1 Kasım 1950 — Çarşamba
SİYASİ İKTİSADI, MÜSTAKİL
Yıl 1—Soyı 336—10 kuru}
Yeni İstanbul'un
KUPONU
İZAHATI ÜÇÜNCÜDE
Beyoftta - Müellif Caddeni d-d. Telefon: 44750-44757 Santral
Türk Milleti ve Büyük Meclisi
İÇ politika tarihimizde başlıhnşına birer gelişme safhası gibi göze çarpan dört tane Millet Meclisimiz vardır. Bunlardan İkisi Osmaniı Devleti zamanındadır. Geriye kalan ikisi de genç Cumhuriyet çağında doğmuştur. 1908 Anayasası, ufak tefek değişmeler ve yürürlüğe konuluş şekilleri bir tarafa bırakılırsa, 1878 Anayasasından hiç de başka fiirlü değildir. Fakat asıl ehemmiyetli değişiklik Türk Milletinin benllğindedir. Biliyoruz kİ, İlk Millet Meclisi (Medis-I Mebusan) nm kıırııluşiylc bavlıyan hür İç politika gelişmemiz; Türk-Rus Savaşında uğradığımız büyük bozgunun sarsıntılarından kahpece faydalanmasını bilen Sultan ve Halife Abdülhamld'in istibdadına kurban gitmiştir. 1908 İnkılabı ise, bir aııaynsa hukuku mücadelesinden çok. Türk vatanını kaçınılmaz yıkılış tehlikelerinden kurtarmak kaygılarıyla İlgilidir, ve Osmanlı tarihinde ilk sezgili kurtuluş hareketidir. Onun İçin anayasa hukuku dâvaları İkinci plânda bırakılmıştır. O zaman anayasa dâvalarının ele alınmamış olması, bundan ileri gelmektedir.
Her millet, öteden heri, hayat dâvalarını, ehemmiyetlerine göre» ya İlk plâna alır veya incelenmelerini daha sonraki zamanlara bırakır. Biz, bunu. Kurtuluş Savaşımızda da görebiliriz. Bu savaş bittikten sonra, anayasa dâvası kendiliğinden belirmiş ve bunun çözülmesiyle, yirmi yedinci yıldönümünü kutladığımız Cumhuriyet Devleti kurulmuştur. Cumhuriyet; anayasa hukukumuzun gelişmesi tarihinde başlıbaşına bir konak sayılabilir. Çünkü, yepyeni bir devletin ku-rulmaslyle yalnız devlet kulu olarak düşünülen tebaa, nihayet, vatandaş olmuştur. Zamanımızın anladığı mânada bir Millet Meclisinin IşIİyebilnıe-•l için, onun, hür vatandaş İradesinden doğması lâzımdır. Şimdiki anayasamız, böyle bir vatandaşı, bütün hak-İAriyle tanımaktadır. Fakat, Türk vatandaşının. şimdiye değin, bu haklardan faydalanmış olduğunu söylemek çok güçtür.
Türk Cumhuriyet! tipinde yepyeni bir devlet kurmak; yepyeni bir hayat si s teni i yaratmak, yepyeni sosyal değerleri benimsemek demektir. Eski hayat sisteminin yarattığı zümreleri dağıtmadan, tasfiye etmrdeu, genç devletin temellerini sarsılmaz bir hale getirmeden bütün tehlikeler giderilmiş sayılamaz. Bir fidan bile, lezzetli yemişini verebilmek için, tabiatın sayısız sürprizleriyle güreşmek ve üstgelmek zorundadır. Bir fidana hiç bir suretle benzetllemiyecek kadar karışık bir hayat örgüsü olan cemiyet ve devletin nasıl bir güreş konusu olabileceğini talimin etmek güç değildir. Her devrim, benimsediği prensipleri gerçekleştirmek için, İlkönce, kendisini kuvvetlendirmek, ondan sonra da dâvalarını birer birer çözmek zorunda kalmıştır. Cumhuriyetimizin ilk gelişme safhasında Millet Meclislerimizin faaliyetlerini bu görüş ve zaruret çerçevesi içinde düşünmek daha doğrudur.
Anayasa hukukumuzun bn gelişme saflıası, Demokrat Partinin kurulma-slyle sona ermiş «ayılabilir. Anayasamız, ekonomik hükümleri kaldırılmak şartiyle, geniş ölçüde demokrat bir anayasadır. Devrimi korumak nıak-sadiyle yapılmış olan ve anayasaya aykırı gibi görünen kanunların kaldırılıp kaldırılmaması dâvası, İlk plânda, demokrasimizin gelişme lmkânia-riyle sımsıkı ilgilidir. Yeryüzünde mutlak hİr demokrasi olmadığı için, her millet, kendi demokrasisini kemli sosyal şartla rina göre düşünmek zorundadır. Anarşiden başka bir şey ol-mıyan mutlak demokrasi anlayışına göre her insan ölçüsüz bir hürriyete sahip olmalıdır! Genç demokrasimizi daha kolay yıkabilmek için, bizde de böyle dizginsiz bir demokrasi istlyen-ler az değildir. Asıl şaşılacak şey İse bu Ölçüsüz hürriyet âşıklarının, kara-kuvvet ve komünistlik gibi, hürriyet düşmanı totaliter zümrelerden oluşlarıdır. Dünya demokrasileri bütüncüllük (totaliterlik) le ölürıı-kalım Kavafına girişmişken, henüz istediğimiz gibi, gürbüzlrşeınemlş demokrasimizin böyle aşın bir hürrlşet lüksüne kapılmasını imkânsız görmekteyiz. Çünkü, demokrasinin hürriyet ölçüleri de, kendi ölümünü hırlaştıran Ölçüler o-Lamaz. Bu bakımdan, bizim demokrasimiz, devrim İdealleri çerçevesinde bir demokrasidir. 14 Mayıs 1950 seçim hazırlıkları yapılırken. Demokrat Partinin bu noktayı kuvvetle benim-»lyerek belirtmiş olması. Türk gönüllerinde, ehemmiyetine yakışan yankılar bulmuştur. Bu sağlam görüşten ayrılmadıkça. Türk Milleti. demokrasisini beıılmslyen ve ona yöneltilecek tehlikelerle güreşmekten kork-mıyan partiyi, gittikçe artan bir ölçüde, her raman ılrsteldiyecektlr.
Türk Milleti, bugün, kendi iradelinden doğan ilk ıMillet Meclisini toplanmış görmekle, çok haklı bir sevinç duymakladır. Bütün ümitlerimiz, kurtuluş günlerimizde olduğu gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisine çevrilmiştir. Çözülmesi gereken hayat dâvalarımız büyüktür, ciddidir. Ekonomik denemelerden kalan miras, her iktidarı, inim inim İnletecek kadar ağırdır. Faluıt Türk Milleti, disiplini! bir çalışma İle. Iipt zaman ohhığıı gibi. şimdi de büyük hayat kudretini dile getirebilir. Ve bu kudret de, lıcr İktidar İçin en güvenilecek kudrettir.
Büyük Millet Meclisi, hiç şüphesiz. Büyük İskender glhl. tek bir Gord düğümü karşısında değil, bir çok Gord düğümleri, kördüğümler karşıtındadır. Bunların bir kiNmı. iskende-rln yaptığı gibi, kılıçla koparılabllir. Fakat öteki düğümlerimizin çözülmesine ancak, sağlam ve temelli bilgilere dayanan bir politika İle bavlıyabiliriz. Bunların en ba.şındn Isa, anayasamızla karanılnn vatandaş haklarının, bir daha tehlikeye düşmemek üzere sağlanması gelir. Çağdaş millet kavramını yaratan şey do hıı haklar, sorumluluklar ve yetkilerdir.
M. NERMİ
s*



>’





r



•V
i













M A
A
..,


ı •
TcsIr etlen: Hablb Edib . TÖREHAN











'M
1 " X ’jjj
-z



Türk askerleri Taegu'daki kamplarına hareke! etmek üzere Pusanda trene binmeye hazırlanıyorlar
Korenin merkez kesiminde
müttefikler çekiliyorlar
Taegudaki birliğimiz her gün anavatan haberlerini dinliyor
Tokvo. 31 (YİRS) — Korede müttefik kuvvetleri nihai hedefleri olan Yalıı Nehri ve dolayıslyle bu bölgedeki hidroelektrik santrallerine doğru yaptıkları hamlelerle bugün bati cephesinde ilerlemiş, merkez kesiminde ise artan düşman hücumları sonunda geri çekilmek sorunda kalmışlardır. Batı cephesinde ilcrllyen Amerikan kuvvetlen pek az mukavemetle karşılaşarak, komünist Korelilerin yeni başşehri Sinujuya 25 mil mesafeye kadar gelmişlerdir. Harekât olr değişiklik olmadan devam edecek olursa, müttefiklerin yarın Sinuju’yu işgal etmeleri beklenebilir. Bu birlikler Kuzeylilerin en büyük şehirlerinden Sonşon’u işgal etmişlerdir.
24 üncü tümene mensup birlikler bugün son tabi! manialardan biri o-lan Suşon yakınındaki Şong Nehrini de aşarak 8 mil kuzeyine gelmişlerdir.
Merkez kesiminde Güney Koreliler komünist Çin ve Kore kuvvetlerinin baskısı altında 18 ilâ 30 mil geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Düşmanın Onjong-Unsan kesiminde günlerdir devam eden hücumu hafifle-memiştir. Aynı şekilde Doğu Kore-deki mühim endüstri şehri Hamhung da komünistlerin tehdidi altındadır. Bildirildiğine göre, büyük bir komünist Çin kuvveti şehre güneybatıdan hücuma hasırlanmaktadır.
Pekin, 31 A A. (Reııter) — Komünist Çin bugün bütün memlekette Kore halkına yardım etmesi hususunda yaptığı kampanyayı hızlandırmıştır. Bu, Kore hududunda Çinli kıtaların bulunduğu hususunda çıkan haberlere İntibak etmektedir.
Aboner Türkiye için seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memlekeHer İki misildir.
İlânlar t 6 na sayfada santimetresi : t liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet
kabul edilmez.
Posta Kutusu t (47 - fstanbul. Telgraf Adresi t Retlo. İstanbul
D.P. ve C.H.P. Mec
Grupları dün toplandı
Refik Koraltan, büyük ekseriyetle Meclis Başkanlığına aday seçildi
Ankara, 31 (T.H.A.) — Demokrat Parti Meclis Grupu bugün saat 15 te toplanarak Meclis Başkanlık Divanı İçin gösterdiği adayların mıştır. Seçim neticelerine göre. Başkanlığa İçel Milletvekili tan. Demokrat Parti adınA Aday gösterilecektir.
seçimini yap-Refik Koral-
Başkan Vekillikleri için adaylıklara Sıtkı Yırcalı, Hulûsi Köymen ve Fikri Apaydın. Kâtipliklere de Doktor Sedat Barı, İbrahim Klrazoğlu, Nazlı Tılabar. Muzaffer Kurbannğlu, Rilruzan Tekil ve Muzaffer Tünay, idare âmirllklerlne de Ihsan Şerif özgen. Kâmil Gündeş ve Halil Atalay seçilmişlerdir. - ________________________________
Köymen ve
C.H.P. Grupu toplandı.
Ankara, 81 (ANKA) — C.H.P. Grupu da bugün saat 15 te Genel Başkan ismet Inönünün başkanlığında toplanmıştır. Yapılan seçimde Yozgat Milletvekili Avnl Doğan ve Trabzon Milletvekili Faik Ahmet Barutçu Grup Başkan Vekilliklerine seçilmişlerdir, Grup idare Kurulu üyeliklerine de Abdurrahman Melek (Gaziantep), Atıf Topaloğlu (Ordu), Abbas Çetin (Kars), Cevdet Kerim tncedayı (Sinop), Hamdi Orhun (Trabzon), Kâmil Boran (Mardin), Mehmet Kartal (Malatya), Tevflk Koral (Trabzon), Ziya Soylu (Erzincan) getirilmişlerdir. Yapılan tasnif sonunda Cahit Zamangil (Trabzon), Haaan Reşit Tankut (Hatay). Hüsa-meddin Togaç (Kars), Mustafa Nuri Okçuoğlu (Bingöl), Sabri Sağıroğlu (Erzincan), Rıza Erten (Mardin), Tahsin Coşkan (Kastamonu) nun da Haysiyet Divanma geçildikleri anlaşılmıştır.
İÇİNDEKİLER
ÎKÎNCI
Ülkemizin nüfus kesafeti
Prof. Hâmit Sadi Selen
ÜÇÜNCÜ
Klappersteln
Refik Halid Karay Kuşlar yeni bir harbe girmek niyetinde değildir
Marc Marceau
DÖRDÜNCÜ
Muamele Vergisi kaldırılabilir mi?
Dr. A. Memduh Yaşa
Çin Hindinde Fr ansızlar
mtls-gün-hü-et-
tutunuyorlar
Saygon, 31 (YlRS) — Fransızların dağlar arasındaki mühim tahkem mevkilerlnden Laokay, lerdir. Vietmlnll komünistlerin cumlerl karşısında mukavemet
mektedir. Bugün, Fransız askeri sözcüsü. kaledeki Fransız kuvvetlerinden bir grupun karşı hucurna geçerek, komünistlerin baskısını kısmen hafiflettiğini bildirmiştir. Bu kuvvetler. Laokay’ın bir buçuk mil doğusunda bir köyü İşgal etmişlerdir. Fransız u-çaklan da komünist birliklerini ateş altında ezmektedir.
Birliğimiz anavatan haberlerini dinliyor
Taegu, 31 A A. (United Press) — Koreye gönderilen Türk savaş birliği her akşam iki saat müddetle anavatandan haber almaktadır.
Birleşmiş Milletler bayrağı altında çarpışmak üzere Korede bulunan 4500 kişilik Türk savaş birliği için Ankara Radyosu her akşam hususi bir neşriyat yapmaktadır.
Ankara Radyosunun bu neşriyatını haberler. Tllrk müziği, ailelerden gelen mektup ve haberlerin okunması teşkil etmektedir.
Bu programlar Türk savaş birliği komutanı General Yazıcı tarafından Türkiyeden ayrılmadan evvel hazırlanmıştır.
Her erin bu programlan dlnliye-bltmcsi için her kışlaya hoparlörler konmuştur.
Diğer taraftan Günün Haberleri adlı bir gazete. İstanbullu Yüzbaşı Hakkı tnceoğlu tarafından çıkartılmakta ve yüzbaşının kontrolü altında dağıtılmaktadır.
Komünist Çin Hint notasına
cevap verdi
Çinliler Tibetin İşgalinin dahili bir mesele olduğunu bildirdiler
Yen! Delhi, 31 A.A. (United Pres) — Zannedildiğine göre, Komünist Çin, Tibetin işgalinin dahili bir mesele olduğunu Hln-distana bildirmiştir.
Yeni Delhi Hükümet sözcüsünün bildirdiğine göre. Tibetin işgalini protesto eden Hint notasını Komünist Çin Hükümeti cevaplandırmıştır.
Komünist Çin notası Hindistan in Pekin Büyükelçisi Ardım Pannikar a sunulmuştur.
Hükümete yakın kaynaklar, bu gece. Komünist Pekin Hükümeti tarafından bugün gönderilmiş olan cevabın memnuniyet verici olmadığını ve Hindistan Hükümetinin derhal İkinci bir nota gönderdiğini açıklamışlardır. Hindistan ilk notasında, Çin Komünistlerinin Tl-betl İstilâya kalkışmaları karşısında duyduğu hayret ve e-sefl belirtmişti.
Başbakanın Amerikan
radyolarındaki mesajı
"Bu memlekette şimdiye kadar Cumhuriyet 26 defa kutlanmıştır, Ancak hiç birisi bu yılki ile asla kıyas olunamaz,,
Ankara 31 (T.H.A.) — Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle Amerika radyolarında tertip edilen husus! bir programda Başbakan Adnan Menderesin bir mesajı yayınlanmıştır. Mesajın metnini veriyoruz:
•'Sîzlere halktan, halk için ve halkla beraber olan bir hükümetin iş başında bulunduğu bir memleketten, Türkiyeden, hitap etmekle büyük bir bahtiyarlık duymaktayım.
eden diğer üç seçime kadar memleketimizde vatandaş reyi bir kıymet ifade etmemişti. Ancak bu senenin 14 mayısında yapılan milletvekili seçimleriyle onu takip eden diğer mahallî üç seçimde vatandaş reyi ilk defa o-larak hâkim olmuştur.
Bu sebeple TÜrklyede gerek şekil gerek muhteva İtibariyle Cumhuriyetin tam olarak ancak şimdi kurul, muş olduğundan şüphe olunamaz.
Bu konuşmaya vesile teşkil eden vaka, bugün TÜrklyede cumhuriyetin kuruluşunun 27 nci sene! devriyesini kutlamakta olmasıdır.
Bu memlekette şimdiye kadar cumhuriyet 26 defa kutlanmıştır. Ancak Cumhuriyet Bayramlarının hiçbirisi bu yılkı ile asla kıyaslanamaz. çünkü son milletvekilleri seçimlerine kadar TÜrklyede cumhuriyet yalnız şekilden İbaret kalmıştı. Devlet şeklinin cumhuriyet olmasına rağmen bu senenin 14 mayısında yapılan milletvekilleri seçimleriyle onu takip
Gayet küçük bir ekalliyet müstesna olmak üzere, memleketimiz geçirilmekte olan bu derin İnkılâptan bahtiyar ve âtiden emin görünmektedir. Bu mesut neticenin istihsalinde diğer milletlerin katlanmış oldukları emsalsiz fedakârlıkların geniş bir tesir ve hissesi olduğunu milletimiz idrak etmektedir.
B E Ş î N C î
Yıldızlar konuşuyor Kasabın yemini (Hlklye) Louvre Müzesi yağmadan nasıl kurtarıldı?
AvrupaOrdusunun kurulması meselesi Romada görüşülecek
8 kastında yapılacak olan Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu toplantısına Kont Sforza başkanlacak edecek
31 A.A. (AFP) — Avrupa
Bakanlar Kumlu 3 kasımda Barberini Sarayında Kont
Paris, Konseyi Romada Sforzanın başkanlığı altında 6 ncı toplantısını yapacaktır.
Bakanlar Kumluna 51 tavsiye ve
Telavivde 2-1 galibiz
Malik Amerikaya teminat veriyor
Washington, 31 A A. (United Press 1 — İnanılır kaynaklardan verilen bir habere göre, Birleşmiş Milletler nezdindeki Sovyet delegesi Ja-cob Malik, geçen perşembe günü Dış. İşleri Bakanlığı Müşaviri John Fos-ter Dulles'a, iki buçuk saat süren hususî bir mülâkat sırasında Birleşik Amerikanın Sovyet komünizminden hiçbir suretle zarar gömüye-ceğine dair teminat vermiştir.
Bu mülakatta Malik, John Foster Dulles’a Birleşik Amerikanın Rusya-dan sebepsiz yere korktuğunu anlatmıştır.
İki şahsiyet arasındaki mülâkat, Japon barış andlaşması meselesi müzakere edilmek üzere yapılmış fakat İyi haber alan çevrelere bakılırsa Malik İle Dulles bu konuda biç mutabık kalmamışlardır.
Bilhassa büyük Amerikan milletinin insanlık ideallerinin muzaffer olması yolunda earfettiği mânevi gayretlerin tesir ve kıymet! meçhulümüz değildir. Yine Birleşik Amerikanın katlandığı maddî fedakâr, lıklan ifade eden rakamların ise akıllara durgunluk verecek azamette ol. dugunu biliyoruz.
Kısa olarak ifade etmeğe çalıştı, ğım görüş ve düşüncelerim, milletlerarası bütün münasebet ve çalışmalarımızda. müşahede etmekle sevinç duyduğumuz memleketlerimiz arasındaki karşılıklı İşbirliğinin temelini teşkil etmekte olduğuna inanıyorum.”
Başbakanımızın bu mesajı Birleşik Amerlkada 487 ratyro istasyonu ta-rafından neşredilmiştir.
Romaya gitti
et-
mümessilleri
Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü dün saat 16.30 da Romaya hareket mlştir. Kendisini hava meydanında Vali, rekte ı r, D. P. yolcu etmişlerdir. Bakan hareketin-
den evvel gazetecilerle dönüşünden sonra etraflıca konuşacağını beyan etmiştir.
Yukarıdaki resimde Fuat Köprülü uçağın İçinde hareketinden bir kaç dakika evvel görülmektedir.
Asamblenin kabul ettiği 19 karar suret! bildirilecektir.
Kurul şu meseleler! müzakere ede*-cektir:
1 — Avrupada demokratik bir kontrole tâbi ve Birleşik Amerika ve Kanada İle İşbirliği yaparak hareket eden bir Avrupa Savunma Bakanlığı komutası altında bir Avrupa ordusunun ihdası.
2 — Bakanlar Kurulu ve Asamble yetkilerinin genişletilmesi,
3 — Avrupa Konseyi çerçevesi dahilinde mütehassıs makamların ve devletlerüstü müesseselorin İhdası,
4 — Asamblenin Schuman Plânı hakkında İleri sürdüğü tavsiye.
Almanya ve Saar, İlk defa olarak Istlşar! mahiyette temsil edilecektir.
2 kasımda bakan yardımcıları bir toplantı yapacaklardır. Aynı zaman, da Bakanlar Kumlu ile Asamble a-rasında karma Ahenkleştirme komitesi de Romada bir toplantı yapacaktır.
4 kasımda Montecltorio Sarayında 28 üyeden mürekkep Asamble daim! komisyonu toplanacaktır.
• • •»
‘.W
karinasına karşı
İsralhlc bulunan fııthol lakıiıımıı/ yapmış ve Tel-Aviv Tuk muti 2-1 ır«ığl(ıp bulacakeyuz, lukurı kİ
iklııcl karşılaşmasını temelli nınhkyoitc
etmiştir. Dünkü temsili karşılaşmaya ait tafsl âlı üçüncü sayfamızda reblnı, 5*1 mağlûbiyetle biten ilk karşılaşmada Türk muhacimlerinin bir hücumunu göstermektedir
r t ( r ’♦ •

PORTATÎF EVLER GELİYOR (Gazeteler)
— Ooo! Komşular yazlıktan dönüyorlar..
— Eyvah! Portatif evde oturan birine mektup..
* 1K
* A 4 m


Akdeniz savunma
görüşmelerine Yunanistan çağırıldı
Atina. 31 A A. (L.PS) — Yunan Başbakanı Venlzelos dün akşnm verdiği demeçte, A kelenizin savunması hakkında yakında başhyacnk olan Atlantik müzakerelerine iştirak et. nıek üzere bir Yunun temsilcisinin Washtngton& davet edildiğim bildir-mlştir.
V
1














w
*
%
f
*
Vallahi bav polis, dün akşam evi buraya kurmuştum!
Bundan böyle portatif evlerılo oturanlara veresiye yok!..




Sayfı» 2
■ [ r e t I k i 1 k l e r ■
Şehir köşesi
Karaborsa
Ülkemizin nüfus kesafeti
Y E N î Î9TANBÜL
Yazan: Prof, llâınid Sadi SELEN
1950 sayımı neticeleri bizi sevindirdi. Muhaceret vesaire gibi nüfus ha roketlerinin az. olduihı son yıllar İçinde artış nispetinin binde 21,5 u bulması d«t-rusıı ümidin fovkında bir hâdisedir. MlUetimizde tabii artışın yüksekliğini İfade eder.
Şimdljv kadar tabiî artışı binde 16 olarak kabul ediyorduk. Hafta ifrçrn sayımda binde II e düşmesi bizi epey üzmüştü. Birdenbire bu kadar yükselmenin âmillerini araştırnuımiT. irap e-dlynr, fakat böyle bir tetkik İçin elde daha mufassal rakamlar da bulunmadı lâzımdır.
Çünkü kati hükümlere varabilmemiz için bu artış muhtelif bölgelerde, şehirli ve köyIiı nüfusta ne gftd farklar göstermişi İr: mesleklere göre nispeti nedir, artışta dutum fart ah âı mı. yoksa (üüm nispetinin azalması mı müessir olmuştur? Bülnn bunlar bilinmeli-
• dir.
Burada sadece ülkemizin nufııs sıklığından bahsetmek tren ynlmluldanııda yarı artar, ıssız, söz dalma nüfus Innır. Memleketin kaç misli nüfusa nürülür.
İstasyona gelip
diniz mı orada da bilgi si m* itimat et-tiginiz bir başyazarın "Türkiye nüfusuna nispetle geniş, ntifiLs arasında kesafet eksiktir”, •‘Milletlerin terakki Bevfyeai bir kilometre derinlik başına kaç kişinin isabet ettiği lu'saıdanuık-la ölçülür” Medeni bir millet olmamıt için nüfusumuz. 50 mib’onu bulmalı dediğini görürsünüz.
İstiyorum. ımııı konuşma lhtl-ycrlrrdon geçerken azlığı ürerimle top-fmnn hdn daha htr ihtiyaç olduğu ileri
Htalro al-
Nüfusumuzun artmasını
pek tabiidir. Sayımlar gösteriyor ki Türk milleti çoğalma kabtliyeil yüksek bir ırktır. Bıı bakımdan komşular nndan da üstün vasıftadır. Fakat ülkemizin İmarı Içiıı nüfusun daha ço galmasını beklemek bilmem ne dereceye kadar doğru bir düşüncedir.
Evvelâ şunu söytiyeyim kİ mutlak olarak kesafet rakamları birçey ifade etmez. Bir yerde nüfus fazla kesafet sekil gösterebilir. Fakat kaynaklara göre yine az iskân edilmiş sayılır. Nüfus. varlığını çalışma ve enerji İle gösterdiğinden bu kudretini başka vasıtalarla da arttırabilir. Bu sebeple makine devrinin kesafet ölçüsü başkadır.
Son sayıma göre ülkemizde nüfus kesafeti kilometre kare başına 27 yi bulmuştur. Bu miktar dünya kesafetinin ( = 17) epey üstündedir. Fakat sırf rakamlarla, başka devletlerle bir mukayese bizi epey «aşırtır. Meselâ nüfus kesafeti Birleşik Ameri kada 10, Sn vy eti er Birliğinde H. Kanadada 1, Avust rai yad a 1 dir. Ayrıca Bulgaristan ve Yunanlstanda 5X, İspanyada 68, İtalya d a 150. Ingilterede 195. Ho-lândada 237, Belçikada 263 tür.
Türkiye kesafetini bu memleketlerle mukayese etmek ve doğru netice çıkarmak pek kolay değildir. Yalnız «unu görüyoruz ki yeryüzünde Tür-klyeden çok daha seyrek nüfuslu bir çok mâmur memleketler var. Meselâ Kanada ve Avustralya aşağı yukarı

Türklvrdrıı 13 defa geniş olduğu inilde Türklyrnln yarı nüfusuna sahiptir. Bu devletler ülkelerini Imnr Içlıı nüfusun çoğalmasını beklememekte, her saluula büyük ölçüde istihsalde bulunmaktadır. Avustralya TÜrklyeden 4 misli fazla koyun besler. Kanada Tür-biyeden beş misil fazla buğday yrtlş-
Bundan dolayı Türk İyen İn medeni ve manınr bir memleket olması Içltı nüfusun çoğalmasını İleri sürenlerde ben ıhılma bir tembellik psikolojisi sezerim. Evet medenî gelişmede maddi ve mânevi kesafetin rolll büyüktür. Bunu temine çalışmak gayedir. Fakat ulaştırma ve haberleşmenin bıı kndıır tekemmül ettiği bir devirde hu İhtiyaç biraz azalmamış mıdır? Kesafet mıı-kayrselvrlnde başka Ölçülere de başvurulabilir. Türkiye dağlık bir Ülkedir, daimî kar sahalarına yükselen yerler bulunduğu Kİhi çorak ve taşlık yerler do vardır, ülkemizin dörtte biri bu gibi verimsiz yerlerden olduğuna göre geri kalan topraklarda kesafet 40 ı bulur. Bir kısım Avrupa memleketleriyle mukayesede bu rakamı kullanmak yerinde olıır.
Bulgarİstanla bir mukayese yapmak İstediğimiz zammı da sadece Ma rina ra kesafetini ele almak daha doğrudur. Marmara bölgesinde nüfus sıklığı Al dir ki Bulgarlstunda 5R olduğuna göre arada büyük bir fark yoktur.
Başka bir kesafet Ölçüsü de İşlen-mi* topraklara düşen nüfus miktarıdır. Şimdiye kadar yapılun hesaplara göre TÜrklyedo her kilometre karo e-klî! ve dikili topraka diişen nüfus 235 tir ki bu miktar İspanyada İM. ttal-yndn 307 dir. Fakat halkımız, dnha ziyada zlrnntçl olduğundan Tilrklyenln bu bakımdan kesafeti fazla sayılır. Ve asıl Üzerinde duracatınıız dâva da budur.
Yeni Alman Konsolosu çalışmalarına başladı
Efes harabelerinde bulunan
roin şebekesi
teda-
Tiyatro, konser ve sinema mevsimi ile beraber. yine kılık kıyafet düşkünü karaborsacılar peyda oldu, Biraz rağbet yören bir film oldu mu, o sinemanın kapısı, yolunuzu çevirip bilet teklif eden çarçurlarla dolar, A Bil karaborsacılar bunlar değildir. Bilet almak isterseniz, sizi yan sokaklardan birine götürürler, bir ikinci çalışa takdim ederler. Bileti sise o verir, parayı, alrlcksor biletin İki misli'olmak UZcro, ulan udur.
Karaborsanın kendine göre usulleri vardır ve, son zamana gelene kadar bir nevi de ahlâkı vardı, takat çimdi, artık bu iş, düpedüz soygunculuk haline gelmiştir, şöyle ki:
Çok görmek istediğini* bir film, bir piyes, bir maç veya dinlemek istediğini» bir konser içhı karaborsadan bilet
rik ediyorsunuz. Paranıza geçer hUkmünüz, zevkiniz için /atla ücret vermişsiniz, Lâkin, o biletle müracaat ettiğiniz zaman, eski veya sahte olduğunu anlıyorsunuz, içeriye almıyorlar. Bbylccc hem paranız, hem de “zevkiniz,, dolandırılma olu-yor. Yapılacak bir şey yoktur, kimden kime şikâyet edeceksiniz ? Karaborsacının, komisyoncusunun yeri, yurdu yoktur, tesadüf onu karşınıza çıkarsa da kendisine takaza edecek olsanız üstelik bıçaklanmanız ihtimali vardır.
Bundan nasıl kurtulacağız! Tek çare şu: Gideceğiniz yerde bilet bulamazsanız, başka bir giln için yır ayırtınız. O da kabil olmazsa bu zevkten kendinizi mahrum ediniz. Karaborsacılara hayat hakkını biz veri-yoruz, nihayet küçük bir zevk için, büyük bir içtimai yara yaratıyoruz.
BÎR İSTANBULLU
İstanbul Üniversitesi
bugün törenle açılıyor
İstanbul Üniversitesi bugün saat 10 da Fen Fakültesi konferans salonunda yapılacak olan bir törenle yeni yıl tedrisatına bavlıyacak tır.
Bu münasebetle rektör bir açın konferansı verecek ve törene bütün tedris üyeleri resmi kıyafetleriyle iştirak edeceklerdir.
Bugün, üniversite ve yüksek okullarımızda 1950-51 ders yılının başlaması münasebetiyle Türkiye Milli Talebe Federasyonu metni aşağıda verilen beyannameyi yayınlamıştır:
•‘Üniversiteli ve yüksek okullu arkadaş.
Simdi ünlveraltede veya yüksek o-kulda yeni bir tahsil yılını idrak ediyor veya bu tahsile yeni alılıyorsun. Bu mesut günde sana muvaffakiyetli bir çalışma yılı dileriz.
Tahsil hayatımızda takip edeceğimiz yol. programlı bir «eklide çalış-
mak olacaktır. Asrın İlmi tekâmülüne ancak bu düsturla ayak uydurabileceğimize inanıyoruz. Babalarımız blzo her zerresini kanları İle auladıkları bir vatan bırakarak kendilerine düşen en büyük vazifeyi başardılar. Onu mamur bir hal© getirmek ve gelecek nesillere her cepheden kuvvetli olarak tevdi etmek yegâne gayemizdir. Bu uğurda bilgi ve karakter bakımından mükemmel bir şekilde yetişerek sulhta memleketin en ücra köşelerindeki kalkınma hareketlerine, harpte Is© vatan müdafaasına koşmak bize düşen en tabii vazifedir. Bugünün karanlık dünya şartları altında, bu tarihi vazifeyi İâyıkiylo yerine getirmek için âlicenap milletimizin tahsilimiz i-çin yaptıâı büyük fedakârlıkları tamamen müdrik olarak çalışacak vc en kısa bir zamanda onun hizmetine atılacağız. Komünizm ve İrticai bu yolda karşımıza çıkan en büyük düşman olarak tanıyoruz Memleketimizi içten ve dıştan çökertmeye çalışan bu İki tehlikeyi nerf le görürsek ezeceğiz.,,
Dr. Kurt’ıın Alman mülkleri mektepler, ticarî münasebetler hakkındakl beyanatı
Bir kaç gün evvel şehrimize gelen Batı Almanya Federal Cumhuriyeti Konsolosu Dr. Kurt Von Kampenho-vener dün kendisiyle görüşen bir arkadaşımızın sorduğu muhtelif suallere şu cevaplan vermiştir:
"Eski Alman Sefareti binası veya başka Alman mülkleri hakkında kat! bir şey söyliyemem. Müteaddit defalar bu mesele hakkında valiyle konuştum. Bliindlgi gibi, 1944 t© Türk -Alman münasebetleri kesildikten sonra Büyük Millet Meclisine Alman mülklerinin müsaderesi İçin bir takrir verildiyse de, bu takrir reye konulmamıştı. Fakat Türk Hükümeti, Alman Sefareti binasını, Alman has-tahaneslnl ve okulları kontrolü altına almıştı. Sefaret binasında müteaddit hırsızlıklar vuku bulduğunu ve katiyen temizlik yapılmadığını duydum. Bu sebeplerden dolayı, binayı geri alsak bile, muvakkat bir zaman için olsa dahi yeni bir binaya taşınmak mecburiyetinde kalacağız.
Türk dostu olduğum için Ankara-dan gelecek kararları sabırla bekliyorum ve pek yakında Alman mülkleri meselesinin halledileceğini umuyorum.,,
Türklyedekl Alman tebaalan hakkında konsolos şunları söylemiştir:
"Batı Almanya hâlen müttefiklerle bir barış muahedesi akdetmediğinden. Alman tebaası şimdilik "düşman" sayılmaktadır. Fakat memnuniyetle söyliyebllirim kİ, Türkiyede onlara karşı herhangi bir tazyik mevcut delildir...
"Türk-Alman ticaretinin bugünkü durumu ve gelişmesi için neler ya-pılmalıdır
Sualine, konsolos:
"Türk - Alman ticareti, hacim ve ehemmiyet bakımından. Alman • A-merikan ticareti kadar Alman ekonomisinde yer almaktadır. Münasebetlerimizin gelişmesi için Alman bankalarının tekrar faaliyete geçmeleri lâzımdır ve bunun yakında yola gireceğini zannediyorum. HâJen Pcra Palasta Alman Ticaret Ataşesi, bu hususta lâzım gelen kolaylıkları göstermektedir., demiştir.
Bunu müteakip konsolos. Galatasaray Lisesinde Fransız öğretmenleriyle yapılan tedrisat gibi. Alman okullarının Alman öğretmenleriyle Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmasının güze] bir karar olacağını söylemiştir.
Batı Almanya endüstrisi hakkında Doktor Kurt şu İzahatı vermiştir:
"Alman endüstrisinin gelişmesi devam etmektedir. Hâlen gelen siparişler, Alman endüstri kapasitesinin yüzde 180 i gibi yüksek bir miktar teşkil etmekte ve Mylece İşsizlerin sayısı daimi surette düşmektedir. Hâlen bir milyon işsiz varsa da. bunu Doğu Almanyadon kaçan mülteciler teşkil etmektedir, tkl yıl evvel müttefiklerin verdikleri izinle, Almanya-da imar faaliyeti artmakta ve İşsizlerin büyük bir kısmını İçine çekmektedir.,.
Konsolos, pasaport ve vize vermeye daha başlanıimadıgını, bunun müttefiklerin Bonn’da verecekleri kararlara tâbi olduğunu söylemiştir.
Hazreti Meryemin mezarı
Memleketimizde ve dünyada geniş akisler bırakan bu keşif hakkında, Arkeoloji Müzeleri Müdürü Aziz Oğan bu hususta neler anlatıyor?
Bu yaz, Efes harabelerinde muhtelif srkeoloğlrır tarafından yapılan incelemede, Hazrotl Meryemin mezarının bulunduğunu dünkü nüshamızda bildirmiştik. Bu haber, gerek Hıristiyan muhitinde ve gerekse diğer muhitlerde çok derin bir alâka uyandırmıştır. Bu alâknnın akisleri hiç şüphesiz dünya ölçüsünde Reniş hacı hareketlerine müncer olacaktır. ’ •
Bu mevzuda konuşmaya salâhiyeti olun Arkeoloji Müzeleri Müdürü Aziz Oğan, muhtelif sunilerimizi şu «©kilde cevaplandırmıştır:
— Efesin Hıristiyan âlemi ile olan İlgisi nedir ' •
“— Efes, gerek tarih ve gerek sanat noktfil nazarından pek mühim bir «chlrdlr. Hıristiyanlık burada pek süratle yayılmıştır. Efesto bundan biı asır evvel İngiliz Mr. Wood tarafından hafrlynhı başlunmış v© müteakibim yani 1904 de Mr. Hognrth tarafından hafriyata devam olunmuştu. İngiliz âllmlori acayibi seb'adan olan Viyana mabedini keşfetmişlerdi. 1898 de Viyana Üniversitesi namına AvusturyalIlar hafriyata başlamışlardı. Bunların hafriyatı Birinci Umumi Harbe kadar devam etti. 1926 dan itibaren İzmir Müzesi namına AvusturyalI âlimlerle işbirliği yapılarak beş altı sene Efes şehrinin muhtelif yerlerinde hafriyata devam olundu. 1926 ve 1927 tarihlerinde Hıristiyanlık âlemini fevkalâde alâkadar eden bir kilise bulundu. Bu kilise Bizans imparatoru Jüstinon tarafından İnşa edilmişti. Tesadüfen bu hafriyat esnasında iki büyük kilise dnha bulundu ve
Valinin tetkikleri
Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökay dün gece geç vakit habersiz olarak Unkapanı. Fener. Eyüp, Otakçılar, Topkapı, Şehremini, Aksaray. Bayezit, Fatih ve Asmalımcsçit semtlerini ve karakollarını' teftiş etmiştir. Bilhassa geceleyin çalışan fabrika ve imalâthaneleri gezmiştir. Vali bu teftiş esnasında Şehreminlnde re^lt olmayan çocuklara kâğıt oynatan ve evvelce bizzat kendisinin ihtar etmiş olmasına rağmen bu hal-terinde devam ©den iki kahvehaneyi kapatmıştır.
Ayrıca Asmahmesçitteki gece lokallerini de gözden geçiren Vali ve Belediye Reisi şehrin âsayiş durumunu iyi bulmuş ve Emniyet mensupla nnm görevleri başındaki vazlfeper-verllklerlnden ve dikkatlerinden do-layı memnunluğunu bildirmiştir.
Cumhuriyet Bayramının devam ettiği son iki gün içinde şehrimiz Emniyet! çok dikkatli hareket etmiş ve hafif bir sarhoşlukla sokaklarda sallananları dahi karakola götürerek haklarında takibat yapmıştır.
Cüretkâr kaçakçılar, Emniyet Müfliirlüt'ürtün karşısındaki bir handa satış yapıyorlardı
Devlet Havayollarının kış tarifesi başladı
Devlet Havayolları kış seferleri ta. rlfesini bugünden itibaren tatbik etmeğe başlamıştır. Yeni programa fdre İstanbul . Ankara . Antalya, stanbul - Ankara - Erzurum ve İstanbul . Ankara . Samsun seferlerine nihayet verilmiştir.
KÜÇÜK HABERLER
Vali, dün hali teftiş etti
Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökav dün saat 10 da beraberinde Eminönü ve Fatih Kaymakamlariyle Hal Müdürü olduğu halde, Sebze ve Meyva Halini ve kavun, karpuz sergilerini teftiş etmiştir. Bostan sergisi sahipleri Valinin bu ziyareti münasebetiyle yaz aylarında kendilerine gösterdiği kolaylıkların şükranı olmak üzere bir kurban kesmişler ve kurbanı Kızılay Aşocağına teberru etmişlerdir. Belediyece yapılan bostan sergilerinde kış aylarında da sebze ve meyva satışına müsaade İstenmiştir. Bu husus ilgili makamlarca İncelenecektir. Esnafın şikâyeti üzerine Sebze ve Meyva Haline su temini işini de Vali ve Belediye Reisi İlgililere emretmiştir. Vali Halde fiyatlar Üzerinde de incelemeler yapmıştır.
nihayet tiyatro il© stndyum arasında geniş bir saha kaplıyan vo TinıcteoR adiyle tanılan bir kilise daha meydana çıkarıldı.
Bunlardan başka harabenin İçinde Double Eglise denilen ve 431 den İtibaren konsüllerin içtima mahalli olan ve Hazreti Meryem namına İzafeten vücuda getirilmiş bir killsr d-vardır. Görülüyor kİ, Efes. Hıristiyanlık bidayetinde Önemli bir yerdi. Ve hâlen do bu önemi muhafaza etmektedir. (Eundan 37-38 sene evvelin© gelinceye kadar Sfestr Sen Pol’ün mezarı kafile II© gelen Hıristiyanların ziyaret yerlerini teşkil ederdi.,,
— Efes neden bugünkü vaziyetim düşmüştür?
Efes. Küçük Asyanın mühim şehirlerinden biri İdi. İJehri çevreliyen surlar, Llsmahos tarafından İnşa e-dllmlştl. Milâdın dördüncü senesinden İtibaren Küçük Menderesin sürüklediği torcMÜbat, bir sohll şehri olan E-fesi denizden uzaklaştırdı ve nihayet bir medeniyet merkez! olan Efesin sekenesi azaldı. BizanslIlar tarafından küçük bir sur içine alındı. Fakat bataklık ortasında kalan şehir oturulamaz bir hal aldı. Nihayet bugün istasyon civarındaki tepe üzerinde adı geçen Sen Jan Kilisesi yapılınca bütün halk buraya yerleşti.
Efesin BizanslIlar zamanında adı Ayasliıgdur. Bu isim Argios Thöologos tan muharreftir. Ayasluğ. Aydmoğul-ları Hükümeti zamanında da hükümet merkezi oldu, şehirde para dar-bedildi. Ve Ayasluğ ismi Birinci Genel Savaşa kadar bu ismi muhafaza etti. Vali Rahmi Bey zamanında (Selçuk) nahiyesi İsmini aldı. V© nihayet işgal zamanında buranın sekenesi tarafından gösterilen hamaset ve şecaatini Imacn Akıncılar Nahiyesi ismini aldı,,,
— Hazreti Meryemin bulunduğunu bildirdiğimiz mezar hakkınduki mütalâanız nedir?
"— Bu haberi ben de gazetenizde okudum. Bulunan mezar, harabenin neresindedir ve mahiyeti neden Iba-rottlr. bilmiyorum. Her halde Hıristiyanlık âlemini İlgilendirecek bir kesif olduğu kadar turistik ehemmiyeti de haiz bulunması şüphesizdir. Haberde Kütüphane Meydanından bahsedilmektedir. Kütüphane, Selsüs İsminde Romalıların Anadolu umumi valisi o-lan bir zat tarafından (M. S.) 2ncl yüzyılda yapılmış olup bu zatın heykeli İstanbul Müzcsindedir, lâhdi ise kütüphane binasının altındaki mağarada mevcuttur ve ziyaret edilmektedir. Binaenaleyh, bu son aylarda E-fesl© hangi âlimler tarafından hafriyat yapılmıştır ve ne gibi tezahürata tesadüf edilmiştir, bilmiyorum. Her halde bu hafriyatı İdare etmiş olanların Rapport pnMfminairc’lnl beklemek daha doğru olur.,,

Hıristiyanlık Aleminin en büyük ziyaret merkezi haline gelecek olan vc mukaddes senelerde butun dünyada hacı olmak İst iyen yüz binlerce Hıristiyan hacısının uğrağı haline gelecek bulunan Efestckl son keşif, Türklye-nln turizm ve döviz dâvası bakımından çok ehemmiyetli bir mâna taşımaktadır.
Bevket EVTLtYAGtL
Ankaradan gelen trenler gecikti
Dlln sabah saat 9.15 te Haydarpa. şaya gelmesi gereken Ankara ekspresi 3 saat gecikme ile saat 12,15 te Anadolu ekspresi ise 8 saat gecikme İle 14.30 da Haydarpaşaya gelmiştir.
Bu gecikmelere sebep Ankara ekspresi lokomotifinin Sincanköy yakınlarında ânza yapmasıdır.
İstanbul zabıtası beyaz zehir kaçakçılarına karşı açtığı mücadeleye muvaffakiyetle devanı etmekledir.
lstanbula gelen Amerikalı polislerin yakalayamadığı Avrupa vc Ame-rikaya külliyetli miktarda morfin ve eroin kaçıran bir şebeke. Emniyet Müdflrü Kemal Aygünün bizzat İdare ettiği ve Emniyet Müdürlüğünün en güzide memurları tarafından yapılan bir baskın neticesinde yakalanmıştır.
Hâdise şudur:
Uzun müddetten beri yurd İçinde ve dışında yapılmakta olan eroin I-mallnde kullanılan birinci derecede önemi haiz bir madde olan baz* morfininin şehrimizde de bazı kimseler tarafından İmal edildiği ve satıldığı haber alınmıştır Devamlı bir takip ne-ticcsl Emniyet Müdürlüğü karşısındaki Köprülü Hanında afyon ticareti yapan Armanak Sarnfyan ve Vasil Arslanoğlu 16 kilo baz morfini He birlikte yakalanıp evrakiyle Ad. Ityeye teslim edilmiştir.
Valinin beyanatı
Bu muvaffakiyet hakkında İstanbul Valisi bize şunlan söylemiştir:
— İstanbul Valisi olduğum günden beri bu bir yıl içinde beyaz zehir mücadelesinde İstanbul polisinin aldığı müspet neticeler bir dünya rekoru teşkil etmektedir. Mücadeleye şiddetle devam edilecektir.
Başöğretmenler arasında yapılan tâyin ve değişmeler
Turhan Tansel Suadiye Okulu Baş. 6ğ.. Dür dan e Dost Beyoğlu Mecidiye köy II. Okul Başöğ., Mazhar Ak. yiğit Beyoğlu Kurtuluş II. Okul Baş-öğ.» Nuri Güzeltuna Sarıyer Kireç, burnu Ok. BaşÖğ., Lütfü Dolkay E-minönü Kadirga 1. Okul Başöğ.. Hüsnü Tonguç Fatih Aksaray II. Ok. Başöğ., Hüseyin Çetiner Eminönü Kadirga II. Ok. Başöğ., Mesrur© O. nur Eminönü Şehzadebaşı II. Ok. Başöğ., Ahmet Omurtak Sarıyer Ta-rabya Ok. Başöğ.. Nadire Ayral î«-tLnye Okulu Başöğ., Doğan Aytaç Kadıköy Moda Okulu Başöğ., Sal-me Ergunsu Beşiktaş Nilüferhatun Okulu Başöğ., Hakkı Tunga Fatih Nişancımehmet II. Ok. Başöğ, Mem-duh İnceören Üsküdar Altunlzade Ok. Başöğ., îlyas Akman Şayesteka-dın Ok. Başöğ., Zeki Boragan Ama-vutköyü Ok. Başöğ.. Vasfl Demiral Rumelihisarı Ok. Başöğ., Hulûsl Ko-çoğlu Fatih Hırkaişerif II. Ok. Başöğ., Arif Ülkü Beyoğlu Okmeydanı Pansiyonlu Ok. Başöğ., Hayrullah Yalçın Fatih Mevlânekapı Ok. Başöğ. vekilliğine, Talât Gür Beykoa Çubuklu Okulu Başöğ., Nebil össö» Beykoz Kanlıca Okulu Başöğ.. Mustafa Pınar Hasköy Okulu Başöğ., Mustafa Çingir Sütlüce Okulu Başöğ.. Fahreddin Ersan Beyazıt Okulu Başöğ., Galip Erkip Beşiktaş Akaretler Ok. Başöğ., Niyazi Keskin Fatih Kâtipçelebi 1. Ok. Başöğ., Burhan Çeviker Beyoğlu Talâtpaşa Okulu Başöğ., Edip Tiregol Beyoğlu Galip-dede Ok. Başöğ., Hikmet Ağan Fatih Kazlıçeşme Ok. Başöğ.. Faik Erten Fatih Saraçhane Ok. Başöğ.,Na-hit Akman Beyoğlu Çukurcuma Ok. Başöğ., Cemal özavdın Beyoğlu Ku-ledibl Okulu Başöğ?, Kefil Uz Bevoğ-lu Cihangir Ok. Başöğ., Edibe DİL emre Maçka Okulu Başöğ., Seyfi Ça-çur Eminöün Kocaragıppaşa II Ok. Başöğretmen vekilliğine tayin edilmişlerdir.
Dolmabahç* önlerinde donanmamıza mensup
Vali ve Belediye Reisi dün sabah yanında kaymakamlar olduğu halde Edlmekapı İle Topkapı arasında ve
Avrupa Turistik yolundaki surların, kenarında bulunan kulübelere gltnıLş ve bu kulübelerin gösterilecek yerlere nakilleri İçin kulübe sahiplerine tebligatta bulunmuştur. Vali bu kulübelerin nakilleri İçin tertibat alındığını ve bir hafta İçinde nakil İşine hazırlanmalarım kulübe sahiplerine bildirmiştir. Resimde, Vali kulübe sakinleri İle konuşurken görülmektedir.
iz Danimarka Hükümetinin Ankara Elçisi Ekselâns Hofmeyer dün Öğleden sonra bir İsveç uçağı ile şehrimize gelmiştir.
* Tarsus vapuru yann saat 14 te limanımıza dönecektir.
i» 29 ekim Cumhuriyet Bayramı mü-nasebetiyle demirleyen
17 parçadan mütffşekkll filo dün sabah limanımızdan ayrılmıştır.
* Şehrimizde bulunan İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Şahlnbaş, Vilâyette Vali ve Belediye Başkanı dün Vilâyette Vali ve Belediye Başkanı Gökayı ziyaret etmiş ve akşamki ekspresle Ankaraya hareket etmiştir.
* Millî Eğitim Müdürü Murat Uraz, dün sabah saat 0 da Vilâyete gelerek İlk Öğretim kadrosunda yapılan değişiklikler hakkında Valiye Lzahat vermiştir.
Yeni iki tiyatro eseri hakkında radyo konuşması
Cumhuriyet gazetesi muharrirlerinden Necdet Evliyagil, bugün saat 19.20 de İstanbul Radyosunda Reşat Nuri Güntekln ve Cevat Fehmi Baş-kutun yeni hazırladıkları tiyatro e-serleri hakkında bir konuşma yapacaktır.
Bir tashih
Dünkü nüshamızda Stockholm EL çimiz Emin Ali Slpahioğlunun eşinin cenazesine ait haber, bir tertip noksanı olarak (eşi) kelimesi düşmüş olduğundan "Stockholm Elçimizin cenazesi kaldırıldı’1 şeklinde çıkmıştır. Sayın Elçimizden tâziyetlerle birlik, te özür dileriz.
VEFAT
Şehidi Hürriyet Mithat Paşanın oğlu
ALİ HAYDAR MİTHAT BEY kıaa süren bir hastalıktan sonra ir-tihali darıbeka eylemiştir. Cenazesi bugün öğle namazını müteakip Beyazıt Camiinden kaldırılarak Mer-kezefendi aile kabristanına defnedile-çektir. Mevlâ rahmet teyleye.
ALENÎ TEŞEKKÜR
Bugün açılan mağazamızın yepyeni bir şekle konulması münasebetiyle dekorasyon mütehassısı Bay P. VVallenberg, Yüksek Mimar Bay N. Motola, Marangoz Bay Y. Viçaropu-los. Bronz işleri Bay V. Mikaelyan’a büyük bir dikkat, anlayış ve ustalıkla meydana getirdikleri* eser için â-leni teşekkür etmeyi borç biliriz.
ŞEN ŞAKPA Yenlcami 46
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ îktîsadî MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENÎ İSTANBUL NEŞRİYAT LbtİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı işlerin! fiilen ldaro eden mesul müdür:
Sacld ÖGET •
Neşrcdilmiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer t
YENİ İSTANBUL MATBAACI-LdK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 51 —
Meral düzeltmek istemedi. Feriha 11© konuşurken değil, meselâ dün gece onu düşünürken bile, onun seviyesine inmekten kıırtula-mıyarak basitleşmeğe mecbur olduğunu hissediyordu. Bu noktada da. Meralin muhitindeki İnsanların zevk, ahlâk, bilgi düşüklüklerinden tiksindiğini dalma gizlemeğe çalışan ve bazı öfke anlarında söylemekten kendini a-lamayan Samim ne kadar haklı. Feriha ile hiçbir karışık his meselesi konuşulamaz.
Garson onların çaylarını getirirken, gözleri dışarı ki büyük salona giren genç bir kadınla yanındaki tıkız ve kırmızı erkeğe takılan Feriha, başım birdenbire Meral© çevirerek:
— Budalasın! dedi.
Ve alt dudağını bükerek devam etti:
— Ne olacak? Bu adamla evlenilmez. Genç değil, güzel değil, «enin altına bir Chevrolet çekmiyor. Müstebld, ukalâ. Şakirin parası bo! hiç olmazsa. Sevimlidir de bilir mi. sin? Hoş hoş hikâyeler anlatıp insanı güldü, rür. Ha!.. Ayol, unutuyordum, en mühim mesele, senin konservatuvann da var, sahi, öyle ya, Pariste sen konservatuvara da gireceksin. Tamam. Bak bunu unutuyordum. Şaklr Bey ona da razı. Piyanoya çalışıyor musun bari?
Meral hayret etti. Bu konservatuvar ha-249
yalinl o da unutmuştu. Çünkü Feriha Parlsln •anat taraflarını hatırlatan hiç birşey söyle, ınemiçtl. Bilmezdi ki. Müziği şöyle böyle sever, o da çoğu caz havalan. Okumaktan hoşlanmaz. Resim, heykel, şu bu, hoşlanmaz hiç birinden.
Meral kendini bu düşüncelerden kurtararak cevap verdi:
— Bir aydır akordu çok bozuk piyanomun. Çalınmaz bir hale geldi. Akortçuyu bekliyorum.
— Şakir Bey sarın Pariste yepyeni bir Gavenu alır. Onların küçükleri de var. Gör. sen ne cici şeyler.
— Biliyorum. Filârmonl Derneğinde gördüm.
Bu konservatuvar bahsinin bile Merali canlandırmadığını gören Feriha, kendi kendine söylenir gibi:
— Bu İstanbul böyledir, dedi, insanı miskin yapar. Artık İstanbul böyle olursa, düşün memleketi. Hava yok burada, canlı bir hava yok.
Meral ona bu kadar büyük konuşmaya hakkı olup olmadığını düşündürmek İçin sordu:
— Pariste konserlere gittin mi?
Feriha bir yalan tereddüdü geçirdikten sonra, müzik bahsinde Merali aldatmanın kolay olmadığını anlamış gibi itiraf etti:
— Gitmedim. Casino'ya, Tabarln’e filân gidiyorduk.
— Sergilere?
— Daha mevsimi değil. Sonbahar elbiseleri İçin exposltionlar biraz sonra başlar.
280
— Hayır, resim sergileri...
Feriha bu sefer yalan söylemekte tereddüt etmedi:
— Gördüm bir İki tane, dedi.
Meral izahat Istiyecek kadar ileri gitmedi. Bu kadan kâfiydi. Sustular. Aralarında birdenbire soğuyan bu hava içinde ayrılmaları doğru değildi. Meral Ferlhayı camlandıracak bir rpevzu aradı.
— Daha ne kadar kalacaksınız Pariste? diye sordu.
Feriha biraz evvelki bahiste gururundan kaybettiği parçayı telâfi etmek istiyormu# gibi hemen cevap verdi:
— Ben ne kadar İstersem. Nusretln İşi yok orada. Bir kaç firma ile konuştu, bitti. Para yiyoruz, eğleniyoruz şimdi. Sen d© gelirsen çok hoş olur. Fakat ben seni bir tuhaf buldum.
— Söyledim Feriha. Babamla o hâdise oldu, Ferhat da kızacak bana. Hele buraya geldiğimi Samim duyarsa... Bak İşte, görüyorsun, türlü çemberler içindeyim. Hepsini birden atlamaya kalkarsam, düşerim, kapaklanırım.
Feriha çayının son yudumunu aldıktan sonra çantasından aynasını çıkardı. Ve dudaklarının rujunu tazeledi. Çantası da çok şıktı. Fakat ne hasistir şu kız, galiba ona hiç bir hediye getirmedi. Meral bu düşüncesinin an-laşılınasından korkuyormuş gibi, Ferlhamn dikkatini öteki mevzua çekti:
— Haksız mıyım? dedi, benim başımda çifter çifter müstebitler var.
— Babanı kandır kâfi. Ağabeyin ne karı-251
şır? Hele o Samlme hiç aklım ermiyor. Affedersin.
Yine sustular. Feriha da başlangıçtaki canlılığını kaybetmişti. Parialn mağazalarını kısaca ve isteksiz anlattı. Meral ayrılmak için kalktığı zaman, arkadaşı ona minnettar bir bakışla:
— Sana çok teşekkür ederim, dedi, koskoca memleketimde beni bir ariyan sen oldun. Buraya gelmen d© bir fedakârlık.
Merali kapıya kadar götürdü. Yine öpüştüler. Feriha onu bir akşam, yemeğe beklediğini söyledi:
— Telefonlaşırız, dedi.
Meral caddeye çıktığı zaman, dalgındı. Ve mahzun. Mahzun da değil, belki birbirine düşman bir çok arzuların çarpışmasından doğan bir arzıısuzluğun verdiği o is... is... istikamet buhranı, o kararsızlık, o sıkıntı gittikçe içini karartmaya başlamıştı. Aradı. Hiç bir şey istemiyordu; Ne babasını görmek, ne piyano çalmak, ne Santimle konuşmak, ne Paris, ne İstanbul, no aşk, ne fllrt, ne tuvalet, ne sinema, ne dans... Yalnız, evet, hafif bir müzik, bir Valse de Chopin, sade piyanoda, fakat kendisi çalmasın, bir divana uzansın, gözlerini yumsun, hiç biri bilinen yerlere ve İnsanlara ait olmıyan hayallerin uzaklığı ve bulanıklığı içinde onu dinlesin. Babasının mü-naflcbetsizllğl. Radyoyu salona koydurmakta niçin ısrar eder? Yakınında bir divan yok. Kendi odasına da bir küçük radyo alamadı Meral. Fakat evde kimse yoksa — babası gelmemiştir daha — koltukta oturup radyo dinlemek, melânkolik yüzünü bu geniş kaldırımı 252
dolduran kalabalığın dikkatinden kaçırmak için başını sağına soluna çevire çevire yürümekten dalıa iyi belki. Yahut Samimle konuşmak. Fakat sevgili değil, arkadaş gibi. Çok açık. Hiç bir günah duygusunu ve hâtırasını saklamadan. Kaçamaksız ve ovunsuz. Ruh düğümlerinin kendi kendine çözülmesine yan-yan serbest, serbest, serbest, oh, ve ılık bir... müsamaha havası içinde. Ne güzel şey bu. Sevilmenin gururundan daha güzel değil mİ? Niçin bunu anlamıyor Samim? Ona hiç görmediği bir yakınlıktan sormak isterdim:
— Niçin böylesin? Neden beni en yüksek emellerimden en çirkin arzulanma kadar, İki benliğimin müşterek bütünü ve tam realitesi içinde kabul etmiyorsun, Samim? Niçin beni hep ikiye bölüyorsun ve kendi kendimle mücadeleye mecbur ediyorsun? Ne olur işte, böyle, sana buhranlarımın bütün çıplaklığı içinde görünsem, dökülsem, hafifleşen), senden bana yardımlar beklesem, hiç bir korku duymasam senin fikirlerinden. Senin o affetmez kanunlarından. O hiç mevcut olmadığı halde, a-ramızda bu memleketten ve bu dünyadan daha fazla mevcut Simeranyadan.
Her halde Samim şu cevabı verecekti:
— Ben olmasam, benim fikirlerim ve Sİ-nıeranyam da olmasa, yine senin içinde bir başka sen, "birinci sen., olacaktı, Ondan korkacaktın. v© Feriha gibi ağlıyacaktın. İşte alabildiğine serbest ve bedbaht bir mahlûk. Kendi kendin© nefretlerini senden «aklıyabll-mek İçin Parialn bütün kokularını sürünse nafile.
(Devamı var)
253
1 Kasım 1950
Günler geçerken "Klapperstein,,
Refik Halid KARAY
TürkTakımı İsraili
dün 2-1 mağlûp etti
AKLIMDAN çılan az: Kukuleslnin tamir edildiği, dnhn doğrusu yenilendiği ıninda idi, tepesindeki kiilâh kaldırılmış, İçe devanı olunuyordu; ortada bir çayla dolanmaya başladı: Gûya tepesine kiilâh yerine, devir ricalinden birinin heykeli oturt ulaca kın 15. Söz o kadar ısrarla dolaştı, İnandırıcı mahiyet aldı kİ bazı gazeteciler meseleyi resmî dairelerden sormak mecburiyetinde hile kaldı ve tabiî, haber tekzip edildi. Hiç »iip-hem yok: Rivayet, bir adamın vapurla geçerken — belki de heykel lp-tilAsını tenkid için — külâhsız kuleye bakarak savurduğu bir nükteden dallanıp budaklanmıştı. Her dedikodu muhakkak ufak bir esasa dayanırsa da o derece şekil deriştirir kİ hakikatle alâkasını bulmak güçledir; zira araya beşeri zaaflar, bir takım şalisi husumetler ve çekorne-mazllkler de karışır. Her birimiz, bire bin defi İlce de. en azı yüz katarız; ağızdan ağıza dolaşa dalaşa yiiz haneleri binleri aşar.
Birleşik Amerlkada asılsız haberleri dedikoduları tahkik ederek doğruyu meydana koymak İçin hususî mahiyette kocaman bir teşkil At kurulduğunu, buna •‘Dedikodular Kliniği., ismi verildiğini de tam o esnada okumuştum. Meselâ Kızkuleslnln tepesine heykel oturtmak nev inden bir haber yayıldı mı o teşkilât derhal harekete geçiyor ve rivayetin nereden, nasıl çıktısını umumi efkâra hildlriyomııış. Son günlerde Asayiş meselesiyle alâkalı bazı söylentilerin, meselâ Maslak yolundaki tecavüz ve taarruz hikâyesinin dayandığı bir hakikat vardır: Benzeri hâdiselerin vukubulması... İşte dedikoduyu bu hâdiseler tahrik etmiş, mübalAğa He yapılan bir tenkid. hakikî vakalara bir do öyle yalancısını İlâveye sebep olmuştur. Eğer ortada hiç vaka bulunmadaydı asılsızı kolayca tutmaz, yayılamazdı.
Geçen nün bir Amerikan mecmuasında aynı mevzua dair dikkate lâyık bir makale daha gözüme ilişti: “Bir çok fenalıklara sphep olan dedikodular^ haslığını taşıyan yazıda dedikodu mevzuu gayet ehemmiyetle. zararları Kayılarak tetkik olunuyor, şnylaİArın nasıl çıktığı, yayılıp ilk şeklinden no derece uzaklaş! iği denemelerle İspat ediliyordu. Faraza Harvard ve Prlncoton üniversitelerinde İki profesör tecrübeler yapmışlar, haberlerin yayılma ve tahrife uğrama tarzlarını İyice tetkik-den geçirmişler, henı tuhaf hem de korkunç neticeler elde etmişlerdir. Bu gibi tahrifler yüzünden İntihar ve boşanma gibi facialar, hâdiseler olduğunu da yine profesörlerin tetklkatından öğreniyoruz.
Çerçeve İçine konulmuş bir fıkrada İse MuHıouse Belediye Dairesinde duran 13 kilo ağırlığında bir “Fassııllar taşı,, ndnn bahsedilmektedir: Taş halka biçiminde İmiş, yalan haberler yayanlarla dedikodu yapanların boynuna geçirilir, suçlular bir eşeğe bindirilerek şehirde dolaştırılır. teşhir cezasına çarptırılırmış. Fakat “Klapperstein.. taşı İTRİ yılından beri kullanılmıyormuş. Ortaçağ adaletine taraftarlık edecek değiliz ama Yeniçağ kanunlarının da kifayetsizliğine işaretten kendimizi ala-mıyacağız. Aile ve mektep terbiyesinin buhran geçirdiği devrelerde bu kanunların noksanını daha İyi anlıyoruz.
İngiliz kadın muharrirlerinden More şu tavsiyede bulunuyor: "Bir adamın aleyhinde söylenen sözlerden evvelâ yarısını hazfetmekle İşe başlayıncz; sonra da dörtte blrlııl atınız, üst tarafı «İzde kalsın!M Hayır, çoğumuz büsbütün aksini yaparız: Duyduklarımıza Önce yarı miktarı bir ramdan sonra ona dörtte bir nispetinde bir de kuyruk takarız. Üst tarafının süslenmesi başkalarına kalır!
V__________________________________________________________________________J
Süratli cereyan eden oyunun ilk golünü Galip, galibiyet golünü de Halil kazandırdı
Cumartesi günü yapılmış olan Türkiye - İsrail maçından bir enstantane
Tel-Aviv, 31 (Radyo) — Birkaç günden beri îsraüde bulunan Türk futbolcuları, buglln ikinci karşılaşmalarını Tel-Aviv Stadında büyük bir seyirci kütlesi önünde yapmışlardır.
İstanbul ve Tel-Aviv takımlarım karşı karşıya getiren bu temsili karşılaşmada, Türk Takımı, birinci maçına kıyasla daha insicamlı bir oyun çıkarmış ve neticede sahadan 2-1 galip ayrılmıştır.
İstanbul Takımı bugünkü maça şu tertipte çıkmıştır:
AbdülkadLr - Müzdat. Muammer -Hüseyin. Bülent. Kâmil - Halit, Re-
İş Bankası tasarruf hesapları ikramiyesi dün çekildi
Ankara, 31 (A.A.) — Türkiye tş Bankasının kumbaraJı ve kumbarasız tasarruf hesaplan arasında tertip eylediği 1950 ikramiye plânının beşinci çekilişi bugün Banka Genel Merkezinde ve İkinci Noter huzurunda yapılmıştır. Bu çekilişin büyük ikramiyesi olan bahçeli evi Balıkeslrde 7077 hesap numaralı Sevim Özörmen, Ankarada tiler Kooperatifi sahasındaki dükkânı Ankarada 79953 hesap numaralı Mehmet Duran kazanmıştır.
Biner lira kazananlar: Afyonda Süleyman (272). Fatihte Muhlis özveren (2546), Beyoglunda Feriha Başkaya (40535). Manlsada Vesile Yayman (2870), Trabzonda Ünal I-pıldar (3324).
Beşer yüz lira kazananlar: İzmlr-de Firdevs TÜrker (27435). Kontakta Pakize Akkor (126), lstanbulda Sabahat GÖktlmur (161572), Kadı-‘öyde Meliha Bora (20567). Üsküdar-Emine özcanlı (7488).
yüz ellişer lira kazananlar: Evlerde Nejat Hazinedar (75), A danada Selvi Korkusuz (19645) JBasmanede Mehpare Atak (1117), Salatada Remzi Güneri (13006), Efyazıtta Salih Tok (14236) Bunlardan başka türlü şubelerde yüz elli talihliVe elli liralık para ikramiyeleri kapanmışlardır.
1950 ikramiye Hânının son çekilişi 29 aralıkta yapılacaktır. Bu çekilişe büyük ikramiye olarık iki ev ve bir dükkân ayrılmıştır.
fik. Reha, Galip, Salâhaddln.
Süratli cereyan eden oyunun ilk golünü İstanbul Takımı kaydetmiştir. Müteaddit hücumlardan ve kombinezonlardan sonra. 37 nel dakikada Ha-lidden gelen topu İyi kullanan sa£lç Galip, güzel bir şutla bunu Tel-Aviv ablarına takmıştır.
Devrenin bu şekilde bitmesi beklenirken, hakemin düdüğüne yarım dakika kala, Tel-Aviv forveti Abdülka-diri mağlûp ederek vaziyeti 1-1 şekline sokmuştur.
Daha hâkim bir 05nın çıkarmalarına rağmen. İstanbullular, bu üstünlüklerini sayılara tahvil edemiyorlardı. Ovnın bu surette oynanırken, sola-çık Halit tek başına topu götürdükten sonra, ortaya doğru ka5Tnış ve nihayet dakikalardan beri beklenen galibiyet golünü çıkarmıştır (Dakika 85). Maç da bu suretle, beş dakika sonra. 2-1 İstanbul Takımının galebesiyle neticelenmiştir.
Dün Amerikalılarla yapılan Basketbol maçı
Şehrimizde misafir bulunan Amerikan denizcileri basketbol takımı ile İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü Basketbol Takımı arasında, dün akşam Amerikan dershanesinde bir maç yapılmıştır. Amerikan denizcileri güzel bir oyundan sonra bu maçı 34-20 kazanmıştır.
Amerikan Takımı: Rlgoroso, Fire Baıch, Machaire, Wllllams, Vlpnnd. Pvle.
ihtisas Takımı: Nezih Tezal, Süha Erler. Ertem Göreç, Haldun îşmen. Çetin önlş.
Göçmenlere verilecek İaşe ödeneği tesbit olundu
Ankara, 31 (T.H A.) — Tarım Bakanlığı. Kızılay teşkilâtı tarafından idare olunan ve masraftan İskân Müdürlüğü tarafından ödenen aşo-caklarının bulunduğu yerlerde göçmenlere ve mültecilere günlük iaşe ödenekleri verilmesini kararlaştırmıştır.
Bakanlık, göçmen ve mültecilere verilecek günlük İaşe ödeneklerinin miktarını da tesbit etmiştir. Her göç. men ve mülteciye günde 60 kuruş i-aşe bedeli takdir edilmiştir. İki nüfustan fazla göçmen ailelerine veri, lecek İaşe bedellerinde yüzde 20-30 nispetinde bir indirme yapılacaktır.
Sayfa 3
Y E N î İSTANBUL
Israîlde Koalisyon
Kabinesi kuruldu
Kıral George, Avam Kamnrnsındn açış nutkunu veriyor.
İngiliz Kıralı VI. George’un Parlâmentoyu açış nutku
Hükümet tarafından hazırlanan nutkun büyük münakaşalara yol açacağı muhakkak görülüyor
Londra, 31 A A. (Reuter ve AFP) — İngiltere Kıralı 6 ncı George,Parlâmentoyu açış nutkunda İşçi Hükümetin. fiyatları, istihsali, gıda maddelerinin tevziini ve İstihlâki kontrol hakkını Bağlıyacak lüzumlu salâhiyetler istiyeceğini bildirmiştir.
Parlâmentonun yeniden açılışı münasebetiyle Kıral tarafından söylenen Başbakan Attlee ile kabine tarafından hazırlanmış olan bu nutukta muhakkak münakaşalara yol açacak bir mesele ele alınmıştır.
Bu meselenin Churchlll’in Muhafa-zak'r Partisi ile çatışmalara vesile olacağı ve belki de yeni umıımt «e-
Iran Şelynşahının doğum yıldönümü
Bu münasebetle, Dayarla Şah arasında tebrik ve teşekkür telgrafları teati edildi
Ankara 31 (A.A.) — Doğumlarının ynldönümü münasebetiyle Iran Şehinşahı Majeste Mohammed Rıza Pehlevl ile Cumhurbaşkanımız arasında tebrik ve teşekkür telgrafları teati edilmiştir.
1^*
Gelir nispetine göre bir yol vergisi kanunu hazırlanıyor
Ankara, 31 (ANKA) — Aldığımız malûmata göre, Hükümet, Meclisin önümüzdeki kış devresine yetiştirilmek üzere yeni bir yol vergisi kanunu tasarısı hazırlamaktadır. Bu tasarıda vatandaşlardan alınan yol vergisi ile nakil vasıtalarından alınan yol vergisi ve ithal esnasında a-karyakıtlardan alman yol vergileri biri eş t irilmektedir. Yeni tasan, yol vergisi nispetini gelir esasına göre tesbit edecektir. Bu arada çalışan kadınlarla gelir sahibi kadınların da vergiye tâbi tutulmalan esası karar-laştınlmıştır.
Kazanç temininde çahştınlmıyan ve çiftçiye ait nakil vasıt&lan dışındaki bütün nakil vasıtaları da vergiye tâbi tutulacaktır. Vergi nispetinin bugünküne nazaran bir miktar artması da muhtemeldir.
• Burs için 90 bin liralık ödenek gönderildi
Ankara, 31 (T.H.A.) — Mili! Egi-tim Bakanlığı Yüksek Okullarla, Ü-nlversitede okuyan yoksul öğrencilere verilmekte olan bursu karşılamak üzere yeni yılın ikinci tertip bursu olan 90.000 liralık Ödeneği İstanbul Valiliği emrine yollamıştır.
Meryemin mezarı hakkında Papalığın tebliği bekleniyor
İzmir. 31 1 Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Efeste Bülbüldağı efe. ğinde bekçi ve din adamları konulmak suretiyle faaliyete geçirilen kilise şimdi Meryemananm mezarını muhafaza etmektedir. Hıristiyan-İlk Aleminde günün değil, asrımızın en önemli olayı sayılan Meryemin mezarı meselesi üzerinde Papalığın yakında hlr tebliğ neşrederek Efes’i mukaddes şehir ilân edeceği beyan edilmekte ve Meryemananm mezarının mermer sütunlarla çevrileceği söylenmektedir. Herhalde önümüzdeki ilkbahar ve yaz devrelerinde Efes dünya milletlerinin ve mutaassıp Hıristiyanlığın en çok ziyaret edecekleri hlr merkez halini alacaktır. Diğer taraftan Efeste, büyük bir tu. ristik otel inşasına da tevessül e-dilmiştir. Bu otel İçin Marshall Plânından faydalanılması derpiş olunmuştur ve Mr. Russell Dorr’a yazılı bir müracaat yapılmıştır.
Selçuk, 31 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bir müddetten berj Selçuk, bir çok din adamlarının ziyaret
çimlere gidilmesini zarurî kılacağı hemen hemen muhakkak görülmektedir.
Muhafazakârlar, hükümetin kontrol salâhiyetlerini elinde bulundurmasına muarızdırlar.
ikinci Dünya Harbi sırasında hükümete fevkalâde salâhij'etler verilmişti.
Hükümetin görüşünü açıklıyan a-çış nutkunda, tam çalışmajn temin, işsizliği önlemek, enflâsyona mâni olmak ve memlekete en fazla menfaat temin edecek şekilde memleket kaynaklarını işletmek için bütün bu salâhiyetlerin lüzumlu olduğu belirtilmektedir.
1945 te iktidara geldiği tarihten beri îşçl Hükümeti harp zamanındaki fevkalâde salâhiyetleri elinde tutmuştur.
B11 nutukta, hükümetin hazırladığı şu plânlardan bahsedilmektedir:
1 — Bütün şeker sanayiine şâmil olmamak üzere pancar şekeri sanayiinin devletleştirilmesi.
2 — Mesken dâvasının tercihan ön plâna alınması,
3 — Asker! mahkeme tarafından mahkûm edilen kara ve deniz erleri ile pilotlara daha yüksek bir mahkemeye müracaat hakkını tanıyan bir kanun tasarısının ele alınması.
Churchlll’in nntuk hakkmdakl tenkldleri
Londra, 31 (YİRS) — Bugün Parlâmento müzakerelerinde muhalefet lideri Churchlll, Kiralın Parlâmentoyu açış nutkunda, Amerikan Hükümetinin înglltcreye yaptığı malî yardım ve Korede giriştiği askerî teşebbüs hakkında hlr minnettarlık hissi ifade etmemesinden dolayı nutku hazırlamış olan İşçi Hükümetini şiddetle tenkid etmiştir. Churchlll, nutkunda Mac Arthur’ün Koredekl yaptıklarından sitayişe bahsederek, tşçl Hükümetinin Avrupa ordusu kurulması hakkmdakl fikre, Muhafazakârların uzun ihtarlarından sonra İltifat ettiğini söyliyerek. Ingllterenin de Amerika tarafından teklif edilen 10 tümenllk Alman silâhlı kuvvetinin kurulmasına müzaheret etmeye mütemayil olduğunu sözlerine ilâve etmiştir.
Ayvalıkta Millet Partisi bir şube açtı
Ayvalık, 31 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bu gece şehrimize gelen Millet Partisi Genel Kurul üyesinden General Sadık Aldoğan ve Ahmet Tnhtnkılıç partinin Ayvalıkta bir şubesinin açılışı münasebetiyle birer konuşma yapmışlardır.
lerine sahne olmaktadır. Bu din a-damlannın beyanlarına nagaran, Papalık Meryemananm Büyük Efes Kilisesini geçtikten sonra Liman yo-lunrlnki tepecik arkaaında 260 metre uzıınlıicun’lııkl Knnsll Kilisesinde mcdfuh okluğunu kabul ve ilân etmiştir.
Esnson bir adı da Meryemana Kî. lisesi olan bu ibadethane, Hıristiyanlığın ilk çağlan olan Salnt Paul ve Salnt Jean'dan sonra ehemmiyet keabetmlş ve Meryemin İlâhî bir vasfa malik olmakla beraber İnsan olduğu anlaşılınca onun adını almıştı. Bıı bakımdan Meryemananm Efeste se. nelerce İkamet ettiği ve bu kilisenin içtima salonunda yapılan dinî toplantılara İştirak ettiği tarihî hlr ola}' olarak Papalıkça malûm bulunmaktadır. Hattâ bizzat Papa Ple'ntn bile önümüzdeki yaz devresinde muavinini Efese göndereceği söylenmektedir.
Mezarın bulunduğu kilisenin evvelce bir saray olduğu ve bilâhare İbadethane haline ifrağ edildiği anlaşılmaktadır.
Ben Gurlon Başbakan ve Savunma Bakanı oldu
Kudüs, 81 A A. (AFP) — Yeni ÎS-
rall kabinesi şu şekilde kurulmuştur:
Mahal Partisi:
Başbakan ve Savunma Bakanı Ben Gurlon, Dışişleri Bakanı Moshe Sha-rett, Maliye Bakanı Elelzar Kaplan, Çalışma ve İçtimaî Güvenlik Bakanı Goldn Myerson, Maarif Bakanı David Reney, Ulaştırma Bakanı Dov
Josef, Tarım Bakanı Pincas Lubla-nlker.
Dindarlar Gruptı:
Diyanet İşleri Bakanı Haham Mal-mon, İçtimaî İşler Bakanı Haham Le Vln, İçişleri Sıhhat ve Muhaceret Bakanı Haham Moshe Shaptra.
Terakkiperver Parti:
Adalet Bakanı Pincna Rosen.
Sefarat Partisi:
Polis Bakanı: Shİtreet
Müstakil Parti:
Sanayi ve Ticaret Bakanı Jacob Geri.
Suriye, Lübnan ve Mısıra bir muhtıra gönderdi
Şam. 31 A.A. (AFP) — Yetkili bir kaymaktan haber verildiğine göre Suriye Hükümeti Mısır ve Lübnan a birer muhtıra göndererek Surlyenln İç işlerine karışılmasına karşı şiddetle İtiraz etmiştir.
Muhtıra, Lübnan ve Mısıra İltica etmiş olan bazı şahsiyetlerin faaliyetlerine aon verilmesini talep ederek hu (faaliyetlerin milletlerarası her türlü kaideye aykın) olduğunu bildirmektedir.
Nihayet Suriye Hükümeti bu meseleyi Arap Birliği Konseyine sunmak hakkını muhafaza etmektedir.
Yunan Hükümetinin
100 milyar drahmlllk bir suiistimal yüzünden kabinenin düşeceği talimin ediliyor
Atina, 31 (AP) — Yunan Parlâ-
mentosu bu sabah açılır açılmaz Kabinenin düşeceğine dair şayialar dolaşmağa başlamıştır. Bu şayiaların esası Pire liman İdaresinde yapıldığı söylenilen önemli bir suiistimal hâdisesidir.
Adlî bir komisyon meseleyi tahkik etmektedir. Şimdiye kadar hâdise ile ilgili olarak hemen hemen 20 kişi tevkif edilmiştir. Zimmete geçirildiği söylenilen paranın miktarına dair resmi bir Iş’ar vuku bulmamışsa da, liberal "Ta Nea" gazetesi, bugünkü bir haberinde bunun 100 milyar drahmi veya takriben 2 milyon sterllngten fazlaya baliğ olduğunu yazmıştır. Paranın 5 yıllık bir devre zarfında tedricen zimmete geçirildiği söylenllmektedir.

Hinnovî’nİn katili Lübnan Âli Adalet Divanında yargılanacak
Beyrut. 31 (AP) — intikam sal-kiyle Suriyeli General Sami Hınna-vî’yl dün Beyrutta öldüren Mohammed Barazî’nin Lühnan Ali Adalet Divanında yargılanması bugün kararlaştırılmıştır. Lübnan Cumhurbaşkanlığı Dairesi bugün bu konuda bir kararname neşretmiştir.
Bir müddettenberi Lübnanda yaşamakta olan Suriyeli General dün yanında 8 yaşındaki kızı bulunduğu halde Beyrutun bir sokağında tramvay beklerken Barazî tarafından tabanca ile vurulup öldürülmüştür.
Kıtlık yüzünden durumu kötüleşen Yugoalavyadan bir manzara ; Her zaman mallarına mutalar üstünde koyacak yer bulıırıııyan satıcılar, dnıdl üp beş yumurta, biraz sebze vo peynir satmakla geçiniyorlar.
Avrupa devlet adamlarından 15 inin fikri;
“Sovyetler, bir cihan harbine girişmek niyetinde değildir”
Churchill’in düşüncesi: ”Batı âlemi üç sene sonra kuvvetli olacağına göre Stalin’le bile müzakereye girişebilir,.
Washington muhabirimiz G. H. Martln'den
Washingtan, 31 (Husus!) — Amerikan Siyasî Haber Alma Teşkilâtı, Truman Hükümeti erkânına mahsus olmak üzere tertip ettikleri bir risalede Finlândlyadan Türkiyey'e kadar Avrupa devletlerini idare eden yüksek devlet adamlarından on beşinin mahrem olarak İfade eylediği fikir ve mütalâaları bir aray'a toplamıştır. Bu risaleden anlaşıldığına göre fikri sorutan Avrupa devlet adamlarının hemen hepsi şu kanaati belirtmişler-dlr: Sovyetler Birliği bir cihan harbine girişmek niyetinde değildir; dünyanın yeniden umumî bir savaşa kapılması İçin her iki tarafın da affedilmez hatalar işlemesi lâzımdır; bugün için vukuu muhtemel görülmeyen böyle bir hata dışında barışı muhafaza etme imkânları sağlamdır.
Daha birkaç İngiliz şahsiyeti arasında be5*anatta bulunan Churchlll, batı devletlerinin üç sene sonra daha ljfi silâhlanmış olacaklarını ve sağlam bir mevkie sahip bulunulduğu vakit "Josef Stalin’le bile müzakere edip hal çaresi keşfedilebileceği” ni söylemiştir.
Bu meraklı "Siyasî seçme yazılar" m mevcudiyetini haber veren “New-York Herald Tribüne" gazetesi oldu. Gazete böyle bir vesikaya neşrediyorsa bazı Amerikan devlet a-damlannın, Amerikan umumî efkârını teskin etmek için zamanın müsait olduğuna hükmeyledJklerlndendîr. Hattâ "New-York Herald Tribündün fikrine göre Truman’m Birleşmiş Devletlere hitaben söylediği nutuktaki bazı uzlaştırıcı noktalar belki de, Amerikan • Hükümetinin AvrupalI müttefiklerden aldığı soğuk kanlılık ve İtidal taşıyan nasihatlerin tesirine atfolunabilir. Mr. Truman bu nutkunda silâhsızlanma meselesinin yeniden açılmasını teklif eylemekle bember atom silâhlarını terketme meselesini klâsik silâhların terkine bağlamaktadır. Burada silâhsızlan-manın bugün mümkün olacağına
Tito’nurı gelişmesi
Yugoslavyadaki bazı değişiklikler Tilo rejiminin Moskovadan yavaş yavaş ayrıldığına bir delil sayılıyor
YUGOSLAVYA DA serbest seçim yapıldığı veya hu memleketin ko-mluforma İle mücadele için kurulmuş eosyrallst birliğine ve yahut da sendikalarının îklncl Dünjoı Sendika Federasyonuna girdiği gün daha gelmemiştir. Bununla beraber. Tlto, verimsiz olduğu kAdar tehlikeli görünen iki yüzlü oyunundan vazgeçeceğe hen-ziyor. Yavaş yavaş daha liberal esaslara dönüyor ve şimdiye kadar memleket idaresine hâkim olan Marksist nazariyeden uzaklaşıyor.
Bu meyanda halk tarafından tyl karşıtanmıyan ve alayla "gönüllü hizmet,, diye vasıflandırılan iş mükellefiyetini kaldırmıştır. Bundan başka işçiler bugüne kadar mecburî olan Marksist nazariyesl derslerini takibe icbar edilmiyorlar.
Bıı kızıl Incil, artık kimseyi İlgilendirmiyordu. Bundan böyle, ağır iş günlerinden yorgun argın çıkan İşçiler meşhur gece kurslarında göz nuru dökmek zorunda kalmıyacaklardır. Tlto rejimi Moskovadan mülhem otoriter şeklinden vazgeçmeye yol tutu
kimse inanmıyor. Fakat mühim olan c)het, bütün siyasî müzakerelerin uzun müddet kesilmesinden sonra Ruslarla ciddi temaslarda bulunmak ihtimalidir.
Amerikan risalesi, Amerikalıların AvrupalIlara sorduktan üç suale verilen cevaplan bir araya toplamıştır. Amerikalılar ilkönce şunu sormuşlardır: "Rıısyanın umumî bir harp arzu ettiğini sanıyor musunuz?" AvrupalIların cevabına göre Rusya harbe başlamaz, hattâ batı devletleri acele bir silâhlanmaya girişseler bile. Bu kanaat muhtelif sebeplere dayanıyor, şöyle ki: Husyanın harap edilmesinden korkarlar; komünistlerin başındaki adamlar, mevkilerln-den olmaktan çekinirler; yahut da bu adamlar Amerikahlann sonu gelmez bir siyasete giriştiklerine ve bu siyasetin ilk kurbanı kendileri olacakına inanmaktadırlar.
ikinci sualde "Kızılordu hücum ettiği takdirde Avrupa devletleri hakikaten harp ederler mi, etmezler mİ” denilmişti. Cevaplar türlü tür. lüdür. Bazılarına göre Türkiye ve Flnlftndlya gibi memleketler olanca kuvvet ve kudretiyle savaşacaktan L Çin "hazmedilemez" memleketlerdir^ diğer milletler de ancak, cidden mü. esslr bir Amerikan yardımı sağlandı ğı takdirde harbedeceklerdlr. Avttj. palıtann bütün cevaplan. Birledik Milletlerin —önleyici bir harbe gl« rişmemek şartlyle— silâhlanma si. yasetlerine devam etmeleri lüzumfl üzerinde ısrarla durmaktadırlar.
Üçüncü sual olarak Amerikalılar şunu sormuşlardır: "Ardı arkası gelmL yen bir silâhlanma yanşına nu katı lanmalıdır. yoksa bir gün gelip vaziyette istikrar peyda olursa silâhaıs, lanma meselesi tekrar açılabilir mİ?* Verilen cevaplar birbirine pek uymamaktadır. işte bu üçüncü suale cevap olaraktır kİ Churchlll: "Bati âlemi üç sene sonra kuvvetli olacağına göre Stalin’le bile müzakereyi girişebilir" diyor.
yor. Tlto İle fşdaşlan Kremllnden aldıkları dersleri gün geçtikçe unutmaktadırlar. Fakat şu da var ki. bu tedbirlerin Yugoslav halkının hiç hoşuna gitmediği için, netice de verml-yeceklerl belli İdi.
Öte yandan Belgrad Hükümeti tarafından tatbik edllegelen Rus merkezciliği de terkedilmek üzeredir. Federatif bir devlet olduğu için. Yugo»-lavyanın bu sisteme bağlanması çok tehlikeli idi. Altı eyalet idareleri daha çok serbestlik istemekteydiler. Gerek teknik, gerekse politik sebepler Tlto-yu bundan vazgeçmeye zorlamıştır. Yugoslavyanın müsavat esasına dayandığını tasrih etmek gerekiyordu! halbuki Belgradın kabul ettiği merkezci esas buna imkân vermiyordu-Diğer taraftan Tito Hükümeti yol eksikliğinin ve nakliyat zorluğunun başşehir İle istihsal merkezleri arasında sıkı bir teması menettiğini u-nutmuşa benziyordu. Tİtocular bu merkezci sistemin kusurlarını görememişti, fakat Milletlerarası Banka mütehassislan bunu kendilerine vazıh bir lisanla anlatmıştır.
Şimdi de bu vasiyete bir çare aranmaktadır. Belgrad Merkez Bankaları sanayi istihsalinin İdarecileri olmaktan çıkmış bulunuyorlar. Bu işi bundan böyle işletme tarafından seçilmiş bir komite İle bir mütehassıs istişare heyeti görecektir, istişare ho-yeti eyalet makamlarından daha büyük bir otoriteye sahJp olacak ve federal cumhuriyetin diğer memleketleri ile sıkı bir temas halinde bulunacaktır. Bu önemli Inkllâbı tamamlamak üzero, Belgrad Marksist ananeye hiç de uymayan yeni bir politika olayını ortaya atmıştır. Tito Hükümeti şahsi teşebbüse yer verecek vo fordî gayretleri destekllyecek-mlş.. Böyle bir cümle tekbaşına ağır millî yükleri taşımaya muktedir olmı-yan bir rejimin İflâsını meydana koymaktadır. Tlto, şahsi teşobbüslere yer vermekle Marks ve Lenin nazariyesin-den uzaklaşmaktadır. Fakat bununla bütün memleket için nlsbî bir salâh beklenebilir.
Nihayet Tlto daha İnsanî bir görüşe meyletmekte ve bir işçiyi sırf bir makine, bir iş eri. daha doğrusu bir kürek mahkûmu sayan nazarl.veden ayrılmaktadır. İşçi İşini bitirdikten sonra. serbest olmalı ve istediğini yapabilmeli. Canı İsterse domino oynamak için bir kahveye, spor yapmak İçin bir spor sahasına, yok okumak seviyorsa bir kütüphaneye gidebilmeli.
Tltocu Yugoslavya böylece Moskova tesirinden kurtulmak arzusunu göstermektedir. 1948 den beri ikinci defa olarak Tito Sovyetlerle bağını koparmak iradesini tasrih ediyor. İlerde bu İş siyaset tedbirleri ilk hamlede göründüğünden daha da ehemmiyetli neticeler verebilir. Bugüne kadar Yugoslav Milleti tam Moskovavârl bir baskıya tâbi tutuluyordu. Bundan kurtulduktan sonra, Rus tesirinden göz göre göre uzaklaşan Tlto rejimine daha ferahlıkla tahammül ednbllir.Ha-klkatte Tlto Yugoslav Milletinin arzu ve meyillerini hesaba katmakta çok gecikmiştir. Bu tedhirlerl bir kaç av evvel almalıydı. Ama neyse. Simdi. Titonun giriştiği bu inkılâbın no derecede kati ve samimi olduğunu, memleketin, içindo kıvrandığı İktisadî müşküllere bir çare bulmak üzere batı demokrasilerine hoş görünmek ve geçici bir tedbir olup olmadığını anlamak İçin bir müddet beklemek lâzımdır. Kati bir şekil aldığı takdirde bu İnkılâbın hayırlı olacağı muhakkaktım

YENİ İSTANBUL
Sayfa 4
1 Kaaım 1050
Muamele Vergisi kaldırılabilir mi ?
Yazan: Dr. A. Memdıılı Yaşa
Kısa Haberler
Almanyanın tütün ithalâtı
fLK defa. 1918 Türkiye İktisat Kon-I gresinde bir kısım sanayicilerimiz tarafından İfade edilen Muamele Vergisini kaldırma teleğinin son zamanlarda yeniden, fakat daha ısrarlı ve daha geniş bir zümrenin malı olmak, tazelendiği görülmektedir. Bu cereyanın. vergi nanariyecileıiyle Maliye Bakanlığı mütehassısları tarafından müştereken benimsenen ve Muamele Vergisinin ıslahım, yahut modernleştirilmesini hedef tutan görüş tarzı ile İlgisi bulunmamaktadır. Gerçekten. Maliye Bakanlığının bu gaye ile ve sanayi mümessillerini de iştirak ettirerek bir sene evvel Istan bulda topladığı komisyonun neşrettiği rapor 111 bu cereyanın şiddeti karşısında Adeta unutulmuştur.
Kaldırılması istenilen “imalât Muamele Vergisi” dlr. Yapılan münakaşalar esnasında bilerek veya bllmlye-rek “ithalât Muamele Vergisi” ekseriya İhmal edilmektedir Halbuki, iki vergi birbirinin tamamlayıcısı daha doğrusu bir madalyanın iki vilzüdür. İmalât Muamele Vergisinin yanında bir İthalât Muamele Vergisinin bulunuşu, yerli sanayi mahsullerinin sırf böyle bir vergi yüzünden mümasil İthal malları karşısında gayri müsait bir vaziyete düşmelerini önlemokte-dlr. Bunun aksi de doğrudur. Yani bir ithalât muamele vergisinin» ancak dahilde de mukabili mevcut, olduğu takdirde haksız bir rekabet unsuru telâkki edilmesini Ve başka memlo ketlerin mteilleme tedbiri* rl almalarını önlemek mümkün olur. Bu itibarla. Muamele Vergisini kaldırma isteklerinin hedef tuttukları bu verginin sadece bir kısmı olsa bile. İsteğin yerine getirilmesi bütün sistemin feda edilmesine bağlı bulunmaktadır. Bu neticeyi, Muamele Vergtei Komisyonu raporunda belirtildiği gibi "bütçe imkânlarımızın böyle bir teleği küüiyen reddettiğini,, anlatmak matı-«adiyle çıkarmış değiliz. Biz burada sadece isteğin şümulünü ortaya koymak istedik. Yoksa bir vergiyi kaldırmanın sırf mail olan neticeleri birinci derecede, bütçe politikasına hâkim şahıslan ilgilendirir, öu cihet bertaraf, bu kadar hücumlara maruz kalmasına rağmen sırf vergi adaleti bakımından modern bir memleketin vergi «telemi içinde bir muamele vergisi yaşatmanın “mümkün" hattâ “zaruri” olup olmadığı herhalde münakaşa edilmelidir.
Sosyal adalet bakımından tatminkâr sayılan vergi, cemiyetin bütün fertlerini vergi verme kabiliyetleriyle mütenasip olarak teklif eden vergidir. Bir tek verginin olduğu gibi çeşitli vergilerden müteşekkil bir vergi sisteminin de adalet bakımından hedefi bundan ibarettir.
Uzun zaman, vergi verme kabiliyetinin ancak bu kabiliyeti doğrudan doğruya tesbit eden umumi gelir vergisiyle en doğru bir şekilde teklif e-dilebilcccğl kabul edilmiş ve Ingilte-reyi takiben bütün İleri memleketlerde gelir vergilerinin süratle yayılması biraz da bu telâkkinin, yani vergide sosyal adaleti temin gayesini gerçekleştirme arzusunun, tesiri altında vukua gelmiştir. Bu düşünüş tarzının yanlış olduğu hiç şüphesiz öne sürülemez. Gerçekten, vergi verme kabiliyetinin mümkün mertebe en doğru ölçüsü gelirdir ve buna doğrudan doğruya varabilen bir vergi sosyal a-daleti temin hususunda âzam! imkâna maliktir. Ancak. Öne sürülen ve bugünün hemen bütün ileri memleketlerindeki tatbikatiyle de teyit od-len şey, bu doğrudan doğruya müracaatın gelirleri her zaman tam olarak tesblte yaramadığıdır. Gelir Vergisiyle yakalanamayan ve nçtlce itibariyle bu verginin teklif sahası dışında kalan gelir veya vergi verme kabiliyetini temsil eden diğer unsurların tamamlayıcı vergilere tâbi tutulması zaruridir. Umumiyetle bu vergiler vastah vergiler dediğimiz manzumeyi teşkil etmekte ve Gelir Vergisi vasıtasızlar arasında nasıl temel vergiyi temsil ediyorsa bunlar arasında da esas vazifesini muamele vergisi görmektedir. Küçük vergiler yavaş yavaş bunlardan biri lehine ortadan kaldırıldıkça gelir ve muamele vergileri İçinde bulundukları manzumeyi yalnız başlarına temsil eder duruma geçmek temayülünü almış bulunmaktadırlar.
Vasıtalı ve vasıtasız vergilerin yahut Gelir Muamele Vergilerinin âmme varidatı içindeki ntebl ehemmiyetleri. her memlekette vergi verme kabiliyetine doğrudan doğruya veya dolayıslylc varmanın karşılıklı İmkân derecelerine göre değişmektedir. Belirtmek lâzımdır ki. İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri istisna edildiği takdirde* vergi verme kabiliyetine doğrudan doğruya müracaat vasıtaları hemen hiç bir memlekette vasıtalı müracaat yollarından fazla bulunmamakta, bilâkis ve bu aksi tatbikatın tabii bir neticesi olarak vasıtalı vergiler âmme varidatının en büyük mcnbaım ve umumi vergi sisteminin temelini teşkil etmektedirler. İsviçre gibi mükelleflerinin vergi ahlâkı gibi milli ve ferdi gelir seviyesi yüksek, sosyal adalet telâkkisi ileri bir memlekette muamele vergisinin 1949 bütçesinde 435 milyon frank ile konfederasyonun umumi vergi hnmlâtının yalnız başına %34 ünü temin etmiş olması(2) dikkate şayandır. Aynı ntepot Fransada % 38. tutyada % 10 ve Belçikada % 60 dır. Vasıtalı vergilere ve dola-yısiyle muamele vergisine en çok hücum edenler sosyalist müelliflerdir, Buna rağmen Sovyet Rusyada muamele vergisi hasılatının bütçe varidatında rr 85 nispetimle bir pay işgal ettiği hatırlatılmak lâzımdır.
Hiçbir ekonomik sistemde, vergi verme kabiliyetinin bütün tezahürleri gözönünde bulundurulmadan ve ver-. gi verme kabiliyetini tam olarak tes-blte İmkân olmadığı takdirde ve bu İmkânsızlık nispetinde bizzat bu tezahürler vergilendirilmeden vergi yükünün vatandaşlar arasında âdil bir şekilde dağıtılmasına İmkân yoktur. Halbuki vasıtalı vergiler, gelirin doğrudan doğruya vergiden kaçmaya mütemayil olması dolayıslylc. onun tezahürleri olan muayyen masruflan vergiye tâbi tutarak kaçanları yakalamanın hem mümkün hem lâzım olduğu farazi? esine dayanmaktadır. Böyle olunca, muhtelif sebeplerle ferdi gelirlerin doğrudan doğruya tes-bitinln çok zor hattâ İmkânsız olduğu Türkiye gibi memleketlerde vasıtalı vergilerden, yani kaçan gelir parçalarının sıgırtdtgı masraftan hedef tutan vergilerden vazgeçilemez. Halbuki, bu vergilerin hem en verimlisi , hem vergi verme kabiliyetine intibakın en çok mümkün olanı Muamele Vergisidir. Bu kaldırıldığı takdirde, İster hazînenin para ihtiyaçlarını karşılamak, ister vergi sistemini tamamlamak mokaadlyle olsun “damga resmi", “tapu harcı", “tuz vergisi”, “Şeker istihlâk Vergisi” gibi geri vergilere lüzumundan fazta dayanmak mukadder olur.
Vergi «İstemimiz içinde bir Muamele Vergisinin lüzumunu müdafaa hâlen yürürlükte bulunan Muamele Vergimizin benimsenmesi mânasında alınmamalıdır, Türk Muamele Vergisi yalnız sosyal adalet bakımından değil, fakat bütün vergi prensipleri bakımından da ağır kusurlarla malûldür. Ancak bu vakıa, onun yerine bir mükemmelini ve başlanan vergi reformunda devam et meyli 3) İstemeye sebep teşkil edebilir.
(1) Muamele Vergisi Komisyonu raporu, Sııcuoğlu Matbaası, İstanbul 1950.
(2) Külletin Fkıanctor (le Crâdlt
Şiltene. Mal 1950, *
(8) Doçent M. Orhan Dikmen: Yeni İstanbul, 24.5.1950. 0 11.1950.
Tütüncüler, Amerikan firmalarına düşük fiyatla yapılan satışlardan şikâyetçi
İzmir ,31 (Hususî muhabirimiz bIL diriyor) — Ege Tütüncüler Demeği yaptığı toplantı sonunda Ticaret Bakanlığına gönderdiği telgrafta Amerikan firmalarına düşük fiyatla yapılan satışlar karşısında Hükümetin herhangi bir karar ittihaz etmemesinden şikâyetle yeni mahsul piyasası açılmadan önce Hükümetin bu satışlar hakkında prensip kararını bildirmesinin memleket mahsulü için hayırlı neticeler vereceğini büdlrinlş-tir.





31/X/1950 Salı
Borsalarda vaziyet
İstanbul:
Ticaret Borsasında muhtelif kail-tede kuru fasulyeler üzerine hara-retli muameleler olmaktadır. İhracat, çitarin piyasadan mal topladığından bahsedilmektedir. Yağlı tohum piyasası da sağlam durumunu muhafaza etmektedir. Kındık hakkında kayda değer bir şey yoktur
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bordasında % 6 faizli kalkınma tahvilleri He % 7 faizli demiryolu tahvili Üzerine muamele olmuştur. Altın plya-sası İse durgundur.
İzmir :
Gayet hararetli açılan üzüm bordasında bugün ntebl alâkanın mevcudiyeti müşahede ediliyordu. Plya. «a Bağlam durumunu muhafaza etmektedir. 10 numaralı 80 kuruştan «atılmıştır. İncir satışları az ve zevksizdir.
Pamuk piyasası gayet hararetli açılarak 1400 balya pamuk 412 kuruştun «atılmış, İncirde Ralli firması hcsııbına yapılan mubayaaların geniş bir rakama vardığı anlaşılmıştır. Dünya pamuk piyasalarında daha bir miktar yükselme beklendi-ği İçin satıcı nazlıdır. Çiğitli 145 kuruş, susam 89, tütün tohumu 28 kuruştur.
gümüş kıyma-
Karabl-
Polonya parası
Varşova. 31 (YtRS) — Polonya parası altın esasına bağlanmıştır. Bundan sonra bir Polonya ze-laty’alnln kıymeti 22218 gram saf altına eşit olacaktır. Yeni banknotlar serbest piyasada LÛÛ eski zelaty mukabili tedavül edecektir. Bankalardaki hesaplar ise 100 eski zohıty mukabili Uç yeni zetaty atacaktır.
Meksika güınüş Istllısull Mexcotey. 81 (Y1KÖ) - Meksika gümüş İstihsali aon üç sene içinde daimî surette düşmüştür. Buıın sebep olarak gümüş fiyatlarının yükselmesi gösterilmektedir. M'*’t-slkomn 1949 da «attığı miktarı 27.970.000 dolar tindedir.
Karabiber fiyatları
NcU'-Vork. 31 CYİRB) —
ber piyasası bugün dünden 10 sent yüksek bir seviyede kaptınnıışaa ,da piyasa gene durgundur. Aralık ayına kadar sevkedilecek mal miktarı 600-800 ton arasında o-lacaktır- Bunun yüzde sekseni tahlil plynsnda dönecektir Hail hazırda elde geçen seno mahsulü 500 ton karabiber vardır.
Siyam Hükümetine k redl
Waahington. 31 (YİRS) — Dünya Bankası bugün Siyam Hükümetine 25.100.000 dolarlık bir krv dİ açmıştır. Siyam, açılan bu kredi İle demiryollarını, llmnnlacını ıslâh edecek, bataklıklar kurutulacak. sulama tesisleri tokumül ettirilecek t İr
Yunan - İspanyol
ticareti
Atina, .80 (Hususi) — Yunan ve Ispanyol ticaret heyetleri Atina-da görüşmektedirler. Yunanistan İspanyaya 1,000,000 dolar kıymetinde tütün »atmak istemektedir. Aynı şekilde Yunanistanm lave-çc de 1,500,000 dolarlık tütün sat-maya çalıştığı öğrenilmiştir.
Batı Almanyanın bu seneki tütün ithalâtı geçen senekine nazaran miktar itibariyle daha az fakat kıymet itibariyle daha fazladır
Batı Almanya, sanayiini hızla ge. Ilştİrmekledir. Eski yabancı müşteri, terinin Ihtlyaçlorına uygun mal İstihsal ettiği ve fiyat bakımından rekn-bet imkânını elde tuttuğu İçin mem-leket dış ticareti de lehine olarak in-klşaf halindedir. Filhakika, Batı Almanya 1949 yılı İçinde ceman 3805 milyon mark tutarında İhracat yap. tığı halde içinde bulunduğumuz yılın ilk altı ayı zarfında yaptığı İhracat bedeli 3295 milyon markı bulmuştur. Bu iki yılın allı aylık ihracatlarını mukayese edecek olursak bu sonede geçen seneklne nazaran 1392 milyon marklık bir artına mevcuttur. Batı Almanya ihracatı bu kısa müddet zarfında % 70 nispetinde bir artma kaydetmiştir.
İhracatın artması, Batı Almanya dış ticaret bilançosundaki pasif va-zlyctl düzeltmeğe başlamıştın Ne-tekim bu memleket geçen sene ithalâtının ancak % 52 «İni ihracutlyle karşıladığı halde bu sene % 70 ini karşılıyor.
Batı Almanya İhracatı yükseldikçe umumî ithalâtında mükeyylfau ayrılan döviz miktarı da artmaktadır. Bu arada tütün ithalâtında geçen «e. neye nazaran hu «ene fazlalaşma îcap eder. Fakat Almanyanın dış Ucu ret istatistiklerine bakacak olursak tütün ithalâtının geçen seneye nazaran miktar itibariyle azaldığını fakat pars İtibariyle artmış olduğunu görürüz. Filhakika Batı Almanya 1950 yılının ilk yarısında 81,393,000 mark değerinde İ9359 ton ham tütün ve 269000 mark değerinde 291 lon tütünden yapılmış totihiâk maddesi ithal etmişti, Halbuki geçen sene Batı Al. manya 117.052.000 mark değerinde 44702 ton İşlenmemiş ve 167000 mark
değerinde 888 ton tütünden yapılmış maddeler İthal etmiştir. Bu vaziyette İşlenmemiş tütün ithalât değeri bu sene % 10 nispetinde artmış oluyor. İthalât miktarı azalacağı hıılde bedelinin artması tütün fiyatlarının pa-halanmış olmasından lierl gclmekto-dlr, Filhakika 1949 sencslndo ithal e-dllen tütünlerin 100 kilosunun vasati fiyatı (Almanya hudut teslimi) 320 mark olduğu halde 1950 senesinin İlk yarısında ithal edilen tütünlerin va-satl fiyatı 422 marktır.
Almnnyaya tütün ihraç eden mem-lekctierln başında Amerika Birleşik Devletleri bulunmaktadır. Bu mem-teketten Almanyaya İthal edilen tütüne ödenen para miktarı, Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan ve Yugos-tavyadan yapılan tütünlere ödenen para mecmuundan daha yüksektir.
Filhakika bu »ene Batı Almanya tütün ithalâtının % 42 sl Amerika Birleşik Devletlerinden. % 18 I Türkl. yedan, % 14 ü Endonczyadan, geri kalan % 26 sı da diğer tütün İhracatçısı memleketlerden yapılmıştır. Halbuki ikinci Dünya Harbinden önce meselâ 1936 da Almanyaya tütün İhraç eden memleketler miktar mra-slylc;
Yunanistan yüzde 25. Endonezya yüzde 20, Bulgaristan yüzde 15, Türkiye yüzde 12, Brezilya yüzde 2 İdi Şimdi İthalât istikametinin Amerika, ya dönmüş olması scbepleml harpte Amerikan tütünlerine Alman tiryakilerinin alışmış olmaîarmdu ve Ame. rlka İle Almanya münasebetlerinin harpten beri sıklaşmış olmasında a-ramak lâzımdır.
Bu senek! İthalât bedellerini geçen •enekiyle mukayese edecek olursak geçon sene Amerika Birleşik Devletlerinden yapılan İthalâtın aylık va. «atisi 7,2 milyon mark tuttuğu halde bu sene (ilk altı aylık müddette) 5,7 milyon mark tutmaktadır. Şu halde Almanyanın Amerika Birleşik Devletlerinden yaptığı İthalât kıyma, ti İtibariyle bu sene geçen «enekinden yüzde 20 nispetinde daha azdır. Aynı mukayeseyi diğer memleketler için yaptığımız takdirde Yunantetandan yapılan İthalât bedelinin % 12. Bul-garistandan yüzde 75 azaldığını görürüz. Buna mukabil ithalâtın kıymet itibariyle bu «cne geçen seneklne nazaran fazlalaştığı memleketler dc vardır. Bunlar Brezilya. Kolombiya. Yugoslavya ve Endonezyadır.
Almanyanın tütün İthalât tatatls-tiklerine bakacak olursak bu memleketin 1950 senesinin İlk alt: ayı I-çinde Brezilyadan yaptığı tütün it-hslât miktarının bfr evvelki senenin 12 ayı zarfında yaptığı İthalâttan fazla olduğunu görürüz. Ay itibariyle hesap edecek olursak bu sene ithalâtta yüzde 130 nispetinde bir art. ma mevcuttur. Bu artış nispeti Kolombiya İçin yüzde 310, Yugoslavya için yüzde 700 dür.
Almanya 1950 senesinin ilk altı a-yı içinde Türkiyeden 3036 ton tütün almıştır. Bunun Alman paradiyle değeri 14,883.000 marktır.
Geçen sent bu memleketin bizden satın aldığı tütün miktarı 7464 ton bedeli de 26.571000 Alman markı idi. İki senenin altı aylık müddetlerinde Almanyanın bteden satın aldığı tütün miktartermı mukayese edecek o-lursak bu scnekl ithalâtın geçen se-nekinden bir havli fazla olduğunu görürüz.
Tarım sayımı hazırlıkları
Sayımdan sonra, toprak
mülkiyeti hakkında bir
fikir edinilecek
Türklycde İlk defa yapılacak olan tarım sayımından alınacak neticeler önümüzdeki Bone köylüye bir buçuk milyon dönüm toprağın dağıtılması I-şirıl de kolaylaştıracaktır. Bu sayımın hazırlanmasında mühim rol oynayan İstatistik Umum Müdürlüğü ile İşbirliği yapmakta olan Amerikan Marshnll Plânı uzmanlarına göre, memleketin ziraî coğrafyası belli o-larnğındnn topraksız köylüye toprak dağıtımı plânlan da daha tesirli ve daha Müraıli bir şekilde tatbik mevkiine konabilecektir. Sık sık tarım sayımı yapılan memleketlerde, bu sayımın topraksız köylüye toprak da-ğıtınıında büyük bir rol oynadığı kabul olunmaktadır. Tanrn sayımı memleketin hangi taraflarında topraksız köylü bulunduğunu ve diğer taraftan da Türkiyenln nerelerinde köylüaüz, işlenmeyen toprak bulunduğunu kati bir şekilde tesbıt edeceğinden bu iki boşluğu aynı zamanda birbirinden istifade ederek kapatmak mümkün olabilecektir.
Şimdi başlamakta otan tarım sayımını takip edecek senelerde topraksız köylü adedinin dc mühim surette azalacağına muhakkak nazariyle bakılmaktadır,
Diğer taraftan gene Marsholl Plâ. nı uzmanlarının işaret etliklerine göre. tarım savımı her bölgenin hususiyetini belirli bir şekilde teshil edeceğinden iskân İşlerini de tesirli bir surette idare etmek mümkün olacaktır.
Memleketin ziraî coğrafyasının tes-bit edilmesi, Türk köylüsünün yalnız toprak sahibi olmasını değil fakat aynı zamanda bu topraktan elde edeceği İstihsal maddelerini süratle piyasalara sürmesine elzem olan yolları ve kanalları da temin etmiş olacaktır. Sayımda köylünün vereceği doğru malûmat bütün bu sahalarda seri İlerlemeler kaydedilmesini mümkün kılacak ve böylelikle memleketin tarım tatlhsall İle birlikte köylünün de hayat seviyesi yükselmiş o-lacaktır.
İhracat hareketleri
Son günlerde fasulye, mercimek gibi mallarımıza karşı dış piyasalardan İstekler artmak, tadır. Şimdiki halde ufak par-tiler halinde İsrail ve Ytınante-tıınn kırmızı ve yeşil mercimek İle muhtelif kalitelerde fasulye scvkolunmaktadır. Bu mallara karşı Avusturya. Almanyödan da istekler başlamıştır.
Yağlı tohumlara gelince, la-raüden ayçiçeği İstekleri devam etmektedir. Geçen ay için-de bu memlekete 500 ton kadar ayçiçeği gönderilmiştir.

Mersin, 31 (Hususî muhabirimiz birdirlyor) — Madras'ta büyük ve tanınmış bir firma memleketimizde nohut, fasulye, sair her türlü bakliyat ve hububat mubayaa etmek üzere alâkalılara teklifte bulunmuştur. Mutabık kalındığı takdirde yapılacak mubayaa geniş ölçüde olacaktır.
İsviçre, Tediye
irliğine girdi
Federal Meclisler, Isviçrenin Avrupa Tediye Birliğine iltihakını kabul ettiler
Son zamanlarda fevkalâde bir top. lantı yapan Birleşik Federal Meclisler Isviçrenin Avrupa Tediye Birliği, ne İltihakını büyük bir ekseriyetle kabul etmişlerdir. Oy verilmeden evvel yapılan müzakere esnasında Konfederasyon Başkanı ve Federal Siyasî Dairenin Şefi M. Petltpıerre, yeni Birliğin Avrupa iktisadi İşbirliği t. (taretinin yeni bir teknik organı olduğunu ve bu İdarenin İse yaşıya-bılccek bir teşekkül olduğunu ve kendisine bağlanan ümitlerin tahakkuk etmiş bulunduğunu hatırlatmıştır.
Pamuk ve kalay
Son günlerde New-York Borsasında yine yükseldi
Son günlerde Nesv-York Bursasın-da kalay ve pamuk fiyatları yeniden llerlemo kaydetmiştir. Dün New-Yor ve Chicago Borsalannda hububat fiyatları yükselmiştir. Nevv.York Borsaaında kalaya ait haberi aşağıya yazıyoruz:
Ncw-York. 81 (Hususî) — Borsa, da kalayın fiyatı libresi 127 «enle kadar yükselmiş, nihayet 121 sent üzerinde durmuştur Levha teneke fiyatlarında yeni bir fark yoktur.

Piyasamızda kalay fiyattan durgun bir devre geçirmektedir.
Sarfiyat mevsimi olmadığı için, sürüm azdır. Londradan piyasaya gelen telgraf haberlerine göre, kalay Londra Metal Borsasında 1100 aterlingo kadar yükselmiştir.
Piyasamızda levha tenekenin kilosu lfo . 120 kuruş arasındadır. A. merikadan mahdut miktarda siparişler vardır.
vusturya parası
Avusturya Maliye Bakanlığı tarafından Hân edilen ve hemen yürürlüğe giren bir karar gereğince dolar 13 kuru 21.36 şilin olarak teblt e-dilmıştir. Şimdiye kadar para transferlerine ve seyyahlara verilen prim ipka olunmuştur. Avusturyanm bu her İki karan Viyana Elçiliğimize^ Mersin ihracatçılar Birliğine bildiril, mlşttr.
İskenderun limanından
İhracat
îseknderun. 31 (Hususi) — Son hafta İçinde limanımızdan dış plya-satarn krom ve meyankökü ihraç e. dümlştlr.
Türkiye
Kredi Bankasından
Bankamızın küçük câri hesaplarına ait olup her ay çekilmekte bulunan ikramiyelerden ekim ayma ait olanı 31 ekim 1950 salı günü İstanbul merkezimizde noter huzurunda çekil-mIştir. Aşağıda numaraları yazılı hesap sahiplerine ikramiye İsabet ettiğini ve her birine ayrı mektuplarla İkramiye miktarlarının bildirildiğini sayın müşterilerimize arzederiz.
Cüzdanınıma ra* ı:
MEMLEKET ve
DÜNYA
B
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Açılış Kapaııo,
1 Steriiiıg 7.84 7.84 •
100 Dolar 280»- 280.-
100 Fr. Früîlki . 0.80 0.8C
100 İsviçre Kr. . 04.03 04.03
100 Belçika Fr. 5 60 5 60
100 laveç Kr. ... 54 12.50 54.12.50
100 Florin 73.68 40 73.68 40
100 Liret w 0.44.128 0.44.128
100 Drahmi ....*. 0.01.#76 0.01.876
KM) i&BCOUdOS .... 9.73.00 9.73 IH)
Altınlar
Hüsün Eski kuı
Lira Ura
Külçe Veril Gr. 4.04 4.00
Külçe Menussa. — 4 65
Cumhuriyet ... 81.30
itvijllt ttveeessseee 37.— 37.30
llamit 32,—
Gulden 28.40 28.65
Ini'lllz 41.40 42.75
Fransız kok ..
Napoteon 111 . —
İsviçre — —
Zürich Borsası (5erbest)
A 28-IO-JORO İsviçre Frangı
D urumu En ufladı En yukun
Türk Lirası 1,32 1/2 1.22 1/2
Dolar 4.34 3/4 4 35 1/2
İİHh ••••••••••••» 11,40 11.60
Fransız Frangı 1.12 1.13 1/2
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
İkruınlyell tahviller Kupu nı»;
%5 1933 Ergani 22.65
**(6 1938 İkramiyeli 20.60
%5 Milli Müdafaa 1
9fc5 1041 Demiryolu IV 98 40
1941 Demiryolu V 98 05
%4 1/2 1940 Ikramlyell 90.35
Diğerleri
%0 1011 Demiryolu VI 06.55
%t> KnIkınma 1 .... fiî. 16
%0 Kalkınma 11 .... 07.10
%0 Kalkınma 111 .... 96.8u
916 1048 istikra®! 1 06 Ou
* 6 19t« lal İkrara U .... 97 H)
%6 1049 İstikrazı l 96.60
Tcî Milli Müdalna IV 20.20
%7 1034 Sİvas-Erzurunı 1 22 10
%1 1934 ” İLVU 20.75
1941 Demiryolu 1 21.38
%7 1041 Demiryolu 11 21 05
%7 ıoıı Demiryolu ııı 10.80
%7 utlin Müdafaa I 20.40
%7 Milli Müdafaa 11 20.86
%7 Milli Müdafaa 111 20.85
%7 Milli Müdafaa VI. 21.32
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankam 123.00
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 100.25
M M c. •
•• •• (&60 112.ör
M Milmos. Sene! 63.-
Şirket Hisse Senetleri
T.C. Morkoz Bankam 123.—
Türkiye tş Bankası 30.-
Türk Ticaret Bankası 0.-
Arslan Çimento 6.60
Şark Değirmencilik 23.25
Milli Reasürans 16.-
Ecnebi Tahviller
Miftır Krrrli Fonalyı 11103 | 172 —
Altın fiyatları düşüyor
Piyasada altın fiyatlarında yeniden düşüklük bnşgöstermlştlr. Külçe altının gramı 4 lira 56 kuruşa kadar düşmüştür.
Suriyeye nar ihracatı
Mersin, 31 (Muausî muhabirimiz bildiriyor) — Mısır hesabına bir Suriye firması Mersinden külliyetli miktarda nar almıştır. Fiyat 10 - 11 kuruştur. En İyi kalite nar Mersin piyasasında toptan 35 kuruşa kadar muamele görmektedir.


ORSA
ve
Memleketimizde ilk defa bir Sigortacılık İhtisas Kursu açıldı
Sigortacılık ihtisas Kursu dün Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulunda açılmıştır-
Memleketimizde İlk defa olarak faaliyete geçen bu kurslarda sigorta hakkında umumi ve muhtelit sigorta ibrnnştart hakkında hukuk, fen bilgileri ve muhasebe dersleri verilecek, 0 ay kadar sürecektir. Esas itibariyle sigorta şirketlerinin memur tan İçin açılan bu kurslara prodüktörler ve eksperler de katılabileceklerdir.
61 İzmir Şubesi
307 İstanbul Merkezi
323
327 İzmir Şubesi
547 İstanbul Merkezi
873
937 2091 2155 1147 1195 1811 1841 2091 2203 2455 2511 2637
fi
H
M
M >•
PİYASALARI
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
Hububat: Bugün Eski KttpaıııŞ
Buğday yumuşak (TÜc.) . 31.- 31.-
LlîlftdO V Ofla essessis sssessle» 29.08
Arpa jomllk (dökme) — 22.—
Mısır ••arı (çuvalı) 22.— 22.—
Fusıılva tombul — 34.—
b^iriiılvâ Çftl) ficrt >•«•••••••««» 50.— 40.—
Kuşyeml 39.— 39.—
Mercimek lurmıaı kabuk. 36- —
Mercimek yeşil 62 — 64.—
Nohut aatürel I— 22.—
Yağlı lulıunılıir ı 38.- 48.-
Ayçiçeği lobumu 30.—
Keton tohumu 60.—
Kendir tohumu —
96.— W A
Yer fıstığı kabuklu ..........
Kuru M ey vıı lar t
Fındık 'kabuklu sivri) .... —
Fin İlk ılç tombul 1050) ... 839.— J2A346
Ceviz «kabuklu) — 66,-
Ceviz (İç nntürol) —
Dokumu hıım maddeleri ı
Tiftik mnn mal —
Tiftik -Nfttürol) —
Yapak Iralcyn (Kırkım) .. —
İlam defller ı
Sığır salamura (kasap) Ki 180.— 160.-
Keçi tuzlu kuru kilosu .... 200.— 215.—
Koyun bava kurusu kilosu 245.— 220.—
Nebati Tuğlar ı 235.— 210.— 160.- 170.—
Zeytinyağı (E.D. tenekell) —
SuMamynğı (Raf. sıra) —
Ayçiçeği (Rafine çıplak) .. —1
Fındık vrğı ıÇürük)
İzmir Ticaret Borsası
Usüjti çekirdeksiz No.9 tnelr A eorlsl No.* .
İncir H serisi No. 108 Pamuk
Pamuk
Pmauk
Pamuk
Pamuk
Pamık
• • • ••
1 ..
II ...
III...
Aksla
Aka.üı
Akala
•erli
yağı (rafine) çekirdeği .....

Hugtln
100 -
17.—
Adana Ticaret Borsası
Blriııcl
İkinci
Blrinoı
Hazır ......
ikinci Akala yağmur yemiş ...................
Akala ........
Akala vâdeü ...
380.—
365.—
385.—
390.—
Trabzon Ticaret Borsası
KINDIK
a) *^50 randımanlı
kabuklu tombul ..
b) tç «ıra kontrollü ...
150.-
3ü().-
8üd Kapanıp
76.5
48.-
42.— 412.— 11H) -IBO-
110.-
17-
390.-
370.—
3S5 100
365.—
350 380
145.-
200.-
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak
Buğday »ort ..
Arpa .........
28.-
27.-
20.-
23.-
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Dün au.ki kuı
Buğday (Buşcll=Sent)
Sert Kış mahsulü No. 2 259.— 258.—
Kırmızı Kış mahsulü No. 2 227.— 227.—
Pamuk Mtddllng (I>1 bresi=Sent)
Ar/llllc «••«••• . ••• ••••••• sse ••••••••«« • i sst 50.57 38.88
Aliirt •>•««•*••••••••••••••«•••••••••••••••• 40.60 89.44
.»...»..»....u 40.36 39.30
Tiftik (Llbresl=:Sent) —
Tcksaa No. 1 120.— 115.-
Fındık ı I.lbrc-d
Kabuklu veril iri —
»rr.a ■■■
Lovant İç ithal malı 63 -• 59.—
Ekstra iri İç İthal malı 66.- 65.—
Kııru lUÜm Libresi —Sent)
Thompson çekirdeksiz scçnıo U D4 U V4
Keten tohumu ı Bu->rll=r Dulnr?
Mlnnoapolte 3.85 3.85
Kalay (L1bre=Sent) 121.— 117.50
Lcvha-tcncko «100 libre dolar) 7.30 7.30
Londra Borsası
Keten tohumu (Tvnu=:Sterllng>
BvıtOı’iV — 73.-
Kalküta Tl.- 70.-'
Ver fıstıki Hindistan 78.- 76—
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal *Llbrcbl=Fi>ut) ..
" Sıra malı " — •R
Yiln Anadolu ” '* **
” Prakya —
İskenderiye Bocası
Pamuk ( Kaniarı^Tallıırt) 118,-
Anhrtıounl Ktaa »lynflı F/G. 152.-
Karııok Uzun nlvnflı F G. 115.— 12!»,—
1 Kası m 1950
Yıldızlar konuşuyor
Kasabın yemini
(1 den 15 Kasıma kadar)
Yazan: fa.
rahatsızlıklar hariç u-
böyle söy-
kaldı.
Htz-
diye koşa
girme koşa
edin. Şan» renginiz kır-numa l anız 0 dır.
Gelip geçle) mumiyetle sıhhatiniz iyi Karakterinizi biraz olsun yumuşatmaya bakın. Başkalarının kusurlarını olduğu gibi kabul edin. Hissi bakımdan bir muvaffakiyet devresi içindesiniz. Sadakatle seviliyorsunuz, işiniz iyi gidiyor İyi bir on beş gün geçireceksiniz. ŞaııB renginiz canlı pembe. fhok numaranız 6 dır.
10 nisan - 20 mayıs
BOÛA
mart - 19 nisan KOÇ
23 ckiın - 21 kasım
AKREP
Biraz yorulmuşsunuz; bir kaç şeye sıkılıyorsunuz. Kendinize İtimadınız yok. halbuki çok yanılıyorsunuz. Müstesna şahsiyetleri beğenmeye meyliniz yok; bu İyi fakat tehlikeli bir Şey. Kısa bir seyahat yapacaksınız. İşleriniz İçin projeler yapmakla meşgulsünüz, çok dikkat İl o-iun. Bütün İşlerinizde sabırlı olmaya gayret nızı. şans

âinirlonniz çok yorgun, sıhhatiniz iyi olduğu için İstirahat etmeyi düşünmüyorsunuz Fakat sinirleriniz yorgun olduğu için fini ve üzlicü kararlar veriyorsunuz. İşleriniz iyiye doğru gidiyor. Eşsiz cömertliğiniz sayesinde bazı insanlar tarafından çok seviliyorsunuz. Fakat bu yüzden sizden nefret edenler de var. üzüntüye kapılmak veya kapılmamak da sizin elinizde. Şans renginiz yeşil, şana numaranız 4 lür.
28 eylül - 22 ekim
TERAZİ
Asabınız çok bozuk, istirahat edin. Bugünlerde hiç bir şey için karar vermeyiniz, önümüzdeki »ene hayatınız değişecek, çok mesut olacaksınız. Kısa bir seyahat yaparak Işl-niai değiştireceksiniz. Herkes tarafından çok seviliyorsunuz. Sizi sevenlere İtimat edin. Şan» renginiz mavi, sun» numaramı 11 dir.
X
M 21 mayıs - 20 haziran *4^
AA. İKİZLER M
Yorgunluk. Sinirleriniz gorgln.MÜm-kÜnse biraz istirahat edin. Her şey yolunda gidiyor. ümitsizliğe düşmenize sebep yok. Fikirlerinizi değiştirecek olan kıea bir seyahat yapacaksınız. Bir gece toplantısında sizi çok memnun edecek İle karşılaşacaksınız.
mor, şnns numnranız
bir hndİHe şans renginiz S dir.
M haziran
- 21 temmuz YENGEÇ
Öıhhatlniz gayet İyi, fakat yorgunluk neticesi ufak sinir buhranları geçiriyorsunuz. Bir doktora gidin, işiniz size uygun defti», onun için kendinizi pek fazla yormavımz. Hissi hayatınıza taallûk eden bir karar vereceksiniz, ihtiyatlı olun Şans renginiz kahverengi, şans numaranız 9 dur.
t2 temmuz - 22 ağustos ARSLAN
Sıhhatiniz gayet İyi. Buna rağmen hayatınıza dikkat edin. Bir çok işleri bir arada görmeye meyliniz çok. başkalarına vardım olsun diye fazladan çalıştığınız da oluyor. Böyle hareket etmomellslnz. İşlerinizi disipline koyun, daha az cömert olun. Siz! seven birinin» lüzumsuz hareketlerinizle fazla yoruyorsunuz, dikkatli olun bu yüzden başınıza İş açılabilir. Sansınız umumiyet İtibariyle gayet İyi. Şans renginiz a-cık mavi şana numaranız 3 dür.
23 ağustos - 22 eylül
SÜNBÜLE
I
Sıhhatiniz gayet İyi. İyimser bir haliniz var. Böyle olmakta haklısınız. Muvaffak olmak İçin en İyi yo) bu-dur. Hayatınızı ve İşinizi değiştirecek bir İnsana raatlıyacaksınız, ona İtimat edin. Fakat daha enerjik o-lun. Hlusî hayatınızda çok mesutsunuz. San» renginiz kırmızı, şans numaranız 4 dür.

İ2 kasım
. 22 aralık YAY
hafif bozukluk-IhtlyacıniK var.
Üzeresi-
Kan deveranınızda lar var. İstirahat© Bir mühim karar vermek nlz; İyi düşünün. Durumunuz gittikçe iyileşiyor. Yakında, çok hoşunuza gidecek İyi bir hediye alacaksınız. Çok seviliyorsunuz. Gayet İyi bir on beş gün Şans renginiz beyaz. şans numaranız 15
*.3 aralık - 19
YABAN
dir.
ocak
KEÇİSİ
Çabuk kızmaya meyliniz çok; dikkat edin bu haliniz yüzünden başınıza sıkıntılar gelebilir. Aynı zamanda her aklınızdan geçeni de söylememeye dikkat edin. Hakikati î-şhmek ekseriya nahoştur. Sizi seven kıymetli arkadaşlarınız Cesaretiniz hamleler niz «Hm dir.
var. yüzünden işinizde İyi Yapacaksınız Şans rengl-sarısı. şana numarnntz 7
İR şubat
SAKA
Sıhhntın.z gayet İyi. Bu yüzden çok neşelisiniz, canınız bol para mek ve eklenmek istiyor, maatteessüf, hâdiseler sizi durgunlaştıracak. patik
gunuz bir insan taralından sevileceksiniz. İşinizde hiç bir değişiklik yok, Şans renginiz yeşil, şans numaranız 8 dir.
anrfet-Fnkfit. biraz buldu-
y^ 19 şııbat - 20 mart
* v BALIK
Sihııuuniz gayet iyi. Çok cömert olman billyorsunuı, fakat aynı ramanda çok sertsiniz, daha âdil olmaya gayret edin. Hlsal hayatınız »aadet dolu, işlerini» İyi gidiyor veya gidecek. Bir seyahat yapacaksınız ve bu esnada enteresan bir In-sanla tanışacaksınız $ans renginiz açık gri, şans numaranız 1 dir.
19 uncu asır Fransız ressam la rındıın G6ricault*nun, zamanının büyük deniz facialarından birini tasvir eden "Mcdua© 8alı„ tablosu.
Bir sanat koleksiyonunun harp maceraları
ouvre Müzesi yağmadan nasıl
kurtarıldı?
IKİNCÎ Cihan Harbi senelerinde Fransız müzelerinin ve bilhassa Louvre’un boşaltıldığını, eserlerin taşradaki depolara yerleştirildiğini gazetelerde okumuştuk. Louvre'u gezdikten sonra, bu İşin vüsatini İdrak ederek, nasıl gerçekleştirilebildiğini merak ettim. Sarayı saran kemerli dehlizlerden gide gide, beş on muazzam kapıdan gire çıka müze müdürlüğüne vardım. Ne istediğimi bir fişe yazarak bekçiye uzattım. On dakika sonra beni XV. inci Louls üslûbiyle döşenmiş bir odaya aldılar. Zarif bir masa başında 25 yaşlarında bir genç kLZ oturuyor. Kalın duvarın içine açılmış demir parmaklıklı alçak bir pencereden süzülen pembe ışık vazodaki bir tutam inci çiçeğini ve genç kızın Italyan Rö-nesans figürlerini andıran profilini aydınlatıyor.
“Louvre hazîneleri harpte nasıl korundu?,, sualime Madonna yüzlü muhatabım, bu mesele hakkında müdürlük tarafından hazırlanmış bazı etüdler bulunduğunu, istersem, bunları bana okuyabileceğini söyledi. Sevinçle kabul ettim. O okudu, ben dinledim... Louvre hâzinesinin harp maceraları loş odanın dekoru İçinde bir destan gibi canlanıverdi. Ne mutlu bana onu aynı canlılıkla okuyucularıma anlatabilirsem.
Temmuz 1939, Büyük fırtına kopmak üzeredir. Louvre müzesi tıpkı bir ordu gibi seferberliğe hazırlanıyor. 1939 da İlk tahliye manevrası başarı ile neticelendi: 1000 kadar büyük resim muayyen bir müddet içinde tâyin olunan taşra depolarına nakledildi. Kocaman müzenin tahU-ye plânlan en ufak teferruatına kadar hazırdır. Eserlerin listesi yapılmış. her parçanın nasıl ambalâj edileceği tesbit edilmiştir. Yeni bir tasnif ile eserler değerlerine gorc sıralanmış, her eserin soluna bir etiket yapıştmlmıştir. İlk hamlede tahliyesi kararlaştırılan şaheserlere kırmızı, ikinci derecedekilere yeşil, geri kalanlara san etiket konmuştur. Müze bekçilerinin çoğu bir harp İlânında seferber olacağına göre, askerlik çağım geçmiş müze memurları ile Louvre civarında bulunan ve tahliye için satıcılarını müzenin emrine Amade tutan büyük mağazaların memur-lan ile aylardan beri tablo indirme manevraları yapılmıştı. Zincirleme bir teşkilât kurulmuş, öyle kİ, tahliye emri gece verilse dahi, umumî seferberlik derhal başbyabilecek.
Tahliye emri, Fransa müzeleri müdürü Jacques Jaujard tarafından 25 ağustos 1939 günü verildi. Birkaç gün İçinde tabiolar duvarlardan, hejr-keller kaidelerinden indirilip, ilk İş
9
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz ( lıersey
b Hıcn 19 5 0 Rumi
Mu har KASIM Ekim
1 20 1 19
1370 1 Çarşamba İ36«
VAKİT VASATİ EZANİ
Güneş 629 L21
Ogle 11 58 6 50
İkindi 14.47 9 39
Akşam 17.06 12.00
Yatsı 18.39 1.32
tmsftM 4 51 11 43
UÇAK-TREN-VAPUR
OLAN UÇAKLAR (Türk) Burandan. — (Türk) lzmirden, — (Amerikan) Beyrut-D.H.Y. (Türk) EIA-Kayserl, Ankaradan.
(Türk ) Adana,
(Türk) (Türk) (?\rne-ganou.
GELECEK
9.45 D H.Y. 8.50 D H.Y. 10.55 P A A. tan. — 14 00 zığ Malatya.
— 14.35 D.H.Y. Ankaradan. — 15.20 D H.Y. (Türk) lzmirden. — 17.15 D.H.Y. Buraadnn. — 17.35 D.H.Y. Ankaradan. — 20.10 P.A.A. rlkan) New-York, Gandor, Londra, MUnihten.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.00 D.H.Y. (Türk) Ankara. Sivas. Malatya. Elazığ. D. Bakıra. — 8.00 D.H.Y. (Türk) Balıkesir, lz-8.30 D.H T. (Türk) Bursaya. — mire. — 8.30 D.H.Y. (Türk) Bursaya- — 9.30 D.H.Y. (Türk) Ankara, Adanaya. — 10.05 D. H. Y. (Türk) Afyon, Konya, Adanaya. — 10,15 D.H.Y. (Türk) Bursaya. — 11.40 P. A. A. (Amerikanı Frankfurt, Brüksel. Londra, Şanon, New-York a. — 15 00 D.H.Y. (Türk) Jz-mirt. — 16 30 D.H.Y. (Türk) An-k&raya. — 16 05 D. H. Y. (Türk) Bursaya. — 21-10 P. A. A. (Amori-knn) Beyrut, Knraşl, Delhi, Kal-küta. Bangkok. Hongkong'a. GİDECEK OLAN EKSFICEKLER
10.00 Ankaraya (Motörlü).—18.10 Ankara Ekspresi, —* 22 20 Sempion Eke. (Avrupa).
GELE( EK OLAN EKSPRESLER
8,30 Ankaradan. — 9.15 An karadan (Eks.)
GELECEK OLAN VAPURLAR
12.00 İskenderun, lzmirden. — 14.35 Su». Mudanyadan. — 15.00 İzmir. Karadenlzdcn. — 22.30 Ulu-da£, Bandırmadan,
GİDECEK OLAN VAPURLAR
8.00 Uludağ, Bandırmaya. — 9.00 Bursa, Ayvalığa — 1100 Etrüsk. İzmlre. — 18.00 Antalya, lmroza.
SÜMER (42851) Güller Dlyan Bağdat (ikinci Hafta).
RAKK (40380) Vatan Kurtaran Kadın.
SIK (43726) 1 — Asi! Ruhlar. 2 — Haydutlar KıraJlçesi.
TAKSİM (43191) Güller Diyarı Bağdat (Türkçe).
TAN (80740) I—TakJp. 2 — Gangsterler Çemberi.
ÜNAL (49806) lKışlık) 1 — Şehzade Azmi. 2 — Unutulmayan Mazi. YENİ (84137) 1 — Neılmaçl Gö-
nüllü Kahraman. 2 — Şeytanın Kudreti.
YILDIZ (42847) Kahraman Yahudi, (ikinci hafta)
İSTANBUL
ALEMDAR (23863) 1 — Kilıçlann İntikamı. 2 — İki Kalb.
AZAK (23542) 1 — Manon. 1 —
Her Şafakta ölürüm.
ÇEMBERLÎTAŞ (22513) Vatan Kurtaran Kadın.
EMRE 1 — Kızıl Şeytanlar. 1 — Yaralı Kadın.
HALK (21904) 1 — Kan DAvasi. 2 — Yeşil ölüm.
İSTANBUL (22367) 1 — Kanunsus Sokak. 2 — Gönülden Sesler. KISMET (26654) 1 — Kara Maske.
2 — Kılıçların Gölgesinde. MARMARA (23860) Vatan Kurtaran Kadın.
MİLLİ (22962) 1 — Pompel’nin Son Günleri. 2 — ölmeyen Adam.
TURAN (22127) 1 — Hor Şafakta ölürüm. 2 — Manon,
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Vatan Kurtaran Aralan. 2 — Anne Kareni na.
KADIKÖY
BİZİM SİNEMA (Üsküdar) 1 — Nehirler Kırnliçeai. 2 — Ateş Bekçileri.
HALE (Kadıköy) 1 — îlk Arzular.
2 — Kahramanlar Destanı.
OPERA (68714) 1 - Aşılına* Duvarlar. 2 — Şarlatan.
ÜSKÜDAR SUNAR SİNEMASI 1-Üvoy Baba. 2 — İstanbul Geceleri. SÜREYYA (60862) 1 — Zaferden Üstün. 2 — Çılgın Kalbler.
Y ELDECİ KM EN i 1 — Kara Güneş. 2 — Balıkçı Onman.
ANKARA
ANKARA (23234) Singoalln. BÜYÜK (15031ı Madame Bcvory.
CEBECİ (13846) 1 -'Modam* Bo-wary (Türkçe). 2 — Suçsuz Cani. PARK (11131) Frankeştaynın Do-ftuşu.
SÜMER (14072) Gizli Teşkilat SUS (14071) Çakırcah Mehmet Efe ULUS (22294) Altın Hazîneleri.
YENİ (14040) Suçlu Benim.
BÜYÜK Rlgoletto .
KÜÇÜK Şakacı.
GAR GAZİNOSU 7 Bryanue Revüsü.
Beyoğlu 44644 Ankara 00 İstanbul 24222 İzmir 2222 Üsküdar 60945 K.kÖy 60872 Karşıyaka 15055
SIHHÎ İMDAT
İZMİR
Söyleyin Anama Ag-
TAYYARE lamasın,
MELEK 1
2 — Kovboy. LÂLE Ateşten Gömlek. TAN Ateşten Gömlok. YENt Allah Kerim.
ELBAMRA Cennetin Anahtarı.
— Harrov Kumarbazı.
TİYATROLAR
¥
Bchlr Tiyatroları DON JUAN Drnm Kıımı 20.30 da
ftumrdl kısmı VERGİSİ MEKTEBİ
İSTANBUL
BELEDİYESİ
GELÎR
YENÎ SES TİYATROSU
Her Akşam
20.30 yazılışının yıldönümü
siylo ÎKÎ HAFTA ÎÇÎN HORHORAĞA
da
75 inci vesile-
YALNIZ LEBLEBİCİ
Opera Komik 3 pordo Eser: D. ÇUHACIYAN Raynhard Metodlnrına göre sahneye konmuş
Tel.: 49309
MUAMMER KARACA TİYATROSU BEL A M i 20.30 dft (Müzikli komedi) Yazan: Refik Kordng
BEYOĞLU
ALKAZAR (42562) I — Dişi Kartal, 2 — Yumruk Kasırgası.
AR (41391) Momnu Mıntaka. ATLAS (40835) Cehennem Geçidi. ELHAMKA (42235) Memnu Mın-taka.
1N( i (84695) Vatan Kurtaran Yahudi.
ÎPEK (44289) Tarzan Maymun A-dam.
LAl.E (43395) Memnu Mıntaka (Türkçe).
MELEK (40888) Denizlerin Sevgilisi (İkinci haf(a).
SUATPARK (83143) 1 — Klmsoaiz-Ur. 2 — Kalbim Senin.
R
A
D
Y
0
L
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara İzmir
44998 60536
91
2251
T
E
C Z A N E
EMİNÖNÜ: Sadullah (Eminönü)
— Yorgl (Küçükpazar) — Cemil (Beyazıt) — Arif Beşer (Alemdar)
BEYOĞLU ı Klnyoll (Merkez) — Sıhhat (Merkez) — Kemal Rebul (Taksim) — Fındıklı (Galata) — Tuna (Galata) — Asım Şişil (Şişil) — Nişantaşı (Şişil) — Hasköy (Has köy) — Yeni Turan (Kasımpaşa)
FATİlf: İbrahim Halli (Şehzade-başı) — Elem Pertev (Aksaray) — Yedlkule (Samntya) — Haindi Em-gen (Şehremini) — Ulupınar (Ka-ragümrük) — HÜaamcddln Gökon-gln (Fener)
EYÜP t Eyüp Sultan (Eyüp) BEÖİKTAŞı Vldın (Beşiktaş) — Yeni (OrtnkÖy) — Arnavutköy (Arnavutköy) — Merkez (Bebek) KADIKÖY: R. Muhtar (Kadıköy)
— Kızıltoprak — Göztepe — Bostancı — Selimiye (Üsküdar)
HEYBELİ ADA ı Halk
BÜYÜKADAı Halk
İZMİR» Yeni İzmir (Basmahane)
— Millet (Kemeraltı) — Tarlan (AİBarıcAk.) — Eşrofpuşn (Eşref-paşa) —. Karantina (Yalılar) ANKARA: Yeni — Yeni Şehir — Cebeci
A
R
İSTANBUL!
12 57 Açılış ve program. — 1800 Haberler, — 13.15 Hafif Öftle müziği. — 13 45 Şarkılar. — 14 20 Kadınlar Birliği atlına konuşma. — 14.30 Şarkılar ve türküler. — 14 15 Tanınmış balelerden valeler (pl). — 15.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Dana müziği (pl ). — 18.20 Şarkılar. — J0 00 Haberler. — 19.15 Kısa şehir haberleri. — 19,20 Caz müziftl. — 19.30 Saz eeerleri. — 19.45 Radyo Salon Orkestrası Konseri. — 20.15 Radyo gazeteni. — 20.30 Şiir saati. — 20.40 İstanbul Konservatuarı Türk Musikisi İcra Heyeti Konseri. —21.20 Aşk ve Tesadüf Cilvesi (Radyofonik Temsil), — 22.15 Operalardan melodiler, — 22.45 Haberler. — 23 00 Dana müziği (pl). — 23,30 Programlar ve kapanış.
ANKARA:
7.23 Açılış ve program. — 7.30 M.S Ayan. —
7.81 Neşeli müzik (pl.). — 7.45 Haberler. — 8 00 Çeşitli melodiler (pl.), — 8.25 Günün programı ve hava raporu. — 8 30 Mozart-MI Bemol Majör Triosu (pl ). — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12.30 M.8,Ayan. — 12 80 Şarkılar. — 18 00 Haberler. — 13.15 Melodiler
— 13.3ü öğle gazetesi. — 13.45 Tango, rumba,
konga vc sambalar (pl ). — 14.00 Hava raporu, akşam programı vo kapanış.
17.58 Açılış vo program. — 18.00 M S.Ayarı. — 18.00 Şarkılar. — 18 JO Konuşma: Çiftçilerle haşhaşa. •— 18.45 Caz Orkestralarından; Duke EUlngton (pl ). — 19.00 M.S.Ayarı vo haberler. — 19 15 Tarihten bir yaprak. — 19 20 Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızıkanı, Şef: lliHnn Künçer. — 20.00 Şarkılar. —
20.15 Radyo gazetesi. — 20 30 Serbest suat. — 20.35 Tarihi Türk Müziği, — 21 15 Konuşma: Hafin Araaı Sohbeti ıMuhip Dırıınan). — 21.30 Dans müzikleri (pl.). — 22.00 Konuşma: Kızılay Haftanı doln.visly-İe. — 22.15 E»lward Vlto arp çalıyor ıpl). — 29.30 KlAalk koz enerleri. — 22.45 M.8.Ayarı vo haberler —. 23.00 Program vo kapanış.
LONDRA:
0.45 Dinleyici İHtcklerl-KIAsik müSİk (45 dakika) (31.55 m ). — 7.3ü Vanasşa Leo'dcn şarkılar (30 dakika) (19 85 m ), — 8 30 Plaklarla İskoç havalan (30 dakika) (10.8Ö m.). — 11 30 Dinleyici Isteklori-KlAsik müzik (15 dakika) (19 85 m.). — 13.15 Piyanoda yarım naat (45 dakika) (16.84 m.). — 1130 B, B. C. Welsh Orkestraaı (30 dakika) (10.84 m.). -- 16.15 BBC Opera Orkestrası (1 saat) (10.81 m.). —21.00 Konser salonundan müzik (10.84 m,). — 23.00 Peggy Cohrane (16,84 m.).

olarak ambalâj edilmek üzere mahzenlere götürüldü. Her eser bilirkişiler tarafından kendine en uygun şekilde ambalâj edildi. Tabloların bir kısmı çerçeveleri İle sarılıp kasalara yerleştirildi. Bu sefer, 1914 tahliyesinde fazla büyük oldukları için müzede bırakılan eserler bile gidecek. Bazıları, Veronöse’ln “Kana düğünü,, veya David'in “Napolöon’un tahta çıkması,, gibi eserler madenî rülo. lara sarılıyor. Sarılması tehlikeli olabilecek Delacroix‘lar. Rubens’ler. Gd-rlcault’nun “Möduse Salı,, ve Vdro-nûsc’in 4X54 boyunda ve 9x74 enindeki “Simon’un ziyafeti,, isimli tablosu gibi 70 büyük eser çerçevelerinden indirllmlyerek götürülüyor. Bunların nakliyesi akıllara durgunluk veren bir maceradır. Yeryüzünde “Simon'un ziyafeti,, nl taşıyacak boyda kamyon bulunmadığından, tiyatro dekorlarını taşımaya yanyan 18 metrelik bir vagon kiralanıyor. Muazzam bir kamyona takılan bu vagon Paris sokaklarından geçerken, halk şaşakalıyor. Çoluk çocuk bunu görülmemiş bir cambazhane sanarak, bağıra çağıra peşine takılıyor.
•‘Möduse Salı,, nm geçirdiği macera da az buz değil. Kocaman eser kamyonun içine dikine yerleştirilip yola çıkıyor. Passy Metro köprüsüne vardığı zaman, altından geçemi-yeceğl görülüyor. Paris’te başka yol mu yok? Şoför Auteuil yolunu tutu-yor. Orada aynı mesele, kamyon köprünün altından geçemiyor. Gerisingeri Versailles’a iniliyor. Tam nefes alacakken zavallı şoför kasanın bu sefer de troleybüs tellerine takıldığını görüyor. Seyrüsefer duruyor. Halk birikiyor. Umumî bir danışmadan sonra, troleybüs kaldırmaktan başka çare anlaşılıyor. Elektrikçiler teller indiriliyor ve batan
gemisinin salla kurtulan mürettebatı bu fırtınayı da böyle atlatmış oluyor.
Marquise de Pompadour’un seyahati ise kendine lâyık konforlu bir seyahat? La Tour’un XV. İnci Louls’-nin gözdesini tasvir eden bu tablosunun pastel boyalan sarsıntıdan dökülür korkuslyle, kamyonun yan duvarlanna kolanlar gerilmiş, üstü güzelce kapitone edilip tablo üzerine yatırılmıştır. Böylece nazlı markiz hamakta yatar gibi sallana sallana Paris’ten çıktı»
En gtlç ve en hazin çıkış Samotra-ce Zaferinin Louvre’den ayrılmasıdır. 2,5 ton ağırlığında bu muazzam ve çok nazik mermeri zedelemeden teposlndo bulunduğu merdivenden a-şağıya indirmek için, tahtadan meyilli satıhlar, vinçler kurulmuştu. Halk Louvre'un kapılarına birikmiş, büyük bir sessizlik, sonsuz bir üzüntü İle sembolik heykelin battaniyelere sanlı olnrak gidişini seyrediyordu. Bu gidiş İyiye alâmet değildi.
Bir ay içinde Louvre tamamiyle boşaltılmış oldu. Dünyanın en büyük sanat hâzinesi tanı 6.356 kasa halinde 300 kamyon taşındı.
Hedef olarak Nehri boyunca
şatolardı. O zamanlan Maglnot hattının aşılmaz bir kale olduğu kanaati herkeste hâkimdi, Lolre kıyılan tamamen mahfuz ve emniyetli sayılıyordu. Bu şatolar arasında Château do Chambord merkez olarak seçilmişti, Bütün koleksiyonlar oraya götürülüp Chambord’dan başka şatolara dağıtılıyordu.
Tarihî Lolre şatolan, Louvre gibi bir sarayda oturmaya alışmış sanat eserleri için ideal bir ikametgâhtı diyeceksiniz. Hiç de değil! Şatoların çoğu ısıtılmış değildi. Halbuki resimlerin iyi muhafazası ancak ılık bir iklimde mümkündür. Bu sebeple tahliyeden bir sene evvel Chanıbord şatosuna kalorifer konmuş ve asırlardan beri ateş görmemiş muazzam salonlar Öncedon ısıtılmıştı. Sonra ışık meselesi de düşünülmüş. Tabloların renkleri uzun zaman karanlıkta kalıp da bozulmasın diye, gelir gelmez kasalar açılmış ve resimler şatoların en aydınlık odalarına asılmıştı. Yer darlığından dolayı betli salonlara asılan tablolar görmesin diye, vantllâtör ve hava tertibatı kurulmuştu.
1939 . 40 kışı rahat geçti, gündüz resimler arasında
müze müdürü ve mütehassısları bir çok araştırmalar yapmak fırsatım
Bay Ulubut sabah uyanıp da şehri tekrar karla örtülmüş görünce ellerini uğuşturdu. Fakat bu. soğuktan değildi. Odun ve kömürünü kiraz mevsiminde tedarik etmiş, tedbirli, ananelere sadık bir adam sıfatlyle evi hamam gibi i-dl, Ellerini memnuniyetinden u-ğuşturuyordu.
Bay Ulubut kayakçı mıydı? Hayır. Şair veya kömürcü? Hayır. O sadece kasaptı ve:
— Kar yağınca yollar kapanır. Vakıa daha dün mecliste yemin ettik amma ne yapalım, elimizde olmayan sebepler ortaya çıkıyor. YLne fiyatları arttırırız.
Diye düşünüyordu. Bir müddet zihnen hesaplar yaptı, sonra, henüz uyanmamış eşine seslendi:
— Tombul kalk da kahvaltı edelim. Erken gideceğim.
Kasap karısı sıfatına olduğu kadar soyadının haşmetine de uygun yapılı bayan Ulubut:
— Hain, dedi, kalkmıyacağım
işte!... On beş gündür vadettiğln kürkü alana kadar da kalkmıya-cağım. yemek de yemlyeceğim... Açlık grevi yapacağım.
Ve cilveli olmasına gayret ettiği bir hareketle yüzünü duvara döndü. Karyolanın yaylan, et fiyatları karşısında biçare müşteriler gibi inlediler.
— Aman etme nazlı kuzum. Ben seni bu hale getirene kadar ı.e masraflar ettim, nazik vücuduna yazık değil mi ? Senin istediğin kürk manto olsun, vallah da alırım. bülah da alırım.
Nazlı kuzu meledi:
— İnanmam, yalancı, senin yeminlerine inanmam... Git, kendi kendine kahvaltı et...
Ve hıçkırmaya başladı. Bay U-lubut çekişmekten korkmazdı. Fakat göz yaşlarına tahammülü yoktu. Bir şeyler mırıldanarak yatak odasından çıktı, yemek odasına gitti. Orada, oğlu vardı. Sofraya oturmuş, kahvaltıya başlamıştı. Babasını görtlnce. elindeki dilimi bırakarak kalktı:
— Gidiyor musun, daha mektebe yarım saat var?
Çocukta cevap yok. Ulubut kaşlarım çatlı
— Ne o. dilini mİ yuttun? Cevap versene.
— Ben sana dargınım baba!
Çocuk bu sözleri öyle saf bir e-da ile söylemişti ki, Ulubut’un kalbi yumuşadı:
— Neye dargınsın benim yavrum. bir dediğini iki mi ettik. Bir şey istedin de almadık mı ?
— Hani ya bisiklet?
— Alacağım, oğlum. Hele yaz gelsin. Bu karda kıyamette bisikleti ne yapacaksın?.. Havalar düzelsin». alacağım.» Sana bu can feda olsun!
— Baba, böyle söyleme.
— Neden oğlum?
— Biz Karaman Oğullarındanız değil mi?
— Elhamdülillâh.. Ne var kİ.
— Tarih öğretmenimiz anlattı. Karaman Oğullan göğüslerine kuşlar saklar, Osman Oğullarına: “Bu can sana feda olsun,, diye el basıp yemin ederler, sonra kuşlan koyuverip yine oyunlarına devam ederlermiş.
Bay Ulubut cevap verecek oldu. Veremedi. Sadece:
— Sen de Karaman Oğullarından değil inisin, neden lüyorsun ?
Dedi. Küçük Ali;
— Boşuna zahmete söylüyorum. Dedi ve çıktı.
Ulubut yine yalnız metçlye seslendi:
— Kız Ayşe, çayımı getir.
Ayşe, çayı getirdi. Sesini çıkarmadan efendisinin önüne koydu. Çıkmağa hazırlandı. Bay Ulubutun canı sıkılmıştı. Sabah sabah lâf edecek birini arıyordu:
— Kız, dedi, nereye gidiyorsun? Ayşe mftnalı mânah baktı:
— Söküklerim var bay, dedi, onları tamamlıyacağım. Giyecek bir şey kalmadı üstümde.
— Kız, dedik ya, Yerli Mallardan pazen alacağız sana. Bitmiş, yakında gelecekmiş.
— Orada bitti ise başka yerde yok mu? Bltİşiktekiler Gültere almış. Beş on kuruş daha pahalı İmiş amma, varmış.
Ulubut pahalılık aleyhinde olduğunu, vesika taraftarı bulunduğunu 6Öyllyecekti. IJtkin bu, prensiplerine uygun düşmlyecektl. Hem Ayşe, dinlemeden çıkıp gitmişti bile. Nerde ise patlıyacaktı. Hepsi, karısı, oğlu, hizmetçisi o-na nankörlük ediyorlardı. O. binlerce halkın lânetinı Üzerine kimin için çekiyordu? Onlar için değil mi? İşte nasıl mukabele görüyordu. Zaten insanlar böyledir. Bay Ulubut’un aklına, birdenbire aşağıda. küçük ahırdaki sığır geldi. Oraya indi. Sığır, onu görünce ürktü, ahırın köşesine seğirtti. U-lubut:
— Ne o? Diye yaklaştı, sen de m! kaçıyorsun?
Sığır sesini çıkarmadı, yaklaştı, pembe ağzını Sonra, birdenbire aklına
gelmiş gibi, dudaklarını açarak, dikkatle baktı ve alaylı:
— Senin dişlerin bozuluyor galiba, bir diş doktoruna götüreyim.
O zaman, hikmeti hüda, sığır dLle geldi ve:
— Teşekkür ederim bay, amma dişlerim sağlam, çürük filân yok.. Diyerek hazin hazin ağlamağa başladı.
— Ne ağlıyorsun sanki? O güzel gözlerine yazık değil mi 7
— Gözlerim o kadar hoşuna gidiyorsa, bırak da manda gözü olsun, otlarken geçen trenlere bakabileyim... Amma sana inan olmaz, diş bahanesiyle beni götürüp dişlerimi söktüreceksin, sonra da yaşından fazladır diye kestireceksin, değil mi?
Ulubut hayvanın bu sözlerine hayretler ediyordu. Onu teskine çalıştı:
— Vallah, blllah yapmam.. İnan olsun...
Fakat sığır, sözlerini bitirmesine müsaade etmedi. Can hevliyle dört yanına çifteler salarken, böğürtüyordu:
— Sen git de o yeminleri başkalarına et. yoksa kendini yine heyet huzurunda mı sandın*
Ulubut okşadı, bir şey
tellerini olmadığı getirtilip Möduse
buldular. koleksiyonları tarih ve kıymet sırasına göre bir daha dizdiler. Bir bombardıman olursa, bütün bir ekol ortadan kaybolmasın diye, aynı ekole ait resimler birbirinden ayrıldı. Böylece mayıs 1940 a kadar olan zaman hayırlı bir ilim faaliyeti İçinde geçti.
Yıldırım Harbi gelip çatınca, Paris düşüp Almanlar dalga dalga Fransa üzerine yayılınca, Lclre şatolarında telâş boşgösterdl. Şimaldeki sanat eserlerini kurtarmak, karargâhı kaldırıp daha cenuba inmek icap ediyordu. Vakit dar, Fransa yollan İse milyonlarca göçmen ile doluydu. Binbir itina ile hedefine sağ salim getirilen hazîneyi bu ana baba günlerinde bir daha yola çıkarmak akıl kârı görünmüyordu, ön safta çarpışan komutanlar gibi müze koleksiyon müdürleri âni kararlar almak zorunda kaldılar. Kimi tehlikeyi göze alıp yollara düştü, kİ. mi olduğu yerde kaldı. Mısır koleksiyonunun mesul müdürü genç bir kadın
sefori İle taşraya
seçilen yerler Lolrc bulunan eski tarihî
kasalardan çıkarılmamış olan btl-
Paris halkının, kurtuluşa bir sembol saydıkları meşhur "Snmothraca Zaferi,,
ru tuza rar sıcak
Gece yaşıyan
tün Mısır eserlerin! nakletmeye muvaffak oldu. 17 hazirana kadar 8500 tablo bir daha ambalâj edilip yola koyuldu, Fransa halkının o misil görülmemiş hicretini paylaşan millî sanat hâzinesini Allah mı korudu? Fra Angelico, Mıırillo ve VeronAsc’ln resimlerini, vakit kalmadığı için ambalajsız taşıyan kamyon, çamura saplanıp bir aralık devrilecek gibi oldu. 50 kilometre Ötedeki düşmandan can vo malını kurtarmak için can hevliyle koşudan halk durdu, el
uzattı ve kamyon yoluna devam edebildi.
Almanlar Paris’e girdikleri zaman, Louvre’u açmBk emrini verdiler. Louvre açıldı, fakat içi bomboştu.
işgal senelerinde İse hâzineyi düşman eline geçmekten ancak bir diplomasi harbi kurtarabildi. Almanlar müttefik bombardımanlarını ileri sürerek, icabında “Doğuda bir yere, nakledilmek üzere koleksiyonun tekrar Paris’e alınmasını teklif ettiler. Vichy Eğitim Bakanlığı bu teklifi destekledi. Jaujard bin dereden su getirerek bu plânın gerçekleşmesine engel oldu. Almanların bir çok mübadele teklifleri do aynı şekilde suya düştü. Hâzinenin bulunduğu yerler bombardıman edilmesin diye, etraftaki tarla ve çimenlere beyaz harflerle üzerinde “Louvre müzesi,, yazılmış kocaman yaftalar kondu. Jaujard Vichy Eğitim Bakanlığından müttefiklere koleksiyonların bulunduğu yerlerin bildirilmesini istedi. Bu yapılmayınca. zaten mukavemet hareketi ile temasta bulunan müze müdürleri Londra Hür Fransız radyosu vasıtaslyle müttefiklere mesajlar göndermek yolunu buldular. Londra radyosu birdenbire “Van Dyck Fra-gonard’a teşekkür eder,, veya “Jo-kond hâlâ tebessüm ediyor,, gibi üstü kapalı şifreler yayınlamaya başladı. Böylece hicret ve İşgalden kurtulduktan sonra, sanat hâzinesi bombardımanlardan da korunmuş oldu.
Normandie çıkışından biraz evvel şimaldeki sanat şehirleri de tamamen boşaltıldı. Rouc de Chartres’da kilise camlarına varıncaya kadar kıymetli ne varsa müze eserlerinin bulunduğu yerlere taşındı. Almanlar Fransadan çekilirken, mukavemet hareketinde çalışan bazı unsurları barındırdıkları için depoların bir kaç tanesini ateşe vermek teşebbüsünde bulundukları halde, yangın söndürüldü ve eserlere bir şey olmadı.
Hepmiz Reynaud’nun “Fransayı ancak bir mucize kurtarabilir,, sözünü hatırlarız. Fransa halkı ile bütün tarafsız dünya bu mucizeyi bekliyordu. Büyük mucize olmadı. Fakat Louvre hâzinesinin, koca memleketleri çöle çeviren bu fırtınadan hiç bir zayiat vermeden kurtulması bir mucize değil de nedir?
14 haziran 1946 günü eserler Louvre’a döndü. Başta Sonıotrace Zaferi olmak üzere muuzzam kamyonlar bir duha sarayın kapısına dayandı. Zafer kasalardan çıkarılıp merdiven başındaki yerini aldıktan sonra, sıra İle bütün tablolar, hey-kellor yerlerine yerleştirildi. Parla halkı bu sembolik dönüşü sevinç çığlıkları ile karşıladı, bayram yaptı. Böylece cihan tarihinde misli görülmemiş bir mecara sona ermiş oldu*
Sayfa 6
SIEMENS
SIEMENS
FoloğraHor RADYO HAFTASI Mecmuosından alınmıştır
Alman Radyoları
Bankalar Caddesi
PASAJI
çok zengin bir kadın ŞAPKA ile salonlarını açmış bulun-
ŞAPKA MÜTEHASSISI
M 0 D EV
GALATASARAY AZNAVUR
No. 15, Kat 3
BEYOĞLU
M 0 D
Avrupanın ve bilhassa Parisln en yüksek moda salonlarından büyük bir itina ile seçilmiş koleksiyonu maktadır.
KADIN
Sarıkamış Belediyesi
Elektrik İşletmesinden:
1 — Sarıkamış Belediyesi için 120 - 130 HP, İlk bir adet Elektrojen gurupu ve tevzi tablosu İle ilgili malzemesi birlikte alınacaktır.
2 — Altın İşi 4768 sayılı kanun yönetmeliğinin 2. ve 4. üncü maddeleri hükümlerine göre yapılacaktır.
3 — Elektrojen gurupuna ait fenni ve hususî şartnameler bedelsiz olarak Sarıkamış Elektrik İşletmesi Muhasebesinden ve Ankara - İstanbul Belediyelerinden alınabilir.
4 — Fiyat teklif mektuplarının 17/11/1950 tarihinden bir gün evvel teminat mektuplarlyle birlikte Sarıkamış Belediye Başkanlığına gelmiş olması şarttır. Postadaki gecikmeler nazara alınmaz.
5 — Bu İşe ait bilcümle Devlet ve Belediye vergi ve resimleri noter ve harç masrafları ve bunların zamlan müteahhidine alt olacaktır. (14425).
Taşköprü Belediyesi Başkanlığından:
1 — Belediyemiz un değirmeninin Islâhı İçin 110 santim kutrunda iki çift Foça veyahut Avrupa değirmen taşı pazarlıkla satın slınacAktır.
2 — Keza belediye un değirmeni İçin 30 beygir takatinde 220 voltluk mütenavlp cereyanlı bir elektrik motörü pazarlıkla alınacaktır.
3 — Taş ve motör tncboîu İskete teslimi alınacaktır. Taliplerin bu husustaki teklif ve şeraitlerini 16.11.1950 perşembe günü saat 14 e kadar belediye komisyonuna bildirmeleri ilân olunur.
Taşköprü Belediyesi Başkanlığından:
Belediyemiz İtfaiyesi için 200 metre 19 20 telli 110 kutrunda verici keten hortum ile 17 santimlik 3 erden 6 metre tulünde 2 parça telli alıcı hortum pazarlıkla alınacaktır. Verici hortumlar 25 er metre kesilerek 110 kutrunda lâstikll rekorlara bağlanacaktır.
Taliplerin örnek ve teklif şartlarını 16.11.1050 günü saat 14 e kadar belediye komisyonuna bildirmeleri İlân olunur.
Taşköprü Belediyesi Başkanlığından:
Belediyemiz itfaiyesinin takviyesi için 3 veya 4 tonluk depolu bir adet itfaiye arazoz makinesi alınacaktır. Talip firmaların cins evsaf ve şeraitlerini gösterir tekliflerinle 16.11.1950 günü saat 14 e kadar belediye komisyonuna bildirmeleri lüzumu İlân olunur. (14726)
ÇOCUK MAMASI
ÇOCUĞUNUZUN SUT ANNESİDİR.
MİNERVA
Dikiş Makineleri
BULM
Pırlantalı ve bilezikler, cep var ve masa nin en son çeşitleri, zarif zip çiçekler ve her nevi mücevherat. Singer Saat Mağazaları, Eminönü No. 8. İstanbul.
elmaslı kol. d»ı-saatlerl-ve zengin ve ca-
Ulmann son tabı komple satılıktır. Sabahlan 9 a kadar 43418 e telefon edilmesi.
Soldan «nfıı;
1 — Bir memba suyumuz. 2 — Çanakkale viJAvetlnln bir koruıAinda o-turan; İdam et. 3 — Muharebe nn-kari (mürekkep kelime) 4 — Tasfiye; Sahip 6 — GnyrJ narinin gayrisi: İyi. 6 — Hayvan yuvası; Evçtin kabam; Torsl engel. 7 — Beceriklilik: Bir harfin okunuşu. 8 — Tersi Hukuku Beşer Beyannamemi müellifi; Alt. 9 — Ter.nl çok tatlıdır; Bir bayan okuyucumuzun «oya di. 10 — Hatırdan çıkaramamak.
Yukarıdan anufı:
1 — Para mahfazası memlu dkl kelime); Noksanlaş: Bir ay. 3 — Tersi taklip; Dörtte bir 4 — En yakınımız; Yabancı. 5 — Çeken: Tren yolu; Sert edatı. fi — Bilgin ler; Teral aarhoşun yemeği. 7 — iştira vasıtanı; Dikkat. 8 — Aklın dümenidir; Kendine bend el ineklik 9 — Bir harfin okunuşu; Açıklama. MA but. 10 — Bozukluk
DÜNKt- Bl'LMACANIN HALLİ
Soldun «afta:
1 — Müzayedcrl. 2 — üreyin: Cin
8 — Zekflvet; La. 4 — Amin; Ze-hab. 5 — Kya; Ur. fi — Aşamıyan. 7 — Abaznn: La. 8 — Elim; Babalı.
9 — Ce; Ati; Ava. 10 — İtirazı yok
Yukarıdan aşa#ı:
1 — Müzakereci. 2 — üremo; A-let. 3 — Zeki rabi> 4 — Ayan; Şamar. 8 — Yİv; Daz; Ta. fi — Ener.; Mariz. 7 — Terane. 8 — Huy; Bay. 9 — CilA.; Oyala ]n — İcabına bak.
Beyoğlu 4 üncü Sulh Hukuk Yargıçlığından 949/574
Yako tarafından Ester Vasll vesaire aleyhlerine açılan taksim dâvasının yargılamasında:
Hasköy eski Kiremitçi Mehmet Çelebi, yeni Keçeci Piri Mahallesi Hasköy Caddesi eski 80 yeni 12 kapı sayılı yerde İkamet ettiği bildirilen Londozini oftlu Vasilin gönderilen davetiyeye verilen meşruhat ve zabıtaca yapılan tahkikat neticesinde ikametgâhı bulunamadığından llânen tebligat icrasına karar verilmekle muhakeme günü olan 23.11.1950 saat 9.30 da duruşmada hazır bulunmanız veyıı bir vekil göndermeniz tebligat makamına kaim olmak Üzere ilân olunur. (14913)
MİNERVA
Dikiş Makineleri
PİLLİ RADYOLARIDIR
İTm:»T* aböülkadIr memIşoğlu JSTAN0UL
Katırcıoğlu Han ULtriJN ^26918
CİLDİNİZ ÇAMAŞIR DEĞİLDİR
Beyaz sabun yerine
PURO
TUVALET SABUNUNU RUHANİNİZ 1 lOO.dtJOO Solar. j
■ Ucuz Fiyatla ■
ACELE SATILIK AMERİKAN STtL
MÖBLELİ APARTMAN
Kaloriferli, sıcak auiu, A-merlkan atili döşeli, konforlu İki daireli apartman eşyası satılmak »uretlyle devredilecektir. Görmek Istlyenlerln Galatasaray. Yenlçarşı, Gelir Apt. 9 No. ya 17 den 19 a kadar müracaatları.
OAıG 1Cmw(OCN(Taml
Tanınmış Kadın Berberi
M I N A
1/11/1950 den İtibaren Konak Kadın Berber Salonunu terkederek
A R I S T O K L I S
Kadın Berber Salonunda bulunduğunu, sayın müşterilerine İlân eder.
Firmamızın tıbbî ve diş tababeti clhazlan İle, bundan böyle devamlı olarak getirteceğimi!
MINERVfi
MELOPHON
M E 0 P T A
marka
marka
sinema
dikiş makineleri,
radyolan,
ve fotogTaf makineleri
teşhir ve satışının
GALATA, RIHTIM CADDE Sî. T AHİR HAN
altındaki yeni mağazamızda (Teli 49449) yapıldığını sayın müşterilerimize arredertB.
MEHMET KAVALA
MÜESSESESÎ
DEVLET DEMİRYOLLARI HANLARI
YÜN KEÇE ALINACAK
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satmalma Komisyonundan :
1 — Muhtelif ebatta 1000 metre murabbaı (takriben 2733 kilo) yün keçe kapalı zarf usullyle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 24642 lira olup muvakkat teminatı 1848 Hra 15 kuruştur.
8 — Şartnameler komisyondan parasız olarak dafîıtılmak-tadrr.
4 — Eksiltme 16 kasım 1950 perşembe günü saat 11 de Haydarpaşa Gar Binası dahilindeki Haydarpaşa Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat 10 a kadar makbuz mukabilinde komisyona verilmesi veyahut muayyen olan saatten evvel ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta ile gönderilmesi. (14761)
Çinko levha alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa
Satınalma Komisyonundan :
1 — 3160 Kilo 14 No. çinko levha açık eksiltme ile satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 5214 lira olup mııvakakt teminatı 391 Hra 5 kuruştur.
3 — Buna alt şartname, Komisyonda parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme, 13 kasım 1950 pazartesi günü saat 10,45 te
Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satmalına Komisyonunda yapılacağından, arzu edenlerin vaktinde Komisyonda hazır bulunmaları. (14640)

Comments (0)