3 Mart 195U
Çarşamba


k
StYASt İKTİSADİ
STAP
4
e

Sayı 98
10 Kuru)

Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye için seneliği 32. altı aylığı 17. üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki mislidir.
MÜSTAKtL GÜNLÜK GAZETE
Tosı» eden: HABIB EDİB TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı sahifede santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mes’uliyct kabul edilmez.
Telefon: 44756 - 44757 Santral
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
/



e.


■ »*ı

POLİTİKA
_ 7/111/1950 -






JU.'
7î'
İngiliz olgunluğu
I NGİLTERE şu günlerde. Par-* lâmentonun açılışı ve Hükümetin ziyadesiyle kuvvetli bir muhalefetle karşılaşması hâdisesiyle Fransız Cumhurbaşkanının debdebeli ziyaretini, aynı zamanda olarak yaşıyor. Yani canlı bir kabul resmi ile âdeta mücessem bir hal alan kuvvetli dış politika ihtiyacı, Hükümet reyleriyle muhalefet reyleri arasındaki müsavata yakın farksızlık yüzünden tehlikede gibi görünen İÇ politikada, kendine lâzım olan istinatgâhı arıyor. Zira, İngiltere ölçüsündeki devletler için de bedıhîdir ki, kuvvetli ve mütecanis politikanın hem mesnedi, hem de mütenazırı, karar ve istikrar imkânını veren bir iç politika durumudur.
Hattâ, bu karar ve istikrar imkânını bozuk yahut köksüz veyahut gayri-samîmî bir parlâmento hayatı vermediği içindir ki. modern devirlerde dahi, diktatörlük idarelerinin mucip sebepleri peydahlanabilmiştir.
İngiltere için böyle bir tehlike mevcut olamaz. Çüııkii bu memlekette demokrasi, bir spor kulübünün dahilî nizamnamesi yahut herhangi bir spor şubesinin teknik kaideleri kadar tabiidir.
Fakat, İngiliz iç politika durumunun, son seçimlerden sonra güçleştiğine de şüphe yoktur. Onun için, bu tecrübeli milletin, böyle bir durum karşısında ne yapacağı, nasıl bir hal tarzında karar kılacağı ve iktidar ile iktidarın murakabesi prensiplerini hattâ başbaşa bir durumda dahi bulunsalar, pasıl yürürlükte tutacağı, dünyanın haklı olarak merakını tahrik eylemektedir.
Meselâ, son inkişaflara bakarak, şunları görebiliyoruz : 1)
İşçi Partisi, cüzî bir ekseriyetle dahi olsa, Hükümet mesuliyetini üzerine almaktan çekinmiyor. 2) Kendini seçenlere neler va’-dettiğini bildiği halde, devleti ve memleketi idare etmek lüzumunun katiyeti karşısında, bu vait-lerini arka plâna alabiliyor. 3) Ve bunu mutedil bir Kıral nutku ile ilân etmiş bulunuyor. 4) Buna mukabil Kıral. Muhafazakâr muhalefetin karşısına çıkarak, İşçi Partisinin programını, kendi takdim eyliyor. 5) Muhalefet, fikir ve kanaatlerini ifade etmekle beraber, bunu en mutedil bir şekilde yapıyor.
Demek oluyor ki, her iki taraf, partilerinden önce, memleketi düşünüyorlar; ondan et koparmak pahasına, kendilerine parti ziyafeti çıkarmıyorlar. Ve kimse çıkıp, “Bu alçakların arasında muvaaaa vardır" diye hay-ku-mıyor !


I

* A
1 C

Yunanistanda oy-dönümü
N son rakamlar, Çaldaris’in gene başa geçtiğini gösteriyor. Fakat, koalisyonsuz bir hükümet kurulamıyacağı da, artık anlaşılmış bulunuyor. Hattâ Pa-paandreu bunu, “Memleketin siyasî çehresini bu seçimler değiştirmiştir" diyerek, yerinde bir müşahede ile tesbit ediyor. O da şu ki, Yunanistan, iki büyük parti usûlünü reddederek, daha ziyade kontinantal usulü yani koalisyon kabineleri usûlüne meyletmiş bulunmaktadır.
Son haberlerin dahi değiştiremediği bir nokta varsa, bu da General Plastras’ın gerçekten dikkati çeken muvaffakiyetidir. Arkadaşımız R. Guyon'un kendi-siyle yaptığı mülakat okunacak olur a, bunun sebepleri de az r k anlaşılmış olur. Çünkü Ge-rr ilin, iç harbin mütekabil acı ve kinlerini, geniş bir af hare-k ‘ıj’le tasfiye ederek, cephelerde teessüs etmiş sükûnu artık evlerin içine kadar sokmak istediği görülmektedir.
Neticenin ne olacağı, yani kimin hangi yardımcı partilere dayaıırak, hükümet kurabileceği henüz belli değildir. Fakat, komşularımızın, sükûn içinde çalışarak. bize dönmeye vakit bulmalarını, candan temenni etmekteyiz.
★ ★★★
İli» ı2|
i.




Sskişelıirde sel felâketi büyüye
V
t

*
>
• •

(

YENİ İSTANBUL'un Kuponu
İÇ SAYFALARDA
S!
X

t
t
2500 ev yıkıldı, 40 bin


*



w •• ’â
i



•A

vatandaş açıkta kaldı


i





A
(r-
4

Halkçı Turtl lideri Çııklnria M*çhıı propagandam yaparken
V


bilânço-sıfatiyle
bugün
Hususî surette gönderdiğimiz Robert Guyon, telsizle bildiriyor
Plastras'ın başkanlığında bir koalisyon kabinesi muhtemel


Şimdilik Çaldaris başta gidiyor ve onu Plastras’ın Milli Birlik Partisi çok yakından takip ediyor
Ekle edilen son neticelere göre Çaldaris’in Halkçı Partisi ufak bir farkla başa geçmiştir. Plastras’in Milli Birlik Partisi ise ikinci vaziyettedir. Buna rAğ-mon Plastras’ın muvaffakiyeti Atinada gayet mânah telâkki ediliyor. Bu gece PİRstras’ı da içine alan liberal bir koalisyondan bahsedilmiyc başlandı. Yalnız bunun imkân dahiline girmesi için koalisyonda Plastras'ın baş rolü alması ve Venizelos’un ikinci plâna düşmiyc rıza göstermesi jcap ediyor.
Bu takdirde Papandreu’nun da iltihakı ile bir koalisyon hükümeti teşkili mümkün olabilir.
Son tasnif neticelerine göre partilerin almış oldukları rey miktarını bildiriyorum;
Halkçı (K. Çaldarh’in partisi) M? Milli Terakki Birliği (PlaatraH^ÇuderoA) Liberal (S. Venizelos)
Demokrat Parti (Snfyuıopulos) Sosyal Demokrat (Papandrcu) Müstakil Siyasi Cephe (Kocya-Manj adakis) Milli Kalkınma Cephesi (Kanelopıılos) Mili! Parti Zrrvasj
askeri nuntakaların reyleri henüz katılmamıştır.
273977
270123 245950 187949 160760
108948
7.5800
46551
General Plastras’la mülakat

4 ıınan seçimlerini takip etmek iizere At.İnnya göndermiş olduğumuz arkadaşımız Robert Guyon. Milli Birlik Partisi Başkanı General PlaMra* İle bir görüşme yapmıştır. Bu yazıyı İkinci sayfamızda bıılncnk(unız.
I
î
t
: - •.
Seçimler Mirasında Allım (Kokaklarının İmli
rîflpfHMru'f

Daha binlerce binanın yıkılması ve fabrikaların harap olarak, işçilerin açıkta kalmasından korkulmaktadır
Eskişehir, 7 — Bazı politik ve İdarî mülâhazalar ve efkârı heyecanlandırmamak gibi eski bir -zihniyetle Eskişehırin uğradığı su baskım faciasının ifade edilmemesi ihtimalinden ötürü felâketin hakiki sunu biz mcslekdaşlarınız veriyoruz.
Pazar günü sabahından
öğleye kadar yıkılan ev miktarı iki bin beşyüzü geçmiştir. Her dakikada birkaç ev yıkılmakta olup bu miktarın dört bini bulacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca bin evin de bnrı-nılamıyacak hale geleceğine muhakkak nazariyle bakılmaktadır. Eskişehir ve civarında 40 hırı felâketzede yersiz, yurtsuz ve perişan bir haldedir. Bunlar gerçi şehrin yukan semtlerine iskân edilmiş İseler de muhtemel hastalıkları önlemek ve açlığı gidermek için sağlam İşleyen bir teşkilât hâlâ kurulamamıştır.
Bayındırlık Bakanı, Ankaradan u-çakln gelmiş ve nuntakayı otomobille gezmiştir. Mühendislerle müteaddit konuşmalar yapmış, şehri havadan görmüş ve hiç bir karara varama-dan, hattâ gazetecilere mülâkat dahi vermeden Ankara ya dönmüştür.
Sular henüz tamamiyle çekilmiş değildir. Çekilmiş olsa bile uğranılan felâketi kolaylıkla telâfiye imkân yoktur. Çünkü binlerce evin yıkılmış olması, mühim bir mesken darlığını ortaya atmıştır. Şimdiki muvakkat iskân yüzünden yukarı semtteki o-kullar tatil edilmiştir. Fırınların yarıdan fazlası su içindedir. Şehre dört koldan ve süratle ekmek göndermek lâzımdır. Eskişehir halkı, şu kara ve karanlık günlerinin resmi makamlar kadar aziz yurttaşlarının da müzaheret ve yardımlarına dört-gözle intizar etmektedir. Çünkü binlerce banemn yıkılışı ile âdeta küçük bir şehir mahvolmuştur. Zarar ve ziyan hudutsuzdur. 6 kiremit, bir cam, bir çeltik fabrikası harap olmuş, o-vadaki ekinler kökünden sökülmüştür. Nüfus zayiatı yok demek de
mevsimsizdir. Henüz aileler arasında bir yoklama yapılmış değildir. Hava bulutlandıkça halk ıstırap ve endişe ile ufuklara bakmakta, yeni bir felâketin vukuundan korku/maktadır.
NOT' Yukarıda verdiğimiz haberleri, Eskışchirde intişar etmekte olan Hür Millet, Sakarya, Hamle gazeteleri sahipleri Faruk. §tikrü Yüksel, Abdurrahman Unuzur ve Abdülka-dir Munol. müşterek çalışmalarıyle elde edip gazetemize hususi surette yollamışlardır.
İstanbul Vali ve Belediye Balkan-l\f)ından:
Eskusehir Belediye Reisliğine
Sevgili Eskişehirinuzın uğradığı sel felâketi dolayısiyle İstanbul hem-şerilerimle birlikte teessürlerinize ortaklık eder, bir an evvel yarayı sarma yolunda size kalbden başarılar dilerim.
İstanbul Vali ve
Belediye Başkam
Dr. Fahreddin Kerim Gökay
Felâketin uyandırdığı teessür
Eskişehir felâketinin yurtta bıraktığı teessür büyüktür. Yurdun dört bir tarafından felâketzedelere muhtelif şekilde bağışlar gönderilmekte ve yardımlar yapılmaktadır.
Diğer taraftan Avrupanın büyük radyo istasyonları, uğradığımız felâketten dolayı teessürlerini bildirmişlerdir.
Çukurovada d(ı tehlike zail olmak inere
Ceyhan. 7 (A.A.) — Ceyhan nehri yükselmeye devam etmektedir. Yeniden bir kısım aı*azi su altında kalmıştır. Kosreli. Elmaoğlu, Ince-yer, Karamezar, Sanbahçe, Hamit-beyli ve Mercimek köyleri ile, merkez ilçenin bir kısım ekili arazisini su basmıştır. Durum endişeli değildir. Hava açmış ve taşmayı önlivecek poyraz çıkmış bulunduğundan, nehrin alçalacağı ümit edilmektedir.
Af kanunu tasarısının
müzakeresine başlandı
Ingilizler, Demirperde memleketlerinde
yalnız konsolosluk bulunduracaklar
İngiltere Dış Bakanlık eski siyasi ıniişanri, Mazarik’in 100 iincü doğum yıldönümünde bulunmak üzere Çekoslovakyaya hareket etti
Londra, 7 A.A. (Reuteç) — Dışişleri Bakanlığı eakı siyasi müşaviri Lord Vansittart. dün akşam burada bir demeçte bulunarak tngllterenin Demirperde arkası memleketlerdeki diplomatik heyetlerini konsolosluk derecesine indireceğim ve mevzuu bahis memleketlerin de Londradaki heyetlerini aynı dereceye İndirmelerinin elzem olduğunu söylemiştir.
Lord Vanaittard, Çekoslovakyanın ilk cumhurbaşkanı Tomas Mazarlk’in 100 üncü doğum yılı arifesinde yapılacak olan bir toplantıya iştirak etmek üzere Çekoslovakyaya hareket etmiştir.
Lord Vansittard, Macaristanla ticari münasebetin kesilmesi hususunda ısrar etmektedir.
Ingiliz yeni savunma bütçesi
Londra, 7 (YÎRSı — lngilterenin yeni savunma bütçesi, erkininden 20
milyon slerllng fazlasiyle 780 milyon sterling olacaktır. Bütçenin arttırıl-malına aehep Kuzey Atlantik Paktının yüklediği mükellefiyetler ve diğer bazı mecburiyetlerdir.


Fransız Cumhurbaşkanı
Vincent Auriol
Londra'ya vardı
tefsirler
İki milletvekili, affın genişletilmesi lüzumu üzerinde durarak, tasarının tâdilini istedi


Sağ sütun başındaki kuponları saklayın
AVRUPADA ve YURTTA
3 yıl meccanen tahsil
ayrıca
Kıymetli Hediyeler
Tafsilâtını 5 inci de okuyunuz
lllllllllillllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll
İngiltere Kıralı, misafirini nidanla taltif etti
Paris, 7 (AP| — Başkan ve Ma-daıne Auriol bugün saat 8 de hususi bir trenle Parlsten, Lnndraya müteveccihen hareket etmişlerdir.
Cumhurbaşkanı Tundraya vardı
Londra, 7 (YtRS) — Bugün öğleden sonra binlerce halk Paddington istasyonunda Fransa Cumhurbaşkanı ve Bayan Auriol’u karşılamıştır.
İngiltere Kıralı v« KıraHçe, Prıtn-ses Elizabeth ile birlikte Fransız Dev-letrelsini istasyonda karşılamışlar ve halkla dolu Londra sokaklarından Burklnghnnı Sarayına gitmişlerdir.
Cumhurbaşkanı ve refikası Fran-»adan Arromanche gemisiyle, 5 İngiliz destroyeri ve 12 avcı uçağının refakatinde Dover limanına varmış, orada Kiralın kardeşi Glouceşter Dükü tarafından karşılanmış ve bilâhare. Londra ya hareket etmişlerdir.
Vincent Auriol Londrada Kiralın misafiri olarak 3 gün kalacaktır.
Kıral, Aurlol’u Bath nişanlylo taltif etti
Londra, 7 (Y1.RS) — İngiliz Kıratı 6 ncı Gaorge Fransız Cumhurbaşkanı Vincent Aurkd'u Bath Nişanının Büyük H«ç ı ile taltif etmiştir.
I K î N C 1
General Plastras’la mülakat
R. Guyon
ÜÇÜNCÜ
Eski adamlarımızda zarafet ve nükte tezahürleri
Ali Canib Yöntem
DÖRDÜNCÜ Sinema
B E Ş î N C î
Sulu pamuk ziraati -Nazmi Topçuoğlu
’* 1 ■■ ■" ■" ■■ ■ ■■ II II nr
ilçe seçim kurulları başkanları dün toplandılar
Sandık yerleri yakında tesbit edilecek
lslftnbuldaki ilçe seçim kurulları balkanları dün II Heçim kurulu başkanı yargıç Seyfeddln Uğurun başkanlığında toplanmışlardır.
Dünkü toplantıda seçim hazırlı klan etrafında alınacak tedbirler görüşülmüş ve kurulların çalışma şekil tesbit edilmiştir. Diğer taraftan partilerden gönderilecek Azılar da belli olduğundan II seçim kurulu tamamlanmıştır. Bir kaç güne kadar ilk toplantısını yapacaktır.
Adalet Bakanlığı latanbuldakl sandık yerlerinin sayısını ve kullanılabilecek halde olan sandıklarla ne kadar yeni sandığa ihtiyaç olduğunu seçim kurulundan İstemiştir.
Önümüzdeki günlerde seçim Bandıklarının yerleri tesbit edildikten sonra kati rakam belli olacak ve Bakanlığa bihllıilerektir.
Eminönü İlçe Kurulu da teşekkül etti
Bundan başka Muhtelif ilçelerin seçim kuruttan pryderper teşekkül etmektedir. Bu arada, memleketimizin sanat, kültür, matbuat ve İş merkezi olan E-minnniı ilçesinin atçım kurulu da dün teşkil edilmiştir.
Saat 11 te Sultanahmet İkinci Sulh Hukuk Yargıçlığı salonunda, kurul başkanı. Hâkim Tahsin ktanbullu nun riyasetinde toplanmıştır. Ehemmiyetine binaen kalabalık olması ve muhtelif partilerin müşahitlerle iştirak etmesi beklenen toplantıya, C.H.P. blUun bucak başkanlariylc iştirak ettiği halde D.P. nln sadece bir müşahitle katıldığı görülüyordu. M.P. den kimse gelmemiştir.
Söz alan başkan Tahsin İstanbullu üç partinin seçim kuluruna üye isimlerini bildirdiklerini beyan ettikten 3onra kura İle bu İsimler arasından ve her partiden aslî ve yedek üyelerin tesbit edileceğini söylemiştir. Bunun üzerine
C. H.P, Eminönü ilçe Kurulu Başkanı Fehmi Atnnç, neden her partiden birer asil yedek seçilmesi yoluna gidildiğini ve neden isimlerin hep birden kuraya iştirak ettirilmediğini, sormuş. Başkan İstanbullu; “Her parti memlekete hürmet etmek gayesiyle kurulmuştur. Bütün isimleri bir arada kuraya iştirak ettirirsek aalt vazifelerin tesadüfen bir tek partinin adamları üzerinde toplanması ihtimali vardır. Onun için teklifinizi mahzurlu görürüm.*’ demiştir.
C.H.P, İlçe Başkanı bu mülâhazayı doğru bulduğunu söyllverek riyaset makamının mülâhazasını, çok âdil olarak va «inandırmıştır.
Bilâhare asil ve yedek üyeliklerin kura ile tesbltlne geçilmiş, neticede D P. den Mehmet Eameir, C.H.P. den Hakkı Gokşahln. Remzi Kanatlı, M P. den Haşan Famukçuoğlu. Genel Meclisten Kâzım Yorulmaz, Haşan Koper asil.
D. P. den Osman Sezen. M.P. den Turan Ylrmlbeşoğlu, Genel Meclisten Hakkı Akcr. Feridun Dirlmtekin yedek ü-yeliklere seçilmişlerdir.
Kurul ilk toplantısını bugün saat 10 da yapacaktır.
Ankara 7 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor! — Hükümetçe hazırlanarak Büyük Millet Meclisine verilen af kanunu tasarısının müzakeresine bugün Adalet Komisyonunda başlanılmıştır. Tasarının heyeti uınumiyesi Üzerinde muhtelif hatipler söz almışlardır.
D.P. adına Fuad Hulûs! Demircili kanunun affedilmesini derpiş ettiği suçların daha genişletilmesi ve aftan muayyen nispetler dahilinde âdi-yen suç İşlemiş olanların da İstifade ettirilmeleri zarureti Üzerinde durmuştur.
Feridun Fikri Düşünsel bu teklifi destekliyerek demiştir ki:
•‘Af allcenabane bir harekettir, affa mazhar olanı minnettar vo mütehassis ederek onun hareketlerinde bir salâh husulüne müessir olur. Bu İtibarla, 6 aya kadar hüküm giymiş o-lanların tamamen, daha fazla hükmedilmiş cezaların da yarısının tenzil edilmesi çok âdilâne olacaktır. Bu affa mazhar olanlardan, kanun! mü-rıır-u zaman müddeti içinde aynı neviden İkinci bir aııç işleyecek olanların mahkum olacakları ceza İle beraber tenzil edilmiş bulunan cezaları da çekmeleri hakkında kanuna bir hüküm İlâve edelim. Bu hüküm aynı zamanda ikaz edici bir mahiyeti haiz olacağı için vatandaşı dürüstlükten a-yırmamakta faydası vardır.”
Emin Halil Ergun İle Kâmil Coş-kıınoğlu 1 İnci madde hükmünden
milletvekilliği dokunulmazlığı dola-yısiyle haklarında âmme dâvası açılamamış olanların istifade edememeleri fikrini müdafaa etmişler ve bu hususta müşterek bir önerge vermişlerdir. Adalet Bakanı Fuad Sirmen hatiplerin tenkidlerine cevap vererek affın umumi mahiyette ve fert haklarını koruyacak şekilde hazırlandı-ğını izahla tasarının aynen kabulünü istemiştir.
Müzakerenin yeterliği hakkında E-min Halim Ergun tarafından verilen önerge kabul edilerek maddelere geçilmiştir.
1 inci madde hükmünün milletvekilliği dokunulmazlığı dolayısiyle a-çılamnmış âmme dâvalarına teşmil edilmemesi suretiyle tâdil edileıek kabul edilmiştir.
Vakit gecikmiş olduğundan Feridun Fikri Düşünselin daha ziyade 2 net maddeyi alâkadar eden teklifi İntaç edilememiştir. Komisyon müzakerelerine yarın devam edecekler.
İstanbul Vali ve Belediye Balkanının misafir Amirale hediyeleri
Ist&nbulda bulunan misafir Amerikan filosu Amirali İle eşine ve Amiral Klark a, İstanbul Vali ve Belediye Reisi Dr Fahreddin Kerim GÖkay tarafından hediyeler verilmiştir. Amiral Balantinc Türk motifli bir halı, refikasına Olgunlaşma Enstitüsünde İşlenmiş bir mm örtüsü ve Amiral Klarka da Güzel Sanatlar Akademisinde hazırlanmış lezhlb levham verilmiştir. Hediyeler Vilâyet Hususi Kalem Müdürü Kabı Up ve Basın- Yavın şeflerinden Nazif Bö-lükbaşı tarafından takdim olunmuştur.
Bu paktın, diğer Akdeniz memleketleri ile yapılacak andlaşınalara model teşkil edeceği söyleniyor
Parla, 7 (Nafen) — Fransız tefsircileri Türk - İtalyan andlaşmasının, Doğu Akdeniz memleketleri amamda daha yakın bir anlaşmanın vücut bulmasına müsait bir saha yaratacağını ve muhtemel olarak Birleşmiş Milletler çerçevesi dahilinde Cebelitarıktan Boğazlara ve belki de daha doğuya kadar yayılacak bir komünist aleyhtarı blokun teşkilini mümkün kılacağını belirtmektedirler.
Tahminlere göre, Tüıklye ile İtalya arasında imza edilecek olan pakt Yunanistan ve diğer memleketler De yapılacak and-lâ^malara bir model teşkil edecektir. •

Ahmed Hamdi Tanpmar

Yarın Başlıyoruz
Okuyucular hu menin ImsthI altındaki şehrin İstıraplarına defcl(melerlni( eski bir âlemin yıkılışı h inde yeninin ha zırla nişini görecektir.





Sahnenin Dışındakiler
Sayfa 1
Hvtvtf tureffe AHnaya gönderdiğimiz arkadaşımız R. Guyon’a Plastras dedi ki:
II
Yıınanistanda benden daha
büyük Türk dostu yoktur..
3 Mart
Millî Piyango
Fransız Dışbakanı,
dün çekildi
seçti n
Saar meselesini
Seçimlere doğru gidilirken
Seçimlerin en başında giden partilerden birinin şefi olan General, arkadaşımızı kabul ederek fikirlerini açıkladı
izah ediyor
hazırlıklarını tamamlıyor
ku-bir
onn
bir çoklarının vermelerine
insanın el-kâfi bir dc-
Atina, 7 (Hutual surette giden ar-kodajımız R. Guyon’dan telalzlt) — Eu sahalı General Pîâctrns’ı görme* ye gittim. Bu general. Yunan seçimlerinin büyük galiplerinden biri olarak sayılabilir. Çünkü evvelâ, partisi çok mühim «ayıda rey kazanmıştır. Sonra da bu parti yeni rulmuş olup şimdiye kadar hiç umumi seçime katılmamıştır.
Plâstras’l pörmefte giderken
şunları sormak niyet İndeydim: "General, sizin komünlât olduğunuzu söylüyorlar, âoftru mu?’1
Fakat, hu ihtiyar askerin buna ilk söylediği sözler şuhlar Oldu: "Neticeden elbette çok memnunum. Fakat. mültecilerden
reylerini solcu parUlero müteessir oldum.”
Bu sözler, karşımdaki yasl düşüncelerini İspata
lildt Maamaflh flkrtmde ısrar ederek dedim ki:
"— General, seçim mücadcletU cinasında sizin, üstü kapalı bir komünist olan Sofianopuloa ile gizli bir anlaşma yaptığınızı bir çok kimseler söylüyorlardı. Hattâ üçüncü Enternasyonal ajanlarının, komünistlere, şehirlerde Soflanopuloa ve köylerde size rey vermelerini emrettiklerini İddia ediyorlardı. Buna ne diyeceksiniz?”
General bir an beklemeden cevap verdi:
— Hiç bîr siyasi parti ile ne gizli bir anlatma yaptım, ne de yapa-catım. şimdiye kadar yaptıklarım gün gibi İtibârdır. Bundan sonra da ayni yolda yürüyeceğim.”
Bu ifade, en salâhiyeti! idarecilerin dün bana söylediklerini teyit etmekte, yani Flâatnu'ın defrll bir komünist olmak, bilâkis hararetli bir komünist aJevhdan olduğunu ispat etmekte idL Bu «ayiaUnn nereden çıktığını İse, general konuşmaya devam ederken anladım. Plâatraa:
”— Bütün istediğim, memlekette sükûnet ve bansın teessüs etmesidir, diyordu. Evvelâ silâhlann susması, sonra da kalblerin ve fikirle-.in sükûnet bulması... Bunlar olmadan hiç bir teye erışemevız.”
General, efer iktidara geçebilirse, İlk Is umumi af ilân etmek niyetinde olduğunu ve etti:
FAkat, fedlp aerbe.st
affı düşünmüyorum, suçlar için lürumlu olan geniş bir affa gidilmesine taraftarım. Bundan sonra, umumiyetle seçimlerden ko-
iıar.rtvmizv ı>ı\Miıınttn hııluı»t».« .uh Birlik Partili Başkanı Gl. Plastra»
nu«tuk. General derhal bana ,unu söyledi:
"— Biliyorum ki, Garbi Trakyn Tüıklcri benim ve partim İçin rey verdiler. Bununla iftihar ediyorum. Yunantstûnda benden daha btlytlk Türk dostu olmadığını herkes aöy-gibl, bunu ben de ilfcn e-E£er Iktldarn geçersem,
gayretimle Türk - Yunan çolıja-dış si* prenai-

söyliyerek, çunlan ilâ-
tabii bütün canileri af-bırakacak bir umumi Sadece siyasi
UyoblltUğl diyorum, bütün dostluğunu kuvvetlendirmeye
ca£ım lUphesııdlr. Bu benim vaset prograınımuı başlıca pidir.”
Yunanistonın diter komşularına gelince, Plâctraa, bunlar hakkında fimdihk bir şey Böylıyeınlyeccftinl. fakat “Yunanietanın utiklfıline ve toprak bütünlüğüne hürmet cdoıı bütün milletlerin dostluğunu kabule hazır” olacakını bildirdi.
General ben! yatak odasında kabul etmifti. Zira, küçük apartmanının bütün geri kalan kısmını arkadaşları ve doKtları İstilâ etmiş bulunuyordu. Burası dürüst ve muntazam bir hayat geçiren her insanın oturduâru basit odalardandı. Duvarda Şimdiki Liberal Parti setinin babası olan meşhur Vcnizelos’un bir tablosu aaılı idi. Baba siyle çok eski dost olmasına rağmen Plâatras, onun oğlu Sofokles Venlzelos ile dargındır. Fakat acaba eski bir aile dostluğu yeniden teessüs edemez mİ? Bugün Atlnda o dostluğun pek mümkün o-lacagından bahsedilmektedir.
İngiliz Parlâmentosunun açılışında
1 şçilerle M u h a hıza kârlar
nasıl karşılaştılar
olmadığını belirtmiştir. Sonra muhalefetin iç tedbirlere dair c Örücün ti I-zah ederek hükümetin ağır vergileri ve iaşe vesikaları meselesini tetkik etmesini bu mevzuda hafifletici tedbirlerin alınmasını, mail meselelerin Parlamento önünde mutas.-ftlan ve a-çık olarak görüşülmesini istemiştir,
Çelik sanayiinin millileştirilmesine temas eden Churchill, hükümetin tahıl gecen plânı tatbik İktidarında olmadığını kabul etmesi lâzım geldiğini, plânın tatbikini yeni scçlmlorden 9 ay sonraya bırakmalarını Işçllers teklif etmiştir.
Rey
alt dev-cdll-
Londra. 7 (Y1RS» Hükümetin programı mahiyetinde o-lan Kıral nutkuna itiraz lâyihası bizzat Churchiirin imzasını taşımakta İdi. Bu itirazın yapılmasına Muhafazakâr Parti şeflerinin müşterek toplantılarında karar verilmiş bulunuyordu. Bu iki itirazın esası şudur:
1 — Kıral nutkunda, her sene Inua edilmekte olan İkametgâh adedinin gitgide azalmasına karşı hiç bir tedbir düşünülmediği İçin teessür İfade
2 — Kıral nutkunun, demir ve çelik sanayiinin istikbalde alacatı şekil hususunda hiç bir taeavvuru ihtiva etmemesi tenkid ediliyor.
Bugün Parlâmentoda açılan münakaşalarda Başbakan ve muhalefet parti adına Eden söz almışlardır. Münakaşalar yarın da devam edecek ve bizzat Churchill tenkidlerin! yapacaktır. Eöylece bu hafta Parlâmento. İngiliz dahili siyaseti bakımından çok ehemmiyetli gelişmelere sahne olacaktır.
Ingiliz alyasl çevrelerinin kanaatine göre, Muhafazakârların itiraz ettikleri İki nokta için reye müracaat edilir ve buna dair olan kanunların tâdiline karar verilirse, Atlee Hükümeti istifa etmek mecburiyetinde kalacaktır. Bu İki itirazın önümüzdeki cuma günü reye konulacağı tahmin ediliyor.
Kıral nutkunun İç siyasete kısmında ise. işçi Hükümetinin letleştlrme programına hiç temas
memesi bilhassa dikkate şayandır. Çünkü, önümüzdeki yaz veya sonbaharda yeniden yapılacağı anlaşılan ae-çimlvre kadar İşçi Hükümeti, asgari müşkülâta uferamak maksadiyle, devletleştirme mevzuu Üzcrlndo ısrar et-mlyecegi görülmektedir.
Programın böylece askıda bırakılması, Amerikan Cumhuriyet Partisi çevrelerinde memnuniyet uyandırmıştır. Amerikan Kongresinin. Marshsll Plânı çerçevesi içinde yeni krediler açılmadı teklifini tetkik ettlfci sırada., İngiltere Hükümetinin bu kararı, kredinin çabucak tasdikine vesile olacaktır.
Kıral nutku, dış siyaset bakımından Ingiltere ile Amerikanın münasebetlerinde olduğu kadar, Ingilterenin Birleşmiş Milletler teşkilâtı ve Şimal Atlantik Paktı karşısında hareket tarzının en elverişli bir tarzda devam e-decegini göstermektedir. Churchlll'ln nutku
Londra. 7 (YİRSi — İşçi kabinesinin programı etrafında bugün Avam Kamarasında müzakerelere devam e-dOmiştir»
Öyleden Honra açılan celsede ilk sözü alan muhalefet Lideri tVinaton Çhtirchill olmuştur. Churchlll. iki l»û-yÜk partinin elde ettiği müsavi kuvvete temas ederek, işçi saylavlardan en hz 200 ünün aeçim dairelerinde a-tılan oyların yarısından azını almış olduklarım söylemiştir. Gelecek seçimlere bir hazırlık olarak, seçim kanununu yeni baştan tetkik edecek bir Parlâmento Komisyonunun kurulmasını istemiştir,
Yeni yapılacak seçimlere temasla. Churchill. i-çl Partisinin yeniden a nı çıkmaza girmiyeceginden asla emin
Statü, sulh mıınlıedcalyle kurulacaktır, şimdilik 1917 andlaşmııaı, saar lehine geliştirilmiştir

PnriH Yaptığı bir bn«ın toplantısında Frnhaıs - Saar andlâşmaaınu !«• mn« öden Fnınsıa Dışlskri Bakanı ftehuman özelimle tÖylr «hmlşiir:
•*— 1045 RrnoDinde bütün Almanya Mİbl Saar'da ifpral altında İdi. Almanya bnlısindc dörtlü bir anlaşmaya va-rılnnıtyınarı üçlü anlatma yoluna sapmak zarureti hasıl oldu. Bahsi geçen ilçlÜ nnln^mıı 1947 de neticelendi vc üç mühim esası ihtiva ediyordu. Evvelâ. Franaa ile Saar arasında iktisadi bir birlik kurulmaıu kahul ediliyordu. 1947 (le yapılan seçimler sırasında da Snar halkı bu fikre taraftar olduğunu belirtti.
“Saniyen, bu qnnftollyo Adonouer’c do bir cevap teşkil eder. Snnr’ın tdyn-•joton Almnnyadnn ayrılması daha o zurnan bahis movsuu edilmiş!I. Dernek oluyor kİ Saar'ı Almnnyadnn ayıran «on Fransız - Sanı* andlagmazı değildir. Daha 1047 senesinden beri Sanr müttefik idaresinden alınmış vo Saar (sas teşkilâtına uyırun olmak üzere Fransanın İdaresine bırakılmıştı.
"Salisen, 1917 andla^maaı, Saar sta-tüaünün sulh muahodeRİyln loshlt adi. leceglnl gösteriyor» Bu bakımdan A-denauor haklıdır, Ancak Franaada bu prensip! hiç bir şekilde ihlâl etmiş durumda değildir.
°Nrtİce olarak eu üç noktayı belirtmek Icaap eder.
“Fransa • Sası* andlnsması İki seneden beri mevcut vo Saar halkı tarafından tasvip edllrnis bir durumu aksettirmektedir.
"Fransız • Sıınr andlâlm&SI 1947 den beri mevcut durumu. Snnr'a daha senit bir istiklâl vererek geliş!Irmlollr. Fransa sadeco iktisadi meseleler, Dışişleri v$ Sanr’ın om niyeti mnvzuum-rındn kuvvetli bir söz hakkına maliktir. Bu mevzularda bile Saar’a müspet bir rol tanınmaktadır. Diner sahalarda lan Snar'ın hükümranlık hakkı mutlaktır. Kömür madenleri şimdiye kadar Fransa tarafından işletilirken şimdiden sonra bu jfaaliyote Saar da iştirak edehllecektlr
"Fransız • 8Atr ancilasmaaı sulh muahedesine dofcru ahlmış müspet bir a-dım olmak bakımından çok mühimdir.
"Ümit edilir kİ. Batı Almanyanın basında bulunanlar solhikkanlı düşünür ve mâkul hareket ederler."
Amerikan diplomatlarının konferanaları
Rio ve Kahirnle dün toplantılara baklandı
Rio de Junclro, 7 A.A. iAFP) — Dokuz elçi ve bir maalahatgllzann Iftlrak edacefi Birleşik Amerikanın Lâtin AmerlkRtlaki diplomatlarının Dışişleri Bakanlığı Lâtin Amerika illeri Müsteşarı EdWard Miller başkanlığındaki mahalli konferansı, Pct-rolpolls şehrindeki yazlık sarayda Cumhurbaşkanının konferansı resmen ziyaret etmesiyle açıimiftır.
Bugün bağlıyacak a.ojl çalışmalar 9 marta kadar devanı edecek ve gizli olacaktır.
Kahire konferansı
Londra. 7 (Y1R3) — Amerikalı diploma Harın konferansı, bugün saat 10 da Kahirede açılmıştır. Konferansa iştirak eden 18 diplomat ve konsoloslardan başka, uzmanlar da vardır. Ele alınacak meseleler, iktisadi, mail ve sosyal olacaktır
Konferansa başkanlık eden Amerikanın Kahire Sefiri, inkişaf etmemiş. bölgelere yapılacak yardımla, İatanbıılda alınan kararların görüşüleceğini söylemiştir.
Bir Geçmiş Zaman
y e s ı
— 25 —
Zihin bozulunca bütün oyun değişiyor. Zihnimizin hâsıl olmuş bir kıvamıdır ki, — dünyaya çarpan güneş ışığının havamızı aydınlatması gibi — bize hayatı bu kadar güzel ve cazibeli gösterir. Zihnimizin bu kıvamı değişince, dünyanın da, hayatın da mânası başkalaşıyor. Bütün dünya ve hayat kıymetleri alt üst oluyor. O zaman artık her şey abes, nafile ve gülünç gözüküyor. Hayat bir felâket oluyor.
AH Nizamî Beyin bu fazileti, bu saadeti ancak hastalığının biraz aman veren bir zafiyetiydi. Bu inşirah hali, onun vaziyetinde olanlara, tehlikeli bir geçitmiş. Az zaman sonra hastalığı bu muvakkat ve zayıf intizamını alt üst eden ikinci bir hamle daha yapmış.
Bizim hariçten duyduklarımıza göre, zihnî muvazenesinin bozukluğu artmaya yüztuttuğu zaman o, bütün geceler, uykusu ve rüyası içinde, tıpkı maya, çağırmaya ve onun kucağında barınmak ihtiyacı duymaya, hattâ, insan şuurundan mahrum bir mahlûk gibi, ulumaya başlamış. Bu hali
87
bir çocuk gibi ağla-"Anne !” feryadiyle anneBini
verme hakkına malik olanlar, adları kütüklerde yokta, haklarını nasıl arayacaklar ?
7 (Husugl muhabirimiz — hiçleri Bakanlığında
glln nn-lUıaslar heyet lori edilecek-
bulun
edilen vilâyet*
Ankara, bildiriyor) nlAkaîı dalrolor neçirn hazırlıklarına hararetle devam etmokto ve daha Şimdiden neçirn İçin gerekli kırtasiye levnaımı tamamen tabettirilmiş ve vllAyotlero sovke başlanmış maktadır.
12 milyon kadar tahmin seçmenlere alt kartların da
lere tevzi İsi ikmal edilmek Üzero-dlr. Gelen haberlere nazaran şehirlerdeki numerotaj i|lerl tamamlan* mis bulunmaktadır.
İçişleri Bakanlım valilere yaptığı bir tamimde doğum ayı ve günü helll olmayan 1028 doğumlu vatandaşların 102A senesinin İlk gününde doğmuş oldukları farz edilmesini 1 nisan 192A tarihine kadar doğmuş o* lanlaı-ın kütüğe geçirilmelerini, bu torihten aonıa doğanların seçim gününe kadar seçmenlik haklarını iktisap ettikleri takdirde mahalli mah-kome karan İbraz etmeleri sertiyle seçime katılnbtlereklerlnl bildirmiştir.
Diğer taraftan kütüğün tesis mu* nmvlesl 10 kadar vılûyette bitirilmiştir. Diğer vllftyctlar de 25 marta ka-
dar bu ınııııınnloyi tamamlamış oln-cnklardır. Seçim lletolerl 7 lada koİHcnk, vâki olacak da İki gün zarfında İhtiyar tarafından tetkik ve İntaç
tir. Mahkemelere yapılacak I tıraşlar İro üç gün İçinde aulh yargıçları ta-rafından karara bo#1anacalctır.
Kütüğün tnnzlıni Birasında soÇmeıı llsteelno dahil olmayıp dn 22 yağını doldurma, terhin edilme, memuriyetin nakli gibi sebeplerle bir yarde göçmenlik hakkı kazananlnr mahallin atılh yargıcından kıvrar almak au-retlylo adlarını yazdım bileceklerdir.
Buna mukabil Halede ndı bulunduğu balda Ölüm, momnulyet hükümlerine ıılrıno veya memuriyetin nakil glh| sebeplerle bir mahalde göçmenlik hakkı kaybedenlerin durumları muhtar Vt İhtiyar heyetleri tarafından İlgili makamlara bildirilecek* Ur.
içişleri Bakanlığı, melhuz şikâyetleri önlemek makaadiyle vilâyetlere gönderdiği açık telgraf Beklini tercih etmekte ve uzunluğundan dolayı telgrafla vorllomlyocek tamım ve tebligatı da üzerinde saçlın damga-aı bulunan mektuplarla yapmak! din
Muallimler Birliğinin 32nci kuruluş yıldönümü kutlanıyor
Btıgüıı Çapada büyült bir toplantı yapılacak
R-

Meclis M. Savunma Komisyonunda
.1
Gedikli erbaşlara ait barem kanunu tasarısı kabul edildi
Muvafık »iril alan erbaşlar 60 lira asli maaşa kadar yükselebilecekler
Ankara 7 (Hususi muhabirimiz bildiriyor ) — B, M. M. Milli Savunma Komisyonu bugün toplnnamk gedikli erbaşlara alt barem kanunu tasarısını müzakere ve tevalan kabul etmiştir. Yeni esaslara göre erbaşlar ilk vazofeye tayinlerinde 20 llrA asil maaş alacaklar ve kendilerine muvafık sicil verildim takdirde her üç yılda bir terfi ederek 60 lira esil maaşa kadar yükselebileceklerdir.
Bundan başka gedikli erbaşlara subayların İstifade ettikleri bazı haklar da bahşedllmekledlr. Bu cümleden olarak erbaşların aileleri devlet has-lahana ve sanatoryumlarında meccanin tedavi edileceklerdir. Komisyon tnsanyrt deniz gedikli subayları hakkında dn çok yerinde hükümler ilâve etmiştir. Bıı hükümlere göre 15 yıldan bori 35, 45 lira asil bakliyen ve terfi etmeyen bu subaylar derhal 60 lira asil yükseltilmektedirler.
Yarınki Meclis müzakereleri
Ankara 7 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — B. M. M. nln yarınki gündeminde bulunan Erzlncanda yapılacak meskenler hakkındakl 4243 sayılı kanuna on kanun tasarım müstaceliyetle müzakere edilecektir. Gündemin ikinci dola görüşülecek işler bölümünde İstanbulda yayınlanan Rumca Hronos gtzeteal eahlbinln hükümlü olduğu cezanın affı, yabancı memleketlerle geçici mahiyette ticaret anlaşmaları ve modüa vivandl’ ler akdine ve bunların şümulüne giren maddelerin gümrük resimlerinde derişiklikler yapılmasına ve anlaş-
görenler, belki de feryatlarından iz'aç olan konu komşu, bir doktor getirtmişler, o da zavallının aklını kaybedip, cinnet getirdiğini söylemiş I
Fakat çıldırmış olduğu söylenenlerin ne zaman çıldırdıklarını tâyin edebilmek nazik bir meseledir. Gecenin içinde birdenbire parlayan bir şimşeğin gidip aleviyle karanlıklar içindeki uzak mesafeleri aydınlatması gibi, bu cinnet de Ali Nizamî Beyin geçmiş zamanlarından bir kısmını başka bir ışık altında göstermiyor, bu şimdiki hastalık halindeki tezahür, bütün o züppe maziyi de, bir hamlede, bir başka mâna ile aydınlatmıyor muydu ? Bu hastalığın meydana çıkması o gurur, azamet, benlik ve gösteriş zamanlarında biçarenin her hareketi takdir ve tasviplerle alkışlanırken bile, belki bu hastalığın tesiri altında bulunduğunu, onun yarı mevcut bir iradeyle, ne yaptığını pek bilemediğini, yahut, tıpkı şimdiki gibi, gene saçmaladığını, şimdiki kadar zavallı ve mazur, çünkü mâlûl olduğunu düşündürmüyor muydu ?
Hayat fecaatini bize en iyi gösteren Shakespeare’dir. Zira daima trajedinin koynunda bir komedi gizlenir ve
cesaret kalmazsa da zaman komediden nükteler kapar.
Zavallı Ali Nizamî Bey, belki eski Öfkelerinin tepen nöbetlerine tâbi olarak, gûya bütün eski kavgalarının tam bir bilançosunu yapar da : "Ben size demedim miydi ? Ah, ben size demedim miydi ?” diye bağınım1 Gerçi onun ne demiş olduğunu I bilen yokmuş. Gerçi o, vaktiyle (1

gerçi insanda gülmeye
dram |F her


ııuııııırnlar
273787 284316
maaşla gedikli maaşa

020555 110231
180425
307683 376416 409156
022297
168030
180799
340828
382211 406100
038101
17S87 • 252695 350635
434743 184163
maya yanaşmayan devletler nıüva-rcdatına karşı tedbirler alınmasına yetki verilmesine dair olan 4582 sayılı kanunun, yürürlük süresinin u-zatılmazı. Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Bordaları ve Türkiye Ticaret ve Sanayi OdaJarı ve Ticaret Bordaları Blrlljh ve Devlet Çelik ve Kimya Endüstrisi hakkındakl kanun tasarıları bulunmaktadır.
ı
Yarınki Mecliste çiftçiyi topraklandırma hakkındakl 4753 sayalı kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesine ve bıı kanuna bazı hükümler ilavesine dair kanun tasarısı ile Ordu Milletvekili Mustafa Reşit Tarakçı-oflunun yaylâ ve mor’alnrın köylerin tüzelkişiliklerine tahsis kılınması veya kamulagtırılmalan hakkında kanun teklifi ve tapulama kanunu ta-snnsının 1 İnci müzakerelerine başlanacaktır.
Basketbol birincilikleri bu gece başlıyor
Türkiye Basketbol birinciliklerine bu nkıjnm Teknik Ünlvernitr» salonunda başlanacaktır. Saat 21 dr Mülkiyeliler BirliRi Federasyon Kupası birincisi ile sn.ıt 22.15 te dr Harp O-kulu. Beyojlusporlft oynıyacaktır.
“Sivas” tankeri kiraya verildi
Siva>ı tunken. Socony-Vaaum Atnerl-knn potrol kumponyası tarafından. A-ılcn. Abadan ile Yunanistan arasinüa. petrol maddeleri nakllvstırta tahnls edilmek ü*cre Devlet Donizyollfcfthdnn ısti-car edilmiştin
bir şey dememiş ve hattâ söylemiş olsa da oıtada buna şehadet edebilecek kimse kalmamış. Ancak onun bu “Ben demedim miydi ?” diye haykırışları, Hüseyin Ağanın rikkatine dokunur ve yalnız o : “Meğer vaktiyle .bir keramet söylemiş, hakkı varmış da biz anlayamamışız !” der gibi düşünen bir hisse kapılırmış.
Zavallı Ali Nizamî Bejrde şuur altına işlemiş Sultan Hamit korkusu, bozulan zihninin emniyet kapağı kalkınca, artık heyecanımı ifadeye ve şiddetli itirazlarını serdetmeye koyulmuş. öyle ki, o devirde Sultan Hamit idaresine mantıkla yapılabilecek tenkidlerin bir kısmı, bu delilik sayesinde, umumî yerlerde yüksek sesle, bir deli ağzından söylenmiş olur, fakat bu bile, okuyup yazma bilenleri, doktorları, belediye memurlarını, hastabakıcıları fena halde korkutmaya kâfi gelirmiş. O : “Ben size demedim miydi ?“ diye haykırınca, biçarelerin de akılları başlarından gider, “Felâket ! Eğer hafi-yeler bizim vaktiyle onunla görüşmüş olduğumuzu sanırlarsa, kime dert anlatırız ?” diye ödleri koparmış. Ancak okuyup yazmak bilmi-yen sağlam ahlâklı ve elleri nasırlı halk adamları : “Delilik Allahtan, kul buna ne karışır ?“ diye esmayı üstlerine sıçratmaktan korkmazlar ve deliyi tutarak, teskine uğraşırlarmış.
Zavallı Ali Nizamî Beyin kİ de muvazenesini kaybedip bir acîp muvazenesizlik içinde gene hususî bir muvazeneye varmaktan ibaret değil, kıran, öldüren bir hastalıktı. Çılgınlı»* ı büsbütün azmış, daha şiddetle kırmaya, çağırmaya başlamış. Keıı-Bir tımarhaneye 99
ı-
dişini bağlamışlar.
030309 074728 128238 189982 206024 244101 209613 311705 307218 380096 422419 480490
003157 100301 160780 106216 2220ni 247026 276366 328848 364283 104102 463676 100645
Maallinîler Mlrlitınln 32 nrl kurulup yıldönümü münasebetiyle htıgüa BARt I5.3n da Çapada büyük bir toplantı ya-püacttlıtır.
Birlik, bundan 32 «ene evvel ş mart İBİK (arthfrıde» muallimlere maaş veril-InsmMİ yüsünann duyulan İhtiyâç Uza* rina 'eykll sdllrnlf Ilı 19 h ' ■ ’• • )(a«lnr knjmh Icnla.n « einiyet 19 9» m r** Alndnıı sonra takrer Ihys (hllltnle Ve l»U L’ünn kadar Idr huvll İnkişaf «mm » r İstanbul. Kadıköy Ve Ülküdür Cemiyetlerini (ı»* bünyesin» alan Blrlüt bir b'rdrradyon halına grfırihnlulb
BupÛnkÜ toplantıyı Birlik b>.çknnı Tevfik Arur.it nçucıak VS mü*(«.»klben 32 .•n(* evvelki cemiyetin kuı ilanlarından mııııllim Abınrt Halli TaşnrO||IU Cemi-yatln »Inp.ueunii anin îtten khr( DshA Mohra lik İdare heyetlerinde çahşmış olan Prof. Hâmli Ongunsu. Hakkı Tarık Us. Prof. HUentı HAmit ve Hüsnü Yiiinnn birer konuıjma yapacaklardır.
AvritMi bıı akşam fatanbul Radyosunda Muallimler Ulrllgl adına bir konfe-ranı vcrlloçekîir.
Vali, hu gece halka nulyodan hitap edecek vo Belrfllyn BaftapH Fâhreddln nöknv bu nkRflm Rtat 21 da RâdyoaundB- bu a.vm achir *a-
Vali
K»rlm lAnbul fitini uçarak halktı bir hlUbzdz bulunacaktır.
0187Ö0
069288
124456
188526
204149
238765
268277
310416
340637
375641
419421
472239
lira kuzunun
007819
048666
077571
098893
118576
129001
148537
183468
218108
237190
262459 275011
287812
320231
351360
385363
436244
463989
467261
480397
lira İkramiye kazanan
020837 001275 087289 105685 119190 130301 153229 197052 224932 249484 263499 277596 290287 326252 357086 396242 441259 455551 470986 486731
numııralnr 027778 160691 242798 850389 404361 477353
ııumıırahır: O4O9C1 086388 145632 193561 216393 215845 270196 318293 357719 394744 410350 •181739
minin rnlnr: 024769 065689 090081 107075 121315 139839 176092 203816 225359 257009 268819 278246 295113 3387ı1 307812 397405 447818 458668 175919 490179
027579 071253 090209 113828 121611 1412iı 7 177111 207717 226054 260416 274344 281185 308469 339781 369526 402301 449312 461309 477935 492265 numa-
üç rakamı (071) ile nihayet 500 numara iki yüzer Ura, lira ikramiye kazanan numa-
Uç rakamı (516, 641) Llc niha-
numara ylrmlger lira, ikramiye kazanan numara-
r a kamı (06, 65) ile nihayet
Kazanan numaraların lam listesini veriyoruz
Milli Piyangonun 7 mart 1950 çekilişi dün Ankarudn saat 13 tc yapılmıştır.
109 000 Hra karanan numara •
392786
20.UIK) Uru knr.ıınaıı numara: 407739
in.ooo lira kazanan nııııiaralar
091117, 4 13179
5.0011 Ura kazanan
041096 078428 2092)7 361009 371347 393412
2.000 lira hnzanaıı 003281 011337 173022 301395 352438 139298
1.000 llru kazamın
010066 061801 100787 183901 200379 231525 26746i 300515 328144 369006 405840 464106
500 001759 030085 075886 095896 116580 125595 .117867 179850 209842 233828 261920 271729 282817 311433 349850 378428 432612 401856 164099 478985
200 rafar:
öon bulan
100 talar:
Son
yel bulan 1.000 numara yüzer lira,
20 Ura İkramiye kazanan numaralar:
8on iki rakamı (72) ile nihayet bulan 5.000
10 İka
lar:
Son iki
bulan 10.000 numara onar Ura.
5 Ura ikrumıyo kazanan numaralar:
Son rakamı ( i ve 6) He nihayet bulan 100.000 numara beser lira ikramiye alırlar.
Bu çekilişin 100.000 liralık büyük ikramiyesini kazanan 392786 numaralı biletin bir parçaaı satılmak üzere Eskişehlre diğeri Istanbuia tev-kedllmlstir.
20.000 lira kazanan bilet Ankara-da satılmıştır. 10.000 er lira kAza-nan biletlerden biri Ankarada diğeri Akhısaıda satılmıştır. 5.000 lira ikramiye kazanan biletlerden ikisi satılmak üzere Adanava, diğerleri Mersin, İstanbul. Kütahya, Bursa. Çorum, Muğla. Dİyoı-bakır ve İzmke gönderilmiş, bir parçası da Ankarada satılmıştır. 2.000 lira kazanan biletlerden satılmak üzere 13 tanesi Istan-bula, 4 tanesi lzmire, 20 tanesi yurdumuzun muhtelif şehir ve kasabalarına sevkcdilmiş, 3 tanesi de Ankara-da satılmıştın
P1
kapamışlar. Acı acı ağlamaya, ulumaya koyulmuş. Bakıcılarını itham etmiş ve kendisini hapsetmişler. Biçarenin maddî ve manevî bütün kuvvetleri büsbütün inhilâl etmiş ve nihayet ölümüne sebep olmuş !
Biz Ölümünü bile duymadık, gazeteler bunu bile yazmadı, gazeteler, ölen, eğer şöhretiyle,
Zira Zira, okuyucuların çoğunluğunu alâkalandır-mazsa, ölüm havadislerini de ancak parayla yazmaya alışmışlardı. Ve Ali Nizamî Bey için bunu yapacak kimse kalmamıştı. Zavallı Hüseyin Ağa. böyle bir şeyi düşünecek adam değildi. Ali Nizamî Beyin cenazesi bile belki âdete uygun bir tarzda kaldırılmış değildir. Nereye defnolun-duğunu ise bilmiyorduk. Zira o bizim için ve bütün “familya” sı için daha evvelden beri ölmüş ve ancak bir hâtıraya inkılâp etmiş sayılıyordu.
Ve gerçi gençlik kendi baharında her fikrin zehrine karşı mevcudiyetine yayılmasına mâni olan bir panzehir buluyorsa da ben, tâ o zamanlarda, yavaş yavaş, başkalarının bize verdikleri kıymet ve ehemmiyet ve hakkımızda besledikleri emniyet, muhabbet ve şefkat duygularının da, kendi benliğimizde akıl, sıhhat, saadet dediğimiz nimetlerin de, ne basit, ne kadar geçici şevler olduklarını, çocukların eğlenmek için Üfleyip, şişirdikleri ve bir an gözlerimizde tatlı birtakım hayal renkleriyle parıldadıktan sonra sönüveren sabun köpüklerinden daha canlı ve daha çok payidar olmadıklarını, evet, yavaş yavaş, bütün ömrüme sinen bir teessürle, düşünmeye, duymaya, anlamaya koyuluyordum...
— SON— Km


Müdafaa! Hukuk günü
Eminönü Halkevi Dll-Edeblyat |uba»l 11 mart 1950 cumartesi günü saat 15 te bir Httdafaal Hukuk gıinu yıgMakte
Bu törendo Halkevi Balkanının açi| sözünden sonra Prof. Dr. Sadi Irmak. General Ali Fuat ciheıoy, HUirev Gerede kcınuoacakiardır.
Avrıca İstanbul üniversitesinden 1ki umç de gençlik namına duyuşlarını an-hıtRcaklardır. BilAhare İstanbul Zehir BnndoRtınun çOacAgı tarihi martlarla merasime aon verilecektir.
Kimsesiz çocukları barındıracak İstasyon açıldı
Klmueelı 100 coçugu barındırmak işin kurulan ıstaayon dün Milli Eğitim Müdürü tarafından açılmıştır.
Şehir Meclisi dün toplandı
İstanbul Şohtr Mecllal dün saat 15 te toplanmıştır. Meclisin dün yeni yıl büt-çprI müZAkerelerlne bsşlnvacagı bekleniyordu. Fakat meclis Azslsnna bütçe tA«İARi dağıtılmış ve müsakereler bufU« ne bırakılmıştır.
Atom âliminin üçüncü konferansı
Fen Fakültesinin davetlisi bulunan Prof. Heleenberg bugün eaat 16 da U-mum! Fizik Ensılıüeunde 3 üncü konferansını verecektir.
Devlet Denizyolları Pire acentesi değişti
Devlet Denizyolları Pire acentesi Hn lûk Hanavh nın yerine GonAUia firma . tayin edi)mii|Ur.
M -T —
Emniyet Müdürü Ankara.\ıı gidecek
İstanbul Emnlvet Mudliru, dair® • İlgilendiren muhtelif mevzular etrafında temasta bulunmak üzere bu ak((m An-karaya gidecektir.
Bir mütehassısımız, Tahrandaki sığır vebasını yerinde tetkik edecek
Iranda son zanuınlarda zuhur eden aıgır vebası haaunığına karet alınan tedbirleri yerinde görmek ve haetalik durumu İle hazırlanan ağı üzerinde e-•aah İnceleme yapmak üzere bir müte-hasaıeımıa uçakla Tahrana gönderilmiştir.
C. H. P. nln büyük balosu
Cumhurlvet Halk Partili Vilayet Balosu, Martın 25 inde Taktım Belediye Guıinoau salonlarında verilecektir.
Balonun çok gtlael olman İçin seçkin bir heyet çalışmslannı bitirmek üzeredir.
Resmin işçiliği hakkında konferans
Güzel Sanatlar Akademisi profesörlerinden Bedri Ruhini Evübneiu tarafından 10 mart cuıııu günü onat 17.30 da İstanbul Teknik Üniversitesi yeni kon-fernna salonunda t Resmin îşçlllzl) mevzuunda projekaiyonlu bir konferans verilecektir. Giriş serbesttir.
Bîr resiın sergisi açıldı
Ressam Haşmet Akal ın »ergisi dün saat ip de B ev oğlunda Sanat Deetlan Cemiyeti lokalinde açılmıştır. Sergi 22 marta kadar açık kalacak ve herkes tarafından gezilebilecektir»
Yorgancdar ve Hallaçlar İstihlâk Kooperatifinin Genel Kurul toplantısı
Mnhdut Me«uliy«tll İstanbul Yorıranc) Hallaç SanaUfArİ*rı îatıhlAk Kooperatifinin âdi ve fevkalâde genel kurul toplantıları dUn saat 10 da Eminönü Hnlkevinde vapılnnetır.
Okunan İdare hevetl raporu takdir ve İttifakla kabul edilmiş 1310 yılı İçinde elde edilen &UKI liralık mUepeı flat far. kının yedek akcoye alınmasına arar verilerek, Htldal Bukofiılı. Hllnıl Konur* alp. Mustafa AKgUn. Salih I5t.ll Yaşar Dlkieio^lu'ndnn eski İdare heyeti aynen İpka
Bundan sonra olaftuııüatu geçilerek statüde mevcut maddelerin çlltnrilniasırıa karar verti-ıniştlr. Kooperatifin, pernkentle matta* sasına teni tlemarellnrın greve Iştırak ııl edilmiştir.
Şen, Ali mürekkep edilmiştir, toplanın a ınuvnkkat
bir tekil vorevek hnl'.ı •-elinden kurtarması kah-edenler tarafından teine ı-
HAVA RAPOR'Ü
Meteoroloji taleri Genel Müdürlüğünden bildirildiğine göre, son 24 saat idinde yurdda hıtva. bütün bölgelerde bulutlu vo yer yer ynâıolı geçmiştir.
Yugitflar, Doğu Anadolu, İç Anadolu İle KarAdeni* bölgelerinin bazı kımmln-nnda kur. dlftor bölgelerde yağmur teklinde olmuştur.
Kar kAhnlıkhırı Kureta 39, Karaköae-dc 37, Slvaata 30, Ereurumda 15, Vanda 5. Bohıda 1 santimetredir.
Sıcaklıklar eıfırın Altında Karata 9. derece, sıfırın üatünde Ukenderunda 13 doreoedlr.
Yarın eehrlmlede hava umumiyetle bulutlu geçecek rurg ırlnr kuzov ve kuAvy-bıılıdan orta kuvvette e-«e( ek, sn \.aKUX artacaktır.
i
8 Mart 1950
T W W î
*
1*1

Siyasî meseleler ve muhabir mektupları
I 8 T A W B ü L
Sayfa 8
Hususî muhabirimiz Curt Riess bildiriyor
Doğu Almanyanın tahliyesine karşı başlıca muhalefet, Alman komünistlerinden geliyor
f Avrupadaki hususi muhabirimiz Curt Riess bildiriyor) — Bir yıl. hattâ altı ay evvel. Kızı lordu ile Rus memurlarının Almanyadan çıkacakları hakkındaki rivayetlere kimse inanmıyordu. Halbuki o zamandan beri. Sovyctlcr. Almanyanın bir çok yellerini tahliye ettiler. Rusların, Doğu Almanyadan tamamen çekileceklerini şimdiden iddia etmek doğ-ru olmasa bile, idari teşkilâtın yansım lâğvettikleri ve askerlerinin yarıdan fazlasını çektikleri muhakkaktır.
Vakaa, bu hareketler de, kati bir kararın tatbikatından ulamayabilir. Kıtaların tekrar geri dönmesi kadar. Rusların, Doğu Almanyadan tamamen ayrılmaları da muhtemeldir. Politbüro, Almanyanın tahliyesini isteyen Vişinski ile Almanyayı elde tutmak taraftarı olan Molotof'un kanaatlerinden birini henüz kAbul etmiş değildir.
Rusları Almanyayı tahliyeye sev-keden bir çok sebepler vardır:
1 — Doğu Almanya artık tamamen soyulmuştur.
2 — Doğu Al manyadaki işgal kıtalarında, firarlar artmakta ve Titocıı-luk süratle taraftar kazanmaktadır.
3 — Rus işgal makamları, mütemadiyen pot kırmakta ve Sovyet dış politikasına sekte vermektedir.
4 — Müttefiklerle müzakere eder-
Amerikayı yıldıran adam
5 parası olmıyan, üstelik İngilizceyi de bilmiyen bir Çinli, Muhaceret Servisiyle düştüğü, ihtilâfta Amerikan Hükümetini mağlûp etmeye muvaffak oldu
Atom bombasının sahibi, demokrat memleketlerin müdafii Birleşik Amerika, geçen hafta Wong Yang Sung ismindeki bir çlnll bulaşıkçıya pes etmiştir.
Sung’un İngilizcesi olmadığı gibi parası da yoktur. Amerika Muhaceret Servisi ile ihtilâfa düştüğü vakit. sadece mer i kanunları kullanmış ve neticede muazzam Amerika devletini mağlup etmiye muvaffak olmuştur.
1946 senesinde bir yük gemisinde tayfa olarak Ne^-York'a gelen Wong Yang Sung, Amerikayı çok cazip bulmuş olsa gerek ki, hiç bir resmi muameleye ihtiyaç görmeden gemisini bırakmış Amerikaya girmiştir. Evvelâ New-Yok'da. daha sonra Wa* «Hjngton’da bulaşıkçılık yapmış, ancak bir sene sonra Muhaceret Servisi Müfettişleri tarafından buluna-hllmlştir. 23 temmuz 1948 de müfettişler tarafından kısa bir sorguya çekildikten sonra Sung un Amerika-dan ihracına karar verilmiştir.
Fakat Sung, cüssesinin küçüklüğüne ve cebindeki paranın azlığına rağmen mücadeleci bir adamdır. W®, shington'daki Çinlilere müracaat ederek bir miktar para toplamış, bu para ile de kendisine iyi kir avukat tutmuştur.
%
Kısa haberler
Japon sıılhil hakkında Rus.vanın tasavvuru
Yeni Delhi. 7 (YtRSı — Lake Succes’de dolaşan söylentilere göre, Japonya barış konferansının Çinde toplanması, önümüzdeki aylar içerisinde Sovyet Rusya tarafından teklif ve ısrarla istenmesi, imkân dahilindedir.
Çının Japonyadan en fazla zarar gören memleket olması, bu ısrara sebep olacaktır.
Bir anne evvelâ çocuğuna, sonra kendini öldürdü
Savona, 7 A.A. (AFPı — Feci bir intiharla son bulan bir hâdise Savona halkı arasında büyük bir heyecan yaratmıştır.
Bir kadın. Jösemi'ye müptelâ olup hekimler tarafından hayatından limit kesilen 3 yaşındaki kızının ağzına tabanca sıkarak öldürmüş ve derhal aynı silâhla intihar etmiştir.
İki Rıih rasusıı Amerlkadr* muhakeme ediliyor
New-York, 7 (APı — Eski Dışişleri Bakanlığı memurlarından Judith Coplon İle Rus mühendislerinden Vîitentin Goubltchef’in muhakemesine dün bir NeW-York mahkemesinde haşlanmıştır. Jürinin altısı kadın, altısı erkektir Coplon ve Goııhltchef. casusluk ve ihanetten suçludurlar.
Amerikanın Snf\n Elçiliğinde çabftgn Bulgurlar muhakeme ediliyor
Sofya. 7 (AD — Bo Bulgar bu arada. Birleşik Amerika Elçiliği memurlarının. Amerika hesabına casusluktan sanık olarak muhakemelerine dürı binada başlanılmıştır Amerikan Elciliğinde bu beş kişiden İkisi tercüman ve santral memuru olarak çalışmış-laldı.
Beş Bulgar suçlarını itiraf etmişlerdir.
Mulıakkak olan bir nokta varsa, o da Almanyanın tahliye edilip edilmemesi mevzuunda Rus umumi efkârının hiçbir rol oynamadığıdır.
ken Doğu Almanya, koz olarak elde bulundurulmalıdır.
5 — Doğu Almanyanın şimdi serbest bırakılması, burasının Batıya teveccüh etmesini mucip olur.
6 — Doğu Almanya Hül>Cımeti. henüz, “Halk demokrasisini’’ tek başına yürütecek kudrette değildir.
Tahliyenin leh ve aleyhinde Krem-linde ileri sürülen mütalâalar esas itibariyle bunlardan ibarettir.
Bizzat Alman komünistlerinin durumu da. tahliye meselesine müessir olmaktadır. Tahliye taraftan olanlar, Kızılordu işgali altında bulunan memleketlerde. Komünist Partisi mensuplarının mütemadiyen azaldığını İleri sürerek. Doğu Almanyada kuvvetli bir Komünist Partisi kurabilmek için Kızılordunun bir an evvel çekilmesini istiyorlar. Zaten Doğu Almanya Komünist Partisi şefleri de, senelerden beri, seçmenlerin ekseriyetinin kendilerini tuttuğunu I
Sung’un avukatı Muhaceret Servisinin kararına itiraz etmiş ve böy-lece meseleyi salâhiyeti! mahkemeye intikal ettirmeye muvaffak olmuştur. Müdafaanın tezine göre, tahkikatı 1-dare eden kimselerin aynı zamanda karar vermeye salâhiyetleri olamaz.
Mahkeme evvelâ Sung’un aleyhine karar vermiştir. Fakat sonra, bahsi geçen karar temyiz edildiğinde Muhaceret Servisinin yolsuz hareket ettiği neticesine varılmıştır.
Sung’un Amerikaya yolsuz bir şekilde girdiği muhakkaktır. Fakat, temyiz mahkemesine göre devlet organlarının esasında haklı oldukları meselelerde dahi yanlış bir usul takip etmelerine müsamaha gösterilemez.
Temyizin kararı şimdi. Muhaceret İşleri Müdürü B. Mıller’i çok müşkül duruma sokmaktadır. Çünkü 1946 eylûlundan beri Sung'unkine benzer 10.000 ihraç kararı verilmiştir. Temyizin içtihadı, bütün bunları mutlak butlan ile batıl bir vaziyete sokmuş oluyor.
Küçük Çinlinin hakkım arayışı, diğer taraftan da dünyanın en muazzam milletinin yaptığı hatayı kabul edişi belki Fransız İhtilâli kadar muazzam bir hâdise değil midir?
Kafaları birbirine japışık ikizler
Londra, 7 A.A. (AFP) — Bugün Tasmanyada doğan İkizler kafalarından birbirlerine yapışıktırlar ve 4 kilo gelmektedirler.
Avustralya kıtası üzerinde böyle bir hâdise ilk defa olarak vuku bulmaktadır.
Ha vay Adaları Birleşik .Amerikanın 50 nel devleti oluyor
Washington, 7 A A. tAFPı — Temsilciler Meclisi Havai Adalarına Birleşik Amerika Federal Birliği içinde devlet statüsünü tanıyan kanun tasarısını muvakkaten tasvip etmiştir. Kati karar bugün verilecektir.
Polonya Hükümeti, kainlik kilisesinin mallarını müsadere ediyor
Frankfurt.. 7. A. A. (United Press» — Polonya Pap Ajansının bildirdiğine göre Polonya Hükümeti dün parlâmentodan katolik kilisesinin mülkü olan toprakların müsadere edilmesi hususunda bir karar alınmasını istemiştir.
Yeni Kanada Elçimiz Viyanadan hareket etti
Viyana, 7 A.A. (AFPı — Tür-kivenın Kanada Büyükelçiliğine tâyin edilen Viyana Elçisi Kuman Tabir Seymen ve Bayan Seymen dün akşam İtalya yolu ile Ankara ya hareket etmişlerdir.
Türk Elçisiyle eşim garda Fransa ve Belçika elcileriyle Brezilya, İtalya, Mısır maalahacgüzarları, İtalyan Elçiliği müsteşarı, Fransız Elçiliği tim ret müsteşarı ve Avusturya Dışişleri Bakanlığı Protokol Müdürü Kont Altoma u-ğurİanıı.şİArdır.
Scyınen’ln yerine Viyana Elçiliğine Türkiye Dışişleri Bakanlığı Gcfıel Sekreter Yardınvıaı Faik Ho «i tâyin edilmiştir
iddia edip duruyorlardı ve Kremlin bu sözlere itimat ediyordu.
Halbuki Üç ay evvel, Rus makamları Berlindeki dostlarına, yakında hürriyete kavuşacaklarını bildirince, komünistler, sevineceklerine endişeye düştüler ve Rusların kendilerini ter-ketmekte olduğundan şikâyete başladılar.
Bu vaziyet karşısında tereddüde uğrayan Ruslar, tetkiklerini biraz derinleştirince, komünistlerin, serbest seçimle, yüzde 10 bile oy ala-mıyacaklaiını anladılar. Hattâ Doğu Almanya Başbakan Yardımcısı Ulbricht. bu yüzden. Moskovada bir hayli azarlanmış ve Kremlin, Alman komünistlerine karşı itimadını yeniden kaybetmiştir. Bu itibarla, Rusların Almanyadakl İşgali belki biraz daha uzayacaktır.
Almanyanın tahliye edilip edilmemesi meselesinde, en az rol oynayan Rus umumi efkârıdır.
Diktatörlükle idare edilen memleketlerde umumi efkârı hazırlamaya lüzum olmadığını, Berlin abiukasinın kaldırılması göstermiştir. Memlekette ricat ve mağlûbiyetleri alenen tahlil edebilecek serbest muhlefet, matbuat veya radyo bulunmadığından, diktatörler, kendilerini umumi efkârla takyit etmeye lüzum görmezler.
Keşmir dâvasının içyüzü
Bugün artık, dâvayı, plebisit yolu ile süratle halletmekten başka çare yoktıır
Lahor 17 — (Hususi muhabirimiz Sd. bildiriyor)
Bütün Pakistan, nefesini kesmiş. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Keşmir dâvası hakkındaki kararını bekliyor. Hindistan basını da, bu münazaah memleket üzerindeki Hind taleplerini tebarüz ettirmekten bıkıp usanmıyor.
Her iki tarafın iddiaları, tarafsız bir gözle tetkik edilecek olursa, dâvanın Pakistan için çok daha hayati olduğunu ve bu itibarla Pakıstanın bu dâvada, Hindistana nazaran çok daha fazla gayret »affettiğini kabul etmek zaruri olur. Hintliler hu dâvayı daha ziyade, bir sürü milletlerarası hukuk açmazlariyle müdafaaya çalışıyorlar. Dâvanın ana hatları. Pakislanın Keşmir işlerine memur Bakanı Nevvab Gurmani tarafından, basma, şu suretle izah edilmiştir: “Keşmir, Hindistan için bir ganimet, Pakistan içinse hayati bir zarurettir.”
Şüphe yok ki. her iki memleket arasındaki münasebetler, daha başka meseleler yüzünden gittikçe bozulmasa idi, Keşmir münakaşası çok daha kolay neticelendirilcbilirdi.
Pakistan, nüfus itibariyle kendisinden beş misli büyük olan bllyük komşusunun, kötü niyetler beslediğini ve bir gün Pakistanı ortadan kaldırmak isteyeceğini zannediyor. Pakistanın. varidatının % 70 ini millî savunmasına tahsis etmesi de bundan ileri gelmektedir. Şu var ki. Keşmirln Hindistan eline geçmesi, Pakistanı. bütün askeri hazırlıklarına rağmen, strateji bakımından, ümitsls bir vaziyete düşürecektir. 1/indistnn bu suretle, Pakistanın cenahını kavramakla kalmıyacıık, Pakistan ekonomisi İçin çok mühim, hattâ hayal! mahiyette olan su tevziatım da ele geçirmiş o-lacaktır. Genç devletin merkezi olan Karaşiden şimale, Lahor'a doğrıı gidildikçe. bu memleket için su meselesinin ne kadar hayati okluğu hemen görülür. Göz alabildiğine uzanan en verimli bir toprak, bugün susuzluk yüzünden, çöl haline gelmiştir. Halbuki Pencab’ın geniş sııhıma tesislerini besllyen beş nehir, Keşmir-den çıkar. PakistanlIlar daha şimdiden, Keşmirin Hint eline geçmesiyle kendilerini bekliycn tehlikeyi sezmeye başlamışlardır. Çünkü Hindistan, nehirlerlen birini, kendi arazisine doğru çevirmek üzeredir Nasıl ki Hışırın Sudan üzerindeki İngiliz hâkimiyetine karşı duyduğu endişe, memlekete hayat veren Nil in bir gün yol değiştirmesi ihtimalinden doğmakla ise, PakistanlIlar da şimdi, bütün servetlerinin bağlı bulunduğu Keşınire, aynı endişe ile bakıyorlar.
Pakistan. Keşmir dâvasında bir de nüfus bakımından haklı sayılabilir. Keşmir nüfusunun ekserisi, müa-lümanlardan müride keptir.
Pakistanın, Birleşmiş Milletler tarafından yapılan uzlaşma tekliflerini hemen kabul etmesi ve buna mukabil Hın(Iİstanın ise, bu teklifleri sürüncemede bırakması, hangi tarafın hakkından daha emin olduğunu gösteriyor. Hindistan, plebisitin yapılması İçin, Keşnmirdeki Pakistan taraftarı teşekküllerin dağılmasını İstemekte ve askerlerini anenk bundan sonra geri çekebileceğini ileri sürmektedir. Bugün artık Keşmir dâvası, hemen plebisit yapmak suretiyle halledilebilir; neticeyi geciktiren bütün oyalamalar vaziyeti da-»1'1 da vahimleştirir.
Tarih görüşleri
Eski adamlarımızda zarafet ve nükte tezahürleri
Tam doksan altı yıl ömür süren Hoca Hüsam, müstesna yaratılışta bir adamdı. Medrese tahsili gördüğü halde müderrisliği kabul etmemiş, bütün hayatını gayet fakirane bir şekilde geçirmişti.
Yazan: AlJ CANtB YÖNTEM
GEÇEN makalemizde bahsettiğimiz Hoca Neşet. Kâhvazade Arif, Murat Molla, Şeyhî, Hoca Hüsam... gibi adamlar devirleri İçin birer muallim oldukları kadar bazısı zarafet, bazısı seciye kuvvetiyle tarihte tatlı ve heyecanlı hatıralar da bırakmışlardır. Meselâ Hoca Neşet, hem kalem ve kitap, hem kılıç eri idi. 1768 de Mnskoflara karşı harp açılınca, zeâmel ashabından olduğundan hududa koşmuş, nice yararlık göstermiştir. İyiliği çok sever bir adamdı. Asrının büyükleri kendisini saydıkları için ötekinin berikinin işine tavassut ederdi:
— Efendi Hazretleri, başkaları i-çin bu kadar yüzsuyu dökmek revâ mı? diyenlere:
— Yüzsuyu ile değirmen taşı döndürülmez, işte böyle işler görülür, demiştir. Sofiyane meşrebi, mutaassıpların ona yan bakmalarına sebep olmuştur. Hattâ bu güruhtan kaba bir softa tariz yollu:
— Efendi, Cennette ateş yok. çubuğunuzu nereden yakacaksınız? deyince ondan:
— Sizin İçin kebap pişirilecek o-caktan,. cevabını almıştır.
KAhyazade Arif fcfendi, daha rind ve kalenderdi: Org dinlemeyi pek sevdiği için başında sarığı, Beyoğ-lunda kiliselere giderdi. İngiliz elçiliğinde verilen balolarda bulunduğu da meşhurdur. Taşıdığı bastona tari-zen: “Bu firenk değneği kimin?,, diye soran bir adama: “Ben onu Müslüman ettim!,, deyişi ne güzel bir cevaptır!
Saray sazendelerinden meşhur Zeki Ağa bir gün kendisine rastgelir. “Efendi Hazretleri, hacca gidiyorum, orada artık tanbur çalmaya tövbe edeceğim!., deyince Arif Efendi: •‘Güle güle git gel, fakat tanburu Arafatta da çal!,, tavsiyesinde bulunmuştur.
Arif Efendinin tilmizlerinden Murat Molla tekkesi ve Darülmesnevisi şeyhi Mehmet Murat Efendi, böyle deryâciil değildi. Celâlliydi. Bir gün devrin vezir ve kibarlarının da bulunduğu bir dersinde münasebet getirerek:
— Bir deli gâvur vardır, bir de gâvur deh... Deli gâvur, bizim bakkaldır. Ekmeğin bayatını, peynirin kurtlusunu, her şeyin fenasını sürmeye çabalar, tekdir ederim, yola gelir. Fakat bir de gâvur deh vardır. Evkaf Nazırı!. Camilerin kandil yağını çalar! İşte bu yola getirilemiyor. Mecliste hazır bulunan nazır, ne tarafa gizleneceğini, nasıl savuşacağını bilemez; bütün vükleâ şaşakalır. Şeyh Efendi yamanmış; kendisinden ders gören Cevdet Paşa anlatıyor: Blı gün dehşetinden hizmetçileri kaçırmış. Yalnız kalmış. Nâçar mutfağa girmiş. O aralık Darülmesnevi’ye gelen Cevdet Paşaya:
— Görüyor musun halimi?! Yalnız
Küçük yetimler dün dost filoyu gezdiler
Mıılılelif mUcaseselcre mensup yetim çocuklar düıı Birleşik Amerika Altıncı Filosuna bağlı Ağır Kruvazör (1. S. S. NeUport NeHs’ı ziyaret etmişlerdir. Çoeııkhır, kendilerine İkram edilen dondurma ve blsknltlerl yedikten sonra ze.\bek vesalr ınlllı oyunlar oynayarak ye güzel şarkılar söyleyerek Amerikan denizcilerinin alkışlarını toplamışlardır. Amerikan denizcileri çocuklarla pek gakından alâkadar olmuşlar ve minimini misafirlerini gemiye kucaklarında çıkarmışlardır. Resimde, tipik bir Amerikan denizcisinin küçük ziyaretçilerden Iklslııi kucakladığı görülmektedir.
kaldım, aşçılık, hizmetçilik bana düştü, demiştir.
Yine ona dair fıkralardandır: Kibardan, fakat pek cahil bir adam, sokakta Şeyhe rastgelmiş: “Hazret-1 Muhnnımed, Hanefi mi. Şafii mi?„ diye sormuş. Şeyh, bu gaflete merhamet etmiş, bir dükkâna sokarak, mezheplerin sonradan teessüs ettiğini anlatmış. Muhatabı- “Ha. şimdi anladım, bendeniz Hazret-i Peygamberi Şafii sanıyordum, demek Hanefi imiş!., deyince. Şeyh çileden çıkmış: “Eyvah! zahmetime!,, diye dışarıya fırlamış...
Hoca Hüsam. daha başka yaratılışta müstesna bir adamdır. Tam doksan altı yıl ömür sürmüştür. Medrese tahsili gördüğü halde vazifeli müderrisliği kabul etmemiş, bütün hayatını gayet fakirane medrese, tekke hücrelerinde geçirmiş, kendisine başvuran gençlere ders vermekle Ömrünü tamamlamıştır. Bilhassa Mesnevi okuturdu. Bir müddet Yedikule civarında bir tekkeye geçmiş, derse başlamış. Hocanın Mesnevi tedrisindeki mahareti, devrin Hükümdarı Abdülmecide aksetmiş, derste hazır bulunmak istemiş. Ders, tekkenin camiinde verildiği için Evkafça oraya derhal bir mahfil İnşasına başlanmış, bunu anlayan Hüsam Hoca, hususi hizmetini ifa eden Mustafa Efendiye: MŞu pılıpır-tıyı topla, bize sefer düştü!,, demiş, ve oradan derhal Eyüpteki Hatııni’ye dergâhına göçmüştür.
Sultan Aziz devrinde Cihan Seraskeri adiyle şöhret bulan Rıza Paşa, bir gün dersine girmiş, ayakta dinlemeye başlamış, HÜsam Efendi, bundan sinirlenerek “Behey çocuk, din 11yeçeksen, vere çok, avakta durup da huzurumuzu ihlâl etme!., deyince, bir cevap bulamayan paşa derhal meclisi terkeder, saraya gider. Sultan Aziz, sorar: “Halinde bir fevkalâdelik görüyorum, ne oldu?,. Paşa anlatır. Padişah bunun Hüsam Efendi olduğunu tahmin eder, der kİ: “Allaha şükür, bu kaza senin başına gelmiş, ya benim başıma gelseydi, ne yapardım?!,,
Bir gün de yine Mesnevi dersi esnasında hazır bulunanların biraz a-lâkasız kaldıklarım hisseder, daima emrine hazır duran meşhur hizmetkârı Derviş Mehmede hitap eder: “Derviş Mehmet, bilirim, anlamazsın. lâkın sen olsun ara sıra başını sallayı sallayıver. çünkü nutkum tutuluyor!,, Bu ihtar hazır bulunanları İkaza kâfi gelmiş. Hocanın me-nakıbini yazan Hasirizade Elif Efendinin risalesinde böyle hayli fıkralar vardır.
İşte bu adamlar, medreselerin büsbütün indirasa uğradıkları devirlerde memleket gençliğine bir taraftan fahrlyen ve candan ders verirken zarafetleri, karakterleri, medeni cesaretleriyle de nümune olurlarmış.
İşçiler Birliği, bütün hntlsrda grev İlân ettikten sonra. New-York Şehri Otobüs Birliğinin otobüsleri, 9 uncu âvenueMekl ıznraıa dönüyorlar. Grev, şirketin, Birliğin fikrini alnından dört makinkti kovması yüzünden ilân edllmlştr.
| Amerikadan intibalar
Amerikan mucizesini
meydana getiren sır..
Amerikan halkı, hayat standardı en yüksek olan memlekettir. Buradaki refah ve bolluk, bir de kabiliyetli insan için hudutsuz olan imkânlar, göz ve gönülleri mıknatıs gibi bu memlekete çekmektedir.
Dünya Amerikaya niçin hayran?
Geçen gün bir firma reklâmına; J “Küre-i-arzın milyonlarca insanı A-merikaya gelmek hülyasını besliyor ’ diye başlıyordu.
Doğrudur. Fransa gibi kültürü ile mağrur bir memlekette bile bu iştiyakı gören bir insan sıfatiyle, bu iddianın doğruluğunu, altındaki istatistik rakamlarını okumaya lüzum hissetmeden anladım. Bu insanlar niçin Amerikaya bu kadar hayrandırlar? Bu. sinema ve mecmuaların propagandasının yarattığı geçici bir fantezi, bir haleti ruhiye midir? Kısmen belki öyledir. Fakat a-«ıl sebep. Aşikâr olarak şudur: Amerikan halkı, hayat standardı en yüksek olan memlekettir. Birleşik Devletlerdeki refah ve bolluk, Dir de kabiliyetli insan için sınırsız olan imkânlar. insanların göz ve gönüllerini mıknatıs gibi çekmektedir. Bu çekiş o kadar kuvvetlidir ki, Amerikanın teknik ilerillğinin kütlür ileriliği mâ-
• nasına gelmediği, maddi kolaylıkların ve bolluğun da manevi saadeti garantilemediği, hattâ bilâkis göçmenlerin çoğunun burada “eski hayat hasretine” kapıldıkları hakikatini dü-şündürtmüyor.
Meseleye daha ziyade şu zaviyeden bakılsa, Amerikayı takdir hissi daha sağlam ve makul temellere dayanır: Amerikanın bu yüksek hayat standardının sebebi nedir? Bunu hazırlayan sebepler ve bugün de kullanılan metodlar içinde, kendi memleketimize de tatbik edebilecek taraflar var mıdır? Türk toprağı, Amerikan toprağı gibi geniş ve çeşitli inıkânlı, Türk soyu da hiç olmazca Amerikalılar kadar atak ve zeki fıtratlı olduğuna göre, böyle bir araştırmadan ancak fayda unıulabllir. Bu yolda yapılacak ciddi ve derin incelemelere muhakkak ki, çok ihtiyacımız vardır.

Komşum sütçü John’ıın hayat seviyesi :
Amerikan hayat standardı ne dereceye kadar yüksektir? Isratistikçi-ler bunu rakamlar!a bize söylüyorlar. Rakamların kuru mücerretliğinden sıyrılıp da. vasat bir Amerikalının evine girersek, bunu gözlerimizle görüp anlayabiliriz. Meselâ, komşum John’u ele alalım. Bu genç süt dağıtıcısıdır. Borden's kumpanyasında aylıklı memurdur, sabah 3 de uyanır ve halk uyanmadan evvel kapılarının önüne süt şişelerini bırakır. Ayda 200 dolar geliri vardır ki, bu. Türki-yede 200 lira aylık alanların mail durumuna mümasil saydır. Bu aylığından başka da geliri yoktur. Okuyucu ile birlikle John'un evine şöyle bir misafir gidelim ve bakalım nasıl yaşıyor. Kahvaltı masasına hır göz a-tın. Tereyağı, yumurta ve sütü mutlaka görürsünüz. Elektrikli ekmek kızartma makinesi de gözünüze iliş-ıniştlr. Mutfağın bir köşesinde dev gibi bir buz dolabı, çamaşır ve süpürge makineleri, bir konsol üstünde de ufak boy bir radyo duımaktadır. Hava gazı ve kalorifer esasen demirbaş eşyalar meyanındadır, John’un ve kafisinin elbisesine dikkat edin, mükemmel olduğunu farkedeceksinlz,. Bebek ise her türlü kolaylık ve o-yııncak ortasına kurulmuş, oynamaktadır. Misafir odasındaki muazzam televizyon makinesi ise derhal yüzünüze çarpar.
Öğle yemeği, âdet üzere, pek hafif geçer. Fakat akşam yemeğinde elinden yemişine katlar her şeyi görürsünüz. Vedalaşıp evden ayrılırken, kapılarındaki otomobile de iyice bir bakın: Oldukça yeni bir modeldir.
John'un hayat seviyesi, pek az farklarla., pek çok vasat Amerikalının hayatıdır. İşsiz güçsüz veya pek uşağı gelirli (meselâ ihtısassız işçi veya zenci ı Amerikalı şüphesiz daha fakir hır hayat »Ürer: fakat onun hile kdord ti havagazı, sıcak-soğuk
Yazan : Oğuz TÜRKKAN su musluğu, radyosu, külüstür bir süpürge makinesi ve otomobili vardır. Sütü eksik değildir ve ha/tada birkaç defa sofrasında et (pirzola, biftek.. v.s.) görür. Fakirlerin bile kızları, başka memleketlerde ancak hali vakti yerinde aile kızlarının giyebilecekleri temiz, son moda elbiselere maliktirler. Bir sene evvel giydiklerini ertesi seneye giymezler.
Köpeklerini mi merak ediyorsunuz? Süt içerler ve et yerler. Artık verirseniz maksadınızı anlamazlar.

Amerikan sistemi nedir?
Nasıl oluyor da Amerika, yalnız zenginine değiJ, işçisine ve fakirine kadar bu çeşit bir hayat seviyesi temin edebiliyor? Memleket pek mi zengin? Altın madenleri mi dolu? Sebep nedir?
İlk cevap kolaydır: Amerikan istihsalinin büyüklüğü bunu mümkün kılmaktadır. Amerikada o kadar çok miktarda gıda, makine, elbise., v.s. istihsal ediliyor kİ, herkese - ucuza -bir pay düşüyor.
Bu sefer sual çatallaşıyor: Niçin Amerika bu kadar çok istihsal yapabiliyor? Hem halk, ucuz da olsa, bunları nasıl satın alabiliyor? Amerikada iş ve hayat kazanına yolları pek çoksa (son hesaba göre 25.000ı, bu işler nereden doğdu? Havadan düşmedi ya?
İşte bu suallerin cevabı, çift kelimeyle “Amerikan Sistemi'* Amerikan mucizesinin sırrıdır.

“Çabuk ve ucuz yapalım'* - Attan Atoma:
Yeni ve hür bir dünyada işe koyulan ilk Amerikalılar, bugünkü Amerikalıca da miras bıraktıkları o harikulâde pratiklik dehâsına maliktiler. “Çok şeylere ihtiyacımız var; bunları süratle ve ucuza nAsı! yapabiliriz?" diye düşündüler. Hayvan ve insan gücünden daha iyi vasıtalar bulunamaz mıydı? Yeni icat edilmiş olan istim bu suale sanki hır cevaptı. Amerikalılar, her milletten daha süratle bu icadı benimsediler, eski usulleri attılar. İşlerini bu yeni kuvvete gördürdüler. Daha sonra benzin ve elektrik çıktı. Aynı sürat ve coşkunlukla bunları da benimsediler ve hemen her sahada kullanmaya başladılar. Bugün daha muazzam bir kudretin peşindeler. Atomu da pratik hale sokacaklarından ve derhal her sahaya tatbıka bakacaklarından şüpheniz olmasın!
Al. artık Amerikan sokaklarında görünmez olmuştur. Bugün enerji kaynağı olarak Amerikad ı hayvanlar yüzde 2. insanlar da yüzde 4 nis-hetinde kullanılmaktadır. Amerikada iş gücü % 94 makinelerin sırlındadır.

Kütle halinde...
Amerikalılar, tipik bir Amerikan prensibine daha varmışlardı: “Mass productlon” (kütle halinde imalâtı. Anlaşılmıştı ki. bir mal çok miktarda yapılırsa (meselâ, bin otomobil yerine yüz bin otomobili, beherinin maliyeti o nispette de ucuzlamaktadır. Bu sayede, eskiden hin küsur paralı vatandaşın istifade edebildiği malı, şimdi yüz hırı daha az paralı vatandaş bulabilmektedir, çünkü fiyatı kesesine elverişlidir. Ford oto-ınohlllerinın imalinde işte bu prensip hâkimdi. Bllgtln de televizyon, kütle im lât sayesinde, zenginlerin evinin süsü olmaktan çıkmış. İşçinin evine girebilecek kadar ucuza malcdilebil-m İştir.
Diğer çetin bir mesele de Dağıtımdı. Nihayet pahalı olursa, malın fabrikada ııcuza çıkarılması bir şey ifade etmezdi. Yolların ve taşıt vasıtalarının ıslahı huna kısmen çare bulmuşsa da, hu henüz bir dâvadır.
(Soıııı ,\arın)
f
HİKÂYE
• •
Kısa sinema haberleri
Pıırls Büromuzdan
Sorbonne’da Amerikan romanına dair bir doktora tezi
nv-glr-
Bir karar
mükâfatı filân ka-yoktur. Halbuki Akademi mükâfatı sone Snmun! Gold-
V E N t î fi T A N B l ’
“Susan Hayıvard ile gecen hayatım”
Q eçen akşam karım İle oturma o-damızda şakin sakin kitap okuyorduk. Birden: üstümüzde ikizlerin banyo odasından bazı acalp sesler geldiğini duydum ve etrafıma bakınca karımın meydanda olmadığım gördüm. Yukarı çıkınca bir do ne göreyim! Hepinizin bildiği Susan Havward. bir kova suyun yanında diz çökmüş banyonun çinilerini temizliyordu...
Belki bunda o kadar şaşacak bir şey görmezsiniz —ama ben gördüm çünkü saat gecenin 11 i Idl— hem de ekseriyA sinema yıldızlarının bÖyüe A-dl ev işleri ile meşgul olmaları beklenmez. Fakat Susan başkadır Ne yaptığını sorunca, bana yalnız şu cevabı verdi, "Birden bugün bıraktığımız hizmetçinin banyoyu temizlemediği aklıma geldi de.'
Susan diğer cihetlerde (io ten başkadır vo
no yapucakı
herkes-öncedon
ir New - York — HollyWood’daE gelen haberlere göre, tanınmış komin artistlerden Bob Hope yeni çevireceği filmde partöne* olarak Lana Tur-ner'l istemiştir. Bu teklif kabul edilmediği takdirde film çevlrmiycCeğlnl de İlâve etmiştir.
★ New - York — Öğrenildiğine göre, beyaz perdenin tanınmış simalarından Kalkerine Hepburn art k bir daha fibn çevirmiyecek ve bun dan sonra hep tiyatro piyeslerinde rol alacaktır. Katherine Hepburn’ön neden tiyatroyu sinemaya tercih ettiği açıklanmamıştır.
ir Hollywood — Daily Varietj gazetesine göre Hollywood’daki film sanayii oldukça mühim bir buhrar. arifesinde bulunmaktadır. Filhakika AVarner Brothers firması stüdyo peı aonelinln ÖO sine şimdiden yol ver miş ve Twentieth Century Fox şirketi de aynı yolda tedbirler almacı düşünmeye başlamıştır.
R.K.O. da İse patronlar bir toplantı yaparak firmanın bundan böyıe çalışabilmesi İçin elzem olan IIA.’C sermayenin ne şekilde toplanabileceği üzerinde görüşmüşlerdir
HoHyivood’dakl 5 büyük stüdyodan yalnız M.G.M evvelce tasarladığı programını aynen tatbik edeceğim bildirmiştir. Yani bu firma 1950 yılı içinde 40 yeni film hazırhyacaktar.


1
1
S
1 r 5 3 A 1 7 ı

e
7
L r
S ol d utı
1 — Tfehnlcu. 2 — Hüldiuı, 3 — Suç.
4 — Karşılıklı. 6 - UadlIUk» 6 — Alafranga bir yemek Umi. 7 — Boşeğen.
1 ııknnluıı uyağı i
1 — Hıvri «•ımıvan 2 — Kafile», 3 — MukoddOH yerler, i — HsVadh uçar doâiadt vur.or. 5 — Hüküm sürme o Kcnfedcn bir alet. 7 — Sununa bir )»arf kanuncu bir devlet başkanı uınl çıkar.
DtNhi HAİLİ
AT ÖLÜR MEYDAN KALIR. YİĞİT ÖLÜR ŞAN KALIR YORGANINA GÖRE AYAĞINI UZAT.
1 — Suat. 2 — öküz. 3 — ölür. 1 — Mevvn. 3 — Meydan. 0 — Knlo. 7 — Alır. 8 — Yiğit 9 — Gelgit. 10 — Ö-mür. 11 — Pelür. 12 — »ahin 13 — Yaka. 14 — ICu hr. 15 — Yorga tu 16 — Karga. 17 — Nikâh. 18 — ÖiM, 10 — Gönen 20 — Fire, 21 — Acık. 22 — Kaya tt - Gırl. 2İ — Kını. 26 — U-ruk. 26 — Uıat.




başkadır ne yapa-
Susan, herkesten ve çoğu zaman, cağı önceden kestirilemez.
Yazan : Jess Earker
S i*san Hayıcard ın kocam
tahmin edilemez. İşte onun için onunla geçen hayatını daima heyecanlıdır. Susan ın dediğine göre. •‘Eğlenceli fakat az yanım bir havagazı alevi gibi hoş. sakin, ve rahat bir hayat sürüyoruz. Sinema perdesi He alâkalı diğer İnsanlar gibi ’parlnk alevli’ bir hayatımız yok.” Evet, bir bakıma söylediği doğrudur Hayatımız bir çoklarının tahmin ettiğinden daha normal olup ailemiz etrafında toplanmıştır.
Ar ka-
flaşlarımızın çoğunun sinema dünyası lir hiç bir ilgini yoktur Ğccc eğlence yerlerine de nadiren gideriz. Fakat hayutınıız hiç bir zaman can sıkıcı bir “sAkinlik” içinde geçmez. Hele İnsanın Susun gibi bir karısı ahırsa...
Bir mütehasHisın söylediğine göre. Hollysvood’rlaki kırmızı saçlı kadınların r, I ü boynına imig. Ama karımın-kı kcndlndfcndir. Hem kırmızı saçlılara atfedildiği gibi birden hiddetlenip saman alevi gibi parlamaz. Defalarca perdenin en güzel kızlarından biri olarak seçildiği hnlde o kendini güzel bulmaz. Son seneler zarfında bir çok muvaffâkiyetler kazânımıtunn rağmen şöhret başını dondur meni iyi İr. Bir çoğunuzun sinema yıldızları hakkındakl basma kalıp fikirlerine Susan hiç de uymaz. Belki Susanın ne biçim bir insan okluğunu unlatmam daha doğru olur. Onun hakkında bildiklerimi mümkün olduğu kadar bitaraf bir şekilde anlatmağa çalışacağım. Mümkün olduğu kadar diyorum çunkiı no do olsa karısını aevon bir kova elbette kİ hislerine blrazıcık mağlûp olur.
Esas İtibariyle Susan kabuğuna çekilmiş olup kendi la âleminde yaşar. «Benim daha ziyade dış âlem ile alâkalı bir insan olmanı ailedeki muvazeneyi temin eder.) Dalma kendi kendini tahlil eder; çekingen bir tabiatı vardır fakat hiç bir zaman gerek sahnede rol yaparken ve gerek hakiki hayatın-
Hâlen 20 İh ( entury Fox Sirkeli He kontrat yapınıp olüiı Susun Ihıy-uard, bugünlerde "Dell Gönlüm” ııdlı bir film çevirmekledir. Y ıında sevimli artist kocuaı Jomh Barker ve ikiz yavrulurı ile beraber görülmektedir. “Susan fevkalâde hir aııııcdlr, ev hayatı ile b hayat ıııı mükemmel bir şekilde birleştirmeye muvaffak nltmışlıır.,,
da hareketleri labiilllcten kııçnmz. Eg-lenco topluluklarımla sakin bir köşe-yo çekilmekten hoşlanır. Bu halini», kendi de üzülüyordu. Fakat sonra ben onu İkna ederek bu üzüntünün boş olduğunu ispat ett'm. .Çünkü oturduğu yerde hiç bir zaman yalnız kalmazdı kİ. Hemen bir çok erkekler etrafını nlır ve fikirlerini kolaylıkla VO Biırahatto boyan etmekten çekinmeyen karımla münakaşa otmo&e bayılırlardı. Karım lâfını Idç esirgemem Belki sırasında biraz patavatsızdır fakat hiç bir zaman yalana dolamı sapmaz. Tahminime göre, "Erkek kız” olarak tavsif edilrnoHİ bıı sebepten dolayıdır, Halbuki görünüşü ve zevkleri bnkimimin n tamamen niliştik VO ”feminin” dir. Fovkalâcta bir ıınne v» zevcedir. Fnkat erkek arkadaşlar) kadın arkadaşlarına tercih ödnr ve erkeklerin (le onu beğenmesinin başlıca sebebi açık sözlü ve karlın numaralarından nri olmasıdır.
Çok kolay nı kadaş odlncmez, çünkü çekingendir. Razıları bunu gururlu ol-masına atfederler; halbuki arkadaş** lığını kazananlar böyle düşünmamnk-t«'dir. Çok cömerttir - yalnız maddeten değil mânen de “verici” (lir. Bu cömertliği mânevi sebepten bilhassa sevdiği insanlann kusurlarını affetmek şeklinde teoolll ednr.
Bir çok aktörler ve artistler tenkide dayanamazlar. Fakat karım, eğer trnkid yerinde ve mâkul İse kabul e-drr . fakat bir do yanlış yero tenkide uğramışsa, tonkidçlyi ağzını bir daha nçamıyacak darocedo hanlar.
Yersiz İltifattan hiç hoşlanmaz, Benim komplimanlarıma horkosinklndon fasla ehemmiyet verir, çünkü samimi olduğumu bilir. Kendi hakkında yapılan reklâm lura m üt eşek kirdir fnkat tesiri altında değildir. Samimi vo en büyük ihtirası film çevirmekte devam etmektir. “Oacar” znnmnkta gözü "Smash Up" için kazanmıştı ve bu tıyn hesabına çevirdiği "My Foolish Heart.” (Deli Gönlüm) adlı filmi için de namzet göMlcrileccktlr.
Susan tam bir artisttir, teini büyük bir ciddiyetle deruhte eder. İşte bu yüzden yeni bir rolüne çalıştığı zaman evde onunla yaşamak pek güçtür çünkü günün 24 Hant inde rolü ile beraberdir. z
Madem kİ Suson'ı size olduğu gibi tanıtmağa çalışıyorum bari biraz da kusurlarından bnhs»xleyim. Kusursuz kul olur mu? Zaten kusursuz bir melekle evli olmayı hangi erkek isler?
Susan stüdyodan başka hor yere geç kalır. Onda anman mefhumu yoktur. it>i olmadığı sabahlar Öğleye kadar yatar Sabahleyin erkenden kalkıp kocasını kahvaltı mnstuundn hü-lcn'üzlc karşılayan kadınlardan değildir. Ekseriya kocalar sabahları asık surAtlı olurlar. Ama ben karım gibi kadınların (|a bir yudum kahve İçmeden kendilerine gelemediklerini duydum.
LAf aramızda, karım nefis bir aşçıdır. Ama mutlakta İş yaparken yanına giderseniz barut kesilir. Holü bir elini kösse veya bir parmağı aztcık yansa öyle telâş eder ki İşte tam artistlik numarasını siz o zaman görün! Onun İçin İyisi nıl aşçılık rolünde iken ondan uzak durmalı, zaten mutfaktaki raflarda ne varsa indirip kullandığı için size burnunuzu sokacak yer bile kalmaz.
Susan birdenbire bir soyo merak ssrar - az zaman sonra da ondan bıkar. Bir ara ressam olma hevesine kapıldı; sonra hor şeyin mükemmelini yapmak İstediğinden eserlerini beğenmedi vo resmi bıraktı. Bir ara Fransızcaya merak sardı, İkizler gelince onu da bıraktı. Karım dikişte do pek ustadır ve çok şükür daha ondnn bıkmadı. Eve perdeler, ikizlere pantolon vo hattâ kendine, bir defilede mankenlerdim çok göze parçan, bir tayyör dikti Çok tutumlu ol m asına rağmen günlük alış verişte hiç becerikli değildir.
Banim spor merakıma iştirak etmediği halde bahçe İşlerinden hoşlanır. En büyük zevkimiz nedir bilir misiniz? Konuşmak. Tabii arada bir sürü "meHİoki konuşma" lar da yaparız; meselâ rolünün tefsiri ve oynadığı eser hakkında hep benim fikrimi nlır. Fnkat ekseriya oturup kendimizden, hayatımızdan ve İkizlerden bııh-Hederiz. Evvelce do söylediğim iz gibi karım çok iyi bir annedir; iş hayati 1İC evini mükemmelen birleştirebil-mlfltlr.
Duvar delen, sur geçen
Çeviren: Ayşe NÜN
Yazan: Marcel Ayme
— Dünkü nayiıbın devıun —
Bunun iızorino dairede bir kahkahadır koptu, Arkadaşları *’Gul-yabanî” diye akşama kadar onunla alay ettiler. Daire hayatının tadı kaçmıştı.
Birkaç gün sonra Gulyabani Barış sokağımla bir kuyumcu mağazasını soyarken, gece bekçileri tarafından yakalandı. Alacağını alınış» bir nmyhıını» türküsü RÖylliye-rek, kınm üzerine İmzacını atmakla meşguldü. Gerçi bir duvara delip, bekçilerin elinden kurtulmak onun için İşten bile değildi, fakat kuvvetli bir ihtimalle yakalanmak ve meslek arkadaşlarına kim olduğunu İspat etmek İnliyordu. Dediği gibi oldu. Ertesi günü arkadaşları gazetelerin birinci sayfasında resmini görünce, pek mah-rııp oldular ve dâhi meslekdaşln-rının şerefine sivri bir sakal koyuverdiler. Hattâ bazıları, pişmanlık ve hayranlık neticesi, ellerini yan keçeciliğe alıştırmak için, bir ah bap veya tanıdığın cep Mantini aşırmaya kadar gittiler.
Daire arkadaşlarını şaşırtmak L çİn, yakayı ele vermek müstesna kıymetlere sahip bir uduma yakışır bir hareket değildir, diyeceksiniz. öyle, amına hu gibi kararlarda aklı selimin p( k büyük bir hissesi olmaz. Dutilleul arkadaşlarından öç almak isterken, hakikatte kaderine tabi olmaya başlamıştı. Sonra, duvar delen, sur geçen bir insan İçin, hir defacık olsun hapishane tadı tatmak ayrıca bir zevktir. Ah o. hapishanenin canım kale gibi duvarları! onlara baki iken, Dutılleul'ıin kalbi sevinçten hophıyordu. Yakalandığının çilesi günü, gardiyan hücresinin duvarında çiviye aNilnıış bir altın saat buldu; Hapishane müdürünün saati. Dutilleul bu saatin nasıl oraya geldiğini bir türlü izah edemedi. etmek do İstemedi. Saat sahibine iade edildi; daha erteni günü altın snat müdürün kütüphanesinden nîınmıg “Üç Silahşor** kitabı İle birlikte gene DutlHouTün hücresinde bulundu. Hapishane erkânı heyecan içindeydi. Gardiyanlar nereden geldikleri belirsiz tekmeler yiyorlardı. Sanki duvarların kulakları değil dr, bacakları vardı. Gul-yabnni bir hnDadan heri hapishanede bulunuyordu ki, hir sabah müdür odajana girince, masası üstünde şu mektubu buldu:
Muhterem Efendim,
17 tarihli muhavor(»mlze ve geçen sonenin 15 mayısında verdiğiniz a-mir ve tftllnıata bJna* n, halihazırda “Üç Silâhşor’’ isimli kitabın ikinci cildini bittTdlğlmi ve bu gece sûaI on biri yirmi geçe İle otuz beş geçe arasında hapishaneyi tvrketmek niyet ve tasavvurunda olduğumu bildirmekle şerefyabım.
Derin hürmet lor İmle.
Gulyabani
O gece gardiyanların bütün u-yanıklığına rairmûn, Dutilleul saat on biri otuz geçe kaçtı. Ertesi sabah, hu haber halk orasında ^büyük tezahürlerle karşılandı. Dutll-leul artık saklanmak İhtiyacını duymuyordu. Üç gün sonra Mont-martre'ın bir kahvesinde beyaz şarap İçerken bir daha ynkalandı va bu Sefer karanlık bir mahzene kapatıldı. Dutilleul o gece müdürün odasına yatmağa gitti. Sn hah saat dokuzda zil çalıp hizmetçiden kahvaltı istedi. Müdür çileden çıkmıştı; Şart bir lisanla ırnrdiyonlara G ulvi* ban inin hücresi önünde gece gündüz nöbet beklemelerini emretti. Öğleye doğru mahpus civardaki bir lokantada yemek ye-
meğo gitti vo kahvesini İçtikten sonra, müdüre telefon etli:
«— Aİlo, allo, mudur bey, sız misiniz? Bendeniz Gulyabani Çıkarken, yanıma almağa unutmuşum. Size zahmet ama lokanta hesabımı görmek İçin, hana bir adam gönderin...
Müdür kendisi geldi vo ağır küfürler savurmak terbiyesizliğinde bulundu. Bu muamele r«utilleurün onuruna dokunmuştu. Ertesi gece bir daha dönmemek üzere hapishaneden ayrıldı. Bu sefer İhtiyatlı davranarak, sokalım tra$ etti ve başka bir gözlük taktı. Spor bir kasket ve geniş knrolu bir pnnta-1on giyerek tamamen tebdili kıyafet elti. Gül sokağında bir apartmana yerleşti, şöhreti onu sıkma ğa başlamıştı, hapishanedeki maceralardan sonra da duvar geçmekten biraz unanmıştı. En kalın sur gözünde bir paravan kadar kalay didinir bir eşya haline gelmiş vo bundan böyle ancak bir ehram geçmekle bir zevk duyabileceğini anlamıştı. Mısıra seyahat etmeliydi. Bu düşüncelerle, pullarını yapıştırıyor w gününü Jrin^maya gitmek ve Montmurıro soİınktarında avare avare dolaşmakhı geçiriyordu. O kadar değişmişti kİ, arkadaşları onu tanıyamaz olmuşlardı. Yalnız gözünden hiçbir şey kaçmı-yan ressam Gen Paul hakiki hüviyetini keşfetmiş ve günün birindi* Mezbaha sokağının kaldırımından ona seslenmişti:
— Desene, kardeş, polisleri lamak İçin bobstll kıyafetine inişsin!
Bu vaka Dutlllcul’ü sarstı, an ctvel Mısıra gitmeye verdi Tam o gün Sivri Külah sokağında iki defa iistüstn fosladığı sarışın bir tazeye âşık oldu. Fücetvn pullarını, Mısır ve ehramları unutuverdi. Sarışın taze müsait bir tavır takınmıştı. Sinema yıldızlarını, Hoüyvvood gecelerini hatırlatan golf pantalonun zamane dllberlhrl üzerinde büyük bir tesiri vardır. Maalesef Gen Paul'ün dediğine göre, sarışın tnzo kıskanç ve kaba bir adamın karısı İdi. He-rir her gece snat ondan sabahın dördüne kadar biçare kadını yâl-
niz bırakır, fakat kapıyı kilitler, pencere kopenklerlni örteı öyle gidermiş. Bütün bu zorluklar Du-tilleul'ün arzusunu daha da kamçıladı. Ertesi günü genç kadını bakkal dükkânına kadar takip etti ve hor şeye ıngnu n, bu gece kendisini ziyaret edeceğini söyledi. Sarışın taze içini çekerek: "Ah. e-ferıdim, nasıl olur, İmkansız!” diye mırıldandı vo gözleri doldu.
O gece Dutilleul saat onda Mezbaha sokağındaki sur gibi duvann Önünde nöbet bekledi. Zalim koca kapıyı kilitleyip çıktıktan sonra. Dutllbıul köşeyi dönmesini bekledi, on» kudur stildi sonra koşar ayak duvarları geçerek, sarışın dilberin odasına «laldı. Gecenin geç vaktine kadar seviştiler.
Ertesi günü Dutilleul ün fena halde başı ağrıyordu. Fnkat ne o-lacak, bir aspirin içer, gece gene randevusuna giderdi. Çekmesinde rasgele bulduğu bir hapı yuttu, öğleden sonra* da bir tane dah» aldı. Akşama baş ağrısı geçmiş gibiydi. Genç kadın onu sabırsızlıkla bekliyordu. O gece sant üçe kadar seviştiler. Giderken Dutilleul o-muzlHrında, kalçalarında bir ağırlık. bir mukavemet duydu. Önce aldırmadı, birinci duvaı ı geçti. î-kincl duvara dalınca, denizde, hattâ bataklıkta yürür gibi oluyordu. Duvar gitgide daha büyük bir mukavemet gösteriyor. Derken zınk dedi durdu. Birden bire gündüz içtiği İki hapı hatırladı. Bu haplar aspirin değil, geçen sene doktorun ona yazdığı piret tetravnlan hapları idi... Bu ilâç n$ırı siirmenajla beraber ânl tesirini icra ediyordu. Dutilleul duvann içinde dimdik gömülü kaldı.
Hâlâ da omdadır. Geceleri Mont-martre yokuşunu inen sarhoşlar onun boğuk İniltilerini duyarlar. Rüzgârın uğultusuna karışan bu ahüfiganla Gulyabani şerefli hayatına, kısa süren askına ağlar. Kıs gecelerinde ressam Gen Paul kemanını alıp Mezbeha sokağındaki kalın duvarın dibine dikilir. Kemanın tatlı nağmeleri mehtap şuaları gibi duvarı delerek biçare mahpus Gülyabanlnin acılarını a-vutur. — sux —

— 38 —
XXII.
Tiyatrolar açılıyor — M ol i t‘re *'Co-ın^die - Fraııçalsc neye çıkıyor kırat
Mollâre ile
„ do ilk defa hhü-Kupıdmı çevrilen bir Kiklkl ıılleıl (İ)iıtroda — C’^clle Korei — Parlak bir gece»
Kış mevsiminin yaklaşmanı üzerine, dünyanın sonundan beri tatil yapan tiyatrolar yavaş yavaş açılıyor.
*'Saıah Bornhardt,, tiyatrosunda “KameL yalı Kadın., oynanıyor. Baş rolü hakiki Mar-görlt Gotye olan Bayan Duplcsais oynuyor.
şimdi ihtiyar, evli ve çoluk çocuk sahibi olan hakiki Armand Duval “Büyük Şefaat Seal,, gazetesi vasıtaslyle, hususi hayatına alt bir parçanın temsilini protesto etti. Bu piyesin aile hayatının huzurunu selhettiğinl söylüyor. Onun bu şikâyetini nazarı itibara a-lan Alexandre Dumas zade, piyesteki Armand Duval adım Armand Dııpont olarak defrlştlrdl.
Fakat tiyatro mevsiminin şüpheaig en büyük hâdisesi, “Com^dle - Française., do Mo-îiftre’in ilk defa sahneye çıkışı oldu. Malûm olduğu Üzere •‘Moliire’in Evi., adım taşıyan bu müessese büyük sanatkârın ölümünden yedi sene sonra kurulmuştu ve kendisinin bundan haberi yoktu.
Sevgili ®v!r İle beraber, temsilin ilk gecesinde hazır bulundum.
Unutulmaz bir gece! Doğrusu bu kıyamet her gün bize yonl bir sürpriz yapıyor. En büyük komedi aktörümüz benim için görüp alkışlamak ancak bu vesile ile Jıabıldl. Akla gelmi.vccok İstediğiniz kadar tuhaf hâdiselere alışmış olunuz, böyle dakikalar yaşnnuık, böyle vaziyetlerle karşılaşmak insanı şaşırtıyor.
Tiyatronun kapısında Elvir ile birlikte okuduğumuz ılûıılar bile insana heyecan veri-I
yordu, llftnlıır söyle tertip edilmişti:
MOLİF.RE’in EVİ
(Salak (’fim^dlv - FrıırıçaİMp)
B Ü Yt K GALA TEMS1L t
İlk def» olarak


FRANSIZ doktorası diğer Avrupa memleketlerinin doktorasına benzemez. Çünkü, Fran-sada lisanstan sonraki kademe ekseriya MagrdgatlonH . yani bizim doçentlik İmtihanıdır, Doktoru pek az üniversitelinin. ekseriya kalın bir kitap yazarak, dünyaya yeni bir buluş, yeril bir görüş yaymak İstedikleri za-
TÜRKÇESİ : REFİK HALİD KARAY
man giriştikleri bir müsabakadır.
Sorbonne doktorasının bir hususiyeti daha var: Edebiyat kısmında Sorbonne ancak bir nevi klâsiklik kazanmış edebiyatlar hakkında tez kabul eder, yani Fransız olsun, ecnebi olsun modern hiç bir cereyan veya muharrir Sorbonne doktorasına mevzu olamaz.
I
MUHARRİRİ ; CAM/
K I Y AJMET G UN U
Gördüm. Büyük bir şair mi?
— Hayır. Citroen. Meşhur bir otomobilci, fabrikaları var.
— Yanındaki locada
Demin izahat veren müdahale ediyor:
— O da, diyor, el
oturan kim? komşumuz tekrar
MOLtEBE •M D A M O I L„ eserinde MAhest„ rolünde 5 perdelik komedi
Yazan: MOLİERE °Srllmen„ rolünde CEC İLE SOREL İlâveten ZORAKİ t a b i b 3 perdelik komedi t Yazan:
MOLİERE “Bganıırcl,, rolünde MOLİERE
Martin vo lAlnont rollerinde JANE FA HER VE!
ARMAN DE RE J ART TeınzlHerln uzunluğundan dolayı perde tııııı Bant Î0 de açılacaktır.
îçorl girerken, kapıda, küçük bir hâdise şahit olduk. Bilet kontrol mermırları biri-
yo
sinin girmesine mâni oluyorlardı. Sordum:
— Niçin bırakmıyorsunuz? Başında tftç var» Her haldo bir kırat olucuk.
— Evet amma bn akşam gala nıüsame-leal, Üstü, buşı pek hırpani. Onu Kıral Dugo-bert dorler, hep böyle dolaşır.
Tarihin muhtelif devirlerine mensup "bütün Parlsl" temsile gelmişti. Her asrın en meşhur simalarının bir araya toplanmış bulunması garip fakat aynı zamanda muhteşem bir manzara teşkil ediyordu.
Elvır'e, yan yana oturduğumuz balkon koltuklarından kâlsbnhkta tanıyabildiğim
nıeşhur şahslyotierl gösteriyorum. O da yanakları zovklnden vo heyecanından al al olmuş, bana kendi devrinin nıoşhııriarını gösteriyor; diyor ki:
— Bak Jilber, şu zayıf, mahzun yüzlü bay yok mu, hani Victor Hlıgo ile konuşuyor, Lama r ti no’d İr. Annem şiirlerini pek severdi. Zaten bunun için şairin eserinde ebedileştirdiği kızın hâtırasına hürmeten bana Elvir adım koymuştu,
— Şü sakallı, gözlüklü adamı görüyor musun Elvir? Alexandıo Dumas’mn yanında oturum? En meşhur tiyatro nıünekkidlerlmiz-don Franclsquo Surccy'dlr. Sen öldüğün tarihte on iki yaşında ya var, ya yoktu, cicim!
— A„ Işto Alfred de Musset! Şişman bir kadınla şakalaşıyor,
— Şişman kadın mı? Tanıdım, George Sandl Mussot’nln arkasında oturan, tek gözlüklü, saçsız bay da büyük bir şairdir.
— Uzun, kocaman burunlu asilzade ile konuşan mı?
— Evet. Edmond Rostnnd! Konuştuğu kimse de Cyrano de Bergorac!
— Peki, senin gibi giyinmiş biri var ilerde, Onboşincl Lotus kıyafetli iki adamla görüşüyor, kim o?
— Şu mu? Dur., Ha., Evet, tanıdım. Manş Denirini ilk defa geçen tayyareci Blâ-rlod. Fakat ötekileri bilmiyorum.
Yanımızda oturan perukah ve yakası dan-tolâlı birisi izahat veriyor:
— Onlur du Baloncu Montgolfler Kardeşler!
— Bak, benim tamamından l>ir meşhur daha Elvir. Sağdan dördüncü locada, fırça bıyıklı olan...
yalımdaki sol locayı gös-
soruyor. ŞU kocaman pfe-Louis. defini mı?
MoUöre’l alkışlamaya gel-
arabasını icat eden Bitlise Pascal. Aynı zamanda büyük bir filozof vo hesapğâlimi.
Elvir, sahnenin tererek:
— Jilber, diye rııkalı Ondördüncü
— Evet, dostu miş.
— Yanındaki şişman zat?
— O da Lâon Daudet.
Sonra sıraslvle koltuklara bakıyor ve şunları tanıyoruz: Alfred de Vlgny. Klovis, Thoophilo Gauller, Baııdolaire. Ronsard, Volim re, Rip, Malherbc, Racine, Dranem, Char-loınagne, Paul do Kock, La Fontaine, Cam-bronno, Jean-Jacques Rotısseau, Segür Kontesi, Beaumarchals, Stendhal, Heııri Heiiıc, Marlvaux, Madıımo Râcamier, La Bruy^ıe, Marcel Prâvost, Balzac. Zola, Françols Cvpp^c, Flaubert, Birabeau, Ponson du Temdi. d*Ar-lagnan, Madama Pompadour, Madame de Se-vignö, Reisicumhur Thlcrs, bir locacı kızı sıkıştıran Birinci Françoıs, blrbiritoriyle barışmış, bir “benyııvar,, da oturan Moıat ile Ciıar-lolto Cordny vo daha bir çokları.... Az kalsın unutacaktım, bütün bil meşhurlar arasında komik, gülünç haliyle Bay Riklk de vardı. Boileau He Du Gııesclın’in arasına oturmuş olan o tarifi imkânsız kırtasiyeci bnşııu durmadan yukarı, galerilere kaldırıyor Bakışlarını takıp ederek, ikinci balkonda ön sıralara oturmuş bulunan eşi Bayan Rıkiki ile kızı Virjinl ve oğlu Danlyol’i görüyorum. Yan vana dört yer btılaınadıklnn için ayrı düşmüşler.
Fakat perdenin açılacağım bildiren üç darbe duyuluyor; etrafı derin bir sükût kaplıyor.
Perde açılıyor.
Alsest ilo Fileııt sahneye giriyorlar. Şimdiye katlar (iııyulm»mış müthiş bir alkış tufanı Mollöre’i selâmlıyor.
fDefamı var)
Sebepleri anlaşılmakla beraber oldukça muhafazakâr görünen bu zihniyetin bir nümunesl olarak, geçenlerde Lyon Üniversitesinin edebiyat doçentlerinden biri tarafından Amerikan romanına dair Sorbonne Jürisine verilen 1.286 sayfalık tez, Amerikan romanının altın çağım, yâni 1919 dan sonraki gelişmesini değil de, çok daha sönük bir devri olan 1887 ile 1915 yıllan arasındaki roman ve romancıları mevzu edinmek zorunda kalmıştır, Bu yüzden tezde Sinclair Levvis, Dos Passos, Caidwell. Faulkner gibi, romanda çığır açmış muharrirlerin adı geçmemekle beraber. Howelies, Stephen Crane. Hamlin Garland. Frank Norris gibi bugün isimleri bile unutulmuş romancıların eserleri incelenmiştir.
Fakat doktora tezine çizilen çerçeve ve hudutlar ne kadar dar ölürse olsun, anlayışlı bir edebiyat tarihçisi bu hudutlar içerisinde de enteresan neticelere varmak imkânını bulabilir. Nitekim öyle oldu: Tez sahibi bu u-nutulmuş romancıların 1919 dan sonra gelen büyük roman çnfitnı nasıl hazırladıklarım. Amerikan romanım boğucu püritanizm havasından ve kötü hissHikten kurtarıp, realizme ve romancının içtimai vazifelerinin idrakine doğ ru götürdtlkterini mokla orijinal ve faydalı oir müştür.
Bu küçük hâdise bir hayli dürücüdür; Fransamn ilimde
gibi, dil ve edebiyatla da klâsikliği düşkünlüğü bir çok mış blf mevzudur, teknikte en modern medeni milletlerden
nlmser. Buna mukabil daha sağlan ve hazan çok daha orijinal işler görür. İşte canlı bir örneği. A. N.
açıkla-i§ gör-
düşün-olduk «
tenkıdlere ugrn Fransa ilim ve metodları başk daha sonra be
Hicrî
C Evvel
I 9 5 0
MART
Rumi
Şubat
19
8
23
1369
1865
Çarşamba
% ukil V UAUtl E «a u)
Güııoş 6.23 12. İR
ötle 12 H 6. İA
İkindi 13 39 9.33
Akşam İRİMİ 12.00
Yatsı 19 37 1.30
tmsâk 1 17 10. to
8 Mart 1950
VT1 Nî Î9TANBUE
Sayfa 8
GÜNÜN EKONOMİK HAREKETLERİ
Sulu pamuk ziraati
SULU zirââttc arazi tesviyesinden soru*® ikinci mühim nokta, AUlamft yüzünden çabuk zayıflayan toprağın devamlı takviyesi İdidir. Ne kadar İptidai usullerle çalı-çırfia çakısın bunu bilmiycn ve kıymetini takdir etmiycn çiftçi yoktur. Toprak gıda kudretinin bitmez tükenme* bir hazin* olmadığı en eski çağlardan beri çiftçilerin basit bilgileri içine girmiş bir mesele olduğundan geniş vo nlabcten zayıf topraklı yerlerde dinlendirme ve arazinin daha dar, ııiabeten daha kuvvetli vo kıymetli olduğu yerlerde münavebe ve gübreleme uaullerh yüz yıllardan beri Utblk olunagelmlf bulunmaktadır. Buna rağmen Ege bölgesinin sulu pamuk ekim sahasında no münavebe ve ne do gübrelemeye ve hattâ kuru nadasa lüzum görmeden yıllardır aynı yerlere pamuk okllmek-te, toprak her gün biraz daha fakirleşmekte, diğer taraftan kuru nadas dahi yapılamadığından tarlalar otlanmakta, çiftçi tabiriyle cöpollenmok-tedir. Bu en basit bilgilerin dahi ihmali, Ege bölgesi pamuk zirııaT(nde yeni iktisadi şartların zorlamasından ileri gelmektedir. Bugün Büyük, Küçük Mendereslerle Gediz ovalarında pamuk ziraatinln büyüle kısmı, arazi sahiplerinden ziyade az çok aemıayeli büyük müstecirler tarafından yapılmakta ve bir dönüm pamuk toprağının yıllık icarı da 26-30 liraya çıkmış bulunmaktadır. Bundan başka üç dört yıldır toprak icar bedellerinin hor sone muntazam bir tempo ile yükselmekte devam etmesi, arazi sahiplerinin bir yıldan fazla müddetle icar mukavelesi yapmalarına mâni olmaktadır. Bu iktisadi fart, münavebenin kalkmasına ve toprağın müstakbel verim kabiliyeti üstünde durmağa mâni olmaktadır. Kendi arazisinde pamuk ziraat! yapanlar da bugünün tavuğu yarının kazından daha yeğdir fehvasınca ve günün yüksek konjonktüründen azami derecede faydalanmak ta-mahiyle toprağın müstakbel verim dâvaalyle meşgul değildir. Bu bakımdan arazi sahipleriyle müzteolr arasında hiç bir zihniyet farkı kalmamıştır.
önümüzdeki yakın yıllar içinde bu arifinin randımanı düşmeye mahkûm olduğundan pamuk maliyetleri bugüne nazaran tedricen yükselecek, ve bugün pamuk fiyatlarının hissedilir derecede gerilemesi karşısında büyüle bir buhran, sakınılması mümkün olmayan bir zaruret olacaktır.
Sovyet IlUA.va altın eskHina ehemmiyet veriyor
ir Moakova, 7 (A.P.) — Sovyet basınının «on zamanlarda gösterdiği temayüle nazaran, Rusyanın şimdiden sonra, beynelmilel mübadele sahasında en ehemmiyetli mevkii altına vereceği anlaşılmaktadır.
“İktisadi Meseleler” dergisinin, son sayısında belirtildiği üzere, A-merika, çok yakın bir istikbalde dünya piyasasındaki yerini muhafaza etmek için, dolan devalüe etmek mecburiyetinde kalacaktır. Bu arada Prsvda da. colann hâlen. altın rayicinin yarı fiyatında takarrür etmiş olduğunu belirtmektedir.
Mecmua, Amerİkayı, dünya piyasasında altın yerine dolan ikame etmeye çalışmakla itham etmektedir. Ayrıca Amerikanın, suni ve düşük fiyatlarla dünya piyasasından dolar mukabili altın topladığını ve sonra bunu Fort Knox mahzenlerine gömdüğünü ileri sürmektedir.
Anılan dergi, bu gayretlerin mu-vaffakıyetsizllge mahkûm olduğunu hiçbir kapitalist kâğıt parasının, altının yerini tutamıya(a-ğını koydetmektedlr. Bu arada,
Yazan : Nazmı TOPÇÜOGLU
Münavebe usullerini yeni tatbik ettirebilmek için pamukçulara, duru gelir bakımından pamuk kadar verimli münavebe mahsulleri olduğunu göstermek ve anlatmak gerektir. Bir dönüm toprağın icar bedelinin 25-30 liraya kadar yükseldiği bir yerde güz mahsulleri bunu sağlayamamakta ve bu münavebe, hele yıllık icarla çalışan müatecirlerin hiç hesabına gelmemekte, diğer taraftan tuğyana maruz yerlerde güz mahsulü, bir talih oyunu mahiyetini almaktadır. Sulama tesisatı yapılmış ve teşkilâtı kurulmuş yerlerde »ağlık şartları »adlanabilmiş olsa, pirinç ziraatı on güzel bir münavebe vasıtası olabilirse do bugünlük bunun im-kânaı«lığı karşısında başka mahsuller aramak zarureti vardır.
Yine Mısırda yapıldığı veçhile mera ve otlakları çok daralmış ve çift hayvanlarını bile beslemekte büyük zorluklarla karşılaşmış bulunan Menderes ve Gediz odavalarında bir mavalında dört boş det'a biçmek Üzere tirfil ekimi - kuru ot «atmak veya hayvan beslemek suretiyle kıymetlendirmek üzere - toprağın duru geliri bakımından pamuktan aşağı kalnuyacag*) gibi ayni zamanda yeşil gübre vazifesini de görebilir.
Soya fasulyesi enberi olan Çin ve Mançurinin dünya pazarlarından çekilmesinden sonra garbın birinci derecede nebati yağ İptidai maddesi o-lan bu mahsulün de çok iyi ve verimli bir münavebe vasıtası olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Fakat bunlar pamuk ekimi cinsinde muhtelif yerlerde kurulacak bir kaçar yüz dönümlük nilmuno tarlalarında devlet eliyle tecrübe edilip maddi neticeleriyle çiftçiye gösterilmelidir. Ancak bu suretlo yakın Atinin buhran tehlikeleri Önlenebilir.
Memleketimizde uzvî gübrenin yoksuzhığu, kimyevi gübre kullanılmağını her memleketten daha çok zarurî kılmaktadır. Nil deltasından itibaren Sudana kadar ekim şuasının miktarı 6 milyon feddan - takriben 24 milyon dönüm - kadardır. Yakın ve Orta Şarkta dillere destan o-lan verimli Mısır topraklarında bile bugün yılda beş yüz bin ton nitratlı gübre kullanılmaktadır. Kimyevî gübre mevzuunda da hangi toprak ve hangi mahsullerde ne çeşit gübrenin kullanılacağını ve bunun neticesini çiftçiye gözlyle göstermek gerekir. Bu vadideki gecikmeler, istikbalde zlraatlmir.l daha ağır şartlarla karşılaştıracaktır.
DÜNYA HABERLERİ
İMbsbmBfl■ncmuıpm ifiunıraahM
kâğıt paranın bizatihi bir kıymeti olmadığı ve dünya piyasasında bir kıymet ölçüsü olarak mütalâa edllcmlyeceğlni ileri sürmektedir.
İktisadi İşbirliği idaren! programı genişletiliyor ir New-York, 7 A.A. (United Press)
— İktisadi İşbirliği İdaresi Büyükelçisi Averell Harriman. dün uçakla Londraya gitmek Üzere New-York'u terketmiştlr. İki buçuk aydır Birleşik Amerikada bulunan Harriman, Londradan Pa-ristekl genel merkeze gidecektir. Harriman Kongre Komitesi huzurunda İktisadi İşbirliği İdaresi programının gelecek sene içinde genişlemesi hususunda İzahat vermiştir.
Birleşik .Aıııerlkada işsizlik en yüksek rakamı buldu
İr Schwarzenburg. 7 (YtRSl — Wa-sington’da neşredilen bir istatistiğe göre, şubat ayı. Birleşik Amerikada 1918 den beri mevcut en yüksek işsiz sayısını göstermiştir. Yayınlanan rakamlara göre, İşsizlerin sayısı 4.684.000 di.
Uashington muhabirimiz G. M. Martin telgrafla bildiriyor
Avrupa Tediye Birliği yakında kuruluyor
Şimdiye kadar bu fikre muhalif görünen Ingillereden başka, Almanya da Tediye Birliğine dahil olacak
\Vafihington, 7 (Hususi muhabirimiz G. H. Martinden telgrafla) — Avrupa Tediye Birliği yakında doğarak gibi görünüyor. Avrupa iktisadi İşbirliği Arabulucu İdarecisi Stikkor, üç taraflı bir aürü görüşmeler yaptıktan sonra Washingtonu terketnıe-ğe hazırlanıyor. Bu görüşmeler bilhassa şu üç şahsiyet arasında cereyan etmişti: Avrupa İktisadi İşbirliği namına konuşan Stıkker, İktisadî Birlik hakkında Amerikan görüşünü müdafaa eden Paul Hoffman, İngiltere ve Staffoıd Crlpps adına müzakerelere katılan Elçi O) iver Franka.,, Bu görüşmelerde, Avrupa Tediye Birliğine dair bir anlaşmaya varıldığı ve İngiltere ile Almanyanın da Birliğe dahil olacağına muhakkak nazariyle bakıldığı öğrenilmiştir.
Birkaç haftadan beri devam eden müzakerelerin geçirdiği safhaları şöy-le hulâsa edeblllrizî İngiliz delegesi, Amerika ve Fransanın ilham ve telkinleri ile kurulan bir Avrupa Tediye Birliğine İştirak etmeğe muhalif görünüyordu. Nihayet Amerika, bu itirazlar vo mâni olma gaytetlerf karşısında büyük bir sabırsızlık izhar etti. Washlngton Hükümeti, AvrupA Tediye Birliğini, bu işe tahsis edilmiş 600 milyon dolar gibi muazzam bir fonla da destekllyeceğini ilân etti. Hoffman ve etrafındakiler ise, İn-glltero dahil olsun olmasın, bu Birlik projesinin tatbik edileceğini, işitmek isteyenlere duyurdular.
Şubat ayı başlarında mühim bir müşahit, merkezi Bâle şehrinde bulunan Mılletlorarası Tediye Bankasının îdare Meclisi Reisi Jacobson, VVa-shingtona geldi. Bu zat, Ingiltere iştirak etmese bile Amerikalıların gayeye doğru yürüyerek Avrupa Tediye Birliğini teşkil edecekleri hueuaundft gayet sarih intibalar edinmiş oldu. Şüphesiz JacobBon bu intibaını Avrupa hükümet merkezlerine bildirdi. Dıtlma), diğer müşahitler de aynı şeyi yaptılar. Neticede, birdenbire İn-gliterenln hareket tarzı yumuşadı. Resmi İngiliz propaganda servisini

Batı devit deri arasıııda anlaşma
★ Washlngton, 7 (A.P.) — İngiltere, Fransa. Holânda vc Birleşik Amerika, dün, Knıaib denizinde bulunan topraklarında hayat seviyesini yükseltmek’hususunda bir anlaşmaya varmışlardır.
Anılan devletlerin temsilcileri, 4 devlet arasında bir nevi “dördüncü nokta programı” olarak tavsif edilen bir anlaşma İmzalamışlardır.
Sovyet Rusya ve peykleri, Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyini terket t iler
★ Lake 8uccess. 7 A. A. (United Press ı - Dün de Rusya ve peykleri, Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyini terketmişler-Hlr.
Başlıca 18 milletin üye bulunduğu Konsey Başkanı ve ŞIU delegesi Hernan Santa Cruz, dün kapanış oturumunda Sovyet Rusya ile Ko-minforma dahil peyklerin Konseyi terkedlşlerlni takbih ederek dünya umumî efkârının Sovyet Rusyayı anlamadığını söylemiştir.
teşkil odon Ncw-Yorktakl Ingiliz la-tilıbarat Bürosu, derhal faaliyete geçerek Amerikan gazetelerini, Ingil-torenin Batı Avrupa ile işbirliği yapmak hususundaki gayretlerini gösteren havadis ve latatiatlkloro boğdu.
Bu sırada Amerika Hükümeti de, sabırlı olduğunu anlatmak üzere, tn-gilteredeki seçimlerin neticesi belli olmadan hiç bir karar verilmlyeceğlnl bildirdi. Seçim kampanyası oHnaaın-da Stikkor Londraya gitti. St&fford Crippa ile yaptığı görülmelerde Stik-ker şu kanaate varmıştı: Eğer İngiliz lirasının diğer Avrupa paralarıyla değiştirilmesi hususunda konulmuş tahditler İçin bir formül bulunabilirse, Ingiltere bu Tediye Birliği fikrine taraftar olacaktı. Washingto-na döndükten aonra, aağ kolu vaziyetinde olan mütohasaıs Marjolln ile birlikte Stikker görüşmelere devam etti. Vo nihayet, İngiltere ve Alman-yatun da Avrupa Tediye Birliğine âsa olmaları şeklindeki hal çaresine varıldı.
lnglltei'onln iştiraki, bazı teknik teferruatın yerine getirilmesine bağlı olup, şimdilik prensip İtibariyle verilmiş bir karardan IbftiTttlr. İngiliz lirasının serbestçe mübadelesi, cari anlaşmalar hükümleri içinde mümkün olabilecektir. Bununla beraber, ster-lingin serbest tahvil kabiliyeti, tngil-torodc mühim miktara baliğ olan eski “döndürülmüş alacaklara” şâmil olmayacaktır, tngllterenln meselâ 1-talyaya, Belçikaya. İsveçe, vesaireye olan borçlan, uzun vâdeli borç halinde konsolide edilecektir. Maama-flh sterllng borçlarının küçük bir kızını hemen değiştirilebilir hale getirilecek ve bu suretle tediye, İtfa ve faizlere ayrılan meblâğlar da, vâdeleri geldikçe Avrupa paralarına tahvil edilebilecektir. Böylccc, Ingiliz kaynaklarında büyük rahneler a-çabilecek olan mühim miktarda sterllng “çözlllme”sinln önüne geçilmektedir. Bu müzakerelerin İyi netice vermesi. Marahall plânı idarecileri nezdinde yeni bir nikbinlik havasının esmesine vesile olmuştur.
İIL-JUM.1MZ
■tlfU !► 11 Wîlfr*9lAH M1US
4 üncü nokta programı Afrikaya tatbik ediliyor ir Washington, 7 A.A. (AFP) — Güney Afrika İle Büyük Sahra arasındaki bölgedeki Amerikan diplomatlarının Mozambik’te Lau-renco Marques‘de yapılan konferansına başkanlık edon Dışişleri Müsteşarı Gcoıge Mac Gheo» Dışişleri Bakanlığının tebliğine göre çalışmaların Afrikadakı hükümet ve milletlerin menfaatleri gözö-nünde tutularak bunların karşılaştığı bütün siyasi, sosyal ve İktisadi meseleler üzerinde cereyan ettiğin! belirtmiştir.
Mac Ghee, konforana esnasında “4. nokta” programının Afrikaya tatbik edilmesi İçin bir fikir ileri sürüldüğünü de kaydetmiştir. Bu husus ancak Amerikan Kongresi karar verdikten sonra tatbik mevkiine konabilir. İktisadi işbirliği idaresi programının Afrikaya tatbiki da incelenmiştir.
Belçika, kontrolleri kaldırmakta devam edlyo¥
İr Brüksel, (Reııter - Hususî) — Belçika Hükümeti, gazete kâğıdı, sud kostik, karbonat dö sud, fosfat ve karışık gübrelerin fiatlcrl Üzerindeki bütün kontrolleri kaldırmıştır.
İş ve İşçi Bulma Teşkilâtı yeni bir kanunla takviye edildi
İl özel idareleri ve belediyelerin Kuruma yapacakları yardım arttırıldı
Ankara 7 (Huaııat muhabirimizden) — 1046 danborl faaliyotto bulunan "İ| ve i#çl Bulma Kurumu” bir kaç sebepten dolayı gerektiği kadar müessir faaliyette bulunamamakta idi. Bu sebeplerden biri bu kurum için umumî bütçeye yardım Ödeneği adiyle konulan paranın yıllık mail durumuna göm müstakar olmaması, İkinci «ebop dr il hususi bütçeleriyle belediyelerden yapılacak yardımın târifi yapılırken kanunda “YÜzdo birden fazla olmamak” kaydının bulun-maşıydı. Bu yüzden kurum müstakar bir teşkilât kuramıyor, 11 ve belediye bütçeleri ile, kuruma yapacakları yardım işinde bütçelerinin bu “yüzde birden fazla olmamak” kaydına dayanarak hem on asgari haddi veriyorlar vo hom do verdikleri ödenekleri seneden seneye değiştiriyorlardı.
4 mart 19Ö0 de Resmi Gazotodo İntişar edip yürürlüğe girmiş olan 5.562 sayılı yeni kanun mucibince, 11 ve belediye bütçelerinden kuruma verilecek Ödeneklerin nispeti kat! olarak tesblt edilmiştir. Buna göm. bütçeleri yekûnu 100.000 liradan yukarı vo iki milyon liradan aşağı olan II özel idareleriyle belediyeler, bütçelerinin yüzde yarımını vo İki milyondan yukarı bütçelerde yüzde birini kurıım için ayırmağa ve mail yılın İlk altı ayı İçinde tahakkuk ettirip kurumun Ziraat Bankası Ankara merkezindeki hesabına yatırmağa mecburdurlar. Bütçeleri 100.000 liradan aşağı olan il vo belediyeler bu ödeneği vermekten muaf tutulmuşlardır.
Kuruma bu sene umum! muvazeneden 350.000 lira ödenek ayrılmış olup, yeni faaliyetleri il ve belediye bütçelerinden, alınacak miktarlarla tahakkuk ettirmeye çalışılacaktır. Halbuki kanun intişar edinciye kadar pek çok belediyeler —ve bu mevnn-da İstanbul da— bütçelerini kabul etmiş bulunmaktadırlar. Bu gibi yerler de bu sene İstifade odemlyccektlr,
Yeni kanun “İş vo işçi Bulma Ku-rumu”nu mal! bakımdan bu suretle takviye ettikten maada, kuruma
İl RfVtfOHlOSBI i İM V WI ıl im • I ■ il îtifc—gr «* * ı aitit—- «. İl —IÎF
Meteoroloji ve mahsul tahminleri
Hektar başına randıman, kış yağmurları ve ilkbahar güneşiyle alâkadar görünüyor
Bazı mevsimlik meteorolojik temayüllerin tetkiki İle mahsul randımanını evvelden tahmin etmek kabil midir? Bu mevzuda alâkadar mütehassıslardan aldığımız malûmat hayli tatmin edici olmuştur. Filhakika u-zun zamandan beri Alimler olduğu kadar ziraatçiler do buna benzer hâdiseler karşısında kalmışlardır. Sistematik bir etüd yapılmış ve on beş soneden beri randımanları evvelden tahmin etmeğe yarayan kat! keldeler formülo edilebilmiştir.
Böylecc, Paris bölgesinde kış yağmurları mecmuu, hor defa yani aralık, ocak ve şubat aylarında, 100 milimetreden aşağı oldukça müteakip buğday mahsulü daima fazla olmuştun bu yekûn 200 milimetre ve mec-munu geçtikçe, mahsul eksik gelmektedir. Bu yağmurların mecmuu 100 ve 200 milimetrenin arasında bulunduğu zamanlarda da talimin ekseriyetle, birbiri arkasına kışın hararetini, ilkbahar güneşlenmesini vc yaz yağmurlarının mecmuunu nazarı itibara alarak yapılır.
Aşağı Lolre’da da vaziyet aynıdır, fakat adetler farklıdır. 190 milimetrenin altında bulunan kış yağmurları mecmuu fazla mahsul vermekte, halbuki kış mevsiminde 300 milimetreyi aşan su irtifalon İse noksan mahsul getirmektedir.
mensup memurlara murakabe ve teftiş salâhiyetleri de tanımıştır.
İş vo işçi Bulma kufumuna verilen vazifeler şunlardıv:
1 — Her türlü işletmelerle, serbest sanat vo hizmet mahiyetinde olan diğer bütün işler hakkında malûmat toplamak.
2 — Bu euretlo elde edilen malûmata İstinaden İş arz vo talebini tanzim etmek,
3 — işçi ücretlerinin temevvücünü takip etmek,
4 — Geçim şartlarındaki pahalılığa göre mukayese yapmak,
5 — Bu mukayeseye göre, içtimai sıkıntıların önüne geçecek umum!, yahut bir mıntaka veya belediye çevresine alt tedbirleri tesbit etmek,
6 — Bu tedbirlerin tatbiki çarelerine tevessül etmek.
7 — Muhtelif sanat ve zümrelere mensup iş verenlerle,, işçileri gösteren cetvelleri neşir ve ilân etmek,
8 — işçilerin mesleki terbiyelerini yükseltmek,
9 — Ehliyetli işçi yetiştirilmesi İçin gerekil, tedbirler üzerinde faaliyette İHilunrnalç.
10 — Münhal işleri için İşçi isteyenlerle, durumlarına uygun le İsteyenler arasında tavassutta bulunmak,
11 — Bunlar arasında İş mukavelelerinin akdine vasıta olmak...
Haber aldığımıza göre, kurum, kendisine verilmiş olan yeni yetkilerden faydalanmak ve teşkilâtını yurd İçinde ve bilhassa tarım işçilerinin bol bulundukları mıntakalnrda teksif etmek üzero faaliyete geçmiştir. Yeni kanunun emrettiği ödeneklerin ayrılması İçin bütün 11 vo belediyelere gönderilecek tamimler hazırlanmıştır.
Kurum geçen sene bilhassa Adana, Trakya ve Ege zeytin bölgelerinde geniş mikyasta meşgul olmuş, Çu-kurovada 60.000 küsur, Ege körfez bölgesinde 5400 ve Trakyada da 5000 küsur tarım işçisine iş için tavassut etmiştir. Kurum bu sene teşkilâtını bütün Ege bölgesine teşmil edecektir.
Bütün bu neticeler İstatistikleri ele alarak elde edilmiştir. Tatbik edilen muhtelif usulleri teferrüatiylo izah etmek şüphesiz İmkânsızdır. Hulâsa olarak denebilir ki bir taraftan randımanlara ve diğer taraftan da iklim unsurlarına dair olan istatistikler birbirlerini tamamlarla ve ekseriyetle aralarında benzerlik noktaları aranır. Bu tahlil, grafikler arasındaki mukayeseler, randıman değişiklikleri veya muhtelif meteorolojik âmlllede görülen değişiklikler ile kolaylaştırılmıştır.
Tatbikatta toyid edilen kaideler, bu amoliyeierle meydana getirilmiştir. Birinci muvakkat formül, milimetre olarak İfade edilen kış yağmurlarının ve saat olarak ifade edilen ilkbahar güneşlenmesinin kental cinsinden hektar başındaki randımanını bildirmektedir.
Meteoroloji ilmi manzarası itibariyle nispeten yeni bir ilimdir; fakat köylü dalma zamanı müşahede etmiş ve bundan bazı münasebetler çıkarmamıştır.
Bazı eski darbı meseller bunlara istinat eder. Bunlardan İlmi çalışmaların teyld ettiği vo kıymetlendirdiği bazı ampirik kaideler çıkmaktadır.
“Epoque“dan
Fabrikatörlerin toplantısı
Muamele Vergisini tetkik İçin bir komite seçildi
Dün sehrlmrtdekl fabrikatörler-lerden bir kısmı. Ticaret Odasında bir toplantı yaparak Muamele Vergisinin tadili etrafında Maliye Bakanlığından sorulan sualleri müzakere etmelerdir. Yapılan görülmeler neticesinde, bu meselenin, bir celsede halledllemiyeecıirl izah edilmiş, bir komite aegllorek bu mevauu muhtelif sanayi mllesseselerlnln hu-eualyof lerlne göro tetkik etmesi ileri sürülmüştür. Bu teklif kabul edilerek bir komite serilmiştir.
Komite, Muamele Vergisinin tatbiki şekilleriyle muhtelif sanayi |u-bclerlndoki tesirlerini tetkik ederek bir rapor hazırlıyacaktır.
Sanayi Bankasının miiessisleri toplanıyor
Sanayi Bankası müessisleri cumartesi günü Bölge Sanayi Birliğinde bir toplantı yaparak, bankanın tesisine alt hazırlıklara bağlıyacaklardır. Bu toplantıya Cumhuriyet Merkez Bankasından, İzmir, A-dana Bölge Sanayi Birliklerinden do biror dologo iştirak edecektin
Çuval fiyatları dürüyor
Piyasada çuval fiyatlarında düşüklük görülmektedir. 2.Ö0 Ubrelik Knlkûta çuvalı son bir hafta İçinde 270 kuruştan 240 kuruşa kadar düşmüştür.
Fiyat düşüklüğüne sebep olarak, «on hafta içinde. Hindiatandan 2000 tondan fazla çuvalın gelmesi ilen sürülmektedir. İkinci bir sebep de ihracat mevsiminin geçmiş bulunması yüzünden çuvala olan ihtiyacın azalmasıdır.
sigortaları
Ankara 7 (Hulusi muhabirimiz bildiriyor) — İşçi Sigortaları Kurumu kanununda yapılması lüzumlu görü len tâdilât Büyük Millet Meclisince kabul olunmuş ve Resmi Gazete İle neşredilerek yürürlüğe girmiştir.
Kurum kabul edilen bu hükümlerle İhtiyarlık, hastalık ve analık sigortalan gibi çok mühim olan yeni vazifelerini daha muvaffakiyetli olarak yapmak imkânına kavuşmuş bulunmaktadır.
İşletmeler Bakanlığı kadrosu yüksek tasdika iktiran etti
Ankara, 7 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İşletmeler Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında-kl Kanuna bağlı kadrolara ait liste tasdiktan çıkmıştır. Bu listeye göre Bakanlık Müsteşarlığına Nihat Oda-başıoğlu. Danışmanlığa Kemaleddin Apak, Teftiş kunılu Başkanlığına Cevdet Aydınelli tayin olunmuştur.
Diğer kadroların bir kısmına da Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı kadrosunda bulunanlardan tayinler yapılmıştır.
İşçilere ücretli hafta tatili veya ücretli senelik izin
Ankara 7 ı Husus! muhabirimiz bildiriyor) — İstanbul işçi Sendikaları Birliğinden Ztlhtü Pepey başkanlığında bir heyet şehrimize gelmiştir. Heyet ücretli hafta tatili olmadığı takdirde ücretli senelik izin haklarıma verilmesi meselesi üzerinde Çalışma Bakanlığı ile temasa geçmişlerdir.
İngiltere, portakal ve muz ithalini serbest bıraktı
İzmir 7 (Hususî muhabirimi» bildiriyor) — Ingiltere İaşe Nezareti portakal ve pampll, muz, greyfurt İthalini 1 marttan itibaren serbest bırakmıştır.
7/111/1950 Sah
E
L E
E T
ve DÜNYA
BORSA
KAMBİYO
Borsalarda vaziyet
İstanbul Borsası
İstanbul :
Ticaret Borusında /ımPk Halleri sağlam durümutîu muhafaza etmektedir. Ce-vte flütleri ise gerilemekledir. Diğer maddelerin durumunda kaydo değer bir ffey görülmemiştir.
Kambiyo ve Esham Borsnsında %6 /a-ulı muhtelif tertipteki devlet tahvilleri Üzerine muameleler olmuştur. Affın pl-yaaaaındayaa düne nazaran biraz canlılık vardır Yükseliş daha ziyade kü/çe altın fiatlcrl üzerinde görülmüştür.
İzmir :
Tarişm müdahale mubayaasında bulunacağını anlayan fiekırdrkun kuru ti-Jfut lafırıkırı bugün Bors&da çekingen davranmışlardır. Bunun neticesi olarak flütlerde 25 aantlmlık bir yükselme kaydedilmiştir.
Iıuır piyasaaı sağlamlığını muhafaza etmektedir. Bursada bugün pamuk muameleleri daha az hareketli idi. Pamuk ya/jtmhtki durgunluk devam ediyor. Pamuk yağı fabrikaları, Boranda pamuk kiTdtğl mubayaasında isteksiz davranmaktadırlar.
Adana
Ticaret Boraasında ikhıcl akala pamuk fıati gerilemiştir. Diğer pamuk kalitelerinde bir fark olmamıştır.
Açılış Kapanıl
1 Sterllng 7.89— 7.91—
100 Dolar 280.25 260—
100 Fr. Frangı... 0.80 0.80
100 İsviçre Fr.., 64.03— 64.03
100 Belç. Fr 5.60— 6.ÖCI
100 İsveç Kr.... 54,1260 54.1260
100 Florin 78.68.40 73.68.40
100 Liret 0.44.128 0.44.128
100 Drahmi 0.01.876 0.01.876
100 Escoudoa ... 0.7390 0.7300
Altınlar
Bugün Eakl kur
Lira Lira
Külçe Terli Gr 5.02 5.88
Külçe Derıuta. 6.99 6.92
Cumhuriyet ... 40.35 40.25
Reşit 41.30 44.35
Hamlt 40.30 40.50
Gulden 30.70 30.75
İngiliz 52— 52.50
Fransız kok 44.36 44.—
Napoldon III 41.20 41.25
İsviçre 41.25 41.—
New-Yorlc‘ta • onsu: 8 35
Gümüş, Platin
En «şaftı En yukarı
Gümüş Cr
PlAtln “ 10— 11 —
Zürich Borsası (Serbest)
3.III.1050 İsviçre Frangı
Durumu En aşnftt En yu kan
Türk Lirası 0.05 1.03
Dolar 4.29 4.80 1/2
Sterllng 10.25 10.45
Frnntdz Frangı! 1.10 1.12
ESHAM VE TAHVİLAT
Devlet Tahvilleri
İkramiyen fuiıvlllor Kapanış (•)
1033 >••••₺»•«•••••• 23.20 24—
Ç. 5 1938 ikram!voli 21.30 21.60
%5 Milli Müdafaa I 21.30 22—
(7c5 1041 Demiryolu IV ... 97.30 07.50
tt5 1941 Demiryolu V 08.80 09—
%4 1/2 1040 ikramiyell .... 97.85 98,-
Diğerleri
*X(6 1041 Demiryolu VI 07.50 97.50
Kalkınma I 97.60 98—
5c6 1£ 08.30 00—
fi İl Ula aeetteeee 08.30 99.—
%G 1018 istikrazı I. 98.30 09—
%6 1048 II 98.30 98—
%6 Milli Müdafaa I 06.35 ««
%6 1940 ,, I 07— 08—
%7 J034 Sivas-Erzurum I. 20.30 20.30
S7 1034 „ „ II.-V1I. 20.70 20.40
%7 1941 Demiryolu I 21.16 21.61
9i7 1941 „ 11 21.95 21.86
%7 1941 .. Ifl 21.20 21.20
%7 Milli Müdafaa I 21.15 21.20
|| || ila eıeete 22.20 22—
„ III 21— 20.60
%T .. .. IV 21.20 22—
Şirket Tahvilleri
T. C. Ziraat Bankası 20,25 50.30
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 109— 107,-
• » •• -M C. — —
60— 60—
.. MUmee. Senet 67.50 67.60
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Merkez Bankası ... 130— 131 —
Türkiye İş Bankanı ...... 27 60 27—
Türk Ticaret Bankası 5— 6—
Aralan Çimento 17— 17—
Şark Değirmencilik ......... 23.25 23 60
Milli Reaeüranıı 16.25
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi fonalvn 1003 1 I71? - 1 -
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
Hububatı
Buğday yumuşak (Tllo.)
Buğday yumuşak (Ofisin).. Arpa Yemlik (dökme) .... Mısır (Sarı) çuvuh ........
FaHUİya hornr. (çuval).,.,,.
„ çalı yumuşak (dökme)
Kuşyerni ..................
Mercimek kırmızı iç çu. Mercimek yeşil (Iç ÇUvaV). Nohut natürel • MMeMeıeeeefie
Tnftlı tohumları
Ayçiçeği tohumu .........
Ketöntohumu .............
Kendlrtohumıı ..........
Susam (Bandırma) .........
Yor fıstığı kabuklu .........
Kuru Moyvalar :
Fındık (kabuklu sivri) .....
Fındık (İç tombul) ......
Ceviz (kabuklu) .........
CovU (İç natürel) .......
llokuma Hum Mıı(İdeleri; Tiftik (ana mnl) ...........
Tiftik (Natürri) ...........
Yapak Anadolu (Kırkım)
İlam deriler t
Sığır salamura (kasap) kİ
Keçi tueiu kuru klloau..... Koyun hava kurusu kilosu

Nebııtl Tuğlar f
Zeytinyağı (Ekütrzı clcntrtı) SuMiımyağı (Raf. tonakoll) A\. ı( • ;ı (Rafine tenekelb Fındık ye^ı (Çıplak) ......
Bugün
Eski
Kapanış
t
31.—
31.—
22.20
RT.20
43.20
82.20
172/182
40.—
300.—
208.—
20.30
31.—
23.20
20.25
40.—
86.—
40.—
40.—
W.—
25.20
82.20
43.—
80.—
62 —
75.—
70—
171/180
42— 215—
870.—
315.-
215.—
IM -180.-IGI.
2M 22ı».
150, L6Ö l»ll
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Üzüm çeklrdeksla No.9
İncir A nerİRİ No. 8 tt B serisi
Pamuk Akala
Pamuk Aksla XI. .
Pamuk yeril .;....
Pamukyağı (rafine)
Pamuk çekirdeği ...
İzmir Ticaret Borsası
Dün
E»ki kur
21.—
22. B0
Adana Ticaret Borsası
152.—
Eskişehir Ticaret Borsası
I
180/18-1
145/150
30.—
81.—
Buğday yumuşak
Buğday fiert
180/185 İM.— ,152.50
152.50
152.—
No. 108 I......
Bugün
Akala 1. .....
Akala II......
yerli I .......
Yeril II ......
makine parlağı
265 3 S
238 1/4
31.94
32.40
32.22
268 l/(
236 1/4
11 1/4
8.75
8.80
74.25
T.30
39—
22.50
39—
31.92
32.30
32 23
o0.32
11 1/4
3.80
3.80
71.50
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası

51 25
86.—
43—
239.— 221 — 190.— na-
la—
Son
Kapanış
51—
56—
43— 237— 231— 200.— 116—
16.—
Buğday ((BuşeH=S6nt) .........
Şort Kış mahsulü No. 2 Kırmızı No. 2
Pamuk Middüng (Llbresi=Sont) Mart .......
Mayuı .. Temmua
LİvInı
Tiftik (UbreBİ=Sent) .........
TcksaB No. 1 ........
Fındık (Llbresl=Sent) ........
Büyük Bnr.elon (Kabuklu Donıestlc) ............
• • .. Olta e...
Levent İç ithal malı .
Ekstra iri iç ithal malı ..
Kuru Üsiim (Librc8i=Sent) Thompson çekirdeksiz seçme
Keten lobumu (Buşcli=Dolar). Mirıncapolkı ................
Kalay (Lıbrcsl—Sent) .....
Levha-tenekc (100 libre dolar)

3b.—
22.50
36.—
7.30
Londra Borsası
Keten fobumu (Tonu=:Sterllng) 1^1 nmb.a » ,•,,,,,,,****** Kalküta Ter fıstığı Hindistan — 64— 62 60 64 3/4
Bradford Piyasası
Tiftik İyi inal (Librcsi=Pent) „ Sıra m ah M o M Yün Anadolu ,, ta „ Trakya ,» „ 20/21 18/21 ı 34.—Nomll 30— ,, 20/21 „ : 18/21 ,, ;
İskenderiye Borsası 1
Pamuk (Kantarı—Tallan Ashmounl Kısa elyaftı F/G. | Karnak Uzun elyaflı F/G. - 80.65 1 91.80 I
i l Günürıdo BorfiadA mugmçİMiUlicU adümonUş tahvilât vo oauojmn arz va taleplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
t

1 h M 1 ö L A N B U L
8 Mart 1950
SITASI İKTİSADI
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı işlerini fiilen idare eden : SACİT t>GET
Basıldığı yor :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED SÎRKETt MATBAASI
İkinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki İktisadî başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
İNŞAAT
A
Ereğli Kömürleri İşletmesi
Genel Müdürlüğünden :
Mahdut Mesuliyetli İstanbul Ismarlama Terzileri istihlâk Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanlığından:
Otomobil, Kamyon, Otobüs, Traktör ve Deniz Motörleri sahiplerinin nazarı dikkatine :
Bütün dünyaca tanınmış ve Alman sanayiinin pırlantası oian
VARTA


Kooperatifimizin yıllık nlelâde Genel Kurul toplantısı 28/3/950 sabahı saat 10 da Kooperatif Merkezinde aktoltınacaktır. Bü-ortaklarınuzın bu önemli günümüzde mutlak hazır nıılunmala-rlca ederiz.
salı tün rını

Marka akümUlâtörlerimiz gelmiştir
1 — İşletmemizin Zonguld&kta yaptıracağı “Yayla Pansiyon” tevsii inşaatı kapalı zarf usulü ve vahidi fiat esasiyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu inşaat için işletmemiz tarafından verilecek malzeme. eksiltme dosyasının hususi şartnamesinde yazılıdır,
3 — Bu İşin tahmin edilen bedeli 196.200 liradır.
I — Muvakkat teminat miktarı 11.060 liradır.
5 — Eksiltme evrakı 25 lira mukabilinde:
Zonguldakta; Etüd-Tesis Grupu Müdürlüğümüzden, Ankarada: Etibank İnşaat. Müdürlüğünden, lstanbulda: Etibank Şubesinden, temin edilebilir.
6 — Eksiltmeye İştirak edeceklerin, ihale gününden
gün evveline kadar işletmemiz Etüd ve Tesis Grupu Müdürlüğüne müracaat ederek ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
7 — Eksiltme 22.3.1950 çarşamba günü saat 15 to Zonguldakta Ereftli Kömürleri İşletmesi Etüd ve Tesis Grupu Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
8 — Teklif zarfları eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak ihale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde İşletme Genel Müdürlüğü Başkâtipliğine teslim edilmiş olacaktır.
Postada vaki olabilecek gecikmeler nazarı İtibara alınmaz.
9 — işletmemiz, ihaleyi yapıp yapmamakta tamamen serbesttir. (2793)
YÖNETİM KURULU
GÜNDEM:
â
Yönetim Kurulu raporunun okunması ve kabulü Denetçiler raporunun okunması Bilânçn ve fiyat farkı cetvelinin
ve kadrolarının

İlk
Cinai
22
adet.
377783
)
İşi:
yabil
liselerin
Tekel Genel Müdürlüğünden
• t
ff
ı
•MI
270
265
250
220
46
31
40
21
1000
1000
1000
2000
Tutarı
1.1 ra
) ) ) )
) ) ) )

M
M
460.—
310.—
400.—
420.— 1590.—
teminatı Lira
ve kabulü, onaylanması ve
ihtiyaçları mnrt 1950)
Miktarı Kilo
ı -.mı
7000 1500 4000
iplikleri hl edilmek üze-
B. Kilo Tahmin Fi. Kurıış
Dağlıç eti Karaman eti
Kuşu eti Şiftir eti
Komisyonumuza baftlı
1 — 919 yılı
2 — 919 yılı
3 _ 94p yıh Yönetim Kurulunun ibrası.
4 — 949 yılı mal! durumunun tesblti.
5 — 950 iş yılı faaliyet raporunun, bütçe okunması ve onaylanması.
6 — Yönetmenlerin ve Denetçilerin yenilenmesi.
7 — Dilekler.
3243.75
5405.61
119.25
YENİ İSTANBUL’U
Paket fiatl
24.— TL.
B0
Veliç Fab. ipliği
24.— TL.
Çukurova Veliç Soymer
24.— TL.
Çukurova Fab. ipliği
26.— TL.
270571
Ticaret Ofisi
ABOULLAH YÜCE
NEVZAT AKAY
PAMUK ÎPLÎĞÎ SATIŞI
AMAM AMAN MGPSİNU
SEMAVePİM FIKIRDAR
ARAP TARZ) ÇIFTFÎEIU
NEREDESİN GÖZlEPİM arar SENİ
TÜRKİYE GARANTİ BANKASI A. O
1950 İkramiye Plânı
100.000 Lira
200.000 Lira
Değerindeki Büyük GARANTİ Apartımonının






İstanbul Liseler Alım, Satım
Komisyonu Başkanlığından




M


3 Dairesi
Her ay bir keşide
Mart Keşidesinde
Gördüğünüz bu güzel apartımanın 12 No. h dairesi ve ayrıca 500 lira ile 25 lira arasında değişen 44 adet zengin para ikramiyeleri mevcuttur.
Bankamızda açacağınız 100 lirahk bir hesap, Mart keşidesinde sizi, bu apartımanın bir dairesinin sahibi yapabilir.
Her 100 liraya ayn bir kur’a numarası verilir.
İTLİN ÜÇÜNCÜ keşidesi 29 MART 1950
Aşağıda cins ve numaralan gösterilmiş pamuk Çalarında yazıh fiatlerle bulundukları yerde teslim re serbest olarak satışına
Cinsi
Soymer Fab. ipliği

devam edilmektedir.
Rıılıınduftu yer
Gaziantep Halk San-dı£ı deposu Gaziantep Halk Sandığı deposu Mersin iş Bankası deposu Mersin İş Bankası deposu
İlgililerin îçticaret Şubesi Müdürlüğümüze müracaatları.
(2802)


Tasfiye halinde
İSTANBUL TÜRK ANONİM SU ŞİRKETİ
HİSSEDARLARA İLÂN
Hisse senetleri sermayesi üzerinden 1 Nisan 1940 tarihinde Udiye mevkiine vazedilmiş olan (10) Franklık sekizinci tevziatın 1 Nisan 1950 tarihinde müruru zamana ugnyacagı ve bedellerinin Hazîneye tevdi edileceği Tasfiye Halinde İstanbul Türk Anonim BU Şirketi Hissedarlarına bildirilir.
Masmafih Türkiye haricinde oturan hissedarlar için mezkûr sekizinci tevziat 1 Mayıs 1940 tarihinde başlamış olduğundan bunlar hahkındaki müruru zaman müddeti ancak 1 Mayıs 1950 tarihinde tekemmül edecektir.
(NOT. — Bu tevziata ait tediyat daima Tiirkiycdo ve Fransa-da OSMANLI BANKASI tarafından yapılmaktadır.)
TASFİYE MEMURLARI
Bl'Gt* '(1K OLAN .MlZELEH
İSTANBUL
Atatürk İnkılAp MÜ*e«l: 10-12, 14-17.
Topkapı Sarayı (Telf. 21090) 13.30-17
Ayatofya (Telf. 21750) 10-16.
Arkeoloji: 13-16.
E«kl Şark Enerleri Ştabenl (Telf. 916*21 10-12.
Belediye Mn/rni; 10-12, 14-17. levflk Fikret Aşiyan Müzeni: 10-12. 14-17.
İZMİR
e

İstanbul Ismarlama Terzileri İstihlâk Kooperatif Şirketinden:
Statümüzün 2-28-41-52 nci maddelerinin tadili için 29/3/950 salı günü saat 11 de Kooperatif Merkezinde olağanüstü olarak ak-tolunacak Genel Kurul toplantısına bütün ortaklarımızın teşrifi önemle rica olunur.
GÜNDEM:
1 — Statümüzün 2-28-41-52 nci maddelerinin aşağıdaki yazılı şekilde tadili ve kabulü.
STATÜ MADDE : 2
a — Gerek kendi gerek başka istihlâk kooperatifleri İle birlenerek satın aldığı İstihlâk maddelerini ortaklarına dağıtmak, ortakların İhtiyaçlarını karşılayacak sair teşebbüslerde bulunmak.
STATÜ MADDE : 28
(Mezkûr maddenin yalnız birinci cümlesi değiştirilmiştir. Devamı eskisi gibidir.)
Adi umumi heyet toplantıları her yılın ilk üç ayı içinde yapılır. STATÜ MADDE : 41
Yönetim Kurulu Üyesi en fazla üç yıl müddetle seçilir. Bu müddet sonunda, görevleri hitam bulan Yönetmenlerin yenilenmesi gerekir. Çıkan üye yeniden seçilebilir.
STATÜ MADDE : 52 ı tı ı ■ '
Şirketin umumi safi fiyat farkı, gayrı safi hasılattan her türlü masraf, fAiz. amortisman ve provizyonlar ayrılmak suretiyle tespit olunduktan sonra bu umumi »afi fiyat farkının en çok yüzde beşi şirket müdür, memur ve müstahdemlerine İkramiye olarak dağıtılır. Ancak müdür ve memurlara, aylık istihkakından fazlası verilmez. İkramiyeler düşüldükten sonra, artan fiyat farkının yüzde beşi adi. yüzde onbeşi olağanüstü yedeğe ve yüzde beşi de kooperatifin (kooperatif, kllltllr, propaganda ve neşriyat İçin ayrılır.) Bunlar çıktıktan sonra kalanı, ortak ve ortak namzetlerinin yaptıkları muamelelere göre hesaplanır. Ve o yılın Genel Kurulunda mezkûr rlsturun tutarlarının ortaklara iadesi veya olağanüstü yedeğe geçirilmesi yolunda karar ittihaz olunur.
PAHASIN GULlERİ AÇTI
SUZAN GÜVEN
6AQ) K4Z4N CAÖLAPI
Arkeoloji Mtlpenl iTelf. 3321)
9-12 I3.3Ü17
T i Y A T R O L A
3
/S'l ANBUL
bEHİR T 11 Al ROLAKI:
20.30
20 30
14.30
da
du da
Ol'ERE
DRAM KISMI (42İ57> KatiL
KOMEDİ KISMI (40409) Hanımlar Terzihanemi. Çocuk Tiyatrosu;
51 I A MM El( KAKACA
Tl; 20 30 dn Onman Bilice.
YENİ SES OPERET!: 20.45 to DUBARA.
TAKSİM BELEDİYE PAVYONU: (Tel: 82904) Pnrıell Şantöz Rose A vrll
KONAK PAVİYONU: Her ak-jam. Yunan Şantörü ZOZO.
ANKARA
Bt lİK Til %TltO: Ko> İÜ Na-muşu — Palyaço (Opera).
KCÇl K TİVATEO (11169) Saati 20 de 1 — Dünya Cüziyle, 2 — Tüccar.
ÇOCI K TİYATROSU ı Yıldız Ece (Saat 14 de).
İZMİR
ŞEHİR I11ATHO5LI Katil,

Ekmek (575 gr.)
Çamaşır yıkama Nevresim
Pijama don Pijama ceketi
Gömlek
12150.— 18550.—
3750.—
8800.— 43250.— 83112.26
2

1950 yılı yukarıda yazılı muhtelif cins etlerle ekmekleri (15 çarşamba günü saat 15.30 da kapalı zarf usuliyle ayrı, ayn ve çamaşır yıkama İşi aynı gün saat 1.5 te açık eksiltme usuliyle. Beyoğlu istiklâl Caddesi No. 349/2 de toplanacak komisyonda İhaleleri yapılacaktır. Et ve ekmek için (2490) sayılı kanunun tarifine uygun hazırlanacak yeni yıl Ticaret Odası vesikasını havi teklif mektuplarını İhaleden bir saat evvel komisyona makbuz mukabili vermeleri. Postada olacak gecikmeler kabul edilemez. Şartnameler Galatasaray Lisesindedir. Ekmek şartnamesinin bedeli 416 kuruştur. 1231)





Harp içerisinde gelmesine imkân bulunmayan törlert bütün tecrübeli nakil vasıtaları sahipleri gayet iyi tanırlar.
Yüksek randımanları sayesinde bu kış günlerinde arabanızın tam emniyetle çalışmasını istiyorsanız yalnız VARTA akümülatörlerini kullanınfz.
Muhtelif amperajlı 6 ve 12 Voltluk ak ümül A t örterimiz emirlerinize Amadedir. Şarjlı olarak da bulunur,
İthal malı olarak Tica rethanemizde daima muhtelif Amperajda Monofaze ve TrifAze
ELEKTRİK SAYAÇLARI
Stok halinde bulunmaktadır.
İhtiyacınız olduğunda lütfen fiat. izahat ve nümune isteyiniz. Adres: YAKüP SOYÜGENÇ, Karaköy Talan karşınında ,=No. 86. GALATA — İSTANBUL" '
bu a küm Ula-

40.000 kilogram 270.
50.000



| TEKEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İLANLARI
Birinci nevi gom dinamit İkinci nevi gom dinamit Jelâtin dinamit
1 — Yukarıda cins ve miktarları yazılı patlayıcı maddeler pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 15 mart 1950 çarşamba günü saat 15 te Kabataktaki Tekel Genel Müdürlüğü Tekel Maddeleri Şubesi Alım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartname her gün ndı geçen şubeden alınabilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte teklif edecekleri fiyat
üzerinden % 7,5 güvenme paralan İle birlikte mezkûr komisyona gelmeleri. (1883)

TEKMİl İNCE SAZ ÎAKIMİLB
ANAOOIU OVUN HAVASI
YÜRÜYEN OAVARA
NERİMAN AKINDiC

okuyucularına hediyeleri
YENİ İSTANBUL’U!) de-vamlr okuyucuları arasında tertiplediği müsabaka büyük rağbet görmektedir. Bilindiği gibi, gazetemizin devamlı okuyucularından kura Ue seçilecek biri "10” bin lira aarfedilerek AVrupada, bir diğeri de “5“ bin lira ile yurdumuzda üç sene müddetle tahsil ettirilecek ve ayrıca dokuz okuyucumuza da alim, gümüş ve madeni saatler hediye edilecektir. Dünden itibaren gazetemize -birinci sayfanın sRg sütun başına - bir küçük kupon ilâve ediyoruz. Bunları biriktiren devamlı okuyucularımızı da abonelerimiz ve karne sahibi okuyucularımız gibi kuraya sokacağız. Bu pukonlar-dan (90) tane getirene bir kura numarası verilecektir. Kuponla birlikte kısmen karne kapağı olan okuyucuların karne kapaklarının beheri (30) kupon karşılığı olarak kabul edilecektir.

Malzeme Alım Şubesinden :
1 — Paşabahçe İspirto Fabrikasından tahammürden intişar eden CO2 gazının toplanarak çelik şişelere imlâsına mahsus tesisat pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık, 5.5.1950 cuma günü saat 10.30 da Kabataşta Genel Müdürlük Malzeme Alım Şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameler hergün sözü geçen şubeden Ankara ve İzmir Başmüdürlüklerinden alınabilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte 11.250 Uralık ilk teminat makbuzu ve kanuni vesaikleriyle birlikte mezkûr komisyona müracaatleri ilân olunur.
5 — Pazarlığa iştirak edecek firmaların ihale tarihinden en az sekiz gün evveline kadar fiatsız orijinal teklifleri İle bu tekliflerin tasdikli türkçe tercümelerini Tekel Genel Müdürlüğü Müskirat Fabrikalar Şubesine tevdi ederek pazarlığa iştirak vesikası almaları lâzımdır.
6 — İdare İşbu tesisatı ihale edip etmemekte serbesttir. (2764)
İstanbul Üniversitesi


Fen Fakültesi Dekanlığından
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinin dâvetlisl olarak şehrimizde bulunan. Göttingen'de M« Planck "eski Kalser VVilhelm" Cemiyeti Balkanlarından ve Nobel mükâfatını haiz Prof. Dr. Heisenberg. aşağıda yazılı gün ve saatlerde Fen Fakültesi Umumi Fizik Enstitüsünde "Lâleli” konferanslar besttrr.
1
6.3.1950
Pazartesi
saat
16
2 —
3 —
4 —
7.3.1950
8.3.1950
9.3.1950
5 — 13.3.1950
6 — 14.3.1950
10.3.1950
Salı
•»
16
Çarşamba
Perşembe
Pazartesi
Salı
cuma gtlnU
• I

• I
16
16
16
16
verecektir. Giriş ser-(27711
Dalga sahalarının kuvanta-teorisinde yeni inkişaflar.
Dalga sahalarının kuvanta-teorisinde yeni inkişaflar.
Dalga sahalarının kuvanta-teorisinde yeni inkişaflar.
Dalga sahalarının kuvanta-teorisinde yeni İnkişaflar.
Dalga sahalarının kuvanta-teorisınde yeni inkişaflar.
Dalga sahalarının kuvanta* teorisinde yeni inkişaflar.
saat :
felsefi esaslara dair” umumî bir konferans verecektir.
17 de "Modern Atom Fiziğindeki

ÖĞRENMEK İH T I TACI NDA OLDUĞUMUZ HERSEY
BEYOĞLU CİHETİ
AKIN (8ü718) i — Hayat Başlıyor. 2 — Asya Ateşler İçinde.
ATLAS (40835ı Eğlenceler PeriBİ.
ALKAZAR (42562) Altına Hücum. AR (44391) Rahibeler
ÇİÇEK: ı - Gizil Emir, 2 — Kib-knnç Kadın (rnnkll).
ELHAMRA (43595) Hamlet.
İNCİ (85505) Ln Travlatn.
İPEK (41289) Kanunsuzlar Soka-ftl.
LALE (43595) Hamlet.
MELEK (40868) Lulu Belle.
Suareden İtibaren
M
Genç Kız Kalbi
E K

EMİM i.S t :
(Llttlr Worncn) .H NE ALLYSON, ELİZABETH TAYLOR MARGAKET O’BRİEN
SARAT (41656) Tatlı Belâlar.
SVATPARK (83143) 1 — Zehir.i Şüphe. 2 — Harman Sonu (Türk filmi >.
StMER (42851) Meçhul Şarkıcı. ŞARK«40380) Kocamı öldürmedim.
Suare: Korkunç akın
ŞIK (43726) 1 — Kalbim »enin.
2 — Ormanlar Kıralı.
TAKSİM (43191) Uyumıyan Adam.
TAN; 1 — Seven Kulbler. 2 — Cehennem Zindanı.
YENİ (8IL37) 1 — Mösyö Vcrdu.
3 — S&pto Meliki

tNAL (49306) 1 — Aflll Ruhlar. 2 — Kura Ok.
YILDIZ (12847) Altına Hücum. İSTANBUL CİHETİ ALEMDAR (28688) 1 — Büyük
Günah. 2 — Şeytanın Kudreti, reli.
AY SU (21017) 1 — Damgalı Doktor. 2 — 40 Çılgın)ıklan.
AZAK (23542) 1 — KrlMof Koloınb 2 — Cclıenrırın Zindanı.
ÇEMBERLİTAŞ (22513) Uçuruma Dofrru.
FERAH: Uçuruma Doğru.
HALK (21994) Ytlzhugı Amerika (30 taunm bir-ı. ı.j.
İSTANBUL (22307) 1 — Kalbime Dökmüştü. 2 — Tabancalar Patlarken,
KISMET (21904) 1 — Çanakkale Geçilmez. 2 — Baba Katili.
MARMARA (23860) 1 — Büyük
Vale. 2 — Şeytanlar Gemini.
MİLLİ (22902) 1 — Şc\ tanın Kudreti. 2 — Büyük Günah.
Tl RAN (221.27, 1 — Krlatnf Ko-lomb, 2 — Cehennem Zindanı.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1— Hnrrov Kumarbazı. 2 — Şnrlo Diktatör.
KADIKÖY ( İlil l t
(60112) Kuptan Siroko.
Yuvaaı. Kara Ok.
HALE
2 — Tanca Casuslar
OPERA CG0A21) 1 —
2 — Dnbrcll Hnunn, BtREYYA (60682) 1 —
Festival. 2 — Kanlı Buse
ANKARA
— ■ •
ANKARA: Renkli Sürprizler. BtlCK: Günah Çocuğu.
( EHEC İ: Kanı Bahtım.
PARK: Tarzan Ormnrıla? Arsluııı SI s; Tarzan f»tnınn,,»f ArMlan bl MElli Üulılu ikalı! \ u Uuktuı
Hnvanada
Model Arıyor.
U/jVS) Ümitsiz A$k,
ŞanghayM îfcrdm.
______
EL1IA(6!RA« Aşk Oyunları.
LALE 1 — Atlantik i — Beş Parmaklı Canavar,
TAN 1 — AtlnutiU S — Beş parmaklı Canavar.
TAYYARE: Morton.
YKN'h 1—Kahraman Reis. 3
Vahşi intikam.
KARŞIYAKA CİHETİ
YfEî.EK; 1 — Vatan Kahramanı,
2 — Ateş Yağmuru.
Sf MERı 1 — Çelik Ejderler. 2 — Mnatım Katil.
■•TENİ İSTANHI L„ un 1*uKÜn için tav»be etildi prnRrnnılnr: D Mil 1.1)1 :
Saat ı 10.20 ÎHtnnbult lahınbul Konflcrvatuvarı Türk MUBİkİal İcra Heyeti konaerl. — 21.45 İHİnnbıılı Operada bir naat.
HARİÇTE:
M,15 Londra: KlAnlk müzik dinleyici lal ekleri. — 16.15 Londra; Operada bir saat. Çay-kovski. “Maça Kızı,, operasından. — 22.36 insbruk (578 m) 1 Gaspar Cassado resi talk

i
ANKARA:
Sn at t 7.30 M. B. Ayart*
Vals, polka ve paso Doble’lcr (p| ). — 7,45 Haberler ve hııva raporu. — 8.00 Hafif şarkılar (Fİ ). — a.İd Tangolar (Pl i. — b.2ö Günün programı.
TSİ
e.ıo

Hafit orkestralar çalıyor kPK) 9.00 Kapanış,
12.28 Açılış ve program. — 12.30 M. S. Ayarı. Karışık şarkılar.
— 18.00 Haberler, — 13.15 Salon
müzikleri (PL). — 13.30 öğle
Gazetesi. — 18.15 Rltnıcllcr
(PL). — 11.00 Akşam programı, hava raporu vo kapanış.
17.58 Açılıp vo progruın. — IH.(M) M. S. Ayarı. Şarkılar. — 18.30 Konuşma, Çİfıçiierlo haşhaşa.
— İS.45 Çar. orkestralarından :
Al DonahUo (PL). — 19.00 M. S. Ayan vo haberler. — 19.15 Geçmişte bugün. — 10.20 CcMnr
Franr.k - l’ıelüd Koral ve Füg. riynnldtı Ölnch Selva (PL). — İ9.I5 Konuşma. Mallyo Bakanlığı adına. — 20.00 Halk türkü-lerl. — 20.15 Radyo Gazel chİ.
— 20.80 Scrbcat saat. — 20.35 Tarihi Türk Milalgl. — »m Kv-
—— 21.30 D/ijih parçaları (1’1.). — 22,00 B M M. anaii. — 22.15 Vuryeie müzikleri (PL), — 22.30 Saz eserleri. — 22.15 M. S. Ayarı ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış.
İ8TANBIL1
12.57 Açılış vo programlntç
13.imi Haberler. — 13.iâ Şarkı vo türküler (PL). — 13.30 Hafif of kent ra lordan melodiler (Pl»> 13.50 Şarki VO türküler. Serbest «a zifti (PhK ve Lapumj.
17.57 Açrhg 18.00 Çift kOlIKPI’h —
— I8.30 Bolero, Rumba ve sam-
balar (Pl.) — 18.45 Sur. eserle-i I - HI (111 h •! 1 11( 1 10 15
Ara müziği U'l h 19.20 İjIuh-
1130
at. — 11.45 DanajnÜF
15.00 Programlar
VO programlat*, — mandolin kuartet! 18.20 Serbest Suat,
bul Konaervatuvar) Türk Musikini icra Heyeti Koııatirl. — 26.00 Piyano «ulolnn (Fi.). Dc-bunsy. — 20.15 Radyo salon orkestrası konseri. —20.45 Dinleyici istekleri ıHafif batı müsl-ftl). — 21.15 Şarkı ve türküler. — 21.15 Operada bir smri Puc-clnl,. “Tumrıdol,,. — 22.15 Haberler. — 25.00 Dnnn mÜslfti (F'l.). — 23.30 Programlar ve kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN
SEÇME TAYINLAR;
LONDRAı
7.00 Caz lculöhü. — 7.16 Türkçe haberler. — 7.45 Dinleyici istekleri. — 8.15 KlAalk müzik din-leyi' I istekleri. 11.30 Plâklarla senfonik ınüzik. — 13,15 Dinleyici İMİelderl. — 13.15 •,talnn-buldan Londravn otoııuddllo,, adlı
11.311
13.15
16.15 kİ..
18.15
ço haberler. — 20.30 Kil ırmonla orkestrası konseri. — 22.15 Palın Court orkestralından hafif müzik. — 22.80 lııabruk: Guspar Cfûıs&do rcHİüül. — 23.30 Lon-dıai (13.45 deki program).
9.—
9.—
10.-
11.20
13.50
21.40
(Türk) îzmıro (Türk) Ankaraya. (Amerikan) c-am.
Delhi, Kalk.ita
13.15 M
Londraya otomobille konuşma üıu: ihz(e». Hafif orkestra konser). — Freddie Randa II ork. — Operada Idr sııat. Çaykovs-**Maça Kızı., operası. — Dans nıtuiftl. — 18.45 Türk-
UÇAK - TREN - VAPUR
DtKK.AT: Hava muhalefetiyle •eferlerdo (|eftISIklIIc olabilir.
GELECEK
10.50
12 50
H » 2ü
d.h V. D.H.Y. r» h Y. kuradan.
OI.AN UÇAKLAR (Türk) (Türk)
(Tüı k)
Ankaradnn. izinliden. Adana, An
Nthat (Tak-(GaU-— A-
19.50 P.A.A. (Amerikan) New-York, Gnndcr. Londra.Bof-ton. Brukaclden.
GİDECEK OLAN t ÇAKLAH L-A I. (İtalya) Atina. Ro-ma.va.
D.H.Y. (Türk) Ankara. Malatya. Elâzıft. D. Bakır, A-dnna, lök ender una.
C. Y’ (Kıbrıs) Atina Leî-koşeye.
D. H.Y. D.H Y.
P.A.A
Karaşi,
Bangkok. Hongkon GELECEK OLAN EKSPRESİ ER
8.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSPRESİ İ R 18.11) Ankara Ekspresi.
GELECEK OLAN \ İPl ULAR
6.30 Konya (Bandırinadan).
11.30 Ege (izmirden).
15.35 Al ırak/ız ı Mininnyadan).
17.— lCa(leş (Hopadnû). GİDECEK OLAN VAPURLAR Dcıulr (I(aradenize). Bursa (Ayvalığa).
Edrüslc (İzmlro). Antalya ılmrnr.a). Konya (Bandırmaya).
5.—
9.r-
11.—
18.—
20.-
Beyoğlu 44644 Kadıköy 60872
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00. İzmir 2222, K. yaka 15055
A«adur (Gedikpaşa' — Erşir Kemal. — İtimıH Sadrı (Kü. çükpnzar) — Sultanahmet (A-lemdar).
BEYOĞLU:
Dellasuda (Merkez) — ı Takaluı) — Ayazpa*a Rim) — Hayrettin Tav ta) — Spnrıdıs (Galata)
takım (Şişli) — MecldİyekÖy ’ Şişli» — Halıcıogiu (Hasköy) — Yom Turan (Kasımpaşa).
U.ATİIU
Muharrem Tanır (Şehzadebaşı) — Zıya Nuri (Aksaray) — Emin Rıdvan (Sama4. ya» — Nazım Malkoç iŞehıeıı.ınD — M ı uat (KaragÜıııruk) — GUİ&men Si-pahtoglu (Fener).
El t P;
Ayvaıısarav Şıra.
BE3İKT \ş:
Nail Hnlit — Ortaköy ecs — Diyabettin Dlvanho^lu ıArtta* vutkoy) — Merkez iBebelc). KADIKÖY;
Y*elde£Jrmenl ücz. — üeneryolu — Erenköy — A. Cafer Çağatay (Bostancı).
CsKtDAR: Merkez. DUYU KAD Halk. HEl'BELtADA: H Halk.
ANKARA
Çankaya (22790) — Üniversite — Sebat (11099).
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Beyoğlu
Anadolu yakası Ankara
• •
44998
60536
91
&Ö1
tZMÎR
Çanlcava (Alsancnk) — Kara-taş (Yalılar) — Yeni (Eşrefpa-— Tilkilik (Basmahane) — Şifa (Kemeralü).

Comments (0)