10 Aralık 1949
Cumartesi
SİYASÎ’ İKTİSADÎ
Sayı 10
10 Kuru
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8
Posta Kutusu 2100 - Beyoğlu
Abono; Türkiye için seneliği attı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır Hariç memleketler İki mislidir

POLİTİKA
- 97X11/1949 —
y
PAKİSTAN Birliği Başkanı Hâlikuzzaman, Orta Doğuda yaptığı seyahatten dönüşünde “Arap
İngiliz himayesi altında bir teşekkül olarak tavsif ettikten sonra, bunun yerine bir “Müslü-manlar Birliği" nin ikame edilmesi lüzumu üzerinde durmuştur. Pâkî devlet adamına göre, böyle bir birlik- İktisadî menfaatlerden ziyâde din akidesine dayanmalıdır. Buna, meselâ, “fSlâmistan ismini vermek kabildir.
Böyle bir birlik meydana getirilecek olursa, o zaman, Arap olsun olmasın, her müslüman millet, buna dahil olabilecektir.
Bu teklifiyle, Hâlikuzzaman, bir müslümanlar ve miislümanhk politikasına taraftar görünmekte ve bunu beynelmilel politikanın unsur ve mesnetlerinden biri kılmak istemektedir. Pâkistan ba-k nından böyle bir tasavvur, ta-mamiyle normaldir. Çünkü Pâkistan Devleti, millet ve milliyet esası üzerine değil, din esası üzerine kurulmuş bir devlettir. Bir devlet ve camianın kuruluş temeli din oldu mu, elbette ki, beynelmilel politikası da aynı temele dayanmak istiyecektir. Kısacası, Hâlikuzzaman, “ümmet” mefhumuna dayanarak konuşmuş bulunuyor. Ve Islâm ümmetinden olan bütün memleketlerin İslâmistan Birliğine ve bunun hem hayat felsefesine, hem de muayyen hatlar üzerinde yürütülmesi lâzım gelecek olan tesanüt politikasına tâbi olmalarını istiyor.
Ki, aynı şeyi Yahudilerin yapması neticesinde. Sionizm doğmuştur. Ve aynı şeyi hıristiyanlar yaptığı takdirde, bütün kiliselerin Papalık makamına itaat ederek kendi hıristiyan birliklerini, yani, İslâmistan ve Yehudistan’-dan sonra, Hıristiyanistan’ı kurmaları lâzım gelecektir
Kalıyor Asyanın Hindu, yahut Budist camiaları...
Acaba bu, bizi, ileri bir dünyaya ve birbirini anlıyan camialardan ibaret bir insanlığa mı götürecektir?
Hiç zannetmiyoruz. Çünkü ha bir memleketteki ekseriyet, hayatı kendi dinine göre tanzim ederek ötekilerini birer sığıntı durumuna sokmuş ve rahatsız etmiş, ha, aynı şey beynelmilel ölçüde yapılarak, ve modern haçlı seferlerinin esasları ortaya konarak, akideler birbirini rahatsız etmiş; arada, hiç fark yoktur.
Ve bu. öyle bir zamanda teklif edilmektedir ki, bir hıristiyan devletinin reisi bulunan Truman, memleketinin bütün istihsal ve servetini seferber ederek, “Dördüncü Madde” ile, hangi dinî akidenin yahut milli bayrağın mensubu olursa olsunlar, bütün geri memleketlerin imdadına yetişmek istemektedir.
Keza, bu, öyle bir zamanda teklif edilmektedir ki, şuur ve idrakiyle Birlenmiş Milletlerin seviyeli bir âzası olmasını istiyen her memleket, ırk, din ve milliyet esaslarından, ayırıcı ve düşman edici politikalar çıkarmamayı taahhüt eylemektedir.
Bunlardan başka da, Islâmis-tan’a dahil olanlar ne yapacaktır, bilemeyiz ama, “Arap Birliği” ne dahil olanların ne dereceye kadar vahdet gösterdiğini ve bu vahdetin bir İsrail karşısında ne nispette iş gördüğünü, mükemmel bilmekteyiz. Nasıl ki, bütün İslâm dünyası adına vaktiyle konuşmuş olan "Hilâfet” müessesesinin davetine Birinci Cihan Harbinde verilmiş olan cevaptan da haberdar bulunmaktayız.
Bizce, müslümanları, en iyi birleştirecek olan âmillerin başında, ilme inanmak, teknik işleri başarmak, geri fikirlerden kurtulmak ve fikir hürriyeti bahsinde, hıristiyan dünyasından daha ileride yürümek gelir. Bizler, birbirimizle, ancak kendi elimizle yaratacağımız bir medeniyetin avlusunda buluşabiliriz. Gayemiz, İslâmistan değil, Medeniye-tistân olmalıdır. O zaman, zaten, başlarımız yukarıda olarak yaşanz.
Fakat bu söz ve bu emir, ifade edilmiştir: Gazi Mustafa Kemal tarafından!
Birliği" ni,


■ A
A
21
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis odon : H'ABİB EDİB TÖREHAN
Doğu Almanları, Berline
yürümeye hazırlanıyorlar
600 bin kişilik gençlik teşkilâtının hareketini Komünist Alman Hükümeti destekliyor
T
tutanlar; Komünist Otto
Stalinc hizmet ederek Doğu Almanyayı ellerinde Grottevvohl ile Wilhelm Pieck
Berlin 9 (A.A.) (Arp) — Ingiliz müsaadesi ile çıkan '‘Telgraf., gazetesinin bugün bildirdiğine göre, komünist kontrolündeki Hür Alman Gençliğe teşekkülüne mensup 600.000 üye millî bir kalkınma işareti olarak “Pen-tecote,, bayramında Berline yürümeye hasırlanmaktadırlar.
Gazete, Duğu Almanya Başbakan Yardımcısı Walter Ulbrıcht’in teşkilât üyelerine hareket için icap eden meblâğın ve büyük sayıda sıklet ve Üniformanın ğini bildirmektedir.
Bu haberi başka bir etmemiştir.
bisiklet, moto-temin edllece-
kaynak teyid


İlânlar: 6 ncı sayfada santimet resi 2 liradır. İlânlardan hiç* bir mos’uliyet kabul edilmez
Telefon 44756 44757 Santral
Telgraf Adresi : Hetlo. Istan bul
Çin meselesinin
Jessup, Sovyetlerin komünist Çinden elde ettikleri inhisarı açıklamalarını istedi
Flushing Meadows; 9 A. A. (USİSı
Bugün Birle^ml^ Milletler Genel Ku-rulunda beyanatta bulunan Amerikan delegesi Jessup, Sovyetler Birliğini komünist Çinlilerle yaptığı anlaşma hükümlerini ve Mançurı’deki kaynakları işletmek için aktettiği “inhisar,, mukavelesini açığa vurmağa davet etmiştir. w
Jessup bu dâvetini. Birleşmiş Milletler Genel Kumlu Çin Milletinin her türlü yabancı kontrol veya hâkimiyetten kurtulmak hakkını tanıyan ve bütün devletleri Çinde nüfuz sahaları tesis etmekten vazgeçmeğe davet eden karar suretini görüşürken yapmıştır
Çekler, firarı önlemek için hududu telliyorlar
Ayrıca projektörlerle makineli tüfeklerle mücehhez kuleler yapıyorlar
Londra 10 iYİRS) — Çekoslovakya içişleri Bakanlığından öğrenildiğine göre. Çek Hükümeti, Avusturya - Çekoslovakya hududu boyunca 3 sıra dikenli tel mânlaları yerleştirmektedir. Bu hatlar boyunca, makineli tüfekler ve projektörlerle mücehhez kuleler dikilmektedir. Bratislavadan hazırlanan bu ın An ta) ar, Çek lerinin hududu geçmelerini gayesiyle yerleştirilmektedir.
Macaristan da bir müddet vıısturya hududuna aynı şekilde tel örgü duyan çekmişti.
Macaristan - Avusturya hududu, kesif mayin tarlatan yüzünden bir mezarlık halini almış bulunmaktadır.
Amerikanın 1950-1951 bütçesi
Yeni yıl bütçesi 45 milyar dolar civarında
Washington 9 (A.A.) (Afp) — Bir kaç gündenberi Key W es t’te Truman ve mesai arkadaşları 1950-1951 mali yılı Amerikan bütçesini hazırlamak için mühim bir konferans akdetmektedirler. Trumon’ın bu mali sene esnasında askeri masrafları 15 ten 13 milyar dolam indirmek kararının önemine işaret etmektedirler.
Yine bu çevreler, Koy West’te alınan kararların yalnız Birleşik Amerikanın dahilî vaziyete değil, aynı zamanda askerî hazırlık, dışarıya yardım ve umumiyetle harici münasebetler üzerine de derin ve münakaşa e-dilmez inikasları olduğunu ilâve etmektedirler.
Yetkili müşahitler. Truman’ın herhangi bir karar almadan bunun şu hususlar üzerindeki tesirim nazarı itibare almakta olduğunu tahmin etmektedirler:
1 — Bir bütün olarak milletin İktisadî refahı,
2 — Kısa ve uzun vAdeli olarak Birleşik Amerika savunmasına tesiri,
3 — 1950 kasımında yapılacak kısmi seçimler sebebiyle bu tedbirlerin memlekette kazanacağı rağbet,
4 — Batılı milletler topluluğu,
5 — Bu kararların Sovyetler tarafından muhtemel tefsiri.
Ayni müşahitlere göre, bunun içindir ki, 1950 bütçesinin hazırlanması Birleşik Amerika tarihinde en önemli ve en nazik bir hâdisedir ve Key West Konferansı milletlerarası sahada büyük Inıkâslar meydana getirecektir.
Yarı resmi tahminlere göre 1950-1951 Birleşik Amerika bütçesi 45 milyar dolar civarında olacaktır.

Pâkistan “islâmistan,, fikrini ortaya atıyor
Hâkimler Kanununun ilk
müzakeresi sona erdi
par-bun-ümi-mu-
“Tahrif,, kelimesini ederim. Zaptın tek bir tarafımdan değiştirilme-
huzurunuzda vuku bul-
Hata
Adalet Bakanı ile S. Tekelioğlu arasındaki münakaşa istisna edilirse müzakereler sakin geçti
Ankara 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Büyük Millet Meclisinin bugünkü toplantısında ekseriyet tisi muhalefetin haklı tenkitlerine dan böyle anlayış gösterileceği dini veren bir vaziyet takınmış,
halefet de buna uyarak gayet mutedil konuşmuştur.
Sertlik İfade eden tek hâdise, aynı partiden olan Sinan Tekelioğlu ile Adalet Bakanı arasında cereyan etti.
Gündeme geçilmeden önce Seyhan milletvekili Tekelioğlu, gündem dışı söz aldı. Geçen hafta, Adalet Bakanı ile arasındaki münakaşanın Meclis zaptına tahrif edilerek kendisini mü-tearrız gösterir şekilde geçirildiğini söyledi ve bunun başkan tarafından tashih edilmesini istedi.
Adalet Bakanı sahibine iade kelimesi dahi m iştir.
Konuşmam
muş ve matbuatta çıkmıştır, varsa, zabıt tutulurken yapılmış olabilir», dedi.
Başkan, tabı esnasında hata yapılmışsa düzeltileceğini temin ederek münakaşayı kapadı.
Hâkimler Kanununun bugünkü birinci müzakeresinde maddelerin çoğu itirazsız kabul edildi. Yargıç adaylarının; mahkemelerin yalnız karar safhalarında değil, fakat bütün heyet müzakerelerinde bulundurulmaları hakkında Demokrat Parti milletvekillerinden Salaınon Adatto’nun teklifi ile Muğla milletvekili Necati Erdemin (bağımsızı ayırma komisyonuna katılacak yargıtay üyelerinin Bakan tarafından tâyin edilmiyerek kura ile
ayrılması ve yargıç yardımcılarının Herek tadiller yapıldı, ayırma komisyonu kararları aleyhine itiraz edebilmelerine dair teklifleri Hükümetin ve Adalet komisyonunun tasvibi ile kabul edildi.
Birinci müzakeresi bitirilen değişiklik tasarısının ihtiva ettiği yeni hükümlere göre Hukuk mezunlan; A-dalet Bakanı tarafından yargıç adaylığına tâyin olunacak, fakat tâyinde bugüne kadar olduğu gibi müracaat sırasına değil. Hukuk tahsiline ait diploma derecesine bakılarak iyi dereceliler. orta derecelilere ve pek iyi dereceliler, hepsine; derecede eşitlik halinde İse Önce müracaat edenler sonrakilere tercih edilecektir.
Kadro dolayıslyle yargıç yardımcılığına tâyin edilememiş olanlara Bakanlıkça lüzum görülen yerlerde İcra memurluğu, sorgu yargıçlığı ve Cumhuriyet savcı yardımcılığı vazifeleri gördürülebilecektir.
Yargıçların terfi müddeti eskiden olduğu gibi iki senedir. Terfi listeleri Bakanlıkça hazırlanarak her senenin nisan, ağustos ve aralık aylarının son günlerinde Resmi Gazete ile İlân edilecektir.
Yargıç sayılmalarına rağmen teminatlı olmayan Cumhuriyet savcılarının memuriyet yerleri Bakanlık tarafından değiştirilebilecektir. Açıkta kalan yargıç, kendisine yapılan üçüncü teklifi de kabul etmezse, istifa etmiş sayılacaktır.
Üç defa yer değiştirme veya derece indirme cezasına çarpılan yargıç* meslekten çıkarılacaktır.
Bundan böyle yargıçlıkta 100 lira asli maaşa terfi etmek çaktır.
Daha sonra Hukuk kemeleri hakkındaki
maddelerinin değiştirilmesine kanun tasarısının müzakeresine geçi-
mümkün ola-
Usulü Muha-kanunun bazı dair
kalan maksat
• V
Karabük fabrikasının
ve Çelik Fabrika-
izahatta mütehas-şekilde belirtmiş-
— Kömür maliyetinin düşürülmesi.
— Nakliye fiyatlarının indirilmesi, fiyatların yüksek oluşu yüzünden yüksek fırın muattal bir halde
Hâlikuzzaman, Arap Birliğini tenkidle müslümanları birliğe davet ediyor

Pakistan Umumi Valisi Elhaç Kvaja Naıimuddi
matnamesini takdim
--------in, Türkiye B. Elçisinin iti-ettiği merasimde.
İÇ SAYFALARDA
ÎKÎNCİ SAYFADA İnsan Haklan Günü Zeki Mesut Alsan ÜÇÜNCÜ SAYFADA îngilterede yapılan devalüasyonun sebepleri DÖRDÜNCÜ SAYFADA Almankk ruhu ve Avrupa Curt Riess '
Sanatkârın gururu Abdülhak Şinasi Hisar 21 yaşında olsaydım İNCÎ SAYFADA Bir ömür böyle geçti (Hikâye) Anka ranın zengin bir köyü: Çakal Ilhan Tanış
BEŞ
Halkevind( üzere İki konferans tertip et Demokrat Parti ve Millet Par-kendi lokallerinde kutlayacak-
II ibaren mülteci-önlemek
evvel, A
bir
Atlantik paklı Maliye Bakanları komitesi
toplandı
Leopoldville fi (YİRS) — Atlantik Müdafaa Paktının Ekonomik ve Mali Komitesi, bügün Londrada ilk top-lantısıru yapmıştır.
Komite, Pakta dahil memleketlerin Maliye Bakanları veya Maliye Bakanlığını temsil eden mümessiller tarafından teşkil edilmiştir.
Bu komite, Şimal Atlantik Paktını ilgilendiren bütün mail ve İktisadi bilgileri temin edecektir.
9
Bir Rumen uçağı, Yugoslavyaya iltica etti yolcu, 5 mürettebat ve bir silâhlı milis mensubunu taşıyan bir Rumen
uçağı Bükreş Hava Meydanından havalandıktan az sonra, yolculardan 4 ü milis mensubunu silâhtan tecrit etmek istemişler. fakat mukavemetle karşılaşınca onu öldürmekte tereddüt etmemişlerdir. Bilâhara pilot kabinesine giren dört yolcu pilotu tehdit ederek yol değlştlrlmişler ve uçağı B»?lgrad Hava Meydanına İndirtmeye muvaffak olmuşlardır.
Sıra tasarının son maddesine gelince, vaktin gecikmiş bulunması ve Mecliste ekseriyet bulunmaması yüzünden toplantıya son verildi.
randımanı nasıl artacak ?
Amerikalı çelik mütehassısı, üç buçuk aylık tetkiklerinin neticesini Türk basınına izah etti
İnsan Hakları Günü | bugün kutlanıyor
Bugün, Birleşmiş Milletler İnsani Haklan Koruma Beyannamesinin, U-nesco tarafından neşrinin yıldönümüdür. Bu itibarla. Birleşmiş Milletlen câmiasına mensup diğer devletlçrde va memleketimizde kutlama törenler» tertip edilmiştir. Bu meyanda, şehri-] mizdeki bütün okullarda da birer me-| rasim yapılacaktır. Aynca İstanbulj Muallimler Birliği, biri Eminönü Hal-| kevinde, diğeri Kadıköy olmak mittir.
tisi de lardır.
tki meşhur Amerikan Gazetecisi I Türkiyeye geliyor I
Amerikan basını son günlerde TürJ kiyeye büyük bir İlgi göstermektedir! Geçenlerde memleketimizi ziyaret fiden \Valter Lipman’dan sonra. Amerikanın tanınmış gazetecilerinden, ve New-York Sun gazetesinin baş muharriri Ward Morehouse bugün Paname-I rlkan uçağı He Anıerikadan şehrimiz» gelecektir. Muharrir memleketimlzde-l ki tetkikleri hakkında gazetesine ma4 kaleler yazacak ve Ankaraya da gi-İ decektir. I
Bundan başka dünyanın en büyük] gazetelerinden Chikago Tribüne gaze-l tesinln sahibi Colonel Robert Mc CorJ mıck de mart ortalarında doğruca An-| karaya rek bir
ve oradan da İstanbul* gel gün kalacaktır.

Karaşi 9 (A. A.) (Afp) - Pâ-
klstan Birliği Başkanı Şadheri Hûli-kuzzaman Orta Doğuda yaptığı seyahatten dönüşünde Arap Birliğini İngiltere tarafından desteklenmekle it hanı etmiş ve bütün müslüman devletleri Birliğe iştiıake davet etmiştir
Hnllkuzzaman'a göre bu davletler topluluğu “İslârnlstan,, adını alacak
ve iktisadi değil sadece dini mülâhazalar üzerine kurulacaktır.
Pâklstan Birliği Başkanı, Islâmis-tan’ııı kurulması bütün Orta Doğu devletleri tarafındım kabul edildiği takdirde bunun Arap olan ve olmayan bütün milletlerin siyasi bakımdan birleşmeleri mânasını ifade edeceğini söylemiştir.

Çan-Kai-$ek çete harbine hazırlanıyor
Londra, Brazavılle, 9 iYİRS, A P.ı — Diplomatik kaynaklardan bildirildiğine göre. İngiliz Bakanlar Kurulu. Komünist Çın Hükümetini bir ay kadar bir zaman sonra tanımaya karar vermiştir.
Ingllizlerin. hiç değilse. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun bu toplantısı sona erinceye kadar bu kızıl hükümet meselesinin göze batmamasın) temin için, bu husustaki kararlarını gizli tutmak niyetinde oldukları aanılmnktndır. Aynı zamanda tngiliz-lerin, Birleşmiş Milletlerde müşterek bir tanıma için de el altından uğraştıkları tahmin edilmektedir.
Diğer taraftan, ingilterenin VVa-«hington Büyük Elçisi Olıver Franks. bugün Amerikan Dışişleri Bakanı A-cheson’la görüşmüştür. Bu görüşmelerin Çin Komünist Hükümetinin tanınması etrafında cereyan ettiği nedilmektedlr.
Çiıı, hiçbir zaman mülteci lıükûrnet kurmayacak
Montreal, Hon - Kong, Paris (YtRS)
içinde düşmesi bekleniyor. Çin kuvvetleri yaklaşmışlardır.
yanatta bulunan Cumhurbaşkanı,
hiçbir zaman mülteci bir
kuramıyacakların», fakat mukavemeti gerek (,'inden gerekse Forınozadan idare edeceklerini belirtmiştir. Diğer yandım Mareşal Çan-Kai-Şek, komünistlere karıjı çete harbim teşkilatlandırmak l.;fn yakında dağlık bir bölge olan Tsi-Kıııng'a gidecektir Anadolu Ajansının United Prcss'e atfen Hol-h(ıwdan bildirdiğine göre, Barbakan Formoza adasına nakline kadar Yuan icra komitesinin derhal çalışmalarına Laşlıyacagını bildirmiştir.
zan-
9
— Çentung şehrinin 24 saat Komünist Hindıçifıi hududuna
Dün Ncw-Yorkta be-Çin’in eski muvakkat. Çin milliyetçilerinin hükümet
Aîom araştırmaları Kanada, bütün malzemeyi dünya âlimlerine verecek
Washington. 9* (A. A. - United
Pressı — Atom Enerjisi Komisyonunun bugün bildirdiğine göre, Kanada Hükümeti, Birleşik Amerika ve İngiltere İle mutabık olarak atom araştı riımla rina lâzım olan malzemeyi bütün dünya âlimlerinin istifadesine acık bulundurmaya kurar vermiştir.
Bu radyoaktif malzeme sınai ve tıbbi imhalarda lerle atomu parçalama geniş mikyasta yurdun yelledir.
. bilhassa Kulhçıı gaye-calışnuı ları nn edecek ıııahi-
Bu geceki güreşler

Marshall Plânı Avrupa Ekonomik İşbirliği Dairesi namına 3,5 aydan beri Zonguldak, Karabük ve Divriği maden havzalarımızda tetkiklerde bulunmuş olan B. F. VVard dün uçakla Pa-rise gitmiştir.
Marshall Plânı Türkiye kısmı basın bürosu müdürü, dün F. VVard adına gazetecilere verdiği sısın fikirlerini şu tir:
“Karabük Demir
lan iyi bir şekilde inşa edilmiştir. Bu tesis kolaylıkla tevsi edilebilir. Bölge bir sanayi merkezi olabilmesi için bütün vasıflan tamamdır. Fakat, Türk çeliğinin her şeyden evvel maliyetini indirmek lâzımdır. Polonyada yeni kurulan fazrikaların imal ettikleri çiviler. aynı evsafta olmalarına rağmen Türk malından yüzde on ucuzdur. Bu fiyatların dünya piyasalarının seviyesine indirilmesi lâzımdır.
Türk çeliğinin maliyet yüksekliği, Karabük fabrikalarındh çalışan Türk mühendislerinin hatasından değil her şeyden evvel salâhiyetlerinin mahdut olduğundandır. 55 Türk mühendisinin salâhiyetleri arttırılmalıdır.
Maliyet fiyatlarının düşmesi şu şartlara başlıdır:
1 — Divriği demir cevherinde modern istlhsalât yapılması. Divriği madenlerinin Marshnll Plânına göre modem bir hale sokulması. Bu hususta
gerekli malzeme gelmiştir. Yakında yerlerine konulacaktır.
*2
3 Bu bir
durmaktadır. Demir cevherleri de vasıtasızlık yüzünden beklemekte ve fabrikaya sevkolunamamaktadır. Bu hali Önlemek için Zonguldak limanına ve maden havzalarına 300 kilometrelik bir demiryolu şebekesinin inşası 1952 de bitirilecektir.
4 — Rasyonel çalışma için binalar ve tesisler kurulmaktadır.
5 — Çelik istihsalinde şimdiye kadar halkın ihtiyaçları dikkate alınmamış ve istihsal istihlâke göre ayarlan-mıvarak satış büroları kurulmamıştır.
6 — Karabük ve Kırıkkale fabrikalarının işbirliğini temin etmek lâzımdır. Kırıkkale fabrikaları gece gündüz çalışarak sivil halkın ihtiyaçlarını da karşılayabilir.
Diğer taraftan 3 hususi çelik fırını Karabük çeliğinin Belçika çeliğinden pahalı olması sebebiyle faaliyete geçememektedirler.
Bütün bu eksikliklerin İkmalinden sonra. Türkiye ancak kendi ihtiyaçlarını karşılıyabilecek bir hale getirilecektir.
F. VVard tetkikleri sonunda hazırladığı raporu E. C. A. ya verecektir.
Sergi Sarayında yapılacak müsabakalar çetin olacak
İsveç’in, dolayıslyle dünyanın kuvvetli serbest Grekoromen güreşçilerinden sekizi bu akşam. Spor Sarayında İstanbul Güreş Kulübü güreşçileriyle müsabakalara başlıyaklardır.
İsveç takımında Petersen. Anden-berg, Berlin ve Antonson gibi 4 olim-piyad şampiyonu bulunmaktadır.
Türk güreşçilerinin bu defa yeni elemanları deneyecekleri yeni kıymetler meydana koyacakları söyleniyor.
Bu müsabakaların en dikkate şayan tarafı, serbest güreşte Avrupa şampiyonluğunu kazanmış olmasına rağmen bilâhare üçüncülüğe indirilen Nu-reddin Zafer ile Andcnberg’in güreşi olacaktır îlk müsabakalar serbest güreştir.
Bu münasebetle programlarda değişiklikler yapılmıştır. Cumartesi gecesi saat 21.10 dan 22.45 e kadar spor sarayından nakil yapılacak ve 22.45 ile 23.00 arasında haberler verilecek 23 ten sonra müsabakaların sonuna kadar naklen yayınlara devam çaktır.
Pazar ve çarşamba geceleri cak nakillerin saatleri avnca lecektir.
oluna-
yapıla-bildiri*

R. Aydınlının duruşmasına pazartesi başlanıyor
Ankara 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Önümüzdeki pazartesi günü başlanacak olan Reşat Aydınlı dâvasının hazırlıklarına başlanmıştır. Bu münasebetle Reşat Aydınlı ile Başbakan arasında yapılan konuşmaya ait diktafon tarafından kaydedilen plâklar da mahkemeye gönderilmiştir.
Diktafon plâkları 3 tanedir. Duruşmanın başladığı gün plâklar çalışacak ve Reşat Aydınlı İle Başbakan arasında cereyan eden ve ihbar hâdisesinin önemli bir vesikasını teşkil eden bu plâklar dinlenecektir. Reşat Aydınlı hakkındaki tevkif kararının kaldırılarak duruşmasının gayrimevkuf olarak yapılması için avukatı tarafından ileri sürülen talep, reddolunmuştur.
Kiğı'da zelzele oldu
Kığı 9 (A.A.) İlçemizde dün saat 16.25 de beş saniye süren orta şiddette bir deprem olmuştur. Hasar yoktur.
AAKMA
ye onu
Kapıdaki — Allah! Allah!. Acaba hangi
YAŞtNA
AörZ

BtN SANA'
Y E N T î (T A N Fİ ÎT L
16 Aralık
Sayfa ?
•r

Serbesf Sütun
Dünya Haberleri
Memleket Haberleri
Şehir Haberleri
*
İnsan
a

arı
Yazan: Zeki Mesut Alsan
Kostov dâvasında Bahkçılık Kongresi
N
r


Otobüslerde talebe
pasosu
İnsanlık tan* mevki işgal e-Fransız İnsan
10 aralık günü Birleşmiş Milletlerce İnsan Hakları günü sayılmış, ve bugün dünyanın her yerindo insan haklarından ve hürriyetlerinden bahsedilerek bunların kıymet ve mânalarının bolirtilmoBİ kararlaştırılmıştır.
Gorçekten göçen yıl bugün, yani 10 aralık 1948 de intan haklarını vo ana hürriyetlerini tesbit eden ta rihi ehemmiyeti hail bir vesika Birleşmiş Milletler Umumi Heyeti tarafından kabul olunmuş ve "İnsan Hakları Cihanşümul Beyan* nımosl., adı altında bütün insanlığın müşterek ideali ve malı halinde İlân edilmişti. İnsanlığın belli başlı bir dâvası olan İnsan hak ve hürriyetlerinin, onun mukadderatı üzerinde oynadığı büyük rol gözö-nüne getirilince, bu tesbit ve İlân vakıasının tarihin dönüm noktalarından birini teşkil edeceği kendiliğinden anlaşılır.
Bilindiği veçhilo hindo mühim birer den Amerikan ve
Hakları Beyannameleri de, insan hakları ve hürriyetleri dâvasına ve bu dâvanın gelişmesine büyük te-sirlor yapmışlardır. Bununla beraber Birleşmiş Mİlletlor tarafından kabul edilmiş olan İnsan Hakları Cihanşümul Beyannamesinin tesiri ve kıymeti hem mahiyeti, hem de şümulü vo sahası itibariyle daha büyüktür. Çünkü Birleşmiş Milletler Beyannamesi adının dA İşaret ettiği veçhile, yalnız bir millete, bir kıtaya, bir bölgeye has fikirleri değil esaslarının vo formüllerinin hazırlanmasına hemen bütün milletlerin iştirak etti'klori İnsan hayatı ve hakkı ile ilgili te-lâkkilorl ve umdeleri derlediği için cihanşümul bir mahiyeti haizdir. Bu beyanname, devletlerin resmi makamları kadar, milletlerin meşhur filozof ve mütefekkirlerinin de mütalâalarının alınması sureti ilo hazırlanmış olduğu için muh telif siyasî, İçtimaî, İktisadî fikirlerin yani türlü hukuk ve kültür sistemlerinin üzerlerinde ulaştıkları orensipleri derliyen umumi bir anlaşmanın ifadesini toşkil etmektedir.
Birleşmiş Milletler, İnsan Haklan Beyannamesini “bütün millet* lerce ulaşması gereken möştorek ideal,, dîye vasıflandırmıştır. Ancak onun bütün İnsanlar İçin gerçekten müşterek bir ideal teşkil etmesi, hükümlerinin herkes tarafından bilinmesine, anlaşılmasına bağlı olduğundan 10 aralık gününün İnsan Hakları üzerinde konuşulması, bilgi edinilmesi, derslor
vo konferanslar tertip edilmesi suretiyle toa’iti uygun görülmüştür.
İnsan Hakları Cihanşümul Bo* yannamosl bir DİBACE ile 30 maddeden ibarettir. Dibace insan hak ve hürriyetlerini tesbit eden maddelere, bılhasaa milletlerarası hayat bakımından nasıl bir felsefenin, bir konsopsyonun hâkim olduğunu açıklamaktadır. Dibacede başlıca mucip sebop olarak “Beşer ailesinin tokmil mensuplarında movcut olan haysiyetin, ve bunların müsavi vo devir kabul etmez haklarının tanınması hususunun hürriyetin, adalotin ve dünya barışının temoli olduğu., belirtilmiştir. Bu surotle insapın vo insan değerinin devletlerarası münnse betler bakımından da ehemmiyeti ve fordin dovlctlor hukukunun sahsı olduğu esası tebarüz ottlrll-miştir.
İnsan Haklan demeci yalnız fertlorin durumları ile alâkalı bir hayat telâkkisini değil, dovlotlera* rası münasebetlere, dünyanın bn rış ve nizamına temas eden fikirleri do İhtiva ottiği için ehemmiyeti ve şümulü daha büyüktür Hakları ve hürriyotleri bahis konusu olan İnsan, bu beyanname I-le mücorrot bir şokildo değil, cemi-yot vo devlet içindo yasıyan bir vatandaş sıfatı llo do mütalâa edil mİ® ve hukuki durumu ona göre tesbit olunmuştur.
İnsan hak ve hürriyetlorlnln doktrini bakımından atılmış olan büyük adım, dünya barışının tem« l taşlarından birini teşkil edecek mahiyette olmakla beraber, dâva henüz kesin bir şokllde halledilmiş değildir. Çünkü beyanname nin ihtiva ettiği hükümlerin, prensiplerin hayata geçebilmesi için daha İki faatiyet safhasının tamamlanması lâzım gelmektedir Bunlardan biri devletler arasında insan haklarının tatbikini Bağlıyacak sarih taahhütleri ihtiva eden Mr sözleşmenin aktcdümesl- diğo ri de bu tatbiki teminat altına ala cak tedbirlerin yino devletler ara tında kararlaştırılmasıdır. Birleş miş Milletler Teşkilâtı vo uzuvları şimdi meselenin bu safhalarını da tamamlamak İçin çalışmalara do-vam etmektedir.
İntan Hakları Beyannamesi, hür insanlar ideolojisinin temel fikir Itrini açıkladığı İçin, dünyanın bu günkü karışık ve buhranlı durumuna rağmen, zaferin geno insan haysiyet ve değerini koruyan fikir ve harekotlero teveccüh edeceğine inanılabilir.
garip itiraflar oluyor
Muhakemenin seyri, sanıkların sahsıûda, 1 itoyıı itham etmek gayesini belirliyor
Sofya 9 (AP) — Kostov dâvasının bu sabahki oturumunda geriye kolan sanıklar sorguya çekilmiştir. Bunlardan. Bulgar kauçuk endüstrisinin eski şefi 65 yaşındaki lvan Gevren»»f. İngiltere hesabına ekonomik sabotaj ve casusluk yaptığını söylemiştir.
İfadesine göre, eski Maliye Bakanı Stcfanov’dan aldığı talimata göre çalışmıştır. Bu şahıs, devlet hâzinesine 13 milyar levadan fazla (takriben 45 milyon dolar) zarar ika etmiş olmakla suçlandırılmaktadır. Gevrenof. 1947 yılında İngiliz İntclllcens servisine, Bulgaristan'ın belli başlı sınai teşebbüslerinin istihsal kapasiteleri hakkında malûmat verdiğini söylemiştir.
Gevrvnof’un evvelce Vâsi araziye ve kauçuk fabrikalarına sahip olup, Bulga fistanın eıı zengin adamlarından biri olduğu söylenılmektedir. Bu şahıs 1911 te Bulgaristanın “kurtuluşunu., müteakip Komünist Partisine intisap etmiştir.
Kendisinden sonra Sofyadaki Yugoslav müşaviri Blago Hacı ne isnad edilen suçu Sofyaya, Yugoslavya ligi Genel Sekreteri

Kongre, 2,5 milyon dolarlık Marshall yardımından nasıl faydalanılacağını tesbit ^edecek
muhabirimiz bil-Kongresi, bugün
Küçük Haberler
Schumann iyimser
dinlenilen sanık, Elçiliğinin eski Panzov kendisi-kabullenmiş ve Dışişleri Bakan-Pavel Latinoviç
Madenlerimize 872 bin dolarlık malzeme veriliyor
Washington, 9 (A. P.) — E.C.A., îktisad! İşbirliği Teşkilâtı Marshall yardım plânı çerçevesinde olmak üzere, maden teşkillerinde ve inşaatta kullanılmak üzere, TÜrkiyeve 872.000 dolar kıymet tutarında elektrik malzemesi vermeyi karar altına almıştır. Yuna-nistana da 85.000 dolarlık elektrik malzemesi verilecektir.
görünüyor
Fransız Dışişleri Bakanı, Avrupanın, birkaç aya kadar birleşeceği kanaatinde
Paroa 9 (AP) — Dışişleri Bakanı Robert Schumann, dün gece verdiği bir nutukta, Avrupanın birkaç ay sonra, bundan iki sene evvel kimsenin hayyüle dnhi cesaret edemiyecegi tarzda birleşeceğini söylemiştir.
tabir
îngilâeredekl ara seçimi teriler kazandı
Brazavllle 9 (YİRS) — İngUterenin şimalinde bulunan* Bradford şehrinde yapılan ara seçimi, îşçi Partisi namzedinin. Muhafazakâr rakibinden 4.000 rey fazla almaslyle neticelenmiştir.
9
Endonezya Blrlcnlk Devletleri İMlkiûllne kRVU«tu
La Haye, 9 A.A. (Afpj — Hollanda Meclisi Endonezya Birleşik Devletlerine baft'imaıalık tanıyan yuvarlak maea an-l&şmalannı 29 muhalife karşı 71 oyla tasvlbetmlştlr.
Avustralya genel «cçimlrrl yarın
Londra 9 (YÎRS) — Yarın Avuatralya-da yapılacak «vçlmlere 5.000.000 dan farla seçmen İştirak e»locektir.
Teni Mo»kova elçimi* İtlmntnıtmrKİnl verecek
Moskova 9, •(AP) — Taam Haberler Ajansı tarafından «ilin bildirildiğine göre, Sovyet Dışişleri Bakan Vekili Andrci Gromvko Türklvenin M on kova Büyük Elçisi Muıaffcr Gökor‘1 kabul ederek. Büyük Elçinin, yakında İtimat namesini takdim etmesi hakkında görüşmüştür.
Londra, Montreal, Lake Succeas (YİRS) — Bugün Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Kudüsün milletlerarası hale sokulması meselesi görüşülecektir. Kurul» Kudüs için milletlerarası bir Senato teklif eden Siyasi Komisyonun plânını kabul ettiği takdirde, Araplarla Israilin şehri terketmelerl lâzımdır. Bu plânı gerek Ürdün, gerek İsrail devletleri protesto etmişlerdir. Kurulda yapılan konuşmalarda aöz a-lan İngiliz delegesi, İsrail ve Ürdünün kabul etmiyeceklerl şartlan destckle-miyeceğlnl hatırlatmıştır.
Beri taraftan, Genel Kurul Bütçe Komisyonu, Kudüsün milletlerarası hale getirilmesine sarf edilmek üzere Birleşmiş Milletler bütçesine 8.150.000 dolarlık bir tahsisat konulması yolundaki Genel Sekreter tarafından yapılan teklifi 4 muhalife karşı 25 oyla kabul etmiştir,
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
EDEBİ roman
- 10 -
Şu halde ne yapmalı idi? Halk Partisinin ve Halkevinln gençleri bütün ümitlerini mebusların gelişine bağlamışlardı. Dertlerini bir onlara açabilmek İmkânım bulsalar muvaffak olacaklarını umuyorlardı. Nitekim, bunlardan biri, Halkevln-de yapılan bir toplantıdan çıkılırken hor mahzuru göze alıp yavaşçucık Halil Ramiz beyin yanına sokuldu ve yalnız onun İşitebileceği bir sesle:
— Beyefendi; dedi. Deminki beyanatınızdan pek çok İstifade ettik. Memleketin bütün büyük dâvalarını deşip açtınız. Fakat, bizim için en ehemmiyetli meselo şu malûmunuz olan belediyenin vaziyetidir ve bunun bir an evvel halli lâzım gelmektedir. Kaç zamandır, kimseye lâf anlatamıyoruz. Senelerdenberl bu İşin başında tutulan zat, zavallı bir müfitahasedlr. Biraz evvel kendi gözlerinizle gördünüz, siz konuşurken durmadan uyukluyordu. Gerçi, namuslu bir adamdır, fakat elinden hiçbir şey gelmiyor. Dünya ile alâkası kesilmiş yorgun bir ihtiyar.,,
Halil Ramiz, bu toplantıdan zaten yüreği bezgin ve kırgın ayrılıyordu. Rcnçberdon, tüccardan. avukattan, muallimden, küçük sanat erbabından ve politikacılardan müteşekkil bir kalabalık önünde milletçe bir ekonomik kalkınma gayesi hakkındakl fikirlerini derin bir samimiyetle, büyük bir şevk ve heyecanla izah etmiş; buna ancak müşterek gayretler, müşterek fedakârlık-46
be-
Lon •

Solcu Kosto-
larafından gönderildiğini söy İçsin iştir. Hacı Paıızov’un iddiasına göre, kendisine casusluk faaliyetlerine girişmesi hususunda talimat verilmiş ve Yugos-Invynnın o devirdeki Sofya Büyük Elçisi Obrad Cicmal'ın kendisine bu faaliyetlerinde yardım edeceği llrtil miştlr,
Cicmal hâlen Yugoalavy&nşn dra Büyük Elçisidir.
Kostov dâvası hakkında :
L^htı kl yorumlar
Paris, BclgrAd 9 (YİRS» — Franc-Tirour,, Fransız gazetesi
vu destekliyor. Gazete Bulgar Mahkemesini bir sahne» oyununa vn Bulgar polisini do bir rejisöre benzetiyor ve Kostov’un cesaretini övüyor. "Le Monde», gazetesi şöyle diyor: "Kostov yargıçların önünde baş eğmedi. O, Bulgar komünistlerinin kendini desteklediğini biliyor ve onuıı için de cesaretini kaybetmiyor. „
Belgrad Radyosu, Yugoslav Tanjug Ajansının mahkeme salonuna glrmeslnu müsaade edilmediğini ve Kostov’un ifadesinin Tass Ajansı tarafından yayınlanmadığını bildiriyor.
Aleyhteki yorumlar :
Moskova 9 (YtRS) — Sofya Halk Mahkemesi vatan haini Kostöv'nn maskesini düşürdü.

Hollanda Parlamentosu
Endonezyayı resmen tanıdı
Londra. Hllverson, La Haye 9 (YtRS) — Hollanda Millet Meclisi Endonezvadaki İdarenin, Federal Endonezya Cumhuriyetine devredilmesini 29 oya karşı 71 oyla kabul etmiştir. Bu karardan sonra, tanınmış HollandalI siyaset adamları, radyo ile Endonezya Cumhuriyetine tebrik mesajları göndermişlerdir. Endonezya Birleşik Devletleri 27 aralık tarihinde resmen kurulmuş olacaktır.
Birleşmiş Milletler Kuruluna bağlı Gıda ve Ziraat Teşkilâtında bulunan
Endonezya delegesi basın toplantısında demiştir ki: “Endonezya Asyada komünizme karşı koyacak tek memlekettir. Çünkü, Endonezya halkı müs-lümajıdır Komünizmin ycrleşemiyece-ği bir camla varsa, o da müslümanlık-
Endonezyada yeni bir basın ajansı kurulmuştur. Bu ajans, Siyasi sebeplerden dolayı hapsedilen gazetecilerin serbest bırakılması İçin teşebbüslere girişcektlr.
Libya 1952 ye kadar Birleşmiş Milletler arasında kalacak
Londra, Lake
Suçcess: 0 (Apı, (YÎRS) — Birleşmiş Milletlerden dün gece alman haberlere göre, Genel Sekreter muavini Aclrlen Pelt iki sene müddetle Libyada Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliğine t*yln olunmuştur. Bu tâyinin Genel Kurulca tasdiki gerekmektedir. Pelt 1 ocak 1952 tarihine kadar Libyayı idare edecektir.
FritaluK
Paris 9 (AP) — Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda ve LÜksemburg, “Frl-talux„ adı verilen ittlfuka girmek suretiyle aralarındaki malî ve ekonomik bağları kuwetlendirmeyl kararlaştırmışlardır. Keyfiyet bugün yetkili bir Fransız şahsiyet tarafından açıklanmıştır. Andlaşmayı resmen ilân eden bir tebliğin bu akşam yayınlanması beklenilmektedir.
Monte Carlo, 9 (YtRS) — Fritalux Birliği, yani Fransa, İtalya, Hollanda, LÜksemburg ve Belçlkamn dahil oldukları IkÛsad! ve mali teşekkülün uzmanlan. çalışmalarına dair bir tebliğ yayınlıyacaklardır.
Tebliğin bu gece veya yarın yayınlanması muhtemeldir.
Avusturyadaki Üniformalı caniler kim?
Viyana 9 (A.A.) (Reuter) — Avusturya Başbakanı Leopöld Figl, Avusturya polisini “üniformalı caniler,» e karşı silâhlandırmak müsaadesini istemiştir.
Başbakan, Müttefikler Konseyine yaptığı bir müracatta son üç hafta zarfında Viyanada vo Aşağı Avusfuryada “iyice silâhlı üniformalı kimseler,, tarafından İşlenen bir seri “dehşet verici cinayetleri,, zikretmiştir.
Başbakan» çok geniş mikyasta ihlâl edilen halkın ve Avusturya polisinin emniyetini temin için silâhların İstimaline müsaade edilmesi gerektiğini dlrmlştlr.
bil-
Bevln Seylân’a gidiyor
Londra 9 (A.A.) (Lps) — Dışişleri Bakanı M, Bevin Önümüzdeki ay Seylan’da yapılacak olan Britanya Milletleri Topluluğu Konferansına iştirak e-decek Ingiliz Heyetine başkanlık edecektir. Heyetin diğer üyeleri arasında Sömürgeler Bakanlığı Müsteşarı Noel Baker ve Güneydoğu Asyadakl İngiliz Yüksek Komiseri Malcolm Mac Do-nald bulunmaktadır.
Çekler temizliğe doyamıyorlar
LondrA 9 (YİRS) — Çekoslovak Komünist Partisinin Genel Sekreteri Ru-dolf Stanovski parti ileri gelenlerine verdiği bir beyanatta, parti dahilinde kaynaşan düşmanca kuvvetlerin imhasından bahsederek, bunların bilhassa Sovyet Rusya’ya karşı menfi fikirlerin beslenmesinden İleri geldiğini ve yokedilmclerl lâzım geldiğini söyledi.
Marshall plâııı bu yıl 3 milyar dolar \Vashlngton 9 (A.A.) (Reuter) — İktisadi işbirliği İdaresine mensup resmi bir şahsiyet, Marshall yardımının üçüncü senesi için Kongrenin 3 milyar dolarlık tahsisat kabul edeceğini söylemiştir.
Ankara 9 (Hususi diriyor) — Balıkçılık Ticaret ve Ekonomi Bakanlığında toplanmıştır. Toplantıya, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü başkanlık el miştlr.
tzmir, İstanbul ve diğer kıyı şehir lerinrlcn gelen delegelerin iştirak ettikleri toplantıya Bakanlık Su ürünleri mütehııssısları da katılmışlardır. Kongrenin asıl mevzuunu; Maraban yardımından balıkçılığımızın sanayileşmesi için elde edilen 2,5 milyon dolardan hususi teşebbüsün ne suretle faydalanmağı meselesi teşkil etmiştin
Kongrede ayrıca balıkçılık mevzuatına ne gibi maddeler ilâvesinin doğru olacağı hususu da bahis mevzuu olmuştur. Marshall yardımının şeklî
Tayfasızlık yüzünden îzmirde kalan gemi
Dorado'yu İzmir tüccarlarından birinin satın aldığı söyleniyor

mevzuunu tetkik eden Komisyonun gündeminde şunlar vardır:
1 — Serbest piyasanın yapmak İstediği şeyler nelerdir?
2 — Amerıkadnn getirtilecek malzeme neler olmalıdır?
3 — Hariçten mütehassıs getirilmeli
nddlr? ,
Komisyon, 350 bin dolar mukabilinde av mahallerinden piyasaya balık nakletmek İçin bu sene yedi adet kırk tonluk, beş adet 20 tonluk nakliye gemisi getlrtilınosinin doğru olacağı kanaatine varmıştır
Komisyon, yarın, getirtilecek bu teknelerin bir elden mi, yoksa müteşebbise devredilmek suretiyle mi işletileceği mevzuunu münakaşa edecektir.
Üniversitelilerin dünkü toplantısında alınan kararlar gizli tutuluyor
İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği dün, bütün fakülte cemiyetleri idare heyet, erinin iştirakiyle bir toplantı tertip etmişi ir. Burada alınan karar’ lar gizli tutulmaktadır, Gençlerin bilhassa otobüs paso ariyie, lisan tedrisatı üzerinde durdukları zannedilmektedir.
Dün, Cemil Bilsel ve Hıfzı Tevfik’in hâtıraları anıldı
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Hukuku Enstitüsü dün saat 16.30 da bir toplantı yaparak eski Rektör merhum Cemil Sibel'in hâtırasını tâzlz etmiş ve hizmetlerini belirtmiştir.
Yeni İller
Kanunu
tatminkâr mı?

Kıymetli edebiyatçılarımızdan, Boğaziçi Lisesi Müdürü merhum Hıfzı Tevflk Gönensay’ın hâtırasını anmak için, Mezunlar Cemiyeti tarafından dün Lise binasında bir anma töreni tertip edilmiştir. Toplantıda söz alanlar merhumun kaybından mütevellit Uzüntüle» rini belirtmişlerdir.
İzmir 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Limanımızda uzun zamandan beri bulunan Panama bandıralı Dorado vapurunda mürettebatın ücret meselesinden gemiyi terketmelerl üzerine vapurun sahibi olan bir Yunanlı Dorado’yu satılığa çıkarmıştır.
Bugün verilen bir haberde İzmir fabrikatörlerinden Rahmi Filibelinin 2 buçuk milyon liraya (Dorado» yu satın aldığı söylenmişse de kendisi bu haberi teyid etmemiştir.
İzmir - Ankara yolculuğunu kısaltmak için çalışılıyor
İzmir 9 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İzmir — Ankara tren yolculuğunu kısaltmak ve haftada bir gön işleyen İzmir — Ankara yolunu 13 saat azaltan EGE ekspresini haftada iki sefere çıkarmak üzere. Devlet Demiryolları Genel Müdürü bizzat tetkiklerde bulunmaktadır.
Aydında tren, bir kadını çiğnedi
İzmir 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor ı — Aydının Ortaklar bucağına, arkasında bir torba olduğu halde yaya olarak gitmekte olan 60 yaşlarında hüviyeti meçhul bir kadın, tren yolu üzerinde yürürken arkadan gelen trenin çarpması neticesinde kaburga kemikleri kırılarak ölmüştür. Hüviyeti araştırılmaktadır.
Bir Amerikan üstçavuşu otomobil kazasında öldü
İzmir 9 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Evvelki gece Bornova asfaltı Üzerinde kullandığı Jip otomobili İle virajı dönerken büyük bir ağaca çarparak ölen Amerikalı hava başçavuşu (Mart) ın cesedi bu sabah. Almanya-dakl hava üssünden kalkarak tamire gelen bir Amerikan askeri uçağına törenle yükleUlmlştlr. Törende havacılarımız da bulunmuş ve uçak, cesedi New-York'a götürmek Ü2ere İzmir-den havalanmıştır.
Russell Dorr, Kahlreye gitti
Ankara, 9 (A.A.) — İktisadi işbirliği idaresi Türkiye İcra Komitesi Başkanı Russell Dorr ve Bayan Dorr, bugün hususi bir uçakla Kahlreye hareket etmişlerdir. Russell Dorr pazartesi günü memleketimize dönecektir
Tohumluk tevziatı
Ankara 9 (A.A.) — Tarım Bakanı Anadolu Ajansı muhabirine verdiği beyanatta 19*18-1949 Ekim yılı güzlük ekimleri için tohumluk tahsisi ve dağıtma İş ve faaliyetinin fiilen sona erdiğini bildirmiştir.
Ankara 9 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor) — içişleri Bakanlığı valiliklere gönderdiği bir tamimle “Temmuz 1949 «onunda yürürlüğe gjren tiler İdaresi Kanununun hazırlanmasına âmil olan ruh ve prensiplere uygun şekilde uygulama safhası bulup bulmadığını «la sormuştur.
TAmlmde ayrıca “Kanunun uygulanmasından bugüne kadar beş ay geçmiş bulunduğundan bu devre İçinde ne gibi müşkülâtla karşılaşılmış olduğu ve bu mevzuda evvelce illere gönderilen genelge ile yapılan açıklamaların kattA beklenilen faydayı temin reddüticrı İzale edip etmediği,, duktan sonra: "Hâlen müphem reddüdü mucip sebepler varsa nn da izalesi ve kanunun
uygulanabilmesi hakkındakl düşüncelerinin de tesbit edilerek Bakanlığa bildirilmesi istenmektedir.
tatbl-ve te-sorul-ve te-bunla-
lâyıkiyle
Adalet Sarayının temeli mart ayında atılacak
Uzun senelerdenberl inşasına ballanamayan Adliye Sarayının temeli önümüzdeki mart ayında atılacaktır, öğrendiğimize göre inşaat masraflarının tamamı bu seneki bütçeye konulmuştur. Bilindiği gibi Saray, Sultanahmet-le Divanyolu arasındaki arazi üzerine kurulacaktır. Caddeye nazır olan bir sıra mesken ve dükkânlar hariç, arka tarafın istimlâk işi bitirilmiş ve Divan-yolundakl binaların da satın alınması tamamlanmıştır. Yalnız bu binaların yeri müstakbel sarayın bahçesini teşkil edeceğinden inşaatın sonuna kadar bunlar yıktınlmayacaktır. bu karar mezkûr yerlerde çok sevindirmiştir.
Şimdilik yıkılmasından
bu binalar inşaat müddetince ana caddeye karşı bir set vazifesi de göreceklerdir. Kabul edilen projeye göre, Fi-ruzağa camii yıktırılmayarak restore edilecektir.
Yeni alman oturanları
vazgeçilen
Basketbolde
Galatasaray ve Harp Okulu rakiplerini mağlûp ettiler
Ankara 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) --Saraçoğlu Kupası basketbol maçlarına bugün Siyasal Bilgiler Okulu salonunda Büyük Millet Meclis Baş-karunın topu oyunculara afişiyle başlandı.
İlk maçta Harp Okulu Gücü Moda Spor u 25-18 yenmiştir.
ikinci maçta Galatasaray 39-28 Siyasal Bilgiler Okulunu yenmiştir.
Maçlara yarın devam edilecektir.
Hava alanlarımız takviye ediliyor
Ankara, 8 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Memleketimizin muhtelif yerlerindeki hava alanlarının yeni u-çıış pistleriyle takviyesine devam edilmektedir; Etimesgut Alanındaki hangarların önüne inşa edilen dar pistin İnşaatı bitmiştir. BursR Alanındaki uçuş pisti do düzeltilmiştir, şimdi Diyarbakır Hava Alanında 3 kilometre uzunluğunda bir pist inşaatına başlanmıştır. Bu inşaatlA Amerikan yardım malzemesinden alman buldozerler kullanıldığından, pistler kısa bir zamanda ikmal edilmektedir.
Ankara Ekspresinde yataklı yer sıkıntısı önleniyor
Ankara 9 i Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Yataklı ekspresinin kaldırılması üzerine İstanbullu Ankara arasında yataklı yerler günlerce evvel tutulmakta ve çok kimseler yer bulamamaktadır.
Bu vaziyetin önlenmesi için Ankara ekspresine bir yataklı vagon daha ilâve edilmiştir.
Tarsus, turistik seferlere hazırlanıyor
Mukaddes yıl dolayısiyle Vatikan» ziyarete gelecek olan hacılardan bir kısmını yurdumuza getirmek için tahaıU düşünülen Tarsus gemisinin yapa a rı... turistik seferler baklanda tctkı rt yapmak üzere Denizyollarından bir ıe-yet yakında Doğu ve Batı Akde us limanlarına gidecektir,
Bir kamarot taltif edildi
Geçenlerde Kadıköy vapurunda içinde hayli para ve kıymetli senetler bulunan bir çantayı sahibine tealim eden kamarot Mehmet. Denizyolları İdaresince bir takdirname ile taltif edilmiştir. Kendisine ayrıca bir maaş nispetinde ikramiye de verilecektir,
Fenerbahçe takımı Ankaraya gitti
Fenerbahçe futbol takımı iki maç yapmak Üzere dün akşamki ekspresle Ankaraya hareket etmiştir.
Iran Konsolosluğu yalanlıyor
■ ■ ■ I ■ ■
Ruslar, İranda karakol kurmamış
Şehrimizdeki İran Konsolosluğundan aldığımız 9 aralık tarihli bir yazıda Associated Press Ajansının verdiği bir habere göre, gûya Tahranın 162 mil şimal doğusundaki petrol mınta-kasinda Sovyet asker! birlikleri* tarafından İran topraklarında bir karakol tesis edildiği hakkındakl haberin aslı e-sası olmadığı bildirilmekte ve tekzibi rica edilmcktedr.
lar ve mihnetler yolundan varılabileceğini söylemiş ve demiştir ki:
"— Bizim için ekonomik kalkınma dâvası, normal tekâmüllerini tamamlamış birçok garp memleketlerinde olduğu gibi sadece bir iyi İdare, bir kuvvetli teşkilât meselesi değildir. Bu. bizim için, her şeyden evvel bir ahlâk, bir vatanperverlik işidir. Asırlarca süren kapitülâsyon rejiminden henüz kurtulmuş bulunuyoruz. Bütün ticaretimiz daha düne kadar ecnebilerin elinde İdi; bütün istihsal kaynaklarımızı ecnebiler sömürüyordu; Avrupa endüstrisinin çarkları, böylece, yüzlerce yıl, yok pahasına Türk köylüsünün ve ayni gerilikte kalmış diğer köylülerin nlınte-riyle yağlanıp cılâlandı ve hâlâ da öyle olmaktadır. Türk milletinin, milli kurtuluş savaşına atılışında yalnız istilâ ordularım vatan topraklarından sürüp çıkarmak vo siyasi istiklâli kazanma hamlesini görmemelidir. Türk milleti ayni zamanda ve ayni derecede bu iktisadi esaretten kurtulmak için de kan dökmüş, can feda etmiştir. Zaten İktisadî esaret altında yaşıyan bir milletin siyasi istiklâli olur mu?
“Şu halde, arkadaşlar, bilmemiz lâzım gelir kİ, memleketimizin ekonomik kalkınma dâvâsı, milli kurtuluş savaşımızın ikinci safhası demektir ve menfaat kaygılarımızı unutarak, uzun bir müddet için türlü mahrumiyetlere katlanarak el birliğiyle başarmak mecburiyetindeyiz. Yoksa herkes kendi başının derdine düşer; gemisini kurtaran kaptandır derse, bu yeryüzünden silinip »üprülürüz; hep beraber silinip aüprUlÜrüz.,,
Mebus Beyin, aşağı yukarı bu şekilde nihayet bulan beyanatından ve bunu takip eden hararetli alkışlardan sonra dinleyiciler arasında söz isti-yenler olmuştu. Halil Ramiz, bunların söyllyecek-leri şeylerin kendi ideolojik hasbıhaline bir yankı teşkil edeceğinden emin, ağzı yüregi-
47
ne gelmiş bir halde dinlemeğe hazırlanırken bir de ne görsün? İlk konuşmağa başlıyan malûmatlı avukattan «on konuşan aydın kalalı rcnçbore kadar açtığı bu geniş millet dâvasını, sıra ile, günün daracık bir meselesi İçine tıkıvcrmcsinler mi? Bu mesele, bu meseleelk neydi? Halil Ramız, pek İyi hatırlamıyor, hatırlamak da istemiyordu. Denilebilir ki, şu anda o bütün mânnslyle alay* edilmiş bir adanı durumunda idi. Adeta onların sözlerindeki basitlikten, düpedüzlükten değil, kendi sözlerinin mübalâğalı ateşliliğinden ve bu muhit İçin fazla orijinal mantığından Utanıyordu. İşte, onu, yakasından tutup yere sermişlerdi. Ona demişlerdi ki: “Sen neler sayıklayıp duruyorsun, efendi? Hele bir gözlerini aç da etrafına bak. Biz nerdeyiz. nen nerdesin? Biz ne düşünüyoruz, sen neler söylüyorsun? Güzel lâflar ettin. A1A; biz de alkışladık, Fakat lâfla peynir gemisi yürümez. Yok “Milletçe kalkınış", yok, “Kurtuluş savaşı”, yok, ziın biricik seboti ne?”
Bağlar,
malı? Halil Ranıizde artık ne düşünmlye, ne do düşündüklerini toparlayıp söylentiye takat kalmıştı. Bütün fikirleri, inandığı bütün prensipler birer sabun kabarcıkları halini almış, beyninin içinde sönüp sönüp gidiyorlardı.
Karanlıkta yanına sokulan partili gencin ne demek istediğini, hangi belediye reisinden bahsettiğini anlamamış gibi dalgın dalgın düşündü. Bir müddet, onunla hiçbir şev konuş-maksızın ynn.vana yürüdüler. Ayrılacakları sırada elini sıkta:
“— Bu işi yarın arkadaşlarla birlikte görüşürüz" dedi.
“Knpüülâsyon-devri’’. bunların bi-kayglmız olan bağlar işiyle mllna-
evet, bir bağ işinden bahsedilmişti. İki yıldanberi, bağlara ya kum basmış, ya hastalık gelmiş, ınahaul alınamamıştı, üç yıl evvel, gerçi mahsul boldu, iyi idi, Boldu, İyi idi ama fiyatlar düşüktü. On para kâr getirmedi. Hükümet başta olmak üzere, bu felftkcLı işltmlyen, bilmiyen kaldı mı? Fakat, işte, maliye, zavallı bağcıların yakasına yapışmış İllâ ki taksitler diyor; fakat, işte, Ziraat Bankası bağlara haciz koymuş, satılığa çıkarmak İstiyor. Mebus Beyler, vatan şarkıları çağırmaktan vazgeçip bu derde bir devâ bulmalıdırlar.
Bu dert! Lâkin bu dert de halkın blnblr türlü derdi gibi Halil Ramlz'in “Milletçe bir e-konomik kalkınış" dediği büyük dâvanın içinde değil mi? Bu hakikati onlara nasıl aıılat-
48
karışmakla İyi
bir odasında, ye-yapılan oldukça bırakarak biraz
★★★
Ncyct Sabit. Halil RnnUa'le bir kaç dakika başbaşA kalmak fırsatından istifade ederek:
“— Bilmem, de-b. bu işe mi ettik?
Parti binasının basık tavanlı ııl belediye reisi seçimine dair sıkıntılı bir toplantıyı yarıda
nefes almak ve serinlemek için bu binaya bitişik Millet Bahçesine çıkmışlardı. Halil Rainiz. bir yandan mevsimin ağır sıcağı. Öbür yandan uğradığı bir sürü rııb ve fikir hezimetleriyle o kadar bunalmıştı ki, az kalsın Arkadaşının bu sualini bir ağır küfürle ağzına tı-kıyacaktı. Güç belâ kendini tuttu:
- Ernlişeni pek anlıyamadım; dedi.
— Endişem §ıı ki, biz, buraya bir belediye reisi meselesini halletmeye gelmiş değiliz. Bu hususta hiç kimseden bir salâhiyet de almadık. An-karadan ayrılırken gerek Dahiliye Vekili ile, gerek Kâtibi Umınnî ile vilâyete ait bir sürü işler hakkında görüşüldü. Fakat, ne bizim tarafımızdan, ne de onlar tarafından bu meseleye temas bile edilmedi. Burada İse Valinin ve Parti Reisinin hallorinl görüyorsun. Seyirci gibi duru-
49
yorlar. öbür mebus arkadaşlar da hâkeza. Şu halde, yalnız benle sen» Parti ile Belediye .Meclisindeki bir hizbe uyarak, bu harekete önayak olmuş bulunuyoruz. Ne dersen de, bu acayip bir vaziyettir?1
Halil Ramiz, arkadaşının sözünü kesti:
— Dur be birader; hâdiseyi bu kadar da büyültmeyelim; dedi. Bir defa ne sen, ne de ben bu işe Validen. Parti Reisinden ve diğer mebuslardan daha fazla karışmış değiliz. Biz de onlar gibi seyirci vaziyetindeylz. Gördün; ne münakaşaya karıştık, ne reyimizi belli ettik; ne de şu veya bu tarafı tuttuk ve tam intihap listeleri tesbit edileceği sırada dışarıya çıktık. Yarın sabah da başımızı alıp buradan kalkıp gideceğiz. Bundan başka partinin gençlerini de bu teşebbüse girişmek hususunda hiçbir veçhile teşvik etmedik. Bize başvurdukları zaman “Aferin çocuklar, pek iyi ediyorsunuz!" demedik. Hattâ onlara sorduk: “Vali Beyle parti reisine danıştınız mı?" Onlar da. bize esasta anlaşmış olduklarını, yalnız yeni seçilecek reis namzedi hakkında bir karara yarılamadığım söylediler.
“— işte, meselenin en mühim noktası bu ya... Herkes biliyor ki, bu gençlerin reisliğe getirmek istedikleri doktor Namık Ahmet’tir ve yine herkes biliyor ki, Doktor Namık Ahmet bizim dostumuzdur. Yani fırka idare heyeti âzasından Halil Ramiz'le dahiliye encümeni relai Neşet Sabitin dostudur ve bu iki adamın velev müşahit veya misafir sıfatlyle böyle bir toplantıda bulunması Ancak Doktor Namık Ahmet lehine bir tesir yapılmak istendiği mânasını İfade eder. Anlatabildim mi?
o— Velev kl böyle olsun... Bundan ne çıkar?
f Deva mı var)
50
&
r ı
* t



1(I Aralık 1049
T E N t İSTANBUL
Say* *,.
GÜNÜN
EKONOMİK HAREKETLERİ
Kendilerine göre
Ingilterede yapılan
Devalüasyonun sebepleri
Bu mühim malî tedbir hakkında, İngiliz İstihbarat Dairesi, müdellel bir rapor göndermiştir. Biz, bunu okuduktan sonra esaslı noktalarını hulâsa ederek aşağıda takdim etmeyi faydalı bulduk.
tngiliz lirasının kıymeti düşürüldüğü vakit herkesin kafasında aynı sual belirdi. Devalüasyon gibi bir tedbire başvurmak için tngllterenin gayet sıkıntılı bir durumda bulunması lâzımdı, acaba bu zor durumun sebebi ne idi?
Bu suale kısaca cevap vermek kabildir: Dolar^ ihtiyacı. Ancak bu kısa cevap durumu izah etmez. Asıl neden dolara ihtiyaç olduğunu ve bu ihtiyacın neden tatmin edilemediğini araştırmalıyız.
Tahminin hilâfına harpten bu kadar zarar gören İngilterenin istihsali harpten öncekine nispetle yüzde 30-35 bir artış göstermektedir. İhracatta ise yüzde 40 bir fazlalık vardır. Bu yüksek rakamlara rağmen harpten önce kolaylıkla bulduğu dolan İngiltere şimdi bulamamaktadır. Dolar sıkıntısının sebepleri muhteliftir. Evvelâ, îngilterenin denizaşırı memleketlerden faiz, kâr ve temettü hissesi o-larak elde ettiği miktar 1938 senesinde umumi ithalâtının yüzde 21 ini (yani 1/5 den fazlasını) karşılıyordu. Harp esnasında kredi bulmak telâşiyle İngiltere dolar memleketlerindeki sermayesinden 1712 milyon dolarlık bir miktarını satmaya mecbur kaldı. 1941 senesinde Reconstruction Finance Cor-poration’a garanti göstermeğe mecbur kaldığı diğer sermaye yatırımlarından da bugün hiç bir menfaat elde edememektedir.
1948 senesinde İngilterenin denizaşırı memleketlerdeki sermaye yatırımlarından eline geçen miktar ise ithalâtının ancak yüzde 3 ünü karşılayabiliyordu. Böylece 194S senesinde denizaşırı memleketlerden elde edilen kazanç yüzde 3 hesabiyle 66 milyon ster-ling tutuyor. Halbuki ithalâtın 1938 deki gibi yüzde 21 ini tutması için 471 milyon sterling olması lâzımdır. Aradaki farkı hesap edersek zararın 400 milyon sterlingden fazla olduğunu anlarız. Yahut eski rayiçle 1.6 milyar dolardan da fazla.
Dalar ^noksanının ikinci bir sebebi daha vardır. Dolar bloku haricinde kalan bütün memleketlerde dolar sıkıntısı çekilmektedir. Bundan dolayı her memleket dolarını elzem ihtiyaçlarında kullanmak, yanı dolar grupu-na yapacağı siparişlere saklamak istiyor. Böylece dolar blokuna dahil olmayan ve İngıltereye borcu olan memleketler bu borçlarını dolar şeklinde ödemek istemiyorlar. Demek ki İngiltere için dolar, ancak dolar blokun-
İsviçrede sermaye ucuzluyor
Zürich 9 (Hususi, Comtel)* — F'aiz nispetleri düşmektedir. Bu durumun sebeplerinden başhcası para istikraz talebinin azalması, sermaye ihracına daha çok yer ayrılacağına ait haberlerin de bu duruma büyük bir tesiri olmuştur. Bu düşük nispetten dolayı
Plâliııe rağbet artıyor
New-York, (Hususi) — Gerek burada ve gerekse büyük para piyasalarında son zamanlarda, platine rağbet dikkati çekecek derecede artmıştır. Buranın bir büyük firmasına gelen plâtın siparişleri bir kaç gün içinde büyük bir hacrnı bulmuştur. Londra, plâtın taleplerine cevap veremediği için alıcılar New-York’a baş vuruyor. Bu arkası kesilmeyen taleplerin dünya paralarında muhtemel bir düşürülme
dan elde edilebilir bir madde haline gelmiştir. Harpten önce ise dolar bloku haricinde kalan memleketlerden de dolar bulmak kabildi.
İngiltere, dolar sıkıntısını gidermek için ya dolar blokundan yaptığı ithalâtı azaltmalı veya dolar blokuna daha fazla ihracat yapmalıdır.
1947 senesinde İngilterenin dolar açığı 1780 milyon dolar tutuyordu. 1948 senesinin birinci Üç ayında açık 588 milyon dolar oldu. 1949 un birinci Üç ayında 328 milyon dolara indi, fakat 1949 un ikinci üç ayında 628 milyon dolara çıktı. Şimdi bu ânı çıkışın sebeplerim arayalım:
Amerikada ve Kanadada fiyatlar sterling fiyatlarından daha çabuk düşmüştü. Gerek Ingilterede, gerekse hariçte sterlingin resmi kuruna karşı bir itimatsızlık belirmişti. Karaborsada düşük fiyatla sterling satışına başlandı. Sterlingin düşeceğini tahmin ederek alıcılar siparişlerini ve diğerleri de mümkün olan hallerde tediyatı geciktirmek yoluna saptılar. Şimali Amerikada elinde sterling bulunan kimseler kabil olduğu kadar çok ve çabuk bunlan dolara tahvile koyuldular. Dolar rezem azalmaya başladı. Bu azalma ise sterlingin zoraki bir kurda tutulduğu hissini kuvvetlendirdi.
İşte bütün bu tesirlerin altında bir karara varmak ihtiyacını duyan sterling blokuna dahil memleketler, temmuz ayında Londrada toplandılar. Konferans neticesinde dolar ile yapılacak ithalâtta yüzde 25 bir azaltma yapılmasını makûl buldular. Fakat ithalâtın tahdidi çok zor bir hareketti ve herhalde meseleyi kati olarak halletmeye kâfi gelmeyecekti. Sir Stafford Cripps, avam kamarasında verdiği nutukta de valüasyona takaddüm eden hâdiseleri gözden geçirdikten sonra sözlerine şöyle devam etmişti: “Acele ve mahiyeti itibariyle kati bir kara ralmamız lâzımdı, Böylece sterlingin kıymetini 2.80 dolara düşürmeğe karar verdik.
“Şimdi hepimiz hedefi gözönünden ayırmadan çalışmalıyız. İstihsalimiz çok daha fazla olmalı, ihracatımız bilhassa dolar memleketlerine tevcih edilmeli. dolar memleketlerindeki piyasalardan en müsmir bir şekilde istifade etmeliyiz. Bütün bu gayretlerimize ilâveten dahilde katlanmamız lâzım gelecek sıkıntıları hoş karşılamak ve enflasyon tehlikesini memleket hudutlarından içeri sokmanıalıyız. Takip edeceğimiz yol zordur, fakat yegâne çıkar yol da budur.”
bankalar, sigorta şirketleri ve hususi bankerler arasında rekabet çok şiddetlenmiştir. Birinci ipotek faizi yüzde 3 3/4 den %3 1/2 e inmiştir. Bankalar da mevduat faizlerini yüzde 1/4 nispetinde indirmiştir.
ye karşı, tedbir olmak üzere vuku bulduğu zannolunuyor.
Plâtinin sanayide ve hususiyle harp endüstrisinde istimali çok arttığından, spekülâsyon büyük uyanıklıkla seyrini takip ediyor.
Dünyanın en büyük plAtin müstahsili olan Rusya son iki buçuk sene içinde bu kıymelti madem hiç bir tarafa ihraç etmemiştir.
Avrupa ekonomisini canlandıracak bir teklif
Marshall Plânına dahil memleketlerin alacakları paralarla “Batı Avrupa Bankası’’ nı kurmaları tavsiye ediliyor
Kopenhag 9 (Hususî, Comtel) — Felemenk Hükümeti, Pariste, Marshall Plânı teşkilâtının çok mühim bir teklifte bulunacaktır. Şimdiden malt mahfiller bu projenin leh ve aleyhinde mütalâalar serdctmektedirlcr. Teklif e-dilecek noktalar şunlardır:
1) İsviçre ve Belçika müstesna. Marshall Plânına dahil bütün memleketler arasında - paraların mütekâbildi - karşı tarar parasiyle serbestçe değiştirilebilmesi,
2) Bâle’de Milletlerarası Klering Bankasının genişletilmesi ve Marshall memleketleri tarafından sermaye ko-
Amerika'da da kahve
fiatleri yükseliyor
VVashington (Hususi-Comtel) — Bir ziraat talî komisyonu kahve fiyatları hakkında acele araştırmalar yapmaktadır. Ayandan Gillette’e göre kahve kıtlığı olacak korkusu ile her tarafta görülen mübayaa tehalükünü mazur gösterecek hiçbir sebep yoktur. Şimdiye kadar kahvede böyle hareketler görülmemiştir. Spekülatörler bile bunun sebebini anlamakta müşkülât çekiyor.
Elde bulunan ithalât rakamlarına göre Amerika Birleşik Devletlerinde kahve stokları normal ölçüde mevcuttur. Amerika İstatistik Bürosu harp seneleri içinde, kahve stokları hakkında muntazam malûmat verirdi. Kendi şalisi menfaatlerini herşeyden üstün tutan
KISA HABERLER
Ispanya portakallarını sattı
•A Madrid 9 (YİRS) — Ispanya ve İngiltere arasında imzalanan yeni bir ticaret anlaşmasına göre, İspanya narenciye mahsulünün yüzde doksanını Ingiltereye ihraç edecektir. Narenciye İhracatının yapılacağı diğer yabancı memleketler İrlanda, Federal Almanya, Danimarka ve Kanada olacaktır.
Bombay’a navlunlar ucuzladı
A* Yeni Delhi (Hususî, Comtel) — Amerika vapur kumpanyaları bu a-yin iptidasından itibaren Bombay navlunlarını %25 indirmiştir. İngiliz vapurlarının da bu karara uymaları bekleniyor.
Amerikada balık İstihsali
VVashington (Usis) — Birleşik A-merika Balık Sanayii tarafından istihdam edilmekte olan 140.000 balıkçı, bir senede 1.800.000.000 kilo balık avlamaya muvaffak olmuşlardır.
Fransa ve Frltalux
* Montreal 9 (YİRS) — Fransa, Fri-talux Mahallî İktisadî BirliğLnin süratle kurulması için tedbirler almaktadır. Bu arada, resmen bildirildiğine göre. Fransa bu memleketlerden ithal edilecek malların gümrük resimlerini yüzde 75 nispetinde indirecektir. İndirilecek gümrük resimlerinin yüzde 60 ı hemen, diğer yllzde 15 de zamanla tatbik edilecektir.
Afyon komisyonu anlaşadursurı
★ Londra, 9 (Nafen) — Amman’dan bildirildiğine göre, tsrailin bir çok yerlerinde haşhaş »afyon) ekilmektedir, İsrail gazeteleri bunların ekildiğini teyid etmekte ve şöyle de-
nularak “Batı Avrupa Bankası,, namı altında bir malî müessese vücude getirilmesi,
3) Kredi hacimlerinin çoğaltılması vo itfa vâdelerinin uzatılması,
4) İki cihetli takastı ticaret hususunda yapılan uzlaşmaların terkiyle yerine serbest ticaretin ikamesi,
5) işçilerin başka yerlere gidip istedikleri yerde çalışmalarına imkân verilmesi.
Bu husustaki raporun ortaya koyacağı neticeler merakla beklenmektedir.
bazı spekülatörler bu yolda malûmat toplamanın ve dağıtmanın faydalı ola-nuyacağı hususunda İstatistik Bürosunu iknaa muvaffak olduklarından 1947 şubatından itibaren bu yoldaki istatistik! malûmat neşredilmemiştlr.
Senatör Gillette İstatistik Bürosuna bir mektup göndererek, “yeşil kahve ithalâtı 1949 senesinin ilk dokuz ayı içinde geçen senenin aynı devresine nispetle $4 5 fazla ve istihlâk %5 eksik olduğu halde perakende satışta görülen fiyat arttırmaları halkı İstismardan başka bir şey değildir.,, demiştir.
Gillette, kahve istatistik neşriyatına tekrar başlanması ve halkı zarara sokanlar hakkında tedbirler alınmasını tavsiye etmiştir.
mektedirler: “Bu gayet kârlı bir iş olduğundan bunu ekiyoruz.”
Yunanistan’da yeni grev hâdiseleri
★ Londra 9 (YİRS) — Yunan işçi Konfederasyonu, işçilerin yevmiyeleri yüzde 40 nispetinde arttırılmadı^ takdirde, önümüzdeki hafta umumî grev ilân edeceklerini bildirmiştir. Konfederasyon liderleri, daha emi, Hükümetin grevi geri bırakma teklifini reddetmişlerdi.
Yunan Hükümeti grev vaziyetini halletmek üzere bir komisyon teşkil etmiş ve bu komisyona işçi temsilcilerini de davet etmiştir.
Yeni pazarlar peşinde
•A Londra, 9 (YİRS) — ihracatçılara hitaben konuşan İngiliz Maliye Bakanı Sir Stafford Cripps, devalüasyonun doğurduğu imkânlardan faydalanarak henüz İngiliz mallarının bulunmadığı piyasaların nazarı itibara alınmasını isteyerek, bilhassa İran ve Cenubî Amerika piyasalarını tavsiye etmiştir.
Amerikanın pamuk mahsulü bu yıl çok bereketli VVashington, 8 A. A. (United press) — Amerika Birleşik Devletleri Ziraat Bakanlığının bildirdiğine göre, bu seneki pamuk istihsal rekoltesi 16.03000 balya olarak tahmin edilmiştir. Bu miktar son on iki sene İçindeki en yüksek rakamdır.
Bu mahsul mahallî ve yabancı memleketlerdeki talebi karşılamaya kâfidir.
Toprak Kanunu değişiyor
Yapılacak tadilâtı bildiriyoruz
ÇİFTÇİYİ Topraklandırma Ka- I nununda yapılacak tadilâtı ihtiva etmek üzere Hasaıı Saka Hükümeti zamanında B. M. Meclisine sunulan kanun tasarısı üzerindeki çalışmalara devam edilmektedir.
Hâlen komisyonlarda bulunan tasarının Başbakanın seyahatleri sırasın- | da yaptığı beyanat üzerine yeni bir I İnkişaf yoluna girdiği anlaşılmaktadır. Esasen tasarı daha geçen yaz devresinde Tarım ve içişleri Komisyonlarında Hükümetçe teklif edilen şekiller dışında yeni bazı tâdilâta uğramıştı. Yetkili bir kaynaktan öğrendiğimize göre Hükümet, tekliflerden bazılarını kabul etmiş, bazılarına da yeni şekiller vermiştir. Bu arada prensiplere taallûk eden büyük değişikliklere doğru gidildiği anlaşılmaktadır. Tasarının Knnunlaşmcaya kadar alacağı şekil ve uğrayacağı tadilât henüz kestirilememekle beraber komisyon çalışmalarından edinebildiğimiz intibaa göre yeni kanun arazi işletmesindeki maksadın “türlü kültür arazisinin boş bırakılmayıp tabii ve mahalli şartalara göre, ekim, dikim ve bakımla İktisadî bir şekilde değerlendirilmesi,. olduğunu ifade ediyor ve dinlendirme, nadas, hayvanları otlatma, askerlik, belgelendirilmiş uzun hastalık, ölüm gibi makbul bir özür olmaksızın üs-tüste üç yıl sürüm, ekim ve bakım görmemiş araziyi işlenmiyor sayarak istimlâk hudutları İçine almaktadır. Yeni tasarıda bu hususların takdir hakkı Tarım Eakanlığına verilmektedir.
Kamulaştırma işi de yine Tarım Bakanlığınca yapılacak ve arazisi ol-mıyan veya yetmlyen çiftçilere (Ziraat işçileri dahil) aşağıdaki arazi kamulaştırtarak verilecektir:
1 _ vakıflar Genel Müdürlüğü veya mütevelliler tarafından tasarruf edilmekte bulunan vakıf arazinin tamamı,
2 — özel idarelerin kamu hizmetlerinde kullanılmayan topraklar,
3 — Şahıslara ve şirketlere ait araziden 5 bin dönümü geçen kısmı,
4 — Yeni kanunun yürürlüğe girmesinden sonra işlenmiyen arazi,
Mensucat fabrikalarının güç durumundan çıkan işsizlik
Istanbuldaki hususî fabrikaların açıkta kalacak işçileri için çare aranıyor
Ankara 9 (A.A.) — Son zamanlarda İstanbulda bazı hususi mensucat fabrikalarının ve bu arada Çlkvaşvill ve Adalea Mensucat Fabrikalarının iş hacmini daraltmak zorunda kaldıkları ve bu sebeple işçilerden bir kısmını çıkartmaya hazırlandıkları haber alınmıştır.
istanbulda sanayi temsilcilerinin yaptığı bir toplantıda geçici olarak iş hacmini daraltmak mecburiyetinde kalınış olan fabrikalardan kimsenin çıkarılmaması, buna karşılık günlük çalışma müddetinin beş saat olarak tesbiti kararlaştırılmıştır.
Adalet Mensucat Fabrikası ustalarından iki temsilci Mensucat Sanayi
İzmir Çamaltı tuzlası ıslah edilecek
İzmir 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Amerikalı tuz mütehassısları yanlarında Tekel tuz şubesi müdürü olduğu halde bugün Çamaltı tuzlasında tetkiklerde bulundular. On gün içinde raporlarını Tekel Bakanlığına verecek olan mütehassıslar.
Tasarının yeni şekline göre Toprak Kanununun tatbik edileceği bölgelerde dağıtma işlerine devlete ait arazi ile başlanacaktır. Bu arazi ihtiyaca kâfi gelmezse şahıslara ait topraklardan sahibi tarafından İşletilen 5 bin dönüme kadar olan (orta arazi) ka-mulaştırılmıyacaktır. Ancak sahibi tarafından işletilmeyen (orta arazi) nın kendi seçeceği yerden olmak üzere 1500 dönümden fazlası kamulaştı-rılabllecektir.
Bu suretle kamulaştırma dışı kalan araziyi mal sahibi istediği gibi İşletmekte serbest olacaktır. Nitekim kamulaştırılan araziden; yapı ve tesislerden, kahve, han, dükkân, değirmen ve fabrika gibi zirai işletme ile İlgili olnııyanları, bağ ve bahçeler, zeytinlik ve palamutluklarla, okaliptüs ve kavaklık gibi ağaçlıklar kamulaştırma dışı bırakılmaktadır.
Tasarıya göre verilecek bedel miktarı 1944 yılı vergisine matrah olan kıymet esas tutulmak suretiyle tes-blt edilecektir. Buna göre 1000 dönüme kadar kıymetin 4 misli, 2000 dönüme kadar 3 misli. 3-4 bine kadar 2,5 misli. 5 bin dönüme kadar 2 misli, bundan fazlasına 1 misli bedel tek-' lif -edilmiştir.
Komisyonlar ise İstimlâk bedeli için umumiyetle 4 emsalini kabul etmiş görünmektedirler.
Tasarıda dağıtılacak arazi İçin gözetilmesi düşünülen sıra şöyledir:
Kendisinin vcva ailesinin hiç arazisi olmayıp başkalarının arazisinde ortakçılık, kiracılık yapanlar: arazisi yetmlyen çiftçiler, tarım işçiliği ile geçinenler, göçebeler ve göçmenler ve göçürülenlerden çiftçi olanlar, miras ortaklığından aynlanlar, Tarım ve Veteriner Okulları ve Tarım Kursla-] nnı bitirenlerden arazisi olmıyanlar veya yetmiyenler,
Yeni tasarıda kamulaştırılan yerlerin bedellerinin tediye şekli belirtildiği gibi Tarım Bakanlığına örnek köyler kurmak yetkisi de verilmektedir. Netekim kasaba ve şehirlerin iktisadi şartları ile hayvan varlıkları ve istikbaldeki inkişaflara göre mer’a ihtiyaçları Tarım Bakanlığınca hazırlanıp Bakanlar Kurulunca kabul edilen normlara göre hesaplanacaktır.
işçileri Sendikası tarafından Ankara-ya, Çalışma Bakanı ile görüşmeye gönderilmişlerdir.
Çalışma Bakanlığı mensupları mensucat sanayii sahasında iş hacminin daralmaması için son zamanlarda Hükümetçe alınmış olan ve alınması düşünülen tedbirlerin yakın zamanda tesirlerini hissettireceğini ummaktadırlar.
ithalât listelerinin bugünkü durum gözönünde bulundurularak şekillendirilmesi mensucat maddelerimiz İçin ihracat imkânları aranması ve bunun teşviki ve Muamele Vergisinde tadilât yapılması bu tedbirlerin başında gelmektedir.
Çamaltı tuzlasında istihsalfttın 110 bin ton fazlaalyle 300 bin tona çıkarılabileceği kanaatinde olduklarını söylediler.
Mütehassıslar, pazar günü raporlarım hazırlamak üzere îstanbula gideceklerdir.
Fabrikatörlerin toplantısı
Yerli sanayii meşgul eden meseleler görüşüldü
Dün şehrimizdeki fabrikatörler. Ticaret ve Sanayi Odası salonunda bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda hususî teşebbüslere endüstri sahasında kredi sağlamak maksadlyle, bir Sanayi Bankası kurulması bahis mevzuu olmuştur. Ticaret Odasının da kurulacak olan bu bankaya 500 bin lira ayıracağı anlaşılmıştır. Toplantıda, Sanayi Bankasının kuruluşuna ait hazırlıklarla meşgul olmak üzere bir komite teşkil edilmiştir.
Diğer taraftan bilindiği gibi, son aylar içersinde dışarıdan ucuza ithal edilen mallar, yerli sanayiimizi tazyik etmektedir. Eıından başka, döviz mevcudunun azalması dolayısiyle de ham maddesini dışardan getiren fabrikalar müşkül durumda kalmıştır. Bütün mevzuları da tetkik etmek maksadlyle ikinci bir komite daha teşkil etmiştir.
Komitelerin hazır Uyacakları raporlar, gelecek cuma günü, aynı salonda toplanacak olan Umumi Heyette görüşülecektir.
Bîr Fransız firması, kahve teklif etti
Piyasada kahve fiatleri eski seviyesini muhafaza etmektedir» Marsilya’da bir Fransız firması, frankla ödenmek üzere 500 ton kahve teklif etmiştir»
Prof. Perroux’nun “Hibe Ekonomisi" mevzulu konferansı
Birkaç gündenberi şehrimizde bulunan Paris Sorbonne Üniversitesi profe-.sörlerinden François Perroux, dün iktisatçılar Birliği adına (Hibe Ekonomisi) mevzuunda bir konferans vermiş ve bunun tarihçesini yaptıktan sonra» muasır hibe ekonomisi üzerinde durmuştur.
Konferans alaâka ile takip edilmiştir. Demek, dün akşam profesşr şerefine bir ziyafet vermiştir.
---o
Emniyet Sandığı
Emniyet Sandığı yılbaşında Eminö-nünde yeni bir şube açacaktır.
Uskumru 40 kuruşa
Dün Balıkhanenin müzayede salonunda, toptan uskumru fiatı 40 kuruştu. 1939 senesindenberi ilk defa uskumrunun bu fiate satıldığı görülmüştür.
Çukurovanın hayatî meselesi
Ankara 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Çukurovanın iktisadi, zirai ve kültürel kalkınmasında büyük rol oymyacak olan Seyhan ııehri üzerinde kurulacak bent, hidro elektrik santrallariyle diğer tesislerin inşası için lüzumlu dış kredinin sağlanması mevzuunda Milletlerarası Kalkınma Bankasiyle yapılmakta olan müzakere ve temaslar, uygun bir safhaya girmiş bulunmaktadır.
Seyhan nehri, su ve enerji projesi adını taşıyan bu mevzu, esas itibariyle Adananın takriben beş kilometre şimalinde inşa edilecek bent ve hidro elektrik santralı ile Seyhan ovasını seylâptan koruma ve sulama işlerini ihtiva etmektedir.
Bendin inşası 144 bin hektarlık arazinin fenni şekilde sulanmasını sağ-lıyacağı gibi Adana, Tarsus ve Mersin gibi büyük şehirlerimizin de bol ve u-cuz elektrik enerjisinden istifade etmelerine yol açacaktır.
Bu tesisler tamamlanarak işlemeye başladıktan sonra, hali hazırda nehrin asgari sarfiyatına bağlı olarak ve mahdut sahalarda yapılmakta olan sulamalar, çok gelişecek ve bugünküne nisbetle daha nadir mahsul cinslerinin yetiştirilmesi mümkün olacakı»ı
t
| 9/XII/1949 Cuma
YABANCI BORSALAR
İstanbul Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
New-York Borsası
Bugün
31.35
••
25.30
eski Iz-
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
artrmş-
Devlet rağmen
müstakar
muhafaza fiyat de-
Borsalarda Vaziyet
İstanbul: Ticaret Borsacında tiftik hararetini muhafaza etmektedir,
mirde teslim edilmek şart iyi e, 100 tonluk bir birinci akala pamuk partisi 248 kuruştan borsaya tescil ettirilmiştir.
Fındık fiyatları düne nazaran daha gevşektir.
Yeşil mercimek üzerine istekler
tu.
Esham ve Tahvilât Borsacında Tahvillerine karşı istek olmasına
dün de yazdığımız gibi, satıcı yoktur.
Altın piyasasında dün isteklerin daha ziyade genişlediği hissedilmiştir.
İzmir: Gelir vergisinin yılbaşında tatbik edileceğini gözönünde tutan bir kısım mutavassıtlar üzümlerini, borsaya ar-zetmektedirler. Bunun neticesi olarak Üzüm fiyatlarında gevşeklik ve gerileme devam etmektedir. İncir fiyatları İse ve sağlamdır.
Pamuk piyasası gevşekliğini etmektedir. Pamuk yağında ise
vamlı olarak düşmektedir. İzmir fabrikaları rafine pamuk yağını 168 üzerinde tutmak istiyorlarsa da Adanadan gelen bir parti mal 161 kuruş üzerinden muamele görmüştür. Çekirdek üzerine muamele yoktur ve çok gevşektir.
Adana: Borsada kayda değer bir şey yoktur. ' 1
Yeni İstanbul: Bugün Izrnir ve Adnna bor-saianmızın her Hdsindo de İkinci Aluıln üzerine- muamele olmuştur. Birinci Aknlıı adıio-lunsmiyan evkaftaki pamuklar üçüncuve de ithal rdllrrncylnce nıııiııı hUMUMiyetiııe ğöre fiyst almaktadır. Fiyat tablosunun göHlcrdlği anormal durum bu şekilde nnlnşılınnIıdır
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Açılış Kapanış
1 Sterlin 7.87 7.89
100 Dolar 282.— 280.-
100 Fr. Frangı 0.80 0.80
100 İsviçre Fr. » 61.03 64.03
100 Bclç. Fr. .. 5.60 5.60
100 îhvcç Kr. ...
100 Florin 73.68.40 73.08.-10
100 Liret
10ü Drahmi 0.01.870 0.01.876
100 Escpudos Ö.73.90 &.73.90
Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külçe Yeril Gr. 6.25 B ‘25
Külçe Degusfirı *’ 6,36 II. «I 30
Cumhuriyet 42.40 Ur aJV 42.10
Reşat ........ 45.10 44.80
Hnrnit 42.50 423ü
Gulden 41.50 10.80
İngiliz 5Î-10 57.25
Fransız kok. 43.75 43.50
Napotaon LII. •13.50 41—
İsviçre 42.7ü 42.70
Netv-York’ta: onau i
Gümüş, Plâtin
agagı En yukarı
Gilmflg Gr.
Pintin 10.— n.—
Zürich Borsası (Serbest)
İsviçre Frangı
En aşağı En yukarı
Türk hrutu o.w 0.90
4.28 5 1.30.5
Sterlin in.— 10.30
Fransız Frangı I n. '
ESHAM VE TAHVİLÂT
Ikramiyell tahvlllor Kapanış (•)
%5 1933 Ergani 28.50 23.50
%5 1938 ikramiyeü 20.50 20.50
%5 MIHI Müdafaa I 100.25 100.25
%5 1941 Demiryolu IV. 98.75 08.80
^5 1941 Demiryolu V. . 95.70 99.40
%4 1/2 1949 IkramiyeU .... 95.50 95.50
Diğerleri %6 1911 Demiryolu VI. 96.70 06.75
CgB ICdllunnıfiL I. ••«••••••• 96.75 96.75
Sı.O 11. •••••••••» 07.35 06.00
%6 “ III 07.75 07.-
%6 3918 İstikrazı I 96.80 96.85
%6 1918 •• n. 97.75 00.85
%6 Milli Müdafaa I 10.65 19.60
d 1949 “ I %7 1931 Slva8-Erzurum I. 96.60 C6.40
20.60 20.70
%7 1934 •’ - ° 1I-VU. 21.— 21-
$v7 1941 Demiryolu IT . 10.75 20.95
Mil " İL . 20.85 20.40
%7 1941 •• m. . 21.20 20.—
%7 MUH Müdafaa L J 19.70 19.70
f. 7 ° m n. . 20.40 20.40
•• " IH. . 19.86 19.86
c/7 '• M VI, . 20.85 20.90
Şirket Tahvilleri
Anadolti Ü.Y. Tertip A/B. 106.— 107.—
•» tt •• Q —
" " «3.- 6-1 50
•* *• Mürnes. Senet. 68.50 69.50
Şirket Hisse Senetleri
T. C, Morkoz Bankası 119.56 118.50
Türkiye İş Bankan» 24 l»0 25.-
Türk Ticaret Bankanı .... 5.— 5.10
Aralan Çimento 10.— 10.30
gark Değirmendik 23.25 23.50
Mili! Reasürans
Ecnebi Tahville»
Mınır Kredi fmiHİyo 1903
!’UI
Hububat
Buğday Yumuşak ........
Buğday Sert...........
Arpa Biralık ........
Arpa yemlik (dökme) .... Munr (San) ............
Fasulye tombul ........
Familya Çalı aert .....
Kuşyeml ...............
Mercimek Kırmızı kabuldü Mercimek Yeşil ........
Nohut flirn ..........
Yağlı tohumları
Ayçiçeği tohumu .........
K öten toiıu mu
Kendirtohumu ............
Susam ...................
Yer fıstığı kabuklu .....
Kuru Aleyvalnı
Fındık (kabuklu sivri) ..
Fındık (tç tombul) .......
Coviz (kabuklu) ..........
Ceviz (îc natürol) .......
Dnlcııınıı ilanı Maddeleri: l’lfiilc nntıb«-l
Tiftik İnce mal
Yapak Anadolu
(Kırkım)
İfam deriler:
Sığıı salamura
Keçi tuzlu kuru Koyun hava kurusu kilosu
Mezbaha atğır vay kilosu
Idloflu .... kilosu ....

Nebatı yn^lıırt
Zeytinyağı (Ektıirn ekstra âvçiçegı ı Rafine)
Kın d ıh vaki
38
41.20
55.—
22.10
36.—
42.—
38.—
81.20
77.—
62.20 137.—
50.—
150
280.—
315.—
.55.—
170.—

Son kapanış
31.35
31.10
27.10
180.—
226.—
135.—
205 —
24.
35.
17.
30.
51.
70.—
136.—
48.—
87.—
12 -
39.—
81.—
İzmir Ticaret Borsası
Bugün Son kapanış
Üzüm çoklrdekslz No. 0 56.50 50.75
incir A oorisl No. 8 66. 56.-
B serisi No. 109 45.— 45-
Pamuk Akala 1 236.—e 236 —
Pamuk Akala n. 230.— 232.—
Pamukyağı (rafine) 168.— 168.—
Pamuk çekirdeği 17. 5
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala 1 200 203.50 200.—
Pamuk Akala 11 - 165/190 160/105
Pamuk Yerli 1 mal yok
Eskişehir Ticaret Borsası
32.
34.-
32.50
35.—
Bugüay yumuşak
Buğday sert ....
Buğday (Buşell = Sent)
Sert Kış mahsulü No. z. ...
Kırmızı ° No. 2 ...
Pamuk Mlddllng (Libresi = Sent)
Aralık .....................
Mart .......................
Mayıs ......................
Temmuz ..........
Tiftik (Libresi = Sent)
Teksas No 1 ................
Fındık (Libresi = Sent) Kabuklu Yerli İri ..........
orta ........
Levan t lq ithal malt ......
Ekstra iri İç İthal malı ...
Kuru üzüm (Libresi = Sent)
Thompson çekirdeksiz seçme.
Keten ruhumu (Buşell =: Dolar)
MinneııpoHs ................
Kalay. (Ton-Dolar) I.ovhn-teiieke (Libre sent)
Dün Eski kur
268 *
235
30.23 30.39
30.23 30.35
30.13 30.23
30.12 30.22
58-60 60.-
19-22.5 22.5
17-21.5 21
36-37 37
87-38 38
11.5-12 11.25
3.90 3.95
83.— 84.-
7,50
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu = Sterlin) Bombay KalkÜta Ter fıstığı Hindistan 63.— 62.— 61a*3? 62.— 61.— 61.—
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (Libresi = Peni) ... Sıra malı *’ “ ... Yün. . Anadolu “ M •• Trakya “ ” i sşg sı 1 34.- 30.— 18.50 18.—
e
İskenderiye Borsası



Pamuk (Kantarı = Tallarü ....
Ashmounl Kısa elyaflı F/G Karnak Uzun elyaflı F/G. .
83.70
90.30
i*) Gününde Bordada muamele») Lcavii edUmcnıiü tahvilât vu e&bunun arz vo taleplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.

• v 9
Sayfa 4
YÎ1NI tRT A N RUL
10 Aralık 1049
9

Yabancı memleketlerdeki hususî muhabirlerimizden
Sfockho/m muhabirimizden
kızıdır.
KfiGANOVİÇ gözden mi düştü ?
Stokholm, 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Lenin’le Staiin’in adamı vo Politbüronun “büyüklerinden,, olan La zar Moaeyeviç Kaganovıç'in gözden düştüğü söyleniyor. Haber henüz bir söylentiden ibarettir. Her ne kadar, Kagaııoviç’in Kızıl meydandaki “iktisat Sarayı,, galerisindeki büyük resmînin kaldırıldığı söyleniyorsa da, bu ve bundan önco çıkan aynı konudaki haberler henüz tahakkuk etmemiştir. var kİ, Kog%noviç’in gözden düşmeni gayet mühim bir hâdisedir, Çünkü, Staiin’in karısı Kaganoviç’in
Fakat, Kaganoviç 1934 vo 1939 yılları arasında yapılan büyük temizlik sıralarındaki ehemmiyetini kaybetmiştir. Siyasî ınesloğinin en yüksek noktasını aşmış olmakla beraber, teşkilâtçı kabiliyeti sayesinde Politbüroda mühim bir rol oynamakta devam ediyordu. Kaganoviç, ihtilâl yıllarında, teşkilâtçı kabiliyeti vo hitabet kuvveti sayesinde, Beyaz Rusyadakl Gomcl şehrinin mahallî Sovyet başkanlığını elde etti. Daha sonraları kendisine mühim hizmetler tevdi eden Lenin’in himayesine sığınarak komünist idaroclleri arasına katıldı, anlaşmazlıkları telif hususunda gösterdiği dirayeti sayesinde de mühim bir mevki elde etti. Sta-lin’e de yanaşmasını bilen Kaganoviç, nz zamanda diktatörün güvenini kazanmıştır.
Kaganoviç, zeki vo asabi olduğu kadar pervasızdır da. Konuşurken durmadan teşbih çeker. Moskova metrosu ve Rus ihtilâlinden sonra yeniden teşkilâtlandırılan demiryolları Kagano-viç’in eserleri arasında başta gelir. Kaganoviç daha sonraları partinin merkez komitesinde tanm işlerini, petrol ve ulaştırma teşkilâtını idare etmiştir. Siyaset bakımından eski hâkim mevkiini çoktan kaybotmig olmakla beraber, Bakanlar Kurulu Başkanvekill ve Polltbüro üyesi bulunan Kaganoviç son günlere kadar Sovyet Ruıvanın mühim gahsiyetlerindendi.
AVUSTRALYA
seçimleri yarın yapılıyor
Almanyadaki hususî muhabirimiz Curt Riess bildiriyor
Almanlık ruhu ve Avrupa
Almanlar, dünyanın müşterek gayretler ile ortadan kalkabilecek müşterek bir felâket İçerisinde bulunduğunu idrak edemiyorlar. Felâketten kendi ile kurtulacaklarını zannediyorlar.
*‘Realpolitlk"aları
Yazan: Curt Kİosh
EDEBİYAT
i l i M
SANAT
TEKNİK
Edebiyat kbgesi
Hayata atılanlara öğütler
onun İçindir kİ Alman*
Sanatkârın gururu
Abdülhak Şinasi Hisar
21 YAŞINDA OLSAYDIM
U ayın 11 inci pazar günü yapılacak otan seçimler. dünyanın dikkatini Avustralya üzerine çekmiştir. Bilindiği gibi Avustralyada hâlen İşçi Partisi iktidardadır. Acaba ö-nümüzdeki seçimlerde bu parti ne gibi bir netice elde edecektir? İktisadı bir sistem münakaşa mevzuu olduğundan Avustralya seçimlerini mahalli bir hâdise olarak telâkki etmemeli, daha çok sosyalist prensiplerin dünya çapında bir imtihan geçirmesi görmelidir.
Üç milyon mil karelik muazzam bir kıta olan Avustralya. 9 temmuz 19ÛÛ tarihinde federal bir “Commonwcalth„ yani İngiliz İmparatorluğu câmiası içinde yarı müstakil federal bir devlet olarak kurulmuştur. Altı eyâletten müteşekkil Avuslralyada, halk gerek eyaletler için, gerekse Federal Hükümet için lüzumlu organları serbestçe seçer. Bu organlardan ayrı bir de İngiltere Kiralının mümessili mevkiinde bir Umumi Vali vardır.
Ayıtı 11 inde yapılacak seçimler Federal mahiyetedir. Yani Senato için 60, Mümessiller Mcclisj için de 123 âza seçilecektir. Oynadığı rçl bakımından daha ehemmiyetli olan Mümessiller Meclisindeki bugünkü durum şudur: işçi Partisi, 43. Liberal Parti 19, Köylü Partisi 12. Müstakil İşçiler 2. Müstakiller 1. Bu rakamlardan da anlaşıldığı gibi seçim mücadelesi daha çok aında geçecektir.
Avustralya seçimlerinin hususiyeti hiçbir partinin programını teferrüatiyk- ortaya koymak istemeyişidir. İşçi Partisi ilerde yapacaklarından ziyade, şimdiye kadar yaptıklarından bahsediyor: Yapılan sosyal yardımlar? azaltılan vergiler, inşa edilen evler, işsizliğin giderilmeni gibi, işçi Partisinin konulmak istemediği mevzu ise, bankaların millileştirilmesldir. Sosyalizm için lüzumlu olan bu hareket, evvelce Esas Teşkilâta aykırı bulunmuştu. Sermaye sahiplerini korkutan bu mevzu. simdi haaıraltı edilmiş vaziyettedir.
Liberal Partinin teferruata girmeden konuşmasının sebebi, İktisadî sahada ileri sürülecek esaslı prensiplere sahip olmayışıdır. Dolar açığını kapatmak maksadiyle Avustralya Lirasını yüzd( 25 düşürmek İstese, Liberal Parti prensiplerin** aykırı hareket etmiş olacaktır. Avustralya Lirasını Sterlin seviyesinde tutmak istese, memlykcti zaraıa sokacaktır. işçi Partil inin yolunu takip etmeye gelince, bunu da alenen itiraf etmek istemiyorlar. Liberal Parti başkanı Menzif.H. daha çok sosyal yardım, daha az vergi, daha fazla antl-komünist faaliyet vâdediyor, fakat “nasıl?,, sualine cevap vermiyor.
Çiftçi Partisine* gelince, bu parti eskiden beri Liberaller ile beraber hareket etmiştir. Şimdi, taraftarlarından bir kısmı Liberallere, bir kısmı da işçilere taraftardır.
Partilerin tcferrutlı bir şekilde programlarını ortaya atmamaları, seçim mücadelesini daha ziyade şahsiyata dökmüştür, AvustralyalIların pek meraklı oldukları at yarışlarındaki gibi seçimlerde de, parti şefleri arasında bir çekişme başlamıştır. İşçi Partisi Başkanı Başbakan Chifley. radyodan seden monoton, kuru sesiyle kese Rooşevelt’l hatırlatıyor, rafındakileri teshir eden lüçü arkasında bilgili bir ekonomist ve yaman bir politikacı »aklıdır.
Diğer taraftan Liberal Parti Başkanı Menzlc», bundan evvelki eksantrik hareketlerini unutturmak İçin bir halk a-dıımı olduğu İntibaını uyandırmaya çalışıyor.
Bir bakımdan seçimin neticesini tâyin edeÇek olan halkın federalleşme hakkındııki düşüncesi olacaktır. Harp funanında haklarından birçoğunu Federal Hükümete devreden eyaletler, şimdi hu haklarını geri iatemektcıhr-1er, İşçi Hükümeti iso bu hakları geri I vormek şöyle dursun, deha birçok »a-hıılıırı (kvlotlı»şfİrmeyi düşünmektedir Herhalde bu non seçim, Avusfrnlyanın durumunu beilU birkaç nesil için tâyin gdeoek tır» *
fakat
« •>
olarak
3 parü ara-
en büyük
aklı e r-
Et-
gü-
UGÜN Bııtı Alrııunyayı dolaşır-«anız, müşahedelerinize İki mühim nokta müessir olur. Bir tarafta ele avuca sığma», iktisadi bir ha-
yatiyet ve öto tarafla du tam bir siya»! uyuşukluk. Büyük şohirler, hâlâ hnra-bc halindedir. Fakat bu harabeler, hayatın malı olmuşlar, hayat bunları sar-mig ve noroye bakarsanız bakınız karınca gibi kaynayan faaliyete hiçbir surotlo engel olmamaktadır. Herkes kondlnl tamamen yeni bir hayat kurmaya vakfetmiş ve askeri bürokrasinin memlekette kurduftu ağlardan kurtularak, harabelerle yeni âlem İçinde şu veya bu suroılo yerleşmeye çalışıyor. Yaşama ve güçlükleri yenme İradesi, bütün engellere rağmen hnrlkulâdodir.
Almanyada bugün noksan olan siyasi heyecanmzlıktır. Bugün yeni bir Hitelr, komünist bir peygamber veya difcer kudretli bir şahsiyet ortaya çıksa hepai aynı lâkaydl ve aynı korkunç tevekkülle karşılanacaktır. Gençlik için bu, bilhassa böyledir, 1CÜİ80 disiplini sayesinde nz daha salâbete malik olnn ka-tollk gençlik teşekkülleri istisna edilecek olursa, dikerleri politika ile katiyen alâkalanmamaktadırlnr. Bnştııklnin adı Adenauer imiş yoksa Hoııss yahut Schumacher imiş, gençlik buna ehemmiyet dahi vermemektedir.
Bu yüzden iso, mllüyctçi grup ve zümroler, fiilî taraftarlarının »ayısını çok aşan bir ehemmiyet kazanmaktadır. Bunların tesiri, büyük ekseriyetin küskünlüğüne dayanıyor. Bir ikizi müstesna, nasyonal sosyalist devirden evvelki «eviyenin çok Makisinde kalan gazeteler, Vaziyeti olduğu gibi gösteren politik mütalâaların ıılâka uyandırmadığını görerok. milliyetçilik Üzerinde “spekülâsyon,, yapmaktadırlar, Bu suretle hâsıl olan garip hava içerisinde, milliyetçiliğin öteden bori malum nâmeleri politik uyuşukluğu gittikçe bastırıyor.
Avrupa bu çoşit bir Almunhk ruhundan ne bekllyeblür? Hitler devrinin hummasından, felâketin sersemliğinden ve harbi takip eden yılların karışıklık vo sofaletindon sonra gelen bu tabii politik felç elbet geçecektir. Bunu açıkça görmek mümkündür vo belki de o giin hiç de uzak değildir. O zaman ne olacaktır? Muhakkak olan şudur; Müttefiklerin gûya tatbik ettikleri politik terbiye sistemi çok cılız neticeler vermiştir. Almanlar demokrasiyi en kötü tarafından, bürokrasiden ve hattâ askeri bürokrasiden yana tanıdılar. Almanların İkinci Dünya Harbinden e1-dc ettikleri yegâne kazanç bu tecrübe olmuştur.
Daha harp içersinde Ingilizlcr zaferden zafere koşarken, ileri görüştü ilim adamları realiteleri kabul ederek In-gilterenin devrini Amerİknya bırakmak zorunda bulunduğu fikrini benimsemişlerdi. Tarihçi Toynbee ve Nicholson bunu kayıtsız şartsız kabul ettiler.
Almanlar, İster milliyetçi olsunlar, isterse politikadan tamamen vazgeçmiş olsunlar, işte bu görüşten mahrumdurlar, Carr, Toynbee vo Nicholson gibi düşünenlerin acaba bugünkü Alman-yada vaziyeti ne olabilirdi? Weimar Cumhuriyeti sırasında başlarına nc geldiyse, şimdi de aynı hücumlara maruz kalacaklardı. Milliyetçi gruplar, en şiddetli mücadeleyi açacaklar ve onları hıyaneti vataniye İle itham edeceklerdi. Büyük ekseriyet İse. buna itiraz etmiyecekti; çünkü hakikatin düpedüz kabulü, Almanyada hâlâ hiyanetl vata-
niye «ayılır, Ve yada İster Hitler, İster generaller, l«-terse do Yahudllor olsun, hâlâ kabahat yüklnnobilocok mesuller aranmaktadır.
Almanya gibi bir mlllotin, şimdiki siyasî uyuşukluk arkasında «Islonan o om kİ, politik hâkimiyet rüyasından niçin uyanamndığı, anlaşılır şoy değildir Alman, kendisini hor dakika lıtlsknlo veya haksızlığa uğramı» «ayar. Şikâyeti, İnsanlardan doğlİMc, muhakkak kaderindnndlr. Hemen önünde duran o-l(onomlk moRnlolero, korkmadan ve yılmadan sarılır ve onların uhdesinden de gnlir. Fakat çok nz Alman burnunun ııeuhda duran politik monololorl görnblllr. En doğrusu, hâl Un mazi ara-aınn bir çizgi çekmektir. Bu. Almanlar İçin okluğu kadar Avrupa için de bir vazifedir. Mesele, ancak müşterek gayretler ile ortadan kalkabilecek müşterek bir felâket içorlalndo bulunulduğunu İdrâk etmektir. Halbuki Almanlar. hâlâ yalnız kendilerinin felâket İçinde olduğunu ve bu fnlâkctton do nnenk kendi gayretleri İle ve diğerlerine rağmen kurtulabileceklerini zannediyorlar. Vo bunun adına “Rralpoll-tik„ diyorlar kİ. bıı politika onları folA-l(«le »üriiklomlştlr,
Buna rağmen, bıı küskün kütloden rskl milliyetçiliği tekrar yaratmaktan banka bir şey düşünmeyen o ekalliyetten nyrı, meydanda az görülen, fakat şimdiden Iso koyulmuş olnn başka Zümreler do var. Bunlar Almanvn için “Avrupalılaşmak., dan başka cıknryol olmndiKinı biliyorlar. Bunlar nrnaındn bilhassa talebe ve hocalar, oksorlyoll teşkil ediyor. Bu münevverler Almanya dışına çıkıp, domokrasinln nasıl çn Iıştığını yerinde görmek vo kendilerine mütemadiyen telkin edilmek istenilen “Avrupalılık ruhu,, nun hakikaten mevcut olup olmadığını anlamak istiyorlar.
Hüsnüniyet sahibi bu Almanların demokrasiyi ve Avrupalılık ruhunu bulup. bir hakikat olarak kabul edebilmeleri hayatî ehemmiyeti haizdir. Bıı bakımdan, karşı tarafın dn büyük gayret snrfotmesl lâzımdır. Avrupa. Almanların değlşnıoRİnl bokllyemes. Avrupa Alınanlar» hor yerde, “Avrupa., fikrinin yol aldığını açıkça İspat edebilmelidir. Akal takdirdo Almanyada, "Birleşik Avrupa,, fikrinin, münhasıran kendilerini İlelebet esaret altında bulunduracak bir tuzaktan başka bir şov olmadığı kanaati pek çabuk doğar. Ve Alman zihniyeti, böyle bir görüse maalesef çok yakındır.
Almanlık ruhu son yüzelli sene İçinde şayanı hayret bir süratle değişmiştir. Hümanîzma devrinin apaçık Almanı, Btamarck Devletinin kuru, maddi ve fakat mütecaviz işçini ve askerine inkılâp etti. Aynı Alman, AVilhelm II zamanında ekonomik ve politik bir genişleme politikasının müfrit taraftan kesildi vo nlhayot hayretler İçerisinde kalan dünya. Hitler devrinin pervasız vc haşin nihilisti ile karşılaştı. Fakat bu inkişaf, niçin yeniden başka bîr yola saparak Avrupanın tekrar barışabileceği yeni bir tip yaratamadın? Al-ınanyanın bugünkü manzarası İster iktisadi faaliyet, İsterse da politik küskünlük bakımından olsun, itimat uyandırmaktan çok uzaktır. Herşcyln kolaylıkla ve birden devrlleblleceğl hls-solunuyor. Fakat Avrupa, kendi hissesine düşeni yaparsa, Almanyanm da. kendi ve Avrupanın yegâne dovâsı olan, iç muvazenesini tekrar bulması, hiç de gayri mümkün değildir.
• •
Amerikada bir infilâk
Tulsa. (Oklohama): 9 A. A. (United Press) — Bir petrol tasfiyehanesinde büyük bir infilâk olmuştur. Ele geçirilen bütün nakil vasıtaları infilâk mahalline götürülmüştür. Ölenlerin sayısı henüz bilinmemektedir.
Somali İtalya’ya verildi
Londra. 9 (YİRS) — Birleşmiş Mil-ltler Vesayet Konseyi, Somaliyi İtalyan vesayetine vermiştir.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu. So-malinin anayasasının çizilmesi için î-talyayı görüşmelere davet etmiştir
YER yüzünde ehommlyotlmlze o kadar kaniiz kİ gök e lirle-sc bizi tehdit ediyor sanır; yıldırım düşso, Nof lyi hatırlar ve kitabımızı yaRacnk diye korkarız.

Ahmak olduklarını bildikleri nl* ce kimselerin takdirlerini kazanmak İRtiyen nice siyaslynt veodebi-yat adamlarına rastgcldıkç© hayran knhırnlc; “Bu ne kadar tevazu!,, demekten kendimi alamıyorum

Muharrirler yazılarına, şairler de Şiirlerine bnrlkulrtdo bir ehemmiyet vermekte haklıdırlar, Zira iyi vaza-bllmcnln şart ı, yazdığımı büyük bir kıymet vermektir. Bu mübalâğaları çok görmemeli, luıttâ, edebiyat «e-vîyoRÎnln yükselmesi bakımından bunları faydalı addotmellyiz.

Muharrir duyar kİ csorl gibidir. Geçeceği yolu bilir hır.
dereler ve bu

Sanatkârlar, kentlilerine modhiyelorln snmimlyotalzliğinc bir türlü İnanamazlar!

Sanatkâr kendisine yapılan med-hiyelerl dalına küçümser. Zira onu hiç kimse kendisi kadar beğenmez Kendi kendine erebileceği modhiyc-ler kimsenin
aklına gelmez.

yapılan
Dermiş ki; — “Yalnız
Dorınîş kİ;
— “Samotra» zanmıe olan bir
mıızaffcriyotlni ka-heykeldir!,,

Küçükler ve büyükler kendisini tahkir veya tâctz ederler. Fakat nafile yere! Sanatkâr. İçinden duyar kı söz kendisinin hakkıdır; yazı kon* dişine vergidir; vo böyloce, Kafelahında yalnızca hüküm sillen Anka kuşu gibi, tesellisini bulur.

— SRerlnizl ben pek boğuniynrum.
— Ya? Beğenmiyenler de mi var?.,.
beni medhetmenizl değil, boğoıımodlkloriml zemmetmenizi de İsterdim. Zira honi hiç beğenmediklerimin arasına korıştırarak ıncdhederseniz ben bundan nasıl momnun olayım 7„

Bize, sorulsa, hepimiz, kendisine takdim ettiği oğlu hakkında fikrini soran bir babaya: “Beni görünce kâfi derecede heyecana kapılmadı!.,
hak veririz.
diye cevap veren La m ar* İner

hayali muvazenesini ehemmiyetli unaur,
Meşhur bir mütehassıs olan “Dr. ]/Villis VVhitney" American Magazine'de çıkan aşağıdaki yazısında hayatının tecrübelerini anlatarak gençlere hayatta faydalı ve yaratıcı olmak için ne yapabileceklerini söylüyor.


— Gördünüz mü, kibrinden size elini uzatmadı!
— Ya? Ben de bunu tevazuuna hamletmiştim I

Haııı(lolmm*lci saiıatkûrlaujı bir züğürt tesellileri vardır: “Başkalarının maddi servetlerine mukabil bizim de mânevi servetlerimiz var!,, diye düşünürler. “Başkalarının yaptırdıkları kâşanelere mukabil bizim de baki kalacak eserlerimiz var!,, diye övünürler.

Hayat dalına sanata üstündü: Edebiyat da bir züğürt tesolli.-ldlr.

“Ben değerliyim amıı benim kıymetimi takdir etmiyorlar!,, diyebilmek de bir tesellidir. Allah bizi hiç olmazsa bu teselliden mahrum etmesin!

Dermiş kİ:
— “Ondan müthiş surette İntikam alacağım. Onu edebiyat âleminin dışında tutacağım. Ve o da dünyanın haricindeki boşluğa düşmüş gibi tamamen yok olacak!,,

adam hayattaki rolünün kalır.

sanatkârların herkes ta-beğenilmeyi arzu etmedik-
Büyük fevkında
Birçok rafından terinin sebebi, çok beğenilen eserlerin çirkin ve fena olması daha muhtemel bulunmasına için için besledikleri kanaattir.

yazılarını beğenen duyunca, ona (1er-pâye verirler. En
Muharrirler, bilisinin ismini hal yüksek bir ihtiyatlısı, bu dostu mevkiinden dü
şürmemek için, onu tanımaya kal-kışmamaktır. Görüşmeler, çok kere, her iki taraf için dc bir hayal sukutuna sebep olur.

Dermiş kİ:
— “Bakın, kendim hakkımda büyük bir fikir beslemiyorum. Zira kendimi başkalariyle mukayese etmek hatırıma gelmiyor!.,

Sanatkârın temin ;eden on kendi içinde vicdanına itimat ettiği kadar, dünya içlııdo do, eseri karşısında âdil bir hâkim rolünü tutacak bir zümrenin mevcudiyetine, bir zamanın geleceğine İnanmasıdır Na« sil kİ hayat ve dünyanın bu sanatkâr ruhunda doğurabileceği en büyük blkcallk hissi do İşte bu zümrenin mevcudiyetinden, bu zamanın geleceğinden şüpheye düşmesi olacaktı.

Bütün dünya kendisince çirkinleşmeye. çürümeye başladığı zaman sanatkâr: “Ben eserlerimle kendime öyle bir kâinat yaratacağım kİ orada kadınlar şefkatli, erkekler zeki, kanunlar mûnls, ve herşty dilediğim gibi olacak ve tiğim eski cenneti iade me çekileceğim!,, diye

“Gündelik kargaşalıkların bayağılıkları, haksızlıkları ne olursa ol-auıı, her halde, bütün bunların üstünde, kendi eserimin nizamına, intizamına kavuşacağım!,, diyen kurtulur!
ben kavbet-eden bu Ale-düşünür.

şairin müesses kuv-makamlara, bükünü istiklâl ve pururları-
Sanatkârın, vetlere. resmi darlara karşı nı on güzel bir surette ifade eden
On dördüncü Louis'nin teveccühünü kaybetmekle hastalanan Racine değil, kıraliarla alay eden, fakat kârlı muarefesini kesmiyen VoKairc değil. fakat, Bağdattaki büyük Türk şairi Fnzuü’dir. Ve sözleri dünya edebiyatında klâsik olmaya lâyıktır. O: "Her cihetten târiğim,
Rıefc için, ehli beka
Alemde hû-şâ kim oln ehli lenduiH çakiri*„ cihangir ve
Dediği zaman bunu, muhteşem bir padişaha karşı. Kanuni Sultan söylüyordu!
Süleyman zamanında

muharrir olursa, ken-
İnsan, bir
dısi hakkında gerek medh, gerek zem, gerekse gûya sadece tenkit, tahlil ve hâtıra olarak yazılanlaı içinde ne soğuk, ne saçma, ne yanlış, ne haksız şeyler bulunduğunu düşünerek bütün bunlara bir daha vesile verecek ölümünden iki kat soğuyor. Evet, şüphe yok ki bir sanatkâr için en ihtiyatlısı, mümkün olsa, hiç ölmemek olacaktı*
Pat
Yazan:
Frank
-• -*Z**
Zürriyetsiz Dünya
— Bizim tek erkektir: m ıştır ?
“Hükümet her gün ölenler olduğundan ve kimsenin, hiç değilse burada, Amerikada kimsenin doğmadığından haberdar değil galiba. Rusyada ne kadar insan doğduğunu bilmiyoruz. M. Z. P. bir tek çocuğun peydahlanması için hiçbir şey yapmamıştır. Halbuki hudutsuz tahsisat almıştır, ama bu güne kadar bay Adam’dan nasıl istifade edilebileceğini gösteren hiç bir sarih plân neşretmem İştir.
“Dahası var, hükümet bay Adam’ın bazı kadınlarla düşüp kalkmasına müsaade etmiştir.’*
Bizzat kendisi bay Adam’ın tanınmış bir aktrisle ayni masada oturduğunu görmüştü. Ve en yüksek hükümet makamlarından öğrendiğine göre şu anda bir kadın bay Adamla yaşıyordu.
Marge bağırdı:
— Aman ne iğrenç şey, Stephen.
— Hayır, dedim. Dur bakalım, beraber yaşadığı kadının kendi karısı olduğunu hele bir keşfetsinler de.
Fay, M. Z. P. nin bir sahtekârlık şebekesi olduğunu iddia ediyordu. Mükelleflerin vergilerini bay Adam’ın çarçur etmesine müsaade ediliyordu. “Sahnede Katly Rıddell adiyle anılan ve hakikî ndı Kitty Ruppe otan bir kadın...” diye tafsilât vermiye başladı. Bay Adam’ı askeri makamların elinde bırakmamak daha başlangıçta bir hata olduğunu söyledi. M. Z. P. de teşkilâtlı bir sabotaj yapıldığını ve bunu yapanların belki de yabancı memleketlerden para aldıklarını ileri sürdü.
Televizyonu kapadım ve yutaktan fırladım. Marge sordu:
— Nereye gidiyorsun?
— Florida’ya gidiyoruz, dedim, istifamı veriyorum.
Marge:
— Hayır, istifa etmiyeceksın, dedi. Bir sürü insanın sana İhtiyacı var. Mana, Thompson ve zavallı bay Adam. Kendin sıvışıp Adam’ı yüzüstü bırakamazsın,
— Pekâlâ, dedim. İlk
en kıymetli kaynacımız, biricik kaynağımız bir Bay Adam. Hükümet bay Adam için ne yap-
uçağa atlamıya çalışacağım*
söylenti ortalığa yayıldı. “The nüshasının ilk sahi fesinde haberi
Endişe verici yeni bir
Star,, gazeteni Washington
ortaya Atmıştı. Gazete daima aile lehinde mücadele etmiş olduğunu Büyüyerek işe başlıyor, atom bombası araştırılırken kıymetli uranlum stokumuzu korumak için ne şiddetli tedbir-

- 10 -
ler alınmış olduğunu hatırlatıyordu. Halbuki bay Adam ura-nlum’dan da büyük bir millî servet teşkil ediyordu.
“The Star” hükümetin bay ve bayan Adam’ın aynı çatı altında yaşamasına, aynı yatakta yatmasına müsaade etmekle müstakbel nesillere karşı vazifesini yapıp yapmadığını soruyordu, “The Star,, bay Adam’ın milletin malı olduğunu, son derere nadir hayati bir servet teşkil ettiğini, böyle bir halde milletin, daha doğrusu dünyanın haklan evlenme ve aile haklarından Üstün bulunduğunu söylüyordu.

Ertesi gün, bir pazartesi, gazetelere mektuplar yağıyordu. Ekserisi kadınlardan gelen bu mektuplar bayan Adam'a ateş püakürüyorlardı.
Parlâmento muhabirleri do kongreye yığın yığın mektup geldiğini bildirdiler.
Homer’le Marry Ellen tabii olup bitenlerden haberdardılar. İkisi de son derece sinirliydi. O perşembe radyoyu dinlemeleri için kendilerini gezmeye götürmüştüm. Dönüşümüzde Jane telefon etti:
— Bütün gün sizi bulmaya çalıştım. Bay Pumphrey bir tezkere göndermiş, yarın plân bürosunun toplantısına iştirak etmeniz lâzımmış, çok aceleymiş.
— Pekâlâ, giderim, dedim.
Ertesi cuma günü plân bürosunun toplantısı, veznedarı bütün nakit parayı alıp kaçmış; bir bankanın müdürler meclisini andırıyordu. İçeri girdiğim zaman sanki o veznedar be ilmişim gibi yüzüme baktılar. Gableman ve Klutz hastalığın bulaşmasından korkar gibi iskemlelerini benden uzaklaştırdılar. YÜzil al al çizgilerle kaplı olnn Pumphrey hayatına kaydetmişim gibi sert sert yüzüme baktı.
— Sizi burada gördüğüme pek memnunum, bay Smith, dedi. Büyük bir buhran içinde bulunduğumuzu size hatırlat» mıya lüzum görmüyorum.
Dinleyici olarak çağırılan Harp, Dışişleri, İçişleri, Bahriye, Sıhhiye Bakaıılıkhıriyle Milli Araştırma Konseyinin irtibat subayları balkanlarının dövüşmesini seyreden uslu çocuklar gibi duvar kenarına sıralanmışlardı. Bir köşede, Cumhurbaşkanının kâtibi Danny Wıllianıs oturuyordu. Ciddi iıir tavrı vardı. Hiç gülümsemiyordu. Fakat gözlerimi kendisine çevirince gözünü İınfifçe kırptı, Herkes hııııa bakıyordu. Karşılık vermedim
.1
dim. Daha ziyade bir hastahanede hastabakıcı olurdum, sırasında hastaların küvetleri ile meşgul olur, fakat gözlerimi dört açarak etrafı dikkatle dinlerdim. Birkaç sene bu mealek*o •kaldıktan sonra, tıbbın hangi kısmın da İhtisasımı yapacağımı öğrenmiş o turdum, Belki böyleco, cerrahiden zl vade hormonların etüdüne kendim vermek daha doğru atacağını keşfe derdim. Hattâ, belki de neticede eczac veya cerrahi malzeme fabrikatörü o) maya karar verirdim, neticede, çalış manın hangi istikamete doğru meyle deceğini görürdüm.
Herkes böyle değildir, fakat İlmi • rayicinin böyle bir kayda riayet ’( si lâzımdır.
21 yaşında olsaydım ve lere heves etaoydim, ticaret sında çalışmayı küçümsemez, eve dolaşarak plâstik maddeden pilmiş çanak çömlek satmaktan da u-tanmuzdım. Böylcliklo. şüphesiz ki İnsanların psikolojisini bir laboratuarda olduğundan çok daha iyi öğrenmiş o-lurdum. Hem eğlenerek para kazanırdım; alıcıların zevkleri hakkında bilgi edinirdim, bu da bir ressamla fabrikatörün işine yarardı. Ehemmiyeti o* lan şey, seçtiğimiz işten ziyade, onun üzerinde çalışma tarzımızdır. Geçen gün bana bir albaydan bahsettiler. A-dam, harpten sonra, eski patronunun ona evvelki işi olan zarfları yapıştn’-nıa vazifesini verdiğinden dolayı çok sinirlenmiş; zira bu asker harp esnasında bir bombardıman uçağında pilotmuş! Bana kalırsa, zarflan kapatmak hiç de fona bir meşguliyet değil. Zeki bir genç bunda bir İcat hissesi bulabilir; Acaba zarflar kendilerine düşen vazifeyi lâyıkiyle yapabiliyorlar mı? Onları bugünkü şekillerinde sadece bir itiyat yüzünden kullanmıyor muyuz? Bunu bilmiyorum.Zamklan daha iyileştirmek için, ve adresleri yazma, zarfları damgalama hususunda daha başka şekiller bulunamaz mı?
Steno-daklilo luzumsüz ve sıkıcı bir iş değildir. Size dikte edilen şeyleri kopye ederken, ve dinlerken çok şeyler öğrenebilirsiniz. Acaba hiç bir daktilo bir yazı makinesinin şeridini başka şekilde koymak için yeni bir şekil aramış mıdır? Hem zaten, şeritsiz de olamaz mı? Belki harfleri doğrudan doğruya mürekkeplemek için manivela ile işltyen bir nevi rulo
Sosyal hukuk
etme
ilim saha evden
ya
İnsan hakları
Milletler
“insan haklan,, fikrinin eski bir tarihçesi vardır. Filhakika daha M. ö. V yüzyılda. Sofistlerin ferde kıymet vermeye başladıklarını, ve insanların doluştan müsavi olduktan fikrinden hareket eden Stouıuc filozofların.- bu f* kirle gayri kabili telif gördükleri esaret ve kölelik gibi müeşHeselere karşı amansız bir mücadele açtıklarını görüyoruz. Denilebilir ki “İnsan fikri tabiî hukuk telâkkisi ile inkişaf etmiştir.
Nazari bakımdan epey eski fikrin tatbikat alanında kendisini göstermesi çok daha sonra mümkün olmuştur.
İlk defa insan haklarına hukuki bir değer tanıyan. 1215 ten itibaren ferdi hakları lesbit ve bunlara riayeti taahhüt eden Ingiltere Kıraüarı olmuştur.
Çeviren:
Yaşar Nabl

haklan., yanyana
olan bu
• * (•

sadece işinize kalmayacak, işinize yara
21 yaşında olsaydım ve tıbba heves ı yapmak daha iyi olurdu? Ben bılmı-ctscydhn herhalde dersleri takip etmez-| yorum. Fakat akıllı bir daktilo için hakikaten düşünülecek çok şey var.
Bütün bunlardan çıkarmak istediğim hisse, birçok İnsanların, çok yükseklere bakmakla hata ettikleri fikridir. Hayatta yapmak istediğir iz ş»>-yin ne olduğunu bilmeniz için en iyi metod, çeşitli metodları denemenlzdır, Şayet bir fabrikada çalışmak hoşunuza gitmiyorsa bir mağazayı veya çiftliği deneyin. Bu şekilde en iyi geleni bulmakla bütün bu tecrübelerden malûmat cdinecekainiz.
Zannedildiğine göre birçok insanlar sadece 20 yaşına kadar insanın blr-şeyler öğrenchlleceğınl tahmin ederler. Halbuki ben tıp çahşmatanna başladığım zaman 70 yaşında idim. Tahil bu diploma alma gayesiyle değil, fakat lahora fuarlarımızda meydana getirilmiş ve vücudün hararetini yükseltmeye yarayan bir âlet üzerinde en iyi şartlarla tecrübe edinmek için yaptım. Böylece elde edilen “sunî hararet,, ile bazı hastalıklar tedavi edilebiliyor.
75 yaşında elektrik kaynakçılığı işine atıldım, ve usta bîr kayuakçı oldum; gürültüyü ortadan kaldırma yollarını aradım. Bu vakayı, hiçbir zaman kendimi methetmek için değil fakat gençlere, öğrenmek için hiçbir zaman yaşlı olunmayacağını göstermek için anlatıyorum. Üzerinde gayret sar» Yettiğimiz iş, ne kadar çetin olum »un.zihnî iktidarımızın kısmını kullanırız.
Gittikçe daha fazla kartopu gibi büyür, yası şimdiye kadar
olmamış imkânlar bahşediyor, lar durmadan çoğalıyorlar ve «anne* dersem hudutsuzdurlar da.
Yiyecek maddelerinin fazla istihsalinde korkulacak bir şey yok. Ziraat, gençlere zirai makineler sayesinde, fazla yorucu olmıyan, çok büyük bir faaliyet sahası sunuyor. 21 yaşında olsaydım, bir çiftliğe çırak girmeyi ciddi olarak düşünürdüm, tş öğrenirken bir yandan da para kazanırdım^ İyiliklerin en İyisinin in »an lığa yapılan iyilikler olduğunu yaşım ilerlediği n is bette daha çok anlıyorum. Bana yeni bir meşguliyet seçme iktidarı verilmiş olsaydı kendi kendime üç sual sorardım; Halka hizmet edebilecek miyim? Bana neler temin edecek? Ve tabiatiyle. malî ıhtiN’açtannu tatmin edebilecek mi?
ancak cila i
ol. bir
icat ederiı. Bugünün d (İn-hiç
Pumphrey devam etti:
— Bay Smith, size mutlak bir emniyetimiz vardı. Fakat şimdi bize öyle geliyor ki, bu emniyet suiistmal edilmiştir. Anlıyor musunuz bay Smith? Suiistimal edilmiştir.
— Homer Adam’ı bir dakika karisiyle haşhaşa bırakmanın neden bu kadar korkunç bir şey olduğunu anlamıyorum, dedim. Onu. S.D. ye başlıyabılmemız için formunda bulundurmamı istediniz. Benim de yaptığım bundan ibarettir, içinizden biri Homer’i daha iyi idare edebileceğine kaniyse çekilmekten pek memnun olacağım. Memnun olmakla kalmıyarak çılgınca sevineceğim.
Percy KîııU’un gözlerinde vahşi bir parıltı yandı.
— Ben de bu fikirdeydim. Vazife bir kişinin taşıyamayacağı kadar ağırdır. Bize lâzım otan büsbütün yeni bir teşkilâttır. Tamaıııiyle yeni bir teşkilât plânı çizdim. Daha kimse sözünü kesmeye vakit bulamadan iskemlesinden fırîıyarak duvar kenarındaki dolaptan çıkardığı iki metre boyunda bir plân tomarım açmaya koyuldu.
— Göreceksiniz, dedi. Hemen hemen aynı şeydir, yalnız yukarıda Bay Smith’in bulunduğu yerle aşağıda “ameliyat,, kısmı arasında Bay Adaın'la doğrudan doğruya meşgul olacak komiteyi tesis ediyoruz. Bu. evvelce tasavvur ettiğimizden daha geniş bir komite olacak. Çünkü Dışişleri Bakanlığı do orada temsil edilecek. Mutabıkız, değil mi Albay Phelps Smyth.
Kuvvetle geriye eğili bir iskemlede kollarını kavuşturmuş, memnun bir tavırla oturan Phelps - Smyth kalktı ve dedi ki:
— Harp Bakanlığı cihetinden endişeye mahal yok. Generalim namına aöyliyebilinm ki, Harp Bakanlığının başlıca düşündüğü emniyet meselesidir.
ilâve etmeye hacot görmüyorum ki, emniyet vazifesi Harp Bakanlığına bırakılsaydı, bütün bu şeyler olmazdı.
tKluU;
— Merak etmeyin, bu noktaları düşündüm, dedi. Burada her şey düşünülmüştür. ( Ve plânın nihayetinde çizilmiş bir sürü kutuları gösterdi.) Birazdan bu cihete geçeceğiz. Evvelâ Ba^v Smith*le meşgul olalım. Müsaade eder misiniz Bay Smith?
— Ediyorum.
/Dr raim varı





îfl
mevcut
Bun*
ve Birleşmiş ı teşkilâtı
Bu arada çıkarılan en önemli ln»i«n hakları vesikası 16$9 tarihli "B II of Righta,, tir Fakat sadece kendi vr» (ırv daşlarına münhasır olmayan, cihan i-mul mahiyetteki insan haklarını tâyin eden, Fransızların 17X9 tarihli °ln?aa Hakları Beyannamesi,, dlr.
O devrin ileri gelenlerinden La Fa-yeti e “M illetlerin hürriyet dostu olma* sı için herşeyden evvel bu hürriyetleri tanıması İcap eder.., ve Condorcet: "İnsan Hakları Beyannamesi bir hürriyet teminatıdır,, sözleri ile bu teşebbüsle istihdaf edilen gayelerin ne olduğunu gayet veciz bir şekilde ifade etmişlerdir. 17B9 Beyannamesinden sonra muhtelif tarihlerde birbirlerinden az çok farklı İnsan hakları beyannameleri kaleme alınmış ve Franaız Anayasalarıma başına getirilmiştir.
Gün geçtikçe, kati ve nihai bir ha_k? lar beyannamesinin ilânı fikrinden v«> geçilmiş, ve bugünkü cemiyet hay atanın icap ettirdiği İçtimai emniyet tedbirleri ile, bir takını yeni hakların kabulüne imkân bırakılmıştır.
Netekim, bugün Franzada merî olal 29 eylül 1946 Anayasasında eski beyanJ namelerdeki (1789. 1M8) hakların teyd» di ile iktifa edilmemiş, zamanımız İçiH zarurî »ayılan bazı siyasi, iktisadi vi içtimai prensiplerin İlâvesi yoluna gidilmiştir. Hürriyet taraftarlarına tanınan pığınma hakkı, işçilere tanınan ij şartlarının tesbitlne İştirak hakkı bu meyanda zikredilebilir.
Bizce, Demokrasi, tanınan insan hak* lavının şümul ve mahiyeti nisbetindı gelişmiş, ve yine bu nlsbette klâsik demokrasiden içtimai demokrasiye geçi* Icbilmlştlr.
Millî hukuk sistemlerinde müsahedn edilen bu faaliyetlerin yanında, buğu? devletler hukuku sahasında insan hak*, larının tesbitinc girlşlldiğini memnu»! lukla görüyoruz. Maharetleri itibariylf! cihanşümul olan insan haklarının nü-na ve teminat bakımından da böyle olmaları kadar tabiî bir şey taaavvul olunamaz.
Bu vazifeyi, kuruluşunun daha III günlerinde Birleşmiş Milletler Teşkilâtı üzerine almış, bunun İçin Ekonomi! ve Sosyal Konseye bağlı bir “Insaü Hakları Komisyonu,, teşkil etmişti. BM teşebbüs gerçek bir zaruretin neticesi* dlr. Zira Birleşmiş Milletler Anayasa* sının gerek önsözünde, gerek madde lerde insan haklarından umumî olr lak bahsedilmiş, fakat bunların hanid haklar, ve teminntlnrının ne olduğu zlkredllmemiştir. Şu halde Birleşmil Milletlere şu İki Önemli vazife teretuif etmektedir: 1 — İnsan Haklarının ter biti. 2 — Bu hakların teminatının nv olacağı.
“İnsan Haklan,, ve “Beşeri Dâvalar^ Kömürlerince vücude getirilen ve aralık 1948 de Birleşmiş Milletler Gentf Kurulu tarafından kabul edilen “O hanşünnıl Haklar Beyannamesi,, ile, bl* rlncl merhale aşağı yukarı aşılmış bu* Ummaktadır. 10 aralık gününün önemi buradadır.
Tesblt edilen bu hakların Bîrleşmb Milletler Anayasasının hükümleri dairesinde teminat altına alınıp alınumi* yarağı ayrıca tetkike muhtaç bir ’iX seledir.

İsmet GİRİTLİ
10 Aralık 1049
Y F N t İSTANBUL
RhvF*> s
: tj

I

HİKAYE
B1r ömür böyle geçti
f f



şey olma-
cilt halin-Ustüne bir

EFENDİM. Anknrada evimize hırsız girdi. Bodrum katıydı ya, beş yıldır çok alışmıştık bu eve. Bulvarın kenarındaydı. Çarşı, pazar yakın. Otobüs yakın. Herhalde kurtulmamız bir hırsızın himmetine bakıyormuş ki, soyulduğumuzun ertesi günü, asfalt üzerinde bir üst kata taşınıverdik.
Eski kiracılar biraz dağınık insanlarmış. Kim bilir kaç senedir yerinde duran kireç lekelerini, ocağın davlumbazındaki asırlık tozu ve kapkara kesilen musluğun fayansını temizleyinceye kadar hâl olduk. Yalnız pislik mİ? Bir sürü paçavra, kâğıt parçası, talaş malaş da bırakmışlar. Uzat-mıyaJinh karım küçük bir deste gazete kâğıdı geUrdi:
— Bak. lâzımlı bir sın dedi.
Oldukça temiz, bir de birbirine dikilmiş,
de kötü kap geçirilmiş olan bu tomarı aldım. Küfeye atayım derken gözüme ilişti, bunlar hususi olarak toplanmış, bir araya getirilmiş kupürlerdi. Bir sandalye çektim, okumaya başladım. Bunlardan birkaçını size de okutacağım. Bakın, ne hoş şey:

30 ağustos 307 İkdam gazetesi — Orman ve Maadin Nezareti Çelilesi şube müdiranmdan Elhac Zekeriya Efendinin bir mahdumları dünyaya gelmiş ve Hüsamettin tesmiye kılınmıştır. Nevzada tûl-i-ömür diler, ebeveynini tebrik ederiz.
2 Nisan 316 tarihli Babalık gazetesi — Vilâyetinflz Orman ve Maadin Başmüdürü Elhac Zekeriya efendinin mahdumu Hüsamettin efendinin hitan cemiyetleri dün Meramda ıslahı büzur mües-sesesinin bahçelerinde teyemmü-nen ileri Arzı
24
gazetesi — İzmirlinizin mümtaz Vali Muavini Elhac Zekeriya efendi hazretlerinin mahdumları
icra kılınmış ve Konyamn gelenleri hazır bulunmuştur tebrikât eyleriz.
mayıs 329 tarihli Ahenk
Bu şehrin içinden
Hazır yiyicilerimiz
— Evde kaç kişisiniz ?
— Yedi!
— Hepsine sen mi ba/cıyorsun F
— Ya, kim bakacaktı T Yaşasın hasır yiyicilik!
Bu konuşma, bir tramvay sahanlığında iki yaşlı yolcu arasında (7cJ-yordu. Hazır yiyici sözfl, beni dakikalarca meşgul etti.
Meçhul yolcu, farkına varmadan ü-zerinde durmaya doğar derin bir içtimai yaramızı iki kelime ile deşiver-mişti: Hazır yiyicilik!
Kendi kendime duşundum:
— Hangimizin evinde hazır yiyici yok! Eskiden pek aldırış edilmezdi a-ma, günün ağır hayat şartlan altında hazır yiyiciler gitgide göze batmaya boşladı. Aranacak olsa konuda, komşuda, erkekten, kadından ev masrafına iştirak edenlerin ııişbeti yüzde yirmi beşi ya bulur, ya bulmaz! Alın size emekli bir buyuk baba Bütün gün mekânı köşe penceresi! Haylaz bir torunu var. Sokaktan içeri girmez. Hayta mı, hayta... Şirret mi şirret! Ne vardan anlar, ne yoktan! Her gün mutlaka cebine bej on kuruş koyacaksın. Sinema parasını koparamazsa kıyametleri koparır.
Küçük bayan, sinema ytldızlanudan her birine ayrı ayrı âşıktır. Gazetede radyo programlariylc film ilânlarından başka bir şt y okumaz.
Ortanca kızın aklı bir karış yukar-dadır. Yalnız yatmadan yatmana eve gelir. Bir giydiğini bir daha giymez. İstediğini yaptıramazsa evin (çini hallaç pamuğuna çevirir.

* I

Yazan: İlhan TA RUS mektubi kalemi hulefasından Hüsamettin efendi ile tüccarı muteberden Avlonyalızade Refik Beyefendinin kerimeleri Hüceste Hanımın velime cemiyetleri dün kordonda Adriyatik gazinosu salanlarında icra olunmuştur. Tarafeyne saadetler temenni eyleriz.
•1 kânunusani 339 tarihli Vakit gazetesinden— Babıâlı Amedi Kn lcınl Müdür Muavini Rütbci Bâlâ ricalinden Hüsamettin efendi hazretlerinin dünkü mübarek cuma günü kablezzeval saat 3 raddelerinde dördüncü kerimeleri dünyaya gelmiş ve nevzada Ayşe Sıdıka ismi verilmiştir. Ebeveyni tebrik eder, nevzada uzun ömürler dileriz.
11 mart 924 tarihli Hâkimiyeti Milliye gazetesinden — Dahiliye Vekâlet! Çelilesi Umuru Mahalliye! Vilâyat Müdürü Umumî Muavini Hüsamettin beyefendinin devlethanelerinde dün akşam geç vakit bir harik zuhur etmiş ve bazı evrak ve hâtırat müstesna olmak üzere, bütün eşyalar, bu meyanda kıymetli tarihi kitaplardan mürekkep kütüphaneleri yanmıştır.
15 eylül 945 tarihli Hâkimiyeti Milliye gazetesinden — İç Bakanlığı Yürütme işleri Genel Çevir-geni bay Hüsamettin Dolunay, feci bir kazaya kurban gitmiştir. Aldığımız bilgiye göre olay şu suretle geçmiştir: Bay Hüsamettin Dolunay, Halkevi salonlarında yapılmakta olan, kızı Ner-min Dolunay’ın düğününe giderken Ticaret Lisesinin önünden a-şağı doğru inmekte olan Uray Başkanlığının yeni getirttiği lâğım kamyonlarının birinin çarp-masiyle yere yıkılmış ve ayni kamyonla az ilerdeki NÜnıune Hastahanesine nakledildiği sırada dünyaya gözlerini yummuştur. Büyük damadı arkadaşımız Aitemur Ersoy’a. küçük damadı Olcay Batu Selgür’e. kaza sıra-sında dünya evine girmek üzere olan en küçük damadı Mete Ba-tur’a başsağlığı dileriz.




Büyiık kız, talihsiz bir duvak düşkündür. Sık sık hastalanır. Hele, o kâfir yarım başağrısı tuttu mu feryadından durulmaz.
İhtiyar hala, yaman bir Tekel müş-toriğidir. Sigarayı bırakıp enfiyeye sarılır. Grisin dedikodu, grisin çan çan...
Ailenin içinde tek müstahsil, bu kör boğazları doyurabilmek için sabahtan akşama kadar ipini çekmedik kapı bı-rakmıyan etin sözüm ona "efendi,, sidir. O kazanacak, bunlar yiyecektir, Çalışabilmek imkânlarından mahrum olanlara sözümüz yok. Fakat eli aya ğı tutanlara ne diyelim f
Rahmetli Dilyûnu Umumiye Komisen zili Bey merhumun vaktiyle hikâye ettiği gibi, biz, ötedenberi oturmasını seven insanlarız.
— Peder bey ne yapıyor f
— Ne yapsın! Oturuyor.
— Valide hanım T
— Onun da bir yere çıktığı yok! Evde oturuyor.
— Yarın, bize gelsonize,,
— Ne yapacağız f.
— Hiç! Bir arada otururuz!
Durum, hâlâ rahmetimin bıraktığı gibidir, trili ufaklı hep oturuyoruz. Meşhur meseldeki gibi: “Otur kızım otur, bahtın açılsın!,,
Halbuki her devirden ziyade bugün "topyekûn,, çalışmaya mecburuz. Hayat, asıl şimdi bir demir leblebidir Tek elin sesi çıkmadığı gibi tek kışının kazanciyle de artık ev dönmüyor Kâsesi etrafında toplandığımız çorbada neden hepimizin birer parça tuzu | bulunmasın • S al A hatt in GÜNGÖR
( Ev kadım için )
gun-
kutu kutu kutu kutu kutu
ince bezelye yeşil fasulye ıspanak mantar enginar
küçük kutu domates püresi kutu yemiş konservesi kavanoz reçel kutu lâhana dolması kutu kuşkonmaz.
Acele ve kolay yemekler
U isme hakikaten lâyık olan bir ev kadını, hatıra gelmiyen bir yemeği hazırlayabilmell ve
I beklenilmedik bir misafiri, evinden lokantaya götürmemen, ve uzun müd det yemek hazırlamak uğrunda ocak başında vakit kaybetmemelidir.
Bugünkü konserveler, umumiyetle İyi malzeme ile yapılmakta ve bu yüzden çok rağbet görmektedirler Böyiece, kocasının yemeğe dâvet ettiği bir arkadaşını veya bir çifti ağırlamak. yahut tiyatrodan veya slnemn dan dönüşte, dükkânların kapalı olduğu bir saatte âııi. kahvaltımsı bir yemek hazırlamak için ev kadınına, e-viııde ihtiyat malzeme kaynağı bulundurmasını tavsiye ediyoruz.
Çok masraf etmeksizin, arka arkaya alacağınız birkaç şeyle ihtiyat malzemenizi temin edebüirsiniz.
Size tavsiye ettiğimiz şeyler lardır:
1
1
1
1
1
1/2 kilo şekerli gevrek
1 kutu tuzlu balık (sardunya»
1 kutu tabiî ton balığı veya yağda torik;
2
2
1
1
1
Fakat unutmayın kİ kullandığınız kutunun yerine bir yenisini koymanız, ihtiyat malzemenizi işe yarar bir halde bulundurmak için çok lüzumlu bir harekettir.
Elinizde bu malzemeler bulunduktan sonra, size, yalnz yarım saatinizi alacak yemek tiplerini yakında tarifleriyle birlikte vereceğiz.. Fakat bunlarda muvaffak olabilmeniz için, boş vaktinizde dikkat ve itina ile pişirmenizi tavsiye ederiz.
Bövlece vakti geldiği zaman, eliniz bu işe yatkın olduğundan aynı şeşi daha çabuk ve daha gösterişli olarak hazırlayabilirsiniz.
tT
A J a
BALE, sahne sanatları içindeki mevkiini oün geçtikçe daha büyük bir rağ* betle geliştirmektedir. Müzik nağmelerinin âhenginde el, kol, bacak hareketleriyle, dansla bütün insan hislerini ifadelendiren bu güzel sanat Cheru-bini, VVormser, Widor. P. Vidal gibi müzik dehâlarının himmetleriyle bugünkü yüksek seviyesine ulaşmıştır. Yukardakl resim, Lo'hdranın meşhur Sadler's VVoll’ı Balo trupunun bir tom-sili sırasında alınmıştır.
★ ★ ★
Vücut hareketindeki
• o
şiir
Hareketlerdeki kuvvet, duruşlardaki ahenk! Genç vücutlar, kıvrak vücutlar. İnsan çatısının harikulade ahengi. Şu iki fotoğrafın, o güzel hamleler, o ahenkli hareketlerin orta yerinde tesbit ettiği hayat dolup taşan şu canlı sahneleri seyretmekten hangi gözler bıkabilir ki?
Şu iki ihtirasın birbirine benzeyişine bakın: Spor sevgisi; gençlik oyunu; aşk ihtirası; bütün hayatın oyunu. Bir yanda, ekip ruhunu doğuran, insanları birbirlerine sıkı sıkıya bağlıyan stad oyunu. Bir yanda, göklere hâs, sembollerle yüklü bale oyunu.
★ ★ ★
Yandaki fotoğraf: 1891 yılında icat e-dılon basketbol, kıs ayları zarfında A-morlkan sporseverleri için en popüler sporlardan birini teşkil etmektedir. Yasın beysbol. Sonbaharda da Ameri* kan futbolü ayni rağbeti görmektedir.
Resimde. New-York'ta Madıson Square Garden’do Long Island (Nevv-York) Üniversitesi ile Southorn California U-nivereitosi arasında yapılan maçın he-yocanlı bir safhası göze çarpmaktadır,

Anadolu köylerinde “Yeni İstanbul"
ANKARANIN ZENGİN BİR KÖYÜ
ÇAKAL
ÇAKAL köyü. Ankarndnn '32) kilometre uzakta, ağaçsız bir arazi üzerinde kurulmuş (Tö) evli
VJ.90) nüfuslu, (8000; dönüm kadar ekl-h tarla ortasında, sessiz, zengin bir köydiir. Bâlâ ve diğer İlçelere giden ve gündelik sayısı hazan elliyi bulan kamyon ve otobüslerin tam yolu üzerindedir. Köyün alt tarafında, kısır bir suyun kenarında (60) dönüm kadar bahçeleri de vardy.
Çakal köyü, içine giren bir yabancıya şöyle görünür: Birçoğu İki kat üzerine kurulmuş, yarı bellerine kadar taştan, üst tarafı kerpiçten yapıl ma, temiz yüzlü evleri, oldukça gübre-siz ve kokusuz sokakları, temiz kıyafetli sakinleri ve çoraplı, pabuçlu çocukları İle, varlıklı bir yerdir. Bu, a-çıkça belli olur. Dükkân diye fakir bir bakkaliyesi vardır, o kadar. Bu bakkaliyeyi de gerçekten fiilen muhtarlık eden, fakat sorulunca hakikî muhtarın oğlu olduğu anlaşılan, zeki bir delikanlı İşletir. Kahvesi, berberi, fırını yoktur. Kahvenin olmaması, köylülerin işlerine ve topraklarına bağlı olduğuna İşarettir, Hakikaten konuşmak İçin birkaç köylüyü bir araya zor topladım. Muhtar ve ileri gelenlerden birkaçı Ankaraya gitmişlerdi.
Erkeklerin traş işi bu bölgede şöyle halledilmiştir: Seyyar bir berber, haftanın muayyen günlerinde köylere uğrar, saç ve sakal traşı yapar. Pek genç ve meraklı olanlar SAkallannı Jiletle kesmeye başlamışlar. Daha yaşhcaları sakal için de haftada, on gündo bir gelen berberi bekliyorlar.
Çakarda kadınlar tarlada çalışmazlar. Ankaranın Kuzey köylerinde ve Anadolunun birçok köşelerinde kadınların erkeklerinin yanında toprak işleriyle uğraşmaları, çift sürerken ve harman yaparken onun yanında bulunmaları, tabii bir hale gelmiştir, Ça-kallıar:
— Kadının yeri çatının altındadır, diyorlar.
Gerçi biz köye girerken, meydanlıkta, köy malı olduğunu sonradan öğrendiğimiz bir dibek taşının başında, koca tokmaklan salhyarak bir şeyler döven üç genç kıza rastladık; fakat Çakarlılar:
— Ev İşidir, diyorlar, tuz döğmek de kanlara aittir...
Tuzlarını. Koçhlsar gölünden getirilen tertemiz tuzdan elde ediyorlar. Ekmekleri, Ankara ekmeğinin yanında bize bembeyaz görünen (bazlama) dır Bunu, İki üç günlüğü birden, kendi fırınlarında, samanla pişiriyorlar. Kadınlar, bu İşler dışında, hayvanlara bakmak. peynir ve yağ çıkarmak gibi vazifelerle do mükelleftirler. Çocuklar umumiyetle temiz ve kanlı yüzlü, tyl bakımlıdır. Küçük yaşta ölenler hiç yok denecek derecede azdır.
Bu yönden refah ve varlık ifade e-den bu olayı, tabii tedailerle genişletip nıânalandırmak da doğru olmaz: Meselâ köydin İlkokulunda kız öğrenci pek azdır. Hoş, erkek öğrenci de azdır ya.. Ben okulda, İzmir öğretmen Okulundan iki yıl evvel mezun olmuş, yirmi yaşlarında, son derece ufak tefek, fakat son derecede zeki ve anlayışlı hanım öğretmenle konuşurken, bahçede, topu topu elli çocuk oynaşıyordu. Bu hanım öğretmen, kendi mesleğine ait meselelerin ve dertlerin hepsini, ecelden hazırlanmış insanların emniyet ve ciddiyetiyle bana anlatırken, mevcut talebe sayısının her gün için, türlü değişikliklere de uğradığını söyledi. Okula devam hususunda lüzumundan çok fazla lâüball olduklarını, anne ve babaların okumaya ve okula heves etmediklerini yana yakıla anlattı. Bu öğretmenin, çamurlu bir havada sınıfını tertemiz tutmasını bilen, işine her-şeydon fazla mânevi bağlarla bağlı o-lan, maddesi kırk kiloluk, fakat ruhu dört yüz batmanlık bir fedai sayılabileceğini sizo söylemeliyim. Onunla ittihat edebiliriz.
Çakal'ın özelliklerinden biri daha: Bu köyden An karada veya başka bir şehirde odacılık, ırgatlık eden tok erkek yoktur. Gerçi (20) kadar çatının toprağa sahip olmadığını söylüyorlar. Fakat bunların da varlıklı köylülerin
tarlalannda çalışarak, hayvanlarına çobanlık ederek geçindikleri anlaşılıyor. Geçonlerde ziyaret ettiğimiz Bağ-lum köyü delikanlıları için en cazip mesleklerden birinin odacılık olduğunu müşahede etmiştik.
Çakallılarda okula karşı açıkça görülen ilgisizliğin sebeplerini araştırın-
cn gördüm kİ. birkaç ay eyvtHne kadar. on yıllık güzel okul binası, şöyle temellice bir Öğretmen yüzü görmomiş:
— Buncacık kız gelinceye kadar gelip gelip giderlerdi... Çocuklarımızı okutan olmadı ki?.
Diyorlar. Öğretmenin kanaatini, muvakkat olarak bir tarafa bırakacak o-lursak, Çakal köylülerine hak vermemek de pek mümkün değil gibi
Çakal köylüleri, insanların rahatlığına hizmet eden medeniyet eserlerini Ankarada görmüşler ve bunların faydalı şeyler olduğuna inanmışlardır: Köye iki kilometro kadar uzakta inşa edilmekte olan Posta ve Telgraf İdaresine alt büyük telsiz istasyonundan vadettlkleri cereyanı verirlerse, hemen hepsi evlerine elektrik alacaklar: “Eklerimizi sizin gibi şavklandıracağız» diyorlar. Köyde bir tek radyo yoksa da on kadar ovde gramofon varmış. Yeni plâkları hiç kaçırmaz!armış. Bana, şimdiye kadar adını hiç İşitmediğim, yerli türküler söyliyen bir erkek şarkıcıdan bilhassa hayranlıkla bahsediyorlar ve onun plâklarına, daha çıkmadan, müşteri olduklarını söylüyorlar. Köyde bir tek bağlama çalan var, o da gurbette, askerken öğrenmiş. Düğünlerde davul zurna çaldırdıklarını, hazan da köçek oynattıklarım duydum. Davul zurnayı dinlemek isteyince, bir gücendiler, bir yerindiler...
— Efendi, davul zurna lâzım olursa getirtiriz. Biz aptal mıyız ki davul zurna çalalım..
Diye beni ayıpladılar.
Çakal köylületrl topraklarını baştan aşağı demir pullukla sürüyorlar. Köyde bir tek kara sapan yoktur ve harmanlarını da, yine baştan aşağı, makine ile yaparlar, içme suyundan çok şikâyet ediyorlar. Köyün bir tek çeşmesi. arası ra bulanan, kirli kiril akan, kötü bir su veriyor, onu içiyorlar. Çeşmenin hemen alt tarafına, köyün sütünü Ankara piyasasına süren hlr toptancı zengin, hayrat bir çamaşırlık yaptırmış. Köy kadınları, sıra nizamiyle, bu çamaşırlıktan faydalanıyorlar.
Çakal köyüne medeni mevzuat, hemen hemen hiç İşlememiştir, denilebilir. Tapu senedi dedikleri kanuni vesikayı hiç tanımıyorlar. Dedelerinin dedelerinden itibaren bütün arazi ve mülklerine âdi senetlerle tasarruf etmektedirler. Bir örneğini gördüğüm bu senetlerin hiçbir kanunî kıymeti olmadığım söyleyince:
— Nidclim. dediler, tapu daireleri se-not vermiyorlar...
Bu yüzden de telsiz istasyonu için istimlâk edilmiş olan arazinin istimlâk bedellerini hâlâ alamamışlar, ille bu İşi gazeteye yaz diye, tekrar tekrar yalvardılar.
Çaka! köyünün hem çok acı, hnıtı dc çok yeni bir dertlerini burada açıklamak isterim: Bundan bir ay kadar evvel, Çakal köyünün tavuklarına bir hastalık ârız olmuş. evvelâ yıl-
dırımla vurulmuş gibi duraklıyor, a-yaklan tutulup kötürümleşiyor, sonra olduğu yere çöküyor. Bu çöküş, blrkıg saatlik daha ömrü kaldığına kesin delildir. Ertesi sabah, birkaç tanesini bir arada, ölü buluyorlar. Son bir uy içinde Çakal köyü, bu hastalık yüzünden lam (10.000) tavuk kaybetmiştir.
Hastalığı on kilometre ötedeki >u-cak teknik ziraat memuruna bildirmişler. O da — bir rivayete göre — Ankaraya yazmış. Fakat bugüne kadar ne arayan, ne de soran olmu ş
Bir ayda telef olan ou bin tavuğun kaderi İle Amerikalıların meşhur hindisine yakıştırılan İkram ve İtibarı kendi kendime düşündüm.
Ilhan TARUS
Ingilterede, tıbbı fevkalâde bir hâdise
Londra 9 (AF) — Bir kaza neticesinde sol elinin parmaklan kesilen dokuz yaşındaki kıza yapılan ameliyat neticesinde, sol ayağının baş parmağı, eline baş parmak olarak takılmıştır.
Kaza bundan yedi sene evvel, bir > lektrik ocağı üzerine düşmek suretiyle vukubulmuştu» Kız fimdi sol elinde bir kalem veya bir çatal tutabilecek hale gelmiştir. Son derecede nâdir olan bu ameliyatı, Guy Hastahanesi Ope
ratörü Dr. Fatrick Clarkson ile St. Thomas Hastahanesi Operatörü Dr. Ronaid Furlong yapmışlardır.
Hicri 19 4 9 ARALIK 10 Cumartesi Rumi
S af er 19 1369 Te?, sani 27 1365
Vakit Vasati Ezanı
-•üneş 7.13 2.32
öglo 12. 7 7.26
' İkindi 1«.M 9.47
Akşam 16.41 12.00
Yatsı 18 19 1.38
İmsak 5.28 12.48
Müzeler
Topkapı Sarayı: Pazartesi - Çar-eamba - C umar t of i. saat 13.30 - 17 TelL (21090)
Ayosofya: Pazartesi - Salı • Çarşamba - Perşembe Cuma, saat 10 - 10; Cumartesi - Pazar, «aat
U - 16.00 Telf. (21750).
Arkeoloji: Çarşamba, cumn pazar günleri 13 ten 16 ya kadar.
Eski Bark esvrlcrl »ubol: Çar-şRmbH, cuma, pazar, 10 dan 12 yo kadar. Tolf. (21682),
Türk vc İhlânı Eserleri: Öalı-Per-CCmbc-Pazar. eaat 13.30-16.30 TelL (21888)
Dolnıubuhre Deniz Müzesi ; Cumartesi saat 13 17. Pazar 9 - 18
Telf. (61284)
Sıhhî imdat
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
İzmir 2222
44098
60538
91
2251
Karşıyaka 5055
İtfaiye
Beyoğlu ıhın Kadıköy 6QM7«
îeUnbul 21222 Üsküdar 60»1»
Anklr.-00 lımlr mi-KYaka öüöö
Tiyatrolar
$EH1R TİYATK(»LAKJ :
Drnın kısmı: (42157) Bir komiser geldi.
Komedi kısmı: (40409) Bcbok Her akşam saat 20.S0 da.
★★★★★★★★★★★★

.. MUfllTO IM)ZKA^ 0K0ÎT
□ izin Sokpk
Cumartesi - Pazar matine 15 te. Cumartesi matinelerinde talebeye tenzilât Tel. 43134
SEs-, Ses Opereti 15 ve 21 de Deli Gönül. Yunan Tiyatrosu. 18 15 Lu Magdâ. (49369).
A Mi AKA
Büyiıkf 10370-40) Knnclc Saat 20 de Küçük (11160) Yclancı. Akşam ea-
18.15 te M&gda (40360)
Tİyatko - İzmir Behlr Tiyat-romrTel: 2304 Boş boşlk (Piyaz 8 perde 5 tablo)
Perşembeden maada her akşam saat 20.30 da Pazar günü «nal 15 de matine.
Sinemalar
HEYOCl.ll CİHETİ:
AI.KAZAlt (42SÖ2) Makineli A-damlar Diyarında.
AR (44394) Mağlûp edllmlyenlor (ikinci hafta).
ATLAS (40885) Intira» kurbanları
21.15 te Yunan Tiyatrosu, Ho rcftlkn Resital.
El IIAMKA (43505) Varyete gülleri.
İNCİ (84505ı Yaşasın Aşk.
11*EK (442&(h Tabancalar Patlarken
LALE (43595) Mağlûp crJI’rnlyonicr MELEK (10868) Büyük Vals.
SARAY (41656) Yaşasın Aşk. S(’MER (12851) Kanlı Buse, SlATl’AHK (Kil 13) Güzel Sultan
Gecelerin Hâklr.ıl (Türkçe) 9AKK (1038ü) Suçsuz Kaatiİ. SIK (13726) Narvik Bankını. TAKSİ M(43101) Kanatlardan Turbo TAN (8i)74O) Aşkııı günahı YENİ(81137) 1— Vahşi kadın, 2—
Floşta
YILDIZ (42817) Samba Kıralı (2 ol Haftu d.)
İSTANBUL CİHETİ:
ALEMDAR (23683) Casuslar Çar pişiyor - Çam Sakıza Kâşif. ÇEMIIEKLİTAS (22513) Berlin eko-prrsl - Gangsterler Kıralı.
IIAI.K (21904) Hint Yıldızı Son Kahraman
lliLAl.122717) lo aralıkta açılacak (Halen kapalı)
İSTANHIL (22367) Efo Aşkı, Gülmlyen Kadın,
AZAK (23542) İHİfnalz Kahrnınnn-lar - Kaz/ınova'nın Aşk Macoru-ları.
MARMARA (23H60) Kara Kornan-Ekspres Gangaterlcri.
MİLLİ (22042) CaHunlar Çarpışıyor -Çn m Sakisi Kâşif.
KISMET (21004) Alim Küpolor Can Afltı
YEN î(Bakırköy)İH-126 Saygun aşk şarkısı
KAD1K()V CİHETİ:
HAî.E (60112) Tatlı Miran - Altın Yayla.
OPERA (60621) Şöhret ve Para, St'REYYA (60682) Periler dün-yaan Şanghay Ekspreai.
1 ELDEÛİRMF.Nİ (83143) Kırbaç Altında, Denizler Kırahçesi. Aşk Meydanı.
ÜSKt-DAR CİHETİ i
Iltl.E (60062) Vahşi ormanlar İçinde — Aşk Sultanı
SI NAR: Kanlı iftJru (T Irkçe) Aşksiz Yıllar.
Ankara
ANKARA (23432) Rehineler.
BfYCK (15031) Para Hırsı.
PARK (11131) Efsuncu Baba
S VS (14071) Efauncu Baba.
S( MER (11072) Haydutlar Peşinde \e Gtziı oda?
VI.VS (22204) Salâhaddlnl Eyyubl vo Haçlı Seterleri.
YENİ (14040) Sarı Monekşclor.
GAR GAZİNOSLt Viyana Terno Revüsü.
İzmir
EJ.HAMIIA. GönUldon Sesler.
TAYYAHE, Anım Knıoniım YENİ SİNEMA. Crmunlrır Çarpı-şıyor. Üç mavi melnlc
LAİ K. Günahsız Melek - Albük-rek P’ailhl.
TAN. Albükrek Fatihi. KARŞIYAKA CİHETİ:
Sİ MER. San Antonyo Aralımı.
MELEK. Sonsuz Aşk. — Drako* lanın Evi.
Radyo
Senfonik kuııvrrİrrt
Saat: .15,15 BBC, 81.25,1# m. Senfoni ot in .0 ra İm ı- «pl • — 16. in BBC. 31.25.19 ın. I/ondru Hoııfoni orkcMlniMi ve opera korosu, — 10.00 Roma 222.0, «il 38e m. Ignr Mnrkevttoh idaraâlnda senfonik orkestrn konseri. —
22.15 Ankara Radyosu. Chopln’ İn eserleri (pl.) — 23J5 Hamburg Radyonu 332 m. Mozartın eueriorl. — 02.JL5 BBC. 81,28,10 m. “SeottİMh orehentra...
Il.dlf Hili/ll.
Bnat: 8.30 Ankara Rndyovu. çeşitli müzik (pl.) — 9 10 BBC. 81,
25.19 m. Dinleyici Isteklvrl (pl.) d«on parçaları. — 12.80 Ankara deton parçaları. — 12 30 Ankara RudyoMü, Radyo sulun orkestra/» ı. — 14.25 İtalya radyoları 222 6. 11,3b m. Melodi orkestran, — 18.30 İstanbul Radyosu. Ço-şltlı hntlr ınüzik. — 10.0a BBC,
31.25.19 ın. Org Kolaları; Sandv Mopherson. — 20.00 Paris Radyosu: Stvphaııo Chapellor orkestrası. — «0.4u Montekarlo
41.49 m. Şarkılı hafif müzik. —
20.30 BBC 31.25.10 m. Varyete parçaları. —20.15 İstanbul Radyosu, Salon orkestrası. — 22.15 BBC 31.25.10 in. Melodi zamanı (Geraldo). — 23 41) A'iyanû 31 m. Gccu müziği.
Dans mllslftl:
Saat: 13.20 İstanbul Radyosu (pl.) — 11 io Anknfa Radyosu (pl.) — 15.55 Roına 41,38 (n. Arjantin damı müziği. — ,18 00 Ankara Radyosu (pl.) — 19.20 İstanbul Radyosu (pl.) — 21 00 Paris 31 25 ın. Dans orkestraları 22.00 İstanbul Radyosu fpl.) —
22.30 İstanbul Radyosu, Tango ve Rumbalar (pl.) — 23,.00 Ankara Radyosu (pl.) — 28.80 İstanbul Radyosu \(pl.) — 24 00 Amerikan İstasyonları 19 72 m. Tanınmış dana urkestraları. 24.00 BBC 31.25.10 m. Cumartesi gecesi duna randevusu. — 01.45 BBC 31.25.10 m. Harry Anglc-man oricontrası.
Hunimi programları
Saat: 15.00 İstanbul Radyosu: n.t ;ka dünyalııfda hayât vâr mı, PrnL Salih Murat. — 20.45 İstanbul Radyosu: Röportaj ‘'Gece çnlışanKır,, Covnt Fehıni Başkurt — 22.10 İtalya Radyoları 11.38 m. Frs.ni Lchar'ın operetleri.
tlalıırka müzik:
Saat; 8.oo Ankara Radyosu Şarkılar. — 13.15 Ankara Radyosu. Şarkılar, — 14.00 Isian-
1 eni I»hinİHihııı bugün İçin tavsife rttlıH iki program Hariçte:
Suat: 19jhi İtalyan radyolun 222.6 m. 41.88 m.: îgor Mor-kovltch idnreeinda aenfonlk konser,
Program: Dördüncü senfoni, Mandelasohn.
Dahilde:
Sunf. 22.15 Ankara Radyosu.; Chopln'ln şarkılan söviiyen: Soprano Halına. ChenduMko, piyanoda: Rcn6 Baclc.
bul Radyosu. Memleket havaları ve ses birliği konseri. — 15.10 İstanbul Radyosu» Snz e-serleri: Şarkılar, Türküler:
Mustafa Kovancı. — 18.00 İstanbul Radyosu, şarkı ve Tür-kıih r — ısa») Ankara Radyosu. Semai vo Şarkılar. — 19.45 İstanbul Radyosu» Şarkılar ve Türküler: Perihan Altındağ. — 19.20 Ankara Radyosu: Yurttan Sesler. — 20.35 Ankara Radyosu, İnce saz (Suzinak faslı). —
21.15 İstanbul Radyonu, Fasıl. — 21.15 Ankara Radyosu, Bozle ve Şarkılar.
Haberle r:
Ankara vo İstanbul Radyolarıı Saat 7.45. I3.ÜO, 10.00. 22 45. — Saat 20.45 Radyo Gazetosl, An-luı ra.
BBC Radyosunun Türkçe neşriyatı: Suat 7,15. 18.30, 23.00.
Bu haberler 31.32 ve 40.40 metrelerden dinlenebilir.
Gelecek Ye gidecek ııçak, ekspres ve vapurlar GELECİ K OLAN I ÇAMLAR
13.30 B.EA. (tngilU) Londra, NIs, Roına ve A t İnada n.
9.20 I’ A A. (Amerikan) Nnv-
york, Boston, Gander. S bonon, Londra, Brüfcsriden.
12.50 D.H.Y. (Türk) Ankarndun. II— D.H.Y. (Türk) izııılrdeln.
I I.— D/H Y. (Türk) İskenderun. Atlanıl, D.Bakır, Elâzığ, Malatya. Anknratlnn.
GİDECEK OLAN t (. AKLAR 9.— M R. (Mısır) Lefkoşe, Ka-hireye.
8.45 K.L.M, (Hâlânda) Tahrana.
11.30 B.E.A. (İngiliz) Atina. Roma. Nis. Londra.
10.25 I’.A A (Amerikan) Şam. Basra.
0.— D.H Y. (Türk) Ankara, A-(Innu.
ll._ n h Y. (Türk) Ankara.
13.50 D.H.Y. (Türk) îzınlr. H.3D D.H.Y, (Türk) Ankara.
GELECEK OLAN VAPURLAR
19.— Mersin (Avvalıktnn).
11.30 Bursa (Ayanlık. İzmir).
19.45 Sus (Mudnnyadnn).
GİDECEK OLAN VAPURLAR
4.— Annfarta (Ineboluya).
9.— Sus (Mudanyaya).
14.— Giresun (İzmir*),
20.— Konya (Bandırmaya).
GELECEK OLAN EKSPRESLER 0.45 Semplon (Avrupa).
7.10. Doğu (Eks.)
8.30 Ankara (Eks.)
GİDECEK OLAN EKSPRESLER 18.10 Ankara Ekspresi.
21 30 Semplon (Avrupa).
21.40 Güney.
Eczahaneler
Eminönü ı
Haydar, Lâleli.
Ankara. Eminönü.
Necati, K.paqa. Esat, Alemdar.
Eyüp:
Arif Beşer.
Beşiktim
Nail Hallt Tipi.
Beyoğlu:
M. Güneş. Daire T.d. 132.
Taksimi Purunak, Yenişehir 58 Batist. Talim. Aydede C. Galata: Doğruyoİ okçu M.C. Şişil: Necdet Ekrem. Kurt. C.10 Çubukçu B. çarşı 54 Ka.pas.: Yeni Turan K.p.
Fatih:
İbrahim. Balmumcu Şehzade.B. Nceai Dirim, Fener.
Teofilos, Samatya. Nâzım, Şehremini. Ziya Nuri. Aksu ray.
M. Fuat Bnyer, Karagtımrük. Kadıköy:
Kadıköy, Rıhtım.
Üsküdar:
Fuat Haslp. Gllndog. C. Heybrllndıı: Halk.
Sarıyer; İzzet. Sarıyer.
ANKARA
Sağlık (23658). Kurtuluş (11922).
Sakarya (12221).
Suldan sata:
1 — Pertavsız. 2 — şikâr. Vazeden. Bir renk. 3 — Dağ. Danslı eğlence yeri. 4 — Kuru soğuk. Evlenmemiş. 5 — Yıkık dökük. 6 — Adaleler. Başından defet. 7 — Kumunda. 8 — Ekili toprak. 9 — Diğer. Bir emir. E-dat 10 — Bulmaya çalış. Yağmur.
Yukardan asafıı
1 — İki kardeş kocaları. Edat
2 — Ana baba bir olmayan. Bir yabancı memleket parası. 3 — Bir yemiş. Eşek anırması. 4 — Bir movva. Bir chıs kürk. 5 — Bir renk. Kusur. 6 — Borazan sesi. Topçu taburu bölüğü. 7 — Kitaba bakmadan okuma. Bir millet. 8 — Bir nğac, 9 — Bir taşıt. Edat. 10 — Vilâyet, Şayia.
Soldan sağa:
1 — Kırmızı. Ak. 2 — Açı, Salı, A. 3 — Rıhtım, Ter. 4 — Af. I, Acıma. 5 — Er. Narin.
6 — Kirpi, N. L. 7 — Iğgal, Alu. 8 — La, Ninni. K. 9 — Org, Kİ, Su. 10 — Taam. Litre.
Yukardan a$üğı:
1 — Kara. Kilot. 2 — Içıf, İşara- 3 — Rıh, Erg. Ga. 4 — M, Tırpan, M. 5 — Isu lük. 6 — Zaman, NiL 7 — II. Canan, t 8 — Itır, List. 9 — A, Emi, T, Ar. 10 — Karanlık. E.
İZMİR
Sağlık, Alsaııcak mıntakası SnJ.ıt, Komvrnltı
A. Hayrettin. Bamahano ,, Güzel Yalı, Yalılar »
Iklçcşmolik. Ejrvfpusu M



Sarfa (5
Y E N t t S T A N B U L
10 Ardık 1959
w & »r
SİYASİ İKTİSADI
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER
Bu «ayıda yazı işlerin) fiilen İdare eden:
SACI D ÖGET
Basıldığ> yer.
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
İkinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültürel başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
ELEKTRİKLİ ÇAMAŞIR MAKİNELERİDİR
Levend mahallesinde inşa edilmekte olan 391 evin satışına başlanıyor Türkiye Emlâk Kredi Bankasından:
Şişli - Büyükdere asfaltı üzerinde Zincirli kuyu mevkiinde kâin Levend Çinftliği namiyle mâruf arazide imar plânına göre hazırlanan projesine uygun olarak Bankamızca 391 bina ihşasına başlanmıştır. Münferit, ikiz, blok ve bir veya iki katlı bulunmak ve üç, dört- beş, altı odalı kabili istifade merdivenli çatı aralı ve bazıları garajlı veya dükkânlı olmak üzere yaptırılmakta bulunan ve su, elektrik, havagazı tesislerini de ihtiva edecek olan bu evlerin plân, proje ve şartnameleriyle maketleri Eminönünde Türkiye Emlâk Kredi Bankası binasında 12.12.1949 tarihinden itibaren sayın halka teşhir edilecek ve mahallinde bulundurulacak memurlarımız tarafından icap eden izahat verilecektir.
Mahallenin asfalt yollan ve kanalizasyon tesisatı bankaca yaptırılmaktadır. Evler İstanbul’da kendisinin veya eşinin meskeni olnııyaıı vatandaşlara vadiferağ yolu ile anahtar teslimi satılacak ve Bankaca hazırlanmış olan mukaveledeki şeraite tabi olmak kaydiyle bedellerinin % 20 si peşinen tahsil olunacaktır. Evlerin , bakiye bedelleri senevi % 5 faize tâbi olarak 20 senede aylık taksitlerle ödenecektir. Akdolunacak vadiferağ | mukavelesi formülü bankadan istenebilir. ı
Satışa 22.12.1949 sabahından itibaren başlanacak I ve müracaat anında satın alınmak istenen evin % 20 peşin bedeli tediye edilerek aynı tarihten itibaren üç gün zarfında vadiferağ mukavelesi noter huzurunda resen tanzim ve teati edilecektir. Vadiferağ sözleşmesini % 20 nin yatırıldığı gün dahil üç gün zarfında notere yatırmıyanların her türlü hakları sakıt olur ve peşin | tediye ettikleri ^20 1er müracaatlarında faizsiz olarak kendilerine iade edilir. Evlerin satışı münhasıran İstanbul şubemizde ve şubeye müracaat edenlere yapılacağından bizzat gelemiyenler, bankadan alacakları formül dairesinde tanzim edilmiş vekâletnameleri® başkalarını tevkil edebilirler.
W
T ............- • -----
f * 1 ?
• »0»»'
I

Sürat. Konfor • Temizlik
En nefis yemekler • en itinalı
Batı Akdeniz Hattı • İstanbul Pire Napoli Doğu Güney Akdeniz t — ----
Eğlence
servis
1 Marsilya Cenova
Hattı • İstanbul İzmir - Pire Limasol Beyrut İskenderiye Napoli • Marsilya (Cenov»
Yeni İstanbul Atelyesi
TÜRKİYE İŞ BANKASI ANONİM ŞİRKETİNDEN
(Othıııar) ıınzah
SATIŞ YERLERİ
İstanbul: Cumhuriyet Caddesi No. 29. Telefon: 84575
Ankara: Arif Saltuk, Postahane caddesi No. 21. A. 15531
Eli Burla ve Ortaklan
Eshamlı Komandit Şirketinden:
Şirketimizin olağanüstü toplantısı 28 aralık 1949 çarşamba günü saat 10.30 da Galatada Bankalar caddesi Hezaren han 84 numaralı Şirket merkezinde yapılacaktır.
Mezkûr toplantıya girmek istiyen hissedar veya vekillerinin yukarıda yazılı 28 aralık 1949 tarihinden bir hafta evvel hisse senetlerini şirket veznesine teslim ederek, duhuliye kartı almaları rica olunur. Gündem:
1 — Şirketimizin 1 ocak 1950 tarihinden itibaren âdı koman-
dit şirket olarak değiştirilmesi hususunda komandite şerikin teklifi ve bu bapta genel kurulun müzakeresi ve karan.
2 — Komandite şerikin teklifi kabul edildiği takdirde Şirke-
timizin Ana sözleşmesinin 6 ncı maddesiyle 7 nci, 8 inci 10 uncu, llinci, 12 nci vc 14 üncü maddelerinin kaldırılması ve 1 inci maddesinin 1 inci fıkrasiyle 5 inci ve 9 uncu maddelerinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi.
Madde 1 (Yeni şekil) Aşağıda isim ve adresleri yazılı mües-slsler arasında mevcut kanunla işbu esas mukavelenamesindeki esaslar ve şartlar dahilinde bir âdi komandit şirket teşkil olunmuştur.
Madde 5 (Yeni şekil) Şirketin sermayesi 100.000.— yüz bin Türk lirasından ibaret olup, bunun:
25.000.— Türk lirası Komandite şerik Eli Burla
Bu evlerden edinmek ıstiyenler teşhir müddeti zarfında beğendikleri evin bulunduğu arsayı gidip görebilirler.
Vadiferağ ve ipotek mukavelelerinin bilûmum noter, harç, pul vesair masrafları müşteriye aittir.
Dükkanlı evlerin satış şartları ve diğer hususlar için broşürümüze müracaat edilmelidir.
Evlerin sahipleri adına tescilinde 5228 No. lu Kanun gereğince tapn harcı ve damga resmi alınmıyacağı gibi bakiye bedeli teminen yapılacak ipotek muamelesi de aynı Kanun mucibince damga ve Ciğer resim ve harçlardan muaftır.
ihtiyacını tamamlamak üzen İthal edilecektir Alâkalı firma
Müdürlüğünden.
180,000 M3 Maden direği alınacaktır:
Etibank Genel Müdürlüğünden.
Kömür havzalarımızın senelik memleket dışındır maden direğ lar bu İşe ait .yu t nameyi:
ANKARADa: Etibank Genci
tSTANBtTLDA: Etibank Şubesinden.
ZONGULDAKTA; Ereğli Kömürleri İşletmesinden, İSKENDERUNDA: Edbauk Bürosundan tZMIRDE: îzmir Kömür Tevzi Müessesesitiden temin ede oılir.
Teklıt mektuplarının eıı geç İÜ Aralık 949 cuma günü saat 15 (on beşle kadar Banka Genel Müiürlüğüne tevdi» lâzımdır.
(1717ü-
A N T I
KIYMETLİ
K A
KİTAP
Yılbaşı ve Bayram
Tebrik
Toptan satış:
Göz Hekimi
Dr. Mjrad Rami AYDIN
Kartlarını
Her yerde arayınız!
Othmar, tstifcMİ Cad 2)3-3,




-
Beyoğlu Parmakkapı, imam sokağı No. 2. Tel: 41553
ZAYİ
İstanbul Kambiyo Müdürlüğünden aldığım 30-4-1949 tarih ve 61827 sayılı permiyi zayi ettim. Hükmü olmadığı ilân olunur.
Sohtorik Müessesesı Ali Sohtorik
DEVLET DENİZYOLLARI İLÂNLARI
25.000.— •> Komanditer If Dantel Burla
12.500.— ff 99 99 Fredl Burla
12.500.— rr 99 Lori Burla
12.500.— 99 r» 99 n Hanri Hayni Bornştayn
12.500.— 99 99 99 fy Bemard Şönman
tarafından yatırılmıştır.
Madde 9 (Yeni şekil) Şirketin kâr veya zararları, şerikler arasında hisseleri nispetinde taksim edilecektir.
Beyoğlu, İstiklâl Cad. No. 390
Narmanlı Ap. Avlu içinde No. 1
Telgraf:
Telefon
Librarius
4 0 0 7 1
İstanbul Etibba Odası Başkanlığından:
Gelir Vergisi hakkmdaki konferansın ikinci ve son kısmı 10-12-1949 cumartesi günü saat 13.30 da Odamız salonunda tamamlanacaktır.
Bütün üyelerimizin teşrifleri rica olunur
Etibba Odası Başkam Prof. Dr. Murat Cankat
ı
2
3
4
— İdaremiz ihtiyacı için 14.000 adet projektör karbonu pazarlıkla satın alınacaktır.
— Pazarlık, 80-12-1949 cuma günü saat 15 te Tophanede Genel Müdürlük Alım, Satım Komisyonunda yapılacaktır.
A
— Tasarlanmış değeri mevcut olmıyan bu malzeme alımında isteklilerin teklif edecekleri mal bedelinin %15 nispetini güvenme parası olarak hesaplamaları ve pazarlıktan önce Komisyondan alacakları bir yazı Lle güvenme paralarını İdare veznesine yatırmaları, şartnamede yazılı şartlar ve esaslar dairesinde ve güvenme makbuzlariyle, teklifleri beraberlerinde olarak belirli tarihte Komisyonda bulunmaları.
— Şartnamesi hergün parasız olarak Komisyondan alınabilir.
(17419)
Klimsch - Horika
>
* t ı w ( a ıı -bv «
İhtiyaç görülen Şubelerimizde çalıştırılmak üzere en az orta tahsil görenler arasında müsabaka imtihanı ile lüzumu kadar memur ve daktilo alınacaktır.
İmtihanda muvaffak olanlar, tahsil ve ehliyet derecelerine göre aylık alacaklar ve bir yıldan aşağı olmamak üzere Bankada tecrübe devresine tâbi tutulacaklar ve tecrübe devresinde de başarı gösterenler liyakatlerine göre fesbit edilecek aylıklar ile aslî kadroya alınacaklardır.
Fransızca, İngilizce, Almanca lisanlarından bir veya birkaçını bilenler tercih edilecektir.
İmtihana girebilmek için askerliğini yapmış olmak ve her hangi bir daire veya müesseseye karşı hizmet taahhüdü altında bulunmamak şarttır.
İmtihanlar 17 aralık 1949 tarihinde Ankara, Adana, Bursa, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Konya, Samsun ve Trabzon Şubelerimizde yanılacaktır.
Taliplerin 15.12.1949 tarihine kadar mezkûr
şubelerimiz müdürlüklerine müracaat ederek lüzumlu vesaiki vermeleri ve ilân olunur.
imtihana giriş kâğıdı almaları
Ayrıca yetişmiş »ekliler belirli tarihe 'acaat edebilirler.
veznedar da alınacağından is-kadar şube müdürlüklerine mü-
Hafta Tatilinde Eğlenmek İçin YEŞİLKÖY'de
OTEL DENİZ PARK’a Gidiniz.
Çünkü
Geçen hafta gidenler âdeta bir masal hayatı yaşadıklarını söylüyorlar. Deniz üstünde şahane bir salon. zengin bir müzik, varyeteler, sürpriz ve nefis yemekler. Cumartesi, Pazar günleri 16 - 19 arası Matine. Geceleri Yeşilköyden Şişliye kadar otobüs servisleri mevcuttur. — Telefon: 18-215/216
• •
Gazetemizde neşrolunan bütün imlerin klişeleri
re
SPEZIALFABRIK UND GROSSHANDLUNG FÜR REPRODUKTIONSBEDARF
FRANKFURT/MAIN • ALTE MAINZER GASSE 57
Tarafından teçhiz edilmiş, modern ve kifayetli klişe atelyemizde hazırlanmıştır

Comments (0)