Hazreti Ömer
Bu büyük Halife ve Hükümdarın hayat ve adilâne İcraatını pek yakında, (Yavuz Selim Han» ve (Sultan Süleyman) müellif! Muallim Fuad Oücüyener'ln kaleminden dlnliyecekslnlzl Eser basılıyor. Flati: 200 kuruş. Siparişinizi şimdiden kitapçınıza verinizi Sonra bulamazsınız!..
---j Muallim Fuad Gücüyener'in
■ W- 1» /' İngilizceyi, Almancayı, Fransızcayı
s*» U I Blv 8 I 'Çabuk ve kolay öğretirim» Metodları
|i m I Ll$e ve Orta okul talebeleri için mükemmel
H i£. JgF J? EK M 13F ■ I blrer yardımcı kitaptır. İngilizcesi: 250, Aiman-
’İMB fmP iMV V iSv I ca3l: ,50, Fransızcası: 200 kuruştur.
lea | Satış merkezi: Adliye kapısı karşısında Mejdan-
^JOTtOTHjnâ kat (Anadolu Türk Kitap Deposu).
Sene 28 — No. 9702 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 21 Ekim 1945
Sa.t>.Ul: Necmeödın Sadak — Neşriyat müdilrO: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbautı
“ ^■"-Ghurchin istikbalden eniişeli Bu sabah saat 6,30 da her
Tanrının dört bin yıl önce Is. aIJiimiimh aaiiI ■■■■ a ■* '
Tanrının, dört bin yıl önce Is. rail oğullarına adadığı «Arzı mev’ud», bugünlerin en ateşli, Aym zamanda en içinden çıkıl, ırıaz meselesi oldu.
1914 harbi daha bitmeden, OsmanlI imparatorluğuna karşı silâhla sarılmış olan araplara eski Kudüs vilâyetini bağışlayan Ingiltere, bir taraftan da 1917 de Balfour demeci denilen bir mek. tupla Filistinde bir cYahudi Yur. ÜU'> kurulacağını ilân etmişti, O kamandan beri bu ülkede Arap, larla Yahudiler birbirlerinin can düşmanı oldular ve o günden be. ri Ingiltere, bir türlü omuzların, dan silkip atamadığı çetin bir dâvayı yüklendi.
Otuz asırdan fazladır vatansız ve devletsiz dolaşan, fakat kökü sağlam bir din ve cemaat ruhundan doğma dayanışma ile dağı, nık bir diinva saltanatı kurmuş olan Yahudiler, Balfour deme, cinden çok sevindiler, arzı mev’ uda kavuşmak hülyasına kapıl, dılar.
Geçen harbden sonra 1920 de Filistin, Ingiltere «Manda» sına verilirken orada bir Yahudi yur. du kurulacağı şartı da unutul, madı ve dünyanın her tarafın, dan bir çok yahudiler o tarafa gö'Tneye başladılar.
Dünya Sıonist teşkilâtı kollarını sıvadı, zenginler keselerin ağzım açtılar ve Filistinde çöller ortasında mamureler yükselme, ye başladı. Alanların ellerindeki, yerler eski manzarasını değiştir. muzken Yahudiierin yerleştikleri topraklarda Avrupa medeniye, tini andıran köyler, şehirler türedi. Eski Kudüsün yanında ye. ni Tel_Aviv şehri, başlıbaşına h avret verici bir eserdir.
Bu suretle 1918 de altmış bini g' -meyen Yahudiler bugün dört yirt bini bulmuştur.
Fakat Yahudiierin böylece tireyip türemesi Araplar arasın, da derin bir hoşnutsuzluk uyandırdı. Boş topraklarını, sürülme, yen tarlalarım Yahudllere yük. sek flatlerle satarak zengin ol mak bile veril Arapların işine gelmedi. Yanı başlarında ’ " çalışkan, daha ' * zengin bir millet Taklarına yavaş oluyordu.
Günün birinde .
P'Mak verdi, silâh atıldı, İnsanlar öldü. İngiliz orduları kargaşalığı zorla durdurdular. Böyle, er. çapraşık dünya meselelerine br de Filistin ve Yahudi dâvası k.-’ıidı. Yıllardır Ingiltere bununla uğraşıyor. Milletler Cemi, yeti bununla uğraştı.
Meseleyi halletmek İçin îngll. tere. Fillstine komisyonlar gön. . derdi, raporlar istedi. Filistinde, bil Arap, öteki Yahudi iki ayn ve müstakil devlet kurulması, İkisini ortadan bölen ve Kudüs. ten Yafaya giden bir parçanın da Ingiltere elinde kalması öne sürüldü. Bu şekil ne Araplar, ne Yahudiler kabul etmediler. Londra’da bir konferans toplandı. birbirlerinden nefret eden Ikl millet yan yana aynı masaya oturmak bile İstemediler, * ayn toplandılar, İkisi de Filistin üzerinde tarih! haklar iddia ederek şamadan ayrıldılar.
Filistin meselesinin uzundur, insanı bıktırır.
.^kâyenin kısacası şudur kİ bir yandan Yahudilere söz ver. miş bulunan, diğer taraftan Arap âleminin, hattâ Hindistan müslümanlarının. hiddetinden 'çekinen İngiltere ne yapacağını şaşırmış durum ladır.
Bu şaşkınlık devam ediyor
Araplar fazla Yayudl gelmesine kıyamet koparıyorlar, Ingiltere göçmenlerin sayısını çok azaltmak zorunda kaldı. Şimdi Ya. hudller Ingiltere aleyhine dön. d (ileri
Gerçekte, bu harbden sonra Yahudi Yurdunu tehlikeye düşü, ren iki kuvvetli âmil belirdi: Biri, Arap Birliğidir Birleşmiş olan Arap hükümetleri simdi
olduğunu söylüyor
Leon Blum Rusya’nın Fransayı mühim müzakereler dışında bırakmak istemesinden duyduğu teessürü bildiriyor
tarafta sayıma başlandı
daha daha
medenî, ecdadının top. yavss hâkim
karşılıklı kin
. Ayrı sonunda her milli, anla.
tarihi
Vp-'-TOtl-'!., *
(Arkası sahife 2, sütun 3 de)
Londra 20 (A A.» — M. WmStOn Churchlll, bugün kendi seçim dairesi olan Woodford'da bir nutuk söylemiş ve ezcümle demiştir kİ:
İstikbal hakkında pek çok kişinin duyduğu büyük endişeyi paylaşmaktayım. Bana öyle geliyor ki. önümüzdeki yıllar dünyada İşgal edeceğimiz mevkii tâyin edecektir v* fğer bu mevkii bir kere kaybedersek bir kere daha yeniden alamamak İhtimali vardır.
Meşhur temerküz 'hükümetinin sona ermesi halkı, pek tabii olarak birbirine muhalif partiler halinde ayırmıştır. Eğer birbirinizi ayıran hendek bir uçurum haline gelecek derecede genişlerse, bu çok keder verici bir keyfiyet olacaktır,
Kendimi tnglllz haşmeti ve İnsanlık hürlryet! dâvalarının müdafaasına hasretmekte devam edeceğim. Ben herşeye rağmen adalı ırkımızın bizi İnsanlığın ön safına götüren hasletlerinin istikbalde de bizi terketmlye-ceğinden emin bulunuyorum.
Leon, Blumdun nutku
Paris 20 (AA.) — Leon Blum,
radyo ile yayınlanan bir nutkunda. Fransa'nın kalkınması İçin esas şart
olarak telâkki ettiği barış meeslesl karşısında partisinin durumunu İzah etmiştir. Barışı nasıl temin etmeli ve nasıl ldâme etmeli? Sualine cevap veren Sosyalist lideri demiştir ki;:
• üç büyük ve muzaffer devlet bugün birlikleriyle mukavemet edilmez bir tefevvuku temsil itmektedirler, fakat, onlar daima silâhlı kalmıya-caklardır ve ilelebet birleşmiş kalmamaları da mümkündür.^
Bundan sonra bir harb tehlikesinin sadece Almanya'nın tekrar kalkınmasından doğrayacağını ve bugün bütün İnsaniyetin karşısında bir barış veya ölüm dâvasının bulunduğunu anlatmıştın
Fransa'nın bazı ehemmiyetli müzakereler dışnıda bırakılmasını Letl-yen tek memleketin Sovyetler Birliği olmasından duyduğu teessürü belirten Blum, muvazene ve itimadın tekrar teessüs ettiğini görmek hususundaki ümidini İzhar etmiştir. Blum sözlerini şöyle bltlrmiştr:
• Fransa teşkl&tlı bir barış İstiyor. Barışın şartlarını biliyor, anlıyor vs kabul ediyor. Eğer kendinden daha kudretli olanlar ona bu şeref! bırakacak olurlarsa, Fransa, eskiden de yaptığı gibi, dünyaya b!r misal teşkil etmeğe hazırdır.»
Gizli anlaşmalar
Profesör Süreyya Hidayet bu sabah vefat etti
EmekU general Dr. Fıof. Süreyya Hidayet Serter'in bu sabah saat altı buçukta vefat ettiğini teessürle haber aldık.
Merhum, son zamanlarda Alman hastanesinin dahiliye mütehassıslığını yapmakta İdi. Doktor dün Alman hastanesinde meşgul bulunduğu sırada bir müddettenberl şikâyet etmekte olduğu bel ağrısının artması üzerine Cağaloğlundakl evine gelmiş, çağırılan doktorlardan Prof- Ekrem Şerif Egeli, Dr. Bürhan Ulus tedavisine tevessül etmişler, bir müddet sonra operatör Prof. Orhan Abdi gelerek bir enjeksiyon yapmıştır. Bu tedaviden sonra profesör rahatça sabaha kadar uyuyabilmiş, fakat sabahın .saat altı buçuğunda gözlerini hayata yummuştur.
Merhum Dr Süreyya Hidayet 1316 da askeri tıbblyeden çıktan sonra Midillide gümrük kimyagerliğine tâyin edilmiş. Meşrutiyetten evvel Gül-hanedo kimya muallim muavinliğinde çalışmış, bundan, sonra da Glllha-ne İç hastalıkları profesörlüğüne tâyin edilmiştir.
Uzun müddet Gülhane İç hastalıkları profesörlüğünden yüzlerce talebe yetiştiren profesör, birkaç sene evvel M1111 Savunma Bakanlığı Sıhhiye umura müfettişliğine tâyin edilmiş ve tümgeneralliğe terfi etmiştir. Geçen sene emekliye ayrılan profesör, esrbes tababet hayatına devam etmekte İdi.
Prof. Süreyya Hidayet, iyilik sever, bilhassa hastalarının dertlerine çok yakından alâka gösteren kıymetli bir zattı. Beklenmedik bir sırada ölümü Türk tababet âlemi İçin hakiki bir ziyadır. Cenazesi yann merasimle kaldırılacaktır. Merhuma rahmet diler. ailesini tâziyet eyleriz
Karı kocajtavgası
Sayım memurları içeriye girince ne gördüler?
Bayım memurlarının bugün enteresan birçok vakalarla karşılattıklarına şüphe yoktur. Bu arada bir kan kocanın kavga İçin bu günlı nulduklan da görülmüştür.
Fir uzağa’da oturan Muhsin adında biri, karısı Hayriye İle sabahleyin bir münakaşaya tutuşmuşlardır. Tam sayım memurlarının kapıyı çaldıkları sırada bu karı koca münakaşayı kavga haline getirmişlerdir. Sayım mamurlan kendilerini yazdıracak kan kocayı bekllyed ur sunlar, yukarıdan:
— Aman burnumI..
Feryattan He kanlar İçinde Hayriye İla karşılaşmışlardır. Hayriye bir taraftan Beyoğlunda bir eczaneye kal-dunlmış, diğer taraftan da kocası Muhsin hakkında takibata başlanmıştır. Muhsin, eline geçirdiği fırça İle karısının burnu hizasına şiddetle vurduğu, kadının burun kemiğini kırdığı anlaşılmıştır.
Bir Amerikan âyanı hepsinin neşrini istiyor
Londra 21 (R.) — Kahir eden bildiriliyor: Kudüs'teki Amerikan başkon-solsu dün gece Suudi Arabistan konsolosluğuna giderek konsolosa resmi bir mektup vermiştir. Bunda Filistin hakkında Kırat îbnlssuut II* Roose-velt arasında teati edilen va geçende neşrolunan mektubun doğru olduğu Bildirilmektedir.
Amerika âyanı Dışişleri encümeni üyelerinden Lakolet, dün Vaşington’-da Filistin hakkındakl muhaberata dair Amerikan Dışişleri Bakanının İfşaatından bahsll* Roosevelt ile diğer milletler arasında her hangi gizli anlaşma varsa, bunun açığa vurulmasını İstemiştir.
Dtin Hayfaya bir İngiliz kruvazörü gitmiştir. Burada esasen İki muhrip bulunmaktadır.
Mısır Saadist partisi ikiye ayrıldı
Londra 21 (R.) — Fransız membalarından bildirildiğine göre, Mısırda, Nokraşl paşanın liderliğinde bulunan Saadist partisi tkly* ayrılmıştır. Hür Saadlstler denilen yeni gurup, milletin İsteklerinin yerine getirilmediğinden, Başbakanın çekilmesini İstemektedir. _________?,
Birleşmiş Milletler anayasası
Londra 21 (R) — Ingiltere,
Birleşmiş Milletler anayasasını tasdik etmiştir. Henüz tasdik etmemiş beş devlet vardır kİ Sor. yet Rusya da bunların arasında, dır_______________________________
Sayım sürat ve intizamla yapılıyor, İstanbul’da sayımın saat 14 e doğru neticesi bekleniyor
Sayım sabahı İstanbul sokaklarının tenha manzaran ve gazetelerini sıralayan bir gazete satıcı*
DİKKATLER:
Her binada birkaç musluk su ziyan ediyor
Bir ma! sahibi diyor ki:
— İstanbulda suyu gayet yük bir tasarrufla ihtlyatkârane kullanmak lâzımdır. Kullanma, dik mı, İşte, netice görülüyor. Su. suz kalıyoruz. Hal beki, bizde su parasını mal sahiplerinin verme, sı âdet olduğu İçin, kiracılar, muslukların bozuk olmasına, su. lann şarıl şan] ziyan olmasına ehemmiyet vermiyorlar. Bugün, kil günde bir kontrol yapıldığı takdirde her dairede değilse bile, her apartıman binasında birkaç musluğun gece gündüz fult yaptığı tesblt edilecektir. Onun İçin, «muslukları zaman zaman kon. trol ederek tamir etmiyenlerl be. lediye cezasına çarptırmak» usu. lünii ihdas etmeliyiz. Hepimizin selâmeti ve şehrin susuz kalma, ması için bunu yapmalıyız.
bU.
Bu sabah saat yediden itibaren memleketin her tarafında n ili us sayımına başlanmıştır. Sayım va kontrol memurları saat altı buçuğa doğru ' mmtakalarında toplanmışlar, sayım cetvellerini alarak mahalleler* dağılmışlardır. Sayım memurlarının kollarında beyaz üstüne kırmızı, kontrol memurlarının da yin* beyaz üstüne yeşil renkte yazılı bazubendler vardı. Memurlar numaralı her yere giderek mevcut nüfusu yazmağa başlamışlardır.
Vilâyetteki merkez sayım bürosu saat altıdan itibaren çalışmağa başlamıştır. Şehirdeki kaymakamlıklardan her biri için vilâyet odalarından biri tahsis edilmiş v* bu odalardaki telefon başlarına birer irtibat memuru oturtulmuştu. Bu itlbat memurları kazalarla temas ederek savımın seyri ve çıkan hâdiseler etrafında telefonla malûmat almakta v0 sayım bürosunu haberdar etmekte İd).
Saat altı buçuğa doğru Dr. profesör Süreyya Hidayetin birden bir* hastalandığı ve Kurtuluşta Tepeüs-tünde akrabasından Dr. Cenanl'nln hastanın yanma gönderilmesi için doktor çenanl'ys otomobil tahsis edilmesi sayım bürosundan Beyoğlu kaymakamlığına bildirilmiştir Bu gibi ftnl vakalar İçin her kaymakamlıkta İhtiyat taksiler bulundurulmaktadır.
Sayım yapıldığı sırada doğum, ft-. lüm, hastalık ve kazalar da her kaymakamlıktan muntazaman vilâyete bildirilmektedir.
Bayım sürat v8 intizamla devam etmektedir. Saat ona doğru birçok mahallelerde sayım 1şl bitmişti. Umum! neticenin on dörde doğru alınacağı tahmin ediliyor.
Istanbulun bu sabahki hali
Bu sabah erken otomobille şehirde bir tetkik gezisi yapan muharririmiz gördüklerini şöyl* anlatıyor:
Güneş doğdu, ortalık tamamen aydınlandı. Fakat sokaklar tekü tenha.,. Her gün bu saatte bin baş oynı-yan caddelerde şimdi kimseler yok. Yalnız yer yer polisler, bekçiler, jan-(A ricam sahife 2. sütun 5 de)
HAFTA KONUŞMASI
Sayım var, suyum yok
Yazan: Refik Haild Karay Bugün beşinci sahlfemlzd?
Sayımın neticesi
25 ekim perşembe giinii ilân edilecek
Ankara 21 (Telefonla) — Sa. yıma bu sabah saat yedide bağlanmıştır, Halkın serbes sokağa çıkmasını bildirecek toplann saat bir buçukta atılacağı tahmin ediliyor. Fazla memur kullanıl, dığından İşlerin o saate kadar bitmesi muhtemeldir.
Öğrendiğime göre bütün Tür. klyede sayım İşlerlle vazifelendi, rllen memur sayısı 120,000 d İr. Sayım fişleri İçin 90 ton kâğıt harcanmıştır. Bu evrakı mahallerine sevk lçtn 8000 sandık kul. lanıimıştır. Sayım hazırlıkları
İçin sarfedilen para 580,000 11 ra, dır.
Bundan evvelki sayımda Tür. kiye nüfusu, — defterlerin An. karaya gelmesi beklenmeden mahallerinden alınan malûmat la — 40,000 fazla çıkarılmıştı. Bu defa böyle bir yanlışlığa meydan vermemek İçin defterler Ankara, ya gelmeden netice İlân edilml. yecektlr. Defterlerin Ankaraya gelmesi İçin 4 gün mühlet veril, mlştlr. Bu itibarla netice tam olarak 25 ekim perşembe günü ilân edilecektir.
Arada Bir
Ahlâk buhranının acınacak kurbanları
Ankarada, para koparmak he. vesile bir doktoru öldüren gencin ve arkadaşının muhakeme, lerinl, memleket efkârı hiç şüp. hesiz, çok derin teessür, aynı zamanda geniş alâka İle tâki, bediyor, Muhakefne bitip, suçlu revasını görünce bu hâdise de, daha ehemmiyetli veya ehemmiyetsiz, daha az veya çok heyecanlı bin bir eşi gibi, adlîyenln mahkeme istatistik, lerl kuyudatı arasına geçip unutulacaktır. Kamın bakı, mıııdan hâdisenin değeri, hü. küm kesbl kat’iyet edinceye kadardır.
Fakat memleketin terbiyecileri ve ruhiyatçıları bu gibi müstesna cürüm ve cinayetlere, ferdin ve cemiyetin «tipik» yani eşine as raslantr. polis araştırmaları ve ceza kanunu maddeleri dışında izaha muhtaç, üzerine ilmin mikroskop, larile eğilip İnceliyeceklerl lâ. boratuvar hâdiseleri glhl bak. makta devam etmelidirler.
Tlbbıadlt o gence «Psikopat
bir dejenere)» yani ruhî hasta, lıkla malûl bir mütereddi vas. fini vermiştir. Şüphesiz ki öy. ledlr ve kaatilin mesuliyetini tâyin etmek İçin bu tetkik mahkemeye kâfidir, daha faz. lası aranmaz..
Bizlere düşen ve muhakeme tîe, hüküm ve ceza He alâkası olmayan vazife, her kötü yola sapan ve cinayet Işllyen İnsan, larm bu hasta, mütereddi ruh. lan üzerinde. İçtimai cereyanların açtığı İzleri aramak, en umumi mânasında ve bil tün sosyal teslrlerile «terbiye» dediğimiz müessesenln başlıca âmillerini bulmaktır.
Bütün İçtimai büyük bııh. ranlar fertlerin ruhunda da kendilerin! gösterirler, salgın hastalıklar gibi çürük ve zayıf uzviyetlere çabucak bulaşırlar.
Dünyanın geçirdiği, misil görülmemiş kargaşalık İçinde bizim cemiyetimiz çok şiddeti! bîr ahlâk sarsıntısı seçiliyor.
Demokrat ( Arkası sahife 2; sütun İde)
Sahlfe 2
A ■ 9 A M
uı Ekim Jy«5
SÖZÜN BELİŞİ—
Temiz otel
/'X telcilerin otellerini temiz tutmak İstedikleri biii.ni gazete, de çıkan bir şehir haberinden Anlaşılmaktadır, Bir muharririmize bu hususta düşündüklerini söyliyen bir oteld: «Biz bele, diyenin temizlik emirlerini dikkatle yerine getirmeye çalişiyoriM, Fakat çok zaman gelen müşteri temiz değildir. Biz müfteriyi an. cak dışardan muayene edebiliriz. Pek kirli olduğu gözle görülecek kadar meydanda ise böylesinl otelimize almıyoruz. Ama kazan öyleleri geliyor ki kılık kıyafet yerinde, gösterişi temiz adam gösterişidir. Bir de ertesi günü bakıyoruz: Yatak Mtlenmi|tir. Bunlar, la nasıl başa çıkabiliriz.»
Otelcinin hakkı vardır. Biz öyle insanlarız ki temizliğin İyi, kirliliğin de çok kötü birşey olduğunu pekâlâ biliriz. Üstümüz, be. j:mız kirli bile olsa otelcinin bize kalkıp «sen kirlisin, otelde sana oda veremem» demesi ağırımıza gider; kendimizi hakarete uğra, mış sayar, hattâ otelciye «sen temizlik memuru musun, yoksa otelci misin? Ben burada paramı verip yatacağım, sen de madem ki otel işletiyorsun, bana bir oda vermeğe mecbursun, fazla lâf etme!» deyip çıkışırız. Otelci de bu yüzden gelen müfteriyi sıkı bir temizlik muayenesinden geçirmeye, tırnaklarını, yakasım mu. aveneye, neşrettiği kokuyu incelemeye pek tabiî olarak kalkışamaz
Bir adamın kirli mi. temiz mi olduğunu uzaktan kestirmek de hayli güç bir iştir. Artık kiri, pası çabuk açığa vuran beyaz göm. lek hem öz temizlendiğimiz, hem de şehirdeki binaların, iş yerlerinin tertemiz olmaması yüzünden pek az giyilmektedir. Hele harb içinde ucuzca dağıtıldığı İçin herkesin edindiği lâcivert poplin gömlekler bir tem’zlık muayenesi İçin en sağlam garanti vasfını taşıyor. Bunları değil üç hafta, tlç ay giyen adam bile gözle yapılacak bir temizlik muayenesinden birincilikle çıkabilir!
öyle ise otellerimizin daima temiz olması İçin iki şey lâzımdır: Biri, otelcilerin her müşteriden sonra çarşaflan değiştirip yataklarda esaslı bir temizlik yapmaya katlanmaları; İkincisi de otelcinin sıkı bir muayeneye kalktığım gördüğümüz zaman kızacağımız yerde cesaretle göğüs germek! Fakat şehrimizde hamam ücretleri 250 kuruş olduğu müddetçe bu cesareti gösterenlerin zayisi şüphesiz pek az olacaktır.
Şevket Rado
Genç yedek subaylar
Bu devre mezunlarına dün diploma verildi
Ankara 20 (A.A.) — Yedek subay okulunun bu devre mezunlan bugün saat 10.30 da Ulus meydanında Zafer anıtına törenle çelenk koymuşlardır. Anıt on önde yapılan bir geçit resmini müteakip, okul komutanı General Hakkı ' Tunaboylunun başkanlığında bir subay heyeti Etnografya müzesine giderek Ebedi Şef’in muvakkat kabrine bir çelenk koymuşlar ve mânevi huzurunda bir t&zlm vakfesinde bulunmuşlardır.
Öğleden, sonra da okulda yaptan bir törenle okulun yirmi İkinci devre mezunlarına diplomaları verilmiştir. Terende Büyük Millet Meclisi Reisi Abdülhallfc Randa, Başbakan şükrü Saraçoğlu, Dışişleri Bakanı Haşan Baka, Milli Savunma Bakanı Ali Rıza Artunkal İle Parti Müstakil Grup R ls vekili Ali Râna Tarhan ve Cumhurbaşkanlığı Umumi kâtibi Kemal Gedeleç ve Genelkurmay Başkanlığı. MIHI Savunma Bakanlığı İleri gelenleri ve Ankara Garnizon komutanı Korgeneral Hüsnü Kılkiş Jie diğer asker! erkân hazır bulunmuşlardır,
Genç yedek subaylarının söyledikleri İstiklâl marşmı müteakip oku! komutanı General Hakkı Tunatoylu bir hitabede bulunmuş ve subaylar and İçmişlerdir. Okul birincisi tarafından kütüğe çivi çakılmasından sonra. Başbakan Şükrü Saraçoğlu, devre ve sınıflar birincilerine mükâfatlarını vermiştir.
Törende bulunanlar okuldan ayrılmazdan önce büfede İzaz edilmişlerdir
Cumhurbaşkanı
At yarışlarında, opera temsilinde bulundu
Ankara 21 (Telefonla) — Cumhur Başkanı İsmet İnönü dün at yarışlarını tak i betmiş. akşam konservatuvarda opera temsilin, de bulunmuştur. Cumhur Baş. kanının yanında Başbakan B. Şükrü Saraçoğlu bulunmaktaydı.
Afyon çiftçilerinin ziraat bankasına borçları
Ankara 20 (Telefonla) — Af. yondan gelen haberlere göre kuraklık yüzünden bu yıl İstihsal kudreti azalmıştır. Afyon vilâye. tl çiftçilerinin Zirâat Bankasına ve’ Tanm kooperatiflerine olan borçlarının bir yıl sonra ödenme, sine müsaade edilmesi İstenmiştir. Afyon valisi bu hususta alâkadar makamlar nezrimde teşeb. büslere girişmiştir.
Başbakan İngiliz çocuklarının resim sergisini gezdi
Ankara 20 (A.A.5 — Başbakan
Şükrü Saraçoğlu bugün öğleden sonra, İngiliz Kültür heyeti tarafından Dil. Tarih - Coğrafya fakültesinde terUbedllen İngiliz çocukları resim «ergisini ziyaret etmiştir.
8ergiy! ziyaretleri esnasında Başba kan Şükrü Saracoğluna İngiliz kültür heyet! Türkiye Başkan vekili Lu-kas tarafından sergi va teşhir edilen resimler hakkında İzahat verllmij ve Başbakan İngiliz çocuklarının bu güzel başarılarından dolayı takdirlerini bildirmiştir.
Arada bir
(Baş tarafı 1 inci sahifede) Bıılıran, aynı suçları, çeşit çe. fit doğuruyor. Fakat esas birdir:
Hiç hudut tanımıyan kazanç hırsı, çok ve çabuk, her ne pahasına olursa olsun, kazanç hırsı... Hapishaneler dalavereci «muteber» tüccarlarla, mil yon peşinde koşan iş adamla, rile doludur. îrtikâp, İrtişa, vurgunculuk hep aynı neviden hastalıklardır. Cemiyeti vururken yakalanmış vurguncu milyonerle doktoru vurduk, tan sonra tutulan kaatil genç arasında, ahlâk buhranının ma. hIyeti ftibarile hk fark yok. ter.
Çalışarak, çabalayarak, alın teri dökerek, meslek ve me_ ■lyet sahibi olarak, ahlâk pren. •iplerinden fedakârlık etme, den, çok az. da olsa namusla ve faziletle kazanmak zevkine doğru tekrar gitmek... Devletçe. mektepçe, ailece terbiye, nln bu İdealini yeniden ean. Tnndırmnk, fakat cemiyeti ve örnek ek ilk
Millî Eğitim Bakanı Londra'ya hareket etti
Ankara 20 — Mili! Eğitim Bakanı l-lasan - Ali Yücel, Birleşmiş milletler eğitim konferansında hazır bulunmak there bugün saat II de u-çakla ve Kahire yollle Londraya hareket etmiştir.
MIH! Eğitim Bakanına İstanbul üniversitesi İktisat fakültesi Dekanı Ömer Celâl Saraç, Talim ve terbiye dairesi üyelerinden Sabahaddln Eyüboğlu, Dil ve Tarih - Coğrafya fakültesinden doçent İrfan Şahlnbaş refakat etmektedir.
Bu heyete dahil bulunan diğer bir kısım üyeler Londra'ya gitmek üzere dahn öne? Ankara’dan ayrılmış bulunmaktadır.
Ankara’da kadın kaçırmak isteyen 2 kişi mahkûm oldu
Ankara 20 — Birkaç gün evvel bir kadını zorla otomobile bindirerek kaçırmak lstlyen Ertuğrul ve Kemal adlarındaki şahısların jandarmalar tarafından Etimesgut civarında yakalandıklarını yazmıştık. Suçluların yargılanması bitmiş; Ertuğrul 5 yıl, arkadaşı Kemal 1 buçuk yıl hapsa mahkûm edilmiştir. Şoförün bu İşte alâkası görülmemiş ve beraetine karar vcıllmlştlr.
IcHmaî bayatı gençlere hu bale tarifedir, — Demokrat
Romanya durumu hakkında şiddetli teııkidler
Milli liberal partisi lideri vadedilen hürriyetlere riayet edilmediğini, hükümetin istifa etmesi lâzımgeldiğini söyledi
dostu olduğunu söylüyor. Groza bü-kûmetlylo millet arasında gittikçe genlşlJyen uçurum, Rusya Lle dostluk fikrine de fenalık yapmaktadır. Hol-bu kİ Rusya lle dostluk, yalnız hükümetler arasında değU, fakat milletler arasında dostluğa dayanmalıdır.
Romanyada İktidara gelecek yeni bir hükümetin vazifesi, memlekette hüküm süren anarşiye son vermek ve komünist çetelerin silâhlarını alarak ve polisi yeniden teşkilâtlandırarak nizam ve sükûnu yeniden kurmak olacaktır.»
Macarıstanda durum
Londra 20 (A.A.) — Budapeştedeıd Müttefik kontrol komisyonu şefi Mareşal VoroşUofun, Macarlstanda yapılacak seçimlerin tek liste esası üzerinden cereyan etmesi ve her partinin göstereceği aday nispetinin seçimlerden evvel tesblt edilmesi hak kında İleri sürdüğü şart Times gazetesinin bir başyazısına konu teşkil etmektedir. Gazete bu -razısında şöy!e demektedir:
«Ruslor. hiç şüphesiz tek liste esası üzerinden yapılan seçimlerin Rusya-da esas olduğunu ve tablatiyle demokratik telâkki edilebileceğini İddia edeceklerdir. Sovyetler Birliğinde de böyle seçimler yapılmaktadır ve Sovyetler Birliği demokrat bir memlekettir. Ancak kelimelerin İfade ettiği ince mânalar üzerinde münakaşa etmek bir şeye yaramaz, Ruslar te« aday listesiyle yapılan seçimleri demokratça bir seçim olarak telâkki edebilirler. Fakat başkaları da aynı fikirde olmıyablllr.
Rusların bu durumuna âmil olan sebepleri araştırmak daha faydalı olur. Rusların da diğerler! gibi, her şeyden evvel kendi güvenlikleri me-seleslle alâkadar oldukları muhakkaktır. Doğu Avrupada bunun ifade ettiği mâna, Rusların bu bölgelerdeki hükümetlerin iki harb arasındaki devre zarfında kendilerine karşı göstermiş oldukları husumetin tekrar teessüsüne müsaade etmemek azminde olduklarıdır. Ruslar. bu hükümetlerin dost ve hattâ kabilse dosttan da ileri olmasını istiyorlar. Bu sebeple, bu hükümetlerin ekseriyet itibariyle İhtilâlci ve kapitalizm aleyhtarı partilerin mümessillerinden mürekkebol-masını tercih ediyorlar.»
Bükreş 20 (A.A.1 — Reuter muhabiri bildiriyor: MIHI liberal partisi lideri Oonstantin Bratl&nu, dün akşam söylediği bir nutukta . (Dr. Petru Grosa'mn totaliter ve diktatör hükümetine karşı baştan boşa Romanya-nın her tarafından müttehit surette ve gittikçe daha ziyade azimli bir mahiyette kendilin! gösteren mukavemeti ortadan kaldırmak için tek çarenin, hükümetin istifası» olduğunu İleri sürmüştür.
M. Bratianu, Kıral Mlhal'nln Çiroza hükümetine karşı «on hareketlerini. tarihi partiler liderlerinin nüfuzu altında olarak değil, fakat bizzat teşebbüstle yapmış olduğunu belirttikten sonra sözlerine şöyle devam etmiştir:
«Toplama kamplarının ortadan kaldırılması vadolunmuştu. Fakat hakikatte mahpuslar, kamptan çıkarılarak başka hapishanelere nakledilmiştir. Basın hürriyeti de vadolun-muştu. Fakat sansür, yabancı barın temsilcilerinin telgrafları üzerinden kaldırılmış İse de, yeril basın hakkında daha ziyade şiddetlenmiştir. Sansür, en küçük İstiklâl emaresi gösteren gazeteye hükümetin kağıt vermemesi ve matbaalardan İstifade ettirmemesi İle takviye edilmiştir. Bütün matbaalar, devlet ve daha doğrusu komünist partisinin idareslndedlr. Memleketin tek radyosu, yalnız devletin propagandasına ve muhalefet partllerile bu partilerin liderlerine karşı, şiddetli hücumları yaymağa tahsis edilmiş bulunmaktadır.
Silâhsız ve sükûnsever vatandaşların bütün toplantılarını dağıtabilecek kuderette seyyar silâhlı çeteler yüzünden muhalefetin her türlü tezahürler! imkânsız bir haldedir.
Groza hükümetinde diktatörlüğün bütün vasıfları mevcuttur. Memleketimizin bir ucundan öbür ucuna kadar her yerde bu totaliter diktatörlük hükümetine karşı gittikçe daha ziyade azimli bir mahiyet alan müttehit mukavemet kendisin! göstermektedir.
MIHI liberal parti, Rusya Ue sıkı bir dostluk istemektedir. Partimiz, İngiltere ve Amerikanın dostluğuna şimdiden malik bulunduğuna da emindir.
Groza hükümeti, Rusya İle dostluk bahsinde bir tehlikedir Çünkü bu hükümet. Romanyada Rusyantn tek
Yahudi çıkmazı
(Baş tarafı 1 inci sahifede) İngiltere üzerine daha ağır basıyorlar. Hinrisîtandan bile ses. ler yükseliyor. İkinci yeni âmil, gene bu Arap birliğinden çıkan petrol meselesidir ki Amerikayı düşündürüyor. Suudî Arabistan, elindeki petrolleri Yahudi dâva, sında Amerikaya karşı bir silâh gih kullanıyor.
Bu baskıların tesiri o derece kendini gösteriyor ki Yahudilere Madagaskar adasını, yahut Erit, re sömürgesini yeni yurd olarak tavsiye edenler var.
Dâvayı halletmek güçtür. Sio. rüştlerin herşeyi yenen kudretini Haşmetlû Petrol hazretleri altet. miştir. Bundan başka. İngiliz siyasetinin Arap Birliğinden bek. lediği menfaatler Yahudilere karşı beslenen sevgi veya merhameti ikinci safa atmıştır.
öyle sanılır kİ bugün Hayfa. ya çıkardığı kuvvetlerle asayişi tutmaya çalışan ve Yahudi gö. çünü durdurarak Araplan kız. durmaktan çekinen Ingiltere bu meseleyi de. yakında çalışmaya başlıyacak Birleşmiş Milletler kuruluna havale edecektir. Bu esnada Yahudi dâvasından, baş. ka devlet ve siyasetlerin İstifade etmek İstemesi de beklenir.
Dört bin yıllık efsanedeki za. vallı «serseri Yahudi» nln bir yer. de oturup rahat etmesi zamanı henüz gelmemişe benziyor. Fa. kat Balfour’un ortaya attığı diken de Büyük devletleri rahat bırakmıyacaktır.
Necmeddin Sadak
Ankara’da iki tacir mahkemeye verildi
Ankara 21 (Telefonla) — Ma. ruf ithalât ve ihracat tacirlerinden Vecdi ile makine müteahhl. dİ Nihat, 24570 liraya satmaları Icabeden buğday temizleme makinelerini 44250 liraya Milli Savunma Bakanlığına sattıkları iddiasile Ankara toplu millî ko. runma mahkemesine verilmiş, terdir. Duruşmaya dün başlanmıştır, Suçlular kabahati blrbir. teri üstüne atmaktadırlar. Mu. hakeme, başka güne bırakılmış. Jtır.
Yunan Kabinesi
Sofoklis Venizelos’un kabineyi kurması muhtemel:
Atina 20 (A.A.) — Birçok Yunanlılar halen Mısır'da bulunan Sofoklis Venlzelos'un hükümet buhranına son verebileceğini düşünmektedirler.
Bir ay önce Kiralın çoğunluğu kazanması İmkânı olduğunu söyliyen Venlzelos, Halkçılar nezd'nde sempatiyi haiz gibi gözükmektedir. Fakat. İngiliz Dışişleri Bakanlığı Venızelos' un aleyhindedir. Çünkü tngUlzKr, Venlzelos'u Şarka yaklaşın asındın değilse bile o vakitler göstermiş olduğu iktidarsızlıktan sorumlu tutmaktadırlar.
Çarşambaya kadar Vcnizelooun bir hükümet teşkil etmesi beklcnebi’ir. Bu takdirde Başbakan muavinliğine sağcıların temsilcisi olan Makslmos’ un getirileceği ve bugünkü hükümette bulunan birçok Bakanların, bu arada Kos-simatlş. Dendramis ve Dl-mltrakopulos’un görevlerinde bırakılacağı sanılıyor. Diğer adaylar muhtemel olarak Dlomldes ve Zolotas'tır.
Türkiye - İsviçre ticaret anlaşması
Ankara 21 — Türkiye lle İsviçre arasında yapılan ticaret anlaşması yürürlüğe girmiştir. Anlaşmanın en miihim hususiyetlerinden biri, İsvlç-reye yapılacak 100 İhraca mukabil 80 alınacak, ger! kalan yüzde 20 serbes döviz olarak bulundurulacaktır.
Üniversiteye girmek için 4653 genç müracaat etti
Üniversitede namzet talbe kaydı dün öğleden sonra kapanmıştır Doktor, eczacı ve dişçi kollarını İhtiva eden fen fakültesine 2121, hukuka 1132. İktisada 600. edebiyat fakültesine 800 namzet yazılmıştır.
Fakülteler İçin tesblt ulunan muayyen haddltı aşıldığı görülmüş olduğundan, namzetler arasında kabul imtihanı açılması zarurî görülmüştür Fen fakültesinin bütün kollarında yarın, huku fakültesinde 24 ekim çarşamba günü İktisat fakültesinde 25 ekim perşembe, edebiyat fakültesinde 2G ekim cuma günü imtihan yapılacaktır. ______________
■A Moda'da Gürbüz sokağında 4 numaralı evde oturan ao yaşlarında Bayan İsmet dün evinin balkonundan sokağa düşmüş, ağır surette yaralanarak ölmüştür
Bu sabah saat 6,30 da sayıma başlandı
(Baş tarafı 1 inci sahifede) darmalar göze çarpıyor. Bunlar vazifesi olmayanların veya oerbes gezmek müsaadesi almiyanların dışarıya çıkmamalarını kontrol ediyorlar.
Bindiğimiz otomobil Taksimden geçerken yolda kalmış bir tramvay arabası gördük. Tarlabaşından geçtiğimle sırada bir polis refakatinde ilâç almak İçin gelen ve eczaneyi açtırmağa çalışan pljamah birisine Tasladık.
Karaköy tamamen tenha... Yalnız tek tük gazete satıcıları göze çarpıyor. Köprüde bir İki jandarmadan başka kimseler yok...
Vakit İlerledikçe sokaklar tenhalığını muhafaza etmekle beraber İki tarafta hareket baş göstermeğe başladı. Evlerde, apartımanlarda pencereler açılıyor, uzanan başlar karşıdan karşıya sohbete dalıyordu. Aynı apartmanda oturanlar arasında bir daireden ötekine gidenlerin pek çok olduğu pencerelerde, balkonlarda görülen kalabalıktan anlaşılıyordu. Her tarafta halk. İstanbul sokaklarının alışılmamış olan bu tenha ve sakin manzarasını temaşa İle meşguldü Arasıra geçen bir memur, yahut bir otomobil büyük alâka uyandırıyordu
Yer yer sayım memurlarının kapılan çaldığı ve cetvelleri doldurmakla meşgul oldukları görülüyordu. Evlerden, dükkânlardan uzanan başlardan bir kısmı henüz sabah tuvaletini yapmamıştı. Bir kısmının İse erkenden kalkarak tuvaletini bitirdiği ve sayım memurlarını kanlamağa hazırlandıkları anlaşılıyordu.
Saat ona doğru evlerden gramofon, radyo sesleri aksetmeğe başlamıştır.
VaKnin ve vali muavinlerinin teftişleri
Bu sabah saat 8 den İtibaren Vali ve Belediye reisi Dr. B. Lûtfi Kırdar, Vali muavinleri. Emniyet müdürü ve Defterdar muhtelif sayım bölgelerine giderek sayım faaliyetlerini takibet-mlşlerdlr.
Dört odalı bir evde 110 nüfus!
Bu defakl sayım, îstanbulda nüfus artımı ve istimlâkler yüzünden İleri gelen mesken buhranı İçin de bir fikir vermiştir. Evvelce yalnız bir ailenin oturduğu bir evde bu defa İki, üç aile bulunmuş, bunun, en enteresanına da Sirkecide taşlanmıştır. Sirkecide sayım lşlerlle meşgul memurlar. Ebussuut caddesindeki evlerden birinde 110 Musevi vatandaş saymışlardır. Bir evde 110 nüfusu, evin büyük olabileceğini düşünerek fazla görmiyenler bulunabilir. Fakat bu evin dört odadan İbaret olduğa göz önüne getirilirse buna hayret etmemek elden gelmez!
Bazı hâdiseler
Say m sırasında biri Cağa! oğlu civarında Yeşlldirekte Yanık saraylar caddesinde 3 numaralı evde, diğeri de Aksaray'da Yeşlltulumba'da 6 numarada iki ağır hasta olduğu görülmüş. Beyazıt nahiye müdürlüğünden derhal gönderilen doktorlar tarafından muayeneleri yapılmış ve bunlar sıhhî imdat otomobili l!e hastaneye kaldırılmışlardır. Yine Beyazıt'da bir çocuğun gaz ocağı iştialinden ellerinin yandığı görülmüş ve yaralı çocuk tedavi altına alınmıştır.
Muayyen barınacak yeri olmıyan meskenslzler polis karakollarına getirilerek sayımları buralarda yapıl-mştır.
Bu sabah sayım esnasında Sirkecide bir vaka lle karşılaşılmıştır. Sirkeci garına giren sayım memurları.
üçüncü mevki büfesinde bir adamın boyluboyuna uzanmış ölü olarak yattığını haber almışlardır. Derhal poli* »e haber verilmiş ve bu adamn Sirkeci garında Devlet Demiryolları silicilerinden Al! Tuncyüz olduğu, kalb sektesinden Öldüğü anlaşılmıştır.
Bugün Kadıköy mıntakasinda bir doğum olmuş, Üsküdarda da bir hastanın derhal hastaneye kaldırılması lüzumu hasıl olmuştur. Hasta, derhal Haydarpaşada numune hastanesine kaldırılmış, doğum İçin de nöbetçi otomobillerden istifade edilmiştir.
Taksimde 2 doğum, iki ölüm, Gala-tada 2 doğum. 1 ölüm. Beyoğlu merkez nahiyesinde de 2 dnğum olmuştur,
Beyoğlunda iki ölüm, ıkl de hastalık vakası bildirilmişti ı. Hastalara doktorlar gönderilmiştir. Bundan başka Küçükpazârda bir doğuma göne erilen ebe. hastanın hastaneye kaldırılmasına lüzum göstermiştir. Bunun üzerine hasta Haseki hastanesine nakledilmiştir
Adalar’da
Adalardaki sayım 630 dan İtibaren başlamıştır. Saat 9 a doğru adalardaki sayımın hemen hemen yarısı bitmişti. Mühim bir hâdise o madiği takdirde adanırdaki sayımın saat on bire doğru netlceien'c/ğl tahmin edilmektedir.
İstasyonlarda
Bu sabah Sivllengrad’dan saat 6.30 da Sirkeci İstasyonuna gelfn trenin yolcuları garın salonuna alınarak kaydedilmişlerdir. Aynı istasyondan saat 8 35 de hareket edin Edirne postası. yolcularının sayımı yapıldıktan sonra hareket etmiştir. Sirkeci. Yeşilköy ve Çekmece İstasyonlarında sayım biter bitmez hareket etmek üzrre banliyö katarlan hazırlanmıştır
Bu sabah sat 9.10 da Haycarpx;aya gelen ekspres ve 10.30 da Adapaza-rından gelen katar yoculannın sayımlan trenlerde yapılmıştır. İstasyona inen yolcular salonlara alınmışlardır. Yolcular sayım sonuna kadar İstasyonda kalacaklardır. Saat 12.45 de Ankara’dan gelecek olan muhtelit katarın s^’imı di-trende yapılmıştır.
Vapurlarda savım
Bu sabah saat 9 da Sus vapuru Mudanya'ya, 11 de de Ege vapuru İzmir’e hareket etmişlerdir Yolcular her iki vapura dün akşam binmişlerdi. Yolcuların sayımları bu sabah vapurlarda yapılmıştır Eğenin yolcuları tahminden fazla loduğu İçin kayıt defterleri yetl-m^mlş, nvrkea sayım bürosundan defter
istenmiştir.
Kumar oynıyanlar
Pazar sabahı sayım esnasında bir arada bulunmak İst!veri bazı kimseler akşamdan dost ve arkaba evlerinde toplanmışlardır, Ali, Hüseyin, Hasene. Şilda, Merlna adlarında beş kişi bu maksatla cumartesi akşamından Taksimde Edvar adında birinin evinde toplanmışlardır Bunlar kumar oynarken masa başında Emniyet ikinci şube memurları tarafından ya-kalanmışardır. Masa üstünde bulunan paralar ve İskam1-'! kFr'’*lan müsadere edilmiştir.
AH, Hüseyin. Hasene. Silda, Merlna ve ev sahibi Edvard haklarında kumar oynamak suçun,,on takibata başlanmıştır.
Diğer taraftan dün gece. Fatihte Yako adında iki kişi kumar oynarlarken zabıta tarafından yakalanmışlardır
Mareşal Zukuof
Amerikaya seyahati gelecek seneye kaldı
Londra 21 (R.) — Vaşingtondan
bildirildiğine göre, son günlerde hastalanan Sovyet kumandanı Mareşal Zukov, kışın yaklaşnius 1 üzerine Amerikayı ziyaretin! gelecek seneye bırakmıştı. Mareşal, 27 eylülde Ame-rlkayı ziyaret etmesi İçin yapılan daveti evvelce kabul etmişti
Unra’nm Sovyet Rusya’ya yardımı
Londra 21 (R.) — Amerika Dış > İşleri müsteşarı Clayton, radyoda soy levlnde, Sovyet Rusyanuı Unrra'dan İstediği 175 milyon İngiliz liralık yardımın 62,500,000 lirayı İndirildiğini söylemiştir. Yardım, harbde çok zarar görmüş olan Yakın Rusya ve Ukray-naya İnhisar edecektir. İhtiyaçları çok bliyük olan bu Cumhuriyetlerle anlaşma İçin müzakereler oluyor
Ingiliz - Amerikan malî görüşmesi
Londra 21 (R) — İngiliz .
Amerikan malî görüşmesinin çıkmaza girmemesi için çalışıl, nıaktadır. Anlaşmayı geciktiren ticaret politikası üzerindeki fikir farklarından ziyade malî yardım metotlarıdır.
Polonva’da
Kızılordudan ayrılan yağmacı gruplardan şikâyet edîKvor
Paris 20 (AA.) — Polonya'nın Parla elçisi1) bu sabah bir basın konferansında Sovyet kıtalarının yfr değiştirmeleri sırasında Kızılordudan ayrılan yağmacı grupların arzettiöeri kargaşalık tehlikesine bir nihayet vermek gerektiğin! söyllyerek PolonyalI makamların, bu gruplara karşı girişecekleri herhangi bir hareketin müessif hâdiselere sebebolabllereğinl belirtmiştir.
Fransız seçimi
Daladier’nin başına domates atıldı!
Paris 20 (A.A,) — Reuter'ln Parla muhabiri bildiriyor: Avlgnon'da tef-tlbcttiğl bir seçim toplantısında M. Daladleı'nln başına domates atılmıştır.
Kargaşalık İçinde geçen bu toplanti esnasında, komünistlerle, beraber, vatan cephesi üyeleri ve halkçı cumhuriyet hareketi üyeleri hep bir ağızdan eski Başbakan aleyhinde şiddetli ve ağır tahriklerde bulunmuşlardır.
î> EMm 1945
AKŞAMDAN AKŞAMA
Meyhane musikisi saltanatının ytktltşt
Ankara radyosunda «ar. üst» 1er k açıyormuş... Ankara radyosu da, programındaki ala. tur kay ı azaltmak zorunda Ital. unş imiş. Daha da azaltacakmış.
Gazetelerde neşredilen bu ha. ber üzerine, alaturkacılar gale. yana geldi. Sözlü ve yazılı muta, lâalar beyan ediyorlar. «Ölüyor, bitiyor, mahvoluyor! Öldürülüyor, bitiriliyor, mahvediliyor!" diyorlar.
Acaba nasıl bir cinayet işlen, inektedir? Ölen kim? Mahvolan ne?
Bu satırları yazdığım sırada, alaturka musikinin pek çokların. ea pek hassas bir mevzu olduğu, nu da bilmiyor değilim. Bu bah. se dair mütalâa yürüten muharrirler, diğer herhangi bir mevzua temas ettikleri zamankinden faz. la mektuplar alır. Kiminde «bra_ volar», kiminde «yuha» lar, ki. ininde «yakıştıramadık» 1ar... — Ne yazarsanız yazınız, behemehal aksini düşünenler olacak, tır. İyisi mi, en haklı, en doğru bildiğinden şaşma... Esasen hayatta da prensip bu olmalı.
Tevfik Fikretın dediği gibi: Hak bellediğim bu yola yalnız gideceksin
Bereket bu yolda yalnız olmadığımdan da eminim. Türk musikisinin hakikî kıymetini idrak edenlerin hep benimle beraber olacaklarına katî kanaatim var. dır. Onlar, halk musikisini, bizde klâsik sayılacak eski besteleri ve yeni bestelerin de iyilerini ihtira, ma değer bir mevkie tazimlerle kaldırırlar. «İlerİki daha yüksek Türk musikisinin ilhâm membai, motif kaynağı bunlardır» derler. Fakat artakalan cadaloz, mızmız, gıngtn yâlıeyleri de bir kalem geçerler, Bunlar, kültürümüzü tem. sil eden milli bir kıymetmiş gibi radyomuzda büyük mevki alarak her Allahın günü temcit pilâvı halinde tekrarlanamazlar. Sinir, lerimize rehavet verememelidir. ler... Ne besteleri beste, hele ne güfteleri güfte olan parçalardan çoğu, olsa olsa, sarhoş ağzına mezedir.
Hoş, o suretle de kıymetlerini bulmuyor değillerdir. «Artist» diye beyhude yere telleyip pulla, dığımız bazı şahsiyetler, şurada, burada insana mütemadiyen vaktjı kerahet'! hatırlattıktan sonra, şöhretlerinin en yüksek kademesine ulaşıyorlar... (Arada sırada, radyo ile de ihtilâflar oluyor:
— Ayda üc yüz lira mı?
— Kâfi değil.
— Beş yüz lira mı?
— O da deği Çünkü falanca meyhanede geceliğime iki yüz İi. ra, ÜÇ yüz lira veriyorlar... Bay bay! Ben giderim bay,
— Eh, pekâlâ... Git Öyleyse ba. yan.. Yolun açık olsun..
Zaten bu bayanlardan, yahut bu baylardan hepsi daima «ar. tist» midir?
Artistliğin yüksek doruğu ile bunlardan bazılarının ne ilgisi olabilir? Artistliğin evsafı pek başka olduğunu hepimiz biliriz. O, bir yüksek tahassüs, yüksek kültür payesidir. Sırf Allahın ver. d iği — bazan da t am vermed’ği, rira cırtlak olan — bir sesle mahdut şarkılarını kotarıp kotanp önümüze çıkarmanın artistlikle bir münasebeti yoktur.
Memleketin sesi olan radyo, ancak memleket mikyasında biz. leri temsil eden sanat eserlerine yer vermek mevkiindedir Onun neşriyatından yalnız «keyif getirici» lik de^il, aynı zamanda «öğreticilik», «zevki terbiye edicilik» beklenir. Şayet radyo, kendi içinde bir tasfiye yapıyorsa, bunu, hf.vre yormalıyız. Daha kıymetli eserler dinliyeceğimize hükmet, meliyiz Ona doğru gitmeği te. mehili etmeliyiz.
Rağbet ve ücret meyhanenin. kinden az olduğu için ve buna benzer sebeplerle radyodan ayrı. lanlar, yahut ayrılacaklar varsa. -onlara gelince, onlar da hiç üziil, ■ meşinler: Bu meyhaneler saltanatı devam ettikçe gecede iki yüz ■ lira da kıvırmak onlar için müm. ( kündür, beş yiiz lira da ihtimal mümkün olacaktır. Sevinsinler. H: kiki art’stler kira veremzken. onlar apartıman üstüne apartı. s man kurabileceklerdir. Hülâsa, ı haklan zayi olmuyor! 1
Her Allahın günü aynı sesler. c te, aynı yave şarkıları dinlemek • ist >venler irin de gramofon diye ( bir şey icadedi İm iştir, çok siikür! PTk alsınlar, evire çevire çalsın. \ lar, komşularını da pek rahatsız!
(
AKŞAM
Sahile- 1
r ŞEHİR HABERLER I Bir çırpıda İltifat gören eserleri.
Piyasamızda alâka takibediliyor
İU
İngiltere He Amerika arasında para anlaşması İçin müzakerelere ballandığı haberleri piyasada, ligi İla ta-kibolıın maktadır.
Zira bu anlaşma mamkketlmla harid ticaretiyle alâkadardır.
TürkLyenln en faala ticaret yaptığı memleket bugün İçin sterling sahasına dahil memleketlerle Ameri-kadır. Son defa Ingiltere He yapılan anlaşmanın neticesi olarak geçenlerde alacak v( borç hesaplan incelenmiş ve neticede memelkeUmlain İn-glltereye borçlu, olduğa sarûhaüy-tür.
Bu vaziyet hâlen pek düzelmiş (k-ğildlr ve sterllng dövizimi» azxhr.
Fakat buna mukabil «Hsmtd* dolar dövizimiz bulunmaktadır.
Halbuki İngiltere ile Amerika arasında bkr para anlaşmasın m moveut bulunmama® hasebiyle Ingüterv sterlin? yerine dolar. Amerika lee dolar verin* sterllng kabul etoıemelrte-dlr.
Yeni yapılacak anlaşmanın ne je-kilde olacağı şimdiki halde tamamen belli değildir.
Eğer anlaşma müzakereleri neticesinde sterllnge dolara nazaran şimdikinden az bir flat tesbit edilirse ve biz de İngiltereye borcnmuBu dolar İle ödeyecek olursak kârlı çıkacağa, Bu bakımdan Amerika, - İngiltere para anlaşması konuşmalarının an evvel İntacı baklenmektedlr.
btr
Yağ satışları
Perakende zeytinyağı ve susam yağı satacak olanlar izin alacaklar
Yeni mahsul zeytinyağı İle rafine susam yağını perakende olarak satacaklar İçin vilâyetlerde valilerden kazalarda ise kaymakamlardan İzin alma mecburiyeti konmuştur.
Bu iki yağ satışı için müsaade alanlar dükkânlarında yahut mağazalarında zeytinyağı veya rafine susam yağından başka yağ satamıya-caklardır.
Diğer taraftan Ticaret Bakanlığının hazırladığı esaslara göre zeytinyağı İle susam yağından gayri, meselâ çitlembik, ayçiçeği ve bademyağı gibi nebati yağları da perakende olarak satmak isteyenler gene vali ve kaymakamlardan salâhiyet almak mecburiyetindedirler.
Bu yağalr için izin almış olanlar ayrıca mağazalarında zeytinyağı ve susam yağı satışını yapamıyacaklar-dır. Bu seferki tevziatta satıcıların sayısı da bir miktar arttırılacaktır. İstihsal bölgelerinde yağ büroları kurulacak
Bu yıl mahsulü nebatî yağların tevzi v« satışları hakkında Ticaret Bakanlığı bazı esaslar tesbit ederek vilâyete bildirmiştir.
Memleketemlzde zeytinyağı 11c birlikte diğer nebati yağların İstihsal edldlği bölgelerde birer nebati yağ bürosu tesis edilmektedir. Bu büroların intizamla çalışması işi Bakanlık tarafından Millî Korunma kontrolörlüklerine verilmiştir. Kontrolörlerin bulunmadığı yerlerde bu İşle meşgul olacak mesul memurlar tâyin edlleçektfr.
Bu yıl mahsulü nebati yağların tevzii ve satışları sûrbes bırakılmayacaktır. Her vilâyetin nebati yağ ihtiyacı tesbit edilecek ve Bakanlık tarafından vilâyetlere buna göre yaft tahsisi yapılacaktır. Her vilâyet bu tahsise göre civardaki İstihsal bölgelerinden istihkakını alarak halka tevzi edecektir.
Şimdiye kadar nüfus başına İki ayda bir kilo olarak verilen zeytlnyağ miktarının arttırılıp arttırılmıyaca-ğı henüz belli değildir. Bakanlk bu. husustaki mütemmim malûmatı yakında Hân edecektir.
Benzin tartı aletleri kontrol edilecek
Benzin satış depolarında kul. lanümakta olan benzin tartı âtilerinin kontrol edilmesine kamr verilmiştir. Ticaret Bakanlığı bn kont rol a ait esasları fesblt ede. rek belediyeye bildirmiştir
Çinko ithalâtı artıyor
Sön günlerde hariçten çfcıfe-o ıthoü artmağa baçlamiçtır. İthalât detıun ederse pek ziyade fırlamı» olan çta-kö rintlerinin dürmesi be4üm«»ekW-dlr.
etmeden »manavları dinlesinler. Radyonun dahil bonko idleri var.
(Vâ _ Nfl)
Ticaret odası meslek heyetleri dün toplandı
Toplantıda hayatı ucuzlatmak için geçen temmuzda Bakanlığa bildirilen tedbirlerde ısrar edil me-»ûae müttefikan karar verildi
Ticaret Bakanlığının 510 nu. maralı kararnamenin tadili için esaslı şekilde faaliyete geçtiğini ve Ankarada toplantılara başladığını yazmıştık .
Bakanlık bu arada »halatçı, toptancı ve perakendeci kâr hadlerinin tenzili ve bazal arının ta. dili işinin görüşülmesini şehrimiz ticaret ve sanayi odasından istemiştir. Ticaret odasının meslek heyetleri dün saat 11 de toplanmışlardır.
Bir gün evvel toplantıyı gaze. fecilerin de dinleyici sıfatîyle ta. kibedecekleri söylendiği halde toplantı saatinde oda umumî kâtibinin müdahalesi ile lerin toplantı salonuna sından vazgeçilmiştir, kadar süren toplantı aldığımız malûmata göre meslek heyetleri şu karan vermişlerdir:
Ticaret odaları temsilcilerinin temmuzda hazırlayıp Ticaret Ba. kanlığına gönderdikleri raporda fiatlerin düşüşünü sağlamak için bazı tedbirler Heri sürülmüştü. Bu tedbirlerde;
1 — Emisyonun durdurulması,
2 — Devlet gider ve masrafla, nnın haddi asgariye indirilmesi ve ’
gazeteci-alınma, tkl saat sonunda
bu arada resmî ve hususî in.
şaatın üç sene için tehiri,
3 — Dahili fiatlerin hiç ol. mazsa hariçteki İthalât fiatleri seviyesine indirilmesi,
4 — İthalâtın çoğaltılması ve bu iş İçin lâzım gelen kredinin temini.
Meslek heyetleri Azalan dün, evvelce tesbit edilen bu esasların haricinde yeni ve münferit bir karara varılmasının doğru olmı_ yacağı ve ancak bu tedbirler kül halinde olarak tatbik edildiği takdirde kâr hadlerini indirme, nin mevzuubahis edilebileceğini ileri sürmüşlerdir.
İleri sürülen bu istekler müt. tefikan kabul edilmiştir.
Toplantı neticesi bir rapor ha. linde Ticaret Bakanlığına en geç ayın 25 ine kadar bildirilecektir.
Oda meslek heyetlerinin bu kararı Bakanlığın isteğiyle taban tabana zıttır. Bakanlık oda mes. lek heyetlerinin kendi meslekle, rine ait kâr hadlerini tadil için bazı esaslar hazırlamalarım bil. di rm iştir.
Dünkü karardan sonra Ticaret Bakanlığının gene münferiden kâr hadlerinin tadili yoluna gi. rip gitmiyeceği belli değildir.
Mesken buhranını önlemek için
Yeni bina inşaatı için emlâk bankasile belediye arasında müzakereler başlıyor
Mesken buhranını karşılamak üzere Emlâk Bankası İstanbulda geniş ölçüde inşaat yapmağa karar vermiş ve bu maksatla geçen sene İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve diğer bazı şehirlerde yapılan tetkikler netlceshı-[ de mahalli İhtiyaçları tesbit etmişti. Banka, yapacağı yeni İnşaat İçin şehirlerde İmar edilmiş büyük cadde ve meydanları değil, daha ziyade kenar köşe semtlerdeki boş arsaları tercih etmeği muvafık görüyordu. Bunda güdülen maksat, evvelâ, şehirlerin rağbeti henüz çekmemiş ve İhmal ( edilmiş semtlerinin de bLr an evvel ı İmarını temin etmek, diğer taraftan yapılacak binaların oldukça ucuz arsalar üzerinde lnşasile satış parasını yükseltmemekti. Banka yapacağı İnşaatın uzun vadeH taksitler karşılığı olarak talip olanlara satılmasını da muvafık görüyordu. Bu hususla tutulacak usul ve sistem, diğer memleketlerde, bilhassa İngllterede bu mak şatla kurulan müesseselerln tatbik ettikleri usullere uygun olacaktır. Satış bedelinin ne kadar bir zamanda ödenebileceği hakkında kat! bir zaman tesbit edilememekle beraber bunun on seneden aşağı olmamasına dikkat edilecektir.
Yapılacak binalar, borcun ödenmesinden sonra başkasına satmak ve devretmek hakkı verilmek şartlie taliplerine tefviz edilecekti. Banka bu hususta on milyon liraya yakın tnü-tedavll bir sermaye ayırma niyetinde İdi. Mamafih bu İçle şehirlerin Belediyelerini de ilgilendirmek münasip görüldüğünden, Banka belllbaşlı şehirlerimizin Belediyeler İle de temasta bulunmuştu. Bankanın îabonbulclakl meskeni buhranını karşılamak üzere seçtiği sahalar Fatih, Aksaray yangın yerlcrile şehir dışında, yani Topkapı, Rami sırtlan gibi arazi kıymetleri düşkün olan seoMtordfr. Yangın yerlerinin tramvay eaddeelndm uzak kısımlarındaki arsalar. — torla kaidesine göre Belediyece lfraı ve taksim edildikleri halde - üzerlerinde pek az bina yapıldığı şüphesizdir. Açılan bazı sokaklarda da hemen hemen hiç bin yoktur. Ba İtibarla arsa fiatleri de çok ucuzdur. Aynı ucuzluk henüz İmar edilmemiş şehir dj( araziye de şamildir.
Banka bu gibi yerlerde İnşaatın — bllhaaaa arsa tedariki bakımından — pahalı çıkmıyaoağun gte önüne almaktadır. Aynı zamanda yeni İnşaat He usun yıttaıdamberl büyük bir harabe olan yangın yerlerinin de İmar edilmesinin temin edileceği kanaatindedir.
İthalât kontenjanı
Ticaret Bakanlığı, şimdi bu meseleyi inceliyor
İthalâtta hangi maddelerin it. bal edilip hangilerinin edilmiyd. ceğj hakkmdaki listeden sonra Ticaret Bakanlığı öğrendiğimize göre ithalâtta kontenjan mesele, sini tesbit ettirmektedir.
Bu mesele bilhassa memleket dövizinin harice boşuboşuna git. memesi için, çok elzem görülmek, tedir.
Yalnız hariçten gelecek mad. deler için tatbik edilmesi düşü, nülen kontenjan listesi bilhassa memlekette kara borsacıların fa. aliyete geçmelerini körükliyeceği için mahzurlu görülmektedir, t Ancak kontenjan listesi muvak. kat mahiyette olacak ve memle. kette herhangi bir mala ihtiyaç görülürse ondan ihtiyacı karşılı, yacak nisbette derhal getirilmesi yoluna gidilecektir. Kontenjan tatbiki alâkadarların söylediğine göre son neşredilen ithal edilecek maddeler listesinin bir neticesidir.
Arjantin 13 kuruşa arpa teklif ediyor öğrendiğimize göre Arjantin. İs-tanbulda teslim edilmek üzere kilosu 13 kuruşa arpa teklif etmiştir. Teklif İlgililerce tetkik edilmektedir.
Palamut
bolluğu
Bugün çok miktarda balık tutuluyor

Geçenlerde bir yazımda Pitig» rîü. nin bir romanının üç muharrir tarafından ayrı ayrı tercüme olunup neşredil d iğini yazmıştım. Ve son seneler içinde memleketimizde bu muharrire karşı gösterilen rağbete işaret etmiştim. Bir okuyucum bana gönderdiği mektupta: aAcaba eskiden de böyle şeyler yok mu idi?.. Aynı muharririn aynı eseri bizde ayrı ayrı muharrirler tarafından, ayrı ayrı tercüme edilip basılmamış mı. dır?,,» diyor,
Şüphesiz ki olmuştur Fakat Pitigrilli’nin tarzındaki kitaplar değil de daha başka türlü eserler eskiden bu rağbete vc ilt fata ulaşırdı
Meselâ meşhur Pol ve Virjini romanının beş ayrı muharrir tarafından yapılmış tercümesi^ gördüm. Belki de aynı roman^fc Türkçeye çevrilmiş başka tercitr ftıe nüshaları daha vardır
Yine Abbc Prevost'un meşhıS_ Manon Lesko romanı ise TiirkçeQ de daha büyük bir iltifat karşısında kalmıştır, q
Bıı eserin 6 tane Türkçe tercümesi olduğunu sanıyorum. Hattt bu tercümelerden birini de m O hur Mahmut Şevket paşa yapmı^ ve neşrettirmiştir, 0)
Goethe’nin meşhur Verteri d^) dilimizde bu suretle nasıl ağırlat— nacağı bilinememiş ve bir ka^s muharrir tarafından ayn aysM Tiirkçeye çevrilmiştir. Lamar^ tine’in Rafael adındaki eserinirfl) de Türkçede birçok tercümele'çg vardır, 0
Yine La Dam aııx Canıelias^Jr nin ayrı ayr» birkaç Türkçe ten»* cümesini bulmak kabildir.
Görülüyor ki eskiden daha ziyade hisse hitabeden eserler biz. de hu rağbete ulaşırdı. Simdi Pi. tigrilli onların yerini aldı Tabiî Pierre Louys’in Afrodit’ini de unutmamak lâzımdır. Geçen gün savdık beş ayrı tercümesini bulduk Bu tercümelerden dördü yalnız b’r senede. 1939 _ 1940 senesi ipinde çıkmış. Ne rağbet!..
Hikmet Feridun Es
Geçen sene banka İle Belediye arasında umumi mahiyette bir temastan ibaret kalan bu mevzu, harb sonunun yaklaşması ve mesken buhranının bir kat daha kendini hissettirmesi Itlba-rile üzerinde tekrar çalışılmasına İhtiyaç görülmektedir.
Haber aldığımıza göre, Belediye İle Banka arasında bo hususta bir anlaşmaya varılmak İçin yakında müzakereler bağlıyacaktır. Bu arada Belediyenin de bina inşaatına orta olmak üzere bazı tekliflerde bulunması düşünülüyor. Belediyenin elinde blr-ço- bos arsalar olduğundan, Belediye bu at.şalannı aynı maksada tahsis etmek suretile bu teşebbüse Iştlrâk edebilecektir.
Bundan başka Galatasarayla Taksim arasında Tarlabaşı caddesine mü vazl olarak İkinci büyük bir cadde açılması Belediyece düşünülüyordu. Belediye bu hususta başı milli bankalarımızla, bilhassa Emlâk bankaslle temasla bulunacaktır. Şehirdeki mesken buhranının münferit teşebbüslerle kısa bir zamanda önlenmlyece-Rİ göz önüne alındığından, gerek millî müesseselerlmln, gerek Belediye çok miktarda bina İşini başaracak geniş bir teşkilât kurulmasının zaruretini takdir etmektedirler.
İkinci nevi ekmeğe rağbet arttı
Son zamanlarda şehirde ikinci neyi ekmeğe rağbet artmıştır. Gerek ofis tarafından verilen un. ların dûselmeat, gerek fırınların devamlı kontrolü ikinci nevi ek. meğin 1yı Mr şekilde hazırlanıp satılmasını sağlamaktadır. Bir çeşit elemek çıkaran fırıncılar, dan bir kısmı belediyeye müracaat ederek tın miktarının arttı, olmasını istemişlerdir. Fırıncı, ların İstekleri tetkik ediliyor.
Belediye iktisat müdürlüğüne 7-8 talip var
8 aydanber Belediye iktisat İşleri madürlAğtee tefUş beye-U başkanı B. Necati ÇMer vekâlet etmektedir. Vekâlet ayın M ünde sona ereceği İçin iktisat işleri m&dürltğüne kimin tâyin edileceği rncBelaalyŞe Belediye mes#ul olmağa bMİfcmâjtır. Ba nt(-murycU T - • talip vardır.
Son günlerde balık çok çıkmaktadır. En çok palamut tutulmaktadır, 100 bin çift tutulan bu palamutların bir kısmı Ankara ve civar vilâyetlere gönderilmekte, mütebakisi de İs-tanbulda satılmaktadır.
Balıkçılar sularımızdan llklarin ancak yüzde onu nu söylemektedirler.
Bahçkılar cemiyetinden bir zat bu hususta şunları söylemiştir:
— Balık bu sene çoktur, fakat az tutulmaktadır vf bu yüzden balık fiatleri yüksektir. Balıkların çok miktarda tutulmamasındakl sebepler muhteliftir. Evvelâ balık an malzemesinin tedariki bugün için hemen hemen, imkânsızdır. Hükümetin bu hususta yardımı şarttır. Sonra tutulan balıkların tuzlama vc soğug hava depolarının azlığı vc muhafaza ücretlerinin fazlalığı karşısında balıkçılar zor durumdadırlar. İhraç imkânlarının mevcut olmaması da mühim bir dâvadır. Zira Amerikadan piyasaya ve hükümete birçok firmalar müracaat ederek tesisat masrafları kendilerine alt olmak üzere balık konserve fabrikaları kurmak, buna karşılık memleketlerine mühim miktarda balık ihracına müsaade edilmesini teklif etmişlerdir. Bu memleket balıkçılığı İçin hayırlı neticeler verebilecek bir konudur. Hükümetin, Ticaret Bakanlığının bu hususta anlayışlı davranması memlekete milyonlarca liralık döviz teminini sağlıyacaktır.
geçen ba-tutulduğu-
sal âh iye 111 muharririmize
Divanyolunda bulunan tarihi sütun başlıkları
Divanyolunda son tamirat doiavısi-le açılan hendeklerden dirinde tarihî kıymeti haiz sütun parçaları bulunduğunu yazmıştık. Bulunan tarihi eserler hakkında malûmatına müracaat ettiğimiz Müzeler müdürü B. Aziz Oğan demiştir kİ:
«— Bulunan taşlar hakikaten tarihi kıymeti haiz sütun başlıklarıdır Fakat bunların bir saraya alt olduğunu zannetmiyorum. Bunlar münferit parçalardır. Hafriyat yapılmadan her hangi bir kehanette bulunmak doğru olmaz. Saniyen, istanbulun hangi noktası kazılsa oradan tarihi bir eser çıkabilir. Hendekler şlEidl kapatılmıştır. Çıkan parçalan Müzeler idaresi tetkl kedecektlr.»
Lokanta ve gazinolarda içki fiatleri indirilecek Lokanta ve gazinolarda açık satılan ağır ve hafif alkollü İçkilerin bugünkü fiatleri pahalı gö. rülmektedir Bu işle meşgul olma, ğa başlıyan belediye İktisat işleri müdürlüğü önümüzdeki hafta açık satılan îçMİom yeniden f-iat tesbit edecektir.
Satışa çıkarılan ithal malları
Gaı. Samur sokak 3 de Emdal Limited Şti. ne dalgıç tulumbası. İst. Sabrıseta handa Hayrullah Tiirk-kan'a muhtelif eğe, Bahçekapı Celâl Bey handa Fevzi Toksoy'a gözlük çerçevesi, İst. Nalburlar 347 de Aker Ticaret ve Sanuyi’e galvanizli tel, Gal. Se’finik handa Mehmet Kav’* radyo akşamı fenniyesl, İst. Hasırcılar Yılmaz handa J. Şpringer'e traş bıçağı, traş makinesi, vernikli boya, İst. Tahta kale cad. 38 de Pol Za-zadze'ye tra3 bıçağı, traş fırçası, İst. Büyük Kınaciyan handa Haydar Balkan'a plâstik tarak, İst. Tûtüngüm-rük Yağcılar sokağında Hakkı Tu-naclüzü’ye plâstik tarak, Gal. Fermenecilerde Koç Ticarct'e pencere camı. İst. Çiçekpazâr 32 de Cam Ticaret T. L. Ş. ne pencere camı. İst. Kısmet handa Samadlt Sanayi'e Methylcycloh(xanone, İst. Rıza paşa 58 de Marko Uzlete Karbonat dö blsmut, İst. Selâmet handa Meclt Meedet Başak'a Amonyum Bikarbonat, İst. Sayman'a caddesi 91 mürekkebi _ zaratı. îst. Marpuççular 34 de Asgarl’ye sülfiL kâğıdı, Bahçekapı Anadolu handa İzmir Manila tura'ya kesilmemiş yazı kâğıdı ve pamuk fanili, İst. Sabrısefa handa Mehmet Etan'a çamaşırlık Opal, İstiklâl caddesi 272 de Llon Mağazasına kadın yünlüsü, Fincancılarda M Bcşlr ve M. Şefik Harlriye ham sığır derisi. İst. Arpacı handa Emek Ticaret Evi'ne âdi pencere camı,
İstanbul tarihî ve mimarî III. cü anıtlar sergisi
Genç nesillerimizin ve okur'arımı-zın memleketin tarihi ve mimari sanat eserlerine oâtn ilgi ve sevgilerini arttırmak vc onların korunma işlerinde ileride hükümet teşkilâtına yardımcı olmalarını temin etmek amacı ile Eminönü Halkevi Tarih vo Müze şubesi tarafından İki yıldan-bert düzenlenmekte olan (İstanbul Tarihi ve Mimari 111 üncü anıtlar sergisi) hazırlanmıştır. Ayın yirmi dördünden sonra halkın ziyaretine açılmak üzere tertibatını bitirmektedir.
Birinci sergide 74. İkincide ııı anıta alt ağrandize resimler teşhir olunmuş ve bunların tarh vP sanat yönünden vasıf ve mahiyetlerini öğreten bfr de resimli broşür neşrolunmuştu. Muhitte derin bir ilgi uyandıran bu sergi İstanbul Ve clva-Tina alt 60 ağrandizç edilmiş resim levhasını ihtiva etmektedir
Geçen yıl sergilerini görcmlyenîer İçin gösterilen arzu ve umum* teklif üzerine bunlar irin de teşhir salonunda yer verilmiştir.
Atabek handa Mehmet Sud Kostik, İst. Ankara de Mari Levi'ye matbaa vc matbaacılık mustah-" * ‘ Rı.za

St-'ilfe 4
AKŞAM
21 Ekim 1'"
Coğrafî bakımdan sayımların asıl mânası
Bir memleketin en mühim sermayesi beşeri ortüsii, yani ahalisidir. Yurdun selâmeti her şeyden önce ekonomik en kuvvetli bir âmil olan bu örtünün gerek kemiyet ve gerekse keyfiyet bakımından sıhhatin olmalına. nabzının muntazam atmasına bağlıdır Binaenaleyh medeni mecburiyetler sık sık bu sıhhati yoklamak zaruretindedlrler ve yoklarlar. İşte memleketimizde Cumhuriyet rejiminin kuruluşundanberl muntazam fasılalarla (birincisi 1927, İkincisi 1935, üçüncüsü 1940, dördüncüsü 1945 ekim ayının 21 inde» yapılagelmekte olan niifus sayımları bu hayati zaruretin nihayet bizde de anlaşıldığına en parlak bir delildir.
Hakikaten beşeri kütleler birer tabii kuvvettirler. Bu kuvvetlerin muntazam fâsılalarla tahlil ve tetkiki ihmal edilecek olursa, kuvveden fille çıkarılmış olan iktisadi teşebbüsler ancak geçici olur veya çürük çıkar. Kurulacaklar da çürük bir temele dayanmış olur.
İnsan, İdrollk veya diğer enerji kaynaklarının etiit dosyalan tanzim ve tertlbolunur gibi bilançosu yapılması lcabeden bir nevi enerji kaynağıdır ve öyle telâkki olunmalıdır. Hiç şüphesiz kİ. coğrafyacılar nüfusa hâkim vakıaları nüTus sayımları ve sayım mütalaanın tenkidli analizinden çıkan neticeler yoliyle kavnyabillrler. Bir sayımda temel olan sadece kutu rakam değil, beşeri örtünün demografik, sosyal ve ekonomik yapısı, yani artışı veya olduğu yerde Sayışı veya eksilmesi, evlenme, doğum, ölüm, sayımı yapılan memleket toprakları üzerine yayılış tarzı ve yayılıştan doğan kesafet, yaş ve tutulan meslek nispetleri, aile ve adara başına düşen gelir ve bunlarla ilgisi olan geçinme seviyesidir. Kanaatimize göre, sayımların gayesi zamanla bir memlekette bölgesine göre nüfus çokluğu (surp(j-pulatloni veya yer yer bir nüfus optimumu mevcudolup olmadığını meydana çıkarmaktır. Ve bir kere bu neticeler elde edildikten sonra «nüfus fazlalığı» beliren yerlerde bu fazlalığı gidermeğe, yani bu vaziyeti bir nüfns Optimumu haline sokmağa çalışmak artık hükümete düşer.
Biz bugünkü yazımızda sadece «nüfus veya nüfuslanma fazlalığı, yani geçinme kaynaklan İle nüfus miktarı arasındaki denkslzllk» ve «nüfus optimuma - gelir kaynaklarlle nünıs miktarı arasında denklillk»fikirlerinin nasıl doğduğunu ve ne demek olduğunu ve eğer tâbir caizse hastalık diyelim. birinci hastalığın mevcudiyetini hangi Arâza bakarak tesbit edebileceğimizi ve bu hastalığı tedavi için ne gibi İlâçlar kullanılacağını kısaca anlatmağa çalışacağız.
« Nüfus çokluğu» fikri her halde 1650 de 545 iken 1750 de 727. 1800 de 906, 1850 de 1171. 900 de 1608, 1333 te 2057 milyonu bulan dünya nüfusunun durmadan artışından doğmuş olsa gerektir.
Ancak 18 İnci yüzyılın ortalarına kadar nüfus çokluğundan korkma alâmetleri görünmüyor, aksine âzamiye yaklaşan her nüfus kütlesi temenniye şayan gibi telâkki olunuyordu denebilir. Adam Bmith’e göre, her nüfus artışı bir refah artışına tekabül ediyordu. Savaşlardan, salgın hastalıklardan, kıtlıklardan boyuna sarsılan, zayıf düşen ahali yığınlarının hiçbir zaman yüksek bir artış derecesine ulaşamıyacağı sanılıyordu. Fakat İngUterenln, memlekette sanayiin İnkişafı ve dolayısiyle refahın artması yüzünden alıp yürüyen ve hattâ bir aralık işba ârazı göstermeğe başlıyan bir nüfus artışı İle karşılaşması çok gecikmedi. Nihayet 1798 de Malthus «Essal sur le prlnclpe de la populatlon» adlı eserinde «Her beşeıl gurup, İnsanı yaşatan kaynaklardan' daha çabuk çoğalmak temayülünü göstermektedir» prenslpml ortaya attı ve aşağı yukarı hepimizin bildiği şöyle bir mütalâa yürüttü:
« Evvelden işgal edilmiş bir dünyaya ayak basan İnsanın, şayet onu ailesi besllyemez, cemiyet ondan faydalanmak lüzumunu duymazsa, başkalarından her hangi bir yiyecek İstemeğe hiçbir hakkı yoktur ve gerçekte o İnsan yeryüzünde fazladır. Tablatin ziyafet sofrasında ona yer yoktu, tabiat ona gitmesini, dünya sahnesinden çekilmesini emreder, zaten kendisi de bu emri infazda çekinmez.»
Malthus’un bu fikirleri, İçinde doğdukları o zamanki ekonomik muhite çok uygundu. Fabrikaların görülmemiş inkişafı İş başına yalnız erkekleri değil, kadınları ve çocukları da çağırmıştı Aynı bir ailede, ailenin çalışabilecek çağda olan her ferdi çalışıyor ve her gün beş altı kişinin gündeliği birikiyordu; artık sefalet çekmek korkusu kalmamış gibiydi,
aile efradının çoğalmasından korkan yoktu, yerden mantar biter gibi çocuk doğuyordu. Nüfusun bu artışında o sıralarda çiçek gibi çocuk hastalıklarının önlenmesinin de payı büyüklü. Çok doğum, azalan çocuk ölümü, demografik öyle bir tazyik meydana getirmeğe başladı kİ, âdeta ekonomistlerin gözü korktu, kıtlık heyü-£âsı karşılarına tekrar dikilir gibi oı-du. Malthus'a göre, nüfus her 25 senede bir misil artmak yolunu tutmuştu Nüfus jeometrlk ıhendesi» bir artmaya göre çağaldığı halde gıda kaynakları aritmetik (adedi > bir artma yolunda yürüyordu.
Mallhus'un bu görüşüne karşı İngiliz, Alman ve İsveç âlimleri realiteye daha yakın diğer bir görüş ileri sürmüşlerdir: Nüfus optimumu teorisi
Ahali ekonomik refahın veya nüfus başına düşen hakiki gelirin m aksim omundan faydalanabildiği takdirde gerçekleşen lüeal bir muvazene hail mevcuttur, İleniyor. Acaba bu muvazene, bu optlmom nasıl elde edilebilir: Gıda maddeleri İstihsalinin temin ettiği tabii kaynaklar kemiyetini İstihsali çoğaltma İmkânlarını hazırlıyan medeniyet keyfiyetine teşrik suretlle.
Görülüyor kİ. optlmomu teminde yalnız İnsanların kemiyeti değU. key-fletlerl de göz önünde bulundurulmalıdır, Biraz yukarıda optlmomu tarif ederken, bu refah halini sağlıyan umumi gelirden nüfus başına düşen miktarın yüksek olması lcabeder, demiştik. Ancak bu mütalâamızdan umumi refah mutlaka az nüfuslu ve seyrek kesafetti memleketlerde rasia-nabllir. mânası çıkarılmamalıdır
Mesaide bölümü ve korporasyonu temin suretlle kesif nüfuslu memleketlerde de her ferde daha yüksek bir yaşayış svlyesl temini İmkân dahiline girebileceği gibi, zlraatte şimlk gübre ve makine kullanmak veya suni sulama tatbik etmek suretlle topraklarının münbltllğlnl, verimini arttırmasını veya topraklarının veremediği gıda maddelerini dışarıdan tedarik edebilmek için sanayiini geliştirmesini ve mamul maddelerini satmasını bilen kesif nütusiu memleketlerde de bir optlmom hali, yani nüfusla kaynaklar arasında bir denkleşme yaratmak veya hiç olmazsa o hale yaklaşmak mümkündür. Fakat bu İşte yalnız istihsali dikkate almak kâfi gelmez. Optlmomu tâyin için İstihlâki de göz önünde bulundurmak lâzımdır. Zira yerine göre, fertlerin İstihlâk kabiliyeti derecelerinde farklar vardır.
Her hangi memlekette şayet «nüfus fazlalığı - surpopulation» varsa veya böyle bir şeyin mevcudiyetinden şüphe ediliyorsa, onu tâyin için kullanılması lcabeden ölçüleri bize nüfus yoğunluğu (kesafeti İle ahalinin geçinme seviyesi verebilir.
Biliyoruz kİ, her hangi bir yerin nüfus kesafeti derecesinin tâyininde başlıca iki şekli vardır: Bu kesafet yu yerin bütün satıh mesahasının veya yalnız ziraate elverişli, yani eküen ve dikilen kısım sathının kilometre karesine düşen nüfus mıkarlarlle tâyin edilir, Birine! şekil bize «aritmetik» bir nispet verir. Bu nispetin realiteye daha yakın olması 'çln birincinin verdiği neticeyi İkinci ile düzeltmek gerektir. Zira büyük, geniş yüzeylerin olduğu gibi ve verimsiz bırakılması ekseriyetle vakldlr. Binaenaleyh hakiki kesafet ancak ekilen ve dikilen yerlerin kilometre karesine düşen ahali nılktan hesaplanmak suretlle elde edilmek lâzımdır.
Geçinme seviyesinin nüfe fazlalığını tâyinde oynıyacağı role gelince, bunun İçin yalnız geçinme İmkânlarını (kemml malûme) itibar nazarına almak doğru değildir, geçinme sedyesini dc tahlil etmek gerektir; yani bütün ekonomik hayatı Keyfi hususl-yetlerlle ele almak lcabeder. Şayet sadece istihsal ve İstihlâkin kemml durumu He kanaat edilirse «nüfus çokluğu» anlaşılamaz. Bu durum medeniyet derecesi ve hattâ psikolojik mûtalar İle de aydınlatılmalıdır. Fazla nüfusluluk olayına iadece kemml bir fizyonomi vermek yanlıştır
Bu nüfus fazlalığı durumuna karşı koymak için düşünülen birçok tedbirler İçinde şüphesiz en müessiri ve tatbiki en kabil olanı beşeriyetin geçinme kaynaklarını çoğaltmnk ve her türlü İstihsali arttırmak ve bilhassa zİTaatçl memleketleri sanayileşmeğe sevketmektlr.
Tekrar edelim, coğrafyacı gözü *le nüfus sayımlarından beklediğimiz, ahali kütlelerinin sosyal ve ekonomik bakımdan sıhhat derecesini bilmektir. Saıhhatl bozuk kütlelere lâzım olan İlâçları vermek, nüfus fazlalığını yavaş yavaş nüfus optlmomu haline getirmek artık bir İstatistik isi olmaktan ziyade bir devlet işidir.
A. Macll Arda
Turhan bey eşile birlikte renkli bir filim çevirdi
Hollyvvood’daki Türk jönprömyenin hayat; ve çevirdiği başlıca filimler
Hollywood'da Turhan bey ve Susanna Foster tarafından The Climas adlı ve renkli bir filim çevrilmiştir. Amerika'da çok rağbet gören bu filim dünyanın her tarafına gönderilmiştir.
The Clirnax filminin İki yıldı, zı karı kocadır. Bir kaç sene ev. vel evlenmişlerdir, Turhan bey Türktür. Babası bir zamanlar hariciye memuru İdi. Annesi Çe. koslovaktır. Turhan bey Viyana’ da dolmuştur. Babası Türkiye’ye döndükten sonra annesile _bera ber bir müddet Fransa'da kal. mış. sonra Amerika'ya gitmiştir. Turhan bey Amerika’ya gittiği zaman bunlar tngilizçe bilmi. yordu. Burada büyük bir gav. retle çalışarak İngilizceyi mü. kemmel surette öğrenmiştir. Turhan bey İngilizceyi tamam Amerikan siveslle konuşmaktadır. Amerikalılara Ingiliz şivesi yabancı geldiğinden bir cok tanınmış artistler, hattâ Ingiliz, ler Amerika'da rağbet göreme, mlşlerdlr. Turhan beyin Ingiliz, reyi Amerikalı gibi konuşması kendisine olan rağbeti arttırmış, tır.
Turhan bey filim çevirmeğe tesadüfen başlamıştır. Beş sene evvel bir aile dostları kendisinin, tipi itibarile. filim çevirmeğe cok müsait olduğunu söylemiş ve b!r tecrübe yapmasını tavsiye etmiş, tir. Turhan bey bu zatın yardı, mile HoUywood’da küçük bir filim çevirmiştir. Burada göster, diğl muvaffakiyet ve tipinin Mısırlı, Arap, Japon, Çinli, Hintli rolüne çok müsait olması derhal dikkati çekmiştir. Filim şirketleri bu, başka jönprömlyelere ben. zemiven, gençle derhal mukave. le yapmışlar Turhan bey filim çevirmeğe başlamıştır.
Turhan beyin c ' Susanna
Forster
BUGÜN
SÜMER Sinemasında
Günahsız Yalan
(Mr. Enunanud)
Nazi mozallmi, eşi görülmemiş bir sinema harikası. LONİS GOLDtNG'In meşhur romanından filme alınmıştır.
Baş rollerde:
GRETA GYNT — WAETER RÎLT A — FEHX AYT.MER
ItalMttea dünya havadisleri OKMBil
Bir tramvay ia saygı konuşması
Turhan bey Ali Baha filminde Maria Mcntcz’le birlikte
derhal ceketlerini (karmışlar, boksa başlamışlardır. Salondan çıkan bir kaç kişi, bu arada Su. sanna Forster boksü seyretmeğe başlamışlardır.
Turhan bey kuvvetli yumruk, larla mütemadiyen hücum ediyordu. Rakibi bu darbeler altında sarsılmış, nihayet yere serilerek nakavt olmuştur. Maçı me. rakla seyreden ve nişanlısının yere serildiğini gören Susanna gence hakaretle bakarak Turhan beye dönmüş ve onun koluna geçmiştir. Bundan sonra İki genç nişanlanmışlar, bir müddet son. ra dâ evlenmişlerdir.
Susanna simdi 20 yaşındadır. 11 yaşında İken şarkı söylemeğe başlamış ve 16 yaşında iken sahneye çıkmıştır. Bundan sonra Paramount şirket! kendisin? fi. lim çevirmesini teklif etmiştir. Susanna. işe başladıktan sonra bir kaç sene içinde yıldızlar sıra, sına girmiştir. Şimdiye kadar bir çok filim çevirmiştir.
Turhan beyin soyadı, Şultavy' dır. Fakat şimdi bunu bıraka, rak Bey'i soyadı gibi kullanmak, tadır. Amerika, memleketinde çalışan ve askerlik çağında bu. lunan Müttefik memleketler te. ba asını bir kaç av evvel ya mem. leketlerinde, yahut Amerika'da askerliklerin! yapmağa davet et. nfsti. Turhan bey Amerika’da
hizmet etmek arzusunu göstermişti. O zamandan beri harb bittikten ve terhis başladığından buna mahal kalmamış olması muhtemeldir.
Turhan bey sulh teessüs edin, ce Türkiye'ye gelmek ve burada bir filim çevirmek niyetindedir. Aynı zamanda buradan götüre. ceği vesaikle Hollywood’da da Türkiye hayatı hakkında filimler çevirmek İstiyor.
Amerikan gazeteleri Turhan beyden büyük takdirle bahsedl. yor, zekâsını, iktidarını çok methediyorlar.
Üskudardan Kadıkoyune I. İkan ıskarça bir tramvay arabası. Orta yere doğru ayakta beyaz saçları baş örtülerinden fazlaca taşmış İlci yaşlı bayan. Bulundukları sıkışık yerden melûl mehil etrafa bakarak kendilerine yer verecek bir saygılı veya hayır Sahibi arıyorlar. Omurgası eğrilmiş vücutlarının sallantıdan devrllmetne-sl için ellerinin sıkı sıkı tuttuğu kail a pe halkası yanında ve onların tara ününde bir gözü çipll. öbür gözü takma (trahomlu olması pek muhtmel) yirmi yaşında kadar bir genç ile ondan biraz daha büyükçe bir bayan oturmakta. Ne genç erkekte bir okullu hail var; ne de yanındaki kadında bir görgii hail
Birinci yaşlı bayau vallahi bittim, Nerede eski terbiye, şimdi her yerde gence rağbet.
İkinci yaşlı bayan — (Eskiye rağbet olsa ba’"'*- ...rina' nur yağar)
derler
Genç ou ^..enıı Kendilerine olduğunu anlıyarak kımıldanıyor, yanında kin e bakıyor, ezilip büzülüyor
Görgüsüz bayan — Zorla mı yer ve-rereşı? Aldırma, otur oturduğun yer-d(
Bunu işiten ayaktan durauiantan bir 6a. Sa. De. üyesi olduğu rozetinden belli biri; gence bakarak:
— Çocuğum, sen gençsin, bu yaşlj bayanlar yorgun.
Gene yerine, görgüsüz bayan cevap veriyor
— Biz evimizde ikram yaparız, burası tramvay, benim malım değil.
Birinci yaşlı bayan, rozetliye;
— Evlâdım üzülme, bırak. İstanbul-da İhtiyara, yaşlıya hürmet kalktı. Beyhude yorma kendini
Rozetli üye — Saygı hiç kalkar mı valide, bunlar İstanbullu ve görgülü insanlar değH- Bu genç de okumuşa hiç benzemiyor. Unutmasınlar iri onlar da bir gün yaşlanacaklar ve ayakta kalacaklar. Cemlvet toprak gibidir, ona ne ekilirse o biçilir
Bu sözleri dlnllyen İki orta yaşlı zat iki yaşlı bayana yerlerini terkediyor-lar.
Yaşlı bayanlar — Allah razı olsun, görgülü insanları Allah ıcmizden eksik etmesin.
Oturmakta olan genç acı acı gülümsüyor. Sarı benizli ve sinirlilik hal! gösteren yanındaki bayanjp siyah tül baş örtüsünün tamamen ör-temedlgi saçlarının altında ter taneleri görülüyor. Sıkıldığı belli
Biletçi — Fasa kanısına İn—-/ var mı?
İçeriden kapıya doğru çıkmağa ve kendine yol açmağa uğraşan biri — İnsan lâstik olmalı bu tramvayda...
Başka biri İçeriden cevap veriyor: — Hamur olduğumuz vetmlvor mu? nr •» z.

Bu akşam saat «m
DRAM KISMI
K O R İ O MN V S KOMEDİ KISMI H tt f g T T t Ş
Turhan bey The Climax filminde Susanna Froster'le birlikte
Genç Türk jönpıömiyesinin çevirdiği başlıca filimler şunlardır!
Whİte Savage, Arabian Nights, Ali Baba. Ejder Tohumu, The Climax. Turhan bey Ejder Tohu. mu filmini Catherine Hepburn, AH Baba filmini Maria Montez, nihayet The CHmas'ı Susanna Forster ile çevirmiştir.
Turhan beyin Susanna İle evlenmesi hakkında su garip va. kayı naklederler: Susanna bas. ka bir gençle nişanlıymış. Bir gün genç arstist nlsanlısile birlikte bir salonda otururken bu gençle Turhan bey arasında bir hâdise çıkmış, Amerika’da böyle hâdiseler çıkınca -İki taraf arasında boks yapmak ve işi boks ile halletmek çok teammüm et. mşltlr. Turhan bey de bu genel salonıin dışına boksa çağırmış, tır. îk! genç dışarı çıkar çıkmaz
^ŞARK kl“ ELHAMRA^
Bugün büyûîc halk sanatkârı
NAŞdT ©ZCAN’on
en son çevirdiği film:
On binlerce lira sarflle vücuda gelen muazzam yeril film
DUVAKSIZ GELİN
Sanatkâr NAŞİT ÖZ C A Baş Naşit özcan artistler: Halide Pişkin Hüseyin Kemal Şevklye May
— ADİLE DUDU Rolünde — Reşit Baran Vedat Karaokçu Gülistan Güzey Ahmet Güldüren
7 yaşından 70 yaşına kadar bütün İstanbul, bütün Türklyenln seyredeceği eğlenceli, takHdü.bol müzikli fevkalâde bir komedi
İlâveten en son dilnya haberleri
Eoıinonu Halkevi Bale Kursları Tatbikat sahnesi temsilleri
BORA
3 Kasım cumartesi Suvare 21 de. 4 Kasım pazar Matine 17 de. Suvare 21 de.
Numaralı yerlerinizi şimdiden Halkevi ve Şark sineması gişelerinden ayırtabilirsiniz. Telefon: 23340
■ Halkevleri ve Kurumlar)
ANTIGONE’nûı SON TEMSİLİ
Eminönü Halkevlnde muvaffakiyetle oynanmakta olan Antlgon* trajedisi pazartesi günü akşamı saat (20.30> da umumi İstek üzerine son defa temsil edilecektir.
ık C. H. P. Eminönü İlçesinden: İlçemizin Alemdar ocağına bağlı aşağıda yazılı ocakların kongreleri 22/10 945 pazartesi günü toplanacaktır. Bu ocaklarda kayıtlı Partililerin yazılı saat ve yerde hazır bulunmaları rica olunur.
Akbiyık ocağı *aat; 20,30 Eminönü Halkevi üst kat salonunda. Küçük Ayasofya ocağı saat: 21.30 Eminönü Halkevi üst kat salonunda.
RADYO
bugün
TAKsiM Sinemasında
Mazlumun Ahi
Türkçe Sözlü ve Türk Musikili Başrollerde: Fatma Rllştii - Enver Vecdi Bu film gördüğü fevkalâde rağbet üzerine DAHA BİR HAFTA TEMDlD EDİLMİŞTİR. İlâveten Diinva Havadisleri (Tlirkce)

ANKARA RADYOSU Bu akşamki program
İB.OO M. B. ayarı. Dans orkestrası, 18.45 Karışık şarkılar, 19.00 M- S. ayarı, Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Salon orkestrası, 30.IB Pazar Gazetesi, 20.30 Fası), »1.00 Mü Ik (pl), 21.15 Beste ve şarkılar. 2135 Müzik, 3200 Müzik (pl.), 23.15 Yurtta spor, 22.30 At yarışları neticeleri. 22.35 Müzik (Pl.), 22.4* M- 8. ayan, Haberler,
Yarın sabahki program
7.S0 M. S. ayan, Müzik (pl.). 7 45 Haberler, 8.00 Müzik (pl.). 12.30 M. 8 ayarı. Şarkı ve türküler, 12.45 Haberler, 13.00 Salon orkestra».

HAFTA
NUŞMASI
Sayım var, suyum yok
Demin eve gelen sayım memuruna ilk Önce adımı yazdırdınız. Bu addan memnun musunuz? Bir çok kişi biliriz ki adından haz etmez. Bütün Ömrümüz müddetince taşıyacağımız adımızı sonradan, olgunluk ve erişkinlik çağında zevkimize göre değiştirmeğe hakkımız olmaması mantıksızlık ve insafsızlı ktır
Demin evinize gelen sayım memuruna ilk önce adını, »ı ve soyadınızı söyleyip yazdır, diniz. Soyadını geçelim, küçük adınızdan bahsedelim.
Bu addan memnun musunuz?
Ben bir çok kişi bilirim kİ yaşı altmışı aşmasına, yani yarını asırdan beri adını üstünde taşı, masına rağmen küçük adından memnun değildir. Hattâ, her ça. ğırılışmda o ismi koyan babası, na, dedesine karşı ufak bir öfke bile duyar, «başka bir şey bula, madılar mı?» dîye çok defa için, den, bazı kere de diHle sızlanıp hoşnutsuzluğunu belli eder.
Bütün ömrümüz müddetince taşıyacağımız, zevkimize uygun bulmadığımız halde son nefesi, mize kadar İşitip işaretine uya. cağımi2 adlarımızı sonradan, ol. günlük ve erişkinlik çağında zevkimize göre değiştirmeğe hakkımız olmamasını mantıklı, in, saflı bir usul sayamayız. Baba, nın muayyen bir yaşta vesaye. tinden kurtuluyoruz da neden taktığı İsimden sıyrılamıyoruz Ve bu İsmi miras hastalıklar ve ruh sakatlıkları îmişcesine taşımağa mecbur tutuluyoruz? Uyu. yamadığımız eşten mahkeme ka, rarile ayrıldığımız gibi arada yıldız barışıklığı olmamış isimler, den de yakamızı sıyırmalıyız. Hele meseleyi kadın zihniyetile ve kadının bu gibi teferrüata doğuştan verdiği ehemmiyet bakı, mmdan düşünürsek kaidenin aksak tarafını daha iyi görmüş oluruz. Kadın iki noktadan o göreneğin aleyhinde bulunabilir;
1 — Adlar bile modaya tâbi, diı-: yarım asır önce bir kız ço. : cuğuna meselâ «Hürmüz» İsmi » konabilir ve yadirganmazdı, Bu_ ■ gün demode adi taşımaktan haz : etmek bir kadın için pek güçtür.
2 — İsimlerin bir modası olun. ■ ca yaş da az çok meydana çıkar. Umum! bakımdan Hürmüz ve Şahende hanım denince göz önü_ ı ne gelen muhakkak surette alt. ( mışlık bir kadındır. Netekim bayan Bedia otuz beşe yaklaşmış, Neclâ otuzu geçmiş, Âyten He Sevim yirmiyi çoktan bulmuş. Günseli ve Ayla henüz liseye gir. miş yaştadırlar. Bir Sunaya yir. mİ beşten fazla yaş veremeyiz.
Dışarda ayak sesleri, fısıltılar olsa da içerden «kim geldi?» diye . sorulsa ve «Nihal hanım!» ceva. , bı işitllse ben tanımadığım o Ni_ [ hal hanımın — «Aşkı Memnu» , romanından ilham alınarak adlan dınldığına hükmederek — . nihayet en fazla Sultan Hamldin ; son günlerde meşrutiyetin İlk j günlerinde doğmuş bir yaşta bu. ; lunduğuna hükmederim. Alda. ‘ nabihrim ama saz kabilinden!
ı Eski zaman kadın isimlerinden bir kısmı vardır ki okunuşu yazılışına benzemezdi. Meselâ Tevhide, Baise, Behnane isimle, rl, hele sonlarına birer «hanım » da gelince Tefidânım, Baysânım, Behnânanım gibi asıllarma büsbütün benzemez acayip telâffuzlara sokulurdu. Arapça dişilik edatı alarak kadınlara mahsus bir şekle sokulan isimler çok ol. duğtı gibi hiç şekil değiştirme, den iki cinse yaraştmlanlan da az değildir: İhsan, Mürüvvet, Hâlet. iffet. Şevket gibi... Bün. lar insana İki taraftan birinin hakkına tecavüz hissini verir,
Vaktile gene kadınlardan halayık takımile saray halkını, ya. nf kul cinsini adlarından anlayı. verirdik: Bir Teranedil. Nazike. dâ, Kamertap. Şevkefzâ hanını her halde peltek şive ile konuşan ve cami yıkılsa da mihrabı verinde duran kadınlardandı. Ama Şetaret, Menekşe, Konca, Ka. demhavir gibi isimler anılınca göz önüne kara tenliler gelirdi; bacılar • — ■ - •
keğine, keğtne Beşin lirdi.
isimlerine bakarak çeşitli ırk ve milliyetleri de sezmek biraz mümkündür a.,,
Ramazan, Bayram, Şaban ve. saire daha ziyade Arnavut adı. dır; îsâ, Zekeriyya gibi bazı Pey. gamber adlarından Çerkesler hoşlanırlar; Tatarlardan Abdür. rahman olmıyanı nadirdir. Fa. kat Dursun. Durmuş, Yaşar ve Satılmıs’ı işitince karşımızdaki, nin Türk olduğunu, bir çok kar. deşlerlnin de kendilerinden önce ölüp ölüp gittiğini, yaşamaları İçin bu adlan taşıdıklarını anla, nz. Beklenmedik şartlar içinde doğanların adı Hûda verdi, deniz üstünde dünyaya gelenlerin Bahri ve Bahriye. Mekke ve Me. dine doğumluların Mekki ve Me. deni olur.
Çingene kızı İsimleri de hemen hemen inhisar altına girdiği İçin halk onlara benzeven adlan kul. lanmaktan çekinir.
ve kalfalar... Onların er. daha doğrusu yarım er. Mesut, Cevher, Mercan, Amber adlan yakıştın.
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR
Dağdan yazılıp eve gönderilen mektup
E* rkeklerde Enverlerin ve Nlyazilerin çoğu Hürriyet devri doğumlularıdır. Abdülha. mit saltanatında doğmuşlar arasında ise bir Murat vç bir Reşat yoktur. Bu adlan eskiden almış olanlar bile «Murad» ı değiştirip ya «Mir’atn yaparlar, yahut büs. bütün atıp göbek adlarını kulla, cırlardı; Reşat «Neşet» şekline girerdi.
Ad koymak İşine saygı ve dalkavukluk da karışır.
Zengin yahut gerçekten hür. mete lâyık büyük babayı, büyük anayı hoşnut etmek maksadlle toruna onun adım veririz. Za. vallı yavru bu suretle meselâ «Abdüsselâm» veya «Nutkiye» olur, yaşadığı müddetçe de o İsimlerin ağırlığına katlanır, Her hangi bir büyük memurun hoşu, na gitmek İçin de maiyetindekiler o memurun adını «teberru, j kem. diyerek yeni doğan oğulla. | nna '«akarlar. Çocuk bu dalka. vukluk yüzünden ve hiç yoktan olur bir Zülkifl. veya Derviş!
Kötüsü şudur ki o büyük memur, faraza vali üç gün sonra ölür veya başka bir tarafa gider: dalkavukluk boşa çıkar. Çıkar ama çocuğun boynuna bir kere bu Derviş ve Zülkifl yaftası ta. kılmış olur, Babasm’n mlzacgir. [ li^i hâtırası olarak taşısın dur. I sun! [
Adlarımızın akrabamız ta. rafından, doğduğumuz sı. rada konmasının ve sonra değiş, tlrilememesinin bir kusuru da zamanla «müsemmâ» ile İsim arasındaki uymazlığın pek göze batar bir hal almasıdır.
Meselâ bir Melek veya Huriye hanım çarşamba karısına döner; Sablh ve Melih beylerin yüzleri, ne bakan köpekler bile ürküp sinirlenerek ulumağa başlar; Şefik hainin biri, Atiye Allahın be. lâsıdır; iffet kaldırımda gezer, Servet meteliğe kurşun atar. Suya sabuna dokunmıyan, iddiası olmıyan, her huya uyan, hattâ meşhurlan hatırlatmıyan İsim, ler en İyileridir; yanı Rlzalar, Tevfikler, Muratlar., fakat böy. lelerl pek azdır. Eğer, İnsanlara İsimleri bir program olabilseydi dünyada İyilikten ve güzellikten başka bir şeye rastanmazdı!
Bazı çift İsimler kendiliğinden şatafatlıdır; İnsana eski usulde, rütbe ve elkap İle kullanılması arzusunu verir. Meselâ şair dos. tumuz Asaf Hâlet Çelebi’nln soyadı atılınca geri kalan iki İs. ml «Devletlû Asaf Hâlet paşa hazretleri» şekline girmeğe, meşhur bir vezir adı olmağa pek el. verlşlldir. Kimi de göz önünde general üniformalı bir şahsiyet belirtir vahut akla sanklı cüp.
, peli bir zat getirir.
isimlerin o bakımdan âdeta hususi bir tipe uygunlukları var. dır. Hattâ esmere, sarışına, ufak tefeğe, iri yarıya yakışan isimler olduğu bile iddia edileibilir. Esmer yüzlü bir Tiraje, bodur bir Suna tasavvur etmesi güçtür. Şişman bir Seyfi bey ve Nihal hanım bulunur ama mantığa sığmaz.
Anadoluda sık rasladığımız «Elif» adı İstanbulda hiç revaç bulmamıştır. Hüsmen. de yalnız köyde yetişir; Battal da öyle...
Son zamanlarda öz Türkçe isimlere karşı bir «modası geç. me» hali göze çarpıyor. Zeynep, ler. Avşegüller, kısaca Aliler ve Fatmalar çoğalmaktadır. Vakit vakit bazı isimler salgın şeklin, de her eve girer, yeni doğan ço. cuklara hastalık gibi birbirinden bulaşır. Netekim Sevim, daha ön. çeleri Jale, son devirde Ayten, bir aralık Erol böyle olmuştu. Kimi ailede de kafiyeli isim m e. rakı vardır; boy sırasile Berin. Nermln, Şermin yahut Hâdı, Sa_ di. Badi. Radi gibi... Birinci ki. zina Leylâ adı koyanın İkincisi, ne Selma yahut Neclâyı takma, ması nadir vakalardandır.-
Vaktile frenk kadınlan! e evlenen Türkler gûya her ik! lisa. na uysun diye — telâffuzları hiç benzememekle beraber anavı memnun etmek ve ne olur ne olmaz bir gün çocuklar frenkleşir. se kolaylık olmak cihetin! de düşünerek — Süzan ve Sadi adlan, na yapışırlardı. Malûm ya, Lyon şehrinde bir anarşistin öldürdüğü Fransız Cumhurrels! Gam ot', nun küçük adı Sadi İdi!
Edebiyatı Cedide muharrirleri hikâye ve romanlarında isme ehemmiyet verdiler. Hattâ isim »lânse» etmek iste, dikler! pek bellidir. Ahmet Hik. met’in Hüceste ve Bercesteleıi, Hallt Ziyanın Bihterlerl, Behlül. leri bu arzunun mahsulleridir.
Mektepten çıkalı beri lûgata el sürmemiş nice adamların çocuk sahibi olacakları sırada beş on gün İçin kitap karıştırmaktan bir Şemseddin Samiye dönmeleri de hayli tuhaftır. Tanınmış ediplerden «aman, yavruma bir isim bulunuz!» diye yardım istemek de âdettir. Lâkin çok defa onların kendi evlâtlarına verdik, leri İsim alınır. Üstat Ekrem'in bu memlekete binlerce Nejat yahut Nljat kazandırdığı şüphesiz, dir. Bir tuhaflık da yumuşaklık mânasına geldiği sanılarak kız çocuklara bir zamanlar Neriman İsminin takılmasıydı; Neriman Zal oğlu Riistem’in'büyük babasının adı olduğu için ancak peh. livan yapılı ve cesaretli erkekler hakkında kullanılabilir!
Sayım günü doğmanın da. ölmenin de her günkünden daha münasebetsiz olacağına İşaret etmeği unutmıyalım. îstanbulun bugün «Sayım var ama suyum yok!» dediğini bilmem İşitiyor musunuz?
Bizi geçen nüfus sayımından bugünkü sayıma sağ salim ulaş, tınp sağlar defterinde gene yer tutmamızı sağlayan Tanrıya şükrederken ulaşamıyanlan rahmetle anmalı ve aramıza katılan yavrular hakkında da harbsiz geçecek refahlı bir ömür dileme, liyiz.
Yen! sayım memlekete inşallah eskisinden de uğurlu olur.
Refik Holid Karay
EEVIEI
Eylül - Ekim Nüshası
Fevkalâde Yazı ve Resimlerle Çıktı
Her yerde arayınız.
Kesnedekl ev

Henüz sekiz aylık evli genç zabit silâha sarılıp dağlara nasıl çıktı?
r -
■; Yastığın altındaki tabanca— «Nasıl olsa bir gün beni öldürecekleri
— Perdeleri indiriniz!. — 1324 haziranı — Resne bahçeleri — Dağların çağırdığı adam — ilk toplantı — Hacı Ağanın evindeki heyecanlı gece — [ Niyazi beyin 500 lirası — Bir imparatorluğa kafa tutan bir avuç insan — Seni çok severim, fakat..

O kadar büyük tehlikeler içindeydi kî genç damat daha güvey girdiği gece yastığının altını kaldırdı, ve oraya tabancasını yerleştirdi.
Tam bir İstanbul kızı olan, zevcesi onun bu hareketini büyük bir alâka ile takibetmekteydi. Hakikaten de sonra bir düşman kurşun ile hayata gözlerini yu. man Niyazi bey daima bu mu. kaddes ölümü beklerdi. Her an, her köşe başından üzerine bir tabanca patlatılabilirdi. Her zaman zevcesine:
— Nasıl olsa bir gün beni öl. dürecekler... Yazık seni yalnız bırakmak mecburiyetinde kala, cağım.... derdi: Gece, evin için, de dışarıya çıkmak filân lcabe. dince tabancasını yamadan ka. tiyen ayırmazdı.
Resnedeki evin yemek odası. bahçeye bakardı. Akşam yemeği, meşhur nutkunu Iradediyor ve na InilHînrl -z-amnr» nf»tr(ll İftmha.SI "
ipi

ne inildiğl zaman petrol lâmbası yanmış olurdu. Niyazi bey oda kapısında durur:
— Canım şu perdeleri lndri. meden lâmbaları yakmayınız,., sözlerile hizmetçiyi İkaz ederdi.
Dağlar çağırıyor!..
1324 senesi haziran ayının ortalan... Resne bahçelerinde elma, lar kızarmakta,,. Rumeli son de. r ecede sıcak bir yaz geçiriyor.
OsmanlI İmparatorluğunda İs. tlbdadın şaha kalktığı günler, Genç ve ateşli kolağası pusuya düşürülmüş bir kaplan gibi Res. nede dolaşmaktadır. Bu ufuklar ona dar geliyor. Üniformalarını söküp ve mavzerine sarılıp dağ. lara çıkmak, hürriyet uğrunda döğüşmek istiyor. Günlerce, haf. tatarca hattâ bazan aylarca sü. ren eşkıya takiplerinde çetecilik hayatının, dağ hayatının bütün inceliklerini öğrenmiştir.
Ve 200 kişilik silâhlı bir çete 11e koskocaman bir İmparatorlu, ğa da. padişaha da onun tahtına da, tacına da kafa tutabileceği, ne, hürriyet İçin kurşun atabüe. eeğlne inanmıştır. Dağlar, ova. lar, ve Rumeli vâdileri anlatılmaz bir kuvvetle onu kendisine doğru çekmektedir.
Fakat dağların ve hürriyetin kendisini bu kadar ısrarla çağırdığı genç adam henüz 8 aylık evlidir. Ve Resnedeki ev bir saa. det yuvası halindedir. Bir taraf, ta serbes, hür havalı dağlar, sİ. lâhlı mücadele, öteki tarafta bü. tün mesuliyeti üzerine alınarak tstanbuldan getirilmiş bir hayat yoldaşı, sıcak bir ev!,.
îlk toplantı
Sekiz aylık genç damat, ateşli zabit nihayet karar veriyor. Bir çete yapacak, dağa çıkacak, hükümete karsı isyan edecek, hür. rlyet İçin silâh çekecek!.. Bunun İçin hemen hazırlığa başlıyor. Ve daima eşkıya taklbile meşgul olduğu İçin harcırahlarından ve maaşlarından 550 lira biriktir!, yor işte Niyazi bev kuvvetleri, nin İlk bütçesi budur.
Kendi evinin bahçesinde böv. le bir çete kuracağını ve dağa çi_ kıp. hürriyet uğrunda hükûme. te İsyan bayrağını açacağını İlk olarak Resnede arkadaşı Beledi, ve reisi Cemal beyle. Tahlr efen.
diye açıyor,
I Belediye reis İle aralarında su

diyor Jd:
— İstibdada karşı yapılacak umumî ihtilâle evvelâ Resne baş. lamahdır. İlk olarak İhtilâl bay. rağinı biz açacağız. Ben her şe. yİ hazır ettim. Para var, Çarık, çorap, fişeklik, cephane, silâh, hülâsa bir çeteye lâzım olacak her şey var. Yalnız kahraman, lar lâzım. Ço-luğunu, çocuğunu, rahatını, hayatın lezzetini, dünya ile olan bütün alâkasını feda edebilecek kahramanlar!,. Ben bunlara ebediyen veda ediyorum. Kimsesiz hemşirelerimi, yeğenle, riml, refikamı Manastır'a götü, rüyorum. Evimi kapıyacağım. Kararım budur. İçinizde bana uyacak var mıdır?,,
50 kişilik davetliler hep bir ağızdan:
— Hepimiz hazırız...
Diye bağırıyorlar. Heyecanlı kucaklaşmalar ve karar: Cuma sabahı şafakla beraber dağlara çıkacaklar ve hürriyet elde edi. llnciye kadar bir daha dönmiye. çekler!..
Bir imparatorluğa isyan eden bir avuç kahraman!. Bütün bu kararlar haziranın on beşinci günün gecesi veriliyor. Niyazi bey o gece son derecede mesut bir halde evine, genç zevcesinin yanına dönüyor. Hayatının en mühim kararını vermiştir.
Ayın on beşindeki bu mühim karardan sonra 20 haziraıi 1324 senesinde Niyazi beyi 200 kah. ramanla birlikte mavzerlerle dağda görüyoruz.
Dağdan yazılan mektuo!
Dağdan Manastırda bulunan zevcesine bin bir tehlike İçinde gönderdiği bir mektubunda şu sa. tırlan okudum:
«İki gözüm,
Satıa pek kıymetli bir yadigâ. rım olmak üzere gönderdiğim su vedanameyl payet soğukkanlıbk. la sevine sevine oku., ve okuyunca ilânı mesar et Sakın ağlama. Hattâ hiç sıkılma...n
O zamanki şartlara, vaziyetin müphemliğine göre 100 de 1000 İhtimalle ölüme giden Niyazi, hassas bir İstanbul kızı olan zevcesini cesaretlendiren cümlelerden sonra mektubunun sonraki kısımlarında şu da veriyor.
«Gerçi seni severim, vatanımı dünyada her . [ziyade severim. Hükümetin miis. tebidane idaresüe hâleti nez'e gelmiş vatanımızı desti taarruzu Adadan kurtarmak iizere mavzer tiifeklerile mliscliâh iki yüz fedai ile Balkana çıktım.
İste simdi telâş etme.
Üç günden beri gördüğün te, lâşlar buydu. Sen satan kat'ı ümit etme.»
Hürriyet İnkılâbı tarihimiz için mühim vesikalardan biri
daha İzahatı
Lâkin
şeyden
i Kızmamaktadır, Ve hiç bir surette ayrı gayrileri yoktur. Cemal beyle Tahİr efendi Niyazi beyi dinledikten sonra:
— Mükemmel bir fikir... He. men çeteyi kurup dağa çıkalım!
Sözlerile ilk yemin! ediyorlar. Ve bu suretle çetenin tohumu atılmış oluyor. O gece de Resne. deki meşhur ^Hacı Ağa» nm evi, ne 50 kişlvl davet ediyorlar.
Hevecanh bir içtima. Nlvaz! ------------
|bey o gece Hacı Ağanın evinde ıolan bu m^tup 20 haziran 324
tarihini taşımaktadır. Düşünme, li ki mavzerini diz'ne dayayıp, dipçiğinde bu satırları yazan genç adam, henüz evlilik hayatı, nın sekizinci avını doldurmuş değildir,
Aynı mektupta Niyazi bey zev. cesine: «Sana 30 lira gönderiyo. ruml» diyor. 500 liradan 470 li. rayı İdealine, ve ancak 30 lirayı evine ayırabiliyor.
Lâkin dağa çıkması da pek heyecanlı oluyor. Önu da gelecek yazımızda göreceğiz.
Hikmet Feridun Es
Ağır sıklet dünya boks şam piyonl uğu
Amerikan ordusundan terhis edilen ağır sıklet dünya şampi. yonu Joe Louis, organizatör Mi. ke Jacobs'un delâletile imzaladığı bir kontratta. 1946 yılında un. vanını korumak maksadlle bir maç yapmağa hazır olduğunu açığa vurmuştur. Joe Louis böv. lece. kendisine hasım olan Billy Conn ile veya Mike Jacobs'un tâyin edeceği herhangi bir bok. sörle maç yapmağı kabul et. mektedir. Maçın tarihi, bilâha. ra tesbit edilecektir,
Joe Louls'in herhangi bir ra. kibe karşı kabul ettiği bu maç. savaştan evvel Bıllv Conn’u 13 cü ravndda nakavt ettiğinden beri ağır sıklet şampiyonası için ya. pılacak ilk resmî karşılaşmadır.
Deniz suyunu tatlı suya çeviren alet
Her hangi bîr kaza münasebe. tlle bir sandal içinde, deniz üze. rinde günlerce kalanlar çoktur Bunlar ekseriya susuzluktan çok sıkıntı çekerler. Susuz kalan ka. zazedelere yardım etmek için de. niz suyunu tatlı suya çevirecek bir alet bulunması düşünülmüş ve buna muvaffak olunmuştur. Bu alet deniz suyundan kolayca tatlı su istihsalini temin etmek, tedlr Yeni alet bütün tahlisiye sandallarına konulacaktır.
Uranium membaları
Kimyagerler tarafından ikinci derecede bir maden olarak kabul edilen, fakat atom bombası ba. tamından belki de çok üstün bir rol oynıyan uranium. şimali Amerika, Avrupa ve AfrtkadaM bir çok memleketlerde muhtelif şekillerde bulunmaktadır. Bir uranium oksid sekli olan Pıtchb. lende. Belçika Kongo’sunda. Çe. koslovakva’da. Great Bear Lâ. ke’de ve’ Kana eladaki madenler, de vardır.
Avrupa savaşında Müttefikle’-uranium medeni ihtlvacınırt 95 ini kontrol etmişledir.

Scıiıfe 6
A ■ 9 A M
21 Ekim 1945
J HER AKŞAM ^BİR litKÂVE
Mühim bir mesele
Ögk yemeğinden sonra acemi hareketlerle bir sigara tellendiren Rahşan yarım saat kadar bir şekerleme kestirmek İstedi. Karyolasına uzandı, yatağının tam karşısına düşen aynada kendisini görüyordu. Gönleri tatlı bir mahmurlukla süzülürken bir denbire telefon çalmağa başladı.
Ralıçan:
— Tam sırası!,, diye söylenerek ayağa kalktı. Telefonda bir erkek «esi şöyle diyordu:
____ Allo.., Affedersiniz efendim orası Beyaz Zambak apartımanınm üçün-tb katı mı?..
Rahşan sinirli, cevap verdi;
— 'Siz nereyi ve kimi arıyorsun» •fendim?
Telefondaki ses:
____ Ben Beyaz Zambak apar Umanının üçüncü katını arıyorum efendim
_ Evet burası söylediğiniz apıırU-manııı üçüncü katı... Fakat ne olacak?
— An efendim, sizi rahatsız ettim, biliyorum. Lâkin pek hayati bir melek! £on derecede mühim bir variyet. Âdeta bir insanın hayatı mevzuu bahi i . Yoksa başka türlü rahatsız, etmeğe cesaret edebilir miydim efen-dlm'1
— Lütfen maksadınızı söyleyiniz.
— izah ediyorum efendim. Çok hayali bir mesele hakkında arkadaşım Nureddlnle görüşmem lâzım... Bu Nu-reddin de sizin karşınızda, yani aynı apartııııanuı üçüncü katında ve 5 numaralı dairede oturuyor. Kapı Karşı komşusunu2. Dediğim gibi blir-rinln hayatı mevzuu bahis efendim. Lütfen kendisini telefona çağırmak kabil mi?..
Rahşan ne yapacağını kes-Ureml-yen bir tavırla durdu. Nureddin’l biliyordu. Tam karşısındaki dairede otururdu, İnsana yiyecekmiş gibi gözlerini diken bir bekârdı Şimdi ne yapmak lâzımcı?.. Telefondaki sesi
— Pek rica ederim hanımefendi... Büyük bir İyiliğe, muazzam bir sevaba irkmiş olacaksınız.. Lütfen arkadaşımı çağırınız. Zira bir insanın hayatı mevzuu bahis!.. diye sözlerine devam ediyordu,
Rahşan istımiyerek ve yarım ağızla cevap verdi:
— Peki efendim... Çağırayım... Telefon başından ayrılmayınız.
Sonra birdenbire aklına gelmiş gibi •ordu:
— Peki amma siz benim Nureddln beyefendi İle karşı karşıya komşu olduğumu nereden keşfettiniz de bu-yava telefon ettihiz?.
— Haaa.. Anlatayım hanımefendi. Arkadaşıma bu gayetle mühim haberi nasıl vereceğimi düşünüp dururken talih perki halime acımış olacak ki te'efon rehberinde sizin adresinizin yanı başında »Beyaz Zambak apart imanı 3 üncü kat» adresini gördüm. Deliler gibi sevindim. H(-nıeıı sizi rahatsız ettim Arkadaşımı bekliyebiUr mi,im efendim?.,
— Peki efendim peki.. Çağırıyorum!..
Tel* fonu bırakıp tapıya doğru yürürken evin yalıaız olduğunu da düşündü. Tuhaf bir vaziyetti. Mamafih telefondaki adama söz de vermişti Bonra gayetle merhametli, yufka yürekli bir kadındı. Bir sıkılganlık yükünden bir faciaya sebep olmak İstemezdi,
çaresiz gitti. Beş numaran m -apı-®nı çaldı. Nureddln bizzat kendi açtı. (&enç adamın üstünde atlet fanila ▼ardı. Rahşan şaşırmış ve utanmış bir halde telâşla çabuk çabuk:
— Sizi mühim bir mesele hakkında bizim telefondan istiyorlar!., dedi.
Adam bakmadan yürüdü. İçeri girdi. Lâkin arkasından Nureddin’ln •yak seslerini de İşitiyordu.
Adam telefonun başına otururken 4cür diledi:
— Eğer kıyafetim sizi rahatsız ediyorsa, af finizi dilerim efendim!.. Ma'um a, telâşL.
Böyle söyllyerek hakikaten pek güzel olan vücudundaki atelt fanileyl İşaret ediyordu. Rahşan İşltmrmez-llğe geldi.
Nureddln telefonda şöyle konuşmağa başladı:
— Evet... Teşekkür ederim. Fakat kardeşim biliyorsun kİ ben artık öyle eğlencelerle, bu kabilden havai şeylerle meşgul olmak istemiyorum. Bundan sonra hayatımı da"ha ciddi, daha aklı başında bir halde geçirmek işti yor um. Evlenmek istiyorum azizim evlenmek... Bir yuva kurmak!.
Genç adamın telefonda konuşması devam ediyordu. Apartımnnın bütün kapılan tama mile camlı olduğu için her taraftan her yer görünüyordu,
Rahşan durmuş merakla şu «Bir İnsanın hayati mevzuu bahis olan» konuşmanın neticesin! bekliyerdu, Fakat Nureddln'ln böyl« telefonda evlenmekten filân bahsettiğtnl işitince pek şaşmıştı.
Nureddln devam ediyordu:
— Hattâ bir genç kızla değil, şöyle durmuş oturmuş, hayatı anlamış bir dulla evlenmek istiyorum. Hem de şu tipte olmalı...
Genç adam böyle söyllyerek telefonda Rahşan'ı tarif etmeğe başlamıştı. Genç kadın fena halde sıkılıyordu. Nihayet konuşma fash bitti. Nureddln büyük teşekkürlerle ayağa kalktı. Rahşan yüzü hiç bir şeye tut-mıyan kadınlardandı. Nureddln giderken :
— Çok mühim bası hâdiseler içinde bulunuyorum. Yine sizi rahatsız ederlerse lûtfunuzu beklerim efendim... dedi.
_ Peki efendim!..
Rahşan henüz bu maceranın şaşkınlığı içinde bulunurken bekâr komşusunu ertesi günü yine telefondan çağırdılar. Yine aynı konuşma... Delikanlı mütemadiyen artık akıllandığından, maksadının pek ciddi olduğundan, mutlaka evlenmek istediğinden. hayat arkadaşı uslu akıllı btr dul olursa pek mesut olacağından bahsediyor, İstediği kadını tarif cdsr-ken kelimelerle Rahşan’ın portresini çiziyordu.
Üçüncü günü Nureddln yine telefondan aranınca Rahşan:
— Bir dakika müsaade buyurunuz... Telefon numaranızı veriniz. Nu-reddin bey sizi buradan arasın... dedi. Karşısındakinin telefon numarasını aldı. Sonra hizmetçiyi bekâr komşusuna gönderdi. Nureddln içeri girmeden önce Rahşan telefonu açtı. Gûya bir arkadaşlle konuşuyor gibi yaptı. Delikanlı salona girince Rahşan elile telefonu kapatarak:
— Bir saniye... Ben konuşayım, bitireyim. Arkadaşınızın numarasını aldım. Siz kendisini ararsınız... dedi.
Sonra makineye doğru şunları söyledi:
— Nafile çeneni yorma... Hiç kimse ile evlenmeğe kati surette kararımı vermiş bulunuyorum. Amma hiç kimse ile... Yorulup arkamdan koşma ın-lar ve beni rahat bıraksınlar... Kim ısrar ederse terslerim,..»
Bunları söyledikten sonra hızla telefonu kapattı. Sonra Nur.dlln'e yan gözle baktı Fena halde bozu'-muştu. Ve bir daha delikanlıyı telefondan aramadılar..
(BİK YILDIZI
Çifçiye yardım
Eskişehir (Akşamı _ Bu yıl kuraklıktan zarar gören çiftçilere 900 ton tohumluk buğday dağıtılmıştır. Daha 2000 ton arpa ve buğday tohumluğu İle "400 ton yemlik mısır dağıtılacaktır.
Gömlelıiş
I BİRİNCİ SINIF ÇÖMLEKÇİ I
Sirkeci Hami d İye cad 2i
F30R9Ha9 ■«''' 200’rfi
Afganistan’da hayat
Afganistan'ın her tarafrnda her sahada göze çarpan bir kalkınma vardır
Dört senedenberl Afganistan'da profesörlükte bulunan ve tatil müna-sebetile İstanbul'a gelmiş olan fizikçi B. Ali Hikmet Tungay yakında tekrar Afganistan'a hareket edecektir. Kendisile bir muharririmizin yaptığı görüşmeyi bir kaç gün evvel neşre t-iniştik. MülAkatın bazı kısınılan kancığından B. Ali Hikmet Tungay bunun tashihi İçin bize Afganistan hakkmda şu kıymetli malûmatı vermiştir:
Kâbil'de hayat Türkiye'ye nazaran ucuzdur. Memleket İçinde yetişen yiyecek ve yeril inallar Türklycdekl flütlerin yansından daha aşağıdır. Yalnız yabancı memleketlerden g len bazı eşya Türkiye'deki fiatlere yakındır. Pazarlarda muvakkat bir zaman için mevcudu azalan eşyayı hükümet kendi stoklarından tevzi etmekte ve bu suretle karaborsanın önüne geçmektediç. Mamafih hayat ucuz olmakla beraber hükümet memurlara ve geliri az olan halka vesikalarla daha ucuz flatlitfle yiyecek ve giyecek dağıtmakatdır.
Kâbil'de şahsi teşebbüslerle açılmış otellerdin başka hükümet tarafından tesis edilmiş lüks bir otel de mevcuttur. Kâbll'u İlk defa gelen ecnebler her türlü konforu haiz olan bu oti'e inmektedir. Esasen Afganistan'da hemen her şehirde hükümet tarafımdan tesis edilmiş böyle bir lüks otel mevcuttur.
Şehirde btr sinema vardır. Yerliler ve yabancılar bu sinemaya çak rağbet gösteriyorlar. Son zamanlarda şehirde bir de müzikhol açılmıştır. Kâbil'de iki büyük fotoğrafhane ve bir kaç tane, amatör fllimlerinl çoğaltan, küçük fotoğrafhane vardır. Yalnız bu fotoğrafhaneler şehirdeki camilerin ve eski eserlerin resimlerini çekmemişlerdir.
Şehirlerde orta ve yüksek seviyedeki halk Avrupai bir tarzda giyinirler. Başlarında Astragan kalpak vardır. Mamafih bir çok Afgan genel şapka da giyiyorlar. Bu hususta halkın hiçbir taassubu yoktur.
Fâbll'de büyük bir imar faaliyeti vardır. Beş sene evvel Kabil'den ayrılmış bir ecnebi bugünkü Kâblt'l ta-nımıyacak kadar şehir değişmiştir. Şehrin büyük bir kısmında caddeler ve yollar birbirine dik ve müvazldir. Evler bahçe içlerinde asri viilâlar »kelinde yapılmıştır. Bu evlerin içi ve dışı yağlı boya İL- boyanmıştır. Odaların döşemeleri, çimento kadar sert ve düzgün, sandalet dinen bir madde İle yapılmıştır. Afgan’lıların bahçe yapmak hususunda büyük meharetleri ve çok yüksek zevkleri vardır. Bu itibarla evlfrln bahçeleri hakikaten çok güzel ve zariftir.
Her evde su tesisatı vardır. Bu su 30 kilometre uzaktan borularla şehre gelir. Taşdeitn suyu kadar saf ve iyidir. Şehirde 220 volt gerilimli elektrik tesisatı vardır Bu elektriği, su enerjisi ile Işhyen üç büyük fabrika umln etmektedir. Gıda itibarlle AfganlIlar bilhassa et yerler. Sofralarında sebzeden başka mutlaka pilâv bulunur. Cok çeşitli yapılmakta olan bu pilâvlar arasında çok mehsrrt-le yapılan ve hakikaten nefis olanları da vardır. Bizim yemeklerden sonra kahve İçmemize mukabil Afgan'lıiar çay içerler. Meşrubat olarak şurup, limonata, gazoz gibi alkolsüz içkiler kullanırlar. Esasen Afganlstanda alkollü içki hiç yoktur..
Kışın teshin vasıtası olarak odun sobası kullanırlar. Kftbil'in içinde I nakit vasıtası olarak Gadi denen üstü kapalı ve etrafı açık arabalarla şahsi otomobiEZ'r vaı(ır. Şehirden uzak yerlerc otobüsler işlemektedir.
Halıcılık Afganistan'da çok İnkişaf etmiştir. Yapılan halılar atasında en makbulü (Bıdıara» dediğimiz
Mero halılarıdır. Bundan sonra 3a-ruk, Beşiri, Filpay, Kualkaya halıları gelir. Son zamanlarda Merv halılarının flati çok yükselmiştir. Bu halılar bilhassa Hindistan'a re Am(?rlkaya Uıraç edilmektedirler.
Son on sene İçinde Afgan'lıiar endüstri alanında da çok büyük gelişme göstermişlerdir. Müteaddit kumaş, şeker ve her türlü ihtiyaca alt eşyayı yapmağa müsait fabrikalar tesis etmişlerdir. İstihsal ettikleri eşya kalite ve incelik bakımından Avrupa eşyalarına pek yakındır. Kantite İtibariyle de memleketin bir çok İhtiyaçlarını karşıhyacak mertebededir.
Kültür olanında Afgan'lıların gösterdikleri Derleme her türlü takdirin üstündedir. Maarif Vezaretlnln idaresinde bulunan Hablblye, İstiklâl, Nacat ve Gazi liselerinde tedrisat Ingiliz, Fransız, Etlntll ve AfganlI öğretmenler tarafından İdare edilmektedir. Bu liselerden yetişen gençler mutlaka bir yabancı dilini konuşurlar. Son senelerde vilâyetlerde de ilseler açılmıştır. Kibirde ve vilâyetlerde müteaddit İlk ve orta okul vardır. Bunlardan başka bir yüksek öğretmen, ticaret, makine okulları ve üniversite vardır. Tıp, Fen. Hukuk ve edebiyat fakültelerinden tevekkül eden bu üniversitede Türk, Polonya' •ı, Hintli ve Afganlı profesörler bulunmaktadır.
İlk tesisinden bert tedrisatı Türk askeri heyeti tarafından idare edilmekte olan harb okulu tedris, terbiye ve disiplin bakımından çok yükselmiştir.
Türkiye'de yetişen Afgan subayla-rlyle takviye edilmiş olan bu yüksek müessese bugün Türk Harb okulu mertebesini bulmuştur denebilir. Harb okuluna bağlı bulunan askeri lisenin seviyesi sivil liselere nazaran daha yüksektir.
Afgan talebeleri umumiyetle çok zeki ve çok çalışkandırlar. Büyük bir heyet huzurunda İmtihan veren askerî lise talebeler! ayırtman heyetini hayrete düşürecek kadar büyük bir başarı 'göstermişlerdir.
ALİ HİKMET TUNGAY
BULMACA
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Avuca alınan.
2 — Dini taassupsuzluk - Nota.
3 — Kulak asmıyor.
4 — ilâve etme - Sonuna «L» gelirse memuriyetten ihraç demek olur.
5 — Keder - Geçmişi bildiren ilim
6 — Trakyada bir şehir.
7 — Bir çift - Beyaz - Pus. '
8 — Bir gtce kuşu.
9 — Tersi tecrit demektir - Karnını doyur. *
10 — Ayrılık ateşi.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:' 1 - Ycdidakika, 2 — Eyalet. Rad.
3 — DahlUyeci, 4 — Bimadnmı. 5 — Delâlet. Nü. 0 — Atide. Kraş. 7 — Yatklübü. 8 — İrem. Rütaıı, 9 — Kaçınabil. 10 — Adi. Üşünür I
Birleşmiş milletler iaşe ve tarım konferansı toplandı
Konferansta hazırlanan anayasa imzalanacak — Anayasanın esasları nedir?
Birleşmiş milletler teşkilâta iaşe ve tarım konferansı, 16 ekimde, Kana-dada, Quebec şehrinde toplantılarına başlamıştır. Bu konfearnsta İaşe ve tarım teşkilâtının anayasası imzalanacaktır.
Savaştan sonra faaliyete geçecek İlk birleşik milletler teşkU&tı olan İaşe ve Tarım organizasyonu, evvelce 19 mayıs 1943 dedlotspring - Virginia de toplanmış ve reis Roosevelt'in teşebbüsü sayesinde 41 devlet konferansa davet edilmişti.
Konferans, birleşik milletler muvakkat komisyonunun daimi bir organizasyon için plânların hazırlanmasını tavsiye etmişti. Böylece her birleşik millet bir mümessil tâyin etmiş ve Kanadaııın Amerikan elçisi Lcslle B. Pearson da, komisyon reisliğine tâyin edilmişti.
'.9 temmuz 1944 de bu komisyon, İaşe ve Tarım organizasyonu İçin hazırlanan anayasa tasarısının son çek'inl. teşkilâtın âzası bulunan birleşik milletlere göndermiştir. O ta-. rlhren İtibaren, anayasa tasarısını 30 devlet imzalamıştır. Organizasyona mevcudiyet sağlamak bakımından da bu miktar lüzumundan fazladır.
Ptarson’û göre. Çuebec'de toplanan konferansın en önemli hedefi, organizasyonun- anayasasını imzalamak Olacaktır.
Filipinler. Honduras, Guatemala, Halil. Belçika, Nicaragua, Dominik Cumhuriyeti, Meksika, Polonya. Mısır, Çekoslovakya. Hoianda, Avustralya, Hindistan, tslanda, İngiltere imparatorluğu, Norveç, Llberia, Çin, Fransa, Venezüella. Yeni - Zelanda, Liiksemburg, Amvrika Birleşik devletleri, Paraguay, Ekuator, İran, Yunanistan. Danimarka ve cenubi Afrika birliği.
Geçen mart ayında Kongreye gönderdiği bir mesajla İaşe ve tarım organizasyona ait anayasanın kabulümü İleri süren Reis Roosevelt şöyle demişti:
«Tagaddi seviyesinin yükseltilmesi, çlflik gelirlerini arttırır ve mahsul fazlasını bertaraf eder. Dünya devlerinin lştirâk edecekleri bu İaşe ve tarım organizasyonunun önemli hedefleri arasında bunlar da mevcuttur.»
Reis Roosevelt, organizasyonun bU-hassa teknik ve müşavere işlerlle meşgul olacağını açığa vurduktan sonra şöyle demişti:
«Bu, hiçbir bakımdan bir yardım organizasyonu değildir.
Beynelmilel emniyet için bir organizasyon kurmak bakımından Birleşik milletler, daha şimdiden pek çok terakkiler kaydetmişlerdir, Fakat sulh için yapacağımız iş birliği, emniyet sahasında yaptığımızdan daha geniş olmalıdır. Milletleri savaşa sü-rükllyen şeraiti düzeltmek için gayret etmeliyiz. Yoksa bunları mütecavizle- , re karşı kurban olarak hazırlamış oluruz,» ’
İstekten doğan hürriyeti tahakkuk, ettirmek yolunda da bir devlet gibi bir arada çalışmak mecburiyetinde olacağız,. İaşe ve tarım organizasyonuna iştirakimiz gayet lüzumludur.' Organizasyon, iaşe maddeleri ve tan-’ ma ait malûmatı toplayıp tahlil etmek fırsatını verecektir. Diğer taraftan bu organizasyon, balıkçılık ve ormancılıkla meşgul olacağı gibi, tabiî kaynakların muhafazaslk ilgül tavsiyelerde bulunup gıdanın inkişa-, fini, flnanslandırılmasını ve tevzla-tını İnkişaf ettirmek İçin fenni araştırmalar sağhyacaktır. Aynen, âza hükümet saıfatlle arzu edilebilecek her türlü malûmat da temin edilebilecektir.»
İleri sürülen anayasanın hedefleri şunlardır:
«Âza devletin kaza hakkı altında
iaşe ve yaşama seviyelerini yükseltmek; bütün iaşe ve ziraat mahsullerini müessir bir şekilde İnkişaf ettirmek ve dünya İktisadını genişletmek hususunda iş blrllğ yapan köy halkının durumunu ıslah etmek.»
İcraat otoritesine malik olnuyon ve bir müşavere bünyesinden ibaret olan bu organizasyonun âzami olarak beş milyon dolarlık mahdut bir bütçesi mevcuttur. Konferansta, her âza devletten bir mümessil hazır bulunacaktır. En azından senede bir defa toplanacak olan bu konferansta her devletin bir reyi olacaktır. Toplantılar arasında 9-15 âzadan müteşekkil bir icraat komitesi faaliyete geçecektir.
Konferans tarafından tâyin edilecek elan umumi direktör, organizasyonun işlerine önderlik edecek ve dünya eksperlerinin yer alacakları beynelmilel teknik ve müşavere komiteleri tarafından yardım görecektir.
Anayasa, iaşe ve tarım organizasyonunu ve Birleşik milletlerin İçtimai ve İktisadi encümenile pek yakından iş birliği yapmak imkânını temin etmektedir.
Son zamanlarda hazırlanan eksperler raporunda şöyle dellmektedlrr
«İaşe ve tarım organizasyonunun istlnadettiğl bir tek esaslı prensip mevcuata, o da gerek istihsal edenlere, ve gerekse İstihlâk edenlere aynı derecede yardımda bulunmaktır.
İaşe ve tarım organizasyonu, İhtı yaç ve imkânlarının elden geldiği kadar direkt olarak bir araya getirilmesi lnanclyle vücut bulmuştur. Çünkü, bir millet ekseriya diğerine bağlıdır. Eğer bu iş, milletler arasında ve ayrı kolektif bir faaliyetle yapılacak olursa, açlık ve âzami fıkaralık dahil olmak üzere beşeriyeti söndürmek yoluna önayak olacak dünyanın en fena iktisadi marazları baş göstermiş olur.
Fallyet sahası geniş olan İaşe me-selelerlle alâkadar olan bir müşavere bünyesi olarak İaşe ve tarım organizasyonu, yardım faaliyetile meşgul olmiyacaktir. Raporda, btı hususta su satırlar göze çarpmaktadır:
«UNRRA'nın yardım ve kalkınma plânlan, uzu» vadeli bir duruma girdiği vakit, bu organizasyon esaslı olarak İş birliği yapacaktır. Esasen, meşgul olunacak daha müstacel meselelerin de baş göstereceği göz önünde tutulabilir. Diğer taraftan, halkın, ihtiyacı nispetinde gıda maddesine sahlbolmıyan memleketlerle UNRRA bilhassa meşgul olmaktadır.»
AKŞAM §
Abone bedeli
Türkiye Ecıubl
Senelik 2800 kuruş 5400 kur*
6 Ay Lig 1500 ■ 2900 ■
3 Aylık 800 * 1600 »
Adres tebdili için eiu KuruşiuK
pul gönderilmelidir Aksı takdirde adres değiştirilmez
Telefonlarımız Başmuharrir; aoöBn
Yazı taler!: 20765 - İdare: 2088i
• Müdür: 20497
Zilkade 14 — Hızır 169 imsak Güneş öğle ikindi Ak Ya'-sı E. 11.17 12.50 G.08 9.37 12.00 1.31 V. 4.39 6.18 11 59 14-59 17.21 18.53
idarehane BabIâli elvan
Acımııslıik sokak No 13

MUKADDESYALAN
Yazan: Lcon Malicet Çeviren; (Yâ _ Nü)
——————- Tefrika
Bir aynaya baktı. Saçlarını düzeltti.
«— İhtiyarladığım hakikat... İşte, ağaran saçlarım, ktrışan cildim... Ben elddstı ihtiyarim. Fakat neyllyeyim kİ kendimi hâlâ genç hissediyorum. Seviyor ve ıstırap çekiyorum, Kalbim, frank! yirmi yaşında ImlşJm gibi atıyor. Halbuki böyle atmak hakkını haiz değil. Ben ihtiyarım. Bitti artık. Ebediyen bitti! Aşktan nasibim kalmadı. Seversem gülünç oluyorum. Ben. modası geçmiş bir eşya gibi atılmağa lâyığım. Istırap, ıstırap! Ömrümün sonuna kadar bu iş böyle sürecek.»
Istırap ve asabiyet, onu böyle kendi kendine konuşacak raddelere getirmişti. Balo, davetliler, her şey. her şey nazarında silinmişti.
Birdenbire, başını kaldırıp hafifçe gülümsedi.
Kulaklarına Raynald'm sesi gelmişti. Gayet tatlı bir sesti bu. Uzun nzvrı okşayışlarla şöyle mırıldanıyordu:
— Seni seviyorum.,. Seni seviyorum. OötfMlnl knfayan baya» Dande-
No. n — .
ville Deriye doğru eğildi; nefesini tutup bu pohpohlayıcı sözleri dinlemeğe başladı:
— Ben sana alt bir şeyim... Senden başka hiçbir kıymetli şeyim yok.,. Seni seviyorum... Senden başka da kimseyi istemiyorum.
Birdenbire, şato sahibesinin farke-dcmcdlğl bir ses erkeğe cevap verdi; Madam Daııdeville de, sıçrıyarak ayağa kalktı. Dehşet İçinde silkindi: «—Ya Rabbi... Galiba kâbus içindeyim... Korkulu rüyalar bana arık gündüzleri de hükmetmeğe başladı.»
Sonra, gözleri alabildiğine açıldı. Kolları İki yana dii.ştü. Ölü gibi sapsan kesildi. Hayır, rüya görmüyordu. Biraz ötede sahiden de Raynald duruyordu. Bir genç kızla konuşuyordu, şimdi artık her kelimeleri ona geliyor, krlblnt deliyordu.
Başını çevirdi. Fakat Loulse Ba-raneın sevgilisine sokulduğunu, dudaklarının titrediğini, gözlerinin pırıldadığını hissetti.
Şu dinlediği aşk sözlerinin her biri vaktiyle kendisine ’de söylenmişti; Oarlbl: Aynı heyecanla ve ayuı ses
pcrdeslle. Bunları ne kadar severdi. Ne kadar kendisine alt, mahrem şeyler sanırdı. Hal tâ delikanlı, bİ2zat kadının vaktlle. başını omuzuna da- 1 yıyarak, kızararak söylediği sevgi ve okşayış kellmeterlnl bu genç kıza söylüyordu.
Yüreği bü-sbiıtün burkuldu, Müthiş bir nefret hissi, benliğini kapladı. Ölecekmiş kadar bedbaht, koltuğa yıkıldı. Hayatta, perişan olmuş, mahvolmuş, tamamile mağlûbedllmişti.
Bereket versin, başını koltuğun arkalığına çarptı da kendine azıcık geldi. Sendeliyerek ayağa kalktı, Bir yere sindi.
Orkestra, gürültülü bir dans havası çalıyordu. Şato sahibesi, salonlarda epey zamandır bulunmadığını, bulunmayışının dikkati çekeceğini düşündü, Pudrasını ve aynasını çıkardı. Yüzünün tuvaletini tazeledi.
« Mademki öyle icabediyor, haydi bakalım, komedini sonuna kadar oyna'- diyerek kendi kendine gayret verdi
Fakat davranmak İçin fırsat bulamadı, B’hçeç tarafından doğru, bir gürültü, bir patırdı, bir kahkaha tufanı koptu. Blrlbirinln ellerinL tutmuş gençler, neşe içinde, oyun tertibet-mlşler; musikinin temposuna uyarak, halka olmuş, tepiniyorlardı, tçorl girip Mttdajn Dnndeville'l orada görünce, onun da etrafını alarak döndüler, döndüler. Keyifli haykırışmalar, gü
lüşmeler ayyuka çıkıyordu.
Sıçrıytmlarm en başına, genç bir dişi geyik çevikliğiyle Loui.?e Barane hoplıyaraktan geçti. Saadet İçinde, kafileyi Umumi salona doğru sürükledi. Tesadüf öyle icabettlrdi kİ, Ray-nald'la şato sahibesi de. horanın en sonunda el ele tutuştular. Kadın şaşkındı. Biitiin bu İnsanlar, oım, sanki kalbine basarak orada tepiniyorlar-mış İntibaını veriyorlardı. Bu geçip giden kafile, gençliği ve kendi hayatını temsil ediyordu, Acaba bu, sllkl-nemedlğl, uyanamadığı bir kâbus muydu?
Takati kesilerek bir koltuğa yığıldı. Zaten bu bayılmalar, ona son zaman-nında sık sık ârız oluyordu. Gözlerini açtığı zaman, Louis Baranda kızı Anle'nln etrafında çırpındığmı gördü. İyileştiğin! göstermek için odada bulunanlara gülümsedi. Eğlencenin davam edebileceğini bu suretle anlatmış oldu. Şu kısa izahatı da verdi:
— Bir Şey değili Etrafımda hora tepilmesi azıcık başımı döndürdü. Artık baş dönmesi kalmadı. Şimdi kendimi gayet kuvvetli hissediyorum.
Loulse Barane'm elini tutup sıktığını farketmlştl. Raynald da ona bakıyordu. Za'fından dolayı utandı. Sadece dedi ki:
— Zahmet oldu. Mersi.
Sonra, birdenbire, gözlerini Ray-nakl'a çevirdi,
— Haydi gidip eğlensenize... Vakti-
nizi niçin benim yüzümden kaybediyorsunuz? Hem bu darbe bana iyilik verdi. Emin olun. Şimdi artık daha kuvvetliyim.,. Tekrarlıyorum: Daha kuvvetliyim.
Aııie, endişe İçinde annesine bakıyordu. Madam DandeviUe kızını kucakladı.
— Heydl güzelim. Sen de git. Arkadaşlarını götür. Onlar buraya eğlenmek için geldiler. Eminol kİ iyiyim. Fevkalâde İyiyim.
— Doğru mu söylüyorsun, anneciğim?
— Elbette doğru yavrum.
Kız, genç arkadaşlarına döndü:
— Haydi, kavalyeleri Damlarınızı alın.,. Dans tekrar başlıyor, Ne boklıyorsunuz?
Şato sahibesi, dışarı çıkmakta olan Loulseü kolundan tuttu:
— Eğer müsaade ederseniz, bir an nişanlınızı yanımda alıkoyacağım, matmazel, Onunla salonda dolaşarak, sıhhatte olduğumu herkese göstereceğim kİ, tadl an bozulmasın, sizi sonra, annenizin yanında buluruz.
Loulse, gülümseyerek razı oldu, dansedenlerin grupuna katıldı. Böy-lcee, madam DandeviUe ile Georges Raynald başbaşa kaldılar.
— Benimle konuşmak mı istiyorsunuz, madam?
— Bu hareketim sl»i hayrete ni düşürüyor?
— Hayır. Zü-a bu akşam, ben .!•
buraya size izahat vermeğe geldim. Bu izahatı almak hakkınızdır.
Şato sahibesi acı acı güldü.
— Satıl mi? Sizden izahat almak hakkımdır sayıyorsunuz, öyle mL? çok âlicenapsınız. Bu izahatı istemem İçin beklediniz demek?
— Kendiliğimden cesaret edememiştim.
— Ay, o derece güç mevkie mİ düşmüştünüz? Basit, pek basit bir usul seçtiğiniz anlaşılıyor: Susmak.
— Bütün sitemleri hak ettiğimi biliyorum.
— Niçin sitem olsun? Siz. serbes bir erkek değil miydiniz?
— Beni sözlerinizle mahvedebileceğiniz! biliyorum.
— Vay vay! Ben mİ sizi mahvediyorum? Istırap çeken ihtimal slzsinlz-dlr. Ben zalimim, siz mMlumsunus-dur.
— Bütün kusurlarımı itiraf ederim.
— Hangi yalanlarla işin içinden çfc-kacaksınız diye merak ediyorum.
— Böyle bir münakaşa İçin zeminin ve zamanın iyi seçilmemiş olduğunu sanırım.
— Niçin?.,. Ha, anladım: Nişanlınız meselesi! farkeder diye korkuyorsunuz. Hakkınızda fena not vereceği İçin mİ korkuyorsunuz? Fakat fena not almnklan korkmanız beni alâkadar etmezi
(Arkası varı
21 Ekim 1945
AKŞAM

Kızılderililer bu harbde biiyiik hizmeUerde bulundular Şimalî Amerikadaki Kızılderililer eskiden hakikî bir demokrasi içinde yaşarlardı
| - İŞ ARIYANLAR
TİCARÎ MUHABERATTA TECRÜBELİ — İngilizceyi çok iyi bilen Türk genel günün muayyen saatleri İçin İş anyor. Akşamda «İngilizce» rumuzuna müracaat. 714 — 1
BİR KİŞİNİN — Yemek ve orta hizmetini daimi görebilecek bir bayan lâzımdır. Kimsesiz tercih edilir. İsteklilerin Akşam gazetesinde İlân memurluğuna şahsan veya AT remzine mektupla müracaatları.
770 —
BÜYÜK FIRSAT Büyükadada iskele caddesinde kurulmuş ve İşlenecek halde dükkân devredilecektir. Tophane Gecekuşu sokak numara 11/1. Telefon 42343 745 — 2
TOPHANEDE — Kâglr apartman yanındaki evLe beraber 14000, Balat-
Thls Week mecmuası yazıyor:
Amerikan Kırmızı derililerini ancak (İlimlerle tanıyan kimseler için, bunları bir kamyonda, tanksavar bataryasının arkasında, pilot mevkiinde ve yahut da bir kruvazör güvertesinde tasavvur etmek bittabi biraz müşküldür. Kendileri ise, asri hayata gayet çabuk intibak ederek, bu inkılabın ne İfade ettiğini tamamen müdriktirler.
Birleşik Amerika Asker toplama gervlBİ, halkı orduya girmeğe davet etmeğe başlayınca, askerliğe elverişli Kırmızı derililerin birçoğu,, bir tek in-■an gibi derhal bu davete icabet etti. Yeni MekslkadaM Gallup mıntakası-nin Navaho kabilesine mensup erkekler, hemen midillilerine binerek, yanlarına aldıkları yiyecek, torba ve tüfekle şehre gittiler.
Fakat, kayıt bürosunda yalnız suallere cevap vermek mecburiyetinde olduklarını görünce, sonsuz bir hayal kırıklığına kapılmışlardı.
Sadece, memleketin bazı mıntaka-larında bu hususta müşkülâtla karşılaşılmıştı. Çünkü,, bir Kırmızı derilinin mecburi hizmete alınması izzeti nefislerine dokunmuştu. Aşağıda vereceğimiz misal bu isyan hakkında bir fikir verebilir:
Bir gün, resmî bir memur Birleşik Amerikanın şimal batısında Slouz'-ların mıntakası olan bir şehre giderek. marangoz mektebi talebesinden bir gence askeri şubenin emirnamesini vermişti. Talebe, hiddetten gözleri parlıyarak elindeki çekici yere atmış ve: «Sioıuc'larm harbe gitmesi için ne zamandanberi seferberlik lâzım geliyormuş? > diye haykırmıştı.
Bunun üzerine, gerek kendisi ve gerekse diğer 8 Sinous arkadaşı midillilerine atlıyarak en yakın asker alma şubesine koştular: arkalarından gelen 14 arkadaş daha orduya Intlsa-betmişlerdl.
Siouxlarm büyük bir kısmı ordu hizmetine girmekte İseler de, birçoklan da bahriye sllâhenduzlığına ve ya hut da doğrudan doğruya bahriyeye girmekte idiler.
Bunlar, mükemmel askerdiler. Harbde İlk ölen generalin bir Kırmızı derili olduğunu müşahede etmek oldukça şayanı dikkattir. Kırmızı derililerden olan general Clarenee L. Tin-ker. Haway'dakl Amerikan hava kuvvetlerini İdare etmekte İdL Japon İstilâ donanmasına karşı yapılan Mid-way hücumunu İdare ederken hayatını vermiştir.
Slouzlann teknik İdmanda her hangi bir Amerikalıdan katiyen farklı olmadıkları göz önüne getirilecek olursa, bunlar baklandaki Holllvut efsaneleri kolayca unutulabilir. Kırmızı derililerin takriben 100 seneden-berl mektepleri vardır. Bu mektepler İlk olarak misyonerler tarafından, diğerleri İse, Federal hükümet tarafından kurulmuştur. Bu taludl müesseslerinde tatbik edilen program, umumiyetle ziraate ve yahut da sanayie hasredilmiştir. Bundan maada. son seneler zarfında üniversite kurslarını taklbederek serbea meslek Intlhabeden çok Kırmızı derili olmuştur.
İtçe, bu talim ve terbiye sayesindedir kİ askere alınan gençler arasından birçokları tayyare, kamyon ve otomobillerin bakımını İdare edebilmişlerdi.
Bu harbde Siouzlar, telefon ve radyo muhabereleri servisinin temininde o kadar faydalı olmuşlardır kİ. ordu
muhabere »erTlsf bunlardan her gün daha fazlasını İstemekte İdi. Kırmızı derililer, aralarında muhabere ettikleri zaman, kendi lisanlarını kullandıkları İçin, kod kullanmağa bile ihtiyaç yoktu.
Amerikan Hintlisinin harb gayretlerinde gördükleri hizmetler sonsuzdur. Meselâ, bunların bulunduğu kuvvetlerden 500 Navahoslu süvari, geceli gündüzlü Cenup batı eyaletinin Çöllerini gezerek, oralardaki elektrik hatlarını sabotaj tehlikesinden kurtarmışlardı.
Esasen, bunların birçoğu sınaî mü-eaoeselerde ve bilhassa silâh fabrikalarında çalışmamış olsalardı, ordu faal hizmetlerinde bulunanların sayısı daha fazla olurdu. Pasifik sahillerinde bulunan birkaç tayyare fabrikası, durmadan Hintli bürosu na mil -racaat ederek mümkün mertebe çok İşçi gönderilmesini rica etmekte idi
Yeni Mekalkadakl muazzam Fort Wlngate askerî tezgâhlarının inşasına başlandığı vakit, orada çalışmak üzere 2,500 e yakın Navahos'lu işçi alınmıştı. Daha İlk günlerinde bile mutahassıs subaylar, bunların ne dereceye kadar muktedir, sert ve hevesli olduklarını görerek, hayrete düşmüşlerdi. Bilhassa böyle vasıfların, sonsuz bucaksız çöllerde yaşamış ve şimdiye kadar göçebelikle tanınmış insanlarda bulunması, dikkati çekmektedir. Fort Wlngate tezgâhlarında çalışan Amerikan Hintlileri, taahhütlerini, tâyin edilen müddetten 2 ay evvel tatbik etmişlerdi.
Amerikan Hintlisi harbe giderken, dedelerinden tevarüs ettiği zihniyeti ve asri bir cemiyette gördüğü makineli vesait tahsilini göz önünde tutarak yola çıkmaktadır.
Kırmızı derililer demokrasisi
Şimali Amerikanın eski Kırmızı derililer cemaati, muhtelif derecelerde İnkişaf etmiş ve gayet değişik müesseseler ihtiva eden tam bir demokrasi idi. Bu kabile demokrasisinin esasını toprak teşkil etmekte idi. Harkesln arazisi vardı ve bunların vazifesi, ancak topraklarını kıymetlendirmek ve muhafaza etmekti. Yalnız toprak, sadece İşletmeye yarar bir ma! olmayıp, aynı zamanda mukaddes bir kaynakta. Yaklma şeflerinden biri, bütün Kırmızı derililerin hissiyatını İfade ederek: «Toprağı taksim etmek, çanta ananın vücudunu parçalamaktır s demişti.
Eski Kırmızı derililerin demokrasisi, hakiki demokrasi idi. Reisleri, kabilelerinden seçilirdi. Bundan sonra, cemaat onları gayet sert bir beden terbiyestle. uzun bir nazari ve pratik öğretime tabi tutarak kuvvetlendirirdi. Hintli terbiyesinin güttüğü hedef, her ferdin hayattan tam mâna-sile istifade etmesi için, şahsiyetini yükseltmek ve bunların inkişafını cemaatlnkiyle beraber yürütmekti.
■■HB DOKTOR
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, İdrar, balgam, meraddb gaita tahlilleri ve (idrar vasıta-site çeMlğin ük (/ünlerinden kati teşhisi) yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşelik sokağı Perah apartı-manı. Tel. 40534
OSMANLI BANKASI
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
TESİS TARİHİ 1863
Statüleri ve Türkiye Cumhuriyeti Ut munakit mukavelenamesi 2292 Numaralı 10/6/1933 tarihli kanunla tasdik edilmiştir. (24/6/1933 tarihli 2435 Numaralı Resmi Gazetej
Sermayesi 10.000.000 îngillz Lirası
ihtiyat akçesi 1.250.000 İngiliz Hrud
Türklyenln başlıca şehirlerinde
PARİS, MARSİLYA ve NİS’de Londra Te MANÇE8TERDE
MISIR. KIBRTS, YUNANİSTAN, İRAN, İRAK, FİLİSTİN »« MAVERAYI ERDÜN'de
Merkez ve Şubeleri Yugoslavya, Romanya, Yunanistan, Surly», Lübnan, Ftavataeri ve bütto Dünyada Acenta ve Muhabirleri vardır.
Her nevi Banka Muameleleri yapar
Hesabı cari ve mevduat hesaplan küşadı.
Ticari krediler ve veoalkll krediler küşadL
Türkiye ve Ecnebi memleketler üzerine keçld» £eaada4 Iskontosu Borsa emirleri.
Esham ve tahvilât, aktan ve emtia iirertaM avans.
8en*dat tthsUfttı ve oalre,
En yüksek emniyet şart arını kiralık Kasalar Borvl.il varta.
YÜKSEK MUHASİP — Maruf, mühim ticari müesseselerde muhasebe şefliği yapmış on beş senelik meslek! bir tecrübeye mükemmel bonservislere whip yüksek bir muhasebeci daimi veya saatle Iş aramaktadır. Akşamda (Eksper Muhasip). 714 — 1
MUHASİP ARTYANLARA — Usulü muzaal. Amerikan usulü ye inşaat muhasebeciliğinde on beş senelik tecrübesi bulunan bir muhasebeci her ticarethanenin günün muayyen saatlerinde veya daimi olarak en uygun ücretle İş aramaktadır. Referans teminat verebilir. Tel: 36,249 711 ~
TÜRKÇE VE FRANS1ZCAYI İYİ BİLEN — Tercüme ve muhabere yapabilen yazı makineslle süratle yazmasını bilen tecrübeli biri İş aramaktadır. Akşam da N. V. rumuzuna müracaat. 699 —
LONDRADA OKUMUŞ - Parlste senelerce bulunmuş eski Türkçeye mükemmelen vakıf tercüme ve ticari muhaberata muktedir Türk bayan dolgun maaşla iş istiyor. Akşamda Feska rümuzuna mektupla müracaat. 731 — 6
MAKİNE İLE İTİNALI YAZI YAZAN — Eski Turkçeyl bilen, Fransızca, İngilizce, Almancaya âşinâ, hâlen çalışmakta bayan boş saatlerinde yazı işleri almak istiyor. F. D. rumuzuna müracaat. 727 —3
SERMAYELİ BİR GENÇ ORTAK ARIYOR — Parasını emin bir teşebbüste İşletmek üzere atelye veya her hangi bir yerde çalışmak isliyor. Akşamda İş B. B. rumuzuna mektupla veya 20499 telefona sabahları 8.30, 9.30 arasında müracaat. 712 —
GENÇ BAYAN TÜRK OKURR YAZAR İYİ GÖRGÜYE MENSÜB — Akşam kız sanata devam etmiş yemek pişimine son derece meraklı temiz yüksek mevkide tanınır,ış ciddi evinde hizmetçiden, annesinden başka bulunmjyan bayın ev İdaresini yapmak üzere iş aramaktadır. Akşamda A. S. E, rumuzuna mektupla. 739 —
BİR DOKTOR YANIDA Ve ya- hut bir eczd deposunda bir bayan İş aramaktadır. İstlyenler Akşamda (Ecza) rumuzuna mektupla müracaat 755 —
İNGİLİZCE, FRANSIZCA — İki lisandan Türkçeye ve Türkçeden iki lisana temiz bir dille tercümeye muktedir tecrübeli muhabere memuru muhasip, daktilo vazife aramaktadır
Müracaat: Akşam gazeted Mütercim 747 — 2
TECRÜBELİ VE PRATİK BAĞCI — Her nevi meyva ve üzüm fidan yetiştirme koruma ve bakım işlerini yapmak üzere İş anyor. Akşamda (Bağcı) rumuzuna mektupla müracaat. 736 — 2
TİCARET LİSESİNDEN MEZUN BAYAN — Muhasebe yardımcısı ve yahut Türkçe steno daktilo Inglllsce Fransızca, bilir İş aramaktadır. Akşamda (N. B) rilnıuzuna mektupla müracaat. 764 — 1
İŞÇİ ARIYANLAR
ÜÇ KİŞİLİK BİR AİLENİN — Ev ve yrmek İşlerini görecek bir bayan aranıyor. İstiyenlerln; Sultanhamam Emin bey han altında 22 numaraya müracaatları. 604 — 1
TİCARETHANE İÇİN — İyi maaşla muhasebeye âşinâ bayan kasiyer genç satış mtmuru ve çocuk alınacaktır. Sirkeci Hamldiye caddesi Köprülü han karşısında 97 No. Tel: 20096 710
BAHÇIVAN ARANIYOR — Ufak bahçe ile cins bir ata bakacak, kendisine oda verilecektir. Aylık 55 Ura Sirkeci Hamldiye caddesi >6/37 No.lı mağasad.-. emekli komiser Enver Akar’a müracaat. 763 — 1
BAYAN — Müstahzarat lâboratu-vannda çalışacak bayan aranıyor. Galata Ferşembepazar caddesi Bere-ketoğlu han No. 12 750 _ 1
YARDIMCI MUHABEBBCİ ARANIYOR — Beyoğlunda bir ticarethane için muhasebeye vakıf dürüst tecrübeli genç bir bayan veya bay aranıyor, Mektupla müracaat: B^oğlu Posta kutusu 3163. 757 — 1
BİR TİCARETİ İANENİN — İngilizce olarak ticari mektupiannı yu-maya ve tercümeye muktedir bir bay veya bayana ihtiyaç varta. İstanbul No. 301 posta kutusuna yassı Jle müracaat, 738 — 1
MEMUR ARANIYOR — Tam gün ta kâglr ev 5000 liraya satılıktın. Sir-
yazıhanede hesap işlerine bakmak üzere ticari muamelât yapabilir derecede İngilizceye vakıf bayan veya bay memur alınacak. İsteklilerin Bebek İnşirah sokak No. 50 köşke müracaatları. Ücret llyakatlan nispetinde verilecektir. Tel: 36.254
756 —
keçi Ankara caddesi 0C Euılâİrişleri. Tel: 20310 740 — 2
FATİH — Saraçhane tramvay caddesi 11 No, (İçkili lokanta) dükkânı acele satılıktır. Müracaat: Küçük-pazar Kıble Çeşme caddesi No. 22. Sütçü Yanlye. 741 — 4
ACELE SATILIK EMLÂKLER — I) Aksaray Taşkasapta tramvaya pek yakın, terkoş, elektrik, 320 M2 bahçe, 11 oda, pansiyon yapmıya çok elverişli, banyolu, yan ahşap ve yeni bir büyük ev. ni Pek yakınında 3 odajı, bahçeli, elektrikli, ahşap kullanışlı evler. IH) Çapada havadar bir yerinde İstikbali çok parlak arsa. Ucuz fiatlerle acele satılıktır. Sirkeci Yeni Postahane Halk Bankası karşısında Terzi Emel’e 16 - 17 arasında müracaat,__________________________72G — 1
Piyasanın en m üşeli «artiarUe Oram harstı knabarasiz Hummıf hesaplan açılır.
MEMUR ARANIYOR — Büro işlerinden anlar telefon muhaberatını İdare edebilir. Bir bayan istiyoruz. Eski Türkçe bilenler tercih edilir. Beyoğlu Ağacaml sokak 3. Telefon: 40284 767 —
^—SATILIK EŞYA
SATILIK DEĞİRMEN — Anadolu-nun merkez şehirlerinden birinde mazot ve türbin ile çalışır yirmi tonluk komple valsta bir değirmen satılıktır. Galata Mertebani sokak Yakut han Ruhi Kıroğulları yazıhanesine müracaat. Tel: 44590 671 —
SATILIK PİYANO — Beyoğlu. İstiklâl caddcsli Taksim Pa'.as apartmanının 2 No. lı dairesinde İyi vaziyette bir piyano satılıktır. Perşembe cuma ve cumartesi günleri saat 10 dan 18 ya kadar müracaat olun-mast. 702
MARANGOZ TEZGÂHLARI ARIYORUM — Yeni veya az kullanılmış 30 cm. pulanya ve dairç testeresi adres Erenköy Ethem Ef. caddesi No. 29 706 -
SATILIK MOTOR — Yatık silindir sekiz beygir kuvvetinde, mazot ile müteharrik sıcak kafa Tankl motoru satılıktır. 44287 telefona müracaat. 716 — 2
ZAHİRECİLERE SONDAJ ÂLETİ — 22 teşrinievvel 945 tarihinde satılmak üzere bir adet sondaj âleti Sandal Bedesteninde eşya şubesinde teşhir olunmaktadır. 734 —
KADIN BERBERİ TESİSATI — 2 adet Avrupa saç kurutma makinesi He kadın berberi İçin mobilya ve komple tesisat 3500 liraya satılıktır. Görmek İçin Beyoğlunda, Tokatliyan karşısında, Foto Sarayda, Bay Mıha l'dan sorulacaktır. 733 —
KIYMETLİ STİL EŞYA — Paravana (Cin), Bahü (Bul), ayna (Viyana), şamdan (bronz) satılıktır. Her gün 10 - 12. ye kadar Osmanbey. Şafak sok. 85/3 743 — 2
SARAYDAN ÇIKAN — Kıymetli sedefli bir karyola 25 ekim perşembe, Sandal Bedesteninde satılacaktır. 765 — 1
— Kiralık — Satılık
5,000 LİRADAN 500,000 LİRAYA -Kadar emlâk almak ve satmak ve ipotek yapmak lstiyenler kârlı İşi olup devir veya ortak lstiyenler Beyoğlu Büyük Parmakkapı cadde üzerinde köşe başı No. 4 kat 2 Suhulet Emlâk Bürosu Zarif Özalp’a müracaat. Tel: 42396. 297 — 8
ACELE SATILIK MODERN APARTMAN — Dört daireli, terkos, elektrik, havagazı, telefonlu, konforlu, manzaralı istlyenlere eşyası da verilir. Cumartesi, pazar günleri Flruz-ağa İtalyan hastanesi yanında 47 No. kat 2. Telefon: 40620 867
KİRALIK KALORİFERLİ YAZIHANE — Bir daire beş oda (üç odaya da ayrılabilir) İçlçe iki yazıhane ve tak bir oda kiralıktır. Müracaat: Alemdar hanı Rıhtım cad. No. 155 Galata kahveci Yunus. 689 — 10
DİKKAT - DİKKAT — Taksim Şişli ve Sıraservller semtlerinde satılık apartmanlar aranmaktadır. Ers Emlâk Beyoğlu Ağacaml sokak 3. Telefon: 40284 768 —
BOŞ TESLİM 7500 LİRAYA — Üsküdar Ahçıbaşı mahallesinde tramvaya iki dakika mesafede bir dükkânı olan sekiz odalı, elektrik, kuyu, bahçeli, sarnıçlı tamire muhtaç olmayan ev satılıktır. Sirkeci - Dervişler sokak 10 No. Telefon: 22955 758 —2
(15-20) ODALI — Taksim, Şişil, Maçka taraflarında kiralık kârgir bina veya apartman aranıyor. Akşamda 3. O. rümuzuna yazılmas. 760 — 1
İSTANBUL, BOĞAZİÇİ, BEYOĞLU, ADALARDA — Her keseye uygun ve randımanlı satılık mülklerimiz vardır. Ferdi Belek Türk Emlâk Bürosu Galata ömerâbtt han 23/2. Telefon: 42368 766—3
5000 LİRADAN 100000 LİRAYA KADAR — Emlâk almak veya ontmak İstiyenlerln Kadıköy Toalş Emlâk Bürosuna müracaatları. Kadıköy P. K 28. Tel: 60865 761 — 1
M .AK TU AN 6000 LİRAYA — Kadl-köyünfln merkezi bir yerinde, Bç cep-heîi 401 M? arsa. Müracaat Tezi# Emlâk Bürosu J>. JL 3A Tel: 60365
Tifi — 1
SATILIK HANE — Yeni yapılmış 5 odalı elektrikli hane boş olarak satılıktır. Görmek Istiyenler sabahları 9-10 a kadar görebilirler. Fatih Çarşamba Fethiye caddesi Horozlu sokak No. 3 746 — 1
DEVREN SATILIK — Şişli Âbidel-hürrlyet caddesi 35/1 No. ta her İşe elverişli sütçü dükkânı İki Frijider ve sair d emir başlar ile devren satılıktır. 749 — 6
İSTANBUL — Beyoğlu, Kadıköy, Boğaziçi." Çamlıca ve sayfiye muhitinde piyasanın henüz tanımadığı temiz ve hesapta emlâk satılıktır. Lûtfl Can «Al - Sat Emlâk Bürosu» Galata Agopyan han 4. Telefon 42736
750
— 2
KÜÇÜK EVLER TAŞRA İNŞAATI— Küçük Evlerin taşra inşaatında Zonguldak ve Adapazarı ön plâna alin-mşıtır. İsteklilerin hemen müracaatları. Bedeli 5000 Hradır. Bengü Küçük Evler Yapı ve Satış Şirketi. 6 ncı Vakıf Han No- 33 - 34. Galata.
753 — 1
SATILIK KÖŞK — Kadıknyünde iskeleye, denize, tramvaya yakın, önünde çamlı çiçek bahçesi ve arka tarafında rneyva ve sebze bahçesi olarak liri dönümden fazla bahçe içinde, konforlu köşktür. 122566) ya telefonla müracaat edilmesi
. 728 — 3
DEVREN SATILIK TİCARETHANE — Bahçekapıda bir handa IşIcİJ-hâien faaliyette 2 oda moble, heQ türlü tesisatı ile birlikte satiJıktnfi Telefon 21651 Fuat.
_____________735
VEFADA SATILIK DÜKKÂNI 1O KÂGİR EV —-4 oda. elektrik, lerkos^— kuyu, tulumbaiı, cadde üzerinde faz-Q la tafsilât için, pazarlık üzere Sirke» ci Şahin Paşa oteli karşısında Dcr-j" vlşler sokak 10 No. Telefon: 22955 fl) _____________________________736 — Ç>
BOĞAZİÇINDE — Bir sentlik kiraQ) bedel! peşin verilerek bir ev veya 2-3(1) odalı bir kat kiralanmak istenlyoij^ Taliplerin Akşam gazetesinde -Kira-^ Lık» rumuzuna mektupla müracaa -fÇ lan.________729 — T**
C-MUTEFERRIlo
MODA BURNUNDA — Ulak bir tadilâtla muazzam çift daireli bir apartman haline ifrağ edilEbilecek olan iki villâ satışa çıkarılmıştır,. Marmarayı kucaklıyan bu villâlarda kalorifer ve bütün asri tesisat, telefon mevcuttur. Bfngü Küçük Evler Yapı ve Satış Şirketi. 6 ncı Vakıf han No. 33 - 34. Galata. 751 1
KÜÇÜK EVLER İNŞAATI — Amerikan tip kârgir küçük evKr İnşaatında bundan böyle ancak sıra beklemek mecburiyeti hasıl olacaktır. İstical ediniz. Bedeli 5000 Uradır. Bengü Küçük Evler Yapı ve Satış Şirketi. 6 net Vakıf han No. 33 - 34. Galata. 752 — I
25000 ve 21000 LİRAYA SATILIK İKİ APARTMAN — Kadıköy Mühürdar caddesinde Sular idaresi karşısında denlza, iskeleye ve çarşıya pek yakın iki katlı konforlu, modern aylık geliri 260 ve 220 lira olan yeni ve boş iki apartman satılıktır. Müracaat bekçiye. 685
KİRALIK ARANIYOR — 4 oda ve tam konfor İçin birkaç sene peşin verilebilir. Galata Bosfor han 15 No. ya mektupla şart ve adres bildirilmesi. 072 — 1
TELEFONLU YAZIHANE — Sirkeci civarında asansörlü bir handa eşya-sile İki oda devrin satılıktır Tel: 21342. Post K. 395 703
SATILIK APARTIMAN - Havası -Güneşi bol beş dairedir. 3 üncü kat Sultanahmet Tevkifhane karşısı Osman Pekin. 697 — 2
PARADA KOLAYLIK - Tamira^ suretile emlâkinizden istifade «tmclfc-Isterseniz Galata Ada han 8 numar^J 3 ten 7 ye kadar müracaat. Fei: 411-63 ___________________________611 - 7,
ORTAK ARANIYOR - Y'i/fle yüz garantili ve çok kârlı İdlere asgari 5000 daha yüksek sermayeli arkadaşlara ihtiyaç vardır. Akşamda (Ki rumuzuna mektupla müracaat I 6H-
7
KADIKÖYÜNDE — Kârlı bir iş için 10000 Ura koyabilecek bir ortak arıyorum. Çalışma bana aittir Noter senediyle bağlanılacaktır. Kadıköy Moda caddesi 32/1 No. da görüşülebilir________ _______________742 — 1
FRANSIZCA DERSLER! — En pratik metadla ilk der.İtan itibaren öğrenciler Fransızca konuşmaya başlatılmaktadır. Ders müddeti bir buçuk saattir. Çok müsait şartların öğrenilmesi için IDlvanyolunda. Çember-litaş karşısında Bay Arifin 210 No. kitapçı dükkânına) müracaat edilmesi________________________74 b — 2
BİR İNGİLİZ BAY! - Müsait ücretle İngilizce dersten verecektir. Çok kolay, pratik, seri, mükemmel metod. Akşamda aEnçlish Lessons» rumuzuna mektupla müracaat
769 —
SATILIK APARTIMAN, DÜKKÂNLAR — Karaköyde Müeyyetzade mahallesinin Yonca sokak 14 - 16, caddeden 29, 29/1 İki yüzlü dokuz daireli | apartman, dükkânlar. Karaköydc, Kemankeş mahallesinin Topçular Necati Bey caddesinde 52 numaralı1 dükkânın yüz yirmide kırk itd buçuk j hissesi. Fatih Halıcılar caddesi No. 8, hanede Hüseyin. 695 — 2
KİRALIK ARDİYE ARANMAKTADIR — Azapkapı, Beşiktaş dahil bu arada 150 - 200 metre kare sahalı atölyeye elverişli ardiye salılık veya kiralık aranmaktadır. Taksim Sıra-serviler 48/5 Hakkı adresine mektupla müracaat. 708
MEKTUPLARINIZI AUMKIMZ Gazetemiz idare ha rı-( n> snree »iarak göstermiş dan ■nr|!",-ı.,ni3-den
S.H. 505 — KG Tercüme —
A.E — K. — İki Gene — S T —
M.Ç — Mütehassıs - Irtiumallc— Engllsh Lessons — Ru-ik
namlarına gelen mesrur-! ‘«a-rehanemizden airtırm" uca
olunur
■b İhtira > ânı hm
«BisüLfit mahluta rinin imalı için tesisat ve usul, nakzında alınmış olan 7 > 1939 gün ve 2638 sayı ı ihtara beratı bu defa mevkii füle konmak üzere ahere devrüferağ veya İcar edilec ğ nien talip vlan-lann Galata’dâ. İktisat hanuı-da, Rob°rt Ferrlye mür^-^ri ■■■■■■ i|ân olrr tır
SATHJK EVLER — Tepe başında, tramvay caddesinde Şehir Tiyatrosu Komedi kısmı karşısında 315 melrej murabbaı arsası olan bir ahşap ev
Satılık
Bebek ve tahta oyuncak imalâthanesi tekmil teferruatın ucuz satılıktır. Tahtakalc Mena-şe Han No. 3. Elektrikçi Mizra-
gerisindeki kâglr bir ev satılıktır. Saat 9 - 12 Orasında 44519 telefonla müracaatları. 709 — hl're müracaat.
Satılık Radyo
KELEPİR MAĞAZA — Bankalar Okçu Musa caddesinde «260>. M2 üzerinde beton mağaza acele ve ucuz 6 lâmbalı Telelunsen çok tüzel bir halde 25. 10. 945 perşembe günü saat ikide Sandal bederien’nrfe sıritacuktır
karakolu karşısında No- 90 M- Esmer 717 — SDlendit S; Her akşam Dine darsan Fevkalâde müzik - mükemmel servis, gecenizi geçirebileceğiniz en nefis aile salonu.
SATILIK EV VE ARSA — Fatih -Kıztaşı Sarıgüzel mahallesinde köşe başmda havadar ve nezaretli 11 No.lı ev, arsaslyle satılıktır. Kadıköy -Bahariye Ruşen Ağa sokak No. 14 bayan S. Işık’a müracaat- 724 —
SATILIK MUHTELİF APARTMANLAR VE EVLER — Çok elverişli Bey-oğlunda Taksimden Kurtuluşa kadar ve civarlarında caddeye yakın fevkalâde manzaralariyle bir çoğu boş teslim de edilir. 5000 liradan 80,000 liraya kadar. Müracaat: Beyoğlu İstiklâl caddesi 54/2 Havagazı şirketi karşısında Yıldız Emlâk. Te-iûfcn: 43376 715 — Zayi — İzmit heyft doktorluğundan aldığım sakat raporumu 941 senesinde nisan beşinde muayene olup heyet kararınca sakatlığımı görüp kanaat gelip bana rapor verilmiştir. Kaybettiğimden yenisini a arağımdan eskisinin hükmü yoktur Rlz« vilâyetinin Çayırlı karasından Gürgen II köyünden Şeyfullâh oğlu anmut Giıntepe 336 doğumlu.
Schîfe 8
A S Ş A
21 Ekim 1943
NEREDE? NASIL? [ ' ’
Eğleneceğinizi düşünmeyiniz? .L ■
YENİ BAR
PETROL OFİSİNDEN
2 İlâ 6 Pustuk Boru Alınacak
Vermek Istlyeıılerln ellerindeki boruların «bad, evsafı ve beher metre Hallerinin 1/11/1045 tarihine kadar Ankarada Petrol Ofisi Umum Mttdürlüfiün», tstanbulda Kozluca Han 41. oü katla Petrol Ofisine bildirmeleri.
KADIKÖYDE
TEZ-İŞ Emlâk Bürosu Açıldı
Her türlü Emlâk Alımı - Satım, kira ve Tapu İşleri suhuleti' ve
süratle yapılır. ____
■■^■■■Kadıköy Halltağa cad. No. 16 P, K. 28, Tel: «0885
fip****^* kör?l

Devlet Ziraat işletmeleri Kurumu
Ticari işletme Bürosundan
Bakkallnra ve teneke ile satın alacak Müşterilerimize yapılmış az tuzlu YEMEK YAĞLARI Eritilmiş, yemeklik halis İNEK YAĞLARI Tam yağlı BEYAZ PEYNİRLER
satışa çıkarılmıştır.
Eminönü. Baiıkpazarı caddesi No. »3. Tel: 24138,
Sayın Müşterilerimize
Cumhuriyet Bayramımız yaklaşıyor. Bayraklarınızı m ile ases em izden tedarik edebilirsiniz. Milli, Parti, bllûmum fors ve mektep fll&maları, ecnebi bayrakları hazır bulunur. Taşra siparişleri ödemeli şartlle gönderilir?
Adres: Galata Mahmudiye caddesi No, 108 FEYZULLAH OÖÇEK

☆ Mide, barsak ve vücutta birikmiş yağlara, gazlara, toksinlere karşı kullanılır.
İot^nbul üniversitesi fen fakültesi dekanlığından: Çukurova harası müdürlüğünden:
Kimya mühendisliği giriş müsabaka imtihanları aşağıdaki gün v« saatlerde yapılacağından namzetlerin kartlarlle beraber tam saatindi Konferans salonunda bulunmaları lüzumu ilân olunur. (
24 Ekim çarşamba saat 8.30 Matematik
24 o » saat 14 Kimya
25 h perşembe saat 8,30 Fizik (13990)
Dinlenme Evi’ne Kayıt ve Kabul Şartları
Dinlenme Evi idare heyetinden:
İlim ve sanat yolundaki eserlerlle memleket İrfanına hizmette bulunup bugün görüp gözetmeye muhtaç bir hale gelmiş bulunan zevatın maişet endişesinden uzak bir halde istirahat etmeleri İçin tstanbulda Haydarpaşa, Koşuyolunda açılan Dinlenme Evi’ne aşağıdaki şartlar dairesinde kayıt ve kabul muamelesine başlanmıştır:
1 — Dinlenme Evi’ne yukarıdaki evsafı haiz olanlardan daimi tedaviye muhtaç bir haşatlıkla malûl bulucunlyanlar alınır.
2 — Dinlenme Evi’ne girmek İçin aşağıda yazılı vesikalarla birlikte Dinlenme Evl'ndeki İdare heyetine mektupla müracaat olunur.
A — Nüfus cüzdanı veya sureti.
B — Hal tercümesi,
C — Sıhhat raporu.
D — Başlıca hizmet ve eserlerine alt malûmat ve vesikalar.
3 — Bu müracaatları alâkalı zat namına yakınları veya mensubolduğu teşekkül başkanlari da yapabilirler.
4 — Dinlenme Evi’ne alınacakların kabul veya müessese İle alâkalarının kat’ı, Jüri heyetinin kararlle olur. Alınanlara ve ahnmıyanlara İdare heyeti marifetlle tebligat yapılır ve müracatlar mahrem tutulur.
Karoseri yaptırılacak
Ankara Belediyesind en:
1 — On beş gün süre İle kapalı zarf usulde (6) adet şase üzerine et ve sakat taşımak üzere karoseri yaptırılacaktır.
2 — Muhammen bedeli (27634) lira (50) kuruştur.
3 — Geçle! teminatı (2072) Ura (M)> kuruştur.
4 — Teminat belediye merkez veznesine yatırılacaktır.
5 — Eksiltme ve İhale 8. 11. 945 salı günü saat 11 de belediye dairesinde toplanan encümende yapılacaktır
8 — Eksiltme şartlaşması ve krok's'- ve buna bağlı kâğıtlar her gün encümen kaleminde görülebilir.
7 — Bu işe girmek Istlycnlerln bu gibi kapalı karoser yapmış olduklarına dair yaptıkları yerden alacakları vesikayı ibraz ve ihaleden en az üç gün evvel belediye başkanlığına yazı İle müracaatla ehliyet almaları ve bu ehliyeti teklif mektuplarına eklemeler! lâzımdır.
8 — İsteklilerin belli günde saat ona kadar 2490 numaralı kanun ge-
reğince hazırlıyaeakları teklif mektuplarını belediye encümenine vermeleri. (13757)
Devlet Denİ2 Yolları ve Limanları işletme Umum Müdürlüğü İlânları
Satın alınacak kerestenin cins ve ebat ve miktarı:
Boyu Genişliği Kalıntğt Adedi Taş Değeri (
3.50 ---------- "**
7-13
1 — ,
Cinsi Karaağaç Çıralı çam Çıralı sarı
çam
2 — Yukarıda cins, ebat, miktar, tasarlanmış değer ve _ . miktarları yazılı kerestler 15.11.945 pazartesi günü saat 13 te Genel müdürlük merkezi karşısındaki binada bulunan Alım Satım kamlsyonunca kapalı zarfla isteklisine ihale olunmak üzere eksiltmeye konmuştur.
3 — Bu işe alt şartnameler her gün İş saatlerinde Alım Satım komisyonunda görülebilir.
4 — İsteklilerin eksiltme gününden evvel şartnameleri görüp incelemeleri ve kapalı zarflarını eksiltme günü saat 14 e kadar makbuz karşılığında komisyon başkanlığına vermeleri gerektir. Postadaki gecikmeler kabul edilmez.
5 — Genel müdürlük İhaleyi yapıp yapmamakta serbestir.
10 M3
991 adet
2200 128870
Geç çüvenme
185 lira
968 lira
4-10
0,18—0,25
1700 adet
87620
8572 Ura geçici güvenme
(14083)
Mimar Asistan Aranıyor
Güzel Sanatlar Akdemisi Müdürlüğünden
Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek mimari bölümünde münhal olan asistanlıklara talibolan yüksek mimarların Akademi müdürlüğüne müracaattan ilân olunur. (14020)
Karoseri yaptırılacak
Ankara Belediyesind en:
1 — 15 gün süre ve kapalı zarf usulü İle İki adet sıhhi İmdat otomobili karoseri yaptırılacaktır.
2 — Muhammen bedeli (17200» liradır.
3 — Geçici teminatı (1290) Uradır.
4 — Teminat belediye merkez ‘'öznesine yatırılacaktır.
5 — Eksiltme ve İhale 6. 11. 945 salı günü saat 11 de beladlye dairesinde toplanan encümende yapılacaktır.
0 — Eksiltme şartlaşması ve krokisi İle buna bağlı kâğıtlar her giın encümen kaleminde görülebilir.
7 — Bunu yapmak Iştiyenlerin muayyen bir atölye veya garaj sahibi olduklarına ve ticaret veya esnaf odasına kayıtlı bulunduklarına dair belgeleri teklif mektuplarına eklemeleri lâzımdır.
3 — İsteklilerin belli günde saat 10 a kadar 2490 numaralı kanunun 32 inci maddesi gereğince hazırlıyaeakları tekUf mektuplarının belediye encümenine vermeleri. (13758)
İnşaat eksiltme ilânı
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden:
1 — Talimin edilen keşif bedeli 15128 Ura 24 kuruş olan Samsun an-ban parke yolu inşaatı birim flatlerl esası üzerinden kapalı zarfta rksilt-meye konulmuştur.
2 — Eksiltme Ankarada Genel müdürlük binasındaki eksiltme komisyonunda 1.11.945 günü saat 16 da yapılacaktır.
3 — Eğreti güven akçesi 1135 liradır. Bu inşatın proje ve birim flat-lerl cetveli ve eksiltme şartnamesi, mukavele tipi 5 lira mukabilinde Genel müdürlük Malzeme müdürlüğü Ue Samsunda Toprak mahsulleri ofisi İnşaat gurup amirliğinden alınabilir.
4 — Eksiltmeye girmek Iştiyenlerin 31.10.1945 günü akşamına kadar evvelce bu kıymetlerde İnşaat İşleri yaptıklarına dair veslkalarlle birlikte Genel müdürlük İnşaat müdürlüğüne müracaat ederek bu İşi yapablle-celkerlne dair bir ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
5 — Teklif mektupları eksiltme saatinden bir saat evveUne kadar eksiltme komisyonuna makbuz mukabilinde tevdi edilmeli ve posta ile gönderildiği takdirde komisyonun eline saatlerde geçmiş olmalıdır. (13731)
İstanbul üniversitesi fen fakültesi
Dekanlığından
1 — Fakültesi Lisans şubelerine kaydedilen öğrencilerin sayısı İlân edilen adedi bulmadığından, bu şubeler için giriş müsabaka imtihanı y'a-pılmıyacaktır.
2 — F. K. B. Tıp, Eczacı, Dişçi şubelerine girmeğe istekli namzetler numaralarına göre aşağıda gösterilen mahallerde 22 ekim 945 pazartesi günü saat tam 8,30 da namzet kartlan ve yalnız kalemlerlle bulunmaları lüzumu İlân olunur.
Tıp Namzetleri:
1— 483 BioloJI enstitüsünde (Slileymanlye)
484—630 Bahçe dersanesi (Talim alayı yanında»
631—805 Hukuk 1 inci sınıf dersanesi (Merkez binası) 806—943 Hukuk IT nel sınıf dersanesi (Merkez binası) 944—1033 Hukuk II el sınıf dersanesi (Merkez binası) 1034—1074 Dişçi okulu dersanesi 1075—1187 İktisat fakültesi yeni dersanesi (Merkez binada) 1198—1202 Tıp VI numaralı dersanesi (Merkez binası) 1293—1523 Eczacı dersanesi 1524—1600 Farmakodinami dersanesi (Merkez binası) 1691—1863 Fizyoloji dersanesi (Merkez binası) 1864—2124 BioloJI enstitüsü (Süleymanlye)
Eczacı namzetleri:
4—2118 Konferans salonu
Dişçi namzetler):
2— 2121 Anatomi dersanesi (Üniversite bahçesinde)
3 — İftiharların sayısı %10 nispetini aşmadığından bunlar İmtihana tabi değildirler.
Sağlık memuru, hastabakıcı ve pansumancı alınacak Sümerbank selüloz sanayii müessesesi müdürlü* günden:
(İZMİT)
1 — MÜessesemlz sağlık teşkilâtına 140 lira aylık ücretli bir sağnk memuru, 85 Ura ücretli bir hastabakıcı, 50 lira ücretli bir pansumancı alınacaktır.
Sağlık memurunun küçük sıhhat okulundan mezun ve tecrübe görmüş olması şarttır.
2 — Halen çalışanların bulundukları yerlerin yazılı mûvafakatlannı almaları lâzımdır.
3 — İsteklilerin kısa hal tercümelerini havi bir dilekçe ve ellerindeki
belge suretleri ile 31 ekim 845 tarihine kadar İzmlttekl müessesemlz merkezine müracaat etmeler! İlân olunur. (13644)
Hesap uzmanlığı müsabaka imtihanı
Maliye Bakanlığından:
I __ Kurulumuz kadrosunda açık bulunan 40, 50, 60 ve 70 lira asU ma-
aşlı hesap uzmanlıkları için 26 kasım 1945 pazartesi günü müsabaka imtihanı yapılacaktır.
Aranan şartlar şunlardır:
a) Yüksek İktisat ve ticaret okulunu, İktisat veya hukuk fakültelerinden birisini, siyasal bilgiler okulunu veya bunlara eşitliği milli eğitim bakanlığınca kabul edilen yabancı bir okulu bitirmiş bulunmak.
b) — 1945 yılı ocak ayının başında 40 yaşını bitirmemiş olmak,
c) Gezici bir görevi yapmağa sağlık durumu uygun bulunmak,
ç) Maliye Bakanlığı teşkilâtında genel müdür muavinliği, şube müdürlüğü, şube müdür muavinliği, gelir kontrolörlüğü, bankalar murakıplığı, defterdarlık, 8 uncu ve daha yukarı derecelerdeki gelir müdürlüğü İle gelir kontrol memurluğu ve tahakkuk şube şefliği görevlerinde en az İki yıl ve yahut bankalarla 3659 sayıl» kanunun şümulüne giren kurumlann ma hasebeclllk. muhasebeci muavinliği veya müstakil şube müdürlüğü görev terinde en az beş yıl, bulunmuş olmak.
d) Bulundukları görevlerdeki yeterlikleri ve sicil durumları hesap uzmanlığına geçişe elverişli bulunmak,
II - İmtihana talip olanlar 31 ekim 1945 tarihine kadar Maliye Bakanlığı hesap uzmanları kurulu başkanlığına dilekçe ile müracaat edeceklerdir.
Dilekçeye şu belgeler bağlanacaktır.
a) Nüfııs cüzdanının aslı veya onanmış sureti, memuriyet ve ev adresi,
b) Kendi el yazısı He hal tercümesi özeti,
c) Okul şahadetnamesi veya tasdiknamesinin onanmış sureti,
ç> Sağlam ve yolculuğa mütehammil olduğuna dair resmi tabip raporu.
d) — Fiili askerliğini yaptığına dair resmi belge veya onanmış suretL
III — Taliplerin aranılan şartlan haiz olanlar yazılı ve sözlü olmak üzere İki imtihana tabi tutulacaklardır-. Yazılı İmtihan Ankaîada hesap uzmanları kurulu başkanlığında ve İstanbulda hesap uzmanları bürosunda ve bunda muvaffak olanların sözlü imtihanı Ankarada hesap uzmanlan kurulu başkanlığında yapılacaktır.
IV — Yazılı ve sözlü İmtihanlar aşağıda yazılı ders gruplarına giren konulardan yapılır:
1 — MaUye
a) Maliye İlmi,
b) Vasıtalı ve vasıtasız vergiler, bu grupa girer vergi kanunları İta bunlaım uygulanmasını gösteren tüzük, yönetmelik ve genel tebliğler, (Gümrük e Tekel Bakanlığınca alınan vergi ve resimler dahil)
e» özel idare ve belediye vergi, resim ve harçları. (Bina ve arazi vergi-1 erile özel idare ve belediyelere alt vergi ve resim ve harçlar hakkında genel bilgi)
ç> Ana masraf kanunlarlle maliye teşkilât kanunları. 1609 numaralı kanun ve memurin muhakemat kanunu hükümleri (muhasebe! umumiye kanunu, maaş ve yolluklara alt ana kanunlarla bunların, uygulanmasına dair genel tebliğler üzerinden umumi bilgi)
2 — İktlsr
a) Nazari ve tatbiki İktisat,
b) İşletme iktisadı,
c) Mal bilgisi (teknoloji)
3 — Muhasebe:
Ticari ve sına! muhasebe (şirket, banka ve —gorta muhasebelerile maliyet hesaplarının özellikleri de imtihan konusuna girer.)
4 — Mal! ve ticari hesap:
(Basit ve mürekkep faiz. Iskonto, faizli, c&rl hesaplar mail cebir, hendesede satıh ve hacim ölçüleri.)
5 — Hukuk:
(Ticaret hukuku, medeni hukuk, borçlar ukuku, icra ve İflâs kanunu.)
8 — Lisan:
(Fransızca, îngillzc», Almanca lisanlarından biri).
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından her yıl açılmakta olan İmtihanlara girmek suretlle Usan belgesi almış bulunanlar bu İmtihana tabi tutulmas-lar. (12049)

Comments (0)