Abone: Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17. üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.

Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
jç ve DIŞ POLiTiKA _ 9/1»/1950 -
Amerikanın politikasında değişiklik yok
ACHESON’UN bu defaki beyanatı, uzakdoğudaki siyasî durumu iyiden iyiye tenvir etmektedir.
Dünyanın bu bölgesinde, şu sıralarda belli başlı üç mühim mesele mevcuttur.
Bunlardan başta geleni Mao-Tse-Tung idaresindeki Çinin yakın bir zaman mesafesi içinde yani şu önümüzdeki aylarda ve senelerde ne türlü bir inkişaf göstereceğidir. Çünkü diğer ikisi, buna göre halledilecektir. Bu iki meselenin biri güney-doğu Asyanın komünist tehlikesine karşı korunması, diğeri de Japonya ile yapılacak sulh, daha doğrusu, Uzakdoğu’nun bu en müterakki ve en kudretli memleketinin, Uzakdoğu sivasetinde nasıl bir rol oynaya-cağı meselesidir.
Eğer Çin. Moskovanın dümen suyunda yürümekte devam edecek olursa, tabiatiyle, komünist tehlikesi artacağından, bunun önlenmesi bahsinde, Japonvaya düşecek olan rol de ehemmiyet kesbedecektir.
işte Acheson’un bu seferki beyanatı, bilhassa bu zaviyeden dikkate şayan bazı yenilikler getirmiş bulunmaktadır.
Amerika Dışişleri Bakanına göre, Sovyet Rusya, Japon barışının yalnız Amerika - İngiltere /Çin - Sovyet Rusya tarafından mütalâa edilmesini istemektedir. Ki, bu takdirde, iki reye karşı iki reyle, dilediği gibi müşkülât çıkaracaktır. Yahut çıkardığı müşkülâtla bütün dâvayı ifsat ederek, tıpkı Almanya işinde yaptığı gibi, barışın yapılamaması suçunu An-glo-Saksofıların üzerine atacaktır.
Acheson. böyle bir ihtimalin ne kadar büyük bir teyakkuz ile göz önünde tutulduğunu açığa Anırarak, Amerikanın, Japon sulhünü. alâkadar 13 Uzakdoğulu memleketin iştirakiyle yapmak noktasında ısrar edeceğini anlatmaktadır.
Ve, yeni Çin idaresine düşünme zamanı bırakmak üzere de, bu idareyi temsil edenlerin Birleşmiş Milletlerce tanınmasına kendinin gerçi sarahaten aleyhtar kalacağını, çünkü Amerikanın Milliyetçi Çin'i resmen tanımış olduğunu, fakat eğer ekseriyetin karan aksi çıkarsa, buna bittabi Amerikanın da ittibâ edeceğini beyan eylemiştir.
Yani, işin türkçesi, Amerika, eğer diğer devletler aksi kanaatte bulunursa, Komünist Çin’in Birleşmiş Milletlere girmesine itiraz edemiyecektir ama, bunu bir devlet olarak da tanımıya-caktır. Ve uzakdoğudaki durumu sıkı bir şekilde ele alarak, gerek güney-doğu Asya memleketlerinin durumunu, gerek Japonya ile sulh aktedilmesi meselesini, müstakillen yani Sovyet - Çin blok unun görüşü hilâfına halletmekte devam ey-liyecektir.
Bu mühim beyanatta Avru-1 paya ait noktalar da unutulmuş değildir. Ezcümle. Atlantik Paktı âkıdlerinin mümessilleri arasında yakın zamanda bir toplantı yapılacağı ve aynca üç büyiik devlet dışişleri bakanlarının buluşacakları, sarahatle işa-1 ret edilmiştir. ı
Hattâ Yunanistan lehine, seçimler dolayısiyle, sitayişkâr bir cümle sıkışıtırmak dahi unutulmamıştır.
Amerika Dışişleri Bakanının kendine sorulan suallere verdiği sarih ve kum cevaplar ve bun-I rın şümul dairesi şunu gösteriyor ki, Amerika, Sovyet Rus-yaya karşı kuvvet politikasında, eskisinden de yüksek bir ölçüde sebat ve ısrar edecektir.
★ ★★★
Arnavutluk kabinesinde değişiklik yapıldı
Tiran. 9 A.A. lAFPI — Arnavutluk Telgraf Ajansı bugün Arnavutluk Halk Meclhri Başkanlığının kabinede yaptığı değişikliği yayınlamak tadır.
Buna göre Sanayi Bakanlığı A-bıdın Ş^şu’dan alınmış ve Başbakan Yardım* ısı Tuk lakova'ya vekâleten verilmiştir.
SİYASÎ İKTÎSADf
A
J
e
i

Sayı 100 — 10 Kuruş
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı sahifede santimetresi 2 liradır, ilânlardan hiçbir mes'uliyet kabul edilmez.
Telefon: 44756 - 44757 Santral
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
Amerika Dışişleri Bakanının beyanatı
“Güvenlik Konseyi Komünist Çini
tamsa bile biz tanımıyacağız,,
Acheson Atlantik Konseyinin ve üçlerin nisan
veya mayısta toplanacaklarını bildirdi
t
\Vashington, 9 A. A. (United Press) —Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Acheson dün ha-sın konferansında verdiği beyanatta. Kuzey Atlantik Konseyinin nisan veya martta tekrar toplanması gerekeceğini ve batılı üç dışişleri bakanının aynı tarihte toplanmasının muhtemel olduğunu bildirmiştir.
Acheson, Sovyet Rusyayı, Japonya İle yapılacak barış konferansına sade-
ce büyük devletle- Acheson
rin iştirak etmesini ce büyük devletlerin iştirak etmesini İstemekle ve Uzakdoğu harbindeki diğer müttefiklerin barış andlaşması hakkmdaki görüşmelere iştirakini reddetmekle itham eylemiştir.
Uzakdoğu Komisyonu üyesi bulunan 13 devletin Japon andlaşmasmın hazırlanmasına iştirak etmesi hususunda Birleşik Amerikanın daima fsrar etmiş olduğunu hatırlatan Acheson, Sovyet Rusyanın. bu konferansa münhasıran Sovyet Rusya, Komünist Çin, Birleşik Amerika ve tngilteıe murahhaslarının iştirak etmesini istediğin*
Sclıuman
den emin bulunduğunu belirtmiştir.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinin ekseriyeti Çin komünistlerini milliyetçilere tercih etse bile, Amerikan heyetinin kararından dön-miyeceğinl bildiren Acheson. Sovyet Rusy&nm Birleşmiş Milletlere, insanlığın refahını arttıracak bir teşekkül olmaktan ziyade kendi gayeleri için propagandaya girişeceği bir meydan nazarı ile baktığını açıklamıştır.
Bulgaristanda Michael Şipkof’un dâvasına temas eden Acheson, bu feci misalin, komünistlerin İnsan hakları-
Eskişehiri basan sular çekilirken
YENİ İSTANBUL’un Kuponu]
Dün gece yapılan ilk tecrübede
Muhafazakârlar
Reye konulan bir takrir 296 ya karşı 310 la reddedildi
Londra, 9 (YİRS) — Bu akşam hükümeti düşürmek üzere Muhafazakâr Parti ilk büyük denemesini yapmış ve mağlûp olmuştur. Buna vesile teşkil eden, demir ve çelik sanayiini devletleştirme kanununun geri alınmasına dair bir takrirdi. Takrir, reye konularak 296 ya karşı 310 reyle yani 14 reyi i k bir farkla reddedilmiştir. Her iki tarafın âzam! meclis nisablyle mevcut olmak için gösterdiği itina şundan bellidir ki. aynı zamanda Fransa Cumhurbaşkanı şerefine verilen suareye dâvetli bulunan birçok mebuslar frak ve gala elbiselerini giyinmiş olarak reye iştirak etmişlerdir.
Halkçı Parti Lideri (.oldari*
Son dakika
Çaldoris ve Venizelos’la “Yeni İsfanbuT’un mülakatı
Yunan seçİmlerlııl takıp etmek Üzere Atlnaya gönderdiğimiz arkadaşımız R. (.ııyon'dan gece-yariMndan sonra aldığımız haberleri 2 nel Koylunuzda tnılncakhinız
Seylâp kurbanlarının yardımına koşuluyor Devlet Başkanı, seylâp mıntakasını gezerek, Eskişehirde yıkılan yerlerin süratle tamir edileceğini halka bildirdi
Eskişehir 9 «Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bu sabah seylâp mıntakasını goımek, felâketzedeleri ziyaret ve alınan tedbirleri mahallinde tetkik einıek üzere refakatlerinde içişleri vc Bayındırlık Bakanları bulunduğu halde şehrimize gelmişlerdir, istasyonda bu içli alâkadan mütehassis olan kalabalık bir halk kendilerini tezahürat ile karşılamıştır. İnönü halka dikten sonra doğruca seylâp bölgesine
• (—Bil ilil
İÇ SAYFALARDA
nı nazarı itibara almadıklarını açıçka gösterdiğini belirtmiştir.
Yunan seçimleri hakkında kendisine tevcih edilen sualler üzerine Acheson., Yunanislanla bir kaç yüz mil ö-tede bulunan peyk devletler arasında mevcut büyük farkı bu seçimlerin belirttiğini söylemiştir.
Acheson komünist Çinin Birleşmiş Milletlere kabulü maksadiyle Sovyet Rusyanın ısrarı ve takındığı tavır ü-
Bevin zerine hâsıl olan
çıkmazdan kurtulmak için Genel Sekreter Trygrvc Lle’ nln yapmış olduğu teklifin Dışişleri Bakanlığınca incelendiğini bildirmiştir.
Dışişleri Bakanı sözlerine nihayet vermeden, Sovyet Hükümetinin rubleyi kıymetlendirmesi mevzuunda şöyle demiştir:
“Görünürde, Sovyet iktisadiyatının kuvvetlendiği zehabını uyandırmak İçin böyle bir tedbire başvurulmuştur. Ancak, halihazırda demirperde ardındaki memleketlerde kullanılan rublenin milletlerarası hiçbir kıymeti yoktur.,,
Komünistlik bahsinde en
esaslı tahkikat açılıyor
Dışişleri Bakan Muavini
Waahington 9, (AP) — Âyan Meclisinin Dışişleri Komisyonu, "Dışişleri Bakanlığında bir Sovyet casus şebekesinin çalışmakta olduğu ihban üzerine şimdiye kadarkilerl-ne nazaran en mühim ve en esaslı tahkikatın açılacağını bildirmiştir.
İhbarı yapan, Joseph Mc.Car-ty’dir. (Wıscon8in, Cumhuriyetçi mebusu) ve kendisi Bayan Dean Acheson’un ismini vererek. Amerikan Kadınları Kongresinin komünist teşekkülü olduğunu ileri sürmüştür. Senatör, Dışişleri Bakanının eşinin. Mümessiller Meclisinin, Amerika Aleyhtarı Faaliyetleri tahkik komisyonunun listesinde, bu faaliyetlerin Wâfihlngton kısmının idarecisi «ifatiyle yer aldığını da kaydetmiştir
Me.Csrty, hâlen Uzakdoğuda bulunan fevkalâde büyükelçi Dr. Philip
Jcssup'un da “gayet garip temayülleri,, olduğunu ileri sürmüş ve bu meylin komünizm istikametinde olduğunu kaydetmiştir.
Fransız - Alman andlaşması
İki taraf siyasi şahsiyetleri müzakere İçin 11-12 martta Frihourg’da toplanacaklar
Fribourg ü A.A. (Afpı — Batı Almanya ,DPA Ajansının bildirdiğine
Jessııp ve Acheson’un karısı gibi
kimseler de komünistlikle itham ediliyorlar
*
Acheşon’a yapılan lıücıınılaım M’bchlni tenkil eden Alger HJm ve karısı
göre Fransız ve Alman siyasi şahsiyetleri. Fransız - Alman andlaşması-nın ruhi, siyasi ve iktisadi esaslarını münakaşa etmek üzere 11 ve 12 martta Fribourg civarında Schluchsoe’de bir toplantı yapmak taaavvurundadırlar.
Fransada
Elektrik ve Havagazı işçilerinin grevi
Paris, Londra, SchWaızc*nbuı*g, 9 (YİRS, AP) — Gaz ve diğer muharrik kuvvetlerde çalışan İşçilerin bu sabah umumi bir grev yapmaya karar vermiş olmalarına rağmen. Fran-sanın hor taraf nida gece hayatı hü-tün şaşaası ile devam etmiştir.
Tahminlere göre, hükümetin. e-mirleıe riayet etmeyen işçiler İçin beş seneye kadar hapis cezası koyan yeni tasarısı bu hal Üzerinde büyük bir tesir ıcıa etmiş vc muhtemelen grevi geri bıraktırmıştır.
Her işçiye, polis tarafından dün birer tebllğnanıe imza ettirilmişti. Bugün ise, kilit noktalarında çalışan işçilerin hükümet tarafından “seferber" edilerek vazife başına getirilmeleri. elektriğin normal ve havaga-zınm kısmen kısıntılı olarak serilmesini temin etmiştir.
*
Af kanunu
tasarısının
müzakeresi
dün bitirildi
Tasan, gelecek hafta Mecliste görüşülecek
Ankara, 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — B. M. M. Adalet Komisyonu bugün Af kanunu tasarısı üzerindeki çalışmalarını tamamlamış, bazı küçük tâdillerle kabul etmiştir, kabil hizmet müddetlerine gö-böyle hallerde memuriyet talep edilemiyeceği. fakat buna mu-re tekaüt haklarının iadesi
Komisyon: kullanılması, yapılması. taşınması, bulundurulması, saklanması, satılması ve memlekete sokulması kanunen cürüm veya kabahat olan eşyanın müsaderesine bu kanunun mâni olamayacağı hakkmdaki 4 üncü madde hükmünü aynen kabul ettikten sonra affın yapılmış veya yapılacak tasfiye, memuriyetten tart ve askerlik nispetinin kesilmesi gibi idari muamelelere şümulü olmadığına dair olan 4 üncü madde üzerinde uzun münakaşalar yapmışlr/.
Bir kısım hatipler maddenin aynfn kabulü lehinde konuşmuşlar, bir ki9mı da 1 inci ve ikinci madde hükümlerine giren suçlardan mahkûm olup da affa mazhar olacakların eski memuriyetlerini talep etmeğe haklan olup olmıyacağının tavzihine zaruret bulunduğu noktasında ısrar etmişlerdir. Neticede prensipi kabul edilmiş ve maddenin buna göre yeniden tanzimi kararlaştırılmıştır.
Kanunun meriyete girmesini takip edecek 3 ay zarfında teslim olmak şartiyle aftan istifade edilebileceğini gösteren 5 inci maddenin ancak 2 nci maddeye mâtuf olacağı ve 1 inci maddeye şâmil bulunmayacağı ve dış memleketlerden dönecekler İçin kabul edilen üç aylık müddetin resmi mercilere müracaat tarihiyle tevplk edilmesi kaydı konulmuştur.
Tasarının komisyonda aldığı son şekle göre:,
25-1-1948 tarihinden önce İşlenmiş olup da bu kanunun neşri tarihinde henüz Amme dâvası açılmamış olan bütün suçlardan dolayı takibat yapılmaması hükmünden milletvekilleri istifade edemlyeceklerdır. Keza bu hüküm inzibati ve idari cezalarla takiplere müessir olmayacaktır.
29-5-1946 dan evvel İşlenen ve Türk Ceza Kanununun ikinci kitabının 1 inci babının 1-2 ve 4 üncü fasıllarında yazılı bulunan suçlarla, Askeri Ceza Kanununun 3 üncü babının birinci faslında ve 5 inci fashnın 94 ve 10 uncu faslının 148 inci maddelerinde yazılı suçlardan dolayı da takibat yapılmaz ve yapılmayacak ve hükmedilmiş olan eczalar infaz olunmayacaktır.
Diğer taraftan Matbuat Kanununun 30 uncu maddesine göre hüküm giymiş olanlar da bu madde hükmünden istifade edeceklerdir.
Kanun tasarısının ancak ö- . nümüzdeki halta içinde Meclis gündemine alınabileceği söyle* nılmektedir. Meclis umumi heyetinde tasarı etrafında şıddot-11 tartışmalar olacağına ve esaslı bazı değişiklikler yapılacağına muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
kütlesi “Geçmiş olsun" de-gltmişlrrdir. Harap mıotakayı tetkik etmişler ve felâketzedelerin iskân edildikleri yerlere uğramışlardır. Yuvasız kardeşlerimizi şefkatle tatyip eden Devlet Başkanı Vilâyet konağında a-hnan tedbirleri ve hâdisenin mahiyeti hakkmdaki izahları dinlemişlerdir.
Bu sırada D.P. ileri gelenlerinden Zcytlnoğhı Kardeşlerle Dr. Baysalın tenkidlerinp C.H.P. İller cevap vermişlerse de bıı münakaşa yüzünden salonda sıkıcı bir hava yaratılmıştır.
F. Ş, Yerselin iki tarafı yatıştırıcı konuşmasından sonra İnönü her iki partililerin birbirlerine gülerek baktıklarını müşahede arzusunu izhar etmişler ve bu arzu samimiyetle yerine getirilmiştir.
•Devlet Demiryollarmdaki iskân ve iaşe yerlerinde gezen İnönü şehir ve memleket, gazetecilerine bir demeç vererek: “Vatandaşlarımın Eskişehlr-de gördükleri âfet ve uğradıkları felâketten elem duydum, müteessirim” sözleri İle hislerini ifade etmişlerdir. İnönü sözlerine devamla henüz kurtarma işleri ve kurtulanların ilk barınmaları için alman tedbirler ile meşgul olduğunu bildirmiş, tahribatın derecesi anlaşılıp keşifleri yapılınca süratle tâmirata başlanacağını anlatmıştır.
Cumhurbaşkanı Vilâyet konağındaki nahoş münakaşayı ima ederek: “Şehrin hayati meselesini bütün mülâhazalardan üstün tutarak, politika mülâhazalarını ikinci dereceye bırakarak bir çatı altında oturan aile efradı gibi bütün vatandaşların birbirlerine yardım etmelerini ricA ederim/’ demiştir.
İnönü saat 13,50 de Ankaraya dönmüştür.
Yardımlar devam ediyor
Eskişehir 9 (Hususî muhabirimiz ihldiriyor) — Amerikan Yardım Kolu Başkanı refikası Madam Dorr ile Ankaranın tanınmış ailelerine mensup kadınlardan bir grup şehrimize gelmişler ve beraberlerinde getirdikleri bol miktarda yardım eşyasını felâketzedelere tevzi etmişlerdir.
Şehirdeki bütün fırınların çalıştırılması için mümkün olan tedbirler alınmış vc ekmek sıkıntısı diye bir şey kalmamıştır. Yurdun her tarafından yardım devam etmektedir.
Felâket gününden beri burada bulunan Devlet Demiryolları Genel Müdürü Galip Güran 6000 yurttaşı İdarenin muhtelif bina ve vagonlarına yerleştirmiş ve günde üç vakit sıcak yemek verdirmeğe başlamıştır.
Diğer taraftan Eskişehir Belediye Başkanı telgrafla Eskişehirlilerin ız-tıraplarına iştirak eden makam ve teşekküllerle vatandaşlarımıza teşekkür ve şükran borcunun yerine getirilmesini gazetelerden ve Anadolu ajansından rica etmiştir.
Nazilli ilçe Kızılay Kurumu vasıta-slyle gönderilen 1000 ekmek gelmiş ve tevzi edilmiştir.
İNtunbııldaki toplantılar
İstanbullular da felâketzedelere yardım için birbirleriyle yarış edercesine Valiliğe müracaat etmektedirler. Dün saat 10 da Valilik makamında büyük bir toplantı yapılmış ve yardım defteri açılmıştır.
ikinci
Ateş ve su
+İHr
ÜÇÜNCÜ
Atom âlimi Heisenberg’ bir konuşma M. Şevki Yazman DÖRDÜNCÜ
İzmir Şehir Tiyatrosu Müzik dersi beşinci
Kıtalararası muvazenesizlik ve dünya ekonomisinin âtisi
François Perroux
le
Russel Door, dün
Amerikadan döndü
“Amerikada yaptığım temaslarda, Türkiyenin ihtiyaçlarını izah ettim”
Marshall Plânı Türkiye İdarecisi Russel Door dün gece saat 22.30 da Ce-nevreden uçakla şehrimize gelmiştir.
Hava alanında kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza Russel Door ş un lan söylemiştir.
•»_ 4 haftadan beri Woshingtonda Marshall Plânı Genel td&recisi Harri-man, Forster ve Dışişleri Bakan Yar-dımcılanndan Mç. Ghee ile Pariste E.C.A İdarecisi Hoffman’la görüştüm. Kendilerine. Türkiyenin iktisadi durumunu, Marahall Plânından gördüğü yardımı ve İhtiyaçlarınızı elimden geldiği kMİar anlatmağa çalıştım. Türkiyeye yapılmakta olan yardım normal şekilde devam edecektir. Şimdilik hiç bir değişiklik mevzuub8hls değildir. Türkiyeye gelecek olan 8 ziraat mütehassisı pazartesi günü \VAShingtondan yola çıkacaklardır.”
Russel Door bu akşam Ankaraya hareket edecektir.
Belediye 1950 bütçesinin müzakeresi devam ediyor
Dün
ve
gelir kısmı. Bayındırlık
Milli Eğitim bütçeleri kabul edildi
Meclisi dün saat 15 te toplana-

Sağ *011111 bnşıiKİnkl kuponları Haklayınız
AVRUPADA ve YURTTA
3 yıl meccanen tahsil
ayrıca
Kıymetli Hediyeler
Tafsilâtını 6 ncıda okuyunuz
I
Burslarım alanııvan
taleceler için tahsisat
ayrılması kararlaştı
Ankara 9 lAA) — Talebn yurtları yilksrk tahsil gençliğini alâkadar eden dnha başka mevzular etrafında temaslar yapmak üzere bir kaç gün önce şehrimize gelmiş olan Milli Türk Talebe Birliği Başkam Suphi Bnyknm dün akşamki ek.şprealc lalanbula dönmüştür.
Suphi Buykanı burada yaptığı temaa-lar hakkında, buralarım nlanuyacak halde olan tıp talebeleri İçin, bir tahsl-aat Ayrılması teklifinin kabul edildiğini. yurdlann tealimi ve idaresi işinde Milli Eğitim Bakanlığının hastuıMyet göstermekte olduğunu, yüksek ticaret yönetmeliğinin talebenin ihtiyaçlarına daha uygun bir halde lAdil olunduğunu ve Türkiye Gençlik Birliği çalışmalarının sona erdiğini aöylvmiştlr.
ve
şehir rak 1950 yılı bütçelinin müzakerelerine devam etmiştir.
Gelir bütçem konuşulurken aü» köpeklerinden alınan resim miktarı Üzerinde münakaşalar olmuş, neticede gelir bütçesi 42.300.G25 Hra olarak kabul edilmiştir.
Bilâhare bütçenin masraf kısmına geçilerek Nafia bütçesinin konuşulmazına başlanmıştır. Söz ainn hatipler. Atatürk Bulvarı Üzerinde bulunan ar.snlann çok pahalı olduğunu vc bu yüzden bir türlü inşaat yapılamadığını, asfalt yollaıın çabuk bozukluğunu, yeni yullftm İhtiyaç bulunduğunu tebarüz ettirmişlerdir.
Tenkldlero cevap veren Nafia iîüdürü. şehirde birçok yolların yapıldığını, Üsküdar - Şile. Bebek - îstınve yollarının asfalta çevrildiğini, diğer yolların tftmlr edileceğini bildirmiş, neticede Nafıa Müdürlüğünün bütçesi kabul olunmuştur.
Daha sonra Milli Eğitim bütçesinin konuşulmasına geçilmiştir. Burada da söz alan hatipler bütçeyi t en k id ederek, ilk okul öğretmenlerinin talebelere iyi muamele etmediklerini, bir çok binaların iskâna uygun olmadığını, her türlü mecmua çıkaranların satış yapmalı için mekteplere hücum ettiklerini anlatmışlardır.
Bunlara cevap veren Milli Eğitim Müdürü, ilk okul öğretmenlerinin talebeye gayet müşfik davrantylfcl&nnı bildlsin* ve diğer meseleleri tetkik edeceğini söylemiş, neticede bu bütçe de kabul edilmiştir.
Bilâhare kürsüye gelen Vali ve Belediye Reisi, Azaların konulmalarında ki hÜNnüniyote rağmen bazı tekellüm muvazenesizliği olduğunu ve bunların Belediyenin işlerini güçleştirdiğini, boyan etmiştir.
Mareşal Voroşilof Rusyanın atom
bombasına uıalik olduğunu te> İd etti.
Burnu buj udu.
fltavfs ?
Y W N t f S T Â N B ül
10'Mart TM0
Sular altındaki Eskişelılrden bir görünüş

Sabaha karşı
Lübnan Başvekiline bir suikast yapıldı
Tanıas 10 (Hususi mulmhİrİmİMİen tclgraria) — Lübnan Ba§-vekiline karşı bugiin bir suikast yapılmıştır. Başvekil, bu suikastı atlatmaya muvaffak olmuştur. Fakat patlayan bombadan İki kişi ölmüştür, Üç de ağır yaralı vardır. Suikastı yaptlnla beraber birçok kimse de tevkif edilmiştir. Tahkikat gizli tutulmaktadır.
Bekri
Su ve ateşi, kendine hizmet eden ve faydalı hir hale sokan hir millet, ilim ve irfandan istifade etmiş ve medeniyetten maksut olan refaha kavuşmuştur
MEMLEKETİMİZİN asırlardan beri şikâyet ettiği ve en çok korktuğu iki ®ey, ateş ve sudur, Dininde cehennemi sönmez ateş-.lerle tasvir edilerek görmüş ve korkmuş, su için de onun nazarında tufan dalma dehşetli bir manzara irtıe etmiştir. Asırlardan beri memleketimizin harap olan yerlerini gözden geçirirsek bunlarda hareketi arzdan sarfınazar, bütün hissenin ya «uyun veyahut ateşin zulmüne ieabct ettiğini görürüz. Bilhassa Meşrutiyet devrinden sonra Türkiyenhı arlık medeniyet Aleminden tamamen istifade etmeye karar vermesinden sonra, hadiseler sanki bu kararlarla istihza ediyormuş gibi, büyük şehirlerimiz ve bahusus güzel tstanbulumuz büyük yangınların dehşeti İçinde kısmen kül olmuş, Anadolunun muhtelif yerlerinde her sene bir veya iki defa seylâplar evleri yıkmış, tarlaları tahrip etmiş, hayvan ve ekinleri götürmüş ve bu hâdiseler daima tekerrür etmiştir. Son birkaç senenin vakalarını, hafızalarını hiç zorlamadan gözlerinin Önünden geçirenlerimiz bilhassa bu felâketlerin ne kadar elim birer facia olduğunu tasdik ederler. Bir musibetin bin nasihatten evlâ olduğuna dair Türklerin ve AvrupalIların müşterek atasözü öyle zannediyoruz ki bizde tesirini yapamamıştır. Fabrikaları kurarken, muazzam binalar İle yeni şehirler ortaya çıkarmak isterken, bu insanlıca en faydalı olması lâzım gelen ateş ve «uyu biz karşımızda en tehlikeli bir düşman olmaktan ve onun zebunu kalmaktan kendimizi kurtaramadık. Dünyanın pek az memleketlerine nasip olan bir şeye, deniz kenarında veya denize yakın yerlerde maden kömürlerimiz varken bunlan memleketin sanayiinde istimal etmek ve bunlarla evlerimizi teshin eylemek imkânlarını temin edemedik. Bundan iki Üç sene evvel Tür-kiyeden kömür almak İçin müracaat eden memleketlerin arzularını yen ne getirmek ve döviz kazanmak çarelerini bulmaktan sarfınazar, zaten başka memleketlere nazaran kısa olan kendi kış mevsimimizde kendimizi ısıtmak yollarını bulamadık. Fabrikalarımız, vapur vc trenlerimiz kö-mürsüzlükten veya kömürün fenalığından şikâyet ettiler. Kuraklıktan şikâyet eden Anadolu tarlalarını tava ve ıska etmek için oralardan geçen çaylardan faydalanmak ve mahsulü arttırmak gibi şeyleri, hep nazari olarak gözden geçirdik, plânlar yaptık ve hattâ bazılarına başladık. Fakat, karşımızda bize çok faydalı olması lâzım gelen su, bize, nimet olacağı yerde, taştı, birçok yerleri sildi, süpürdü ve neticede biz onun çekilme-
Fransız Cumhurbaşkanı Auriol,

Ingiliz Parlâmentosunda konuştu
Fransız Cumhurbaşkanına cevap veren Mührü Hâs Nazırı dedi ki : “Fransız Milletinin refah ve saadeti tahakkuk etmedikçe, milletimizin refah ve saadete ulaşa »uyacağı kanaatine varmış bulunuyoruz.”
Londra, Paris, Berlin, 9 (YİRS) — Fransa Cumhurbaşkanı Vincent Auriol eşiyle birlikte bugün Londradakl Fransız hastahanesini ziyaret etmiş ve gönüllü olarak çalışan üç İngiliz doktoruna lejyon donör nişanı vermiştir.
Bundan sonra İngiliz Parlâmentosunu ziyaret eden Cumhurbaşkanı, Lordlar Kamarası Başkanı ve Avam Kamarası sözcüsü tarafından “hoş geldiniz” nutuklarlyle karşılanmıştır.
Lordlar Kamarası ile Avam Kamarası, Fransa Cumhurbaşkanı Auri-ol’un demecini dinlemek üzere, bir arada toplanmış bulunuyordu.
Auriol, ezcümle şunları söylemiştir:
“İngiltere Parlâmentosunu, yani İnsan hürriyetleri kalesini, Fransarun şükranlarını sunmak üzere resmen ziyaret ediyorum. Kasırgalara rağmen bünyenize, müesKeBclvrinlze, u-mumî hayatınıza, demokratik geleneklerinize sadık kaldınız. Bu en büyük zaferLnlzdir. Hürriyet., mağlûp etmek için, en iyi silâh olarak sizin hürriyetlerinizi kullandı. Gayretlerimizi birleştirmek, uzlaştırmak, bağdaştırmak, refahımızı, ihtişam ve kudretimizi arttırmak, dostlarımızın güvenini teyld etmek; barışı takviye etmek demektir. Hürriyetlerimiz üze
sini bekliyerek sevindik. Tekerrür etmemesi için neler lâzım geldiğini belki düşündük, fakat karar veremedik. Bundan dolayıdır kİ bugün bizim karşımızda ateş ve su bizim hizmetkârımız değil, bizi tahrip eden, yakan ve yıkan bir düşmandır.
Öyle zannediyoruz ki bu hâdiselerin bir veyahut birkaç müsebbibini aramak büyük bir haksızlıktır. Bu içde en mühim nokta, memleketin umumî seviyesidir. Şüphesiz ki Hükümetin hidamatı umumiye için üzerine düşen birçok vazifeleri vardır. Bunların içinden belki en ınühınınıı su ve kömür işlerini halletmektir. Fakat bunu tamamen yapamıyacağımızı artık kabul ve bu işi bir ccnabi ihtisasına tevdi etmek lâzımdır.
Almanlar Holândadan çekilirken deniz sathından aşağı olan bu memleketi setleri tahrip ederek sular altında bırakmışlardı. Bir sene geçmeden bunlar tamir edilmiş ve şimdi üçüncü sonesinde bütün bu arazi yi-no eskisi gibi kilometrelerce lâle tar-lalnriyie süslenmiştir. Toprağının azlığından denizin bazı sahalarını tarlaya çeviren o memleketin bu vaziyeti ile güzel topraklan olan memleketimizin bugünkü vaziyetini mukayese etmek, şüphesiz ki bize teselli verecek bir manzara göstermez.
Umumi seviyenin bu Işlo mühim alâkalarından biri do bütün bu işleri hükümette bırakmıyarak halkın da kendi hissesine isabet eden hizmeti yine kendi faydası için yapması lüzumudur. Muazzam tarlaları bulunan çiftlik sahiplerinin çay kenarında olan yerlerine bir set çekmediklerini ve Eskişehir gibi memleketimizin sanayi ınıntakası olan, zahire pazarı bulunan ve halkı şüphesiz ki nispeten müreffeh bulunan bir yerde yapılan binaların temelinin dahi kep-plçten yapıldığını işittiğimiz vakit, itiraf edelim ki çok mütecasir olduk.
Tuğla fabrikaları olan ve bu fabrikaların adetlerinin arttırılması çok kolay olan bir yerde bütün binaların hiç olmazsa temellerinin bugünün fenni şartlarına göre yapılmış olması icap ederdi. Bu fenden maksadımız Avrupada görülmüş bir tahsilin mahstllü olacak büyük nazariyeler değil, belki umumi İnşaat düsturlarıdır. Bunu bir taraftan yine hükümetin vazetmesi, diğer cihetten de halkın yapacağı işte kendi menfaatini biraz daha İyi düşünerek ona göre hareket etmesi icap eder. Aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya, bütün halk tabakaları arasındaki seviyenin yükselmesi sayesinde su ve ateşi hâdlm kıldığımız gün, memleketimizde büyük bir bayram yapmak hakkını kazanmış olacağız.
★★★
rine çöken korkunç tehditler karşısında ve her sahada, yalnız Fransa ve lngîlt.erenin değil, mtişt» rek güvenliğin hakiki teşkilâtına iştirak etmek isteyen, sözleri ve fiilleriyle Birleşmiş Milletler Yasasına sadık bütün milletlerin birleşmemi elzemdir. Her birinin hürriyetlerine saygı göstermek ve karşılıklı itimat beslemek şartı ile her milletin refahını ancak milletlerarası teşkilât sağlaya-bilir.,,
Aıırtöl’un nutkuna cevap veren Mührü H:ıa Nâzın Jawitt:
“Fransız Minelinin refah vc saadeti şartı tahakkuk etmedikçe, milletimizin saadet ve refaha ulaşnmıyara-ğı kanaatine varmış bulunuyoruz.,, demiştir,
Fransız Cumhurbaşkanı v( Bayan Vincent Auriol dün «akşam Fransız Büyükelçiliğinde Kı rai, Kıra İlçe ve Prenses Elizabcth şerefine bir ziyafet vermişlerdir.
Ingiliz Kıra! ve Kıraliçeslnln Fransız Cumhurbaşkanının ve eşinin Lon-draya yapmakta oldukları ziyareti bir kaç aya kadar iadeye davet edilmeleri beklenmektedir.
Şimdiye kadar hiçbir davet vaki olmadığı söylenmekte ise de Auriol* un Kıralla yaptığı özel konuşmalarda Paris’i ziyareti ima elmiş olmasından şüphe edilmemektedir.
Hususi surette Atmaya gönderdiğimiz R. Guyoıı bildiriyor
Yunanistanda vaziyet henüz aydınlanmadı
Plastiras - Venizelos - Papaandreu partilerinden mürekkep koalisyon kabinesi mümkün olmazsa, Meclisi feshetmekten başka çare kalmıyacak
Atina, 0 (R. Guyon'dnn telgrafla) — Seçimlerin galibi telâkki edl» len Üç parti orasında görüşmeler devam etmekledir. Burada herkes müstakbel Flaıliraa - Venizelos - Pa-paandruu kabinesinden bahsediyor. Fakat bu üç partinin anlaşması zannedildiği kndnr kolay olmayacaktır. Her şeyden evvol Plastiras vc onun teşkilâtı bir muammadır. Parlâmentoda bu partiye alt blokun, başlarında bulunan Plaatlras'a İtaat edeceğini kimse temin edemez. Bilindiği gibi bu partiye verilen reylerin % 30 u solculardan gelmektedir. Bu solcu reylerle seçilen Plastlrasçı mebusların, Liberal Venizelos’la kayıtsız şartsız işbirliği yapacakları şüphelidir. Bunların, bazı vazıyetlerde Sofyano-pulos'un müfrit sol partisi ile birleşmeleri muhtemeldir. Diğer taraftan bu koalisyon hükümeti, en nikbin hesapla 110 mebusa karşı 140 snn-dalvava sahip olacağından, her an ekalliyette kalması da mümkündür.
Vaziyeti aydınlatabilmek İçin Ve-nlzelos’ln konuşmaya gittim. Eğer koalisyon kabinesi kurulursa. Venl-zclofi'un, başbuknnlığı Plaatıras’a bırakacağı muhakkaktır. Fakat, iktidardaki tecrübesi ilo, hükümet hareket tarzında birinci derecede bir rol oynayacaktır. Dışişleri Bakanı veya Başbakan Yardımcısı olması ihtimali vardır. Bu yüzden, vereceği beyanat mühimdir.
Venizelos, çok bahsedilen bu koalisyon kabinesi hakkında biraz şüpheli görünüyordu.
“— Mamafih, bir hükümet kurabilmek için başka imkân da yoktur, dedi. Halkın tutmadığı Çalduris’le işbirliği yapabilirim. Ben de vaktiyle Populas’la beraber çalıştığını İçin bu defa epeyce rey kaybettim. Bir daha aynı tecrübeye kalkışamam.,,
O zaman Venizelos’a sordum: (
“— Eğer koalisyon kabinesi imkânsız hale gelirse ne olacak?,,
Bana kati bir lisanla dedi ki:
“— O vakit tek hal çaresi Parlâmentoyu feshetmektir,,
Fakat birçok kimseler bu koalisyonu mümkün gördüklerinden Venl-zolos'tan fikirlerini açıklamasını istedim. Şunları söyledi:
“— Ben Batı Demokrasi devletleriyle dostluğun büyük müdafiiyiın. Marshall Plânına ve Truman doktri-•
nine taraftarım. Sovyctlere gelince, bize karşı Bulgarlslana ve Arnavut-
Fransanm Vietnam politikası tenkid ediliyor
VVashtngton, 9 A. A. (UP) — Buradaki bazı siyasi şahsiyetlere göre, Fronsanın birleşmiş Vietnam Devletine daha büyük bir istiklâl vermekten görünürde İmtina etmesi Güneydoğu Asyavı komünizme karşı desteklemeyi güçleştirmektedir. Fransa İç ve dış işlerinin kontrolünü elinde
Kısa haberler
Fransa - İngiltere müşterek ınaııı v ratan başladı
Paris, 9 (YİRS) — Uçak gemi terinin de iştirak ettiği Fransa -İngiltere müşterek deniz manevraları, Toulon’un cenubunda başlamıştır.
Kıra! Abdullah İngiliz Elçisiyle geziyor
Amman, 0 A.A. (AFP) — Kı-ral Abdultah. bu saban refakatimle İngiliz Elçisi Kirkbrlde vo küçük oğlu Emir Nalf olduğu halde uçakla Kızıldenizdelcı klh.iık Ürdün Umanı Akubuya gitmiştir. Beş gün sürecek otan bu seyahat zarfında Kıral n bölgeyi gezecektir.
Sardııııyu İşçileri arasında kargaşalık
Roma, 0 A.A. (AFP) — Sar--hmymJHİu tarım işçileri arasındaki kaynaşma nı tnidki.' iıı,
Cagliarı eyaletinde hiıçulc top rakların cebren işgal edildiği bil-’dırdım-ktvdlr.
Polis müdahale etmiş vc lü kişi şsa( ıh a verilmiştir.
KomiıııHr Çinliler bir adayı zaptettiler
l.uibn. 9 (YtRS) Formoza-dfiki nıillivelçl Çin Icar.-ıı uâhı, Liu Çau yarımadasının «n mil mo( sııfosinde bulunan VVei Çau adasının koınüniatlur tamımdan iş-«al edildiğini teyid otnııstiı
KorfıUnlstler adaya vü? kadın çıkartına teknesiyle çıkmışlardıı
luğa yerleştirdiklerl çetecileri geri çeker ve Yunanintanm toprak bütünlüğünü tanıdıklarına dair teminat verirlerse onlarla münasebet kurma mevzuunu yeniden tetkik edebiliriz. Türk - Yunan dostluğunun elbette ki hararetli taraftarıyım. Her iki memleketin Atlantik Paktına veya buna benzer diğer bir teşekkülü girmelerini çok isterim. Zaten ben Türk -Yunan birliğinin reisiyim. Bu teşkilât, İç harpler yüzünden ihmale uğramıştı. Onu yeniden canlandıracağım...
İş politika bakımından Venizelos umumi affa taraftardır. Fakat, artık bir Yunan vatandaşı telâkki cdilemi-yeeek otan komünist âsilerin bu aftan istifadelerine razı değildir.
çuldurı* vaziyeti nasıl görüyor?
Venizelos’tan sonra görüştüğüm Çaldaris seçimlerde mağlûp vaziyete düştüğü için pek tahıl olarak biraz neşesizdi. Şimdilik muhalefette kalmayı düşünüyordu. Bana dedi ki:
“— Son dört sone zarfında elde edilen eserin kaybedilmemesi ve memleketin müstakar bir hükümete malik olabilmesi için Plastiras müstesna bütün partilerle İşbirliğine hazırım. Fakat seçimlerin neUtesİnden ve mebuslukların müteaddit partiler tıraşında taksime uğramış olmasından Inüteossl'rim. . - A
Yıınanlstanda yakın bir zamanda yeni seçimlere intizar etmemiz pek-tabiidir ..
Venizelos ve Çaldarls’in bu noktada anlaşmış olmaları son derece calibi dikkattir. Bazı mahfiller Venıze-los’un Çaldaris’lc işbirliği yapmamak hususundaki eski kararına döneceğini söylüyor. Bu takdirde pek az bu thtiıpalle sağcıların bir koalisyon vücuda getirdikleri görülecektir. Bu ne YunanisUnın ne de dünyanın lehine olmıyacaktır. Elinde olmayan sebeplerle solcular tarafına iltihak etmek mecburiyetinde kalan Plastiras belki de Venizellst ve Papaandreu trupundan birkaç mebusu da kendisiyle birlikte Sofyanopulos’la birleşmeye şevke, teşebbüs edecektir. Böyle oır meylin beynelmilel neticeleri dorhâl göze çarpmaktadır. İşte bu sebeple bütün Yunanistan bugün merkezde bir koalisyonun teşekkülünü istemekte vc bu mümkü olmadığı takdirde az veya çok yakın bir zamanda yeni bir seçime gidilmesini temenni etmektedir.
tutarak Vletnama matûf olr istiklâl vermiştir. Amerikalı resmi şahsiyetlerin kanııatince Vietnam Güneydoğu Asyanın kilidi mevkiindedir. Bu şahsiyetler Vietnam elden çıktığı takdlı-dc Güneydoğu Asyanın geri kalan kısmının da Moskovanın eline geçeceği hususunda ısrar etmektedirler.
Italyan KuıuünM Partisi zayıflıyor
Roma, i» A.A. (United Press) — Italyan Komünist Partisi 11u sene evvel en kuvvetli şeklini aldıktan sonra 600.000 Azasım kaybet miş olduğunu İtiraf etıriş bulun maktadır.
I rnıısrz ICiMiııdıısıniD
\» ıı| lunrıığı
Qucbec, 9 A.A (AFP) — U-zerinde zambak çiçeği bulunan bayrağı Fransız KanadalInın milli alâmeti olarak yeniden kabul ejden kanun tasarısı -ufıra karşı 82 oyla tasvip vdilmiştlı. Holündü tıırİBt celbi İçin hazırlıklar > apıyör
Hllversum, 9 (YlRSı — Kotanda. Hükümeti, memlekete turist celbotmek İçir* 1 nisandan 31 ekime kadri i muteber tren kartları basmaya karar vermiştir. Bu kartlar, memleketi ziyaret edecek olan turistlere çok ucuz bir fiyat mukabilinde satılacaktır. Turist ler, bu kartları demli yollarında kullanabilecekleri gibi, otobüs ve diğer nakil vasıtalarından dn isti fmta edebileceklerdir
Veıll senede beş defa evlenen bir gem teykif • dildi
Permise. 9 A.A lAFPı — 1913 ten beri beş defa evlenen Agri-genl'lı delikanlı mütevazı bir reli teşta etmiş» ıı
Muhtelif şehirlerde hnş mera sim yapılmış vr her birinde bu
Meclisin bugünkü gündemi
Ekonomik işbirliğine dahil memleketler ve B. Amerika ile akdolunan anlaşmalar
Ankara, 9 (Hususi muhabirimiz | bildiriyor) — B M M, yarın Ekonomik İşbırliğe dahil rnemlokotlor vo | Amerika Birleşik Devletleri İle akto-lıınan anlaşmalar gereğince yurda ithal olunacak malların montelerinin tesblti hakkında Hükümetçe hazırla nan tasarıyı görüşecektir. Bütçe komisyonunda tasarının aldığı şekle göre. 5252 sayılı kanunla onanan Avrupa Ekonomik işbirliği Sözleşmesi vc 525.3 sayılı kanunla tasdik olunan Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri arasında Ekonomik İşbirliğinin icaplarından olarak Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti veya bu hükümetin ajanı sıfatly-lc hareket edecek kuramlarla vc Avrupa Ekonomik İşblrllğe dahil diğer memleketlerle aktolunan ve olunacak anlaşmalar gereğince açılan ve açılacak kredi, bağış vcsalr milli kaynaklar karşılığında yurdumuza İthal edilecek malların ahdi tenzilâttan faydalanmalarında esas olacak mensclcrinın tâyininde Ekonomi, Ticaret ve Gümrük - Tcket Bakanlıklarınca birlikte kararlaştırılacak usule göre muamele yapılacak vo bunlardan ayrıca menşe şahadetnamesi aranmayacaktır.
Köy İnşaat müteahhitleri kazanç ve buhran vermemeleri hakkıııdaki tasnrı
Ankara 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor» — Çoruh milletvekili Dr. Cemal Kazancıoğlunun köy bütçelerinden yapılacak inşaatı taahhüt eden müteahhitlerden kazanç ve buhran vergileri alınmaması hakkındaki kanun teklifi B M M. nln yannki gündeminde konuşulacaktır.
Teklifin bütçe komisyonunda aldığı şekle göre köy bütçesinden ayrılan
Meslekî ve teknik okullar arttırılıyor 1951 - 1960 seneai içinde Milli Eğitim Bakanlığı, 75 milyon liraya kadar taahhüde girecek
Ankara 9 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Mesleki ve Teknik okullar açılması ve mevcutların büyütülmesi hakkında 1942 yılında çıkarılmış olan kaımn İle hükümete 7.5 milyon liralık ödenek verilmişti. Bu defa bu kanuna ek olarak hükümetçe hazırlanıp B, M. ML ne verilen hükümet tasarısı Milli Eğitim Komisyonunda kabul edilerek Bütçe Komisyonuna gönderilnı iştir.
Bu tasarı hükümlerine göre Milli Eğitim Bakanlığı yeniden 75 milyon liraya kadar 1951 - 1M0 yıllarında geçici taahhütlere girişmeye yetkili olacaktır. Yapılacak mesleki ve teknik okullar hakkındaki program Bakanlar Kurulunca onanacak ve bu program dahilinde sarfiyat yapılacaktır.
Sioklıolın güreş
Greko - Romen güreş takımı yarın akşam seçiliyor Spor Sarayında yapılacak müsabakalara sekiz sıkletten 21 güreşçi iştirak edecek
24 martta. Stokholmdn yapılacak Dünya Greko-Romen birinciliklerine katıtacnk takımımızın seçmelerine yarın akşam Spor ve Sergi Sarayında başlanacaktır. Yaşar Doğunun henüz Paklstanda bulunması bu güreşçinin seçmelere iştirakine mâni olmuştur. Bu hususta Giıreş Federasyonu Başkanı Vehbi Emre kendisiyle konuşan arkadaşımıza şunları söylemiştir:
••— Yaşar Doğu, buradan Pakıs-tana giderken 23 şubatta Tüıklyeye
genç adam yeni blı hüviyetle ve yeni bir meslek sahihi olarak kentlisini takdim etmiştir.
Nihayet drahomasını atarak terkettiğj son karısı sayesinde polis bu gencin faaliyetine son \erıui:dır.
Kendisi hâlen laaddüdü-zev-câttarı sanık olarak hapishanede istir.ıh.ıt ottât ktl «ür.
Qııobe( ’le insandan hızla furo var
Quebec, 9 A.A, (AFP) — Be-indiye makamlarına gönderilen vc farelerin kütle halinde imhasını isteyen imzasız bir mektupta şöyle denilmektedir:
“şimdi Quebcc’te insandan faz la fare vardır..,
Mektubun sahibi belediyeye fare Kuyruğu getirecek her şehirli ye 5 ilâ 10 sentlik bir prim veril meşini teklif etmektedir. Molotof 60 yaşında
Londra, 9 (APı — Moskova Radyosu dün buradan dinlenen blı yayınında. Sovyet ler Birliğinin • iki Dışişleri Bakanl.«ı «’ul.'in V M. Molotof a 60 mcı doğum yıldönümü münuscbetıylf l.enm nişuı.ı verilmiş olduğunu bildirmiştir Yuııtıııihtaııda büyiik çapta dolur kaçakçılığı
Atina, 9 AA. (AFP) — Mili) Dövizi Himaye Servisi 600.00(1 doların kncırılmafiim temin etmiş olan bir şebeke keşfetmiştir.
İki İ-3MJ memuru tevkif olun muştur.
paralarla veya köylünün bedeni, nakdî yardımları vo teberruları İle veya 5210 sayılı kanun gereğince sağlanan ynrdımtarta bir köy içinde veya bir kaç köyün birleşmesinden doğan bölge merkezlerinde bu köylerde oturan ve mesleği müteahhitlik ve İnşaatçılık olmayanlar tarafından yapılan ve bedeli 20 bin lirayı gvçmiyen okul binaları, Öğretmen evleri, sağlık binaları ve köy sağlık memurları evleriyle köyün hükmi şahsiyetine ait olup irat getirmeyen binalar dolayıaiylo bıı kimseler âdına 19 haziran 1942 tarihinden 1.1.1950 tarihine kadar tahakkuk ettirilen ruhsat tezkeresi hareleriyle, kazanç vergisi ve zamları, buhran vergisi ile bunların cezaları silinecek ve tarhedilmemlş olanları tarhcdilmiyecek. bunlardan tahsil e-dllmiş olanlar bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl İçinde İstenilmek şartiyle geri verilceoktir. lipari a Gülyağı FHbrlkaHinırı durumu hugüıı Mecliste görüşülecek
Ankara 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Yarın B. M. Meclisinde görüşülecek mevzulardan biri de İsparta milletvekili Kemal Turan ve 4 arkadaşının İsparta GÜlyağı Fabrikasının Tekel İdaresince İsparta Belediyesine devri hakkındaki kanun
Bütço komisyonundan geçerek son şeklini alan teklife göre Tekel idaresinin mülkiyet ve tasarrufu altında bulunan İsparta Gülyağı Fabrikası bütün müştemilâtı ve teferruatıyla birlikte İsparta Belediyesine parasız olarak devir ve temlik edilecektir. Ancak Belediye bu fabrikanın gülyağı isühsa|ine yarar bir halde muhafaza ve idameye mecbur olacaktır.
D. D. Yolları personeli terfih ettirilecek
Meclis Bütçı? Komisyonu, bu husus için 3,5 milyon liralık karşılık temin etti
Ankara 9 (Hususî muhabirimiz bildiriyor ) — B. M. M. Bütçe Komisyonu bugün Devlet Demiryollarında çalışan aktif personelin gündelik ve aylık ücret baremleri hakkındaki kanun tasarısını müzakere vc kabul et-nıiftır. Kabul edilen bu baremle Demiryolları atelyelerlnde çalıştın İşçilerin gündelikleri arttırılmaktadır. Ay* rica hareket halinde çalışan şeitren, koüdoktor. makinist, ateşçi. gard-fren ve yağcı personelin hâlen almakta oklukları 20 - 40 para kilometre primi üç misline çıkarılmaktadır. Bu suretle kilometre primi 1-2 kuruş üzerinden tediye edilecektir.
İşçi gündelikleriyle. kilometre primlerinin arttırılmasına karşılık olarak .3.5 milyon Ura temin edilmiştir.
terine hazırlık
döneceğine ve kampa girip dünya birinciliklerine iştirak edeceğine söz vermişti. Kafile başkanı Danyal da Yaşar Doğunun bu sözünü yerine getireceğine dair beni İkna etmişti. Bugün kampın son günlerini yaşıyoruz. Cumartesi ve pazar günü takımı seçeceğiz. Yaşar Doğu cumartesi gününe kadar gelir ve güreşlere iştirak eder, rakiplerini yenerse Stokholma gider, şayet seçmelere yetişemezse uzun zamandan beri çalışan kimselerin yerine maalesef Yaşar Doğuyu alamıyacağız.,,
Cumartesi ve pazar akşamı şu güreşçiler müsabakalara girecektir:
52 kiloda: Ali Yücel, Hallt Bala-mir. Hüseyin Erk men, Cemil Dcmir-fiüren.
57 kiloda: Nasuh Akar, Halil Kaya, Melih Eren, Süha Karman. Kemal DemlrsUren.
62 küoda: Nureddin Zafer. Mehmet Oktav, Cemal ÖztUrk, Ahmet Bulut.
67 kiloda: Tevflk Yüce, Tcvfik Uysal,
73 kiloda: Celâl Atık, Ahmet Şenol
79 kiloda: AH Özdemir, Muhlis Tuyfur.
87 kiloda: Muharrem Candaş
Ağır: Adil Candemir.
HAVA RAPORU
Son -'i unut içinde yurdumuzda hava Sfarmiını. Karadeniz kıyılurı. iç vc Dağıl Anadolu vo Akdeniz kıyılarında çok bulutlu vc yer yer yağışlı, diğer bölgelerde bulutlu goçınişiır.
Yağışlar Karadeniz kıyılalı U« İç v© Doğu Aıınddlunuh bazı kiHinılnrmdn kar, diğer vcrlcnlv yağmur şeklinde olmuştur.
Kar kalınlıkları, Kara kösede li. Karata 39. Sivımtıı 26, Erzuruındu 15, VanlIn 5 anot (metredir.
En düşük alçaklık sıfırın altında Kura kösede 16. on yükack ısı sıiınn üstünde Fclhİyvdr 20 drrvc(«llr-
Bugün. şehrlihiiidc havanın, uınumi-veilo bulutlu geçmesi, rüzgârların bat: vc kua«\V'•batıdan orlıı kuvvette camoal. hııva sıcaklık derecesinde bir derişiklik Hİmumam muhtemeldir.
Ortn Avrupa, alçak tnxs|kıt ınâruz kolmııûu devam edecektir. Yüksek tazyik Brıı&nyaya geçmiştir.
Çocuk sanatı, afiş ve fotoğraf müsabakaları
Kazananlara para mükâfatı verilecek ve eğerleri Pariae gönderilecek
Mnrnhall plânı tarafından yapılmakta olan çocuk annııtı, afiş va fotoğraf müsabakalarında, birinci gelenleri teablt e-docek otan jüri heyetleri heıırtanmıştır
Seçilen Jüriler aşağıdaki şahıtlardan mürekkeptir:
Çocuk anrıat.ı mltaabaltoaı: Arif Kaptan (Ankara Gazi Lisesi resim öcreb-meni). Eşref Bren (Birinci Ankara Lt-mohI roeliTi ÖCrotmnnl). İsmail Hakkı Uludağ (MIHI eğitim müfettişi), Malik Akne) (Ankara Gazi Enetltüflll realm öğretmeni), Refik Ekipman (Ankara Gazı EnatltltaÜ renim Öğretmeni).
Fotoğraf mÜNiıbakanı; Zeki Faik îger (tatnrıbul Güzel Sanatlar Akademini müdürü). Şin/iHi Barutçu (Ankara Gazi Enstltitaü resim öğretmeniı. Rlfat Tllmrr (Riyaartlcumhur filârmonik or-kestrası Üyelerinden).
Afiş müsabakası: Kenan Tsmizan (Hetanbul Güzel Sanatlar Akademini dekorasyon profesörü). Fertd Apa (Ankara İkinci Teknik Okul öğretmenlerinden), Sald Yada (Ankara İkinci Teknik Okul öğretmenlerinden) .
Jüri heyetleri tarafından noçllccek o-len eserlere para mükâfatı dağıtılacak ve ondan sonra da bu eserler Perise gönderilecektir. Böylelikle sanat sahanında Avrupa milletleri arası bir yakınlaşma olacak vo Parinto seçilenler yeniden mükâfntlur alacaklardır.
Eskişehirlilere yardım İçin bugün Vilâyette toplanılacak
Bugün sıuıt 10 (la rılAknlılnrın İştirakiyle, Eeklsehlr r«lftkct«e(l?lcrlne yapılacak yarüımıp esnalarını tceblt etmek İçin, VllAyctte bir toplantı yapılacaktır.
Mesken meselesi komisyonlarının raporları hazırlandı
t.tanbulun menken meselesini hallet, mek İçin çalınmalar yapan komisyon-ların bir taneni hariç, hepsi raporlarını Brirdlveye vermişlerdir. önümüzdeki günlerda bütün raporlar tamamlanacak ve umumi boyat toplantısı yapılarak İcAtl bir neticeye varılacaktır.
Başbakan Yardımcısı Borsaya geçti
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Baka* nı Nihat Erim, dün sahalı Ankaradan ekspresle şehrimize gelmiş ve Pendlkıe trenden İnerek Kartaldan araba vapu-rivlc doğruca Yalovaya vo oradan d.% bir kaç gün İstirahat etmek Üzere Bur» saya gitmiştir.
Atom âliminin beşinci konferansı
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi-nin davetlisi olarak şehrimizde bulunan Erof. Dr. Hrlaonbcrg, vermekte olduğu seri konferansların beşincisini bugün saat 17 de Lâlelideki konferans salonunda (.Modem Atom Fiziğindeki F»daefl E-Bnslnrn Dair) mevzuunda umuma verecektir.
BUGÜN VERİLECEK KONFERANS: “Tiirkiyede sanayii teşvik rejimleri üzerinde düşünceler”
İstanbul Ünivcrslusl İktisat Fakültesi, İktisat vo İşletme Prufesoru Dr. Ahmet Ali Özcken bugün ü>aat İS de Ticaret ve Sanayi Odasında. İktisat Fakültesi Mezunları Cemiyeti adına (Tur-klycde sanayii teşvik rejimleri üıertada düşünceleri mevzuunda bir konferans verecektir.
Devlet Tiyatro ve Operası rejisörü Avrupaya gitti
Ankara Devlet Tiyatro ve Operusı Başkanı Muhsin Ertugrul, dün saat 16 da uçukta Roma ya gitmiştir.
Kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza. Devlet Tiyatro ve Operası İçin bir şan hocası bulmak üzere Italyndnn başlıya-rak înglltereye kadar bütün Avrupa memleketlerinde 15 gün süren bir inceleme gezisi yapacağını söyllyen rejisör Şehir Tiyatrosundaki ihtilâf hakkında şöyle demiştir:
'•— Ankaradan dtln sabah geldim. Bu mevzu İle hiç meşgul olamadım. Bu gibi hâdiselere ehemmiyet atfetmek doğru değildir. Bunlar bir aile İçinde olan küçük anlaşmazlıklara benzer. Darılırlar yine behemehal barışırlar./*
M. E. B. Talim, Terbiye Dairesi Başkanı geldi
Bir müddetten beri Ingilterede okullar ve muhtelif tedrisat sistemleri üzerinde İncelemeler yapan Milli Eğitim Bakanlığı Talin, ve Terbiye Dairesi Başkanı Kadri Yürükoglu dün uçakla Lon-drndnn şehrimize gelmiştir.
Başkj^rı tetkiklerinin neticesini bir raporla Bakanlığa bildirecektir.
Denizyolları, dış denizlere muntazam şilep seferleri tanzim edecek
Devlet Denizyolları Umum Müdürlüğü Batı ve Kuzey Avrupa lımantarlyta memleketimiz arasında muntazam şilep nakliyatı için tetkiktaro baştamıştır. Akdenteden Battık limanlarına kadar başlıca ticaret merkezlerine uğrayacak olan kendi vapurkrımmn memleketimizin ithalât ve İhracat eşyasını doğrudan doğruya nakletmeleri bu şekilde sağlanmış olacaktır.
Yeni bir deniz feneri
Edremit körfezinde Kamburuna yeni bir deniz feneri konulmuştur. 15 martta faaliyete geçecek olnn bu fenerin ışıkları 18 milden görülecektir
Bulgar Elçisi geldi
Buigartetanın Ankam Elçisi Çobanof dün sabah Ankaradan ekspresle şehrimize gelmiştir. Doğruca Konsolosluk binasına giden Çobnnof gazetecilerle 5Ö-ruşmek İstememiştir.
Talebe Birliğinin gazetecilerle toplantısı
İstanbul üniversitesi Talebe Birliği âzıttarı dün öğleden sonra Marmara Lokalindi* Gazeteciler Ccmbretl mensup-lııriyle bir buluşma tertip vtmlşler vo günlük muhtelit meseleler Üzerinde konuşmuşlardır.
Büyük Reşit Paşanın
150 nel yıldönümü
13 mart 1950 pazartesi, Büyük Re.ıtt PaşHiun yüz ellinci doğum yılına rastlamaktadır. Üsküdar Halkevi bu vesile Uû mezkûr günde Lt/ınbııl Yüksek Ekonomi ve Ticaret Ok»*lu konferans »atanımda saat 16 da bııvük bir anma töreni hazırla inişi r.
10 Mart 1050
Ssyfa 3
Fransada "Generaller rezaleti
denen hâdisenin içyüzü
. Legion d’honneur nişaniyle taltif edilen ve Fransa politik hayatına hükmeden Peyre kimdir ?
Komiseri yerine istediği
Brezi.1-
askeri altına
ki, bu nefret insan, kan
Paris. (Hususi Büromuz bildiriyor) — Fransız umumi efkârı şu sıralarda ne İngiliz seçimleri, ne soğuk harp, nc de Doğu - Batı mü-nasebetlerlyle alâkadardır. Fransa, •'Generaller,, rezaletinin heyecanıyla çalkanıyor.
Vâkaa Fransızlar, devlet adamlarına düşvet vererek büyük menfaatler temin edenlerin sebep oldukları rezaletlere alışıktırlar. Fakat, bütün eski rezaletler, nihayet muayyen bir meblâğın kazanılması yüzünden çıkmıştır. Generaller rezaletinde ise devletin. Hindiçinideki umumî ve politikası, para birsiyle, tesir alınmak istenmiştir.
Bu hususiyeti j’ilzündendir “Affaire”. Fransada büyük uyandırmış ve yüz binlerle Hindlçinîde, senelerden beri
döktüğü ve on binlerle Fransız ve Hindiçinlli oralarda hayatlarım verdiği halde, bazı zümrelerin, para kuvvetiyle. hususi menfaatlerini istihsale çalışabilmeleri umumi efkân isyana sevketmiştir.
Genelkurmay Başkam azlediliyor
Fransız hükümeti. 7 kasım 1949 da Genelkurmay Başkanı Revers’i azletmiştt Hükümet, o sıralarda, bu tedbiri izaha lüzum görmemişti. Evvelâ, azledilen general tarafından hazırlanan gizli bir raporun, ifşa e-dildiğl kulaktan kulağa dolaşmaya başladı. Sonra, rivayetler ziyadesiyle arttı. Hükümet, parlâmentoda resmi beyanatta bulunarak, galeyana gelen umumi efkân yatıştıracağını umarken, netice ‘ tamamen aksine tecelli etti ve rezalet patlak verdi.
Başbakanın, Meclis kürsüsünden resmen verdiği beyanata göre. General Revers, Hindiçinideki siyasi ve askeri vaziyeti tetkik ederek, hükümete tekliflerde bulunmaya memur edilmişti. General, vazifesinin hitamında hazırladığı raporunu, o zaman iktidarda bulunan Başbakan Queille, Harbiye Bakanı Ramadier ve Denizaşırı Memleketler Bakanı Coste-Flo-ret’ye vermiştir.
Bu çeşit askerî raporların çok gizli tutulması icap ederken, bu raporun ifşa edildiği anlaşılmaktadır. Raporun kopyeleri, Bao-Dai’nin eline geçtiği gibi, Fransa ile harp halinde bulunan Hoşi Min bile, bu rapordan bir suret edinebilmiştir.
Fransız gizli polisinin yaptığı tahkikat Üzerine tevkif olunan bazı şahsiyetlerin. “askeri esrarı ifşa” suçu İle mahkemeye verilmeleri beklenirken, bütün tahkikat birdenbire durduruldu. Çünkü, hâdiseye el koyan askeri hâkim, Harbiye Bakanının mütalâasına dayanarak. raporun, askerî malumatı ihtiva eden kısmının i/ç-a edilmemiş olduğuna ve sırl Hindiçinideki siyasi durumu mütalâa eden kısımların açığa vurulduğuna karar vermiştir. Bu vaziyet karşısında, memleketteki heyecan büsbütün arttı ve hükümet, meseleyi be-rayı tahkik. 12 kişilik bir parlâmento heyetine tevdi etmek mecburiyetinde kaldı. “Generaller” rezaleti bu suretle ikiye baliğ olmuştu. Nasıl o-lur da, Fransız Genelkurmay Başka-nmın gizli raporundan bazı kısımlar İfşa edilir? Ve yine nasıl olur da, böyle bir rezalet, alâkalılardan kimse hakkında takibat yapılmaksızın veya bir iki gün sonra takibatı durdurmak suretiyle hasıra İti edilir? Parlâmento tahkik heyeti, işte bu suallerin izahını yapacaktı.
Başbakan vc bakanlar şahadet ediyor
Parlâmento tahkik komisyonu, eski Başbakan ve hâlen İçişleri Bakanı Queille, eski Harbiye Bakanı madier ve eski müstemlekeler kanı Ceste-Flöret*yi dinledi.
Tahkik heyeti âzalanndnn
gizli cereyan eden celselerden birinin sonunda, aynen şunları söylemiştir: “Artık, bundan böyle her gün manevi pislikten yana, nasibimizi alacağız.,, Heyet, her celseden sonra bir tebliğ neşretmeye ve dosy;ılar
inha et-sıfatiylc
biri, so-
Genel-
Ra-Ba-
biri.
soyliyor ve O zaman anda hileli iflâs mahkûm edil-
aıasmdakı en mühim vesikaları u-mumi efkâra bildirmeye karar vermiştir.
Bu sayede. General Revers’in, raporunda, Fransamn HindiçinI politikasını şiddetle tenkid ettiği, Fransa-nın Hindiçinideki Yüksek
“sivil” Finonun azledilerek bir generalin getirilmesini öğrenilmiştir.
Bütün soruştuı malar hâlen
yada bulunan Peyr£ ismindeki esrarengiz bir şahsiyet etrafında ceıeyan etmektedir.
Generalin dd9lut sahtekar mı?
“Fransız Hükümeti, General Rc-vers’i dostlarının intihabında lüzumlu İhtimamı göstermediği ve mâzisi karanlık, şüpheli bir şahsiyetle dostluk ettiği için, azletmek mecburiyetinde kalmıştır “ Bidault, parlâmentoda aynen bunları Pevrö’yi kastediyordu, laşıldı ki. Peyrö, 1936 yüzünden iki yıl hapse
miş, Gestapoya ajanlık edarek memleketi olan Lot et Garome vilâyetinde milis teşkilâtı meydana getirmiştir. Milis teşkilâtı, Alman işgali sırasında, Almanlarla işbirliği yaparak Fransız vatanperverleriyle kaçak Yalıudilen yakalamak için kurulmuştur. Mütarekeden sonra hakkında hıyaneti vataniyeden dolayı gıyaben hüküm giyen Peyrö, buna rağmen memlekette serbestçe dolaşabiliyor ve hattâ Fransız gizli istihbaratında vazife alabiliyordu. Fransız millî emniyet hizmeti şefi Ribiâre, bu hakikati, tabicik heyetine gönderdiği bir yazı ile tevsik etmiştir.
Mâzisi bu derece lekeli olan Peyrâ
A
urneruıier dâvasına karışanlardan Hoang \ anco
bütün bunlara rağmen, harpten sonra Legion d’honncur nişanıvle taltif ve bizzat Genelkurmay Başkam Revers tarafından, Legion d’honneur nişanının chtvalier rütbesine inha ediliyor.
Tâyin muamelesini tekemmül ettiren o zamanki Harbiye Bakanı Teit-geıı, kendisini, tahkik heyeti huzurunda şöyle müdafaa ediyordu:
“Genelkurmay Başkanınm tiği bir zatı, harbiye bakanı ben nasıl reddedebilirdim.”
Tahkik heyeti âzasından ruşturma sırasında, mazul
kurmay Baş kan ma şu suali sordu:
“— Genelkurmay Başkanı Rif atiyle siz mı daha kudretli ve nüfuzlu idiniz, yoksa serseri Pcyrâ mi?,,
General Revers, gözünü kırpmadan cevap verdi:
••— Tabii ki, Peyrâ benden çok daha nüfuzlu idi.”
••— Peki, bu nütuzu nasıl izah edebiliyorsunuz?” |
Çllnkü, Peyrö, bana öyle malûmat verdi ki, hepsi sonradan doğru çıktı. Çünkü Peyrö, bana, kabine toplantıları hakkında çok mufassal malûmat veriyordu.”
Bu sefer tahkik heyeti. Peyr^’ye bu kadar malûmatı verenin kim olduğunu öğrenmek istedi ve üçüncü rezalet de bundan çıktı. Çünkü, kabineye dahil bir ve birkaç bakanın etrafında, çok mahrem tutulan kabine toplantılarında olup bitenleri öğrenerek Pcyr^’ye malûmat yetiştiren kimselerin bulunduğu tebeyyün ediyordu. Fakat; General Revers isim vermekten istınkâf etti. Bunu Peyrö*-ye bırakmanın münasip olacağını söylüyordu. Peyrö ise, Cenubî Amerikada “sükûtu muhafaza etmeyi., vazife saymakta devam ettiğini söyledi.
General Revers, Peyıe’ye körilkörü-ııe itimat ediyor ve nüfuzuna inanıyordu. Generalin Peyr^’ye yazdığı ve şimdi neşrolunan bazı mektuplardan Revers’in terfi etmek, bakanlardan biriyle görüşmek zamanının gelip gelmediğini öğrenmek, bir generalin Fransız Orduları Umumî Müfettişliğine tâyinine mâni olmak İçin, Pey-re’den yardım istediği anlaşılmıştır.
Tahkikat henüz devam etmektedir ve milyonlarca Fransız, her gün. gelip geçmişlerin en büyüğünü teşkil eden son rezaletin tafsilâtını öğrenmek için, gazeteleri kapışmaktadır. Mahrem raporun kimin tarafından ifşa edildiği. Peyr^’nin arkasında gizlenerek. ona tevzi edilmek üzere milyonlarca frank verenin kim olduğu. hu derece “karanlık,, bir mahlûkun nasıl oluyor da, Fransamn en nüfuzlu muhitlerine kadar müessir olabildiği, henüz meydana çıkmamıştır. Bütün bu karanlık noktaların tahkik komisyonu tarafından meydana çıkarılacağı ümit edilmekle beraber, Fransızlar, tahkikat sonunda fideletin de harekete geçerek mevkileri ne kadar yüksek olursa olsun, bütün suçluları, merhamet tanımaksızın! lâyık oldukları cezaya uğratmasını bilhassa istemektedirler.

t
Fransada Komünistlerin
uğradığı muvaffakıyetsizlik
Muhafazakâr “Daily Telegraph" gazetesi, Fransadaki komünistlerin her sahada mağlûbiyete uğradıklarını bildiriyor
Londra ı Hususi ı — Muhafazakâr Daily Telegraph gazetesi Fransa’daki yeni grevler hakkında şunları yazmaktadır:
Komünistler. Fransa da karışıklık çıkarmak hususundaki gayelerinde bir kere daha muvaffakıvctsızliğe uğramaktadırlar. Fransız Milli Meclisinde komünistler tamamen yalnız kaldılar ve M. Bidault'nun baltalamaya karşı kanun teklifi büyük bir çoğunlukla kabul edildi. Parlâmento dışında, komünist olmıyan bazı sendikalar yolcuları kamyonlarla, otobüs
ve diğer nakil vasıtalarıyla taşımak suretiyle hükümete yardım etmişlerdir. Bu sendikaların doğru hareketleri grevin süratle sona ermesini mümkün kılacaktır. 1
Komünist programının bir kısmı, Hındiçıııl ye silâh gönderilmesine ve Fransa’nın batı birliği içinde kuvvetlenmesine yarayarak olan Amerikan silâhlarının boşaltılmasına mâni olmak gayesini gülmektedir. Milli Meclisin oylan da göstermiştir ki. bu fikir çok muvaffakiyet kazanmamıştır
Ahmet Hamdi Tanpınar
Sahnenin
Dışındakiler
Birinci K ı s ı nı
M A H A L L E ve E
V
iddiasmda ilk önce geçmek is-
Hayatta hiç bir kahramanlık bulunmadığıma baştan inanırsanız, gönüllü olarak Anadoluya, yukarlara tediğimi, fakat bulunduğumuz yerde bu İşle meş-
gul olan yan gizli teşkilâtı idare edenlerin sıhhatimi bahane ederek buna mâni olduklarını söyli-yeyim. Çok sonraları İm bamın İyi dostu olan Doktor Adil Beyin beni korumak için buna sebep olduğunu kendisinden öğrendim; bir gün bana “Gönderilmemen için büyük bir sebep yoktu. Fakat altı ay sonra öleceğine emindim.” demişti.
Doktorluğa büyük bir hevesim yoktu, Ondan sadece, edebiyat çalışmalarıma rahatça kendimi verebilecek hir refah umuyordum. Bir de biyolojiyi öteden beri seviyordum. Daha o zamanlar menh*klerin insanı İçlen değiştirdikleri ni bilmiyordum. Eğer böyle olmasaydı, yola çıktığım zamanki ihlıraLSİorla kalsaydım. elbet* teki bu hatıralar, Trbhlycnln ikinci sınıfında iken
6
yazmağa başladığım yarını kalmış beş perdelik trajedi ile, tek eserim olmamdı. P»u trajedinin bitmemesine en büyük sebep şüphesiz ileride anlatacağım maceradır Fakat ben daha samimî olayım ve size baştan, hu trajedinin şahıslarının daha ikinci perdede birbirlerini Öldürdüklerini, üçüncü perdeye, «Oflörle rejisörü sahneye çıkartmak şartiyle ancak devam etmek mümkün olabileceğini itiraf edeyim. Dekorların, sahne yerlerinin bir yangınla tahribini ise beşinci perdenin sonuna bırakmıştım. Anlaşılan Shnkcspare’ıml iyi anlamadan okumuştum Fakot hangimiz, yahut koçta birimiz sevdiği muharrirleri tam anlar Galiba felsefe mekteplerinin, tlâhiyat spekülâsyonlarının o kadaı çok, ve değişik olmanı da bu yüzdendir.
Bununla beraber yine içimizde eski tıenllğt-mlzden hır şevler kalıyor; bizi seçtiğimiz hayat yolunda gereği gibi yürümekten alıkoyan. Adeta iki yol arasında şaşırtan gorıp, ip gibi ayağa dolanan ini şey. öyle olmasaydı meslek hayatım bu kadar silik geçmezdi; ve ben yıllardan sonra îstanbula tekrar dönüşümde kendime bıı muayenehane aınyacngım, sağlam hır şöhret tesis »itmeye, hulâsa insanların Ölüm ve dilimine tam bir doktor gibi yardım etmeye çalışacağını yerde bu mazi hâtıra kiriyle meşgul olmazdım. •
H
Geceki ümitsizliğim sabahleyin sokağa çıkar çıkmaz bir kat daha arttı. O gün cuma İdi. Mektebe müracaat edemezdim. Babanı gelirken, mahallemize gitmemi, kirada olan evimizi, komşuları görmemi sıkıca tcn*>ıh etmişti Bu evin kirası, şimdi yerinde belediyemizin küçük, mahalle arası bir park projesi bulunan dükkânın kirası ile beıobeı benim cep harçlıyım olacaktı DükkA-
7
Tanınmış atom âlimi Heisenberg’le bir konuşma
Alınan profesörü, “atom” kelimesini duyar duymaz huylanıyor. Fakat onun bu çekingenliğini tabiî bulmak lâzımdır. Çünkü.,.
• • • •
kadar düşü-kendi-
Yazan: M. Şevki YAZMAN
Atom Alimi Profesör Heisenberg
Tanınmış atom fizikçisi ve Alman Alimi Profesör Heisenberg konferans vermek için tstanbula gelince ilk neceğimız
sinden günün mevzuu olan atom ve hidrojen bombaları hakkında haber sormaktır. îstan-bulda bulunmadıkları için konferanslarını dinleye-miyecek okuyucularımız dahi taşradan bize yazdıkları mektuplarla bu arzuyu göstermişler, bir hayli sualler sormuşlardır.
Gel gelelim profesör pek o fikirde değil. Atom fiziği, atom bünyesi, fittim çekirdeği, kabuğu, enerjisi üzerinde konuşmaktan ne derece haz duyuyorsa, atom bombası derdemez o derece huylanı-nıyor,. Daha randevu almak için telefonda konuşurken:
— Eğer benden
atom bombasının sırrını sızdırmaya hususta hiçbir şey bilmek istemiyorum. Yok, atom fiziğinin ilim tarafı hakkında konuşacaksanız buyurun görüşelim dedi.
Profesörle Paık Otelde birlcşince sözü mümkün olduğu kadar bomba- B dan açmamaya gayret ettim:
— Konferanslarınız çok güzel ve faydalı. Fakat tabiatiyle çok ilmi ve riyazi. Onları bu halleriyle günlük bir gazetenin okuyucularına İntikal ettirmek imkânı yoktur. Acaba sizde herkesin anlayacağı tarzda yani vulgariser edilmiş kısaltılmış bir metin yok mu?
-— Maalesef bunu yapamadım, Konferanslarım burada ayrıca bir meslektaş tarafından ve benim notlanma dayanılarak işlenecek türkçe-ye tercüme edilip neşrolunacaktır. Bu nu herkesin anlayacağı tarza dökmek sîzlerin yapacağınız iştir. Maamafih ilk iki konferansımda yaptıklarım şunlardan ibarettir: Birinci de atonı bünyesi, çekirdeği ve enerjisi hakkında tamamen tecrübeye müstenit bilgileri verdim, ikinci de ise bunu riyazi olarak ispata çalıştım. Bunlar her ne kadar Planck’ın esas nazariyelcrine istinat eden malûmat ise de tecrübeye ve teferruata ait kısımlar çok yenidir. Vc meselâ hir senelik kadar bir şevdir ve bu bakımdan da meraklıdır.
Atom çekirdeğinin parçalanmasını hesap eden, ortaya koyan ve sonra bilfiil bunu tatbik eden zat bir alınandır. NAzi rejiminin bunu tahakkuk ettirmek üzere bütün gayretini SArfettlği de malûm. O halde nasıl oldu da bombayı siz değil, Amerikalılar yaptı?
— Bunun cevabı kolay. Filhakika atom çekirdeğini parçalamak suretiyle muazzam enerjisini serbest bıraktırmayı Otto Halın 1938 senesi eylül ayında (bunun gün ve saatini de size söyleyebilirim) Bilfiil tahakkuk ettirdiği vakit ilk atom bömba-sı meydana çıkmış demekti. Bundan sonra biz ve bu mevzuda gayret aar-feden bütün âlimler faaliyete geçti. 1942 senesinde birbirimize muvazi %
olarak bombanın nasıl imal olunabileceği hakkında bizim, Amerikalıların vc İngillzlerln kâfi malûmatı vardı. Hattâ karşılıklı olarak birbir-lerimizin nerelere kadar vâsıl olduğu-
çalışacaksanız bu
nu da biliyorduk. Fakat iş bu noktada çatallaşıyordu. Bombanın imali için muazzam bir sanayi, meselâ 500.000 işçi, Üç milyar dolar kadar sermaye ve 3 senelik mesai istiyordu. Biz Almanyada bu işçi ve sermayeye sahip olmadıktan başka nihayet altı aya kadar, büyük bir tahavvül olmazsa harbin ebediyen kaybedilmiş bulunacağına da kani idik. Binaenaleyh üç senelik bu muazzam mesaiyi göze alamadık. Ufak tatbikatlar ve atom enerjisinden diğer sahalarda istifade işlerine çalıştık. Amerikalılar ise bu İşçi ve sermayeye sahipti. Bombayı tahakkuk ettirdiler.
— Hidrojen bombası hakkında ne düşünüyorsunuz. Henüz nazariyat sahasında görünen bu bomba tahakkuk edecek mî acaba?
— Ben hesap ve kitabını yapmadım. Fakat Amerikan fizikçilerinin bununla çoktan meşgul oldukları ve tahakkuk edeceğini söylediklerine göre meydana getirilmemesi için bir sebep yoktur.
— Zincirleme reaksiyonla uran-iıidrojen atomlarını çözdüğüne hidrojen bombasının patlaması zincirleme reaksiyonla meselâ
yum, göre, aynı su veya toprak atomlarını çözmeğe
bavlıyarak dünyamızın sonunun gelmesi, kıyametin kopması vârit değil mi?
— Ben bunu vârit görmüyorum, Zira dünyanın teşekkülü Anında bu bir kaç milyon derecelik hararet mevcuttu. Binaenaleyh o vakitler bu fazla hararetten patlayacak olanlar zaten patladı. Bugün gördüğümüz bu yüksek hararetten müteessir olmı-yan bekaya. daha doğrusu küllerdir. Bunlar da patlamazlar
— Uçan daireler hakkında bir bilginiz veya düşünceniz var mı?
— Bunları ne gördüm, ne de inanıyorum. Bana masal gibi geliyor, itimat edecek malûmat da mevcut değildir.
— Rusların atom bombası hakkında ne düşünüyorsunuz.
— Rusların atom bombası imal ettikleri ve patlattıkları bir hakikattir. Ellerinde uranyum madeni de vardır. Fakat bunun miktarı ve bomba stokları hakkında bir fikrim yoktur.
Profesörle notlarımı bir kore daha gözden geçirdik. Hepsini aslına mutabık bulunca vedalaşarak ayrıldık.
nın henüz tasavvur halinde bir proje ile mahiyet değiştirdiğini söyledim. Ben bütün ömrümce proje kurmuş, tasarlamış, onların tahakkuk hayalleriyle yaşamış bir adamım. Onun için belediyemizin bu henüz uzak imkânların sisinde saklı kararından çok mesudüm Eve gelince, o, daha beledi daha umumi Inr hizmete alındı. Şimdi olduğu yerden şehrimizin en büyük bulvarı geçiyor. Bu evde yalnız benim odamın çıkma penceresinden, o da ayağa kalkmam şartlyle deniz görülürdü. Bu da beni çok yorardı, öyle ya. bir müzede tablo seyreder gibi ayakta manzaraya bakılmaz. Halbuki dün geçerken gördüm Hiç hır yüksekliğe çıkmadan bizim mahallenin her tarafından şimdi Marmara alabildiğine genişliğiyle seyredi-leblliyor. Yalnız bir şeye müteessir oldıım Evimizin karşısındaki Elâgöz Mehmeleferıdi camii dc beraberce yol olmuş. Bıı cami on yedinci asır başında yapılmış çok şirin hır eberdi. Ayakta kalması, yıkılmaması için hiç bir gayretle bulunmadığıma gön? fazla teessüre hakkım yok.
Daha Bâbı&li yokuşunda, süngü takmış hır Fransız kıtasının, başlarında mahut Maıseyez. muntazam hır yürüyüşle yukarıya doğru çıktığını gördüm Bu ihtilâl ve insanlık türküsü bir işgal müfrezesine hiç yakışmıyoniu. İçim garip bir isyanla dolu tersyüzü döndüm ve bir tramvaya atladım. Fakat buıdıgıın tramvay onlara Çar-şıkapıda yetişti, Bu sefer Msdelune, Madclone'i. dinlemeye mecbur kaldım, harp edebiyatında o kadar tüylerimi diken diken tdti belki güzel şeylerdi. Fakat
ne işleri vardı? Biz harbe girmekle hata ettikse, onlar bu muameleyi yaparak bu hatayı devam ettirmeli iniydiler? Tarih bir yerde bütün hataların tasfiyesini yapmıyarak mıydı9 Kafam bu
8
Sonradan yaptıkları adı geçen l»u türkü Bunlar haddizatında henırn İHtanbulıımda
Boğaziçi, kendi tarihini anlatıyor
Eski Boğaziçi vadisinin, bir deniz boğazı haline girmesi, jeoloji bakımından yepyeni bir hâdisedir.
Yazan : Hânıit N. PAMİR
ACABA Boğaziçi hangi tarihini analtıyor? Boğazlçinin bir sükûn, refah ve sus diyarı olduğu zamanlara ait bir tarihî vardır. Suları, sandalları, mehtap aeyranları. -raz âlemleri, hülyalı yalıları ile Hünkârlar devrine ait bir tarihi v/ırdır. Fatihin bilmem kaç ay içinde inşa ‘ttlrdiğl Hisarlar Boğazının tarihi vardır. Fakat bugün dinliyeceğiniz arib, bunların hiç birisi değildir. Bo-zaziçlnin anlattığı tarih, Prristorlk asandan, demir, bronz, taş devirlerinden, hattâ daha insanlar yer yüzü-ıe gelmeden evvelki zamanlara ait boğazın taşında toprağında okunan arihidlr. Pek mİ uzak bir maziye alt liyecekslnlz? Fakat arzın iki milyar /aşında olduğu gozönündc tutulacak olursa, 365 günlük bir sene, bir insan hayatı, yahut bir arfır böyle uzun bir tarihin içinde bir ölçü olabilir mİ? Bu uzun tarih içinde hattâ ancak bir milyon sene evvel yer yüzünde gözüken ilk insan bile yepyeni bîr mahlûk leğll midir? Hem bu iki milyarlık Üıtiyar arzın tarihi içinde en son anda rahneye çıkan bu mahlûkun birkaç (aniyelik tarihinin ne hükmü olabilir? Tabiatın bütün sırları, yer yüzünde ilk gününden beri vukubulmuş olan hâdiseler, yerin taşında ve toprağında» tıpkı bir gramofon plâğında olduğu gibi yazılıdır. İnsanların bütün gayesi bu gramofon plâğını çalabilmek ve onun söylediği dili anlamaktır.
îstanbulun bir tepesinden, meselâ Çamlıcadnn ufuklara doğru bakınca, İstanbul, Beyoğlu, Üsküdar cihetlerinin ve Boğazın iki tarafının Marma-radan itibaren Şimale doğru hafif hafif yükselen düz bir satıh teşkil ettikleri görülür. İyi bir müşahit bu Hat hm zamanla aşma aşma böyle düzleşmiş olduğunu anlar. Marmara-ya doğru hafif meyilli ola nbu satıh, daha Şimalde Belgrat ormanları hizasında bir kabartı yaptıktan sonra oldukça dik bir pant.la Karadenizc doğru iner. Bu mail satıh Batıda Boğazı aştıktan sonra Rumeli tarafında ve Trakyaya doğru arızasız olarak, ve Doğuda Kocaellne doğru, üzerinde tek tük arızalar olduğu halde devam eder. Uzun Jeoloji zamanlarında aşınarak ve yıpranarak oldukça düzleşen böyle arazi satıhlarına Peneplen denir. Buradaki Peneplenin Anadolu tarafındaki arızalar, kaslarının sertliği dolayıslyle tamamen nşınamıyan alçak tepelerdir: Çamlı çalar, Kayış-dağı, Aydos dağı gibi. Rumeli tarafının kayaları ekseriyetle yumuşak ve mukavemetsiz olduğundan, bunlar kolaylıkla aşınmış ve burası daha fazla düzleşmiştır.
Anadolu ve Rumeli taraflarında yayılan bu platonun ortasında bir yarık veya kıyıları girintili çıkıntılı bir kanal gibi İstanbul Boğazı uzanır. Biraz safdil bir bakışla, asırlardan beri şairlerin binbir ilham kaynağı. yahut siyasi bin bir entrikanın müsebbibi, iki kıtanın ve medeniyetlerin en mühim geçit yerini teşkil etmiş olan bu kanalin. dünya kurulalı-dan beri daima böyle olagelmiş olduğu zannolunur. Halbuki Jeoloji görüşü ile Boğaziçi henüz teşekkül etmiş yepyeni bir coğrafi şeklidir.
Bundan 15-20 milyon sene evvel, yani arz tarihinin Miyosen devrinin sonuna doğru İstanbul, o zamanlar Vlyanadan tâ Hazerc kadar yayılan bir İç denizin sahilindedir. Sormat denizi denilen bu havzanın dar bir kolu, Kllyos-Terkos arasından, Trak-yanın Cenubundan ve Marmaranın hır kısmından geçerek Çanakkaleye kadar uzanıyordu. Bu esnada Trak-yııda birtakım tatlı su gölleri, dulu tarafında dağlık bir arazı çutur Marmaranın büyük bir Boğaziçi henüz yoktur. İklim ve rutuhetlidir; alçak dağları ormanlar, aralarındaki ovaları çayırlar örtmüştür. Buralarda cinsten binlerce ha^an sürüleri ya- I yamaktadır Bugünkü geviş getirenlerin, bugıınku atların cetleri geniş | otlaklarda. Mamutlar gibi hortumluların, kaplan vc ayı gibi yırtıcıların cetleri ormanlarda gıdalarını kolayca bulmaktadırlar. Bütün bu hayvanların mezarları. İskelet bakiyeleri İstanbul civarındaki o devirden kalma tabakaların arasında mevcuttur
Bundan sonraki devirde manzara büsbütün değişmiştir Sarmal denizi çok Şimale bugünkü Ruj* sahillerinin
suallerle dolu, Fransız kıtasının arkasından yavaş yavaş yürüdüm Ve onların Aksaraya doğru kıvrıldığını görünce lıeıı de rahatça yoluma devam ettim. Fakat daha Veznecilerde karşıma bir Iskoçya kıtası çıktı Bunların başında muzıkalan yoktu ve azlıktılar.
Kendi memleketlerinde olsaydılar, yahut bir dostluk tezahürü için gelmiş olsalardı, İlk defa gördüğüm kıyafetleriyle ne kadar hoşuma gidecekti Fakat burada Bayazıt camiiyle, Şehzade* başı camiinln arasında, yüzlerinden keder akan bu halkın arasında sadece ıstırap veriyorlardı.
Yavaş yavaş, altı senelik hır dönüşten sonra olduğunu bildiğim için, hususi bir dikkatle etrafıma bakarak yürüyorum Ş( hır. hiç de bıraktığım şehir değildir Bana İnsanlar değişmiş, hayat değişmiş. evler, sokaklar ihtiyarlamış, yıpranmış gibi geldi Daha sonraları İstanbul sokaklarının caz i besin ın bir tarafını* yapan satıcı seslerinin bile eskisi olmadığını göldüm.
Dört muharebe senesinde birkaç nesil hırdım askere alındığı için an aneleri yeni gelenlere öğretecek kalmamıştı Uzun süren bir kıştan sonra, buzlar altında lıliz süren otlar gibi her şey yeniden filizleniyordu.
Bütün bu tesadüfler ve belki de çocukça dikkatler bana şehrin hayatını bir kat dalın öğretti. Hayır, burada yaşamak çok güçtü. İnsan hor anda sert hır talihle karşılaşıyordu.
Doktor Adil Beyin babama İstanbul için anlattığı şeyk re hak verdim. Burada millî cephe için çalışmak da çok güç olacaktı. Halbuki “M......de bu
açıktan açığa yapılıyordu. Vakıa kasaba İtalyan işgali altında idi. Fakat garip bir şekilde ve çr-çabuk bu İşgal, beîkı de siyasî rekabetler yüzünden ve şüphesiz biraz da İtalyan mizacının te-sirr Ic hır opera-komik çeşnisi almıştı. Anadn-9
O zaman
Ana-rnev-kısnıı sıcak kesif yeşil her
yakmlanna çekilmiştir. Artık ne bugünkü Karadeniz, ne Boğaz, ne de Marmara mevcuttur. Bunların yerinde ân2alı bir kara ve şurada burada tali mı gölleri yayılmaktadır. Hattâ Ege Denizi bile henüz yoktur. Burası Batı Anadoludan Yunanintana kadar kara halindedir. Akdeniz o zamanlar Girlt-Rodos adaları hizasındadır. Bu muazzam kıtada birçok büyük akar sular vadilerini kazmak ve bütün a-raziyl aşmdıra aşındıra tesviye etmeye çalışmaktadır. Bu devir Jeolojinin Pliyosen devridir. Bu devrin başlangıcından İtibaren insanın yer yüzünde zuhuruna kadar 15 milyon sene geçmiştir. Gerçi nehirlerin kayaları koparması, aşındırması çok büyük bir betaetle olur; bir senede 1 santimetreyi geçmez. Fakat 15 milyon sene gibi uzun bir zaman içinde bu kadar-cık aşınma bile, kocaman dağları ortadan süpürüp kaldırmaya kâfidir.
İşte bu esnadadır kİ, vadiler arasındaki sırtlar, sağrılar mütemadiyen aşınmış, arazi deniz hizasına kadar alçalmış ve gitgide sathı hemen hemen düz olan peneplen teşekkül etmiştir. Yalnız şurada burada peneplenin üstünde sertlikten dolayı tamamen aşınamıyan kayaların bakiyeleri. yuvarlak küçük tepeler -halinde kalmıştır.
Bu eski akarsulardan biri de bugünkü Boğaziçinin yerinde. Şimalden Cenuba doğru akan geniş bir nehirdi. Kâtane ve Ali Bey dereleri bu nehir sisteminin müteaddit ayaklarından birini teşkil ediyordu. Devrin sonlarına doğru artık meyiller azalmış, suyun zinde kuvveti hafiflemiş, aşındırma imkânları hemen hemen kalmamış olduğundan Boğaziçi nehri, vadisi içinde âtıl bir surette, bugün de aynı şartlar büyük nehirler ve menderesler akmaktaydı.
Bu esnada bütün Balkanlara, bütün Anadoluya, hulâsa çok geniş sahalara şâmil olan birtakım hareketler olmuş ve bu hareketlerin neticesi olarak peneplenin Şimal kısmı kabarmış, sathı meyilJenmDtir. Pantın fazlalaşması suları yeniden canlandırmış, süratini ve aşındırma faaliyetlerini artırmıştır Boğaziçi vadisi içinde yeni bir yotak kazılmış ve eski vâdl tabanının parçaları, düz basamaklar halinde, yanlarda yüksekte kalmıştır. Bugünkü Boğaziçi boyunca iki sahilde takriben 20 kilometre uzunluğunda sarih bir surette avırde-dilen bu eski vadi zemini, yüksek taraçalar halinde görülmektedir. Bu tnraça parçalan birblrleriylo bağlanmalar, eski peneplende kazılmış, ve bugünkü Boğaz Beyiyesinin üstünde yüksekte bir vâki tabanı teşekkül e-der. Taraçalar Beykozdan. Ta tabyadan İtibaren Cenubugarbîye doğru, yani bugünkü Boğazın istikametinde meyillidirler. Birbirine karşı olan taraçalar eski vadinin bugünkü Boğazdan iki misli daha geniş olduğunu gösterirler. Boğaza akan bütün derelerin kenarlarında da böyle taraça parçaları mevcuttur.
Pliyosen devrinde Boğaziçi bir nehrin Erozivonlariyle kazılmış bir vâdl olduğu gibi. Çanakkale de aynı istikamette akan tir nehrin yatağını teşkil ediyordu. Hattâ belki o zamanlar bunların ikisi de aynı bir nehrin muhtelif mecra parçalarıydı.
Dördüncü mamanın başında. yani bundan bir milyon sene evvel Ege Denizinin yenndekl rnış ve bazı kısımları deniz suları burasını cvvelceden aşınarak,
vadiler halinde hazırlanmış bulunan Çanakkale ve Boğaziçi yollariyle Ka-radenize girebilmiştir. îşte Boğaziçinin bir deniz boğazı haline girmesi bu tarihten itibarendir. Bu umumi inhitat neticesinde, İstanbul Penepleninin bütün alçak kısımları deniz sularının akında kalmış, Buyükçekmece. Kü-çükçeknıece. Haliç gibi nehir man-sapları küçük körfezler haline girmiştir. Hattâ Boğ.ız sahillerindeki Bü-yükdere, Tarabya. îatinye Bebek. Paşabahçe, Anadoluhlsarı v.s. gibi koylar da yine eski Boğaziçi nehrine ıknn derelerin mansaplarıdır.
Eski Boğaziçi vadisinin bir ooğazı haline girmesi Jeoloji mrndan yepyeni bir hâdisedir,
belki de ilk insanlar bile bu hâdiseye şahit olmuşlardır
içinde bulunan bütün gibi, birçok kavisler resmederek süzülüp
kara parçalan-çökmüştür. Ak-istilâ etmiş ve kazılarak alçak
deniz bakı-Hattâ
başlamasaydı elbette işler |
luda Milli Mücadele çok değişir, orada medeniyet namına bizi terbiye etmeye başlarlardı. Fakat Anadolu silâha sarılmıştı. Küçük sahil şehri halkına, bütün milletimiz gibi sabır ve emniyetle beklemek kalıyordu. İşte hu bekleyiş orada, tstanbuldan çok kolaydı. Anadolu dağları o kadar yakındı ki...
Burada İse aramıza gece gelirken demir külçelerim gördüğüm gemiler girmişti.
Evimiz Şahzadebaşı ile Horhor arasında yukarıda camiinden bahsettiğim Elâgoz Mehmed-efendi masallesındeyrl. Bu mahalle camiin etrafına toplanmış beş sokakla onların açıldığı biri tramvay caddesine muvazi ve oklukça geniş, Öbürü onun karşılığı fakat kargacık burgacık iki sokaktan ibaretti. Dört evliyamız, camiden başka bir mescidimiz, biri Lale devrinden kalma, diğeri biraz daha evvelden kalma iki medresemiz, içinde “Yeşil tulumba” adı verilen bir de soğuk su kuyusu bulunan bir küçük mezarlığımız vardı. Bu Yeşil tulumbanın Önünden biraz aşağı inildi mı Agayokuşune ve Şirvanîzadenln Ekşi Karadul mahallesindeki konugının bulunduğu arsaya inilirdi. Mahallenin tramvay caddesine bakan tarafında Hamaınlzade İsmail Efendinin babasının kiralamış olduğu hamam vardı.
İstanbul mahalleleri yirmi, otuz senede bir çehre değiştlre değiştirc yaşarlar ve günün birinde park, bulvar, yol, sadece yangın yeri, “hâli arsa” geleceğe ait çok zengin ve iç açıcı bir proje olmak üzere birdenbire kaybolurlar. Bu yirmi otuz senelik merhaleler, tarihi hâdiselerin hazırladığı içtimai bir kadroya benzerler. Nitekim hâdiseler sıkışınca bir gelişmenin de yürüyüşünü o nispette arttırdığım hepimiz görmüşüzdür.
— Devamı var —
10

— 2 —
Sayfa 4
10 Mart 1050
Kuruluşunun beşinci yıldönümünde
[zmir Şehir Tiyatrosu
Kuruluşu hayli zor olan İzmir Tiyatrosu, menfi birçok gelişmelerle mücadele etmiş ve belki de hiçbir tiyatronun toplayamadığı bir münevver yardımcı kütlesini etrafında toplamaya muvaffak olmuştur.
■' ZMİR Şehir Tiyatrosunun doffuşu I kolay olmadı. Son on boş sene için-1 deki bütün resmî ve hususi teşebbüsler. vaktiyle sanatin beşiği olan bu bölgeye, bir Şehir Tiyatrosu ka zandıramadan göçüp gitti. Buna rağmen Avnl Dilbgirin ısrarlı ve azimli teşebbüsü. Ümitli bir hava yarattı ve bu sahada aynı azim ile harekete geçen Belediye Başkam Reşat Leb-lebıcioglu 1944 Fuarında Sos Tıyat-rosıyle temsiller vermeye gelen rejisör Avni Dılligil ile işbirliği yaptılar.
Kunıluş böyle başlar. Avni Dilli-gil, tiyatronun çabuk kurulmasını istiyor ve bunu temin edeceği ümidiyle de Ses Tiyatrosu kadrosunu tz-mirde tutmaya çalışıyordu. Fakat, kadrodaki sanatkârlar işin uzadığını görünce lstanbula döndüler.
Avnl Dilligll İzm irde kaldı. Onun. Çehlr Tiyatrosu kuruluncaya kadar katlanmak zorunda bulunduğu sıkıntıları, 13.10.1945 tarihinde >azdıfiı bir mektuptan anlamak kolaydır. Avni DIHigll bu mektebunun bir yerinde diyor ki:
"... Tasavvurun fevkinde bedbaht ve mustarip anlar geçirdim, öyle ki karım ve oğlum bile sıhhatimden haber alamadılar. Uzun aylar bütün cemiyetten kendimi sildim Yalnız İnandığım benliğim beni ayakta tutuyordu. Bir gün muvaffak olacaksın; mukavemet, gayret, sabret diyordu... Şükür Allahıma nihayet E-genin sanat güneşini kaplıyan sis tabakalarını dokuz ayda parçalamaya muvaffak olduk...,»
Tiyatronun kuruluşundaki gecikmede maddî engellerden ziyade mânevi engellerin rol oynamasına rağmen nihayet "İzmir Şehir Tiyatrosu., nun kurulması İçin gereken bütün hazırlıklar yapıldı.
Tiyatronun fiilen kuruluşunda, her şeyden evvel kadro ve bina meselelerinin halli icap ediyordu. Kültür-parktakl Sergi Sarayının (A) pavi-yonu tâdil edilerek az bir masrafla tiyatro haline ifrağ edilecekti. Kadro bahsinde ise Avni Dllligıl daha ziyade kendi ailesinin muhtelif sanat müesseselennde çalışmakta olar. natkâr elemanlarına güvenmekte Zira bir tiyatro geleneği olmıyan şehirde, neticesi bilinmiyen ve
nüz kurulmakta olan bir tiyatroya yetecek kadar eleman bulup getirmek kısa zamanda mümkün değildi. Bu sebeple İstanbul Şehir Tiyatrosundan Nezahet Dilligll ve Zihni Kona, Ses Tiyatrosundan Aliye Düligil (Rona), Ankara Radyosu temsil kolundan Râna Dilligll ve Turhan Dll-ligıl kadronun nüvesini teşkil ettiler. Ayrıca İstanbul Şehir Tiyatrosundan Muazzez Arçay. Ankara Devlet Kon-aervatuvarı tatbikat sahnesinden Ra* gıp Haykır, Raşit Rıza Tiyatrosun-
• dan Salih Tozan ile İzmırde tiyatroya iltihak eden bir kaç kıymetli profesyonel ve amatör genç. İzmir Belediyesi kadrosunu
Fuarda ilerlerken,
paviyonunda toplanan bir dram, bir komedi ve bir de çocuk piyesinin provalarını aynı zamanda ilerletmekteydiler. Bu, tznıir Şehir Tiyatrosunun temellerine mahrumiyet, feragatinefs ve alın teriyle yoğrulmuş olan sanat harcının katıldığı devredir. Filhakika kışın bir göç külfetinin maddi ve mânevi ıstıraplarım yüklenerek lzmire gelen sanatkârlar, ayrıca İzmirde de uğradıkları maddi ve mânevi mahrumiyetlere imanla gögüs verdiler. Bazıları Fuardaki metrûk paviyonlar-da, bir kısmı da Açıkhava Tiyatrosunun gişe, büfe, ambar veya bodrumlarında yatıp kalkıyor, soğuk, yağmur ve çamura meydan okurca-
sa-idU bir he-
Şehir Tiyatrosunun tamamladılar.
Sergi Sarayındaki inşaat diğer tarafta Foto Can sanatkârlar
lik


defciftirllerek geçilecektir.
6Oİ.DAN SAĞA :
1 — Kumandan
2 — Hftml
3 — işten el çektirilen
4 — Kavurma yapan
5 — Vınlat, îltlka
6 — Fırlatıp »ima
7 — Istakoz cinainden bir deniz
va.ni
6 — Et konservesi
© — Müdafaa

hay-
DlNKU ni LMACANIN HAI.Î,t SOLDAN MAĞA:
I — Hayat. 7 — Kurar. 0 — Pa. ıo — Kaval. 12 — Tav. 13 — Safir. 15 — Argo. 16 — MI. 17 — Nioıı. 18 — Kalay. 21 — Jat, 22 — Maya. 23 — Apls, 26 — Soy. 26 — Galon. 28 — Vaga. 21» — ot. 30 — İrak. 31 — Sodom. 35 — Sen. 3b — Manot. 38 — Az. 30 — Matem. 41 — Yalak.
HKAIUIAN’ AŞAĞI:
2 — Ak. 3 — Yak. 4 — Araş. 5 — Tava. 6 — Dilvom. 8 — Raf- 0 — Fagot.
II — Lima. 12 — Trtas. 14 — Riyal. 15 — Anjin. 18 — Kayak. 19 — Aş. 20 — Lagos. 22 — Megan. 24 — Po. 25 — ftares. 27 — Atom. 2â — Visal. 32 — Dm m. 33 — Onay. 34 — Meta. 37 — Tel. 40 — Mu.
anla çalışıyorlardı. Nihayet 28 şubat 1946 perşembe günü geldi.
Belediye Başkanı R, Lcblcbiclo#-lu’nun kısa bir hıtâbcsinden sonra. İzmir Şehir Tiyatrosu perdesini açtı ve büyük bir muvaffakiyetle davetlilere Strındlıcrgin (Suçlu mu) dramı temsil edildi.
Her yeni kıınılnş gibi. İzmir Şehir Tiyatrosu da kendi bünyesi içersindeki menfi gelişmelerle mücadele etmiş ve belki de İliç bir tiyatronun toplıyamadıgı bir münevver yardımcı kitlesini etrafında toplamıştır. Türkiyede ilk defa olarak 'Tiyatro ve Kültür sevenler., derneği tzmlrde kurulmuş ve bu dernek Şehir Tiyatrosunun inkişafı ve imkânlara ulaşması bahsinde gerek belediye başka-nına, gerekse rejisöre ve arkadaşlarına mânevi destek olmuştur.
Bu arada. İzmir Şehir Tiyatrosu büyük bir tehlike geçirdi. 19 aralık 1948 gecesi temsilden sonra çıkan bir yangın, büyük fedakârlıklar ve göz nuru dökülerek meydana gelen binayı ve tiyatronun gardrobunu yaktı kavurdu. Bu yangın, tiyatronun aleyhtarlarına fırsat verdi ve “Mademki yandı, artık tiyatronun kapatılmasında bir mahzur kalmamıştır.. diye ortaya atılanlar oldu. Bu temayüllerin önüne geçilmesi i-çin, tiyatronun derhal ba(ka bir yerde faaliyete geçmesi lâzım geliyordu. Gerçek bir tehlike mevcutlu. Zira^ Belediye Encümeni "Uzun zaman temsil vermlyen bir tiyatronun sanatkârlarına maaş verilemez,, diyebilirdi. Böyle bir karar Şehir Ti-vatrosununj yıkılması demek olurdu. I Bu büyük tehlike, belediye başkanı-nın. rejisör, tiyatro müdürü ve Tiyatro ve Kültür Sevenler Derneği üc işbirliği yapmam ve Halkevi Başkam Vadide Baha Pars ın salonunu Şehir Tiyatrosuna vermesi sayesinde atlatıldı ve 15 ocak 1949 günü ’ tzmir Şehir Tiyatrosu,, büyük buh ram da atlattı.
Bu suretle tiyatro, büyük buhranı atlatmış olmakla beraber Halkevi çalışmalarına tahsis olunan ycrd« devamlı kalması mümkün delildi Bu sebeple bina işinin acele halli icap ediyordu. Esasen Fuardaki muvakkat binanın ihtiyacı kaı şılaınadı* £1 ve tiyatroya uygun bir bina te mini hususunda daha evvel (Tiyatro ve Kültür Sevenler Derneği» Belediye nezdinde temennilerde bulunmuştu. Yangın hâdisesi de inzimam e-dince belediye derhal teşebbüse girişerek Kordon’da. Hava Kıırumıına ait bulunan Tayyare Sineması bina sim. hazlrar 950 den itibaren teslim edilmek üzere satın aidi.
Diğer taraftan, sanatkârlar arasında zamanla teessüs eden gÖı*ü^ birliği, çalışma ahengi ve ^nnat an-layıklarındaki iştirak noktaları temsil ve temessül kalitesini olgunlaştırmak yolunda müsbet rol oynamış ve ferdî gösteriş arzusundan sıyrılarak kollektif muvaffakiyete giden yolun müştereken aranması zaruretini ortaya koymuştur,
İşte bu zarurettir ki, 950 yılı çalışmaları arasına, provalardan ayrı o-larak ıöğrenmek ve yetişmek» mak-sadiyle tertiplenen yardıme» kursla* ra bütün kadronun gönüllü olarak katılmasını temin etmiştir
Kuruluşunun beşinci yılında İzmir Şehir Tiyatrosu, aradıgrı yolu bulmuş ve yolunda azimle, cesaretle ilcrli-ycn. enerji dolu bir sanat müesseseaı haline gelmiştir.
Turhan DİLLİGİL
— 40 —




Picasso ampulü
PİCASSO muasırlarını şaşırtacak yeni bir usul keyfetti: E-taktrik resim. Kalem yerine bir elektrik umpulu kullanarak resimlerini bokluğa çiziyor. Bu orijinal fikri kendisine veren, fotoğrafçı Gyun Mili dir. Mahir hır tuto^rafçı olan Oyon. bir gün ressamo. ayaklarına lâmba takarak patinaj yapan dansöz Carol Lynn in buz üzerinde çeşitli figürler yaparken alınmış resimlerini gösterdi. Resimler, Picns-so'mın çok hoşuna gitti ve hemen bu yeni artistik empresyona n>ka arka ya beş seans tahsis etti. Sidiği ny;v-sular olan: Bogıı ve esatiri hayvan lar olan insan başlı ııUnrı çizmeye banladı, imzasının i lkli b(r ömq İni vertll. Resimleri hassas (otvıeraf plâklar» üzerine tesbit edebilmek için.Mil.i Picasso1 nun. karanlık içinde resimlerini çizdiği müddet zarfında, objektifim açık bırııktı Sonra, aynı resim üzerine Picasso’nun çizdiklerl İle beraber Kiluctım de tesbit etmek İstedi Ve böylece Ptcıısso tam İlham içinde olduğu bir nntln resme al'nd». Mili Plcassr/nnn hır çok ışıklı resimlerini Jki kamera ita tesbit etti; kameralardan biri »şık şualarını önden, öteki dc yandan teshil ediyordu Bu rv-
İngiliz tiyatro münekkidi Mrfc Alan Dent, üç konferans verecek ingiltererun tarımmış tiyatro mü-nekkidlerinden Mr. Alan Denl. şehrimize gelecek ve bir seri konfenma verecektir
* İngiliz Kültür Heyeti tarafından 13 mart pazartesi günü verilecek bir kokteyl partide matbuat erkânına ve şehrin sanHt muhitine takdim e-dilecek olan Mr. Dcnt ,4News-Chro-nlclc’ ln tiyatro muhariridlr.
Mr. Bent İS mart çarşamba günü Galatasaray Lisesinde “Shakespeare ve Modern tiyatro”, ltt mart perşembe. Eminönü Halkevinde "Tiyatro münekkidi olarak edindiğim tecrübeler* * ve 17 mart cuma günü Teknik Üniversite salonunda “Ssakespeare; filme çekerken,, İsimli üç konferans verecektir.
Elvir hayran. Bütün bu beklenmedik lâtif tesadüfler onun romantik ruhuna pek uygun geliyor. Sevgili Elvir! Uyanık yaşadığımız bu rüya içinde her şey orıa tabii görünmektedir; her şey, rüya ve hakikat, hassas ruhunda birbirine karışıyor. Esasen her zaman da böyle olmuştu, muhakkak,..
Fakat, şimdi içinde bulunduğumuz hakikat. tahakkuk etmiş bir rüya değil mi? Yaşadığımız rüya, her günümüzün hakikati değil mİ?
Eski zamanların ey maddeci ve müsbet adamları! Bütün bu hikâyede, hiç şaşmaz san-dıg’imz akl-ı-sellmlnlz ne oldu? Şairlerin ve hayalperestlerin en garip» en tuhaf vehimleri, mizahçıların en çılgın tasavvurları İşte elle tutulur realiteler hulıne geldi. Mantık ve maddeciliğiniz nenize yarıyor? Neye?
Bulonya ormanında ilk gezintilerimizden birinde, içinde bir hayli garip hâdisenin kay-deyledıgi şu hatıra defterime girmeye lâyık tuhaf bir manzaraya şahit olduk. Ormanın ana yoluna geldiğimiz vakit, kaldırıma, kenara o-turmuş çocuklar, yolun ortasında atını dörtnala süren, saçı sakalı birbirine karışmış, diken diken olmuş bir süvariyi seyrediyorlardı. Dünya, sonuna erdiğinden beri yol vahşî ot-iarlu kaplanmıştı.
Eyersiz, çıplak bir ata binmiş olan hırçın süvari, otlar arasından atım sürerken boğuk naralar atıyor, yolun bir başına gelince (lönüp öteki başına kadar gidiyor ve böylece esrarengiz bir şekilde mekik dokuyordu Çocuklardan birine yaklaşıp bu garip süvarinin ne yaptığım sordum. Çocuk:
— Nasıl, dedi, tanımadınız mı? Bu Hun-lar’uı meşhur Hanı Atilâ’dır. Ormanın yollarına hususi bir İtina gösteren Melekler İdaresi, atı ile birlikte buraya otlan temizlettiriyor.
— Fakat ot falan atını sürüp dolaşıyor.
HİKÂYE
Müzik dersi
hafta evvel, Sanatlar MÜ-Hepai de Pi-
Kalem yerine kullanılan bir elektrik ampuliyle sanatkâr, bir resmi, 30 saniyede çiziveriyor !...
simlerin 40 tanesi üç New-York‘taki Modem sesinde teşhir olundu,
casso'nun acayip hayatiyetinin birer örneği İdi. Faaliyet içinde geçen 50 senelik meslek hayatında, Picasso bir çok sanat nevilerini bütün teknikleri ile denedi. Klâsik devirden kübizme vo sürrealizme geçti ve nihayet "Yunan" ve "Ingres" devirlerinin mazisine arada sırada dönmek üzere, empresyonizme daldı. Resim sanatına zamklı kâÇnh. hcykeltraş ’ı^n da tel kullarıma yer. ll/tln» getirdi. Monte Carta halesi için tiyatro dekorları vuptı. Geçenlerde el Işı ilerinin tekniğinden »iham ııtaıuk, Sıtlııi Patıl'de Venve dn cÖıvıtakçıllAv hile heves etti Elektrik lâmbası İle resim yapma en son buluşudur^
Şüphesiz PkHMso’nun hu son buluşıı. cok orijinal ve seyre değer bir ^eydir Fakat her şeyden onrr bu büyük blı maharettir. Şimdiye kutlar hiç blı sanal eser» Picasso'nıınkıDr kadar kısa ömre malik oiınamışıt: Bir ışıklı resmî yapmak »em Plcas-sn’ya 30 saniye ycLşmrktedlr Şahe-serleri hayatlarını fotogrıf makine-sine borçludurlar.
Ressom Hrşmet,
Sanat Dostları Cemiyetinde bir sergi odı
Beyoglundı Sanat Dostlan Cemiyetinin galerisinde evvelki gün bir resim sergisi açılmıştır.
Rcasaın Haşmetin elli kadaV tablosunu bir araya getiren serginin a-çılış merasiminde şeluımiz sanat, â-lemine mensup birçok şahsiyet hazır bulunmuş, sanatkârın teşhir ettiği tablolar üzerinde münakaşalar yapılmıştır.
Ressam Haşmet, tablolarına ekseriyetle plâstik endişelerinden ziyade fikir endişeleri katmak gııyesiildedir. Bu itibarla resim, onda bir vasıta o-larak kalıyor. Her iki unsura bir muvazene verebildiği nâdir tablolarında asıl ressamı bulmak kabil oluyor, ve o zaman, kendisinde esaslı bir vaat görebiliyoruz. — fa.
tDünklI AuyıÖMtı devam»
Allahım, bu no hüsünlü bir şarkı İdi! Her nota bir İç çekmnRİ.bir hıçkırık, müthiş bir matem iniltisi İdi. öârvtmrn bir taraftan şarkıyı idare etmeye çalışırken diker tarafı an aldık» mahut mektubun aut ırhırı gözünün önünde roami geçit yapıyordu: “Evlenmemizin hata olacağını gittikçe kuvvetle hİRRt’dlyorum ,,
O, elindeki degnofti bütün kuvvetiyle Mallarken öğrencilerin «esleri:
"Süratle, alı süratle,, diye inliyordu.
Banin bu mektubu yağdırmaya sevkeden şey ne olabilirdi? Son mektubundu "Kitaplarımız için,, tâbirini kullanarak İyi meşeden yapılmış hlr kütüphane aldığından. İşçiliği çok İyi. tahta oymalı ve kakmalı bir portmanto gördü* tünden bahsediyordu. Bu rıı ek tu ba nv kadar sevinmişti! Evciment bir erkeğin düşüneceği şey do ou İdi. Çocuklar şarkıya devam ediyorlardı. Miss Meaduwa parça paı-ça MÜylenıeleı ini, mâna düşünmemelerini tekrar İhtar etil. Şarkının bestesi o Undur ağırdı kl sesler gÜfto Ün birleşlncv Inaana hüzün çökmemesi mümkün değildi.
Basil*i, son defû kendisini görmeye geldifti giınkü haliyle hainindi. Ceketinin yakasında blı* gül vardı. Açık mavi elbisesi ile o koyu kırmızı gül kendisine ne kadar ynkışmıştı. Güzelliğinin kendisi do farkında İdi Hattâ bundan dola yı evvelâ saçlarını, sonra da bıyıklarını aıvazlamı«t 1. ilişleri guldügiı zaman İnci gibi parlıyordu.
Sesler “Müzlirin neşeli sesi., diye inlerken, "Ben evlenecek »dam değilini,, cümlesi karşısında sırıttı
Öğretmen durdu. Sesler kesildi. Piyano da durdu. Mim Meadowo. birdenbire:
— Pokâlâ! dedi. Fakat sealndo öyle garip, öyle taş gibi bir sert lik vardı kİ çocuklar korkuların dan donııknldılnr.
— Şimdi mademki öğrendik. Ar* tık mâna düşünank, hissedere* söyllyecıgis. Kelimelerin mânalarını gtızünuzün önünde canlandın IHs! "Çabuk, ah pek çabuk,, derin bir keder İfade etmelidir.
İkine) satırda "Kasvetli kış,, derken *anki dondurucu bir ruz gâr esiyornmş ıribi düşünün dl>s tekrar kumanda verdi. Kendisi kasvetli keliruesııu öyle acı söyledi kı Mnry’nln tüyleri Ürperti» Sonra tekrar:
Üçüncü (ntırda mtızik ağıp Son satırın son kelimeni pnrçnlanatak ka....
•llyo citükço »o alça
ln.tarak "kayboluyor,, yıp oluyor., lacak, âdeta fısıltı haline gelecek,
diye iznlıın verdL
Tekrar kumandaya bnşlauı. Nişanlısının mektubundaki soricı golünün onuııdvn gitmiyordu "3İ rlsinv hn>;l» olmak fikri bende ntl rot hDsl uy indi rıyor,.. Fh ( t yazıp (ta çizdiği o İçrilme nefret., tı. Bu, nl- inlerinin inm/ımen bozul (lujhınıı ifade ödiyordu Demek «ır tık ayıHmı^lnrdı. Zaten nişanlanmalarına herkes hayret etmemiş miydi? Fen (tersler) oirr(tmcni ov velâ inanmamıştı bile. Kendisi o-tuz. Rıuıil do yirmi beş yaşında (dİ. O karanlık gecede kiliseden eve beraber dönerken Bnsll'in ona “Her halde a ntamış^ınd ır Sent seviyorum,, demesi bir mûelzcdc gil miydi? s
Şarkı devam ediyordu "Dini* yen kulaktan uzaklaşır... Uta» Men. dows yine kumandftVa haşladı:
— Tekrar! Tekrar! Çocukhu daha duyarak. Bir daha! “Çabuk, pek çabuk!,,
Büyükçe kızların yanakları mosmor kesilmişti» Küçüklerden bir kısmi da aküıımaya başladılar Bir taraftan dışarıda 311 ûan iri yağmur taneleri .salonun camlarını dövüyordu, sallanan söfrüt dnllnrı da sanki: "Sehi sevmediğimden değil,. diye fısıldıyorlardı.
MUHARRİRİ ; CAMI
• •
TURKÇESİ : REFİK HALİD KARAY
T
KIYAMET GÜNÜ

naklettirmiş, kendiline
kopardığı yok. sadece Anlamıyorum.
— Şimdi anlarsınız. Atllâ’nın tarih! hususiyetini pekâlâ bilirsiniz. Onun atının geçtiği yerde ot bitmez demezler mi? İşte bizzat Atllâ’nın İftihar ettiği bu ihtilaflından Melekler İdaresi istifadeye karar vermiş. Bunun ıçirı bir aşağı, bir yukarı mekik dokuyup du-
ruyor. Bakınız, görüyor musunuz? Yolun yarısından fazlası temizlendi bile. Her şeyi ehline, mütehassısına bırakmalı.
Filhakika, Atilâ’nın atının nalları altında Otlar kayboluyordu, sanki rüzgâr gibi koşan hayvanın nalları ustura idi, olları biçiyordu.
Eskiden, bizim zamanımızdaki idarelerin aksine olarak Melekler idaresinin mütehassislan, ihtisasları ulun işlerde kullanmakta olduklarını tasdik a mecbur kaldım. Fakat bir an evvel dün akşama gelmekte acele ediyorum. İlahi bir güzellikle başlayan, sonra tesadüfün, beni tasavvur edebileceğimiz, en iğrenç, en desisell bir komplosuna şahit ettiği akşama. Lâkin bunu tasavvur eden acaba sahiden bir insan karası mı?
Gece o kadar aydınlık, sakin ve ay, yıldızlı semada o katlar şairane bir şekilde parlıyordu ki, Elvir’e, yemekten sonra orınand gidip bu ilkbahar gecesinin perilere lâyık letafetini birlikte seyretmeyi teklif etmiştim.
Gölün kenarına gidip oturduk.
Sakin sıılanla akseden hilâl, Andcrsen'ln masallarındaki sihirli göllerden birinde süzülen bir hayalet-kayığu benziyordu Elvir diyor kİ:
— Sevgili Jılber, bu sessiz gümüş kayık belki de bütün âşıkların aşk yeminlerini, mavi rüyalarını bir yıldıza götürüyordur, ne dersin?.
— Evet sevgili Elvir. Senin bütün düşünüşlerin daima benim düşüncelerimin aynı o-luyor. Söyle, bu sakin gölde biz de bir parça dolaşalım mı, söyle Elvir!
Sözlerimi henüz bitirmiştim ki. arkamızdan, karanlıklar içinde derin bir inilti duyuldu; esrarengiz bir aksi suda gibi, malihülyalı bir ses tekrar etti;
— Elvir... Elvir...
Hayretler içinde başımızı çeviriyoruz, sesin geldiği tarafa bulunca, bize doğru ılerli-yen bilisini görüyoruz. Şimdi, yabancının yüksek ve azametli gölgesi sarahatle beliriyor, Bu güzel bir ihtiyardır. Yüzünde derin bir hüzün, ayni zamanda büyük bir asalet var. Boynunun etrafım birkaç defa dolanan romantik siyah kravat, mermerden yapılmış gibi vakur yüzünün solgunluğunu bir kat daha tebarüz. ettiriyor.
Kadife yakalı, koyu renkli bir pelerine sarılmış olan ihtiyar, hazin bir tebessümle bizi teskin ediyor. Ağır ve güzel sesiyle tekrarlıyor: ,
—• Elvir!
Sonra asil ve uzun parmaklı elini oradan acı bir hatırayı silmek ister gibi alnına götürüyor:
— Bir hayalperesti mazur görünüz evlâtlarını, diyor, Elvir! Ben bu ismi vaktiyle şiirlerimde sık sık tekrarlardım. Demin, bu bahar gecesinin sessizliği içinde unu duyunca, aziz bir aşk mâzislnln, duymakla canlandığını
Elvir mırıldandı:
— Lamartin... Ah.
"Jocelyn” ile
SûdCcO bu zannettim:
sihirli ismi Elvir!
dilber, ne sudum. "Jucvlyn” ile "Tahayyülât”! okurken az göz yaşı mı dökmüştüm. Bu ilahi şairin bize hitap etmek şerefini vereceğini hiç ümit eder miydim?
Sevgili Elvlrlm’iıı saf sevinci, şairin kederli dudaklarında sakin bir tebessüm belirtiyor. Yaşların perdelediği gözlerini heyecanla onu dikiyor. Birkaç saniye sessizlikten sonra:
— Gölde, diyor, blı* gezintiye hazırlanıyordunuz.. Ben de, vaktiyle, başka bir gölde,
kadar ıııe-
Artık okuldan ayrılmaya mecbur Olacaktı. Bu vaziyet duyulduktan sonra fen dersleri öğretmeni İle öjçToncIk rin yüzlerine bnkamazdı. Yapılacak iş bir tarafa çekip gitmekti. Sesler: "Uzaklaşır,, derken alçaklı, alçaldı, fısıltı haline geldi ve söndü.
Birdenbire kapı sçıldı. Mavi elbiseli bir küçük Öğrenci, başını önüne « ftmlş, dudaklarını unrarak ve bileğindeki gümüş bileziği burkarak ürkek bir tavırla salonun ortasına doftru İlerledi. Merdivenden çıktı. Mias Meadows'un önün de durdu. Aîlss Mradows:
— No var Manika, ne İstiyorsun? diye sordu.
Monikn:
— Efendim Miss Wyatt sizi o-dasında bekliyor, cevabını verdi. Bu âni çairdış karşısında Mlsa Moadowa Ö&roncllere:
— Ben gelinceye kadar gürültü etmeyiniz! rica ederim, diyerek sınıfı terkettl.
Halbuki çocukların gürültü etmek değil, kıpırdanacak halleri kalmamıştı. Ekserisi ağladıkları
Yazan : Katilerine Mansfield Şekkür ederim. Hiç fena bir eey yok. Nişanlımdan. Diyor kl...... di-
yor kl....
Sözün arkasını getiremedi. Bir durak İn mu oldu. Mİss Wyatt:
— Ya!! dedi ve «uslu. Sonra:
— Dersinizin bitmesine daha on beş dakik fi vnr değil ml? diye ö-• l'-vini hatırlattı.
M iss Mrudows:
— Evet efendim, cevabiyle kapıya doğru İlerlerken Miss Wyatl hiddetle:
— Bir dakika durunuz Mlss Meadowa. Ben, ölüm, mühim bir kaza yahut bunlara benzer acı b»r haber olmadıkça öğretmenlerime ders esnasında telgraf gönderilmesini hoş görülüyorum İyi hnbee nasıl olsa verilir, diye sertçe ihtarda bulundu.
Ümit ve sevginin kanatlarına takılmış gibi Mtas Meadowa, âde ta uçarak kendini aınıtta buldu Merdivenleri bir hamlede çıku. Piyanonun önüne yaklaştı. Mar>* ye:
— Otuz ikinci sayfa Marj*, oluz ikinci sayfa.
Diye emir vordi. Sevinçten
her
İçin burunlarını
Baş öğretmen yordu. Bir an başını kaldırmadı. Adeti üzere gözlüğünün camım silerken gözlük dnnte) yakasına takılmıştı Büv’ük bir nezaketle:
Buyurunuz M İm Meadov s, yer gösterdikten sonra onün-surnenin üzerinde duran tel-kâğıdını alarak:
Sizi çağırttım. Çünkü bu tel-geldi, dedi.
«iillyorlardı. manasında oturu-
Piyanonun ûze-
diye deki graf
şıaf
Atlas Meadows'u müthiş bir yecan kaplamıştı:
- Benim için bir telgraf mı diniz Ifiss Wyatt? diye âdeta kellyerek sordu.
H^r halde Basil intihar etmiş o. lucaktı. Hemen telgrafını almak İçin elini uzattı fakat Miss Wyatt birdenbire vermeye cesaret edemi* vorek daha müşfik bir tonla:
— Insaallah fena bir haber de-âlîdir, dedi ve telgrafı uzattı. Mıss Meadovs'un
titriyordu. Telgrafı yıriaraK Şu satırları âdeta yutar gibi du: "Mektuba kulak asma! çılgınlık eseri oldu. Bugün mantoyu nldıın. imza: Basil.,
Icrinl telgrafı an ayıramıyordu.
Telgrafın muhteviyatını merak c-drn MIss Wy:»u. Miss Meadowsa‘ efcüerek:
— lnşanllah mühim bir şey yoktur, diye sordu. Mıss Mradows, zarıp bozararak özür dileyen tavırla:
— Hayır, hayır Mıss Wyatt,
he-
deke-
sabırsızlıktan elleri
açlı, oku
Bir port-Göz
kibir
te-
gölü, size kıtaları, o
• ••
Elvir hay-
I
Benim gibi ihtiyar kalmanıza mâni ol-
Lamartin, sandalı-
bir Elvir’le böyle bir gecenin sihrini tattım İçinden gelen bir hayranlıkla kırıyor:
— Sandalınızın dolaştığı bu bütüıı Aşıkların ezbere bildikleri
ümitsiz feryattan ilham eden bu gölü ebediyete nakşettiniz.
Ve lâtif bir hareketle - ey kadın ruhunun nazik ve müessir ilhamı! - Elvir. ihtiyar şa--irin elini tutarak, ona rica ediyor:
— Siz de bizimle buyurunuz Bay Lr-martlıı!.. Jilber ve ben çok sevineceğiz.
— Hayır evlâtlanm...
bir bunak... Sîzin haşhaşa mak istemem!
— Rica ederim Bay
nuzda size de yer var, lütfen kabul ediniz. Refakatinizde olunca, göl bize daha şairane görünecek.
Şimdi "Tahayyülât” şairi artık fazla ısrarı lüzumsuz buluyor; teklifi kabul ediyor:
— Teşekkür ederim, evlât tarım.. Sizin sayenizde, hayatımın en güzel gecelerinden birini veııiden yaşıyorum vehmine kapılacağım... Göl... Elvir... Kak» hatıralar... Daima kalbimin en azız bir kuşesinde hatıralar... Onu bir daha görmeğe teşebbüs etmedim... Genç yaşta ölen Elvir’l görmek istemedim... Hayır... Ona. şu halimle görünmekten korkuyorum: Size hitap eden kederli ihtiyarın, gençliğinde sevdiği a-ıloın olduğunu tanıyamamasından çı kinivorum. Fakat Cenabı Hak, Mahkeıne-i Kübrâ'dan sonra. bana Cennete girmek lûtfunu esirgemezse, ruhum nihayet bu arızi kabuğundan kurtularak Elvir'in ruhuna ebediyen kavuşacak.
Yânı bağımızda bağlı duran bir sandala biniyoruz. Küreklere geçiyorum, gölün aynasında akseden yıldızlar arasından kayıyoruz. Bana öyle geliyor kı, her kürek darbesinde, binlerce yıldıza vuruyor ve etrafımıza yıldız kıvılcımları saçıyorum.
Hiç bir ses yok; derin bir sükûnet. Yaprak bile kıpırdamıyor.
Gölün yüzünde tek kırışık mevcut değil, sanki henüz ameliyattan çıkmış ihtiyar bir koketin gerilmiş yüzü gibi!
Gölün ortasında gelince kürekleri bıraktım. Elvir yanıma sokuldu.
(Dc t a tın var)
tarafı titriyordu
rindeki sarı krizantem çiçeğini a* tarak dudaklarındaki tebessümü gizlemek »çin ağzına götürdü Sonra öğrencilere dondu işaret değneğini vurarak:
— Haydi’ Otuz ikinci sayfa çocuklar! dedi. Çocuklar hep birlikte söylemeye başladılar*
"Bugün buraca yığın yığuı çiçckjc geliyoruz,,
"Fazta olarak çiçek apelleri ve kordelâlarta,.
•Trh.. rlk lçinw.
Mıss Meadows:
— Durunuz, durunuz! Çok fena. Berbat söylüyorsunuz.
Diye çocukları bu defa hayata dönmüş bir mâna ile tenkid etti.
— Neniz var kuzum? Düşününüz çocuklar, söylediğiniz şarkının mânasını düşününüz! Gözünüzün önünde canlandırınız!
"Yığın yığın çiçekle "Farla olarak çiçek
geliyoruz» sepetleri Ve korci el âla Ha».
Şarkıyı bıraktı:
— Çocuklar’ öyle cansız dun-mayınız Bu seslerin sıcak, neşeli ve istekli olması lâzım, rlk" haydi Şimdi hop
Bu sefer gun, neşeli
ki seslerden yüksek, havada dalgalanıyordu.
SON
"Teb....
bir daha Daha çabuk, beraber.
öğretmenin sesi dol-ve canlı bir halde Öte-
Yeni Keşifler

ACTH’ın yeni hlr rakibi.
Son zamanların romatizmaya karsı "Hârika İlâç., diye vasıflandırılan, ACTH hormonu yerine, suni olarak istihsali kabil olacak molekül yapısı daha küçük başka bir ilâç keşfedilmiştir.
Terkibi bu ilâcın, ve bunun
Halbuki ACTH’ın ki. 20.000 dadır.
honilz açıklanmamış olan molekül ağırlığı bulunmuş 1060 olduğu anlaşılmıştır, civarın-
Tecrübe göstermiştir ki. ağırlığı küçük olan ilâçların yanı daha basit nıürekkebattan suni bir şekilde imal edilmesi, molekül ağırlığı büyük olanlara nazaran çok dalıa kolaydır.
Diğer taraftan, bugün umumî olarak sentez yoluna gidilmesi, bir ilâcın hem ucuza ve hem bol olarak istihsaline medar olmaktadır. Meselâ penisilin sentezi için milyonlar harcandığı halde, hâlâ muvaffak o-lunamamıştır. Keyfiyet imkân dahiline gitdigi zaman, moleküi yapısında değişiklikler vücuda getirerek, belki de. İlâcın tesirini ve şıfayap ettiği hastalıkların sayısını arttır-
molekül sentezi,


Hicrî
C. Evvel
1950 MART
1369
Vakit
Güneş öfclo İkindi Akşam Yatta îmflâk
Cuma
Vasata
6.20
12.26
15.41
18.10
10 39
4.44
Rumi
Şubat
1365
Elam
12.11
6.15
9-S2
12.00
1.80
10.35
21
25
*



GÜNÜN EKONOMİK HAR
Kıtalararası muvazenesizlik
ve dünya ekonomisinin âtisi
Y'nftuıı: Frençois PERROIîX
HtmnîYETİN •«on »artlarını
müdafaa olmak İçin müşterek bir iradenin vachilondirtp bir* Ifiştırdiğl t anlı ve müşahhas Avru-pn, yani Mnrahııll yardımından İSli-fiidı» eden memleketlerin teşkil ©ttlğl Avrupa, hu harbin «onunda, çok gv ni« bir Iktlaodl depresyon sahası ol* muaf ur. Eğer istersek, o, İktisadi bir jnkltnf ve terakki bölgesi haline gelebilir, îyl yoldayız. Yeni neşrolunan Avrupa lktlaad) İşbirliği İdaresinin ikinci raporu, elde ©dilen neticelerin ehemmiyetini gösterir. İntlhaol «eviyeleri yükselmiştir Enflâsyon kuvvet* II blı «eklide önlenmiştir. Mail açık* hırı kapatmak hususunda gayretler earfolunmııktadır. Milletler, eğer harp ortadan kald irilirse, önlerinde büyük bir bolluk ve terakki devrinin açılacağını İdrâk almaya baflamulardıf.
Yolun şimdiden katedilmlş olduğu filerini veren rakamları yığmak. ftrefikleri çoğaltmak kolay olabilir, belki vnrıHılığımın rııeyll Ikl.iZnHi ve belki do enerjik ve cesaretli bir küllenin seçkin entelektüel inlmkııaınn hitap ettiğimi bilmem dohıyıaiylo, büsbütün başka bir metod kabul etmeyi tercih ediyorum. Mevcut olan tehlikeler, daha lamsmlnnaenk olan gayretler ve bitlerde aranan dikkat ve ihtimamlar Üzerinde ısrarla duracağım.
Muvazenesizliğin ısrıırlı de^rııı
İşte, kımıl111mıı bir tablo halinde Marahall yardımından İstlfadelenen Avrupsnın tîârl tediye muvazenelerinin, milyon dolar hesabiyle arsetti-•I açık:
fitneler
1047
İMİ 1240/1050 1050/1051 1051/1052
Sı*
— 7.457
— 4. UM
— 3.763
— 2. ne
— 1.155
— 4. m
— 3.432
— 2.500
— 1.734
Marahall yardımının nihayet bula-raftı 1952 yılı için tahmin olunan a-çık yüksektir. Bundan başka, tahminlerin vo programların nispeten nikbin yapıldığını dn belirtmemiz lazımdır. Ciddi müşküllerle knrşılaşa-cağımıza şüphe yoktur. Bunları hak* ki> 1( anlamamız ve selekli bir “ikti* endi ©trateji” tatbik etmemiz icap ediyor.
Miiş/crrk ıııııvıızenmİziIftin ıııııhl.vrll
Müytcrck açığın ehemmiyeti üzerinde mübıılAftııdnn kaçınalım. Mukrlzler muameleye giriştikleri zaman, faali-yellerini iyi kötü tahdit etmeye ve Ölç mey e İmkân varan bir metorl kullanmaya mecbur kaldılar. Marahall Avrupacına iktisadi ve siyasi spbep-lcr dolayıaiyh» İstisnaî bir yardırn yapmak Iftzımgellyordu. Hu yardım, klâsik ve câri usullere göre yapılamazdı. MlİHtııkı-İzlen* uıfiuml olarak ifade olunan bir hodef göstermek m u v a f ı k İdi: Muvazenelerinin muayyen bir zaman içinde müştereken teminle
Bunun üzerinde hayale kapılma* t.mk İAzımdıi
Evvelâ, bir milli muvazene veya bir grııpun muvazeneni tek ve vazıh Ik-1 İftad! bir mânadan mahrumdur, A-çık; İmar, gelişme V© genişleme halinde bulunun ve binaenaleyh yatırımlarını hu kll(1 ınAnaaiylo çoğaltmakta bulunan bir mıntııknyn alt olabilir veya depresyon, nizamsızlık ve gerileme halinde olaıı bir mıntu-knyn taallûk edebilir. Marahall Av-rupaaında, aynı hareket İçinde, imar politikam takip eden memleketler v» ya yenileme politikası tatbik eden memleketler görüyoruz. Muhtelif memleketlerin İnkişaf dereceal, olgunluk Kevlycel ve bünyeleri farklıdır. Binaenaleyh m (1 ş ı (• r e k açıfta vcrilmcal irap eden mânayı müb/ılAftghındınnnnvık lâzımdır.
Fazln olarak, muvazenelerin m u-
a y y o n bir andaki ( metal A 10A2 yılı aarfındıı) müılerek açığı mânnaızdir, Bir muvazene, bir een© zarfında denk olmayabilir ve o en-nr. düzelme ve büyümenin en «eri gelilme kaydettiği zurnan olabilir. Marahall yaıdımımn mecmu beş «e* nealı mutlak bir şekilde tâyin edil» rolğ bulunan bir intikal dav mİ göa-ı ur. 1052 yılı, b i r dünya inkişafı devrelinde, bir an olarak ınHbtiıaza olunmalıdır.
Toplanan rakamların. Igtaftetlkçl* lcrin va mUtehaamalarm kıymetlerine rağmen, teminata bııftlı kalacaklarını İlâVe etmek İrap eder. Milli mtthlMKI* beler tam olmaktan uzak ı aldıkça, onun bir kıemını teşkil eden dış ticaret muharebeleri daha ivı olamazlar Binaenaleyh şunu hatıılıyalım kl, hârul olan muvABenealrJik ciddi hir İkazdan f « z İn •» i r ş n y değildir. Kullanılan uaııl, bu bakımdan, semerelerini vermiştir. BÜtün ı•.• ı «l n !•: cız devlet plAnlarımn. blrbiritrtyle olan vo bu plânların mukrlz devlet tarafından teklif edilmiş hedefe «öre mevcut bulunan, uygunluk ve müeMfiiriyetinl ölçmeyi bu usul mümkün kılmaktadır.
Tatbik edilecek Iktlaadl atratej)
Bizim için, umumi açığı, vo onun tn tehdltkAr kmmı olan dolar açığını, öyle bir a a v I y e y e İndirmek icap ediyor ki, bu, uzun bir devre IClnde m u k r I z I e r tara f ı n d a n normal görülen bir Amerikan e n v e s t I a -manı ile knrşılanaın ve mühim bir Ölçüde, ranta bililen in öne alın-ma a ı e a n aından hareket eden huaual e n v o e t Iı• m n n 1 a r I a tahakkuk et-t I r i 1 a i n .
Bu formül bir çok tcfalrlcre muhtaçtır:
1 — Marahall Avrupam müşterek muvazenemndo matlanacak mutedil bir açık, kalkınma yolunda olup mo-dernleşmaainl temin etmekte olan bir Avrupa İçlUy çok tâbi! görülebilir. Mevzuu baha olan şey. açıum genişliği değil, bilAkl* artma veya eksiltme şeklindeki bir açığın olup olmadığını bilmek ıneselealdlr.
2 — Bu harpten evvel Avrupanıtı açık halinde olduğu Heri «üfülerek, ancak kıtaya «amil (Rusya ve Şark memleketleriyle birlikte) bir birleşme İle muvazene haline gelebileceği ııetlccshıc varmak, nala vArld değildir
“Son nizam’* m İktisatçıları bu şekildeki bir muhakemeye istinat ediyorlar. Bu «nötrce politik bir tercihten başka bir şey değildir. Avrupnmn, kitabınıiühi politikadan ziyade kıla politikası sayesinde daha İyi kalkınacağı tezini, ©ger muhakeme* lorlndc biraz dürüstlük varsa, ispat etmek mecburiyetlııdo kalacaklardır. Halbuki bilakis, müşahede ve tahlil Amerikan yardımının derhal en İuhu bir zamanda çiftem olduğunu ve çok zaman kazandırdığım ve bati A dahe uzak bir Atide, b ü t ü ıı d ü n y a -nm « koıjomlk koynnkhırınm birden kııllanılmnaının dzern olduftnnu meydana koymaktadır,
3 — Müşterek ııçıftın azaltılması, mücerret olarak kendi banma do n-iınamaz. O şekilde tahakkuk ettiril» ınelldiı ki, ınllll (ikonOınikr, U m u -mİ h a s ı I a I a r ı n ı n mümkün olduğu kadar yüksek ş eviyeler I ıı e varabilsinler. Binaenaleyh prensip itibariyle ten ih. İhracatın inkişafı neticesinde meydana gelen yayılma halin «i | lc I düzeltme üzerinde olmalıdır
4 Umumi açıkta en tehlikeli kısım, Birleşik Amerika vo Kanndaya alt olan kininidir. Binaenaleyh, mümkün olduğu budar Birleşik Amerika* dan gelen IthnlAt cereyanlarına lAbl olmak ve bunların yerine doim sahası haricindeki ülkelerde IthalAt a ramak mecburiyetinde kalacağımız lıedlhidlı. ihracatımızı Birleşik Ame-ı ılknya dugrıı inkişaf ettirmek merbu- ’
Dünya Haberleri
Dünya tütün istihsali
r
1
Kaııadu Türklyeya mndrrı direği satacak
★ OttgOTa, k A,A. (United Press) — Kanada Ticaret Bakanı Hovvş, dün Avam Kamarasında Türkiye-ye madan direği satılması hususunda müzakorder yapıldığını söylemiştir.
Bakarı, Türkiyenin geçen seneler İçinde Kansdadan rmıden direği aslın «İmiş olduğunu ve bu sene de başka satışlarda bulunma imkânı elde edilebileceğini sandığını söylemiştir. OttaWa’dakl Türk memurları lüzumlu dolar bulunduğu takdirde memleketlerinin maden direği satın almak istediğini bildirmişlerdir.
Birleşik Amerika ithalâtı İhracatı aşıyor
★ Washington, D A A. (U818) — İthalâtın devamlı olarak artması ve Ihıacntın da azalması Amerika Birleşik Devletleri dış ticaretindeki muvazenesizliği hemen hemen kapatmıştır.
Ticaret Bakanlığı taralından yayınlanan ocak ayı rakamları ithalâtın 622.700.000 dolara yükseldiğini v© İhracatın da 743.600.000 dolara düştüğünü ve arada nispeten ufak sayılacak 120.000.000 dolarlık bir açık bulunduğunu göstermektedir,
İthalâtın son aylardaki devamlı artışından bahseden Bakanlık memurları bazı memleketlerdeki devalüasyonun Amerlkaya yapılan ihracatı nrttır(lıftını ve bu artışın muhtemel olarak dııha bir kaç «y devanı edeceğini söylemişlerdir. Bu memurlar Amerikanın yaptığı ihracatın da bu yıl içinde ocak ayı rakamlarım aşacağını tahmin etmektedirler»
Yıınanlstıin - Yugoslavya demiryolu nakliyatı
★ Atina, 9 (APı — Yunan ve Yugoslav demiryolu temsilcileri, ECA. îkUeadî İşbirliği Teşkilâtı Münakalât Kısmı Başkanı Cec.il Cnlvert’ln başkanlığında Cencv-rede bir toplantı yaparak, Yunanistan ve Yugoslavya anısında demiryolu nakliyatının tekrar başlaması meselesini müzakere e-deccklerdlr.
rlyetlnde olduğumuz da şüphesiz malûmdur, Fakat bütün bunlar bizimki kadar ve belki de bizimkinden fazla, milletlerarası hâkim e k o n o m i k vazlyvtlncbaft-1 j d ı r. Birleşik Amcrlknmıı gümrük tarifelerini bir kere daha İndirerek Örnek olması ve bilhassa gümrük muamelelerinde daha fazla liberalizm göstermesi lâzımdır. Daha uzak lör gelecekte, gerek ilerlemiş memleketlere ve gerekse bilhassa iktisadi gelişme halindeki memleketlere, İstisnai yardım yatırımları yapmaya karar vermeleri de icap etmektedir. Mr. Trumıın'ın ve partisinin cömert ve anlayışlı realizminin bu bnhisto hususi menfaat gruplarının mukavemetini yeneceğini ümit etmek yerinde olur. Dünya ekonomisini kurtarma masraflarının mühim bir kısmını üzerine almak, nılllotlernrası hâkim eko* nûmiııln mukadderatıdır.
A — Maıımafilı, rantabihic esasına göre hesaplanan hususi yatırımın rolünü muhafaza etmesi icap etliğini ehemmiyetle belirtik. Hususi yotımn (»‘knlfti ile Amme yatırımı tahnitini telif etmek Birleşik Amerika İçin mümkün ve hattâ faydalıdır. Bu. eskimiş mücerret yatırını usullerine dönmenin zaruri oklu tu mAnaHina gelmez. Bunun mânası, yatırım muatnelolorınin Anime veya yarı-Arnme yatırımlarıyla çerçevelendiği ahvalde dahi, hususi teşebbüsün izalesi mümklhı olmayan bir muharrik .oMııftııdur.

Kıtalararası muvazenesizliğin azaJ* tılmasi, iktisadi doktrinde vo Iktlnat siyasetinde dtfln bil CİeflŞlİkUââ bağlıdır. Beşer hürriyetinin verimliliği ile csklmH muthık liberalizmin kısırlığı arasındaki fark her gün biraz daha artmaktadır
Amerika Birleşik Devletleri Tarım Hakanlığı 30 haziran 1949 tarihinde nihayet bulan seneye ait dünya tütün İstlhsalâtım 3.236.000.000 kilo olarak tahmin etmektedir, Bu rakam 1986-80 vasatisine nazaran 2 milyar 96H milyon, 660 bin kiloluk hir fazlalık teşkil etmekledir. Amerika Tarım Bakımlığı 1949-50 dünya tülün istihanlâtını şimdilik 8 milyar 195 milyon kilo olarak tahmin etmektedir.
1049-50 mahsul yılı zarfında Birleşik Amerikada ve diğer memleketlerde elde edilen Istllısal artışları, Çin, Japonya, Bulgaristan ve Brezilya da dahil olmak üzere bir çok memleketlerde kaydedilen istihsal azalmalarını tevazün ettirecektir.
1048*49 mahsul mevsimi zarfında Birleşik Amerika 891.765.000 kilo tütün istihsal etmiştir. Kanadımın tülün IstlhsalAlı 66,970.000, Kübanın istihsali do 27.585.000 kilodur,
Avrupadn en çok tütün istihsal e-den memleket İtalya olmuştur. Kal-
Avrupa İktisadî işbirliği ve dünya ticaret serbestisi
Ingiliz batını ve resmî mehafili, muhtemel zorlukları belirtiyor
Büyük Britanya, Balı Avruparıın Mnrnlınll plftnt memleketleri Hinsin-daki ticaretin serbestleşmesi için girişilen çalışmalarda önderlik rolü Ü-zorino almıştır.
Filhakika 1949 yılının haziranında Büyük Britanya iktisadi Işblrllftl Teşkilâtına üye memleketler arasındaki ticaretin tedricen büsbütün serbest-lcşUrİlıneslııi teklif etmişti.
Ticaret Odası Başkanı Mr, Wilson, 29 eylülde înglltercnln kendiliğinden girişeceği muayyen serbestleştirmeyi belirtmiştir.
Büyük Britanyanın İlân ve İktisadi tşbirllftl Konseyi toplantısından evvel tatblks koyduğu bu Önemli serbestleştirme hareketi neticesinde şimdi İngiliz ithalâtının yalnız %18ı özel lisans ve devlet kontrolüne tâbidir
Mr. Wilson 29 eylülde bu konuda Verdiği demeçte, hükümetin, '’DIfter memleketlerin açtığımız çığırı no dereceye kadar takip edip bizden yaptıkları ithalât: Üzerindeki tahditleri ne dereceye kadar gevşettiklerini’' hesaba katması lâzım geldiğini söylemiştir.
İktisadi İşbirliği Konseyinin, ticareti sorbestloMirmeye dair 2 kasımda İttihaz et lifti karar Büyük Britanya tarafından büyük bir memnunlukla karşılanmış vo desteklenmiştir.
Mr. Hoffman, 31 elcimde iktisadi İşbirliği Konseyinde verdiği demeçte. Batı Avrupnnın daha sıkı bir seklide Iktlsadon kaynaşmasını tavsiye etmiş ve bu demeç Ingiliz basım tarafından elnıllı bir şekilde yorumlanmıştır. Belirtilen görüşler şu şeklide hulâsa edilebilir:
Büyük Britanya dahil Batı Avm-pnnın, ara gümrüksüz veya her türlü malt engellerden Ari 270.000.uii0 nüfuslu tek bir ekonomi bölgesi olması vo böyle bir toplu piyasadan do* ğacak ekonomik İstifadelerden faydalanmam, belli bnşlı İki Ihtlnızl kayıtla, son derecede cazip olup, bu uğurda çalışmağa değer. Bu kayıtlar şun-Inrdıı-:
1 — Hu gayeye ınAtuf bütün siyasetler, şimdiki letlhsnle hor hangi bir suretle mâni olur ve İktisadi işbirliği memleketleri tarafından tahakkuk ettirilen dolar kazançlnrmı ko-serse, maksada hizmet edemez.
2 - Botı Avnıpayı tek bir İktisadi birlik hullno kaynaştırma teşebbüaü, hâlen Avrupa ekonomilerini dünyanın hor tarafından diğer ekonnıniloro bağla makin olan sıhhatli ekonomik (Icn
yanın tütün IstİhsalAtı 64 485.Û00 kilodur. Diğer taraftan Fransa 47 milyon 970 bin Ve Yünanistan da 36 milyon 270 bin kilo tütün istihsal etmiştir.
Asyada on çok tütün yetiştiren memleket Çin olmuştur. Çinin tütün İstihsalAtı 716.850,000 kilodur. Japonya 97.200 ooo, Türkiye de 70 milyon 380 bin kilo tütün yetiştirmiştir.
Cenubi Amerikada en çok tütün yetiştiren memleket 26.775.000 kilo ü© Arjantlrıdlr. Kolombiya 20.835.000 kilo, Paraguay da 11.250,000 kilo tütün istihsal etmiştir.
Afrikada en çok tütün yetiştiren memleket (’enııbt Rodezya olmuştur. Rodezya 38/170.000 kilo, Cezayir 19 milyon 305 bin, Cenubî Afrika Birliği de 18.630.000 kilo tütUh istihsal etmiştir.
Okyanusta en çok tütün İstihsal fiden memleket Yeni Zelânda olmuştur, Bu memleket 2.529.000, Avustralya da 1.827.000 kilo tütün yetiştirmiştir.
retl yıkmak pahasına yapılacak olursa, çok taraflı dünya ticaretine aykırı düşer kl esas gaye bııdur.
Bu mülâhazalara dayanan İngiliz basını Büyük Britanyanın Avrupa birliğine Azami hizmeti şu yollarla yapabileceğine kânidir:
a) Avrupa ticaretine engel olan miktarlarla ilgili tahditleri kaldırmağa bütün kuvvetiyle çalışmak;
b) ödemeler meselesinin hafifletilmesin© yardım etmek,
C) Mütekabil İhtiyaçların daha iktisadi tatminine yol açabileceği bölgelerde, Avrupa dahilinde daha yakın gruplaşmaların kuruluşunu cesaretlendirmek.
Avnıpanın lktlsodejı kaynaştırılması, İngiliz basınının kansntince, u-zıın vArleli muazzam değişiklikler İstilzam edecek ve bu takdirde dahi gerçek hudutlarla karşılaşacaktır. Bununla beraber Lcrakklci bir birliğe İki pratik yoldan gitmek mümkündür. Evvelâ, memleketleri, mevcut kaynaklarından Azamî istifadeyi sağ* hyabilmeleri için bir araya toplamağa teşvik etmeli; saniyen büyük tav-dalar «ağlıyacak olan topyekftn Av-rupa-arası ticaretin inkişafı himaye edilmelidir. Bilhassa Ingiltere İçin. Avruparıın geri kalan kısmiyle ekonomik kaynaşma bu memleketin ticaret İhtiyaçları ve sorumluluklarından ancak bir kısmını karşılıya bilir.
Slr Stafford Crlpps Büyük Brltan-yanın durumunu şu şekilde tarif vo tasrih etmiştir: “Bidayetten beri, ödevimizin, (’Aııılanııı ve slerilng lıölgo-Hinın. ileri gelen bir Üyesi «ıfııtlylc, Monımhıluk vo menfaatlerimizi, Avrupa Birliğinin gelişmesi uğnındıı çalışmak olduğunu belirLtik. Bıı kolay bir ödev değildir. Zira münasebetlerimiz CAnıia vo «lerling hölgoslho İnhisar etmeyip, Kanada ile ortaklığımız dolayıslylc Kuzey Aıııârlkaya, ve Asya, Afrika vo Avııstralyaya yayıl* makindır. Bıı itibarla ekonomimizi, bil diğer snnıınlulııklsrın tııın ifasını haleldar edebilecek herhangi bir şekilde Avrupa ekonomisiyle mezcede-meylz.
“Fakat aynı zamanda Büyük Britanya kendirlini Balı Avrııpaya merbut telâkki etmekledir. Bu İtibarla Avrupadaki muayyen her hangi blı grupta daha sıkı ortaklık yapmasına dair her hangi blı teklifi müsait blı tarzda Inctdiyocck olup, Avrupa dahilinde teşekkül edebilecek diğor hor hangi bir bölge grupıına yardıma hasır olacaktır.”
T i cgret Odasının bir anketi
Serbest ithal rejimi hakkında tüccarın fikri soruluyor
Ticaret Odası serbest İthal rejimi hakkında, muhtelif şubelere mensup tâclrierln fikrini sormaktadır. Oda tarafından bu mevzu etrafında tün-cara sorulan sualler arasında, ithal listelerinin tatbiki şekilleri ve hangi İthal mallarının no nispette ithal Us-talerinde yer alması gibi meseleler de bulunmaktadır. Bu suretle Ticaret O-»lası, umumi bir surette piyasada bir anket açmış bulunmaktadır.
Tüccar, serbest İthal rejimi hak-kindakl düşüncelerini, Ticaret Oda-
İzmir Ticaret Odası Bnşkanının beyanatı
İktisat Kongresinin İzmirde toplanması zor görülüyor
Tarım ve İhracatçı Birlikleri, bir elden idare edilmez
II
Ankara 9 (Hususi muhabirimizden) Evvelce tatanbulda toplanmış olan Birinci İktisat Kongresi, İkinci toplantının 1950 mayısında İzmirde yapılmasına karar vermişti. Şehrimizde bulunan İzmir Ticaret Odası Başkanı bu hususta bana şunları söylemiştir:
— Bu sene tzrnlrdc bir iktisat kongresi toplamanın mevsimsiz ve zor o-lacnftını zannediyoruz. Zira bu sene hem büyük seçim, hem de ticaret o-dnları Ve boranların çıkacak kanuna göre yeni seçimleri yapılacaktır. Bu kadar mühim hâdiseler yarken iktisat kongresi toplamak bize İmkânsız. gelmektedir. Esasen İzmirde böyle bir kongre yapmak fikri parlak değildir. Zira izmirde yer «ıkıntısı
-«• ıwBM ı «MSVMMMMRHMHMBMMBİ
İş İhtilâflarının önlenmesi İçin
Danışma komisyonları kuruluyor
Ankara (Hususi muhabirimizden) — işçilerle İşletmeler nrasında talıad-dün eden ihtilâfların ve bu ihtilâflara scbtp olan meselelerin halli İçin gereken ve lüzum görülen yerlerde ve İhtiyaca göre “danışma komisyonları” kurulacaktır. Danışma komisyonlarını teşkil edecek üyelerin yarısı iş verenlerden, yarısı da işçilerden mürekkep olacaktır. Bu üyeliklerin yarı yarıya olmasına bilhassa itina o-lıınacak v© hu komisyonlara iş ve tşçi Bulma Kurumunun mümessilleri başkanlık edeceklerdir.
Danışma komisyonlarının üyelerine toplandıkları zamanlar İçin günlük ödenek ve yol ödeneği verilecektir.
Hangi yerlerde danışına komisyonu kurulacağı, tş ve İşçi Bulma Kurumunun teklifi ve Çalışma Bakanlığının tasvibiyle takarrür edecektir. Danışma komisyonları, her yerin hususiyetine göre, iş verenlerle, İşçiler a-raaındaki hütlln memeleri münakaşa edecek vo mahallinde kararlar vererek tatbik edecektir. Bunlıır, mahallin bu mevzua müteallik bütün işlerini müzakere ve intaç edeceklerdir. 4 mart 1950 de intişar etmiş olan 5562 sayılı kanun bu danışma komisyonlarının vazife ve teşekkül tara* Inrı hakkında bir tüzük yapmak salâhiyetini kuruma vermiştir. Kıı-rumen tüzüğün hazırlanmasına başlanmış olup yakında İlân olunacaktır.
Ingiltere, 1949 mahsulünden 1 milyon kilo tütün aldı
İzmir 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Tekel Idnroal tngilizlero 1 milyon kilo tütün satmıştır, tr.mln-de işlemekte olan hu tütünler 1949 mahsulüdür ve temmuz sonunda teslim edilecektir.
Bir Amerikan firması da piyasada Hat araştııınalan yapmaktadır.
sının tetkik şubesine yazı ite hildişe© çektir. Bıı şubede toplanan malûmat» tamamiylo piyasanın fikirlerini İfada etrniş olacaktır.
Diğer taraftan, dün de yazdığıma gibi, serbest İthal rejimi hakkında bugün Öğleden sonra Tüccar Demeğinde bir toplantı yapılacaktır. Bu toplantıda, serbest Hlıal rejiminin ne suretle Işllyecoğl hakkında, Dış Ticaret Dairesi Başkanı tarafından lza^ hat verilecektir.
M
çekilir, bir kaç yüz kişi belki barındırılır. Fakat binlerce kişiye yer bulmak bir meseledir.
İzmir ihracatçı Birlikleri Umum! Kâtibinin, bu vazifesi uhdesinde kal* m ak şartlyle Tarım Umum Müdürlüne tâyin edilmiş olmasının izmirde nasıl karşılanmış olduğuna dair vâki sualimizi de, İzmir Ticaret Odanı Başkanı şöyle cevaplandırmıştır:
— Tarım, ihracatçılarla rakip olan bir müessesedir, iki rakip teşekkülün İdaresini tek şahsa yüklemenin doğru olmadığına kânilz. Bu zat» ya İhracatçı birliklerinde umumi kâtip kalmalı veyahut. Tarım Genel Müdürlüğüne geçirilmelidir, İki vazifenin bağdaşmasına imkân yoktur.
İzmirde yeııl nıevslııı hazırlıkları
sipariş almaya gidiyor
tamir 9 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — îzmirden 30 kadar iş adamı bu yaz mevsiminde Avrupa. Cenup ve Şimal Amerikaya giderek 1950 mahsulü İçin müşterilerinin siparişlerini not edecekler ve anlaşmalar yapacaklardır. Tüccarlardan bir kısmı Almanyaya, oradan Cenup A-merikaya gitmek kararındadırlar.Bil-hasa Cenup Amerika ile çalışmak için son aylarda büyük bir temayül başlamıştır. Bu seyahatler oda seçimle* rlndcn tonra mayısta olacaktır.
Amerikadan ziraat mütehassısları geliyor
Ankara 9 (Husus! muhabirimizden)
— Ziraatln her sahasında yapılması düşünülen yeni kalkınma hareketlerinde hizmet etmek Üzere sekte A-ınerlkolı uzmanın memleketimize gelmek Üzere bulunduğu Öğrenilmişi İr. Bunlar ormancılık, hayvancılık vo türlü ziraat şubelerinde çalışacaklar ve kalkınma plânlarının yapılmasına nezaret edeceklerdir. Bu sekiz uzman Maraball yardım plânı ile ilgili olarak memleketimizde iki sene kadar kalacaklardır.
Portekizle ticaret anlaşması yapılacak
Ankara 9 (Hususi muhabirimizden)!
— Portekizle aramızdaki ticaret münasebetleri yavaş bir tempo ile inkişaf etmekledir. ‘Bu memleket bize mantar, kolay ve kahve gibi maddeler göndermekte ve bizden bakliyat, tütün ve yağlı tohumlar almaktadır. Bu memleketle ticaret münasebetlerimizin daha fazla artması l-çln Ticaret Bakanlığı Portekizle bir ticaret çınlaşması yapmak tasavvu-rundadıf.
I 9/1///1950 Perşembe I
Borsalarda vaziyet
İstanbul Ticaret Borsas^
İzmir Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
Uuguıı
Adana Ticaret Borsası
Londra Borsası
Şirket Tahvilleri
Bradford Piyasası
Şirket Hisse Senetleri
Eskişehir Ticaret Borsası
İskenderiye Borsası
Adana
Ecnebi Tahviller
Hnrsndıı kayda defter bir «ay yoklıır
C) Gününde Borsudu munmclosltcucU cdılmemlo tahvilât vo eshamın arz ve taleplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
20/21 18/21
Huğduy yumuşak Buğday aert ..
•Nom
u
II
Pamuk (Kııntfln=Tullan ......
Aahmounl Kına elyaftı F/G Karmık Üzün elvnfii F/G
Tarifin lutıhunl nııntnkabırmdh 52 kuruş fialle ( t kuru U ntn müba*
ynrtHi km «rı üzüm piynsımını luırekot-|r*n«liruıiştııa. İııçİT «nğhıııı dUruııııınıı mu-luıtn/ı’i ediyor, Bnısudlı blitfÜn ile pamuk faalli hareketli değildi Pamuk mnıi piyasası istekaiz ve gevşe İd ir. Borsada p(/-muk çeMrdfiğl durgııt) vaziyetini muhafaza ediyor.
İstanbul ı
Gümüş, Plötin
Ticaret Borsasında [ıııdtk fkıthai savlam durumunu mıılınfazn etmektedir DÜn muhtelif menşeli 170 tun İç fındık ıııunnıelo görmüştür Diftoı* ınaddrl©rln durumundu kayda d» ger bıı şry yuklm
Kambiyo vo Esham Buramımda, %â fa-i Jl ınuhİrhf tertiplerdeki fh vh I tahıilb -rint karşı tınıuıetlı pıunmalolur olmuştur. %7 fin li devini; tahvillerine knn;i alıcı olduğu hnhie, «atıcı mevcut değildir. Altın piyasasındu kararsızlık devam ölmektedir. Alırıhıi' ktıbj allıuu luırşı nazlı ıJnvj uıımnktndırlur.
a.ııı.ıoao Dut umu
Türk Hratı .......
ı talar .........
Htnrllng .........
FrııntH^ Franaı
Uurıı Mnyvulnr ı
li’ıiHİılt (kabuklu nlvrl; .........
Fındık ıh; (umbulı ..........
( ’nvlz • ktıbııl İU • ...........
C» Via (iç rııuİlini I .............
Tiftik İyi mul (UbrosisPent) ,, Sıra malı .» (•
Tün Anadolu .. .«
Tı ■’!
lllılHlbıH
Buğday yumuşııh (Tüa.) Hufttin.v yumuşak torinin) Arpı» Yemlik Ulblımıt) ... Mimii iHnrıı çuvalı ...........
Fıısulyıı horoz (çuvalı ....
‘.. t./ıh yurnıiıptk(dültınrı Kuşyaçnt
Monimi’k kırmızı iç (ju. Morclnınlı yeşil (İç çuval) Nnhııi nnİdini ...............
İstanbul Borsası
Açılış Kapanı*
1 MterUng 7.1)0 757
luo Dalar 230 2MI,
100 Fr IfrangİM. 0. Mi 0.M)
Iha Nvh.-re Fr ,, OtJVi 111,0;’
100 llclç Fr 5 no.- ö.üh
100 ltveç Kr..„ 51 İ2Ah Al 12M)
100 Florin ..... 73 A-MO Z3JIM 111
loı» Llrat 0 II I2H 0.41.12*
100 Dm lunf * 0.01 «76 0.0b«7(
100 EvCOUdoS 9 7(W P 73(11
Altınlaı ğ e
Rıiy tin En-kl kuı*
uım LHe
Ithh.H Terli (»r A 02 A.nı
Külçe n©mıSMi. 0.(13 Allh
Cumhuriyet ... ııı 30 Ih
Reş/ıt 11 20 41 25
Hamli III Wl fıü
(»ıHıipn «««••«««« 3lı 45 lir. il’ ’ 30.50
lıırüm 52 İVJ »
Franoıa i«>l( ... • 1 11 35 II.-
Napolâan İti 11 20 41,25
t avlşre II 25 11 2A
Glhnu» Gr. ...... PlAtln ” 8n aşağı fCn yukarı
10,— 11-
Zürich Borsası (Serbest)
FCn .«’infti
1 l.rıı nd $ tdl tııhvllloı Khihiiuİ (•)
1038 ferdanı • aaa e t« ra 33 20 ı4.-
‘.i A IO3n ıki'iı m İv • 21.Ah 22.
S A MIH) Müdafiin 1 • (•a••«a a 21 30
9,6 1011 Domirvolu IV .4. 07 35 |IH
•îr A 10 i 1 Damirvolü V a a » • a • 08. Oh 00
i 1/2 1040 Ikramlvoll .... a ar İM.
Diğerleri
•at. IIMI i »emir yolu V la MIM« U7.AU I»7.M
v, e Klı lif. ınm 11 1. OhıtiO 01»
. tı 11 affela OH.,10 00.-
*. a i 11 ’A ö(l IHI
’rh llıih l(d|Kın /) 1 OK AU 00
■. 1. İli Ih f 1 Oh Mr OM,—
.a Milli Ml|(lıl 1 un 1 4 a e SI« Ofl.îlA
‘dİ lllllı I 07- UN -
7 11134 Hivnn IGrzurum i. 2h 3(ı 20 30
T. 7 l'( 1 • a şa 1L-VII. 20 70 20 10
%7 lllll DmiiHi Vohı la 1 • a« • a 21,15 21.«1
r47 Hlil II» tıaaaa 3LVA no©
•X>7 1011 ili 21.20 21 •
%7 Milli âli MUtln 1 tın la «şaşaa 2) IA 21 2h
( 7 ıa Iı 1M • m (•» 22 10 28.*
’,7 II İl III .... 01.10 20 00
'.7 • 1 II tv...... 21.05 22.—
ı .• gI• lobundur ı Ayçiçeği tohumu . Kıdrntohurııu ......
Kendir tohumu Biimiiii) (Bandırına) Y(»r h*tıftı kabliklu
ICal(| Kıı ptı ııiıj
Bugün Bun Kapımı»)
Usum çdHirdoKsis No.u Al 70 A1.7Ö
İneli- A aerlal No, «.... AA.— AO —
8 ndriai No. l(M •13.— 43.—
Ptırnuk Alıkla i. 2JI0.— 235 —
Pnınuk A İm Iıı II 220 — 220.—
1’niHiılf si’rll •••• ••>•••••••> HıA — 1 *5.—
Pamukyağı (rafine) ... 1İ0 — ili
Pamuk çekirdeği 10 — 10.-

İn ıı ili İt Akala 1 İHI.— 180 IHI
Pamuk Akalıı 11 M INI,—
Pamuk yerli 1 — IAO.—
Pamuk Aksla îit ... ...
Pamuk makine parlafcı JÖ2.— 140
New-York Borsası
Dün Eaki kur
HılgdM) (iHUşailsSent) 26^ 1/2
Sert Kış malmulU No. 2 ... —
Kırmıto No. 2 ... — 240 1/4
Ibımıık Mlddllng (Diüraal=6ent)
Mart 3! 71 31 87
M H V |8 (•©•••eaaâtageeeaeaaesietea«ıaesş 32 32 32 30
i PllUnUV •»•••• Wf 32 14 32 21
Ibli 11)1 «•••••««•••••••••»©••••••••aeae» 30.32
Hfllk (ldbreâi=8ont)
fek m an No. 1 M/00 50.-
Fındık ı Librenl = 8ent) 23.- 2L-
Kabuklu yerli iri
22.50 22.00
uevuru iç ithal malı •3e.— 36.—
bJkıdrn İri İÇ ithal malı 30.— 30.—
Kuru Ü«Um (Libreni=Sont) ...... U 1/4
Thompson çeklrdokalz noçme ıl 1/4
kelen tohıımıı (Buşail—Dolur)... 3.7A 3.80
Minneapolls 3.80 8.80
Kalay (LlbraHİ=8ent) 71.NJ 74 25
Lovha-tenoke ( 100 libre dolar) 7.30 7.30
Kot©n tohumu (Tünu=Storllng) Bombay t»*.................
Knlkhtıı ..................
Yer fıetığı Hlndlntan .........
T C. Zlrmıt BnıdiHNt 20 25 20.30
Anadolu D.Y. Tartıp A/IL 111,—
• • r. . C
I. 400 50. - 00.
N ,, Mihneti, genot. (İ7.A0 67.A0
T, O MerlirS Hnnkntıı i'ürldyeı lıy Bankası Tlırk Tlenret Bankası . Aralan çimento ........... Sark Değlrıneııolllk ...( Milli Rnıınllrann .......
130. 131.
27 AO 27.—
0.— 0.-
17 — 17.-
28,26 23. AO
1(1 25
Sayfa 0
- Y E N t İSTANBUL-
10 Mart 1950
SIYASI İKTİSADİ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE âfahihl
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRUi FARUK A. SUNTER Bu an vida yazı içlerini dilen ldn.ro eden
SACİT ÖGET
Basıldığı yer;
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
ikinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki İktisadî başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.

Kömürleri İşletmesi
Genel Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Zonguldakla yaptıracağı “Yayla Tansiyon" tevsii inşaatı kapalı zarf usıılü ve vahidi fiat esasiyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu inşaat için işletmemiz tarafından verilecek malzeme. eksiltme dosyasının hususi şartnamesinde yazılıdır.
\3 — Bu işin tahmin edilen bedeli 196.200 liradır.
4 — Muvakkat teminat miktarı 11.060 liradır.
5 — Eksiltme evrakı 25 lira mukabilinde:
Zonguldnkta: Ettld-Tesis Grupu Müdürlüğümüzden,
Ankarada: Etibank İnşaat Müdürlüğünden,
İs tan bulda: Et i bank Şubesinden, temin edilebilir.
6 — Eksiltmeye iştirak edeceklerin, ihale gününden üç gün evveline kadar işletmemiz Ettld ve Tesis Grupu Müdürlüğüne müracaat ederek ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
7 — Eksiltme 22.3.1950 çarşamba günü saat 15 te Zonguldak ta Ereğli Kömürleri İşletmesi Etüd ve Tesis Grupu Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
S — Teklif zarfları eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak ihale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde İşletme Genel Müdürlüğü Başkâtipliğine teslim edilmiş olacaktır.
Postada vaki olabilecek gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
9 — İşletmemiz, ihaleyi yapıp yapmamakta tamamen serbesttir. (2793)
TAMİŞ
Türk Ticaret ve Sanayi
Anonim Şirketinden :
Şirketimiz 1949 Altıncı Ticaret Yılı adi Genel Kurulu 30 mart 1950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 16 da Şirket merkezi olan Galata, Bankalar caddesinde Adalet hanında 1 inci kattaki dairesinde toplanacaktır.
Ticaret Kanununun ve şirket esas mukavelesi hükümleri gereğince hissedarların, toplantı gününden bir hafta evvel hisse senetlerini veya bunlara ait makbuzlarını şirket merkezine tevdi etmeleri ve toplantıda hazır bulunmayacak olan ortakların da kendilerini temsil edecek vekillerini bildirmeleri rica olunur.
GÜNDEM:
1) 1949 senesi İdare Meclisi raporunun okunması,
2) Mürakıp raporunun okunması,
3) 1949 ticari yılına ait kâr ve zarar hesaplarının tetkiki, tasdiki vc idare Meclisinin ibrası,
4) Esas mukavelenamenin 26 ncı maddesi gereğince kıdem sırasiyle iki âza çıkarılarak yerlerine başkalarının tâyini veya aynı kimselerin ipkası.
5) Müddeti hitam bulan murakıpların yenilenmesi ve ücretlerinin tâyini» *
6) Almanya ile yapılmış ve yeni yapılacak işler hakkında murahhas âzanın vâki yeni teklifleri için prensip karan verilmesi.


ı
n
İstanbul Üniversitesi

Fen Fakültesi Dekanlığından:
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinin davetlisi olarak şehrimizde bulunan Göttingen’de Max Planck “eski Kaiser Wilhelm” cemiyeti başkanlarından ve Nobel mükâfatını haiz Prof. Dr. Hei-senberg bugün saat 17 de Fen Fakültesi Umumî Fizik Enstitüsünde •‘Lâleli” modem atom fiziğindeki felsefi esaslara dair umumi konferans verecektir. Giriş serbesttir. (2938)
”fiFEBE” Ticaret Tiirk A. 0.
Yönetim Kurulundan :
Ortaklığımızın 1949 yılı Adi Genel Kurul toplantısı 28.5.1950 salı günü saat 11 de Beyoğlu, İstiklâl Caddesi. Balyoz Sokak. Yeni Han kat 1. No. 11-16 daki ticari ikametgâhında yapılacaktır.
Ortakların toplantı gününden bir hafta evvel müracaatla asaleten veya vekâleten taşıdıkları hisse senetlerini tevdi ederek mukabilinde toplantı İçin giriş kartı almaları rica olunur.
1tXDEM:
1 — Yönelim Kumlu ve denetçilerin raporlarının okunması.
2 — 1949 \ ılı bilanço vc kâr ve zarar hesabının tetkik ve tasdiki ve
trmettüün tevzii hakkında karar ittihazı,
3 — Yönetim Kurulu Azalariyie denetçilerin İbrası,
4 — Müddetleri biten Ortaklık Yönetim Kurulu âzalariylo denetçile-
rin srrllmcsl,
5 — Yönetim Kurulu âzalariyle denetçilere verilecek ücretlerin karar-
laştırılması,
6 — Yönetim Kurulu üyelerinin ortaklıkla iş yapmalarına İzin veril-
mesi,

mamulleri
okuyucuları
YENİ İSTANBUL’ un okuyucularına hediyeleri
YENİ İSTANBUL’ un devamlı
arasında tertiplediği müsabaka, büyük rağbet görmektedir. Bilindiği gibi, gazetemizin devamlı okuyucularından kur’a ile seçilecek biri “10” bin lira sarfedilerek Avru-pada, bir diğeri de “5” bin lira ile yurdumuzda üç sene müddetle tahsil ettirilecek ve ayrıca dokuz okuyucumuza da altın, gümüş ve madenî saatler hediye edilecektir.
Gazetemize - birinci sayfanın sağ sütun başına - bir küçük kupon ilâve ediyoruz, abonelerimiz ve karne Bunları biriktirenleri de abonelerimiz ve karne sahibi karilerimiz gibi kur'aya sokacağız. Bu kuponlardan 190) tane getirene bir kur'a numarası verilecektir. Kuponla birlikte kısmen karne kapağı olan okuyucuların karne kapaklarının beheri (30) kupon karşılığı olarak ka-
I bul edilecektir.
V





21 Nisan
ikramiye çekilişi Çocuk he-saplamra tahsis edHmiştir.
31 Mart
akşamına kadar bankamızda açılacak en az 50 lira bakıyeli Çocuk Hesaplan bu çekilişten faydalanırlar.
150 lira bakıyeli Çocuk Hesaplan diğer ikramiye çekilişlerine de katılırlar.
TÜRKİYE İŞ BANKASI

S A
İstanbul
Dosya No.
512-511
516-6573
516-15035
TILIK EMLAK
Defterdarlığından :
Cinsi
Kıymeti Teminat Lira Lira
taj 48
Cansa. 78
Bakırköy, Zeytinlik mah. Ekrem bey so. eski 17. yeni 33 kapı sayılı 27.42 M2 evin 16 payı, Eminönü, (Kumkapı) Nişancı mah. Havuzlu Mescit so. 735 ada. 37 parsel yeni vc kapı sayılı 46.50 M2 arsa. Eminönü, (Sultanahmet) kurtaran mah. Şadırvan
ada, 73 parsel yeni 5/1 kapı sayılı 18 M2 arsa.
Fatih, (Samatva) Hacı Hüseyin ağa mah. eski Yalı boyu yeni Narlıkapı Kumsalı so. 1244 ada, 8 parsel eski ve yeni 4 kapı sayılı 60 M2 arsa.
Fatih, (Samatya) Hacı Evhadcd-din mah. Hacı Manav so. 1079 ada, 68 parsel eski ve yeni 160 kapı sayılı 62 M2 arsa. Eminönü, (Yenikapı) Yalı mah. Katıp Kasım Bostanı «o. 992 ada, 3 parsel eski 33 yeni 43 kapı sayılı 40 M2 arsa.
Kartal, (Maltepe) Gülsuyu mah 33 pafta, 420 ada. 24 parsel eski 16 kapı sayılı 244 M2 tarla. Kartal. (Pendik) Doğu mah. Taşlıbayır so. 98 pafta. 848 ada, 45 parsel 8840 M2 tarla. Kartal, (Pendikı Doğu mah. Taşlıbayır so. 98 pafta, 848 ada. 46 parsel 2560 M2 tarla. Kartal. (Maltepe) Altay çeşme mah. 27 pafta. 391 ada, 7 parsel eski 1680/2 kapı sayılı 1214 M2 tarla.
Kartal, (Maltepe) Gülsuyu mah. 33 pafta, 421 ada, 3 parsel eski 16 kapı sayılı 345 M2 tarla. Kartal, (Maltepe) Gülsuyu mah. 33 pafta, 421 ada, 5 parsel eski 16 kapı sayılı 351 M2 tarla.
Yukarıda yazılı gayri menkuller 22/3/1950
518-12809
518-6213
518-9291
5213-1802
5213-1162
5213-1167
5213-1361
5213-1795
5213-1794
250
700
180
900
252
640
150
4420
1280
610
200
19
53
14
68
19
48
12
332
91
46
15
200
çarşamba günü t?aat 15 de Milli Eınlâk Müdürlüğündeki Komisyonda ayrı ayrı açık arttırma ile satılacaktır. İsteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlariyle «atış günü Komisyona, fazla bilgi için sözü geçen Müdürlüğe başvurmaları. (Teminatlar önceden de yatırılabilir.)
(2787)
15
Teessürle bayılanlara. Çarpıntıya. Sinir buhranlarına NEVROL CEMni 20 DAMLASI DtRHAL FEPAHLANDIDIP. EVLEPİNİZDE MUTLAKA BUtUNÜUHUNUİ
İstanbul Üniversitesi
Fen Fakültesi Dekanlığından:
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinin dâvctUsi olarak şehrimizde bulunan, Göttingen’de Max Planck M«ski Kaîser WİIhelm” Cemiyeti Balkanlarından ve Nobel mükâfatını haiz Prof. Dr. Helsenberg, aşağıda yazılı gün ve saatlerde Fen Fakültesi Umumi Fizik Enstitüsünde “Lâleli” konferanslar verecektir. Giriş serbesttir. (2771)
1— 6:34950 Pazartesi saat 16 Dalga sahalarının kuvanta-teoriflinde yeni inkişaflar.
2— ft3ZL950 Sah 99 16 Dalga aahalannın kuvanta-teorislnde yeni inkişaflar.
3— 8^tl950 Çargamba n 1(> Dalga Bahalarının knvanta-teorlainde yeni İnkişaflar.
9.G.1950 Perşembe M 16 Dalga sahalarının kuvanta-teorisinde yeni inkişaflar.
5—13.8.1950 Pazartesi 99 16 Dalga sahalarının kuvanta-teonslnde yeni İnkişaflar.
6 — 14.3/19S0 Sah 99 16 Dalga sahalarının kuvanta-teorisindo yeni İnkişaflar.
10.3.1950 cuma günü saat 17 de “Modern Atom Fiziğindeki
felsefi esaslara dair” umumî bir konferans verecektir.
İLÂN
Sarıyer icra. MePiı/rlufîundan 948/298 Esas. 950/5 Satış.
Hazine, Madlen, Aloksandır» Karlo ve Cevnt Acar'ın şayian mutasarrıf oldukları Tarabyada ^kl. İkinci boslan, yeni Beyoğlu midesinde eski 131. yeni 64. 64/1, M/2, 64/3 kaptı No. lu gayrimenkul mahkemenin izale! şuyuu I-lânıına müsteniden açık arttırmaya çıkarılmıştır.
Kıymet vo evsafı : Gayrimenkulun dahilindeki köşk evvelce yanmış olduğundan içinde aakafı yakılmış dört duvardan İbaret bir bahçıvan odası, bir kısm- ekilmiş İçinde kuyusu olan bir hektar 13789 M2 mesahasında ve 15 bin lira kıymeti muhammindi bir yerdir.
1 — işbu gayrimenkulun şartnamesi 10/3/950 tarihinden itibaren 950/5 satış No. siyle Büyük-rleredekl Sn rıyor İcra Memurluğunda açık bulundurulacaktır.
2 — 3/nisan/950 tarihine rast-lıyan pazartesi günü saat 14 ile 15 arasında Sarıyer İcra Dairesinde birinci arttırması yapılacağından verilen bedel kıymeti muham-mlnenln 75 ini geçmek şartıyle en çok arttırana İhale edilecektir.
3 — Birinci arttırmasında verilen bedel 76 İni bulmazsa en son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartlyle 13/nısan>950 tarihine rastlıynn perşembe günü saat 14 ile 15 arasında yapılacak ikinci açık nrttımıasında on çok arttırana ihale edilecektir.
4 — Arttırmaya iştirak edecek olanlar satış başlamadan evvel gayrimenkulun kıymeti muham-minesinin (7r 7,5 u nispetindeki teminat parasını İcra veznesine yatırmış olmaları ecap eder. Aksi takdirde arttırmaya İştirak edemezler.
5 — Yine bu gayrimenkulu almaya talip olanlar, arttırma başlamadan evvel dosyamı ve şartnameyi tetkik etmiş ve gayrimenkulu görmüş vc beğenmiş »ayılacaklarından bu hususa matuf İtirazları mramu olmaz.
6 — İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların mezkûr gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını evrakı müsbiteleriylo hlrlikte ilân tarihinden 15 gün 1-çinde İcra memurluğuna bildirme-krl lâzımdır. Aksi halde hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça sa-t iş bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar
İşbu gayrimenkulun bu ilânda ve şartnamesinde yazılı olduğu ü-zere satılacağı ilân olunur.
Pazarlıkla menkul mal satışı
İstanbul Defterdarlığından :
Muhammen bedeli Teminatı Lira K. Lira
75 00 6 Yıldızda Harp Akademisindeki BB.18—'•
750 00 57 4074163 motör sayılı Fort marka hurda kamyon. (Dosya No. 553-238/2) Ahırkapıda bulunan 419020 motör sayılı
120 00 9 D. K. W. marka yangın motopomptu (553-1054) Hcybelladada îmrallı ve tmrallı aralığı
100 00 8 sokakları köşesinde 2 No. lı arsada bulunan takriben 32 M3 mevent taşı. (511-951) 7 sayılı Jandarma Er Okulunda bulunan 23
200 00 15 araba gübre. (553-856) Haaköy Deniz Komutanlığı atölyesi önüı>
1488 96 112 de batık bir halde bulunan Cide ÇamaUl İsimli taka. (555-225) Gümrük Muhafaza Levazım Amirliği a_a-
400 00 60 barındaki 19X400 ebadında 66 adet dış ve 66 adet iş Fireston marka motosiklet lâs» tiği. (553-534) Ahırkapıda bulunan Fort marka 940 model
150 00 12 18-4310098 motör saydı binek otomobil (553-1020) Orhaniye kışlasında Harp Malzeme depo-
21 50 2 sunda bulunan Şevrole marka 4319437 motor sayılı kamyoru (553-956) Selimiye Askerlik Dairesinde bulunan 6
kalem köhne eşya. (553-5101
Yukarıda yazılı menkul mallar 13 3/950 pazartesi günü saat 15 de Millî Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda ayrı ayrı pazarlıkla satılacaktır.
İsteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlariyle birlikte sAtış gün ve saatinde Komisyona, fazla bilgi için de sözü geçen Müdürlüğe başvurmaları. (Teminatlar önceden de yatırılabilir.) (2904)
Türkal Ticaret T. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığından
Türkal Ticaret T.A.Ş. Ortakları, aşağıda yazılı gündemdeki işleri görüşmek ve kararlaştırmak üzere 31 mart 1950 cuma günü saat 11 de Beyoğlunda İstiklâl caddesinde 471. numarada Arda Hanının 1 numaralı dairesindeki Şirket Merkezinde alelâde olarak toplanacaktır. Sayın ortaklarımızın toplantı gününden en az 7 gün evvel şirket merkezine hâmil olduktan hisse senetlerini tevdi ve giriş kartlarını almaları ilân olunur.
GÜNDE M:
1 — İdare Meclisi ve Murakip raporlarının okunması ve
tasdiki.. i ■ ■ —
2 — 1949 yılı bilânço, kâr ve zarar hesaplarının tetkiki ve
tasvibi.
3 — İdare Meclisi Üyeleriyle, murakıbın 1949 yılı muame-
lâtından dolayı ibraları.
4 — 1950 yılı için Murakıp tayini ve ücretlerinin tespiti.
BİGİ N AÇIK OLAN MCZKLER


İSTANBUL
ÖĞRENMEK İHTİYACINDA OLDUĞUMUZ HERSEY
Aja.ofja (Tclf. 21Î50) 10-16. AtatUrk inkılap Mideni 10-12,11-17 Ayasofya (Telf. 21750) 10-16
Arkeoloji 12-16
E«kl Şark Ederleri Şubesi
SİNEMA
(Telf. 21682)
Belediye müzesi
Tevfik Fikret Aşlyan MÜzchİ
10-12
10-12.14-17
10-12,14-17
İZMİR
BEYOĞLU CİHETİ
AKIN (80718) 1 — Hayat Başlıyor. 2 — Asya Ateşler içinde. ATLAS (40835) Eğlencelet Permi. ALKAZAR (42562ı Altına Hücum. AR (44394) Raklbeler
ELHAMRA (43595) Casuslar Savaşı.
Arkeoloji Milzesl (3324 > 9-12 13 30-17
TİYATROLAR
İSTANBUL
ÖEHlK TİYATKOLAKI;
DRAM KISMI (42157) *0.30 da Katil.
KOMEDİ KISMI (10409) 20.30 da Hanımlar Terzihanesi.
MUAMMER KARACA O E ERKTİ: 20.30 da Osman Bik*».
YENİ SES OPERETİ; 20.45 te DUBARA
TAKStM BELEDİYE PAVYONU: (Tel: 82904) ParlsLI Şantöz Roöe Avrll.
KONAK PAYI YONT: Her akşam, Yunan Şantözü ZOZO.
ANKARA
BÜYOK TİYATRO: Köylü Namusu - Palyaço «Opera) (Öğretmen - öğrenci) Saat 20 de.
KÜÇt’K TİYATRO (11169) Saat: 20 do 1 — Dünya Gbzlyle. 2 — Tüccar.
İZMİR
ŞEHİR TİYATROSU: Katil.
İNCİ (85505) Meçhul Şarkıcı.
İPEK (44280) Kanunsuzlar Sokağı-
LALE i 13595» Casuslar Savaşı. MELEK 140868» Genç Kır. Kalbi. SAI1AY (41656* öldüren Para.
SIATPARK (831431 1 — Zehirli Şüphe. 2 — Harman Sonu (Türk filmi).
SI MER (42851) Meçhul Şarkıcı, ŞARK (41)380) Korkunç Akın. ŞIK (43726) 1 — Kalbim Senin.
2 — Ormanlar Kıralı.
TAKSİM «3101) Bir fırtına gecesi.
TAN: 1 — Seven Kolider. 2 — Cehennem Zindanı.
YENİ (84127) 1 — Mösyö Verdu. 2 — Sahte Melek.
t NAL (49306i 1 - Asil Ruhlar. 2 — Kcıra Ok.
YILDIZ 112847) Altına Hücum.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 — Büyük
Günah. 2 — Şeytanın Kudreti.
AYSU (21917) 1 — Damgalı Doktur. 2—40 Çılgınlıkları.
AZAK (23542) 1 — KrUtof Kolomb 2 — Cehennem Zindanı.
ÇEMBERLİTAŞ (22513) Uçuruma Doğru.
İ LKAH: Uçurunca Doğru.
HALK (21991) Yüzbaşı Amerika (30 kınım birden).
İSTANBUL (22367) 1 - Kalbime Doğmuştu. 2 — Tabancalar Patlarken.
KISMET (21004) 1 — Çanakkale Geçilmez. 2 — Baba Kailli.
MARMARA (23860) 1 — Büyük
Vals. 2 — Şeytanlar Gcmlal.
MİLLÎ (22962) 1 — Şcviamn Kudreti. 2 — Büyük Günah.
Tl RAN (22127) 1 — Krlatof Koloni!). 2 — Cehennem Zindanı.
YENİ (Bakırköy 16-126» 1- Harrov Kumarbazı. 2 — Şıırlo Diktatör. KADIKÖY CİHETİ
IIALE (6(1112) Kaptan Siroko. 2 — Tanca CıiKuzInr Yuvnaı.
OPERA (60831) 1 - Kara Ok. 2 — Dehrell Hazan.
SUARE: I — Haydut Aşkı. 2 — ■Ekapren Clnavet.|
NfKEYYA (00682) 1 - Sihirli
Sea. 2 — Hnınlet.
YEI DEĞİRMENİ: 1 - Çıldıran Kadın, 2 — Yanık Kaval.
ANKARA
TAYYARE: Mfttion.
YENİ t 1—Kahraman Reia. 2 — Vahşi intikam.
KARŞIYAKA CtHETÎ
MELEK: 1 — Vatan Kahramanı. 2 — Ateş Yağmuru.
SI’MER: 1 — Çelik Ejderler. 2 -Maeıım KnHl
••lenl tMaııbııT'ıııı bugün için Dimiye ettiği progrıımlnr:
DAHİLDE:
18.00 Ankara: İme anx (lnfe-harı fnah) — 19.20 lflinnhtıl: Radyo eenfoni orkestranı kon-aerl. Beethoven 5 İnci prnfonl.
21.18 latanbul: Fazıl heyeti koneerl — 32.00 İatanbul: konçertolar (Baclı - Schunıan)
HARİÇTE:
16.15 Londra: BBC NoHhern orkestrnaı konseri - 22.15 Londra ; Operalardan parçalar.
ANKARA: Renkli Sürprizler, Bt’Yt'K: Günah Çocuğu. CEBECÎ: Kara Bahtım.
PARK: Tarzan Ormanlar Arslanı. SUN: Tarzan Ormanlar Arzlan» S t MER: Bahta Katil vc Doktor Model Arıyor.
I 1.1 N: ( mitsiz Aşk.
YENİ: Şnıı^hayh Kadın-
İZMtR
ELHAMRA: Aşk Oyunları. LÂLE: ÇETE.
TAN: ÇETE.
İftTANBl L;
12.51 Açılış ve programlar — 13.00 Haberler. — 13.15 Şarkı vc türküler (Pl) — 13.30 ÇeıRfll hafif müzik (Pl) — 13.50 Şarki ve türküler — 11.30 SerbcM ana t — 11.15 Knharc şarkıları ıP|) — 15.00 Programlar ve kapanış — 1L57 Açılış ve. programlar — J8.00 Dana müziği (Pil — IS 30 Piyano aoloları ıPI) — IH.45 Memleket havaları — 10.00 Haberler — IH.15 Hafif nrn müziği (PI) — İH.20 Radvo aentonl orkcatraM konseri Beethoven 5 inci senfoni — 20.00 Suz ezerle-
ri — 20.15 Gelir Vergisi saati — 20.50 Dinleyici İHteklcri (Türk müziği) — 21.00 İManbulda fikir ve »anut hareketleri — 21.10 A-ra müziği (PI) — 21.15 Fnml heyeti konseri — 22.00 Konçerto. Bnch Klavsen konç, ve Schunin n piyano konçertosu (Pl) — 22,15 Haberler — 23.00 Dana müziği (Pl) — 23.30 Programlar ve kapanış.
ANKARA:
7.30 M. S. Ayarı — 7.31 Müzik: Hafif uvertürler (Pl) — 7^L5 Haberler vc havn raporu — H.oo Müzik: Zeybekler t Fİ) — H.I5 Müzik: Gitar «olnlnrı — H.25 (3ll-ııtln programı — 8.30 Müzik: Hafif müzik (Pl) — 9.00 Kapanış.
12.25 Ac.ıhş ve program — 12.30 M. S. Ayarı — 12.50 Müzik: Şarkılar — m.imi Haberler — 13.15 Müzik: Uvertürler (Ph — 13.30 öğle gazeteni — 13.13 Müzik: Şen parçalar (1*11 — 11.00 Akşam programı, hava raporu ve kapanıy,
17.AK Açıh.ı ve program — 18.00 M. S. Ayarı — IH.tH» Müzik: İnce «az (îafahnn faslı) — IH.80
Konuşma — 18.15 MÜr.ik: Allrıı Roth orkcHtrnaı ( Pl» — 10.00 Meııılckvl ana» âyarı vc haberler 10,18 GoçmİŞt© i"kin) — 19.20 Müzik: Tarihi Türk müziği — 20.00 Müzik: Elim yıldızla-rımlun melodliet — 20 13 Radyo gazeteni — 20.80 ŞcrboM aanl — .»0.35 Müzik l>e Falla - Ispanya bahçelerinde gece (Fİ» — ıll.on Konuşma ıTÜrklvtstlo Mıır-lıall Planı» 21.15 Müzik : Spü-fonlk parçalar — 22.00 Konuşma: B. M. M. saati — 22.15 Mü-
zik: Dana orkestrası çalıyor (Pl) — 22.45 M. S. Ayarı vc haberler — 23.00 Program vc kapanış.
UÇAK - TREN - VAPUR
YABA N C1 RAD YOLARD A N SEÇME YAYINI İR:
7.15 Londra: Türkçe haberler — 7.45 Londra : Dinleyici istekleri, H.I3 Londra: Philip Gtecn ve orkestrası — 9.30 Iamdra: Dans müziği — 12.50 Lon(!nu Jack Whltv vc (»rk. — 11.15 Londra: Hafif orkeairadan parçalar —
10.15 Londra: BBC Northern
ork konseri — 17.15 l^uulra : Caz KlübÜ — IH.18 Londra: ninicyt-ci İstekleri — 18.15 Londra:
Türkçe haberler — 18.15 Amerikanın Sesi: Haberler — 10.30 Londra: Gornldo ve Konser orkestrası — 20.30 Londra: Kendalt Taylor piyano resitali. Beethoven sonat — 21.15 în^bi'iık (57Sm) Senfoni konseri — 21.80 Londra: Paris konnervatuvar orkestrasından parçalar — 2*2.15 Lon-lın: Operalardan parçalar.
MELEK: 18.45 Keman llsladı Kari Frcund.
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Beyoğlu
Anadolu yakası Ankara
İzmir
-14998
60536
01
2251
GELECEK OLAN UÇAKLAR
DtKK.AT: Hava dolayısîylo sefer-terdo değişiklik olabilir.
GELECEK OLAN UÇAKLAR
10.50 D.H.Y. (Türk) An kara dan.
12.50 . | • îzmirden.
14.45 M.R. (Mısır) köşeden. Kahire. Lcf-
16.20 D.H.Y. (Türk) karadan. Adana, An-
16.35 D.H.Y (Türk) Beyrut, köşe. Ankarııdan. Lef -
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
9.— S. R. (İsviçre) Atina. Cenevre. Zürich e.
9.— D H Y. (Türk) Ankaraya.
H.20 .. .. tzınire.
13.50 .. .. Ankaraya.
GELECEK OLAN VArt'RI.AK
6 30 KONYA ı Bandırmadan'
7.- SEYYAR (Karablgadan)
10,00 Ülgen i Ayvalıktım)
21.30 Marakaz (Bandırmadan)
GİDECEK OLAN VAPURLAR
4.— AN/VFARTA (înaboluva).
8 15 Marakaz (Bandırmaya).
17.— ÜLGEN (Avvalık-îzmire).
19.- SEYYAR (Kanıbigaya).
GELECEK OLAN EKSPRESLER
7.10 Toros.
8.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
18.10 Ankara.
Eminönü: Ankara: Sırrı B&şdofran tKüçükpazar» — Esat (Divan-yolu» — Haydar (Yeni Lâleli). Beyoğlu: Güneş t Merkez) — Ba-runak (Taksini) — Baiist Tülbentçi (Taksim) — Bankalar (Galata) — Necdet Ekrem (Şişli) — Çubukçu (Şişli) — Haîıcı-oglu (Hasköyı — Yeni Turan (Kasımpaşa).
Fatih: İbrahim Bthnumcu «Şeh-zndebaşı) — Et hem Pertev (Aksaray) — Samatya Hamdı Em-ûcn (Şehremini) — Gündoğdu (Kn.rugümrük) — Orhan Avcı-oğlu (Feneri.
Eyiip: Arir Beşer.
Beşiktaş: S Recep — Ortakov — (Gıyascddın) — Dlvanhoğlu (Arnavut kov» — Merkez (Bebek»,
Kadıköy: Kadıköy (Feneryolu» — Erenköy. A. Cafer ÇağaUn ‘Bn8. tana)
( sküdnr: Ahmetliye.
Büt (ikada: Halk. Heyhelindn: H. Halk.

Snğhk Halk
Hayat
IZMJR
23656
14550
13598
Sağlık (Alsancak) — Güzel Yalı (Yalılar) — İklçeşmeîik (Eşref paşa) — Ali Hayreddin (Basma hıınv» — Sıhhat (Komeraltı)
F A
Beyoğlu 44644 Kudlkov 60873
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00. İzmir 2222, K. yaka 1505Ö

Comments (0)