elcctrik Korporasyonu müessesestnin kimyageri Dr. Chaun, üç atom bombasının İnfilâkının radyoaktif tesirlerinin bütün dünyada hissedildiğini söylemiştir. Fotoğraf filimler! imal edenler İnfilâkın farkına varmışladır. Çünkü filimler bulanık bir hal almıştır Eğer İnfilâklar on kere fazla olsaydı neticeler çok daha ciddi olabilirdi. Üç atom bombasının İnsanlar üzerinde zararlı bir tesir! olacağı zan-nedilmemektedlr. Bu tesir daha fazla stratosfer tabakasında yayılmıştır.
Kodak kumpanyası mümessilleri Yeni Mekslkada 1500 mil mesafede, atom bombasının İlk İnfilâkından sonra Nevyork eyaletinde Roch ester fabrikasında filim stoklarının haftalarca lekeli kaldıklarını söylemişlerdir. Havadaki toz zerrelerinin İnfilâktan sonra radyoaktivite kazandıkları zannedilmektedir.
Fransa’da tetkikler
Londra 1 (R,ı — Fransız hükümeti atom enerjisi hakkında tetkiklerde bulunmak üzere bir komisyon kurmuştur. Bu hususta yapılmış olan bir demeçte, Fransanın atom meselesinde yerin! kaybetmemesi leabettiğl bildirilmektedir.
Bütün Japon harb gemileri batırılacak
Waslungton 1 (A.A.) — Amerika Dışişleri Bakanı James Byrnes. dünkü basın konferansında Japon donanmasına dahil başlıca gemilerin Amerikalılar tarafından batırılacağım söylemiştir Byrnes, İngiltere, Sovyet Rusya ve Çin’in bu gemilerin batırılmasını kabul ettiklerini söylemiş ve denizaltılar müstesna, bu devletlerin destroyerler de dahil olmak üzere Birleşik Amerika hissesine düşen nispette küçük tonajda gemiler alacaklarını bildirmiştir.
M. Byrnes, Japon donanmasından arta kalan başlıca gemileri sayarken bunların 1 zırhlı, 4 uçak gemisi, 4 kruvazör, 28 destroyer ve 51 denizaltı gemisinden İbaret olduğunu belirtmiştir.
M. Byrnes, Japon ticaret filosunun mukadderatı hakkında henüz hiç bir anlaşmaya varılmadığını sözlerine İlâve etmiştir.
M. Byrnes, Japon harb gemilerinin batırılması işini Amerikalıların üzerine alacaklarını, fakat gemilerin ne şekilde batırılacağının ve bunları batırmak için atom bombası kullanılıp kullanılmıyacağlnı bilmediğini söylemiştir.
Dışişleri Bakanı, Alman harb
gemileri meselesinde kayda değer hiç bir gelişme mevcut olmadığını ve haklı bazı sebeplerden dolayı bu husustaki kararı» bazı olayların icabettiğini söylemiş itikat bu olayların neler olduğunu bildirmemiştir.
M. Bymes, İtalyan filosunun mukadderatı hakkındaki kararın İtalya İle yapılacak barış andlaşması esaslarına göre uygulanacağını ilâve etmiştir
İtalya ile mütareke şartları
■Washington 1 (A.A.) — Amerikan Dışişleri Bakam M. Byr-nes'in bugün bildirdiğine göre şimdiye kadar gizli tutulmuş olan Italyan mütareke şartlan bir haftaya kadar neşredilecektir
M. Byrnes, bu mütareke şartlarının diğer başkentlerde de aynı zamanda neşredileceğini bildirmiştir. M, Byrnes gazetelerin Italyan mütareke şartların > belki de heyecan verici buimıyacak-lanm söylemiş ve şunu ilâve etmiştir:
Bu mütareke şartl arının neşrindeki gecikmeye sebep, bunların dalıa anlaşılır bîr hale gelmesi için bazı tefsir ve tadillerin yapılmış olması zaruretidir.
Q O.
Ol
o
o $2 (D >
0 P
■O (D ro S? u
Bu sene mezunlarına diplomaları verildi
İstanbul Üniversitesi
Ankara 1 (Telefonla) — Bayındırlık Bakanlığı önümüzdeki yıl İçin büyük bir yol programı hazırlamıştır. 8 milyon liraya yakın bir para ile meydana gelecek olan bu program hükümet merkezini İstanbul, Marmara ve Ege bölgelerile Sivas istikametine şoselerle bağlıyacak, Doğu illerimizi demiryollanmıza ulaştıracak. Karadeniz satıl! yolunda gidiş ve gelişi sağlıyacaktır. Bundan ayn olarak Trabzon - İran transit yolu düzeltilecek ve b’ti-rilecektlr.
Londra büyük elçisi Ankaradan hareket etti
Ankara 31 — Londra büyilk elçlsj B. Cavat Açıkalm görevi başına gitmek üzere bugün saat 12 de uçakla Ankara’dan hareket! etmiştir.
7 nci devlet resim ve heykel »ercisi açıldı
Ankara 31 (A.A.) — 7 nci
devlet resim ve heykel sergisi bugün saat 15,30 da Ankara Serelerinde Milli Eğitim Bakanı Vekili içişleri Bakanı B. Hilmi Uran*ın bir nutklle açılmıştır.
40 kasap mahkemeye verildi
Dûn Sû kişilik Belediye mürakabf teşkilâtı İle Emniyet teşkilâtından atman 40 kişi kasapları sıkı ra (ir aka -beye tâbi tutmuşladır. Bunun netiee-M olarak 40 toptancı ve perakendeci kasap MIH! korunda mahkemesine verilmişlerdir
Bu sabahki sis
Bu sabah limanı kalın bir sis tabakası kaplamıştır. Bu yüzden, Denizyolları şehir hattı vapurları hiç bir hatta İşliyeme-miş, saat dokuzdan itibaren ancak Haydarpaşa, Kadıköy köprü seferleri müşkülâtla temin edilebilmiştir Sis yüzünden, Ka-raköy ve Atatürk köprüleri do bu sabah açılmamıştır.
Stalin, Başkan
Truman’a cevap verdi
Truman cevabın çok memnuni yet verici olduğunu söyledi
Kahve ve çay tevziatı
Kasım ve aralık aylan tstlh-kakı olarak ekmek kartlarının E kuponiJe büyüklere 300 gram kahve. P kuponile herkese 25 gram cay dağıtılmasına bugün başlanılacaktır
Ankaradaki futbol maçları
Ankara 31 — Futbol.federasyonu tarafından Cumhuriyet bayramı mü-nosebetUe tertlbedllen maçlardan Ankara - İstanbul, İzmir - Çukurova muhtelitleri arasındaki karşılaşmalar dün yapılmıştır. Başbakan B şükrü Sarcoğlu m açlan sonuna kadar ta klbetm iştir.
İlk maç İzmir - Çukurova arasında yapılını?, İzmir takımı 4-1 maçı kazanmıştır.
İstanbul - Ankara muhtelitleri arn-mnda yapılan maç ı-ı berabere bitmiştir Kazanana verilecek kupa ikiye bölünerek İki talnm arasında taksim edilecektir.
h Bir maç esnasında Vefalı Muh-teçem'ln ayağının kinim asına, bilâhare de kesilmesine sebebolduğu ld-dlaslle birinci ağıreesa mahkemesinde yargılanmakta olan Kasımpaşa’’! îsmet’ln duruşması dûn bitmiştir. Savcı İsmet’tn cezalandırılmasını İstemiş. ehli vukuf olarak dinlenen Seki Rlza bu lşde tsmet'ln bir tasdi olamıyacağını. bu gibi hallerin oyun İcabı bulunduğunu söylemiştir. Mahkeme müzakereyi müteakip İsmetin beraetlne karar vermiştir.
Vaşington 31 (USİSI — Gazetecilerle buğun yaptığı görüşme esnasında Başkan Truman, Moskova’daki Amerikan bilyûk elçisi vasıtasllc Mareşal Stalin'e gönderdiği son. mektuba çok memnuniyet verici bir cevap almış olduğunu açığa vurmuştur.
Cumhurbaşkanı, Mareşal Stallnln cevabının muhteviyatını ifşa etmemiştir.
Bundan başka Cumhurbaşkanı, Va-şlngtondaki Uzak Doğu İstişare meclis toplantılarına Sovyetler Birliğinin de yakında Iştlrâk etmesini beklediğini söylemiştir.
Bevin’ın Avam kamarasında demeci
Londra 31 (AA.) — Avam kamarasının bugün öğleden sonraki toplantısında Dışişleri Bakanı Mr. Bevln, İngiliz hükûmetile Müttefikler arasındaki münasebetleri İlgilendiren bir sıra suallere cevap vermiştir.
İlk bahis mevzuu olan mesele, Rusya İle Macaristan ve Romanya arasında imzalanmış olan anlaşmalardır. Bilindiği gibi, bu anlaşmalar. Ingiltere tarafından bir protesto notasının verilmesine sebebolmuştu.
Mr. Vevln, İngiliz Dışişleri Bakanlığının Eovyetler Birliği hükümeti tarafından gönderilen cevabı bu sabah aldığını bildirmiştir. Bu cevapta Sov-yetler Birliği, meşru İngiliz menfaatlerinin mezkûr anlaşmalar yüzünden zarara uğramış telâkki etmediğini bildirmektedir. Notada, bu anlaşmaların 8ovyetler Birliğiyle kendisine coğrafya durumu bakımından yakın olan memleketler arasında İktisadi münasebetlerin genişlemesini sağlamak amacını güttüğü ilâve edilmektedir.
Mr. Bevln, Sovyet cevabım tetkika henüz vakit bulamadığını tasrih etmeğe lüzum görmüştür.
Bunun üzerine Mr. Eden aöz almış
ve Rusyanın Potsdamda İnglitereye, Macaristandakf Müttefik kontrol komisyonu çalışmalarına daha geniş ölçüde iştiraki teklif etmiş oldtıjunu hatıratmış ve cBu itibarla bu İşle İngiliz hükûmetile İstişarede bulunması lâzım gelirdi» demiştir,
Mr. Berin şu cevabı vermiştir:
•— Müştereken hareket hususundaki gayretlerimizi en fazla bozan âmillerden biri de bu devamlı surette tek taraflı hareket tarzı olmuştur.»
Saylavlardan Mr. Thomas Moore sorduğu bir sualde. Macaristan, Romanya ve Bulgarlstamn birer demokrat hükümet kurmak hususunda gösterdikleri gayretten Bakanın ne dereceye kadar memnun olduğunu öğrenmek İstemiştir.
Mr. Bevln verdiği cevapta, bu hususta memnuniyet ifade etmenin mümkün olmıyacağını söylemiştir. Mr. Berin, demecinin sonunda İngll-terenln, Başkan Truman tarafından sulhun İdamesi için ileri sürülen 12 noktayı kabul ettiğini söylemiş ve bu itibarla Birleşik Amerikanın dünya işlerine İştirakinin daha tesirli bir hal aldığını bildirmiştir.
Londrada işler yürümüyor!
Washlngton 31 (AA.) — Mr. Byrnes, bugünkü gazeteciler toplantısında Londra'daki Dışişleri Bakanlar: muavinlerinin büyük bit terakki sağ-lıyamad ıklar mı söylemiştir.
Mr. Byrnes, Dışişleri Bakan muavini Mr. James Dunn'un Londra'dan neden dolayı geri çağrıldığını bildirmek istememiş, yalnız bunu doğru buharı ket olarak telâkki ettiğini ve bugünkü şartlar altında mümkün olan bütün gayretlere devam hususunu Amerikanın Londra büyük elçisi Mr. W!nanî'n bırakmış olduğunu beyan etmiştir.
Ankara 31 (AA.) — Harb Akademisinin Mâ senesi mezunlan bugün diplomalarını almışlardır. Kahraman Türk ordusuna. Harb akademisinin 98 inci sınıfı olarak katışan yeni kurmay subaylarımız, diplomalarını aldıktan sonra, İrfan yuvalarının en büyük evlâdı Ebedi Şef Atatürk’ün muvakkat kabirlerine, yarın bir karışı için kanlarını seve seve akıtacalçları vatan topraklarının mütevazı çiçeklerinden yapılmış bir büktt koymak suretllc, daha orduya atıldıkları ilk gün verdikleri namus sözünü ve onun manevi huzurunda bir defa daha te-yldetmlşlerdir.
Akademiden çıkan yeni kurmay subaylarımız şunlardır: Topçu binbaşısı Alâettln Kıral. piyade yüzbaşısı Eyüp Mater. piyade yüzbaşısı Kemal Keskin, piyade yüzbaşısı Emin Arat, piyade yüzbaşısı Doğan Özgöç-men, piyade yüzbaşısı Necdet Kızılkanat. topçu yüzbaşın Ekrem öncü piyade yüzbaşısı Muzaffer Heper, topçu yüzbaşısı Al! Tuncer. topçu yüzbaşısı Şükrü Ünsal, topçu yüzbaşısı muhterem SSral, piyade yüzbaşısı Fethi Bozkır, topçu yüzbaşısı Y. Fethi İnoğlu, topçu yüzbaşısı Muhld-dln Atalay, piyade yüzbaşısı Halûk Alpander, topçu yüzbaşısı Turgut Sunalp, topçu yüzbaşısı Şlnasİ del, topçu yüzbaşın Naci Bozkurt, topçu yüzbaşısı Adnan Orel, topçu yüzbaşısı Haşan Akıncılar, muhabere yüzbaşısı Kemal AybarsB, topçu yüzbaşısı Şükrü Olcay, piyade yüzbaşısı
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
riimesi lüzumundan banketmiş ve son zamanlarda üzerinde pek ;ok konuşulan ve yazılan bir konuya »emu edeceğini, söyllyerek demiştir ki:
(— Ünlveritede hürriyet!-. Burtf-yetslz üniversite düşünülemez. Ünlver Itemlzde geniş ölçüde öğretim hürriyeti vardır. Hiçbir profesörün okuta-. cağı şeyler, öğrencilere açıklıyacağı bilimse! bir fikir ve kanaat, bilimin hangi dalında olursa olsun, önceden hiçbir kontrola veya kayde tabi de-ğl! ve olmamıştır, Hiçbir profesöre her hangi bir öğretim konusu baklanda. hiçbir taraftan, hiçbir dırefc-tif verilmemiştir ve verilmez. HiçMr profesör bilimsel bir fikir veya kaıia-atinden dolayı resmi bir muahezeye uğramamıştır.
Yalnız şurasını önemle belirtmek ■ gerektir kİ, her hürriyetin olduğu Jİ-bl. bu hürriyetin de. ne kadar sjenlş olursa olsun, muayyen sınırlan vardır Üniversite kürsüleri yabancı Ide-olojilerin ve yahut günlük politikaların propaganda yeri değildir ve olamaz.»
Talebe birliği
■«Son olarak öğrencilerimizin Talebe cemiyetlerinden ve Talebe biTÜ-ğlcden her fırsatta şikâyetçi olmalarına geliyorum Öğrencilerimizin Mr kısmı Talebe cemiyetlerinde ve Talebe birliğinde profesör ve doçentlerin başkan olmalarını hoş görmüyorlar ve bu cemiyetleri tamamen ellerine almak ve kendileri idare etmek istiyorlar. Üniversitemiz bugünkü sistemi. yani az ;ok, bir zaman önce kendi durumlarından geçmiş olan ve eski bir arkadaşlarından başka bir şey olmıyan profesör veya doçentlerin
uaşısı 9UKFU vıcuy, pıyaue >utua^s. OimiyOH proresor vçya ouçenuetuj Nihat Günaşan. topçu yüzbaşış M- öğrencilerimizin başlarında buiurm»-All Özütopçu, topçu yüzbaşısı İhsan Kayra, topçu yüzbaşısı Sırrı Süber-ker, piyade yüzbaşısı Salih Teoman.
deniz yüzbaşısı Adnan Askut, deniz sini ona göre kurmuştur, yüzbaşısı Behzat Çakırcı.
!arını ve Cemiyet İslerine alıştırmalarını daha faydalı ve daha pratik görmüş, Birliğin ve Cemiyetlerin Att-
Eratın kıyafeti
Bir kısım erata tecrübe mahiyetinde dağıtıldı
Bir Yunan denizaltı avcı gemisi mayna çarptı
Atina 1 (A.A.) — «Hellene»
adındaki denizaltı avcı gemisi bir mayna çarparak infilâk etmiştir. Mürettebattan 8 d ölmüş te 4 ü yaralanmıştı».
Eczacı Muhiddin Kanzuk 3 sene hapse mahkûm oldu
Milli Savunma Bakanlığına «atmış olduğu galvanizli boş bidonlarda on beş bin küsur lira haksız menfaat temin etmek truçllo birinci Toplu Mili! korunma mahkemesinde bir müddetten beri yargılanmakta olan eczacı Mühlddtn KanzukVn durulması bitmiş va s sana hapsa konulmasına, bin Ura çara cezası Memesine karar r erilmiş».
Benzin ve gazyağı tahdidatı daha bir müddet kaldırılmıyacak Ankarada Ticaret Bakanlığında akaryakıt meselesi için yapılan toplantıda benzin ve gazyağı tahdidatının bir müddet daha kaldırılmaması karar altına alınmıştır.
Yalruz İstihkakın bir miktar arttırılması düşünülmektedir.
Mili! Savunma Bakanlığı tec-rtlbe mahiyetinde olmak üzere bir kısım erata venl btr tip elbise dağıtmıştır. Bu model henüz resmen kabul edilmemiştir. Tecrübe İyi netice verirse İleride umuma teşmil edilecektir.
Bu elbisede şapka bir nevi bere halindedir. Ceket eski şekildedir Pantalon golf, ayakkabılar yan m çizmedir.
Fakat öğrencilerimizin kenet» işlerini kendileri görmeğe alışmalarını ve İnisiyatif kudretlerini erkenden geliştirmeleri de istenecek ve çok iyi bir şeydir. Bu sebepten şahsi fikrim şudur kİ Üniversite bugünkü, şekfldo Talebe Birliğini ve Talebe cemiyetlerini İdame etmekle beraber talebenin bu cemiyetlere üye olmak mecburiyetin! kaldırmalı ve öğrencilerimi» İsterlerse, kendi menfaatlerini dah* İyi korumak İçin. Cemiyetler kanununa uygun olmak üzere, cemiyetler kurmalıdır. Bir öğrenci bunlardan hangisini beğenir ve menfaatine daha uygun bulursa ona göre ve yahut hld birine girmez. Bu yolda bİT teUtfl Bakanlğa sunmak fikrindeyim.
Aziz arkdoşlanm. Ünlversitcmizhj bugün başlayan 13 üncü öğretim W hnın hepimiz İçin şevk ve neşe İçindi ve büyük başarılarla geçmesini dilerim.»
İngiliz - Amerikan malî görüşmesi
Londra 1 (R) — Ingiliz -
Amerikan malt görüşmesi devam ediyor. Ingiltere yüzde 2 faizi fazla görmektedir. Evvelce Amerika tarafından Heri sürülen yüzde 1 2/B fatal teklif edecektir.
Çin’de çarpışmalar devam ediyor
Londra 1 (R) — Çin’den geleci haberlere göre hükümet kıtalarf-le komünist kıtaları arasmdS çarpışmalar şiddette devam ediyor. Ortada hiç bir gevşeme alâmeti yoktur.
1 Kasım 1945
AHŞAM
Sarı
AKŞAMDAN AKŞAMA

«Ahaliye külah sallamak» hastalığı
Son günlerde iki hâdise oldu. İkisinde de, bazı muharrirler, ahalimi suyuna gitmek» yolunu tuttular. .
Bunlardan biri talebenin saçları meselesi. Bir gazetecinin mahrem bir muhitte, arkadaşına şöyle dediğini haber aldım:
— Bunlar, 1500 delikanlı.,. Diğer lî. elerde de emsalleri, vardır... Sempatilerini kazanmalı,.. Onların taraflısı olmak, aklın kârı ve kârın icabıdır!
Bîr tanıdık nıeslekdaşa da dikkat ederim: Piyasa sazile musiki arasında mevcut fark: pekâlâ bildiği halde ahalinin nabzına göre şerbet vermiş olmak için kötü mânada alaturkacılık eder.
Hülâsa, demokrasiyi «perşembe günii çarşambadır çarşamba! diye haykırmak» suretinde telâkki edenler çoktur, «Halkın kanaati». evet; fakat «münevverin rehberlik vazifesin bahsini ne edeceğiz? İçtimai saltada kahra' man odur ki — kahramanlığa da hacet yok — münevver odur ki — münevverlik payesine dahi hacet yok — halkın hakikî dostu odur ki, kendi öz kanaatini, dobra dobra söylesin. Herkcsinkile tıt mı düşüyor? Antipatik olmaktan çekinmesin. Seçimlerde rey koparmak isteyen dessas siyasetçiler gibi, kendine ait olmı-yan fikirleri kendininmiş gibi göstermesin
Tevfik Fikret:
Hak bellediğin bir yola yalnız gideceksin!
Umumî meclis
toplanıyor
Mecli® 1946 bütçesini müzakere edecek
Kasın ve aralık ayları için pamuk yağı dağıtılacak
Sarhoşlukla mücadele
Dünya evinin eşiğinde bekliyenlerin vaziyetleri
mülî bariz sırf,
İstanbul umumi meclisi, bugün saat 14 de vali ve belediye reisi doktor LÛ t fi Kırdar'ın bir nutkuyla açılacaktır. Meclis bu toplantı devresinde 1946 senesi bütçesini -tetkik ve müzakere edeceğinden nutukta yeni bütçe ile vilâyet ve belediyece tahakkuk ettirilecek İşler etrafında İzahat verilecektir. Bundan sonra reislik divanı, daimi encümen ve diğer encümenlerin seçimleri yapılacaktır.
Yapılacak seçimler tamamlyle serbest olacak, yani Parti tarafından hiç bir namzet gösterllmlyecektlr. Esasen meclisi teşkil eden üyelerin hepsi Partili oiİhlarından encümenlerin şu veya bu zat tarafından teşkil edilmesi Partiyi alâkadar etmemektedir. Seçimlerin serbest olarak yapılması bugün meclis toplantısından evvel de meclis üyelerine bildirilecektir.
Mecliste tetkik ve müzakere edilecek 19-18 bütçesi etrafındaki çalışmalar, daimi encümen tarafından bitirilmiştir. Yeni bütçe 23 milyon 300 küsur bin lira özerinden hazırlanmıştır.
İki ay için 220 kuruştan nüfus başına bir litre verilecek
İçkili yerler müşterilerine sarhoş olacak kadar içki veremiyecekler
diyor.
Dürüstlük bunu îcabettirîr; ve dürüstlük, demokratlıktan bile akdemdir. Kaldı ki. demokratlık ileri bir telâkki olmak gerek. Halkın ille suyuna gitmeği prensip ittihaz etmekse, ilerlemeğe mânidir. Şayet cemiyetin içinden, umumi kanaatin zıddı kanaatler taşıyıp bunları cesurca ortaya atacak, ekalliyetteyken yavaş yavaş tarafdarlar kazanacak fertler çıkmasa terakki nasıl kabil olur? «Çarşambadır çarşamba» ile millet maazallah yerinde sayar,
İstikbalde hükmedecek düşünceler. bııgiin ancak ekalliyetin dimağında yaşamaktadır. O düşüncelerin hâmili azınlık da. halka rağmen, korkmaksızın kanaatlerini meydana sermelidir.
Geçen gün eski bir Fransız ahbabımla görüştüm. Mareşal Fetain’e tarafdarlık etmiş; hâlâ da bunu namuskârane itiraf ediyordu. Şimdiki siyasetin umumi gidişi muvacehesinde töhmet altında bulunan bıı adamın kendini mazur gösterecek ciheti var: Fransaya yararlıkları dokunan mareşalin elbette körü körüne tarafdarlan olacaktı. «O, bizden fazla bir şeyler biliyordur!» diye düşünen tarafdarlan, herhangi bir şahsa kul olmanın âkıbet'ne çimdi katlanacaklardır. Fakat bu kabil insanlar bile, yukarıda anlattığım çarşamhactlara laiktir Halka dalkavukluk, bir sıvası lidere dalkavukluktan bile ednadır. Çiinkü birinci şıkta demokrasiye hile karıştırmış olunur, ikinci sıkta, durumunuz bellidir; şerriniz mahduttur. Su veya bu şahsiyetin adamı olarak damgalanırsın z Herkes de neyin nesisiniz, bilir.
Halk kitlelerinin kötii insiyaklarına bile külah sallamaktan bu «uretle mergup olmağa çalışmaktan Allah bu memlekette muvafakati de. muhalefeti de korusun...
Rlzhn demokrasi, bıı hastalığa yakalanmama ltd ir. Bu «halka eyvallahçıl'k», demokrasinin en fecî hastalığıdır.
Üsküdarda bir gün evlere su verilmedi
Üsküdarda bayram günü ve gecesi evlere su verilmemiştir. Bu yüzden halk büyük bir su sıkıntısı çekmiştir. Evvelki aksam şebekeye su verildiğinden susuzluk kısmen önlenmiştir. Bundan başka Topkapmın Yenlbahçe kısmında bulunan halk çeşmesi de 15 gündenberl susuzdur. Hattâ çeşmenin musluğu da koparılmışlar. Evinde su olmıyan birçok kimsenin İstifade ettiği bu çeşmenin kurumasından bu civarda oturanlar ancak uzaklardan sularını güçlükle temin edebilmektedirler
Ticaret Bakanlığı yeni yağ tevziatı hakkında vilâyete telgrafla bir tamim göndermiştir. Bu tamime göre halka kasım ve aralık aylan İstihkakı olarak rafine pamuk yağı verilecektir. Ekmek kartlarının G kuponlarile yapılacak olan tevziatta nüfus başına ayda yârım litre olmak üzere iki ayda bir litre pamuk yağı, eskisi gibi, mutemet bakkallar tarafından halka satılacaktır.
Nebatî yağlar hakkında Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan kararnameye göre vilâyetlerin yağ alacakları istihsal bölgeleri Bakanlıkça tesbit edilmiştir. İstanbul ihtiyacı Mersin ve Adana bölgelerinden temin edilecektir. İstanbul ihtiyacı İçin lüzumlu olan yağlar yola çıkarılmıştır. Bunlar İstanbula gelir gelmez mutemet bakkallara, dükkânlarının bulunduğu semtlerin nüfusuna göre verilecektir. Mutemet bakkallara yağların dağıtılması bir hafta kadar devam edecek, ondan sonra da halk yağlarını almağa başJıvacaktır. Bu yağlan bakkallar ofisten 205 kuruştan alacaklar, halka 15 kuruş fazla-slle 220 kuruştan satacaklardır.
Eylül ve ekim aylarına mahsus ekmek kartlarındaki C kıı-
po^'arile henüz zevtinvağ'arını dır.
almıyanlar, kasımın on beşine kadar yağlarım alabileceklerdir. Bunlar için yeniden her semte zeytinyağı tevzi edilmiyecek, ancak merkezî bir vaziyette olan Balıkpazan ve Mısırçarşısındaki bazı bakkallarda yağ bulundurulacaktır.
Kasım ve aralık aylan İçin halka pamuk yağı dağıtılması depolarda mevcut zeytinyağının azalmasından ileri gelmiştir. Kasımın sonuna doğru yen| mahsul zeytinyağı elde edileceğinden ocak ayından itibaren zeytinyağı dağıtılması İhtimali vardır.
Sade yağ fiatleri
Sadeyağ fiatlerl gün geçtikçe yükseliyor. Eski zeyttnyağ rekoltesinin sonunun gelmesi ve aynı zamanda sadeyağ muvaredatının azalması fiatîerin artmasında âmir olmaktadır.
Margarin ve turyağı imalâtı da son günlerde hissedilir derecede azaldığı İçin fiatler büsbütün yükselmektedir. Ticaret Bakanlığı bu vaziyeti önlemek için tur-vaa> ve margarin yağı imalâtının bulandırılmasını alâkadarlara bildirmiştir. Ayrıca istihsal mıntıkalarında da vağ göndermek ı için Bakanlık tedbirler almakta-
Yeni bir hile
(Vâ - Nûl
Tramvay yerine troleybüs istanbulun bazı senelerinde tram-ve.v verine troleybüs işletilmesi kin belediyece tetkikler yapılmaktadır Belediye Ulaştırma Bakanlığına mü-racnat ederek troleybüs İsletilmesine karar verildiği takdirde belediyeye İzin verilİD vcrllmlyeceğlnl sormuştur. Alınacak cevaba göre tetkiklere devem olun r«k »pya bundan va« ge-
Muhsin Ertugruî bir ay izin istedi
’ Şehir Hvatromı rejisörü B Muhsin Ertuğrui ruhatş'z r Bu sobenle be-İcdlveye mürarıınl ederek bir ay latl-rahat etmek için müsaade istemiştir. P Muhsin Ertuğrulun talebi yerine Be» 'rileeekff
Et darlığı
Beledrye fiatîerin arttırılmasına müsaade etmiyecek
Gümrükteki malların kıymetini yükseltmek için ne yapıyorlar?
İçkili yerlerin tesblt ve tahdidi hakkindaki son talimatname üzerine geçenlerde vilâyette toplanan komisyon içki satılan yerleri tesbtt etmişti. Bilhassa rakı, konyak, votka gibi ağır içkiler satan yerlerin sayısı azaltılmıştı. Ancak talimatnamede İçki satılan yerlerin tahdidinden başka sarhoşluğu önleyici kati hükümler de vardır. Buna göre ağır İçki satan yerlerin müşteriye sarhoş olacak kadar İçki vermeleri yasaktır. Fakat bu hüküm şimdiye kadar ta-mamiyle tatbik edilmediğinden geceleri geg ‘'akit istanbulun muhtelif yerlerinde kendilerini bilmiyecek derecede sarhoşlara tesadüf ediliyordu. Bunun asayiş bakımından birçok mahzurları olduğu gibi sokaklarda birçok çirkin manzaralara da tesadüf edilmektedir.
Emniyet müdürlüğü, talimatnamenin bu kati hükmünü tatbik ettlre-cek tedbirler almıştır. Emniyet müdürlüğünden bütün emniyet âmlrllk-lerine verilen bir emirde İçki satan yerlerin müşteriye sarhoş olacak kadar içki vermemeleri ve sarhoş gelenleri de kabul etmemeleri bildirilmiştir. Emniyet müdürlüğü, bütün polis memurlarının bu emrin tatbl-kına âzami surette dikkat etmelerine ehemmiyet verdiğinden bu emir, emniyet âmirlerine zati imzaları karşılığında tebliğ edilmiştir.
Diğer taraftan emniyet müdürü B. Ahmet Demir İle diğer emniyet, müdürlüğü erkânı geceleri saat on İkiden sonra sokakları dolaşarak sarhoşlan takibet.m ektedirler Talimatnamenin bu hükmüne riayet etmlycrek müşterisini sarhoş eden, yahut sarhoşlara İçki veren yerler şiddetle ceza göreceklerdir. Bu ceza, k?netmâğa kadar gidecektir.
Rlfat
Gümrükteki mallarını bilhassa çekmtyenier yeni bir dalavere tara bulmuşlardır.
Hariçten gelen bazı mallar, hem menşe itibariyle ucuz olmakta, hem de burada pek ender bulunmaktadır. Tüccarlardan bu çeşit ma-beraberlnde emniyet ! lı olanlar bunları gümrük ambarla-
Et flatlerini arttırmak lstlyenlere karşı Belediye sıkı tedbirler almıştır. iktisat işleri müdür vekili B Necati Çiller, t -- ---- -
müdürlüğü kaçakçılık şubesi şefi ve bir müfettiş olduğu halde mezbahaya gitmiş, orada mal sahipleri ve toptancılarla görüştükten sonra İstanbula kesilmek üzere getirilen bütün koyunlar! toplattırmıştır.
Bayramın devamı müddctlnce gerek Belediye müfettişleri, gerekse mürakipler kontrollara devam etmişlerdir.
Evvelki gün ntezbehada üç bin koyun satılmış, bunların İki binden ziyadesi kestirilmiştir. Dün yapılan kesimde İse üç bine yatan koyun daha kesilmiştir, şehrin iki kesim arasındaki koyun eti İhtiyacı 3 bin koyunun kesilmesiyle temin edildiği için dün mezbehada kesilen koyun-larla kasaplarda bugün ve yarın et bulunması Icabetmcktcdlr.
Son günlfrde meydana gelen darlık koyun müvaredatanın azalmasından Heri gelmektedir Bu azlıktan faydalanmak lstlyenlere Belediye müsaade etmiyecsğl gibi fiatJer de aritirılmlyacaktır.
Esasen şehirde a? olan yalnız koyundur. Elde ihtiyaca yetecek kadar sığır mevcuttur Vaziyet düzellncsye kadar mezbehada koyunun az kesildiği günlerde fazla sığır kesl'mek suretiyle halk etsiz bırakılmıyncaktır.
Belediye kontrolları
Bayramın devamı müddetine® Belediye tarafından tiyatro, sinema, gazino ve lokar? ilerin kontrol'arma devam edilmiştir.
Kalabalıktan İstifade ederek tarife haricinde müşteriden para aldıkları tesblt edilen müesseseler hakkında zabıt varakaları tanzim edilmiştir. Bu arada tesblt edilen flatlerden fazla para alan üç lokanta sahibi Milli Korunma mahkemesine verilmiştir.
Kok ve maden kömürü alma müddeti uzatıldı Kok veya maden kömürü almak İçin para yatırma müddet! 30 kasıma kadar ynnf bir ay uzatılmıştır.
Bu müddet zarfında kömüre alt bütün muameleler tamamlanacak ve paralar yatırılmış olacaktır.
Muamelelerin! evvelden yaptırıp da o güne kadar paralarını yatırmamış olanlar hiç bir hak İddia edemi ye-eeklerdlr.
izciler Ankaradan döndü
Cumhuriyet bayramında Ankarada yapılan geçit resmine İştirak etmek üzere şehrimizden giden İzciler diln akşam tstnnbula dönmüşlerdir.
Satışa çıkarılan ithal malları
Taksim Tarlabaşı cad. Kavi
Kamhiye oto. akşamı ve arka aks. İst. Çakmakçılar 88 de Dlran L'slüye traş bıçakları, İst. Taksim Otokar Albert Guakil'e akümülatör. Gal. Tünel cad. 48 de Mlhran Gesara demir ve şerit testere, İst. Tahtakâiede l 51 de Jak Dekaloya poker traş bıçağı j ve sellilolt tarak, Gal, Loyd handa Sabahattin Netyaya petrol tortusu, Gal. Arslan handa Abdur rahman Ağaoğluna beyaz metal, Sirkeci Ya-lıköşkü cad. 7 de Muhlis Emels'e demir galvanizli boru, Taksim Cumhuriyet caddesinde motor Ltd. e Buji.
. Ankara Yenice apartımam D. Akgö-nül'e blley çarkı, Gal. Voyvoda cad, Muınhane caddesinde Recep Erknıa-
İnşaat işleri
Yapı ve yollar kanunun* da değişiklik yapılacak
rında bırakıyorlar Gümrük İdaresi malı, ambar parası verilmediği için A._--- ■ ............. _
miadını doldurduğu zaman satışa çı- nui'g biley çarkı, Gal. Voyvoda cad. kanmaktadır Mumhane caddesinde Recep Erknıa-
Geçenlerde böyle bir hâdise olmuş na külçe alüminyum, Oal. Billur so-ve uzun müddet gümrükte kalan bir . u-Kan», u,
mal 200 Ura muhammin Uymetlo : Rak Ou"t? h“a"“irW “"“ft ki’ satışa çıkarılmıştır. .
Mal satışa çıktığı zaman asıl sahibinin anlaştığı bazı kimseler müzayedeye girmişler ve bu malı 15 bin liraya kadar çıkarmışlardır. Malın asıl sahibi bir müddet sonra ortaya çıkıp malını, yahut bedelini İstemiş, ve gümrükler de 15 bin liradan antre-) po masrafını tenzil edip gerisini sahibine vermiştir.
Bu şekilde yapılan satışla hem mal değerinden yükseğe satılmakta, hem de mala 15 bin Hra. yani son satış flatı üzerinden kâr nispeti ilâve edilmektedir ki bu nispet, malın hakiki değerini bile aşmaktadır.
| lav ıız ve lokma, İstiklâl cad. 30 da Arşimidis müesseseslne kaynak bezi, Gal. Tahlr handa Mataş ticarete şerit testere, Gal. Frank handa Bedros
Şthrin muhtelif yerlerinde apartman, ev, mağaza, depo ye saire gibi yeni bina inşa etmek üzere Belediye fen İşleri müdürlüğüne yapılan müracaatlar artmıştır, çimento satışının serbes bırakılmasına rağmen malzeme ve işçi ücretleri ucuzlamamış tır.
Bu bakımdan yeni bina inşaatının durgun bir halde bulunması lâzım geldiği halde birçok kimseler inşaata teşebbüs etmektedirler.
Müracaatlar en çok Taksim, Cihangir. Maçka. Şişil İle Fatih ve Aksaray İçindir. İmar plânının tatbik edildiği yerlerde yeni binalar bir ta-
lll. ««»4. fliuifc uaauu uvuıuo -----_■--------------- ----------- -
Kapmana Balakit tozu, Gal. Ferme-' kayıtlara tabi olduğundan In-nerilerde Koç ticarete radyatör ve Şaat ruhsatiyesi Istiyenler evvelâ ; pencere camı. Beyoğlu müellif cad- İmar müdürlüğünün müsaadesini al' d esinde Sabatay Plntoya sakal traş malî mecburiyetindedirler. Bu ltl-1 fırçan, Gal. Mahmudiye cad. A. çu-. barla inşaat sahipl rlnln verdikleri 1 kuroğluna amvant levha ve salanıas- ' plânlardan çoğu tadil edilmektedir.
tra, İst. İstanbul Handa J.V. Vlttoile Yapı ve yollar kanununa göre ev-j hidrolik fren yağı, Gal. Melek handa ; velce hazırlanan talimatname birçok
Yani Komnlnosa traş fırçası, Isı., güçlüklere .sebep olduğundan Belediye .....................................'-
BU ltl-
Evlenmek niyetinde uian bir dostum beni Beyoğlunda bir mağazaya soktu. Ahbabım yeni b’r ev açmak istiyordu, İğnesinden ipliğine kadar her şeyi yeniden ortaya koymak mecburîye t! »deydi. Fakat işe en mütevazı tarafından başlamak kararında idi.
! Girdiğimiz dükkânda arkeda-
> şım bir düzine çatal ve bıçak çıkarmalarını söyledi. İki j cins
• mal önüne koydular. Eiri pek âdi :di. Tezgâhtar ötekinin fiatıni söyleyince ikimiz de âdeta deh, şeften titredik.
Dünya evinin henüz eşiğinin önünde duran arkadaşım:
— Bu adam beni kaşıklarile evlenmekten vazgeçirecek gol i liba... dedi. Q
Sonra ucuzlara bir kere d a hû. baktı. Onları da gözü tutmadı CM Dilimizde kaşığa dair bir çobfc sözler hatırlıyorum.»Kaşıkla ve-® rip sapı ile göz çıkarmak «su-C ratı kaşık kadar kaldı , . kaşık® düşmanı» ve saire... OT
Lâkin arkadaşun karşısındaki adama, kasığa dair bildiği söz-> lerden başka birini söyledi:
— Bunlar bizim «ağzmıitınCD kaşığı» değil!.. k*±
Ve dükkândan çıktık. Dos- >s tunı — kırk yaşına yaklaşıyor^ dıı — ve evlenmeğe karar ver^O miş değil, âdeta ahdetmişti. Bu(0 mevzu üzerinde âdeta etütçg yapmış bir adamdı. Cebindenfl) hiddeti? bir garete çıkardı. TariJr hi oldukça eski, kenarlan cebin’*-' de gezmekten kıvrılmış bir gazete idi. Anlamadığımı görünce:
— Aç da oku!,., dedi.
İc sahifeyi çevirdim. «Memlekette evlenmeleri çoğaltmak için ne yapmalı?..» adini taşıyan kocaman bir makale., _ şiddetle alâkadar eden kak ki bıı idi.
Parmağile makalenin serlevhasına vurarak:
— Evlenmeleri çoğaltmak İçin ne yapmalı?.. Azizim bunun için kaşık fiatlanndan işe başlamağa mecbursun!.. Kaşığı düşün bir kere... Ve bunun yanında tam kadrosu ve her şeyi ile bütün hir evi gözünün Önüne getir... Daha ilk adımda, daha kaşık isinde insanın cesaretini kırıyor. Dur bakalım kaşıktan sonra tabak gelecek, tabaktan sonra bardak, derken mobilya, karvola. ve nihayet ev... ve bu şartlar irinde dünya evine kanıdan eirebl-I ir sen gir!..
Hakikaten bir genç adam için evlenip yeni bîr ev açmak bugün âdeta hir servet meselesi olmuştur. Diinya evinin eşiğinde bekleşenleri koruyalım...
Hikmet Feridun Es
Dostumu rauhak-
KÜCÜK HABERLER


İst. Sakaçeşme 10 da Davit Kasavıye, tallıntname Bakam macunu. Gal. Kefeli har.da *"'U1
Himmet Ünlüye kolofan, İst. Dilsiz-zade handa Osman Demlr'e Kreplin, . Gal. Fermenecilerde Yorgl HlriStldlSd . sanayi kıl fırça, Sirkeci Ada handa
ı «Trans'lvanya» vapvrunvn Bu Emin Eman Merkez Lab. na muhtevanı veya yarın sabah limanımıza i|f Ubbt ecza. Çemberlltoş
★ Bir müddet evvel 110ü Radar RomanyalI Mu seviyi Filistin? götil-, ren «Trans'lvanya» vapurunun akrı . . ' - .
gelmesi beklenmektedir
Karı mektubu
Kok kömürü tevziatı
Bir okuyucumuzdan şöyle bir mektup aldık:
'Kot kömür tevziatı» diye gazetelere verilen ilânların altında şöyle bir madde var: «Beyanname kuponlylo tapu veya noterden — t/5 1945 tarihinden evvel — tasdik edilmiş kira mukavelesi ve hüviyet varakası İbrazı mecburidir * Yani: Son bir bucuk sen ad enberi İstanbul da ev açmak zorunda kalmış bulunanlara kömür yok.
Bu bir buçuk sene zarfında ev açmak zorunda kalanlar, hava parnlarlyle. nakli ve mobilya pahalılığı İle zaten ezilmişi erdir. Bunları, kömür vermeyip büsbütün mutazarrır etmekte rafine yoktur.
Kömür tevzii İle UgÜl m (ihamlardan bu meseleyi tetkik ettik Suiistimalleri önlemek üzere, müracaatları kontroldan sonra yeni kontrat sahiplerine kömür verdiklerini bldlrdllrr.
Et hem I Pertev nıüstahzeratma muhtelif esans. Gal. Büyük Tünel handa Bıır-hard Gantenbeln'e haşerat İlâcı. İst. Küçiikpazarda Tege Lab. na müstahzarat ampulu, Feriköy Ergenekon caddesinde Atlantls Levanta ültra-mer, Gal. Hovagimyan handa ihsan Günaltay’a vernikli boya, Y. Kule K, çeşmede N. Oriyyetas Y. Kefalasa boyalı vernik, İst. Menaşe handa A. Vasıf Klbarere zırnık, Kartal Yunusta Dr. Nejat Ferit kimya fabrikasına vitamin B 1. ve sülfat dîyazol, İst. , Rahvancılar 4 do Mustafa Balmumcuya muhtelif tıbbi ecza. Tahtasale Menaşe handa Haas ve Saltiye alillin boya, müstahzarat, İst. Barnatafl I handa Natan Eskenazlye İngilizce
lügat, Gal. Ankara handa Aziz İsva-na yün mensucat, Aşlrefendl cad.
I Fatma Atakana poplin, Kasırapaşada Robert Anovn. suni İpek İpliği, Mar-I puççular Konya handa Yenen umum ticarete suni İpek ipliği, İst. Vasıf Çınar caddesi 95 de Sabattno ılen-zenanoya göğüs telâsı, Eyüp Bahariyede Nuri Abdurrahman Maltaya muhayir yün İpliği, İst. Basiret handa İçel İthalât ihracata tiftik İpliği, Aşlrefendl caddeslnda Rahamlm Po-lltlye İşlemeli pamuklu, İst. Haço-pıllo handa Karadeniz Ltd. Şt. na basma, Mahmutpaşada t. Ellazarof vo g. Rahhnof'a suni İpek 'pllğl, Eyüp Bahariyede Sadık oğla Mustafa Ahmede Merinos yünü, Y. Kule K. Çeşmede N. Orlyettu Y. Kefalasa kuru sığır derlsL
* hükümlerinden bazılarının tadilini zaruri görüyor.
Yapı ve yollar kanunundaki bazı kayıtların dn kaldırılmasına ihtiyaç görülmektedir. Belediye, kanunim tatblkındmı edindiği tecrübeler üzerine hükümet nezdlnde teşebbüste bulunmuştur. Tadiline liizum gösterilen esaslar bir proje halinde İçişleri ve Bayındırlık Bakanlıklarına sunulmuştur. Tadilât bina inşaatını daha ziyade kolaylaştırmak maksadlyle yapılacaktır___________
Emeklilere kumaş kuponu dağıtılmasına başlanıyor
Memurlardan sonra emekli, dul ve yetimlerin kumaş almaları İçin kupon tevziatına bugünden İtibaren başlanacaktır.
Londrada bir münakale konferansı toplanacak Aldığımız malûmata göre harb sonunda münakale ve muvasala vaziyetini beynelmilel olarak düzenlemek için bir milletlerarası münakalât konferansı toplanması düşünülüyor. Londrada toplanacak olan bu konferansa bütün devletler lştlrâk edecektir. Davetiye gönderilecek olan devletlerin sayısı 52 dlr.
Konferansta kara, deniz, hava münakalâtı, bunların kolaylaştırılmam, transit nizamlarının daha serbest bir hale konması, devletler arsamda 1? birliği, seyahati ve mal sevkıyatını güçleştiren usule alt muamelelerin kaldırılması, milletler arası yeni münakale esasları tesblt! görüşülecektir. Her esaa mevzu için ayrı bir komite teşkil edilecektir. Konferans 1940 senesi başlarında toplanacaktır.
* Çok çocuklu olup da yardıma muhtaç bulunan bazı aileler Sağlık ve Sosyal Yardım müdürlüğüne müracaat ederek kendilerine yardım edilmesini İstemişlerdir Dün de en büyüğü 17 yaşındâ olan 8 çocuklu bir aile müdürlüğe aynı müracaatta bulunmuştur. Vilâyet Sağlık ve Sosyal Yardım müdürlüğünün elinde sosyal yardım İçin tahsisat bulunmadığından müracaat edenlere yardım edilememektedir
Suğlık müdürlüğü, Bakanlığa müracaat ederek İstanbuldaki çok çocuklu yoksul ailelere verilmek üzere bir miktar tahsisat gönderilmesini İsten eğe karar vermiştir.
* Son zamanlarda piyasada muhtelif markalarda kürdan satışları yapılmaktadır. Fakat bunların çoğu üst sıraları muntazam alt kısmı tamamen odun parçası halindedir, Belediyeye bu mevzuda birçok şikâyetler yapılmaktadır. Halkın İtimadını suiistimal eden bu kablt bozuk kürdanları piyasaya süren firmalar hakkın ■> takibat yapılmaktadır
âr Yaz münasebetile sayfiyelere gidenlerin ekserisi İstanbul» dönmüşlerdir. Bu yüzden Beyoğlu llceslle diğer semtlerdeki fırınların çıkardığı ekmekler İhtiyaca kâfi gelmemeğe başlumlştır. Sayfiyelerin kalabalık olduğu zamanlarda buradaki fırınlara verilen uların btr kısmı, sayfiyelerden dönenlerin oturdukları semtlerle fırınlarına verilecektir. Bu sebepli, belediye kaymakamlıklara tamlıa göndererek ilçelerde sarfedilen nn miktarının yeniden tesbtt edilmelini istemiştir.
* Istanbuldn Çekoslovakya Cumhuriyeti başkonsolosluğu, dairelerini Osmanbey'de Rumeli caddesinde 84 numaraya nakletmtştir.
Sahlfe 4
AKŞAM
1 K ,ım W15
Binbir çehreli şehir
Şanghay’da en müthiş sefaletle zevk ve safaya yanyana raslanır
EVLENME
Şehrimiz marul' diş hekimlimden Bay Leon Armanlı'nın kızı Bayan Arus Armonimin Amerika konsolosluğu memurlarından Lir Ralph O. Webb İle evlendiğini memnuniyetle öğrendik İKİ tarafa saadetler dilerim
Bir tarafta altın oluk gibi akar, diğer tarafta sokaklarda açlıktan ölenler toplanır!
Şanghay’ın umumi görünüşü
Bultftn AbdÖiOjdaln «erlcarlni — başmajştylnclsl — Hurşit bey bir ara o kadar nüfuz «ahlbl olmuştu kİ Bozan iradeye İktiran etmemiş İşlerin İradesini almış gibi hareket eder, «on-.ra İradeyi alırdı.
Bir gün Ntısrct paşa taşrada bulunduğu memuriyetten tstanbula avde-tlndo saraya gelir, huzura kabul olunmak Lator. O Mabeyne geldiği sırada Sultan Aafz istirahat halinde bulunuyormuş.
Hurşit bey. no söyllyecekse padişaha arzolunmak User* kendisine bildirmesini Nusret posaya söyler, haşanın cam sıkılır:
— Sen kim oluyorsun? Ben doğrudan doğruya Zatı şahaneye maruznt-ta bulunacağım
Diye çıkışır Hurşit bey, ınütoeşslr olarak-
Beni padişah «erkarin ııasbet-mlştlr. Serkarln demek padişahın en yakın adamı demektir. Benim kim olduğumu şimdi görürsün I
Cevabını verir vs birkaç kişiyi çağırır:
— Paşanın kılıcını alın! Odada tevkif edlnl
Emrini verir. Bu eniri icra olunduktan sonra Hurşit bey Sultan Azizin yanına giderek macerayı anlatır Sultan Aziz, bıışmabeylncl He Nusrct paşayı barıştırmak üzere, Nu.nrct paşanın Hurşit beye tarziye vermesini! münasip görür Mesele bu suretle kapanır'
Padişah, Yalı köşkünde pencereden bahçeye br’uyortû. Salt efendi diğer, bir pencereye dayanır. O da bahçeye bakma* a koyulur. Bahçıvan bir şey-' ler dikiyordu. Sait efendi padişahla' konuşmağa vesile bulmak üzere:
— Acaba bahçıvan ne tohumu dikiyor T
(Arkası 7 İnci sahlfemizde)
TEŞEKKÜR
Sevgili aile relimiz ve baçanua taş işleri müteahhidi buy Ali Okan sn ölümü dolayışile telgrafla ve mektupla ve telgrafla ncı’anmiza iştirak eden ve cenaze merasiminde bulun'-n akrabalarımızla daire sırkaciaşlanmu, ve Anndoluhisar Gençlik kulübü İsı re heyeti İle sporcularına candan ’r-şekkürlcrlmizl sunarı?
Ailesi efradı namına oğulları: Hayreddln Okan. Osman Okan
, , „ ,| fffiınonu HALKEVİ
BflLETRTBİKRT)
k ÎJrtSRSIt': ‘-■unuuusl 1 S suvare 21 de
KAKASIM PAZAR>, d ■hrj r. ATİNE 1? Ok SSU; SUIVAR.5 21 DE
Biletlerinizi Eminönü Halkevinden ve ŞARK Sinemasından aldırabillrslnlz
BÜYÜK
Memleketi lda:4 eden en ileri salahiyet meviiİT.rte-k! şahsiyet! .-en, memleketin her --a-kalem ve tefci kür
Japonya teslim olduktan sonra Çin’in muhtelif limanlarım İşgal eden Müttefik kıtaları Şang-hayda da çıkmışlar ve burada idareyi eller ne almışlardır,
Şanghay Çin’in en büyük şehri, Uzak Doğunun en büyük limanıdır, Nüfusu dört milyona yakındır, Burası esasen Çin’e ait olmakla beraber muhtelif hükû-metlere ait imtiyazlı muıtakalar vardır, Bu mıntakalar, kime aitse o memleket tarafından idare ecli'ir. asayişi o memleketin askerleri temin eder, imtiyazlı m-nlakalann heyeti umumiyesi biivuk bir şehir hükmündedir. Nufusn 600 bini bulan bu şehre ırvavyen giriş yerleri vaTdır.
İmtiyazlı mıntaka ile Çin şehri birbirine hiç benzemez, imtiyazlı m m tak ad a rıhtımlar, geniş caddeler, yüksek binalar vardır. Bi-na'ar, Amerikadakiler gibi 80 -90 katlı olmamakla beraber içlerinde 20 - 25 ketli olanlar çok-ti'r. Bu sebeple şehrin imtiyazlı mıntaka kısmı New - York’u andırır.
İmtiyazlı mmtakanın nüfusunu teşkil eden 600 bin kişi ara-6’nda Avrupah azdır. Meselâ Fransız mıntakasında asker de dahil olmak üzere ancak 1500 Fransız vardı. AvrupalIların çoğunu Beyaz Ruslar teşkil eder. Bunların sayısı da yirmi bini geçmez. Geri kalanlar bu mmtaka-d-’ verleşmiş olan Çinlilerdir.
Dünyanın en gürültülü şehri
Şanghay, dünyanın en gürültülü. en hareketli şehridir. Cad-delerd? sabahtan aksama kadar bir İnsan seli akar. Çinli mahallelerinde geceleri bu sel şiddetini kf”beder. Fakat İmtiyazlı mıntıkada geceleri de sokaklar dalma çök kalabalıktır. Burada adım başında bir dansing, Lir çelence yeri,, bir gazino vardır. Çinli mahallelerinde geceleri en çok rağbet gören yer afyon kahveleridir. Şanghay Uzak Doğunun eğlence ve aefahet merkezidir.
Şanghay israf ve aefahet ile halk arasında haydutlar, bir de dilenciler pek çoktur. Çinili mahallelerinde adım başında bir dilenciye raslanır. Burada geceleyin caddelerde sık sık silâhlar patlar, bir kişinin kanlar İçinde
yerde yattığı görülür ve ekseriyetle faili yakalamak kabil ola-
Şanghay israf ve sefahat İle yoksulluğun yanyana bulunduğu bir şehirdir. Bir tarafta para su gibi akarken diğer taraftan bir çok kimselerin açlıktan öldükleri görülür. Her gün sokaklarda açlıktan ölmüş insanlar toplanır, Şehrin yan halkı can çekişirken diğer yarı halkı zevk İçinde yaşar.
Şanghay’ın kumarhaneleri
Şanghay Uzak Doğunun Mon-
Şanghay'da Newyûrk'u hatırlatan binalardan biri
tekarlosudur. Burada adim başında bir kumarhaneye raslanır. Çinlilerin çoğü müthiş kumarbazdır. Bunlar son paralarına kadar vermeden kumarhaneden ayrılamazlar. Arada para kazandıkları olursa bunu da hesapsızca sarf ederler.
Kumarhaneler müşteri çekmek için ellerinden gelen kolaylığı gösterirler. Meselâ geç vakte kadar kalanlara bedava yiyecek ve içki verirler, bunları kumarhanenin ûtomoblllerile yerlerine kadar gönderirler.
Harbden evvel Şanghay borsa-
Şanghay’da Çinli
lelcrinden bir sokak
smda da büyük muameleler olurdu. Burada bir gün içinde büyük paralar kazanıp kaybedenler görülürdü. Borsada müthiş hava oyunlarile tahvilâtın flatlerlni İndirip çıkaranlar vardı. Bunlardan çoğu günün birinde açıklarını kapatamıyarak iflâs etmek veya Pasifik Okyanusuna atılmak mecburiyetinde kalıyorlardı.
Şanghay halkından bir kaç tip
Uzun müddet Şanghay’da yaşamış bir ecnebi, oraya yeni giden bir Avrupalıya oturdukları gazinoda Şanghay’ı şöyle tarif etmiştir:
— Bin çehreli şehir... Şanghay için en münasip sıfat budur. Hakikaten şehrin birbirine benzemeyen bin çehresi vardır. Bir tarafta geniş caddeler, parklar, Amerikanvar! binalar varken diğer tarafta dar sokaklar, alçak dükkânlar, akla hayale gelmeyen- manzaralar vardır. Burası dünyanın başka hiç bir tarafına benzemez. Sanghav sanki büyük bi kapıdır. Bu kapıdan içeriye macera arayanlar, kürek kaçkınlan. gangsterler, çabuk zengin olmak İsteyenler girerler, Aıada âlimlerin, misyonerlerin, namuskâr insanların da girdikleri olur. Fakat burası umumiyetle yukarıda savd’ğımız serserileri çeker.
Su bastonuna dayanarak sağa doğru giden adamı görüyor musunuz? Bu. cebinde ancak birkaç yüz lira ile gelen ve şimdi bir kaç milyon İngiliz lirasına malik olan biridir. Ticarethaneleri, fabrikaları, otelleri, sinemaları, dans salon lan vardır. Uzak Doğunun en nüfuzlu adamıdır.
öteki masada oturan ufak tefek yapılı Çinli Kanton hükümetinin kasasındaki paralan alarak buraya İltica etmiştir. Simdi o kadar çok nara sahibidir ki aldığı paralan geri vererek memleketine dönmek is^vor.
Daha ötede oturan bir İtalyan âlimidir. Tibet’te uzıın müddet tetkiklerde bulunduktan sonra buraya gelmiştir, Simdi ayağa kalkan adam bir Okoslovaktir. Paris’te iflâs etmiş ve çok miktarda bore bırakmış ve buraya kaçmıştır. Paris polisi senelerden beri kendisin! arıyor. Halbuki o burada Fransız imtiyaz mınta-kasmda avukatlık yapıyormuş!..
Uzaktaki sarışın kadının sigarasını yakan garson AvustralyalIdır. Moğolistan’da bir kırattık kurmak emettle buraya gelmiştir!.., Simdi kapıdan İçeriye giren esmer kadın Amerika tabli-vetlne girmiş bir İspanyol Yahu-dlsldlr. Kocası yeni hapisten çıkmış UruguaylI b!r dansördür. Serveti iki milyon dolar kadardır. Bu narayı afyon, heroln, morfin kaçakçılığıle kazanmıştır.
Arkası bize doğru olan ahba-bile sohbete dalmış güze! sarışın
«*♦
Suurazaın Mahmut Nedlnı paşa Al-y&nak Mustafa paşayı azlettirmiş, o dn Hurşit beye başvurmuştu. Hurşit bey:
— ZaU şahuue sizi Zaptiye Nazırı nasbedeeelttlr. Hemen mûşlrlyet ünl-formaslle Zaptiye Nezaretine gidip İşe başlayınız!
Der. O gün Zaptiye Nazırlığı münhal İdiyse de Mahmut Nedim paşa bu makama kendisine mensup birisinin tâyinini İstiyordu. Alyanak Mustafa | paşa bir mûşlrlyet üniforması tedarik | edip giyerek Zaptiye Nezaretine gider ve Nezaret makamına oturur. Yarını saat sonra da iradesi tebliğ edilir.
Bu muamele, Mahmut Nedim paşa 11e Hurşit beyin aralarının açılmasına sebebol muştur.
***
Müteahhit ve banker Spirldon Bal-tacı’nın eşi Madam Smaragda, Kara Todorl ailesine mensuptu. Sefaretlerde, Frenklier arasında (İstanbul incisi) diye yûdedJllrdİ. İnce hatlarllc, endamındaki letafetle, tatlı edaslle Beyoğlu kadınları arasında birinciliğe hak kazanmıştı.
¥»•
Bu akşam saat 20,30 da
DRAM KISMİ
SANATKAR AŞKI KOMEDİ KISMI MÜFETTİŞ
00GII
bada c-n m-.jıiıır adamlarına kadar teşmil edllnif-, ve bir eşi görülmemiş bîr (Ne!s muhasebesi); ve her bakımdan mislisi? bir olgunlukta yarın çıkıyor. Devamlı muharrirlerimizden bir zümre: ad-dülhak Şinasl, Burhan Belge. Burhan Toprak, Bedri Rahmi. Cemal Nadir. Cemal Reşit, Ekrem Reşiı, F. C-elılleddin. Prof, Fahrettin K'/ını, Fikret Adil, Prof. Kâzım İsmail Kâzım Namı, MuİlsIu ErtuğruJ, Fejami Safa. Prof. Mustafa Çekip. Nizamet-tln Nazif. Ömer Rıza. Reşat Ekrem, Prof Salih Mıırad. Said Faik, Prof. Sedad Hekkı. Prof. Suphi Nuri. Prof-Şükrü Baban, şükrü Hazmı, Prof. TevHk RJmz1. Zahir Güvemll. Frof. Ziyaeddln Fahri ve Necin Fazıl Ki-Rtıkürek.
8U
ŞARK Sinemasında
Bugün matinelerden itibaren bütün azamet ve ihtişamtte canlanan bir tarih,
Gözlerinize inanamıyacağınız sinemacılık âleminde zafe? armağanı
Bir teknik Bir kudret - Bir sanat
dehâsı âbidesi harikası
Büyük edip HENRi BATAiLLE’nin ölmez eseri
DON .1 U A N
Nuruosmniye kütüphanesinde 4240 numarada kayıtlı (Muratnamel eserinde bildirildiğine göre, Yavuz Sul- ( tan Selimin validesi, Türkmen bey- ■ terinden bir zatın kızının kızı idi. j İkinci Sultan Bayezlt Amasya sanca- ' ğındn İken bu kızla evlenmişti.
Abdülhamlt devrinde eski topların satılması hakkında bir teşebbüs vaki olmuştu. Bunlar izabe edilirken Fatih Sultan Mehmedin avuçla altın sikkeler attığı, bu sebeple halitalarında altın bulunduğu hakkında bir Jurnal verildi. Topların satılmasından vazgeçildi.
TÜRKÇr. SÖZLÜ
REJİ: ALEKSANDR KORDA
Cihan artisti: DUGLAS FAÎR BANKS in MERLE OBERON ve BENITA HUME İle müştereken yarattığı kalbleri titreten aşk ve sevişme sahneleri. Tarihin entrikalarla dolu bir sahlfesi şövalyelik devlinin parlak cengâverlik destanı, İspanyol nağme ve serenatla rile süslü harikalar harikası.___
. I Seyredenlerin tekrar, tekrar seyredecekleri Milyon! a$k. kahramanlık, azamet vc ihtişamlar şaheseri.
-
1875 te Fransa 1le Almanya arasında tekrar hftrb çıkmak İhtimali gözükmüştü. Almanya. Fransa'nın kendisini çabuk toplamakta bulunmasını, 1yl görmüyordu. Fakat bu defa Fransa kendisine dostlar bulmuştu.
Harti zuhurunu menetmek lstiyen Rusya, Gorçakol’u Berlin'e gönder-inişti. Sıkışan Blsmork, Moltke'nin arzularına rağmen, kendisinin şulh * taraftan olduğunu temin ediyordu, Blsmark ve Gorçakof İle İngiliz elçisi Russell aralarında bir konferans kurmuşlardı. Bismak, kentlisinin sulh emellerinden şüphe edilmesinden şikâyetle sulhu temin çarelerini bulmak İçin uykusuz geceler geçirdiğinden bahsediyordu. Gorçakof dedi kİ:
— İşte bu uykumu gec eleri nlzdlr İd bize endişe veriyor. Siz uykusuz kaldıkça Avrupa hummalar geçiriyor! Şan ve şöhretinizin yükünü taşıdığınızı hatırlayınız.
Bu konferanstan sonra harb İhtimali ortadan kalktı.
4VV
İkinci Sultan Mahmut bir gün fena kızmış, herkesi haşlıyor. Mabeyinciler ne yapacaklarını şaşırmışlar. Nihayet musahip Salt efendiye müracaat ederler. O da:
— Bana ne var?
Diye sorar. Ötekiler: — Ne İster seni
Cevabım verirler. Sait efendi:
— Her biriniz bana birer miktar para veriniz.
Teklifinde bulunur. Mabeyinciler verecekleri para için birer «enet imza ederler. Salt efendi ecnetlerl cebine kor. Sultan Mahmudıın neadlne girer.
Esrar ve Heyecan Kaynağı
BU AKŞAM
F" Müthiş ve muazzam sahnelerle
Sinemasında
dolu müessir ve hissi bîr mevzu
DÜŞMAN AJANLAR!
BAŞ BOLLERDE
JAMES MASON — JOYCE HOWARD


Herkesi İlgilendirecek., heyecanlandıracak süper film.

■Bu akşaın SARAY Sinemasında""®^
Holivud'un en büyük yıldızları tarafından yaratılan ve bir lüks, ihtişam ve güzellik resmi geçidi olan
Buyiik şarkılı ve mıulkill tüm boşlıyor.
Baş rollerde:
(AŞK SABAYI) nm kahramanı (CAZ ÇİÇEKLERİ) nln yıldızı L ü C t L L E BALI----------------JÜAN ALLYSON
DİCK PO’.VEL — VİRGİNTA O'BRİAN ve VAÜG11AN MONROE ve Orkestrası BU AKŞAM İçin yerlerinizi evvelden aldırınız.
kadın îngttlzdlr. Kızıl Haç hastanesinde gönüllü hastabakıcıdır. Haftada 10 lira ücret almakta ve koleralıların, tedavlslle uğraşmaktadır!.. Şimdi Şanghay'ın ne demek olduğunu anlıyor musun uz?
Bu akşam Kadıköy SÜREYYA Bırakın Döğttşeli (Let’ı Face İt)
BOB HOPE — BETTY HLITTON
Çin Gangsterler
(Torehy Blane’in Chinatown)
GLENDA FARRELL — BARTON MAC LANE
Amerikayı fırtına gibi «aran yeni şarkıların ateşli nağmeleri,. Rengin güzelliği,, Lüksün fhtişamile süslenen film: LfiLE ve AR sinemalarında
MARY MARTİN - DİCK POWELL - BETTY HUTTON’un RENKLİ
RÜYA ÜLKELERİNDE
«Happy Ge Luekyv
Gözler, gönüller İçin eşsiz bir zevk... Sanat İçin büyük bir a i şereftir,
Harb ve insan midesi
işten değil, öişîen artar
Ticaret hayatında pek eski ananesi olan milletlerde, servetin ancak uzun bir çalışma ve tasarruf mahsulü olduğu ve hattâ bol kazançtan fazla, idareli yaşamak sayesinde zengin olunduğu kanaati yerleşmiştir. Bizde de «İşten değil, dişten artar» alalar sözü, hayatın her tezahüründe ölçülü olan cemiyetimizin de. servetin terakümü hakkında-ki düşüncesini veciz bir şekilde İfade etmektedir
Bütün mazimizde, esnafımız, tüccarımız, bu sonuncular daha fazla müslüman olmıyan vatandaşlar olmak üzere, bu vecizenln İfade ettiği zihniyet ile hareket etmiş, iş hayatında bulunanların mütevazı bir yaşayış üslûbuna uymaları tabii görülmüştür. Bu zihniyet. srf ticarî bir şehrimiz olan ınrelâ tzmirde el’an hâkimdir.
İdareli, hasisliğe kadar İnmeden çok idareli yaşamak, belki ilk bakışta müfrit bir para hırsi-le izah edilebilir. Bu hırsın ehemmiyetli bir rolü olmakla beraber, kurulmuş olan bir işin zamanla genişlediğini, büyüdüğünü görmek, haleflere kuvvetli bir müessese bırakmak ve cemiyet İçinde mevki ve nüfuz sahibi olmak arzulan. İş adamlarım tahrik eden esas âmillerdir ve bunlar İçtimaî bakımdan da tamamen faydalı ve müspet hislerdir.
Son senelerde, harb ekonomisi, devrinde, iş hayatında kazanç elde edenler ananevi zihniyetimizden ayrılmışlar ve eskiden ancak gavrl meşru yollardan geçerek bol kazançlar temin eden ban saltanat devri erkânının hayat üslûbunu taklit etmeğe başlamışlardır. Bıı yaşayış tarzı, mahdut bir Umreye inhisar etmekle beraber, bütün cemiyet İçin de bir tehlike teşkil eder, î.sraf ve sefahet, kurban olarak, fakır ve mütevazı muhitler mensuplarını da nüfuzu altına alır ve umumî bir çöküntü hazırlar.
Harb devrelerinin çabuk ve kolay zenginleşme hâdisesi, küçük kasaba »e köyler* kadar sirayet ederse. hayatın şehirlere mahsus bazı inceliklerine alışmamış olan İnsanlar, sefaletin en tehlikeli, en yıkıcı şekillerine kendilerini kaptırır ve köçük muhitlerini maddeten de mânen de zehirlerler.
Çabuk zenginleşme hâdisesini bir çoklarımız cemiyetimiz İçin müspet bir tezahür olarak kabul Mm'slzdlr. Halbuki, bunu, yakın ve uzak netlcelerile incelemek, bazı ellerde fazla bir satın alma kuvvetinin toplanmasının, hayat pahalılığım doğuran baş âmil olduğunu düşünmek ve ahlâkî, mânevi cephenin yanında hâdisenin aırf maddi taraflarını da tam bir tahlile tâbi tutmak Gerektir. Her halde, bütün milletler. geçmiş tecrübelerden faydalanarak, yalnız hak ve adalet hlslerite değil, fakat maddî ve müspet düşüncelerile de, millî buhran devrelerinin bazı fertler İçin bir zenginleşme vesilesi olmasına razı olmamaktadırlar.
Fakat cemiyetleri isyana sevmeden, kolay kazanılmış paraların sarfedilisindekl ölçüsüzlük vo arsızhktır. Yeni zenginlerin yaşayış tarzları, namuslu ve mütevazı kalmış olan çoğunluğa karşı daimi bir hakaret edası teşı-mektadır.
Hakikî, ananeye sadık tüccar ve Is adamlarında, harb vaziyetinden mâkul ölçülerde faydalanırı ş olmalarına rağmen, hiç bir taşkınlık görülmemektedir. Fakat türedilerin arsızca İsraf ve sefahatleri, halkın zihninde, bütün is muhitini, hiç bir ayırma yapmadan, mahkûm mevkiine koymaktadır. Bu tefriki zaman yapacak, diğerleri eski sıfirlı kİ firma dönecekleri zaman, tasarruf ve tevazu prensiplerinden ayrılmamış olan İş adamları, müesseslerinin başında kalacaklardır.
Devletin, bu İfrat tezahürlerini tahmin ederek, bazı tedbirler alması lâzımdı. İngiltere gibi zengin, en yüksek hayat seviyesine alışmış olan bir muhitte bile, fazla iştira kuvvetinin piyasayı karıştırmasının, bir zümrenin İsrafa kapılmasının cemiyette âheng! bozmasının önüne geçmek İrin bir çok tedbirler alınmıştır.
Millî tehlike devrelerinde her hususta, bilhassa mahrumiyette
Imüsavat medenî bLr cemiyetin baş kaidesi olmak lâzungellr. Bu, telkin, şuurlu bir İç disiplin mahsulü olmakla beraber, devlet bazı maddî tedbirler almaktan da vazgeçemez. Bunlar arasında, esaslı gıda ve giyim eşyasında ve zarurî maddelerde, kart veya «polnt» usulünün tatbiki vs bu sayede istihlâk İmkânlarının tahdidi başta gelir.
Biz, maalesef bu istihlâk tahdidini ancak bir iki madde İçin başarabildik. Bu yüzdendir kİ, nispeten fakir bir memleket olmamıza rağmen, tabiî mahdut bazı muhitlerde, en çok yiyen, en iyi giyinen bîr cemiyet manzarası arzetmekteyiz.
Bazı sathî düşüncelere rağmen. bütün dünyanın daha bir müddet devam edecek gibi görünen mahrumiyet ve sefaleti karşısında, bolluk içinde yaşar görünmek. asaletimize ııvmasa gerektir. Harb bittiği hâlde İngiltere. yeni ban istihlâki tahdit tedbirleri almaktadır. Bunların arasında altı ay İçin verilen kuponların sekiz aylık İhtiyaçları karşılayacağını tazammun eden karar, hu memleketin yeni, son senelerden daha sıkı bir tasarruf lüzumunu hissettiğini göstermektedir.
Bolluğa, genişliğe kavuşulması beklenirken, Inglllzlerin mahrumiyet rejimini devam ettirmeleri. hattâ şiddetlendirmeleri niçin? Çünkü bu kuvvetli millet İçin, bugün, bir İthalât ve İhracat ve para kıymeti dâvası vardır. İngiltere, iaşesi için, ithalât yapmağa mecburdur. İthalât ise ihracat ile ödenir. îşte bu ödemeyi mümkün kılmak, hattâ îh-racatt ithalâttan fazla tutup döviz stoku yapmak ve İngiliz lirası üzerindeki kara bulutlan dağıtmak İçin hükümet, hem ttbal ihtiyaçlarını azaltıcı, hem IhTaç imkânlarım çoğaltıcı bazı yeni istihlâk tahditleri koymuştur ve bunu harb bittikten sonra yapmıştır.
istihlâk imkânlarını azaltıcı bazı mecburî tasarruf tedbirleri, kazançların bir kısmının tasarruf bonolarına yatırılması mecburiyeti gibi usulleri, artık fırsatı kaçırdığımız için, bahis mevzuu etmiyoruz. Fakat bizde de bugün bir döviz meselesi vardır. İstediğimiz kadar ve dalma en faydalı zamanda ithalât yapamıyoruz.
Bugün en kolay tarzda döviz getirici bir çok gıda maddelerimiz vardır. Bunları, altın pahasına. ac olan bir çok memleketlere satabiliriz. Yanı îngilterenin gösterdiği disipline muadil bir İçtimaî şuur gösterebiliriz. Bunun İçin, çok fazla yiyen bir sınıfın oburluğunu biraz dizginlemesi, veya bunun bazı hükümet tedbirlerde yapılması lâzımdır.
(îyi yaşamak>■ son zamanlarda umumileşen bir formül oldu, ty! yasamak, fertçe ve milletçe devamlı ve büyük fedakârlıklardan sonra mâkul ve mesrûdur. Şimdilik İyi yaşamak değil, çok çalışmak, çok arttırmak mecburiyetinde olan bir cemiyetiz. Fertler için de. milletler için de. dişten artar Kemerimizi biraz sıkalım, yarınki emniyet ve refahımızı sağlam temellere istinat ettirecek muvakkat fedakârlıkları göze alalım.
Biz. son senelerde «İş» teri tak-yîdedccek yerde, sarf ve istihlâki tahdit etmiş olsaydık, memleket bugün çok daha mücehhez bir vaziyette olurdu. El’an. en doğru yola girme imkân lan mevcuttur.
CEVAT NİZAMÎ
KON3ERVATUVAR TÜRK MU9tFdSÎ KONSERİ Konservatuyarda konser faaliyetleri başlıyor. Geçen seneler verdiği Türk ve Batı musikisi konserleri!e çok rağbet kazanan Konservalnvann bu senek! konser konserlerinden birincisi Törfc muşlids! konseri 8 kasım salı gönü saat 18 de ŞefcJr Tiyatrosu Komedi taşçında verilecektir.
Tanınmış bestekarlarımızın çok kıymetli eserlerinden müteşekkil zmgln konser progTtınımı heyetin B takımı İcra edecektir. Bu konser her vakit olduğa gibi büyük Mr alâka Qe beklenilmektedir.
Sevinçli ve acıklı günlerinde Kızılay’ı hatırla.
Dışarıda lapa lâpa kar içeride biberli fasulye...
Bngünkü orta yaşlı adam artık yumurtadan atom bombası gibi korkuyor...
Lâlelide İki komşum var. Onlarla bundan bir müddet önce bir yazı vesileslle tanıştım. Yüz yaşında veyahut bu mühim çağı aşmış İstanbulluları ararken bir dostum:
— İkisi. senin komşunI., demiş ve bana adreslerini vermişti.
Daha birkaç misli yaşasınlar. Bu yüzlük komşulardan biri erkek, öteki kadındır. Geçen' sene içlerinden biri epeyce hastalandı. Fakat yine kendini topladı. Şimdi ikisi de dinçtirler. Ve gezmesini de pek severler. îkis! de nazik ve pek çelebi kimselerdir.
Dün birine rasladım. Bastonuna dayanarak karşımda durdu ve:
— Bir ricam var... dedi.
Dinlemeğe hazırlandığımı görünce:
— Şu et meselesine bir dokun-sanıza!.. dedi. Hiç bir yerde et yokl,. Benden bahsettiğiniz satırları hatırlarsınız değil mi?.. Ben etsiz yapamam... Pek rica ederim. Şuna dokunaklı bir şeyler yazınız da tuzlanalım canım!., Kursağıma et girsin diye gidip sucuk alacağım!,.
Benden İstanbul'un etsizligî hakkında yazacağıma dair vait almadan gitmedi. Arkasından baktım. Ve bu yüzü geçmiş hemşerim gözümde bir kat daha kıymetlendi. Onu bir kere daha takdir ettim. Zira yüz şu kadar yaşında et ihtiyacı duymak, onu bulamayınca gidip biberli sucuk aramak az uz şey değildir.
Düşünmeli ki yaşadığımız dünyada insanlar elli, elli beş yaşında kendi kendilerini etten kesiyorlar. Geçenlerde bir gün genç yaşında bir dostum:
— öyle bir çılgınlık yaptım kİ sorma... dedi.
Acaba ne gibi bir büyük çılgınlıktı bu?.. O izahat vermeden »müthiş bir cesaret!.» kelimelerini de ilâve etti. Ne yapmıştı acaba?.. Nihayet sözlerinin tesirini bana büsbütün hissettirmek için hecelerin birer birer üstüne basarak söyledi. Pastırmalı yumurta yemiş!,. İşte müthiş çılgınlık!., tşte büyük cesaret!.. Zira bugünkü nesiller 40 yaşma gelmeden önce pastırmalı yumurtaya veda etmişlerdir. Ve malzemesi külüstür harb radyoları gibi bugünkü midelerle 40 yaşında pastırmalı yumurta yemek de müsaadenizle biraz cesaret meselesidir,
40 yaşındaki arkadaşımın bu haline rağmen yüz yaşını geçmiş olan komşum asırlık sofrasında dalma et kokusu duymak istiyor. Bulamazsa sucuk arıyorl„
Muhakkak kİ mideler düne nazaran gençliklerini kaybetmişlerdir. Eskiye bir başımızı çevirecek olursak büyük annelerin, büyük bahaların da oturduğu sofradp öyle yemekler görürüz kİ bugün bunlardan biraz fazlaca yemeğe kalksak mutlaka doktor çağırtmamız icabeder.
Dünün mutfağında şişe şişe sirkeler, kese kâğıtlar dolusu kırmızı ve kara biberler, bunlar ye-tişmiyormuş gibi kekikler, türlü türlü baharlar harcanırdı. Bu mevsim olmaz mıydı!.. Çömlek çömlek, kavanoz kavanoz turşular kurulurdu. Kırmızı biberi bol salçalar yapılırdı. Hattâ doğrudan doğruya kırmızı biber salçası tutulurdu. Yine kırmızı biberi fazla erişteler dökülür, kurutu-lurdu.
Bugünün asri mutfağında sirke âdeta saç yağı muamelesine tâbi tutuluyor. Hattâ bir çok evlere girmiyor bile. Taze mideli genç adam İcara biberin lezzetini unuttu. Ve şimdikiler eski yaşlıları düşündükçe sanki bir takım akıl almıyacak marifetler seyre-diyorlarmış gibi hayretler İçinde kalıyorlar:
— O kadar şeyi yedikleri halde nasıl tansiyonları yükselmezdi?. diyorlar.
Salatalarımız bile ağırdı. Bol sirkeli, soğan salatasını düşününüz. Çentik çentik çiy soğanlarla dolu bir tabak... Bugün ağırlığı dolayısile sofralardan kadro harici edilen yemekler arasında hattâ işte böyle salatalar da var.
Daha ona göre şimdi yalnız İsimleri ve tarifleri kalan ne yemekler vardı kİ bunların bahsi bile bugünün çıtkırıldım mideli insanlarını hastalandırablllr.
Mutfak o zamanlar yaş sebzeden daha ziyade kuru sebze üzerine İstinat ederdi. Meselâ kuru fasulye dünün sofrasında hakikaten mühim bir nimetti. Dışarıda buram buram kar yağdığı günlerde, sofra başında içinde paprika denilen uzun uzun ve zehir gibi acı kırmızı biberlerle pişmiş kuru fasulyenin dumanı tüterdi. Bugün ylyebilene aşkolsun, Lâkin eskiden elli altmış yaşındakiler İştah İle yerlerdi. Bugün otuzunda yağda kızarmış tavalardan, otuz beşinde biberli, kimyonlu şeylerden, yukarıda söylediğimiz gibi ellisinde, elli beşinde de etten kesiliyoruz. Orta yaşlı adamlar eskiden yumurtadan. atom bombası görmüş gibi korkmazlar, löp löp yutarlardı...
Filipin adalarında Bataan yarımadasını ve Corrigldore'l harbin iptidasında Japonlara karşı kahramanca müdafaa etmiş olan Ol. Wainwri esirlikten kurtulduktan sonra memleketine gelmiştir. Yukarıda general etrafipı alan çocuklarla konuşurken görülüyor.
GÜZEL SANATLAR
Sanatta yazı mevzuu
— 3 —
Şimdi misafire kek İkram ederken teminat veriliyor:
— Yumurtasızdır efendim!..
30 sene önce bir kahvaltı
Değil bütün bir yemeğe, dünün basit bir kahvaltısına bile bilmem korkmadan göğüs gerebilir miyiz?..
Ben bundan 30 yıl önce çocukluğumun bir kahvaltısını hatırlıyorum. Mektebe gidecek olanlar hazırlanırlarkc-n. aşağı katı kokulu bir sucuk dumanıdır alırdı. Fakat ne iştah kabartıcı bir koku!.. Mangalda ortalarından yarılmış sucukları buram buram tüterek kızarmaktalar!.,
İşte dünkü kahvaltının en mühim faslı da buydu. Maşada sucuk kızartmak!.. Hem de böyle uzun sucuklar değil de, yassı yassı, son derece baharlı küçük el gibi sucuklar vardı. Onlar teker teker orta yerlerinden bıçakla aynlır, maşanın üstüne yatırılır, yağlar elleme kömüründen ateşlerin üzerine damla damla düştükçe beyaz dumanlar fazlalaşır, İki kapaklı saç mangalın kenarında gidip gelen demir çıtalardan bir cızırtı yükselirdi,
Bazan da sabahlan sucuk yerine mangalda dilim dilim pastırma kızartılırdı. Esasen eski evlerde pastırma şimdiki gibi kestirilerek ve bir yiytaılik alınmazdı. Parça halinde alınır lüzumu oldukça evde kesilirdi.
Sabahleyin kahvaltı edilen kış odasında kokusu her tarafa siner, mangaldan alınıp taze İç ekmeğin ortasına sıcak sıcak konur ve yenirdi...
Bugünün nazik mideli nesilleri İçin bütün bunlar âdeta güç inanılır şeylerdir.
Midelerin gençliklerini kaybetmelerinin sebebi muhakkak ki harblerdir. 1914 ten önce baklava sofraların en tabiî tatlıları arasındaydı. Sonra harble beraber büyük bir yokluk devri,, hani baklavaya imrenen kadının köprü başındaki tatlıcının camından zorla bir samsa baklavayı kapıp, çabucak yuttuğu ve sonra: (Baklavayı yedim ya... Artık İsterseniz beni asınız!,» dediği günleri.. O dört senelik perhiz midelerin mukavemetini mahvetti.
Bu son harbden sonra ise İnsanlarda mide denilen şey kalmadı. Gelecek nesillere muhakkak ki bugünkü en hafif yemekler bile pek ağlr gelecektir.
Dayı Bey
Üskûdardu Valide cuudlnln Celi yazılarını büyük bir rv-n: »işkile yazan (Haşan Üskûciürî) da Pir M«.h-medln akrabasındandır ye (Mev.Ana Haşan) diye anılmaktadır. Hicri 1023 de vefat etmiş olan bu sanatkâr; (Hafız Mehmet, Abdısl'uh bin Çezzar, Üstad Ramazan, Dcrv., İbrahim, II ı-fız Halil, Haliz Muharrem. Damat zade. Tozkoparan zade Mehmet. Haşan Hasiml, Tophane’! Mahmul, N.l-suh paşa zade Ömer. Belzratlı Kâtip Mehmet, Tokatlı Deniş Ahmet) naml&rile meşhur hattatları yetiştirmiştir.
Haşan Üsküdârı'nın devrinde şöhret almış, süliis ve Nesih yazıda büyük muvaffakiyetler göstermiş olan (Erzurumlu Haht) de kendi vâdhin-de başlı başına bir varlık yaratarak (Derviş Allı ye hocalık etmek şerefini kazanmıştır.
H31it elendi Hicri 1040 da vefat etmiştir. Bu lk! meşhurdan sön ra gelen ve elliye yakın Kurandan başka, enamlar, kiralar, murakkalar bırakmış olan Derviş Ali'nin eserleri İse birer sanat hârikasıdır. .
Derviş Ali. yoztlarlle tusdİS ve taıi——
LJ û_ arasında Köprülüvade Ahmet p; c-aC^ da vardır. Yazılarının altındq (Elfa-q_ kir Alî) veya (El fakir Derviş Ali* İm- O zaları görülür _
Eserleri, talebesi olup (H. 1128) do q vefat eden AmbareiZnde Derviş Ali'™ nln eserleri ile karıştırılarak ekseri- fO ya hatav.ı q
Derviş Ali, Arabarcızadeden kırk dört > Sene evvel — Hicri 1024 tarihince — vefat etmiştir. Bu tarihler nazarı iti- ® bara alınarak eserleri tetkik edilir- E se hangisine âlt olduğu tav;-, &*•— >»
Ambarcızadeden başka, IDtrvişÜ Ali) diye imza koyan, Kalenderhane™ camii hatiplerinden bir Derviş Ali daha vardır kİ H. 1200 de vefat mistir. Bu zat da Sülüs yazıda çok (0 muvaffak olmuştur. Meşhur Deniş P? Ali'nin Kuranları bugün, tasavvurun* * haricinde flat bulabilen nâdir sanat'*** eserlerindendir.
Derviş Ali de yüzlerce talebe yetiştirmiştir. Bunlardan „ rn meşhurları: (Darphane muallimi Ömer hoca. An-ber efendi, Mehmet Resşam hcca, Mustafa paşa, Çavuşzade Seyit Ali efendi, AgakapUı Koca İsmail, Hattat Mustafa. Mehmet Necip, Ambzr-cızade Derviş Ali, Hüseyin efendi, İsmail Ziihtü, Kâtlpzade Mustafa, Hafız Yahya. Çörekçizade Ebülbere-kât Mehmet. Kettanteade hoca Al!) İsimli zevattır.
Bunlar arasındaki Kâtipzade Mustafa, (Mustafa bin Atdürrahim Ak-serâyl) diye imzası İle bilhassa Ta ik yazıdaki muvaffakiyeti Ue nam almıştır.
Suyolcuzade diye şöhret kazanmış olan Hattat Mustafa,, Eyûpsultanlı olduğu İçin (Eyüplü Mustafa) diye de maruftur. Bu sanatkâr da Derviş Ali’den ders almıştır. ELI adet kadar Kuranıkerim ile yüzden fazla enam ve sair eser bırakmıştır Sülüs ve Nesih yazıda üstad mevkiini kazanarak talebe yetiştirmiş, yetmiş yaşn-da İken, (H. 1097) de vefat etmiştir,
Hicri on birinci asrın sonlarına doğru (Osman bin Ali) namında biri ortaya çıkarak yazıda bir teceddüt devri açmıştır. Başlı başına büyük bir istldad olan bu yazı üstadı meşhur (Hafız Osman) dır Yazının inceliklerini İlk defa Ncfeszade Seyit İsmail efendi namındaki zattan öğrenmiştir. Şeyh Hamdullah merhumun üslûbunu, öğrendiği bu ince tarzla mezccderek yazı sanatındaki mühim devri böylfce atmış ve bir (Hafız Osman Mektebi) tesis etmiştir
Hafız Osman Hicri 1052 de doğmuş ve elli sekiz yaşında olduğu halde 1110 da vefat etmiştir Hayatının sonlarına doğru İkinci Sultan Mustafa’ya da ders vermiştir
Eser olarak, birçok murâkfealardan başka, yirmi beş adet. Kuran bırakmıştır. Bunların ekserisinn tezhibini blraderzadesl Mehmet Çelebi yapmıştır. Hafız Osman'ın bir Kuranı-kerlmlnln değeri bugün 10.000 Türk lirasından fazladır. Güzel sanatlar tarihinin en büyük şahsı Hafız Osman'ın Kuranikerlmlerinden bir tanesi Ayasofya, bir tanesi Nuruosma-nlye kütüphanelerinde mahfuzdur
NUREDDİN YATMAN
Ağrı’ya kar yağdı
Ağn (Akşam) — Şehrimizde İki gûndefcberl yağan bereketli yağmurlarla beraber soğuklar da başlamıştır. Şehrin etrafını çeviren daftlnr karla örtülmüştür.. Adeta şehir bir kış manzarası arz etmektedir. Termometre gölgeden sıfıra düşmüştür.
Adana’da iki müessesenin temelatma resmi yapıldı
Adana 31 (Akşam) — Beş yllz bin liraya yaptırılacak düşkünler evi İle yine beş yüz bin liraya yaptırılacak İşçi hanının temelleri dün törenle atılmıştır.
AKŞAM
Abone bedeli
Türkiye Ecnebi
Senelik 2800 Kurıu* 5400 kuru?
0 Aylın IS00 » 2800 >
s Aylık aoo » )«(» •
Adres tebdili İçin elli kuruşluk pul gönderilmelidir Aksi takdirde adres değiştirilmez.
Telefonlarımız Başmuharrir: SUÜöf., Yaa İsleri: 20765 - idare: 20(53) Müdür: 2O45F
Zilkade 25 — H.z 180
İmsak Güneş öğle ikindi ai raisi E. 1144 1.24 6 51 8.41 12.0Ç
V. 4.51 6.31 11 BF. 14.47 17,(K It.SPg
Idarelnc B iM ıCil ol»ı>ri |
AcmiUjiı.k u.-n*ı >c 13 -
Bahlfc 6
akşam
1 Kasım 1945
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
■MS—,- -,L7w=r-
Hâtıra defteri 1
Yalan söylediğimi, maksadımın ken-dlslle dostluğu ve samimiyeti İlerletmek olduğunu anladı.
Artık ÜUgündCn sonra lylylzi-
Haziran 2
Şu satırlar genç bir dulun hâtıra d'f t erinden kcpye edilmiştir:
•Bugün yine yalancıktan hasta-tandırn, Ve dadımı çağırıp:
— Aman sancıdan •ölüyorum, çabuk doktoru yetişiirinizl.. diye ba-. girdim. Sonra da yeni ipekli çama-prl avımdan cn §ık takımı giydim.. Kolonyal and ıııı. Yatağa uzandım.
Onu bekliyorum. Asil derdimden katiyen anlamıyan ve bende maddi hastalıklar ariyan o haini... Dakikalar geçti. Saatler geçti. Acaba muayenehanesinde bulamadılar’ mı?.. Nl-hujet kapının önünde bir otomobil ■ dttfdu. Dadım evvelâ oda kapısında .mründü. Bana:
■— Kızım doktor fiey ğeldt!.. dedi.
1 ‘Saçlarımı büsbütün yüzüme döktüm Sabahlığınım göğsü .ne kadar da açıkmış. Heyecanla beklemeğe boşladım.
Kapı açıldı. Kimi görsem beğenirsiniz.’,. Eczanenin üstündeki ihtiyar Ermeni doktor değil mİ?.. Hakikaten de anlayışlı hekimdir amma,,. Bana ne?.. Mamafih renk vermedim. Muayene etti. Bir şeyler yazdı. Vc hiç bir şeyim olmadığını temin ederek çıktı gitti Ben de bir şeyim olmadığını biliyorum zaten,.,
ihtiyar doktor gidince dadımı çağırdım:
— Ben sana kimi çağır dedim?.. Hant her zaman gelen genç doktora göndermedim mi seni?..
— A kızım bu da anlayışlı doktor... Sonra da daha yakın... Hemen eczanenin üstünde. Çağırıverdim işte-cevabını verdi..
_ Yarın bana söylediğim doktoru çağıracaksın...
— Peki... Peki kızım... Üzülme sen... Biliyorum. Yarın gelecek. Yine uzun uzun muayene edecek. Ve gözlerime!: kİ mânayi katiyen anlama-mazlığa gelerek çıkıp gidecek. Adı bu adamın bilhassa oynadığı şu •vurdum duymaz» rolü yok mu?.. İşte bu beni çıldırtacak!.. Verem edece!:! -
Mayıs 9
Tahmin ettiğim gibi... Geldi. Gayet resmi!.. Aramızda bir hasta ve doktor muamehsinden başka hiç bir şey yok!.. Hafifçe boyanmıştım. Yüzüme daha romantik bir mâlı a vermesi için sarı, uçuk renk pudradan da sürmüştüm. H£r tarafım güzel kokular sürmüş, yeni çamaşırlar giymiştim Heyecanımdan da mı anlamadı?-Yoksa hakikaten farketmiyor mu?,-Bilmem ki...
Mayıs 15
Lâkin kendisini görmeden yapamıyorum. Nihayet uydurma, bir takım sancılar daha ortaya sürerek sik sik çağırmağa karar verdim.
Fakat bugün müthiş bir pot kırdım. cehaletim maydana çıktı amma... Bu cehaletim yüzünden galiba içimden geçenleri de anladı. Onu yine odamda, yatağımın baş uçunda görünce şımarık bir çocuk g'bl kıvranmağa, yalancı bir ağrı ile büklüm büklüm olmağa başladım.
— Geçmiş olsun!., dedi.
— Aman doktor... Yetiş imdadıma... ölüyorum... diye cevap verdim
— Neniz var?.
Kamımın sol tarafını tınarak:
— Âmân apandisit sancım tuttu. dedim.
— Lâkin sol tarafınızın ağrıdığım söylüyorsunuz.,.
— Evet.. Sol tarafım!..
— Apandisit sağda olur...
Fena halde bozulmuştum. O heyecan arasında ben apandisitin hangi tarafta olduğunu süşünebllir miyim? Lâkin derhal aklıma bir yalan geldi:
— A benim pandisitim sol taraftadır... Viyana*ya gittiğim zaman oranın en meşhur operatörüne kendimi göstermiştim de: «Sizin apandisitiniz sol tarafla... Bu yüz milyonda bir olan bir hâdisedir.» demişti. Hattâ bent mutlaka ameliyat etmek istemişti.
Bu sözlerim üzerine gülümsedi.*
Azmin elinden ne kurtulur?.. NLUfi-yet İşte yavaş yavaş yola geliyor. Her gün beni ziyaret etmekte. Gûya yalancı hastalığımı anlamamış gibi davranıyor. Bana karşı pek büyük bir alâka gösteriyor...
Artık kendisini çağırtmağa da lüzum kalmıyor. Her gün öğleden sdfıra 2 İle 4 arası mutlaka gelip:
— Sizi merak ettim!- diyo yanımda b!r müddet oturuyor. Ve beni muayene edip gidiyor.
Henüz ortada mühim bir şey yok. Hattâ hisleri hakkında tek kelime bile söylemedi amma derin olAkas her şeyi ispat etmiyor mu?..
Haziran 20
Bitti, her şey bitti. Bugün hakikat) bütün açıklığı ile öğrendim.
Meğer şimdiye kadar benim apandisitimin hakikaten acalp bir şekilde uzayıp uzamamasında şüphe eder dururmuş. Bunu dün bir arkadaşına telefon ederken öğrendim. Diyor du kİ:
— Azizim. Fevkalâde hlr hâdls«!_ üluslararası tıp cemiyetine arzcdcce-ğim. Sağdan, karnın aksi istikamete doğru uzamış bir apandisit vakası, Çok alâkadar oluyorum...
Bu sözler sinirime dokundu, Telefonu kapattığı zaman beni karşısında görünce biraz bozuldu, ve:
— Sizi bir kere de hocamla birlikte muayene edeceğizi, dedi.
O günü hocası da muayenede bulundu. Profesör:
— Hiç bir fevkalâdeliği olmıyan bh hâdise!.. Herkes gibi tabii bağırsaklar!..
Diyince baktpn onda surat asıldı. O günden beri gelmytor. Karşılaşınca selâm verip geçiyor, meğer bütün alâkası buna değil, kör barsağımın acayip bir şekilde olup olmamasına İmiş... Onıın hiç bir fevkalâdeliği bu-lunmıyan, âdi bir kör barsak olduğunu anlnyınca ortalıklarda görünmez oldu... Çok bedbahtım!...
(BİR YILDIZ)
123456719 10

E
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Boşboğaz zevce.
2 — Yatak hastası.
3 — Vidalı çivi İle raptetmelL
4 — Tersi herkesin şikâyet ettiği ziyankâr mahlûk - Felemenk memleketinden İki harf eksik.
5 — Çıngırak - Bir erkek adı.
0 — Tersi korkutmadır - Taze tarhana.
7 — Japon elbisesi - Bayalı.
8 — Fasıla yapmak.
9 — Tersi öküzün yavrularıdır -Bir edat.
10 — Parıltı - Çayır.
GEÇEN BULMACANIN HALLt
Soldan sağa ve yutandan aşağı:
1 — Sürpriz, Ke, 2 — ümera, Amla, 3 — Rehavetlle, 4 — Pratik. Lor, 5 — Ravl, İkimi, 6 — Etile mas, 7 — Zat, Kenet, 8 — Milimetre, 0 — Kilometre, 110 — Eseriz, Ece.

BULMACA
“Ailede kılıbıklık diploması» alan bir adanın iddiaları..
Kılıbıklar Cemiyeti idare heyetinin hataya düştüğü noktaları birer birer izah ederek “Ben asla kılıbık değilim,, diyor
İmzasız bir mektup aidini. Bu mektuba bir de klişesi görülen «Aile kılıbık! Lk diploması» bağlanmış!.. Bu diplomanın cv adresine posta İle geldiğini yasan ve bence hüviyeti meçhul olan KılıbLk dostum:
«— Kendimi teşhir etmek İstemediğim İçin diplomaya yapıştırılan fotoğrafımı müsaadenizle kaldırıyorum vs İsim ile soyadımı da karalıyorum. Su yaşa kadar hiç bir mektepten diploma atmak saadetine erişemediğim İçin bu diplomayı saklamak İsterdim amma, pek çok haksızlıklar gördüğümden size şu satırları yazarak Kılıbıklar Cemiyet! İdare Heyetinin hatalarını birer birer belirtmek istiyorum.
Dedikten sonra mektubuna şöyle devam ediyor;
«— 23 dersin 13 ünden (101 numara, birinden (8), yedisinden (6), birinden (5) numara alınışım. Genci durumum da (pekiyi) derece kazanmış!-. Ç101 ar numara kazandığım dersler: Boz dinleme, hoş görme, yoldan dönme, boyun eğme, uysallık, para teslim etme, İtaat etme, mektubu açtırma, çocuk avutma, ninni söyleme, korkma ve yalvarmadır.
Fakat kazandığım numaralar asla Kılıbıklık bakımından mütalâa edilemez, Evet söz dinlerim. Fakat dinlediğim bu sözler benim de İşime gelir de onun İçin. Meselâ kârim: «Sinemaya gidelim» demiş. Sinemayı pek sevdiğim İçin hayır diyemem. Faraza: «Git derhal bana emprimeden bir entarilik al* demiş. Ona yeni entari giydirmekten zevk duyduğum için gider alır, getiririm. «Ya paran yoksa ne yapacaksın?» diye bir şey sormak aklınızdan geçiyorsa cevap vereyim: Tek karımın hatırı kırılmasın diye borca girer, ne yapar yapar istediğini alırım. Meselâ: «Bu akşam Ferit beylere değil, Hüseyin beylere gidelim* demiş olsa önceden Ferit beylere gitmemizi kararlaştırmış bile bulunsak Hüseyin beylere gitmek daha İşime geldiği cihetle oraya gideriz. Bu, söz dinlemeden ziyade işime gelen tarafı tercih etmekliğim demektir.
İtiraf ederim kİ (hoş görme) tabiatım vardır. Bir tabak kırılmış, karım bir ahbabımızın kabul gününden eve geç dönmüş vc saire... Bunlar hoş gö-riiimlyecek şeyler değildir kİ... Oturup çekişe çekişe kavga etmeğe değer mi? (Yoldan dönme) ye gelince... Karımın aklına bir şey gelmiş de arkamdan seslenmiş. Pekâlâ döner onu dinlerim; falan yere gitmeğe hazırlanmışım da o «hayır gitınlyeccksin» demiş. Ne olur gitmeylverlrlm. Bu da uysallıktan ileri gelir; Kılıbıklık İle zerrece alâkası yoktur... «Boyun eğme», «para teslim etme», «İtaat etme* hep uysallığımın neticesidir. Me
selâ: «Paranı evde bırak» diyen karımı kırar mıyım hiç... Belli bir şey ki dışarıda yankesiciye falan çarptırırım diye korktuğu için sırf İyi bir düşünce İle paramı evde bırakmamı İstiyor. Tereddüt bile etmem bırakırım.
İşin asıl garip tarafı, Kılıbıklar Cemiyeti İdare heyetinin beni pek İyi, çok yakından tanımış olmasıdır. Hataya düştüğü nokta İse bütün bu İyi numara aldığım derslerde muvaffak olmamdaki sırrın İşime öyle geldiğini bilmemesidir.
«— İşte hata buradadır. Haksızlık bundadır.»
Diyen meçhul mektup sahibi Kılıbıklar Cemiyeti idare heyetine şiddetle hücum ettikten sonra yine dersleri ele alarak mektubuna şöyle devam ediyor:
«— Meselâ (çocuk avutma) İle (ninni söyleme) derslerinden dc onar numara almışım. Ben çocuğumu çok severim ve onun için de onu mümkün olduğu kadar avutmağa çalışırım. Eve misafir gelmiş de karım onlarla bir oyuna dalmış. Bu arada çocuğumu başka bir odaya alarak onunla meşgul olmuşum ve karımı oyununda rahat bırakmışım. Bunun kılıbıklıkla alâkası nedir? Evet ninni de söylerim. Söylerim çünkü sesim güzeldir, yanık yanık ninni söylemeğe bayılırım. Çok defa karımı bile bu ninni İle uyuttum... Ne yapalım kan ve evlât muhabbeti bu!.. Fakat idare heyeti bu bakımdan da bana Kılıbıklık i. lcdlyor; ne diyeyim? Ya sabur çekmekten başka yapacak şeyim yok!
Gayet iyi çamaşır yıkadığım halde bu dersten 1 numara vermeleri pek gücüme gitti, Pazar günü şurada burada âvâre gezmekten. İçi duman dolu pis kahvelerde pineklemekten ise oturup çamaşır yıkamağı tercih ederim. Çünkü bunun İşime gelen tarafı vardır: Karımın güzel ellerinin sodalı su içinde bozulmasına bir türlü razı olamıyorum. Bu. işin zevk tarafıdır. Fakat bana numara veren İdare heyeti böyle bir İçyüz olduğunu bilmez ki... Bulaşık bile yıkarım, çünkü o güzel ellerdeki tırnak cllâlnrı bozulsun da mütemadiyen çarşıdan tırnak cilâsı mı taşıyayım. Bu da İşin ekonomik tarafıdır.
— Neden bir çamaşırcı tutmaz, evinize bir hizmetçi almazsınız?
Diyeceğinizi de düşünmüyor değilim: Hizmetçi alsam (horoz ölmüş gözü çöplükte kalmış) diye bir takım lâflara yol açıyor. Çamaşırcı tutsam dünyanın parasını İstiyor ve bir sürü sabun harcıyor. Üstelik dc yedir içir... Bununla da kalmıyor. Tecrübe ettim. Çorap ve gömlek kaybolmanın bu yüzden Heri geldiğini anladım. Artık
Televizyon
Bütün terakkilere rağmen neşriyat henüz mahdut bir saha içinde yapılabiliyor
Televizyon, birçok senrierdeııborl tecrübe devresinden çıkmış, tatbikat sahasına girmiştir.
Harbden eyyei Londra, Paris, Berlin, Nevyork ve Los Angcles’te televizyon istasyonları kurulmuş ve yayımlara başlanmıştı. Fakat televizyonun ticari bakımdan İnkişafına birçok mâniler bulunuyor, evlerde televizyon cihazının ne zaman radyonun yanında yer alabileceğini katiyetle söylemek kabil olamıyordu.
ikinci dünya harbi esnasında televizyonla resimlerin yayınlanmasında kullanılan kısa dalgalarda büyüt terakkiler kaydedilmiştir. Bunun bir misalini son zamanlarda Radar'da gördük, şimdi sulh zamanında tele-vlzyoh tekniği tabi! bir gelişme takibe dccek, nispeten ucuz ve televizyonla yayınlanan resimleri İyi alan basit alıcı cihazlar İmal edilecektir. İngiliz vo Amerikan fabrikatörleri pek yakın bir zamanda 40 İngiliz lirasına alici televizyon âletleri imal edeceklerini temin ediyorlar.
Televizyonun prensipleri
Televizyon seslerin radyo ile naklinde olduğu gifcî uzak mesafelerden resimleri elc-cLomagnetk|iıe dalgalar ile nakletmek demektir. Sesler, har vanın ihtlzaziyle nakledilmektedir. Bu ihtizazlar mLkrofona dokunmakta ve sesleri aksettirmektedir. İhtizazlar, havaya sabit bir cihada yayılmaktadır. Bu cihaz da tertibatına göre uzun, kısa ve orta dalgalar üzerinde İşllyen radyo istasyonudur.
Televizyon da radyo prensibine dayanmaktadır. Televizyon ile nakledilen resimler, birbirine çok yakın olarak yayınlanalı ve gözle görülmesi kabil olmayan bir takım noktalar vasıtasiyle teşkil edilmektedir.
Mikrofonun yerini tutan bir âlet icadedilmiştir. Buna leonoseope. yani resim aksettirlcl adı verilmiştir. Bu âlet, küçücük photo - electriıjUc hücrelerden yapılmış bir plâktan ibarettir. Bu hücreler, aldıkları ışıklı enerjiyi Nektrlk entfrjlslne kalbeder-ler ve resmi aksettirirler
Teknik güçlükler
Başlıca zorluk, esirin radyo dalga-larlyle fevkalâde dolu bulunmasından ileri gelmektedir. Her radyofonik yayını, esirin dar bir bandını işgal etmektedor. Fakat verici radyo istasyonları o kadar çoktur kİ. birbirini bozmak tehlikesini arzederlcr. Hattâ hic memleketin esirde radyo, neşriyatı İçin kendisine tahsis edilen bandı tecavüz etmemesi için radyo dalgalarını kontrol edecek hususi bir polis! de kurulmuştur.
Televizyon yayımlarının, radyo neşriyatındım daha geniş bir yayım sahasına İhtiyacı vardır. Bunun İçin henüz radyoculukta kullanılmıvan fevkalâde kısa dalgalara başvurmak zarureti hasıl olmuştur.
töbeler olsun— Ne çamaşırcı, ne hizmetçi tutarım.
«Ütü» dersinden bana (5) verilmesini de büyük bir haksızlık sayıyorum. Yaptığım ütüyü değme terziler bile yapamaz. Yaparım anıma neden? Kılıbığım da onun için ml? Asla!... İşime gelen tarafı cereyan sarfiyatından iktisattır. Benim yarım saatte yaptığım ütüyü karım iki üç saatte yapamıyor.
«Mazeret uydurma» dersinden on numara almaklığım gayet yer indedir. Uydururum, fakat karımdan korktuğum için değil... Evin İçLndc hırgür olmasın diye... Her şeyi uysallık havası içinde İdare eden bir adam olduğumu her halde anlaLabllmişImdir, Bana Kılıbık denir ml? Allah aşkına söyleyin!..
«Korkma» ile «yalvarma derslerinden» de onar numara almışım. Karımı kırmak istemeâğim için bir dediğin! bir daha söyletmiyorsam buna
4 île 8 metre uzunluğunda olun bu dalgalar, ışığınkine son derece muadil intişar şartlarını haizdirler.
Televizyon vericisinin intişar sahasını arttırmak için verici anten! mümkün olduğu kadar yükseğe koymak lâzımdır. Nevyorkta 297 metru yüksekliğinde bulunan Chrysler Bııildlng binasının dununa Cölumbi* BroadcasMngln ve 333 metre yükseklikte bulunan başka bir binaya da, National Broadcastig'in televizyon antenleri konulmuştur. Bununla beraber. bu iki istasyonun âzami neş-J rlyat sahası 60 kilometreyi tecavün etmemektedir. Paristekl televfayoa anteni Eiffel kulesinin tepesine yerleştirilmiştir
Eski alıcı televizyon makineleri 11 santimetre kutrunda bLr sahne 11*. mücehhezdirler. Bu dar sahne, ro_Jİr simleri tamamiyle ve toplu olarakLJ
Û_ CX1
12
(o >
(D
aksettirmiyordu.
Malî güçlükler
İş âlemi, daha doğrusu ilâncılık O âlemi, televizyonu kullanmakta pak — çekingen davranmıştır. Sinema, tele- q vlyona müthiş bir rekabet yapanı-— ve uzun müddet onu gölgede bırakmıştır. Harbden evvel bîr saat tel», vizyonun yayınımın aşağı yukarı 550 İngiliz lirası gelir getirdiği hesap edilmiştir. Halbuki Holllvutun iyi tilimleri saatte 40,000 sterlin varidat getirmektedir. Binaenaleyh tdevte-M— yonun filimle rekabet, etmesine mad-deten imkân yoktu. Bir filimin bir_Q saatteki getirdiği varidatı, televizyon-q ancak 73 temsil İle temin etmekte idi. q
Bundan başka, aynı zamanda. ny-+g m manzarayı y alnız verici tel eviz- W yon istasyonları, silsile halinde tesis etmek İmkânsız görünüyordu. Çün-/> kü bu İstasyonları hususî kablolar vasıtaslyle birbirine bağlamak İcabe-diyordu. Halbuki kablolar çok pahalı olduğu için sermayeyi kediye yükletmek zarureti hasıl olacaktı.
Bu yüzden her televizyon İstasyonu. kendi programlarını yayınlamak İle iktifa ediyor. Bu da neşriyatı nüfusu fazla olan yerlere inhisar ettiriyordu.
Amerikada bu meseleyi halletmek için nüfusu çok otan mıntakalan ihtiva eden ve Holllvutfca çEvrilmlç olan filimler! yayacak 98 İstasyondan mürekkep bir şebeke kurulması düşünülmüştü.
Tiirklyede ve Yakın Şarkta bulunan televizyon meraklı lan alici bir cihaz almakta Parlste, Londrada ve yahut Nevyorkta yayınlanan resimli neşriyatı göremlyeceklerdir. Tekniğin bugünkü durumunda resimler, sesler gibi kolaylıkla kıtalara ve okyanuslar aşın yayınlanamamaktadır. Televizyon neşriyatını görmek İçin mahallinde verici istsyonlar kurmak lâzımdır.
korkmak mı denir?.. «Yalvarma» y« gelince: Karısına yalvarmıyan erke» var mıdır?»
Bu meçhul diplomalı Kılıbık dostıj • mun mektubu şöyle nihayet buluyat-t
— Şimdi söyleyin bakalım: Bana Kılıbık denir ml?
Onun bu sorusunu bir hüküm İla cevaplandırmağı sayın okuyuculara bırakıyorum.
Diplomaya şöyle dlkkatllı.e baktığım vakit bir de ne göreyim.: diploma numarası 986201. Olur şe/ değil I-Fakat diploması bu kadar yüksek bir sayıya varan bu Cemiyetin merkezi neresidir, nerelerde şubeleri vardır? Diploma -ı buna dair hiç bir kayda tesadüf edilemiyor. Sadece altında «alelade .'erecede not alanlara diploma verilemez» diye bir satır yan vardır Demek kl 986201 kişi fevkalâde derece İle Kılıbıklık diploması almış! Hayret doğrusu!..
Cemateddtrı Bildi*
MUKADDES YALAN
Yazan: Leon Malı cet
Tefrika
Annesinin tahammül edilmez derecede ıstırap çektiğini, işkencelere maruz bırakıldığını biliyor, bunu nasıl önlemek mümkün olabileceğini düşünüyordu.
Yargıç ısrar etmekteydi. Kadın cevap vermiyordu. Diz çökmüş vaziyette dualarına devam ediyordu.
Bunun üzerine, genç subay doğruldu. Artık fedakârlığını yapmağa karar vermişti. İşkenceleri o çekecekti. Zulmü sırtına yüklenecekti. Kahraman bir tavırla, kışlık bahçeye girdi.
Kapının yanında ayakta durdu. El rafını İhata eden hiçbir şeyi görmüyor, İleriye doğru yürüyemiyor, hi'ttâ konuşamıyor,
■" ..-,ıl olan gürültü üzerine, adliyeciler döndii. Yargıç, kızmış gibi homurdandı.
— Ben sizi henüz çağırtmadım, bayım.
Jacques, bu sözlerin kendisine söylendiğini, o dalgınlığı içinde tnupllem şekilde hissetti. Yavaş yavaş İradesini topladı.
— Affedersiniz, efendim. Şayet buraya böyle çağırılmaksızuı geldtmse,
Çeviren: (Vâ . Nû)
No. 21 ■■ .
anlamanız Icabeder kl. bunun sebebi size söyllyccek pek mühim bir haberim olduğudur.
— Pekâlâ bekleyiniz, birazdan sizi İstintak ederiz.
— Hayır, şimdi derhal söylemek istiyorum. Vereceğini malûmatın gecikmeğe tahammülü yoktur.
— istintakın ne şekilde devam ede-, ceğine karar verecek olan bir tek insen benim.
— Söylediklerimi dikkate almanın rica ederim. Ricamda ısrar ediyorum.
Madam Dandevllle, evvelâ şaşkın, sonra itimat İçinde ayağa kalkmıştı fyto oğlu İçeri girerek bildireceği bir şeyi olduğunu haber veriyordu. Onun vereceği malûmatla hakiki mücrimin kim olduğu her halde meydana çıkacaktı. Kollarını bir kurtarıcıya uzatır şekilde oğluna uzattı. Fakat genç subay, bu hareketi görmedi.
Yargıç:
— Peki, her neyse söyleyin. - dedi. Fakat genç subay bir şart koştu:
— Yalnız size söyllyeceğlm.
Fedakârlığımı annesinin karşısında yapmak islemiyordu. İtirafı üzerine
kadının isyan edeceğini, oğlunu kurtarayım derken kentli mahvolacağını hesaplıyordu. Lâkin, hâkini onun bu teklifini reddedince, her şeyi göze alarak konuşmanın lâzım geldiğini anladı. Sorgu hâkiminin gözleri İçine bakarak dedi kl:
— Siz Bay Raynald’ın kaatilinl ml arıyorsunuz? O itaatli benim.
Madam Dandevllle sıçnyarak itiraz etti:
— Hayır, doğru değil.
Savcı, yargıca baktı. Yargıç:
— Söylediğiniz şeye dikkat ediniz, Bay Jacques DandeviLie! — dedi, — Bu. İddianız kabil değil doğru olamaz
— İddiam doğrudur. Kaatll benim.
— Peki amnia bu cürmü niçin 1 şişmiş olabilirsiniz?
Jactıues, İzahat vermek mecburiyetinde olduğunu hissetti. Kendini müşkülâtla toplayıp dedi kl:
— sebebini sonradan anlatacağım, Burada söylemek istemiyorum. Fakat kaatll benim.
Annesi yalvarmağa başladı:
— İnanmayınızl İnanmayınız! Yalan söylüyor. Hangi maksatla böyle konuştuğunu ben seziyorum. Siz do farkediyorsunuzdur. Halinin perişanlığını görüyorsunuz. Fikirlerini topar-Ltyamıyor. önda bir mücrim manzarası yok, Kime İslerseniz surunuz, Benim oğlum kaatll olamaz.
Yargıç da böyle düşünüyordu.
— Cidden, efendim, itendi kendinizi
llhamedişinlz mantıksızdır. Zira ou cürmü niçin İşlemiş olabilirsiniz? Sebebi yok. Esasen kendinizi İtham etmek kâfi degüdlr. İspat da lâzım.
Ve birdenbire kadına döndü:
— Hakikati itiraf etmek size düşer, madam.
Kadın kendini bir İskemlenin üzerine koyverdl.
Genç subay:
— O adamı ben öldürdüm, Zira annemi tahkir etti.
Madam Dandevllle, oğluna dehşet içinde bakıyordu. Demek ki hakikati biliyorI Rezaletimi biliyorI
— Jaucque5İ Jacquesl - diye haykırdı.
Genç adamsa, başını annesine çevirmiyor, onun feryatlarını işitmek istemiyordu. Fedakârlığının haşmeti içinde güzel bir heykel gibi dimdik duruyordu. Kalbini İşkencelerin en büyüğüne maruz bırakıyordu. |
İraklın-insafsızca sordu:
— Annenizi çok tahkir etmiş olmalıdır ki, böyle bir cinayeti göze aldınız. Halbuki Madam Dandevllle, bize bu tahkirden bahsetmemiş, bilakis onu gizlemişti.
— Annesini seven bir oğlun gözüne her türlü teferruat çarpar.
— Demek ki tabancanızı aldınız? Bay Raynald’m arkasına düştünüz? Mücrimler gibi gizlenerek onu takt-bottiniz. ve o adamı taammüden, öldürdünüz? 1
Jacques, kendini zorladı.
— Evet. - diye itiraf etti.
Madam Dandevllle. sonsuz bir ıstırap hissediyordu. Bu feci hakikat dimağına sığmıyordu. Oğlu onun konuştuklarını İşitmiş miydi?
Parktaki muhavereyi baştan aşağı dinlemiş miydi? Annesinin nasıl bir kadın olduğunu öğrenmiş miydi? Demek kl vuran oymuş! Hiddetine, ye'slne kapılarak annesini kendisine metres yapan, sonra da bir paçavra gibi silkip atan adamı vurmuştu.
Yargıç devam ediyordu:
— Taflanların arkasından sürüklenerek İlerlediniz. Vuracağınız adamla yüz yüze gelmek İstemediniz. Onunla düello bile yapmak cesaretini göstermediniz. Karanlıklar içinde gizlenerek üzerine alçakça ateş ettiniz.
,Tacques, dişlerini sıkarak, perişan, cevap veremiyordu.
— Haydi cevap verinizi Onu böyle alçakça nıı vurdunuz?
Subay fısıldadı:
— Evet.
Hâkim, delikanlının İnkârını teşvik için son bir gayret sarfetti:
— Bir asker olduğunuzu aklınıza getirmediniz ml?
- — Size hakikati söyledim. Bana niçin daha fazla işkence ediyorsunuz?
— Peki, öyle olsun. Ben de sizin itirafınızı dikkate alıyorum, Mücrim j1-duğunuzn dair askerlik şerefli.: •m üzerine ve öldürdüğünüz adamın üze-
rine yemin eder misiniz?
— Bu İlle lâzım mı?
— İlle lâzım.
Son bir gayret sortiyle, delikanlı, ileriye doğru yürüdü, elini cesede uzattı:
— Yemin ediyorum. - dedi.
Annesi onun önünde diz çöktü Ceketinin eteklerine yapıştı.
= Beni affet, oğlum! Affet! - dly» yalvarmağa başladı.
Genç subay, adliyecilere hitabetti:
— Rica ed -riın. Merhamet ediniz de bu sahneye bir nihayet veriniz. -dedi.
— Esasen sisi tevkif etmek, şevketine s m::’:., 'tindeyim.
— Vazifeniz neyse yapımz. Fakat Allah aşkına çabuk yapınız.
Sorgu yargıcı kapıyı açtı, İki polis içeri girdi. Madam DandeviLie, affedilmesi İçin yalvarıyordu. Oğlu ou( dündü:
— Niçin böyle söylüyorsun anne? — dedi. — Seni affetmem bahis mevzuu değildir. Sen ıstırap çekiyorsun. Ve ben seni seviyorum.
Kendisini boğarcasins . gırtlağın» tıkanan hıçkırıklarla, herkesin önünde sarsılmamak İçin ileriye doğru atıldı, kapıdan dışarı çıktı. Bunun özerine Madam Dandevllle, yerinden fırlayıp iki kolunu ileriye doğru uzattı:
(Arkası var!
1 Kasım 1945
AKŞAM
Sahile T
Afrika, tehlikeîi sineklerden kurtarılıyor
Atom kudretini geliş
tîrmeğe çalınanlar
Bu sayede çok miktarda ehlî hayvan yetiştirmek kabil olacak
Bütün çalışmalara rağmen sanayi sahas nda istifadenin on seneden evve olannyacağı anlaşılıyor
Afrika tavası ehli hayvan beslemeğe son derecede müsait olduğu halde, daha ziyade Avrupalasmış olan Akdeniz sahilleri ve cenubi Afrika hariç olarak titanın bu müsaadesinden pek istifade edilmemektedir. Sebebi ehlî hayvanlara ve bazen de insanlara musallat olan Tsetse sineği ve emsali haşerattır. Bu haşerat hayvanların kanını emerek bunları kansız bırakıyorlar. Taşıdıkları korkunç mikropları aşılamak suretlie birçok müstevli hastalıkları yaymağa vasıta oluyorlar. Bunlardan biri Amerikada yaşayanların maruz bulunduğu en büyük belâ olan uyku hastalığıdır.
Sivrisineklerle Malarya hastalığı, bitlerle tifüs, pirelerle veba arasındaki nakil münasebeti keşfedildiğin-denberl bu müthiş hastalıkların önüne geçmek hususunda müessir tedbirler alınmasında muvaffakiyet hasıl olmuştu.
Fakat sakırga, ısırıcı sinek, sivrisinek ve diğer kan emen haşeratın çok bol bulunduğu Afrikanın hatu üstüva ve hattı üstüvaall.ı mın takaların da sebebolduğu tahribatın önüne geçecek müessir tedbirler yakın zamana kadar alınamamıştı. Şimdi Afrİkada bu haşerat a karşı ciddi savaş açılmıştır.
Bunun gayesi hayvan bsslemcğe ve t avlandırın ağ a çok müsait olan geniş ova ve mer'aları açmak Ve Av-rupanın et ihtiyacını bir derece karşılamaktır.
Mücadele iki sahada yapılıyor. Bîri hayvan ve İnsan İçin muzu- ve tehlikeli olan haşeratın cinslerini aramağa ve diğeri İse bu haşeratın yaşayışına ve türemesine müsait olan ormanlık ve fundalıkların temizlenmesine alt bulunmaktadır.
Bu haşerat ahli hayvanlar İçin müthiş bir âfettir. Afrlkada uzun ,fc-yahat yapan bütün AvrupalIlar tarafından acı bir surzttc tecrübe edildiğine göre haşeratın yaşadığı yerlerden geçen atlar çok geçmeden hastalanmakta ve orada ölmiyenler bLe dağlık havalideki sıhhat İçin müsait yaylalara getirildikten sonra ölümden kurtulamamaktadırlar.
Uzun araştırma ve tetkiklerden sonra varılan neticeye göre İlmi âdi Glossina olan Tsetse sineklerinin bir nevinin hayvanın kanını emdiği zaman batırma ve emme cihan İle hastalık aşılamaktadır. Bunların biri Trypannsoma Bruceı olup ağırlan öldüren müthiş Nagana hastalığını nakletmektedir.
Bu hastalık şarki Afrikada Avru-, pahların kurdukları çiftliklerde besledikleri nğırlan mahvetmişti. Diğer bir sinek de Glosslna polpalls İlmi namını taşımakta olup insanlar ara-
(Baş tarafı 4 üncii sahifede
DJye sorar. İkinci Sultan Maâtmut, hele hiddetli dakikalarında kaba, çirkin sözler sarf ederdi. Bu defa da, gazubun»:
— _____tohumu dikiyor!
Cevabını verir. Ealt etendi de aynı tarzda şu mukabelede bulunmaktan çekinmez:
— Aman efendim! Haremi hümayuna karşı ne cesaret! Nasıl olur? Sonra gözle yerler!
Sultan Mahmut — 8en bu sözü bana ne cesaretle söylüyorsun?
Salt efendi — Koynumdakl senetlerin verdiği cesaretle!
Buttan Mahmut — o senetler de ne?
Salt efendi keyfiyeti anlatır. Padişahın hoşuna gider. Senetleri verenler celbedllir. Paralar ödetilirI
♦*¥
Kütüphanemde yazma bir mecmuada: Münşi ve şair Tokatlı Ebu Bekir KAni'nin bir mısraı:
Kelle sağ olsun cihanda bir külah eksik değil! •»»
Meşhur İran şairi Hafızı Şirazl (Eğer müslümanlık Hafızın müslü-manlığı gibi ise, bugünden sonra yarın -- yani dünyadan sonra ahlret — olursa Hafızın vay halineI)
Mealinde bir beyit Iradcylemlşll.
Ali Muzafferden Şah Şuca De Hafızın arası açıktı. Bu beyti öğrenince. Şalı Şuca, Hafızın katline fetva aldı. Aleyhindeki fetvayı duyan şair telâşa düştü. Hemen büyük şeyhlerden Zeyneddin Taybarlden atıfet diledi. Bu şeyh beytin evveline bir beyit daha ilâve ederek, (Filân böyle demiş) şekline İfrağ ederse töhmetten kurtulacağını bildirdi. Bunun üzerine, Hafız (Seher vaktinde bir tersinin meyhane kapısında tef ve nay İle söylediği su söz ne hoş düştü:)
Mealinde bir beyit daha İlâve etti. Tehlikeden kurtuldu.
•••
Sadrâzam Arifi paşanın oğlu viyana elçisi Şeklp paşa araba Ve utlara pek meraklı idi. Pratcrde onun eklpaji birinci saydırdı.
♦W
Mimar Sinan'ın en (utadone «rrl
sında çok tehlikeli uyku hastalığını neşretmektedir.
Tsetse sineklerinin hayatları tetkik edilmiştir. Neticede bunların rutubetli yerlerde, ağaçlıkların rüzgâra maruz bulunmıyan gölgeliklerinde ve nehir ve bataklıkların kenarlarındaki fundalık ve akaçlarda yumurtlıya-rak türedikleri anlaşılmıştır. Bunun İçin Tsetse sineklerini tiiremekten menetmek özere en müsait çare nehirlerin kenarlarındaki ağaçlıkları ve fundalıkları temlzUyerek bunları mahvetmek olduğunda âlimler arasında ittifak havil olmuştur.
Bunun üzerine İkinci dünya harbinin her türlü zorluk ve sıkıntılarına rağmen Afrika kıtasının kıralhk ülkelerinde geniş mikyasta ve esaslı bir surette temizleme mücadelesi yapılmıştır. Şimdiden ingilterenln altın sahil müstemlekesi nehirlerinin sahilleri Tsetse sineklerinin yumurtalıkları olan eski ormanlardan ve fundalıklardan temizlenmiştir. Şimdi burada Avrupadan getirilen damızlık hayvanlar İçin geniş çayırlar vücuda getirilmiş bulunuyor.
Bu medeni mücadelede kılağuzluk vazifesi AvrupalI âlimler tarafından İfa edilmiştir. Fakat asıl ağır yükü taşıyan ve muvaffakiyeti temin eden siyahı Afrikalılar olmuştur.
Bunlardan gençleri sinek avcılığı yaparak Alimlerin lâboratuvarlarin-dakl mesaiyi kolaylaştırmışlardır. Bu İş kolay defidir: Üç dört kişilik bir grup tehlikeli sineklerin dolaştıkları yerlerde ellerinde birer tül torba olduğu halde otururlar ve bacaklarını yemlik olarak uzatırlar.
Terütaze gencin bacaklarından kan emmeğe gelen sinekler derhal el ile yakalanıp torbaya atılmaktadır. Sonra bu sinekler lâboratuvarda muayene edilir ve hangi tehlikeli mikrobu taşıdıkları meydana çıkardır. Bu neticeye güre sineklerin avlandığı sahalarda temizlik yapmağa lüzum görülür. Yerlilerden güçlü kuvvetli gençler ormanların temizlenmesinde kullanılmaktadır. Bunlar ellerindeki 8 İtbrellk ağır ve keskin baltalar île nehirlerin sahillerindeki soysuzlan-mın ormanların ağaçlarım keserler. Kütükler kereste yapılmak üzere başka taraflara nakledildikten sonra dallan, yapraklan, fundalıklar re çalılar İle Mrllkte yakılır. Bu suretle açılmış olan ashiller ve bunlara civar ovalar zararlı Tsetse sineklerinden kurtardır ve hayvanların beslenmesine ve tavlanmasına bırakılır.
Bu suretle Afrikayı kurtaracak ve bütün beşeriyet için faydalı bir ülke haline getirecek büyük medeni savaş dev adımlarla ilerlemektedir. — F.
sahifeHeır
olan Edirne’de Sultan Selim camii 27766 kese sarf olunarak altı senede vücuda gelmiştir. Fakat ikinci Sultan Selime burada namaz kılmak naslb-olmamışlır.
Fransa Kıralı üçüncü Hanrl dük de Guise'i öldürttüğü vakit cesedi önünde:
— Ne kadar büyükI Hayatında olduğundan riyade mematmda büyük! diye bağırmışta.
Bokollu Mehmet paşanın mânevi şahsiyeti İçin de böyle söylenilebilir zannederim. Çünkü Üçüncü Sultan Murat günlerinde o ne kadar küçültülmek İstenildi İse katlinden sonra Osmanlı devletinin uğradığı perişanlık tarih nazarında onu o derece bü-yütmüştürl
İttihat v« Terakki Salt paşayı düşürmüştü. Salt paşa bu sukutu hazmederek Meşrutiyetin ortaya çıkardığı yeni kuvvetle Ayan riyasetinde anlaşmak dlrayftinl gösterdi.
İttihat ve Terakki Kâmil paşayı da düşürdü. Kâmil paşa bunu hazmedemedi. Kendisini husumet hislerine kaptırdı; bir daha İttihat ve Terakki He anlaşmak yolunu kapadı ve İttihat ve Terakki muhaliflerinin lideri oldu I.
SÜLEYMAN KANİ İRTEM.
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bu akşamki program
18,00 M. S- ayan, Dans orkestrası, 18.30 Dış politika icmali, 18.45 Dans orkestrası, 19.00 Haberler, 13.20 Geçmişte bugün, 19.25 Fasıl. 19.50 KltBp saati, 20.00 Şan ■oloinn, jo.15 Radyo Gazetesi, 10.45 Türküler, 21.00 Şarkılar', 21.16 Konuşma, 21.30 Senfoni orkestram, 22.30 Müzik (pl.), 22.45 M. S. ayarı, Haberler.
Yarın sabahki program
1J0 M. K ayan, Müzik: (pl.), 1.45 Haberler. 8.00 «ürik (pl.). 12J0 M. 8. ayan, Karışık şarkılar, 12.45 Haberler, 13.00 Balon orkestrası.
Atom bombası ve atom enerjisi ye- | Compton X şuaı Ue yaptığı tercü-r«lden günün meselesi halini almıştır. Yakında Amerika'ya gidecek olan İngiltere Başbakanı M. Attlee'nin orada görüşeceği işlerin başında bu mesele vardır. İngiltere'de bugün İş başında bulunan İşçi partisi mensuplarından biiyük bir kısım atom bombasının bir sır olarak saklanmaına-sını ve bundan böyle atom bombaslle değil, yalnız atom enerjisinden sanayide istifade işiyle meşgul olunmasını İstemektedir. Bunlar bu İş için butun memleket bilginlerinin bir arada çalışmasını istiyorlar.
Diğer taraftan İngiltere atom enerjisi hakkında araştırmalarda bulunmak üzere Londraya 80 kilometre mesafede bir merkez tesis etmiştir. Burada fen adamları serbestçe çalışacaklardır. Sovyetler Birliğinde ae atom enerjisi hakkında araştırmalar devam etmektedir.
İngiliz lan adamlan, yapılan araştırmaların Çük mühim olduğunu kabul etmekle beraber atom enerjisinden sanayide istifade edilmesi işinin pek kolay ol nadığını ve en az daha on sene çalışmalara ihtiyaç gösterdiğini söylüyorlar, şu halde İnsanlığın yeni keşiften istifade etmesi İçin daha birçok seneler beklemek lâzım gelecektir. Bu müddet zarfında atom kudreti ancak müthiş bir tahrip vasıtası olarak ortada kalacaktır.
Şimdiki halde atom bombası yalnız (tor bu üniversiteden ayrılarak, bugüı Amerikalıların elinde vardır. Ameri- , Japonları gayet feci bir duruma en; kaklar diyorlar kİ: hi; ■ • ----------- I-
bir tarafında istilâ ve genişleme emeli beslemiyoruz. Bunun İçin atom bombası bizim elimizde tehlikeli hir i]e evlidir silâh değildir. _ ‘ * 11_______________ .
emeller besliycnlerin ve dünyaya ta- 1 sitesine devam eden Enrico, 1922 de hakküm e'mek lstiyeıılerin elinde bu 1 buradan mezun olduktan sonra, Al-bomba çok müthiş bir vasıtadır, «u ’ ' ’ .......
sebeple sırrını sıkı sıkı saklamak lâzımdır. Bomba icabında ancak dünya sulhunu bozmak İsleyenlere karşı kullanıla bilir .>
ingilizler atcnı bombasının sutuu yalnız Amerikalıların bildiğini kabul etmiyorlar. Filhakika bu husustaki araştırmalarda İngiliz âlimleri mühim bir rol oynamışlar, ilk adımları ~ —>..... ,-iard». Fakat bundan sonra CaşralofsTU yokuşu moza-
yık parr.e yapılacak
Ankara caddesi birkaç rene evvel rnozsylk parke o'nrağ ln~a e^llmTti, En 5~.î!n en l'i^k yol ardan bir! d-I Ceüalfiğiu yokuşudur. Turadan nak-vasitaîarın:’ftn ba(ka kestirme
beler neticesinde Nobel mükâfatını kazanmışta. Compton, ziyanın küçük ziya demetlerinden husule geldiğini İspat etmişti. Su ihtira, bu sahada yapılan birçok parlak keşiflere başlangıç teşkil ediyordu.
Bundan sonra Compton, cosmlc şua sahasında da bir keşltde bulunmuştur. Bu sahada tecrübelerde oj-iunurken Compton. dünyanın birçok kısımlarında seyahat etmiş ve 29.000 kadem irtifamda seyreden bir uçaktan 400 resim çıkarmıştı.
Compton, 1892 de Chlc'da doğmuştur. Evlidir ve 2 oğlu vardır. Fen ge-Uşmesüe meşgul olan Amerikan Birliğinin sabık reisidir. Bu sene, nisan ayında Compton, St. Louis’de Vaşlng-ton üniversitesine reis tâyin edilmiştir.
Atom bombası İçin çalışanlardan Dr. Enrico Fermi, faşist İtalyasında çok az takdir gördüğü için demokratik bîr muhitte çalışmak üzere Afiie-rlkaya gelen bir İtalyan fen adamıdır.
Dr Fermi, Birleşik Amerikana gelince. üniversitelerde konferanslar veriyordu. Araştırmalarına devam edebilmek için nur ve demokrat bir ülkede yaşama!: istediğini açığa vurunca, New-¥crkta bulunan Coîum-bia iiniversitrrine fizik profesörü tâyin edildi. Bir müddet sonra dok-
Biz dünyanın hiç kan atom bombasının İhtira işleri 1 üzerinde tetkikata girişmişti.
Fermi, bir İtalyan amiralinin tazı ve 2 çocuğu vardır. İlk Fakat emperyalist I dünya savaşı esnasında PLsa üniver-
manyada en bellibaşlı bir araştırma sahası olan Gcttengen üniversitesine devem etmiştir. Daha sonra, Hollan-dâda bulunan Leysen üniversitesini ziyaret ettikten sonra, Komada ve Florans-’.dalîl İtalyan üniversitelerinde atom ve enerji sahalarında araştırmalarına devam etmiştir.
başlıca birkaç olduğundan yavalar da geçmekt‘dir-Bunlardan biri ‘
Eu zat atom
I
onlar atmışlardı. Fakat bundan sonra bütün tetkikler ve tecrübeler Axue- | rikada yapılmıştır- Amerikalılar bu iş İçin milyarlar sarfetmişlerdir. Bugün başka bir memleketin, atom sırrını bilse bile bu kadar 6üyük ıttü- Pn ssmlftı rafları güze alması çok güçtür. * I
Amerllîâda atom bombası ve atom üye enerjisiyle uğraşan ' ' ₺'-’
( fen adamı vardır.
Dr. Openheimer'dir. bombasının yapılmâsında başlıe:
ler. Belediye. Cağa’.oğlu yokuşunu da mozayık pırke yapmağa karar ver-Domoasınjn yapunuısuıua ra" mlştir.
İÜ oynamıştır. Dr. Oper.hclmer 41 ya-[ İırar.ta alt ke lfname fen heyeti çındadır. Harvard üniversitesinden tararından hazırlanmakta^:r. Yo-çıkmıştır. Kaliforniya üniversitesinde ‘ kuştan çı'.ran'acak esiri parke ta I:r, Radyoaktivite sahasında büyük tet- civardaki kr.kltrımsız diğer sakaklara kilderüe bulunmuştur. . döşenecektir._________
İkinci fen adamı Kaliforniya üni-j ------------
v«di«si protezlerinden Dr. güriic civarında yokulan rence, Cyclotron ismi ver.*»n .»tom - *
_ nun .m , soyan haydutlar
yakalandı
Adana 31 (Aksam) — Ur fadan ge-uasoca aa, norvce u uuıa . _
Amerikan ailesinden dosmoster. Ba- ten haberlere Eore dun 5ece yarısı bas. Dakola-dakl diretmen koleji- | M y0LCU t,'
uln direktörü İdi. tavrence. küçük «b-"1 Suru; e rllmelrte İken bes M-ynsmda Salnl Olat kolejine de»am Silik bir çete taratadan durdurulmuş . .......... r.,-. .,. vp snvıılmııstıır.
ezme makinesini icadederek, 1949 da. Nobel mükâfatını kazanmıştı.
44 yaşında olan Dr.Lararence, cenup ı Dakota’da, Norveç ırkına mensup bir
ı
ettikten sonra, Sbuth Dakots üniversitesine girdi ve daha sonra da, Vale üniversitesine devam ettL Kaliforniya’ya gitmeden evvel. Yale üniversitesinde tetldkatla meşgul olup ders veriyordu.
LawTence'in İcadettiğl atom ezen Cyclotron makinesi. Sovyet akademisi tarafından takdirle karşılanmıştır. Akademi, ilk defa olarak Akademiye 4 yabancı âznlık teklif ettiği vakit, 2 Amerikan fen adamı ile birlikte LawTence'e de bu şeref verilmişti.
Bbndan sonra, Kaliforniya üniversitesinde tetkikatmı inkişaf ettirmek g&yesüe yaptığı araştırmalar esnasında, 104.1 de 186 tonluk göbeği olan yeni ve muazzam bir Cyclotron vücuda getirmiştir.
Bugünkü ihtira hakkında La erence daha o günlerde tahminlerde bulunarak, şöyle demişti: «Önümüzde, keşfetmek İçin şimdiye kadar açığa vurulmamış bir hazine sahasL mevcuttur, Bu hazine, bir atomun kalbinde mevcut olan namütenahi enerji kaynağını bulmak hususunda bir âlet teşkil edecekLlr.
Yine bu fen adamlarından biri de Dr. Rlchard C. Tolman’dır. Bu zat Kaliforniya üniversitesinin civarında bulunan Kaliforniya teknoloji enstitüsünde çalışmaktadır.
84 yaşında olan Dr. Tolman, Mas-sachusetts enstitüsünden mezun olduktan sonra, enerji sahasında araştırmalar yapmıştı. Bu araştırma faaliyeti, Albort Einsteln tarafından takdirle karşılanmıştı. 14 sene evvel Albert Einsteln, Amerikan fen adam-lartle görüşmek üzere Kallfomlyaya geldiği vakit. Dr. Tolman kendirine tercümanlık yapmıştı.
Yeni atom bombasının İcadında çalışan Amerikalı fen adımlarından bîri de, Dr. Arthur Hoily COmpton-dur. Dr. Arthur, fizik inkişaflarından dolayı Nobel mükâfatım kazanmıştır. Compton, 1927 senesinde Chicago üniversitesinde profesörlük yaptığı bir sırada bu şerefe nal) olmuştur.
Portakal mahsulü bol
Yeni portakal mahsulü İstanbula gelmeğe başlamıştır. Yen! malların 200 lük sandıkları 18-19 liradan satılmaktadır. Bu sene portakal mahsulü boldur.
YENİ VAVIN
DOĞAN KARDEŞ
15 günde bir ve 25 kuruşa
Doğan Kardeş Çocuk Dergisinin 7 nci sayısı da çok güzel yazılar, Cemal Nadir ve Sclmı Emlroğlu'nun renkli resinıl,rl ile çıktı. Memnuniyetle öğren Çiğimize göre Doğan Kardeş, bu sayıdan İtibaren 15 günde bir çıkmağa ve 25 kuruşa satılmağa baş'.amiştir.
I Halkevleri va KurumİarJ
★ Eminönü Halkevinden: Çoğunluk olmadığı için geri kalan kütüphane şubesinde açık bir üyeLlkle Güzel Sanatlar şubesindeki açık üyelikler için 2/11/1945 cuma günü a«-çim yapılacağından kütüphane şubesine kayıtlı üyelerin o giin saat (17) ve GÖzel Sanatlar şubesine kayıtlı üyelerin de saat (18) de Halke-vLne teşrifleri rica olunur.
1 — İŞ ARIYANLAR
LONDRADA OKUMUŞ - Pariste
MUHASİP ARIYANLRA - Çok tecrübeli bir muhasip günün muayyen saatlerinde meşgul olmak defterlerinizi istediğiniz şekilde ve usulde İkmal eder. Şişil PJC. 85.
818
i
TECRÜBELİ MUHASEBECİ — Muayyen günlerde ticarethane, fabrika muhasebelerini ve kanuni defterlerini ve bilançolarının tanzimini uygun şeraitle deruhte eder. Akşam'da A. R ’ 843
2 - İŞÇİ ARIYANLAR
80 KURUŞA — Şayak pantolon vt tozluk diktirilecek. Evlerinde dikmek isteyenler Yusuf yan han No. 12 müteahhit şerefettine müracaatları.
867 — I
SATILIK EŞYA
SATILIKTIR — Otel, pansiyon vt çamaşırhane için en İyi tarzda 110/220 voltluk Avrupa markalı elektrik ütüleme makinesi satılıktır. F1-ûtl 800 liradır. İsteyenler 36.72 telefon numarasına müracaat. 865 —
SEYAHAT DOLAYISİLE — Az kullanılmış kıymetli 11 parça stil b!ı yemek odası takımı bu hafta içinde I Sandal bedesteninde satılacaktır I Görmek Istiyenlerin Ktzıltoprak de-reboyu sok. 34 No. ya acele müra-ı caatları. 858 —
y| — Kiralık — Satılık
SATILIK BOŞ TESLİM KÂGER EV — Dört oda yağlı boya muşamba-lı. Beşiktaş Abbasağa Parkı jandarm? mektebi caddesi Ayvaz Kâhya sokal No. 3 pazar günleri müracaat.
846 — İ
CAĞALOĞLUNDA — Ayda 180 liri iratla apartıman 22000. Aksaraydı boş ev 11000 liraya satılıktır. Sirkec Ankara caddefl 66 Emlâk İşleri Tele fon: 20310 856 —
TAKSİM *= Ayaspaşa. Maçka, Nişan taşında mevki yerlerde apartı-man satın alınacaktır. Sirkeci Ankara caddesi No. 86 Emlâk İşleri. Telefon: 20310 855 — 1
ACELE DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Sirkeci Hüdavendlgâr caddesi Bozkurt oteli altındaki bakkaliye satılıktır. Galata Marmara han 3 üncü katta İzzet Belgine müracaatları 835 — I
5,000 LİRADAN 500.000 LİRAYA -Kadar emlâk almak ve satmak vt ipotek yapmak fstlyenler kârlı İş olup devir veya ortak istlyenler Beyoğlu Büyük Parmakkapı cadde üzerinde köşe başı No. 4 kat 2 Suhulel Emlâk Bilrosu Zarif özalp’a müracaat. Tel: 42396. 297 — 1
KİRALIK KALORİFERLİ YAZIHANE — Bir daire beş oda (iic odaya da ayrılabilir) lçlçe İki yazıhane vc Uk bir oda kiralıktır. Müracaat: Alemdar hanı Rıhtım cad. No. lâf Galata kahveci Yunus. 689 — 5
ve soyulmuştur.
Urfa jandarma komutanlığı hâdiseyi haber alır almaz derhal bir müfrezeyi hareket ettirmiş ve komutanın bizzat başında bulunduğu müfreze bu haydutları sağ olarak ele geçirmiştir. Aldıkları eşya ve paralarla silâhlar» ellerinden alınarak mütecavizler savcılığa teslim edilmiştir.
KİRALIK APARTIMAN /IRIYORUM — Taksim ve Ayazpaşadan Maçka'ya veya ŞişlTye kadar sekiz odalı kaloriferli bir apar tuna n dairesi arıyorum. Nişantaşı Hacı Emin sokak Teşvikiye apartımanı 4 No. da bayan Katmaya müracaat. 819
Adana’da bu yıl 60 ilkokul açıldı
Adana 31 (Aksam) — Bugün açılacak olan İki okul Ue Adan ada bu yıl CC tik okul açılmış olacaktır.
SATILIK EMLÂK ARANIYOR — İstanbuiun her semtinde arsa, ev, apartman, yalı, köşk, dükkân ve sair mülklerini satmak İstlyenler «Deney Emlâke» müracaat ederlerse arzularına daha çabuk muvaffak olurlar. Galata rıhtımında Kefeli Hüseyin han No. 2 Telefon 43840 792 — 5
BANKALAR CADDESİ — İle Karıı-köy veya Bahçekapı - Sirkeci arasında 2-3 odalı telefonlu yazıhaneye İhtiyaç vardır. Galata P. K 1001 No mektupla İzahat. 822 — 2
VİLLA ARANIYOR — Şişil. Bo-montl veya Ayaspaşa civarında 6/7 odalı konforlu, bahçeli bir villâ aranmaktadır. Satmak Lstlyenelrin İstanbul posta kutusu 606 »drerinc tahriren müracaatları. 814 — 2
MAHMUTPAŞA CADDESİNDE — 100 ve 102 numaralı dükkânlar Ve Balıkpazan caddesinde 94 numaralı dükkân 8/11/945 saat 12-16 arasında Sultanahmet beşinci sulh mahkemesinde satılacaktır. 833 — 2
SATILIK ARSA — Topçularda sanayi mıntakası dahilinde fabrika yapmaya gayet elverişli kuyusu mevcut 3218 metre karelik bir ar?a satılıktır. Müracaat Tel: 49194.
833
_ 3
BATİLIK APARTTMAN — Kurtuluş caddesine nezareti olan dört kat dörder odalı banyolu kftgir apartıman çok acele ve çok ucuz flatle satılmaktadır. Galatasaray Köşe apartı-^maru Kmlâklş telef on 49010 866 —
KURUÇEŞME — Bahçe sokak 6 sayılı İşlek lokanta devren acc e satılıktır. İçindekilere müracaat. __________________________864 — 2
GÖZTEPEDE ACELE SATILIK KÖŞK — Santralıda tramvaya yedi dakika mesafede İki dönüm yarım kâglr dokuz odalı elektrik, terkos, bağlı ve meyyali, bir köşk satılıktır. İzahat İçin her gün ondan on ikiye kadar 20707 ye t e'«fonla müracaat. __________________________857 — 2
BAKIRKÖYDE — Boş teslim satılık bahçeli mükemmel ev. İstansyona çok yakın yazlık kışlık İki ailenin oturmasına elverişli şu depo elektrik on oda. öğleden sonraları içindekilere müracaat. Kartaltepc mektupça sokak No. 6. 853 — 1
2200 LİRAYA ACELE SATILIK EV — Elektrik, hava gazi, Tulumba suyu, üç oda geniş mutfak, büyük bahçeli yağlı boya. Ü küdarda. Kapıağası Kaşımağa sokak No. 19. Görmek IstiyenUr; Üzkudnr cc' erlMc. şubesi karşısında 107 No. ev- . —
854
£
YAZIHANE ARANIYOR — Üç 11, telefonlu ve mümkünse kalorifer]^ Müracaat: Beyoğlu posta Kutu Q 2242.___________861 —
KİRALIK MÜSTAKİL EV — BeyO oğlu Osmanbeyde. Şair Nlkâr şöksK* ğında 10 odalı tel?frnlu bavada£_ maıızaralı bahçeli geni; salonlu nen O cerelerl perdeli kaloriferden bnşka> bütün konforu haiz. Tel; 41571 N« (|) ş;t Şeren. 851 — Q
R -MÜTEFERRIlt J ---- --------- _Q
PARADA KOLAYLIK - TamiraQ suretite emlâkinizden istifade ttmcjgj İsterseniz Galata Ada han 8 ntımârfc! 3 ten 7 ve kadar müracaat. Trl
811 gf ORTAK ARANIYOR — Yu? ne JP garantili ve çok kârlı işlere asgari 5030 daha yüksek sermayeli arkadaşlara ihtiyaç vardır Akşaınya (K) rumuzuna mektupla müracaat
öl
ORTAK İSTYENLERE — Ticaret işlerine vakıf, 5000-lirası olan bir bay kârlı bir işe ortak girmek isliyor. B. B S. remzine. 854 — 1
bir İNGİLİZ BAYİ — Ehven ücretle mükemmel İngiliz lisan ders’e-ri verecektir. Çok koiay pratik, seri metod. «Engllsh Lessons» rfimuvuna mektupla müracaat. *'**» —
İPOTEK MÜKAPİ’.İNDE - Para aranmaktadır. Teminat yerinde ve mükemmeldi. Efnnij'eUe m- ;»m-le yapılabilir. Ers Emlâk Ec/oğlu Aga-caml 3. Tel: 40284 851 —
ÇOCUĞUNUZUN — Ders yılı sonundaki muvaffakıyetrizlfsini şimdiden öhUyebliirslniz. BPhas-a. eleme imtihanlarını hanrlamakla tanınmış hususi matematik öğretmeni Ve bîr defa görüsünüz. Telefon: (1694.
gfP — 1
MEKTUPLARINIZ! AlDKtl.MZ
Gazetemiz ınarenanes nı «töre.-Olarak RÖs'ermis mnn enrı:enn>z-den
Ru-lk — K — A.T — Y-Ü -
Tercüme — Engllsh Lesscııs —
K.G — S.H 505 — H.R.B —
A.E — Güven — K. —
namlarına geıen ıu«.Murs-n ma-rehanenıizdcn aidırrna.’an nca olunur
İstanbul Mini Korunma Savcıiığmaan
İlâm: 945/1526
Usulsüz fatura tanzim etmek su-retile Milli Korunma kanununa muhalefetten suçlu Sultanhanmm Mah-nıutpaşa Manastır han 13/14 No. da İplik imalâtçısı Üya oğlu 311 doğumla Salamon Benbûscsle hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (4) No. lı Milli Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fıilind n dolayı hareketine uyan Milli Korunma K. nun muaddel 31-4. 57-9, 63 üncü maddelerine tevfikan 50 lira ağır para cesazlle tecziyesine, 1 halta müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu kadar müddet ticaretten menine Te hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verl'en 5/10/945 tarih ve 945/025 sayın karar katil eşmekle ilân olunur. Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır (14497)
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Görür
Hastalarını pazardan başka, her gün saat 15 ten 18 e kadar kabul eder.
Cağaloğlu Nuruosmanlye caddesi Osman Şerafeddin Aprt. No. 5_
KİMYAGER
Hl'Sft’.lEODIH
İdrar, Kan ve sair tahliller. Eminönü. Emlâk Eytam bankası karşısında İzzet Bey han No. G
1 Kasım 1945
Bahlfe 8
HAŞAN UMON ÇİÇEKLERİ ~~
ZARİF ve UCUZ Hakiki Kürk Mantoları —
Beyoğlu
KARLMfiN PASfiJl’nda
Yeni açılan KUrk Manto dairesini
■ ziyaret ediniz.
Zengin çeşitlerimiz vardır.
FiATLAR: T. L. 195 den itibaren
Kapalı eksiltme ilânı
İstanbul bayındırlık müdürlüğünden!
1 — Büyükdera Orman takÜlteMnde . nlden yapılacak çamaşırhane ve garap binası birinci kısım inşaatı kapalı zart unııllyle eksiltmeye çıkarılmıştır. Keşif bedeli 64379 lira 18 kuruştur. Eksiltme 19.11.948 tarihinde pazartesi tünü «ut ıs te İstanbul Bayındırlık müdlirlüğllnd* toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
3 — Bu İşe alt evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, Bayındırlık İçleri genel, hueual ve fenni şartnameleri, proje keşif hulâsazıle buna müteferr! diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye içtlrâk etmek için taliplerin «88 lira 90 kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz İbras etmesi ve 948 yılında Ticaret odumda kaydı bulunduğuna dair belgeyi hlmil olması, ekalltme fantinden, tatil günleri hariç, 3 gün evvel Vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikan alman ve yukanda 2 nci maddede yazılan evrakı görüp kabul ettiğine dair imzalaması ve buna alt 2490 sayılı kanun mucibince hazırlıyaçağı teklif zarlarını 19.11.945 pazartesi günü saat 14 e kadar İstanbul Bayındırlık müdürlüğüne verilmesi İfiamdır. (14219)
BiPiKTiPEN DAMAT- CDLQ
I I HUSUSİ ——ıı ‘a
ŞİŞLİ TERAKKİ LİSESİ
MÜDÜRLÜĞÜNDEN:
Yuva kısmımıza öğrenci kaydına devam edilmekte olduğu bildirilir.
Hakkâri Valiliğinden:
1 — Hakkâri merkezinde kapalı zarf usullyle yapılacak iki memur evi inşaatı bir hafta müddetle tehir edllmitşlr.
2 — Muhammen bedeli 30383 Ura 41 kuruştur.
3 — Bu işe ait şartname keşifname ve sair belgeler Hakkâri U1 Daimi Encümeni kaleminde görülebilir.
4 — İhale 3/11/948 cumartesi giinü saat 17 de yapılacaktır.
5 _ İstekliler hemen belgelerini ibraz etmek mecburiyetindedir.
8 — Muvakkat teminat 2313 Ura 16 kuruştur. C144Û1)
İstanbul Esnaf odasından:
Türkiye Ticaret, Sanat, Endüstri, Tarım, Tanıtma Koli eksi yon U ve Türkiye Ticaret ve Sanayi Bölgeleri Tanıtma Ansiklopedisi Kılavuzu tlt-rlnlerlnl taşıyan makbuzlarla ve Esnaf Odasından gönderildiklerini beyan suretile esnaftan para istenildiği vaki müracaatlardan anlaşılmıştır.
Bunlarla Odamızın hiç bir münasebet ve alâkası olmadığı ilin olunur. (14508)
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı ve ibbarsız tasarruf hesaplarında
12 Mart, 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 Aralık keşide tarihlerinden bir av evvelki matlûp bakiyeleri 50 liradan az olmamakla oeraoet keşide tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mlkdardan ıpaftı düşml-
venler arasında senede 4 defa çekilen fcnr'a Ue aşağıdaki plâna gft-
re ikramiye dağıtılacaktır
4 Adet 1000 liralık 1000 Lira
4 • 500 » 2000 • .
4 » 250 a 1000 •
40 » 108 a 4000 •
100 • 50 ■ 5000 b
120 • 40 » 4800 •
160 ■ 20 B 3200 b
DİKKAT
İnşaat yaptırılacak
Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu Umum
Müdürlüğünden:
Rize'de yapılması mukarrer Çay Fabrikası binalarından Ambalaj Fabrikası binası eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeit 154.800 Uradır.
Bu gibi demir İnşaatı yapmış olup kâfi miktarda teşkilâtı ve atölyesi bulunan İsteklilerin vaziyetlerini lsbat eden veslkalarllc birlikte Kurum Umum Müdürlüğüne müracaatları ve münakaşaya girmek için vesika almaları lâzımdır .
Münakaşa evrakı Ankarada Umum Müdürlükte. Rize’de çay »Atölyeleri Müdürlüğünde» 50 Ura bedel mukabilinde alınabilir.
Münakaşa 19/11/945 pazartesi günü saat 18 da Ankarad» Umum Müdürlükte yapılacaktır. (14433 ı

Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 liradan aşağı dflşmlven-lere tkramlye çıktığı takdirde 2q fazlasue verilecektir.
Gomalak satışı
Ticaret ofisi umum müdürlüğünden
Bu kere Ofiaimizçe kilosu 509 kuruş 46 santimden Gomalak satışa çıkarılmış bulunmaktadır.
isteklilerin Satış Müdürlüğüne baş vurmaları ilân olunur. (14501)
Adres:
Ticaret Ofisi Umum Müdürlüğü Bahçekapi Yen! Valde Han kat 5 İstanbul - Telgraf - Tarfo Telefon 24238_
Maliye Bakanlığından:
Beşlktaşta Hayrettin İskelesi yanındaki maliye kırtasiye deposunda halen mevcut ve 945 mali yılı sonuna kadar toplanacak olan fersude ambalaj kağıtları ile bir defada satılacak (-lan bir miktar mukavva parçalan için bulunan flatler lâyık hadde görülmediğinden yeniden açık arttırmaya konulmuşlardır. İsteklilerin, birincisi İçir 120 ve İkincisi İçin 50 Ura teminat pAraslie birlikte 2 kasım 1945 cuma günü saat 14 de mezkûr depoya nıfnacaatlan__(13873 i_____________________________
İstanbul Tekel Baş Müdürlüğünden:
1 — Kahve ve Çayhane İsleten esnaf Kasım 945 ayı kahve ve çay İhtiyaçlarını Teke! satış depolarından alacakları flçler kargılığında kalı-ve çay satıcılarından tedarik edeceklerdir.
3 — Sınıflar için tahsis edilen kahve ve çay mikdan aşağıda gösterilmiştir.
Sınıf Kahve Çay
Emeklilere kumaş kumları veriliyor
İstanbul Belediyesinden:
1 — Belediye ve özel tdart emekli ve öksüzlerine kumaş kuponu verileceğinden ilgililerin kuponlarını almak üzere aşağıda cüzdan numaraları yazılı günlerde bizzat veya bilvasıta Sümerbank Yfrll Mallar Pazarları Müessesesl toptan mağazası müdürlüğüne aylık cüzdanlarıyla baş vurmaları.
Çukurova harası müdürlüğünden:
Kur umumuzda 944 Akça yılında inşa edilen merket binası İle Hgı ahırının ikmal İnşaatı on beş gün müddetle ve kapalı zarf usulü Ue eksiltmeye konulmuştur.
1 — İşbu İnşaatların bedeli keşfi 80674 lira v« 23 kuruştur.
2 — Muvakkat teminatı (5283) lira ve (71) kuruştur.
3 — Eksiltme şartname ve projeleri hara merkezindeki eksiltme komisyonundadır.
4 — Eksiltme 5/11/945 günü saat on altıda kur umum uz merkezinde toplanacak komisyon marifetiyle yapılacaktır.
5 — İsteklilerin teklif evrakı arasında şimdiye kadar yapmış oldukları aynı cins İnşaattan en aşağı bir taahhütte yüz bin liralık inşaatı muvaffakiyetle başardıklarına dair inşaatın yapıldığı mahal bayındırlık müdürlüğünden veya resmi kurmalardan alacakları musaddak ehliyet belgelerini bağlamaları şaTttır.
fl — İş başında bir mühendis veya fen memuru bulundurulacaktır.
7 — İstekliler teklif mektuplarını eksiltme günü olan 6/11'945 günü saat on beşe kadar makbuz mukabilinde hara merkezindeki eksiltme komisyonu başkanlığına vereceklerdir,
8 — Postada vaki olacak gecikmeler kabul edilmeyecektir. (14018)
I 28.—
D 20 —
Diğer sınıflar 15.—
1.500
1 200
0.800
(14808)
_— Gömlekiş ,
BİRİNCİ SINIF ÇÖMLEKÇİ I !' Sirkeci Hamldiye cad 27 İMMBB Tel: 20098
—_ ÜROLOG - OPERATÖR
İDr. Suphi Arın I
I İdrar yolları ve tenasül hastalıkları | | T: 49284 Taksim Sıraserviler 69 j
Zayi — İnegöl orta okulundan 938 - 939 d«rs yılında aldığım diplomamı zayi ettim, Yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilân olunur. No. 199 Ahmet İlter
Zayi — İstanbul üniversitesi hukuk fakülte rinden aldığım şebekemi kaybettim. Hükmü yoktur.
1909 No. 11 Tahsin Mcrze
SOBAALTI
Muşambaları
Satış yeri:
ASRÎ MOBİLYA MAĞAZASI îst. Rızapaşa yokuşu No. 88
Zayi — Bozkır nüfus memurluğundan aldığım nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan çekinin hükmü yoktur. 824 doğumlu
Rötarlı Ahmet oğlu AÜ Eser
Zayi — Hasköy uüfus memurluğundan aldığım ve İçerisinde askerlik durumum yazılı bulunan nüfus tezkeremi kaybettim. Yenilerini çıkartacağımdan eskilerinin hükmü yoktur. 337 doğumlu
Salih oğlu Mehmet Hayreddln
2 — Tevziata sabahleyin saat 9 dan itibaren başalnarak 12 ye kadar devam edilecek ve ögldeen sonra 13,30 da tekrar başlanıp 17,30 da nihayet verilecektir. Cumartesi günleri 9 - 13 e kadar devam edilecektir.
Tarihi Belediye öze! İdare
5/11/945 — 7/11/948 1 — 210 1 — 110 A
8/11/945 — 14'11/945 211 — 420 111 — 240
19/11/945 — 24/11 '945 421 — 630 241 — 350
26'11/945 — ■— 031 — 840 351 — 460
27/11/948 — 5/12/945 «41 — 1050 461 — 570
6'12'945 — 19/12/945 1051 — 1260 571 — G80
20/12/948 — 25/12/945 1201 — 1400 681 — 740
28'12/945 — 29/12/845 dahil gününde gelmeyenler (14533)
Kirıkkale Kaymakamlığından:
Kırıkkale İlçesi dispanser dairesi İçin satın alınacak aşağıda »in» r» miktarı İle muhammen kıymetleri yaazılı eşyalar açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
İhale 12/11/045 pazartesi günü. *aat 15 de kaymakamlık makamında yapılacaktır.
Muvakkat teminat miktarları 121 lira 54 kuruştur.
şartnamesini görmek isteyenler her gün çalışm» saatlerinde kaymakamlık makamına müracaatları.
Beherinin muhzırım»» kıymeti
OSMANLI BANKASI
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
TESİS TARİHİ 1863
Statüleri ve Türkiye Cumhuriyeti İle münaklt mukavelenamesi 2292 Numaralı 10/6/1933 tarihli kanunla tasdik edilmiştir (24/8/1933 tarihli 2435 Numaralı Resmi Oazete)
Sermayesi 10.000.000 İngiliz Lirası
• İhtiyat akçesi t.250.000 İngiliz ilrari
Türklyenln başlıca şehirlerinde
PARİS. MARSİLYA ve NİS'de Londra v» MANÇE3TERDE
MISIR. KIBRIS, YUNANİSTAN, İRAN, İRAK, FİLİSTİN Ve MAVERAYI ER DÜN1 de
M erke» ve Şubeleri Yugoslavya, Romanya, Yunanistan, Suriye, Lübnan, Tuvalleri ve bütün Dünyada Acenta ve Muhabirleri vardır.
Her nevi Banka Muameleleri yapar Hesabı car! ve mevduat hesapları küşadı. Ticari krediler ve vesalkll krediler küşodL Türkiye ve Ecnebi memleketler üzerine keşid. «enedat Iskontosu Borsa emirleri.
Esham ve tahvilât, altın ve emtia üzerine avans Sanedat tahsilatı ve saire.
Cinsi Adet Lira K.
Karyola 3 60 67
Yatak 3 50 00
Yatak çarşafı 6 3 34
Yastık yüzü 6 1 07
Nevreain 6 12 50
Battaniye 3 60 06
Gömlek 6 5 00
Don 6 2 50
Pijama 6 10 00
Havlu 6 8 00
Terlik 3 5 00
Takunya 3 1 00
Kaşık çatal bıçak 9 t 00
Çinko tabak 3 1 73
Kâse 3 1 00
çaydanlık 3 T 50
Bardak 3 0 75
Silrahl 3 3 00
Soba 3 85 O0
Soba tahtan 3 6 00
Maşa ve kürek 6 1 00
Oturak 9 6 00
Tükrük hokkası 3 2 00
Yazıhane masa camı 1’ 240 00
âandalya 5 7 50
Adi ağaç sandalya 0 5 00
Eşya dolabı a 100 00
İlâç dolabı 1 100 00
Sedye 1 80 00
(74409)
En yüksek emniyet şartlarını hala kiralık Kasalar Servisi vardır.
Piyasanın en müsait şartlarlla (kumbaralı veya kumbarasıs tasarruf hesaplan açılır.
Sayın İstanbul halkına ve kahve çay bayilerine
İstanbul Tekel Baş Müdürlüğünden:
1 — Kasını ve Aralık «45 aylan ekmek kartlarındaki -E» harfli kuponla yalnız büyüklere İki aylık 800 gram kahve ve tF» harfli kuponla büyükler» ve çocuklara 25 gram çay dağıtılacaktır.
I — Bu kuponlar 81 Aralık 945 akşamına kadar kabul edilecektir. (14600)

Comments (0)