Perşembe
1O
KASIM
1949
Sahibi t Safa Kılıçlıoğlu
îdarsı Nuruoemanlya Noı 17
Yeni Sabah
12 iuoi Yıl, No. 3836
HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MÜDAFIİYİZ
Millî irade yalruz bir şahsın düşüncesini den değil, bütün milletin arzu ve emellerinin muhassalasmdan ibarettir.
ATATÜRK
Türk Milletinin büyük yas günü
Matbuatın
Ehemmiyeti
ok eski ve fazla tekrarlandığı için yıpranmış bir teşbihtir anıa hakikati tamamile İfade ettiğinden tekrarlanmasında mahzur yoktur. matbuat bir millette ve memleketin dili mahiyetindedir. Basını susturulmuş veya eeai kısılmış bir cemiyet, rztırap ve neş’eslni I-fade etmekten mahram bırakılmış bir topluluktur. Tarihin geçmiş olayları, baskı ve istibdadın evvelâ matbuatı susturmak ve yıldırmakla başladığını göstermektedir.
Bizde padişahların mutlak nüfuzlarını, Şlnasilerin, Namık Kemallerin çıkardıkları ufak gaze-teclkler sarsmıştır, Abdtilhaml-dln uzun »üren saltanatını, Pariste Ahmet Rlza bejin çıkardığı vo memlekete gizil olarak sokabildiği bir ceride hayliden hayli hırpalamış ve zedelemiştir.
1908 Meşrutiyeti de yavaş yaraş İstibdada, İnkılâp etmek istidadını gösterince İttihat ve Terakkinin ilk yaptığı hareket, gazetecileri sokak ortalarında öldürtmek ve yıldırmak oldu İdi. Cumhuriyetin ilânından sonra Takriri Sükûn kanunu gazetecileri muhakeme ve tazyik etmeğe başladı. Ondan sonra, fikir ve neşriyat âleminde bir ölü sükûtu hâkim oldu. Bu hal ne kadar parlak ve yaldızlı ifadelerle örtülmek İstenilirse İstenilsin, bundan doğan neticeler meydandadır. Fikir alanında fakirleştiğimiz âdeta bir bedalıattir.
Bizim memlekette böyle olduğu gibi diğer memleketlerde de toptancılık ve İstibdat, keyfi idare ancak basını susturmak ve yıldırmakla olur. Meselâ Fransa-da, (1880) ihtilâli, Onuncu Şarl’-m tahttan feragate mecbur oluşu. matbuat hürriyetine bazı kayıtlar koymaktan dolayı halkın duyduğu heyecan neticesinde meydana gelmiştir. Üçüncü Na-polyon da, saltanatın başlangıcında, gazeteleri ağır kayıtlarla bağlamak istemişti ama (1860) yılından sonra daha liberal bir yol tutmağa mecbur oldu. Fakat Fransa üçüncü cumhuriyeti fikir hürriyetine hemeD hiç bir kayıt ve hudut tanımadı. Aşağı yukarı •eksen yıldır, kimsenin aklına gazetelere bir baskı koymak gelmez oldu. Tabiî Almanların işgali zamanı ve Peten hiik&metinln nüfuz devri müstesna
İngiltere ve Amerika ise matbuat hürriyetine o kadar alışmışlar bu hal onlar İçin o derece 1-klnd bir tabiat halini almıştır ki bugün Londra veya Vaşingtonda hiç bir parti, hiç bir şahıs yazı serbestliğine en ufak bir engel koymağı akimdan bile geçirmez, geçiremez. Nitekim Mi ster (Ltpp-man) geçen hafta, memleketimizde bulunduğu sıralarda, gazetelere verdiği ifadede Amerikada basın kanunu diye bir şeyin mevcut olmadığını açıklamış İdi. ömrü boyunca muhalif neşriyat yaptığı halde, bir defa olsun mahkûm olmak şöyle dursun, mahkeme huzuruna bile çıkarılmadığını sözlerine, biraz da gurur He, ilâve ediyordu. Bizde hangi muharrir böyle bir iddiada bulunabilir. îşte şimdiki halde Ulusun başyazarı Yalçın, kaç defa hapse girdi, çıktı, menfaları boyladı.
Sayın Başbakan Günaltay, mat buat İçin, en İyi ve geniş hislerle dolu bulunuyor. Fikir hürriyetine bağlanmanın ve demokratik gidişin İlk şartı olduğunu kabul ediyor. Hattâ matbuat kanunu diye hususi bir kanunun varlığına İhtiyaç bulunduğuna şahsen İnanmadığını söylüyor. Buna rağmen Adalet Bakanlığınca hazırlanan tasan, şu dakikada yürürlükte olan kanunun hükümlerinden d3ha ağır müeyyideler taşıyor.
Gazetelerin emrinde, resmi daireler gibi teftiş heyetleri, hukuk müşavirleri yoktur. İşittikleri yolsnzluklan yazarlar hükümet de bunlann İkazından faydalanır mes’elelerl İnceletir ve suiistimallere, kötülüklere böylece elden gel dlği kadar, m&nl olunur ama bir gazeteye fepslığı yazmak İçin bunu Isbat edecek kadar delillerle mücehhez olması yükü tahmil edilirse bu ihbar ve uyandırma vazifesinden vazgeçmeği tercih eder ve sonunda, matbuat yine •âkln ve sütlimanlık olur, her türlü yolsuzluklar da memlekette alır yürür.
Celâl Bayar
EBEDÎ ŞEF ATATÜRK
Atatürk’ün, Ankarada Rasad tepedeki anıt kabri
Barlas’ın beyanatı
Piyasada iflâs hâdisesi akisleri
r, Su a da)
Büyük bir çeltik fabrikatörü ve: krom tacirinin tflfla tehlikesi ge- I çlrdlğtnl yazmıştık. İflası İstenen bu firmanın sahipleri müteaddit | müracaatlar yaparak, borçlarını
konkordato hükümleri dahilinde ödeyeceklerini bildirdiklerinden s-lacakblar kanuni yollardan gide . rek Lçl icra Yargıçlığına İntikal
(Dovamı 8a. « 8Ü. 4 do)
Büyük Atatürk 10 Ka ebediyete İntikal etmişti. Bugiin, 10 Kanım 1949 dur. Aradaki zaman farkını, muhterem okuyucularımızın kolaylıkla henaplıyabilcceklerindun asla şüphe etmiyoruz. Bu kadar uzun bir müddot geçmiş bulunmasına rağmen, Atatürk için, Ankarada Rasat-tepode yapılmasına karar verilon A-nıt - Kabir, bugün, henüe yukarıdaki resimde gördüğünü» şekildedir. Anıt - Kabir inşaatının ne vakit tamamlanacağına dair, dün gece dahi Ankaradan müsbet bir haber alamadığımızı okuyucularımıza teessürle bildiriri».
Bugün Atatürk'ü
milletçe anıyoruz
Yurdun her köşesinde bugün saat 9,05 de Türk devletinin bânisi Atatürkün hâtırası anılacak
Dışişleri Bakanımız Sadak’m dünkü basın toplantısı
9n bir yıl evvel bugün sent doku-beş geçe, Türkiye Cumhuriyetinin □isi ve 1 is kahram «diyete in
tatürk'ün ufûlünden bu yana geçen bir yıl, kalplerimizde Atatürk bir kat dalın arttırmış ve huşû ile anılmıştır.
(Devamı Sa. 7, Su. 2 de)
Mİ î "1 T'(i
•ö-
Ankarada
Balıkesirden
geçerken büyük tezahürat yapıldı
Ankara, 9 (Telefonla) — D. P. Başkanı Celâl Bayar bu gün şehrimize dönmüştür. Geç vakitlere kadar parti merkezinde meşgul olan Bayar genel İdare heyeti üyelerile günün siyasî hâdiseleri ve seyahat İntibaları hakkında görüşmelerde bulunmuştur. Cs-lâl Bayana Ankaraya avdetin-, den sonra D. P. çalışmlnnın kendiliğinden hızlanacağı şüphesizdir.
Balıkesir, (Hususî muhabirimizden) — D. P. Başkanı Celâl Bayar. Ege seyahatinden Ankaraya dönüünde tekrar Balıkesir® (Dovamı Sa. 7 8ü. 8 de)
Sadak son Avrupa seyahatini anlattı
Mülakattan notlar: “ Bevin’Ja Atlantik Paktı
mevzuunda bir şey konuşmadım Çaldaris’ten, b:zj çok sevindiren haberler aldım Avrupa Birliği fedarasyonunun tahakkuku, zaman işidir n
Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları komitesi toplantısında hazır bulunduktan sonra memleketimize dönen Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak, dün öğleden sonra yaptığı ba-(Dovamı 8a. 7, 8u. 7 do)
Uç Dışbakan dün
Pariste toplandı
Federal AlmUnyanın Batılı devletler safında yer alması, prensip itibarile, dün kabul edildi
Cemil Sait Barlas istih- I şalin ve ihracatın arttı- I rılması lüzumunu
_____belirtiyor__________I
Avrupa İktisadî işbirliği Konseyi toplantılarında bulunduktan sonra avvolki geco yarısından sonra uçakla Paristen şehrimize dönon Dovlet Bo-Cemil Sait Barlas dün öğleden Etibankta yaptığı basın top-ında şunları söylemiştir: İktisadî İşbirliği Konseyinde mom takatimizi temsil İçin Avrupnya git-(Devamı 8a. 1 8ü. 1 do)
Balı Almanya Başbakanı Adenauer
Londra, 9 (B.B.C.) — İngiliz, Amerikan ve Fransız Dışbakan-Ian konferansı bu sabah Paris* te açılmıştır Bakanlar sabah ve öğleden sonra olmak üzere yap-tıkları İki toplantıda Federal Alman Cumhuriyetinin Batılı devletler sâfına alınmasını prensip Itlbarile kabul etmişlerdir Fa-(Devamı. Sa. 7 Sü. 8 do)
Başbakan, Ç. Kalede de konuştu
Günaltay, Cumhuriyet devrinde ilk Bakan olarak
Bigayı ziyaret edecek
Çanakkale 9 (Telefonla) — Baş bakan Şemsettin Günaltay, beraberinde işletmeler Bahanı Münir Birsel, tklncl Ordu Müfettişi Muzaffer Tugsavul, İzmir ve Balıkesir Valileri olduğu halde, saat İS de şehrimize geldi.
Ordu Evinde, Belediye tarafın -dan verilen öğle yemeğinde bulunan Başbakana, şehrimiz Belediye Başkanı Naci Dura, şehir adına hoş geldiniz dedi ve şehrin dilek ve ihtiyaçlarını anlattı.
(Devamı Sa. 7 Sü. 1 do)
TAKVİMDEN RİR YAPRAK
Mevlânâ’nın Eserleri
ULUNAY
Radyo Yayınları Danışma Kurulu
Dün Radyo evinde toplandı
Basın - Yayın vo Turizm Genel Müdürlüğü Teşkilât Kanununa göre. Türkiye radyolarında yapıla -caj( yayınların esasları ve program ları hakkında görüşlerini bildir . mek üzere toplantıya çağırılmış olan (Radyo Yayınlan Danışma Kurulu) dün İlk toplantısını saat 14 de İstanbul Radyosunda yap -mıştır.
Kurulun asıl Üyeleri: Muhittin Akdik, Süreyya Berkem, Hali) Dikmen, Ulvi Cemal Erkin, Ah -
met Şükrü Esmer, Bedii Faik, Prof. Dr. Behçet Kamay, ®-'f Hftzırn Atıf Kuyucak, Prof. Neo -metttn Halil Onan, Ord. Prof. Sıd dik Sami Onar, Kurmay Yarb. Sır n öktem, Ahmet Adnan Saygun, Refik Ahmet Sevengll, Cehdl Şa-hlnglray, Prof. Oalâl Tannıan. Ord. Prof. Salih Murat Uzdllek, Prof. Buut Kemal Yetkindir.
Kurula idareci ve uzman olarak katılsalar da şu Batlardın
(Dovamı 8a. 7, 8u. i de)
Prof.
■y azı hoy’etlmizden son gün-
* tarda Ankarada bulunan bir arkadaş bir İlim muhitinde bazı muhterem şahslyotlerlo temas odo-rek (Yeni Sabaha) uzunca bir mı-kata yazdı ve bunda Doktor Feridun Nflflz Uzluk namında bir zatın Mevlânânın eserlerini tabettirmek teşebbüsünde bulunduğundan bahseyledl; ayrıoa Konyada bir 8ol çuk Akadomlsl toşekkül edocek ve bu şehrin turistik bir beldo olması İçin lâzım gelen himmet vo gayrot de eslrgenmlyooektlr.
Bu bahis hazin bir mevzudur | çünkü beynelmilel bir elyt'I şöhrete malik olan Movlânâ'nın eserlerinin no kadar olduğundan çoğu ediplerimizin haborl bile yoktur. 8ırası gollnoe Movlânâ, Ibnl 8lnâ, Fûrabl gibi büyüklerin Türk oamlasına mensup olmalarlle gururlandığımız halde onlara karşı vazlfomlzl İfa eylodlk mİ?
Ne gezer? Onlara karşı yabanoı-lar blzdon zlyado alâka göstorınlş-lor. Almanlar, Inglllzlor, şark flsâ-rınt o kadar nofla surotte basmışlardır kİ kitap, İnsana eseri zorla okutmaktadır. Blzdo daha doğru
dürüst bir Mosnovt meinl basılma* mıştır.
Eskiler bu gibi mühim eserlorl namlı hattatlara yazdırırlar ve kütüphanelerinde muhafaza öderlerdi j fakat zaman doğlşmlştir. Şimdi tabı makineleri ol yazması eserlerle rekabet yapablloook nefasetto kitaplar basıyorlar. Böyle olduğu halde güzel (ta'llk) hatla yazılmış, o* kunaklı bir Mosnovl vüoudo gotl-ronıodlk. Mesnovl şorhlcrl de öyledir; Ankaravinln, Sarı Abdullah Efendinin şerhlerinin baskıları gayet İptidaidir. Hattâ son zamanda Volod Izbudnkın Mesnovl tercüme* ■I do Maarif neşriyatından olan o kötü basılmış seri arasındadır; kölene sarılmış bir movta manzarası arzodon bu soğuk kitapların baskısı İnsanda okuma zevkini solbedl-yor. Movlânâ'nın külliyatını tabettirmek toşobbüsündo bulunan bu zat, oğer mazrula göro bir zarf temin odemlyeookso bu toşobbüsü mü salt bir zamana bırakmak daha doğru olur.
Daha doğrusu bu bir şahıs değil devlet İşidirı buna o çorçeve» don bakınalı.
Perşembe
1O
KASIM
1949
Sahibi t Safa Kılıçlıoğlu
îdarsı Nuruoemanlya Noı 17
Yeni Sabah
12 iuoi Yıl, No. 3836
HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MÜDAFIİYİZ
Millî irade yalruz bir şahsın düşüncesini den değil, bütün milletin arzu ve emellerinin muhassalasmdan ibarettir.
ATATÜRK
Türk Milletinin büyük yas günü
Matbuatın
Ehemmiyeti
ok eski ve fazla tekrarlandığı için yıpranmış bir teşbihtir anıa hakikati tamamile İfade ettiğinden tekrarlanmasında mahzur yoktur. matbuat bir millette ve memleketin dili mahiyetindedir. Basını susturulmuş veya eeai kısılmış bir cemiyet, rztırap ve neş’eslni I-fade etmekten mahram bırakılmış bir topluluktur. Tarihin geçmiş olayları, baskı ve istibdadın evvelâ matbuatı susturmak ve yıldırmakla başladığını göstermektedir.
Bizde padişahların mutlak nüfuzlarını, Şlnasilerin, Namık Kemallerin çıkardıkları ufak gaze-teclkler sarsmıştır, Abdtilhaml-dln uzun »üren saltanatını, Pariste Ahmet Rlza bejin çıkardığı vo memlekete gizil olarak sokabildiği bir ceride hayliden hayli hırpalamış ve zedelemiştir.
1908 Meşrutiyeti de yavaş yaraş İstibdada, İnkılâp etmek istidadını gösterince İttihat ve Terakkinin ilk yaptığı hareket, gazetecileri sokak ortalarında öldürtmek ve yıldırmak oldu İdi. Cumhuriyetin ilânından sonra Takriri Sükûn kanunu gazetecileri muhakeme ve tazyik etmeğe başladı. Ondan sonra, fikir ve neşriyat âleminde bir ölü sükûtu hâkim oldu. Bu hal ne kadar parlak ve yaldızlı ifadelerle örtülmek İstenilirse İstenilsin, bundan doğan neticeler meydandadır. Fikir alanında fakirleştiğimiz âdeta bir bedalıattir.
Bizim memlekette böyle olduğu gibi diğer memleketlerde de toptancılık ve İstibdat, keyfi idare ancak basını susturmak ve yıldırmakla olur. Meselâ Fransa-da, (1880) ihtilâli, Onuncu Şarl’-m tahttan feragate mecbur oluşu. matbuat hürriyetine bazı kayıtlar koymaktan dolayı halkın duyduğu heyecan neticesinde meydana gelmiştir. Üçüncü Na-polyon da, saltanatın başlangıcında, gazeteleri ağır kayıtlarla bağlamak istemişti ama (1860) yılından sonra daha liberal bir yol tutmağa mecbur oldu. Fakat Fransa üçüncü cumhuriyeti fikir hürriyetine hemeD hiç bir kayıt ve hudut tanımadı. Aşağı yukarı •eksen yıldır, kimsenin aklına gazetelere bir baskı koymak gelmez oldu. Tabiî Almanların işgali zamanı ve Peten hiik&metinln nüfuz devri müstesna
İngiltere ve Amerika ise matbuat hürriyetine o kadar alışmışlar bu hal onlar İçin o derece 1-klnd bir tabiat halini almıştır ki bugün Londra veya Vaşingtonda hiç bir parti, hiç bir şahıs yazı serbestliğine en ufak bir engel koymağı akimdan bile geçirmez, geçiremez. Nitekim Mi ster (Ltpp-man) geçen hafta, memleketimizde bulunduğu sıralarda, gazetelere verdiği ifadede Amerikada basın kanunu diye bir şeyin mevcut olmadığını açıklamış İdi. ömrü boyunca muhalif neşriyat yaptığı halde, bir defa olsun mahkûm olmak şöyle dursun, mahkeme huzuruna bile çıkarılmadığını sözlerine, biraz da gurur He, ilâve ediyordu. Bizde hangi muharrir böyle bir iddiada bulunabilir. îşte şimdiki halde Ulusun başyazarı Yalçın, kaç defa hapse girdi, çıktı, menfaları boyladı.
Sayın Başbakan Günaltay, mat buat İçin, en İyi ve geniş hislerle dolu bulunuyor. Fikir hürriyetine bağlanmanın ve demokratik gidişin İlk şartı olduğunu kabul ediyor. Hattâ matbuat kanunu diye hususi bir kanunun varlığına İhtiyaç bulunduğuna şahsen İnanmadığını söylüyor. Buna rağmen Adalet Bakanlığınca hazırlanan tasan, şu dakikada yürürlükte olan kanunun hükümlerinden d3ha ağır müeyyideler taşıyor.
Gazetelerin emrinde, resmi daireler gibi teftiş heyetleri, hukuk müşavirleri yoktur. İşittikleri yolsnzluklan yazarlar hükümet de bunlann İkazından faydalanır mes’elelerl İnceletir ve suiistimallere, kötülüklere böylece elden gel dlği kadar, m&nl olunur ama bir gazeteye fepslığı yazmak İçin bunu Isbat edecek kadar delillerle mücehhez olması yükü tahmil edilirse bu ihbar ve uyandırma vazifesinden vazgeçmeği tercih eder ve sonunda, matbuat yine •âkln ve sütlimanlık olur, her türlü yolsuzluklar da memlekette alır yürür.
Celâl Bayar
EBEDÎ ŞEF ATATÜRK
Atatürk’ün, Ankarada Rasad tepedeki anıt kabri
Barlas’ın beyanatı
Piyasada iflâs hâdisesi akisleri
r, Su a da)
Büyük bir çeltik fabrikatörü ve: krom tacirinin tflfla tehlikesi ge- I çlrdlğtnl yazmıştık. İflası İstenen bu firmanın sahipleri müteaddit | müracaatlar yaparak, borçlarını
konkordato hükümleri dahilinde ödeyeceklerini bildirdiklerinden s-lacakblar kanuni yollardan gide . rek Lçl icra Yargıçlığına İntikal
(Dovamı 8a. « 8Ü. 4 do)
Büyük Atatürk 10 Ka ebediyete İntikal etmişti. Bugiin, 10 Kanım 1949 dur. Aradaki zaman farkını, muhterem okuyucularımızın kolaylıkla henaplıyabilcceklerindun asla şüphe etmiyoruz. Bu kadar uzun bir müddot geçmiş bulunmasına rağmen, Atatürk için, Ankarada Rasat-tepode yapılmasına karar verilon A-nıt - Kabir, bugün, henüe yukarıdaki resimde gördüğünü» şekildedir. Anıt - Kabir inşaatının ne vakit tamamlanacağına dair, dün gece dahi Ankaradan müsbet bir haber alamadığımızı okuyucularımıza teessürle bildiriri».
Bugün Atatürk'ü
milletçe anıyoruz
Yurdun her köşesinde bugün saat 9,05 de Türk devletinin bânisi Atatürkün hâtırası anılacak
Dışişleri Bakanımız Sadak’m dünkü basın toplantısı
9n bir yıl evvel bugün sent doku-beş geçe, Türkiye Cumhuriyetinin □isi ve 1 is kahram «diyete in
tatürk'ün ufûlünden bu yana geçen bir yıl, kalplerimizde Atatürk bir kat dalın arttırmış ve huşû ile anılmıştır.
(Devamı Sa. 7, Su. 2 de)
Mİ î "1 T'(i
•ö-
Ankarada
Balıkesirden
geçerken büyük tezahürat yapıldı
Ankara, 9 (Telefonla) — D. P. Başkanı Celâl Bayar bu gün şehrimize dönmüştür. Geç vakitlere kadar parti merkezinde meşgul olan Bayar genel İdare heyeti üyelerile günün siyasî hâdiseleri ve seyahat İntibaları hakkında görüşmelerde bulunmuştur. Cs-lâl Bayana Ankaraya avdetin-, den sonra D. P. çalışmlnnın kendiliğinden hızlanacağı şüphesizdir.
Balıkesir, (Hususî muhabirimizden) — D. P. Başkanı Celâl Bayar. Ege seyahatinden Ankaraya dönüünde tekrar Balıkesir® (Dovamı Sa. 7 8ü. 8 de)
Sadak son Avrupa seyahatini anlattı
Mülakattan notlar: “ Bevin’Ja Atlantik Paktı
mevzuunda bir şey konuşmadım Çaldaris’ten, b:zj çok sevindiren haberler aldım Avrupa Birliği fedarasyonunun tahakkuku, zaman işidir n
Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları komitesi toplantısında hazır bulunduktan sonra memleketimize dönen Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak, dün öğleden sonra yaptığı ba-(Dovamı 8a. 7, 8u. 7 do)
Uç Dışbakan dün
Pariste toplandı
Federal AlmUnyanın Batılı devletler safında yer alması, prensip itibarile, dün kabul edildi
Cemil Sait Barlas istih- I şalin ve ihracatın arttı- I rılması lüzumunu
_____belirtiyor__________I
Avrupa İktisadî işbirliği Konseyi toplantılarında bulunduktan sonra avvolki geco yarısından sonra uçakla Paristen şehrimize dönon Dovlet Bo-Cemil Sait Barlas dün öğleden Etibankta yaptığı basın top-ında şunları söylemiştir: İktisadî İşbirliği Konseyinde mom takatimizi temsil İçin Avrupnya git-(Devamı 8a. 1 8ü. 1 do)
Balı Almanya Başbakanı Adenauer
Londra, 9 (B.B.C.) — İngiliz, Amerikan ve Fransız Dışbakan-Ian konferansı bu sabah Paris* te açılmıştır Bakanlar sabah ve öğleden sonra olmak üzere yap-tıkları İki toplantıda Federal Alman Cumhuriyetinin Batılı devletler sâfına alınmasını prensip Itlbarile kabul etmişlerdir Fa-(Devamı. Sa. 7 Sü. 8 do)
Başbakan, Ç. Kalede de konuştu
Günaltay, Cumhuriyet devrinde ilk Bakan olarak
Bigayı ziyaret edecek
Çanakkale 9 (Telefonla) — Baş bakan Şemsettin Günaltay, beraberinde işletmeler Bahanı Münir Birsel, tklncl Ordu Müfettişi Muzaffer Tugsavul, İzmir ve Balıkesir Valileri olduğu halde, saat İS de şehrimize geldi.
Ordu Evinde, Belediye tarafın -dan verilen öğle yemeğinde bulunan Başbakana, şehrimiz Belediye Başkanı Naci Dura, şehir adına hoş geldiniz dedi ve şehrin dilek ve ihtiyaçlarını anlattı.
(Devamı Sa. 7 Sü. 1 do)
TAKVİMDEN RİR YAPRAK
Mevlânâ’nın Eserleri
ULUNAY
Radyo Yayınları Danışma Kurulu
Dün Radyo evinde toplandı
Basın - Yayın vo Turizm Genel Müdürlüğü Teşkilât Kanununa göre. Türkiye radyolarında yapıla -caj( yayınların esasları ve program ları hakkında görüşlerini bildir . mek üzere toplantıya çağırılmış olan (Radyo Yayınlan Danışma Kurulu) dün İlk toplantısını saat 14 de İstanbul Radyosunda yap -mıştır.
Kurulun asıl Üyeleri: Muhittin Akdik, Süreyya Berkem, Hali) Dikmen, Ulvi Cemal Erkin, Ah -
met Şükrü Esmer, Bedii Faik, Prof. Dr. Behçet Kamay, ®-'f Hftzırn Atıf Kuyucak, Prof. Neo -metttn Halil Onan, Ord. Prof. Sıd dik Sami Onar, Kurmay Yarb. Sır n öktem, Ahmet Adnan Saygun, Refik Ahmet Sevengll, Cehdl Şa-hlnglray, Prof. Oalâl Tannıan. Ord. Prof. Salih Murat Uzdllek, Prof. Buut Kemal Yetkindir.
Kurula idareci ve uzman olarak katılsalar da şu Batlardın
(Dovamı 8a. 7, 8u. i de)
Prof.
■y azı hoy’etlmizden son gün-
* tarda Ankarada bulunan bir arkadaş bir İlim muhitinde bazı muhterem şahslyotlerlo temas odo-rek (Yeni Sabaha) uzunca bir mı-kata yazdı ve bunda Doktor Feridun Nflflz Uzluk namında bir zatın Mevlânânın eserlerini tabettirmek teşebbüsünde bulunduğundan bahseyledl; ayrıoa Konyada bir 8ol çuk Akadomlsl toşekkül edocek ve bu şehrin turistik bir beldo olması İçin lâzım gelen himmet vo gayrot de eslrgenmlyooektlr.
Bu bahis hazin bir mevzudur | çünkü beynelmilel bir elyt'I şöhrete malik olan Movlânâ'nın eserlerinin no kadar olduğundan çoğu ediplerimizin haborl bile yoktur. 8ırası gollnoe Movlânâ, Ibnl 8lnâ, Fûrabl gibi büyüklerin Türk oamlasına mensup olmalarlle gururlandığımız halde onlara karşı vazlfomlzl İfa eylodlk mİ?
Ne gezer? Onlara karşı yabanoı-lar blzdon zlyado alâka göstorınlş-lor. Almanlar, Inglllzlor, şark flsâ-rınt o kadar nofla surotte basmışlardır kİ kitap, İnsana eseri zorla okutmaktadır. Blzdo daha doğru
dürüst bir Mosnovt meinl basılma* mıştır.
Eskiler bu gibi mühim eserlorl namlı hattatlara yazdırırlar ve kütüphanelerinde muhafaza öderlerdi j fakat zaman doğlşmlştir. Şimdi tabı makineleri ol yazması eserlerle rekabet yapablloook nefasetto kitaplar basıyorlar. Böyle olduğu halde güzel (ta'llk) hatla yazılmış, o* kunaklı bir Mosnovl vüoudo gotl-ronıodlk. Mesnovl şorhlcrl de öyledir; Ankaravinln, Sarı Abdullah Efendinin şerhlerinin baskıları gayet İptidaidir. Hattâ son zamanda Volod Izbudnkın Mesnovl tercüme* ■I do Maarif neşriyatından olan o kötü basılmış seri arasındadır; kölene sarılmış bir movta manzarası arzodon bu soğuk kitapların baskısı İnsanda okuma zevkini solbedl-yor. Movlânâ'nın külliyatını tabettirmek toşobbüsündo bulunan bu zat, oğer mazrula göro bir zarf temin odemlyeookso bu toşobbüsü mü salt bir zamana bırakmak daha doğru olur.
Daha doğrusu bu bir şahıs değil devlet İşidirı buna o çorçeve» don bakınalı.
Perşembe
1O
KASIM
1949
Sahibi t Safa Kılıçlıoğlu
îdarsı Nuruoemanlya Noı 17
Yeni Sabah
12 iuoi Yıl, No. 3836
HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MÜDAFIİYİZ
Millî irade yalruz bir şahsın düşüncesini den değil, bütün milletin arzu ve emellerinin muhassalasmdan ibarettir.
ATATÜRK
Türk Milletinin büyük yas günü
Matbuatın
Ehemmiyeti
ok eski ve fazla tekrarlandığı için yıpranmış bir teşbihtir anıa hakikati tamamile İfade ettiğinden tekrarlanmasında mahzur yoktur. matbuat bir millette ve memleketin dili mahiyetindedir. Basını susturulmuş veya eeai kısılmış bir cemiyet, rztırap ve neş’eslni I-fade etmekten mahram bırakılmış bir topluluktur. Tarihin geçmiş olayları, baskı ve istibdadın evvelâ matbuatı susturmak ve yıldırmakla başladığını göstermektedir.
Bizde padişahların mutlak nüfuzlarını, Şlnasilerin, Namık Kemallerin çıkardıkları ufak gaze-teclkler sarsmıştır, Abdtilhaml-dln uzun »üren saltanatını, Pariste Ahmet Rlza bejin çıkardığı vo memlekete gizil olarak sokabildiği bir ceride hayliden hayli hırpalamış ve zedelemiştir.
1908 Meşrutiyeti de yavaş yaraş İstibdada, İnkılâp etmek istidadını gösterince İttihat ve Terakkinin ilk yaptığı hareket, gazetecileri sokak ortalarında öldürtmek ve yıldırmak oldu İdi. Cumhuriyetin ilânından sonra Takriri Sükûn kanunu gazetecileri muhakeme ve tazyik etmeğe başladı. Ondan sonra, fikir ve neşriyat âleminde bir ölü sükûtu hâkim oldu. Bu hal ne kadar parlak ve yaldızlı ifadelerle örtülmek İstenilirse İstenilsin, bundan doğan neticeler meydandadır. Fikir alanında fakirleştiğimiz âdeta bir bedalıattir.
Bizim memlekette böyle olduğu gibi diğer memleketlerde de toptancılık ve İstibdat, keyfi idare ancak basını susturmak ve yıldırmakla olur. Meselâ Fransa-da, (1880) ihtilâli, Onuncu Şarl’-m tahttan feragate mecbur oluşu. matbuat hürriyetine bazı kayıtlar koymaktan dolayı halkın duyduğu heyecan neticesinde meydana gelmiştir. Üçüncü Na-polyon da, saltanatın başlangıcında, gazeteleri ağır kayıtlarla bağlamak istemişti ama (1860) yılından sonra daha liberal bir yol tutmağa mecbur oldu. Fakat Fransa üçüncü cumhuriyeti fikir hürriyetine hemeD hiç bir kayıt ve hudut tanımadı. Aşağı yukarı •eksen yıldır, kimsenin aklına gazetelere bir baskı koymak gelmez oldu. Tabiî Almanların işgali zamanı ve Peten hiik&metinln nüfuz devri müstesna
İngiltere ve Amerika ise matbuat hürriyetine o kadar alışmışlar bu hal onlar İçin o derece 1-klnd bir tabiat halini almıştır ki bugün Londra veya Vaşingtonda hiç bir parti, hiç bir şahıs yazı serbestliğine en ufak bir engel koymağı akimdan bile geçirmez, geçiremez. Nitekim Mi ster (Ltpp-man) geçen hafta, memleketimizde bulunduğu sıralarda, gazetelere verdiği ifadede Amerikada basın kanunu diye bir şeyin mevcut olmadığını açıklamış İdi. ömrü boyunca muhalif neşriyat yaptığı halde, bir defa olsun mahkûm olmak şöyle dursun, mahkeme huzuruna bile çıkarılmadığını sözlerine, biraz da gurur He, ilâve ediyordu. Bizde hangi muharrir böyle bir iddiada bulunabilir. îşte şimdiki halde Ulusun başyazarı Yalçın, kaç defa hapse girdi, çıktı, menfaları boyladı.
Sayın Başbakan Günaltay, mat buat İçin, en İyi ve geniş hislerle dolu bulunuyor. Fikir hürriyetine bağlanmanın ve demokratik gidişin İlk şartı olduğunu kabul ediyor. Hattâ matbuat kanunu diye hususi bir kanunun varlığına İhtiyaç bulunduğuna şahsen İnanmadığını söylüyor. Buna rağmen Adalet Bakanlığınca hazırlanan tasan, şu dakikada yürürlükte olan kanunun hükümlerinden d3ha ağır müeyyideler taşıyor.
Gazetelerin emrinde, resmi daireler gibi teftiş heyetleri, hukuk müşavirleri yoktur. İşittikleri yolsnzluklan yazarlar hükümet de bunlann İkazından faydalanır mes’elelerl İnceletir ve suiistimallere, kötülüklere böylece elden gel dlği kadar, m&nl olunur ama bir gazeteye fepslığı yazmak İçin bunu Isbat edecek kadar delillerle mücehhez olması yükü tahmil edilirse bu ihbar ve uyandırma vazifesinden vazgeçmeği tercih eder ve sonunda, matbuat yine •âkln ve sütlimanlık olur, her türlü yolsuzluklar da memlekette alır yürür.
Celâl Bayar
EBEDÎ ŞEF ATATÜRK
Atatürk’ün, Ankarada Rasad tepedeki anıt kabri
Barlas’ın beyanatı
Piyasada iflâs hâdisesi akisleri
r, Su a da)
Büyük bir çeltik fabrikatörü ve: krom tacirinin tflfla tehlikesi ge- I çlrdlğtnl yazmıştık. İflası İstenen bu firmanın sahipleri müteaddit | müracaatlar yaparak, borçlarını
konkordato hükümleri dahilinde ödeyeceklerini bildirdiklerinden s-lacakblar kanuni yollardan gide . rek Lçl icra Yargıçlığına İntikal
(Dovamı 8a. « 8Ü. 4 do)
Büyük Atatürk 10 Ka ebediyete İntikal etmişti. Bugiin, 10 Kanım 1949 dur. Aradaki zaman farkını, muhterem okuyucularımızın kolaylıkla henaplıyabilcceklerindun asla şüphe etmiyoruz. Bu kadar uzun bir müddot geçmiş bulunmasına rağmen, Atatürk için, Ankarada Rasat-tepode yapılmasına karar verilon A-nıt - Kabir, bugün, henüe yukarıdaki resimde gördüğünü» şekildedir. Anıt - Kabir inşaatının ne vakit tamamlanacağına dair, dün gece dahi Ankaradan müsbet bir haber alamadığımızı okuyucularımıza teessürle bildiriri».
Bugün Atatürk'ü
milletçe anıyoruz
Yurdun her köşesinde bugün saat 9,05 de Türk devletinin bânisi Atatürkün hâtırası anılacak
Dışişleri Bakanımız Sadak’m dünkü basın toplantısı
9n bir yıl evvel bugün sent doku-beş geçe, Türkiye Cumhuriyetinin □isi ve 1 is kahram «diyete in
tatürk'ün ufûlünden bu yana geçen bir yıl, kalplerimizde Atatürk bir kat dalın arttırmış ve huşû ile anılmıştır.
(Devamı Sa. 7, Su. 2 de)
Mİ î "1 T'(i
•ö-
Ankarada
Balıkesirden
geçerken büyük tezahürat yapıldı
Ankara, 9 (Telefonla) — D. P. Başkanı Celâl Bayar bu gün şehrimize dönmüştür. Geç vakitlere kadar parti merkezinde meşgul olan Bayar genel İdare heyeti üyelerile günün siyasî hâdiseleri ve seyahat İntibaları hakkında görüşmelerde bulunmuştur. Cs-lâl Bayana Ankaraya avdetin-, den sonra D. P. çalışmlnnın kendiliğinden hızlanacağı şüphesizdir.
Balıkesir, (Hususî muhabirimizden) — D. P. Başkanı Celâl Bayar. Ege seyahatinden Ankaraya dönüünde tekrar Balıkesir® (Dovamı Sa. 7 8ü. 8 de)
Sadak son Avrupa seyahatini anlattı
Mülakattan notlar: “ Bevin’Ja Atlantik Paktı
mevzuunda bir şey konuşmadım Çaldaris’ten, b:zj çok sevindiren haberler aldım Avrupa Birliği fedarasyonunun tahakkuku, zaman işidir n
Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları komitesi toplantısında hazır bulunduktan sonra memleketimize dönen Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak, dün öğleden sonra yaptığı ba-(Dovamı 8a. 7, 8u. 7 do)
Uç Dışbakan dün
Pariste toplandı
Federal AlmUnyanın Batılı devletler safında yer alması, prensip itibarile, dün kabul edildi
Cemil Sait Barlas istih- I şalin ve ihracatın arttı- I rılması lüzumunu
_____belirtiyor__________I
Avrupa İktisadî işbirliği Konseyi toplantılarında bulunduktan sonra avvolki geco yarısından sonra uçakla Paristen şehrimize dönon Dovlet Bo-Cemil Sait Barlas dün öğleden Etibankta yaptığı basın top-ında şunları söylemiştir: İktisadî İşbirliği Konseyinde mom takatimizi temsil İçin Avrupnya git-(Devamı 8a. 1 8ü. 1 do)
Balı Almanya Başbakanı Adenauer
Londra, 9 (B.B.C.) — İngiliz, Amerikan ve Fransız Dışbakan-Ian konferansı bu sabah Paris* te açılmıştır Bakanlar sabah ve öğleden sonra olmak üzere yap-tıkları İki toplantıda Federal Alman Cumhuriyetinin Batılı devletler sâfına alınmasını prensip Itlbarile kabul etmişlerdir Fa-(Devamı. Sa. 7 Sü. 8 do)
Başbakan, Ç. Kalede de konuştu
Günaltay, Cumhuriyet devrinde ilk Bakan olarak
Bigayı ziyaret edecek
Çanakkale 9 (Telefonla) — Baş bakan Şemsettin Günaltay, beraberinde işletmeler Bahanı Münir Birsel, tklncl Ordu Müfettişi Muzaffer Tugsavul, İzmir ve Balıkesir Valileri olduğu halde, saat İS de şehrimize geldi.
Ordu Evinde, Belediye tarafın -dan verilen öğle yemeğinde bulunan Başbakana, şehrimiz Belediye Başkanı Naci Dura, şehir adına hoş geldiniz dedi ve şehrin dilek ve ihtiyaçlarını anlattı.
(Devamı Sa. 7 Sü. 1 do)
TAKVİMDEN RİR YAPRAK
Mevlânâ’nın Eserleri
ULUNAY
Radyo Yayınları Danışma Kurulu
Dün Radyo evinde toplandı
Basın - Yayın vo Turizm Genel Müdürlüğü Teşkilât Kanununa göre. Türkiye radyolarında yapıla -caj( yayınların esasları ve program ları hakkında görüşlerini bildir . mek üzere toplantıya çağırılmış olan (Radyo Yayınlan Danışma Kurulu) dün İlk toplantısını saat 14 de İstanbul Radyosunda yap -mıştır.
Kurulun asıl Üyeleri: Muhittin Akdik, Süreyya Berkem, Hali) Dikmen, Ulvi Cemal Erkin, Ah -
met Şükrü Esmer, Bedii Faik, Prof. Dr. Behçet Kamay, ®-'f Hftzırn Atıf Kuyucak, Prof. Neo -metttn Halil Onan, Ord. Prof. Sıd dik Sami Onar, Kurmay Yarb. Sır n öktem, Ahmet Adnan Saygun, Refik Ahmet Sevengll, Cehdl Şa-hlnglray, Prof. Oalâl Tannıan. Ord. Prof. Salih Murat Uzdllek, Prof. Buut Kemal Yetkindir.
Kurula idareci ve uzman olarak katılsalar da şu Batlardın
(Dovamı 8a. 7, 8u. i de)
Prof.
■y azı hoy’etlmizden son gün-
* tarda Ankarada bulunan bir arkadaş bir İlim muhitinde bazı muhterem şahslyotlerlo temas odo-rek (Yeni Sabaha) uzunca bir mı-kata yazdı ve bunda Doktor Feridun Nflflz Uzluk namında bir zatın Mevlânânın eserlerini tabettirmek teşebbüsünde bulunduğundan bahseyledl; ayrıoa Konyada bir 8ol çuk Akadomlsl toşekkül edocek ve bu şehrin turistik bir beldo olması İçin lâzım gelen himmet vo gayrot de eslrgenmlyooektlr.
Bu bahis hazin bir mevzudur | çünkü beynelmilel bir elyt'I şöhrete malik olan Movlânâ'nın eserlerinin no kadar olduğundan çoğu ediplerimizin haborl bile yoktur. 8ırası gollnoe Movlânâ, Ibnl 8lnâ, Fûrabl gibi büyüklerin Türk oamlasına mensup olmalarlle gururlandığımız halde onlara karşı vazlfomlzl İfa eylodlk mİ?
Ne gezer? Onlara karşı yabanoı-lar blzdon zlyado alâka göstorınlş-lor. Almanlar, Inglllzlor, şark flsâ-rınt o kadar nofla surotte basmışlardır kİ kitap, İnsana eseri zorla okutmaktadır. Blzdo daha doğru
dürüst bir Mosnovt meinl basılma* mıştır.
Eskiler bu gibi mühim eserlorl namlı hattatlara yazdırırlar ve kütüphanelerinde muhafaza öderlerdi j fakat zaman doğlşmlştir. Şimdi tabı makineleri ol yazması eserlerle rekabet yapablloook nefasetto kitaplar basıyorlar. Böyle olduğu halde güzel (ta'llk) hatla yazılmış, o* kunaklı bir Mosnovl vüoudo gotl-ronıodlk. Mesnovl şorhlcrl de öyledir; Ankaravinln, Sarı Abdullah Efendinin şerhlerinin baskıları gayet İptidaidir. Hattâ son zamanda Volod Izbudnkın Mesnovl tercüme* ■I do Maarif neşriyatından olan o kötü basılmış seri arasındadır; kölene sarılmış bir movta manzarası arzodon bu soğuk kitapların baskısı İnsanda okuma zevkini solbedl-yor. Movlânâ'nın külliyatını tabettirmek toşobbüsündo bulunan bu zat, oğer mazrula göro bir zarf temin odemlyeookso bu toşobbüsü mü salt bir zamana bırakmak daha doğru olur.
Daha doğrusu bu bir şahıs değil devlet İşidirı buna o çorçeve» don bakınalı.
Perşembe
1O
KASIM
1949
Sahibi t Safa Kılıçlıoğlu
îdarsı Nuruoemanlya Noı 17
Yeni Sabah
12 iuoi Yıl, No. 3836
HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MÜDAFIİYİZ
Millî irade yalruz bir şahsın düşüncesini den değil, bütün milletin arzu ve emellerinin muhassalasmdan ibarettir.
ATATÜRK
Türk Milletinin büyük yas günü
Matbuatın
Ehemmiyeti
ok eski ve fazla tekrarlandığı için yıpranmış bir teşbihtir anıa hakikati tamamile İfade ettiğinden tekrarlanmasında mahzur yoktur. matbuat bir millette ve memleketin dili mahiyetindedir. Basını susturulmuş veya eeai kısılmış bir cemiyet, rztırap ve neş’eslni I-fade etmekten mahram bırakılmış bir topluluktur. Tarihin geçmiş olayları, baskı ve istibdadın evvelâ matbuatı susturmak ve yıldırmakla başladığını göstermektedir.
Bizde padişahların mutlak nüfuzlarını, Şlnasilerin, Namık Kemallerin çıkardıkları ufak gaze-teclkler sarsmıştır, Abdtilhaml-dln uzun »üren saltanatını, Pariste Ahmet Rlza bejin çıkardığı vo memlekete gizil olarak sokabildiği bir ceride hayliden hayli hırpalamış ve zedelemiştir.
1908 Meşrutiyeti de yavaş yaraş İstibdada, İnkılâp etmek istidadını gösterince İttihat ve Terakkinin ilk yaptığı hareket, gazetecileri sokak ortalarında öldürtmek ve yıldırmak oldu İdi. Cumhuriyetin ilânından sonra Takriri Sükûn kanunu gazetecileri muhakeme ve tazyik etmeğe başladı. Ondan sonra, fikir ve neşriyat âleminde bir ölü sükûtu hâkim oldu. Bu hal ne kadar parlak ve yaldızlı ifadelerle örtülmek İstenilirse İstenilsin, bundan doğan neticeler meydandadır. Fikir alanında fakirleştiğimiz âdeta bir bedalıattir.
Bizim memlekette böyle olduğu gibi diğer memleketlerde de toptancılık ve İstibdat, keyfi idare ancak basını susturmak ve yıldırmakla olur. Meselâ Fransa-da, (1880) ihtilâli, Onuncu Şarl’-m tahttan feragate mecbur oluşu. matbuat hürriyetine bazı kayıtlar koymaktan dolayı halkın duyduğu heyecan neticesinde meydana gelmiştir. Üçüncü Na-polyon da, saltanatın başlangıcında, gazeteleri ağır kayıtlarla bağlamak istemişti ama (1860) yılından sonra daha liberal bir yol tutmağa mecbur oldu. Fakat Fransa üçüncü cumhuriyeti fikir hürriyetine hemeD hiç bir kayıt ve hudut tanımadı. Aşağı yukarı •eksen yıldır, kimsenin aklına gazetelere bir baskı koymak gelmez oldu. Tabiî Almanların işgali zamanı ve Peten hiik&metinln nüfuz devri müstesna
İngiltere ve Amerika ise matbuat hürriyetine o kadar alışmışlar bu hal onlar İçin o derece 1-klnd bir tabiat halini almıştır ki bugün Londra veya Vaşingtonda hiç bir parti, hiç bir şahıs yazı serbestliğine en ufak bir engel koymağı akimdan bile geçirmez, geçiremez. Nitekim Mi ster (Ltpp-man) geçen hafta, memleketimizde bulunduğu sıralarda, gazetelere verdiği ifadede Amerikada basın kanunu diye bir şeyin mevcut olmadığını açıklamış İdi. ömrü boyunca muhalif neşriyat yaptığı halde, bir defa olsun mahkûm olmak şöyle dursun, mahkeme huzuruna bile çıkarılmadığını sözlerine, biraz da gurur He, ilâve ediyordu. Bizde hangi muharrir böyle bir iddiada bulunabilir. îşte şimdiki halde Ulusun başyazarı Yalçın, kaç defa hapse girdi, çıktı, menfaları boyladı.
Sayın Başbakan Günaltay, mat buat İçin, en İyi ve geniş hislerle dolu bulunuyor. Fikir hürriyetine bağlanmanın ve demokratik gidişin İlk şartı olduğunu kabul ediyor. Hattâ matbuat kanunu diye hususi bir kanunun varlığına İhtiyaç bulunduğuna şahsen İnanmadığını söylüyor. Buna rağmen Adalet Bakanlığınca hazırlanan tasan, şu dakikada yürürlükte olan kanunun hükümlerinden d3ha ağır müeyyideler taşıyor.
Gazetelerin emrinde, resmi daireler gibi teftiş heyetleri, hukuk müşavirleri yoktur. İşittikleri yolsnzluklan yazarlar hükümet de bunlann İkazından faydalanır mes’elelerl İnceletir ve suiistimallere, kötülüklere böylece elden gel dlği kadar, m&nl olunur ama bir gazeteye fepslığı yazmak İçin bunu Isbat edecek kadar delillerle mücehhez olması yükü tahmil edilirse bu ihbar ve uyandırma vazifesinden vazgeçmeği tercih eder ve sonunda, matbuat yine •âkln ve sütlimanlık olur, her türlü yolsuzluklar da memlekette alır yürür.
Celâl Bayar
EBEDÎ ŞEF ATATÜRK
Atatürk’ün, Ankarada Rasad tepedeki anıt kabri
Barlas’ın beyanatı
Piyasada iflâs hâdisesi akisleri
r, Su a da)
Büyük bir çeltik fabrikatörü ve: krom tacirinin tflfla tehlikesi ge- I çlrdlğtnl yazmıştık. İflası İstenen bu firmanın sahipleri müteaddit | müracaatlar yaparak, borçlarını
konkordato hükümleri dahilinde ödeyeceklerini bildirdiklerinden s-lacakblar kanuni yollardan gide . rek Lçl icra Yargıçlığına İntikal
(Dovamı 8a. « 8Ü. 4 do)
Büyük Atatürk 10 Ka ebediyete İntikal etmişti. Bugiin, 10 Kanım 1949 dur. Aradaki zaman farkını, muhterem okuyucularımızın kolaylıkla henaplıyabilcceklerindun asla şüphe etmiyoruz. Bu kadar uzun bir müddot geçmiş bulunmasına rağmen, Atatürk için, Ankarada Rasat-tepode yapılmasına karar verilon A-nıt - Kabir, bugün, henüe yukarıdaki resimde gördüğünü» şekildedir. Anıt - Kabir inşaatının ne vakit tamamlanacağına dair, dün gece dahi Ankaradan müsbet bir haber alamadığımızı okuyucularımıza teessürle bildiriri».
Bugün Atatürk'ü
milletçe anıyoruz
Yurdun her köşesinde bugün saat 9,05 de Türk devletinin bânisi Atatürkün hâtırası anılacak
Dışişleri Bakanımız Sadak’m dünkü basın toplantısı
9n bir yıl evvel bugün sent doku-beş geçe, Türkiye Cumhuriyetinin □isi ve 1 is kahram «diyete in
tatürk'ün ufûlünden bu yana geçen bir yıl, kalplerimizde Atatürk bir kat dalın arttırmış ve huşû ile anılmıştır.
(Devamı Sa. 7, Su. 2 de)
Mİ î "1 T'(i
•ö-
Ankarada
Balıkesirden
geçerken büyük tezahürat yapıldı
Ankara, 9 (Telefonla) — D. P. Başkanı Celâl Bayar bu gün şehrimize dönmüştür. Geç vakitlere kadar parti merkezinde meşgul olan Bayar genel İdare heyeti üyelerile günün siyasî hâdiseleri ve seyahat İntibaları hakkında görüşmelerde bulunmuştur. Cs-lâl Bayana Ankaraya avdetin-, den sonra D. P. çalışmlnnın kendiliğinden hızlanacağı şüphesizdir.
Balıkesir, (Hususî muhabirimizden) — D. P. Başkanı Celâl Bayar. Ege seyahatinden Ankaraya dönüünde tekrar Balıkesir® (Dovamı Sa. 7 8ü. 8 de)
Sadak son Avrupa seyahatini anlattı
Mülakattan notlar: “ Bevin’Ja Atlantik Paktı
mevzuunda bir şey konuşmadım Çaldaris’ten, b:zj çok sevindiren haberler aldım Avrupa Birliği fedarasyonunun tahakkuku, zaman işidir n
Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları komitesi toplantısında hazır bulunduktan sonra memleketimize dönen Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak, dün öğleden sonra yaptığı ba-(Dovamı 8a. 7, 8u. 7 do)
Uç Dışbakan dün
Pariste toplandı
Federal AlmUnyanın Batılı devletler safında yer alması, prensip itibarile, dün kabul edildi
Cemil Sait Barlas istih- I şalin ve ihracatın arttı- I rılması lüzumunu
_____belirtiyor__________I
Avrupa İktisadî işbirliği Konseyi toplantılarında bulunduktan sonra avvolki geco yarısından sonra uçakla Paristen şehrimize dönon Dovlet Bo-Cemil Sait Barlas dün öğleden Etibankta yaptığı basın top-ında şunları söylemiştir: İktisadî İşbirliği Konseyinde mom takatimizi temsil İçin Avrupnya git-(Devamı 8a. 1 8ü. 1 do)
Balı Almanya Başbakanı Adenauer
Londra, 9 (B.B.C.) — İngiliz, Amerikan ve Fransız Dışbakan-Ian konferansı bu sabah Paris* te açılmıştır Bakanlar sabah ve öğleden sonra olmak üzere yap-tıkları İki toplantıda Federal Alman Cumhuriyetinin Batılı devletler sâfına alınmasını prensip Itlbarile kabul etmişlerdir Fa-(Devamı. Sa. 7 Sü. 8 do)
Başbakan, Ç. Kalede de konuştu
Günaltay, Cumhuriyet devrinde ilk Bakan olarak
Bigayı ziyaret edecek
Çanakkale 9 (Telefonla) — Baş bakan Şemsettin Günaltay, beraberinde işletmeler Bahanı Münir Birsel, tklncl Ordu Müfettişi Muzaffer Tugsavul, İzmir ve Balıkesir Valileri olduğu halde, saat İS de şehrimize geldi.
Ordu Evinde, Belediye tarafın -dan verilen öğle yemeğinde bulunan Başbakana, şehrimiz Belediye Başkanı Naci Dura, şehir adına hoş geldiniz dedi ve şehrin dilek ve ihtiyaçlarını anlattı.
(Devamı Sa. 7 Sü. 1 do)
TAKVİMDEN RİR YAPRAK
Mevlânâ’nın Eserleri
ULUNAY
Radyo Yayınları Danışma Kurulu
Dün Radyo evinde toplandı
Basın - Yayın vo Turizm Genel Müdürlüğü Teşkilât Kanununa göre. Türkiye radyolarında yapıla -caj( yayınların esasları ve program ları hakkında görüşlerini bildir . mek üzere toplantıya çağırılmış olan (Radyo Yayınlan Danışma Kurulu) dün İlk toplantısını saat 14 de İstanbul Radyosunda yap -mıştır.
Kurulun asıl Üyeleri: Muhittin Akdik, Süreyya Berkem, Hali) Dikmen, Ulvi Cemal Erkin, Ah -
met Şükrü Esmer, Bedii Faik, Prof. Dr. Behçet Kamay, ®-'f Hftzırn Atıf Kuyucak, Prof. Neo -metttn Halil Onan, Ord. Prof. Sıd dik Sami Onar, Kurmay Yarb. Sır n öktem, Ahmet Adnan Saygun, Refik Ahmet Sevengll, Cehdl Şa-hlnglray, Prof. Oalâl Tannıan. Ord. Prof. Salih Murat Uzdllek, Prof. Buut Kemal Yetkindir.
Kurula idareci ve uzman olarak katılsalar da şu Batlardın
(Dovamı 8a. 7, 8u. i de)
Prof.
■y azı hoy’etlmizden son gün-
* tarda Ankarada bulunan bir arkadaş bir İlim muhitinde bazı muhterem şahslyotlerlo temas odo-rek (Yeni Sabaha) uzunca bir mı-kata yazdı ve bunda Doktor Feridun Nflflz Uzluk namında bir zatın Mevlânânın eserlerini tabettirmek teşebbüsünde bulunduğundan bahseyledl; ayrıoa Konyada bir 8ol çuk Akadomlsl toşekkül edocek ve bu şehrin turistik bir beldo olması İçin lâzım gelen himmet vo gayrot de eslrgenmlyooektlr.
Bu bahis hazin bir mevzudur | çünkü beynelmilel bir elyt'I şöhrete malik olan Movlânâ'nın eserlerinin no kadar olduğundan çoğu ediplerimizin haborl bile yoktur. 8ırası gollnoe Movlânâ, Ibnl 8lnâ, Fûrabl gibi büyüklerin Türk oamlasına mensup olmalarlle gururlandığımız halde onlara karşı vazlfomlzl İfa eylodlk mİ?
Ne gezer? Onlara karşı yabanoı-lar blzdon zlyado alâka göstorınlş-lor. Almanlar, Inglllzlor, şark flsâ-rınt o kadar nofla surotte basmışlardır kİ kitap, İnsana eseri zorla okutmaktadır. Blzdo daha doğru
dürüst bir Mosnovt meinl basılma* mıştır.
Eskiler bu gibi mühim eserlorl namlı hattatlara yazdırırlar ve kütüphanelerinde muhafaza öderlerdi j fakat zaman doğlşmlştir. Şimdi tabı makineleri ol yazması eserlerle rekabet yapablloook nefasetto kitaplar basıyorlar. Böyle olduğu halde güzel (ta'llk) hatla yazılmış, o* kunaklı bir Mosnovl vüoudo gotl-ronıodlk. Mesnovl şorhlcrl de öyledir; Ankaravinln, Sarı Abdullah Efendinin şerhlerinin baskıları gayet İptidaidir. Hattâ son zamanda Volod Izbudnkın Mesnovl tercüme* ■I do Maarif neşriyatından olan o kötü basılmış seri arasındadır; kölene sarılmış bir movta manzarası arzodon bu soğuk kitapların baskısı İnsanda okuma zevkini solbedl-yor. Movlânâ'nın külliyatını tabettirmek toşobbüsündo bulunan bu zat, oğer mazrula göro bir zarf temin odemlyeookso bu toşobbüsü mü salt bir zamana bırakmak daha doğru olur.
Daha doğrusu bu bir şahıs değil devlet İşidirı buna o çorçeve» don bakınalı.
Perşembe
1O
KASIM
1949
Sahibi t Safa Kılıçlıoğlu
îdarsı Nuruoemanlya Noı 17
Yeni Sabah
12 iuoi Yıl, No. 3836
HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MÜDAFIİYİZ
Millî irade yalruz bir şahsın düşüncesini den değil, bütün milletin arzu ve emellerinin muhassalasmdan ibarettir.
ATATÜRK
Türk Milletinin büyük yas günü
Matbuatın
Ehemmiyeti
ok eski ve fazla tekrarlandığı için yıpranmış bir teşbihtir anıa hakikati tamamile İfade ettiğinden tekrarlanmasında mahzur yoktur. matbuat bir millette ve memleketin dili mahiyetindedir. Basını susturulmuş veya eeai kısılmış bir cemiyet, rztırap ve neş’eslni I-fade etmekten mahram bırakılmış bir topluluktur. Tarihin geçmiş olayları, baskı ve istibdadın evvelâ matbuatı susturmak ve yıldırmakla başladığını göstermektedir.
Bizde padişahların mutlak nüfuzlarını, Şlnasilerin, Namık Kemallerin çıkardıkları ufak gaze-teclkler sarsmıştır, Abdtilhaml-dln uzun »üren saltanatını, Pariste Ahmet Rlza bejin çıkardığı vo memlekete gizil olarak sokabildiği bir ceride hayliden hayli hırpalamış ve zedelemiştir.
1908 Meşrutiyeti de yavaş yaraş İstibdada, İnkılâp etmek istidadını gösterince İttihat ve Terakkinin ilk yaptığı hareket, gazetecileri sokak ortalarında öldürtmek ve yıldırmak oldu İdi. Cumhuriyetin ilânından sonra Takriri Sükûn kanunu gazetecileri muhakeme ve tazyik etmeğe başladı. Ondan sonra, fikir ve neşriyat âleminde bir ölü sükûtu hâkim oldu. Bu hal ne kadar parlak ve yaldızlı ifadelerle örtülmek İstenilirse İstenilsin, bundan doğan neticeler meydandadır. Fikir alanında fakirleştiğimiz âdeta bir bedalıattir.
Bizim memlekette böyle olduğu gibi diğer memleketlerde de toptancılık ve İstibdat, keyfi idare ancak basını susturmak ve yıldırmakla olur. Meselâ Fransa-da, (1880) ihtilâli, Onuncu Şarl’-m tahttan feragate mecbur oluşu. matbuat hürriyetine bazı kayıtlar koymaktan dolayı halkın duyduğu heyecan neticesinde meydana gelmiştir. Üçüncü Na-polyon da, saltanatın başlangıcında, gazeteleri ağır kayıtlarla bağlamak istemişti ama (1860) yılından sonra daha liberal bir yol tutmağa mecbur oldu. Fakat Fransa üçüncü cumhuriyeti fikir hürriyetine hemeD hiç bir kayıt ve hudut tanımadı. Aşağı yukarı •eksen yıldır, kimsenin aklına gazetelere bir baskı koymak gelmez oldu. Tabiî Almanların işgali zamanı ve Peten hiik&metinln nüfuz devri müstesna
İngiltere ve Amerika ise matbuat hürriyetine o kadar alışmışlar bu hal onlar İçin o derece 1-klnd bir tabiat halini almıştır ki bugün Londra veya Vaşingtonda hiç bir parti, hiç bir şahıs yazı serbestliğine en ufak bir engel koymağı akimdan bile geçirmez, geçiremez. Nitekim Mi ster (Ltpp-man) geçen hafta, memleketimizde bulunduğu sıralarda, gazetelere verdiği ifadede Amerikada basın kanunu diye bir şeyin mevcut olmadığını açıklamış İdi. ömrü boyunca muhalif neşriyat yaptığı halde, bir defa olsun mahkûm olmak şöyle dursun, mahkeme huzuruna bile çıkarılmadığını sözlerine, biraz da gurur He, ilâve ediyordu. Bizde hangi muharrir böyle bir iddiada bulunabilir. îşte şimdiki halde Ulusun başyazarı Yalçın, kaç defa hapse girdi, çıktı, menfaları boyladı.
Sayın Başbakan Günaltay, mat buat İçin, en İyi ve geniş hislerle dolu bulunuyor. Fikir hürriyetine bağlanmanın ve demokratik gidişin İlk şartı olduğunu kabul ediyor. Hattâ matbuat kanunu diye hususi bir kanunun varlığına İhtiyaç bulunduğuna şahsen İnanmadığını söylüyor. Buna rağmen Adalet Bakanlığınca hazırlanan tasan, şu dakikada yürürlükte olan kanunun hükümlerinden d3ha ağır müeyyideler taşıyor.
Gazetelerin emrinde, resmi daireler gibi teftiş heyetleri, hukuk müşavirleri yoktur. İşittikleri yolsnzluklan yazarlar hükümet de bunlann İkazından faydalanır mes’elelerl İnceletir ve suiistimallere, kötülüklere böylece elden gel dlği kadar, m&nl olunur ama bir gazeteye fepslığı yazmak İçin bunu Isbat edecek kadar delillerle mücehhez olması yükü tahmil edilirse bu ihbar ve uyandırma vazifesinden vazgeçmeği tercih eder ve sonunda, matbuat yine •âkln ve sütlimanlık olur, her türlü yolsuzluklar da memlekette alır yürür.
Celâl Bayar
EBEDÎ ŞEF ATATÜRK
Atatürk’ün, Ankarada Rasad tepedeki anıt kabri
Barlas’ın beyanatı
Piyasada iflâs hâdisesi akisleri
r, Su a da)
Büyük bir çeltik fabrikatörü ve: krom tacirinin tflfla tehlikesi ge- I çlrdlğtnl yazmıştık. İflası İstenen bu firmanın sahipleri müteaddit | müracaatlar yaparak, borçlarını
konkordato hükümleri dahilinde ödeyeceklerini bildirdiklerinden s-lacakblar kanuni yollardan gide . rek Lçl icra Yargıçlığına İntikal
(Dovamı 8a. « 8Ü. 4 do)
Büyük Atatürk 10 Ka ebediyete İntikal etmişti. Bugiin, 10 Kanım 1949 dur. Aradaki zaman farkını, muhterem okuyucularımızın kolaylıkla henaplıyabilcceklerindun asla şüphe etmiyoruz. Bu kadar uzun bir müddot geçmiş bulunmasına rağmen, Atatürk için, Ankarada Rasat-tepode yapılmasına karar verilon A-nıt - Kabir, bugün, henüe yukarıdaki resimde gördüğünü» şekildedir. Anıt - Kabir inşaatının ne vakit tamamlanacağına dair, dün gece dahi Ankaradan müsbet bir haber alamadığımızı okuyucularımıza teessürle bildiriri».
Bugün Atatürk'ü
milletçe anıyoruz
Yurdun her köşesinde bugün saat 9,05 de Türk devletinin bânisi Atatürkün hâtırası anılacak
Dışişleri Bakanımız Sadak’m dünkü basın toplantısı
9n bir yıl evvel bugün sent doku-beş geçe, Türkiye Cumhuriyetinin □isi ve 1 is kahram «diyete in
tatürk'ün ufûlünden bu yana geçen bir yıl, kalplerimizde Atatürk bir kat dalın arttırmış ve huşû ile anılmıştır.
(Devamı Sa. 7, Su. 2 de)
Mİ î "1 T'(i
•ö-
Ankarada
Balıkesirden
geçerken büyük tezahürat yapıldı
Ankara, 9 (Telefonla) — D. P. Başkanı Celâl Bayar bu gün şehrimize dönmüştür. Geç vakitlere kadar parti merkezinde meşgul olan Bayar genel İdare heyeti üyelerile günün siyasî hâdiseleri ve seyahat İntibaları hakkında görüşmelerde bulunmuştur. Cs-lâl Bayana Ankaraya avdetin-, den sonra D. P. çalışmlnnın kendiliğinden hızlanacağı şüphesizdir.
Balıkesir, (Hususî muhabirimizden) — D. P. Başkanı Celâl Bayar. Ege seyahatinden Ankaraya dönüünde tekrar Balıkesir® (Dovamı Sa. 7 8ü. 8 de)
Sadak son Avrupa seyahatini anlattı
Mülakattan notlar: “ Bevin’Ja Atlantik Paktı
mevzuunda bir şey konuşmadım Çaldaris’ten, b:zj çok sevindiren haberler aldım Avrupa Birliği fedarasyonunun tahakkuku, zaman işidir n
Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları komitesi toplantısında hazır bulunduktan sonra memleketimize dönen Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak, dün öğleden sonra yaptığı ba-(Dovamı 8a. 7, 8u. 7 do)
Uç Dışbakan dün
Pariste toplandı
Federal AlmUnyanın Batılı devletler safında yer alması, prensip itibarile, dün kabul edildi
Cemil Sait Barlas istih- I şalin ve ihracatın arttı- I rılması lüzumunu
_____belirtiyor__________I
Avrupa İktisadî işbirliği Konseyi toplantılarında bulunduktan sonra avvolki geco yarısından sonra uçakla Paristen şehrimize dönon Dovlet Bo-Cemil Sait Barlas dün öğleden Etibankta yaptığı basın top-ında şunları söylemiştir: İktisadî İşbirliği Konseyinde mom takatimizi temsil İçin Avrupnya git-(Devamı 8a. 1 8ü. 1 do)
Balı Almanya Başbakanı Adenauer
Londra, 9 (B.B.C.) — İngiliz, Amerikan ve Fransız Dışbakan-Ian konferansı bu sabah Paris* te açılmıştır Bakanlar sabah ve öğleden sonra olmak üzere yap-tıkları İki toplantıda Federal Alman Cumhuriyetinin Batılı devletler sâfına alınmasını prensip Itlbarile kabul etmişlerdir Fa-(Devamı. Sa. 7 Sü. 8 do)
Başbakan, Ç. Kalede de konuştu
Günaltay, Cumhuriyet devrinde ilk Bakan olarak
Bigayı ziyaret edecek
Çanakkale 9 (Telefonla) — Baş bakan Şemsettin Günaltay, beraberinde işletmeler Bahanı Münir Birsel, tklncl Ordu Müfettişi Muzaffer Tugsavul, İzmir ve Balıkesir Valileri olduğu halde, saat İS de şehrimize geldi.
Ordu Evinde, Belediye tarafın -dan verilen öğle yemeğinde bulunan Başbakana, şehrimiz Belediye Başkanı Naci Dura, şehir adına hoş geldiniz dedi ve şehrin dilek ve ihtiyaçlarını anlattı.
(Devamı Sa. 7 Sü. 1 do)
TAKVİMDEN RİR YAPRAK
Mevlânâ’nın Eserleri
ULUNAY
Radyo Yayınları Danışma Kurulu
Dün Radyo evinde toplandı
Basın - Yayın vo Turizm Genel Müdürlüğü Teşkilât Kanununa göre. Türkiye radyolarında yapıla -caj( yayınların esasları ve program ları hakkında görüşlerini bildir . mek üzere toplantıya çağırılmış olan (Radyo Yayınlan Danışma Kurulu) dün İlk toplantısını saat 14 de İstanbul Radyosunda yap -mıştır.
Kurulun asıl Üyeleri: Muhittin Akdik, Süreyya Berkem, Hali) Dikmen, Ulvi Cemal Erkin, Ah -
met Şükrü Esmer, Bedii Faik, Prof. Dr. Behçet Kamay, ®-'f Hftzırn Atıf Kuyucak, Prof. Neo -metttn Halil Onan, Ord. Prof. Sıd dik Sami Onar, Kurmay Yarb. Sır n öktem, Ahmet Adnan Saygun, Refik Ahmet Sevengll, Cehdl Şa-hlnglray, Prof. Oalâl Tannıan. Ord. Prof. Salih Murat Uzdllek, Prof. Buut Kemal Yetkindir.
Kurula idareci ve uzman olarak katılsalar da şu Batlardın
(Dovamı 8a. 7, 8u. i de)
Prof.
■y azı hoy’etlmizden son gün-
* tarda Ankarada bulunan bir arkadaş bir İlim muhitinde bazı muhterem şahslyotlerlo temas odo-rek (Yeni Sabaha) uzunca bir mı-kata yazdı ve bunda Doktor Feridun Nflflz Uzluk namında bir zatın Mevlânânın eserlerini tabettirmek teşebbüsünde bulunduğundan bahseyledl; ayrıoa Konyada bir 8ol çuk Akadomlsl toşekkül edocek ve bu şehrin turistik bir beldo olması İçin lâzım gelen himmet vo gayrot de eslrgenmlyooektlr.
Bu bahis hazin bir mevzudur | çünkü beynelmilel bir elyt'I şöhrete malik olan Movlânâ'nın eserlerinin no kadar olduğundan çoğu ediplerimizin haborl bile yoktur. 8ırası gollnoe Movlânâ, Ibnl 8lnâ, Fûrabl gibi büyüklerin Türk oamlasına mensup olmalarlle gururlandığımız halde onlara karşı vazlfomlzl İfa eylodlk mİ?
Ne gezer? Onlara karşı yabanoı-lar blzdon zlyado alâka göstorınlş-lor. Almanlar, Inglllzlor, şark flsâ-rınt o kadar nofla surotte basmışlardır kİ kitap, İnsana eseri zorla okutmaktadır. Blzdo daha doğru
dürüst bir Mosnovt meinl basılma* mıştır.
Eskiler bu gibi mühim eserlorl namlı hattatlara yazdırırlar ve kütüphanelerinde muhafaza öderlerdi j fakat zaman doğlşmlştir. Şimdi tabı makineleri ol yazması eserlerle rekabet yapablloook nefasetto kitaplar basıyorlar. Böyle olduğu halde güzel (ta'llk) hatla yazılmış, o* kunaklı bir Mosnovl vüoudo gotl-ronıodlk. Mesnovl şorhlcrl de öyledir; Ankaravinln, Sarı Abdullah Efendinin şerhlerinin baskıları gayet İptidaidir. Hattâ son zamanda Volod Izbudnkın Mesnovl tercüme* ■I do Maarif neşriyatından olan o kötü basılmış seri arasındadır; kölene sarılmış bir movta manzarası arzodon bu soğuk kitapların baskısı İnsanda okuma zevkini solbedl-yor. Movlânâ'nın külliyatını tabettirmek toşobbüsündo bulunan bu zat, oğer mazrula göro bir zarf temin odemlyeookso bu toşobbüsü mü salt bir zamana bırakmak daha doğru olur.
Daha doğrusu bu bir şahıs değil devlet İşidirı buna o çorçeve» don bakınalı.
Perşembe
1O
KASIM
1949
Sahibi t Safa Kılıçlıoğlu
îdarsı Nuruoemanlya Noı 17
Yeni Sabah
12 iuoi Yıl, No. 3836
HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MÜDAFIİYİZ
Millî irade yalruz bir şahsın düşüncesini den değil, bütün milletin arzu ve emellerinin muhassalasmdan ibarettir.
ATATÜRK
Türk Milletinin büyük yas günü
Matbuatın
Ehemmiyeti
ok eski ve fazla tekrarlandığı için yıpranmış bir teşbihtir anıa hakikati tamamile İfade ettiğinden tekrarlanmasında mahzur yoktur. matbuat bir millette ve memleketin dili mahiyetindedir. Basını susturulmuş veya eeai kısılmış bir cemiyet, rztırap ve neş’eslni I-fade etmekten mahram bırakılmış bir topluluktur. Tarihin geçmiş olayları, baskı ve istibdadın evvelâ matbuatı susturmak ve yıldırmakla başladığını göstermektedir.
Bizde padişahların mutlak nüfuzlarını, Şlnasilerin, Namık Kemallerin çıkardıkları ufak gaze-teclkler sarsmıştır, Abdtilhaml-dln uzun »üren saltanatını, Pariste Ahmet Rlza bejin çıkardığı vo memlekete gizil olarak sokabildiği bir ceride hayliden hayli hırpalamış ve zedelemiştir.
1908 Meşrutiyeti de yavaş yaraş İstibdada, İnkılâp etmek istidadını gösterince İttihat ve Terakkinin ilk yaptığı hareket, gazetecileri sokak ortalarında öldürtmek ve yıldırmak oldu İdi. Cumhuriyetin ilânından sonra Takriri Sükûn kanunu gazetecileri muhakeme ve tazyik etmeğe başladı. Ondan sonra, fikir ve neşriyat âleminde bir ölü sükûtu hâkim oldu. Bu hal ne kadar parlak ve yaldızlı ifadelerle örtülmek İstenilirse İstenilsin, bundan doğan neticeler meydandadır. Fikir alanında fakirleştiğimiz âdeta bir bedalıattir.
Bizim memlekette böyle olduğu gibi diğer memleketlerde de toptancılık ve İstibdat, keyfi idare ancak basını susturmak ve yıldırmakla olur. Meselâ Fransa-da, (1880) ihtilâli, Onuncu Şarl’-m tahttan feragate mecbur oluşu. matbuat hürriyetine bazı kayıtlar koymaktan dolayı halkın duyduğu heyecan neticesinde meydana gelmiştir. Üçüncü Na-polyon da, saltanatın başlangıcında, gazeteleri ağır kayıtlarla bağlamak istemişti ama (1860) yılından sonra daha liberal bir yol tutmağa mecbur oldu. Fakat Fransa üçüncü cumhuriyeti fikir hürriyetine hemeD hiç bir kayıt ve hudut tanımadı. Aşağı yukarı •eksen yıldır, kimsenin aklına gazetelere bir baskı koymak gelmez oldu. Tabiî Almanların işgali zamanı ve Peten hiik&metinln nüfuz devri müstesna
İngiltere ve Amerika ise matbuat hürriyetine o kadar alışmışlar bu hal onlar İçin o derece 1-klnd bir tabiat halini almıştır ki bugün Londra veya Vaşingtonda hiç bir parti, hiç bir şahıs yazı serbestliğine en ufak bir engel koymağı akimdan bile geçirmez, geçiremez. Nitekim Mi ster (Ltpp-man) geçen hafta, memleketimizde bulunduğu sıralarda, gazetelere verdiği ifadede Amerikada basın kanunu diye bir şeyin mevcut olmadığını açıklamış İdi. ömrü boyunca muhalif neşriyat yaptığı halde, bir defa olsun mahkûm olmak şöyle dursun, mahkeme huzuruna bile çıkarılmadığını sözlerine, biraz da gurur He, ilâve ediyordu. Bizde hangi muharrir böyle bir iddiada bulunabilir. îşte şimdiki halde Ulusun başyazarı Yalçın, kaç defa hapse girdi, çıktı, menfaları boyladı.
Sayın Başbakan Günaltay, mat buat İçin, en İyi ve geniş hislerle dolu bulunuyor. Fikir hürriyetine bağlanmanın ve demokratik gidişin İlk şartı olduğunu kabul ediyor. Hattâ matbuat kanunu diye hususi bir kanunun varlığına İhtiyaç bulunduğuna şahsen İnanmadığını söylüyor. Buna rağmen Adalet Bakanlığınca hazırlanan tasan, şu dakikada yürürlükte olan kanunun hükümlerinden d3ha ağır müeyyideler taşıyor.
Gazetelerin emrinde, resmi daireler gibi teftiş heyetleri, hukuk müşavirleri yoktur. İşittikleri yolsnzluklan yazarlar hükümet de bunlann İkazından faydalanır mes’elelerl İnceletir ve suiistimallere, kötülüklere böylece elden gel dlği kadar, m&nl olunur ama bir gazeteye fepslığı yazmak İçin bunu Isbat edecek kadar delillerle mücehhez olması yükü tahmil edilirse bu ihbar ve uyandırma vazifesinden vazgeçmeği tercih eder ve sonunda, matbuat yine •âkln ve sütlimanlık olur, her türlü yolsuzluklar da memlekette alır yürür.
Celâl Bayar
EBEDÎ ŞEF ATATÜRK
Atatürk’ün, Ankarada Rasad tepedeki anıt kabri
Barlas’ın beyanatı
Piyasada iflâs hâdisesi akisleri
r, Su a da)
Büyük bir çeltik fabrikatörü ve: krom tacirinin tflfla tehlikesi ge- I çlrdlğtnl yazmıştık. İflası İstenen bu firmanın sahipleri müteaddit | müracaatlar yaparak, borçlarını
konkordato hükümleri dahilinde ödeyeceklerini bildirdiklerinden s-lacakblar kanuni yollardan gide . rek Lçl icra Yargıçlığına İntikal
(Dovamı 8a. « 8Ü. 4 do)
Büyük Atatürk 10 Ka ebediyete İntikal etmişti. Bugiin, 10 Kanım 1949 dur. Aradaki zaman farkını, muhterem okuyucularımızın kolaylıkla henaplıyabilcceklerindun asla şüphe etmiyoruz. Bu kadar uzun bir müddot geçmiş bulunmasına rağmen, Atatürk için, Ankarada Rasat-tepode yapılmasına karar verilon A-nıt - Kabir, bugün, henüe yukarıdaki resimde gördüğünü» şekildedir. Anıt - Kabir inşaatının ne vakit tamamlanacağına dair, dün gece dahi Ankaradan müsbet bir haber alamadığımızı okuyucularımıza teessürle bildiriri».
Bugün Atatürk'ü
milletçe anıyoruz
Yurdun her köşesinde bugün saat 9,05 de Türk devletinin bânisi Atatürkün hâtırası anılacak
Dışişleri Bakanımız Sadak’m dünkü basın toplantısı
9n bir yıl evvel bugün sent doku-beş geçe, Türkiye Cumhuriyetinin □isi ve 1 is kahram «diyete in
tatürk'ün ufûlünden bu yana geçen bir yıl, kalplerimizde Atatürk bir kat dalın arttırmış ve huşû ile anılmıştır.
(Devamı Sa. 7, Su. 2 de)
Mİ î "1 T'(i
•ö-
Ankarada
Balıkesirden
geçerken büyük tezahürat yapıldı
Ankara, 9 (Telefonla) — D. P. Başkanı Celâl Bayar bu gün şehrimize dönmüştür. Geç vakitlere kadar parti merkezinde meşgul olan Bayar genel İdare heyeti üyelerile günün siyasî hâdiseleri ve seyahat İntibaları hakkında görüşmelerde bulunmuştur. Cs-lâl Bayana Ankaraya avdetin-, den sonra D. P. çalışmlnnın kendiliğinden hızlanacağı şüphesizdir.
Balıkesir, (Hususî muhabirimizden) — D. P. Başkanı Celâl Bayar. Ege seyahatinden Ankaraya dönüünde tekrar Balıkesir® (Dovamı Sa. 7 8ü. 8 de)
Sadak son Avrupa seyahatini anlattı
Mülakattan notlar: “ Bevin’Ja Atlantik Paktı
mevzuunda bir şey konuşmadım Çaldaris’ten, b:zj çok sevindiren haberler aldım Avrupa Birliği fedarasyonunun tahakkuku, zaman işidir n
Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları komitesi toplantısında hazır bulunduktan sonra memleketimize dönen Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak, dün öğleden sonra yaptığı ba-(Dovamı 8a. 7, 8u. 7 do)
Uç Dışbakan dün
Pariste toplandı
Federal AlmUnyanın Batılı devletler safında yer alması, prensip itibarile, dün kabul edildi
Cemil Sait Barlas istih- I şalin ve ihracatın arttı- I rılması lüzumunu
_____belirtiyor__________I
Avrupa İktisadî işbirliği Konseyi toplantılarında bulunduktan sonra avvolki geco yarısından sonra uçakla Paristen şehrimize dönon Dovlet Bo-Cemil Sait Barlas dün öğleden Etibankta yaptığı basın top-ında şunları söylemiştir: İktisadî İşbirliği Konseyinde mom takatimizi temsil İçin Avrupnya git-(Devamı 8a. 1 8ü. 1 do)
Balı Almanya Başbakanı Adenauer
Londra, 9 (B.B.C.) — İngiliz, Amerikan ve Fransız Dışbakan-Ian konferansı bu sabah Paris* te açılmıştır Bakanlar sabah ve öğleden sonra olmak üzere yap-tıkları İki toplantıda Federal Alman Cumhuriyetinin Batılı devletler sâfına alınmasını prensip Itlbarile kabul etmişlerdir Fa-(Devamı. Sa. 7 Sü. 8 do)
Başbakan, Ç. Kalede de konuştu
Günaltay, Cumhuriyet devrinde ilk Bakan olarak
Bigayı ziyaret edecek
Çanakkale 9 (Telefonla) — Baş bakan Şemsettin Günaltay, beraberinde işletmeler Bahanı Münir Birsel, tklncl Ordu Müfettişi Muzaffer Tugsavul, İzmir ve Balıkesir Valileri olduğu halde, saat İS de şehrimize geldi.
Ordu Evinde, Belediye tarafın -dan verilen öğle yemeğinde bulunan Başbakana, şehrimiz Belediye Başkanı Naci Dura, şehir adına hoş geldiniz dedi ve şehrin dilek ve ihtiyaçlarını anlattı.
(Devamı Sa. 7 Sü. 1 do)
TAKVİMDEN RİR YAPRAK
Mevlânâ’nın Eserleri
ULUNAY
Radyo Yayınları Danışma Kurulu
Dün Radyo evinde toplandı
Basın - Yayın vo Turizm Genel Müdürlüğü Teşkilât Kanununa göre. Türkiye radyolarında yapıla -caj( yayınların esasları ve program ları hakkında görüşlerini bildir . mek üzere toplantıya çağırılmış olan (Radyo Yayınlan Danışma Kurulu) dün İlk toplantısını saat 14 de İstanbul Radyosunda yap -mıştır.
Kurulun asıl Üyeleri: Muhittin Akdik, Süreyya Berkem, Hali) Dikmen, Ulvi Cemal Erkin, Ah -
met Şükrü Esmer, Bedii Faik, Prof. Dr. Behçet Kamay, ®-'f Hftzırn Atıf Kuyucak, Prof. Neo -metttn Halil Onan, Ord. Prof. Sıd dik Sami Onar, Kurmay Yarb. Sır n öktem, Ahmet Adnan Saygun, Refik Ahmet Sevengll, Cehdl Şa-hlnglray, Prof. Oalâl Tannıan. Ord. Prof. Salih Murat Uzdllek, Prof. Buut Kemal Yetkindir.
Kurula idareci ve uzman olarak katılsalar da şu Batlardın
(Dovamı 8a. 7, 8u. i de)
Prof.
■y azı hoy’etlmizden son gün-
* tarda Ankarada bulunan bir arkadaş bir İlim muhitinde bazı muhterem şahslyotlerlo temas odo-rek (Yeni Sabaha) uzunca bir mı-kata yazdı ve bunda Doktor Feridun Nflflz Uzluk namında bir zatın Mevlânânın eserlerini tabettirmek teşebbüsünde bulunduğundan bahseyledl; ayrıoa Konyada bir 8ol çuk Akadomlsl toşekkül edocek ve bu şehrin turistik bir beldo olması İçin lâzım gelen himmet vo gayrot de eslrgenmlyooektlr.
Bu bahis hazin bir mevzudur | çünkü beynelmilel bir elyt'I şöhrete malik olan Movlânâ'nın eserlerinin no kadar olduğundan çoğu ediplerimizin haborl bile yoktur. 8ırası gollnoe Movlânâ, Ibnl 8lnâ, Fûrabl gibi büyüklerin Türk oamlasına mensup olmalarlle gururlandığımız halde onlara karşı vazlfomlzl İfa eylodlk mİ?
Ne gezer? Onlara karşı yabanoı-lar blzdon zlyado alâka göstorınlş-lor. Almanlar, Inglllzlor, şark flsâ-rınt o kadar nofla surotte basmışlardır kİ kitap, İnsana eseri zorla okutmaktadır. Blzdo daha doğru
dürüst bir Mosnovt meinl basılma* mıştır.
Eskiler bu gibi mühim eserlorl namlı hattatlara yazdırırlar ve kütüphanelerinde muhafaza öderlerdi j fakat zaman doğlşmlştir. Şimdi tabı makineleri ol yazması eserlerle rekabet yapablloook nefasetto kitaplar basıyorlar. Böyle olduğu halde güzel (ta'llk) hatla yazılmış, o* kunaklı bir Mosnovl vüoudo gotl-ronıodlk. Mesnovl şorhlcrl de öyledir; Ankaravinln, Sarı Abdullah Efendinin şerhlerinin baskıları gayet İptidaidir. Hattâ son zamanda Volod Izbudnkın Mesnovl tercüme* ■I do Maarif neşriyatından olan o kötü basılmış seri arasındadır; kölene sarılmış bir movta manzarası arzodon bu soğuk kitapların baskısı İnsanda okuma zevkini solbedl-yor. Movlânâ'nın külliyatını tabettirmek toşobbüsündo bulunan bu zat, oğer mazrula göro bir zarf temin odemlyeookso bu toşobbüsü mü salt bir zamana bırakmak daha doğru olur.
Daha doğrusu bu bir şahıs değil devlet İşidirı buna o çorçeve» don bakınalı.
Perşembe
1O
KASIM
1949
Sahibi t Safa Kılıçlıoğlu
îdarsı Nuruoemanlya Noı 17
Yeni Sabah
12 iuoi Yıl, No. 3836
HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MÜDAFIİYİZ
Millî irade yalruz bir şahsın düşüncesini den değil, bütün milletin arzu ve emellerinin muhassalasmdan ibarettir.
ATATÜRK
Türk Milletinin büyük yas günü
Matbuatın
Ehemmiyeti
ok eski ve fazla tekrarlandığı için yıpranmış bir teşbihtir anıa hakikati tamamile İfade ettiğinden tekrarlanmasında mahzur yoktur. matbuat bir millette ve memleketin dili mahiyetindedir. Basını susturulmuş veya eeai kısılmış bir cemiyet, rztırap ve neş’eslni I-fade etmekten mahram bırakılmış bir topluluktur. Tarihin geçmiş olayları, baskı ve istibdadın evvelâ matbuatı susturmak ve yıldırmakla başladığını göstermektedir.
Bizde padişahların mutlak nüfuzlarını, Şlnasilerin, Namık Kemallerin çıkardıkları ufak gaze-teclkler sarsmıştır, Abdtilhaml-dln uzun »üren saltanatını, Pariste Ahmet Rlza bejin çıkardığı vo memlekete gizil olarak sokabildiği bir ceride hayliden hayli hırpalamış ve zedelemiştir.
1908 Meşrutiyeti de yavaş yaraş İstibdada, İnkılâp etmek istidadını gösterince İttihat ve Terakkinin ilk yaptığı hareket, gazetecileri sokak ortalarında öldürtmek ve yıldırmak oldu İdi. Cumhuriyetin ilânından sonra Takriri Sükûn kanunu gazetecileri muhakeme ve tazyik etmeğe başladı. Ondan sonra, fikir ve neşriyat âleminde bir ölü sükûtu hâkim oldu. Bu hal ne kadar parlak ve yaldızlı ifadelerle örtülmek İstenilirse İstenilsin, bundan doğan neticeler meydandadır. Fikir alanında fakirleştiğimiz âdeta bir bedalıattir.
Bizim memlekette böyle olduğu gibi diğer memleketlerde de toptancılık ve İstibdat, keyfi idare ancak basını susturmak ve yıldırmakla olur. Meselâ Fransa-da, (1880) ihtilâli, Onuncu Şarl’-m tahttan feragate mecbur oluşu. matbuat hürriyetine bazı kayıtlar koymaktan dolayı halkın duyduğu heyecan neticesinde meydana gelmiştir. Üçüncü Na-polyon da, saltanatın başlangıcında, gazeteleri ağır kayıtlarla bağlamak istemişti ama (1860) yılından sonra daha liberal bir yol tutmağa mecbur oldu. Fakat Fransa üçüncü cumhuriyeti fikir hürriyetine hemeD hiç bir kayıt ve hudut tanımadı. Aşağı yukarı •eksen yıldır, kimsenin aklına gazetelere bir baskı koymak gelmez oldu. Tabiî Almanların işgali zamanı ve Peten hiik&metinln nüfuz devri müstesna
İngiltere ve Amerika ise matbuat hürriyetine o kadar alışmışlar bu hal onlar İçin o derece 1-klnd bir tabiat halini almıştır ki bugün Londra veya Vaşingtonda hiç bir parti, hiç bir şahıs yazı serbestliğine en ufak bir engel koymağı akimdan bile geçirmez, geçiremez. Nitekim Mi ster (Ltpp-man) geçen hafta, memleketimizde bulunduğu sıralarda, gazetelere verdiği ifadede Amerikada basın kanunu diye bir şeyin mevcut olmadığını açıklamış İdi. ömrü boyunca muhalif neşriyat yaptığı halde, bir defa olsun mahkûm olmak şöyle dursun, mahkeme huzuruna bile çıkarılmadığını sözlerine, biraz da gurur He, ilâve ediyordu. Bizde hangi muharrir böyle bir iddiada bulunabilir. îşte şimdiki halde Ulusun başyazarı Yalçın, kaç defa hapse girdi, çıktı, menfaları boyladı.
Sayın Başbakan Günaltay, mat buat İçin, en İyi ve geniş hislerle dolu bulunuyor. Fikir hürriyetine bağlanmanın ve demokratik gidişin İlk şartı olduğunu kabul ediyor. Hattâ matbuat kanunu diye hususi bir kanunun varlığına İhtiyaç bulunduğuna şahsen İnanmadığını söylüyor. Buna rağmen Adalet Bakanlığınca hazırlanan tasan, şu dakikada yürürlükte olan kanunun hükümlerinden d3ha ağır müeyyideler taşıyor.
Gazetelerin emrinde, resmi daireler gibi teftiş heyetleri, hukuk müşavirleri yoktur. İşittikleri yolsnzluklan yazarlar hükümet de bunlann İkazından faydalanır mes’elelerl İnceletir ve suiistimallere, kötülüklere böylece elden gel dlği kadar, m&nl olunur ama bir gazeteye fepslığı yazmak İçin bunu Isbat edecek kadar delillerle mücehhez olması yükü tahmil edilirse bu ihbar ve uyandırma vazifesinden vazgeçmeği tercih eder ve sonunda, matbuat yine •âkln ve sütlimanlık olur, her türlü yolsuzluklar da memlekette alır yürür.
Celâl Bayar
EBEDÎ ŞEF ATATÜRK
Atatürk’ün, Ankarada Rasad tepedeki anıt kabri
Barlas’ın beyanatı
Piyasada iflâs hâdisesi akisleri
r, Su a da)
Büyük bir çeltik fabrikatörü ve: krom tacirinin tflfla tehlikesi ge- I çlrdlğtnl yazmıştık. İflası İstenen bu firmanın sahipleri müteaddit | müracaatlar yaparak, borçlarını
konkordato hükümleri dahilinde ödeyeceklerini bildirdiklerinden s-lacakblar kanuni yollardan gide . rek Lçl icra Yargıçlığına İntikal
(Dovamı 8a. « 8Ü. 4 do)
Büyük Atatürk 10 Ka ebediyete İntikal etmişti. Bugiin, 10 Kanım 1949 dur. Aradaki zaman farkını, muhterem okuyucularımızın kolaylıkla henaplıyabilcceklerindun asla şüphe etmiyoruz. Bu kadar uzun bir müddot geçmiş bulunmasına rağmen, Atatürk için, Ankarada Rasat-tepode yapılmasına karar verilon A-nıt - Kabir, bugün, henüe yukarıdaki resimde gördüğünü» şekildedir. Anıt - Kabir inşaatının ne vakit tamamlanacağına dair, dün gece dahi Ankaradan müsbet bir haber alamadığımızı okuyucularımıza teessürle bildiriri».
Bugün Atatürk'ü
milletçe anıyoruz
Yurdun her köşesinde bugün saat 9,05 de Türk devletinin bânisi Atatürkün hâtırası anılacak
Dışişleri Bakanımız Sadak’m dünkü basın toplantısı
9n bir yıl evvel bugün sent doku-beş geçe, Türkiye Cumhuriyetinin □isi ve 1 is kahram «diyete in
tatürk'ün ufûlünden bu yana geçen bir yıl, kalplerimizde Atatürk bir kat dalın arttırmış ve huşû ile anılmıştır.
(Devamı Sa. 7, Su. 2 de)
Mİ î "1 T'(i
•ö-
Ankarada
Balıkesirden
geçerken büyük tezahürat yapıldı
Ankara, 9 (Telefonla) — D. P. Başkanı Celâl Bayar bu gün şehrimize dönmüştür. Geç vakitlere kadar parti merkezinde meşgul olan Bayar genel İdare heyeti üyelerile günün siyasî hâdiseleri ve seyahat İntibaları hakkında görüşmelerde bulunmuştur. Cs-lâl Bayana Ankaraya avdetin-, den sonra D. P. çalışmlnnın kendiliğinden hızlanacağı şüphesizdir.
Balıkesir, (Hususî muhabirimizden) — D. P. Başkanı Celâl Bayar. Ege seyahatinden Ankaraya dönüünde tekrar Balıkesir® (Dovamı Sa. 7 8ü. 8 de)
Sadak son Avrupa seyahatini anlattı
Mülakattan notlar: “ Bevin’Ja Atlantik Paktı
mevzuunda bir şey konuşmadım Çaldaris’ten, b:zj çok sevindiren haberler aldım Avrupa Birliği fedarasyonunun tahakkuku, zaman işidir n
Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları komitesi toplantısında hazır bulunduktan sonra memleketimize dönen Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak, dün öğleden sonra yaptığı ba-(Dovamı 8a. 7, 8u. 7 do)
Uç Dışbakan dün
Pariste toplandı
Federal AlmUnyanın Batılı devletler safında yer alması, prensip itibarile, dün kabul edildi
Cemil Sait Barlas istih- I şalin ve ihracatın arttı- I rılması lüzumunu
_____belirtiyor__________I
Avrupa İktisadî işbirliği Konseyi toplantılarında bulunduktan sonra avvolki geco yarısından sonra uçakla Paristen şehrimize dönon Dovlet Bo-Cemil Sait Barlas dün öğleden Etibankta yaptığı basın top-ında şunları söylemiştir: İktisadî İşbirliği Konseyinde mom takatimizi temsil İçin Avrupnya git-(Devamı 8a. 1 8ü. 1 do)
Balı Almanya Başbakanı Adenauer
Londra, 9 (B.B.C.) — İngiliz, Amerikan ve Fransız Dışbakan-Ian konferansı bu sabah Paris* te açılmıştır Bakanlar sabah ve öğleden sonra olmak üzere yap-tıkları İki toplantıda Federal Alman Cumhuriyetinin Batılı devletler sâfına alınmasını prensip Itlbarile kabul etmişlerdir Fa-(Devamı. Sa. 7 Sü. 8 do)
Başbakan, Ç. Kalede de konuştu
Günaltay, Cumhuriyet devrinde ilk Bakan olarak
Bigayı ziyaret edecek
Çanakkale 9 (Telefonla) — Baş bakan Şemsettin Günaltay, beraberinde işletmeler Bahanı Münir Birsel, tklncl Ordu Müfettişi Muzaffer Tugsavul, İzmir ve Balıkesir Valileri olduğu halde, saat İS de şehrimize geldi.
Ordu Evinde, Belediye tarafın -dan verilen öğle yemeğinde bulunan Başbakana, şehrimiz Belediye Başkanı Naci Dura, şehir adına hoş geldiniz dedi ve şehrin dilek ve ihtiyaçlarını anlattı.
(Devamı Sa. 7 Sü. 1 do)
TAKVİMDEN RİR YAPRAK
Mevlânâ’nın Eserleri
ULUNAY
Radyo Yayınları Danışma Kurulu
Dün Radyo evinde toplandı
Basın - Yayın vo Turizm Genel Müdürlüğü Teşkilât Kanununa göre. Türkiye radyolarında yapıla -caj( yayınların esasları ve program ları hakkında görüşlerini bildir . mek üzere toplantıya çağırılmış olan (Radyo Yayınlan Danışma Kurulu) dün İlk toplantısını saat 14 de İstanbul Radyosunda yap -mıştır.
Kurulun asıl Üyeleri: Muhittin Akdik, Süreyya Berkem, Hali) Dikmen, Ulvi Cemal Erkin, Ah -
met Şükrü Esmer, Bedii Faik, Prof. Dr. Behçet Kamay, ®-'f Hftzırn Atıf Kuyucak, Prof. Neo -metttn Halil Onan, Ord. Prof. Sıd dik Sami Onar, Kurmay Yarb. Sır n öktem, Ahmet Adnan Saygun, Refik Ahmet Sevengll, Cehdl Şa-hlnglray, Prof. Oalâl Tannıan. Ord. Prof. Salih Murat Uzdllek, Prof. Buut Kemal Yetkindir.
Kurula idareci ve uzman olarak katılsalar da şu Batlardın
(Dovamı 8a. 7, 8u. i de)
Prof.
■y azı hoy’etlmizden son gün-
* tarda Ankarada bulunan bir arkadaş bir İlim muhitinde bazı muhterem şahslyotlerlo temas odo-rek (Yeni Sabaha) uzunca bir mı-kata yazdı ve bunda Doktor Feridun Nflflz Uzluk namında bir zatın Mevlânânın eserlerini tabettirmek teşebbüsünde bulunduğundan bahseyledl; ayrıoa Konyada bir 8ol çuk Akadomlsl toşekkül edocek ve bu şehrin turistik bir beldo olması İçin lâzım gelen himmet vo gayrot de eslrgenmlyooektlr.
Bu bahis hazin bir mevzudur | çünkü beynelmilel bir elyt'I şöhrete malik olan Movlânâ'nın eserlerinin no kadar olduğundan çoğu ediplerimizin haborl bile yoktur. 8ırası gollnoe Movlânâ, Ibnl 8lnâ, Fûrabl gibi büyüklerin Türk oamlasına mensup olmalarlle gururlandığımız halde onlara karşı vazlfomlzl İfa eylodlk mİ?
Ne gezer? Onlara karşı yabanoı-lar blzdon zlyado alâka göstorınlş-lor. Almanlar, Inglllzlor, şark flsâ-rınt o kadar nofla surotte basmışlardır kİ kitap, İnsana eseri zorla okutmaktadır. Blzdo daha doğru
dürüst bir Mosnovt meinl basılma* mıştır.
Eskiler bu gibi mühim eserlorl namlı hattatlara yazdırırlar ve kütüphanelerinde muhafaza öderlerdi j fakat zaman doğlşmlştir. Şimdi tabı makineleri ol yazması eserlerle rekabet yapablloook nefasetto kitaplar basıyorlar. Böyle olduğu halde güzel (ta'llk) hatla yazılmış, o* kunaklı bir Mosnovl vüoudo gotl-ronıodlk. Mesnovl şorhlcrl de öyledir; Ankaravinln, Sarı Abdullah Efendinin şerhlerinin baskıları gayet İptidaidir. Hattâ son zamanda Volod Izbudnkın Mesnovl tercüme* ■I do Maarif neşriyatından olan o kötü basılmış seri arasındadır; kölene sarılmış bir movta manzarası arzodon bu soğuk kitapların baskısı İnsanda okuma zevkini solbedl-yor. Movlânâ'nın külliyatını tabettirmek toşobbüsündo bulunan bu zat, oğer mazrula göro bir zarf temin odemlyeookso bu toşobbüsü mü salt bir zamana bırakmak daha doğru olur.
Daha doğrusu bu bir şahıs değil devlet İşidirı buna o çorçeve» don bakınalı.
Perşembe
1O
KASIM
1949
Sahibi t Safa Kılıçlıoğlu
îdarsı Nuruoemanlya Noı 17
Yeni Sabah
12 iuoi Yıl, No. 3836
HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MÜDAFIİYİZ
Millî irade yalruz bir şahsın düşüncesini den değil, bütün milletin arzu ve emellerinin muhassalasmdan ibarettir.
ATATÜRK
Türk Milletinin büyük yas günü
Matbuatın
Ehemmiyeti
ok eski ve fazla tekrarlandığı için yıpranmış bir teşbihtir anıa hakikati tamamile İfade ettiğinden tekrarlanmasında mahzur yoktur. matbuat bir millette ve memleketin dili mahiyetindedir. Basını susturulmuş veya eeai kısılmış bir cemiyet, rztırap ve neş’eslni I-fade etmekten mahram bırakılmış bir topluluktur. Tarihin geçmiş olayları, baskı ve istibdadın evvelâ matbuatı susturmak ve yıldırmakla başladığını göstermektedir.
Bizde padişahların mutlak nüfuzlarını, Şlnasilerin, Namık Kemallerin çıkardıkları ufak gaze-teclkler sarsmıştır, Abdtilhaml-dln uzun »üren saltanatını, Pariste Ahmet Rlza bejin çıkardığı vo memlekete gizil olarak sokabildiği bir ceride hayliden hayli hırpalamış ve zedelemiştir.
1908 Meşrutiyeti de yavaş yaraş İstibdada, İnkılâp etmek istidadını gösterince İttihat ve Terakkinin ilk yaptığı hareket, gazetecileri sokak ortalarında öldürtmek ve yıldırmak oldu İdi. Cumhuriyetin ilânından sonra Takriri Sükûn kanunu gazetecileri muhakeme ve tazyik etmeğe başladı. Ondan sonra, fikir ve neşriyat âleminde bir ölü sükûtu hâkim oldu. Bu hal ne kadar parlak ve yaldızlı ifadelerle örtülmek İstenilirse İstenilsin, bundan doğan neticeler meydandadır. Fikir alanında fakirleştiğimiz âdeta bir bedalıattir.
Bizim memlekette böyle olduğu gibi diğer memleketlerde de toptancılık ve İstibdat, keyfi idare ancak basını susturmak ve yıldırmakla olur. Meselâ Fransa-da, (1880) ihtilâli, Onuncu Şarl’-m tahttan feragate mecbur oluşu. matbuat hürriyetine bazı kayıtlar koymaktan dolayı halkın duyduğu heyecan neticesinde meydana gelmiştir. Üçüncü Na-polyon da, saltanatın başlangıcında, gazeteleri ağır kayıtlarla bağlamak istemişti ama (1860) yılından sonra daha liberal bir yol tutmağa mecbur oldu. Fakat Fransa üçüncü cumhuriyeti fikir hürriyetine hemeD hiç bir kayıt ve hudut tanımadı. Aşağı yukarı •eksen yıldır, kimsenin aklına gazetelere bir baskı koymak gelmez oldu. Tabiî Almanların işgali zamanı ve Peten hiik&metinln nüfuz devri müstesna
İngiltere ve Amerika ise matbuat hürriyetine o kadar alışmışlar bu hal onlar İçin o derece 1-klnd bir tabiat halini almıştır ki bugün Londra veya Vaşingtonda hiç bir parti, hiç bir şahıs yazı serbestliğine en ufak bir engel koymağı akimdan bile geçirmez, geçiremez. Nitekim Mi ster (Ltpp-man) geçen hafta, memleketimizde bulunduğu sıralarda, gazetelere verdiği ifadede Amerikada basın kanunu diye bir şeyin mevcut olmadığını açıklamış İdi. ömrü boyunca muhalif neşriyat yaptığı halde, bir defa olsun mahkûm olmak şöyle dursun, mahkeme huzuruna bile çıkarılmadığını sözlerine, biraz da gurur He, ilâve ediyordu. Bizde hangi muharrir böyle bir iddiada bulunabilir. îşte şimdiki halde Ulusun başyazarı Yalçın, kaç defa hapse girdi, çıktı, menfaları boyladı.
Sayın Başbakan Günaltay, mat buat İçin, en İyi ve geniş hislerle dolu bulunuyor. Fikir hürriyetine bağlanmanın ve demokratik gidişin İlk şartı olduğunu kabul ediyor. Hattâ matbuat kanunu diye hususi bir kanunun varlığına İhtiyaç bulunduğuna şahsen İnanmadığını söylüyor. Buna rağmen Adalet Bakanlığınca hazırlanan tasan, şu dakikada yürürlükte olan kanunun hükümlerinden d3ha ağır müeyyideler taşıyor.
Gazetelerin emrinde, resmi daireler gibi teftiş heyetleri, hukuk müşavirleri yoktur. İşittikleri yolsnzluklan yazarlar hükümet de bunlann İkazından faydalanır mes’elelerl İnceletir ve suiistimallere, kötülüklere böylece elden gel dlği kadar, m&nl olunur ama bir gazeteye fepslığı yazmak İçin bunu Isbat edecek kadar delillerle mücehhez olması yükü tahmil edilirse bu ihbar ve uyandırma vazifesinden vazgeçmeği tercih eder ve sonunda, matbuat yine •âkln ve sütlimanlık olur, her türlü yolsuzluklar da memlekette alır yürür.
Celâl Bayar
EBEDÎ ŞEF ATATÜRK
Atatürk’ün, Ankarada Rasad tepedeki anıt kabri
Barlas’ın beyanatı
Piyasada iflâs hâdisesi akisleri
r, Su a da)
Büyük bir çeltik fabrikatörü ve: krom tacirinin tflfla tehlikesi ge- I çlrdlğtnl yazmıştık. İflası İstenen bu firmanın sahipleri müteaddit | müracaatlar yaparak, borçlarını
konkordato hükümleri dahilinde ödeyeceklerini bildirdiklerinden s-lacakblar kanuni yollardan gide . rek Lçl icra Yargıçlığına İntikal
(Dovamı 8a. « 8Ü. 4 do)
Büyük Atatürk 10 Ka ebediyete İntikal etmişti. Bugiin, 10 Kanım 1949 dur. Aradaki zaman farkını, muhterem okuyucularımızın kolaylıkla henaplıyabilcceklerindun asla şüphe etmiyoruz. Bu kadar uzun bir müddot geçmiş bulunmasına rağmen, Atatürk için, Ankarada Rasat-tepode yapılmasına karar verilon A-nıt - Kabir, bugün, henüe yukarıdaki resimde gördüğünü» şekildedir. Anıt - Kabir inşaatının ne vakit tamamlanacağına dair, dün gece dahi Ankaradan müsbet bir haber alamadığımızı okuyucularımıza teessürle bildiriri».
Bugün Atatürk'ü
milletçe anıyoruz
Yurdun her köşesinde bugün saat 9,05 de Türk devletinin bânisi Atatürkün hâtırası anılacak
Dışişleri Bakanımız Sadak’m dünkü basın toplantısı
9n bir yıl evvel bugün sent doku-beş geçe, Türkiye Cumhuriyetinin □isi ve 1 is kahram «diyete in
tatürk'ün ufûlünden bu yana geçen bir yıl, kalplerimizde Atatürk bir kat dalın arttırmış ve huşû ile anılmıştır.
(Devamı Sa. 7, Su. 2 de)
Mİ î "1 T'(i
•ö-
Ankarada
Balıkesirden
geçerken büyük tezahürat yapıldı
Ankara, 9 (Telefonla) — D. P. Başkanı Celâl Bayar bu gün şehrimize dönmüştür. Geç vakitlere kadar parti merkezinde meşgul olan Bayar genel İdare heyeti üyelerile günün siyasî hâdiseleri ve seyahat İntibaları hakkında görüşmelerde bulunmuştur. Cs-lâl Bayana Ankaraya avdetin-, den sonra D. P. çalışmlnnın kendiliğinden hızlanacağı şüphesizdir.
Balıkesir, (Hususî muhabirimizden) — D. P. Başkanı Celâl Bayar. Ege seyahatinden Ankaraya dönüünde tekrar Balıkesir® (Dovamı Sa. 7 8ü. 8 de)
Sadak son Avrupa seyahatini anlattı
Mülakattan notlar: “ Bevin’Ja Atlantik Paktı
mevzuunda bir şey konuşmadım Çaldaris’ten, b:zj çok sevindiren haberler aldım Avrupa Birliği fedarasyonunun tahakkuku, zaman işidir n
Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları komitesi toplantısında hazır bulunduktan sonra memleketimize dönen Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak, dün öğleden sonra yaptığı ba-(Dovamı 8a. 7, 8u. 7 do)
Uç Dışbakan dün
Pariste toplandı
Federal AlmUnyanın Batılı devletler safında yer alması, prensip itibarile, dün kabul edildi
Cemil Sait Barlas istih- I şalin ve ihracatın arttı- I rılması lüzumunu
_____belirtiyor__________I
Avrupa İktisadî işbirliği Konseyi toplantılarında bulunduktan sonra avvolki geco yarısından sonra uçakla Paristen şehrimize dönon Dovlet Bo-Cemil Sait Barlas dün öğleden Etibankta yaptığı basın top-ında şunları söylemiştir: İktisadî İşbirliği Konseyinde mom takatimizi temsil İçin Avrupnya git-(Devamı 8a. 1 8ü. 1 do)
Balı Almanya Başbakanı Adenauer
Londra, 9 (B.B.C.) — İngiliz, Amerikan ve Fransız Dışbakan-Ian konferansı bu sabah Paris* te açılmıştır Bakanlar sabah ve öğleden sonra olmak üzere yap-tıkları İki toplantıda Federal Alman Cumhuriyetinin Batılı devletler sâfına alınmasını prensip Itlbarile kabul etmişlerdir Fa-(Devamı. Sa. 7 Sü. 8 do)
Başbakan, Ç. Kalede de konuştu
Günaltay, Cumhuriyet devrinde ilk Bakan olarak
Bigayı ziyaret edecek
Çanakkale 9 (Telefonla) — Baş bakan Şemsettin Günaltay, beraberinde işletmeler Bahanı Münir Birsel, tklncl Ordu Müfettişi Muzaffer Tugsavul, İzmir ve Balıkesir Valileri olduğu halde, saat İS de şehrimize geldi.
Ordu Evinde, Belediye tarafın -dan verilen öğle yemeğinde bulunan Başbakana, şehrimiz Belediye Başkanı Naci Dura, şehir adına hoş geldiniz dedi ve şehrin dilek ve ihtiyaçlarını anlattı.
(Devamı Sa. 7 Sü. 1 do)
TAKVİMDEN RİR YAPRAK
Mevlânâ’nın Eserleri
ULUNAY
Radyo Yayınları Danışma Kurulu
Dün Radyo evinde toplandı
Basın - Yayın vo Turizm Genel Müdürlüğü Teşkilât Kanununa göre. Türkiye radyolarında yapıla -caj( yayınların esasları ve program ları hakkında görüşlerini bildir . mek üzere toplantıya çağırılmış olan (Radyo Yayınlan Danışma Kurulu) dün İlk toplantısını saat 14 de İstanbul Radyosunda yap -mıştır.
Kurulun asıl Üyeleri: Muhittin Akdik, Süreyya Berkem, Hali) Dikmen, Ulvi Cemal Erkin, Ah -
met Şükrü Esmer, Bedii Faik, Prof. Dr. Behçet Kamay, ®-'f Hftzırn Atıf Kuyucak, Prof. Neo -metttn Halil Onan, Ord. Prof. Sıd dik Sami Onar, Kurmay Yarb. Sır n öktem, Ahmet Adnan Saygun, Refik Ahmet Sevengll, Cehdl Şa-hlnglray, Prof. Oalâl Tannıan. Ord. Prof. Salih Murat Uzdllek, Prof. Buut Kemal Yetkindir.
Kurula idareci ve uzman olarak katılsalar da şu Batlardın
(Dovamı 8a. 7, 8u. i de)
Prof.
■y azı hoy’etlmizden son gün-
* tarda Ankarada bulunan bir arkadaş bir İlim muhitinde bazı muhterem şahslyotlerlo temas odo-rek (Yeni Sabaha) uzunca bir mı-kata yazdı ve bunda Doktor Feridun Nflflz Uzluk namında bir zatın Mevlânânın eserlerini tabettirmek teşebbüsünde bulunduğundan bahseyledl; ayrıoa Konyada bir 8ol çuk Akadomlsl toşekkül edocek ve bu şehrin turistik bir beldo olması İçin lâzım gelen himmet vo gayrot de eslrgenmlyooektlr.
Bu bahis hazin bir mevzudur | çünkü beynelmilel bir elyt'I şöhrete malik olan Movlânâ'nın eserlerinin no kadar olduğundan çoğu ediplerimizin haborl bile yoktur. 8ırası gollnoe Movlânâ, Ibnl 8lnâ, Fûrabl gibi büyüklerin Türk oamlasına mensup olmalarlle gururlandığımız halde onlara karşı vazlfomlzl İfa eylodlk mİ?
Ne gezer? Onlara karşı yabanoı-lar blzdon zlyado alâka göstorınlş-lor. Almanlar, Inglllzlor, şark flsâ-rınt o kadar nofla surotte basmışlardır kİ kitap, İnsana eseri zorla okutmaktadır. Blzdo daha doğru
dürüst bir Mosnovt meinl basılma* mıştır.
Eskiler bu gibi mühim eserlorl namlı hattatlara yazdırırlar ve kütüphanelerinde muhafaza öderlerdi j fakat zaman doğlşmlştir. Şimdi tabı makineleri ol yazması eserlerle rekabet yapablloook nefasetto kitaplar basıyorlar. Böyle olduğu halde güzel (ta'llk) hatla yazılmış, o* kunaklı bir Mosnovl vüoudo gotl-ronıodlk. Mesnovl şorhlcrl de öyledir; Ankaravinln, Sarı Abdullah Efendinin şerhlerinin baskıları gayet İptidaidir. Hattâ son zamanda Volod Izbudnkın Mesnovl tercüme* ■I do Maarif neşriyatından olan o kötü basılmış seri arasındadır; kölene sarılmış bir movta manzarası arzodon bu soğuk kitapların baskısı İnsanda okuma zevkini solbedl-yor. Movlânâ'nın külliyatını tabettirmek toşobbüsündo bulunan bu zat, oğer mazrula göro bir zarf temin odemlyeookso bu toşobbüsü mü salt bir zamana bırakmak daha doğru olur.
Daha doğrusu bu bir şahıs değil devlet İşidirı buna o çorçeve» don bakınalı.

Comments (0)