10 Haziran 1950 — Cumartesi
Sayı 192 — 10 kuruş
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone s Türkiye için 6eneliği 32. altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden : HABİB EDİB-TÖREHAN
İlânlar : 6 ncı sayfada santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Telefon : 44756 - 44757 Santral
Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
îç politika
Karşılıklı itimat
İnsanlığın en güzel vasfı inanmaktır. Becerin çok büyük mânevi bir serveti olan inangaçlığı kaldıracak o-lıırsak onun bünyesinde büyük bir boşluk husule geldiğini görürüz.
Avrupa medeniyete girdiği, daha doğrusu hürriyetini elde etmeye başladığı zamandan itibaren itimatsızlıkta ıı gün geçtikçe uzaklaşmış ve dış politika gibi eski ananelerin tesirinden hariç kalan bütün işlerde itimadı esas tutmuştur. Bu sebepten bütün hususi münasebetlerde ve bilhassa hükümet ve fert arasındaki işlerde hâkim olan zihniyet birinin diğerine inanması olmuştur. Bu itimat bütün İş âleminde resmî veya gayri resmi olsun kolaylıklar husule getirmiş ve bürokrasiden uzaklaşmak neticesini temin eylemiştir.
Birinci Dünya Harbinden sonra Av-rupada faşizm, nasyonal sosyalizm ve bolşevlzm denilen totaliter hükümetler. halkta kökleşmiş olan itimat hislerinden istifadeye çalışmış ve bunu suiistimal etmişlerdir. Bu vaziyetin ne kadar vahim neticeler husule getirdiğini neslimiz, en büyüğünden en küçüğüne kadar hatırlamakta ve bugünün dünya ıstıraplarının büyük sebebinin daha ziyade İtimatsızlıkta olduğunu görmektedir. Bu sebeptendir ki, Avrupa medeniyeti büyük sarsıntılardan sonra şimdi kalkınma gayretlerini sarfederken ilk iş olarak milletle hükümet arasında İtimadı kurmaya çalışmakta ve itimada dayanan demokrasiye biiyiık bir e-henımlyet vermektedir.
İlk Osmanlı Devlet ve Hükümetinin kurulması esnasında itimat en büyük bir fol Oynamıştır, Çok eski bir devir olan o zamanlarda, halkın hükümete vo hükümetin halka inanması memleketin ilerlemesini, refahını temin etmiştir. Fakat Osmanlı imparator-lnğıı totaliter sisteme doğru yürüdükçe ve hakiki haşmetinden mahrum olmaya başladıkça halkın Utangaçlığından İstifade etmeye çalışmış ve çok defa dini bu hususta vasıta kılmıştır. Gün geçtikçe memleketin karşılaştığı zorluklar, bilhassa sefalet ve inhitatlar halkın hükümete olan itimadını azaltmış ve halk ile hükümet arasında birbirine inanır gibi görünen mütekabil bir kuvvet ve derin bir uçurum hâsıl olmuştur. Biri eski haşmetinin bir türlü unutamadığı /âhiri görünüşü içinde, gûya milletin selâmetine çalışır gibi bir vaziyet alırken hep milleti istismar yolları aramış, diğeri yani halk artık hükümete olan itimadını kaybetmiş bulunduğundan onun bütün icraatından uzak kalmak suretiyle koııdı kendine yollar aramış ve bulmuştur. Bu vaziyetin hlp milletin idaresinde ne kadar vahim neticeler husule getireceğini tarihimizin yarım asır evveline kadar olan yaprakları pek acıklı olarak gösterir. Neslimiz İçinde bunu hatırlayanlarımız henüz pek çoktur.
Türk Milletinin son yarım asır zarfında ilk inanguçhğı meşrutiyetin ilânında başlar. Bu itimat Kurtuluş Harbinde çoğalmış, Milleti tek bir vücııt haline getirmiştir. Cumhuriyetin ilânında ise hükümete ve kuruculara karşı âzami hır itimat hasıl olmuştur. Bu itimadın gün geçtikçe zayıflamasının sebebi Hükümet ve Millet arasındaki münasebetlerde bir ahenk ve İntizam vücude getirilememiş olmasıdır. Çünkü. Hükümeti idare edenler Millete olun vecibelerini tamamen takdir edememiş ve milli arzuları fazla nazarı dikkate alamamışlardır. '
Şimdi memleketimizde demokratik sistemin İktidarı eline alması yeniden büyük bir iııangaçlık ve limit uyandırmaya sebep olmuştur. Çünkü, serbest olduğuna herkesin itimat ettiği İntihap neticesinde millet, vekillerini seçmiş ve şimdi onlara milli arzuların ortaya çıkarılması için bütün ümitlerini bağlamıştır. Milletin hu itimadının muhafazası ve hattâ çok kuvvetlenmesi lâzımdır. Çünkü dünyanın ve tarihin büyük bir dönüm noktasını yaşadığımız şu zamanlarda, millî İradenin hâkim olması ve Milletle Hükümetin birikirine yardım ederek çalışması lâzımdır.
Biz hu karşılıklı çalışma İmkânını ajıcak pıütekabll emniyet ve itimatta buluyoruz. Uzun mücadelelerden sonra iktidarı ele alan Demokrat Parti Hükümetinin bütün hüsnüniyetlere fağnıen muvaffak olmaması ihtimali OJicak halkın kendisine olan itimadını kaybetmesi ile mümkündür. Halbuki halktan gelen ve halk içlıı çalışmayı vazife hilen ve bilmesi lâzım gelen bir hükümetin lınlkın İtimadını kaybetmeyi hlc Istemiyeeeği dr pek tabiidir.
Hükümetin eski ncı misallerden ibret alarak hıı hususta çok hassas olması ve halkın itimadını kaybetmemek İçin ona boyun eymek değil. fakat dürüst davranmak ve onun işlerini görmek vazifesi ile mükellef olduğunu unutmaması İktiza eder. Fert İle hükümet birikirini saygı ve muhabbet İle dinleyen, yekdiğerine kolaylık gösteren bir zihniyetten hiç ayrılmayaruk çalışır ve karşılıklı itimadı kaybetmezlerse o vakit Hükümetle olan işlerimizin kolaylanacağı kanaatimiz daha artar. Hükümet dairelerine başvuracakların, kendisini İstismar etmiyen, derdine deva bulacak bir tabibe beslediği hisleri muhafaza etmeni, Hüküm?t ve Millet arasında karşılıklı itimadı arttıracak ve bunun neticesi memleket ve Hükümet İçin bir kuvvet temeli olacaktır.
Habib Edib - Törehan
Rus casusu Gold, suçiü ilân edildi
VVashlngton. 9 (AFı — Hirle^ik A-merikaya ait atom enerjini sırlarını çalmaktan vo casusluktan minik Harry Gold adlı PhiladelphİRİı bir kimyagerle hüviyetleri açıklanmayan diğer iki Oahib bugün bir jüri heyeti tarafından Suçlu ilân edilmişlerdir.
Sovyet Rusyanın siyasetine karşı
Truman, 6 maddelik bir ithamname okudu
"Rusya, dünya sulhunu imkânsız kılıyor"
Washinglon 9 (Y 1 R S) — Saınt Louis şehrinde verdiği bir nutukta Başkan Truman. Sovyet liderlerini itham etmiştir.
Rusyanın ve peyklerinin harbe hazırlandıklarını söyleyen Başkan, şu noktalar üzerinde durmuştur:
1) Komünist memleketler diktatörlük rejimlerinin hudutlarını genişletmeye çalışıyorlar.
2) Milletlerin istiklâli için çalıştık-
Başkan Truman, barış ve hürriyet için hazırlamış olduğu şartları açıkladı larını iddia edip hakikatte diktatörlük, “mîllî esaret., kuruyorlar.
31 Sulh için sarfa'dilen gayretlere iştirak etmiyorlar ve Birleşmiş Mil-
Cenubi Afrikalı devlet adamlarından Jan Snautn gayet ağır bir hastalık
atlatmıştır. Resimde Mareşal Smuts’ı. hastalanmadan önce bir merasimde görüyorsunuz. Smuta, Transvaaj İskoç kıtalarından birini teftiş ederken.
Trygve Lie’nin verdiği beyanat
İngiltere, Lie’nin şekilde
Lake. Suc.cess H A.A. ( United Press)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lie dün verdiği beyanatta. Ruslara, Birleşmiş Milletler toplantılarına iştirak etmeleri ve Milliyetçi Çin’in Birleşmiş Milletlerde temsiline dair çoğunluğun verdiği karara uymaları için kendilerine tavsiyede bulu nup bulunmadığı sorusunu şöyle cevaplandırmıştır:
“Ben hiçbir hükümete hiçbir mevzuda tavsiyede bulunmadım..,
Lie, Dışişleri Bakaniariyle devlet reislerinin İştirak edecekleri bir güvenlik konseyi özel toplantısının derhal yapılması icap ettiğini sanmamakladır. Onun kanaatine göre bu ö-
Amerikan Milli Savunmasının
gayretini müsbet karşılıyor
zel toplantılar bir terakki yapılması mümkün olan mevzulara inhisar etmelidir.
Lie’ye göre, Birleşmiş Milletler üyelerine kendisi tazyik yapacak değildir.
Genel Sekreter, Milliyetçi Çin’in Birleşmiş Milletlerde temsil edilmesi meselesinin vuzuh kesbetmesi için en az Üç. dört hafta beklemek İcap ettiğini söylemektedir.
Lie, hu mesele halledildikten sonra Güvenlik Konseyi Başkahına 20 yıllık barış tasarısını vermek tasavvurunda olduğunu bildirmiştir.
Londra 0 A A. ıLpsı — Bevin’in, verine Oışişleri Bakanı vazifesini gören Younger dün akşam Londrada verdiği demeçte, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lie/nin hükümet şefleriyle yaptığı görüşmelerin Sovyet Rusyayı. tavrı hareketini değiştirerek dünya barışının takviye» sinde samimiyetle işbirliğine teşvik etmesi temennislr.de bulunmuştur
letlerln faaliyetine iştirakten imtina ediyorlar.
4) Doğu Almanyadaki mektep talebelerini tıpkı Hitler zamanında olduğu gibi birer robot haline sokmaya uğraşıyorlar.
5» Kendi hudutlarını müdafaa için lüzumlu olan miktardan çok daha fazlA bir kuvveti silâh altında tutuyorlar.
6) Cenup - doğu Asyayı ele geçirmek istiyorlar.
Başkan Truman verdiği nutukta Rus milletini Rus liderlerinden ayırmaya bilhassa dikkat etmiştir.
Başkan: “Rus liderleri memleketlerinin tabiî imkânlarını ve vatandaşlarının rahatını düşüneceklerine, askerî kuvvetlerini çoğaltmaya bakıyorlar.. demiştir.
Taft. Amerikanın Avrupaya yardıma hazır olmasını İstiyor Washington 9 A. A. (Reuter) — Cumhuriyetçi Parti Lideri Âyan Üyesi Taft. dün gazetecilere verdiği bir demeçte: “Eğer Rusya Batı Avrupaya saldırmaya çalışırsa Birleşik Amerika harp etmeye hazır olmalıdır,, demiştir.
Taft. Rusların bir harbe başlamı-yacakları hususunda iyimser olduğunu söylemiştir.
Avrupaya yardım konusunda Âyan Üyesi Taft, Avrupa kalkınma programı sona erdiği zaman daha başka memleketlere de İktisadî yardım yapılmasına taraftar olduğunu ilâve etmiştir.
Sulhun beş şartı
Columbia. (Hıssouri). 9 A.A. (United Press) — Başkan Truman Missouri Üniversitesinde verdiği nutukta Birleşik Amerikanın kabul ettiği barış ve hürriyete müteallik beş noktalık programı izah etmiştir.
Trumana göre program ezcümle su beş noktayı derpiş etmektedir:
1 — Dahilde yıkıcı bir faaliyet veya dışardan taarruz şeklinde gelecek komünist. tecavüzüne mukavemet edebilecek hür milletlerden mürekkep kuvvetli bir komite kurulması,
2 — Bütün insanları ve bütün milletlerin mütekabil itimat zihniyeti dairesinde karşılıklı menfaatleri için çalışmalarını sağlayacak lüzumlu şartları tabakkyk ettirmek,
3 — Hiir milletleri, bilhassa Birleşmiş Milletler vasıtasiyle müşterek bir hareketle birleştirmek.
4 — Kendi gayretimiz ve hür milletlerin gayreti ile münhasıran askerî savunma ve güvenlik tedbirleri almak,
5 — Milletlere emniyet içinde yaşamalarını sağlayacak İktisadî tedbirler almak.
Birleşmiş Milletlere bağlı milletlerarası kuvvetlerin barışı koruyacakları günü bekliyoruz.
Bugünlerde, dünyanın tehlikelerle dolu olduğundan ve medeniyetimizin doğrudan doğruya bir felâkete sürüklendiğinden çok bahsedilmektedir.
Dünyanın tehlike ile dolu olduğu muhakkaktır, tarihin her devresinde ve her memlekette halk için dünya tehlike ile dolu olmuştur.
Sağlam bir dünya iktisadına bağlandığımız hayatî ve millî menfaat 1952 yılında sona ermiyccektir. Dünya barışı için o zamanda bugünkü kadar sağlam bir İktisadî temel zarurî olacaktır.
Truman nutkuna son verirken Amerikan sermayesinin yabancı memleketlere yatırılması; Asya. Afrika ve Lâtin Amerikasındş iktisaden geri kalmış memleketlere yapılacak teknik yardıma dair dördüncü nokta programının tatbik mevkiine konulması lüzumundan bahsetmiştir.
Yabancı memleketlere verilecek silâhlar vâ yapılacak iktisadi yardım do-layıslyle ağır masraflarla karşılaşacağını, Başkan Truman, Birleşik Amerika halkına bildirmiş ve bu masrafların, dünya barışının muhafazası için girişilen uzun ve çetin mücadeleye dahil olduğunu belirtmiştir.
Birleşik Amerika ile diğer bir çok memleketlerin bağlı bulundukları hürriyet ananesini yıkmak tasavvurunda olan Sovyet Rusyayı durdurmak için bu muvakkat masrafların gerekli olduğunu söyliyen Truman. şunları İlâve etmiştir:
••Şurası muhakkak ki, diğer memleketlere yaptığımız fevkalâde mali yardımı gerektiğinde^ daha uzun müddet devam ettirmek tasavvurunda. değiliz. Fakat bu yardımı şimdi kesmek felâket olur..,
Missouri Üniversitesi. Başkan Tru-mana fahri edebiyat doktoru ünvanını vermiştir.
C.H.P. nin çıkardığı tebliğ münakaşa mevzuu oldu
Hükümet mahfilleri, eski iktidarı topyekûn itham eden bir mütalâa ileri sürülmediğini belirtiyorlar



Ankara, 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — C.H.P. Meclis Grupu tara tından 2 gün önce neşredilmiş olan tebliğ hâlâ tartışma mevzuudur. Yetkili Hükümet mahfilleri eski iktidarı topyekûn itham eder yollu hiç’ bir mütalâa öne sürülmediğini, eğer Mecliste bağımsız bir milletvekili tarafın dan yapılan demeçler kasdodiliyorsa bunların Hükümeti ilzam edemiyece-ği belirtilmektedir. Adnan Menderes Kabinesi bir devr-1 sabık yaratmamak kararında olduğunu programında tasrih etmiş ve bu Kabine, Mecliste güven oyu almıştır. Bu şortlar altında ancak bundan sonra kaza cihazının
landırmalarında ısrar ve madde ve isim tasrih edilmeksizin yapılan uluorta isnatları şiddetle takbih etmektedirler. İleri sürdükleri mütalâa şudur: Gecikmiş veya örtbas edilmiş bir adalet mevzuu varsa devletin tekmil vasıtaları şimdi D.P. nin elinde oldu ğuna göre, bunların hepsi meydana çıkarılabilir. Eğer normal müstakil mahkemelerce suçlu sayılacak kimseler tesbit edilir ve bunlar mahkûm o-lurlarsa herkesten çok biz sevinç duyarız. İktidar bu yokla üzerine düşeni yapmazsa bu takdirde İtham ve ifratların siyasî bir maksatla ele alındığına hükmetmek lâzım gelir.
ÎÇ SAYFALARDA
ÎKÎN Cî
Tetkikler :
Vicdan hürriyeti ve vicdan sorumluluğu M. Nermi
ÜÇÜNCÜ
Tarih kenarından :
93 te Kanunu Esasiyi istemiyenler
Mithat Cemal Kuntay BEŞİNCİ
İktisadi kalkınma ve devlet teşkilâtı S. Z.
ALTINCI
Tarihi Kırkpınar güreşlerine ait yazı ve resimler
ıttılaına varacak olan suç mevzuları normal usuller dairesinde takibata mevzu teşkil edebilir. Fakat Hükû metçe umumî mahiyette bir hesaplaşma bahis mevzuu olamaz.
Diğer taraftan Hükümet çevrelerinde aynı zamanda belirtilen bir kanaat da şudur: C.H P. Meclis Grupunun yayınladığı tarzda bir tebliğ, eski iktidar zamanında yapılmış olan yolsuzlukların halk efkârında bıraktığı ıstıraplı intibaları silmeye kifayet ede mcz. Bir çoklânnın bugün teshiline imkân olmıyan bir yığın hatalı icraat dillere destan olmuştur. Binaenaleyh C.H.P. nin şimdi bu İşi bir politika mevzuu halinde ortaya atmasının hikmetini kavramak güçtür.
Buna mukabil C.H.P. lileı kendilerini devamlı itham altında bulundur mak hedefini güden bir tâbiyenin bahis mevzuu olduğu kanaatindedir. Madde tasrih edilerek ortaya atılan mevzularda hakikaten bir yolsuzluk varsa bunların tahkik edilmesinde vo suçları görülecek olanların ceza-(----------------------------\
Menemencioğlunun Paristeki faaliyeti
“Avrupalı Çocuklar Kulübü" âzalarını kabul etti
Paris, 9 A.A. (Afp) — Türkiye Büyükelçisi Nunıan Me-nemenclofelu dün öyleden son-ra Elçilik binasının salon ve bahçelerinde “Paristeki AvrupalI Çocuklar Kulübü., ile Sulhsever Kadınlar Federallst Birliği üyesi her milletten bir çok çocuk kabul etmiştir.
Federalist Birliği Başkanı Madam Kellerson, kırmızı-be-yaz sembolik balonlar uçurduktan sonra kısa bir hitâbe ile bir harp korkusundan nihayet kurtulmuş bir Avrupaya kavuşmak isteyenlerin bu istekten başka hiç bir menfaat gözet-miyen gayretlerini k(saca anlatmıştır.
Mcneıncncıoğlu hatibin bu çok samimi sözlerle, doğuda batı medeniyetinin ileri kalesi olan Türkiy^nln, batı demokrasileri ile müştereken sahibi bulunduğu gaye ve idealleri müdafaa uğrunda durmadan gayret sarfedeceğini bir kere daha teyit etmiş olduğunu söylemiş-
İzmir limanını, Fransız ve İngiliz filolarına mensup deniz kuvvetleri ziyaret etmiştir. Resimde Umana gelen İngiliz gemilerinden biri görülmektedir (Yazısı 3 üncü sayfada)
Amerikanın Ankara Elçisi
Kongrede konuştu
Amerika Devleti
Tiirkiyeye ilâve yardım yapmalı »Türk silâhlı kuvvetleri, tam bir şekilde modernleştirilemedi"
VVashington 9 (AP'> — Birleşik Amerikanın 6 elçisi Kongreyi, Amerikanın müttefiki dost devletlere askerî yardım sağlamağa davet ve teşvik etmişlerdir.
Dışişleri Bakanlığı bugün büyük elçilerin tavsiyelerini açıklamıştır.
Birleşik Aonerikanın Türkiye Büyükelçisi George WadsWorth, Tür-kiyenin silâhlı kuvvetlerini modernleştirme hedefine henüz tanıamiyle ulaşılamadığım ve munzam Amerikan yardımına ihtiyaç olduğunu kaydetmiştir. Büyük Britanya elçisi Le-\vls Douglas. Birleşik Amerika için
şimdi tereddüt edip yardım programını gevşetmenin, Batı için öldürücü bir darbe teşkil edebileceğini söylemiştir. Yunanistan Büyükelçisi Henry Erady/ tehlikenin henüz geçmediğini ve Yunanlıların, askeri mü-esseselerini idame için paraya ihtiyaçları olduğunu belirtmiştir.
Askeri değişiklik hakkındaki tefsirler
ana prensipleri
G/. Bradley, Gl. Vandenberg ve Symingfon’un beyanatı, dün basına teferruatiyle açıklandı
VVaslıington. t» (Y1RS> — 24 mart tarihinde Senato huzurunda Genelkurmay Başkam Gl. Omar Bradley, Hava Kuvvetleri Komutanı Gl. Vandenberg ve eski Hava Bakanı S Sy-mlngton tarafından yapılan beyanat bugün açıklanmıştır.
Gl. Gradlcy. Amerikan silâhlı kuvvetlerinin büyük bir dünya harbine kifayet, edecek kadar kuvvetli olntâ-dıklarını söylemiştir.
Fakat gelecek soneye kadar, Amerikan kuvvetleri hir düşman taarruzunu önleyecek reviyeye erişeceklerdir.
Hava Kuvvetleri Komutanı GL Vandenberg kıtalar arasında yapılacak hava muharebelerinde atom bombasını kullanıp kullanmama kararının Amerika tarafından tek taraflı olarak u-lınamıyııcnğını belirtmiştir. Çünkü artık Sovyetler de atom bombasına sublpdirlcr.
Symington, nava kuvvetlerinin gerek taarruza gerekse savunmaya elverişli ‘'yerden idare olunan bombaları., geliştirmeye çalıştığını bildirmiştir. Bu çalışmalar hem kısa mesafe, hem de uzun mesafe, yani müdafaa ve taarruz bombaları üzerinde yapıl-maktadır.
Tifo rey veriyor
Yugoslav lideri Mareşal JoMp Broz Tlto elinde Amo-rlkanvarl »ap katiyle Belgrad Bele, diye seçimlerine katılıyor. Seçmenler “Halk Cephesi" namzetleriyle mevcut olnıayuıı bir muhalefet arasımla karara varmışlardır.
Ankara 9 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Yüksek Komuta Heyetinde yapılan son değişikliklerle ilgili olarak gazetelere bir takım şayiaların aksettirildiğl görülmektedir. Bunlardan biri son defa vazifelerinden alınmış olan komutanlardan bazılarının
C. H. P. nin iktidarı kaybettiği gün İnönü’yü ziyaret ederek bir emri olup olmadığını sordukları ve son tebeddüllerin bu teşebbüsün mahsulü olduğu merkezindedir. C. H. P. çevreleri bu rivayetin hakikatiyle en küçük bir ilgisi olmadığını bugün açıklamışlardır. Ne 14 mayıs günü ne de daha sonra şayia halinde ortaya atıldığı tarzda bir ziyaret olmamış ve netice itibariyle bu yolda bir konuşma da geçmemiştir.
Aynı mahfiller gerek vazifelerinden alınmış olan komutanların, gerek yerlerine getirilenlerin çok değerli birer asker olduklarını belirttikten sonra, yıllardır şerefle memlekete hizmet etmiş olan bu komutanların sırf vazifelerinden ayrılmaları dolayıslyle onları mühim bir iftiranın gölgesi altında bırakmanın çirkin bir hareket olduğunu ilâve ediyorlar ve bu kabil şa-
Adnan Menderes
D. P. Başkanı oldu
Demokrat Parti Genel idare Kurulu bu akşam saat 21 de en yaşlı adayı olan Refik Şevket İncenin başkanlığında toplanarak Gelâl Bayann Cumhurbaşkanlığına seçilmeli dola-yısiyle açılan D. P. Başkanlığına gizli oyla Başbakan Adnan Menderesi seçmiştir. Bu suretle Menderes hem Başbakan, hem de Parti Başkanı olarak*
ylaları önlemek üzere Komuta Heyetindeki son değişikliğin hakikî sebeplerinin halk efkârına açıklanması lüzumunu öne sürüyorlar.
Yeni askerî tâyinler
Ankara 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor ı — Orgeneral İzzet Aksalur-dan açılan Genelkurmay İkinci Başkanlığına Genelkurmay İkmal Başkanı Korgeneral Zeknj Okan tâyin edilmiş ve işe başlamıştır. Korgeneral Şahap Gürler. Kara Kuvvetleri Kurmaylıaşkam olarak vazifesine devam etmektedir. Deniz ve Hava Komutanlıklarına henüz tâyin yapılmamıştır.
Falih Rıfkı Atay
Yakında YENİ ISTANBUL’da
Üç güzel ses,..
vazifesine devam edecektir.
SflVfa 2
YENİ İSTANBUL
10 HaziMn 1050
M
TETKİKLER
SPOR
Vicdan hürriyeti ve vicdan sorumluluğu
Yazan : M. NERMİ
VrLLARDAN beri kili altında za-■ manini sessiz bekliyen taassup kıvılcımı, iç politikamızın yelleriyle u-y^nmı? gibi görünüyor. Derin bir uykudan uyanan her «ey gibi bu kıvılcım da sağını solunu ilk mahmurluk içinde gözden geçiriyor ve daha kudretli bir yangın tutuşturabilmek^içln sıçrayacak uygun ve elverişli bir yer •rıyor. Türk Devleti, bir dünya devleti olduktan ve halifeliği ortadan kaldırarak dinle münasebetlerini kestikten sonra bu sinsi kıvılcımın rüyası bu olmuştur. Şimdilik bizi gerçekten telâşlandıracak bir şey yoktur. Acaba durum, yarın için de böyle midir?
İnsanlığın kültür ve politika tarihini şöyle bir karıştırırsak görürüz kİ. büyük hâdiseler yalnız büyük sebeplerin kucağında serpllmemiştlr. Sık sık kullandığımız bir atalar sözümüzden bu vesileyle bahsetmek, her halde, çok yerindedir: Damlaya damlaya göl olur. Demek oluyor ki» bir damlanın mukadderatı, sırasında, göl olmaktır. Yolunu açabilirse, onu, deniz olmaktan alakoyabilecck bir kudret var mıdır? Bu bakımdan, topluluk hayatımızda beliren ufak tefek, hattâ ehemmiyetsiz şeylere aldırmamak, elbette doğru değildir. Bütün dâva, ufak tefek ve ehemmiyetsiz görünen sosyal hâdiselerin çekirdeğinde ve gelişme imkânlarındadır. Bu İmkânları tam zamanında görmek ve kavramak çok güçtür. Onun için bu imkânları sezebilenler, tarihin her devrinde, büyük bir şahsiyet olabilmiştir.
Alman mütefekkiri Nietzsche der ki: Büyük hayat fırtınaları, güvercin adımlariyle gelir. Güvercin adımı ne kadar gürültüsüz ve yumuşaktır. Hattâ bu adımın barış adımı gibi bir «âktnllği de vardır. Zaten bütün hayat taktiği böyledir. Ufak şeyler, her-zaman, büyük şeylerin başlangıcı olmuştur. Tarihteki rolünü çok iyi bildiğimiz hıristivanlık, Eski Roma’nın askerlik kudreti ve idare teşkilâtı karşısında hiç bir şey ifade etmlyen Ürdün balıkçıları arasında doğmamış mıdır? Roma’nın Filistin Valisi Pi-latus, eski cemiyetin bu bir avuç evsiz ve barksızından imparatorluklar türeyeceğini ve günün birinde kudretli Roma’yı yıkacağını nasıl aklından geçirebilirdi? Yakın mili! tarihimizde de bunun başka bir örneği daha vardır, eşsiz bir örneği.. Osmanlı İmparatorluğu. . 4,91$ bozgununda çökmüştür, Bütün Türk ülkesi, zafer sarhoşu düşmanların iradesine boyun eğmiştir. Tann’nın yeryüzündeki gölgesi, Mekke ve Medine’nin hizmetçisi, yüksek şeriatın koruyucusu, bütün müminlerin başbuğu (emir-ül-müml-nin). Tanrı, ülkesine kıl dokundurmasın (???) dünyanın halifesi (?) Vahideddin, Türk vatanına arka çevirmiş ve düşmanlarımızla sarmaşdolaş olmuştur. Silâhları elinden alınmış bir milletin çıplak göğsünden başka, düşmana karşı koyacak nesi olabilir? Bir avuç Türk; Anadolu’nun bir köşe-•inde toplanıyor ve ilk mücadele teşkilâtı kurulmuş oluyor. Dünya politikası bu bir avuç insanın teşebbüsünü, Pılatus gibi, kahkahalasla karşılıyor. Fakat biz bu mütevazı teşebbüsten ne büyük harikalar fışkırdığını biliyoruz. Bir kaç irade damlasından kaynağını aldıktan sonra ırmaklaşan, denlzleşen milli kudret kaçışında bütün dünyanın hayranlık duyduğunu da gene biliyoruz.
Tarihimizin bu eşsiz hâdisesi. Türk vatanı içinde buhransız geçmemiştir. Bugün bunu hatırlamak, sosyal emniyetimiz için, en başta gelen bir vazifedir. Mücadele devrinin, bugün artık saçları ağarmış ve bir çoğu aramızdan ayrılmış kahraman gençliği, tarihimizin kopmuş bir halkasını tutturmaya ve bir vatan kurtarmaya çalışırken göğsünü yalnız yabancı düşmanlara germemtşti. Yurt içindeki düşman, toplariyle, tüfekleriyle. süngüleriyle vatan gençliğini yerlere seren yabancı düşmandan kat
kat daha korkunçtu. Bu sefiller, halifeleriyle müminlerin başbuğu (?) ile birlikte Türk kalesini içinden zor-luyorlardı. Biz, işte o zaınaıı Türk kültürünü inkâr edenlerin, Türk benliğini bonimsememekte direnenlerin, taassubun içyüzünü bütün çirkinliğiyle. bütün sosyal zehirleriyle görmüş ve anlamıştık, Türk devrimler! bu iğrenç ve tiksindirici gerçekliği tasfiye etmek için, ülkemizi, tarihimizin muhtemel bir kara gününde kura-teh-İlkesinden uzak bulundurmak İçin yapılmıştır. B|z Türk ülkesinde Türk vatandaşı İsliyoruz. Çünkü, gönlü, ruhu başka Ülkelere bağlı olan insanlar, bu toprağın çocukları olamazlar. Komünistliği bunun için reddediyoruz, taassubu da bunun İçin reddediyoruz.
Türk Devrimi, bize, çağdaş bir vatandaş olmanın yollarını açmıştır. Vatandaşlık, her şeyden önce, hayat ve hukuk gerçekliklerinden gelen bir sosyal dirlik sezgisidir. Din devleti zamanlarından kalma taassubun bu konuda hiç bir yeri yoktur. Her vatandaş, Türk cemiyetinin koruduğu haklardan geniş ölçüde faydalandığı ve bütün emniyetini buna borçlu olduğu İçin, her şeyden önce, sosyal nizamımıza karşı tam mânaslyle sorumludur. Bizim sosyal nizamımız, Osmanlı cemiyetinin sosyal nizamı mıdır? Hayır... Çünkü, Osmanlı Cemiyeti, hukuk bakımından su katılmamış bir Ortaçağ cemiyetiydi. Türk ailesinin hukuk kaynakları, eski İbrani cemiyetlerinin hayat anlayışlarına kadar uzanmaktaydı.Bizim ailemiz vardı, ama, biz onu anlıyamı-yorduk. Biz kendi benliğimizden u-zakloşmıştık. Bugün öyle değiliz. Padişah mülkü, artık Türk vatanı olmuştur, çağdaş bir hak ve adâlet anlayışımız vardır. Vicdan hürriyetine kavuşınusuzdur. Bu ülkede her vatandaş hürdür. Haraç ve cizye devri kapanmıştır, Devlete yalnız vergi verilir ve bu verginin mahiyeti Islâm Taklitlerinin anlattığı gibi değildir. Hudutlarımızın ötelerine dar-Ül-harb adı verilmez. Demek oluyor kl, bizim hayat nizamımız dünküne göre bambaşkadır.
Bu nizam ayrılığı, denin mânasını henüz anlamamış olanların hoşuna gitmemektedir. Onlara göre tanınmış din bilginlerinin yüzyıllarca içindne çıkamadıkları ve birbirinden ayrıldıkları karışık dâvalar bile, ehemmiyet bkımından, vatan gerçekliğinden üstündür. Bir vatandaşın böyle düşünmesi, isterse buna vicdan hürriyeti adı verilsin, bizi ilgisiz bırakamaz ve bırakmamalıdır da. Onların bir vicdan hürriyeti anlayışı varsa, başkalarının da onlardan büsbütün ayrılan anlayışları vardır. Çünkü, vicdan hürriyeti niyete göre değişebilen ve sırasında, vatan gerçekliğine apaykı-rı bir mahiyet alabilen bir şey değildir. Her hürriyet gibi, vicdan hürriyeti de, ilk önce, yurda karşı sorumluluk ifade eder. Hattâ bu sorumluluk çerçevesi açıldı mı, sosyal nizamımızın haklı tepkisini beklemek lâzımdır. Geçmişteki karanlık örneklerini gördükten sonra vicdan hürriyeti adına girişilen sinsi teşebbüsleri tam zamanında kökünden söküp atmak zorundayız. Bu memlekette, Türklüğü birinci sınıf bir millet haline getirmiş ve onu masalların derinliğinden çıkararak gerçekliğe kavuşturmuş olan devrimler yapılmıştır. Hak ve hürriyet anlayışımızın en şaşmaz Ölçüsü budur l
Vicdan hürriyeti propagandnsiyle tırnaklarını iliştirecek yer arayan taassup. ilk maksatlarına eriştikten sonra gene aynı propaganda ile, daha ilerilere atılnııya çalışacaktır. Bunun hiç bir ilâçla giderilmesi mümkün olmıyan bir yağ lekesi gibi yayıldıkça yayılacağını tahmin etmek güç değildir. Biz, onun için, bayraklarına vicdan hürriyeti levhasını a-sanlara karşı demokrat hükümetin bir uyanıklık göstermesini yürekten dileriz.


i
Su durumu
ayarlanıyor
Sular idaresinin neşrettiği bir tebliğe istinaden nöbetle su alacak olan semtlerin listesini veriyoruz Şehirdeki su sıkıntısını mümkün olduğu kadar önleyebilmek için muhtelif semtlere nöbetle su verileceği yazılmıştı. Sular İdaresi neşrettiği bir tebliğde nöbetle su alacak semtleri şöyle snalanıaktildir: Me-cidiycköyü, şişli. Harbiye, Maçka ve Yıldız semtleri 5.30 dan
20 ye kadar. Taksim, Talimhane, istiklâl caddesi ve A-yaspaza civarı 5.30 dan 20 yo kadar. Tarlnbaşı ve Direkçiler caddeleri arasında kalan saha ile Emin Camii. Refik Saydam caddesi, Beyoğlu yeni çarşı, Âğalıamam ve Tophanenin üst kısımları sabah 4 ten 14 e kadar. Halıcıoğlundan Dolnıabah-çeye kadar sahil mıntakası 5 ten 17 ye kadar akacaktır.
İstanbul cihetinde: Edlrne-kapı. Fevzipnşa, Darüşşafaka. ve Fatih Camlinin arkasında kalan saha 6 dan 9 a kadar a-kacak, perşembe, cuma ve cumartesi akşamlan blltün gece. Kumkapı, Ycnlkapı civarı 14 ile 17 ve geceleri 21 den 6 ya kadar akacaktır. Küçükpazar, Yemiş, Sirkeci ve civarı 18 den gece yarısına kadar su ala-mıyacAktır. Anadolu cihetinde, Göztepe, Erenköy civan 11 den
21 e. Moda gibi yüksek yerler geceleri az su alacaktır.
Dinleyi-neşriyatına karşısında ” Is-
Radyoda İngilizce dersleri yeni bir metodla yayınlanacak
Bu hususta ilgililerle temas için memleketimize gelen B. B. C. müdürlerinden Stevens'in beyanatı
Ankara Radyosundaki İngilizce dersleri neşriyatının yeni ve çok kolay bir usulde yayınlanmasını temin et mek hususunda ilgililerle temas et. nıek üzere bir müddetten beri memleketimizde bulunan B.B.C. Radyosunun İngilizce ders neşriyatı müdürü Stevens dün sabah Aııkaradan şehrimize gelmiştir.
Kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza Stevens memleketimizdeki temasları hakkında şu izahatı vermiştir:
“— Ankara Radyosunda verilmekte olan radyo ile İngilizce dersleri-nin çok TAğbet gördüğünü müşahede ettim. Radyo idaresine gelen mektuplardan da bu neşriyatın iyi karşılandığı anlaşılmaktadır, çilerin İngilizce ders gösterdikleri bu rağbet
B B C. radyosu “Dinle ve Konuş nıindekl yeni ve ileri ders metodunu Türk Milli Eğitim Bakanlığına sunmağı münasip görmüştür. Bu yeni tedris usulünün tatbikine bu senenin Bunlarına doğru başlanacaktır.
“Dinle ve Konuş” öğretim sisteminin bir çok yeni veçheleri olduğu gibi bu yeni sisteme hâkim olan başlıca esas dinleyicileri mümkün olduğu kadar çok “pratik” imkânlarını vermekten ibarettir. Bu yeni sistemin tatbikinden sonra, hattâ ilk on beş dakikalık dersin sonunda herhangi bir dinleyici iâakal yüz kadar cümleyi bizzat hazırlıyacabilecek durumda olduğunu idrakle sevinecek-t ır.
Bu son derece basit olan “Dinle ve Konuş” usülü. Londra Üniversitesi Eğitim Enstitüsü ve İngiliz Radyosu “Radyo ile İngilizce” şubesi mensupları tarafından müştereken hazırlanmıştır.
Misler Stevens pazartesi günü aynı mevzu hakkında Yunan radyo-siyle temas etmek üzere Atinaya gidecektir.
----a
Yolların tıkanması karşısında
Şehirdeki otomobillerin
tahdidi düşünülüyor
ŞOFÖRLER CEMİYETİ TEMSİLCİSİNİN İŞTİRAKİYLE GENİŞ ÖLÇÜDE TETKİKLERE BAŞLANDI
Şehirdeki otomobil adedinin günden güne artması karşısında caddelerde seyrüsefer çok güçleşmü? ve bazı saatlerde Knralcöy, Eminönü, Taksini gibi iltisak mıııtakalan tıkanmaya başlamıştır. Bu cadde ve meydanların bir anda genişletilmeleri milyonlarca liraya ihtiyaç göstermesi itibariyle, kabil olamıyaca-ğına göre, ilgili makamları uzun u-zun düşündüren bu hali önlemok için şimdi do otomobillerin tahdidi clhetlpe gidilmesi üzerinde durulmaktadır.
Yalnız şehir yollarındaki seyrüseferin tıkanması ve kazaların artması suretiyle insan kayıbını intaç eden ve aynı zamanda memleket e-konomlsine zararı dokunacak derecede döviz İsrafına sebep olan otomobil bolluğunun faydası kadar mahzurları da mevcut olduğu gözö-nünde tutularak, Şoförler Cemiyeti temsilcisinin iştirakiyle ilgili daireler yetkili şahsiyetleri tarafından, tahdit meselesinin tetkikine başlan-mıştır. Araba bolluğu yüzünden taksi şoförlerinin kazançları da hayli azaldığından evvelâ taksilerin tahdidi cihetine gidilmesi üzerinde durulmaktadır.
Henüz verilmiş kat! bir karar olmamakla beraber tetkiklerin neticesi bir rapor halinde ilgili bakanlıklara bildirilecek ve kemiyet tasdik edildiği tnkdirde karann tatbikine geçilecektir.
Şehirdeki taksi durakları araba bolluğu karşısında kâfi gelmediğinden bir çok taksiler mahalle aralarında, âna caddelerde, sokak ağızlarında nöbet beklemektedirler.
Aynı sebeple dolmuş yapan taksilerin sayısı da artmıştır. Belediyenin kabul ettiği yeni karara rağmen ü-zerinde dolmuş İşareti bulunmayan bir çok araba teâbit edilen tarifeden
Millî Piyangonun 100 bin liralık büyük İkramiyesini bir tornacı kazandı
Milli Piyangonun 7 haziran çekilişinde 100.000 liralık büyüle ikramiyeyi 486775 numaralı yarım biletin sahibi Mehmet Zeki Erteni! kazan mış ve dün İdareden hissesine isabet eden 50.000 lirayı almıştır.
Mahmut paşada Çuhacıhanda tornacılık yapan Mehmet Zeki Ertenü Öteden beri bilet aldığını, bugüne ka dar hiç bir şey kazanmadığını, bu bileti alırken de ümitsiz olduğunu listede numarasını görünce şaşırıp sevindiğini söylemiş, bu parA ile İşini büyütmek ve bir ev almak istediğini sözlerine ilâve etmiştir.
Sigorta İşleri ıslâh edilecek
Türkiye Sigorta Prodüktörleri Cemiyeti namına bir heyet, pazar günü Anka raya gitmiş, muhtelif temaa larda bulunmuştur. Bugün İstanbul# dönmüş olan heyet. Cumhurbaşkanı Celâl Bayaı, Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes,, Başbakan Yardımcısı Samet Ağaoğlu ve Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Velibeşeyi ziyaret ettikten sonra, alâkalılara sigorta endüstrisinde yapılması temenni edilen reform hakkında İzahat vermişler, tç Ticaret Dairesinde bu mevzu üzerinde müzakerelerde bulunmuşlardır. Bakanlığın alâkRİı dairesi, heyetin getirdiği rapordaki noklai nazarla mutabık olduğunu bildirmiş, Mükerrer Sigorta İnhisarı Kanununun değiştirilmesi veya ıslahı mevzuu üzerinde tetkiklere başlamıştır.
-
dnba ucuza yolcu taşımaktadırlar. Taksilerin günlük hasılatı gittikçe biraz daha düşmektedir. Bir «ene evvel kilometre başına 45 kuruş üzerinden patrona hesap veren şoförler bugün 35 kuruş bile temin edememediklerinden l aksiler amortismanını karşılayamamaktadır.
M.
M illet teşkilâtı tir.
P. nin Beylerbeyi
Bucağı açıldı
Partisi Beylerbeyi bucak Kurularak faaliyete geçmiş
Sergide Ulaştırma Paviyonu
Devlet Deniz, Demir, Hava ve Kara yollan ve P.T.T. Genel Müdürlükleri İstanbul Sergisine 1200 metre kare bir pavîyonla iştirak edeceklerdir. Bu pavıyonıın inşaatı için bir mühendis Aııkaradan şehrimize gelmiştir.
Belediye murakıplarının dünkü teftişleri
Şehrin zaruri gıda ihtiyaçlarını daha sıkı bir surette kontrol etmek ü-zere merkeze alınan Belediye murakıpları dün de esaslı surette teftişler yapmışlardır. Bu teftişte 507 esnaf ve müessese kontrol edilmiş, bunlardan 16 sı için zabıt tanzim olunmuştur. Ayrıca noksan görülen 85 ekmek müsadere edilmiştir.
6 ncı Şube memurları tarafından yapılan nakil vasıtası kontrolünde de 231 nakil vasıtası gözden geçirilmiş ve 28 i hakkında zabıt tutulmuştur.
Girit Başpiskoposu
Valiyi ziyaret etti
Şehrimizde Patriği ziyarete gelen Girit Başpiskoposu Rum Patrik vekiliyle beraber bugün Vali ve Belediye Başkanını ziyaret etmiş, Girit halkının asil Türk Milletine ve Türk
selâmlarını Hükümetine saygılarının bildirilmesini rica etmiştir:
Girit halkının Türk-Yunan dostluğuna büyük inanı olduğunu, Atatürk-le beraber Türk-Yıınan dostluğunu kuran Venizelos’un bir Giritli bulunduğunu, hava meydanına İndiği zaman hiç bir yabancılık hissetmediğini söylemiştir.
Motörlerin yolcu taşımasına müsaade edildi
Bahkpazarındaki Rai İskelesi ile Haydarpaşa ve Kadıköy Arasında motörlerin yolcu taşımalarına dünden İtibaren müsaade edilmiştir.
Ancak bu motörler, Köprünün iskele ve dubalarından hiç bir suretle yolcu alamıyacaklardır.
Van Gölünde çalışan vapurların tamiri tamamlandı
Van Gölü İşletmesinde çalışan vasıtaların tamiri sona ermiştir. Yaz mevsimi dolayıslyle yolcu nakliyatının çoğaldığı bugünlerde bütün vapurlar sefere konmuş ve ihtiyacı karşılıyacak bir tarifenin tatbikine haşlanmıştır.
Yeni bir sergi
Selçuk Kız Enstitüsü ve Çapa Akşam Kız Sanat Okulunun öğretim yılı çalışmalarını sergi bugün saat 16 dan okul binasında açılacak ve
tarihine kadar devam edecektir.
1949-1950 gösteren itibaren 16-6-1950
&

Ucuz lokantalar çoğalıyor
Belediye İktisat Müdürlüğü, diğer lokantaların ucuza yemek vermesi İçin tetkikler yapıyor
Belediye İktisat Müdürlüğü, lokantalardaki yemek tarifeleri hnkkında-kl tetlciklorlno devam etmektedir. Evvelce de yazdığımız gibi yiyecek maddelerinde bilhassa sade zeytinyağlında ct fiatlcrinde geçen seneye na7zaran büyük bir fark olduğu hâlde, lokantaların yemek tarifelerinde henüz bir ucuzluk müşahede edilememiştir.
Lokanta sahipleri tarifelerde tenzilât yapılmasına taraftar olmadıklarını Belediye İktisat Müdürlüğüne bildirmişlerdir. Halbuki Eminönü ve civarındaki yeni açıİHn bazı lokantaların üç kap yemek için 120 kuruş almakladır Belediye İktisat Müdürlüğü, bıı lokantalarda ucuza verilen tabldotlar hakkında öa araştırmalar yapmaktadır. Bu yeni lokantalar u. cuza yemek verdiği halde, diğer lokantaların yine eski tarifeler üzerinde ısrar etmesi bir tetkik mevzuu olmuştur.
Fransız
sergi salonunda yeni
Bugün, yeni bir resim sergisi açılıyor
Asra İnal ve Fethi Karakaşoğlu bugün saat 16 da Taksim Konsolosluğu
bir resim sergisi açacaklardır. Uzun zamanda* beri hazırladıkları bu sergiye Azra İnal 20 yi aşan orijinal e-ser ve gravürleriyle girmekte ve Fethi Karskaşın da çok orijinal e-•erleri olduğu tahmin edilmektedir.
Dönkü konferanslar
İstanbul Üniversitesi İçtimaiyat ve Sosyal Siyaset kürsüsü profesörle* rlnden Dr. Orhan Tuna dün akşam saat 17 de İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasında Türkiye lktisatçılaı Derneği adına fiş ihtilâfları ve grev hakkı) mevzuunda bir konferans ver» iniştir. Kalabalık bir dinleyici kitlesi tarafından takip edilen konferansı müteakip serbest münakaşa yapılmıştır.
Dün gece ayrıca Beyoğlu Halke-vinde saat 18 de Yahya Saim Oza-noğlu tarafından “Çocukta resim duygusu,, mevzuunda bir konferans verilmiştir.
Ankara Devlet Tiyatrosu şehrimizde temsiller verecek
Ankara Devlet Tiyatrosu 18 kişilik bir kadro ile şehrimize gelerek temsiller verecektir. Rejiaör yardımcısı Mahir Canovanın başkanlığında bulunan ekip hâlen lzmirde temsiller vermektedir. Ayın 27 sinde şehrimize gelerek 29 undan itibaren Ses Tiyatrosunda temsillere bağlıyacaktır. Şehir Tiyatrosunun Komedi ve Dram Kısımları aradaki bahçede kitlere kadar devam eden dolayıslyle bu temsiller için bir halde olmadığından Ses
siyle anlaşma yapılmasına mecburiyet hâsıl olmuştur.
Oynanacak eserler 29 haziranda Yalancı, 30 unda Antigone, 1 temmuzda da Kıskançlar olmak üzere 9 temsil verilecektir.
geç va-program istifadeli Tiyatro-
Sergi Komitesi, Sergi Sarayına taşındı
Şimdiye kadar Ticaret Odasında çalışan Sergi Komitesi ve buna bağlı bürolar, dünden İtibaren Sergi Sarayına nakletmiştir .
GalatasaraylIlar Cemiyeti idare heyeti toplantısı
Galatasaray Cemiyetinin umum! heyeti fevkalâde toplantısı 17 haziran 1950 cumartesi günü saat 15 de Cemiyet merkezinde yapılacaktır.
Bu içtirnsda ekseriyet hâsıl olmadığı takdirde yeniden ilâna hacet kalmaksızın 8 temmuz 1950 cumartesi günü aynı saatte ve aynı mahalde, ekseriyete bakılmaksızın top-lanılacağı GalatasaraylIlara bildirilmektedir.
1 inci Ordu atletizm yarışmaları
I inci Ordu atletizm yarışmaları dU> İnönü Stadında yapıldı. Bu yarıımv larda kazananlardan kurulacak karma. haziran sonunda Ankarada diğer ordu karmalarıyla yarışacaktır. Bu yarışmalardan sonra Türkiye ordu Atletizm takımı seçilecektir.
Günün teknik sonuçları:
100 METRE:
1 — Nejat Türkyılmaz 11 4, 2 — Turgut Gençoğlu 11.7, 3 — Hüseyin Kun-ter 11.7.
200 METRE:
1 — Nejat Türkyılmaz 23.2, 2 — Nejat Karman, 25, 3 — Mustafa Boyancı 25.1.
400 METRE:
1 Haşan Elkırmış 56.0, 2 — Ahmet Oğuz 58.
800 METRE:
1 — Kerim Bayrı 2.13.8, 2 — Burhan Temelli 234.6.
1500 METRE:
1 — Avram Peniçe 4.28.4. 2 — Hanefi Çömlek 4.36.7. 3 — Sadeddin 4.47 9.
5000 METRE:
1 — Zeka! Andaç 17 07.3, 2 — Hanefi Çömlek 17 38.3, 3 - Hakkı Eren 18 22
GÜLLE ATMA:
1 — Kâzım Ün 10.76, 2 — Yusuf Gü-cüye.tor 0 63.5. 3 — Mehmet Demir 9.60.
DİSK ATMA:
1 — YuBuf Gücüyoner 29.23. 2 — Yürü f Kıray 27.98. 3 — Savat Koruyan 21.31.
UZUN ATLAMA:
1 — Ethem Bölen 5.99, 2 — Tevflk Ünlü 5 93, 3 — Turgut Gençoğlu 5.B4. ÜÇ ADIM ATLAMA:
1 — Nahit Varol 12.88. 2 — Bülent Talu 12.01, 3 — Feridun Dora 11.56, YÜK9EK ATLAMA:
1 — Tevfik Ünlü 1.58. 2 - Bülent Talu 1.55. 3 — Osman Yetişken 1.45, ÇEKİÇ ATMA:
1 — Yusuf Kiraz 33.60.
4x100 BAYRAK;
1 — As. Tıb. 47”; 2 — Ordu bağlda-rı 53” 3 — II. Kor. 53’2.
1x400 BAYRAK:
1 — Ordu bağlıları 3'55”6.
HAPOEL, BUGÜN VEFA İLE OYNUYOR
Şehrimizde misafir bulunsa İsra-ilin Hapoel takımı bugün İnöatl Stadyomunda üçüncü maçını Vefa takımına karşı yapacaktır. İlk maç-La Fenerbahçeye 1-0, ikinci maçta da Galatasaraya 4-2 yenilen İsraillilerin bugün Vefa karşısında ne netice alacağı merakla beklenmektedir. Uzun süren bir lik maçlarından sonra birbirini takip eden ecnebi temaslar ve bilhassa meşhur İngiliz pro* fesyonel “Sunderland,, >n peşinden yapılan İran ve İsrail maçları seyircileri pek tatmin edememektedir. Bu bakımdan bu maçlarda seyirci adedinin bir hayli az olacağı da muhakkaktır. Saat 18 de oynanacak olan bu maçı hakem Mustafa Güventtirk idare edecektir.
İstanbul polis telsizi takviye edilecek
İstanbul polis teşkilâtı telsiz cihazlariyle teçhiz edilmiş, gerek karakollar, gerekse müdüriyette kurulan tesisler faaliyete geçmişti.
İki aylık bir çalışma sonunda alınan neticelere göre bugünkü tesisatın ihtiyacı lâyıkiyle karşılayabilmesi için yeniden bazı ilâvelerle takvi-yesi gerektiği anlaşılmıştır.
Bu hususta tetkiklere başlanmıştır. İstanbul polisine ait bütün nakil vasıtalarındaki tesisatın karakollardaki telsizle irtibatı tam olarak temin edilemediği takdirde, bu makinelerin değiştirilmesi, tesisatı yapan firmadan istenilecektir.
İlkokulların senelik sergisi
12 haziran 1950 pazartesi günö saat 18 de Beyazıt okulunda senelik ilkokullar sergisi açılacaktır.
âlYASt İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi :
YEN! Î8TANBUL NEŞRİYAT LÎMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA Bu sayıda yazı İşlerini fiilen idare eden: SacJd ÖGET
Basıldığı y«r t
TENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
— 10 —
Bir dolap beykiri gibi aynı bir mihverin etrafında dönüp dolaşarak ağaçları muayene eder, çiçekleri, zerzevatları sulardım. Sabah kahvaltımızın kümesten kendi elimle aldığım sıcak yumurtalar ve keçilerimizden kendi elimle sağdığım sütle hazırlanması âdeta, kaide olmuştu. Sütlerini sağdığım keçiler huysuzluk ettikçe onlara köylü hastalarıma söylediğim aynı kelimelerle çıkışırdım. Bir âdetim de, kuluçkalardan elv elv çıkması yahut ağaçlardan birinde mevalnıln ilk meyvemin alınması gibi fevkalâde halleri Celileye haber vermekti. Şimdi de hazan boş bulunarak onun kapalı penceresine doğru seslenecek gibi oluyorum. Bu saatlerde ye hele çarşamba pazarı günlerinde bahçemizin arkasındaki sokaktan, grup halinde, köylüler iner, duvarın demir parmaklığı arasından hemen hepsiyle üç bef kelime konuşur, hastalarından haber sorar, hattâ ufak tefek rahatsızlığı olanları bahçeye a-larak ayak üstü kısa bir muayenedeen geçirirdim. Ara «ıra bunlardan bana av hayvanlan hediye edenler olurdu. Tereyağından oduna varıncaya kadar evin bir çok eksiklerin! onlardan teda-| rik ederdim. Hattâ Celile dört yaşındayken ona bir gün —aşağı yukarı İki hindi fiatlne— sevimli bir sıpa bile satın almıştım.
46
Bu işler bittikten sonra yine bir zamanki saatlerimde evvelâ Hükümetteki daireme, sonra De reboyundaki muayenehaneme giriş. Hastaya ça-ğınldıkça yakın yerlere ayakla, uzak yerlere Tabirin arabasıyle gidiş gelişler... Akşam üstleri yeni İstasyon Parkındaki havuz başında, karlı kara dut şerbetleri karşısında, yine her zamanki aynı münakaşalar ve kavgalı şakalar...
İlk bir kaç geceden sonra artık yadırgamaya başlmaıştım. Evi şimdilik büyük abla beklemekte idi. Gerçi Celilenin ailesi içinde doğup büyümüş Huriye diye demirbaş bir evlâtlığımız vardır. Evlâtlık diyorsam aşağı yukarı Celile ile yaşıttır; belki hattâ ondan bir iki yaş da daha büyüktür. Huriye evimizin kilit küreğidir. Hele Cehle hastalandıtan sonra onun garip bir vesvese ile daima belinde taşıdığı anahtar külçesi olduğu gibi Huriyeye teslim edilmiştir. Fazla olarak da çok çalışkan ve beceriklidir; bizimki gibi üç evi parmağının üstünde çevirebilir. Fakat büyük abla, kızım Kara Sekili çiftliğinden dönünceye kadar bizde kalmaya karar vermiş, bana hattâ sormadan bohçasiyle dikiş sepet ini Tabirin arabasına atarak bize gelmiştir. Söylediği sebep bu İlk günlerde beni yalnız evde derdimle haşhaşa bırakmamaktır. Fakat asıl sebep beni derdimle değil Huriye ile yalnız bırakmamaktır ve büyük abla bu düşüncesinde bir dereceye kadar da haklıdır. Zavallı Huriye buradakilerin dedikleri gibi, tükürsen yüzüne yapışmayacak derecede çirkin bir mahlûktur. Küçükken çıkardığı çiçek, sapanla tarla sürer gibi çehresinin altını üstüne getirmiş, üstelik sağ gözünü şakağa doğru serip çarpılarak korkunç hır şekle sokmuştur. Fakat ne de olsa sicile kadın diye kayıtlıdır ve böyle küçük kasabalarda bekâr bir erkekle genç hır kadının
47
geceleri bir evde yalnız kalmalarına eloğlunun ne diyeceği bilinemez.

Evin görünüşünde çok şey değişmemiştir. Fakat hakikatte fark zannedilebıleceğınden de çok büyüktür ve alttan alta evimin ve hayatımın temeli sarsılmaktadır.
Anadolunun bir çok yerlerinde olduğu gibi kasabamızda da zaman zaman bize hem benzeyen, hem benzemeyen acaip kıyafetli, acalp tavırlı bir takım yabancılar peyda olur, Derviş desen değil; dilenci, serseri desen değil.. Çoğu hey. kel gibi iri ve sakin yapılı adamlardır. Saç sakallarına, rengi kalmamış ve yağmurdan, çamurdan muşamba haline girmiş bir nevi entarilerine bA-karak Türkistanın Hayve. Buhara gibi uzak bir yerlerinden gelmiş bir nevi seyyahlar olduklarını tasavvur edersiniz. Fakat görünüşlerindeki ürkütücü vahşiliğe rağmen çehrelerinde anlaşılmaz bir mazlumluk ve sükûnet vardır ki emniyet verir. Dil bilmezler. Öyle dilenci yırtıklığiyle Üzerinize saldırıp para istemezler. Sade yolunuzun kenarında durarak ancak dikkat ettiğiniz zaman işitebileceğiniz garip fakat mûnls bir şive ile ağır ağır:
“Men garibem, men mehcurem’’
Derler.
Bu adamlar bu başdöndürücü uzaklıkları bu hal İle ve bu kadar değişmeden nasıl ve ne kadar zamanda AşarAk aramıza düşmüşlerdir. Kısır hayalli bir adam olmama rağmen bıı düşünce ve eski şarkılardaki hüzün ve hasret ifadesine benzer bir ifadesi olan bn “men mehcurem” sözü beni daha garipsetnıiştir. Sanki gurbette kimsesizliğin ayrı bir sesi varmış da bu söz ve ses onun ifadesi imiş gibi.
Bir akşam yine İstasyon Parkında şerbet-
48
lerimizi içerek konuşmuş, sonra ortalık kararırken hep bir arada istasyon caddesinin yolunu tutmuş, nihayet bu kısacık caddenin biijiği köşe başında her birimiz evli evine, köylü köyüne kendi yollaıımıza ayrılmıştık. Alaca karanlıkta dar ve dolambaçlı bir sokaktan evime çıkarken bu “Men garibeni, men mehcurem” sözü birden bire ağzımdan çıktı. Henı o biçarelerin ifadesindeki aynı hüzünle! Bunu âdeta bir yabancı Hğzından gibi işitince kuşkulanarak durdum ve “ve minelhava-dis” diye ^hayretle kendime güldüm. Fakat bu â-nl uyanıklığa rağmen biraz soıua aynı sözü yine tekrar ettiğimi duyunca, bir yabarcıva çıkışır gibi en lâübali alayımla kendi kendime çıkıştım: “Hayır ola ahbap! Ne oluyoruz? Burası artık senin kendi öz yurdun. Bu birer birer lâmbaları yanmağa başlayan evlerin en saıay gibisi senin evin... Gerçi ötekine berikine karşı “Çok şükür yuvarlanıp gidiyoruz” demeyi Adet etmişindir. Fakat pek iyi bilirsin ki bu kasabanın en var hklı adamlarından biri seriHİn.. bu memleket seni başına taç etmiştir. Halk arasında senin başına yemin edecek kimseler vardır. Belediye Reisi sana “Mebusları Ankara değil de halk seçse sen-çoktan ittifak rcyilo mebusum uzdun” diyeli daha on dakika olmamıştır. Gerçi karın öldü. Fakat etrafında bunca eş dostun, üstelik bu toprağın öz muhlis malı olan nur topu gibi bir de çocuğun var. Sokaklarda dilenci gibi boynunu büküp “men mehcurem” diye sızıldanmak öyle mi? Sen âlemde arkadaşın Emin Htılûsiye uyup İstanbul-da kalmalıydın. Onunla elele verip söyliyeceğin inen mehcurem şarkısını o zaman görürdün. Bu senlnkiııe düpedüz nankörlük derler.”
XI
GÖÇ HAZIRLIKLARI
Doğrulur. Bu kasabanın bana verdiği refa-
49
hı, Emin Hulûsl ile elele İstanbul kaldırımlarında iş aramağa çıktığımız günlerde değil, ondan çok daha evvelki oldukça mesut zamanlarımda, kafamın karamelâ makineleri gibi durmadan hayal ve ümit döktüğü kavak yeli gecelerinde bile düşünememiştim. Gerçi burada ilk günlerim iyi geçti diyemem. Fakat sonradan talih değişince ve hele çoluk çocuğa karışınca toprağını sevmiş bir ağaç gibi sere serpe geliştim; dört bir tarafa dal budak saldım. Ancak şu da var ki yine o gecelerde nerede nasıl olduğunu tayın edemiyerek gördüğüm bir başka türlü rüyada biri benim kulağıma, ileriki hayatım için, bir başka türlü valt fısıldamıştı. Elime geçmiş umulmaz saadetlerin hiç birinde ondaki çehreyi bulamıyor ve bana bu valdi yapana karşı pazarda aldatılmış bir köylü küskünlüğü duyuyordum. Fakat bereket ki bu nevi duygular ancak masal ve romanlarda sürüp gider: Halbuki gündelik hayatın hay huyu İçinde, eski bir malaryanın mikropları gibi ancak bazı nadir muvazene bozulduklarında İnsani şöyle bir yoklayıp geçmekle iktifa ederler.
Evet ben bu yabancılık duygusunu hiç bir zaman içimden tamamiyle söküp atamamıştım Fakat hiç bir zaman da ben bu şimdiki şiddetine yükseldiğini hatırlamLVorum ve bu çoktan beri evimizin bir odasında bir gölge İle bir feryattan ibaret kalmış bir kadının ölümünden ileri geliyordu.
Yedi sekiz yıl evvel bir yerli tanıdığımda da buna benzer bir şey görmüştüm. Bu ndanı muhasebe kâtibiydi; Hükümet konağında benim kapı komşumdu. Kendi yaşında sırjm gibi sapasağlam bir yeril kadın olan karısı bir hatta içinde tifodan ölüp gîdivermişti.
(Devamı var)
50
10 Haziran 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa 3
Tarih kenarından
93 te Kanunu Esasiyi istemiyenler
Yazan : Mithat Cemal KUNTAY
Yorgi’nin, murakabe de onun için is-
lâyiha komisyo-ilânı için yıllar-
İKİNCİ Abdülhamidın cÜlûsundan ’ sonra ilân edilen Kanunu Esasiyi bazıları istemediler; bazıları da beğenmediler. Bunlardan bir kısmı devlet adamlariydi, bir kısmı da halktı Devlet adamlarından Vartan Paşaya soruyorlardı:
— Kanunu Esasi ilân edildi. Artık memleketin, adam olmak yolunu tuttuğuna inandınız mı?
Vartan Paşa cevap veriyordu:
— Hayır, inanmadım. Ne vakit. Beylerbeyi Sarayının yanında bir fabrika açıldığını görürsem, memleketin. o zaman adam olmak yolunu tuttuğuna inanırım.
Kanunu Esasinin proje komisyona da, bu kanuna taraftar olmadığı h İde üye olan Müşir Namık Paşaya soruyorlardı:
— Kanunu Esasiyi niçin istemiyorsunuz?
Paşa cevap veriyordu:
— Agop’un, Bohor’un, "Beytülmall Müslimin”i etmesi caiz değildir temiyorum.’
Kanunu Esasinin nunda, bu kanunun
dan beri menfada ve Avrupada çalışmış olarak, üye olan meşhur şair Ziya Paşa, Müşir Namık Paşaya cevap veriyordu:
— Paşa, Paşa, bugün, “Beytülmall Müslimiin” yoktur; ancak “Hazinei Devlet” vardır. Eğer, sizin dediğiniz gibi, ”Beytülmali Müslimîn” mevcut olsaydı, domuzdan, şaraptan vergi alarak, size, bu komisyonda hezeyan söylemek için ayda kırk bin kuruş Verilmezdi.
Kanunu Esasiyi. Müşir Namık Paşa gibi, Kanunu Esası komisyonunda üye olarak istemeyenlerden başka, bu komisyonun dışında, dedikodular yaparak, broşürler dağıtarak istemeyenler de vardı: Beylerbeyi paye-lülerinden (Sivil paşalardan! Ramiz Paşa, “Uzun Etek” diye anılan ve Meclisi İcraat âzasından Rıza Bey, Kazasker Muhiddin Efendi, Kazaska Şerif Efendi bunlardandı. Bazıları da Kanunu Esasiye “Gâvur icadı” diye bakıyorlardı, ve bir kısmı da “Meşrutiyetin henüz zamanı gelmedi.” diyorlardı. Sivil paşalardan Ramiz Paşa bu ikinci kısımdandı. Çamlıcada, Sarı Kayada oturan Ramız Paşa. Küçük Çamlıcada oturan Sami Paşa oğlu Suphi Paşanın köşkünde, Meşrutiyet lâkırdısı geçtikçe, bu “Henüz zamanı gelmedi”yi bir leitmotiv gibi tekrarlıyordu.
Hürriyeti isteyen Namık Kemal bile. Meşrutiyetin bizde yürüyebileceği hakkında tereddüt devreleri geçirmişti. Hattâ, hürriyet için Avru-paya kaçmaya de, Meşrutiyet ran Sami Paşa Haşan Beye şu
—Geçen gün Courrler directeur - gârant’ı
hazırlandığı günler-hakkında fikrini so-oğlu Abdurrahman cevabı veriyordu: d’Orient.
Gienpietri ile
( MEMLEKET HABERLERİ")
İzmir Birinci Pratik Eğitim
Iznılr Birinci Pratik Eğitim Kongresinden bir görünüş
İzmir Birine! Pratik Eğitim Kongresi. İzmir ilinde mevcut bütün öğretmenlerin iştirakiyle açılarak bir haftalık bir çalışmadan sonra nihayet bulmuştur. Valinin bir hitabesiyle a çılan kongrede, Milli Eğitim Müdürü ve Bölge Teftiş Kurulu Başkanı pedagojik çalışmalar hakkında izahlarda bulunan birer konuşma yapmışlardır.
Açılış günü Prof. Dr. Abdi Muhtar Bllgincr “Enferiyorite ve Çocukluk hâtıraları., adlı bir konuşma yaparak kongrenin belki de en dolgun ve güzel dersini verdi. Bn. V'edide Baha Pars “Vatandaşlık terbiyesi,, konusunu izah etil. Ahrm t öztiırk ise (Demokratik terbiye ve öğrenci kurulları,, mevzulu, dlnliyrn öğretmenler arasında İlgi toplıynn bir konuşmada bulundu.
Kongrenin İkinci günü “Ortaokul programlarının uygulanması İle İlgili düşünceler., hakkında Cemal Onuı-gar'ın konuşması da gayet istifadeli geçti. Garrn Sarmat da «Sosyal yardım problemi) ni açıkladı. Aynı gün Öğleden sonra Bn Ayşe Akıncı (Aileleri aydınlatma problemi) nl, gunıın ailr anlayışı içinde ve yepyeni cephe lerinl ortaya koyarak İzah etti.
üçüncü gun (VIII İnci Bölge Pedagojik Danışma Kurulunun çalışmaları) hakkında ilk öğretim müfcttle-hrlndvn Halis Kurçenin izahları takip edildi. Daha sonra «ıraslyie Hüseyin Baysal, V’edide B Pars vc Rize TükH konuştular.
Dördüncü gün Türkçe Komisyonu tarafından hazırlanan kompozisyon raporları okundu, ilkokul kitaplıkları
Türk - Alman
ticaret
faaliyette
Ingiltere Ortadoğııyıı
takviyeye başladı
★ ★ ★
Yunan Kır al ve Kıraliçesi
Türk subaylarile konuştu
zorunda kaldıklarını söv-
Ort^doğudaki başkomutan^
Resmi Alman
makamları
Meşrutiyeti konuştuk. Herif iki saat söyledi. Nihayet, Meşrutiyetin bizde de yürüyebileceğine beni inandırdı.
Hürriyetin 1 numaralı adamı bile Kanunu Esasinin mizacımıza uyabileceğine inanmak için bir Fransız gazetecisini iki saat dinlemeye muhtaç oluyordu.
Komünistlerin evi aranıyor
Tokyo, 9 A.A. (United Press) — Japon poltB kuvvetleri, dün ileri gelen komünistlerden Sanzo Nosakanın bürosunda araştırma yapmışlardır. Komünizmin başlıca nazariyecilerinden olan Nosaka, General Douglas Mac Arthur’ün kanun dışı ettiği merkez komitesi 24 üyesinden biridir. Araştırma esnasında. Nosakaya ve komünist Akakata gazetesine alt evrak müsadere edilmiştir.
ikinci derecede komünist şahısların evlerinde de araştırmalar yapılmış ve polis Komünist Partisi güney Ostka merkezi Tohio Hirai’yl tevkif etmiştir. Ostka, Japonyanın on büyük ikinci şehridir, işçi birlikleri başkanı Ya sumasa Şato tevkif edilmiştir, işgal kuvvetlerine obstriikslyon yaptığı sanılmaktadır.
Diğer taraftan, Akahata komünist gazetesinin 17 yazarı kanun dışı edilmiş olmasına rağmen, bu gazete General Mac Arthur’e karşı hücumlarına devam etmoktedi.r
Amerika d a ki kızıllar gizli çalışıyorlar
“FBI” Müdürü Edgar Hoover, bu mevzuda beyanatta bulundu
VVashington 9 (APı — Federal A-raştırma Bürosu Direktörü Edgar Hoover dün Kongrede beyanatta bulunarak Amerikan Komünist Partisi liderlerinden New-York*ta mahkûm edilmeleri neticesinde diğer parti ü-yelerinin faaliyetlerini gizlice icra etmek ve gizli muhabere işaretleri kullanmak lemiştir.
Hoover, lantılarını
ni ve kuryeler vasıtasiyle aralarında muhabere ettiklerini söylemiştir.
Komünistlerin aleni top-asgarl hadde indirdikleri.
Ulaştırma Bakanının tamimi
Ankara, 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ulaştırma Bakanı Tevfik İleri, teşkilâtına gönderdiği bir tamimde ulaştırma vasıtalarının kifayetsiz oluşu yüzünden vatandaşların demir ve denizyollarında kötü şartlar altında seyahat ettiklerini ifade etmekte ve bu halin hemen önüne geçilmesinin zamana mütevakkıf olduğunu kaydettikten sonra:
“Devlet Deniz ve Demiryollarında vazife almış personelin yolculara karşı reva gördükleri ağır ve dürüşt muamelelere bir nihayet verilmesini,, personelden istemekte, buna riayet et-miyenlerin işlerine son verileceği., bildirilmektedir.
resi

hakkında Kemal Ayhanın konuşması alâka topladı.
Dokuzuncu oturumda söz alan tarih öğretmeni Murteza Gurkaynak «Çocuk yayınlarının terbiye üzerinde tesirleri! konusunu salâhiyetle izah etti ve konu ile ilgili bazı misaller verdi ve yazılar okudu. Sınıf çalışmaları hakkında öğretmen Huriyenin konuşması dikkati çekti. İzmir ve dolayları arkeolojik araştırmaları hakkında Arkeoloji Müzesi asistanı Ahmet Dönmezin izahları ilgi ile karşılandı.
Beşinci gün Rıza Tükel, mahalli incelemeler problemini açıkladı. Daha sonra (tarih ve efsoneler) konusu hakkında Bergama Müzesi Müdürü Osman Bayalhnın kendisine has ifadesiyle yaptığı Konuşma büyük bir ilgi topladı. Ve projekslyonlu resimler gösterildi.
Kongrenin kapanış günü Prof. Dr. Ekrem Akurgal’ın (Eski Yunan medeniyetinin önemi) mevzulu konferansında dünya medeniyetinin, Yunan medeniyetinden gentıj ölçüde faydalandığını belirtirken kullandığı ifade tarzı ve canlı ifade şekli ilgileri üzerinde toplamıştı.
Başmüfettiş Satiri Kolçak’ın geliştirme plânının dayandığı esaskırı anlatan konferansı ile kongre mrsnisinl bitirmişti. Fakat usulen Milli Eğitim Müdürü biı kapanış nutku söyledi.
lzmlrde Eilli Eğitim ailesinin geçirdiği dolgun haftanın öğretmenler ü-zerlndeki müıpet vc öğretici tesiri, kültür hareketlerini yeni yeni benimsemeye boşlayan İzmir için cidden kıymetli oldu.
M. GURKAYNAK
Yunan Kıral ve Kıraliçesi Trakyada Türk hududunda
Hududa yakın bir köye gelen Kıral Uzunköprü Kaymakamı ve mahallî memurlara iltifatta bulundular
Yuıınn Kıral ve Kıraliçesi yanlarında Yunan Milli Müdafaa ve Eğitim Bakanları olduğu halde Tiirk - Yıınan hududu civunııdakİ Nea - Zısl köyüne gelmiş ve orada lh-şa edilecek okulun temelini atmıştır. Merasimden sonra Pltyon*a gelen Kıral ve Kıraliçe burada Vzunköp-rü kaymakanılyle mahalli erkân ve memurlarını kabul ederek iltifatta bulunmuştur. Kıral ve Kıraliçe özel trenleriyle Selanik üzerinden Atınaya dönmüşlerdir.
Resimlerimizde, halkla sık sık temas eden Kıral ve Kırallçeyi hlr garnizonda millî oyunlarını oynarken görüyorsunuz.
Ho-Şi-Minh azledilmiş
Yunan basını, Köprülü - Plastiras tebliğini çok müsait karşıladı
Atina 9 AA. «Atina Ajansı) — Batı Trakyada yaptıkları seyahatten dönen Kıral ve Kırnliçe bu sabah Selâniğe gelmişlerdir.
Batı Trakyadaki bu seyahatleri esnasında, Türk - Yunan hududu üzerinde bulunan Pvthion’a uğrayarak birkaç dakika tevakkuf eden Kıral ve Kıraliçe Türk subaylarını kabul etmiş ve kendileriyle görüşmüşlerdir.
Müşterek tfebÛğ
Atina 9 A.A. (Atina Ajansı) — Yunan basını, Türkiye Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü ile Yunan Başbakanı Plastiras arasında Pariste yapılan görüşmeden sonra müştereken yayınlanan tebliğ metnini yorumlamaktadır.
Katimerini gazetesi, tebliğin iki
zmır I manına gelen dost deniz kuvvetleri
İzmir, 9 «Hususi muhabirimizden) Bir nezaket ziyaretinde bulunmak üzere Fransız donanmasına mensup Montcalm kruvazörü bu sabah Visamiral Lembert’in idaresinde İzmir limanına gelmiş ve selâmianmıştır. Vilâyet ve komutanlığa yapılan ziyaretler iade olunmuş ve Fransız A-mirali gemiden havalanan bir uçakla saat 16 da Ankarava hareket etmiştir. Amiral Ankarada Cumhurbaşkanım. Başbakan ve Savunma Bakanını ziyarette bulunacaktır. Fransız kruvazörünün limana gelmesinden az sonra İngiliz bahriyesi-nin Flerce, Flocky, Chaınebon ve Rifieman mayın arama-tarama filo-tillâsı İzmir limanına gelmiş ve Kordonda halkın sevgi tezahürleri arasında karşılanmıştır. Saat 16 da İngiliz gemilerini ziyaret eden basın a-ilesi mensupları büyük bir dostluk jestiyle karşılanarak bütün subaylarla birlikte gemileri gezmişler ve musafahada bulunmuşlardır. İngiliz fılotillâ komutanı Türk denizcilerinin kahramanlık menkıbelerini daima büyük zevkle okuduğu Türk bahriyesi-nin büyük bir kudret olduğunu belirten gayet nazikâne bir hitabede bulunmuş ve filotillanın Selânik sularında vazife gezisinden İzmire dığini beyan etmiştir.
gel.
Kaçan subay, Bulgaristana mı sığındı ?
Edirne, 9 ı Hususi muhabirimizden! — Bu ayın başında bir kaç generalin maaşlarını alarak huduttan kaçan Korgeneral Kurtcebc Noyarı -ın yâven Yüzbaşı İsmet Gürcebeniıı evvelâ Yunanintana kaçtığı ve Yunan tabiiyetine girdiği bildirilmişti. Bugün burada dolaşan şayia ve yaptığım tahkikata göre Bıılgariatandan gelen haberlerde İsmet Gürcebenİn Bulgaristana iltica ettiği ve orada Bulgar tabiiyetine geçtiğinden bahsedilmektedir.
Kaçırılan çoban iade edildi
Edirne, 9 (Hususi muhabirimiz don) — Bir müddet evvel Edirncnin Kalkan Söğüt köyünden Bulgarinr tarafından kaçırılan çoban, Hükümetimizin isteği üzerine bugün iade c-dılmio ve Edirneye gönderilmiştir.
memleket arasındaki siyasi ve iktisadi münasebetleri takviye hususundaki arzuyu teyid ettiğini işaret eylemekte ve şöyle demektedir:
“Gerek tebliğ, gerek geçenlerde yapılan demeçler, mazide iki memleket arasında gayri vazıh dostluğun bir menfaat ortaklığı haline inkılâbını tahakkuk ettirme yoluna girdiğimiz intihamı vermektedir.,,
Vima gazetesi ise mazide yayınlanan tebliğlerin şaşaalı sözlerle dolu ve uzun olmasına mukabil bu tebliğin kısalığı itibariyle mesut bir yenilik taşıdığını ifade etmekte ve şöyle yazmaktadır:
“Yeni Türk - Yunan tebliği, İki millet arasındaki yaratıcı dostluğun, bilhassa iktisadi sahada sözle değil fiilen tahakkuk ettirilmesi prensipinden mülhemdir.,,
Embros gazetesinin yazdığına göre, müşterek tebliğ iki memleket arasındaki münasebetlerin yem bir safhaya girdiğini ve iktisadi sahada bu memleketlerin işbirliği yapmaları sayesinde mucizeler yaratılabileceğini teyid etmekledir.
• •
5 tren yolcusu diridir! yandı
Londra 9 AaA. (Lps) — Dün akşam tskoçya'da bir ekspresin vagonları yolda ateş almış ve 5 yolcu diridir! yanmıştır. Bunlardan ikisi küçük bir erkek çocuğu ile 2 yaşında bir kız çocuğudur. Bu 5 kişinin de aynı aileye mensup olduğu sanılmaktadır. Rüzgâr olduğu için alevler süratle genişlemiş ve iki vagon tamamen yanmıştır. Ölü ve yaralıların sayısı henüz bilinmemektedir.
Ha-tdare
İller ve Ziraat Bankası müdürleri değişti
Ziraat Bankası Genel Müdürü mit Pekcan'ın İller Bankası
Meclisi Reisliğine, tiler Bankası Genel Müdürü Reşit Egell’nin İstanbul Emniyet Sandığı Müdürlüğüne tâyinleri takarrür etmiştir. Ziraat Bankası eski Genel Müdür Muavini Mithat Dülge’nin bil banka Genel Müdürlüğüne tâyin edileceği söylenmektedir,
İtalyan (»r(lıı*ıııııırı motörlü kıllıları rcsiıııde gördüğünüz gösteriyi muvaffakiyetle başarmışlardır. Ihı harekeli başarabilmek ve aynı süratte İlerlemek İçin gayet dikkatli ve soğukkanlı olmak İcap eder

Türk - İsrail ticaret
anlaşması pek -yakında imzalanıyor
Hayfa, 9 «A.P.) — Türkiye ile İsrail arasında yakında bir ticaret anlaşması imzalanacağı bugün inanılır kaynaklardan öğrenilmiştir.
Bu çevrelere göre, İsrail’in Türki-yeden yaptığı ithalât, bu memleket İhracatından çok fazla olduğu cihetle, İsrail Hükümeti ihracatını arttırmaya çalışacaktır.
Arnavutluğun durumu fena
İktisadî şartlar bozuluyor
Waşhİngton, 9 A.A. (Afp) — Amerikan Hükümeti çevreleri, Arnavutluğun Sovyet nüfuz dairesinden çıkmasını inceliyecek İngiliz, Yunan ve Arnavutluk temsilcilerinden müteşekkil bir komisyonun Romada toplanacağı na dair hiç bir malûmatları olmadı ğını bildirmişlerdir. Bununla beraber aynı çevrelerde, Arnavutluk hakkında Washİngton’a gelen raporların, bu memlekette iktisadi şartların gittikçe bozulması yüzünden halk içinde memnuniyetsizliğin yayıldığını bildirdikleri de ilâve edilmektedir.
Arnavutluğun esas itibariyle koylu oaln halkı, hükümet tarafından memlekete nispeten kalabalık bir orduyu İdame ettirmek üzere yapılan talepleri fena karşılamakladır.
Esasen Amerikan Hükümeti çevrelerinde, Arnavutluğun, Mareşal Tito İle kominfornı arasındaki ihtilâftan sonra Sovyet nüfuzundaki diğer memleketlerden az çok ayrıklığı belirtilmektedir. Nihayet aynı çevrelerde ilâve edildiğine göre Arnavutlukta Sovyet: uzman heyetleri bulunuyorsa da mühim Sovyet kuvvetlerinin bu memlekete doğru son zamanlarda ha-
4 •



S-
müzakereleri haftaya Frankfurt'ta başlıyor
memnuniyet
Frankfurt 9 (AP) — Türkiye ile Batı Almanya arasındaki yeni ticaret müzakerelerinin muhtemel olarak önümüzdeki hafta Frankfurt’ta bavlıyacağı bugün Türk Ekonomik Misyonundan bildirilmiştir.
1919 İptidalarında iki memleket a-rasında 50 milyon dolarlık bir ticaret andlaşması aktedilip imzalanmıştı. Türk misyonu sözcüsü yeni müzakereler neticesinde Türkiye ve Batı Almanya arasındaki ticaretin genişleyeceğini belirtmiştir. Eski and-
250 Kg.lık 40.000 bomba Ortadoğuya sevkolunuyor
Londra. 9 (A.P.) —
İngiliz kara kuvvetleri
Hiçbir yabancı basın muhabiri, Ho’yu üç senedir görmemiş
Saygon 9 (AP) — Dün gece yeni dolaşmaya başlayan söylentilere bakılırsa hâlen nerede olduğu bilinmeyen Vietnam Halkçı Cumhuriyeti Başkanı Ho-Şi-Minh vazifesinden azledilmiştir. Malûmat sahibi kaynaklara bakılırsa Güneydoğu Asyanın 1931 denberi Komintern baş ajanı olan Ho-Şi-Minh, Titoculuk temayülleri dolayısiyle makamından tarde-dilmiştir.
Pariste dolaşan söylentiler ise Ho Şi.Minh’in Moskovaya gittiği merkezindedir. Her ne hal ise Güneydoğu Asyadaki bu komünist liderinin Vietnam teşkilâtı elebaşıları müstesna nerede bulunduğu, ne yaptığı ve hattâ hayatta olup olmadığı hiç kimse tarafından bilinmemektedir. Çetecinin merkezi dahi meydana henüz çıkarılamayan sırlardandır. Hiç bir yabancı hasın muhabiri Ho’yu ilç yıldan beri görmemiştir.
de-
reket etmiş olmaları muhtemel ğildir.
Bu kuvvötölrin deniz yoliyle nakledilmeleri icap eder kı bu gibi bir hareket de nazarı dikkati celbetmemiş olamaz.
Dünya Kupasının biletleri satışa çıkarıldı
Rio de Jnnelro, 9 (AP) — Haziran 24 te başlayacak olan dünya futbol kupası şampiyonluğu maçları biletlerinin dünden itibaren satışa çıkarılması dolayısiyle binlerce futbol meraklısı gişelerin önünde kuyruk yapmıştır.
Öte yandan karşılaşmaların yapılacağı ve 191 bin kişi istiap eden dünyanın en büyük stadyumlarından biri olan yeni Rio do Janeiro stadyumunun bir an evvel bitirilmesi için asker ve çiftçiler de dahil olmak üzere beş bin işçi çalışmaktadır. Modern yeni stadyumun Başkan Dutra tarafından açılış töreni 17 haziranda yapılacaktır. O gün Rio takımı ile Sao Polo Ali Stara takımı arasında bir gösteri maçı yapılacaktı!.
izhar ediyor laşmanın süresi 30 haziran 1950 de sona ermektedir. Eski andlaşmada gözönünde tutulan 50 milyon dolarlık kontenjan şimdiden aşılmışsa da, sözcü bu fazlalık miktarını tasrih e-demiyeceğini söylemiştir.
Resmî Alman İktisadi makamları, iki memleket arasındaki ticaretin gelişmesinden duydukları memnunluğu izhar etmişlerdir. Müzakereler Bonn Hükümeti nezdindekl Türk diplomatik misyonu Şefi Nizameddin Ayaşlı tarafından idare edilecektir.
lığına tâyin edilen General Sir Brian Robertson bugüû yeni tâyipl münasebetiyle Kıral tarafından Buckingham Sarayında kabul edilmiştir.
General Robertson. îngilterenln eski Almanya bâşkomlseridiâ 250 Kg. l)k
İO.OŞÖ bomba
Monbûza, 9 âA.Pı) — Çüyj^ Britanya, hâri> sırasında Japonlşra karşı kullanılmak üzerâ imâl edilen ve stok olarak elde kalan takriben (0.000 a-det 250 kiloluk bombayı önümüzdeki 3 hafta zarfında ortadoğu bölgesine sevkedecektir. Bu bombaların Kırali-yx?t hava kuşetleri tarafından atış talimlerinde kullanılacağı zannedilmektedir.
İsrail ile Ürdün arasında bir ihtilâf mevzuu

Ürdün, hududu iyi bir şekilde kontrol edemiyor
Tclâviv, 9 (A.P.) — İsrail Hükümetinin bir sözcüsü bugün. Ürdün makamlarının sınır kesimlerinde yaşıyan mahalli halk üzerindeki kontrollerini kaybettiklerini, bu yüzden binlerce Arabın İsrail sınırını aşmaya teşebbüs ettiklerini söylemiştir.
Sözcü, kaçak olarak İsrail’e giren Arapların “geniş ölçüde can ve mal kayıplarına,, sebebiyet verdiklerinden şikâyet etmiştir. Sözcüye göre, son 18 ay zarfında başı boş gezen Arap çeteleri tarafından 100 den fazla Yahudi çiftçi öldürülmüştür.
Londra, 9 (A.P.) — Hava Komodoru George Robert Beamish'in İraktaki İngiliz Hava Kuvvetleri Komutanlığına tâyin edildiği bugün bildirilmiştir. Aynı zamanda rütbesi hava Vis-marvşallığa iblâğ edilmiştir. Komodor Beamlsh bir buçuk yıldanberi Cran-well’deki Kıraliyet Hava Kuvvetleri Koleji Komutanlığını ifa etmekteydi.
Berlindeki Sovyet Komutanı değişti
Bunun, siyasî mânası yok
Moskova, 9 A.A. (Afp) — Berlindeki Sovyet komutanlığında yapılan değişiklik Moskovada hiç kimsenin dikkatini celbetmemiştir. Gazeteler bu değişiklikten bahsetmemişlerdir. Bun lar, Berlin komutanlığında husule gelen ilk değişiklikler değildir. Bundan evvelkilerde, normal bir nöbet değiştirme olarak telâkki edilen son değişiklikleri gibi Moskovanın nazarı dikkatini celbetmemiştir. Başkentteki yabancı müşahitlerin belirttiklerine göre. Sovyet askeri komutanlığındaki tâyinler, batıdaki usulden farklı olarak. umumiyetle siyasi mânası olnıı-yan teknik kararların neticesidir. Bu suretle, Berlindeki Sovyet siyaseti su veya bu general tarafından değil, Moskova Hükümeti tarafından tesbit edilmektedir. Meselâ Berlinin idaresi meselesinde takip edilecek hattı hareket, bu siyaseti takibe memur şahsiyetin düşüncelerinden ayrı, siyasî mahiyette bir kararla tâyin edilmektedir. Bu sön halde, Sovyet durumu, Belediye Başkanı Rcuter’in taleplerine General Jelissarov tarafından verilen cevapta açıkça tasrih edilmiştir. Böylece Donjin’ln General Katikov’un yerine tâyin edilmesi keyfiyetinin, Moskovanın hareketinde biY değişiklik İfade ettiğini düşünmeye mahal yoktur.
Alman - Leh hududu
Parls 9 A A ı Alp) — Alman - Po lonya hududunun tâyinine hasredilen ve Polonya Ajansı tarafından tekrar lanan bir makalesinde “Polûka ZbroJ-na„ gazetesi Neissee ve Öder üzerinde hudut işaretlerinin bir aya kadar dikileceğini haber vermektedir.
z
’N
MÜSABAKA KUPONU
I aralık 1950 de çekilecek büyük kuramıza İştirak İçin n-şağıdakl kuponlardan 90 tane getirerek bir kura numarası a-labllecekslnlz.
Tafsilâtını her pazar günkü (YENİ İSTANBLL) da arayı-nız.
Yeni lstaııhuTuıı
KUPONU
> -
•5^
10 Haziran 1900
Sayfa 4
î e n t İstanbul
Yazan : Von ★★★
Banat
tr //*.•
r
• • • *
• te * •
• 4
• S
KTIBANK
SERMAYESİ: 150.000.000 T.L.
MADEN İŞLETİR, BÖLGE ELEKTRİK SANTRALLARI KURAR, BANKA İŞLERİ YAPAR.
Müesseseleri:
Çeviren : Behçet Cemal
Magda Goebbels son vazifesini de yaptı
Devlet Bakanlarının her ikisi de, Benlinde Führer sığınağında mahsurdu. Ertesi gün düşmanla temas arandı. Genelkurmay Başkam Krebs, teslim şartlarını sormak üzere Mareşal Jukof’a gönderildi. Krebs, harbin başına kadar, Moskovads kara ataşesi muavinliğinde bulunmuş ve Rus generalleriyle tanışmıştı. Zaten Hlt-ler iktidarı alıncaya kadar. Moskova ile Almanya arasında gizli bir askeri anlaşma yok mu İdi?
General, dimdik, düşman saflarına doğru yürüyor. Kaputunun apulellerl pırıl pırıl parlıyor ve yakasında kızıl renkli general alâmeti bulunuyordu.
Generalin başına, kar gibi beyaz bir sargı sarılıdır, önünde, beyaz ınükâ-leme baynığını taşıyan bir erbaş, yanında emlrsubayı var. Harabeye dönmüş, şaşaalı Uııterden Llnden caddesinin ortasından, Büyük Frederik'in heykeli önünden, hayatlarının en acı yolculuğunu yapıyorlar. Bu yolculuğun sonu, Almanyanın da sonu olacaktı.
Az sonra Alman generali Rus Başkomutanının karştsındadır. Krebs, Reich payitahtını teslime hazırdır, fa. kat Dönitz’e mülâki olmak isteyen Bormann İle Goebbels’in serbestçe çıkıp gitmelerini teklif ediyor. Jukof reddediyor. Tealim, kayıtsız şartsız o-lacak ve bilhassa. “Faşist canavarın ininden'1 kimse sıvışamıy’acaktı. , Goebbela pat diyor
Krebs, öğle üzeri menfi haberle dönüyor. Akamete uğrayan teşebbüs, Başbakanlık bodrumlarında son kararların alınmasını mucip olmuştur. Goebbels, çalışına odasına kapanıyor. Bayan M ağda Goebbels, doktoru, Führer sığınağına çağırıyor. Çocukların altısı da yataktadır. Anneleri doktorla İçeri girince, ürkek ürkek bakışıyorlar. Bir enjeksiyonla, hemen uykuya dalıyorlar. Bayan Mag-da, en küçüğün baçucundadır. Kızcağızın ağzını açıyor, ampulü dişlerinin aı asına sürüyor ve sıkıyor. Zehir, â-nide tesirini gösteriyor. IkLnci çocuğunu da ebediyete gönderen ananın takati kesiliyor. Koridora fırlıyor, beti benzi kül gibi, duvara dayanıyor, Fakat hemen kendine hâkim olarak, vazifesini sonuna kadar başarıyor.
Faciayı müteakip. Goebbels’le karısı, kısa bir an için başbaşa kalıyor-
lar. Sonra çalışma odasından çıkıyorlar. Kadının kürkü sırtındadr. Goeb-bels gardroptan pardesüsünü alıyor, şapkasını giyiyor ve gri eldivenlerini eline geçiriyor. Yavere son talimat veriliyor: “Bizi şimdi yalnız bırakınız ve ancak, tabancayı duyunca geliniz. Eğer ben vuramamışsam, siz işimi tamamlayın ve her ikimizin de cesetlerini yakın!,,
Karı koca ağır adımlarla Führer sığınağının 37 nci basamağından Baş. bakanlık bahçesine çıkıyorlar. Çelik kapının kilidi kapanıyor. Az sonra S.S. subayı tabanca sesini duyarak yukarı fırlıyor. Bayan Magdantn cesedi, yerde yatıyor. Kadın, siyanür ampulünü kullanmış. Goebbels, yerde kan İçinde kıvranıyor. Tabancayı tutan takatsiz eli titremiş ve kurşun öldürmemişti. Yaver, beton duvar arkasında, büzülmüş duran muhafızlardan birine İşaret ediyor. Muhafız, e-lindeki makiııalı tabancası ile. arkadan yaralıya yaklaşıyor, ölmek üzere bulunan âmirine son vazifesini yapacaktır. Enseye sıkılan bir kurşun, Goebbels’in de İşini bitiriyor.
Yaver, şoförle beraber, aşağıda hazır duran benzin bidonlarını almağa inerken sığınak komutanı ile karşılaştı. Führer sığınağı tahliye edilmiş ve artık ateşe verilecekti. Hitlerin hususi dairesine dökülen benzin alev alınca, yangın o kadar süratle yayıl-lıyor kİ. askerler, kapıyı zor tutuyorlar. Goebbels ile karısına ancak iki bidon kalmıştı.
Huşlar, ertesi sabah Başbakanlık bahçesine girince. Propaganda Bakanına ait olduğuna hiç şüphe bulunma-yan, kavruk bir ceset buldular. MW||helmMplatz„ Halk Hücum Taburu
Artlık ortalık kararmaktadır. “WUhelmsplatz.. Halk Hücum Taburu Komutanı. Müsteşar Neumann, dostu Bormann’ın yanından, karargâhına dönüyor. Tabur Komutanı, sanki bizzat harp ilâhıdır. Çelik miğferinin altından akan kan, yanaklarından üniformasına süzülüyor. Elinde, makineli tabancası var. Arkasından emirberi geliyor. Dev gibi S.S. askerinin kemerinde el bombaları var. Süngü takılmış mavzeri, boynuna asılı. Son saat çalmıştır!...
Berlin nasıl düştü
Karargâhtan emir geliyor. “Bölük
komutanları tabura gelsin!” Tabur komutanı, bölük komutanlariyle görüşürken, takım komutanları da. bodrum koridorunda, zayıf bir mum etrafındo toplanıyorlar. Akıbetleri hakkında hiç bildikleri yok... VVll-helınsplatz Savaşının başlamak üzere olduğu tahmin ediliyor. Az sonra, hepsi, hakikati öğreniyor. Hitler ölmüştür! Tabur efradı, Führer’e verdikleri sadakat yemininden artık kurtulmuşlardır. Bir çeyrek saat sonra muhaı-ebeye girilecektir. Hitler Devleti mahvolurken ölmek istiyen-ler, şimdi silâha ssrdabillr. Bu. Hitler Savaşının son mücadelesidir. Geri kalanlar, ertesi gün Huşlara esir olur.
Bu haber verilir verilmez, ağzına kadar insan dolu bodriim; koşuşmalar. bağırmalar, küfürler, feryatlarla biribirlno giriyor, Sanki Huşlar şimdiden bodrum kapısına dayanmışlar!., Grup grup bir araya gelen arkadaşlar, vaziyeti müzakere ediyorlar. Bodrumda bulunan bir sürü kadın, ertesi sabah Huşların eline geçecek olan bodrumda, bir başına kalmamak İçin yalvarıp duruyorlar, tik mangalar toplanıyor, silâhlarım alıyor ve azimle binanın kuytu bodru ınuna dalıyor. Fakat erkeklerin ekseriyeti tereddüt ediyor. Rus hatlarını yanp gedmek teşebbüsü, muhakkak büyük zayiatı mucip olacak ve hattâ belki de tam bir muvaffakiyet-sizlikle neticelenecektir.
Muhafız Alayının son taarruzu
Aynı saatte Muhafız Alayı, Başbakanlığı terkediyor. Binanın batı kapısından çıkan erler, sessiz sadasız büyük merdivenden iniyorlar, Şehri kan rengine boyıvan alevler, simsiyah çelik miğferlerde donuk akisler yaratıyor. Taburlar, yanaşık nizamda sokağı geçiyor ve kolbaşı, yer yarılmış gibi, metronun tüneline geçiyor. Ses şada yok, tek emir verilmiyor. Hitlerin muhafız SS-leri, hayaleet gibi, hiç bir askeri birliğin düşmediği, ö-lümiü Akıbete kavuşmak için, kıpkızıl gecenin ortasında yürüyorlar. Başba-kanlı bahçe kapısından, yeri titreterek, tanklar çıkıyor. Berlin’in en son ihtiyatları! Bu tanklar, ümitsiz taarruza başlıyan son kıtanın kolbaşısını teşkil ediyorlar.
(Devamı var)
Ereğli Kömürleri Iflefmesi Garp Linyitleri İşletmesi
Şark Kromları İşletmesi
Divriği Demir Madenleri İşletmesi Ergani Bakır İşletmesi
Keçiborlu Kükürtleri İşletmesi Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi
Adres ı H. V A F I
dıj fırçasını
Teşebbüsleri:
Ağaçlı Linyitleri İşletmesi
Murgul Bakır İşletmesi
Bolkardağ - Keban Kurşun Madenleri Tıırlıal Antimuan Madeni
Sarıyer Hidroelektrik Santralı
LİNYİT kullanınız.
Hem siz kazanırsınız, hem memleket kazanır.
liman Han, 5-8
Telefon ı 22.761
Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünden :
1 — Kadastro teknisyenleri İçin aşağıda cinsi, miktarı ve muhammen bedelleri yazılı altı kalem eşya ayn ayn kapalı zarf usuliyle satın alınacaktır.
2 — İhale 19.6.1950 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15 te Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü binasında Satm Alma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Satın alınacak eşyanın her kalemi ayn ayrı ihale edileceği gibi her kalemden matlup miktarda elinde eşya bulunmayan taliplerin ellerinde mevcut miktarlar üzerinden yapacakları teklifleri de uygun görüldüğü takdirde o suretle ihale edilebilecektir.
4 — Teklif mektuplarının ihaleden bir saat evvelisine kadar Satın Alına Komisyonuna makbuz mukabili verilmesi şarttır.
Postadaki gecikmeler nazara alınmaz.
5 — Şartname görülebilir» O i n s ! vc mühürlü nümunelerl her gün komisyonda
Miktarı Beherinin muhammen U«2ll Lira ar. (7222) Hepsinin Muvakkat nıııhaııınıen teminatı
bedeli Lira Kr. tutarı Lira Kr.
Fitilli gazocağı 200 19 — 3800 — 285 —
Portatif masa 200 17 50 3500 — 262 50
Portatif sandalye 600 14 50 8700 — 652 50
Iş elbisesi 600 25 — 15000 — 1125 —
İş kasketi 600 2 25 1350 — 101 25
Sıhhiye çantası 200 10 — 2000 — 150 —
Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlüğünden
Memleketimize gelen turist gemileri için fener ücretinden % 90 tenzilât yapıldığı ilân olunur. (7521)
Öğrenmek* ihtiyacında olduğumuz hcrşey
Rumî
Cumartesi
VASATİ
EZANİ
Güneg öfle İkindi Ak, «m Yateı ImiAk
19 5 0 HAZİRAN
KIKMET (26654) — Unutulnu-
yan Aşk. 2 — Leyla.
MARMARA (23860) 1 — Lekeli Hayat. 2 — Suçsuz Gangster.
MÎLLÎ «22962) 1 — Talih Kuju 2 — Memlj.
TUBAN (22127) 1 — Kanun Harici. 2 — 3 Ahbap Çavuşlar Ca-bua Peyinde.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Şahane Yala. 2 — Canavar A-dam.
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 — Yarasa. 2 — Batakhane Kırallçeai.
OPERA (60321) 1 — Sarışın
Bülbüller. 2 — Macera Limanı. SÜREYYA (60862) 1 — Sürgün 2 — Hazin Aşk.
IMS
DEVLET DENİZYOLLARI
Ve Limanları İşletme Genel müdürlüğünden
Türkiye ile Batı Avrupa limanlan a-rasında muntazam yük postalan başlıyor
İstanbul, İzmir, Pire, Anvers, Roter-dam„ Hamburg limanları arasında en emin muntazam, süratli nakil vasıtaları Denizyolları şilepleridir.
Her üç haftada bir yapılacak bu seferlere toplu yük temin edildiği takdirde şilepler yol üzerindeki diğer limanlara da uğrayacaktır
19 Haziran pazartesi RİZE
Şilepi Istanbuldan hareket edecektir
Muntazam yolcu postalarına yük temin edecek nakliyeci ve komisyoncu firmalarla yük sahiplerine sağlanan büyük menfaatler hakkında izahat isteyiniz.
GEMİLERE YOLCU DA KABUL OLUNACAKTIR.
Yük postaları sefer ve navlun tarifelerini tetkik etmeden nakliye işleriniz hakkında karar vermeyiniz
BEYOĞLU CİHETİ
ALKAZAR (42662) 1 — Vahşet Salgını. 2 — Adalar Perisi.
AR (44394) 1 — Vefasız 2 -Ölümden Kuvvetli.
ATLAS (40835) 1 — Hainler Geçidi. 2 — Aşk Oyunları.
BEŞİKTAŞ BAHÇESİ: 1 -Vurun Kahpeye. 2 — Lüküs Hayat.
ELHA.MRA (43595) 1 — Aşk
Kurbanı. 2 — Pasifik Kahramanı.
İNCİ (84595) 1 — ölüm Zaferi.
2 — Aşk İmtihanı.
İPEK (44289) 1 - Cinayet Saati. 2 — Kar» Şeytan.
LÂLE (43595) 1 — Albukrek Fatihi (Türkçe). 2 — Beyaz İnci. MELEK (40868) 1 — Gönüldon Sesler. 2 — Mücrim Gönüller.
SARAY (41656) 1 — öimeyon Aşk. 2 — İnci Korsanlan.
8UATPARK (83143) 1 — LÜküa Hayat. 2 — Vurun Kahpeye.
3 — Damga.
SÜMER (42851) 1 — Meçhul
Kadının Mektupla n. 2 — Operadaki Hayalet.
ŞARK (40380) 1 — Korsanın Adaleti. 2 — Nalme.
ŞIK (43726) Kara Mızrak. (31 kısım)»
TAKSİM (43191) 1 — Fakir Kızı Leylft. 2 — AH Baba Kırk Haramiler.
TAN 1 — Kızlar Geliyor. 2 — Zenda Mahkûmları,
t NAL (49306) 1 - Korkunç Şövalye. 2 — Şark Yıldızı.
YENİ 1 — Floşta. 2 — Sevimil Havdut.
YILDIZ (42847) 1 — Swing Delileri. 2 — Yeşil Yunus Sokağı.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 — Memlg 2 — Cennet Kuşu,
AZAK (23542) 1 — Kanun Harici. 2 — Üç Ahbap Çavuşlar Caaufl Peşinde.
CEMBERiJTAÖ (22513) 1 — Ormanlar Kıralı, 2 — Suçsuz KatIL 3 — İntikam Kurşunları.
FEK AH 1 — Büyüklük Deliliği. 2 Namus Sözü. 3 — Tarza-nın Hazînesi.
HALK 1 — Nevada. 2 - Zalim Kırallçe.
tSTANBLL (22367) 1 — Kıvırcık Paşa. 2 — Er Meydanı.
Düş-
Har-Kah-
ANILIRA (23432) Süv»yş Yıl-dizi.
BÜYÜK (15031) Kadın manı.
CEBEOt (13846) 1 — Lorel dİ Aşçıbaşı. 2 — Trabzon ram&nl&rı.
PARK (11131) 1 — Kara GU-ne|. 2 — Masum Katli.
SUS (14071) Denizler Hâkimi. 8ÜMKR (14072) 1 — Uçan Kaplanlar. 2 — Çaylak Hafiye Caniler Arasında.
ULUS (22294) 1 - Aşk Çiçekleri. 2 — Beklediğim Sevgili. YENİ (14040) 1
yan Sevgili. 2 — Kırmızı Fener.
Kalküta, Yeni Delhi, Karat), Tahran, Basra, Şanı. Beyrutlun. — *1.10 P.A.A. (Amerikan) N»w-York, Boston, Gander, Londra. Brükseldcn.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.15 P.A.A. (Amerikan) Şam. Beyrut, Baoraya. — 8.30 D.H.Y. (Türk) Bursaya. — 8.30 B..E.A. (İngiliz) Atina, Roma, Nla, Londra ya. — 9.00 K.L.M. (Ho-landa) Tahrana. — 9.00 M. R. (Mısır) Lefkoşe, Knhlreye. — 9.30 D.H.Y. (Türk) Ankuraya.
— 10.15 D.H.Y. (Türk) lzmlre.
— 10,30 D.H.Y. (Türk) Ankara, Adana, İskenderun*.
D.H.Y. (Türk) Anka raya, — 16.00 D.H.Y. (Türk) lzmlre. — 17.00 T.A.E. (Yunun) Atlnnya.
— 21.35 P. A. A. (Amerikan) Brüksel, Londra, Boston. New-York. — 22.10 P.A.A. (Amerikan) Şam, Beyrut, Knraşl, Yeni Delhi, Kalküta, Bangkok, Hongkong’a.
GELECEK OLAN VAPURLAR
12.30 Sus (Mudanyadan) — 14.00 Bursa (Ayvalıktan) — 19.00 Saadet (imrozdtın) — 21.40 Bandırma (Mudanyadan), GİDECEK OLAN VAPURLAR 9.00 Bandırma (Mudanyaya)
— 12.00 Ankara (B. Akdcnlze),
— 14.00
14.00
17.00 20.00 ya).
GELECEK OLAN TRENLEIC 7.10 Doğu (Eks.). — 8.30 Ankara (Eksp.). — 9.15 Ankara. — 16,51 Ankaradan (MotörHi T.).
GİDECEK OLAN 20.80 Ankara. -18.10 Ankara
Giresun (îzmlre) — Kadeş (Kııradenhso) — Murakaz (Mudanyaytı). — Dumlupınar (Btındtrma-
Paylaşılmı
İZMİR
ELHAMBA 1 - Zoraki Misafir. 2 — Casuslar Çarpıtıyor. 3 — Su Perileri.
LÂLE 1 — Istırap Çocuğu. 2— LrjlAnın Kaderi. 3 — İntikam Ateşi.
TAYYARE 1 — Maymun Kadın. 2 — ölüm Perisi.
TAN 1 — İM irap LeylAnıa Kaderi.
Ateşi.
YENİ SİNEMA
Hırsızı. 2 Keloğlan.
KARŞIYAKA CİHETİ
MEI.EK Bir Dağ Masalı.
Çocuğu. 2 —
3 — İntikam
1 — Bağdat Buffalo Bili. 3 —
UÇAK - TREN - VAPUR
9.50 D.H.Y. (Türk)
GELECEK OLAN UÇAKLAR lzmirden. — 14.15 D. H, Y.
1.03 P.A.A, (Amerikan) New-York, Boston, Gander, Londra, Brüksel’den. — 7.80 K. L. M. (Holanda) Amaterdam, Komadan. — 9.45 D.H.Y. (Türk) Burmadan.
(Türk) Gaziantep, Adana, Konya, Afyondan. — 16.35 D. H. Y. (Türk) İskenderun, Adana. An-karadan. — 16,80 D.H.Y. (Türk) Diyarbakır, Elâzığ, Sivas, An-karadan. — 18.05 D.H.Y. (Türk) lzmirden. — 16.36 D.H.Y.(Türk) AnkarAdan. — 20.20 P.A.A. (A-merikan) Hongkong, Bangkok,
TRKSLBIC
21.40 Güney, EkHprvBİ. —
ANKARA:
7.80 M. 8. Ayarı. — 7.31 Vale Festivali Orkestralı çalıyor (pl)
— 7.45 Haberler. — 8.00 S^z e-
serlerl (pli. — 8.15 i llim mulo-dileri (pl). — 8.25 Gllnlin prog-ramı ve htıva raporu. — 8.30
Beethoven - Re majör piyano-lu trio (pl). — 9.00 I(ftpıtn(ş.
12.28 Açılış ve program. — 12.30 M. S. Ayarı. — 12.30 Rad-ya salon orkestrası. — 13.00 Haberler.
serleri. — 13.30 Öğle Gazetesi.
— 13.46 Şarkılur, — 14.00 Cumhurbaşkanlığı Armoni muslka-sı. — 14.00 Sen parçalar (pl).— 14.55 Konuşma i Spor haberleri.
— 15.00 Kayıp mektupları, akşam programı, hava raporu ve kapanış.
16.58 Açılış ve 17.00 Çocuk saati, müziği (pl). —
şarkılar, — 19.00
vb haberler. — 19.15 Geçmişte Bugün. — 19.20 Yurttun açalar.
— 19.45 Radyo İle İngilizce. —
20.00 Serenatlar (pl). — 20.15
Radyo Gazetesi. — 20.30 Ser-
best naat. — 20,35 İncesaz (Hicaz faali). — 21.15 Miliz* Kor-ju« söylüyor (pl). — 21.35 Hafit parçalar (pl), — 22.00 Konulma. — 22.15 Şarkılar. —
13.15 Klâalk sur. e-
program. — — 18.00 Dana 18.30 Karışık M. S. Ayarı
22.45 M. S. Ayarı vc haberler.
— 23.00 Dan» orkestraları çalıyor (pl). — 23.30 Pragram ve kapanış.
İSTANBUL!
12 57 Açılış ve programlar. — 13.U0 Haberler. — 13.15 Şarkı ve türküler (pl). — 13.30 Dans mü-zlğl (pl). — 13.45 Saz eserleri, şarkı ve türküler. — 14.30 Caz müziği (pl). — 15.00 Serbest saat. (Konuşma veya müzik). —
15.15 Radyo salon orkestranı konseri. — 15.45 Haftanın programı. — 16.00 Programlar ve kapanış,
17.57 Açılış ve programlar. — 18.0u Saz eserleri. — 18.15 Dana müziği (pl). — 19.00 Haberler.
— 19.15 İstanbul haberleri. — 19.20 Fran Warron ve June Chrlsty’den caz şarkıları (pi ı.—
19.45 Şarkı ve türküler. — 20.15 Dinleyici istekleri (Hafif balı müziği). — 21.00 Serbest muit. (Konuşma veya müzik). —
21.15 Gazeller geçidi ve gevilmiş şarkılar programı. — 22.00 Dans orkestraları geçidi (pi).—
22.45 Haberler. — 28.00 Hafif
müzik (pl). — 23.30 Dan» müziği (pl). — 24.00 Programlar vo kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN
SEÇME YAYINLAR LONDRA ı
7.40 Ralph Wil«on dan» orkestrası. — 8.45 Dinleyici İşlekleri.
— 9.15 KKtsIk müzik dinleyici istolderL — 11.00 Konçerto. — 12.30 İtalyan operasından İzahlı parçalar, — 13.00 Haftanın şarkıları. — 16.15 Dinleyici İstekleri. — 17.15 Dans müziği.—
22.15 Dans müziği. — 23.15
Varyete müziği. — 01.00 Dans mlizlğl.
? • « 4 • • r • • ••









L
Soldan »utmi
1 — Zihni tasavvur (eakl terim çoğul). 2 — Boy atarak. 3 — Ahlrct yolculuğunda dünyada İdlere söylenilen. 4 — Be-yaKİnşan; nnzl şeflerinden, 5— Ziyan; Peygamberimizin mer-kadiiıl ziyaret eden. 6 — Fransızca mlUnvl. 7 — Tersi ruh; elimizden çıkan vilâyetlerden. 8 — Bir gıda maddesi; çok llı-zıımruz. 9 — Torul itika-
dını düzelt (İki kelime). 10 — Başına bJr harf gelirse güze) söz söyle mânasına gelir.
Yukarıdan ayağı:
1 — Sonundaki harf okunmazsa denldvnme olur. 2 — Gözden kaybol (İki kelime; Sıfat taksi. 3 — yıkıntı Sıfat takısı. 4 — Saç ahznt (mürekkep kolime); Kuvvetli. 5 — Kızak gibi; Bııştulıl harf o-kunmuzsa bir bölgemiz olur. 6 — Allahtık olan; Llhve. 7 — Donuk; Küba'nın payitahtı. 8 — Bir renk; Gayret vermek İçin söylenir. 9 — Bir kelimeyi okumak için bölümlere ayırma; 10 — Başına bir harf gelirse Isrası kolay mânasına gollr (İki kelime).
ECZAN
EM I NÜN C : Sudullah (Eminönü) — Yorgi (Upkapanı) — A-rlf Neşet (Alemdar) — Süreyya (Kuru kapı).
BEYOf.l.l ; Klnyoll (Merkez)
— Sıhhat (Merkez) — Kemal Rebul (Taksim) — Fındıklı (Galata) — Tuna (Galata) — Asım Şişli (Şişil) — Nişantaşı (Şişil) — Hnlıcıoğlu (Hasköy)
— Yeni Turan (Kasımpaşa). FATİH; Inınull Hakkı (Şrhza-debaşı) — Efem Pertev (Aksaray) — Yrdikule (Samııtyıı) — Haindi Eıngeıı (Şehremini) — Ahmet .Sual (Karaghınrlik) — HÜttiımcddln Gökrngln (Fener). EYt'P: Eyüpsultan.
BEŞİKTAŞ: Vldln — Orfaköy
— Glyuscddln Divnnhoğlu (Arnavut köy) — Merkez (Bebek).
KADIKÖY: R. Mustar — Fe-rıeryolu — Erenköy — A. Pa-fer Çağatay.
ÜSKÜDAR: Selimiye. HEYIIELİADA: H. Halk. HCYİ KADAj Halk.
İZ.Mllt: Karantina (Yalılar) Yardım (Alsnncak) — Halk (Basmahane) — Birlik (Keme-rslti) — Cumhuriyet (Eşretpa-Şu).
DÜNKÜ BULMACANIN
HAl.Lt
Kuldan Atığa:
1 — Milâdi sene. 2 — Uzayan; Lob, 3 — Hacivat; M». 4 — Alil; TAdat. 5 — Fev; Ke. 6 — Esami any. 7 — Zarar et; La. 8 — Astm; Hisar. 0 — La; İri t Akı. İU — Isıtılan aş»
Yukarıdan ayağı:
1 — Muhafazalı. 2 — izale; Asan. 3 — Lâcivert. 4 «— Ayıl; Samlt, 5 — Dav; Kar; Rı. 6— inat; Mobil, 7 — İtikat. 8 — El; Sed; Znıı. 9 — Nema; Alâka, lo — Ebedi yarış»
F A
Beyoğlu 44644 Kadıköy 60B72
tetanbul 24222 Üsküdar 60943
Ankara 00, İzmir 2222 Karşıyaka 15055
M D A T
Intanbııl Beyoğlu 44098
Anadolu yakan «0.538
Ankara 91
İzmir 2201
İSTANBUL SERGİSİ
Sergi Komiserliğinden
1 temmuz 1950 de açılacak olan İstanbul Sergisinde güzel sanatlar galerisi olmak üzere büyük bir salon ayrılmıştır. İlgili sanatkârların Sergi Sarayındaki büromuza müracaat ederek şeraiti öğrenmeleri rica olunur. (7700»
ANKARA
Okuyucularımıza
Gazetemiz hergün İlk uçakla Ankaraya gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütün gayretlerimize rağmen ”YENÎ tSTANBUL/’un ellerine geç veya İntizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzularını Ankara Büromuza bildirmelerini rica ederiz.
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve ilân kabul etmektedir. Acele ilânlar telefonla İManbula bildirilmektedir.
Ankara Büromuzun adresi: Kâzını Özalp Cad. No. 1/9 Ilgar Apt.
Telefon: 16112 YENİŞEHİR
DENİZYOLLARI ŞİLEPLERİNİN TEMİN ETTİĞİ SÜRAT, EMNİYET VE UCUZLUK İŞ ADAMLARINI FERAHLATACAKTI.
■ ■■ ■ ' 1 —
Bütün hususlarda İzahat içtıı Denizyolları hareket servisine ve acentelerine müracaat ediniz.
(7493)
ÇANAKKALE VALİLİĞİNDEN ŞOSE ESASLI ONARIMI YAPTIRILACAKTIR
1 — Çanakkale - Biga - Karablga yolunun 106 4- 350 — 106 + 546.
107 + 684 — 110 4- 300 klm.leri arası şose esaslı onarımı 15 gün müddetle ve ihalesi 22.6.1950 perşembe günü saat 15 te Özel idare Müdürlüğü binalında toplanacak 11 Daim! Komisyonunda yapümak üzere kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 _ Onarımın keşif bedeli (20899.31) lira ve geçici teminatı (1567.45) Hradır.
3 — İsteklilerin 1950 yılı Ticaret Odası vesikalarını ve bu gibi işleri yapmış olduklarına dair belgelerini.göstererek ihale gününden (3) gün evvel (tatil günleri hariç) Valiliğe müracaatla bu İşin eksiltmesine girmek üzere yeterlik belgesi almaları.
4 — 2490 sayılı kanun gereğince hazırlayacakları teklif mektuplarını ihale günü saat (14) e kadar makbuz karşılığında Komisyon Başkanlığına vermeleri, postada'olabilecek gecikmeler kabul edilmez.
5 — Bu işe ait keşif, şartname ve sözleşme projesi Bayındırlık Müdürlüğünde ve îl Daimi Komisyonunda her gün görülebilir.
KONGREYE DAVET
TÜRK HEMŞİRELER DERNEĞİNDEN:
24 haziran 1950 cumartesi günü saat 16 da Aksaraydaki Kızılay Hemşireler Okulunda yapılacak Genâl Kurul Toplantısına sayın m4slekda|larin teşrifi rica olunur.
GÜNDEM;
1 — Faaliyet raporu,
2 — Hesap bilânçoau,
3 — Mürakıp raporu,
4 — Yönetim Kuruluna bazı üyelerin seçimi,
5 — Fahri üyelerin seçilmesi.
HER PERŞEMBE GÜNÜ C. G. D. T. LÜBNAN HAVAYOLLARININ İSTANBUL — BEYRUT — KAHİRE DOĞRU SEFERLERİ İstanbul'dan hareket Saat 11.30 Beyrut'a varış ” 14.00 Kahire’ye varış ” 17.00 Yeni tenzilâtlı fiyatlar İSTANBUL-BEYRUT T.L. 171.50 İSTANBUL-KAHİRE T.L. 266.— Gidip gelme biletleri % 10 tenzilâtlı Her türlü müracaat için : AIR FRANCE, Taksim, Cumhuriyet Meydanı No. 1 - Tel. 49134 ve bütün seyahat acenteleri.
GÜNÜN
Tarım Bakanının Ankara muhabirimize beyanatı
İktisadî kalkınma ve
devlet teşkilâtı
Yazan : S. &
Zeki Aral. Ulus gazetesinin bundan takriben bir nüshasında “Yeni iktidar ve mail imkânlan” baş-devlet imkânlanntn mAhdut olduğunu, binaenaleyh
Sayın Namık hafta evvelki bir İlkli bir makalede bu imkânlarla evvelâ devlet makinesinin işler bir hale konularak hususî teşebbüse ve yerli sermayeye emniyet verilmesi icap ettiğini kendisine mahsus açık ve tatlı bir ifade ile anlatmıştır. Savın maliyecimiz bu mevzua dokunmakla yaranın tam üstüne basmış oluyor. Bu hususta kendisiyle tamamen mutabıkız. Biz de senelerden beri aynı tezi müdafaa ediyoruz. Fakat bu dâvanın ehemmiyetini devleti idare mesuliyetini üzerlerine alanlara bir türlü anlata, madik. Belki yeni iktidar partisine anlatırız ümidiyle tekrar aynı mevzua avdet ediyoruz.
Mevzu şudur: Devlet malî imkânlarını hangi l$de kullanmalıdır? Diğer bir deyişle, devlet hangi işlere prioriU vermelidir? Kanaatimizce, evvelâ Amme hizmetlerine. Çünkü, bu hizmetler iyi görülmezse umumi hayat felce uğrar. Amme hizmetleri iyi görülmeyen bir memlekette ekonomik kalkınma olamaz; ferdin her nevi faaliyetleri devlet makinesinin kötü işleyen çarklarına takılıp kalır. Hele içtimai ve İktisadî hayatı tanzim etmekle mükellef olan yirminci asır devletinde umumî hayatın bu bozuluşu ve aksaması çok daha bâriz ve tesirli olur. İktisadi kalkınma İse hiç olamaz.
Tasavvur edelim ki, bir memleketin adil cihazı iyi işlemiyor. Bu demektir kİ bu memlekette hak ve adalet terazisi bozuktur. Hukuki emniyet yoktur. Hukuki emniyet olmayan bir memlekette kapital yerleşemez. İstihsale mâtuf teşebbüs kurulamaz.
Tasavvur edelim ki, bir memleketin millî eğitim teşkilâtı o memleketin bünyesine en uygun terbiye ve tedris sistemini bulup tatbik etmekten âcizdir. Böyle bir memlekette randımanı yüksek ve kaliteli iş gücü tekevvün edemez.
Farzedelim ki, bayındırlık teşkilâtı memleketi iktisadi şartlara uygun bir yol ve münakale şebekesine kavuşturacak ehliyet ve dirayette değildir. Böyle bir memlekette istihsal yapılsa da nakledilmez, değerlendirilemez. Pahalı nakliyat dolayıslyle maliyetler ve satış fiat-leri yüksek olur. Rekabet şartlan teessüs edemez.
Farzedelim ki. bir memleketin maliye teşkilâtı kötü İşlemekte ve vatandaşın kudretiyle mütenasip ve iktisadi inkişafa mâni olmıyacak bir vergi sistemi, milli geliri arttıracak bir masraf politikası. İktisadî faaliyete emniyet bahşedecek bir mail politika takip ve tahakkuk ettirememektedir. Böyle bir memlekette ikttsAdî kalkınma düşünmek abestin
Görülüyor ki, devlet teşkilâtı İyi işlemedikçe iktisadi kalkınma mümkün değildir.
Devlet teşkilâtı ne vakit mükemmel İşler? Bu her şeyden evvel bir organizasyon meselesidir. Bir işletme iktisadı meselesidir. îyi bir devlet organizasyonu devlet hizmetlerinin asgarî masrafla âzamî mükemmeliyette görülmesini hedef tutar. Ve bu hedefe, evvelâ, devlet teşkilâtında iyi kaliteli personel kullanmakla ulaşılabilir. Bu ise memleketimizde barem dâvasını bütün azamet ve ehemmiyetle karşımıza çıkarır. Demokrat Parti programının 23 üncü maddesinin 9 fıkrasında “Memurların hal ve âtilerinin emniyet altına alınması, aylıkların memur ve emeklileri geçim kayguaundan kurtaracak dereceye getirilmesl“ne bağlı olduğu zikredilmek ve 24 üncü maddesinde ise “Bütçemizin büyük bir kısmını memur ve emekli aylıkları teşkil ettiğinden memurların terfihi meselesi »ayıca az vc fakat yüksek vasıflı ve verimli memurla iş görme prensiplerinin tatbikine bağlı bulunuyor.” denilmekle yukanda vardığımız neticeler teyit olunmakta ve dâvanın hal çaresi de ortaya atılmış bulunmaktadır. Şimdi iktidar partisinden bu gayenin tahakkuk ettirilmesini beklemekteyiz. İktidar par-tisi İktisadî kalkınma ve refah dâvasını ön plâna aldığına ve bunun halli de evvelâ devlet teşkilâtının İşler bir hale konulmasına bağlı oldu, ğuna göre, parti programında yer alan umdelerin biran evvel tatbik sahasına vaz’ı kap etmektedir. Hiç şüphesiz bu İş düşünülmesi kolay fakat tahakkuk ettirilmesi güç bir içtir. Çünkü, bu dâvayı hallederken günlük politikadan uzaklaşmak ve cesur olmak lâzımdır. Fakat bu memleketin âtisi için buna İhtiyaç vardır. İktidar partisinden her şeyin başında memleket menfaati ve bunu temin için de cesaret istiyor ve bekliyoruz. ___________________________
İsviçrede iş durumu harpten öncekinden iyidir
Zürich. (Hususi ı — İsviçre endüstrisinde çalışma durumu, senenin İlk üç ayı için düşükse de, bu düşüş nispeti son zamanlarda azalmıştır. 1950 mart ayı sonunda iş endeksi 122 idi (1938 ds 100). 31 aralık 1949 da 123 ve 31 mart 1949 da 130 idi.
Bugünkü iş durumu düşük olsa ds, harpten öncesine nazaran çok iyidir, istihsal sahasındaki faaliyet ve ihracatın artması ile bu durumun tekâmülü yoluna gidilmektedir.
Bu yılın İlk üç ayında İhracatın 1.4 nispetinde düşmesi fiyatların düşüklüğü yüzündendir. Yapılan külliyetli sevkiyat, önceden bildirilen siparişler içindir. Eskiden İyi alıcı olan bazı memleketlere ihracat kesilmiş veya azalmışsa da. Batı Almanyaya yapı-
lan ihracat bunu karşıbyabilmektedlr.
Bu sene yapılan İthalâtta, eski ham maddeler görülmemektedir. Bu sebeple de ihracat miktarı azalmaktadır. Her ne kadar 1949 ocak-mart müddetine nazaran bu yıl İhracatın kıymeti % 16.8 nispetinde düşüp 874.600.000 frank olmuşsa da, ticaret analistleri ithalâtın sadece miktar bakımından değil, aynı zamanda kıymet bakımından da düşmüş olduğunu söylemektedirler. Diğer taraftan, yiyecek ve mamûl madde ithalâtı miktar bakımından artmıştır.
1950 ocak-mart perakende satışları, geçen sene aynı müddet zarfında yapılan satışlardan pek farklı delildir. Miktar bakımından, bu senekl perakende satışlar geçen aenekinden üstündür.
Batı Almanyada
umumî hayat
Dört nüfuslu ortahalli bir aile ne sarfediyor ?
tahminen (Harpten
Frankfurt, 9 (Hususi) — Batı Al. manya Cumhuriyetinde, 150 milyoner mevcuttur, evvel 1200 idi), Bunların ayda 10-40
bin Alman markı geliri vardır. Piyasada. en fazla kazananlar toptancı kumaş tacirleri (ayda 305 bin mark) ve sebze ithalâtçıları (ayda 2-4 bin mark), İktisadi ve mali müşavirler (2-3 bin mark), nihayet sucuk fabrikatörleri (ayda 2 bin mark) gelirleri olduğu anlaşılmaktadır. Gençler arasında yapılan bir ankete iştirtîk edenlerin yüzde 10 u mevcut hayat durumlarını müreffeh, yüzde 6 sı orta halli, yüzde 30 u da gayrı kâfi, yıpratıcı, tahammül edilmez kelimeleriyle tavsif etmişlerdir.
Dört nüfuslu bir ailenin orta halli yaşaması İçin lâzım gelen para ay-da 800-1000 Alman markı (yani 530-750 Türk lirası) olarak hesap edilmiştir.
Bu paranın 100-150 markı üç odalı bir evin aylık kirasıdır. Almanyada halkın yarısı bombardımanlardan meskenlerini kaybettiğinden normal ikamet şartlarının avdet etmesi için daha bir hayli zaman beklemek lâzım gelecektir. Zaten Birinci Umum! Harpten sonra da büyük şehirlerdeki ev kıtlığı ancak 1928-1930 senelerinde önlenebilmişti.
Bu dört nüfuslu ailenin yemek masrafları da şu şekilde hesap ediliyor: Kahve, ekmek ve biraz katıktan ibaret sabah kahvaltısı için günde 2-2,5 marktan, ayda 75 mark, i-kinci kahvaltı 1,50-2 marktan ayda 60 mark, çorba, öğle yemeği için ayda 150 mark, 1,5 . 2 marktan şam yemeği 3-5
mark. Bunların yekûnununu alırsak bu dört nüfuslu ailenin ikamet ve yiyecek masrafı ayda 480-625 mark tutmaktadır. On seneden beri lâyı-kiyle tatmin edilemediği için fazlaca ihtiyaç duyulan giyecek maddeleri masrafı da oldukça kabarıktır, nun içinde bütçeye adam başına da asgari 10-20 mark koymak zımdır. Almanyadaki bugünkü
bütçelerinde aile efradı İçin harçlık diye bir masraf ayrılamamaktadır. Tenvir ve teshin masrafları da bugünkü aile bütçelerinde mühim bir yekûn tutmaktadır. Dört kişilik bir aile ayda tenvir ve teshin için 30-50
görürüz.
için tahsil masrafı da var. tahsildeki bir çocuğa ayda üniversiteye giden bir ta-
Halbuki ailenin
Tarım kooperatiflerinin senelik toplantısı
et. sebzeden ibaret günde 4-5 marktan İkindi kahvaltısı ayda 60 ıııark, ak-marktan ayda 120
Bu-ay-lâ-alle
ran rk sarfetmek mecburiyetindedir. • Şimdi bütün bu masraflara berber, nakliye, gazete ve diğer kültür ihtiyaçları için yapılan sarfiyatı da ilâve edersek yekûnun bin marka baliğ olduğunu çocukları dır. Orta 20 mark,
lebeye İse ayda 40 mark tahsil parası vermek lâzımdır.
Bugün Batı Almanyada vasati aylık gelirin 200 mark olarak hesap edildiğine ve muhacir, rantiye, mesleksiz kimselerin ayda 100 markla geçinmek mecburiyetinde bulunduklarına göre, bu masraflara pek az a-ilelerin dayanabileceği kolayca anlaşılabilir.
Acaba bütün vergi masrafları çıktıktan sonra ayda eline 1000 mark kalmasını arzu eden bir aile reisinin ayda kaç mark kazanması lâzımdır?
1949 senesine ait ücret, vergi listesinde senede 18000 mark kazanan ve iki çocuğu bulunan bir kimsenin 6366 mark vergi kesildiği görülmektedir. Şu halde senede 18 bin mark kazanan kimseler, ayda 1000 mark sarfedebileceklerdir. Bu hesaplara göre, ekseri Alman ailesinin gelirinden çok sarfiyatı olduğu kendiliğinden anlaşılmaktadır. Gelirle sarfiyat arasındaki bu farklar aile efradının yaptığı fedakârlıklarla kapanmaktadır. Bugün Alman halkı ya çift mesai veyahut bazı masraflardan fedakârlık yaparak hayat seviyesini yükseltmeğe çalışmaktadır. Kazancı mahdut olanlardan iyi yemek İsteyenler giyinmek ve ikamet masraflarından kısmakta, çocuklarını o-kutmak mecburiyetinde bulunan a-lleler de yeni bir şey satın aJmak veya herhangi bir eğlence yerine gitmeği akıllarından bile geçirmemektedirler. Kısa bir tatil seyahati yapmak için bir çok mahrumiyetlere katlanarak uzun müddet tasarruf etmek lâzım gelmektedir. FaJcat bugün Batı Almanyada herkes kendini bu nizema uydurmuş gibidir. Halk kaderin yüklediği bu ağır şartlardan çalışarak sıyrılmağa azmetmiş durumdadır. Bu durum Almanyamn u-muml ekonomisi üzerine çok büyük tesirler yapacağı gibi dış ticaret do-layıatyle Almanya ile ticarî münasebeti bulunan memleketlerin menfaatine de uygun olacaktır.
Kooperatifin bir âzası olan Başbakan, toplantıya davet edildi
İzmir 9 (Hususi) — İzmir İncir Tarım Satış Kooperatifleri Birliğinin yıllık umumî heyet toplantısı 26 haziran sabahı saat 10 da lzmirde birlik binasında yapılacaktır.
İncir Birliği bu yıl mükemmel bir satışla bütün »toklarını eritmiş ve bllânçosunu kazançla kapamıştır. Bu ve Pamuk Birliklerinin bir ortağı bulunan Başbakan Adnan Menderes tzmire davet edilecektir. Kooperatif ortaklan Başbakanın lzmirde yapılacak toplantıda bulunmasını kooperatiflere verilecek yeni veçhe bakımından gayet lüzumlu görmekte olduğunu belirtiyorlar.
27 milyon kilo pamuk
1 ağustos 1949 dan bugüne kadar Adana Bordasında hu kadar pamuk satıldı
Adana, 9 (Hususî) — Çukurovada pamuk kampanyasının başlangıcı o-lan 1 ağustos 1949 tarihinden bugüne kadar Adana Borsasmda muamele gören pamuk miktarı 22 milyon kilo akala, 5 milyon kilo da yerli olarak tesbit edilmiştir.
Aynı müddet zarfında Adana ve U-çelerinde 35 milyon kilo akala, 5 milyon da yerli pamuk çırçırlanmış, bu miktarın 27 milyon kilosu satılmıştır. Anlaşıldığına göre; 106 bin balya pamuk yurt dışına «evkedilmiş, 114 b‘n balya yurt içindeki fabrikalar tarafından mübayaa olunmuş, 80-82 bin balya da elde kalmıştır. Bu 80-82 bin balya mevcut stoka sırf Adana değil, Mersin ve Tarsus ihracatçılarının ellerindeki mallar da dahildir.
Vilâyet merkezi itibariyle, köylerle birlikte. Adanada irili ufaklı 34, ilçelerden Karaisalıda 17, Ceyhanda 9, Osmanlyede 2, İçelin vilâyet merkezi Mersinde 5, Tarsusta 11 fabrika bulunmaktadır. Adan&daki 34 fabrikadan hâlen yalnız 4 ünün çırçır kısımları çalışmaktadır. Diğerleri çırçırlarını durdurmuşlarda Bu da gösteriyor ki, Çukurovada pamuk kam-panyasiyle beraber pamuk çırçırlama mevsimi de sona ermiştir.
Mevcut preselerin de 15 güne kadar stop etmeleri muhtemeldir. Temizlik ve lüzumlu tamirlerini yaparak yeni kampanya için hazırlığa geçecek o-lan preseler için de iş durmuş vaziyettedir. Almanya ile şu günlerde esaslı bir anlaşmaya varıldığı takdirde preselerin daha bir müddet çalışmaları zarurî olacaktır.



İskenderiye paınıık piyasası
İskenderiye, 9 (Hususi) — tsken-deriyede hemen teslim edilen pamuk bu haftaki piyasada 6,040 balyayı bulmuştur. Geçen hafta satılan miktar 6,008 balya idi. Hafta içinde satış durgundu: en fazla iş uzun elyaflı Karnak ta oluyordu.
GÜney-doğu Asyanın inkişafı için yeni-tedbirler
Viktorya, (İngiliz Kolumbiyası), 9 . A.A. (United Press) — Ingiltere Balıkçılık Bakanı Mayhew cumartesi günü verdiği beyanatta, batılı devletlerin. Güney-dogu Asyanın inkişafına yardım mak-sadiyle, eylülde yeni tedbirlere başvurmaları ihtimali olduğunu söylemiştir.
Avustralya yiin
satışı
New Castle (Hususî) — Mevsimin son satışı olan 1 haziran satışla* rında arzedtlen 6.988 balyadan hepsi satıldı. Avrupa ve Britanya piyasada iyi bir rekabet havası yaratmıştı.
Piyasa istikrarlı idi. Taranmış yün fiyatları libre başına 122 peni idi.


kırpılmış son fazla renklerini
Avrupadan karşısında

sülün azalması dolayıslyle talep artmıştı. Yeni mahsul elde edilinceye kadar ticaretin tikraz ve bonolarına na inanılıyordu.
hükümet is-dayanacağı-
Piyasada istihlâk ve kında iyimser düşünceler hüküm sürmekte idi.
ihracat hak-
Emperyal Şirketinin
Tasfiye raporu
(Hususi) — Emperyal bir
Tarım Bakanlığında meslekî istişare komitesi kuruldu
Memleketimizde zürraı iskân işine başlanacak, bu suretle nüfus kesafeti olan yerlerden göçedecek köylülerin, verimli topraklara düzenlenecek
ki işleri düzenliyecektir.,,
Tarım Bakanlığında ayda iki defa toplanmak üzere bir umumi mesleki istişare komitesi kurulmuştur. Bu komite toplantılarına Bakanlık müdür vc mütehassıslariylc birlikte Ziraat. Veteriner ve Orman Fakülteleri profesörleri de katılacak ve burada Bakanlığın aldığı ve tatbik ettiği kararlar üzerinde muntazam görüşmeler yapılacaktır. Yeni Tarım Bakanı, icraatın ve kararların geniş ölçüde kritik edilmesine imkân verileceğine göre, bu istişare komitesinin toplantılarından memleket hesabına büyük faydalar umduğunu söylemiştir.
yerleştirilmesi
Ankara, 9 (Hususi) — Tarım Bakanı Nihat Eğriboz, Bakanlığın takip edeceği ziraat politikasının ana hatları hakkında bana şu izahatı vermiştir:
—“ Teşkilât Kanununun mübrem olan değişikliklerini yapmak üzere bu mevzuu, Bakanlıkta kurmaya başlamış olduğumuz yeni büroların teşkilinden sonra derhal ele alacağız. Mücadele reisliği, yabancı memleketlerle temas, istatistik ve ekonomi büroları kurulmuştur. Şimdi sırasiy-le Devlet Üretme ve tohum teksir çiftlikleri, ıslah istasyonları ve orman mevzuları birer birer ele alınmaktadır ve bunlara yeni şekiller verilecektir. Tarım Bakanlığı ayrıca birde “Yabancı memleketlerle temas bürosu,, adında yeni bir merkez teşkilâtı kurmuştur. Bu büro başkanlığına zi-ıaatçılanmızdan bundan evvel Ziraat Umum Müfettişliğinde ve son defa Tarım Bakanlığı Özel Kalem Müdürülğünde bulunan Sadi Tanrı-kut tâyin edilmiştir. Bu büro şimdiye kadar Tarım Bakanlığında ayrı birer daire halinde çalışan F. A. U. (Milletlerarası Gıda ve Ziraat Teşkilâtı Milli Komitesi), Maruhall Yardımı ve ilctlsadî işbirliği dairelerini içine almaktadır. Yabancı memleketlerle yapılacak bütün temaslar da bu daire vasıtasiyle olacaktır. Ecnebi memleketlerde okuyan talebelerin teftiş ve mürakabesi de bu büronun vazifeleri arasına ithal edilmiştir.
Vc yine Bakanlığa bağlı olarak kurulan üçüncü bir büro da zirai İstatistik ve ekonomi dairesidir. Bu büro, bütün ekonomik meseleleri kül olarak tetkik edecek ve bu vâcüde-
Tarım Bakanlığı şimdiye kadar e-le alınmamış, ihmal edilmiş olan mühim mevzu Üzerinde de durmaktadır. Hattâ bu mevzu, yeni Hükümetin en büyük dâvalarından biridir. Bilindiği gibi, memleketimizde zürraı iskân işleri bir sisteme bağlı o İmi yarak İfa edilmişti. Bu yüzden, nüfus kesafeti olan yerlerdeki işsiz köylüleri, kendi başlarına başka topraklara yerleşmek için göç ettikleri görülmekteydi. Bakanlık iskân Müdürlüğü, muhtelif iktisadi âmillerin tesiriyle vâki olan bu yer değiştirme hâdiseleriyle yakından alâkadar olacak, göç edenlerin daha verimli topraklara yerleştirilmesini temin edecektir. Bu gibi mümbit araziye yerleştirilecek köylü, ye ziraat yapabilmesi ve bu toprakta barınabilmesi için kendilerine istihsal vasıtaları, evler temin edilecektir. İskân Müdürlüğünde bu fikrin tatbiki sahasına geçilmesi için etüd-lere başlanmıştır.
K ısa Haberler
1 haziran katoloğunda taranmış yünler en çok arzedilen kaliteyi teşkil ediyordu. Fakat satılanlar arasında sonbaharda yünler vardı; bunlar yağmurlar yüzünden kaybetmişlerdi.
Albury (Hususi) — gelen çetin rekabet
yerli fabrikalar ve Gradford’un İştiraki ile arzedilen 10.000 balya yünden hepsi satıldı. Piyasa diğer yerlerdeki fiyatlarla aynı seviyede idi. Arzedilen yünler vasat yünlerdi ve başlıca erken kırpılan Ri-verina yünlerini ihtiva ediyordu. Taranmış yün fiyatlarının en tnce taranmış merinos için ltbre başına 126-1/4 peni idi.
Amerikan pamuk piyasası
New-York, (Hususî) — ilk önceki kararsız ve değişik durumdan sonra. yeni mahsulün tesiri İle pamuk piyasası yükselmiştir. Eski mah-
Londra,
Tasfiye Şirketi Balkanının makalesine göre, 1948 yılı sonuna doğru sevkıyat güçlükleri dolayı-■lyle Britanyada çinko hulâsası kıtlığı başgöstermiş ve bu suretle çinko tasfiyesi tahdit edilmek zorunda kalmıştır. Bunun neticesi o-larak 1949 yılında çinko madeni istihsali, bir sene evveline nazaran çok daha azdır. Fakat hulâsa stokları muhafaza edildiği için, bu senenin sonuna kadar çinko tasfiyesi normal bir şekilde devam etmiştir. 1950 yılında bir artış kaydedileceği ümit edilmektedir.
Sebze ve meyva piyasası
Sebze ve Meyva Hâlinde,
9/6/1950 günü toptan sebze ve
meyva fiyatları:
Domates . 150 kuruş
Biber 140 re
Ayşekadın fanulye 40 99
Bezelye 55 W
Taze yaprak 70 a
Kabak 25
Bakla 17 99
Patates 25 M
Çilek 55 99
OsmanlI çileği 160 •t
Bursa çileği 45 M
Erik 41 H
KayiM 80 t»
Kiraz 60 w
Şeftali ıın •»
ZordaU 35 M
Ankarada Tütüncüler toplantısı


r
Sovyet Ticaret Mümessiliği
150 ton tiftik aldı
Sovyet Ticaret Mümessiliği ile, tiftik tacirleri arasında tiftik satışları etrafında yapılan görüşmeler bitmiştir, yetler iyi kuruştan mislerdir,
fob teslim fiyatı 355 kuruştun
öğrendiğimize maldan olmak 150 ton kadar Bu malların
göre Sov-üzere 355 tiftik al-Istanbulda
Çimento ithali
Dış memleketlerden çimento ithali devam etmektedir. Geçen hafta içinde yurdumuza 406,000 kilo çimento İthal edilmiştir.
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığında yapılacak bu toplantıda Tütüncüler Derneği mümessilleri de bulunacak Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından şehrimiz Tütüncüler Birliğine gelen bir mektupta, 15 haziranda Ankarada Türkiye tütün tacirlerinin iştirakiyle bir toplantı yapılacağı bildirilmektedir.
Ekonomi ve Ticaret Bakam Zühtü VelibeşenJn riyaset edeceği bu toplantıya Ege. Samsun, Bursa Tütün-cüler Derneklerinin mümessilleri de iştirak edecektin»
Bu toplantıda, eylül ortalarına doğru Komada akdedilecek olan milletlerarası tütüncüler kongresine ne suretle iştirak edileceği bahis mevzuu olacaktır. Fakat Ankara tütüncüler toplantısındaki asıl mesele. Amerikan tütünlerinin Alman paza« nnda, Türk tütünlerine rekabet et* meal meselesidir.
Alâkadar tacirlerin bu mevzu üzerinde ehemmiyetle duracakları anlaşılmaktadır.
İzmir limanından yapılan ihracat
İzmir 9 (Hususi) - Ticaret Odasının teabitine göre mayıs ayında İzmir limanı ihracatı (30) milyon liraya baliğ olmuştur. Bunıın 17 milyonu tütün, 5 milyonu üzümdün En fa», la ihracat Amerikaya vâki olmuştun
9/VI/1950 Cuma
Borsalârda vaziyet
İstanbul Ticaret Borsan
İzmir Ticaret Borsası
İstanbul Borsası
Devlet Tahvilleri
New-York Borsası
İstanbul
Bugtlû
Bugün
Adana Ticaret Borsası
Trabzon Ticaret Borsası
Şirket Tahvilleri
Gümüş, Plâtin
Adana
Şirket Hisse Senetleri
Zürich Borsası (Serbest)
Eskişehir Ticaret Borsası
teriçre Frangı
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi Fonniyo 1903
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Akala Akala Akala yerli yerli
Eukl Kapanış
23.6.1950
Duruma
Türk Lirası ...
Dolar .........
Bierllng ....... Fren*!?. Prın^ı
Nebntt Falları
Zeytinyağı (E.E. tenekell) Suaamyağı (Raf. «ıra) Ayçiçeği (Rafine çıplak) Fındık yağı (Çürük) ......
Son Kapama
Kam derileri
Sığır aalamura (kasap) Kİ. Keçi tuzlu kuru kilosu ... Koyun hava kurusu kilosu
Ticaret Borsacında Pamuk fiyatlan eski durumunu muhafaza etmektedir.
Ticaret Boranımda /radık piyasası yine durgun geçmıştii.
Trobzon t
BorsadA çekirdeksiz kuru tuüm sakin bir manzara arzetmlş ve fiyat 25 eantlm daha gerilemiştir. İncir sağlam vaziyetini muhafaza etmektedir. Boranda yamuk üzerine bilhassa alivre mu-hayaalar devam etmektedir. Pamuk ya-/)• piyasası zeytin t/ndrau muvazi bir şeıklde gevşek bir durum arzederek 2 kuruşluk bir gerileme kaydetmiştir. Boranda pamuk çekirdeğinin durumu gevşek bir manzara arzetmekte ve fiyat yeniden gerilemektedir.
Ticaret Borsasında fındık fiyatlan sağlam durumunu muhafaza etmektedir. Arpa, mısır fiyatları gerileme kaydetmiştir.. Diğer maddelerin durumunda bir tahavvül görülmemiştir.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât B(A sasında Devlet tahvilleri üzerine az iş olmuştur. Alhn piyasasında düne nazaran bir canlılık başgöstermişlir. Yalnız külçe aUm fiyatı durgundur.
Anadolu
• I
H
H
Sivas-Eraurum I •• M n.-vn Demiryolu I
•• rr
îkramiyell tahviUer %5 1933 Ergani >••••••••»tâ rcS 1938 İkramiyen .... r«5 MÜH Müdafaa I %5 1941 *5 1941 *4 1/2
Tatlı tohumlar 1
Ayçiçeği tohumu MfensneeMS Keten tohumu .....o............ Kendir tohumu ...••••••••••«( Susam • ••«••• te •••US
Yer fıstığı kabuklu .........
Buğday (Buşell=Sant) essssisennettse Sert Ki| mahsulü No. 2 .......................
Kırmızı “ No. 2 ............
ramak Mlddllng (Libresi=Sent) Temmu* >•••••••>•••••••te•••ne t Ekim eeeeeeeeeeee eeteeeeeeeeeeeeeeee«eeeeeee Aralık .........................................
Tiftik (Llbresi=Sent) •aeeeeeeeesssse Teksas No. 1 • e •••• • • e e ee»eseoeee weeet
Fındık (Libresl=Sent) eeeeeeeseeeeeee Kabuklu yerli İri ..............................
“ “ orta .......................
ithal malı ssatessseneesşe iç ithal malı ................
(Llbresl=:Sont)
Buğday yumuşak eesseş Buğday sert •eenseeeeeaesee Arpa
1941 Kalkınma
•»
1940 istikrazı 1048 latikraeı Millî Müdafaa
Pamuk (Kantan=Tallan) Ashmounl Kısa elyaflı F/G Karnak Uzun elyaflı F/G
FİNDİK
a) *?w50 randımanlı kabuklu tombul ...... b) îc sıra kontrollü eeeeee
Hububatı
Buğday yumuşak (TÜc.) Buğday sert (Ofisin) .............
Arpa yemlik (dökme) ...............
Mısır san (çuvalı) eeeeetsse Fasulya tombul ...................
Fasulya Çalı sert eeeeeetestee Kuşyemi ........................
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil eeeeoeeeeeeeşeeeee Nohut natüral •oaaeeaeesessss
Levant İç Ekstra iri
Kuru Ünüm
Thompson çekirdekli» seçme ... Keten tohumu (Bu|ell=Dolar) ...
Minncapolle ••••e»eı»«iUM«eı*4HAiııe Kalay (Libresi— Sont) Lcvha-teneko (100 libre dolar)
Dokuma Ham Maddelerİı
Tiftik (ana mal) •eeee«>eeeeeeee Tiftik (Natürel) ...............
Yapak Anadolu (Kırkım)
1 Sterilng
0 Dolar eeeseeeeaat 0 Fr. Frangı O İsviçre Fr,..->0 Belç. Fr • O İsveç Kr.........
K) Florin eeevseeeat K) Liret ...........
K) Drahmi eeşeeaw H) Escoudes .....
Koru Meyveler ı
Fındık (kabuklu sivri)
Fındık (Iç tombul) .........
Ceviz (kabuklu) ........
Ceviz (İç natürel) Seeeeaeeeees
Üzüm çekirdeksiz No.O incir A serisi No. 8....
•• B serisi No. 108 Pamuk Akala I .............
Pamuk Akala II testse Pamuk Akala III Pamuk yerli ..............
Pamuk yağı (rafine) ... Pamuk çekirdeği eeeoseeee
Gününde Borsada muamelesi leşçil edilmemiş tahvilât ve eshamın arz ve taleplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külçe Yeril Or« 4.62 4.80 i
Külçe Drroiaa. — w
Cumhuriyet 31.90 —
»ss Astsaeesse» 35.60 35.—
Hami t
Çilliden seeeeeeaeee* 31.M 30.75
î hfTİl İK Hee«aree*to» 41.— 40.80
Fransız kok
NapoUon MI •• — •-
33.- 32.75
eseeıeee Demiryolu IV eaaeeeo Demiryolu V ........ 1949 ikramiyell •ee Diğerleri Demiryolu VI eeeeeH X* *•••«•( n.....................
MI eteeee
Kapanış (•)
23.— 24.—
21 — 22.-
21.10 21.—
99.30 100.—
99.95 100.—
99.70 98.-
90 20 100.—
100.30 110.—
100.30 110.—
100.30 110.—
100.30 110.—
100.25 120.—
97.60 99.-
21.30 98.-
21.35 20,30
21.50 100.—
21.50 2L61
21.40 22.—
21.10 22.—
21.60 21.45
20.80 22.-
21.40 21.-
21A5 21.95
En aşağı En yukarı
— i—
Plâtin “ 10.- 11.-
Ziraat Bankajıı .... D.T. Tertip A/B W 01 o
20. T5 20.20
112.50 111.-

22.30 69.-
64.— 67.50
%60 .......
M ilmen. Senet.
T.C. Merkez Bankası 121.- 120.25
Türkiye İş Bankası 30.- 29.50
Türk Ticaret Bankası 5.- 6.-
Aralan Çimento 15.25 16.75
Sark Değirmencilik 23.25 23.50
Milli Reasürans 8.— 16.25
Londra Borsası
Kefen tohumu (Tonu=8terllng) Bombay ...**o Kalküta 63. — 63.50 64. — 63.- 63.- 64 3/4
X Cr Hindistan •tteeeeMtseseeMt
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (Libresi=Fiyat) •' Sıra malı ” •• Tün Anadolu w •’ M Trakya •• 20/21 18/21 34.—Kom 30.- M 20/31 ” 18/21 M
İskenderiye Borsası
Sarfa 6
in Haziran 1950
Kırkpınarın bu sene ki ağası
hazırlık ve karşılaşmalardan bir görünüş
Dün başlıyan Kırkpınar güreşlerinde müsabakalardan
&•* V
M
»W .•
K-
i,-

I i
Adalı Malilin mezarı hasında
Bir güreşçinin kis|>etl yağlanıyor



Şiddetli yağmura rağmen, er meydanına merasimle gidildi
Başa güreşecek pehlivanlar belli
Edirne H (Hususi surette gönderdiğimiz Vedud E tensel telefonla bildiriyor) — Sabahın çok erken saatinden itibaren cadde ve sokaklarda dolaşan kırk kişilik (lavııl ve zurnacı kafileni Kırkpınarııı merasimi İçin pehlivanları ve halkı toplama yerine davet ediyordu. Havanın softuk, çl-sintiH olmasına rağmen tarihi güreşler için toplanma yerinde 1000 kişilik bir kalabalık «öze çarpıyordu. Yavaş yavaş şiddetlenen yağmur, kafilenin hareket edeceği zaman son şiddetini bulmuştu. Fakat Kırkpınarda (ölmek var, dönmek yok) prensipl olduğu için kafile yağmura rağmen davul, zurnalarla park içindeki Atatürk’ün heykeline giderek bir çelenk koydu ve bir dakikalık İhtiram sükûtundan sonra doğruca camie gidildi. Ve sabah merasimi bu şekilde sona erdi.
Öğleden sonra saat 13 te yine ayni yerde toplanıldı. Bu sefer doğruca meşhur Adalı Halllin mezarı ziyaret edildi. Sabahki merasimden beri kafileden ayrılmayan Adalı Hnlİlilİn karısı Bayan Hediye de mezar başına gelerek kocasının başıucunda durdu. Burada Eşref Şefik Adalı Halllin hayatından bahsederek kısa, fakat veciz bir konuşma yaptı. •
Eşref Şefiğin konuşması orada bulunanları derin bir teessüre şevketti ve Halllin karısını hüngür hüngür ağlattı. « ' \ ; ,
Bundan sonra dualar edildi.
Adalı Halllin mezarından harcbet eden kafile davul, zurnalarla pehlivanların boy ölçüşecekleri yere, tarihi er meydanına hareket edildi. Saat Jf» da meydana giren krt-filCk sahada dizilerek askeri bandonun da İştirakiyle İstiklal Marşını söyledi.
Kırkpınar Ağası Keşanlı Kasını Bayraktarın sahaya gelmemesi üzerine Mıırad Şener ağalık \azifeslnl üzerine almıştı. Şeref direğine bayrak çekildi. Vali Vekili Avnl Moloda bu senekl Kırkpınar güreşlerinin rhemmiyetinl-bellrten bir kontuma yaparak gelenlere (Hoş geldiniz) demiş ve pehlivanlara başarılar dilemiştir.
Sabahtan beri yağan yağmur dindiği ve hava açtığı için meydana
inişti.
Er meydanına çıkan 148 pehlivan sahadan çekilerek yerlerini, destenin küçük ve orta boylarına bıraktılar.
Kazan başında vücut ve kispetlerini yağlayan pehlivanlar blrbirlrriyle (Allah.. Allah..) nidaları içinde tutuş-tulur. Er meydanının minder, saat mefhumiyle alâkası ol-nıudığı için pehlivanlar yeniçirıceye kadar kapışmak üzere ortaya çıktılnr.
Bu senek! Kırkpınann hakeın heyetini de .şu kimseler teşkil ediyordu:
Mazlıar özpınar, İbrahim Yolal, Ali .Ahmet. Ekrem Demiray, Şazi Kıvanç.
İlk neticeler
Meydan hakemliğini de Serezli Fuad İle .Ahmet pehlivan yapıyordu. Destenin küçük boyunda Haşan Kurt, Ali Ateş; Fehmi Bozkurt, Şevket Emekleri; Haşan Dur-can, Hüseyin Antedi: Sedat Yıldırım, Taci Kapayı; Niyazi Yapakçı, Ali Osman; Ali Kadir Dereli, Nazlfi; İstanbullu Kemal Devsüren, Abdurrahman Çelebiyi yendiler.
Küçük destenin orta boyu
İbrahim Kaya, İbrahim Taşkıran; .Ahmet san Uçağı; Ali Çelikbaş, Mehmet Özdemlri; Nninı Kılıçoglunu yendiler.
Günün son müsabakasına çıkacak ohın
Musa hakem heyeti İle arasında çıkan münakaşa rlne bazı seyirciler de araya karıştılar. Yarını saatlik bir münakaşadan sonra, hakem heyeti kararında ısrar edince, Musa İzmitli Bürlıan île güreşmeye mecbur kaldı. Ve neticede İzmitli Burhan, Musa pehlivanı sırtını yere getirmek suretiyle mağlûp etti.
Başa güreşecek olanlar
Başa güreşecek olanlar kati olarak belli oldu. Sındır-gılı Şerif, Babaesklll İbrahim, Babaesklll Mustafa, Göneni! Kara Hüseyin, Hayrabolulıı Süleyman. Başa güreşeceklerdir.
Müsabakalara yarın sabah saat H dan itibaren devam edllccefctfr.
\kar. Ha-Adil Atan,
Babacskili
ilze-
Güreşçiler er meydanında yağlanıyorlar
500 ii bulan* bir meraklı kalabalığı toplan-

i
e
S.' i 1
s

A •s





*

Comments (0)